İndir - Kıbrıs Türk Sanayi Odası
Transkript
İndir - Kıbrıs Türk Sanayi Odası
AltınbaĢ Holding‟i ziyaret Kıbrıs Türk Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar, Yönetim Kurulu Sekreteri Galip Yüksel, Sayman Ali Çıralı ve Yönetim Kurulu Koordinatörü Fadıl Rinter 4 Aralık Pazartesi günü AltınbaĢ Holding‟i ziyaret etti. Sanayi Odası heyeti, AltınbaĢ Holding Yönetim Kurulu BaĢkanı Vakkas AltınbaĢ ve Holding Koordinatörü Olgun Beyoğlu ile bir görüĢme yaparak oda faaliyetleri ve yeni oda projeleri hakkında bilgi verdi. Oldukça samimi bir havada geçen ziyaret sırasında Vakkas AltınbaĢ Ģirketlerinin yeni yatırımları ile Credit West olarak finans sektöründe iç ve dıĢ yatırımlarını dile getirdi. Ziyaretin ardından Vakkas AltınbaĢ Sanayi Odası heyetine bir yemek verdi. Yemekte, Credit West Bank Genel Müdürü Özcan TekgümüĢ de hazır bulundu. Credit West Bank‟ın önümüzdeki günlerde sanayi sektörüne yapacağı promosyon konuĢuldu. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası odamızı ziyaret etti KKTC‟de temaslarda bulunan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATS) yöneticilerini Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟nı ziyaret etti. ATS BaĢkanı Kemal Özgen ziyarette yaptığı konuĢmada, Kıbrıs‟ta olmaktan büyük mutluluk duyduklarını kaydederek, kritik bir süreçten geçildiğini, Türkiye olarak her zaman KKTC‟nin yanında olduklarını söyledi. Özgen, Kıbrıs‟ı daha iyi tanımak ve olanakları araĢtırarak iĢbirliğini artırmayı hedeflediklerini belirterek Sanayi Odası ile her zaman yakın ve iyi iliĢkiler içinde bulunduklarını dile getridi. Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar ise, ATS heyetini yeniden KKTC‟de görmekten duyduğu mutluluğu dile getirerek, oda çalıĢmaları hakkında bilgi verdi. Her ki baĢkan daha sonra karĢılıklı ziyaret anı plaketi verdi. Avcı: “Üretici ve serbest piyasa dengesi korunmalı” BaĢbakan Yardımcısı ve DıĢiĢleri Bakanı Turgay Avcı, Sanayi Odası‟nın Salih Tunar baĢkanlığındaki yeni yönetim kurulunu 1 Aralık Cuma günü kabul etti. Tunar yaptığı konuĢmada, sanayi sektörünün ülke ekonomisinde yüzde 22 ile 25 arasında payı bulunduğunu, sektörün sorunlarını çözmenin önemli olduğunu kaydetti. Tunar, Sanayi Odası‟nın ise üretim sektörünün iyileĢtirilmesi yanında dıĢ iliĢkilerde de önemli rol oynadığını, haksız izolasyonların kaldırılması yönündeki faaliyetlerin sürdüğünü, anavatanla iĢbirliğini de faal biçimde devam ettirdiklerini kaydetti. Sanayi Odası baĢkanı, sanayi bölgelerinin idaresinin de kendilerine devredilmesini ve devletin bu alanda sadece denetim yapmasını istedi. Bakan Avcı ise konuĢmasında, sürekliliğin önemli olduğunu ve yarının bugünden daha iyi olması gerektiğini ifade ederek, “Bugün varız yarın olmayabiliriz, görev yapılan sürede ülke için ne yapılabilir ve sürekli kılınabilir, önemli olan budur” dedi. Avcı, Sanayi Odası‟nın yönetim kurulunun yeni göreve geldiğini, kendilerinin de yeni olduklarını anımsatarak ülkeye “yenilikler” diledi. Açılımlar için zorlama gerektiğini ifade eden Avcı, amaçlarının sadece DıĢiĢleri Bakanlığı olarak değil sivil toplum örgütleriyle, Sanayi Odası ile üniversitelerle dıĢa açılmak olduğunu belirtti. Avcı, sadece bakanlığın ülke sorunlarını anlatmasının ve dıĢa açılmasının zor olduğunu kaydederek, “Hep birlikte açılacağız” dedi. Yurt dıĢı organizasyonlarda da bu birlikteliği sürdüreceklerini ifade eden Avcı, politik açılımın yanında sosyal, kültürel, ticari ve sanayi açılımlar da gerektiğini kaydetti. Küçük sanayi iĢletmelerinin desteklenmesinin önemli olduğunu belirten Avcı, sanayi bölgelerinin de özlenen koĢullara getirilmesi gerektiğini söyledi. Sanayiciye çalıĢabileceği uygun ortam yaratmanın önemli olduğunu kaydeden Avcı, çağdaĢ koĢullar için her Ģeyin yapılacağını, dıĢ politikada da birlikte hareket edilerek daha güzel günlere yürüneceğini dile getirdi. Kıbrıs Türkü‟nün iç çatıĢmaları ve kısır çekiĢmeleri bırakması gerektiğini söyleyen Avcı, sanayicinin korunması gerektiğini, hem içerideki üreticinin hem de serbest piyasa dengesinin korunarak dengeli yürümesi gerektiğini kaydetti. Avcı, “Birlikte güzel Ģeylere imza atacağız” dedi. 18 Aralık 2006 BASIN BİLDİRİSİ Kıbrıs Türk Sanayi Odası sayın Papadopulos’un direkt ticareti etkisizleştirme çalışmalarına karşı her türlü mücadeleyi verecektir. Kıbrıs Türk Sanayi Odası: “Serbest ticaret gerçekleştirilmeden Kuzey Kıbrıs ürünlerinin Güney Kıbrıs limanlarından ihracatı kabul edilemez” Kıbrıs Türk sanayi üretiminin örgütlü temsilcisi Kıbrıs Türk Sanayi Odası, GKRY CumhurbaĢkanı Papadopulos‟un, 15 Aralık Cuma günü yerel basına da yansıyan demecine iĢaret ederek, Kıbrıs Türk üreticisi hakkında söz söyleme hakkı ve yetkisine sahip olmadığını belirtti. Kırk yılı aĢkın bir zamandan beri Kıbrıs Türklerinin üretmemesi için her türlü engeli koyup baskı uygulayanların; Kıbrıs Türk Toplumu‟nu dünyadan izole etmek için her türlü yola tevessül etmelerine karĢın üretme azmimize engel olamayanların, Ģimdi büyük bir piĢkinlikle “Türkler pek bir Ģey üretmiyor, ürettiklerini de Larnaka havaalanı ve Limasol Limanı aracılığıyla ihraç edebilir” demelerini Ģiddetle kınıyoruz. Kuzey Kıbrıs‟tan direkt ihracat yalnız ve ancak, Mağusa ve Ercan limanları kullanılarak yapılabilir. Limasol ve Larnaka limanları kullanılarak yapılacak ihracat direkt ihracat değildir. Çünkü önce malların Güney Kıbrıs‟a geçmesi ve Güney Kıbrıs‟tan ihracat iĢlemleri yapılması gerekmektedir. Sayın Papadopulos‟un yapmaya çalıĢtığı “direkt ticareti” etkisizleĢtirmektir. YeĢil Hat Tüzüğü uygulamaya girdikten sonra Larnaka Havaalanı‟ndan Kuzey Kıbrıs‟a turist getirmek, kağıt üzerinde mümkün olmakla birlikte, pratikte GKRY’nin Kuzey Kıbrıs’ta konaklayacak turistlere vize vermemesinden dolayı imkansızdır. AB veya ABD vatandaĢı olup vizesiz Larnaka‟dan Kıbrıs‟a giriĢ yapıp Kuzey Kıbrıs‟ta konaklamak isteyen turistlere transferleri sırasında ve YeĢil Hattı geçerken çıkarılan zorluklar ortadadır. Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Güney Kıbrıs‟a mal geçiĢlerinde her türlü zorluğu çıkaran GKRY gümrük yetkililerinin, direkt ticareti imkansızlaĢtırmak için her Ģeyi yapacağından emindir. Güney‟deki fuarlara katılımımız sırasında sergilenecek ürünlerin geçiĢine dahi engel çıkarmaktadırlar. 24 Aralık referandumundan sonra Kıbrıs‟ta direkt ticaret gerçekleĢtirme konusunda AB taahhüt altına girmiĢtir. Konsey Komisyon‟a görev vermiĢtir. KTSO AB‟nin taahhütlerini yerine getirmesini beklemektedir. Direkt ihracat Kuzey Kıbrıs limanlarından yapılabilir. KTSO, AB Komisyonu‟nu görevini yerine getirmeye davet eder. Genel kurul, dergimiz ve 2005 İhracat Ödülleri Bilindiği üzere 21. Genel Kurulu‟muz 25 Kasım 2006 tarihinde yapılmıĢ ve Genel Kurul‟un seçmiĢ olduğu yeni Sanayi Odası Yönetim Kurulu görevine baĢlamıĢtır. Yeni yönetim kurulumuz oluĢurken, oluĢumda her sektörün temsiliyetine çalıĢılmıĢ yeni dinamik bir kadro oluĢturulmuĢtur. Yönetim kurulunun ilk toplantısında yeni dergi komitemiz de seçilmiĢtir. Dergi komitemiz, Kuzey Kıbrıs‟ın en uzun ömürlü kurumsal dergimizin yeniden yapılanmasına karar vermiĢ ve elinize ulaĢan dergimiz ortaya çlkmıĢtır. Dergimizin piyasada gün geçtikçe çoğalan dergiler gibi geniĢ bir kadrosu yok. Ancak, canla baĢla çalıĢan bir Oda Basın Sorunlumuz, oda kadromuz ve yönetim kurulundan oluĢan bir yayın komitemiz ve bizleri bugüne kadar reklamları ile destekleyen sanayicilerimiz var. Bugüne kadar dergimize katkı koyan baĢta Basın Sorumlumuz Hüseyin Ezgin olmak üzere, diğer tüm katkı koyanlara teĢekkür ederim. Bizler de dergimizin yeni formatı ile daha çok çalıĢmamız gerektiği bilinci ile sizlere beğeneceğiniz bir dergi sunma gayreti içinde olacağız. 2005 yılı en çok sanayi ürünü ihracatı yapan 5 kuruluĢun ödül töreni, Sanayi Odası/KOBĠ Center iĢbirliği ile dergimizin baskıya hazırlandığı son günlerde yapıldı. Ġthalatın 1 milyarı aĢtığı, adeta ithalatın teĢvik edildiği, izolasyonların devam ettiği ülkemizde, ihracat baĢarısı göstermek çok önemli bir olaydır. 2005 yılında gerçekleĢen 66.615.000 dolarlık ihracatımız içerisinde en büyük payı olana da, en küçük payı olana da teĢekkür ederim. Talebimiz olan izolasyonların etkisini azaltacak teĢviklerin verilmesi halinde ihracatımızı 2 yıl gibi kısa sürede 150 milyon dolara çıkaracağımızı iddia edebilirim. Bizim üretimimiz, bizim iĢadamımız da eĢit koĢullarda dünya üreticisi ve iĢadamları kadar bilgi ve beceriye sahiptir. BASIN BĠLDĠRĠSĠ Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi DıĢiĢleri Bakanı Yorgo Lilikas‟ı Kıbrıs Sorunu‟nu öğrenmeye davet etti. “Kıbrıs Sorunu, Kıbrıs Türk Toplumu ile Kıbrıs Rum Toplumu arasında bir sorundur. Kıbrıslılar‟ın sorunudur. Kıbrıs Türk Toplumu ve Kıbrıs Rum Toplumu tarafından çözülecektir.” Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk Toplumu‟nun seçilmiĢ lideri CumhurbaĢkanı Mehmet Ali Talat‟ı muhatap olarak kabul etmediğini ve muhataplarının Türkiye Cumhuriyeti olduğunu söyleyen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi DıĢiĢleri Bakanı Yorgo Lilikas‟ın esas hedefinin tarihi gerçekleri gizlemek ve çözümsüzlüğe oynamak olduğunu belirtti. Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Lilikas‟ın “Muhatabımız Türkiye‟dir” demekle, devam eden Kıbrıs Sorunu‟nun 1963‟de Kıbrıs Rum Toplumu‟nun Kıbrıs Türk Toplumu‟nu Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti‟den dıĢlayarak imha giriĢiminde bulunması ile baĢladığını gizleme çabaları olarak görmektedir. Lilikas‟ın gayretleri bu gerçekleri gizlemek ve Kıbrıs Sorunu‟nu Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bir iĢgal sorununa indirgeme giriĢimidir. Lilikas, önce Kıbrıs Sorunu‟nu kendisi öğrenmeli, gerçekleri önce kendisi kabullenmelidir. Kıbrıs gerçeklerini, dünyaya çarpıtarak anlatma savdasından vazgeçmelidir. Kıbrıs Türk Toplumu‟nun seçilmiĢ lideri CumhurbaĢkanı Mehmet Ali Talat‟ı muhatap kabul etmemek, Kıbrıs Türk Toplumu‟nu muhatap olarak kabul etmemek demektir. Kıbrıs Sorunu‟nun taraflardan birini muhatap kabul etmekle Kıbrıs Sorunu çözülmez. Çözümsüzlük ise, Kıbrıs Halkı‟nın tümüne zarar vermektedir. Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Rum Toplumu‟nun seçilmiĢ lideri Tassos Papadopulos‟u Kıbrıs Türk Toplumu‟nun seçilmiĢ lideri Mehmet Ali Talat ile görüĢmeye davet eder. Ġki lideri Kıbrıs Sorunu‟na BM Ģemsiyesi altında çözüm bulmaya çağırır. Sanayi Odası LTB Başkanı Bulutoğluları’nı ziyaret etti Kıbrıs Türk Sanayi Odası, 16 Kasım‟da LefkoĢa Türk Belediyesi BaĢkanı Cemal Bulutoğluları‟nı ziyaret etti. BaĢkan Musa Sönmezler, Yönetim Kurulu Sekreteri Galip Yüksel ve Oda Genel Sekreteri Mustafa Gündüz‟den oluĢan heyet, oda faaliyetleri hakkında BaĢkan Bulutoğlu‟na bilgi verdi. Belediye BaĢkanı Cemal Bulutoğluları, Sanayi Odası ile yakın iĢbirliği içinde çalıĢma arzusunu dile getirerek, ortak çalıĢmalar yapılmasının yararları üzerinde durdu. Taşocakları konusunda Çevre Bakanı Asım Vehbi’yi ziyaret Son zamanlarda sık sık gündeme gelen taĢocakları konusunda Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Asım Vehbi‟ye 13 Aralık‟ta bir ziyaret gerçekleĢtirildi. Ziyarete BaĢkan Salih Tunar, üyeler Hasan Onalt, Mahmut Sarper katıldı. Sanayi Odası heyeti Bakan Asım Vehbi‟ye taĢocaklarının sorunlarını aktardı. Bakan Asım Vehbi, sorunların çözümü yönünde çalıĢma yapacaklarını söyledi. KKTC dış ticaretinin son beş yılına genel bakış KKTC kendi ölçekleri içinde önemli bir dıĢ ticaret hacmi ve potansiyeline sahiptir. 2005 yılında1,2 milyar $ ithalat, 66,5 milyon $ ihracat gerçekleĢmiĢ olup dıĢ ticaret açığı 1,1 milyar $ olarak ortaya çıkmıĢtır. DıĢ ticaret açığı 2003 yılında GSMH‟nin % 35,3‟üne karĢılık gelirken bu oran 2004 yılında %62,9‟a yükselmiĢtir. Tablo: 1 DıĢ alım dıĢ satımdan daha yüksek oranda artmaktadır. 2001 yılında yaĢanan ekonomik kriz ile 272 milyon $ düzeylerinde olan ithalat 2005 yılı itibariyle 4,33 kat artarak 1,18 milyar dolara ulaĢmıĢtır. DıĢ ticaret açığı da aynı dönemde 4,68 kat artarak 1111,5 milyon dolar seviyesine çıkmıĢtır. 2006 yılına gelindiğinde ihracat bir önceki yıla göre (ocak-eylül) ayları arasındaki dönem içerisinde 54.6 milyon ABD $ olmuĢtur. 2005 yılı (ocak –eylül) döneminde ise bu oran 56.1 milyon ABD $ olmuĢtu. Bu iki yılın (ocak-eylül) ayları değiĢim oranına bakıldığında % -2,68 oranında düĢüĢ gözlemlenmiĢtir. 2006 yılı ithalatında ise bir önceki yıla göre (ocak-eylül) ayları arasındaki dönem içerisinde 910.6 milyon ABD $ olmuĢtur. 2005 yılı (ocak –eylül) döneminde ise bu oran 871.9 milyon ABD $ olmuĢtu. Bu iki yılın (ocak-eylül) ayları değiĢim oranına bakıldığında ithalat % 4 oranında artıĢ gözlemlenmiĢtir. DıĢ Ticaret açığı 2005 yılı (ocak –eylül) döneminde 815.8 milyon ABD $, 2006 yılı (ocak –eylül) döneminde 856 milyon ABD $, olmuĢtur. DıĢ ticaret açığı değiĢim oranı % 40 oranında artıĢ göstermiĢtir. Tablo:2 2005 Yılında gerçekleĢen toplam ihracatın %51,2‟i Türkiye'ye, %25,7'si AB ülkelerine,%10,4'ü Diğer Avrupa Ülkelerine, %10,3'ü Orta Doğu ülkelerine, geriye kalan % 2,3'lük kısmı Diğer Ülkelere ve %0.1'i Uzak Doğu ülkelerine yapılmıĢtır. 