Bedensel zararlar nedeniyle tazminat

Transkript

Bedensel zararlar nedeniyle tazminat
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ
10.05.2007 E..2007/2813 K..2007/7203
.LPG
.LPG TÜPLERİ İMALAT VE SATICISININ SORUMLULUĞU
.SİGORTACININ SORUMLULUĞU
co
m
TÜPÜYLE ISITILAN BANYODA KARBONMONOKSİT ZEHİRLENMESİ
SONUCU ÖLÜM NEDENİYLE TAZMİNAT
H
uk
uk
u.
ÖZET : Banyodaki baca çıkışının uygun olmadığını görerek tüp bayiinin elemanının
gerekli uyarıyı yapması ve tüpü vermemesi gerektiğinden, Tüpgaz imalât ve satıcısının
kusurlu ve sorumlu olduğukabul edilmelidir.
Karbonmonoksit zehirlenmesinin bağımsız bir zehirlenme türü değil, gaz sızmasına
bağlı ölümün terminolojik karşılığı olduğu gözönüne alınarak, davalı Sigorta Şirketi de
Sigorta Genel Şartlarının l/son maddesine göre poliçe limitiyle tazminattan sorumlu
tutulmalıdır.
Uygun olmayan baca çıkışı nedeniyle de kullanıcı belli bir oranda kusurlu sayılmalıdır.
in
at
KARAR : Taraflar arasında görülen davada Üsküdar Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nce verilen
04.04.2005 gün ve 2003/814 - 2005/107 sayılı kararı bozan Daire'nin 27.11.2006 gün ve
2005/11627 - 2006/12327 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili ile davalı Auer A.Ş. vekilleri
tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi
içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine
dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup,
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
w.
Ta
zm
Davacılar vekili, davacıların murisi Arzu Acar'ın 24.1.2004 tarihinde banyoda davalılara ait
tüp ve şofben nedeniyle CO gazından zehirlenerek vefat ettiğini, davalı sigorta şirketinin
tüpgaz sorumluluk sigortasını tanzim ettiğini, davacıların Arzu'nun ölümü nedeniyle
destekten yoksun kaldıklarını, derin üzüntü duyduklarını ileri sürerek, toplam 30 milyar lira
maddi ve 15 milyar lira manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle
birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
w
w
Davalı Auer İmalat A.Ş. vekili, dava konusu ölümün meydana geldiği banyodaki şofbenin
Auer marka olup olmadığı, standartlara uygun olarak yerleştirilip yerleştirilmediği, gaz
kaçırıp kaçırmadığı tespit edilmeden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, olay baca
bağlantısı bulunmadığından, kullanım hatası nedeniyle meydana geldiğinden davanın reddini
istemiştir.
Davalı Aygaz A.Ş.ve davalı sigorta vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporuna göre, olayın baca çıkışının uygun olmamasından
kaynaklandığı, şofbenin imalât hatasından veya arızasından meydana geldiğinin
ispatlanamadığı, bu nedenle olayda kusuru bulunmayan davalı Auer İmalat A.Ş.’nin sorumlu
tutulamayacağı, banyodaki baca çıkışının uygun olmadığını gören tüp bayiinin gerekli uyarıyı
yaparak tüpü vermemesi gerektiği, bu nedenle Aygaz A.Ş.’nin olayda %50 oranında kusurlu
olduğu, ölenin de %50 kusurlu hareketiyle olaya sebebiyet verdiği, karbonmonoksit
zehirlenmesinin bağımsız bir zehirlenme türü değil, gaz sızmasına bağlı ölümün terminolojik
karşılığı olduğu gözönüne alınarak davalı sigorta şirketinin de sigorta genel şartlarının l/son
maddesine göre poliçe limitiyle tazminattan sorumlu olduğu, davacı Tufan Acar'ın ölen
Arzu'dan boşandığı ve 2000 Eylül ayından beri ayrı yaşadıkları, her ne kadar bu şahıs
müteveffa ile barıştıklarını ileri sürmüş ve bu konuda tanık dinletmiş ise de, boşanma davası
co
m
dosyasındaki beyanlara göre ölenin bu davacıya desteğinin bulunmadığının anlaşıldığı,
destekten yoksun kalma nedeniyle davacı annenin uğradığı zararın 4.023.764.124 TL, davacı
babanın zararının 2.063.445.918 TL olduğu, davacı eş için zarar oluşmadığı, olayın oluşu,
tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur oranları ve duydukları elemin şiddetine göre
BK'nun 47.maddesi gereğince davacı anne ve baba için 3'er milyar, eş için 1 milyar lira
manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar
verilmiş, Dairemizce karar davacılar ve davalı Aygaz A.Ş. yararına bozulmuştur.
Davacılar vekili ile davalı Auer A.Ş vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekili ile davalı Auer A.Ş.
vekilinin HUMK.nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar
düzeltme isteğinin reddi gerekir.
w
w
w.
Ta
zm
in
at
H
uk
uk
u.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekili ile davalı Auer A.Ş.
vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 442.maddesi gereğince REDDİNE, alınması
gereken 27.00 YTL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer
olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK.nun 442/3.madde hükmü uyannca,
takdiren 160.00 YTL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenlerden ayrı ayrı alınarak
Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 10.05.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ
27.11.2006, E.2005/11627 K.2006/12327
. ŞOFBEN İMALAT VE SATICISININ SORUMLULUĞU
. TÜPGAZ BAYİİNİN VE SİGORTACININ SORUMLULUĞU
co
m
. KULLANICININ KUSURU
H
uk
uk
u.
ÖZET : Tüp ve şofbenin birlikte kullanıldığı banyoda CO gazından zehirlenerek
ölüm nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasında, şofbenin imalat
özellikleri belirlenip, ölüme neden olan olayda tüpün ya da (ortamdaki gazın
tehlikeli sınıra geldiğinde yanmayı durduran bir sensörle d o n at ı l ı p
donatılmadığı belirlenerek) şofbenin imalat hatası veya üretilen gazın dışarı
atılmasını sağlamayan baca bağlantısı etkisi değerlendirilerek varılan sonuç
çerçevesinde bir karar vermek gerekir.
in
at
KARAR: Taraflar arasında görülen davada Üsküdar Asliye 4.Hukuk Mahkemesi'nce
verilen 04.04.2005 tarih ve 2003/814-2005/107 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi
davacılar vekili ile davalılardan Aygaz A.Ş. vekili ile Koç Allianz Sig. A.Ş. vekili
tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla,
dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor
dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm
belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
w.
Ta
zm
Davacı vekili, davacıların murisi Arzu Acar'ın 24.1.2004 tarihinde banyoda davalılara
ait tüp ve şofben nedeniyle CO gazından zehirlenerek vefat ettiğini, davalı sigorta
şirketinin tüpgaz sorumluluk sigortasını tanzim ettiğini, davacıların Arzu’nun ölümü
nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını, derin üzüntü duyduklarını ileri sürerek, toplam
30 milyar lira maddi ve 15 milyar lira manevi tazminatın olay tarihinden itibaren
işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Aygaz A.Ş.vekili, olaydan müvekkilinin sorumlu tutulabilmesi için tüpte imalat
hatasının olduğunun ispatlanması gerektiğini, olay ayıplı imal edilen şofben
zehirlenmesinden ve hatalı kullanımdan kaynaklandığından müvekkilinin sorumlu
tutulamayacağını, tüpün zaten banyoda bulunmadığını, davacıların destekten yoksun
kalma tazminatı talep edemeyeceklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
w
w
Davalı Auer İmalat A.Ş. vekili, dava konusu ölümün meydana geldiği banyodaki
şofbenin Auer marka olup olmadığı, standartlara uygun olarak yerleştirilip
yerleştirilmediği, gaz kaçırıp kaçırmadığı tespit edilmeden müvekkilinin sorumlu
tutulamayacağını, olay baca bağlantısı bulunmadığından, kullanım hatası nedeniyle
meydana geldiğinden davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta vekili, olay tüpün gaz kaçırmasından değil, baca çıkışının uygun
olmamasından kaynaklandığından teminat kapsamı dışında kaldığını savunarak davanın
reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, olayın baca
çıkışının uygun olmamasından kaynaklandığı, şofbenin imalat hatasından veya
arızasından meydana geldiğinin ispatlanamadığı, bu nedenle olayda kusuru bulunmayan
H
uk
uk
u.
co
m
davalı Auer İmalat A.Ş.’nin sorumlu tutulamayacağı, banyodaki baca çıkışının uygun
olmadığını gören tüp bayiinin gerekli uyarıyı yaparak tüpü vermemesi gerektiği, bu
nedenle Aygaz A.Ş. nin olayda %50 oranında kusurlu olduğu, ölenin de %50 kusurlu
hareketiyle olaya sebebiyet verdiği, karbonmonoksit zehirlenmesinin bağımsız bir
zehirlenme türü değil, gaz sızmasına bağlı ölümün terminolojik karşılığı olduğu
gözönüne alınarak davalı sigorta şirketinin de sigorta genel şartlarının l/ so n maddesine
göre poliçe limitiyle tazminattan sorumlu olduğu, davacı Tufan Acar'ın ölen Arzu'dan
boşandığı ve 2000 Eylül ayından beri ayrı yaşadıkları, her ne kadar bu şahıs müteveffa
ile barıştıklarını ileri sürmüş ve bu konuda tanık dinletmiş ise de, boşanma davası
dosyasındaki beyanlara göre ölenin bu davacıya desteğinin bulunmadığının anlaşıldığı,
destekten yoksun kalma nedeniyle davacı annenin uğradığı zararın 4.023.764.124 TL.
davacı babanın zararının 2.063.445.918 TL olduğu, davacı eş için zarar oluşmadığı,
olayın oluşu,taraflarm ekonomik ve sosyal durumları, kusur oranları ve duydukları
elemin şiddetine göre BK'nun 47.maddesi gereğince davacı anne ve baba için 3’er
milyar, eş için 1 milyar lira manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle
davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili ile davalılar Aygaz A.Ş. ve Koç Allianz Sigorta A.Ş.vekilleri
tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
I- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan
delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre,
yerinde görülmeyen davalı sigorta vekilinin tüm. davacılar vekili ve davalı Aygaz A.Ş
vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
w
w
w.
Ta
zm
in
at
2- Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi otopsi raporuna göre davacıların murisinin ölüm
nedeni karbonmonoksit zehirlenmesidir. Karara esas alınan bilirkişi raporunda tüpün mutfakta
durduğu ve delinen duvardan geçirilen 2,5 metrelik hortum ile banyoda şofben bağlantısının
yapıldığı, tüp banyoda olmadığından tüpün gaz kaçırması halinde dahi banyo süresince
zehirlenmeye sebebiyet vermesinin mümkün olmadığı, baca çıkışının standartlara uygun
olmaması nedeniyle olayın meydana geldiği, ölümün şofbenin imalat hatasından veya
arızasından meydana geldiğine dair bir delil bulunmadığı, tüpgaz bayisinin tüpün kullanıldığı
yerdeki baca çıkışının uygun olmadığını gördüğü halde tüketiciyi uyarmaması nedeniyle %50
oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. 24.1.2003 tarihli olay tespit tutanağında ve tespit
dosyasındaki krokilerde ise tüpün banyoda (şofbene bağlı bulunduğu) açıkça belirtilmiştir.
Auer marka olduğu belirtilen şofben olaydan hemen sonra başkasına verildiği için getirtilip
incelenmemiştir. Söz konusu şofbenin imalat özellikleri belirlenip, Aygaz marka tüpün olay
sırasında banyoda olduğu da dikkate alınarak, ölüme neden olan olayda tüpün ya da
(ortamdaki gazın tehlikeli sınıra geldiğinde yanmayı durduran bir sensörle do nat ı l ı p
donatılmadığı belirlenerek) şofbenin imalat hatası veya üretilen gazın dışarı atılmasını
sağlamayan baca bağlantısı etkisi değerlendirilerek varılan sonuç çerçevesinde bir karar
vermek gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulduğundan kararın davacılar ve davalı
Aygaz A.Ş. yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta vekilinin tüm, davacılar
vekili ile davalı Aygaz A.Ş. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine.2 nolu bentte
açıklanan nedenlerle hükmün davacılar ve davalı Aygaz A.Ş. yararına BOZULMASINA,
ödedikleri temyiz ilam harcının istekleri halinde davacılar ve davalı Aygaz A.Ş." ye iadesine,
aşağıda yazılı bakiye 245.70 YTL harcın temyiz eden davalı Koç Allianz Sigorta A.Ş." den
alınmasına. 27.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
18.01.2007 E. 2005/13848 K. 2007/414
SİGORTA HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN UYUŞMAZLIK
MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ
MUTLAK TİCARİ DAVA - GÖREVSİZLİK KARARI
co
m
İMALATÇI VE TÜPGAZ ZORUNLU SORUMLULUK SİGORTASI
6762 s. TTK/4
H
uk
uk
u.
