aşı takvimi

Transkript

aşı takvimi
AŞILAMA ve TÜRKİYE’DE UYGULANAN AŞI TAKVİMİ
Bahadır ATAMAN ve Prof. Dr. Figen Erkoç
Gazi Eğitim Fakültesi, Kasım 2007
Aşılama hakkında genel bilgi:
http://www.saglik.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAC8287D72AD903BECFD5012
EF3779276
T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından 03 Aralık 2007 tarihinde web üzerinden erimde olan rutin aşı
takvimi aşağıda verilmiştir.
http://www.saglik.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF74C083B
F80024D2A
Çocukların aşılanmasında kullanılan aşı takvimi
AŞILAR
Hepatit B
Doğumda
2.ayın 3.ayın 4.ayın 9.ayın
(İlk 72 saat içinde) sonu sonu sonu sonu
I
II
16-24
aylar
III
BCG
I
DBT
I
II
III
Rapel
Polio
I
II
III
Rapel
Kızamık
1.sınıf 8.sınıf
Rapel
I
Rapel
Rapel
Td
Td: Erişkin Tip Difteri-Tetanoz; BCG: Tüberküloz, Verem; DBT: Difteri-Boğmaca-Tatanoz; OPV: Çocuk
Felci; R: Rapel Dozu
BCG AŞISI
ZEYNEP HALICI (040559014-BİYOLOJİ ÖĞRETMENLİĞİ) ve Prof. Dr. Figen Erkoç
Gazi Eğitim Fakültesi, Kasım 2007
BCG Aşısının Keşfi
İlk kez 1908 yılında Fransa’nın Lille şehrindeki Pasteur Enstitüsünde Calmette ve Guerin adlı iki Fransız
bilim adamı bacille- Calmette and Guérin (BCG) adını verdikleri aşıyı Mycobacterium bovis ile infekte
mastitli bir sığırdan gliserinli sığır eti, safra sıvısı ve patatesten oluşturmuş oldukları bir besi yerinde
kültüre etmeyi başarmışlardır. Daha sonraki 13 yıl süre zarfında üç haftalık periyotlarla toplam 230 seri
pasaj yapılarak zayıflatılan bu bakteri insanlarda tüberküloza (TB) karşı aşı olarak ilk kez 1921 yılında
kullanılmaya başlanmıştır. BCG o tarihten günümüze yaklaşık üç milyardan fazla insanda, adenit ve
osteit gibi nadir görülen yan etkilerine rağmen, intradermal gibi kolay bir yolla uygulanabilen son derece
güvenli, çok ucuz bir aşı olmuştur.
Virülansı düşük, canlı bir aşıdır. BCG aşısı bu suştan geliştirilmiştir. İnsanda ilk uygulama tarihi olan
1921’den beri zaman zaman karalanmış, zaman zaman da “itibarı iade” edilmiştir. BCG aşısıyla ilgili
çalışmalar 1930’larda başlamışken, temel çalışmalar 1950’lerde yapılmıştır.
TÜRKİYE’DE AŞININ TARİHÇESİ
1947’de Biyolojik Kontrol Laboratuarı kuruldu. BCG aşısı üretimine geçildi.
1976’da Kuru BCG aşısının deneysel üretimi başladı.
1983’te kuru BCG aşısı üretimine geçildi.
1998 yılında teknolojiyi takip edememe nedeniyle BCG aşı üretim laboratuarlarında üretime son verildi.
BCG AŞISI
Koruyuculuk oranlarındaki farklılıklardan, kullanılan aşıların suşları, çalışma yöntemleri, tüberkülozun
doğal seyri ve çalışma bölgesindeki atipik mikobakterilerdeki farklılıklar sorumlu tutulmaktadır. Sonuçta,
geniş kapsamlı çalışmalar, BCG aşısının etkinliği için %0-80 arasında değerler vermektedir.
Türkiye BCG aşısının rutine alınmasının kaldırılmasından uzaktır. Tüberküloza Karşı Uluslararası
Birliğin (IUATLD), BCG aşısının rutin uygulamadan kaldırılabilmesi için bildirdiği kriterler, neden böyle
olduğunu daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Genel değerlendirmeler içinde, ülkenin iyi işleyen bir
“Tüberküloz kontrol programının” olması ve en az son beş yıla ait güvenilir bir bildirim sisteminin olması
yer alırken, sözü geçen kriterler şunlardır.
1. Son üç yılda, yıllık balgam yayması pozitif akciğer tüberkülozlu hasta bildirim oranının
ortalama 100 000’de 5 ve daha az olması (3 milyon nüfuslu İzmir ilini düşünecek olursak, yılda en fazla
150 yeni hasta bulunmalı oysa yalnızca bir Verem Savaş Dispanseri’nde yılda 180-190 yeni hasta
dosyası açılabilmektedir. Gelişmekte olan bir ülke olarak da hastalarımızın ancak %55’inden haberdar
olduğumuz düşünüldüğünde bu sayı daha da artacaktır).
