Okul Gazetesi Sayı - İSTANBUL / ÜSKÜDAR

Transkript

Okul Gazetesi Sayı - İSTANBUL / ÜSKÜDAR
HAFTALIK OKUL
GAZETESİ
HAVADİS
SAYI: 1 6 - 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
26 Rebiulahir 1 436
Tatilin ardından yeniden
merhaba...
HAVADİS ailesi olarak yeni
konularla birlikte olmaya
devam edeceğiz.
2. Dönemin hepimize başarı,
mutluluk ve güzellikler
getirmesi dileğiyle
Müslüman Öncüler yazı dizimiz 2.
ABDÜLHAMİD HAN ile devam
ediyor...
ABDÜLHAMİD HAN'ın bilinmeyen
yönleri Talha Boyalık'ın
kaleminden bizlerle buluştu.
ÖĞRENCİLERİMİZ ANTALYA
DUACI KAMPINDA
Öğrencilerimiz sömestri
tatilinde Talha hocamız eşliğinde
Yedihilal Derneği Antalya Kepez
Duacı Kampına giderek, hem
okuma hemde eğlencenin içiçe
olduğu bir kamp
gerçekleştirdiler..Yarıyıl tatilini
boş geçirmeyen arkadaşlarımız
bizlerle kamp günlüklerini
paylaştılar.
BİR KUTLU YOLCULUĞUN ARDINDAN...
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
MÜDÜR- CEMALETTİN KAPUSUZ
SAYFA:1
Değerli Okuyucular, Sevgili Öğrenciler!
Yarışmada ödül kazanan başarılı
öğrencilerimiz ile öğretmen ve
idarecilerden oluşan bir grup olarak
Üsküdar İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü,Üsküdar Belediyesi ve İlçe
Müftülüğünün ortak organizasyonu ile
sömestr tatilinde umremizi yaptık
döndük;Rabbimizden kabulünü niyaz
ederiz.Öğrencilerimizi tebrik ederken
onlara böyle güzel bir ibadet imkanı ile
ödüllendiren ilgili kurumlara da teşekkür
ederiz.
Zira ‘Rasulullah ölümümden sonra
benim kabrimi ziyaret eden beni
ziyaret etmiş gibidir’ buyurmaktadır.
Medine’de günlerimiz namazlarımızı
Nebi’de eda edip fırsat
Bizlere bu kutlu yolculuğa çıkmayı nasip Mescidi
buldukça
Ravzaya varmak ve bunun
eden Rabbimize sonsuz hamd ile
yanı sıra Rasulullah’ın izini ve
Ravzasına varmakla şereflendiğimiz
kokusunu taşıyan mekanları da
alemlere rahmet Hz.Muhammed
ziyaret etmekle geçti. Bu dinin
Mustafa’ya salat ve selam ederiz.
kalplere yerleşmesi ve insanlığa
Yolculuğumuzu kısa notlarla sizlerle
taşınması için Onun ve ashabının
paylaşmak istiyorum:
fedakarlıklarını,katlandıkları cefayı
hatırladık.Bedir’de imanın
gücünü,Uhud’da imtihanın dehşetini
Üsküdar Mihrimah Sultan Camiinde
gördük adeta.Kuba’da büyük bir
mübarek topraklara ilk kez gitmenin
umutla yolunu gözleyen ashabının
heyecanını taşıyan öğrencilerimizle
‘Ay doğdu üzerimize’
Kabe’yi yeniden görmenin sevincini taşıyan Rasulullah’ı
diye
karşılamalarının
sevinç ve
bizler ve bizi uğurlamaya gelen
heyecanı bizi de sardı;İslam’ın bu ilk
yakınlarımız İlçe Milli Eğitim
kıldığımız namazımızda
Müdürümüz,kaymakamımız,müftü vekilimiz mescidinde
dualarımıza bütün kardeşlerimizi de
bir araya geldik.Gönüllerimizi titreten
kattık.Altı gün sonra Yeşil Kubbeyi
Kur’an tilaveti ve okunan ilahilerle
arkamızda bırakıp Rasulullah’a veda
gönüllerimiz bedenlerimizden önce yola
hüznüne Beytullah’a
çıkmıştı bile.Yıldırım Beyazıt Cami imam- etmenin
kavuşmanın heyecanı katarak
hatibi Mustafa Demirkan Hocamızın
Mekke’ye doğru yola
duasının ardından yakınlarımızla
çıktık.Zulhuleyfe’de ihramlarımıza
vedalaştık ve yola koyulduk.
büründük. Mekke ile Medine’yi
birbirine bağlayan yolda
yolculuğumuz devam ederken
Üç saatlik bir uçuşla Peygamberimizin
‘hakikate teslim olup imanlarında
şehri Medine’ye vardık.Gecenin saatleri
sebat uğruna
ilerlemiş,yolculuktan yorulmuş olsak da
geçen
gecesi ile gündüzünün adeta bir olduğu bu maldan,candan,vatandan
Rasulullah ve ashabının hicretini’
BİR KUTLU YOLCULUĞUN ARDINDAN...
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
MÜDÜR- CEMALETTİN KAPUSUZ
Hicretin bir iman yolculuğu,hakikatin nurunu
uzak yerlere götürme imkanına,Allah’a
hakkıyla kulluk yapma fırsatına bir yol
olduğunun farkına varmalıydık.Rasulullah
muhaciri Allah’ın yasaklarından uzak duran
kişi olarak tarif ediyor.O halde biz de mü’minin
hicretinin Allah’a kavuşuncaya kadar devam
edeceğini idrak etmeliydik.
Bir gece vakti Mekke’ye vardığımızda Mescidi
Haram’ın parıldayan ışıklarını daha uzaktan
görüp de Kabe’ye varmanın heyecanını
kalplere sığdırmak mümkün mü? Arkası
kesilmek bilmemecesine akın akın mescide
giren kardeşlerimizin arasına karıştık ve
dualarla Kabe’ye mülaki olduk.Beytullah’a yüz
sürüp
Hacerül Esved’in önünde Rabbimize olan
sözümüzü tazeledik.Makamı İbrahim’de
kılınan iki rekat tavaf namazlarımızın ardından
Hacer annemizin hatırasını canlandırarak Safa
ve Merve tepeleri arasında sayimizi yaptık ve
ihramdan çıktık.Böylece umremizi
tamamlamış olduk.
Sonraki günlerde gücümüz nispetinde tavaflar
ve namazlarla Mescidi Haram’da vaktimizi
değerlendirmeye gayret ettik.Yakınımıza
düşen kah memleketimizden kah muhtelif
İslam ülkelerinden;Mısır’dan
,Tunus’tan,Filistin’denP..kardeşlerimizle
sohbetler ettik.Allahu Teala bizi bazen çok
uzak diyarlardan başka türlü görme imkanımız
olmayacak kardeşlerimizle bir araya
getirdi.Bazen de yıllar öncesinden izini
kaybettiğimiz bir kardeşimizi safta yanımızda
buluverdik.Bu mübarek mekan ne sürprizler
hazırlar bize bilinmez.
SAYFA:2
Bir taraftan da Rasulullah’ın doğduğu bir
yetim olarak büyüdüğü mekanları
gezdik.Vahyin indiği Nur dağını,Hira
mağarasını;dostu Ebu Bekir’le müşriklerden
saklandığı Sevr’i gördük.’Ey
İnsanlar!Dinleyin beni belki bir daha burada
sizinle buluşamayabilirim’ diye veda
hutbesini verdiği Arafat’a çıktık.
Ve nihayet Mekke’de geçirdiğimiz altı günün
sonunda puslu bir perdenin ardından
Beytullah’a veda edip,tekrar gelmeyi duamız
yapıp ayrıldık kutlu beldedenP
Adeta dünya içre başka bir dünyadan
dualarımız ,hurmalarımız ve
zemzemlerimizle döndük aranıza.Rabbim
hepimizin umrelerini, dualarını kabul eyleyip
mübarek yerleri tekrar tekrar görmeyi nasip
etsin.Kişinin manevi hayatını gözden
geçirmesi,ruhi bir yenilenme içine girmesi ve
manevi dünyasını yeniden imar etmesi için
önemli bir fırsat olan bu ibadet yolculuğuna
bütün kardeşlerimizi muvaffak ve müyesser
kılsın.
