on kapak web

Transkript

on kapak web
İçindekiler
KISA HABERLER
6-7
Açılışlar, yeni çıkan ürenler...
KONUK EDİTOR
8-14
RVD Başkanı Hakan UYANIK
ÖZEL SÖYLEŞİ
18-20 Perakende.org - Ergün GÜLER
DOSYA
22-34 Özel Marka’ nın Geliştirilmesi - Pınar ÜNAL
Product Development of a Private Label
Türkiye Perakende Sektöründen Haberler...
News From Turkiye Retail Sector …
İNFO
36-47 Türkiye’ de Ambalaj Endüstrisi ve Türk Tasarım
Kimliği
Packaging Industry ın Turkiye as a Rising Industry
in Marketing Communication - Dr. Mehmet SARAÇ
MERCEK
48-53 Carrefour
MARKA HUKUKU
54-60 Kıymetli Evrak Hukuku - Av. Ahmet Naim TAYLAN
GÜNDEM NABIZ
62-70 En son etkinlikler...
The Low of Negotiable Instrument
4
İmtiyaz sahibi F.C.C.P.L Rek.Yay. ve Amb.
San.Tic.Ltd.Şti. Adına
Hasan Duman
[email protected]
Ali Rıza KARABAĞ
Genel Yayın Yönetmeni / Editör
Ali Rıza KARABAĞ
[email protected]
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Ali Nejat Tutuş
[email protected]
Haber Merkezi Direktörü
Sevil Günsal ALKOÇ
[email protected]
Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürü
Selim ACAR
[email protected]
Hukuk Danışmanı
Av.Ahmet Naim TAYLAN
Grafik Uygulama
Kerem KAVALA
Kapak Tasarımı
Muhsin Bulut
Fotoğraf
Ahmet Burak UKŞAL
Yayın Kurulu
Prof.Dr.Aypar USLU
Dr.Gülpınar KELEMCİ SCHNEİDER
Dr.Mehmet SARAÇ
Av.Ahmet Naim TAYLAN
İbrahim BAŞER
Namık KURUCA
Mustafa DUMAN
Birol Kamil BİÇER
Özer SÜLEYMANLIGİL
Murat ERENLER
Tayfun SUNGUN
Londra Temsilcisi
Levent AKGÜNLÜ
Fransa Temsilcisi
Süleyman ÇETİN
İsviçre Temsilcisi
Dr. Pınar YEŞİN
Baskı
F.C.C
Reklam Ajansı
Dağıtım
SKYNET DAĞITIM
Basım Yeri ve Tarihi
İstanbul ocak 2006
.................................................................................
Abonelik
ABONET
Tel: 0212 222 72 06
Fax: 0212 222 27 10
E-Mail: [email protected]
Web: www.abonet.net
Merkez
F.C.C.P.L Rek. Yay. ve Amb. San. Tic. Ltd. Şti.
Koşuyolu Caddesi No:14
Koşuyolu/İSTANBUL-TR
Tel: 0216 545 47 00
Fax: 0216 545 47 02
info@plturkiye
www.plturkiye.com
Merhaba,
Entelektüel Sermaye; Değere dönüşen bilgi…
Günümüz teknolojisindeki ilerlemeler, pazar ve firmaların büyümesi, bu
bağlamda rekabetin artması işletmelerde köklü değişikliklerin ortaya
çıkmasına neden olmuştur. Bu değişim, entelektüel sermaye kavramının
oluşmasını ve firma değerlerinin arasında önemli bir yer almasını sağlamıştır. Farklı bir ifadeyle, işletmeler üretim ekonomisinden, bilgi ekonomisine geçmektedirler. Piyasa belirsizlikleri, sürekli artan ve değişen
rekabet koşulları, firmaların entelektüel sermayeye gün geçtikçe daha
fazla önem vermelerine yol açmıştır.
Edindiğimiz genel izlenim, özellikle hipermarket yöneticilerinin bu sermaye kavramına aşina oldukları ve varlıklarını geliştirmek çabasında
oldukları yönünde. Bu anlamda hipermarketler müşteri ve insan sermayesi yönünde yapılarını geliştirmişler, fakat tedarikçi sermayesi ayağında
eksik kalmışlardır. Ancak son yıllarda tedarikçi sermayesi açısından bazı
yatırımlar yapmaya başlamışlardır.
Ülkemize özgü koşullar nedeniyle, bilgi sermayesinin yanı sıra, perakendecilerin başarılı olabilmesi ve gelecekte sektörde varolabilmeleri
için sürdürebilir personel eğitimine ve hizmet kalitesine önem vermeleri
gerekmektedir.
Günümüz bilgi ekonomisinde şirketlerin başarıları yalnız karlılık ve cirolarıyla değil, finans piyasalarındaki kıymetleri ile de ölçülmektedir. Bu
oluşum içerisinde, perakendecilerin başarılı olabilmeleri; bilgi sermayesinin her bileşenine önem vermelerine bağlıdır.
Sonuç olarak 2006 yılında; müşterileriyle, tedarikçileriyle ve çalışanlarıyla bir bütün oluşturan, iyi ilişkiler kuran ve bu bileşenleri yatırıma dönüştüren, elde ettiği bilgileri öz sermayeye dönüştürerek kalıcılık kazandırabilen hipermarketler ve perakendeciler başarılı olabileceklerdir.
Ali Rıza KARABAĞ
Genel Yayın Yönetmeni
English Editorial
Bu yayının tamamı ya da bir bölümü
yayıncısının izni olmadan yayınlanamaz.
Saygılarımla
5
editör ’den
SAYI: 9 OCAK-ŞUBAT
kısa kısa
Twigy tüylü terliklerle kraliçeler gibi…
Sabah, öğle, akşam... Kendini günün her saati kraliçeler gibi hissetmek isteyen kadınların terliği,
TWIGY’den geliyor. Siyah, beyaz, fuşya,
pembe, toz pembe, mavi
ve kırmızı alternatifleri bulunan
yüksek topuklu, tüylü
terlikler şıklığı ve kadınsılığı
doruklara çıkarıyor.
TWIGY’nin
yüksek
topuklu tüylü terlikleri evde ipek bir
geceliğin
altında
feminen
bir
şıklık
yaratırken, saten bir sabahlığın
altında ise güne çarpıcı
bir başlangıç vadediyor.
Canon’un PIXMA çok fonksiyonlu yazıcısı ile eşsiz
bağlantı seçenekleri…
Fotoğraf ve görüntüleme teknolojisinde lider Canon, 4800x1200 dpi çözünürlük ve 2 pikolitre mürekkep damlacığı boyutuna sahip, yüksek hızlı yeni çok fonksiyonlu yazıcısı PIXMA
MP450’yi pazara sundu. 10 x 15 cm ebadındaki fotoğraf stüdyosu kalitesindeki çerçevesiz bir fotoğrafı yaklaşık 55 saniyede basabilen MP450’de; yazdırma, tarama ve fotokopi
özellikleri
bir arada. PIXMA MP450, bilgisayardan bağımsız olarak yaygın
hafıza
kartlarından, PictBridge uyumlu dijital fotoğraf makineleri ve
k a meralardan, yerleşik kızılötesi yuvası ve opsiyonel Bluetooth
adaptörü ile kameralı cep telefonlarından direkt fotoğraf baskısı
almaya da olanak sağlıyor. Çok fonksiyonlu yazıcının 4.7 cm
renkli LCD ekranından ise görüntüleri bilgisayar kullanmadan
görebilir ve seçebilirsiniz.
Nautica “ODYSSEA” beylere özel…
Türkiye distribütörlüğü İmaj Saat tarafından yürütülen Nautica
“Odyssea” modeli sadelikten hoşlanan beyler için hazırlanmış.
Bayanlarında büyük ilgisini çekecek olan tasarımı ve zarafeti
ile “Odyssea” gönüllerde taht kurmaya hazırlanıyor. “Odyssea”
hayatlarını uzun ve serüvenli bir yolculuk olarak gören beyleri
maceraya çağırıyor. Kavisli kadranı ile her zaman ve her yerde
kullanılabilecek şekilde tasarlanmış olan saatin şıklığını tamamlayan “Rose Gold” çerçeve kenarı ile hoş bir kombinasyon oluşturuyor.
Nautica “Odyssea” modelinde beylerin zevklerine özel tasarlanmış
çelik kadranı da bulunuyor. Kayış seçenekleri de alternatifli olan
“Odyssea” kahverengi ve çelik kayışı ile beylerin sade zevklerini
gözler önüne seriyor. Özel olduğunu hisseden beyler için Nautica
“Odyssea” tüm seçkin saatçilerde...
6
Converse efsanesi dalga dalga geri döndü...
1908 Marquis M. Converse tarafından kurulan Amerikan spor markası Converse bugün “dünyada bir milyar çift satan tek spor ayakkabı” ünvanına
sahip ve dünyanın her yerinde farklı bir
ruhun, farklı bir felsefenin simgesi olarak
kitleler tarafından tercih ediliyor.
kısa....kısa....kısa....kısa
Dünyanın ilk basketbol ayakkabısı olarak
üretilen Converse’ler günümüzde basketbol ayakkabılarının yanı sıra life style modelleri ile herkesin
gözdesi. Özellikle Converse Chuck Taylor modeli artık sokakta,
işe giderken veya gece çıkarken, kısaca her yerde ve her şekilde kullanılan ve kullanıcısına çok şey
katan bir ayakkabıdan çok, tarzını yansıtma biçimi haline geldi. Converse, performans ayakkabısı
olarak buluşları ve yenilikleriyle dolu bir asırlık geçmişiyle, Chuck Taylor başta olmak üzere, Jack
Purcell, Re-Issue gibi efsaneleşmiş modellerinin yanı sıra diğer modellerinde artan renk ve desen
alternatifleri ile yine modaya, seçme seçilme özgürlüğüne damgasını vuruyor.
Ramsey’den estetik müdahale
daha ince daha uzun…
Erkek giyimin önde gelen marklarından Ramsey’den yepyeni bir
koleksiyon;“Thinner & taller”. Özel kalıp ve dikim teknikleriyle tamamen
erkek anatomisine uygun olarak, dünyaca ünlü moda tasarımcıları tarafından
hazırlanan bu özel koleksiyon, tüm beylere daha uzun ve daha ince görünme
imkanı sağlıyor. Hareket kabiliyetini sınırlamayan farklı kalıplar ve özel baskı
dikişleri kullanılarak oluşturulan koleksiyonda rahatlık ön planda tutuluyor.
Erkeğin kendisini daha iyi ve formda hissetmesini sağlayan “Thinner & taller”
koleksiyonu kumaş ve dikiminde kullanılan yüksek kalitenin yanı sıra şıklığı ile
ön plana çıkıyor. Takım elbise ve tek ceketlerde farklı kumaş alternatifleri ile
sunulan koleksiyonda yer alan ceketler 2 düğme ve 3 düğme seçenekleri ile
beylerin beğenisine sunuluyor. Her erkeğin gardırobunda mutlaka bulunması
gereken “Thinner & taller” koleksiyonu tüm Ramsey mağazalarında…
Aroma’dan %100 meyve suyu karışımları
Türkiye’nin en büyük meyve suyu üreticilerinden Aroma piyasaya 3 yeni ürün sundu. Ülkemizin şeker ilavesi içermeyen tek %100 meyve suyu
karışımları Vişne, Şeftali ve Kayısı sadece Elma ile
tatlandırılıyor. Saf elma suyunun koruyucu ve tatlandırıcı
özelliği sayesinde Aroma meyve sularının üretiminde
su, sitrik asit, limon konsantresi ya da şeker katkısına
gerek kalmıyor. Bu nedenle, bu 3 ürün benzerlerinden
çok daha doğal, çok daha sağlıklı üstelik daha az kalorili. 1000 ml’lik ambalajlarda üretilen Aroma meyve suyu
karışımları süpermarketlerde ve seçkin satış noktalarında
sağlığına önem verenlerin beğenisine sunuldu.
7
konuk editör
Dernek üyelerimiz, reklam
sektöründe oldukça yoğun
çalışmalar sürdüren yaklaşık 25
farklı sektörde faaliyet gösteren
firmalardan oluşmaktadır.
RDV Başkanı Hakan UYANIK
etmeyi hedeflemektedir.
Reklamverenler Derneği, Türkiye’de reklam
pazarının her geçen gün büyüdüğü, rekabet
ortamının giderek geliştiği ve markalaşma
sürecinin yeni bir ivme kazandığı bir
dönemde, gerçekleştirdiği tüm etkinliklerde
ve etkili olduğu tüm alanlarda sektörün
yapısına uygun olarak, diğer sivil toplum
kuruluşlarıyla birlikte hareket eder.
Bugün itibari ile 66 firmadan 87 üyeye
sahiptir. Dernek üyelerimiz, reklam sektöründe oldukça yoğun çalışmalar sürdüren
yaklaşık 25 farklı sektörde faaliyet gösteren
firmalardan oluşmaktadır.
Derneğimiz, kuruluşundan bugüne kadar reklam sektörünün sağlıklı işleyişi
geliştirmek, bilinçlendirmek ve daha ileriye
götürmek için çok önemli yeniliklere öncülük etmiştir. Reklam sektörünün gelişiminde
büyük payı olan faaliyet alanlarının
işleyişine, oluşumların kurulmasına ön
ayak olmuş, böylelikle reklamverenlerin ve
Reklamverenler Derneği (RVD), 8 kurucu üye tarafından 29.07.1992 tarihinde,
Türkiye’de reklamın önemini, etkinliğini,
verimliliğini, bilincini anlatmak ve artırmak,
reklamla ilgili tüm süreçlerde reklamverenlerin haklarını korumak amacıyla kuruldu.
Reklamverenler Derneği, reklamveren –
medya – reklam ajansı üçgeninde işleyişi
yenileyerek güçlendirmenin yanı sıra; 13.
yılında kavuştuğu yeni yapısıyla reklam
sektöründeki problemlere yepyeni çözümler getirerek gerekli değişimleri başlatma;
sistemlerin ve süreçlerin sağlıklı ilerlemesi
için etkili adımlar atma amacındadır.
Reklamverenler Derneği; reklam sektörünün sağlıklı işleyişi ve gelişimi için
öncülük etmek amacıyla markalaşma ve
pazarda yaşanan problemlere odaklanmayı;
sektörün ileri gelenlerini bir araya getirerek
sorunları çözüme ulaştırmayı ve reklamverenleri sektörel gelişmelerden haberdar
8
tüm sektörün daha doğru ve sağlıklı bilgilere ulaşmasını sağlamıştır.
Bunların içinde;
- Konferans ve Konseyler
- TV’de Sorumlu Yayıncılık Sorumlu
Reklamcılık Konferansı: Reklamverenler Derneği ve MediaCat işbirliği ile Mart
2005’de düzenlenen konferansta, toplam
reklam yatırımı içinde büyük paya sahip
olan televizyonun tüm ilgili tarafları bir
araya getirilerek problemler ve sorunlar
tartışılmıştır.
- Televizyon İzleme Araştırmaları Kurulu
(TİAK),
- Basın
(BİAK),
İzleme
Araştırmaları
Kurulu
- Radyo
(RİAK),
İzleme Araştırmaları
Kurulu
- Türkiye Tanıtım Konseyi: Türkiye’nin dünya
ekonomisinden daha fazla pay alan güçlü
bir ülke olması ve saygınlığının artması
için bütünsel değerleri ile bir marka olarak
tanıtılması konusunda strateji, model ve
uygulamada planı hazırlamak amacıyla bir
araya gelen 11 kuruluşun oluşturduğu sivil
girişimdir.
- Reklam Özdenetim Kurulu (RÖK),
- ABC Türkiye (Gazete ve Dergilerin tiraj
rakamlarını tek çatı altında ve tarafsız bir
biçimde denetleyen Kurul)
- Effie Awards (Reklamın markalara olan
somut katkılarını değerlendirmek amacıyla
uluslar arası reklam etkinliği ödülleri
yarışması)
- Reklam Konseyi: Dernekler arası koordinasyonu sağlayarak, sektör hedeflerine tek çözümle ulaşmanın yanı sıra,
Türkiye’de reklam bilincini yerleştirilmesi,
sektör sorunlarına çözüm üretilmesi ve
sektörün geliştirilmesi konularında ortak
çalışmalar yürütmek amacıyla Uluslararası
Reklamcılar
Derneği’nin
önderliğinde
Reklamverenler Derneği, Reklamcılar
Derneği, TV Yayıncılar Derneği, Basın Konseyi, RÖK ortak girişimiyle kurulmuştur.
- Reklam Kuşakları Etkinliği (2004 yılında
TV reklam kuşaklarının yoğunlaştığı bir
dönemde reklamların etkinliğini ne ölçüde
değiştirdiği araştırması)
Tüm bu çalışmalar reklama bilinçli kullanım,
ölçülebilirlik, kazandırmıştır.
Reklamverenler Derneği’nin tüm etkinliklerinin merkezinde sektörün gelişiminde
öncü olma ve reklamverenlerin hak ve
sorunlarıyla ilgilenme amacı yatmaktadır.
Bu amaçlara yönelik etkinlikler şu şekilde
özetlenebilir:
- Kahvaltılı Söyleşiler
Reklamverenler Derneği’nin amaçlarına
yönelik olarak üzerinde durduğu ve
girişimlerde bulunduğu en önemli konu
eğitimdir. 2000 yılından itibaren “reklamverenleri ve reklam sektörünü bilinçlendirmek” amacıyla çarpıcı konuların
ve sorunların gündeme getirildiği pek çok
eğitim ve iletişim programları düzenlenmiş
olan Reklamverenler Derneği, her yıl
- Yabancı Kuruluşlarla İşbirliği - WFA (Üyesi
bulunduğu Dünya Reklamverenler Derneği
(World Federation of Advertisers) kanalıyla
dünyadaki reklam konulu tüm gelişmeleri
ve değişiklikleri takip etmek)
9
konuk editör
yeni eğitim seminerleri ve programları
geliştirmektedir:
-Reklamveren
Okulu:
2000
yılında
başlatılan ve 2004 yılına dek 22 farklı konuda yarım ve tam gün süreli eğitim seminerlerinden oluşan program çerçevesinde,
yaklaşık 800 marka ve reklam sorumlusunun eğitimi sağlandı. Prodüksiyon, medya
planlama, promosyon yönetimi, “brief” gibi
iletişim yönetimindeki pek çok farklı konunun ele alındığı Reklamveren Okulu,
2005 yılı başından bu yana yeni formatında
programına devam ediyor.
LU. Özellikle İstanbul dışında yerleşik
“reklamveren adayı” firmaların marka
yatırımlarının daha sağlıklı bir temele
oturtulması amacıyla planlanan MARKA
OKULU teorik bilgilerin yanı sıra onlarca
vaka çalışmasına da yer verilen üç günlük
bir eğitim programı.
- Reklamveren Okulu / Start : Reklamveren
Okulu’nun 2005 yılı başından bu yana devam eden ilk eğitim programı ise START.