2. Son 5 yılda, 5 yaş altı çocuklardaki tüberküloz menenjitli hasta oranının yıllık 10 milyonda
1’den az olması (Tüm Türkiye’de yılda yalnızca 6 tüberküloz menenjit görülmesi gerekir ki daha fazla bir
sayıya ulaşıldığını öngörmek yanlış olmayacaktır).
3. Yıllık ortalama tüberküloz infeksiyonu riskinin %0.1 ve daha az olması (Türkiye için bu rakam
1988 yılında, 0–6 yaş grubunda %0.81’dir.
Bu koşulların sağlanamadığı ülkemizde, BCG aşısı uygulamasını sürdürmemiz kaçınılmazdır. Kaldı ki,
BCG aşısı yapılanlarda, özellikle 0–1 yaş grubunda milier tüberkülozu ve tüberküloz menenjit gibi ağır
formlar çok seyrek görülmektedir. Ayrıca tüberküloz menenjit gelişen çocuklarda hastalığın ağır
seyretmemesinde ve tedaviye iyi cevap alınmasında BCG aşısının rolü vurgulanmaktadır
BCG aşısının etki mekanizması: BCG aşısı, virülan basilin oluşturduğu infeksiyondaki gibi T
lemfositleri ve makrofajları aktive ederek tüberküloza karşı savunmada immün cevap mekanizmasını
geliştirir. Hangi tip T hücrelerinin ve hangi mediyatörlerin rol oynadığı henüz bilinmemektedir. BCG aşısı
yapılan kişiler dışarıdan basil alabilirler yani ekzojen reinfeksiyona açıktırlar. Ancak, dışarıdan alınan
virülan basiller de, aşının oluşturduğu immün cevabı uyararak bu basilleri akciğerlerde sınırlar.
BCG aşısının uygulanma yaşı: Sağlık Bakanlığının önerdiği aşı takvimine göre BCG aşısının
uygulanma zamanı:
1) 2. Ayda
2) İlkokul 1. sınıfta (PPD kontrolu ile )
Tüberküloz Danışma Kurulu’nun 1996’daki kararı, yenidoğanın aşılanması yönündedir. Çevresel atipik
ve tipik mikobakterilerle karşılaşmadan yapılan aşılamanın daha etkili olacağı düşünülmektedir.
Günümüzdeki uygulama önerisi, 2 ayını dolduran bebeklerin difteri, boğmaca, tetanoz karma aşısı ile
eşzamanlı aşılanmasıdır. Daha küçük bebeklere aşı yapılması, teknik açıdan zor olması, komplikasyon
gelişme oranının yüksekliği ve immün cevap gelişiminin düşük düzeyde kalması nedeniyle tavsiye
edilmemektedir . Aşının koruyuculuğu zamanla azaldığından ilkokul birinci sınıfta (6-7 yaş) BCG aşısı
yinelenir. Erişkin yaşta aşının koruyuculuğu düşüktür ve tüberküloz prevalansı yüksek bir ülkede, okul
dönemiyle birlikte çevreden tüberküloz basili alarak infekte olma olasılığı yükseldiği için başka BCG
aşısı uygulanmamaktadır .
İlk 6 ayda BCG aşısı doğrudan uygulanırken, daha sonraki aylarda tüberkülin deri testi yapılarak test
sonucu negatif bulunan çocuklar aşılanır. Bu süre, çalışılan toplumun özelliklerine göre uzatılabilir.
Amaç, infekte olmuş bireyleri aşılamamaktır. Tüberkülin deri testi pozitif olan kişilerin aşılanması bir
yarar sağlamayacağı gibi, aşının uygulandığı yerde erken reaksiyon gelişebileceğinden önerilmez.
Ayrıca, tüberkülin deri testi pozitif bulunan çocukların ve yakın temasta olanların tüberküloz yönünden
araştırılması yeni olgu saptama yöntemlerinden birisidir; BCG aşısı öncesinde yapılması yararlıdır. Yine
de, tüberkülin solüsyonu yeterli miktarda bulunamazsa ve testin sonucunu değerlendirmek için gereken
72 saat sonunda çocuklara ulaşılamayacaksa, nelerin göze alındığı bilinerek BCG aşısı doğrudan
uygulanabilir. Hatta doğrudan BCG aşısı uygulamasının her zaman yapılabileceğini belirten yazarlar da
vardır .
Tüberküloz Danışma Kurulu kararı ile BCG aşısının 3. ve 4. dozları uygulamadan kaldırılmıştır. Rapel
BCG aşısının koruyuculuğunun tartışmaya açık, ayrıca 3. ve 4. doz aşılama oranının %10’ların altında
olduğunun birçok çalışmada gösterilmiş olması, bu kararda etkili olmuştur.
