1-20

Transkript

1-20
ULUSLARARASI MULT
PL NER
AKADEM K ARA TIRMALAR DERG
OCAK- UBAT-MART-N SAN
LT: 2 SAYI:1
ISSN: 2149-2166
JOURNAL OF INTERNATIONAL
MULTIDISCIPLINARY ACADEMIC
RESEARCHES
JANUARY-FEBRUARY-MARCH-APRIL
VOLUME: 2 ISSUE: 1
www.joimar.com
2015
De erli bilim insanlar ve okuyucular,
Uluslararas Multidisipliner Akademik Ara rmalar Dergisi olarak bu say zda toplam 5
makaleye yer vermi bulunmaktay z. Öncelikli olarak dergimize akademik çal malar
gönderen bilim insanlar na ve akademik çal malar n de erlendirme süreçlerinde bizlere
zaman ay ran k ymetli hakem arkada lar za te ekkür ederiz. Dergimiz Aral k 2014
tarihinde ç karm oldu u ilk say dan itibaren baz uluslararas indekslerde taranmaya
ba lam olup, baz indekslere yapt
z ba vurular da de erlendirme sürecindedir. Ayr ca
uluslararas dergi indekslerine ek olarak, dergimizde yay nlanan makalelerin baz sosyal a lar,
veri tabanlar ve akademik sayfalara yüklenmesi için de gerekli özen gösterilmektedir.
Bunlar n yan nda dergimiz önümüzdeki aylar içerisinde DOI uluslararas numaraland rma
sistemine dâhil olmak için gerekli giri imlerde bulunacakt r. Dergimizin bir sonraki say nda
görü mek üzere tüm bilim insanlar na ve de erli okuyuculara iyi çal malar dileriz.
Mesut HEK M
Sorumlu Yaz
leri Müdürü
Hakan HEK M
Ba Editör
DERG
DERG
N TARANDI I NDEKSLER
ZDEK MAKALELER N YAYINLANDI I AKADEM K SOSYAL A LAR
NDEK LER
Sayfalar
Üniversite Erkek Futbol Tak
Oyuncular nda Baz Motorik ve Koordinatif
Özelliklerin Futbol Teknik Becerisi Üzerine Etkilerinin ncelenmesi
Yazarlar: Mehmet TOKGÖZ, O uzhan DALKIRAN
1-20
W.A.Mozart, Klarnet Konçertosu, Stadler ve Basset-Horn
Yazar: Halil Emrah ÖZTÜRK
21-25
lkö retim Birinci Devre Çocuklar n Temel Hareket Becerilerinin
Geli tirilmesinde Ritim ve Müzik E itiminin li kisi
Yazar: Zeynel TURAN, Fisun KÖSE, Hatice ÇAMLIYER
26-35
Kanser Hastas Çocuklarda Tedavi ve Rehabilitasyon Sürecinde Sporun
Yararlar
Yazar: Mesut HEK M
36-47
Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu Ö rencilerinin Benlik Sayg lar
Cinsiyet ve Spor Yapma Durumlar na Göre ncelenmesi
Yazarlar: Meriç ERASLAN, Gökhan ÇALI KAN, Mustafa BA
48-54
n Ya ,
TABLE OF CONTENTS
Pages
Examination of The Effect Some Motoric And Coordinative Aspects On
Football Technical Skill in University Male Football Team Players
Authors: Mehmet TOKGOZ, Oguzhan DALKIRAN
1-20
W.A. Mozart, Clarinet Concert, Stadler And Basset-Horn
Author: Halil Emrah OZTURK
21-25
The Relation Between Rhythm And Music Education in The Improvement of
Basic Movement Skills Of Primary School Students of 1-4th Grades
Authors: Zeynel TURAN, Fisun KOSE, Hatice CAMLIYER
26-35
The Benefits of Sports To Treatment And Rehabilitation Process in Cancer
Patient Children
Author: Mesut HEKIM
36-47
Investigation of Self-Esteem of Physical Education And Sport High School
Students in Terms of Age, Gender And Doing Sport Situation
Authors: Meric ERASLAN, Gokhan CALISKAN, Mustafa BAS
48-54
Uluslararas Multidisipliner Akademik Ara rmalar Dergisi / Ocak- ubat-Mart-Nisan Cilt: 2 Say :1
Journal of International Multidisciplinary Academic Researches / January-February-March-April Volume: 2 Issue: 1
30.04.2015
www.joimar.com
ÜN VERS TE ERKEK FUTBOL TAKIMI OYUNCULARINDA BAZI MOTOR K VE
KOORD NAT F ÖZELL KLER N FUTBOL TEKN K BECER
ÜZER NE
1
ETK LER N NCELENMES
EXAMINATION OF THE EFFECT SOME MOTORIC AND COORDINATIVE
ASPECTS ON FOOTBALL TECHNICAL SKILL IN UN VERSITY MALE
FOOTBALL TAM PLAYERS
1
1
Mehmet TOKGÖZ*
1
uzhan DALKIRAN
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu, Antrenörlük Bölümü, Burdur
*e-mail: [email protected]
ÖZET
Bu ara rman n amac futbol oyuncular nda baz motorik özelliklerin ut atma, pas verme ve dripling
performans üzerine etkilerini incelemektir. Ara rmaya Burdur il merkezindeki farkl amatör futbol
kulüplerinde oynayan ve ya ortalamalar 19,65±3,452 y l olan 26 erkek futbolcu kat lm r. ara rmada
futbolcular n sahip olduklar baz motorik özelliklerin ölçülmesinde 30 m sprint, anaerobik güç, bacak kuvveti,
esneklik, denge ve koordinasyon testleri uygulanm r. Ara rmada elde edilen verilerin istatistiksel
analizlerinde SPSS 22.0 for Windows program nda pearson korelasyon, tan mlay istatistiklerden (ortalama ve
standart sapma), basit çoklu regresyon analizi, basit regresyon analizi analizleri kullan lm r. Ara rman n
sonunda, birbirinden ba ms z olarak ele al nd zaman sadece anaerobik güç, bacak kuvveti, denge, sürat ve
esneklik performanslar n pas verme, ut çekme ve dripling performans ile anlaml bir ili kisinin bulunmad
tespit edilmi tir (p>0.05). Koordinasyon düzeyi ile pas verme ve ut çekme performanslar aras nda anlaml bir
ili ki bulunmad (p>0.05), buna kar k koordinasyon düzeyi ile top sürme performans aras nda anlaml bir
ili ki oldu u tespit edilmi tir (p<0.05). Futbolcular n sahip olduklar motorik özelliklerin pas verme, ut çekme
ve dripling performans üzerine etkileri de erlendirildi i zaman, anaerobik güç, esneklik, denge ve sürat
performanslar n pas verme, ut çekme ve dripling performanslar anlaml düzeyde etkilemedi i belirlenmi tir
(p>0.05). Benzer ekilde hem bacak kuvveti hem de koordinasyon düzeyinin pas verme ve ut çekme
performanslar
anlaml düzeyde etkilemedi i tespit edilmi tir (p>0.05). Buna kar k bacak kuvveti ve
koordinasyon düzeyinin dripling performans
anlaml düzeyde etkileyen bir unsur oldu u belirlenmi tir
(p<0.05). Ara rma kapsam nda motorik özelliklerin bir bütün olarak ele al nd nda pas verme, ut çekme ve
dripling performans üzerindeki etkileri de incelenmi tir. Elde edilen bulgulara göre bir bütün olarak sürat, bacak
kuvveti, denge, anaerobik güç ve koordinasyon düzeyinin dripling performans
istatistiksel olarak anlaml
düzeyde etkiledi i tespit edilmi tir (p<0.05). Buna kar k bir bütün olarak sürat, bacak kuvveti, denge,
anaerobik güç ve koordinasyon düzeyinin pas verme ve ut çekme performanslar
anlaml düzeyde
etkilemedi i tespit edilmi tir (p>0.05). Sonuç olarak motorik özelliklerin birbirinden ba ms z olarak ele
al nmas n futbolda teknik beceriyi anlaml düzeyde etkilemedi i söylenebilir. Bu nedenle futbolcularda teknik
beceriler de erlendirilirken mutlaka motorik özelliklerin bir bütün olarak ele al nmas gerekti i, futbolcularda
teknik becerilerin geli tirilmesi için de birden fazla motorik özelli in belirli düzeylerde ve e zamanl
geli tirilmesi gerekti i söylenebilir.
Anahtar kelimeler: Futbol, motorik özellikler, teknik beceri
ABSTRACT
The purpose of this study is to examine the affect of some motoric aspects on shot, pass the ball and dribbling
performances at football players. 26 male football players playing different amateur football clubs in Burdur City
center and having 19,65±3,452 mean age participated to study. 30m sprint, anaerobic power, log strength,
flexibility, balance and coordination tests were used in measurement of some motoric aspects that football
players had. Pearson Correlation, descriptive statistics (mean and standard deviation), Simple Multiple
Regression, Simple Regression analyses in SPSS 22.0 for Windows package program were used in analysis of
data obtained. In the end of research, it was established that there were significant relationship among only
anaerobic power, leg strength, balance, speed and flexibility performances with shot, pass the ball and dribbling
performances when they were handled independently each other (p<0,05). It was established that there was no
significant relationship among shot and pass the ball with coordination level (p>0,05), on the other hand, there
was significant relationship between coordination level and dribbling performance (p<0,05).
1
Bu ara rma Mehmet TOKGÖZ taraf ndan 2014 y nda Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi E itim Bilimleri Enstitüsü Beden
itimi ve Spor Anabilim Dal program nda haz rlanan yüksek lisans tezinden türetilmi olup, 0225YL14 proje numaras ile
BAP projesi olarak desteklenmi tir.
1
When the affects of motoric aspects, that football players had, on pass the ball, shot, and dribbling performances
were evaluated, it was established that anaerobic power, flexibility, balance and speed performances did not
affect pass the ball, shot and dribbling performances at significant level (p>0,05). Similarly, it was established
that both leg strength and coordination level did not affect pass the ball and shot performances at significant
level (p>0,05). Notwithstanding, it was identified that leg strength and coordination level were factors affecting
dribbling performance (p<0,05). When motoric aspects were handled completely in research content, their
affects on pass the ball, shot and dribbling performances were examined. As obtained results, it was established
that speed, leg strength, balance, anaerobic power and coordination level as a whole affected dribbling level
significantly (p<0,05). Notwithstanding, it was established that speed, leg strength, balance, anaerobic power and
coordination level as a whole did not affect pass the ball and shot performances significantly (p>0,05). As a
result, it may be said that handling motoric aspects independently each other did not affect technical skill in
football. So, it may be said that handling motoric aspects as a whole is required while technical skills are
evaluated in football players, more then one motoric aspects should be developed at certain levels to enhance
technical skills in football players.
Keywords: Football, motoric aspects, technical skill
JEL CODE: L83
Futbol, insanlar n hayat nda önemli bir yere sahip olan spor dallar n ba nda gelmekle
beraber (Erdo an, 2008), son y llarda hem seyirci hem de medya üstünlü ü ile bir endüstri
kolu haline gelmi tir. Günümüzde dünyan n her yerinden insanlar futbolu zevk ve heyecan ile
izlemektedir. Futbolun bu kadar popüler hale gelmesi vücut normlar nda fazla ölçü ayr nt
aranmamas sayesinde gerçekle mi tir (Kanat, 2007). Di er spor dallar ndan farkl olarak
futbol insanlar için bir oyun olman n ötesinde e lence, iktidar, güç, üzüntü, sevinç, ulusal
onur ve hepsinden de öte kendi kimliklerini, kendilerini bulabildikleri bir dünyan n anahtar
sunmaktad r. Futbol insanlarda bir kimlik olu turmas n yan nda, farkl sosyal kimliklerin
kar la mas na ve birbirlerinden etkilenmesine de katk sa lamaktad r. Tüm bu
özelliklerinden dolay futbolda farkl ülkelerin yapm olduklar milli maçlar ve di er kulüp
tak mlar n kupa mücadeleleri evrensel bir dünya kültürünün yarat lmas na ve ya at lmas na
da destek olmaktad r (Talimciler, 2008).
Sportif aç dan ele al nd zaman futbol gibi performans sporlar n uluslararas alanda önemli
bir sektör haline gelmesi, sporcunun, kulüplerin ve ülkelerin ba ar
n önemini daha fazla
art rm r. Böyle bir yap içerisinde sporcunun ba ar
n temelinde sporu en sa kl ve en
yüksek performansta yapmas yatmaktad r. Tüm bu unsurlar sporcularda performans
geli tirmeye yönelik ara rmalar n artmas na neden olmu tur (Bayraktar & Kurto lu, 2009).
Futbolda da sportif performans oldukça önemli bir yere sahip olmas n yan nda, geçmi
llarla k yasland
zaman günümüzde futbolun çok daha h zl , daha çok taktiksel, güce
dayal ve her geçen gün daha da geli en, bilimsel geli melerin daha fazla oldu u bir oyun
haline geldi i belirtilmektedir. Futbolda meydana gelen bu h zl de imlere ayak
uydurabilmek için çok daha h zl dü ünmek, süratli olmak ve daha çabuk hareket etmek
gerekmektedir (Nas, 2010). Bunun yan nda spor dallar nda istenilen sportif performansa
ula labilmesi için sporcular n performanslar
düzeylerini etkileyen veya belirleyen
parametlerin iyi ara
lmas gerekir (Bayraktar & Kurto lu, 2009). Buna kar k yap lan
literatür taramas sonucunda futbolda motorik özelliklerin teknik performans üzerine etkilerini
inceleyen ara rma bulgular n s rl oldu u görülmü tür. Genellikle futbolcularda motorik
özellikleri ele alan çal malarda genel olarak motorik özellikleri birbiri ile olan ili kilerine
de inildi i görülmü tür ( ahbaz, Güler & Öztürk 2003; Kamar ve ark., 2003). Ancak
futbolcularda teknik performans n de erlendirilmesinde de motorik özelliklerin dikkate
al nmas gerekti i görülmektedir. Bu kapsamda yap lan bu ara rmada erkek futbol
2
oyuncular nda baz motorik ve koordinatif özelliklerin futbol teknik performans üzerine
etkilerinin incelenmesi amaçlanm r.
MATERYAL ve METOT
Ara rman n Evreni ve Örneklemi
Ara rman n evrenini Burdur il merkezindeki farkl amatör futbol kulüplerinde lisansl olarak
futbol oynayan erkek futbolcular olu turmaktad r. Ara rman n örneklem grubunu evren
içerisinden tesadüfü yöntem ile seçilmi olan ve Burdur il merkezindeki farkl amatör futbol
kulüplerinde oynayan 26 erkek futbolcu olu turmu tur.
Verin Toplanmas
Ara rman n veri toplama a amas nda literatürde geçerlilik ve güvenilirli i daha önceki
çal malarda test edilmi olan saha ve laboratuvar ölçüm yöntemleri kullan lm r. Ara rma
kapsam nda kullan lan ölçüm yöntemleri ve uygulanma biçimlerine ili kin bilgiler a
da
sunulmu tur.
Bacak Kuvvetinin Ölçülmesi: Ara rman n örneklem grubunu olu turan futbolcular n bacak
kuvveti performanslar n ölçülmesinde Takkei marka s rt ve bacak (Back and Lift)
dinamometresi kullan lm r. Ara rmaya kat lan futbolcular be dakikal k temel nma
evresinin ard ndan, dizleri bükük durumda dinamometre sehpas n üzerine ayaklar
yerle tirdikten sonra, kollar gergin, s rt düz ve gövde hafifçe öne e ikken, elleri ile kavrad
dinamometre bar
dikey olarak maksimum oranda bacaklar
kullanarak yukar
çekmi lerdir. Futbolcular test protokolüne uygun olarak 3 deneme hakk verilmi tir. Çeki üç
kez tekrar edildikten sonra sporcunun yapm oldu u en iyi test derecesi kg cinsinden
kaydedilmi tir (Sayg n, Polat & Karacabey, 2005).
Sürat Performans n Ölçülmesi: Ara rmaya kat lan futbolcular n sürat performanslar
düz zeminde ve rüzgars z hava artlar nda 0–30 m aras na kurulan fotoselli kronometre ile
ölçülmü tür. Futbolculara 30 m sürat ko usu testinde toplam üç deneme hakk verilmi tir. Üç
deneme sonunda futbolcular n elde ettikleri en iyi test skoru de erlendirmeye al nm r. Elde
edilen test de erleri saniye cinsinden kaydedilerek analize dâhil edilmi tir (Hekim &
Albayrak, 2013).
Esneklik Performans n Ölçümü: futbolcular n esneklik performanslar n tespit
edilmesinde otur-eri testi kullan lm r. Otur-eri testi için de 32 cm yüksekli inde ve 35 cm
uzunlu unda ve üzerinde cetvel bulunan bir sehpa kullan lm r. Test protokolüne göre
futbolcular bacaklar uzatarak ayakkab z olarak ayak tabanlar sehpaya dayam lard r.
Testin devam nda futbolcular gövdelerinden (bel ve kalça), dizlerini bükmeden, sehpan n
üzerinde ileriye do ru, mümkün oldu unca uzanm lard r. Futbolcular n sehpa üzerinde
parmaklar n uzand en uç nokta test skoru olarak cm cinsinden ölçülmü tür. Otur-eri
testinde futbolculara 3’er deneme hakk verilmi ve elde ettikleri en iyi derce test skoru olarak
kaydedilmi tir (Hazar & Ta mektepligil, 2008).
Koordinasyon Becerisinin Ölçülmesi: Futbolcular n koordinasyon becerilerin tespit
edilmesinde literatürde s kl kla kullan lan alt gen koordinasyon testi kullan lm r. Alt gen
koordinasyon testinde kenar uzunluklar 1 metre olan alt gen içerisine 1’den 6’ya kadar
say lar yazmaktad r. Futbolcular alt genin merkezine bakacak ekilde ve ayaklar omuz
geni li inde aç k pozisyonda beklerler. Ba la komutu verildikten sonra sporcu 1 numaral
kutuya çift ayak bast ktan sonra çift ayak kutunun d na ç kar. Sporcu bu hareketi di er
3
kutular da tamamlad
Ate lu, 2007).
zaman sporcunun elde etti i süre kaydedilir (Ate , Demir &
Anaerobik Güç Ölçümü: Futbolcular n anaerobik güç düzeylerinin tespit edilmesinde 30
saniye Wingate Anaerobik Güç Testi kullan lm r. Wingate testi sabit bir yüke kar 30
saniye boyunca maksimal h zda pedal çevirmeye dayal bir anaerobik güç testi olup,.
Uygulanan testte i yükü elektronik olarak ayarlanabilen Monark bisiklet ergonometrisi
kullan lm r. Anaerobik güç testinde futbolcular n vücut a rl
n % ,5 kg belirlenerek
kefeye tak larak a rl a kar maksimal h zda pedal çevirmesi istenmi tir. Anaerobik güç
testinde futbolcular n otuz saniye boyunca uygulayabildi i gücün ortalamas , ortalama güç; 30
saniye içinde ula
en yüksek güç ise zirve güç olarak kaydedilmi tir (Özkan, Köklü &
Ersöz, 2010; Türkmen ve ark., 2010; Tamer, 2000).
Denge Becerisinin Ölçülmesi: Futbolcular n denge becerilerinin tespit edilmesinde Flamingo
Denge Testi kullan lm r. Flamingo denge testinin uygulanmas nda sporcu 50 cm
uzunlu unda, 4 cm yüksekli inde ve 3 cm geni li inde tahta bir denge aletinin üzerine
dominant aya ile ç karak dengede durmaya çal maktad r. Test protokolü gere inde sporcu
di er aya
dizinden büküp, kalças na do ru çekerek, ayn taraftaki eli ile tutmaktad r.
Sporcu bu pozisyonu sa lad ktan sonra kronometre çal
r ve sporcudan 1 dakika boyunca
bu ekilde dengede kalmas istenir. Sporcunun dengesi bozuldu u zamanlarda (aya
tutarken b rak rsa, tahtadan yere dü erse, vücudunun herhangi bir bölgesiyle yere dokunursa
ve benzeri) süre-zaman durdurulmaktad r. Sporcu test protokolüne uygun pozisyon sa lad
zaman bir dakika süre tamamlanana kadar test devam eder. Bir dakikal k test süresi bitti i
zaman sporcunun her denge sa lama giri imi (dü tükten sonra) say r ve bu say test
bitiminde bir dakika süre tamamland nda, ara rma grubunun puan olarak kaydedilir
Futbola Özgü Teknik Becerilerin Ölçülmesi: Futbolcular n teknik kapasitelerinin tespit
edilmesinde Mor - Christian genel futbol yetenek testi kullan lm r (Kurban, 2008; Doydu ve
Çoknaz, 2013). Mor - Christian futbol beceri testinde futbolcular n temel olarak ut ve pas
isabet düzeyleri ile top sürme (dripling) performanslar ele al nmaktad r. Mor - Christian
testinin uygulanma biçimi ve puanlamas na ili kin bilgiler a
da belirtilmi tir (Strand &
Wilson, 1993).
Top sürme testi: Top sürme testi için istasyonlar ekil 1’de gösterildi i gibi yerle tirilir.
stasyon çap 18 m ölçülüp ve i aretlendikten sonra 12 tane koni (45 cm yüksekli inde) 4.5 m
aral klarla daire eklinde ayarlan r. Testin ba lang ç çizgisi olan 1 metrelik çizgi dairenin
nda daireye dik olarak i aretlenir. “Ba la” komutu verildikten sonra sporcu ba lang ç
çizgisinde duran topla koniler aras nda mümkün oldu u kadar h zl top sürerek ba lang ç
çizgisine döner. Sporcu isterse saat yönünde isterse de saat yönünün tersinde top sürme
yapabilir. Test protokolüne göre iki deneme hakk verildikten sonra elde edilen en iyi test
süresi de erlendirmeye al r (Aktaran; Kurban, 2008).
4
ekil 1. Dripling test protokolü
ut beceri testi: Futbolculara uygulanan ut beceri testinde 1.21 m. çap ndaki 4 daire ekil
2’deki gibi kaleye yerle tirilir. Topa vurulacak çizgi kaleden 14.5 m. uzakl a ve kaleye
paralel i aretlenerek teste haz r hale getirilir. ut beceri testi ba lad ktan sonra vuru
çizgisinin gerisinden sporcu hedefe do ru duran toplara vurur. Futbolcular toplara istedikleri
ayaklar ile vurabilirler ve top vuru çizgisinin gerisinde herhangi bir yere yerle tirilebilir. ut
beceri testinde 4 adet olan çember hedeflerin her birine dörder kez vuru yap r. Böylece test
süresince futbolcular toplam 16 vuru gerçekle tirirler. Sporcunun do ru hedefe att
utlara
10 puan verilmekle beraber, yanl hedefe giden utlara ise 4 puan verilmektedir. Örne in;
üst- sa hedefe at lan ut ba ar ise 10 puan verilir, e er vuru alttaki hedefe girmi ise 4
puan verilir. ut beceri testinde hedefe do rudan giren toplar ba ar say rken, di er utlara
puan verilmez. Sonuç skoru 16 denemenin toplam ndan elde edilen puandan meydana gelir
(Aktaran; Kurban, 2008).
ekil 2. ut beceri testi
5
Pas beceri testi: Pas beceri testi için test istasyonlar ekil 3’deki gibi haz rlan r. Buna göre
91cm geni li inde ve 45 cm yüksekli inde bir kale (iki koni 91 cm. aral kla konulmal r)
kalenin arkas na 1.20 m’lik ip gol çizgisi olarak yerle tirilir. 2 koni gol çizgisiyle 45 derecelik
aç yapacak ekilde 13.5 m uzakl a yerle tirildikten sonra, üçüncü bir koni de gol çizgisine
90 derece aç ile 13.5 m uzakl a konulmaktad r. Pas beceri testi ba lad zaman sporcu üç
koninin de bulundu u yerden kaleye dörder vuru yapar (toplam 12 pas) ve sporcu istedi i
ayak ile vuru lar
gerçekle tirebilir. Futbolculara istedikleri noktadan al rma
yap lmalar na da izin verilmektedir (Aktaran; Kurban, 2008).
ekil 3. Pas verme testi
statistiksel Analiz
Ara rmada elde edilen verilerin istatistiksel analizinde SPSS 22.0 for Windows paket
program kullan lm r. Kat mc lar n ya , boy, vücut a rl , motorik özellikleri ve futbol
beceri puanlar na ili kin ortalamalar n belirlenmesinde tan mlay istatistiklerden (ortalama
ve standart sapma) yararlan lm r. Kat mc lar n motoroik özelliklerinin birbirleriyle olan
ili kileri ve futbol beceri puanlar yla olan ili kilerini belirlemek için ise Pearson Korelasyon
analizinden yararlan lm r. Motorik özelliklerin tek tek futbol beceri puan na etkisini
incelemek için basit regresyon analizi, birden fazla motorik özelli in futbol beceri puan na
etkisine bakmak için ise basit çoklu regresyon analizinden yararlan lm r. Anlaml k de eri
“p<0,05” olarak kabul edilmi tir.
