İndir - Kıbrıs Türk Sanayi Odası

Transkript

İndir - Kıbrıs Türk Sanayi Odası
AltınbaĢ Holding‟i ziyaret
Kıbrıs Türk Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar, Yönetim Kurulu Sekreteri Galip
Yüksel, Sayman Ali Çıralı ve Yönetim Kurulu Koordinatörü Fadıl Rinter 4 Aralık
Pazartesi günü AltınbaĢ Holding‟i ziyaret etti.
Sanayi Odası heyeti, AltınbaĢ Holding Yönetim Kurulu BaĢkanı Vakkas AltınbaĢ ve
Holding Koordinatörü Olgun Beyoğlu ile bir görüĢme yaparak oda faaliyetleri ve yeni
oda projeleri hakkında bilgi verdi.
Oldukça samimi bir havada geçen ziyaret sırasında Vakkas AltınbaĢ Ģirketlerinin
yeni yatırımları ile Credit West olarak finans sektöründe iç ve dıĢ yatırımlarını dile
getirdi. Ziyaretin ardından Vakkas AltınbaĢ Sanayi Odası heyetine bir yemek verdi.
Yemekte, Credit West Bank Genel Müdürü Özcan TekgümüĢ de hazır bulundu.
Credit West Bank‟ın önümüzdeki günlerde sanayi sektörüne yapacağı promosyon
konuĢuldu.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası odamızı ziyaret etti
KKTC‟de temaslarda bulunan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATS) yöneticilerini Kıbrıs Türk
Sanayi Odası‟nı ziyaret etti.
ATS BaĢkanı Kemal Özgen ziyarette yaptığı konuĢmada, Kıbrıs‟ta olmaktan büyük mutluluk
duyduklarını kaydederek, kritik bir süreçten geçildiğini, Türkiye olarak her zaman KKTC‟nin yanında
olduklarını söyledi.
Özgen, Kıbrıs‟ı daha iyi tanımak ve olanakları araĢtırarak iĢbirliğini artırmayı hedeflediklerini
belirterek Sanayi Odası ile her zaman yakın ve iyi iliĢkiler içinde bulunduklarını dile getridi.
Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar ise, ATS heyetini yeniden KKTC‟de görmekten duyduğu
mutluluğu dile getirerek, oda çalıĢmaları hakkında bilgi verdi. Her ki baĢkan daha sonra karĢılıklı
ziyaret anı plaketi verdi.
Avcı: “Üretici ve serbest piyasa dengesi korunmalı”
BaĢbakan Yardımcısı ve DıĢiĢleri Bakanı Turgay Avcı, Sanayi Odası‟nın Salih
Tunar baĢkanlığındaki yeni yönetim kurulunu 1 Aralık Cuma günü kabul etti.
Tunar yaptığı konuĢmada, sanayi sektörünün ülke ekonomisinde yüzde 22 ile 25
arasında payı bulunduğunu, sektörün sorunlarını çözmenin önemli olduğunu kaydetti.
Tunar, Sanayi Odası‟nın ise üretim sektörünün iyileĢtirilmesi yanında dıĢ iliĢkilerde
de önemli rol oynadığını, haksız izolasyonların kaldırılması yönündeki faaliyetlerin
sürdüğünü, anavatanla iĢbirliğini de faal biçimde devam ettirdiklerini kaydetti.
Sanayi Odası baĢkanı, sanayi bölgelerinin idaresinin de kendilerine devredilmesini
ve devletin bu alanda sadece denetim yapmasını istedi.
Bakan Avcı ise konuĢmasında, sürekliliğin önemli olduğunu ve yarının bugünden
daha iyi olması gerektiğini ifade ederek, “Bugün varız yarın olmayabiliriz, görev
yapılan sürede ülke için ne yapılabilir ve sürekli kılınabilir, önemli olan budur” dedi.
Avcı, Sanayi Odası‟nın yönetim kurulunun yeni göreve geldiğini, kendilerinin de yeni
olduklarını anımsatarak ülkeye “yenilikler” diledi.
Açılımlar için zorlama gerektiğini ifade eden Avcı, amaçlarının sadece DıĢiĢleri
Bakanlığı olarak değil sivil toplum örgütleriyle, Sanayi Odası ile üniversitelerle dıĢa
açılmak olduğunu belirtti.
Avcı, sadece bakanlığın ülke sorunlarını anlatmasının ve dıĢa açılmasının zor
olduğunu kaydederek, “Hep birlikte açılacağız” dedi.
Yurt dıĢı organizasyonlarda da bu birlikteliği sürdüreceklerini ifade eden Avcı, politik
açılımın yanında sosyal, kültürel, ticari ve sanayi açılımlar da gerektiğini kaydetti.
Küçük sanayi iĢletmelerinin desteklenmesinin önemli olduğunu belirten Avcı, sanayi
bölgelerinin de özlenen koĢullara getirilmesi gerektiğini söyledi.
Sanayiciye çalıĢabileceği uygun ortam yaratmanın önemli olduğunu kaydeden Avcı,
çağdaĢ koĢullar için her Ģeyin yapılacağını, dıĢ politikada da birlikte hareket edilerek
daha güzel günlere yürüneceğini dile getirdi.
Kıbrıs Türkü‟nün iç çatıĢmaları ve kısır çekiĢmeleri bırakması gerektiğini söyleyen
Avcı, sanayicinin korunması gerektiğini, hem içerideki üreticinin hem de serbest
piyasa dengesinin korunarak dengeli yürümesi gerektiğini kaydetti. Avcı, “Birlikte
güzel Ģeylere imza atacağız” dedi.
18 Aralık 2006
BASIN BİLDİRİSİ
Kıbrıs Türk Sanayi Odası sayın Papadopulos’un direkt ticareti etkisizleştirme
çalışmalarına karşı her türlü mücadeleyi verecektir.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası: “Serbest ticaret gerçekleştirilmeden Kuzey Kıbrıs
ürünlerinin Güney Kıbrıs limanlarından ihracatı kabul edilemez”
Kıbrıs Türk sanayi üretiminin örgütlü temsilcisi Kıbrıs Türk Sanayi Odası, GKRY
CumhurbaĢkanı Papadopulos‟un, 15 Aralık Cuma günü yerel basına da yansıyan
demecine iĢaret ederek, Kıbrıs Türk üreticisi hakkında söz söyleme hakkı ve
yetkisine sahip olmadığını belirtti.
Kırk yılı aĢkın bir zamandan beri Kıbrıs Türklerinin üretmemesi için her türlü engeli
koyup baskı uygulayanların; Kıbrıs Türk Toplumu‟nu dünyadan izole etmek için her
türlü yola tevessül etmelerine karĢın üretme azmimize engel olamayanların, Ģimdi
büyük bir piĢkinlikle “Türkler pek bir Ģey üretmiyor, ürettiklerini de Larnaka havaalanı
ve Limasol Limanı aracılığıyla ihraç edebilir” demelerini Ģiddetle kınıyoruz.
Kuzey Kıbrıs‟tan direkt ihracat yalnız ve ancak, Mağusa ve Ercan limanları
kullanılarak yapılabilir. Limasol ve Larnaka limanları kullanılarak yapılacak ihracat
direkt ihracat değildir. Çünkü önce malların Güney Kıbrıs‟a geçmesi ve Güney
Kıbrıs‟tan ihracat iĢlemleri yapılması gerekmektedir. Sayın Papadopulos‟un yapmaya
çalıĢtığı “direkt ticareti” etkisizleĢtirmektir.
YeĢil Hat Tüzüğü uygulamaya girdikten sonra Larnaka Havaalanı‟ndan Kuzey
Kıbrıs‟a turist getirmek, kağıt üzerinde mümkün olmakla birlikte, pratikte GKRY’nin
Kuzey Kıbrıs’ta konaklayacak turistlere vize vermemesinden dolayı
imkansızdır.
AB veya ABD vatandaĢı olup vizesiz Larnaka‟dan Kıbrıs‟a giriĢ yapıp Kuzey Kıbrıs‟ta
konaklamak isteyen turistlere transferleri sırasında ve YeĢil Hattı geçerken çıkarılan
zorluklar ortadadır.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Güney Kıbrıs‟a mal geçiĢlerinde her türlü zorluğu çıkaran
GKRY gümrük yetkililerinin, direkt ticareti imkansızlaĢtırmak için her Ģeyi
yapacağından emindir. Güney‟deki fuarlara katılımımız sırasında sergilenecek
ürünlerin geçiĢine dahi engel çıkarmaktadırlar.
24 Aralık referandumundan sonra Kıbrıs‟ta direkt ticaret gerçekleĢtirme konusunda
AB taahhüt altına girmiĢtir. Konsey Komisyon‟a görev vermiĢtir. KTSO AB‟nin
taahhütlerini yerine getirmesini beklemektedir. Direkt ihracat Kuzey Kıbrıs
limanlarından yapılabilir. KTSO, AB Komisyonu‟nu görevini yerine getirmeye davet
eder.
Genel kurul, dergimiz ve 2005 İhracat Ödülleri
Bilindiği üzere 21. Genel Kurulu‟muz 25 Kasım 2006 tarihinde yapılmıĢ ve Genel
Kurul‟un seçmiĢ olduğu yeni Sanayi Odası Yönetim Kurulu görevine baĢlamıĢtır. Yeni
yönetim kurulumuz oluĢurken, oluĢumda her sektörün temsiliyetine çalıĢılmıĢ yeni
dinamik bir kadro oluĢturulmuĢtur.
Yönetim kurulunun ilk toplantısında yeni dergi komitemiz de seçilmiĢtir. Dergi
komitemiz, Kuzey Kıbrıs‟ın en uzun ömürlü kurumsal dergimizin yeniden
yapılanmasına karar vermiĢ ve elinize ulaĢan dergimiz ortaya çlkmıĢtır. Dergimizin
piyasada gün geçtikçe çoğalan dergiler gibi geniĢ bir kadrosu yok. Ancak, canla
baĢla çalıĢan bir Oda Basın Sorunlumuz, oda kadromuz ve yönetim kurulundan
oluĢan bir yayın komitemiz ve bizleri bugüne kadar reklamları ile destekleyen
sanayicilerimiz var. Bugüne kadar dergimize katkı koyan baĢta Basın Sorumlumuz
Hüseyin Ezgin olmak üzere, diğer tüm katkı koyanlara teĢekkür ederim.
Bizler de dergimizin yeni formatı ile daha çok çalıĢmamız gerektiği bilinci ile sizlere
beğeneceğiniz bir dergi sunma gayreti içinde olacağız.
2005 yılı en çok sanayi ürünü ihracatı yapan 5 kuruluĢun ödül töreni, Sanayi
Odası/KOBĠ Center iĢbirliği ile dergimizin baskıya hazırlandığı son günlerde yapıldı.
Ġthalatın 1 milyarı aĢtığı, adeta ithalatın teĢvik edildiği, izolasyonların devam ettiği
ülkemizde, ihracat baĢarısı göstermek çok önemli bir olaydır. 2005 yılında
gerçekleĢen 66.615.000 dolarlık ihracatımız içerisinde en büyük payı olana da, en
küçük payı olana da teĢekkür ederim.
Talebimiz olan izolasyonların etkisini azaltacak teĢviklerin verilmesi halinde
ihracatımızı 2 yıl gibi kısa sürede 150 milyon dolara çıkaracağımızı iddia edebilirim.
Bizim üretimimiz, bizim iĢadamımız da eĢit koĢullarda dünya üreticisi ve iĢadamları
kadar bilgi ve beceriye sahiptir.
BASIN BĠLDĠRĠSĠ
Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi DıĢiĢleri Bakanı Yorgo
Lilikas‟ı Kıbrıs Sorunu‟nu öğrenmeye davet etti.
“Kıbrıs Sorunu, Kıbrıs Türk Toplumu ile Kıbrıs Rum Toplumu arasında bir sorundur.
Kıbrıslılar‟ın sorunudur. Kıbrıs Türk Toplumu ve Kıbrıs Rum Toplumu tarafından
çözülecektir.”
Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk Toplumu‟nun seçilmiĢ lideri CumhurbaĢkanı
Mehmet Ali Talat‟ı muhatap olarak kabul etmediğini ve muhataplarının Türkiye
Cumhuriyeti olduğunu söyleyen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi DıĢiĢleri Bakanı Yorgo
Lilikas‟ın esas hedefinin tarihi gerçekleri gizlemek ve çözümsüzlüğe oynamak
olduğunu belirtti.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Lilikas‟ın “Muhatabımız Türkiye‟dir” demekle, devam eden
Kıbrıs Sorunu‟nun 1963‟de Kıbrıs Rum Toplumu‟nun Kıbrıs Türk Toplumu‟nu Kıbrıs
Cumhuriyeti Devleti‟den dıĢlayarak imha giriĢiminde bulunması ile baĢladığını
gizleme çabaları olarak görmektedir. Lilikas‟ın gayretleri bu gerçekleri gizlemek ve
Kıbrıs Sorunu‟nu Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bir
iĢgal sorununa indirgeme giriĢimidir.
Lilikas, önce Kıbrıs Sorunu‟nu kendisi öğrenmeli, gerçekleri önce kendisi
kabullenmelidir. Kıbrıs gerçeklerini, dünyaya çarpıtarak anlatma savdasından
vazgeçmelidir.
Kıbrıs Türk Toplumu‟nun seçilmiĢ lideri CumhurbaĢkanı Mehmet Ali Talat‟ı muhatap
kabul etmemek, Kıbrıs Türk Toplumu‟nu muhatap olarak kabul etmemek demektir.
Kıbrıs Sorunu‟nun taraflardan birini muhatap kabul etmekle Kıbrıs Sorunu çözülmez.
Çözümsüzlük ise, Kıbrıs Halkı‟nın tümüne zarar vermektedir.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Rum Toplumu‟nun seçilmiĢ lideri Tassos
Papadopulos‟u Kıbrıs Türk Toplumu‟nun seçilmiĢ lideri Mehmet Ali Talat ile
görüĢmeye davet eder. Ġki lideri Kıbrıs Sorunu‟na BM Ģemsiyesi altında çözüm
bulmaya çağırır.
Sanayi Odası LTB Başkanı Bulutoğluları’nı ziyaret etti
Kıbrıs Türk Sanayi Odası, 16 Kasım‟da LefkoĢa Türk Belediyesi BaĢkanı Cemal Bulutoğluları‟nı
ziyaret etti.
BaĢkan Musa Sönmezler, Yönetim Kurulu Sekreteri Galip Yüksel ve Oda Genel Sekreteri Mustafa
Gündüz‟den oluĢan heyet, oda faaliyetleri hakkında BaĢkan Bulutoğlu‟na bilgi verdi.
Belediye BaĢkanı Cemal Bulutoğluları, Sanayi Odası ile yakın iĢbirliği içinde çalıĢma arzusunu dile
getirerek, ortak çalıĢmalar yapılmasının yararları üzerinde durdu.
Taşocakları konusunda Çevre Bakanı Asım Vehbi’yi
ziyaret
Son zamanlarda sık sık gündeme gelen taĢocakları konusunda Çevre ve Doğal
Kaynaklar Bakanı Asım Vehbi‟ye 13 Aralık‟ta bir ziyaret gerçekleĢtirildi.
Ziyarete BaĢkan Salih Tunar, üyeler Hasan Onalt, Mahmut Sarper katıldı. Sanayi
Odası heyeti Bakan Asım Vehbi‟ye taĢocaklarının sorunlarını aktardı. Bakan Asım
Vehbi, sorunların çözümü yönünde çalıĢma yapacaklarını söyledi.
KKTC dış ticaretinin son beş yılına genel bakış
KKTC kendi ölçekleri içinde önemli bir dıĢ ticaret hacmi ve potansiyeline sahiptir. 2005 yılında1,2
milyar $ ithalat, 66,5 milyon $ ihracat gerçekleĢmiĢ olup dıĢ ticaret açığı 1,1 milyar $ olarak ortaya
çıkmıĢtır. DıĢ ticaret açığı 2003 yılında GSMH‟nin % 35,3‟üne karĢılık gelirken bu oran 2004 yılında
%62,9‟a yükselmiĢtir.
Tablo: 1
DıĢ alım dıĢ satımdan daha yüksek oranda artmaktadır. 2001 yılında yaĢanan ekonomik kriz ile 272
milyon $ düzeylerinde olan ithalat 2005 yılı itibariyle 4,33 kat artarak 1,18 milyar dolara ulaĢmıĢtır. DıĢ
ticaret açığı da aynı dönemde 4,68 kat artarak 1111,5 milyon dolar seviyesine çıkmıĢtır.
2006 yılına gelindiğinde ihracat bir önceki yıla göre (ocak-eylül) ayları arasındaki dönem içerisinde
54.6 milyon ABD $ olmuĢtur. 2005 yılı (ocak –eylül) döneminde ise bu oran 56.1 milyon ABD $
olmuĢtu. Bu iki yılın (ocak-eylül) ayları değiĢim oranına bakıldığında % -2,68 oranında düĢüĢ
gözlemlenmiĢtir.
2006 yılı ithalatında ise bir önceki yıla göre (ocak-eylül) ayları arasındaki dönem içerisinde 910.6
milyon ABD $ olmuĢtur. 2005 yılı (ocak –eylül) döneminde ise bu oran 871.9 milyon ABD $ olmuĢtu.
Bu iki yılın (ocak-eylül) ayları değiĢim oranına bakıldığında ithalat % 4 oranında artıĢ gözlemlenmiĢtir.