Reklamveren şirketlerin pazarlama bölümlerinde çalışan ve mesleki hayatlarının ilk
yıllarındaki genç yönetici adaylarına çağdaş
bir reklamveren perspektifi kazandırmayı
hedefleyen iki günlük program, içerdiği konular ve konuşmacılar açısından dünya seviyesinde bir içeriğe sahip.
- Temel Pazarlama
- Bütçe
- Ajans İlişkileri
- Medya ve Yaratıcılık Yönetimi
- Araştırma ve Hesap Verebilme
Son yıllarda Türkiye’nin dört bir yanında giderek artan “katma değerli markalara sahip
olma ihtiyacı”nı karşılamak amacıyla tasarlanan MARKA OKULU’nda ele
alınacak konular şu şekilde:
- Ortak Eğitim Projeleri: Reklamverenler
Derneği, Reklamcılık Vakfı ve Reklamcılar
Derneği ile birlikte de çeşitli eğitim
programlarına imza attı.
Bunlar sırasıyla:
- Reklamveren Okulu / Sıcak Gündem
- S.T.E.P. (Sektörün Temel Eğitim Paketi):
Reklamcılık Vakfı ve Reklamcılar Derneği
işbirliğiyle yürütülen program kapsamında,
9 ayrı eğitim paketi her biri kendi alanında
uzman olan kişiler tarafından işlendi.
-Reklamveren
Okulu’nun
2006
yılı
başından başlayarak hayata geçireceği ikinci eğitim programı ise SICAK GÜNDEM.
Pazarlama dünyasındaki gündem maddelerini Reklamveren şirketlerdeki orta ve
üst düzey yöneticilerin kolektif tartışmasına
açmayı amaçlayan programda, pazarlama
kamuoyunda da ses getirecek konuların bir
panel ile desteklenen sunumlardan oluşan
bir formatta ele alınması planlanmaktadır.
- STEP Medya: Medya ve reklam sorumluları
arasında anlayış birliği yaratarak verimliliği
ve mesleki donanımlarını artırmak amacıyla
hazırlandı.
- Reklamveren Yaz Okulu: Reklamveren
kuruluşlarda kariyer hedefi olan gençlerin
eğitimine katkıda bulunmaya yönelik bir
programdır.
- Marka Okulu: Reklamverenler Derneği’nin
2006 yılında hayata geçirmeyi planladığı
yeni bir eğitim programı ise MARKA OKU10
konuk editör
Association of Advertisers (RVD) was founded in 29.07.1992 by 8 founding members
to raise and develop awareness about the
importance, efficiency and productivity of
the advertisements in Turkey and to protect the rights of the advertisers in all relevant
stages.
In an environment where advertising market expands day by day, where the competitions are ever more challenging and
where branding movements has gained
acceleration, Associations of Advertisers
(RVD) moves in collaboration with other
non governmental organizations in any
event organized and in all sectors where
the Association plays an active role.
Restructuring and developing the activities
in Advertiser- Media- Advertising Agency
triangle, Association of Advertisers intends
to provide brand new solutions to the sectoral problems and to take effective steps
to set forth the changes required, to ensure sound and healthy operations of the
systems and processes thanks to its new
organization that it has realized in its 13th
year.
Today, the Association has 87 members
from 66 companies. The members of the
Association comprises companies from
approximately 25 different sectors which
runs intensive and comprehensive works
in advertising industry.
The Association has led numerous important innovations to establish a sound operations of the advertising sector, to raise and
develop awareness about the advertisements. The Association has also pioneered
in operations of activity fields having significant role in developing advertisement sector and establishing formations ensuring
the advertisers and the sector to reach true
and sound information about advertising.
Among the activities;
To lead the healthy operation and development of the advertising sector, Associations of Advertisers (RVD) targets to focus
on branding and sectoral problems and to
produce solutions together with the important actors of the sector and to inform the
advertisers about the developments in the
sector.
12
- Board of Television Watching Researches
(TIAK)
- Board of Press Following Researches
(BIAK)
- Board of Radio Listening Researches
(RIAK)
- Board of Advertising Self-inspection
(ROK)
and Responsible Advertising on TV:
The Conference organized under coope
ration of Associations of Advertisers (RVD)
and MediaCat on March 2005 discussed
sectoral problems with contributive and invaluable participation of leading actors of
TV broadcasting sector which also has the
biggest share in advertising investments.
- ABC Turkey (The Board that impartially
audits the circulation figures of the Newspapers and Magazines/Journals under a
single roof.)
- Effie Awards (International advertising
works’ competition to evaluate material contribution of advertising to the trademarks)
- Advertising Council of Turkey: is a civil
initiative created by 11 organizations to develop strategy, model and action plans for
to present Turkey as a brand with its complete values in order to get more share from
world’s economy and to increase the prestige of the country.
- Advertisement Broadcasts Event (a survey conducted in 2004 to determine role of
advertising in developing efficiency in a period when TV advertising broadcasts have
intensified)All works and studies above
have provided conscious usage and measurability to the advertisements.
- Advertising Council: is founded under the
leadership of International Advertisers Association and joint venture of Association
of Advertisers, Association of Advertising
Agents, Association of TV Broadcasters,
Council of Press, ROK in order to run cooperative works to set an awareness of
advertising in Turkey, to produce solutions
for the problems of the sector and to chase
opportunities for development besides realizing sectoral objectives through a single
solution by means of establishing coordination among the relevant associations.
- Breakfast Talks
The basic subject that Association of Advertisers focuses and invests in regard to
realizing the objectives is training. Association of Advertisers, which has organized
numerous training and communications
programs which discussed striking matters
and sectoral problems since year 2000 to
raise awareness among advertisers and
advertising industry, develops new pro-
The core of all activities of Association of
Advertisers is to be the leader in development of the sector and to deal with the
rights and responsibilities of the advertisers. To this effect, the activities that the
Association has performed may be listed
as follows:
- Collaboration with Foreign Institutionsto follow and track any developments and
changes in world of advertising through
WFA (World Federation of Advertisers) which the Association is a member for
- Conferences and Councils
- Conference on Responsible Broadcasting
13
konuk editör
ram planned by Associations of Advertisers
for 2006 is BRAND SCHOOL. It is a three
days training program comprising theoretical information and numerous case studies for “advertiser candidates” located out
of Istanbul to enable them setting branding
activities on a sound ground.
fessional training seminars and programs
each year:
- School of Advertisers: During half or full
day training seminars started in 2000 and
have handled 22 different topics since
2004, approximately 800 responsible persons for branding and advertising have taken training courses.
School of Advertisers that teaches many
different topics of communication management such as production, media planning,
promotion management and briefing maintains its programs in a new format since
2005.
The course topics of BRAND SCHOOL
designed to meet “need for value adding
brands” ever increasing throughout of Turkey may be listed as:
- Basic Marketing
- Budget
- Agency Relations
- Management of Media and Creativity
- Researching and Accountability
- Joint Training Projects:
Association of Advertisers has also contributed to realization of various training programs together with Society of Advertising
and Association of
- School of Advertisers/Start: First training
program of School of Advertisers continuing since beginning of 2005 is START. Two
days program, intending to provide a modern advertiser perspective to the young
candidates of different managerial positions who are in very early stages of their
professional careers in marketing departments of the companies, has world level
content in terms of its topics and tutors of
the courses.
Advertising Agencies. These are:
- STEP (Basic Training Package for Sector)
The program organized with the cooperation of Society of Advertising and Association of Advertising Agencies delivered 9
different training package by specialists of
the topics.
- School of Advertisers/ Core Agenda: Second training program that Association
of Advertisers will initiate in early 2006 is
CORE AGENDA.
- STEP Media: was organized to develop
efficiency and professional values through
creating mutual understanding among actors of the media and the advertising.
The program intending to encourage middle and senior level managers in Advertiser
Companies to discuss the items in agenda
of marketing world is planned to have a panel format comprising presentations on hot
topics of the marketing society.
- Summer School for Advertisers: is a program designed to contribute education of
young people targeting to make career in
advertiser companies.
- Brand School: Another new training prog14
Özel Söylesi
Ergün Güler
Perakende.org sayesinde, hem perakendeciler
hem de perakendeye hizmet verenler, sektördeki
gelişmelere hızlıca ulaşabiliyorlar.
Perakende.org’u
mısınız?
bizlere
tanıtır
Perakende.org sayesinde, hem perakendeciler hem de perakendeye hizmet
verenler, sektördeki gelişmelere hızlıca
ulaşabiliyorlar. Şu an portalımızda binin
üzerinde kayıtlı firma var. Bu firmalarla ilgili bilgilere sitemiz aracılığıyla
ulaşabiliyorsunuz. Aynı zamanda, sektörün önemli aktörleri ile görüşmeler, röportajlar, özel dosyalar Perakende.org
aracılığıyla paylaşılıyor.
Perakende sektörüne sıcak bilgi aktarmak üzere Mayıs 2005 tarihinde
kurulmuş bir portal. Biliyorsunuz, Market Dergisi ve Mağaza Butik Dergisi adı
altında iki dergi yayınlıyoruz. En kısa
aralıklarla çıkan Market Dergisi. Aylık
olarak yayınlanıyor. Ama sektördeki
gelişmeleri aylık olarak aktarmak bizi çok
da tatmin etmiyordu. Bu anlamda sektöre aylık değil anlık haber verebilmek
için çalışmalara başladık.
O
noktada
“Perakende.org”
Bu site aracılığıyla amaçlanan nedir?
Bizim bu siteyi kurarken ki amacımız,
sektördeki hızlı gelişmeye ayak uydura-
doğdu.
18
bilmekti. Sektördeki gelişmeler çok hızlı,
haberlerin de hızlı olması gerekiyordu.
Çünkü sektörün böyle bir şeye ihtiyacı
vardı. Biz de bu ihtiyacı gidermek için
Perakende.org’u kurduk.
“Market Dergisi ve Perakende.org”
hangisi hangisini destekliyor?
gerçekleştirdik. Günde birkaç kere
güncellenen bir portal, insanların ilgisini çekiyor. İnternet yayıncılığı, dergi yayıncılığından çok farklı bir şey.
Büyümeniz ve duyulmanız çok hızlı
gerçekleşiyor.
Sadece Perakende.org için bize haber
gönderen firmalar var. Aynı zamanda
Market Dergisi için haberlerini bizimle
paylaşan firmalar var. Hem Market Dergisi Perakende.org’u, hem de Perakende.org Market Dergisini destekliyor.
2006 yılı hedeflerinizi
paylaşır mısınız?
bizimle
Geri dönüşlerden memnun musunuz?
Perakende.org daha etkin bir hale gelecek. 2006 yılının perakendenin yılı
olacağı söyleniyor. Perakende.org, biliyorsunuz Ekonomi Yayınları bünyesinde.
Ekonomi Yayınları da birbirinden farklı
projelere imza atıyor. Bu projelerin geri
dönüşleri ile Perakende.org çok daha
güncel bir hale gelecek. Bu yıl sitede
yapmayı planladığımız bir takım yenilikler var, bunların planlamasını yaptık.
Uyguladıkça, geliştirdikçe sizlerle de
paylaşıyor olacağız.
Mayıs
ayında
başladığımızı
düşündüğümüzde çok hızlı bir büyüme
Biz istiyoruz ki, Perakende.org, sadece
perakendeci ve tedarikçilere değil, üniversite öğrencilerinden öğretim üyelerine
kadar herkese hitap edebilsin, herkes
burayı bir bilgi kaynağı olarak görebilsin
ve sürekli olarak her gün ne olduğunu
merak edebilecek noktaya gelebilsin.
Sektöre ilgi duyan herkesin ilk başvuru
kaynağı olsun.
Perakendenin ötesinde bu site, tedarikçiye de kaynak olabilecek nitelikte mi?
Kesinlikle kaynak olabilecek nitelikte.
Yeni açılan mağazaların, marketlerin
bilgilerini hemen burada bulabiliyorsunuz. Pazar hakkında en güncel bilgiye, en kısa sürede ulaşabiliyorsunuz.
Biz geri dönüşlerden memnunuz. Bu
siteyi perakendecilere hizmet amacıyla
kurmuştuk. O yüzden perakendecilerle
birebir biz görüşüyoruz. İşin tedarikçi
kanadı, daha çok kendileri bizi buluyor.
Bu sitede yer almak istediklerini belirtiyorlar.
19
Özel Söylesi
Can you introduce Perakende-org to
us?
to be a source for the suppliers. You can
easily access information about newly
opened stores, shopping centres. You
have freshets news about the market in
shortest time.
It is a portal created on May 2005 to
transfer hot information to the retailing
sector. As you know we publish two different journals named “Market Dergisi” (Market Journal) and “Magaza Butik Dergisi
(Store Boutique Journal). The one published more frequently is Market Dergisi.
It is published once in a month. However,
informing the developments on the market
on monthly basis was not satisfactory for
us.
Are you satisfied with the feedbacks?
We are quite pleased with the feedbacks.
We organized this webpage for providing
services to the retailers. Therefore, we
have face to face relations with the retailers. However, the suppliers generally find
us. They remark they want to take place
in the website. Considering that we published the website first on May, we have
achieved a rapid growth and development
in a very short time. A portal updated several times in a day takes attraction of the
people. Internet publication is very different that magazine publishing. Your growth
and popularity increase very rapidly.
Therefore, we have initiated works to
inform the market not once in a month
but instantly. That is how “Perakende.org”
was born. Both retailers and service providers of the trailing market can instantly
access developments in the sector thanks
to Perakende.org. Now, we have about
thousand registered companies in our
portal. One can reach information about
respective companies through our website. In addition, interviews, meetings with
important actors of the sector and private
files are shared via Perakende.org.
Can you share your 2006 goals with
us?
Perakende.org will be much more effective. It is said 2006 will be the year of retailers. You know Perakende.org is under
the roof of Ekonomi Yayınları (Economy
Publications). Ekonomi Yayınları undertakes various projects. Perakende.org will
be more popular together with the feedbacks of the said projects.
What is the objective of this website?
Our objective was to keep up with the developments in the sector while creating the
website. As the developments are quick in
the sector, the news also has to be quick.
The sector really needed such a service.
Therefore, we developed Perakende.org
in order to meet this requirement.
We have planned some alterations and
innovations for the website for this year.
We will be sharing them with you when we
activate. We sincerely would like to see
Perakende.org as an reliable information
source attracting anybody ranging from
university students to the academicians
besides retailers and the suppliers and we
will try to capture and maintain the attention of respective audience in a way that
they will be curious each day about what
is happening on the website. We would
like the website to be first reference sources preferred by anybody.
Which is the supporter of other between “Market Dergisi” and “Perakende.org”?
There are companies which send us their
news just for Perakende.org. Meantime,
there are companies which share their
news with us for Market Dergisi. Therefore, Market Dergisi supports Perakende.
org and Perakende.org supports Market
Dergisi.
Apart from the retailer, will this website
be a source for the supplier?
The website definitely has the potential
20
Dosya
Fiyatının
ucuzluğunun,
kalitesinin
yüksekliğinin ya da piyasada başka
hiçbir üründe bulunmayan özelliklerinin
vurgulanması bu ilgi ve isteği yaratacaktır.
Müşterilerin ürünü bir kez satın alıp denemesi yeterli değildir. Özel markalı ürünlerin özellikleri, tüketicinin ulusal markalara olan marka bağlılığını azaltıp tüketim
alışkanlıklarını değiştirecek kadar etkileyici olmalıdır. Tüketicileri belli özellikler
ışığında sınıflandırmak amacıyla da çeşitli
çalışmalar yapılmıştır. Gregory Stone
tarafından yapılan bir araştırma, tüketicileri başlıca 4 grupta toplamaktadır (Engel,
Blackwell ve Kollat, 1978):
1.Ekonomik tüketici: Tüm müşterilerin
%33’ünü oluşturan bu grup fiyata, ürün kalitesine ve ürün çeşitliliğine aşırı duyarlı olan
bir gruptur. Bu tip tüketiciler için mağaza ve
personel sadece alışverişin yan öğeleridir.
Private Label Uzmanı Pınar ÜNAL
Özel Marka’nın
Geliştirilmesi
Özel marka bir ürünün geliştirilmesi; üretici ile perakendecinin ortaklaşa çalışması
ile olmalıdır. Bu aşamayı geçen ürünün
tanıtımı perakendecinin görevi haline gelir. Özel markalı ürün çeşitleri sunan bir
perakendecinin, mutlaka müşterilerini bu
ürünlerden haberdar etmesi gerekmektedir. Reklam ve tanıtım desteği olmayan bir
ürün raflarda tanınmış markalarla rekabet
etme gücüne sahip değildir. Göz ve el seviyesindeki avantajlı rafların özel markalı
ürünlere ayrılması da bir başka haberdar
etme yöntemidir. Yapılacak tanıtım o ürün
için ilgi yaratmalı, tüketici o ürüne sahip olmak için bir istek duymalıdır.
2. Kişiselleştiren tüketici: Mağaza ile kişisel
bağ kuran, satış personeli ile kişisel ilişkiler
geliştiren müşteri tipidir ve toplam tüketicilerin % 28’i bu gruba girmektedir.
3.Etiğe bağlı tüketici: Çevreye daha
duyarlı olan, gelirinin bir bölümünü eğitim
kampanyalarına vakfeden, personelinde
sakatlara yer veren ya da sahibi müşterilerle
ilgilenen bir mağazayı, çok daha fazla çeşit
ürünü daha ucuza satan başka mağazalara
tercih eden müşteri tipidir. Tüketicilerin
%18’i bu gruptadır.
4. İlgisiz tüketici: Alışverişi angarya olarak
gören, mağazadaki tecrübelerine hiç önem
vermeyen müşteri tipidir. Fiyat, kalite, personel gibi faktörlerden çok, en kolay şekilde
ulaşabileceği mağazadan alışveriş edip bir
an evvel başka şeylerle uğraşmayı isteyen
bu müşteriler, toplam tüketicilerin %17’sini
oluşturmaktadır.
Bu gruplandırma göz önüne alındığında, fiyat duyarlılığı yüksek olan ekonomik tüketiciler ile alışveriş yaptığı mağaza ile kişisel
ilişki kuran müşteri gruplarının özel markalı
ürün tüketicileri olduğu söylenebilir. Özellikle fiyatın ön plana çıktığı kalitenin fazla
önemsenmediği jenerik ürünler ve basit
özel markalı ürünler, birinci grup tüketiciler tarafından tercih edilmektedir. Bu tip
22
müşteriler hangi market zinciri olursa olsun
en uygun özel markalı ürünü satın alma
eğilimindedirler.
Herhangi bir mağaza zincirine büyük bir
sadakatle bağlı ikinci grup tüketiciler ise,
zincire duydukları güven sebebiyle “burası
ne satıyorsa mutlaka kalitelidir” inancı
içerisinde özel markalı ürünleri tercih edeceklerdir. Bu tip tüketiciler için “marka sadakati” yerini, “market sadakati”ne bırakmış
durumdadır.