BULGULAR
Tablo 1. Kat mc lar n ya , boy ve vücut a rl ortalamalar
kenler
N
En dü ük
En yüksek
X
Ss
Ya
26
15
30
19,65
3,452
Boy
26
162
185
173,19
6,788
Vücut a rl
26
53
87
66,31
9,225
Tablo incelendi inde kat mc lar n ortalama ya n 19,65±3,45 y l, ortalama boy
uzunlu unun 173,19±6,78 y l ve ortalama vücut a rl
n 66,31±9,22 y l oldu u
görülmektedir.
De
6
Tablo 2. Kat mc lar n motorik özelliklerine ili kin ortalamalar
De kenler
N
En dü ük
En yüksek
X
Ss
Anaerobik güç
26
488,23
1061,16
740,24
140,256
Koordinasyon
26
10,30
18,50
13,06
1,785
Esneklik
26
15,00
43,50
30,50
7,902
Bacak kuvveti
26
90,00
217,00
127,05
26,703
Denge
26
,00
14,00
5,42
3,396
Sürat
26
4,00
4,52
4,30
,158
Ara rmaya kat lanlar n ortalama anaerobik gücü 740,24±140,25 Watt, ortalama
koordinasyon dereceleri 13,06±1,78 saniye, ortalama esneklikleri 30,50±7,90 cm, ortalama
bacak kuvvetleri 127,05±26,70 kg, ortalama denge (dü me say ) 5,42±3,39 adet ve ortalama
sürat dereceleri 4,30±0,15 saniyedir.
Tablo 3. Kat mc lar n futbol beceri puanlar na ili kin ortalamalar
De kenler
N
En dü ük
En yüksek
X
Ss
Dripling
26
12,28
17,49
14,52
1,149
ut
26
22,00
84,00
54,38
18,408
Pas
26
2,00
9,00
5,92
1,937
Tablo incelendi inde kat mc lar n ortalama dripling süresi 14,52±1,149 saniye, ortalama ut
puanlar 54,38±18,408 puan ve ortalama pas puanlar 5,92±1,93 puan olarak görülmektedir.
Bacak kuvveti
Denge
Sürat
,336
,093
-,204
,318
-,055
,790
-,378
,057
-,094
,649
Denge
,248
,221
,067
,746
,430
,028
-,077
,710
Bacak kuvveti
,055
,788
,079
,700
,179
,381
,191
,349
-,543
,004
Esneklik
Koordinasyon
Esneklik
r
p
r
p
r
p
r
p
r
p
Anaerobik güç
Koordinasyon
Korelasyon
Futbol beceri
puanlar
Tablo 4. Kat mc lar n motorik özelliklerinin birbirleri ile olan ili kisi
-,132
,521
(p<0.05)
Tablo incelendi inde anaerobik güç artt kça sürat performans n da artt , sürat performans
ve anaerobik güç aras ndaki ili kinin anlaml oldu u görülmektedir (p<0,05). Denge
performans ile koordinasyon becerisi aras nda da istatistiksel olarak anlaml bir ili ki oldu u
bulunmu tur (p<0.05). Buna kar n di er motorik özelliklerinin kendi aralar nda anlaml
ili kiler bulunmamaktad r (p>0,05).
7
Tablo 5. Kat mc lar n anaerobik güç özelliklerinin futbol beceri puanlar na etkisi
Futbol beceri puanlar
Korelasyon
Anaerobik güç
r
-,055
Dripling
p
,789
r
-,126
ut
p
,538
r
-,024
Pas
p
,907
(p>0.05)
Kat mc lar n anaerobik güç performanslar artt kça dripling performanslar artmakta ancak
ut ve pas performanslar azalmaktad r. Anaerobik güç performanslar ile dripling, ut ve pas
performanslar aras ndaki ili kiler istatistiksel olarak anlaml de ildir (p>0,05).
Tablo 6. Kat mc lar n esneklik özelliklerinin futbol beceri puanlar na etkisi
Futbol beceri puanlar
Korelasyon
Esneklik
r
,236
Dripling
p
,245
r
-,065
ut
p
,753
r
,258
Pas
p
,203
(p>0.05)
Tablo incelendi inde kat mc lar n esneklik performanslar n artmas n dripling
performanslar ve ut performanslar azaltmakta ancak pas performanslar artt , esneklik
performanslar ilke dripling, ut ve pas performanslar aras nda anlaml bir ili ki olmad
görülmektedir (p>0,05).
Tablo 7. Kat mc lar n koordinasyon özelliklerinin futbol beceri puanlar na etkisi
Futbol beceri puanlar
Korelasyon
Koordinasyon
r
,433
Dripling
p
,027
r
,005
ut
p
,980
r
-,014
Pas
p
,944
(p<0.05)
Kat mc lar n koordinasyon dereceleri ile dripling dereceleri aras nda do rusal ve anlaml bir
ili ki vard r (p<0,05). Buna ek olarak kat mc lar n koordinasyon performanslar n artmas
pas performanslar da art rmakta, ancak ut performanslar azaltmaktad r. Koordinasyon
ile ut ve pas performanslar aras ndaki ili kiler ise istatistiksel olarak anlaml de ildir
(p>0,05).
8
Tablo 8. Kat mc lar n bacak kuvveti özelliklerinin futbol beceri puanlar na etkisi
Futbol beceri puanlar
Korelasyon
Bacak kuvveti
r
,359
Dripling
p
,072
r
-,198
ut
p
,332
r
,114
Pas
p
,581
(p>0.05).
Tablo incelendi inde kat mc lar n bacak kuvvetinin artmas n dripling performans ve ut
performans azaltt , pas performans ise art rd ancak bacak kuvveti ile kat mc lar n
dripling, ut ve pas performanslar aras nda anlaml bir ili ki olmad
görülmektedir
(p>0,05).
Tablo 9. Kat mc lar n denge özelliklerinin futbol beceri puanlar na etkisi
Futbol beceri puanlar
Korelasyon
Denge
r
-,053
Dripling
p
,797
r
,201
ut
p
,324
r
-,090
Pas
p
,663
(p>0.05)
Denge performans azald kça dripling performans ve ut performans artmakta, pas
performans ise azalmaktad r, ancak kat mc lar n denge performanslar ile dripling, ut ve
pas performanslar aras nda anlaml bir ili ki bulunmamaktad r (p>0,05).
Tablo 10. Kat mc lar n sürat özelliklerinin futbol beceri puanlar na etkisi
Futbol beceri puanlar
Korelasyon
Sürat
r
,286
Dripling
p
,156
r
-,015
ut
p
,942
r
-,158
Pas
p
,441
(p>0.05)
Tablo incelendi inde kat mc lar n sürat performans artt kça dripling performanslar n, ut
performanslar n ve pas performanslar n artt , ancak kat mc lar n sürat performanslar
ile dripling, ut ve pas performanslar aras nda anlaml bir ili ki olmad
görülmektedir
(p>0,05).
Tablo 11. Anaerobik güç düzeyinin dripling, ut ve pas performans etkileme düzeyi
Etkileme düzeyi
De ken
Parametre
p
(%)
Dripling
0,2
,838
Anaerobik güç
ut
2,9
,402
Pas
0,9
,637
(p>0.05)
Tablo 11 incelendi i zaman, futbolcular n anaerobik güç düzeylerinin dripling performans
etkileme düzeyinin %0,2, ut performans
etkileme düzeyinin %2,9, pas isabet oran
9
etkileme düzeyinin ise %0,9 oldu u tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgulara göre
futbolcularda sadece anaerobik güç düzeyinin dripling, ut ve pas performans
anlaml
düzeyde etkilemedi i belirlenmi tir (p>0.05).
Tablo 12. Esneklik düzeyinin dripling, ut ve pas performans etkileme düzeyi
Etkileme düzeyi
p
De ken
Parametre
(%)
Dripling
6,4
,211
Esneklik
ut
1,6
,538
Pas
5,9
,233
(p>0.05)
Tablo 12 incelendi i zaman, futbolcular n esneklik düzeylerinin dripling performans
etkileme düzeyinin %6,4, ut performans
etkileme düzeyinin %1,6, pas isabet oran
etkileme düzeyinin ise %5,9 oldu u tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgulara göre
futbolcularda sadece esneklik düzeyinin dripling, ut ve pas performans anlaml düzeyde
etkilemedi i belirlenmi tir (p>0.05).
Tablo 13. Koordinasyon becerisinin dripling, ut ve pas performans etkileme düzeyi
Etkileme düzeyi
p
De ken
Parametre
(%)
Dripling
18
,027
Koordinasyon
ut
,980
Pas
,944
(p<0.05)
Tablo 13 incelendi i zaman, futbolcular n koordinasyon düzeylerinin dripling performans
etkileme düzeyinin %18 oldu u, sadece koordinasyon düzeyinin ut ve pas performans
etkileme düzeyinin bulunmad tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgulara göre futbolcularda
sadece koordinasyon düzeyinin dripling, ut ve pas performans
anlaml düzeyde
etkilemedi i belirlenmi tir (p>0.05).
Tablo 14. Bacak kuvveti düzeyinin dripling, ut ve pas performans
Etkileme düzeyi
De ken
Parametre
(%)
Bacak kuvveti
Dripling
ut
Pas
28
1,1
0,4
etkileme düzeyi
p
,005
,611
,769
(p<0.05)
Tablo 14 incelendi i zaman, futbolcular n bacak kuvvetinin dripling performans etkileme
düzeyinin %28 ut performans
etkileme düzeyinin %1,1, pas isabet oran
etkileme
düzeyinin ise %0,4 oldu u tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgulara göre futbolcularda
sadece sürat düzeyinin ut ve pas performans anlaml düzeyde etkilemedi i (p>0.05), buna
kar k bacak kuvvetinin dripling performans anlaml düzeyde etkiledi i tespit edilmi tir
(p<0.05).
10
Tablo 15. Denge becerisinin dripling, ut ve pas performans etkileme düzeyi
Etkileme düzeyi
p
De ken
Parametre
(%)
Dripling
0,3
,803
Denge
ut
2,1
,478
Pas
0,3
,787
(p>0.05)
Tablo 15 incelendi i zaman, futbolcular n denge düzeylerinin dripling performans etkileme
düzeyinin %0,3 ut performans
etkileme düzeyinin %2,1, pas isabet oran
etkileme
düzeyinin ise %0,3 oldu u tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgulara göre futbolcularda
sadece denge düzeyinin dripling, ut ve pas performans
anlaml düzeyde etkilemedi i
belirlenmi tir (p>0.05).
Tablo 16. Sürat performans
De
ken
Sürat
n dripling, ut ve pas performans
Etkileme düzeyi
Parametre
(%)
Dripling
2,8
ut
0,1
Pas
3,2
etkileme düzeyi
p
,415
,310
,384
(p>0.05)
Tablo 16 incelendi i zaman, futbolcular n sürat becerisinin dripling performans etkileme
düzeyinin %2,8 ut performans
etkileme düzeyinin %0,1, pas isabet oran
etkileme
düzeyinin ise %3,2 oldu u tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgulara göre futbolcularda
sadece sürat düzeyinin dripling, ut ve pas performans
anlaml düzeyde etkilemedi i
belirlenmi tir (p>0.05).
Tablo 17.Sürat, bacak kuvveti ve anaerobik güç düzeyinin dripling performans
etkileme düzeyi
Dripling performans
Motorik özellikler
p
etkileme düzeyi (%)
Sürat
Bacak kuvveti
33,7
,026
Anaerobik güç
(p<0.05)
Tablo 17 incelendi i zaman, futbolcularda sürat, bacak kuvveti ve anaerobik güç düzeyinin
dripling performans %33,7 gibi yüksek bir düzeyde etkiledi i tespit edilmi tir. Elde edilen
bu bulguya göre futbolcularda sürat, bacak kuvveti ve anaerobik güç düzeyinin dripling
performans üzerinde anlaml bir etkisi oldu u belirlenmi tir (p<0.05).
Tablo 18. Sürat, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç düzeyinin
dripling performans etkileme düzeyi
Dripling performans
p
Motorik özellikler
etkileme düzeyi (%)
Sürat
Bacak kuvveti
Koordinasyon
52,3
,007
Denge
Anaerobik güç
(p<0.05)
11
Tablo 18 incelendi i zaman, futbolcularda sürat, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve
anaerobik güç düzeyinin bir bütün olarak dripling performans %52,3 gibi yüksek bir oranda
etkiledi i tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgu, dripling performans n kompleks bir beceri
oldu unu göstermekle beraber söz konusu motorik özelliklerin dripling performans anlaml
düzeyde etkiledi ini göstermektedir (p<0.05).
Tablo 19. Esneklik, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç düzeyinin pas
performans etkileme düzeyi
Pas performans etkileme
p
Motorik özellikler
düzeyi (%)
Esneklik
Bacak kuvveti
Koordinasyon
8,2
,870
Denge
Anaerobik güç
(p>0.05)
Tablo 19 incelendi i zaman, esneklik, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç
düzeyinin pas performans pas isabet oran n %8,2 düzeyinde etkiledi i tespit edilmi tir.
Ancak söz konusu motorik özelliklerin bir bütün olarak pas performans üzerine etkisinin
istatistiksel olarak anlaml düzeyde olmad tespit edilmi tir (p>0.05).
Tablo 20. Esneklik, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç düzeyinin ut
performans etkileme düzeyi
ut performans etkileme
Motorik özellikler
p
düzeyi (%)
Esneklik
Bacak kuvveti
Koordinasyon
7,1
,903
Denge
Anaerobik güç
(p>0.05)
Tablo 20 incelendi i zaman, esneklik, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç
düzeyinin ut performans pas isabet oran n %7,1 düzeyinde etkiledi i tespit edilmi tir.
Ancak söz konusu motorik özelliklerin bir bütün olarak ut performans üzerine etkisinin
istatistiksel olarak anlaml düzeyde olmad tespit edilmi tir (p>0.05).
TARTI MA ve SONUÇ
Ara rman n sonunda futbolcular n motorik özelliklerinin birbiri ile olan ili kisi
de erlendirildi i zaman, anaerobik güç ile sürat performans aras nda, denge performans ile
koordinasyon becerisi aras nda do rusal yönde anlaml bir ili ki oldu u tespit edilmi tir.
Di er bir ifade ile anaerobik güç düzeyi artt kça sürat performans n da art gösterdi i,
denge performans artt kça koordinasyon becerisinin de anlaml düzeyde artt
sonucuna
ula lm r. Di er motorik özelliklerin ise birbirleri aras ndaki ili kinin istatistiksel olarak
anlaml düzeyde olmad
sonucuna ula lm r. Futbolcular n genel olarak motorik
özelliklerinin birbirleri ile olan ili kisinin anlaml ç kmamas nda futbolcular n yap sal
özelliklerinin de motorik özellikleri ele al rken göz önünde bulundurulmamas ndan
kaynakland
dü ünülebilir. Yap lan birçok ara rmada da sporcular n sahip olduklar
fiziksel özelliklerin motorsal becerileri etkiledi i sonucuna ula lm r (Kürkçü ve ark., 2008;
Ziyagil ve ark., 2010).
12
Literatürde yer alan ve ara rma sonuçlar
destekleyen benzer bir çal mada anaerobik
güç göstergesi olan durarak uzun atlama performans ile futbolcular n 30 m sürat
performanslar aras nda anlaml bir ili ki oldu u tespit edilmi tir (Kamar ve ark., 2003).
Futbolcular üzerinde yap lan di er bir çal mada da alt ekstremite patlay güç, anaerobik güç
ve kuvvet düzeyinin futbolcular n sürat performanslar üzerinde belirleyici bir role sahip
oldu u belirlenmi tir ( ahbaz, Güler & Öztürk, 2003). Ek ve arkada lar (2007) taraf ndan
yap lan benzer bir ara rmada dikey s çrama ve durarak uzun atlama gibi anaerobik güç
göstergesi olan parametrelerin futbolcularda sürat performans etkileyen unsurlar oldu u
tespit edilmi , bu do rultuda futbolcularda anaerobik güç düzeyini ve dolay yla sürat
performans geli tirmeyi amaçlayan s çrama çal malar na yer verilmesinin yararl olaca
ifade edilmi tir.
Futbolcularda motorsal becerilerin birbirleri ile olan ili kilerinin temel nedeni her motorik
özelli in di er motorik özelliklerin uygulanmas nda bazen destek görevi görmesidir. Örne in;
futbolcular üzerinde yap lan bir çal mada, aerobik dayan kl
yüksek olan futbolcular n
tekrarl sprint performanslar n aerobik dayan kl
dü ük olan futbolculardan daha iyi
oldu u bulunmu tur. Bunun temelinde ise aerobik dayan kl
yüksek olan sporcular n sprint
tekrarlar aras nda di er futbolculara göre daha h zl toparlanmalar gösterilmi tir (Karatepe,
2009). Bunun yan nda futbolcularda çeviklik performans ile sürat performans aras nda ili ki
oldu u (Özdemir, 2013), alt ekstremite kas kuvvetinin de sürat performans etkileyen bir
unsur oldu u bilinmektedir (Ba nar, 2009). Ayr ca futbolculara uygulanan motor geli im
antrenman programlar n futbolcular n mevcut motorik özellikleri göz önünde
bulundurularak haz rlanmas gerekti i söylenebilir.
Ara rmaya kat lan futbolcular n sürat performanslar ile bacak kuvveti performanslar
aras nda anlaml bir ili ki bulunmamas literatürle paralellik göstermeyen bir sonuçtur. Çünkü
sürat yetene inin kuvvete ba ml bir motorsal özellik oldu u bilinmektedir (Muratl ve ark.,
2007). Futbolcular üzerinde yap lan çe itli ara rma sonuçlar da bu dü ünceyi
desteklemektedir (Ba nar, 2009; Newman, Tarpenning & Marino 2004). Bu ba lamda
ara rmaya kat lan futbolcular n alt ekstremite kuvvet düzeylerinin sürat performans
etkilememesinde futbolcular n benzer düzeyde bacak kuvveti, sürat ve antrenman ya na sahip
olmalar n etkili oldu u dü ünülebilir. Literatürde yer alan baz ara rma bulgular n da bu
dü ünceyi destekledi i görülmektedir. Aktu (2013) taraf ndan yap lan benzer bir çal mada,
benzer alt ekstremite kuvvet düzeyine sahip olan futbolcular n sürat performanslar n da
benzer düzeyde oldu u, kuvvet ile sürat performans aras nda da anlaml bir korelasyon
olmad tespit edilmi tir.
Futbolcular n motorik özellikleri ile top sürme performans aras ndaki ili ki de erlendirildi i
zaman, sadece anaerobik güç, esneklik, bacak kuvveti, denge ve sürat performanslar ile
dripling performanslar aras nda anlaml bir ili ki bulunmad
tespit edilmi tir. Ayr ca
anaerobik güç düzeyinin dripling performans
%0,2, esnekli in dripling performans
%6,4, dengenin dripling performans
%0,3, süratin ise bacak kuvvetini %2,8 düzeyinde
etkiledi i, buna kar k söz konusu motorik özelliklerin dripling performans
anlaml
düzeyde etkilemedi i belirlenmi tir.
Ara rmada futbolcular n sahip olduklar motorik özelliklerin tek ba lar na top sürme
performans
do rudan etkileyen bir unsur olmamalar beklenen bir sonuçtur. Nitekim
futbolda top sürme performans içsel ve d sal birçok de kenden etkilenmektedir. Aksoy’a
göre, top sürme esnas nda aya n topa temas eden bölümü, futbolcunun topa dokunma s kl ,
ko u ritmi ve hareketlerin ak
ile top sürülürken futbolcunun çevre kontrolü gibi unsurlar
13
dripling performans etkilemektedir (Aksoy, 2008). Futbolcular n top sürme esnas nda topa
temas etme s kl klar futbolcular n sahip olduklar biyomekanik özellikler ile de yak ndan
ili kilidir (Dichiera ve ark., 2006). Ayr ca futbolcular n dayan kl k düzeyleri ve oyun
tecrübelerinin de top sürme ve topa temas etme s kl klar üzerinde etkili bir rol oynamaktad r
(Young ve ark., 2010). Bu kapsamda futbolcularda dripling performans n sadece motorik
özelliklere göre de il, ayn zamanda baz biyomekanik ve d sal faktörlere göre de
de erlendirilmesinin daha faydal olaca dü ünülebilir. Bunun yan nda daha büyük örneklem
gruplar ile yeni çal malar yap lmas n futbolcularda motorik özellikler ile top sürme
performans aras ndaki ili kiye dair daha güvenilir sonuçlar ortaya ç karaca söylenebilir.
Çünkü yap lan ara rmalarda futbolcularda motorsal özelliklerin veya teknik becerilerin
de erlendirilmesinde dü ük say da örneklem grubu ile çal man n güvenilir sonuçlar verme
konusunda sorun te kil edece i ifade edilmi tir (Ek ve ark., 2007).
Futbolcular üzerinde yap lan bir ara rmada futbolcular n sürat ve çeviklik performanslar n
dripling performans ile ili kisi incelenmi tir. Bu ara rmada bizim çal mam zda kullan lan
top sürme testinden farkl bir yöntem ile futbolcular n dripling performanslar
de erlendirilmi tir. Ara rman n sonunda sürat performans n dripling becerisini %76
oran nda çeviklik performans n ise dripling becerisini %43 oran nda etkiledi i bulunmu tur
(Deliceo lu, Yalç n & Do ru, 2005). Bu kapsamda yapt
z ara rmada her ne kadar sürat
performans ile top sürme performans aras nda zay f bir korelasyon bulundu u belirlenmi
olsa da, uygulanan farkl dripling testleri ile sürat performans ile dripling becerisi aras nda
anlaml bir ili ki oldu u söylenebilir.
Futbolcularda bacak kuvvetinin ve koordinasyon düzeyinin top sürme performans di er
motorik özelliklere k yasla daha fazla etkiledi i bulunmu tur. Ortaya ç kan bulgulara göre
futbolcularda bacak kuvvetinin dripling performans %28 oran nda etkiledi i, koordinasyon
düzeyinin ise dripling performans %27 oran nda etkiledi i tespit edilmi tir. Bunun yan nda
de kenler aras ndaki bu ili kinin anlaml ve do rusal yönde oldu u belirlenmi , buna göre
koordinasyon becerisi veya bacak kuvveti performans n art na paralel olarak futbolcular n
daha iyi dripling performans sergiledikleri tespit edilmi tir.
Koordinasyon düzeyi ile top sürme performans aras nda anlaml ve pozitif yönde bir
korelasyon bulunmas literatürle paralellik gösteren bir sonuçtur. Çünkü top sürme
performans nda özellikle top ve çevre kontrolünün büyük bir önemi bulunmakla beraber, söz
konusu özelliklerin koordinasyon becerisi ile yak ndan ili kili oldu u bilinmektedir
(Deliceo lu, Yalç n & Do ru, 2005). Bunun yan nda alt ekstremite kuvvet düzeyi ile dripling
performans aras nda anlaml bir ili ki bulunmas n da literatür ile paralellik gösterdi i
söylenebilir. Katis ve arkada lar (2013) taraf ndan yap lan benzer bir ara rmada kassal
özelliklerin futbolda topa temas etme ve topa vurma biçimlerini etkileyen unsurlar oldu u
tespit edilmi tir.
Ara rmada futbolcular n anaerobik güç, esneklik, koordinasyon, bacak kuvveti, denge ve
sürat performanslar ile ut isabet oranlar aras nda anlaml bir ili ki bulunmad
belirlenmi tir. Motorik özelliklerin ut isabet oran etkileme düzeyleri incelendi i zaman,
anaerobik güç düzeyinin ut isabet oran
%2,9, esnekli in ut isabet oran
%1,6,
koordinasyon becerisinin ut isabet oran
hiç etkilemedi i, denge becerisinin ut isabet
oran
%2,1 oran nda etkiledi i, sürat performans n ut isabet oran
%0,1 oran nda
etkiledi i ve bacak kuvvetinin ut isabet oran
%1,1 düzeyinde etkiledi i sonucuna
ula lm r.
14
Futbolcular üzerinde yap lan ve elde edilen ara rma bulgular destekleyen bir çal mada,
futbolcularda izokinetik bacak kuvveti ile ut performanslar aras nda anlaml bir ili ki
olmad belirlenmi tir (Saliba & Hrysomallis, 2011). Young ve arkada lar (2004) taraf ndan
yap lan benzer bir çal mada, futbolda ut performans ile kassal esneklik aras ndaki ili ki
incelenmi tir. Ara rmada futbolcularda esnekli in ut performans üzerinde anlaml bir
etkisinin olmad sonucuna ula lm r. Ayn ara rmada futbolda pas at lar n çek teknik
ve kompleks yap ya sahip bir beceri oldu u belirtilmi , bundan dolay motorsal özellikleri tek
ba lar na pas performans üzerinde belirleyici bir etkisinin bulmayaca belirtilmi tir.
