mevlana`nın lirik şiirlerinde nur felsefesi

Transkript

mevlana`nın lirik şiirlerinde nur felsefesi
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
MEVLANA’NIN LİRİK ŞİİRLERİNDE NUR FELSEFESİ
MEVLANA`S LIGHT PHILOSOPHY IN HIS POETICAL
POEMS
ФИЛОСОФИЯ СВЕТА МОУЛАВИ В ЕГО ЛИРИЧЕСКИХ
СТИХОТВЕРЕНИЯХ
Nüsretullah KAMYAB* - Noğreh ALİOĞLU**
Özet
Bildiride Mevlananın lirik şiirlerindeki nur felsefesi araştırılmaktadır. Bu
inceleme 3 yönden tahlil edilmektedir:
-Mevlananın ilham aldığı Şems (Güneş);
-Mevlananın Şems Tebriziye yakın ilişkisi;
-Mevlanaın nur felsefesi.
Mevlanın felsefesine göre dünya nurdan yaratılmıştır ve yeniden ona
kavuşacaktır.
Onun fikrine göre tüm yaratılış bir vahidin parçasıdır. O düşünceleri ile
insanların meneviyatını saflaştırmağa hizmet eden bir öğretmendir.
Anahtar kelimeler: Mevlana, Güneş, nur, felsefe, Şems Tebrizi.
Summary
Article has been dedicated to the Mevlana`s light philosophy in his poetical
poems. There are commentaries on the following divisions:
-Mevlana`s leader Sun;
*
Tahran Azad Üniversitesi Kuzey Şubesi Öğretim Görevlisi
AMEA Şarkiyat Enstitü Doktora Öğrencisi
**
260
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
- Deep interest of Mevlana to Shems Tebrizi;
- Mevlana`s light philosophy.
Mevlana proves that world has been arisen from the light, shall return to it. He
believes and convinces of every body that the world is one unity. He is the able
pedagogue and reading of his works calms the man, and lifts his readers to the
spiritual height.
Key words: Mevlana, Sun, light, philosophy, Shems Tebrizi.
Giriş
Mevlana Celalettin bir kaç dili, o cümleden, Arap ve Fars dillerini bilmiş,
İslam felsefesi, irfanı, kültür ve maarifi çerçevesinde kendinin derin mana ve
tutumlu irfani ve aşikane edebi eserlerini yaratmıştır. Onun mektebi aşk ve nur
mektebidir. Mevlananın lirik şiirleri, cezb, heyecan, şevk ve musiki açısından ilahi
ilhamla ruhani sema alemində özel ustalıkla kaleme alınmış eşsiz tasvirlerdir.
Onların libası aşikane irfandır.
Mevlana, zahid tasavvufçu değil, bilakis halka hizmet yapan aşıkane irfan
tarafında karar tutmuş bir ermişdir. Bu hal onun islamına hiç kuşku getirmir. O,
ahlak feziletlerine sahip şerefli ve mümin bir ermişdir. Onun şiirleri irfanidir. Ona
göre her şey, yani çokluk onun vehdetindendir ve Allaha taraf hareket etmekdedir
ve sonuçta tamamı ona yetişecektir.
Mevlananın şiirlerinde engin kültürel, beşeri ve sosyal konular tefsir
olunmuşdur. Ancak bu tartışmalardan biri Mevlana’nın ışık felsefesi ve onun ilahi
nura derin dikkatidir. İşte bu satırların yazarı bu konuya aydınlık getirmek için
çalışmış ve Mevlana acısından bu konunun önemini arz etmek için kendi
araştırmalarını aşağıda belirtilmiş dallarda sürdürmektedir:
-Mevlananın mihver güneşi;
-Mevlananın Şems Tebriziye derin ilgisi;
-Mevlananın ışık felsefesi.
Mevlananın Mihver Güneşi
Mevlananın şiirlerinde fazla ve hoş kullandığı kelimelerden biri Güneştir. O,
bir çok beytlerində Güneşin büyüklüğünü ve sitayişe layık olduğunu meth etmişdir:
!‫ﭘﺲ ﺑﺪﻳﻦ ﻧﺎدرﻩ ﮔﻨﺒﺪ ﭼﻪ ﮐﻨﺪ ؟‬
‫ﺁﻓﺘﺎب ار ﻧﺪهﺪ ﺗﺎﺑﺶ و ﻧﻮر‬
(Güneş eğer nur ve parıltı vermeseydi bu nadir kainatın hali nasıl olurdu?)
(Şems 1977: 835)
261
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
!‫ﻧﻪ روح ﻋﺎﺷﻖ روزﺳﺖ و ﭼﺸﻢ ﻋﺎﺷﻖ ﻧﻮر؟‬
‫ﭼﻮ ﺁﻓﺘﺎب ﺑﺮاﻣﺪ ﭼﻪ ﺧﻔﺘﻪاﻧﺪ اﻳﻦ ﺧﻠﻖ؟‬
(Eğer Güneş çıkmasaydı, halk yatırdı, aşığın ruhu ve gözü nur değil mi?)
(Şems 1977: 1144)
‫ ﭼﻮ ﺧﻮرﺷﻴﺪ اﻧﺪرو ﺗﺎﺑﺪ ﮐﻪ از ﺳﻨﮕﯽ ﺑﺮون ﻧﺎﻳﺪ ﻧﮕﺮدد ﮔﻮهﺮ روﺷﻦ؟‬، ‫ﭼﻪ ﺑﺎﺷﺪ ﺳﻨﮓ ﺑﯽ ﻗﻴﻤﺖ‬
(Güneş olmazsa, kiymetli taş neye deyer, o, olmazsa, gevher hiç parlar mı?)
(Şems 1977: 1852)
Doktor Sirus Şemisa Mevlevinin seçme eserlerinde yazıyor: “Şems Tebrizi
Mevlana’nın eserlerinde de hem asumanın güneşidir, hem de Şems Tebrizidir”
(Sirus Şemisa 1990: 35):
! ‫ﻣﺨﺪوم ! ﺧﺪاوﻧﺪﯼ ! ﺷﻤﺲاﻝﺤﻖ ﺗﺒﺮﻳﺰ‬
‫هﻢ ﻧﻮر زﻣﻴﻨﯽ ﺗﻮ و ﺧﻮرﺷﻴﺪ ﺳﻤﺎﻳﯽ‬
(Bayım! Sen Allahsın! Ey Tebrizin Hak Şemsi! Sen hem yerin nurusun, hem
de gökyüzünün Güneşi!)
