Öğrencilerin Doğum Kadın Hastalıkları ve Hemşireliği Dersi Alan

Transkript

Öğrencilerin Doğum Kadın Hastalıkları ve Hemşireliği Dersi Alan
Öğrencilerin Doğum Kadın Hastalıkları ve Hemşireliği
Dersi Alan Uygulamasına Đlişkin Duygu ve Düşünceleri
Nevin Utkualp*, Pakize Ogur*
ÖZET
Amaç: Araştırma, öğrencilerin doğum eylemi ve doğumhane ile ilgili duygu ve düşüncelerini
belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır.
Materyal ve Metot: Araştırma,1-31 Ocak 2008 tarihinde, Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği
dersini alan 103 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında öğrencilerin sosyodemografik özelliklerini ve alanla ilgili görüşlerini gösteren anket formu kullanılmıştır. Öğrencilere
alana çıkmadan önce doğum ve doğumhane ortamı ile ilgili video izletilmiştir. Elde edilen veriler
SPSS programında değerlendirilmiştir.
Bulgular: Öğrencilerin % 43.7’si sağlık memurluğu, %56.3’ü hemşirelik bölümünde okumakta olup
yaş ortalamaları 21.39±1.2dir. Çalışmaya katılanların %63.1’i kız, % 36.9 erkektir. Uygulamaya
çıkmadan önce, öğrencilerin %39.8’i heyecanlı; %32,0‘i rahat; %15,5‘i stresli olduklarını ifade
etmişlerdir. Doğumhaneyi gördüklerinde %29.1’i şaşkınlık yaşadığını, %29.1’i ortamı stresli
bulduğunu belirtmişlerdir.
Klinik uygulamada sezaryenı izleyebilen (%79) grubun %42,7’si sezeryenı riskli; %18,4’ü kolay;
%11.7’si mutlu bir operasyon olarak değerlendirmektedir. Öğrencilerin %85,4’ü vajinal doğumu
tercih edebileceklerini; bunların %52,9’u doğal ve sağlıklı bulduklarını belirtmişlerdir.
Uygulamalarda %59.2 si klinik hemşireden, %21.4’ü öğretim elemanından, % 17.5’i sorumlu
hemşireden yardım aldığını belirtmişlerdir.
Sonuç: Öğrencilerimize klinik uygulamaya çıkmadan önce normal doğumu ve sezaryen ile ilgili video
izletilmiş olmasının, onları uygulamalardaki olumsuz duygularını azalttığını düşünebilir.
Anahtar Keliemler: Doğum eylemi, öğrenci
ABSTRACT
Nursing Students To Clinical Practice Of Maternal Nursing Course
Perceptions About Delivery And Delivery Room
Objective:This study was planned to determine studens’ perceptions about delivery process and
delivery room.
Material Metod: This study was conducted with 103 students who took gynecological nursing class
in1-31 january 2008. Data were collected using a questionnaire which included questions related to
student demographic variables and perceptions about delivery and delivery room. Before the clinical
practice students were watched video about delivery room and delivery . The 103 cases were
evaluated statistically by collecting data with SPSS program .
Results: 43.7% of the studens enrolled in healt officer program while 56.3%of then enrolled in
nursing program. Mean age of the students were 21.39±1.2. 63.1% of the students were female and
36.9% of them were males. Before the clinical practice students emotions were as fallows:
anxios(39.8%),relaxed(32%),stressed(15.5%). 29.1%of the studens reported being confused when they
enter the delivery room,29.1%of them described the environment as stresfull.Most of the
students(87.6%) have never seen a vagjinal delivery after observing it,was as follows:a hard
process(63.1%), happy and normal process(19.4%).Statiscally no difference were found between
genders about their perceptions about vajinal delivery and delivery room(p>0,05).
*Öğretim Görevlisi, Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
46 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:3,Sayı:1.2010
Student who were able to see the c-section(79%),described c-section as a risky procedure(42.7%),easy
procedure(18.4%),operation that gives hapiness(11,7%). Most of the studenst(85,4%) reported that
they will consider vajinal delivery;and 52.9% of these student found the vajinal delivery natural and
healty. Some of the students(38.8%) observed that patient care was adequate in delivery room but
psychological care is not enough.18.4%of the students believed that health care workes do not give
enough informtion to the patient as they should be.
Conclusion: As a conclusion we think that, showing students educational video about vajinal delivery
and section, prepared them to their clinical practice and their negative feeling may have reduced after
watching it.
Key Words:Labor, student,
GĐRĐŞ
Hemşirelik eğitiminin amacı, hemşirelik mesleğinin kapsayan insan ve meslekle ilgili temel
kavramların teorik bilgi olarak verilmesi ve bu bilginin hemşirelik uygulamalarına aktarılmasını
sağlamaktır (Karaöz 2003). Hemşirelik eğitiminde öğrencilere toplumun sağlık gereksinimlerine
paralel olarak kuramsal bilgiler verilirken; diğer yandan da uygulamalar ile bu bilgilere işlerlik
kazandırılmaya bilgi, tutum ve beceri yönünden davranışsal değişim gösterilmesine çalışılmaktadır.
Öğrenciler kuramsal bilgi ile uygulamayı birleştirebildikleri sürece, eğitimlerinden beklenen davranış
değişiklikleri ortaya çıkabilir. Bu nedenle hemşirelik eğitiminde uygulamalı eğitimin değeri büyüktür
(Fadıloğlu ve Taşçı 2006).
