Adana Demirspor bir dönemler ligimizin olmazsa

Transkript

Adana Demirspor bir dönemler ligimizin olmazsa
ORADAYDIM
VARDIK, VARIZ,
VAROLACAGIZ
Adana Demirspor bir dönemler ligimizin olmazsa olmaz takımlarından biriydi fakat 1994-95
sezonundan bu yana birinci ligde mücadele edemiyorlar… Sıkıntılı günler geçirdiler ama
kupadaki Trabzonspor karşılaşmasıyla yeniden hatırlandılar ve elde ettikleri galibiyetle ayağa
kalkmaya çalıştıklarını gösterdiler…
Yazı Coşkun Çelik Fotoğraflar Barış Tekin
106 Şubat 2008 FourFourTwo
ORADAYDIM
S
ezon hiç de iyi gitmiyor. Ligin ilk
haftalarında alınan Antalyaspor,
Samsunspor ve Gaziantepspor
galibiyetlerinin devamı gelmiyor. 1994-95 sezonundaki son galibiyetini altıncı haftada alan Demirspor’da
Samet Aybaba ile başlanan sezon başka
bir teknik direktör Cengiz Hoşfikirer yönetiminde son buluyor. Ligin
son haftasında oynanan Denizlispor
maçında Turgut Sığıç’ın bitiş düdüğü
Demirspor’un birinci ligden yıllarca
uzak kalacağının da resmi oluyor.
Arkadaşlar tarafından futbolun Muazzez Ersoy’u olarak adlandırılıyoruz ya,
bu yazıya da böyle başlayalım istedim.
Kasım ayında Türkiye Kupası fikstürü
çekildiğinde bu maça gitmeye karar
vermiştik. Adana takımlarından Adanaspor son olarak 2004 Mayıs ayındaki
Denizlispor maçıyla Süper Lig defterini
kapatmıştı. Adana Demirspor ise 13 yıl
aradan sonra ilk kez bir birinci lig ekibini ağırlayacaktı.
Bu fikri aklımıza yerleştiren kişi zaman
zaman dergimizde yazılarını okuduğunuz Emre Atasoy’du. Bir önceki sayımızda yayınladığımız Hasan Şaş portresinin
yazarı olan Sabah Gazetesi editörlerinden Adanalı İsmail Annıkızıl ile aynı
zamanda Demirspor’un analisti olan
rahmetli futbolcu Kayhan Kaynak’ın
oğlu Erdoğan şehirdeki mihmandarlarımız olmuşlardı. Yediğimiz içtiğimiz
bizim olsun diyelim ve Adana izlenimlerimize başlayalım...
Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki mesafe çok uzak değil. Akşam 8’de
oynanacak maçın havasına günler öncesinden girmiş Demirsporlular. Taraftarlar günün ilk ışıklarıyla mavi-lacivert
formalarıyla şehirde dolaşmaya başlamış
zaten. Bilet bulmak ise imkansız.
Maç günü gişelere “Bilet var mı abi?”
sorusuyla gelenler elleri boş dönüyor.
Kimi Adanalılar’ın sadece Trabzonspor
maçına özgü stada geliyor olması bazı
Trabzonspor
maçındaki
meşale şovu
alkış aldı...
taraftarları rahatsız ediyor. Neyse,
stadın tamamen dolacağı önceden
belliydi anlayacağınız. Sabahın erken
saatlerinde Şimşekler olarak da bilinen
Demirspor’un taraftar grubu Mavi
Şimşekler, 5 Ocak Stadı’nı pankartlarla
donatmış. Pankart mesaisi bittikten
sonra grup üyelerinden Aydın, Mete ve
Ramazan’la tanışıyoruz. Onlara göre
her pankartın ayrı bir anlamı var...
Pankartların arasına karışan grafitiler
de göz dolduruyor. “Şunu kim yaptı?”
sorusunun cevabı da hep aynı: “Bizim
grafiker bir arkadaş!”
FourFourTwo Şubat 2008 107
ORADAYDIM
Rafet Başkan
Bu çocuk boyundan büyük işler yapıyor…
Söylemesi ayıp maç
öncesi Youtube’a Rafet yazıp aramak hiç
aklımıza gelmemişti. Stadın altında
çayımızı içerken
Rafet adında bir
çocuğu yanımıza
getirdi taraftarlar.