Ara rmaya kat lan futbolcular n tamam n ayn klasmanda mücadele eden futbolcular
olmalar n, bunun yan nda benzer fiziksel özelliklere ve motorsal kapasitelere sahip
olmalar n sahip olduklar motorik özelliklerin ut performans
etkilememesinin temel
nedenleri oldu u dü ünülebilir. Nitekim literatürde yer alan çe itli ara rmalarda, benzer
antrenman özelliklerine ve benzer futbol liglerinde mücadele eden oyuncular n motorik
özelliklerinin de benzerlik gösterdi i tespit edilmi tir (Masuda ve ark., 2003). Buna kar k
alt yap futbolcular üzerinde yap lan çe itli ara rmalarda futbolcular n çabukluk
performanslar n ut çekme becerisi ile anlaml bir ili kisi oldu u tespit edilmi tir
(Deliceo lu, Yalç n & Do ru, 2005). Bu do rultuda futbolcularda motorik özelliklerin ut
isabet oran na etkilerinin incelenmesinde futbolcular n oynad klar liglerin ve futbolcular n
genel teknik becerilerinin de erlendirilmesinin daha sa kl ara rma sonuçlar ortaya
karaca söylenebilir. Bunun yan nda futbolculara uygulanan antrenman içeriklerinin de ut
performans etkiledi i (Kurt, 2011) göz önünde bulunduruldu u zaman, futbolcular n ut
performanslar üzerinde motorik özelliklerin etkileri ele al rken uygulanan antrenman
programlar n içeriklerinin de dikkate al nmas gerekti i söylenebilir.
Futbolcularda özellikle esneklik performans n ut isabet oran
etkilememesinde,
futbolcular n genel esneklik düzeylerinin dü ük olmas n veya antrenmanlarda esneme
çal malar yeterinde yer vermemelerinin etkili oldu u dü ünülebilir. Çünkü futbolda ut
pozisyonda topun istenilen noktaya gitmesinde vücudun esnek olmas n da büyük bir öneme
sahiptir. Akbulut (2013) taraf ndan yap lan ara rmada futbolcularda ut becerisinin esneklik
performans ile yak ndan bir ili kisi oldu u ifade edilmi , bu kapsamda eklem hareket
geni li inin artt lmas ve ut esnas nda topa vuru h
n iyi ayarlanabilmesi için
antrenmanlarda esneklik çal malar na yer verilmesi gerekti i vurgulanm r.
Ara rman n sonunda futbolcular n anaerobik güç, esneklik, koordinasyon, bacak kuvveti,
denge ve sürat performanslar ile pas isabet oranlar aras nda anlaml bir ili ki bulunmad
belirlenmi tir. Motorsal özelliklerin pas isabet oran etkileme düzeyleri incelendi i zaman,
anaerobik güç düzeyinin pas isabet oran
%0,9, esnekli in pas isabet oran
%5,9,
koordinasyon becerisinin pas isabet oran hiç etkilemedi i, denge becerisinin pas isabet
oran
%0,3 oran nda etkiledi i, sürat performans n pas isabet oran
%3,2 oran nda
etkiledi i ve bacak kuvvetinin pas isabet oran %0,4 düzeyinde etkiledi i belirlenmi tir.
Futbolda pas isabet oran n maç sonucunu etkileyen en önemli unsurlardan birisi oldu u
yap lan çe itli ara rmalarla ortaya konmu tur (Gürkan ve di erleri, 2014). Buna kar k
literatürde futbolcular n topa vuru biçimlerini etkileyen parametreleri ele alan ara rmalar n
rl oldu u görülmektedir (Akbulut, 2013). Motorik özelliklerin tek ba lar na futbola özgü
baz teknik becerileri anlaml düzeyde etkilemedikleri görüldü ü için ara rmada birden fazla
motorik özelli in bir bütün olarak teknik becerileri etkileme düzeyleri ele al nm r. Bu
ba lamda bir bütün olarak sürat, bacak kuvveti ve anaerobik güç düzeyinin dripling
performans
%33,7 düzeyinde etkiledi i ve söz konusu etkileme düzeyinin istatistiksel
15
olarak anlaml oldu u tespit edilmi tir. Bunun yan nda bir bütün olarak sürat, bacak kuvveti,
koordinasyon, denge ve anaerobik güç düzeyinin top sürme performans %52,3 oran nda
etkiledi i bulunmu tur. Bu kapsamda her ne kadar motorik özellikler tek ba lar na top sürme
performans üzerinde belirleyici bir rol oynamasalar bile, birden fazla motorik özelli i iyi olan
futbolcular n top sürme performanslar n da artaca söylenebilir.
Literatürde yer alan ara rma bulgular ele al nd
zaman top sürme performans n
kompleks bir teknik beceri oldu u, sürat performans ba ta olmak üzere (Deliceo lu, Yalç n
& Do ru, 2005), top sürme performans etkileyen birçok unsur oldu u belirtilmi tir (ChewBullock ve ark., 2012). Motorsal özelliklerin yan nda futbolcularda dripling performans
etkileyen en önemli unsurlar n ba nda uygulanan antrenman modelinin içeri inin de geldi i
bilinmektedir (Deliceo lu, Yalç n & Do ru, 2005).
Ara rmada bir bütün olarak ele al nd zaman esneklik, bacak kuvveti, koordinasyon, denge
ve anaerobik güç düzeyinin pas isabet oran %8,2 düzeyinde etkiledi i, ancak söz konusu
etkileme düzeyinin istatistiksel olarak anlaml düzeyde olmad belirlenmi tir. Futbolcular n
sahip olduklar motorsal özelliklerinin genel olarak pas isabet oran
etkilememesinin
temelinde pas n teknik bir beceri olmas , yetene e ba olarak farkl k gösterebilmesi ve
pas n her a amas nda çe itli teknik yeterliliklerin bulunmas n yatt dü ünülebilir. Çünkü
futbolda pas at nda top destek aya
n pozisyonu, destek baca
n yanl tutulmas , ayak
ucunun vuru yönünü gösterme durumu gövdenin duru biçimi, vuru u yapan dominant
baca n vuru tan sonraki sal
na devam etme durumu ve topa yakla rken sporcunun
geldi i düzlem gibi birçok unsur at n isabet düzeyini etkilemektedir (Aksoy, 2008). Bu
nedenle ara rmaya kat lan futbol oyuncular nda motorik özellikler ile pas isabet oran
aras nda anlaml ili ki bulunmamas ve motorik özelliklerin pas isabet oran
anlaml
düzeyde etkilememesinin literatür ile uyumlu bir sonuç oldu u söylenebilir.
Ara rmada bir bütün olarak esneklik, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç
performans n ut isabet oran
%7,1 düzeyinde etkiledi i, ancak söz konusu etkileme
düzeyinin istatistiksel olarak anlaml düzeyde olmad
belirlenmi tir. Bu sonucun ortaya
kmas n temelinde ara rmaya kat lan futbolcular n genç ya gruplar nda olmalar ndan ve
antrenman ya lar n çok yüksek olmamas n yatt
dü ünülebilir. Çünkü futbolcular n
sahip olduklar motorik özelliklerin bir bütün olarak pas isabet oran na anlaml düzeyde katk
sa lamas beklenen bir durumdur. Bunun yan nda ara rmaya kat lan futbolcular ya lar ve
antrenman geçmi leri itibariyle motorik özelliklerini futboldaki baz teknik becerilere
yans tma konusunda zorluklar ya ayabilirler. Bu unsurlar n da motorik özelliklerin bir bütün
olarak pas isabet oran etkilemede etkili olmamas nda etkili oldu u söylenebilir. Nitekim
yap lan ara rmalarda da futbolcular n fiziksel yap özellikleri ile baz motor becerilerinin
antrenman ya lar na göre farkl k gösterebilece i belirlenmi tir (Ak n ve ark., 2004). Ayr ca
futbola özgü teknik becerilerin uygulanmas nda futbolcular n uygulad klar antrenman
modellerin de etkili oldu u unutulmamal r (Deliceo lu, Yalç n & Do ru, 2005; Katis ve
ark., 2013; Bullock ve ark., 2012). Bunlara ek olarak uygulanan antrenman modelleri
futbolcular n sahip olduklar motorik özelliklerinde farkl yönlerde geli mesine neden
olabilmektedir (Cameron ve ark., 2009). Literatürde yer alan bu bilgiler do rultusunda
futbolcular n motorik özellikleri ile futbola özgü teknik becerileri de erlendirilirken
uygulad klar antrenman modellerinin de dikkate al nmas gerekti i söylenebilir.
Futbolcular n oynad klar mevkilere göre baz teknik ve motorik özelliklerin farkl k
gösterdi i de bilinmektedir. Bundan dolay ara rmaya kat lan futbolcular n her mevkide
oynayan oyunculardan olu mas n da motorik özelliklerin ut isabet oran na etki etmemesine
16
neden oldu u söylenebilir. Blache & Monteil (2012) taraf ndan yap lan benzer bir ara rmada
futbolcular n oynad klar mevkilere göre diz fleksör ve ekstensör kaslar n farkl denge
özelliklerine sahip olduklar tespit edilmi tir. Bu ara rma bulgusu da oyuncular n teknik
özelliklerinin oynad klar mevkilere göre incelenmesi gerekti i görü ünü desteklemektedir.
Sonuç olarak, futbolcularda baz motorsal özelliklerin tek ba lar na teknik beceriler üzerinde
etkili olmalar her zaman mümkün de ildir. Buna kar k bir bütün olarak de erlendirildi i
zaman futbolcular n motorik özelliklerinin geli mi olmas n futbola özgü teknik becerileri
anlaml düzeyde etkileyebilece i söylenebilir. Nitekim ara rmada elde edilen ve bu
dü ünceyi desteleyen ara rma bulgular n literatürde yer alan birçok ara rma sonucuyla da
paralellik gösterdi i bulunmu tur. Bu kapsamda futbolcularda teknik becerilerin
de erlendirilmesinde, e er baz teknik becerilerde uygulama eksiklikleri görülüyorsa mutlaka
söz konusu teknik becerilerin geli tirilmesinde motorsal performans geli im
antrenmanlar ndan da yararlan lmal r.
KAYNAKLAR
Akbulut, T. (2013). Futbolcularda sinir-kas iletimini kolayla
germe çal malar n
vuru h ve eklem hareket geni li ine akut ve kronik etkileri. Yüksek Lisans Tezi.
Marmara Üniversitesi Sa k Bilimleri Enstitüsü. stanbul.
Ak n, S., Co kun, Ö. Ö., Özberk, Z. N., Ertan, H., & Korkusuz, F. (2004). Profesyonel ve
amatör futbol oyuncular n fiziksel özellikler ile izokinetik diz kaslar n konsantrik
kuvvetinin kar la
lmas . Artroplasti Artroskopik Cerrahi, 15(3), 161-167.
Aksoy, F. (2008). Futbol-Alt yap da saha içi uygulamalar. 2. Bask . Samsun: Erol Ofset.
Aktu , Z. (2013). Futbolcularda izokinetik hamstring ve quadriceps kas kuvvet oran ile dikey
çrama ve sürat performans ili kisi. Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi Sa k
Bilimleri Enstitüsü. Konya.
Ate , M., Demir, M., & Ate lu, U. (2007). Pliometrik antrenman n 16-18 ya grubu erkek
futbolcular n baz fiziksel ve fizyolojik parametreleri üzerine etkisi. Ni de Üniversitesi
Beden E itimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 1(1), 1-12.
Ba nar, Ö. (2009). Futbolcularda izokinetik kas kuvvetinin anaerobik güce etkisi. Yüksek
Lisans Tezi. Pamukkale Üniversitesi Sa k Bilimleri Enstitüsü. Denizli.
Bayraktar, B., & Kurto lu, M. (2009). Sporda performans, etkili faktörler, de erlendirilmesi
ve art lmas . Klinik Geli im Dergisi, 16-24.
Blache, Y., & Monteil, K. (2012). Contralateral strength imbalance between dominant and
non-dominant lower limb in soccer players. Science & Sports, 27(3), 1-8.
Bullock, W., Panchuk, D., Broatch, J., Christian, R., & Stepto, N. K. (2012). An integrative
test of agility, speed and skill in soccer: effects of exercise. Journal of Science and
Medicine in Sport, 15(5), 431-436.
Cameron, M. L., Adams, R. D., Maher, C. G., & Misson, D. (2009). Effect of the HamSprint
Drills training programme on lower limb neuromuscular control in Australian football
players. Journal of Science and Medicine in Sport, 12(1), 24-30.
Chew-Bullock, T. S. Y., Anderson, D. I., Hamel, K. A., Gorelick, M. L., Wallace, S. A., &
Sidaway, B. (2012). Kicking performance in relation to balance ability over the
support leg. Human Movement Science, 31(6), 1615-1623.
Deliceo lu, G., Yalç n, B., & Do ru, D. (2005). Gençlerbirli i alt yap futbolcular n fiziksel
ve teknik yetilerinin incelenmesi. SPORMETRE Beden E itimi ve Spor Bilimleri
Dergisi, 3(1), 27-34.
17
Dichiera, A., Webster, K. E., Kuilboer, L., Morris, M. E., Bach, T. M., & Feller, J. A. (2006).
Kinematic patterns associated with accuracy of the drop punt kick in Australian
Football. Journal of Science and Medicine in Sport, 9(4), 292-298.
Doydu, ., & Çoknaz, H. (2013). lkö retim 2. kademe ders d
futbol çal mas nda
uygulanan spor e itimi modelinin ö rencilerin bili sel, psikomotor ve oyun
performans eri i düzeylerine etkisi. Uluslararas nsan Bilimleri Dergisi, 10(1), 925958.
Ek, R.O., Temoçin, S., Tekin, T.A., & Y ld z, Y. (2007). Futbolculara uygulanan baz
motorsal egzersizlerin birbirlerine etkilerinin incelenmesi. ADÜ T p Fakültesi Dergisi,
8(1), 19-22.
Erdo an, . (2008). Futbol ve futbolu inceleme üzerine. leti im Kuram ve Ara rma Dergisi,
26, 1-58.
Gürkan, O., Yüksel, Y., & Hekim, M. (2014). Futbolda pas’ n ba ar ya olan etkisinin
incelenmesi. 7. Ulusal Spor Bilimleri Ö renci Kongresi Bildiri Kitab . 15-17 May s,
Karamano lu Mehmetbey Üniversitesi. Karaman.
Hazar, F., & Ta mektepligil, Y. (2008). Puberte öncesi dönemde denge ve esnekli in çeviklik
üzerine etkilerinin incelenmesi. SPORMETRE Beden E itimi ve Spor Bilimleri
Dergisi, 6(1), 9-12.
Hekim, M., & Albayrak, C. (2013). Atletizm ve basketbol sporuna kat lan 10-13 ya grubu
z çocuklar n kuvvet ve anaerobik kapasite de erlerinin sürat performans ve kan
laktat seviyesine etkisi, Uluslararas Hakemli Be eri ve Akademik Bilimler Dergisi,
2(4), 36-47.
Kanat, Y. . (2007). Üst ekstremite kas grubuna uygulanan maksimal kuvvet antrenman n
futbolda taç at mesafesine etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Gazi Üniversitesi Sa k
Bilimleri Enstitüsü. Ankara.
Kamar, A., Güngördü, O., Yücey lmaz, B., Yanc , H. B. A., Çavu lu, B., & ahin, M.
(2003). Futbol oyuncular na 35 metre maksimal anaerobik sprint ile dikey s çrama ve
durarak uzun atlama skorlar aras ndaki ili kinin incelenmesi. .Ü. Spor Bilimleri
Dergisi, 11(3), 147-150.
Karatepe, R. (2009). Genç futbolcularda tekrarl sprint derecelerinin aerobik güç ile
ili kisinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sa k Bilimleri
Enstitüsü. Ankara.
Katis, A., Giannadakis, E., Kannas, T., Amiridis, I., Kellis, E., & Lees, A. (2013).
Mechanisms that influence accuracy of the soccer kick. Journal of Electromyography
and Kinesiology, 23(1), 125-131.
Kurban, M. (2008). Futbol antrenman n 10- 13 ya grubu çocuklar n teknik geli imlerine
etkisinin ara
lmas . Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi Sa k
Bilimleri Enstitüsü. Konya.
Kurt, . (2011). Futbolcularda sekiz haftal k pliometrik antrenman n anaerobik güç, sürat ve
top h na etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Ondokuz May s Üniversitesi Sa k Bilimleri
Enstitüsü. Samsun.
Kürkçü, R., Özda , S., Çal kan, E., & irinkan, A. (2008). Minik futbolcular n fiziksel
yap lar n, baz fizyolojik ve biyomotorik özellikler üzerine etkisinin ara
lmas .
Beden E itimi Ve Spor Bilimleri Dergisi, 10(2), 3-8.
Masuda, K., Kikuhara, N., Takahashi, H., & Yamanaka, K. (2003). The relationship between
muscle cross-sectional area and strength in various isokinetic movements among
soccer players. Journal of Sports Sciences, 21(10), 851-858.
Muratl , S., Kalyoncu, O., & ahin, G. (2007). Antrenman ve müsabaka. 2. Bask . stanbul:
Ladin Matbaas .
18
Nas, K. (2010). Futbolcularda sürat ve çabukluk aras ndaki ili kinin incelenmesi. Yüksek
Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi Sa k Bilimleri Enstitüsü. Konya.
Newman, M. A., Tarpenning, K. M., & Marino, F. E. (2004). Relationships between
isokinetic knee strength, single-sprint performance, and repeated-sprint ability in
football players. The Journal of Strength & Conditioning Research, 18(4), 867-872.
Özdemir, F.M. (2013). Genç futbolcularda çeviklik, sürat, güç ve kuvvet aras ndaki ili kinin
ya a göre incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Ba kent Üniversitesi Sa k Bilimleri
Enstitüsü. Ankara.
Özkan, A., Köklü, Y., & Ersöz, G. (2010). Wingate anaerobik güç testi. Uluslararas nsan
Bilimleri Dergisi, 7(1), 207-224.
Saliba, L., & Hrysomallis, C. (2001). Isokinetic strength related to jumping but not kicking
performance of Australian footballers. Journal of Science and Medicine in Sport 4 (3),
336-347.
Sayg n, Ö., Polat, Y., & Karacabey, K. (2005). Çocuklarda hareket e itiminin fiziksel
uygunluk özelliklerine etkisi. rat Üniversitesi Sa k Bilimleri Dergisi, 19(3), 205212.
Strand B. N., & Wilson R. (1993). Assessing sport skills. USA: Human Kinetics Publishers.
ahbaz, N., Güler, C., Öztürk, M. (2003). Genç Futbol Oyuncular nda zokinetik Kuvvetin
Sprint Süratine Etkisinin Ara
lmas . .Ü. Spor Bilimleri Dergisi, 11(3), 157-161.
Talimciler, A. (2008). Futbol de il i : endüstriyel futbol. leti im Kuram ve Ara rma
Dergisi, 26, 89-114.
Tamer, K. (2000). Sporda fiziksel ve fizyolojik performans n ölçülmesi ve de erlendirilmesi.
Ankara: Ba rgan Yay nevi.
Türkmen, S., Çelik, A., Tunar, M., Tok, ., Tatl bal, P., & Ada, E. N. D. (2010). Parademik
program ö rencilerinde beden e itimi ve güç geli tirme dersinin vücut kompozisyonu
ve fiziksel performans üzerine etkileri. Ni de Üniversitesi Beden E itimi ve Spor
Bilimleri Dergisi, 4(2), 125-130.
Young, W., Clothier, P., Otago, L., Bruce, L., & Liddell, D. (2004). Acute effects of static
stretching on hip flexor and quadriceps flexibility, range of motion and foot speed in
kicking a football. Journal of Science and Medicine in Sport, 7(1), 23-31.
Young, W., Gulli, R., Rath, D., Russell, A., O’Brien, B., & Harvey, J. (2010). Acute effect of
exercise on kicking accuracy in elite Australian football players. Journal of Science
and Medicine in Sport, 13(1), 85-89.
Ziyagil, M. A., Zorba, E., & Kahraman, K. A. (2010). Futbolcularda yap sal özelliklerin sürat
yetene ine etkisi. Beden E itimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 1(1), 1-10.
EXTENDED ABSTRACT
Players physical, physiological, plays an important role in determining the motor and
technical skills competition results in many sport branches. According to the studies they
usually have the effect of development or training of players in some performance parameters
of the model applied to the motor skills of the players are dealt with the relationship with each
other. However, the technical performance of players in some motor skills are important
determinants of shooting, passing and dribbling performance were seen to be addressing the
impact of research findings is particularly limited in literature. There are basically made two
purposes of this study. This purpose of dribbling in soccer players with some motor skills in
the first to examine the relationship between rust and not smash drawing performance.
Question of the scope of this aim technical skills affect motor skills levels were also
evaluated. Another aim of the research, which will make other sport science research in this
area is to provide people with the foresight on this issue and coaches.
19
The universe of research constitutes Burdur players who play football in the amateur football
clubs in the city center. Research universe will be represented in the sample group of the
universe because it is not possible to reach the entire universe has been selected. In this
context, the method chosen by coincidence in the universe of the sample consisted of 26 male
soccer players of research and Burdur in different amateur football club playing in the city
center. Validity and reliability of data collection methods in the literature in the field and
laboratory research methods of measurement used are tested in previous studies.
In the analysis of data obtained was used SPSS 22.0 for Windows software. Participants age,
height, weight, to determine the average scores for their motor skills and football skills of
descriptive statistics (mean and standard deviation) were used. Participants motoroic
properties to determine their relations with relations with each other and soccer skill points
from the Pearson correlation analysis was used. Motor features simple regression analysis to
examine the effect of individual football skill points, more than one motor feature to look at
the effect of football skill points is simple and multiple regression analysis were used.
In the end of research, there were significant relationship among only anaerobic power, leg
strength, balance, speed and flexibility performances with shot, dribbling and pass the ball
performances when they were handled independently each other (p<0,05). There was no
significant relationship among shot and pass the ball with coordination level (p>0,05), on the
other hand, there was significant relationship between dribbling performance and coordination
level (p<0,05). Football players had, on pass the ball, shot, and dribbling performances were
evaluated, it was established that flexibility, balance, anaerobic power, and speed
performances did not affect pass the ball, shot and dribbling performances at significant level
(p>0,05). Similarly, it was established that both coordination and leg strength level did not
affect pass the ball and shot performances at significant level (p>0,05). Notwithstanding, leg
strength and coordination level were factors affecting dribbling performance (p<0,05). In
addition to, it was established that speed, leg strength, balance, anaerobic power and
coordination level as a whole affected dribbling level significantly (p<0,05). Notwithstanding,
it was established that balance, anaerobic power, speed, leg strength and coordination level as
a whole did not affect pass the ball and shot performances significantly (p>0,05).
As a result, the motor features in the game have an impact on technical skills alone are not
always possible. However, specific technical skills of soccer as a whole have improved
properties when the motor of the footballer said could affect significantly addressed. Indeed,
obtained in research and stack the research findings it showed that this idea of the many
research results also show parallels in the literature. Therefore, the evaluation of technical
skills football players, if some technical skill deficiencies in the application must be
considered if the motoric development benefited from training in the development of these
technical skills.
20
Uluslararas Multidisipliner Akademik Ara rmalar Dergisi / Ocak- ubat-Mart-Nisan Cilt: 2 Say :1
Journal of International Multidisciplinary Academic Researches / January-February-March-April Volume: 2 Issue: 1
30.04.2015
www.joimar.com
W.A.MOZART, KLARNET KONÇERTOSU, STADLER ve BASSET-HORN
W.A. MOZART, CLARINET CONCERT, STADLER and BASSET-HORN
Halil Emrah Öztürk*
Serbest Ara rmac
*e-mail: [email protected]
ÖZET
Wolfgang Amadeus Mozart, Besteledi i konçertolar çevresindeki arkada olan ve iyi icrac lar için yazard .
Örnek olarak, Fagot Konçertosu´nu Freiherr Thaddäus van Dürnrtz’e, Obua Konçertosu’nu Giuseppe Ferlendis
için bestelemi tir. Ba ka bir Fagot Konçertosu yazmamas n sebebi, sadece bir fagot icrac arkasa olmas r.
Mozart’ n klarnet ile ilk tan mas ndan sonra, bu enstruman bir çok senfonisinde kullanm , oda müzi i eserleri
dahil olmak üzere besteler yapm r. Klarnet Konçertosu (K.622) da dönemin önde gelen basset horn ve klarnet
icrac olan Anton Stadler (1753-1812) için bestelemi tir. Ayn zamanda ‘Klarnet Trio’ (K.498), ‘Klarnet
Quintet’ (K.581) ve ‘Piano ve Nefesli için Be li’ (K. 452) yine Stadler için bestelenmi eserlerdir. Buna kar k
olarak, Stadler Konçerto`nun ilk seslendiri ini bizzat kendisi 16 ekim 1791 y nda Prag`da gerçeklestirmi tir.