Burhaniye İmam-Hatip Lisesi
Müdürü
Cemalettin Kapusuz
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Talha BOYALIK
SAYFA:3
ÖĞRENCİLERİMİZ ANTALYA DUACI KAMPINDA
Öğrencilerimiz sömestri tatilinde Talha hocamız eşliğinde Yedihilal
Derneği Antalya Kepez Duacı Kampına giderek, hem okuma hemde eğlencenin
içiçe olduğu bir kamp gerçekleştirdiler.
Kampa, Talha hocamızın pazartesi günleri Yedihilal Derneğinde yaptığı
'Arşın Gölgesindeki Genç' okumalarına okulumuzdan devam eden öğrenciler ve
yine pazartesi günleri okul mescidinde yapılan 'Ebuzer' okumalarına katılan
öğrenciler katıldı.
Karnelerin alındığı 23 Ocak gecesi
saat 23:00 da kampa okulumuzdan ve
diğer okullardan katılan 1 00 kişilik
öğrenci kafilemizle Antalya Kepez'e
doğru yola çıktık. Gece yolculuğunun
ardından sabah Antalya Kepez Duacı
Kampına ulaştık.
Dörder kişilik ahşap evlerimize
yerleştikten kısa bir süre sonra müthiş bir
yağmur ve fırtına ile karşılaştık.
İstanbul'da pek rastlamadığımız şekilde
yağan yağmur ve fırtına gözümüzü ciddi
manada korkuttu ve altı günün böyle
geçeceğini düşünerek kara kara ne
yapacağımı düşünmeye başladık.
Öğleye doğru dinen yağmur ve açan
güneş bir günde hem yaz hem de kışı
yaşamamıza vesile oldu. Cemaatle
kıldığımız öğle namazından sonra kamp
programını uygulamaya başladık:
Kampımız 4 kişilik ahşap evlerden
oluşan içerisinde sosyal alan olarak 2
seminer salonu, futbol sahası, golf
sahası, basketbol sahası, paintball
sahası, tırmanma alanı, tenis kortu
ve 2 adet mescidi olan şirin bir yerdi.
Kampımızın ilk günü futbol
turnuvası, halat çekme turnuvası,
çuval yarışması gibi etkinliklerimizi
hemen başlattık. Kampımızın ilk
gecesinde öğrencilerimize müslüman
coğrafyası ve ümmet bilinci isimli bir
seminer verdik.
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Talha BOYALIK
SAYFA:4
Her gece akşam namazlarının ardından
yaptığımız zikir saatleri ve her yatsı namazından
sonra yaptığımız tefekkür saatlerimiz
öğrencilerimiz için ilginç bir deneyim oldu. Her
gece yatsı namazından sonra yaptığımız, bir
saatlik arşın gölgesindeki genç okumalarında
öğrencilerimiz Nurettin Yıldız hocanın arşın
gölgesindeki genç kitabı ve Hakan Albayrak'ın
Ebuzer kitapları olmak üzere ikişer kitap bitirdiler.
Akşamları sohbet saatlerinde Antalya İmam
Hatip Lisesi Müdürü ve Kepez Belediye
Başkanı kampımıza gelerek öğrencilerimize
sohbette bulundular.
Kampımızın ikinci günü Antalya şehir
gezimizi gerçekleştirdik. Düden Şelalesi, Antalya
Kalesi ve eski Antalya şehrini gezdik. Üçüncü ve
dördüncü günlerde turnuvalarımıza paintballı da
dahil ederek öğrencilerimizin 1 5 tatili hem
eğlenerek hem de okuyarak değerlendirdikleri, 5
vakit namazlarını cemaatle kıldıkları güzel bir
kamp geçirmelerini sağladık.
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Kamp İzlenimleri 1
Antalya Kampı'nı şimdi de kampa katılan arkadaşlarımızın kalemlerinden
okuyoruz.
Kamp uzun bir yolculukla başladı
İstanbuldan Antalya’ya. Gider gitmez bizi
yağmurla karşılayan Antalya bizleri
bungalovlarda beklemek zorunda bıraktı
tabi. Ama çok geçmeden dinen yağmur ve
açan güneş bizlere kamp analanını
dolaşma imkanı verdi.
Alanda bir halı saha, voleybol sahası,
basketbol sahası, voleybol kortu, mini golf
sahası, tırmanma duvarı, paintboll alanı
gibi bir çok şey vardı. Birinci gün öyle yol
yorgunluğu ile geçip gitti.
İki tane mescit yaklaşık 500 metre
uzaktaydı bungalovlardan. Kıldığımız
namazlarda gidip gelmek, hele birde
sabah namazında, oldukça zor geliyordu
bizlere başta. Ama insan alışır tabi gide
gele, gide gele. Birde yolda tekbir
sesleriyle ilerleyince alışmak pekte zor
olmadı da.
Bizim gurubumuzun adı Sezai
Karakoç’tu her guruba bir üniversiteli
hoca ve bir de Müslüman bir önder adı.
Her akşam da okuma Nurettin Yıldız
hocanın Arşın Gölgesindeki Genç
okumaları. Akşam namazından sonra
zikir,
yatsıdan sonra tefekkür saati. Bizlerde
şaşırdık, okumalar tefekkür saatleri
beklemiyorduk tabi..
SAYFA:5
Turnuvalar iyi başlamıştı bizim için
halat çekmede, futbol ve paintboll
turnuvasında ezip geçmesek de,
iyiydik. Son günlere yaklaştıkça artık
öyle bir hal almıştı ki her an biri
TEKBİR diye bağırıp bizlerde cümbür
cemaat ALLAHUEKBER demekten
yılmıyorduk.
Antalya gezisi günü en hızlı geçen
günlerdendi.
Düden Şelalesi ve Kale İçini
gezdik, kampa dönme vakti gelmeden
birde marketten abur cubur zulası
yaptık. Geceleri herkes odasına
çekilmişken marşlarla milleti dışarı
topladık 1 5’dik 30 olduk uyuyanları
uyandırdık..
Birde bizim kendi aramızdaki
maceralar var tabi birbirimizin
penceresinden not attık, kapıya
biskrem bırakıp kaçtık.
Dönüş zamanı geldi çattı, çıktık geldik.
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
İsmail TUFAN
Kamp İzlenimleri 2
SAYFA:6
Kampa güzel bir giriş yapmıştık. Manevi olarak öğrendiğimiz bilgiler ve eksiksiz kıldığımız 5
vakit namazla beraber ilmi konuda kendimizi geliştirmeye ve iyileştirmeye çalıştık.
Faaliyetler ve yarışmalarla da epey eğlenmiştik. Kiminde kazandık kiminde kaybetmiştik
ama hep mutlu olmuştuk. Arkadaşlarımızın yaptığı ziyafetle de gece boyunca karnımızı
doyurmuştuk. Tabi bana meyve suyu niyetine içirdikleri şampuanla da bayağı
eğlenmişlerdi.Yaptığımız gezilerde farklı camilerde cemaatle kıldığımız namazlarla hem
cemaati hem de namazın feyzini arttırmıştık. Kısacası hayatımın en güzel haftasını
geçirmiştim. Hem bu imkanı sağlayanlardan hem de bizim gitmemizi sağlayanlardan Allah razı
olsun.