Kadın sağlığı hemşireliği, kadının doğurganlığı ile ilgili olarak üreme organları, gebeliğin oluşumu,
doğum öncesi, doğum ve doğum sonu dönemlerin fizyolojisi ve sağlık bakımı, kadın hayatının
dönemlerine göre sağlık gereksinimleri ile ilgili konuları temel alır. Bir kadın doğum hemşiresi kadını;
birey olarak, çevresi ile bir bütün olarak, kadının sahip olduğu sosyoekonomik ve kültürel özellikleri
ile beraber, iyi bir ilişki içinde, güven vererek, bilgilendirerek, destek olarak ve danışmanlık yaparak
ele almalıdır. Annenin fizyolojik ve psikolojik sağlığının korunması ve yükseltilmesinde doğum
hemşiresinin rolü geniş ölçüde sağlık eğitimini, destek ve danışmanlık hizmetlerini kapsar(Coşkun
2008). Doğum öncesi bakımın amacı ana ve perinatal morbidite ve mortalite hızları azaltılır iken,
anne-çocuk sağlığı düzeyi yükseltilmesini sağlamak (Başer1997). Doğum olayının algılanması, kişiye
göre değişir. Hemşirelerin, doğum sürecindeki kadına verdikleri sosyal desteğin, doğum deneyimine
ilişkin olumlu duyguları ve kadının başa çıkma çabalarını artırdığı belirlenmiştir. Hemşirelik bakımı,
çiftlerin olumlu doğum deneyimi edinmelerini ve zamanla kuvvetli, iyi aile ilişkileri kurmalarını
sağlayacaktır (Kızılkaya 1997).
Günümüzde kaliteli ya da nitelikli sayıda hemşire yetiştirilmesi eskiye oranla daha fazla önem
kazanmıştır. Çünkü sağlık kurumları daha verimli çalışmak, daha kaliteli hizmet vermek, hedeflerini
ve projelerini gerçekleştirmek için daha nitelikli, çeşitli bilgi ve becerileri olan, başarı düzeyi yüksek,
daha donanımlı hemşirelerle çalışmak istemektedirler. Ayrıca, hemşireler özellikle son 30 yıldır
uluslararası ve ulusal belgelerde, sağlık sistemindeki sorunların çözümünde kilit personel olarak
tanımlanmaktadır. Dolaysıyla burada hemşirelik okullarına önemli görevler düşmektedir. Bu okullarda
eğitim alan hemşire adayların istenilen ya da aranılan nitelik ve özellikleri taşıyan, başarı düzeyi
yüksek hemşireler yetiştirmekle yükümlüdürler. (Kaynar 2006). Ülkemizde hemşirelik eğitiminde
temel sorunlardan biriside öğrencinin teorik bilgiyi uygulamaya yeterince aktaramamasıdır. Bunun
nedenleri arasında öğrencilere öğretilenler ile gerçek ortam arasındaki farklılıklar, uygulama
sürelerinin kısalığı, uygulama alanlarının öğrenme hedeflerine uygun olmaması (fizik koşullaröğrenci sayısının fazla olması) sayılabilir( Karaöz 2003). Diğer çalışmalarda benzer sonuçlar
göstermekte genelde nedenler arasında klinik alanda fazla sayıda öğrencinin bulunması, bu öğrencileri
değerlendiren eğitimcilerin az sayıda olması, olumlu bir işbirliğinin sağlık personeli, öğrenci ve
eğitimci arasında olmamasıdır.
Öğrencilerin Doğum Kadın Hastalıkları Ve….47
Günümüzde Sağlık Yüksekokullarında, eğitim kalitesini artırılması için; eğitimde kaliteyi belirleyen
faktörlerin irdelenerek, mevcut ortamın öğrenci yararına iyileştirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması
gerekmektedir. Eğitim kalitesini artırmak için, ders programlarını bilimsel, teknolojik, sosyal, kültürel
ve ekonomik gereksinimler doğrultusunda sürekli gözden geçirerek düzenlemek, öğrenci yapısını
araştırmak gerekmektedir. Ayrıca öğrencilerin görüşü ve beklentilerine değinerek onunla bütünleşmek
gelecek dönemlerin daha olumlu olmasını sağlayacaktır ( Kuzu 2003).
Hemşirelik eğitiminde önemli yere sahip olan uygulama alanları, öğrencilere öğrendikleri uygulama,
kendilerini geleceğe hazırlayan rollerle ilgili modeller görme ve var olan sistemin işleyişini
gözlemleme olanağını verirler(Taşçı 2006). Uygulamaya çıkılmadan önce teorik derslerinde
hümanistik model doğrultusunda becerilerin önce maketler üzerinde demonstrasyonu ve uygulaması
yapılmaktadır( Çoşkun 2008) .Hemşire öğrenciler, kadın- doğum servisi ve doğumhane rotayonları
sırasında doğumla ilgili girişimleri gözleyebilmekte ve hastasının deneyimi sırasında gerek psikolojik
gerek fizyolojik açıdan gereksinimlerini daha iyi anlayabilmekte ve bakım işlevlerinde bu
deneyimlerden yararlanmaktadırlar(Kanan 1997).
Uygulama alanına çıkan öğrenci hiç alışık olmadığı yeni sosyal bir ortam içine girmektedir. Öğrenci
bu ortamda değişik deneyimler elde edecek ve bir dizi soru ve sorunla karşılaşmakta, öğrencinin kaygı
düzeyini artırmaktadır. Kaygısı fazla olan bir öğrenci hemşire, hastasının gereksinimlerini iyi bir
şekilde gözlemleyemeyeceğinden, hastasının güvenini kaybeder (Kanan 1997). Bu da hasta hemşire
arasındaki ilişkiyi bozar ve doğum yapmak üzere olan kadının en ihtiyacı olduğu dönemde
gereksinimlerinin karşılanmamasına sebep olur (Şirin 2003).
Hemşire öğretim elemanı öğrenmeyi kolaylaştırıcı, danışman ve meslektaş bir kişi olarak rol oynar
(Taşçı 2006). Bu nedenle öğretim elemanının, staj öncesi öğrencilere daha fazla danışmanlık
yapmasının gerekliliği ortaya çıkmıştır. Hemşire öğretim elemanları, doğumhane stajının
başlangıcında öğrencilerin kaygı düzeylerinin yüksek olabileceğinin bilincine vararak, öğrencilerine
karşı sabırlı, saygılı, içten, dürüst ve sempatik yaklaşımda bulunmalı ve onların psikolojisine karşı
daha anlayışlı olmalıdır (Şirin 2003).
AMAÇ
Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu doğum ve kadın sağlığı hemşireliği dersi, lisans öğrencileri
için 86 saat kurumsal 140 saat uygulamayı, içeren bir derstir. Bu dersin amacı, müfredatımızda yer
alan konularla ilgili hemşirelik bakımları için gerekli becerileri öğrencilere kazandırmak ve uygun
hemşirelik girişimlerini öğretmektir. Sağlık Yüksekokulunda Doğum Kadın Sağlığı Hastalıkları ve
Hemşireliği dersi alan öğrencilerin ders, bu alanla ilgili uygulamalar ve mezuniyet sonrası çalışmalarla
ilgili görüş ve düşüncelerini saptamak amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır.
YÖNTEM
Çalışmanın kapsamını U.Ü Sağlık Yüksekokulu 2007-2008 güz dönemi eğitim öğretim yılında kadındoğum dersi alan 3.sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Bu dönemde dersi alan 111 öğrenciden çalışmaya
katılmayı kabul eden 103 öğrenciye soru formu uygulanmıştır. Öğrencilerin demografik bilgileri,
alanla ilgili uygulamalar, doğum eylemi- doğumhane, mezuniyet sonrası ile ilgili düşüncelerini içeren
soru formu araştırmacılar tarafından hazırlanmıştır. Veriler SPPS 16.0 paket programında
değerlendirilmiş olup yüzdelik ve ki kare analizi yapılmıştır.
BULGULAR VE TARTIŞMA
Çalışmaya alınan öğrencilerin yaş ortalaması 21.39 olup %63.1’i kız, % 36.9 erkektir. % 93.2 ‘si
bekar, % 43.7 si sağlık memurluğu, %56.3’ü de hemşirelik bölümünde okumaktadır. Öğrencilerin
%83.5’inin çekirdek aileye sahip olup %60’ının 1 kardeşi %23 ünün 2 kardeşi olduğu belirlenmiştir.
Öğrencilerin en uzun süreli oturdukları bölgelere bakıldığında çoğunluğun (% 36.9’unun) Marmara
bölgesinde oturduğu tespit edilmiştir.
48 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:3,Sayı:1.2010
Tablo 1.Öğrencilerin Doğum Kliniklerine Uygulamaya Çıkmadan Önceki Ve Doğumhaneyi
Đlk Gördüklerindeki Duyguları
Doğum Kliniklerine Uygulamaya Çımadan Önce Duygular
Kız n %
Erkek n %
Anlamlılık
HeycanLI
33
50
8
21.1
11.217
Rahat
16
24.6
17
44.7
df.5
Stres
9
13.8
7
18.4
P<0.005
Korku
4
6.2
2
5.3
Doğumhaneyi Đlk Kez Gördüklerinde Hissetikleri Duygular
Şaşırdım
20
30.8 11
Korku hissettim
10
15.4 6
15.8
df:4
Stresli ortam
19
29.2 11
28.9
P<0.005
Farklı bulmadım
11
16.9 10
26.3
Kanlı bir ortam
5
7.7
0
28.9
3.990
0
Tablo 1’deki bulgulara bakıldığında; Öğrencilere doğum kliniklerine uygulamaya çıkmadan önceki
duyguları sorulduğunda; öğrencilerin %39.8’i heyecanlı , %32,0’i rahat , %15,52’i stresli olduğunu
ve sadece %5,8’i korktuğunu ifade etmişlerdir. Kız öğrencilerin çoğunluğunun (% 50.8’i) heyecanlı
iken, erkek öğrencilerin çoğunlunun (%44.7) rahat olduğu görülmüştür. Cinsiyet arasındaki fark
anlamlı bulunmuştur (p<0.05, p:0.047 ). Kız öğrencilerin daha heyecanlı olması, ileride kendilerinin
de doğum olayını yaşacaklarına bağlı olabileceğini, erkeklere göre daha fazla doğumhane ortamını
sahiplendiklerini ve sorumluluk duyduklarını düşündürmektedir(Tablo 1).
