Okul Öncesi Çocukların Gelişim Özellikleri Okula

Transkript

Okul Öncesi Çocukların Gelişim Özellikleri Okula
EKĠM,2010
Sayı:2
Ne okusak?
Bahane Değil, Gerçek;
O Bir Ergen
Okul Öncesi
Çocukların
Gelişim Özellikleri
Çocuğunuza Özel
Öğrencilerin
Okula Uyum
Süreci
Etkili Öğrenme
Stratejileri
Okyanus Kolejleri’nin Rehberlik Hizmetidir.
Okul Öncesi Dönemin
Gelişim Özellikleri
Developmental Stages Of
Pre-School Children
Ġpek ESKĠCĠOĞLU
Psikolog
Y
ou witness
great
physical, emotional
and intellectual
changes in this
stage of childhood.
In pre-school
stage, your child
changes, develops,
and grows in a
vast number of
ways, but there are
some
developmental
milestones that are
common to all
children.
O
kul öncesi dönem, “ilk çocukluk dönemi’’ de denilen, çocuğun yaşamındaki 2-6 yaşları
kapsayan dönemdir. Bu dönemde çocuk, günlük yaşam becerilerinin gelişimiyle meşguldür. Seçilen ebeveynin
“taklit edilmesi’’ dönemin en belirgin
özelliğidir. Zamanla çevreyi keşfetmeye başladığı bu dönemde, çocuk için
arkadaşlık ilişkileri önem kazanmaya
başlar. Dikkatini kendine yönelik bir
Okyanustaki Rehberiniz
beceri edinmeye yönlendirir ancak dikkatini uzun süre koruyamaz. Çocuğun
düşünceleri de daha çok ihtiyaçlarına
yöneliktir. Bu dönemde çocuk temel
alışkanlıkları (tuvalet, yemek, uyku
vb.) edinmeye başlar. Okulöncesi dönem hızlı gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir ve her yaş farklı gelişim özellikleri göstermektedir. Bu nedenle gelişim özelliklerinin yaşlara göre incelenmesi uygun olacaktır.
Okul Öncesi Dönemin Gelişim Özellikleri
2 YAŞ ÖZELLİKLERİ:














ANNE BABALAR İÇİN:
Bu dönemde çocuk kendi yeterliliklerini sergilemek ister,
Bu yaĢ “negativist bunalımı‟‟ da beraberinde getirir. Yani çocuk bağımsız olmak için uğraĢırken
ebeveynin rica ve komutlarına da karĢı gelmektedir,
2,5 yaĢlarında çocukta duygu patlamaları ve öfke nöbetlerine sık rastlanır, istediğini ısrarla almaya çalıĢır,
Çocuk “sorgu çağı‟‟ndadır,
Çevredeki olay ve bireyleri kontrol altına alıp gücünü göstermek ister.

3 YAŞ ÖZELLİKLERİ:

Çocuk 2 yaĢındakine göre daha olumludur,
Hareket koordinasyonu artar,
Kalem kullanmaya, çizgiler çizmeye baĢlar,
Artık daha az „‟bencil‟‟ dir,
YaĢıtlarıyla birlikte oynamaya baĢlar,
Bitmek bilmeyen sorular sorar,
Kurallara uymaktan hoĢlanır,
Mesane ve bağırsaklarını kontrol etmeyi öğrenir,
Zaman zaman kekeleyebilir, parmak emebilir,
çeĢitli korkuları olduğunu söyleyebilir.


ANNE-BABALAR İÇİN:

Çocuğun daha az bencil olmaya ve baĢkalarını
anlamaya baĢladığı bu dönemde anne-babaların
çocuğun sosyal yönünü geliĢtirecek bir tavır içinde olmaları önemlidir. Çocuğun anne baba ile
etkin zaman geçirebilmesi ya da bir spor yapması sosyal toplumsal geliĢimi açısından önemlidir,