Buğra ARSLAN
Kamp çok eğlenceli geçti. Kampın en sevdiğim yanı Futbol turnuvasıydı. Kampta paintball ,
kitap okumaları , Kuran-ı Kerim okumaları yaptık . 5 vakit namazları cemaatle kıldık. Geceleri
arkadaşlarımızla iyi vakti geçirdik . Bir gün kapımızı biri çalıp gitti. Saat 1 2:00 idi . Kapıyı
açtığımızda yerde kutuda 5 tane biskrem vardı . Kim bıraktı diye etrafa bakındık . Sonra lavoba
çamından biri şise fırlattı . Şişenin üstünde afiyet olsun iyi geceler yazıyordu . Değişik bir
geceydi . Sabah kalktığımızda yandakilerin yaptığını öğrendik . Kamptaki en eğlenceli geceydi.
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Kamp İzlenimleri -3
SAYFA:7
Yusuf Kasım DURGUT
Okulumuzda Talha Hocamızın Eşliğinde Yedi Hilal Derneği’nin Kamp
faaliyeti olduğunu öğrendik , Bu düzenlenen kampa ilk olarak pek gidecek
gözüyle bakmamıştım ama daha sonradan kampa giden arkadaşlarımla iletişime
geçtikten sonra olumlu cevaplar aldım. Kampa gitmeye karar verdim. Gerekli
işlemleri yaptıktan sonra artık bir kamp yolcusuydum ve heyecanlıydım.
Kamp yolcuğu başlangıcından sonuna kadar heyecan vericiydi,arkadaşlarımla
aynı odada kalıp kaynaşma fırsatı yakaladık, birbirimizle yarışma, rekabet,
eğlence, sohbet , şaka yapma imkanımız oldu.
Antalya güzel bir Şehir Düden Şelalesi ise ayrı bir güzelliği var. Çuval
yarışmasında çuvalımın yırtık olması sebebiyle birinciliği kaçırdım. Arkadaşım
kazara şampuanlı kola içti. Paintbaal’da Bizim takımımız kazandı ve hiç
vurulmadım .Önemli şahsiyetlerden Arş ‘ın Gölgesindeki Genç ve Ebuzer
Okumaları Yapıldı. Namazlarımızı Cemaatle Birlikte kıldık. Bana göre her Gencin
yaşaması gereken bir kamp yaşadık,
Emeği geçen Herkesten Allah Razı OlsunP
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Buğra ARSLAN
Gençlik Meclisi olarak çalışmalarımız hız
kesmeden devam ediyor. 1 0 Şubat'ta Bağlarbaşı
Kongre ve Kültür Merkezi' nde yapılan Abdülhamit
Han'ı anma programına ekipçe katıldık.
Programın açılış konuşmasını tarihçiyazar Yavuz BAHADIROĞLU yaptı. Daha sonra
senaristliğini Mustafa Akif EKŞİ'nin üstlendiği kendi
oyunu olan "Eskitilmiş Kılıç" oyununu seyrettik.
Programa 2.Abdülhamit Han'ın 4. kuşaktan torunu
Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu da katıldı.
ESKİTİLMİŞ KILIÇ:
2. Abdülhamid Han'a karşı İngiltere elçisi bir
oyun düzenlemeye çalışır. 2.Abdülhamit Han her
Cuma namazdan önce halkını selamlıyormuş.
İngiltere elçisi Cuma'dan önce 2.Abdülhamit'in
arabasına bomba yerleştirip suikast düzenler.
Bomba patlar ama 2.Abdülhamit Han'a bir şey
olmaz. İngilizlerin Suriye'de su kuyusu yerine petrol
kuyusu kazdığını anladığı için su kuyularını
kapattırır. Bu iş İngilizleri hırslandırır.
Elçi bir şekilde Abdülhamit Han'ı tahttan indirir.
2.Abdülhamit Han'ı Selanik'e yerleştirirler. Selanik
düşmektedir. 2.Abdülhamit Han'ı İstanbul'a
gtürmeye çalışırlar. 2.Abdülhamit Han'ın "Bu
yaşımda bana silah verin vatanımı savunurum"
sözleri dikkat çekmiştir.
SAYFA:8
TİYATRODA 2.ABDÜLHAMİT HAN'IN
İLGİMİZİ ÇEKEN YÖNLERİ;
1 )İngilizlerle ve Ermenilerle el sıkıştıktan
sonra cebindeki mendille elini silmesi.
2) "Bu vatanı kanla aldık, kanla veririz"
sözleri paranın onun için değerli
olmadığını.
3) " İstanbul'u Selanik gibi bırakıp
gidersem ceddim Fatih Sultan Mehmet ve
Ebubekir El Ensari Hz. öbür tarafta
yüzüme tükürmez mi?" demesi.
DAHİ HÜKÜMDAR CENNET MEKAN II.ABDÜLHAMiT HAN
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Talha BOYALIK
MÜSLÜMAN ÖNCÜLER YAZI DİZİSİ 3
SAYFA:9
Çok iyi bir tahsil görerek din
ilimlerini ve Fransızcayı mükemmel bir
şekilde öğrendi. Amcası Abdülaziz
Han onu Mısır ve Avrupa
seyahatlerinde yanında götürdü.
Abdülaziz Han'ı tahttan indirip şehit
ettiren, böylece Osmanlı Devleti'nde
idareyi ele geçirin batı kuklası bazı
paşalar, V. Murat'ın şuurunun
bozulması üzerine, devlet işlerine
karışmaması ve yalnız millet
meclisinin çıkaracağı kanunlara göre
hareket etmesi şartıyla, Abdülhamid
Han'ı sultan ilan ettiler.
II. Abdülhamit Han'ın güzel ahlakı,
dine olan bağlılığı, edep ve hayasının
derecesi, akıl ilim ve adaletinin çokluğu,
milleti için gece-gündüz çalışması,
düşmanlarına bile iyilik yapması, ciltler
dolusu eserlerle anlatılmaktadır. Onun
tahttan indirilmesinin üzerinden 1 0 yıl
geçmeden imparatorluğun dörtte
üçünün elden çıkması, memleketi 33 yıl
nasıl idare ettiğine en açık delildir. Yine
Abdülhamid Han'ın tahttan
indirilmesiyle beraber kan gölü haline
çevrilen Ortadoğu'da hala huzur tesis
edilememiş olup, Arap alemi siyonizmin
oyuncağı haline gelmiştir. Sultan İkinci
Abdülhamid, yıkılmak üzere olan
Osmanlı İmparatorluğunu
33 yıl ayakta tutmayı başarmış büyük
bir padişahtır.
Saltanatı: 1 876-1 908
Babası: Abdülmecid Han - Annesi: Tir-i
Müjgan Sultan
Doğumu: 21 Eylül 1 842 Vefatı: 1 0
Şubat 1 91 8
Tahta çıktığında Osmanlı
Devleti tam bir bunalımın eşiğindeydi.
Karadağ ve Sırbistan'da savaş
aleyhimize dönmüş, Bosna-Hersek ve
Girit'te ayaklanmalar çıkmış, mali kriz
son haddine varmıştı.
Abdülhamid Han büyük
meseleler karşısında bunalan Osmanlı
Devleti'ni bundan sonra dahiyane bir
siyaset, adalet ve fevkalade bir
kudretle yönetti. Düyun-u Umumiye
idaresini kurarak iki yüz elli iki milyon
tutan devlet borçlarını yüz altı milyona
indirdi. Memlekette büyük bir imar
faaliyeti ile eğitim ve öğretim
seferberliği başlattı.
Çoğu şahsî parasından olmak
üzere cami, mescit, mektep, medrese,
hastane, çeşme, köprü vs. gibi toplam
1 552 eser yaptırdı. Ülkenin dört bir
yanını demiryolu ile döşedi.
Yahudilerin Filistin'de bir
cumhuriyet kurma teşebbüslerinin
karşısına çıktı. Onların Osmanlı
borçlarını bütünüyle silelim tekliflerini
reddetti. Bu toprakların kanla
alındığını, asla terk edilemeyeceğini
sert bir dille bildirdi. Filistin
DAHİ HÜKÜMDAR CENNET MEKAN II.ABDÜLHAMiT HAN
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Talha BOYALIK
Sultan Abdülhamid Han'ı tahttan
indirmeden Osmanlı Devleti'ni parçalamanın ve
İslam'ı yok etmenin mümkün olmadığını gören
bütün iç ve dış düşmanlar bu Türk hakanına
karşı cephe aldılar. Bir taraftan Sultan'ı gözden
düşürmek üzere her türlü iftira ve kötüleme
kampanyaları yaparlarken, diğer taraftan
suikastlar tertip ettiler. Ermeni asıllı Fransız
yazar Albert Vandal'ın "Le Sultan Rouge=Kızıl
Sultan" şeklinde ortaya attığı iftiraları aynen
alan bazı gafiller, ansiklopedilere bunları
yazarak genç nesilleri aldattılar.