Şirin ve arkadaşları öğrencilerin staj öncesi duygu durumlarını incelediklerinde, %75.0’inin biraz
stres, korku ve heyecan duyduklarını yalnızca %8.3’ünün kendini rahat ve güvenli hissettiğini tespit
ermişlerdir (Şirin 2003 ). Çalışmamızda da öğrencilerin yaklaşık %60ının stres korku ve heyecan
duydukları tespit edilmiştir. Öğrencilerimizin %32’ si staj öncesi kendini rahat hissettiğini ifade
etmiştir. Kocaman ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada da klinik stajın ilk günü öğrencilerin
%60,9’unda stres yaratan olaylardan biri olduğu belirlenmiştir (Kocaman 1986 ).Öğrencilerimizin
doğumhaneyi gördüklerinde %29.1’i şaşkınlık yaşadığını, %29.1’i ortamı stresli ve gergin bulduğunu ,
%20’si ise diğer kliniklerden farklı bulmadığını belirtmişlerdir. Cinsiyet arasındaki farka bakıldığında
anlamlı bir ilişki bulunamazken, medeni durum arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlıdır p:
0.007 ( tablo 1).
Öğrencilerin %87,6’sı dersi almadan önce canlı doğum izlemediğini ifade etmişlerdir. Vajinal doğumu
gören öğrencilerimizin çoğunluğu kız öğrencidir, cinsiyetle
aradaki fark istatistiksel olarak
anlamlıdır (p :0.020). Şirin ve arkadaşları yaptıkları çalışmada, öğrencilerin %75’i daha önce vajinal
doğum izlediklerini bulmuşlardır. Çalışmamızdan farklılığın nedeni, öğrencilerin çoğunlunun
SML(sağlık meslek lisesi) mezunu (%70.8) olması ile bağlantılı olduğunu düşündürmektedir.
Uygulamada ilk vajinal doğumu gördüklerinde; öğrencilerin % 63.1’i doğum eyleminin zor bir süreç
olduğunu ,%19.4 ‘ü doğumun normal ve mutlu bir süreç olduğunu ifade etmişlerdir. Öğrencilerin ilk
kez vajinal doğum gördüklerindeki duygu durumları ile cinsiyet arasındaki fark anlamlı bulunamaz
Öğrencilerin Doğum Kadın Hastalıkları Ve….49
iken, medeni durum ile anlamlı ilişki bulunmuştur (p:0.009).Kliniklerde öğrencilerimizin %79’u
sezaryenle doğum izleyebilmiş ve bu grubun %42,7’si sez aryanın riskli bir işlem, % 18,4’ü kısa ve
kolay bir işlem, %11.7’si mutlu bir cerrahi girişim olduğunu ifade etmişlerdir.
Gelecekte kendileri ve eşleri konusundaki doğum şekline ilişkin düşüncelerine bakıldığında %
85,4’ünün vajinal doğumu tercih ettikleri saptanmıştır. Tercihlerinde etkili olan faktörler
incelendiğinde % 52,9 ‘u vajinal doğumun doğal ve sağlıklı olduğunu ,%11.5’in vajinal doğum sonrası
rahat olduğu ,%5.7 sinin vajinal doğumun kolay ve güvenilir olduğunu belirtmişlerdir. Öğrenciler
uygulama alanlarında, kendilerini geleceğe hazırlayan rollerle ilgili modeller görme ve var olan
sistemin işleyişini gözlemleme olanağını bulurlar. Terakye’nin yapmış olduğu bir çalışmada
hemşirenin olumsuz davranışlarının öğrencide stres yaratıcı bir durum olduğu belirlenmiştir (Terakye
1988). Pierce tarafından yapılan bir çalışmada ise, servis hemşirelerin öğrencilerin deneyimlerini
etkilediği; öğrencilerin servis hemşirelerin rol modeli olmalarını istediklerini belirlenmiştir(Pierce
1991). Çalışmamızda öğrencilerin, doğumhane personelinin hastaya yaklaşımını değerlendirmesine
bakıldığında; % 38.8’inin hasta takiplerinin iyi yapıldığını ama hastalara psikolojik olarak destek
olmadıklarını %18.4 ünün personelin hastaya yaptığı uygulamalarla ilgili bilgi vermediğini, %15.5’i
gebeye hoşgörüsüz davranıldığını, %15.5’i hasta takiplerinin düzenli yapılmadığını gebelerin yalnız
bırakıldığını düşündüklerini belirtmişlerdir. Doğumhane personelinin gebeye yaklaşımını, kız
öğrencilerin %23.1’i, erkeklerin %2,6’sı hoşgörüsüz ve kaba olarak değerlendirmişlerdir. Bu bulgular
bize kızların empatiyi erkeklere göre daha iyi kurabildiklerini düşündürmektedir.
Karaöz’ün çalışmasında, öğrencilerin %18,3’ü hastane personelinin uygun olmayan hasta yaklaşımı,
%31,6 işlemlerin doğru yöntemlerle yapılmamasını, çoğunluğun hastalarla iletişim kurmadıklarını
belirtmişlerdir (Karaöz 2003). Hastaların izin verdiği ve öğrencilerin uyguladıkları bakımlar
incelendiğinde; yapılan uygulamalar en çok anne sütü eğitimi (%94,2 ), öğrencilerimizin %89,3’ü
NST uygulamış, %84,5’i ÇKS dinlemiş, %70.9’u aile planlaması eğitimi yapmışlardır. Vajinal tuşe
uygulaması, öğrencilerimizden çok az sayıdakiler olmuştur. Öğrencilerimizin %97.1’i uygulama
sırasında hiç vajinal tuşe yapamamış % 68 i spekülüm uygulayamamıştır ( tablo2 ).