“Bizim amigomuz
budur” dediler. Adı
Rafet. İlkokul ikinci sınıfa gidiyor. 8 yaşında.
Rakamsal sorulara
dille cevap verirken
parmakla da
göstermeyi
ihmal etmiyor.
Deplasman dahil
çoğu maçlara
gidiyor.
Dört sene önce
Aksaray deplasmanında uğurlu gelince
neredeyse uğur
gözüyle bakılmaya
başlanmış, her maça
gelir olmuş. Trab-
Gözümüze ilk çarpan pankart Mavi
Şimşekler grubunun yer aldığı Kuzey
Tribünü’nün arkasındaki “Yürekteki
emanet senden ibaret”... “O pankartın bizim için değeri çok büyük” diyor
Ramazan. “Geçtiğimiz sezon Bursa’da
Giresunspor’a yenilip ikinci lige çıkma
fırsatını kaçırdığımız final maçında
üzüntüden orada unutmuştuk. Buraya
geldikten sonra aynısını yeniden yaptık.”
Hemen yan tarafında “Kozmopolit”
pankartını gördük. “Abi bizim taraftarlar
arasında ayrımımız yok. Ülkücüsü de var
solcusu da, zengini de var fakiri de. Bu
yapımızı belirtmek için yaptık bu pankartı” diyor Aydın… En anlamlı pankartlardan biri ise Maraton tribününün sol
alt kısmındaki Yugoslavca yazılar. “Tebe
Volimo” yazıyor. “Nedir?” diyoruz. “Abi
o bize eski golcümüz Ziya’dan kalma”
yanıtını alıyoruz. Ziya’yı hatırlarsınız
belki. Demirspor’un 1988-89 sezonunda
kadrosunda olan Boşnak oyuncu Ziya
Yıldız. Seni seviyorumun Yugoslavca’daki
karşılığını sormuşlar, o da “Tebe Volimo”
demiş. O sözleri pankarta taşımışlar.
Yaklaşık 20 yıldır asılı duruyor statta. Nesilden nesile aktarılıyor yani o
pankart. “Blue inferno” ise ayrı bir olay.
Kelime yarı İngilizce yarı İtalyanca: Mavi
Cehennem. “Sebep?” diyoruz. “Abi özgünlüğümüz belli olsun” yanıtı geliyor...
Yazının başlığında kullandığımız sözler
ise yine grubun pankartından. Pankartın
sahipleri kötü günde hep takımlarına
sahip çıktıklarını, Demirspor’un sıkıntılı
günlerden çıkıp yeniden eskisi gibi birinci ligde mücadele edeceğine inandıkları
için bu pankartı yaptıklarını söylüyorlar.
Adana Koza Film Festivali bile değerini
yitirmiş artık onlara göre. Şehrin tanıtımının en iyi şekilde futbolla yapılacağını
düşünüyorlar.
Yazıda şu ana kadar Adana Demirspor
için ağırlıklı olarak Demirspor demeyi
yeğlediğimizi fark etmişsinizdir. Zira
Adana’da Adana Demirspor’dan “Demirspor” diye bahsediliyor. Hatta 5 Ocak
Stadı’nda “Lokomotif” yazılı bir de pankart mevcut. Türkiye genelinde amatör
ve profesyonel liglerde mücadele eden 38
108 Şubat 2008 FourFourTwo
zonspor maçında sahaya
girmesi sorun oldu. Taraftarlar, “Rafet girmezse
katliam çıkar” deyince
içeride aldı soluğu Rafet.
Hikmet Şimşek’e taş
çıkartırcasına yönetti
taraftarları. Güzel de bir
üçlü çektirdi ve bir anda
popülaritesi artttı.
tane Demirspor var. En bilinenleri tabii
ki Ankara ve Adana... Taraftarlar da Adana Demirspor’u ilk kurulan TCDD takımı
olduğu için lokomotif olarak tanımlamışlar. Artık o bağ kalmamış olsa da takımın
adı bâki…
Malum Demirspor TFF 2. Lig’de şu
sıralar. Son zamanlarda Adana Belediye
Başkanı Aytaç Durak’ın ciddi destekleriyle sıkıntılı günleri geride bırakmışlar.
Öncelikle tesisleşmeyi halletmişler. İsimlerine yakışan ve bir yıl önce tamamlanan
Aytaç Durak Tesisleri’ni kullanıyorlar.
