BES`te Otomatik Katılım - Türkiye Sigorta Birliği

Transkript

BES`te Otomatik Katılım - Türkiye Sigorta Birliği
’ten
NİSAN-HAZİRAN 2014
SAYI: 36
BES’te Otomatik
Katılım
Bireysel Emeklilik
Sistemi’nde otomatik
katılım, bir işyerinde
çalışmaya başlayan
kişilerin otomatik olarak
bir emeklilik planına
dahil edilmesi şeklinde
işler. Sistem,
işverenlerin bir
emeklilik şirketi ile
anlaşmalarını ve işe
başlayan çalışanların
sisteme katılması için
gerekli olan altyapıyı
kurmalarını gerektirir.
’ten
Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik
Şirketleri Birliği yayınıdır
3 ayda bir yayınlanır
Para ile satılmaz
ISSN: 13057839
GÖRÜS
1 Başkan’dan
3 Birlik Gözüyle
11 Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü
‹mtiyaz Sahibi
Türkiye Sigorta, Reasürans ve
Emeklilik Şirketleri Birliği Ad›na
Ramazan ÜLGER
BİRLİK’TEN HABERLER
6
Genel Yay›n Yönetmeni
Mehmet KALKAVAN
Sorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü
Füsun DEDEHAYIR
Yay›n Kurulu
Mehmet KALKAVAN
Zihni METEZADE
Atilla OKSAY
Füsun DEDEHAYIR
Müge SOYSAL
12
15
20
27
Yardımcı Editör
Serap GÜNSAV
Trafik güvenliği yarışmasının sponsoruyduk
Birlik'e ziyaretler
DTO ve Türk Loydu’nun toplantılarına katıldık
Paris’te OECD’nin toplantısına katıldık
Yeni Başkan, Ramazan Ülger oldu
TSB Genel Sekreterliği'ne Mehmet Kalkavan atandı
Insurance Europe Genel Kurulu'ndaydık
Birlik yönetimi, basınla buluştu
Hazine ve Dünya Bankası çalıştayının ev sahibi olduk
Kapak Konusu: Bireysel Emeklilik Sistemi’nde otomatik katılım
Mevzuat Sorunlar ve Yargı Kararları
Sigorta ‹statistikleri
Uzman Gözüyle
HABERLER
32
Çizer
Serdar GÜNB‹LEN
Yönetim Yeri
Türkiye Sigorta Reasürans ve
Emeklilik Şirketleri Birliği
Adres: Büyükdere Cad. Büyükdere Plaza No:
195/1–2 34394 Levent / ‹STANBUL
Tel: 0212 324 19 50
Faks: 0212 325 61 08
E-posta: [email protected]
32
35
38
43
46
52
57
61
GÜVENCE HESABI
S‹GORTA TAHK‹M KOM‹SYONU
S‹GORTA B‹LG‹ VE GÖZET‹M MERKEZ‹
AVRUPA B‹RL‹⁄‹ VE S‹GORTA
TSEV
SEGEM
DASK
TARS‹M
DIS BASIN
B‹RL‹K’ten dergisinde yay›mlanan yaz› ve
fotoğraflar›n tüm haklar›
Türkiye Sigorta, Reasürans
ve Emeklilik Şirketleri Birliği’ne aittir.
Kaynak gösterilerek kullan›labilir.
Haramidere Beysan Sanayi Sitesi
Birlik Cad. No: 20 34524
Büyükçekmece - ‹stanbul
[email protected]
III. Basketbol Turnuvası düzenlendi
12
Görsel Dan›şman
Sertaç BALA
Bask›
Ömür Matbaac›l›k A.Ş.
‘Sigorta Haftası’ etkinliklerle kutlandı
İNCELEME-ARASTIRMA
Yay›n Dan›şman›
Noyan DO⁄AN
Dergide yeralan köşe yaz›lar›ndan doğabilecek
hukuki sorumluluk, yazarlar›n kendisine aittir.
5
6
6
7
7
7
8
8
9
10
10
67
67 Önlemler sel kayıplarını azalttı
67 Sırbistan ve Bosna Hersek’te sel
68 İspanya’da zorunlu sigortalar sorunu
68 Standard&Poor’s’tan Felaketle Mücadele raporu
69 Afetlerin faturası 10 yılda 200 milyar dolar
69 İngiltere’de sahte hasara tedbir paketi
70 Yükselen ekonomilerde politik risk artışı
70 Prim hacmi 2013 yılında yüzde 1,4 arttı
70 Sigortacılar sanat piyasasını hedefliyor
71 BM, küresel ısınmayı mercek altına aldı
71 Korsanlık faaliyetleri azaldı
71 İngiliz sigortacılar sıkı denetime girecek
72 Batılı şirketler İran’a teslimatta çekimser
72 İspanya, Solvency II için fazla yetki istiyor
BAŞKAN’dan
Sev­gi­li Mes­lek­taş­la­r›m ve
De­ğer­li Bir­lik’ten Okur­la­r›,
Bu sayıyla birlikte Türkiye Sigorta
Birliği’nin yeni yönetimi olarak ilk 3
aylık dönemimizi geride bırakıyoruz. Nisan ayında Olağan Genel
Kurulumuzu gerçekleştirdik ve yeni
yönetim olarak arkadaşlarımızdan
bayrağı devraldık. Bu vesileyle geçmiş dönemde Birliğimiz organlarında görev alan tüm arkadaşlarımıza
teşekkür ederim.
Genel Kurulumuz, Birlik üyesi 61
şirketin üst düzey yöneticilerinin
katılımıyla gerçekleşti. Centilmence
geçen bir seçim süreci sonunda
önümüzdeki iki yıl süreyle görev
alacak Birlik Başkanı, Hayat Dışı
Yönetim Komitesi, Hayat ve
Emeklilik Yönetim Komitesi ile
Denetim ve Disiplin Kurulu üyeleri
belirlendi. Ardından komiteler tarafından yapılan seçimler doğrultusunda Yönetim Kurulumuz oluşturuldu. İki yıl süresince Birlik adına
görev üstlenecek tüm arkadaşlarıma başarılar dilerim.
Yeni yönetim olarak 5 Haziran
2014 tarihinde düzenlenen toplantıda basın mensuplarıyla bir araya
geldik. Ekonomi, finans ve sektörümüz basınından temsilcilere, 2013
yılsonu ve 2014 yılı ilk çeyrek gerçekleşmelerinin aktarıldığı toplantıda, Oto Sigortaları ve Sigortacılıkta
Dönüşüm Projeleri hakkında ayrıntılı bilgilendirme de yapıldı.
Geçtiğimiz dönem Birliğimiz adına bir
diğer önemli gelişme ise 1 Temmuz
2014 tarihi itibariyle TSB Genel
Sekreterliği görevine Sayın Mehmet
Kalkavan’ın atanması oldu. Kendisine
halihazırda yürütmekte olduğu bu
görevinde başarılar dilerim.
Yılın ilk çeyrek döneminde elde edilen sonuçları değerlendirdiğimizde
ise, sektörün dengeli bir seyir izlediğini söyleyebilirim. Özellikle kasko
branşında 2013 yılında yaşanan
BAŞKAN’dan
olumlu seyrin, bu yılın ilk çeyreğinde
de devam ettiğini görüyoruz.
Maalesef oto branşında kaşıkla bir
taraftan alıp, kepçeyle diğer tarafa
vermekteyiz. Önümüzdeki iki yıllık
süreçte en büyük hedefimiz oto
sigortalarını gerek kasko ve gerek
trafik sigortasında daha dengeli ve
tahmin edilebilir bir seviyeye getirebilmek. Bütün projelerimiz bu amaca
dönük olarak planlanıyor veya
devam ettiriliyor.
2014 ilk çeyreğinde hayat sigortası
primlerinde yüzde 18 gibi ciddi
oranda bir düşüş yaşanması, özellikle bireysel emeklilik tarafında
ortaya çıkan açığı kapatması anlamında önemli bir vazife gören hayat
sigortası açısından üzerinde önemle
durulması gereken bir gelişme. Yılın
geri kalan kısmında bu hasar maliyetlerindeki artışın devam etmesi ve
bu konuda yasal düzenlemelerin
yapılamamış olması en önemli
etken. Bu yıl trafikte tam serbest
tarifeye geçildi. Serbest tarife ile
birlikte sürücü bilgileri analizleri çerçevesinde bazı sürücülerin primlerinde düşme oldu. Maliyetlerin artmaya devam ettiği bir dönemde
primlerin azalması sonuçları olumsuz etkileyecektir.
2013 yılında kasko branşındaki
kârlılığın 2014 yılında da devam
ettirilmesi bugünkü konjonktürde
kolay gözükmüyor. Kaskoda ortaya
çıkan kârlılıkla beraber primlerin
yeniden düşmeye başladığını, dövizde yaşanan artış ile hasar maliyetlerinin arttığını görüyoruz.
Yangın branşında, 2012 yılında
basına yansıyan 100’ün üzerinde
büyük yangın hasarı oldu. 2013
yılında sigortalı tesislerde sahip olunması gereken standartlar konusunda
daha sıkı riziko analizleri yapılmaya
02
başlandı. Hasar sayılarındaki azalma
ve riziko analizlerinin güçlendirilmesinin de etkisi ile yangın branşı,
2013 yılını başarılı tamamlayan
branşlardan biri olmuştur.
Bireysel Emeklilik Sistemi'nde şirketlerinin 7-8 sene gibi bir süre sonunda normal bir büyümeyle başa başnoktasını yakalayıp kâra geçmeye
yönelik öngörüsü vardı. 2013 yılında kesintilerle ilgili önemli düzenlemeler yapıldı ve şirketlerin gelirleri
önemli ölçüde azaldı. Bu düzenleme
sonucu şirketlerin zararları önemli
ölçüde arttı. Bunun yanında sistemin hızlı büyümesini sağlayacak
Devlet Katkısı modeline geçildi.
Devlet Katkısının etkisi ile 2013
yılında katılımcı sayısında ve fon
büyüklüğünde önemli artışlar sağlandı. Tasarrufların artmasının ülkemiz için taşıdığı ekonomik ve stratejik önem ile üyemiz emeklilik şirketleri için taşıdığı önem dolayısıyla
Bireysel Emeklilik Sistemi'nde büyümeyi teşvik edecek modeller üzerinde çalışmalar devam ediyor. Bu
kapsamda çalışanların bir işyerinde
işe başladıklarında otomatik olarak
bir emeklilik planına dahil edilmesi
ve ilgili kişilere belirli bir süre içinde
isterlerse plandan çıkma imkanı
verilmesi olarak tanımlayabileceğimiz “otomatik katılım” ve performans kesintisi ile ilgili çalışmaları
düzenleyici otoriteler ile birlikte
yürütülmektedir.
Sonuç olarak, 2013 yılında önceki
senelere göre daha iyi bir yıl geçiren
sektörümüzün, bu yılı da başarılı
şekilde geçireceğine inanıyorum.
Tüm sektör paydaşlarımıza çabaları
için teşekkürlerimi sunarım.
Say­g›­la­r›m­la,
Ramazan ÜLGER
Başkan
BİRLİK GÖZÜYLE
De­ğer­li Bir­lik’ten Okur­la­r›,
Son birkaç yıldır Birlik olarak sigorta
ve bireysel emeklilik sektörünün
önünü açacak; önemli uygulamaların
hayata geçirilebilmesi için gerekli alt
yapıyı hazırlayacak projeleri planlayarak yürütmekteyiz. 2014 yılı
sonunda tamamına yakınını bitirmeyi
hedeflediğimiz bu projeler hayatımıza
önemli yenilikler getirecek olup daha
önce çeşitli platformlarda anlatmış
olduğumuz bu projelere bu sayımızda
kısaca değinmek isterim.
Hayat dışı sigortalarda gerek prim
üretimi ve gerek tazminat ödemelerinde önemli bir yer tutan oto sigortaları projelerimizin merkezinde yer
almaktadır. Bugüne kadar birçoğu
haklı olmasa da oto sigortalarına
ilişkin aldığımız eleştirilerin başında,
sigorta şirketlerinin kasko ve trafik
sigortasında farklı kalitede hizmet
sunmaları gelmektedir. Bu eleştiri
trafik sigortasında tazminat alan
kişilerin poliçenin sahibi olmamasına dayandırılmakta; hatta bu öngörüden yola çıkılarak tazminat alacaklılarını korumak üzere oluşturulan bazı düzenlemeler de hayatımıza girmiş durumdadır.
Son on yıldır devamlı surette zarar
etmesine ve suiistimale en açık branş
olmasına karşın trafik sigortası özelinde bu denli eleştiri alınması sonra-
sında yurt dışı uygulamalar
Birliğimizce mercek altına alınmış ve
Avrupa’da uygulanmakta olan
“Doğrudan Tazmin” modeli üzerinde önemle durulmuştur. 2008 yılından bu yana çalışmalar zaman
zaman teknik nedenlerle dursa da,
bu konuda önemli bir mesafe kat
etmiş durumdayız. 2014 yıl sonu
veya 2015’in ilk yarısında gerekli alt
yapı ve mekanizmalar kurularak;
dahil olunması tamamen ihtiyari olunacak bu sistem kullanıma hazır hale
getirilecektir.
“Doğrudan Tazmin” sisteminde trafik kazasında kusuru olmaksızın
aracı zarar gören kişiler kendilerine
zarar veren aracın trafik sigortacısına değil; kendi trafik sigortacısına
giderek aracını tamir ettirmektedir.
Böylelikle tazminatı alması muhte-
3
BİRLİK GÖZÜYLE
mel kişi hizmet alacağı sigortacıyı
seçme; hizmetinden tatmin olmadığını iddia ettiği sigortacıyı ise değiştirme hakkına sahip olacaktır. Bu
uygulamanın hayata geçmesi ve
uygulanması halinde; trafik ve
kasko sigortalarında farklı kalitede
hizmet sunulduğu yönündeki eleştirilerin de tarih olacağı açıktır.
Bir diğer önemli projemiz de “Yedek
Parça ve Servis Sertifikasyonu” adı
altında yine oto sigortaları ile ilgilidir.
Oto sigortalarında kullanılan yedek
parçaların kalitesiz; anlaşmalı servislerin ise gerekli şartlara sahip olmadığı yönündeki eleştirilerin önüne geçmek; kafalarda bu yönde soru işareti
bırakmamak adına başlattığımız,
ancak bunu yaparken de halihazırda
sunmakta olduğumuz hizmetin kalitesini daha da yukarılara taşıyacak ve
bu alanın suiistimalini de azaltacak
önemli bir projemizdir.
Tüm sigorta ürünlerini kapsayacak
bir diğer projemiz de “Sigorta
Suiistimal Bürosu” projemizdir.
Bilindiği üzere dünya genelinde
sigorta, doğası gereği kötüye kullanıma son derece müsaittir ve kötüye kullanıma bağlı sigorta şirketlerinin ödediği tazminatın toplam tazminata oranı; bu alandaki mücadeleye bağlı olarak yüzde 10 ila 30
arasında değişmektedir. Bu alandaki mücadelemiz halihazırda çok ileri
düzeyde olmasa da yüzde 10 olan
asgari oranı baz aldığımızda ortalama 1 milyar TL gibi bir tazminat
tutarının üzerinde soru işareti belirmektedir. Bu anlamda 2014 yılsonuna kadar kurulacak olan büronun
tek işlevi sigorta suiistimali ile
mücadele olacaktır ki bu alandaki
çalışmaların underwriting aşamasında da son derece fayda sağlayacağına şüphe yoktur.
Diğer taraftan bireysel emekliliğe
olan talebi artırmak ve sisteme
girenleri tutundurmak için alınması
gereken aksiyonlarla ilgili olarak da
önemli bir çalışmamız devam etmek-
4
te olup konuya ilişkin oluşturulan
öneriler
sonbaharda
Hazine
Müsteşarlığı ile paylaşılacaktır.
Gerek son dönemlerde iyice gerileyen tasarruf oranını artıracak teşvikler ve gerek ülkemiz insanının pasif
dönemde hayat standartını koruyabilmesine yönelik hedefler kamu
otoritesinin bu alana katkı sağlayacak enstrümanlara olumlu yaklaşmasına neden olmaktadır. Bu amaca
yönelik en önemli araçların başında
yer alan Bireysel Emeklilik Sistemi'ni
geliştirecek önerilere, bugüne kadar
olduğu gibi önümüzdeki dönemde
de ihtiyaç duyulan desteğin kamu
otoritesince verileceğine olan inançla bu çalışmalara devam etmekteyiz.
Tasarruf seviyesini arttıracak ve
kişilerin emeklilik dönemlerinde
yaşam standartlarının düşmemesini
sağlayacak bir ürün olan irat sigortaları konusunda da mevcut ürünleri
çeşitlendirici bir çalışma yürütülmektedir. Söz konusu çalışmanın
sonuçlarını önümüzdeki sene içerisinde almayı ümit ediyoruz.
Bunun dışında Birliğimiz nezdinde
kimi devam eden kimi geliştirme
aşamasında olan irili ufaklı çok sayıda proje mevcuttur. Önemli projelerimizi bitirdikçe yerine sektöre maksimum faydayı sağlayacak yeni projeleri koymak konusunda gereken
çabayı göstermekteyiz.
2013 yılını tatmin edici sonuçlarla
kapatan ve bu seyri 2014 ilk çeyreğinde de sürdüren sektörümüze;
yürütmekte olduğumuz bu projelerle
daha yüksek kalitede hizmet üretmesi ve bunu da teknik sonuçlarına
olumlu yansıtması konusunda azami
desteği TSB olarak sağlamaya
devam edeceğiz.
Bu vesile ile sağlıklı, huzurlu ve
mutlu bir yaz geçirmenizi dilerim.
Say­g›­la­r›m­la,
Mehmet Kalkavan
Genel Sekreter
BİR­LİK’TEN HA­BER­LER
‘Sigorta Haftası’
etkinliklerle kutlandı
Sektörde yer alan kurum ve kuruluşlar tarafından
sigorta bilincinin yayılması hedefiyle ülke çapında
veya bölgesel olarak farklı etkinlikler düzenledi.
igorta Haftası, sigorta bilincinin tabana yayılması ve geleceğin bugünden yapılandırılması için sigorta alanında faaliyette bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından eş zamanlı etkinliklerle 26
Mayıs – 1 Haziran 2014 tarihleri arasında kutlandı.
S
Sektörde yer alan kurum ve kuruluşlar tarafından sigorta bilincinin
yayılması hedefiyle ülke çapında veya bölgesel olarak farklı etkinlikler düzenledi. Hazine Müsteşarlığı Stratejik Planı kapsamında her yıl
Mayıs ayının son haftası kutlanması kararlaştırılan Sigorta Haftası ile
tüketicilerin doğru bilgilendirilmesi, sigorta hakkında bilinçlendirilmesi, tüketicilerin sektöre ve sektörün geleceğine güven duyması
hedefleniyor.
Bu yıl Sigorta Haftası kapsamında T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı,
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Türkiye Sigorta Birliği’nin
(TSB) oluşturduğu Sigorta Bilinçlendirme ve Tanıtım Stratejisi Komisyonu
tarafından yürütülen çalışmalar ve desteklenen etkinlikler şöyle:
·
·
·
·
·
·
·
·
Hafta boyunca web sitelerinde kullanılması amacıyla sigorta
sektörü hakkında genel bilgi veren bir infografik hazırlandı.
Türkiye genelinde 9 gazetede (Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet,
Akşam, Türkiye, Yeni Şafak, Sabah, Star, Dünya) hafta boyunca
ilan yayınlandı.
SEGEM tarafından düzenlenen III. Ulusal Sigorta Sempozyumu
26 Mayıs Pazartesi günü saat 09:30-16:30 arasında günü
InterContinental İstanbul Hotel’de gerçekleşti.
SAB Sigorta Acenteleri Derneği tarafından düzenlenen Türk
Müziği Korosu konseri 26 Mayıs Pazartesi akşamı 19:30-21:00
saatleri arasında Milli Reasürans Konser Salonu’nda izlendi.
TARSİM tarafından Beykoz ilçesine bağlı Mahmut Şevket Paşa
Köyü’nde, 27 Mayıs Salı günü 11:00-15:30 saatleri arasında
TARSİM Pazar Yeri organizasyonu gerçekleştirildi.
TÜSİAR, BASİAD ve SADER derneklerinin ortak organize ettiği
ağaç dikme etkinliği 29 Mayıs Perşembe günü Ankara’da gerçekleşti.
SEGEM Resim Yarışması Ödül Töreni ve Sergi Açılışı 30 Mayıs
Cuma günü saat 15:00’te SEGEM TOBB Plaza’da yapıldı.
Birlik tarafından düzenlenen III. Basketbol Turnuvası, 1 Haziran
Pazar günü oynanan final maçlarının ardından Şişli Terakki
Vakfı Lisesi Spor Salonu’nda, “Sigorta Haftası” etkinliği kapsamında gerçekleştirilen ödül töreni ile sona erdi.
05
BİR­LİK’TEN HA­BER­LER
III. Basketbol Turnuvası düzenlendi
igorta şirketleri çalışanları arasındaki
iletişimi, birlik ve dayanışmayı artırmak,
sporu teşvik etmek amacıyla düzenlenen TSB
III. Basketbol Turnuvası, 19 Nisan-1 Haziran 2014
tarihleri arasında gerçekleştirildi. Sigorta ve
bireysel emeklilik şirketleri ile TARSİM çalışanlarından oluşan toplam 19 şirketten 30 takım
Akatlar/Şişli Terakki Vakfı Lisesi Kapalı Basketbol
Salonu’nda oynanan hafta sonu maçlarıyla
mücadele etti.
S
Toplam 7 hafta süren mücadelenin sonunda 1
Haziran Pazar günü gerçekleştirilen final maçında Anadolu Hayat Emeklilik turnuvanın şampiyonu oldu. Axa Sigorta’nın ikinci, Garanti
Emeklilik’in üçüncü ve Ray Sigorta’nın ise dördüncü olduğu turnuva aynı gün gerçekleştirilen
ödül töreniyle sona erdi. Ödül töreninde takımlara kupalarını ve madalyalarını Birlik Başkanı
Ramazan Ülger ve Genel Sekreter Yardımcısı
Atilla Oksay verdi. Turnuva şampiyonu olan takıma ayrıca 5.000 TL para ödülü takdim edildi.
Trafik güvenliği yarışmasının sponsoruyduk
Birliğin sponsorluğunda ‘IOS ve Android Uygulama, Oyun, İnteraktif
Kitap Yarışması’ sonuçlandı.
irliğin sponsoru olduğu trafik
güvenliği konusunda halkı
bilgilendirmek ve bilinçlendirmek,
doğru davranışları kazandırmak
amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü
Trafik Hizmetleri Başkanlığı’nın
düzenlediği cep telefonlarında, bilgisayarlarda ve FATİH projesi kapsamında öğrencilere dağıtılan tabletlerde kullanılabilen “IOS ve Android
Uygulama, Oyun, İnteraktif Kitap
Yarışması” sonuçlandı.
B
Birincilik ödülüne layık eser bulunamayan yarışma sonucunda, ikincilik ödülü Ümit Boncukçu’ya
06
ait “Trafik Günlüğüm” adlı android
uygulamasına, üçüncülük ödülü
Osman Murat Teket, Dorukhan
Tüfekçi, Selçuk Sarı’ ya ait “Trafik”
adlı android uygulamasına, jüri
özel ödülü; Ümit Boncukçu’ya ait
iOS uygulamasına verildi. Hacı
Sarıkaya’ya ait “Trafik Eğitim” adlı
android uygulaması ve Hakan
Özyurt’a ait “Furkiturki” adlı android uygulamasının teşvik ödülü aldığı yarışmanın, ödül töreni Birliğin
katılımı ile 21 Mayıs 2014 Çarşamba günü 5.
Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu’nda
gerçekleşti.
BİRLİK'E ZİYARETLER
AMICE Genel Sekreteri
DTO ve Türk Loydu’nun
toplantılarına katıldık
Nisan 2014 tarihinde Brüksel merkezli Mütüel Sigortacı ve Sigorta
Kooperatifleri Birliği (AMICE) Genel Sekreteri
Gregor Pozniak tarafından Birliğe bir çalışma ziyareti gerçekleştirildi. Birliğin Genel Sekreter
Vekili Mehmet Kalkavan tarafından temsil edildiği
toplantıda, Türkiye ve Avrupa’daki sigorta kooperatiflerinin yapısı ve özellikleri hakkında karşılıklı bilgilendirme yapıldı.
irlik, Deniz Ticaret Odası’nın
(DTO) 35 No.lu Gemi Klas
Müesseseleri, Sigortacılar, Deniz
Ekspertiz ve Sürveyör Faaliyetleri
Meslek Komitesi’nin 23 Mayıs 2014
tarihinde gerçekleşen toplantısına
katıldı. Toplantıda, Birlik ve oda temsilcileri sektördeki sorunlara ve beklentilere ilişkin görüş alışverişinde bulundu.
IUMI Genel Sekreteri
Birlik, 9 Mayıs 2014 tarihinde Tuzla Türk
Loydu Vakfı’nda düzenlenen Türk
Loydu Vakfı 55. Olağan Genel Kurul
toplantısına katıldı. Birlik çalışanlarının
temsilci olarak katıldığı toplantıda
2013 çalışma raporu takdim edilerek,
bilanço, denetim raporları görüşüldü.
2014 bütçesinin takdim edilip onaylanmasının ardından Türk Loydu Vakfı’nın
gündemindeki konular görüşüldü.
24
Nisan 2014 tarihinde Uluslararası
Nakliyat Sigorta-ları Birliği (IUMI)
Genel Sekreteri Lars Lange tarafından
Birliğe bir çalışma ziyareti gerçekleştirildi.
Toplantıda IUMI Genel Sekreteri, 2015 yılında gerçekleştirilecek IUMI Yönetim Komitesi toplantısı ile 1 günlük
IUMI konferansının Mayıs ayında İstanbul’da Birliğin ev
sahipliğinde gerçekleştirilmesi talebini Birliğe iletmesinin ardından yapılacak işbirliğine yönelik olarak görüş
alışverişinde bulunuldu.
7
Moğolistan Mali Düzenleme
Komisyonu’ndan TSB, SEGEM
ve SBM’ye ziyaret…
ürkiye’de sigorta sektörünü tanımak ve incelemek amacıyla Moğolistan Finansal Düzenleme
Komisyonu (FRC) Sigortacılık Bölümü; 9 Haziran 2014’te
TSB ve SEGEM’e, 19 Haziran 2014’te de Sigorta Bilgi ve
Gözetim Merkezi’ne (SBM) çalışma ziyaretinde bulundu.
Gerçekleştirilen toplantılarda, kurumların temsilcileri tarafından Moğol heyetine Türk sigorta ve bireysel emeklilik
sektörü hakkında ayrıntılı bilgilendirme yapıldı, heyetin
soruları yanıtlandı. Toplantılarda; Moğol yetkililer tarafından da Birlik, SEGEM ve SBM yetkililerine; Moğolistan
sigorta sektörü, kurumları, denetim ve gözetim otoritesi
ve yeni çıkartılan sigortacılık yasası ile ilgili bilgi verildi.
T
FRC, Moğolistan devletinin finansal düzenleyici kuruluşu olarak hizmet veriyor. T.C. Hazine Müsteşarlığı’na
benzer bir yapıyla faaliyetlerini sürdüren FRC; mali
piyasada istikrar sağlamak, finansal kurumları düzenlemek, ilgili mevzuatı uygulamak ve izlemek gibi görevlere sahip bulunuyor.
B
Paris’te OECD’nin
toplantısına katıldık
irlik, 5–6 Haziran 2014 tarihlerinde OECD’nin Paris’teki merkezinde düzenlenen OECD Sigorta ve
Bireysel Emeklilik Komitesi’nin (IPPC)
93. Oturumu’na katıldı. Toplantının ilk
gününde sigortacıların yatırım stratejileri, üye ülkelerdeki piyasa trendleri ile
düzenleme konusundaki gelişmeler,
yıllık gelir sigortaları, mortalite ve uzun
ömürlülük riski gibi konular ele alındı.
B
Toplantının ikinci gününde ise doğal
afet risk finansmanı, kurumsal yatırımcıların rolü gibi konular değerlendirildi. İki
gün süren oturumlara OECD üyesi ülkelerden delegeler ile konu ile ilgili kurum
ve kuruluşlardan temsilci ve konuşmacılar katıldı.