Tablo2.Öğrencilerin Kadın- Doğum Uygulamasında Yapmış Olduğu Uygulamalar
UYGULAMALAR
KIZ
ERKEK P
ANNE SÜTÜ EĞĐTĐMĐ
64
33
P=0,025
AĐLE PLANLAMASI EĞĐTĐMĐ
52
21
P=0,008
PERĐNE HĐJYENĐ
50
12
P=0,00
LEOPOLD M
26
7
P=0,19
SPEKULUM UYGULAMASI
51
21
P=0,13
Anne sütü eğitimi, aile planlanması eğitimi, perine hijyeni eğitimi, spekulüm uygulaması, leopold
manevrası gibi hemşirelik uygulamalarında özellikle cinsiyetle ilişkisi anlamlı kızlarda ve hemşirelik
bölümünde her iki uygulamada, anlamlı bir artış söz konusuydu.(p=0,000 ve p=0,025). Benzer
sonuçlar Yıldızoğlu ve Ökten’nin çalışmasında, hastalar özellikle mahrem sayılan uygulamalarda kız
öğrencileri, erkeklere göre tercih ettikleri görülmektedir. Lodge ve arkadaşlarının yaptığı çalışmalarda
da kadınları benzer duyguları ifade etmişlerdir(Yıldızoğlu ve Ökten 2002;Lodge 1997).
50 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:3,Sayı:1.2010
Gerek öğrenci sayısı gerekse kliniklerdeki koşullar nedeniyle öğrencilerimizin bir bölümü yapmak
istedikleri halde bazı uygulamaları yapmak için fırsat ya da uygun ortam bulmamışlardır.
Öğrencilerimize isteyipte, yapamadığınız bir uygulama olduğumu sorusunu yönelttiğimizde; % 38.8 i
evet cevabını vermiştir. Bu uygulamaların da %27,2’sinin vajinal tuşe, %25 ‘inin spekulum
uygulaması olduğu öğrenciler tarafından ifade edilmiştir.
Karaöz’ün çalışmasında, öğrencilerin %80.6’nın klinik uygulama ile bilgilerinin uygulamaya
dönüştürdüklerini, öğrencilerin %74’ü uygulamaların yeni bilgiler edinme, sorumluluk almayı ve
kendisine güvenmeyi öğrenmesinde yardımcı olduğu belirtmişlerdir( Karaöz 2003). Bu sonuçlar,
çalışma sonuçlarımızla paralellik göstermektedir.
Öğrenciler için uygulama ortamı stres yaratan bir faktördür. Bazı özellikli durumlarda stres daha da
belirgindir. Öğrencilerimize kadın doğum uygulamalarında en çok stres yaratan durumun ne olduğu
sorgulandığında %35.9’u küretaj, %26.2 si riskli doğum eylemi, %24.3 ‘ü normal doğum eyleminin
olduğunu belirtmişlerdir.
Uygulamalarda öğrencilerimiz en fazla kimden yardım aldıkları araştırıldığında %59.2 sinin klinik
hemşiresinden, %21.4 ünün öğretim elemanından, % 17.5 inin sorumlu hemşireden yardım aldığı
tespit edilmiştir. Fadıloğlu, Durmaz ve Şenuzun’un yaptığı çalışmada, öğrencilerin %40’ı öğretim
elemanın uygulama sırasında kendisine her zaman yardımcı olduğu,%38,8’i kaynak kişi olarak görev
yapabildiğini ifade etmişlerdir. Yetkin ‘in yaptığı çalışmada, öğrencilerin %38,6 ’sı öğretim elemanın
klinik uygulamalarda her zaman yardımcı olmasını istediklerini belirtmişlerdir. Bu sonuçlar çalışma
sonuçları ile yaklaşık olarak benzerlik göstermektedir (Fadıloğlu, Durmaz ve Şenuzun1997;Yetkin
1999).
Hangi uygulamayı yaptıktan sonra öğrencilerin mesleki olarak daha fazla doyum aldıkları
araştırıldığında %38.8 i eylemdeki gebeye destek olma izlemini yapma, % 27,2’si annenin bebeğini
emzirmesine yardım etme, %22,3’ü yenidoğanın bakımı olduğunu belirtmiştir. Uygulamada doyumla
cinsiyet arası anlamlı bulunmuştur (p=0,017,df=3). Kız öğrencilerimizin %35,4’ü,erkek
öğrencilerimizin %13,2’si en çok “annenin bebeğini emzirmesinde” destek olmaktan doyum
almaktadır.
Doğum Kadın Sağlığı Hemşireliği dersinin uygulama alanlarından önemli bir birimi de doğumhanedir.
Bazı hastaneler doğumhane stajına erkek öğrenci kabul etmemektedir. Bu konuya ilişkin öğrencilerin
ne düşündükleri araştırılmış “katılıyorum” ve “ katılmıyorum” şeklinde görüşlerini belirtmeleri
istenmiştir. Öğrencilerin % 77.7sinin “ katılmıyorum sağlıkta hasta ve sağlık personeli cinsiyeti
ayırımı yoktur” şeklinde düşündükleri %15.5inin “katılıyorum bence de erkeklerin kabul edilmemesi
gerekir” şeklinde düşündükleri tespit edilmiştir. 7 öğrenci ise bu iki görüşe de katılmamıştır.
