31 Ocak 2006 - Hacibektaslilar

Transkript

31 Ocak 2006 - Hacibektaslilar
Farklý fikirleri zenginlik olarak
gören gazetemiz, her konuda
görüþlerinize, eleþtirilerinize,
yazýlarýnýza açýk...
Gönderin yayýnlayalým!..
20 YKR
YIL: 1 SAYI: 34
31 OCAK 2006 SALI
Selmanpakoðlu “Lozan kimlik kaðýdýmýz”
Hacýbektaþ Belediye Baþkaný Ali Rýza
Selmanpakoðlu “Atatürk Cumhuriyeti
kurmasaydý, Yavuz Sultan ve Kuyucu
Murat gibi Alevileri yok ederlerdi.
Aleviler azýnlýk deðildir, Cumhuriyetin
kurucularýdýr. Bizlerin dünden daha fazla
birlik ve beraberliðe ihtiyacýmýz
var”dedi.
ABONE BEDELLERÝ (aylýk)
Hacýbektaþ için: 5 YTL
Þehir dýþý: 20 YTL
(kdv dahil)
Þehir dýþý abone ödemeleri
Posta Çeki
Köksal Kaya - 5079911
ÖZEL HABER 3. SAYFADA
Lisede tadilat
Baþbakanlýk
Sosyal
Yardýmlaþma ve
Dayanýþma
Genel
Müdürlüðü
tarafýndan, Türkiye genelinde Güzel
Okulum Projesi kapsamýnda
Hacýbektaþ'a 13 bin YTL yardým
verildiði bildirildi.
Matbaa Mutfaðý
Ali
Kaim
Zorunlu Din Dersleri,
12 Eylül ve Siyasal Ýslam
yazýsýnýn 2. bölümü
3. sayfada
Diþ Hekimi
HABERÝ 2. SAYFADA
Ýbrahim
Þahinli
Kýþ sert geçiyor
Hayat pahalýlýðý, iþsizlik, zam
paketleri derken halký bir de soðuk
hava ve kar yaðýþý vurdu. Seralarýn
zarar görmesi, birçok ilde don
olaylarýnýn yaþanmasý sebze ve
meyve fiyatlarýný ikiye katladý.
HABERÝ 2. SAYFADA
Doðaya yem býrakýldý
Yoðun kar yaðýþý
nedeniyle aç
kalma tehlikesi
ile karþý karþýya
olan kanatlý
hayvanlar için
Nevþehir’in çeþitli merkezlerine bu
güne kadar l.5 ton yem býrakýldý.
HABERÝ 2. SAYFADA
Hacýbektaþ’ta bulunan tarihsel ve
kültürel mekanlar ve kiþilerle ilgili bir
arþiv çalýþmasý yapýyoruz. Elinde bilgi,
belge ve fotoðraf olanlarýn gazete ile
iletiþim kurmalarý
iþimizi kolaylaþtýracaktýr.
Tel: 0384 441 39 47
e-mail:
[email protected]
GAZETEMÝZE
ABONE OLMAK ÝÇÝN
Tel: 441 29 16
KUÞ GRÝBÝ
yazýsý 6. sayfada
Gazetemizin baskýsý bitmiþ. Çalýþan Hacýbektaþlýlar yorulmuþlar. Gece
yarýsýný epey geçe yemek yiyorlar. Yemeklerini de kendileri yapmýþlar.
Birlik ve beraberlik içindeler. Yeni bir þey yaratmýþ olmanýn mutluluðu
ve keyfini çýkarýyorlar.
Bodur Kiraz semineri
HACIBEKTAÞ “Bodur Kiraz ve
Yetiþtiriciliði Semineri”
yapýlacak.
Hacýbektaþ Tarým
Kredi Kooperatifi
tarafýndan “Bodur Kiraz
ve Yetiþtiriciliði
Semineri” düzenlenecek.
Yarýn (Çarþamba)
Atatürk Ýlköðretim Okulu
Salonu’nda saat 13.30’da
baþlayacak olan seminere
tül çiftçiler davet edildi.
Konuyla ilgili olarak
gazetemize bilgi veren
Tarým Kredi Koop. Müdürü Taner
Ödemiþ þunlarý söyledi: “Ýlçemizde
Bodur Kiraz ve Yetiþtiricilði hakkýnda
tanýtým semineri yapacaðýz. Amacýmýz,
Bodur Kiraz Yetiþtiriciliði ve avantajlarý
Sokaklarda
Bebek Chavez
nutuk atýyor
Þehrin en iþlek
caddesi trafiðe
kapatýlmýþ,
Forumcular
memnun,
Caracas'lýlar
deðil. Ekonomi
iyiye gidiyor,
hýrsýzlýk da... Suç oraný yüksek...
20. katlara bile parmaklýklar
takýlmýþ.
yazýsý 8. sayfada
hakkýnda üreticilerimizi bilgilendirmektir.
Bu seminere üreticilerin katýlým
önemlidir. Seminere katýlacak olan
üreticilerimizin Bodur Kiraz hakkýnda
soracaklarý tüm sorular cevaplanacaktýr.”
NÖBETÇÝ ECZANE
BEKTAÞ ECZANESÝ
Ecz. Tel: 441 31 39
Ev Tel: 441 30 39
2 HABER
31 Ocak 2006 Salý
Lisede tadilat
HACIBEKTAÞ - Baþbakanlýk
Sosyal Yardýmlaþma ve
Dayanýþma Genel Müdürlüðü
tarafýndan, Türkiye genelinde
Güzel Okulum
Projesi
kapsamýnda
Hacýbektaþ'a 13
bin YTL yardým
verildiði bildirildi.
Güzel Okulum
Projesi
kapsamýnda
Hacýbektaþ Çok
Programlý
Lisesinde tamirat,
tadilat iþlerine baþlandý.
Hacýbektaþ Çok Programlý
Lisesinde eksikliklerin giderilmesi
için çalýþmalar baþladý.
Eksik olan idari odalarýn
laminant parke ile döþenmesi,
kapýlarýn ve dersliklerdeki yazý
tahtalarýnýn yenileneceði bildirildi.
Ýþlerin yapýmý için ihalenin
açýldýðý ve uygun fiyatý veren bir
firmaya ihalenin verildiði
öðrenildi.
Kýþ sert geçiyor
KIRÞEHÝR - Hayat pahalýlýðý,
iþsizlik, zam paketleri derken
halký bir de soðuk hava ve kar
yaðýþý vurdu. Seralarýn zarar
görmesi, birçok ilde don
olaylarýnýn yaþanmasý sebze ve
meyve fiyatlarýný ikiye katladý.
Pazarcýlar satýþ yapamamaktan
þikâyet ederken, alýþveriþe çýkan
halk fiyatlardaki artýþlardan sebze
ve meyveye bakýp geçtiklerini
söylüyor. Kýrþehir daimi halk
pazarýndaki esnaflar, hem
fiyatlarýn yüksekliðinden hem de
soðuk havadan kimsenin
alýþveriþe çýkamadýðýndan
yakýnýyor. Mersin ve Antalya'daki
yaðýþlardan dolayý seralarýn zarar
gördüðünü belirten pazarcý Ahmet
Demir, “Ýþler kötü, dondan dolayý
kimse dýþarý çýkmýyor. Seralarýn
zarar görmesinden dolayý sebze
ve meyve fiyatlarýnda %20 %25’lik artýþ gerçekleþti” diye
konuþtu. Demir, “Bu yaðýþlardan
sonra en fazla zam sivri bibere
geldi. Yaðýþlardan önce 2.5 YTL
þimdi 3,5-4YTL oldu” dedi. Karlý
ve soðuk havanýn
özellikle sivri biber
ve patlýcaný
etkilediðini
söyleyen; pazarcý
Þefik Çolak,
KAYIP ÝLANI
Nüfuz
Cüzdanýmý
Kaybettim.
Hükümsüzdür.
AYHAN YAÐIZ
kývýrcýk, soðan, maydonoz gibi
yeþillikleri de stoktan sattýklarýný
belirtiyor. Çolak, “Ben geçen
perþembe günü aldýðým
yeþillikleri satýyorum hâlâ. Stoklar
bitince artýþ kaçýnýlmaz olacak”
dedi. Yaptýklarý kârýn masraflarý
karþýlamadýðýný belirten Çolak,
“100 YTL ciro yapýyorsak þimdi
40-50 YTL ancak yapýyoruz” diye
konuþtu. Kar yaðýþýndan sonra
müþterilerde ciddi bir azalma
olduðunu belirten pazarcý Yýlmaz
Çapar, halkýn alým gücünün
düþtüðünü belirtiyor. Ýlk zamlarýn
haldeki mallara geldiðini belirten
Bektaþlar Ýtimat Sebze ve Meyve
Komisyoncusu Bektaþ Oluk;
Haldan aldýklarý fiyata sattýklarýný
söylüyor. Yüksel Ayhan;
Domatesi
halden 1.5
YTL’ye
alýyoruz.