BCG aşısı sonrası tüberkülin deri testinin yorumlanması
Kolun dirseğe yakın kısmına yine deri içi (i.d.) ve 0,1 ml (2 ünite) olarak yapılır. 72 saat sonra injeksiyon
yerindeki sertliğin çap büyüklüğü değerlendirilir. Bu deri testi bir kişinin tüberküloz mikrobu ile karşılaşıp,
karşılaşmadığını ve bu hastalığa karşı bağışık olup, olmadığını gösterir. Deri testi yerindeki sertliğin
(endürasyonun) çapı 10 mm ve üzerinde ise PPD pozitif kabul edilir. BCG aşısı yapılanlarda 3-5 mm'lik
sertlik olumlu kabul edilir.
BCG aşısının dozu ve uygulanması
BCG doğumda 0,05 ml deri içi, sol üst kola yapılır. Okula giderken 0,1 ml ikinci doz uygulanır (20 yaşına
kadar ise her 5 yılda bir uygulanmalıdır). Daha sonra PPD deri testi kontrolları ile 10 yılda bir
tekrarlanması gerekir. Aşı her yaşta ve PPD'si (-) olan herkese uygulanabilir. BCG aşısı, genellikle sol
omuz başına, deltoid bölgeye deri içi (i.d.) olarak 0,1 ml (=0,1 mgr) uygulanır. Uygulamadan 2-6 hafta
sonra önce küçük bir şişlik, sonra içi sıvı dolu bir şişlik (vezikül) ve nihayet içi cerahat dolu bir şişlik
oluşur. Dışarı açılabilir ve ülserleşebilir. 2 ayda kabuklanıp nedbe (iz) bırakarak iyileşir. Koltuk altı lenf
bezlerinde hafif şişme görülebilir. BCG aşısından 4-8 hafta sonra PPD (tüberkülin) deri testinin
pozitifleşmesi gerekir. Genelde aşı yapılan çocuğun yaşı ne kadar küçükse PPD'nin pozitifleşme
oranıda o kadar düşük olmaktadır. Doğumdan hemen sonra aşılanan bebeklerin %20'sinde (beşte
birinde) PPD'nin hiç pozitifleşmediği, çoğunda da 1 yıl içinde PPD'nin pozitiften, negatife döndüğü
saptanmıştır. Bu nedenle BCG aşısı yapılan bebeklerin PPD deri testi mutlaka kontrol edilmelidir.
BCG aşısının özellikleri: Ülkemizde kuru toz aşı kullanılmaktadır. Sulandırılmadan, oda sıcaklığında bir
ay, buzdolabında +2 ile +8°C’de 1-2 yıl etkinliğini korur. Isıya ve ışığa karşı çok dayanıksızdır.
Sulandırıldıktan sonra 6 saat içinde kullanılması gerekir. Yalnızca kendi sulandırıcısı kullanılmalıdır.
Sulandırılmış aşı, buzlukta ya da buzdolabının kapağında saklanmamalıdır. Uygun koşullarda
saklanmayan aşıların etkinliği azalır.
BCG aşısının komplikasyonları: BCG aşısının güvenilirliği yüksektir. Aşıdan sonra görülen
komplikasyonlar, aşının dozuna, aşılama yeri ve derinliğine, aşılanan kişinin yaşına, bağışıklık
sisteminin özelliğine bağlı olarak gelişmektedir. Deri altına uygulanması derin ülserlere ve deri altı
apselere yol açabilir. Ciddi komplikasyon oranı çok düşüktür. Osteomiyelit, yaygın BCG infeksiyonundan
ölüm her bir milyon dozda bir gibi düşük bir oranda görülür. Sistemik BCG infeksiyonu hemen her
zaman bağışıklık yetersizliği bulunan çocuklarda görülür. Bağışıklık sistemi normal çocuklarda gelişen
osteomiyelit ve menenjit komplikasyonları tedavi edilebilir özellikte, ölümcül olmayan komplikasyonlardır.
BCG aşısının yapılmaması gereken durumlar: BCG aşısının ateşli hastalığı olanlara, kızamık salgını
sırasında önceden kızamık aşısı yapılmamış olanlara, bağışıklık yetersizliği olanlara (lösemi, lemfoma,
steroid ve bağışıklık sistemini baskılayıcı kullanımı, radyoterapi), HIV pozitiflere (1 yaş altındaki HIV (+)
asemptomatik bebeklerde uygulanması önerilmekte), AIDS’lilere, tüberküloz geçirenlere, prematürelere
(3 kg’a ulaşınca aşılanır), deri hastalığı olanlara (egzema gibi) ve fetüse zararlı etkisi olduğu
gösterilmemişse de gebelere yapılması önerilmemektedir.
Sağlık çalışanlarında BCG aşısı
Sağlık çalışanlarına eskiden olduğu gibi artık BCG aşısı önerilmemekte onun yerine PPD deri testi ile
ara ara kontrol edilmelerini, deri testinin pozitif olduğu ve TB hastalığı ile yakın teması olan veya diabet,
dializ ve immün yetmezlikli hastalarla ilgilenen yüksek riskli sağlık çalışanlarına izoniazid proflaksisi
önerilmektedir.