Bu arada Padişah'ın devlet idaresinde
nüfuzunu kırmak isteyen batılılar, İttihat ve
Terakki mensuplarını kışkırtarak 23 Temmuz
1 908'de İkinci Meşrutiyeti ilan ettirdiler. Böylece
otuz yıl durmuş olan facialar tekrar başladı. 31
Mart Vakası sebebiyle İttihat ve Terakki ileri
gelenleri tarafından tahttan indirilen Abdülhamid
Han, Selanik'e gönderildi (27 Nisan 1 909). 1 0
Şubat 1 91 8'de Beylerbeyi Sarayı'nda vefat
eden Abdülhamid Han'ın naşı Çemberlitaş'ta
dedesi Sultan II. Mahmut'un türbesindedir.
Sultan İkinci Abdülhamid, kültüre önem
vermiş ve eğitim konusunda hizmet verecek
birçok mekan yaptırmıştır. Üniversiteler, Güzel
Sanatlar Akademisi, Ticaret ve Ziraat Okulları
kuran Sultan İkinci Abdülhamid, ilk ve orta
dereceli okullar, dilsiz ve kör okulları, kız
meslek okulları da yaptırmıştır. Vilayetlere
liseler, kazalara ortaokullar kurmakla beraber,
ilkokulları köylere kadar ulaştırdı. İstanbul'da
Şişli Etfal Hastahanesinive Darülaceze'yi kendi
şahsi parasıyla yaptırdı. Hamidiye adı verilen
nefis içme suyunu borularla İstanbul'a getirtti.
Karayollarını Anadolu içlerine kadar uzatan
Sultan İkinci Abdülhamid, Bağdat'a ve
Medine'ye kadar da demiryolları döşetmiştir.
Büyük şehirlere atlı tramvay hatları döşetti.
SAYFA:1 0
Boş vakitlerini marangozhanede geçirir,
harika eşyalar yapar, bunları sattırır ve
parasını fakire fukaraya dağıttırırdı. Son
derece şefkatli bir insan olan Sultan İkinci
Abdülhamid'in kendisini öldürmek isteyenleri
bağışlaması, dünya siyaset tarihinde
görülmemiş bir olaydır.
II. Abdülhamit Han'ın güzel ahlakı,
dine olan bağlılığı, edep ve hayasının
derecesi, akıl ilim ve adaletinin çokluğu,
milleti için gece-gündüz çalışması,
düşmanlarına bile iyilik yapması, ciltler
dolusu eserlerle anlatılmaktadır. Onun
tahttan indirilmesinin üzerinden 1 0 yıl
geçmeden imparatorluğun dörtte üçünün
elden çıkması, memleketi 33 yıl nasıl idare
ettiğine en açık delildir. Yine Abdülhamid
Han'ın tahttan indirilmesiyle beraber kan
gölü haline çevrilen Ortadoğu'da hala huzur
tesis edilememiş olup, Arap alemi siyonizmin
oyuncağı haline gelmiştir.
Vaktiyle İttihat ve Terakki fırkasının içinde
Abdülhamid Han'a düşmanlık eden Filozof
Rıza Tevfik ve Süleyman Nazif
pişmanlıklarını aşağıdaki şiirliri ile dile
getirmişlerdir.
Tarihler adını andığı zaman,
Sana hak verecek hey Koca Sultan,
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyasî Padişahına.
(Rıza Tevfik)
Padişahım gelmemişken ya da biz,
İşte geldik senden istimdada biz,
Öldürürler başlasak feryada biz,
Hasret olduk eski istibdada biz.
(Süleyman Nazif)
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
SÖMESTR SONRASI SENDROMU
Tatil bizler için olduğu kadar
çocuklar için de büyük önem taşıyor.
Çocuklar heyecanla sömestr tatilini
beklerken sömestr geldi de geçti bile.
Uzun bir tatilin ardından tam da tatile
alışmışken okulların açılması, deyim
yerindeyse çocuklarda sömestr
sonrası sendromu yarattı.
Peki ya çocukların tatil sonrası okula,
derslere adapte olabilmesi içi ne
yapılmalı, ailelere düşen görevler
neler?
Sömestr tatili sonrası yapılması
gerekenleri . Simav’a göre, sömestr
sonrası çocukların okula ve derslerine
adapte olmasında en büyük görev
ailelere düşüyor. Ve bu görevlerin
başında ise çocuğun bu geçiş
dönemlerinde ailelerin onları
hazırlayıcı ve destekleyici olması
gerekiyor.
Murat KAHRAMAN
Programda eğlence ve
dinlenmeye okul dönemi içinden daha
fazla yer verilmelidir. Tatil sonrası
sendromu oluşturmamak önemlidir. İkinci
dönemin başlamasına çok fazla anlam
yüklememek ve bunu çocuğa
hissettirmemek gerekir.
Bu durum yalnızca çocuğun stres
yaşamaması için gereklidir. Yoksa
başarılı olmaya önem vermemek
anlamında değil. Eğer çocuk sendrom
yaşıyorsa, yine abartılı olmadan onu
sakinleştirecek ve güven verecek
Çocukların tatil sonrası
cümleler kurulmalı, yalnız olmadığı,
sendromunu yenmek için ne yapmalı? kendisi gibi pek çok arkadaşının ikinci
döneme başlayacağı anlatılmalı,
Çocuklarda tatil sonrası
arkadaşlarını özlemiş olacağı
genellikle bir gevşeme oluyor. Bu,
hissettirilmelidir.
olması gereken bir durum. Yeni bir
Burada ebeveyn tutumları ve
eğitim dönemine, dinlenmiş ve kendini model olmaları önemlidir. Ebeveyn,
yenilemiş olarak başlamak önemli.
pazartesi sendromu yaşadığını çocuğuna
Tatil bir ihtiyaç, zihnin, bedenin
hissettiriyorsa ve kendisi yaşıyorsa,
yenilenme sürecidir. Okul süresince
çocuğundan ikinci döneme başlama
çocuklar, başarılı olmak için çaba sarf sendromunu beklemelidir.
ediyorlar. Çaba sarf etmeyen çocuk
“Aileler kendi stres ve kaygılarını
bile, başarı stresini ve başarısızlığın
çocuklarına yansıtmamalı”
kendinde yarattığı rahatsızlık hissini
duyuyor. Tatil, tamamen programsız bir
yaşantı demek değil. Yazılı program
yapılmasa bile geçirilen günler çocuk
tarafından planlanmalıdır. Çocukların
ve ebeveynlerin tutumları, çocuğun
yaş grubu, istekler, yaşamdan
SAYFA:11
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Murat KAHRAMAN
SAYFA:1 2
Tatil sonrası okula gitmek istemeyen
çocuğun ailesi ne yapmalı?
Aile, tatil sonrası okula gitmek istemeyen
çocuk için önceden bu durumun meydana
gelmemesi adına çaba sarfetmelidir. 1 5 gün
geçirilen tatilin ardından, “Okulun başlıyor, yarın
okula gideceksin” tarzında bir tutum içinde
olunmamalı, okula gitmeyi tehdit edici bir durum
olarak yansıtmamalıdırlar.
Zaman zaman okulun açılmasına 5 gün
kaldı, 4 gün kaldı gibi hatırlatmalar yapılmalıdır.
