bozkır yelkencileri - Ankara Yelken Kulübü

Transkript

bozkır yelkencileri - Ankara Yelken Kulübü
BOZKIR YELKENCİLERİ
A R A L I K 2 0 11 , Y I L : 1 , S AY I : 3
BOZKIR YELKENCİLERİ
Ankara Yelken Kulübü
Üyeleri için haberleşme forumudur.
İki ayda bir elektronik ortamda
yayınlanır. Para ile satılmaz.
Sahibi
Ankara Yelken Kulübü adına
Adnan Özaslan
Tanıtım, Reklam, Sponsorluk Kurulu
Sermurat KÜÇÜKGÜL (Başkan)
Tanju AKTUĞ
Hadi ATALAY
Miray BAKIR
Himmet BİROL
Cenk CENKÇİ
Mehmet ÖZÇETİN
Murat ÖZDEN
Seçgün ÖZTÜRK
Yeşim TURAN GÜREL
Zafer TÜRKYILMAZ
Ali YETKİN
Bülten Komisyonu
Editör:
Tanju Aktuğ
Redaktör:
Yeşim Turan Gürel
Miray Bakır
Mehmet Özçetin
Seçgün Öztürk
Ali Yetkin
Editörden
Yeniden sizlerin k arşısında olmanın
heyecanını yaşıyoruz. Güzel geri bildirimleriniz
bizleri daha iyi için destekledi, çıta biraz daha
yükseldi. Ancak bu kez de çıtayı aşmakta sıkıntısı
yaşamaya başladık galiba…
Kulübümüzün geçen aylarda gerçekleştirdiği
geziye ağırlık vererek, gezi yelkenciliği öncelikli
bir sayı hazırlamayı planladık. Ancak geziye
katılan değerli üyelerimiz, bültenimizi çok
geciktirmemize karşın, sizlerin beğenisine layık
olabilmenin zorlaması sonucu olsa gerek,
yazılarını yetiştiremediler. Bu nedenle yazı
içeriğimiz biraz zayıf kaldı ve biz de gezi resimleri
ile gözlerinize daha fazla seslenmeyi düşündük.
Ye l k e n l i t e k n e l e r i d a h a y a k ı n d a n
tanıyabilmemiz amacı ile bir dizi daha başlattık.
Yelkenli yat almayı düşünen, bu teknelerin
özelliklerini daha yakından öğrenmeyi düşünen
dostlarımıza katkısı olacağını umuyoruz. İlk
yazıda amaçlarına göre tekne özelliklerini
gözden geçirerek başladık.
Yine gezi konusuna koşut olarak gitmenin mi,
yoksa varmanın mı daha keyifli olduğunu
irdelemeye çalışan bir denemeye yer verdik.
Söyleşi köşemiz bu kez kulübümüzün önemli
laser sporcularından olan Bengü Gürkan'ı
ağırladı. Bengü'nün katıldığı laser sınıfı tekneleri
de sizlere tanıtmak istedik.
Bulmaca köşemiz doğal olarak deniz ve
yelken konusuna geri döndü.
Üyelerimizin bizleri teşvik eden geri
bildirimleri yanı sıra, katkılarında da gereksinimiz
olduğunu belirterek, 2012'nin ilk sayısında
buluşmak üzere bol yelkenli günler dileriz.
Tanju Aktuğ
İçindekiler
İkinci Başkanımızdan
Hayallerin gerçekleşmesi.
Servet Toraman
Bengü Gürkan ile söyleştik
Kulübümüzde çekirdekten yetişmiş ödüllü Laser sporcumuz bu ayki konuğumuz.
Miray Bakır
Laser
1
2/3/4
Mehmet Özçetin
5/6
Gezintici mi, Yarışçı mı?
Yelkenli tekneleri çeşitli yönleri ile yakından tanıyalım.
Tanju Aktuğ
9/10
Yelken Yarışçılığının Temelleri 3
11/12
Optimist sınıfından sonra, olimpiyatlara dek uzanan bir sınıfı tanıyoruz.
Mark Johnson'un temel eserinin çevirisi sürüyor .
Tanju Aktuğ
Ankara Yelkenden
Kulübümüzden Eylül, Ekim ayı gelişmeleri.
Mehmet Özçetin - Tanju Aktuğ
Bulmaca
Yine deniz ve yelken ile ilgili büyük bir bulmacamız var.
Tanju Aktuğ
Gitmek ya da varmak
Yelken seyri veya keyfi konusunda bir deneme .
Tanju Aktuğ
13
14
15/16
İkinci Başkanımızdan
Hayallerin gerçekleşmesi
Bültenimizde sizlere seslenmemin istenmesi bir
hayalimin gerçekleşmesine çok yakın günlere denk
geldi. Dünya turuna çıkan arkadaşlarım ile gelecek
aylarda yelkenli ile Atlantik Okyanusu'nu geçmem
gündemde.
Yıllar önce kulübümüz de benim için okyanus
geçmek gibi bir hayaldi. Hep birlikte aynı coşkuyu,
heyecanı, keyfi yaşayarak kulübümüzü buralara
getirdik. Türkiye Yeken Federasyonu'nda katıldığım
toplantılarda, yelken camiası ile sohbetlerde
kulübümüzden takdir ile söz edildiği anları hepimizin
adına büyük bir keyifle yaşamaktayım. Hayallerimizin
boş olmadığını gösteren, bizi büyük bir aile haline
getiren çabaları için tüm kardeşlerime bir kez daha
teşekkür ederim. İyi ki varsınız, hepinizi çok
seviyorum.