Özel markalı ürünlerle ilgili tüketici
davranışlarının en önemli boyutlarından bir
tanesi de “mağaza imajı”dır. Alışveriş edilen
perakende noktaya bağlılık oluşabilmesi,
yani alışverişlerin büyük oranda aynı
mağazadan ya da aynı zincirin farklı
şubelerinden yapılabilmesi için, mağaza
imajına büyük yatırım yapılması şarttır.
Mağaza imajını etkileyen faktörler şöyle
sıralanabilir. (Engel, Blackwell ve Miniard,
1990):
Örneğin granül kahve markası konusunda
çok tutucu olan bir müşteri, meyve suyu konusunda her seferinde başka bir markayı
deneyebilmektedir (Berkman ve Gilson,
1986).
Tanınmış ve saygın mağazalarda satılan
ürünlerin, diğer mağazalarda satılan ürünlere göre daha kaliteli olduğu konusunda
da bir inanç vardır. Pozitif imaja sahip bir
mağaza, tüketicilerin gözünde, sattığı
ürünlere, üretici garantisinin üzerine kendi güvencesini de eklemektedir. Üretici
şirketin ürünün reklamlarında kullandığı iddia daha inanılır hale gelmektedir bu sebeple bir çok üretici firma ilanlarında, “saygın
mağazalarda satılmaktadır” şeklinde bir
ibareye yer vermektedirler (Schiffman ve
Kanuk, 1991).
Satılan ürünlerin özellikleri ve kalitesi
- Fiyat düzeyi
- Reklam ve satış promosyonları
- Satış personeli
- Verilen hizmetler
- Satış ortamının fiziksel özellikleri
- Mağazanın müşteri profili
- Mağaza atmosferi
- Satış sonrası ilgi ve tatmin düzeyi
Özel markalı ürünlerin başarılı olabilmesi
için bu ürünlerin özellikleri ile mağazanın
imajının uyumlu olması gerekir. Örneğin,
alt gelir düzeyinden kişilerin alışveriş ettikleri, ek hizmetler sunulmayan, en az
sayıda personelin çalıştığı, reklam ve satış
promosyon kampanyaları düzenlemeyen
klasik bir indirim mağazasının mutlaka ucuzluk avantajı”nı vurgulayan bir özel markalı
ürün sunması gerekir.
Diğer taraftan, kaliteli bir mağaza atmosferine sahip, müşterinin istekleri ile yakından
ilgili personelin çalıştığı, satışın yanı sıra ek
bir çok hizmetin de verildiği bir market zinciri özel markalı ürünlerinde ucuzluktan çok
kalite imajına yatırım yapmalıdır.Kişilerin
değişik ürün gruplarında gösterdikleri marka
bağlılığı özellikleri de farklı olabilmektedir.
Eğer bir mağazanın isminin verdiği güvence,
üretici firma garantisinden daha da yüksek
bir noktaya ulaşırsa, özel markalı ürün ürettirme ortamı oluşmuş demektir.
K AY N A K L A R :
Berkman, H.W. ve Gilson, C. (1986), Consumer Behaviour, Dryden Press, Illinois.
Engel, J., Blackwell, R. ve Kollat, D. (1978),
Consumer Behaviour, The Dryden Press,
Illinois.
Engel, J., Blackwell, R. ve Miniard P.
(1990), Consumer Behaviour, Pentice Hall,
Orlando.
Schiffman, L.G. ve Kanuk, L.L. (1991),
Consumer Behaviour, Prentice Hall, New
York.
23
Dosya
Product Development
of a
Private Label
A private label should be developed by the
manufacturer and the retailer in cooperation with each other. After this stage, it is
the retailer’s task to promote the product.
A retailer supplying products under a private label must announce the products in
question to its customer by all means. A
product not supported with advertising and
promotions will never be able to compete
with well-known brands. Another way of
announcement is to display the private label products on advantageous shelves installed at eye and hand levels.
store and develop personal relations with
its sales staff; they comprise 28% of all
consumers.
Reasonability of its price, highness of its
quality level or emphasizing of its unique
properties would raise interest in such
product. It is not enough to ensure the
customer to purchase the product once.
Certain properties of such private label
product should be impressive enough to
reduce the consumer’s devotion to nationwide brands and to change their consumption habits. Various studies have been conducted to classify consumers in the light of
certain characteristics. A study conducted
by Gregory Stone classifies the consumers
under the following groups (Engel, Blackwell and Collat, 1978):
4. Indifferent consumers: These groups
of consumers consider shopping a boring thing and are indifferent towards their
experience within a store. They are not interested in such factors as price, quality or
staff, want to shop at the store most easily
accessible for them and to return to their
favorite activities as soon as possible. They
comprise 17% of all consumers.
3. Ethics-oriented consumers: These
groups of consumers are sensitive to the
environment, make donations to educational campaigns, and prefer stores where
disabled people are employed or whose
owners serve the customers over other
stores where a wider range of choice and
lower prices are available. They comprise
18% of all consumers.
Given this classification, one might comment that the economic consumers and the
patronizing consumers are customers of
private label products. Especially generic
products where price is the dominant factor and quality is not important and simple
private label products are preferred by the
economic consumers who tend to purchase
the most affordable label irrespective of the
supermarket chain.
The second group i.e. patronizing consumers are devoted to a certain supermarket
chain, believe that everything sold there is
at a certain quality level, and will prefer to
buy private label products. For them, faith
1. Economic consumers: Comprising 33%
of all customers, these groups of consumers are extremely sensitive to product
price, quality and choice. For them, store
and personnel are merely supplementary
factors of shopping.
2. Patronizing consumers: These groups of
consumers feel privately connected with a
24
in brand is replaced by faith in chain.
One of the most important dimensions of
consumer behaviors with regard to private
label products is the “store image”. Assurance of devotion to a certain retail sales
point i.e. preference of a given store or a
given supermarket chain for most of one’s
shopping requires considerable investments to be made in the store image. Factors which affect the store image can be
described as follows (Engel, Blackwell and
Miniard, 1990):
- Properties and quality of the products
available
- Price level
- Advertising and promotions
- Sales personnel
- Services provided
- Physical characteristics of the store
- Customer profile of the store
- Ambience of the store
- After-sale interest and satisfaction level
In order to ensure private label products
to be successful, their properties and the
store image must be harmonious with each
other.
For example, a conventional discount
store where people at low income levels
make shopping, no additional services are
provided, a minimum number of staff is employed and no sales promotion campaigns
are organized must present a private label
product emphasizing the advantage of discount price.
image adds its own assurance of quality
into the manufacturers’ assurance of quality. Thus the concept used by manufacturer
in its own advertisements becomes more
believable, so that many manufacturers
prefer to emphasize in their advertisements
that their products are available at selected
respectful stores (Schiffman and Kanuk,
1991).
If the assurance of quality provided by the
name of a store is higher than the assurance provided by the relevant manufacturers, it will be considered that the conditions
needed for creating a private label have
been fulfilled.
On the other hand, a supermarket chain
where the store ambiance quality level is
high, staffs are closely interested in the customers and a number of additional services
are provided must invest in rather quality
image than discount prices.
Devotion of individual customers to various
groups of products can differ. For example,
a customer acting in a conservative way as
to a certain brand of instant coffee might
try different brands of juices (Berkman and
Gilson, 1986).
REFERENCES:
Berkman, H.W. and Gilson, C. (1986), Consumer Behaviour, Dryden Press, Illinois.
Engel, J., Blackwell, R. and Kollat, D.
(1978), Consumer Behaviour, The Dryden
Press, Illinois.
Engel, J., Blackwell, R. and Miniard P.
(1990), Consumer Behaviour, Pentice Hall,
Orlando.
There is also the general belief that products available at well-known and respectful
stores are better in terms of quality than the
other stores. A store having such positive
Schiffman, L.G. and Kanuk, L.L. (1991),
Consumer Behaviour, Prentice Hall, New
York.
25
Dosya
Türkiye
Perakende Sektöründen
Haberler
İstanbul’da enflasyon yüzde 1.4...
İstanbul’da ağustos ayında perakende fiyatlar bir önceki aya göre yüzde 1.4, toptan
fiyatlar ise yüzde 0.5 oranında artarken,
önceki aylarda düşüş kaydeden fiyatların
ağustosta artmasının kamu zamlarından
kaynaklandığı bildirildi. İstanbul Ticaret
Odası’nın (İTO) İstanbul ili için hazırlanan
1995 bazlı perakende fiyatlar endeksi
ağustos sonu itibariyle son bir yılda yüzde
9.7, toptan fiyatlar endeksi ise yüzde 6.2
oranında artış kaydetti. Yıllık ortalama
artışlar ise perakende fiyatlarda yüzde
8, toptan fiyatlarda ise yüzde 7.5 olarak
hesaplandı.
(TSE) ISO 9001-2000 belgesi aldı.
Migros’tan yapılan açıklamada, Migros’un,
uzun yıllardır sürdürdüğü süreç analizi,
süreç bazlı dokümantasyon çalışmalarını
ve kalite kültürü uyarınca kurduğu kalite
yönetim sistemini, ISO 9001-2000 standardı
ile bütünleştirerek, ISO 9001-2000 Kalite Yönetim Sistemi belgesini almaya hak
kazandığı belirtildi. Migros, ISO 9001-2000
projesini 200 ayrı noktada 7 ay gibi rekor
denebilecek bir sürede tamamladı.
Metro Group’tan iki yeni yatırım...
Alman Metro Group, dün temelini attığı iki
tesisle Türkiye’de iki yeni yatırıma daha
başladı. İstanbul Ümraniye’de inşa edilecek olan M1 Meydan Alışveriş Merkezi ve
Real Hipermarketi’nin temel atma töreninde
konuşan Metro Group CEO’su HansJoachim Körber, Türkiye’yi ‘umut vaat eden
ülke’ diye niteledi.
İstanbul Ticaret Odası’nın ağustosta yüzde
1.4 artış kaydden perakende fiyatlar endeksi
bu yıl temmuzda yüzde 1.6 oranında
düşüş göstermiş 2003 ve 2004 yılı ağustos
aylarında ise yüzde 0.3 oranında artmıştı.
Perakende fiyatlarda geçen yılın ilk sekiz
ayında yüzde 1.1 olan artış oranı ise bu
yıl yüzde 3.3’e yükseldi. Ağustosta endeks
kapsamındaki gıda harcamaları grubunda
yüzde 3.4, konut harcamaları grubunda
yüzde 1.2 oranlarında artış yaşandı.
Türkiye’deki
faaliyetlerini
daha
da
yoğunlaştıracaklarını belirten Körber, gelecek yıllarda yeni mağazalar açarak 300
milyon euroya kadar yatırım yapacaklarını
kaydetti. Körber’in verdiği bilgiye göre,
toplam 150 milyon euroluk yeni tesisler
arasında yer alan Ümraniye yatırımı,
bugüne dek Türkiye’ye 800 milyon euronun
üzerinde yatırım yapan grubun bu rakamı 1
milyar euro düzeyine çıkarma hedefinin bir
parçası.
Ev eşyası harcamaları yüzde 2.4, giyim
harcamaları ise yüzde 3.4 oranında azaldı.
Sağlık ve kişisel bakım harcamaları grubunda önemli bir fiyat değişimi yaşanmadı.
Ulaştırma ve haberleşmede ise yüzde 0.8
oranında fiyat artışı gözlendi. Kültür, eğitim
ve eğlence harcamaları grubunda yüzde 2
arttı.
Körber, grubun Türkiye’de 10 şehirde 24
mağazası bulunduğunu ve toplam cirosunun 2004’te 780 milyon euroyu aştığını
bildirdi. 128 bin metrekarelik M1 Meydan
Alışveriş Merkezi’nde 51 mağaza ve bir
Migros, TSE’den ISO 9001-2000 aldı...
Migros, Türk Standartları Enstitüsü’nden
26
Real Hipermarket bulunacak.
BİM, 5-6-7 Eylül tarihlerinde 3 yeni mağaza
açacak...
BİM Birleşik Mağazalar A.Ş., 5 Eylül’de
Erzurum’da, 6 Eylül’de Erzincan’da ve
7 Eylül’de Gaziantep’te olmak üzer 3
yeni mağaza açacak. BİM tarafından
İMKB’ye gönderilen açıklamada, ‘BİM
Birleşik Mağazalar A.S. mağaza açılışları.
Şirketimiz Osman Bektaş Mah. Erzurum adresindeki Kayakyolu/Erzurum mağazamız
05.09.2005 tarihinde, Cumhuriyet Mah. Erzincan adresindeki Ordu Caddesi/Erzincan
mağazamız 06.09.2005 tarihinde, Cumhuriyet Mah. Islahiye Gaziantep adresindeki
Islahiye/Gaziantep mağazamız 07.09.2005
tarihinde hizmete açılacaktır’ denildi.
bunun da Unilever Türkiye tarihinde ilk defa
1 milyar dolar cironun üzerine çıkması ve
dolayısiyle sektörün en büyüğü yapacağı
anlamına geldiğini belirtti.
Unilever’in dünyada yüzde 5, Türkiye’de
yüzde 20 büyümesinin önemine dikkat çeken Altınok, bunun bir kısmının pazardan, bir
kısmının rakiplerden geldiğini dile getirdi.
Unilever’de hedef 1 milyar dolar ciro...
Unilever Türkiye Temizlik ve Kişisel Bakım
Kategorisi Direktörü ve Kurumsal Sözcüsü
Mehmet Altınok, yılın son 4 ayında büyük
sürprizler olmazsa grubun yüzde 20’ye
yakın büyüyeceğini belirterek, ‘Bu da bizi
Unilever Türkiye tarihinde ilk defa 1 milyar dolar cironun üzerine çıkaracak’ dedi.
Mehmet Altınok, deterjan, kozmetik ve
gıda toplamında pazarların yılın ilk 6 ayı
iyi gittiğini ve yüzde 12 civarında büyüme
yaşandığını kaydetti. Ekonomideki olumlu
havayla insanların harcamaya başladığını,
tüketimin arttığını ifade eden Altınok, şu
görüşleri dile getirdi:’Bu yıl 2000’den itibaren en iyi yıl olacak. Krizden sonra pazarlar yavaş yavaş toparland ama ivmede bir
yavaşlama var.
Tunceli Munzur su ile kalkınacak...
Su pazarına Tunceli’nin Munzur Suyu’da
girdi. Ovacık İlçesi’nde doğan Munzur suyuna kaynaklık eden gözeler üzerinde kurulan şişeleme tesisi, yaklaşık 40 gün önce
üretime başladı. 250 ortağı bulunan Munzur A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa
Yerlitaş, ‘Efsane Su’ markasıyla piyasaya
girdiklerini ve başta Elazığ, Erzincan gibi
komşu iller olmak üzere bütün Güneydoğu
bölgesine ulaştıklarını söyledi.
Kurulan tesisin şu anda günde 8 bin şişe
kapasiteli olduğunu söyleyen Yerlitaş,
bu kapasitenin yetersiz olduğunu belirtti.
Yerlitaş, Efsane Su’yun Türkiye’nin en kaliteli ve sağlıklı suyu olduğunu savunarak,
fiyatlarının da diğer markalarla aynı seviyelerde olduğunu kaydetti.
Bunun nedeni her şeyin aynı hızla gitmemesi. Toparlandıktan sonra biraz
yavaşlama başlıyor. Ekonomideki birtakım
sinyaller tam sağlıklı değil. Onların da etkisi oluyor ancak şu anda panik durumu
mevcut değil. 8-9 puan civarında büyüme
sağlanacak. İnşallah gelecek sene bunu 56 puan civarında sürdürebilirsek Türkiye’de
pazarlar yerine oturmuş olacak.’dedi.
Davidoff, bu kez kahve ürünleriyle
Türkiye’de...
İsviçre merkezli Davidoff, parfüm, içki ve
sigaradan sonra Davidoff Cafe ürünleri ile
Türkiye pazarına girdi. Agri Tarım Ürünleri
Sanayi ve Ticaret ve Limited Şirketi tarafından
Türkiye’ye getirilen Davidoff Cafe, üst gelir
grubundaki tüketicilere hitap edecek. Davidoff Cafe ürünlerinin uzun zamandır Türkiye pazarına girmek için araştırma yaptığını
Mehmet Altınok, Unilever Türkiye için 2005
yılının fevkalade iyi geçtiğini belirterek bu yıl
son 4 ayda pazarda büyük sürprizler olmazsa, yüzde 20’ye yakın büyüyebileceklerini,
27
Dosya
yatırım Türkiye’de ve yurt dışında açacağı
yeni mağazalar. Sarar, 2006 başına kadar
yurt dışında altı, Türkiye’de ise 15 mağaza
açacak. ABD’de hali hazırda 15 mağazası
bulunan Cemallettin Sarar, New york 5’inci
Cadde’de ve Las Vegas’ta mağaza açmak
için çalışmalara başladı.
ve belli bir kitlenin oluşmasını beklediğini
kaydeden Agri Tarım Ürünleri Sanayi ve
Ticaret ve Limited Şirketi Genel Müdürü
Umut Cingil, Rich Aroma (Zengin Aromalı),
Fine Aroma (Hafif Aroma) ve Espresso 57
çeşitleriyle ‘instant’ 100 gr. ve filtre kahve
250 gr. olarak piyasaya sürülen Davidoff
Cafeler için her grupta yıllık 10-15 bin kilo
satış hedeflendiğini söyledi. Satışların
ağırlıklı olarak süper marketlerde ve seçkin
şarküterilerde satışa sunulacağını belirten
Cingil, satış ağı için İstanbul başta olmak
üzere Ege ve Akdeniz’deki illeri pilot bölge
olarak seçtiklerini anlattı. Cingil, daha sonraki süreçte tüm Türkiye’ye yayılacaklarını
ifade ederek, ve 6 çeşit ürün olan portföylerini genişleteceklerini söyledi.
Grubun Las Vegas’ta ikinci mağazası
olacak. Avrupa’da da İspanya, Almanya
ve İsviçre’de yeni mağazalar yılbaşına
kadar devreye girecek. Cemalettin Sara,
Türkiye’de de 45 olan mağaza sayısını
60’a çıkaracaklarını söyledi. Türkiye’deki
mağazalarının 14’ünün kendilerine ait
olduğunu söyleyen Cemalettin Sarar,
mağazacılıkta hedeflerinin özellikle yurt
dışında daha da büyümek olduğunu dile
getirdi.
Mc Donald’s Türkiye’de büyüyecek...
Dünyanın en büyük fast food zinciri Mc
Donald’s’ın Türkiye Genel Müdürü Sadi
Fansa, hisselerin Anadolu Grubu’na
geçmesinden sonra 2005 yılı sonuna kadar,
yeni restoran açılışı ve mevcut restoranların
iyileştirilmesine yönelik 3 milyon dolarlık
yatırım kararı aldıklarını belirtti. Fansa, Mc
Donald’s olarak yılın 7 ayında hedeflerin
üzerine çıktıklarını belirterek, ‘Geçen senenin aynı dönemine göre satışlarımız yüzde
25 arttı, biz yüzde 18 hedef koymuştuk.
Müşteri sayısında da reel anlamda yüzde 7
büyümemiz var’ dedi.
Avon: Türk kadını en çok saçına özen
gösteriyor...
