Seminer Raporu İçin Tıklayınız - Değerli Taşlarla Geleceği İşlemek
Transkript
Seminer Raporu İçin Tıklayınız - Değerli Taşlarla Geleceği İşlemek
İçindekiler….………………………………………………………………….………………………………………………….….……….1 Proje Hakkında……………………………………………………………………………………………...................................3 Seminer Özeti.……………………………………………………………………………………………..………………………….4 Program……………...………………………………………………………………………………..…………………………………5 Seminer……………………………………………………………………………………………………….………………………….6 Türkiye’de Meslek Liseleri ve Üniversitelerde Kuyumculuk Eğitimi ve Sektörün Beklentileri………..7 Mesleki ve Teknik Eğitim Kalitesinin Arttırılmasına Yönelik İhtiyaçlar ve Çözüm Önerileri……………7 Piyasada Mücevher Sektörünün İhtiyaçları ve Çözüm Önerileri Teknolojik Gelişmeler/Malzeme Tanımlama ve Analiz Teknikleri…………………………………………………………………………………………………8 Mücevher Sektöründe Tasarım ve Reklamın Önemi……………………………………………………………………9 Çağın Gerekliliklerine Uygun Öğretmen ve Öğrencilerin Eğitimi…………………………………………………9 Soru – Cevap Bölümü…………………………………………………………………………………………………………..…..10 Seminer Fotoğrafları …………………………………………………………………………………………………………..…..11 EK (Seminer Video Kaydı Çözümleme)………………………………………………………………………………….16-32 1 DEĞERLİ TAŞLARLA GELECEĞİ İŞLEMEK PROJESİ 15 Mayıs 2015 Eğitim Dünyası – Özel Sektör İşbirliği Semineri Raporu Bu rapor Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı tarafından, Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Kalitesinin Arttırılması Hibe Programı kapsamında desteklenen İstanbul Mücevher ihracatçıları Birliği (MİB) tarafından yürütülen Değerli Taşlarla Geleceği İşlemek projesi kapsamında 15 Mayıs 2015 Cuma günü organize edilen “Eğitim Dünyası-Özel Sektör İşbirliği Semineri”nde görüşülen konuları içermektedir. Hazırlayan Harika HALAT Proje koordinatörü 2 Proje Hakkında PROJE KİMLİĞİ Proje Adı: Değerli Taşlarla Geleceği İşlemek Proje Süresi: 12 Ay Proje Yürütücü Kuruluş: Mücevher İhracatçıları Birliği Proje Ortakarı: Küçükçekmece Kuyumcu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi İstanbul Kuyumcu Esnaf ve Sanatkârları Odası Proje İştirakileri: Gaziantep Üniversitesi Ghent University İstanbul Ticaret Odası Medart Sağlık Hizmetleri Kuyumculuk San. ve Tic. Ltd. Proje Genel Hedef Kuyumculuk alanında mesleki ve teknik eğitimin kalitesinin arttırılmasına destek olmaktır. Proje Özel Hedef Kuyumculuk konusunda eğitim veren okullarla özel sektör arasında işbirliği geliştirilerek, değerli taş alanında müfredat geliştirilmesi ve uluslar arası standartlarda öğretmenlerin eğitilmesi yoluyla mesleki ve teknik eğitimin kalitesinin arttırılmasını sağlamaktır. Proje Uygulama Faaliyetleri Kuyumculuk Eğitiminde Kullanılmak Üzere İnovatif Bir Müfredatın Hazırlanması Proje kapsamında; sektör ihtiyaçlarına uygun metodolojileri ve konularını içeren, uygulamaya yönelik bir eğitim programı hazırlanması Eğitimde Kullanılmak Üzere Pilot Bir Laboratuarın Kurulması Küçükçekmece Kuyumcu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bünyesinde değerli taşları inceleme ve üzerinde işlem yapamaya yönelik ekipmanların bulunduğu donanımlı bir laboratuar kurulması Kuyumculuk Alanında Görev Yapan Öğretmenlere Yönelik “Eğitmen Eğitimi ve Sektör içi Teknik Geziler” Türkiye genelinde Kuyumculuk Teknolojisi alanındaki 25 öğretmene uygulama ağırlıklı eğitim verilmesi ve sektörün önde gelen firmalarına teknik ziyaretlerle düzenlenmesi Web Ssitesi Kurulumu - Eğitmen Eğitimine Yönelik Multimedya Araçlarının Hazırlanması ve Dağıtımı Proje web sitesinin tamamlanması ve eğitimlerde çekilen video görüntülerinin online olarak, okullarda gösterilmek üzere tüm katılımcı öğretmenlere iletilmesi Eğitim dünyası-Özel sektör İşbirliği Semineri’nin düzenlenmesi Değerli Taşlarla Geleceği İşlemek projesi kapsamında; Kuyumculuk Teknolojisi alanında paydaşların bu alan ile ilgili konular üzerinde yaşanan sorunları dile getirmesi ve çözüm önerileri geliştirilebilmesi için Eğitim dünyası – Özel Sektör İşbirliği Seminerinin organize edilmesi 3 Seminer Özeti Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Kalitesinin Arttırılması hibe fonu kapsamında yürütülen Değerli Taşlarla Geleceği İşlemek Projesinin “Pırlantada Kalite Değerlendirme Eğitimi” nin tamamlandığı 15 Mayıs 2015 Cuma günü, Dış Ticaret Kompleksinde organize edilen “Eğitim Dünyası-Özel Sektör İşbirliği Semineri” ile Milli Eğitim Bakanlığı Temsilcileri, Sektör Temsilcileri, Akademisyenler ve Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen kuyumculuk alanı öğretmenleriyle mevcut durum analizi ve çözüm önerileri hakkında durum değerlendirilmesi yapılmıştır. Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Kalitesinin Arttırılmasına yönelik temel konular ve çözüm önerilerinin işlendiği seminerde: Türkiye’de Meslek Liseleri ve Üniversitelerde Kuyumculuk Eğitimi ve Sektörün Beklentileri, Mesleki ve Teknik Eğitim Kalitesinin Arttırılmasına Yönelik İhtiyaçlar ve Çözüm Önerileri, Piyasada Mücevher Sektörünün İhtiyaçları ve Çözüm Önerileri, Teknolojik Gelişmeler/Malzeme Tanımlama ve Analiz Teknikleri, Mücevher Sektöründe Tasarım ve Reklamın Önemi, Çağın Gerekliliklerine Uygun Öğretmen ve Öğrencilerin Eğitimi, Başlıklı konular görüşülmüştür. Proje kapsamında alınan uygulamalı “Pırlantada Kalite Değerlendirme” eğitiminin okullarda okutulabileceği ancak bunun için teknik alt yapının oluşturulması gerektiği vurgulanmıştır. Eğitime katılan tüm öğretmenlerin, verilen uygulamalı eğitim modelinin kendi okullarında da okutulması talepleri bulunmaktadır. Ancak uygun eğitim koşullarının sağlanabilmesi için, her okulda bu eğitime yönelik laboratuarların olması gerekmektedir. Bu yüzden öncelikli olarak pilot laboratuar kurulacak olan Küçükçekmece Kuyumcu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde, daha sonra mevcut koşullar sağlandığında Türkiye geneline yaygınlaştırılması mümkün olacaktır. Mücevher İhracatçıları Birliği ve Küçükçekmece Kuyumcu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin ortaklığında İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğüne; “Pırlantada Kalite Değerlendirme Dersi” olarak başvurusu yapılacaktır. Konu hakkında İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Serkan GÜR tarafından konuya destek verileceği dile getirilmiştir. Öte yandan, özel sektör temsilcileri tarafından; “Özel Sektörün Meslek Liseleriyle işbirliğine giderek firmaların okulları sahiplenmesi gerektiği, okullarda tasarlanan ürünlerin sergilenmesi ve öğrencilerin ürünlerini yakından tanıması, incelemesi ve kendi ürettikleri ürünlerinin satış stantları, showroomlar kurarak satabilmelerine olanak sağlanması gerektiği” aktarılmıştır. Ayrıca Üniversite temsilcileri tarafından da daha donanımlı öğrenci profilinin oluşturulması ve öğrencilerin mesleki yetenek sınavlarına tabi tutulmasının, mesleki eğitimde kaliteyi arttıracağına yönelik öneriler sunulmuştur. Kısa ve uzun vadede yapılabilecek çalışmalar hakkında görüşler bildirilmiştir. 4 Program PROGRAM 09:30 – 10:00 KAYIT 10:00 – 12:00 SEMİNER AÇILIŞ KONUŞMASI Sn. Mustafa ATAYIK Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı SEMİNER KONULARI VE KONUŞMACILARI 10:00 - 10:20 Sn. Oğuz ÖZDEMİR - Kuyumculuk Sektör Danışmanı Türkiye’de Meslek Liseleri ve Üniversitelerde Kuyumculuk Eğitimi ve Sektörün Beklentileri 10:20 – 10:50 Sn. Serkan GÜR - İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mesleki ve Teknik Eğitim Kalitesinin Arttırılmasına Yönelik İhtiyaçlar ve Çözüm Önerileri 10:50 - 11:10 Sn. Prof. Dr Servet TİMUR - İTÜ Metalurji ve Malzeme Müh. Böl. Piyasada Mücevher Sektörünün İhtiyaçları ve Çözüm Önerileri Gelişmeler/Malzeme Tanımlama ve Analiz Teknikleri 11:10 - 11:30 11:30 - 11:50 Teknolojik Sn. Kerim GÜZELİŞ – Ariş Pırlanta Mücevher Sektöründe Tasarım ve Reklamın Önemi Sn. Mehmet Can ÖZDEMİR – Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Çağın Gerekliliklerine Uygun Öğretmen ve Öğrencilerin Eğitimi Soru – Cevap Bölümü 12:00 Sertifika Töreni 12:30 Kokteyl 5 SEMİNER Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanlığı tarafından Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Kalitesinin Arttırılması Hibe Programı kapsamında desteklenen ve Mücevher