Ankara Yelken kulübü yakın gelecekte birkaç
büyük adımı sizlerin desteği ile atarak daha da gelişecek. Bu gelişmeler yelkenli ile okyanus
geçme Karaip Adaları'nda yelken yapma düşümün gerçekleşmesi ile aynı zaman sürecine denk
geldiği için daha da heyecanlanıyorum. Ankara Yelken Kulübü bayrağını okyanusta
dalgalandırırken, üzerinde tüm kardeşlerimin isimlerinin de olmasını isterim. Oralarda bana
desteğinizi hissettirecek kulüp bayrağımıza isimlerinizi yazmanız için sizlerden kulübümüze
uğramanızı rica ediyorum.
İyi ki varsınız, iyi ki Ankara Yelken Kulübü'nde büyük bir aile olduk…
Servet Toraman
1
Bengü Gürkan ile Söyleştik
Kulübümüzde çekirdekten yetişmiş ödüllü Laser
sporcumuz
Yelkene ne zaman ve kaç yaşında başladın?
2003-2004 yılları arasında 7-8 yaslarımda ilk olarak
optimist kullanarak başladım. Şimdi 16 yasımdayım ve
3 yıldır laser kullanıyorum. Ankara Yelken Kulübü'nde
benim gibi yetişmiş 7-8 laser sporcusu var.
Şu an hangi yarışa gidiyorsun?
Adana'da Bölge Kupası 3. ayak yarışlarına
gidiyoruz. Bu bölge kupası sonunda 3 bölge kupasının
sonuçlarının ortalaması alınıyor. Laserde kızlar ve
erkekler birlikte yarışıyorlar ama değerlendirmede
kızlar diye ayrı bir kategori de oluşturuluyor. Aslında
kızlar bundan dolayı erkeklere göre daha şanslılar.
Çünkü biz hem kızlar kategorisinde, hem de
erkeklerin de olduğu genel kategoride ödül
alabiliyoruz. Kupa töreninde bu gruplandırmadan ilk
üçe girenler kürsüye çıkıyor.
Yarış zamanları okulunu ve derslerini nasıl
organize ediyorsun?
Yarış zamanları okuldan izinli sayılıyoruz. Dönünce
arkadaşlarımdan eksik notları alıyorum. Ayrı sınava
girme hakkımız var ama, ben yetişebildiğim zaman
sınıf arkadaşlarımla birlikte girmeyi tercih ediyorum.
Genellikle ders notlarımı yanımda götürüp, yarış
günlerinde de fırsat buldukça çalışıyorum.
Daha kaç sene laserde yarışabileceksin?
18 yaşıma basana kadar 1,5 - 2 sene daha Laser 4.7
de yarışabiliyorum. Ayrıca ağırlık da önemli, 70
kilonun üstüne çıkınca, 18 yaş beklenmeden, Laser
Radial'e geçmek gerekiyor. Eğer ağırlığımı arttırıp
laser radial sınıfına geçebilirsem sonuçlarım hem
kızlar, hem gençler, hem de genel kategorilerde
değerlendiriliyor. 18 yaşına gelmeden laser radial
sınıfına geçenler gençler kategorisinde de
değerlendirildikleri için avantajlı oluyorlar.
2
Karşılaştığın zorluklar nelerdir?
Göl antrenmanları denizin yerini tutmuyor, denizde
hava daha yüksek olduğu için koşullar daha yarış
atmosferine uygun oluyor. Gölde hava en fazla 14
knota çıkıyor, dalga da olmuyor. Şu an milli takımdaki
sporcuların çoğu hep denizde çalışma olanağı olan,
sert hava koşullarına alışkın İstanbul ve İzmir gibi kıyı
kentlerinden sporcular. Denizde çalışanlar bizden daha
avantajlılar.
Geçen yaz bir ay kadar İstanbul'da Galatasaray Kulübü
tesislerinde antrenman yapmaya gittim. Çok yararlı
olacaktı, ancak tam bu dönemde antrenör değişimi
oldu. Bir antrenörün sizi tanıması, eksikleri anlayıp
düzeltmesi zaman alıyor. Dolayısıyla kısmen
yararlanabildim, biraz bilgimi artırdım. Bu yaz acil
apandisit ameliyatı olduğum için antrenmana fazla
gidemedim.
Unutamadığın bir anın var mı?
Son Didim yarışında oldukça sert, zaman, zaman 30
knotu aşan hava vardı. İlk gün birinci yarıştan sonra,
ikinci yarışın startında direğimi kırdım ve dolayısıyla
yelkenim de yırtıldı. Karaya döner dönmez yelkeni
diktirmeye gittik ama yanımızda yedek üst direk yoktu.
Ertesi gün teknemi kurabilmem için bütün kulüplere üst direk sorduk ve 3 kulüpten direk bulduk.
Onların verdikleri direk ile yarışmaya devam edebildim.
Son 2 gün omuzum sakatlandığı için yarışamadım. Diğer yarışan arkadaşlarımız hava çok sert
olduğu için yelkenlerini yırtıp döndüler. Biz de yarışmayan teknelerin sağlam yelkenlerini alıp
onlara verdik, yırtılan yerleri bantladık, zamana karşı yarıştık. Sanki Formula araba
yarışlarındaymışız gibi heyecanlandık, çok eğlendik.
En kabus anın?
Yarış sırasında tekne ters dönüp ben altında kalınca panik oluyorum. Sanki hava
alamayacakmışım gibi hissediyorum. Bu gibi durumlarda mutlaka yardıma ihtiyacım oluyor.
Yelken senin hayatına neler kattı?
Planlı ve düzenli olmayı öğretti. Teknenin üzerinde tek başınıza giderken her şeyi düşünmek
ve planlamak zorundasınız. Böylelikle her şeyi kendi başıma yapabilme yeteneğimi geliştirdim,
kendime olan özgüvenim arttı. Bir sürü yeni arkadaş edindim. Her kulüpten ve ilden en az bir tane
arkadaşım oldu. En çok Türkiye Şampiyonası ve Yarı Yıl Kupası yarışlarını seviyorum. Çünkü o
zaman tüm bu arkadaşlarımı görebiliyorum. Çok heyecanlı ve mutlu oluyorum, koşarak
gidiyorum. Bütün kulüplerle kardeş kulüp gibi olduk. Yelkencilikte kulüpler arasında yardımlaşma
çok güzel. Bu spor sayesinde başkalarıyla rakip dahi olsanız, yardımlaşmayı öğreniyorsunuz. Bu
spor insanı çok sosyalleştiriyor ve geliştiriyor. Yelkenciliği seçmekten dolayı çok mutluyum.
