Doç.Dr. Şevket Dönmez

Transkript

Doç.Dr. Şevket Dönmez
Doç.Dr. Şevket Dönmez
BYZANTION’UN (İSTANBUL)
KOLONİZASYONU ÜZERİNE
YENİ DEĞERLENDİRMELER
New Evaluations on Byzantion’s (Istanbul) Colonization
Doç.Dr. Şevket Dönmez | İstanbul Üniversitesi
restorasy n
47
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Byzantıon’un (İstanbul) Kolonizasyonu ÜzerineYeni Değerlendirmeler
T
arihi Yarımada Sınırları içinde son 20 yılda geliştirilen Sultanahmet Eski Cezaevi, Yenikapı ve Sirkeci gibi
önemli kazılarda, bugüne değin arkeolojik olarak kanıtlanamamış olan “Byzas – Megaralılar – Byzantion
– MÖ 669/658” kurgusunu destekleyen hiçbir bulgu ele geçmemiştir. Buna karşın, “Karanlık Çağ”da, ThrakoPhryg göçlerinin de getirdiği ivme ile Sultanahmet – Ayasofya düzlüğünde, bölge sakinlerince gerçekleştirilmiş
bir iskânın olabileceğine dair yerel kültürü yansıtan kanıtlar ortaya çıkmıştır. Güncel bulguların yansıra kimi
eski kazıların bulgularının da değerlendirildiği bu çalışmada, Tarihi Yarımada’da Byzantion öncesi bir Demir
Çağı yerleşmesi olabileceği hususu tartışılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: İstanbul, Byzantion, Karanlık Çağ, Demir Çağı, Sultanahmet, Yenikapı
I
n the major excavations of last 20 years like Old Sultanahmet Prison, Yenikapı and Sirkeci in the boundaries
of the Historical Peninsula, no new discoveries was obtained regarding the speculation of “Byzas – Megareans
– Byzantion – 669/658 B.C.” which is not yet archaeologically proven to this day. On the other hand, new evidences reflecting local culture surfaced, pointing that in “Dark Ages”, with the momentum of Thraco-Phrygian
migration a settlement was founded on Sultanahmet – Hagia Sophia plain. In this work, where the data of the
old excavations besides the new discoveries were evaluated, the possibility of Byzantion in Historical Peninsula
as an Iron Age settlement is being discussed.
Keywords: Istanbul, Byzantion, Dark Agei Iron Age, Sultanahmet, Yenikapı
Fig.1: Tarihi Yarımada Kazı Alanları ve Erken Tarihli Buluntular.
48
restorasy n
Doç.Dr. Şevket Dönmez
Fig.2: Thrako-Phryg Kökenli Çanak Parçası. Pt. MÖ 13-12. Yüzyıllar.
Fig.3: Oinokhoe Parçası. Pt. Doğu Yunan. MÖ 625-600
(Denker/Yağcı/Akay 2007: 144/SC2).
Fig.4: Fibula. Tunç. Phryg. MÖ 7. Yüzyıl (Denker/Yağcı/Akay 2007: 144/SC1).
Yenikapı Marmaray – Metro kazılarında ortaya çıkarılan mimari kalıntılar (Gökçay 2007: 168-169), çanak-çömlekler (Polat 2013: 84-91) ve küçük buluntular (Polat 2013:
79-83, 89, 92-93) ile Sultanahmet’teki Hipodrom alanında
ele geçirilmiş olan insan yüzlü iri bir çömlek (Dönmez
2011: Res.10), İstanbul’un (Tarihi Yarımada) günümüzden
8500 – 7000 yıl önce yani Geç Neolitik – Erken Kalkolitik
dönemlerde ıssız olmadığına işaret etmektedir. Çarşıkapı’da
bulunmuş Kıbrıs etkisi taşıyan boya bezekli bir testi (Dönmez 2006: Fig.1a) ise, kentin MÖ 2. Binyılda yerleşim gördüğünü kanıtlar niteliktedir. Arkeoloji Müzesi Ek Bina
temel kazısında ele geçmiş olan Geç Tunç - Erken Demir
Çağı (MÖ 13 – 12. yüzyıllar) özelliği gösteren çanak parçası (Dönmez 2006: Fig.1b), (Fig.2), Hitit Büyük Krallığı’nın
yıkılış döneminde Thrakia’dan Anadolu’ya yapılmış olan
göçlerin Çanakkale Boğazı’nın (Hellespontos) yanı sıra İstanbul Boğazı (Bosporos Thrakios) üzerinden de gerçekleştirilmiş olduğunu göstermektedir.