2006 yılı itibariye dıĢ ticarette 2006 yılı Ocak-Eylül dönemine ait dıĢ ticaret rakamlarını içeren raporlara göre, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5 oranında artarak, 894 milyon 345 bin YTL'den 983 milyon 385 bin YTL'ye çıkan ithalatın yüzde 69.2'si ( 480 milyon 209 bini), Türkiye'den; yüzde 30.8'i (29 milyonu) ise 3. ülkelerden gerçekleĢtirildi. Geçen yılın aynı dönemine göre hemen hemen aynı oranda seyrederek 63 milyon 838 bin YTL'den 65 milyon 530 bin YTL'ye gelen ilk altı aylık ihracatın ise 3. ülkeler lehine kaydığı görülen raporlara göre, bu dönemde, Türkiye'ye yapılan ihracat geçen yıla oranla yüzde 49.22'den 45.5'e gerilerken (3 milyon 512 binden 21 milyon 663 bine); 3. ülkelere ihracat da yüzde 50.8'den 54.5'e yükseldi ( 24 milyon 247 binden 25 milyon 934 bine). 2006 Yılının Ocak-Eylül ayları döneminde toplam ithalat içerisinde en büyük paya sahip ürünler ise; narenciye, süt ürünleri ve konfeksiyon. 2005-2006 yıllarında önemli mallar itibariyle ithalatımızın ağırlıklı olarak bir önceki yıla göre artıĢını; yakıt , bilgi iĢlem makileri aksamları,temizlik ürünleri, meĢrubat meyve suları, elektrik malzemeleri, muhtelif hırdavat eĢyası, Alkollü içkiler ,konfeksiyon ürünlerindeki artıĢ ile görmekteyiz. 2006 Yılının Ocak-Eylül ayları döneminde toplam ihracat içerisinde en büyük paya sahip ürünler ise; Narenciye konsantresi, deri iĢleme,konfeksiyon,hurdalar,süt ürünleri ve patates ürün kalemlerinde artıĢ olarak görmekteyiz.(Tablo 3). Tablo 3: Eurochambers etkinliğinde başarılı tanıtım Eurochambers Academy‟nin Ġrlanda‟nın BaĢkenti Dublin‟de düzenlediği “eBusiness Forum” (Elektronik Ticaret Forumu‟na) Kıbrıs‟tan yalnızca Sanayi Odası Genel Sekreteri Mustafa Gündüz katıldı. KiĢisel ve kurumsal açıdan baĢarılı bir tanıtım gerçekleĢti. 10-14 Aralık 2006 tarihleri arasında gerçekleĢtirilen foruma, 13 ülkeden 24 oda personeli katıldı. Eurochambers‟in bir organizasyonu olan Eurochambers Academy, seçilen bir konu hakkında atölye çalıĢması yapmak, konu hakkında uzman konuĢmacıların liderliğinde konuyu katılımcılara tartıĢtırmak, odalar arasında bilgi alıĢveriĢini sağlamak iletiĢim ağları oluĢturmak ve dostluklar kurmak amacıyla çeĢitli bölgelerde toplantılar düzenlemekte. Bu toplantılar Eurochambers Genel Sekreter Yardımcısı Paul Skehan tarafından yönetilmekte. 10 – 14 Aralık 2006 tarihlerinde Dublin‟de düzenlenen Academy Formu‟nun konusu E-Business olarak seçildi. Etkinlik, kurumsal ve kiĢisel iliĢkilerin geliĢtirilmesinin yanı sıra, Kuzey Kıbrıs‟ın tanıtılması, Kıbrıs Türklerinin sıkıntılarının aktarılması, birliğe bağlı odaların çalıĢmaları hakkında bilgi edinmek ve E-business konusunda geliĢmeleri öğrenerek bu konuda yapılabilecek çalıĢmaları tespit etmek açısından oldukça yararlı geçti. Foruma katılan ülkeler ve temsilci sayıları Ģöyle: “Eurochambers‟den 3, Nurenberg CCI Almanya‟dan 1, Luxemburg CCI Luxemburg‟dan 1, Madrid CCI Ġspanya„dan 2, Hirefordshire & Worcest. CCI Ġngiltere‟den 2, Bradford CCI Ġngilter‟den 1, Ġstanbul CC Türkiye‟den 1, Moscow CCI Rusya‟dan 1, Leningrad CCI Rusya‟dan 1, Pau Bearn CCI Fransa‟dan 1, Paris CCI Fransa 1, Selanik CCI Yunanistan‟dan 1, Atina CCI Yunanistan‟dan 1, The Hegue CCI Hollanda‟dan 1, Gööl-en Eemland CCI Hollanda‟dan 1, Helsinki Region CCI Finlandiya‟dan 1, Cyprus Turkish CI Kıbrıs‟tan 1, Crocian Chamber of Economy Hırvatistan‟dan 2 ve Antwerp CCI Belçika‟dan 1 kiĢi olmak üzere toplam 24 kiĢi katıldı.” Oldukça baĢarılı geçen toplantılar sonucunda baĢta Eurochambers Genel Sekreter Yardımcısı olmak üzere tüm katılımcılarla iyi iliĢkiler kuruldu. Genel Sekreter Mustafa Gündüz, dört gün boyunca günde, her biri 1,5 saat süren ikiĢer konu tartıĢıldığını kaydederek, KTSO olarak mevcut izolasyonları aĢmak için eexport üzerinde çalıĢıldığını aktardı ve bu konuda yönelttiği tüm sorulara cevap aldığını belirtti. Dünya Bankası Raporunun Özeti ve Değerlendirmesi AyĢe Dönmezer Dünya Bankası uzmanlarının Raporu, ekonomimizdeki olumsuz yönelerle birlikte olumlu ve güçlü yönleri de dengeli bir Ģekilde ele almakta ve çözüm yolları önermektedir. Küçük pazar büyüklüğü, siyasi tanımanın olmaması, AB piyasalarına seyahat ve ticaret kısıtlamaları olması, güney ile yaĢanan ticaretteki sorunlara ve kamunun ekonomideki ağırlığına rağmen, ülkede orta düzeyde bir büyüme gerçekleĢtirilebildiğini belirtmektedir. Ayrıca, bazı Kurumların deneyimli olduklarını, ülke insanının eğitim düzeyinin yüksek olduğunu ve bilgiye nasıl ulaĢılacağını bildiklerini ve aynı zamanda insanların kanuna saygılı olduğunu belirtmektedir. Rapor, Kuzey Kıbrıs‟ın 1974 den bu yana sürekli Türkiye‟den sağlanan yardım ve kredilerle desteklendiğini, ancak buna karĢın, bütçe açığının artmaya devam ettiğine vurgu yapmakta, ve bu nedenle de maliyenin gelir yaratma ve toplama performansının düĢük kaldığını ve bir yandan da bütçe harcamalarının arttığına dikkat çekmektedir. Aynı zamanda, ekonomimizdeki reel büyüme yaĢadığımız yıllarda bütçe açığının ĢaĢırtıcı bir Ģekilde arttığına da vurgu yapmaktadır. Sonuçta özetle mevcut durumun sürdürülemez olduğu tesbiti yapılıyor. Türkiye ile yapılan Protokollerin, ülkemiz için önemli öncelikleri ve tedbirleri belirlediğini ancak bu protokoldeki hususların yerine getirilmemesinin herhangi bir yaptırımı olmadığını ve sonuçta hükümetin yıl içinde ilave para isteyebildiğini belirterek Protokollerin baĢarılı uygulanmadığını tesbit etmektedir. Sözkonusu rapor, hükümet için iki seçeneğin bulunduğunu belirtmektedir. 1-Hemen uyum çalıĢmalarına baĢlayarak reformları yapmak. Ancak bunun zor, kısa dönemde fedekarlık gerektireceğini ancak bu sürecin, ülkede ekonomik büyüme yaĢandığı için daha kolay olacağını belirtmektedir. 2-Kıbrıs Sorununun Çözümünü beklemek yani eylemsizlik. Turkiye‟ye bağımlılığın artmasını ve güney ile aradaki ekonomik farkın büyümesini getirecektir. Rapor, birinci seçenekten yola çıkarak hükümetin; ülkede sürdürülebilir bir büyüme ve AB ile yakınlaĢmak ve ayrıca Kıbrıs sorununun çözümü döneminde güçlü bir ekonomi ile güçlü bir siyasi pazarlık yapmak istemesi halinde, atması gereken adımlara, yapması gereken reformlara yer vermektedir. Raporda, önerilen reformlar ile ilgili olarak kritik olan 4 alan belirlenmektedir. Bununla birlikte tamamlayıcı adım olarak da mutlaka ilgili mevzuatların iyileĢtirilmesi, çıkarılması, çeĢitli kurumların geliĢtirilmesi ve reformlar için gerekli kaynakların ortaya konmasının gerekliliği vurgulanmaktadır. Raporda belirlenen 4 reform alanı aĢağıda özet olarak yer almaktadır. 1-Mali Sürdürülebilirliği Sağlamak. Gerek vergi ve diğer gelirlerle ilgili gerekse harcamalar için çeĢitli düzenleme ve reformların yapılması ile bütçe açığının azaltılması ve kamu borcunun kontrol altına alınması gereklidir. Vergi konusundaki düzenlemelerle birlikte bu baĢlık altında öne çıkan bazı öneriler ise Ģunlardır. Emeklilik ve sosyal güvenlik açıklarının boyutu çok büyüktür. KarĢılaĢtırmalarda diğer ekonomilerden daha yüksek bir yükümlülük olduğu tesbiti yapılmaktadır. Sosyal güvenlik ve emeklilik ödemelerini düĢünce merkezi bütçe açığı, Türkiyeden alınan yardımlar dahil (1.5%) fazla vermektedir. Bu itibarla, önemli bir öncelik arzeden Sosyal Güvenlik Reformunun yapılarak “Uygun, yapılabilir, sürdürülebilir ve sağlam bir sistem kurulması önerilmektedir. Verimsiz olan Ekonomik ve mali Transferlerin tedrici kaldırılmasi önerilmektedir. Bu transferlerin, 1993 lü yıllarda çok küçük bir payı olduğunu ancak daha sonra bu transferlerin (tarım, belediyeler, diğer mali transferler) korkunç düzeyde artarak GSMH nın %3‟den %14 lere yükseldiğini vurgulamaktadır. Kamu sektörünun ücret ve maaslarının GSMH daki paylarının azaltılması önerilmektedir. Bu payın diğer ülkelere göre yüksek olduğu tesbiti yapılmıĢtır. Bütçe harcamalarının hemen hemen yarısı personel masraflarına yönelmektedir. Kamu borcunu (gerek iç gerekse dıĢ borçların)daha iyi yönetilmesi gerektiğini belirlemektedir. Turkiye‟den alınan yardım ve kredilerin bütçe açığını kapattığı bu nedenle de borç ödeme ve mali disiplini bozucu etki yaptığını da vurgulamaktadır. 2- Özel Sektörü Geliştirmek başlığı altında önemli görülen başlıklar: Küçük Pazar büyüklüğü, kamunun ağırlığı ve müdahaleci yapısı, siyasi tanima yokluğu, AB piyasalarındaki ticaret kısıtlamaları, güney ile ticaret sorunları ülkedeki özel sektörün belli bir yere gelmesini engellememiĢtir vurgusu yapılmaktadır. Ancak, ülkede sermaye birikiminin çok küçük bir tabanda meydana geldiğini, sermaye birikiminin üçte birinin de konutlara gittiğini ve bu oranın diğer ülkelere göre yüksek olduğunu vurgulamaktadır. Bankacılık sektöründe likidite olmasına karĢın, yatırım talebinin olmadığı belirtiliyor. Ancak rapor, ülkede öncelikli sektörleri de tesbit ederek ve öne çıkararak büyümek için bazı fırsatlar olduğunun da altını çizmektedir. Bu noktada ayrıca, yatırımları teĢvik konusunda, bürokratik takdir hakkının kullanılmaması bunun otomatik olması gerektiğini belirtmektedir. Bürokrasinin piyasaya yaygın müdahale etmesinin sermayeyi korkuttuğunu ve ayrıca sürekli af yapılmasının piyasada af beklentisi yarattığı uyarısını ortaya koymaktadır. Özel Sektörü GeliĢtirme öngörüsü altında, Çok geniĢ olan ekonomik ve mali transferler yerine, çok iyi tasarlanmıĢ ve özel hedeflenmiĢ taĢimacilik yardımına yönelinmesi, Fiziksel altyapının (yol, su, elektrik gibi) iyileĢtirilmesi ÖzelleĢtirme sürecinin baĢlatılması DıĢ Ticaret politikasinda ihracatın önündeki engellerin kaldırılması Rekabeti bozan engellerin kaldırılması önlemleri yer almaktadır. 3-Eğitim Sektörünü geliştirmek öngörüsü altında ise Lise, üniversite eğitiminde kaliteyi artırmak Mesleki ve teknik eğitim programlarını geliĢtirmek Eğitim harcamalarındaki etkinliği artırmak hususları yer almaktadır. 4-İstatistik Konusunda Yatırım Yapmak önemli görülmektedir. Ekonomik durumun tam tahlili ve anlalizi icin gereklidir. Milli hesaplar, ödemeler dengesi, mali veriler, kamu borcu verileri üzerine kapasitenin artırılması gerkelidir. Bu çerçevede, bir program yapıp, önceliklendirilmesinin gerektiği belirtilirken, burada önemli zorluğun “Ekonomik güçü olan tarafların, toplumun orta ve uzun vadeli refahı karĢılığı özel kazançlarından vazgeçmeleri konusunda ikna edilmelerinin“ zor olacağına da değinmektedir. Tabi ki raporda bazı eksiklikler, üzerinden tekrar gidilmesi gereken hususlar sözkonusudur. Bu eksiklikler reform kararının verilmesi halinde uluslararası uzmanların da desteği ile ele alınabilir. Bu eksikliklerden önemli olanları iki baĢlık alında aĢağıda yer almaktadır. Kamu Sektörü Borçlanma Gereği: Raporda, sadece merkezi bütce açığı detaylı olarak ele alınmıĢ ve değerlendirilmiĢtir. Kamu Sektörü borclanma gereği ve gerçek açığı gerektiği gibi ele alınmamıĢtır. Kitler ve kamu kuruluĢları (Elektrik Kurumu, Telekominikasyon Kurumu, Cypruvex, TÜK gibi) , Belediyeler, Kamu Fonlarları ve Sosyal Güvenlik Sistemlerinin borçlanma gerekleri ve açıkları dahil degildir. Dolayısı ile yapılan değerlendirmelerin, analizin yeniden yapılması ile, ertelenen yükümlülükler de ortaya konabilecek ve gerekli tedbirlerin bu çerçevede önceliklendirilmesi de mümkün olabilecektir. Bazı Sosyal Devlet Politikaları Raporda, sosyal devlet politikalarından en önemlilerinden biri olan ve geliĢmiĢlik ölçüsü olarak değerlendirilen Sağlık Sektörü incelenmemiĢtir. Bunun bir bütün olarak ve Sosyal Güvenlik sistemi iliĢkisi de dahil ele alınması gerekmektedir. Bununla birlikte özellikle ülkemiz için bir diğer önemli husus olan Çevre de incelenmemiĢtir. Bu eksikliklerin, yine uluslararası uzmanlarca ele alınarak giderilmesinin yararlı olacağı açıktır. Sonuç olarak, rapordaki tesbitlere katılmamak mümkün değil. durumunu net bir Ģekilde ortaya koymaktadır. Büyük ölçüde ülkemizin gerçek Bu nedenle, rapora hak ettiği önemin verilmesi yerinde olacaktır. Rapor dünya çapında kredibilitesi olan Dünya Bankası Uzmanları tarafından yazılmıĢ önemli bir dökümandır. Rapordaki önerilerin hayata geçirilmesi durumunda yine anılan bankanın uzmanları ile çalıĢılmasının, reformlarla ilgilenecek olan kurumlara önemli katkı koyacaktır. Rapordaki önerilerin hayata geçirilmesi için öncelikle “Ġstekliliğin” ve reformları “Sahiplenmenin” yaratılması gerekecektir. Bunun için, ülkede ilgili tarafları biraraya getirecek “Ekonomik ve Sosyal Konsey” in oluĢturularak bu konuya eğilmesi olmazsa olmazdır. Anılan Konsey konu ile ilgili olarak “Ulusal Kalkınma Planı” hazırlıklarını baĢlatarak, kendi altında çalıĢacak çalıĢma grupları ve uluslararası uzmanların da desteği ile yapılması gerekenleri ortaya koymalıdır. Yapılması gerekenlerin ortaya konulması ve aksiyon planı hazırlanarak tüm taraflar arasında maksimum kordinasyonun