3
Gelecekle ilgili planların
nelerdir?
Tüm gücümle Milli takıma girmek
için çalışıyorum. Milli takıma girince
üniversitede sporcu bursu veriyorlar,
çok destek oluyorlar.
İlerde hukuk okumak istiyorum.
Sonrasında da dedem gibi deniz
hukuku üzerine doktora yapmayı
planlıyorum.
Bu güne kadar aldığın ödüller
nelerdir?
Bugüne kadar aldığım ödülleri
aslında ben bile ezbere bilmiyorum
ama odamda sayısız madalya, 6-7 tane
de kupa var. Genel olarak bölge
kupalarında kızlarda 3.lük derecem
var. İstanbul'daki büyük ödül törenine
bir kez gitme şansı yakaladım. Akdeniz
bölgesi 3 yarış ortalamasında kızlar
3.sü olmuştum. Bunun dışında Türkiye
Şampiyonası'nda ilk üçlerde derecem
yok ama son Türkiye Şampiyonası'nda
bir yarışta genelde 90 tekne arasında 27. oldum. Genelde de Türkiye Şampiyonaları'nda 45-50
sıralarda oluyorum. Ayrıca yazın Temmuz ayında katıldığım Denizcilik Müsteşarlığı'nın
düzenlediği Kabotaj Bayramı yarışlarında çeşitli derecelerim var.
Sponsorunuz var mı?
Sponsora çok ihtiyacımız var, araştırıp bulmaya çalışıyoruz. Kulüp her şeye yetişemiyor,
malzemeler çok pahalı, eksiklerimiz bitmiyor. Yarışlarda alınan derecelere göre kulüp en azından
ilk 3 sporcunun masraflarını karşılamaya çalışıyor.
SPONSOR OLMAK İSTEYENLERE DUYURULUR
Miray Bakır
4
Laser
Laser sınıfı yelkenli, 1969 yılında Bruce Kirby tarafından çizilen ve o günden beri dünya
üzerinde kullanılan olimpik yelkenli sınıfıdır.
Tasarım
Bruce Kirby, 1969
Uzunluk
4,23 m
Ağırlık
59 kg
Draft
787 mm
Yelken Alanı
7,06 m²
Malzeme
Ağaç ve fiber
Kişi
1
Laser (yelkenli) Genelde optimist sınıfından sonra yelkenciler laser sınıfını tercih ederler. Laser
da tek kişilik, hızlı ve performanslı bir sınıftır. Salması hafiftir ve dengeleyici özelliği olmadığı için
tüm dengeyi kurma tekneyi kullanana aittir. Hafif havalarda bu çok zor olmasa da sert havalarda
özellikle rüzgâra karşı tırmanılan seyirlerde tekne her yelkenli gibi rüzgâr altına doğru yatar. Bu
yatmayı hafif salma karşılayamadığı için kullanan kişinin vücudunu teknenin dışına atarak
dengeyi bu şekilde sağlaması gerekir. Denge sağlanamadığı zaman devrilen ve düzeltilmesi
gereken bir sınıf olma özelliği taşır.
85'in üzerinde ülkede ve 160.000'den fazla sporcu tarafından
yapılmaktadır. Laser borduna 3 farklı tipte yelken takılabildiği için çok
yaygın bir sınıftır. Sporcular kilolarına göre 4.7, 5.76 ve 7.06 metrekarelik
yelken kullanabilirler. Laser+5.7 metrekarelik yelkenli lasere Laser Radial
ve Laser+7 metrekarelik yelkenli lasere Laser Standart denir.
Laser'ın en büyük özelliği tek tip olmasıdır. İlk tasarlandığından beri
tasarımında donanım geliştirmeleri haricinde pek bir değişiklik
olmamıştır. Fiberglas malzemeden yapılan laser; hafif olması, kolay
taşınabilmesi ve yelken yarışları için uygun olması nedeniyle çok tutulan
bir yelken sınıfı olmuştur ve Laser Standart olimpiyatlarda yarışan bir
sınıftır.
Laser Tipleri
Laser ilk tasarlandığında yaklaşık 7 m² olan yelkenliyle piyasaya
girmişti. Fakat daha zayıf ve bayan yelkenciler için bu yelken alanı
oldukça zorlayıcı oluyordu. Bu yüzden zamanla aynı laser bordu
üzerine takılabilen daha küçük metrekareye sahip yelkenler üretildi.
Bu yelkenler aynı tekneye rahatça takılabiliyor fakat daha kısa boylu
özel yelken direği gerekiyor.
Laser 4.7; Yelken alanı 4.7 m² olan Laser 4.7, optimist sınıfından
sonra başlangıç için laserın en uygun sınıfıdır. Laser Radial'dan sonra ortaya çıkmıştır. Laser
firmasının ölçümlerinde kullacının 35 ile 50 kg olması ideal olarak belirtilmiştir. Yarışlarına girmek
için 18 yaşın altında olmak gerekir. Olimpik bir sınıf değildir ama Avrupa ve Dünya Şampiyonaları
vardır.
5
Laser Radial
Yelken alanı 5.7 m²'dir. Yelken alanı bakımından orta boydaki laser
sınıfıdır. Laser firmasının ölçümlerinde kullanıcının 55 ile 70 kg olması
ideal olarak belirtilmiştir. Laser 4.7 tipi gibi olimpik bir sınıf değildir
ama Avrupa ve Dünya Şampiyonaları vardır.