Anahtar Kelimeler: Mozart, klarnet, stadler,basset-horn
ABSTRACT
Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791) generally composed instrumental concerto for the specific players. In
the case of his bassoon concerto, he had written for bassoon player Freiherr Thaddäus von Dürnrtz, and his oboe
concerto for Giuseppe Ferlendis. Mozart did not have any other occasion to compose any other bassoon concerto
because he befriended only with one bassoon player. After he first heard the basset-horn, he used this instrument
in many of his symphonies and he composed works for this instrument in chamber music genre. Mozart
dedicated his Clarinet Concerto (K.622) to Anton Stadler (1753-1812) who was an important clarinet player of
his time and Mozart’s good friend. Also, his ‘Clarnet Trio’ (K.498), ‘Clarnet Quintet’ (K.581) and ‘Quintet for
Piano and Winds ’ (K. 452) are dedicated to Stadler. Therefore, Stadler first performed the A major Clarinet
Concerto on October 16, 1791 in Prague.
Key Words: Mozart, clarnet, stadler, basset-horn
JEL CODE: I20
W.A. Mozart
Wolfgang Amadeus Mozart, klasik dönem bestecileri aras ndaki önemli ve en verimli
bestecilerden biridir. 1756 y nda Salzburg, Avusturya´da do mustur. Keman icrac ve
besteci olan babas Leopold Mozart (1719-1787) tarafindan küçük ya larda müzik e itimine
ba lam ve di er karde lerine göre daha h zl ilerleme sa lam r. Be ya ndayken virtiöz
düzeyinde klavye çalabilen Mozart, sekiz ya nda ilk senfonik eserlerini bestelemeye
ba lam r. Avrupa´nin bir çok ehrini babas ile beraber dola ma f rsat bulan genç Mozart,
buralarda babas taraf ndan tan nm akademisyen ve müzisyenlere yetene ini sergilemi ve
büyük hayranl k uyand rm r.Yedi ya ndan onbe ya ina kadar sürekli avrupa turlar nda
bulunmu ve tan
di er besteci ve icrac lardan müzik fikirleri almi , bu birikimlerle kendi
stilini kafas nda olu turmaya ba lam st r.
Onyedi ya na gelen Mozart, Salzburg´ta saray müsizyenli ini kabul etmi , fakat bir kaç y l
sonra burada arad
bulamam r. Dönemin müzik aç ndan en önemli ehirlerinden biri
olan Viyana´ya ta nm ve eserlerinin büyük bölümünü burada bestelemi tir. J.S. Bach, J.
Haydn ve özellikle Beethoveen´ n ilk zamanlar ndan etkilenmi , fakat bu etkilile imle kendi
bestecilik eklini olu turmu tur.
21
1791 y nda romatizma ate lenmesi sonucu 35 ya nda hayata gözlerini kapatm r. 35 y ll k
sa hayat nda oldukça verimli bir klasik dönem bestecisi olan Mozart, hayat boyunca
626´dan fazla eser bestelemi tir (orkestra eserleri, senfoniler, operalar, konçerto ve sonatlar,
oda müzi i eserleri, piano için solo eserler, düetler, mar lar, koro eserleri, danslar ve dini
içerikli besteler).
Ölmeden önceki son y nda bile Mozart hala bestelenmeye devam etmi tir. Son besteleri
aras nda; ‘Sihirli Flüt Operas ’, ‘Yayl Çalg lar için Be liler’, bitiremedi i ‘Requiem’ ve son
konçertosu olan ‘Klarnet Konçertosu’ bulunmaktad r.
Anton Stadler ve Klarnet Konçertosu
Mozart` n klarnet’e olan ilgisi küçük ya lardan gelmektedir. Koyu ve tok tonu, ayn zamanda
teknik çabuklu u ile bestecinin ilgisini çekmi tir. Hatta bir mektubunda babas Leopold`a
öyle ifade eder; er klarnetimiz olsayd , senfonilerdeki flüt, obua ve klarnet uyumundaki
etkiyi hayal bile edemezsin`(Brymer 1977). Bahsedilen mektubu, 1777 ve 1778 y llar
aras nda Mannheim’da klarnet sesini ilk duyu unda yazm r. O dönemde klarnet yo unlukla
Viyana’da bulunmakta ve sadece orkestralar n tahta nefesli grubu üyeli inden öteye
gitmemi tir. Bu sebepten dolay Mozart bu enstruman ancak son dönemlerinde verimli bir
ekilde kullanabilmi tir.
Stadler`in klarnet (Basset klarnet) üzerindeki icra yetene ini duyduktan sonra klarnet için
konçerto yazmaya karar vermi tir. lk önce deneme amaçl olarak klarneti 1781 y nda
besteledi i ‘Gran Partita’ ve daha sonra iki operas nda kullanm r ( La Clemenza di Trio ve
Sihirli Flüt). Mozart Klarnet Konçertosu’nu 1789 y nda bestelemeye baslam , fakat daha
sonra çal mas durdurup, Stadler’ n basset klarneti için tekrar üzerinde çal p 1791 y nda
bitirmi tir.
Basset-Horn, Basset Klarnet ve Klarnet
Basset-horn 1770 y nda ismi bilinmeyen alman bir estruman yap mc
taraf ndan
yap lm r. Klarnet ailesinden olmakla beraber günümüzde kullan lan klarnetten daha kal n
ve geni ses aral ve daha koyu bir tona sahiptir. A
daki ema 1’de basset-horn aç kça
görülmektedir.
ema 1:
22
Basset-Horn
Konçerto orjinal olarak Basset-Horn için G-Majör (Sol-Majör) tonunda yaz lm r. Orkestra
da
nda solo klarnete iki flüt, iki fagot, iki korno ve yayl çalg lar e lik etmi tir. 1791
nda Mozart konçertoyu bitirdi inde, Stadler eserde baz ses aral problemleri tespit
etmi ve, enstrumana ek sesler ekleyip Basset-Klarnet’i olu turmu tur. Bahsedilen BassetKlarnet a
daki ema 2’de görülmektedir.
ema 2:
Basset-Klarnet
Mozart daha sonra bu enstrumana Stadler’ n klarneti ismini vermi tir. Stadler’ n iste i üzerine
Basset-Horn’a kal n mi-bemol, re, do diyez ve do notalar enstruman yap mc Theodor Lozt
taraf ndan eklenmi tir. Ayn zamanda Stadler’ n orkestralarda genellikle kal n sesler içeren
ikinci klarnet partilerini icra etrmeyi sevmesi, enstruman üzerine bahsedilen kal n seslei
eklemesine neden olmus olabilir. Mozart’ n orjinal nüshas nda bulununan kal n notalar n
çal nabilir hale getirme çabas yla Basset-Klarnet meydana gelmi ve günümüz La-Klarnet’in
temelini atm r.
Sebebi anla lamayan bir biçimde Mozart’ n Klarnet Konçertosu’nun orjinal nüshas
günümüze kadar ula amam , kaybolmu tur. Bu talihsiz durum üzerine konu ile ilgili
varsay mlar öne sürülmü tür. Alman yazar Wolfgang Hildesheimer (1916-1991) “Mozart”
isimli k tab nda kay p olan orjinal el yaz
için öyle demi tir; “Klarnet Konçertosu’nun as l
Nüshas kay pt r. Mozart’ n iyi dostu Stadler bu konuda tamamiyle suçsuz olmayabilir; büyük
olas kla orjinal nüshan n kaybolmas na göz yummu , yaz lm ve bas lm küçük eserleri
kendisininmi gibi göstermi olabilir”(Hildesheimer 1982).
Mozart’ n Klarnet Konçertosu Basset-Horn (Basset-Klarnet)’ten sonra, 1801 y nda ismi
kay tlarda bulunamayan ki i taraf ndan günümüzde kullan lan La-Klarnet’e uyarlanm r.
Tabii ki bu uyarlama ile konçerto klarnet literatüründeki yerini alm r. A
daki ema 3’te
günümüz La-Klarnet Görülmektedir.
23
ema 3:
La-Klarnet
Klarnet Konçertosu Mozart’ n ölümünden önce yazd son konçertodur. Klasik son dönem
Mozart sitilini ta r. Solo enstruman ve e likçi orkestra aras ndaki ili ki birbirlerine çok
yak nd r. Ba ka bir de le, klarnet’in icra etti i müzikal cümleyi orkestra da icra etmektedir.
Konçerto klarnet literatürünün en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Breitkopf &
Härtel ve di er yay mc lar taraf ndan 11 y l içinde eser son haliyle,yani, fazla olan kal n
notalar n ç kar lm versiyonu ile yay mlam lard r. Stadler’ n eserin orjinal nüshas n
kaybetmesinin ard ndan, eserin orjinal olup olmad
tart malar ba lam r. Önde gelen
klarnet üreticileri ( Selmer, Buffet Crampon ve Leblanc) konçertonun bilinen orjinaline sad k
kalarak Basset-Klarnet üretmi , Sabina Meyer ve Charls Neidich konçertoyu Basset-Klarnet
ile kayd yapm lard r.
KAYNAKLAR
Brymer, J. (1976). Clarinet. New York: A Division of Macmillan Publishing.
Einstein, A. (1961). Mozart: His Character His Works. New York: Oxford University Press.
Brymer, J. Clarinet. New York: A Division of Macmillan Publishing Co., Inc, 1977. P. 8
Komroff, M. (1961). Mozart. New York: Alfred A. Knopf, Inc.
Landon, H.C. R. & Donald, M. ed. (1969). The Mozart Companion. New York: Barrie
Books Ltd.
http://ezproxy.marshall.edu:2102/shared/views/article.html?from=search&session_search_id=
865183722&hitnum=2&section=music.26509. Accessed: December 10, 2005
Hildesheimer, W. Mozart. New York: Farrar Straus Giroux, 1982, p.353.
Rendal, F. G. (1971). The Clarinet. 3rd ed. New York: W.W. Norton & Company Inc.
Roeder, T. M. (1994). A History of The Concerto. Portland, Oregon: Amadeus Press.
Weston, P. (2002). Clarinet Virtuosi of The Past. Reprint edition. England: The Panda Group.
EXTENDED ABSTRACT
Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791) generally composed instrumental concerto for the
specific players. In the case of his bassoon concerto, he had written for bassoon player
Freiherr Thaddäus von Dürnrtz, and his oboe concerto for Giuseppe Ferlendis. Mozart did not
24
have any other occasion to compose any other bassoon concerto because he befriended only
with one bassoon player. After he first heard the basset-horn, he used this instrument in many
of his symphonies and he composed works for this instrument in chamber music genre. Anton
Stadler (1753-1812) was Mozart’s good friend and their friendship never finished. Noticeably,
Anton Stadler was an excellent clarinetist and basset-horn player. Also, he was a composer.
After composing Mozart’s concerto for the clarinet K.622, he dedicated the work to Stadler. It
was not just clarinet concerto that Mozart wrote for Stadler. He wrote Quintet for Piano and
Winds, K. 452, the Clarinet Trio, K. 498, and the Clarinet Quintet, K. 581. According to
Mozart, during in his time, Stadler had appealing clarinet tone and excellent clarinet
technique. Also, Mozart was overjoyed when he spent time with Stadler, because he had
already agreed upon his talent as a wonderful musician and the clarinet player of his time.
Mozart dedicated all of his clarinet compositions, including solos for his good friend Stadler.
Therefore, Anton Stadler performed all of Mozart’s clarinet compositions. Moreover, Stadler
was quit an inventor who came up with the new instrument called the basset-clarinet, which
had warm alto sound.
The basset-horn and the bass clarinet both invented around 1770 and made from German
maker that who is unknown. The basset-horn came from clarinet family and it has lower range
and different tone timbre than clarinet. In example 1, one can see the shape differences
between Basset-horn and Basset-clarinet. Meanwhile, there was no clarinet player in
Salzburg’s court orchestra until 1777. After that, Anton Stadler and his brother Johann Stadler
they both were clarinet player and they added to orchestras in Salzburg. Mozart first used
clarinet in his Divertimento K. 113. When he first heard basset-horn’s tone, after that, it
became one of his favorite instrument, and he used it almost all compositions and wrote some
music for it. He added clarinet in his G minor symphony K. 550 for his close friend Stadler
and La Clemenza di Tito has clarinet solos. In addition, he wrote five trios for voices and they
accompanied with clarinets and basset horn. He wrote quintet K 581, in 1789, and after he
completed the quintet he started to composed concerto for clarinet.
Mozart started to write A major clarinet concerto in 1789, but he stopped to write it in the
middle of the first movement and after that he continued to write it again for Stadler’s new
basset clarinet and finished it in 1791. Mozart and Anton Stadler became a very good friend
and their relationship started in late 1780’s. Also they were both freemasons, an organization
that is based in the philosophy of humankind. After they became a good friend, Mozart began
to compose works for clarinet and consulted Stadler for some playing techniques. Those
compositions performed by Anton Stadler in Mozart’s presence. Stadler first performed the A
major clarinet concerto on October 16, 1791 in Prague. In this time Prague was a particular
popular town for clarinet. In Vienna, the clarinet was not acceptable as a solo instrument.
Especially, Mozart’s last symphonies have no clarinet parts because those symphonies had
written for Vienna and the clarinet was not popular instrument around Vienna court.
Mozart’s A major clarinet concerto has Mozart’s unique style, which he completed it during
to his last years. For that reason, one can see his late compositional style in this concerto. The
other specialty of clarinet concerto, which mentioned previously, is that Mozart’s last
completed work for specific instrument. Unfortunately, his manuscript is lost; however, later
edition of A major clarinet concerto occurs from the time that it published after Mozart’s dead
to the present day.
25
Uluslararas Multidisipliner Akademik Ara rmalar Dergisi / Ocak- ubat-Mart-Nisan Cilt: 2 Say :1
Journal of International Multidisciplinary Academic Researches / January-February-March-April Volume: 2 Issue: 1
30.04.2015
www.joimar.com
LKÖ RET M B NC DEVRE ÇOCUKLARININ TEMEL HAREKET
BECER LER
N GEL
LMES NDE R M VE MÜZ K E
N
THE RELATION BETWEEN RHYTHM AND MUSIC EDUCATION IN THE
IMPROVEMENT OF BASIC MOVEMENT SKILLS OF PRIMARY SCHOOL
STUDENTS OF 1-4TH GRADES
1
Zeynel TURAN*, 2Fisun KÖSE, 3Hatice ÇAMLIYER
1
Yüzüncü Y l Üniversitesi Türk Müzi i Devlet Konservatuar
2
Celal Bayar Üniversitesi E itim Fakültesi
3
Celal Bayar Üniversitesi Beden E itimi Spor Yüksekokulu
*e-mail:[email protected]
ÖZET
Bu ara rman n amac , ilkö retim birinci devre çocuklar n temel hareket becerilerinin geli tirilmesinde ritim
ve müzik e itiminin ili kisini incelemektir. Bu çal mada tarama modeli kullan larak, ilkokul birinci devre
çocuklar nda ritim, müzik e itiminin önemi ve gere i üzerine durulmu tur. Ayr ca, ilkö retim ça çocuklar n
hareket geli imlerinde gerekli olan temel hareket e itiminin önemi ile ilgili yaz lm makaleler incelenmi ve
konu ile ilgili anlaml bir senteze var lmaya çal lm r. Okul öncesi dönemdeki müzik ve ritim e itiminin
önemi hakk nda yap lan çal malar n yo unlu u göz önüne al nd nda, ilkö retim döneminde müzik ve ritim
itimini vurgulayan çal malar n say ca yok denecek kadar az olmas bu durumu incelemeyi de er k lmaktad r.
Gerek uygulamal gerekse gözleme dayal yap lan birçok çal mada ilkö retim dönemi çocuklar için müzik ve
ritim e itiminin önemi vurgulanm , ancak temel hareket becerilerinin geli tirilmesi ile ilgili yap lm
çal malara pek fazla rastlan lamam r. Konuya ili kin yapt
z bu tarama çal mas nda, ritim ve hareket
ba lant lar n önemi vurgulanm r. Ayr ca, yap lan bu çal man n konuyla ilgili daha sonra yap lacak
uygulamal çal malara ve alanda çal ma yapacak di er ara rmac lara da k tutaca dü ünülebilir.
Anahtar Kelimeler: Çocuk, Temel Hareket, Müzik, Ritim
ABSTRACT
The purpose of this study is to examine the relation between rhythm and music education in the improvement of
basic movement skills of primary school students of 1-4th grades. In this study combing method has been applied
and the importance of music and rhythm education for students of these grades has been addressed. Articles on
the importance of basic movement education for these children have been studied and a reasonable synthesis has
been tried to be attained. When compared with the density of such an education for pre-school period, the
number of studies signifying the importance of music and rhythm education during primary school period is
rather insignificant, thus making such a study valuable. The importance of music and rhythm education for
primary school students has been emphasized both through applied and observational studies, yet studies
concerning basic movement have not sufficiently been referred to. In our combing-method study, the importance
of the link between rhythm and movement has been emphasized. In the meantime, it can be regarded as a useful
study as it may shed light on applied studies to be carried out and it may as well be helpful to researchers in the
field.
Keywords: Child, Basic Movement, Music, Rhythm
JEL CODES: I20, L83
Ça da insan bilimleri insan Varl ’n n “hareket”e göre yap land
göstermektedir. Bütün
insanlar için vazgeçilmez olan hareket çocuk için çok daha büyük bir ihtiyaçt r. Çünkü
çocukluk dönemi insan Ki ili i’nin geli im sürecinde en önemli evredir; bu süre harekete
dayanan oyun ve spor ile kurulur (Unesco, 2005).
26
Bedensel becerilerin geli tirilmesinde uygulanacak her türlü tekni in temelinde ritim vard r.
Düzenli hareketler, sinir sistemi ve hareket isteminin bir kurallar dizisi içinde meydana
geldi i kompleks olaylard r. Bu kompleks içinde hareketin ritmi ba
ba na önem
ta maktad r. Çünkü hareketlerin ak ndaki düzeni sa layan ritimdir (Gerek, Katkat, 2006).
Ritim, Latincede ak demektir. Ritim, hareketin say larla anlat
r, bir say dilidir (Toksoy,
Be iro lu, 2006). Ritmi; güçlü ve zay f vuru lar n, düzenli aral klarla, sesli veya sessiz
zamanlarla, çe itli aletlere vurarak ç kar lan, düzenli ve ak seslerin olu turdu u bir bütün
olarak aç klayabiliriz.
Ritim e itimine ba lamak için en uygun dönem anaokullar ve ilkokulun ilk s flar r. Bu
ya larda çocuklar rahat ve esnektir. E er bu ça larda çocuklara güzel bir müzik e itimi temeli
olu turulursa, kazand klar ritimsel beceriler üzerine ileride daha da geli mi , karma k
beceriler elde edebilirler (Topaç, 2008).
Bu ara rma, ilkö retim programlar nda, özellikle temel
kazan lmas nda, hareketin ritmi ve e itimi ile ilgili etkinliklerin azl
alandaki eksikli in giderilebilmesi amac yla yap lm r. Ayr ca bu
birinci devre çocuklar n, Temel hareketler dönemindeki beceri geli
itiminin ili kisi üzerinde durulacakt r.
hareket becerilerinin
ndan yola ç karak bu
çal mada, lkö retim
iminde müzik ve ritim
lkö retim Ça nda Ritim, Beden ve Hareket E itimi:
Ritme fiziksel tepki verme dü üncesini bir sisteme dönü türen ki i Jacques Dalcroze’dir.
(1865-1950) Dalcroze sisteminin temel hedefi, ritim arac
yla beyin ve vücut aras nda h zl
ve düzenli ileti im yaratmak ve ritmin hissedilmesini fiziksel bir anlay biçimi haline
getirmektir. Bu nedenle ritim e itiminin hedefi, beyin, vücut ve duygular aras nda denge ve
uyumun olu turulmas r (Topkaya, 2011).
Ritim e itimi, bedeni do ru kullanabilme ve bu sayede çocu un ruhsal geli imini olumlu
yönde etkilemesi aç ndan da çok önemlidir. Çocuklarda özgüven, denge, rahatl k sa layan
ritim e itimi, anaokullar ve ilkö retimin birinci kademesinde (1. 2. 3. s flar) e itimin
önemli amaçlar ndan biri olarak kabul edilebilir (Topaç, 2008).
Hareket, Beden E itimi ve Spora ili kin istendik motor davran lar istenen say da ve kalitede
gerçekle tirebilmek sadece kassal bir ç kt dan ibaret de ildir. Kassal ç kt sadece bir ürün yani
sonuçtur. ( irinkan ve Ark, 2006).
Beden e itimi ve spor derslerinde amaç her çocu un ayn seviyede yeti tirilmesi de il, her
birinin kendi yeteneklerine göre geli ip büyümesinin sa lanmas r. Beden e itimi derslerinde
yapt lacak hareketler u veya bu metodun ilkelerine göre de il, çocuklar n beden ve ruh
ihtiyaçlar na, ilgi ve yeteneklerine göre ayarlanmal r (29). Amaçl biçimde düzenlenen
temel hareket e itimi programlar , çocu un duygusal, bili sel, toplumsal ve psikosomatik
yönlerini etkiler. Hareket kavram , spor, oyun, dans ve ke fedici hareketleri kapsar.
Hareketler yolu ile elde edilen bu kazan mlar kendi ba lar na bir amaç de il büyüme ve
geli mede sürekli ve etkili temel bir araç olarak dü ünülmelidir (Gerek, Katkat, 2006).
Çocuklarda Psikomotor Geli im Evreleri:
Psikomotor geli im, ya am boyu devam eden ‘motor’ becerilerde ortaya ç kan davran lar n
kontrol alt na al nmas sürecidir. Söz konusu olan davran lar; duyu organlar , zihin ve
27
kaslar n birlikte çal mas ile ortaya ç kar (Megep, 2007). Psikomotor geli im, fiziksel
büyüme ve merkezi sinir sisteminin geli imine paralel olarak organizman n isteme ba
hareketlilik kazanmas olarak tan mlan r. Motor geli im farkl de ikliklere u rasa da bireyin
tüm ya am boyunca devam eden bir süreçtir. Motor geli im, düzenli bir s ra izler (Tonguç,
2012).
Yeni psikomotor davran lar ö renilmesi için geç kal nmamal ancak, zaman ndan önce de
yeni davran lar için çocuklar zorlanmamal r. Bunun için birincil ko ul, motor geli im
dönemlerini bilmenin yan nda ö rencilerin olgunluk ve haz r bulunu luklar
izleyerek
onlar n ön ö renme davran lar gözlemlemektir (Topkaya, 2011).
14 Ya ve Üstü
11-13 Ya
7-10 Ya
6-7 Ya
4-5 Ya
2-3 Ya
1-2 Ya
4 Ay-1 Ya
Spor
Hareketleri
Dönemi
Temel Hareketler Dönemi
lkel Hareketler Dönemi
Refleks Hareketler Dönemi
ekil1: Gallahue’nin piramit modeli (1982)
6-7 Ya Temel Hareketler Dönemi:
Okul öncesi çocu u, art k kendi bedeni üzerinde denetim yapabilecek duruma gelmi tir. 6-7
ya ndan ba layarak hemen tüm duyu organlar geli mi olan çocuk, okulda yap lacak e itimretim etkinliklerini izleyebilecek bir olgunlu a eri mi tir. Vücuttaki organlar n e güdüm
içinde çal mas , tepki h , güç-kuvvet, denge ve esneklik gibi yönlerden çocu un
geli iminde hareket ve oyun e itimi konular derslerinde büyük katk lar sa layabilir. Gerek
okul öncesi gerekse temel e itim-ça nda oyun, çocu un yaln z devimsel geli imi için de il;
zihinsel, duygusal, toplumsal geli imi gibi yönlerden de de erli bir e itim arac r (Özdenk,
2007).
Sporla lgili Hareketler Dönemi:
Bu dönem, genelde 7 ya ve yukar
kapsar. lkokul çocuklar , yeni beceriler kazanmaktan
çok daha önce kazand klar temel becerileri daha ak ve do ru olarak ortaya koyarlar. Yedi
ya ndan on ya na kadar olgunla
olan temel becerilerini birle tirerek sporla ilgili
beceriler de kullanma ba lar. Hareketler giderek daha karma k ve spor türüne özgü seçilmeye
ba lan r. Hareket becerilerinde uzmanla ma, temel hareketler döneminin sonucudur. Bu
dönem, temel dengeleme, lokomotor ve manipülatif becerilerin a amal olarak incelik ve
estetik kazand
bir dönemdir. Bu ya lardaki çocuklar n motor geli im düzeyleri “Özel
hareket becerileri evresi” olarak tan mlanan evrededir. Bu ya döneminde aç k beceri
formunda çok say da hareket al rmalar n ö renilmesi ve peki tirilmesi mümkündür. K z
çocuklardaki motor ö renme yetene i en üst düzeydedir. Erkeklerde ise bu dönemin sonlar na
do ru bir de im ve s çrama söz konusudur (S rtmaç, 2002).
28
Beceri, bir tür manipülatif verim olup organize edilmi koordineli hareketler dizisidir. Ayn
zamanda edinilmeye çal lan hareket amaca yönelik ve içinde bulunulan artlarla uyumlu
olmal r. Beceri, minimum enerji ve zaman harcayarak maksimum kesinlikte sonuçlar n
önceden belirlenebilmesi yetene idir (Kartal, 2012).
