Konaklama Sektöründe

Transkript

Konaklama Sektöründe
DİZİN
Sayı 18 - KASIM/ARALIK 2013
bu sayımızdaki
bazı başlıklar
konaklama sektöründe
bulaşıkhane departmanı
10
TÜYİB DER İKTİSADİ İŞLETMESİ
Tüm Yiyecek İçecek Bölümleri Temizlik ve Malzeme Teminatçıları
Derneği İktisadi işletmesi adına imtiyaz sahibi Taner RENDA
Baskı:
Doğa Matbaa
0212 612 61 70
Baskı Tarihi: 01.06.2012
Yerel Süreli / 2 Aylık
TÜYİB-DER MÜDÜRÜ
Taner RENDA
0530 923 14 23
[email protected]
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Erol AYDIN
0542 427 72 92
GÖRSEL YÖNETMEN
Mehmet İLHAN
0532 588 79 44
Dergide yer alan makalelerdeki
fikirler yazarlarına aittir.
Yayınlanan ilanların sorumluluğu
ilan sahiplerine aittir.
Yazılar,
kaynak gösterilerek yayınlanabilir.
TÜYİB-DER
PERPA - B Blok 13. Kat NO: 2336
turizmdeki
iletişimsizlik
12
bulaşık makine temizliği ve
yıkama talimatı
14
stewarding
deyip geçme
16
20
konaklama sektöründe
zemin temizliği!
28
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Steward
6
40
ünzile
kaç koyun ediyor
44
müşteriyi
anlayabilmek
52
anafod
fotoğraf sanatı derneği
56
şiirin
anlamına dair
A.Ünv.
Gıda Mühendisliği
Mustafa EMİRLİ
H. Taner GÜREL
Ecolab
Sosyolog
Agaoğlu My City Hotel
Memet KAYA
Homatex
Mete KOÇAK
Ceylan
Intercontinental
Ahmet SEYMEN
Turkish DO & CO
CVK
Turizm Bölüm Bşk.
26
yeme içme
adabı
Prof. Dr. Ertan ANLI
Sarper SUNER
ana yemek olarak
salatalar
The Marmara Otel
Doç. Dr. Nezih MÜFTÜGİL
22
otelcilikte
hijyenin önemi
Nedim AKBAYRAK
Rafet İNCE
herkes somelye
olur mu
DANIŞMA
KURULU
60
REKLAM DİZİNİ
GALERİ KRİSTAL ........................................................ Ön kapak iç
ALTINBAŞAK................................................................................. 1
MİLE............................................................................................... 2
ÇEÇEN PLASTİK .......................................................................... 3
HİT MUTFAK EKİPMANLARI........................................................ 4
V PLEKSİ....................................................................................... 5
GÜREN METAL............................................................................. 7
ORMEL .......................................................................................... 9
BEŞYILDIZLAR ............................................................................. 13
YAKAMOZ ..................................................................................... 15
WINTERHALTER .......................................................................... 17
MEDICATE .................................................................................... 27
MITTERTEICH ......................................................................... 32-33
OTTOMAN..................................................................................... 43
DİKEY ............................................................................................ 47
HOMATEX ..................................................................................... 51
MAVİLİ BİOENERJİ ....................................................................... 55
CAMBRO .................................................................... Arka kapak iç
KAPP.............................................................................. Arka kapak
Teşekkürler sevgili Ahmet SEYMEN
ve Rafet İNCE
With special thanks to
Dear Ahmet Seymen and Dear Rafet İnce
eni bir yıla ülke olarak sorunlarla girdik ve sanırım sorunların çözümü de bir hayli zor geçeceğe benziyor. Ülkemiz ve dolayısıyla da
turizm sektörü olarak bizler de bundan üzerimize
düşeni alacağız.
Aslında yeni bir yıla böylesine bir ortamda girmek
istemezdik. 5 Aralık günü Ahmet SEYMEN ile yaptığımız seminer bizleri hem umutlandırdı, hem de
katılımdaki bileşenlere baktığımızda da coşku duymamıza neden oldu.
Seminer konusunu o kadar iyi işledi ki Ahmet Seymen, onca yılın birikimini hissettik cümlelerinde.
Yoğun katılım ve katılanların nitelikleri zaten bu etkinliğin sonuçları hakkında önceden net ipuçları vermişti ve beklendiği gibi doyurucu bir çalışma aldık
sevgili Ahmet Seymen’den. Kendilerine, başta derneğimizin tüm üyeleri adına ve turizm camiası adına
da teşekkürlerimizi bir borç bildik.
Yeni yılın ilk günlerinde ise bu kez ülkemizin yetiştirdiği nice ustadan biri olan Rafet İnce’nin Türk Mutfağı üzerine olan söyleşisi, bizler için gurur verici
oldu. Dinlemeye gelenler elbette mutfaktan olduğu
kadar, servis şefleri, banket müdürlerine hatta housekeeping’e kadar uzanıyordu.
Kısacası, her iki etkinliğimizle, sektörün ilgisini çektik. Stewardlar yine “üzerine vazife olmayan işler”
yapmaya devam etti ve etmeye de devam edecekler.
Bu yıl üçüncüsünü düzenleyeceğimiz YİYECEK
İÇECEK ALANLARINDA YENİ ÜRÜNLER ÇALIŞTAYI için hazırlıklarımız devam ediyor. İlk iki çalıştaydan çıkardığımız dersleri aklımızda tutarak
yenisine hazırlanıyoruz. Sizler, başta turizm çalışanları olmak üzere, bu sektöre mal ve hizmet
veren firmalarımızla bu sene daha iyi bir çalıştay
hazırlayıp, gerçekleştireceğimize olan inancımla
sizleri selamlıyorum.
Yeni bir yılda ülkemize barış ve sevgi hakim olması
dileğiyle.
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Y
Steward
8
Sevgi ile kalın.
Erol AYDIN
Başkan
he new year has come with great problems for our
country, which seem to be really hard to solve.
These problems will, of course, affect the tourism
sector, too.
T
Indeed, we did not expect the new year to be like that
because Ahmet Seymen's speech in our seminar on December 5 was both hopeful and exciting in regard to the
constituents in the event.
Ahmet Seymen out-talked us on his speech topic, and
made us understand what has been build up over years.
It is not surprising that the seminar was a very fulfilling
one because there were a lot of participants who are very
qualified. We owe him thanks in behalf of both the members of our association and all members of the tourism
sector.
On the first days of the new year, Rafet İnce, who is one
of the innumerable good chefs in our country, honored
us by giving a speech on Turkish cuisine. Participants
were from a wide range including banquet managers,
department chiefs, workers from kitchen and even from
housekeeping...
In a nutshell, we achieved to attract the sector's attention.
The stewards have kept doing things that are "none of
their business", and they will...
Our preparations for the 3rd "Workshop on New Products in Food & Beverage" continues. We prepare through the lessons we have taken from the first two
workshops. I believe that this workshop will be better
than the former ones thanks to the supports we receive
from the firms who give the toruism sector both products
and service.
I hope the new year brings all of us love and peace.