Laser Standart
Yelken alanı 7.06 m²'dir. Yelken alanı bakımından en büyük laser
tipidir. Laser firmasının ölçümlerinde kullanıcının 60 kg ve üstü olması
ideal(60 kg ile iyi bir performans elde edilemeyebilir, eğer kilonuz
düşük ise boyunuzun uzun olması sizin tekneyi daha iyi
kullanabilmenizi sağlar) olarak belirtilmiştir. Olimpik bir sınıftır ve
ayrıca her yıl Avrupa ve Dünya Şampiyonaları düzenlenmektedir.
Türkiye'de Laser
Ülkemizde Laser Türkiye Şampiyonları'na 100'e yakın sporcu
katılmaktadır ve bu sınıfta ülkemiz oldukça başarılıdır. 1995 yılında
Selim Kakış'ın Laser Radial sınıfında Avrupa Şampiyonu olmasıyla
başlayan şampiyonluklar zinciri; 1998, 1999 ve 2000 yıllarında üst üste
3 sene boyunca Alp Alpagut'un Avrupa Şampiyonu olmasıyla devam
etmiştir. Ayrıca Laser Radial gençlerde 2000 yılında Güray Zünbül,
Dünya Şampiyonu olmuştur. Yine 2000 yılında Laser Radial sınıfında
Kemal Muslubaş, Dünya Şampiyonası'nda beşinci olmuştur ve
ülkemizi 2004 Atina Olimpiyatları'nda Laser Standart sınıfında gururla
temsil etmiştir. 2003 yılı Laser 4.7 Dünya Şampiyonası'nda Onur
Derebaşı dünya şampiyonu ve Mustafa Çakır dünya üçüncüsü
olmuştur. Yine aynı yarışta kızlar kategorisinde Ayda Ünver dünya
şampiyonu olmuştur.
Kulübümüz de Laser
Kulübümüzde 2007 yılında itibaren laser sınıfı temsil edilmeye
başlanmıştır. Sporcularımız kulübümüzü yarışlarda temsil
edilmektedir.
2007 yılında bölge yarışında Yiğit ÖZASLAN 2 nci
2008 yılında bölge yarışında Bengü GÜRKAN 4 ncü
2009 yılında bölge yarışında Bengü GÜRKAN 3 ncü
2010 yılında bölge yarışında Bengü GÜRKAN 4 ncü olmuşlardır.
Kulübümüzde 4 adet laser sınıfı tekne ve sporcu görev yapmaktadır.
Mehmet ÖZÇETİN
6
7
8
Gezintici mi, Yarışçı mı?
Yelkenli tekneleri daha yakından tanıtmak amaçlı bir yazı
dizisine genellikle teknelerin gövde biçiminden, gövde
sayısından başlanır. Değerli kulüp üyelerimizin “tek gövdeli”
tekneler, “katamaranlar”, “trimaranlar” konusunda yeterince
bilgileri olduğu için değişik bir noktadan başlamak istedim.
Yelkenli yatların özelliklerine bakan okuyucularımız mutlaka
“yarışçı” (racer), “gezintici” (cruiser), “yarışçı-gezintici”, “gezinticiyarışçı” gibi sıfatlar ile karşılaşmışlardır. Bu yazıda ilgili sıfatlar ile
ilgili bilgiler aktaracağım.
Günümüzde yelkenli yatların başlıca iki kullanım amacı vardır:
yarışmak ve gezmek. Üretilen tekneler bu iki amaç göz önünde
tutularak planlanır ve gerçekleştirilirler. Tekneden istenilen özellik
yarışlarda üstün performans ise “yarışçı” olarak nitelenen bir tekne
ortaya çıkar. Eğer amaç okyanusları aşıp, dünya çevresini
dolaşmak ise, “gezintici” olarak nitelene bir tekne ortaya çıkar. Peki,
arada bir yarışıp biraz da gezmeyi istiyorsak? Bu amaç için ise
yarışçı-gezintici ya da gezintici-yarışçı tekneler üretilir.
Her iki tekne tipi birçok açıdan birbirinden farklı olabilirler. Ana
farklara baktığımızda öncelikle teknelerin ağırlıklarının farklı
olduğunu görürüz. Yarış öncelikli tekneler daha hafif iken, gezinti
öncelikliler daha ağır yapılırlar. Ağırlığı azaltmak için ileri yarış
teknelerinde karbonfiberden yapılmış direkler, hatta daha da ileri
gidilerek güverte üzerindeki metal aksamın yerine karbonfiber
malzemeden üretilmiş eşdeğerleri kullanılır. Ağırlık farkı sonucu
yarış tekneleri daha kolay hızlanırlar, gezinticiler ise daha “ağır
başlıdırlar”. Haklı olarak “tekne boyu ağırlığı fazlası ile etkilemez
mi?” sorusu akla gelir, “o zaman ne hafif, ne ağır ki?”. Yanıt basit bir
formülde saklanıyor. Ağırlık / tekne boyu (D/L Displacement /
Length) bize teknenin “hafif mi, ağır mı” olduğunu söylüyor. Birimler ile ilgili karmaşa çıkabileceği
için yazıda bu konuda geniş bir kaynak olan ve elinizdeki veriler ile dilediğiniz hesaplamaları
internet sayfalarını kullanarak yapabileceğiniz bir sitedeki birimleri ve sonuçları kullanacağım.
Meraklı okuyucularımız siteyi ziyaret ederek, diledikleri hesapları yapabilir ve oradaki tartışmalara
ulaşabilirler. Sitenin adresi “http://www.sailingusa.info”. D/L oranı 325 üzerinde ise tekne “ağır bir
gezintici” olarak nitelenirken, oran 200 altında ise “yarışçı” olarak görülebilir.
Yarış amaçlı teknelerin hafif havalarda da yüksek hızlara çıkması fazlası ile istenilen
özellikleridir. Bu amaçla daha yüksek direk, daha geniş yelken alanları yaratılmaya çalışılır.