DıĢ Ticaret açığı 2005 yılı (ocak –eylül) döneminde 815.8 milyon ABD $, 2006 yılı (ocak –eylül)
döneminde 856 milyon ABD $, olmuĢtur. DıĢ ticaret açığı değiĢim oranı % 40 oranında artıĢ
göstermiĢtir.
Tablo:2
2005 Yılında gerçekleĢen toplam ihracatın %51,2‟i Türkiye'ye, %25,7'si AB ülkelerine,%10,4'ü Diğer
Avrupa Ülkelerine, %10,3'ü Orta Doğu ülkelerine, geriye kalan % 2,3'lük kısmı Diğer Ülkelere ve %0.1'i
Uzak Doğu ülkelerine yapılmıĢtır.
2006 yılı itibariye dıĢ ticarette 2006 yılı Ocak-Eylül dönemine ait dıĢ ticaret rakamlarını içeren raporlara
göre, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5 oranında artarak, 894 milyon 345 bin YTL'den
983 milyon 385 bin YTL'ye çıkan ithalatın yüzde 69.2'si ( 480 milyon 209 bini), Türkiye'den; yüzde
30.8'i (29 milyonu) ise 3. ülkelerden gerçekleĢtirildi.
Geçen yılın aynı dönemine göre hemen hemen aynı oranda seyrederek 63 milyon 838 bin YTL'den 65
milyon 530 bin YTL'ye gelen ilk altı aylık ihracatın ise 3. ülkeler lehine kaydığı görülen raporlara göre,
bu dönemde, Türkiye'ye yapılan ihracat geçen yıla oranla yüzde 49.22'den 45.5'e gerilerken (3 milyon
512 binden 21 milyon 663 bine); 3. ülkelere ihracat da yüzde 50.8'den 54.5'e yükseldi ( 24 milyon 247
binden 25 milyon 934 bine).
2006 Yılının Ocak-Eylül ayları döneminde toplam ithalat içerisinde en büyük paya sahip ürünler ise;
narenciye, süt ürünleri ve konfeksiyon. 2005-2006 yıllarında önemli mallar itibariyle ithalatımızın
ağırlıklı olarak bir önceki yıla göre artıĢını; yakıt , bilgi iĢlem makileri aksamları,temizlik ürünleri,
meĢrubat meyve suları, elektrik malzemeleri, muhtelif hırdavat eĢyası, Alkollü içkiler ,konfeksiyon
ürünlerindeki artıĢ ile görmekteyiz.
2006 Yılının Ocak-Eylül ayları döneminde toplam ihracat içerisinde en büyük paya sahip ürünler ise;
Narenciye konsantresi, deri iĢleme,konfeksiyon,hurdalar,süt ürünleri ve patates ürün kalemlerinde artıĢ
olarak görmekteyiz.(Tablo 3).
Tablo 3:
Eurochambers etkinliğinde başarılı tanıtım
Eurochambers Academy‟nin Ġrlanda‟nın BaĢkenti Dublin‟de düzenlediği “eBusiness Forum” (Elektronik Ticaret Forumu‟na) Kıbrıs‟tan yalnızca Sanayi Odası
Genel Sekreteri Mustafa Gündüz katıldı. KiĢisel ve kurumsal açıdan baĢarılı bir
tanıtım gerçekleĢti.
10-14 Aralık 2006 tarihleri arasında gerçekleĢtirilen foruma, 13 ülkeden 24 oda
personeli katıldı. Eurochambers‟in bir organizasyonu olan Eurochambers Academy,
seçilen bir konu hakkında atölye çalıĢması yapmak, konu hakkında uzman
konuĢmacıların liderliğinde konuyu katılımcılara tartıĢtırmak, odalar arasında bilgi
alıĢveriĢini sağlamak iletiĢim ağları oluĢturmak ve dostluklar kurmak amacıyla çeĢitli
bölgelerde toplantılar düzenlemekte. Bu toplantılar Eurochambers Genel Sekreter
Yardımcısı Paul Skehan tarafından yönetilmekte.
10 – 14 Aralık 2006 tarihlerinde Dublin‟de düzenlenen Academy Formu‟nun konusu
E-Business olarak seçildi.
Etkinlik, kurumsal ve kiĢisel iliĢkilerin geliĢtirilmesinin yanı sıra, Kuzey Kıbrıs‟ın
tanıtılması, Kıbrıs Türklerinin sıkıntılarının aktarılması, birliğe bağlı odaların
çalıĢmaları hakkında bilgi edinmek ve E-business konusunda geliĢmeleri öğrenerek
bu konuda yapılabilecek çalıĢmaları tespit etmek açısından oldukça yararlı geçti.
Foruma katılan ülkeler ve temsilci sayıları Ģöyle:
“Eurochambers‟den 3, Nurenberg CCI Almanya‟dan 1, Luxemburg CCI
Luxemburg‟dan 1, Madrid CCI Ġspanya„dan 2, Hirefordshire & Worcest. CCI
Ġngiltere‟den 2, Bradford CCI Ġngilter‟den 1, Ġstanbul CC Türkiye‟den 1, Moscow CCI
Rusya‟dan 1, Leningrad CCI Rusya‟dan 1, Pau Bearn CCI Fransa‟dan 1, Paris CCI
Fransa 1, Selanik CCI Yunanistan‟dan 1, Atina CCI Yunanistan‟dan 1, The Hegue
CCI Hollanda‟dan 1, Gööl-en Eemland CCI Hollanda‟dan 1, Helsinki Region CCI
Finlandiya‟dan 1, Cyprus Turkish CI Kıbrıs‟tan 1, Crocian Chamber of Economy
Hırvatistan‟dan 2 ve Antwerp CCI Belçika‟dan 1 kiĢi olmak üzere toplam 24 kiĢi
katıldı.”
Oldukça baĢarılı geçen toplantılar sonucunda baĢta Eurochambers Genel Sekreter
Yardımcısı olmak üzere tüm katılımcılarla iyi iliĢkiler kuruldu.
Genel Sekreter Mustafa Gündüz, dört gün boyunca günde, her biri 1,5 saat süren
ikiĢer konu tartıĢıldığını kaydederek, KTSO olarak mevcut izolasyonları aĢmak için eexport üzerinde çalıĢıldığını aktardı ve bu konuda yönelttiği tüm sorulara cevap
aldığını belirtti.
Dünya Bankası Raporunun Özeti ve Değerlendirmesi
AyĢe Dönmezer
Dünya Bankası uzmanlarının Raporu, ekonomimizdeki olumsuz yönelerle birlikte olumlu ve güçlü
yönleri de dengeli bir Ģekilde ele almakta ve çözüm yolları önermektedir. Küçük pazar büyüklüğü,
siyasi tanımanın olmaması, AB piyasalarına seyahat ve ticaret kısıtlamaları olması, güney ile yaĢanan
ticaretteki sorunlara ve kamunun ekonomideki ağırlığına rağmen, ülkede orta düzeyde bir büyüme
gerçekleĢtirilebildiğini belirtmektedir. Ayrıca, bazı Kurumların deneyimli olduklarını, ülke insanının
eğitim düzeyinin yüksek olduğunu ve bilgiye nasıl ulaĢılacağını bildiklerini ve aynı zamanda insanların
kanuna saygılı olduğunu belirtmektedir.
Rapor, Kuzey Kıbrıs‟ın 1974 den bu yana sürekli Türkiye‟den sağlanan yardım ve kredilerle
desteklendiğini, ancak buna karĢın, bütçe açığının artmaya devam ettiğine vurgu yapmakta, ve bu
nedenle de maliyenin gelir yaratma ve toplama performansının düĢük kaldığını ve bir yandan da bütçe
harcamalarının arttığına dikkat çekmektedir.
Aynı zamanda, ekonomimizdeki reel büyüme yaĢadığımız yıllarda bütçe açığının ĢaĢırtıcı bir Ģekilde
arttığına da vurgu yapmaktadır. Sonuçta özetle mevcut durumun sürdürülemez olduğu tesbiti yapılıyor.
Türkiye ile yapılan Protokollerin, ülkemiz için önemli öncelikleri ve tedbirleri belirlediğini ancak bu
protokoldeki hususların yerine getirilmemesinin herhangi bir yaptırımı olmadığını ve sonuçta
hükümetin yıl içinde ilave para isteyebildiğini belirterek Protokollerin baĢarılı uygulanmadığını tesbit
etmektedir.
Sözkonusu rapor, hükümet için iki seçeneğin bulunduğunu belirtmektedir.
1-Hemen uyum çalıĢmalarına baĢlayarak reformları yapmak. Ancak bunun zor, kısa dönemde
fedekarlık gerektireceğini ancak bu sürecin, ülkede ekonomik büyüme yaĢandığı için daha kolay
olacağını belirtmektedir.
2-Kıbrıs Sorununun Çözümünü beklemek yani eylemsizlik. Turkiye‟ye bağımlılığın artmasını ve güney
ile aradaki ekonomik farkın büyümesini getirecektir.
Rapor, birinci seçenekten yola çıkarak hükümetin; ülkede sürdürülebilir bir büyüme ve AB ile
yakınlaĢmak ve ayrıca Kıbrıs sorununun çözümü döneminde güçlü bir ekonomi ile güçlü bir siyasi
pazarlık yapmak istemesi halinde, atması gereken adımlara, yapması gereken reformlara yer
vermektedir.
Raporda, önerilen reformlar ile ilgili olarak kritik olan 4 alan belirlenmektedir. Bununla birlikte
tamamlayıcı adım olarak da mutlaka ilgili mevzuatların iyileĢtirilmesi, çıkarılması, çeĢitli kurumların
geliĢtirilmesi ve reformlar için gerekli kaynakların ortaya konmasının gerekliliği vurgulanmaktadır.
Raporda belirlenen 4 reform alanı aĢağıda özet olarak yer almaktadır.
1-Mali Sürdürülebilirliği Sağlamak. Gerek vergi ve diğer gelirlerle ilgili gerekse harcamalar için çeĢitli
düzenleme ve reformların yapılması ile bütçe açığının azaltılması ve kamu borcunun kontrol altına
alınması gereklidir. Vergi konusundaki düzenlemelerle birlikte bu baĢlık altında öne çıkan bazı öneriler
ise Ģunlardır.

Emeklilik ve sosyal güvenlik açıklarının boyutu çok büyüktür. KarĢılaĢtırmalarda diğer
ekonomilerden daha yüksek bir yükümlülük olduğu tesbiti yapılmaktadır. Sosyal güvenlik
ve emeklilik ödemelerini düĢünce merkezi bütçe açığı, Türkiyeden alınan yardımlar dahil
(1.5%) fazla vermektedir. Bu itibarla, önemli bir öncelik arzeden Sosyal Güvenlik
Reformunun yapılarak “Uygun, yapılabilir, sürdürülebilir ve sağlam bir sistem kurulması
önerilmektedir.

Verimsiz olan Ekonomik ve mali Transferlerin tedrici kaldırılmasi önerilmektedir. Bu
transferlerin, 1993 lü yıllarda çok küçük bir payı olduğunu ancak daha sonra bu
transferlerin (tarım, belediyeler, diğer mali transferler) korkunç düzeyde artarak GSMH nın
%3‟den %14 lere yükseldiğini vurgulamaktadır.

Kamu sektörünun ücret ve maaslarının GSMH daki paylarının azaltılması önerilmektedir.
Bu payın diğer ülkelere göre yüksek olduğu tesbiti yapılmıĢtır. Bütçe harcamalarının
hemen hemen yarısı personel masraflarına yönelmektedir.

Kamu borcunu (gerek iç gerekse dıĢ borçların)daha iyi yönetilmesi gerektiğini
belirlemektedir. Turkiye‟den alınan yardım ve kredilerin bütçe açığını kapattığı bu nedenle
de borç ödeme ve mali disiplini bozucu etki yaptığını da vurgulamaktadır.
2- Özel Sektörü Geliştirmek başlığı altında önemli görülen başlıklar:
Küçük Pazar büyüklüğü, kamunun ağırlığı ve müdahaleci yapısı, siyasi tanima yokluğu, AB
piyasalarındaki ticaret kısıtlamaları, güney ile ticaret sorunları ülkedeki özel sektörün belli bir yere
gelmesini engellememiĢtir vurgusu yapılmaktadır. Ancak, ülkede sermaye birikiminin çok küçük bir
tabanda meydana geldiğini, sermaye birikiminin üçte birinin de konutlara gittiğini ve bu oranın diğer
ülkelere göre yüksek olduğunu vurgulamaktadır. Bankacılık sektöründe likidite olmasına karĢın,
yatırım talebinin olmadığı belirtiliyor.
Ancak rapor, ülkede öncelikli sektörleri de tesbit ederek ve öne çıkararak büyümek için bazı fırsatlar
olduğunun da altını çizmektedir.
Bu noktada ayrıca, yatırımları teĢvik konusunda, bürokratik takdir hakkının kullanılmaması bunun
otomatik olması gerektiğini belirtmektedir. Bürokrasinin piyasaya yaygın müdahale etmesinin
sermayeyi korkuttuğunu ve ayrıca sürekli af yapılmasının piyasada af beklentisi yarattığı uyarısını
ortaya koymaktadır.
Özel Sektörü GeliĢtirme öngörüsü altında,
 Çok geniĢ olan ekonomik ve mali transferler yerine, çok iyi tasarlanmıĢ ve özel hedeflenmiĢ
taĢimacilik yardımına yönelinmesi,
 Fiziksel altyapının (yol, su, elektrik gibi) iyileĢtirilmesi
 ÖzelleĢtirme sürecinin baĢlatılması
 DıĢ Ticaret politikasinda ihracatın önündeki engellerin kaldırılması
 Rekabeti bozan engellerin kaldırılması önlemleri yer almaktadır.
3-Eğitim Sektörünü geliştirmek öngörüsü altında ise
 Lise, üniversite eğitiminde kaliteyi artırmak
 Mesleki ve teknik eğitim programlarını geliĢtirmek
 Eğitim harcamalarındaki etkinliği artırmak hususları yer almaktadır.
4-İstatistik Konusunda Yatırım Yapmak önemli görülmektedir.
 Ekonomik durumun tam tahlili ve anlalizi icin gereklidir.
 Milli hesaplar, ödemeler dengesi, mali veriler, kamu borcu verileri üzerine kapasitenin
artırılması gerkelidir.
Bu çerçevede, bir program yapıp, önceliklendirilmesinin gerektiği belirtilirken, burada önemli zorluğun
“Ekonomik güçü olan tarafların, toplumun orta ve uzun vadeli refahı karĢılığı özel kazançlarından
vazgeçmeleri konusunda ikna edilmelerinin“ zor olacağına da değinmektedir.
Tabi ki raporda bazı eksiklikler, üzerinden tekrar gidilmesi gereken hususlar sözkonusudur. Bu
eksiklikler reform kararının verilmesi halinde uluslararası uzmanların da desteği ile ele alınabilir. Bu
eksikliklerden önemli olanları iki baĢlık alında aĢağıda yer almaktadır.
Kamu Sektörü Borçlanma Gereği:
Raporda, sadece merkezi bütce açığı detaylı olarak ele alınmıĢ ve değerlendirilmiĢtir. Kamu Sektörü
borclanma gereği ve gerçek açığı gerektiği gibi ele alınmamıĢtır. Kitler ve kamu kuruluĢları (Elektrik
Kurumu, Telekominikasyon Kurumu, Cypruvex, TÜK gibi) , Belediyeler, Kamu Fonlarları ve Sosyal
Güvenlik Sistemlerinin borçlanma gerekleri ve açıkları dahil degildir. Dolayısı ile yapılan
değerlendirmelerin, analizin yeniden yapılması ile, ertelenen yükümlülükler de ortaya konabilecek ve
gerekli tedbirlerin bu çerçevede önceliklendirilmesi de mümkün olabilecektir.
Bazı Sosyal Devlet Politikaları
Raporda, sosyal devlet politikalarından en önemlilerinden biri olan ve geliĢmiĢlik ölçüsü olarak
değerlendirilen Sağlık Sektörü incelenmemiĢtir. Bunun bir bütün olarak ve Sosyal Güvenlik sistemi
iliĢkisi de dahil ele alınması gerekmektedir. Bununla birlikte özellikle ülkemiz için bir diğer önemli
husus olan Çevre de incelenmemiĢtir. Bu eksikliklerin, yine uluslararası uzmanlarca ele alınarak
giderilmesinin yararlı olacağı açıktır.
Sonuç olarak, rapordaki tesbitlere katılmamak mümkün değil.
durumunu net bir Ģekilde ortaya koymaktadır.
Büyük ölçüde ülkemizin gerçek
Bu nedenle, rapora hak ettiği önemin verilmesi yerinde olacaktır. Rapor dünya çapında kredibilitesi
olan Dünya Bankası Uzmanları tarafından yazılmıĢ önemli bir dökümandır. Rapordaki önerilerin
hayata geçirilmesi durumunda yine anılan bankanın uzmanları ile çalıĢılmasının, reformlarla
ilgilenecek olan kurumlara önemli katkı koyacaktır.
