20151214-yy

Transkript

20151214-yy
GELECEK
Pazartesi 14 Aralık 2015
Transformers
gerçek oluyor
19
Herkes bulutları
izleyebilecek
K
Yamaha, insan gibi motorsiklet kullanabilecek, hatta
yarışabilecek bir robot geliştirdi. Motorsiklet yarışçısı
Valentino Rossi’ye meydan okuyan Motobot,
transformers filmi gerçek oluyor dedirtti
ingonull
sey
u@
hu
Ü
yeniyu
zy
zete
il
ga
reticiler oto show’lara genellikle motor sporlarının ünlü simalarını getirirler. 2015 sonbaharında
Yamaha’nın Tokyo Otoshow’una getirdiği sürücü
ise bu geleneği değiştirebilecek türden. Yamaha’nın bu
konuğu dünyada motorsiklet yarışlarının efsane ismi
Valentino Rossi’ye medyan bile okudu.
Hüseyin
GÖNÜLLÜ
m
.co
“Seni geçmek için tasarlandım”
Mesele şu ki, bu yarışcı mavi plastikten
oluşan, kaslar ve dokular yerine işlemcilerden oluşan insansı bir robot. Bu
robota motobot ismi verilmiş. Yamaha
mühendislerinin amacı motobot’un
ilk olarak düz bir yolda saatte 100
km’nin üzerine çıkmasını sağlamak.
Bu amaçla motobot’a ‘yarışcı’ takma
adını vermişler. Mühendislerin hedefi,
ilk aşamayı geçtikten sonra motobot’a dönmeyi ve slalom koşmayı
öğretmek. Daha sonraki hedef ise
Motobot’un kendi yapay zekasına
sahip olması ve tecrübelerinden
dersler çıkararak öğrenebilmesini
sağlamak. Motobot’un asıl amacı,
saatte 200 km’yi geçerek Yamaha
pilotu Rossi’den daha iyi bir motorsiklet pilotu olmak.
Motobot’un Rossi’ye meydan
okumasından bir ay kadar sonra, ilginç bir tesadüfle, sürücüsüz
araçların yarışacağı Roborace adlı bir
yarışma yapılacağı ilan edildi. Elektrikli araçların yarıştığı Formula E’de 20162017 sezonunda pilotu insanlar olan yarışların
hemen öncesinde, sürüsüz araçların yarışacağı Roborace adlı bir bölüm yer alacak.
LASIK uçak tasarımı, insanların
uçmaktan korkacakları varsayımı
üzerine yapıldığı için uçak pencereleri
de küçük tutulmuştu. Bu gelenekselleşmiş tasarım günümüzdeki uçaklarda da
devam ediyor.
Windspeed Technolohies firması, bu
geleneğin dışına çıkarak, uçaklar için bir
seyir güvertesi tasarladığını açıkladı. Bu
uçak kalabalık ekonomi sınıfı kabininden çok, pistonlar üzerine konumlandırılmış özel oturma düzenine sahip uçan
lüks bir aracı andırıyor. Yolcular bu ikili
koltuklara geçtikten sonra pistonlar
sayesinde koltuklar yukarı doğru hareket ediyor ve şanslı iki yolcuyu cam bir
kubbenin içine yükseltiyor. Cam kubbe
altında, uçağın dışında kalacak şekilde yükselen koltuklar, her açıdan
gökyüzünün o eşsiz manzarasını
izleme fırsatı veriyor.
Aslında uçakların camları bugün
olduğundan daha geniş olarak tasarlanmıştı. Ancak, birkaç kazadan sonra
büyük camların yapısal risklerinin fazla
olduğu düşüncesiyle uçağın gövdesinde
daha küçük pencereler kullanılmaya
başlandı. Ancak bu kubbe konsepti
hem aerodinamik yapısıyla hem de mühendislerin özel tasarımı sayesinde uçağın güvenliği için risk yaratmıyor. Hem
“asansör” sistemiyle hem de merdiven
sistemiyle kubbeye çıkılabiliyor.
Ancak ne kubbenin kendisi ne de
ona ulaşma yolları heyecan yaratıyor.
Asıl heyecan verici olay gökyüzü ve
gökyüzünün doğal güzelliği ve renklerinin herkese açık olacak olması. Bu
uçak gerçeğe dönüşene kadar bindiğimiz
her uçakta küçük
pencerelere maruz
kalmaya ve gökyüzünden saklanmaya
devam edeceğiz.
Artık yaralar
hemen kapanacak
Drone’lara asayiş kontrolü
D
Yapay Zeka için
1 milyar dolar
İ
nsanlığın yararına yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi için araştırmalar yapacak olan, kâr amacı gütmeyen
openAI girişimine uluslararası teknoloji
şirketleri toplam bir milyar dolar bağışta
bulunmayı taahhüt etti. Bu girişimden
bir gün önce Facebook da yapay zeka
donanımını açık kaynak olarak kullanıma
açtığını duyurmuştu.
Destekleyen arasında Tesla Motors ve
SpaceX’in CEO’su Elon Musk, LinkedIn
kurucularından Reid Hoffman, PayPal
kurucularından Peter Thiel’ın yanı sıra
startup şirketlerine yatırım yapan YCombinator’dan Sam Altman gibi teknoloji
devlerinden isimler yer alıyor. openAI’nin
başında Google’da bilim insanı Ilya
Sutskever bulunuyor. openAI’nin yapay
zeka çalışmalarının önümüzdeki yıllarda
otomobilden robotlara dek hemen her
cihazın akıllı hale gelmesinde ihtiyaç
duyulacak yapay zeka uygulamalarının
açık kaynaklı olarak tüm geliştiriciler için
yararlı olacağı öngörülüyor.