Bosporios Akra denilen Sarayburnu ve yakın çevresinde olduğu düşünülen ve İstanbul’un ilk kenti olarak kabul
edilen Byzantion’un kuruluşuna ve kurucusuna ilişkin çeşitli mitolojik hikâyeler bulunmaktadır. Söz konusu mitolojik hikâyelerden bugüne değin yapılan çıkarsamalar,
kentin MÖ 669/658’de bir Megara kolonisi olarak kurulduğu sonucu üzerinde yoğunlaşmıştır. Efsaneye göre Orta
Yunanistan’dan gelen Megaralılar’ın başındaki komutan
Byzas idi ve kentin adı bu şahıstan gelmekteydi. Başka bir
efsaneye göre, Byzantion’un kurucusu olan Byzas, Zeus’un
kızı Keroessa ile deniz tanrısı Poseidon’un oğludur. Byzas,
doğduğu yerde bir kent kurmuş ve kente kurucusuna
Fig.5: Kylix Parçası. Pt. Doğu Yunan. MÖ 625-600
(Denker/Yağcı/Akay 2007: 144/SC3).
izafeten Byzantion adı verilmiştir. Byzantion, Bosporos
Thrakios’un batı kıyısında, kuzeyden Keras (Boynuz) ya
da Khrysokeras (Altın Boynuz) denilen Haliç, güneyden
de Propontis’in (Marmara Denizi) kuşattığı bir yarımada
(Bosporios Akra) üzerinde kuruluydu (Fig.1).
Bugüne değin tümüyle mitolojik hikâyeler temel alınarak çalışılmış “Byzas – Megaralılar - Byzantion – MÖ
669/658” kurgusunun eski ya da güncel hiçbir arkeolojik
bulgu ile desteklenemediği, İstanbul’un erken dönemleri
ile uğraşan bilim adamlarınca özellikle Yenikapı, Sirkeci ve
Sultanahmet Eski Cezaevi kazılarından sonra fark edilmeye
başlanmıştır. Mitolojik hikâyelerde kentin kurucusu olarak
aktarılan şahsın (Byzas) Thrak kökenli bir isim taşıması,
Afif Erzen tarafından Kolonizasyon Dönemi için bir sorun
olarak tanımlanmışsa da (Erzen 1954: 131-154), bugüne değin bu konu maalesef göz ardı edilmiştir.
Yenikapı kazıları (Pekin 2007; Öztuncay/Coşkuner
2013) gerek yatay gerekse dikey çalışma alanları ile Tarihi
restorasy n
49
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Byzantıon’un (İstanbul) Kolonizasyonu ÜzerineYeni Değerlendirmeler
YENİKAPI TABAKALAŞMASI
TABAKA
TARİH
DÖNEM
0
1923 ve sonrası
Cumhuriyet Dönemi
1
1453 - 1923
Osmanlı Dönemi
2
13. yüzyıl - 1453
Geç Bizans Dönemi
3
9. yüzyıl – 12. yüzyıl
Orta Bizans Dönemi
4
MS 303 – 8. yüzyıl
Erken Bizans Dönemi
5
MÖ 30 – MS 303
Roma Dönemi
6
MÖ 334 - 30
Hellenistik Dönem
7
MÖ 800 - 334
Arkaik ve Klasik Dönemler
8
MÖ 800 - 500
Demir Çağı
9
MÖ 6500 - 5200
Neolitik Dönem
KRONOLOJİ TABLOSU
Fig.6: Dinos. Pt. MÖ 6. Yüzyıl (Denker/Yağcı/Akay 2007: 145/SC4).