Bu dönemde ebeveyn çocuğun sorduğu sorulara en basit Ģekilde cevap vermelidir. Çünkü
çocuğun amacı sürekli soru sorarak ebeveyni
kızdırmak değil, çevre hakkında daha fazla bilgi edinmektir,
2,5 yaĢta sık sık yaĢanan öfke nöbetleri çocuğun güç isteği ve güçsüzlüğü arasındaki çatıĢmadan doğar. Bu durumunda yapılacak en iyi
Ģey çocuğu yatıĢması için yalnız bırakmaktır.
Bu dönemde anne babalar çocuğun belli bir
süre hakimiyetini sürdürmesine izin vermelidir.
Anne babalar arkadaĢlarıyla oynamaya baĢlayan
çocuğun deneyimlerini paylaĢabilecek ortamlar
yaratmalıdır. Çocuğun parka götürülmesi, ya da
bir okulöncesi eğitim kurumuna gönderilmesi bu
konuda yararlı olacaktır,
Bu dönemde çocuğun kazanmaya baĢladığı temel beceri tuvalet alıĢkanlığıdır. Unutulmaması
gereken en önemli nokta, tuvalet alıĢkanlığının
belli bir olgunluk sonucu oluĢtuğudur. Yeterli zihinsel ve bedensel geliĢim olmadan bu alıĢkanlık
gerçekleĢmez. Bu nedenle anne babalar, çocuğun geliĢiminden haberdar olmalı ve olumlu bir
tutum sergilemelidir,
Önemli bir husus da, çocuğun sorduğu soruların
kısa, öz fakat doğru biçimde yanıtlanmasıdır. Bu,
çocuğun öğrenme isteğinin kırılmaması için
önemlidir. Çocuk soruyu hangi ebeveyne soruyorsa o ebeveynden yanıt almalıdır.
ANNE BABALAR İÇİN:
4 YAŞ ÖZELLİKLERİ

Hayallerden hoĢlanan 4 yaĢ çocuğunun anlattıkları yalan olarak değerlendirilmemelidir, Ģaka gibi yaklaĢılmalıdır,
Kazaların en fazla rastlandığı yaĢ, hareketliliğin
arttığı 4 yaĢ civarıdır.

Çocuğa bu dönemde doğru ve yanlıĢ kavramları verilmeye baĢlanmalıdır,

4 yaĢ çocuğunun sözel dünyası böbürlenme
gibi abartılar gösterir,


Hayal dünyası geniĢtir, öyküler uydurmaktan
hoĢlanır. O, zaman zaman yalan söyleyebilir.
Kurallara uymayan çocuğa basit cezalar uygulanabilir (sevdiği bir oyuncağı ile oynamasını
yasaklamak ya da yemekten sonra sevdiği TV
programını izlemesini engellemek gibi), ancak
çocuğun bu cezayı neden aldığını bilmesi gerekir.

4 yaĢ, ebeveynin otoritesine „‟karĢı gelme‟‟ çağıdır,

Çocuğun duyguları bu dönemde iniĢli çıkıĢlıdır,

Okyanustaki Rehberiniz
Okul Öncesi Dönemin Gelişim Özellikleri
ANNE BABALAR İÇİN:
5 YAŞ ÖZELLİKLERİ:

5 yaĢ çocuğu, 4 yaĢındakine göre daha
olumludur,

Anne çocuk için dünyanın merkezidir. Anneyi
memnun etmek için uğraĢır,

Ne istediğini bilir, daha kararlıdır,

Kas hakimiyeti geliĢmiĢtir,

KiĢisel ve sosyal iliĢkileri artmıĢtır,

Doğru ile yanlıĢı ayırabilir,

Çocuğun merak ve ilgilerinde artıĢ olur
(resim, müzik vb.),

5 yaĢına gelen çocuk artık yetiĢkine daha az
ihtiyaç duyar hale gelmiĢtir, kendi kendine
yeter.

Anne babalar, çocukların artan ilgilerini geliĢtirmesine olanak veren deneyimler sunmalı,
resim malzemeleri almalı ya da değiĢik müzik
aletleriyle tanıĢmasına fırsat vermelidir,

Anne babanın olumlu geribildirimleri çocuğun benlik geliĢimi açısından büyük önem
taĢımaktadır. Bu nedenle ebeveyn çocuğu
baĢkalarının yanında utandırmamaya özen
göstermelidir

Kendi kendine yetebilen çocuğa basit sorumluluklar (basit ev iĢlerine yardım ya da evcil
bir hayvan besleme gibi) verilmesi de çocuğun özgüven geliĢimine olumlu katkılar sağlar.
ANNE BABALAR İÇİN:
6 YAŞ ÖZELLİKLERİ

6 yaĢ çocuğu değiĢmekte olan bir çocuktur,

Mantıklı düĢünceler üretebilir, fikir alıĢ veriĢinde bulunabilir,

Sorumluluk alabilir,

ArkadaĢlık fazlasıyla önem kazanır, sık sık
akranlarıyla bir arada olmak ister,

Kendini tanıma ve kanıtlama ihtiyacı hisseder,

Önceki yaĢlara göre anneyle daha bütünleĢmiĢtir.