Sinecerly yours
Erol AYDIN
Chairman
Ocak / Şubat - 2014 - Sayı: 18
Turizm
Steward
10
Konaklama Sektöründe
(Stewarding)
Bulaşıkhane Departmanı
ulaşıkçılar, kazan yıkamacılar, meydan çöpçüleri,
makinada tabak atanlar…
B
Evet evet, tam da bazı işletmelerde tabir aynen böyle:
Bulaşıkçı işte onlar, ne olacak iki kazan yıkayana o kadar
maaş hiç verilmez! Verelim onlara asgari ücret, çalışsın
dursunlar. Hatta onları zorunlu istihdamlardan dolayı İşKur’dan isteyelim, göndersinler birkaç kişi çalışsınlar
sezon sonuna kadar…
Turizm sektörüne ilk girdiğim günden itibaren, çalışmalarını saygıyla izlediğim Erol AYDIN
bir departmandır bulaşık- Dernek Başkanı
hane departmanı. Bir otelin
gizli kahramanları da diyebiliriz onlara. Üzülerek ifade
ediyorum k: bu departmana gereken önemi vermediği-
Yatırım aşamasında bulaşık makinalarının yerleri, zeminlerin eğim ve
temizlik özellikleri, çöp
toplama alanlarının kapasite-sirkülasyon şekli
ve soğuk çöp odalarının
uzman görüşleri alınarak planlanmış olması
gerekir. Bu departmanın
kullandığı ekipmanlar,
kimyasal ürünler ve
diğer malzemeler için
yeterli depo alanları da
iyi planlanmalıdır. Bu
alanların sadece alan
olarak yeterli olması
değil, aynı zamanda
yoğun iş temposu düşünülerek
birbirlerine
uzaklığı ve giriş çıkış
yönlerinin de işin başında düşünülmüş olması gerekir.
Başta kazan yıkama bölümü olmak üzere, diğer
bulaşık makinalarının
olduğu bölgelerde ısı ve
nem yüksek olmaktadır. Burada oluşan nemin dışarı atılması ve
mekân ısısının 24-26 derecelerde olması uygun olacaktır.
Çalışan bir işletmede mutfaktan, barlardan kat hizmetlerinden ve
bahçe bölümünden yoğun bir şekilde çöpler çöphaneye gelmektedir.
Bu bölümün atıkların geri dönüşümü çerçevesinde duyarlı olup, iyi
planlanması ve mutlaka konteynırların ayrı ayrı olması ve de üstlerinde neye ait olduğu yazılmış olması doğru olacaktır.
Bu bölüm için işletmeler önemli bir tavsiyem vardır. Burada mutlaka
bir çöp ayrıştırma sistemi kurulması ve gelen tüm çöplerin ilgili yerlere
atılmadan son bir kontrollarının yapılmasında çok fayda görüyorum.
Bu çalışmayı yapmamız halinde; bu departmanın maaş giderlerinin
en az yarısının işletme kasasında kalacağını iddia ediyorum. Bu
durum iki şekilde gerçekleşecektir. Birincisi; ayrıştırma esnasında
atılmaması gereken malzemeler geri ayıklanacak, ikincisi; bu çalışmanın her gün yapıldığını bilen diğer departmanlar gönderdikleri çöplere çok daha fazla dikkat edeceklerdir.
Bu departmanın önemsenmesi ve onları iyi
organize edecek profosyonel bir yöneticinin
atanmış olması gerekir. Tesisin kapasitesine uygun optimum bir kadro oluşturulmasından sonra, çalışanlara yönelik daima bir
hizmet içi eğitim programı uygulanması gerekir. Genellikle vasıfsız kişilerin alındığı bu
departmanda verimlilik ve süreklilik konusunda ciddi sorunlar vardır. Bulaşıkhane
personeli herhangi bir mesleki eğitimi olanlar değildir. Hiç bir iş tecrübesi olmayan,
otel yaşamından habersiz, turizmin ne anlama geldiğini bilmeyen, hatta turist denildiğinde kafasında hiç de hoş olmayan
canlandırmaları yapan işsiz insanları işe
alındığı bir departmanda, insan kalitesine
yönelik sürekli eğitim programları şarttır.
Bunlar vasıfsız diye, Antalya sıcağını ve
nemini hesaba katmadan kalabalık klimasız odalarda yatmalarını da asla bekleyemeyiz.
Kişisel donanımı çok yetersiz olan bu personel her ne kadar geri planda çalışıyor dememize
rağmen,
zaman
zaman
misafirlerle-turistlerle karşı karşıya gelmektedir..Hepimiz biliriz ki; bazen açık büfelerin
sonuna doğru stewardlar büfenin sorumlusu oluverirler. Böyle bir durumda güzel bir
turist bayan güler yüzle personele bir şeyler
sorsa ne olur? Tabii ki sorabilir. Ben şunu
idda ediyorum; bu departmana acilen alınan personel, ya iş yoğunluğu şoku, ya da
böyle bir kültürel şok yaşamaktadır. Veya
plansız bir eğitimde kullanılan kimyasalların hangisi alkali, ph’ları kaç gibi bilmediği
sorularla karşılaşıp, arkadaşları arasında
mahcup olmaktadır. Bu durumlar personeli
kaybetmemize zemin oluşturmaktadır.
Ülke gerçeklerine bakıldığında, vasıfsız ve
eğitimsiz bir personel için beş yıldızlı bir
otelde asgari ücretle de olsa çalışmak,lojman imkanlarından faydalanmak cazip olması gerekir.
Sonuç olarak şu tespitleri birlikte yapabiliriz:
-Lüks a’la carte restaurantımız da menu ve
servis başarısının başlama noktası bulaşıkhanedir.
-Son yıllarda yüksek sirkülasyonu olan bu
departmana ciddi olarak eğilmeliyiz.
-Her zaman cost diyoruz. Büfelerdeki ürünlerle ilgili yaptığımız tasarrufa yönelik beyin
jimnastiklerini, geri planlar için de yapmalıyız.■
Ocak / Şubat - 2014 - Sayı: 18
Bulaşıkhane personelinin çalışma alanları
nasıl olmalıdır?
Çalışanlarla ilgili neler yapılmalı?
11
Steward
mizden, arzu ettiğimiz
kaliteden eksik kalıyoruz. Hepimizin ortak görüşü değil midir her
şeyden önce temizlik.
Bu departmanın sorunlarına dikkatinizi çekmek
ve
çözüm
önerileriyle de bir katkı
sağlamak düşüncesindeyim.
Turizm
Meslek sorumluları sorunların çözümlerini toplayıp,
herkesin göreceği ve düşüncesini paylaşacağı bir meslek platformu oluşturmalı
Ocak / Şubat - 2014 - Sayı: 18
Turizmdeki İletişimsizlik
T
Steward
12
urizm ve otelcilik popüler bir sektör haline geldi
ama arkasında bir sürü sorunlarla birlikte geliyor.
Malesef bu sorunların daha küçük ve basit iken
çözmek yerine, büyüdükten sonra çözeriz mantığı ile bir
boş vermişlik içinde devam ediyor. Nedenini bir türlü anlayamadığım bu kadar bilgili, donanımlı ve kendini geliştirmiş insanlarımız varken, bu işlerin ehli olmayan ve her
konunun uzmanı olduğunu zanneden insanlara bu görevler verilir. Herkesin ortak olarak söylediği bir konu. sorunlarımız var fakat çözümleri konusunda ortak çalışma
yok. Son 10 yıldır bir ben hastalığına takıldık gidiyoruz.