Yarımada’nın Geç Neolitik Dönem’e değin uzanan kültürel gelişiminin bütünsel bir kesitini görmemizi sağlayan
sağlam bir tabakalaşmayı ilk kez algılamamıza yardımcı
olmuştur. Yenikapı’da katmanlaşma temelinde ilk olarak bu yazıda, ilgili yayınlardan faydalanılarak bir tabakalaşma sistemi geliştirilmiş, kültürel sıradüzen tabaka
numaraları ile kodlanmıştır (bkz. Kronoloji Tablosu). Bu
bağlamda Arkaik ve Klasik dönem bulgularının karışık
olarak ele geçtiği 7. Tabaka’nın, Byzantion’un Kolonizasyon Dönemi’ni de içerdiği gözlenmektedir (bkz. Kronoloji
Tablosu). Theodosius Limanı dolgusu içinde ele geçmiş
olan üç adet Orta Korinth aryballosu (Fig.1, 7-9; MÖ 575550) ile iki adet oinokhoe (Fig.1, 10-11; MÖ 6. yüzyıl),
Byzantion’daki erken dönem ticari ilişkilerine işaret ettiği
50
restorasy n
gibi, MS 4. yüzyılda kurulmuş limanın 1000 yıl öncesinde
de benzer bir işleve sahip olduğunu kanıtlamaktadır. Buna
ek olarak, Liman’da ele geçmiş olan aryballoslar ile oinokhoelerin (Fig.1) MÖ 6. yüzyıla tarihlenme durumu, Kolonizasyonla ilgili mitolojik kuruluş hikâyesine değil, kentin
ticari cazibesine işaret etmektedir.
Sultanahmet’teki İstanbul Adliye Sarayı inşası sırasında, 1950-1952 yıllarında geliştirilen kazılarda bulunmuş
dört yüze sahip insan başı biçimli cam bir Fenike boncuğu (Fig.1, 12 a-b), Byzantion’un erken bulgularından biri
olup, MÖ 6. yüzyılda Ege Dünyası ile başlamış olan ticari
ilişkilerin MÖ 5. yüzyıl ve sonrasında Doğu Akdeniz limanlarına değin genişlediğini gösteren çok önemli bir
buluntudur.
Doç.Dr. Şevket Dönmez
Fig.7: Aryballos. Pt. MÖ 575-550 (Öncü 2013: 95/26).
Fig.8: Aryballos. Pt. MÖ 575-550 (Öncü 2013: 95/27).
Fig.9: Aryballos. Pt. MÖ 575-550 (Öncü 2013: 96/28).
Fig.10: Oinokhoe. Pt. MÖ 6. Yüzyıl (Öncü 2013: 97/29).
Buraya değin tanıtılan ve değerlendirilen güncel arkeolojik bulgular, Byzantion’un MÖ 658’de Megaralılar tarafından kurulduğuna ya da İstanbul’un tarihsel dönemlere
bir eski Yunan yerleşmesiyle girdiği gibi birtakım eski hipotezlere artık şüpheyle yaklaşılması gerektiğine işaret
etmektedir. Arkeoloji devam eden bir öğrenme sürecidir.
İstanbul arkeolojisi süreci, bugüne değin Megara kolonizasyonunu kanıtlayan herhangi bir bulgu sunamamıştır.
