2012-2013 öğretim yılı bülten
Transkript
2012-2013 öğretim yılı bülten
2012-2013 ÖĞRETİM YILI BÜLTEN - 5 ÖZGÜVEN İnsanların sahip olması gereken temel özelliklerinden biri farkındalıktır. Birey bu farkındalık ile hayatta kendine bir kimlik yaratır ve bu kimlikle beraber yaşama dair bir bakış açısı oluşturur. Bireyin kimlik oluşumunda kendisini ve yeteneklerini olumlu ve gerçekçi bir açıdan algılamasını sağlayan tutuma özgüven denir. Özgüven hem duygusal bir gerekliliktir hem de insan psikolojisinin başlıca öğelerinden biridir. Özgüven sahibi olmak bireyin her şeyi yapabileceği anlamına gelmez. Özgüveni olan insanlar hayattan beklentilerini gerçekçi tutarlar, bazı beklentileri gerçekleşmezse bile kendilerini kabul etmeyi ve olumlu düşünmeyi sürdürürler. Kendi yeteneklerinin farkındadırlar, eleştiriyi kaldırabilirler. Bir durum ya da olayda yetersizlik hislerini fark ettiklerinde bunun üstesinden gelmek için mantıklı çözüm yollarını bulmaya çalışırlar. Gerektiği zamanlarda yardım ve destek almaya açıktırlar. Oysa özgüveni düşük olan insanlar kendilerini iyi hissetmek için başkalarının onayına aşırı bağımlıdır. Kendileriyle ilişkili duyguları diğer insanlara ve onlardan alacakları onaya bağlıdır. Sosyal, mesleki ya da akademik alanlarda risk almaktan korkarlar çünkü başarısız olmaya yatkın olduklarına dair çarpık inançları vardır. Genellikle kendilerine yapılan olumlu geribildirim ve iltifatları görmezden gelir ya da ciddiye almazlar. Yargılanmaktan korkarlar bu yüzden yardım istemek gibi konularda çevrelerine koruyucu duvarlar oluşturarak kendi yeteneklerine sınır koyarlar. Buna karşılık aşırı özgüven sahibi insanlarda özgüveni düşük insanlar gibi sorunlar yaşarlar. Kendi yeteneklerinin sınırlarını belirleyemedikleri için mesleki, akademik ve sosyal hayatta üzerlerine aşırı yük alırlar ve bu sebepten problemlerin üstesinden gelemezler. Kendilerini daima en iyi olarak nitelendirdikleri için başkalarından gelen eleştirileri göz ardı ederler ve yardım almayı reddederler. Kişinin özgüveni yaşamının tüm yönlerine aynı derecede egemen bir tutum değildir. İnsanlar hayatın bazı alanlarında kendilerine fazla güvenirken, bazı alanlarında ise fazla güven duymayabilirler. Önemli olan kişinin kendini sınırlarını bilmesi ve başkalarına ya da kendine zarar veren olumsuz tutumlardan uzak durmasıdır. Özgüven Oluşumu Nasıldır? Özgüven oluşumunda pek çok etken rol oynamaktadır. Çocukluğun ilk yıllarında ebeveynlerin tutumu bireyin kendi benliği ile duyguların gelişimi açısından önemli bir yere sahiptir. Çocuklarının fikirlerine değer verilmesi, yaptığı iyi işler için takdir edilmesi, yanlış yaptıklarında ise acımasızca eleştirmek yerine doğruyu bulmaları için yol gösterilmesi ve ebeveynlerin çocuklarına koşulsuz sevgisini somut olarak sergilemesi çocuğun kendine güvenmesini ve kendini sevmesini olumlu etkiler. Fakat ebeveynlerden her ikisinin ya da birinin aşırı derecede eleştirici, mükemmeliyetçi veya korumacı olması çocuğun kendi hakkındaki duygularını negatif yönde etkiler. Özgüven eksikliği çevrenin ve ailenin gerçekçi olmayan beklentilerini