Bedensel zararlar nedeniyle tazminat
Transkript
Bedensel zararlar nedeniyle tazminat
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ 10.05.2007 E..2007/2813 K..2007/7203 .LPG .LPG TÜPLERİ İMALAT VE SATICISININ SORUMLULUĞU .SİGORTACININ SORUMLULUĞU co m TÜPÜYLE ISITILAN BANYODA KARBONMONOKSİT ZEHİRLENMESİ SONUCU ÖLÜM NEDENİYLE TAZMİNAT H uk uk u. ÖZET : Banyodaki baca çıkışının uygun olmadığını görerek tüp bayiinin elemanının gerekli uyarıyı yapması ve tüpü vermemesi gerektiğinden, Tüpgaz imalât ve satıcısının kusurlu ve sorumlu olduğukabul edilmelidir. Karbonmonoksit zehirlenmesinin bağımsız bir zehirlenme türü değil, gaz sızmasına bağlı ölümün terminolojik karşılığı olduğu gözönüne alınarak, davalı Sigorta Şirketi de Sigorta Genel Şartlarının l/son maddesine göre poliçe limitiyle tazminattan sorumlu tutulmalıdır. Uygun olmayan baca çıkışı nedeniyle de kullanıcı belli bir oranda kusurlu sayılmalıdır. in at KARAR : Taraflar arasında görülen davada Üsküdar Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 04.04.2005 gün ve 2003/814 - 2005/107 sayılı kararı bozan Daire'nin 27.11.2006 gün ve 2005/11627 - 2006/12327 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili ile davalı Auer A.Ş. vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: w. Ta zm Davacılar vekili, davacıların murisi Arzu Acar'ın 24.1.2004 tarihinde banyoda davalılara ait tüp ve şofben nedeniyle CO gazından zehirlenerek vefat ettiğini, davalı sigorta şirketinin tüpgaz sorumluluk sigortasını tanzim ettiğini, davacıların Arzu'nun ölümü nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını, derin üzüntü duyduklarını ileri sürerek, toplam 30 milyar lira maddi ve 15 milyar lira manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. w w Davalı Auer İmalat A.Ş. vekili, dava konusu ölümün meydana geldiği banyodaki şofbenin Auer marka olup olmadığı, standartlara uygun olarak yerleştirilip yerleştirilmediği, gaz kaçırıp kaçırmadığı tespit edilmeden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, olay baca bağlantısı bulunmadığından, kullanım hatası nedeniyle meydana geldiğinden davanın reddini istemiştir. Davalı Aygaz A.Ş.ve davalı sigorta vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporuna göre, olayın baca çıkışının uygun olmamasından kaynaklandığı, şofbenin imalât hatasından veya arızasından meydana geldiğinin ispatlanamadığı, bu nedenle olayda kusuru bulunmayan davalı Auer İmalat A.Ş.’nin sorumlu tutulamayacağı, banyodaki baca çıkışının uygun olmadığını gören tüp bayiinin gerekli uyarıyı yaparak tüpü vermemesi gerektiği, bu nedenle Aygaz A.Ş.’nin olayda %50 oranında kusurlu olduğu, ölenin de %50 kusurlu hareketiyle olaya sebebiyet verdiği, karbonmonoksit zehirlenmesinin bağımsız bir zehirlenme türü değil, gaz sızmasına bağlı ölümün terminolojik karşılığı olduğu gözönüne alınarak davalı sigorta şirketinin de sigorta genel şartlarının l/son maddesine göre poliçe limitiyle tazminattan sorumlu olduğu, davacı Tufan Acar'ın ölen Arzu'dan boşandığı ve 2000 Eylül ayından beri ayrı yaşadıkları, her ne kadar bu şahıs müteveffa ile barıştıklarını ileri sürmüş ve bu konuda tanık dinletmiş ise de, boşanma davası co m dosyasındaki beyanlara göre ölenin bu davacıya desteğinin bulunmadığının anlaşıldığı, destekten yoksun kalma nedeniyle davacı annenin uğradığı zararın 4.023.764.124 TL, davacı babanın zararının 2.063.445.918 TL olduğu, davacı eş için zarar oluşmadığı, olayın oluşu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur oranları ve duydukları elemin şiddetine göre BK'nun 47.maddesi gereğince davacı anne ve baba için 3'er milyar, eş için 1 milyar lira manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Dairemizce karar davacılar ve davalı Aygaz A.Ş. yararına bozulmuştur. Davacılar vekili ile davalı Auer A.Ş vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekili ile davalı Auer A.Ş. vekilinin HUMK.nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. w w w. Ta zm in at H uk uk u. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekili ile davalı Auer A.Ş. vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 442.maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 27.00 YTL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK.nun 442/3.madde hükmü uyannca, takdiren 160.00 YTL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenlerden ayrı ayrı alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 10.05.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ 27.11.2006, E.2005/11627 K.2006/12327 . ŞOFBEN İMALAT VE SATICISININ SORUMLULUĞU . TÜPGAZ BAYİİNİN VE SİGORTACININ SORUMLULUĞU co m . KULLANICININ KUSURU H uk uk u. ÖZET : Tüp ve şofbenin birlikte kullanıldığı banyoda CO gazından zehirlenerek ölüm nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasında, şofbenin imalat özellikleri belirlenip, ölüme neden olan olayda tüpün ya da (ortamdaki gazın tehlikeli sınıra geldiğinde yanmayı durduran bir sensörle d o n at ı l ı p donatılmadığı belirlenerek) şofbenin imalat hatası veya üretilen gazın dışarı atılmasını sağlamayan baca bağlantısı etkisi değerlendirilerek varılan sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekir. in at KARAR: Taraflar arasında görülen davada Üsküdar Asliye 4.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 04.04.2005 tarih ve 2003/814-2005/107 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili ile davalılardan Aygaz A.Ş. vekili ile Koç Allianz Sig. A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: w. Ta zm Davacı vekili, davacıların murisi Arzu Acar'ın 24.1.2004 tarihinde banyoda davalılara ait tüp ve şofben nedeniyle CO gazından zehirlenerek vefat ettiğini, davalı sigorta şirketinin tüpgaz sorumluluk sigortasını tanzim ettiğini, davacıların Arzu’nun ölümü nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını, derin üzüntü duyduklarını ileri sürerek, toplam 30 milyar lira maddi ve 15 milyar lira manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı Aygaz A.Ş.vekili, olaydan müvekkilinin sorumlu tutulabilmesi için tüpte imalat hatasının olduğunun ispatlanması gerektiğini, olay ayıplı imal edilen şofben zehirlenmesinden ve hatalı kullanımdan kaynaklandığından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, tüpün zaten banyoda bulunmadığını, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceklerini savunarak davanın reddini istemiştir. w w Davalı Auer İmalat A.Ş. vekili, dava konusu ölümün meydana geldiği banyodaki şofbenin Auer marka olup olmadığı, standartlara uygun olarak yerleştirilip yerleştirilmediği, gaz kaçırıp kaçırmadığı tespit edilmeden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, olay baca bağlantısı bulunmadığından, kullanım hatası nedeniyle meydana geldiğinden davanın reddini istemiştir. Davalı sigorta vekili, olay tüpün gaz kaçırmasından değil, baca çıkışının uygun olmamasından kaynaklandığından teminat kapsamı dışında kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, olayın baca çıkışının uygun olmamasından kaynaklandığı, şofbenin imalat hatasından veya arızasından meydana geldiğinin ispatlanamadığı, bu nedenle olayda kusuru bulunmayan H uk uk u. co m davalı Auer İmalat A.Ş.’nin sorumlu tutulamayacağı, banyodaki baca çıkışının uygun olmadığını gören tüp bayiinin gerekli uyarıyı yaparak tüpü vermemesi gerektiği, bu nedenle Aygaz A.Ş. nin olayda %50 oranında kusurlu olduğu, ölenin de %50 kusurlu hareketiyle olaya sebebiyet verdiği, karbonmonoksit zehirlenmesinin bağımsız bir zehirlenme türü değil, gaz sızmasına bağlı ölümün terminolojik karşılığı olduğu gözönüne alınarak davalı sigorta şirketinin de sigorta genel şartlarının l/ so n maddesine göre poliçe limitiyle tazminattan sorumlu olduğu, davacı Tufan Acar'ın ölen Arzu'dan boşandığı ve 2000 Eylül ayından beri ayrı yaşadıkları, her ne kadar bu şahıs müteveffa ile barıştıklarını ileri sürmüş ve bu konuda tanık dinletmiş ise de, boşanma davası dosyasındaki beyanlara göre ölenin bu davacıya desteğinin bulunmadığının anlaşıldığı, destekten yoksun kalma nedeniyle davacı annenin uğradığı zararın 4.023.764.124 TL. davacı babanın zararının 2.063.445.918 TL olduğu, davacı eş için zarar oluşmadığı, olayın oluşu,taraflarm ekonomik ve sosyal durumları, kusur oranları ve duydukları elemin şiddetine göre BK'nun 47.maddesi gereğince davacı anne ve baba için 3’er milyar, eş için 1 milyar lira manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili ile davalılar Aygaz A.Ş. ve Koç Allianz Sigorta A.Ş.vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. I- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen davalı sigorta vekilinin tüm. davacılar vekili ve davalı Aygaz A.Ş vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. w w w. Ta zm in at 2- Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi otopsi raporuna göre davacıların murisinin ölüm nedeni karbonmonoksit zehirlenmesidir. Karara esas alınan bilirkişi raporunda tüpün mutfakta durduğu ve delinen duvardan geçirilen 2,5 metrelik hortum ile banyoda şofben bağlantısının yapıldığı, tüp banyoda olmadığından tüpün gaz kaçırması halinde dahi banyo süresince zehirlenmeye sebebiyet vermesinin mümkün olmadığı, baca çıkışının standartlara uygun olmaması nedeniyle olayın meydana geldiği, ölümün şofbenin imalat hatasından veya arızasından meydana geldiğine dair bir delil bulunmadığı, tüpgaz bayisinin tüpün kullanıldığı yerdeki baca çıkışının uygun olmadığını gördüğü halde tüketiciyi uyarmaması nedeniyle %50 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. 24.1.2003 tarihli olay tespit tutanağında ve tespit dosyasındaki krokilerde ise tüpün banyoda (şofbene bağlı bulunduğu) açıkça belirtilmiştir. Auer marka olduğu belirtilen şofben olaydan hemen sonra başkasına verildiği için getirtilip incelenmemiştir. Söz konusu şofbenin imalat özellikleri belirlenip, Aygaz marka tüpün olay sırasında banyoda olduğu da dikkate alınarak, ölüme neden olan olayda tüpün ya da (ortamdaki gazın tehlikeli sınıra geldiğinde yanmayı durduran bir sensörle do nat ı l ı p donatılmadığı belirlenerek) şofbenin imalat hatası veya üretilen gazın dışarı atılmasını sağlamayan baca bağlantısı etkisi değerlendirilerek varılan sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulduğundan kararın davacılar ve davalı Aygaz A.Ş. yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta vekilinin tüm, davacılar vekili ile davalı Aygaz A.Ş. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine.2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacılar ve davalı Aygaz A.Ş. yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz ilam harcının istekleri halinde davacılar ve davalı Aygaz A.Ş." ye iadesine, aşağıda yazılı bakiye 245.70 YTL harcın temyiz eden davalı Koç Allianz Sigorta A.Ş." den alınmasına. 27.