İhracatçıları Birliği ve kıymetli ortaklarının katkılarıyla hayata geçirilen “ Değerli Taşlarla Geleceği İşlemek” projemizin “Eğitim DünyasıÖzel Sektör İşbirliği Semineri” kapsamında eğitim dünyası ve özel sektör temsilcileri tarafından ortaya koyulan hususlar aşağıda özetlenmektedir. Seminerde ilk olarak açılış konuşmasını yapan Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Vekili Sn. Mustafa ATAYIK‘ Değerli Taşlarla Geleceği İşlemek Projesi kapsamında: “Türkiye genelinde 25 Kuyumculuk Alanı öğretmene “Pırlantada Kalite Değerlendirme” eğitimi verildiği, bu eğitimlerde her öğretmenin birebir kendine ait mikroskoplarda ve luplarda çeşitli değerde pırlantayı inceleme fırsatı bulduğun, Proje kapsamında eğitimler sırasında düzenlenen Teknik gezilerle, Kuyumcukent, Belbak, Jasabii, On Mücevherat ve Zen Pırlantanın atölyelerini ziyaret eden öğretmenlerin çalışmaları yerinde gözlemlemelerin sağlandığını, Küçükçekmece Kuyumcu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde pilot laboratuvar kurulumuna yönelik alt yapısı çalışmalarının devam ettiğini, Eğitim dünyası-Özel sektör İşbirliği Semineri kapsamında da sektör ve eğitim temsilcilerinin bilgilerini aktaracağı ve çözüm önerilerinin paylaşılacağı bir seminer organize edildiğini” ifade etmiştir. Ayrıca; Proje kapsamında hazırlanan “Pırlantada Kalite Değerlendirme” eğitimi programının yaygınlaştırılması ve bu alandaki okullarda da ders olarak okutulmasının sektör için önemini vurgulamış ve Mücevher İhracatçıları Birliği olarak Milli Eğitim Bakanlığına Ders Müfredatı olarak başvurusunun yapılacağını dile getirmiştir. Seminerdeki konu başlıkları özelinde dile getirilen hususlar aşağıda özetlenmektedir. 6 Türkiye’de Meslek Liseleri ve Üniversitelerde Kuyumculuk Eğitimi ve Sektörün Beklentileri Türkiye’de Mesleki Eğitimin Kalitesinin arttırılmasına yönelik konu ve konukların bir araya getirildiği seminerde; Meslek Liseleri ve Üniversitelerde Kuyumculuk Eğitimi ve Sektörün Beklentileri hakkında görüşlerini ve araştırmalarını aktaran seminer moderatörü ve aynı zamanda Kuyumculuk Sektör Danışmanı Sn. Oğuz ÖZDEMİR; Reel sektörün, sorunları, talepleri ve önerilerini, diğer taraftan Eğitim dünyasında yaşanan sorunlara değinmiştir. “Özel sektörün nitelikli iş gücünü sağlayabilmesinin, kalifiyeli eleman yetiştirmekten geçtiğine, Başta MEB olmak üzere ilgili devlet kurumları, reel sektör kurum ve kuruluşlarını, zaman ve para harcayarak, fedakârca yapmaya çalıştığı bu günkü projemiz gibi projeler yapmaya teşvik etmesi, destek olması, mevzuatı bahane ederek, reel sektör ile işbirliğinin önüne engeller çıkarmaması gerektiğine, Reel sektörün desteğini almaya ve bunu geliştirerek sürdürmeye çalışması gerektiğine, Sektörün; eğitim dünyasında olanlar, mezun ettikleri öğrencilerinin bilgi ve becerilerini arttırmaya ek olarak reel sektöre neler verebileceğini düşünmesi ve araştırması gerektiğine, Öğrencilere staj imkânını, okullara teknik donanım imkanı sağlanması gerektiğine ve böylece reel sektör ve eğitim dünyasının birlikte yol almasının, her alanda daha nitelikli bireyler yetişmesine ve kaliteli ürünler üretebilmesine olanak sağlayacağına değinmiştir. Mesleki ve Teknik Eğitim Kalitesinin Arttırılmasına Yönelik İhtiyaçlar ve Çözüm Önerileri Milli eğitim ayağında yaşanan gelişmeler ve sürdürülen politikalar hakkında Mesleki ve Teknik Eğitim Kalitesinin Arttırılmasına Yönelik İhtiyaçlar ve Çözüm Önerilerinin neler olduğu, bu alanda yapılan çalışmalar ve yapılması gerekenleri dile getiren İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Sn. Serkan GÜR; “Sektörlerin okulların vakıfları olduğunu, herhangi bir marka temsil ettiği alanın okulunun vakfı olabileceğine, 7 Okullarla ilgilenmek firmaların toplumsal sorumluluğunu olduğuna, Dünyadaki ve Avrupa da ki örneklerine bakıldığında; Avrupa da ki okul-sanayi işbirliğinin kanunlarla yönetmeliklerle entegre edildiğine, “Algı” probleminin çözülmesi gerektiğine, bu çözümün kaliteyi arttırarak gerçekleşebileceğine, kalitenin arttırılmasının tek çözümünün de okul-sanayi işbirliğinden geçtiğine, Mevzuat sıkıntısının olmadığına, istedikleri sektörle istedikleri şekilde işbirliği yapılabilineceğine, Üniversitelerin de okul-sanayi işbirliklerini akademik olarak desteklemesinin çok önemli olduğuna, Kuyumculuk alanındaki okullarının birlik çatısı altında bir protokolle toplanması gerektiğine” değinmiştir. Piyasada Mücevher Sektörünün İhtiyaçları ve Çözüm Önerileri Teknolojik Gelişmeler/Malzeme Tanımlama ve Analiz Teknikleri Sürece bir de Akademik taraftan bakılan seminerde; Piyasada Mücevher Sektörünün İhtiyaçları ve Çözüm Önerileri, Teknolojik Gelişmeler/Malzeme Tanımlama ve Analiz Tekniklerinin çok önemli olduğunu konusuna değinen; İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Servet Timur: “Tüm Meslek eğitimlerde olduğu gibi kuyumculukta ÜRGE ile ARGE birbirine karıştırıldığına. URGE’nin bir tasarım ve model problemi olduğuna ve anında çözülmesi gerektiğine, ARGE’nin ise; kaçan fırsatların, fuarda görülen bir ürünün biran önce üretilmesi evresi olduğuna, Sektörün bir şekilde eğitime destek verecek parayı ayırması gerektiğine, Okullardaki eğitime müdahale edilmesinin gerektiğine, Kurulacak laboratuarların saatlik, günlük programlar düzenlenerek, sürdürülebilir kılınmasına olanak sağlanması gerektiğine değinmiştir. 8 Mücevher Sektöründe Tasarım ve Reklamın Önemi Seminerde özel sektör tarafında, özellikle mücevher sektöründe tasarım ve reklamın önemli olduğunu belirten ARİŞ Pırlanta sahibi Sn. Kerim GÜZELİŞ; “Sektörün bireylerin veya sanatkârlarının alana müdahil olmaları gerektiğine, böylece sektörün birikimi talebelere yansımaya başlayacağı ve çok kısa sürede geri dönüşü olacağını, Uygulamalı eğitim modelinin örnek alınması ve çalıştaylar düzenlenerek ortak alanda uzmanların fikirlerinden ve deneyimlerinden yararlanmanın önemli olacağını, Tasarım yarışmalarının çoğaltılmasına ve çıkan tüm ürünler için birliklerin, odaların showroom açmaları, ürünlerin orada sergilenmesi, ürünlerin katalogunun hazırlanarak bu çalışmaların değerlendirilmesi gerektiğine ve bu şekilde döner sermayeye dönüştürülebileceğini, Okullarda da öğrencilerin ürünlerini sergileyebileceği, fiyatlandırılmış ürünlerin olduğu showroomlar kurulmasına, öğrencilerin burada hem üretimi hem de satışı deneyimliye bileceğini” önermiştir. Çağın Gerekliliklerine Uygun Öğretmen ve Öğrencilerin Eğitimi Güncel eğitim modelleri ve Türkiye’ye entegre edilmesi hususunda Çağın Gerekliliklerine Uygun Öğretmen ve Öğrencilerin Eğitimi konusuna değinen Mücevher ihracatçıları Birliği Yönetim Kurulu üyesi Sn. Mehmet Can ÖZDEMİR: “Sektörel kuruluşların tespit edilen ihtiyaçlar doğrultusunda mesleki becerileri geliştirmeye yönelik eğitimler hazırlanması gerektiğine, Sektör kendi eğitim altyapısına yatırım yaparsa ve okullarla bu içerikleri örtüştürme çalışmaları uygulanırsa eğitimdeki gelişmelerin çok faydalı olacağına, Sektöre yetiştirilecek kişilerin alt yapılarının hem teorik hem de uygulamalı eğitimlerden geçebileceğine, Güncel eğitim modellerinin hem okullara hem de firmalara entegre edilerek, ortak bir alt yapıyı oluşturmanın zemini sağlamlaştırabileceğine” değinmiştir. 9 SORU – CEVAP BÖLÜMÜ Eğitim Dünyası- Özel Sektör İşbirliği Seminerinin soru – cevap kısmında katılımcıların aktardığı sorunlar ve bu sorunlara yönelik yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler aktarılmıştır. Katılımcı öğretmenler: Anadolu liselerinin, öğrencilerini seçebildiğine ama meslek liselerinin nitelikli öğrencileri seçemediği, bu konuda nasıl bir uygulama düşünüldüğünü? Neden; puanı en düşük, hiçbir yere yerleşmemiş öğrencilerin meslek lisesine isteksizce kayıt olmasına engel olunmadığını? Kuyumculuk Teknolojisi Alanının yeterli tanınmadığı, bu konuda ne gibi çalışmalar yürütüldüğünü? Kaynaştırma öğrencilerinin alınmasının öğretmenler için büyük problem teşkil ettiği. Öğrencilerin engellerinin, kuyumculuk alanı gibi özel alanlarda çok önemli olduğuna ve bu yüzden gönderilen öğrencilerin düzeyinin bu alana uyum sağlaması gerektiğini? Ekipman sıkıntısının çok fazla olduğu ve malzemelerin çok pahalı olduğu bu yüzden eğitimlerin uygulanması esnasında ciddi sıkıntılar yaşandığını? Staja giden öğrencilerimize tek bir alanda çalıştırılmasının öğrencilerin isteklerini kırdığını, dile getirmişlerdir. Konuyla ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı temsilcisi olan Serkan Gür tarafından: Şuan Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ve bağlı birimlerinde Mesleki ve Teknik Eğitimin kalitesinin arttırılmasına yönelik çeşitli çalışmaların yürütüldüğüne, Uluslar arası standartlarda yeni projelerin planlandığına, Kapasite geliştirme, kaliteyi arttırmaya yönelik araştırmaların yapıldığına, Süreçte Türkiye genelinde; Mesleki ve teknik eğitimin kalitesinin arttırılmasına olanak sağlayacak her türlü işbirliği ve çalışma önerilerine açık olduklarına ve yukarıda öğretmenlerin değindiği tüm sorunların çözümüne yönelik çalışmaların yapılacağını, özetle vurgulamıştır. 