07
BİR­LİK’TEN HA­BER­LER
Yeni Başkan, Ramazan Ülger oldu
irliğin Olağan Seçimli
Genel Kurul Toplantısı,
11 Nisan 2014 Cuma günü
gerçekleştirildi. Birlik üyesi 61
şirketin üst düzey yöneticilerinin katıldığı seçimde, başkan
adaylarından
Groupama
Sigorta AŞ Genel Müdürü
Ramazan Ülger 42, diğer başkan adayı Allianz Sigorta AŞ
CEO’su Solmaz Altın ise 19 oy
aldı. Daha önce Birlik Denetim
Kurulu Başkanı olarak görev
yapan Ramazan Ülger, yeni
Birlik Başkanı oldu.
B
Sigortacılık Kanunu uyarınca
yapılan seçimde ayrıca,
Hayat Dışı Yönetim Komitesi, Hayat ve Emeklilik
Yönetim Komitesi ile Denetim ve Disiplin Kurulu
üyeleri de belirlendi.
yeni yönetim KURULU
Türkiye Sigorta Birliği’nin yeni
Yönetim Kurulu üyeleri, 21 Nisan
2014 Pazartesi günü gerçekleştirilen toplantının ardından belirlendi.
Türkiye’deki tüm sigorta, reasürans ve emeklilik şirketlerini tek
çatı altında birleştiren Birlik, 11
Nisan 2014 Cuma günü gerçekleştirilen Olağan Seçimli Genel
Kurul Toplantısı’nın ardından ilk
kez toplanarak yeni Yönetim
Kurulu üyelerini belirledi. Birlik
Başkanı’nın başkanlık edeceği 4
üyeli Birlik Yönetim Kurulu; Hayat
Dışı Yönetim Komitesi ile Hayat ve Emeklilik
Yönetim Komitesi Başkanları’nın yanı sıra her iki
komiteden seçilen birer üyeden oluşuyor.
TSB Genel Sekreterliği'ne
Mehmet Kalkavan atandı
ürkiye Sigorta Birliği Genel Sekreter
Vekilliğini yürütmekte olan Genel
Sekreter Yardımcısı Mehmet Kalkavan, 1 Temmuz 2014 tarihi itibariyle TSB Genel Sekreterliği
görevine asaleten atandı.
T
Çalışma hayatına 1993 yılında Sigorta
Denetleme Kurulu’nda başlayan Kalkavan,
Başkan Yardımcılığı da dahil olmak üzere çeşitli görevlerde bulundu. 2009 yılında Hazine
Müsteşarlığı’ndan ayrılarak Türkiye Sigorta,
Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği’nde Genel
Sekreter Yardımcısı olarak göreve başladı.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat
Bölümü’nden mezun olan Kalkavan, yüksek lisansını Boston Üniversitesi’nde finans alanında yaptı.
08
Tarım Sigortaları Havuzu, Güvence Hesabı,
DASK, Sigorta Tahkim Komisyonu, Türk Sigorta
Enstitüsü Vakfı ve Türk Loydu Vakfı’nda Yönetim
Kurulu üyesi olan Mehmet Kalkavan, evli ve iki
kız çocuğu babasıdır.
Insurance Europe
Genel Kurulu'ndaydık
irlik, 11 Haziran 2014 tarihinde Malta
Sigorta Birliği’nin ev sahipliğinde
Valetta’da düzenlenen Insurance Europe 2014
Yılı Genel Kurul Toplantısı ile 12 Haziran tarihinde düzenlenen 6. Uluslararası Sigorta Konferansı’na katıldı.
B
2014 yılı Genel Kurul toplantısında Insurance
Europe Başkanı Sergio Balbinot tarafından
Insurance Europe'un önümüzdeki dönemde
üstleneceği görev ve faaliyetler hakkında ulusal Birlik temsilcilerine bilgi verildi.
12 Haziran 2014 tarihinde gerçekleştirilen
“Değişimdeki Zorluklar: Sigortada Küresel
Trendler” konulu 6. Uluslararası Sigorta Konferansı ise Asya, Avrupa ile Kuzey ve Güney Amerika
ülkelerindeki sigorta denetleme kurumu yetkilileri ve sigorta sektöründen temsilcileri bir araya
getirdi.
Açılış konuşmasının Malta Başbakanı tarafından yapıldığı konferansta dünya sigorta sektörünün gündemindeki konulara ilişkin çeşitli oturumlar gerçekleştirildi.
09
BİR­LİK’TEN HA­BER­LER
Birlik yönetimi, basınla buluştu
irliğin yeni yönetimi Birlik Başkanı
Ramazan Ülger’in liderliğinde 5 Haziran
2014 tarihinde Feriye Lokantası’nda düzenlenen toplantıda basınla bir araya geldi. Sigorta
sektörünün 2013 yılsonu ve 2014 yılı ilk çeyrek
B
gerçekleşmelerinin aktarıldığı toplantıda çalışmaları sürmekte olan 2 önemli proje hakkında
da bilgi verildi. Özellikle ‘Oto Sigortaları Projesi
ile ilgili branşta tüm sektör tarafından uygulanacak yeni iş modeli çalışması anlatıldı.
Hazine ve Dünya Bankası
çalıştayının ev sahibi olduk
irlik, 24 Nisan 2014 tarihinde Hazine
Müsteşarlığı tarafından Dünya Bankası
desteği ile yürütülen “Sigortacılıkta Sermaye
Yeterliliği Rejiminin ve Denetiminin Güçlendirilmesi” projesi çalıştayına ev sahipliği yaptı.
B
10
Çalıştay kapsamında projeye nihai şeklinin
verilmesinden önce eldeki bulgular sigorta ve
emeklilik şirketleri ile paylaşılarak gerekli revizyonların yapılmasına yönelik şirket temsilcileri
ile görüş alışverişinde bulunuldu.
HA­Zİ­NE MÜS­TE­ŞAR­LI­ĞI Sİ­GOR­TA­CI­LIK GE­NEL MÜ­DÜR­LÜĞÜ
Tüketici Lehine Sigorta Sözleşmeleri
ile Mesafeli Akdedilen Sigorta
Sözleşmelerine İlişkin;
Yönetmelik Yayınlandı
igortacılık Kapsamında Değerlendirilecek Faaliyetlere, Tüketici Lehine Yapılan
Sigorta Sözleşmeleri ile Mesafeli Akdedilen
Sigorta Sözleşmelerine İlişkin Yönetmelik 25 Nisan
2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
S
Yönetmelik ile hedeflenen; hızla yaygınlaşan ve
sigorta ile benzer bazı özellikler taşıması nedeni
ile belirsizlik arz eden uzatılmış garanti hizmetlerinin sınırlarının çizilmesi ve sektörde yaygın olarak uygulanan tüketici lehine yapılan sigorta
sözleşmelerine ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir. Buna ek olarak, yönetmelikle tarafların
karşı karşıya gelmeden akdettikleri sigorta sözleşmelerine ilişkin düzenlemelere de gidilmiştir.
Yönetmelik, sigorta ve reasürans
şirketleri ile sigorta teminatı veren
emeklilik şirketlerine ek olarak,
sigorta ettiren sıfatı ile tüketici lehine
sözleşme akdeden kişileri kapsaması
nedeniyle çok geniş bir alanda etkili
olmuştur. Bu çerçevede,
teknomarketlerden bankalara kadar
geniş bir uygulama alanına sahiptir.
verildiği ile ilgili yanlış izlenime yol açmayacak
şekilde hareket edilmesini şart koşar.
MESAFELİ SÖZLEŞMELER
GARANTİ VERİLEN ÜRÜNLER
Yönetmelik, sigorta ve reasürans şirketleri ile
sigorta teminatı veren emeklilik şirketlerine ek
olarak sigorta ettiren sıfatı ile tüketici lehine sözleşme akdeden kişileri kapsaması nedeniyle çok
geniş bir alanda etkili olmuştur. Bu çerçevede,
teknomarketlerden bankalara kadar geniş bir
uygulama alanına sahiptir.
Muhtelif adlarla kişilere uzatılmış garanti verilen
ürünler açısından bakıldığında yönetmelikle
getirilen temel kriter, bir malın üretici ve ithalatçısı tarafından Tüketiciyi Koruma Kanunu kapsamında çıkarılan ikincil düzenlemeler gereği verilmesi zorunlu olan garantinin süresinin uzatılması
veya kapsamının genişletilmesinin sigorta kapsamında değerlendirilmemesidir.
Yönetmelik tüketici lehine yapılan sigorta sözleşmeleri ile ilgili olarak teminatın kim tarafından
Ayrıca, yönetmelik gereği tüketici lehine yapılan sigorta sözleşmelerinde, sigorta ettiren,
yaptığı sözleşme karşılığında sigorta şirketinden
ya da emeklilik şirketinden ücret, komisyon
veya benzeri menfaat temin edemeyeceği
gibi bu şirketler ile arasındaki herhangi bir hukuki ilişki nedeniyle, sigorta şirketine ya da sigortacılık yapan emeklilik şirketine prim geliri sağlamak amacıyla tüketici lehine sigorta sözleşmesi akdedemez.
Mesafeli akdedilen sigorta sözleşmeleri ile ilgili
olarak getirilen en temel husus, mesafeli sigorta akdedeceklerin işi yürütebilecek şekilde
gerekli organizasyon ve teknik alt yapıya sahip
olması gerekliliği ve konu ile ilgili olarak Hazine
Müsteşarlığı’na bildirim yükümlülüğüdür. Konu
ile ilgili teknik altyapıda bulunması gereken
asgari gerekliliklerle ilgili Hazine Müsteşarlığı’nca
yürütülen çalışmalar kısa sürede yürürlüğe
girecektir. m
11
KAPAK KONUSU
Bireysel Emeklilik
Sistemi’nde
otomatik katılım
Kerem ÖZDAĞ
TSB Ge­nel Sek­re­ter Yar­d›m­c›­s›
yılının Ekim ayında hayata geçen
Bireysel Emeklilik Sistemi, aradan geçen
10 yılı aşkın sürede 4,7 milyon katılımcı sayısına
yaklaşmış ve katılımcıların fon tutarı 30 milyar TL
büyüklüğe ulaşmıştır. 2013 yılında başlamış olan
devlet katkısı teşviki sonrasında ise devlet katkısı fon tutarı 2 milyar TL’yi aşmıştır.
2003
Bireysel Emeklilik Sistemi, kişilerin emeklilik
dönemlerinde refah seviyelerinin düşmemesine katkı sağlamasının yanında yurtiçi tasarrufları arttırıcı etkisi ile ülke ekonomisine yarar
sağlamaktadır. Yurtiçi tasarrufların düşük
olması, ülkenin dış finansmana bağlılığını arttırarak cari açığı yükseltmektedir. Gelişmekte
olan ülkelerde yurtiçi tasarrufların gayrisafi
yurtiçi hasılaya oranı % 33 seviyesinde iken
Türkiye’de bu oran yaklaşık % 13’tür. Bu durum,
kamu otoritesini tasarrufları arttırıcı önlemler
almaya zorlamaktadır. 2013 yılında yürürlüğe
giren devlet katkısı sistemi, kişileri Bireysel
Emeklilik Sistemi’ne yönlendirerek yurtiçi tasarruf seviyesini arttırıcı bir etki yapmak üzere
tasarlanmıştır. Nitekim devlet katkısı ile birlikte
Bireysel Emeklilik Sistemi, önceki yıllardan
daha yüksek oranda büyüme göstermiştir.
Otomatik katılım, yukarıda bahsedilen tasarruf
açığını azaltmaya yönelik sonuçlar üretebilecek bir uygulama olarak öne çıkmaktadır.
Bireysel Emeklilik Sistemi’nde katılımcı sayısını
12
Otomatik katılım, bir işyerinde
çalışmaya başlayan kişilerin
otomatik olarak bir emeklilik planına
dahil edilmesi şeklinde işleyen bir
sistemdir. Sistem, işverenlerin bir
emeklilik şirketi ile anlaşmalarını ve
işe başlayan çalışanların sisteme
katılması için gerekli olan altyapıyı
kurmalarını gerektirmektedir.
arttırmaya yönelik olan bu sistem, ABD ve
İngiltere gibi ülkelerde uygulanmaktadır.
Otomatik katılım, bir işyerinde çalışmaya başlayan kişilerin otomatik olarak bir emeklilik planına
dahil edilmesi şeklinde işleyen bir sistemdir.
Sistem, işverenlerin bir emeklilik şirketi ile anlaşmalarını ve işe başlayan çalışanların sisteme
katılması için gerekli olan altyapıyı kurmalarını
gerektirmektedir. Kişilerin sistemde kalmayı tercih etmemeleri durumunda ise sistemden kayıpsız olarak çıkma imkanı sağlanmaktadır. Burada
kamu otoritesi, bireylerin menfaatine olan bir
çözümün hayata geçirilmesi amacı ile kişileri
ters yönde aksiyon almaya yönlendirmektedir.
Genellikle kişilerin herhangi bir konuda aksiyon
almaları, erteleme dürtüsü ve atalet nedeniyle
gerçekleşmemektedir. Bu durumu emeklilik sistemine katılma açısından ele aldığımızda, sisteme katılma kararını vermenin ve gereken
işlemleri başlatmanın ertelemeye çok açık bir
süreç olduğunu görmekteyiz. Otomatik katılım,
kişiyi sisteme dahil etmekte ve emeklilik sisteminde kalmanın tercih edilmemesi durumunda kişinin sistemden çıkış için aksiyon almasını
gerektirmektedir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki söz konusu sistem, orta ve uzun
vadede sistemde bulunan katılımcı sayısını
arttırmaktadır. ABD’de 2006 yılında hayata
geçirilen otomatik katılım sistemi sonrasında
emeklilik planlarına katılan çalışanların oranı, 5
yılda % 55’ten % 82’ye yükselmiştir. 20-24 yaş
arasındaki çalışanlarda ise otomatik katılım
öncesinde % 20 olan oran, % 76 olmuştur.
Ülkemizde otomatik katılıma ilişkin pilot uygulama, Hazine Müsteşarlığı tarafından başlatılmış
durumdadır. En az 50 çalışana sahip ve gerekli teknik altyapıyı kurabilecek işverenlerin katılması hedeflenen sistemde, katılımcılara mevcut emeklilik planı ve emeklilik yatırım fonları
sunulacaktır. Aylık asgari 50 TL’lik işveren katkısının gerekli olduğu uygulama, işe yeni başlayan çalışanlar için bilgilendirici dokümanların
hazırlanmasını ve işveren katkısının düzenli ödenebilmesi için gerekli altyapının işveren tarafından kurulmasını öngörmektedir.
Pilot uygulamanın amacı, işveren katkısının seviyesinin kişilerin sistemde kalmaları üzerindeki etkisi ve çalışanların sistemde devamlılık oranları gibi
parametreler yardımı ile otomatik katılımın sisteme sağlayacağı faydanın tahmin edilmesidir.
İngiltere uygulaması
İngiltere’de otomatik katılım fikri, kişilerin emekliliklerine yönelik yeterli derecede tasarruf
etmemelerinin gözlemlenmesi üzerine ortaya
çıkmış; 2012 yılının Ekim ayında ise sistem hayata geçirilmiştir. Uygulama en büyük işletmelerle
başlatılmış olup sistemin 2018 yılının Şubat ayında tam anlamıyla hayata geçmesi hedeflenmektedir. Otomatik katılım yolu ile sisteme
dahil olacak kişiler en az 22 yaşında, yasal
emeklilik yaşına ulaşmamış ve her yıl güncellenen bir eşik gelir seviyesinin üzerinde kazanca
(2014 için yıllık 9440 sterlin) sahip çalışanlar olarak tanımlanmaktadır.
İngiltere’de Department of Work and Pensions
tarafından yapılan araştırmaya göre otomatik
katılım sisteminin yaklaşık 8 milyon çalışanın
tasarruf etme seviyesini yükselteceği (yeni girişler ve katkı payı tutarını yükselten katılımcılar)
ve yıllık tasarruf tutarını 11 milyar sterlin arttıracağı öngörülmektedir.
Aynı kurum tarafından 50 büyük ölçekli işletmede yürütülen araştırma, otomatik katılımın etkilerini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Araştırma, işletmelerde emeklilik planlarından
sorumlu kişilerle ve ilk 1 aylık yasal sürede sistemden çıkış hakkını kullanan çalışanlarla yapılan mülakatlarla yürütülmüştür.
13
KAPAK KONUSU
Araştırma sonucunda ortaya çıkan sonuçlar,
aşağıda görülmektedir.
· İşverenlerin tamamı dikkate alındığında çıkış
oranı % 9 olup söz konusu oran işveren
bazında % 5 -% 15 aralığındadır.
· Tüm yaş, cinsiyet ve gelir gruplarında sistemden çıkışın en büyük sebebi, aile geçindirme veya konut kredisi geri ödemesi gibi
sebeplerle katkı payı ödemelerinin zorluk
yaşatacağının düşünülmesidir.
· Kişilerin mevcut işyerlerinde uzun süre çalışmayacaklarını ve kısa süre için emeklilik sözleşmesi yaptırmak istememeleri, sistemden
çıkışın önemli bir sebebi olarak görülmektedir.
· Yüksek yaş gruplarında emeklilik döneminin
çok yakında başlayacağı ve uzun vadeli
bir tasarruf aracına başlamak için çok geç
olduğu düşüncesi, sistemden çıkışa yol
açmaktadır.
· Çıkışın diğer bir sebebi ise halihazırda bir
emeklilik planına sahip olunmasıdır.
· İşverenlerin büyük kısmı, otomatik katılım
düzenlemesinde öngörülen en düşük işveren
katkı seviyesini seçmişlerdir. (Çalışanın maaşının % 1’i işveren katkısı, % 1’i çalışan katkısı)
· İşverenlerin yarıya yakını, düzenlemenin
elverdiği erteleme süresini kullanmayı tercih
etmişlerdir. Bunun sebebi, işveren katkı payı
ödemelerinin yaratacağı ek maliyet olarak
belirtilmektedir.
İşverenlerin birçoğunda, otomatik katılım sistemi yürürlüğe girmeden önce mevcut işveren
emeklilik planları bulunmaktadır. Burada öne
çıkan husus, işverenlerin bu planlara üye olmayan kişilere hitap ederek otomatik katılımı sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmeleridir. Bu aşamada otomatik katılım sürecine ilişkin bilgilendirmenin basit ve genelleştirilmiş olması ve çalışanları aşırı bilgilendirme ile sıkıntıya sokmaması
büyük önem taşımaktadır.
14
İşverenlerin büyük bir kısmı, otomatik katılım sistemi başlamadan önce sistemi çalışanlarına
nasıl anlatacağı konusunda strateji geliştirmişlerdir. Sistemin hayata geçmesinden aylar
öncesinde şirketin intranet sistemi üzerinden
bilgilendirici dokümanlar paylaşılması, broşürler
hazırlanması, insan kaynakları birimlerinin çalışanlarla soru-cevap toplantıları gerçekleştirmesi gibi uygulamalarla çalışanlar arasında farkındalık yaratılmıştır. Bu tip uygulamalar, çalışanların otomatik olarak Bireysel Emeklilik Sistemi’ne
katıldıklarında kafalarında oluşacak soruları ve
sistemden çıkış oranını azaltıcı etki yaratacaktır.
SONUÇ
Pilot uygulama şeklinde başlatılmış olan otomatik katılım, Bireysel Emeklilik Sistemi’ni büyümesine katkıda bulunacak önemli bir adımdır.
Pilot uygulamanın sonuçları işverenler, katılımcılar, emeklilik şirketleri ve kamu otoritesi tarafından çok iyi analiz edilmeli ve bu yolla sisteme
girmiş olan kişilerin kalıcı olmaları sağlanmalıdır.
Sistemin çalışanların şirkete bağlılığını arttırıcı etkisi işverenlere anlatılmalı ve hazırlık aşaması için
yeterli süre tanınmalıdır. Şirket büyüklüğüne veya
sektöre göre kademeli geçiş sağlanmalıdır.
Otomatik katılım sürecindeki işlemlerin ve bilgilendirme sürecinin basit ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için gerekli mevzuat altyapısı
oluşturulmalıdır. m
MEV­ZU­AT - SO­RUN­LAR - YAR­GI KA­RAR­LA­RI
Sigortada halefiyet
Zih­ni ME­TE­ZA­DE
TSB Yö­ne­tim Ku­ru­lu Mü­şa­vi­ri
işinin para ile ölçülebilir bir menfaatini
zarara uğratan tehlikenin meydana gelmesi halinde bunun sigortacı tarafından tazmin
edilmesini veya hayat süresi sebebiyle veya
hayatında gerçekleşen bazı olaylar nedeniyle
bir para ödenmesi veya edimlerde bulunmasını
içeren sigorta sözleşmesinde öncelikle bazı
prensipler göz önünde tutulur. Sözleşme düzenlenirken sigortacı ile sigorta ettiren arasında bu
genel kabul görmüş prensipler esas alınır.
Uluslararası sigortacılıkta uygulanan ve sigorta
sözleşmesine hakim olan bu prensiplerdir. Bunlar;
K
1- Sigortalanabilir menfaat prensibi
2- Azami hüsnuniyet prensibi
3- Tazminat prensibi
4- Halefiyet hakların devri prensibi
5- Yakın sebep prensibi
6- Hasara iştirak prensibi
olarak sıralanabilir. Sigorta mevzuatı da bu
prensipleri içeren düzenlemelerden oluşur.
Bu yazımızda halefiyet prensibinin sigortanın;
mal, can ve sorumluluk sigortalarındaki ana
hatları ile durumuna değineceğiz.
Halefiyetin tanımı
Halefiyet, bir kimsenin diğer bir kimseye karşı
sahip olduğu hakların üçüncü bir kişiye devre-
Halefiyetin kaynağı kanun
olabileceği gibi, bir sözleşme
ve haksız fiil de olabilir. Sigortada
bu husustaki prensibe göre sigortacı
bir hasarla ilgili olarak ödediği
tazminat nispetinde hukuken
sigortalı yerine geçer.
dilmesi ve bu hakların o üçüncü kişi tarafından
kullanılmasıdır. Halefiyetin kaynağı kanun olabileceği gibi, bir sözleşme ve haksız fiil de olabilir. Sigortada bu husustaki prensibe göre
sigortacı bir hasarla ilgili olarak ödediği tazminat nispetinde hukuken sigortalı yerine geçer.
Sigortalının doğan zarardan dolayı üçüncü
şahıslara karşı bir dava hakkı varsa bu hak,
tazmin ettiği zarar nispetinde sigortacıya intikal
eder. Bu prensibin sebebi sigortanın haksız
kazanç vasıtası olmaması, gayesinin zararı karşılayıcı olmasıdır. Zira, başkasının kusuru sonucu
zarara uğrayan sigortalının, bu zararını, sigortacıdan alması yanında, sorumlu kimseden de
istemesi çifte tazminat, dolayısı ile bir haksız
kazanca yol açacaktır. Ödemede bulunan
sigortacı, bu nedenle ödediği bedel kadar
sigortalının yerine geçer ve onun haklarına
halef olur. Gaye, sigortalının zararından fazlasını temin etmesinin engellenmesidir.
Halefiyet, üçüncü şahıslara karşı dava hakkı
(rücu davası) şeklinde kullanılabileceği gibi,
sigorta edilen mal ve menfaat üzerinde de
olabilir. Halefiyet, tazminat prensibinin bir sonu-
15
MEV­ZU­AT - SO­RUN­LAR - YAR­GI KA­RAR­LA­RI
cu olduğundan hayat sigortalarında uygulaması yoktur.
Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının halefiyeti nedeni ile açacağı davada da
davalının kusurunun ve zararının ispatı sigortacıya aittir.
Aşağıda mal, can ve sorumluluk sigortalarında
halefiyet ayrı ayrı değerlendirilmiştir.
a)Mal Sigortalarında
Mülga Ticaret Kanununun 1301’inci maddesinde mal sigortaları ile ilgili olarak halefiyete ilişkin
hüküm 6102 sayılı yeni Ticaret Kanununun
1472’nci maddesinde, 1’inci fıkraya 3’üncü
cümle olarak yapılan ilave ile genişletilerek
düzenlenmiştir. Buna göre;
Madde 1472 – (1) Sigortacı, sigorta tazminatını
ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer.
Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı
sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.
Yeni sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer
tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı
uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat
ederek, dava veya takibi kaldığı yerden
devam ettirebilir.
16
Sigortacı, sigorta tazminatını
ödediğinde, hukuken sigortalının
yerine geçer. Sigortalının,
gerçekleşen zarardan dolayı
sorumlulara karşı dava hakkı varsa
bu hak, tazmin ettiği bedel kadar,
sigortacıya intikal eder.
ödemesi) ödemeyi veya yaptırdığı ekspertiz
ücretini zarara sebebiyet veren üçüncü şahıstan isteyemez.
İkinci şart, sigorta ettiren kimsenin doğan zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkının bulunmasıdır. Bu hak, ancak tazmin ettiği
bedel oranında sigortacıya intikal edecektir.
Yargıtay içtihatlarında da belirlendiği gibi,
sigortalı kendisine halef olan sigortacıya sahip
bulunduğu hak ve yetkilerden daha fazlasını
devredemeyeceği gibi, halefiyet prensibi
gereği sigortalının zararından sorumlu kimselerin hukuken durumları da ağırlaştırılamaz.
(2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya
geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa,
sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı
kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan
dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.
1472’nci maddeye göre, sigortacının ödeme
yapmış olması, halefiyetin bir şartıdır. Bu nedenle mevcut bir hakkın, başka bir ifadeyle, muaccel olan bir alacağın, tekrar muaccel hale
gelmesi olanağı yoktur. Zira sigortacı başlamış
olan zaman aşımı ile birlikte sigorta ettirenden
dava hakkını devralmakta ve kalan zaman
aşımı süresi içinde halef sıfatıyla dava açmak
durumunda bulunmaktadır. Bu nedenle, aynı
olay sebebiyle zarar görenle onun halefi sigortacı için iki farklı zaman aşımı da yoktur.
Sigortacı, sigorta ettirenin açabileceği zaman
aşımı süresine tabidir.
Madde ile yukarıda da değinildiği gibi sigortalının haiz olduğu talep hakkı, ödediği oranda
sigortacıya geçecektir. Bu halefiyet hakkının,
sigortacıya geçmesinde iki şart çok önemlidir.
İlk şart sigortacının sigorta bedelini ödemesidir.
Ödenen bedel, aynı zamanda sigortacının
halef olarak rücuunun sınırını belirler. Bu suretle,
sigortacı ödediği bedelden fazlasını isteyemez.
Örneğin kapsam dışı yaptığı ex-gratia (hatır
Sonuç olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel
Kurulu'nun 17.01.1972 tarihli, 1970/2 E. 1972/1 K
sayılı kararında da belirtildiği gibi, sigortacının,
sigortalının zararını tazmin ettiği ölçüde onun
yerine geçerek zarara sebebiyet veren 3.şahsa
karşı açtığı davanın halefiyet esasına dayandığı kabul edilmekte; bu esas kapsamında sigortacı, sigortalının 3. şahsa karşı ileri sürebileceği
haklara sahip olmakta, dolayısıyla açılan dava-
nın tabi olduğu zaman aşımı, defter, ispat şartı
gibi usul ve kanuni hükümler, zarar gören sigortalı ile zarara sebebiyet veren 3. şahıs arasındaki hukuki ilişki ile bağlı kalmaktadır.
b) Can Sigortalarında Hayat, Ferdi Kaza,
Sağlık ve Hastalık Sigortaları
Zarar sigortası niteliğinde olmayan bu tür meblağ sigortalarında halefiyet prensibi uygulanmaz. Nitekim T.T.Kanununun 1491’inci maddesinin hayat sigortalarında uygulanmayacağı
açıkça hükme bağlanmıştır. Ancak Ferdi Kaza
Sigortası her ne kadar Hayat Sigortasının özel
bir uygulama şekli ve meblağ sigortası ise de,
bu sigorta ile tedavi giderlerinin ödenebilmesi
nedeniyle aynı zamanda zarar sigortası niteliği
de taşıdığı açıktır. Bu nedenle Türk Ticaret
Kanunu'nun 1510’uncu maddesinin 3’üncü fıkrasında gerçek zararın karşılanacağı hallerde,
zarar sigortasına ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Zarar sigortası niteliğinde olmayan
meblağ sigortalarında halefiyet
prensibi uygulanmaz. Ancak Ferdi
Kaza Sigortası her ne kadar Hayat
Sigortasının özel bir uygulama şekli
ve meblağ sigortası ise de, tedavi
giderlerinin ödenebilmesi nedeniyle
aynı zamanda zarar sigortası niteliği
de taşıdığı açıktır.