Sezonun ilk yarısında klasman grubunu
lider olarak bitirerek yükselme grubuna
adım attılar. Teknik Direktör Levent
Eriş’e inançları tam. İlk ikiye kalıp TFF
1. Lig’e çıkacakları an için gün sayıyorlar. Tesisler gerçekten hatırı sayılır bir
güzelliğe sahip ama Adana 5 Ocak Stadı
için aynı şeyleri söylemek biraz zor.
Öncelikle iki takımın ortak kullandığı
statta bizim gözümüze çarpan tek şey 5
Ocak’ın pembe-beyaz ağırlıklı olması.
Maçın bileti...
Anlaşılan Biletix
henüz uğramamış
5 Ocak Stadı’na...
Maraton tribünün yarısı ve mavi şimşeklerin oturduğu Kuzey Tribünü mavi
lacivert. Numaralı tribünün üstünde
ise dev Adanaspor logosu. “Bize kalsa
iki kat boya çeker boyarız ama...” diyor
Mavi Şimşekler’in üyeleri. Tam o sırada
Gençlik ve Spor İl Müdürü Fazlı Bayram Hadi geliyor yanımıza. “Mehmet
Terzi ile birlikte koştum bir zamanlar”
diyor ama sorduğumuz sorulara bir
türlü yanıt alamıyoruz. “Taraftarımız
centilmendir, akşam kazanacağız,
birinci lige çıkacağız” diyor her sorunun cevabında. Taraftarlar o gidince
gıyabında konuşarak sıkıntılarını dile
getiriyorlar tabii. Stattan dolayı çok
sıkıntılılar. Sadece numaralı tribünün
üstünün kapalı olmasından dem vuruyor Şimşekler. Kuzey Tribünü’nün de
üstünün kapalı olmasını istiyorlar. Maç
günleri kapıların açılmaması ise ayrı bir
dert onlar için. “İlgilenilmiyor hiç. Yeni
skorbord için bile bu maçı beklediler
ama yetişmedi” diyorlar. Hakikaten de
maç sırasında da gördük ki eski skorbordda yazıları okumak çok zor. Saniye
sayacı dönmüyor ve dakikaları gösteren
kısım çoğu zaman görevliler tarafından
ellerindeki sopa aracılığıyla düzeltiliyor... Evet gerçekten Türkiye’nin en
önemli şehirlerinden birine güzel bir
stat şart diyoruz, biz de içimizden…
5 Ocak Stadı’ndan ayrılmak üzereyiz.
Erdoğan, Tombik Ahmet’le tanıştırıyor
bizi. Soyismini bilmiyoruz ama onun
Demirspor’da oynadığı sıralar Fatih
“Tebe Volimo” pankartı
eski futbolcu Ziya Yıldız’dan
kalan bir hatıra olmuş...
ORADAYDIM
Terim’in kankası olduğu aklımızda.
Demirspor’un teknik menajeri. Şehrin
en tanınan futbol adamlarından biri
olduğunu söyleyip Terim’le olan ilginç
de bir anısını anlatalım. Galatasaray’ın
UEFA Kupası’nı kazandığı, Tombik
Ahmet’in de Kırıkhanspor’u çalıştırdığı
dönemler. Terim’i ziyaret için İstanbul’a
gider. Terim’in gardırobundan bir
eşofman hediye isteyince, “Seç beğen al”
der Terim. Tombik Ahmet de Terim’in en
sevdiğini seçer. O da birkaç Adana usulü
sözden sonra, “Olm Bayern Münih’i mi
çalıştırıyorsun” deyip reddeder Tombik
Ahmet’in bu isteğini. Tekrar stadın çıkış
kapısına dönelim… Yüzü gülüyor Tombik
Ahmet’in. Geçen sezon İstanbul deplasmanları nedeniyle yükselemediklerinden
dem vuruyor. “Bu yıl dört Akdeniz takımı
var grubumuzda. Geçen sezonki gibi olmayacak. Rahat bir şekilde çıkarız” diyor.
Stadın dışında mavi bonus peruklu iki
kişiyle tanışıyoruz. Biri Şefik, diğeri Halil.
Liverpool’dan gelmişler sırf bu maç için.