Bu hatırlatmalar, aile içinde sanki başkaları ile
konuşuyor şeklinde yapılmalı ve çocuğa
Tatil sonrası çocuğun okula
hissettirilmelidir.
motivasyonu
Beden dili olarak da çok önemli bir şey
yapıyormuş yaklaşımında bulunmamalıdırlar.
Tatil sonrasında çocuğun okula
Aileler, kendi stres ve kaygılarını çocuklarına
motivasyonunda arkadaşları ile kurduğu
yansıtmasalar aslında böyle bir durumda
yakın ilişkiler, ailenin tutumları, öğretmenlerin
yaşamayacaklar.
tutumları, okulun idari yaklaşımları önemlidir.
Çocuklar, anlaşılmak ve duyarlılık
ister. Bunu çocuğu içine alan çevre
gerçekleştirmelidir. Ders programı okulun
dönem sonrası ilk haftasında genellikle rahat
olur. Bu da çocukların derslere
adaptasyonunda destekleyici bir faktördür.
Öğretmenlerin sıcak; ancak belli
mesafedeki tutumları öğrencilerin güven
duygularını ve okula istekli gelmelerini
destekler. Okul idaresinin anlamlı, öğrenci
merkezli, öğrenciye değer veren ve belli
disiplindeki tutumları da motivasyonu
yükseltecektir.
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Seyit Ahmet KILIÇ
SAYFA:1 3
Erdem Bayazıt
Bir an kayboldun gibi! yaşadım
kıyameti
Yoruldun ama buldun ey kalbim
emaneti
Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş
toprağıma
Çiçeğe durdu kalbim içtim
parmaklarından
Göz çeşmem suya erdi sevda
kaynaklarından
Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde
Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde
Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş
Yeni bir ülke yüzün ellerimde
Bir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın
Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakın
Tabiat bir bembeyaz gelinlik giymiş gibi
Yüzüme kar yağıyor sanki elinmiş gibi
Sensiz geçen zamanı belli yaşamamışım
Sensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışım
Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden
İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden
Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm
(Güzlek, 1 971 )
Erdem Bayazıt
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Seyit Ahmet KILIÇ
SAYFA:1 4
Hayatı
Adil Erdem Bayazıt (1 939, Kahramanmaraş - 5 Temmuz 2008, İstanbul), Türk yazar, şair
ve milletvekili.
İlk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş’ta tamamlayan Bayazıt, sırasıyla 1 953’te İstiklal
Ortaokulu’ndan, 1 959 yılında ise Kahramanmaraş Lisesi’nden mezun olmuştur. Aynı yıl
kaydolduğu İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yüksek öğrenimine başlayan şair,
tahsiline iki yıl kadar bu üniversitede devam ettikten sonra geçim sıkıntısı nedeniyle 1 961
yılında öğrenimini devam mecburiyeti olmayan Ankara Üniversitesine nakleder. Bayazıt 1 963
senesinde yüksek öğrenimine ara vererek askere gider. Erdem Bayazıt askerden döndüğünde
Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne kaydolur.
1 971 yılında buradan mezun olan Bayazıt, memuriyet hayatına atılır ve edebiyat öğretmeni
olarak Kahramanmaraş’ta vazifesine başlar. Mezun olduğu Kahramanmaraş Lisesi’nde
edebiyat öğretmeni olarak görev yapan şair, daha sonra Kahramanmaraş İl Halk
Kütüphanesi’ne müdür olur.
Henüz öğrencilik yıllarında şiir yazmaya başlamış olan Bayazıt, Edebiyat ve Mavera
dergilerinin kurucuları arasında yerini alır. İlk şiir kitabı olan “Sebeb Ey” 1 972 yılında Edebiyat
Yayınları arasında (2. ve 3. baskısı Akabe Yayınları), son şiirleri “Risaleler” adı altında 1 987’de
Akabe Yayınları arasında çıkmıştır (2. baskı 1 989). Bu iki kitap İz Yayıncılık tarafından “Şiirler”
adı altında 1 992 yılında bir arada basılmıştır (4. baskı 1 998).
1 987 yılı seçimlerinde Kahramanmaraş’tan milletvekili adayı olur. 29 Kasım 1 987
milletvekili seçimlerinde Anavatan Partisi’nden aday olan Bayazıt, Kahramanmaraş milletvekili
seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 1 8. dönem çalışmalarında Milli Eğitim ve Çevre
Komisyonlarında görev alır. 1 988 yılında Risaleler adlı şiir kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği Şiir
Ödülünü kazanır. 1 991 seçimlerinde adaylığını koymayan Bayazıt, İstanbul’a yerleşir. Evli ve
dört çocuk babası olan Bayazıt’ın şiir ve yazıları Açı, Hamle (Kahramanmaraş), Çıkış (Ankara),
Yeni İstiklal, Büyük Doğu, Edebiyat, Mavera, Yedi İklim ve Hece dergilerinde yayınlanmıştır.
Erdem Bayazıt, 5 Temmuz 2008 tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir.
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Yarıyıl tatilimi memleketim
Konya’da geçirdim ama havaların
ısındığı bahar ve yaz aylarında daha
bir başka olur. Yazın İstanbul’un
bunaltıcı nemli havasından kaçmak,
tarihe ve damak tadınızın çağırdığı bir
yere yolculuk yapmak isterseniz Konya
sizi memnun edecektir.
Konya Konya ... Huzur
kelimesinin tam anlamıyla yer edindiği
bir kültüre sahip olan bu güzel şehir
tarihi boyunca çeşitli devletlere
başkentlik yapmış olmanın yanı sıra,
hali hazırda da Türkiye'nin yüz ölçümü
bakımından en büyük kentidir.
Büyük bir bölümü İç
Anadolu'nun yüksek düzlükleri üzerine
rastlayan Konya, Türkiye’nin en
engebesiz illerinden olduğu için
dikkatinizi ilk olarak bisikletler çeker.
Türkiye’de görmeye alışık olmadığımız
kadar çok bisiklet kullanıcısı vardır
Konya’da. Toplamda 240 km'ye ulaşan
bisiklet yollarıyla hem yerel halka hem
de ziyaretçilerine bisiklet ile keyifli ve
güvenilir yolculuk imkanı sunan kentte,
bisiklet kiralayabileceğiniz pek çok
nokta vardır.
Ali ÖZDALKIRAN
SAYFA:1 5
İçinde barındırdığı pek çok türbe,
medrese, cami ile manevi yolculuklara
çıkmanızı sağlar ama daha eskiye gitmek
isterim derseniz UNESCO Dünya Miras
Listesi'ne alınan ve Dünya’nın en eski
yerleşimlerinden biri olan Çatalhöyük’de
Konya merkeze çok yakındır.
Yeşilin pek çok tonuna ev sahipliği
yapan Meram Bağları ziyaretçilerini villa tipi
evlerle karşılar, Meram Deresi etrafına
konuşlanmış çay bahçeleri ile sohbet ortamı
sağlar. Geceleri ise Akyokuş Tepesi’nden
izlenebilecek ışıkları ile sizi romantik bir ruh
haline sokar.
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Ali ÖZDALKIRAN
SAYFA:1 6
Konya’daysanız, günlerden pazarsa,
Gelelim Konya denince akla gelen ilk
hele bir de mevsim yazsa, hemen her ara
şeye, yani Hz. Mevlana Celaleddin Rumi’ye...
sokakta en önemli Konya adetlerinden biri olan Konyalılar için “Mevlana torunu olmak” diye bir
düğün pilavına rastlamanız mümkündür. İçeri gurur kaynağı vardır.
girip misafir olduğunuzu söylemeniz baş
üstünde ağırlanmanız için yeterli olacaktır.
Mevlana Medresesi ve Türbesi hem
yerli hem de yabancı turistlerin akınına uğrar;
Önce büyük büyük sofralara eşlik eden Hz. Mevlana’nın fikirleri ve felsefesi tüm
küçük taburelerden birinde kendinize bir yer dünyadan insanların ilgisini çekmektedir. 22
bulmanız lazım. :) Ardından sırası ile gelecek dile çevrilen Mesnevi eseri ile tüm insanlığın
olan yoğurt çorbası, bamya çorbası, etli pilav manevi dünyasını zenginleştirmektedir.
ve zerde tatlısı ile midenizde bayram şenlikleri
başlatabilirsiniz. Özellikle bamya çorbası ve
etli pilavı çok başkadır.