ÖZETİ: Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu uyuşmazlığın
sigorta hukukundan kaynaklanması nedeniyle davanın mutlak ticari dava sayıldığı, bu
durumda uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi tarafından bakılmasının olanaksız
bulunduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsiz olması nedeniyle dava dilekçesinin görev
yönünden reddine, karar kesinleştiğinden dosyanın istek halinde görevli ve yetkili
Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi yerindedir.
in
at
DAVA: Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4.Tüketici Mahkemesi'nce verilen
23.12.2004 tarih ve 2004/1843-2004/52 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili
tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava
dosyası için Tetkik Hakimi Pınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine
dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup,
incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
w.
Ta
zm
KARAR: Davacılar vekili, müvekkillerinin kızı ve kardeşleri olan Yasemin Aydın'ın
Milangaz marka LPG tüpü ile Auer marka şofbenin birlikte kullanılması sonucu oluşan
gazdan dolayı vefat ettiğini, meydana gelen vefat olayı nedeniyle müvekkillerinin maddi ve
manevi zarara uğradığını, davalıların imalatçı ve tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortacısı
olmaları nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek 40.000.000.000 TL.
maddi, 15.000.000.000 TL. manevi olmak üzere toplam 55.000.0000.000 TL. tazminatın
davalılardan faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
w
w
Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu uyuşmazlığın sigorta hukukundan
kaynaklanması nedeniyle davanın TTK.nun 4. maddesi uyarınca mutlak ticari dava sayıldığı,
bu durumda uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi tarafından bakılmasının olanaksız bulunduğu
gerekçesiyle mahkemenin görevsiz olması nedeniyle dava dilekçesinin görev yönünden
reddine, karar kesinleştiğinden dosyanın istek halinde görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi
Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz
etmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere gerektirici sebeplere göre, davacılar
vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz
itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı
bakiye 1.90 YTL. temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18.01.2007 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 3.10.2005
E. 2004/11632 K. 2005/9073
co
m
• TÜPGAZ ZORUNLU SORUMLULUK SİGORTASININ SİGORTA ETTİRENİ
OLAN TÜP MALİKİ ÜRETİCİ ( Bayileri Üzerinde Yeterli Denetim Görevini Yerine
Getirmemesi Nedeniyle Tüpün Patlamasından Kaynaklanan Zarardan Sorumlu
Olması)
• ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN KUSURUNDAN SORUMLULUK ( Tüpgaz Üreticisi ve Sahibi
Olan Davalı Şirketin Bayileri Üzerinde Denetim Görevini Yeterince Yerine Getirmemesi
H
uk
uk
u.
• DENETİM GÖZETİM ÖDEVİNİN YERİNE GETİRİLMEMESİ ( Tüp Üreticisi ve
Maliki Olan Davalı Şirketin Bu Sebeple Meydana Gelen Tüp Patlamasından Dolayı
Doğan Zarardan Sorumlu Olması )
• SİGORTACININ SORUMLULUĞU (Tüpgaz Zorunlu Mali
Sigortasından Dolayı - Zamanaşımı Süresi ve Hesaplanması Usulü )
Sorumluluk
• ZAMANAŞIMI SÜRESİ VE HESAPLANMASI USULÜ ( Tüpgaz Zorunlu Mali
Sorumluluk Sigortasından Dolayı Sigortacının Sorumluluğu - Tüpgaz Patlaması Sonucu
Ölüm Nedeniyle Tazminat Talebi )
818/m.41,55,58,98,100,125
765/m.383
1086/m.417
w.
Ta
zm
in
at
ÖZET : 1- Davalılardan İ. A.Ş., Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta ( TZMSS ) poliçesinin
sigorta ettireni olup, olağan sebep sorumluluğu hallerinden bazılarını düzenleyen BK.nun 55,
58 ve 100 ncü maddeleri, sorumluluğun kaynaklandığı kişi ya da şey üzerinde bir denetim ya
da gözetim ödevi yüklemiştir. Sebep sorumluluğunun ikinci bir türü olan tehlike
sorumluluğunda ise, sorumluluk koşulları, sorumlu aleyhine ağırlaştırılmıştır. İşletme veya
faaliyet ya da nesneye özgün tipik tehlikenin gerçekleşmesiyle sorumluluk doğar. Tüpün
mülkiyeti, bu davalıda olduğuna göre, BK.nun 58 nci maddesinden hareketle sorumluluğu
özen eksikliğine bağlanmalıdır. Başkalarının diğer anlatımla bayi dışındaki yetkisiz kişilerin,
tüpü takma olanağına kavuşması, bu davalının özen borcunu yerine getirmemesinden
kaynaklanmaktadır. Buna neden olan bayiler üzerinde bu davalının denetim ve kontrol
görevini yerine getirmemesi, BK.nun 100 ncü maddesine dayalı sorumluluğunun nedenini de
oluşturmaktadır.
w
w
2- Diğer davalı A Sigorta AŞ. vekilinin temyizine gelince; dava dilekçesinde, bu davalı
bakımından Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası ( TZMSS ) ile Tehlikeli Maddeler Zorunlu
Sorumluluk Sigortası ( TMZSS ) nedeniyle husumet yöneltilmiştir. Sigorta vekili, sadece
tüpgaz zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduklarını, diğer sigorta için poliçe
düzenlenmediğini, esasen rizikonun diğer sigorta teminatı kapsamı dışında da kaldığını
savunmuştur. Gerçekten de, Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel
Şartları'na göre, bu sigorta, evlerde LPG tüpünün gaz kaçırması, infilakı, yangına neden
olması halini kapsamamaktadır. Bu şekilde bir riziko, sadece Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk
Sigortası Genel Şartları'nın 1 nci maddesi kapsamına giren bir rizikodur. Davacılardan
Necati'nin dedantörü iye takmaması ve kapatacağı yerde musluğu açması şeklinde kasti
olmayan eylemi nedeniyle kendi kusurundan yararlanamayacağına ilişkin temyiz itirazları
isabetsiz görülmüştür. Diğer yandan, dava konusu destek tazminatına ilişkin ıslah edilen
bölüme yönelik zamanaşımı defi de yerinde değildir. Zira, davacıların davalılardan sigorta
ettiren aleyhine açtıkları davanın zamanaşımı süresi, aynı zamanda diğer davalı sigorta şirketi
için de geçerlidir. Hukuki sorumluluk üstlenilen ile üstlenen arasında bu yönden bir fark
bulunmamaktadır. Dava, BK.nun 41 nci maddesine dayalı kusuru sorumluluğunu sonuçlayan,
imalatçı hatasına dayalı olarak açılmamış, bayileri aracılığı ile satım yapan sıfatı öne
çıkarılarak, İ. A.Ş. hakkında dava açılmıştır. Nitekim, imalat hatası nedeniyle yangın
meydana gelmediği dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda, gerek satım sözleşmesi nedeniyle
BK.nun 125 nci maddesinde yazılı 10 yıllık süre, gerekse uzamış ceza zamanaşımı süresi
içinde yapılan ıslaha konu istem bölümü zamanaşımına uğramamıştır.
co
m
DAVA : Taraflar arasında görülen davada K. Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen
18.03.2004 tarih ve 2001/87 - 2004/124 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri
tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava
dosyası için Tetkik Hakimi S. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya
içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten
sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
H
uk
uk
u.
KARAR : Davacılar vekili, davacıların evindeki katalitik sobanın İ. markalı tüpünün
yatarken kapatılması sırasında alev alıp, yangın çıktığını, davacıların eşi ve annesi olan Hatice
ile davacıların kızı ve kardeşleri S. ve S.'nın yanarak öldüğünü, davalılardan sigortanın
tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk sigortası ile tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortası
nedeniyle ölen kişi başına 1.500.000.000.- TL olmak üzere her iki poliçe için 9.000.000.000.TL toplam limit ile sorumlu olduğunu, diğer davalının dolum yapan firma olarak sorumlu
olduğunu ileri sürerek, toplam 16.000.000.000.- TL destek tazminatı ile aynı miktar manevi
tazminatın tahsilini, 23.09.2002 tarihli dilekçe ile olay tarihinden itibaren temerrüt faiziyle
birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, 05.06.2003 tarihli ıslah dilekçesi ile de talep miktarı
50.118.840.952.-TL.'ya yükseltilmiştir.
in
at
Davalı sigorta şirketi vekili ile diğer davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece,
dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalılardan İ. A.Ş.nin imalatçı
olarak BK.nun 58 nci maddesi uyarınca özen eksikliğine dayalı sorumluluğunun bulunduğu,
katalitik sobaya davacılardan Necati'nin tüpü takması olanağı yaratılmasının bu özensizlik
durumunu ifade ettiği, buna neden olan bayiler üzerinde bu davalının denetim ve kontrol
görevini yerine getirmediği, diğer davalı sigortanın poliçe limiti ile sorumlu olduğu
gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
w.
Ta
zm
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
w
w
1- Davalılardan İ. A.Ş., Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta ( TZMSS ) poliçesinin sigorta
ettireni olup, olağan sebep sorumluluğu hallerinden bazılarını düzenleyen BK.nun 55, 58 ve
100 ncü maddeleri, sorumluluğun kaynaklandığı kişi ya da şey üzerinde bir denetim ya da
gözetim ödevi yüklemiştir. Sebep sorumluluğunun ikinci bir türü olan tehlike sorumluluğunda
ise, sorumluluk koşulları, sorumlu aleyhine ağırlaştırılmıştır. İşletme veya faaliyet ya da
nesneye özgün tipik tehlikenin gerçekleşmesiyle sorumluluk doğar. Tüpün mülkiyeti, bu
davalıda olduğuna göre, BK.nun 58 nci maddesinden hareketle sorumluluğu özen eksikliğine
bağlanmalıdır. Başkalarının diğer anlatımla bayi dışındaki yetkisiz kişilerin, tüpü takma
olanağına kavuşması, bu davalının özen borcunu yerine getirmemesinden kaynaklanmaktadır.
Buna neden olan bayiler üzerinde bu davalının denetim ve kontrol görevini yerine
getirmemesi, BK.nun 100 ncü maddesine dayalı sorumluluğunun nedenini de oluşturmaktadır.
Bakanlık tebliğlerinde, takma kusurunun bayilerle sınırlandırılması, bu davalı ile bayileri
arasındaki iç ilişkiye ilişkin bir düzenleme olup, zarar gören 3 ncü kişileri bağlayıcı ve
etkileyici bir düzenleme değildir. Bu davalının bayisi M.'ın, tüpü kendisinin takmaması, bunu
müşteriye bırakması sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle TCK.nun 383/2 nci maddesi ile
cezalandırılması istemiyle hakkında açılan dava, 4616 sayılı Yasa gereğince ertelenmiş ise de,
ceza dosyasındaki deliller ile davacılardan N.'nin aynı suçtan mahkumiyetinin kesinleştiği
ceza ilamında, N. 'nin dedantörü iyi bağlamadığı, gaz kaçırmasına neden olduğu şeklinde
eyleminin belirlenmesi, bu davalının sözleşmelisi olan bayiinin kusurunu yeterince ortaya
koymaktadır. Davacılardan N.'nin eylemi ile bayiinin eylemi ve sorumluluk nedenleri
birbirinden farklıdır. Bu itibarla, N.'nin kusurlu olması, bayiinin üzerinde denetim yapmayan
i. A.Ş.nin BK.nun 58 ve 100 ncü maddelerine dayalı kusursuz sorumluluğunu
etkilemeyecektir.
Bu açıklamalara ve hüküm yerindeki gerekçelere göre, davalılardan İpragaz AŞ.nin tüm
temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
co
m
2- Diğer davalı A Sigorta AŞ. vekilinin temyizine gelince; dava dilekçesinde, bu davalı
bakımından Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası ( TZMSS ) ile Tehlikeli Maddeler Zorunlu
Sorumluluk Sigortası ( TMZSS ) nedeniyle husumet yöneltilmiştir. Sigorta vekili, sadece
tüpgaz zorun sorumluluk sigortacısı olduklarını, diğer sigorta için poliçe düzenlenmediğini,
esasen rizikonun diğer sigorta teminatı kapsamı dışında da kaldığını savunmuştur. Gerçekten
de, Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları'na göre, bu
sigorta, evlerde LPG tüpünün gaz kaçırması, infilakı, yangına neden olması halini
kapsamamaktadır. Bu şekilde bir riziko, sadece Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel
Şartları'nın 1 nci maddesi kapsamına giren bir rizikodur.
H
uk
uk
u.