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ 18.01.2007 E. 2005/13848 K. 2007/414 SİGORTA HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN UYUŞMAZLIK MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ MUTLAK TİCARİ DAVA - GÖREVSİZLİK KARARI co m İMALATÇI VE TÜPGAZ ZORUNLU SORUMLULUK SİGORTASI 6762 s. TTK/4 H uk uk u. ÖZETİ: Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu uyuşmazlığın sigorta hukukundan kaynaklanması nedeniyle davanın mutlak ticari dava sayıldığı, bu durumda uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi tarafından bakılmasının olanaksız bulunduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsiz olması nedeniyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinden dosyanın istek halinde görevli ve yetkili Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi yerindedir. in at DAVA: Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4.Tüketici Mahkemesi'nce verilen 23.12.2004 tarih ve 2004/1843-2004/52 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Pınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: w. Ta zm KARAR: Davacılar vekili, müvekkillerinin kızı ve kardeşleri olan Yasemin Aydın'ın Milangaz marka LPG tüpü ile Auer marka şofbenin birlikte kullanılması sonucu oluşan gazdan dolayı vefat ettiğini, meydana gelen vefat olayı nedeniyle müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradığını, davalıların imalatçı ve tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortacısı olmaları nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek 40.000.000.000 TL. maddi, 15.000.000.000 TL. manevi olmak üzere toplam 55.000.0000.000 TL. tazminatın davalılardan faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. w w Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu uyuşmazlığın sigorta hukukundan kaynaklanması nedeniyle davanın TTK.nun 4. maddesi uyarınca mutlak ticari dava sayıldığı, bu durumda uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi tarafından bakılmasının olanaksız bulunduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsiz olması nedeniyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinden dosyanın istek halinde görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.90 YTL. temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18.01.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ T. 3.10.2005 E. 2004/11632 K. 2005/9073 co m • TÜPGAZ ZORUNLU SORUMLULUK SİGORTASININ SİGORTA ETTİRENİ OLAN TÜP MALİKİ ÜRETİCİ ( Bayileri Üzerinde Yeterli Denetim Görevini Yerine Getirmemesi Nedeniyle Tüpün Patlamasından Kaynaklanan Zarardan Sorumlu Olması) • ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN KUSURUNDAN SORUMLULUK ( Tüpgaz Üreticisi ve Sahibi Olan Davalı Şirketin Bayileri Üzerinde Denetim Görevini Yeterince Yerine Getirmemesi H uk uk u. • DENETİM GÖZETİM ÖDEVİNİN YERİNE GETİRİLMEMESİ ( Tüp Üreticisi ve Maliki Olan Davalı Şirketin Bu Sebeple Meydana Gelen Tüp Patlamasından Dolayı Doğan Zarardan Sorumlu Olması ) • SİGORTACININ SORUMLULUĞU (Tüpgaz Zorunlu Mali Sigortasından Dolayı - Zamanaşımı Süresi ve Hesaplanması Usulü ) Sorumluluk • ZAMANAŞIMI SÜRESİ VE HESAPLANMASI USULÜ ( Tüpgaz Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından Dolayı Sigortacının Sorumluluğu - Tüpgaz Patlaması Sonucu Ölüm Nedeniyle Tazminat Talebi ) 818/m.41,55,58,98,100,125 765/m.383 1086/m.417 w. Ta zm in at ÖZET : 1- Davalılardan İ. A.Ş., Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta ( TZMSS ) poliçesinin sigorta ettireni olup, olağan sebep sorumluluğu hallerinden bazılarını düzenleyen BK.nun 55, 58 ve 100 ncü maddeleri, sorumluluğun kaynaklandığı kişi ya da şey üzerinde bir denetim ya da gözetim ödevi yüklemiştir. Sebep sorumluluğunun ikinci bir türü olan tehlike sorumluluğunda ise, sorumluluk koşulları, sorumlu aleyhine ağırlaştırılmıştır. İşletme veya faaliyet ya da nesneye özgün tipik tehlikenin gerçekleşmesiyle sorumluluk doğar. Tüpün mülkiyeti, bu davalıda olduğuna göre, BK.nun 58 nci maddesinden hareketle sorumluluğu özen eksikliğine bağlanmalıdır. Başkalarının diğer anlatımla bayi dışındaki yetkisiz kişilerin, tüpü takma olanağına kavuşması, bu davalının özen borcunu yerine getirmemesinden kaynaklanmaktadır. Buna neden olan bayiler üzerinde bu davalının denetim ve kontrol görevini yerine getirmemesi, BK.nun 100 ncü maddesine dayalı sorumluluğunun nedenini de oluşturmaktadır. w w 2- Diğer davalı A Sigorta AŞ. vekilinin temyizine gelince; dava dilekçesinde, bu davalı bakımından Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası ( TZMSS ) ile Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortası ( TMZSS ) nedeniyle husumet yöneltilmiştir. Sigorta vekili, sadece tüpgaz zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduklarını, diğer sigorta için poliçe düzenlenmediğini, esasen rizikonun diğer sigorta teminatı kapsamı dışında da kaldığını savunmuştur. Gerçekten de, Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları'na göre, bu sigorta, evlerde LPG tüpünün gaz kaçırması, infilakı, yangına neden olması halini kapsamamaktadır. Bu şekilde bir riziko, sadece Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın 1 nci maddesi kapsamına giren bir rizikodur. Davacılardan Necati'nin dedantörü iye takmaması ve kapatacağı yerde musluğu açması şeklinde kasti olmayan eylemi nedeniyle kendi kusurundan yararlanamayacağına ilişkin temyiz itirazları isabetsiz görülmüştür. Diğer yandan, dava konusu destek tazminatına ilişkin ıslah edilen bölüme yönelik zamanaşımı defi de yerinde değildir. Zira, davacıların davalılardan sigorta ettiren aleyhine açtıkları davanın zamanaşımı süresi, aynı zamanda diğer davalı sigorta şirketi için de geçerlidir. Hukuki sorumluluk üstlenilen ile üstlenen arasında bu yönden bir fark bulunmamaktadır. Dava, BK.nun 41 nci maddesine dayalı kusuru sorumluluğunu sonuçlayan, imalatçı hatasına dayalı olarak açılmamış, bayileri aracılığı ile satım yapan sıfatı öne çıkarılarak, İ. A.Ş. hakkında dava açılmıştır. Nitekim, imalat hatası nedeniyle yangın meydana gelmediği dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda, gerek satım sözleşmesi nedeniyle BK.nun 125 nci maddesinde yazılı 10 yıllık süre, gerekse uzamış ceza zamanaşımı süresi içinde yapılan ıslaha konu istem bölümü zamanaşımına uğramamıştır. co m DAVA : Taraflar arasında görülen davada K. Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 18.03.2004 tarih ve 2001/87 - 2004/124 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi S. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: H uk uk u. KARAR : Davacılar vekili, davacıların evindeki katalitik sobanın İ. markalı tüpünün yatarken kapatılması sırasında alev alıp, yangın çıktığını, davacıların eşi ve annesi olan Hatice ile davacıların kızı ve kardeşleri S. ve S.'nın yanarak öldüğünü, davalılardan sigortanın tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk sigortası ile tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortası nedeniyle ölen kişi başına 1.500.000.000.- TL olmak üzere her iki poliçe için 9.000.000.000.TL toplam limit ile sorumlu olduğunu, diğer davalının dolum yapan firma olarak sorumlu olduğunu ileri sürerek, toplam 16.000.000.000.- TL destek tazminatı ile aynı miktar manevi tazminatın tahsilini, 23.09.2002 tarihli dilekçe ile olay tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, 05.06.2003 tarihli ıslah dilekçesi ile de talep miktarı 50.118.840.952.-TL.'ya yükseltilmiştir. in at Davalı sigorta şirketi vekili ile diğer davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalılardan İ. A.Ş.nin imalatçı olarak BK.nun 58 nci maddesi uyarınca özen eksikliğine dayalı sorumluluğunun bulunduğu, katalitik sobaya davacılardan Necati'nin tüpü takması olanağı yaratılmasının bu özensizlik durumunu ifade ettiği, buna neden olan bayiler üzerinde bu davalının denetim ve kontrol görevini yerine getirmediği, diğer davalı sigortanın poliçe limiti ile sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. w. Ta zm Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. w w 1- Davalılardan İ. A.Ş., Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta ( TZMSS ) poliçesinin sigorta ettireni olup, olağan sebep sorumluluğu hallerinden bazılarını düzenleyen BK.nun 55, 58 ve 100 ncü maddeleri, sorumluluğun kaynaklandığı kişi ya da şey üzerinde bir denetim ya da gözetim ödevi yüklemiştir. Sebep sorumluluğunun ikinci bir türü olan tehlike sorumluluğunda ise, sorumluluk koşulları, sorumlu aleyhine ağırlaştırılmıştır. İşletme veya faaliyet ya da nesneye özgün tipik tehlikenin gerçekleşmesiyle sorumluluk doğar. Tüpün mülkiyeti, bu davalıda olduğuna göre, BK.nun 58 nci maddesinden hareketle sorumluluğu özen eksikliğine bağlanmalıdır. Başkalarının diğer anlatımla bayi dışındaki yetkisiz kişilerin, tüpü takma olanağına kavuşması, bu davalının özen borcunu yerine getirmemesinden kaynaklanmaktadır. Buna neden olan bayiler üzerinde bu davalının denetim ve kontrol görevini yerine getirmemesi, BK.nun 100 ncü maddesine dayalı sorumluluğunun nedenini de oluşturmaktadır. Bakanlık tebliğlerinde, takma kusurunun bayilerle sınırlandırılması, bu davalı ile bayileri arasındaki iç ilişkiye ilişkin bir düzenleme olup, zarar gören 3 ncü kişileri bağlayıcı ve etkileyici bir düzenleme değildir. Bu davalının bayisi M.'ın, tüpü kendisinin takmaması, bunu müşteriye bırakması sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle TCK.nun 383/2 nci maddesi ile cezalandırılması istemiyle hakkında açılan dava, 4616 sayılı Yasa gereğince ertelenmiş ise de, ceza dosyasındaki deliller ile davacılardan N.'nin aynı suçtan mahkumiyetinin kesinleştiği ceza ilamında, N. 'nin dedantörü iyi bağlamadığı, gaz kaçırmasına neden olduğu şeklinde eyleminin belirlenmesi, bu davalının sözleşmelisi olan bayiinin kusurunu yeterince ortaya koymaktadır. Davacılardan N.'nin eylemi ile bayiinin eylemi ve sorumluluk nedenleri birbirinden farklıdır. Bu itibarla, N.'nin kusurlu olması, bayiinin üzerinde denetim yapmayan i. A.