Türler yok oluyor

Transkript

Türler yok oluyor
Türler yok oluyor
Pazar, 12 Temmuz 2009 20:23 - Son Güncelleme Pazar, 12 Temmuz 2009 22:42
Tuna Öztürk
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanların doğaya verdiği zararın boyutu tanımlanamayacak
boyutlara ulaştı. Öyle ki, tekerleğin bulunmasından otomobilin yapımına kadar geçen yaklaşık
10 bin yıllık süreç boyunca bile bu kadar zarar görmemişti doğa. İlk 500 milyon yıllık yaşamında
insan nüfusu 1 milyara ancak ulaşmışken (1850'ler), şu anki nüfus 6 milyarın üzerinde.
Hızla artan dünya nüfusunu besleyebilmek için tarıma ağırlık verilmesi ve barınma için yeni
yerleşim alanlarının açılması ile birlikte dünyadaki diğer türlerin doğal yaşam alanları hızla işgal
edildi. Daha fazla tarım alanları açmak için ormanlar talan edildi, çölleşme arttı. Avcılık,
hayvanlardan ürün elde edilebilmesi ve bunların ticareti birçok hayvan neslinin tükenmesine yol
açtı ya da tükenme noktasına getirdi. Sanayi devriminden bu yana atmosferdeki CO2 oranı
hızla arttı.
İklim değişikliği dönülemez düzeye ulaştı. Doğanın tüm zenginlikleri insanın kendisine
ulaşmasıyla tükenişe geçti. Diğer sebeplerse insanın ortaya çıkardığı türevler.
Doğal yaşam alanlarının azalmasıyla birçok türün kendi yaşanabilir ortamını yitirmesi doğal
dengeyi bozdu. Değişiklik gösteren iklim koşulları hayvanları göçe zorladı, göç edemeyenler
uyum sağlayamadıkları için nesillerini devam ettiremiyor. Sıcaklık artışının da etkisiyle yeni
hastalıklar türemeye başladı. Temiz su kaynakları azaldı. Sağlıksız sulardan her gün 25 bin
insan ölüyor.
Nesli tükenmekte olan hayvanlar listesine sadece 2006 yılında 530 tür eklenmiş. Canlıların
yaşam alanlarının talan edilmesi kesilip onlar için yeni yaşam alanları yaratılamazsa, canlı
türlerinin %30'u çok yakın bir gelecekte yok olacak.
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği, geçtiğimiz günlerde yayımladığı "Değişim Geçiren Dünyada
Yabani Türler" başlıklı raporunda, kırmızı listesine aldığı nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya
olan 44.838 türe değiniyor. Raporda, dünya genelinde en az 16.928 hayvan ve bitki türünün yok
olma tehlikesiyle karşı olduğu, memelilerin neredeyse dörtte birinin, amfibiyenlerin (hem karada,
hem suda yaşayabilen canlılar) üçte birinin ve her 8 kuş türünden birinin neslinin tükenmekte
olduğu belirtildi ve bu canlıların iklim değişikliğine dayanamayacağı vurgulandı.
Birlik'ten Jean-Christophe Vie şunları söylüyor: "Bu eğilimi tersine çevirebilmek için mücadeleye
devam etmeliyiz. Bu kriz, ekonomik krizden ya da bankacılık krizinden daha önemli. Bir sanayi
dalını kaybedebilirsiniz, ancak yerine yenisini kurabilirsiniz. Ancak, doğada bir şey
kaybettiğinizde onun yerine bir şey koyamazsınız."
Bunların hiçbiri şans eseri bu dönemde yaşanan şeyler değil. Dünyanın sonu geliyor ve
hükümetler hâlâ yeterince kalkınamadıklarından şikayetçi. Çöken sistemin altına para tıkıyorlar.
Buna seyirci kalmak dünyanın yok edilişine seyirci kalmaktır. Bunu engellemenin yolu bizden
geçiyor. Sokaklarda yüz binlerce insan, hükümetlerden doğaya karşı işledikleri suçları
durdurmalarını istediğimizi ve mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi haykırırsak kazanabiliriz.
1/3
Türler yok oluyor