da temini ile uygulanmasının sağlanması gerekmektedir. Tabi ki planın uygulanması sorumluluğunu alacak olan Konsey bunun takibinin sorumluluğunu da alacaktır. Aksi durumda, yani yapılacakların sahiplenilmemesi ve koordineli bir Ģekilde çalıĢılmaması halinde bu çabaların da sonuç vermesi mümkün olmayacaktır. ESCON Ltd. hizmete girdi Açılışı yapan Başbakan Ferdi Sabit Soyer: “Genç nüfusa istihdam sağlayacak her yatırım siyasal mücadelede geçeceğimiz büyük bir köprüdür” BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer, ülkede genç nüfusa aĢ ve iĢ imkanı sağlayacak her yeni yatırımın ve bu konuda atılacak her cesaretli adımın, siyasal eĢitliğe ulaĢmak için verilen mücadelede geçilecek büyük bir köprü olduğunu vurguladı. BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer Tosunuoğlu ġirketler Grubu‟na‟a ait beton, beton ürünleri ve termobims üreten ESCON Ltd‟in açılıĢını 14 Kasım‟da gerçekleĢtirdi. Gazimağusa Sanayii Bölgesi‟nde yer alan tesisin açılıĢına Sağlık Bakanı EĢref Vaiz ile bazı milletvekilleri ve diğer yetkililer de katıldı. BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer açılıĢta yaptığı konuĢmada, Kıbrıs Türk Halkı‟nın, bulunduğu topraklarda yıllardır bin bir zorluğa karĢı mücadele verdiğini belirterek, bu mücadele sürecinde siyasal boyut yanında, toplumsal boyut ve ekonomik aktivitenin önemli roller oynadığını kaydetti. BaĢbakan Soyer, Kıbrıs Türk Halkı‟nın var olma mücadelesi verirken, büyük zorluklara rağmen ekonomiyi geliĢtirebilme, entelektüel ve üretkenlik enerjisini hayata geçirebilme noktasında da çok büyük çaba harcadığını vurguladı. Soyer, Kıbrıs Türk Halkı‟nın mevcut yapı içerisinde, ağır izolasyonlar, enflasyonlar ve devalüasyonlar altında var olabilmesinde, bu olumsuz koĢullara karĢı koyabilmesinde yaratıcılığının, üretkenliğinin ve entelektüel birikiminin önemli rolü olduğunu belirtti. BaĢbakan Soyer, Kıbrıs Türk Halkı‟nın çözüm sürecinde geldiği yeni aĢamada, sanayi, turizm ve ekonominin diğer alanlarında önemli bir atılım gerçekleĢtirdiğini kaydetti. Soyer, “Bunu yaparken, kendi özünde var olan birikimin, özellikle dünya ekonomisiyle buluĢma sürecinde bir kapının hafif açılmasının bu dinamiğin harekete geçirilmesindeki katkıyı kimse inkar edemez” dedi. Soyer, ESCON‟un yaptığı yatırımın, ova gibi olan bir yere bir hayatın gelmesini, insan emeğinin, alın teri ve bilgi birikiminin yarattığı bir değerin yükselmesini sağladığını, civardaki birçok tesisin de böyle olduğunu ifade ederek, bu geliĢmeyi geliĢtirmenin toplumsal bir görev olduğunu kaydetti. Soyer, siyasal eĢitlik talebine dayalı çözüm ve AB sürecinde Kıbrıslı Rumlar kadar hak sahibi olma siyasal mücadelesinin, ekonomik büyüme, geliĢme, demokratik kurumsallaĢmaya ve toplumsal dayanıĢmaya da dayanması gerektiğinin altını çizdi. Tosunoğlu ġirketler Grubu Direktörü Hasan Tosunoğlu da, kendi sektöründe en büyük yatırımlardan biri olan ESCON Ltd‟e Ģu ana kadar 4,8 milyon Euro yatırım yaptıklarını, dünya standartlarında planladıkları tesisin yapımının yüzde 90 oranında tamamlandığını kaydetti. Tosunoğlu, hazır beton, beton ürünleri ve termobims üreten tesisin saatte 105 metre küp üretimi ile Gazimağusa bölgesinin mevcut ihtiyacının yüzde 60‟ını karĢılayacak düzeyde olduğunu anlattı. Tosunuoğlu, ESCON‟un altı ay önce deneme ve pazar çalıĢmalarına baĢladığını ifade ederek, bugünkü mevcut yatırımı daha da büyütme arzusunda olduklarını söyledi. 32 yıl önce ülkede tarım dıĢında hiçbir üretim yapılmadığına iĢaret eden Tosunoğlu, bugünkü yatırımların Kıbrıs Türkü‟nün neler yapabileceğinin bir göstergesi olduğunu kaydetti. Siyasi baĢarıların ancak ekonomik baĢarılarla birlikte taçlandırılabileceğini belirten Tosunoğlu, üretime dönük yapılacak her yatırımın siyasi baĢarılar için önemli mihenk taĢı olacağını kaydetti. Avro‟ya geçiĢ konusunda seminer Güney LefkoĢa‟da “EMU Yönetimi ve Avro‟ya GeçiĢ” konulu seminer düzenlendi. Seminere Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟nı temsilen Mustafa Gündüz katıldı. Hilton Otel‟de 30 Kasım‟da düzenlenen seminere, Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟nın yanı sıra, Kıbrıs Türk Ticaret Odası ile Güney Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası temsilcileri de katıldı. Kuzey Kıbrıs‟tan seminere katılan temsilciler, Güney Kıbrıs‟ın 2008 yılında Avro‟ya geçtikten sonra KKTC‟nin bundan nasıl etkileneceği, KKTC‟nin de Avro‟ya geçiĢi konusunda görüĢler dile getirildi. Avrupa Komisyonu Ekonomik ve Parasal ĠĢler Komiseri Joaquin Almunia‟nın da katıldığı seminerde, Kuzey Kıbrıs‟ın Avro‟ya geçiĢinin ancak muktesebatın uygulanmasından ve belirli bir hazırlık döneminden sonra mümkün olabileceği dile getirildi. Bunun üzerine referandumdan sonra protokol 10‟un Kuzey Kıbrıs‟ın ekonomik yapısının güçlendirilmesi için Avrupa Komisyonu‟na görev verdiğinin hatırlatılması üzerine, bu çerçevede Avro‟ya geçilmesinin sorulmaası üzerine yeni olumlu yanıt alınamadı. KKTC Nereye Koşuyor 2 Yeni bir yıla yaklaĢtığımız bu günlerde yenilenen yıla inat, bizde yenilenen ziyadesiyle hiç birĢey yok.Tüm mevcut sorunlar halen devam etmekte, üstelik AB bunu daha da geriletmek çabasında Aralık ayının gelip çattığı bu günlerde gözümüz kulağımız tamamen AB‟ye endekslenmiĢ, çıkıcak haberleri fermada bekler gibiyiz. Üstelik bir sonuç çıkmaması ve Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin durma noktasına gelmiĢ dahi olsa bile. (Kıbrıs sorunu dahil) ĠĢte tam bu noktada sizlerle Yüce Atatürk‟ün bir sözünü paylaĢmak istiyorum. Cevap iki aĢamalı ve içinde saklı hani Ģu Sezen Aksu‟nun Adı Bende Saklı Ģarkısı gibi. “Efendiler!, Avrupa‟nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileĢmesine karĢılık, Türkiye tam tersine gerilemiĢ ve düĢüĢ vadisine yuvarlanadurmuĢtur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa‟dan nasihat almak, bütün iĢleri Avrupa‟nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa‟dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi Ġstiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle,ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?. Tarih, böyle bir hadiseyi yazmamıĢtır... “ Size anladığım bu iki cevaplı sözü aynen yorumluyorum. Ġlk bakıĢta sanki AB‟yi kale almayın deniyor gibi gözüksede aslında bu ne dehalıktır ki, Avrupa‟nın iyi taraflarını kendinize alın, düstur edinin ama siz yine çalıĢın ve kendinizi muassır medeniyetler seviyesine çıkarın denmek istenmiĢ olsa gerek diye düĢünüyorum. Muhtaç olduğumuz kudret herhangi bir Avrupalı‟nın damarlarında dolaĢmıyor ki, bize kan versin... Bu bizim kemikleĢmiĢ meselemizdi. ġimdi gelelim KoĢan Adam KKTC‟nin anlatmak istediğim diğer sorunlarına. Öncelikle 2007‟nin yaklaĢtığı Ģu günlerde özellikle Telefon Dairesi‟ni özenle takip etmeye devam edeceğim bakalım muassır medeniyet olmanın gereklerinden biri olan interneti söylendiği gibi bize ocak ayı ve/veya civar aylarında bağlayacaklarmı, yoksa lütfen tekrar deneyiniz sözünü lugatımızda tutmaya devam mı edeceğiz. Yeni GSM projeleri basında boy boy çıkıyor ama sabit telefon Ģebekelerin durumu pek belli değil. Ülkedeki iki güzide GSM operatörü sanırım fazla fazla hizmet veriyor. Ve tabi internet konusu. DüĢünsenize zamanın çok değerli olduğu ve insanların birbiriyle yarıĢtığı Ģu günlerde, tek gözlü internetle dünyaya yavaĢ yavaĢ bakmak diğer ülkelere nazaran sayfanın baĢını okuyor olmak değil midir?. Devam edecek.....Saygılarımla... Kendini üretime adamış herkese... “Üretmek” insanoğlunun sahip olduğu bir ayrıcalık. Dünyadaki düzenleri değiĢtiren bir olgu. Ġdeolojileri Ģekillendiren temel yapı. Ġnsan refahının anahtarı. Toplumları yücelten, güçlendiren değer. Devlet bağımsızlığının esasılarından... Kısacası vazgeçilmez bir değer. Kıbrıs Türkü, Osmanlı egemenliğinden 1900‟lü yıllara üretimden kopuk, devlet iĢlerine bakan, üretimi ve ticareti Rum, Ermeni veya diğer müslüman olmayan topluluklara teslim ederek geldi. Bu üretimden kopuk yapının verdiği zararı Kıbrıs Türkü Ģimdilerde yaĢıyor. Kıbrıs Türkü 1930‟lu yıllarda çok küçük çaplı üretime baĢladı. Ama aynı adayı paylaĢtığı komĢuları, çoktan üretimi ve pazarlamayı öğrenmiĢler ticaretin getirisiyle zenginleĢmiĢlerdi. BaĢkalarının ürettiğini tüketmek en kolay yoldur. Zahmetsizdir, sizi yormaz. Ama üretmek zahmetlidir, yorucudur ve en önemlisi özveri ve sevgi ister. Ürettiğini sevmelisin, yurdunu sevmelisin, yurttaĢlarını sevmelisin. Yoksa üretemezsin. Bu özelliklere sahip Kıbrıslı Türkler‟in sayısı ne yazık ki çok değil. Fakat çok değerlidirler. Çünkü onlar zor olan yolu seçtiler. Üreterek kazanmayı, yorulmayı, özveriyi ve gerekirse kaybetmeyi göze aldılar. Eğer bugün sıkıntılı da olsa Kuzey Kıbrıs‟ta üretim ve sanayi varsa, bunu 1930‟lu yıllarda küçücük dükkanlarında, yokluk içinde inatla ve sevgiyle üretim yapan büyüklerimize borçluyuz. 1974 sonrası sanayi üretiminin devlet iĢi olmadığını biraz geç de olsa anladık ve 1980‟li yıllarda mevcut tesisleri özelleĢtirerek belki de doğru dürüst üretmeye baĢladık. Bana göre birĢeyden vazgeçmedik. O da “Osmanlı zihniyeti”nden. Yani günümüzdeki adıyla memur zihniyetinden. Devlet kurduk ve büyüttük. Ama sanayisini değil, memur nüfusunu büyüttük. Hazırı yemeyi birinci tercih olarak gördük. “Yollayan var yiyelim, niye üretelim ki” dedik kendi iç dünyamızda. Ama gün geldi dünyaya açılmak istediğimizi haykırmaya baĢladık. Peki ne ile dünyaya açılacaktık. Memur kat sayımız va hantal devlet yapımızla mı? Tabii ki hayır. Dünyada üretim, rekabet, pazar bulma, pazarlama, piyasa, cins cins ekonomi modelleri almıĢ yürümüĢ. Fabrikalar otomasyon sistemde üretimde, üretim maliyetleri kuruĢuna kadar aĢağlara çekilmiĢ. Ġhtiyaçlar, müĢteri beklentileri hızla değiĢiyor. Pazardan pay almak için üretim Ģartları, hijyen, kalite belgeleri, sistem belgeleri almıĢ baĢını gitmiĢ. Üretimi ve dıĢ satımı artırmak için verilen teĢvik çeĢitlerinin haddi hesabı yok. ĠĢte karĢımızda ekonomisini üretime dayamıĢ koskoca bir dünya. Bir de kendimize bakalım. Üretme sevgisi taĢıyan insanlarımız kendi yağlarıyla kendi ciğerlerini kavurma çabası içinde. Adına teĢvik dahi denilemeyecek cılız ve geçici katkılar. Yatırımı teĢvik edecek, dıĢ yatırımcıyı çekecek, mevcudu geliĢtirecek çabanın “ç”si yok. ĠĢgücü pahalı, devlet memurluğu alabildiğine cazip. Ġthal etmek çok kolay, girdi maliyetleri nedeniyle üretmek çok zor, küçücük ülkede kocaman dampingli ithal mallar karĢısında satmak daha da zor. “Bizde sanayi olmaz” zihniyeti halen revaçta. Bizde ne olur; bizde gelsin para yiyelim, gelsin aybaĢı ödenelim. Nasıl olsa bizim yanımızda Türkiye var. Türkiye her zaman yanımızda ama dünyaya açılmak istiyorsak, kendimizi dosta düĢmana “devlet” varlığı olarak göstermek istiyorsak dünyanın baktığı noktaya bakmalıyız; “Üretime” yani üretim ekonomisine. Ambargolar kalksın, izolasyonlar kalksın, dünyayla ticaret yapalım. Bunlar haklı ve güzel istekler. Ama dünya üretimi bizi çiğ çiğ yer. Hatta bizi bir hattın ayırdığı Güney komĢumuz da. Çok mu zayıfız. Hayır değiliz. Bazı sanayi sektörlerimiz, üretim kalitesiyle, sistemiyle rekabet edecek unsurlara sahip. Ama yeterli değil. Bunun yeterli hale gelmesi için toplumumuzun en baĢta da hükümet edenlerin sanayinin yani üretim ekonomisinin ne kadar önemli olduğunu anlaması ve kabullenmesi gerekir. Sanayinin geliĢmesi için devletin yapması gereken bir “dünya” dolusu örnek var. Orda bir “Oda” var uzakta... Olmasın... Peki sanayicilerimiz tek örgütleri, tek ses vererek birliktelik gösterecekleri, manevi ve eğer gerekiyorsa maddi destek verecekleri kendilerine ait olan Sanayi Odası‟na ne kadar sahip çıkıyor? Bana göre çok az. Sanayicinin derdini yalnızca sanayici ve onun kurumu olan Sanayi Odası yani kendisi anlar. BaĢka oluĢum veya oluĢumlar değil. Hiçbir kurum veya kuruluĢ sanayicinin sorunlarını, sıkıntılarını dile getirmez, çözümü için çaba harcamaz. Bunu yapacak olan sanayicinin kendisi yani Sanayi Odası‟dır. Sanayi Odası, yani sanayicinin kurumsal anlamdaki varlığının devamlılığı odanın güçlülüğüyle doğru orantılıdır. Odaya verilen destek ne kadar güçlü olursa, sanayicinin her alandaki etkisi o denli güçlü olur. “Destek” lafı havada kalmasın. En basidinden 400‟ü aĢkın üyesi olan ve ülke istihdamının yaklaĢık %10‟una sahip bir kuruluĢun, 21. Olağan Genel Kurulu‟nun 57 kiĢi ile yapılmaması gerekirdi. Oda kimsenin Ģahsi malı değil, üyelerin malıdır. Sanayi Odası yalnızca ateĢ bacayı sardığı zaman hatırlanacak bir yer olmaktan çıkarılmalı. Kurumuna katkı koyarak onu eleĢtirme hakkını sanayici kazanmalı. Kurumdan uzak durarak, kurumu eleĢtirmek kimseye bir yarar sağlamaz. Ġnsanın kendi evine, odasına küsmesi gitmemesi elektrik faturasını ödememesi, damı akıtınca tamir ettirmemesi gibi birĢey sanırım. Odanın sanayicinin her sorunundan haberi var... Ama paylaĢılan ve çok sesli katkılarla yılmadan mücadele etmek ve herkesin elini taĢın altına sokması gerekir ki, ancak