Okul Gazetesi Sayı - İSTANBUL / ÜSKÜDAR
Transkript
Okul Gazetesi Sayı - İSTANBUL / ÜSKÜDAR
HAFTALIK OKUL GAZETESİ HAVADİS SAYI: 1 6 - 1 6/02/201 5 PAZARTESİ 26 Rebiulahir 1 436 Tatilin ardından yeniden merhaba... HAVADİS ailesi olarak yeni konularla birlikte olmaya devam edeceğiz. 2. Dönemin hepimize başarı, mutluluk ve güzellikler getirmesi dileğiyle Müslüman Öncüler yazı dizimiz 2. ABDÜLHAMİD HAN ile devam ediyor... ABDÜLHAMİD HAN'ın bilinmeyen yönleri Talha Boyalık'ın kaleminden bizlerle buluştu. ÖĞRENCİLERİMİZ ANTALYA DUACI KAMPINDA Öğrencilerimiz sömestri tatilinde Talha hocamız eşliğinde Yedihilal Derneği Antalya Kepez Duacı Kampına giderek, hem okuma hemde eğlencenin içiçe olduğu bir kamp gerçekleştirdiler..Yarıyıl tatilini boş geçirmeyen arkadaşlarımız bizlerle kamp günlüklerini paylaştılar. BİR KUTLU YOLCULUĞUN ARDINDAN... HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ MÜDÜR- CEMALETTİN KAPUSUZ SAYFA:1 Değerli Okuyucular, Sevgili Öğrenciler! Yarışmada ödül kazanan başarılı öğrencilerimiz ile öğretmen ve idarecilerden oluşan bir grup olarak Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü,Üsküdar Belediyesi ve İlçe Müftülüğünün ortak organizasyonu ile sömestr tatilinde umremizi yaptık döndük;Rabbimizden kabulünü niyaz ederiz.Öğrencilerimizi tebrik ederken onlara böyle güzel bir ibadet imkanı ile ödüllendiren ilgili kurumlara da teşekkür ederiz. Zira ‘Rasulullah ölümümden sonra benim kabrimi ziyaret eden beni ziyaret etmiş gibidir’ buyurmaktadır. Medine’de günlerimiz namazlarımızı Nebi’de eda edip fırsat Bizlere bu kutlu yolculuğa çıkmayı nasip Mescidi buldukça Ravzaya varmak ve bunun eden Rabbimize sonsuz hamd ile yanı sıra Rasulullah’ın izini ve Ravzasına varmakla şereflendiğimiz kokusunu taşıyan mekanları da alemlere rahmet Hz.Muhammed ziyaret etmekle geçti. Bu dinin Mustafa’ya salat ve selam ederiz. kalplere yerleşmesi ve insanlığa Yolculuğumuzu kısa notlarla sizlerle taşınması için Onun ve ashabının paylaşmak istiyorum: fedakarlıklarını,katlandıkları cefayı hatırladık.Bedir’de imanın gücünü,Uhud’da imtihanın dehşetini Üsküdar Mihrimah Sultan Camiinde gördük adeta.Kuba’da büyük bir mübarek topraklara ilk kez gitmenin umutla yolunu gözleyen ashabının heyecanını taşıyan öğrencilerimizle ‘Ay doğdu üzerimize’ Kabe’yi yeniden görmenin sevincini taşıyan Rasulullah’ı diye karşılamalarının sevinç ve bizler ve bizi uğurlamaya gelen heyecanı bizi de sardı;İslam’ın bu ilk yakınlarımız İlçe Milli Eğitim kıldığımız namazımızda Müdürümüz,kaymakamımız,müftü vekilimiz mescidinde dualarımıza bütün kardeşlerimizi de bir araya geldik.Gönüllerimizi titreten kattık.Altı gün sonra Yeşil Kubbeyi Kur’an tilaveti ve okunan ilahilerle arkamızda bırakıp Rasulullah’a veda gönüllerimiz bedenlerimizden önce yola hüznüne Beytullah’a çıkmıştı bile.Yıldırım Beyazıt Cami imam- etmenin kavuşmanın heyecanı katarak hatibi Mustafa Demirkan Hocamızın Mekke’ye doğru yola duasının ardından yakınlarımızla çıktık.Zulhuleyfe’de ihramlarımıza vedalaştık ve yola koyulduk. büründük. Mekke ile Medine’yi birbirine bağlayan yolda yolculuğumuz devam ederken Üç saatlik bir uçuşla Peygamberimizin ‘hakikate teslim olup imanlarında şehri Medine’ye vardık.Gecenin saatleri sebat uğruna ilerlemiş,yolculuktan yorulmuş olsak da geçen gecesi ile gündüzünün adeta bir olduğu bu maldan,candan,vatandan Rasulullah ve ashabının hicretini’ BİR KUTLU YOLCULUĞUN ARDINDAN... HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ MÜDÜR- CEMALETTİN KAPUSUZ Hicretin bir iman yolculuğu,hakikatin nurunu uzak yerlere götürme imkanına,Allah’a hakkıyla kulluk yapma fırsatına bir yol olduğunun farkına varmalıydık.Rasulullah muhaciri Allah’ın yasaklarından uzak duran kişi olarak tarif ediyor.O halde biz de mü’minin hicretinin Allah’a kavuşuncaya kadar devam edeceğini idrak etmeliydik. Bir gece vakti Mekke’ye vardığımızda Mescidi Haram’ın parıldayan ışıklarını daha uzaktan görüp de Kabe’ye varmanın heyecanını kalplere sığdırmak mümkün mü? Arkası kesilmek bilmemecesine akın akın mescide giren kardeşlerimizin arasına karıştık ve dualarla Kabe’ye mülaki olduk.Beytullah’a yüz sürüp Hacerül Esved’in önünde Rabbimize olan sözümüzü tazeledik.Makamı İbrahim’de kılınan iki rekat tavaf namazlarımızın ardından Hacer annemizin hatırasını canlandırarak Safa ve Merve tepeleri arasında sayimizi yaptık ve ihramdan çıktık.Böylece umremizi tamamlamış olduk. Sonraki günlerde gücümüz nispetinde tavaflar ve namazlarla Mescidi Haram’da vaktimizi değerlendirmeye gayret ettik.Yakınımıza düşen kah memleketimizden kah muhtelif İslam ülkelerinden;Mısır’dan ,Tunus’tan,Filistin’denP..kardeşlerimizle sohbetler ettik.Allahu Teala bizi bazen çok uzak diyarlardan başka türlü görme imkanımız olmayacak kardeşlerimizle bir araya getirdi.Bazen de yıllar öncesinden izini kaybettiğimiz bir kardeşimizi safta yanımızda buluverdik.Bu mübarek mekan ne sürprizler hazırlar bize bilinmez. SAYFA:2 Bir taraftan da Rasulullah’ın doğduğu bir yetim olarak büyüdüğü mekanları gezdik.Vahyin indiği Nur dağını,Hira mağarasını;dostu Ebu Bekir’le müşriklerden saklandığı Sevr’i gördük.’Ey İnsanlar!Dinleyin beni belki bir daha burada sizinle buluşamayabilirim’ diye veda hutbesini verdiği Arafat’a çıktık. Ve nihayet Mekke’de geçirdiğimiz altı günün sonunda puslu bir perdenin ardından Beytullah’a veda edip,tekrar gelmeyi duamız yapıp ayrıldık kutlu beldedenP Adeta dünya içre başka bir dünyadan dualarımız ,hurmalarımız ve zemzemlerimizle döndük aranıza.Rabbim hepimizin umrelerini, dualarını kabul eyleyip mübarek yerleri tekrar tekrar görmeyi nasip etsin.Kişinin manevi hayatını gözden geçirmesi,ruhi bir yenilenme içine girmesi ve manevi dünyasını yeniden imar etmesi için önemli bir fırsat olan bu ibadet yolculuğuna bütün kardeşlerimizi muvaffak ve müyesser kılsın. Burhaniye İmam-Hatip Lisesi Müdürü Cemalettin Kapusuz HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Talha BOYALIK SAYFA:3 ÖĞRENCİLERİMİZ ANTALYA DUACI KAMPINDA Öğrencilerimiz sömestri tatilinde Talha hocamız eşliğinde Yedihilal Derneği Antalya Kepez Duacı Kampına giderek, hem okuma hemde eğlencenin içiçe olduğu bir kamp gerçekleştirdiler. Kampa, Talha hocamızın pazartesi günleri Yedihilal Derneğinde yaptığı 'Arşın Gölgesindeki Genç' okumalarına okulumuzdan devam eden öğrenciler ve yine pazartesi günleri okul mescidinde yapılan 'Ebuzer' okumalarına katılan öğrenciler katıldı. Karnelerin alındığı 23 Ocak gecesi saat 23:00 da kampa okulumuzdan ve diğer okullardan katılan 1 00 kişilik öğrenci kafilemizle Antalya Kepez'e doğru yola çıktık. Gece yolculuğunun ardından sabah Antalya Kepez Duacı Kampına ulaştık. Dörder kişilik ahşap evlerimize yerleştikten kısa bir süre sonra müthiş bir yağmur ve fırtına ile karşılaştık. İstanbul'da pek rastlamadığımız şekilde yağan yağmur ve fırtına gözümüzü ciddi manada korkuttu ve altı günün böyle geçeceğini düşünerek kara kara ne yapacağımı düşünmeye başladık. Öğleye doğru dinen yağmur ve açan güneş bir günde hem yaz hem de kışı yaşamamıza vesile oldu. Cemaatle kıldığımız öğle namazından sonra kamp programını uygulamaya başladık: Kampımız 4 kişilik ahşap evlerden oluşan içerisinde sosyal alan olarak 2 seminer salonu, futbol sahası, golf sahası, basketbol sahası, paintball sahası, tırmanma alanı, tenis kortu ve 2 adet mescidi olan şirin bir yerdi. Kampımızın ilk günü futbol turnuvası, halat çekme turnuvası, çuval yarışması gibi etkinliklerimizi hemen başlattık. Kampımızın ilk gecesinde öğrencilerimize müslüman coğrafyası ve ümmet bilinci isimli bir seminer verdik. HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Talha BOYALIK SAYFA:4 Her gece akşam namazlarının ardından yaptığımız zikir saatleri ve her yatsı namazından sonra yaptığımız tefekkür saatlerimiz öğrencilerimiz için ilginç bir deneyim oldu. Her gece yatsı namazından sonra yaptığımız, bir saatlik arşın gölgesindeki genç okumalarında öğrencilerimiz Nurettin Yıldız hocanın arşın gölgesindeki genç kitabı ve Hakan Albayrak'ın Ebuzer kitapları olmak üzere ikişer kitap bitirdiler. Akşamları sohbet saatlerinde Antalya İmam Hatip Lisesi Müdürü ve Kepez Belediye Başkanı kampımıza gelerek öğrencilerimize sohbette bulundular. Kampımızın ikinci günü Antalya şehir gezimizi gerçekleştirdik. Düden Şelalesi, Antalya Kalesi ve eski Antalya şehrini gezdik. Üçüncü ve dördüncü günlerde turnuvalarımıza paintballı da dahil ederek öğrencilerimizin 1 5 tatili hem eğlenerek hem de okuyarak değerlendirdikleri, 5 vakit namazlarını cemaatle kıldıkları güzel bir kamp geçirmelerini sağladık. HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Kamp İzlenimleri 1 Antalya Kampı'nı şimdi de kampa katılan arkadaşlarımızın kalemlerinden okuyoruz. Kamp uzun bir yolculukla başladı İstanbuldan Antalya’ya. Gider gitmez bizi yağmurla karşılayan Antalya bizleri bungalovlarda beklemek zorunda bıraktı tabi. Ama çok geçmeden dinen yağmur ve açan güneş bizlere kamp analanını dolaşma imkanı verdi. Alanda bir halı saha, voleybol sahası, basketbol sahası, voleybol kortu, mini golf sahası, tırmanma duvarı, paintboll alanı gibi bir çok şey vardı. Birinci gün öyle yol yorgunluğu ile geçip gitti. İki tane mescit yaklaşık 500 metre uzaktaydı bungalovlardan. Kıldığımız namazlarda gidip gelmek, hele birde sabah namazında, oldukça zor geliyordu bizlere başta. Ama insan alışır tabi gide gele, gide gele. Birde yolda tekbir sesleriyle ilerleyince alışmak pekte zor olmadı da. Bizim gurubumuzun adı Sezai Karakoç’tu her guruba bir üniversiteli hoca ve bir de Müslüman bir önder adı. Her akşam da okuma Nurettin Yıldız hocanın Arşın Gölgesindeki Genç okumaları. Akşam namazından sonra zikir, yatsıdan sonra tefekkür saati. Bizlerde şaşırdık, okumalar tefekkür saatleri beklemiyorduk tabi.. SAYFA:5 Turnuvalar iyi başlamıştı bizim için halat çekmede, futbol ve paintboll turnuvasında ezip geçmesek de, iyiydik. Son günlere yaklaştıkça artık öyle bir hal almıştı ki her an biri TEKBİR diye bağırıp bizlerde cümbür cemaat ALLAHUEKBER demekten yılmıyorduk. Antalya gezisi günü en hızlı geçen günlerdendi. Düden Şelalesi ve Kale İçini gezdik, kampa dönme vakti gelmeden birde marketten abur cubur zulası yaptık. Geceleri herkes odasına çekilmişken marşlarla milleti dışarı topladık 1 5’dik 30 olduk uyuyanları uyandırdık.. Birde bizim kendi aramızdaki maceralar var tabi birbirimizin penceresinden not attık, kapıya biskrem bırakıp kaçtık. Dönüş zamanı geldi çattı, çıktık geldik. HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ İsmail TUFAN Kamp İzlenimleri 2 SAYFA:6 Kampa güzel bir giriş yapmıştık. Manevi olarak öğrendiğimiz bilgiler ve eksiksiz kıldığımız 5 vakit namazla beraber ilmi konuda kendimizi geliştirmeye ve iyileştirmeye çalıştık. Faaliyetler ve yarışmalarla da epey eğlenmiştik. Kiminde kazandık kiminde kaybetmiştik ama hep mutlu olmuştuk. Arkadaşlarımızın yaptığı ziyafetle de gece boyunca karnımızı doyurmuştuk. Tabi bana meyve suyu niyetine içirdikleri şampuanla da bayağı eğlenmişlerdi.Yaptığımız gezilerde farklı camilerde cemaatle kıldığımız namazlarla hem cemaati hem de namazın feyzini arttırmıştık. Kısacası hayatımın en güzel haftasını geçirmiştim. Hem bu imkanı sağlayanlardan hem de bizim gitmemizi sağlayanlardan Allah razı olsun. Buğra ARSLAN Kamp çok eğlenceli geçti. Kampın en sevdiğim yanı Futbol turnuvasıydı. Kampta paintball , kitap okumaları , Kuran-ı Kerim okumaları yaptık . 