Gezinticiler ise daha çok kuvvetli rüzgar ile ilerleyecek teknelerdir. Tekneye göre direk yüksekliği,
yelken alanı değişir, nasıl ayırt edilecek sorusunun yanıtı ise Yelken alanı / Ağırlık oranıdır (SA/D
sail area/displacement). Gezinticilerde SA/D oranı 10 – 15 aralığında iken, yarışçılarda oran 20'nin
üzerindedir. Yarışçı-gezinticiler ise 16 – 19 arasında yer alırlar. Özel tasarlanmış yüksek
performanslı yarış teknelerinde bu oran 24'ün üzerine çıkar.
9
Yarışçı teknelerin orsa yetenekleri daha yüksektir.
Tasarımlarında hem daha az rüzgar ile daha hızlı olmaları,
hem de rüzgara doğru daha dar açılarda gidebilmeleri için
gayret gösterilir. Gezinticiler için orsa yeteneği o denli göz
önünde tutulmaz. Birçok büyük deniz geçişi hava
koşullarının uygun olduğu, rüzgarın pupadan geldiği
koşullarda gerçekleştirilir. O nedenle gezintici için pupadaki
stabilite orsa yeteneğinden önde gelir. Yarışçı tekneler 20
derecenin altındaki rüzgar açılarında ilerleyebilir iken,
gezinticiler 35 dereceye bile pek yaklaşamazlar.
Değerli okuyucularımızı ilk yazıda rakamlara boğmamak
için biraz da “teknede yaşam” konusundaki farklara bakalım.
Öncelikle teknenin kullanılması konusunda eğilirsek, yarışçı
teknelerin daha fazla mürettebat tarafından kullanılmak
üzere tasarlandığını görürüz. Yelkenlerden en yüksek verimi
almak için bir dizi ayar mekanizması ve dolayısı ile bu ayarları
sürekli en üst düzeyde tutacak birçok eleman gerekir. Diğer
uçta yer alan gezinticilerde ise sınırlı sayıdaki “gezgini”
yormadan kullanım amaçlandığı için temel ayarlar dışında
sürekli düzenlenecek ince ayarlardan kaçınılır.
Gezintici tekneler “gezgin” için aynı zamanda “ev” görevi
de görmek durumundadırlar. Bu nedenle içlerinde yatılacak
kabinler, mutfak, buzdolabı vb bir dizi konforu içermek
durumundadırlar. Yarışçılar ise deyim yerinde ise “içinde
y a ş a m a k i ç i n d e ğ i l , ü z e r i n d e k o ş t u r m a k i ç i n”
tasarlanmışlardır. Yatak yerine sınırlı sayıda hamak, mutfak yerine bir ocakçık gibi amaca hizmet
edecek en az “hizmet” donanımına sahiptirler.
Teknenin su, yakıt, pis su gibi depoları gezinticiler için çok değerlidir. Hele okyanus ötesi gibi
çok uzun seyirler amaçlanıyor ise olabildiğince büyük depolar istenir. Yarışçı için bu depolar
genellikle “ağırlık” olarak görülür. Amaçlanan yarışların özelliklerine göre en minik depo hacimleri
yaratılırken, teknenin yelken gardırobu için ise olabildiğince geniş hacim ayrılır.
Tekne üzerindeki yaşam alanı da gezintici teknelerde uygun bir masa ve çevresinde rahat
oturma yerleri ile amaca uygun düzenlenmiştir. Bu alan olabildiğince serpinti ve rüzgardan
korunmak üzere serpinti kalkanları veya körükleri ile çevrilmiştir. Yarışçı teknelerde ise güvertede
pek oturma yeri bulamazsınız, zaten yarışta en fazla trapezde, teknenin dışına sarkarak
oturabilirsiniz…
Gezginlerin seyrini kolaylaştıracak otopilot, rüzgar dümeni gibi gezintici teknelerin
vazgeçilmez ekleri yarışçı teknelerde bulunmaz. Yarış koşullarında dümenci belli bir rotaya
yönelmenin ötesinde rüzgarın minik her değişimine göre dümeni ayarlamak durumundadır.
Dümen tutmakta zorlandığı durumlarda ekibi uyarmak, gelecek rüzgar sağnaklarını gözleyip
ekip ile nasıl karşılanacağını paylaşmak da onun görevleri arasındadır. Bu işlemlerin tümünü daha
iyi yapacak hafif bir makine geliştirilene dek ondan vazgeçmek olası değildir. Böyle bir makine
geliştirilse bile temeli insanın doğa ile yelkenli tekne aracılığı ile mücadelesi olan yelken yarışında
kullanılması pek de etik olmayacaktır.
İlk yazıyı burada sonlandıralım. Yelkenli tekne çeşitlerini değişik yönleri ile paylaşmayı gelecek
bölümlerde sürdürmek üzere.
Tanju Aktuğ
10
Yelken Yarışçılığının Temelleri
Mark Johnson [copyright 1/19/95]
Bölüm 2 - Arma
Bu bölüm yelkenlerin nasıl çalıştığı ve sizin onları nasıl yöneteceğiniz konusunda bilgiler
içermektedir. Diğer daha kapsamlı yelken kuramı rehberlerinden kuramın detaylarını
öğrenebilirsiniz, burada temel fikirler ve nasıl kullanıldıkları verilecektir. Bazen aşağıda yazılı olan
tüm gerçeği içermez, ancak kısmi gerçeği iletir, bu kılavuzu kısa tutmak için basitleştirme ve
fikirlerin daha kolay kavranması için özellikle uygulanmıştır.
Temel Yelken Kuramı
Yelken kuramı ve aerodinamik konusu hakkında daha fazla bilgi için bir mükemmel bir kaynak
Tom Whidden ve Michael Levitt tarafından yazılan " The Art and Science of Sails" kitabıdır.