Ş.nin BK.nun 58 ve 100 ncü maddelerine dayalı kusursuz sorumluluğunu etkilemeyecektir. Bu açıklamalara ve hüküm yerindeki gerekçelere göre, davalılardan İpragaz AŞ.nin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. co m 2- Diğer davalı A Sigorta AŞ. vekilinin temyizine gelince; dava dilekçesinde, bu davalı bakımından Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası ( TZMSS ) ile Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortası ( TMZSS ) nedeniyle husumet yöneltilmiştir. Sigorta vekili, sadece tüpgaz zorun sorumluluk sigortacısı olduklarını, diğer sigorta için poliçe düzenlenmediğini, esasen rizikonun diğer sigorta teminatı kapsamı dışında da kaldığını savunmuştur. Gerçekten de, Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları'na göre, bu sigorta, evlerde LPG tüpünün gaz kaçırması, infilakı, yangına neden olması halini kapsamamaktadır. Bu şekilde bir riziko, sadece Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın 1 nci maddesi kapsamına giren bir rizikodur. H uk uk u. Bu genel şartların 1/son maddesinde, " ... sigorta ettirenin kusurlu olup olmadığına bakılmadan zarara uğrayan 3 ncü kişilerin tazminatı ödenir. Zararın LPG tüpünün takılması sırasında servis hatasından, kullanıcının kullanım hatasından, tüpün imalat hatasından, dolum hatasından, hortum, kelepçe, dedantör, cihaz, musluk hatalarından meydana gelmesi durumu değiştirmez" hükmüne yer verilmiştir. Aynı genel şartların 3/a bendine göre, "olaya kasten neden olan kişilerin zarar ve ziyan talepleri" teminat dışı olduğuna nazaran, davacılardan Necati'nin dedantörü iye takmaması ve kapatacağı yerde musluğu açması şeklinde kasti olmayan eyleminin, teminat dışı bu halin kapsamı dışında kaldığı kuşkusuzdur. Bu itibarla, davacılardan Necati'nin kendi kusurundan yararlanamayacağına ilişkin temyiz itirazları isabetsiz görülmüştür. w. Ta zm in at Öte yandan, dava dilekçesinde istenmeyen temerrüt faizi, davacılar vekilinin 23.09.2002 tarihli dilekçesi ile istenmiş olup, harçlandırılmamıştır. Esasen, müddeabih niteliği olmayan bu temerrüt faizi isteminin ıslah istemine konu olması mümkün de değildir. Sadece, iddianın genişletilmesi biçiminde ileri sürülebilmesi ya da ek bir davaya konusu olması mümkündür. Davacılar vekilinin 23.09.2002 tarihli bu dilekçesi, esasen iddianın genişletilmesi niteliğinde olup, bu dilekçeye karşı davalılardan sigorta şirketi vekili, esasa ilişkin bir savunma olan zamanaşımı defi ile karşı çıkmış olup, iddianın genişletilmesine muvafakatı olmadığı şeklinde usuli bir tarzda karşı çıkması gerekirken, bunu yapmamıştır. Bu itibarla, faiz isteminin zamanaşımına uğradığına ilişkin aksi yöndeki temyiz itirazları isabetsizdir. Kaldı ki, asıl istemin tabi olduğu uzamış ceza zamanaşımı süresi içerisinde, bu dilekçe verilmiştir. w w Diğer yandan, dava konusu destek tazminatına ilişkin ıslah edilen bölüme yönelik zamanaşımı defi de yerinde değildir. Zira, davacıların davalılardan sigorta ettiren aleyhine açtıkları davanın zamanaşımı süresi, aynı zamanda diğer davalı sigorta şirketi için de geçerlidir. Hukuki sorumluluk üstlenilen ile üstlenen arasında bu yönden bir fark bulunmamaktadır. Dava, BK.nun 41 nci maddesine dayalı kusuru sorumluluğunu sonuçlayan, imalatçı hatasına dayalı olarak açılmamış, bayileri aracılığı ile satım yapan sıfatı öne çıkarılarak, İ. A.Ş. hakkında dava açılmıştır. Nitekim, imalat hatası nedeniyle yangın meydana gelmediği dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda, gerek satım sözleşmesi nedeniyle BK.nun 125 nci maddesinde yazılı 10 yıllık süre, gerekse uzamış ceza zamanaşımı süresi içinde yapılan ıslaha konu istem bölümü zamanaşımına uğramamıştır. ( Dairemiz'in 20.09.1979 tarih ve 3398-4053 sayılı ilamı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 'nun 06.05.1992 tarih ve 13-213/315 sayılı ilamı da bu yöndedir ). Bu itibarla, aksi yöndeki temyiz itirazları isabetsizdir. Bu açıklamalara ve hüküm yerindeki diğer gerekçelere göre, davalılardan sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 3- Dava dilekçesinde iki ayrı poliçe nedeniyle, üç kişinin ölümüne isabet eden toplam 9.000.000.000.- TL limitin davalılardan sigortadan tahsili istenmiş olup, gerekçeden ve hüküm fıkrasından, hangi poliçeden ve limitten bu davalının sorumlu tutulduğu anlaşılamamakta olup, infazda tereddüt ortaya çıkacağı muhakkaktır. Bu itibarla, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. co m Diğer yandan, limiti aşan tazminat miktarına hükmedilmesi halinde yargılama giderleri ve vekalet ücretinin, tazminatın limite olan oranına göre indirime ilişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ve IMSS Genel Şartları'nda bulunan hüküm, dava konusu her iki sigorta genel şartlarında yer almamakta ise de, HUMK.nun 417 nci maddesi karşısında bu davalının limitten fazla olarak hükmedilen tazminat miktarının yargılama giderinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Bu itibarla, bu yönden de hükmün bozulması gerekmiştir. H uk uk u. 4- Davacılar vekilinin temyizine gelince; her iki poliçe genel şartlarının aynı 11 ve 12 nci madde hükümlerinden, zarar görenin, sigortadan talepte bulunması gerektiği sonucu çıkmaktadır. Davacılar vekili,davadan önce, davalılardan sigortanın temerrüde düşürüldüğünü iddia ve ispat etmemiş olup, bu davalının, dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Temerrüt faizini tüm davalılar için dava tarihinden başlatan mahkemenin, bu uygulaması, davalılardan sadece sigorta şirketi bakımından doğru olmuştur. Bu açıklamaya ve hüküm yerindeki gerekçelere göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazının reddi gerekmiştir. in at 5- Davacılar, murislerinin ölümü nedeniyle destek tazminatından yoksun kaldıklarına, davacılar ile davalılardan İ. A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin satım sözleşmesi olmasına bağlı olarak, SK. nun 98 nci maddesi yollamasıyla haksız eyleme ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanması gerektiğine göre, ölüm olayı tarihinden itibaren davalılardan İ. A.ş. bakımından, temerrüt faizi uygulanması gerekirken, bu davalı bakımından da dava tarihinin, temerrüt faizine başlangıç alınması doğru olmamıştır. w w w. Ta zm SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan İ. A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan sigorta şirketi vekilinin, 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan sigorta şirketi vekilinin, 5 nolu bentte açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar ve davalılardan sigorta şirketi yararına ayrı ayrı BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ T. 17.4.2003 E. 2002/11202 K. 2003/3881 co m • TÜPGAZ ZORUNLU SORUMLULUK SİGORTASININ KAPSAMI ( Gaz Kaçağının Tüpten Değil Şofbendeki Üretim Hatasından Kaynaklanması - Sigortacının Sorumluluğunun Bulunmaması ) • SİGORTACININ SORUMLULUĞUNUN BULUNMAMASI ( Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortasının Tüpten Kaynaklanan Hasarları Teminat Altına Alması Davacılar Murisinin Şofbendeki Üretim Hatasından Kaynaklanan Gaz Kaçağı Sonucu Ölmüş Olması ) H uk uk u. • ŞOFBENDEKİ ÜRETİM HATASI SONUCU MEYDANA GELEN GAZ KAÇAĞI SONUCU ÖLÜM ( Tüpten Kaynaklanan Bir Zarar Bulunmadığından Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Kapsamına Girmemesi ) 6762/m.1334,1335,1338 w. Ta zm in at ÖZET : Dava, hiçbir edim yükümlülüğü ihtiva etmeyen ve fakat koruma yükümlülüğüne dayanan, 3. şahsı koruyucu etkili bir borç ilişkisi doğuran akte aykırılık hükümlerine dayanılarak, zarara neden olan tüp ve şofben imalatçısı A... A.Ş. ile onun tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortacısına yöneltilen, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, görüşüne başvurulan bilirkişi kurulunun 16.07.2001 tarihli raporuna göre, olayda A... markalı tüpün gaz kaçırması söz konusu değildir. Olaya, ortamdaki oksijen gazı tehlikeli sınıra geldiğinde yanmayı durduran bir sensörle donatılmayan şofbendeki bu imalat hatası %75, üretilen gazın dışarı atılmasını sağlamayan baca bağlantısı %25 oranında etkili olmuştur. Bu durum karşısında, Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası, LPG tüpünün verdiği zararları teminat altına aldığına, şofbenin bu sigorta kapsamında olmadığına ve olayda tüpten kaynaklanan bir etki de bulunmadığına göre, mahkemece, davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmek gerekirken, davalıların müteselsilen sorumluluklarına hükmedilmesi hatalıdır. DAVA : Taraflar arasında görülen davada Sarıyer Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 25.04.2002 tarih ve 2001/87-2002/309 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: w w KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi Önder'in, 4.4.2000 tarihinde evinde banyo yaparken şofbende takılı A... markalı tüpün gaz kaçırması sonucu vefat ettiğini ileri sürerek, davacı Zeliha için ( 13.000.000.000 ) TL. Hulusi için ( 8.000.000.000 ) TL. destekten yoksun kalma tazminatı ve her bir davacı için ayrı ayrı ( 5.000.000.000 ) TL. manevi tazminatın olay tarihinden itibaren reeskont oranında temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı A... A.Ş. vekili, talebin haksız olduğunu, davalı sigorta şirketi vekili, olayın işyerinde meydana gelmemesi nedeniyle tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk sigortası kapsamında bulunmadığını, zarara neden olan tüpün A... markalı olması halinde tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortacısı poliçesi teminatlarıyla sınırlı olarak sorumlu bulunduklarını savunmuştur. co m Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, muris Önder'in gaz zehirlenmesi sonucu öldüğü, davalı A... A.Ş.nin imalatçı sıfatıyla ve yüksek bir özen yükümlülüğünü gerektiren kusur sorumluluğuna göre %100 kusur oranında sorumlu olacağı, davalı sigorta şirketi vekilinin, şofbenin teminat kapsamına girmediği savunmasına katılmanın mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı Hulusi için ( 7.360.532.954 ) TL, Zeliha için ( 10.451.883.784 ) TL. destekten yoksunluk tazminatının ve her bir davacı için ayrı ayrı ( 3.000.000.000 ) TL. manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan ( davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun maddi tazminat talebiyle ve 1.500.000.000 TL. poliçe limitiyle sınırlı olması kaydıyla ) müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir. H uk uk u. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı A... A.Ş. vekilinin, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir. w. Ta zm in at 2-Davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, hiçbir edim yükümlülüğü ihtiva etmeyen ve fakat koruma yükümlülüğüne dayanan, 3. şahsı koruyucu etkili bir borç ilişkisi doğuran akte aykırılık hükümlerine dayanılarak, zarara neden olan tüp ve şofben imalatçısı A... A.Ş. ile onun tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortacısına yöneltilen, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın 1. maddesi uyarınca bu sigorta, LPG tüpleyen firmaların, doldurdukları veya tüketiciye intikal ettirdikleri "tüplerin", kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu ( kusurları olsun veya olmasın ) verecekleri bedeni veya maddi zararlara karşı sorumluluklarını temin eder. Mahkemece, görüşüne başvurulan bilirkişi kurulunun 16.07.2001 tarihli raporuna göre, olayda A... markalı tüpün gaz kaçırması söz konusu değildir. Olaya, ortamdaki oksijen gazı tehlikeli sınıra geldiğinde yanmayı durduran bir sensörle donatılmayan şofbendeki bu imalat hatası %75, üretilen gazın dışarı atılmasını sağlamayan baca bağlantısı %25 oranında etkili olmuştur. Bu durum karşısında, Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası, LPG tüpünün verdiği zararları teminat altına aldığına, şofbenin bu sigorta kapsamında olmadığına ve olayda tüpten kaynaklanan bir etki de bulunmadığına göre, mahkemece, davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. w w SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı A...A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı sigorta şirketi yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 975.848.000 lira temyiz ilam harcının temyiz eden davalı A... A.