(Şems 1977: 2642)
Mevlana’nın anlayışına göre Şems ve Güneş remz ve sırdırlar ve denilebilir ki,
Mevlana mihver Güneşinin seyrinde bulunmuş ve Güneşi meth etmişdir. Onun
Şems’e ilgisinin de gökyüzü Güneşi ile bağlantısı vardır. Mevlana tüm eserlerinde
Güneşin ve Şems Tebrizinin celalından ve büyüklüyünden söz açır. Hiç kuşkusuz
bu eserlerde remz ve sırlar saklanmaktadır. Onlar Mevlananı gökyüzü Güneşi ile
birleştirir ve onu Şems El-Hakkın müridi (öğrencisi) yapır.
Kuşkusuz, Mevlana İlahi nurun aşığıdır. Eflaki kendinin “Ariflerin medhi”
eserinde böyle der: “Mongolların yüce ilahi cennetinin ateşli merhametli
büyüklerindendir. Her zaman Hazret Mevlana Güneş batanda ve Ay çıkanda
karşısında durar ve dermiş: Güneş, Ay, bütün kainat Allahın yaradışı ve alemlerin
Rabbinin kutsal işidir.” (s. 223).
Bu yüzden Mevlana nur aşıkıdır, gökyüzü Güneşinin methiyecisidir. Bu
konuda o, yazar zekasının gücü ile tabiat unsurlarından, kendinin arifane felsefesi
dikkata alınmakla özel olarak Güneşten yararlanmışdır.
Evet, Mevlananın kuvvetli akıl yeteneği ve edebi kabiliyeti değerli eserlerinin
ortaya çıkmasına neden olmuş ve onların tüm dünyada eşi bulunmamaktadır. Bu
eserler irfani hususlarla ve derin insani davetlerle dop-doludurlar.
Batının ünlü şarkiyatçısı ve Mevlana bilimcisi profesör Mari Şimel yazıyor:
“...Güneşe Allah veya en azından Allahlardan biri gibi tapan saysız dinlerden bahs
etmiyorum. Ancak bu tarihi zihniyette Mevlana’nın Şemsettin’e aşkı çok özel ve
Güneşle canlı ilgilidir.
Biz her zaman Mevlana’nın şiirinde Güneşe işare görürken inana biliriz ki, o,
düşüncesinde aşkar ya gayri-aşkar Şemsettini taşımıştır. Şems onun hayatını
262
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
temamen değiştiği için kendini “Güneşin ilçisi” ve ya “Güneşin kulu” sanmağa hak
etmişti.
Mevlevi’nin meth etdiği tekce feyz veren parlak Güneş değil, belki varlığa
faide veren ve onu mutlu ve mesut yapan şafaklı nurdur... ” (Mari Şimel 2008: 45)
Profesor Mari Şimel Mevlevi’nin “Güneşe hayalgücü bağlılığını” onun Hak
Şemse ilgisi ile açıklamışdır:
‫اﻧﺪر ﭘﻴﺶ دوان ﺷﺪﻩ دﻝﻬﺎﯼ ﭼﻮن ﺳﺤﺎب‬
‫ﺧﻮرﺷﻴﺪ روﯼ ﻣﻔﺨﺮ ﺗﺒﺮﻳﺰ ﺷﻤﺲ دﻳﻦ‬
(Şemsettin Tebrizi’nin fahri yüzünün Güneşi taraftarlarının kalbi gibi ileri
kaçıyor.)
(Şems 1977: 3398)
‫ ﻧﻤﯽداﻧﻢ‬،‫ ﺗﻮاﻝﻠّﻬﯽ‬،‫زهﯽ ﺧﻮرﺷﻴﺪ ﺑﯽﭘﺎﻳﺎن ﮐﻪ ذراﺗﺖ ﺳﺨﻦﮔﻮﻳﺎن ﺗﻮ ﻧﻮر ذات اﻝﻠّﻬﯽ‬
(Zerreleri konuşan sonsuz Güneş gibi sene aferin! Sen İlahi zatın nurusun,
İlahisin, bilemiyorum.)
(Şems 1977: 1436)
Evet, Mevlevi’nin tefekkürünün esası, İlahi nura sahip mihver Güneşine
derin irtibatdır. Mevlana bazı yerlerde Güneşin methinin “böyük divanı”ndan bahs
ediyor:
‫ﭼﻮ ﺁﻓﺘﺎب ﺑﺮﺁﻣﺪ ز ﻗﻌﺮ ﺁب ﺳﻴﺎﻩ ز ذرّﻩ ذرّﻩ ﺷﻨﻮ ﻻ ِاﻝَﻪ اﻝّﺎ اﷲ‬
(Kara suyun kalbinden Güneş kibi çıktı, parça-parça la ilahe illellah işitildi.)
(Şems 1977: 2408)
، ‫ﺟﺎﻣﻪ ﺳﻴﺎﻩ ﻣﯽﮐﻨﺪ ﺷﺐ ز ﻓﺮاق‬
‫ دور ﻣﺸﻮ ز‬، ‫ب ﺟﺎن‬
ِ ‫اﯼ رﺧﺖ ﺁﻓﺘﺎ‬
‫ﭼﻮن رُخ ﺁﻓﺘﺎب ﺷﺪ دور ز دﻳﺪﻩﯼ زﻣﻴﻦ‬
‫ﻻﺟﺮم‬
‫ ﺟﺎﻣﻪ ﺳﭙﻴﺪ ﻣﯽﮐﻨﺪ‬، ‫ﺧﻮر ﭼﻮ ﺑﻪ ﺻﺒﺢ ﺳﺮ زﻧﺪ‬
‫ﻣﺤﻀﺮم‬
(Güneşin yüzü yerden uzaklaşanda/Yer hasretden kara elbise geyiyor./Gün
seher baş vuranda libası ak eder./Ey canın gün libası, yanımdan uzak gitme.)
(Şems 1977: 1407)
‫ﺑﺒﻴﻦ ﻝﻌﻞ ﺑﺪﺧﺸﺎن را و ﻳﺎﻗﻮت زﮐﺎﺗﯽ را‬
‫ ﺷﻌﺎﻋﺶ در ﻋﻤﻞ ﺁﻣﺪ‬، ‫ﭼﻮ ﺧﻮرﺷﻴﺪ ﺡﻤﻞ ﺁﻣﺪ‬
(Güneş hücum yapanda şüaları işe düşdü, bunda Bedehşan pırlantası, zekat
yakutu gör.)