Neden acaba meslek sorumluları bu sorunların çözümlerini toplayıp, herkesin göreceği ve düşüncesini paylaşacağı bir meslek platformu oluşturamıyor? Bu platform
mesleki tüm sorunları ve cevapları hazırlayıp, belli zamanlarda devlet yöneticileri ile toplantılar yaparak çözmüyoruz.
Tüm sektör dernekleri kendi içlerinde bir çalışma yaparak, sorunlarını ve cevaplarını hazırladıktan sonra bu
platformda bulunan kendi temsilcilerine bir sunum halinde anlatmaları, platform temsilcisi de bunu platforma
taşıyarak, çözüm önerileri sıralayarak, bunlara devlet
yetkililerine aktarması ve onların tartışması sonucunda
çıkaracak sorular veya cevapların tekrar derneklerle paylaşıp, gerçek sonuca ulaştıktan sonra tüm halkla paylaşmaları ve gelecek sorulara göre son kararın verilmesi için
turizm yasalarının düzenlenmesi gerekiyor. Bunu sadece
bir defaya mahsus yapmak yetmiyor . Bir canlıymış gibi
sürekli tekrarlayarak yapılmasını sağladığımız zaman,
gerçekten sektör sorunlarına çare bulacağımızı sanıyorum. Bunları düşünürken acaba devlet olarak yine örnekler arayıp canımızın istediğini seçip, canımızın istemediği
kesip attık mı ki, turizm hizmetinde çalışanlar halen bu
konular hakkında konuşuyorlar, içinden neden acaba her
yıldız için en az ve en çok oda fiyatlarını belirlenmiyor.
Sonra bu belirlenen fiyatlar ve hizmetin kalitesi, devlet
yetkilileri veya sektör platformu yetkilileri tarafından kontrol edilmiyor, yılda bir defa bu fiyatların üsütüne veya altına inenlere cezalar kesilmesi gerekiyorsa, kesilecek
cezalar bir havuzda toplanarak sektör içinde ihtiyaç du-
yulan eğitim giderleri ve teknolojik yenilikleri geliştirilmesi için yöneticilerine
verilmesi gerekir.
Türk turizmi neden dünyaya
açılmıyor diyoruz. Biz turizmciler olarak ne kadar
dünyayı tanıyoruz, kendi ülkemizdeki turizmi geliştirmek için önce kendimizi,
sonra da dünyayı çok iyi tanımamız gerekiyor. Boş sezonlar diye tabir ettiğimiz
zamanlarda, sektör plat- Kenan DERDİYOK
formlarından insanları sı- Tuyibder
rayla tüm turizm bölgelerini Başkan Yardımcısı
gezmeleri ve gezi sonucunda bir rapor hazırlamaları istense, bu rapor doğrultusunda eksikler nelerdir veya yenilikler eklense sektör
olarak daha planlı ve daha sağlam adımlarla ilerlemek,
gerekli bilgileri toplayarak turizm dünyasına açılmış oluruz. Turizm sadece deniz, kum ve güneşten mi oluşuyor?
Hiç yemek kültürümüzü bunların arasında göstermiyoruz. Neden bölgesel yemekler düzenlemiyoruz? Gelen
konuklarımıza bunların sunumlarını yaparken bölgelerin
de tanıtımlarını yapsak. Sadece sahil kısımlarına turistleri yönlendirmeyiz. Daha iç kesimlere, eski hanlara ve
hamamlara, eski dağ yollarında yürüyerek ulaşılacak
veya atlarla gezilerek buralara ulaşım sağlansa, yatacak
ve yemek sorunlarını bu hanları da kullanarak gidersek
olmaz mı? Eski kaleleri ve sarayları dolaştırsak. Turizm
çeşitliliğini sağlamak için güzel ülkemizin tüm zenginliklerini göstersek, turistlere bunu planlarken tüm yılla yaysak, buralardan geçinen insanlarımız da ailelerini daha
rahat koşularda yaşatmasına fırsat vermezmiyiz.
Yazarken aklıma geldi. Bir yörük yaşantısını onlarla yaşayarak anlatsak, ilkbahardan başlayarak son bahara
kadar belli aralıklara insanları yörüklerin yaptıkları gibi
çadırlarda yaşatıp, onlar gibi çalıştırsak. Kendi mizi daha
iyi tanıtırız diye düşünüyorum. Bir sonraki yazımda
yemek ve üretim hakkında yazacağım .■
TALİMATLAR
Bulaşık Makine Temizliği
ve Yıkama Kuralları
1.AMAÇ
Stewarding bulaşık hanelerde kullanılan bulaşık yıkama makinelerinin yazılı standarda
Uygun kullanım ve yıkama devamlılığını sağlama kuralları.
2.SORUMLU KİŞİLER
2.1 Steward,
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
2.2 Chief steward.
3.MAKİNE TEMİZLİĞİNDE KULLANILACAK MALZEMELER
3.a Scotch brite
3.b Gözlük
3.c Çöp bidonu
3.d Prilon veya ekspres
3.e Micro spray j2
3.f Kuru temizleme bezi
3.g Eldiven
3.h Basket
3.i Polish cleaner parlatıcı
4.MAKİNE TEMİZLEME KURALLARI
4.a Makinenin temiz olup olmadığını, yıkama kollarını,
kirli artıklarının biriktiği süzgeçleri ve varsa bölme perdeleri kontrol edilmeli. Tüm parçaların eksiksiz takılı olduğundan emin olunmalı eksik parça ve kirli perdeler enerji,
su, kimyasal kaybına neden olur.
4.b Solid mega ve solid clear dry ların tam ve üstünde
olduğuna dikkat edilmeli yok veya eksikse tamamlamalı.
4.c Makinenin su doldurma düğmesine gider tıpasının
kapalı olduğundan ve makinenin kapağının kapalı oldu-
Steward
14
ğundan emin olduktan
sonra.Açma kapama düğmesinde (I) konumuna getirip ve
palet yürütme komutunu açarak makineyi kullanılır konumuna getirilmeli.
4.d Bulaşık basketlerine
porselenleri ebatlarına göre
sıra sıra dizmeli. Ön duşla
ön yıkama yaparak kaba
kirlerini lavaboya akıtmalı ve
basketleri sırayla makinenin
girişinden içeri verilmeli.
Sebahattin GÜVEN
4.e Gelen kirli tabakları Lares Park İstanbul
tüm yemek artıklarını sıyır- Steaward Chief
dıktan sonra, bulaşık tezgâhının üzerinde cinslerine göre
istifleyerek makineye yıkamaya verilmeli, (DECOY SİSTEMİ)
4.f Suyun kirli olup olmadığı her saat başı kontrol edilmeli, süzgeçler pis ise çöpe boşaltılmalı ve tekrar yerine
takılmalı. Su, kirlenmişe suyunu değiştirmeli.