Benzer durum sağlık sigortalarında da vardır. Bu
sigortanın teminatı zarar sigortası niteliğindedir.
Bu vesile ile Hastalık Sigortası ile Sağlık Sigortası
kavramlarını birbirine karıştırmamak gerektiğine
dikkat çekmek isteriz. Her iki sigortanın güvenceleri birbirinden farklıdır. Sözleşmede öngörülen hastalıklardan birinin veya bir kaçının sözleşme süresi içinde gerçekleşmesi veya ortaya
çıkması halinde teminat sağlayan ve sigorta
17
MEV­ZU­AT - SO­RUN­LAR - YAR­GI KA­RAR­LA­RI
bedeli ödenerek, sözleşmenin sona erdiği
Hastalık Sigortasında, sigorta bedelinin ödenmesi için hastalığın tedavi ve/veya sonuçlarına
ilişkin tazminat hesabı yapılmaz. Poliçede gösterilen sigorta bedeli meblağ olarak doğrudan
sigortalıya ödenir. Bu nedenle halefiyet söz
konusu değildir. Oysa, Sağlık Sigortası ile tedaviyi içeren her türlü bakım, ilaç gibi sözleşmede
kararlaştırılan giderlere, hastane, günlük iş göremezlik gibi ödemelere zarar sigortası niteliğinde
güvenceler verildiğinden sigorta şirketinin sigortalının şahsında tedavi gerektiren eylemlerden
dolayı sorumlu olan kişilere karşı halefiyet ve
rücu hakkı vardır.
c) Sorumluluk Sigortalarında
6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu'nda sorumluluk sigortaları tamamen yeni bir bölüm olarak
yer almış; halefiyet müessesesi bu sigortalar için
ayrıca düzenlenmiştir. Kanunun 1481’inci maddesinde yer alan bu hüküm, yukarıda değinilen
genel halefiyet hükmünden bağımsız olarak
kanunda yer almıştır. Hükme göre:
Madde 1481 – (1) Sigortacı, sigorta tazminatını
ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer.
Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin
ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur.
(2) Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer
tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı
gereğince, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat
ederek, dava veya takibi kaldığı yerden
devam ettirebilir.
(3) Sigortalı veya zarar gören, birinci fıkra gereğince sigortacıya geçen haklarını ihlal edici
şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur.
Öncelikle şu hususu belirtelim ki, sorumluluk
sigortalarında halefiyetin olup olmayacağı
doktrinde çok fazla tartışmaya neden olmuş ve
bu tür sigortalarda sigortalı ile zarardan sorumlu
olan aynı kişi olduğundan sigortacının zararın
failine (borçluya) başvurması nedeni ile halefiyetinden bahsedilemeyeceği, aksi taktirde
18
sigortacının sigortalısı için ödediği tazminatı
geri alacağı sigortalısına rücu edeceği şeklinde
bir sonuca varılacağı ve bu durumda da sigortalı için prim ödenmesinin bir anlamı olmadığı
ileri sürülmüştür. Bu görüş kendi içinde doğrudur. Ancak sorumluluk sigortalarında hiçbir
şekilde halefiyetin olamayacağını söylemek de
doğru değildir. Böyle bir hakkın verilmesinde en
azından bir sakınca yoktur. halefiyet şartlarının
oluşup, oluşmayacağı her olayda değerlendirilecektir. Şöyle ki, özellikle müteselsil sorumluluk
halinde, zarar görenin müteselsil sorumlulardan
birinden veya bunun sigortacısından zararının
tamamını alması halinde sigortacı sigortalısına
halef olarak fazla ödediği miktar için diğer
sorumlulara rücu edebilir.
Maddenin ikinci ve üçüncü fıkrası ise zarar
sigortalarında halefiyeti düzenleyen 1472’nci
madde hükmüne paralel olarak düzenlenmiştir.
Bu vesile ile bir zorunlu sorumluluk sigortası olan
Trafik Sigortasına da değinmek isteriz. 2918 sayılı 85’inci maddesi hükmüne göre bir motorlu
aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya
yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu
teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi
halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu
teşebbüsün sahibi, doğan zarardan mesul
olup, bu zararları karşılamak üzere Mali
Sorumluluk Sigortası yaptırmak zorundadır. Bu
sigorta, işletenlerinin, yani aracın maliki veya
uzun süre elinde bulundurup ondan yararlananların, aracın kullanılmasından dolayı üçüncü kişilere verilen zararları gidermedeki amacına dönüktür. Sigorta sözleşmesinin taraftarı
sigortacı ile işleten olduğu için bunların dışında
kalan herkes, üçüncü şahıs durumundadır.
Sigorta sözleşmesinin tarafları arasındaki, sözleşmeden veya sözleşmenin ilişkin olduğu
kanun hükümlerinden doğan ve tazminat
yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının
azaltılması sonucunu doğuran haller zarar
görene karşı ileri sürülemez. 2918 sayılı kanunun
95’inci maddesinin bu amir hükmü yanında
Mali Sorumluluk Sigortasının niteliği de bunu
gerektirir. Zarar gören, doğrudan doğruya,
sigortada öngörülen sınırlar içinde sigortacıya
karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilecektir. Bu sigortada, sigortacı, sigortaya ait
kanuni hükümler gereğince, ödediği miktarlar
için, azaltma ve kaldırmaya izinli olduğu oranda sigorta ettiren aleyhine rücu edebilir.
Nitekim Türk Ticaret Kanunu'nun sigorta ettirenin, sorumluluk sigortalarında, sigortalının
sorumluluğunu gerektirecek olayları, on gün
içinde sigortacıya bildirim yükümlülüğüne ilişkin
1475’nci maddesi, sigorta ettirenin bu yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde, sigortacıya kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapma
imkanı verdiği gibi, sigortacının trafik sigortasının genel şartlarına dayanarak, kasıt, ağır kusur,
alkollü içki ve uyuşturucu madde almak, ehliyetsiz araç kullanmak, istiap haddine riayet
etmemek gibi sebeplerle sigorta ettirene rücu
hakkı verir. Nitekim Türk Ticaret Kanunu'nun
1481’inci maddesindeki 3’üncü fıkrada "sigortalı veya zarar gören, sigortacıya geçen halefiyet haklarını ihlal edici şekilde davranırsa
sigortacıya karşı sorumlu olur” hükmü ile bu
durum vurgulanmaktadır. Bu hükümde dikkati
çeken husus, sorumluluk sigortalarındaki halefiyetin, diğer zarar sigortalarındaki halefiyetten,
farklı şekilde düzenlenmesidir. 3’üncü fıkra hükmüne göre sigortacı zarar gören üçüncü kişiye
de halef olmakta ve sorumlululara, bu hakka
istinaden rücuda bulunabilmektedir.
6102 sayılı kanunun bu konuda getirdiği bir
yenilik olarak da sorumlulara karşı bir dava
veya takip başlatılmışsa sigortacının, halefiyet
kuralı gereği, sigortalısına veya zarar görene
yaptığı ödemeyi ispat ederek dava veya takibi
kaldığı yerden devam ettirebilmesi, yeni bir
dava açmasına gerek kalmaksızın hakkını kullanabilmesidir. m
19
Sİ­GOR­TA İS­TA­TİS­TİK­LE­Rİ
Sektörün 2014 yılı
ilk çeyrek sonuçları...
Meh­met KAL­KA­VAN
TSB Ge­nel Sek­re­teri
u sayımızda 2014 yılı ilk çeyrek sonuçlarını bir önceki yılın aynı dönemi ile mukayeseli olarak ele alacağız. Sektörün sonuçları
üzerinde genel bir değerlendirme yapacak
olursak, hayat dışı sigorta şirketleri prim üretimini
% 9 oranında artırırken, hayat sigorta şirketleri ile
emeklilik şirketlerinin prim üretimi ise % 9 oranında azalmıştır. Bireysel emeklilik alanında ise
ödenen katkı payları % 1 oranında küçülmüştür.
Hayat dışı şirketler 2014 yılının ilk üç ayını 331
B
Hayat dışı şirketlerce yazılan primlerde
bir önceki yılın aynı dönemine göre
% 9 oranında bir artış sağlanmış ve prim
tutarı 5.910 milyon TL’ye yükselmiştir.
Hayat dışı sigorta şirketlerinin teknik
sonuçları 2013 yılının ilk üç ayını 122
milyon TL kârla sonlanırken, bu yılın aynı
döneminde gerçekleştirilen
faaliyetlerden 331 milyon TL kâr elde
edilmiştir. Hayat sigorta şirketleri ve
emeklilik şirketleri ise 2014 yılının ilk üç
ayında bir önceki döneme kıyasla elde
ettikleri kârı % 97 oranında artırarak 79
milyon TL’den 156 milyon TL’ye
yükseltmişlerdir.
I- HA­YAT DI­ŞI Ş‹R­KET­LER
A- B‹­LAN­ÇO
1- Ak­tif
Ak­tif­
Ak­tif­
2014-3
Pa­y› (%)
2013-3
Pa­y› (%) De­ği­şim (%)
Cari Varlıklar
23.474.465.791 91,03 19.192.191.668 89,58 22,31
Nakit Ve Nakit Benzeri Varlıklar
9.607.086.413 37,25 8.075.541.484 37,69 18,97
Fin. Varl. İle Riski Sigort. Ait Fin. Yat.
6.029.281.854 23,38 4.055.958.099 18,93 48,65
Esas Faaliyetlerden Alacaklar
5.510.806.706 21,37 5.041.762.414 23,53 9,30
İlişkili Taraflardan Alacaklar
31.097.921 0,12 24.871.325 0,12 25,04
Diğer Alacaklar
198.567.520 0,77 126.909.825 0,59 56,46
Gelecek Aylara Ait Giderler 1.956.015.448 7,58 1.629.334.319 7,60 20,05
Diğer Cari Varlıklar
141.609.930 0,55 237.814.202 1,11 -40,45
Cari Olmayan Varlıklar
2.313.864.258 8,97 2.233.314.905 10,42 3,61
Esas Faaliyetlerden Alacaklar
958.311 0,00 35.613.683 0,17 -97,31
İlişkili Taraflardan Alacaklar
199.117 0,00 -162.479 -0,00 -222,55
Diğer Alacaklar
15.209.489 0,06 2.095.708 0,01 625,74
Finansal Varlıklar
820.399.802 3,18 956.524.269 4,46 -14,23
Maddi Varlıklar
589.802.143 2,29 633.352.774 2,96 -6,88
Maddi Olmayan Varlıklar 613.960.275 2,38 460.656.771 2,15 33,28
Gelecek Yıllara Ait Giderler 17.129.909 0,07 9.707.655 0,05 76,46
Diğer Cari Olmayan Varlıklar
256.205.213 0,99 135.526.525 0,63 89,04
AKTİF TOPLAMI
25.788.330.049 100,00 21.425.506.574 100,00 20,36
20
milyon TL teknik kârla kapatırken, hayat ve
emeklilik şirketleri sigortacılık iş ve işlemlerinden
135 milyon TL teknik kâr elde etmişlerdir. Buna
karşın, emeklilik şirketleri aynı dönemde bireysel
emeklilik faaliyetlerinden 32 milyon TL zarar
etmişlerdir.
Hayat dışı branşlarda faaliyet gösteren sigorta
şirketlerinin Aktif Toplamı geçen yılın aynı dönemine göre % 20 oranında bir artış göstererek
25.788 milyon TL’ye yükselmiştir. “Cari Varlıklar”
da % 22 oranında, “Cari Olmayan Varlıklar” da
ise % 4 oranında bir artış gerçekleşmiştir. 2014 yılı
ilk çeyreği sonunda aktif toplamındaki en büyük
pay % 37 ile “Nakit ve Nakit Benzeri Varlıklar”
kalemine aittir.
“Finansal Varlıklar ile Riski Sigortalılara Ait Finansal
Yatırımlar” da ortaya çıkan 1.973 milyon TL tutarındaki artış ile “Nakit ve Nakit Benzeri Varlıklar” da
ortaya çıkan 1.531 milyon TL tutarındaki artış aktif
toplamındaki değişimin temel belirleyicisi olmuştur. 9.607 milyon TL tutarındaki “Nakit ve Nakit
Benzeri Varlıklar” kaleminin 7.447 milyon TL’si
“Bankalar” hesabı altındaki “Vadeli Mevduat”ta
yer alırken, vadeli hesaplardaki bu tutarın da
6.653 milyon TL’si Türk Lirası, bakiye 794 milyon TL
ise yabancı para mevduatında toplanmıştır.
2- Pa­sif
Kısa Vadeli Yükümlülükler
Finansal Borçlar
Esas Faaliyetlerden Borçlar
İlişkili Taraflardan Borçlar
2014-3
18.017.829.044 310.555.007 Pa­sif
Pa­y› (%)
2013-3
69,87 14.662.273.142 1,20 2.006.114.101 7,78 1.030.896 Pa­sif­
Pa­y› (%) De­ği­şim (%)
68,43 22,89
0,00 30.024,77
1.637.379.469 7,64 22,52
53.789.609 0,21 84.778.794 0,40 -36,55
477.685.077 1,85 558.324.879 2,61 -14,44
14.232.984.225 55,19 11.599.465.866 54,14 22,70
Ödenecek Vergi Vb. Yüküm.
235.835.459 0,91 193.795.267 0,90 21,69
Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar
126.755.736 0,49 93.835.259 0,44 35,08
Gelecek Aylara Ait Gelirler 576.624.943 2,24 478.405.245 2,23 20,53
-2.515.113 -0,01 15.257.467 0,07 -116,48
Diğer Borçlar
Sigortacılık Teknik Karşılıkları
Diğer Kısa Vadeli Yükümlülükler
Uzun Vadeli Yükümlülükler
Finansal Borçlar
Esas Faaliyetlerden Borçlar
İlişkili Taraflara Borçlar
Diğer Borçlar
Sigortacılık Teknik Karşılıkları
Diğer Yükümlülükler ve Karşılıklar
615.479.325 2,39 601.803.260 2,81 2,27
10.538 0,00 19.300 0,00 -45,40
40.030.319 0,16 26.969.307 0,13 48,43
5.672.644 0,02 7.764.101 0,04 -26,94
24.680.125 0,10 155.765.418 0,73 -84,16
449.079.115 1,74 330.377.083 1,54 35,93
3.754.761 0,01 2.246.782 0,01 67,12
78.410.216 0,30 72.994.836 0,34 7,42
Gelecek Yıllara Ait Gelir ve Gider Tahakk.
6.361.876 0,02 5.517.252 0,03 15,31
Diğer Uzun Vadeli Yükümlülükler
7.479.731 0,03 149.183 0,00 4.913,81
Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar
Özsermaye
Ödenmiş Sermaye
Sermaye Yedekleri
Kâr Yedekleri
Geçmiş Yıllar Kârları Geçmiş Yıllar Zararları(-)
Dönem Net Kârı
PASİF TOPLAMI
7.155.021.679 27,75 6.161.430.171 5.558.920.010 21,56 827.435.525 1.966.203.045 28,76 16,13
5.331.477.726 24,88 4,27
3,21 556.595.063 2,60 48,66
7,62 2.109.360.531 9,85 -6,79
108.396.138 0,42 -76.503.712 -0,36 -241,69
-1.543.880.258 -5,99 -1.872.596.470 -8,74 -17,55
0,92 113.097.032 0,53 110,39
100,00 20,36
237.947.220 25.788.330.048 100,00 21.425.506.573 21
Sİ­GOR­TA İS­TA­TİS­TİK­LE­Rİ
Hayat dışı sigorta şirketlerinin pasif toplamı son
bir yıl içerisinde % 20 oranında artarak 25.788
milyon TL’ye yükselmiştir. Bu artışın en önemli
nedeni, kısa vadeli yükümlülükler altında yer
alan “Sigortacılık Teknik Karşılıkları” hesabının
2.634 milyon TL artmış olmasıdır.
Kısa Vadeli Yükümlülüklerin pasif toplamı içerisindeki payı bir önceki döneme göre 2 puanlık
artışla % 70’e, toplam teknik karşılıkların pasif
toplamı içindeki payı ise 1 puanlık artışla
% 57’ye yükselmiştir. Hayat dışı dallarda faaliyet
gösteren sigorta şirketleri, 2013 yılı ilk çeyreğinde bilanço dip toplamında 113 milyon TL kâr
elde ederken, 2014 yılının aynı döneminde 238
milyon TL kâr elde etmişlerdir.
“Kısa Vadeli Yükümlülükler” içindeki 2.006 milyon TL tutarındaki “Esas Faaliyetlerden Borçlar”
kalemi içerisindeki en büyük pay, 1.561 milyon
TL tutarındaki “Sigortacılık Faaliyetinden
Borçlar” hesabına aittir. Bu kalemin 1.091 milyon TL’si reasürörlere ilişkin iken, aracılara ilişkin
borç tutarı 280 milyon TL, sigorta şirketlerine
borçlar ise 198 milyon TL’dir. Bu bölümde yer
alan 14.233 milyon TL tutarındaki “Sigortacılık
Teknik Karşılıkları”nın 7.954 milyon TL’si
“Kazanılmamış Primler Karşılığı”ndan, 6.023 milyon TL’si ise “Muallak Hasar ve Tazminat
Karşılığı”ndan oluşmaktadır. Kısa Vadeli
Yükümlülükler içerisinde yer alan 577 milyon TL
tutarındaki “Gelecek Aylara Ait Gelir ve Gider
Tahakkukları”nın 515 milyon TL’si “Ertelenmiş
Komisyon Gelirleri”nden oluşmaktadır.
B- KÂR/ZA­RAR HE­SA­BI
1- Tek­nik So­nuç­lar
KAZA
HASTALIK/SAĞLIK
KARA ARAÇLARI
RAYLI ARAÇLAR
HAVA ARAÇLARI
SU ARAÇLARI
NAKLİYAT
YANGIN VE DOĞAL AFETLER
GENEL ZARARLAR
KARA ARAÇLARI SORUMLULUK
HAVA ARAÇLARI SORUMLULUK
SU ARAÇLARI SORUMLULUK
GENEL SORUMLULUK
KREDİ
EMNİYETİ SUİİSTİMAL
FİNANSAL KAYIPLAR
HUKUKSAL KORUMA
DESTEK
HAYAT DIŞI TOPLAM
HAYAT BRANŞINDAN GELEN
TOPLAM
TRAFİK
İHTİYARİ MALİ SORUML. SİG.
YA­ZI­LAN PR‹M­LER
2014-3
187.885.535 770.373.284 1.200.693.446 5.285 12.528.534 30.959.615 140.559.215 1.066.682.793 869.925.733 1.332.080.104 26.956.895 235.652 164.680.771 41.558.994 2.817.782 44.055.332 17.035.721 1.309.514 5.910.344.204
6.198 5.910.350.402 1.221.416.284 90.103.345 2013-3De­ği­şim (%)
156.464.537 699.702.245 1.214.972.811 5.286 5.817.241 29.556.343 117.521.920 899.641.256 810.533.290 1.227.746.722 12.782.143 243.109 136.508.467 27.185.971 5.738.798 43.408.282 15.099.661 1.016.286 5.403.944.369
9.325 5.403.953.694 1.131.663.092 79.322.932 Hayat dışı şirketlerce yazılan primlerde bir
önceki yılın aynı dönemine göre % 9 oranında
bir artış sağlanmış ve prim tutarı 5.910 milyon
TL’ye yükselmiştir. Hayat dışı sigorta şirketlerinin
22
TEK­N‹K KÂR
20,08 10,10 -1,18 -0,01 115,37 4,75 19,60 18,57 7,33 8,50 110,89 -3,07 20,64 52,87 -50,90 1,49 12,82 28,85 9,37
-33,53 9,37 7,93 13,59 2014-3
67.103.027 2.204.153 266.904.473 -5.420 2.954.456 745.630 52.690.230 127.330.726 33.269.993 -157.266.921 605.314 111.033 -80.306.217 -10.966.750 -6.556 11.132.205 11.544.751 2.702.705 330.746.832
-56.648 330.690.184 -183.682.950 29.135.326 2013-3
41.838.100 -15.496.233 158.777.834 58.023 -6.646.242 9.299.421 43.219.965 28.117.606 21.216.256 -189.241.668 -232.127 125.777 26.581.494 -3.683.441 79.245 2.374.000 5.663.467 50.113 122.101.589 61.549 122.163.138 -221.005.589 34.654.454 De­ği­şim (%)
60,39
-114,22
68,10
-109,34
-144,45
-91,98
21,91
352,85
56,81
-16,90
-360,77
-11,72
-402,11
197,73
-108,27
368,92
103,85
5.293,24
170,88
-192,04
170,70
-16,89
-15,93
teknik sonuçları 2013 yılının ilk üç ayını 122 milyon TL kârla sonlanırken, bu yılın aynı döneminde gerçekleştirilen faaliyetlerden 331 milyon TL
kâr elde edilmiştir.
2014 yılı ilk çeyreğinde dikkat çeken husus
kasko ve yangın branşındaki olumlu gelişimin
devam ediyor oluşudur. 2013 yılı ilk çeyreğinde
kasko branşını 159 milyon TL kârla kapatan sektör, 2014 yılının aynı dönemini 267 milyon TL
kârla kapatırken; bahse konu dönemi 2013
yılında 28 milyon TL kâr ile kapatan yangın
branşında da aynı yönde gelişim devam etmiş
ve 2014 yılının aynı dönemi 127 milyon TL kârla
kapanmıştır.
Son olarak trafik sigortasında 2013 yılı ilk çeyreğinde katlanılmak zorunda kalınan 221 milyon
TL tutarındaki zararın % 17 oranında azalarak
184 milyon TL’ye gerilemesi de bir diğer olumlu
gelişmedir.
2- Ma­li So­nuç­lar
2014-3
2013-3
Değişim (%)
Yatırım Gelirleri
670.029.954 331.361.464 102,21
Fin. Yatırımlardan Elde Edilen Gelirler
196.012.548 143.559.940 36,54
5.580.145 17.891.452 -68,81
Finansal Yatırımların Değerlemesi
104.195.008 41.951.871 148,37
Kambiyo Kârları
258.476.200 38.710.421 567,72
88.671.862 32.851.734 169,92
Bağlı Ort.ve Müşt.Yön.Tabi Teşeb.Gel.
2.112.655 610.655 245,97
Arazi, Arsa İle Bin.dan Eld.Ed.Gel.
2.768.749 56.086.166 -95,06
Fin. Yat. Nakte Çevrilmesinden Elde Edilen Kârlar
İştiraklerden Gelirler
Türev Ürünlerden Elde Edilen Gelirler
12.095.677 346.436 3.391,46
Diğer Yatırımlar
22.110 17.088 29,39
Hayat Teknik Bölümünden Aktarılan Yatırım Gel.
95.000 -664.300 -114,30
-626.615.964 -259.673.254 141,31
Yatırım Yönetim Giderleri (-)
Yatırım Giderleri
-7.400.368 -6.989.034 5,89
Yatırımlar Değer Azalışları (-)
-988.940 -6.710.836 -85,26
-4.654.638 -1.797.286 158,98
-342.840.699 -176.908.623 93,80
-2.541.872 -22.976 10.963,16
-229.593.696 -39.078.260 487,52
-32.748.078 -25.001.607 30,98
Yatırımların Nakte Çevrilmesinden Oluşan Zararlar (-)
Hayat Dışı Teknik Böl. Aktarılan Yatırım Gelirleri (-)
Türev Ürünler Son.Oluşan Zararlar (-)
Kambiyo Zararları (-) Amortisman Giderleri (-)
Diğer Yatırım Giderleri (-) -5.847.672 -3.164.631 84,78
Diğer Faal.Gelir &Giderler(+/-)
-83.160.855 -61.327.883 35,60
Karşılıklar Hesabı (+/-)
-68.111.827 -51.089.029 33,32
Reeskont Hesabı (+/-)
-9.035.709 -398.832 2.165,54
422.282 478.172 -11,69
Zorunlu Deprem Sigortası Hesabı (+/-)
Enflasyon Düzeltmesi Hesabı (+/-)
Ertelenmiş Vergi Varlığı Hesabı (+/-)
Ert. Vergi Yükümlülüğü Gideri (-)
Diğer Gelir Ve Kârlar Diğer Gider Ve Zararlar (-) Önceki Yıl Gelir Ve Kârları
-
-
-9.225.624 -10.382.189 -11,14
1.876.454 1.716.220 9,34
12.341.059 5.927.454 108,20
-11.531.063 -7.532.542 53,08
111.571 6.712 1.562,29
Önceki Yıl Gider Ve Zararları(-)
-7.999 -53.848 -85,15
Net Dönem Kârı Veya Zararı
-39.746.865 10.360.327 -483,64
23
Sİ­GOR­TA İS­TA­TİS­TİK­LE­Rİ
2013 yılının ilk üç ayında “Yatırım Gelirleri”
% 102 oranında artarak 670 milyon TL’ye
ulaşırken, “Yatırım Giderleri”nde % 141
oranında bir artış meydana gelmiş ve yatırım
gelirleri yatırım giderlerinin 43 milyon TL üzerinde gerçekleşmiştir. “Diğer Faaliyet Gelir ve
Giderleri” hesabı 2013 yılı ilk üç ayında 61
milyon TL giderle kapanmışken, 2014 yılının
aynı döneminde 83 milyon TL giderle
kapanmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, 2014
yılı ilk üç ayında hayat dışı sigorta şirketleri 40
milyon TL mali zararla karşılaşmışlardır. Bu mali
zararın en önemli nedeni hayat dışı teknik
bölüme aktarılan yatırım gelirlerinin % 94
oranında artarak 177 milyon TL’den 343
milyon TL’ye yükselmesidir.
II- HA­YAT - EMEK­L‹­L‹K Ş‹R­KET­LE­R‹
A- B‹­LAN­ÇO
1- Ak­tif
Cari Varlıklar
2014-3
Pa­y› (%)
2013-3
Ak­ti­fe­ki Pa­y› (%)
De­ği­şim (%)
26.705.092.506 65,47 23.131.772.643 68,23 15,45
Nakit Ve Nakit Benzeri Varlıklar
4.264.280.350 10,45 3.642.591.302 10,74 17,07
Fin.Varl. İle Riski Sigort.Ait Fin.Yat.
6.018.229.520 14,75 6.241.267.813 18,41 -3,57
16.104.224.661 39,48 12.980.841.287 38,29 24,06
6.144.374 0,02 1.997.944 0,01 207,53
25.773.882 0,06 17.686.147 0,05 45,73
269.608.531 0,66 217.209.993 0,64 24,12
16.831.187 0,04 30.178.157 0,09 -44,23
Cari Olmayan Varlıklar
14.084.690.379 34,53 10.772.465.383 31,77 30,75
Esas Faaliyetlerden Alacaklar
12.963.940.872 31,78 9.721.036.447 28,67 33,36
0,00 0,00
Esas Faaliyetlerden Alacaklar
İlişkili Taraflardan Alacaklar
Diğer Alacaklar
Gelecek Aylara Ait Giderler Diğer Cari Varlıklar
İlişkili Taraflardan Alacaklar
Diğer Alacaklar
- 0,00 - 262.678 0,00 226.219 0,00 16,12
66.285.906 0,16 67.210.801 0,20 -1,38
Maddi Varlıklar
138.463.535 0,34 144.286.387 0,43 -4,04
Maddi Olmayan Varlıklar 859.701.545 2,11 797.266.837 2,35 7,83
Gelecek Yıllara Ait Giderler 13.020.208 0,03 15.655.182 0,05 -16,83
Diğer Cari Olmayan Varlıklar
43.015.635 0,11 26.783.511 0,08 60,60
40.789.782.884 100,00 33.904.238.026 100,00 20,31
Finansal Varlıklar
AKTİF TOPLAMI
Hayat sigortaları ve bireysel emeklilik sektöründe
faaliyet gösteren şirketlerin aktif toplamı geçen yıla
oranla yaklaşık % 20 oranında bir artış göstererek
40.790 milyon TL’ye ulaşmıştır. Cari Varlıklarda % 15,
Cari Olmayan Varlıklarda ise % 31 oranında artış
meydana gelmiştir. Cari Varlıklar ile Cari Olmayan
Varlıkların aktif içindeki payları sırasıyla % 65 ve % 35
oranında gerçekleşmiştir.