Doğrudan satış alanında faaliyet gösteren
Avon’un Türkiye Genel Müdürü Ron Griffiths,
Türk kadınlarının saçlarına daha fazla
özen gösterdiklerini söyledi. Türkiye’de en
büyük pazar payına sahip ürünlerin saç ve
yüz bakım ürünleri olduğuna dikkati çeken
Griffiths, ‘Türk kadınları en çok saç bakım
ürünlerine ilgi gösteriyor. Pazarda en büyük
pay saç bakım ürünlerinde. Türk kadınları
saçlarına daha fazla özen gösteriyor. Bir
markete gidildiğinde saç bakım ürünlerine
ayrılan alanların ne kadar geniş olduğu
rahatlıkla görülebilir. Bu da saça verilen
önemin bir göstergesi’ dedi.
Google, İstanbul’da reklam şirketi kurdu...
Google, İstanbul’da kurduğu şirketle
Türkiye’de de faaliyet gösterecek. Google
Grubu’nun ABD’deki iki kuruluşu tarafından
kurulan “Google Reklamcılık ve Pazarlama
Ltd. Şti.”nin sermayesi 5 bin YTL düzeyinde
bulunuyor. Şirkette Google International
LLC 4 bin 900 YTL’lik, Google Inc. 50 YTL’lik
pay aldı. Şirketin, internet reklamcılığı
da dahil olmak üzere, reklamcılık satışı
ve pazarlaması ile ilgili ürün ve hizmet
sunacağı belirtildi. Şirketin müdürlüklerine
ABD uyruklu David Cari ile George de Ros
Reyes getirildi.
Griffiths, genel olarak düşünüldüğünde
bakımın saçtan başladığını kaydederek,
‘Saç bakımı, yüz bakımı ve makyaj ürünleri olmak üzere. Türkiye’de insanlar genelde vücutlarının bu bölümüne daha fazla
özen gösteriyor. Ayrıca bir de kendilerini
güzel gösterecek her şeye’ diye konuştu.
Dünyada en fazla İspanyol kadınların
saçlarına önem verdiklerine dikkati çeken Griffiths, bu ülkenin kadınlarının çok
sık kuaföre gittiklerini ve saçlarına bakım
yaptırdıklarını bildirdi. Griffiths, kadınların
ilgilerinin ülkeden ülkeye değiştiğini belirterek, ‘Örneğin İngiltere’de daha çok doğal
görünüş trendi var. Gelişmekte olan ülkel-
Sarar, 21 yeni mağaza açıyor...
Tekstil ve hazır giyimin yanı sıra turizm ve
gayrımenkul sektörlerinde de faaliyet yürüten Sarar’ın yılbaşına kadar en önem verdiği
28
erde ise daha güzel görünmeye yönelik bir
eğilim var. Türkiye’deki market de, genç
nüfus nedeniyle şekil değiştiriyor’ dedi.
Türkiye’de 15-50 yaş arası kadınlara yönelik güzellik ürünleri sattıklarını, bunlara ciddi anlamda bir ilgi olduğunu ifade eden
Griffiths, Avon’un, Türkiye’de çok büyük bir
potansiyel gördüğünü sözlerine ekledi.
Samsung, bu seneki EISA Ödülleri’nde
Avrupa’nın en iyisi seçildi...
Samsung, LCD TV, Ev Sinema Sistemi ve
Taşınabilir Medyada Avrupa’nın en iyisi
seçildi. Konuya ilişkin yapılan açıklamaya
göre, Samsung, Avrupa’nın en prestijli
organizasyonları arasında yer alan Avrupa
Görüntü ve Ses Birliğinin (EISA) tarafından
verilen EISA ödüllerinde video ve ses
cihazları kategorilerinde ödüle layık görüldü. EISA Avrupa’nın 20 ülkesinden ses,
mobil teknolojiler, video ve fotoğraf dergilerine mensup 50 üyesi ile Avrupa’nın ses
ve görüntüleme teknolojileri alanında önde
gelen kuruluşları arasında yer alıyor. Ödüllere iki seneden bu yana katılan Samsung,
bu sene üç kategoride ödüle layık görüldü.
Alfa GT 39 bin Euro’ya Türkiye’ye geldi...
Tofaş Ticari Grup Direktörü Müfit Ataseven,
Alfa Romeo’nun Alfa GT modeli ile coupe
pazarında yüzde 25’lik pazar payı hedeflediklerini bildirdi. Ataseven, spor coupe Alfa
GT’nin Türkiye’de satışa sunulmasıyla
ilgili
düzenlenen
toplantıda
yaptığı
konuşmada, Alfa Romeo ürün gamını
daha da genişleteceklerini kaydetti. Alfa
GT’nin ünlü İtalyan tasarımcı Bertone’nin
İtalyan kültürünü ne kadar iyi yansıttığının
başka bir örneği olduğunu dile getiren
Ataseven, coupe sınıfı daha çok sportif
olarak yansıtılsa da, Alfa GT’nin 35-55 yaş
arasında, otomobili bir zevk ve keyif aracı
olarak görenlere de hitap ettiğini söyledi.
Ataseven, Alfa GT’nin 39 bin 450 Euro’dan
başlayan fiyatlarla piyasaya sunulduğunu
bildirdi. Tofaş Üst Yöneticisi (CEO) Alfredo Altavilla da, Türkiye’deki tüm markaları
canlandırmak istediklerini vurguladı. Altavilla, ‘Son yıllarda üretilen en güzel modellerden biri olan Alfa GT ile, daha önce
hiç varolmadığımız 4 kişilik spor coupe
pazarına giriyoruz’ dedi.
Telsim: Karlılığımız ve abone sayımız
artıyor...
Telsim A.Ş.’den yapılan yazılı açıklamada,
gelirler ve karlılığın, artan abone sayısına
paralel olarak yükseldiği ve yükselmeye
devam edeceği belirtildi. Telsim Mobil
Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş. Mali
İşler Genel Müdür Yardımcısı Erdal Yavuz imzasıyla yapılan açıklamada, ‘Bugün
basında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na
(TMSF) yöneltilen bir soru kaynaklı olarak
Telsim’de karlılığın ve gelirlerin düştüğü
yönünde haberler yer almıştır. TMSF’ye
yöneltilen bu sorulardaki iddialar gerçek
dışıdır. Telsim’de gelirler ve karlılık, artan
abone sayısına paralel olarak yükselmiştir,
yükselmeye de devam edecektir’ denildi .
Ray Sigorta’dan ‘mesleğe özel kasko’...
Ray Sigorta, sektörde bir yeniliğe daha imza
atarak, belli meslek grubu çalışanlarına ve
emeklilerine sunduğu ‘Mesleğe Özel Kasko Poliçesi’ adıyla yeni bir ürün geliştirdi.
Prim tutarlarında yüzde 20’e varan indirimlerin ve özel avantajların sunulduğu bu
yeni üründen doktor, diş hekimi, eczacılar,
öğretim üyeleri, öğretmenler, mühendisler,
mimarlar, avukatlar, bankacılar, devlet
memurları ile subay ve astsubaylar yararlanabiliyor. Ayrıca ‘Mesleğe Özel Kasko
Poliçesi’ sahibi olanlar özel avantajlardan
yararlanabiliyor.
Yararlanılan kaynaklar: Ekonomist, Dünya, Hürriyet,
NTV, Akşam, Radikal, Milliyet.
29
Dosya
NEWS FROM TURKISH
RETAIL SECTOR …
was qualified for an ISO 9001:2000 Quality Management System certificate. Migros
completed the compliance works in question at 200 stores comprising its supermarket chain in a record-breaking period of 7
months.
Inflation 1.4% in Istanbul
It was announced that retail and wholesale
prices increased by 1.4% and 0.5% respectively in Istanbul in August in comparison
to the previous month, and that the reason
why did they increase in spite of the fact
that they kept on decreasing in the previous question is the price increases made
by the public sector.
Two new projects from Metro Group
Metro Group of Germany broke ground
yesterday for its two new facilities in Turkey.
The retail prices index published by Istanbul Chamber of Commerce (ITO) for
the city in question also reports that retail
and wholesale prices increased by 9.7%
and 6.2% respectively at annual level from
August 2004 to August 2005. Annual average increase is 8% and 7.5% for retail and
wholesale prices respectively. The index in
question had indicated a decrease by 1.6%
in July this year, and a increase by 0.3% in
both August 2003 and August 2004.
Delivering a speech during the groundbreak ceremony held for the M1 Meydan
Shopping Center and Real Hypermarket
to be built in Ümraniye district of Istanbul,
Mr. Hans Joachim Körber, CEO of Metro
Group, described Turkey as a “promising
country”. Explaining that they will continue
to expand their investments in Turkey, Mr.
Körber said that a total new investment of
Euro 300 million will be made in this country in the future.
In other words, the increase of retail prices
was 1.1% in the first eight months of the
last year, but it raised to 3.3% this year. Details of said index indicate that the prices of
food stuff increased by 3.4% and the prices
of household objects increased by 1.2% in
August, but the healthcare and personal
care item prices did not change at a considerable level. Travel and communication
prices increased by 0.8%, while cultural,
educational and entertainment item prices
increased by 2%.
Körber explained that the Ümraniye project
represents a total investment of Euro 150
million and is part of Metro Group’s target
to raise the total value of their stores located in Turkey from its present amount of
Euro 800 million to one billion. Körber said
that Metro Group operates 24 stores in 10
cities of Turkey, and their total turnover was
over Euro 780 million in 2004. Planned to
Covering a surface area of 128,000 m², M1
Meydan Shopping Center will contain 51
stores and a Real Hypermarket.
Migros obtains ISO 9001:2000 certificate
from TSE
Migros obtained an ISO 9001:2000 certificate from the Turkish Standards Institute
(TSE). A press bulletin released by Migros
states that Migros ensured its process
analysis, process-based documentation
and quality management systems to comply with the ISO 9001:2000 standard and
BIM opens 3 new stores on September 5,
6 and 7
BIM Birleşik Mağazalar A.Ş. will add three
new stores to its supermarket chain in the
cities of Erzurum, Erzincan and Gaziantep
on September 5, 6 and 7 respectively. A
statement presented by BIM to Istanbul
30
Stock Exchange (IMKB) notifies that their
new Kayakyolu/Erzurum, Ordu Caddesi/
Erzincan and Islahiye/Gaziantep stores
will be launched on September 5, 6 and 7,
2005 respectively.
Unilever targets US$ one billion turnover
Mr. Mehmet Altınok, Cleaning and Personal Care Category Director and Corporate Spokesman of Unilever Turkey, said
that unless the circumstances undergo a
drastic change within the last four months
of this year, his company will have grown
by approximately 20% and that the growth
in question will raise their turnover to US$
one billion for the first time in the history of
Unilever Turkey.
Erzincan. The facility’s present capacity is
8000 bottles per day, but Mr. Yerlitaş finds it
insufficient. He also insists that Efsane Su
is the best quality spring water in Turkey,
but its prices are at the same level as the
other brand of bottled waters.
Mr. Altınok explained that the business
was good in their detergent, cosmetics and
food markets in the first half of this year so
that a growth by 12% was achieved, that
the positive appearance of the economy
encourages the consumers to spend more,
adding th ain it at a rate by 5 or 6% in next
year, the markets will settle.” Mr. Altınok
added that 2005 was an excellent year for
Unilever Turkey, and that unless the markets undergo a drastic change within the
last four months of this year, his company
will have grown by approximately 20% corresponding to a raise of their turnover to
US$ one billion for the first time in the history of Unilever Turkey, so that it will rank
as the biggest company of its sector. Emphasizing that Unilever grew by 5% in the
worldwide and 20% in Turkey, Mr. Altınok
explained that they owe this success partly
to the markets and partly to their competitors.
Davidoff introduces coffee products
Switzerland-based company Davidoff introduces the Davidoff brand of coffees to Turkey after perfumes, spirits and cigarettes.
Imported by Agri Tarım Ürünleri Sanayi ve
Ticaret Limited Şirketi, the Davidoff Café
is intended for consumers at high income
levels.
Explaining that they made an extensive
market research and waited a certain group
of consumers to emerge, Mr. Umut Cingil,
Managing Director of Agri Tarım Ürünleri,
said that the Davidoff Café is available in
Rich Aroma, Fine Aroma and Espresso
57 ranges, and that instant coffees of said
brands are sold in 100 g packs and filter
coffees thereof in 250 g packs.
The company aims to sell 10 to 15 thousand kg per range. Explaining that distribution will be made in general to supermarkets and selected stores, Mr. Cingil
said that they chose Istanbul, Aegean and
Mediterranean regions as the pilot regions
of their distribution network, and they will
expand it to throughout Turkey and expand
their ranges in the near future.
Tunceli develops thanks to Munzur Spring
Water
Munzur spring water enters the bottled water market. Munzur is a river located in the
borough of Ovacık, city of Tunceli, and a
new bottling facility started to operate there
40 days ago. Mr. Mustafa Yerlitaş, member of the Board of Directors with Munzur
A.Ş. incorporated by 250 partners, said
that they will market the spring water in
question under the trademark ‘Efsane Su’
and distribute it in the southeast region of
Anatolia including the cities of Elazığ and
McDonald’s grows in Turkey
McDonald’s is the biggest fast food chain in
the world, and Mr. Sadi Fensa, Managing
31
Director of McDonald’s Turkey, said that after their shares were purchased by Anadolu Group, a total new investment of US$
3 million was planned for new restaurants
and to restore the existing ones until the
end of 2005. Explaining that McDonald’s
Turkey surpassed its targets within the first
seven months of this year, Mr. Fensa said:
“Our sales volume increased by 25% in
comparison of the same period of the last
year, and surpassed our target of 18%. In
real terms, the number of our customers increased by 7%.”
Google starts advertising agency in Istanbul
Google started an advertising agency in Istanbul to enter the Turkish market. Incorporated by two U.S. affiliates of Google Group,
Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti.
has a capital of 5,000 YTL subscribed by
Google International LLC and Google Inc
at 4,900 YTL and 50 YTL respectively.
Avon: Turkish women give priority to their
hair
Mr. Ron Griffiths, Managing Director of Avon
Turkey which is involved in direct sales,
said that Turkish women give much more
care to their hair. Pointing out that that hair
and face care products enjoy the biggest
market share in Turkey, Mr. Griffiths said:
“Turkish women give much more care to
their hair. Hair care products represent the
biggest share of the market. You can visit
any supermarket to see how large is the
space dedicated to hair care products.
It was announced that the agency in question will provide products and services for
advertising sales and marketing including
the Internet advertising. Directors of said
company are David Carl and George de
Ros Reyes, both of whom are from the
U.S.A.
Sarar opens 21 new stores
Making business in the textile, ready to wear
fashion, tourism and real estate sectors,
Sarar will open new stores both at home
and abroad until the end of this year.
That’s an indicator of the importance shown
in hair. In general, personal care begins
with hair, and Turkish consumers buy hair
and face care products and makeup products, indicating they pay more attention to
those parts of the body.
This project contains six stores abroad
and 15 stores at home. Already operating
15 stores in the U.S., Sarar will open new
stores on the 5th Avenue in New York and
in Las Vegas, Mr. Cemalettin Sarar said.
And also to everything that will make them
look good.” Pointing out that the Spanish
women top the list in terms of hair care, call
at their hairdressers at very frequent intervals and have their hair done, Mr. Griffiths
explained said: “In Britain, there is this
tendency to look natural; in the developing countries, there is the tendency to look
good.
The latter will be second Sarar store in Las
Vegas. Other stores will be launched in
Spain, Germany and Switzerland. Mr. Cemalettin Sarar said that they will raise the
number of their stores in Turkey from 45 to
60. Emphasizing that 14 of said stores are
their own assets, Mr. Sarar said that they
plan to grow more abroad.
The Turkish market changes format due to
the young population. Stating that they sell
33
Dosya
passenger sports coupe market for the first
time in our history.”
beauty products for women aged 15 to 50,
Mr. Griffiths said Avon considers Turkey as
a great potential.
Telsim says its profitability and subscribers
increase
In a press release, Telsim A.Ş. announced
that their turnover and profitability increase
in parallel with the increasing number of
their subscribers, and that they expect said
growth to continue.
Samsung won the EISA prizes
Samsung was selected the best European
company for LCD TV, Home Cinema systems and portable mediam.
It was announced that Samsung won prizes
in the video and audio equipment categories given by European Image and Sound
Association (EISA), which is one of the
most prestigious organizations in Europe.
Signed by Mr. Errdal Yavuz, Deputy Managing Director of Financial Affairs of Telsim
Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş.,
said press release also states: “Today some
newspapers commented with reference to
a question asked to Saving Deposits Insurance Fund (TMSF) that Telsim’s profitability and turnover are decreasing. Said comments are not based on truth.
EISA has 50 members from the audio,
mobile technology, video and photography magazines published in 20 European
countries and rank as one of the leading
associations of audio and video technologies. This was Samsung’s third entry to this
annual contest, and it won prizes in three
categories.
Telsim’s turnover and profitability increase
in parallel with the increasing number of
our subscribers.”
Alfa GT is introduced at Euro 39,000
Mr. Müfit Ataseven, Director of Tofaş Commercial Group, announced that his company aims to take 25% of the coupe market in
Turkey thanks to the Alfa GT model of Alfa
Romeo. Mr. Ataseven said during a speech
he delivered at the meeting held for introducing the sports coupe Alfa GT that they
will further expand the product range of the
Alfa Romeo. Pointing out that the Alfa GT is
another example showing the famous Italian designer Bertone’s success to reflect
the Italian culture,
Ray Sigorta launches special comprehensive automobile insurance for certain professions
Introducing another innovative product,
Ray Sigorta developed a special comprehensive automobile insurance cover for
certain professions. Discounts up to 20%
are offered to doctors, dentists, pharmacists, academicians, teachers, engineers,
architects, lawyers, bankers, civil servants,
and commissioned and non-commissioned
military officers. Said new product also provides a number of special advantages.
Mr. Ataseven explained that although coupe
cars are seen as rather sports cars, they
are also attractive as pleasure and entertainment cars for the motorists at the age
group 35 to 55. Mr. Ataseven said that the
Alfa GT is available at prices starting from
Euro 39,450. Mr. Alfredo Altavilla, CEO of
Tofaş, emphasized that they want to enliven all brands in Turkey, adding: “Alfa GT
is one of the most beautiful models built in
the recent years, so that we enter the four-
Sources: Ekonomist magazine; NTV television;
Dünya, Hürriyet, Akşam, Radikal and Milliyet newspapers.
34
info
Türkiye’de Ambalaj
Endüstrisi ve
Türk Tasarım Kimliği
nedenle de pazarlama fonksiyonunun en
hayati bölümünü teşkil etmektedir.
Ürünün kalitesini belirleyen üretici olarak
sizin değerlendirmeniz değil, tüketicinin
kendi algılamasıdır. Tüketicinin algılamasını
etkileyen
çoğunlukla
ürününüzün
ambalajıdır. Böyle bir ortamda, bir şirketin
ambalaj tasarımı için yeterli çaba göstermemesi ve yatırım yapmaması halinde,
diğer tüm pazarlama unsurları hiçbir başarı
sağlayamayabilir.