Yelken kuramının anlaşılması için önemli olan iki kavram: çekme ve akımdır. Çekme tekneyi
hareket ettirir, yelkenlerin üzerindeki hava akımı çekme gücünü oluşturur. Akım aynı zamanda
tekneyi yavaşlatan sürtünmeyi de üretir.
Çekme
Yelkenler, sanılanın aksine, yalnızca rüzgar tarafından "itilen" şeyler değildir. Hiç teknenin
rüzgara doğru nasıl gittiğini düşündünüz mü? Yelkenler yalnızca itilse idi bu mümkün olmazdı. Bir
zamanlar kare-armalı tekneler çağında, insanlar için doğru buydu, rüzgara karşı gitmek için
hazırlanan ilk vikingin bir cadı olması tehlikesinden dolayı yakıldığını anlatan bir hikaye vardır.
Nasıl rüzgara karşı gidebiliriz? Fikir anlamak için
çok kolaydır.
Yelken, uçağın kanadı gibi, üzerinden akan
rüzgarın biçimini değiştiren bir hava kanadıdır.
Şekil 1
Rüzgar akışının değişmesi basınç ve yön
değişiklikleri gibi diğer etkilere yol açar. Şekil
1'deki akım çizgilerine bakarsanız üst taraftan akan hava parçacığının, alt
taraftan geçen eş değerine göre daha uzun bir yol yapacağını
görebilirsiniz. İkisi de yelkenin arka kenarına aynı zamanda ulaşmak
isteyeceklerdir. Zorunlu olarak üstten geçen parçacığın daha hızlı
hareket etmesi gerekecektir.
Hava üstten hızla geçince "Bernoulli etkisi" olarak bilinen bir olgu
faaliyete geçer. Hızı fazla olduğu için basınç düşer ve yüzeyi “emmeye”
başlar. Bu olayı çalışan bir fanı gözünüzün önüne getirerek
canlandırabilirsiniz. Fanın oluşturduğu akımın yakınındaki bir toz
parçacığını izleyin. Önce yavaş, sonra giderek daha hızlı akımın içine
doğru sürüklenir. Akımın içindeki hava hızlı hareket ettiği için,
parçacıkları da hızlı hareket eder ve daha fazla parçacığı içine çeker.
Yelken yüzeyindeki hava da hızlı hareket ettiği için, yüzeyi boşluğu
doldurmak için çeker.
Doğal olarak, basit bir uçak kanadı yerine bir yelken düşünüyorsak,
yüzeyin yukarı değil, ileri emildiğini düşünmemiz gerekir.
Rüzgara doğru – Rüzgar yönünde
Yukarıdaki ve aşağıdaki tartışmalar bir tekne rüzgara doğru
Şekil 2
gidiyorken geçerlidir. Tekne tam rüzgar yönünde giderken rüzgarı
kullanması gibi, pek çok şey değişir. Rüzgar yönünde giderken rüzgar
basitçe yelkeni iter. Metnin kısalığını sağlamak için, rüzgar yönündeki aerodinamiğin tartışmasına
burada girmeyeceğim ve birincil öncelikli bir konu üzerine yoğunlaşacağım: tırmanma.
Yelken Derinliği
Yelken tekneyi yürüten kanattır. Çeşitli koşullarda teknenin hızını en üst düzeye çıkarmak için,
yelken derinliğini değiştirmeniz gerekir. Bu derinliğe yelkencilikte tor da denir. Büyüklüğü ve
konumu aşağıda anılacak yelken kontrol yöntemleri ile değiştirilebilir. Bu değişiklikler önemlidir
çünkü rüzgar ve denizin durumuna göre en uygun derinlik konumu ve boyutunu değişir.
11
Konum: Derinliği yelkenin ortasının biraz
önünde tutmak genelde en iyisidir.
Şekil 3
Boyut: Genel olarak, daha büyük derinlik, daha
fazla güçtür. Büyük bir derinlik aracınızı harekete
geçirmek için büyük bir güç veren birinci vites
gibidir, ancak yüksek hızlara zor ulaşır. Düz yelken
ise beşinci vitestir. Yelken daha yüksek bir hız
kazanır ve rüzgar içine daha keskin girer, ama
hızlanması daha uzun sürer.
Yelken Kesimi
Düz bir kumaş parçası nasıl kanat biçimine dönüşmektedir? Yelkenler
birbirine dikilen panellerden yapılır. Bu panelleri kullanarak yelkende
derinlik sağlamanın iki temel yöntemi vardır.
Bir yöntem düz yelkenin rüzgarüstü kenarını eğri bırakmaktır. Lazer
yelkenleri yanı sıra bir çok rüzgar sörfü yelkeni bu yöntemle dikilir. Bu çok
basit bir terzilik yöntemdir.
Yelken direğe takıldığında, rüzgarüstü kenarı düzleşir, artık
materyalin bir yerlere gitmesi gerekir, materyalin yelken gövdesine
gitmesi sonucu derinlik şekillenir.
İkinci yöntem “broadseaming” olarak anılır. Panellerin kendisi
birleştirilecek kenarları eğri olacak biçimde kesilir. Bu kenarlar daha sonra
dikiş ile birleştirilir ve derinlik oluşturulur. FJ yelkeni yanı sıra diğer birçok
centerboat ve keelboat yelkeni böyle yapılır.
Şekil 4
Düz bir zemin üzerine yelkenini sererseniz, lazer yelkeni yüzeyde
düzgün durduğu halde, FJ yelkeninin düz durmadığını fark
edebilirsiniz. Yelken direğe takıldığında sonuç hemen, hemen
aynıdır, yelkenin ortasına doğru bir eğrilik veya derinlik oluşur.