Burada da
1.5 YTL’ye
satýyoruz.
Fiyatlarý
artýramýyoruz. Çünkü: “Ýnsanlar
alamýyor. Domates almasak bu
sefer müþteriler domates soruyor.
Biberi 1.5 YTL’ye satýyorduk, 3,5
- 4 YTL oldu. Bir kasa aldýk, iþte
o da aynen duruyor. Fasulye 4
YTL olmuþ. Fasulye alýp kaça
satabiliriz ki, o yüzden almýyoruz”
diye konuþtu. Ýþlerindeki
durgunluðu kar yaðýþýndan dolayý
Kýrþehir'e mal gelmemesine
baðlayan Hikmet Sevim, birkaç
gün içinde fiyatlarýn beklenenden
daha da fazla artacaðýný
vurguluyor. Sevim, “haldan mal
alýyoruz ama aldýðýmýz fiyata
satýyoruz. Amacýmýz sadece
tezgâhýn açýk kalmasý, yoksa para
kazanamýyoruz” dedi.
Þeffaf mutfak
KIRÞEHÝR - Kýrþehir'de bir
lokanta tarafýndan baþlatýlan
uygulamayla, yemek piþirilen
mutfak kamera aracýlýðý ile canlý
yayýnda müþteriye izlettiriliyor.
Terme Caddesi üzerinde faaliyet
gösteren, Aspava isimli
lokantada, yemek piþirilen
mutfak ve aþçýlarýn çalýþma
ortamlarý canlý yayýnda
müþterilerine izletiliyor.
Uygulamayla ilgili bilgi veren
lokanta sahibi Celal Kaya,
müþterilerine verdikleri deðerin
sözde kalmadýðýný ifade etti.
Kaya, "Aspava lokantasý olarak
yýllardýr Kýrþehir halkýna hizmet
vermenin gururunu yaþýyoruz.
Vatandaþlar, bugüne kadar bizi
asla yalnýz býrakmadý ve lokanta
tercihlerinde biz hep ön planda
olduk. Bu sebeple halkýmýzýn
bize verdiði desteðin yansýmasý
olarak vefa borcumuzu da
saðlýklý yemek ikram ederek
ödemek istiyoruz. Bunun için de
lokantamýzýn mutfak kýsmýna
kamera yerleþtirdik ve gerek
hazýrladýðýmýz ortamýn düzenini
hem de aþçýlarýmýzýn çalýþma
ortamlarýný ve hijyene ne kadar
önem verdiðimizi izletiyoruz"
dedi. Müþterilerin kendileri için
çok kýymetli olduðunu
vurgulayan Kaya, "Ayný sistemle
önümüzdeki günlerde internet
üzerinden yayýn yaparak,
halkýmýza mutfaðýmýzý ve
çalýþma ortamýmýzý izleteceðiz.
Ülkemizde tüm lokantalarýn ayný
uygulamaya geçmesini temenni
ediyor ve uygulamanýn Avrupa
Birliði yolunda önemli bir adým
olduðunu belirtmek istiyorum"
diye konuþtu. (Kýrþehirin Sesi
Radyosu)
Doðaya yem býrakýldý
NEVÞEHÝR - Yoðun kar
yaðýþý nedeniyle aç kalma
tehlikesi ile karþý karþýya olan
kanatlý hayvanlar için
Nevþehir’in çeþitli merkezlerine
bu güne kadar l.5 ton yem
býrakýldý.
Nevþehir Çevre ve Orman
Müdürlüðü ekipleri tarafýndan
yoðun kar yaðýþýnýn devam
etmesiyle birlikte doðada yem
bulamadýðý için aç kalma
tehlikesi ile karþý karþýya kalan
kanatlý yaban hayvanlarý için,
Nevþehir’deki çeþitli yem
fabrikalarýndan toplam 7.7 ton
yem alýmý yapýldý.
Yetkililer tarafýndan bugüne
kadar kanatlý yaban
hayvanlarýnýn yoðunlukla
bulunabileceði Kýzýlýrmak,
Tuzköy, Tatlarin, Yalýntaþ gibi
sulak alanlarýn yaný sýra kuþlarýn
yem bulabilmek için karayoluna
inmelerini önlemek için
karayollarý kenarlarý ile Oylu
Daðý civarýna l.5 ton yem
býrakýldý.
Bu arada, kar yaðmasý ile
birlikte aç kalma tehlikesi
yaþayan yýrtýcý hayvanlar ve
memeli hayvanlarýn
ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý
amacýyla sakatat ve kasap
artýklarýnýn alýmýnýn
yapýlarak,söz konusu yýrtýcý
hayvanlar ve memeli hayvanlarýn
bulunacaðý doðal alanlara
önümüzdeki günlerde
býrakýlacaðý belirtildi.
3
Selmanpakoðlu “Lozan kimlik kaðýdýmýz”
HABER
31 Ocak 2006 Salý
Ali
Kaim
Zorunlu Din Dersleri,
12 Eylül ve Siyasal Ýslam
II
Karþý devrim sürecinde yapýlanlar:
1946 Demokrat parti kuruldu .CHP içerisinde
siyasi kaygýlar baþladý. 1946 yýlýnda Köy Enstitülerinin
programý deðiþtirildi.
25 Mayýs 1948 Ýslam Ýlahiyat Fakültesi kurulmasý
kararlaþtýrýldý.
1 Þubat 948 Ýlkokullarda ihtiyari olarak din dersi
okutulmasýna karar verildi . (MEB 70/2426 sayýlý
genelgesi)
2 Haziran 1950 Ankara’da Ýlahiyat fakültesinin
kurulmasýný saðlayan (5239-5424) sayýlý kanun kabul
edildi .
16 Haziran 1950 Ezan yeniden Arapça okunmaya
baþlandý.
8 Aðustos 1951 Halkevleri kapatýldý .
4 Kasým 1951 Ýlkokullarda Din dersleri programa
alýndý .
1951 – 1952 Döneminde 7 Yýllýk Ýmam Hatip
Okullarý açýldý .
27 Ocak 1954 Köy Enstitüleri kapatýldý.
13 Aðustos 1956 orta okullarda din öðretimi
yapýlmasýna karar verildi .
10 Temmuz 1961 Milli Eðitim Bakanlýðý Din
Öðretimi Genel Müdürlüðü kuruldu .
1971 de Orta okul bölümleri kapatýlan Ýmam hatip
Liselerinin 1974 te ortaokul bölümleri yeniden
açýlarak kýz öðrencilerde bu okullara gitmeye
baþladýlar .
12 Eylül 1980 Atatürkçülük adýna 12 Eylül darbesi
yapýldý.
9 Haziran 1981 Darbecilerin hazýrlamýþ olduðu
1981 Anayasasýnýn 24. Maddesi din derslerini zorunlu
hale getirdi.
28 Mart 1987 Cumhur Baþkaný Kenan EVREN
Askeri Yönetim Döneminde “Din görevlilerine rabýta
tarafýndan maaþ verilmesini bilerek imzaladýðýný’’
söyledi.
Askeri yönetim döneminde Türk Dil Kurumu ,
Türk Tarih Kurumu, Halkevleri kapatýldý. Ülkenin
aydýnlarý, gençleri tutuklandý, iþkenceden geçirildi,
halka kuran ayetleri okunarak nutuklar verildi …
1980’den günümüze; imam hatip liseleri, yasadýþý
kuran kurslarý pýtrak gibi bitmeye baþladý. Buralarda
okuyan öðrenci sayýsý en yüksek düzeylere ulaþtý.