Ambalaj: Etkin Bir Reklam Mecrası
Özellikle hızlı tüketilen ürünlerde ambalajın
ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliriz. Başarılı bir ambalajlama TV’lerdeki ya
da diğer yazılı medya’daki birçok pahalı
kampanyadan bile daha etkili bir reklam
olabilir. Bunun nedeni iki temel esasa
dayanmaktadır:
İlk
olarak,
ambalaj
ürünün
yerleştirilmesinden tüketimine kadar rafta
bir reklam aracı olarak kalır. İkincisi, bu
“araç” hem ürüne hem de tüketiciye en yakın
olandır ve bu nedenle ürünün kalitesini
göstermesi açısından en somut reklamdır.
Bu bağlamda, ambalaj tüketiciye markanın
ve/veya ürünün kalitesi hakkında sinyaller
verir.
Ambalajlamanın önemi global pazarlama
bütçelerinde çoktan anlaşılmış görünmektedir. Günümüzde, tüm ambalajlama
harcamaları reklam giderlerinin 12 katıdır.
Yıllık toplam reklam harcamaları 25 milyar USD iken, ambalajlama harcamaları
toplamı300 milyar USD gibi bir büyük bir
rakamdır.
Hızlı gelişim süreci, genç nüfus ve global
etkilerin sonucu, Türkiye’de iki hızlı yükselen olgu ortaya çıkmıştır: Markalaşma
ve büyük perakende mağazaları. Bu iki
olgu aynı zamanda birbirlerini beslemiş,
güçlendirmiştir.
Marka ambalaj yoluyla somutlaştırıldığı için
markalaşma ambalaj tasarımıyla yakından
ilgilidir. Marka satış noktasındaki ambalaj
ile temsil edilir. Dolayısıyla, markalaşma
ve ambalaj tasarım süreçleriyle birbirleriyle
yakından ilgilidir.
Bu gelişmeler pazarlama fonksiyonuyla yakından ilintilidir: Pazarlama fonksiyonunun öneminin giderek artması bu
trendlerin hem sebebi hem de sonucudur. Markalaşma, ekonomilerin en önemli
varlıklarından biri haline gelmiş ve bu
Türkiye’de Ambalaj
Bugün Türkiye’deki Carrefour mağazası
diğer Avrupa ülkelerindekilerle neredeyse
eşit hacme sahip olarak yılda 25 bin ürün
36
satmaktadır.
Yapılan bir pazarlama araştırmasına göre
ortalama bir müşteri raflarda yarım saatini harcamaktadır. Ziyaret edilmeyen
rafların etkilerini bir kenara bırakırsak
bu müşterinin bir ürünü alıp almamaya
sadece üç ya da dört saniye içinde karar
verdiği anlamına gelmektedir. Bu “doğruluk
zamanında” ambalajlamanın önemi açıkça
ortadadır: Ambalaj müşterinin ürünü
almasını sağlayacak olan “elbisesidir”.
Soru şirketlerin kendi elbisesini nasıl seçtiklerinde yatmaktadır. Bu soru pazarlama
stratejisi, tasarım sanatı ve semiyotiği
(sembolbilim) kapsamaktadır.
Türkiye’de ambalajlama trendindeki en
hızlı büyümenin gıda ve temizlik ürünleri sanayilerinde olması beklenmektedir.
Şimdilerde pirinç ve diğer tahıllar dahil bir
çok temel gıda ürünü ambalajlar içinde
belirli şirket markaları ve özel markalar
altında satılmaktadır ki bu uygulama on yıl
öncesine kadar yoktu. Hatta bazı markalar
sıcak suya atarak birkaç dakika içerisinde
bile hazırlayabileceğiniz çabuk pirinç ürünleri bile çıkartmışlardır.
Birçok gelişmiş batılı ülkede ambalaj
tasarımı ayrı bir iş koluyken, Türkiye’de
şirketlerin pazarlama departmanlarının
yada reklam ajanslarının bir yan işi
olarak değerlendirilmektedir, bu nedenle bir kaçı haricinde çok fazla ambalaj
tasarım ajansları bulunmamaktadır.Ancak trend markalaşma ve ambalaj tasarım
fonksiyonlarının birlikte aynı ajanslar
tarafından gerçekleştirilmesinden yanadır.
Türkiye’deki kişi başı ambalaj tüketimi özellikle 1980’li yıllardan sonra hızlı bir artış
göstermiştir. Bunda kişi başı gelir miktarının
artmasının rolünün yanında asıl neden
perakende sektöründeki patlamadır, yani
Dr. Mehmet SARAÇ
süpermarket ve hipermarket zincirlerinin
sayısının hızlı artışıdır. Ancak yine de kişi
başı ambalaj tüketimi diğer gelişmiş ülkelerin aşağısındadır.
Örneğin, kişi başı yıllık ambalaj kullanımı
ABD’de 155 kg iken bu rakam Türkiye’de
14 kg’da kalmaktadır. Sanayi sektörlerine
göre ambalaj tüketimi dağılımı şu şekilde
oluşmuştur: Gıda % 49, kimyasallar %&
13.7, ilaç % 5.9, kozmetik % 4.7, tarım %
2.6, otomotiv % 2.2, elektrikli ev aletleri %
2, elektrik % 1.5, seramik % 1.3, makine %
0.4 ve diğer sanayiler % 7.9
Otomotiv
2%
Kozmetik
5%
Tekstil
6%
Kimya
14%
37
info
Ambalajlamada
kullanılan
malzemeler de zamanla gelişmiştir. 1960’a kadar
Türkiye’deki ana ambalajlama malzemeleri
kağıt, selofan, cam ve ahşaptı. Tarz bugünden o kadar farklıydı ki ihracatta ahşap kutular ve jüt (hintkeneviri) çuvallar kullanılır
ve diğer tüm ambalajlama malzemeleri
ekstra maliyete yol açacak lüks malzemeler olarak değerlendirilirdi.
1970’li yıllarından başlangıcından itibaren, özellikle ihracatçılar tarafından
ambalajlamanın
önemi
anlaşılmaya
başlandı. Bu dönemlerde çok sayıda
ambalajlama kuruluşu bulunmaktaydı.
Türkiye’deki ambalajlamaya ilişkin gayretler
1977 yılında Ambalaj Araştırma Merkezinin
kurulmasıyla başlatıldı.
Pazar kaybetme korkusuyla, cam ambalaj sanayi teknolojisini yenilemek zorunda
kaldı. 1980’de aynı zamanda alüminyum
kutu üretimi de başladı. İlk oluklu mukavva
üretimi 1954 yılında özel sektör tarafından
gerçekleştirilmiştir. Özel sektör 1960’tan itibaren bu sanayiye yatırım yapmış ve toplam
üretim hacminde patlama sağlamıştır.
Tür k iye 'de Ambalaj Ür e timinin M alze me B azındak i Dağılımı
2003
A hş ap
13%
Kağıt
3%
Mukavva
5%
Carton
26%
Cam
18%
Türkiye Ambalaj Sektörünün Üretim Hacmi (Ton)
2000 2
001
2002 2
003
107.000
73.489
80.000
87.000
Karton ambalaj
127.500
117.333
118.749
138.500
Mukavva ambalaj
717.000
666.674
734.202
826.900
Plastik ambalaj
530.000
601.120
652.444
674.000
Fleksibl ambalaj
92.500
97.125
101.405
116.500
Metal ambalaj
360.000
272.000
312.000
260.000
Cam ambalaj
417.000
457.000
533.000
539.000
350.000
350.000
350.000
385.000
2.881.800
3.026.900
Toplam
2.701.000
Metal
9%
Fleksibl
4%
Plastik
22%
Bugün Türkiye ambalajlama sanayisinde
faaliyet gösteren toplam şirket sayısı 5
binin üzerindedir. Resmi kayıtlara göre
ülke genelinde toplam 250 bin kişiye istihdam sağlayan 1000’den fazla tesis
bulunmaktadır.
Ambalaj sanayisindeki ilk gelişim 1970’lilerde teneke kutularda meydana geldi. O
yıllarda, sadece teneke kutu üretiminde
uzmanlaşmış şirketler kuruldu. Bu trend
sonradan kağıt ve karton ambalajlarda
görüldü. 1980’li yılların başında Türkiye’de
plastik şişe üretimi başladı.
Türkiye Ambalaj Sanayisinin En
İlk olarak kaynak sularında kullanılan plastik şişeler hızlı biçimde diğer tüm içecek ve
sıvı sektörlerinde de yayıldı. Bu trend eski
çağlardan beridir birincil tedarikçi olan cam
ambalaj sanayisini tehdit etti.
1.
Olmuksa
34.806.667
2.
Korozo
34.528.148
3.
Rotopak
29.528.148
4.
Polinas
28.213.333
5.
Astel
25.724.444
6.
Sollac
24.720.741
7.
38
23.729.630
8.
Tire Kutsan
20.857.037
9.
Naksan
19.617.037
10.
Superfilm
17.797.778
Türkiye’de Ambalaj Kullanan Üretim Sanayileri
10. Alkollü ve alkolsüz içecekler
11. Sigara ve tütün ürünleri
12. Çay, kahve, kakao ve tuz ürünleri
2.Un ve un mamülleri
4.Peynir ürünleri
5.Sabun ve Kozmetik ürünleri
6.Deterjan ve temizlik ürünleri
14. Mayalar
15. Et ve et ürünleri
8.Süt ve süt ürünleri
9.Kaynak suyu ve soda
Perakende sektöründeki gelişme başka bir
olgunun doğmasına da sebep olmuştur:
Özel Markalı Üretim (Private Label).
Aslında bu üretim yöntemi özellikle de tekstil sanayinde olmak üzere Türkçede uzun
zamandan beri fason ya da sözleşmeli
üretim olarak biliniyordu. Şirketler kendi
üretimlerinin yanı sıra veya yerine belirli
üreticilere kendi markaları altında üretim
yaptırırlardı.
Özel Markalı üretimi yeni bir sanayi yapan
iki faktör bulunmaktadır: Birincisi bu üretim biçimi gıda, kozmetik, temizlik ürünleri ve elektronik ürünler gibi yeni sektörlere genişlemiştir. İkincisi, perakende
mağazaları bu üretim biçimini geniş ölçüde
kullanmaktadır.
Perakende zincirlerinin Özel Markalı
üretimdeki en önemli avantajı reklam maliyetlerine katlanmadıkları için üretimi ucuza
getirmeleridir.
Perakende Enstitüsü verilerine göre
günümüzde PL’nin (Özel Markalı Üretim) Türkiye’de pazar hacmi 260 milyon
USD’dir. Pazar büyümesinin devam etmesine rağmen büyüme oranı azalmaya
başlamıştır. Büyüme payı 2001 ve 2002
yıllarında % 42.8 iken, bu oran 2003 yılında
% 39’a gerilemiştir. Bu düşüş daha iyileşen
ekonomik koşullar, yeni açılan perakende
mağazalarının sayısındaki azalma, Özel
Markalı Üretim ürünlerin kötüleşen imajı ve
markalı ürünlerin geliştirdikleri yeni stratejilerle açıklanabilir.
Perakende Zincirleri ve Özel Marka
(Private Label)
Türkiye ekonomisindeki 1980’lilerin hızlı
dönüşüm sürecinin bir sonucu olarak, özel
sektör önemli bir gelişme kaydetti. Global
perakende zincirleri piyasaya hakim olmaya başlarken, geleneksel bakkal dükkanları
ya kapanmamak yada ayakta kalabilmek içi
modern pazar sistemine geçmek zorunda
kaldı.
Perakende mağazalarının gelişimi gerçekten bazı yollardan ambalajın önemini
arttırmıştır. Geleneksel bakkalların tersine
bu çok geniş satış yerler daha çok hacimlerde daha fazla marka barındırabilmektedir.
İkincisi, bu ambalajlar ürünleri tüketicinin
satın alma isteğini arttırmak için daha cazip
hale getirerek sunmaktadır. Tüketici raflar
arasında yürüyebilir, her ürüne dokunabilir
ve herhangi bir aracı olmaksızın kararını
verebilir. Böylece belirli şirketlerin bazı
promosyon faaliyetleri dışında tüketiciyle
“konuşan” sadece ürünün ambalajıdır.
1997 1
Hipermarket ve
Süpermarketler
999
2001 2
002
2003 2
005
1.682
2.421
3.640
4.005
4.434
5.128
11.417
12.192
13.210
13.555
12.100
11.323
Bakkallar
159.171
148.921
128.580
122.342
115.600
100.000
TOPLAM
172.270
163.534
145.430
139.902
132.134
116.451
Marketler (5100 m2)
39
info
duygusal boyuta hitap etmektedir, bir
başka ifadeyle, bilgi vermek yerine tüketicinin bilinçaltına hitap etmektedir.Logo,
metin, sembol, ikon, renk, doku, fotoğraf ve
illüstrasyonlardaki biçim...
Gerçekten, Özel Markalı ürünlerin yükselişi
karşısında markalı ürünler yeni stratejiler geliştirmiştir. Örneğin, markalı ürünler ürünlerini tanıtmak için her mağazada
değerli noktaları kiralayabilmekte ancak
özel markalı ürünlerin böyle bir avantajı
bulunmamaktadır. Ayrıca, markalı üreticiler perakende mağazalardan daha fazla
yatırım yaptıkları için ambalaj avantajlarını
daha etkin olarak kullanmaktadırlar.
Bunların
hepsi
duygusal
boyutları
oluşturmaktadır. Aslında, “semiyotik” (sembolbilim) adı verilen bilim dalının konusudur.
Günümüzde Glaxo Wellcome, Unilever, British Telecom (BT), General Motors, American Express, Mars, Guinness, Pedigree,
Barclays, Walkers ve Coca Cola gibi global
devler pazarlama iletişiminde semiyotik
uygulamalar üzerinde odaklanmışlardır.
Özel Markalı ürünler markalaşma ve ambalaj konuları üzerine daha ciddi eğilmeli ve
bu işler için daha fazla bütçe ayırmalıdır.
Ambalaj Üzerindeki Tasarım
Ambalaj tasarımının iki temel bileşeni
bulunmaktadır: Ambalajın şekli yada
üç boyutlu tasarımı ve üzerindeki grafik
tasarım. Bu ikisi elbette birbirini tamamlayıcı
ve birbiriyle ilgili proseslerdir. Biz bu
bölümde, grafik tasarımın önemi ve bu konuda Türkiye’deki mevcut trendler üzerinde
odaklanmak istiyoruz.
Gerçekte iyi bir tasarımcı aynı zamanda
iyi bir semiyotikçi demektir. Tasarımcı
kültür kodlarını, yazılı olmayan kuralları,
yeni uygulamaları ve tasarım dünyasının
trenlerini çok iyi bilir. Kurallara ne zaman
uyacağını ya da ne zaman bozacağını ve
tabuları ne zaman yıkacağını bilir.
Türkiye’de ambalaj tasarım trendlerindeki
açık değişim ve gelişim 1980’li yılların sonunda gerçekleşti.
Grafik tasarımı ürünün kimliğinin ve özelliklerini ifade edilmesinde çok sayıda imkan
sunar. Grafik tasarım tüketiciye iletilen şu
mesajları içerir:
Bu yıllarda meydana gelen Türkiye ekonomisindeki değişim ve dünya genelindeki
otoriter rejimlerin çökmesiyle birlikte, logo
kültürü de değişti. Sert katı logoların yerini
yumuşak hatlı daha sıcak tasarımlar almaya
başladı. Bunun en bariz örneği Türkiye’nin
en büyük elektronik ve elektrikli ev aletleri
üreticisi Arçelik’tir.
- Marka kimliği
- Ürün adı
- Ürün açıklaması
- Tadı yada tür özelliği
- Kullanıldığı yerler
- Satış bilgileri
- Promosyon mesajı
- Kullanım kılavuzu
- Diğer ürünlere referanslar
- Gıda ürünlerinde besin değerleri
- İlaç ürünlerinde uyarılar
- Ebatları ve içindekiler
Türkiye’de ambalaj tasarımındaki mevcut
trendler şu şekilde özetlenebilir:
- Geniş ölçüde şeffaf ambalaj tercih edilmektedir.
- Önceleri sadece içeceklerde kullanılan
aseptik ambalajlar katı gıdalarda da
kullanılmaktadır.
Sektör tasarımcılarına göre, grafik tasarım
40
- Hem şekil hem de logo tiplerinde yumuşak
hatlara doğru giderek artan bir eğilim söz
konusudur.
- “Kutu içinde torba” kullanımı artmaktadır.
- Firmalar ambalajlamada daha fazla geri dönüşümlü malzeme kullanmaya başlamıştır. Örneğin, toprakta % 95
çözünme özelliğine sahip nişasta esaslı
plastik kullanımı artmıştır.
Özgün bir Türk tasarım kimliğinin bulunup
bulunmadığı sorusu meslek uzmanları ve
akademik çevrelerde değerlendirilmektedir.
Bu problem elbette Türkiye Cumhuriyetinin sosyolojik bir problemi olarak Türk
kimliğiyle ilgilidir. Özgün bir Türk tasarım
kimliği geliştirmek için Türk tasarımcıların
referanslarını kendi kültürlerinden almaları
gerekir.
Geleneksel prova baskı sistemleri özellikle şeffaf, altın, gümüş, hologram yada
shrink sleeve etiketli ambalaj maketleri
sunamadığı için ambalajın üretim sonrası
neye benzeyeceğini göstermekten oldukça
uzaktı.
Günümüzde bu hizmet İstanbul’da genç
fakat gelecek vaat eden bir kuruluş
olan FCC Packaging&Proof tarafından
sağlanmaktadır. Bu sistemle, firmalar ve
ajanslar gerçek ambalaj tasarımını üretilmeden önce görebilmektedir.
Ancak Türk toplumu 200 yıldan bu yada
kendi kültüründen uzaklaşma gayretindedir.
Gerçekten, Türk tasarımcılar önemli ölçüde
batı kaynaklarından etkilenmektedirler. Bu
nedenle, milli değerlere dayalı modern fakat özgün bir Türk kimliğinin oluşturulması
gereklidir. Böylelikle saf ve özgün bir Türk
ambalaj tasarımından bahsedebilir.
Bu pazarlama süreci için hayati öneme
sahip bir çözümdür. Maketler özellikle
aşağıdaki faaliyetlerde kullanılmaktadır:
Ambalaj Tasarım Sektöründe Yeni Ortaya
Çıkan Bir İşkolu: Prova Baskı Sistemleri
Pazarlama stratejisi içinde ambalaj
tasarımının artan öneminin bir sonucu
olarak, ambalaj sanayinde “ambalaj prova
baskısı” ya da “ambalaj maketi (mock up)”
adı verilen yeni bir iş kolu ortaya çıkmıştır.
Bu sistemler özellikle gıda, içecek, kozmetik
ve temizlik ürünleri gibi hızlı tüketilen ürünlerin üreticilerine ve tasarım ajanslarına bir
avantaj sağlamaktadır.