24
Ak­ti­fe­ki Cari Varlıklar altındaki 16.104 milyon TL tutarındaki “Esas Faaliyetlerden Alacaklar” tutarının
15.541 milyon TL’si; “Cari Olmayan Varlıklar”
altında yer alan 12.964 milyon TL tutarındaki
“Esas Faaliyetlerden Alacaklar” kaleminin
12.828 milyon TL’si de “Emeklilik Faaliyetinden
Alacaklar” altındaki “Saklayıcı Şirketten
Alacaklar” kaleminden oluşmaktadır.
2- Pa­sif
2014-3
Kısa Vadeli Yükümlülükler
20.527.385.349 Finansal Borçlar
70.190.448 Esas Faaliyetlerden Borçlar
16.560.563.100 İlişkili Taraflardan Borçlar
153.574.654 Diğer Borçlar
57.068.344 Sigortacılık Teknik Karşılıkları
3.456.404.596 Ödenecek Vergi Vb. Yüküm.
79.759.173 Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar
87.281.122 Gelecek Aylara Ait Gelirler 51.615.486 Diğer Kısa Vadeli Yükümlülükler
10.928.425 Uzun Vadeli Yükümlülükler
16.503.513.799 Finansal Borçlar
- Esas Faaliyetlerden Borçlar
12.826.783.099 İlişkili Taraflara Borçlar
120.829 Diğer Borçlar
607.339 Sigortacılık Teknik Karşılıkları
3.550.124.551 Diğer Yükümlülükler ve Karşılıklar
6.177.050 Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar
26.740.852 Gelecek Yıllara Ait Gelir ve Gider Tah.
579.428 Diğer Uzun Vadeli Yükümlülükler
92.380.652 Özsermaye
3.758.883.736 Ödenmiş Sermaye
2.444.246.571 Sermaye Yedekleri
137.814.636 Kâr Yedekleri
1.067.388.806 Geçmiş Yıllar Kârları 322.195.919 Geçmiş Yıllar Zararları(-)
-368.904.167 Dönem Net Kârı
156.141.970 PASİF TOPLAMI
40.789.782.884 Hayat ve emeklilik şirketlerinin özsermayeleri
2013 yılına kıyasla % 6 oranında artış göstererek
3.759 milyon TL’ye yükselmiştir. Özsermayenin
Pasif Toplamı içindeki payı bu dönem % 1 azalarak % 9’a gerilemiştir.
Sektörün kısa vadeli yükümlülükleri bir önceki
yılın aynı dönemine göre % 20 oranında artış
göstererek 20.527 milyon TL’ye yükselirken,
uzun vadeli yükümlülükleri % 25 oranında artarak 16.504 milyon TL’ye yükselmiştir. Bir önceki
yıl “Kısa ve Uzun Vadeli Sigortacılık Teknik
Karşılıkları”nın toplam pasif içerisindeki payı
% 21 iken, bu dönem % 4 gerileyerek % 17 olarak gerçekleşmiştir.
Pa­sif­te­ki Pa­y› (%)
2013-3
50,32 17.168.598.228 0,17 46.240.695 40,60 13.027.936.930 0,38 70.114.491 0,14 46.807.973 8,47 3.747.886.041 0,20 85.144.893 0,21 82.149.467 0,13 45.097.995 0,03 17.219.742 40,46 13.205.052.477 0,00 - 31,45 9.582.287.320 0,00 166.035 0,00 428.423 8,70 3.492.337.688 0,02 5.257.159 0,07 20.664.529 0,00 121.617 0,23 103.789.706 9,22 3.530.587.319 5,99 2.348.000.153 0,34 138.796.790 2,62 1.063.195.668 0,79 350.662.279 -0,90 -449.153.679 0,38 79.086.109 100,00 33.904.238.024 Pa­sif­te­ki Pa­y› (%)
50,64 0,14 38,43 0,21 0,14 11,05 0,25 0,24 0,13 0,05 38,95 0,00 28,26 0,00 0,00 10,30 0,02 0,06 0,00 0,31 10,41 6,93 0,41 3,14 1,03 -1,32 0,23 100,00 De­ği­şim (%)
19,56
51,79
27,12
119,03
21,92
-7,78
-6,33
6,25
14,45
-36,54
24,98
0,00
33,86
0,00
41,76
1,65
17,50
29,40
376,43
-10,99
6,47
4,10
-0,71
0,39
-8,12
-17,87
97,43
20,31
Hayat sigorta şirketleri ve emeklilik şirketleri,
2014 yılının ilk üç ayında bir önceki döneme
kıyasla elde ettikleri kârı % 97 oranında artırarak
79 milyon TL’den 156 milyon TL’ye yükseltmişlerdir. Pasifte yer alan kalemlere dikkat ettiğimizde, kısa ve uzun vadeli yükümlükler arasında
yer alan ve pasif tarafın büyüklük anlamında ilk
iki kalemini oluşturan “Esas Faaliyetlerden
Borçlar” kalemlerinin tamamına yakını “Emeklilik
Faaliyetlerinden Borçlar” kalemi altındaki
“Katılımcılara Borçlar”dan meydana gelmektedir. 3.456 milyon TL tutarındaki kısa vadeli sigortacılık teknik karşılıklarının 2.077 milyon TL’si,
3.550 milyon TL tutarındaki uzun vadeli sigortacılık teknik karşılıklarının ise 3.429 milyon TL’si
hayat matematik karşılıklarından oluşmaktadır.
25
Sİ­GOR­TA İS­TA­TİS­TİK­LE­Rİ
B- KÂR/ZA­RAR HE­SA­BI
1- Tek­nik So­nuç­lar
YA­ZI­LAN PR‹M­LER/KAT­KI PA­YI
HAYAT
FERDİ KAZA
HASTALIK-SAĞLIK
TOPLAM BİREYSEL EMEKLİLİK
TEK­N‹K KÂR
2014-3
2013-3
Değişim (%)
204-3
2013-3
De­ği­şim (%)
794.955.784 48.719.174 235.591.378 1.079.266.336 1.419.638.449 971.041.079 39.742.324 180.143.316 1.190.926.719 1.431.073.592 -18,13 22,59 30,78 -9,38 -0,80 124.791.034 13.387.822 -2.958.955 135.219.900 -31.895.615 79.243.581 9.569.262 -2.110.381 86.702.461 -46.174.276 57,48
39,90
40,21
55,96
-30,92
2- Ma­li So­nuç­lar
2014-3
De­ği­şim (%)
Yatırım Gelirleri
158.243.201 139.838.326 13,16
Finansal Yatırımlardan Elde Edilen Gelirler
116.551.805 81.754.541 42,56
2.335.301 7.330.865 -68,14
Finansal Yatırımların Değerlemesi
20.564.492 39.787.795 -48,31
Kambiyo Kârları
11.503.453 4.904.704 134,54
598.208 534.558 11,91
Finansal Yatırımların Nakde Çevr. Elde Edilen Kârlar
İştiraklerden Gelirler
Bağlı Ortak. Ve Müşterek Yönetime Tabi Teşeb. Gel.
Arazi, Arsa İle Binalardan Elde Edilen Gelirler
Türev Ürünlerden Elde Edilen Gelirler
Diğer Yatırımlar
- 914.749 2.623.898 - 0,00
1.220.673 -25,06
24.832 10.466,75
174.579 2.151.959 -91,89
2.976.717 2.128.397 39,86
-58.900.469 -46.746.448 26,00
Yatırım Yönetim Giderleri (-)
-1.726.820 -1.424.657 21,21
Yatırımlar Değer Azalışları (-)
-9.390.122 -13.818.350 -32,05
Yatırımların Nakte Çevr.Oluşan Zararlar (-)
-2.348.175 -5.719.158 -58,94
-14.911.610 -1.467.480 916,14
Hayat Teknik Bölümünden Aktarılan Yatırım Gel.
Yatırım Giderleri
Hayat Dışı Teknik Böl. Aktarılan Yatırım Gelirleri (-)
Türev Ürünler Sonucunda Oluşan Zararlar (-)
-520.845 -3.607 0,00
-7.437.442 -7.305.675 1,80
Amortisman Giderleri (-)
-21.329.384 -16.119.974 32,32
Diğer Yatırım Giderleri (-) -1.236.071 -887.548 39,27
-804.570 -15.130.561 -94,68
Karşılıklar Hesabı (+/-)
-4.603.385 -15.879.944 -71,01
Reeskont Hesabı (+/-)
-1.167.083 -1.127.105 3,55
Kambiyo Zararları (-) Diğer Faaliyetlerden Gelir &Giderler(+/-)
Zorunlu Deprem Sigortası Hesabı (+/-)
- - 0,00
Enflasyon Düzeltmesi Hesabı (+/-)
- - 0,00
Ertelenmiş Vergi Varlığı Hesabı (+/-)
3.075.948 2.244.343 37,05
Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü Gideri (-)
-1.182.479 -755.401 56,54
Diğer Gelir Ve Kârlar 8.968.585 3.711.190 141,66
Diğer Gider Ve Zararlar (-) -7.084.877 -3.953.377 79,21
Önceki Yıl Gelir Ve Kârları
1.388.550 1.373.544 1,09
-199.827 -743.811 -73,13
98.538.162 77.961.317 26,39
Önceki Yıl Gider Ve Zararları(-)
Net Dönem Kârı Veya Zararı
26
2013-3
Hayat ve emeklilik şirketlerinin hayat
branşı prim üretiminde bir önceki
yıla göre % 18 oranında bir daralma
gerçekleşmiş ve prim üretimi 795
milyon TL olarak gerçekleşmiştir.
Buna karşılık hayat branşı teknik kârı
% 57 oranında artarak 125 milyon
TL’ye yükselmiştir. Emeklilik branşında ise bir önceki yıl ortaya çıkan 46
milyon TL tutarındaki zarar bu
dönem % 31 oranında gerileyerek
32 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.
Hayat ve emeklilik şirketlerinin
hayat dışı branşlarda gerçekleştirdiği prim üretimi kaza branşında
% 23 oranında artarak 49 milyon
TL’ye yükselmiştir. Hastalık/sağlık
branşında ise hayat şirketlerinin
üretimi % 31 oranında artarak 236
milyon TL olarak gerçekleşmiştir.
Hayat ve emeklilik şirketleri, ferdi
kaza sigortasında 13 milyon TL kâr
elde ederken, hastalık-sağlık branşında ise 3 milyon TL zarar ile karşı
karşıya kalmışlardır.
Hayat ve emeklilik şirketleri 158 milyon TL yatırım gelirlerine karşılık 59
milyon TL yatırım gideri yapmış ve 1
milyon TL tutarında diğer faaliyetlerden kaynaklanan giderlerin de
eklenmesiyle, 2014 yılının ilk çeyreğini 99 milyon TL mali kâr ile kapatmışlardır. Bu kapsamda yatırım gelirleri
% 13, yatırım giderleri % 26 artış gösterirken; diğer faaliyetlerden gelir ve
giderler % 95 oranında azalmıştır. m
UZMAN GÖZÜYLE
2013 yılı Dünya Sigorta Raporu
Ersin TÜVAR
Türkiye Sigorta Birliği / Bölüm Yöneticisi
wiss Re tarafından hazırlanan 2013 yılı
Dünya Sigorta Raporu 25 Haziran 2014
tarihinde yayınlanmıştır. Raporda global ekonominin 2013 yılında % 2,5 büyüme gösterdiği,
sigorta sektörünün toplam prim üretiminde
ekonomik büyümenin altında kalarak % 1,4’lük
bir artış kaydettiği vurgulanmıştır.
S
Hayat
Gelişmiş Piyasalar
Gelişmekte Olan Piyasalar
Dünya
% -0,2
% 6,4
% 0,7
Hayat Dışı
Toplam
% 1,1
% 8,3
% 2,3
% 0,3
% 7,4
% 1,4
Hayat sigortalarında 2013 yılındaki büyüme,
2012 yılındaki % 2,3’lük artışın altında seyrederek % 0,7 olarak gerçekleşmiştir. Hayat dışı
sigortalar ise 2012 yılına (% ,2,7) paralellik göstererek 2013 yılında % 2,3 oranında büyüme
performansı göstermiştir.
Raporda dikkat çeken başlıca göstergeler ve
Türkiye’nin dünya pazarındaki durumuna ilişkin
değerlendirmeler aşağıda belirtilmektedir.
Toplam Sigorta Prim Üretimi Gelişimi
2013 yılında toplam sigorta prim üretimi
% 1,4’lük bir artış göstererek 4.641 milyar dolar
olarak gerçekleşmiş ve geçen seneki büyüme
oranı olan % 2,5’in altında bir gelişim göstermiştir. Gelişmiş piyasalar % 0,3 oranında büyüme
göstermiş ve prim üretimi 3.853 milyar dolar
olmuştur. Dünya pazarındaki payı ise 1 puan
gerileyerek % 83’e düşmüştür. Gelişmekte olan
piyasalar ise % 7,4’lük büyüme oranı ile 788
Türkiye, toplam sigorta
faaliyetlerinde reel olarak
gerçekleştirmiş olduğu % 13,2’lik
büyüme ile gerek Dünya
piyasalarının sigortacılıktaki
büyümesini gerekse gelişmekte olan
ülkelerin büyüme oranını geride
bırakmıştır. 12,7 milyar dolar prim
üretimi ile Dünya pazarındaki
payımız % 0,27’ye yükselmiştir.
milyar dolara ulaşmış ve dünya büyüme oranını üstünde bir performans göstermiştir. Dünya
pazarındaki payını ise 1 puan arttırarak % 17’ye
yükseltmiştir.
2013 toplam sigorta prim üretimi (s.28) incelendiğinde, ABD’nin sigorta prim üretimindeki
% 2,5’lik düşüşünün büyüme üzerinde büyük
oranda negatif etki yarattığı görülmektedir.
Avrupa 2012 yılında prim üretiminde % 1,2’lik
küçülme yaşamasına karşın 2013 yılında
% 2,2’lik büyümeye dönmüştür. Bu büyümede,
özellikle % 11,9’luk bir büyüme gerçekleştiren
İtalya’nın ve prim üretimini % 2,8 oranında artıran Fransa’nın katkısı büyüktür.
Türkiye ise toplam sigorta faaliyetlerinde reel
olarak gerçekleştirmiş olduğu % 13,2’lik büyüme ile gerek Dünya piyasalarının sigortacılıktaki büyümesini gerekse gelişmekte olan ülkelerin
büyüme oranını geride bırakmıştır. 12,7 milyar
dolar prim üretimi ile Dünya pazarındaki payımız % 0,27’ye yükselmiştir.
27
UZMAN GÖZÜYLE
2013 Yılı Toplam Sigorta Prim Üretimi
Bölge
Sıralama
Ülke
Kuzey Amerika
1
ABD
9
Kanada
Toplam
Latin Amerika ve Karayipler
12
Brezilya
26
Meksika
34
Arjantin
Diğer Ülkeler
Toplam
Avrupa
3
İngiltere
5
Fransa
6
Almanya
7
İtalya
10
Hollanda
14
İspanya
38
Türkiye
Diğer Ülkeler
Toplam
Asya
2
Japonya
4
Çin
8
Güney Kore
11
Tayvan
15
Hindistan
Diğer Ülkeler
Toplam
Afrika
18
Güney Afrika
53
Fas
Diğer Ülkeler
Toplam
Okyanusya
13
Avustralya
40
Yeni Zelanda
Diğer Ülkeler
Toplam
Dünya
Gelişmiş Piyasalar
Gelişmekte Olan Piyasalar
Toplam
Hayat Sigortaları Prim Gelişimi
Hayat sigortalarında yazılan primler 2013 yılında % 0,7‘lik artış göstererek, 2012 yılındaki
% 2,3’lük büyümenin gerisinde kalmış ve üretim
2.608 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Özellikle gelişmiş piyasalarda görülen durağanlaşma 2013 yılında hayat sigortalarındaki
büyümeyi baskı altında tutmuştur. Gelişmiş
piyasalar 2012 yılında göstermiş oldukları
% 1,9’luk artışın ardından, 2013 yılında % 0,2
28
2013 Yılı Prim Üretimi (Milyon Dolar)
1.259.255
125.344
1.384.599
88.931
27.354
17.317
50.198
183.800
329.643
254.754
247.162
168.554
101.140
72.510
12.700
445.236
1.631.699
531.506
277.965
145.427
90.977
65.576
167.329
1.278.780
54.121
3.180
15.124
72.425
78.309
10.913
416
89.638
3.853.267
787.674
4.640.941
2012 Yılı
Prim Üretimi
(Milyon Dolar)
Enflasyona göre Düzeltilmiş
Büyüme (%)
1.272.724
-2,5
124.637
2,7
1.397.361
-2,0
82.184
12,5
24.012
6,5
15.487
8,7
47.574
169.257
9,4
322.013
1,2
237.605
2,8
232.432
1,3
143.986
11,9
95.854
-0,4
72.179
-4,2
11.014
13,2
425.601
1.540.684
2,2
626.703
1,5
245.363
8,4
152.976
-8,0
87.752
3,4
65.830
1,2
154.674
1.333.298
2,4
54.365
10,7
3.017
0,8
14.090
71.472
10,2
76.034
7,8
10.430
2,2
415
86.879
7,2
3.870.861
0,3
728.089
7,4
4.598.951
1,4
Dünya
Piyasasındaki
Payı (%)
27,13
2,70
29,83
1,92
0,59
0,37
3,96
7,10
5,49
5,33
3,63
2,18
1,56
0,27
35,16
11,45
5,99
3,13
1,96
1,41
27,55
1,17
0,07
1,56
1,69
0,24
1,93
83,03
16,97
100,00
oranında
küçülmeye
maruz
kalmıştır.
Gelişmekte olan piyasalar ise hayat sigortalarındaki prim üretimini geçen yıla göre artırarak
% 5,2’den % 6,4’e yükseltmiştir.
Hayat sigortalarında yazılan primler ülkeler açısından incelendiğinde, özellikle ABD’de yaşanan % 7,7’lik düşüş dünyadaki gelişimi önemli
ölçüde etkilemiştir. ABD’de yaşanan bu daralmanın en temel sebebi 2012 yılında yazılan
büyük kurumsal sözleşmelerin, 2013 yılında
yazılamaması olmuştur. Bu anlaşmaların etkisi
göz ardı edildiğinde bile ABD 2013 yılında
hayat sigortalarında % 1,6’lık küçülme yaşamıştır. Avrupa ise 2012 yılında hayat sigortalarında
yaşadığı % 2,2’lik küçülmenin ardından 2013
yılında % 3,8’lik büyüme gerçekleştirmiştir. Bu
gelişmeye en büyük katkıyı % 21,1’lik büyüme
gösteren İtalya ve % 52,2 reel prim artışına ulaşan Portekiz sağlamıştır. 2013 yılında hayat
sigortalarında % 1 büyüyen Asya, durağan bir
dönem geçirmiştir.
Türkiye ise hayat sigortalarında % 16,3 ile geçen
yılki % 6,8’lik büyüme performansının çok üzerinde bir büyüme gerçekleştirmiştir. 2013 yılında
dünya piyasasındaki payı % 0,07 olan Türkiye’nin hayat sigortalarındaki prim üretimi 1,8
milyar dolara ulaşmıştır.
2013 Yılı Hayat Sigortaları Prim Üretimi
Bölge
Sıralama
Ülke
Kuzey Amerika
1
ABD
10
Kanada
Toplam
Latin Amerika ve Karayipler
12
Brezilya
30
Meksika
35
Şili
Diğer Ülkeler
Toplam
Avrupa
3
İngiltere
4
Fransa
6
İtalya
7
Almanya
13
İrlanda
16
İsviçre
45
Türkiye
Diğer Ülkeler
Toplam
Asya
2
Japonya
5
Çin
8
Güney Kore
9
Tayvan
11
Hindistan
Diğer Ülkeler
Toplam
Afrika
15
Güney Afrika
51
Fas
Diğer Ülkeler
Toplam
Okyanusya
14
Avustralya
46
Yeni Zelanda
Diğer Ülkeler
Toplam
Dünya
Gelişmiş Piyasalar
Gelişmekte Olan Piyasalar
Toplam
2013 Yılı Prim Üretimi (Milyon Dolar)
532.858
52.334
585.193
49.417
12.470
6.986
11.490
80.363
222.893
160.156
117.978
114.349
46.929
34.227
1.780
248.415
946.727
422.733
152.121
91.204
75.013
52.174
105.168
898.413
44.556
1.023
4.360
49.939
45.641
1.694
120
47.455
2.200.249
407.842
2.608.091
2012 Yılı
Prim Üretimi
(Milyon Dolar)
Enflasyona göre Düzeltilmiş
Büyüme (%)
568.877
-7,7
52.390
2,0
621.266
-6,9
44.784
14,7
10.857
7,3
6.719
2,8
10.207
72.567
12,2
214.625
2,6
147.900
3,9
93.091
21,1
106.620
2,2
42.832
5,5
33.195
2,2
1.506
16,3
241.236
881.005
3,8
499.046
1,4
141.123
3,1
100.685
-12,4
72.521
3,2
52.752
0,5
94.929
961.056
1,0
43.760
13,2
1.024
-4,5
4.135
48.919
12,8
43.686
9,4
1.654
0,0
121
45.461
9,0
2.247.245
-0,2
383.029
6,4
2.630.274
0,7
Dünya
Piyasasındaki
Payı (%)
20,43
2,01
22,44
1,89
0,48
0,27
3,08
8,55
6,14
4,52
4,38
1,80
1,31
0,07
36,30
16,21
5,83
3,50
2,88
2,00
34,45
1,71
0,04
1,91
1,75
0,06
1,82
84,36
15,64
100,00
29
UZMAN GÖZÜYLE
Hayat Dışı Sigortalar Prim Gelişimi
Hayat dışı prim üretimindeki gelişme Dünya
büyüme oranının gerisinde kalmıştır. 2012 yılında
% 2,7 oranında üretim artışı gösteren sektörün
büyüme oranı, 2013 yılında yavaşlayarak % 2,3
oranında büyümüştür. 2013 yılında hayat dışı
prim üretimi 2.033 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Gelişmiş piyasalar durağan bir dönem
geçirerek % 1,1 oranında büyüme yaşamışlardır. Gelişmekte olan ülkelerde hayat dışı sigorta
primleri ise 2012 yılındaki % 9,3’lük büyümenin
ardından 2013 yılında % 8,3’lük büyüme ile yükselişine devam etmiştir.
Amerika’nın hayat dışı sigorta primlerinde
% 1,7’lik yükseliş gösterdiği 2013 yılında, Avrupa
2013 yılında sabit bir dönem geçirmiştir. Asya
2013 yılında hayat dışı sigortalarında % 6’lık
büyüme yaşamıştır. Bu büyümede, özellikle
Çin’in hayat dışı sigortalar prim üretiminde
% 15,5 artış ile göstermiş olduğu performans
etkili olmuştur.
Türkiye hayat dışı sigortalarda da % 12,7’lik
büyüme göstererek 2013 yılında başarılı bir performans sergilemiştir. Dünya piyasasındaki payını 2013 yılında % 0,46’dan % 0,53’e yükselterek,
10,9 milyar dolar prim üretimi gerçekleştirmiştir.
2013 Yılı Hayat Dışı Sigortalar Prim Üretimi
Bölge
Sıralama
Ülke
Kuzey Amerika
1
ABD
8
Kanada
Toplam
Latin Amerika ve Karayipler
11
Brezilya
18
Meksika
19
Arjantin
Diğer Ülkeler
Toplam
Avrupa
2
Almanya
5
İngiltere
6
Fransa
7
Hollanda
10
İtalya
12
İspanya
24
Türkiye
Diğer Ülkeler
Toplam
Asya
3
Çin
4
Japonya
9
Güney Kore
17
Tayvan
21
Hindistan
Diğer Ülkeler
Toplam
Afrika
28
Güney Afrika
48
Fas
Diğer Ülkeler
Toplam
Okyanusya
13
Avustralya
29
Yeni Zelanda
Diğer Ülkeler
Toplam
Dünya
Gelişmiş Piyasalar
Gelişmekte Olan Piyasalar
Toplam
30
2013 Yılı Prim Üretimi (Milyon Dolar)
726.397
73.010
799.407
39.513
14.884
13.957
35.083
103.437
132.813
106.750
94.598
75.135
50.576
38.647
10.920
175.533
684.972
125.844
108.773
54.223
15.954
13.401
62.171
380.366
9.565
2.157
10.763
22.485
32.667
9.219
296
42.182
1.653.018
379.832
2.032.850
2012 Yılı
Prim Üretimi
(Milyon Dolar)
Enflasyona göre Düzeltilmiş
Büyüme (%)
703.847
1,7
72.247
3,2
776.094
1,9
37.400
9,8
13.155
5,7
12.358
9,8
33.777
96.690
7,2
125.811
0,6
107.389
-1,8
89.705
1,1
71.475
-0,8
50.895
-5,0
38.411
-4,0
9.508
12,7
166.485
659.679
0,0
104.240
15,5
127.657
2,0
52.292
0,3
15.231
4,5
13.078
4,1
59.744
372.242
6,0
10.606
0,3
1.992
3,5
9.955
22.553
2,1
32.348
5,7
8.776
2,6
294
41.418
5,1
1.623.616
1,1
345.060
8,3
1.968.677
2,3
Dünya
Piyasasındaki
Payı (%)
35,73
3,59
39,32
1,94
0,73
0,69
5,09
6,53
5,25
4,65
3,70
2,49
1,90
0,53
33,70
6,19
5,35
2,67
0,79
0,66
18,71
0,47
0,11
1,11
1,61
0,45
2,08
81,32
16,68
100,00
2013 Yılı Kişi Başına Düşen Sigorta Prim Üretimi
2013 yılında kişi başına düşen sigorta prim üretimi istatistiklerine bakıldığında, dünya genelinde
kişi başına düşen prim üretimi hayat sigortalarda 366 dolar, hayat dışı sigortalarda 266 dolar
olmak üzere toplamda 652 dolardır. Gelişmiş
piyasalarda kişi başına düşen hayat sigorta
primi 2074 dolar, hayat dışı sigortalarda 1547
dolardır. Gelişmekte olan piyasalarda ile sırasıyla 67 ve 62 dolardır. Bu durum gelişmekte olan
piyasalardaki potansiyeli ortaya koymaktadır.
Türkiye sigorta toplamında, gelişmekte olan
ülke ortalamalarının 166 dolar ile biraz üzerinde
olsa da, kişi başına düşen hayat prim üretimi 23
dolar ile gerek dünya gerekse gelişmekte olan
ülkelerin kişi başına düşen hayat prim ortalamalarının oldukça altında kalmıştır. Hayat dışı sigortalarda ise kişi başına düşen 143 dolar prim ile
gelişmekte olan ülkelerin üzerinde bir seviyede
kalmış, ancak dünya ortalamasının altında seyretmiştir. Bu durum önümüzdeki yıllarda
Türkiye’de prim üretiminde yaşanan artışların
devam edeceği beklentisini yaratmaktadır.