Bunlarýn yaný sýra ayný dönemde topluma popüler
kültür, çýlgýn tüketim kültürü empoze edildi. Türk
Ýslam Sentezi her alanda öne çýkartýldý. Yýllardýr alevi
çocuklarýna Sünni Ýslam anlayýþý zorunlu olarak
öðretildi. Asimilasyoncu bir anlayýþla tek tip insan
yaratýlmaya çalýþýldý. Farklýlýklar zenginlik olarak
görülmedi, aksine kaþýnarak ülkenin zenginliði olarak
görülmesi gereken belli kesimleri potansiyel suçlu
ilan edildi. Sistemin yetiþtirdiði ýrkçý gerici anlayýþ
Sivas ta ülkenin aydýnlarýný, sanatçýlarýný diri diri
yakarken kimsenin kýlý kýpýrdamadý. Onlarca faili
meçhul cinayet iþlendi bu cinayetlerle en deðerli
insanlarýmýzý kaybettik, hiç birisi aydýnlatýlamadý.
Ýnsanlar cezaevlerinde yakýldýlar, ölüme terk edildiler
kimsenin sesi çýkmadý .
Projenin ekonomik ayaðýnda Ülke ekonomisi
Dünya Bankasý, IMF gibi emperyalizmin finans
kurumlarý tarafýndan yönetilmeye baþlandý. Toplumun
malý olan KÝT’ler Uluslar arasý sermayeye peþkeþ
çekildi. Toplumda gelir daðýlýmý uçurumlarý yaratýldý.
Hiçbir dönemde olmadýðý kadar din siyasete alet
edildi ….
Tepkisiz, duyarsýz, a politik, a sosyal, bir toplum
yaratýldý. Ülkemiz Emperyalistler, vahþi kapitalistler
ve uluslar arasý sermaye açýsýndan adeta dikensiz bir
gül bahçesine dönüþtürüldü .
Bütün bunlar bilinirken bu gün ülkenin bir çok
aydýný, bürokratý , özellikle ülkeyi irticaya ve
bölücülüðe karþý savunma görevleri olduðunu
söyleyenler, irtica tehlikesinden ve ülkenin bu duruma
gelmesinden þikayet ederken her ne hikmetse 12
Eylüle toz kondurmuyorlar.
Atatürkçülük adýna darbe yaparak Atatürk’ün kurduðu
kurumlarý yerle bir eden, siyasal Ýslam’ýn
palazlanmasýna en büyük katkýyý sunan, zorunlu din
dersleri ile öðrenim birliði yasasýný ve laik eðitimi
ortadan kaldýran cunta yönetimi hala el üstünde
tutulmaya devam ediliyor.
Bu karanlýk dönem aydýnlatýlamadýðý, derinlikler
yer yüzüne çýkarýlmadýðý sürece.
Türkiye’de gerçek demokrasiyi kurmamýz
hayaldir.
Hacýbektaþ Belediye Baþkaný Ali Rýza Selmanpakoðlu “Atatürk Cumhuriyeti kurmasaydý, Yavuz
Sultan ve Kuyucu Murat gibi Alevileri yok ederlerdi. Aleviler azýnlýk deðildir, Cumhuriyetin
kurucularýdýr. Bizlerin dünden daha fazla birlik ve beraberliðe ihtiyacýmýz var”dedi.
Suluca Karahöyük
GELSENKIRCHEN - Hacýbektaþ
kentinin kardeþ þehri Velbert
Belediyesi’nin davetlisi olarak
Almanya’da bulunan Hacýbektaþ
Belediye Baþkaný Ali Rýza
Selmanpakoðlu Hacýbektaþlý hemþerileri
ile bir araya gelerek bilgilendirme
toplantýsý düzenledi.
Açýlýþ konuþmasýný Halil Turan’ýn
yaptýðý, Belediye Baþkaný Ali Rýza
Selmanpakoðlu Selmanpakoðlu’nun
yaný sýra, Belediye Baþkanýnýn eþi ve
Hacýbektaþ Kadýnlar Dayanýþma Derneði
Baþkaný Ýsmican Selmanpakoðlu,
Belediye Meclisi Üyesi Cemil Zengin
ve eþi Gülþen Zengin’in de hazýr
bulunduðu toplantý, Atatürk ve devrim
þehitleri için bir dakikalýk saygý duruþu
ile baþladý.
Hacýbektaþ Belediye Baþkaný Ali Rýza
Selmanpakoðlu “ Aleviler Atatürk’e çok
þey borçlu. Atatürk Cumhuriyeti
kurmasaydý, Yavuz Sultan ve Kuyucu
Murat gibi Alevileri yok ederlerdi.
Aleviler azýnlýk deðildir, Cumhuriyetin
kurucularýdýr. Lozan antlaþmasý
varlýðýmýzýn kimlik kâðýdýdýr. Bizlerin
dünden daha fazla birlik ve beraberliðe
ihtiyacýmýz var. “ dedi.
Hacýbektaþ Üniversite kenti olmalý
Kendisinin oy kaybetme kaygýsý
olmadýðýný, baðýmsýz bir belediye
baþkaný olarak hiçbir partiyle baðýnýn
bulunmadýðý, Ýþçi Partili olan belediye
meclisi üyelerinin söylediklerinin
arkasýnda olduðunu ve Kemalizmi
savunan her partiyi desteklediðini ifade
eden Selmanpakoðlu, Hacýbektaþ
Belediyesi’nin çalýþmalarý hakkýnda ise
özetle þöyle konuþtu:
Hacýbektaþ köylülükten kurtulup bir
üniversite ve turizm kenti olmalý.
Belediye’nin emlak ve su gelirinin
dýþýnda geliri yok. Elimizdeki kaynak
yeterli deðil, Devletin Hacýbektaþ Veli
Anma Kültür sanat Etkinliklerine
ayýrdýðý 150 milyarýn 50 milyarýyla
Çilehane’nin etrafýna tel çektirdik.
Dedebað’ýn etrafýna tel çektirdik, þimdi
sýra Beþtaþlar’da.
‘Bir damla su, bir soluk da sen ver’
sloganýyla itfaiye aracý için bir kampanya
baþlattýk. Bugüne kadar 18 milyar baðýþ
yapýldý. Hacýbektaþ’a gönül veren
insanlarý harekete geçirmeliyiz.
Kadýnlar Dayanýþma Derneði
Baþkaný Ýsmican Selmanpakoðlu da kýsa
bir konuþma yaparak, eðitimin önemine
deðindi ve 35 gence eðitim bursu
verdiklerini söyledi.
Öte yandan Belediye Baþkaný
Selmanpakoðlu tarafýndan, Müslüm
Erdoðdu ve Yurdagül Kaya’ya
çalýþmalarýndan dolayý baþarý ödülü
verildi.
Toplantý öncesi saygý duruþu yapýldý
Müslüm Erdoðdu’ya ödül
Yurdagül Kaya’ya ödül
4
ARAÞTIRMA
31 Ocak 2006 Salý
2
“99 bin Türkistan pirinin ulusu Ahmedi Yesevi, (Hazreti Ali’nin oðlu) Muhammed
Hanefi soyundandýr ve seyyiddir. Sekizinci
Ýmâm Aliyy-ibni Musâ-i-Rýza’dan icazet
almýþtý. Türkistan ülkesine gidip orada,
Yesu þehrinde yerleþmiþti. Doksandokuz
bin halifesi vardý. Bu yüzden, kendi-sine
doksandokuzbin Türkistan pirinin ulusu
derlerdi. Bilgin bir zattý ve kimse karþýsýna
çýkýp onunla bahse giriþmezdi. Bâtýn
bilgisinde de ileriydi. O kadar zâhitti ki bir
an bile ibâdetten geri kalmazdý. Nezir (adak)
olarak ne gelirse fukara mutfaðýnda
piþirilirdi, gelen giden yer içerdi. Kendisi
de kaþýk ve keþkül yapardý. Bir öküzü vardý,
onun sýrtýna heybeyi koyup pazara yollardý.
Bunlarýn deðerini herkes bilirdi. Kendisine
lâzým olaný alan, parasýný heybeye koyardý.
Bir þey alýp parasýný vermeyen olursa öküz,
bu adamýn peþini býrakmazdý. Bunu
görenler, adamýn aldýðýna karþýlýk para
vermediðini anlarlar, adamdan deðerini alýp
heybeye korlardý. Öküz Tekkeye dönünce
Þeyh parayý alýr, onunla ne lâzýmsa aldýrýrdý.
Kerametleri pek çoktur, anlatmakla bitmez,
yazmakla tükenmez. (...)