(Şems 1977: 70)
Mevlana’da bu türlü örnekler fazladır.
263
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Mevlana’nin Şems Tebriziye Derin İlgisi
Şemsin Mevlan’a ile görüşü, Mevlana’nın hayatının en önemli
hadiselerindendir. Bu görüşün birkaç aşaması olmuş. Bu aşamaların tümünde bu iki
arif tamamen bir-birinin irfani düşüncelerinin etkisinde bulunmuşlardır.
Mevlana Şems ile görüşden önce fala bakma işleri ile ugraşıyordu. Şems
onu başka bir dünyaya soktu. Aslında onu hal alemine çekti. Mevlana bir aşamadan
sonra yavaş-yavaş Şemsin fikirlerine uydu. Onun hayranlığı o derecede kuvvet
tapdı ki, Şemsden başka hiç ne onu mesut etmirdi. Sonucda Şems Mevlana,
Mevlana Şems oldu. Onlar sanki iki bedende bir ruh idiler:
‫ﭼﻮن ﺧﻴﺎﻝﯽ ز ﺧﻴﺎﻻت ﺗﻮام‬
‫ﻣﻦ ﮐﻪ ﺡﻴﺮان ز ﻣﻼﻗﺎت ﺗﻮام‬
‫ﮔﻮﻳﯽ اﻝﻔﺎظ و ﻋﺒﺎرات ﺗﻮام‬
‫ﻓﮑﺮ و اﻧﺪﻳﺸﻪﯼ ﻣﻦ از دم ﺗﻮﺳﺖ‬
‫ﻧﻘﺶ و اﻧﺪﻳﺸﻪﯼ ﻣﻦ از دم ﺗُﺴﺖ‬
‫ﮔﻮﻳﯽ اﻝﻔﺎظ و ﻋﺒﺎرات ﺗﻮام‬
(Senin görüşlerinden hayran oldum, senin hayallerinden kendim hayala
döndüm. Fikrim ve düşüncem senin yanındadır, sanasan senin sözlerin ve
ifadelerin oldum. Kalemim ve düşüncem senin yanındadır, sanasan senin sözlerin
ve ifadelerin oldum.)
(Şems 1977: 1683)
Amerikan Mevlana bilimcisi doktor Vilyam Çinik yazıyor: “...Şemse sihirli
ışık çevresini bağışlayan Mevlevi oldu. Hatırlayın, Mevlevinin en büyük eseri onun
6 defterde toplanmış 25000 beytden tanzim edinmiş meşhur mesnevisi deyil de,
40000 beytlik küçük aşikane şiirleri toplusudur. Bu toplu Şems Tebrizi divanı, yani
“Şems Tebrizi’nin şiirler toplusu” adı ile tanınmışdır.” Bu büyük şiir kitabının
isminin Şems olmasına rağmen bugüne kadar hiç kes onun yazarının Şems
olmasını zannetmemiş. Bu şiir toplusuna sonralar da Şems adı konuldu. Çünkü
Mevlevi kendini Şemsin varlığında mahvetmiş, onu aşkar ve gizli aşkının hedefi
seçmiştir. Şemsin divanı tam olarak Allah’a aşkı kapsar. Ancak Mevlevi, aşkın
bağışladığı mutluluk ve acını tefsir ederken Şemsi hakiki bir insan gibi takdim
etmiyor, Şems hatta insanlara yol gösteren bir peyamber de değil, hakiki sevgilinin
canlı ve asıl timsalıdır. Yani Allah.” (Vilyam Çinik 2008: 187)
Mevlana, Şemsi hakk nurunun timsal olunduğu yer bilmiş, defalarca onu
Güneşe benzetmiş ve onu Güneşin ifadesi sanmışdır:
‫ﭼﻮﺁﻓﺘﺎﺑﯽ‬،‫ ازﻳﺮاهﺮ دﻳﺪﻩ ﺑﺮ ﻧﺘﺎﺑﺪ ﻧﻮرت‬،‫ﺑﺴﺘﻢ دهﺎن‬،‫ﻖ ﺗﺒﺮﻳﺰ‬
ّ ‫اﯼ ﺷﻤﺲ ﺡ‬
(Ey Tebrizin Hak Şemsi, ondandır ki, susurum, her göz Güneş gibi nurundan
parlamaz.)
(Şems 1977: 2969)
‫ﮐﻪ ﻧﮕﻨﺠﺪ ﺻﻔﺘﺶ در ﺻﺤﻒ ﮔﻔﺘﺎرﯼ‬
‫ﮐﻴﺴﺖ ﺧﻮرﺷﻴﺪ ؟ ﺑﮕﻮ ﺷﻤﺲ ﺡﻖ ﺗﺒﺮﻳﺰﯼ‬
(Güneş kimdir? Söyle, ey Tebrizli Hak Şems, ki, ondakı suret, senin canlı
yüzün olamaz.)
264
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
(Şems 1977: 287)
Benim düşünceme göre, tüm bu alakanın nedeni odur ki, Şems Mevlanayı
bulmuşdu ve fikirleri ve kimliği ile tamamile ona aşık olmuş ve onu anlamışdı.
Hemen anlama ve ilgi esas nedendi ki, Mevlana Şemse bağlanmış ve kendini onda
bulmuş oldu. Ölümünden sonra da onun ruhunu kalanlarında buldu ve onlara da
sadık kaldı.
Mevlana Şemse Şems El-Hak gibi hitap eder ve onu parlayan Güneşin ifadesi
bilir ve derdi ki, her kese nur bağışlayan Şemsdir.
‫ﮐﺪام اﺧﺘﺮ ﮐﺰ ﺷﻤﺲ او ﻣﻨﻮّر ﻧﻴﺴﺖ‬
‫ﺧﻼﻳﻖ اﺧﺘﺮ و ﺧﻮرﺷﻴﺪ ﺷﻤﺲ ﺗﺒﺮﻳﺰﯼ‬
(Güneşin ve yıldızların tabiatı Şems Tebrizidendir, hankı yıldız var da nurunu
Şemsden almamış?)
(Şems 1977: 478)
‫ﺳﻮﯼ ﺗﺒﺮﻳﺰ ﺁ دﻻ ﺑﺮ ﺳﺮ ﺑﻴﺎ‬
‫ ﺟﻬﺎن ﭘﺮ ﻧﻮر ﺷﺪ‬،‫ﭼﻮن ز ﺷﻤﺲاﻝﺪﻳﻦ‬
(Tüm cahan kendi nurunu Şemsettinden almış, sen bunu fehm etmeye
Tebrizden başla.)