Coğrafya Öğretmeni: Ali Erdoğan
Konya mutfağı oldukça lezzetli
ÖZDALKIRAN
yemekler ile donatılmıştır; etli ekmek mutlaka
tatmanız gereken lezzetler arasındadır.
Lezzetlerden konu açılmışken tandır (fırın)
kebabından bahsetmeden olmaz
İSLAM DÜNYASINDA EĞİTİM KURUMLARI
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Eğitime çok büyük önem veren
İslam’da, ilk öğretim işi, Peygamberimizin
Bedir Savaşı sonunda harp esirlerini okumayazma işinde görevlendirmesiyle başlar.
Buna göre her esir, on tane okuma-yazma
bilmeyen çocuğa, okuma-yazma öğretmesi
karşılığında serbest bırakılmıştır.
Peygamberimizin Mekke’den, Medine’ye
hicretinden sonra yaptığı ilk işlerden birisi,
mescidin yanına yaptırdığı “Suffa” isimli
eğitim kurumu idi.
Suffa, gündüzlü ve yatılı olarak
Müslümanlara hizmet veren ve tüm
masrafları varlıklı kişilerce karşılanan bir
eğitim kurumu idi.
Suffa’daki eğitim faaliyeti peygamber
mescidi olan “Mescid-i Nebi” den bağımsız
değildi. Burası tüm mesaisini ilim tahsiline
adamış ya da zaman zaman ilim öğrenmeye
gelen Müslümanlarla dolup taşıyordu.
Mescid-i Nebi’deki ilim faaliyeti sonraki
camilere de örnek olmuştur. Pek çok yerde
camiler bir ilim merkezi haline gelmiştir.
Mısır’da bulunan Amr camisi ve Ezher
camisi, Şam’da bulunan Emeviye camii,
Bağdat’ta bulunan Mansur camisi bu türün
en seçkin örnekleridir. Endülüs’teki Kurtuba
camii sadece Müslümanlara değil pek çok
Avrupalıya da ilim irfan yuvası olarak hizmet
etmiştir. İslam Medeniyetinde eğitim
kurumlarından biri de küttaplardır.
Aydın DURDU
SAYFA:1 7
Küttaplar medreselerden önce
açılan, medreselerden sonra da var
olan bir eğitim kurumu idi. Önceleri
genel okuma-yazma öğretimini
verildiği mektepler görevini
üstlenirken, sonraları çocuklara
medrese öncesi eğitim veren ilk
mektepler konumunu almıştır.
Küttaplar kasaba ve köylere kadar
yayılmıştı.
İslam medeniyetinde bir başka
eğitim kurumu da Beytü’l-hikme’dir.
Hicri ikinci asrın sonlarına doğru
felsefe tıp ve diğer ilimlerin okutulduğu
bir kurum olarak kurulan Beytü’lhikme, özellikle aklî ilimlerin müzakere
edildiği bir merkezdi.
Musul’da Daru’l-ilim, Kahire’de
Daru’l-Hikme içinde her ilimle alakalı
kitapların bulunduğu bir ilim merkezi
olmuşlardır. Temelleri Harun Reşid
zamanında atılan Beytü’l-hikme
kurumuna oğlu Me’mun rasathane ve
kütüphane eklemiştir. Bu eğitim
merkezlerinin yanında bazı kitapçı
dükkanlarının da (Havanitü’lVernakin) ilim faaliyetleri için
kullanıldığı bilinmektedir.
Cahız gibi bir çok bilgin bu
dükkanlardan kiralayıp araştırma
yaparlardı. Bunlardan başka emir ve
vezirlerin sarayları da ilmî edebî
meclislerin tertip edildiği eğitim
kurumları arasında idi. Bu saraylarda
devlet adamlarının çocuklarına
“müeddip” adı verilen hocalar özel
İSLAM DÜNYASINDA EĞİTİM KURUMLARI
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Aydın DURDU
SAYFA:1 8
İslam eğitim kurumlarından en etkili ve
yaygın olanı medreselerdir. “Ders okunan yer”
anlamına gelen medreseler, dini ilimler başta
olmak üzere tıp, astronomi, matematik ve diğer
ilimlerin de okutulduğu eğitim merkezleridir.
Medreseler genel akademi ve üniversite
özelliği taşır. Profesör görevi üstlenen
“müderris”lere “muid” denen görevliler yardım
ederdi.
Türkler’in İslam dünyasına girmesiyle
gelişen medreseler Selçuklular ve Osmanlılar
döneminde köylere kadar yayılmış ve gücünü
artırmıştır. Selçuklu döneminde resmî kurum
niteliğini kazanan medreselerde çok sayıda
yabancı eser de tercüme edilmiştir.
Osmanlılar döneminde medreselerin
Fatih’in ve Kanuni’nin gayretleriyle çok
gelişip zirveye ulaştığını, branşlara dönük
medreseleşmenin olduğunu görürüz. Başlı
başına bir eğitim kurumu olan hastanelerin
yanında tıp medreseleri de eğitimdeki yerini
a
.
Astronomi çalışmalarının yapıldığı
rasathaneler de benzer eğitim
kurumlarındandır. Genel eğitim veren
medreselerin yanında kurulan ihtisas
medreselerinin Daru’l-Kurra, Medresetü’lKudât, Medresatü’l-Vaizîn gibi pek çok örneği
vard.
Medreselerin en büyüğü ve en önemlisi
Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün 1 067’de
Bağdat’ta kurduğu Nizamiye Medresesi’di
Osmanlılar döneminde Saray
Mektepleri ve Askeri Mektepler de önemli yer
tutmuştur.
Benzer medreseler Nişapur, İskenderiye,
Kudüs, Konya (Karatay, Medresesi ve İnce
Minareli Medrese), Tokat Antalya, Harran,
Karavin, Sivas (Gökmedrese, Çifte Minareli
Medrese, Burûciye Medresesi), İznik, Granada,
Fas ve Bağdatt’ta, açılmıştır.
İslam medeniyetinin eğitim
kurumlarından Birûnî, Battânî, Fârâbî,
Gazâlî, İbn-i Rûşd, İbn-i Sînâ, Kindî, Cabirb.
Hayyan Harizmî gibi dünya çapında bilginler
yetişmiş; İslam medeniyetine ve insanlıa
büyük katkı yapmışlardı.
İşte Gerçek Örümcek Adam: Geko Kertenkelesi
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Örümcek adam filmini izlemeyen
yoktur. Dümdüz zeminlere tırmanabilen
bu kahramana hepimiz çoğu zaman
hayran olmuşuzdur. Doğada milyonlarca
yıldır yaşayan ve örümcek adam
karakterinden çok daha üstün özelliklere
sahip gerçek örümcek adamların
olduğunu biliyor muyuz?
Geko kertenkeleleri olarak
bilinen bu canlılar, duvarda veya
tavanda, düz bir yolda
yürüyormuşçasına rahat hareket edebilir
ya da cilalı bir zeminde baş aşağı bir
konumda koşturabilirler. Hatta düz bir
tavana tek ayağı ile tutunup, vücudunu
aşağı bırakarak asılı durabilirler. Asılı
olduğu anda 1 20 kilogramı kaldırabilir.
Bu kertenkelenin ayağının altında
milyonlarca tüycük bulunur. Bu tüycükler
o kadar küçüktür ki, bir metrenin ancak
200 milyarda biri uzunluğundadırlar. Her
bir tüycüğün ucunda da yaklaşık bin
tane mikroskobik tüycük vardır.
Fatih TÜRKEN
SAYFA:1 9
Gekonun ayağındaki tüycükler,
zayıf elektrostatik çekim etkisi (Van
der Waals kuvveti) oluşturur.
