Temyiz Eden (Davalı) : İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Vekili

Transkript

Temyiz Eden (Davalı) : İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Vekili
T.C.
DANIŞTAY
ALTINCI DAİRE
EsasNo : 2013/3623
Karar No : 2015/3467
Temyiz Eden (Davalı) : İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi
Vekili
:
Karşı Taraf (Davacı)
:
İstemin Özeti: İstanbul 5. İdare Mahkemesince verilen 21/02/2013 tarihli, E:2012/926,
K:2013/482 sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi
bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi:
Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve
dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul, Çatalca, Sazlıbosna Köyü Ağıltepe Mevkii, 15 pafta, 4587 parsel sayılı
taşınmazın kamulaştırılması istemiyle 22/03/2012 gününde yapılan başvurunun zımnen reddine
ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dava konusu taşınmaza getirilen
sınırlamanın temel haklardan olan mülkiyet hakkını ortadan kaldıracak düzeye vardırıldığı, kişisel
yarar ile kamu yararı arasındaki dengenin kişi aleyhine bozularak temel bir hak olan mülkiyet
hakkının özüne dokunur bir nitelik kazandığı, kamulaştırmanın ne zaman yapılacağı konusundaki
bu belirsizliğin, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan bir sınırlamaya neden
olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili
tarafından temyiz edilmiştir.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi İçme Suyu Yönetmeliğinin "kısa mesafeli koruma
alanları" başlıklı 6.maddesinde; "Bu alanlarda münferid müracaatlar için aşağıdaki esaslara göre
görüş verilir:
a) Katı ve sıvı atık dökülemez ve depolanamaz.
b) Turizm alanları, tatil köyleri, sanayi tesisleri ve serbest bölgeler kurulamaz.
c) Bu alanlarda taş, toprak, kum, kil ve maden ocağı vb.açılamaz ve mezarlık kurulamaz.
d) Bu alanlarda sun’i gübre ve zirai mücadele ilaçlarının kullanıldığı ziraate izin verilmez.
Sadece İSKİ denetiminde “Ekolojik Ziraat’e” izin verilebilir.
e) Bu alanlarda konut dahil hiçbir yapı yapılamaz. Bu alanlar, tabii yapıyı bozmayacak
veya iyileştirecek şekilde (sabit veya geçici herhangi biryapı olmamak kaydıyla) mesire ve açık
1
T.C.
DANIŞTAY
ALTINCI DAİRE
EsasNo : 2013/3623
Karar No : 2015/3467
spor alanı olarak kullanılabilir. Bu alanlarda sun’i gübre ve zirai mücadele ilaçları kullanılamaz."
hükmüne yer almaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, uyuşmazlık konusu parselin onaylı imar plan sahası
dışında, İSKİ İçme Suyu Havzaları Yönetmeliği çerçevesinde kısa mesafeli koruma alanı içinde
kaldığı ve tarım arazisi vasfında olduğu, uzun bir süre geçmiş olmasına karşın davalı idarece
herhangi bir kamulaştırma programının hazırlanmadığı, kamulaştırma işlemlerinin yapılmadığı ve
taşınmazının ne zaman kamulaştırılacağı konusunda herhangi bir bilginin de verilmediği, bu
nedenle tasarruf haklarının kısıtlandığı iddiasıyla taşınmazının kamulaştırma talebi ile davalı
idareye yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın
açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu parselin Sazlıdere Baraj Gölünün kısa mesafeli koruma alanında
kaldığı, taşınmazın onaylı imar planı sınırları dışında kaldığı, ayrıca taşınmazın tarımsal vasıflı
kadastral parsel olduğu anlaşılmaktadır.
İski İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği hükümlerine göre kısa mesafeli koruma alanları
yapılaşmaya kapalıdır. Bununla birlikte, bu alanlarda yapılaşma dışında taşınmazdan yaralanma
olanakları mevcuttur. Nitekim davalı idare bu hususu dilekçelerinde beyan etmektedir. İdare
taşınmazdan tarımsal olarak yaralanma hakkının kısıtlanmadığını ifade etmektedir.
Anayasanın 90. maddesi uyarınca uygun bulunan ve iç hukukun bir parçası halini
alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 nolu Ek Protokolünün "Mülkiyetin korunması" başlıklı
1. maddesinde ise: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini
isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve
uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir." hükmü
yer almıştır.
Mülkiyet hakkının ihlal edilmiş sayılabilmesi için malikin mülkünden istifadesinin
tamamen ortadan kaldırılmış olması gerekmektedir.Davacı taşınmazına erişim ve ve arazisi
üzerindeki hakimiyetini kaybetmemiştir; diğer bir anlatımla davacının taşınmazını satma ve
mülkünden tarımsal amaçla yararlanma hakkına hala sahiptir.
Davacı esas itibariyle kısa mesafeli koruma alanında kalması nedeniyle mülkü üzerinde
yapılaşmaya gidemediğini, taşınmazı normal rayiç bedelle satamadığını iddia ederek bu davayı
açmıştır. Taşınmazında kısıtlama bulunduğunu bildiren davacı, taşınmazı bakımından bir belirsizlik
olduğunutaşınmazından istifade edemediğini, bu nedenle satışının da mümkün olmadığınıbelirtse
de; davacı taşınmazının satış hakkının tamamen ortadan kalkmadığı bilinmelidir. Bunun dışında
davacı taşınmazı açısından bir belirsizlik de söz konusu değildir. İmara kapalı olan bir taşınmazda
yapılaşmaya gidilmesi mümkün değildir. Bu bakımdan taşınmazın imara kapalı olması cihetiyle bir
belirsizlik görülmemektedir. Dolayısıyla imara açılmamış bir arazi üzerinde davacının inşaat yapma
imkanı olmasa da, sözü edilen mevzuat hükümlerine göre, arazide şartlara uyulmak şartıyla tarım
yapma imkanı bulunmaktadır. Bu çerçevede mülkiyet hakkının engellediğinden söz edilemez.
Bunun dışında imara kapalı olan bir arazinin imara açık araziler gibi satış koşullarına sahip olması
düşünülemez. Tarım arazisi olan taşınmazın bu niteliğine göre satışı yapılabilir.
Bu durumda, dava konusu parselin mevcut imar plan sınırları içerisinde yer
almadığıdikkate alındığında yapılaşmaya elverişli olmayan bir alan için mülkiyet hakkının
sınırlandığı iddiasının yerinde olmadığı, tarım arazisi vasfı olan bu alanda mevcut duruma göre zirai
faaliyetlerin yapılabilmesi bakımından herhangi bir kısıtlılığın bulunmadığı, davacının uyuşmazlık
konusu taşınmazdan yararlanmasının tamamen ortadan kaldırılmadığı; dolayısıyla mülkiyet
hakkının ihlal edildiğinden de söz edilemeyeceği hususu göz önüne alındığında, dava konusu
işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2
T.C.
DANIŞTAY
ALTINCI DAİRE
EsasNo : 2013/3623
Karar No : 2015/3467
Bu itibarla, İdare Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelerle mülkiyet hakkının
kısıtlandığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde hukuki isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 5. İdare Mahkemesince verilen 21/02/2013 tarihli,
E:2012/926, K:2013/482 sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye
gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın
düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
3