(Şems 1977: 179)
Böyle gözüküyor ki, gökyüzü Güneşi, Şems El-Hak ve İlahi nur arasında derin
birlik ve ilgi vardır ve bu, Mevlevinin nur felsefesinin izharıdır:
‫ﺑﺎ ﭼﻨﺎن ﻋ ّﺰ و ﺷﺮف ﺳﻠﻄﺎن ﮐﻴﺴﺖ؟‬
‫ﺷﻤﺲ ﺗﺒﺮﻳﺰﯼ ﮐﻪ ﻧﻮر اوﻝﻴﺎﺳﺖ‬
(Şems Tebrizi ulu nurdur, ki, ondan daha şerafetli ve yuca sultan kim olar?)
(Şems 1977: 432)
‫ﻧﻮر دﻳﺪﻩ ﻣﺮ دل و دﻳﺪار را‬
‫ﻗﺒﻠﻪ ﺷﻤﺲاﻝﺪﻳﻦ ﺗﺒﺮﻳﺰﯼ ﺑﻮد‬
(Her gözün ve görünümün nur kiblesi Şemsettin Tebrizidir, hiç kuşkusuz.)
(Şems 1977: 176)
‫ﺷﻤﺲ ﺗﺒﺮﻳﺰﯼ ﺑﺮاﻣﺪ ﺑﺮ اﻓﻖ ﭼﻮن ﺁﻓﺘﺎب ﺷﻤﻌﻬﺎﯼ اﺧﺘﺮان را ﺑﯽﻣﺤﺎﺑﺎ ﻣﯽﮐﺸﺪ‬
(Şems Tebrizi Güneş kibi ufuka geldi, mehebbetle yildız şuaların kendine
çekti.)
(Şems 1977: 728)
Evet, Şems El-Hakk Mevlanaya göre, dünya nurunun açarıdır:
‫ﺗﺎﻓﺖ ز ﺗﺒﺮﻳﺰ رخ ﺷﻤﺲ دﻳﻦ‬
‫ﺷﻤﺲ ﺑﻮد ﻧﻮر ﺟﻬﺎﻧﺮا ﮐﻠﻴﺪ‬
(Şemsettinin yüzü Tebrizden parladı, cahan nurunun açarı Şems oldu.)
(Şems 1977: 1002)
265
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Bu, hemen nurdur ki, arif insanı Allaha doğru çeker, çünki o, nurların nurudur;
onun nuru ile tüm manalar açılır:
‫ﮔﺮ ﻏﻴﺮ ﺧﺪا ﺑﻴﻨﻢ ﺑﺎﺷﻢ ﺑﺘﺮ از ﮐﺎﻓﺮ‬
‫ﺷﻤﺲاﻝﺤﻖ ﺗﺒﺮﻳﺰﯼ! در ﺁﻳﻨﻪﯼ ﺻﺎﻓﺖ‬
(Ey Şems El-Hak! Senin saf yüzünde Allahı görmesem, dönüp kafir
olurum.)
(Şems 1977: 1027)
‫ﮐﻪ اﺻﻞ اﺻﻞ اﺻﻞ هﺮ ﺽﻴﺎﻳﯽ‬
‫ﺑﺮﺁ اﯼ ﺷﻤﺲ ﺗﺒﺮﻳﺰ ز ﻣﺸﺮق‬
(Ey Tebrizin Şemsi, çık sen doğudan, ki, her ışığın aslı, aslı, aslı sensin.)
(Şems 1977: 2707)
‫زﻳﺮا ﮐﻪ ﭼﺮاغ ﺁﺳﻤﺎﻧﯽ‬
‫ ﻧﻮر ﻣﺤﻀﯽ‬، ‫ﺷﻤﺲ ﺗﺒﺮﻳﺰ‬
(Ey Tebrizin Şemsi, sen hakiki nursun, neden ki, tüm gökyüzünün lambasısın.)
(Şems 1977: 2773)
‫ﺗﺎ ﮐﺸﻒ ﺷﻮد هﻤﻪ ﻣﻌﺎﻧﯽ‬
‫ﺑﮕﺮﻳﺰ ﺑﻨﻮر ﺷﻤﺲ ﺗﺒﺮﻳﺰ‬
(Tebriz Şemsinin nuruna yürü ki, tüm manaları açabilesin.)
(Şems 1977: 2755)
Kuşkusuz, Şemsettinle görüş Mevlevinin hayatında kader yaratan bir buluşma
idi. O, her zaman Şemsi Güneşin farkli ifadeleri gibi müşahide ediyordu. Mana
aleminde Şems, Güneş aydınlık dimekdir. O, da Güneş gibi her kesden ayrı ve sırlı
bir şekilde her kese alakalıdır.
Böylece, Mevlana’nın şiirlerindeki gökyüzü Güneşinin hayali ve onun
fikirlerindeki İlahi nur yazarın nur felsefesini tayin ediyor. Mevlananın Güneş ve
nur aşıkı olması onun ruhunun büyüklüğünü ve ebedi değerlere aşkını ortaya
koyuyor. Her defa o, Güneşi ve Şems El-hakkı düşünürken nuru düşünür ve beşerin
ebedi deyerlerine dikkat ediyor. Sonucda, Kenayinin şiirlerinde gökyüzü Güneşi
onun manevi meselelerde ilham kaynağıdır.
“... Güneşin manaları, İlahi nur, öz ümmetine yol gösteren peyamber, kamil
insan ve ya ruhani sevgili kibi her türlü yozulsa da, kuşkusuz, Mevlevi şiirlerinin
hakiki ifadesi ve ya benzertisidir. Burda Şemsettin adı 1000 dafalarla tekrarlanan
bir ses-musikidir.” (Sirus Şemisa 1990: 20)
266
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Mevlana’nın Âşık Felsefesi
Mevlana Celalettin Rumi (Belhi) aşikane irfan ve yazan nadir
şahsiyyetlerindendir. Eserleri içerisinde 2 eseri daha fazla ünlü olub dünya ününe
ulaşmış bulunmaktadır. Onlardan biri 6 ciltten oluşan “Manevi mesnevi”-irfani
şiirlerdir. İnsanlıkdan bahseder. İkincisi, “Şems Tebrizinin şiirler divanı” ve ya
“Büyük Divan”dır. Bunlar Tehran universitesinin geçmiş eğitim üyesi Foru Zanfer
tarafından 9 ciltte çap olunmuştur ve “Aşk” adı ile ortadadır. Mevlana’nın lirik
şiirler destanı aslında onun pak canı ve coşan ruhunun destanıdır. Büyük divandakı
şiirlerin coşkusu, çekiciliği heycan yaratır; onlardakı insan tecellisi, musiki sedası,
mana dolu temsiller, gözellemeler, ustadnameler, tasavvufnameler, eposlar,
hayallanmalar ve özel olarak aydınlık ve nurun ifadesi yer almaktadır; insanı
İlahinin ebedi gücüne birleştirir, onu mekandan mekansızlığa taşır.