Gelinen süreç, bu duruma karşıt olarak kentin Sultanahmet – Ayasofya düzlüğünün Thrakialılar tarafından MÖ
13 – 12. yüzyıllardan itibaren iskân edilmeye başlandığını
göstermektedir. Muzaffer Ramazanoğlu’nun 1945 ve 1946
yıllarında Aya İrini’nin içinde gerçekleştirdiği sondajlar sırasında bulduğu ve Phryg olarak değerlendirdiği gri renkli
çanak-çömlek parçaları bu hipotezimizi destekler nitelikte
çok önemli bulgulardır. Anakayaya kadar inilen sondajlarda, kaya üzerindeki ilk tabakanın Phryg tabakası olduğu,
açığa çıkarılan bir duvar kalıntısının Boğazköy’deki Phryg
duvarlarına teknik ve malzeme açılarından benzediği, ele
geçen çanak-çömlek parçalarının açık gri renkli ve yalın
oldukları söz konusu bulgular hakkında bilgi veren Afif Erzen tarafından aktarılmıştır (Erzen 1954: 135). İstanbul’un
erken dönem arkeolojisi ve tarihine ilgi duyan bir araştırmacı olarak, bugüne değin İstanbul Arkeoloji Müzeleri ile
Ayasofya Müzesi’ndeki girişimlerim ve araştırmalarım,
Muzaffer Ramazanoğlu’nun kazı buluntularına ulaşma
noktasında başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Buna karşın, Aya
İrini’ye çok uzakta olmayan İstanbul Arkeoloji Müzeleri Ek
Bina temel kazısında bulunan Thrak kökenli çanak parçası (Fig.2), Aya İrini kazısındaki Phryg varlığını teyit eder
restorasy n
51
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Byzantıon’un (İstanbul) Kolonizasyonu ÜzerineYeni Değerlendirmeler
Fig.11: Oinokhoe. Pt. MÖ 6. Yüzyıl (Öncü 2013: 98/30).
nitelikte olmasının yanısıra, Topkapı Sarayı Birinci Avlusu’ndaki bir Thrako-Phryg yerleşmesinin gerçekliğine de
işaret etmektedir.
Tarihi Yarımada’nın güneydoğu ucunu oluşturduğu Çatalca Yarımadası, jeostratejik konumuyla antik Thrakia’nın
doğal parçası ve uzantısıdır. Bu nedenle bölgenin yerli sakinleri olan Thrako-Phryg kökenli toplumların “Karanlık
Çağ” da (MÖ 1200 - 1000) Sultanahmet (At Meydanı) –
Ayasofya düzlüğünde bir yerleşme kurmuş olmaları ihtimali
oldukça kuvvetlidir. Prygler’in siyasi yönetim merkezi olan
Gordion (Yassıhöyük) 7B ve 7A mimari tabakalarında açığa
çıkarılmış dal-çamur tekniğindeki derme-çatma kulübelere ait mimari kalıntılar, söz konusu olası yerleşmenin basit
bir resmini çizmemize yardımcı olmaktadır. Phrygler’in
Thrakia kökenli oldukları, Boğazları geçerek Anadolu’ya
geldikleri ve eskiden kendilerine Brygler denildiği pek çok
antik kaydedici tarafından aktarılmıştır. Bu bağlamda, Erken ve Orta Demir Çağı’nda (MÖ 1300/1200 - 800) Thrakia
ve Tarihi Yarımada’da yazı olmamasına karşın, Thraklar ve
Phrygler’den bahseden tarihsel kayıtların varlığı, bölgenin
bir Öntarih (Protohistorya) Dönemi yaşamış olduğuna
52
restorasy n
işaret etmektedir. Plinius ise, kentin önceleri Lygos adını
taşıdığından bahsetmektedir (Naturalis Historia 4. 11[46]).
Bu önemli tarihsel kayıt, Byzantion öncesi yerleşmenin arkeolojik bulguların yanısıra, yazılı belgelerle de desteklendiğini göstermesi bakımından oldukça anlamlıdır.