2013 Yılı Kişi Başına Düşen Prim Üretimi
Bölge
Sıralama
Ülke
Kuzey Amerika
11 ABD
15 Kanada
Toplam
Latin Amerika ve
24 Bahamalar
Karayipler
35 Trinidad veTobago
36 Şili
Toplam
Avrupa
1 İsviçre
2 Hollanda
3 Danimarka
4 Finlandiya
5 Lüksemburg
7 İngiltere
62 Türkiye
Toplam
Asya
6 Hong Kong
10 Japonya
12 Tayvan
17 Singapur
20 Güney Kore
Toplam
Afrika
30 Güney Afrika
38 Mauiritius
Toplam
Okyanusya
16 Avustralya
23 Yeni Zelanda
Toplam
Gelişmiş Piyasalar
Dünya
Gelişmekte Olan
Piyasalar
Toplam
2013 Yılı Toplam 2013 Yılı Hayat
2013 Yılı Hayat
Sigortalarda Kişi Sigortalarında Kişi Dışı Sigortalarında
Başına Düşen Başına Düşen
Kişi Başına Düşen
Prim Üretimi (Dolar) Prim Üretimi (Dolar) Prim Üretimi (Dolar)
3.979
3.563
3.938
1.839
688
664
300
7.701
6.012
5.780
5.073
5.003
4.561
166
1.833
5.002
4.207
3.886
3.251
2.895
303
1.025
552
66
3.528
2.423
2.429
3.621
1.684
1.488
1.664
408
261
396
131
4.211
1.546
4.093
4.109
2.749
3.474
23
1.076
4.445
3.346
3.204
2.388
1.816
213
844
382
46
2.056
376
1.286
2.074
2.296
2.075
2.273
1.431
427
268
169
3.490
4.466
1.687
963
2.254
1.087
143
758
557
861
682
863
1.079
91
181
170
21
1.472
2.047
1.143
1.547
129
652
67
366
62
285
Not: İlgili raporun tamamına
http://tsb.org.tr/images/Documents/sigma3_2014_en.pdf adresinden
2013 Yılında
Yaşanan Katastrofik
Hasarlar
2013 yılında afetlerden kaynaklı sigortalı ve sigortalı olmayan tahmini 140 milyar dolar hasar meydana gelmiş ve 196
milyar dolar olan
2012 yılının ve 10 yıllık
ortalama olan 190
milyar doların altında gerçekleşmiştir.
2013 yılında yaşanan
en büyük doğal afet
Filipinler’de meydana gelen Haiyan
Kasırgası’dır. Sigorta
sektörüne
doğal
afetlerin vermiş olduğu zarar 37 milyar
dolarken, insan kaynakları afetlerden
sektör 8 milyar dolar
kayıp yaşamıştır. En
büyük sel hasarları
Avrupa ve Kanada’
da; dolu, rüzgâr
ve fırtına olayları
Avrupa’da; kasırga
olayları ise Amerika’da yaşanmıştır. m
ulaşılabilir.
31
GÜ­VEN­CE HE­SA­BI
Kusurlu sürücü veya işletenin ölümü halinde;
Güvence Hesabı’nın
Sorumluluğu...
A. Ka­dir KÜ­ÇÜK
Gü­ven­ce He­sa­b› Mü­dü­rü
usurlu araç sürücüsü ve işletenin kaza
sonucu ölümü halinde Trafik Sigortası
nedeniyle sigortacının ve Güvence Hesabı’nın
sorumluluğu konusu gerek Yargıtay gerekse
sigorta sektörü açısından değişik kararlara ve
uygulamalara neden olmuştur. Sigorta sektörü
bu durumlarda tazminat ödemelerinin yapılmasına karşı çıkarken, oluşan Yargıtay içtihatları da değişkenlik arz etmektedir.
K
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 1995 yılında verdiği
kararla (Yargıtay 11. H. D. 1995/2056 E.- 3648 K.
17.04.1995 T.) sürücünün ölümü halinde hak
sahiplerinin işletenden ve sigortacıdan tazminat alabilecekleri yönünde karar vermiştir. Bu
kararın temel dayanağı sürücünün bedeni
zararlarının ödenmeyeceğine ilişkin olarak
kanunda ve genel şartlarda hüküm bulunmaması ve hak sahiplerinin üçüncü kişi olduklarından kusurlu sayılamayacaklarıdır.
YARGITAY KARARININ GEREKÇESİ
Aynı daire ve devamında bu konuları inceleyen
17. Daire bu karardan dönerek sürücü ve işletenin ölümü halinde hak sahiplerinin sigortacıdan
tazminat talep edemeyecekleri yönünde karar
vermişlerdir. Bu kararların gerekçesi ise; kimsenin
kendi kusurundan yaralanamayacağı, sürücünün kusuru hak sahiplerine yansıyacağından
sürücünün talep edeceğinden daha fazlasını
talep edemeyeceklerine dayanmaktadır.
32
Güvence Hesabı, Sigortacılık
Kanunu’nun 14. maddesi gereği
zorunlu sigortası bulunmayan araçlar
için ödeme yaptıktan sonra, zarara
neden olan ve zorunlu sigortası
yapılmamış aracın işletenine,
sürücüsüne, diğer sorumlulara ve
bunların mirasçıları dahil mevzuat
gereği rücu etmek ve ödediği
tazminatları tahsil etmek
durumundadır.
Yargıtay 11. H.D. 2007/2596 E.-2008/939 K. ve
15.07.2008 T. kararının gerekçesi;
“Bilindiği gibi Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk
Sigortası KTK’nun 91/1’nci maddesi uyarınca
işletenlerin aynı Kanun’un 85/1’nci maddesine
göre olan sorumluluklarının karşılanması için yaptırılması zorunlu bir sigorta türüdür. KTK’nun
85/1’nci maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına neden
olması halinde araç işleteninin bu zarardan
sorumlu olacağını öngörmüştür. Yani KTK’nun
91’nci maddesine göre Zorunlu Mali Sorumluluk
Sigortası’nda sigortacı, işletenin yasadan kaynaklanan hukuki sorumluluğunun belirli limitler
içinde üzerine almış bulunmaktadır.
Sigortacının bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı yasanın 92’nci maddesinde araç
sürücüsünün bu kapsam dışında kaldığına ilişkin
hüküm bulunmadığı gibi genel şartlarda da bu
yolda bir sınırlama getirilmemiştir. O halde sürücünün ölümü nedeniyle işletenin ve onun sigortacısının sorumluluğu ilke olarak benimsenmelidir.
Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus zarar
verici bir olay sonucu ölen sürücünün ekonomik
desteğinden yoksun kalanların uğradıkları zarar
ölen sürücünün değil destekten yoksun kalanların bir başka ifadeyle işletene göre üçüncü kişi
konumunda olanların üzerinde doğan dolaylı ve
yansıma yoluyla meydana gelen zarardır ve destekten yoksun kalanlar bu zararlarının tazmini için
zarar sorumlusundan istemde bulunabilirler.
Ancak yansıma yolu ile zarar görmüş olan destek
tazminatı isteyenlerin kendilerine destek sağlayan
kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmeleri hukuken mümkün bulunmayıp sürücünün
ve dolayısıyla destek tazminatında bulunanların
kendi kusurlarından yararlanamayacak olmalarına, bu itibarla işletenin destek sağlayan kişiye
karşı öne sürebileceği defileri destekten yoksun
kalanlara karşı da ileri sürebilecek olmasına göre,
işleten zararın oluşunda sürücünün de birlikte
kusurlu olduğunu ileri sürerek Borçlar Kanunu’nun
44/1 nci maddesi gereğince tazminatın sürücünün kusuru oranında indirilmesini isteyebilir.
Açıklanan bu ilkeler karşısında trafik kazası sonucu ölen sürücünün desteğinden yoksun kalanla-
rın sorumluluk sigortacısına yöneltebilecekleri
yansıma yoluyla oluşan zararla ilgili tazminat
istemlerinin tutarı, işletene karşı ileri sürebilecekleri tutar kadardır. Dairemizin son uygulaması bu
yöndedir.” şeklinde ifade edilmektedir.
DEĞİŞEN İÇTİHAT KARARLARI
Ancak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011 yılından bu yana oluşturduğu içtihatlarla (Örnek;
Y.H.G.K. 2011/17-142 E. ve 2011/17-787 E. sayılı
kararları) sürücünün tam kusuru ile gerçekleşen
trafik kazalarında, sürücünün veya araçta yolcu
olarak bulunan işletenin ölmesi halinde, sürücünün veya işletenin hak sahiplerine destekten
yoksun kalma tazminatı ödeneceği yönünde
karar vermekte ve ilgili hukuk daireleri de içtihatları da kararlarını bu yönde değiştirmiş bulunmaktadır. Genel Kurul 2011/17-787 E. sayılı kararında; “Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla
değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan
davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk
zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla tam kusurlu araç
şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan
işletenin kusurunun, işletenin desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; 2918 sayılı
Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu
33
GÜ­VEN­CE HE­SA­BI
Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel
şartlarına göre, aracın zorunlu mali sorumluluk
sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü
kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve
olayda işleten tam kusurlu, destekten yoksun
kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi
konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta
şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğu ve
davacıların davalı sigorta şirketinden destekten
yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri, yerel
mahkemece, davacıların, desteklerinin işleteni
olduğu araçta, sürücünün tam kusuru sonucu
meydana gelen trafik kazası sonucu, vefat etmiş
olması nedeniyle, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek dava açabileceğinin kabulü uygundur.” şeklinde hüküm oluşturmaktadır.
Sürücü ve işletenin yaralanma sonucu oluşan
zararlarını sigortacıdan talep hakları bulunmamakla birlikte, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu vermiş olduğu kararlarla, hem işletenin ve hem de
sürücülerin kusurlarından dolayı meydana gelen
trafik kazalarında hayatlarını kaybetmeleri sonucu bunların desteğinden yoksun kalanlar, üçüncü kişi konumunda kabul edilmiş ve bu kişilere
destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesinin
yolu açılmıştır.
GÜVENCE HESABI’NIN DURUMU
Güvence Hesabı ise Sigortacılık Kanunu’nun
14. maddesi gereği zorunlu sigortası bulunmayan araçlar için ödeme yaptıktan sonra, zarara neden olan ve zorunlu sigortası yapılmamış
aracın işletenine, sürücüsüne ve diğer sorumlulara ve bunların mirasçıları dahil mevzuat gereği rücu etmek ve ödediği tazminatları tahsil
etmek durumundadır. Türk Borçlar Kanunu'nun
135’inci ( Mülga Borçlar Kanunu'nun 116’ncı )
maddesine göre, alacaklılık ve borçluluk sıfatlarının bir şahısta birleşmesi borcu sona erdiren
sebeplerdendir. Kusurlu araç sürücüsü ve işleteninin hak sahiplerinin aynı zamanda mirasçıları olmaları durumunda Güvence Hesabı’na
başvuran hak sahipleri aynı zamanda Güvence
Hesabı’nın rücu borçlusu olmaktadırlar. Ödeme
yapılması durumunda yine aynı kişilere rücu
34
edileceğinden davacıların tazminat hakları
ortadan kalkmaktadır.
Bu konuda Güvence Hesabı aleyhine açılan
davalarda ve Sigorta Tahkim Komisyonu
(Güvence Hesabı 16.01.2013 tarihinde
Komisyona üye olmuştur.) dosyalarında,
Güvence Hesabı aleyhine karar verildiği gibi
taleplerin ret edildiği kararlar da bulunmaktadır. Güvence Hesabı aleyhine karar verilirken
genelde destek tazminatının mirasçılık esasına
göre değil fiili desteklik durumuna göre belirlendiği gerekçesine dayanılmaktadır.
MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ GEREKİYOR
Taleplerin ret edildiği kararlar da ise talep
sahiplerinin aynı zamanda Güvence Hesabı’nın
rücu edeceği kişiler olmaları nedeniyle alacaklı borçlu sıfatının birleştiği ve borcun ortadan
kalktığı gerekçesi ileri sürülmektedir. Bu kararların birçoğu temyiz edilmiş olup Yargıtay’ın bu
konudaki içtihatları henüz netleşmiş bulunmamaktadır.
Güvence Hesabı’nın sorumluluğuna ilişkin olarak verilen kararlarda şu yanılgıya düşülmektedir; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına katılmamakla birlikte, temel dayanak noktamız
Güvence Hesabı’nın sorumlu olup olmadığı
değil, talep sahibinin alacağını ortadan kaldıran bir sebebin varlığıdır. Destek tazminatı
hesaplanırken mirasçılık esas alınmasa dahi
Güvence Hesabı ödediği her tazminat için
sürücü ve işletenin mirasçılarına rücu edecektir.
Bundan dolayı, hak sahiplerinin aynı zamanda
mirasçı oldukları durumlarda bu kişiler tazminat
alacaklısı olmakla birlikte Güvence Hesabı’na
borçlu da olacaklardır. Burada söz konusu olan
tazminat hakkının doğumundan sonra onu
ortadan kaldıran bir hukuki sebebin varlığıdır.
Bu sebebi görmezden gelerek Güvence
Hesabı’nın sorumlu olduğuna karar vermek
Borçlar Kanunu’na aykırı kararların doğumuna
neden olacaktır.
Temennimiz konunun mevzuatta yapılacak
değişiklikle bir an önce açıklığa kavuşmasıdır. m
SİGOR­TA TAH­KİM KO­MİS­YO­NU
Sigorta tahkiminde
itiraz mekanizması
İbrahim TAŞBAŞI
Sigorta Tahkim Komisyonu Müdürü
igortacılık, güven unsuruna dayanan
bir hizmet sektörüdür. Bu sebeple
hemen hemen bütün ülkelerde olduğu gibi
ülkemizde de sigortacılık, özel bir düzenleme,
gözetim ve denetime tabi tutulmuştur. Gözetim
ve denetimler genel olarak sigorta şirketlerinin
her an için yeterli ödeme gücüne sahip olmalarını ve devlet tarafından belirlenen kurallar
içinde faaliyet göstermelerini sağlamak amacına yöneliktir. Gözetim ve denetim sayesinde,
sigorta kuruluşları ile sigortalılar ve diğer hak
sahipleri arasında ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklar önemli ölçüde azaltılsa da tam olarak
ortadan kaldırılamamaktadır. O halde sigortalıların ve diğer hak sahiplerinin mağduriyetlerinin
S
İtiraz mekanizması, uyuşmazlığın
tarafları nezdinde sigorta tahkim
sistemine olan güvenin arttırılması
yanında, sigorta tahkim sisteminin
gelişmesine ve olgunlaşmasına da
katkı sağlamaktadır. İlk
kararda gözden kaçırılmış
ya da yanlış yorumlanmış bir
husus olmuşsa, itiraz
aşamasında tekrar
değerlendirilmektedir.
önüne geçilebilmesi ve sigortacılık sistemine
olan güvenlerinin arttırılması için, uyuşmazlıkların kısa sürede çözüme kavuşturulması da büyük
önem taşımaktadır.
Sigortacılıkta tahkim sisteminin kuruluşundan
önce, sigortalılar ve diğer hak sahipleri ile riski
üstlenen sigorta kuruluşları arasındaki uyuşmazlıklar sadece adli yargı mekanizmalarıyla
çözümlenmekte, yargılamanın uzun zaman
alması zararın telafisini geciktirmekte ve sigortalıların mağduriyetine yol açmakta idi. Bu
sebeple, 2007 yılında çıkarılan 5684 sayılı
Sigortacılık Kanunu ile tahkim müessesi oluşturulmak suretiyle, sigortacılık alanında yaşanan
uyuşmazlıkların, daha kısa sürede ve düşük
maliyetli bir çözüme kavuşturulması amaçlanmış, bu amacı gerçekleştirmek üzere Sigorta
Tahkim Komisyonu kurulmuş, sigorta hakemleri
atanmış ve 2009 yılından itibaren tahkim sistemi
uygulamaya sokulmuştur.
35
SİGOR­TA TAH­KİM KO­MİS­YO­NU
İTİRAZ HAKEMLİĞİ
Tahkim sisteminin kurulduğu 2007 yılında, sistemin kendi içinde ikinci bir kontrol mekanizması
olan itiraz hakemliği öngörülmemişti. Bunun bir
eksiklik olduğu kısa sürede fark edilmiş ve 5684
sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinde
03.04.2013 tarihli ve 6456 sayılı Kanun ile yapılan
değişiklikle sigortacılıkta itiraz hakemliği oluşturulmuştur. Buna göre beş bin Türk Lirası ve üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem
kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya
mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz
edilebilmekte ve itiraz üzerine, daha önce verilmiş olan hakem kararının icrası durmaktadır.
İtiraz talebi, münhasıran bu talepleri incelemek
üzere oluşturulan hakem heyetlerince incelenmekte ve işin heyete intikalinden itibaren iki ay
içinde karar verilmektedir. Kırk bin Türk Lirasının
altındaki uyuşmazlıklar için itiraz üzerine verilen
kararlar kesin olup, kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebilmektedir.
HAKEM HEYETİ
Sigorta tahkiminde itiraz mekanizmasını getiren
madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere,
itiraz taleplerinin hızla çözüme kavuşturulması
gereken ve uzmanlık gerektiren bir husus olması sebebiyle itiraz mekanizması da sigorta tahkim sistemi içinde kurulmuştur. Sigorta tahkimine hakim olan; uyuşmazlıkların daha kısa sürede ve düşük maliyetli bir çözüme kavuşturulması ilkesi, itiraz aşaması için de geçerlidir. Bugün
itibariyle en yüksek itiraz başvuru ücreti 300 Türk
Lirası ve azami karar verme süresi iki aydır.
İtiraz başvuruları, en az üş kişiden oluşan itiraz
hakem heyeti tarafından karara bağlanmaktadır. Sigorta hakemleri için aranan mesleki deneyim süresi sigorta hukuku için en az beş yıl sigortacılık için en az on yıl iken, itiraz hakem heyetinde yer alanlarda aranan mesleki deneyim
süresi sigorta hukuku için en az on yıl sigortacılık
için en az on iki yıldır.
36
Sigorta hakemleri tarafından verilen kararlar gibi
itiraz hakem heyetleri tarafından verilen kararlar
da gerekçeli olarak yazılmaktadır. İlk kararı
veren hakem veya hakem heyeti, itiraz hakem
heyeti kararını da görmekte ve uyuşmazlık konusuna ilişkin kendi yaklaşımı ile itiraz hakem heyetinin yaklaşımını karşılaştırma, kendi yaklaşımını
tekrar gözden geçirme imkanına sahip bulunmaktadır.
2013 yılında oluşturulan itiraz mekanizması,
karar süresinin kısa ve başvuru maliyetinin düşük
olması sebebiyle yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Komisyonumuz, itiraz başvurularını 2013
yılının son çeyreğinden itibaren almaya başlamış olup, 2014 yılı Haziran ayı sonu itibariyle itiraz
başvurularının sayısı, 587’ye yükselmiştir.
Komisyona Yapılan Başvurular
(Ocak-Haziran 2013)
2014 yılının ilk beş aylık diliminde Komisyon'a
3.450 başvuru yapılmış olup, başvuruların 3.255’i
(% 93,90) hayat dışı branşlardan, 205 adedi ise
(% 6,10) hayat branşından gerçekleşmiştir.
Komisyona yapılan başvurulara ilişkin ayrıntılı
istatistiki bilgiler aşağıda sunulmuştur.
Karşılaştırmalı Başvuru Sayıları
(2011-2012-2013 Ocak-Haziran)
2012, 2013 ve 2014 yıllarının ilk beş aylık diliminde Komisyon'a yapılan başvuruların karşılaştırmalı sayıları aşağıdaki grafikte verilmiştir. Bu
çerçevede, Komisyon'a 2014 yılının ilk beş aylık
diliminde yapılan başvurular 2013 yılına göre
% 105, 2012 yılına göre ise % 296 oranında artış
göstermiştir.
3,450
1,682
871
2012
2013
2014
Başvuruların poliçe bazında dağılımı
Başvuruların Bölge Bazında Dağılımı
Mayıs 2013 itibariyle yapılan başvuruların poliçe
türlerine göre dağılımına ilişkin grafik aşağıda
verilmiştir. Söz konusu grafik incelendiğinde,
trafik ve kasko poliçelerine ilişkin uyuşmazlıkların
Komisyon'a yapılan başvurular içinde % 70’in
üzerindeki payının devam ettiği görülmektedir.
Başvuruların coğrafi bölgelere göre dağılımını
gösteren grafik aşağıda verilmiştir. Grafiğin
incelenmesinden başvuruların % 44,71’inin
Marmara Bölgesi’nden yapıldığı, Marmara
Bölgesi’ni %16,21’lik payla Ege Bölgesi ve
% 12,40 ile İç Anadolu Bölgesi’nin takip ettiği
görülmektedir.
2,38
2,46
2,83
5,72
3,90
5,53
TRAF‹K
KASKO
KREDİ
YANGIN
İSTİHDAM
DİĞER
18,24
2,42
12,40
44,71
14,82
68,36
16,21
Başvuruların il bazında dağılımı
Başvuruların illere göre dağılımına ilişkin grafik
aşağıda verilmiştir. Komisyon'a şu ana kadar 81
ilden de başvuru yapılmış olup, 3 büyük ilin
(İstanbul, Ankara, İzmir) başvurular içindeki payı
% 52,47’dir.
MARMARA BÖLGESİ
KARADENİZ BÖLGESİ
EGE BÖLGESİ
DOĞU ANADOLU BÖLGESİ
İÇ ANADOLU BÖLGESİ
GÜNEY DOĞU ANADOLU
AKDENİZ BÖLGESİ
BÖLGESİ
Hakem kararlarının sonuçlarına göre dağılımı
34,24
33,86
2,50
3,00
3,00
3,173,63
Sigorta hakemlerince toplam 8.129 uyuşmazlık
karara bağlanmış olup, söz konusu kararların
sigortalı talebinin tamamen kabul edilmiş, kısmen kabul edilmiş veya tamamen reddedilmiş
olmasına göre dağılımı aşağıda verilmiştir. m
10,68
5,93
İSTANBUL
ANKARA
İZMİR
İÇEL
ANTALYA
BURSA
KOCAELİ
DENİZLİ
DİĞER
2.992
2.762
2.375
KABUL
KISMİ
RED
37
SİGORTA BİLGİ VE GÖZETİM MERKEZİ
Teknolojinin sigortacılığa etkisi tartışıldı
Oracle öncülüğünde ‘Sigorta
ve Bireysel Emeklilik Zirvesi’
Ay­d›n SA­TI­CI
Si­gor­ta Bil­gi ve Gö­ze­tim Mer­ke­zi Mü­dü­rü
igorta yönetici ve çalışanlarına yönelik
hazırlanan “Sigorta ve Bireysel Emeklilik
Zirvesi”nde teknolojik değişimleri fırsata çevirmenin yolları konuşuldu.
S
13 Mart 2014 tarihinde Oracle’ın öncülüğünde
düzenlen “Sigorta ve Bireysel Emeklilik Zirvesi”
sigorta sektörünün önde gelen firma ve üst
düzey yöneticilerine ev sahipliği yaptı. Four
Seasons Hotel Bosphorus’ta gerçekleşen zirvede hızla gelişen teknolojinin sigortacılığa etkisi,
38
dijitalleşmeyle birlikte sektördeki değişim ve
rekabet ortamında sigortacılığın yeri ve Oracle
teknolojileriyle gerçekleşen başarılı projeler
gibi konular masaya yatırıldı.
SEKTÖRE YÖN VERENLER PANELİ
Açılış konuşmaları ve çeşitli sunumların yapıldığı toplantıda öğleden sonra düzenlenen ve
moderatörlüğünü Sigorta Bilgi ve Gözetim
Merkezi (SBM) Merkez Müdürü Aydın Satıcı’nın
yaptığı “Sektöre Yön Verenler” paneli düzenlendi. Allianz Türkiye CEO’su Solmaz Altın, Fiba
Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Ömer Mert,
Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya
Çetin ve Zurich Sigorta CEO’su Yılmaz Yıldız’ın
panelist olarak yer aldığı panelde, sigorta sektörü BT yatırımları ve stratejileri tartışıldı.
Sunumların yanı sıra katılımcılarla farklı teknolojik deneyimler paylaşılarak yeni projeler için
yeni fikirler üretildi.
SİGORTACILIĞIN KALBİNDE DÖNÜŞÜM
Toplantıda ayrıca SBM IT Servis Yönetimi
Direktörü Bülent Geçkin “Sigortacılığın Kalbinde
‘Dönüşüm’” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Sunumunda, kuruluşundan bu yana SBM’nin
geçirdiği değişim ve dönüşümlerden söz eden
Geçkin, yeni uygulamalar ve gelecek dönem
SBM projeleri hakkında da bilgiler verdi.
Sunumda dikkat çeken ve büyük bir heyecanla sergilenen başarı öykülerinden biri de Sigorta
Bilgi ve Gözetim Merkezi'nde gerçekleşen
Exadata ve Veriambarı geçişi oldu.
Veritabanı sisteminin Oracle Exadata yapısına
geçişi ile de yüksek performans sağlayan,
güvenli, hızlı, sağlam ve yüksek kapasiteli
mimariye geçiş yapıldı.
Aydın SATICI
SBM Müdürü
2013’te gerçekleştirilen Exadata ve Veriambarı
projesi hem SBM hem de sektör adına birçok
faydayı beraberinde getirdi.
SBM Veri Ambarı'nın Exadata platformuna ve
ODI aracına geçişiyle birlikte yüksek erişilebilirlik, kesintisiz yedekleme, daha hızlı ve hatasız iş
geliştirme, daha kaliteli ve tutarlı veri, daha
güçlü ve gerçek zamanlı testlerin yapılabilmesi sağlandı.
SBM IT Servis Yönetimi
Direktörü Bülent Geçkin
39
SİGORTA BİLGİ VE GÖZETİM MERKEZİ
SBM’ye Tunus’tan ziyaret
SBM’ye yurt dışı kurumlarından ziyaretler devam ediyor.
unus Sigortacılık Genel Müdürlüğü ve
Tunus Sigorta Birliği ile Star Insurance,
Biat Insurance ve Tunus Sigorta yetkilileri,
SBM’ye Ocak ayında bir ziyaret gerçekleştirdi.
Ziyarette Tunus Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nden Hafedh Gharbi, Kamel Abdeljaouad,
Ahmed Hadroug, Star Insurance CEO’su
Lassaad Zarrouk, BIAT Insurance CEO’su
Muhammed Hedi Saadaoui, Tunus Sigorta
Birliği’nden Abdelaziz Derbal ve Tunus
Sigortacılık Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu
üyesi Zaher Thabti Ftusa yer aldı.
T
Tunus’ta, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne
benzer bir organizasyon kurmayı hedefleyen
heyet, SBM ve TSB ile iş birliği yaparak Türkiye’nin
TRAMER ve SBM tecrübelerinden yararlanmak
istediklerini belirtti.
40
Toplantıda, Sigortacılık Genel Müdürlüğü Genel
Müdür Yardımcısı Gökhan Karasu SBM’nin
tarihçesini konuklara anlatarak Trafik Sigortası
istatistik bilgilerini paylaştı. Karasu’nun ardından
SBM Merkez Müdürü Aydın Satıcı SBM’nin organizasyon yapısı, misyon ve vizyonu hakkında
bilgiler verdi. SBM İş Analizi Müdürü Ahmet
Güneş ise katılımcılara Türkiye’deki trafik sigortası tarifesinin yapısını anlatırken, SBM’nin 2014
yıldız projesi olan Mobil Kaza Tespit Tutanağı
uygulamasının tanıtım sunumunu yaptı.
Tunus heyeti ilerleyen dönemde SBM ile iş birliği
yapma niyetlerini ve ziyaretin çok verimli olduğunu dile getirdi. Aydın Satıcı da kardeş ülke
Tunus’a her zaman destek olabileceklerini ve
böyle bir işbirliğinden memnuniyet duyacaklarını ifade etti.
Yanlış sigorta uygulamaları
şirketlere açıldı
BM bünyesinde bulunan Suiistimal ve
Gözetim Birimi sektöre büyük fayda
sağlayacak “Yanlış Sigorta Uygulamaları
(YSU)” raporlarını şirketlerin kullanımına açtı.
Böylece, SBM’de toplanan Kaza Tespit
Tutanağı (KTT), Sigorta Suiistimalleri Bilgi
Paylaşım Sistemi (SİSBİS), Hasar ve Poliçe bilgilerinden oluşturulan YSU raporları ile şirketlerde bulunmayan, sadece SBM’nin sağlayabileceği veriler şirketlere sunuluyor. YSU raporlarına SBM resmi web sitesinden yetkili kullanıcı
girişiyle, İş Zekası-Yanlış Sigorta Uygulamaları
(YSU) klasöründen ulaşılabilir.
S
Trafik poliçesi biten ve başka bir şirketten poliçe yaptırdıktan sonra eski poliçesine geçmişe
dönük hasar ihbarı yapılan dosyalar “Geçmişe
Yönelik Hasar Bildiriminde Bulunanlar” raporunda listelenmiştir. Bu durumdaki poliçeler
için yeni poliçeyi düzenlemiş olan şirket, zeyil
düzenleyerek prim farklarını sigortalıdan talep
edebileceği tutarları ve kademe farklarını
görebilir.