Mevlananın lirik sevgi şiirleri (LYRİC) onun Fars dilindeki eserlerinin esasını
teşkil ediyor. Onlar nazik ve latif bir dille incan hassasiyyeti ile dini, mezhep,
irfani, meth ve hecv, tabiatın ve kahramanlığın methi, şahsı ve beşeri meseleler,
özel olarak sosyel ve kültür duykularıdır.
Mevlana insanın hareketlerini, mutluluğunu ve güzelliklerini ve sosyal
meseleleri aşikane ve arifane bir tarzda ve hayranedici bir şekilde ifade etmişdir.
Bu ifadelerde sıkıntı, hüzün de dalgalanmaktadır. Tüm bunlar insanı coşturur ve
rahatlığa kavuşturur. Bu şiirler hevesle, şevkle, musiki ile yazılmıştır; onları yazan
yazar gökyüzü ve cezb aleminden ilham almışdır. Tüm bu şiirler aşk mihveri
etrafında dolanır. Onlar İlahi nuru ile kopmaz bir şekilde alakalıdır. Başka tabirle
aşk ve nur bir-birine bağlıdır ve sonuçta bir oluyorlar. Mevlanaya göre, Allah’tan
başka bir şey yoktur, her şey Allahtır, “Çoğunluk” “Vahdet”e doğru hareketdedir
ve her şey Allaha kavuşur. Buna göre çoğunluk aynı zamanda vahdetdir.
Tümüyle Mevlana aşkı İlahi sırrının müneccimidir, cümle kainatın, merhametli
koruyucunun, hayat suyunun, eşsiz gücün, letif yüzün, şefa bağışlayanın, ebedi ve
ezelinin (Hak kibi), altun medenlerinin, temizin ve murdarın, cesetleri paklayan
nurlu Güneşin, pırlanta dolu denizlerin, hep aklın(tüm akıl), gökyüzünün, kapalı
kapıları açanın, en iyi eğitimcinin, eski nurun... hereketde olan kuvvesi sonucda
Haktır:
‫ﻋﻤﺮ ﮐﻪ ﺑﯽ ﻋﺸﻖ رﻓﺖ هﻴﭻ ﺡﺴﺎﺑﺶ ﻣﮕﯽ رﺁب ﺡﻴﺎﺗﺴﺖ ﻋﺸﻖ در دل و ﺟﺎﻧﺶ ﭘﺬﻳﺮ‬
(Aşksız geçen ömrü hiç hesaba alma, aşk yüreyin ve canın suyudur, bil.)
(Şems 1977: 1129)
‫ﻧﺒﻮدﯼ ﺳﻴﻨﻪﯼ او را ﺻﻔﺎﻳﯽ‬
‫ﻧﺒﻮدﯼ در ﺟﻤﺎل او ﺽﻴﺎﻳﯽ‬
‫ﻧﺮُﺳﺘﯽ از دل هﺮ دو ﮔﻴﺎﻳﯽ‬
‫ﻗﺮارﯼ داﺷﺘﯽ ﺁﺧﺮ ﺑﻪ ﺟﺎﻳﯽ‬
‫اﮔﺮ اﻳﻦ ﺁﺳﻤﺎن ﻋﺎﺷﻖ ﻧﺒﻮدﯼ‬
‫اﮔﺮ ﺧﻮرﺷﻴﺪ هﻢ ﻋﺎﺷﻖ ﻧﺒﻮدﯼ‬
‫زﻣﻴﻦ و ﮐﻮﻩ اﮔﺮ ﻧﻪ ﻋﺎﺷﻖ اﻧﺪﯼ‬
‫اﮔﺮ درﻳﺎ ز ﻋﺸﻖ ﺁﮔﻪ ﻧﺒﻮدﯼ‬
(Eğer bu gökyüzü aşık olmasaydı, onun ağuşunda böyle sefa bulunmazdı. Eğer
Güneş de aşık olmasaydı, onun cemalında ışık bulunmazdı.Yer ve dağ eğer aşık
olmasaydı, her ikisinin sinesinde bitki bitmezdi. Eğer deniz aşık olmasaydı, o
zaman o hereketsiz olurdu.)
267
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
(Şems 1977: 2674)
‫اﮔﺮ ﭼﻪ ﺻﻮرت و ﺷﻬﻮت ﺑﻮد ﺑﭙﻴﺶ ﻋﻮام‬
‫ﻋﻈﻴﻢ ﻧﻮر ﻗﺪﻳﻤﺴﺖ ﻋﺸﻖ ﭘﻴﺶ ﺧﻮاص‬
(Büyük aşk nuru duyğunun ezelidir, yoksa, halkda güzellik ve şehvet
bulunmazdı.)
(Şems 1977: 1735)
‫هﺮ ﻧﻔﺲ ﺁواز ﻋﺸﻖ ﻣﯽرﺳﺪ از ﭼﭗ و راﺳﺖ ﻣﺎ ﺑﻪ ﻓﻠﮏ ﻣﯽروﻳﻢ ﻋﺰم ﺗﻤﺎﺷﺎ ﮐﺮاﺳﺖ؟‬
‫ﻣﺎ ﺑﻪ ﻓﻠﮏ ﺑﻮدﻩاﻳﻢ ﻳﺎر ﻣﻠﮏ ﺑﻮدﻩاﻳﻢ ﺑﺎز هﻤﺎﻧﺠﺎ روﻳﻢ ﺟﻤﻠﻪ ﮐﻪ ﺁن ﺷﻬﺮ ﻣﺎﺳﺖ‬
(Sağdan ve soldan esen her nefes aşkın sesidir. Biz feleğe gediyoruz, bu, bir
gösteri bayramıdır. Biz felekle bir, onun sevgilisi olmuşuz, yene de ona-kendi
yerimize gidiriz.) (Şems 1977: 463)
«!‫»ﺧﻮش وﻻﻳﺘﯽ‬:‫ روح درو ﺳﮑﻮن ﮐﻨﺪ ﺳﺮ ز ﻓﻠﮏ ﺑﺮون ﮐﻨﺪ ﮔﻮﻳﺪ‬، ‫ﻋﺸﻖ ﭼﻮ رهﻨﻤﻮن ﮐﻨﺪ‬
(Aşk yol gösterende ruh onda sakin olur, önce felekden ayırar der ki, “yerin
hoştur!”)