Ahmed-i Yesevi’nin baþýnda bir zirâ
uzunluðunda bir elifi taç vardý. Bu tâç,
hýrka, çerað, sofra, âlem ve seccade’yle
Tanrý’dan Muhammed Peygambere
gelmiþti. O da onlarý erkânla Murtaza Ali’ye
vermiþti. Ýmam Ali onlarý oðlu Ýmam
Hüseyin’e; Ýmam Hüseyin, oðlu Ýmam
Zeynel Abidin’ e; Ýmam Zeynel Abidin,
oðlu Ýmam Muhammed Bakýr’a; Ýmam
Muhammed Bakýr, oðlu Ýmam Cafer-i
Sadýk’a; Ýmam Cafer-i Sadýk, oðlu Ýmam
Musa Kâzým’a; Ýmam Musa Kâzým da oðlu
Ýmam Ali Rýza’ya tap-þýrmýþtý (teslim
etmiþti). Ýmam Rýza da onlarý
doksandokuzbin Türkistan pirinin ulusu
Hâce Ahmed-i Yesevi’ye sunmuþtu. Hepsi
de Þeyh’in Tekkesinde dururdu. Ahmed
Yesevi onlarý halifelerinden hiç kimseye
vermemiþti. Soran olursa, sahibi vardýr,
Ali Duran Gülçiçek
gelir derdi. Birisi gelip Þeyh’ten kisve
giymek isterse, ne varsa onu giydirirdi.
Hatta bir talip, kurban getirecek olursa,
onun postundan bir külâh yaparlardý, onu
verirdi. (...)
Derken bir de baktýlar ki birisi, selâm
verip “sabahýnýz aþk olsun” deyip geldi,
oturanlarý aralayýp bir yere oturdu. Bu gelen
er Hünkâr Hacý Bektaþ Veli’ydi. Halifelerin,
o dört alâmeti, o dört fahri, Hâce’den
istedikleri, kendisine malum olmuþtu. Bir
an içinde Horasan’dan kalkmýþ, Türkistan’a,
Hâce’nin tekkesine gelmiþti. Hâce,
Hünkâr’ýn selâmýný ayaða kalkýp aldý. Onun
kalktýðýný gören halifeler de ayaða kalktýlar.
Hâce, Hünkâr’ý yanýna aldý ve halifelere
dönüp, “iþte emanetlerin sahibi geldi” dedi.
(...)
Hâce, erkâna uygun olarak Hünkâr’ý
týraþ etti, emanetleri verdi, icazetini teslim
etti: “Ya Bektaþ, tam olarak nasibin aldýn.
Müjde olsun ki kutb-ül-aktâblýk (kutuplarýn
kutpu; ermiþlilik makamý) senindir; kýrk
yýl hükmün vardýr. Þimdiye dek bizimdi,
bundan sonra senindir. Biz, bu yokluk
yurdunda çok eðlenmeyiz, âhirete gideriz.
Var seni Rum’a (Anadolu’ya) saldýk,
Sulucakara(h)öyük’ü sana yurt verdik, Rum
Abdallarýna seni baþ yaptýk. Rum’da
gerçekler, budalalar (erenler, tarikat
sahipleri, evliyalar) çoktur; artýk hiç bir
yerde eðlenme, var git!” dedi.
Hacý Bektaþ-ý Veli, ertesi gün, gün
doðarken Hâce Ahmed-i Yesevi’den izin
alýp yola düþtü. Orada bulunan erenlerden
biri, ortada yanan ateþten bir odun alýp Rum
ülkesine doðru attý, “Rum’daki erenler ve
gerçeklerden biri bu odunu tutsun, Türkistan
erenlerinin Rum’a er gönderdikleri erenlere
malum olsun” dedi. O odun dut aðacýydý;
Konya’da Emir Cem Sultan’ýn halifesi Hak
Ahmed Sultan bu dut aðacýný tuttu ve Hacý
Bektaþ Tekkesinin önüne dikti. O aðaç hâlâ
durur, yukarý ucu yanýktýr...(5)
Hacý Bektaþ Veli Türkistan’dan
ayrýldýktan sonra Necef’te Hz. Ali’ nin,
Kerbela’da Hz. Hüseyin’in; Mekke ve
Medine’de diðer Alevi ulularýnýn türbelerini
ziyaret etti, erbain çýkardý (40 gün çile doldurdu) ve daha sonra Anadolu’ya geçti
(1220-1230).
Hacý Bektaþ Veli’nin Anadolu’ya
yaklaþtýðýný duyan Horasan erenleri:
“(...) Erenler, ne yapmalý ki, O er Rum
ülkesine girmesin” dediler. “Rum ülkesine
gelirse ülkeyi o er alýr, halký kendisine
muhib eder, artýk Rum’da bize yer kalmaz.
Birþey yapalým da Rum ülkesine
sokmayalým.” Bazýsý, “kanat kanata girelim,
arþ altýnda Sidre’ye (yedinci kat göðe) dek
yolu keselim, Rum’a girmesin!” dedi.
Hepsi, bu tedbiri uygun buldu, vilâyet
kanatlarýný birbirine çattýlar, yol baðladýlar.
(...)
Hünkâr ordan bir güvercin þekline girdi,
uçarak doðruca Sulucakara-höyük’e indi,
bir taþýn üstüne kondu. Mübarek ayaklarý,
hamura gömülür gibi taþa gömüldü. Rum
erenlerine bir heybettir düþtü. O erin ülkeye
girdiðini anladýlar, “yolunu baðlayamadýk”
dediler. Karaca Ahmed’e, “sen Rum
ülkesinin gözcüsüsün; bir bak bakalým o
er ülkeye girmiþ mi?” dediler.
Karaca Ahmed bir müddet murakabeye
vardý (düþünceye daldý) sonra baþýný
kaldýrdý, “Rum ülkesini baþtan baþa gözden
geçirdim, her mahluk eþiyle oturmada,
yalnýz Sulucakarahöyük’de güvercin þekline
girmiþ bir er var, yalnýz oturuyor. Onu
görünce içime bir dehþet düþtü; olsa olsa
odur” dedi.
Rum erenleri, “birisi doðan þekline girse
de gidip onu avlasaydý” dediler. Ýçlerinde
Bayezid Bistâmi’nin halifelerinden Hacý
Doðrul adýnda birisi vardý; Irak’dan Rum
ülkesine gelmiþti. Ayaða kalkýp, “izninizle,
ben gideyim!”edi.
Hacý Doðrul, hemen doðan þekline girip
uçtu. Gördü ki Sulucakarahöyük'de bir taþ
üstünde bir güvercin var; olanca heybetiyle
süzülüp üstüne inerken, Hacý Bektaþ insan
þekline girdi, elini uzattý, doðaný tutup
öylesine sýktý ki, Hacý Doðrul’un aklý
baþýndan gitti. Hünkâr, onu elinden
býrakýnca, yerde bir zaman yattý; aklý baþýna
gelince kalktý, gördü ki Hünkârýn yanýnda.
Hemen ayaða kalkýp peymançeye durdu
(saygý duruþuna geçti), özür diledi. Sonra
Hünkârýn eline ayaðýna düþtü, “kem bizden,
kerem sizden!” dedi.
Hünkâr, “ey Doðrul!” dedi, “Er, erin
üstüne böyle gelmez! Siz bize zalim
kýlýðýnda geldiniz, biz size mazlum
kýlýðýnda. Eðer güvercinden daha mazlum
bir mahluk bulsaydýk, onun þeklinde
gelirdik!”(...)
Evet, güvercin donunda, mazlum
kýlýðýnda Anadolu’ya gelen ve mazlumun,
yoksul Anadolu halkýnýn safýnda yerini alan
Hacý Bektaþ Veli’nin Anadolu’daki ilk
duraðý Sivas oldu. Burdan Amasya’ya geçti.
Amasya’da Babai tarikatýnýn kurucusu
Horasanlý Baba Ýlyas ve derviþi Baba Ýshak’ý
yanýna vardý. Bir süre bu Dergâhta hizmet
verdi.
(SÜRECEK)
GEREKLÝ TELEFONLAR
Kaymakam
Kaymakamlýk Yazý Ýþ.
Sos. Yar. ve Day.
Özel Ýdare
Nüfus
Belediye Baþkaný
Milli Eðitim Müd.
Halk Eðitim Müd.
Askerlik Þubesi
Kapalý Spor Salonu
Devlet Hastanesi
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk.
Tapu Sicil
C.Savcýlýðý
Adliye
Adliye
Kütüphane
Müze
Turizm Danýþma
Emniyet Amirliði
Karakol Amirliði
Jandarma
Ýlçe Tarým
Lise
Kýz Meslek Lisesi
Mal Müdürlüðü
Kadastro
Karaburna Belediye
Kýzýlaðýl Belediye
PTT.