Ebeveynin çocukla olumlu iliĢkiler kurması,
onun haklarına saygı duyması gerekmektedir. Bu, çocuğun kendine olan güvenini arttırır,

Çocuk, arkadaĢ iliĢkilerine eskisinden daha
fazla ihtiyaç duyduğundan, ebeveyn çocuğa
farklı sosyal ortamlarda bulunma fırsatı vermelidir,

Çocuk, yeterliliklerini görmek ve onay almak ister. Bu nedenle anne babalar çocuğu
baĢardığı ve çabaladığı konularda desteklemeli ve ödüllendirmelidir. Bu, çocuğun
olumlu yönlerini pekiĢtirmek açısından
önem taĢır.
Yararlanılan
Kaynaklar:
YAVUZER, Haluk.
(2007), Çocuğu Tanımak ve Anlamak, Remzi
Kitabevi, Ġstanbul.
YAVUZER, Haluk.
(2005), Çocuk Psikolojisi, Remzi Kitabevi,
Ġstanbul.
Okyanustaki Rehberiniz
Okul Öncesi Dönemin Gelişim Özellikleri
Okula Uyum Süreci
Getting Used To School
Y
Mehtap YILMAZ ÇAKIR
Psikolog
S
ome pupils are having difficulties getting
used to school after leaving the long vac
back. This could be an abnormal case
depending on how long it takes. What should
parents do to help children about this
orientation process?
az tatili bitti ve
okullar açılalı 2
hafta gibi bir zaman oldu. Uzun bir yaz
tatili döneminden sonra
ilköğretimdeki çocukların okula uyum sağlamakta
güçlük çektikleri görülmektedir. Okul, çocuklar için
yeni bir sosyal ortamdır. Özellikle okul öncesi dönemden 1. sınıfa geçen ve okul değiĢikliği yapan öğrencilerde bu yeni sosyal ortama alıĢmak daha zor
bir süreç olabilmektedir. Bununla beraber yaz tatilinde okuldan uzaklaĢan ara dönem öğrencilerinde de
aynı sorun gözlemlenebilmektedir.
Okula uyumsuzluk doğal bir süreçtir, ancak bu
durumun süresi önemlidir. Yaz tatilinde rahatlama
dönemine giren çocuklar için bu dönemde ders çalıĢma, erken kalkma sorumluluğu tekrar baĢlamak-
Okyanustaki Rehberiniz
tadır. Çocuk ilk günlerde dersi dinlemek, okula gitmek istemeyebilir,
ancak kısa süre sonra
buna alıĢır. Okula alıĢma sürecinin ortadan kaldırılması için zamana ihtiyaç olduğu gibi, aile ve öğretmen iĢbirliğinin de sağlanması gerekmektedir. Bu durumu yaĢayan çocukların aileleri neler yapabilir:

Soğukkanlı ve tutarlı olmalısınız. Duygusal davranarak çocuğu eve getirmek, onun uyumunu
geciktirir.

Çocuğunuza onu okulda bırakıp gitmeyeceğiniz
anlatılmalı, belli bir süre kendisini bekleyeceğiniz konusunda bilgi verilmeli ve bu söze de
mutlaka uymalısınız.
Okula Uyum Süreci

Vedalaşma sürenizi mümkün olduğunca
kısa tutun. Bu süre uzadıkça birbirinizden
ayrılmanız zorlaşacaktır.

Uzun süre okulda beklemeniz, teneffüslerde sürekli onunla ilgilenmeniz, çocuğunuza 'istediği an okuldan çıkabileceği, istediği an onu okuldan alabileceğiniz' hissini kazandırır. Bu nedenle anne ve baba
olarak okulda beklemeniz uygun değildir.





Uyum sorunu yaşayan çocuğunuz okulda
geçirdiği süre içinde sık sık; Acaba evde
neler oluyor, arkadaşlarım ne yapıyor,
kardeşim ne yapıyor, annem babam beni
özler mi, oyuncaklarıma bir şey olur mu,
anneme bir şey oldu mu, annem kardeşimle ne yapıyor, gezmeye gittiler mi?
gibi soruları aklından geçirmekte ve kaygılanmaktadır. Anne ve baba olarak çocuğunuzu rahatlatmanız önemlidir.
Çocuğunuz, annem beni okula bıraktı ve
gitti diye düşünür. Bu durumda çocuğa
sürekli; çocuğum sen şimdi okula gideceksin, ben evde yemek yapacağım, baban gelecek, oyuncaklarını da merak etme gibi telkinlerde bulunmanız onu rahatlatacaktır.
Anne ve baba olarak kardeşin de katıldığı
farklı bir aktivite yapılacaksa, bu durumdan çocuğunuza bahsetmemelisiniz, anlatılması gereken bir durumsa okul dönüşünde konuşabilir ve hafta sonu beraber
yapacağınız etkinliklerden bahsedebilirsiniz.
Okula gitmesi konusunda kararlı olmalı
ve öğretmen ile işbirliği yaparak, motivasyonunu arttırmalısınız.
Öğretmeninden yardım isteyerek sınıf
içinde anlaşabileceği arkadaşları ile farklı
sosyal ortamlar oluşturulmalıdır. Bunun
için sınıftaki arkadaşlarının aileleri ile iletişime geçebilir ve hafta sonlarında çocukların 1-2 saat bir arada bulunmaları
sağlanabilir.
Okyanustaki Rehberiniz