(Şems 1977: 2468)
Mevlevi inanıyor ki, fakat ruh özdür, görünen tüm dünya onun hallеrinin
görüntüsüdür:
َ ‫ﭘﺲ ﺑﻮد دل ﺟﻮهﺮ و ﻋﺎﻝﻢ‬
‫ﻋﺮَﺽﺴﺎﻳﻪﯼ دل ﭼﻮن ﺑﻮد دل را ﻏﺮض‬
(Yürek özdür ve sonra tüm dünya alemi, yüreyin gölgesi onun borcu olur.)
(Şems 1977: 2266)
Yazar özün ve görüntünün methinde şöyle der:
(708 ‫)ﻣﺜﻨﻮﯼ ﺑﻴﺖ‬
‫ﺟﻮهﺮ ﺁن ﺑﺎﺷﺪ ﮐﻪ ﻗﺎﻳﻢ ﺑﺎ ﺧﻮدﺳﺖ وان ﻋﺮض ﺑﺎﺷﺪ ﮐﻪ ﻓﺮع او ﺷﺪﺳﺖ‬
(Öz odur ki, kendi ile canlıdır, vücut odur ki, ondan fark eder.)
(Şems 1977: 708)
Bu yüzden:
‫اﻳﻦ دﮐﺎن ﺑﺮ ﺑﻨﺪ و ﺑﮕﺸﺎ ﺁن دﮐﺎن‬
‫ﺗﻮ ﻣﮑﺎﻧﯽ اﺻﻞ ﺗﻮ در ﻻﻣﮑﺎن‬
(Sen mekandasın, ancak asıl mekanın lamekandır, bu dükkanı kapat, o dükkanı
aç.)
(Şems 1977: 734)
Ruh İlahidendir (Kuran-i Kerimde de bundan behs edilmiştir). Bu, Mevlananın
tüm düşüncelerini kapsamaktadır. “Ruhun gıdası nedir? Logos (LOGOS) dur ki,
nur, hakikat ve gökyüzünden gelmedir ve ruhu her tarafdan kucaklayan çiye
benzer.” (Zuzof 2007, 88)
268
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Hint araştırıcısı doktor Helife der: “Yunan felsefesinde ruhun değil, sonraki
tabii meselelerin esasını teşkil eden loqosdur. Ruh meselesi xristianlıqdan başlayıb
ve islama yetişib. Buna göre Mevlevi Allahın peyamberlerinin ve islam eğitiminin
etkisi ile ruh hakkında değerli metlebleri açmağı becermiştir. O, insanın ruha sahib
olmasını Allahtan bilir...” (Halife 2004: 13).
Yukarı aleme bakmak için temiz bakışa sahip olmak ve pak yüreye ermek
gerekir. O zaman nurun aşkından meded yetişiyor ve o zaman özel evren müşahide
edile bilir:
‫ﺗﺎ ﺑﮑﻨﺪ ﺟﺎﻧﺐ ﺑﺎﻻ ﻧﻈﺮ ؟‬
‫هﺴﺖ ﮐﺴﯽ ﺻﺎﻓﯽ و زﻳﺒﺎﻧﻈﺮ‬
‫ﺗﺎ ﮐﻪ ﻧﻈﺮ ﻣﺴﺖ ﺷﻮد زاﻓﺘﺎب ؟‬
‫ﺗﺎ ﺑﺸﻮد ﺑﯽ ﺳﺮ و ﺑﯽﭘﺎ ﻧﻈﺮ؟‬
‫هﺴﺖ ﮐﺴﯽ را ﻣﺪد از ﻧﻮر ﻋﺸﻖ ﺗﺎ ﻓﺘﺪش ﺟﻤﻠﻪ ﺑﺪاﻧﺠﺎ ﻧﻈﺮ ؟‬
Pak ve hoşgörülü insanlar var mı, ki, onlar göklere taraf baksınlar? O zaman
bakış Güneşten mest olur, kendini yitirir dönüb mest olur. Aşk nurundan yardım
alan var mı, ki, onun bakışı oralara yetişsin?
(Şems 1977: 1169)
‫ﯼرون جرب نوچ ار قشع مدﯼدب‬
‫ ﯼرون جرب نورد‬، ‫! ﯼران ﻩچ ﻩﺁ‬
(Aşkı nur kalesi gibi gördüm, kale içi nurdur, ah, nasıl cehennemdir!)
(Şems 1977: 2690)
Mevlana’ya göre mutlak nur Haktandır. Varlık dünyası da mutlak nurdan
şualanmadır. Allahın nuru ile beşere yol gösterilir ve karanlıktan kurtarılır. Bu
acıdan Mevlevinin eserlerinde nurun çok önemi var:
‫ﻧﻮر ﻓﺎﻧﯽ ﺻﻔﺖ ﺟﺴﻢ و ﺟﺴﺪ ﻧﻮر ﺑﺎﻗﻴﺴﺖ ﮐﻪ ﺁن ﻧﻮر ﺧﺪاﺳﺖ‬
(Fani nur-yüz, eşya ve cesetdir, İlahiden olan nur kalıcıdır.)
(Şems 1977: 833)
İnsanın hayatı ve onun ruhu nurdandır. Eğer oksijenli kan (nur) beyne
yetmezse, insan 3-5 dakika sonra ölür. Havanın alınması ve verilmesi havanın
oksijeni ile yapılır:
.‫ﻣﺎ زﻧﺪﻩ ﺑﻪ ﻧﻮر ﮐﺒﺮﻳﺎﻳﻴﻢ ﺑﻴﮕﺎﻧﻪ و ﺳﺨﺖ ﺁﺷﻨﺎﻳﻴﻢ‬
(Canlılığımız için büyük nura borçluyuz, biz bunu tam bilemeyiz,
anlayamayız.)