Đnglitere’de 1980’li yıllara gelinceye kadar erkekler kadın hastalıkları ve doğum pratiklerinde uzak
tutuldukları bilinmektedir (Lodge 1997).Yine aynı yılında bir erkek öğrencinin “Nursing Standard”a
gönderdiği mektubunda jinekoloji kliniğine yönetici hemşire tarafından alınmamasını ayrımcılık
olarak görmekte ve bunu protesto etmektedir (Bond 1998).
Erkek öğrencilerin uygulamalarda kliniklerde yatan hastaların tamamının kadın olmasının
çalışmalarını etkileyip etkilemedikleri araştırıldığında; öğrencilerin %55.4’ü hastaların kadın
olmasının çalışmalarını olumlu veya olumsuz etkilemediğini, %22.8’ü olumsuz etkilediğini rahatsız
olduğunu, % 21.7’ü olumlu etkilediğini daha rahat çalıştığını belirtmiştir. Cinsiyet açısından
bakıldığında erkeklerin %48,5’i hastaların tamamı kadın olması olumsuz etkilemiş, istatistiksel olarak
aralarında anlamlı fark bulunmuştur (p=0.00).
Öğrencilere Kadın-Doğum dersini diğer derslerden farklı kılan özellikler sorulduğunda; %51.5’i
dersin kendilerini de ilgilendiren konuları içerdiğini, %29.1’i doğum gibi mutlu edici olayları konu
alması, %17.5’i hastaların tamamının kadın olması gibi özelliklerinin diğer derslerden farklı kıldığını
belirtmiştir. Bölümler arasındaki fark araştırıldığında; sağlık memurluğu bölümünün %28,9’u
“hastalarının tamamının kadın hasta olması” ifadesini Kadın -Doğum dersi farklı özelliği olarak
belirtmişlerdir (p:0.034) .
Öğrencilerin Doğum Kadın Hastalıkları Ve….51
Doğum ve Kadın Sağlığı dersini aldıktan sonra, sağlıkları ile ilgili( kontraseptif yöntem kullanma ve
cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma ) tutum ve davranışlarında değişiklik yaptığını belirten
öğrencilerin oranı %71.8’dir. Bölümlere göre incelendiğinde hemşirelik öğrencilerinin %87.9’unun,
sağlık memurluğu öğrencilerinin %51,9’unun tutum ve davranışlarında değişiklik yaptığı saptanmıştır.
Cinsiyete göre bakıldığında kız öğrencilerin %89.2’si, erkek öğrencilerin %42,1’i tutum ve
davranışlarında değişiklik olduğunu belirtmişlerdir. Tutum ve davranış değişikliği yapılması açısından
bölümler ve cinsiyetler arasındaki fark anlamlıdır(p=0,000 bölüm ; p<0,05 cinsiyet ).
Taşçı’nın çalışmasında da, öğrencilerinin Kadın- Doğum dersini aldıktan sonra , %44,8 cinsel yolla
bulaşan hastalık ve kontraseptif yöntem seçiminde tutum değişikliği olduğu bildirmişlerdir (Taşçı
2006). Bu sonuçlarda, bizim sonuçlarımızla ile benzerlik göstermektedir.
Bu dersi aldıktan sonra kadın cinsiyetine bakış açılarının değişip değişmediği sorulduğunda;
öğrencilerin %74.8 inin bakış açılarının değiştiği %25.2 sinin bakış açılarının değişmediği tespit
edilmiştir. Dersi aldıktan sonra cinsiyet bakış açısı değişenlerin öğrenciler arasında %27,2 ‘lik
bölümü “anneliğin kutsal olduğunu “ ,%23,3 ‘ü “kadının daha değerli olduğunu düşünüyorum” diye
ifade etmişlerdir (grafik 1) .
Grafik 1:
Kadın Olmaya Đlişkin Düşünceleri
31%
32%
değerli
kutsal
zor
37%
Öğrencilerin mezuniyet sonrası %50,5, Kadın- Doğum alanında yüksek lisans yapmayı düşündüklerini
ifade etmişlerdir. Mezun olduktan %58,3 ü Kadın- Doğum alanında çalışmayı düşündükleri, alan
olarak %21,1 in kadın- doğum servisi ,%15,5 ‘i doğumhane ,%11,7 ‘i tüp bebek servisini
düşündüklerini ifade etmişlerdir. Mesleki yaşamlarında kadın- doğum alanını seçmelerinin nedenini
sorulduğunda; öğrencilerin %35’ü kadın sağlığı alanın, mesleki olarak daha fazla doyum vermesi,
öğrencilerin %18 ‘i bağımsız rollerin daha fazla olduğu için tercih ettiklerini söylemişlerdir(grafik 2).
Hemşirelik bölümü öğrencileri ile sağlık memurluğu bölümü arasında alan seçimi konusunda artan
oranda anlamlı fark bulunmuştur (p:0.004) .
Grafik 2:Öğrencilerin Mezuniyet Sonrası Kadın-Doğum Alanını Seçme Nedenleri
35
4
m addi
ta tmi n
18
b a ğ ım sız m e sl e ki
ro ll e ri
d o yu m
5
d i ğe r
sa yı
52 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:3,Sayı:1.2010
Cinsiyetle öğrencileri kadın- doğum alanındaki yüksek lisansı düşünmeleri kendilerine alan ve bu
alandaki hasta grubunu hemcinslerin oluşturması seçimlerim bu yönde olmasının etkili olabileceğini
düşündürmektedir( p=0,001).