10 SEMİNER FOTOĞRAFLARI 11 12 13 14 15 Ek (Seminer Video Kayıt Çözümlemesi) 16 Açılış Harika HALAT (Proje Koordinatörü) Mücevher İhracatçıları Birliği’nin Sayın Başkanı ve Değerli Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Sayın Milli Eğitim Bakanlığı Temsilcileri, Sayın Genel Sekreterlerim, Saygıdeğer Sanayicilerimiz, Sayın İstanbul Kuyumcular Odası Temsilcileri, Değerli Öğretmenlerimiz, Kıymetli Basın Mensupları. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanlığı tarafından Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Kalitesinin Arttırılması Hibe Programı kapsamında desteklenen ve Mücevher İhracatçıları Birliği ve kıymetli ortaklarının katkılarıyla hayata geçirilen “ Değerli Taşlarla Geleceği İşlemek” projemizin “Eğitim Dünyası- Özel Sektör İşbirliği Semineri”ne hoş geldiniz. Konuşmalarını yapmak üzere Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Vekili Sn. Mustafa ATAYIK‘ı kürsüye davet ediyorum. Seminer Açılış Konuşması Mustafa ATAYIK Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Değerli Katılımcılar, Seminerimize hoş geldiniz. Bildiğiniz gibi bu seminer Değerli Taşlara Geleceği İşlemek Projemizin en önemli faaliyetlerimizden biridir. İlk faaliyetimiz 4 Mayısta başlayan ve bugün sona erecek olan “Pırlantada Kalite Eğitimi”dir. 4 Mayıs’ta başlayan ve bugün burada gerçekleşecek sertifika töreniyle tamamlamış olduğumuz Eğitmen Eğitimi faaliyetimizle, Türkiye genelinde 25 Kuyumculuk Alanı öğretmenimize “Pırlantada Kalite Değerlendirme” eğitimi verilmiştir. İstanbul Ticaret Üniversitesi desteğiyle verilen eğitimlerde her öğretmen birebir kendine ait mikroskoplarda ve luplarda çeşitli değerde pırlantayı inceleme fırsatı bulmuştur. İlk kez bu kadar mikroskobun bir araya geldiği bu kapsamlı eğitimler sonrasında katılımcı öğretmenlerimizin okullarında meslektaşlarına ve öğrencilere bu eğitimleri aktarmasına yönelik çalışmalarımız sürecektir. İkinci Faaliyetimiz Laboratuar Kurmak… Şüphesiz en önemli faaliyetlerimizden biri de laboratuardır. Pilot Laboratuarımızın kurulumu gelmektedir. Küçükçekmece Kuyumcu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde alt yapısı 17 çalışmaları sürmektedir. Çalışmalar tamamlandıktan sonra laboratuar kurulacak ve öğrenci ve öğretmenlerin uygulamalı eğitimine katkı sağlanacaktır. Teknik Geziler Düzenlemek… Bir yandan eğitimler sürerken diğer yandan sektörde faaliyet gösteren önemli kurumları ziyaret etmişlerdir. Kuyumcukent, Belbak, Jasabii, On Mücevherat ve Zen Pırlantanın atölyelerini ziyaret eden öğretmenler, çalışmaları yerinde ziyaret etmiştir ve uzmanların deneyimlerinde faydalanmıştır. Eğitim dünyası-Özel sektör İşbirliği Semineri… Ve Şuan burada bulunarak, tüm sorunların masaya yatırılacağı, herkesin aklındaki sorulara ve sorunlara cevap arayacağı, sektör ve eğitim temsilcilerinin bilgilerini aktaracağı ve çözüm önerilerinin paylaşılacağı bir seminer organize edilmiştir. Seminer sonunda herkesin aklındaki sorulara cevap bulmasını ümit ediyoruz… Ve Projemizin taçlandığı nokta “Kuyumculuk Müfredatına yeni bir alan/dal kazandırmak” Milli Eğitim Bakanlığının Kuyumculuk Teknolojisi alanında çeşitli alan/ dalların olmasının yanında sektörün talebine yönelik bir alanın dahil edilmesi bizleri bu projeye ve bu eğitimi hazırlamaya yöneltmiştir. Verilen Pırlantada Kalite Değerlendirme eğitimimizi ilk olarak Öğretmenlerimizle birlikte uygulamış olmamızın sebebi de eğitimin verimlilik ve kalitesini görmeleri ve bu eğitimin öğrencilere fayda sağlayacak bir eğitim olacağı konusunda hem fikir olmalarıdır. Tüm katılımcı hocalarımızın desteğiyle alınan “Pırlantada Kalite Değerlendirme” eğitimi programının yaygınlaştırılması ve bu alandaki okullarda da ders olarak okutulması bizleri için çok önemlidir. Burada sizlerin de desteği ile Milli Eğitim Bakanlığına program başvurusu yapılacaktır. Bu program başvurusu yapılacaktır derken, burada Milli Eğitim Müdür Muavinimiz var Serkan Bey. Ondan da bu işin önemini çok iyi anladığını biliyoruz. Kendisinden ricamız müfredata bu eğitim girmesi ve mesleğimizin, kuyumcu mesleğinin çok önemli bir sorunu olan ara eleman sıkıntımızın giderilmesidir. Çünkü; bizde teknik var, bilgi var ama ara eleman sıkıntımız çok büyüktür. Bunu da Milli Eğitim Bakanlığının çözeceğine inanıyorum. Katılan tüm değerli katılımcılara teşekkür ediyorum. Saygılarımı sunuyorum. Harika HALAT (Proje Koordinatörü) Konuşmalarından ötürü Sayın Başkan Vekilimize teşekkür ediyoruz. Değerli Konuklarımız; Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Kalitesinin Arttırılmasına yönelik temel konular ve çözüm önerilerinin paylaşılacağı seminerimizin Moderatörlüğünü yapmak üzere; Kuyumculuk Sektör Danışmanı Sn. Oğuz ÖZDEMİR’İ kürsüye davet ediyorum. 18 Seminer Programının Başlatılması Oğuz ÖZDEMİR (Moderatör) Sayın Başkanım, Değerli Konuklar, Hepiniz Hoş Geldiniz. Bazı şeyleri kırk defa söylemezsek akıllarda zihinlerde yer etmiyor galiba ki ben yine aynı şeyleri tekrar edeceğim. Bundan iki yıl önce, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı, Türkiye’deki mesleki ve teknik eğitimin kalitesinin arttırılması amacı ile bir hibe programı ilanı çıkarmıştı. Bu herkese açıktı. Bütün sektörlere açıktı. Biz Mücevher İhracatçıları Birliği olarak, başta Kuçükçekmece Kuyumculuk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ndeki kuyumculuk meslek dersi öğretmenleri olmak üzere, Türkiye’deki kuyumculuk alanında eğitim veren meslek liselerimizdeki bütün meslek dersi öğretmenlerini kapsayabilecek, bunların mesleki yeterliliklerini geliştirmeyi amaçlayan bir proje hazırladık ve bu ilana başvurduk. Projenin adını DEĞERLİ TAŞLARLA GELECEĞİ İŞLEMEK koydu. Projemiz, bakanlık tarafından kabul edildi. 12 ay içinde tamamlanması gereken projemiz, 1 Eylül 2014’te başladı, 31 Ağustos 2015’te bitecektir. İşte bu projemiz kapsamında bu gün burada toplanmış bulunuyoruz. Projemizin genel hedefi, kuyumculuk alanında mesleki ve teknik eğitimin kalitesinin arttırılmasına destek olmaktır. Bunun yanında özel hedeflerimiz de var projemizde, başta meslek liselerimiz olmak üzere, kuyumculuk alanında eğitim veren tüm öğretim kurumları ile reel sektör arasında işbirliğini geliştirmek, kuyumculuğun değerli taşlar dalında uygulanabilir bir müfredat geliştirmek, Kuyumculuk meslek dersi öğretmenlerini uluslararası standartlarda mesleki eğitime tabi tutarak, mesleki ve teknik eğitimin kalitesinin arttırılmasını sağlamaktır. Yani çok çeşitli hedeflerimiz var, bu hedefleri gerçekleştirmek üzere bir takım etkinler yapmamız gerekiyor. Proje tanımında da var, verdiğimiz projenin kapsamında da var. Bunlardan bir tanesi ders müfredat hazırlamak; Kuyumculuk eğitiminde kullanılmak üzere yaratıcı ve yenilikçi bir ders müfredat hazırlamaktır. Ders içeriği hazırlama çalışmalarımız devam etmektedir. Bu proje kapsamında yapmamız gereken işlerden birincisi bu. Proje çıktısı olarak, Milli Eğitim Bakanlığımıza sunulacaktır. Proje Ağustos ayında bitecektir o süreye kadar başvurumuzu yapmış olacağız. Bu konudaki beklentimiz, bu müfredat kapsamındaki dersin, önümüzdeki eğitim yılından itibaren, ilk olarak, Küçükçekmece Kuyumculuk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde, en azından seçmeli ders olarak programa alınmasıdır. Bu okulumuzdaki seçmeli ders deneme sonuçlarına bakarak, daha sonraki yıllarda