o zaman diĢe dokunur sonuçlar elde edebilsin. Etkinlik ve iĢ yapmanın her zaman değiĢmeyen iki unsuru var, önce manevi ve sonra maddi katkı veya destek. Kendini üretime adamıĢ herkes odaya, yani kendinisine sahip çıkmalı. Kendini üretime adamıĢ herkese teĢekkürler... Gazioğlu entegre tesisleri törenle hizmete girdi Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat: “Nihai hedefimiz tayvanlaşmak değil” CumhurbaĢkanı Mehmet Ali Talat, “Bizim nihai hedefimiz izolasyonlardan kurtulup TayvanlaĢmak değildir” dedi ve Kıbrıslı Türkler‟in, Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin yeni oluĢumunda eĢit ortak olarak yer almak istediğini ve dünyada bu Ģekilde tanınarak söz sahibi olmayı hedeflediğini vurguladı. A. Mehmet Gazioğlu & Sons LTD‟in Gazimağusa‟daki Entegre Ġçecek Tesisleri 6 Kasım‟da hizmete girdi. Tesislerin açılıĢını CumhurbaĢkanı Mehmet Ali Talat yaptı. Gazimağusa‟da Küçük Sanayi Bölgesi yakınlarında faaliyete baĢlayan fabrikanın açılıĢında, CumhurbaĢkanı Talat‟ın yanı sıra BaĢbakan Yardımcısı ve DıĢiĢleri Bakanı Turgay Avcı, Gazimağusa Kaymakamı Ġsmail Gündost, Ġskele Kaymakamı Ahmet Cenk Musaoğluları, Gazimağusa Belediye BaĢkanı Oktay Kayalp, Gazimağusa Polis Müdürü Erdal Emanet ile davetliler de hazır bulundu. AçılıĢ töreninde, bir dakikalık saygı duruĢu ve folklor gösterisinin ardından Ģirket Direktörü Ahmet Gazioğlu bir konuĢma yaparak Ģirketin geçmiĢi ve bugünkü durumu hakkında bilgi verdi. Gazioğlu, konuĢmasında, gurur ve mutluluk duymakta olduğunu, Ģirketinin 25. yılını, Ġskoçya‟nın sayılı firmalarından Montrose Whisky Company ile 20. çalıĢma yılını ve Güney‟den gelen tüm engellemelere rağmen 1991 yılından beri Avusturya‟nın Viyana kökenli Ottakringer firmasıyla birlikteliğin de 15. yılını yaĢadığını kaydetti. Gazioğlu, Ģirketin, 25 yıl önce 230 metrekarelik alanda, toplam 5 kiĢiyle, tek tip Safa Kıbrıs Konyağı ile iĢe baĢladığını, bugün açılıĢı yapılan tesisin ise, toplam 25 bin metrekare alan üzerinde 10 bin metrekare kapalı alan, 7500 metrekarelik altyapısıyla 3 yıl sürede tamamlanarak devreye sokulduğunu kaydetti. Tesislerin 400 metrekarelik idari bina, Safa Ġçki Fabrikası, Gürpınar Su Fabrikası, Gold Fassl Bira Fabrikası, Rakı Damıtma Ünitesi ve Kazan Dairesi, 2000 metrekarelik kapalı alan üzerine inĢa edilmiĢ pazarlama ve dağıtım bölümü, jeneratör odası, trafo odası ve sosyal binadan oluĢtuğunu anlatan Gazioğlu, tesislerin yapımının kolay olmadığını ve 8 milyon Euro para harcandığını söyledi. ÇeĢitli ambargo ve kısıtlamalar olmasına rağmen yatırım yapanları desteklediğini ifade eden Gazioğlu, baĢarılı olmak için sürekli hedef büyütmenin önemine dikkat çekti. Gazioğlu, Ģirketi “üç ortağım” diye nitelediği üç oğluna miras bırakacağını söyleyerek, oğullarının bu mirası ileriye götürerek ülkeye faydalı iĢler yapmaları dileğinde bulundu. Gazioğlu, tesislerde emeği geçen baĢta Devlet Planlama Örgütü ve Kıbrıs Kalkınma Bankası olmak üzere tüm kiĢi, kurum ve kuruluĢlara teĢekkür etti. CumhurbaĢkanı Mehmet Ali Talat da konuĢmasında, Ahmet Gazioğlu‟nun sürekli hedef büyüterek baĢarılı olduğunu, bu baĢarısının süreceğini söyleyerek, Gazioğlu‟nun felsefesini desteklediğini dile getirdi. Yatırımcı Gazioğlu‟nun, 5 kiĢiyle iĢe baĢladığı dönemde ambargoların daha yoğun yaĢandığını hatırlatan Talat, uygulanan ambargoların haksız olduğunu, bunun bugün anlaĢılmaya baĢlandığını kaydetti. Talat, Gazioğlu‟nun yaptığı yatırımların, “domino etkisi” yaratarak izolasyonların daha da zayıflatılmasına ve yok edilmesine yararı olacağını belirtti. “Bizim nihai hedefimiz izolasyonlardan kurtulup TayvanlaĢmak değildir” diyen Talat, Kıbrıslı Türklerin bugüne kadar ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin yeni oluĢumunda eĢit ortak olarak yer almak istediğini ve dünyada bu Ģekilde tanınarak söz sahibi olmayı hedeflediğini vurguladı. Ekonomisi güçlü bir halkın masada elinin güçleneceğini de kaydeden Talat, ekonomisi zayıf ülkelerin yönetimlerinin müzakere ve pazarlık gücünün olamayacağını belirtti. CumhurbaĢkanı Talat, KKTC ekonomisinin güçlenmesi için herkesin çaba göstermesi gerektiğini de söyleyerek, Ahmet Gazioğlu ve tesislerde emeği geçenlere baĢarıların devamını diledi. Talat‟ın konuĢmasının ardından, yetkililere hediye sunuldu ve daha sonra CumhurbaĢkanı Talat, tesislerin açılıĢını yaptı. Tesislerin gezilmesinden sonra ise, Rüya Seven‟in mini konseri ve kokteyl gerçekleĢtirildi. 21. Olağan Genel Kurul yapıldı 11 asil üye; Salih Tunar, Musa Sönmezler, Ali Çıralı, Salih Özler, Galip Yüksel, Hasan Onalt, Hasan Tosunoğlu, Derviş Tarımer, Çavlan Paralik, Candan Avunduk ve Mahmut Sarper olarak belirlenirken, 3 yedek üye ise, Ahmet Çıraklı, Mustafa Kaymak ve Lisani Deniz olarak belirlendi Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟nın (KTSO) 21. Olağan Genel Kurulu 25 Kasım‟da yapıldı. Ticaret Odası Mustafa Çağatay Konferans Salonu‟nda yapılan genel kurula, BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Asım Vehbi, Ana muhalefet UBP Milletvekili Hasan Taçoy, DP Genel BaĢkanı Serdar DenktaĢ, BDH Genel Sekreteri Mehmet Çakıcı, Güney Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası BaĢkanı Mantos Mavromatis, Ġngiliz Yüksek Komiserliği Ticaret AteĢesi David Brown, Fransız Elçiliği Ticaret MüĢaviri Catherine Grosbois ile TC LefkoĢa Büyükelçiliği müĢavirleri ile sanayiciler ve iĢadamları katıldı. Divan BaĢkanlığı‟nı Mehmet Küçük‟ün yaptığı oturumda, Mustafa Alp ve Ali Kandulu da sekreterlik görevlerini üstlendiler. Genel Kurul‟da ilk konuĢmayı Oda BaĢkanı Musa Sönmezler yaptı. Sönmezler “fikirler dizisi olmaktan öteye gidemeyen” Finlandiya önerilerinin ticari izolasyon da dâhil hiçbir izolasyonu ortadan kaldırmadığını ve Ercan Havaalanı‟nın uluslararası trafiğe açılmasını içermeyen hiçbir paketin ticari izolasyonu kaldıramayacağını vurguladı. Sönmezler, Sanayi Odası‟nın ada içerisinde ve ada ile dünya pazarları arasında her türlü mal ve hizmet dolaĢımının önündeki engellerin kaldırılmasından yana olduğunu söyleyerek, bunun devamlı surette her platformda mücadelesini verdiklerini kaydetti. Ortada bazı yükümlülükler bulunduğunu da hatırlatan Sönmezler, yükümlülüklerin karĢılıklı olduğunu, Türkiye‟nin AB‟ye olan yükümlülükleri yanında, AB‟nin de KKTC‟ye uygulanan izolasyonun kaldırılması konusunda Kıbrıs Türk halkı ve TC‟ye karĢı yükümlülükleri olduğunu belirtti. Mal ve hizmet dıĢsatımının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini ve önerilerinin net olduğunu belirten Sönmezler, “Ġzolasyonlardan doğan navlun farkı ihracatçının omuzlarında kaldığı sürece Kuzey Kıbrıs‟tan ihracat yapmak imkânsızdır. Bu nedenle FOB ihraç fiyatlarımızı C&F yapın, yani ihracat navlununun tümünü destekleyin” Ģeklinde konuĢtu. Sönmezler, piyasada ithal dampingli ürün bulunduğunu da belirterek, yetkililerin bunu kabul etmediğini ve anti-damping yasasını beklemelerini tavsiye ettiklerini söyledi. Sanayicinin beklemeye tahammülü olmadığını belirten Sönmezler, “Ġthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Yasa Tasarısı” ile “Rekabetin Korunması Yasa Tasarısının” eĢ zamanlı çıkarılması ve yürürlüğe konulmasını talep etti. Sönmezler daha sonra hükümet krizi öncesi Ekonomi ve Maliye bakanlıklarına sunmuĢ oldukları önerileri katılımcılara okudu. BaĢkan Musa Sönmezler, Basın DanıĢmanı Hüseyin Ezgin ve Oda Genel Sekreter Yardımcısı Evren Özbayraktar tarafından hazırlanan, “1934-1970 Kıbrıs Türk Üretimi” ve “1974‟den günümüze Kıbrıs Türk Sanayisi” adlı sunumular ile Sanayi Odası‟nın yaptığı ülke içi ve ülke dıĢı faaliyetler hakkında bir sinevizyon gösterisi sundu. Genel Kurul‟da BaĢbakan Soyer de bir konuĢma yaparak Kıbrıs‟ta çözüme ulaĢılmadan AB‟ye giren Rum Yönetimi‟nin dayatmacı ve hâkimiyetçi anlayıĢının sürdüğünü, bunların Kıbrıs Türklerini yıldıramayacağını, Kıbrıs Türklerinin çözüm siyasetine devam ederek geliĢmeyi ve kalkınmayı sürdüreceğini dile getirdi. Rumlar‟ın AB‟ye Protokol 10‟a göre dâhil edildiğini söyleyen Soyer, 10. protokolün içerisinde Kuzeyde müktesebatın uygulanamayacağı ile birlikte Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin ortak kurucusu Kıbrıs Türk tarafının AB‟nin siyasi ve ekonomik bünyesi dıĢında kalamayacağı maddesi bulunduğuna iĢaret etti. Soyer, aynı protokolün 7. maddesinin de “Kıbrıs‟ın AB üyeliğinden Kıbrıslı Türkler ve Rumlar yararlanır” ifadelerini içerdiğini kaydederek, Kıbrıslı Türklerin çözüm iradesine sahip olmaları nedeniyle AB tarafından ekonomik geliĢiminin öngörüldüğünü söyledi. “ĠĢte bu yüzden izolasyonun kaldırılması AB‟nin yasal mükellefiyetidir ve bunlar üzerinde duracağız” diyen Soyer, Kıbrıslı Türklerin e-ticaret yapabildiğini, fakat spor, kültür ve ekonomik iliĢki kuramadığını kaydetti. Rumlar‟ın son günlerde akıl dıĢı iĢler yapmaya baĢladığına da iĢaret eden BaĢbakan, milliyetçi, Ģovenist ve terörist duyguların okul olaylarına taĢındığı, Kıbrıslı Türklerin tutuklanmasını öngören yasalar çıkarıldığını belirterek, “ihbarı veri kabul edeceğiz” söyleminin dünyada baĢka hiçbir ülkede olmadığını vurguladı. KKTC‟de din, dil, ırk ayrımı gözetmeden herkesin serbest ve özgür biçimde dolaĢabildiği, alıĢ-veriĢ yapabildiği bir ortam yaratacaklarını kaydeden Soyer, “ĠnĢaatlar da yapacağız, her Ģeyi yapacağız. Milli gelirimiz 11 bin Dolara çıkmıĢtır, 22 binlere çıkaracağız. Önümüzdeki ay içerisinde Rekabet Yasası‟nı geçireceğiz, vergi yasalarında değiĢiklikler yapıp Veraset Vergisi‟ni de kaldıran/düzenleyen yasayı da getireceğiz” Ģeklinde konuĢtu. UBP Milletvekili Hasan Taçoy da konuĢmasında KKTC halkının çok büyük acılara katlanarak bugünlere geldiğini kaydederek, genel kurulda bulunanlara 26 Nisan 2004 Avrupa Komisyonu kararını hatırlattı. Taçoy, daha önceki dönemlerde Kıbrıslı Türkler‟e “motivasyon olsun diye” önerilen Mali Yardım, Direkt Ticaret ve YeĢil Hat tüzüklerinin, Lüksemburg‟da pazarlık konusu yapılmaya baĢlandığına dikkat çekti ve bunların halkın moralini kırdığını belirtti. Yunanistan ile Güney Kıbrıs‟ın AB üyesi, Türkiye‟nin ise AB Gümrük Birliği üyesi olduğunu kaydeden Taçoy, Kıbrıslı Türklere ise nerede olduklarının ve nereye varacaklarının da söylenmediğini belirtti. Taçoy, bir yandan Kıbrıs Türklerinin bunlarla uğraĢırken bir yandan diğer tarafın halen daha “nihai hedef olarak Girne‟ye bayrak dikmekten bahsettiğini” kaydetti. Sanayi Fuarı konusuna da değinen Taçoy her yıl yapılan yerli sanayi fuarının bu yıl yapılmamasının üzüntü verici olduğunu kaydederek, bunun ülke sanayiinin yok olduğu veya göz ardı edildiği imajını verdiğini söyledi. Taçoy konuĢmasının sonunda yerli ürünlerin tüketilmesinin ülke ekonomisine katkı yapacağını da sözlerine ekledi. DP Genel BaĢkanı Serdar DenktaĢ da konuĢmasına inatla ve azimle yatırım ve üretim yapmaya çalıĢan sanayicileri kutlayarak baĢladı ve “Kimse size bir Ģeyleri hazır sunmadı, sizler yoktan var ettiniz” Ģeklinde konuĢtu. Rumlar‟la bir çözüme ulaĢmanın artık mümkün olamayacağını herkesin anladığını söyleyen DenktaĢ, sürekli olarak “barıĢ olacak, birleĢme olacak, AB‟ye gireceğiz” söylemleriyle halka moral pompalamaya çalıĢmanın da artık hiçbir iĢe yaramadığını kaydetti. Gambari‟nin görüĢmelerin baĢlaması talebine iki taraftan da olumlu yanıt geldiği bir dönemde, okulda Türk öğrencilerin dövüldüğünü ve Rumların yeni mal-mülk yasasının ortaya atıldığını kaydeden Serdar DenktaĢ, bunların moralleri bozduğunu kaydetti. Esas üzücü olan olayın Rumlar‟ın Türk tarafının iĢleyen bir damarını tıkamasından çok Türk tarafının bir emirnameyle “Rumlar‟ın talep ettiği moratoryumun” hükümet tarafından uygulanması olduğunu savunan DenktaĢ, kendisini dinleyenlere “Acaba dünyanın bize uyguladığı izolasyon mu daha kötü, yoksa bu kendi kafamızdaki izolasyon mu?” diye sordu. DenktaĢ, inĢaat sektörünü vuran bu durumun zamanla bankacılık ve finans sektörünü de vuracağını belirterek, Türk ve Rum tarafı arasındaki uçurumun daha da açılacağına dikkat çekti. AB‟nin “24.5‟uncu” üyeyi sorunuyla birlikte içine aldığını kaydeden DenktaĢ, “biz de osmosisle değil, yeni bir oluĢumla AB içinde yer alarak, olmadı AB‟ye komĢu; dıĢında kalarak yolumuza devam edeceğiz” Ģeklinde konuĢtu. BDH Genel Sekreteri Mehmet Çakıcı da konuĢmasında Kuzey Kıbrıs‟ın özgürlüğe, barıĢa, insanca, iyi bir Ģekilde yaĢamaya susayan insanların ülkesi olduğunu söyleyerek, Ģehitlerin de bu mücadeleyi verdiklerini, Ģiddetten uzak insanların mutlu yaĢadığı bir ülke hayal ettiğini söyledi. DıĢ dünyayla çalıĢabilen, sendikal ve sosyal haklarını elde etmiĢ, toplumsal ve bireysel haklara sahip insanlar görmek istediğini kaydeden Çakıcı, politikayı “geleceği okumak” olarak gördüğünü ifade etti. BaĢbakan Soyer‟in Protokol 10‟la ilgili sözlerini de eleĢtiren Çakıcı, Soyer‟in söylemlerinin yanlıĢ olduğunu savunarak “Müktesebat Kuzeyde geçerli olmadığı için Orams davasında haklı bulunduk” Ģeklinde konuĢtu. Rumlar‟ın çözüm için motivasyona sahip olmadığını da yineleyen Çakıcı, Türkiye‟yi sıkıĢtırarak istediğini elde edebilecek olmasından dolayı Rum tarafının aceleci davranmadığını dile getirdi. Genel kurula katılanlara yanında getirdiği Girne Emirnamesi‟ni de gösteren Çakıcı, bu emirnamenin “bazı yasadıĢılıklara kılıf” olarak hazırlandığını iddia etti. Son olarak kürsüye gelen Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Asım Vehbi bazı siyasilerin birbirlerine küs olduğunu söyleyen Mehmet Çakıcı‟ya cevap olarak, KKTC‟de küslüklere yer olamayacağını, zamanın daha da kenetlenerek sorunları çözme zamanı olduğunu söyledi. Turizm, eğitim ve üniversite konularında çok ciddi sanayi yatırımları yapılabileceğini söyleyen Vehbi, Ģu an KKTC‟ye 70‟ten fazla ülkeden öğrenci geldiğini, fakat bu öğrencileri ülkeye getirmenin de bazı sorunlarla karĢılaĢtığını söyledi. Vehbi, KKTC‟de öğrenim görecek bir öğrencinin bir sorunu olduğunda ülkesinin büyükelçiliğini aradığını veya KKTC hakkında bilgi almak için kendi ülkesinde büyükelçilik bulamadığını söyledi. Vehbi ayrıca “küçük ortak” olarak hükümette yer aldıklarını hatırlatarak, Sanayi Odası‟yla her türlü çalıĢmaya ve iĢbirliğine hazır olduklarını söyledi. Vehbi yurtdıĢında yeni temsilcilikler açılacağını da sözlerine ekleyerek, bu temsilciliklerin “trafik polisi gibi çalıĢıp bazı bakanları ağırlayıp gezdirmek yerine” potansiyel açıdan daha faydalı olacaklarını da vurguladı. Güzey ġemsettin‟in yeniden Murakıp olarak belirleyen Kıbrıs Türk Sanayi Odası 21. Olağan Genel Kurulu, yeni Oda Yönetim Kurulu‟nun 11‟i asil ve 3 de yedek üye olmak üzere toplam 14 kiĢinin seçimiyle tamamlandı. 