Şekil 5
Bölüm Çevirisi: Tanju Aktuğ
12
Ankara Yelken’den
Genç Sporcularımız
Kulübümüz sporcuları 22-25 Eylül 2011 günlerinde İskenderun'da gerçekleştirilen Bölge
Kupası 2. Ayak yarışına katıldılar. Optimist ve laser 4,7 sınıflarında 6 sporcumuz mücadele etti.
Optimist sınıfında Canberk Çelik, Atacan Üçerler, Nurefşan Ata, Ertuğrul Ata ve Atilla Tükel
yarıştılar. laser 4,7 sınıfında ise Bengü Gürkan kulübümüzü temsil ettiler. Canberk Çelik optimist
sınıfında genel klasman 7'inciliğini elde etti. Bengü Gürkan laser 4,7 sınıfında genelklasman
9'uncu ve kızlarda ise 4'üncü oldu.
25-30 Ekim 2011 tarihlerinde gerçekleştirilen Türkiye Şampiyonası'nda kulübümüzü başarılı
iki sporcumuz temsil etti. Optimist sınıfında Canberk Çelik ve laser 4,7 sınıfında Bengü Gürkan
başarılı yarışlar çıkardılar, ancak derece alamadılar.
Eğitim Etkinlikleri
Eylül ayında komşu sulara da uzanan, bir hafta süreli ileri eğitim gezisi 3 yelkenli ile
gerçekleştirildi. Deneyimli kulüp üyelerimiz gözetiminde daha önce kısa süreli eğitim gezileri ile
yelkenle tanışan dostlar bu kez daha geniş uygulama ve deneyim biriktirme olanağı yakaladılar.
Bir çoğu daha önce yelken ile tanışmamış yakınlarını da gezide ağırlayarak, onların da “yelken
sevdasını” ateşlediler. Toplam 23 kişinin katıldığı gezi “bir sonraki ne zaman?” soruları arasında
tamamlandı.
27 Eylül'de başlayan amatör denizcilik seminerimiz toplam 40 katılımcı ile sürdürülüyor.
Yeni Üyelerimiz
Eylül Ekim aylarında kulübümüze katılan yeni üyelerimiz ve meslekleri aşağıda sıralanmıştır.
Hayri Anamurluoğlu
Mehmet Ümit Ayral
Can Özgüven
Bedriye Selin Kartal
Mimar
Tıp Doktoru
Sistem Test Müh.
Arkeolog, Editör
Kendilerine aramıza hoş geldiniz diyoruz.
Mehmet Özçetin - Tanju Aktuğ
13
Bulmaca
Sitemizden bulmacanın etkileşimli çözülebilecek biçimine ulaşabilirsiniz.
Tanju Aktuğ
14
Gitmek ya da Varmak
G ezmeye merak lı S chenk çif ti
yelkenlileri ile dünya turu yaptıktan
sonra bir özel uçak alırlar. Özel uçakları
ile de uzun yolculuklara çıkan çift
Almanya'dan Horn burnuna uçak ve
yelkenli ile gidiş ve dönüş maceralarını
“Fırtınalar Diyarında” adlı kitaplarında
anlatırlar. Kitaplarında yelkenli ile
yolculuktan sonra, özel uçak ile
yolculuk ile ilgili en çok garipsedikleri
noktanın hedef ile ilgili yaklaşım
değişikliği olduğunu vurgularlar.
Yelkenli ile gidilecek hedefin çok kesin
olmaması ve varılan noktada “ben
geldim” denerek resmi işlemlere
başlanır iken, uçak ile yola çıkıldığında varılacak noktanın önceden kesin olarak saptanması ve
varış için işlemlerin tamamlanması gereği Schenk çiftinin ilgisini çekmiş.
Anılan tezat insanı düşündürüyor. Acaba varmak mı önemli, yoksa gitmek mi? Dostların, doğal
olarak, “bir yere varmayı düşünmüyorsan, niye gidiyorsun?” dediklerini duyar gibi oluyorum.
Ancak teknede yelkenleri açıp, motoru durdurup yelken, rüzgar ve denizin hışırtısı dışında bir ses
olmadan seyretmiş her yelkencinin içinde “nereye olursa olsun, keşke hep böyle gidebilsem”
özlemi olmaz mı? Artık varılacak noktadan çok, gitmenin keyfi öne geçmiştir. Hem hava
koşullarındaki beklenmedik değişiklikler birden seyrin yönünü değiştirebilir. Çıkan bir fırtına sizi
hiç planlamadığınız yabancı bir ülkenin limanına atıverir. Varılacak yerden çok seyir yelkenciyi
keyiflendirir ve de bazen yönlendirir…
İnsan ilişkilerinde de benzeri yaşanmaz mı? Tanışmanın arkasından, ortak zevklerin keşfi, bir
arada olmanın keyfi tarafları sarınca, gelecekte bu arkadaşlık, dostluk ne olacak düşüncesi yerini
günü yaşama zevkine bırakmaz mı? Tarafların ilişkisi ticari bir ilişki değil ise, ortak varılacak hedef
değil, birlikte yol almanın çekiciliği sarar tarafları. Dostluğun sıcaklığını, paylaşmanın tadını
yaşamaktır amaç. Yelkenci de denizin sessizliğini, rüzgarın dinginliğini yaşamaktan zevk alır. Kimi
kez rüzgar kolayına gelir gidilecek yere daha erken varılır, “yol güzeldi niye erkenden geldik” diye
hayıflanılır. Kimi kez dost rüzgar bazı zorluklar çıkarsa da, o dalgalar, o zorlu saatler de dost ile
paylaşılmış “acılı kebaplar” olarak özlemle yad edilir. Hedefe biraz geç varmak üzüntü
oluşturacağına, hala “vardık” sevinci yaşanır.