çok fazla önemsemekten kaynaklanabilir. Özellikle gençlik döneminde (ergenlik ve üniversite yılları) aile faktöründen daha çok arkadaş çevresinin görüşleri bireyin kendi ile ilgili duygularını yeniden şekillendirir. Bu yüzden kendine güvensizliğin değişmeyeceğini düşünmemek gerekir. Özellikle bu dönemde kurulan olumlu arkadaşlıklar kendine güvenin yeniden sağlam temellere oturtulmasına olanak sağlar. Özgüveni Olumsuz Etkileyen Hatalı Düşünceler İnsanlar kimliklerini oluştururken karşılaştığı olayların etkisiyle düşünce kalıpları geliştirirler. Oluşan bu düşünce kalıplarının bir kısmı olumlu bir kısmı ise olumsuz olur. Bu olumsuz gerçek dışı düşünceler hem sorunu çözmemizi engeller hem de kişiyi savunmasız bırakarak özyıkıma sebep olur. Aşağıda sıklıkla karşılaşılan, problem çözümünü kısıtlayan hatalı düşüncelerden bahsedilmiştir. Aşırı genelleme: Kötümser bir bakış açısıyla sınırlı sayıda olumsuz örneği alarak kişinin kendi ile ilgili genel bir kural oluşturması ve buna inanmasıdır. Örneğin matematik sınavından düşük not alan öğrencinin “Ben hep başarısız bir insanım.” ya da üst üste yaşadığı duygusal ilişkilerde terk edilen gencin “Tüm duygusal ilişkilerim hüsranla sonlanıyor, beni kimse sevmiyor. ” diye olumsuz bir genel bir yargıya varmasıdır. Olumsuz olaylara yoğunlaşma/ Olumlu olayları göz ardı etme: Kişinin hayatında yaptığı olumlu işleri görmezden gelip ya da küçümseyip, başarısız olduğu durumlara odaklanarak çıkarımlar yapmasıdır. Mesela, arkadaşı ile tartışan bir gencin, diğer arkadaşlarıyla olan iyi ilişkilerini görmezden gelip “Kimse ile anlaşamıyorum. Arkadaş ilişkilerim çok kötü ” diye düşünmesi bu düşünce biçimine bir örnektir. Ya hep ya hiç biçimde düşünme: Olayları sadece iki uçta düşünerek arada kalan noktaları görmezden gelmektir. Her olay ya da durumu ya siyah ya da beyaz gibi iki kategoride değerlendirirler. Babasıyla tartışan bir genç “ Babam bana kızdı, beni hiç sevmiyor” diye olayı basitleştirip felaket tablosu yaratır. Etiketleme: Kişinin kendini tek bir davranışıyla ya da özelliği ile yargılaması bununla beraber suçluluk hissetmesine yol açan düşünce tarzıdır. “Bu işi yapamadım, ben beceriksizin tekiyim.” Duygudan sonuca ulaşma: Başkalarının etkisiyle olumsuz duygulara yoğunlaşıp gerçekleri yansıtmadığı halde öyleymiş gibi algılamak ya da hissetmek: “Fazla kilolarım var, demek ki ben çirkinim.” -meli / -malı düşünce tarzı: Zorunluluk barındıran bu düşünce tarzı kişinin kendi değerlerine ve hayatın işleyişine dair katı kurallar oluşturmasına sebep olur. Kişinin bu katı kuralları gerçekle uyuşmadığında kendini suçlu hisseder. “Herkese güler yüzlü davranmalıyım ama davranmıyorum demek ki bende yanlış eksik bir şeyler var.” ya da “İnsanlara karşı anlayışlı olup, asla sinirlenmemeliyim” gibi düşünceler bu düşünce tarzına örnek olabilir. Kendimiz ile ilgili oluşturduğumuz bu kurallara uymadığımızda suçluluk hissederiz. Aşağıdaki tablodaki gösterildiği gibi hatalı varsayımlarımızı irdeleyip alternatif ve daha gerçekle ilişkili düşünceler üretebiliriz. Hatalı Varsayım Alternatif Düşünce tarafından Bazen