Orada kebap dükkanı sahibiler. Mümkün
olduğunca Türk takımlarının Avrupa
kupalarındaki ve milli takımın yurtdışındaki maçlarını kaçırmıyorlar. Hatta
son Norveç-Türkiye maçında ekranlara
sık sık gelen Adanaspor ve Demirspor
bayraklarının sebebi de onlar. Adana’da
herkes tarafından tanınıyorlar. Özellikle
Şefik... Formasının arkasında logonun
çevresinde “Bu mudur? Budur” yazıyor.
Hikayesi ilginç.
Şefik birkaç sene önce kulüp başkanı
Adem Atılgan’ın logoyu değiştirme çabaları sırasında çok uğraş vermiş. Defalarca
kulübe faks çekerek, telefon ederek başkanı fikrinden caydırmaya çalışmış. En
son argümanı bir arkadaşının yaptırdığı
Demirspor logosu dövmesi olmuş: “Başkana ‘Arkadaşımın ayağında Demirspor
logosu var. Hayatı boyunca o logo orada
dururken siz bu logoyu değiştiremezsiniz. O logo bizim hayatımız. Hayatımıza
dokunmayın’ deyince başkan logoyu
değiştirme fikrinden vazgeçti…” Logo
mevzusu açılmışken Demirspor’un şimdilerde tadilatı yapılan ve altyapı tesisleri
olarak kullanılan kulüp binasının hemen
yanındaki Sular Taksi’nin logosunun da
kulüple aynı olduğunu belirtelim!
“Yediğimiz içtiğimiz bizim olsun” dedim
ama dayanamayıp yazacağım. Malum
Adana’nın kebabı meşhur. Hani şu kıyma
kebabı olarak tabir ettiğimiz. Öğle yemeği vaktinde lokantalar boş. Kebaptan
öte simit ve döneri meşhurmuş gibi geldi
bize Adana’nın. Tabii, öğle saatlerinde
Antep’te çok kez kebap sırası beklemiş
olan beni oldukça şaşırtıyor bu durum.
Neyse, bir lokanta bulup oturuyoruz.
Masaya portakal geldiğini düşünüyorum
önce. Yıllarca coğrafya derslerinde “Bitki
örtüsü makidir ve turunçgiller yetişir”
sözünü tamamen unutmuşum. Meğer
masaya gelen turunçmuş. En az limon
kadar ekşi ve hoş. Çevre illerde ya da
İstanbul’da pek bilinmemesinin sebebi de
sadece şehirdeki turunç ağaçlarında yetişmesi. İhracatı yapılmıyor. Halk dilediği
yol üzerindeki turunç ağaçlarından koparıp alıyor. Maçı izlemişseniz Gökdeniz’in
kafasını sıyıran turuncu şeyin ne olduğunu şimdi anlamış durumdasınız.
Demirsporlular
çoğu Süper
Lig takımında
olmayan bir
mağazaya sahip...
Adana Demirspor-Trabzonspor
maçının tarihi 9 Ocak. Yani 1994’te
aramızdan ayrılan Kayhan’ın ölüm
yıldönümü. Erdoğan’la birlikte babasının Ceyhan’daki mezarına gidiyoruz
yemek sonrası. Adana futbolunun
önde gelen isimlerinden birinin virane,
terkedilmiş ve çöp yığınlarıyla dolu bir
köyün mezarlığında bulunması bizleri
üzüyor. Ailenin mezarı taşıma istekleri
de hep sonuçsuz kalmış. Dönüyoruz
Ceyhan’dan.
Mavi Şimşekler’in tribün liderlerinden Aydın ve Ramazan’la daha önce
tanışmıştık. Diğer liderleri Adem, Telat,
Levent ve Göksel’le de tanışıyoruz. Grubun liderini öğrenmeye çalışıyoruz ama
tek bir kişinin ön plana çıkmasından
hoşlanmıyor hiçbirisi. Eşitliği ve aile
yapısını bozmak istemiyor grubun önde
gelenleri. Herkesin söz hakkı olduğunu söylüyorlar. Bu arada yaklaşık 500
kişilik bir kalabalık stadın hemen yanıbaşında bizleri bekliyor. Şarkılar maçın
başlamasına saatler kala söylenmeye
başlamış bile.
Kendimizi 5 Ocak Stadı’nın altında
bulunan Demirspor’un mağazasına
yani ADS Store’a atıveriyoruz. Henüz
Süper Lig takımlarının çoğunda bile
olmayan bir mağazayla karşılaşıyoruz.