Bu genel şartların 1/son maddesinde, " ... sigorta ettirenin kusurlu olup olmadığına
bakılmadan zarara uğrayan 3 ncü kişilerin tazminatı ödenir. Zararın LPG tüpünün takılması
sırasında servis hatasından, kullanıcının kullanım hatasından, tüpün imalat hatasından, dolum
hatasından, hortum, kelepçe, dedantör, cihaz, musluk hatalarından meydana gelmesi durumu
değiştirmez" hükmüne yer verilmiştir. Aynı genel şartların 3/a bendine göre, "olaya kasten
neden olan kişilerin zarar ve ziyan talepleri" teminat dışı olduğuna nazaran, davacılardan
Necati'nin dedantörü iye takmaması ve kapatacağı yerde musluğu açması şeklinde kasti
olmayan eyleminin, teminat dışı bu halin kapsamı dışında kaldığı kuşkusuzdur. Bu itibarla,
davacılardan Necati'nin kendi kusurundan yararlanamayacağına ilişkin temyiz itirazları
isabetsiz görülmüştür.
w.
Ta
zm
in
at
Öte yandan, dava dilekçesinde istenmeyen temerrüt faizi, davacılar vekilinin 23.09.2002
tarihli dilekçesi ile istenmiş olup, harçlandırılmamıştır. Esasen, müddeabih niteliği olmayan
bu temerrüt faizi isteminin ıslah istemine konu olması mümkün de değildir. Sadece, iddianın
genişletilmesi biçiminde ileri sürülebilmesi ya da ek bir davaya konusu olması mümkündür.
Davacılar vekilinin 23.09.2002 tarihli bu dilekçesi, esasen iddianın genişletilmesi niteliğinde
olup, bu dilekçeye karşı davalılardan sigorta şirketi vekili, esasa ilişkin bir savunma olan
zamanaşımı defi ile karşı çıkmış olup, iddianın genişletilmesine muvafakatı olmadığı şeklinde
usuli bir tarzda karşı çıkması gerekirken, bunu yapmamıştır. Bu itibarla, faiz isteminin
zamanaşımına uğradığına ilişkin aksi yöndeki temyiz itirazları isabetsizdir. Kaldı ki, asıl
istemin tabi olduğu uzamış ceza zamanaşımı süresi içerisinde, bu dilekçe verilmiştir.
w
w
Diğer yandan, dava konusu destek tazminatına ilişkin ıslah edilen bölüme yönelik zamanaşımı
defi de yerinde değildir. Zira, davacıların davalılardan sigorta ettiren aleyhine açtıkları
davanın zamanaşımı süresi, aynı zamanda diğer davalı sigorta şirketi için de geçerlidir.
Hukuki sorumluluk üstlenilen ile üstlenen arasında bu yönden bir fark bulunmamaktadır.
Dava, BK.nun 41 nci maddesine dayalı kusuru sorumluluğunu sonuçlayan, imalatçı hatasına
dayalı olarak açılmamış, bayileri aracılığı ile satım yapan sıfatı öne çıkarılarak, İ. A.Ş.
hakkında dava açılmıştır. Nitekim, imalat hatası nedeniyle yangın meydana gelmediği dosya
kapsamı ile sabittir. Bu durumda, gerek satım sözleşmesi nedeniyle BK.nun 125 nci
maddesinde yazılı 10 yıllık süre, gerekse uzamış ceza zamanaşımı süresi içinde yapılan ıslaha
konu istem bölümü zamanaşımına uğramamıştır. ( Dairemiz'in 20.09.1979 tarih ve 3398-4053
sayılı ilamı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 'nun 06.05.1992 tarih ve 13-213/315 sayılı ilamı
da bu yöndedir ). Bu itibarla, aksi yöndeki temyiz itirazları isabetsizdir.
Bu açıklamalara ve hüküm yerindeki diğer gerekçelere göre, davalılardan sigorta şirketi
vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3- Dava dilekçesinde iki ayrı poliçe nedeniyle, üç kişinin ölümüne isabet eden toplam
9.000.000.000.- TL limitin davalılardan sigortadan tahsili istenmiş olup, gerekçeden ve
hüküm fıkrasından, hangi poliçeden ve limitten bu davalının sorumlu tutulduğu
anlaşılamamakta olup, infazda tereddüt ortaya çıkacağı muhakkaktır. Bu itibarla, hükmün bu
nedenle bozulması gerekmiştir.
co
m
Diğer yandan, limiti aşan tazminat miktarına hükmedilmesi halinde yargılama giderleri ve
vekalet ücretinin, tazminatın limite olan oranına göre indirime ilişkin Zorunlu Mali
Sorumluluk Sigorta Poliçesi ve IMSS Genel Şartları'nda bulunan hüküm, dava konusu her iki
sigorta genel şartlarında yer almamakta ise de, HUMK.nun 417 nci maddesi karşısında bu
davalının limitten fazla olarak hükmedilen tazminat miktarının yargılama giderinden ve
vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Bu itibarla, bu yönden de hükmün
bozulması gerekmiştir.
H
uk
uk
u.
4- Davacılar vekilinin temyizine gelince; her iki poliçe genel şartlarının aynı 11 ve 12 nci
madde hükümlerinden, zarar görenin, sigortadan talepte bulunması gerektiği sonucu
çıkmaktadır. Davacılar vekili,davadan önce, davalılardan sigortanın temerrüde düşürüldüğünü
iddia ve ispat etmemiş olup, bu davalının, dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü
gerekir. Temerrüt faizini tüm davalılar için dava tarihinden başlatan mahkemenin, bu
uygulaması, davalılardan sadece sigorta şirketi bakımından doğru olmuştur.
Bu açıklamaya ve hüküm yerindeki gerekçelere göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin
kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazının reddi gerekmiştir.
in
at
5- Davacılar, murislerinin ölümü nedeniyle destek tazminatından yoksun kaldıklarına,
davacılar ile davalılardan İ. A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin satım sözleşmesi olmasına bağlı
olarak, SK. nun 98 nci maddesi yollamasıyla haksız eyleme ilişkin hükümlerin kıyasen
uygulanması gerektiğine göre, ölüm olayı tarihinden itibaren davalılardan İ. A.ş. bakımından,
temerrüt faizi uygulanması gerekirken, bu davalı bakımından da dava tarihinin, temerrüt
faizine başlangıç alınması doğru olmamıştır.
w
w
w.
Ta
zm
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan İ. A.Ş. vekilinin tüm
temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan sigorta şirketi
vekilinin, 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının
reddine, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan sigorta şirketi vekilinin, 5 nolu bentte
açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar ve
davalılardan sigorta şirketi yararına ayrı ayrı BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın
isteği halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 17.4.2003 E. 2002/11202 K. 2003/3881
co
m
• TÜPGAZ ZORUNLU SORUMLULUK SİGORTASININ KAPSAMI ( Gaz Kaçağının
Tüpten Değil Şofbendeki Üretim Hatasından Kaynaklanması - Sigortacının
Sorumluluğunun Bulunmaması )
• SİGORTACININ SORUMLULUĞUNUN BULUNMAMASI ( Tüpgaz Zorunlu
Sorumluluk Sigortasının Tüpten Kaynaklanan Hasarları Teminat Altına Alması Davacılar Murisinin Şofbendeki Üretim Hatasından Kaynaklanan Gaz Kaçağı Sonucu
Ölmüş Olması )
H
uk
uk
u.
• ŞOFBENDEKİ ÜRETİM HATASI SONUCU MEYDANA GELEN GAZ KAÇAĞI
SONUCU ÖLÜM ( Tüpten Kaynaklanan Bir Zarar Bulunmadığından Tüpgaz Zorunlu
Sorumluluk Sigortası Kapsamına Girmemesi )
6762/m.1334,1335,1338
w.
Ta
zm
in
at
ÖZET : Dava, hiçbir edim yükümlülüğü ihtiva etmeyen ve fakat koruma yükümlülüğüne
dayanan, 3. şahsı koruyucu etkili bir borç ilişkisi doğuran akte aykırılık hükümlerine
dayanılarak, zarara neden olan tüp ve şofben imalatçısı A... A.Ş. ile onun tüpgaz zorunlu
sorumluluk sigortacısına yöneltilen, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, görüşüne başvurulan bilirkişi kurulunun 16.07.2001 tarihli raporuna göre,
olayda A... markalı tüpün gaz kaçırması söz konusu değildir. Olaya, ortamdaki oksijen gazı
tehlikeli sınıra geldiğinde yanmayı durduran bir sensörle donatılmayan şofbendeki bu imalat
hatası %75, üretilen gazın dışarı atılmasını sağlamayan baca bağlantısı %25 oranında etkili
olmuştur. Bu durum karşısında, Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası, LPG tüpünün verdiği
zararları teminat altına aldığına, şofbenin bu sigorta kapsamında olmadığına ve olayda tüpten
kaynaklanan bir etki de bulunmadığına göre, mahkemece, davalı sigorta şirketi hakkındaki
davanın reddine karar verilmek gerekirken, davalıların müteselsilen sorumluluklarına
hükmedilmesi hatalıdır.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Sarıyer Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen
25.04.2002 tarih ve 2001/87-2002/309 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar
vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla,
dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya
içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten
sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
w
w
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi Önder'in, 4.4.2000 tarihinde evinde banyo
yaparken şofbende takılı A... markalı tüpün gaz kaçırması sonucu vefat ettiğini ileri sürerek,
davacı Zeliha için ( 13.000.000.000 ) TL. Hulusi için ( 8.000.000.000 ) TL. destekten yoksun
kalma tazminatı ve her bir davacı için ayrı ayrı ( 5.000.000.000 ) TL. manevi tazminatın olay
tarihinden itibaren reeskont oranında temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen
tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı A... A.Ş. vekili, talebin haksız olduğunu, davalı sigorta şirketi vekili, olayın işyerinde
meydana gelmemesi nedeniyle tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk sigortası kapsamında
bulunmadığını, zarara neden olan tüpün A... markalı olması halinde tüpgaz zorunlu
sorumluluk sigortacısı poliçesi teminatlarıyla sınırlı olarak sorumlu bulunduklarını
savunmuştur.
co
m
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, muris Önder'in gaz
zehirlenmesi sonucu öldüğü, davalı A... A.Ş.nin imalatçı sıfatıyla ve yüksek bir özen
yükümlülüğünü gerektiren kusur sorumluluğuna göre %100 kusur oranında sorumlu olacağı,
davalı sigorta şirketi vekilinin, şofbenin teminat kapsamına girmediği savunmasına katılmanın
mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı Hulusi için ( 7.360.532.954
) TL, Zeliha için ( 10.451.883.784 ) TL. destekten yoksunluk tazminatının ve her bir davacı
için ayrı ayrı ( 3.000.000.000 ) TL. manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren yasal faiziyle
birlikte davalılardan ( davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun maddi tazminat talebiyle ve
1.500.000.000 TL. poliçe limitiyle sınırlı olması kaydıyla ) müteselsilen tahsiline karar
verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
H
uk
uk
u.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan
delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre,
davalı A... A.Ş. vekilinin, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın
onanması gerekmiştir.
w.
Ta
zm
in
at
2-Davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, hiçbir edim yükümlülüğü
ihtiva etmeyen ve fakat koruma yükümlülüğüne dayanan, 3. şahsı koruyucu etkili bir borç
ilişkisi doğuran akte aykırılık hükümlerine dayanılarak, zarara neden olan tüp ve şofben
imalatçısı A... A.Ş. ile onun tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortacısına yöneltilen, maddi ve
manevi tazminat istemine ilişkindir. Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın
1. maddesi uyarınca bu sigorta, LPG tüpleyen firmaların, doldurdukları veya tüketiciye intikal
ettirdikleri "tüplerin", kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilakı, gaz kaçırması, yangın
çıkarması sonucu ( kusurları olsun veya olmasın ) verecekleri bedeni veya maddi zararlara
karşı sorumluluklarını temin eder. Mahkemece, görüşüne başvurulan bilirkişi kurulunun
16.07.2001 tarihli raporuna göre, olayda A... markalı tüpün gaz kaçırması söz konusu
değildir. Olaya, ortamdaki oksijen gazı tehlikeli sınıra geldiğinde yanmayı durduran bir
sensörle donatılmayan şofbendeki bu imalat hatası %75, üretilen gazın dışarı atılmasını
sağlamayan baca bağlantısı %25 oranında etkili olmuştur. Bu durum karşısında, Tüpgaz
Zorunlu Sorumluluk Sigortası, LPG tüpünün verdiği zararları teminat altına aldığına, şofbenin
bu sigorta kapsamında olmadığına ve olayda tüpten kaynaklanan bir etki de bulunmadığına
göre, mahkemece, davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmek
gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
w
w
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı A...A.Ş. vekilinin tüm
temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle
davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı sigorta şirketi
yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 975.848.000 lira temyiz ilam harcının
temyiz eden davalı A... A.Ş.den alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz
eden davalı K... A... Sigorta A.Ş.ne iadesine, 17.04.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
22.10.2002, E.2002/6196 K.2002/9474
•TÜPGAZ ZORUNLU SORUMLULUK SİGORTASI • TÜPGAZ ZEHİRLENMESİ SONUCU ÖLÜM
(Sigortacının sorumluluğu)
H
uk
uk
u.
co
m
ÖZET : Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 1/Son maddesinde
"LPG tüplerinin kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilakı, gaz kaçırması,
yangın çıkarması sonucu kusurları olsun veya olmasın verecekleri bedeni ve maddi
zararların sigorta güvencesi kapsamında olduğu" belirtilmesine göre, gaz kaçırması
sonucu murislerini yitiren davacılara anılan poliçede yazılı limitleri aşmamak kaydı ile
uğradıkları destekten yoksun kalma zararını davalı sigortadan talep etme hakları
bulunduğu gözden kaçırılarak ve davacıların murislerinin ölümlerine yol açan
karbonmonoksit zehirlenmesinin bağımsız bir riziko türü değil, gaz sızmasına bağlı
ölümün tıbbi terminolojik karşılığı olduğu dikkate alınmaksızın yanılgılı nitelendirme
ile yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
in
at
DAVA: Taraflar arasında görülen davada Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’nce
verilen 22.11.2001 tarih ve 2000/l457-2001/1667 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi
duruşmalı olarak davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen
22.10.2002 günde davacı avukatı Vural Soytekin gelip, davalı avukatı tebligata rağmen
gelmediğinden temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır
bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre
darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için
Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya
içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten
sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
w.