4.g Makineye yıkamaya verilen basketleri gereğinden
fazla yüklememeli.
4.h Bütün çatal bıçakları yıkama öncesi su dolu küvetlere biriktirip ve daha sonra yıkamaya verilmeli,
4.i Makineden çıkan temiz malzemeleri 20 saniye makine çıkış tezgâhında bekletip iyi kurumasını, sağlamalı,
4.j Çıkan tüm malzemelerden kirli olanları varsa ayırarak aynı işlem tekrar yapılmalı,
4.k Basketlerdeki temiz malzemeleri çıkararak düz
tabak toplama raflarına sıralı olarak en fazla 20 adetli
olarak yerleştirilmeli,
4.l Makinede yıkama işlemi tamamen bittik den sonra
suyunu boşaltıp, makineyi kapatarak tüm yıkama parçalarını yerinden çıkarıp, temizlenmeli ve tekrar yerlerine
eksiksiz takılmalı. Makinenin içine micro sprey hortum
yardımı ile mikro quat kullanarak dezenfektan etmeli.
Gider tapasını yerine su kaçırmayacak şekilde, iyi kapandığından emin olunmalı,
4.m Makinenin üzerini ve yan yüzeylerini temizlenmeli
ve polish cleaner le parlatılmalı,
4.n Makinenin kapalı konumundan kullanılmayacaksa
asla açma konumuna getirilmemeli... Zeminlerde oluşan
kirli suyu çek çek yardımıyla gidere çekilerek temiz zemini ve giderleri mikro quat la dezenfekte edilmeli.■
Stewarding Deyip Geçme!
vlerimizde yeri gelir bir tabak, bir bardağı zor yıkarız bakın onlar neler yapıyor, nasıl alınlarının
teriyle hak ettikleri maaşlarını alıyorlar yaptıkları
zor işlerle…
E
Ocak / Şubat - 2014 - Sayı: 18
Ana mutfağa bağlı olarak, şeflerinin talimatları doğrultusunda yemek pişirmede ve hazırlanmasında kullanılan tüm araç ve gereçlerin, makinelerin
temizliğinden sorumludur. Zamanı olduğunda diğer arkadaşlarına yardım eder,
Steward
16
İş bitiminde çalıştığı alanı temizler ve dezenfekte eder.
Hangi kazanın, hangi ilaçla, ne şekilde temizlenmesi
gerektiğini bilir, uygular, Mutfak araç ve gereçlerinin
yerlerini bilir, yıkayıp kuruladığı gereçleri yerlerine yerleştirir. Dezenfekte ve sterilize etmeyi bilir, Personel
yemekhanesi ve personel malzemesinin temizliğinden, bakımından ve düzeninden sorumludur, Restaurant’tan gelen kirli misafir kullanım malzemelerinin
temizliğini yapar,
Mutfakta ki kullanılan tüm makine ve gereçlerin bakım
ve temizliğini bilir, demonte ve montajından anlar,
Mutfak ve çöp odalarının temizliğinden ve giderlerinden sorumludur,
Kullandığı malzeme ve makinelere itina göstermek,
yıkadığı malzemelerin doğru yere ve doğru şekilde
koymak ve kırılmalarını önlemek, Güvenlik, temizlik
ve hijyen standartlarını bilmek,
Yaptığı işin kutsallığını bilmek ve mesleğinde ilerlemek için özen, çaba sarf
etmek,
Üniformasında ve otele ait
giyim eşyalarının temiz ve
düzenli olmalarına dikkat
eder ve özen gösterirler,
Kullandığı malzemelerin
israfından kaçınır ve maliyetlerine dikkat eder, Mut- Hakan BOZKIR
Hilton Garden İNN
fağa
ait
depolar,
stewarding depoları ve çöp odaları çevresinin temiz
ve düzenli olmalarına dikkat eder,
Servis, bar, mutfakta ki kullanılan tümüne sahip olunmasını sağlar ve gereksiz olanların depoya alınıp korunmasını temin eder,
Kullanılan mutfak, bar, servis araç, gereç ve malzemelerinin rutin bakımının yapılmasını sağlar,
Kullanılan tüm mutfak ve personel yemekhanesinin
raflarını dezenfekte ve sterilize eder,
Mutfak tabanlarının, çöp bidonlarının, tezgâhların ve
kullanılan gereçlerin dezenfeksiyon işlemini yapar,
Şeflerinin vereceği diğer yazılı ve sözlü talimatları
yapar. Ne kadar çok görevi ve sorumluluğu var değil
mi? Gerçekten arka tarafın şirinleri onlar…■
Bilgi Toplumu
Yanılsamaları
Gürcan BANGER
ilgi Çağı’nda yaşıyoruz. 20’nci yüzyılın son çeyreğinden başlayarak bilginin ve onu işlemenin önemi
yaşamın her alanında öne çıktı. Bilginin üretim ve çeşitlenme hızı giderek artıyor. Bu olgu bireysel
ve sosyal yaşamı çok boyutlu olarak etkiliyor. Muhtemelen bilginin yaşamı etkileme ve dönüştürme
sürecini daha da yoğun biçimde izleyeceğiz.
B
Bilgideki artış ve çeşitlenme ile birlikte hizmet sektörlerinin önemi ve yoğunluğu arttı. Aşağıda ayrıntılarına
değineceğim bir başka yönelim (yanlış), bilginin yaşamsal bir yapıtaşı olarak öne çıktığı bu dönemde gündeme geldi. Özellikle hizmetler sektörüne fazlasıyla odaklanmış kişiler adeta sanayinin ve üretimin değerinin azaltmakta olduğu gibi bir yanılsama içine düştüler.
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Bilgi Çağı ve Üretim
Steward
18
Bilgi toplumu ifadesi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ‘icat oldu’. Öncelikle bilişim ve iletişim teknolojilerindeki hızlı
gelişim ve buna bağlı teknolojik değişimler, yaşanan çağın böyle isimlendirilmesine neden oldu. Bu yeni dönemde
elektronik tabanlı e-iş ve e-ticaret gibi iş
görme biçimlerinde önemli değişiklikler
yaşadık. Daha önceki dönemlerde bilim
ve teknolojilerdeki değişim bu denli hızlı
ve ivmeli değildi.
Yine bu dönemde bilginin temel bir üretim girdisine dönüştüğü düşüncesiyle bilgiye verilen önem arttı. Konuyu biraz
fazla abartanlar, bir üretim faktörü olarak
bilginin, sermaye ve emeğin önüne geçtiğini -bilgi toplumu çağında bilginin sermaye ve emekten daha önemli ve değerli
olduğunu- iddia etmeye başladılar.
Bilişim ve Değişim
Gelişimin yansıları
Bilgisayarın, yeni iletişim ortam ve araçlarının insanların yaşam tarzlarında yenilikler yaratması son
derece olağandır. Tekerleğin icadı, yazının bulunması, pusulanın kullanılmaya başlanması, buharla
işleyen makinelerin yapılması -ve bunlara benzer
daha pek çok buluş- insanlık tarihinin önemli dönüm
noktaları olmuştur. Tüm bu buluşlar insanın yaşamında gerek kişisel, gerekse sosyal olarak önemli
değişimlere neden olmuştur.