(Şems 1977: 1576)
‫ﻣﺮگ اﻳﻦ روح ﻣﺮ اوراﺳﺖ ﻣﺪد‬
‫ﺑﺮ ﭼﻨﺎن ﻧﻮر ﭼﻪ ﭘﻮﺷﻴﺪﻩ ﺷﻮد‬
‫هﺮ ﮐﯽ زﻧﺪﻩﺳﺖ ﺑﻪ ﻧﻮر اﷲ‬
‫ﻧﻈﺮش ﭼﻮﻧﮏ ﺑﻨﻮر اﷲ اﺳﺖ‬
269
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
(Canlı olan Allahın nurundandır, ölüm ruh için acı yardımdır. Ruh bakışı
Allahın nurundandır, onu hiç bir şey ile kapatmak olmaz.)
(Şems 1977: 833)
‫ﻧﻮر اﻝﺴﺖ ﺁﺷﮑﺎر ﺑﺮ هﻤﻪ ﻋﺸّﺎق زد ﮐﺰ ﺳﺮ ﭘﺴﺘﺎن ﻋﺸﻖ ﻧﻮر اﻝﺴﺘﺶ ﻣﺰﻳﺪ‬
(Tüm aşıklarda Allahın nuru var, her şeyden önce İlahi nur aşkını meth et.
(Şems 1977: 894)
Kutsal akıl (genel akıl) da sonucda aşka birleşir, nurlanır ve beşere yol gösterir:
!‫ﮐﺠﺎ ﮔﺬارد ﻧﻮر و ﮐﺠﺎ رود ﺳﻮﯼ دود ؟‬
‫وﻝﯽ ﮐﺴﯽ ﮐﻪ ﺑﺪﺳﺘﺶ ﭼﺮاغ ﻋﻘﻞ ﺑﻮد‬
(Elinde akıl adlı lambası olan kimse nuru ne eder, dumanın çıkarı nereye
gider!?)
(Şems 1977: 914)
‫زﻣﻴﻦ و ﺁﺳﻤﺎﻧﻬﺎ را ﻣﺪد از ﻋﺎﻝﻢ ﻋﻘﻠﺴﺖ ﮐﻪ ﻋﻘﻞ اﻗﻠﻴﻢ ﻧﻮراﻧﯽ و ﭘﺎﮎ درﻓﺸﺎﻧﺴﺘﯽ‬
(Yer ve göklerin yardımı akıl alemindendir, Akıl yüce, pak ve nurlu bir
diyardır)
(Şems 1977: 2519)
Deyildiği gibi, nurun İlahi aşkla birliği var:
‫ ﮐﻪ ﺟﻤﻠﻪ از ﺗﻮ ﺷﺎدﻧﺪ وز ﻧﻮر ﺗﻮ ﻋﺎﺷﻘﺎن ﺑﺰادﻧﺪ‬، ‫اﯼ ﻋﺸﻖ‬
‫وان ﻧﻮر ﺑﻨﻮر ﺑﺎز دادﻧﺪ‬
‫ﺧﻮرﺷﻴﺪ ﺗﻮﯼ و ذرّﻩ از ﺗﺴﺖ‬
‫ﮔﺮ ﺡﻤﺰﻩ و رُﺳﺘﻤﻨﺪ ﺑﺎدﻧﺪ‬
‫ﭼﻮن از ﺑﺮ ﺗﻮ ﻣﺪد ﻧﺒﺎﺷﺪ‬
(Ey aşk, ke, herkes seninle mesutdur, senin nurundan aşıklar doğar. Güneş
sensin ve zerre sendendir. O nur tekrar yeniden verilir, onun yardımı olmazsa eğer,
Hamza ve Rüstem gücü bir şeye yetmez.)
(Şems 1977: 690)
Mevlana nur arıyordu. Sonuçda buldu. Nasıl ki, Hazret-i Musa(a) nur ariyordu
ve ona yetişti:
‫ﻣﻮﺳﯽ هﻤﻪ ﺷﺐ ﻧﻮر هﻤﯽ ﺟﺴﺖ و ﺑﻪ ﺁﺧﺮ ﻧﻮرﯼ ﻋﺠﺒﯽ دﻳﺪ ﺑﻪ ﺑﺎﻻﯼ ﺷﺠﺮ ﺑﺮ‬
(Musa tüm gece nur arıyordu, bir taşın yüzeyinde acayib bir ışık buldu.)
(Şems 1977: 1035)
270
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Mevlana Güneşin nurunu İlahi nur sanıyordu. Ve onu Tanrının rahmeti olarar
görüyordu, onun içinde helak olmak istiyordu:
‫ ﻓﻨﺎ ﺷﻮ در ﺷﻌﺎع ﺁﻓﺘﺎب ﭼﻨﺪ ﺑﻴﻨﯽ ﺳﺎﻳﻪﯼ ﺧﻮد؟! ﻧﻮر او را هﻢ ﺑﺒﻴﻦ‬، ‫ﺳﺎﻳﻪﯼ ﺧﻮﻳﺸﯽ‬
(Güneşin kendi gölgesisin, onun nurunda fena ol, kendi gölgeni nasıl
biliyorsun, onu da öyle bil.)
(Şems 1977: 1938)
‫ذرّهﺎ و ﻗﻄﺮهﺎ را ﻣﺴﺖ و دﺳﺖ اﻧﺪاز ﺑﻴﻦ‬
‫ز ﺁﻓﺘﺎﺑﯽ ﮐﺎﻓﺘﺎب ﺁﺳﻤﺎن ﻳﮏ ﺟﺎم اوﺳﺖ‬
(Semanın güneşi onun camıdır, sen ondansın, zerre ve damcıları Hak ve yakın
bil.)
(Şems 1977: 1951)
1 ‫ﻧﺎﻝﻪﯼ ﻣﻦ ﮔﻮش دار و درد ﺡﺎل ﻣﻦ ﺑﺒﻴﻦ )ﻏﺰل‬
‫اﯼ ﭼﺮاغ ﺁﺳﻤﺎن و رﺡﻤﺖ ﺡﻖ ﺑﺮ زﻣﻴﻦ‬
(Ey semanın lambası ve Hakkın yere rahmeti, menim nâleme kulak ver ve
benim halimi gör.)