Mycobacterium bovis
• Yavaş ürer.
• Aerob.
• Kültür: M. bovis gliserin içermeyen besiyerlerinde daha iyi ürediğinden, daha sonra Hohn’un
yumurta besiyeri, Petragnani, Stonebrink veya Löwenstein-Jensen besiyeri gibi gliserinsiz
tüberküloz besiyerlerine ekimler yapılır ve 37oC’de 8-12 hafta inkübasyona bırakılır. İnsan ve
kuş tipi etkenler için gliserinli besiyerlerinden yararlanılır.
• M.tuberculosis kompleksi içerisinde yer alan M. bovis gibi yavaş üreyen mikobakteriler hücre
duvarı komplekslerinin düşük permabilite ve hidrofobisite gibi özellikleri nedeni ile bazı yararlı
metabolitlerin kullanabilme güçlüklerine karşılık, hidrofilik antibiyotikler, metal iyonları ve
dezenfektanlar gibi kimyasal toksik ajanlar oksijen radikalleri gibi hücresel toksinlere, asit (pH: 56) ve alkali ortama ve alanin boyalara karşı intrinsik dirence sahiptirler. Bu özellikleri ile
kendilerini hücre içi ve hücre dışı zararlılara karşı koruyan mikobakteriler, hücre duvarlarında
taşıdıkları bazı yapı elemanları ile konağın immun cevabını da etkileyerek asemptomatik
taşıyıcılıktan, kronik granülomatöz, tedaviye cevap vermeyen yüksek mortalite ile seyreden
infeksiyonlara kadar değişen klinik tablolara yol açarlar.
REFERANSLAR
http://www.klimik.org.tr/pdfs/tuberkuloz/Ahmet_Yaramis.pdf
http://www.toraks.org.tr/journal/text.php3?id=109
http://www.tip2000.com/abone/konular/asilar.asp
http://en.wikipedia.org/wiki/Mycobacterium_bovis
http://www.klimik.org.tr/pdfs/tuberkuloz/Fatih_Koksal_Akgun_Yaman.pdf
http://www.aof.edu.tr/kitap/ehsm/1213/unite14.pdf
http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=25082&yorum_id=12320
Bahadır Ataman ve Prof. Dr. Figen Erkoç
Gazi Eğitim Fakültesi, Kasım 2007
AŞILAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER
™ ÇOCUK FELCİ AŞISI (OPV, POLİO)
GENEL KARAKTERİSTİĞİ
- Poliomyelit virüsünün meydana getirdiği ve felçle (paralitik poliomyelit) zaman zaman da ölüm ile
sonuçlanabilen bir hastalıktır.
- Bir zamanlar tüm dünyada görülebilen çocuk felci, bu hastalığın dünyadan yok edilmesi için başlatılan
yoğun aşılama kampanyaları sonucunda dramatik bir şekilde azalmış günümüzde sadece birkaç ülkede
görülür olmuştur.
- Ülkemiz 21 Haziran 2002’de Polio’dan (çocuk felci) arındırıldığına dair sertifika almıştır. Ancak
ülkemizde de halen devam ettiği gibi çocuk felci aşılaması, polio virüsü dünya üzerinden yok edilene
kadar devam edecektir.
- Çocuk felci virüsü sadece insanlarda bulunur ve kişiden kişiye, bu virüsü taşıyan kişilerin dışkıları ile
kirlenmiş yiyecekler ve su yolu ile ve daha nadiren solunum yolu ile bulaşmaktadır.
- Ilıman iklimlerde polio virüs enfeksiyonu yaz aylarında artar. Poliovirüsü çok büyük bir hızla yayılan
bir virüstür. Hasta kişiyle aynı evde kalan çocuklara yayılma oranı %100, erişkinlere bulaşma oranı
%90’ın üzerindedir.
POLİOVİRÜS AŞILARI
- Polio (çocuk felci) aşısı canlı aşı veya inaktive (ölü) aşı şeklinde bulunmaktadır. Canlı çocuk felci aşısı
ağızdan (oral) damla şeklinde uygulanmakta, inaktive çocuk felci aşısı ise kombine aşılar içinde
bulunmakta ve enjeksiyon şeklinde kas içine uygulanmaktadır.
- İnaktive poliovirüs aşıları 1955 yılında, oral (canlı) poliovirüs aşısı 1963 yılında ruhsat almıştır.
- İnaktive ve oral poliovirüs aşıları paralitik poliomyelitten korumak ve immünite sağlamak açısından
yüksek etkinliğe sahip bir aşıdır.
- İnaktive poliovirüs aşısı difteri, tetanoz, boğmaca ile beraber dörtlü kombine aşı veya difteri, tetanoz,
boğmaca ve Hib aşıları ile beraber beşli kombine aşı şeklinde bulunmaktadır.