T.M.O.
Ziraat Bankasý
Þoförler Cemiyeti
Esnaf Odasý
Tarým Kredi Koop.
441 30 09
441 34 10
441 39 77
441 31 01
441 31 02
441 36 51
441 30 15
441 30 48
441 30 10
441 35 20
441 30 15
441 36 32
441 32 49
441 30 18
441 35 38
441 30 18
441 30 19
441 30 22
441 36 87
441 26 97
441 36 66
441 30 52
441 30 20
441 37 74
441 31 08
441 30 56
441 35 37
453 51 30
455 61 29
441 35 55
441 31 42
441 33 26
441 30 74
441 37 42
441 32 76
5
KÜLTÜR - SANAT
31 Ocak 2006 Salý
Þiirle güzellenecek
bir dünya
Ebuzer Saray
Pek çok þiir (sever) okurunun
belki de ismini dahi duymadýðý,
antolojilerde de pek ismi geçmeyen
bir þairdi Mustafa Irgat.
Yine kendisi gibi þair Cahit Irgat
ile yazar Mina Urgan'ýn oðludur.
Mustafa Irgat 1971 yýlýnda Yeni
Dergi'de ilk þiirini yayýnlýyor. Daha
önceden, henüz þiirlerini
yayýnlamaya baþlamadan evvel
sinema üzerine yazýlar da yayýnlýyor.
Hatta bu yazýlarýný Duhuldeki Deney
isimli kitabýnda bir araya getiriyor.
Þiirlerini ise Enis Batur'un
zorlamasýyla kitaplaþtýrýyor. Bu kitabý
onun ölümüne deðin tek þiir kitabý
oluyor. Aitsiz Kimlik Kitabý 1993
YKY Her iki kitabý da yeni baskýlarý
olmadýðý için ulaþýlmasý pek
mümkün görünmüyor. Ama yine de
bu iki kitabý bulabilmiþ sayýlý okur
onun þiiri ile sinema üzerine
düþüncelerini anlamak adýna
kendilerini þanslý sayabilirler.
Sinema üzerine düþünmüþ ve
yazmýþ olmasý onun þiirini de
derinliðine etkilemiþ olduðu
gerçeðini ortaya koyar. Sinemanýn
ve hatta bazý özel yönetmenlerin
kullandýðý dili fonetik þiir dili olarak
kullandýðýný dahi söyleyebiliriz.
Sinemadaki kimi baðlantýsýzlýklar,
kunt yapý onun yazý ve þiirlerinde de
gözlemlenmektedir. Ece Ayhan
þiirine bir akraba bakýþ geliþtirmiþtir.
Bu bakýþtan yola çýkarak kendi
þiirinde dilsel kýrýlganlýðýn seyrini
anlam ve anlam artlamalarý ile
yansýttýðýný söylemek mümkün.
Belki Ece Ayhan þiirinde tarihsel
arkaplan aðýr basabilir ama Ece
Ayhan ile Mustafa Irgat þiiri, dilin
hem fenomen hem kýlgýsal anlamda
kendi baþýnalýðýný metaforik
özelliklerle önümüze ve belleðimize
serer. Bu gün Ece Ayhan þiirini
Mustafa Irgat'ýn kendi içine dönük
aþkýn þiiriyle okumak mümkün. Ya
da Ece Ayhan þiirinin bir üst okuma
sözlüðüdür Mutafa Irgat þiiri.
Mustafa Irgat hakkýnda;
Konya'da yayýnýný sürdüren - sanýrým
artýk çýkmýyor - Ücra isimli fanzin
dergiyi çýkartan Murat Üstübal ile
Bülent Keçeli'nin dergilerinin atölye
dikteleri incelenerek de bilgi
edinilebilir. Yine ayrýca sevgili
Seyhan Erözçelik'in çýkartýðý Þiir Atý
dergisinin 2004 Yaz kitabýnýn dosya
konusu Mustafa Irgat olduðu için
onunla ilgili yazar arkadaþlarýnýn
görüþ ve anýlarý yer almýþ, bu sayý
edinilerek te Mustafa Irgat hakkýnda
bilgi edinilebilir.
Bugün hala þiire umarla
yaklaþmayý deneyen bakýþ açýlarý,
þiirin tanýma gelmez yapýsýndan
ötürü; kendi içine açýlan ve þiirin bir
anlatý ve anlam kurgusu beklentisi
içinde olanlar için Ece Ayhan ve
Mustafa Irgat þiiri zor bir þiir olarak
algýlanacaktýr. Bu konuda halen
yaþayan en büyük þairlerden
þiirimizin uç beyi Ýlhan Berk’in
yazýlarýný okumalarý gerekmektedir
Þiirin bir yazýn türü olarak anlatý
sanatý olmadýðýný, anlatýlmak
istenilenin baþka yazýn türleriyle
Soldan Saða:
1) Antropoloji. 2) (tersi) Oltaya konan yem – Ucu bucaðý
görünmeyecek katar geniþ. 3) Strosiyumun simgesi – Beyaz
– ABD'de bir eyalet. 4) Deniz yosunlarýndan çýkarýlan
jelatin. 5) Evlilik sözleþmesi – Peygamber. 6) Bir peygamber
– Avuç içi – En kýsa zaman. 7) Bilgi ve veri bankasý –
Vilayet. 8) Acýnma, yerinme – Kuzu sesi – Kamer. 9) Bir
parçasýndan hareketle bütün hakkýnda genel bilgiye ulaþma
ya da istikra. 10) Eski dilde alay komutaný. 11) Mecnun
- ......... Acýyý Bal Eyledik (Hasan Hüseyin'in ünlü þiiri)
12) (tersi) Sýtma ilacý – Söz, laf.
Yukarýdan Aþaðýya
1
1
2
3
4
5
6
1) Ýnsancý davranýþ. 2) Bir çiçek - Büro çalýþma masasý
araçlarýndan. 3) Antimon'un simgesi – Üniversite öðrencisi.
7
4) Mesafe – Bravo 5) Hastalýk sonrasý dinlenme dönemi
– (tersi) Yabanýl hayvan yakalama.
8
6) (tersi) Niyobyum'un simgesi –
Yaka olarak kullanýlmak üzere
9
ayrýlan. 7) Hint kertenkelesi – Bir
erkek adý. 8) Sývý ölçüsü birimi – 10
(tersi) Yalý. 9) (tersi) Birdenbire
– Azerilerin çocuklarýna
11
söyledikleri söz – Aktinyum
elementinin simgesi. 10) Ýhanet 12
eden – Baký.
2
3
anlatýlabileceðini, þiirin sezgiyle,
çaðrýþýmla, ses-dil ve yapýsal
semantizm ile ilgililiði bunun
saðlamasýný ortaya koyacaktýr. Þiirin
duraðan bir þey olmadýðýný
bilebilecek yeni þiir okurlarýna
ihtiyaç vardýr. Günümüz þiir okuru
yazanla sýnýrlý kalmamalýdýr.
Þiir pratiðinin teslimiyetçilikten
uzak olmasý onun muhalif tavrýný da
ortaya koyuyor. Ama þiir yazanýn
kendinden önceki yapýya bir
eklemlenme sýkýntýsý yaþamamasý,
genç þiir yazar-okurunun kültürel
donanýmý onu sýnýrlarýn da ötesine
geçirecektir. Ýtirazý olmayan nerde
durduðu belli olmayan þiir ve dili
onu tekdüzeliðe kaydýrabilir. Þair
dilini kurduðu þiir yapýsýný
geliþtirmekle yükümlüdür. Þiir bir
serüven iþidir hayatý hayata
açýmlarken uðradýðý güzergâhlar
unun duraðan ya da süreðenliðinin
belirleyicisidir.
Nedense her yýl yayýnevleri kitap
satýþ grafiklerini çýkarttýklarý zaman
þiir kitaplarýnýn satýþýnýn diðer
kitaplara oranla daha düþük olduðunu
ortaya koyarlar. Þiir kitaplarý
satýlmýyor endiþesi yinelenir durur.
Ama þiir, okurunu her nasýlsa
bulacaktýr. Yetkin olan ya da olmayan
her türlü þiir kitaplarý kitabevlerinde
okurunu beklemektedir.