Kertenkelenin ayağında moleküllerin
arasında olan gibi bir çekim kuvveti
ortaya çıkar, çünkü ayağının altındaki
tüyler yüzey yoğunluğunu artırır.
Böylece yüzeyle çok kuvvetli bir yakın
temas sağlanır. Ve ortaya büyük bir
yapışma kuvveti çıkar.
Gekonun tutunduğu yeri
çabucak bırakabilmesi de aynı ölçüde
hayranlık uyandırıcıdır. Geko
vücudunu baş aşağı tutmak için
sadece 2500 parmak kılına gerek
duyar. Kellar Autumn’a göre "Eğer 6,5
milyon kılın hepsi aynı anda tutunursa,
1 20 kilogram kaldırabilir. Ancak bu
hayvanlar belirgin bir kuvvet
olmadığında ayaklarını milisaniyeler
içinde çekmeyi başarabilir." Gecko
ayaklarını yapıştıkları yerden
kurtarabilmek için parmaklarını
yüzeyle, tam olarak 30 derecelik bir
açı yapacak biçimde ayarlar. Bu açıyla
adım atmadığı takdirde ayaklar
yüzeye kilitli kalır.
İşte Gerçek Örümcek Adam: Geko Kertenkelesi
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
Bugün artık birçok alanda gekonun
ayaklarındaki yapıdan esinlenilerek
hayatımızı kolaylaştıracak tasarımlar
yapmak mümkün. Örneğin, Stanford
Üniversitesi'nde yapılan Stickybot da
(Yapışkan robot) gekonun anatomisi taklit
edildi. Robot tıpkı geko gibi ucu kıllı
parmaklarıyla yüzeyi tutuyor ve bırakıyor.
Ama şimdilik yalnızca bir salyangoz hızında
hareket ediyor. Tasarımcıları onun günün
birinde arama kurtarma çalışmalarında
kullanılabileceğini umuyor.
"Ben gerçekten, benim de Rabbim,
sizin de Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim.
O'nun, alnından yakalayıp denetlemediği hiç
bir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim,
dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda
olanı korumaktadır.)" (Hud Süresi, 56)
Fatih TÜRKEN
SAYFA:20
Kaliforniya Üniversitesi'ndeki
araştırmacıların tasarladığı bir yapıştırıcı
gekonun parmaklarındaki kıllardan
esinlenilerek yapıldı. Yumuşak bir yüzeye
bastırıldığında, lifler geko kıllarının molekül
çekimi aracılığıyla "yapışma" yeteneğini aynen
sergiliyor. Santimetrekare başına düşen 40
milyonu aşkın mikro lif olağanüstü bir kavrama
gücü oluşturuyor. Bu malzemeyle kaplı bir
eldiven giyen insan cam bir duvarda asılı
kalabilir. Spor malzemeleri üreten Dunlop
firması gekonun ayak yapısından esinlenerek
tenis raketlerinin sapına teri uzaklaştıran,
öncekilere göre % 50 daha iyi ve hassas
kavrama sağlayan raket tutamakları geliştirdi.
Geko kertenkelesi’nde bulunan tüm
özellikler kertenkelenin genetik yapısında
mevcuttur. Bu canlılar üzerlerinde bulunan ve
bizim yeni keşfettiğimiz üstün teknolojileri
yaklaşık 200 milyon yıldır kullanmaktadırlar.
Kuşkusuz küçücük bir canlının kendinde
bulunan bu özelliklerin farkında olması ve bu
olayları bilinçli bir şekilde gerçekleştirmesi
mümkün değildir. Geko ve tüm canlıları
yaratan, onları üstün teknolojilerle donatan
Yüce Allah’tır. Rabbimiz’in ilmi her şeyi
kuşatmıştır.
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
HİCRAN GÜNEŞ
SAYFA:21
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
TUBA DURU
SAYFA:22
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
TUBA DURU
SAYFA:23
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
HATİCE GÜL
SAYFA:24
BİR TEŞEKKÜR
1 . Dönem bizlerle olan, kahrımızı çeken; birlikte eğlendiğimiz, güldüğümüz,
gezdiğimiz, üzerimizde büyük emekleri olan değerli kıymetli can arkadaşlarımız
Emine ŞANALMIŞ, Nesrin ŞEN GÖR, Merve ÇAMCI, Yasemin YAZICI
hocalamıza teşekkür ediyor kendilerine yeni okullarında ve hayatlarında başarı,
mutluluk diliyoruz.
Aramıza yeni katılan Meltem BİRİCİK, Zehra HÜLAGÜ, Erkan
KAHRAMAN,İbrahim AVCILAR, Neriman ESENDEMİR,Ahmet CORTOĞLU, İpek
GÜNAY hocalarımıza da aramıza hoş geldiniz diyor, hep birlikte başarılar
diliyoruz.
AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
☺ 1 3 Güzel Öneri
NUR ÇELİK
SAYFA:25
AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
1 3. Diş ve diş etlerimiz için faydalı olan
misvak da diş fırçasına destek olarak
kullanılmalıdır. Ayrıca unutulmamalıdır
ki, bazı diş macunu kimyasında misvak
özütü kullanılır. Misvağın lifli kısmının
diş fırçasından daha etkili olduğu da
bilinmektedir.
☺ 1 3 Güzel Öneri
NUR ÇELİK
SAYFA:26
LİDER KİME DENİR?
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
NERİMAN ESENDEMİR
SAYFA:27
Sözlükte lider tanımına baktığımızda daha çok “Bir birimin başındaki yönetici kimse”,
“Yönetme yetkisi verilen kişi” ya da “Yönetme kapasitesine sahip olan kişi” vb tanımlar vardır.
Lider yönetmez, önde gider ve ona inanan gönüllü takipçileri vardır. Liderin yönetilenleri
yoktur, dava arkadaşları vardır. Aslında başarılı, karizmatik, çevresindekileri yönlendirmeyi bilen
pek çok yönetici vardır. Fakat iş bir davayı omuzlamaya geldiğinde tam anlamıyla sınıfta kalırlar.
Neden? Çünkü becerikli, yakışıklı, başarılı olmak başkadır, toplumsal ilhama ve ilham verici bir
karaktere sahip olmak başkadır. Lideri, davasından tanırsınız ya da size verdiği bu histen.
Davası olmayan veya davasının ne olduğunu bile kavrayamayanlar lider olamazlar.
HER ÖNCÜ BİR LİDER MİDİR? EĞER EVET DİYORSANIZ, AŞAĞIDAKİ RESME DİKKATLE
BAKINIZ.
AŞAĞIDAKİ RESİMDE BİR LİDER GÖREBİLİYOR MUSUNUZ?
Lider olmak demek, kitlelere “dokunmak” demek, onlara ilham vermek,onları küçük ya da
büyük bir “dava” nın parçası yapabilmektir. Tam bu noktada liderliği tanımlayacak olursak;
alalade, sıradan insanları, olağanüstü insanlara çevirebilme sanatıdır liderlik. Tıpkı kainatın
güneşi Efendimiz (s.a.v) gibi.
LİDER KİME DENİR?
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
NERİMAN ESENDEMİR
SAYFA:28
.
Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen cahiliye dönemindeki insanlardan, her biri ayrı bir
yıldıza dönüşen Sahabeleri yetiştirmesi gibi. Lider, vizyonunu dava arkadaşlarına son derece
net ve berrak bir şekilde ifade edebilen ve takipçilerinin ona sevgi ve saygıyla bağlandığı
kimselerdir.Vizyonunu ifade edememiş, inanç ve kararlılıktan yoksun kişilerin liderlik misyonunu
devam ettirebilmesi mümkün değildir. Lider ölse de onun mirasına sahip çıkanları vardır. Oysa
tarihte zulmüyle öne çıkmış Firavun’dan, Nemrut’tan bugun eser kalmamıştır. Çünkü onların
insanlığa bıraktığı bir miras da yoktur zaten. Zulüm bir liderlik özelliği olamaz; kendisi gibi
düşünmeyene ölüm fermanı vermeyi liderlikle karıştıranların “O” yüce Peygamberimiz
Hz.Muhammed’ in (s.a.v) ve onun kıymetli Ashabı’nın ortaya koyduğu liderlik anlayışını iyi
kavramaları gerekir. Onlar, şiddet göstermeksizin kuvvetli, zayıflık göstermeksizin yumuşak olan
gerçek liderlerdi.