- İnaktive veya oral polio aşıları ile primer bağışıklama, bebek 2 aylıkken başlamak üzere 2., 4. ve 6.
aylarda üç doz (bir veya iki ay ara ile 3 doz) ve üçüncü dozdan 12 ay sonra (18. ayda) bir tekrar doz
aşılama olarak toplam 4 doz önerilmektedir.
- Çocuklara beşinci doz aşılama okula başlamadan önce 4-6 yaşlarında yapılmalıdır.
- 18 yaşından büyüklere rutin polio aşısı önerilmemektedir ancak polio’nun yaygın olarak görüldüğü
ülkelere yolculuk yapacak kişiler ve sağlık personeli gibi polio virüsü ile karşılaşma ihtimali yüksek olan
kişilere uygulanabilmektedir. Uygulanacak aşı ve uygulama şeması için hekiminize danışınız.
- Her biyolojik üründe olduğu gibi inaktive polio aşısı uygulanmasından sonra da alerjik reaksiyon
görülebilir. Aşılarınızı her zaman tam teşekküllü sağlık merkezlerinde veya hekim kontrolünde
uygulatınız.
- İnaktive polio aşısı +2-+8 oC arasında buzdolabında saklanmalı ve kesinlikle dondurulmamalıdır.
™ DİFTERİ AŞISI
GENEL KARAKTERİSTİĞİ
- Difteri, Corynobacterium diphteria tarafından üretilen toksin ile meydana getirilen akut bir solunum
yolu hastalığıdır.
- Difteri tüm dünyada görülebilen bir hastalıktır ancak vakalar ılıman iklimlerde daha sık görülmektedir.
- İnsanlar belirti vermeden hastalık etkenini taşıyıp, bulaştırabilmektedirler.
- Hastalık kişiden kişiye genellikle solunum yoluyla bulaşır. Nadiren cilt lezyonlarıyla direkt temas veya
hastaların lezyonlarından olan akıntının bulaştığı eşyalar aracılığı ile de bulaşabilmektedir.
- Difteri ılıman iklimlerde en sık kış ve bahar aylarında görülmektedir.
DİFTERİ AŞISININ TARİHÇESİ
- Difteri aşısı toksoid bir aşıdır ve Difteri toksoidi olarak adlandırılmaktadır.1921 yılında geliştirilmiş
ancak 1930’ların başlarına kadar yaygın olarak kullanıma girmemiştir.
- Tetanoz toksoidi ve boğmaca ile kombine olan difteri aşısı 1940’larda rutin kullanıma girmiştir. Difteri
ve tetanoz toksoidlerine karşı bağışıklığın, aşıya eklenen boğmaca aşısı ve alüminyum tuzunun adjuvan
etkileri ile arttığı gözlenmiştir.
- Son yıllarda asellüler boğmaca içeren difteri ve tetanoz toksoidleri ruhsat almıştır ve yine içinde ek
olarak Hib aşısı ve çocuk felci aşısı içeren kombine aşılar olarak kullanıma sunulmuştur.
DİFTERİ TOKSOİDİ
- Difteri toksini Coryebacterium diphteria’nın sıvı ortamda üretilip daha sonra formaldehid ile toksininin
toksoide çevrilmesi ile elde edilmektedir.
- Tek başına difteri aşısı bulunmamaktadır. Erişkin formda veya çocuk formunda olmak üzere tetanoz
toksoidi ile ikili aşı veya boğmacanın da beraber olduğu üçlü (karma) aşı şeklinde kullanılmaktadır. Yine
çocukluk çağında uygulanmak üzere difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk felci ve Hib’e karşı koruyan beşli
kombine aşılar şeklinde de bulunmaktadır.
- Çocukluk çağı aşılarındaki difteri içeriği erişkin tipteki difteri aşısında bulunan difteri içeriğinden daha
fazladır.
- 7 yaşından büyük çocuklara erişkin tip difteri tetanoz aşısı uygulanmalıdır.
- Erişkinde üç doz, çocuklarda dört doz aşıdan sonra difteri aşısının hastalıktan koruyucu etkinliği
%97’dir.
- Difteri aşısı çocuklara; difteri, tetanoz, boğmaca (karma aşı) veya difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk
felci, Hib beşli kombine aşısı şeklinde çocuk 2 aylıkken başlamak üzere 2., 4. ve 6. aylarda üç doz (bir
veya iki ay ara ile üç doz) ve bunu takiben üçüncü dozdan 12 ay sonra (18. ayda) yapılan bir tekrar dozu
ile toplam dört doz olarak uygulanmaktadır.
- 7 yaşından büyük çocuklar ve erişkinler için primer aşılama bir ay ara ile 2 doz ve ikinci dozdan 6-12
ay sonra uygulanacak tekrar dozu ile toplam 3 doz olarak önerilmektedir.
- Difteri aşısı ile sağlanan koruyucu antikor titreleri zamanla azalacağı için her 10 yılda bir erişkin tip
difteri tetanoz aşısı ile tekrar doz uygulanmalıdır.