Bilişim ve iletişim sektörlerindeki hızlı ve kapsamlı
gelişim, ekonomik sektörler arasında hizmetler sektörünün -önce nicelik ve ardından nitelik olarakönem kazanmasına neden olmuştur. Bu nedenle
hizmetler sektörünün gelişkinliği, bilgi toplumunun
göstergelerinden birisi olarak kabul edilir.
Bilişim ve iletişim alanında gelişmeleri birbirinden
ayırmak mümkün değildir. Bunlar, 1950’lere kadar
olan bilimsel ve teknolojik birikimin sonuçları olarak ortaya çıkmıştır ve tümü, donanım ve yazılım
olarak bilişim alanındaki gelişmeler üzerine kurgulanmıştır.
Hizmetler sektörünün aşırı büyümesinin, Türkiye
gibi ülkelerde kırdan kente göçün olumsuz etkileri
ile gizli ve açık işsizliği gizleyen bir yanı olduğunu
da unutmamalıyız. Ben, bilgi toplumunda bilginin
emek ve sermayenin önüne geçtiğini iddia edenlere
kuşku ile bakıyorum. Bilgi önemlidir ama emek ve
sermaye de en az bilgi kadar önemlidir. Bilginin
öneminin artması, sermaye ve emeğin önemsiz olduğu anlamına hiçbir zaman gelmez.■
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Bilgisayarı diğer insan buluşlarından farklı kılan
bazı özellikler vardır. Bilgisayar öncelikle bilgi depolayabilen bir aygıttır. Bir zamanların delikli kartlarla
çalışan tekstil tezgâhlarına göre çok daha ileri ve
gelişmiş özelliklere sahiptir. Bugünün bilgisayarlarının saniyede milyarlarca temel aritmetik işlemi yapabilecek hız özellikleri vardır. En önemlisi, bilişim
sektörünün ticarileşmesindeki gelişmeler nedeniyle
bilgisayarların büyük miktarlarda ucuza üretilmesi
mümkün olmakta ve artık bilişim ve iletişim aygıtları
kolaylıkla yaşamın değişik alanlarında uygulamalı
kullanım şansı bulmaktadır.
19
Steward
Bilginin sermaye ve emekten ayrılarak sanki ‘gökten zembille inmiş’ gibi anlaşılmasını -yukarıda sözünü ettiğim gibi- bir yanılsama olarak görüyorum.
Bilginin değerinin, emek ve sermayenin değişen tanımlarını ve dolayısıyla bu üretim faktörlerinin gelişimini doğru kavramayan kafalar tarafından biraz
abartıldığını düşünüyorum. Değişmeyen tek şey,
değişimin kendisidir. Bu nedenle üretim kavramının
ve buna bağlı unsurların değişmelerini ve çağa
uygun yeni görünümler kazanmalarını son derece
olağan buluyorum. Bilginin bugünkü aşırı değerlenmiş pozisyonunu da…
Herkes Somelye Olur mu?
on dönemde ülkemizde aydın çevrelerde şaraba olan ilginin artmasıyla “somelye”
olarak bilinen meslek grubu değer kazanmaya başladı. Artık, büyük şehirlerimizin
önemli restoran ve şarap mekânları sunumu ve şarabı bilen yerli ve yabancı “somelye”ler bulundurur oldular. Doğrusu da bu zaten. Çok özel bir kültür içkisi olan şarabın
üretimi kadar, doğru saklanması ve servisi de önemli. En basitinden, yeterince karaflanmamış, ya da yanlış sıcaklıkta servis edilen anlı sanlı şaraplar, sofrada küçülürler.
Ödenen bedel de boşa gider.
Ocak / Şubat - 2014 - Sayı: 18
S
Steward
20
“Somelye nedir?” diye sorulduğunda birçok kişi doğru tanım yapamıyor. “Somelye”
Prof. Dr. Ertan ANLI
Fransızcadan şarap literatürüne giren bir sözcük. Günümüzde bir mesleği tanımlayan
uluslararası bir sözcük haline gelmiş durumda. Mesleğin tanımında “somelye”lere
yemek servis elemanlarından farklı bir anlam yükleniyor: “Restoranlarda şarabı iyi tanıyan, şarap servis kurallarını
bilen ve uygulayan, şarap-yemek uyumu hakkında tüketiciye bilgi veren servis elemanı.” Unutulmamalıdır ki, “somelye”lik “şarap uzmanlığı” değildir. Bu konuda Fransa’da “Faculté d’Oenologie (Şarap Bilimi Fakültesi) var. Dört
yıllık eğitim alan bu meslek menspları “Oenologue” (Şarap Uzmanı) diploması alırlar ve şarap üretim yerlerinde
şarap üretim prosesini yönetirler. Somelyelik ise; bundan çok farklıdır. İşin özü, şarabın sunumunu profesyonelce
seçen meslek grubunun adıdır.
Ancak görev alanı bu kadarla da sınırlı değil. İyi bir somelye aynı zamanda, doğru şarabı restoranı için seçer, mahzende doğru koşularda saklar...
Sözcük Latince “Sommarius”tan türemiş.. “Yük” anlamını taşıyan bu sözcük, Kral V. Philippe döneminde, krala içki
sunan kişilere verilen bir adlandırma olmuş. Sözcük gerçek anlamda Fransa’da, 18. yüzyıl sonu 19. yüzyıl başında
“Belle Epoque (Güzel Çağ)” döneminde restoranlarda şarap servisi sanatkârı olarak yerleşmiş. Somelyenin sadece
Somelye nasıl olunur?” sorusu da
sıklıkla sorulan bir soru.. Fransa’da, Somelye mesleğini veren iki
tane devlet diploması var: Somelye mesleğinde tamamlayıcı
mansiyon (1 yıl sürüyor), “profesyonel somelye brevesi” (1 ya da 2
yıl sürüyor). Ayrıca, Üniversite formasyonu içinde de somelye yetiştiren programlar var. Örneğin,
Fransa’da “Tours” şehrindeki
“François Rabelais Üniversitesi”
nde “profesyonel şarap ticareti” lisans programı var… Yine “Cognac”
bölgesi
yakınlarındaki
“Chateau l’Oisellerie”deki “Ziraat
meslek lisesi” içinde de bu tip bir
program var. Dolayısıyla, somelye
diploması almak Fransa’da bir eğitim gerektiriyor.
Ayrıca, Fransa’da özel okullar da
var..Bu konuda eğitim almak isteyenler için Paris’te üç önemli okul
var: “Le Cordon Bleu Paris”, “Ecole
Superieure de Cuisine FrançaiseEcole Ferandi” ve Institut Paul Bocuse, École de management Hotellerie, Restauration,
Arts culinaires.
Somelye denildiğinde Londra’nın tanınmış restoranı ve
şarap sunumunun en iyi mekânlarından biri olan “Fat
Duck (Şişman Ördek)” restoranının baş somelyesi, değerli dostum, İsa Bal ile gurur duyduğumu da belirtmeliyim. Bir Türkün Londra’da böyle bir kariyer yapması
yabana atılır iş değil. Unutmayalım, Isa 2008 yılında “Avrupa’nın En İyi Somelyesi” ödülünü alarak bize büyük
gurur yaşattı..