Ta
zm
KARAR : Davacılar, müvekkillerinin ebeveynleri ve kardeşlerinin elektrik kesilmesi üzerine
davalılardan Aygaz A.Ş.nin ürettiği tüplü lüks lambası yakılıp, aydınlatmada kullanılması ve
kapatıldıktan sonra sızan gazdan zehirlenerek öldüklerini, davalı üretici ve onun mali
sorumluluk sigortacısı olan diğer davalının müvekkillerinin destekten yoksun kalmalarından
sorumlu olduklarını ileri sürerek, cenaze giderleri ve destekten yoksun kalma tazminatı olarak
(10.000.000.000) TL nin her iki davalıdan, (15.000.000.000) TL manevi tazminatın ise davalı
Aygaz A.Ş. den tahsilini talep ve dava etmiştir.
w
w
Davalılardan Aygaz A.Ş. vekili, aydınlatma lüksü gerecine bağlanan tüpün müvekkilince
üretildiğinin belli olmadığını, gaz sızmasının 252 m2lik bir evde zehirlenmeye yol
açamayacağını, davacıların zarar iddialarının ve manevi tazminat talep miktarının yerinde
olmadığını savunarakdavanın reddini istemiştir.
Diğer davalı Koç Allianz Sigorta A.Ş vekili, diğer davalının Zorunlu Tüpgaz ve Tehlikeli
Maddeler Zorunlu Sorumluluk Poliçesi ile müvekkiline sigortalı olduğunu, Tehlikeli
Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortası'nın sadece satışın, yapıldığı işyeri ile sınırlı
olduğunu; daha geniş güvenceli Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortasından yararlanabilmek
için tüpün sigorta ettirence üretildiğinin ispatı gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun ölen
kişi başına (1.500.000.000) TL ilesınırlı olduğunu savunmuştur.
. •
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
co
m
Mahkemece; tanık anlatımlarına davacılar murislerinin ölüm belgelerine, kusura ilişkin
bilirkişi raporlarına dayanılarak kullanılan tüpte herhangi bir üretim hatasının bulunmadığı,
davacılar murislerinin aynı odada havalandırma yapmaksızın tüpü devamlı yakmaları sonucu
oluşan karbonmonoksit gazının zehirleyici etkisinden öldükleri, tüpgaz zorunlu sigortasından
yararlanabilmek için tüplerin kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilak, gaz kaçırması
ve yangın sonucu bedeni ve maddi zararların doğmasının gerektiği, karbonmonoksit
zehirlenmesinin bu hallere girmediği, aksi yöndeki bilirkişi görüşünün yerinde olmadığı,
davalıların BK’nun 41 vd. maddelerinde belirtilen biçimde kusur ve sorumluluklarının
bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
in
at
H
uk
uk
u.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde
dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön
bulunmamasına göre, davacılar vekilince davalılardan Aygaz A.Ş.ne yöneltilen temyiz
itirazları yerinde görülmediğinden davalılardan AYGAZ A.Ş ile ilgili verilen kararın
onanması gerekmiştir.
2- Diğer davalı Koç Allianz Sigorta A.Ş. ile ilgili temyiz itirazlarına gelince:
Zararlandırıcı olayın meydana geldiği yer bakımından davacıların Tehlikeli Maddeler
Zorunlu Sorumluluk Sigortası Poliçesine göre bir talepte bulunmaları mümkün değil ise de,
LPG tüpünün kullanılmak üzere bulundurulduğu yerde oluşan zararlardan ötürü
uygulanması gereken Tüpgaz Zorunlu SorumlulukSigortası Genel Şartları’nın 1/Son
maddesinde yer alan "tüplerin kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilakı, gaz
kaçırması, yangın çıkarması sonucu kusurları olsun veya olmasın verecekleri
bedeni ve maddi zararların sigorta güvencesi kapsamında olduğu" hükmünün bilirkişilerce
de isabetle belirtildiği üzere, gaz kaçırması sonucu murislerini yitiren davacılara anılan
poliçede yazılı limitleri aşmamak kaydı ile uğradıkları destekten yoksun kalma zararını
davalı sigortadan talep etme hakkı kazandırdığı gözden kaçırılarak ve davacıların
murislerinin ölümlerine yol açan karbonmonoksit zehirlenmesinin bağımsız bir riziko türü
değil, gaz sızmasına bağlı ölümün tıbbi terminolojik karşılığı olduğu dikkate alınmaksızın
yanılgılı nitelendirme ile yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
w
w
w.
Ta
zm
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin davacılardan
Aygaz A.Ş. ye yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu davalı hakkındaki kararın
ONANMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Koç Allinaz Sigorta A.Ş. ye
yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu yön bakımından BOZULMASINA,
(250.000.000) TL vekillik ücretinin davalılardan Koç Allianz Sigorta A.Ş. den alınarak
davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine,
22.10.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 9.4.2002 E. 2002/2303 K. 2002/3341
• TÜPGAZ ZEHİRLENMESİ SONUCU ÖLÜM ( Zehirlenmeye Davalı Firmaya Ait
Tüpün Sebep Olduğunun Tutanakla Tesbiti - Tutanak ve Tanık Beyanlarına Göre
Husumet İtirazının Çözümlenmesi Gereği )
co
m
• LPG ZEHİRLENMESİ SONUCU ÖLÜM ( Zehirlenmeye Sebep Olan Tüp Markasının
Tesbitiyle Husumet İtirazının İncelenmesi Gereği - Davalı Üretici Firmayla Tüp
Kullanıcısı Arasında Sözleşme Bulunmadığı Gerekçesiyle Davanın Reddedilemeyeceği )
H
uk
uk
u.
• DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI TALEBİ ( Tüpgaz Zehirlenmesi
Sonucu Ölüm - Zehirlenmeye Davalı Firma Tarafından Üretilen Tüpün Sebep Olup
Olmadığının Tesbiti Gereği )
• TEHLİKELİ MADDELER ZORUNLU SORUMLULUK SİGORTA POLİÇESİNİN
KAPSAMI ( İşyerinde Meydana Gelen Zehirlenme Olayının Bu Kapsama Girmemesi Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Kapsamında Üçüncü Kişilerin Uğradığı
Zararların Karşılanması Gereği )
818/m.41
w.
Ta
zm
in
at
ÖZET : 1- Dava, davacıların desteğinin tüpgazdan sızan gazdan öldüğü iddiası ile bu tüp
satıcısı olan davalı firma ile birlikte Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası teminatından,
destekten yoksun kalma tazminatı ile birlikte manevi tazminat istemine ilişkindir. Tutulan
tutanaktan banyoda kullanılan tüpün T... markalı bulunduğu ileri sürülmüş olup, davacı kanıt
olarak bu tutanağa ve tanık anlatımlarına dayandığına göre, öncelikle husumet itirazının
çözümlenmesi için bu tanıkların dinlenmesi ve diğer kanıtlarla birlikte değerlendirilerek,
ölüme neden olan tüpgazın davalıya ait olup olmadığının tesbit edilmesi gerekirken, akti
ilişkinin mevcut olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Davalı sigorta şirketince Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Poliçesi sunulduğuna
göre, ayrıca davalı sigorta şirketi nezdinde Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi
bulunup bulunmadığı gerektiğinde sigorta şirketi kayıtları üzerinde incelenip araştırılmak ve
sonucuna göre hüküm kurulmak gerekirken, sadece davalı sigortacının beyanına dayanılarak,
yazılı gerekçe ile davalı sigortacı yönünden de davanın reddi hatalıdır.
w
w
DAVA : Davacılar vekili, müvekkillerinin eşi ve annesi olan H... G...'nin şofbende kullandığı
davalı firmaya ait T..... tüpünden sızan gazdan zehirlenerek vefat ettiğini, davalı sigorta
şirketinin Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortacısı olduğunu, müvekkillerinin maddi ve
manevi destekten yoksun kaldıklarını ileri sürerek, 10.000.000.000.-TL maddi ve
3.000.000.000.-TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davaya cevap veren G... A.Ş. vekili, husumet yöneltilen T... dolum tesisinin ne tüzel ne de
gerçek kişi olduğunu, bu şekilde husumet yöneltmenin temsilcide hata sayılamayacağını,
davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların murisinin T... tüp kullandığının sabit
olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta vekili, dava konusu zararın teminat dışında kaldığını savunarak, davanın
reddini istemiştir.
KARAR : Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekilinin temyizi
üzerine Dairemiz'in 10.12.2001 gün ve 2001/6866 - 9721 sayılı kararı ile onanmıştır.
Davacılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dava, davacıların desteğinin tüpgazdan sızan gazdan öldüğü iddiası ile bu tüp satıcısı olan
davalı firma ile birlikte Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası teminatından, destekten yoksun
kalma tazminatı ile birlikte manevi tazminat istemine ilişkindir.
co
m
Dava, T... Dolum Tesisleri Genel Müdürlüğü aleyhine karşı açılmış olup, davaya cevap veren
G... A.Ş. vekili, husumet itirazında bulunmuş ise de, davanın esasına da cevap vermiş ve
davayı başından sonuna kadar takip etmek suretiyle pasif husumeti üstlenmiş bulunmaktadır.
Mahkemece buna karşın tüzel kişiliği bulunmayan T... firmasının karar yerinde davalı
gösterilmesi doğru değildir.
H
uk
uk
u.
Davacılar murisinin ölümüne 08.03.1998 tarihli otopsi raporuna göre, CO ve LPG
zehirlenmesinin neden olduğu anlaşılmış ve tanıklarca tutulan tutanaktan banyoda kullanılan
tüpün T... markalı bulunduğu ileri sürülmüş olup, davalıca, bu iddia kabul edilmemiştir.
Davacı kanıt olarak bu tutanağa ve tanık anlatımlarına dayanıldığına göre, öncelikle husumet
itirazının çözümlenmesi için bu tanıkların dinlenmesi ve diğer kanıtlarla birlikte
değerlendirilerek, ölüme neden olan tüpgazın davalıya ait olup olmadığının tesbit edilmesi
gerekirken, akti ilişkinin mevcut olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öte
yandan, davada T... tüpü kullanıldığı kabul edilmeyerek davalının pasif husumet ehliyeti
bulunmadığı kabul edildikten sonra, bu kez bu tüp kullanılmış gibi zamanaşımı nedeniyle
davanın reddine karar verilmiş olması da çelişkili bir kabul oluşturmuştur.
w.
Ta
zm
in
at
2-Diğer yandan, zararlandırıcı eylemin işyerinde meydana gelmesi nedeniyle davacıların
Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Poliçesi'nden bir talepte bulunmaya hakları yok ise
de, LPG tüpünün kullanılmak üzere bulundurulduğu yerde meydana gelen zararlardan ötürü
uygulanması gereken Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın 1/son
maddesinde "zarar meydana geldiğinde sigorta ettirenin kusurlu olup olmadığına bakılmadan
zarara uğrayan 3 ncü şahısların tazminatı ödenir. Zararın LPG tüpünün takılması sırasında
servis hatasından, kullanıcının kullanma hatasından, tüpün imalat hatasından, dolum
hatasından, hortum, kelepçe, dedantör, cihaz, musluk hatalarından meydana gelmesi durumu
değiştirmez" denilmektedir. Davalı sigorta şirketince Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk
Poliçesi sunulduğuna göre, ayrıca davalı sigorta şirketi nezdinde Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk
Sigorta Poliçesi bulunup bulunmadığı gerektiğinde sigorta şirketi kayıtları üzerinde incelenip
araştırılmak ve sonucuna göre hüküm kurulmak gerekirken, sadece davalı sigortacının
beyanına dayanılarak, yazılı gerekçe ile davalı sigortacı yönünden de davanın reddi eksik
incelemeye dayalı olmakla doğru görülmediği gibi sözkonusu kararı onayan Dairemiz'in
10.12.2001 gün ve 2001/6866-9721 sayılı onama kararı isabetli bulunmadığından, davacılar
vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
w
w
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) ve ( 2 ) nolu bentlerde yazılı nedenlerle, Dairemiz'in 10.12.2001 gün
ve 2001/6866-9721 sayılı onama kararının kaldırılarak, kararın davacılar yararına
BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği
halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 09.04.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 11.2.2002 E. 2001/8923 K. 2002/1069
co
m
• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT (Davacının Kızının Banyo Yaparken Davalı
Tarafından Üretilen Tüpten Sızan Gaz Neticesi Vefat Etmesi Nedeniyle )
• TÜP İMALATÇISININ SORUMLULUĞU (Ölüm Olayının Tüpgazın İmalat
Hatasından mı Yoksa Kullanım Hatasından mı Kaynaklandığının Araştırılması )
H
uk
uk
u.
• SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLULUĞU ( Ölümün Karbonmonoksit Zehirlenmesi
Sonucu Olmasına Göre Poliçe Teminatının Miras Payları Oranında Sigorta Şirketinden
Tahsilinin Gerekmesi )
818/m.41,55
ÖZET : Ölüme neden olan olayın tüpgazın imalat hatasından mı, yoksa kullanım hatasından
mı kaynaklandığının ve dolayısı ile ölüm olayından davalının bu sıfatla, yani imalatçı olarak
sorumlu tutulup tutulamayacağının belirlenebilmesi için uzman bilirkişi heyetinden rapor
alınarak, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekir.
in
at
Zararlandırıcı sonucun meydana gelmesi halinde, kusur durumuna bakılmaksızın, ölümün
karbonmonoksit zehirlenmesi sonucunda olduğu da sabit olduğuna göre, poliçe teminatının
miras payları oranında, davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacılara ödenmesi gerektiğidir.
w.
Ta
zm
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Küçükçekmece Asliye 2.Hukuk Mahkemesi'nce
verilen 6.7.2001 tarih ve 2000/1246-2001/1096 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi
davacılar tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla,
dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve
yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup,
incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin kızları Sibel Kuru'nun evlerinde banyo yaparken
davalılardan Aygaz A.Ş. tarafından üretilen tüpten sızan gaz neticesinde vefat ettiğini, diğer
davalının ise, Tehlikeli Maddeler Sorumluluk sigortacısı ve aynı zamanda Tüpgaz Zorunlu
Sorumluluk sigortacısı olduğu ve doğan zarardan poliçe teminatları kapsamında sorumlu
olduğunu belirterek, 20.000.000.000 lira destekten yoksun kalma zararı ile 5.000.000.000 lira
manevi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
w
w
Davalı sigorta şirketi vekili, Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortasının yer olarak,
bu maddelerin üretimi ve satışı yapılan yer ile sınırlı olduğunu, olaya neden olan tüpün Aygaz
markalı olması halinde Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk sigortasından 1.500.000.000 lira ödeme
yapılabileceğini bildirmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara nazaran, ispatlanamayan davanın reddine
karar verilmiştir. Karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacıların desteğinin tüpgazdan sızan gazdan öldüğü iddiası imalatçının sorumluğu
ile birlikte Tehlikeli Maddeler ve Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortaları teminatından,
destekten yoksun kalma tazminatı ile birlikte manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların kızlarının ölümüne, 14.11.2000 tarihli otopsi raporuna göre karbonmonoksit
zehirlenmesinin neden olmasına ve gerek 2.8.2000 tarihli tutanak gerekse, tanık anlatımlarına
göre, banyoda kullanılan tüpün Aygaz markalı olduğunun açıkça anlaşılmasına nazaran,
ölüme neden olan olayın tüpgazın imalat hatasından mı, yoksa kullanım hatasından mı
kaynaklandığının ve dolayısı ile ölüm olayından davalı Aygaz A.Ş.nin bu sıfatla, yani
imalatçı olarak sorumlu tutulup tutulamayacağının belirlenebilmesi için uzman bilirkişi
heyetinden rapor alınarak, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken, hiçbir
gerekçe içermeksizin yazılı şekilde bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi
doğru olmamış ve kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
H
uk
uk
u.
co
m
2-Zararlandırıcı eylemin işyerinde meydana gelmemesi nedeniyle davacıların Tehlikeli
Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigorta poliçesinden bir talepte bulunmaya hakları yok ise de,
LPG tüpünün kullanılmak üzere bulundurulduğu yerde meydana gelen zararlardan ötürü
uygulanması gereken Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın 1/son
maddesinde "...zarar meydana geldiğinde sigorta ettirenin kusurlu olup, olmadığına
bakılmadan zarara uğrayan üçüncü şahısların tazminatı ödenir. Zararın LPG tüpünün
takılması sırasında servis hatasından, kullanıcının kullanma hatasından, tüpün imalat
hatasından, dolum hatasından, hortum, kelepçe, dedantör, cihaz, musluk hatalarından
meydana gelmesi durumu değiştirmez. "denilmektedir. Bundan anlaşılması gereken,
zararlandırıcı sonucun meydana gelmesi halinde, kusur durumuna bakılmaksızın, ölümün
karbonmonoksit zehirlenmesi sonucunda olduğu da sabit olduğuna göre, poliçe teminatının
miras payları oranında, davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacılara ödenmesi gerektiğidir.
Mahkemece, bu hususa dikkat edilmeksizin bu davalı yönünden de reddine karar verilmesi
hatalı olmuş ve kararın açıklanan nedenle dahi davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
w
w
w.
Ta
zm
in
at
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) ve ( 2 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin
temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA,ödediği temyiz
peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.2.2002 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 20.9.1979 E. 1979/3398 K. 1979/4053
• TÜP GAZ PATLAMASINDA YAPIMCININ VE ACENTANIN SORUMLULUĞU
• SORUMLULUK SİGORTASI
818/m.41
co
m
• SATILANIN AYIPLI OLMAMASINI GARANTİ
H
uk
uk
u.
DAVA VE KARAR : Davacı vekili müvekkilinin aşçı dükkanında kullanılmak üzere davalı
A.Ş. tarafından imal edilen ve diğer davalı sigorta şirketine sigortalı olan gaz tüpünü A.Ş.'in
bayii olan kollektif şirketten satın aldığını, ancak tüpün kullanılması sırasında patlayarak
işyerlerinde hasara neden olduğunu, uzman bilirkişice tüpün imalinde kullanılan malzemenin
Türk Standardına uymadığı gibi kaynak teknolojisine aykırı üretildiğinin saptandığını
bildirerek hasar ve kazanç kaybı tutarı 22.000 liranın tahsiline karar verilmesini talep ve dava
etmiştir.
Davalı sigorta vekili savunmasında yetki ve işbölümü itirazıyla birlikte sigorta sözleşmesinin
davalı A.Ş. ile sadece kendilerini bağlar nitelikte olduğunu, davacının sözleşmede taraf
olmadığını ve patlamanın kullanma kusurundan doğabileceğini bildirerek davanın reddini
istemiştir.
in
at
Davalı kollektif şirket savunmasında kendilerine husumet yöneltilemiyeceğini ve istenilen
zararın yüksek olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı A.Ş. vekili savunmasında yetki itirazıyla birlikte imalatın Türk Standartlarına uygun
olduğunu zararın kullanma hatasından doğduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
w.
Ta
zm
Mahkemece uzman bilirkişi raporları dayanak yapılarak patlamanın tüpün standarda uymayan
malzeme ve kaynak teknolojisine aykırı üretimi nedeniyle oluştuğunun saptandığı, olayda tam
kusurlu bulunan davalı A.Ş.'in zarardan sorumlu olduğu, diğer davalıların sorumlulukları
bulunmadığı gerekçesiyle 15.199,13 liranın davalı A.Ş.den tahsiline, diğer davalılara yönelik
davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı ve davalı A.Ş. vekilince temyiz edilmiştir.
w
w
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin
takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve Teknik Üniversite uzman bilirkişisince patlayan
LPG tüpü üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen ve "tüp yapımında kullanılan
malzemenin bu tüpler için yürürlükte olan Türk Standartlarına tam olarak uymadığı ve aynı
standartlara göre imalatın kaynak teknolojisine uygun olarak yapılmadığını patlama nedeninin
malzemenin uygun seçilmemesi ve yapım hatasından doğduğunun saptandığını" belirten rapor
ve mahkemece yaptırılan uzman kusur ve hesap bilirkişileri kurullarının yeterli nitelikte
görülen raporları içerikleri ile davacı zararının davalı ..... Ticaret ve Sanayii A.ş. imalat hatası
ve tam kusurlu davranışından doğduğu anlaşılmasına göre davalı yapımcı A.ş. bilirkişi
raporlarına yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Ayrıca, bilimsel öğreti ve kökleşen Yargıtay içtihatları ile de kabul edildiği gibi; ( Bkz. Prof.
Dr. Ergun Özsunay "Yapımcının Sorumluluğu - sorunlar, çözümler, yönelimler" teori ve
uygulama açısından mesuliyet sigortaları 3. sigorta semineri, İstanbul 4-7 Nisan 1977 Ankara
1977 Sh. 205-209 ve "Türk hukukunda gerçek bir boşluk. Yapımcının sorumluluğu" İ.Ü.
Hukuk Fakültesi'nce düzenlenen sempozyuma sunulan tebliğ İstanbul 1978 Sh. 13-21 ) ile (
Yargıtay "11.HD. 6.5.1974 gün ve E. 1063 K. 1537 YKD. 1976 C.2 S.1 Sh.59-61" ve
Yargıtay 4.HD. 5.7.1977 gün ve E. 2921 K. 775 YKD. 1978 C.4 S.11 Sh.1801-1802" ) Davalı
A.Ş. yapımcı sıfatıyla yasadan doğan ( BK. 41 vd. ) kusur sorumluluğuna sahiptir. Bu
davalının imal ettiği malda saptanan yapım bozukluğu nedenile o malı alan herkese karşı
sorumlu olacağının kabulü zorunludur. BK.nun 41. maddesi uyarınca kamuya sunduğu malın
yapımında ihmal ve kayıtsızlığı sonucu oluşan üretim hatası nedenile haksız biçimde zarara
uğrayan kişilerin objektif nitelikli bu zararlarının yapımcı tarafından giderilmesi gerekir.
co
m
Bunun dışında davacı, malın davalı yapımcı A.Ş. tarafından üretildiğini bilerek ve ona güven
duyarak satın almıştır. Bu nedenle yaratılan güvenden dolayı da davalı A.Ş. sorumluluğunun
bulunduğunun kabulü gerekir. Ayrıca yapımcı davalı ürettiği malı acentesi aracılığı ile
davacıya sattığına göre aradaki sözleşme ilişkisi nedeniyle satıcının satılan maldaki
bozuklukları garanti borcu ( BK. 194 vd. ) hükümlerince de sorumlu kılınacaktır. Tüm bu
nedenlerle davalı ....... A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
H
uk
uk
u.
2- Davacının da kabul ettiği gibi davalı Ergun ve Ort.Koll.Şti. tüplerin yapımcısı diğer davalı
....... A.Ş.'nin Bursa acentasıdır. TTK. nun 119/2. maddesi hükmü uyarınca acenta hakkında
müvekkili nam ve hesabına yaptığı işlemlerden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle vekil sıfatıyla
dava açılması olanaklı ise de yapımcı ve satış sözleşmesinin asli tarafı A.Ş. aleyhine dava
açıldığına göre davada vekilin yeri olmamak gerekir. Ayrıca acente sıfatı nedeniyle sözleşme
ilişkisi yapımcı A.Ş. adına kurulduğundan bu davalının sözleşmeden doğan sorumluluğundan
da bahsedilemez. Bu nedenle davacı vekilinin bu davalıya yönelik temyiz itirazlarının da
reddine karar vermek gerekmektedir.
in
at
3- Davacının davalı sigorta şirketi hakkındaki temyizine gelince; davalı yapımcı ..... A.Ş. ile
davalı sigorta şirketi arasındaki "LPG gazı üçüncü şahıslara karşı mali mesuliyet sigortası
sözleşmesi" yangın nedeniyle mesuliyet sigortası niteliğindedir. Sözleşmenin 3/D ve 7.
maddeleri hükümlerine göre yapımcı A.Ş.'in gaz tüplerinin tüketicilerce kullanılması sırasında
her hangi bir olay nedeniyle oluşacak yangın ve patlamalardan doğan kazalar nedeniyle
üçüncü kişilerin uğracayacakları zarar yüzünden sigortalıya düşen sorumluluk sigorta
edilmektedir. Böylece üçüncü kişi durumundaki davacının zararı anılan sigorta poliçesi
kapsamı içindedir.
w.