- Difteri hastalığını geçirmek hastalığa karşı ömür boyu koruma sağlamayabilir. Bu yüzden difteri
hastalığını geçiren kişiler de aşılanmalıdır.
- Difteri aşısı +2-+8 0C arasında buzdolabında saklanmalı ve kesinlikle dondurulmamalıdır.
- Her biyolojik üründe olduğu gibi difteri aşısı uygulanmasından sonra da alerjik reaksiyon görülebilir.
Aşılarınızı her zaman tam teşekküllü sağlık merkezlerinde veya hekim kontrolünde uygulatınız.
™ TATANOZ AŞISI
GENEL KARAKTERİSTİĞİ
-
-
Tetanoz, Clostridium tetani tarafından üretilen ekzotoksin ile meydana getirilen ve genellikle
ölümle sonuçlanan bir hastalıktır.
Tüm dünyada görülen bir hastalıktır ancak yoğun kalabalık bölgelerde, sıcak ve nemli
yerlerde, özellikle toprağın yoğun organik madde içerdiği bölgelerde görülmektedir.
- Organizma esas olarak toprakta ve insan ve hayvanların barsaklarında bulunur.
- Tetanoz büyük ya da küçük yaralanmalar yoluyla bulaşır. Ameliyatları, yanıkları, delinme
ve çarpma tarzında yaralanmaları, orta kulak iltihabını, diş enfeksiyonlarını, hayvan
ısırıklarını, düşükler ve hamileliği takiben gelişebilir.
Tetanoz kişiden kişiye bulaşmaz. Aşıyla önlenebilen enfeksiyon hastalıkları arasında kişiden
kişiye bulaşmayan tek hastalıktır.
TATANOZ AŞISININ TARİHÇESİ
- Tetanoz aşısı da toksoid bir aşıdır ve Tetanoz toksoidi olarak anılmaktadır. İlk kez Descombey
tarafından 1924 yılında üretilebilmiş ve bugüne kadar tetanoz toksodi’nin güvenilir ve uygulanabilir
olduğu ispatlanmıştır.
- Tetanoz toksoidi ile bağışıklama II. Dünya Savaşı sırasında yoğun olarak kullanılmıştır.
- 1940’ların sonlarında tetanoz toksoidi Amerika’da rutin çocukluk çağı aşılamasına girmiştir.
- Ülkemizde tetanoz aşısı 1989 yılından itibaren çocukluk çağı aşılamasında ve erişkin aşılamasında
kullanılmaktadır.
TETANOZ TOKSOİDİ
- Tetanoz toksoidi formaldehid ile muamele edilerek aşılarda kullanılmaktadır.
- Tetanoz toksoidi tek başına (tetanoz aşısı) veya çocuklarda kullanılan difteri, tetanoz ve boğmaca
aşılarının içerisinde veya yine difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk felci ve Hib içeren beşli karma aşıların
içerisinde olmak üzere kombine olarak bulunabilmektedir.
- 7 yaşından sonra çocuklar erişkin tip difteri, tetanoz aşısı veya tek tetanoz aşısı olmalıdır. Erişkin tip
difteri, tetanoz aşısının tetanoz içeriği çocuklarda olanla aynıdır ancak difteri miktarı azaltılmıştır.
- Diğer inaktive aşılarda da olduğu gibi tetanoz toksoidine karşı koruyucu düzeyde ve kalıcı immün
cevabın oluşması için birden fazla doz aşı uygulanması gerekmektedir. Tetanoz toksoidini uygun
aralıklarla 7 yaşına kadar olan çocuklarda 4 doz , 7 yaşından sonra 3 doz olarak alan kişilerin tamamı
koruyucu antikor düzeyini sağlar.
- Aşıyla sağlanan bağışıklık zamanla azalmaktadır. Bu yüzden başlangıç seri aşılama yapılıp koruyucu
antikor düzeylerine ulaşıldıktan sonra, herhangi yaralanma olmasa bile her 10 yılda bir tekrar aşılama
yapılmalıdır.
- Primer bağışıklama genellikle çocukluk çağında ve kombine difteri, tetanoz, boğmaca veya difteri,
boğmaca, tetanoz, çocuk felci ve Hib beşli aşı şeklinde bebek 2 aylıkken başlayarak 2., 4. ve 6. aylarda
üç doz (bir veya iki ay ara ile üç doz) ve üçüncü dozdan 12 ay sonra (18. ayda) bir tekrar doz olarak
toplam dört doz olarak uygulanmaktadır. Daha sonra 10 yılda bir hatırlatma dozu uygulanmalıdır.
- 7 yaşından büyük kişilerde tetanoz aşısı daha önce uygulanmamış veya eksik uygulanmış ise bir ay
ara ile iki doz tetanoz aşısını takiben ikinci aşıdan 6-12 ay sonra uygulanan üçüncü doz ile primer seri
tamamlanır. Daha sonra 10 yılda bir hatırlatma dozu uygulanmalıdır.