Çocuğunuza karşı anlayışlı olmalısınız."Bebek misin sen, kocaman adam oldun, korkacak ne var?" gibi bastırıcı yöntemlerden uzak durmalısınız.

Okul hakkındaki abartılı yorumlardan kaçınmalı, çocuğunuza okul, sınıf, sıra, öğretmen, müdür, ders, teneffüs, sınıf arkadaşı ve okul arkadaşı gibi kavramlar
konusunda bilgiler verilmelisiniz.

Çocuğunuz hata yaptığında onu okul veya öğretmenle korkutursanız, çocuğunuzun öğretmeninden ve okuldan soğumasına sebep olursunuz. Okul, ceza verilen
bir yer olarak gösterilmemelidir.

Çocuğunuz okula gitmemek için ne kadar
gözyaşı dökerse döksün buna teslim olmayın. Bir kez teslim olmanız bundan
sonraki tüm çabalarınızı başarısız kılacaktır. Bilin ki sizden koptuktan en geç 5 dakika içerisinde gözyaşları son bulacaktır.

Okul ortamının disiplinli ve kurallı ortamı
bazı çocukları sıkabilir. Evde her isteği
yerine getirilen ve kural tanımayan çocuk, okulda bu isteklerinin yapılmadığını
ve kuralların olduğunu gördüğünde okuldan soğuyabilir ve ev ortamını özleyebilir. Bu yüzden çocuğu 3 yaşından itibaren
çok küçük de olsa bazı kurallarla disipline
etmek gerekir.