5 vakit namazları cemaatle kıldık. Geceleri arkadaşlarımızla iyi vakti geçirdik . Bir gün kapımızı biri çalıp gitti. Saat 1 2:00 idi . Kapıyı açtığımızda yerde kutuda 5 tane biskrem vardı . Kim bıraktı diye etrafa bakındık . Sonra lavoba çamından biri şise fırlattı . Şişenin üstünde afiyet olsun iyi geceler yazıyordu . Değişik bir geceydi . Sabah kalktığımızda yandakilerin yaptığını öğrendik . Kamptaki en eğlenceli geceydi. HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Kamp İzlenimleri -3 SAYFA:7 Yusuf Kasım DURGUT Okulumuzda Talha Hocamızın Eşliğinde Yedi Hilal Derneği’nin Kamp faaliyeti olduğunu öğrendik , Bu düzenlenen kampa ilk olarak pek gidecek gözüyle bakmamıştım ama daha sonradan kampa giden arkadaşlarımla iletişime geçtikten sonra olumlu cevaplar aldım. Kampa gitmeye karar verdim. Gerekli işlemleri yaptıktan sonra artık bir kamp yolcusuydum ve heyecanlıydım. Kamp yolcuğu başlangıcından sonuna kadar heyecan vericiydi,arkadaşlarımla aynı odada kalıp kaynaşma fırsatı yakaladık, birbirimizle yarışma, rekabet, eğlence, sohbet , şaka yapma imkanımız oldu. Antalya güzel bir Şehir Düden Şelalesi ise ayrı bir güzelliği var. Çuval yarışmasında çuvalımın yırtık olması sebebiyle birinciliği kaçırdım. Arkadaşım kazara şampuanlı kola içti. Paintbaal’da Bizim takımımız kazandı ve hiç vurulmadım .Önemli şahsiyetlerden Arş ‘ın Gölgesindeki Genç ve Ebuzer Okumaları Yapıldı. Namazlarımızı Cemaatle Birlikte kıldık. Bana göre her Gencin yaşaması gereken bir kamp yaşadık, Emeği geçen Herkesten Allah Razı OlsunP HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Buğra ARSLAN Gençlik Meclisi olarak çalışmalarımız hız kesmeden devam ediyor. 1 0 Şubat'ta Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi' nde yapılan Abdülhamit Han'ı anma programına ekipçe katıldık. Programın açılış konuşmasını tarihçiyazar Yavuz BAHADIROĞLU yaptı. Daha sonra senaristliğini Mustafa Akif EKŞİ'nin üstlendiği kendi oyunu olan "Eskitilmiş Kılıç" oyununu seyrettik. Programa 2.Abdülhamit Han'ın 4. kuşaktan torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu da katıldı. ESKİTİLMİŞ KILIÇ: 2. Abdülhamid Han'a karşı İngiltere elçisi bir oyun düzenlemeye çalışır. 2.Abdülhamit Han her Cuma namazdan önce halkını selamlıyormuş. İngiltere elçisi Cuma'dan önce 2.Abdülhamit'in arabasına bomba yerleştirip suikast düzenler. Bomba patlar ama 2.Abdülhamit Han'a bir şey olmaz. İngilizlerin Suriye'de su kuyusu yerine petrol kuyusu kazdığını anladığı için su kuyularını kapattırır. Bu iş İngilizleri hırslandırır. Elçi bir şekilde Abdülhamit Han'ı tahttan indirir. 2.Abdülhamit Han'ı Selanik'e yerleştirirler. Selanik düşmektedir. 2.Abdülhamit Han'ı İstanbul'a gtürmeye çalışırlar. 2.Abdülhamit Han'ın "Bu yaşımda bana silah verin vatanımı savunurum" sözleri dikkat çekmiştir. SAYFA:8 TİYATRODA 2.ABDÜLHAMİT HAN'IN İLGİMİZİ ÇEKEN YÖNLERİ; 1 )İngilizlerle ve Ermenilerle el sıkıştıktan sonra cebindeki mendille elini silmesi. 2) "Bu vatanı kanla aldık, kanla veririz" sözleri paranın onun için değerli olmadığını. 3) " İstanbul'u Selanik gibi bırakıp gidersem ceddim Fatih Sultan Mehmet ve Ebubekir El Ensari Hz. öbür tarafta yüzüme tükürmez mi?" demesi. DAHİ HÜKÜMDAR CENNET MEKAN II.ABDÜLHAMiT HAN HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Talha BOYALIK MÜSLÜMAN ÖNCÜLER YAZI DİZİSİ 3 SAYFA:9 Çok iyi bir tahsil görerek din ilimlerini ve Fransızcayı mükemmel bir şekilde öğrendi. Amcası Abdülaziz Han onu Mısır ve Avrupa seyahatlerinde yanında götürdü. Abdülaziz Han'ı tahttan indirip şehit ettiren, böylece Osmanlı Devleti'nde idareyi ele geçirin batı kuklası bazı paşalar, V. Murat'ın şuurunun bozulması üzerine, devlet işlerine karışmaması ve yalnız millet meclisinin çıkaracağı kanunlara göre hareket etmesi şartıyla, Abdülhamid Han'ı sultan ilan ettiler. II. Abdülhamit Han'ın güzel ahlakı, dine olan bağlılığı, edep ve hayasının derecesi, akıl ilim ve adaletinin çokluğu, milleti için gece-gündüz çalışması, düşmanlarına bile iyilik yapması, ciltler dolusu eserlerle anlatılmaktadır. Onun tahttan indirilmesinin üzerinden 1 0 yıl geçmeden imparatorluğun dörtte üçünün elden çıkması, memleketi 33 yıl nasıl idare ettiğine en açık delildir. Yine Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesiyle beraber kan gölü haline çevrilen Ortadoğu'da hala huzur tesis edilememiş olup, Arap alemi siyonizmin oyuncağı haline gelmiştir. Sultan İkinci Abdülhamid, yıkılmak üzere olan Osmanlı İmparatorluğunu 33 yıl ayakta tutmayı başarmış büyük bir padişahtır. Saltanatı: 1 876-1 908 Babası: Abdülmecid Han - Annesi: Tir-i Müjgan Sultan Doğumu: 21 Eylül 1 842 Vefatı: 1 0 Şubat 1 91 8 Tahta çıktığında Osmanlı Devleti tam bir bunalımın eşiğindeydi. Karadağ ve Sırbistan'da savaş aleyhimize dönmüş, Bosna-Hersek ve Girit'te ayaklanmalar çıkmış, mali kriz son haddine varmıştı. Abdülhamid Han büyük meseleler karşısında bunalan Osmanlı Devleti'ni bundan sonra dahiyane bir siyaset, adalet ve fevkalade bir kudretle yönetti. Düyun-u Umumiye idaresini kurarak iki yüz elli iki milyon tutan devlet borçlarını yüz altı milyona indirdi. Memlekette büyük bir imar faaliyeti ile eğitim ve öğretim seferberliği başlattı. Çoğu şahsî parasından olmak üzere cami, mescit, mektep, medrese, hastane, çeşme, köprü vs. gibi toplam 1 552 eser yaptırdı. Ülkenin dört bir yanını demiryolu ile döşedi. Yahudilerin Filistin'de bir cumhuriyet kurma teşebbüslerinin karşısına çıktı. Onların Osmanlı borçlarını bütünüyle silelim tekliflerini reddetti. Bu toprakların kanla alındığını, asla terk edilemeyeceğini sert bir dille bildirdi. Filistin DAHİ HÜKÜMDAR CENNET MEKAN II.ABDÜLHAMiT HAN HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Talha BOYALIK Sultan Abdülhamid Han'ı tahttan indirmeden Osmanlı Devleti'ni parçalamanın ve İslam'ı yok etmenin mümkün olmadığını gören bütün iç ve dış düşmanlar bu Türk hakanına karşı cephe aldılar. Bir taraftan Sultan'ı gözden düşürmek üzere her türlü iftira ve kötüleme kampanyaları yaparlarken, diğer taraftan suikastlar tertip ettiler. Ermeni asıllı Fransız yazar Albert Vandal'ın "Le Sultan Rouge=Kızıl Sultan" şeklinde ortaya attığı iftiraları aynen alan bazı gafiller, ansiklopedilere bunları yazarak genç nesilleri aldattılar. Bu arada Padişah'ın devlet idaresinde nüfuzunu kırmak isteyen batılılar, İttihat ve Terakki mensuplarını kışkırtarak 23 Temmuz 1 908'de İkinci Meşrutiyeti ilan ettirdiler. Böylece otuz yıl durmuş olan facialar tekrar başladı. 