Bu sefer de þair Mustafa Irgat’ý
konu alan bir yazý oldu belki merak
eden olur diye söyleyeyim Ece
Ayhan’ýn bütün þiirleri ölümünden
sonra YKY dan Bütün Yort Savular
adý altýnda yayýnlandý. Mustafa
Irgat’ýn kitabýný ise yukarýda
bahsettiðim gibi yeni baskýsý
olmadýðý için belki yakýn zamanda
ulaþýlmasý zor gibi görünüyor.
Þiirle güzellenecek bir dünya
için…
4
5
6
7
8
9
10
TARÝHTE BUGÜN - 31 OcaK
1729. Matbaa Türkiye'ye girdi.
"Vankulî Lûgatý"
basýldý.Türkiye'de matbaanýn
yerleþmesi, Katip Çelebi ve
Macar asýllý Ýbrahim
Müteferrika'nýn çabalarýyla
gerçekleþti.
1906. Ývan Vasilyeviç Babuþkin
kurþuna dizildi. Babuþkin Rus
Sosyal Demokrat Ýþçi Partisi
(Bolþevikler)kurucularýndandý.
1927. Müttefiklerin Almanya
üzerindeki denetimi sona erdi;
bundan sonra Almanya'nýn
yeniden silahlanmasýný
Milletler Cemiyeti
denetleyecek.
1931. Yarýn gazetesi baþyazarý
Arif Oruç ve sorumlu müdürü
Ýzmit'te birer yýldan fazla hapse
mahkum oldular.
1934. Nazým Hikmet, Nail
Vahtedi, Tosun Ömer ve Yonga
Ömer beþ yýl hapis cezasýna
mahkûm edildi.
1942. Öðrencilere sigara içme ve
niþan yüzüðü takma yasaðý
getirildi.
1943. Almanlar Stalingrad'da
yenildi.
1952. Kelkit'ten bir grup yurttaþ,
cumhurbaþkaný, baþbakan ve
Gümüþhane milletvekillerine
þu telgrafý çektiler:
“Vilayeti:Gümüþhane; Kazasý:
Kelkit; Kaymakam: Yok;
Doktor: Yok;Askerlik þubesi
baþkaný: Yok; Yargýç: Yok; Mal
müdürü: Yok; Özel idare
müdürü: Yok; Tapu sicil
müdürü: Yok; Ortaokul
müdürü: Yok; PTT müdürü:
Yok. Ýþte biz böyle bir kazada
Devleti Ali'nin yurttaþlarý
olarak huzur ve güven içinde
yaþýyoruz!..”
1961. Ahmet Emin Yalman Vatan
gazetesinden ayrýldý.
Ayný gün Ýsrail Baþbakaný Ben
Gurion istifa etti.
1964. 15 Ocak günü Kýbrýs
sorununu görüþmek üzere
toplanan III. Londra
Konferansý 19 günlük
çalýþmanýn ardýndan bir sonuç
alýnamadan daðýldý.
1965. Saðlýk Bakanlýðý bir
açýklama yaptý; Türkiye'de
ortalama insan ömrü 33 yýl.
1966. Paþabahçe Þiþe ve Cam
Fabrikasý'nda 2400 iþçi greve
baþladý.
1968. Vietkong büyük bir saldýrýya
geçti; Saygon'daki Amerikan
elçiliði 6 saat iþgal edildi.
Ayný gün Ankara Televizyonu
deneme yayýnýna baþladý.
1973. Devlet Güvenlik
Mahkemelerinin kurulmasýna
iliþkin kanun kabul edildi.
Ayný gün Çetin Altan'ýn 4,5 yýl
hapsi istendi; karikatürist
Turhan Selçuk'u döven 3 polis
hapse mahkûm edildi.
1974. Seyfi Demirsoy'un
ölümüyle boþalan Türk-Ýþ
genel baþkanlýðýna Halil Tunç
seçildi.
1976. Ankara'da "Evlat acýsýna
son" mitingi yapýldý.
1978. Zonguldak'ta ikramiyesi
ödenmeyen 20 bin maden iþçisi
direniþe geçti.
1980. Tariþ'te direniþ bitti, iþçiler
iþbaþý yaptýlar. 22 Ocak'ta
güvenlik güçleri arama yapma
gerekçesiyle Tariþ iþletmelerine
girmek istemiþ, 600 iþçi
gözaltýna alýnmýþtý.
1986. Ýþkence konusunda
itiraflarda bulunan polis
memuru Sedat Caner, Ankara
Cumhuriyet Savcýlýðý'na teslim
oldu.
Ayný gün, Sosyaldemokrat Halkçý
Parti (SHP) Ýçel Milletvekili
Fikri Saðlar, Türkiye'de 5 yýlda
800'den fazla insanýn "kayýp"
olduðunu söyledi.
1990. Atatürkçü Düþünce Derneði
ve Türk Hukuk Kurumu
Baþkaný Prof. Muammer
Aksoy, evinin önünde
kurþunlanarak öldürüldü.
Bugün Doðanlar:
1923. Amerikalý romancý Norman
Mailer.
1935. Eserlerinde Ýkinci Dünya
Savaþý sonrasý kuþaðýn hayal
kýrýklýðý ve isyanýný dile getiren
1994 Nobel Edebiyat Ödülü
sahibi Noe Kenzaburo.
Bugün Ölenler:
1946. Ýslam felsefesi tarihçisi
Ýsmail Hakký Ýzmirli.
1948. Besteci Artaki Candan.
1982. Eleþtirmen ve oyun yazarý
Melih Vassaf.
1999. Pop þarkýcýsý, besteci ve
þarký sözü yazarý Barýþ Manço.
6
31 Ocak 2006 Salý
Diþ Hekimi
Ýbrahim Þahinli
KUÞ GRÝBÝ
Kuþ gribi virüs dediðimiz küçük
mikroorganizmalarýn neden olduðu bulaþýcý bir
hastalýktýr.Hastalýða neden olan virüs gribe neden
olan virüsle ayný aileden olmasý nedeni ile virüsün
neden olduðu hastalýða kuþ gribi
denilmektedir.Bilhassa kümes hayvanlarýnýn
yaþadýðý ortamda yaþamalarý nedeni ile salgýn
oluþturma tehlikesi çok yüksek olan kuþ gribi
virüsünün 15 ayrý çeþidi vardýr.
Kümes hayvanlarýnda tüylerinde kýrýþýklýk ve
yumurtlamada azalma olarak kendini gösteren kuþ
gribi virüsü. H5 ve h7 türünde ise oldukça tehlikelidir
ve bu virüsün bulaþtýðý kuþlar ilk gün ölürler.
Kuþ Gribi bir kanatlýdan diðerine göçmen
kuþlarýn ve arka bahçede serbest dolaþan kaz, ördek
gibi kanatlýlarýn dýþkýlarý ile bulaþabilir. Virüs
20°C’de yaklaþýk 4 gün yaþayabilir. Kuþ Gribi
insana hava yolu ile bulaþýr. Kuþ Gribi ile enfekte
bir kanatlý sürüsü içerisinde bulunan kiþinin üzerinde
koruyucu giysileri yoksa, bu kiþiye soluduðu hava
yoluyla virüs bulaþabilir. Aðýz maskesi, göz
koruyucusu ve bir kullanýmlýk giysiler insaný
enfeksiyondan korur
Dünya Saðlýk Örgütü’nün (WHO) verilerine
göre Kuþ Gribi’nin insandan insana bulaþarak
öldürmesine dünyada rastlanmamýþtýr.
Hastalýk, hasta veya hastalýktan ölmüþ
hayvanlara çýplak elle dokunulmasý, bu hayvanlarýn
gözyaþý, burun akýntýsý, boðaz akýntýsý veya
dýþkýlarýyla ya da bu hayvanlara ait çýkarýlarla
kirlenmiþ yüzeylere temas edilmesiyle insana da
bulaþabiliyor. Kuþ gribi insanlara, hastalýk etkeninin
karýþtýðý havanýn solunmasýyla da bulaþabiliyor
Kuþ Gribi Et Ýle Bulaþýr mý ?
Bugüne kadar Kuþ Gribi’nin et ile bulaþtýðý
tespit edilmemiþtir. Fakat virüs normal piþirme
þartlarýnda, yani 70°C’de zaten yok olduðu için,
güvenlik açýsýndan mutfakta her zaman normal
piþirme yöntemlerine uyulmasý en doðrusudur.
Ýnsanda Kuþ Gribi Belirtileri Nelerdir?