Rapordaki önerilerin hayata geçirilmesi için öncelikle “Ġstekliliğin” ve reformları “Sahiplenmenin”
yaratılması gerekecektir. Bunun için, ülkede ilgili tarafları biraraya getirecek “Ekonomik ve Sosyal
Konsey” in oluĢturularak bu konuya eğilmesi olmazsa olmazdır. Anılan Konsey konu ile ilgili olarak
“Ulusal Kalkınma Planı” hazırlıklarını baĢlatarak, kendi altında çalıĢacak çalıĢma grupları ve
uluslararası uzmanların da desteği ile yapılması gerekenleri ortaya koymalıdır. Yapılması gerekenlerin
ortaya konulması ve aksiyon planı hazırlanarak tüm taraflar arasında maksimum kordinasyonun da
temini ile uygulanmasının sağlanması gerekmektedir. Tabi ki planın uygulanması sorumluluğunu
alacak olan Konsey bunun takibinin sorumluluğunu da alacaktır. Aksi durumda, yani yapılacakların
sahiplenilmemesi ve koordineli bir Ģekilde çalıĢılmaması halinde bu çabaların da sonuç vermesi
mümkün olmayacaktır.
ESCON Ltd. hizmete girdi
Açılışı yapan Başbakan Ferdi Sabit Soyer: “Genç nüfusa istihdam sağlayacak
her yatırım siyasal mücadelede geçeceğimiz büyük bir köprüdür”
BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer, ülkede genç nüfusa aĢ ve iĢ imkanı sağlayacak her yeni yatırımın ve
bu konuda atılacak her cesaretli adımın, siyasal eĢitliğe ulaĢmak için verilen mücadelede geçilecek
büyük bir köprü olduğunu vurguladı.
BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer Tosunuoğlu ġirketler Grubu‟na‟a ait beton, beton ürünleri ve termobims
üreten ESCON Ltd‟in açılıĢını 14 Kasım‟da gerçekleĢtirdi.
Gazimağusa Sanayii Bölgesi‟nde yer alan tesisin açılıĢına Sağlık Bakanı EĢref Vaiz ile bazı
milletvekilleri ve diğer yetkililer de katıldı.
BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer açılıĢta yaptığı konuĢmada, Kıbrıs Türk Halkı‟nın, bulunduğu
topraklarda yıllardır bin bir zorluğa karĢı mücadele verdiğini belirterek, bu mücadele sürecinde siyasal
boyut yanında, toplumsal boyut ve ekonomik aktivitenin önemli roller oynadığını kaydetti.
BaĢbakan Soyer, Kıbrıs Türk Halkı‟nın var olma mücadelesi verirken, büyük zorluklara rağmen
ekonomiyi geliĢtirebilme, entelektüel ve üretkenlik enerjisini hayata geçirebilme noktasında da çok
büyük çaba harcadığını vurguladı.
Soyer, Kıbrıs Türk Halkı‟nın mevcut yapı içerisinde, ağır izolasyonlar, enflasyonlar ve
devalüasyonlar altında var olabilmesinde, bu olumsuz koĢullara karĢı koyabilmesinde yaratıcılığının,
üretkenliğinin ve entelektüel birikiminin önemli rolü olduğunu belirtti.
BaĢbakan Soyer, Kıbrıs Türk Halkı‟nın çözüm sürecinde geldiği yeni aĢamada, sanayi, turizm ve
ekonominin diğer alanlarında önemli bir atılım gerçekleĢtirdiğini kaydetti.
Soyer, “Bunu yaparken, kendi özünde var olan birikimin, özellikle dünya ekonomisiyle buluĢma
sürecinde bir kapının hafif açılmasının bu dinamiğin harekete geçirilmesindeki katkıyı kimse inkar
edemez” dedi.
Soyer, ESCON‟un yaptığı yatırımın, ova gibi olan bir yere bir hayatın gelmesini, insan emeğinin, alın
teri ve bilgi birikiminin yarattığı bir değerin yükselmesini sağladığını, civardaki birçok tesisin de böyle
olduğunu ifade ederek, bu geliĢmeyi geliĢtirmenin toplumsal bir görev olduğunu kaydetti.
Soyer, siyasal eĢitlik talebine dayalı çözüm ve AB sürecinde Kıbrıslı Rumlar kadar hak sahibi olma
siyasal mücadelesinin, ekonomik büyüme, geliĢme, demokratik kurumsallaĢmaya ve toplumsal
dayanıĢmaya da dayanması gerektiğinin altını çizdi.
Tosunoğlu ġirketler Grubu Direktörü Hasan Tosunoğlu da, kendi sektöründe en büyük yatırımlardan
biri olan ESCON Ltd‟e Ģu ana kadar 4,8 milyon Euro yatırım yaptıklarını, dünya standartlarında
planladıkları tesisin yapımının yüzde 90 oranında tamamlandığını kaydetti.
Tosunoğlu, hazır beton, beton ürünleri ve termobims üreten tesisin saatte 105 metre küp üretimi ile
Gazimağusa bölgesinin mevcut ihtiyacının yüzde 60‟ını karĢılayacak düzeyde olduğunu anlattı.
Tosunuoğlu, ESCON‟un altı ay önce deneme ve pazar çalıĢmalarına baĢladığını ifade ederek,
bugünkü mevcut yatırımı daha da büyütme arzusunda olduklarını söyledi.
32 yıl önce ülkede tarım dıĢında hiçbir üretim yapılmadığına iĢaret eden Tosunoğlu, bugünkü
yatırımların Kıbrıs Türkü‟nün neler yapabileceğinin bir göstergesi olduğunu kaydetti.
Siyasi baĢarıların ancak ekonomik baĢarılarla birlikte taçlandırılabileceğini belirten Tosunoğlu,
üretime dönük yapılacak her yatırımın siyasi baĢarılar için önemli mihenk taĢı olacağını kaydetti.
Avro‟ya geçiĢ konusunda seminer
Güney LefkoĢa‟da “EMU Yönetimi ve Avro‟ya GeçiĢ” konulu seminer düzenlendi. Seminere Kıbrıs
Türk Sanayi Odası‟nı temsilen Mustafa Gündüz katıldı.
Hilton Otel‟de 30 Kasım‟da düzenlenen seminere, Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟nın yanı sıra, Kıbrıs
Türk Ticaret Odası ile Güney Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası temsilcileri de katıldı.
Kuzey Kıbrıs‟tan seminere katılan temsilciler, Güney Kıbrıs‟ın 2008 yılında Avro‟ya geçtikten sonra
KKTC‟nin bundan nasıl etkileneceği, KKTC‟nin de Avro‟ya geçiĢi konusunda görüĢler dile getirildi.
Avrupa Komisyonu Ekonomik ve Parasal ĠĢler Komiseri Joaquin Almunia‟nın da katıldığı seminerde,
Kuzey Kıbrıs‟ın Avro‟ya geçiĢinin ancak muktesebatın uygulanmasından ve belirli bir hazırlık
döneminden sonra mümkün olabileceği dile getirildi.
Bunun üzerine referandumdan sonra protokol 10‟un Kuzey Kıbrıs‟ın ekonomik yapısının
güçlendirilmesi için Avrupa Komisyonu‟na görev verdiğinin hatırlatılması üzerine, bu çerçevede
Avro‟ya geçilmesinin sorulmaası üzerine yeni olumlu yanıt alınamadı.
KKTC Nereye Koşuyor 2
Yeni bir yıla yaklaĢtığımız bu günlerde yenilenen yıla inat, bizde yenilenen
ziyadesiyle hiç birĢey yok.Tüm mevcut sorunlar halen devam etmekte, üstelik AB
bunu daha da geriletmek çabasında Aralık ayının gelip çattığı bu günlerde gözümüz
kulağımız tamamen AB‟ye endekslenmiĢ, çıkıcak haberleri fermada bekler gibiyiz.
Üstelik bir sonuç çıkmaması ve Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin durma
noktasına gelmiĢ dahi olsa bile. (Kıbrıs sorunu dahil)
ĠĢte tam bu noktada sizlerle Yüce Atatürk‟ün bir sözünü paylaĢmak istiyorum.
Cevap iki aĢamalı ve içinde saklı hani Ģu Sezen Aksu‟nun Adı Bende Saklı Ģarkısı
gibi.
“Efendiler!, Avrupa‟nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileĢmesine
karĢılık, Türkiye tam tersine gerilemiĢ ve düĢüĢ vadisine yuvarlanadurmuĢtur. Artık
vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa‟dan nasihat almak, bütün iĢleri Avrupa‟nın
emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa‟dan almak gibi bir takım zihniyetler
belirdi. Halbuki, hangi Ġstiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle,ecnebilerin
planlarıyla yükselebilsin?. Tarih, böyle bir hadiseyi yazmamıĢtır... “
Size anladığım bu iki cevaplı sözü aynen yorumluyorum. Ġlk bakıĢta sanki AB‟yi
kale almayın deniyor gibi gözüksede aslında bu ne dehalıktır ki, Avrupa‟nın iyi
taraflarını kendinize alın, düstur edinin ama siz yine çalıĢın ve kendinizi muassır
medeniyetler seviyesine çıkarın denmek istenmiĢ olsa gerek diye düĢünüyorum.
Muhtaç olduğumuz kudret herhangi bir Avrupalı‟nın damarlarında dolaĢmıyor ki, bize
kan versin...
Bu bizim kemikleĢmiĢ meselemizdi. ġimdi gelelim KoĢan Adam KKTC‟nin anlatmak
istediğim diğer sorunlarına. Öncelikle 2007‟nin yaklaĢtığı Ģu günlerde özellikle
Telefon Dairesi‟ni özenle takip etmeye devam edeceğim bakalım muassır medeniyet
olmanın gereklerinden biri olan interneti söylendiği gibi bize ocak ayı ve/veya civar
aylarında bağlayacaklarmı, yoksa lütfen tekrar deneyiniz sözünü lugatımızda tutmaya
devam mı edeceğiz.
Yeni GSM projeleri basında boy boy çıkıyor ama sabit telefon Ģebekelerin durumu
pek belli değil. Ülkedeki iki güzide GSM operatörü sanırım fazla fazla hizmet veriyor.
Ve tabi internet konusu. DüĢünsenize zamanın çok değerli olduğu ve insanların
birbiriyle yarıĢtığı Ģu günlerde, tek gözlü internetle dünyaya yavaĢ yavaĢ bakmak
diğer ülkelere nazaran sayfanın baĢını okuyor olmak değil midir?. Devam
edecek.....Saygılarımla...
Kendini üretime adamış herkese...
“Üretmek” insanoğlunun sahip olduğu bir ayrıcalık. Dünyadaki düzenleri değiĢtiren bir olgu.
Ġdeolojileri Ģekillendiren temel yapı. Ġnsan refahının anahtarı. Toplumları yücelten, güçlendiren değer.
Devlet bağımsızlığının esasılarından... Kısacası vazgeçilmez bir değer.
Kıbrıs Türkü, Osmanlı egemenliğinden 1900‟lü yıllara üretimden kopuk, devlet iĢlerine bakan, üretimi
ve ticareti Rum, Ermeni veya diğer müslüman olmayan topluluklara teslim ederek geldi.
Bu üretimden kopuk yapının verdiği zararı Kıbrıs Türkü Ģimdilerde yaĢıyor. Kıbrıs Türkü 1930‟lu
yıllarda çok küçük çaplı üretime baĢladı. Ama aynı adayı paylaĢtığı komĢuları, çoktan üretimi ve
pazarlamayı öğrenmiĢler ticaretin getirisiyle zenginleĢmiĢlerdi.
BaĢkalarının ürettiğini tüketmek en kolay yoldur. Zahmetsizdir, sizi yormaz. Ama üretmek
zahmetlidir, yorucudur ve en önemlisi özveri ve sevgi ister. Ürettiğini sevmelisin, yurdunu sevmelisin,
yurttaĢlarını sevmelisin. Yoksa üretemezsin.
Bu özelliklere sahip Kıbrıslı Türkler‟in sayısı ne yazık ki çok değil. Fakat çok değerlidirler. Çünkü
onlar zor olan yolu seçtiler. Üreterek kazanmayı, yorulmayı, özveriyi ve gerekirse kaybetmeyi göze
aldılar. Eğer bugün sıkıntılı da olsa Kuzey Kıbrıs‟ta üretim ve sanayi varsa, bunu 1930‟lu yıllarda
küçücük dükkanlarında, yokluk içinde inatla ve sevgiyle üretim yapan büyüklerimize borçluyuz.
1974 sonrası sanayi üretiminin devlet iĢi olmadığını biraz geç de olsa anladık ve 1980‟li yıllarda
mevcut tesisleri özelleĢtirerek belki de doğru dürüst üretmeye baĢladık.
Bana göre birĢeyden vazgeçmedik. O da “Osmanlı zihniyeti”nden. Yani günümüzdeki adıyla memur
zihniyetinden. Devlet kurduk ve büyüttük. Ama sanayisini değil, memur nüfusunu büyüttük. Hazırı
yemeyi birinci tercih olarak gördük. “Yollayan var yiyelim, niye üretelim ki” dedik kendi iç dünyamızda.
Ama gün geldi dünyaya açılmak istediğimizi haykırmaya baĢladık. Peki ne ile dünyaya açılacaktık.
Memur kat sayımız va hantal devlet yapımızla mı? Tabii ki hayır. Dünyada üretim, rekabet, pazar
bulma, pazarlama, piyasa, cins cins ekonomi modelleri almıĢ yürümüĢ. Fabrikalar otomasyon
sistemde üretimde, üretim maliyetleri kuruĢuna kadar aĢağlara çekilmiĢ. Ġhtiyaçlar, müĢteri beklentileri
hızla değiĢiyor. Pazardan pay almak için üretim Ģartları, hijyen, kalite belgeleri, sistem belgeleri almıĢ
baĢını gitmiĢ. Üretimi ve dıĢ satımı artırmak için verilen teĢvik çeĢitlerinin haddi hesabı yok.
ĠĢte karĢımızda ekonomisini üretime dayamıĢ koskoca bir dünya. Bir de kendimize bakalım. Üretme
sevgisi taĢıyan insanlarımız kendi yağlarıyla kendi ciğerlerini kavurma çabası içinde. Adına teĢvik dahi
denilemeyecek cılız ve geçici katkılar. Yatırımı teĢvik edecek, dıĢ yatırımcıyı çekecek, mevcudu
geliĢtirecek çabanın “ç”si yok. ĠĢgücü pahalı, devlet memurluğu alabildiğine cazip. Ġthal etmek çok
kolay, girdi maliyetleri nedeniyle üretmek çok zor, küçücük ülkede kocaman dampingli ithal mallar
karĢısında satmak daha da zor.
“Bizde sanayi olmaz” zihniyeti halen revaçta. Bizde ne olur; bizde gelsin para yiyelim, gelsin aybaĢı
ödenelim. Nasıl olsa bizim yanımızda Türkiye var. Türkiye her zaman yanımızda ama dünyaya
açılmak istiyorsak, kendimizi dosta düĢmana “devlet” varlığı olarak göstermek istiyorsak dünyanın
baktığı noktaya bakmalıyız; “Üretime” yani üretim ekonomisine.
Ambargolar kalksın, izolasyonlar kalksın, dünyayla ticaret yapalım. Bunlar haklı ve güzel istekler.
Ama dünya üretimi bizi çiğ çiğ yer. Hatta bizi bir hattın ayırdığı Güney komĢumuz da. Çok mu zayıfız.
Hayır değiliz. Bazı sanayi sektörlerimiz, üretim kalitesiyle, sistemiyle rekabet edecek unsurlara sahip.
Ama yeterli değil.
Bunun yeterli hale gelmesi için toplumumuzun en baĢta da hükümet edenlerin sanayinin yani üretim
ekonomisinin ne kadar önemli olduğunu anlaması ve kabullenmesi gerekir. Sanayinin geliĢmesi için
devletin yapması gereken bir “dünya” dolusu örnek var.
Orda bir “Oda” var uzakta... Olmasın...
Peki sanayicilerimiz tek örgütleri, tek ses vererek birliktelik gösterecekleri, manevi ve eğer
gerekiyorsa maddi destek verecekleri kendilerine ait olan Sanayi Odası‟na ne kadar sahip çıkıyor?
Bana göre çok az. Sanayicinin derdini yalnızca sanayici ve onun kurumu olan Sanayi Odası yani
kendisi anlar. BaĢka oluĢum veya oluĢumlar değil. Hiçbir kurum veya kuruluĢ sanayicinin sorunlarını,
sıkıntılarını dile getirmez, çözümü için çaba harcamaz. Bunu yapacak olan sanayicinin kendisi yani
Sanayi Odası‟dır. Sanayi Odası, yani sanayicinin kurumsal anlamdaki varlığının devamlılığı odanın
güçlülüğüyle doğru orantılıdır.
Odaya verilen destek ne kadar güçlü olursa, sanayicinin her alandaki etkisi o denli güçlü olur.
“Destek” lafı havada kalmasın. En basidinden 400‟ü aĢkın üyesi olan ve ülke istihdamının yaklaĢık
%10‟una sahip bir kuruluĢun, 21. Olağan Genel Kurulu‟nun 57 kiĢi ile yapılmaması gerekirdi. Oda
kimsenin Ģahsi malı değil, üyelerin malıdır. Sanayi Odası yalnızca ateĢ bacayı sardığı zaman
hatırlanacak bir yer olmaktan çıkarılmalı. Kurumuna katkı koyarak onu eleĢtirme hakkını sanayici
kazanmalı. Kurumdan uzak durarak, kurumu eleĢtirmek kimseye bir yarar sağlamaz. Ġnsanın kendi
evine, odasına küsmesi gitmemesi elektrik faturasını ödememesi, damı akıtınca tamir ettirmemesi gibi
birĢey sanırım. Odanın sanayicinin her sorunundan haberi var... Ama paylaĢılan ve çok sesli katkılarla
yılmadan mücadele etmek ve herkesin elini taĢın altına sokması gerekir ki, ancak o zaman diĢe
dokunur sonuçlar elde edebilsin.