31 Mart Vakası sebebiyle İttihat ve Terakki ileri gelenleri tarafından tahttan indirilen Abdülhamid Han, Selanik'e gönderildi (27 Nisan 1 909). 1 0 Şubat 1 91 8'de Beylerbeyi Sarayı'nda vefat eden Abdülhamid Han'ın naşı Çemberlitaş'ta dedesi Sultan II. Mahmut'un türbesindedir. Sultan İkinci Abdülhamid, kültüre önem vermiş ve eğitim konusunda hizmet verecek birçok mekan yaptırmıştır. Üniversiteler, Güzel Sanatlar Akademisi, Ticaret ve Ziraat Okulları kuran Sultan İkinci Abdülhamid, ilk ve orta dereceli okullar, dilsiz ve kör okulları, kız meslek okulları da yaptırmıştır. Vilayetlere liseler, kazalara ortaokullar kurmakla beraber, ilkokulları köylere kadar ulaştırdı. İstanbul'da Şişli Etfal Hastahanesinive Darülaceze'yi kendi şahsi parasıyla yaptırdı. Hamidiye adı verilen nefis içme suyunu borularla İstanbul'a getirtti. Karayollarını Anadolu içlerine kadar uzatan Sultan İkinci Abdülhamid, Bağdat'a ve Medine'ye kadar da demiryolları döşetmiştir. Büyük şehirlere atlı tramvay hatları döşetti. SAYFA:1 0 Boş vakitlerini marangozhanede geçirir, harika eşyalar yapar, bunları sattırır ve parasını fakire fukaraya dağıttırırdı. Son derece şefkatli bir insan olan Sultan İkinci Abdülhamid'in kendisini öldürmek isteyenleri bağışlaması, dünya siyaset tarihinde görülmemiş bir olaydır. II. Abdülhamit Han'ın güzel ahlakı, dine olan bağlılığı, edep ve hayasının derecesi, akıl ilim ve adaletinin çokluğu, milleti için gece-gündüz çalışması, düşmanlarına bile iyilik yapması, ciltler dolusu eserlerle anlatılmaktadır. Onun tahttan indirilmesinin üzerinden 1 0 yıl geçmeden imparatorluğun dörtte üçünün elden çıkması, memleketi 33 yıl nasıl idare ettiğine en açık delildir. Yine Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesiyle beraber kan gölü haline çevrilen Ortadoğu'da hala huzur tesis edilememiş olup, Arap alemi siyonizmin oyuncağı haline gelmiştir. Vaktiyle İttihat ve Terakki fırkasının içinde Abdülhamid Han'a düşmanlık eden Filozof Rıza Tevfik ve Süleyman Nazif pişmanlıklarını aşağıdaki şiirliri ile dile getirmişlerdir. Tarihler adını andığı zaman, Sana hak verecek hey Koca Sultan, Bizdik utanmadan iftira atan, Asrın en siyasî Padişahına. (Rıza Tevfik) Padişahım gelmemişken ya da biz, İşte geldik senden istimdada biz, Öldürürler başlasak feryada biz, Hasret olduk eski istibdada biz. (Süleyman Nazif) HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ SÖMESTR SONRASI SENDROMU Tatil bizler için olduğu kadar çocuklar için de büyük önem taşıyor. Çocuklar heyecanla sömestr tatilini beklerken sömestr geldi de geçti bile. Uzun bir tatilin ardından tam da tatile alışmışken okulların açılması, deyim yerindeyse çocuklarda sömestr sonrası sendromu yarattı. Peki ya çocukların tatil sonrası okula, derslere adapte olabilmesi içi ne yapılmalı, ailelere düşen görevler neler? Sömestr tatili sonrası yapılması gerekenleri . Simav’a göre, sömestr sonrası çocukların okula ve derslerine adapte olmasında en büyük görev ailelere düşüyor. Ve bu görevlerin başında ise çocuğun bu geçiş dönemlerinde ailelerin onları hazırlayıcı ve destekleyici olması gerekiyor. Murat KAHRAMAN Programda eğlence ve dinlenmeye okul dönemi içinden daha fazla yer verilmelidir. Tatil sonrası sendromu oluşturmamak önemlidir. İkinci dönemin başlamasına çok fazla anlam yüklememek ve bunu çocuğa hissettirmemek gerekir. Bu durum yalnızca çocuğun stres yaşamaması için gereklidir. Yoksa başarılı olmaya önem vermemek anlamında değil. Eğer çocuk sendrom yaşıyorsa, yine abartılı olmadan onu sakinleştirecek ve güven verecek Çocukların tatil sonrası cümleler kurulmalı, yalnız olmadığı, sendromunu yenmek için ne yapmalı? kendisi gibi pek çok arkadaşının ikinci döneme başlayacağı anlatılmalı, Çocuklarda tatil sonrası arkadaşlarını özlemiş olacağı genellikle bir gevşeme oluyor. Bu, hissettirilmelidir. olması gereken bir durum. Yeni bir Burada ebeveyn tutumları ve eğitim dönemine, dinlenmiş ve kendini model olmaları önemlidir. Ebeveyn, yenilemiş olarak başlamak önemli. pazartesi sendromu yaşadığını çocuğuna Tatil bir ihtiyaç, zihnin, bedenin hissettiriyorsa ve kendisi yaşıyorsa, yenilenme sürecidir. Okul süresince çocuğundan ikinci döneme başlama çocuklar, başarılı olmak için çaba sarf sendromunu beklemelidir. ediyorlar. Çaba sarf etmeyen çocuk “Aileler kendi stres ve kaygılarını bile, başarı stresini ve başarısızlığın çocuklarına yansıtmamalı” kendinde yarattığı rahatsızlık hissini duyuyor. Tatil, tamamen programsız bir yaşantı demek değil. Yazılı program yapılmasa bile geçirilen günler çocuk tarafından planlanmalıdır. Çocukların ve ebeveynlerin tutumları, çocuğun yaş grubu, istekler, yaşamdan SAYFA:11 HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Murat KAHRAMAN SAYFA:1 2 Tatil sonrası okula gitmek istemeyen çocuğun ailesi ne yapmalı? Aile, tatil sonrası okula gitmek istemeyen çocuk için önceden bu durumun meydana gelmemesi adına çaba sarfetmelidir. 1 5 gün geçirilen tatilin ardından, “Okulun başlıyor, yarın okula gideceksin” tarzında bir tutum içinde olunmamalı, okula gitmeyi tehdit edici bir durum olarak yansıtmamalıdırlar. Zaman zaman okulun açılmasına 5 gün kaldı, 4 gün kaldı gibi hatırlatmalar yapılmalıdır. Bu hatırlatmalar, aile içinde sanki başkaları ile konuşuyor şeklinde yapılmalı ve çocuğa Tatil sonrası çocuğun okula hissettirilmelidir. motivasyonu Beden dili olarak da çok önemli bir şey yapıyormuş yaklaşımında bulunmamalıdırlar. Tatil sonrasında çocuğun okula Aileler, kendi stres ve kaygılarını çocuklarına motivasyonunda arkadaşları ile kurduğu yansıtmasalar aslında böyle bir durumda yakın ilişkiler, ailenin tutumları, öğretmenlerin yaşamayacaklar. tutumları, okulun idari yaklaşımları önemlidir. Çocuklar, anlaşılmak ve duyarlılık ister. Bunu çocuğu içine alan çevre gerçekleştirmelidir. Ders programı okulun dönem sonrası ilk haftasında genellikle rahat olur. Bu da çocukların derslere adaptasyonunda destekleyici bir faktördür. Öğretmenlerin sıcak; ancak belli