da, bu dersin tüm kuyumculuk meslek liselerinde ders programlarına alınmasıdır. Biz niye bu lisede alsın istiyoruz Anadolu’dan gelen öğretmenlerimiz de var bu eğitimi aldılar, ama bu eğitim sonunda kurulacak olan laboratuar da bu okulda olduğundan ilk denemeyi bu okulda yapmamız çok daha kolay ve uygun olacaktır. Birinci etkinliğimiz müfredat hazırlamak, İkinci etkinliğimiz ise; Eğitimde kullanılmak üzere, Küçükçekmece Kuyumculuk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bünyesinde, değerli taşları incelemek ve üzerinde işlem yapmaya yönelik ekipmanların bulunduğu donanımlı pilot bir laboratuvar kurulacaktır. Bu laboratuarın da bakanlığımıza örnek olacağını düşünüyoruz. Diğer okullarımızda da benzer laboratuarların kurulabilmesi için. Üçüncü etkinliğimiz; Ülkemizde, Kuyumculuk alanında eğitim veren meslek liselerinden gelen 25 meslek dersi öğretmenimiz, geçtiğimiz 2 hafta içinde, “pırlantada kalite değerlendirmesi” adı altında hazırlanan, uygulama ağırlıklı bir kurs vermekteyiz. Kurs bugün son buluyor anlağım kadarıyla. Ayrıca bu kursa gelen öğretmenlerimiz, sektörümüzün önde gelen firmalarına yaptıkları teknik ziyaretlerle, değerli taş işlemeciliği uygulamalarını yerinde görme ve inceleme fırsatı bulmuştur. Bu gün de, bu toplantımızın sonunda, öğretmenlerimize kurs sertifikaları takdim edilecektir. Bir diğer etkinliğimiz de yine bu proje kapsamında, bu seminerin düzenlenmesidir. Kuyumculuk 19 sektörünün, tüm paydaşlarını bir araya getirmeyi amaçlayan bu toplantımızın, kuyumculukta eğitim dünyası ile reel sektör mensupları arasındaki işbirliğini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu toplantıları bu gibi vesilelerle ve çeşitli vesilelerle yapmamız gerekmektedir. Beşinci bu projeden bizden beklenen beşinci etkinlikte; Bütün bu eğitim süresince verdiğimiz eğitimleri ve müfredatta tamamladığımız eğitim içeriğini kapsayan bir görsel eğitim seti hazırlanacaktır. Yani buradaki eğitim alan öğretmenlerimiz görsel eğitim setiyle, Video setiyle bu eğitimleri tekrar gözden geçirme ve inceleme imkanı bulabileceklerdir. Yine bu eğitimleri kendi okullarında kullandıkların ellerinin altında video olarak hazırlanmış video kayıtları olacaktır. Peki şimdi burada biz hep şeyden bahsediyoruz. Bir reel sektör var bir de eğitim dünyası var. Bizim ülkemizde reel sektör ile ilgili kimler var, eğitim dünyasında kimler var. Şimdi Reel sektöre bakarsak; değerli madenin, örneğin altının; mücevher taşlarının, örneğin elmasın, madenden çıkarılarak, rafinasyonu, işlenmesi, takı ve mücevhere dönüştürülmesi, ekspertizi, bu ürünlerin satışı ve pazarlanmasına kadar her aşamasında faaliyet gösteren kişiler ve kurumlardır. Yani? Sayarsak Altın, gümüş, elmas v.b.g maden işletmecileri, Rafineriler, Külçe altın tüccarları (sarraflar, bankalar), taş kesme/cilalama atölyeleri, taş toptancıları, borsalar, darphaneler, ayar evleri, ekspertiz kurumları, kuyumcu/mücevher imalatçıları, toptancıları, perakendecileri, odalar, birlikler, dernekler… Yani reel sektör olarak birçok kurum ve kuruluş bu sektör alanına gitmektedir. Bu yüzden eğitim kurumları olarak sektörü eğitimin içine çekmek gerekir. Üretim ve pazarlama zincirindeki tüm kurum ve kuruluşlarımızın da faaliyetlerini sürdürürken yaşadıkları bazı sıkıntıları (sorunları diye telaffuz etmek istemiyorum)ama sıkıntıları vardır. Onlarla mücadele ediyorlar. İmalattan kaliteli ürün çıkarma, kaliteyi geliştirme sıkıntıları vardır. Örneğin döküm hatalarını asgariye indirmek, taşlı döküm kalitesini geliştirmek, pırlantalı döküm…biraz önce seminer öncesi hocalarımızla, sektörle konuşuyorduk bularla ilgili teknolojik gelişmeler konusunda Üniversitelerimizden uygulanabilir öneriler beklemektedir. Tabi uygulanabilir derken bu fiziksel olarak yapılabilir olmalı, bir de maliyet olarak uygun olmalı. Hocamın da biraz önce belirttiği gibi şuanda işçilik maliyetleri daha ekonomik olduğu için teknolojiye yatırım yapmak daha pahalıya mal olacağı için sektörümüz doğal olarak daha ucuz maliyetlere doğru gitmektedir. Bunun dışında üretimde teknoloji geliştirme, kapasite geliştirme konularında sıkıntıları vardır. Yani biz 2023 yılında kuyumculuk sektöür olara 12 milyar dolar ihracat yapacağız diyoruz, şu anda ihracatımız yani geçen yıl ki ihracatımız tax free ihracatlarla beraber 4 milyar civarına gelmiş durumda. Şimdi 2015’teyiz 2023’ e 8 yıl var, 8 yıl içersinde biz bunu 4 milyardan 12 milyar dolar üç katına çıkarmamız gerekiyor. Dolayısıyla bu 3 katına çıkarabilecek üretim kapasitemiz var mı acaba diye şapkamızı önümüze koymamız gerekiyor. Tamam biz gözü karayız, yaparız ederiz diyoruz ama bir de gerçekçi olmamız lazım fiziksel olarak şimdi biz mevcut kapasitemizde 4 milyar dolar ihracat yapabiliyoruz bunu 12 milyar dolara çıkarmak için bizim kapasitemiz buna yetecek mi? Kapasitemiz yeterse, finansal kaynaklarımız buna yetecek mi, finansal destekler buna yetecek mi? Ben şuanda bile ülkemizde firmalar biliyorum çok ciddi boyutlarda sektörde sıkıntı olmasına rağmen hem ülkemizde hem dünyada ciddi ihracat siparişleri var ama bu siparişleri bir seferde yapabilecek finansal olanakları yok çünkü bütün şirketler bütün gayrimenkullerini teminat olarak bankalara vermişler, herkes kredi limitine gelmiş durumda. Dolayısıyla bunların çalışabilmesi için yeni finansal olanaklar yaratılması gerekiyor. Yani bu sektör bir eli yağda bir eli balda yürümüyor. Bu sektörde kazanılan paralar, elde edilen marjlar ayakkabı sektöründe bir tekstil sektöründe ya da başka bir sanayide elde edilenden çok farklı şeyler değil burada da belli küçük marjlarla büyük cirolar yaparak sektörü ayakta tutmaya çalışılıyor. Yani sektörün de bir dizi sıkıntıları var bu sıkıntılara devam ederken, bir de ayrıca şey var sektörde, … Globalleşen kuyum ve 20 mücevher pazarı, Tekstildeki konfeksiyon pazarı gibi çok hızlı tasarım tüketen bir pazar haline gelmiştir. Yani mağazalara bir hafta önce gittiğinizde Mango gibi hızlı tasarım tüketen mağazalarda bir hafta sonra gidildiğinde aynı tasarımı bulamayabiliyorsunuz. Mücevher de bu hale geldi. Tekstille yarışır hale geldi. Çok hızlı tasarım tüketiyor. Dolayısıyla bu hızlı tüketime ayak uydurabilecek yaratılıcılıkta ve bu alandaki en son teknolojileri kullanabilen tasarımcı sıkıntısı vardır. Şimdi eğitim dünyasında da göreceğiz ağırlı olarak tasarıma yönlenmiştir. Tasarımda da bu hızlı üretime katkıda bulanabilecek teknolojilere yönelmeye ihtiyaç vardır. Umarım sıkmıyorum sizleri. Ben sektörün şöyle bir resmini çekmeye çalıştım. Bununla birlikte eğitim dünyasının da bir resmini çekmeye çalıştım ki bunlar birbirilerine ne kadar karşılıyorlar, ne kadar birbirilerini meç ediyorlar onu ortaya koymaya çalışıyorum burada. İşlerini Dünya ölçülerinde rekabet edebilir bir şekilde sürdürmelerine engel teşkil eden mevzuat ile baş etme sıkıntıları vardır sektörümüzün. Mevzuattaki değişikliklerle de uğraşılıyor. Reel sektör mensupları, bütün bunlar ile uğraşırken, kuyumculuk mesleki eğitimine destek olma gayretlerini de sürdürmektedirler. Okuldan yeni mezun olmuş, geleceğin ustaları ile, çarşıda var olan ve nesli tükenmekte olan alaylı ustalarımızı kaynaştırma yollarını geliştirmeye çalışmaktadırlar. Özellikle okullarımızda usta öğreticilerin bilgilerinden ve deneyimlerinden yararlanmak üzere gayret sarf etmektedirler. Şimdi bu kuyumcu tarafındaki durum, işleyiş ve sıkıntılar… Şimdi dönelim Kuyumculuk mesleki eğitimi Dünyasında kimler vardır? Burada, Meslek liselerimiz, meslek yüksekokullarımız, fakültelerimiz ve çarşımızın usta öğreticileri vardır. Ülkemizde kuyumculuk alanında eğitim veren 24 tane Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi vardır. Açıkçası ben bu kadar olduğunu tahmin etmiyordum! Hocamdan istedim, listeyi gönderdiler. Listesi bende var. Sizlere sunabilirim. Çeşitli devlet ve vakıf üniversitelerinde, 1984 yılından bu yana kurulmuş, “Kuyumculuk ve Takı Tasarımı” üzerine, iki yıllık ön lisans düzeyinde eğitim veren 20 civarında meslek yüksekokulu vardır. Bu meslek yüksekokullarının toplam kontenjanı 700 öğrencidir. Üniversite sınavlarında 160-300 taban puanla öğrenci alabilmektedir. Bu taban puanları iyi mi kötümü bilemiyorum ama! Belli bir puanla alınabilmektedir. Beş Üniversitemiz bünyesinde dört yıllık Lisans düzeyinde eğitim verilmektedir. En eskisi Mersin Üniversitesi, Takı Teknolojisi ve Tasarımı Y.O., 2002, taban puan: 237-252, onun dışında; Marmara Üniversitesi, Takı Teknolojisi ve Tasarımı Y.O., 2009, taban puan:327-388, 4 yıllık lisans eğitimi veriyor. İlk mezunlarını geçen yıl verdi. Gazi Üniversitesi, Takı Teknolojisi ve tasarımı Y.O., taban puan:244-273, yine 4 yıllık lisans eğitimi vermektedir. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Takı Tasarımı Bölümü, taban puan: 205305, daha mezun vermeye başlamadı. Bir de İstanbul Ticaret Üniversitesi, Mücevherat Mühendisliği Bölümü, 2011, taban puan: 287-333. Önümüzdeki yıl ilk mezunlarını verecek… Özetle, 5 üniversitemizde 4 yıllık lisans düzeyinde eğitim vere okulumuz, 20 civarında MYO muz, 25 civarında da Kuyumculuk alanı olan meslek lisemiz vardır. Bu meslek liselerimiz arasında sadece kuyumculuk alanında eğitim veren Küçükçekmece Kuyumcu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesidir. Diğer meslek liselerinde kuyumculuk alanının dışındaki meslek eğitimleri de okutulmaktadır. Avrupa ülkelerinde kuyumculuk alanındaki formal eğitim kurumları 1700’lü yılların sonlarına doğru kurulmaya başlamıştır. Biz onlardan neredeyse 200 yıl sonra, 1970- 1980’lerde başlamışız kuyumculuk alanında okullar açmaya. Aradaki farkı kapatmamız için sektörle daha iç içe çalışmamız lazım. Tabii bizim bütün bu okullarımızın aşağıdaki sıkıntıları (burada da, sorunları diye telaffuz etmek istemiyorum) vardır: Okullarımızdaki laboratuvar olanakları yetersizdir. Yeterli makine, ekipman, araç, gereç, sarf malzemesi yoktur. Var olan makine ekipmanın önemli bir kısmı, işletmelerin, teknoloji yenilerken elden çıkarmak amacı ile bağış yaptığı cihazlardan oluşmaktadır. Okullarımıza, en 21 son teknoloji ürünü makine ekipman bağışlansa bile, bunları işletebilecek kapasite ve eğitmen sıkıntısı vardır. Hatta, okullarımızın, temizlik elemanı, güvenlik elemanı sıkıntıları dahi vardır. Her alanda öğretmen sıkıntısı vardır. Öğretmen sayısı azdır. Var olan öğretmenlerin mesleki yeterliliklerinin geliştirilmesinde sıkıntılar vardır. Bu nedenle, başta MEB olmak üzere ilgili devlet kurumları, bizim gibi reel sektör kurum ve kuruluşlarını, zaman ve para harcayarak, fedakârca yapmaya çalıştığı bu günkü projemiz gibi projeler yapmaya teşvik etmeli, destek olmalı, mevzuatı bahane ederek, reel sektör ile işbirliğinin önüne engeller çıkarmamalıdır. Reel sektörün desteğini almaya ve bunu geliştirerek sürdürmeye çalışmalıdır. Sektörümüzün eğitim dünyasında olanlar, mezun ettikleri öğrencilerinin bilgi ve becerilerini arttırmaya ek olarak reel sektöre neler verebileceğini düşünmeli ve araştırmalıdır. Reel sektör tarafında olanlar da, mesleki eğitim dünyamızın, personel yetiştirici yönüne ek olarak teknolojik ve akademik çalışmalar ile kendilerine nasıl katkıda bulunabileceğini düşünmeli ve araştırmalıdır. Bunun en güzel yolu da bu tür toplantılara gelerek düşüncelerini yüksek sesle, karşılıklı ifade etmeleridir. Bu nedenle bu toplantımızın sektörümüze verimli bir çıktı ve hatta çıktılar yaratmasını diliyorum. Teşekkür ederim. Şimdi sözü Mesleki ve Teknik Eğitim Kalitesinin Arttırılmasına Yönelik İhtiyaçlar ve Çözüm Önerileri içeren konu başlığıyla İstanbul İl Milli Eğitim Yardımcımız Sn. Serkan Gür’e veriyorum. 22 Davetli Konuşmacı Sunumları Sn. Serkan GÜR İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Sayın Başkan, Değerli katılımcılar, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen öğretmen arkadaşlarım, sektör temsilcileri, okul müdürü arkadaşlarım, varsa öğrencilerimiz, hepinizi saygıyla, sevgiyle, hürmetle selamlıyorum. Birçok not aldım. Meslek Lisesinde öğretmenliğe başladım. Mesleki ve Teknik Eğitim mezunuyum. Branşım otomotiv. Motor mezunuyum. Marmara Üniversitesinde teknoloji eğitiminde yüksek lisans yaptım. Yani orda yetiştim. Bu bana büyük bir onur ve mutluluk veriyor, gururda veriyor. Bu anlamda mutfaktan gelen sorun ve sıkıntılar bir kenara mesleki ve teknik eğitim sevdasını yüreğinde taşıyan bir arkadaşınız olarak seslenmek herhalde en doğru şeyi yapmak olur diye düşünüyorum. Tekrar hepinizi selamlıyorum. Şimdi Mesleki ve Teknik eğitimim tarihsel geçmişine baktığımızda, özelliklede Türkiye’deki gelişimine baktığımızda bundan 20 yıl önceye gitmek lazım, bunu yaşayan bir arkadaşınızım. Anadolu Meslek lisesini sınavla kazanmıştım. Büyük bir mutlulukla eve gelmiştim. Babam bunun karşılığında, kendisi bana bir bisiklet armağan etmişti. Kendisi alıp kendisi yapmıştır. Metal ustasındır benim babam. Dolayısıyla ve büyük bir heyecanla hatırlıyorum. Anadolu Teknik Lisesi mezunuyum ben. Sınıfımızdaki üniversiteyi kazanma oranı sadece bir ölçü değil belki ama %90 olarak verebilirim. Çeşitli mesleklerdeki arkadaşlarımla hala görüşüyorum. Belki de ben onlardan en başarısızıydım. Öğretmenlik alanını kazanmıştım ama bunu gerçekten kendim çok istemiştim. Ve iyi ki de böyle olmuş. Bununla da büyük bir mutluluk duyuyorum. Daha sonra mesleki ve teknik eğitim çeşitli sıkıntılara uğradı. Ve o sıkıntıları herkes çok iyi bildiği için nedenlerini de herkes çok iyi bildiği için onlara çok girmek istemiyorum ama bu güne baktığımızda yine bugün mesleki ve teknik eğitimin yükselişe geçeceğinin zamanı geldi ve bu anlamda herkes bizim gibi düşünüyor diye düşünüyorum. Ve mesleki ve teknik eğitimin İstanbul sorumlusu olarak bu duygu ve düşüncelerle bütün çalışmalarımı gerçekleştiriyorum. Ve son dönemde de mesleki ve teknik eğitim adına İstanbul’da başlattığımız bir modelin Türkiye’ye yayılması ile ilgili bir çalışmayı yürütüyoruz. Mesleki ve Teknik eğitimin sorunlarını herkes yıllardır konuşur. Bir sürü çalıştaylar yapar. İnsanlar çıkar mesleki ve teknik eğitimin sorunlarını anlatılar ve sorunları algılama ve anlama noktasında zaten herkesin kafası nettir. Biraz önce Oğuz Bey’de konuşmasının bir paragrafında mesleki ve teknik eğitimin sorunlarını kısa bir şekilde özetledi. Mesleki ve teknik eğitimin sorunlarının en başında teknolojik yetersizlik vardır. Okulların donanım eksikliği vardır. Diğer taraftan öğretmenlerimizin mesleki yeterliliklerinin gelişen teknolojiye yetişememe eksikliği vardır. Bunun karşılığında da ortaya çıkan niteliksiz insan gücü meselesi… Tabi mesleki ve teknik eğitimin tanımından hareket edersek, mesleki ve teknik eğitim nitelikli insan gücü yetiştirmeyi kendisine hedef alır. Mesleki ve teknik eğitimci tarafı olarak artık ara eleman kelimesini kullanmıyoruz. Nitelikli insan gücü yetiştirme konusunda biz ne kadar başarılıyız. Tabi bu soru işareti. Sektör tarafının bu konuya katkısı ne kadar başarılı bu da soru işareti. Bunların hepsinin soru işaretlerinin pozitife doğru yönelmesi de bizim hedefimiz olacaktır. Mesleki ve teknik eğitim anlattığım tarihsel süreçten bugüne kadar 23 gelirken en büyük kaybettiği şey bu yaşadığı algı meselesi. Mesleki ve teknik eğitimin yaşadığı en büyük sorun toplumsal algının negatif olmasından kaynaklanıyor. Bu psikolojik bir şey aslında. Çok da reel bir şey değil. Bu algıyı çok da kısa bir sürede değiştirebilme gücüne sahip Türkiye. Özelliklede İstanbul, İstanbul sanayisi, İstanbul sektörü. Şuan bu sektörlerin en güçlülerinden bir tanesi… aklıma gelmişken söyleyeyim… 23 tane kuyumculuk alanında okulumuz var… Sizin kaç tane bu sektörde işletmeniz var Oğuz Bey? Bu konuda bir bilginiz var mı? Oğuz ÖZDEMİR (Moderatör) - Çok Fazla… Sn. Serkan GÜR İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ben başka bir bilgi daha vereyim. Bu model kapsamında çalışıyoruz. İstanbul’da 50 bin e yakın inşaat sektörü ve ticaret ve sanayi odasına kayıtlı şirket olduğu bilgisi geldi bana ve biz ilçe ilçe, sektör sektör şuan çalışıyoruz bütün okulları. Buna karşılık da 21 tane inşaat alanında okul var sadece İstanbul’da. Şimdi baktığınızda belki de sizin de on binleri aşan sektörde kurum ve kuruluşunuz var irili ufaklı. Ama 23 tane okulumuz var. Şimdi siz ya da sektör ya da herhangi bir alandaki sektör, kurum ve kuruluşlar bir araya gelse ve biz kendi alanımızla ilgili okulların tümüne şu stratejiyle sahip çıkıyoruz ve şu stratejiyle