Psikomotor Beceri; Bireyin büyük ve küçük kaslar kullan
içermektedir. Büyük kas
becerileri olan; yürüme, ko ma, denge, dönme, e ilme, sal m, küçük kas becerileri olan; eli
ve aya kullanma becerilerini ve nesne kontrol becerilerini kapsamaktad r. Bireyin fiziksel
yap nda ve sinir kas i levlerindeki de im süreçlerini kapsayan faktörde psikomotor
beceriler olarak adland lmaktad r. Psikomotor beceriler, bireyin becerilerinin kazan lmas ve
becerilerde azalma gibi tüm fiziksel becerilerle ilgilidir (Özdenk, 2007).
Gürsel ve Y ld z (2008), Gallahue ve Ozmun’a göre bir beceri, acemice, ba lang ç ve olgun
seviyelerde yap r. Vücut hareketlerinin tamam parçalara bölünür ve kolun, ba n ayaklar n
pozisyonu üç farkl seviyede tarif edilir. Örnek olarak sek sek hareketi 3 ya nda bir çocuk
için acemi seviyede, 5–6 ya ndaki bir çocuk için ba lang ç seviyesinde ve 7 ya nda bir
çocuk için ise olgun seviyede de erlendirilebilir. Yap lan beceri çocu un ya na göre de il,
seviyesine göre de erlendirilir. Böylece çocu un temel bir hareketi yapt ustal k derecesi
belirlenir (Gerek, Katkat, 2006).
Müzik ve Ritim E itimi ile Temel Hareket Geli imi
Çocuklar n vücut koordinasyonu ve kas geli iminde etkili olan müzik, ayn zamanda
çocuklar n bedenlerine hâkim olmalar sa layarak özgüvenlerinin geli imine iyi bir benlik
imaj kazanmalar na yard mc olmaktad r. Farkl türlerde müzik ile hareket etme, çocuklar n
bedenlerini kullanarak, farkl müziklere göre farkl hareketler yapabileceklerini anlamalar na
yard mc olmaktad r (S rtmaç, 2002).
Çocu a müzik e itimi verme e çal rken özellikle anaokulu ve ilkö retimin birinci s
nda
kullan lan yöntemler büyük önem kazanmaktad r. Bunlardan biri olan “ritim e itimi” çocukta
zaten var olan ritim duygusunu ortaya ç karmak, geli tirmek ve müzi i ö renme sürecini,
daha h zl ve zevkli hale getirmek aç ndan önemlidir. E er bu ça larda çocuklara güzel bir
müzik e itimi temeli olu turulursa, kazand klar ritimsel beceriler üzerine ileride daha da
geli mi , karma k beceriler elde edebilirler ( irinkan ve Ark, 2006).
Çal maya birinci s ftan ba lama olana varsa bu s f seviyesinde, ritim ve hareket e itimi
ile ilgili temel kavramlar n “oyun” kurgusu içinde a rl kl olarak verilmesi daha uygun
olacakt r. Çocuklar öncelikle kendi bedenlerini kullanarak, ritim, tempo, t
gibi müzik
eleri hakk nda deneyim kazanm lard r. Bu çal man n ritmik alg ve ritim duygusunu
geli tirme yolunda önemli katk lar getirdi i söylenebilir. Çal man n ritim çalg lar ile
desteklenmesi ilgiyi art rd
kadar, çocuklar n bu çalg larla ilgili temel teknikleri
kazanmalar na da yard mc olmu tur. Dördüncü s flarla di er iki s f seviyesi aras nda,
haz r bulunu luk ile motor beceriler aç ndan belirgin farklar vard r. Özellikle ritim ve
hareket e itimi anlam nda çok olumlu sonuçlar elde edilmi tir (Toksoy, Be iro lu, 2006).
lkö retim döneminde ritim e itiminin çocuklarda sadece müzik sevgisinin geli mesine de il,
ayn zamanda psikomotor davran lar na büyük katk sa lad gözlemlenmi tir. Bunun en
önemli nedeni ritim e itiminin temelinde yatan konsantre olabilme ve disiplinli hareket
edebilme yetilerinin çocuklar n üzerinde yaratt olumlu etkinin, çocu un günlük hayat na ve
sportif becerilerindeki ba ar na yans mas olarak nitelendirilebilir (Kartal, 2012).
29
renciler fiziksel hareket becerileri tatbik ederken, her becerinin bir ritmi oldu unun fark na
varmal rlar (S rtmaç, 2002). Ülkelerin birço unda Ö rencinin spor, sanat, beceri ve
de erler e itiminin küçük ya larda ba lad
ve e itim sürecinde artarak geli ti i
görülmektedir. AB’de en erken ya taki (3 ya ) okulla ma rlanda’da görülmektedir. 3–5
ya ndaki çocuklara verilecek e itim daha çok sanat, spor ve beceri odakl olmaktad r (Türk
itim Sen, 2010).
Ülkemizdeki okullar n ders programlar içerisinde ö rencilerin psikomotor (devini sel)
davran lar n geli mesine katk sa layacak olan müzik ders saatleri, günümüz e itim
sisteminde özelliklerine göre farkl yap lardad r. lkö retim 1. 2 ve 3. s flarda haftada iki er
saat, 4, 5, 6, 7. ve 8. s flarda haftada birer saat Müzik E itimi yap lmaktad r (Unesko, 2005).
lkokullarda beden e itimi ve spor derslerinin temel sportif e itimden yoksun s f
retmenlerince i lendi i göz önüne al rsa yetersiz olan mevcut uygulamalar nda ne derece
sa kl olaca
dü ünmemiz gerekir (Tufan, Sökezo lu, 2009).
f ö retmenleri ilkö retim I. kademede beden e itimi dersini %98.5 oran nda yararl
görürken, %64’ü okullarda beden e itimi dersinin amac na uygun i lenmedi ini, %47’si
kendilerini bu derste ba ar
bulmad klar , %54.4’ü formasyon e itimi ihtiyac
duyduklar , %89.8’i bu dersi bran ö retmenlerinin yürütmesi gerekti ini belirtmi lerdir
(Türk E tim Sen, 2010).
Güler (2006), ö retmenlerin tamam na yak
programda müzik etkinliklerinin önemli
oldu unu, ancak etkili gerçekle medi ini dü ünmektedir. Bunun yan nda ö retmenlerin temel
müzik bilgileri ve örnek etkinlik uygulamalar , enstrüman çalma becerisi, müzi in drama ile
kullan , müzik etkinliklerinde kullan lan yöntem ve teknikler, da arc k geli tirme ve
okulöncesi müzik türleri, s f yönetimi, müzik etkinliklerinin di er etkinliklerle kullan ,
bireysel ve yarat müzik etkinlikleri, müzik etkinliklerini gözlem arac olarak kullan
gibi
konularda e itim gereksinmelerinin oldu u saptanm r (Özdenk, 2007).
SONUÇ
Milli E itim müfredat ndaki okul öncesi ve lkö retim s flar program na bak ld nda, bu
programlar n, çocuklara temel motor becerileri kazand rmaya ve geli tirmeye yönelik
haz rland
görülmektedir. Ancak yapt
z ara rma gösteriyor ki, ö retmen yeti tiren
kurumlarda a rl k verilen konular, belli ba akademik becerilerin üzerine kurulu olmas ,
retmen adaylar n müzik, ritim ve hareket e itimi gibi becerilerinin geli ememesine ve
kendilerinde var olan potansiyel becerilerinin fark na varamadan mezun olmalar na neden
olmaktad r. Bu durum, hareket ihtiyac giderilememi , temel hareket becerilerinden yoksun,
sa ks z bireylerin yeti mesine sebebiyet vermektedir.
Okul öncesi dönemden ba layarak, ilkö retim döneminde devam eden ritim ve müzik
itiminin, çocuklar n bili sel, duyu sal, sezgisel ve psikomotor davran lar üzerinde olumlu
etkileri oldu u birçok ara rmada vurgulanm r. Ayr ca, okul öncesi dönemdeki müzik ve
ritim e itiminin önemi hakk nda yap lan çal malar n çoklu u göz önüne al nd nda,
ilkö retim dönemi çocuklar nda müzik ve ritim e itimini vurgulayan çal malar n say ca yok
denecek kadar az olmas hayli
rt bir durumdur. Gerek uygulamal gerekse gözleme
dayal yap lan birçok çal mada ilkö retim dönemi çocuklar nda müzik ve ritim e itiminin
önemi vurgulanm , fakat konuyla ilgili yap lm çal malara pek fazla rastlan lamam r.
30
lkö retimin birinci kademesinde, ritim tan
, bilinen basit ritim kal plar , ritim aletlerini
tan tarak, çocuklar n ritim olu turmalar ve ritim duygusunu kazanmalar sa lanmal r.
Beceriyi, organize edilmi koordineli hareketler dizisi ve bir tür lokomotor veya manipülatif
kt olarak aç klayacak olursak, t pk müzikteki ritim gibi her hareketin birbiriyle uyumlu,
ak
ve birbirini do ru olarak izleyebilmesi gerekmektedir. lkö retimin sporla ilgili
hareketler döneminde ise hareket ve ritim birlikteli ini uygulayarak çocuklara hareket e itimi
verilmelidir. Bu dersi ald ktan sonra çocuk, duydu u her ritmi daha çabuk alg layarak, kendi
bedeni ile yapabilece i hareketlerin fark na varabilir, ritim kal plar hareketle birle tirerek
sportif becerileri daha çabuk ö renebilecektir.
Özelle mi ritmik hareket kal plar , dans ve ritmik cimnastik bran lar nda daha çok
görülmektedir. Temel hareket ve özelle mi hareket kal plar kazanan bir çocu un gelecekte;
örne in, basketbol bran na yönelebilece i varsay labilir. Bu ba lamda; ritim ve müzikle
birlikte ald
temel hareket e itimi de çocu u dans etkinliklerine yönlendirebilir. Ancak,
yeti kinler aras nda dans etkinliklerine kat m azl
ve kat mc lar n ö renme güçlü ü
çekti inin gözlenmesi, bu e itimi çocuk ya larda almad klar görü ünü güçlendirmektedir.
Ça da müzik e itimcisi Dalcroze’a göre müzik; ses ve hareketten ibarettir ve sesin kendisi
de bir hareket eklidir, bedenimiz de kemikler, organlar ve kaslardan ibarettir, kaslar da
hareket içindir. Mothersole’a göre de “müzik sadece kulakla de il tüm bedenle duyulur” sözü
bu gerçe i desteklemektedir.
Düzenli hareketlerin temelinde yer alan yürüme, ko ma, s çrama, galop, sekme, makas,
sallanma, savrulma, dönme vb. hareketler, kendine özgü bir ritme sahiptir. Bu hareketlerin
retiminde kullan lacak ba ca ritim kal plar (4’lük bir süre içinde) u ekilde olabilir:
Yukar da örneklerini sundu umuz ritim ve temel hareket kal plar n birle imiyle birlikte
sistematik hareketler zinciri olu turulabilir. Bu zincirler hareket kal plar na dönü türülerek
sportif veya rekreatif faaliyetlerin temelinde yer alabilirler. Örne in:
Z pla
Ko Ko
Bas Ga lop
Bas Ga lop
Galop hareketinin en aç k biçimde göründü ü spor dal eskrimdir. Rakibe hamle esnas nda
kullan lan yer de tirme hareketi olarak galop, belirgin bir biçimde görülebilmektedir.
Çocuklarda temel hareket e itimi döneminde ö retilecek olan galop hareketi, özelle mi
hareketler döneminde yönelece i dans veya spor dal na özgü hareketleri ö renme a amas nda
oldukça faydal olabilecektir.
31
Sonuç olarak; ilkö retim ça (I.Devre) çocuklar na yönelik beden ve hareket e itiminin,
çocuklar n fiziksel ve davran
geli imleri üzerindeki etkilerinin olumlu sonuçlar
dü ünüldü ünde; ritim ve müzik e itimi, çocuklarda bedeni do ru kullanabilme ve bu sayede
temel hareket geli imini olumlu yönde etkilemesi aç ndan, çok gerekli olaca söylenebilir.
Öyleyse, çocu un geli iminde müzik ve ritim e itiminin yeri vazgeçilemeyecek derecede
önemlidir diyebiliriz.
rencilerimize kazand rmak istedi imiz fiziksel hareket becerilerini ö retme a amas nda,
her becerinin asl nda kendi içinde bir ritmi oldu unun bilinmesi gerekmektedir. Çocu a temel
hareket e itimi verirken öncelikle hareketin ritmi ö retilmeli ve ritmik seslendirmesi mutlaka
yapmal r. Bu sayede çocuk, yeni beceriler kazan rken, hareketleri ritmik bir s ra ile ard
ard na s ralayabilecektir. Bu durum, beceri ö renimini kolayla ran ve daha aktif hale getiren
bir unsurdur. Yeti kinler aras nda dans etkinliklerine kat
n azl
ve kat mc lar n
renme güçlü ü çekti inin gözlenmesi, bu e itimin çocuk ya larda al nmas gerekti i
görü ünü güçlendirmektedir.
KAYNAKLAR
Arslan,Y. Altay, F., (2008),“S f Ö retmenlerinin Beden E itimi Ders Program ve Ders
Uygulamalar na li kin Görü leri”, Hacettepe J. Of Sport Sciences Spor Bilimleri
Dergisi, Cilt 19, Say 2.
Bar , A.D., Özata, E., (2009), “S f Ö retmenli i Anabilim Dal nda Al nan Müzik-Müzik
retimi Derslerinin Ö retmenlik Uygulamalar ndaki Yans malar ”, Mehmet Akif
Ersoy Üniversitesi E itim Fakültesi Dergisi, Y l 9, Say 18, S 27-42.
Choi, J., (2007), “5-6 Ya Çocuklar na Yönelik Haz rlanan Ritim E itimi Program n
Çocukta Ritim Duyusunun Geli imine Etkisinin ncelenmesi”, Yüksek Lisans Tezi,
Marmara Üniversitesi E itim Bilimleri Enstitüsü lkö retim Ana Bilim Dal .
Çaml yer ve Çaml yer, 1999, “Çocuk Hareket E itimi ve Oyun”, Can Ofset, zmir
Çaml yer, H.,Mavi, H.F, Da dan, N.,Çaml yer,H., (2005), “Beden E itimi Dersi
Uygulamalar nda Ö rtemi Stil ve Yakla mlar n Çoklu Zeka Kuram na li kin
Kullan ”, 4. Ulusal Beden E itimi ve Spor Ö retmenli i Sempozyumu, Bursa.
Do an, E., (2000), “S f Ö retmenlerinin Beden E itimi Ders Uygulamalar n
De erlendirilmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal bilimler
Enstitüsü lkö retim Anabilim Dal .
Dündar, M., 2003, “Anaokulu ve lkö retimin Birinci S
nda Ritim E itimi”, G.Ü. Gazi
itim Fakültesi Dergisi, Cilt 23, Say 2, S-171/180
Erdal, G., (2005), “Sporda Performans n Artt lmas nda Müzi in Etkisi”, 4. Ulusal Beden
itimi ve Spor Ö retmenli i Sempozyumu, Bursa.
Gerek,Z.,Katkat,D. (2006), “Elit Sporcular n ve Sedanterlerin Ritim Duygular Bak ndan
Kar la
lmas ” Atatürk Üniversitesi Beden E itimi Spor Bilimleri Dergisi, Cilt 8,
Say 1.
Güler, N., 2006, “Okulöncesi Ö retmenlerin Müzik Etkinliklerini Gerçekle tirme
Durumlar ve E itimin Gereksinimlerinin Belirlenmesi”, Anadolu Üniversitesi
itim Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Eski ehir.
Gündo du, P., (2006), “Müzik Ö retmenlerinin Mesleki Yeterliklerinin ncelenmesi ve
De erlendirilmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi E itim Bilimleri
Enstitüsü Güzel Sanatlar E itimi Ana Bilim Dal .
Harmandar, ,H.,(2004), “Beden E itimi ve Sporda Özel Ö retim Yöntemleri”, Nobel Yay n
Da m, Ankara.
32
Kark n, A.M., K ç, I., (2011), “Oyun, Dans ve Müzik Dersinin Müzik Ö retmenli i
Mesle i Aç ndan Yeri ve Önemi”, Kastamonu E itim Dergisi, Cilt 19, Say 1, S
103-112
Kocaba A., Seçio lu, E., 2003, lkö retim 4. Ve 5. S f Müzik Dersinin Gerçekle me
Düzeyine li kin Ö renci Görü leri”,Kaz m Karabekir E itim Fakültesi Dergisi, Say
8, S 139-155
Koç, ., (1992), “Hareket E itimi ve Spor Üzerine, Madalyonun ki Yüzü”, Buca E itim
Fakültesi E itim Bilimleri Dergisi, Say 1.
Milli E itim Bakanl Ortaö retim Genel Müd. (2009). “Ortaö retim Beden E itimi Dersi
retim Program (9-12.S flar), Bursa.
Milli E itim Bakanl MEGEP (2007). “Çocuk Geli imi ve E itimi, Psikomotor Geli im”,
Ankara.
Morgül, M., (2004), “Evrende Ritim ve Biz”; Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi, Say 878
Ölçücü, B.,(2007), “10-14 Ya Çocuklarda Tenis Becerisinin Geli imine Etki Eden
Faktörlerin De erlendirilmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Üniversitesi Sa k
Bilimleri Enstitüsü Beden E itimi ve Spor Ana Bilim Dal .
Özdenk Ç.,(2007), “6 Ya Grubu Ö rencilerinin Psikomotor Geli imlerinin Sa lanmas nda
Oyunun Yeri ve Önemi”, Yüksek Lisans Tezi, F rat Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü E itim Bilimleri Ana Bilim Dal .
irinkan, A., irinkan. S., Çal kan.E., Kald mc , M.,(2006), lkö retim 1. Kademede
Görev Yapan S f Ö retmenlerinin, Ö rencilerinin Beden E itimi ve Spor
htiyac
Kar layabilme Düzeyleri (Erzurum Örne i), Atatürk Üniversitesi Beden
itimi ve Spor Bilimleri Dergisi,cilt 8,say 4.
Toksoy, A.C., Be iro lu, ., (2006), “Orff Yakla
Çerçevesinde lkö retim I.
Kademesinde Müzik ve Hareket E itimine Ba lang ç çin Bir Model Önerisi”, TÜ
Dergisi/B Sosyal bilimler, Cilt 3, Say 2.
Topaç, N., (2008), “Okulöncesi Ö retmenlerinin ve Okulöncesi Dönem Çocuklar n
Ebeveynlerinin Müzik E itimi Hakk ndaki Dü üncelerinin ncelenmesi”; Yüksek
Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi E itim Bilimleri Enstitüsü lkö retim Ana Bilim
Dal .
Topkaya, .(2007),“Hareket Beden E itimi ve Spor Ö retiminde Ö renme ve Ö retimin
Temelleri”, Nobel Yay nlar , Ankara
Tufan, S., Sökezo lu, D., (2009), “Oyun, Hareket, Dans Ve Ritim Yoluyla Müzik E itiminin
7-11 Ya Grubu Çocuk Yuvas Ö rencilerinin Sosyal Geli imleri Üzerine Etkisi”,
Ondokuz May s Üniversitesi 8. Ulusal Müzik E itimi Sempozyumu.
Türk E itim Sen., (2010), “Spor, Sanat, Beceri ve De erler E itimi”, 18. Milli E itim
uras Çal ma Raporu, S 79-98, Ankara.
UNESCO, “ Çocu un Oyun ve Spor Hakk ” UNESCO, Türkiye Milli Komisyonu, Beden
itimi ve Spor htisas Komitesi, Çal tay , Ankara Üniversitesi, 24 Haziran 2005.
ld z B çakç , M., Gürsoy F., (2010), “Proje Yakla
na Dayal E itimin Alt Ya
Çocuklar n Geli imine Etkisinin ncelenmesi”, Kastamonu E itim Dergisi, Cilt 18,
No 1.
“Geli im ile lgili Temel Kavramlar ve Hareket E itimi 1” , http://bca2.blogcu.com/gelisimile-ilgili-temel-kavramlar-ve-hareket-egitimi-1/4725140 Eri im: 12 Kas m 2012
tarihide al nd
“Hangi Ya ta Hangi Spor”, http://www.hurriyet.com.tr/cumartesi/10788264_p.asp, Eri im: 12
Kas m 2012 tarihide al nd
Topkaya, ., “Hareket, Beden E itimi ve Spor Ö retiminde Ö renme ve Ö retimin
Temelleri”, Nobel yay n, 3. Bask , 2011
33
rtmaç, A., 2002,“Müzik E itiminin Okul Öncesi Dönem Çocuklar n Geli im
Alanlar na Etkileri”, http://egitim.cu.edu.tr/efdergi/makaleler.asp?dosya=207 Say
23, Cilt 2, Eri im: 22Kas m 2012 tarihinde al nd .
“Sporda Beceri Ö renimi” http://www.sakintaekwondo.com/ Eri im: 09 Kas m 2012
tarihinde al nd .
Kartal, T., “Çocuklar ve Ritim E itimi”, http://www.ritimci.com/index.php?option=com
Eri im:12Kas m 2012 tarihinde al nd .
EXTENDED ABSTRACT
Rhythm, in Latin means flow and is a languages of number (Toksoy, Be iro lu, 2006). The
best time to start rhythm training is kindergarten and first grade of elementary (Topaç, 2008).
While music education for children, especially the methods used in the first year of
kindergarten and primary school is very important. One of them is "rhythm training", children
who have already reveal the sense of rhythm, and music enhance the learning process, it is
important to make it faster and enjoyable. If at this age children formed the basis of a good
musical education, in the future they can get more advanced and more complex skills.
irinkan ve Ark, 2006).
The purpose of this study is to examine the relation between rhythm and music education in
the improvement of basic movement skills of primary school students of 1-4th grades. In this
study combing method has been applied and the importance of music and rhythm education
for students of these grades has been addressed. Articles on the importance of basic
movement education for these children have been studied and a reasonable synthesis has been
tried to be attained.
When compared with the density of such an education for pre-school period, the number of
studies signifying the importance of music and rhythm education during primary school
period is rather insignificant, thus making such a study valuable. The importance of music and
rhythm education for primary school students has been emphasized both through applied and
observational studies, yet studies concerning basic movement have not sufficiently been
referred to.
looking at the program The national curriculum in preschool and primary school classes,
children basic motor skills is seen as prepared for bring in and development. in the first stage
of primary education, the definition of rhythm should be provided to children, also should be
known as simple rhythm patterns and the rhythm instruments gain a sense of rhythm and
rhythm to create. During the movements related to sports, children should gain the knowledge
of the movement and rhythm training. After taking this course, children can hear by detecting
more quickly variety of rhythms and may become aware of the movement can do with her
own body. Moreover, by combining rhythm patterns of movement, athletic skills can be
learned more quickly.
While the basic movement training, should be taught first rhythm of the movement and
rhythmic vocalization must be done. In this way, children gained new skills and be able to
sort successive movements with rhythmic sequence. This is an element that makes it easier
and more active skill learning.
34
Situated on the basis of regular walking, running, jumping, gallop, skip, leap, stephop, swing,
roll, sway, turning etc. of motion has its own rhythm. The main rhythm patterns to be used in
the teaching of these movements (in a time of 4) may be as follows
Can be created systematic chain of movement with a combinations of rhythm and basic
movement patterns. These chains can converted into movement patterns, take place on the
basis of sports and recreational activities. For example:
jump
run run
step gal lop
step gal lop
To teach gallop during the period of basic movement, It can be very useful during the
specialized movements period for the children.
As a result, considering the positive results effects on physical and behavioral development of
children, of primary school age body and movement education, can be said that, in terms of
development of movement and for use the correctly body, rhythm and music education is very
necessary.
In our combing-method study, the importance of the link between rhythm and movement has
been emphasized. In the meantime, it can be regarded as a useful study as it may shed light on
applied studies to be carried out and it may as well be helpful to researchers in the field.