Ta
zm
TTK.nun 1309. maddesi ve poliçe hükümleri uyarınca yapımcı A.Ş.'in kusuru nedeniyle
doğabilecek sorumluluğu güvence altına alındığına göre davalı sigortaca sigortalıya kusur
def'i ileri sürülemiyeceği gibi davalı sigortanın anılan yasanın 1304/2. maddesi hükmüne
dayalı bilerek ve isteyerek ( kasden ) davranıldığı iddiası da yoktur. Bu nedenle davacının
TTK.nun 1310. maddesi uyarınca davalı sigortadan da zararın tazminini istemeye yasal hakkı
vardır. Bu yüzden oluşan ve sigorta kapsamına giren zarardan davalı sigortanın da sorumlu
olduğunun kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün sırf
bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
w
w
SONUÇ : Yukarıda bir nolu bentte yazılı nedenlerle davalı ..... Ticaret ve Sanayii A.Ş.
vekilinin tüm temyiz itirazlarının, iki nolu bentte yazılı nedenlerle davacının davalı
Koll.Şti.ne yönelik temyiz itirazlarının ( REDDİNE ), üç nolu bentte yazılı nedenlerle
davacının davalı sigorta şirketine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı
yararına ( BOZULMASINA ), 20.09.1979 tarhinde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 4.HUKUK DAİRESİ
30.10.2007, E.2006/12891 K.2007/13194
. LPG TÜPÜ İMALAT VE SATICISININ SORUMLULUĞU
. KULLANICININ KUSURU
co
m
ÖZET : Dağıtımı yapan bayinin yeterince eğitilmemesi ve bayi çalınanlarının
havalandırması olmayan banyoya LPG tüpü takması nedeniyle davalı Tüpgaz imalat ve
satıcısı kusurludur.
Kapıyı kapatarak havalandırması olmayan yerde banyo yapan davacının desteğinin de
kusurlu olduğu kabul edilmelidir.
H
uk
uk
u.
KARAR : Davacı Galip Yavaş vekili Avukat Vura! Soytekin tarafından, davalı Bizim Gaz Tic.
San. AŞ. aleyhine 10/04/2003 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat
istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair
verilen 23/05/2006 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde
istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından
hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü,
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere,
özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin
kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazlarına gelince;
in
at
Dava, havalandırmasının bulunmaması nedeniyle banyoda yanan şofbenin sönmesi ve bu nedenle
sızan gazın davacının desteğinin ölümüne neden olmasından kaynaklanan maddi ve manevi
tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, dava kısmen kabul edilmiştir.
w.
Ta
zm
Yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporunda, kapıyı kapatarak havalandırması
olmayan yerde banyo yapan davacının desteğinin de % 50 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Ancak mahkemece, davalı LPG tüpü imalatçısı şirket tam kusurlu kabul edilerek hüküm
kurulmuştur, Davalının ürettiği LPG tüpünde bir imalat hatası olduğu iddia edilmemiştir. Dağıtımı
yapan bayinin yeterince eğitilmemesi ve bayi çalınanlarının havalandırması olmayan banyoya
LPG tüpü takması nedeniyle davalıya kusur verilmiştir. Ancak, olayın oluş şekli gözetildiğinde
davacı desteğinin de kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi kurulunun belirlediği kusur
oranı gözetilerek tazminat kapsamının belirlenmesi gerekirken tam kusura göre hüküm kurulması
doğru değildir. Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden
HUMK.'nun 438. maddesi uyarınca % 50 kusur oranına göre belirlenen maddi tazminat miktarına
karar vermek üzere hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
Manevi tazminat miktarı takdire dayalı olarak ve uygun takdir edildiğinden o konuda bir
düzeltme yoluna gidilmemiştir.
w
w
SONÛÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle hüküm fikrasının
(1) nolu bendinin ilk satırında yer alan “18.127.82 YTL." rakamının çıkarılarak yerine "8.313,91
YTL." rakamının yazılmasına, bununla bağlantılı olarak avukatlık ücretlerine ilişkin (4) noiu
bendin ikinci satırında yer alan "1.930,23 YTL” rakamının çıkarılarak yerine "1.230.00YTL."
rakamının yazılmasına, (5) noiu bendin ikinci satırında yer alan "224.66 YTL.' rakamının
çıkarılarak yerine "950.YTL." rakamının yazılmasına, masraflara ilişkin (6) nolu bendin ikinci
satırında yer alan "432,48 YTL." rakamının çıkarılarak yerine "200.YTL." rakamının
yazılmasına, diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu
durumunun ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/10/2007
gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ
18.06.2003 E.2003/3444 K.2003/7953
TÜP PATLAMASI SONUCU MEYDANA GELEN ZARARDAN SORUMLULUK
ÖZEN EKSİKLİĞİ NEDENİYLE SORUMLULUK (818 s. BK/41, 1086 s. HUMK/275)
co
m
ÖZET: Şofbenli banyoda gaz zehirlenmesi sonucu ölümün, baca bağlantısı olmasına
rağmen, şiddetli lodos nedeniyle banyoya gazın geri gelmesinden ileri geldiği açıklaması
yeterli olmayıp, tüpün ve dedantörün gaz sızdırıp-sızdırmadığının da incelenmesi ve
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
H
uk
uk
u.
Davacılar, davalı İpragaz Anonim Şirketine ait tüpün gaz kaçırması sonucu müşterek
çocukları olan Gülce Ö.’ün zehirlenme sonucu öldüğünü iddia ederek maddi ve manevi
tazminat isteminde bulunmuşlardır.
Davalı İpragaz A.Ş. vekili ise tüpün vanasındaki bir arızadan bahsetmenin mümkün
olmadığını, tüpün davacıların evine olaydan çok önce takıldığını, vanada bir arıza olsa idi,
daha önceden ortaya çıkması gerektiğini, şofbenden kaynaklanabilecek arızalar nedeni ile
sızıntı olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
in
at
Mahkemece, üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış, rapordaki görüşe dayalı olarak
hüküm kurulmuştur. Anılan raporda dava konusu olayda tüpün ve dedantörün gaz
sızdırdığı, bu nedenle İpragaz A.Ş.’nin özen eksikliği sebepi ile olayda sorumlu olduğu
açıklanmıştır. Ancak raporu düzenleyen bilirkişilerin bu konuda uzman oldukları
anlaşılamamaktadır. Ayrıca dava konusu tüpü ve dedantörü görmeden raporu
düzenlemişlerdir.
w.
Ta
zm
Dava konusu olayla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2000/1328 Hazırlık nolu
takipsizlik kararında; Gülce Ö.’ün olay günü banyo yaparken şofben gazı zehirlenmesi
sonucu öldüğü, yapılan tahkikatta banyoda takılı bulunan şofbenin baca bağlantısının
yapılmış olduğu, ancak olay günü şiddetli lodos rüzgarının olması nedeni ile banyoya gazın
geri geldiği ve ölümün bu nedenle olduğu, olayda suç ve suçluluk halinin oluşmadığı
açıklanmıştır. Şu durumda takipsizlik kararındaki bu belirleme ile bilirkişi raporundaki
açıklamalar arasındaki çelişkinin giderilmesi, bu konuda uzman bilirkişilerden rapor alınması,
tüpün ve dedantörün gaz sızdırıp-sızdırmadığının detaylı bir şekilde incelenmesi ve
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
w
w
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma
nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın
istek halinde geri verilmesine 18/6/2003 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, desteğin ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların ortak çocukları 1984 doğumlu Gülce 21/01/2000 tarihinde banyo
yaparken şofbene bağlı İpragaz marka tüpün gaz kaçırması sonucu zehirlenerek
yaşamını yitirmiştir.
co
m
7397 sayılı Yasa’nın değişik 29. maddesine göre Bakanlar Kurulu’nca 14/9/1991 tarih
ve 1991/2253 sayılı (25/9/1991 tarihinde Resmi Gazete ile yayınlanarak yürürlüğe girmiş
olan) Tehlikeli Maddeler ve Tüpgaz Sorumluluk Sigortaları hakkındaki kararın 2. maddesine
göre; Likit petrol gazını (LPG) tüpleyen firmalar (dolum tesisleri) tehlikeli maddeler
sorumluluk sigortalarına ek olarak kusurları olsun veya olmasın, doldurdukları tüplerin
kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilak, gaz kaçırması, yangın çıkarması
sonucu meydana gelecek bedeni ve maddi zararları teminat altına almak üzere tüpgaz
sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortaları genel
şartlarının sigorta kapsamı ile ilgili I. Maddesinin son fıkrasında; "zarar meydana
geldiğinde sigorta ettirenin kusuru olup olmadığına bakılmadan zarar uğrayan 3.
şahıslara tazminat ödenir. Zararın LPG tüpünün takılması sırasında servis hatasından,
kullanıcının kullanma hatasından, tüpün imalat hatasından, dolum hatasından, hortum,
kelepçe, dedantör, cihaz musluk hatalarından meydana gelmesi durumu değiştirmez."
H
uk
uk
u.
İpragaz A.Ş.’nin doldurduğu tüpün gaz kaçırması sonucu ölüm meydana gelmiş
olduğuna göre, davacıların oluşan zararından davalı İpragaz A.Ş. sorumlu bulunmaktadır.
Ölümün olay günü şiddetli lodos esintisi nedeniyle bacadaki gazın geriye dönerek banyoya
girmesi sonucu meydana geldiği yolundaki Cumhuriyet Savacılığı takipsizlik kararının bu
nedenle davamız açısından bir önemi yoktur.
Bilirkişiler; dedantörün gaz sızdırması sonucu olayın meydana geldiğini
belirlemişlerdir. Davalı İpragaz A.Ş.’nin özensiz davrandığı sabittir. Davalı İpragaz A.Ş. LPG
üretim dolum ve dağıtım faaliyeti nedeniyle kusurlu olsun yada olmasın 3. kişilere
verebilecekleri maddi ve bedeni zararlardan dolayı tehlike sorumluluğu altındadır.
w
w
w.
Ta
zm
in
at
Dosyadaki delil ve belgeler, kararın dayandığı kanıtlar yasaya uygun olup, delillerin
değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından yerel mahkeme kararının onanması
görüşünde olduğumuzdan, çoğunluğun bozma kararına katılamıyoruz. 18/6/2003
Başkan
Üye
Bilâl Kartal
Mustafa Kıcalıoğlu
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ
T. 25.9.1997 E. 1997/4787 K. 1997/8679
• TÜP PATLAMASI SONUCU DOĞAN ZARARDAN MALİK İMALATÇININ
MESULİYETİ ( Özen Eksikliği )
co
m
• KUSURSUZ SORUMLULUK ( İmalatçının Özen Eksikliğinden Doğan Zarardan
Sorumluluğu ) 818/m.55,56,58,41 743/m.656
ÖZET : Tüpgazı muhafaza eden ve belli bir depozito ile kullanıcıya bırakılan tüpün
mülkiyeti imalatçıya ait olduğuna göre, tüpün patlayarak zarar vermesinden kaynaklanan
tazminat davasında, imalatçının sorumluluğu özen eksikliğine bağlanmalıdır.
H
uk
uk
u.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı
nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacılar avukatı tarafından
temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya
incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Davacılar, davalının imal ettiği gaz tüpünün evlerinde patlaması sonucu,
eşyalarının zarara uğradığını ve yaralandıklarını belirterek tazminini istemişlerdir.
Mahkemece, davalının olayda kusuru olmamasına dayanılarak istek reddedilmiş; karar,
davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
w
w
w.
Ta
zm
in
at
Dava hukuki nedeni itibariyle tüpgaz imalatçısının sorumluluğu esas alınarak açılmıştır.
Olağan sebep sorumluluğu hallerini düzenleyen BK.nun 55,56,58 ve MK.nun 320 ve 656.
maddeleri sorumlu kişiye, sorumluluğun kaynaklandığı kişi veya şey üzerinde bir denetim ya
da gözetim ödevi yüklemiştir. Sebep sorumluluğunun ikinci bir türü olan tehlike
sorumluluğunda ise sorumluluk koşulları, sorumlu aleyhine ağırlaştırılmıştır. İşletme veya
faaliyet ya da nesneye özgün tipik tehlikenin gerçekleşmesiyle sorumluluk doğar.
Hukukumuzun kaynağını oluşturan ülkelerde demiryolu, gemi, posta, sivil hava aracı, motorlu
araç, atom tesisi, elektrik, gaz, patlayıcı madde üreten, depolayan veya kullanan tesis ve
işletmelerin işleticileriyle sahiplerinin bu tür sorumlulukları yasalarla belirlenmiştir.
Ülkemizde ise yasal düzenleme, motorlu ve sivil hava araçlarını işletenlerle askeri manevra ve
atışlar nedeni ile Devletin sorumluluğunda duralamış; ötesi için yasa koyucu gecikmede
kalmıştır. Şu durum karşısında gecikme, MK.nun ilk maddesi uyarınca doldurulmalıdır.