Okuldaki görevlilerden yardım isteyebilirsiniz. Bu konuda siz değerli velilerimiz
Okyanus Kolejleri Psikolojik Danışma ve
Rehberlik Birimi’ ndeki alanında uzman
Psikolojik Danışmanlardan destek alabilirsiniz.
Tüm bunlar yapılıp, öğretmen ve aile işbirliği
kurulduktan sonra da okula uyum sağlamakta
zorlanan çocuklarla karşılaşılabilmektedir. Bu
durumda problemin altında farklı bir kaygı
olabilir. Okula uyum sürecinde sürenin uzaması ve problemin devam etmesi göz önüne
alınarak ailenin ve çocuğun profesyonel destek alması gerekebilir.
Okula Uyum Süreci
Çocuğunuza Özel Etkili
Öğrenme Stratejileri
Suggestions For Parents About
Effective Learning And Studying
Fatma TUTAN
Rehberlik Uzmanı
Studying too much
does not always
bring success. What
takes us to victory is
to know what to do
and do it in an
effective way. This
writing is about the
effective ways of
learning and
studying for the
parents who want to
guide their children.
Çocuklarına etkili çalışma ve öğrenme
yöntemleri ile ilgili olarak yardım etmek
isteyen ailelerin okumasında fayda olduğunu düşündüğümüz bu yazıda, çok
çalışmaktan ziyade, etkili çalışmanın
yöntemleri üzerinde durduk.
Okyanustaki Rehberiniz
Etkili Öğrenme Stratejileri
H
ayat, mutlu ve huzurlu yasamak için vardır ve çocuklarınızın yaĢam biçimlerini
idealleri doğrultusunda Ģekillendirecek
olan sizlersiniz. Hayatlarına yön vermede kullanacağınız yegâne metot eğitimdir. Bu sebeple onların
arzuladığınız amaçlara gelmesi için sistemli bir çalıĢma tekniği gerekmektedir. Bu gün çalıĢma deyince akla hep çok çalıĢma gelmektedir. Hâlbuki sonuç alanlar devamlı, dengeli ve etkili çalıĢma yapanlar olmaktadır. Unutulmamalıdır ki kalıcı bir bilgi birikimi, sistemli bir çalıĢma ile elde edilir.
O’nu tanıyor musunuz ?
mak için azimliydi. Saat 10:30 ol8.30 da uyandı. Cuma günü okul- muĢtu. ġöyle bir televizyona göz
dan gelirken “bu hafta sonu önce- atıp odasına geçmek istedi fakat
ki haftalardan farklı olacak. Kalan film öyle heyecanlıydı ki bir türlü
televizyonun baĢından kalkamıderslerimi tamamlayacağım ve
önümdeki hafta içindeki sınavlara yordu. Önünde daha koskoca bir
iyi hazırlanacağım” diye karar ver- Pazar günü olduğunu düĢünerek
miĢti. Bu sebeple Cuma akĢamüs- bu filmi izlemesinde bir sakınca
tünü ve geceyi çok iyi geçirdi. Te- olmadığına karar verdi. Film bittiğinde saat 12:00‟yi geçiyordu.
levizyon seyretti, müzik dinledi,
uzun uzun telefonla görüĢtü ve
Hafta içi bu saatte yemek
gece oldukça geç saatte yattı.
yemeğe alıĢkın olduğu için karni
Çünkü ders çalıĢması için daha
acıktı. Annesinin özenle hazırlamıĢ
önünde uzuuun uzuuun iki gün ve olduğu yemekleri yerken evdekiiki gecesi vardı.
lerle koyu bir sohbete girdi. Ye-
Çocuk, Pazar sabahı saat
olduğunu duyurdu. O da çayı içip
ders basına geçmenin doğru olacağına karar verdi fakat çay bittiğinde üzerine bir ağırlık çökmüĢtü. Haftanın yorgunluğu, maçın
gerginliği, sınav stresleri ve çayla
birlikte yenilenler... Onu iyice gevĢetmiĢti ”nasıl olsa simdi çalıĢamam” diye düĢündü ve dinlendikten sonra çalıĢmaya karar verdi.
Saat 19.00 sıralarında içindeki huzursuzluğu bastırmaya
gayret ederek çalıĢma masasına
yönelmiĢti ki en sevdiği arkadaĢıyla, ailesi onlara misafirliğe geldi.
Misafir varken de ders çalıĢılmazdı
ya... Birlikte sevdikleri diziyi seyrettiler. Arta kalan zamanımda
sadece en önemli iki dersi çalıĢırım diye düĢünüyordu. Fakat yavaĢ yavaĢ uyku bastırmaya baĢlamıĢtı. Eğer uyumazsa, yeni baĢlayan haftaya yorgun ve uykusuz
girecekti. Bu sebeple kendi kendine söyle dedi:
mekten sonra yine çalıĢma odasına yönelmiĢti ki televizyonda maç