Ş.den alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı K... A... Sigorta A.Ş.ne iadesine, 17.04.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ 22.10.2002, E.2002/6196 K.2002/9474 •TÜPGAZ ZORUNLU SORUMLULUK SİGORTASI • TÜPGAZ ZEHİRLENMESİ SONUCU ÖLÜM (Sigortacının sorumluluğu) H uk uk u. co m ÖZET : Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 1/Son maddesinde "LPG tüplerinin kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu kusurları olsun veya olmasın verecekleri bedeni ve maddi zararların sigorta güvencesi kapsamında olduğu" belirtilmesine göre, gaz kaçırması sonucu murislerini yitiren davacılara anılan poliçede yazılı limitleri aşmamak kaydı ile uğradıkları destekten yoksun kalma zararını davalı sigortadan talep etme hakları bulunduğu gözden kaçırılarak ve davacıların murislerinin ölümlerine yol açan karbonmonoksit zehirlenmesinin bağımsız bir riziko türü değil, gaz sızmasına bağlı ölümün tıbbi terminolojik karşılığı olduğu dikkate alınmaksızın yanılgılı nitelendirme ile yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. in at DAVA: Taraflar arasında görülen davada Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22.11.2001 tarih ve 2000/l457-2001/1667 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 22.10.2002 günde davacı avukatı Vural Soytekin gelip, davalı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: w. Ta zm KARAR : Davacılar, müvekkillerinin ebeveynleri ve kardeşlerinin elektrik kesilmesi üzerine davalılardan Aygaz A.Ş.nin ürettiği tüplü lüks lambası yakılıp, aydınlatmada kullanılması ve kapatıldıktan sonra sızan gazdan zehirlenerek öldüklerini, davalı üretici ve onun mali sorumluluk sigortacısı olan diğer davalının müvekkillerinin destekten yoksun kalmalarından sorumlu olduklarını ileri sürerek, cenaze giderleri ve destekten yoksun kalma tazminatı olarak (10.000.000.000) TL nin her iki davalıdan, (15.000.000.000) TL manevi tazminatın ise davalı Aygaz A.Ş. den tahsilini talep ve dava etmiştir. w w Davalılardan Aygaz A.Ş. vekili, aydınlatma lüksü gerecine bağlanan tüpün müvekkilince üretildiğinin belli olmadığını, gaz sızmasının 252 m2lik bir evde zehirlenmeye yol açamayacağını, davacıların zarar iddialarının ve manevi tazminat talep miktarının yerinde olmadığını savunarakdavanın reddini istemiştir. Diğer davalı Koç Allianz Sigorta A.Ş vekili, diğer davalının Zorunlu Tüpgaz ve Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Poliçesi ile müvekkiline sigortalı olduğunu, Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortası'nın sadece satışın, yapıldığı işyeri ile sınırlı olduğunu; daha geniş güvenceli Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortasından yararlanabilmek için tüpün sigorta ettirence üretildiğinin ispatı gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun ölen kişi başına (1.500.000.000) TL ilesınırlı olduğunu savunmuştur. . • Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. co m Mahkemece; tanık anlatımlarına davacılar murislerinin ölüm belgelerine, kusura ilişkin bilirkişi raporlarına dayanılarak kullanılan tüpte herhangi bir üretim hatasının bulunmadığı, davacılar murislerinin aynı odada havalandırma yapmaksızın tüpü devamlı yakmaları sonucu oluşan karbonmonoksit gazının zehirleyici etkisinden öldükleri, tüpgaz zorunlu sigortasından yararlanabilmek için tüplerin kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilak, gaz kaçırması ve yangın sonucu bedeni ve maddi zararların doğmasının gerektiği, karbonmonoksit zehirlenmesinin bu hallere girmediği, aksi yöndeki bilirkişi görüşünün yerinde olmadığı, davalıların BK’nun 41 vd. maddelerinde belirtilen biçimde kusur ve sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. in at H uk uk u. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilince davalılardan Aygaz A.Ş.ne yöneltilen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden davalılardan AYGAZ A.Ş ile ilgili verilen kararın onanması gerekmiştir. 2- Diğer davalı Koç Allianz Sigorta A.Ş. ile ilgili temyiz itirazlarına gelince: Zararlandırıcı olayın meydana geldiği yer bakımından davacıların Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortası Poliçesine göre bir talepte bulunmaları mümkün değil ise de, LPG tüpünün kullanılmak üzere bulundurulduğu yerde oluşan zararlardan ötürü uygulanması gereken Tüpgaz Zorunlu SorumlulukSigortası Genel Şartları’nın 1/Son maddesinde yer alan "tüplerin kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu kusurları olsun veya olmasın verecekleri bedeni ve maddi zararların sigorta güvencesi kapsamında olduğu" hükmünün bilirkişilerce de isabetle belirtildiği üzere, gaz kaçırması sonucu murislerini yitiren davacılara anılan poliçede yazılı limitleri aşmamak kaydı ile uğradıkları destekten yoksun kalma zararını davalı sigortadan talep etme hakkı kazandırdığı gözden kaçırılarak ve davacıların murislerinin ölümlerine yol açan karbonmonoksit zehirlenmesinin bağımsız bir riziko türü değil, gaz sızmasına bağlı ölümün tıbbi terminolojik karşılığı olduğu dikkate alınmaksızın yanılgılı nitelendirme ile yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. w w w. Ta zm SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin davacılardan Aygaz A.Ş. ye yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu davalı hakkındaki kararın ONANMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Koç Allinaz Sigorta A.Ş. ye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu yön bakımından BOZULMASINA, (250.000.000) TL vekillik ücretinin davalılardan Koç Allianz Sigorta A.Ş. den alınarak davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ T. 9.4.2002 E. 2002/2303 K. 2002/3341 • TÜPGAZ ZEHİRLENMESİ SONUCU ÖLÜM ( Zehirlenmeye Davalı Firmaya Ait Tüpün Sebep Olduğunun Tutanakla Tesbiti - Tutanak ve Tanık Beyanlarına Göre Husumet İtirazının Çözümlenmesi Gereği ) co m • LPG ZEHİRLENMESİ SONUCU ÖLÜM ( Zehirlenmeye Sebep Olan Tüp Markasının Tesbitiyle Husumet İtirazının İncelenmesi Gereği - Davalı Üretici Firmayla Tüp Kullanıcısı Arasında Sözleşme Bulunmadığı Gerekçesiyle Davanın Reddedilemeyeceği ) H uk uk u. • DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI TALEBİ ( Tüpgaz Zehirlenmesi Sonucu Ölüm - Zehirlenmeye Davalı Firma Tarafından Üretilen Tüpün Sebep Olup Olmadığının Tesbiti Gereği ) • TEHLİKELİ MADDELER ZORUNLU SORUMLULUK SİGORTA POLİÇESİNİN KAPSAMI ( İşyerinde Meydana Gelen Zehirlenme Olayının Bu Kapsama Girmemesi Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Kapsamında Üçüncü Kişilerin Uğradığı Zararların Karşılanması Gereği ) 818/m.41 w. Ta zm in at ÖZET : 1- Dava, davacıların desteğinin tüpgazdan sızan gazdan öldüğü iddiası ile bu tüp satıcısı olan davalı firma ile birlikte Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası teminatından, destekten yoksun kalma tazminatı ile birlikte manevi tazminat istemine ilişkindir. Tutulan tutanaktan banyoda kullanılan tüpün T... markalı bulunduğu ileri sürülmüş olup, davacı kanıt olarak bu tutanağa ve tanık anlatımlarına dayandığına göre, öncelikle husumet itirazının çözümlenmesi için bu tanıkların dinlenmesi ve diğer kanıtlarla birlikte değerlendirilerek, ölüme neden olan tüpgazın davalıya ait olup olmadığının tesbit edilmesi gerekirken, akti ilişkinin mevcut olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2- Davalı sigorta şirketince Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Poliçesi sunulduğuna göre, ayrıca davalı sigorta şirketi nezdinde Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunup bulunmadığı gerektiğinde sigorta şirketi kayıtları üzerinde incelenip araştırılmak ve sonucuna göre hüküm kurulmak gerekirken, sadece davalı sigortacının beyanına dayanılarak, yazılı gerekçe ile davalı sigortacı yönünden de davanın reddi hatalıdır. w w DAVA : Davacılar vekili, müvekkillerinin eşi ve annesi olan H... G...'nin şofbende kullandığı davalı firmaya ait T..... tüpünden sızan gazdan zehirlenerek vefat ettiğini, davalı sigorta şirketinin Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortacısı olduğunu, müvekkillerinin maddi ve manevi destekten yoksun kaldıklarını ileri sürerek, 10.000.000.000.-TL maddi ve 3.000.000.000.-TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davaya cevap veren G... A.Ş. vekili, husumet yöneltilen T... dolum tesisinin ne tüzel ne de gerçek kişi olduğunu, bu şekilde husumet yöneltmenin temsilcide hata sayılamayacağını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların murisinin T... tüp kullandığının sabit olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı sigorta vekili, dava konusu zararın teminat dışında kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. KARAR : Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairemiz'in 10.12.2001 gün ve 2001/6866 - 9721 sayılı kararı ile onanmıştır. Davacılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Dava, davacıların desteğinin tüpgazdan sızan gazdan öldüğü iddiası ile bu tüp satıcısı olan davalı firma ile birlikte Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası teminatından, destekten yoksun kalma tazminatı ile birlikte manevi tazminat istemine ilişkindir. co m Dava, T... Dolum Tesisleri Genel Müdürlüğü aleyhine karşı açılmış olup, davaya cevap veren G... A.Ş. vekili, husumet itirazında bulunmuş ise de, davanın esasına da cevap vermiş ve davayı başından sonuna kadar takip etmek suretiyle pasif husumeti üstlenmiş bulunmaktadır. Mahkemece buna karşın tüzel kişiliği bulunmayan T... firmasının karar yerinde davalı gösterilmesi doğru değildir. H uk uk u. Davacılar murisinin ölümüne 08.03.1998 tarihli otopsi raporuna göre, CO ve LPG zehirlenmesinin neden olduğu anlaşılmış ve tanıklarca tutulan tutanaktan banyoda kullanılan tüpün T... markalı bulunduğu ileri sürülmüş olup, davalıca, bu iddia kabul edilmemiştir. Davacı kanıt olarak bu tutanağa ve tanık anlatımlarına dayanıldığına göre, öncelikle husumet itirazının çözümlenmesi için bu tanıkların dinlenmesi ve diğer kanıtlarla birlikte değerlendirilerek, ölüme neden olan tüpgazın davalıya ait olup olmadığının tesbit edilmesi gerekirken, akti ilişkinin mevcut olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, davada T... tüpü kullanıldığı kabul edilmeyerek davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı kabul edildikten sonra, bu kez bu tüp kullanılmış gibi zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması da çelişkili bir kabul oluşturmuştur. w. Ta zm in at 2-Diğer yandan, zararlandırıcı eylemin işyerinde meydana gelmesi nedeniyle davacıların Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Poliçesi'nden bir talepte bulunmaya hakları yok ise de, LPG tüpünün kullanılmak üzere bulundurulduğu yerde meydana gelen zararlardan ötürü uygulanması gereken Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın 1/son maddesinde "zarar meydana geldiğinde sigorta ettirenin kusurlu olup olmadığına bakılmadan zarara uğrayan 3 ncü şahısların tazminatı ödenir. Zararın LPG tüpünün takılması sırasında servis hatasından, kullanıcının kullanma hatasından, tüpün imalat hatasından, dolum hatasından, hortum, kelepçe, dedantör, cihaz, musluk hatalarından meydana gelmesi durumu değiştirmez" denilmektedir. Davalı sigorta şirketince Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Poliçesi sunulduğuna göre, ayrıca davalı sigorta şirketi nezdinde Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunup bulunmadığı gerektiğinde sigorta şirketi kayıtları üzerinde incelenip araştırılmak ve sonucuna göre hüküm kurulmak gerekirken, sadece davalı sigortacının beyanına dayanılarak, yazılı gerekçe ile davalı sigortacı yönünden de davanın reddi eksik incelemeye dayalı olmakla doğru görülmediği gibi sözkonusu kararı onayan Dairemiz'in 10.12.2001 gün ve 2001/6866-9721 sayılı onama kararı isabetli bulunmadığından, davacılar vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir. w w SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) ve ( 2 ) nolu bentlerde yazılı nedenlerle, Dairemiz'in 10.12.2001 gün ve 2001/6866-9721 sayılı onama kararının kaldırılarak, kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 09.04.