Etkinlik ve iĢ yapmanın her zaman değiĢmeyen iki unsuru var, önce manevi ve sonra maddi katkı
veya destek. Kendini üretime adamıĢ herkes odaya, yani kendinisine sahip çıkmalı.
Kendini üretime adamıĢ herkese teĢekkürler...
Gazioğlu entegre tesisleri törenle hizmete girdi
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat: “Nihai hedefimiz tayvanlaşmak değil”
CumhurbaĢkanı Mehmet Ali Talat, “Bizim nihai hedefimiz izolasyonlardan kurtulup TayvanlaĢmak
değildir” dedi ve Kıbrıslı Türkler‟in, Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin yeni oluĢumunda eĢit ortak olarak yer almak
istediğini ve dünyada bu Ģekilde tanınarak söz sahibi olmayı hedeflediğini vurguladı.
A. Mehmet Gazioğlu & Sons LTD‟in Gazimağusa‟daki Entegre Ġçecek Tesisleri 6 Kasım‟da hizmete
girdi. Tesislerin açılıĢını CumhurbaĢkanı Mehmet Ali Talat yaptı.
Gazimağusa‟da Küçük Sanayi Bölgesi yakınlarında faaliyete baĢlayan fabrikanın açılıĢında,
CumhurbaĢkanı Talat‟ın yanı sıra BaĢbakan Yardımcısı ve DıĢiĢleri Bakanı Turgay Avcı, Gazimağusa
Kaymakamı Ġsmail Gündost, Ġskele Kaymakamı Ahmet Cenk Musaoğluları, Gazimağusa Belediye
BaĢkanı Oktay Kayalp, Gazimağusa Polis Müdürü Erdal Emanet ile davetliler de hazır bulundu.
AçılıĢ töreninde, bir dakikalık saygı duruĢu ve folklor gösterisinin ardından Ģirket Direktörü Ahmet
Gazioğlu bir konuĢma yaparak Ģirketin geçmiĢi ve bugünkü durumu hakkında bilgi verdi.
Gazioğlu, konuĢmasında, gurur ve mutluluk duymakta olduğunu, Ģirketinin 25. yılını, Ġskoçya‟nın
sayılı firmalarından Montrose Whisky Company ile 20. çalıĢma yılını ve Güney‟den gelen tüm
engellemelere rağmen 1991 yılından beri Avusturya‟nın Viyana kökenli Ottakringer firmasıyla
birlikteliğin de 15. yılını yaĢadığını kaydetti.
Gazioğlu, Ģirketin, 25 yıl önce 230 metrekarelik alanda, toplam 5 kiĢiyle, tek tip Safa Kıbrıs Konyağı
ile iĢe baĢladığını, bugün açılıĢı yapılan tesisin ise, toplam 25 bin metrekare alan üzerinde 10 bin
metrekare kapalı alan, 7500 metrekarelik altyapısıyla 3 yıl sürede tamamlanarak devreye sokulduğunu
kaydetti.
Tesislerin 400 metrekarelik idari bina, Safa Ġçki Fabrikası, Gürpınar Su Fabrikası, Gold Fassl Bira
Fabrikası, Rakı Damıtma Ünitesi ve Kazan Dairesi, 2000 metrekarelik kapalı alan üzerine inĢa edilmiĢ
pazarlama ve dağıtım bölümü, jeneratör odası, trafo odası ve sosyal binadan oluĢtuğunu anlatan
Gazioğlu, tesislerin yapımının kolay olmadığını ve 8 milyon Euro para harcandığını söyledi.
ÇeĢitli ambargo ve kısıtlamalar olmasına rağmen yatırım yapanları desteklediğini ifade eden
Gazioğlu, baĢarılı olmak için sürekli hedef büyütmenin önemine dikkat çekti.
Gazioğlu, Ģirketi “üç ortağım” diye nitelediği üç oğluna miras bırakacağını söyleyerek, oğullarının bu
mirası ileriye götürerek ülkeye faydalı iĢler yapmaları dileğinde bulundu.
Gazioğlu, tesislerde emeği geçen baĢta Devlet Planlama Örgütü ve Kıbrıs Kalkınma Bankası olmak
üzere tüm kiĢi, kurum ve kuruluĢlara teĢekkür etti.
CumhurbaĢkanı Mehmet Ali Talat da konuĢmasında, Ahmet Gazioğlu‟nun sürekli hedef büyüterek
baĢarılı olduğunu, bu baĢarısının süreceğini söyleyerek, Gazioğlu‟nun felsefesini desteklediğini dile
getirdi.
Yatırımcı Gazioğlu‟nun, 5 kiĢiyle iĢe baĢladığı dönemde ambargoların daha yoğun yaĢandığını
hatırlatan Talat, uygulanan ambargoların haksız olduğunu, bunun bugün anlaĢılmaya baĢlandığını
kaydetti.
Talat, Gazioğlu‟nun yaptığı yatırımların, “domino etkisi” yaratarak izolasyonların daha da
zayıflatılmasına ve yok edilmesine yararı olacağını belirtti.
“Bizim nihai hedefimiz izolasyonlardan kurtulup TayvanlaĢmak değildir” diyen Talat, Kıbrıslı Türklerin
bugüne kadar ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin yeni oluĢumunda eĢit ortak olarak yer almak
istediğini ve dünyada bu Ģekilde tanınarak söz sahibi olmayı hedeflediğini vurguladı.
Ekonomisi güçlü bir halkın masada elinin güçleneceğini de kaydeden Talat, ekonomisi zayıf ülkelerin
yönetimlerinin müzakere ve pazarlık gücünün olamayacağını belirtti.
CumhurbaĢkanı Talat, KKTC ekonomisinin güçlenmesi için herkesin çaba göstermesi gerektiğini de
söyleyerek, Ahmet Gazioğlu ve tesislerde emeği geçenlere baĢarıların devamını diledi.
Talat‟ın konuĢmasının ardından, yetkililere hediye sunuldu ve daha sonra CumhurbaĢkanı Talat,
tesislerin açılıĢını yaptı. Tesislerin gezilmesinden sonra ise, Rüya Seven‟in mini konseri ve kokteyl
gerçekleĢtirildi.
21. Olağan Genel Kurul yapıldı
11 asil üye; Salih Tunar, Musa Sönmezler, Ali Çıralı, Salih Özler, Galip Yüksel,
Hasan Onalt, Hasan Tosunoğlu, Derviş Tarımer, Çavlan Paralik, Candan
Avunduk ve Mahmut Sarper olarak belirlenirken, 3 yedek üye ise, Ahmet
Çıraklı, Mustafa Kaymak ve Lisani Deniz olarak belirlendi
Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟nın (KTSO) 21. Olağan Genel Kurulu 25 Kasım‟da
yapıldı.
Ticaret Odası Mustafa Çağatay Konferans Salonu‟nda yapılan genel kurula,
BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Asım Vehbi, Ana
muhalefet UBP Milletvekili Hasan Taçoy, DP Genel BaĢkanı Serdar DenktaĢ, BDH
Genel Sekreteri Mehmet Çakıcı, Güney Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası BaĢkanı
Mantos Mavromatis, Ġngiliz Yüksek Komiserliği Ticaret AteĢesi David Brown, Fransız
Elçiliği Ticaret MüĢaviri Catherine Grosbois ile TC LefkoĢa Büyükelçiliği müĢavirleri
ile sanayiciler ve iĢadamları katıldı.
Divan BaĢkanlığı‟nı Mehmet Küçük‟ün yaptığı oturumda, Mustafa Alp ve Ali
Kandulu da sekreterlik görevlerini üstlendiler. Genel Kurul‟da ilk konuĢmayı Oda
BaĢkanı Musa Sönmezler yaptı.
Sönmezler “fikirler dizisi olmaktan öteye gidemeyen” Finlandiya önerilerinin ticari
izolasyon da dâhil hiçbir izolasyonu ortadan kaldırmadığını ve Ercan Havaalanı‟nın
uluslararası trafiğe açılmasını içermeyen hiçbir paketin ticari izolasyonu
kaldıramayacağını vurguladı.
Sönmezler, Sanayi Odası‟nın ada içerisinde ve ada ile dünya pazarları arasında
her türlü mal ve hizmet dolaĢımının önündeki engellerin kaldırılmasından yana
olduğunu söyleyerek, bunun devamlı surette her platformda mücadelesini verdiklerini
kaydetti.
Ortada bazı yükümlülükler bulunduğunu da hatırlatan Sönmezler, yükümlülüklerin
karĢılıklı olduğunu, Türkiye‟nin AB‟ye olan yükümlülükleri yanında, AB‟nin de
KKTC‟ye uygulanan izolasyonun kaldırılması konusunda Kıbrıs Türk halkı ve TC‟ye
karĢı yükümlülükleri olduğunu belirtti.
Mal ve hizmet dıĢsatımının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini ve
önerilerinin net olduğunu belirten Sönmezler, “Ġzolasyonlardan doğan navlun farkı
ihracatçının omuzlarında kaldığı sürece Kuzey Kıbrıs‟tan ihracat yapmak imkânsızdır.
Bu nedenle FOB ihraç fiyatlarımızı C&F yapın, yani ihracat navlununun tümünü
destekleyin” Ģeklinde konuĢtu.
Sönmezler, piyasada ithal dampingli ürün bulunduğunu da belirterek, yetkililerin
bunu kabul etmediğini ve anti-damping yasasını beklemelerini tavsiye ettiklerini
söyledi. Sanayicinin beklemeye tahammülü olmadığını belirten Sönmezler, “Ġthalatta
Haksız Rekabetin Önlenmesi Yasa Tasarısı” ile “Rekabetin Korunması Yasa
Tasarısının” eĢ zamanlı çıkarılması ve yürürlüğe konulmasını talep etti.
Sönmezler daha sonra hükümet krizi öncesi Ekonomi ve Maliye bakanlıklarına
sunmuĢ oldukları önerileri katılımcılara okudu.
BaĢkan Musa Sönmezler, Basın DanıĢmanı Hüseyin Ezgin ve Oda Genel Sekreter
Yardımcısı Evren Özbayraktar tarafından hazırlanan, “1934-1970 Kıbrıs Türk Üretimi”
ve “1974‟den günümüze Kıbrıs Türk Sanayisi” adlı sunumular ile Sanayi Odası‟nın
yaptığı ülke içi ve ülke dıĢı faaliyetler hakkında bir sinevizyon gösterisi sundu.
Genel Kurul‟da BaĢbakan Soyer de bir konuĢma yaparak Kıbrıs‟ta çözüme
ulaĢılmadan AB‟ye giren Rum Yönetimi‟nin dayatmacı ve hâkimiyetçi anlayıĢının
sürdüğünü, bunların Kıbrıs Türklerini yıldıramayacağını, Kıbrıs Türklerinin çözüm
siyasetine devam ederek geliĢmeyi ve kalkınmayı sürdüreceğini dile getirdi.
Rumlar‟ın AB‟ye Protokol 10‟a göre dâhil edildiğini söyleyen Soyer, 10. protokolün
içerisinde Kuzeyde müktesebatın uygulanamayacağı ile birlikte Kıbrıs
Cumhuriyeti‟nin ortak kurucusu Kıbrıs Türk tarafının AB‟nin siyasi ve ekonomik
bünyesi dıĢında kalamayacağı maddesi bulunduğuna iĢaret etti.
Soyer, aynı protokolün 7. maddesinin de “Kıbrıs‟ın AB üyeliğinden Kıbrıslı Türkler
ve Rumlar yararlanır” ifadelerini içerdiğini kaydederek, Kıbrıslı Türklerin çözüm
iradesine sahip olmaları nedeniyle AB tarafından ekonomik geliĢiminin
öngörüldüğünü söyledi. “ĠĢte bu yüzden izolasyonun kaldırılması AB‟nin yasal
mükellefiyetidir ve bunlar üzerinde duracağız” diyen Soyer, Kıbrıslı Türklerin e-ticaret
yapabildiğini, fakat spor, kültür ve ekonomik iliĢki kuramadığını kaydetti.
Rumlar‟ın son günlerde akıl dıĢı iĢler yapmaya baĢladığına da iĢaret eden
BaĢbakan, milliyetçi, Ģovenist ve terörist duyguların okul olaylarına taĢındığı, Kıbrıslı
Türklerin tutuklanmasını öngören yasalar çıkarıldığını belirterek, “ihbarı veri kabul
edeceğiz” söyleminin dünyada baĢka hiçbir ülkede olmadığını vurguladı.
KKTC‟de din, dil, ırk ayrımı gözetmeden herkesin serbest ve özgür biçimde
dolaĢabildiği, alıĢ-veriĢ yapabildiği bir ortam yaratacaklarını kaydeden Soyer,
“ĠnĢaatlar da yapacağız, her Ģeyi yapacağız. Milli gelirimiz 11 bin Dolara çıkmıĢtır, 22
binlere çıkaracağız. Önümüzdeki ay içerisinde Rekabet Yasası‟nı geçireceğiz, vergi
yasalarında değiĢiklikler yapıp Veraset Vergisi‟ni de kaldıran/düzenleyen yasayı da
getireceğiz” Ģeklinde konuĢtu.
UBP Milletvekili Hasan Taçoy da konuĢmasında KKTC halkının çok büyük acılara
katlanarak bugünlere geldiğini kaydederek, genel kurulda bulunanlara 26 Nisan 2004
Avrupa Komisyonu kararını hatırlattı.
Taçoy, daha önceki dönemlerde Kıbrıslı Türkler‟e “motivasyon olsun diye” önerilen
Mali Yardım, Direkt Ticaret ve YeĢil Hat tüzüklerinin, Lüksemburg‟da pazarlık konusu
yapılmaya baĢlandığına dikkat çekti ve bunların halkın moralini kırdığını belirtti.
Yunanistan ile Güney Kıbrıs‟ın AB üyesi, Türkiye‟nin ise AB Gümrük Birliği üyesi
olduğunu kaydeden Taçoy, Kıbrıslı Türklere ise nerede olduklarının ve nereye
varacaklarının da söylenmediğini belirtti.
Taçoy, bir yandan Kıbrıs Türklerinin
bunlarla uğraĢırken bir yandan diğer tarafın halen daha “nihai hedef olarak Girne‟ye
bayrak dikmekten bahsettiğini” kaydetti.
Sanayi Fuarı konusuna da değinen Taçoy her yıl yapılan yerli sanayi fuarının bu yıl
yapılmamasının üzüntü verici olduğunu kaydederek, bunun ülke sanayiinin yok
olduğu veya göz ardı edildiği imajını verdiğini söyledi.
Taçoy konuĢmasının sonunda yerli ürünlerin tüketilmesinin ülke ekonomisine katkı
yapacağını da sözlerine ekledi.
DP Genel BaĢkanı Serdar DenktaĢ da konuĢmasına inatla ve azimle yatırım ve
üretim yapmaya çalıĢan sanayicileri kutlayarak baĢladı ve “Kimse size bir Ģeyleri
hazır sunmadı, sizler yoktan var ettiniz” Ģeklinde konuĢtu.
Rumlar‟la bir çözüme ulaĢmanın artık mümkün olamayacağını herkesin anladığını
söyleyen DenktaĢ, sürekli olarak “barıĢ olacak, birleĢme olacak, AB‟ye gireceğiz”
söylemleriyle halka moral pompalamaya çalıĢmanın da artık hiçbir iĢe yaramadığını
kaydetti.
Gambari‟nin görüĢmelerin baĢlaması talebine iki taraftan da olumlu yanıt geldiği bir
dönemde, okulda Türk öğrencilerin dövüldüğünü ve Rumların yeni mal-mülk
yasasının ortaya atıldığını kaydeden Serdar DenktaĢ, bunların moralleri bozduğunu
kaydetti.
Esas üzücü olan olayın Rumlar‟ın Türk tarafının iĢleyen bir damarını tıkamasından
çok Türk tarafının bir emirnameyle “Rumlar‟ın talep ettiği moratoryumun” hükümet
tarafından uygulanması olduğunu savunan DenktaĢ, kendisini dinleyenlere “Acaba
dünyanın bize uyguladığı izolasyon mu daha kötü, yoksa bu kendi kafamızdaki
izolasyon mu?” diye sordu. DenktaĢ, inĢaat sektörünü vuran bu durumun zamanla
bankacılık ve finans sektörünü de vuracağını belirterek, Türk ve Rum tarafı
arasındaki uçurumun daha da açılacağına dikkat çekti.
AB‟nin “24.5‟uncu” üyeyi sorunuyla birlikte içine aldığını kaydeden DenktaĢ, “biz de
osmosisle değil, yeni bir oluĢumla AB içinde yer alarak, olmadı AB‟ye komĢu; dıĢında
kalarak yolumuza devam edeceğiz” Ģeklinde konuĢtu.
BDH Genel Sekreteri Mehmet Çakıcı da konuĢmasında Kuzey Kıbrıs‟ın özgürlüğe,
barıĢa, insanca, iyi bir Ģekilde yaĢamaya susayan insanların ülkesi olduğunu
söyleyerek, Ģehitlerin de bu mücadeleyi verdiklerini, Ģiddetten uzak insanların mutlu
yaĢadığı bir ülke hayal ettiğini söyledi.