1997 yılında başlayan Sultanahmet Eski Cezaevi (Büyük
Saray) kazıları (Denker/Yağcı/Akay 2007: 126-141) Tarihi
Yarımada’da gerçekleştirilmiş önemli arkeolojik projelerden
biridir. Belli bir tabakalaşma saptanamasa da, Eski Cezaevi kazısında açığa çıkarılan Doğu Yunan kökenli oinokhoe
parçası (Denker/Yağcı/Akay 2007: 144/SC2), (Fig.3; MÖ
625-600), Phryg kökenli tunç fibula (Denker/Yağcı/Akay
2007: 144/SC1), (Fig.4; MÖ 7. yüzyıl), kylix parçası (Denker/Yağcı/Akay 2007: 144/SC3), (Fig.5, MÖ 550-525) ile
dinos (Denker/Yağcı/Akay 2007: 145/SC4), (Fig.6, MÖ 6.
yüzyıl) Sultanahmet (At Meydanı) – Ayasofya düzlüğünde
bulunduğu anlaşılan Byzantion öncesi yerleşmeye ticaret
ile gelmiş olduğu anlaşılan çok anlamlı bulgulardır. Bunlara, Aziz Ogan’ın 1937’de Topkapı Sarayı İkinci Avlusunda,
Babüsselam’ın önündeki alanda yaptığı sondajda bulduğu
Geç Proto Korinth çanak-çömleğini de (Ogan 1940: Lev.
Doç.Dr. Şevket Dönmez
Fig.12 a-b: İnsan Yüzlü Boncuk. Cam. Fenike. MÖ 5. Yüzyıl.
Fig.13: Çömlek Parçası. Pt. MÖ 7-6. Yüzyıllar (Baran-Çelik 2007: 220, Kat. No.Y29).
Fig.14: Çömlek Parçası. Pt. MÖ 7-6. Yüzyıllar (Baran-Çelik 2007: 220, Kat. No.Y30).
LXXIII/2), (Fig.15) ekleyebiliriz. Bu bağlamda, Sultanahmet
Eski Cezaevi (Fig.3-6) ve Yenikapı (Fig.13-14) güncel bulguları Topkapı Sarayı - Aya İrini - Ayasofya - Hipodrom’un
bulunduğu bölgede “Karanlık Çağ”da, Thrako-Phryg göçleri ile başlayan süreçte bir Erken Demir Çağı yerleşmesi
kurulmuş olduğuna işaret etmektedir.
Sonuç olarak, Yenikapı Marmaray – Metro ile Sultanahmet Eski Cezaevi kazıları, İstanbul’un Kolonizasyon
arkeolojisi ile eskiçağ tarihi açısından çok önemli gelişmeleri gündeme taşımıştır. Bu bağlamda, Byzantion’un kolonizasyonu ile ilgili kimi mitolojik temelli varsayımların arkeolojik olarak bugüne değin desteklenememesine karşın,
İstanbul’un geçmişi ile ilgili pek çok yayında ısrarla “Byzas
– Megaralılar – Byzantion – MÖ 669/658” kurgusunun
sunulması, Hellen arkeopolitikasının Türkiye arkeolojisindeki etkisini göstermektedir. Bununla birlikte, Tarihi
Fig.15. Çömlek parçası. Pt. MÖ 650-630 (Ogan 1940: Lev. LXXIII/2).
restorasy n
53
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Byzantıon’un (İstanbul) Kolonizasyonu ÜzerineYeni Değerlendirmeler
Yarımada ve yakın çevresinin Demir Çağı’nda ıssız olmadığı, Anadolu yerel halkının kolonistler gelmeden önce de,
geldikten sonra da bölgede yaşamış oldukları, kolonistlerle beraber ticari yerleşmelerde var oldukları güncel İstanbul kazılarının gösterdiği erken ve çok önemli sonuçlar
olarak belirmektedir. Yunanlılar’ın, Sultanahmet – Ayasofya düzlüğündeki Thrako-Phryg yerleşmesine ticaret
amacıyla MÖ 7. yüzyılın ikinci yarısında gelmeye başlamış oldukları Topkapı Sarayı Babüsselam (Fig.1, 15), Eski
Cezaevi (Fig.1, 3-6) ve Yenikapı (Fig.1, 7-11) bulgularından anlaşılmaktadır. MÖ 6. yüzyıldan sonra ise, yerleşmenin bir dönüşüm sürecine girerek eski Yunan kültürünün
bir parçası olduğu gözlenmektedir. Yenikapı kazılarında
MÖ 6. yüzyıl kaplarıyla birlikte ele geçmiş olan Thrak kökenli gri renkli yalın çanak-çömlek parçaları (Fig.12-13),
Yunanlılar’ın ticaret yaptığı dönemde Yenikapı bölgesindeki yerel kültürlere işaret etmektedir.