- Ambalaj tasarımı geliştirme
- Üretim öncesi reklam film ve fotoğrafları
- Satış noktası tüketici testleri ve diğer etkinlikler
- Odak grupları
Bu yeni sistemi geleneksel yöntemlerden
üstün kılan sadece yeni bir teknoloji uyguluyor olması değil, bunun yanında teknolojiyi, yetişmiş insan gücü ve uzmanlıkla
birleştirip, sektörün ihtiyaçlarına tam cevap
verebilecek etkin bir hizmet üretmesidir..
Bu prova baskı sistemi üreticiye ya da ajansa nihai üretimde basılıp kullanılanın aynısı
olan ambalajı görme imkanı sağlamaktadır.
41
info
Packaging Industry
in Turkiye
as a Rising Industry
in Marketing
Communication
Package: An Effective Advertisement
Media
We all know the importance of the package in especially in fast-paced consumed
goods. A successful packaging may be
much more effective advertisement than
many expensive campaigns on TV or on
other published media. The reason of this
lies primarily in two facts:
therefore, most cruical part of the marketing function. It is the consumers’ perception that actually assess the quality of your
product, rather than your assessment as the
producer. It is the package of your product
that influences the perception of the consumer most of the time. In such an environment, if a firm does not allocate enough
effort and investment into package design,
all other marketing elements may well fail
to produce any success.
First, the package remains as an advertisement tool on the shelf from placement until
consumption. Second, this “media” is the
closest one both to the product and consumer, and therefore, is the most concrete
advertisement, indicating the quality of the
product. In this regard, package signals the
quality of the brand and/or the product to
the consumer.
The importance of packaging seems to
have already been assessed by the global
marketing budgets: Today, the packaging
expenditures are 12 times the advertising
expenditures. The total expenditures for
the advertising is 25 billion USD, while the
sum of packaging expenditures is as much
as 300 billion USD.
As the results of fast-development process,
young population and global impacts, two
fast-rising phenomena have emerged in
Turkiye: The power of branding and widespread retail stores. These two have also
boosted each other.
Branding is also closely related to the package design, as the brand is concretized
through packaging. Brand is represented
by the packaging at the point of sale. Therefore, the process of branding and packaging design are closely interrelated.
These developments are closely interrelated to the marketing function: The rising
importance of marketing function is both a
result and cause of these trends.
The branding has become one of the most
important assets of the economies and
Packaging in Turkiye
Today a Carrefour store in Turkiye sells
some 25 thousand product, almost the
same volume as all other European countries. According to a marketing research,
42
Dr. Mehmet SARAÇ
an average customer spends half an hour
around the shelves.
Eliminating the effects of the unvisited
shelves, that means there are only three or
four seconds for a brand to convince the
average customer to buy it. The importance
of the packaging is obvious in this “time of
truth”: it is the “dress” of the product that
will make the customer buy it. The question
is how the firms choose their dresses. The
answer involves the marketing strategy, art
of design and semiotics.
ter 1980s. While the increase in per capita
income has played a role, the primary reason for this consequence is the boom in the
retail industry, namely, rapid increase in the
number of supermarket and hypermarket
chains.
The most rapid development in packaging
trend in Turkiye is experienced in food and
cleaning products industry. Many basic food
products including rice, and other grains is
now sold under certain company and private label brands within packages which
was so unfamiliar some ten years ago.
However, the package consumption per
capita is still below than the other developed economies. For instance, it reaches
to 155 kg in the U.S., while it is 14 kg in
Turkiye. Distribution of the package consumption with respect to the industry sector
is as follows: 49% food, 13.7% chemicals,
8.8% medical, 5.9% textile, 4.7% cosmetics, 2.6% agriculture, 2.2% automotive, 2%
appliances, 1.5% electricity, 1.3% ceramics, 0.4% machinery and 7.9% other industries.
Some brands even introduced instant rice
products which you can prepare in a few
minutes with a hot water.
While packaging design is as a disctinct
business in most developed Western countries, it is still a subfunction of marketing departments of firms or advertising agencies
in Turkiye. therefore, there are not many
packaging design agencies, except for a
few. The trend, however, is towards carrying out the branding and packaging design
functions together under same agencies.
Apliances
2%
Other
11%
Automotive
2%
Agriculture
3%
Food
48%
Cosmetics
5%
Textile
6%
The package consumption per capita in
Turkiye has rapidly increased especially af-
Medicine
9%
Chemicals
14%
43
info
The variety in the materials used in packaging has also developed throughout the
time. Until 1960, the primary packaging
materials in Turkiye were paper, carton,
cellophane, glass and wooden. The manner was then so different than today that
wooden boxes and jute sacks were used in
the export and all other kinds of packaging
were seen as luxury materials that would
cause extra costs. Beginning from 1970s,
the importance of packaging was being
understood, especially by the exporters.
There were many packaging instiututes already in those periods. The efforts regarding the packaging in Turkiye were started
by establishing The Packaging Research
Center in 1977.
The first production of guttered cartbooard
was realized in 1954 by the public sector.
The private sector invested in this industry
since 1960 and boosted the total production volume.
Tür k iye 'de Ambalaj Ür e timinin M alze me B azındak i Dağılım
2003
Wooden Packaging
18%
Paper Packaking
3%
Carton Packaking
5%
Cardboad Packaging
26%
Glass Packaging
18%
Metal Packaging
9%
Felixble Packaging
4%
Plastic Packaging
22%
T he P roduc tion V olume of T he P ac kaging Indus try in T urkiye (T ons )
2000
2001
2002
2003
P aper packaging
107.000
73.489
80.000
87.000
C arton packaging
127.500
117.333
118.749
138.500
C ardboard packaging
717.000
666.674
734.202
826.900
P las tic packaging
530.000
601.120
652.444
674.000
F lexible packaging
92.500
97.125
101.405
116.500
Metal packaging
360.000
272.000
312.000
260.000
G las s packaging
417.000
457.000
533.000
539.000
W ooden packaging
350.000
350.000
350.000
385.000
2.701.000
2.634.741
2.881.800
3.026.900
T otal
Today total number of firms in the packaging industry in Turkiye exceeds 5 thousand.
According to the official records, there are
more than 1000 plants around the nation,
employing 250 thousand people.
The first development in the packaging industry was observed in the cans in 70s. In
those years, firms specialized in producing
cans were established. This trend was then
seen in paper and carton packaging. At the
beginning of 1980s, the plastic bottle production started in Turkiye.
T op T en F irms in T urkis h
P ac kaging Indus try
S ales (US D)
Used first in the spring water industry, it
was rapidly extended to all other drinks
and liquids. This trend threatened the glass
packaging industry, which was the primary
supplier since old times. With the fear of
losing the market, the glass packaging industry had to renew its technology. In 1980
aliminum can production were also began.
1.
Olmuks a
34.806.667
2.
K orozo
34.528.148
3.
R otopak
29.528.148
4.
P olinas
28.213.333
5.
As tel
25.724.444
6.
S ollac
24.720.741
7.
C amiş
23.729.630
8.
T ire K uts an
20.857.037
9.
Naks an
19.617.037
10. S uperfilm
44
17.797.778
T he Manufac turing Indus tries Us ing P ac kaging in T urkiye
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
S ugar and confectionery
F lour and bakery products
B utter and butter porducts
C hees e products
S oap and cos metic products
Detergents and cleaning products
S oups , s pices , pudding and granuled food
Milk and milk products
S pring and s oda waters
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
Alcoholic and non-alcoholic beverages
C igarette and tobacco products
T ea, coffee, cocoa, and s alt products
Medical and heath-care products
Y eas ts
Meat and meat products
Nuts , pis tachio, and F rench fries
Other food products
Non-food products
Retail Chains and Private Label
Label (PL). Actually, this way of production
had long been known as fason in Turkish
or contract production especially in textile
industry.
As a result of rapid transformation process
in Turkish economy through 1980, the retail
sector has experienced a significant development. While the global retail chains began to dominate the market, the traditional grocery stores had to close down or to
make transition to modern market system
to survive.
Firms would have their brands produced
through certain manufacturers along with
and/or instead of their own production.
What make PL a brand-new industry are
two facts: First, this time it is extended
to new sectors such as food, cosmetics,
cleaning products and electronics. Second, the retail stores widely use this mean
of production.
The development of retail stores indeed
boosted the importance of packaging in
several ways. Unlike the traditional groceries, these huge markets are able to contain
more brands in higher volumes. Second,
they display the products in such a way that
the consumer is much more attracted to
shop. Consumer is free to walk around the
shelves, touch each product and make decision without any intermediary. Thus, it is
only the package of the product that “talks”
to the customer except for some promotion
activities by certain companies.
The primary advantage of PL products of
retail chains is that the lower prices, as they
do not bear the advertisement costs.
Today the market size of PL in Turkiye is
260 million USD, according to the Retailing Institute data. While the market growth
continues, the grwoth rate has begun to
decrease.
T he Development of R etail S tores in T urkiye (Number of S tores )
1997
1999
2001
2002
2003
2005
Hypermarkets and
S upermarkets
1.682
2.421
3.640
4.005
4.434
5.128
Markets (5-100 m2)
11.417
12.192
13.210
13.555
12.100
11.323
S mall s hops
159.171 148.921 128.580 122.342 115.600
100.000
T OT AL
172.270 163.534 145.430 139.902 132.134
116.451
The development in the retail sector caused
another phonemenon to emerge: Private
45
It was 42.8% in 2001 and 2002, while it decreased to 39% in 2003. This slow down
is explained by the better economic conditions, less new-openings in retail stores,
worsened image of PL products, and new
strategies developed by the brand products.
Indeed, the brand products have developed
new strategies against the rising trend of
info
PL products. For instance, the brand products are able to hire valuable spots in each
store to promote their products, the retail
stores have no such advantage. In addition, brand manufacturers effectively use
the packaging advantage as they invest
in it more than retail stores. PL products
should take the branding and packaging
more seriously and allocate more budgets
to them.
The Design on the Package
Packaging design have two basic components: The shape or the three-dimensional
design of the package and the graphic design on it. These two are of course complementary and interrelated processes. In
this section, we focus on the importance of
the graphic design and recent trends in this
area in Turkiye.
Graphic design provides numerous possibilities in expressing the identity and specifications of the product. It contains the
following messages conveyed to the consumer:
- Brand identity
- Product name
- Product description
- Taste or type specification
- Promissed utility
- Sales information
- Promotion message
- Guide to use
- References to other products
- Nutrition facts in food products
- Warnings in medical products
- Dimensions and contents
According to industrial designers, the
graphic design addresses to the emotional
aspect, in other words, subconscious of the
consumer, rather than providing informa-
tion. The style in the logo and the text, symbols, icons, colors, textures, photographs,
and illustrations...
All these constitute the emotional dimensions. In fact, this is the subject of a science
called “semiotic”. Today many global giants
such as Glaxo Wellcome, Unilever, British
Telecom (BT), General Motors, American
Express, Mars, Guinness, Pedigree, Barclays, Walkers and Coca Cola focused on
the application of semiotics into the marketing communication.
In fact, a good designer means a good semiotist at the same time. He/she knows
very well the codes of the culture, unwritten
rules, recent applications and trends of the
design world. He/she also knows when to
obey the codes or break the rules and collapse the taboos.
An obivous change and development in the
package design trends in Turkiye have occured towards the end of 1980s. Along with
the change in Turkish economy and collapse of the authoriterian regimes all over
the word in those years, the logo culture
have also changed. The hard, strict logos
have been replaced by soft line, warmer
designs.
The most distinctive expample is Arçelik,
the biggest electronic and home appliances manufacturer in Turkiye.
The recent trends in package design in Turkiye can be summarized as follows:
- Transparent packaging has been widely
preferred.
- The aseptic packaging, once used in beverages, have been used in solid foods as
well.
46
- There is a tendency towards softer lines
both in the shape and logotypes.
- The use of the “bag in box” increases.
- Firms have begun to use more recylced
materials in packaging. For instance, the
use of the starch-based plastic dissolving
95% in the soil have increased.
The question of whether an genuine Turkish
design identity exists has been entertained
among the professionals and academic
circles.This problem is of course related to
the Turkish identity as a sociological problem of the Turkish Republic.
In order to develop a distinct Turkish design
identity, Turkish designers need to take
their references from their own culture.
used one in the final production. Conventional proof systems were too far from providing the post-production look of the package because they were so limited that you
were not able to produce package mock
ups for instance with transparent, gold, silver, hallogram or shrink sleeve application.
However, the Turkish society tries to go
away from its own culture for 200 years. Indeed, Turkish designers have been significantly influenced by the western sources.
Therefore, it is essential to build a modern
but genuine Turkish identity based on the
national values. Then, we may talk about a
pure, genuine Turkish packaging design.
Today this service is provided by a young
but promising agency, named FCC Packaging, operating in Istanbul. Through this
system, firms and agencies are now able
to see the real package design before it is
produced. This is a cruical solution for marketing process. The mock-ups are primarily
used in the following activities:
- Package design development
- Pre-production advertisement including
photograph and film
- P.O.P. consumer tests
- Focus groups
An Emerging Business in Packaging Design Industry: Proof Systems
As a result of the increasing importance
of the packaging design in the marketing
strategy, a new business has emerged in
packaging industry called “packaging proof”
or “mock-up.” These systems provide a
unique advantage both to manufacturers
and design agencies operating especially
in fast-paced consumed goods such as
food, beverage, cosmetics, and cleaning
products.
What makes this new system superior to
traditional methods is not only applying a
new technology but also utilizing the valuable experience in the packaging design
through a contemporary and effective service manner.
This proof system enables the manufacturer or the agency to see the package that
looks exactly the same as the printed and
47
Mercek
Bu bölümde Private Label alanında faliyet gösteren belli başlı
Türk firmalarını mercek altına alıyoruz.Perakendeci ve üretici boyutuyla ele aldıgımız,Türkiye’de organize perakendenin
gelişimine ve üretimleri ile ihracata katkıda bulunan her biri
kendi alanında uzmanlaşmıs bu firmaları kendi bakış açılarından
tanıyalım.
Mercek
jan gibi temel kategorilerin yanısıra paketli
şarküteri ürünleri, dondurma ve kozmetik
gibi ürün gruplarında da mevcuttur.
Carrefour mağazalarının private label
uygulamaları:
Carrefour mağazalarında halen yaklaşık
350 ürün Carrefour markası adı altında
satışa sunulmaktadır. Carrefour ürünü üretiminin her aşamasında kontrol edilen ürünler olup, kalitede kategori liderini hedeflemiş
ve lider üründen 15%-20% daha ucuz bir
fiyat yapısına sahiptir.
Türkiye’de Private Label :
Türkiye’de Private Label daha çok temel
kategorilerde ve fiyata dayalı rekabette
ön plana çıkmaktadır. Türkiye’deki hipermarketlerde perakendeci markası fiyat
pozisyonlandırması raflarda en ucuz olacak
şekilde yapılmaktadır.
Yaklaşık 500 ürün ise en ucuz ürünler
kapsamında, number 1 şemsiye markası
altında satışa sunulmaktadır. Standart
bir kaliteye sahip bu ürünler carrefour
raflarında ve piyasada en ucuz olacak
şekilde konumlanmaktadır. En ucuz ürünler yurtdışındaki no name-generic goods
adıyla tabir ettiğimiz ürünlere karşılık
gelmektedir.
Türkiye’de 2001 kriziyle birlikte satınalma
gücü azalan tüketicinin private label ürünlere kaymasıyla artan satışlar 2002 de artış
göstermiş ancak 2003 sonlarından itibaren
gerilemeye başlamıştır. 2004 ve 2005’te de
bu gerileme devam etmiştir.
Fiyat konumlandırmanın en ucuz olarak
yapılması tüketicide düşük kalite algısına
neden olmuştur.
Carrefour marka ürünler müşteri ihtiyaçlarını
ve pazarı tanıyan ve bu bilgileri Carrefour
değerleriyle harmanlayarak ürün geliştiren
bir ekip tarafından satışa hazırlanmaktadır.
Ancak kullanımın riskli olmadığı Tuvalet
kağıdı ya da un, şeker, bakliyat gibi temel
kategorilerde private label tüketiminin yüksek olduğunu görmekteyiz.
Carrefour
marka
ürünler
geliştirme
kararının alımından pazara sunumuna kadar uzun ve titiz bir çalışmanın ürünüdür:
satınalma süreci, ürün geliştirme, ambalaj
geliştirme, mağazaya hazırlık bu sürecin
aşamalarıdır.
Carrefour ürünleri süt, şeker, yağ, deter-
Carrefour’un kaliteye dayalı rekabeti ön
plana çıkarması :
Private Label ürünler ilk etapta Discount
50
marketlerde ortaya çıkmış ve düşük fiyat
politikasıyla pazar paylarını artırmışlardır.
Daha önce de söylediğimiz gibi fiyat
konumlandırmasının en ucuz olarak
yapılması, ürünleri ekonomik segmente
oturtmuştur.
Carrefour ürünleri en iyi kalite-fiyat dengesiyle piyasaya sunulmaktadır. Tüm dünyada carrefour ürünleri kaliteleriyle rekabet
etmektedir.
Carrefour ürünleri içeriğine ya da ambalajına
polemik konusu bir hammadde girmemiş, iyi
hijyen şartlarında üretilmiş ve stoklanmış,
tüketici sağlığına ve gıda güvenliğine özen
gösterilerek üretilmiş ürünlerdir.
araştırmada tüketicilerin 68%i private label
ürünleri market marklı ürünlere iyi bir alternatif olarak görüyor.
Carrefour marka ürünler besinsel nitelikleriyle sağlıklı, güvenli ve lezzetli ürünlerdir.
Deterjan grubunda ise beklenen performansa sahiptirler.
AC Nielsen 2005 raporuna göre Türkiye’ye
baktığımızda 2005 yılının ilk altı ayında
Market Markaları %14 büyüyerek toplam
hızlı tüketim ticaret içindeki payı %1’e
ulaşmıştır.
Carrefour markalı ürünler üretiminin ilk
aşamasından reyona çıkana kadar Carrefour yetkilileri ve akredite bir laboratuar
tarafından kontrol edilmektedir. Reyonda
satışa sunulduktan sonra da periyodik
analizlerle ürünlerin takibi devam etmektedir. Tüm ürünlerimizin üretim izinleri mevcuttur.
Türkiye’de private label ürünlerin geleceği
aynı zamanda, marketlerin satış noktası
olarak tercih edilmesine de bağlıdır. Çünkü
market markaları aynı zamanda kurum
kimliğini taşımaktadırlar.
Bugün Avrupa ve Amerika’daki perakendecilerde olduğu gibi private label ürünler
profesyonel bir şekilde yönetildiği takdirde
başarıya ulaşabilirler. Ancak bu bir süreçtir
ve Türkiye’de private label ürünler bu sürecin başındadır.
Private label ürünlerinin lider markalara etkisi :
Carrefour
markalı
ürünler
ambalaj
tasarımlarıyla 2004 ve 2005 yılında ambalaj ödülüne layık görülmüştür. Bazı kategorilerde piyasa için yenilikçi sayılabilecek
tasarımlara sahiptir.