yayını baĢlamıĢtı. Haftanın en
önemli maçıydı. Bu maçı seyretmek için insanların birbirini çiğneyip, dünyanın parasını verdiklerini
düĢününce ayağına kadar gelen
bu fırsatı tepmenin büyük bir kayıp olacağını düĢündü.
Tüm hafta bu maç konuĢulacaktı
maç biter bitmez (nasıl olsa 90
“Bugün çalıĢamadım. AMA
dakikaydı) sıkı bir Ģekilde çalıĢma- YARIN SÖZ ÇALISACAĞIM.”
Pazar sabahı, iĢte bu Ģartlar
ya karar vererek maçı izlemeye
Yarı sıkıntılı yarı huzurlu
altında 9:00‟da uyandı. Önce gükoyuldu.
odasının yolunu son kez tuttu.
zel bir sabah kahvaltısı yaptı. SonAncak çalıĢmak için değil, uyumak
Maç bittiğinde hafta sonu
ra sabah gazetelerini Ģöyle bir
için...
gözden geçirdi. Sabah ders çalıĢ- yaĢadıklarını düĢünmeye baĢlamıĢtı ki annesi içeriden çayın hazır
Cumartesi günü arkadaĢlarıyla vakit geçirdi. Biraz dolaĢtılar,
her zaman gittikleri yere gittiler.
Sohbet ettiler; sohbete o kadar
çok dalmıĢlardı ki zamanın nasıl
akıp geçtiğini fark etmediler bile.
Ders çalıĢmadığı için zaman zaman içinde bir rahatsızlık hissetti.
Ġçinden gelen bu huzursuzluğu
”daha önümde koskoca bir Pazar
var” diyerek bastırdı.
Okyanustaki Rehberiniz
Etkili Öğrenme Stratejileri
ŞİMDİ HATALARI TELAFİ ZAMANI:
BESLENME: Beynin daha iyi çalıĢması glikoz ve
oksijene bağlıdır. Bu bakımdan ders çalıĢan çocukların belli miktar kuru üzüm veya bal alması
ve temiz bir havada ders çalıĢması yerinde olacaktır.
ZAMAN KULLANIMI: Sabah çalıĢılan dersler
daha kolay hafızaya alınır. Öğleden sonra çalıĢılan dersler ise zor öğrenilir. Sabah öğrenilen
dersler
kısa
süre hafızada
kalır,
öğleden
sonra
öğreni-
çalıĢıp onu hemen tekrarlamalı. Bir araĢtırmaya
göre 5 günde 15 defa tekrar edilmekle bilgilerin
unutulmayacağı belirtilir. Burada sistem, 1. Gün
5 tekrar, 2. Gün 4 tekrar, 3. Gün 3 tekrar, 4.
Gün 2 tekrar, 5. Gün 1 tekrardır. Kafası yorulunca evin içinde bir tur atıp tekrar dersin baĢına
oturmak çok önemlidir.
KITAP OKUMA: Kitaplar ömrü uzatmanın en iyi
yoludur. Stres insanın ölüm alarmıdır. Kitaplar
bitirilemeyecek kadar çoktur. Bu yüzden en lüzumlular
m a l ı d ı r .
“BIR ġEYĠ BÜTÜN BÜTÜN EL-
lenler ise daha
DE
uzun süre hafızada kalır. Bu
nedenle ilk çalıĢmaları
bahları
saveya
SEN ,
BÜTÜN
BÜTÜN
TERK
ETMEK
DOĞRU
Herkes
kafasını
tetkik etse, be-
ha yakın vakit-
yin computerine
leri, tekrarı ise
nice
öğleden sonra
gereksiz,
boĢ
bilgilerin
yerleĢtiğini anla-
yapılmalıdır.
AkĢamdan
yacaktır. Bu bil-
sonra ve gece
giler insan dav-
ders
çalıĢma
verimsizdir. Bu
ranıĢını
vakitlerde daha basit konuları çalıĢmalı veya tekrar etmeli, mümkünse 22.00 – 23.00 civarında
yatılmalıdır.
ÇALISMA ODASI: Odanın temiz ve düzenli olması ruhta iyi bir tesir bırakır. Duvarda ve masada bazı ezberlenmesi gereken formüller veya çok
önemli olan bazı bilgiler asılı olmalı. Onları göre
göre öğrenecektir.
STR AT E JİLE R İ :
EDEMEZ-
DEĞĠLDĠR.”
gecenin saba-
TE K R AR
okun-
etkiler.
Eğer beyin computerinde %60 iyi bilgiler, %40
bozuk bilgiler yerleĢtirilmiĢse, o insan %60 iyi
davranıĢlar sergiler. Bazen % 40‟ı baskı altında
tutup
sürekli
iyi
davranabilir.
“BAġARIYA GĠDEN YOL ÇOK ÇALIġMAKTAN DEĞĠL,
SĠSTEMLĠ
ÇALIġMAKTAN
GEÇER”
Önemli olan etkili ve planlı olmaktır. Hedef belli
olmalıdır. Bu, değiĢik zaman dilimlerine programlanmalıdır. ÇalıĢma masasının üzerine veya duva-
Ps ik ol oji,
ra “BU GÜN SBS HAZIRLIK ĠÇĠN NE KADAR ÇA-
“ANLAMANIN EN ĠYĠ YOLU TEKRAR ETMEKTĠR”
LIġTIM” gibi uyarıcı sözler asmalısınız. Yalnız bu-
der. Tekrarların arası kısa olmalıdır. Yani bugün
rada Ģuna dikkat etmeli: Kaldıramayacağı veya
yapamayacağı Ģeyler programa dâhil edilmemeli-