- Tetanoz hastalığını geçirmiş olmak ömür boyu koruma sağlamaz. Hastalık geçirilmiş olsa bile
mutlaka tetanoz aşısı uygulanmalıdır.
- Herhangi bir yaralanma durumunda aşı ve immünglobulin uygulanması gerekip gerekmediğine
yaralanmanın değerlendirilmesiyle birlikte, daha önce tetanoz aşısı uygulanıp uygulanmadığı ve son
dozun hangi tarihte uygulandığı göz önünde bulundurularak hekiminiz tarafından karar verilmelidir.
- Her biyolojik üründe olduğu gibi tetanoz aşısı uygulanmasından sonra da alerjik reaksiyon görülebilir.
Aşılarınızı her zaman tam teşekküllü sağlık merkezlerinde veya hekim kontrolünde uygulatınız.
- Tetanoz aşısı +2-+8 oC arasında buzdolabında saklanmalı ve kesinlikle dondurulmamalıdır
™ DBT AŞISI:
DBT aşısı, saflaştırılmış toksoidlerden oluşan difteri ve tetanoz aşıları ile öldürülmüş Bordetella pertussis
hücresinden hazırlanan tam hücreli boğmaca aşısı komponentlerinden oluşur. Dolayısıyla difteri,
boğmaca ve tetanoza karşı koruyuculuk sağlayan bir aşıdır. Ülkemizde karma aşı adıyla da bilinir.
Koruyuculuk süreleri içinde; tetanoz %100, difteri %96 ve boğmaca %85 koruyuculuk sağlar.
Boğmaca,difteri,tetanoz aşıları uygulamadaki diğer aşılarla birlikte eş zamanlı olarak güvenle yapılabilir.
DBT aşısı 2, 3 ve 4. ayların sonunda yapılır. İlk rapel doz (pekiştirme dozu) 3. aşıdan bir yıl sonra
uygulanır. Aşıya yanıtın yetersiz olması nedeniyle, DBT aşısı altı haftadan küçük bebeklere yapılmaz.
Aşının zamanında yapılması özellikle boğmaca yönünden çok önemlidir. Çünkü boğmacaya karşı
koruyuculuk sağlayan antikorlar anneden bebeğe geçmez. Tam hücreli boğmaca aşısı uygulamalarında
karşılaşılabilecek yan etkiler sıklıkla aşı yerinde lokal reaksiyonlar,38ºC’yi geçen ateş, baygınlık, bulantı,
kusma gibi sistemik belirtilerdir. Nadiren çığlık tarzında 3 saatten fazla ağlama, konvülsiyon,hipotonik
hiporesponsif atak, anaflaksi/şok ensefalopati görülebilir.Daha önce uygulanmış aşıyı takiben 7 gün
içinde ensefalopati gelişmesi,48 saat içinde ortaya çıkan 40.5ºC’nin üzerinde rektal ateş veya hipotonik
hiporesponsif atak ,3 gün içinde konvülsiyon geçirme, 48 saat içinde başlayan 3 saatten fazla süren
çığlık tarzında durdurulamayan-başka nedene bağlı olmayan ağlama gelişmesi halinde boğmaca aşısı
kontraendikedir. Aşılamaya DT ile devam edilmelidir.
Ülkemizde ilköğretim 1. ve 8.sınıflarda (Td olarak) 2 ve 3.rapel dozları uygulanır. Ancak 7 yaşından
sonra boğmaca ve difteri aşısının yan etkileri fazla olacağından DBT aşısı yapılmaz. Bunun yerine 7
yaşından sonra (72 ayın doldurulmasıyla) 1/12 oranında sulandırılmış difteri ve tetanos toksoidi içeren
erişkin tipi Td aşısı kullanılır.13.08.2004 tarihinde BAĞIŞIKLAMA DANIŞMA KURULU “TT uygulaması
gereken her durumda (gebelik dönemi dahil) yerine Td aşısının uygulanabileceğini” karara bağlamıştır.
Tetanos ve difteri hastalığını geçirenlere olabildiğince erken zamanda aşılama yapılmalıdır. Çünkü
hastalık kalıcı bağışıklık bırakmaz. Boğmaca geçirdiği kültürle doğrulanmış kişilere ise aşı
yapılmayabilir. Çünkü hastalık yaşam boyu bağışıklık bırakır
™ HEPATİT B AŞISI
GENEL KARAKTERİSTİĞİ
- Hepatit B aynı adı taşıyan virüsün karaciğere gidip yerleşerek oluşturduğu bulaşıcı bir enfeksiyon
hastalığıdır.
- Hepatit B enfeksiyonu kronikleşip siroz veya karaciğer kanserine ilerleyebilir ve ölümle sonuçlanabilir.
- Hepatit B virüsünü taşıyan anneden doğum sırasında bebeğine bulaşabilmektedir. Hepatit B virüsünü
doğumda anneden alan çocukların %90’ında hastalık kronikleşmekte ve siroz veya karaciğer kanserine
ilerlemektedir.