KAYNAKÇA
Baran-Çelik, Gülbahar, 2007 Yenikapı’da Günlük Yaşam, Günışığında. İstanbul’un 8000 Yılı. Marmaray, Metro, Sultanahmet
Kazıları (Ed. A.K. Pekin), İstanbul, s. 216-229.
Denker,A./G.Yağcı/A.B.Akay, 2007
Büyük saray Kazısı, Günışığında. İstanbul’un 8000 Yılı. Marmaray, Metro, Sultanahmet Kazıları (Ed.
A.K. Pekin), İstanbul, s. 126-163.
Dönmez, Ş. 2006
The Prehistory of the Istanbul. A Survey, Ancient Near Eastern Studies 43, s. 239-264.
Dönmez, Ş. 2011
Yeni Arkeolojik Araştırmalar Işığında İstanbul’un (Tarihi Yarımada) Neolitik, Kalkolitik ve
Demir Çağı Kültürleri Üzerine Genel Değerlendirmeler, Vakıf Restorasyon Yıllığı 2. Restorasyon,
Konservasyon, Arkeoloji, Sana, s. 19-25.
Erzen, A. 1954
İstanbul Şehrinin Kuruluşu ve İsimleri, Belleten XVIII/70, s. 131-154.
Gökçay, M.M. 2007
Yenikapı Kazılarında Ortaya Çıkarılan Mimari Buluntular, Günışığında. İstanbul’un 8000 Yılı.
Marmaray, Metro, Sultanahmet Kazıları (Ed. A.K. Pekin), İstanbul, s. 166-179.
Ogan, A. 1940 1937
Yılında Türk Tarih Kurumu Tarafından Yapılan Topkapı Sarayı Hafriyatı, Belleten IV/716 (1940), s.
317-335.
Öncü, Ö.E. 2013
Greek - Roman Period, Stories from the Hidden Harbour. Shipwrecks of Yenikapı (Ed. B. Öztuncay/B.
Coşkuner), İstanbul, s. 95-103.
Öztuncay,B./B.Coşkener (Ed.) 2013
54
Stories from the Hidden Harbour. Shipwrecks of Yenikapı, İstanbul.
Pekin, A.K. (Ed.) 2007
Günışığında. İstanbul’un 8000 Yılı. Marmaray, Metro, Sultanahmet Kazıları, İstanbul.
Polat, M.A. 2013
Neolithic Period, Stories from the Hidden Harbour. Shipwrecks of Yenikapı (Ed. B. Öztuncay/B.
Coşkuner), İstanbul, s. 77-93.
restorasy n

Benzer belgeler

Complete File ()

Complete File () koleksiyonlara satildigim; inceledigimiz aryballos'un bulundugu yerin bilinmedigini 6grenmis bulunuyoruz. Eser hakkinda verdikleri bilgiler igin, Roma ve Hellas Dernegi Baskam Prof.Dr. Olivier Reve...

Detaylı

Complete File ()

Complete File () Akurgal-Budde), 9, Lev.IV,6. Fikellura-amphoriskoslann daha eski ûrneklerinde ise boyun ve gôvde daha kahn, kaide ise daha genis tir: E.Pfuhl. Malcrei und Zeichnung der Griechen, Mûnchen 1923, Res....

Detaylı