11 asil üye Salih Tunar, Musa Sönmezler, Ali Çıralı, Salih Özler, Galip Yüksel, Hasan Onalt, Hasan Tosunoğlu, DerviĢ Tarımer, Çavlan Paralik, Candan Avunduk ve Mahmut Sarper olarak belirlenirken, 3 yedek üye ise Ahmet Çıraklı, Mustafa Kaymak ve Lisani Deniz olarak belirlendi. Sanayi Odası BaĢkanlığına 28 Kasım Salı günü yapılan ilk Yönetim Kurulu toplantısı ile Salih Tunar getirildi. İslam Ülkeleri Ticareti Geliştirme Merkezi Direktörü Allal Rachdi: “Her türlü desteği vermeye hazırız” Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟nı ziyaret eden Ġslam Ülkeleri Ticareti GeleiĢtirme Merkezi Direktörü Allal Rachdi, Kuzey Kıbrıs‟ın her alanda geliĢmesi ve baskılardan kurtulması için her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ifade etti. BaĢkan Musa Sönmezler, BaĢkan Yardımcısı Galip Yüksel ve Genel Sekreter Mustafa Gündüz‟ün hazır bulunduğu ziyaret bugün (27.11.06) saat 10.30‟da gerçekleĢti. Ġslam Ülkeleri Ticareti GeleiĢtirme Merkezi Direktörü Allal Rachdi ve Merkezin GeliĢtirme ve AraĢtırma Bölüm Direktörü Dr. El Hassane Hazaine, Kuzey Kıbrıs‟ın güzel ve standartları yüksek bir ülke olduğunu, içinde bulunduğu sıkıntıları aĢmak için merkezin her türlü desteği vermya hazır olduğunu dile getirdi. Direktör Allal Rachdi, 57 ülkenin kendilerine üye olduğunu belirterek, “Ekonomik, ticari ve Kuzey Kıbrıs‟ın içinde bulunduğu durumdan kurtulması için sizleri her alanda savunmaya, iliĢkileri her yönüyle geliĢtirmeye hazırız” dedi. Birçok büyük fuarlar organize ettiklerini, ticari, ekonomik ve piyasa araĢtırmaları yaptıklarını anlatan Allal Rachdi, “Tüm bunları sizlerle paylaĢmaya hazırız. Fuarlarımızda sizlere ücretsiz yer verebiliriz. Eğitim çalıĢmalarımıza katılabilirsiniz. Web sitemizde düzenlediğimiz sanal fuarlara ücretsiz katılabilir, yine e-kataloglarda ücretsiz yer alabilirsiniz” diye konuĢtu. BaĢkan Musa Sönmezler, Allal Rachdi‟nin gösterdiği yakın ilgi ve desteğe teĢekkür ederek, yapılan çağrıları değerlendireceklerini ifade etti. Sönmezler, “Öneriler, Ġslam ülkeleriyle iliĢkilerimizi geliĢtirmek için çok iyi bir platformu iĢaret ediyor. Biz ticaret ve iĢbirliği yapmaya hazırız” dedi. Allal Rachdi, merkezin yaptığı çalıĢmalar ve etkinlikler hakkında detaylı bilgiler verdi ve Sanayi Odası‟nın üyelerinin faaliyetlere katılması için resmi davetlerin gönderileceğini sözlerine ekledi. Büyükelçi Aydan Karahan’dan odamıza veda ziyareti TC LefkoĢa Büyükelçisi Aydan Karahan ve beraberindeki heyetle, Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟na 17 Kasım 2006 tarihinde bir veda ziyaretinde bulundu. Ziyarette BaĢkan Musa Sönmezler ve bazı yönetim kurulu üyeleri hazır bulundu. Büyükelçi Aydan Karahan‟a BaĢkan Musa Sönmezler bir anı plaketi sundu. Koop Süt Arapahmet İlkokulu öğrencilerine süt dağıttı Süt ve Sıvı Ürünleri Pazarlama Kooperatifi Ltd. (Koop Süt), “süt iç süper ol” sloganıyla LefkoĢa‟da Arapahmet Ġlkokulu öğrencilerine 26 Aralık‟ta süt dağıttı. Koop Süt‟ten yapılan açıklamaya göre, YDÜ ĠletiĢim Fakültesi Halkla ĠliĢkiler ve Tanıtım Bölümü öğrencilerinin sütün faydalarını ilkokul öğrencilerine anlatmasından sonra öğrencilere sütün faydalarını içeren broĢürler dağıtıldı ve sınıf panolarına afiĢler asıldı. Arapahmet Ġlkokulu Müdürü Sami Özverel, bu organizasyonun kendi okulunda düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, “süt iç süper ol” sloganının çocuklar üzerinde etkili olacağına inandığını söyledi. Özverel, çocukların “sütün faydaları” hakkında bilgilendirilmelerinin önemine dikkat çekerek, Koop Süt ile YDÜ öğrencilerine teĢekkür etti. Öğrencilere dağıtılan sütün faydalarına iliĢkin broĢürlerde ise, “Süt büyümeyi hızlandırır, diĢleri korur ve çürükleri önler, saç ve tırnak oluĢumunda rol alır, yaraların çabuk kapanmasına yardımcı olur, beynin geliĢiminde ve çalıĢmasında faydalıdır” ifadeleri yer aldı. VI. Dünya İşadamları Kurultayı’nda yer aldık KobiEfor‟un sponsorları arasında yer aldığı Dünya Türk ĠĢadamları VI. Kurultayı 1819 Kasım‟da gerçekleĢtirildi. Kurultayın açılıĢına TC BaĢbakanı Recep Tayyip Erdoğan‟ın yanısıra, TC Devlet Bakanı ve BaĢmüzakereci Ali Babacan, TC Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, TC Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali CoĢkun, Ġstanbul Valisi Muammer Güler, yurtdıĢında faaliyet gösteren bin 500 Türk iĢadamı, iĢ ve siyaset dünyasının temsilcileri katıldı. Kurultaya Sanayi Odası‟nı temsilen, BaĢkan Musa Sönmezler, BaĢkan Yardımcısı Galip Yüksel, Sayman Ali Çıralı ve üye Altekin Alpal yer aldı. Dünyanın farklı bölgelerinden yaklaĢık bin 500 Türk iĢadamı, “Türkiye'ye yatırım, geleceğe yatırım” sloganıyla Ġstanbul'da buluĢtu. Dünya Türk ĠĢadamları 6'ncı Kurultayı'nda biraraya gelen iĢadamları Türkiye'nin aydınlık geleceğiyle birlikte daha da geliĢeceklerine inanıyor. Kurultay, 1996 yılından bu yana 2 yılda bir düzenleniyor. BaĢbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk iĢadamlarının çok geniĢ coğrafyalarda iĢ yaptığını gördüğünü ve bundan ülke adına büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Erdoğan, artık iĢadamlarının iç ekonomik dengelerden emin olarak dünyaya daha rahat açılabildiğini belirterek, “Yarın ne olacak korkusunu çok Ģükür geride bıraktık” dedi. BaĢbakan Erdoğan, Türkiye'de Ģu anda tek haneli enflasyon sürecinin devam ettirildiğini belirterek, Ģöyle devam etti: "Faizin yüzde 8 bine, yüzde 5 bine çıktığı günler yaĢadık. ġu anda faiz yüzde 19-20 ama bunu asla yerinde görmüyoruz. Faizde de tek haneye düĢeceğiz." BaĢbakan, Türkiye'de küresel sermayenin adının yabancı sermaye olduğunu, bunu değiĢtirdiklerini belirterek, Ģunları söyledi: "Paranın mademki dini, ırkı, vatanı, milleti yok, o zaman bunun yabancısı olmaz. Artık küreselleĢen bir para var. Bunu ülkemize çekeceğiz. Bunların arasında ayrım yapmayacağız." Devlet Bakanı ve BaĢmüzakereci Ali Babacan ise bu yıl geçici olarak enflasyon hedefinden bir miktar uzaklaĢılsa da 2007 enflasyon hedeflerinin yerinde durduğu-nu, yüzde 4 olan bu hedefe ulaĢmak üzere tüm politikaların ciddiyetle uygulandığını söyledi. Türkiye'nin yaĢadığı krizlerin pek çoğunun yönetim krizleri olduğunu ve ülkede yıllarca enflasyonun kasıtlı olarak üretildiğini ifade eden Babacan, "Dört yıldır düĢüyor. Laf olsun diye konuĢmuyoruz. 'Bugünü kurtaralım, milletin hoĢuna gidecek bazı Ģeyler söyleyelim, yarına bir Ģeyler daha buluruz' böyle bir Ģey yok. Aldatan olmayacağız" dedi. Türk girişimcisi dünyanın fatihi Kurultay baĢkanlığını 2002 yılında Sakıp Sabancı'dan devralan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) BaĢkanı Rifat Hisarcıklıoğlu yaptı. Hisarcıkloğlu, “Türkiye‟yi vazgeçilmez kılan Türk ekonomisinin ağırlığı ve Türk iĢadamlarının müteĢebbis gücüdür. Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ülkelerinin yaptığı toplam sanayi malları ihracatının yüzde 65'ini Türkiye tek baĢına yapmaktadır” diye konuĢtu. Hisarcıklıoğlu, 2010 yılında yalnızca AB sınırları içindeki Türk giriĢimcilerinin sayısının 150 bine, bunların sağlayacakları istihdamın 900 bine ve cirolarının yaklaĢık 100 milyar euroya ulaĢmasının beklendiğini bildirdi. Dünya Türk ĠĢadamları Vakfı BaĢkanı Ertuğrul Önen de "Biz ülkemizin aydınlık geleceğine inanıyor ve kendi geleceğimizi ülkemizin geleceğinde görüyoruz" diye konuĢtu. İşadamları Türkiye için çalışıyor Kurultay kapsamında ayrıca dünyanın çeĢitli ülkelerinde yatırımları bulunan Türk iĢadamları da tecrübelerini katılımcılarla paylaĢtı. Moskova‟daki Rus-Türk ĠĢadamları Birliği BaĢkanı Ali Ġhsan Ahıskalıoğlu, Rusya'daki Türk iĢadamlarının, Türkiye‟nin geleceği için çalıĢtığını söyledi. Rusya ile Türkiye‟nin iliĢkiler açısından pozitif bir dönem yaĢadığını dile getiren Ahıskalıoğlu, iki ülke arasındaki potansiyele ve Rusya‟daki baĢarılı Türk yatırımcılara dikkat çekti. ABD Houston‟daki Türk-Amerikan ĠĢadamları Derneği BaĢkanı Doğan Baysal, Türkiye'den aldıkları verim ve yaratıcılığı hiçbir yerden alamadıklarını söyledi. Türkiye‟deki yatırım olanaklarına dikkat çeken Baysal, özellikle servis sektöründeki iĢ gücüne vurgu yaptı. Avustralya Türk Sanayici ve ĠĢadamları Derneği BaĢkanı Mehmet Ali KaramemiĢ, "Avustralya'daki Türkler oradaki bilgi birikimi ve sermayelerini Türkiye'ye getirmek istiyorlar"dedi. KaramemiĢ'in Avustralya'daki Ģirketleri 90 milyon doların üzerinde ciro yapıyor. 7 yaĢında Avustralya'ya giden Rıdvan Manav, "Avustralyalılar hindi diye dalga geçerlerdi. Her gün kavga ediyordum. Tekvando, boks ve judo öğrendim. ġimdi mesleğim oldu. Avustralya'da 7 tane spor okulum var" dedi. Manav'ın yıllık cirosu 2 milyon dolar. Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu ĠnĢaat Bölüm BaĢkanı Rıza AtaĢ, "GüreĢçiydim, spor karĢılaĢmaları için ABD'ye gidip gelirken orada yaĢamaya karar verdim. New York'ta 'Ġstanbul' adında 5 restoranım ve inĢaat Ģirketim var" dedi. Seba DıĢ Ticaret, demir - çelik sektörüne yönelik faaliyet gösteriyor. Merkezi ABD'de bulunan firmanın BaĢkan Yardımcısı Ünal Baysal, "ĠnĢaat sektörünü hedefliyoruz. Türkiye'den aldığımız demir - çeliği Amerika'ya götürüyoruz. Ciromuz 100 milyon dolar" dedi. Faize Berger, 20 yıl önce kendisini geliĢtirmek amacıyla Almanya'ya gitmiĢ. Kimya ve iĢletme eğitimi almıĢ. Kendi Ģirketinde danıĢmanlık hizmeti veren Berger, "Ġlaç Ģirketleriyle çalıĢıyorum. Mikro ve nano teknolojinin Türkiye'ye transferi konusunda çalıĢma yapıyorum" dedi. Nihal Muradoğlu Arizona'da yaĢıyor. Orada danıĢmanlık yapan Muradoğlu, "ġu anda Hollanda'daki bir proje üzerine çalıĢıyorum. DanıĢmanlık görevi yapıyorum. ÇalıĢma konularım inovasyon ve eğitim. 1962 yılından beri yurtdıĢındayım. Eğitim amacıyla gittim vekaldım. ġimdi deneyimlerimi Türkiye'ye aktarmak için çalıĢıyorum" dedi. Türkiye’ye yatırım fırsatını kaçırmayın “Türkiye Yatırımcılarıyla BuluĢuyor” konulu panelin baĢkanlığını TOBB Yönetim Kurulu Üyesi, EBSO BaĢkanı ve Kurultay EĢbaĢkanı Tamer TaĢkın yaptı. Panele katılan Alman Kalkınma Bankası (KFW) Yönetim Kurulu Üyesi ve KFW-IPEX Bank Yürütme Kurulu BaĢkanı Peter Klaus, KFW'nin geliĢmekte olan ülkelere sundukları destekler hakkında bilgi verdi. 1960'lardan bu yana Türkiye‟de bulunduklarını dile getiren Klaus, “Türkiye ekonomisi hızlı geliĢiyor. Uluslararası yatırımcılar, bankacılar Türkiye'yi yeniden keĢfetmekte ve büyük bir hevesle Türkiye'ye yönelmekte” dedi. Türkiye‟ye yaklaĢımlarının uzun dönemli olduğunu dile getiren Klaus, iyi kötü günde finans ortağı olduklarını ve kapılarının Türk Ģirketlerine her zaman açık olduğunu kaydetti. Bank Of Ireland Yönetim Kurulu Üyesi Paul Haran da ülkesi Ġrlanda‟nın yabancı yatırımlar konusundaki baĢarılarını katılımcılarla paylaĢırken rekabetin hayati önemli olduğunu savundu. Yatırımları karlı kılmak zorunda olduklarını anlatan Haran, toplumu da buna göre bilinçlendirdiklerini, yatırımcılara bir fark yarattıklarını söyledi. AB'nin de bu süreçte kendileri için bir fırsat yarattığını ifade eden Haran, AB müktesebatına sarılarak kendilerini geliĢtirdiklerini ifade etti. Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu BaĢkanı Ali Sabancı ise Pegasus'un sektöre girmesi ile „Aynı tas aynı hamam‟ döneminin bittiğini söyledi. Bir yıl içinde 200 binin üzerinde en düĢük fiyatla uçtuklarını, 25 YTL‟ye bilet bulma imkanının olduğunu ifade etti. Bosch A.