benimde yaptığım işler başkaları tarafından “Herkes onaylanmayabilir. Yaptığım işler için kişisel değer onaylanmalıyım” Kişinin başkalarına bağımlı ve gerçekçi standartlar geliştirirsem daha güçlü yaşamasına sebep olan hatalı ve olurum. gerçekleştirilmesi imkansız bir varsayımdır. Ruhsal ve fiziksel olarak yorucudur. “Hayatımın önemli İnsanların ilgileri doğrultusunda yaşamda bazı tüm alanlarda başarılı, yetenekli ve alanlarda başarılı, bazı alanlarda ise başarısız olabilmesi doğal bir durumdur. Önemli olan yeterli olmalıyım.” Mükemmeliyetçi, ulaşılamaz ve kendimi gerçek dışı bir hedeftir. “Kendime kendimi güvensizliğim yetersiz ve hissettiğim alanlarda kendime geliştirme imkanları yaratmaktır. ve Geçmişte yaşadığım kötü olayların etkisinde olmak hissetmem zorunda geçmişime dayanıyor.” Çaresizlik eksik değilim. Kendimi geliştirmek adına gerçekçi ve ulaşabilir hedefler belirleyerek eksik umutsuzluk olduğum alanlarda kendimi güçlendirebilirim. barındıran, kişiyi kısır döngüye sürükleyen bir varsayımdır. Özgüven Nasıl Gelişir? Anne- baba ve yakın çevrenin olumsuz tutumunun bireyin kendi ile ilgili duyguların oluşumunda etkili bir faktör olsa da, bireyin güçlü yönlerini belirleyip onların üzerine yoğunlaşması ve yetersiz hissettiği alanlarda kendine fırsatlar yaratarak olumsuz deneyimleri olumluya çevirerek özgüvenini yükseltmesini sağlar. Aşağıda özgüveni artırıcı temel yollar verilmiştir. Güçlü yanlarımıza odaklanın: Yapabildiğiniz her şeyi takdir edin, küçümsemeyin. Yapamadığınız ya da başarısız olduğunuz işlerde de verdiğiniz emek ve çabayı görmemezlikten gelmeyin. İçsel konuşmalar yapın: Özellikle karamsarlığa düştüğünüz ve kendinizi başarısız hissettiğiniz anlarda “aptalım, beceriksizim ” gibi etiketlemelerle kendinize haksızlık etmekten kaçının. Güçlü yanlarınızı hatırlayarak sizi eleştiren iç sesinize “DUR ” diyerek kendinizi sizi yıpratmasına izin vermeyin. Kendinizi değerlendirin: Kendinizi değerlendirdiğiniz kendi değer ölçülerinizle kişisel gelişiminizi takip edin. Başkalarının düşüncelerinden çok kendi düşüncelerinize bağımlı kalın. Risk alın: Yeni deneyimlerde kayıp kazanç muhasebesi yapmak yerine, yeni deneyimleri yeni bir şeyler öğrenmek için fırsat olarak görün. Kendinizi sevin: Kendinize karşı sevimli, kabul edici ve affedici olun. Daha fazla bilgi edinmek ve uzmanlarımızdan yardım almak için İ.Ü. Rehberlik Danışmanlık ve Sosyal Destek Birimi’ne başvurunuz. Tel :212 440 00 00 /10752 e- mail: [email protected] Adres: Ayşe Kadın Hamam Sok. No: 17 Süleymaniye ETKİNLİKLER Magdalena Abakanowicz “İnsanlık Serüveni” Akbank Sanat Beyoğlu‘nda bu sergiye giriş ücretsizdir. Bu sergide Abakanowicz, yeryüzündeki insanın 30 bin yıllık serüvenini anlatıyor. Sergi 30 Ocak 2013 tarihine kadar devam ediyor. Küratör: Hasan Kahraman Ali Konyalı Fotoğraf Sergisi Milas/ Labraunda antik kenti ve Çomakdağ yöresinin özgün köy fotoğraflarından evrelerine oluşan ilişkin bu sergi Ali Konyalı’nın Fransız Kültür Merkezi’nde 5 Aralık 2012- 12 Ocak 2013 tarihleri arasında ziyaretçilerle buluşuyor. Daha fazla bilgi için www.ifturquie.org .