DıĢ dünyayla çalıĢabilen, sendikal ve sosyal haklarını elde etmiĢ, toplumsal ve
bireysel haklara sahip insanlar görmek istediğini kaydeden Çakıcı, politikayı “geleceği
okumak” olarak gördüğünü ifade etti.
BaĢbakan Soyer‟in Protokol 10‟la ilgili sözlerini de eleĢtiren Çakıcı, Soyer‟in
söylemlerinin yanlıĢ olduğunu savunarak “Müktesebat Kuzeyde geçerli olmadığı için
Orams davasında haklı bulunduk” Ģeklinde konuĢtu.
Rumlar‟ın çözüm için motivasyona sahip olmadığını da yineleyen Çakıcı, Türkiye‟yi
sıkıĢtırarak istediğini elde edebilecek olmasından dolayı Rum tarafının aceleci
davranmadığını dile getirdi.
Genel kurula katılanlara yanında getirdiği Girne Emirnamesi‟ni de gösteren Çakıcı,
bu emirnamenin “bazı yasadıĢılıklara kılıf” olarak hazırlandığını iddia etti.
Son olarak kürsüye gelen Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Asım Vehbi bazı
siyasilerin birbirlerine küs olduğunu söyleyen Mehmet Çakıcı‟ya cevap olarak,
KKTC‟de küslüklere yer olamayacağını, zamanın daha da kenetlenerek sorunları
çözme zamanı olduğunu söyledi.
Turizm, eğitim ve üniversite konularında çok ciddi sanayi yatırımları yapılabileceğini
söyleyen Vehbi, Ģu an KKTC‟ye 70‟ten fazla ülkeden öğrenci geldiğini, fakat bu
öğrencileri ülkeye getirmenin de bazı sorunlarla karĢılaĢtığını söyledi.
Vehbi, KKTC‟de öğrenim görecek bir öğrencinin bir sorunu olduğunda ülkesinin
büyükelçiliğini aradığını veya KKTC hakkında bilgi almak için kendi ülkesinde
büyükelçilik bulamadığını söyledi.
Vehbi ayrıca “küçük ortak” olarak hükümette yer aldıklarını hatırlatarak, Sanayi
Odası‟yla her türlü çalıĢmaya ve iĢbirliğine hazır olduklarını söyledi. Vehbi yurtdıĢında
yeni temsilcilikler açılacağını da sözlerine ekleyerek, bu temsilciliklerin “trafik polisi
gibi çalıĢıp bazı bakanları ağırlayıp gezdirmek yerine” potansiyel açıdan daha faydalı
olacaklarını da vurguladı.
Güzey ġemsettin‟in yeniden Murakıp olarak belirleyen Kıbrıs Türk Sanayi Odası 21.
Olağan Genel Kurulu, yeni Oda Yönetim Kurulu‟nun 11‟i asil ve 3 de yedek üye
olmak üzere toplam 14 kiĢinin seçimiyle tamamlandı.
11 asil üye Salih Tunar, Musa Sönmezler, Ali Çıralı, Salih Özler, Galip Yüksel,
Hasan Onalt, Hasan Tosunoğlu, DerviĢ Tarımer, Çavlan Paralik, Candan Avunduk ve
Mahmut Sarper olarak belirlenirken, 3 yedek üye ise Ahmet Çıraklı, Mustafa Kaymak
ve Lisani Deniz olarak belirlendi. Sanayi Odası BaĢkanlığına 28 Kasım Salı günü
yapılan ilk Yönetim Kurulu toplantısı ile Salih Tunar getirildi.
İslam Ülkeleri Ticareti Geliştirme Merkezi Direktörü Allal Rachdi:
“Her türlü desteği vermeye hazırız”
Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟nı ziyaret eden Ġslam Ülkeleri Ticareti GeleiĢtirme Merkezi
Direktörü Allal Rachdi, Kuzey Kıbrıs‟ın her alanda geliĢmesi ve baskılardan
kurtulması için her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ifade etti.
BaĢkan Musa Sönmezler, BaĢkan Yardımcısı Galip Yüksel ve Genel Sekreter
Mustafa Gündüz‟ün hazır bulunduğu ziyaret bugün (27.11.06) saat 10.30‟da
gerçekleĢti.
Ġslam Ülkeleri Ticareti GeleiĢtirme Merkezi Direktörü Allal Rachdi ve Merkezin
GeliĢtirme ve AraĢtırma Bölüm Direktörü Dr. El Hassane Hazaine, Kuzey Kıbrıs‟ın
güzel ve standartları yüksek bir ülke olduğunu, içinde bulunduğu sıkıntıları aĢmak için
merkezin her türlü desteği vermya hazır olduğunu dile getirdi. Direktör Allal Rachdi,
57 ülkenin kendilerine üye olduğunu belirterek, “Ekonomik, ticari ve Kuzey Kıbrıs‟ın
içinde bulunduğu durumdan kurtulması için sizleri her alanda savunmaya, iliĢkileri her
yönüyle geliĢtirmeye hazırız” dedi.
Birçok büyük fuarlar organize ettiklerini, ticari, ekonomik ve piyasa araĢtırmaları
yaptıklarını anlatan Allal Rachdi, “Tüm bunları sizlerle paylaĢmaya hazırız.
Fuarlarımızda sizlere ücretsiz yer verebiliriz. Eğitim çalıĢmalarımıza katılabilirsiniz.
Web sitemizde düzenlediğimiz sanal fuarlara ücretsiz katılabilir, yine e-kataloglarda
ücretsiz yer alabilirsiniz” diye konuĢtu.
BaĢkan Musa Sönmezler, Allal Rachdi‟nin gösterdiği yakın ilgi ve desteğe teĢekkür
ederek, yapılan çağrıları değerlendireceklerini ifade etti. Sönmezler, “Öneriler, Ġslam
ülkeleriyle iliĢkilerimizi geliĢtirmek için çok iyi bir platformu iĢaret ediyor. Biz ticaret ve
iĢbirliği yapmaya hazırız” dedi.
Allal Rachdi, merkezin yaptığı çalıĢmalar ve etkinlikler hakkında detaylı bilgiler verdi
ve Sanayi Odası‟nın üyelerinin faaliyetlere katılması için resmi davetlerin
gönderileceğini sözlerine ekledi.
Büyükelçi Aydan Karahan’dan odamıza veda ziyareti
TC LefkoĢa Büyükelçisi Aydan Karahan ve beraberindeki heyetle, Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟na 17
Kasım 2006 tarihinde bir veda ziyaretinde bulundu.
Ziyarette BaĢkan Musa Sönmezler ve bazı yönetim kurulu üyeleri hazır bulundu. Büyükelçi Aydan
Karahan‟a BaĢkan Musa Sönmezler bir anı plaketi sundu.
Koop Süt Arapahmet İlkokulu öğrencilerine süt
dağıttı
Süt ve Sıvı Ürünleri Pazarlama Kooperatifi Ltd. (Koop Süt), “süt iç süper ol” sloganıyla LefkoĢa‟da
Arapahmet Ġlkokulu öğrencilerine 26 Aralık‟ta süt dağıttı.
Koop Süt‟ten yapılan açıklamaya göre, YDÜ ĠletiĢim Fakültesi Halkla ĠliĢkiler ve Tanıtım Bölümü
öğrencilerinin sütün faydalarını ilkokul öğrencilerine anlatmasından sonra öğrencilere sütün faydalarını
içeren broĢürler dağıtıldı ve sınıf panolarına afiĢler asıldı.
Arapahmet Ġlkokulu Müdürü Sami Özverel, bu organizasyonun kendi okulunda düzenlenmesinden
duyduğu memnuniyeti ifade ederek, “süt iç süper ol” sloganının çocuklar üzerinde etkili olacağına
inandığını söyledi.
Özverel, çocukların “sütün faydaları” hakkında bilgilendirilmelerinin önemine dikkat çekerek, Koop
Süt ile YDÜ öğrencilerine teĢekkür etti.
Öğrencilere dağıtılan sütün faydalarına iliĢkin broĢürlerde ise, “Süt büyümeyi hızlandırır, diĢleri korur
ve çürükleri önler, saç ve tırnak oluĢumunda rol alır, yaraların çabuk kapanmasına yardımcı olur,
beynin geliĢiminde ve çalıĢmasında faydalıdır” ifadeleri yer aldı.
VI. Dünya İşadamları Kurultayı’nda yer aldık
KobiEfor‟un sponsorları arasında yer aldığı Dünya Türk ĠĢadamları VI. Kurultayı 1819 Kasım‟da gerçekleĢtirildi. Kurultayın açılıĢına TC BaĢbakanı Recep Tayyip
Erdoğan‟ın yanısıra, TC Devlet Bakanı ve BaĢmüzakereci Ali Babacan, TC Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan, TC Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali CoĢkun, Ġstanbul Valisi
Muammer Güler, yurtdıĢında faaliyet gösteren bin 500 Türk iĢadamı, iĢ ve siyaset
dünyasının temsilcileri katıldı.
Kurultaya Sanayi Odası‟nı temsilen, BaĢkan Musa Sönmezler, BaĢkan Yardımcısı
Galip Yüksel, Sayman Ali Çıralı ve üye Altekin Alpal yer aldı.
Dünyanın farklı bölgelerinden yaklaĢık bin 500 Türk iĢadamı, “Türkiye'ye yatırım,
geleceğe yatırım” sloganıyla Ġstanbul'da buluĢtu. Dünya Türk ĠĢadamları 6'ncı
Kurultayı'nda biraraya gelen iĢadamları Türkiye'nin aydınlık geleceğiyle birlikte daha
da geliĢeceklerine inanıyor. Kurultay, 1996 yılından bu yana 2 yılda bir düzenleniyor.
BaĢbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk iĢadamlarının çok geniĢ coğrafyalarda iĢ
yaptığını gördüğünü ve bundan ülke adına büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
Erdoğan, artık iĢadamlarının iç ekonomik dengelerden emin olarak dünyaya daha
rahat açılabildiğini belirterek, “Yarın ne olacak korkusunu çok Ģükür geride bıraktık”
dedi. BaĢbakan Erdoğan, Türkiye'de Ģu anda tek haneli enflasyon sürecinin devam
ettirildiğini belirterek, Ģöyle devam etti: "Faizin yüzde 8 bine, yüzde 5 bine çıktığı
günler yaĢadık. ġu anda faiz yüzde 19-20 ama bunu asla yerinde görmüyoruz.
Faizde de tek haneye düĢeceğiz."
BaĢbakan, Türkiye'de küresel sermayenin adının yabancı sermaye olduğunu, bunu
değiĢtirdiklerini belirterek, Ģunları söyledi: "Paranın mademki dini, ırkı, vatanı, milleti
yok, o zaman bunun yabancısı olmaz. Artık küreselleĢen bir para var. Bunu ülkemize
çekeceğiz. Bunların arasında ayrım yapmayacağız."
Devlet Bakanı ve BaĢmüzakereci Ali Babacan ise bu yıl geçici olarak enflasyon
hedefinden bir miktar uzaklaĢılsa da 2007 enflasyon hedeflerinin yerinde durduğu-nu,
yüzde 4 olan bu hedefe ulaĢmak üzere tüm politikaların ciddiyetle uygulandığını
söyledi. Türkiye'nin yaĢadığı krizlerin pek çoğunun yönetim krizleri olduğunu ve
ülkede yıllarca enflasyonun kasıtlı olarak üretildiğini ifade eden Babacan, "Dört yıldır
düĢüyor. Laf olsun diye konuĢmuyoruz. 'Bugünü kurtaralım, milletin hoĢuna gidecek
bazı Ģeyler söyleyelim, yarına bir Ģeyler daha buluruz' böyle bir Ģey yok. Aldatan
olmayacağız" dedi.
Türk girişimcisi dünyanın fatihi
Kurultay baĢkanlığını 2002 yılında Sakıp Sabancı'dan devralan Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (TOBB) BaĢkanı Rifat Hisarcıklıoğlu yaptı. Hisarcıkloğlu, “Türkiye‟yi
vazgeçilmez kılan Türk ekonomisinin ağırlığı ve Türk iĢadamlarının müteĢebbis
gücüdür. Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ülkelerinin yaptığı toplam sanayi malları
ihracatının yüzde 65'ini Türkiye tek baĢına yapmaktadır” diye konuĢtu. Hisarcıklıoğlu,
2010 yılında yalnızca AB sınırları içindeki Türk giriĢimcilerinin sayısının 150 bine,
bunların sağlayacakları istihdamın 900 bine ve cirolarının yaklaĢık 100 milyar euroya
ulaĢmasının beklendiğini bildirdi.
Dünya Türk ĠĢadamları Vakfı BaĢkanı Ertuğrul Önen de "Biz ülkemizin aydınlık
geleceğine inanıyor ve kendi geleceğimizi ülkemizin geleceğinde görüyoruz" diye
konuĢtu.
İşadamları Türkiye için çalışıyor
Kurultay kapsamında ayrıca dünyanın çeĢitli ülkelerinde yatırımları bulunan Türk
iĢadamları da tecrübelerini katılımcılarla paylaĢtı. Moskova‟daki Rus-Türk ĠĢadamları
Birliği BaĢkanı Ali Ġhsan Ahıskalıoğlu, Rusya'daki Türk iĢadamlarının, Türkiye‟nin
geleceği için çalıĢtığını söyledi. Rusya ile Türkiye‟nin iliĢkiler açısından pozitif bir
dönem yaĢadığını dile getiren Ahıskalıoğlu, iki ülke arasındaki potansiyele ve
Rusya‟daki baĢarılı Türk yatırımcılara dikkat çekti.
ABD Houston‟daki Türk-Amerikan ĠĢadamları Derneği BaĢkanı Doğan Baysal,
Türkiye'den aldıkları verim ve yaratıcılığı hiçbir yerden alamadıklarını söyledi.
Türkiye‟deki yatırım olanaklarına dikkat çeken Baysal, özellikle servis sektöründeki iĢ
gücüne vurgu yaptı.
Avustralya Türk Sanayici ve ĠĢadamları Derneği BaĢkanı Mehmet Ali KaramemiĢ,
"Avustralya'daki Türkler oradaki bilgi birikimi ve sermayelerini Türkiye'ye getirmek
istiyorlar"dedi. KaramemiĢ'in Avustralya'daki Ģirketleri 90 milyon doların üzerinde ciro
yapıyor.
7 yaĢında Avustralya'ya giden Rıdvan Manav, "Avustralyalılar hindi diye dalga
geçerlerdi. Her gün kavga ediyordum. Tekvando, boks ve judo öğrendim. ġimdi
mesleğim oldu. Avustralya'da 7 tane spor okulum var" dedi. Manav'ın yıllık cirosu 2
milyon dolar.
Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu ĠnĢaat Bölüm BaĢkanı Rıza
AtaĢ, "GüreĢçiydim, spor karĢılaĢmaları için ABD'ye gidip gelirken orada yaĢamaya
karar verdim. New York'ta 'Ġstanbul' adında 5 restoranım ve inĢaat Ģirketim var" dedi.
Seba DıĢ Ticaret, demir - çelik sektörüne yönelik faaliyet gösteriyor. Merkezi
ABD'de bulunan firmanın BaĢkan Yardımcısı Ünal Baysal, "ĠnĢaat sektörünü
hedefliyoruz. Türkiye'den aldığımız demir - çeliği Amerika'ya götürüyoruz. Ciromuz
100 milyon dolar" dedi.
Faize Berger, 20 yıl önce kendisini geliĢtirmek amacıyla Almanya'ya gitmiĢ. Kimya
ve iĢletme eğitimi almıĢ. Kendi Ģirketinde danıĢmanlık hizmeti veren Berger, "Ġlaç
Ģirketleriyle çalıĢıyorum. Mikro ve nano teknolojinin Türkiye'ye transferi konusunda
çalıĢma yapıyorum" dedi.
Nihal Muradoğlu Arizona'da yaĢıyor. Orada danıĢmanlık yapan Muradoğlu, "ġu
anda Hollanda'daki bir proje üzerine çalıĢıyorum. DanıĢmanlık görevi yapıyorum.
ÇalıĢma konularım inovasyon ve eğitim. 1962 yılından beri yurtdıĢındayım. Eğitim
amacıyla gittim vekaldım. ġimdi deneyimlerimi Türkiye'ye aktarmak için çalıĢıyorum"
dedi.
Türkiye’ye yatırım fırsatını kaçırmayın
“Türkiye Yatırımcılarıyla BuluĢuyor” konulu panelin baĢkanlığını TOBB Yönetim
Kurulu Üyesi, EBSO BaĢkanı ve Kurultay EĢbaĢkanı Tamer TaĢkın yaptı. Panele
katılan Alman Kalkınma Bankası (KFW) Yönetim Kurulu Üyesi ve KFW-IPEX Bank
Yürütme Kurulu BaĢkanı Peter Klaus, KFW'nin geliĢmekte olan ülkelere sundukları
destekler hakkında bilgi verdi. 1960'lardan bu yana Türkiye‟de bulunduklarını dile
getiren Klaus, “Türkiye ekonomisi hızlı geliĢiyor. Uluslararası yatırımcılar, bankacılar
Türkiye'yi yeniden keĢfetmekte ve büyük bir hevesle Türkiye'ye yönelmekte” dedi.
Türkiye‟ye yaklaĢımlarının uzun dönemli olduğunu dile getiren Klaus, iyi kötü günde
finans ortağı olduklarını ve kapılarının Türk Ģirketlerine her zaman açık olduğunu
kaydetti.