Kuþ Gribi’nin insanlarda normal gribe benzer
belirtileri vardýr. Bu belirtiler insandan insana
deðiþmekle beraber öksürük, boðaz iltihabý, kas
aðrýlarý, göz enfeksiyonu, akut solunum sorunu gibi
durumlar hastalýk belirtilerinin biri veya birkaçý
olabilir. Bunun yaný sýra normal gripten farklý olarak
karýn aðrýsý ve ishal de görülebiliyor.
Kuþ Gribine Karþý Korunma ve Tedavi Yollarý
Nelerdir?
Piyasadaki Kuþ Gribi ilaçlarý hem koruyucu hem
de tedavi amaçlý kullanýlabilmektedir. Virüs,
Amantadine ve Rimantadine isimli eski ilaçlara
dirençli gozükmektedir. Fakat Tamiflu ve Relenza
isimli yeni ilaçlar Kuþ Gribi virüsüne karþý koruma
ve tedavi yönlü etkin olarak çalýþmaktadýr. Kuþ
Gribi’nin aþýsý henüz piyasada yoktur ancak ilaç
firmalarý bu konuda yoðun olarak çalýþmaktadýrlar.
Diðer taraftan insanlarýn normal grip aþýlarýný
yaptýrmalarý çok önemli bir tavsiyedir. Normal gribe
karþý dirençli insanlarda Kuþ Gribi’nden etkilenme
ve diðer insanlara yayma etkisinin yok olacaðý
düþünülmektedir.
ETÝBANK ÖZELLEÞTÝRÝLECEK VE ALICISI AMERÝKA
BOR ÝÞLETMELERÝ ETÝBANK BÜNYESÝNDE
KONULAN FÝYAT ÝSE 40 MÝLYON $ !!!!!!!!!!
Hakan Kýlýçaslan
Borla çalýþan araba üretildi, Türkiye
kýskaçta.Arabayý bor madeniyle
çalýþtýracak patentli 600 proje olduðu
ortaya çýktý Türkiye, dünya rezervinin
yüzde 70`ine sahip ve uluslar arasý
tröstler Türkiye uyanmadan bu kaynaðý
ele geçirmeyi planlýyor. Amerikan
Millenium Cell (MC) ve stratejik ortaðý
Daimler-Chrysler (DC), seri üretime
bile geçti.Ancak uluslararasý tröstler, bu
geliþmeleri ülkemizdeki bor
zenginliðine egemen olmak için
Türkiye`den kaçýrýyor.
TORYUM
Toryum radyoaktif bir element ve
doðal olarak nükleer enerji elde etmekte
kullanýlýyor. Hem de alternatifleri içinde
en temizi. Dünyada en çok Toryum
rezervine sahip ülke hangisi bilin
bakalým? Türkiye. Rezervi ne kadar -- 800.000 Ton. Sonra hangi ülke
geliyor? --- Hindistan. Rezervi ne kadar?
--- 300.000 Ton. Türkiye`nin , iç borcu
--- 85 milyar $.Dýþ Borcu ---125 milyar
$. Toplam ---220 milyar $.Peki sahip
olduðumuz Toryum`un deðeri ne kadar?
---120 TRILYON $. Yani toplam
borcumuzu 545 kere ödüyor.Önce Bor,
þimdi de Toryum...Daha bilmediðimiz
neler var kim bilir !...
DÜÞÜNÜLEBÝLECEK EN TEMÝZ
YAKIT baþlýðýnda verilen haberde,
Kimyager Steven Amendola`nýn Ford
Explorer model otomobili bor
bileþiklerinden elde edilen yakýtla
çalýþtýrýldýðýný anlatýyordu ABD`li
kimyager Amendola`ya göre, sodyum
bor hidritle çalýþan otomobilin hem
menzili iki katýna çýkýyor, hem patlama
ihtimali olmadýðý için tam güvenli
oluyor, hem çevre kirliliði olmuyor, hem
de yakýt kullanýldýktan sonra tekrar
deðerlendirilebiliyor.Benzinle çalýþan
otomobillerde yakýtý depolama sorunu
olduðu için menzili düþüyor. Borla
çalýþanlardaysa bu sorun ortadan
kalkýyor sodyum bor Hidrit maddesi ile
suyun oluþturduðu hidrojenin yakýt
pillerine ulaþmasý ve açýða çýkan
enerjinin mekanik enerjiye dönüþmesiyle
yürüyor.
Bor konusu özellikle son yýllarda
Türkiye gündeminden hiç
inmedi.Bilgisayardan
silaha, nükleer teknolojiden akaryakýta
kadar birçok alanda kullanýlan bor, ister
istemez birçok çevrenin ilgi
odaðý...Tartýþmalar, bazý kiþi ve güçlerin
özelleþtirme
furyasýný da arkalarýna alarak, bu cazip
ve stratejik madeni “iç etmek”
istediðinden,
uluslar arasý tröstlerin Türkiye`yi bor
konusunda baský altýna aldýðýna,
bor`u devletin yeterli karlýlýk ve
verimlilikte kullanamadýðýna kadar
uzanýyor.
- Devlet Denetim Elemanlarý Derneði
(DENETDE) Baþkaný Atilay Ergüven
TORYUM
1828 yýlýnda Jöns Jacob Berzelius
tarafýndan keþfedilen ve periyodik
tabloda aktinit serisinin ikinci üyesi
olan toryum, yer kabuðunun
%0,0007'lik kýsmýný oluþturmaktadýr.
Toryum, uranyum gibi doðada serbest
halde bulunmayýp 60 civarýnda
mineralin yapýsý içinde yer
almaktadýr.
Bunlardan sadece
monazit (Ce, La, Nd,
Th, Y)PO4) ve torit (
(Th, U) SiO4) toryum
üretiminde
kullanýlmaktadýr. Bu
mineraller de
genellikle nadir
toprak elementleri (NTE) ile birlikte
bulunmaktadýr.
Toryum;
* Yüksek sýcaklýklarda
magnezyumun direncini artýrmak
amacýyla alaþýmlarda,
* Elektronik cihazlarda ve
aydýnlatmada tungsten filamanlarýn
kaplanmasýnda,
* Yüksek ýsýya
dayanýklý potalarýn
yapýmýnda,
kaliteli kamera
merceklerinde,
* Nükleer teknolojide
kullanýlmaktadýr.
de bor gibi hayati önemi olan
konulardaki geliþmelerin Türkiye'ye geç
yansýmasýný “BATILILAR
TÜRKÝYE`YE BOR
TEKNOLOJISININ GELMESÝNÝ
ÖNLEDÝKLERÝ GÝBÝ, O KONUDAKÝ
ÖNLEMELERÝ DE DUYUP, BORUN
ÖNEMÝNÝ KAVRAMAMIZI
ÝSTEMÝYORLAR!” sözleriyle izah
ediyor.Dünya bor rezervinin yüzde 70`i
Türkiye'de. Bizi yüzde 13`le ABD
izliyor. Rezervlerini yýllar önce
kullanmaya baþlayan Amerika`nýn, kendi
topraklarýndan çýkarabileceði miktar
gittikçe azalýyor. Bor zengini Türkiye
ise bu potansiyelini ancak ham borunu
satarak deðerlendirebiliyor.
Mamul bor ürünleri üretebilmek
için gerekli teknoloji Türkiye'de yok.
Çünkü Batýlý ülkeler bor teknolojisini
bize vermeyi hep reddediyor. Ham
cevher olarak adeta sudan ve kumdan
ucuza sattýðýmýz bor, bize pahalý ithal
ürünler olarak geri dönüyor.
NEPTÜNYUM ELEMENTÝ
93 Atom Numaralý Neptünyum
radyoaktif bir elementtir ve uranyum
pillerinin üretiminde kullanýlýr. 1940'ta
California Üniversitesi profesörlerinden
Amerikalý Mc Millan ve Abelson
tarafýndan keþfedilen bu radyoaktif
elementten son yýllarda enerji üretiminde
had safhada faydalanýlýyor. Üstelik de
alternatifleri içinde en ucuza mal edilen
bir ELEMENT...
Peki bilin bakalým bu Neptünyum
dünyada en çok nerede bulunuyor?
BiLDiNiZ: Türkiye' de...Tahmin edilen
rezerv ne kadar? 127.000 Ton...
Sonra hangi ülke geliyor? Bulgaristan.
Onun rezervi ne kadar? 2.500 Ton.