Göz ve Erken’nin çalışmasında kliniklerde çalışmayı düşünen hemşirelik ve sağlık memurluğu
bölümü öğrencilerin; öğrencilerin %66.7’si hastanenin acili, %46.8’i sağlık ocakları, %38.4’ü
hemşirelik eğitimi, %22.7si ameliyathane gibi, geneli klinik alanlarından uzak birimlerde çalışmak
istediklerini bildirmişlerdir (Göz ve Erken 2006).
Kuzu ve Bayramova’nın çalışmasında öğrencilerin %51.2 ‘si kendi mesleğinde çalışmak istediğini,%
20 si ise eğitim alanında çalışmak istediklerini belirtir iken, sadece %7,5 ‘i kendi alanı dışında
çalışmak istediklerini ifade etmiştir. (Kuzu ve Bayramova 2003). Ünsar’ın çalışmasında öğrencilerin
%67.4’ünün yüksek lisans yapmak istediği, %88.9’u mezuniyet sonrası eğitim alanında çalışmak
istediklerini ifade etmişlerdir (Ünsar 2005). Kanan ve arkadaşları hemşirelik öğrencilerinin son sınıfta
stajerlik uygulama alanlarının seçimlerine ilişkin yaptıkları çalışmada kadın doğum tercihini 1.tercih
olarak%20 öğrenci tercih etmiş II. tercihlerde kadın doğum en çok tercih edilen alan olarak tespit
etmişlerdir. Bu alanlarda istekli olan öğrenci sayısının fazla olması, bu birimlerde hemşirelik
uygulamalarının nicel ve nitel açıdan farklı olmasına ve bakımın olumlu sonuçlarının rahatça
gözlenebilmesine bağlı olabilir. Çalışmada cerrahi ve kadın doğum gibi uygulama alanlarına duyulan
sevgi ve ilgi nedeniyle çoğunluk tarafından tercih edilmesini, bu birimlerin, bireyde ilgi uyandıran
etkenler arasında yer alan heyecanlı, dinamik ve enerjik olma koşullarına uygun ortamlar olmasına
bağlamak mümkündür (Kanan 1990). Bizim çalışmamızda da hemşirelik bölümü ve kız
öğrencilerimizde benzer sonuçlar bulunmuştur.
SONUÇ VE ÖNERĐLER
Araştırmadan elde edilen veriler değerlendirildiğinde, öğrencilerin klinik ortamda yaşadıkları
sorunların çözümü için ;sınıf klinik eğitim programlarının öğrenci deneyimine göre giderek artırılması
,uygulama yapılan ortamlarda öğrencilerin eğitimleri için uygun bir ortam haline getirilmesi,öğrenci
sayının zorunlu artışı dikkate alarak ,klinik ortamlardaki öğretim yöntemlerin yeniden gözden
geçirilmesi,öğrencilerin klinik ortamda yaşadıkları güçlükleri paylaşabilmeleri ve düzenli olarak klinik
değerlendirme toplantıları yapılması önerilebilir.
Klinik uygulamada öğrencinin aktif tutulması ve öğretimde öğrencinin etkinliğinin artıracak modeller
geliştirmesi, uygulanması ve sonuçların değerlendirilmesi. Bu doğrultuda her öğrencinin kendine özgü
bir dosyası olmalı, bu dosyaya yeterince uyguladığı ve öğrenim gereksinimin olduğu beceriler
kaydedilmeli,öğrenim süresi boyunca öğrenci ve öğretim elemanları bunu değerlendirebilmelidir.
Erkek hastaya bakım veren kadın hemşireler gibi Kadın-Doğum servislerinde erkeklerinde
çalışmasına olanak verilmeli ve bu servislerde çalışan erkek sağlık elemanlarının sayısının artmasıyla
kabul görmelerin de kolaylaştığını anlaşılmaktadır. Eğitim ve meslek anlamında cinsiyet ayırımı
gözetmeksizin kaliteli eğitim ve hasta bakımı hedefimiz olmalıdır.
KAYNAKLAR
Aştı, T. Taşocak G (1995). Klinik Eğitimde Farklı Bir Yaklaşım. Hemşirelik Bülteni, 9(35):7-17.
Başer,M.Taşcı,S.,Bayat,M. ve ark. (1991). Doğum yapan kadınların doğum öncesi, doğum ve doğum
sonrası sağlık bakımı alma durumlarının değerlendirilmesi. V.Ulusal Hemşirelik kongresi, Đstanbul:
113-130.
Bektaş AH(2004). Hemşirelik öğrencilerin kuramsal ve uygulamalı eğitimde yaşadıkları güçlükler ve
öğretim elemanından beklentileri. Hemşirelik Formu;6(5):45-54.
Bond R (1998).Making sure the male always gets through.Nursing Standard.2(20):14.
Çoşkun A (2008).Kadın- Sağlığı Öğrenim Rehberi.Medikal Yayıncılık.Đstanbul.
Çavuşoğlu H (1991).Experiences of students in pediatric nursing clinical courses. Klinik Öğretim I.
Türk Hemşireler Dergisi; (41):21-24.
Öğrencilerin Doğum Kadın Hastalıkları Ve….53
GözF.Erkan M(2006). Sağlık Memurluğu Öğrencilerinin Mesleki Düşünce Görüş ve Sorunları Fırat
Sağlık Hizmetleri Dergisi;1(2): 40-50
Ekizler H, Ulupınar S (1996). Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Okullarına Đlişkin Tutumlarının
Đncelenmesi.II. Uluslararası Eğitim Sempozyumu kitabı. Đstanbul ;M.Ü.Atatürk Eğitim Fakültesi.