Mavi Şimşekler’in çabasıyla açılan ve o
grubun üyeleri tarafından işletilen bir
yer burası. Formalardan bornozlara,
tişörtlerden çakmağa kadar her şey
mevcut. Mağazada çalışanlar grubun
üyeleri. Ancak dört mevsim yazın
yaşandığı Adana’da tişörtlerin sadece
yaz mevsiminde satılıyor olması bizleri
şaşırtıyor. Beğendiğimiz ürünlerden
“Sahipsiz Adana”
Artık sahipsiz değiller
Trabzonspor maçında Demirspor’un
forma reklamı yoktu. Ancak geçmişte
formaya “Sahipsiz
Adana” yazacak kadar kötü günler de
olmuştu. Fotoğraf
29 Mart 1992 yılında
Galatasaray maçından. Kulüp o dönem
ligi 15. sırada bitirerek ikinci ligin yolunu
tutmuştu. Sonrasında
dönmeyi bildiler ama
1994-95 sezonundan
bu yana birinci lig görmüş değiller. Yakın bir tarihe kadar parasal sıkıntı nedeniyle oyuncu
bulmakta, hatta Adana 5 Ocak
Stadı’nı kullanmakta bile sıkıntı
çekmişler. Ama Adanaspor’un
Uzan Grubu tarafından alınmasına kızan çok kişi olduğu için
ciddi bir taraftar desteğini
arkalarına almışlar. Son birkaç
yıldır Belediye Başkanı Aytaç
Durak’ın gerek tesis gerekse
maddi desteği devam ediyor.
Şehirdeki küçük çaplı esnafların yardımı ciddi bir gelir
kaynağı olmasa da kulüp için
manevi destek sağlıyor.
FourFourTwo Şubat 2008 109
ORADAYDIM
birer ikişer alıp maç saatini beklemeye
başlıyoruz. TSYD sağolsun (!) karşılaşmaları basın tribününden izlemek gibi
bir şansımız olmadığı için taraftarlarla
birlikte giriyoruz numaralı tribününe. Polisler “Bozuk para varsa lütfen çekirdek
alın” diyor. Emre’deki bozuk paralarla
çekirdek almaya gidiyorum. Paket çekirdeklerden yok. Bir çay bardağı çekirdek
50 kuruş. Huni şeklindeki kağıt doluyor
ağzına kadar.
Stada giriyoruz. Sabahın erken saatlerinde şehre indiğimizdeki 9 derecelik
sıcaklık düşünülürse maçın bu kadar
soğuk bir havada oynanacağı aklımızın
ucundan dahi geçmemişti... “Akşam
üşürsün abi” sözleriyle kalınca giyinmiştik. Ayrıca boynumuzda kalın bir Adana
Demirspor atkısı olmasına rağmen
soğuk yine de içimize işledi. Stada girer
girmez Rafet’i çağırıyor taraftarlar. Rafet
solosu bittikten sonra kendi tezahüratlarını söylemeye başlıyorlar. Öyle ki maç
öncesi Gündüz Tekin Onay için yapılan
saygı duruşunun anonsunu duymayacak
şekilde kendilerinden geçmişler. “ADS”
dedikleri tezahürat en güzelleri. Ayrıca
“1940’ta geldik dünyaya” benim favori tezahüratım oldu. Yürüyüş kararı emrinin
farklı bir versiyonu “Her şey Şimşek için”
Adana Demirspor’un rakibi
artık Adanaspor değil
Mersin İdman Yurdu olmuş!
tezahüratı ilk kez denendiği için hatalar
yapılıyor, deneme başarısız oluyor.
Demirspor taraftarlarının Adanaspor’a
rengini veren turuncu rengi görmek
istemediğini, Adanasporlular’ın da mavi
görmemek için denize gitmediklerini
öğrenmiştik zamanında. Ancak
maçta “Bağırmayan taraftar
Mersinli olsun” tezahüratı
şehirde Demirspor-Adanaspor
rekabetinin azaldığının, Demirspor-Mersin İdman Yurdu
rekabetinin artık daha da ağır
bastığının göstergesi oldu.
Zaten rekabetin gerilim
yaratmaması için çalışmalar
başlamış bile. Kısa bir
süre önce, yükselme
grubunda mücadele edecek olan
Akdeniz takımları birlik toplantısı
düzenlemişler ve organizasyonda
Adana Demirspor, Mersin İdman Yurdu,
Adanaspor ve Tarsus İdman Yurdu’nun
başkanları bir araya gelmiş.