Peki sahip olduðumuz Neptünyum'un
deðeri ne kadar?... Çok þaþýracaksýnýz
ama 9 Trilyon $ Türkiye'nin, iç borcu:
85 milyar $.DIS Borcu 125 milyar
$.Toplam; 220 milyar $. Elimizdeki
Neptünyum'un deðerini tekrar ediyorum
9 TRiLYON $ Yani toplam borcumuzun
40 kat fazlasý Önce Bor, sonra Toryum,
þimdi de Neptünyum. Bilgilenmek ve
bildirmek amacý ile lütfen sessiz
kalmayýnýz...Pekiiii Adamlar ne diyor
biliyor musunuz geçenlerde?
“Türkiye Türklere býrakýlamayacak
kadar zengin bir ülkedir” Kim iþletecek
bu madenleri?
Sahibi: Hacýbektaþlýlar A.Þ. adýna Naci Özçelik Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü: Aydýn Þimþek Genel Yayýn Yönetmeni: Osman Çoban
Yönetim Yeri: Hacý Bektaþ Veli Sevgi Yolu, Karayalçýn Parký Giriþi, Sol Kapý Kat: 1 Hacýbektaþ/ Nevþehir
Tel-Faks: 0384 441 39 47 E-mail:[email protected] Þirket e-mail: [email protected]
E-groups: [email protected] Web: www.hacibektaslilar.com Baský: Hacýbektaþlýlar A.Þ. Matbaasý Bala Mah. Bektaþ Efendi
Sk. No: 38 Tel-Faks: 0384 441 29 16 Pazar günleri yayýnlanmaz. Yayýn Türü: Yerel Süreli Yayýn
HAVA DURUMU
Az Bulutlu
En Yüksek 0C
En Düþük 0C
Rüzgar Hýzý
Rüzgar Yönü
Nem
Çið Noktasý
-1
-15
10,05 km/s
D.-G.Batý
73 %
- 4 0C
Sokaklarda Bebek Chavez nutuk atýyor
Þehrin en iþlek caddesi trafiðe kapatýlmýþ,
Forumcular memnun, Caracas'lýlar deðil.
BÝA Haber Merkezi - Çiðdem MATER
(Caracas) - Forumun ana merkezi Caracas
Hilton oteli ve Parque Centrale. Caracas
Belediyesi bu iki merkez arasýnda kalan
Caracas'ýn en iþlek caddelerinden- adýndan
da belli - First Avenue'yu (Birinci Bulvar)
trafiðe kapatmýþ. Cadde forumcular için
yemek yeme, dans etme, dinlenme ve
alýþveriþ etme alaný haline gelmiþ.
Biz durumdan oldukça memnunuz
elbette. Uçsuz bucaksýz bir bulvarda
istediðimiz gibi hareket ediyoruz. Ancak
sanýrým Caracaslýlar için ayný þeyi söylemek
zor.
Ýþlek caddesi trafiðe kapanýnca
Caracas'ta trafik karmaþasý iyice büyüdü.
Zaten pek çok yerde süregelen yol
çalýþmalarýna bir de ana arterin kapanmasý
eklenince hayat Caracas'lýlar için iyice
çekilmez oldu besbelli.
Form kartýna metro ücretsiz
Caracas'taki forum benim þimdiye kadar
gördüklerimin içinde þehre en yakýn olaný.
Diðerleri (2003 Mumbai, 2003 Paris, 2004
Londra) hep þehre uzak ama tek mekan ya
da bir kaç geniþ mekan seklinde cereyan
etmiþ, þehir trafiðini de olabildiðince az
meþgul etmiþti. Caracas'ta ise þehrin tam
göbeðindeyiz.
Aslýnda bunun kent ekonomisine ciddi
katkýlarý var; normalde belki de hayatlarýnda
asla buralara gelmeyecek 70 bin kadar insan
forum için geldi. Takdir edersiniz ki bu
insanlar yemek yiyorlar, otelde kalýyorlar,
alýþveriþ yapýyorlar...
Aslen Venezüella hükümeti ve Caracas
belediyesi durumu gelenler için hayli
kolaylaþtýrmýþ. Metro forum katýlýmcý
kartýnýzý gösterdiðinizde ücretsiz, Forum
alanýnýn çeþitli noktalarýnda gün boyunca
su, sandviç, meyve suyu, meyve daðýtýlýyor.
Ekonomi iyiye gidiyor, hýrsýzlýk da... Suç oraný
yüksek... 20. katlara bile parmaklýklar takýlmýþ.
Asýl kalabalýk Venezüellalý
Ama yine de insan bir Latin Amerika
ülkesine geldiðinde alýþveriþ yapmak istiyor.
Zaten foruma gelenlerin Caracas
ekonomisine asýl katkýsý da tam burada
baþlýyor.
Belediye tarafýndan trafiðe kapatýlan
First Avenue'nun geniþçe bir kýsmý küçük
tezgahlara ayrýlmýþ durumda.
Tezgahlarýn bazýlarýnda dünyanýn dört
bir yanýndan gelen kurumlarýn tiþörtleri,
rozetleri, flamalarý satýlýyor.
Latin Amerika ülkelerinin geleneksel
kýyafetlerini, el iþlemelerini satanlarýn da
sayýsý azýmsanacak gibi deðil. Ama alanda
asýl kalabalýðý Venezüellalýlar oluþturuyor.
Konuþan bebek Chavez
En popüler hediyelik eþyalar üzerinde
Chavez'le ilgili herhangi bir þey yazanlar,
ki bu kapsama Chavez'in Barbie'nin
sevgilisi Ken'i andýran bebeði de dahil.
"Konuþan bebek" Chavez arkasýndaki
düðmeye bastýðýnýzda seçimleri kazandýktan
sonra yaptýðý zafer konuþmasýndan bir
parçayý sunuyor size. bebeðin fiyatý beþ
bin Bolivari, yani 2 dolar.
En çok satýlan ise "Chavez'e 10 milyon
oy" tiþörtü, sanýrým Venezüella nüfusunun
25 milyon olduðunu anýmsatmakta yarar
var. Tiþörtlerin fiyatý da 4 dolar civarýnda.
Kadýnlar takýlardan ayrýlamýyor
Kadýn katýlýmcýlarýn baþýndan
ayrýlmadýðý yerler ise Venezüella'nýn el iþi
takýlarýnýn satýldýðý tezgahlar. Her yer
þahane tahta boncuklardan yapýlmýþ
olaðanüstü güzellikte kolyeler ve
bileziklerle dolu, deniz kabuklarý ve
köpekbalýðý diþleri de görmesek de
okyanusa yakýn olduðumuzu anýmsatýyor.
Takýlar çok güzel, almamak mümkün deðil.
Bardak, çanta ve dans...
Takýlar ancak
rüyanýzda
görebileceðiniz
ucuzlukta olduðu
için insan kendini
tutamýyor, alýyor
elbette.
Venezüella
ekonomisi son
yýllarda petrolün
adil daðýlýmý ile
birlikte daha iyi bir
yere doðru gitmeye
baþlamýþ ancak
Caracas, hâlâ suç
oranlarýnýn,
özellikle de
hýrsýzlýðýn
yükseklerde
dolaþtýðý bir kent.
Bardak ve
çanta
Kentteki 20 katlý
binalarýn yirminci
katýnda bile
parmaklýklar var.
Her binaya da iki
koruma düþüyor.
Buna raðmen
hýrsýzlýðýn önü
alýnamýyor.
Ekonominin iyiye gitmesi okuma
oranlarýný da yükseltmiþ. Forum alanýnda
taký yapan ve satan Juanado (adýnýn böyle
yazýldýðýný tahmin ediyorum) Caracas
dýþýndan gelmiþ, Caracas'taki Venezüella
Devlet Üniversitesi'nde okuyor, yurtta
kalýyor, babasýndan aldýðý parayla da fena
olmayan bir þekilde yaþýyor.
Sevgilisiyle birlikte yaptýklarý takýlarý
forum boyunca satýp kazandýklarý parayla
tatile gitmeyi planlýyorlar. Anlaþýlan o ki
satýþlar iyi gidiyor, Juanado benimle
konuþurken sevgilisi tezgahta taký yapmaya
devam ediyor.
Forum alaný rengarenk görüntülerle,
konserlerle ve alýþveriþle dolu
anlayacaðýnýz. Herkes bir elinde bir bardak,
adýný bile bilmediði meyvenin suyu, bir
elinde aldýklarýný týktýðý çanta, dans ede
ede dolaþýyor.

Benzer belgeler