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ T. 11.2.2002 E. 2001/8923 K. 2002/1069 co m • MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT (Davacının Kızının Banyo Yaparken Davalı Tarafından Üretilen Tüpten Sızan Gaz Neticesi Vefat Etmesi Nedeniyle ) • TÜP İMALATÇISININ SORUMLULUĞU (Ölüm Olayının Tüpgazın İmalat Hatasından mı Yoksa Kullanım Hatasından mı Kaynaklandığının Araştırılması ) H uk uk u. • SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLULUĞU ( Ölümün Karbonmonoksit Zehirlenmesi Sonucu Olmasına Göre Poliçe Teminatının Miras Payları Oranında Sigorta Şirketinden Tahsilinin Gerekmesi ) 818/m.41,55 ÖZET : Ölüme neden olan olayın tüpgazın imalat hatasından mı, yoksa kullanım hatasından mı kaynaklandığının ve dolayısı ile ölüm olayından davalının bu sıfatla, yani imalatçı olarak sorumlu tutulup tutulamayacağının belirlenebilmesi için uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekir. in at Zararlandırıcı sonucun meydana gelmesi halinde, kusur durumuna bakılmaksızın, ölümün karbonmonoksit zehirlenmesi sonucunda olduğu da sabit olduğuna göre, poliçe teminatının miras payları oranında, davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacılara ödenmesi gerektiğidir. w. Ta zm DAVA : Taraflar arasında görülen davada Küçükçekmece Asliye 2.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 6.7.2001 tarih ve 2000/1246-2001/1096 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin kızları Sibel Kuru'nun evlerinde banyo yaparken davalılardan Aygaz A.Ş. tarafından üretilen tüpten sızan gaz neticesinde vefat ettiğini, diğer davalının ise, Tehlikeli Maddeler Sorumluluk sigortacısı ve aynı zamanda Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk sigortacısı olduğu ve doğan zarardan poliçe teminatları kapsamında sorumlu olduğunu belirterek, 20.000.000.000 lira destekten yoksun kalma zararı ile 5.000.000.000 lira manevi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. w w Davalı sigorta şirketi vekili, Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortasının yer olarak, bu maddelerin üretimi ve satışı yapılan yer ile sınırlı olduğunu, olaya neden olan tüpün Aygaz markalı olması halinde Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk sigortasından 1.500.000.000 lira ödeme yapılabileceğini bildirmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara nazaran, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacıların desteğinin tüpgazdan sızan gazdan öldüğü iddiası imalatçının sorumluğu ile birlikte Tehlikeli Maddeler ve Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortaları teminatından, destekten yoksun kalma tazminatı ile birlikte manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacıların kızlarının ölümüne, 14.11.2000 tarihli otopsi raporuna göre karbonmonoksit zehirlenmesinin neden olmasına ve gerek 2.8.2000 tarihli tutanak gerekse, tanık anlatımlarına göre, banyoda kullanılan tüpün Aygaz markalı olduğunun açıkça anlaşılmasına nazaran, ölüme neden olan olayın tüpgazın imalat hatasından mı, yoksa kullanım hatasından mı kaynaklandığının ve dolayısı ile ölüm olayından davalı Aygaz A.Ş.nin bu sıfatla, yani imalatçı olarak sorumlu tutulup tutulamayacağının belirlenebilmesi için uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken, hiçbir gerekçe içermeksizin yazılı şekilde bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir. H uk uk u. co m 2-Zararlandırıcı eylemin işyerinde meydana gelmemesi nedeniyle davacıların Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigorta poliçesinden bir talepte bulunmaya hakları yok ise de, LPG tüpünün kullanılmak üzere bulundurulduğu yerde meydana gelen zararlardan ötürü uygulanması gereken Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın 1/son maddesinde "...zarar meydana geldiğinde sigorta ettirenin kusurlu olup, olmadığına bakılmadan zarara uğrayan üçüncü şahısların tazminatı ödenir. Zararın LPG tüpünün takılması sırasında servis hatasından, kullanıcının kullanma hatasından, tüpün imalat hatasından, dolum hatasından, hortum, kelepçe, dedantör, cihaz, musluk hatalarından meydana gelmesi durumu değiştirmez. "denilmektedir. Bundan anlaşılması gereken, zararlandırıcı sonucun meydana gelmesi halinde, kusur durumuna bakılmaksızın, ölümün karbonmonoksit zehirlenmesi sonucunda olduğu da sabit olduğuna göre, poliçe teminatının miras payları oranında, davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacılara ödenmesi gerektiğidir. Mahkemece, bu hususa dikkat edilmeksizin bu davalı yönünden de reddine karar verilmesi hatalı olmuş ve kararın açıklanan nedenle dahi davacılar yararına bozulması gerekmiştir. w w w. Ta zm in at SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) ve ( 2 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA,ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.2.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ T. 20.9.1979 E. 1979/3398 K. 1979/4053 • TÜP GAZ PATLAMASINDA YAPIMCININ VE ACENTANIN SORUMLULUĞU • SORUMLULUK SİGORTASI 818/m.41 co m • SATILANIN AYIPLI OLMAMASINI GARANTİ H uk uk u. DAVA VE KARAR : Davacı vekili müvekkilinin aşçı dükkanında kullanılmak üzere davalı A.Ş. tarafından imal edilen ve diğer davalı sigorta şirketine sigortalı olan gaz tüpünü A.Ş.'in bayii olan kollektif şirketten satın aldığını, ancak tüpün kullanılması sırasında patlayarak işyerlerinde hasara neden olduğunu, uzman bilirkişice tüpün imalinde kullanılan malzemenin Türk Standardına uymadığı gibi kaynak teknolojisine aykırı üretildiğinin saptandığını bildirerek hasar ve kazanç kaybı tutarı 22.000 liranın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı sigorta vekili savunmasında yetki ve işbölümü itirazıyla birlikte sigorta sözleşmesinin davalı A.Ş. ile sadece kendilerini bağlar nitelikte olduğunu, davacının sözleşmede taraf olmadığını ve patlamanın kullanma kusurundan doğabileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. in at Davalı kollektif şirket savunmasında kendilerine husumet yöneltilemiyeceğini ve istenilen zararın yüksek olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı A.Ş. vekili savunmasında yetki itirazıyla birlikte imalatın Türk Standartlarına uygun olduğunu zararın kullanma hatasından doğduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. w. Ta zm Mahkemece uzman bilirkişi raporları dayanak yapılarak patlamanın tüpün standarda uymayan malzeme ve kaynak teknolojisine aykırı üretimi nedeniyle oluştuğunun saptandığı, olayda tam kusurlu bulunan davalı A.Ş.'in zarardan sorumlu olduğu, diğer davalıların sorumlulukları bulunmadığı gerekçesiyle 15.199,13 liranın davalı A.Ş.den tahsiline, diğer davalılara yönelik davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı ve davalı A.Ş. vekilince temyiz edilmiştir. w w 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve Teknik Üniversite uzman bilirkişisince patlayan LPG tüpü üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen ve "tüp yapımında kullanılan malzemenin bu tüpler için yürürlükte olan Türk Standartlarına tam olarak uymadığı ve aynı standartlara göre imalatın kaynak teknolojisine uygun olarak yapılmadığını patlama nedeninin malzemenin uygun seçilmemesi ve yapım hatasından doğduğunun saptandığını" belirten rapor ve mahkemece yaptırılan uzman kusur ve hesap bilirkişileri kurullarının yeterli nitelikte görülen raporları içerikleri ile davacı zararının davalı ..... Ticaret ve Sanayii A.ş. imalat hatası ve tam kusurlu davranışından doğduğu anlaşılmasına göre davalı yapımcı A.ş. bilirkişi raporlarına yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ayrıca, bilimsel öğreti ve kökleşen Yargıtay içtihatları ile de kabul edildiği gibi; ( Bkz. Prof. Dr. Ergun Özsunay "Yapımcının Sorumluluğu - sorunlar, çözümler, yönelimler" teori ve uygulama açısından mesuliyet sigortaları 3. sigorta semineri, İstanbul 4-7 Nisan 1977 Ankara 1977 Sh. 205-209 ve "Türk hukukunda gerçek bir boşluk. Yapımcının sorumluluğu" İ.Ü. Hukuk Fakültesi'nce düzenlenen sempozyuma sunulan tebliğ İstanbul 1978 Sh. 13-21 ) ile ( Yargıtay "11.HD. 6.5.1974 gün ve E. 1063 K. 1537 YKD. 1976 C.2 S.1 Sh.59-61" ve Yargıtay 4.HD. 5.7.1977 gün ve E. 2921 K. 775 YKD. 1978 C.4 S.11 Sh.1801-1802" ) Davalı A.Ş. yapımcı sıfatıyla yasadan doğan ( BK. 41 vd. ) kusur sorumluluğuna sahiptir. Bu davalının imal ettiği malda saptanan yapım bozukluğu nedenile o malı alan herkese karşı sorumlu olacağının kabulü zorunludur. BK.nun 41. maddesi uyarınca kamuya sunduğu malın yapımında ihmal ve kayıtsızlığı sonucu oluşan üretim hatası nedenile haksız biçimde zarara uğrayan kişilerin objektif nitelikli bu zararlarının yapımcı tarafından giderilmesi gerekir. co m Bunun dışında davacı, malın davalı yapımcı A.Ş. tarafından üretildiğini bilerek ve ona güven duyarak satın almıştır. Bu nedenle yaratılan güvenden dolayı da davalı A.Ş. sorumluluğunun bulunduğunun kabulü gerekir. Ayrıca yapımcı davalı ürettiği malı acentesi aracılığı ile davacıya sattığına göre aradaki sözleşme ilişkisi nedeniyle satıcının satılan maldaki bozuklukları garanti borcu ( BK. 194 vd. ) hükümlerince de sorumlu kılınacaktır. Tüm bu nedenlerle davalı ....... A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. H uk uk u. 2- Davacının da kabul ettiği gibi davalı Ergun ve Ort.Koll.Şti. tüplerin yapımcısı diğer davalı ....... A.Ş.'nin Bursa acentasıdır. TTK. nun 119/2. maddesi hükmü uyarınca acenta hakkında müvekkili nam ve hesabına yaptığı işlemlerden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle vekil sıfatıyla dava açılması olanaklı ise de yapımcı ve satış sözleşmesinin asli tarafı A.