çalıĢan, uzun bir zaman geçtikten sonra tekrar
eden, sanki ilk kez okuyormuĢ gibidir. Biraz
Okyanustaki Rehberiniz
dir.
Etkili Öğrenme Stratejileri
Artık O Bir Ergen
Basic Crisis Of Puberty
Ayşe Mine ERTEMĠZ
Rehberlik Uzmanı
A
great
part of
adolescent
behaviours are
very common
and natural to
that age. Let us
talk little more
about this
stormy and
hard times of
the adolescent
stage which we
all went through
at some part of
our lives.
E
rgen davranıĢının büyük bir bölümü normal
geliĢimin, büyümenin doğal sonucudur. Anne, baba ve öğretmenlerin de bu dönemden
geçtiklerini unutmamalı ve ergenlere karĢı anlayıĢlı
davranmamız gerekir. AĢağıda alıĢılmıĢ kuĢak çatıĢmasına iki örnek metin sunulmaktadır:
“Gençliğimiz artık lüksten, zenginlikten
hoşlanıyor. Görgü kurallarına hiç uymuyorlar.
Otoriteye karşı aşağılayıcı, küçümser bir tavırları var ve ileri yaştakilere, büyüklerine hiç
saygıları yok. Anne-babalarına karşı çıkıyor,
ters düşüyor, büyüklerin önünde gevezelik
ediyor, hızlı hızlı görgüsüz biçimde atıştırıyor
ve öğretmenlerimizi ezmeye çalışıyor, onlara
zorbalık ediyorlar.”
Okyanustaki Rehberiniz
“Genç erkeklerimiz son derece tembeller. Yeteneklerini kullanmıyor, işlemiyorlar. Onurlu
ve saygın bir biçimde gece gündüz emek verecekleri, çalışacakları tek bir uğraş, meslek
yok. Uyuşukluk, bitkinlik, isteksizlik ve bunlardan daha da kötüsü, kötüye karşı ilgi duyma gönüllerinde yer etmiş, kanlarına girmiş.
Kadınlar kadar güçsüzler ve hiç yakışmayan,
uymayan süsler takıp takıştırıyorlar. Güçten,
azimden, enerjiden yoksun, doğuştan sahip
oldukları kazanımlara, çeşitli yeteneklere yaşamları süresince hiçbir katkıda bulunmuyor,
ardından da kendilerine sunulmuş nimetlerden yakınıp duruyorlar.”
Artık O Bir Ergen
“Modern”gençliğin hatalarını ve eksiklerini ele alan bu görüşlerden ilki, aslında
M.Ö. 399 yılındaki ölümünden kısa süre önce Sokrates tarafından ileri sürülmüştür.
İkinci metin parçası ise, Seneca’nın M.S. ilk
yüzyıla ait yazılarından alınmıştır. Her iki
alıntı da, tarihin hızlı bir değişimi içeren ve
yeterince anlaşılamayan dönemlere karşı
yetişkinlerin ortak tepkisini yansıtmaları açısından oldukça anlamlı.
Ergenlik bireyin kendisi olmayı öğrendiği, kendisini tanıma ve tanımlama becerisini
kazandığı, kendisine toplumsal bir değer ve
rol biçtiği oldukça çalkantılı bir dönemdir.
Bu dönemde bedendeki hormonal faaliyetlerin en üst düzeyde olduğunu da bilmek gerekir. Bunu bilmek önemlidir. Çünkü o zaman çocuğumuzun ani gelişen öfke patlamalarını, kararsızlıklarını, çelişkilerini, yoğun güvensizlik duygularını ya da aşırı güven duygularını, herkese ve her şeye karşı
Okyanustaki Rehberiniz
olan isyanını, kırılganlığını, ağlama nöbetlerini, sık sık değişen arkadaşlarını, bunalımlarını daha kolaylıkla anlamak mümkün olabilir.
Çocuğumuz gelişmektedir ve inanılmaz
bir hızla hormon üretmektedir. Henüz düzene girmeyen bu üretim faaliyeti sırasında
ise ani iniş çıkışlar olabilmektedir. Ergenlik
tek kelimeyle aslında “karmaşa” demektir.
Bu karmaşayla başa çıkmak için de biz yetişkinlerin doğru modeller olmamız ve son
derece sakin, sabırlı davranmayı becerebilmemiz gerekir.
Her veli mutlaka çocuğunun geçtiği
dönemlerden geçmiştir. Fakat kesinlikle çocuklarınıza 'bizim dönemimizde bu yoktu'
kelimesini kullanmayın. Artık sizin döneminiz yok. Sizin dönemde internet, elektronik
kayıt ortamları, CD'ler bulunmuyordu. Sizin
döneminiz yok artık; bunu kafanızdan silmediğiniz takdirde çocuklarınızı kaybedebilirsiniz.
Artık O Bir Ergen
ve önemlidir. Onda değer verildiği duygusunu
güçlendirir.
Ailelere düşen görevler