mesafedeki tutumları öğrencilerin güven duygularını ve okula istekli gelmelerini destekler. Okul idaresinin anlamlı, öğrenci merkezli, öğrenciye değer veren ve belli disiplindeki tutumları da motivasyonu yükseltecektir. HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Seyit Ahmet KILIÇ SAYFA:1 3 Erdem Bayazıt Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş Yeni bir ülke yüzün ellerimde Bir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakın Tabiat bir bembeyaz gelinlik giymiş gibi Yüzüme kar yağıyor sanki elinmiş gibi Sensiz geçen zamanı belli yaşamamışım Sensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışım Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm (Güzlek, 1 971 ) Erdem Bayazıt HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Seyit Ahmet KILIÇ SAYFA:1 4 Hayatı Adil Erdem Bayazıt (1 939, Kahramanmaraş - 5 Temmuz 2008, İstanbul), Türk yazar, şair ve milletvekili. İlk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş’ta tamamlayan Bayazıt, sırasıyla 1 953’te İstiklal Ortaokulu’ndan, 1 959 yılında ise Kahramanmaraş Lisesi’nden mezun olmuştur. Aynı yıl kaydolduğu İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yüksek öğrenimine başlayan şair, tahsiline iki yıl kadar bu üniversitede devam ettikten sonra geçim sıkıntısı nedeniyle 1 961 yılında öğrenimini devam mecburiyeti olmayan Ankara Üniversitesine nakleder. Bayazıt 1 963 senesinde yüksek öğrenimine ara vererek askere gider. Erdem Bayazıt askerden döndüğünde Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne kaydolur. 1 971 yılında buradan mezun olan Bayazıt, memuriyet hayatına atılır ve edebiyat öğretmeni olarak Kahramanmaraş’ta vazifesine başlar. Mezun olduğu Kahramanmaraş Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olarak görev yapan şair, daha sonra Kahramanmaraş İl Halk Kütüphanesi’ne müdür olur. Henüz öğrencilik yıllarında şiir yazmaya başlamış olan Bayazıt, Edebiyat ve Mavera dergilerinin kurucuları arasında yerini alır. İlk şiir kitabı olan “Sebeb Ey” 1 972 yılında Edebiyat Yayınları arasında (2. ve 3. baskısı Akabe Yayınları), son şiirleri “Risaleler” adı altında 1 987’de Akabe Yayınları arasında çıkmıştır (2. baskı 1 989). Bu iki kitap İz Yayıncılık tarafından “Şiirler” adı altında 1 992 yılında bir arada basılmıştır (4. baskı 1 998). 1 987 yılı seçimlerinde Kahramanmaraş’tan milletvekili adayı olur. 29 Kasım 1 987 milletvekili seçimlerinde Anavatan Partisi’nden aday olan Bayazıt, Kahramanmaraş milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 1 8. dönem çalışmalarında Milli Eğitim ve Çevre Komisyonlarında görev alır. 1 988 yılında Risaleler adlı şiir kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği Şiir Ödülünü kazanır. 1 991 seçimlerinde adaylığını koymayan Bayazıt, İstanbul’a yerleşir. Evli ve dört çocuk babası olan Bayazıt’ın şiir ve yazıları Açı, Hamle (Kahramanmaraş), Çıkış (Ankara), Yeni İstiklal, Büyük Doğu, Edebiyat, Mavera, Yedi İklim ve Hece dergilerinde yayınlanmıştır. Erdem Bayazıt, 5 Temmuz 2008 tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir. HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Yarıyıl tatilimi memleketim Konya’da geçirdim ama havaların ısındığı bahar ve yaz aylarında daha bir başka olur. Yazın İstanbul’un bunaltıcı nemli havasından kaçmak, tarihe ve damak tadınızın çağırdığı bir yere yolculuk yapmak isterseniz Konya sizi memnun edecektir. Konya Konya ... Huzur kelimesinin tam anlamıyla yer edindiği bir kültüre sahip olan bu güzel şehir tarihi boyunca çeşitli devletlere başkentlik yapmış olmanın yanı sıra, hali hazırda da Türkiye'nin yüz ölçümü bakımından en büyük kentidir. Büyük bir bölümü İç Anadolu'nun yüksek düzlükleri üzerine rastlayan Konya, Türkiye’nin en engebesiz illerinden olduğu için dikkatinizi ilk olarak bisikletler çeker. Türkiye’de görmeye alışık olmadığımız kadar çok bisiklet kullanıcısı vardır Konya’da. Toplamda 240 km'ye ulaşan bisiklet yollarıyla hem yerel halka hem de ziyaretçilerine bisiklet ile keyifli ve güvenilir yolculuk imkanı sunan kentte, bisiklet kiralayabileceğiniz pek çok nokta vardır. Ali ÖZDALKIRAN SAYFA:1 5 İçinde barındırdığı pek çok türbe, medrese, cami ile manevi yolculuklara çıkmanızı sağlar ama daha eskiye gitmek isterim derseniz UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınan ve Dünya’nın en eski yerleşimlerinden biri olan Çatalhöyük’de Konya merkeze çok yakındır. Yeşilin pek çok tonuna ev sahipliği yapan Meram Bağları ziyaretçilerini villa tipi evlerle karşılar, Meram Deresi etrafına konuşlanmış çay bahçeleri ile sohbet ortamı sağlar. Geceleri ise Akyokuş Tepesi’nden izlenebilecek ışıkları ile sizi romantik bir ruh haline sokar. HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Ali ÖZDALKIRAN SAYFA:1 6 Konya’daysanız, günlerden pazarsa, Gelelim Konya denince akla gelen ilk hele bir de mevsim yazsa, hemen her ara şeye, yani Hz. Mevlana Celaleddin Rumi’ye... sokakta en önemli Konya adetlerinden biri olan Konyalılar için “Mevlana torunu olmak” diye bir düğün pilavına rastlamanız mümkündür. İçeri gurur kaynağı vardır. girip misafir olduğunuzu söylemeniz baş üstünde ağırlanmanız için yeterli olacaktır. Mevlana Medresesi ve Türbesi hem yerli hem de yabancı turistlerin akınına uğrar; Önce büyük büyük sofralara eşlik eden Hz. Mevlana’nın fikirleri ve felsefesi tüm küçük taburelerden birinde kendinize bir yer dünyadan insanların ilgisini çekmektedir. 