onların içine giriyoruz dediğinizde… Ayrıca yine Oğuz beyin dediği mevzuat sorunumuz da yok… bunun da altını çiziyorum. Sektörümüz istediği okula girip, istediği okulda herhangi bir laboratuarı ya da herhangi bir alanı donatıp, o alandaki öğretmenlerimize eğitim verip ve o alanda çalışmalarını sürdürebiliyor. Bununla ilgili metinlerimiz var. Bunu yapan okullarımız da var. Bunu yapan kurumların bir tanesiyle buradayız zaten. Kendileri bunu başarmış, bu vizyonu görmüş. Okul sanayi işbirliği zorunluluğuna inanmış insanların yanlarındayım şuanda. Bu konuda İstanbul Milli Eğitimine, Türkiye Milli Eğitim Bakanlığına hatta şuan içerde bulunan çeşitli illerden gelmiş öğretmenlerime katkı sağlamış olan bir birliğin bir projesinin çıktısı olarak buradayız. Bundan dolayı da gerçekten İhracatçılar Birliğimize, yönetimine çok teşekkür ediyoruz, İstanbul İl milli Eğitim ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak… bir tane proje yazmışlar… Değerli Taşlarla Geleceği İşlemek… bunu bir alanın hocalarına atıfta bulunarak 25 tane kuyumculuk alanındaki öğretmenimizi Pırlantada Kalite Eğitimine almışlar ve bu öğretmen arkadaşlarımızın beklide mesleki gelişimine katkı sağlamışlar ve daha sonra onları kendi yuvalarına çocuklarına dokunmak için gönderecekler. Bu müthiş bir şey. Tam benim anlatacağım model zaten sizin bildiğiniz model, zaten Türkiye’nin bildiği model ama çarpan etkisini yaratmak lazım. Ben şöyle bir cümle kullandım iki gün önce. Dedim ki; İşletmeler ve Sektörler okulların vakıflarıdır. Birlik ya da oda ya da vakıf olamaya gerek yok. Herhangi bir markada temsil ettiği alanın okulunun vakfıdır. Dolayısıyla o okulla ilgilenmek bence onun toplumsal sorumluluğudur. Zaten dünyadaki ve Avrupa da ki örneklerine baktığımızda Avrupa da ki okul sanayi işbirliğinin kanunlarla yönetmeliklerle entegre edildiği bir modeldir. Özellikle de İspanyada Vitoria şehrinde bir uygulama var sektör aynı zamanda okulların yönetim kurulu olarak görev yapıyorlar ve okuldaki bir donanımın bir eğitimin kararını sektörle birlikte alıyorlar. Dolayısıyla en yeni makine okula öncelikle geliyor. Algı problemini çözmek lazım. Bunun nasıl çözersiniz; kaliteyi arttırarak çözebilirsiniz. Kaliteyi nasıl arttırabilirsiniz? Bunun tek çözümü okul sanayi işbirliğinden geçer. İstanbul’da bir model 24 üzerinde çalışıyoruz şuanda ve tamamladık konumuzu. Model çok basit: Okulla sanayiyi entegre eden, aynı zamanda da bir politika metninin olduğu, protokolünün olduğu, üst protokolünün olduğu, hukuktan bunların onaylarının alındığı, ilçe ilçe, okul okul analizlerinin olduğu ve yakında piyasaya sürülüp önünüze de gelecek. Mesela: Sanayici bir okula girmek isterse ne yapacak, nasıl hareket edecek, kime başvuracak, analizler kim tarafından yapılacak, ihtiyaçlar kim tarafından tespit edilecek ve sanayicinin okula girmesinin süreci nasıl işleyecek şeklinde bir çalışma yaptık. Bunun bir logosu var, bir dosyası var. Kurumsal olarak da ilerlemek istiyoruz. Dolayısıyla böyle böyle okulla sanayiyi birbirine entegre etmek zorundayız. Ne okullar sanayiden, ne de sanayi okullardan bağımsız hareket edemez. Çünkü sektör en son teknolojiyi kendinde barındırır. Okuluna bir makine koyduğunda o makinenin miadı dolduğunda okula yeni bir makine koyup öğretmeni o makineye göre de yetiştirmek çocuğu o makineye göre eğitmek zorundadır. Çünkü inanılmaz derecede hızlı ilerleyen bir teknolojik gelişim var. Bunun arkasında kalan okullar olmamalı. Mesleki ve teknik eğitim kurumları; Türkiye’ye yön veren, ekonomiye yön veren, ekonominin aradığı nitelikli insan gücünün yetiştirildiği çok önemli eğitim kurumlarıdır. Türkiye deki ve dünyada ki en önemli eğitim programı Mesleki ve Teknik Eğitim Öğretim programıdır. Artık Türkiye’nin de bunun çok hızlı bir şekilde farkında olması, hatta ailelerimizde çocuklarımıza bunu anlatmamızın bile çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hayata geçecek olan model ile; Bakırköy ilçesinde yükselen sektör hangisi, ama o sektörle ilgili okul yok ya da alan yok. O zaman oraya sektörümüz, sanayicimiz, birliklerimiz, kurum ve kuruluşlarımız, özel sektörümüz önce o alanı okul ve ya bir okul içine o alanı açmak gibi entegrasyonda çalışıyoruz bu model içersinde… ya da okulla sanayi okul sayısı bakımından eşleşirken, nitelik olarak eşleşmiyorsa o zaman oraya da niteliği götüreceğiz. Bazı yerlere alanı götüreceğiz, bazı yerlerde de alan var ama alana karşılık sektör yoksa ve sektörü oluşturmak bizim yapabileceğimiz bir şey olmayacağı için o alanları orada hızla kapatıp, sektörü olan alanları hızla çoğaltmamız gerektiğidir. Birbirine entegreli bir sistem. Müfredat konusundaki destek istendi. Sonuna kadar destek veriyorum bu konuya. Artık bu günden sonra 5 yıl içinde mesleki ve teknik eğitimin boyutunun değişeceği görülecektir. Puanların öğrenciler üzerinde etkisi de çok önemli. Belli bir grubun mühendislik hedefine yönlendirilmesi gerekir. Şuan Türkiye’de katsayı engeli kalktı herkes istediği alana yönlene biliyor. Mevzuat bahanemiz yok. İstediğimiz sektörle istediğimiz şekilde halledebiliriz. Müfredatta böyle bir konu yok. Mücadelelerini de çok iyi biliyorum. Benim yanımda yaptığımız toplantıyı, hızlı bir modül hazırlığını, ve bu akanda bir şeyleri yetiştirmeye çalıştıklarını biliyorum, o yüzden buradayım, sizinleyim gerçekten ve böyle bir projenin yetiştirilmesi de uluslar arası bir müfredatı revize ettiler Türkiye’ye. Ayrıca şunu önerebilirim: 5 tane üniversitemizden bahsettiniz.. Üniversitelerin okul sanayi işbirliklerini akademik olarak desteklemesi çok önemli ben buna gerçekten gönüllü olarak danışmanlık yapabilirim. Şöyle yapabiliriz 5 tane üniversitemizle ve sizin birliğinizle bizim kuyumculuk alanlarımızla ilgili üst düze bir protokol yapıp eğitimde işbirliği yapabiliriz. Bu eğitimleri çok geleneksel hale dönüştürebiliriz. Bunun metni bende hazır. istediğiniz anda ben bu protokolü size gönderirim… ve Üniversite Rektörleriyle, MEB ile İstanbul İl Milli Müdürlüğü ile bunları imzalayıp, bir yönetim kurulu var benim protokolümün. Protokol yönetim kurulu senede iki defa toplanır. 5 üniversite, 24 Kuyumculuk. Lisesi Alanı öğretmenlerine ne verebilir? En basitinden bizim için en önemli olan şey öğretmen arkadaşlarımıza eğitim verilebilir. Mersinde verilir, merkezi bi yerde verilir. Akademisyenler bu anlamda bu konuyu destekleyebilir. Bunu çok hızlı yapılabilir. 5 üniversitemiz, kuyumculuk alanındaki okullarımızı birliğimizin çatısı altında bir protokolle toplayıp, senede iki toplantıyla o yıl yapılacak eğitim 25 hareketlerini kurgulayabilirsiniz. Bu konuyu değerlendirmek gerekir. Ben gönüllülükle destek vermeyi çok isterim. Oğuz ÖZDEMİR (Moderatör) Sn. Serkan Gür Beye, anlattıkları ve destekleri için çok teşekkür ediyorum. Kendisinin yanımızda olduğunu tekrar duymak mutluluk verici. Şimdi bir de Üniversite tarafından ses duyalım. İstanbul Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Sn. Servet Timur: Piyasada Mücevher Sektörünün İhtiyaçları ve Çözüm Önerileri, Teknolojik Gelişmeler/Malzeme Tanımlama ve Analiz Teknikleri hakkında görüşlerini ve çözüm önerilerini bizimle paylaşacaklar, buyurun Servet Bey. Sn. Prof. Dr Servet TİMUR - İTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Teşekkür ederim Oğuz Bey. Öncelikle sayın hocalarıma ve Sn. Başkan vekilimize hoş geldiniz demek istiyorum. Ben konuşmamı daha akademik olarak hazırlamıştım fakat sonrasında biraz değişiklik var. Önce şunu bir açıklamak gerekiyor. Kuyumculuk sektöründe en büyük problem URGE ile ARGE yi karıştırıyoruz. URGE ve ARGE birbirinden çok farklı iki tane kavramdır. İki; eğitimde demokrasi ve taklit olmaz. Bu ülkenin en büyük problemi bu… bu sadece kuyumculukla ilgili değil bütün mesleki eğitimlerde aynı Hatay düşüyoruz….