KASKOSUNA BAŞVURMAYANLAR
Kazaya karışmış ve kusurlu olan bir aracın karşı
tarafa kendi trafik sigortasından yüksek hasar
ödemesi yaptığı durumlarda, kendi aracında da
bir hasar olduğu düşünülür ve varsa kendi kasko
poliçesinden kendi hasarını gidermesi beklenir. Bu
senaryodan yola çıkarak “Kaskosuna Başvurmayanlar” raporu oluşturulmuş, Kaza Tespit Tutanağı
olan, hasar ihbarında bulunan ve kusurlu olan
sigortalılardan; kaskoları bulunduğu halde kaskolarına başvurmayanlar listelenmiştir. Örnek olarak
bu raporda karşı tarafta kamyon-otobüs ile kaza
yaparak 4 bin TL üzeri hasar ödemesi yapıp kendi
kaskosu olduğu halde kaskosuna başvurmayan
otomobillere ait poliçeler listenebilir.
“Senaryo Bazında Hasar Dosya Listesi” raporunda, şirketlerden gönderilen KTT kayıtlarındaki
senaryolar temel alınarak kazaya karışan araçların incelemeleri yapılmıştır. Senaryolar isteğe
göre seçilebilir ve çeşitli filtreler uygulanarak şirketin senaryoları rapora uygulanabilir Senaryolara uygun otomatik oluşturulan listede, senaryo
sayısına göre en riskli olandan başlayarak listelenir.
Trafik sigortasında prim
karşılaştırma imkanı
Sigorta şirketlerinin son 30 gün içerisinde düzenledikleri
poliçelerin primlerini sorgulayıp karşılaştırma yapabilirsiniz.
atandaşların kullanımına açılan SBM
ekranlarında, sigorta şirketlerinin son 30
gün içerisinde düzenledikleri trafik poliçelerinin
asgari, azami ve ortalama primleri sorgulanarak
karşılaştırma yapılabiliyor.
V
Uygulamaya SBM resmi web sayfasında (www.
sbm.org.tr), ana sayfa üzerindeki “Online
İşlemler” menüsünden “Trafik Prim Karşılaştırması”
adımı ile erişilebilir. Bu sayfada il, araç türü, sigortalı türü, araç markası, model yılı ve basamak
numarası bilgileri ile sorgulama yapılabilmekte
ve şirketlerin son 30 gün içerisinde düzenledikleri
poliçelerin asgari, azami ve ortalama primleri
şirket bazlı olarak listelenmektedir. Bu sayede
sigortalılar sigorta şirketlerinin aynı özelliklere
sahip poliçelerinin primlerini karşılaştırıp, seçim
yapabilmek için daha fazla bilgiye ulaşabilirler.
41
SİGORTA BİLGİ VE GÖZETİM MERKEZİ
KTT, telefonlardan doldurulacak
Kaza Tespit Tutanağı 2014 yılının son çeyreğinde, SBM’nin geliştirdiği
mobil uygulama sayesinde akıllı telefonlardan düzenlenebilecek.
rafikte en az iki aracın maddi hasarlı bir
kazaya karışmaları sonucu, tarafların
anlaşması durumunda polis çağırmadan aralarında düzenleyebildikleri Kaza Tespit Tutanağı
(KTT) uygulamasında yeni bir dönem başlıyor.
T
Kaza Tespit Tutanakları 2014 yılının son çeyreğinde, SBM’nin geliştirdiği mobil uygulama sayesinde akıllı telefonlardan düzenlenebilecek. Kaza
Tespit Tutanağı Mobil Uygulama ile vatandaşlar
yazılı formlara ihtiyaç duymadan akıllı telefonlarından kolaylıkla tutanak tutabilecekler.
Yaklaşık 4 yıl önce trafikte kaza sonrası beklemelerin ve zaman kayıplarının önüne geçilmesi için
yalnızca maddi hasar ile sonuçlanan kazalarda,
42
tarafların anlaşmalı olarak kendi aralarında tutanak tanzim etmeleri mümkün hale getirilmişti.
Vatandaşlar için oldukça faydalı olan bu uygulamanın ne yazık ki zamanla bazı yavaşlatıcı
etkileri olduğu görüldü. Araç içerisinde sürekli
güncel bir KTT formu bulundurmak, tutanak için
gerekli diğer evrakların kopyalarının hazır tutulması bunlardan bazıları.
Artık her türlü işlemin mobil telefonlarla kolayca
yapılabildiği günümüzde kaza tutanağı doldurma işlemi de SBM’nin geliştirdiği uygulama sayesinde mobil telefonlardan yapılabilecek.
Tutanak hazırlama sürecini minimuma indirgeyen uygulama, önümüzdeki aylarda vatandaşların hizmetine sunulacak.
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
AB piyasasında operatörler
ve dağıtım kanalları
Mü­ge Soy­sal
TSB Av­ru­pa Bir­li­ği ve Ulus­la­ra­ra­s› ‹lişk
­ i­ler Uz­man›
igorta şirketleri
Avrupa’da faaliyet gösteren sigorta
şirketi sayısı 2010 yılından beri azalma göstermektedir. Söz konusu azalma, 2012 yılında da
devam etmiş olup şirket sayısı % 1,4 oranında
azalarak 5.300’e gerilemiştir. Avrupa’daki toplam şirket sayısındaki azalma, en büyük piyasalardaki şirket sayısında kaydedilen düşüşten
(Almanya’da -% 2; İsveç ve Fransa’da -% 7;
İsviçre’de ise -% 1,4) kaynaklanmaktadır.
Toplam şirket sayısındaki azalma bir diğer
büyük piyasa olan Birleşik Krallık’ta kaydedilen
% 3’lük büyüme ile az da olsa dengelenmiştir.
S
Sigorta şirketi sayısı açısından en fazla pazar
payına sahip Birleşik Krallık’ta şirket sayısı
1. 247’ye ulaşmış olup Birleşik Krallık’ı 570 şirket ile
Almanya (% 11 pazar payı ile) ve 405 şirket ile ise
Fransa (% 8 pazar payı ile) takip etmektedir.
DAĞITIM KANALLARI
Sigorta ürünlerinin dağıtımı ulusal piyasalar ve
ürün çeşitlerine bağlı olarak farklılık göstermektedir. Buna göre sigorta ürünlerinin dağıtımında şirketlerden sonra temel dağıtım kanalları
brokerler, acenteler ve bankasüranstır.
Söz konusu dağıtım kanallarındaki değişikliklere
düzenleyici ve teknolojik gelişmelerin olduğu
kadar tüketici talepleri ve seçimlerindeki değişimler de yön vermektedir. Düzenleme tarafında gözden geçirilen Sigorta Aracılar Direktifi ve
Perakende Yatırım Ürünleri Direktifi gibi Avrupa
Birliği seviyesindeki girişimlerin mevcut dağıtım
kanalı yapısı üzerinde etkili olması beklenmektedir. Ulusal düzeydeki bazı düzenleyici geliş-
Sigorta ürünlerinin dağıtımı ulusal
piyasalar ve ürün çeşitlerine bağlı
olarak farklılık göstermektedir. Buna
göre sigorta ürünlerinin dağıtımında
şirketlerden sonra temel dağıtım
kanalları brokerler, acenteler ve
bankasüranstır.
melerin de dağıtım kanallarını etkileyeceği
düşünülmektedir.
Sigorta ürünlerinin internet ve cep telefonları
gibi yenilikçi yollarla satışının şirketler tarafından
çoklu kanal stratejileri üretilmesi suretiyle dağıtım kanalları üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Söz konusu gelişmelerin internette fiyat
kıyaslaması yapan siteleri kullanan tüketicilerin
davranışları üzerinde de etkisi olacağı beklenmektedir. Bu akımın motorlu taşıt sigortası gibi
belirli ürünlerde geçerli olması öngörülmektedir.
Bir sonraki bölümde yer alan inceleme,
Avrupa’da hayat ve hayat-dışı primlerinin elde
edilmesinde hangi dağıtım kanallarının kullanıldığını göstermektedir. Dağıtım kanallarında
yapılan sınıflandırma ülkeleri kıyaslamak ve
mevcut verileri dikkate almak üzere tasarlanmıştır. Bazı ülkeler için kategoriler ayrıntı yetersizliği nedeniyle birleştirilmiştir.
A. HAYAT SİGORTASI DAĞITIM KANALLARI
Avrupa’da hayat sigortası ürünlerindeki başlıca dağıtım kanalı bankasürans olup bankasüransı brokerler, acenteler ve doğrudan satış
takip etmektedir.
Bankasürans, bazı hayat sigortası piyasalarında sahip olduğu büyük pazar payı nedeniyle
43
AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA
bu alandaki en yaygın dağıtım kanalı olmaya
devam etmektedir.
2011 yılında bankasürans aracılığıyla Portekiz
ve İtalya’da hayat primlerinin % 70’inden;
Fransa’da % 60’ından;
Avusturya’da ise
% 50’sinden fazlası elde edilmiştir. Bankasürans
kanalının bu ülkelerde önemli paya sahip
olması, bu sistemin başladığı 80’li yıllarda henüz
sigorta şirketlerinin yoğunluk oranının düşük
olması ve bankacılık sektörünün yerel şubelerle
birlikte ulusal piyasalarda sahip olduğu güçlü
konum ile açıklanmaktadır.
Sigorta satışının bankalar aracılığıyla mümkün
hale getirilmesi ve kredi piyasalarındaki serbestleşme kısa sürede bankasüransın pazar
payının yükselmesine neden olmuştur.
Bankasüransın bu ülkelerde önemli yer tutmasının bir diğeri nedeni ise tüketicilerin farklı ürünleri tek bir yerel müesseseden ediniyor olabilmesi ile açıklanmaktadır.
Diğer yandan, bankasüransın Birleşik Krallık ve
Almanya gibi ülkelerde sınırlı kullanılan bir dağıtım kanalı olduğu dikkat çekmektedir. Bu
durum, acente ve brokerler gibi geleneksel
dağıtım kanallarının 80’li yıllarda bu ülkelerde
iyi penetrasyon oranına sahip olmaları ile açıklanmaktadır. Buna ek olarak bankasüransın
Slovenya, Slovakya ve Bulgaristan gibi ülkelerde nadiren kullanıldığı görülmektedir. Bunun
nedeni bankasüransın bu ülkelerde yeni gelişmeye başlaması ve hayat sigortası piyasasının
söz konusu ülkelerde izlediği yavaş büyüme ile
ilişkilendirilmektedir.
Avrupa’da Hayat Sigortası Dağıtım Kanalları
2011
%
100
90
80
70
60
50
40
30
20
10
0
AT
BE
BG
DE
ES
Doğrudan
satış
FR
HR
IE
Acente
IT
LU
MT
Broker
NL
PL
PT
Bankasürans
Birleşik Krallık'ta bankasürans diğer kanallara dahil edilmiştir.
Hollanda'da acenteler ve bankasürans brokerlere dahil edilmiştir.
Slovakya'da acenteler brokerlere dahil edilmiştir.
İspanya ve Romanya'ya ilişkin veriler 2010 yılına aittir.
44
RO
SE
SI
Diğer
SK
TR
UK
Hayat sigortası ürünlerinin dağıtımında brokerlerin ikinci lider dağıtım kanalı olduğu görülmektedir. Buna göre brokerlerin 2011 yılında
% 74’lük pazar payı ile en fazla Birleşik Krallık’ta
etkili olduğu dikkat çekmektedir. Acenteler ise
Almanya (% 50 pazar payı ile), Bulgaristan,
Malta ve Lüksemburg (her biri % 60 pazar payı
ile) ve Slovenya’da (% 80 pazar payı ile) hakim
konumda bulunmaktadır. Doğrudan satış ise
Hırvatistan ve Polonya’da en sık kullanılan
dağıtım kanalıdır.
B. HAYAT-DIŞI SİGORTA DAĞITIM KANALLARI
Hayat-dışı branşta ise acenteler sigorta ürünlerinin dağıtımında hakim konuma sahiptir.
Acenteleri, brokerler, doğrudan satış ve bankasürans takip etmektedir.
2011 yılında acentelerin pazar paylarının İtalya,
Almanya ve Portekiz’de azalmasına karşın
acenteler bu piyasalarda halen yaygın olarak
kullanılmaktadır. Buna göre hayat-dışı poliçele-
rinin İtalya’da % 80’inden fazlası; Almanya’da
% 60’ından fazlası; Portekiz’de ise % 50’sinden
fazlası acenteler tarafından satılmaktadır.
Brokerler ise Birleşik Krallık (% 56), Belçika (% 61)
ve Bulgaristan (% 45) gibi ülkelerde yaygın
dağıtım kanalı olarak dikkat çekmektedir.
Hayat-dışı branşta doğrudan satışın Hollanda,
Finlandiya ve Hırvatistan gibi ülkelerdeki pazar
payının 2010 yılına kıyasla azalmasına karşın bu
ülkelerdeki hakimiyetini sürdürdüğü dikkat çekmektedir.
Birçok Doğu Avrupa ülkesinde daha önce
devlete ait olan şirketlerin yüksek pazar paylarına sahip olması ile birlikte bu şirketlerin acente ağları halen önem teşkil etmektedir. Buna
karşın, bu ülkelerin birçoğunda acente ağlarının pazar payının alternatif ağlardan kaynaklanan sert rekabet ve piyasanın alternatif dağıtım kanallarına dayalı şirketlere açılması sonucunda gerilediği görülmektedir. m
Hayat-dışı Sigorta Dağıtım Kanalları
2011
100
%
90
80
70
60
50
40
30
20
10
0
AT
BE
BG
DE
ES
FI
FR
HR
IE
IT
Acente
Kaynak: Insurance Europe, “European
Insurance in FiguresStatisticsBroker
no.48”
Doğrudan
LU
MT
NL
PL
Bankasürans
PT
RO
SI
SK
TR
Diğer
satış
Hollanda'da acenteler ve bankasürans brokerlere dahil edilmiştir.
İspanya, İrlanda ve Romanya'ya ilişkin veriler 2010 yılına aittir.
Kaynak: Insurance Europe, “European Insurance in Figures- Statistics no.48”
45
TSEV
‘Temel Sigortacılık
Eğitim Programı’ başlıyor
Prof Dr. Suna
SEL
­ ÖZYÜK
­
­
Türk Sigor
ta
Ens
ti
tü
sü
Va
k›f
Mü
dü
­ ­
­­ ­
­
­ rü
­
yılında açılan ve sigorta şirketlerinin
genel müdürleri, genel müdür yardımcıları, diğer yöneticileri ve uzmanları olmak üzere
birçok mezun veren “TSEV Temel Sigortacılık
Eğitim Programı”nın, 32. döneminin kayıtları
Ağustos’ta başlıyor.
1970
Eylül ayında başlayacak olan Program; katılımcılara, sigortacılık konusunda Türkiye’deki en kapsamlı ve güncel bilgiye ulaşma fırsatının yanı sıra
alanının önde gelen deneyimli uzmanlarının bilgi
ve deneyimlerinden yararlanma fırsatı veriyor.
Bununla birlikte, sigorta ve farklı sektörlerden
gelen katılımcıların bir araya geldiği bir platform
yaratarak, profesyonel yaşamda önem arz eden
bir ilişki ağı kurmalarına da olanak sağlıyor.
Bir akademik yıl süren ve iki dönemden oluşan
programın ilk döneminde sigortacılık mesleğine
Eylül ayında başlayacak olan
Program; katılımcılara, sigortacılık
konusunda Türkiye’deki en kapsamlı
ve güncel bilgiye ulaşma fırsatının
yanı sıra alanının önde gelen
deneyimli uzmanlarının bilgi ve
deneyimlerinden yararlanma fırsatı
veriyor.
ilişkin genel konularda öğrenim imkanı sunulurken, ikinci dönemde öğrenciler, çalışma veya
ilgi alanlarına göre programdaki 6 teknik branştan (Yangın ve Mühendislik Sigortaları, Kaza
Sigortaları, Nakliyat Sigortaları, Hayat Sigortaları,
Sağlık Sigortaları, Muhasebe) bir tanesini seçerek
uzmanlık eğitimlerine devam ediyorlar.
Gece ve gündüz olmak üzere iki grup olarak
açılacak olan Temel Sigortacılık Eğitim Programı
dersleri gündüz grubu için 13:30-16:30 ve gece
grubu için 17:00-20:00 saatleri arasında gerçekleştirilecek.
Aktüer adayları için
‘matematik’ eğitimi
zmanlık Eğitim Programları kapsamında
düzenlenen aktüer adaylarına yönelik
eğitim programlarından " Matematik" eğitimi 12
Ağustos-4 Eylül tarihleri arasında TSEV'de gerçekleşecek. Eğitimde "Hayat Tek ve Çok Değişkenli
U
46
Fonksiyonlar, Cebirsel Olmayan Fonksiyonlar,
Sonsuz Seriler, Fonksiyon Dizileri ve Yakınsaklık
Testleri, İntegral ve Çok Katlı İntegraller,
Diferansiyel Denklemler, Doğrusal Cebir" konuları
ele alınacak.
Yüksek lisans kayıtları başlıyor
ürk Sigorta Enstitüsü Vakfı ve İstanbul
Ticaret Üniversitesi işbirliği ile açılan
"Sigortacılık" ve "Sigorta ve Risk Yönetimi" Yüksek
Lisans Programlarının, 2014-2015 akademik yılı
kayıtları Ağustos ayında başlıyor. Eylül ayında ise
mülakatların ardından kesin kayıtlar tamamlanacak ve eğitimler başlayacak. İlk öğrencilerini
T
2013-2014 akademik yılı içerisinde alan ve 3 yarıyıl devam eden "Sigortacılık" ve "Sigorta ve Risk
Yönetimi" Yüksek Lisans Programlarının 16-20
Haziran arasındaki final sınavları ile II. yarıyılı
tamamlandı. III. yarıyılı Ocak 2015'te başarı ile
tamamlayan öğrenciler yüksek lisans diploması
almaya hak kazanacak.
47
TSEV
Kısa süreli eğitim
programları açıklandı
isan - Mayıs - Haziran döneminde 20 Kısa
süreli eğitim programını 153 katılımcı ile
gerçekleştiren TSEV, Temmuz, Ağustos, Eylül
dönemine ait zengin içerikle oluşturduğu eğitim
takvimini duyurdu.
N
Genel Sigortacılık Eğitimleri kapsamında
“Yönetici Sorumluluk Sigortaları”, “Kredi Ticari
Alacak Sigortaları”, “Bilgi İşlemcilere Yönelik
Sigortacılık”, “Ürün Mali Sorumluluk Sigortası”;
Sigorta Branşı Eğitimleri kapsamında “Sağlık
Sigortalarında Fraud Uygulamaları”, “Sigorta
Sektöründe Hasar Departmanı ve Müşteri ile İş
Ortakları (Acente-Eksper-Tamirhane-Asistans
Hizmeti) İlişkileri ve Yönetimi”, “Destekten Yoksun
Kalma Tazminat ve Zarar Hesapları”,“P&I
Sorumluluk (Kulüp)
Sigortaları”, “Nakliyat
Sigortalarında Rücu, Hasar Uygulamalarında
Belgelerin Önemi ve Örnek Mahkeme Kararları”;
Mevzuat – Hukuk Eğitimleri kapsamında “Örnek
Olaylarla Sigorta Tahkim Komisyonu Kararları
(Sorumluluk, Ferdi Kaza)”, “Hasar Dosyaları
İnceleme”, “Hayat ve BES Vergi Uygulamaları”
gibi birçok eğitim yer alıyor.
Diğer taraftan eğitim takviminde “MuhasebeFinans Eğitimleri”, “Satış-Pazarlama Eğitimleri”,
“Kişisel Gelişim” ana başlıklarında da kısa süreli
eğitim programları mevcut.
KSEP Takviminde yer alan Sigorta Branşı
Eğitimleri’nden "Destekten Yoksun Kalma
Tazminat ve Maluliyet Tazminatları ”eğitiminde
Trafik (ZMSS) ve İşveren Mali Sorumluluk (İMSS)
Sigortalarında oluşan iş ve trafik kazaları kaynaklı,
ölüm ve sakatlıkla ile sonuçlanan bedeni hasarlarda, destekten yoksun kalan kişilere veya sakat
kalan kişilere ödenecek tazminat hesapları
detaylı olarak ele alınıyor.
Yine takvimde yer alan Satış-Pazarlama
Eğitimleri’nden “Müşteri Yaşam Döngüsü Odaklı
Pazarlama” eğitiminde ise “Müşteri Yaşam
Döngüsü & Sigorta Ürünlerinin Eşleşmesi”, “Türkiye
Demografik Verileri ile Sigorta Ürünlerinin
Eşleşmesi” gibi alt başlıklar ile sigortacılıkta satış
yaklaşımına farklı bir bakış açısı sunuluyor.
Temmuz-Eylül döneminde ayrıca Pazarlama ve
Satış departmanlarında çalışanlara yönelik
"Pazarlama Stratejisi ve Pazar Yönetiminin Temelleri",
“Pazarlama Planı ve Kampanya Yönetimi ve Pazar
Araştırması Temelleri”, “Müşteri Memnuniyeti
Yönetimi” eğitimlerine de yer veriliyor.
Sigortacılık Doktora Programı açılıyor
stanbul Ticaret Üniversitesi tarafından
açılacak ve Türkiye’nin bu konudaki ilk ve
tek doktora programı olacak olan, “Sigorta ve
Risk Yönetimi Doktora Programı” ile vizyon sahibi,
sigorta ve risk yönetiminin ulusal ve uluslararası
alanda analizini yapabilen, bilimsel düşünce yöntem ve araştırma tekniklerini bilen mezunlar yetiştirilmesi planlanıyor.
İ
Program kapsamında, “Bilimsel Düşünce
Yöntemleri”, “Küreselleşme, Rekabet ve Türk
48
Sigorta Sektörünün Analizi”, “Küreselleşme ve Türk
Sigortacılığında Risk Yönetiminin Analizi”,
“Kantitatif Teknikler ve Finansal Bilimlerde
Uygulaması”, “Bilimsel Araştırma Teknikleri” gibi
zorunlu derslerin yanı sıra “Kurumsal Risk Yönetimi”,
“Sigortacılıkta Risk Yönetimi”, “Finansal Piyasalar
ve Kurumlar” gibi seçmeli dersler de yer alıyor.
Doktora programına başvurular, Ağustos ayında
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü’ne yapılacak.
‘Mevzuat Uyum Eğitim
Programları’ tamamlandı
azine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel
Müdürlüğü sektörü pek çok farklı alanda etkileyen mevzuat değişikliklerine yönelik
çalışmalar gerçekleştirirken, TSEV de bu süreçte
sektörü bu konulara yönelik eğitimler organize
ederek destekliyor. Bu kapsamda düzenlenen
Mevzuat Uyum Eğitim Programlarının 2014 yılı
birinci döneminde toplam 9 eğitim programı ve
300’ün üzerinde katılımcı ile açıldı.
H
Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü
temsilcileri ve üst düzey yöneticilerinin katılımı ile
sektörün profesyonellerini bir araya getiren ve
2014 yılının Mayıs-Haziran ayları içerisinde gerçekleştirilen eğitim programlarında; sektörü
yakından ilgilendiren 2014 yılında yayınlanan
Sigorta Acenteleri Yönetmeliği’nin yanı sıra
artan teknoloji ile sigorta sektörü için daha da
önemli hale gelen mesafeli satış konusuna açıklık getirmek üzere yayınlanmış olan sigortacılık
kapsamında değerlendirilecek faaliyetlere,
tüketici lehine yapılan sigorta sözleşmeleri ile
mesafeli akdedilen sigorta sözleşmelerine ilişkin
yönetmeliğe yer verildi. Program kapsamında
ayrıca Bireysel Emeklilik Sistemi’nde yer alan şirketlerin fon büyüklüğünün artışında önemli bir
rol oynayacak olan dernek, vakıf ve sandıklardan aktarım konusunda yayınlanmış olan dernek, vakıf, sandık ve diğer kuruluşlardan Bireysel
Emeklilik Sistemi’ne aktarımlara ilişkin sektör
duyurusu ve genelge değerlendirildi. Mevzuat
Uyum Eğitim Programlarının, 2014 yılı bahar
dönemi, diğer konu başlıklarından “Özel Sağlık
Sigortaları Uygulamaları”, “Tüketicinin Korunması
ve Türk Ticaret Kanunu Açısından Bilgilendirme
Yönetmeliğinin Değerlendirilmesi”, “Sigorta
Ettirenin Prim Ödeme Borcu”, “Sözleşmenin
Yapılması Esnasındaki Beyan Yükümlülüğü” ve
“Bireysel Kredilere Bağlantılı Sigortacılık
Uygulamaları” ile tamamlandı.
İkinci dönemi Ekim itibariyle başlayacak olan
Mevzuat Uyum Eğitim Programları ile ilgili detaylı bilgiye www.tsev.org.tr adresinden ulaşılabilir.
49
TSEV
İleri düzey eğitim programları
katılımcılarına sertifika
igortacılık alanında çalışan orta düzey
ve üst düzey yöneticiler ile deneyimli
personelin ileri düzey teknik bilgi ihtiyaçlarını karşılamak üzere TSEV tarafından 2009 yılından beri
düzenlenen İleri Düzey Sigortacılık Eğitim
Programlarının 2013-2014 dönemi tamamlandı.
Bu yıl beşinci dönemi gerçekleştirilen “Yangın ve
Mühendislik Sigortaları Branşı” birincisi Ziraat
Sigorta’dan Arzu Gezmiş; dördüncü dönemi ger-
S
çekleştirilen “Kaza ve Sorumluluk Sigortaları
Branşı” Ziraat Sigorta’dan Gülçin Arıoğlu, Mapfre
Genel Sigorta’dan Berkcan Demirtaş ve Ergo
Sigorta’dan Azilem Elçin Çelik birinciliği paylaşırken, üçüncü dönemi gerçekleştirilen “Muhasebe
ve Finans Branşı” birincisi Milli Reasürans’tan
Kâmil Sertuğ Sunay ve üçüncü dönemi gerçekleştirilen “Reasürans Branşı” birincisi Ergo
Sigorta’dan Buket Işık oldu.
6. Bowling Ligi ödül töreni yapıldı
Mart’ta başlayan TSEV Türk Sigorta
Sektörü 6. Bowling Ligi 28 Mayıs’ta oynanan yedinci oyunları ve ödül töreni ile son buldu.
Final oyunlarının Sigorta Haftası’na denk gelmesi
nedeniyle son oyunlar ve ödül törenine
“Sigortacılık Haftası Kutlamaları” eşlik etti.
5
“Sigortacılık Haftası Kutlamaları” çerçevesinde
düzenlenen canlı müzik ve maskeli balo partisinde oyuncular ile sektörden katılımcılar düzenlenen etkinliklerle keyifli dakikalar geçirdi.
50
TSEV Türk Sigorta Sektörü 6. Bowling Ligi’nin
Şampiyon Yıldız Takımı Allianz Sigorta olurken,
birinciliği AkSigorta aldı. İkincilik ve üçüncülük ise
Anadolu Sigorta’ya ait. Dereceye giren oyuncularımız ise: En iyi kadın oyuncu dalında birinci
AkSigorta takımından Eylem Verim, ikinci Vakıf
Emeklilik takımından Çiler Tek, üçüncü ise
AkSigorta takımından Zeynep Tuna oldu. En iyi
erkek oyuncu dalında ise birinci Aviva Sigorta
takımından Ozan Hantal, ikinci Allianz Sigorta 1.
Takım’dan Murat Metinol, üçüncü ise Anadolu
Sigorta 2.Takım’dan Naci Yılmaz oldu. Diğer
taraftan Vakıf Emeklilik takımından yine Çiler Tek
High Score dalında ödül kazanırken yine Aviva
Sigorta takımından Ozan Hantal ve SFS
Danışmanlık Bilgi İşlem San. Takımından Erdem
Demirtaş, High Strike dalında birinciliği paylaşarak ödül sahibi oldular.
Tüm takımlarımızı tebrik ediyor, 2015’te TSEV Türk
Sigorta Sektörü Bowling Ligi’ne katılımlarını heyecanla bekliyoruz. m
51
SEGEM
Sigorta Haftası, III. Ulusal Sigorta
Sempozyumu ile başladı;
Sigorta ve BES’te
dağıtım kanalları tartışıldı
Turan
ÖZ
­
SEGEM
/
Mü
dür
­
­
yılı Sigorta Haftası etkinlikleri kapsamında 26 Mayıs 2014 tarihinde T.C.
Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliği ve Türkiye Sigorta Birliği'nin katkılarıyla SEGEM tarafından "Sigorta ve Bireysel
Emeklilik Sektöründe Dağıtım Kanalları" konulu
III. Ulusal Sigorta Sempozyumu düzenlendi.
2014
InterContinental İstanbul Hotel’de gerçekleştirilen sempozyuma sigortacılık düzenleme ve
denetleme kurumu temsilcileri, sigorta sektörü
yöneticileri, akademisyenler ve basın temsilcileri olmak üzere yaklaşık 300 kişi katılım gösterdi.
Sempozyum,
T.C.
Başbakanlık
Hazine
Müsteşarlığı Müsteşar Yardımcısı Burhanettin
Aktaş, Türkiye Sigorta Birliği Başkan Yardımcısı
52
InterContinental İstanbul Hotel’de
gerçekleştirilen sempozyuma
Sigortacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu temsilcileri, sigorta sektörü
yöneticileri, akademisyenler ve basın
temsilcileri olmak üzere yaklaşık
300 kişi katılım gösterdi.
Ragıp Yergin ve Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği Başkan Yardımcısı ve SEGEM Yönetim
Komitesi Üyesi Ender Yorgancılar’ın yaptığı açılış konuşmaları ile başladı.
DAĞITIM KANALLARI
Açılış konuşmalarının ardından "Dünya’da ve
Türkiye’de Dağıtım Kanalları" konulu 1. oturuma
geçildi. Başkanlığını Güneş Sigorta Genel Müdürü
ve SEGEM Yönetim Komitesi Üyesi Serhat Süreyya
Çetin’in yaptığı oturumda T.C. Başbakanlık
Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü ve
SEGEM Yönetim Komitesi Başkanı Dr. Ahmet
Genç “Türk Sigorta ve Bireysel Emeklilik
Sektöründe Dağıtım Kanallarına İlişkin Düzenleyici
Çerçeve”, Generali Sigorta Genel Müdürü Mine
Ayhan “Dağıtım Kanallarında Yeni Trendler”,
AKSigorta Genel Müdürü Uğur Gülen “Dağıtım
Kanallarında Prim Üretimi ve Kârlılığın Artırılması”
ve Deloitte Türkiye CEO’su Hüseyin Gürer “Sigorta
Sektöründe Alternatif Dağıtım Kanalları” başlıklı
konuşmalar yaptılar. Konuşmaların ardından
soru-cevap bölümüne geçildi.
DAĞITIM KANALLARINDA YENİ DÖNEM
Öğle yemeği için verilen aranın ardından
“Sigorta ve Bireysel Emeklilik Dağıtım Kanallarında
Yeni Dönem” konulu 2. oturum başladı. Başkanlığını Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreter Vekili
Mehmet Kalkavan’ın yaptığı bu oturumda da
T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigorta
Denetleme Kurulu Başkanı Arif Hikmet Cesur
“Sigorta ve Bireysel Emeklilik Dağıtım Kanallarında
Denetim”, AvivaSA Emeklilik ve Hayat Genel
Müdürü Meral Eredenk “Bireysel Emeklilik Dağıtım
Kanalları: Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, TOBB
Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Başkan Hüseyin
Kasap “Acente Kanalıyla Dağıtım: Sorunlar ve
Çözüm Önerileri”, Brokerler Derneği Yönetim
Kurulu Başkanı Mehmet Genç “Brokerler Kanalıyla
Dağıtım: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” ve TOBB
Sigorta Eksperleri İcra Komitesi Başkanı Yalçın
Kaya “Eksperlerin Dağıtım Kanallarından
Beklentileri” başlıklı konuşmalar yaptılar. Sorucevap bölümünü takiben sempozyum son buldu.
53
SE­GEM
Türkiye genelinde öğrencilere yönelik resim yarışması sonuçlandı
“Sigorta Güvencemizin Anahtarı!”
EGEM, Sigorta Haftası etkinlikleri kapsamında ortaokul çağındaki çocukların
sigorta kavramı ile tanışmasına, bu konuda
düşünmeye ve düşüncelerini resim yoluyla ifade
etmeye teşvik edilerek sigorta konusundaki bilgi
ve farkındalıklarının arttırılmasına katkı sağlamak
amacıyla, Türkiye genelinde 5, 6, 7 ve 8. sınıf ortaokul öğrencilerine yönelik “Sigorta, Güvencemizin
Anahtarı!” konulu bir resim yarışması düzenledi.
S
Yarışma yurt genelinde yoğun ilgi gördü. Işık
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. İsmail Avcı başkanlığında toplanan
ve Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği, Türkiye Sigorta Birliği, SEGEM temsilcileri ile
bir görsel sanatlar öğretmeninden oluşan jüri,
zorlu bir değerlendirme sürecinin ardından
Trabzon Cudibey Ortaokulu 7/L sınıfı öğrencisi
Hümeyra Bekar’ın eserini birinciliğe layık buldu.
BİRİNCİ TRABZON’DAN
SEGEM Resim Yarışmasının ödül töreni ve sergi
açılışı, 30 Mayıs 2014 tarihinde İstanbul’da
SEGEM’in yerleşik olduğu TOBB Plaza’da gerçekleştirildi. Ödül töreninde, eseri birinciliğe
layık bulunan Trabzon Cudibey Ortaokulu 7/L
sınıfı öğrencisi Hümeyra Bekar’a ödülünü ve
plaketini Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreter
Vekili Mehmet Kalkavan verdi. Daha sonra, Işık
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. İsmail Avcı, Türkiye Odalar ve
Sigorta Haftası etkinlikleri kapsamında
ortaokul çağındaki çocukların sigorta
kavramı ile tanışması için “Sigorta,
Güvencemizin Anahtarı!” konulu bir
resim yarışması düzenlendi ve birinci
Trabzon Cudibey Ortaokulu’ndan
Hümeyra Bekar oldu.
Borsalar Birliği Sigortacılık Müdürü Mevlüt
Söylemez,
Resim Yarışması Değerlendirme
Kurulu Üyesi ve Görsel Sanatlar Öğretmeni Esra
Banu Zorba Tuncer, Türkiye Sigorta Birliği
Kurumsal İletişim Bölüm Yöneticisi Füsun
Dedehayır dereceye giren diğer öğrencilere
ödüllerini ve plaketlerini verdiler. Ödül törenine
katılan öğretmenler ve okul müdürlerine de sertifikaları verildi.
40 ESER SERGİLENDİ
Ödül töreninin ardından açılan sergide dereceye giren öğrencilerin resimlerinin yanı sıra sergilenmeye değer bulunan 40 eser daha yer aldı.
Katılımcılar bir yandan sergilenen eserleri incelerken bir yandan da klasik eserlerin sunulduğu
canlı müziği dinletisini dinleme fırsatı buldu.
Öğrenciler ve aileleri ödül töreninin ardından 31
Mayıs 2014 Cumartesi günü kendileri için düzenlenen İstanbul gezisinde Topkapı Sarayı ve
Sultanahmet Meydanı’nı dolaşarak İstanbul’un
tarihi ve kültürel yerlerini yakından tanıma imkanı buldular. İstanbul gezisi, Rahmi Koç Müzesi’nde
gerçekleştirilen etkinlikler ile sona erdi.
“Sigorta, Güvencemizin Anahtarı!” konulu resim
sergisi, Haziran ayı boyunca Sigortacılık Eğitim
Merkezi’nin de yerleşik bulunduğu TOBB Plaza sergi
salonunda sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.
Resim yarışmasında dereceye giren eserlere
www.segemresimyarismasi.com adresi üzerinden ulaşılabilir.
54
SINAV DUYURULARI
Acente teknik personel sınavı
EGEM, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'na
dayanılarak hazırlanan Sigorta Acenteleri
Yönetmeliği hükümleri kapsamında sigorta
acenteleri nezdinde teknik personel olarak faaliyette bulunacak kişiler için temel sigortacılık eğitimi düzenliyor. Ankara, Antalya, Diyarbakır,
İstanbul Avrupa, İstanbul Anadolu, İzmir ve
Trabzon il merkezlerinde 8 Şubat 2014 tarihinde
S
başlayan ve 4300’ün üzerinde adayın katıldığı
birinci dönem eğitimleri, 28 Nisan 2014 tarihinde
sona erdi. Eğitimi tamamlayan adaylar 24 Mayıs
2014 Cumartesi günü yapılan merkezi sınava
katıldılar. Sınav sonuçları SEGEM internet sitesinden www.segem.org.tr duyuruldu. Sınavda
başarılı olan adaylar Sigorta Acenteleri Teknik
Personel Sertifikası almaya hak kazandılar.
Banka ve özel kurumlar sınavı
EGEM tarafından düzenlenen ve
3200’ün üzerinde adayın katıldığı Banka
ve Özel Kurumlara Yönelik Teknik Personel
Eğitimi 10 Şubat 2014 tarihinde başladı ve 31
Mart 2014 tarihinde sona erdi. Banka ve Özel
Kurumlara Yönelik Teknik Personel Eğitimleri,
SEGEM tarafından düzenlenen Eğiticinin Eğitimi
Programına katılarak Eğiticinin Eğitimi Sertifikası
alan eğitimciler tarafından kendi kurumlarında
gerçekleştirildi. İki günlük teknik personel eğiti-
S
mini tamamlayan adaylar, 26 Nisan 2014 tarihinde Antalya, Ankara, Diyarbakır, İstanbul,
İzmir ve Trabzon illerinde merkezi bir sınava
katıldılar. Sınav sonuçları SEGEM web sitesi
www.segem.org.tr üzerinden duyurulmasını
takiben sınavda başarılı olan adayların teknik
personel sertifikalarının basımı tamamlandı ve
çalıştıkları kurumlara gönderildi. Sertifikalarını
alan adaylar kurumlarında teknik personel olarak görev alabilecekler.
Acenteler ve bankalar için
yeterlilik sınavı
EGEM, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'na
dayanılarak hazırlanan 22.04.2014 tarih
ve 28980 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren Sigorta Acenteleri Yönetmeliği
hükümleri kapsamında sigorta acenteleri ve
bankalar nezdinde sigorta ürünlerine yönelik
pazarlama, bilgilendirme ve satış işlemlerini gerçekleştirecek teknik personel için Teknik Personel
Yeterlilik Sınavı düzenleyecek. Bilindiği üzere,
ilgili yönetmelik hükümleri gereği kişilerin teknik
personel olabilmesi için söz konusu sınavda
başarılı olmaları gerekmektedir.
S
Bu amaçla SEGEM; Ankara, Antalya, Diyarbakır,
İstanbul, İzmir ve Trabzon il merkezlerinde 2014
yılının belirli dönemlerinde “Teknik Personel
Yeterlilik Sınavı’’ düzenleyecek. Sınav dönemlerine ilişkin ayrıntılı bilgiler, sınav dönemlerinden
önce SEGEM web sitesi www.segem.org.tr'de
yayımlanacak.
Birinci dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavı
yalnız sigorta acenteleri için Ankara, İstanbul,
İzmir il merkezlerinde 19 Temmuz 2014 Cumartesi
günü düzenlenecek. Birinci Dönem Teknik
55
SE­GEM
Personel Yeterlilik Sınavına başvurular 19 Haziran
2014 tarihinde başladı ve 4 Temmuz 2014 tarihinde sona erecek.
İkinci dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavı ise
bankalar ve sigorta acenteleri için 16 Ağustos
2014 tarihinde Ankara, Antalya, İstanbul, İzmir,
Diyarbakır, Trabzon illerinde yapılacak. Adaylar,
İkinci dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavına
7 Temmuz-31 Temmuz 2014 tarihleri arasında
başvurabilecekler. Başvuru ile ilgili ayrıntılı bilgiye SEGEM internet sitesinde yayınlanan "Teknik
Personel Yeterlilik Sınavı Başvuru ve Uygulama
Kılavuzu"ndan ulaşılabilir.
SEGEM ayrıca Teknik Personel Yeterlilik
Sınavlarına hazırlanmak isteyen kişiler için
“Teknik Personel Yeterlilik Sınavına Hazırlık
Eğitimi’’ düzenleyecek. SEGEM’in e-öğrenme
platformu olan SEGEM Akademi www.segemakademi.org üzerinden elektronik ortamda
gerçekleştirilecek olan eğitimler ile ilgili ayrıntılı
bilgiye www.segem.org.tr ve www.segemakademi.org adreslerinden ulaşılabilir.
Acente teknik personel
yenileme eğitimleri
EGEM, Sigorta Acenteleri Yönetmeliği
uyarınca, 2011 yılında düzenlenen
Acente Teknik Personel Eğitimlerine katılan kişiler ile 2009 yılında düzenlenen Acente Teknik
Personel Eğitimlerine katılan ancak 2012 yılında
katılması gereken yenileme eğitimine çeşitli
nedenlerle başvuru yapamayan, yenileme eğitiminde başarısız olan veya eğitimi süresi içinde
tamamlamayan kişiler için e-öğrenme yöntemiyle yenileme eğitimi düzenliyor.
S
Eğitime başvurular 3 Mart – 31 Mart 2014 tarihleri arasında tamamlandı. Adaylar, SEGEM
Akademi üzerinden, e-öğrenme formatındaki
eğitimi 10 Mart – 4 Ağustos 2014 tarihleri arasında tamamlayacaklar.
SEGEM Akademi üzerinden yenileme
eğitimine katılan acentelere, mesleki
bilgilerini arttırmak ve kişisel gelişimlerine katkı sağlamak üzere ayrıca isteğe
bağlı (seçmeli) 10 farklı eğitim sunuluyor. Bu eğitimler için ayrıca
bir ücret ödemek gerekmiyor.
56
Dileyen acenteler, Apple Market’ten ya da
Google PlayStore’dan “SEGEM Akademi” uygulamasını indirerek, eğitimlerini mobil platformda
da alabilecekler. Mobil ortamdaki eğitimler,
bilgisayarlar üzerinden alınan e-öğrenme eğitimleri ile senkronize olarak çalıştığından, acenteler eğitimlerini gerek bilgisayardan gerek
mobil cihazlardan aynı paralelde sürdürebilme
olanağına sahip olacaklar.
DASK
Dereceye girenler
“DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması” sonuçlandı…
Binalar depreme direniyor,
ayakta kalan kazanıyor
DASK tarafından düzenlenen Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’nın
finali tamamlandı. Birinciliği Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Tweezers
takımı aldı. Takım üyeleri 10 bin TL para ödülünün sahibi olurken,
üniversitelerine de deprem masası kazandırdı.
ürkiye’de ilk kez Doğal Afet Sigortaları
Kurumu (DASK) tarafından düzenlenen
Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’nın
finali İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.
Yarışmada, 39 takım kendi tasarladıkları bina
modelleriyle depreme meydan okudu.
Birinci olan takım, üniversitesine depremi simüle eden sarsma masası kazandırırken, dereceye giren her üç takımın üyeleri para ödülünün
sahibi oldu.
T
DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı
Yarışması’nın amacı, geleceğin inşaat mühendislerinde depreme dayanıklı bina tasarımı
becerisini geliştirerek depremin yıkıcı hasara
yol açmayacağı bir yapı stoğunun oluşmasına
katkı sağlamak. Finalde takımların 5 ayda
hazırladığı bina modellerinin depreme dayanıklılık performansları, depremi simüle eden
sarsma masasında ölçüldü. İnşaat mühendisliği
öğrencilerinden oluşan takımların Maslak’ta bir
57
DASK
iş kulesi olarak tasarladıkları bina modelleri,
finalde farklı şiddetteki 3 depreme karşı direndi.
AÇILIŞI BURHANETTİN AKTAŞ YAPTI
Yarışma finalinin açılışını Hazine Müsteşar
Yardımcısı Burhanettin Aktaş, DASK Yönetim
Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı, DASK Yönetim
Kurulu Üyesi ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli
Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü
Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik ile DASK
Koordinatörü İsmet Güngör yaptı.
Depreme dayanıklı binaların depreme hazır bir
Türkiye için önemli olduğunu söyleyen Hazine
Müsteşar Yardımcısı Burhanettin Aktaş şunları
ifade etti: “Depremi engellememiz mümkün
değil. Ancak depremin yarattığı can ve mal
kayıplarını en aza indirebiliriz. Depreme Dayanıklı
Bina Tasarımı Yarışması bu amaca hizmet eden
bir proje. Bundan sonraki yıllarda da bu yarışmanın gelişerek devam etmesini diliyorum.
Toplumda önlem alma bilincini geliştirmek ve
doğru tasarlanmış sağlam binanın önemini
anlatmak bakımından bu tür çalışmalara ihtiyacımız var. Alınan önlemlere rağmen yine de
oluşan bazı maddi kayıplar varsa, bunları da
sigorta mekanizması ile gidermemiz gerekir.”
SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ
DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı
ise, İstanbul Kongre Merkezi’ndeki final açılışında DASK’ın kuruluşundan beri pek çok önemli
sosyal sorumluluk projesine imza attığını belirterek sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu yarışmayı düzenlemekteki temel amacımız, güvenli yapılaşmaya dikkat çekmek, depreme karşı farkındalığı artırmak ve deprem
sigortası yaptırmayı teşvik etmektir. Bunu yaparken ilgi çekici temalar bulmaya ve toplumda
olumlu yönde davranış değişikliği meydana
getirebilecek projeler üretmeye çalışıyoruz. Bu
yarışmayı her yıl geliştirerek düzenli olarak yapmayı planlıyoruz.”
DASK Koordinatörü İsmet Güngör ise yaptığı
konuşmada DASK’ın, Türkiye’deki 17.7 milyon
58
konuttan yüzde 36’sını, yani yaklaşık 6.4 milyonunu Zorunlu Deprem Sigortası’yla güvence
altına aldığı bilgisini verdi. Güngör ayrıca
DASK’ın kuruluşundan bugüne kadar 437 depremin zorunlu deprem sigortalı konutlarda
neden olduğu küçük, orta ya da büyük düzeydeki hasarlar için 158 milyon lira hasar ödemesi yaptığını belirtti.
KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KAZANDI
DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı
Yarışması’nın finali bina modellerinin teknik
değerlendirmesi ve takımların proje sunumlarıyla gerçekleşti. Final etkinliğinin üçüncü
gününde ise bina modellerinin sarsılmasına
başlandı. 17 Haziran akşamı sona eren yarışmada teknik şartnameye uygunluk, sunum ve
depreme dayanıklılık performansına göre üç
takım dereceye girmeye hak kazandı.
Birinciliği Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden
Tweezers takımı aldı. Takım üyeleri 10 bin liralık
para ödülünün sahibi olurken üniversitelerine
de deprem masası kazandırdı. İkincilik ödülünü Dokuz Eylül Üniversitesi alırken üçüncülük
ödülü yine Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden
Portakule takımının oldu. Karadeniz Teknik
Üniversitesi Portakule takımı, yarışmacıların
oylarıyla En İyi Yarışma Ruhu Ödülü’ne de
layık görüldü.
En İyi Deprem Performansı Özel Ödülü’nü ise
Düzce Üniversitesi’nden Grup 81 aldı. En İyi
Mimari Özel Ödülü ile En İyi İletişim Berecisi
Ödülü Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Grup
33’ün oldu.
DASK Genel Sekreteri Serpil Öztürk ödül töreninde yaptığı konuşmada öğrencilere şöyle
seslendi: “Sizler Türkiye’nin geleceğini inşa edecek mühendis ve mimar adaylarısınız. Sizlerin
özen ve dikkatiyle depremlerin artık afetlere
dönüşmeyeceğine inanıyoruz. Beklentimiz,
güvenli binalar yapmaya harcadığınız emeği,
toplumu bilinçlendirmeye de harcamanız.
Ülkemizin yeni güvenli toplum elçileri olarak
deprem ve zorunlu deprem sigortası bilincini
yaymanız.”
1. Takım
2. Takım
3. Takım
Yarışmaya
ilk yılında
büyük ilgi
ABD’de 11 seneden beri düzenlenen yarışmayı Türkiye’ye getirerek bir ilke imza attıklarını söyleyen DASK Yönetim Kurulu
Üyesi ve Boğaziçi Üniversitesi
Kandilli Rasathanesi ve Deprem
Araştırma Enstitüsü Müdürü
Prof. Dr. Mustafa Erdik de şöyle
konuştu: “Yarışmamıza 28 üniversiteden 49 takım proje dosyalarıyla başvurdu. Bu takımlardan 42 tanesi finale kalma
başarısını gösterdi. Bugün ise
modelini tamamlayan 39 takım
yarıştı. İnşaat mühendisi adayı
üniversite öğrencilerimizin ve
onlara danışmanlık yapan
değerli akademisyen arkadaşlarımızın yarışmamıza gösterdiği
yoğun ilgiden büyük mutluluk
duyuyoruz.”
59
DASK
Hedef, 2017’de 10 milyon
sigortalı konut
DASK’ın tek bir depremdeki ödeme gücünün
12 milyar liraya ulaştığını da vurgulayan DASK
Koordinatörü İsmet Güngör şunları ifade etti:
“Kuruluşumuzdan bugüne kadar 437 depremin zorunlu deprem sigortalı konutlarda
neden olduğu küçük, orta ya da büyük
düzeydeki hasarlar için 158 milyon lira hasar
ödemesi yaptık. Bu ödemenin 122 milyon
lirası Van, 3 milyon lirası Simav için yapıldı. Son
yaşanan Gökçeada depreminden sonra da
yaklaşık 1200 adet hasar ihbarı aldık.”
Güngör, ayrıca, deprem hasarlarının tazminatsız kalmaması için Zorunlu Deprem
Sigortası’nı yaygınlaştırmaya büyük çaba
harcadıklarını belirterek “Hedefimiz, 2017
60
sonunda 10 milyon zorunlu deprem sigortalı
konuta ulaşmak” dedi.
Zorunlu deprem sigortalılık oranı en yüksek
iller arasında yüzde 60.2 ile Yalova, yüzde
59.6 ile Bolu, yüzde 56.4 ile Düzce, yüzde 55.3
ile Tekirdağ ilk sıralarda geliyor. Zorunlu deprem sigortalı konut oranı büyük illerden
İstanbul’da yüzde 44.5’e, Ankara’da yüzde
43’e, Antalya’da yüzde 40.9’a, İzmir’de
yüzde 35.6’ya, Kayseri’de yüzde 28.1’e ulaştı.
Yakın zamanda deprem yaşayan illerde de
zorunlu deprem sigortalı konut oranı artıyor.
Kocaeli yüzde 44.5, Çanakkale yüzde 44.9,
Elazığ yüzde 25.9, Kütahya yüzde 25.6, Van
yüzde 24.9 ile bu iller arasında yer alıyor.
TARSİM
Tarımda, kuraklık riskinin
sigortalanabilirliği...
itkinin suya ihtiyaç duyduğu belirli kritik
dönemlerinde yeterli toprak nemi
olmadığı zaman meydana gelen tarımsal
kuraklık; esas olarak yağış yetersizliğine bağlı su
azlığıyla ortaya çıkmakta, tarımsal üretimde
azalmaya ve üreticilerin ekonomik kayıplara
uğramasına neden olmaktadır.
B
Tarımsal kuraklık riskinin çeşitli
sigorta programları ile
sigortalanabilirliğinin
değerlendirilebilmesi için öncelikle
kuraklık ile tarımsal üretimi etkileyen
meteorolojik kaynaklı diğer risklerin
tarım sigortası açısından özelliklerinin
belirtilmesinde yarar bulunmaktadır.
Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de çeşitli nedenlerle sigorta kapsamına alınamayan kuraklık gibi katastrofik nitelikli bir risk
için daha geniş kitlelere hitap eden, yönetilebilir ve sürdürülebilir bir Tarım Sigortası Programının
geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir.
mesi için öncelikle kuraklık ile tarımsal üretimi
etkileyen meteorolojik kaynaklı diğer risklerin
tarım sigortası açısından özelliklerinin belirtilmesinde yarar bulunmaktadır.
Tarımsal kuraklık riskinin çeşitli sigorta programları ile sigortalanabilirliğinin değerlendirilebil-
Tarım sigortasının konusu olan üretim risklerinin
özellikleri Tablo 1’de yer almaktadır.
Tablo 1: Tarımsal Üretimi Etkileyen Risklerin
Tarım Sigortası Açısından Karşılaştırılması
Risk Adı
• Dolu,
• Fırtına, • Hortum,
• Don, • Sel ve Su Baskını • Kuraklık Riskin Özellikleri
Kısa süre içerisinde gerçekleşen olaylar olup, sınırlı alanlarda etkili olmaktadır.
Belirtileri tanımlanabilmekte ve hasar etkileri doğrudan ölçülebilmektedir.
Başlangıç ve bitiş tarihi belirsizdir, aylarca sürebilmektedir.
Çok geniş alanlarda görülebilmektedir. Hasarın etkisi doğrudan ölçülememekte ve diğer faktörlerin etkisiyle artabilmektedir.
Kuraklık Riskinin Çeşitli Sigorta Programları
İle Sigortalanabilirliği
Kuraklık riski, şiddetine bağlı olarak tüm bitkisel
ürünleri etkiyebilmekle beraber, genellikle kuru
tarım koşullarında yetiştirilen tarla ürünlerinde
daha sık görülmektedir. Bu nedenle bu yazıda
özellikle tarla ürünleri için kuraklık riskinin Parsel
Bazlı Verim Sigortası veya İndeks Sigortası programları ile sigortalanabilirliği değerlendirilecektir.
1. Parsel Bazlı Verim Sigortası Programı
Verim Sigortası Programında söz konusu parselde gerçekleşen verimin tarihsel verim ortalamasının belirlenen bir yüzdesinin altına düşmesi
halinde tazminat ödenmektedir.
ABD’de tarla ürünlerinde uygulanan Verim
Sigortası (MPCI) Programının tipik özelliği;
kontrol edilemeyen tüm risklerin teminat kapsa-
61
TARSİM
mına alınması, parselin geçmiş yıllardaki verim
ortalamasının belirli bir yüzdesinin (% 50-% 70)
garanti edilmesi ve hasar tespitlerinin bireysel
olarak her parselde nihai verimin tespit edilmesi şeklinde olmasıdır.
62
da ülkede etkin ve yaygın bir şekilde sigortalanamamasının ve hatta genellikle sigortalanabilir olarak görülmemesinin belli başlı nedenleri
aşağıda yer almaktadır:
İspanya’da ise bazı tarla ürünlerinde “Integral
Yield Insurance” şeklinde uygulanan ve başarılı
olarak
değerlendirilen
Verim
Sigortası
Programında; hasar tespiti yine her parselde
verim tespiti şeklinde yapılmakla beraber, işletmede tüm parsellerin son 5 yılın verim ortalamasının % 65’in altına düşmesi halinde tazminat
ödemesi söz konusu olmaktadır (Agroseguro,
2004). Yani, kuraklık nedeniyle bir çiftçinin
büyüklükleri eşit olan iki parselin birinde ortalama verimin % 50 azalması, diğer parselde % 20
azalması halinde toplam olarak beklenen verimin ortalaması % 65’in üzerinde gerçekleşmesi
nedeniyle tazminat ödemesi yapılmamaktadır.
· Hasar Tespiti: Kuraklık dışında aşağıda sayılan birçok faktörün verimi etkilemesi dolayısıyla, kuraklık riskinin hasar tespiti karmaşık ve
zordur.
∆ İklimsel faktörler (hava sıcaklığı, rüzgar,
nispi nem vb.)
∆ Toprak özellikleri (toprağın yapısı, profil
derinliği, su tutma kapasitesi)
∆ Arazinin durumu (rakım,
topografya,
coğrafi konum)
∆ Tarımsal uygulamalar (toprak işleme,
ekim zamanı, ekim derinliği, ekim nöbeti,
gübreleme, zirai mücadele vb.)
∆ Ürünün çeşit özelliği (bitki su tüketimi,
kuraklığa dayanıklılığı, fenolojik özelliği vb.)
Ancak, kuraklık riskinin geleneksel sigorta kapsamında Verim Sigortası Programı ile çok sayı-
· Moral Risk: Parsel bazında geçmiş yıllara ait
kullanılabilir verim kayıtlarının sigortacının
elinde bulunmaması nedeniyle moral risk
yüksektir. Moral riskin azaltılması için risk kontrollerinin yapılması gerekmektedir. Risk kontrolleri, özellikle gelişmekte olan ülkelerde
arazilerin küçük ve çok parçalı olması nedeniyle masrafların ve dolayısıyla prim fiyatlarının daha da yükselmesine neden olacaktır.