22 bulmanız lazım. :) Ardından sırası ile gelecek dile çevrilen Mesnevi eseri ile tüm insanlığın olan yoğurt çorbası, bamya çorbası, etli pilav manevi dünyasını zenginleştirmektedir. ve zerde tatlısı ile midenizde bayram şenlikleri başlatabilirsiniz. Özellikle bamya çorbası ve etli pilavı çok başkadır. Coğrafya Öğretmeni: Ali Erdoğan Konya mutfağı oldukça lezzetli ÖZDALKIRAN yemekler ile donatılmıştır; etli ekmek mutlaka tatmanız gereken lezzetler arasındadır. Lezzetlerden konu açılmışken tandır (fırın) kebabından bahsetmeden olmaz İSLAM DÜNYASINDA EĞİTİM KURUMLARI HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Eğitime çok büyük önem veren İslam’da, ilk öğretim işi, Peygamberimizin Bedir Savaşı sonunda harp esirlerini okumayazma işinde görevlendirmesiyle başlar. Buna göre her esir, on tane okuma-yazma bilmeyen çocuğa, okuma-yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakılmıştır. Peygamberimizin Mekke’den, Medine’ye hicretinden sonra yaptığı ilk işlerden birisi, mescidin yanına yaptırdığı “Suffa” isimli eğitim kurumu idi. Suffa, gündüzlü ve yatılı olarak Müslümanlara hizmet veren ve tüm masrafları varlıklı kişilerce karşılanan bir eğitim kurumu idi. Suffa’daki eğitim faaliyeti peygamber mescidi olan “Mescid-i Nebi” den bağımsız değildi. Burası tüm mesaisini ilim tahsiline adamış ya da zaman zaman ilim öğrenmeye gelen Müslümanlarla dolup taşıyordu. Mescid-i Nebi’deki ilim faaliyeti sonraki camilere de örnek olmuştur. Pek çok yerde camiler bir ilim merkezi haline gelmiştir. Mısır’da bulunan Amr camisi ve Ezher camisi, Şam’da bulunan Emeviye camii, Bağdat’ta bulunan Mansur camisi bu türün en seçkin örnekleridir. Endülüs’teki Kurtuba camii sadece Müslümanlara değil pek çok Avrupalıya da ilim irfan yuvası olarak hizmet etmiştir. İslam Medeniyetinde eğitim kurumlarından biri de küttaplardır. Aydın DURDU SAYFA:1 7 Küttaplar medreselerden önce açılan, medreselerden sonra da var olan bir eğitim kurumu idi. Önceleri genel okuma-yazma öğretimini verildiği mektepler görevini üstlenirken, sonraları çocuklara medrese öncesi eğitim veren ilk mektepler konumunu almıştır. Küttaplar kasaba ve köylere kadar yayılmıştı. İslam medeniyetinde bir başka eğitim kurumu da Beytü’l-hikme’dir. Hicri ikinci asrın sonlarına doğru felsefe tıp ve diğer ilimlerin okutulduğu bir kurum olarak kurulan Beytü’lhikme, özellikle aklî ilimlerin müzakere edildiği bir merkezdi. Musul’da Daru’l-ilim, Kahire’de Daru’l-Hikme içinde her ilimle alakalı kitapların bulunduğu bir ilim merkezi olmuşlardır. Temelleri Harun Reşid zamanında atılan Beytü’l-hikme kurumuna oğlu Me’mun rasathane ve kütüphane eklemiştir. Bu eğitim merkezlerinin yanında bazı kitapçı dükkanlarının da (Havanitü’lVernakin) ilim faaliyetleri için kullanıldığı bilinmektedir. Cahız gibi bir çok bilgin bu dükkanlardan kiralayıp araştırma yaparlardı. Bunlardan başka emir ve vezirlerin sarayları da ilmî edebî meclislerin tertip edildiği eğitim kurumları arasında idi. Bu saraylarda devlet adamlarının çocuklarına “müeddip” adı verilen hocalar özel İSLAM DÜNYASINDA EĞİTİM KURUMLARI HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Aydın DURDU SAYFA:1 8 İslam eğitim kurumlarından en etkili ve yaygın olanı medreselerdir. “Ders okunan yer” anlamına gelen medreseler, dini ilimler başta olmak üzere tıp, astronomi, matematik ve diğer ilimlerin de okutulduğu eğitim merkezleridir. Medreseler genel akademi ve üniversite özelliği taşır. Profesör görevi üstlenen “müderris”lere “muid” denen görevliler yardım ederdi. Türkler’in İslam dünyasına girmesiyle gelişen medreseler Selçuklular ve Osmanlılar döneminde köylere kadar yayılmış ve gücünü artırmıştır. Selçuklu döneminde resmî kurum niteliğini kazanan medreselerde çok sayıda yabancı eser de tercüme edilmiştir. Osmanlılar döneminde medreselerin Fatih’in ve Kanuni’nin gayretleriyle çok gelişip zirveye ulaştığını, branşlara dönük medreseleşmenin olduğunu görürüz. Başlı başına bir eğitim kurumu olan hastanelerin yanında tıp medreseleri de eğitimdeki yerini a . Astronomi çalışmalarının yapıldığı rasathaneler de benzer eğitim kurumlarındandır. Genel eğitim veren medreselerin yanında kurulan ihtisas medreselerinin Daru’l-Kurra, Medresetü’lKudât, Medresatü’l-Vaizîn gibi pek çok örneği vard. Medreselerin en büyüğü ve en önemlisi Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün 1 067’de Bağdat’ta kurduğu Nizamiye Medresesi’di Osmanlılar döneminde Saray Mektepleri ve Askeri Mektepler de önemli yer tutmuştur. Benzer medreseler Nişapur, İskenderiye, Kudüs, Konya (Karatay, Medresesi ve İnce Minareli Medrese), Tokat Antalya, Harran, Karavin, Sivas (Gökmedrese, Çifte Minareli Medrese, Burûciye Medresesi), İznik, Granada, Fas ve Bağdatt’ta, açılmıştır. İslam medeniyetinin eğitim kurumlarından Birûnî, Battânî, Fârâbî, Gazâlî, İbn-i Rûşd, İbn-i Sînâ, Kindî, Cabirb. Hayyan Harizmî gibi dünya çapında bilginler yetişmiş; İslam medeniyetine ve insanlıa büyük katkı yapmışlardı. İşte Gerçek Örümcek Adam: Geko Kertenkelesi HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Örümcek adam filmini izlemeyen yoktur. Dümdüz zeminlere tırmanabilen bu kahramana hepimiz çoğu zaman hayran olmuşuzdur. Doğada milyonlarca yıldır yaşayan ve örümcek adam karakterinden çok daha üstün özelliklere sahip gerçek örümcek adamların olduğunu biliyor muyuz? Geko kertenkeleleri olarak bilinen bu canlılar, duvarda veya tavanda, düz bir yolda yürüyormuşçasına rahat hareket edebilir ya da cilalı bir zeminde baş aşağı bir konumda koşturabilirler. Hatta düz bir tavana tek ayağı ile tutunup, vücudunu aşağı bırakarak asılı durabilirler. Asılı olduğu anda 1 20 kilogramı kaldırabilir. Bu kertenkelenin ayağının altında milyonlarca tüycük bulunur. Bu tüycükler o kadar küçüktür ki, bir metrenin ancak 200 milyarda biri uzunluğundadırlar. Her bir tüycüğün ucunda da yaklaşık bin tane mikroskobik tüycük vardır. Fatih TÜRKEN SAYFA:1 9 Gekonun ayağındaki tüycükler, zayıf elektrostatik çekim etkisi (Van der Waals kuvveti) oluşturur. Kertenkelenin ayağında moleküllerin arasında olan gibi bir çekim kuvveti ortaya çıkar, çünkü ayağının altındaki tüyler yüzey yoğunluğunu artırır. Böylece yüzeyle çok kuvvetli bir yakın temas sağlanır. Ve ortaya büyük bir yapışma kuvveti çıkar. Gekonun tutunduğu yeri çabucak bırakabilmesi de aynı ölçüde hayranlık uyandırıcıdır. Geko vücudunu baş aşağı tutmak için sadece 2500 parmak kılına gerek duyar. Kellar Autumn’a göre "Eğer 6,5 milyon kılın hepsi aynı anda tutunursa, 