Ş. aleyhine dava açıldığına göre davada vekilin yeri olmamak gerekir. Ayrıca acente sıfatı nedeniyle sözleşme ilişkisi yapımcı A.Ş. adına kurulduğundan bu davalının sözleşmeden doğan sorumluluğundan da bahsedilemez. Bu nedenle davacı vekilinin bu davalıya yönelik temyiz itirazlarının da reddine karar vermek gerekmektedir. in at 3- Davacının davalı sigorta şirketi hakkındaki temyizine gelince; davalı yapımcı ..... A.Ş. ile davalı sigorta şirketi arasındaki "LPG gazı üçüncü şahıslara karşı mali mesuliyet sigortası sözleşmesi" yangın nedeniyle mesuliyet sigortası niteliğindedir. Sözleşmenin 3/D ve 7. maddeleri hükümlerine göre yapımcı A.Ş.'in gaz tüplerinin tüketicilerce kullanılması sırasında her hangi bir olay nedeniyle oluşacak yangın ve patlamalardan doğan kazalar nedeniyle üçüncü kişilerin uğracayacakları zarar yüzünden sigortalıya düşen sorumluluk sigorta edilmektedir. Böylece üçüncü kişi durumundaki davacının zararı anılan sigorta poliçesi kapsamı içindedir. w. Ta zm TTK.nun 1309. maddesi ve poliçe hükümleri uyarınca yapımcı A.Ş.'in kusuru nedeniyle doğabilecek sorumluluğu güvence altına alındığına göre davalı sigortaca sigortalıya kusur def'i ileri sürülemiyeceği gibi davalı sigortanın anılan yasanın 1304/2. maddesi hükmüne dayalı bilerek ve isteyerek ( kasden ) davranıldığı iddiası da yoktur. Bu nedenle davacının TTK.nun 1310. maddesi uyarınca davalı sigortadan da zararın tazminini istemeye yasal hakkı vardır. Bu yüzden oluşan ve sigorta kapsamına giren zarardan davalı sigortanın da sorumlu olduğunun kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün sırf bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. w w SONUÇ : Yukarıda bir nolu bentte yazılı nedenlerle davalı ..... Ticaret ve Sanayii A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının, iki nolu bentte yazılı nedenlerle davacının davalı Koll.Şti.ne yönelik temyiz itirazlarının ( REDDİNE ), üç nolu bentte yazılı nedenlerle davacının davalı sigorta şirketine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına ( BOZULMASINA ), 20.09.1979 tarhinde oybirliği ile karar verildi. YARGITAY 4.HUKUK DAİRESİ 30.10.2007, E.2006/12891 K.2007/13194 . LPG TÜPÜ İMALAT VE SATICISININ SORUMLULUĞU . KULLANICININ KUSURU co m ÖZET : Dağıtımı yapan bayinin yeterince eğitilmemesi ve bayi çalınanlarının havalandırması olmayan banyoya LPG tüpü takması nedeniyle davalı Tüpgaz imalat ve satıcısı kusurludur. Kapıyı kapatarak havalandırması olmayan yerde banyo yapan davacının desteğinin de kusurlu olduğu kabul edilmelidir. H uk uk u. KARAR : Davacı Galip Yavaş vekili Avukat Vura! Soytekin tarafından, davalı Bizim Gaz Tic. San. AŞ. aleyhine 10/04/2003 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/05/2006 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü, 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazlarına gelince; in at Dava, havalandırmasının bulunmaması nedeniyle banyoda yanan şofbenin sönmesi ve bu nedenle sızan gazın davacının desteğinin ölümüne neden olmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, dava kısmen kabul edilmiştir. w. Ta zm Yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporunda, kapıyı kapatarak havalandırması olmayan yerde banyo yapan davacının desteğinin de % 50 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Ancak mahkemece, davalı LPG tüpü imalatçısı şirket tam kusurlu kabul edilerek hüküm kurulmuştur, Davalının ürettiği LPG tüpünde bir imalat hatası olduğu iddia edilmemiştir. Dağıtımı yapan bayinin yeterince eğitilmemesi ve bayi çalınanlarının havalandırması olmayan banyoya LPG tüpü takması nedeniyle davalıya kusur verilmiştir. Ancak, olayın oluş şekli gözetildiğinde davacı desteğinin de kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi kurulunun belirlediği kusur oranı gözetilerek tazminat kapsamının belirlenmesi gerekirken tam kusura göre hüküm kurulması doğru değildir. Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK.'nun 438. maddesi uyarınca % 50 kusur oranına göre belirlenen maddi tazminat miktarına karar vermek üzere hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. Manevi tazminat miktarı takdire dayalı olarak ve uygun takdir edildiğinden o konuda bir düzeltme yoluna gidilmemiştir. w w SONÛÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle hüküm fikrasının (1) nolu bendinin ilk satırında yer alan “18.127.82 YTL." rakamının çıkarılarak yerine "8.313,91 YTL." rakamının yazılmasına, bununla bağlantılı olarak avukatlık ücretlerine ilişkin (4) noiu bendin ikinci satırında yer alan "1.930,23 YTL” rakamının çıkarılarak yerine "1.230.00YTL." rakamının yazılmasına, (5) noiu bendin ikinci satırında yer alan "224.66 YTL.' rakamının çıkarılarak yerine "950.YTL." rakamının yazılmasına, masraflara ilişkin (6) nolu bendin ikinci satırında yer alan "432,48 YTL." rakamının çıkarılarak yerine "200.YTL." rakamının yazılmasına, diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu durumunun ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/10/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 18.06.2003 E.2003/3444 K.2003/7953 TÜP PATLAMASI SONUCU MEYDANA GELEN ZARARDAN SORUMLULUK ÖZEN EKSİKLİĞİ NEDENİYLE SORUMLULUK (818 s. BK/41, 1086 s. HUMK/275) co m ÖZET: Şofbenli banyoda gaz zehirlenmesi sonucu ölümün, baca bağlantısı olmasına rağmen, şiddetli lodos nedeniyle banyoya gazın geri gelmesinden ileri geldiği açıklaması yeterli olmayıp, tüpün ve dedantörün gaz sızdırıp-sızdırmadığının da incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. H uk uk u. Davacılar, davalı İpragaz Anonim Şirketine ait tüpün gaz kaçırması sonucu müşterek çocukları olan Gülce Ö.’ün zehirlenme sonucu öldüğünü iddia ederek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davalı İpragaz A.Ş. vekili ise tüpün vanasındaki bir arızadan bahsetmenin mümkün olmadığını, tüpün davacıların evine olaydan çok önce takıldığını, vanada bir arıza olsa idi, daha önceden ortaya çıkması gerektiğini, şofbenden kaynaklanabilecek arızalar nedeni ile sızıntı olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. in at Mahkemece, üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış, rapordaki görüşe dayalı olarak hüküm kurulmuştur. Anılan raporda dava konusu olayda tüpün ve dedantörün gaz sızdırdığı, bu nedenle İpragaz A.Ş.’nin özen eksikliği sebepi ile olayda sorumlu olduğu açıklanmıştır. Ancak raporu düzenleyen bilirkişilerin bu konuda uzman oldukları anlaşılamamaktadır. Ayrıca dava konusu tüpü ve dedantörü görmeden raporu düzenlemişlerdir. w. Ta zm Dava konusu olayla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2000/1328 Hazırlık nolu takipsizlik kararında; Gülce Ö.’ün olay günü banyo yaparken şofben gazı zehirlenmesi sonucu öldüğü, yapılan tahkikatta banyoda takılı bulunan şofbenin baca bağlantısının yapılmış olduğu, ancak olay günü şiddetli lodos rüzgarının olması nedeni ile banyoya gazın geri geldiği ve ölümün bu nedenle olduğu, olayda suç ve suçluluk halinin oluşmadığı açıklanmıştır. Şu durumda takipsizlik kararındaki bu belirleme ile bilirkişi raporundaki açıklamalar arasındaki çelişkinin giderilmesi, bu konuda uzman bilirkişilerden rapor alınması, tüpün ve dedantörün gaz sızdırıp-sızdırmadığının detaylı bir şekilde incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. w w SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/6/2003 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava, desteğin ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacıların ortak çocukları 1984 doğumlu Gülce 21/01/2000 tarihinde banyo yaparken şofbene bağlı İpragaz marka tüpün gaz kaçırması sonucu zehirlenerek yaşamını yitirmiştir. co m 7397 sayılı Yasa’nın değişik 29. maddesine göre Bakanlar Kurulu’nca 14/9/1991 tarih ve 1991/2253 sayılı (25/9/1991 tarihinde Resmi Gazete ile yayınlanarak yürürlüğe girmiş olan) Tehlikeli Maddeler ve Tüpgaz Sorumluluk Sigortaları hakkındaki kararın 2. maddesine göre; Likit petrol gazını (LPG) tüpleyen firmalar (dolum tesisleri) tehlikeli maddeler sorumluluk sigortalarına ek olarak kusurları olsun veya olmasın, doldurdukları tüplerin kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilak, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu meydana gelecek bedeni ve maddi zararları teminat altına almak üzere tüpgaz sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortaları genel şartlarının sigorta kapsamı ile ilgili I. Maddesinin son fıkrasında; "zarar meydana geldiğinde sigorta ettirenin kusuru olup olmadığına bakılmadan zarar uğrayan 3. şahıslara tazminat ödenir. Zararın LPG tüpünün takılması sırasında servis hatasından, kullanıcının kullanma hatasından, tüpün imalat hatasından, dolum hatasından, hortum, kelepçe, dedantör, cihaz musluk hatalarından meydana gelmesi durumu değiştirmez." H uk uk u. İpragaz A.Ş.’nin doldurduğu tüpün gaz kaçırması sonucu ölüm meydana gelmiş olduğuna göre, davacıların oluşan zararından davalı İpragaz A.Ş. sorumlu bulunmaktadır. Ölümün olay günü şiddetli lodos esintisi nedeniyle bacadaki gazın geriye dönerek banyoya girmesi sonucu meydana geldiği yolundaki Cumhuriyet Savacılığı takipsizlik kararının bu nedenle davamız açısından bir önemi yoktur. Bilirkişiler; dedantörün gaz sızdırması sonucu olayın meydana geldiğini belirlemişlerdir. Davalı İpragaz A.Ş.’nin özensiz davrandığı sabittir. Davalı İpragaz A.Ş. LPG üretim dolum ve dağıtım faaliyeti nedeniyle kusurlu olsun yada olmasın 3. kişilere verebilecekleri maddi ve bedeni zararlardan dolayı tehlike sorumluluğu altındadır. w w w. Ta zm in at Dosyadaki delil ve belgeler, kararın dayandığı kanıtlar yasaya uygun olup, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından yerel mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumuzdan, çoğunluğun bozma kararına katılamıyoruz. 