Örnek; Kuyumculukla ilgili dünyada kuyumculuğa bakarsanız eğer bir tarihsel süreçten gelen kuyumculukla uğraşan ülkeler vardır. Şuanda dominant bütün ülkeler kuyumculukla uğraşır. Diğer yandan taklite yöneliyoruz. Örnek; kanada da ya da yeni Zelanda da ya da Avustralya da bir tane kuyumculuk alanında eğitim düzenleyen bir okul …özel sektöre baktığımızda oradaki takı kültürü ile benim ülkemdeki takı kültürü ayrı, miktarlar farklı, kitlesel üretimler farklı. Oradaki takı sadece bir aksesuarken aristokrasinin koruması altında gelişip büyümüş detaylanmışken, ben ülke olarak ya yatırım aracı olarak ya da ekmek parası olarak kazanmak için ihracat ürünü olarak üretiyorum. Dolayısıyla oradaki eğitimleri kopyaladığım anda zaten hataya düşüyorum. Diğer taraftan gelelim Hon-kong, Almanya ya da İtalya örneğine. Bunlarda el işçiliğinin çok pahalı olduğu, makineleşmenin çok hızlı ilerlediği dikta ülkeler. Bizim kendi makine sektörümüz yok. Örneğin ben tekstilcilere hem minnet borçluyum hem de çok kızıyorum. Nedeni şudur; 80’li yıllarda ihracat kapıları açıldığında ilk taklitçiliği keşfeden bizim sektörümüzdür. Makineler alındı, ucuz işçilik , devlet desteği, KDV geri iadesi… Ülkede ekonomiye çok büyük katkıda bulundular. Yalnız şunu yapmayı unuttuk ülke olarak. Madem biz taklitle buraya geldik, makineyi de biz üretmeliyiz, modeli de biz tasarlamalıyız. Sonra bunu unuttuk, modeli tasarlayan Avrupalı, kumaş türünü belirleyen Avrupalı, eldeki makineyle öremeyen Türk tekstilcisi. Biz mi para kazanamıyoruz yoksa makineyi üretenler mi belli değil. Sonuç olarak; Tüm Meslek eğitimlerde olduğu gibi kuyumculukta Urge ile Arge birbirine karıştırılmıştır. URGE; tasarım probleminizdir, model probleminizdir, günlük probleminizdir, anında çözülmesi gerekir… Çok hızlı çözülmesi gerekir. Fuarda gördüğünüzde hızlıca taklit edebilmenizi gerektirir. ARGE ise; o fırsatı kaçırdıysanız, fuarda gördüğünüzü bir an önce üretmenizi sağlayacak adımlardır. Sektör eğitime gelmeden 26 önce elinin taşın altına koymalıdır. Şunu unutmamalıdır. Cebinden harcayacağı para yetişmiş bir eleman olarak kendisine geri dönecektir. Milli Eğitim bu problemi çözemez. Üniversite çözemez. Ama siz; Eli taşın altında olan sektör temsilcileri problemleri günlük yaşıyorsunuz… çözersiniz. Başkada bir yolu yoktur. Dünyadaki uygulamalar da böyledir. Teknolojiyi takip etmemiz gerekmektedir. Ülkede yaşanan bazı araştırmalar üretilen ürünlere zarar vermiştir. Teknolojinin iyisi de kötüsü de vardır. Teknolojiye hakim değilseniz sektörde çok fazla sıkıntı yaşarsınız. Problemlere tek taraflı bakamayız. Benim önerim şudur: gerçekten nasıl olacak bilemiyorum ama bu çok iyi bir örnek, bu proje bu eğitim çalışması çok iyi bir örnek. Gerçekten bu sektörün bir şekilde eğitime destek verecek parayı ayırması gerekiyor. Bunu gönüllü mü yaparsınız, devlet size zorla mı yaptırır onu bilemiyorum ama eli taşın altında olan sizler, okullardaki eğitime müdahale etmezseniz, taleplerinizi günlük iletmezseniz devletin çözmesini beklemeyin. Bu ülkede devlet… açık açık söyleyeyim ben de devlet memuruyum, buradaki milli eğitim temsilcilerimiz de devlet memuru. Devlet yavaş, oysa sektör gülük ve hızlı müdahale edebilir. Projede örnek bir laboratuar kurulacakmış inanılmaz bir gelişim. Önerim şu, ne kadar çok insana açabileceksiniz bunu deneyin. Saatlik, günlük, yarım günlük eğitim verin. Tekbir iş üzerinde çocukları uzmanlaştırın. Sektörün içindeki insanların bilgilerini tazelemesine yol açın. Sektör içinde bilgi yenilenemiyorsa, istenildiği kadar donanımlı eleman yetiştirilsin bir anlamı olmayacaktır. Ustaların yıllarca emek verip öğrendiği işi, makineleştirerek elinden almayın. Onlara da olanaklar sağlayın. Oğuz ÖZDEMİR (Moderatör) Sn. Hocama çok teşekkürler. Şimdi biraz da sektör tarafını dinleyelim. Ariş Pırlantadan Sn. Kerim GÜZELİŞ bize Mücevher sektöründe tasarım ve reklamın önemini anlatacak. Buyurun Sn. GÜZELİŞ. Sn. Kerim GÜZELİŞ – Ariş Pırlanta Herkese merhaba, ben konuşulanlara da deyine bilirim değil mi? Oğuz ÖZDEMİR (Moderatör) Tabi tabi… Sn. Kerim GÜZELİŞ – Ariş Pırlanta Öncelikle bu çalışmayı başlatan kurum ve kişileri tebrik etmek istiyorum. Bence güzel ve olumlu bir çalışma olmuş. İnşallah bu gibi çalışmalar fazlalaşır artar. Okul ve sanayi işbirliğine bir köprü oluşturur. Okulla sanayinin bir arada olamaması hakkında bazı şeylere değinmek istiyorum. Aileler çocuklarını çok zor şartlarda okumak için, staj için başka şehirlere göndermektedir. Hatta kredi çekip gönderen aileler bile vardır. Talebeler büyük bir zamanı okullarında geçiriyorlar. Çocuklarla sohbet edildiğinde, yaptıkları ürünlere bakıldığında hiçbir piyasa değeri olamayan ürünler üretiliyor. Ben de bu yüzden elimden geldiğince hiçbir daveti geri çevirmiyorum, mümkün olduğunca katılıyorum ki belki orada gerek sözle gerek başka 27 şekilde bir katkı sağlayabiliriz diye. Gördüğümü özetlemek istiyorum. Bir yığın çizimler yapılıyor. Şunu da ifade edeyim eğer süreci incelersek bundan 20 sene önceden bu zamana gelirsek tabiî ki bir farklılık var. Hikâye anlatımında bir farklılık var. Ama piyasa ürünü üretilebiliyor mu, o kalitede o düzende ve satılabilirliği var mı? Okulları kastederek söylüyorum ki yok. Ne gerekli; sektörün bireylerin ve ya sanatkârlarının müdahil olmaları gerekir. Ya emekli sanatkârlar kadroya girecekler piyasayı anlatacaklar ya da mevcut olan sanatkârlardan destek alınacaktır, ki burada birkaç çıkmaz var. Ben beni davet ederlerse gönüllü olarak yer alırım. Böylece sektörün birikimi talebelere yansımaya başlar ve çok kısa sürede geri dönüşü olur. Bir önerim budur. İkincisi; bütün sanat okullarında, kuyumculuk okullarında uygulamalı eğitim modeli baz alınmalı. Örneğin Turizm otelcilik okuyan öğrencilerin A’dan Z’ye otellerde aldıkları uygulamalı eğitim gibi. Böylece oradan mezun olan öğrenci bir müdür seviyesinde olmuş olacak. Hem okuyacak hem pratikte mesleğini uygulayacak. Ayrıca çalıştaylar da yapılabilir. Benzer okullarda benzer alanlarda bir araya gelinip, alanında uzman kişileri konuşmacı olarak davet edip, deneyimlerinden faydalanılabilinir. Kapsamlı atölyelerin kurulması gerekir. Ayrıca üretilen ürünlerin, piyasa araştırmasıyla satılabilir ürün haline getirilmesi bunun için sipariş alabilme çalışmalarının yürütülmesine olanak sağlanmalıdır. Talebelerin mağazacılık temeline dayanan bir çalışmaya yönlendirilmesi. Mağaza oluşturmak, ürünü satmak, satış olmayınca daha iyi nasıl yapılabilir olmasını öğrenmek gibi üretim ve satış odaklı bir model oluşturulması gerekir. Vitrin oluşturmak ve ticaret yapmak anlamında bu çok önemli bir çalışma olacaktır. Piyasa ürünü üretme, ticaretin kurallarını öğrenmek onlara mezun oldukları zaman, firmalar tarafından tercih edilmelerini sağlayacaktır. Bir diğer konu ise, tasarım yarışmalarının olması. Fakat yarışmalarda dereceye giren ürünlerin dışında, diğer tasarımlara da destek verilmesi. Çıkan tüm ürünler için birlikler, odalar showroom açmaları, ürünlerin orada sergilenmesi, bu işin başında bir pazarlamacının olması, ürünlerin katalogunun hazırlanması gerekir. Yatırım gibi başlayan bu iş döner sermayeye dönüştürülebilir. Aynı durum okullarda da oluşturulmalı, öğrencilerin ürünleri sergileyebileceği, fiyatlandırılmış ürünlerin olduğu şhowroomlar kurulmalıdır. Firmalar staj imkanlarını sağlanmalı, bir alanda değil pek çok alanda mesleği aktarmaları gerekmekte gerekirse mağaza kanalında da eğitilmesine destek olmalıdır. Eğitimle beraber pazara girmenin de çok önemli olduğunun altına çizmek istiyorum. Herkese çok teşekkür ediyorum. Oğuz ÖZDEMİR (Moderatör) Ve son olarak Mücevher İhracatçılarını Yönetim Kurulu üyesi, Değerli Taşlarla Geleceği işlemek Projesinin ana fikir üreticilerinden birisi olan Mehmet Can ÖZDEMİR’e söz vermek istiyorum. Mehmet Can Bey hızlı düşünen hızlı sonuç almaya çalışan bir yönetim kurulu üyemizdir. Umarım konuşmasını da bu hızlılıkla yapacaktır. 