Bir noktaya varmak o denli önemli olsaydı, yelkenle dünya turu yapan, yapmayı isteyen bunca
insan olmazdı her halde. Bulunduğunuz noktaya varmak için binlerce mil kat etmek, okyanuslar
aşmak, fırtınalar göğüslemek. Pek akılcı gelmiyor değil mi? Bazı insan ilişkileri de daha
başlangıçtan çıkar çatışmaları yaratacak, sonunda dostluğu engelleyecek duruşlar ile başlamaz
mı? Er geç gelişecek sonucu ön görseniz bile, o zamana dek yaşanacakların, yaşananların büyüsü
sizi gelir esir alır. Aynı noktaya döneceğinizi bile, bile sorunlar diz boyu olana dek ilerlersiniz ve
yaşadığınız günlerin verdiği zevke karşın arada bir yaşayacağınız o “varma noktasının” korkusu ile
sarsılırsınız. Ne yapalım ki yaşam biraz acımasız. Sık sık yelkenleri indireceğimiz, motorun
gürültüsüne teslim olacağımız bir liman önümüze gelir. Dünya küçüktür, sonunda çevresi
dönülür ve yola çıkılan noktaya geri dönülü verilir. Hatta biz Ankara'lılar için, daha da kötüsü,
engin maviliklerden, dalgaların köpüğünden uzak olacağımız günler o limanların arkasında
durmaktadır.
15
Doğaldır ki amacı gitmekten çok varmak olanlar da vardır. Hızlı motor yatlar denizde, uçaklar
havada onları beklemektedir. Yolculuk onlar için varılacak yere kadar sürdürülmesi gereken bir
zorunluluktur. Daha önce yelkenli teknesi var iken motor yat alan bir denizci sohbet sırasında
“Yelkenliyi özlüyorum. Onunla tüm tatiller tekneye binince başlardı. Motor yat kullanırken tatil
ancak planlanan hedefe varılınca başlıyor.” demişti. Biz “yolda da içkinizi içip, keyif
yapıyorsunuzdur, niye yakınıyorsunuz” diye şaşkınlığımızı belirttik. “Hiç de düşündüğünüz gibi
değil. Tekne hızla giderken sarsılıyor, bir şeyler yemekten, içmekten zevk alamıyorsunuz. Ancak
varınca keyifle yiyip, içebiliyoruz.” diyerek yolculukların keyif değil, gidilecek yere varma aracı
haline dönüştüğünü anlatmıştı.
Amacı varmak olanların insan ilişkilerinde de dostları bekleyecek halleri yoktur. İlişkilerini de
çoğunlukla “varacakları nokta” belirler. O noktaya varıldığında dostluğun, ilişkinin bir önemi
kalmamıştır artık. Böyle kişiler için birlikteliğin zevki amaçlarına ulaştıkları sürece vardır, sanki bir
arkadaşlık alışverişi değil, ticari senetlerini tahsil etmeleri söz konusudur. Ödeme gecikirse
huysuzlanırlar, amaçlarını “tahsil edemezlerse” dost, arkadaş, sevgi tanımazlar. Artık her ilişki
onlar için “ticari bir ortaklıktır”. Gerçi ortaklara bu “ortaklıktan” kalacak olanı pek akıllarına
getirmezler, zaten onlar için “yaşamı paylaşmak” değil, “karşı taraf” vardır. Karşıya bir şey kalması
değil, karşının onlara vereceklerinin en fazlasını almak önemlidir.
Çevrelerini, özellikle çevrelerindeki insanları kullanmak, paylaşımdan çok kişisel yararlarını
düşünmek olan kişilerden olmamız, bu tür “tanışların” gerçek yüzünü erkenden fark edip, dost
çemberimizin dışında tutabilmemiz umudu ile tüm dostlara içten paylaşımlar ile zenginleşen,
yelkenle taçlanan keyifli bir yaşam yolculuğu dilerim…
Tanju Aktuğ
16
milyonlarca insana ulaşmış,
kalite
belgesi ile
standartlarını
onaylatmış olmanın haklı gururunu yaşayan bir firmayız.
ISO 9001
Te k n i k v e A l t y a p ı
Ses ve ışık sistemi
Görüntü Sistemleri
Konstrüksiyon Sistemleri
Özel Show ve Gösteri Ekipmanları
R e k l a m v e Ta s a r ı m
Grafik Tasarım
Kurumsal Kimlik Uygulamaları
Web Tasarımı
Organizasyon
Resmi Törenler
Açılış / Kapanış Organizasyonları
Konserler, Festivaller
Spor / Fuar Organizasyonları
Prodüksiyon
Medya İlişkileri
Film ve Müzik Prodüksiyonları
Stüdyo Kayıt
K o n g r e v e To p l a n t ı
Uluslararası Kongre Organizasyonları
Eğitim Toplantıları
Bayii Toplantıları
Teşvik Gezileri
Lansman Toplantıları
Merkez: Erciyes İşyerleri Sitesi 2. Cad. No:19 Macunköy / Ankara / Turkey
t: +90 (312) 397 56 66
f: +90 (312) 397 58 88
Şube: Barbaros Mah. Uphill Court Residence A Blok D: 106 Ataşehir / İstanbul / Turkey
t: +90 (216) 688 46 41 (pbx)
f: +90 (216) 688 46 42
Ankara Yelken Kulübü
Birlik Mahallesi 448. Cad. 52/10 Çankaya / ANKARA
39° 52’ 39” N - 32° 52’ 42” E T: 312 495 36 56 F: 312 495 36 53
w w w. o r g a n i z e r. c o m . t r
Biz, yaptığı organizasyonlarla

Benzer belgeler

6 - Ankara Yelken Kulübü

6 - Ankara Yelken Kulübü Tanıtım, Reklam, Sponsorluk Kurulu Sermurat KÜÇÜKGÜL (Başkan) Tanju AKTUĞ Hadi ATALAY Miray BAKIR Himmet BİROL Cenk CENKÇİ Mehmet ÖZÇETİN Murat ÖZDEN Seçgün ÖZTÜRK Yeşim TURAN GÜREL Zafer TÜRKYILMA...

Detaylı