· Sigortacı Aleyhine Risk Seçimi: Geçmiş yıllara ait verim kayıtlarının sigortacıda bulunmaması; risklerin parsel bazında doğru bir
şekilde sınıflandırılamamasına ve prim fiyatlarının doğru belirlenememesine neden
olmaktadır. Bu durum, riskinin az, fakat prim
fiyatının yüksek olduğunu düşünen çiftçilerin
sigorta yaptırmaması ve sadece risk potansiyeli yüksek çiftçilerin sigorta yaptırması ile
sonuçlanmakta ve hasar prim dengesini
olumsuz etkilemekte, prim fiyatlarını daha
da artırmaktadır. Sonuçta sigorta sürdürülebilir olmaktan çıkmaktadır.
· Masrafların Yüksekliği: Özellikle gelişmekte
olan ülkelerde tarım arazilerinin çok küçük,
parçalı ve dağınık olması nedeniyle on binlerce tarlada gerçekleştirilecek sigorta işlem-
leri, risk kontrolleri ve hasar tespitleri için yapılacak masraflar zaten risk fiyatı yüksek olan
kuraklık için prim fiyatlarının daha da yükselmesine neden olmakta ve primler çiftçiler
tarafından ödenemez hale gelmektedir.
· Finansman ve Risk Transferi: Yüksek prim
fiyatının çiftçi tarafından ödenememesi
nedeniyle devletin prim desteği kaçınılmaz
olmaktadır. Ancak, özellikle gelişmekte olan
ülkelerin mali kaynaklarının sınırlı olması,
katastrofik nitelikli risklerin finansmanında
sıkıntılara neden olmakta ve dolayısıyla
sigortalanmasını zorlaştırmaktadır. Diğer
taraftan, sigortacının öz kaynaklarının yeterli olmaması ve reasürans teminindeki sorunlar kuraklık riskinin sigorta programına alınmasını zorlaştırmaktadır.
· Sürdürülebilirlik: Bir sigorta programının
başarılı ve finansal olarak sürdürülebilir olması için orta vadede toplanan primlerin, yapılan ödemelerden daha fazla olacak şekilde
gerçekleşmesi gerekmektedir. Hazell, sürdürülebilir bir sigorta için orta vadede gerekli
olan şartı şu şekilde formüle etmektedir:
(M+H)/P < 1
(M = Masraflar, H = Ödenen hasarlar, P = Primler )
Yukarıda açıklanan olumsuzluklar nedeniyle, kuraklık riskinin teminat kapsamına alındığı Geleneksel
Sigortası Programlarının çoğu finansman bakımından başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Tablo 2: Bazı Ülklelerde Elde Edilen Sigorta Sonuçları
Ülke
Brezilya
Kostarika
Hindistan
Japonya
Japonya
Meksika
Filipinler
ABD
Dönem
1975 – 81
1970 – 89
1985 – 89
1947 – 77
1985 – 89
1980 – 89
1981 – 89
1980 – 89
H/PM/P (M+H)/P
4,29
0,28
4,57
2,26
0,54
2,80
5,11
-
1,48
1,17
2,60
0,99
3,57
4,56
3,18
0,47
3,65
3,94
1,80
5,74
1,87
0,55
2,42
Kaynak: Hazell
63
TARSİM
Tablo 2’de görüldüğü gibi elde edilen olumsuz
sonuçlar, kuraklık riskinin devlet desteği olsa
bile Geleneksel Tarım Sigortaları çerçevesinde
“Parsel Bazlı Verim Sigortası” programı ile başarılı bir şekilde sigortalanamayacağını ve finansal olarak sürdürülebilir olmayacağına işaret
etmektedir.
Özetle, kuru tarım alanlarında yetiştirilen ürün
türlerinin çeşit ve parsel bazında ülke çapında
en az 5 yıllık kullanılabilir verim kayıtlarının henüz
olmaması nedeniyle aktüeryal çalışmaların
sağlıklı bir şekilde yapılamayacağı, sigortacı
aleyhine risk seçiminin olacağı, moral riskin olacağı, sigorta ve hasar tespit masraflarını dolayısıyla prim fiyatının çok yükseleceği ve olası bir
kuraklık hasarı için binlerce deneyimli eksperin
hazır tutulmasının imkansızlığı gibi nedenlerle
ülkemizde, Parsel Bazlı Verim Sigortası
Programının bugün için yaygın bir şekilde uygulanabilirliği ve finansal olarak sürdürülebilirliği
mümkün görünmemektedir.
birçok ülkede uygulamaya konulan, bazıları
pilot proje aşamasında olan ve birçoğu da
başarısızlıkla sonuçlanmış olan İndeks Sigortaları;
son yıllarda üzerinde en çok tartışılan tarım
sigortası programlarıdır.
İndeks Sigortası Programları çiftçinin kontrolü
dışındaki faktörlere bağlı olduğundan moral
risk ve sigortacı aleyhine risk seçiminin elimine
edilmesine ve arazilere gidilmediğinden sigorta
masraflarının azaltılmasına yardımcı olmaktadır
(Bryla and Syroka, 2007). Dolayısıyla, prim fiyatının Verim Sigortası Programına göre daha
düşük seviyelere çekilmesi mümkündür.
En yaygın olan Indeks Sigortası Programlarını şu
şekilde sınıflandırmak mümkündür.
· Bölgesel İklim Verilerine Dayalı İndeks
Sigortası
· Bölgesel Ürün Verimi Verilerine Dayalı İndeks
Sigortası
· Uydu Verilerine Dayalı Vejetasyon İndeks
Sigortası (NDVI)
2. İndeks Sigortaları
Kuraklık riski için çiftçilere bir koruma sunulabilmesi amacıyla geliştirilen alternatif program ise
İndeks Sigortalarıdır. ABD, Kanada, Meksika,
Peru, Arjantin, Nikaragua, Brezilya, Çin, Malawi,
Hindistan, Endonezya, Tayland, Etiopya, Fas,
Senegal, İspanya, Romanya, Ukrayna ve daha
64
Bölgesel İklim Verilerine Dayalı İndeks Sigortası
Programında; en çok yağış değerleri kulanılmaktadır. Bu programın en önemli avantajlarından biri; günlük yağış miktarlarının meteoroloji istasyonlarında objektif olarak ölçülerek
üretimin kritik dönemindeki yağışların yetersiz
olması halinde, arazide hasar tespiti yapılması-
na gerek kalmadan tazminat ödemesi yapılmasına karar verilebilmesidir.
İndeks Sigortasının bu avantajına karşın, meteoroloji istasyonlarının yağış verileri ile ürün verimleri arasındaki korelasyonun her zaman yüksek
düzeyde olmaması nedeniyle yağış verilerine
göre tazminat ödenmesini gerektiren eşik
değere ulaşılmaması halinde bazı üreticilerin
ürün veriminde azalma olsa bile tazminat alamaması yağış verilerine dayalı İndeks Sigortası
Programının başarılı bir şekilde uygulanmasını
önleyen önemli bir faktördür. Yağış miktarının
bölge içinde homojen dağılmaması nedeniyle
potansiyel kuraklık tehlikesinin olduğu kuru
tarım bölgelerinde tarımsal ekolojik farklılıkları
temsil edecek kadar yeterli sayıda elektronik
yağış ölçüm cihazlarının kurulması gerekmektedir. Bu nedenle, ülkemizde uzun dönemli veriye
sahip meteoroloji istasyonlarınn sayısının yetersiz olması nedeniyle, Yağış Verilerine Dayalı
Indeks Sigortası Programı başarılı olacak gibi
görünmemektedir.
Bölge Bazlı Verime Dayalı İndeks Sigortası
Programında; ilçe bazındaki kayıtlı uzun yıllar
verim ortalamasının belirli bir yüzdesi (örneğin
% 65’i) garanti edilir. Sigorta yılındaki ilçe verim
ortalaması bu eşik değerin altına inmesi halinde çiftçilerin bireysel verimlerine bakılmaksızın
tüm sigortalılara tazminat ödemesi yapılmaktadır. Ancak, bu durumda sigorta yılındaki ilçelerin verim ortalamalarının belirlenmesi zaman
alacağından tazminat ödemesinde yaşanacak gecikmeler sorun olmaktadır.
Uydu Verilerine Dayalı Vejetasyon İndeks
Sigortasında (NDVI); ürün gelişimi doğrudan
uzaktan algılama ile ölçüldüğünden çok sayıda meteoroloji istasyonu ve uzun dönemli
verim kayıtları ihtiyacının ortadan kalkması bir
avantaj olarak görülebilir.
İspanya ve ABD’de uygulandığı gibi NDVI programı ile otlakların büyüme dönemindeki biyokütle gözlemleri, nihai ürün miktarının başarılı bir
şekilde tahmin edilmesini sağlamakla beraber,
mısır ve buğday gibi taneli tarla ürünleri için
gerçekleştirilmesi kolay görünmemektedir.
Çünkü çimlenme, büyüme ve çiçeklenme gibi
kritik evrelerdeki beslenme ve su stresi gibi çeşitli faktörler nedeniyle NDVI ile tarla ürünleri arasındaki korelâsyon zayıf olabilmektedir. Ayrıca,
atmosferdeki su buharı, aeroseller, bulutlar ve
toprağın ıslaklık durumu gibi vejetasyon indekslerini olumsuz etkileyen birçok faktör gelişen
teknoloji ile giderilmekle beraber vejetasyon
indekslerinin yeterli sayıda yer ölçümleri ile ilişkilendirilmesi gerektiğinden, Uydu Verilerine
Dayalı Vejetasyon İndeks Sigorta (NDVI)
Programının ürün bazında uygulanabilirliğinin
araştırılmasında yarar bulunmaktadır.
Bununla beraber, ülkemizde kuraklık riskinin
sigortalanabilirlik imkanlarını araştırma üzere,
dört ilde iki yıllık bir proje çalışması başlatılmış
bulunmaktadır. Bu projede¸ Bölge Bazlı Verim
Sigortası Programında tazminat ödemesindeki
gecikme sorununun giderilmesi için her bir ilçeyi temsil edecek sayıdaki köylerde hasar tespitlerinin (verim tespitleri) referans parsellerle
yapılabilirliği araştırılmaktadır.
65
TARSİM
Bu projenin uygulanması ile elde edilecek
sonuçlar; ülkenin ekolojik ve tarımsal verimlilik
bakımından farklılılıkları yansıtması amacıyla
her ilçeyi temsil edecek köy(ler)de referans
parselerin belirlenmesi için uygulanacak pilot
sigorta programının karar verilmesine yardımcı
olacaktır.
Pilot sigorta uygulaması ile referans parseller
belirlenerek, gerekli olan veri alt yapısı hazırlanabilecek, “Bölge Bazlı Verim İndeks Sigortası
Programının” uygulanabilirliği görülecek ve
böylece ülke çapında yaygın ve sürdürülebilir
bir sigorta programının tasarımı hakkında karar
vericilere bilgi sunulabilecektir.
Kaynakça:
1) Agroseguro. (2004), Drought Risk Cover in Spain.
2) Bryla, E. and J. Syroka (2007). "Developing Index-Based Insurance for Agriculture in Developing Countries."
3) Barnett, B.J., Black,J.R. Hu,Y., and Skees, J.R., (2005), Is Area Yield Insurance Competitive with Farm Yield Insurance? Journal of Agricultural and
Resource Economics 30(2):285-301
4) Bobojonov, I., Sommer, R., (2011), Alternative Insurance Indexes for Drought Risk in Developing Countries, Paper Prepared for Presentation at the EAAE
Congress
5) Ceccato, P.*, Brown, M., Funk, CQ, Small, C.°, Holthaus, E.*, Siebert, A.*, Ward, N*, (2005), Workshop: Technical Issues in Index Insurance, Topic 8:
Remote Sensing – Vegetation.
6) Hess, U. (2003), Risk Management Challenges in Rural Finanacial Market, Comments on Paper World Bank.
7) IFAD. (2011),Weather Index-based Insurance in Agricultural Development – Technical Guideline Index Insurance and ClimaTE Risk: Prospect for
Development and Disaster Management.
8) Nieto, J.D.; Cook,S., Lundy, M., M., Fisher; M., Sanchez, D., Guevara, E. (2004), A System of Drought Insurance for Poverty Alleviation in Rural Areas.
9) Nwanze, K., Zebiak, S., Offenheiser, R., Singh, R., Kjorven, O., Sheeran, J., (20099, Index Insurance and Climate Risk: Prospects for Development and
Disaster Management
10) Skees,J.R. and Barnett, B.J. (1999), Conceptual and Practical Considerations for Sharing Catastrophic/Systemic Risks, Review of Agricultural Economics.
11) Stoppa, A., Hess, U. (2003), Design and Use of Weather Derivatives in Agricultural Policies: The Case of Rainfall Index Insurance in Morocco.
12) Varagnis,P., Skees, J.R., Lester. R., Kalavakonda, V., Gober, S., (2001), Developing Rainfall-Based Index Insurance in Morocco.
66
DIŞ BASIN
Önlemler sel kayıplarını azalttı
unich Re tarafından hazırlanan çalışma, 2013 yılında meydana gelen
doğal afet kayıplarının büyük kısmının seller
nedeniyle meydana geldiğini belirterek koruyucu önlemlerin kayıpları azaltmada önemli
rol oynadığına dikkat çekiyor. Çalışmaya göre
2013 yılında doğal afetler sonucu meydana
gelen kayıpların yüzde 37’sini seller nedeniyle
oluşan kayıplar oluşturuyor. Buna göre Güney
ve Doğu Almanya ile diğer komşu ülkeleri
M
vuran seller 11,7 milyar değerinde kayba
neden oldu. Çalışmaya göre 2013 yılında
meydana gelen sel felaketinde sel kontrol
yapılarının tesis edilmesi ile 2002 yılında meydana gelen sellere kıyasla daha düşük kayıp
miktarları kaydedildi. Munich Re, özellikle sel
bariyerleri ve 2002 yılındaki sellerden alınan
derslerle birlikte altyapıların daha az zarar gördüğüne dikkat çekiyor.
(Kaynak: Insurance Journal, 1 Nisan 2014)
Sırbistan ve Bosna Hersek’te sel...
eçtiğimiz günlerde Bosna Hersek ve
Sırbistan’da meydana gelen seller 34
kişinin yaşamını yitirmesine binlerce kişinin ise
evsiz kalmasına neden oldu. Tarihinin en kötü
sel felaketi ile karşılaşan bu ülkelere Birleşmiş
Milletler tarafından kurtarma ekipleri gönderildi.
G
Felaketin ardından Sırbistan’da olağanüstü
hal ilan edildi. Ülkeden 25.000 kişi tahliye edildi,
26.000 hanede ise elektrik kesintileri yaşandı.
Kurtarma ekipleri taşan nehir kenarlarındaki
şehir ve köylerde kurtarma çalışmaları gerçekleştirerek sel sularının ülkenin enerji üretim tesislerinden arındırılması için yoğun mesai harcadı.
Bölgedeki sel felaketine Rusya, Polonya, Çek
Cumhuriyeti, Bulgaristan ve Türkiye’den de
yardım teklifleri iletildi.
(Kaynak: Insurance Journal, 19 Mayıs 2014)
67
DIŞ BASIN
İspanya’da
zorunlu
sigortalar sorunu
frika ülkeleri 1 Mayıs tarihinde ilk bağımsız afet sigorta
havuzunu ilan etti. Risk havuzu, Afrika
kıtasının kuraklık ve sel gibi iklim olayları ile mücadelesinde büyük bir politika değişikliğine işaret ediyor. Zira
mevcut sistemde doğal afetlerle
mücadele etkili bir şekilde yürütülmemekle birlikte çiftçiler büyük bir
külfet altına giriyor.
A
Risk havuzu ile birlikte binlerce yaşamın ve milyarlarca doların kurtarılması hedefleniyor. Afrikalı yetkililer
ise ilk kez bir afet sigorta havuzunun
tesis edilmesi ile birlikte yardım faaliyetlerinin daha etkin bir şekilde
hayata geçirileceğini ifade ediyor.
Yeni afet havuzu ile Afrika ülkelerinin
uluslararası yardımlar yerine kendi
çabaları ile afetlerle başa çıkmaları
hedefleniyor.
(Kaynak: Insurance Journal, 16 Mayıs 2014)
Standard&Poor’s’tan
Felaketle Mücadele raporu
tandard & Poor’s tarafından hazırlanan “Felaketle Mücadele: Şirketler İklim
Risklerini Nasıl Değerlendiriyor?” başlıklı raporda sel, fırtına ve sıcaklık dalgası gibi aşırı hava
olaylarının sıklığının artması ile birlikte söz konusu hava olaylarına ilişkin maddi risklerin tanımlanmasının şirketler üzerinde baskı yarattığına
yer veriliyor.
S
Rapora göre aşırı hava olayları 2013 yılında
doğal afet kayıplarının % 90’ını oluşturdu.
68
Standard & Poor’s iklim nedeniyle kötüleşen
mali performans ile birlikte hem kısa dönemli
sermayenin hem de uzun dönemli mali pozisyonların etkileneceğine dikkat çekiyor.
Raporda mali sektör düzenleyicileri ile yatırımcıların şirketlerin performansı açısından daha çok
iklim ve karbon riskine hedeflendiğine yer veriliyor. S&P raporunda iklim olayları riskinin karlılığı
ve nakit akışını nasıl etkilediği inceleniyor.
(Kaynak: Insurance Journal, 22 Mayıs 2014)
Afetlerin faturası 10 yılda 200 milyar dolar
eçtiğimiz günlerde Manila’da afet riski
yönetimi konulu bir konferansta söz
alan AB’nin İnsani Yardım ve Krizden Sorumlu
Komisyon üyesi Kritistina Georgieva, geçtiğimiz
30 yılda doğal afetlerin yıllık ortalama maliyetinin 4 katına çıktığını belirtti. AB Komisyonu
üyesi, 1980’lerde yıllık 50 milyar dolar olan
doğal afet hasar faturasının geçtiğimiz 10 yılda
200 milyar dolara ulaştığını açıkladı.
G
Komisyon üyesi ayrıca doğal afetler için kullanılan bütçenin % 4’ünün afet önleme ve hazır-
lık çalışmalarına; kalan bölümünün ise afet
sonrası yardım ve kurtarmaya ayrıldığını belirtti.
AB yetkilisi, önleme çalışmalarına ayrılan her
kuruşun hasar miktarında yedi kat tasarruf sağladığına da dikkat çekti.
Georgieva, afet hallerinde kayıpların çoğunluğunu kadın, çocuk, yaşlı ve bedeni hasarı olan
kişilerin oluşturduğunu belirterek bu nüfusa
yönelik önlemlerin yoğunlaştırılması konusunda
da çağrıda bulundu.
(Kaynak: Insurance Europe, 8 Haziran 2014)
İngiltere’de sahte hasara tedbir paketi
ngiliz Sigorta Birliği (ABI)
hükümet
tarafından
sahte hasarlara yönelik getirilen
tedbirleri olumlu karşıladığını
açıkladı. ABI, hükümetin sigorta
suiistimallerini ve sahte tazminat
taleplerini engellemek üzere
hazırladığı tedbir paketinin dürüst
müşteriler açısından memnuniyet verici bir gelişme olduğunu ifade etti.
öneren reklamların yasaklanması konusundaki memnuniyetini iletti. Hükümetin sigorta
suiistimallerine karşı hazırladığı
önlem paketi kapsamında
mahkemelerin
tamamen
şüpheli hasarlara yönelik başvuruları reddetmesi ve şüpheli boyun çarpması hasarlarında yapılacak tıbbi değerlendirmenin sıkılaştırılması gibi önemli tedbirler yer alıyor.
ABI özellikle bedeni hasarlarda maddi teşvikler
(Kaynak: Insurance Journal, 10 Haziran 2014)
İ
69
DIŞ BASIN
Yükselen
ekonomilerde
politik risk artışı
Prim hacmi
2013 yılında
yüzde 1,4 arttı
on tarafından hazırlanan “2014
Politik Risk Haritası” kriz ertesi
dönemde yükselen ekonomilerde siyasi
riskin arttığına işaret ediyor. Aon çalışması, 163 yükselen ekonomiyi analiz
ederek finansal kriz sonrası ekonomide
devam eden kırılganlık ve resesyondan
kurtulmak üzere uygulamaya geçirilen
çabaları mercek altına alıyor.
wiss Re’nin hazırladığı Sigma Raporu,
dünya sigorta sektörünün 2013 yılına
ilişkin performansını inceliyor. Rapora göre,
2013 yılında dünya sigorta piyasaları genelindeki prim hacmi % 1,4 artış göstererek 4.641
trilyon dolara ulaştı. Sigma raporuna göre,
Amerika’daki toplam prim hacmi ise bir
önceki yıla göre % 2,5 azalarak 1.259 milyar
dolara geriledi. Yükselen piyasalardaki prim
hacmi ise % 7,4 gibi önemli bir büyüme göstererek 788 milyar Euro’ya yükseldi.
A
Çalışmanın sonucuna göre Brezilya,
Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika
gibi ülkeler politik riskin en fazla artış gösterdiği ülkeler arasında yer alıyor. Rusya
da son dönemde Ukrayna’da yaşanan
olaylar nedeniyle gerileme gösterdi.
Ekonomik yaptırım olasılığı, politik riski
tedarik zinciri, bankacılık sektörü ve likidite açısından daha da arttırıyor.
S
(Kaynak: Commercialriskeurope.com,
Raporda ABD’de hayat-dışı branştaki prim
hacmi bir önceki yıla göre % 1,7 artış göstererek 726 milyar dolara ulaşırken hayat branşındaki prim hacmi ise 2012 yılına kıyasla % 7,7
oranında azalma kaydederek 533 milyar
dolara geriledi. Yükselen ekonomilerde
hayat-dışı branştaki prim hacmi ise % 8,3
artarak 380 milyar dolara yükseldi.
17 Nisan 2014)
(Kaynak: Business Insurance, 25 Haziran 2014)
Sigortacılar sanat piyasasını hedefliyor
anat dünyasının, varlıklı yatırımcıların
gözündeki cazibesinin artması ile birlikte sanat eserlerinin fiyatı da yükseliyor. Bu
durum daha fazla sigortacının güzel sanatlar
piyasasına girmesini teşvik ediyor. Geçtiğimiz
aylarda bir sigorta şirketi güzel sanatlar piyasası gibi birkaç niş piyasaya girmeyi planladığını açıkladı. Almanya ve Avrupa’nın diğer
ülkelerinde faaliyet gösteren şirketlerin de bu
piyasaya yönelme eğiliminde olduğu belirtiliyor. Piyasaya yeni girişler ise fiyat baskısını arttırıyor.
S
Diğer yandan uzmanlar, müzelerin risk yönetim stratejilerini gözden geçirmeleri konusun-
70
da uyarıyor. Zira müzeler bütçe kısıtlamaları
nedeniyle yüksek güvenlik önlemlerini yerine
getiremiyor.
(Kaynak: Commercialriskeurope.com, 17 Nisan 2014)
BM, küresel ısınmayı mercek altına aldı
M, Dünya Çevre Günü nedeniyle
yayınladığı raporda küresel ısınmanın
etkilerini mercek altına aldı. BM raporu, küresel
ısınma nedeniyle mercan kayalarının tehlikede
olduğunu ve küçük adaların yükselen deniz
seviyesi riski ile karşı karşıya kaldığını belirtiyor.
B
BM, birçok balık çeşidini himaye eden ve kıyıları fırtına ve tsunami gibi doğa olaylarından
koruyan mercanların hasar görmesi ile trilyonlarca dolar zarar edildiğine dikkat çekiyor.
Raporda ayrıca Pasifik kıyılarındaki deniz seviyesinin küresel ortalamanın 4 katına çıktığına
yer veriliyor.
(Kaynak: Insurance Journal, 5 Haziran 2014)
İngiliz sigortacılar sıkı
denetime girecek
ngiltere’deki sigorta sektörünü düzenleyen yapı olan Bank of England’ın
2013 yılında göreve gelen yöneticisi Mark
Carney sigorta sektörüne ilişkin ilk kapsamlı
açıklamasını yaptı. Carney, sigorta şirketlerinin iş modellerinin poliçe sahipleri ve finansal
sektörün çıkarlarını tehdit etmesi halinde
düzenleme otoritesinin gerekli eylemleri alacağını açıkladı.
İ
Korsanlık
faaliyetleri azaldı
eçtiğimiz günlerde Uluslararası
Denizcilik Bürosu (IMB) tarafından
yapılan açıklamaya göre dünya denizlerindeki korsanlık faaliyetleri yılın ilk çeyreğinde 2007 yılından beri en düşük seviyeye indi. Buna rağmen IMB, korsanlığın
halen bir tehdit teşkil ettiğine dikkat çekiyor. IMB raporuna göre, 2014 yılının ilk üç
ayında iki gemi kaçırıldı ve beş gemi saldırıya uğradı. Buna ek olarak 46 gemi
mürettebatı rehin alındı. IMF korsan saldırılarının en çok Somali, Nijerya, Angola ve
Endonezya’da gerçekleştiğini belirtiyor.
Bank of England’ın yeni yöneticisi sigorta sektörünün finansal piyasada üstlendiği önemli
role değinirken sektörün kriz ertesi dönemde
birçok zorlukla karşılaştığına da dikkat çekti.
(Kaynak: Commercialriskeurope.com, 24 Nisan 2014)
(Kaynak: Commercialriskeurope.com, Haziran 2014)
G
Carney, kriz ertesi dönemde düzenleyici
reformlar ve yasal bazı değişikliklerin yanında
düşük faiz ortamının da sigortacılar açısından
zorlayıcı olduğunu belirtti. Bank of England
yöneticisi, bu durumun sigortacıların yeni
sigorta branşlarına yönelmelerine ve yükselen piyasalara giriş yapma gibi riskli kararlar
almalarına neden olabileceğine de değindi.
71
DIŞ BASIN
Batılı şirketler İran’a teslimatta çekimser
ran’ın nükleer programı nedeniyle batı
dünyası ile gerginliği devam ediyor.
Geçtiğimiz Kasım ayında batı ülkeleri İran ile
yapılan deniz ticaretindeki bazı yaptırımları 6
ay süreyle askıya alma kararı almıştı.
İ
Ancak söz konusu gerginliğin bankacılık, sigortacılık ve taşımacılık sektörlerini yakından etki-
lediği görülüyor. Zira gümrüklerdeki zorluklar ve
uluslararası sigorta şirketlerinin İran’a giden
gemileri sigortalama konusundaki çekimserlikleri ticareti olumsuz etkiliyor.
İran ise teslimatlar için geçmişte yabancı gemileri kullanırken artık karayolu veya kendi filolarını kullanmayı tercih ediyor.
(Kaynak: Insurance Journal, 29 Mayıs 2014)
İspanya, Solvency II için fazla yetki istiyor
spanya’daki sigorta sektörünün denetlenmesinden sorumlu olan kurum
(DGSFP) bünyesindeki Sigorta Denetçileri Birliği
(APISE) yakın zamanda Avrupa Birliği’nde yürürlüğe girmesi beklenen Solvency II uygulamasına
yönelik APISE’in kaynak ve yetkilerinin arttırılması talebini içeren mektubunu hükümete iletti.
İ
APISE, uluslararası denetleme standartlarının
öngördüğü ve Avrupa’daki diğer benzer kurumlara sağlanan otonomiye sahip olmadığını
savunuyor. APISE, Solvency II’ye hazırlık sürecinde sigorta denetleme kurumu için yapısal değişiklik yapılmaması konusunda İspanyol hükümetini eleştiriyor.
APISE, hükümetin bu konuda herhangi bir
aksiyon almaması halinde tüketicilerin daha
72
pahalı fiyatlar ödemek zorunda kalacağı
konusunda da uyarıyor. APISE ayrıca sigorta
denetçilerinin Solvency II sürecinin ihtiyaçlarını
karşılayamaması halinde İspanyol sigorta şirketlerinin Avrupa’da dezavantajlı konuma
geleceğine dikkat çekiyor. İspanyol hükümetinin yakın zamanda sigorta denetimi konusunda yeni bir yasa tasarısı sunmasına karşın
APISE tasarının uluslararası denetleme standartlarını karşılamadığını savunuyor.
(Kaynak: Commercialriskeurope.com, 22 Mayıs 2014)

Benzer belgeler