Lider; saatin kaç olduğunu öğrenmek isteyen insanları, sürekli saatine bakmaya muhtaç
bırakan değil, herkesi saat sahibi yapan kişidir.Gerçek liderler, dava arkadaşlarının
menfaatlerini her zaman kendi menfaatlerinin üstünde tutar; bu özellik lideri ortaya çıkaran
önemli bir özelliktir. Bakın Hz. Aişe annemiz, gerçek bir lider olan Efendimiz (s.a.v)’in her zaman
başkalarını düşünmesini nasıl açıklıyor; “Rasulullah hiç bir zaman doyasıya yemedi. İsteseydik
yiyebilirdik fakat Rasulullah başkalarını nefsine tercih ederdi.”
Lider, davasını o kadar açık ve hoş bir uslupla ortaya koyar ki, ona gönül veren insanlar her
türlü zorluğa rağmen, severek, isteyerek ve çok büyük bir aşkla peşinden giderler. Liderin
olduğu yerde belirsizlik olmaz; o her zaman son sözü söyleyerek belirsizliği ortadan kaldırır.
Lider, anlatmak istediğini son derece güzel bir dille ifade edebilen kişidir; burdan sözleri edebi
olarak söylemek manası anlaşılmamalıdır. Aksine lider, en karmaşık konuları en az kelimeyle ve
en anlaşılır biçimde ifade edebilen kişidir. Nitekim Peygamberimiz Hz. Muhammed bu özelliğini
şu sözleri ile ifade etmiştir: “ Ben, az ve öz söz söyleme (cevami’ul-kelim) özelliği ile donatılmış
olarak gönderildim.” (Buhari) buyurmuştur.
Lider, dürüst, kararlı ve tutarlı bir kişilik bütünlüğüne sahiptir. En zor anlarda dahi ne
yapılması gerektiğini öngörebilen bir sezgiye, son derece geniş bir perspektife sahiptir. Lider,
günü geçiştiren kararlar almaz; aldığı kararlar bağlayıcıdır ve gelecekteki olayları da etkili kılar.
Mevcut ortamı değerlendirme, tehlikeleri fark etme ve risk yönetiminde geleceğe yönelik etkin
kararlar alabilme ve bu kararları uygulayabilme becerisi, liderin olmazsa olmaz özelliklerinden
biridir.
Peki neden liderlere ihtiyaç duyulur? Mutlaka bir liderin peşinden gitmek mi gerekir?
Araştırmalar, liderlere en çok krizlerde ve hızlı değişim dönemlerinde ihtiyaç duyulduğunu
söylüyor. Günümüz dünyasında, Global bir ekonomik kriz içinde yaşıyoruz. En zengin insanlar
iflas, CEO’lar intihar ediyor. Tüm dünya bu kaosla baş etmeye çalışıyor. Dünyadaki politik
dengeler, terör, savaş, ekonomik krizler ve ahlaki bozukluklar nedeniyle hayatımızdaki güven ve
tehlike odakları sürekli yer değiştiriyor. Dolayısı ile liderlere her zamankinden daha çok
ihtiyacımız var. Toplumun en küçük yapı taşı olan aile başta olmak üzere, yönetimde, kamu
kuruluşlarında, sivil toplum örgütlerinde, öğretim kurumlarında, şirketlerde, genç nesil arasında
gerçek liderlere ihtiyacımız var.
Lider seçiminde dikkat edilmesi gereken önemli ayrıntılar vardır. Lider, liderlik
özelliklerinin bir kısmına değil, tamamına sahip olmalıdır.Aksi taktirde toplum felakete
sürüklenebilir.
LİDER KİME DENİR?
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
NERİMAN ESENDEMİR
SAYFA:29
Kişiyi lider yapan temel özelliklerden birisi kendi vizyonunu gerçeğe
dönüştürebileceğine inanması ve çevresindekileri de buna inandırmasıdır. Bu, liderin gücüdür.
Lider, çevresini o kadar inandırır ki, herkes bu vizyonu gerçeğe dönüştürmede ona katılır.
Daha çok çalışmaya, fedakarlık yapmaya, zorluklara katlanmaya hazırdırlar. Tam da bu
noktada dava artık sadece liderin olmaktan çıkıp, izleyenlerine de ait olmaya başlar. Bu,
yanılgının da başladığı andır.
İnsanlar, liderlerini o kadar benimserler ki, onlara sahip olmadıkları kadar güç
atfederler. Çünkü lider ne kadar güçlüyse, vizyonun gerçekleşme ihtimali de o kadar güçlüdür.
Doğal olmayan liderler için bu hayranlığa kapılmamak mümkün değildir. Liderin takipçileri
liderin bir parçasıdırlar ve lider ne kadar güçlüyse onlar da o kadar güçlüdür. Karşılıklı birbirini
besleyen bu mekanizmaya, liderin direnmesi giderek zorlaşır.
LİDER KİME DENİR?
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
NERİMAN ESENDEMİR
SAYFA:30
Bu oyunun bozulmasını, gerçekler tarafından engellenmesini istemeyen takipçiler,
liderin bu rüyadan uyanmaması için bir süre sonra onu gerçeklerden, kötü haberlerden,
yetersizliklerden, risklerden, hatalardan, başarısızlıklardan korumaya başlarlar. Böylece tüm
organizasyon camdan bir fanusta yaşamaya başlar. Bu da organizasyonun kötü sona gidişinin
başlangıcıdır.
Hakkın karşısında batılla var olmaya çalışan vizyonlar, gerçek olmayan liderlerin,
kuruntusu olmaktan öteye gidememiştir. Bu durumu Şey Edeb Ali Osmanlı imparatorluğunun
kurucusu olan Osman Bey’e verdiği öğütte ne güzel dile getirmiş:
“Oğul, insanlar vardır şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Avun oğlum avun.
Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen
sabah rüzgarında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını yener. Daima sabırlı, sebatlı
ve iradene sahip olasın.”
1 400 yıl öncesinden tevhid vizyonu ile doğmuş İslam davası, asırlardır her dönemde
kendi bayraktarlarını bulmuş ve bulmaya da devam edecektir. Yediden yetmişe bu nurla
boyanmış liderler, toplumun her alanında örnek olmuş; çağlar açıp, çağlar kapatmış
komutanından, onları yetiştiren lider annelerine, çocuklarına kadar hep aynı davanın parçası
olmuşlar.
Sonuç olarak lider, kitleleri felakete sürükleyen, zulümle varlıklarını sürdürmeye çalışan
sözde kahramanlar ya da kendilerine bir şekilde yetki verilerek öne sürülmüş insanlar değildir.
Gerçek liderler onlardır ki, kendilerini öldürmeye gelenler, yine onlar da dirilmişlerdir. Sabır
goncalarının gül olup açmasını bekleyebilmek, bir gül yetiştirebilmek için, bin dikenin acısına
katlanabilmektir liderlik.
Neriman Esendemir
www.akwa.us
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
SAYFA:31
Ara tatilde okulumuzda tadilat ve temizlik çalışmaları yapıldı. Okulumuzun
lavaboları tadilattan geçirildi. Lavaboların boyları küçültüldü.
Okulumuzun temizliği Üsküdar Belediyesi tarafından yapıldı. Tüm sınıflar,
koridorlar, pencereler, lavabolar, merdivenler ve okul bahçesi temizlendi.
Katkılarından dolayı Üsküdar Belediyesi'ne teşekkür ederiz.
H
NECİP FAZIL'DAN MESAJLAR
HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ
SAYFA:32
EDİTÖR : HATİCE GÜL

Benzer belgeler