Türkiye’de Private label ürünlerin geleceği :
Türkiye’de private label ürünler gelişmeye
açık bir konumdadır. Ancak son iki yıldır
ulusal marka üreticilerinin yapmış oldukları
indirimler aradaki fiyat farkını azaltmış ve
daha önce özel markalara kaymış olan
tüketici talebi, yeniden ulusal markalara
doğru yönlenmiştir.
Dünyada private label ürünlerin gelişimine
baktığımızda 17% pazar payına sahip olduklarını görüyoruz (AC Nielsen
2005 verileri)Yine tüm dünyada yapılan
51
Mercek
Private label practises in Carrefour stores:
Approximately 350 different products are
marked under Carrefour label in Carrefour
stores. Carrefour products are inspected
in each stage of production and target to
be leader of their category in terms of quality besides being at least 15-20 % cheaper than the leader product.
of this process.
Besides basic categories such as milk, sugar, oil and detergents, Carrefour products
are also available in packed delicatessen,
ice-cream and cosmetic categories.
Private Label in Turkey
Private Label products largely dominates on fundamental categories and price
oriented competition in Turkey. The price
positioning of retailer brands in hypermarkets in Turkey is arranged to put cheapest
products on the shelves.
On the other hand, about 500 products are
within the category of cheapest products
and delivered to marketing under umbrella
brand “Number 1”. These products having
a standard quality are positioned in a way
to be cheapest of Carrefour shelves and of
the market. The cheaper products corresponds to the products called as “No nameGeneric Goods” in abroad.
The sales of private label products which
increased in 2001 due to shift of consumers with lower purchasing power to the
private label products under economic
crisis conditions continued to increase in
2002; however, the sales has begun to
decrease beginning from end of 2003. The
respective decrease has also continued in
2004 and 2005.
Carrefour branded products are prepared
for marketing by a team that knows the
customer requirements and the market
and that develops the products through blending
respective information with Carrefour values.
Carrefour
branded
products
are the
fruits of
long and
diligent work
from decision of product
development to
placing it to the market.
Procurement process, product
development, package development and
shelving preparations comprise the stages
Positioning private
label products as
the cheapest
on the shelves has resulted with
assumption of low
quality.
However,
we observe
that private
label product
consumption is
high in fundamental
categories such as toilet paper or sugar and pulses whose usage do
not have any risk.
52
Orientation of Carrefour on quality based
competition:
The Private Label products has appeared
on discount stores and increased their
market share following “cheaper price”
policy. As we have already mentioned
positioning the prices of the private label
products as the cheapest has placed such
products into economic segment.
Carrefour products are marketed with best
quality- price balance. Carrefour products compete with their quality all over the
world.
The contents of the product and of the
packages never include any polemical raw
material and the products are produced
and stored prioritizing the health of the
consumer and safety of the food.
Carrefour branded products are healthy,
safe and delicious products with their nourishing qualities. The products in detergent
group also meets the expectations of the
consumers.
price difference and the demand which already shifted to private label products has
again directed towards domestic brands.
We see that the private label has 17 %
market share in the world (as per 2005
data of AC Nielsen). Again, the survey
conducted throughout the world indicates
that 68 % of the consumers regard private
label products as a good alternative for
store branded products.
Carrefour branded products are inspected and audited by authorized people
of Carrefour and an accredited laboratory from supplement of raw materials to
shelving the products on the stores. The
products are also regularly inspected via
periodic analyses after shelving them on
the stores. All our products have license
for manufacturing.
According 2005 report of AC Nielsen, the
Store Brands have achieved a growth of
14 % in first half of 2005 in Turkey and increased its share to 1 % in rapid consumption trade.
Impact of private label products on leader
brands:
Carrefour branded products were awarded
with package designing awards in 2004
and 2005 thanks to their package designs.
The Company has package designs which
may be called innovative for some categories.
Future of Private Label in Turkey:
The private label products have an open
horizon for development. However, the
discounts of domestic brand manufacturers in recent 2 years have decreased the
The future of private label products also
depends on preference of stores as selling
points. That is because the store brands
have also a corporal identity.
As it is same in retailers in Europe and
America, the private label products may
be successful if they are managed in a
professional manner. However, this is a
process and private label products in Turkey are in early stages of this process.
53
KIYMETLİ
EVRAK
HUKUKU
GENEL BİLGİ
Kapsam :
Ödeme ve tedavül kolaylığı ve güvenlik
ihtiyacından doğmuş olan bir meblağ üzerindeki hakları temsil eden “para senetleri”
(poliçe, bono, çek “Kambiyo Senetleri”) tahviller, finansman bonoları, banka bonoları,
varlığa dayalı menkul kıymetler, hisse
senetleri, emtia senetleri (makbuz senedi,
varant, nakliye senedi, konişmento) genel
olarak Kıymetli Evrak kavramına dahildir.
Yabancı Dillerde Kıymetli Evrak: Almanca
(Wertpapiere) İngilizce (Negotiable Instruments)
Tanım:
“Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunlarda var olan hak senetten ayrı olarak ileri
sürülemediği gibi, başkalarına da devredilemez” Senet borçlusu, hamiline ve emre
yazılı senetlerde sadece ibraz edilen senedi
incelemekle yetinir. Emre yazılı senetlerde,
Av. Ahmet Naim TAYLAN
borçlu hamilin kendisine ciro yapılan kişi
olup olmadığını tesbit etmek için kimlik ister, hamiline senetlerde ise kimlik de talep
edemez. Borçlu, bu şekilde teşhis ettiği
alacaklıya ifada bulunarak borcundan kurtulur.
Kıymetli Evrakın Unsurları:
1. Senet (Maddi unsur)
2. Bir alacağa ilişkin ekonomik değer taşıyan
bir hak (Gayrımaddi unsur)
3. Hakkın senede yerleşmesi 1. ve 2. unsurun birleşmesi
Kambiyo senetlerinin en önemli özelliklerinden biri devir yani tedavül kabiliyeti olan bir
hakkı ihtiva etmesidir. Ör: Şahsa bağlı haklar bir senede bağlı olarak devredilemez.
Bir kıymetli evrakla ilgili bir talepte bulunabilmek için o kıymetli evraka zilyed olmak elde bulundurmak gerekir. Kıymetli
evrak, senedin niteliğine göre alacaklı
olduğu anlaşılan şahıs tarafından borçluya
ibraz edilmemişse, borçlu ifayı / ödemeyi
reddetmeye mecburdur. Yani senet ibraz
edilmezse ifa da yoktur. Aksi takdirde, senet
ibraz edilmeden ifada bulunan borçlu, senedin ibrazında bir kez daha ifada bulunmak
zorunda kalır ve ancak 2. defa ödediği
meblağı sebepsiz zenginleşme davasıyla
geri alabilir.
Kural olarak kıymetli evrakta yer alan borç vadesinde ödenmesi gerekir. Vadesinden önce
ödeme yapılmışsa bundan doğan riskler vadeden önce ödeyen borçluya aittir. Ör: Vadeden önce ödenen senedin alacaklısı vade
tarihinde iflas etmişse iflas masası vadede
ödemek özenini göstermeyen borçluyu ağır
kusuru sebebiyle sorumlu tutabilir.
Ağır kusur ve hile halinde, meşru hamile
ödeme yapılsa dahi ödeyen bundan
doğacak zararlardan sorumludur. Ör: Gazetelerde ünlü bir iş adamının evrak çantasının
kaybolduğu haberleri yer almışsa, herkesçe
bilinen bir hale gelen bu durumda ödeyenin
ağır kusuru olduğu varsayılır.
Kambiyo senetleri bakımından; senette
emre, nama, hamiline ibaresi yer almıyorsa
senet “emre” dir.
Kıymetli Evrakta Sorumluluk İlkesi:
Bu ilkeye göre kıymetli evraktan doğan hak,
kıymetli evrakın verilmesine sebep hukuki ilişkiden bağımsızdır/soyuttur. Kıymetli
evrakın verilmesiyle, temel hukuki ilişkiden
ayrı olarak ayrıca bir de kıymetli evrak ilişkisi
kurulmuş olur ve temel hukuki ilişkiyle ilgili
itiraz ve defiler kıymetli evrak ilişkisinde ileri
sürülemez.
55
Marka hukuku
Kıymetli evrak özellikle şekil şartlarına tabidir. Ve bu şekil şartları genellikle geçerlilik
şartlarını oluştururlar. Ör: Çek metninde
”çek” kelimesi geçmiyorsa o evrakın kambiyo senedi yani çek vasfı yoktur.
hükümlerine göre devredilirler ve senedi
devralana karşı ondan önceki hak sahibinin
şahsına karşı ileri sürülebilen defiler yeni
hak sahibine de borçlu tarafından ileri sürülebilir.
Kıymetli evrak tipleri mevzuatla belirlenir.
Bu sebeple, tarafların kendi iradeleriyle yeni
bir kıymetli evrak tipi yaratmaları mümkün
değildir.
Nama yazılı senedin meşru hamili olduğunu
ispat için alacaklının temlik beyanını,
birleşmeye ilişkin sicil kaydını veya veraset
ilamını ibraz etmesi gerekir.
A. Nama Yazılı Senetler:
Nama yazılı senetler lehdarın (alacaklının)
adını içermek zorundadırlar ve “Belli bir
şahıs namına yazılı olup da, onun emrine
kaydını ihtiva etmeyen ve kanunen de emre
yazılı senetlerden sayılmayan kıymetli evrak
nama yazılı senet sayılır.” Fakat kambiyo
senetleri kanunen emre yazılı senetlerdir ve
bu sebeple bu senetler bir şahsın namına
yazılı olup da “emre” kaydını ihtiva etmeseler de kanunen emre sayılırlar.
Kural olarak tüm kıymetli evrak nama
yazılabilir. Fakat bu tür evrakta “emre yazılı
değildir” ya da “nama yazılıdır” şeklinde bir
ibarenin bulunması gereklidir.
Nama Yazılı Senetlerin Devri :
Nama yazılı senetlerin devri için zilyetliğin
devri teslim yanında ayrıca bir devir beyanına
yani “temlikname” ye ihtiyaç vardır. Bu beyan senedin üzerine yazılabileceği gibi ayrı
bir kağıt üzerine de yazılabilir. Devir işlemleri
de bu şekilde temlik silsilesi şeklinde yapılır.
Nama yazılı senedi devreden kişinin alacağa
temlik etmeye yetkisi yoksa, nama yazılı
senet devralana geçmez. Yetkili hamil veya
halefi, senedi bir temsilci aracılığı ile de ibraz
edebilir.
Bu senetleri nama yazabilmek için emre
olmadıklarını açıkça belirtmek gerekir.
Nama yazılı senetlerde senet alacaklısı
sadece senedi borçluya ibraz etmekle yetinemez, ayrıca hamilin yada adı senette
yazılı kişinin yada onun halefi olduğunu
ispatlaması gerekir. Bu halefiyet alacağın
temliki, ticaret şirketlerinin birleşmesi veya
miras ile gerçekleşir. Bu hususlar senette
görülmediği için, meşru hamilin bu hususları
senet borçlusuna ispat etmesi gerekir.
B. Emre Yazılı Senetler:
Senette “emre” , “emrine”, “emri havalesine”
gibi “emre” yi ifade eden bir ibare varsa
senet emre yazılmıştır. Daha önce de ifade
ettiğimiz gibi kambiyo senetleri kanunen
emre yazılı senetlerdir. Emre yazılı senet tedavül gayesiyle çıkarılmış senettir.
Ciro zinciri senette yer aldığı için, emre
Nama yazılı senetler tedavül kabiliyeti en
az olan senetlerdir. Çünkü alacağın temliki
56
yazılı senetler sadece senede bakılması
suretiyle meşru hamili teşhis ettirir. Düzgün
ciro, senet kendisine ciro edilen kimsenin bir
sonraki ciroyu yapan kişi olması demektir.
Hamilden kanuni hak sahibi olduğunu ispat
için başkaca bir delil istenmez. Ancak ödemeyi yapacak olan kişinin, meşru hamilden
kimlik sorması gerektiği de doktrinde kabul
edilmektedir.
Borçludan hamilin alacaklı olduğunu
araştırması, delil istemesi ve inceleme
yapması istenemez. Borçlu sadece ciro zincirinin düzgün olup olmadığını tetkik eder.
Emre Yazılı Senet Borçlusunun Defileri :
1. Geçersizlik Def’ileri : (Senedin
hükümsüzlüğüne ilişkin defiler)
a) İradeye ilişkin geçersizlik def’ileri:
İradenin sahibini bağlamadığı, ehliyetsizin,
imzası taklit edilenin, yetki verilmemiş temsilcinin senet düzenlediğine, senet metninde
değişiklik yapıldığına ilişkin def’iler (Örn:
Taklit imza) Doktrin ve Yargıtay uygulaması,
bu def’ilerin herkese karşı ileri sürülebileceği
yönündedir.
b) Kambiyo sözleşmesinin mevcut
olmadığı def’ ileri: Örn:
Hamiline çekin çalınması hali
c)Sözleşmenin
akdinde
irade
bozukluğuyla ilgili def’ iler:
(Örn: Senet tehdit altında imzalanmışsa hata
ya da hile durumu söz konusuysa; örneğin
alkol veya hap etkisi altında imzalanan
senet. Senedi düzenleyen, senedi düzenlemeden önce kendi iradesiyle alkol almışsa,
bu duruma ilişkin def’ini iyi niyetli 3. kişilere
karşı (senedi düzenleyenin senedin düzenlenmesi anında alkollü olduğunu bilmeyen,
bilebilecek durumda olmayan kişiler iyi niyetli sayılırlar) öne süremez.
Devir (Ciro):
Emre yazılı senetlerin devri ciro + zilyetliğin
devri ile olur. Ciro yazılı bir beyandır, senedin
arkasına veya allonj üzerine yazılabilir. Temlik beyanı gibi ayrı bir kağıda yazılamaz.
“A..... ya ödeyiniz. B. imza” tam ciro veya
kime ödeneceği bildirilmemiş veya sadece
imza atılmışsa beyaz cirodur. Senedi ciro
edenler kendilerinden sonra senedi iktisap
edenlere karşı sorumlu durumdadırlar.
Def’i: Bir talebe karşı herhangi bir hususun
itirazen ileri sürülmesidir. Kıymetli evrakta
“def’i” kavramı, gerek teknik anlamda borcu
ifadan kaçınma hakkı olarak “def’i”yi, gerek
de hakkın mevcut olmamasından kaynaklanan itirazı kapsar. Ayrıca “def’i” terimi,
keşideci, lehtar, ciranta, avalist, kabul eden
muhatap gibi senet borçlularının ileri sürebilecekleri savunmaları da kapsar.İleri sürülen bir “def’i” Medeni Kanun Madde: 2’deki
dürüstlük kuralına aykırı olmamalıdır.
Gelecek sayıda devam edecek...
57
Marka hukuku
THE LAW OF
NEGOTIABLE
INSTRUMENTS
order, the debtor requests identity card to
understand that the holder is the endorsee.
If there is an instrument payable to holder,
the debtor may not requests identity card.
The debtor exclude for liability by executing
his debt on a such determination.
The Elements of Negotiable Instruments
GENERAL EXPLANATION
Scope:
Money Istruments (“Commercial Papers”,
bill of exchange, promissary note, cheque)
that includes (represents) rights on a loan
(payment) rised from payment and negotiating (circulation) availabilities and need of
security, debentures, financing bonds, bank
bonds, stocks based on assets, shares and
merchandise deeds (warehouse receipts,
pledge deeds, waybills, bills of lading) are
generally deemed in the scope of negotiable instruments.
1). Deed (Physical Element)
2). Right for a credit that has an economic
value (Non-physical element)
3). Penetrating the right in deed, combination of 1. and 2. elements.
Including a right that gives availability for
assignment / negotiation is one of the most
characteristic specialities. For instance,
rights depend on personality can not be assigned by a deed.
Negotiable Instruments in Foreign Languages:
Wertpapiere (German)
Description:
The possession and holding the deed is
required to demand payment on submitting a negotiable instruments. The debtor
is obliged to avoid payment if the negotiable instrument is submitted someone other
than the debtee determined by the deed.
Unless the negotiable instrument is submitted, the payment can not be done.
Negotiable instruments are the deeds
that the right lies on them neither can be
claimed nor can be assigned irrespective
of the deed itshelf.
The debtor of the deed examine only the
deed submitted where there is an instrument payable to holder or payable to order.
Where there is an instrument payable to
Otherwise the debtor shall be obliged to
pay on submit of the deed and could take
58
the money back that he firstly paid by a
lawsuit for unjust enrichment.
As a general rule, the debt written on the
negotiable instrument (deed) has to be paid
on the maturity. In case of a payment earlier than the maturity, the risks sahll remain
on the side of the debtor.
According to this principle, the right rised
from the negotiable instrument is inconnected with the obligation that causes to
drawing the negotiable instrument. By
drawing the negotiable instrument, a new
obligation inconnected with the main obligation is concluded.
For instance, the debtor may be deemed
liable if he pays to debtee (creditor) who is
on bankruptcy on maturity earlier that the
maturity by the bankruptcy board.
The objections and exceptions related to
the main obligation can not be claimed
in the new obligation (the obligation rised
from negotiable instrument).
In case of gross fault and fraud, the debtor may be liable for the damages rised for
payment to lawful holder.
There are formalities in negotiable instruments. These formalities also constitute the
validity conditions. For example, unless the
term of “cheque” is included in deed, such
deed shall not be deemed as a cheque.
For instance, if the debtor pays the debt to
the lawful holder despite the news for the
theft of the suitcase of a businessman in
the papers, he may be liable on the ground
that there is a commonly known incident.
The types of negotiable instruments are
arranged by laws. So th parties may not
arrange new types of negotiable instruments.
For the commercial papers, if the clauses
for “payment to order”, “payment to bearer”
or “payment to ….. (the name of the debtee)” inexist, the commercial paper shall be
deemed for payment to order.
A. Personal Deeds
Personal deeds are to include the name of
the debtee. The deeds that are payable to
the name of a debtee and the deeds which
do not include payment to bearer clause an
are not deemed legally payable to bearer
ar deemed as personal deeds. Commercial
papers are legally deeds payable to order.
The Liability Principle in Negotiable Instruments
{The Abstractness Principle in Negotiable
Instruments}
For this reson, in case of commercial paper
59
Marka hukuku
is arranged as payable to the name of the
debtee, unless there is a statement such
as “payable to ….. {the name of the Debtee}” or “not payable to order”, it shall be
deemed as payable to order.
The whole types of commercial papers may
be arranged as personal deeds.
There has to be a statement like “not payable to order” or “payable to …. {the name
of the Debtee}”.
To draw a commercial paper as payable to
the Debtee, it has to be stated in deed explicitly.
The Assignment of Personal Deeds
There has to be transfer of possession of
deed and a written statement for assignment or a deed of Assignment.
The holder of a personal deed also has to
prove that he is the debtee of the deed or
the successor of the debtee by submitting
the deed.
This statement may be written on deed
or any other document. The latter assignments are made by such assingment procedure.