Somelye Yarışmaları
Dünyada Somelye mesleğini özendiren farklı yarışmalar
da var : “Meilleur Sommelier du Monde” (Dünyanın En
İyi Somelyesi), “Meilleur Sommellier d’Europe” (Avrupa’nın En İyi Somelyesi) yarışmaları bu konuda en
önemli olanları. Ayrıca, başta Fransa olmak üzere, İngiltere, ABD ve İtalya’da da önemli somelye yarışmaları var.
Herkes Somelye Olmaz!!
Sonuç olarak, bizde her kadehi şarabı eline alan “somelye” adını kendine yakıştırıyor. Bu işlerin ciddiyet gerektirdiği kesin. Bizde henüz okulu yok! Ancak, şarap
sektörü kendine çeki düzen verebilirse, kuşkusuz bizde
de bu işin okulu açılacak.■
Ocak / Şubat - 2014 - Sayı: 18
Somelye nasıl olunur?
Farklı ülkelerde bu konuda çeşitli eğitim uygulamaları
var. Bu konunun öncü ülkelerinden biri olan İngiltere’de
ilk kez 1969 yılında somelye programı açılmış olsa
da,1977 yılından beri Londra’da “The Court of Master
Sommellier” adlı organizasyon tarafından uluslararası
düzeyde sertifika programı açılıyor ve “Master Sommelier” diploması veriliyor. ABD’de de paralel bir diploma
programı 1986 yılından itibaren “Court of Master Sommellier America’s” tarafından uygulanıyor.
21
Steward
şarap için kullanılmadığını da söylemeliyim. Japonya’da “sake somelyeleri”, Almanya, Danimarka,
Belçika gibi ülkelerde de “bira somelyeleri” var.
Konaklama Sektöründe
Zemin Temizliği Hayati
Önem Taşıyor!
nsan sağlığına verilmesi gereken değer, hayatın her
alanında karşımıza çıkıyor. İnsanların sağlıklı yaşamaları için önemli olanı korumak, daha iyi bir ortamda
yemek yemelerini, daha iyi yerlerde çalışmalarını, daha
hijyenik otellerde kalmalarını sağlamak ve en önemlisi
gelecek nesillerin daha temiz ve daha sağlıklı bir çevreye
sahip olması bu bilincin temel taşlarını oluşturuyor. Bu
kapsamda konaklama kuruluşları, ticari çamaşırhaneler,
temizlik firmaları, restoranlar, yemek şirketleri, hastane
ve diğer sağlık kurumları, ofisler, fabrikalar, eğitim kurumları, askeri kuruluşlar, kamu kurumları ve gıda fabrikaları
olmak üzere tüm ev dışı tüketim alanlarında profesyonel
temizlik ve hijyen ürün/sistemlerinin kullanılması esastır.
Kasım/ /Şubat
Ocak
Aralık- -2014
2013- -Sayı:
Sayı:18
18
İ
Steward
22
İnsanlar tarafından en fazla kullanılan alanları, hijyene
en fazla ihtiyaç duyulan alanlar olarak nitelendirebiliriz.
Ancak bizler bu algının; bina ve tesislerdeki her metrekarenin hijyenik olması yönünde değişmesini ümit ediyor
ve bu yönde çalışıyoruz. Çalışmakta olduğunuz bir plazayı gözünüzün önüne getirin; oturduğunuz masadan,
yemek yediğiniz salonlara, lavabolardan, asansörlere
kadar her yerin detaylı bir şekilde temizlenerek hijyenik
hale getirilmesi gerekmektedir. Sizden önce yüzlerce kişinin elinin değdiği bir kapı dahi sizi hasta edebilir. Tüm
bunları düşündüğünüzde bina ve tesis hijyeninin üst se-
viyede sağlanması gerektiği
sonucu çıkıyor ortaya. Bina
ve tesis hijyeninde büyük
önem verilen noktalardan
biri de göz önünde olan yerlerin yanı sıra bina veya tesisteki her köşenin periyodik
olarak temizlenmesi. İşletmelerin bu noktada göz
önünde olmayan bölümler
için maliyet hesabına girmesi, insan sağlığı açısın(*)
dan tehdit oluşturmaktadır. Ferdi Koç
Otellerde zemin temizliğine verilen önem her daim daha
fazla olmalıdır. Çünkü konaklama sektöründe zemin temizliği hayati önem taşımaktadır. Otelin gerek ortak kullanım alanları, gerekse oda ve banyolarının temizliği
insan sağlığını tehdit etmeyen bir biçimde hijyenik hale
getirilmelidir. Bu doğrultuda sektör firmalarının geliştirdiği
yeni ürün ve sistemler işletmelerin işini kolaylaştırırken
enerji ve zamandan tasarruf etmelerini de sağlamaktadır.
Zemin temizliğinde en tasarruflu dönem!
Otellerde zemin temizliğini mercek altına aldığımızda;
profesyonel temizlik sistemleri ve ekipmanlar burada da
mandan tasarruf etmenizi de sağlayacaktır.
devreye girmektedir. İnsan gücünü ortadan
kaldıran ve profesyonel temizliğe
verilen enerjiyi en aza indirgeyen
bir makine, işletmelerin çözüm ortağı olacaktır. Yenilikçi ve daha
kullanışlı ekipmanların sorunsuz çözüm getirdiği zemin
temizliklerinde binicili otomatik yer yıkama makineleri
öne çıkmaktadır. Geliştirilmiş özellikleriyle büyük ve geniş
alanların zorlu temizlik işlerinin üstesinden kolayca gelen
bu makineler, artan verimliliği sayesinde operasyonel temizlik maliyetini de düşürmektedir.