(Şems 1977: 1974)
Ve nur her zaman hareket ediyor:
!‫ﻧﻪ روح ﻋﺎﺷﻖ روزﺳﺖ و ﭼﺸﻢ ﻋﺎﺷﻖ ﻧﻮر ؟‬
!‫ﭼﻮ ﺁﻓﺘﺎب ﺑﺮاﻣﺪ ﭼﻪ ﺧﻔﺘﻪاﻧﺪ اﻳﻦ ﺧﻠﻖ؟‬
(Güneş çıkanda herkes ayakta olur, aşikin ruhu gün, gözü nur değil mi!?)
(Şems 1977: 1144)
Belirlendigi gibi, Mevlana kendi nur esasını öyle çılgın beyan ediyor, İlahi
nurdan, onun kudretinden, büyüklüğünden ve can bağışlayan özelliklerinden,
yüceliklerinden, zorlukları aradan kaldıran gücünden söz açıyor:
‫ﻣﻨﻊ ﻣﮑﻦ از ﺟﻼل ﭘﺮﺗﻮ ﻧﻮر ﺟﻼل‬
‫ﺑﺎز ﻣﮕﻴﺮ ﺁب ﭘﺎﮎ از ﺟﮕﺮ ﺷﻮرﻩ ﺧﺎﮎ‬
‫ﺟﻠﻮﻩ ﭼﻮ ﺷﺪ ﻧﻮر ﻣﺎ ﺁن ﻣﻠﮏ ﻧﻮرهﺎ ﻧﻮر ﺷﻮد ﺟﻤﻠﻪ روح ﻋﻘﻞ ﺷﻮد ﺑﯽ ﻋﻘﺎل‬
(Yinе saf su yerin tuzlu ciğеrinden değil mi? İlahi celâlının nur yağdırmasını
inkar etme. Bizim nurumuz ilahi nurlardan cilvelendi, tüm ruhlar nurlanır, akıl
şaşar kalır.)
(1350.şiir)
‫ دود ﺁن ﺁﺗﺶ ﻣﻨﻢ‬، ‫ﻧﻮر ﺁن ﺁﺗﺶ ﺗﻮ ﺑﺎﺷﯽ‬
‫ﻋﺸﻖ را روز ﻗﻴﺎﻣﺖ ﺁﺗﺶ و دودﯼ ﺑﻮد‬
(Kıyamet günü aşkın ateşi, tütsüsü olur, o ateşin nuru sen ol, tütsüsü ben
olayım.)
(1592.şiir)
271
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
‫ﮔﺮ ﭼﻮ ﻋﻴﺴﯽ ﺑﺴﺘﻪﯼ اﻳﻦ ﺟﺴﻢ ﭼﻮن ﮔﻬﻮارﻩاﻳﻢ‬
‫هﻤﭽﻮ ﻣﺮﻳﻢ ﺡﺎﻣﻠﻪﯼ ﻧﻮر ﺧﺪاﻳﯽ ﮔﺸﺘﻪاﻳﻢ‬
(Meryem gibi İlahi nurun gebesi olmuşum, sen İsa gibisin, ben senin
beşiğinim.)
(1594.şiir)
‫ اﻳﻦ ﺗﻦ ﺟﺎﻧﺴﭙﺎر ﻣﻦ‬، ‫ﺗﺎ هﻤﻪ ﺟﺎن ﺷﻮد ﺗﻨﻢ‬
‫ زﻧﺪﻩ ﮐﻨﺶ ﺑﻨﻮر هﻮ‬، ‫ﻣﺮدﻩﺗﺮ از ﺗﻨﻢ ﻣﺠﻮ‬
(Bedenimden cansızı yok, nur nefesinle onu canlı kıl, ki, tüm can bağışlayan
bedenim canlansın.)
(1829.şiir)
‫ﭼﻮ روﯼ ﺧﻮد ﺑﺸﻬﻨﺸﺎﻩ دﻝﻨﻮاز ﮐﻨﻢ‬
‫ز ﺁﻓﺘﺎب و ز ﻣﻬﺘﺎب ﺑﮕﺬرد ﻧﻮرم‬
(Nurumu Güneşten ve Aydan geçir, ki, senin yüzün tek şahenşahı okşayım.)
(1724.şiir)
Sonuç
Mevlâna, İslam maarifinin, Şark felsefesi ve aşikane irfanın tesiri altında olub,
irfani, edebi dünya bakışı, İlahiden gelen mükemmel dili, ilhamı ve Kurandan
aldığı meneviyyatla yazmış, eşsiz eserler ortaya getirmiş. Bu eserlerde ilahi
düşüncelerden ve aşikane ve arifane mazmunlardan başka eşsiz bedii tasvirler de
bulunmaktadır.
Mevlana’nın nura derin değer ve kiymet vermesi onun meftun edici ve cazibeli
hayal coşkusu ile yazılmış ve eşi görünmemiş şiir örneklerinden en yüksek bir
şekilde ortaya çıkmıştır. Mevlana’nın nur felsefesi hem de onun lirik şiirlerinin
mihveri ve esas meziyyetlerinden olan musiki, heyecan, cezb ve aşk olarak kabul
ediliyor. Bu aşikane şiirlerin kesin ve derin noktanın tаhlili ve araştırmacıyı
araştırıcını Mevlananın marifet dünyasına ve zihni kabiliyyetine hayran burakır.
Mevlananın şiirlerinin okunması ıztırapları, kederi, pislikleri, kin ve küdureti,
dünya yaramazlıklarını zihinlerden siler, insanı aşka, nura ve mutluluğa doğru
yönlendirir. Hakikaten Mevlana başarılı bir eğitimcidir ve onun eserlerinin
okunması insanı rahatlatır.
KAYNAKÇA
Şems, Tebrizi, 1996, Divan, Tahran, 650 s.
Şemisa, Sirus, 1990, Mevlananın kazelleri, Tahran, 430 s.
Eflaki, Şemsettin Ahmet, 1984, Tahran, 495 s.
272
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Şimel, Mari, 2008, Şemsin koncası, Tahran, 338 s..
Vilyam, Çinik, 2008, Ben ve Mevlana, Tahran, 340 s.
Zamfer, Foru, 1977, Mevlevi, Tahran, 9 cilt.
Murefi, Zuzof, 2007, Ruh ve dahili rahatlık, Tahran, 390 s.
Ebdülhekim, Halife, 2004, Mevlevinin irfanı, Tahran, 468 s.
Mevlevi. Mevlana Celalettin Muhammet. Şemsin kulliyyatı, Tahran. 1977.
273

Benzer belgeler