In case of being successor, such subrogation may be appears by an assignment of
claim, merger of corporate undertakings or
inheritence. While these incidents ar not
appears on the deed, the lawful holder has
to prove the facts of them.
Unless the transferer of a personal deed
has right to transfer it, the right penetrated
on deed can not be transfered to the assignee.
Personal deeds has the less availability
of negotiation. The reasons of this are the
exceptions and objections that could claim
against former holder may also be claimed
against new holder on the ground that the
assignment of the personal deed is subjected to the subjected to the provisions of
Assignment of Claims.
The lawful holder or successor of him may
submit the deed by a representative.
The holder has to show the (written) statement of Assignment of Claims or the registration documents of corporate undertakings or the inheritence deed to prove that
he is the lawful holder.
60
Gündem /Nabız
Gündem / Nabız
Gündem /Nabız
HP’nin İş Ortakları Memnuniyet
Anketi Sonuçlandı
İstanbul, 29 Kasım 2005 – İş ortaklarının
HP ile ilişkilerini değerlendirmek amacıyla
tüm dünyada yapılan anket sonuçlandı.
HP Türkiye, ürün kalitesi ve İş Ortakları
Web portali alanlarında 21 ülkeyi geride
bırakarak birinci sırada yer aldı.
bırakarak birinci oldu. HP Türkiye aynı
zamanda, sadakat, iş ortaklarına yönelik
geliştirilen stratejiler ve HP’yi diğer iş ortağı
adaylarına önerme konularında da en üst
sıraya yerleşti.
TPE anketi, iş ortaklarının HP ile olan ilişkileri
hakkındaki genel düşüncelerini takip etmek
ve ölçmek amacıyla düzenleniyor. Anketle
elde edilen sonuçlara göre HP, stratejilerine yön veriyor ve iş ortakları programlarını
farklı
alanlarda
geliştirmeye
odaklanıyor.
İş ortağı memnuniyetini ölçmek üzere global HP tarafından Eylül ayında yapılan TPE
(Total Partner Experience – Toplam İş Ortağı
Tecrübesi) anketi sonuçlandı. HP Türkiye,
ürün kalitesi ve
İş Ortakları Web
portali alanlarında
21 ülkeyi geride
bırakarak
birinci
sırada yer aldı.
HP’nin İş Ortakları
Memnuniyet Anketi Sonuçlandı
İstanbul,
29
Kasım
2005
– İş ortaklarının
HP ile ilişkilerini
değerlendirmek
amacıyla
tüm
dünyada yapılan
anket sonuçlandı.
HP Türkiye, ürün
kalitesi ve İş
Ortakları Web portali alanlarında 21 ülkeyi
geride bırakarak birinci sırada yer aldı.
TPE
anketine,
Türkiye’deki 256
iş ortağından 122
tanesi katıldı. Orta
ve Doğu Avrupa,
Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki
iş ortaklarının ortalama
sadakat
oranı %30 iken,
Türkiye’de ise %38’lik bir oran yakalanmış
bulunuyor.
Ankete katılan iş ortaklarına HP’den genel
anlamda memnun olup olmadıkları, HP’yi
diğer firmalara tavsiye edip etmeyecekleri
ve önümüzdeki 6 ay içinde HP’den
alacakları ürün ve hizmetlerde değişiklik
olup olmayacağı gibi sorular soruldu.
“Sadık” olarak nitelendirilen iş ortakları,
HP’yi diğer firmalara tavsiye edeceklerini,
iş ortakları programlarının kârlarına etkisi
olduğunu ve PartnerOne stratejisinin olumlu sonuçlarını aldıklarını belirttiler.
İş ortağı memnuniyetini ölçmek üzere
global HP tarafından Eylül ayında yapılan
TPE (Total Partner Experience – Toplam
İş Ortağı Tecrübesi) anketi sonuçlandı.
HP Türkiye, ürün kalitesi ve İş Ortakları
Web portali alanlarında 21 ülkeyi geride
bırakarak birinci sırada yer aldı.
TPE anketine, Türkiye’deki 256 iş
ortağından 122 tanesi katıldı. Orta ve Doğu
Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki iş ortaklarının ortalama sadakat oranı
%30 iken, Türkiye’de ise %38’lik bir oran
yakalanmış bulunuyor.
HP Türkiye, ürün kalitesi ve İş Ortakları
Web portali alanlarında iş ortaklarının
değerlendirmesine göre, Fransa, İngiltere,
Almanya ve İsviçre gibi ülkeleri geride
Ankete katılan iş ortaklarına HP’den genel
64
anlamda memnun olup olmadıkları, HP’yi
diğer firmalara tavsiye edip etmeyecekleri
ve önümüzdeki 6 ay içinde HP’den
alacakları ürün ve hizmetlerde değişiklik
olup olmayacağı gibi sorular soruldu.
“Sadık” olarak nitelendirilen iş ortakları,
HP’yi diğer firmalara tavsiye edeceklerini,
iş ortakları programlarının kârlarına etkisi
olduğunu ve PartnerOne stratejisinin olumlu sonuçlarını aldıklarını belirttiler.
HP Türkiye, ürün kalitesi ve İş Ortakları
Web portali alanlarında iş ortaklarının
değerlendirmesine göre, Fransa, İngiltere,
Almanya ve İsviçre gibi ülkeleri geride
bırakarak birinci oldu. HP Türkiye aynı
zamanda, sadakat, iş ortaklarına yönelik
geliştirilen stratejiler ve HP’yi diğer iş ortağı
adaylarına önerme konularında da en üst
sıraya yerleşti.
leaving 21 countries behind in the product
quality and business partner web portal
fields.
122 of total 256 business partners of HP in
Turkey participated in the TPE poll. Average faith of the business partners is 30%
for those located in the Central Europe,
East Europe, Middle East and Africa, but
38% for those situated in Turkey.
TPE anketi, iş ortaklarının HP ile olan
ilişkileri hakkındaki genel düşüncelerini
takip etmek ve ölçmek amacıyla düzenleniyor. Anketle elde edilen sonuçlara göre
HP, stratejilerine yön veriyor ve iş ortakları
programlarını farklı alanlarda geliştirmeye
odaklanıyor.
The poll asked business partners if they
are happy with HP in general, if they would
recommend HP to other businesses, and
if they plan to make any changes to the
products and services they will buy from
HP in next six months. Business partners
who answered that they would recommend
HP to other businesses, that their business
partner programs had a positive impact on
their profitability and that the PartnerOne
strategy yielded positive results were classified as faithful.
Results of the
HP partners
satisfaction
poll
Said business partners rated HP Turkey
first, leaving France, U.K., Germany, and
Switzerland behind in the product quality
and business partner web portal fields. HP
Turkey also enjoyed the number one spot
in the fields of customer faith, strategies
developed for business partners, and recommendation of HP to other potential business partners.
İstanbul, November 29, 2005 - A poll was
conducted to survey HP’s relationships with
its business partners in the worldwide. The
results indicate that HP Turkey rates the
first by passing 21 countries in the product quality and business partner web portal
fields.
The TPE poll is designed for monitoring
and measuring general opinions of the
business partners about their relations with
HP. The poll results indicate that HP direct
their strategies and focuses on improving
the programs for business partners in different fields.
Conducted by global HP in September to
survey satisfaction levels of its business
partners, the Total Partner Experience poll
proves that HP Turkey rates the first by
65
Gündem /Nabız
BEA, Yenilenen Kurum Kimliği ile 2006’ya
İddialı Giriyor
Bir süredir servis odaklı mimari ve
entegrasyon bakış açısıyla hizmet
sunan BEA, bunu anlatan “Likit
Düşün” anlamına gelen “Think Liquid” sloganına uygun kurum kimliği
belirledi.
tegrasyon duygularını uyandıran yeni logo,
“Think Liquid” sloganı ile eşzamanlı olarak
kullanılmaya başlandı.
Konuyla ilgili olarak bir değerlendirme yapan BEA eSolutions Genel Müdürü Bülent
Uygur şunları söyledi: “Zaman değişiyor,
müşterilerimizin ihtiyaçları, istekleri ve bunlara cevap verme yöntemleri de değişiyor.
Geçmiş yılların çözümleri ve anlayışıyla
bugünün gereksinimleri karşılanmıyor.
BEA’in bu gerçeği önceden görerek temelini birkaç yıl önce attığı servis odaklı mimari
ve entegrasyon kavrami geçen yıllar içinde
olgunlaştırılarak müşterilerinin kurumsal eiş ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak
yetkinliğe ulaştırıldı.
BEA Systems, 2006’ya yepyeni bir slogan ve ona uygun bir kurum kimliği ile
iddialı giriyor. “Likit Düşün” (“Think Liquid”) olarak belirlenen yeni slogan, özet
olarak şirketlerin ellerindeki atıl varlıkların
likit aktiflere dönüştürülmesini ifade ediyor.
BEA, şirketlerin kendi içlerinde ve farklı
şirketlerin birbirleri arasında sadece bilgiyi değil, kurumsal süreç ve servisleri de
serbest şekilde “akıtacak” kurumsal e-iş
altyapı platformlarını üretiyor.
Böylelikle BT’nin, kurumsal silolar ve dikey
şekilde entegre olmuş yazılım yığınlarından,
yatay olarak entegre edilen “Servis Ağları”na
dayalı yeni bir düzene taşınması, başka bir
deyişle kişisel ve kurumsal BT servislerinin
ve “iş”in daha hızlı sunulması neticesinde
kurumsal verimliliğin artırılması mümkün
oluyor.
BEA kendisine, bir süredir odaklandığı ve
liderliği elinde tuttuğu servis odaklı mimariler
ve entegrasyon konularına da uygun düşen
yeni bir kurum kimliği belirledi. Yeni kimliği
simgeleyen logo, beyaz zemin üzerinde 4
ayrı renkten oluşan bir sıvının hareketinden
meydana geliyor. Esneklik, hareket ve en-
Yeni kurum kimliğiyle bu yetkinliği vurgulayan BEA Systems, böylece müşteri taleplerine daha hızlı cevap verirken rakiplerinden
farklılaşmak adına da çok önemli bir adım
atmış oldu.”
66
BEA enters
2006
with its revised
brand identity
Working from a service-oriented
architecture and integration perspective, BEA launched a new
brand identity matching its tagline
“Think Liquid” which was developed to describe the perspective
in question.
integrations for which it is a leader.
The logo of the new brand identity is a liquid of four colors moving on a white background.
Reflecting flexibility, movement and integration, this new logo was launched at the
same time as the “Think Liquid” tagline.
BEA Systems enters 2006 with a new tagline and a brand identity matching it. The
new tagline, “Think Liquid”, summarizes a
process applied by businesses to turn their
frozen assets into liquid assets.
Bülent Uygur, Managing Director of BEA
eSolutions: “Times are changing, so that
requirements and desires of our customers
and methods to meet them change too.
Solutions and concepts developed in the
past are unable to meet today’s requirements.
BEA develops corporate e-business infrastructure platforms that enable the ‘flow’ of
not only information but also processes and
services within and across businesses.
Having noticed this fact, BEA developed
the concept of service-oriented architecture and integration a few years ago, and
improved it to the level meeting corporate
e-business requirements of the customers
in the best way.
Thus IT can be moved beyond the business silos and vertically integrated software stacks to a new world order based on
horizontally integrated “Service Networks”
which help to deliver personal and professional IT services and business to improve
enterprise productivity.
BEA Systems uses its new brand identity
to emphasize this ability, so that it is able
to respond to customers’ demands quicker,
and to distinguish from its competitors.”
BEA launched a new brand identity matching the service-oriented architectures and
67
Gündem /Nabız
Index, Bilişim Sektörünü Ali
Taran ve Prof. Dr. Acar Baltaş
ile Buluşturdu…
Index Grup, 29 Kasım Salı günü
düzenlediği Bilişim Liderleri “Lider
SİZsiniz” toplantısında, ünlü reklamcı
Ali Taran ve Türk A Milli Futbol Takımı
Psikolojik Danışmanı Prof. Dr. Acar
Baltaş’ı Türk bilişim sektörüyle bir
araya getirdi. Toplantıda Index Grup
Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik
ve Grup bünyesindeki firmaların
Genel Müdürleri de birer konuşma
yaptı.
“Bilişim Liderleri - Lider SİZsiniz” toplantısı,
Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erol
Bilecik’in açılış konuşmasıyla başladı.
Bilecik, bilişim sektörü temsilcilerini böyle
bir etkinlikte bir araya getirmekten mutluluk
duyduklarını belirtti ve ardından sektörün
durumu ile ilgili genel değerlendirmelerini
ve geleceğe ilişkin beklentilerini sundu.
Erol Bilecik konuşmasında, “Bu yıl hem
sektörümüz hem de ülkemiz açısından
birçok olumlu gelişmeye tanık olduk. Bu
yıl sonunda, 1,6 milyonun üzerinde kişisel
bilgisayar satışı gerçekleştiren bir ülke
olacağız. %20-25 civarında bir büyümeyle,
birçok sektörün hayal bile edemediği bir
çizgi yakaladık,” dedi.
Türkiye’nin lider bilişim teknolojileri
şirketleri grubu Index Grup, 29 Kasım Salı
günü saat 16.00-21.00 arasında, Ceylan
InterContinental Hotel Balo Salonu’nda
düzenlediği “Bilişim Liderleri - Lider SİZsiniz”
toplantısında, Türk bilişim sektörünün önde
gelen firmalarını ve yöneticilerini bir araya
getirdi. Sektörün ünlü isimlerinin buluştuğu
toplantıya, Ali Taran Creative Workshop Ajans Başkanı Ali Taran ve Türk A Milli Futbol
Takımı Psikolojik Danışmanı Prof. Dr. Acar
Baltaş, konuk konuşmacı olarak katıldı.
Daha sonra Ali Taran ve Prof. Dr. Acar
Baltaş, konuk konuşmacılar olarak söz
aldılar. Liderlik, yöneticilik, yenilik, yaratıcılık
gibi temaların ele alındığı konuşmaların
ardından bir kokteyl verildi.
68
Index introduces
Informatics Sector to Ali Taran
and Professor
Acar Baltaş...
Index Group organized a meeting
entitled “Informatics Leaders - That’s
YOU” to introduce Mr. Ali Taran, a famous advertising professional, and
Professor Acar Baltaş, psychological
advisor to the Turkish National Soccer Team A, to representatives of the
Turkish informatics sector. Mr. Erol
Bilecik, Chairman of the Board of
with Index Group, and managing directors of the companies comprising
said group delivered speeches during the meeting.
That’s YOU” was started with a speech delivered by Mr. Erol Bilecik, Chairman of the
Board with Index Group.
Mr. Bilecik said that it was an honor for his
group to organize this meeting with representatives of the local informatics sector,
and explained his general opinions about
the sector and his expectations for the future, emphasizing “This year saw many
positive developments for both our sector
and this country.
The meeting in question was held at the
ballroom of Ceylan InterContinental Hotel
in Istanbul on November 29, Tuesday, from
04:00 to 09:00 p.m. with representatives of
the leading companies of the Turkish informatics sector.
Our sector will have sold over 1.6 million
units of personal computers until the end of
this year, corresponding to a growth by 20
to 25% and a success which can only be
dreamed by many other sectors.”
As mentioned above, Mr. Ali Taran, president of Creative Workshop Advertising
Agency and Professor Acar Baltaş, psychological advisor to the Turkish National
Soccer Team A, attended as guest speakers.
Thereafter Mr. Ali Taran and Professor Acar
Baltaş delivered their speeches. Representatives of the informatics sector talked
about leadership, management, innovativeness and creativity. The meeting was
closed with a cocktail party.
The meeting entitled “Informatics Leaders 69
Gündem /Nabız
Radisson SAS
Bosphorus Hotel açılıştan önce
basını ağırladı...
Radisson SAS Bosphorus Hotel preopening press conference...
Avrupa’nın önde gelen otel yönetimi
şirketlerinden Rezidor SAS Hospitality şemsiyesi altındaki markalardan biri
olan Radisson SAS Hotels & Resorts’un,
Türkiye’deki üçüncü oteli Radisson SAS
Bosphorus Hotel, 1 Aralık 2005 günü
kapılarını açıyor... Hotel kapılarını açmadan
önce düzenlenen basın toplantısıyla basın
mensuplarına tanıtıldı.
Radisson SAS Hotels & Resorts is one of
the brands under the Rezidor SAS Hospitality umbrella which is one of the leading
European hotel management companies,
and has unveiled Radisson SAS Bosphorus Hotel, its third hotel in Turkey, on December 1, 2005… Before the unveiling
ceremony, a press conference was held to
introduce the hotel to the Press.
Basın toplantısında konuşma yapan Radisson SAS Bosphorus Hotel Genel Müdürü
Philippe Pellaud,“İstanbul ve Ankara’dan
sonra, Türkiye’deki üçüncü ve İstanbul’daki
ikinci otelimiz olan Radisson SAS Bosphorus Hotel’i açmaktan
büyük onur ve mutluluk
duyuyoruz. Yeni otelimiz;
muhteşem Boğaz mevkii, çok özel dizaynı ve
Radisson SAS’ a özel tüm
servis konseptlerimizle
her zaman yüzde 100
“Misafir Memnuniyeti”ni
hedefleyerek yerli ve
yabancı misafirlerimize;
“fresh,host & easy” yani;
“taze, misafirperver ve anlaşılması kolay”
ve bir o kadar da keyifli hizmet verecektir. Özellikle İstanbul’un, giderek daha fazla kabul gören ve talep edilen, popüler ve
seçkin bir dünya kenti halini alması, tüm
diğer uluslararası gruplar gibi bizim de,
önümüzdeki dönemlerde bu pazara daha
yoğun bakmamıza ve yeni projeleri hayata
geçirmemize ivme teşkil edecektir...” dedi.
Mr. Philippe Pellaud, Managing Director of
Radisson SAS Bosphorus Hotel, said during the press conference: “It is an honor
and happiness for us to unveil Radisson
SAS Bosphorus Hotel, our third hotel after
the ones in Istanbul and
Ankara, and our second
hotel in Istanbul. This
new hotel will focus on
providing 100% guest
satisfaction and providing its local and foreign
customers with ‘fresh,
host & easy’ services
thanks to its magnificent
view of the Bosphorus,
very special architectural design and all unique service concepts
of Radisson SAS. Istanbul is in the process
of turning into a well-recognized, demanded, popular and distinguished world city,
and this process will surely be impetus for
both us and all other international groups
to focus on it more intensely and to realize
new projects”.
Metex tarafından yapılan modern mimarisini, sıcak konukseverliğiyle harmanlayan
Radisson SAS Bosphorus Hotel, kongre
vadisine, alışveriş ve iş merkezlerine yakın
konumuyla İstanbul için yeni ve farklı bir
otel seçeneği olmaya aday.
Blending its modern architectural design by
Metex with warm hospitality, Radisson SAS
Bosphorus Hotel is on its way to become
a new and different hotel choice for Istanbul thanks to its proximity to the congress
valley, shopping centers and business centers.
70

Benzer belgeler