1 20 kilogram kaldırabilir. Ancak bu hayvanlar belirgin bir kuvvet olmadığında ayaklarını milisaniyeler içinde çekmeyi başarabilir." Gecko ayaklarını yapıştıkları yerden kurtarabilmek için parmaklarını yüzeyle, tam olarak 30 derecelik bir açı yapacak biçimde ayarlar. Bu açıyla adım atmadığı takdirde ayaklar yüzeye kilitli kalır. İşte Gerçek Örümcek Adam: Geko Kertenkelesi HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ Bugün artık birçok alanda gekonun ayaklarındaki yapıdan esinlenilerek hayatımızı kolaylaştıracak tasarımlar yapmak mümkün. Örneğin, Stanford Üniversitesi'nde yapılan Stickybot da (Yapışkan robot) gekonun anatomisi taklit edildi. Robot tıpkı geko gibi ucu kıllı parmaklarıyla yüzeyi tutuyor ve bırakıyor. Ama şimdilik yalnızca bir salyangoz hızında hareket ediyor. Tasarımcıları onun günün birinde arama kurtarma çalışmalarında kullanılabileceğini umuyor. "Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. O'nun, alnından yakalayıp denetlemediği hiç bir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)" (Hud Süresi, 56) Fatih TÜRKEN SAYFA:20 Kaliforniya Üniversitesi'ndeki araştırmacıların tasarladığı bir yapıştırıcı gekonun parmaklarındaki kıllardan esinlenilerek yapıldı. Yumuşak bir yüzeye bastırıldığında, lifler geko kıllarının molekül çekimi aracılığıyla "yapışma" yeteneğini aynen sergiliyor. Santimetrekare başına düşen 40 milyonu aşkın mikro lif olağanüstü bir kavrama gücü oluşturuyor. Bu malzemeyle kaplı bir eldiven giyen insan cam bir duvarda asılı kalabilir. Spor malzemeleri üreten Dunlop firması gekonun ayak yapısından esinlenerek tenis raketlerinin sapına teri uzaklaştıran, öncekilere göre % 50 daha iyi ve hassas kavrama sağlayan raket tutamakları geliştirdi. Geko kertenkelesi’nde bulunan tüm özellikler kertenkelenin genetik yapısında mevcuttur. Bu canlılar üzerlerinde bulunan ve bizim yeni keşfettiğimiz üstün teknolojileri yaklaşık 200 milyon yıldır kullanmaktadırlar. Kuşkusuz küçücük bir canlının kendinde bulunan bu özelliklerin farkında olması ve bu olayları bilinçli bir şekilde gerçekleştirmesi mümkün değildir. Geko ve tüm canlıları yaratan, onları üstün teknolojilerle donatan Yüce Allah’tır. Rabbimiz’in ilmi her şeyi kuşatmıştır. HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ HİCRAN GÜNEŞ SAYFA:21 HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ TUBA DURU SAYFA:22 HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ TUBA DURU SAYFA:23 HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ HATİCE GÜL SAYFA:24 BİR TEŞEKKÜR 1 . Dönem bizlerle olan, kahrımızı çeken; birlikte eğlendiğimiz, güldüğümüz, gezdiğimiz, üzerimizde büyük emekleri olan değerli kıymetli can arkadaşlarımız Emine ŞANALMIŞ, Nesrin ŞEN GÖR, Merve ÇAMCI, Yasemin YAZICI hocalamıza teşekkür ediyor kendilerine yeni okullarında ve hayatlarında başarı, mutluluk diliyoruz. Aramıza yeni katılan Meltem BİRİCİK, Zehra HÜLAGÜ, Erkan KAHRAMAN,İbrahim AVCILAR, Neriman ESENDEMİR,Ahmet CORTOĞLU, İpek GÜNAY hocalarımıza da aramıza hoş geldiniz diyor, hep birlikte başarılar diliyoruz. AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ ☺ 1 3 Güzel Öneri NUR ÇELİK SAYFA:25 AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ 1 3. Diş ve diş etlerimiz için faydalı olan misvak da diş fırçasına destek olarak kullanılmalıdır. Ayrıca unutulmamalıdır ki, bazı diş macunu kimyasında misvak özütü kullanılır. Misvağın lifli kısmının diş fırçasından daha etkili olduğu da bilinmektedir. ☺ 1 3 Güzel Öneri NUR ÇELİK SAYFA:26 LİDER KİME DENİR? HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ NERİMAN ESENDEMİR SAYFA:27 Sözlükte lider tanımına baktığımızda daha çok “Bir birimin başındaki yönetici kimse”, “Yönetme yetkisi verilen kişi” ya da “Yönetme kapasitesine sahip olan kişi” vb tanımlar vardır. Lider yönetmez, önde gider ve ona inanan gönüllü takipçileri vardır. Liderin yönetilenleri yoktur, dava arkadaşları vardır. Aslında başarılı, karizmatik, çevresindekileri yönlendirmeyi bilen pek çok yönetici vardır. Fakat iş bir davayı omuzlamaya geldiğinde tam anlamıyla sınıfta kalırlar. Neden? Çünkü becerikli, yakışıklı, başarılı olmak başkadır, toplumsal ilhama ve ilham verici bir karaktere sahip olmak başkadır. Lideri, davasından tanırsınız ya da size verdiği bu histen. Davası olmayan veya davasının ne olduğunu bile kavrayamayanlar lider olamazlar. HER ÖNCÜ BİR LİDER MİDİR? EĞER EVET DİYORSANIZ, AŞAĞIDAKİ RESME DİKKATLE BAKINIZ. AŞAĞIDAKİ RESİMDE BİR LİDER GÖREBİLİYOR MUSUNUZ? Lider olmak demek, kitlelere “dokunmak” demek, onlara ilham vermek,onları küçük ya da büyük bir “dava” nın parçası yapabilmektir. Tam bu noktada liderliği tanımlayacak olursak; alalade, sıradan insanları, olağanüstü insanlara çevirebilme sanatıdır liderlik. Tıpkı kainatın güneşi Efendimiz (s.a.v) gibi. LİDER KİME DENİR? HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ NERİMAN ESENDEMİR SAYFA:28 . Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen cahiliye dönemindeki insanlardan, her biri ayrı bir yıldıza dönüşen Sahabeleri yetiştirmesi gibi. Lider, vizyonunu dava arkadaşlarına son derece net ve berrak bir şekilde ifade edebilen ve takipçilerinin ona sevgi ve saygıyla bağlandığı kimselerdir.Vizyonunu ifade edememiş, inanç ve kararlılıktan yoksun kişilerin liderlik misyonunu devam ettirebilmesi mümkün değildir. Lider ölse de onun mirasına sahip çıkanları vardır. Oysa tarihte zulmüyle öne çıkmış Firavun’dan, Nemrut’tan bugun eser kalmamıştır. Çünkü onların insanlığa bıraktığı bir miras da yoktur zaten. Zulüm bir liderlik özelliği olamaz; kendisi gibi düşünmeyene ölüm fermanı vermeyi liderlikle karıştıranların “O” yüce Peygamberimiz Hz.Muhammed’ in (s.a.v) ve onun kıymetli Ashabı’nın ortaya koyduğu liderlik anlayışını iyi kavramaları gerekir. Onlar, şiddet göstermeksizin kuvvetli, zayıflık göstermeksizin yumuşak olan gerçek liderlerdi. Lider; saatin kaç olduğunu öğrenmek isteyen insanları, sürekli saatine bakmaya