ġ. Genel Müdürü Gürcan KarakaĢ da Ģirket hakkında bilgi vererek, Türkiye'ye yatırım yapma sebeplerini; her Ģeyden önce dünya çapında kıyaslanabilir ölçüde kaliteli üretim ve yüksek verim, cazip yatırım teĢvikleri, ülkenin orta ve uzun vadeli büyüyen bölgesel bir pazar olması Ģeklinde sıraladı. KarakaĢ, Türkiye'nin büyümekte olan bir ülke olduğunu, özellikle AB üyelik perspektifinin yakın gelecekte yatırımcılar için itici güç olacağını ifade etti. Hazine MüsteĢar Yardımcısı Cavit DağdaĢ, Türkiye‟nin ekonomik geliĢimine değinerek ülkeye çekilen yabancı yatırıma iliĢkin bilgi verdi. DağdaĢ, Türkiye‟nin yatırımın merkezinde olması gerektiğini kaydetti. Internatıonal Finance Corporatıon (IFC) Bölge Direktörü Shanbaz Mavaddat ise Türkiye‟de ortaklığa önem verdiklerini ve bilgi paylaĢımı için çalıĢtıklarını söyledi. Mavaddat, Türk özel sektörünün daha iyi olması gerektiğini belirtti. Miniklerden Meriç Süt’e ziyaret Gaziköy Anaokulu 4 yaĢ gurubu öğrencileri, Meriç Köyü‟nde bulunan Meriç Süt Ürünleri Fabrikası‟nı ziyaret etti. 66 öğrenciden oluĢan minikler, öğretmenleri eĢliğinde fabrikayı gezerek kaĢar ve hellim yapımına tanık oldular. Fabrika yetkilileri peynir yapımını ve faydalarını da anlattıkları fabrika ziyaretinde, miniklere birer de hellim hediye edildi. Meriç Süt Direktörlerinden Berin Avunduk, tesislerini öğrencilerin zaman zaman ziyaret ettiğini belirterek, “Süt ve süt ürünlerinin çocukların geliĢimi için önemli olduğu bilimsel bir gerçek. Çocuklara, bu ürünleri daha da sevdirmek ve anlatmak için bu gibi etkinliklere her zaman destek veriyoruz” diye konuĢtu. İngiliz Yüksek Komiseri Peter Millet, Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nı ziyaret etti Sönmezler: “İyi niyete rağmen izolasyonlar olduğu yerde” Kıbrıs Türk Sanayi Odası BaĢkanı Musa Sönmezler, izolasyonların ve ambargoların Kıbrıs Türk halkı üzerindeki baskı ve sıkıntısının halen devam ettiğini, referandumdan bu yana bu konularda en küçük bir ilerleme dahi kaydedilmediğini söyledi. Ġngiliz Yüksek Komiseri Peter Millet, dün (09.11.06) saat 10‟da Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟nı ziyaret etti. Ziyarette bazı Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyeleri hazır bulundu. BaĢkan Musa Sönmezler, verilen tüm sözlere ve antlaĢmalara rağmen Kıbrıs Türkü‟nün dünya ile temasının halen engellendiğini ifade ederek, “Hava ve deniz limanlarımız tüm iyi niyetli yaklaĢımlarımıza rağmen kapalı. Bizden ve Türkiye‟den AB‟nin sürekli talepleri var ama, bizim taleplerimize AB‟nin kulakları kapalı. Hep veren taraf olma konumundayız” diye konuĢtu. Sönmezler, en azından Ercan Havaalanı‟nın dahi uluslar arası trafiğe açılmasının barıĢ için önemli bir adım olacağını da söyledi. Ġngiliz Yüksek Komiseri Peter Millet, Kıbrıs Türkü‟nün içinde bulunduğu sıkıntıları yakından bildiğini ifade ederek, Türkiye AB iliĢkileri, AB Kuzey-Güney Kıbrıs iliĢkileri konusunda görüĢlerini açıkladı. Peter Millet, Kıbrıs‟ta Kuzey ile Güney ve dünya ile yapılacak küçük de olsa ortak ticaretin büyük yararlar sağlayacağını söyledi. Millet, sorunun çözümünün politikacıların elinde olduğunu da ifade etti. Ziyarette daha sonra, Türkiye Ġlerleme Raporu ve Türkiye‟nin limanlar konusundaki tavrı konuĢuldu. FOTOĞRAFLI 2005 yılı en fazla ihracat yapan 5 üyemize ödül Tunar: “Üretimin en önemli sorunu bazı ürünlerin kontrolsüz olarak ülkeye girmesidir” BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer, “oy kaybetseler bile sosyal baskılara direnerek „Türkiye‟den al bize ver‟ politikasını asla gündemlerine almayacaklarını” söyledi. Soyer, hükümet olarak amaçlarının, Türkiye‟den gelen desteği altyapıya aktarmak olduğunu ifade etti ve cari harcamalar için Türkiye‟den para istememeyi temel siyaset olarak önlerine koyduklarını söyledi. Kıbrıs Türk Sanayi Odası ile Kobi Center, KKTC‟den 2005 yılında en fazla sanayi ürünü ihracatını gerçekleĢtiren kurumlara “ihracat baĢarı ödülü” verdi. Saray Otel‟de 25 Aralık PerĢembe akĢamı BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer, Ekonomi ve Turizm Bakanı Enver Öztürk, Ġstanbul Sanayi Odası BaĢkanı Tanıl Küçük ve davetlilerin katılımıyla düzenlenen törende TaĢel Ltd, Akgöl Ltd, Avunduk Süt Ürünleri Ltd, Balkan London Ltd ve Reha Süt Ürünleri Ltd‟e “Ġhracat BaĢarı Ödülü” verildi. BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer gecede yaptığı konuĢmada, sanayide üretim ve geliĢtirme için kesintisiz elektriğin esas olduğunu söyledi ve önümüzdeki günlerde bu konuda 82 milyon euro‟luk bir yatırıma imza atacaklarını belirtti. Yeni santralın 4 ana motorunun önümüzdeki günlerde Mağusa Limanı‟na geleceğini, mart ayında yeni Ģalt sahasının da devreye gireceğini belirten Soyer, nisan-mayıs aylarında elektrik sorununu büyük oranda çözmüĢ olacaklarını kaydetti. KKTC‟nin 1990‟lı yıllarda 30 milyon dolarlık tekstil ihracatı yapmasına karĢın zamanında önlem alınmaması nedeniyle ABAD kararının ihracata büyük darbe vurduğunu anımsatan Soyer, bugün haksız bir Ģekilde uygulanan izolasyonlara karĢı verilen mücadelenin o yıllarda kaybedilen hakların geri alınması için olduğunu kaydetti. Kıbrıs Türk halkının her alanda büyük bir atılım içerisinde olduğunu vurgulayan Soyer, Ģu an ithalatın 1 milyar 100 bin dolar, ihracatın ise 66 milyon dolar olması nedeniyle büyük bir cari açığın olduğunu söyledi. Soyer, KKTC‟nin cari hesapları hakkında istatistiki bilgi vererek, geliĢen inĢaat, turizm ve üniversite sektörlerinin sanayinin geliĢmesi için de motivasyon kaynağı oluĢturduğunu belirtti. Sanayi konusundaki yeni yatırım alanında yüzde 24‟lük bir büyüme olduğuna iĢaret eden Soyer, üreticilerin tescil ve kalite belgesi almasının da kendisine bir yurttaĢ olarak ayrı bir gurur verdiğini ifade etti. Bu yapının kendi içerisinde daha da büyüyen bir yapıya doğru geliĢmesi gerektiğine iĢaret eden Soyer, “Bunun için sektörler arası inatlaĢma ya da çatıĢmayı değil, sektörlerin ahenkli uyumunu hep birlikte gündeme getirmemiz lazımdır” dedi. Ġthalatın yaklaĢık yüzde 24‟ünü araçların oluĢturduğunu belirten Soyer, “Bu memlekette biraz para kazanıldı mı önce otomobil değiĢtirilir, biraz daha kazanılınca yeni bir ev düĢünülür, bazıları daha da fazla kazanınca eĢini değiĢtirmeyi karar verir. (Bu da tabi bütün iĢi bozar o baĢka mesele!!) Bu tüketim kültürü de kendi içinde bir dinamiği meydana getirir” ifadeleriyle esprili ve ince mesajlar içeren ifadeler kullandı. Ġthalat rakamları konusunda ayrıntılı bilgi veren Soyer, önlerinde bulunan hedefin ülke ekonomisini kayıt altına almak olduğunu, bunun kimsenin boğazına basıp daha fazla vergi almak için gündeme gelen bir konu olmadığını ifade etti. BaĢbakan Soyer, ekonomik anlamda geliĢen ülkelerin baĢlıca avantajının kayıt unsuru olduğunu belirterek, “malının tapusunu yeni alan, üretimin tüm unsurlarını kayıt altına almaya yeni baĢlayan” bir yapı içerisinde büyük atılımları beklemenin mümkün olmadığını vurguladı. Kayıt konusundaki çalıĢmalar kapsamında önümüzdeki dönemde istatistik dairesi kurulabileceğini de dile getiren Soyer, “her üretim alanında imal edilmiĢ toplam kapasite bilinmediği ve ülkenin kesin hesaplarının ancak 2007 yılının sonunda güncellenebileceği bir dönemde ülkenin doğru düzgün yönetilebileceği iddiasında bulunulamayacağını” söyledi. Soyer, bu konuda baĢarıya ulaĢmıĢ ülkeler hakkında da bilgi vererek, gelecek dönem Sanayi Odası‟nın da katkılarıyla bu konunun üstünde ağırlıkla durmayı planladıklarını ifade etti. Soyer, deniz ve hava limanlarının açılmasının ve izolasyonların kalkmasının ihracatı kendiliğinden büyütecek zemini sağlayacağını belirterek, sadece süt ürünlerinin orta doğuya ihraç edilmesi için yapılan çalıĢmaları anlattı ve Londra pazarına yapılacak ihracın bile stok sorununu ortadan kaldıracağını vurguladı. Ġzolasyonların kaldırılması için yaptıkları çalıĢmalara örnekler veren Soyer, KKTC‟deki sanayicileriyle gurur duyduğunu, çünkü dünyanın baĢka yerinde örneği olmayan koĢullarda büyük baĢarılar sağladıklarını belirtti. Kıbrıs Türk Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar da konuĢmasında, geceyi düzenlemelerine yardım eden Kobi Center‟e teĢekkür etti. Tunar, 2005 yılında 1 milyar 100 bin dolar olan ithalata karĢılık 66 milyonda kalan ihracatın önemine iĢaret ederek, izolasyonlar altında üretim yapan sanayicilerin bu Ģartlar altında bu rakama ulaĢmasının bile mutluluk verici olduğunu vurguladı. 2003 yılında baĢlayan ekonomik büyüme hakkında rakamsal bilgiler veren Tunar, ihracatın üst sıralarında konfeksiyon, süt ürünleri ve alkollü içeceklerin geldiğini belirtti. Tunar, bu yılki verilerde de değiĢiklik olmadığını ve ilk 5‟e giren firmaların TaĢel Ltd, Akgöl Ltd, Avunduk Süt Ürünleri Ltd, Balkan London Ltd ve Reha Süt Ürünleri Ltd olduğunu söyledi. Ġhracat rakamlarında narenciyenin de göz ardı edilemeyeceğine iĢaret eden Tunar, ürünlerin yıllık ihracat ve ithalat tutarı hakkında istatistiki bilgiler verdi. Sanayi üretimine bakıldığı zaman en önemli sorunun bazı ürünlerin kontrolsüz olarak ülkeye girmesi olduğunu dile getiren Tunar, bu konuyu çözebilmek amacıyla AB kıstaslarının uygulanması için çalıĢmalar yaptıklarını belirtti. Tunar, ihracatı arttırmak için gerçekleĢtirdikleri giriĢimlerin en baĢında dıĢ fuarlara katılmak geldiğini ve Ģubat ayında Dubai‟de düzenlenecek olan üretici gıda fuarından baĢlayarak katılmayı planladıkları fuarları anlattı. Ġstanbul Sanayi Odası BaĢkanı Tanıl Küçük ise konuĢmasında, Türkiye‟nin sanayi tarihi hakkında ayrıntılı bilgi vererek, haksız ambargolar nedeniyle KKTC‟deki sanayicilerin TC‟deki sanayicilerden daha da sıkıntılı koĢullarda mücadele vermek zorunda kaldığını söyledi. Küçük, AB‟nin Güney ve Kuzey arasındaki sorun çözülmeden Kıbrıs‟ı üyeliğe kabul ederek büyük bir hata yaptığını dile getirerek, Kıbrıslı Türklerin referandumda evet diyerek birlikte yaĢama yönündeki iradesini ortaya koymuĢ olmasına rağmen cezalandırıldığını belirtti. “Bu Ģekilde KKTC‟yi ve Türkiye‟yi köĢeye sıkıĢtırabileceğini ve sadece Güney‟in kabul edebileceği bir çözüm dayatabileceğini zanneden AB, Anavatan Türkiye‟nin Kıbrıs‟a ve Kıbrıs Türk halkına verdiği önemin farkında değildir” diye konuĢan Küçük, adada çözüm isteniyorsa KKYC‟ye uygulanan izolasyonların kaldırılması ve söz verilen mali yardımların yapılması gerektiğini söyledi. Küçük, Kıbrıs sorununun çözülmesinin hem KKTC‟nin, hem Türkiye‟nin, hem de Güney Kıbrıs‟ın iĢine yarayacağına dikkati çekerek, ne olursa olsun Türkiye‟nin her zaman KKTC‟nin yanında olmaya devam edeceğini vurguladı. Sanayi Odası yeni Yönetim Kurulu ilk ziyaretini Ekonomi ve Turizm Bakanı Enver Öztürk’e yaptı Başkan Tunar: “Ekonomimiz rekabetçi ve dışa açık bir yapıya kavuşturulmalı” Ekonomi ve Turizm Bakanı Enver Öztürk, sanayicinin, turizmcinin, genelde ekonominin topyekün kalkınmasını amaçladıklarını, AB üyeliği ve kriterlerinin de hedef olduğunu söyledi. Sanayicilerin ve yatırımcıların karĢılaĢtığı sorunların aĢılması için yoğun çaba harcadıklarını belirten Öztürk, bakanlığının bu kesimlerin hizmetinde olduğunu vurguladı. Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟nın 25 Kasım Cumartesi günü yapılan genel kurulunda seçilen Yönetim Kurulu üyeleri, 29 Kasım‟da Bakan Öztürk‟e ilk ziyaret gerçekleĢtirdi. Oda BaĢkanı Salih Tunar, ilk ziyaretlerini Ekonomi ve Turizm Bakanı Enver Öztürk‟e yaptıklarını belirterek, Oda‟nın, Kıbrıs Türk ekonomisinin daha rekabetçi bir yapıya kavuĢması için çalıĢmalarını sürdüreceğini vurguladı. Tunar, Kıbrıs sorununun kritik aĢamalardan geçtiğini, dıĢa açılma ve izolasyonların kaldırılması çabalarının, yeni Yönetim Kurulu‟nca da yürütülecek politikalar olacağını anlattı. Ekonomi ve Turizm Bakanlığı‟yla daha sıkı iĢbirliği içinde, ekonominin daha liberal, rekabetçi yapıya kavuĢması için ortak bir çalıĢma grubu oluĢturulmasını öneren Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar, bu grubun gündeme getirilecek konular üzerinde çalıĢmasını öngördüklerini belirtti. Salih Tunar, bu yıl 3 Mart‟ta, BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer, dönemin Ekonomi ve Turizm Bakanı DerviĢ Deniz, Maliye Bakanı Ahmet Uzun‟la sanayicilerin sorunları ve çözüm yolları konusunda yaptıkları toplantıdan çıkan sonuçların, seçim ve hükümet kurma çalıĢmaları nedeniyle hayata geçemediğini söyledi. Ġvedi çözüm bekleyen aynı sorunları, Bakan Enver Öztürk‟ün de gündemine getirmek istediklerini kaydeden Tunar, bunların ekonominin daha rekabetçi bir yapıya kavuĢturulması, dıĢa açılması ve Oda‟nın daha güçlenmesi için neler yapılabileceği konularında yoğunlaĢtığını ifade etti. Ekonomi ve Turizm Bakanı Enver Öztürk de, Sanayi Odası heyetiyle görüĢmesinde yaptığı konuĢmada, Bakanlık görevine baĢlayalı bugün iki ay olduğunu, aslında ilk görüĢmesini Sanayi Odası ve Ticaret Odası‟yla yapması gerekirken, görüĢmenin turizmde aciliyeti olan konulardan dolayı geciktiğini söyledi ve geç görüĢmeden dolayı özür diledi. Öztürk, bundan böyle mutlaka çok daha sık görüĢeceklerini, yakın çalıĢma ve iĢbirliği ortamına gireceklerini kaydederek, sanayicilerin ve yatırımcıların, Kalkınma Bankası gibi birçok sorunu olduğunu bildiğini söyledi. “Bakanlık olarak sanayicilerimizin karĢılaĢtığı zorlukların birlikte aĢılması için yoğun çaba harcayacağız” diyen Enver Öztürk, hem hükümetin hem de mensubu olduğu Özgürlük ve Reform Partisi‟nin, serbest piyasa ekonomisini benimsediğini, AB‟yle uyumlu mevzuatın mutlaka bu dönemde tamamlanması gerektiğini anlattı. Ekonomi ve Turizm Bakanı Enver Öztürk, Meclis gündeminde bekleyen veya hazırlıkları süren rekabet ve anti dampingle ilgili yasalar bulunduğunu kaydederek, bunların süratle yasalaĢması için çalıĢtıklarını bildirdi. Sanayi Odası Genel Kurulu‟na, Ġslam Konferansı TeĢkilatı Ekonomik ve Ticari ĠĢbirliği Daimi Komitesi (ĠSEDAK) toplantısı için Ġstanbul‟da bulunduğundan dolayı katılamadığını belirten Enver Öztürk, Oda‟nın yeni yönetimini kutladı ve baĢarı diledi. Öztürk, Ġstanbul‟da aynı zamanda, MÜSĠAD‟ın düzenlediği ve 55 ülkeden temsilcilerin katıldığı toplantıda “KKTC Ekonomi ve Turizm Bakanı” sıfatıyla konuĢma yaptığını belirterek, dinleyici kitlesinin Kıbrıs‟ı ve Kıbrıs sorununu bilmediğini üzülerek gördüğü için, ekonomik veriler ağırlıklı hazırladığı konuĢmasının içeriğini, daha çok Kıbrıs‟ı, Kıbrıs sorununu ve tarihini anlatan Kıbrıs Türk halkının taleplerini ve izolasyonlar yüzünden yaĢadığı sıkıntıları dile getirecek Ģekilde değiĢtirdiğini aktardı. Enver Öztürk, AB üyeliği ve AB kriterlerinin hedef olduğunu ifade ederek, “Amacımız, sanayicimizin, turizmcimizin, genelde ekonomimizin topyekün kalkınmasıdır” dedi. Ekonomi ve Turizm Bakanlığı‟nın sanayicilerin hizmetinde olduğunu, yatırımlar için gerekli kolaylıkları hiçbir ayırım gözetmeden yapmak istediklerini vurgulayan Öztürk, sadece doğru yatırımı gözettiklerini belirtti. Öztürk, “Doğru yatırım yapan herkesin yanında olacağız. Kapımız sizlere her zaman açık” diye konuĢtu. MC-Med Meslek Kursu Mezuniyet Töreni Yapıldı The Management Centre of the Mediterranean tarafından gerçekleĢtirilen Güz Dönemi Bilgisayar Ofis Uygulamaları, Büro Yönetimi ve Etkin Sekreterlik ile Bilgisayar Uygulamalı Muhasebe kurslarına katılanlara baĢarı ve katılım belegeleri törenle verildi. Sanayi Odası‟ndan, Kıdemli Sekreter Pembe Soykök Bigisayar Uygulamalı Muhasebe dalında, yine Oda Sekreteri Kadriye Jeter Büro Yönetimi ve Etkin Sekreterlik dalında baĢarı sertifikası almaya hak kazandı. KTTO Mustafa Çağatay Salonu‟nda 8 Aralık‟ta yer alan törende, meslek kurslarına katılan 61 kiĢiden 51‟ine baĢarı, 10‟una katılım belgesi verildi. KTTO ve KIBSO tarafından onaylı Büro Yönetimi ve Etkin Sekreterlik Kursu 23, Teorik ve Bigisayar Uygulamalı Muhasebe Kursu 29, Bilgisayar ve Ofis Uygulamaları Kursu da 10 katılımcı ile gerçekleĢti. Kurslara eğitmen olarak; Ġnsan Kaynakları Uzmanı Viola Edward ve Zehra Eliçin ile Taner Sami Selçuk, Gökhan ġengör ve Muharem Amcazade katıldılar. Tunar: “İnsan kaynaklarını verimli kılmak önemli” Tören öncesi bir konuĢma yapan KIBSO BaĢkanı Salih Tunar, toplumsal ve sosyal hayatın geliĢmesinde özel önemi olan mesleki teknik eğitime katkı koyan Yöneticilik Merkezi‟ni oda adına kutladı. Referandum sonrası meydana gelen ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması için insan kaynaklarını artırmak yanında verimli kılmak gerektiğine iĢaret eden Tunar, hükümetten mesleki teknik eğitime proje desteği sağlamasını bekelediklerini beliritti. Kanol: “Mesleki teknik eğitime önem vermeliyiz” MC-Med Genel Koordinatörü Bülent Kanol da konuĢmasında Çözüm ve AB‟ne entegrasyon sürecinde insan kaynaklarını verimli kullanmanın önemine değinerek, Merkez olarak bu konuda üzerlerine düĢeni yapmaya devam edeceklerini kaydetti. “Toplum olarak itilip kakılmak istemiyorsak mesleki teknik eğitime önem vermeliyiz ” diyen Kanol, iĢverenlerin de iĢyerlerinde verimliliği artıracak tedbirleri mutlaka almaları gerektiğini vurguladı. Törenden önce kurslarla ilgili tanıtımı Merkez eğitmenlerinden Ġdil ġeytanoğlu yaptı. Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başbakan Ferdi Sabit Soyer’i ziyaret etti Soyer: “Ekonomik sıkıntılar; haksız rekabet ve factoring yasalarıyla aşılacak” BaĢbakan Ferdi Sabit Soyer, ülkedeki ekonomik sıkıntıların “haksız rekabet” ve “factoring” yasalarıyla aĢılacağını, ekonominin daha da iyileĢtirileceğini söyledi. “Hellim üretiminin fazla olduğunu kooperatif „süt alamam‟ deyince anlıyoruz” diyerek ülkede Ġtatistik Dairesi kurulmasının Ģart olduğunu da söyleyen Soyer, Meclis‟i boykot eden UBP ve DP milletvekilleriyle ilgili olarak da, “Eğer vicdanları elveriyor ve hak ettiklerine inanıyorlarsa maaĢlarını afiyetle yesinler” ifadelerini kullandı. CumhurbaĢkanı tarafından Meclis‟e iade edilen Kamu Görevlileri Yasası‟yla memur statüsünde çalıĢan iĢçilerin haklarına dokunulmayacağını da belirten Soyer, “Artık Lale devri bitti” diye konuĢtu. BaĢbakan Soyer, Salih Tunar baĢkanlığındaki Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) Yönetim Kurulu‟nu 6 Aralık ÇarĢamba günü kabul etti. Soyer kabulde, Sanayi Odası‟nın yeni yönetim kurulunu kutladı, sorunlarını dinledi ve gazetecilerin gündeme iliĢkin sorularını yanıtladı. Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar kabulde, ekonomi ve maliye bakanlıkları ile Kıbrıs Türk sanayisinin sorunlarını görüĢtüklerini ve KKTC sanayisini iyileĢtirmek için alınacak kararlar için çalıĢmaların sürdüğünü bildirdi. Kıbrıs sorununda önemli bir döneme girildiğini kaydeden Tunar, bu dönemde ekonomide baĢlamıĢ olan büyümenin sürdürülebilir olmasının gerektiğini ifade etti. Avrupa Birliği‟nin Kıbrıs konusunu öne sürerek Türkiye‟nin üyeliğini geciktirmeye çalıĢtığını anlatan Tunar, Türkiye DıĢiĢleri Bakanlığı‟nın karĢılıklı kısıtlamaların kaldırılmasına yönelik önerilerini desteklediklerini de söyledi. BaĢbakan Soyer de, ekonomideki olumlu geliĢmeyi daha ileriye götürme çabasında olduklarını anlattı ve “Haksız Rekabet” ile “Factoring” yasalarıyla ekonominin önünün daha da açılmasının sağlanacağını söyledi. BaĢbakan Soyer, Kuzey Kıbrıs‟ta bir Ġstatistik Dairesi‟nin eksikliğinin hissedildiğini de söyleyerek, “Bizler hellim üretimimizin fazla olduğunu ancak kooperatif „süt alamam‟ deme seviyesine geldiği zaman anlayabiliyoruz” dedi. Soyer, böyle bir dairenin kurulması için Sanayi Odası‟ndan destek ve giriĢim beklediklerini kaydetti. Soyer, “Türkiye gibi dev bir ülkenin Merkez Bankası raporlarında, imalat sanayiinde 3 aylık toplam üretim ve toplam stok durumlarının listeleri ve istatistiklerini görebiliyorsak, bizim gibi küçük bir ülkede bunu baĢarmamanın izahı mümkün değildir” Ģeklinde konuĢtu. SÜTEK’de hizmetiçi eğitim semineri Süt Endüstrisi Kurumu (SÜTEK), DAÜ Sürekli Eğitim Merkezi ile iĢbirliği içerisinde çalıĢanlarına yönelik hizmet içi eğitim seminerleri düzenledi. Seminerler 8 Aralık‟ta Yrd. Doç. Dr. Mustafa Ġlkan‟ın “Zaman Yönetimi” konulu konferansıyla baĢladı. Dr. Arıl Cansel de “MüĢteri Odaklılık” konulu bir seminer verdi. Tarım Bakanlığı‟na bağlı olarak faaliyet gösteren SÜTEK, geçtiğimiz dönem ĠSO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi ve HACCP Gıda Güvenliği Sistemi belgesi aldı. SÜTEK‟ten yapılan açıklamaya göre, önümüzdeki dönemlerde ise ISO 22000 belgesinin alınabilmesi için çalıĢmalara baĢlandı. Açıklamada, kaliteyi artırmak ve bunu sürdürülebilir kılmak amacıyla kurum çalıĢanlarına verilen hizmet içi eğitim seminerlerinin önümüzdeki günlerde de devam edeceği belirtildi. AB Komisyonu’nun Güney Kıbrıs Temsilcisi Themistocleus Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nı ziyaret etti Themistocleus: “Yeşil Hat Tüzüğü iletişim için önemli” Avrupa Birliği Komisyonu‟nun Güney Kıbrıs Temsilcisi Themis Themistocleus, 6 Kasım Pazartesi günü Kıbrıs Türk Sanayi Odası‟nı ziyaret etti. Ziyarette, Kıbrıs Türk Sanayi Odası BaĢkanı Musa Sönmezler, BaĢkan Yardımcısı Galip Yüksel, Genel Sekreter Mustafa Gündüz ve bazı yönetim kurulu üyeleri hazır bulundu. Themis Themistocleus ziyaret sırasında yaptığı konuĢmada, davete teĢekkür ederek, kendisinin Türkçe bilen ve konuĢan bir aileden geldiğini, uzun süre ailesiyle beraber Türklerle yaĢadığını ve kendisini Kıbrıslı Türklere yakın hissettiğini söyledi. YeĢil Hat Tüzüğü‟nün karĢılıklı ticaretin geliĢmesi için ve toplumlararası iletiĢimin artması açısından önemli olduğunu söyleyen Themistocleus, “Bilindiği üzere YeĢil Hat Tüzüğü karĢılıklı ticaretin geliĢmesi için ve toplumlararası iletiĢimin artması için önemli bir tüzüktür. Bu konuda her türlü fikre açığız ve destekliyoruz. Ayrıca AB üzerinden sağlanacak olan insan kaynakları fonlarının, Güney ve Kuzey arasında geliĢim sağlanabilmesi için etkin Ģekilde kullanılması konusunun da detaylandırılması gerekmektedir” dedi. Oda BaĢkanı Musa Sönmezler de görüĢmede, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, YeĢil Hat Tüzüğü‟nün çalıĢması ve Kuzey ekonomisi hakkında Themistocleus‟a bilgi verdi. Musa Sönmezler, Güney ve Kuzey arasında mevcut yaĢanan sorunların tamamen psikolojik olduğunu, ticaretin geliĢmesinin iki taraf için de ihtiyaç olduğunu belirtti. Sönmezler, Kıbrıs‟ın geleceği ile ilgili ortak projelere imza atılması gerektiğini de vurguladı. Sönmezler, “AB‟ye girerek Türkçe‟nin de resmi dil olması ve toplumun AB mevzuatlarını kendi lisanında öğrenmesinin toplumun adaptasyon sürecinde önemli rol oynayacaktır. Finansal konularda; özellikle yatırım, teĢvikleri ve ortaklık konularında ve özellikle turizm konusunda ciddi çalıĢmaların yapılması gerekiyor” diye konuĢtu. TOBB heyeti KKTC’de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) BaĢkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ticaret Odası‟nın genel kuruluna katılmak amacıyla yarım günlük ziyaret için bir heyetle birlikte KKTC‟ye geldi. KKTC‟ye 9 Aralık‟ta gelen heyet, resmi ziyaretlerde bulundu ve aynı gece 22.30 sıralarında KKTC‟den ayrıldı. TOBB heyeti, adaya varıĢının ardından ilk olarak Ticaret ve Sanayi odalarının baĢkan ve yöneticileriyle bir araya geldi. Ticaret Odası‟nda saat 15.00‟de yapılan görüĢmede konuĢan Oda BaĢkanı Erdil Nami, TOBB‟la iĢbirliği içerisinde olmaktan mutlu olduklarını belirtti ve “ĠĢbirlikleri gücümüze güç katar” dedi. Nami, odanın çalıĢmaları ve TOBB BaĢkanı Hisarcıklıoğlu‟nun giriĢimleri sonucu gelecek yıl Avrasya toplantısını KKTC‟de yapma kararı aldıklarını, Genel Kurul‟un ardından bu konuda hazırlıklara baĢlayacaklarını belirtti. Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar da, Türkiye‟nin en büyük sivil toplum örgütü ve özel sektör temsilcileriyle bir araya gelmenin kendileri için çok önemli olduğunu dile getirerek, geçmiĢten gelen iĢbirliklerinin gelecekte çok daha ileri noktalara taĢınmasını temenni etti. TOBB‟un yurt dıĢında gerçekleĢtirdiği tüm faaliyetlere kendilerini de davet ettiğini ve mümkün olduğunca bunlara katıldıklarını anlatan Tunar, iĢbirliklerinin devamı için elden geleni yapacaklarını söyledi. TOBB BaĢkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, son 3 gündür farklı ülke ve Ģehirlerde toplantılara katılarak gerçekleĢtirdikleri görüĢmeler hakkında bilgi verdi. Hisarcıklıoğlu, genel kurulların ekonomilerin tartıĢılması için en yüksek düzeyli platformlar olduğunu belirterek, Ticaret Odası‟nın genel kurulunda ekonomik sıkıntıların ayrıntılarını öğrenmeyi ve çözüm üretmeyi amaçladıklarını belirtti. GeliĢen dünyada ülkelerin kalkınmasını özel sektörlerin sağladığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, Türkiye‟de 25 yılda bir sanayi devi ortaya çıktığını kaydetti. Türkiye‟nin geliĢimi hakkında detaylı bilgi veren Hisarcıklıoğlu, bunun özel sektörün baĢarısı olduğunu vurguladı. Hisarcıklıoğlu, KKTC‟de önceden var olan kötümserlik havasının dağıldığını gözlemlediğini söyleyerek, fert baĢına düĢen gelirin yılsonunda 11 bin dolara çıkmasının müthiĢ bir Ģey olduğunu belirtti. KKTC‟de bir an önce devletin kendi asli iĢlerine dönerek özel teĢebbüsün önünü açması gerektiğine iĢaret eden Hisarcıklıoğlu, bütün dünyada kalkınmanın bu Ģekilde olduğunu anlattı ve örnekler verdi. Hisarcıklıoğlu, özel teĢebbüsün olduğu yere rekabetle kalitenin, ucuzluğun ve zenginliğin geldiğinin de altını çizdi. Tosunoğlu Grup, “Okul Öncesi ve Özel Eğitim Merkezi” yapıyor Okul inşaatını bir yılda tamamlayacaklarını ifade eden Tosunoğlu, 529 metre kare olarak tasarlanan binanın 550 bin YTL’ye mal olacağını anlattı Kıbrıs Türk Sanayi Odası üyesi Tosunoğlu Grup, “Okul Öncesi ve Özel Eğitim Merkezi” yapımı için Eğitim ve Kültür Bakanlığı‟yla protokol imzaladı. Bakanlık binasında 1 Aralık Cuma günü saat 11.30‟da gerçekleĢtirilen törende, protokole Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Canan Öztoprak ile Tosunoğlu Grup Direktörü ve aynı zamanda Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Tosunoğlu imza koydu. Protokolün imzalanmasının ardından Tosunoğlu Grup yetkilileri, Bakan Öztoprak‟a eğitim merkezinin planlarını göstererek ayrıntılı bilgi verdi. Törende konuĢan Tosunoğlu Grup Direktörü Hasan Tosunoğlu, Ģirketlerinin KKTC ekonomisine yaratmıĢ olduğu katma değer vergisi yanında, kazandıklarıyla toplum katmanlarında sosyo-kültürel amaçlı hizmetler sunmayı da görev bildiğini belirtti. Tosunoğlu, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ile imzaladıkları protokolle çocuklar için “Okul Öncesi ve Özel Eğitim Merkezi”nin yapımını gönüllü olarak üstlendiklerini ve en kısa zamanda hizmete koymayı hedeflediklerini belirtti Okul inĢaatını bir yılda tamamlayacaklarını ifade eden Tosunoğlu, 529 metre kare olarak tasarlanan binanın 550 bin YTL‟ye mal olacağını anlattı. Tosunoğlu, okul öncesi eğitim merkezinin üç özel donanımlı sınıfı, bir oyun odası, bir çok amaçlı toplantı ve tiyatro salonu, iki idare odası, bir sağlık personeli odası, bir yemekhanesi ve bir mutfağı olacağını söyledi. Tosunoğlu, toplumun yararına olacağına inandıkları bu merkezin herkese örnek olmasını da temenni etti. Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Canan Öztoprak da konuĢmasında, 3 Aralık‟ın Dünya Engelliler Günü olduğunu anımsatarak, bu konudaki etkinliklerin bugünden baĢladığını belirtti. Özel eğitim okullarında hizmet veren öğretmenlerin çok zorluklar yaĢadığını anlatan Öztoprak, bu hizmetlerin ancak toplumsal boyuta gelmesiyle ilerleme kaydedilebileceğini söyledi. Bakan Öztoprak, özel eğitim okullarında gerçekleĢtirilen iĢin kısıtlı mesai saatlerinde ya da altyapı eksiklikleriyle verilecek bir hizmet olmadığını belirtti. Var olan okulların koĢullarını düzeltmeye ve en önemlisi yeni teknolojik donanımlara sahip okullara ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Öztoprak, eğitimde reform gerçekleĢtirdikleri bu süreçte, mezun vermedikleri için 2008‟in eylül ayında fazladan 3 bin 500 öğrenciye hizmet vermek durumunda kalacaklarını ve bu durumu yeni okullar yaparak atlatmayı umduklarını söyledi. Öztoprak, Vakıf Anaokulu yakınlarındaki araziye yapılacak olan Okul Öncesi ve Özel Eğitim Merkezi‟nin anaokul öncesinde hizmet verecek ilk merkez olduğunu söyledi. Öztoprak, Tosunoğlu‟na teĢekkür ederek onun bu davranıĢının diğer iĢ adamlarına da örnek olmasını diledi ve 2005 yılında gelir vergisi yasasında yapılan düzenlemeyle eğitim, kültür ve spor alanında yatırım yapanlara uygulanan vergi muafiyetinin yüzde 60‟a çıkarıldığını hatırlattı. Okul öncesinden doktoraya eğitim merkezi: YDÜ Ülkemizin gurur kaynaklarından birisi olan Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ), okul öncesi eğitimden doktoraya kadar eğitim veren güçlü bir merkez özelliğinde. Çok kısa zamanda insan eğitimine büyük yatırımlar yapan kurumun en büyük özelliği ise halka dönük yapısı. Okul imkanları halka ve halkın sivil toplum örgütlerine her zaman açık. Konferans salonları, büyük kütphanesi, sosyal tesisleriyle LefkoĢa içinde bir kent. Sanayi Odası BaĢkan Salih Tunar, BaĢkan Yardımcısı Musa Sönmezler, Sayman Ali Çıralı, yönetim kurulu üyeleri Mahmut Sarper, Çavlan Paralik ve Lisani Deniz‟den oluĢan bir heyetle YDÜ‟ye 14 Aralık‟ta bir ziyaret gerçekleĢtirdi. Heyeti kabul eden YDÜ BaĢkan Yardımcısı Hüseyin GökçekuĢ, okul hakkında bilgi verdi. Hüseyin GökçekuĢ, üniversite olarak hedeflerinin bulunduğunu ve bu hedeflere ulaĢmak için Sanayi Odası ile iĢbirliği içinde ulaĢma amacı taĢıdıklarını ifade etti. Hüseyin GökçekuĢ, “Öğrencilerin geliĢimi için kurum ve kuruluĢlarla her zaman paylaĢım içinde olmalıyız. Bu paylaĢım varolduğu sürece her alanda geliĢme daha hızlı ve temelli olur” dedi. GökçekuĢ, eğitim kurumu olarak birçok önemli ve dünya çapında etkinliğe imza koyduklarını dile getirerek, bu etkinliklerin ülke tanıtımına çok büyük katkılar sağladığını söyledi. Kurumun imkanlarının halkın her kesimine açık olduğunu kaydeden Hüseyin GkçekuĢ, “Kurum olarak sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Uluslar arası seminer ve konferanslar düzenliyoruz. Onlarca ülkeden bilim adamları ülkemize geliyor. Varlığımızı görüyor Kıbrısı tanıyor. Kapılarımız kurum ve kuruluĢlara her zaman açık” diye konuĢtu. Eğitim kalitesinin her zaman yüksek olmasına çok büyük özen gösterdiklerini de ifade eden GökçekuĢ, eğitim kalitesinin düĢmesi durumunda kaybedeceklerini, böyle bir durumu göze almadıklarını söyledi. Hüseyin GökçekuĢ, 19-24 ġubat 2007 tarihleri arasında,“Çevre: YaĢam ve Sürdürülebilirlik Konferansı (Environment: Survival and Sustainability)” düzenleyeceklerini ifade ederek, “Bu konferansa 95 ülkeden 1500 bildiri gelecek. 3‟ü Nobel Ödüllü her biri dünya çapında A sınıfı dergi editörü 120 çağrılı konuĢmacı bu konferansa katılacak. Bu oldukça büyük ve dünya çapında bir etkinlik” diye konuĢtu. Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar, YDÜ‟nün Kıbrıs Türk insanına imkan verildiği takdirde neler yapabileceğinin en güzel örneği olduğunu ifade ederek, “Üniversitenin düzenlediği uluslar arası etkinlikler tekdire Ģayandır. Bu tür etkinlikler ülkemiz tanıtımı açısından çok önmeli. Ekonomide bugün üniversitelerimiz birinci sıraya gelmiĢtir.” dedi. Salih Tunar, çok daha büyük çalıĢmalara üniveristenin imza koyması temennisinde bulunarak, “Oda olarak gerçekleĢtirdiğimi tüm yurt dıĢı temaslarımızda üniveristelerimizi tanıtımını yapıyoruz. Sizlerin heyecanını bizler de paylaĢıyoruz” diye konuĢtu. Hüseyin GökçekuĢ ve Sanayi Odası heyeti daha sonra okulun bazı tesislerini ziyaret etti. Heyet ilk önce Kültürk Kompleksi ve Büyük Kütüphane‟yi ziyaret etti ve heyet burda ktüphaneye üye oldu. Burası boyutları ve iĢleviyle Kuzey belki de tüm Kıbrıs‟ın en büyük ve donanımlı kütüphanesi veya bir baĢka değiĢle bilgi merkezi. 15,000 m2 kapalı alan üzerindeki bu devasa kompleks sadece boyutlarıyla değil sunduğu ve hedeflediği hizmetlerle de dünya standartlarını adamıza taĢıyor. Önce rakamsal boyutlar verirsek kütüphane 250,000 adet açık raf sisteminde kitap kapasitesine sahip. 50,000‟den fazla elektronik dergi, 4000 DVD, 16 film izleme kabini, 100 bilgisayar, 14 bireysel ve grup çalıĢma odası, 1000 kiĢilik 4 amfitiyaro, 350 kiĢilik tiyatro sahnesi, 600 kiĢilik kafeterya ve 600 kiĢilik çalıĢma masasıyla dünya standartlarında bir kültür ve bilgi eriĢim merkezi. 24 saat açık bu kompleksden herkes, yani tüm toplum ücretsiz olarak yararlanabiliyor. Günümüzün en son elektronik teknolojisi ile donatılmıĢ bu merkezi bilgiye eriĢimde evinizden internet aracılığıyla kullanabiliyorsunuz. Hatta kampüs içerisindeyseniz telsiz iletiĢim hatları sayesinde bahçede güneĢlenirken bile kullanmanız mümkün. Kütüphaneler, bilgi dünyasında sizi bilgiye bağlayan merkezler olarak iĢlev yapıyorlar. Bir yandan hizmetler geliĢtirilirken diğer yandan hedeflenen kolleksiyon rakamları da dünyasal boyutlarda. 250,000‟lik açık raftaki kolleksiyonu önümüzdeki 10 yılda 1,500,000‟lik bir kitap kolleksiyonuna dönüĢtürme hedefleri var. Bunları kullanıcıya sunacakları kapalı raf sistemi depoları Ģimdiden hazır. O güne gelindiğinde dünyanın sayılı kütüphanelerinden olacak. Kapılarının açıldığı Aralık 2005‟de 25 milyon dolarlık bir yatırım yapmıldı. Yakın Doğu Üniversitesi‟nin kurucu rektörü Dr. Suat Ġ. Günsel hayal etti bu projeyi. Üniversiteyi ziyaret eden bir yabancı diplomat „Kıbrıs tarihte medeniyetin hep beĢiği olmuĢtur‟ demiĢti. Bu deyiĢi bugün yeniden hayata geçirmek hedefi seçildi. Ġçerisinde tiyatro sahneleri, uydu bağlantılı video konferans salonları yine bu kültür ve bilgi kompleksi kavramı anlayıĢına uygun olarak tasarlandı. Hizmetlere gelince yine bu ülkelerin deneyimlerinden yararlanarak sadece bir akademik araĢtırma kütüphanesi değil tüm topluma hizmet verecek bir yapı oluĢturuldu. Avrupa yolunda yürüyen bir toplumun her türlü bilgi ihtiyacına karĢılık verecek eriĢimi sağlamak hedeflendi. Küçük bir toplumda devlet olanaklarının zorlanacağını düĢünürsek bir anlamda dünya standartlarında bir milli kütüphane iĢlevlerini yerine getirebilecek yapı hedeflendi. Heyet daha sonra, Sağlık Merkezi ve yeni ĠletiĢim Bilimleri Fakültesi‟ni ziyaret ederek burdaki yetkililerden tesisler hakkında bilgi aldı. Sanayi Odası Başkanı Salih Tunar Kıbrıs Türk Sanayi Odası 25 Kasım Cumartesi günü yaptığı 21. Olağan Genel Kurul‟un ardından 28 kasım tarihinde gerçekleĢtirdiği ilk Yönetim Kurulu Toplantısı ile Salih Tunar‟ı oy birliğiyle baĢkan olarak seçti. Salih Tunar, Mayıs ayında milletvekilliği seçimlerine katılmasından dolayı Sanayi Odası BaĢkanlığı‟ndan istifa etmiĢti. Yönetim Kurulu ayrıca, Oda BaĢkan Vekilliği‟ne, Salih Tunar‟ın istifası üzerine kısa bir dönem BaĢkanlık yapan Musa Sönmezler, Saymanlığa Ali Çıralı ve Yönetim Kurulu Sekreterliği‟ne Galip Yüksel seçildi. Kıbrıs Türk Sanayi Odası yeni Yönetim Kurulu Ģöyle oluĢtu: “BaĢkan Salih Tunar, BaĢkan Yardımcısı Musa Sönmezler, Sayman Ali Çıralı, Yönetim Kurulu Sekreteri Galip Yüksel. Asli üyeler; Salih Özler, Hasan Onalt, Hasan Tosunoğlu, DerviĢ Tarımer, Candan Avunduk, Çavlan Paralik ve Mahmut Sarper. Yedek üyeler; Ahmet Çıraklı, Mustafa Kaymak ve Lisani Deniz. BaĢkan Salih Tunar‟ın özgeçmiĢi Ģöyle: “1948 yılında LefkoĢa‟da doğdu. Ġlk, orta, lise eğitimini Kıbrıs‟ta tamamladı. 1972 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 1973-1974 yılları arasında Tan MeĢrubat‟ta çalıĢtı. 1975-1976 yılları arasında Maliye Bakanlığı Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi‟nde görev yaptı. 1977 yılından itibaren Ten Ten Gıda Mamülleri Ltd.‟in ortak ve direktörüdür. Ġngilizce bilen Salih Tunar evli iki çocuk ve bir torun sahibidir.” Yeşil Hat Ticaretinin Haritası Çıkarıldı Kıbrıs, yüzyıllar boyunca, ticaretin geliştiği ekonomik bir kavşakta yer almış olmakla birlikte bugün bakıldığında Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk Toplumları arasındaki ticaret, adıgeçen toplumların diğer ülkelerle yaptığı ticarete kıyasla kayda değer boyutlara ulaşamamıştır. 2003 yılında kapıların açılması ve 2004‟te yaşama geçen Yeşil Hat Tüzüğü‟ne rağmen iki taraf arasındaki ticaret, beklentilerin oldukça altında kalmaya devam etmektedir. Bu sonucun alınmasının nedenlerine bakıldığında bunun kısmen, Yeşil Hat Tüzüğü ile ilgili net bilginin olmayışından kaynaklandığını söyleyebiliyoruz. Bu sorunla bağlantılı olarak, Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası ile Kıbrıs Türk Ticaret Odası ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası, hem Yeşil Hat Tüzüğü hem de koşulları hakkında daha net bilgi sağlayacak bir bilgilendirme kampanyası başlatmak için ortak bir çalışma gerçekleştirmiştirler. Bu kampanya ile söz konusu Tüzük ve koşullarının daha iyi anlaşılmasınının sağlanması ve Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk toplumları arasındaki ticarete de yeni bir ivme kazandırılması amaçlanmaktadır. Bu üç oda ortak bir çalışmayla, Yeşil Hat ticareti (Kuzey‟den Güneye ve Güney‟den Kuzeye) hakkında net ve özlü bilgi veren bir kitapçık yayımlamıştır. Kitapcık Türkçe, Rumca ve İngilizce olmak üzere üç dilde basılmış ve farklı ürün kategorilerinin ticareti için atılması gereken adımlar üzerine detaylı genel bilgi sunmaktadır. Farklı renk kodları içeren ve adım adım süreci anlatan yedi harita, tüccarlara, Yeşil Hat Tüzüğü‟nün karmaşık detaylarını anlayıp takip etmelerinde yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Kitapçıklar yukarıda adı geçen üç odanın herhangi birisinden temin edilebilmektedir. Ayrıca, bu odaların internet sitelerinden de elde edilebilmektedir. Ticaret süreci, iş adamının ilgili Ticaret Odası‟na başvuruda bulunmasıyla başlar. Bir sonraki adımda Ticaret Odası, Tüzük‟e göre ticarete konu olacak malların Yeşil Hat‟tan geçip geçemeyeceğini teyit eder. Eğer mallar Yeşil Hat‟tan geçişe uygunsa, Ticaret Odası mallara eşlik edecek resmi belgeyi (“orijin belgesi”) verme yetkisini kullanır. Tabi ki farklı türde ürünler için farklı prosedürler uygulanır. Örneğin, buğday, arpa ve domates gibi AB “Ortak Tarım Politikası” altında müdahale önlemlerine tabi olan ürünler için geçişlerde gümrük vergilendirmesi uygulanmaktadır. Ayrıca, patates ve narenciye ürünleri için de geçişlerde AB bilirkişileri tarafından verilecek ilave bir belge (photosanitary) de gerekmektedir. Avrupa Konseyi tarafından 29 Nisan 2004‟te kabul edilen „Yeşil Hat Tüzüğü‟, malların ve insanların Kıbrıs Türk Toplumu‟ndan Kıbrıs Rum Toplumu‟na geçişini düzenlemektedir. Kıbrıs Rum Toplumundan Kıbrıs Türk Toplumuna yönelik ticareti düzenleyen benzer bir tüzük ise Mayıs 2005‟te yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliklerin uygulanmaya başlamasından sonra iki toplum arasındaki ticaret yavaş yavaş gelişmeye başlamıştır. Kuzeyden güneye yapılan ticaret, güneyden kuzeye yapılan ticarete kıyasla daha fazladır. Bununla birlikte, güneyden kuzeye yapılan ticaret ise son aylarda çok daha hızlı bir tempoyla artış göstermektedir. Hazırlayan: Derya Beyatlı, Kobi Center Danışmanı