Bank Of Ireland Yönetim Kurulu Üyesi Paul Haran da ülkesi Ġrlanda‟nın yabancı
yatırımlar konusundaki baĢarılarını katılımcılarla paylaĢırken rekabetin hayati önemli
olduğunu savundu. Yatırımları karlı kılmak zorunda olduklarını anlatan Haran,
toplumu da buna göre bilinçlendirdiklerini, yatırımcılara bir fark yarattıklarını söyledi.
AB'nin de bu süreçte kendileri için bir fırsat yarattığını ifade eden Haran, AB
müktesebatına sarılarak kendilerini geliĢtirdiklerini ifade etti.
Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu BaĢkanı Ali Sabancı ise Pegasus'un sektöre
girmesi ile „Aynı tas aynı hamam‟ döneminin bittiğini söyledi. Bir yıl içinde 200 binin
üzerinde en düĢük fiyatla uçtuklarını, 25 YTL‟ye bilet bulma imkanının olduğunu ifade
etti.
Bosch A.ġ. Genel Müdürü Gürcan KarakaĢ da Ģirket hakkında bilgi vererek,
Türkiye'ye yatırım yapma sebeplerini; her Ģeyden önce dünya çapında kıyaslanabilir
ölçüde kaliteli üretim ve yüksek verim, cazip yatırım teĢvikleri, ülkenin orta ve uzun
vadeli büyüyen bölgesel bir pazar olması Ģeklinde sıraladı. KarakaĢ, Türkiye'nin
büyümekte olan bir ülke olduğunu, özellikle AB üyelik perspektifinin yakın gelecekte
yatırımcılar için itici güç olacağını ifade etti.
Hazine MüsteĢar Yardımcısı Cavit DağdaĢ, Türkiye‟nin ekonomik geliĢimine
değinerek ülkeye çekilen yabancı yatırıma iliĢkin bilgi verdi. DağdaĢ, Türkiye‟nin
yatırımın merkezinde olması gerektiğini kaydetti.
Internatıonal Finance Corporatıon (IFC) Bölge Direktörü Shanbaz Mavaddat ise
Türkiye‟de ortaklığa önem verdiklerini ve bilgi paylaĢımı için çalıĢtıklarını söyledi.
Mavaddat, Türk özel sektörünün daha iyi olması gerektiğini belirtti.
Miniklerden Meriç Süt’e ziyaret
Gaziköy Anaokulu 4 yaĢ gurubu öğrencileri, Meriç Köyü‟nde bulunan Meriç Süt
Ürünleri Fabrikası‟nı ziyaret etti.
66 öğrenciden oluĢan minikler, öğretmenleri eĢliğinde fabrikayı gezerek kaĢar ve
hellim yapımına tanık oldular. Fabrika yetkilileri peynir yapımını ve faydalarını da
anlattıkları fabrika ziyaretinde, miniklere birer de hellim hediye edildi. Meriç Süt
Direktörlerinden Berin Avunduk, tesislerini öğrencilerin zaman zaman ziyaret ettiğini
belirterek, “Süt ve süt ürünlerinin çocukların geliĢimi için önemli olduğu bilimsel bir
gerçek. Çocuklara, bu ürünleri daha da sevdirmek ve anlatmak için bu gibi etkinliklere
her zaman destek veriyoruz” diye konuĢtu.
İngiliz Yüksek Komiseri Peter Millet, Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nı ziyaret etti
Sönmezler: “İyi niyete rağmen izolasyonlar olduğu
yerde”
Kıbrıs Türk Sanayi Odası BaĢkanı Musa Sönmezler, izolasyonların ve
ambargoların Kıbrıs Türk halkı üzerindeki baskı ve sıkıntısının halen devam ettiğini,
referandumdan bu yana bu konularda en küçük bir ilerleme dahi kaydedilmediğini
söyledi.
Ġngiliz Yüksek Komiseri Peter Millet, dün (09.11.06) saat 10‟da Kıbrıs Türk Sanayi
Odası‟nı ziyaret etti. Ziyarette bazı Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyeleri hazır
bulundu. BaĢkan Musa Sönmezler, verilen tüm sözlere ve antlaĢmalara rağmen
Kıbrıs Türkü‟nün dünya ile temasının halen engellendiğini ifade ederek, “Hava ve
deniz limanlarımız tüm iyi niyetli yaklaĢımlarımıza rağmen kapalı. Bizden ve
Türkiye‟den AB‟nin sürekli talepleri var ama, bizim taleplerimize AB‟nin kulakları
kapalı. Hep veren taraf olma konumundayız” diye konuĢtu.
Sönmezler, en azından Ercan Havaalanı‟nın dahi uluslar arası trafiğe açılmasının
barıĢ için önemli bir adım olacağını da söyledi.
Ġngiliz Yüksek Komiseri Peter Millet, Kıbrıs Türkü‟nün içinde bulunduğu sıkıntıları
yakından bildiğini ifade ederek, Türkiye AB iliĢkileri, AB Kuzey-Güney Kıbrıs iliĢkileri
konusunda görüĢlerini açıkladı. Peter Millet, Kıbrıs‟ta Kuzey ile Güney ve dünya ile
yapılacak küçük de olsa ortak ticaretin büyük yararlar sağlayacağını söyledi. Millet,
sorunun çözümünün politikacıların elinde olduğunu da ifade etti.
Ziyarette daha sonra, Türkiye Ġlerleme Raporu ve Türkiye‟nin limanlar konusundaki
tavrı konuĢuldu.
FOTOĞRAFLI
2005 yılı en fazla ihracat yapan 5 üyemize ödül
Tunar: “Üretimin en önemli sorunu bazı ürünlerin kontrolsüz olarak ülkeye
girmesidir”
BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer, “oy kaybetseler bile sosyal baskılara direnerek
„Türkiye‟den al bize ver‟ politikasını asla gündemlerine almayacaklarını” söyledi.
Soyer, hükümet olarak amaçlarının, Türkiye‟den gelen desteği altyapıya aktarmak
olduğunu ifade etti ve cari harcamalar için Türkiye‟den para istememeyi temel siyaset
olarak önlerine koyduklarını söyledi.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası ile Kobi Center, KKTC‟den 2005 yılında en fazla sanayi
ürünü ihracatını gerçekleĢtiren kurumlara “ihracat baĢarı ödülü” verdi.
Saray Otel‟de 25 Aralık PerĢembe akĢamı BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer, Ekonomi
ve Turizm Bakanı Enver Öztürk, Ġstanbul Sanayi Odası BaĢkanı Tanıl Küçük ve
davetlilerin katılımıyla düzenlenen törende TaĢel Ltd, Akgöl Ltd, Avunduk Süt Ürünleri
Ltd, Balkan London Ltd ve Reha Süt Ürünleri Ltd‟e “Ġhracat BaĢarı Ödülü” verildi.
BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer gecede yaptığı konuĢmada, sanayide üretim ve
geliĢtirme için kesintisiz elektriğin esas olduğunu söyledi ve önümüzdeki günlerde bu
konuda 82 milyon euro‟luk bir yatırıma imza atacaklarını belirtti. Yeni santralın 4 ana
motorunun önümüzdeki günlerde Mağusa Limanı‟na geleceğini, mart ayında yeni Ģalt
sahasının da devreye gireceğini belirten Soyer, nisan-mayıs aylarında elektrik
sorununu büyük oranda çözmüĢ olacaklarını kaydetti.
KKTC‟nin 1990‟lı yıllarda 30 milyon dolarlık tekstil ihracatı yapmasına karĢın
zamanında önlem alınmaması nedeniyle ABAD kararının ihracata büyük darbe
vurduğunu anımsatan Soyer, bugün haksız bir Ģekilde uygulanan izolasyonlara karĢı
verilen mücadelenin o yıllarda kaybedilen hakların geri alınması için olduğunu
kaydetti.
Kıbrıs Türk halkının her alanda büyük bir atılım içerisinde olduğunu vurgulayan
Soyer, Ģu an ithalatın 1 milyar 100 bin dolar, ihracatın ise 66 milyon dolar olması
nedeniyle büyük bir cari açığın olduğunu söyledi.
Soyer, KKTC‟nin cari hesapları hakkında istatistiki bilgi vererek, geliĢen inĢaat,
turizm ve üniversite sektörlerinin sanayinin geliĢmesi için de motivasyon kaynağı
oluĢturduğunu belirtti.
Sanayi konusundaki yeni yatırım alanında yüzde 24‟lük bir büyüme olduğuna iĢaret
eden Soyer, üreticilerin tescil ve kalite belgesi almasının da kendisine bir yurttaĢ
olarak ayrı bir gurur verdiğini ifade etti.
Bu yapının kendi içerisinde daha da büyüyen bir yapıya doğru geliĢmesi
gerektiğine iĢaret eden Soyer, “Bunun için sektörler arası inatlaĢma ya da çatıĢmayı
değil, sektörlerin ahenkli uyumunu hep birlikte gündeme getirmemiz lazımdır” dedi.
Ġthalatın yaklaĢık yüzde 24‟ünü araçların oluĢturduğunu belirten Soyer, “Bu
memlekette biraz para kazanıldı mı önce otomobil değiĢtirilir, biraz daha kazanılınca
yeni bir ev düĢünülür, bazıları daha da fazla kazanınca eĢini değiĢtirmeyi karar verir.
(Bu da tabi bütün iĢi bozar o baĢka mesele!!) Bu tüketim kültürü de kendi içinde bir
dinamiği meydana getirir” ifadeleriyle esprili ve ince mesajlar içeren ifadeler kullandı.
Ġthalat rakamları konusunda ayrıntılı bilgi veren Soyer, önlerinde bulunan hedefin
ülke ekonomisini kayıt altına almak olduğunu, bunun kimsenin boğazına basıp daha
fazla vergi almak için gündeme gelen bir konu olmadığını ifade etti.
BaĢbakan Soyer, ekonomik anlamda geliĢen ülkelerin baĢlıca avantajının kayıt
unsuru olduğunu belirterek, “malının tapusunu yeni alan, üretimin tüm unsurlarını
kayıt altına almaya yeni baĢlayan” bir yapı içerisinde büyük atılımları beklemenin
mümkün olmadığını vurguladı.
Kayıt konusundaki çalıĢmalar kapsamında önümüzdeki dönemde istatistik dairesi
kurulabileceğini de dile getiren Soyer, “her üretim alanında imal edilmiĢ toplam
kapasite bilinmediği ve ülkenin kesin hesaplarının ancak 2007 yılının sonunda
güncellenebileceği bir dönemde ülkenin doğru düzgün yönetilebileceği iddiasında
bulunulamayacağını” söyledi. Soyer, bu konuda baĢarıya ulaĢmıĢ ülkeler hakkında
da bilgi vererek, gelecek dönem Sanayi Odası‟nın da katkılarıyla bu konunun
üstünde ağırlıkla durmayı planladıklarını ifade etti.
Soyer, deniz ve hava limanlarının açılmasının ve izolasyonların kalkmasının
ihracatı kendiliğinden büyütecek zemini sağlayacağını belirterek, sadece süt
ürünlerinin orta doğuya ihraç edilmesi için yapılan çalıĢmaları anlattı ve Londra
pazarına yapılacak ihracın bile stok sorununu ortadan kaldıracağını vurguladı.
Ġzolasyonların kaldırılması için yaptıkları çalıĢmalara örnekler veren Soyer,
KKTC‟deki sanayicileriyle gurur duyduğunu, çünkü dünyanın baĢka yerinde örneği
olmayan koĢullarda büyük baĢarılar sağladıklarını belirtti.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar da konuĢmasında, geceyi
düzenlemelerine yardım eden Kobi Center‟e teĢekkür etti.
Tunar, 2005 yılında 1 milyar 100 bin dolar olan ithalata karĢılık 66 milyonda kalan
ihracatın önemine iĢaret ederek, izolasyonlar altında üretim yapan sanayicilerin bu
Ģartlar altında bu rakama ulaĢmasının bile mutluluk verici olduğunu vurguladı.
2003 yılında baĢlayan ekonomik büyüme hakkında rakamsal bilgiler veren Tunar,
ihracatın üst sıralarında konfeksiyon, süt ürünleri ve alkollü içeceklerin geldiğini
belirtti.
Tunar, bu yılki verilerde de değiĢiklik olmadığını ve ilk 5‟e giren firmaların TaĢel
Ltd, Akgöl Ltd, Avunduk Süt Ürünleri Ltd, Balkan London Ltd ve Reha Süt Ürünleri
Ltd olduğunu söyledi.
Ġhracat rakamlarında narenciyenin de göz ardı edilemeyeceğine iĢaret eden Tunar,
ürünlerin yıllık ihracat ve ithalat tutarı hakkında istatistiki bilgiler verdi. Sanayi
üretimine bakıldığı zaman en önemli sorunun bazı ürünlerin kontrolsüz olarak ülkeye
girmesi olduğunu dile getiren Tunar, bu konuyu çözebilmek amacıyla AB kıstaslarının
uygulanması için çalıĢmalar yaptıklarını belirtti.
Tunar, ihracatı arttırmak için gerçekleĢtirdikleri giriĢimlerin en baĢında dıĢ fuarlara
katılmak geldiğini ve Ģubat ayında Dubai‟de düzenlenecek olan üretici gıda fuarından
baĢlayarak katılmayı planladıkları fuarları anlattı.
Ġstanbul Sanayi Odası BaĢkanı Tanıl Küçük ise konuĢmasında, Türkiye‟nin sanayi
tarihi hakkında ayrıntılı bilgi vererek, haksız ambargolar nedeniyle KKTC‟deki
sanayicilerin TC‟deki sanayicilerden daha da sıkıntılı koĢullarda mücadele vermek
zorunda kaldığını söyledi.
Küçük, AB‟nin Güney ve Kuzey arasındaki sorun çözülmeden Kıbrıs‟ı üyeliğe kabul
ederek büyük bir hata yaptığını dile getirerek, Kıbrıslı Türklerin referandumda evet
diyerek birlikte yaĢama yönündeki iradesini ortaya koymuĢ olmasına rağmen
cezalandırıldığını belirtti.
“Bu Ģekilde KKTC‟yi ve Türkiye‟yi köĢeye sıkıĢtırabileceğini ve sadece Güney‟in
kabul edebileceği bir çözüm dayatabileceğini zanneden AB, Anavatan Türkiye‟nin
Kıbrıs‟a ve Kıbrıs Türk halkına verdiği önemin farkında değildir” diye konuĢan Küçük,
adada çözüm isteniyorsa KKYC‟ye uygulanan izolasyonların kaldırılması ve söz
verilen mali yardımların yapılması gerektiğini söyledi.
Küçük, Kıbrıs sorununun çözülmesinin hem KKTC‟nin, hem Türkiye‟nin, hem de
Güney Kıbrıs‟ın iĢine yarayacağına dikkati çekerek, ne olursa olsun Türkiye‟nin her
zaman KKTC‟nin yanında olmaya devam edeceğini vurguladı.
Sanayi Odası yeni Yönetim Kurulu ilk ziyaretini Ekonomi ve Turizm Bakanı
Enver Öztürk’e yaptı
Başkan Tunar: “Ekonomimiz rekabetçi ve dışa açık bir yapıya kavuşturulmalı”
Ekonomi ve Turizm Bakanı Enver Öztürk, sanayicinin, turizmcinin, genelde
ekonominin topyekün kalkınmasını amaçladıklarını, AB üyeliği ve kriterlerinin de
hedef olduğunu söyledi.
Sanayicilerin ve yatırımcıların karĢılaĢtığı sorunların aĢılması için yoğun çaba
harcadıklarını belirten Öztürk, bakanlığının bu kesimlerin hizmetinde olduğunu
vurguladı.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟nın 25 Kasım Cumartesi günü yapılan genel kurulunda
seçilen Yönetim Kurulu üyeleri, 29 Kasım‟da Bakan Öztürk‟e ilk ziyaret gerçekleĢtirdi.
Oda BaĢkanı Salih Tunar, ilk ziyaretlerini Ekonomi ve Turizm Bakanı Enver
Öztürk‟e yaptıklarını belirterek, Oda‟nın, Kıbrıs Türk ekonomisinin daha rekabetçi bir
yapıya kavuĢması için çalıĢmalarını sürdüreceğini vurguladı.
Tunar, Kıbrıs sorununun kritik aĢamalardan geçtiğini, dıĢa açılma ve izolasyonların
kaldırılması çabalarının, yeni Yönetim Kurulu‟nca da yürütülecek politikalar olacağını
anlattı.
Ekonomi ve Turizm Bakanlığı‟yla daha sıkı iĢbirliği içinde, ekonominin daha liberal,
rekabetçi yapıya kavuĢması için ortak bir çalıĢma grubu oluĢturulmasını öneren
Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar, bu grubun gündeme getirilecek konular üzerinde
çalıĢmasını öngördüklerini belirtti.
Salih Tunar, bu yıl 3 Mart‟ta, BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer, dönemin Ekonomi ve
Turizm Bakanı DerviĢ Deniz, Maliye Bakanı Ahmet Uzun‟la sanayicilerin sorunları ve
çözüm yolları konusunda yaptıkları toplantıdan çıkan sonuçların, seçim ve hükümet
kurma çalıĢmaları nedeniyle hayata geçemediğini söyledi.
Ġvedi çözüm bekleyen aynı sorunları, Bakan Enver Öztürk‟ün de gündemine
getirmek istediklerini kaydeden Tunar, bunların ekonominin daha rekabetçi bir yapıya
kavuĢturulması, dıĢa açılması ve Oda‟nın daha güçlenmesi için neler yapılabileceği
konularında yoğunlaĢtığını ifade etti.