Somut olay, tüpgaz imalatçısıyla ilgilidir. Tüpgazı muhafaza eden tüp, belirli süreçte miadını
doldurduktan sonra tehlikeli duruma geçer. Belli bir depozito ile kullanıcıya bırakılan tüpün
belirli zamanlarda kontrolü ve bakımındaki savsama da tehlike oluşturur. Mülkiyet imalatçıda
olduğuna göre, BK.nun 58. maddesinden hareketle sorumluluğu özen eksikliğine
bağlanmalıdır. Başkalarının tüpü doldurma ve piyasaya sürme olanağını bulabildikleri durum,
özen borcunun yerine getirilmemesinin sonucudur. Öyleyse davalı imalatçı BK.nun 41 ve
izleyen maddeleri uyarınca sorumlu tutulmalıdır.
Yerel mahkemece anılan yönler gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olması
bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA )
gününde oybirliğiyle karar verildi.
25.9.1997
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ
T. 27.03.1995 E. 1994/6256 K. 1995/2596
co
m
• İMALATÇININ SORUMLULUĞU ( İmalatçının Daha Fazla Özen Göstermesi
Yükümlülüğünün İmalatçının Tehlikeyi Uzaklaştırması İlkesinden Kaynaklanması )
• İSPAT YÜKÜ ( İmalat İşinin Çok Komplike Olması Nedeniyle Zarar Görenin Bazı
Hususları Kanıtlamasının Mümkün Olmaması Nedeniyle Fiili Karinenin İspat Yerine
Geçmesi ) 818/m.41,58
H
uk
uk
u.
ÖZET : İmalatçının sorumluluğu sırasında daha fazla özen göstermesi yükümlülüğü
imalatçının tehlikeyi uzaklaştırması ilkesinden kaynaklanır. Bu nedenle zarar görenin zarar
verenin kusurunu kanıtlamadaki sorumluluğunun hafiflediği kabul edilmelidir. İmalat işinin
çok komplike olması nedeniyle de, zaten zarar görenin bazı hususları kanıtlaması imkansız
olacaktır. Bundan dolayıdır ki, fiili karinenin ispat yerine geçmesi kabul edilmelidir. Zararın
imal edilen şeyin kullanımından kaynaklanmadığını imalatçı kanıtlıyacaktır.
KARAR : Davacılar, davalının imal ettiği tüpün patlaması sonucu destekleri Zübeyde'nin
öldüğünü, bir kısım davacıların da ayrıca yaralandıklarını belirterek, maddi ve manevi
tazminat talebinde bulunmuşlardır.
in
at
Mahkemece davalının kusurunun olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
w
w
w.
Ta
zm
Dava, hukuki nedeni itibariyle imalatçının sorumluluğu esas alınarak açılmıştır. İmalatçı, bir
malı imal eden ve piyasaya süren kimsedir. İmalatçının sorumluluğu, BK.nun genel ilkesi
uyarınca, bir kusur sorumluluğudur. Ne var ki sorumluluğun dayanakları uygulanmaması
gerekmektedir. Şöyle ki; imalatçı faaliyeti dolayasıyla hukukun gerekli kıldığı ve alınmasını
imalatçıdan beklenebilir bulduğu bütün özeni göstermekle yükümlüdür. Görüldüğü üzere
BK.nun 41. maddesini bu şekilde yorumlamak mümkün değildi. Bu da imalatçının yaptığı
işin kapsamından kaynaklanmakta ve hukukun yazılı olmayan kurallarından biri olarak,
tehlikeli bir durum yaratan veya onu sürdüren bir kimsenin önleyici tedbirleri almak
zorunda olduğu ilkesinin bir sonucudur. Bu hususta hareketsiz kalma da hukuka aykırıdır.
Hatta başkaları için tehlikeli durum yaratan, üçüncü kişileri zarardan korumak için gerekli
önlemleri almaya zorlayan genel bir özen kuralının da sonucudur. İşte sorun bu özenin
gösterilip gösterilmediğinde toplanmaktadır. Özen objektif olarak belirlenir. Diğer bir
anlatımla kişinin belli bir standartta olması kabul edilir. Ne var ki bu ölçünün mutlaka tüm
insanlar için aynı olması ve kati biçimde uygulanması zorunlu değildir. Her somut olayın
özelliğine göre özenin bunun sonucunda da kusurun varlığı saptanmalıdır. Bundan dolayıdır
ki imalatçının sorumluluğu saptanırken, ondan beklenen özenin, bir kazı yapan işçiden
beklenen özenle aynı olmamalıdır. İmalatçının daha yüksek bir özen yükümlülüğü vardır.
Bunun nedeni de, imalatçının yaptığı işin özelliğine göre, büyük tehlike yaratmasıdır. işte
imalatçıdan yüksek özen beklemenin nedeni, "tehlikeyi uzaklaştırması" ilkesinden
kaynaklanmaktadır. Bu nedenlede imalatçı, tehlikeyi uzaklaştırmak için gerekli ve akla gelen
ve gelebilecek olan her türlü önlemi almalıdır. Bunun sonucu olarak imalatçı bilim ve
tekniğin gerekli kıldığı son durumu gözetecektir. Üretilen malın özelliğine ve yarattığı
tehlikeye göre önlemler daha da arttırılacaktır. O mamülü kullananın bilgisiz ve tecrübesiz
olabileceği ihtimali varsa, imalatçının özen yükümlülüğüde buna göre artmış olacaktır.
Açıklanan bu ilkeler gözetildiğinde, zarar görenin BK.nun 41. maddesinde ifade edildiği
üzere, zarar verenin kusurunu kanıtlamadaki yükümlülüğünün hafiflediği sonucuna
varabiliriz. İmalat işinin çok komplike olması nedeniylede, zaten zarar görenin bazı hususları
kanıtlaması imkansız olacaktır. Bundan dolayıdır ki, fiili karinenin ispat yerine geçmesi kabul
edilmelidir. Zararın imal edilen şeyin kullanımından kaynaklanmadığını imalatçı
kanıtlıyacaktır. Bu husus Alman Mahkemelerince de kabul edilmiş bulunmaktadır ( Bilge
Öztan İmalatçının Sorumluluğu Ank/1982 Sayfa :221 )
H
uk
uk
u.
co
m
Somut olayda, davacıların desteği Zübeyde Mutlu ile diğer davacılar züleyha, kudret, Mehtap
ve Döndü Mutlu'nun davalının imal ettiği tüpü satıcı bayiinden aldıkları, tüpün başlığının
değişimi sırasında patladığı, bunun sonunda Zübeyde Mutlu'nun öldüğü, diğer davacıların da
ağır biçimde yaralandıkları görülmüştür. Olayın meydana gelmesindeki etkenin, tüpteki
teknik arızadan kaynaklandığı bilirkişi kurulundan alınan 9.9.1992 günlü raporda da
ayrıntıları gösterilmek suretiyle davalının tam kusurlu olduğu ifade edilmiştir. Davalının
ısrarla ileri sürdüğü, tüpün başka dolum tesisinde doldurulduğu savunması da, iddia edilen
dolum tesislerince doldurulmadığı, tesisin yetkilisi tarafından belirtilmiştir. Kaldı ki, başka
dolum tesisinde doldurulmuş olsa dahi, bu, davalıyı sorumluluktan kurtarmaz. Davalı, yaptığı
işin yarattığı tehlikeyi gözeterek, başka tesiste doldurulmayacak nitelikte tüp imal etmek
zorundadır. Ne var ki mahkeme tüm bu yönleri gözetmeden, dosya ve olayın özelliği ile
bağdaşmayan 26.11.1990 tarihli raporu esas olarak, istemin reddine karar vermiştir.
Belirtilen yönler gözetilerek davalı imalatçının sorumlu olduğu kabul edilmek ve davacıların
uğradığı zarar miktarı belirlenerek hüküm altına alınmak gerekirken, yazılı gerekçe ile
davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
DEĞİŞİK GEREKÇE
in
at
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 27.3.1995 gününde
oyçokluğuyla karar verildi.
w
w
w.
Ta
zm
Olağan sebep sorumluluğu hallerini düzenleyen BK. 55,56,58 ve MK. 320 ve 656. maddeleri,
sorumlu kişiye, sorumluluğun kaynaklandığı kişi veya şey üzerinde bir denetim ya da gözetim
ödevi yüklemiştir. Sebep sorumluluğunun ikinci bir türü olan tehlike sorumluluğunda ise
sorumluluk koşulları, sorumlu aleyhine ağırlaştırılmıştır. İşletme veya faaliyet ya da nesneye
özgün tipik tehlikeninin gerçekleşmesiyle sorumluluk doğar. Hukukumuzun kaynağını
oluşturan ülkelerde demiryolu, gemi, posta, sivil hava aracı, motorlu araç, atom tesisi,
elektrik, gaz, patlayıcı madde üreten, depolayan veya kullanan tesis ve işletmelerin
işleticileriyle sahiplerinin bu tür sorumlulukları yasalarla belirlenmiştir. Ülkemizde ise yasal
düzenleme, motorlu ve sivil hava araçlarını işletenlerle askeri manevra ve atışlar nedeni ile
Devletin sorumluluğunda duralamış, ötesi için yasa koyucu gecikmede kalmıştır. Şu durum
karşısında gecikme, MK'nun ilk maddesi uyarınca doldurulmalıdır. Somut olay, tüpgaz
imalatçısıyla ilgilidir. Tüpgazı muhafaza eden tüp, belirli süreçte miadını doldurduktan
sonra tehlikeli duruma geçer. Belli bir depozito ile kullanıcıya bırakılan tüpün belirli
zamanlarda kontrolü ve bakımındaki savsama da tehlike oluşturur. Mülkiyet,
imalatçıda olduğuna göre BK'nun 58. maddesinden hareketle davalının sorumluluğu
özen eksikliğine bağlanmalıdır. Başkalarının tüpü doldurma ve piyasaya sürme
olanağını bulabilmeleri, özen borcunun yerine getirilmemesinin sonucudur. Öyleyse bu
gibi durumlarda imalatçı sorumlu tutulmalıdır. Karar, bu nedenle bozulmalıdır.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
T. 6.5.1992
E. 1992/13-213 K. 1992/315
• TÜPGAZ PATLAMASI ( Akdi İlişki - Tazminat Sorumluluğu )
co
m
• SATIM AKDİ ( Bayinin Sattığı Tüpgazın • AKDİ İLİŞKİ ( Bayinin Sattığı Tüpgazın
Patlaması )
• ZAMANAŞIMI ( 3. Şahsı Koruyucu Borç İlişkisi-Tüpgaz Patlaması Sonuca Tazminat
Talebinde ) 818/m.125
in
at
H
uk
uk
u.
ÖZET : Davacıya satılan tüpün patlaması sonucu uğranılan maddi ve manevi zararın
giderilmesi istenmiştir. Dava konusu uyuşmazlıkta, satıcı ( tüp bayii )nin satım akdinde
üçüncü kişi konumunda bulunan davacıya karşı akitten doğan hiç bir asli edim borcu mevcut
olmamakla beraber burada, borçlunun bizzat alacaklıya karşı göstermek zorunda olduğu
koruma yükümünün, alacaklıya yakından bağlı olan ya da edime olan yakınlığı nedeniyle
koruma alanı altında bulunan kişilere de teşmil edilmesi gerekir. Bir başka ifadeyle burada,
Kanun ( MK. m. 2 ) gereğince borçlu ile alacaklı arasında olduğu kadar, borçlu ile üçüncü kişi
durumunda olan davacı arasında da, hiç bir edim yükümlülüğü ihtiva etmeyen ve fakat
koruma yükümlülüğüne dayanan üçüncü şahsı koruyucu etkili bir borç ilişkisi olmuştur.
Dolayısıyla da davacının akde aykırılık hükümlerine göre tazminat talebinde bulunması
yerindedir ve uyuşmazlığa on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir.
w.
Ta
zm
DAVA : Taraflar arasındaki "maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan
yargılama sonunda; ( Zonguldak İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi )nce ilk davanın kabulüne
ve ek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 19.7.1990 gün ve 36-405 sayılı
kararın incelenmesi ek dava yönünden davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay
Onüçüncü Hukuk Dairesi'nin 28.2.1991 gün ve 7974-2203 sayılı ilamıyla; ( ... Taraflar
arasındaki tüp alım satımı konusunda bir hukuki ilişkinin bulunduğu uyuşmazlık konusu
değildir. Tüp bayisi olan davalı tarafından davacıya satılan tüpün patlaması sonucu uğranılan
maddi ve manevi zararın giderilmesi istenmiştir. Yanlar arasında satım ilişkisi bulunduğu için
BK.nun 125. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerekir. Davanın
açıldığı tarihe göre bu süre geçmemiştir. Olayda haksız fiil zamanaşımı hükümleri
uygulanamaz. Bu nedenle mahkemenin ek davayı zamanaşımı yönünden reddetmesi usul ve
yasaya aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan
yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
w
w
Temyiz eden: Davacı vekili.