35
Uluslararas Multidisipliner Akademik Ara rmalar Dergisi / Ocak- ubat-Mart-Nisan Cilt: 2 Say :1
Journal of International Multidisciplinary Academic Researches / January-February-March-April Volume: 2 Issue: 1
30.04.2015
www.joimar.com
KANSER HASTASI ÇOCUKLARDA TEDAV VE REHAB
SPORUN YARARLARI
TASYON SÜREC NDE
THE BENEFITS OF SPORTS TO TREATMENT AND REHABILITATION
PROCESS IN CANCER PATIENT CHILDREN
1
1
Mesut HEK M*
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu, Antrenörlük
Bölümü, Burdur
*e-mail: [email protected]
ÖZET
Günümüzde hareketsiz ya am tarz , yanl beslenme al kanl klar , baz çevresel unsurlar, genetik faktörler ve
çe itli sa ks z ya am biçimi davran lar baz hastal klar n olu mas na neden olmaktad r. Obezite, diyabet,
kalp-damar hastal klar , kanser ve baz psikolojik rahats zl klar bu hastal klar n ba nda gelmektedir. Bu
hastal klar içerisinde özellikle kanser hastal
n yayg nl
n sürekli artt bilinmektedir. Bu durum ülkelerin
kansere kar yeni tedavi yöntemleri geli tirmelerine zemin haz rlam r. Buna kar k hastal n yayg nl hala
yüksek seviyelerdedir. Yeti kin bireylerde oldu u gibi çocuklarda da kanser hastal görülme s kl
n geçmi
llara göre art gösterdi i belirtilmektedir. Bu nedenle çocuklar kanserden korumak, kanser hastas çocuklar n
tedavi süreçlerini desteklemek, tedavi sürecinden sonra çocuklar n sa k kalitelerini artt racak baz önemlerin
al nmas önemli bir durum haline gelmi tir. Literatürde çocukluk ça nda kanserle mücadele de spor ve fiziksel
aktiviteye kat
n faydal sonuçlar verdi ine dair ara rma bulgular bulunmaktad r. Ancak ülkemizde bu
konuda yap lan ara rmalar n s rl oldu u görülmü tür. Bu kapsamda yap lan bu ara rmada, çocukluk
ça nda kanserin önlenmesinde, kanserin tedavi sürecinde, tedavisi tamamlanan çocuklar n iyile me süreçlerinde
spora kat
n faydalar üzerinde durulmu tur.
Anahtar kelimeler: Çocukluk ça , kanser ve spor, kanser ve rehabilitasyon
ABSTRACT
Nowadays, sedentary lifestyle, improper eating habits, some environmental factors, genetic factors and various
unhealthy lifestyle behaviors lead to the some diseases. Obesity, diabetes, cardiovascular disease, cancer and
psychological disorders are among some of these diseases. The cancer diseases prevalence is know that
continuously increasing in this diseases. This sitution has prepared the ground for the development of new
treatments against cancer of the country. Despite cancer is still high prevalence. Cancer disease in children is
reported to increase the incidence compared to previous years as in adults. Therefore, to protect children from
cancer, cancer support children's treatment process, removal of some importance to improve the quality of
children's health has become an important condition after the treatment process. To fight childhood cancer in the
literature are also sport and physical activity participation on research findings that give useful results. However,
our country was found to be limited research on this subject. n this context the study was carried out, the
prevention of cancer in childhood, in the treatment of cancer, treatment is focused on completion of the children
of the benefits of sport participation in the healing process.
Keywords: Childhood, cancer and sports, cancer and rehabilitation
JEL CODES: L83, I10, I12, I19.
Kanser kelimesi ngilizce de ‘’yengeç’’ anlam na gelmektedir. Kanser hastal na böyle bir
benzetme ve tan m yap lmas n temelinde yengeçlerin dü man
önce k st rmas , di li
kollar ile s s tutmas ve daha sonra yava yava yemesi yatmaktad r. Nitekim kanser
hastal da uygun tedavi yöntemleri ile müdahale edilmedi i zaman insan giderek zay flatan
ve sonras nda ölüme sürükleyen bir hastal k türüdür ( enel ve Ç rako lu, 2003).
Amerika Birle ik Devletleri’nde en yayg n ölüm nedenleri aras nda kanser ikinci s rada yer
almaktad r. Türkiye’de ise kanserin yayg n ölüm nedenleri aras nda ilk dört s rada yer ald
belirtilmektedir (Aktaran; Kutluk, 2006). Buna kar k son y llarda dünyada kanserle
36
mücadele konusunda geli tirilen yeni tedavi yöntemleri ( n tedavisi, ameliyat, kemoterapi)
kanser hastalar nda ya am süresinin artmas na katk sa lam r (Bag, 2013; San Juan, Wolin
& Lucía, 2011). Kanser hastas olan çocuklar n da son otuz y ll k süre içerisinde ya am
sürelerinde anlaml bir art gözlendi i rapor edilmi tir (Güne , 2009).
Yeni tedavi yöntemleri sayesinde kanser hastal
ölümcül hastal klar kategorisinden
kar larak kronik hastal klar kategorisine dâhil edilmi tir. Ancak her ya grubunda farkl
olmakla beraber yeni tedavi yakla mlar na ba
olarak çocuklarda çe itli sorunlar n da
görüldü ü belirtilmektedir (Elçigil, 2007). Yeni tedavi yakla mlar na ve kanserle mücadeleye
küresel anlamda büyük önem verilmesine ra men, Gilliam ve Schwebel’a (2013) göre
çocukluk ça kanser hastal klar n gelecekte daha büyük bir sa k sorunu haline gelece i
dü ünülmektedir.
Çocuklarda kansere ve kanser tedavisine ba olarak ortaya ç kan sorunlar sadece fiziksel ve
bbi olarak de il, ayn zamanda psikolojik ve ruhsal olarak da kendisini göstermektedir
(Sezgin, Ekinci & Okanl , 2007). Ayr ca kanser tedavisi olumlu sonuçlanan ve kanserden
kurtulan birçok çocukta tedavilerin yan etkileri olarak ikincil kanser veya çe itli hastal klar
görülme vakalar na da s kl kla rastlanmaktad r (Kebudi & Özdemir, 2011; Elçigil ve Tuna,
2011). Kanser hastal
n birçok belirsizli i içerisinde bar nd rmas ve ölümü ça
ran bir
hastal k olmas kanser hastas çocuklar n ailelerinin de psikolojik olarak baz sorunlar
ya amalar na zemin haz rlamaktad r (H zel ve ark., 2009). Nitekim literatürde yer alan çe itli
ara rmalarda kanser hastas çocuklar n ailelerinin ciddi anlamda psikolojik sorunlarla kar
kar ya kald klar belirtilmi tir (Toros, Tot & Düzoval , 2002; Bostanc ve ark., 2007; Kut ve
Çetinkaya, 2008).
Kanser hastas çocuklar n s kl kla kar la klar önemli bir sorun da fiziksel aktivite
yetersizli idir. Kanser hastas çocuklar n yeterli düzeyde fiziksel aktivite yapmamalar n
temelinde yo un tedavi süreçlerinden dolay vakit bulamama, ailelerin çocuklar n fiziksel
olarak aktif olmalar istememeleri, yine ailelerin çocuklar n fiziksel olarak aktif olmalar
konusunda baz çekingenlikler ya amalar yatmaktad r. Bazen uzman görü leri nedeniyle de
kanserli çocuklar fiziksel aktiviteye kat lmamaktad r. Buna kar k literatürde yer alan
ara rmalarda kanser hastas olan çocuklarda fiziksel aktiviteye kat
n birçok yarar
oldu u ve çocuklar n yeterli düzeyde aktif olmalar için kendi özelliklerine uygun fiziksel
aktivite programlar na dâhil edilmeleri gerekti i vurgulanm r (Kürtüncü ve Demirba ,
2013; Soyuer ve Sitti, 2011). Bu kapsamda kanser hastas çocuklarda fiziksel aktivite
düzeyinin artt lmas ve fiziksel aktivitenin kanserli çocuklar üzerinde yararlar konusunda
toplumun bilinçlendirilmesi büyük zorunluluk arz etmektedir. Yap lan bu ara rmada da
çocukluk ça kanseri ile ilgili literatür bilgisine yer verilmi ve kanserli çocuklarda spora
kat
n yararlar üzerinde durulmu tur.
Çocukluk Ça nda Kanserin Nedenleri
Çocukluk ça nda kansere yakalanma riskini artt ran çe itli faktörler bulunmaktad r.
Genellikle çocuklar n maruz kald klar baz sa k riskleri kansere yakalanma olas klar
artt rmaktad r. Di er bir ifade ile çocuklarda ortaya ç kabilecek kanser türleri ile
kar la klar sa k riskleri aras nda anlaml bir ili ki bulunmaktad r. Genel olarak
çocuklarda s k kar la lan kanser türlerinin temel nedenlerine ili kin bilgiler literatürde u
ekilde özetlenmi tir;
Çocuklarda özellikle solunum yolunda görülen temel hastal klar ve kanser
olgular n temelinde sigara içme veya sigara içilen ortamda bulunman n yatt
37
belirtilmektedir. Kanserli çocuklar n aileleri üzerinde yap lan bir ara rmada
ailelerin %69.3’ünün çocuklarda kanserin temel nedeninin sigara duman na maruz
kalma oldu unu belirtikleri tespit edilmi tir (H zel ve ark., 2009).
Do um öncesi iyonize nlara maruz kalmak (Apak, 2006),
Radyasyona maruz kalma (elektronik radyasyon, atom bombas n at ld yerde sa
kalanlarda lösemi s kl artm r),
Kimyasal maddelere maruz kalma (ebeveynlerin alkol veya sigara tüketmeleri vb.),
Kansere neden olabilen baz ilaçlar kullanma,
Çe itli virüsler (varicella, parvovirus vb.),
Genetik faktörler ve genetik hastal klar ile kromozom bozukluklar (Özkan, 2012).
Yanl beslenme al kanl klar ( enel ve Ç rako lu, 2003).
Fiziksel aktivite yetersizli i, a
kiloluluk ve obezite (Brown ve ark., 2012;
Butturini ve ark., 2007).
Yukar da yer alan çocukluk ça kanser nedenleri genel olarak birçok kanser türünün ortaya
kmas nda rol oynamaktad r. Bunun yan nda özellikle lösemi gibi çocukluk ça nda s kl kla
kar la lan kanser türlerinin temel nedenleri hala tam olarak bilinmemektedir (Apak, 2006).
Çocukluk Ça nda Kanser Yayg nl
Kanser hastal
n toplumsal aç dan yayg nl k oran n iyi bilinmesi, kansere neden olan
unsurlar n de erlendirilmesi, saptanmas ve ortadan kald lmas için oldukça önemlidir.
Bunun yan nda kansere erken müdahale edilmesi ve yeni tedavi yöntemlerinin geli tirilmesi
için kanser türlerinin yayg nl k oranlar n ve toplumda görülme s kl
n iyi analiz edilmesi
önemli bir husustur (Al , zmirli & Do an, 2006). Çocukluk ça nda görülen kanser
hastal klar ile mücadele de yeni yöntemlerin geli tirilmesi ve hastal k risklerinin en aza
indirilmesinde de çocukluk ça kanserinin yayg nl
n iyi de erlendirilmesi gerekti i
söylenebilir. Ertan, engelen & Vaizo lu’na (2004) göre çocukluk ça kanser yayg nl
n
ra indirilmesi mümkün de ildir. Ancak hastal n yayg nl
n azalt lmas için yap lacak
uygulamalar ile hastal k kontrol alt na al nabilir ve kabul edilen düzeye çekilebilir. Bununla
birlikte, önlenebilir çocukluk ça kanserinin yayg nl önemli bir halk sa
sorunu olarak
de erlendirilmektedir.
Türkiye’de çocuklarda en s k görülen kanser türleri de erlendirildi i zaman, Türkiye
Cumhuriyeti Sa k Bakanl
(2014) verilerine göre 0-14 ya grubu çocuklarda en fazla
görülen kanser türlerinin lösemi (erkeklerde %32, k zlarda %32), lenfoma (erkeklerde %18.2,
zlarda %11.1) ve MSS tümörleri (erkeklerde %17.1, k zlarda %19.8) oldu u rapor
edilmi tir. Çocuklarda di er kanser türlerinin görülme s kl klar n ortalama olarak %6 ve
daha a
düzeyde oldu u belirtilmi tir. Dünya genelinde çocukluk ça kanser türlerinin
da
ise a
daki tabloda sunulmu tur.
38
Tablo 1. Çocukluk ça nda en s k görülen kanser türleri (Kutluk ve Kars, 2001)
Kanser türü
Görülme s kl
Lösemi
30
Beyin tümörleri
15
Lenfoma
10
Kemik ve yumu ak doku
14
Wilms tümörü
6
Nöroblastom
7
Reünoblasyom
3
Di er kanser türleri
15
Toplam
100
Çocukluk ça kanser oran n yayg nl ülkelerin geli mi lik düzeyleri ile yak ndan ili kili
bir durumdur. Nitekim çocukluk ça kanserinin %85 gibi önemli bir bölümünün geli mekte
olan ülkelerde görüldü ü belirtilmektedir. 1970’li y llarda çocuklarda kanser görülme s kl
milyonda 104 iken, 2000’li y llar n ba ndan itibaren bu oran n milyonda 125 oldu u rapor
edilmi tir. Dünyada her y l 200.000’den fazla yeni çocuk kanser hastal na yakalanmaktad r.
Bunun yan nda çocukluk ça kanseri tüm kanser vakalar n %2’sini, kanserden ölüm
vakalar n ise %5.5’ini te kil etmektedir (Aktaran; Büyükpamukçu, 2007: 138). Tüm dünya
genelinde çocukluk ça kanseri çocuklar aras nda en önemli ikinci ölüm nedeni olmakla
beraber, ülkemizde çocukluk ça kanserinin çocukluk dönemindeki tüm ölüm nedenleri
aras nda ilk dört s rada yer ald
belirtilmektedir (Uzunhan ve Karaka , 2012). 2030’lu
llarda her 250 ki iden 1’inin çocukluk döneminde kanser hastal geçirmi ve iyile mi
olaca tahmin edilmektedir (Aktaran; Özkan, 2012).
Dünyan n birçok ülkesinde kanser hastalar na ili kin kay tlar n sa kl tutulmamas nedeniyle
özellikle çocukluk ça kanserine ili kin verilerin net bir sonuç yans tmad belirtilmektedir.
pk çocukluk ça
kanserinin görülme s kl
n ülkelerin ekonomik geli mi lik
durumlar na göre farkl k göstermesinde oldu u gibi, uygulanan tedavilere ba
ba ar
oranlar da ülkelerin geli mi lik düzeyleri ile yak ndan ili kilidir. Nitekim uygulanan tedavi
yöntemleri ile geli mi ülkelerdeki kanser hastas çocuklar n %80’i hastal ktan kurtulurken,
geli mekte olan ülkelerde çocuklar n uygulanan tedavilerle kanserden kurtulma olas klar
%50’nin alt nda bir orana sahiptir (Kutluk, 2009).
Yukar da yer alan bilgiler de erlendirildi i zaman, geçmi y llara k yasla çocukluk ça
kanseri ile mücadelede dünya genelinde önemli ad mlar at ld söylenebilir. Buna ra men
çocuklarda kanser yayg nl
n giderek artt
görülmektedir. Ayr ca kanser hastas
çocuklara ili kin veri ve kay tlar n birçok ülkede düzgün bir biçimde tutulmam olmas
hastal a ili kin genel yayg nl k oran n tespit edilmesini güçle tirmektedir.
Kanserin Çocuk Sa
Üzerindeki Olumsuz Etkileri
Türü ne olursa olsun kanser hastal
n çocuk sa
üzerinde baz olumsuz etkileri
bulunmaktad r. Kanserin çocuk sa
üzerindeki olumsuz etkilerinin ba nda fiziksel,
fizyolojik, metabolik ve baz psikolojik sorunlar n geldi i söylenebilir. Sar , Y lmaz &
Kantar’a (2012) göre, kanser hastal ve kanseri hastal
n tedavi süreçleri çocuklar n vücut
levlerinde, vücut fonksiyonlar nda ve ya am kalitelerinde baz olumsuzluklara neden
olmaktad r.
Çocuklarda kanserin olumsuz etkilerinin ba nda beslenme bozukluklar ve malnütrisyon
gelmektedir. Çocuklarda kansere ba
olarak ortaya ç kan beslenme bozukluklar n
39
temelinde uygulanan tedavi yöntemlerine ba
olarak geli en komplikasyonlar etkili
olmaktad r. Ortaya ç kan beslenme bozukluklar ve malnütrisyon çocuklar n kanser tedavi
süreçlerini olumsuz yönde etkilemekle beraber çocuklar n hastanede yatma sürelerini
uzatmakta ve ölüm oran
artt rmaktad r. Bununla birlikte iyi bir beslenme program da
kanser tedavisinin ba ar düzeyini yükseltmektedir (Kostak & Zafer, 2012).
Kanser hastas olan çocuklarda yayg n olarak görülen di er bir sa k sorunu da psikolojik ve
ruhsal problemlerdir. Çocuklarda kanser hastal na ba
olarak ortaya ç kan psikolojik
sorunlar n temelinde a
cerrahi i lemler, kemoterapi, tedavi sürecinde aileden ayr kalma,
hastanede yatma, yabanc insanlarla kar la ma, okuldan ayr lma, vücut bütünlü ünün tehdit
edilmesi, fiziksel yeteneklerinin s rland lmas ve tedaviye ba olarak ortaya ç kan saç
kayb gibi unsurlar yatmaktad r (Sezgin, Ekinci & Okanl , 2007). Kanser hastas çocuklarda
söz konusu unsurlara ba olarak ortaya ç kan psikolojik sorunlar n ba nda stres (Sezgin,
Ekinci & Okanl , 2007; Kurt & Sava er, 2011), depresyon (Sezgin & Ekinci, 2006; Toros,
Tot & Düzoval , 2002), okul ve sosyal ortamlara uyum sa layamama (Özbaran & Erermi ,
2006; Elçigil, 2007), karamsarl k, yaln zl k duygusu, özgüven eksikli i (Avc , 2013) gibi
sorunlar gelmektedir. Thorsteinsson ve arkada lar na (2013) göre kanser hastas çocuklar n
ya ad klar önemli psikolojik sorunlardan biriside çocuklar n sosyal etkile im düzeylerinin
azalmas r. Bunun temelinde çocuklar n uzun süren tedaviler nedeniyle arkada
çevrelerinden uzakta kalmalar ve tedavi sonras nda arkada lar ile tekrar etkile imde
bulunma konusunda zorluk ya amalar yatmaktad r. Bekesi ve arkada lar (2011) taraf ndan
yap lan ara rmada da kanser hastal
n çocuklar n sosyal geli imlerini olumsuz yönde
etkiledi i belirtilmi tir.
Kanser hastas çocuklarda s kl kla görülen ve kansere e lik eden sa k sorunlar ndan birisi de
ikâyetleridir. Kanser hastalar n büyük bir bölümünde görülen a
ikâyetleri kanser
hastas çocuklarda da %50’nin üzerinde görülmektedir. Kanser hastas çocuklarda görülen
lar kanserin türüne göre farkl k göstermektedir (Collins, 2001). Çocuklarda kanser
türüne ve uygulanan tedavi yöntemine ba
olarak gözlenen yorgunluk da birçok kanser
hastas çocukta görülen önemli bir sorundur (Kudube , 2014).
Kanser hastas çocuklar n fiziksel aktivite ve hareketlilik düzeyi sa kl ya tlar na k yasla
daha dü üktür (Aznar ve ark., 2006). Bu durum baz kanser türlerinde çocuklar n lokomotor
fonksiyonel özelliklerinde bozulmalara ve fiziksel aktivite düzeylerinde azalmaya neden
olmaktad r. Özellikle Akut Lenfoblastik Lösemili (ALL) çocuklarda hareket yetene inin
tlanmas ve fiziksel aktivite düzeyinde azalma meydana gelmesi kemik mineral
yo unlu unun da azalmas beraberinde getirmektedir. Bu kanser türüne yakalanm olan
çocuklarda kemik mineral yo unlu u ortalama olarak %15-29 düzeyinde azald
için
osteoporoz riski de artmaktad r (Tan r & Ku uo lu, 2012). Literatürde yer alan çe itli
ara rmalarda da Akut Lenfoblastik Lösemili hasta çocuklarda kemik mineral yo unlu unda
anlaml azalma meydana geldi i rapor edilmi tir (Athanassiadou ve ark., 2006).
Çocuk onkolojisi klini ine gelen çocuklar n ebeveynleri üzerinde yap lan bir ara rmada,
ebeveyn görü lerine göre çocuklar n ya ad klar ve kansere e lik eden baz sa k sorunlar ele
al nm r. Ara rmada ebeveyn görü lerine göre çocuklar n %43.8’inde saç dökülmesine
kl kla rastland , çocuklar n %49.4’ünde yorgunluk, %34.8’inde bulant ve kusma,
%24.7’sinde endi e ve kayg , %23’6’s nda tat alma de ikli inin orta düzeyde görüldü ü,
çocuklar n %28.1’inde kab zl k ve ishalin, %27’sinde a
hissinin, %12.4’ünde uyuma
güçlü ünün ve %7.9’unda ise solunum güçlü ünün dü ük düzeyde görüldü ü tespit
edilmi tir. Ayn ara rmada ebeveyn görü lerine göre kanser hastal
n çocuklar n okul
40
ya amlar ve sosyal hayatlar
ark., 2009).
olumsuz yönde etkiledi i sonucuna ula lm
r (Y lmaz ve
Kutluk ve Kars’a (2001) göre, çocuklarda görülen kanser türlerinde kansere ba
olarak
ortaya ç kan sa k sorunlar kanser türü ile yak ndan ili kilidir. Buna göre beyin tümörü olan
çocuklarda havale geçirme, gözlerde kayma, kusma, yürüme bozukluklar ve kol-bacaklar n
tutmamas gibi sorunlar ortaya ç kabilmektedir. Böbrek tümörü olan çocuklarda kar n li i
ve idrardan kan gelmesine s kl kla rastlanmaktad r. Kemik kanserinde de hasarl dokunun
etraf nda
lik gibi sorunlar ortaya ç kabilmektedir. Braam ve arkada lar na (2010) göre,
çocukluk döneminde kanserin sa k üzerine olumsuz etkilerinin ba nda kassal olarak zay f
dü me ve kardiyovasküler kapasitede zay flama gelmektedir. Bunun temelinde ise uzun süre
uygulanan kemoterapi ve radyoterapi tedavisi yatmaktad r. Literatürde yer alan çe itli
ara rmalarda da kanser hastas çocuklar n temel motorsal beceri düzeylerinin sa kl
ya tlar na k yasla dü ük oldu u tespit edilmi tir (San Juan ve ark., 2007a; Brussel ve ark.,
2005).
Çocukluk Ça nda Kanserin Önlenmesi ve Terapisinde Sporun Önemi
Kanserin önlenmesinde en etkili yöntemlerin ba nda kanserle mücadelenin geldi i bilinmekle
beraber (Y lmaz, 2010), çocukluk ça kanser hastal klar ile mücadelenin son y llarda dünya
genelinde art gösterdi i görülmektedir (Stolley, Restrepo & Sharp, 2010). Ancak mevcut
tedavi yakla mlar n çe itli müdahalelerle desteklenmesi gerekmektedir. Bu noktada birçok
alanda koruyucu ve sa
geli tirici bir öneme sahip olan spor etkinliklerine kat m oldukça
önemlidir. Nitekim lliteratürde yer alan çe itli kaynaklarda düzenli fiziksel aktivite ve spora
kat
n baz kanser türlerinin olu umunu engelledi i (Demir ve Filiz, 2004; Kelly, 2011)
veya kanserin olumsuz etkilerini azaltt belirtilmi tir (Braam ve ark., 2010; Thorsteinsson ve
ark., 2013; Ness ve ark., 2007; Lucia ve ark., 2005; Battaglini ve ark., 2009; Paxton ve ark.,
2010; Galvao ve Newton, 2005).
Kanserli çocuklar üzerinde yap lan ara rmalarda egzersiz programlar n çocuklara
genellikle evde uyguland , uzman kontrolünde yap lan bireysel egzersiz modellerinden
yararlan ld görülmektedir. Ancak deney ve kontrol gruplu ara rmalar n oran n henüz
fazla olmad bilinmektedir (Soyuer & Sitti, 2011; Huang ve Ness, 2011). Bununla birlikte
kanser hastal
n tedavi sürecinde fiziksel aktivite veya egzersiz program uygulanmas n
hastalarda herhangi bir olumsuz yan etkisi oldu una dair ara rma bulunmamaktad r (Doyle
ve ark., 2006). Bununla birlikte kanser hastas çocuklara uygulanacak egzersiz protokollerinin
içeri i, kapsam ve yüklenme iddeti hakk nda literatürde tam anlam yla fikir birli i
sa lanmad görülmektedir. Brown ve arkada lar ’na (2012) göre, kanser hastas çocuklarda
spora kat
n ne kadar güvenli oldu una dair güncel ara rmalara gereksinim vard r. Çünkü
yap lan ara rmalar n küçük bir bölümünde kanser hastalar nda spora kat
n güvenli
oldu u görü ü desteklenmi tir. Bunun yan nda kanser hastas çocuklara uygulanacak olan
fiziksel aktivite programlar n iddeti konusunda literatürde hala önemli bir belirsizlik
bulunmaktad r.
rl say da olmas na ra men kanser hastas çocuklar üzerinde yap lan ara rmalarda,
uygulanan farkl fiziksel aktivite ve spor etkinliklerinin çocuklar n ya am kalitelerini artt rd
ve sa k düzeylerini geli tirdi i rapor edilmi tir (Speyer ve ark., 2010). Bu nedenle kanser
hastas çocuklarda tedavi sürecine ek olarak özel fiziksel aktivite programlar n
uygulanmas n önemli bir konu oldu u belirtilmi tir (Hoffman ve ark., 2013).