Bu dönemde gençler özgür olmak istediklerini
her fırsatta dile getirirler. Anne babaların dikkat etmeleri gereken nokta çatıĢmayı büyüten
söylemlerden uzak durmak olmalı.

Karar alma ve uygulama aĢamasında onun yerine kararlar almak ve uygulamasını önermek
yerine karar alma sürecinde ve uygulamada
yardımcı olmalı.

Söylediklerimiz ve uyguladıklarımız arasında
çeliĢkiye yol açabilecek farklılıklar olmamalı.
Unutmayalım ki gençler, kendilerine söylenenleri değil, gördüklerini daha çok öğrenir ve uygularlar.

DıĢarıya açılmakta olan genci kısıtlamaya çalıĢmak daha çok dıĢarı itme anlamına gelir. Bunun yerine, aile ortamını kendisini rahat ifade
edebileceği bir Ģekilde sunmak son derece
önemlidir.

Genci, aile ile ilgili karar alma ve uygulama
mekanizmasına katmak hem aidiyet duygusunun güçlenmesi hem de kendini ifade edebileceği özgür ortam yaratma anlamında verimli

Ona karĢı sabırlı ve sevecen davranabilin ki
maksadının ne olduğunu anlayabilme ve ne
düĢündüğünüzü ona anlatabilme Ģansınız olsun.

DıĢarıya açılma istekleri hiçbir zaman aileyi
terk etme arzusu anlamına gelmez. Paniklemeyin ve sağlıklı sosyalleĢmesi için karĢılıklı güvene dayalı bir ortam yaratabilin.

EleĢtirinin yönünü ve dozunu iyi ayarlayın.
EleĢtiri, yapılan hata ile ilgili olmalıdır. KiĢiliğe
müdehale anlamına gelebilecek olan "Sen dili"
kullanımı suçlama gibi algılanabilir.

Sizin için bir Ģeyler yapması ya da size iyilikler
yapması için fırsat tanıyın.

Özelinizden bir Ģeyler paylaĢın ki o da sizinle
paylaĢabilsin.

Büyümesini destekleyin ancak otorite rekabetine girmemeyi de asla unutmayın.

Zorlamayın. Ġkna edin!

Emretmeyin. Rica edin!
Yararlanılan Kaynaklar:
Yavuzer,Haluk,Gençleri Anlamak,Remzi Kitabevi,Ġstanbul
Okyanustaki Rehberiniz
Artık O Bir Ergen
NE OKUSAK DA GELİŞSEK?
“Kitap, en iyi dosttur.” klişesini, pek çok yetişkin çocuklara “akıl verirken” kullanmıştır. Oysa sloganlar, beylik
laflar kulaklara çabucak otursa da davranış kazandırmaz. Onlara kitap okumayı sevdirmenin en başarılı yolu
model olmaktır. Büyükleri, okudukları kitapları tartışan, kitaplarla hediyeleşen, market alış-verişlerinde kitap
reyonunda zaman geçiren, ekran kuşatmasından kurtulan çocuklar kitaba ve dostluğuna daha yakındır.
Çocuklara, kitapların özgürlük olduğunu, zaman ve mekan sınırlamasından kurtuluş olduğunu, sınırlı yaşamımıza yeni hayatlar katmak olduğunu anlatabilirsek, yalnızca okumayı değil, yazmayı da sevdireceğiz.
Velilerimiz İçin: “Bu kitabı kişisel gelişmeyin diye yazdım, toplumsal gelişin. Etrafa
da gram katkınız olsun.” Ahmet Şerif
İzgören, bu kitabında diğer kitaplarından
farklı olarak okuru toplumsal gelişime davet ediyor Girişimcilik, iş kalitesi, dürüstlük, yurt sevgisi ve hoşgörü değerlerini
vurgularken topluma nasıl daha yararlı
olabileceğimizi yaşanmış hikâyeler eşliğinde okura sunuyor.
Öğrenciler İçin: 4 yılda 600.000 okura ulaşan Her Şey Seninle Başlar, anne
babaların ısrarlı isteğiyle çocukça"ya
çevrildi.
Kitabın yazarı Mümin Sekman ile genç
kuşağın başarılı oyuncusu Sinem
Kobal, kitabın çocuk versiyonu için bir
araya geldiler. Sekman, çocuklara başarısızlık korkusunu yenmek ve özgüveni artırmak için yapılması gerekenleri
öykülerle anlattı, Sinem Kobal da fotoğraflarıyla fikirleri "canlandırdı"! Böylece
hem anne babaların "yararlı" bulduğu
hem de çocukların "eğlenerek öğrendiği" bir kitap ortaya çıktı. Çocuklarına
kendi ayakları üzerinde durmayı ve hayatı cesurca yaşamayı öğretmek isteyenler için..
Okyanustaki Rehberiniz
NE OKUSAK DA GELİŞSEK?