KARAR : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği
anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava konusu olayda, .......... tüpü satıcısı olan davalının, sattığı tüpün arızalı olması ve gaz
kaçırması nedeniyle patlaması sonucu yaralanan davacının açtığı ek maddi ve manevi
tazminat davasının, olayın meydana geldiği 16.4.1981 tarihinden itibaren 5 yıllık ceza
zamanaşımı süresi geçtikten sonra, 1.12.1987 tarihinde açıldığından dolayı zamanaşımı
nedeniyle reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Özel Dairece; taraflar arasında
satım ilişkisi bulunduğu için BK.nun 125. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımının
uygulanması gerektiğinden dolayı mahkemenin kararı bozulmuş; mahkemece, taraflar
arasında hiç bir akdi ilişki bulunmadığından bahisle önceki kararda direnilmiştir.
Yerel mahkeme ile ilgili Yargıtay Dairesi arasındaki uyuşmazlık, maddi olayın hukuki
nitelendirmesinden kaynaklanmaktadır. Gerçekten de yerel mahkeme taraflar arasındaki
ilişkinin haksız fiil mahiyetinde olduğunu belirttikten sonra olayda haksız fiile ilişkin
zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğine karar vermiştir. Kararına gerekçe olarak da,
davanın tarafları arasında herhangi bir akdi ilişkinin ( satım akdinin ) mevcut olmadığını
göstermiştir. İlgili Yargıtay Yüksek Dairesi ise, bir gerekçe göstermemekle beraber, taraflar
arasında satım akdi olduğunu ifade ederek davada, akde ilişkin on yıllık zamanaşımı süresinin
uygulanması gerektiğini belirtmiştir.
H
uk
uk
u.
co
m
Burada, öncelikle şu hususun belirtilmesi gerekir: Uyuşmazlıkla davacı durumunda olan kişi
asıl hukuki ilişkide ( tüpgaz alımına ilişkin satım akdinde ) alıcı sıfatını taşımamakta ve somut
olaydaki hukuki nitelendirme bakımından üçüncü kişi konumunda bulunmaktadır. O halde
burada, şu sorunun cevaplandırılması gerekir: Bir hukuki ilişkide üçüncü kişi konumunda
bulunan kimseler üzerinde borç ilişkisi ne şekilde etkili olabilir? Başka bir ifadeyle,
borçlunun edim borcuna yada koruma yükümlülüğüne aykırı davranması sonucunda zarar
giren üçüncü kişiler, "haksız fiil" hükümlerine göre değil de, doğrudan doğruya "akde
aykırılık" hükümlerine dayanarak tazminat talep edebilirler mi?
w.
Ta
zm
in
at
Bilindiği gibi, akit ilişkisinden doğan yükümler, sadece asli ve yan edim yükümleriyle asli
edime yardımcı olan ve asli edimin tam ve doğru bir şekilde yerine getirilmesine hizmet eden
yan yükümlerden ibaret değildir. Modern hukuk literatürü, söz konusu yükümler dışında ifa
menfaatiyle ilişkisi olmayan ve fakat en az ifade menfaati kadar önemli ve onun yanında
ikinci bir menfaati koruma ve tesbit gereğini duymuştur. İfa menfaati yanında yer alan bu
diğer menfaat "koruma menfaati"dir ( Eren, F., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C: I,
Ankara-1991, s. 46; Akünal, T., Sorumluluk Hukukunda Sözleşmenin Nisbiliği Prensibinin
Aşılması, YD., C: 14, Sayı: 3, Temmuz-1988, s. 225 ). Korunma menfaati, alacaklının mal ve
şahıs varlığı değerlerinden oluşan menfaatlerin bütününü ifade eder. Bu itibarla koruma
yükümleri, borç ilişkisinden doğan edim yükümleri ve bağımlı yan yükümlerin yanında yer
alan ve fakat onlardan bağımsız bir kavramdır. Koruma yükümleri akid kurulmadan önce ve
akdin müzakereleri safhasında mevcut olduğu gibi, edimin ifası sırasında da mevcuttur.
Dolayısıyla ve yükümlerin hukuki dayanağı taraf iradeleri değil, kanundur ( Canaris,
Ansprüche wegen "positiver Vertragverletzung" und "Schutz Wirkung für Dritte" bei
nichtingen Vertraegen, Juristenzeitung 1965, s. 476 ). İşte özelliklerinin bir kısmı burada
kısaca belirtilen yükümleri, borçlu için, alacaklıya olduğu kadar, ona yakından bağlı olan ya
da edime yakınlığı nedeniyle koruma alanı altında bulunan kişilere karşı da aynen geçerlidir.
İşte koruma yükümleri sayesinde, borçlu ile alacaklı arasında olduğu kadar, borçlu ile bir
takım üçüncü kişiler arasında da hiç bir edim yükümü ihtiva etmeyen sadece koruma
yükümlerinden oluşan bir borç ilişkisi oluşur. Bir başka ifadeyle, söz konusu borç ilişkisi
üçüncü şahıslar üzerinde tesir icra eden, üçüncü şahsı koruyucu etki doğuran bir borç
ilişkisidir ve bu borç ilişkisinin kaynağı MK.nun 2. maddesidir.
w
w
Burada cevaplandırılması gereken diğer bir husus da, yukarıda hukuki niteliğini açıkladığımız
borç ilişkisinin kapsamına hangi üçüncü kişilerin dahil olacağı sorunudur. Yerli ve yabancı
literatürde bu alanda çeşitli görüşler ileri sürülmekle beraber ( bu görüşler hakkında ayrıntılı
bilgi için, bakınız: Tandoğan, H.; Üçüncü Şahsın Zararının Tazmini, Ankara-1963; Akyol, Ş.,
Tüm Üçüncü Şahıs Yararına Sözleşme, İstanbul-1976, s. 51 vd.; Kocayusufpaşaoğlu, N.,
Borçlar Hukuku Dersleri, 1. Fasikül, 2. Bası, İstanbul-1985, s. 32 vd. ), öncelikle somut olay
bakımından davacının durumunu tesbit etmek gerekir. Olayda davacı, satım akdindeki alıcının
yardım talebi üzerine onun evine yardıma gelmiş ve hemen gerekli önlemleri almak isterken
gaz kaçağı sonucu tüp patlamış ve davacı yaralanmıştır. Burada borç ilişkisinin bünyesi
gereği, edime bağlı olan bir takım tehlikelerin, en az tüpü satın alan kadar üçüncü kişi
konumunda olan davacıyı da tehdit etmesi durumu söz konusudur ( Gerahuber, J.,
Drittwirkungen im Schuldverhaeltnis kraft leistungsnaehe, Festchrift für Arthur Nitisch, s.
270 ). Zira, Gerahuber'in de belirttiği gibi ( s. 270 vd.; ayrıca bkz. Tandoğan, s. 314 vd. ),
edime yakınlıkları nedeniyle zararlarının sözleşmeye aykırılık hükümleri gereğince tazminine
müsaade edilecek üçüncü şahısların sınırını belirleyebilmek için, bu üçüncü kişiler ile ifa
H
uk
uk
u.
co
m
sahasında olan borç ilişkisi arasındaki irtibata bakmak gerekir. Borç ilişkisinin bünyesi icabı,
edime bağlı olan tehlikeler üçüncü kişiyi de en az alacaklı kadar tehdit ediyorsa, üçüncü
kişiye, doğrudan doğruya borçluya karşı ileri sürülmesi mümkün olan akde aykırılık
hükümlerine dayanan bir tazminat talebi tanınmalıdır ( Ayrıca bkz. Canaris, s. 478 ). Zira
davacı olayda alıcıya yardıma gelmekle alıcıya satıcı arasında mevcut olan borç ilişkisinin
güven ortamına dahil olmuştur ( bu güven ortamı konusunda bkz. Canaris s. 478; ayrıca bkz.
Akünal, s. 234 ). Bu itibarla, dava konusu uyuşmazlıkta, satıcı ( tüp bayii )nin satım akdinde
üçüncü kişi konumunda bulunan davacıya karşı akitten doğan hiç bir asli edim borcu mevcut
olmamakla beraber burada, borçlunun bizzat alacaklıya karşı göstermek zorunda olduğu
koruma yükümünün, alacaklıya yakından bağlı olan ya da edime olan yakınlığı nedeniyle
koruma alanı altında bulunan kişilere de teşmil edilmesi gerekir. Bir başka ifadeyle burada,
Kanun ( MK. m. 2 ) gereğince borçlu ile alacaklı arasında olduğu kadar, borçlu ile üçüncü kişi
durumunda olan davacı arasında da, hiç bir edim yükümlülüğü ihtiva etmeyen ve fakat
koruma yükümlülüğüne dayanan üçüncü şahsı koruyucu etkili bir borç ilişkisi olmuştur.
Dolayısıyla da davacının akde aykırılık hükümlerine göre tazminat talebinde bulunması
yerindedir ve uyuşmazlığa on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir.
Olayın meydana geldiği 16.4.1981 tarihi ile ek tazminat davasının açıldığı, 1.12.1987 tarihi
arasında on yıllık zamanaşımı süresi geçmediğinden, davanın esasının incelenerek sonucuna
uygun bir karar verilmesi gerekirken, ek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar
verilmesi usul ve Yasaya aykırı olduğundan direnme kararının bozulması gerekmiştir.
w
w
w.
Ta
zm
in
at
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire
bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 429. maddesi
gereğince ( BOZULMASINA ), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 6.5.1992
gününde oyçokluğu ile karar verildi.
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ
T. 28.4.2008 E. 2008/344 K. 2008/5712
co
m
• TÜPGAZ PATLAMASINDAN DOGAN ZARAR ( Tüpgaz Bayiinden Alınan Tüpün
Patlaması Sonucu Oluşan Ölüm veya Cismani Zarardan Doğan Tazminat Davasına
Tüketici Mahkemesinin Bakmakla Görevli Olduğu )
• TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN GÖREVİ ( Tüpgaz Bayiinden Alınan Tüpün
Patlaması Sonucu Oluşan Ölüm veya Cismani Zarardan Doğan Tazminat Davasında
Görevli Olduğu )
H
uk
uk
u.
• ÖLÜM VEYA CİSMANİ ZARARDAN DOĞAN TAZMİNAT DAVASI ( Tüpgaz
Bayiinden Alınan Tüpün Patlaması Sonucu Oluşan Zarardan Doğan Tazminat
Davasına Tüketici Mahkemesinin Bakmakla Görevli Olduğu )
• GÖREVLİ MAHKEME ( Tüpgaz Bayiinden Alınan Tüpün Patlaması Sonucu Oluşan
Ölüm veya Cismani Zarardan Doğan Tazminat Davasına Tüketici Mahkemesinin
Bakmakla Görevli Olduğu )
4077/m.2,23
in
at
ÖZET : Tüpgaz bayiinden alınan tüpün patlaması sonucu oluşan ölüm veya cismani zarardan
doğan tazminat davasına Tüketici Mahkemesi bakmakla görevlidir.
w.
Ta
zm
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı
nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen
hükmün süresi içinde davacı ve davalı İ.AŞ avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya
incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
w
w
KARAR : Davacı Gülsüme, kendisine asaleten, kızı Pınar'a velayeten açmış olduğu
davasında, davalı şirketin bayii olan davalılardan Halis'ten, evinde bulunan katalitik sobada
kullanmak üzere tüp satın aldığını, bayide çalışan diğer davalı Yavuz'un tüpgazı taktıktan kısa
süre sonra sobayı yakmak istediği sırada meydana gelen patlama ve yangın nedeniyle 12
yaşındaki oğlu Recep'in öldüğünü, kızı Pınar'ın ise ağır yaralandığını, bu yüzden maddi ve
manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını ve manevi tazminat
istemlerini saklı tutmak suretiyle, kendisi için 10.000.000.000 TL, kızı Pınar için 500.000.000
TL olmak üzere toplam 10.500.000.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren
reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş,
30.6.2005 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini 14.539,00 YTL'ye çıkarmıştır.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, Gülsüm yönünden davanın kısmen kabulüne, 9.590,00 YTL tazminatın, olay
tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, Pınar yönünden
ise davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan İ. AŞ tarafından temyiz
edilmiştir.
1- 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç
başlıklı 1. Maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu
kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin
taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir.
Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz
malI an ve elektronik; ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri
gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama
dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari
veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar.
Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya
yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
co
m
Bir hukuki işlemin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı
içerisinde yukarıda tanımlan verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki
işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı alıcı ile davalı satıcı arasındaki satım ve
hizmet ilişkisinin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
H
uk
uk
u.
4077 Sayılı Yasanın 23. maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa
tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya
Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup
taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili
hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı
verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2- Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek
görülmemiştir.
w
w
w.
Ta
zm
in
at
SONUÇ : Temyiz edilen kararın ( 1 ) no'lu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, ( 2 )
no'lu bentte gösterilen nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarımın incelenmesine yer
olmadığına, peşin alınan temyiz harcının 129.50 TIL davalıya, 129.50 YTL davacıya istek
halinde iadesine, 28.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
w
w
in
at
w.
Ta
zm
H
uk
uk
u.
co
m