Zemin temizliklerinde dikkat edilmesi gereken
önemli noktalardan biri de
zemin profilidir. Zemine
uygun makine ve ürün ile
temizliğin yapılması en
sağlıklı sonuca ulaştıracaktır. Zemine uygun solüsyon veren bu makineler
ürün ve su tasarrufu da
sağlamaktadır. Bu noktada
makinenin uzun ömürlü
parçalardan üretildiğinden
de emin olmak gerekmektedir. Zemin temizleyici
makinelerin sık sık arıza
çıkarmaması işletmenizin
maliyet hesabını koruyacak ve bu doğrultuda za-
İnsan gücüyle yapılan zemin temizliklerinde
harcanan zaman ve kontrolsüz tüketilen malzeme, makineler ile karşılaştırıldığında ortaya büyük farklar çıkmaktadır. Kat arabaları, zemin temizleme makineleri ve
mikrofiber ürünler ile sonlandırılan zemin temizliğinde
enerji ve zamandan %50 tasarruf edildiği gözlemlenirken, insan gücüyle yapılan temizliklerde ortamın tamamen hijyenik hale getirilmesi zorlaşırken ürün ve
enerjiden tasarruf etmek de neredeyse imkansızdır. Bu
doğrultuda özellikle konaklama sektörüne zemin temizliği
için önerimiz; yeni nesil ürün ve ekipmanlardan faydalanmalarıdır.■
(*)
Sealed Air iş birimi Diversey’in TASKI Bina Bakımı Ürün, Makine
ve Ekipmanları’ndan Sorumlu Portföy Yöneticisi
Yeni Şeyler
aman akıp geçiyor. Çok güzel bir kış bizi bekliyor gibi görünüyor. Bu sene kış aylarının keyifli olacağı fikrine de havaların yumuşak gidişinden kapıldım. Anadolu’nun farklı iklimlerdeki, farklı kültürlerinin bir türküde, üç farklı yorumcu tarafından
yorumlandığı, sözlerinde özgürlük, birliktelik, eşitlik, hürriyet, sevgi, dostluk, kahramanlık,
güzel düşünce işlenmiş, ruhunda paylaşım ve bu paylaşımdan doğan o, ülke bütünlüğü,
millet ve vatan duygusu hiç bu kadar güzel anlatılamazdı herhalde. Evet, yeni çıkarttı- Yılmaz SEMİZ
ğım “Sazımdakiler’’ isimli yepyeni albümümden bahsediyorum. Çıkış parçamız olan Müzik Öğretmeni,
“Esirin Oldu” isimli türkü formundaki bestem, en beğenilen türkü olmuş durumda. Gerek Besteci, Şair, Oyuncu
sözlerin anlamı, gerekse söyleyen dostlarımın etnik köken bağları ve üç yürekten çıkmış tek bir ses oldu. Bu ses ile Türkiye’de yaşayan bütün ırkların, bu topraklara olan bağına değiniyoruz.
Z
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Vokallerde Hilmi Yarayıcı, Erdal Bayrakoğlu ve Yılmaz Kutlu Semiz’in olduğu yürekli bir ezgi. Kendi bestemin hikâyesi
ise şöyle : “Bir gün, ama ülkemin gidişatından sıkıldığım, çözümler ürettiğim ve gerçekten ülkemin bölünmesini istemediğim bir anda, aklıma ilk sözler geldi melodisiyle. Sözler ve melodi öyle uyumlu ki, ilk sözü, ikinci, üçüncü hatta
dördüncü dörtlükler takip etti.”
Steward
24
Merakla beklediğiniz sözleri hemen paylaşayım ki, duygumu, düşüncemi, isteklerimi ifade ederek sizleri de bu esere
gönül rahatlığıyla davet edeyim.
Anadolu’m her yanın bir başka güzel,
Taşın ve toprağını sevmek ne güzel.
Bir sevinç var içimde, sende yaşarım diye,
Seni sevmek dünyada her şeyden güzel.
Anadolu’m bağrında aslanlar yatar,
Tertemiz anlında destanlar yazar
Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’i milyonlar yaşar
Sende olmak cihanda her şeyden güzel
Kaç senedir dağlar,
Kaç senedir yollar
Kaç senedir kullar
Esirin oldu.
Anadolu’m bin ası çok toplum gördün,
Nice koç yiğidi bağrına aldın,
En sonunda kucağını bizlere açtın,
Sende olmak âlemde her şeyden güzel.
Söz-Müzik: Yılmaz Kutlu SEMİZ.
Bu eser, ülkemde yaşayan ve “biz” in parçalarını oluşturan yurdum halklarına “ithaf” olunmuştur. Sevgilerimle…■
HİJYEN
Otelcilikte Hijyenin Önemi
HİJYEN; Sağlıklı yaşama şartlarını inceleyen ve öğreten bilimdir.
Kişisel Hijyen; Bir günlük normal yaşamda sabahtan gece yatıncaya kadar kişinin sağlığının korunması ve sağlıklı olarak kalabilmesi için yapılması gereken davranışlardır.
TEMİZLİK
- Kişinin
hastalıklara karşı dirençli olmasını
- Vücudun normal çalışmasını
- Zararlı mikropların ve parazitlerin insandan uzak kalmasını
- Kişinin toplum ve arkadaşları tarafından sevilip, sayılmasını
- İş hayatında tertipli, düzenli ve başarılı olmasını sağlar.
El ve Tırnak Temizliği
Eller mikropları tutar, taşır ve bulaştırır. Mikropların vücuda girmesini engellemek ve
uzaklaştırmak için eller sık sık SABUN ve SU ile yıkanmalıdır.
Alaattin AKKAYA
Titanic Bayrampaşa
- Sabah
kalkınca
- Yemekten önce ve sonra
- Tuvaletten önce ve sonra
- Dışardan eve gelince
- Kirli bir şeylere dokununca eller mutlaka yıkanmalıdır.
Tırnak aralarında mikrop birikmesini önlemek için el tırnakları düzenli aralıklarla yarım ay şeklinde kesilmelidir. Tırnaklar ne çok uzun ne de çok kısa olmalıdır. Tırnak etleri ve deri kesilmemelidir.
Saç Temizliği
Ocak / Şubat - 2014 - Sayı: 18
Sağlıklı saçlar için düzenli fırçalama, yeterli ve dengeli beslenme ve uygun biçimde şampuanlar gereklidir. Fırçalama;
kir, ölü kıl tozlar ve doğal yağ birikintilerini uzaklaştırır. Saçlar haftada en az 2 kez, saç tipine uygun bir şampuanla
yıkanıp iyice durulanmalıdır.
Steward
26
Saç temizliğinin iyi yapılmaması, temizlik ve bakım araçlarının bit taşıyan kişilerle ortak kullanımı sonucu saçlarda
bitlenme olur. Bitlenme durumunda doktorun önerdiği bit ilaçları düzenli olarak kullanılmalıdır. Saçların temizliği ve
bakımlı görünümü kişinin tertipliliğinin göstergesidir.
Ayak Temizliği
Ayaklar her gün düzenli olarak sabunla yıkanmalıdır. Ayaklar ve parmak araları iyice kurulanmalıdır. Islak kalırsa
mantar oluşabilir ya da bakteri üreyerek kötü kokuya neden olur. Ayakları yıkadıktan sonra özellikle akşamları masaj
yapmak ve her gün en az 15 dk dinlendirmek ayak sağlığı açısından çok faydalıdır. Pamuklu çoraplar tercih edilmeli,
çoraplar her gün değiştirilmelidir. Ayak tırnakları düz olarak kesilmelidir. Yuvarlak kesilirse etrafındaki derinin basıncı
ile tırnak eti içine gömülebilir. Enfeksiyon oluşabilir ve ağrı yapabilir.
BANYO
Vücut kiri; deri üzerinde biriken yağ bezleri salgısı, ter, toz, mikroorganizmalar ve deri üzerindeki ölü dokulardan
oluşur. Vücut kirleri derideki gözenekleri tıkayarak derinin oksijen almasını, normal görevini yapmasını engeller. Bu
nedenle sık sık banyo yapmak, cildi temizlemek ve biriken bu maddeleri deriden uzaklaştırmak gerekir.
Kulakları temizlerken kulak kanalına hiçbir şey sokulmamalıdır. Kulak kiri, ılık su ile hafifçe yıkanarak temizlenebilir.