Akut Lenfoblastik Lösemili hasta bir çocuk üzerinde yap lan ara rmada, çocu un hastal a
ba olarak fiziksel aktivite düzeyinin azald
ve öz bak m becerilerini bile kendi ba na
41
yapamaz hale geldi i belirlenmi , çocu a üç ay boyunca hem ire gözetiminde ev egzersizleri
uygulanm r. Ara rman n sonunda aile görü lerine göre, çocu un günlük aktiviteleri yerine
getirme becerisinin geli ti i, yorgunluk ve halsizlik düzeyinin azald , egzersiz yapt ktan
sonra kendisini mutlu hissetti i ve moral düzeyinin yükseldi i tespit edilmi tir (Tan r ve
Ku uo lu, 2012). Akut Lenfoblastik Lösemili hasta çocuklar üzerinde yap lan di er bir
ara rmada, evde yap lan düzenli egzersiz program n çocuklar n kardiyovasküler
kapasitelerinde art a katk sa lad tespit edilmi tir (Laurie ve ark., 2009). Literatürde yer
alan çe itli ara rma sonuçlar da Akut Lenfoblastik Lösemili çocuklarda fiziksel aktivite ve
egzersiz programlar n fiziksel ve fonksiyonel kapasite üzerinde olumlu etkileri oldu u
görü ünü desteklemektedir (San Juan ve ark., 2007c). Baz ara rmalarda da çocuklarda
yayg n olarak görülen Akut Lenfoblastik Lösemi hastal
n medikal tedavi sürecinde hem
ev ortam nda hem de hastanede fiziksel aktivite program uygulaman n herhangi bir sak ncas
bulunmad
(Gohar ve arkada lar , 2011), bu grupta bulunan hasta çocuklarda fiziksel
aktivite ve spora kat
n hastal a ba ortaya ç kan birçok olumsuzlu u azaltt rapor
edilmi tir (White ve ark., 2005; Yeh ve ark., 2011).
Braam ve arkada lar (2010) taraf ndan yap lan ara rmada, fiziksel aktivite program n
kanser hastas çocuklar n baz fiziksel ve fizyolojik özellikleri üzerine etkilerinin belirlenmesi
amaçlanm r. Ara rmaya pediatrik onkoloji kliniklerinde tedavi olan ve 8-18 ya grubunda
bulunan toplam 100 kanser hastas çocuk kat lm r. Çocuklara ilk 4 hafta kuvvet
antrenmanlar ve maksimal kalp at m h
n %66-77’si ile orta iddette dayan kl k
antrenmanlar , 5‘inci haftalarda maksimal kalp at m h
n %77-90’ iddetinde dayan kl k
antrenman ve orta iddette kuvvet antrenman uygulanm r. Ara rman n 9-12’inci
haftalar nda ise kat mc lara maksimal kalp at
n %90’ ve üzerinde iddette olacak
ekilde yüksek yo unlukta aerobik dayan kl k antrenman uygulanm r. Ara rman n
sonunda uygulanan egzersiz program n çocuklar n sa kla ili kili ya am kaliteleri,
yorgunluk düzeyleri, fiziksel özellikleri ve kassal kuvvet düzeyleri üzerinde olumlu etkiler
meydana getirdi i tespit edilmi tir. San Juan ve arkada lar (2007b) taraf ndan yap lan
ara rmada, ya ortalamas 5 olan lösemi hastas çocuklara hastane ortam nda tedaviye ek
olarak 16 hafta boyunca kassal kuvvet ve aerobik dayan kl k antrenman program
uygulanm r. Uygulanan egzersiz program sonras nda çocuklar n aerobik dayan kl k
düzeylerinin geli ti i, üst ve alt ekstremite kas gruplar n kuvvet düzeyinin artt
ve
çocuklar n birçok fonksiyonel hareketi daha iyi yapmaya ba lad klar tespit edilmi tir.
Lucia ve arkada lar (2005) taraf ndan yap lan ara rmada, lösemi hastas çocuklara hastane
içerisinde tedaviye ek olarak fiziksel aktivite program uygulanm r. Terapi amaçl olarak
uygulanan fiziksel aktivite program n çocuklar n genel sa k düzeylerini geli tirdi i ve
sa kla ili kili ya am kalitelerini artt rd
tespit edilmi tir. çerisinde kanser hastas
çocuklar nda bulundu u baz kronik hastal klara sahip olan 10-18 ya grubu çocuklar üzerinde
yap lan di er bir ara rmada, çocuklara rekreasyon amaçl kamp program uygulanm r.
Ara rman n sonunda rekreasyon amaçl olarak kamp e itimine kat lan çocuklar n sa kla
ili kili ya am kalitelerinde anlaml düzeyde geli me gözlendi i tespit edilmi tir. Elde edilen
bulgular
nda kanser hastas çocuklarda terapi amaçl rekreasyon faaliyetlerine kat
n
hastal n olumsuz etkilerini azaltmaya yard mc oldu u vurgulanm r (Bekesi ve ark.,
2011).
SONUÇ
Sonuç olarak, günümüzde çocukluk ça nda görülen kanser hastal klar n yayg nl k oran n
sürekli artt görülmektedir. Çocukluk ça kanser hastal klar ile mücadelede yeni ve etkin
42
tedavi yöntemleri geli tirilmi olsa da, hasta çocuklarda mevcut tedaviyi destekleyici baz
uygulamalara gidilmesi oldukça önemlidir. Bu noktada fiziksel aktivite ve spor etkinliklerinin
kanser hastas çocuklarda tedaviyi desteklemeye yard mc oldu u görülmektedir. Literatürde
yap lan birçok ara rman n sonucu da bu görü ü desteklemektedir.
Kanser hastas çocuklar yo un ve uzun süren tedavi süreci içerisinde fiziksel, fizyolojik ve
psikolojik aç dan y pranmaktad rlar. Bu nedenle tedavi sürecinin devam nda veya kanser
hastal
tamamen yenmi olan çocuklarda fiziksel, fizyolojik ve psikolojik sa laml n
tekrar sa lanmas nda fiziksel aktivite ve spor etkinlikleri faydal unsurlar n ba nda
gelmektedir. Dolay yla kanser hastas çocuklarda fiziksel aktivite ve spora kat
n sadece
tedavi sürecinde de il, ayn zamanda iyile me sürecinde ve iyile tikten sonra da önemli bir
unsur oldu u söylenebilir.
Spor ve fiziksel aktiviteye kat m kanser hastas çocuklar n sa klar aç ndan yararl
olmakla beraber, literatürde kanser hastas çocuklara uygulanacak egzersiz türleri hakk nda
yeterli ve kabul görmü bilgiler bulunmamas önemli bir sorundur. Bu nedenle kanser hastas
çocuklarda kanser türüne ve çocuklar n bireysel özelliklerine uygun egzersiz programlar n
uyguland ve sonuçlar n de erlendirildi i güncel ara rmalara gereksinim vard r.
KAYNAKLAR
Al , S., zmirli, M., & Do an, E. (2006). Yüzüncü Y l Üniversitesi T p Fakültesi T bbi
Onkoloji Bilim Dal ’na ba vuran kanser hastalar n epidemiyolojik de erlendirilmesi.
Türk Onkoloji Dergisi, 21(2), 87-97.
Apak, H. (2006). Çocukluk ça lösemileri. Türk Pediatri Ar ivi, 41, 189-196.
Athanassiadou, F., Tragiannidis, A., Rausso, I., Katsos, G., Sidi, V., Papageorgiou, T., & et
al. (2006). Bone mineral density in survivors of childhood acute lymphoblastic
leukemia. The Turkish Journal of Pediatrics, 48, 101-104.
Avc , M. (2013). Kanser hastas olan çocuklarda ö renilmi çaresizlik ve depresyon
aras ndaki ili kinin incelenmesi. Yüksek lisans tezi. stanbul Arel Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü. stanbul.
Aznar, S., Webster, A. L., Juan, A. F. S., Chamorro-Vina, C., Mate-Munoz, J. L., Moral, S.,
& et al. (2006). Physical activity during treatment in childrenleukemia: A pilot study.
Appl. Physiol. Nutr. Metab., 21, 407-413.
Bag, B. (2013). Kanser hastalar nda uzun dönemde görülen psikososyal sorunlar. Psikiyatride
Güncel Yakla mlar, 5(1), 109-126.
Battaglini, C. L., Hackney, A. C., Garcia, R., Groff, D., Evans, E., & Shea, T. (2009). The
effects of an exercise program in leukemia patients. Integrative Cancer Therapies,
8(2), 130-138.
Bekesi, A., Török, S., Kökönyei, G., Bokretas, I., Szentes, A., Telepoczki, G., & et al. (2011).
Health-related quality of life changes of children and adolescents with chronic disease
after participation in therapeutic recreation camping program. Health and Quality of
Life Outcomes, 9(43), 1-10.
Bostanc , N., Duruhan, Ö., Eyübo lu, Ö., Sezgin, Ö., & Güvenir, Ö. (2007). Kanserli çocu un
bak m verenlerinde ya am kalitesi, Depresyon ve Anksiyete Düzeyleri. .Ü.F.N. Hem.
Derg., 15(60), 165-172.
43
Braam, K. I., Dijk, E. M. V., Veening, M. A., Bierings, M. B., Merks, J. H. M., Grootenhuis,
M. A., & et al. (2010). Design of the Quality of Life in Motion (QLIM) study: a
randomized controlled trial to evaluate the effectiveness and cost-effectiveness of a
combined physical exercise and psychosocial training program to improve physical
fitness in children with cancer. BMC Cancer, 10(1), 1-9.
Brussel, M. V., Takken, T., Lucia, A., Net, J. V. D., & Helders, P. J. M. (2005). Is physical
fitness decreased in survivors of childhood leukemia? A systematic review. Leukemia,
19, 13-17.
Brown, J. C., Winters-Stone, K., Lee, A., & Schmitz, K. H. (2012). Cancer, Physical Activity,
and Exercise. Compr Physiol., 2(4), 2775-2809.
Butturini, A. M., Dorey, F. J., Lange, B. J., Henry, D. W., Gaynon, P. S., Fu, C., & et al.
(2007). Obesity and outcome in pediatric acute lymphoblastic leukemia. Journal of
Clinical Oncology, 25(15), 2063-2069. DOI: 10.1200/JCO.2006.07.7792.
Büyükpamukçu, M. (2007). Çocukluk ça kanserlerinde epidemiyoloji. Güncel Pediatri,
5(1), 138-139.
Collins, J. J. (2001). Cancer pain management in children. European Journal of Pain, 5, 3741.
Demir, M., & Filiz, K. (2004). Spor egzersizlerinin insan organizmas üzerindeki etkileri.
Gazi Üniversitesi K ehir E itim Fakültesi Dergisi, 5(2), 109-114.
Doyle, C., Kushi, L. H., Byers, T., Courneya, K. S., Denmark-Wahnefried, W., Grant, B., &
et al. (2006). Nutrition and physical activity during and after cancer treatment: An
american cancer society guide for nformed choices. CA Cancer J Clin., 56, 323-353.
Elçigil, A., & Tuna, S. (2011). Kanser tedavisi biten çocuklar n ya ad klar sorunlar ve
bak mlar nda hem irenin rolü. Türk Onkoloji Dergisi, 26(3), 134-141.
Elçigil, A. (2007). Kanserli çocuklar okula gidebilir mi? C.Ü. Hem irelik Yüksekokulu
Dergisi, 11(2), 40-46.
Ertan, A. E., engelen, M., & Vaizo lu, S. A. (2004). Önlenebilir çocukluk ça kanserleri.
Cumhuriyet Üniversitesi T p Fakültesi Dergisi, 26(1), 48-54.
Galvao, D. A., & Newton, R. U. (2005). Review of exercise ntervention studies in cancer
patients. Journal of Clinical Oncology, 23(4), 899-909.
Gilliam, M. B., & Schwebel, D. C. (2013). Physical activity in child and adolescent cancer
survivors: A review. Health Psychol Rev., 7(1), 92-110.
Gohar, S. F., Comito, M., Price, J., & Marchese, V. (2011). Feasibility and parent satisfaction
of a physical therapy ntervention program for children with acute lymphoblastic
leukemia in the first 6 months of medical. Pediatr Blood Cancer, 56, 799-804.
Güne , D. (2009). Kaybedilmekte olan kanserli çocuk hastaya yakla m ve etik. Turkiye
Klinikleri Journal of Pediatrics, 18(2), 117-124.
zel, S., Toprak, S., Albayrak, M., Sanl , C., & Koçak, Ü. (2009). Kanserli çocuklar
hakk nda Anadolu’nun k rsal bir ilindeki annelerin bilgi, tutum ve davran lar . Gazi
p Dergisi, 20(1), 3-6.
Hoffman, M. C., Mulrooney, D. A., Steinberger, J., Lee, J., Baker, K. S., & Ness, K. K.
(2013). Deficits in physical function among young childhood cancer survivors.
Journal of Clinical Oncology, 32(22), 2799-2805.
Huang, T. T., & Ness, K. K. (2011). Exercise interventions in children with cancer: A review.
International Journal of Pediatrics, DOI:10.1155/2011/461512
Kebudi, R., & Özdemir, G. N. (2011). Çocukluk ça kanser sa kalanlar nda ikincil
kanserler. Türk Pediatri Ar ivi, 46, 270-274.
Kelly, A. K. W. (2011). Physical activity prescription for childhood cancer survivors. Current
Sports Medicine Reports, 10(6), 352-359.
44
Kostak, M. A., & Zafer, R. (2012). Kanserli çocuklarda beslenme sorunlar ve hem irelik
bak . rat Sa k Hizmetleri Dergisi, 7(21), 19-34.
Kudube , A. A. (2014). Çocu un kansere ba
ya ad
yorgunluk ve hem irelik bak .
Türk Onkoloji Dergisi, 29(3), 120-124.
Kurt, A. S., & Çetinkaya, . (2008). Lösemili çocuklarda yasam kalitesi ve hem irelik bak .
rat Sa k Hizmetleri Dergisi, 3(8), 35-56.
Kurt, A. S., & Sava er, S. (2011). Kanserli adolesanlar n alg lanan stres düzeyine Re-mission
video oyununun etkisi. .Ü.F.N. Hem. Derg., 19(3), 153-160.
Kutluk, T. (2006). Çocukluk ça kanserlerinin epidemiyolojisi. .Ü. Cerrahpa a T p
Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri Sempozyum Dizisi. Yay n No: 49, 11-15.
Kutluk, T. (2009). Çocukluk ça kanserlerinin epidemiyolojisi ve Türkiye'deki durum.
Turkiye Klinikleri Journal of Pediatrical Sciences, 5(4), 1-8.
Kutluk, T., & Kars, A. (2001). Kanser konusunda genel bilgiler. Ankara: Türkiye
Cumhuriyeti Sa k Bakanl Kanser ve Sava Daire Ba kanl .
Kürtüncü, M., & Demirba , B. C. (2013). Kanserli çocuklar n rehabilitasyonunda egzersizin
yeri. Electronic Journal of Vocational Colleges, May s Say , 82-88.
Laurie, M. M., Lynda, R., & Carol, S. B. (2009). Fitness of children with standard-risk acute
lymphoblastic leukemia during maintenance therapy: Response to a home-based
exercise and nutrition program. Journal of Pediatric Hematology/Oncology, 31(4),
259-266.
Lucia, A., Ramirez, M., Juan, A. F. S., Fleck, S. J., Garcia-Castro, J., & Madero, L. (2005).
Intrahospital supervised exercise training: a complementary tool in the therapeutic
armamentarium against childhood leukemia.
Ness, K. K., Baker, K. S., Dengel, d. r., Youngren, N., Sibley, S., Mertens, A. C., & et al.
(2007). Body composition, muscle strength deficits and mobility limitations in adult
survivors of childhood acute lymphoblastic leukemia. Pediatr Blood Cancer, 49, 975981.
Özbaran, B., & Erermi , S. (2006). Kanser tedavisi gören çocuk ve gençlerde uzun süreli
izlem sürecinde psikososyal özelliklerin tan mlanmas ve genel yakla m ilkeleri.
Klinik Psikiyatri, 9, 185-190.
Özkan, A. (2012). Çocukluk ça kanserleri. OnkoVital, 10, 1-3.
Paxton, R. J., Jones, L. W., Rosoff, P. M., Bonner, M., Ater, J. L., & Denmark-Wahnefried,
W. (2010). Associations between leisure-time physical activity and healthrelated
quality of life among adolescent and adult survivors of childhood cancers.
Psychooncology, 19(9), 997-1003.
San Juan, A. F., Fleck, S. J., Chamorro-Vina, C., Mate-Munoz, J. L., Moral, S., Cardona, C.,
& et al. (2007b). Effects of an intrahospital exercise program intervention for children
with leukemia. Medicine and Science in Sports and Exercise, 39(1), 13-21.
San Juan, A. F., Fleck, S. J., Chamorro, C., Mate, J. L., Moral, S., Garcia-Castro, J., & ET
AL. (2007c). Early-phase adaptat ons to intrahospital training n strength and
functional mobility of children with leukem a. Journal of Strength and Conditioning
Research, 21(1), 173-177.
San Juan, A. F., Wolin, K., & Lucía, A. (2011). Physical activity and pediatric cancer
survivorship. In Physical activity and cancer. Recent Results in Cancer Research, 186,
319-347.
San Juan, A. F., Vina, C. C., Munoz, L. M., Cardona, C., Hernandez, M., Madero, L., & et al.
(2007a). Functional capacity of children with leukemia. Int J Sports Med., 28, 1-5.
Sar , H. Y., Y lmaz, M., & Kantar, M. (2012). Çocuklarda kanser ve engellilik. Türk Onkoloji
Dergisi, 27(2), 98-105.
45
Sezgin, S., & Ekinci, M. (2006). Kanserli ve sa kl çocuklar n depresyon düzeylerinin
kar la
lmas . OMÜ T p Dergisi, 23(2), 52-58.
Sezgin, S., Ekinci, M., & Okanl , A. (2007). Kanserli çocuklar n ya ad klar psikososyal
problemler ve hem irelik yakla mlar . OMÜ T p Dergisi, 24(3), 107-112.
Soyuer, F., & Sitti, S. (2011). Kanserli çocuklar ve fiziksel aktivite. Dicle T p Dergisi, 34(8),
526-529.
Speyer, E., Herbinet, A., Vuillemin, A., Briançon, S., & Chastagner, P. (2010). Effect of
adapted physical activity sessions in the hospital on health-related quality of life for
children with cancer: a cross-over randomized trial. Pediatr Blood Cancer, 55, 11601166.
Stolley, M. R., Restrepo, J., & Sharp, L. K. (2010). Diet and physical activity in childhood
cancer survivors: A review of the literature. Ann Behav Med., 39(3), 232-249.
enel, F., & Ç rako lu, B. (2003). Kanserle sava . Bilim ve Teknik, ubat say , 1-23.
Tan r, M. K., & Ku uo lu, S. (2012). Olgu sunumu: akut lenfoblastik lösemi (ALL)’ li
çocu un evde egzersiz program n sürdürülmesi. Ankara Sa k Hizmetleri Dergisi,
11(1), 51-61.
Thorsteinsson, T., Helms, A. S., Adamsen, L., Andersen, L. B., Andersen, K. V., Christensen,
K. B. & et al. (2013). Study protocol: rehabilitation including social and physical
activity and education in children and teenagers with cancer (RESPECT). BMC
Cancer, 13(1), 1-7.
Toros, F., Tot, ., Düzoval , Ö. (2002). Kronik hastal olan çocuklar, anne ve babalar ndaki
depresyon ve anksiyete düzeyleri. Klinik Psikiyatri, 5, 240-247.
Türkiye Cumhuriyeti Sa k Bakanl . (2014). Türkiye kanser istatistikleri. Türkiye Halk
Sa
Kurumu. (Ed. Murat Gültekin & Güledal Bozta ). www.kanser.gov.tr eri im
tarihi: 25.03.2015.
Uzunhan, T. A., & Karaka , Z. (2012). Çocukluk ça akut lenfoblastik lösemisi. Çocuk
Dergisi, 12(1), 6-15.
White, J., Flohr, J. A., Winter, S. S., Vener, J., Feinauer, L. R., & Ransdell, L. B. (2005).
Potential benefits of physical activity for children with acute lymphoblastic leukaemia.
Developmental Neurorehabilitation, 8(1), 53-58.
Yeh, C. H., Wai, J. P. M., Lin, U. S., & Chiang, Y.C. (2011). A pilot study to examine the
feasibility and effects of a home-based aerobic program on reducing fatigue in
children with acute lymphoblastic leukemia. Cancer Nursing,34(1), 3-12.
lmaz, H. B., Muslu, G. K., Ta , F., Ba bakkal, Z., & Kantar, M. (2009). Çocuklar n kansere
ba ya ad klar semptomlar ve yorgunlu a ebeveyn bak . Türk Onkoloji Dergisi,
24(3),122-127
lmaz, T. U. (2010). Kanser hakk nda e itimin erba /erlerin tutumlar na ve davran lar na
yans mas . TAF Preventive Medicine Bulletin, 9(5), 475-480.
EXTENDED ABSTRACT
Last year, it is observed that in metabolic diseases spread rapidly all over the world. The
cancer seems to also be involved in these diseases. Many factors play a role in the spread of
cancer. The main factors that cause cancer, genetic factors, exposure to radiation,
chromosomal disorders, malnutrition, inadequate physical activity, obesity and other
environmental elements come. There are many types of cancer. Cancer is commonly seen in
adults. However, in recent years, children are given an increased incidence of cancer. There
are many factors that influence the occurrence of cancer in children. Parental alcohol and
smoking, exposure to radiation, sedentary lifestyle, eating disorders, obesity and genetic
factors come. Stated the reasons for this are still not fully known cancer in children in some
46
research results. The most common type of cancer in children have been reported to have
leukemia. Today, new treatments are being developed related to the prevention of cancer in
children. However children cancer is constantly increasing. In this case to support the
treatment of children necessitates that there are some methods. The study was carried out in
this context, cancer patients aimed to determine the benefits of participation in sport among
children. The scope of the literature was conducted research. Published in the literature have
been achieved to-date source on the subject. The resulting resources are given to public
information and research findings on the subject considering.
Participation in sport and physical activity for health has many benefits. There is evidence in
the literature to fight cancer also believed to be useful physical activity. Some of regular
exercise habits in research is reported to have a protective role against cancer. Some in the
treatment of cancer has been identified in research supported by the treatment of participation
in sport. Besides, after the treatment is emphasized that patients' health enhancing the quality
of participation in sports is beneficial. Research in cancer patients children has been found to
support the healing process of different exercise programs. Furthermore, to reduce the level of
fatigue caused by cancer of participation in sports, to relieve the sensation of pain, which
prevents osteoporosis, reduce functional losses, which protects the body composition has been
found to improve the motoric performance.
Cancer treatment in children and their children is a long process that tired usurer. depending
on the treatment process, they remain separate for a long time friend from families, school and
environment. This sitution affects the social aspects of the development of children
negatively. In addition, some children may occur due to treatment of psychological problems
in children in terms of physical forces. However, participation in sports has contributed to the
promotion of cancer, psychological and social development in children. The many studies
results support this view.
Physical activity level for cancer patients, children, the major part is low. The children of the
family are the main reason for not wanting to be physically active. In addition, some types of
cancer doctors do not allow children to play sports. This situation negatively affects children's
physical and motoric development. Furthermore, children are weakened as muscular in the
process. Therefore, children are required to exercise appropriate personal characteristics to
support the physical and motoric development in this process. However, the exercises to be
performed at an absolute expert supervision.
In the study of cancer patients has been found that children often use the different exercise
programs. On the basis of this cancer can be considered to have different characteristics or
their children. Cancer patient applied the maximum aerobic exercise for children, as well as
the development of muscular strength training seems to often be applied. However, there is no
clear evidence that cancer patients should be made in which the intensity of which type of
exercise in children. Therefore there is a need for new research on cancer type of exercise will
be applied to children.