Pazar, 12 Temmuz 2009 20:23 - Son Güncelleme Pazar, 12 Temmuz 2009 22:42
Son 500 yılda 900'e yakın hayvan ve bitki türünün nesli tükendi. 2004'te bu sayı 784'tü.
16.928 türün nesli tükenme tehlikesinde.
İklim değişikliğinden yılda 315 bin kişi açlık, hastalık ya da doğal afetler yüzünden ölüyor.
İklim değişikliği her yıl 325 milyon kişiyi ciddi biçimde etkiliyor ve bu sayının gelecek 20 yılda
ikiye katlanarak, şu anda 6 milyar 700 milyon olan dünya nüfusunun yüzde 10'una tekabül
edeceği tahmin ediliyor.
"Sokaklarda yüz binlerce insan, hükümetlerden doğaya karşı işledikleri suçları durdurmalarını
istediğimizi ve mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi
haykırırsak kazanabiliriz."
Jean-Christophe Vie (Uluslararası Doğayı Koruma Birliği)
KEG’in davetlisi iklim aktivisti Bill McKibben: 350 ppm için harekete geç!
“Bilimsel açıdan bakıltığımızda son 18 ayda elde edilen veriler doğrultusunda küresel ısınmanın
çok daha hızlı ve dramatik bir şekilde ilerlediğini görebiliyoruz. Tüm bu olumsuz gelişmelerin
yanında tek iyi olansa artık bunun ölçümünü yapabilecek daha etkin araçlara sahip olmamız.
Bugün 350 ppm’den bahsedebiliyor olmamız bu araçlar sayesinde oldu.”
350 kampanyasını dünya çapında yaymak için pek çok ülkede toplantılara katılan Bill McKibben
KEG’nun daveti üzerine İstanbul’a geldi.
Atmosferdeki karbon seviyesinin milyonda 350 parçacığa (ppm) düşmesinin ancak küresel
ısınmayı durdurabileceğini ifade eden McKibben, elimizdeki en önemli şans sayılabilecek
Kopenhag zirvesine giderken dünya liderleri çok yavaş hareket ediyor olmasının yarattığı
çözümsüzlükten söz etti.
“Oysa anlamamız gereken bir şey var; müzakereler ABD, Çin, Türkiye gibi ülkeler arasında
yapılmıyor, müzakere insanla fizik-kimya arasında gerçekleşiyor.” diye ekledi.
Peki bu konuda nasıl etkin olabiliriz sorusuna cevap veren McKibben, “24 Ekim’de dünyanın
çeşitli yerlerinde gerçekleştirilecek olan irili ufaklı 1500 ayrı eylem yapılması tasarlanıyor.
Bunlardan bazıları binaların üzerinden 350 pankartı sallandıran dağcılar, Avusturalya’da mercan
kayalıklarında dalış yapacak 350 dalgıç ve dünyanın Yeni Delhi, Londra, San Fransisko,
Kopenhag gibi büyük metropollerinde eylemlere katılacak binlerce insan. 24 ekim günü dev bir
ekrandan BM’de tüm dünyadaki eylemleri görüntüleri izlettirilecek. Kişisel alışkanlıklarımızı
değiştirmek tabii önemli ama yetersiz olduğunu kabul etmek gerekiyor. Karbona sınırlamalar
koyarak sistemi köklü bir şekilde değiştirmemiz gerekiyor. Bunun da tek yolu dünyanın her
yerinde birlikte mücadele vermemizden geçiyor.” diye konuştu.
2/3
Türler yok oluyor
Pazar, 12 Temmuz 2009 20:23 - Son Güncelleme Pazar, 12 Temmuz 2009 22:42
Toplantıda KEG adına konuşan Gökşen Şahin, “Yaşadığımız ekonomik krizi bahane ederek
gerekli tedbirlerin alınmasına direnen hükümetleri temiz enerjide istihdam yaratarak işsizlikle
mücadele etme konusunda uyarmak bize düşüyor. Çünkü farkındayız, bankaları kurtarmak için
harcanan paralarla tüm dünya rüzgâr tribünleriyle kaplanabilirdi. Bizim ne istediğimiz çok açık :
Güneş ve rüzgâr gibi temiz enerji kaynaklarının kullanılması ve fosil yakıta dayanmayan toplu
taşıma sistemlerine yatırım yapılması.” dedi.
Orhan Göztepe
www.kureseleylem.org
3/3

Benzer belgeler