muhtaç bırakan değil, herkesi saat sahibi yapan kişidir.Gerçek liderler, dava arkadaşlarının menfaatlerini her zaman kendi menfaatlerinin üstünde tutar; bu özellik lideri ortaya çıkaran önemli bir özelliktir. Bakın Hz. Aişe annemiz, gerçek bir lider olan Efendimiz (s.a.v)’in her zaman başkalarını düşünmesini nasıl açıklıyor; “Rasulullah hiç bir zaman doyasıya yemedi. İsteseydik yiyebilirdik fakat Rasulullah başkalarını nefsine tercih ederdi.” Lider, davasını o kadar açık ve hoş bir uslupla ortaya koyar ki, ona gönül veren insanlar her türlü zorluğa rağmen, severek, isteyerek ve çok büyük bir aşkla peşinden giderler. Liderin olduğu yerde belirsizlik olmaz; o her zaman son sözü söyleyerek belirsizliği ortadan kaldırır. Lider, anlatmak istediğini son derece güzel bir dille ifade edebilen kişidir; burdan sözleri edebi olarak söylemek manası anlaşılmamalıdır. Aksine lider, en karmaşık konuları en az kelimeyle ve en anlaşılır biçimde ifade edebilen kişidir. Nitekim Peygamberimiz Hz. Muhammed bu özelliğini şu sözleri ile ifade etmiştir: “ Ben, az ve öz söz söyleme (cevami’ul-kelim) özelliği ile donatılmış olarak gönderildim.” (Buhari) buyurmuştur. Lider, dürüst, kararlı ve tutarlı bir kişilik bütünlüğüne sahiptir. En zor anlarda dahi ne yapılması gerektiğini öngörebilen bir sezgiye, son derece geniş bir perspektife sahiptir. Lider, günü geçiştiren kararlar almaz; aldığı kararlar bağlayıcıdır ve gelecekteki olayları da etkili kılar. Mevcut ortamı değerlendirme, tehlikeleri fark etme ve risk yönetiminde geleceğe yönelik etkin kararlar alabilme ve bu kararları uygulayabilme becerisi, liderin olmazsa olmaz özelliklerinden biridir. Peki neden liderlere ihtiyaç duyulur? Mutlaka bir liderin peşinden gitmek mi gerekir? Araştırmalar, liderlere en çok krizlerde ve hızlı değişim dönemlerinde ihtiyaç duyulduğunu söylüyor. Günümüz dünyasında, Global bir ekonomik kriz içinde yaşıyoruz. En zengin insanlar iflas, CEO’lar intihar ediyor. Tüm dünya bu kaosla baş etmeye çalışıyor. Dünyadaki politik dengeler, terör, savaş, ekonomik krizler ve ahlaki bozukluklar nedeniyle hayatımızdaki güven ve tehlike odakları sürekli yer değiştiriyor. Dolayısı ile liderlere her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Toplumun en küçük yapı taşı olan aile başta olmak üzere, yönetimde, kamu kuruluşlarında, sivil toplum örgütlerinde, öğretim kurumlarında, şirketlerde, genç nesil arasında gerçek liderlere ihtiyacımız var. Lider seçiminde dikkat edilmesi gereken önemli ayrıntılar vardır. Lider, liderlik özelliklerinin bir kısmına değil, tamamına sahip olmalıdır.Aksi taktirde toplum felakete sürüklenebilir. LİDER KİME DENİR? HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ NERİMAN ESENDEMİR SAYFA:29 Kişiyi lider yapan temel özelliklerden birisi kendi vizyonunu gerçeğe dönüştürebileceğine inanması ve çevresindekileri de buna inandırmasıdır. Bu, liderin gücüdür. Lider, çevresini o kadar inandırır ki, herkes bu vizyonu gerçeğe dönüştürmede ona katılır. Daha çok çalışmaya, fedakarlık yapmaya, zorluklara katlanmaya hazırdırlar. Tam da bu noktada dava artık sadece liderin olmaktan çıkıp, izleyenlerine de ait olmaya başlar. Bu, yanılgının da başladığı andır. İnsanlar, liderlerini o kadar benimserler ki, onlara sahip olmadıkları kadar güç atfederler. Çünkü lider ne kadar güçlüyse, vizyonun gerçekleşme ihtimali de o kadar güçlüdür. Doğal olmayan liderler için bu hayranlığa kapılmamak mümkün değildir. Liderin takipçileri liderin bir parçasıdırlar ve lider ne kadar güçlüyse onlar da o kadar güçlüdür. Karşılıklı birbirini besleyen bu mekanizmaya, liderin direnmesi giderek zorlaşır. LİDER KİME DENİR? HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ NERİMAN ESENDEMİR SAYFA:30 Bu oyunun bozulmasını, gerçekler tarafından engellenmesini istemeyen takipçiler, liderin bu rüyadan uyanmaması için bir süre sonra onu gerçeklerden, kötü haberlerden, yetersizliklerden, risklerden, hatalardan, başarısızlıklardan korumaya başlarlar. Böylece tüm organizasyon camdan bir fanusta yaşamaya başlar. Bu da organizasyonun kötü sona gidişinin başlangıcıdır. Hakkın karşısında batılla var olmaya çalışan vizyonlar, gerçek olmayan liderlerin, kuruntusu olmaktan öteye gidememiştir. Bu durumu Şey Edeb Ali Osmanlı imparatorluğunun kurucusu olan Osman Bey’e verdiği öğütte ne güzel dile getirmiş: “Oğul, insanlar vardır şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Avun oğlum avun. Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen sabah rüzgarında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını yener. Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın.” 1 400 yıl öncesinden tevhid vizyonu ile doğmuş İslam davası, asırlardır her dönemde kendi bayraktarlarını bulmuş ve bulmaya da devam edecektir. Yediden yetmişe bu nurla boyanmış liderler, toplumun her alanında örnek olmuş; çağlar açıp, çağlar kapatmış komutanından, onları yetiştiren lider annelerine, çocuklarına kadar hep aynı davanın parçası olmuşlar. Sonuç olarak lider, kitleleri felakete sürükleyen, zulümle varlıklarını sürdürmeye çalışan sözde kahramanlar ya da kendilerine bir şekilde yetki verilerek öne sürülmüş insanlar değildir. Gerçek liderler onlardır ki, kendilerini öldürmeye gelenler, yine onlar da dirilmişlerdir. Sabır goncalarının gül olup açmasını bekleyebilmek, bir gül yetiştirebilmek için, bin dikenin acısına katlanabilmektir liderlik. Neriman Esendemir www.akwa.us HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ SAYFA:31 Ara tatilde okulumuzda tadilat ve temizlik çalışmaları yapıldı. Okulumuzun lavaboları tadilattan geçirildi. Lavaboların boyları küçültüldü. Okulumuzun temizliği Üsküdar Belediyesi tarafından yapıldı. Tüm sınıflar, koridorlar, pencereler, lavabolar, merdivenler ve okul bahçesi temizlendi. Katkılarından dolayı Üsküdar Belediyesi'ne teşekkür ederiz. H NECİP FAZIL'DAN MESAJLAR HAVADİS SAYI 1 6- 1 6/02/201 5 PAZARTESİ SAYFA:32 EDİTÖR : HATİCE GÜL