28 Sn. Mehmet Can ÖZDEMİR – Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kıymetli proje ortaklarına projede emeği geçen herkese; Eğitimimize katılan tüm öğretmenlerimize çok teşekkür ediyorum. Eğitim; 2023 stratejimizin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Orta ve uzun vadede yetiştireceğimiz nitelikli iş gücümüz ihracatımız için son derece önemlidir. Nitelikli iş gücümüz ve ihracat potansiyelimizin birleşmesi ile ihracatımızın ve ülkemizin önü açılacaktır. Nitelikli iş gücüne; aktif olarak çalışacak bu güce ihtiyacımız var çünkü üretime ihtiyacımız var. Bildiğiniz üzere şuan ki hükümetimizin politikaları arasında sektörel meslek liseleri oluşturmak bulunmaktadır. Dünyaya atık uyum sağlıyoruz! Kendi nitelikli iş gücümüzü sektörel bazda kendimizin yetiştirmesi son derece önemlidir. Bu anlamda mücevher sektörü olarak böyle bir projeyi hayata geçirmiş bulunmaktayız. Küçükçekmece meslek lisemiz uzun vadeli bakış açımızı ortaya koyan önemli bir projemizdir. Türk mücevher sektörü heyecanlı bir sektör; hemen olsun hemen yapalım istiyoruz. Ancak eğitimcilik orta ve uzun vadedeki bir yatırımımız. Yer yer yılıyoruz broksasiyle mücadelede ancak bu vazgeçeceğimiz anlamına gelmemeli. Biz elimizden geleni yapmaya devam etmeliyiz; ancak reel bir değerlendirme içinde bu okullara yaptığımız yatırımın değerlendirilmesi için hedeflerimizi ortak bir şekilde koyup, bu hedeflere ulaşmalı ve ulaşamadıysak da sebebini incelemeliyiz. Biz artık 2. Aşamaya geçtik okulumuzu kurduk şimdi okulumuzla hedeflerimizi gerçekleştirme yönünde ilerlemeliyiz. Şimdi nitelikli iş gücü denildiğine, direk olarak üniversitelerimizden, meslek yüksek okullarından, meslek liselerimizden mezun olan arkadaşlarımızı düşünüyoruz. Ancak bu arkadaşlarımızın mesleki becerileri henüz tam olarak geliştirilmemiştir. Dikkat ediniz gelişmemiş değildir geliştirilmemiştir. Okullarımız alt yapıyı sağlamakla sorumlu olup sektörel adaptasyon sektör kurumlarında gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Peki bu nasıl olacak? Aslında çok zor değil çünkü Kapalıçarşı kültürü bunu yıllardır gerçekleştiriyor. Tek fark şimdi belirli bir altyapıya yönelik sistematik eğitimler vermemiz gerekiyor. Elbette belli bir yaştan sonra el eğilmez yapamaz diyebiliriz. O zaman uygun yaşta okulda düzenli olarak eğitebiliriz. Demek istediğim çözmek istersek biz çözeriz. Nitelikli işgücü ihtiyacımız elbette güçlü bir şekilde vardır. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı görev düştüğü gibi sektöre de görev düşmektedir. Küresel anlamda baktığımızda mesleki eğitimde mesleki becerilerin geliştirilmesi için meslek erbaplarından faydalanılmakta ve müfredatlar sektörlerle işbirliği içerisinde gelişmektedir. Türkiye bu anlamda nerededir dediğimiz de, son 10 yıldır ve bu gün hala bu anlamda çalışmalar sürmektedir. Bu anlamda sektör mensupları olarak bizlerinde üzerimize düşeni yerine getirmek ve alt yapısı hazırlanmış ancak mesleki becerisi henüz gelişmemiş bu kardeşlerimizi iş başı eğitimlerle gelişimlerini desteklemeye devam etmeliyiz. Bir diğer yöntem ise sektörel kuruluşların tespit edilen ihtiyaçlar doğrultusunda mesleki becerileri geliştirmeye yönelik eğitimler hazırlamalarıdır. Ancak bu yöntemde de eğitimin sonunda kurum içi oryantasyon şarttır. Unutmayalım her firma bir birinden farklı çalışıyor, dolayısıyla çalışanlarımıza kurum kültürümüzü, sanatımızı firmalar olarak eğitmeliyiz. Örneklemek gerekirse; Küresel gemoloji enstitülerinde eğittiğiniz personellerin aktif bir şekilde fayda sağlaması için 2 seneye kadar varan oryantasyon eğitimleri sürdürülmektedir ve sürekli eğitime tabi tutulmaktadırlar. Bizde is bir elemanımız işe başladıktan 3 ay 5 ay sonra fayda sağlamasını bekliyoruz ve bu süre 29 içerisinde sistematik bir eğitime tabi tutmuyoruz. Sektör kendi eğitim altyapısına yatırım yaptığında ve okullarımızla bu içerikleri örtüştürdüğünde gelişimi hep birlikte göreceğimize inanıyorum. Ancak hepimiz yaşanan sıkıntılara karşı birlikte bütün olarak çözümler geliştirmeliyiz. Sektörümüz son derece çözüm odaklı, bunu hepimiz biliyoruz sadece sektörün inanması lazım! İnanması içinde sadece bir kez başarıyı görmesi lazım. İlk başarımız en zoru, başardıktan sonra arkası gelecektir. Konum gereği uluslar arası eğitimlerden bahsetmem istenmişti ancak yurtdışındaki eğitimin her ülkeye ve şartlarına adapte edilmesi gerekiyor malumunuz. Ancak ben Türk bilim insanlarının eğitim geliştirme becerisine hatta yurtdışından daha iyi eğitimler geliştirebileceğine inanıyorum. Ben Bize inanıyorum. Bizimse kendimize inanmamız şart. Artık dünyanın ötesine geçmeliyiz. Çok teşekkürler… 30 SORU – CEVAP Oğuz ÖZDEMİR (Moderatör) Şimdi ben bütün bu konuşmaları özetleyeceğim. Yok yok tabi yapmayacağım. Sorusu olan varsa ben iki tane soru alayım. Katılımcı Ben bu seminerin bizim için yapıldığını düşünüyorum. O yüzden söz hakkı almak istedim. Balıkesir den katılıyorum. İki yıllık öğretmenim. Adım Canan ÖZTEKİN KAYNAR. Öğretmenlerin yetersizliğinden bahsedildi. Usta öğreticilerin daha iyi olduğu gibi konuşmalar geçti. Ben buna katılmıyorum. Biz okulumuza geldiğimiz zaman, bizden önce usta öğretici arkadaşlarımız varmış. Ve baktık ki öğrencilerimiz döküm yapmayı bile bilmiyorlar. Yani çakmak yakmasından bile korkan öğrenciler var. Ve biz şimdi onları aştık. Silindir kullanımı, yani her aşamayı gösterdik. Öğrencilerimiz dediler; ki hocam biz daha önce hiç bir şey öğrenmemişiz. Ayrıca şöyle bir sıkıntımız var. Anadolu liseleri öğrencilerini seçebiliyorlar ama meslek lisesi en kötü öğrencileri bizlere geliyor. Puanı en düşük, hiçbir yere yerleşmemiş öğrenciler bize geliyor. Biz bu öğrencilerle neler yapabiliriz? Onun dışında bizim bölümümüz hiçbir şekilde, hiçbir okulda duyulmamış, illerde hiçbir şekilde bilinmiyor. Biz kuyumculuk öğretmeniyiz dediğimiz zaman öyle bir bölüm mü var deniliyor. Bu sıkıntıları aşmadan hiçbir yere gelemeyiz. Sn. Serkan GÜR İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Aşacağız beraber aşacağız. Oğuz ÖZDEMİR (Moderatör) Serkan Hocamın söylediği gibi sizin öğretmenliğinizi sınıyorlar. Zor öğrencileri sizlere gönderip, en iyi eğitimi alabilmelerini sağlıyorlar. Katılımcı Ben bizim öğretmenliğimizin sınanmasından çok, bize destek olunmasını istiyoruz. Teşekkür ediyorum. Katılımcı Bu kadar öğretmen bir araya gelmişken, sorunlar üzerinden konuşmak ve bunlara çözüm önerisinde bulunmak en önemlisidir. İlk önce sorunlardan en temeli; yetenekli öğrenci alınamaması gibi geliyor bana. Öğrenciye ders esnasında uygulama sağlanırken, öğrenci katılım sağlamak istemediğini söylüyor. Ben bu mesleği yapmayacağım gibi savunmaya geçiyor. Staja gönülsüz gidiyor. Yetenekli öğrenci alınmaması en büyük problem. Bir diğer sorun ise; Kaynaştırma öğrencisinin alınması bizim için çok büyük bir sorun oluyor. Bir gözü 31 hiç görmeyip diğer gözü %20 gören bir çocuğa 1063 derecede altın eritmeyi gösteriyoruz. Atölye ortamlarında öğretmen için çok ciddi sorumluluk ve sorun teşkil ediyor. Ayriyeten, gerçekten benim gezip gördüğüm üniversitelerde de, liselerde de ekipman sıkıntısı oldukça fazla. Malzemelerimiz pahalı bu yüzden sıkıntı yaşanıyor. Diğer yandan, staja giden öğrencilerimize tek bir alanda çalıştırma yapıldığı konusu var. Bu durumun öğrencilerin isteklerini kırdığı görülmektedir. Bu konular mesleki eğitim açısından oldukça önemlidir. Oğuz ÖZDEMİR (Moderatör) Çok teşekkür ediyorum. İzninizle bu son soru olsun. Çünkü sertifika törenine geçeceğiz. Katılımcı Ben kadırga endüstri meslek lisesinden öğretmen Şahin. Bu bahsettiğiniz projenin yani Pırlantada Kalite Değerlendirme eğitimi için kurulan laboratuarın bizim okula proje atölyesinin kurulması gerekir. Bizim okulumuz Kapalıçarşı’ya, Nur-u Osmaniye’ye, Beyazıt’a, taş işleme merkezlerine daha yakın. Küçükçekmece Kuyumcukent’e daha yakın olduğu için, sanayiye ve ya bizim üretim yapan yerlere daha uzak olduğu için, bizim okulda kurulmasının daha verimli olacağını düşünüyorum. Bu iş için de biz bir numarayız diyorum. Bizim okula gelen öğrencilerin seçimi yeteneğe göre yapılıyor. Oğuz ÖZDEMİR (Moderatör) Bravo hocam çok teşekkür ederim. Şimdi biz bu projeyi yaptık örnek olsun diye. Diğer sektör mensuplarından da böyle projeler bekliyoruz. Çok teşekkür ediyoruz. Şimdi sözü tekrar Harika hanıma bırakıyorum. Harika HALAT (Proje Koordinatörü) Konuşmalarından ötürü tüm katılımcılarımıza teşekkür ediyorum. Şimdi projemizin eğitim ayağının sonunda bir sertifika törenimiz olacaktır. Katılımcılarımıza sertifikalarını vermek üzere; Sayın Başkan Vekilimiz Mustafa Atayık’ı, Sn. Serkan Gür’ü ve Küçükçekmece Kuyumcu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Sn. Erkan CANBAY’ı sahneye davet ediyorum. Harika HALAT (Proje Koordinatörü) -Sertifika töreni tamamlanmıştır. -Tüm katılımcılarımızı “Kokteyl” alanına davet ediyorum. -Teşekkürler… 32