RONE’lar çağımızın teknolojik “oyuncaklarından”.
Henüz başlangıç düzeyinde olan
drone uygulamalarının, önümüzdeki yıllarda da çeşitlenerek
artması bekleniyor. Geleceği
etkileyecek trendlerden birisi
olan drone’ların nakliye, sigortacılık, film sektörü, inşaat,
kurye hizmetleri, güvenlik ve
askeri uygulamalar gibi pek
çok alanda yoğun olarak
kullanılacağı öngörülüyor. Birkaç yıl içinde
özellikle büyük şehirlerde farklı amaçlarla
kullanılacak olan
drone’ların sayılarının milyonları
aşacağı öngörülüyor. Henüz hukuki
düzenlemenin
de bulunmadığı bu alana,
hukukçuların
ve kanun yapıcının da ilgi göstermesi
gerekiyor.
Güvenlik alanında bir çözüm
haberi Japonya’dan
geldi. Japon polisi, uçuşa yasak
alanda gözlem-
lenen drone’ların yakalanarak
göz altına alınabilmesi için 8
motorlu bir drone’u prototip
olarak test etmeye başladı. Polis
drone’u, pervaneye dayanıklı bir
malzemeden üretilen geniş bir
ağa sahip. Yük taşıma ve hızlı
hareket edebilme kabiliyeti olan
polis drone’ları yasak bölgede
bir drone tespit edildiğinde
derhal havalanarak, taşıdığı ağ
ile kaçak drone’u
yakalayarak
yere indiriyor. Tokyo
Polisi, bu
görevi yerine getirecek
anti-drone
polis timleri
kurduğunu
duyurdu. Polis
drone’u şimdilik
elle kumanda
ediliyor. Drone
sayılarının artması
halinde, radar destekli ve
bilgisayar
kontrollü
otomatik anti-drone’ların
üretilmesini
de bekleyebiliriz.
Kendi kâğıdını üreten yazıcı
K
âğıt halen ofislerin en çok tüketilen sarf malzemelerinden. En
bilinen yazıcı üreticilerinden olan
Epson, geri dönüşüm işlemini ofise
taşıyan yepyeni bir icadını duyurdu.
PaperLab adlı ürün, kullanılmış atık
kâğıtları geri dönüşüm işlemine tabi
tutarak, dakikada 14 yaprak üretebiliyor. Epson, halihazırda atık kâğıdın
geri dönüşümünde kullanılan teknikte
su kullanılmakta olmasına rağmen,
PaperLab’in su kullanmadan kuru
yöntemle kâğıt üretme tekniği geliştirdiğini iddia ediyor.
Epson, şirketlerin sarf kâğıt maliyetini düşürecek olan icadın, önümüzdeki yıl Japonya’da satışa sunulacağını
ancak henüz satış fiyatının belli olmadığını söylüyor. Uzmanlar, bu özelliklerde bir cihazın ofislere girebilmesi
için fiyatının 75 bin dolar düzeyinde
olması gerektiği görüşündeler.
C M Y B
A
MERIKAN Amerikan Gıda ve İlaç
Dairesi (FDA) silah yaralanmalarından dolayı oluşan kanamları bir
dakikadan az bir sürede durduran bir
aletin sivil kullanımına onay verdi.
FDA, 7 Aralık’ta Xsat 30 adı verilen
ürünün hastanelerde kullanımına
onay verdi.
Şırınga gibi basit bir tasarımı olan
alet, kanamalı yaralara ultra ince
süngerler enjekte ediyor. Irak ve Afganistanda’ki askerler tarafından zaman
zaman kullanılan ürünün Amerika’daki
silahlı yaralanma kurbanlarına fayda
sağlayacağı düşünülüyor.
Ürün, kanamaları durdurmak için
kullanılan turnike yönteminin uygulanmasının zor olduğu koltuk altı ve kasık
gibi bölgelerde de kullanılabilecek.
FDA’in Cihazlar ve Radyoloji bölümü
yetkililerinden William Maisel: Savaş
alanında kullanılmak için bir ürün
tasarlandığında, genellike acil müdahalenin yapılamayacağı en kötü senaryolara göre geliştiriliyor. Bu teknolojinin,
hayati tehlike yaratan kanamalarda ve
travmalı kanamalarda sivillerin hayatını kurtaracak olmasını görmek heyecan
verici” olarak değerlendiriyor.
Bu aletin ana fikrinin çıktığı yer
Portland Oregon’da küçük bir girişimci
olan ve genellikle askeri ürünler tasarlayan ve acil durumlar için müdahale
ürünleri tasarlayan RevMedx. Geçtiğimiz Nisan ayında RevMedx Xstat’ın ilk
askeri sevkiyatını yaptı.
Uzun vadede bu ve benzeri aletler
silahlı yaralanmalardan kaynaklanan
ölümleri azalatabilir. Birleşik Devletler ordusuna ait Cerrahi Araştırmalar Enstitüsü’nün verileri, travmatik
yaralanmalardaki ölümlerin yüzde 30
veya yüzde 40 oranında kan kaybından
olduğunu gösteriyor.