47
Uluslararas Multidisipliner Akademik Ara rmalar Dergisi / Ocak- ubat-Mart-Nisan Cilt: 2 Say :1
Journal of International Multidisciplinary Academic Researches / January-February-March-April Volume: 2 Issue: 1
30.04.2015
www.joimar.com
BEDEN E
VE SPOR YÜKSEKOKULU Ö RENC LER N BENL K
SAYGILARININ YA , C NS YET VE SPOR YAPMA DURUMLARINA GÖRE
NCELENMES
INVESTIGATION OF SELF-ESTEEM OF PHYSICAL EDUCATION AND SPORT
HIGH SCHOOL STUDENTS IN TERMS OF AGE, GENDER AND DOING SPORT
SITUATION
1
1
Meriç ERASLAN*, 2Gökhan ÇALI KAN, 3Mustafa BA
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu, Spor Yöneticili i Bölümü, Burdur
2
Gazi Üniversitesi, Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu, Beden E itimi ve Spor Ö retmenli i Bölümü,
Ankara
3
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu, Beden E itimi ve Spor
retmenli i Bölümü, Trabzon
*e-mail: [email protected]
ÖZET
Bu ara rman n amac beden e itimi ve spor yüksekokulu ö rencilerinin benlik sayg düzeylerini çe itli
de kenlere göre incelemektir. Ara rmaya 2014-2015 y nda Gazi Üniversitesi Beden E itimi ve Spor
Yüksekokulu ö rencisi olan toplam 306 ö renci kat lm r. Ara rmaya kat lan ö rencilerin demografik
özelliklerinin belirlenmesinde ki isel bilgi formu kullan lm r. Ö rencilerin benlik sayg lar n ölçülmesinde
Coopersmith Benlik Sayg Envanteri kullan lm r. Elde edilen verilerin istatistiksel analizlerinde SPSS 22.0
for Windows program nda Kruskal Wallis H testi, Mann Whitney U testi ve frekans analizi kullan lm r.
Ara rman n sonunda spor bölümü ö rencilerinin benlik sayg lar n cinsiyetlerine göre anlaml farkl k
göstermedi i belirlenmi tir (p>0.05). Ö rencilerin ya gruplar na göre benlik sayg lar n anlaml düzeyde
farkl la mad tespit edilmi tir (p>0.05). Ayr ca ö rencilerin lisansl olarak spor yapma durumlar na göre de
benlik sayg lar n istatistiksel olarak anlaml farkl k göstermedi i tespit edilmi tir (p>0.05).
Anahtar kelimeler: Üniversite ö rencileri, ya , cinsiyet, spor, benlik sayg
ABSTRACT
The purpose of physical education and school sport this study is to investigate the self-esteem levels of students
with different variables. Gazi University School of Physical Education and Sports School students who
participated in a total of 306 students. Personal information form is used to determine the demographic
characteristics of the students who participated in the study. Measured in the self-esteem of students
Coopersmith Self-Esteem Inventory were used. Statistical analysis of the data obtained in the Kruskal-Wallis H
test, Mann-Whitney U test and frequency analysis was used in SPSS 22.0 for Windows. At the end of the study it
was determined that students' self-esteem did not differ significantly according to gender (p> 0.05). Students
were determined according to age groups did not differ significantly in their self-esteem (p> 0.05). Besides,
according to the students' self-esteem licensed sport participation has been found to show a statistically
significant difference (p> 0.05).
Keywords: University students, age, gender, sports, self-esteem
JEL CODES: L83,
Benlik sayg , ‘’ki inin kendini de erlendirmesi sonucu benli ini kabul etmesi ve
benli inden memnun olmas ’’ eklinde tan mlanmaktad r (Eri & kiz, 2013). Her bireyin
kendisi hakk ndaki bilgileri hem h zl hem de etkili bir biçimde i lemesine yard mc olan
benlik emalar bulunmaktad r. Birey sahip oldu u benlik emalar sayesinde kar la
oldu u bir durum kar nda kendi tutumunu h zl ve güvenli bir biçimde ortaya koyup, buna
göre davranmaktad r (Oktan & ahin, 2010).
Benlik sayg
benlik sayg
yüksek olan insanlar genellikle kendilerini de erli hissederler. Buna kar k
dü ük olan bireyler kendilerini sürekli gereksiz ve yetersiz gören, çevresel
48
unsurlardan kolay etkilenebilen, ki isel inanç ve tutumlar kolay de tirebilen, duygular
kontrol etmekte zorlanan ve kar la klar güçlüklerle ba etme konusunda s nt ya ayan bir
yap ya sahiptirler (Çetinkaya ve ark., 2006). Ayr ca dü ük benlik sayg na sahip bireylerde
depresyon ba ta olmak üzere çe itli psikolojik sorunlar n ve psiko-sosyal davran
bozukluklar n daha s k görüldü ü baz ara rma bulgular ile desteklenmektedir (Er an,
Do an & Do an, 2009).
Benlik sayg
n geli iminde ailenin büyük bir rolü vard r. Ailenin çocuklar yeti tirme
tarzlar ve çocuklara yakla mlar n (aile tutumu) benlik sayg
önemli düzeyde etkiledi i
belirtilmektedir. Özellikle gençlik dönemlerinde bireylerin sa kl bir benlik sayg na sahip
olmalar nda aile unsurunun büyük bir etkiye sahip oldu u vurgulanmaktad r (Baybek ve
Yavuz, 2005; Erbil, Divan & Önder, 2006). Ailenin tav r ve davran lar n çocuklar n benlik
sayg lar
ekillendiren bir unsur olmas n temelinde, çocuklar n birçok davran annebabalar rol model alarak ö renmelerinin yatt belirtilmektedir (Çetinkaya ve ark., 2006).
Ki inin benlik sayg
etkileyen di er unsurlar n ba nda fiziksel görünüm (beden imaj ),
ya an lan çevrede kar la lan, fiziksel, sosyo-ekonomik düzey, karde say , duygusal veya
sözel ö eler, spor etkinliklerine kat m gibi unsurlar gelmektedir (Strauss, 2000; Oktan &
ahin, 2010; Kapc , 2004; Korkmaz, 2007; Do an, Totan & Sapmaz, 2009; Koç, 2009;
Karada ve ark., 2008; Eri & kiz, 2013; Furnham, Badmin & Sneade, 2002; Polce-Lynch ve
ark., 2001).
Benlik sayg genel olarak sa kl bir toplum olu turulmas nda önemli bir yere sahiptir
(Çetinkaya ve ark., 2006). Gelece in ö retmenleri olacak beden e itimi ve spor yüksekokulu
rencileri için de benlik sayg oldukça önemli bir özelliktir. Körükçü & O uz (2011)
taraf ndan yap lan ara rmada, ö retmenlik mesle i aç ndan benlik sayg
n önemli bir
konu oldu u, özellikle ö retmenler aç ndan mesleki benlik kavram n i ya am nda büyük
öneme sahip oldu u belirtilmi tir. Bunun yan nda spora kat
n benlik sayg üzerinde
olumlu etkileri oldu u belirtilmektedir (Er an, Do an & Do an, 2009). Buna kar k sporcu
ki ili e sahip bireylerin benlik sayg lar n ele al nd ara rma bulgular n s rl oldu u
görülmü tür. Bu ba lamda yap lan bu ara rmada beden e itimi ve spor yüksekokulu
rencilerinin benlik sayg lar n çe itli de kenlere göre incelenmesi amaçlanm r.
MATERYAL ve METOT
Ara rman n Evreni ve Örneklemi
Ara rman n evrenini Türkiye’de Üniversitelerin Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu
bölümlerinde ö renim görmekte olan üniversite ö rencileri olu turmaktad r. Ara rman n
örneklem grubu ise 2014-2015 ö retim y nda Gazi Üniversitesi Beden E itimi ve Spor
Yüksekokulu’nda ö renim görmekte olan 306 ö renciden olu mu tur.
49
Tablo 1. Kat mc lar n demografik bilgilerine ili kin tan mlay istatistikler
De kenler
Alt de kenler
f
%
18-19 ya
68
22,2
20-21 ya
119
38,9
Ya
22-23 ya
70
22,9
24+ ya
49
16,0
Kad n
150
49,0
Cinsiyet
Erkek
156
51,0
Lisansl olarak spor
Yapan
232
75,8
yapma durumu
Yapmayan
74
24,2
Tablo 1 incelendi i zaman, ara rman n örneklem grubunu olu turan ö rencilerin
%22,2’sinin 18-19 ya , %38,9’unun 20-21 ya , %22,9’unun 22-23 ya ve %16’s n 24 ya ve
üzeri grupta yer ald
görülmektedir. Ö rencilerin cinsiyetlerine göre da mlar
de erlendirildi i zaman, ö rencilerin %49’unun kad n, %51’inin ise erkek oldu u
bulunmu tur. Bunun yan nda örneklem grubunu olu turan ö rencilerin %75,8’inin lisansl
olarak spor yapt klar , %24,2’sinin ise lisansl olarak spor yapmad klar tespit edilmi tir.
Verin Toplanmas
Ara rmaya kat lan ö rencilerin sahip olduklar baz demografik özelliklerin belirlenmesinde
3 sorudan olu an ki isel bilgi formu kullan lm r. Ki isel bilgi formunda ö rencilerin
cinsiyet, ya ve lisansl olarak spor yapma durumlar
tespit etmeyi amaçlayan sorular
bulunmaktad r. Ö rencilerin benlik sayg lar n tespit edilmesinde ise, Coopersmith Benlik
Sayg Envanteri kullan lm r. Coopersmith (1967) taraf ndan geli tirilen benlik sayg
ölçe i, Pi kin (1997), taraf ndan lise ö rencileri ile hem Kuder-Richardson-20 formülünü hem
de testi yar lama tekni ini kullanarak envanterin uzun ve k sa formu üzerinde güvenirlik
çal mas yap lm r. Benlik Sayg Envanteri’nin k sa formunun KR-20 sonucunda elde
edilen güvenirlik katsay
.76, iç tutarl k güvenirlik katsay
da .81 olarak tespit
edilmi tir. Ölçe in hem çocuklara hem de yeti kinlere uygulanan iki ayr formu
bulunmaktad r. Ölçe in yeti kinlere uygulanan formu 25 maddelik k sa form ve 58 maddelik
uzun formlardan meydana gelmektedir. Bu ara rma kapsam nda 25 maddelik k sa form
kullan lm r. Formda yer alan sorular evet veya hay r eklinde cevapland lmaktad r. Baz
maddelerde ’’Evet’’ baz maddelerde ise ‘’Hay r’’ kk i aretleyenler 4 puan almaktad r.
Benlik Sayg Ölçe i’nden al nabilecek puanlar 0-100 aras nda de mektedir dolay yla
al nabilecek en yüksek puan 100 olup, al nan puan n artmas benlik sayg
düzeyinin
yüksekli i, al nan puan n dü ük olmas ise benlik sayg düzeyinin dü üklü ü anlam na
gelmektedir (Eri ve kiz, 2013).
statistiksel Analiz
Elde edilen verilerin analizinde SPSS 22.0 for Windows paket program kullan lm r. Benlik
Sayg Ölçe ine ait veriler normal da m göstermedi i için temel istatistiksel analiz olarak
non-parametrik testler kullan lm r. Kat mc lar n ya gruplar na göre kar la rmalar
yapmak için Kruskal Wallis H testi, cinsiyetlerine ve lisansl olarak spor yapma durumlar na
göre kar la rmalar yapmak için ise Mann Whitney U testi kullan lm r. Kat mc lar n
ölçek puanlar na ili kin ortalamalar n belirlenmesinde ise tan mlay istatistiklerden ortalama
ve standart sapma de erleri incelenmi tir. Ayr ca kat mc lar n demografik bilgilerinin
yüzdelik da mlar n belirlenmesinde frekans analizi kullan lm r.
50
BULGULAR
Tablo 2. Kat mc lar n cinsiyetlerine göre benlik sayg puanlar n kar la
lmas
Cinsiyet
N
X
Ss
t
p
Kad n
150
71,63
6,705
-,155
,877
Erkek
156
71,82
6,102
Tablo incelendi inde kat mc lar n benlik sayg
puanlar n cinsiyet de kenine göre
istatistiksel olarak anlaml düzeyde farkl k göstermedi i görülmektedir (p>0,05).
Tablo 3. Kat mc lar n ya gruplar na göre benlik sayg puanlar n kar la
lmas
Ya gruplar
N
X
Ss
t
p
18-19 ya
68
71,47
6,768
20-21 ya
119
71,97
6,431
4,079
,253
22-23 ya
70
70,86
6,357
24+ ya
49
72,73
5,812
Tablo incelendi inde kat mc lar n ya gruplar na göre benlik sayg
puanlar aras nda
istatistiksel olarak anlaml farkl k olmad görülmektedir (p>0,05).
Tablo 4. Kat mc lar n lisansl spor yapma durumlar na göre benlik sayg puanlar n
kar la
lmas
Spor yapma
N
X
Ss
t
p
durumu
Spor yapan
232
71,43
6,586
-1,446
,148
Spor yapmayan
74
72,65
5,697
Ara rmaya kat lanlar n spor yapma durumlar na göre benlik sayg düzeyleri aras nda
istatistiksel olarak anlaml farkl k bulunmamaktad r (p>0,05).
TARTI MA ve SONUÇ
Ara rmaya kat lan üniversite ö rencilerinin benlik sayg lar n cinsiyetlerine göre anlaml
farkl k göstermedi i tespit edilmi tir. Literatürde yer alan birçok ara rmada da cinsiyet
unsurunun benlik sayg
n önemli bir belirleyicisi olmad , kad n ve erkeklerin benlik
sayg lar aras nda anlaml bir farkl k bulunmad belirlenmi tir (Bayraktar, Say l & Kumru,
2009; Erol ve ark., 2000; Çetin & Çavu lu, 2009; Baybek & Yavuz, 2005; Çetinkaya ve
ark., 2006; Torun ve ark., 2012; Raz ve ark., 2009; Do an, Totan & Sapmaz, 2009; Erbil,
Divan & Önder, 2006; Üstünda ve ark., 2007; Eri & kiz, 2013). Bu kapsamda elde edilen
ara rma sonucunun literatür ile paralellik gösterdi i söylenebilir. Baybek & Yavuz (2005)
taraf ndan yap lan ara rmada, üniversite ö rencilerinin benlik sayg lar n cinsiyete göre
farkl k göstermemesinin temelinde baz unsurlar n yatt
belirtilmi tir. Söz konusu
ara rmada, üniversite e itiminin cinsiyete özgü kültürel farkl klar ve kutupla may ortadan
kald rd , bu durumun ö rencilerin benlik sayg lar n cinsiyete göre farkl k
göstermemesinin temel nedeni oldu u belirtilmi tir.
Ara rmaya kat lan üniversite ö rencilerinin benlik sayg lar n ya gruplar na göre anlaml
farkl k göstermedi i tespit edilmi tir. Literatürde yer alan ara rma sonuçlar
de erlendirildi i zaman, benlik sayg
n ya la birlikte artt , buna kar k benzer ya
gruplar nda bulunan bireylerde benlik sayg
n ya a göre anlaml farkl k göstermedi i
tespit edilmi tir (Baybek ve Yavuz, 2005; Raz ve ark., 2009). Yap lan bu ara rmada da
kat mc lar n ya lar n benzer düzeylerde olmas n benlik sayg
n ya gruplar na göre
farkl la mamas na neden oldu u söylenebilir.
51
Ara rmaya kat lan üniversite ö rencilerinin benlik sayg lar n lisansl olarak spor yapma
durumlar na göre anlaml farkl k göstermedi i tespit edilmi tir. Bu kapsamda sedanter
renciler ile lisansl olarak spor yapan ö rencilerin benlik sayg lar n benzer düzeyde
oldu u sonucuna ula lm r. Literatürde yer alan ara rmalarda spora kat
n psikolojik ve
sosyal aç dan bireyi geli tiren bir olgu oldu u belirtilmi tir (Dishman ve ark., 2006; Salar,
Hekim & Tokgöz, 2012; Keskin, 2014). Bunun yan nda spora kat
n benlik sayg
n
olumlu yönde geli mesine katk sa lad
tespit eden ara rma bulgular da mevcuttur
(Korkmaz, 2007; Slutzky & Simpkins, 2009). Bu kapsamda lisansl olarak spor yapan
renciler ile di er ö rencilerin benlik sayg lar n benzerlik göstermesinin temelinde tüm
rencilerin spor bölümünde okuyor olmalar n ve genel olarak sporcu ki ilik özelli ine
sahip olmalar n yatt dü ünülebilir.
Sonuç olarak, beden e itimi ve spor yüksekokulu ö rencilerinin benlik sayg lar n ya
gruplar na, cinsiyetlerine ve lisansl olarak spor yapma durumlar na göre anlaml farkl k
göstermedi i tespit edilmi tir. Ara rmada elde edilen bulgular n büyük oranda literatür ile
paralellik gösterdi i tespit edilmi tir. Elde edilen bulgular ve literatürde yer alan ara rma
bulgular de erlendirildi i zaman, üniversite ö rencilerinin benlik sayg lar
etkileyen
demografik faktörlerin daha iyi anla lmas için daha fazla örneklem gruplar n yer ald ve
farkl demografik de kenlerin de ele al nd yeni çal malara ihtiyaç oldu u söylenebilir.
KAYNAKLAR
Baybek, H., & Yavuz, S. (2005). Mu la üniversitesi ö rencilerinin benlik sayg lar n
incelenmesi. Mu la Üniversitesi SBE Dergisi, 14, 73-95.
Bayraktar, F., Say l, M., & Kumru, A. (2009). Liseli ergenler ve üniversiteli gençlerde benlik
sayg : ebeveyn ve akrana ba lanma, empati ve psikolojik uyum de kenlerinin rolü.
Türk Psikoloji Dergisi, 24(63), 48-63.
Coopersmith, S. (1967). Self esteem inventories. California: Consulting Psychologist Press.
Çetin, H., & Çavu lu, H. (2009). Yeti tirme yurdunda ve aileleri ile ya ayan adölesanlar n
benlik sayg lar ve psikolojik belirtilerinin kar la
lmas . Dokuz Eylül Üniversitesi
Hem irelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi, 2(4), 137-144.
Çetinkaya, S., Arslan, S., Nur, N., Özdemir, D., Demir, Ö.F., & Sümer, D. (2006). Sivas il
merkezinde sosyoekonomik düzeyi farkl üç ilkö retim okulu ö rencilerinin benlik
sayg düzeyi. Klinik Psikiyatri, 9, 116-122.
Dishman, R. K., Hales, D. P., Pfeiffer, K. A., Felton, G. , Saunders, R., Ward, D. S., et al.
(2006). Physical self-concept and self-esteem mediate cross-sectional relations of
physical activity and sport participation with depression symptoms among adolescent
girls. Health Psychology, 25(3), 396-407.
Do an, T., Totan, T., & Sapmaz, F. (2009). Üniversite ö rencilerinde benlik sayg ve sosyal
zeka. Sakarya Üniversitesi E itim Fakültesi Dergisi, 17, 235-247.
Erbil, N., Divan, Z., & Önder, P. (2006). Ergenlerin benlik sayg na ailelerinin tutum ve
davran lar n etkisi. Aile ve Toplum E itim Kültür ve Ara rma Dergisi, 3(10), 7-15.
Eri , Y., & kiz, F. E. (2013). Ergenlerin benlik sayg ve sosyal kayg düzeyleri aras ndaki
ili ki ve ki isel de kenlerin etkileri. Turkish Studies, 8(6), 179-193.
Erol, A., Toprak, G., Yaz , F., & Erol, S. (2000). Üniversite Ö rencilerinde yeme
bozuklu u belirtileri yorday
olarak kontrol oda
ve benlik sayg
n
kar la
lmas . Klinik Psikiyatri, 3, 147-152.
Er an, E.E., Do an, O., & Do an, S. (2009). Beden e itimi ve antrenörlük bölümü
rencilerinde benlik sayg düzeyi ve baz sosyodemografik özelliklerle ili kisi.
Klinik Psikiyatri, 12, 35-42.
52
Furnham, A., Badmin, N., & Sneade, I. (2002). Body mage dissatisfaction: gender
differences in eating attitudes, self-esteem, and reasons for exercise. The Journal of
Psychology, 136(6), 581-596.
Üstünda , H., Demir, N., Zengin, N., & Gül, A. (2007). Stomal hastalarda beden imaj ve
benlik sayg . Turkiye Klinikleri J Med Sci, 27, 522-527.
Kapc , E. G. (2004). lkö retim ö rencilerinin zorbal a maruz kalma türünün ve s kl
n
depresyon, kayg ve benlik sayg yla ili kisi. Ankara Üniversitesi E itim Bilimleri
Fakültesi Dergisi, 37(1), 1-13.
Karada , G., Güner, ., Çuhadar, D., & Uçan, Ö. (2008). Gaziantep üniversitesi sa k
yüksekokulu hem irelik ö rencilerinin benlik sayg lar .
rat Sa k Hizmetleri
Dergisi, 3(7), 29-42.
Keskin, O. (2014). Effects of physical education and participat on to sports on social
development in ch idren. Journal of International Multidisciplinary Academic
Researches, 1(1), 1-6.
Koç, M. (2009). Dindarl k ile benlik sayg aras ndaki ili ki: yeti kinler üzerine ampirik bir
ara rma. Uluda Üniversitesi lâhiyat Fakültesi Dergisi, 18(1), 473-493.
Korkmaz, N. H. (2007). Yaz spor okullar ile çocuklar n benlik sayg aras ndaki ili ki.
Uluda Üniversitesi E itim Fakültesi Dergisi, 20(1), 49-65.
Körükçü, Ö., & O uz, V. (2011). Okul öncesi e itimi ö retmen adaylar n mesleki benlik
sayg lar . Kuramsal E itimbilim, 4(2), 77-85.
Oktan, V., & ahin, M. (2010). K z ergenlerde beden imaj ile benlik sayg aras ndaki
ili kinin incelenmesi, Uluslararas nsan Bilimleri Dergisi, 7(2), 543-556.
Pi kin, M. (1997). Türk ve ngiliz lise ö rencilerinin benlik sayg
yönünden
kar la
lmas . III. Ulusal Psikolojik Dan ma ve Rehberlik Kongresi Bilimsel
Çal malar ve Psikolojik Dan ma ve Rehberlik Derne i Yay .
Polce-Lynch, M., Myers, B. J., Kliewer, W., & Kilmartin, C. (2001). Adolescent self-esteem
and gender: Exploring relations to sexual harassment, body image, media influence,
and emotional expression. Journal of Youth and Adolescence, 30(2), 225-244.
Raz , G. S., Kuzu, A., Y ld z, A. N., Ocakc , A. F., & Arifo lu, B. Ç. (2009). Çal an
gençlerde benlik sayg , ileti im becerileri ve stresle ba etme. TAF Preventive
Medicine Bulletin, 8(1), 17-26.
Salar, B., Hekim, M., & Tokgoz, M. (2012). To compare emotional state of individuals
making team and ndividual sport 15-18 Age Group. Mehmet Akif Ersoy University
Journal of Social Sciences Institute, 4(6), 123-135.
Slutzky, C. B., & Simpkins, S. D. (2009). The link between children's sport participation and
self-esteem: Exploring the mediating role of sport self-concept. Psychology of Sport
and Exercise, 10, 381-389.
Strauss, R. S. (2000). Childhood obesity and self-esteem. Pediatrics, 105(1), 1-5.
Torun, S., Arslan, S., Nazik, E., Akba , M., & Yalç n, S.Ö. (2012). Hem irelik ö rencilerinin
benlik sayg ve boyun e ici davran lar n incelenmesi. Cumhuriyet T p Dergisi, 34,
399-404.
EXTENDED ABSTRACT
Self-esteem, ''people to accept the result of self-assessment and self-dissatisfaction with the
self '’ is defined (Eris & kiz, 2013). Some factors affect to development of self-esteem such
as family, education, social environment and circle of friend. The life of a person's selfesteem is low or high impact in various ways. Generally, higher self-esteem affects people's
lives in a positive way. The low self-esteem negatively affects people's lives. Therefore, the
study of factors affecting self-esteem, is important for a better understanding of people's self53
esteem. In contrast, the self-esteem of individuals with personality athletes were found to be
limited research findings discussed. In this study, physical education and sport academy in
this context aimed to investigate the self-esteem of students with different variables.
The sample group of the study in the academic year 2014-2015 Gazi University who were
studying in Physical Education and Sports College consists of 306 students. To determine the
demographic characteristics of the students they surveyed have used personal information
form with three questions. Students in the form of personal information gender, age, and there
are questions aimed at identifying the licensed sport participation. The students in identifying
their self-esteem, Coopersmith Self-Esteem Inventory were used. In the analysis of data
obtained was used SPSS 22.0 for Windows software. Self-Esteem Scale Data for statistical
analysis as a basis for normal distribution, non-parametric tests were used. According to the
age group of participants to make comparisons Kruskal-Wallis H test, according to sex and
the sports licensed to make the case for the Mann-Whitney U test was used for comparisons.
The average rating of the participants in determining the scores mean and standard deviation
values were analyzed with descriptive statistics. In addition, frequency analysis is used to
determine the percentage distribution of the demographics of the participants.
According to the age group of the students surveyed it was determined to be statistically
significant differences between the scores of self-esteem (p>0.05). likewise students selfesteem has been taspit a statistically significant level of scores vary according to gender
(p>0.05). This self-esteem is determined that besides the students according to their age group
was not statistically significant difference between the scores (p>0.05).
As a result, physical education and sports self-esteem of college students age groups, has been
found to differ significantly according to gender and licensed sport participation. The findings
obtained in the study it was determined that substantially correlates with literature. When the
findings and situated research findings in the literature evaluation of university students
located in more sample to a better understanding of the demographic factors affecting their
self-esteem that and said that the need for new studies that addressed the different
demographic variables.
54

Benzer belgeler