Fadıloğlu Ç,Esen A,Akyol A (1997).Öğrencilerin ve mezun hemşirelerin klinik uygulamalara ilişkin
beklentilerinin karşılaştırılması.IV Ulusal Hemşirelik Eğitim Sempozyumu Bildiri Kitabı;Kıbrıs.
Fadıloğlu Ç( 1990).Türkiyede hemşirelik eğitiminin fizik çevre ve uygulama alanındaki soruları II
ulusal hemşirelik kongresi bildirileri. Atatürk Kültür Merkezi Đzmir: 430-436.
Kanan N. Aksoy G.Akyolcu N (1990).FloranceNightingale hemşirelik yüksekokulu 4.sınıf IX ve X
stajerlik dönemi öğrencilerinin uygulama alanlarını seçimlerine ilişkin bir çalışma II ulusal hemşirelik
kongresi bildirileri. 12-14 eylül. Atatürk Kültür Merkezi Đzmir: s.461-465 .
Kanan N(1993).Lisans öğrencilerin ameliyathane deneyimini algılama düzeyleri ve bu alanı
seçmelerini etkileyen faktörler. Đstanbul Üniversitesi Florence Nightıngale Hemşirelik Yüksekokulu II
hemşirelik eğitimi Sempozyumu, Đstanbul:510-519
Karakuş S (1994).Psikolojiye Giriş. Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Yayınlar.8.Baskı.
Ankara
Karaöz S (2003).Hemşirelikte klinik öğretime genel bir bakış ve etkin klinik öğretim için öneriler.
Hemşirelikte Araştırma Ve Geliştirme Dergisi; 5 ( 1):15-22.
Kaynar A ve ark. (2006).KTÜ / Trabzon sağlık yüksekokulu hemşirelik öğrencilerinin doyum
düzeylerin incelenmesi. C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi;10(3):13-18.
Kızılkaya N (1997).Kadınların Doğum eylemindeki destekleyici hemşirelik davranışlarına ilişkin
görüşleri .Perinatoloji Dergisi ;( 3-4):30-42.
Kocaman G. Okumuş H, Erdal H ve ark (1986)).Öğrenci hemşirelerde stres ve doyum yaratan
yaşantılar .1. Ulusal Hemşirelik Eğitimi Sempozyumu Kitabı:89-98. Hilal Matbaacılık. Đstanbul.
Kuzu N.Bayramova N.ve ark(2003).Sağlık yüksekokulu hemşirelik ve sağlık memurluğu öğrencilerin
eğitimlerine ve geleceklerine ilişkin düşünceleri.Hemşirelik Forumu; (5):40-44.
Lodge N,Mallet J ,Blake P(1997).A study to oscertain gynaecoligacal patients perceived levels of
embrossment with physical and psychological care given by female and male nurse.J.Advanced
Nursing;25(5)s:893-907.
PierceA G (1991).Preceptocial student’ view of their clinical experience.Journal of Nusing
Education;30(6)p.15-22.
Şirin A, Kavak O, Ertem G (2003).Doğumhane stajına çıkan öğrencilerin durumluk-sürekli kaygı
düzeylerinin belirlenmes.C.ÜHemşirelik Yüksek Okulu Dergisi;7(1):27-32
Taşçı K(2006).Hemşirelik öğrencilerinin doğum ve kadın hastlıkları hemşireliği dersi klinik
uygulamasına yönelik değerlendirmeleri.AÜ Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi;9(3):52-56
Taşkın L(2005).Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşireliği.VII BASKI.Ankara .
Terakye G (1988).Hacetepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokul Öğrencilerin klinik
uygulamaları sırasında karşılaştıkları stres yaratıcı durumlara tepkileri ve bu konudaki yardım
beklentilerinin incelenmesi”,I.Ulusal Hemşirelik Kongresi Bildirileri, Ege Üniversitesi
Basımevi, Đzmir .
Ünsar S (2005).Trakya üniversitesi Edirne Sağlık Yüksekokulu son sınıf öğrencilerinin
lisansüstü eğitim hakkındaki görüş ve düşünceleri. Florence Nightingale Hemşirelik
Yüksekokulu Hemşirelik Dergisi:54;25-31.
54 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:3,Sayı:1.2010
Yetkin A, Yiğitbaş Ç (2003). Van Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik ve Sağlık Memurluğu Son Sınıf
Öğrencilerinin Eğitimlerine ve Mezuniyet Sonrasına Đlişkin Görüşleri. Atatürk Üniversitesi H. Y.O.
Dergisi; 6(2): 1-12.
Yıldızoğlu Đ,Ökten Ş,Şenses M(2002).Erkek öğrencilerin kadın doğum servislerinde verdikleri
bakımın hastalar tarafından değerlendirilmesi. Hemşirelik Formu Dergisi;1(5):26-32
Yücel M. Doğum ve kadın sağlığı hemşireliği 2005.Palme Yayıncılık. Ankara .
Đletişim Adresi:
Nevin Utkualp, Öğretim Görevlisi, Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
Görükle Kampüsü Görükle/BURSA
Đş Tel: 02242942458
Cep Tel: 05366110496
e-posta: [email protected]

Benzer belgeler