Maçın hemen başında Özgür Nasuh’un
attığı golle çılgınlar gibi seviniyor tribünler. Merdivenlerden aşağıya doğru
koşarak kutluyorlar sevinçlerini. İlk
yarının bitimine az bir süre kala kapılar
açılınca kale arkasında kımıldayacak
yer dahi kalmıyor. Dolayısıyla ikinci gol
olsaydı yeni bir tribün faciası daha yaşanması işten bile değildi o kalabalıkta.
Bayanların ağırlıklı olduğu bir bölümde
oturduğumuz için çok şükür küfürlü
bir tezahürat duymadık. Tribünde
duyduğumuz en ilginç espri ise korner
atışını kullanmaya gelen Gökdeniz’e
bir taraftarın “Gökdeniiiiiz, Demirspor
6.75” veriyor diye bağırmasıydı.
Mavi Şimşekler 90 dakika hiç susmadılar. “Gençleri de yavaş yavaş tribüne
çekmeye çalışıyoruz” diyerek liseli
grupları Güney Tribün’e yerleştirmiş
Mavi Şimşekler’in üyeleri. Mesela
“Mavi lacivert, şampiyon Şimşekler”
tezahüratında Lacivert’in sesinin az
çıkıyor olması da liselilerin yeni yeni
stat kültürüne alışıyor olmalarıymış.
Tüm tribünler tarafından tek bir
ağızla Demirspor’un sahaya çıkmasıyla
söylenen tezahürat bu kez maç sonrası
futbolcuların tribünleri selamlamaya
gelişinde de söyleniyor: “Alemin Allah’ı
geliyor…”
Maçı ise anlatmanın çok lüzumu yok.
Bizim için 90 dakikadan geriye kalanlar, Demirspor kalecisi İlker Avcıbay’ın
tarafımızdan “İlker Casillas” lakabını
alması, Demirspor’da Bora Rıza
Kalyon, Trabzonspor’da Barış
Memiş’in oyunları
ve Trabzonspor’un
defans oyuncusu
Çağdaş Atan’ın bu ayki
genç yeteneğimiz Emrah Bedir’e
“Böyle seyirci bir tek İstanbul’da
var” demesi…
Stattan ayrılıyoruz. Şehirde herkesin
yüzü gülüyor. Kutlamalar için biz de
onlara katılıyoruz. Son durak Kazım
Büfe. Bardağı 50 kuruş olan acılı şalgamlardan içerek Adana futbol ritüellerinden birini daha gerçekleştiriyoruz.
Sonra dağılıyoruz…
Adanaspor yeniden
Onlar da sessiz sedasız geliyorlar
Bir zamanlar UEFA Kupası’nda üç
kez mücadele etmiş, Gündüz Tekin
Onay yönetiminde ligi ikinci bitirmeyi
110 Şubat 2008 FourFourTwo
başarmış, sonrasında bir duraklama
döneminin ardından kulübü Uzan
Grubu’nun satın almasıyla yeniden birinci lige dönmüş, birçok yıldız futbolcu ve hocayı renklerine katmış olan
Adanaspor, Uzanlar’ın şirketlerine
el konulmasının ardından mali krize
sürüklenerek düşüş sürecine girmişti.
Sırasıyla önce A Kategorisi’ne ardından B Kategorisine düşen Adanaspor
yine mali kriz nedeniyle maçlara
çıkamayınca üçüncü lige
düşmüştü. Federasyonun
Adanaspor A.Ş.’yi yeniden
Adanalılar’a vermeyi
kararlaştırmasından sonra
yeni başkan işadamı
Bayram Akgül’le 2006-07
sezonundan itibaren
yükselişe geçtiler ve
şehirde Adanaspor’un bu başarısının
tek sebebi Akgül olarak gösteriliyor.
Bu sezon öncesi takıma
Yılmaz Özlem, Cem Halleçeli, Fazlı Ulusoy gibi Süper
Lig tecrübesi olan isimler
almışlardı. Ara transferde
Ahmet Yıldırım’ı kadroya
kattılar. Bu sezon klasman
grubunda grubunu lider
olarak tamamlayan Adanaspor, Adana Demirspor gibi yükselme
grubunda mücadele edecek...

Benzer belgeler