- Hepatit B virüsü sigaradan sonra kansere yol açtığı kesin olarak bilinen ikinci etkendir.
- Hepatit B enfeksiyonunun kuluçka dönemi ortalama 120 gün ile oldukça uzundur.
- Hastalık çocuklarda belirti vermeden seyrederken erişkinlerde daha fazla oranda belirti vermektedir
ancak buna rağmen erişkinlerin %50’si hastalığı herhangi bir bulgu vermeden geçirmektedir.
- Başlangıç belirtileri halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, karın bölgesinin sağ üst kısmında ağrı, ateş,
baş ağrısı,koyu idrar ve takiben sarılık görülür.
- Tüm dünyada yaklaşık 350 milyon kişi hepatit B taşıyıcısıdır.
- Hepatit B %1-2 oranında fulminan seyretmekte ve ölümle sonuçlanmaktadır. Ancak hepatit B’ye bağlı
ölümler genellikle kronik hepatit B enfeksiyonu sonrası gelişen siroz ve karaciğer kanseri gibi ciddi
komplikasyonlara bağlıdır.
- Hepatit B’nin kesin tedavisi yoktur. Kronik hepatit B enfeksiyonlarında interferon kullanılmakta ancak
%25-50 etkili olmaktadır.
- Hepatit B virüsü bu virüsü taşıyan kişilerin vücut sıvıları ile temas yoluyla bulaşır. Cinsel ilişki, sterilize
edilmemiş cerrahi malzemeler , dövme, piercing bulaş yollarındandır. Ancak ürkütücü olan vakaların
yaklaşık %40’ında yukarıda sayılan bulaş yollarından biri olmaması ve bulaş yolunun bilinememesidir.
HEPATİT B AŞISI
- Hepatit B aşısı inaktive (ölü) bir aşıdır ve doğumdan itibaren her yaşta güvenle uygulanabilmektedir.
- Ülkemizde 1998 yılından itibaren Sağlık Bakanlığı’nın rutin aşılama programı içinde tüm çocuklara 3.
aydan itibaren uygulanmaktadır.
- Hepatit B taşıyıcısı annelerden veya taşıyıcı olup olmadığı bilinmeyen annelerden doğan bebeklere
doğumdan hemen sonra uygulanması önerilmektedir.
- Hepatit B aşısı 0, 1, 6 şemasına göre uygulanmaktadır. 0. gün ilk aşının uygulandığı gün olmak üzere
ilk aşıdan 1 ay sonra 2.doz ve yine ilk aşıdan 6 ay sonra (ikinci aşıdan 5 ay sonra) 3. doz
uygulanmalıdır.
- Bulaşma riskinin yüksek olduğu durumlarda 0, 1, 2, 12 hızlı şeması da uygulanabilmektedir.
- Üç doz hepatit B aşısı sonrası sağlıklı erişkinlerin %90’ından fazlası ve çocukların %95’inden fazlası
koruyucu antikor geliştirmektedir.
- Hepatit B aşısı için rutin tekrar dozlar önerilmemektedir.
- Hepatit B aşısı tüm yeni doğan bebeklere, çok eşlilere, hemodiyaliz hastalarına, hepatit B virüsü
taşıyan kişilerin aileleri ve aynı evde yaşayan kişilere, uyuşturucu bağımlılarına, eşcinsellere, sağlık
personeline önerilmektedir.
- Her biyolojik üründe olduğu gibi hepatit B aşısı uygulanmasından sonra da alerjik reaksiyon görülebilir.
Aşılarınızı her zaman tam teşekküllü sağlık merkezlerinde veya hekim kontrolünde uygulatınız.
- Hepatit B aşısı +2-+8 0C arasında buzdolabında saklanmalı ve kesinlikle dondurulmamalıdır.

Benzer belgeler

Difteri-Tetanoz-Boğmaca Kontrendikasyonları

Difteri-Tetanoz-Boğmaca Kontrendikasyonları ağızdan (oral) damla şeklinde uygulanmakta, inaktive çocuk felci aşısı ise kombine aşılar içinde bulunmakta ve enjeksiyon şeklinde kas içine uygulanmaktadır. - İnaktive poliovirüs aşıları 1955 yılı...

Detaylı

Erişkin Aşılamasında İşyeri Hekimlerinin Rolü

Erişkin Aşılamasında İşyeri Hekimlerinin Rolü - İnaktive poliovirüs aşısı difteri, tetanoz, boğmaca ile beraber dörtlü kombine aşı veya difteri, tetanoz, boğmaca ve Hib aşıları ile beraber beşli kombine aşı şeklinde bulunmaktadır. - İnaktive v...

Detaylı

aşılar

aşılar - Difteri aşısı çocuklara; difteri, tetanoz, boğmaca (karma aşı) veya difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk felci, Hib beşli kombine aşısı şeklinde çocuk 2 aylıkken başlamak üzere 2., 4. ve 6. aylarda ü...

Detaylı