18/6/2003 Başkan Üye Bilâl Kartal Mustafa Kıcalıoğlu YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ T. 25.9.1997 E. 1997/4787 K. 1997/8679 • TÜP PATLAMASI SONUCU DOĞAN ZARARDAN MALİK İMALATÇININ MESULİYETİ ( Özen Eksikliği ) co m • KUSURSUZ SORUMLULUK ( İmalatçının Özen Eksikliğinden Doğan Zarardan Sorumluluğu ) 818/m.55,56,58,41 743/m.656 ÖZET : Tüpgazı muhafaza eden ve belli bir depozito ile kullanıcıya bırakılan tüpün mülkiyeti imalatçıya ait olduğuna göre, tüpün patlayarak zarar vermesinden kaynaklanan tazminat davasında, imalatçının sorumluluğu özen eksikliğine bağlanmalıdır. H uk uk u. DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü: KARAR : Davacılar, davalının imal ettiği gaz tüpünün evlerinde patlaması sonucu, eşyalarının zarara uğradığını ve yaralandıklarını belirterek tazminini istemişlerdir. Mahkemece, davalının olayda kusuru olmamasına dayanılarak istek reddedilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. w w w. Ta zm in at Dava hukuki nedeni itibariyle tüpgaz imalatçısının sorumluluğu esas alınarak açılmıştır. Olağan sebep sorumluluğu hallerini düzenleyen BK.nun 55,56,58 ve MK.nun 320 ve 656. maddeleri sorumlu kişiye, sorumluluğun kaynaklandığı kişi veya şey üzerinde bir denetim ya da gözetim ödevi yüklemiştir. Sebep sorumluluğunun ikinci bir türü olan tehlike sorumluluğunda ise sorumluluk koşulları, sorumlu aleyhine ağırlaştırılmıştır. İşletme veya faaliyet ya da nesneye özgün tipik tehlikenin gerçekleşmesiyle sorumluluk doğar. Hukukumuzun kaynağını oluşturan ülkelerde demiryolu, gemi, posta, sivil hava aracı, motorlu araç, atom tesisi, elektrik, gaz, patlayıcı madde üreten, depolayan veya kullanan tesis ve işletmelerin işleticileriyle sahiplerinin bu tür sorumlulukları yasalarla belirlenmiştir. Ülkemizde ise yasal düzenleme, motorlu ve sivil hava araçlarını işletenlerle askeri manevra ve atışlar nedeni ile Devletin sorumluluğunda duralamış; ötesi için yasa koyucu gecikmede kalmıştır. Şu durum karşısında gecikme, MK.nun ilk maddesi uyarınca doldurulmalıdır. Somut olay, tüpgaz imalatçısıyla ilgilidir. Tüpgazı muhafaza eden tüp, belirli süreçte miadını doldurduktan sonra tehlikeli duruma geçer. Belli bir depozito ile kullanıcıya bırakılan tüpün belirli zamanlarda kontrolü ve bakımındaki savsama da tehlike oluşturur. Mülkiyet imalatçıda olduğuna göre, BK.nun 58. maddesinden hareketle sorumluluğu özen eksikliğine bağlanmalıdır. Başkalarının tüpü doldurma ve piyasaya sürme olanağını bulabildikleri durum, özen borcunun yerine getirilmemesinin sonucudur. Öyleyse davalı imalatçı BK.nun 41 ve izleyen maddeleri uyarınca sorumlu tutulmalıdır. Yerel mahkemece anılan yönler gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ) gününde oybirliğiyle karar verildi. 25.9.1997 YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ T. 27.03.1995 E. 1994/6256 K. 1995/2596 co m • İMALATÇININ SORUMLULUĞU ( İmalatçının Daha Fazla Özen Göstermesi Yükümlülüğünün İmalatçının Tehlikeyi Uzaklaştırması İlkesinden Kaynaklanması ) • İSPAT YÜKÜ ( İmalat İşinin Çok Komplike Olması Nedeniyle Zarar Görenin Bazı Hususları Kanıtlamasının Mümkün Olmaması Nedeniyle Fiili Karinenin İspat Yerine Geçmesi ) 818/m.41,58 H uk uk u. ÖZET : İmalatçının sorumluluğu sırasında daha fazla özen göstermesi yükümlülüğü imalatçının tehlikeyi uzaklaştırması ilkesinden kaynaklanır. Bu nedenle zarar görenin zarar verenin kusurunu kanıtlamadaki sorumluluğunun hafiflediği kabul edilmelidir. İmalat işinin çok komplike olması nedeniyle de, zaten zarar görenin bazı hususları kanıtlaması imkansız olacaktır. Bundan dolayıdır ki, fiili karinenin ispat yerine geçmesi kabul edilmelidir. Zararın imal edilen şeyin kullanımından kaynaklanmadığını imalatçı kanıtlıyacaktır. KARAR : Davacılar, davalının imal ettiği tüpün patlaması sonucu destekleri Zübeyde'nin öldüğünü, bir kısım davacıların da ayrıca yaralandıklarını belirterek, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. in at Mahkemece davalının kusurunun olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. w w w. Ta zm Dava, hukuki nedeni itibariyle imalatçının sorumluluğu esas alınarak açılmıştır. İmalatçı, bir malı imal eden ve piyasaya süren kimsedir. İmalatçının sorumluluğu, BK.nun genel ilkesi uyarınca, bir kusur sorumluluğudur. Ne var ki sorumluluğun dayanakları uygulanmaması gerekmektedir. Şöyle ki; imalatçı faaliyeti dolayasıyla hukukun gerekli kıldığı ve alınmasını imalatçıdan beklenebilir bulduğu bütün özeni göstermekle yükümlüdür. Görüldüğü üzere BK.nun 41. maddesini bu şekilde yorumlamak mümkün değildi. Bu da imalatçının yaptığı işin kapsamından kaynaklanmakta ve hukukun yazılı olmayan kurallarından biri olarak, tehlikeli bir durum yaratan veya onu sürdüren bir kimsenin önleyici tedbirleri almak zorunda olduğu ilkesinin bir sonucudur. Bu hususta hareketsiz kalma da hukuka aykırıdır. Hatta başkaları için tehlikeli durum yaratan, üçüncü kişileri zarardan korumak için gerekli önlemleri almaya zorlayan genel bir özen kuralının da sonucudur. İşte sorun bu özenin gösterilip gösterilmediğinde toplanmaktadır. Özen objektif olarak belirlenir. Diğer bir anlatımla kişinin belli bir standartta olması kabul edilir. Ne var ki bu ölçünün mutlaka tüm insanlar için aynı olması ve kati biçimde uygulanması zorunlu değildir. Her somut olayın özelliğine göre özenin bunun sonucunda da kusurun varlığı saptanmalıdır. Bundan dolayıdır ki imalatçının sorumluluğu saptanırken, ondan beklenen özenin, bir kazı yapan işçiden beklenen özenle aynı olmamalıdır. İmalatçının daha yüksek bir özen yükümlülüğü vardır. Bunun nedeni de, imalatçının yaptığı işin özelliğine göre, büyük tehlike yaratmasıdır. işte imalatçıdan yüksek özen beklemenin nedeni, "tehlikeyi uzaklaştırması" ilkesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenlede imalatçı, tehlikeyi uzaklaştırmak için gerekli ve akla gelen ve gelebilecek olan her türlü önlemi almalıdır. Bunun sonucu olarak imalatçı bilim ve tekniğin gerekli kıldığı son durumu gözetecektir. Üretilen malın özelliğine ve yarattığı tehlikeye göre önlemler daha da arttırılacaktır. O mamülü kullananın bilgisiz ve tecrübesiz olabileceği ihtimali varsa, imalatçının özen yükümlülüğüde buna göre artmış olacaktır. Açıklanan bu ilkeler gözetildiğinde, zarar görenin BK.nun 41. maddesinde ifade edildiği üzere, zarar verenin kusurunu kanıtlamadaki yükümlülüğünün hafiflediği sonucuna varabiliriz. İmalat işinin çok komplike olması nedeniylede, zaten zarar görenin bazı hususları kanıtlaması imkansız olacaktır. Bundan dolayıdır ki, fiili karinenin ispat yerine geçmesi kabul edilmelidir. Zararın imal edilen şeyin kullanımından kaynaklanmadığını imalatçı kanıtlıyacaktır. Bu husus Alman Mahkemelerince de kabul edilmiş bulunmaktadır ( Bilge Öztan İmalatçının Sorumluluğu Ank/1982 Sayfa :221 ) H uk uk u. co m Somut olayda, davacıların desteği Zübeyde Mutlu ile diğer davacılar züleyha, kudret, Mehtap ve Döndü Mutlu'nun davalının imal ettiği tüpü satıcı bayiinden aldıkları, tüpün başlığının değişimi sırasında patladığı, bunun sonunda Zübeyde Mutlu'nun öldüğü, diğer davacıların da ağır biçimde yaralandıkları görülmüştür. Olayın meydana gelmesindeki etkenin, tüpteki teknik arızadan kaynaklandığı bilirkişi kurulundan alınan 9.9.1992 günlü raporda da ayrıntıları gösterilmek suretiyle davalının tam kusurlu olduğu ifade edilmiştir. Davalının ısrarla ileri sürdüğü, tüpün başka dolum tesisinde doldurulduğu savunması da, iddia edilen dolum tesislerince doldurulmadığı, tesisin yetkilisi tarafından belirtilmiştir. Kaldı ki, başka dolum tesisinde doldurulmuş olsa dahi, bu, davalıyı sorumluluktan kurtarmaz. Davalı, yaptığı işin yarattığı tehlikeyi gözeterek, başka tesiste doldurulmayacak nitelikte tüp imal etmek zorundadır. Ne var ki mahkeme tüm bu yönleri gözetmeden, dosya ve olayın özelliği ile bağdaşmayan 26.11.1990 tarihli raporu esas olarak, istemin reddine karar vermiştir. Belirtilen yönler gözetilerek davalı imalatçının sorumlu olduğu kabul edilmek ve davacıların uğradığı zarar miktarı belirlenerek hüküm altına alınmak gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. DEĞİŞİK GEREKÇE in at SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 27.3.1995 gününde oyçokluğuyla karar verildi. w w w. Ta zm Olağan sebep sorumluluğu hallerini düzenleyen BK. 55,56,58 ve MK. 320 ve 656. maddeleri, sorumlu kişiye, sorumluluğun kaynaklandığı kişi veya şey üzerinde bir denetim ya da gözetim ödevi yüklemiştir. Sebep sorumluluğunun ikinci bir türü olan tehlike sorumluluğunda ise sorumluluk koşulları, sorumlu aleyhine ağırlaştırılmıştır. İşletme veya faaliyet ya da nesneye özgün tipik tehlikeninin gerçekleşmesiyle sorumluluk doğar. Hukukumuzun kaynağını oluşturan ülkelerde demiryolu, gemi, posta, sivil hava aracı, motorlu araç, atom tesisi, elektrik, gaz, patlayıcı madde üreten, depolayan veya kullanan tesis ve işletmelerin işleticileriyle sahiplerinin bu tür sorumlulukları yasalarla belirlenmiştir. Ülkemizde ise yasal düzenleme, motorlu ve sivil hava araçlarını işletenlerle askeri manevra ve atışlar nedeni ile Devletin sorumluluğunda duralamış, ötesi için yasa koyucu gecikmede kalmıştır. Şu durum karşısında gecikme, MK'nun ilk maddesi uyarınca doldurulmalıdır. Somut olay, tüpgaz imalatçısıyla ilgilidir. Tüpgazı muhafaza eden tüp, belirli süreçte miadını doldurduktan sonra tehlikeli duruma geçer. Belli bir depozito ile kullanıcıya bırakılan tüpün belirli zamanlarda kontrolü ve bakımındaki savsama da tehlike oluşturur. Mülkiyet, imalatçıda olduğuna göre BK'nun 58. maddesinden hareketle davalının sorumluluğu özen eksikliğine bağlanmalıdır. Başkalarının tüpü doldurma ve piyasaya sürme olanağını bulabilmeleri, özen borcunun yerine getirilmemesinin sonucudur. Öyleyse bu gibi durumlarda imalatçı sorumlu tutulmalıdır. Karar, bu nedenle bozulmalıdır. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU T. 6.5.1992 E. 1992/13-213 K. 1992/315 • TÜPGAZ PATLAMASI ( Akdi İlişki - Tazminat Sorumluluğu ) co m • SATIM AKDİ ( Bayinin Sattığı Tüpgazın • AKDİ İLİŞKİ ( Bayinin Sattığı Tüpgazın Patlaması ) • ZAMANAŞIMI ( 3. Şahsı Koruyucu Borç İlişkisi-Tüpgaz Patlaması Sonuca Tazminat Talebinde ) 818/m.125 in at H uk uk u. ÖZET : Davacıya satılan tüpün patlaması sonucu uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istenmiştir. Dava konusu uyuşmazlıkta, satıcı ( tüp bayii )nin satım akdinde üçüncü kişi konumunda bulunan davacıya karşı akitten doğan hiç bir asli edim borcu mevcut olmamakla beraber burada, borçlunun bizzat alacaklıya karşı göstermek zorunda olduğu koruma yükümünün, alacaklıya yakından bağlı olan ya da edime olan yakınlığı nedeniyle koruma alanı altında bulunan kişilere de teşmil edilmesi gerekir. Bir başka ifadeyle burada, Kanun ( MK. m. 2 ) gereğince borçlu ile alacaklı arasında olduğu kadar, borçlu ile üçüncü kişi durumunda olan davacı arasında da, hiç bir edim yükümlülüğü ihtiva etmeyen ve fakat koruma yükümlülüğüne dayanan üçüncü şahsı koruyucu etkili bir borç ilişkisi olmuştur. Dolayısıyla da davacının akde aykırılık hükümlerine göre tazminat talebinde bulunması yerindedir ve uyuşmazlığa on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. w. Ta zm DAVA : Taraflar arasındaki "maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Zonguldak İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi )nce ilk davanın kabulüne ve ek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 19.7.1990 gün ve 36-405 sayılı kararın incelenmesi ek dava yönünden davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onüçüncü Hukuk Dairesi'nin 28.2.1991 gün ve 7974-2203 sayılı ilamıyla; ( ... Taraflar arasındaki tüp alım satımı konusunda bir hukuki ilişkinin bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Tüp bayisi olan davalı tarafından davacıya satılan tüpün patlaması sonucu uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istenmiştir. Yanlar arasında satım ilişkisi bulunduğu için BK.nun 125. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerekir. Davanın açıldığı tarihe göre bu süre geçmemiştir. Olayda haksız fiil zamanaşımı hükümleri uygulanamaz. Bu nedenle mahkemenin ek davayı zamanaşımı yönünden reddetmesi usul ve yasaya aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. w w Temyiz eden: Davacı vekili. KARAR : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava konusu olayda, .......... tüpü satıcısı olan davalının, sattığı tüpün arızalı olması ve gaz kaçırması nedeniyle patlaması sonucu yaralanan davacının açtığı ek maddi ve manevi tazminat davasının, olayın meydana geldiği 16.4.1981 tarihinden itibaren 5 yıllık ceza zamanaşımı süresi geçtikten sonra, 1.12.1987 tarihinde açıldığından dolayı zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Özel Dairece; taraflar arasında satım ilişkisi bulunduğu için BK.nun 125. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerektiğinden dolayı mahkemenin kararı bozulmuş; mahkemece, taraflar arasında hiç bir akdi ilişki bulunmadığından bahisle önceki kararda direnilmiştir. Yerel mahkeme ile ilgili Yargıtay Dairesi arasındaki uyuşmazlık, maddi olayın hukuki nitelendirmesinden kaynaklanmaktadır. Gerçekten de yerel mahkeme taraflar arasındaki ilişkinin haksız fiil mahiyetinde olduğunu belirttikten sonra olayda haksız fiile ilişkin zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğine karar vermiştir. Kararına gerekçe olarak da, davanın tarafları arasında herhangi bir akdi ilişkinin ( satım akdinin ) mevcut olmadığını göstermiştir. İlgili Yargıtay Yüksek Dairesi ise, bir gerekçe göstermemekle beraber, taraflar arasında satım akdi olduğunu ifade ederek davada, akde ilişkin on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini belirtmiştir. H uk uk u. co m Burada, öncelikle şu hususun belirtilmesi gerekir: Uyuşmazlıkla davacı durumunda olan kişi asıl hukuki ilişkide ( tüpgaz alımına ilişkin satım akdinde ) alıcı sıfatını taşımamakta ve somut olaydaki hukuki nitelendirme bakımından üçüncü kişi konumunda bulunmaktadır. O halde burada, şu sorunun cevaplandırılması gerekir: Bir hukuki ilişkide üçüncü kişi konumunda bulunan kimseler üzerinde borç ilişkisi ne şekilde etkili olabilir? Başka bir ifadeyle, borçlunun edim borcuna yada koruma yükümlülüğüne aykırı davranması sonucunda zarar giren üçüncü kişiler, "haksız fiil" hükümlerine göre değil de, doğrudan doğruya "akde aykırılık" hükümlerine dayanarak tazminat talep edebilirler mi? w. Ta zm in at Bilindiği gibi, akit ilişkisinden doğan yükümler, sadece asli ve yan edim yükümleriyle asli edime yardımcı olan ve asli edimin tam ve doğru bir şekilde yerine getirilmesine hizmet eden yan yükümlerden ibaret değildir. Modern hukuk literatürü, söz konusu yükümler dışında ifa menfaatiyle ilişkisi olmayan ve fakat en az ifade menfaati kadar önemli ve onun yanında ikinci bir menfaati koruma ve tesbit gereğini duymuştur. İfa menfaati yanında yer alan bu diğer menfaat "koruma menfaati"dir ( Eren, F., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C: I, Ankara-1991, s. 46; Akünal, T., Sorumluluk Hukukunda Sözleşmenin Nisbiliği Prensibinin Aşılması, YD., C: 14, Sayı: 3, Temmuz-1988, s. 225 ). Korunma menfaati, alacaklının mal ve şahıs varlığı değerlerinden oluşan menfaatlerin bütününü ifade eder. Bu itibarla koruma yükümleri, borç ilişkisinden doğan edim yükümleri ve bağımlı yan yükümlerin yanında yer alan ve fakat onlardan bağımsız bir kavramdır. Koruma yükümleri akid kurulmadan önce ve akdin müzakereleri safhasında mevcut olduğu gibi, edimin ifası sırasında da mevcuttur. Dolayısıyla ve yükümlerin hukuki dayanağı taraf iradeleri değil, kanundur ( Canaris, Ansprüche wegen "positiver Vertragverletzung" und "Schutz Wirkung für Dritte" bei nichtingen Vertraegen, Juristenzeitung 1965, s. 476 ). İşte özelliklerinin bir kısmı burada kısaca belirtilen yükümleri, borçlu için, alacaklıya olduğu kadar, ona yakından bağlı olan ya da edime yakınlığı nedeniyle koruma alanı altında bulunan kişilere karşı da aynen geçerlidir. İşte koruma yükümleri sayesinde, borçlu ile alacaklı arasında olduğu kadar, borçlu ile bir takım üçüncü kişiler arasında da hiç bir edim yükümü ihtiva etmeyen sadece koruma yükümlerinden oluşan bir borç ilişkisi oluşur. Bir başka ifadeyle, söz konusu borç ilişkisi üçüncü şahıslar üzerinde tesir icra eden, üçüncü şahsı koruyucu etki doğuran bir borç ilişkisidir ve bu borç ilişkisinin kaynağı MK.nun 2. maddesidir. w w Burada cevaplandırılması gereken diğer bir husus da, yukarıda hukuki niteliğini açıkladığımız borç ilişkisinin kapsamına hangi üçüncü kişilerin dahil olacağı sorunudur. Yerli ve yabancı literatürde bu alanda çeşitli görüşler ileri sürülmekle beraber ( bu görüşler hakkında ayrıntılı bilgi için, bakınız: Tandoğan, H.; Üçüncü Şahsın Zararının Tazmini, Ankara-1963; Akyol, Ş., Tüm Üçüncü Şahıs Yararına Sözleşme, İstanbul-1976, s. 51 vd.; Kocayusufpaşaoğlu, N., Borçlar Hukuku Dersleri, 1. Fasikül, 2. Bası, İstanbul-1985, s. 32 vd. ), öncelikle somut olay bakımından davacının durumunu tesbit etmek gerekir. Olayda davacı, satım akdindeki alıcının yardım talebi üzerine onun evine yardıma gelmiş ve hemen gerekli önlemleri almak isterken gaz kaçağı sonucu tüp patlamış ve davacı yaralanmıştır. Burada borç ilişkisinin bünyesi gereği, edime bağlı olan bir takım tehlikelerin, en az tüpü satın alan kadar üçüncü kişi konumunda olan davacıyı da tehdit etmesi durumu söz konusudur ( Gerahuber, J., Drittwirkungen im Schuldverhaeltnis kraft leistungsnaehe, Festchrift für Arthur Nitisch, s. 270 ). Zira, Gerahuber'in de belirttiği gibi ( s. 270 vd.; ayrıca bkz. Tandoğan, s. 314 vd. ), edime yakınlıkları nedeniyle zararlarının sözleşmeye aykırılık hükümleri gereğince tazminine müsaade edilecek üçüncü şahısların sınırını belirleyebilmek için, bu üçüncü kişiler ile ifa H uk uk u. co m sahasında olan borç ilişkisi arasındaki irtibata bakmak gerekir. Borç ilişkisinin bünyesi icabı, edime bağlı olan tehlikeler üçüncü kişiyi de en az alacaklı kadar tehdit ediyorsa, üçüncü kişiye, doğrudan doğruya borçluya karşı ileri sürülmesi mümkün olan akde aykırılık hükümlerine dayanan bir tazminat talebi tanınmalıdır ( Ayrıca bkz. Canaris, s. 478 ). Zira davacı olayda alıcıya yardıma gelmekle alıcıya satıcı arasında mevcut olan borç ilişkisinin güven ortamına dahil olmuştur ( bu güven ortamı konusunda bkz. Canaris s. 478; ayrıca bkz. Akünal, s. 234 ). Bu itibarla, dava konusu uyuşmazlıkta, satıcı ( tüp bayii )nin satım akdinde üçüncü kişi konumunda bulunan davacıya karşı akitten doğan hiç bir asli edim borcu mevcut olmamakla beraber burada, borçlunun bizzat alacaklıya karşı göstermek zorunda olduğu koruma yükümünün, alacaklıya yakından bağlı olan ya da edime olan yakınlığı nedeniyle koruma alanı altında bulunan kişilere de teşmil edilmesi gerekir. Bir başka ifadeyle burada, Kanun ( MK. m. 2 ) gereğince borçlu ile alacaklı arasında olduğu kadar, borçlu ile üçüncü kişi durumunda olan davacı arasında da, hiç bir edim yükümlülüğü ihtiva etmeyen ve fakat koruma yükümlülüğüne dayanan üçüncü şahsı koruyucu etkili bir borç ilişkisi olmuştur. Dolayısıyla da davacının akde aykırılık hükümlerine göre tazminat talebinde bulunması yerindedir ve uyuşmazlığa on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Olayın meydana geldiği 16.4.1981 tarihi ile ek tazminat davasının açıldığı, 1.12.1987 tarihi arasında on yıllık zamanaşımı süresi geçmediğinden, davanın esasının incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, ek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve Yasaya aykırı olduğundan direnme kararının bozulması gerekmiştir. w w w. Ta zm in at SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 6.5.1992 gününde oyçokluğu ile karar verildi. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ T. 28.4.2008 E. 2008/344 K. 2008/5712 co m • TÜPGAZ PATLAMASINDAN DOGAN ZARAR ( Tüpgaz Bayiinden Alınan Tüpün Patlaması Sonucu Oluşan Ölüm veya Cismani Zarardan Doğan Tazminat Davasına Tüketici Mahkemesinin Bakmakla Görevli Olduğu ) • TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN GÖREVİ ( Tüpgaz Bayiinden Alınan Tüpün Patlaması Sonucu Oluşan Ölüm veya Cismani Zarardan Doğan Tazminat Davasında Görevli Olduğu ) H uk uk u. • ÖLÜM VEYA CİSMANİ ZARARDAN DOĞAN TAZMİNAT DAVASI ( Tüpgaz Bayiinden Alınan Tüpün Patlaması Sonucu Oluşan Zarardan Doğan Tazminat Davasına Tüketici Mahkemesinin Bakmakla Görevli Olduğu ) • GÖREVLİ MAHKEME ( Tüpgaz Bayiinden Alınan Tüpün Patlaması Sonucu Oluşan Ölüm veya Cismani Zarardan Doğan Tazminat Davasına Tüketici Mahkemesinin Bakmakla Görevli Olduğu ) 4077/m.2,23 in at ÖZET : Tüpgaz bayiinden alınan tüpün patlaması sonucu oluşan ölüm veya cismani zarardan doğan tazminat davasına Tüketici Mahkemesi bakmakla görevlidir. w. Ta zm DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı İ.AŞ avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: w w KARAR : Davacı Gülsüme, kendisine asaleten, kızı Pınar'a velayeten açmış olduğu davasında, davalı şirketin bayii olan davalılardan Halis'ten, evinde bulunan katalitik sobada kullanmak üzere tüp satın aldığını, bayide çalışan diğer davalı Yavuz'un tüpgazı taktıktan kısa süre sonra sobayı yakmak istediği sırada meydana gelen patlama ve yangın nedeniyle 12 yaşındaki oğlu Recep'in öldüğünü, kızı Pınar'ın ise ağır yaralandığını, bu yüzden maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını ve manevi tazminat istemlerini saklı tutmak suretiyle, kendisi için 10.000.000.000 TL, kızı Pınar için 500.000.000 TL olmak üzere toplam 10.500.000.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 30.6.2005 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini 14.539,00 YTL'ye çıkarmıştır. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, Gülsüm yönünden davanın kısmen kabulüne, 9.590,00 YTL tazminatın, olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, Pınar yönünden ise davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan İ. AŞ tarafından temyiz edilmiştir. 1- 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. Maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malI an ve elektronik; ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. co m Bir hukuki işlemin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımlan verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı alıcı ile davalı satıcı arasındaki satım ve hizmet ilişkisinin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. H uk uk u. 4077 Sayılı Yasanın 23. maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. 2- Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. w w w. Ta zm in at SONUÇ : Temyiz edilen kararın ( 1 ) no'lu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, ( 2 ) no'lu bentte gösterilen nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarımın incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının 129.50 TIL davalıya, 129.50 YTL davacıya istek halinde iadesine, 28.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. w w in at w. Ta zm H uk uk u. co m