Ekonomi ve Turizm Bakanı Enver Öztürk de, Sanayi Odası heyetiyle görüĢmesinde
yaptığı konuĢmada, Bakanlık görevine baĢlayalı bugün iki ay olduğunu, aslında ilk
görüĢmesini Sanayi Odası ve Ticaret Odası‟yla yapması gerekirken, görüĢmenin
turizmde aciliyeti olan konulardan dolayı geciktiğini söyledi ve geç görüĢmeden dolayı
özür diledi.
Öztürk, bundan böyle mutlaka çok daha sık görüĢeceklerini, yakın çalıĢma ve
iĢbirliği ortamına gireceklerini kaydederek, sanayicilerin ve yatırımcıların, Kalkınma
Bankası gibi birçok sorunu olduğunu bildiğini söyledi.
“Bakanlık olarak sanayicilerimizin karĢılaĢtığı zorlukların birlikte aĢılması için yoğun
çaba harcayacağız” diyen Enver Öztürk, hem hükümetin hem de mensubu olduğu
Özgürlük ve Reform Partisi‟nin, serbest piyasa ekonomisini benimsediğini, AB‟yle
uyumlu mevzuatın mutlaka bu dönemde tamamlanması gerektiğini anlattı.
Ekonomi ve Turizm Bakanı Enver Öztürk, Meclis gündeminde bekleyen veya
hazırlıkları süren rekabet ve anti dampingle ilgili yasalar bulunduğunu kaydederek,
bunların süratle yasalaĢması için çalıĢtıklarını bildirdi.
Sanayi Odası Genel Kurulu‟na, Ġslam Konferansı TeĢkilatı Ekonomik ve Ticari
ĠĢbirliği Daimi Komitesi (ĠSEDAK) toplantısı için Ġstanbul‟da bulunduğundan dolayı
katılamadığını belirten Enver Öztürk, Oda‟nın yeni yönetimini kutladı ve baĢarı diledi.
Öztürk, Ġstanbul‟da aynı zamanda, MÜSĠAD‟ın düzenlediği ve 55 ülkeden
temsilcilerin katıldığı toplantıda “KKTC Ekonomi ve Turizm Bakanı” sıfatıyla konuĢma
yaptığını belirterek, dinleyici kitlesinin Kıbrıs‟ı ve Kıbrıs sorununu bilmediğini üzülerek
gördüğü için, ekonomik veriler ağırlıklı hazırladığı konuĢmasının içeriğini, daha çok
Kıbrıs‟ı, Kıbrıs sorununu ve tarihini anlatan Kıbrıs Türk halkının taleplerini ve
izolasyonlar yüzünden yaĢadığı sıkıntıları dile getirecek Ģekilde değiĢtirdiğini aktardı.
Enver Öztürk, AB üyeliği ve AB kriterlerinin hedef olduğunu ifade ederek,
“Amacımız, sanayicimizin, turizmcimizin, genelde ekonomimizin topyekün
kalkınmasıdır” dedi.
Ekonomi ve Turizm Bakanlığı‟nın sanayicilerin hizmetinde olduğunu, yatırımlar için
gerekli kolaylıkları hiçbir ayırım gözetmeden yapmak istediklerini vurgulayan Öztürk,
sadece doğru yatırımı gözettiklerini belirtti.
Öztürk, “Doğru yatırım yapan herkesin yanında olacağız. Kapımız sizlere her
zaman açık” diye konuĢtu.
MC-Med Meslek Kursu Mezuniyet Töreni Yapıldı
The Management Centre of the Mediterranean tarafından gerçekleĢtirilen Güz
Dönemi Bilgisayar Ofis Uygulamaları, Büro Yönetimi ve Etkin Sekreterlik ile
Bilgisayar Uygulamalı Muhasebe kurslarına katılanlara baĢarı ve katılım belegeleri
törenle verildi.
Sanayi Odası‟ndan, Kıdemli Sekreter Pembe Soykök Bigisayar Uygulamalı
Muhasebe dalında, yine Oda Sekreteri Kadriye Jeter Büro Yönetimi ve Etkin
Sekreterlik dalında baĢarı sertifikası almaya hak kazandı.
KTTO Mustafa Çağatay Salonu‟nda 8 Aralık‟ta yer alan törende, meslek kurslarına
katılan 61 kiĢiden 51‟ine baĢarı, 10‟una katılım belgesi verildi.
KTTO ve KIBSO tarafından onaylı Büro Yönetimi ve Etkin Sekreterlik Kursu 23,
Teorik ve Bigisayar Uygulamalı Muhasebe Kursu 29, Bilgisayar ve Ofis Uygulamaları
Kursu da 10 katılımcı ile gerçekleĢti.
Kurslara eğitmen olarak; Ġnsan Kaynakları Uzmanı Viola Edward ve Zehra Eliçin ile
Taner Sami Selçuk, Gökhan ġengör ve Muharem Amcazade katıldılar.
Tunar: “İnsan kaynaklarını verimli kılmak önemli”
Tören öncesi bir konuĢma yapan KIBSO BaĢkanı Salih Tunar, toplumsal ve sosyal
hayatın geliĢmesinde özel önemi olan mesleki teknik eğitime katkı koyan Yöneticilik
Merkezi‟ni oda adına kutladı.
Referandum sonrası meydana gelen ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması için
insan kaynaklarını artırmak yanında verimli kılmak gerektiğine iĢaret eden Tunar,
hükümetten mesleki teknik eğitime proje desteği sağlamasını bekelediklerini beliritti.
Kanol: “Mesleki teknik eğitime önem vermeliyiz”
MC-Med Genel Koordinatörü Bülent Kanol da konuĢmasında Çözüm ve AB‟ne
entegrasyon sürecinde insan kaynaklarını verimli kullanmanın önemine değinerek,
Merkez olarak bu konuda üzerlerine düĢeni yapmaya devam edeceklerini kaydetti.
“Toplum olarak itilip kakılmak istemiyorsak mesleki teknik eğitime önem vermeliyiz ”
diyen Kanol, iĢverenlerin de iĢyerlerinde verimliliği artıracak tedbirleri mutlaka
almaları gerektiğini vurguladı.
Törenden önce kurslarla ilgili tanıtımı Merkez eğitmenlerinden Ġdil ġeytanoğlu yaptı.
Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başbakan Ferdi Sabit Soyer’i ziyaret etti
Soyer: “Ekonomik sıkıntılar; haksız rekabet ve
factoring yasalarıyla aşılacak”
BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer, ülkedeki ekonomik sıkıntıların “haksız rekabet” ve “factoring”
yasalarıyla aĢılacağını, ekonominin daha da iyileĢtirileceğini söyledi.
“Hellim üretiminin fazla olduğunu kooperatif „süt alamam‟ deyince anlıyoruz” diyerek ülkede Ġtatistik
Dairesi kurulmasının Ģart olduğunu da söyleyen Soyer, Meclis‟i boykot eden UBP ve DP
milletvekilleriyle ilgili olarak da, “Eğer vicdanları elveriyor ve hak ettiklerine inanıyorlarsa maaĢlarını
afiyetle yesinler” ifadelerini kullandı.
CumhurbaĢkanı tarafından Meclis‟e iade edilen Kamu Görevlileri Yasası‟yla memur statüsünde
çalıĢan iĢçilerin haklarına dokunulmayacağını da belirten Soyer, “Artık Lale devri bitti” diye konuĢtu.
BaĢbakan Soyer, Salih Tunar baĢkanlığındaki Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) Yönetim Kurulu‟nu
6 Aralık ÇarĢamba günü kabul etti. Soyer kabulde, Sanayi Odası‟nın yeni yönetim kurulunu kutladı,
sorunlarını dinledi ve gazetecilerin gündeme iliĢkin sorularını yanıtladı.
Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar kabulde, ekonomi ve maliye bakanlıkları ile Kıbrıs Türk
sanayisinin sorunlarını görüĢtüklerini ve KKTC sanayisini iyileĢtirmek için alınacak kararlar için
çalıĢmaların sürdüğünü bildirdi.
Kıbrıs sorununda önemli bir döneme girildiğini kaydeden Tunar, bu dönemde ekonomide baĢlamıĢ
olan büyümenin sürdürülebilir olmasının gerektiğini ifade etti.
Avrupa Birliği‟nin Kıbrıs konusunu öne sürerek Türkiye‟nin üyeliğini geciktirmeye çalıĢtığını anlatan
Tunar, Türkiye DıĢiĢleri Bakanlığı‟nın karĢılıklı kısıtlamaların kaldırılmasına yönelik önerilerini
desteklediklerini de söyledi.
BaĢbakan Soyer de, ekonomideki olumlu geliĢmeyi daha ileriye götürme çabasında olduklarını
anlattı ve “Haksız Rekabet” ile “Factoring” yasalarıyla ekonominin önünün daha da açılmasının
sağlanacağını söyledi.
BaĢbakan Soyer, Kuzey Kıbrıs‟ta bir Ġstatistik Dairesi‟nin eksikliğinin hissedildiğini de söyleyerek,
“Bizler hellim üretimimizin fazla olduğunu ancak kooperatif „süt alamam‟ deme seviyesine geldiği
zaman anlayabiliyoruz” dedi. Soyer, böyle bir dairenin kurulması için Sanayi Odası‟ndan destek ve
giriĢim beklediklerini kaydetti.
Soyer, “Türkiye gibi dev bir ülkenin Merkez Bankası raporlarında, imalat sanayiinde 3 aylık toplam
üretim ve toplam stok durumlarının listeleri ve istatistiklerini görebiliyorsak, bizim gibi küçük bir ülkede
bunu baĢarmamanın izahı mümkün değildir” Ģeklinde konuĢtu.
SÜTEK’de hizmetiçi eğitim semineri
Süt Endüstrisi Kurumu (SÜTEK), DAÜ Sürekli Eğitim Merkezi ile iĢbirliği içerisinde
çalıĢanlarına yönelik hizmet içi eğitim seminerleri düzenledi.
Seminerler 8 Aralık‟ta Yrd. Doç. Dr. Mustafa Ġlkan‟ın “Zaman Yönetimi” konulu
konferansıyla baĢladı.
Dr. Arıl Cansel de “MüĢteri Odaklılık” konulu bir seminer verdi.
Tarım Bakanlığı‟na bağlı olarak faaliyet gösteren SÜTEK, geçtiğimiz dönem ĠSO
9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi ve HACCP Gıda Güvenliği Sistemi belgesi aldı.
SÜTEK‟ten yapılan açıklamaya göre, önümüzdeki dönemlerde ise ISO 22000
belgesinin alınabilmesi için çalıĢmalara baĢlandı.
Açıklamada, kaliteyi artırmak ve bunu sürdürülebilir kılmak amacıyla kurum
çalıĢanlarına verilen hizmet içi eğitim seminerlerinin önümüzdeki günlerde de devam
edeceği belirtildi.
AB Komisyonu’nun Güney Kıbrıs Temsilcisi Themistocleus Kıbrıs Türk Sanayi
Odası’nı ziyaret etti
Themistocleus: “Yeşil Hat Tüzüğü iletişim için
önemli”
Avrupa Birliği Komisyonu‟nun Güney Kıbrıs Temsilcisi Themis Themistocleus, 6 Kasım Pazartesi
günü Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟nı ziyaret etti.
Ziyarette, Kıbrıs Türk Sanayi Odası BaĢkanı Musa Sönmezler, BaĢkan Yardımcısı Galip Yüksel,
Genel Sekreter Mustafa Gündüz ve bazı yönetim kurulu üyeleri hazır bulundu.
Themis Themistocleus ziyaret sırasında yaptığı konuĢmada, davete teĢekkür ederek, kendisinin
Türkçe bilen ve konuĢan bir aileden geldiğini, uzun süre ailesiyle beraber Türklerle yaĢadığını ve
kendisini Kıbrıslı Türklere yakın hissettiğini söyledi.
YeĢil Hat Tüzüğü‟nün karĢılıklı ticaretin geliĢmesi için ve toplumlararası iletiĢimin artması açısından
önemli olduğunu söyleyen Themistocleus, “Bilindiği üzere YeĢil Hat Tüzüğü karĢılıklı ticaretin
geliĢmesi için ve toplumlararası iletiĢimin artması için önemli bir tüzüktür. Bu konuda her türlü fikre
açığız ve destekliyoruz. Ayrıca AB üzerinden sağlanacak olan insan kaynakları fonlarının, Güney ve
Kuzey arasında geliĢim sağlanabilmesi için etkin Ģekilde kullanılması konusunun da detaylandırılması
gerekmektedir” dedi.
Oda BaĢkanı Musa Sönmezler de görüĢmede, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, YeĢil Hat Tüzüğü‟nün
çalıĢması ve Kuzey ekonomisi hakkında Themistocleus‟a bilgi verdi.
Musa Sönmezler, Güney ve Kuzey arasında mevcut yaĢanan sorunların tamamen psikolojik
olduğunu, ticaretin geliĢmesinin iki taraf için de ihtiyaç olduğunu belirtti. Sönmezler, Kıbrıs‟ın geleceği
ile ilgili ortak projelere imza atılması gerektiğini de vurguladı.
Sönmezler, “AB‟ye girerek Türkçe‟nin de resmi dil olması ve toplumun AB mevzuatlarını kendi
lisanında öğrenmesinin toplumun adaptasyon sürecinde önemli rol oynayacaktır. Finansal konularda;
özellikle yatırım, teĢvikleri ve ortaklık konularında ve özellikle turizm konusunda ciddi çalıĢmaların
yapılması gerekiyor” diye konuĢtu.
TOBB heyeti KKTC’de
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) BaĢkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ticaret
Odası‟nın genel kuruluna katılmak amacıyla yarım günlük ziyaret için bir heyetle
birlikte KKTC‟ye geldi.
KKTC‟ye 9 Aralık‟ta gelen heyet, resmi ziyaretlerde bulundu ve aynı gece 22.30
sıralarında KKTC‟den ayrıldı.
TOBB heyeti, adaya varıĢının ardından ilk olarak Ticaret ve Sanayi odalarının
baĢkan ve yöneticileriyle bir araya geldi.
Ticaret Odası‟nda saat 15.00‟de yapılan görüĢmede konuĢan Oda BaĢkanı Erdil
Nami, TOBB‟la iĢbirliği içerisinde olmaktan mutlu olduklarını belirtti ve “ĠĢbirlikleri
gücümüze güç katar” dedi.
Nami, odanın çalıĢmaları ve TOBB BaĢkanı Hisarcıklıoğlu‟nun giriĢimleri sonucu
gelecek yıl Avrasya toplantısını KKTC‟de yapma kararı aldıklarını, Genel Kurul‟un
ardından bu konuda hazırlıklara baĢlayacaklarını belirtti.
Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar da, Türkiye‟nin en büyük sivil toplum örgütü ve
özel sektör temsilcileriyle bir araya gelmenin kendileri için çok önemli olduğunu dile
getirerek, geçmiĢten gelen iĢbirliklerinin gelecekte çok daha ileri noktalara
taĢınmasını temenni etti.
TOBB‟un yurt dıĢında gerçekleĢtirdiği tüm faaliyetlere kendilerini de davet ettiğini ve
mümkün olduğunca bunlara katıldıklarını anlatan Tunar, iĢbirliklerinin devamı için
elden geleni yapacaklarını söyledi.
TOBB BaĢkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, son 3 gündür farklı ülke ve Ģehirlerde
toplantılara katılarak gerçekleĢtirdikleri görüĢmeler hakkında bilgi verdi.
Hisarcıklıoğlu, genel kurulların ekonomilerin tartıĢılması için en yüksek düzeyli
platformlar olduğunu belirterek, Ticaret Odası‟nın genel kurulunda ekonomik
sıkıntıların ayrıntılarını öğrenmeyi ve çözüm üretmeyi amaçladıklarını belirtti.
GeliĢen dünyada ülkelerin kalkınmasını özel sektörlerin sağladığına dikkati çeken
Hisarcıklıoğlu, Türkiye‟de 25 yılda bir sanayi devi ortaya çıktığını kaydetti. Türkiye‟nin
geliĢimi hakkında detaylı bilgi veren Hisarcıklıoğlu, bunun özel sektörün baĢarısı
olduğunu vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, KKTC‟de önceden var olan kötümserlik havasının dağıldığını
gözlemlediğini söyleyerek, fert baĢına düĢen gelirin yılsonunda 11 bin dolara
çıkmasının müthiĢ bir Ģey olduğunu belirtti.
KKTC‟de bir an önce devletin kendi asli iĢlerine dönerek özel teĢebbüsün önünü
açması gerektiğine iĢaret eden Hisarcıklıoğlu, bütün dünyada kalkınmanın bu Ģekilde
olduğunu anlattı ve örnekler verdi.
Hisarcıklıoğlu, özel teĢebbüsün olduğu yere rekabetle kalitenin, ucuzluğun ve
zenginliğin geldiğinin de altını çizdi.
Tosunoğlu Grup, “Okul Öncesi ve Özel Eğitim
Merkezi” yapıyor
Okul inşaatını bir yılda tamamlayacaklarını ifade eden Tosunoğlu, 529 metre
kare olarak tasarlanan binanın 550 bin YTL’ye mal olacağını anlattı
Kıbrıs Türk Sanayi Odası üyesi Tosunoğlu Grup, “Okul Öncesi ve Özel Eğitim Merkezi” yapımı için
Eğitim ve Kültür Bakanlığı‟yla protokol imzaladı.
Bakanlık binasında 1 Aralık Cuma günü saat 11.30‟da gerçekleĢtirilen törende, protokole Milli Eğitim
ve Kültür Bakanı Canan Öztoprak ile Tosunoğlu Grup Direktörü ve aynı zamanda Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Tosunoğlu imza koydu.
Protokolün imzalanmasının ardından Tosunoğlu Grup yetkilileri, Bakan Öztoprak‟a eğitim merkezinin
planlarını göstererek ayrıntılı bilgi verdi.
Törende konuĢan Tosunoğlu Grup Direktörü Hasan Tosunoğlu, Ģirketlerinin KKTC ekonomisine
yaratmıĢ olduğu katma değer vergisi yanında, kazandıklarıyla toplum katmanlarında sosyo-kültürel
amaçlı hizmetler sunmayı da görev bildiğini belirtti.
Tosunoğlu, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ile imzaladıkları protokolle çocuklar için “Okul Öncesi ve
Özel Eğitim Merkezi”nin yapımını gönüllü olarak üstlendiklerini ve en kısa zamanda hizmete koymayı
hedeflediklerini belirtti
Okul inĢaatını bir yılda tamamlayacaklarını ifade eden Tosunoğlu, 529 metre kare olarak tasarlanan
binanın 550 bin YTL‟ye mal olacağını anlattı.
Tosunoğlu, okul öncesi eğitim merkezinin üç özel donanımlı sınıfı, bir oyun odası, bir çok amaçlı
toplantı ve tiyatro salonu, iki idare odası, bir sağlık personeli odası, bir yemekhanesi ve bir mutfağı
olacağını söyledi.
Tosunoğlu, toplumun yararına olacağına inandıkları bu merkezin herkese örnek olmasını da temenni
etti.
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Canan Öztoprak da konuĢmasında, 3 Aralık‟ın Dünya Engelliler Günü
olduğunu anımsatarak, bu konudaki etkinliklerin bugünden baĢladığını belirtti.
Özel eğitim okullarında hizmet veren öğretmenlerin çok zorluklar yaĢadığını anlatan Öztoprak, bu
hizmetlerin ancak toplumsal boyuta gelmesiyle ilerleme kaydedilebileceğini söyledi.
Bakan Öztoprak, özel eğitim okullarında gerçekleĢtirilen iĢin kısıtlı mesai saatlerinde ya da altyapı
eksiklikleriyle verilecek bir hizmet olmadığını belirtti.
Var olan okulların koĢullarını düzeltmeye ve en önemlisi yeni teknolojik donanımlara sahip okullara
ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Öztoprak, eğitimde reform gerçekleĢtirdikleri bu süreçte, mezun
vermedikleri için 2008‟in eylül ayında fazladan 3 bin 500 öğrenciye hizmet vermek durumunda
kalacaklarını ve bu durumu yeni okullar yaparak atlatmayı umduklarını söyledi.
Öztoprak, Vakıf Anaokulu yakınlarındaki araziye yapılacak olan Okul Öncesi ve Özel Eğitim
Merkezi‟nin anaokul öncesinde hizmet verecek ilk merkez olduğunu söyledi.
Öztoprak, Tosunoğlu‟na teĢekkür ederek onun bu davranıĢının diğer iĢ adamlarına da örnek
olmasını diledi ve 2005 yılında gelir vergisi yasasında yapılan düzenlemeyle eğitim, kültür ve spor
alanında yatırım yapanlara uygulanan vergi muafiyetinin yüzde 60‟a çıkarıldığını hatırlattı.
Okul öncesinden doktoraya eğitim merkezi: YDÜ
Ülkemizin gurur kaynaklarından birisi olan Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ), okul
öncesi eğitimden doktoraya kadar eğitim veren güçlü bir merkez özelliğinde.
Çok kısa zamanda insan eğitimine büyük yatırımlar yapan kurumun en büyük
özelliği ise halka dönük yapısı. Okul imkanları halka ve halkın sivil toplum örgütlerine
her zaman açık. Konferans salonları, büyük kütphanesi, sosyal tesisleriyle LefkoĢa
içinde bir kent.
Sanayi Odası BaĢkan Salih Tunar, BaĢkan Yardımcısı Musa Sönmezler, Sayman
Ali Çıralı, yönetim kurulu üyeleri Mahmut Sarper, Çavlan Paralik ve Lisani Deniz‟den
oluĢan bir heyetle YDÜ‟ye 14 Aralık‟ta bir ziyaret gerçekleĢtirdi.
Heyeti kabul eden YDÜ BaĢkan Yardımcısı Hüseyin GökçekuĢ, okul hakkında bilgi
verdi. Hüseyin GökçekuĢ, üniversite olarak hedeflerinin bulunduğunu ve bu hedeflere
ulaĢmak için Sanayi Odası ile iĢbirliği içinde ulaĢma amacı taĢıdıklarını ifade etti.
Hüseyin GökçekuĢ, “Öğrencilerin geliĢimi için kurum ve kuruluĢlarla her zaman
paylaĢım içinde olmalıyız. Bu paylaĢım varolduğu sürece her alanda geliĢme daha
hızlı ve temelli olur” dedi.
GökçekuĢ, eğitim kurumu olarak birçok önemli ve dünya çapında etkinliğe imza
koyduklarını dile getirerek, bu etkinliklerin ülke tanıtımına çok büyük katkılar
sağladığını söyledi.
Kurumun imkanlarının halkın her kesimine açık olduğunu kaydeden Hüseyin
GkçekuĢ, “Kurum olarak sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Uluslar arası seminer ve
konferanslar düzenliyoruz. Onlarca ülkeden bilim adamları ülkemize geliyor.
Varlığımızı görüyor Kıbrısı tanıyor. Kapılarımız kurum ve kuruluĢlara her zaman açık”
diye konuĢtu.
Eğitim kalitesinin her zaman yüksek olmasına çok büyük özen gösterdiklerini de
ifade eden GökçekuĢ, eğitim kalitesinin düĢmesi durumunda kaybedeceklerini, böyle
bir durumu göze almadıklarını söyledi.
Hüseyin GökçekuĢ, 19-24 ġubat 2007 tarihleri arasında,“Çevre: YaĢam ve
Sürdürülebilirlik Konferansı (Environment: Survival and Sustainability)”
düzenleyeceklerini ifade ederek, “Bu konferansa 95 ülkeden 1500 bildiri gelecek. 3‟ü
Nobel Ödüllü her biri dünya çapında A sınıfı dergi editörü 120 çağrılı konuĢmacı bu
konferansa katılacak. Bu oldukça büyük ve dünya çapında bir etkinlik” diye konuĢtu.
Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar, YDÜ‟nün Kıbrıs Türk insanına imkan verildiği
takdirde neler yapabileceğinin en güzel örneği olduğunu ifade ederek, “Üniversitenin
düzenlediği uluslar arası etkinlikler tekdire Ģayandır. Bu tür etkinlikler ülkemiz tanıtımı
açısından çok önmeli. Ekonomide bugün üniversitelerimiz birinci sıraya gelmiĢtir.”
dedi.
Salih Tunar, çok daha büyük çalıĢmalara üniveristenin imza koyması temennisinde
bulunarak, “Oda olarak gerçekleĢtirdiğimi tüm yurt dıĢı temaslarımızda
üniveristelerimizi tanıtımını yapıyoruz. Sizlerin heyecanını bizler de paylaĢıyoruz”
diye konuĢtu.
Hüseyin GökçekuĢ ve Sanayi Odası heyeti daha sonra okulun bazı tesislerini
ziyaret etti. Heyet ilk önce Kültürk Kompleksi ve Büyük Kütüphane‟yi ziyaret etti ve
heyet burda ktüphaneye üye oldu. Burası boyutları ve iĢleviyle Kuzey belki de tüm
Kıbrıs‟ın en büyük ve donanımlı kütüphanesi veya bir baĢka değiĢle bilgi merkezi.
15,000 m2 kapalı alan üzerindeki bu devasa kompleks sadece boyutlarıyla değil
sunduğu ve hedeflediği hizmetlerle de dünya standartlarını adamıza taĢıyor. Önce
rakamsal boyutlar verirsek kütüphane 250,000 adet açık raf sisteminde kitap
kapasitesine sahip. 50,000‟den fazla elektronik dergi, 4000 DVD, 16 film izleme
kabini, 100 bilgisayar, 14 bireysel ve grup çalıĢma odası, 1000 kiĢilik 4 amfitiyaro,
350 kiĢilik tiyatro sahnesi, 600 kiĢilik kafeterya ve 600 kiĢilik çalıĢma masasıyla dünya
standartlarında bir kültür ve bilgi eriĢim merkezi. 24 saat açık bu kompleksden
herkes, yani tüm toplum ücretsiz olarak yararlanabiliyor. Günümüzün en son
elektronik teknolojisi ile donatılmıĢ bu merkezi bilgiye eriĢimde evinizden internet
aracılığıyla kullanabiliyorsunuz. Hatta kampüs içerisindeyseniz telsiz iletiĢim hatları
sayesinde bahçede güneĢlenirken bile kullanmanız mümkün. Kütüphaneler, bilgi
dünyasında sizi bilgiye bağlayan merkezler olarak iĢlev yapıyorlar. Bir yandan
hizmetler geliĢtirilirken diğer yandan hedeflenen kolleksiyon rakamları da dünyasal
boyutlarda. 250,000‟lik açık raftaki kolleksiyonu önümüzdeki 10 yılda 1,500,000‟lik bir
kitap kolleksiyonuna dönüĢtürme hedefleri var. Bunları kullanıcıya sunacakları kapalı
raf sistemi depoları Ģimdiden hazır. O güne gelindiğinde dünyanın sayılı
kütüphanelerinden olacak.
Kapılarının açıldığı Aralık 2005‟de 25 milyon dolarlık bir yatırım yapmıldı. Yakın
Doğu Üniversitesi‟nin kurucu rektörü Dr. Suat Ġ. Günsel hayal etti bu projeyi.
Üniversiteyi ziyaret eden bir yabancı diplomat „Kıbrıs tarihte medeniyetin hep beĢiği
olmuĢtur‟ demiĢti. Bu deyiĢi bugün yeniden hayata geçirmek hedefi seçildi. Ġçerisinde
tiyatro sahneleri, uydu bağlantılı video konferans salonları yine bu kültür ve bilgi
kompleksi kavramı anlayıĢına uygun olarak tasarlandı. Hizmetlere gelince yine bu
ülkelerin deneyimlerinden yararlanarak sadece bir akademik araĢtırma kütüphanesi
değil tüm topluma hizmet verecek bir yapı oluĢturuldu. Avrupa yolunda yürüyen bir
toplumun her türlü bilgi ihtiyacına karĢılık verecek eriĢimi sağlamak hedeflendi. Küçük
bir toplumda devlet olanaklarının zorlanacağını düĢünürsek bir anlamda dünya
standartlarında bir milli kütüphane iĢlevlerini yerine getirebilecek yapı hedeflendi.
Heyet daha sonra, Sağlık Merkezi ve yeni ĠletiĢim Bilimleri Fakültesi‟ni ziyaret
ederek burdaki yetkililerden tesisler hakkında bilgi aldı.
Sanayi Odası Başkanı Salih Tunar
Kıbrıs Türk Sanayi Odası 25 Kasım Cumartesi günü yaptığı 21. Olağan Genel
Kurul‟un ardından 28 kasım tarihinde gerçekleĢtirdiği ilk Yönetim Kurulu Toplantısı ile
Salih Tunar‟ı oy birliğiyle baĢkan olarak seçti.
Salih Tunar, Mayıs ayında milletvekilliği seçimlerine katılmasından dolayı Sanayi
Odası BaĢkanlığı‟ndan istifa etmiĢti.
Yönetim Kurulu ayrıca, Oda BaĢkan Vekilliği‟ne, Salih Tunar‟ın istifası üzerine kısa
bir dönem BaĢkanlık yapan Musa Sönmezler, Saymanlığa Ali Çıralı ve Yönetim
Kurulu Sekreterliği‟ne Galip Yüksel seçildi.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası yeni Yönetim Kurulu Ģöyle oluĢtu:
“BaĢkan Salih Tunar, BaĢkan Yardımcısı Musa Sönmezler, Sayman Ali Çıralı,
Yönetim Kurulu Sekreteri Galip Yüksel. Asli üyeler; Salih Özler, Hasan Onalt, Hasan
Tosunoğlu, DerviĢ Tarımer, Candan Avunduk, Çavlan Paralik ve Mahmut Sarper.
Yedek üyeler; Ahmet Çıraklı, Mustafa Kaymak ve Lisani Deniz.
BaĢkan Salih Tunar‟ın özgeçmiĢi Ģöyle:
“1948 yılında LefkoĢa‟da doğdu. Ġlk, orta, lise eğitimini Kıbrıs‟ta tamamladı. 1972
yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldu.
1973-1974 yılları arasında Tan MeĢrubat‟ta çalıĢtı. 1975-1976 yılları arasında Maliye
Bakanlığı Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi‟nde görev yaptı. 1977 yılından itibaren
Ten Ten Gıda Mamülleri Ltd.‟in ortak ve direktörüdür. Ġngilizce bilen Salih Tunar evli
iki çocuk ve bir torun sahibidir.”
Yeşil Hat Ticaretinin Haritası Çıkarıldı
Kıbrıs, yüzyıllar boyunca, ticaretin geliştiği ekonomik bir kavşakta yer almış olmakla birlikte
bugün bakıldığında Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk Toplumları arasındaki ticaret, adıgeçen
toplumların diğer ülkelerle yaptığı ticarete kıyasla kayda değer boyutlara ulaşamamıştır. 2003
yılında kapıların açılması ve 2004‟te yaşama geçen Yeşil Hat Tüzüğü‟ne rağmen iki taraf
arasındaki ticaret, beklentilerin oldukça altında kalmaya devam etmektedir. Bu sonucun
alınmasının nedenlerine bakıldığında bunun kısmen, Yeşil Hat Tüzüğü ile ilgili net bilginin
olmayışından kaynaklandığını söyleyebiliyoruz.
Bu sorunla bağlantılı olarak, Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası ile Kıbrıs Türk Ticaret Odası ve
Kıbrıs Türk Sanayi Odası, hem Yeşil Hat Tüzüğü hem de koşulları hakkında daha net bilgi
sağlayacak bir bilgilendirme kampanyası başlatmak için ortak bir çalışma
gerçekleştirmiştirler. Bu kampanya ile söz konusu Tüzük ve koşullarının daha iyi
anlaşılmasınının sağlanması ve Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk toplumları arasındaki ticarete de
yeni bir ivme kazandırılması amaçlanmaktadır.
Bu üç oda ortak bir çalışmayla, Yeşil Hat ticareti (Kuzey‟den Güneye ve Güney‟den Kuzeye)
hakkında net ve özlü bilgi veren bir kitapçık yayımlamıştır.
Kitapcık Türkçe, Rumca ve İngilizce olmak üzere üç dilde basılmış ve farklı ürün
kategorilerinin ticareti için atılması gereken adımlar üzerine detaylı genel bilgi sunmaktadır.
Farklı renk kodları içeren ve adım adım süreci anlatan yedi harita, tüccarlara, Yeşil Hat
Tüzüğü‟nün karmaşık detaylarını anlayıp takip etmelerinde yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
Kitapçıklar yukarıda adı geçen üç odanın herhangi birisinden temin edilebilmektedir. Ayrıca,
bu odaların internet sitelerinden de elde edilebilmektedir.
Ticaret süreci, iş adamının ilgili
Ticaret Odası‟na başvuruda bulunmasıyla başlar. Bir sonraki adımda Ticaret Odası, Tüzük‟e
göre ticarete konu olacak malların Yeşil Hat‟tan geçip geçemeyeceğini teyit eder. Eğer
mallar Yeşil Hat‟tan geçişe uygunsa, Ticaret Odası mallara eşlik edecek resmi belgeyi (“orijin
belgesi”) verme yetkisini kullanır. Tabi ki farklı türde ürünler için farklı prosedürler
uygulanır. Örneğin, buğday, arpa ve domates gibi AB “Ortak Tarım Politikası” altında
müdahale önlemlerine tabi olan ürünler için geçişlerde gümrük vergilendirmesi
uygulanmaktadır. Ayrıca, patates ve narenciye ürünleri için de geçişlerde AB bilirkişileri
tarafından verilecek ilave bir belge (photosanitary) de gerekmektedir.
Avrupa Konseyi tarafından 29 Nisan 2004‟te kabul edilen „Yeşil Hat Tüzüğü‟, malların ve
insanların Kıbrıs Türk Toplumu‟ndan Kıbrıs Rum Toplumu‟na geçişini düzenlemektedir.
Kıbrıs Rum Toplumundan Kıbrıs Türk Toplumuna yönelik ticareti düzenleyen benzer bir
tüzük ise Mayıs 2005‟te yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliklerin uygulanmaya başlamasından
sonra iki toplum arasındaki ticaret yavaş yavaş gelişmeye başlamıştır. Kuzeyden güneye
yapılan ticaret, güneyden kuzeye yapılan ticarete kıyasla daha fazladır. Bununla birlikte,
güneyden kuzeye yapılan ticaret ise son aylarda çok daha hızlı bir tempoyla artış
göstermektedir.
Hazırlayan: Derya Beyatlı, Kobi Center Danışmanı