Tuvalet Temizliği ve Tuvalet Alışkanlığı
Vücuda düzenli tuvalet alışkanlığı kazandırmak sağlıklı
yaşam için önem taşır. Kişi bu alışkanlığı belli bir düzene
koyarak, tuvalete gitme sıklığı alışkanlık haline getirilmelidir. Tuvaleti temiz kullanmak kişi ve toplum sağlığı açısından önemlidir. Uygunsuz tuvaletler mikrobik ve
parazitolojik hastalıkların yayılmasına ve vektörlerin üremesine yol açar. Tuvalet kullanıldıktan sonra mutlaka
sifon çekilmelidir. Bir sonra tuvalete girecek kişiye temiz
olarak bırakılmalıdır. Tuvaletten önce ve sonra eller sabunla iyice yıkanmalıdır. Tuvalet kâğıdı kullanmak alışkanlık haline getirilmelidir.
AĞIZ VE DİŞ BAKIMI
Ağız ve Diş Sağlığı İçin Neler Yapılmalıdır?
Yeterli ve dengeli beslenmeli. Beslenmede sebze,
meyve, süt, beyaz peynir gibi besinlere yer verilmelidir.
-
- Dişlerle
ceviz, fındık gibi sert cisimler kırmamalı.
- Şekerli
ve yapışkan yiyeceklerden sonra ağız bol su ile
çalkalanmalıdır.
Dişler düzenli olarak günde 2 kez, 3 dk. süreyle fırçalanmalıdır.
-
- Orta
- Diş
sertlikteki diş fırçaları tercih edilmelidir.
fırçası sık sık, 3 ayda bir değiştirilmelidir
- Florlu
diş macunları kullanılmalıdır.
Flor; dişin sert tabakasının yapısını geliştirir ve yenilenmesini sağlar. Çürüğe yol açan maddeleri etkisizleştirir.
Ağız içinde oluşan asitlere karşı dişi korur. Flor; balık ve
deniz ürünleri, et ve süt ürünleri, portakal, mandalina,
greyfurt gibi meyvelerde bulunur.
Tüm besinler ağızdan alınır, dişlerle parçalanır, sindirime
hazırlanır. Bu nedenle ağız ve dişlerin temiz olması gerekir. Ağız bakımı dişlerin düzenli olarak fırçalanması ile
kazanılır. Düzenli fırçalama diş çürükleri oluşum riskini
hemen hemen sıfıra indirir.
YILDA EN AZ BİR KEZ DİŞ HEKİMİ KONTROLÜNE GİDİLMELİDİR.
Neden Sağlıklı Dişler?
Vücudumuza uygun, doğal kumaştan yapılmış, mevsime
uygun giyime SAĞLIKLI GİYİNME denir.
DİŞ FIRÇALAMAYAN bir kişinin ağzında; diş araları
besin artıkları ile dolar. Dişin çürümesi ile oluşan kovukların içine besin artıkları girer ve mikroplar ürer. Dişler ve
diş etlerinin iltihaplanmaları ile oluşan iltihaplaşmalar,
ağızda koku oluşturur.
Yaz aylarında terletmeyen, fazla kalın olmayan, açık
renklerde giyecekler; kış aylarında ise, üşütmeyecek ve
daha koyu renklerde giysiler giyilmelidir.
- Vücut
sağlığının korunması
- Sağlıklı beslenme ve büyüme
- İnsanlarla dostluk kurmak, mutlu olmak (Ağız kokusu
insanları kaçırır.)
- Güzel görünüme sahip olmak
- Güzel konuşmak sağlıklı diş dizisine bağlıdır.
Diş Fırçalama
Amaç; dişleri çürüten dişler üzerinde oluşan bakteri plağını kaldırmaktır. Bakteri plağı, oluşturduğu olumsuz
ortam (asidik ortam) nedeniyle diş çürüğüne neden olur
ve diş çürüğünü hızlandırır.
Diş Fırçalama Tekniği
Fırçalamada önemli olan fırçanın tüm diş yüzeylerine
ulaşması ve diş etine zarar vermemesidir. Küçük başlı,
düz yüzeyli, sık kıllı, kıl uçları yuvarlatılmış fırçalar en
uygun olanlarıdır.
Diş fırçası diş ve diş eti birleşimine 45 derecelik eğim ile
yerleştirilir. Her diş fırça kaldırılmadan 7-8 kez dairesel
- Diş
dostu sakızlar çiğnenmeli
SAĞLIKLI GİYİNME
Her gün, eğer kirlenmişse gün içinde giysiler değiştirilmeli, uzun süre aynı giysi giyilmemelidir.
Giyecekler vücut ölçülerine uygun olmalıdır. Dar giyecekler vücudun çalışmasını engeller. Sentetik ve petrol ürünlerinden yapılmış elbiseler sağlığa zararlıdır. Kolay
kirlenir ve deri solunumunu engeller. Bu nedenle yünden,
pamuktan ve tabii ipekten üretilmiş kumaşlar tercih edilmelidir.
İç çamaşırlarının teri çabuk emen ve ısı ayarlamasına
yardımcı olabilen pamuklu kumaşlardan seçilmesine ve
temiz olmasına özen gösterilmelidir. İç çamaşırları hergün değiştirilmelidir.
Ayak ölçülerine uygun, topuğu yüksek olmayan, içi ve tabanı deri ayakkabılar tercih edilmelidir. Topuğu yüksek
ayakkabı; düşme, burkulma ve şekil bozukluklarına
neden olabilir. Dar ve sentetik deriden üretilen ayakkabı;
ayaktaki kan dolaşımını bozar, ayakta deri hastalıklarının
gelişmesini kolaylaştırır ve nasır oluşumuna neden olur.■
Ocak / Şubat - 2014 - Sayı: 18
Koşullar uygunsa 1 günde bir banyo yapılmalıdır. Banyo
DUŞ şeklinde yapılmalıdır. Sünger veya lif kullanılmalıdır.
Banyonun temizliği çok önemlidir. Dezenfektan maddeler
kullanılarak temizlenmelidir. Havlu, bornoz, sabun ve lif
gibi banyo eşyaları kişiye özel olmalı, kimseyle paylaşılmamalıdır. Banyodan sonra mutlaka temiz ve ütülenmiş
çamaşır ve giysiler giyilmelidir.
hareketler yapılarak fırçalanmalıdır. Böylece diş etlerine
masaj yapılırken, kan dolaşımının hızlanması sağlanır
ve dişler arasındaki yemek artıkları temizlenir. Dişlerin
tüm yüzeylerinin fırçalanmasına özen gösterilmelidir.
27
Steward
Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Steward
28
Ana Yemek Olarak
SALATALAR
R
estoranların yardımcı yemek kategorisinde bulunan salata çeşitleri artık ana yemek statüsüne terfi etti ve günlük yiyecek seçimlerimizin
en başlarında yer alıyorlar. Tavuklusu, peynirlisi, ton
balıklısı, bifteklisi, kurubaklagillisi gibi birçok çeşidini
menülerde bulabilmemiz mümkün.
Birçoğumuz salatanın adı ‘SALATA’ olduğu için her
zaman düşük kalorili olduğu yanılgısındayız ancak
maalesef bu her zaman için doğru değil. Makarna salatasının bir porsiyonunun yaklaşık 360-370 kalori olduğunu ve yaklaşık 15-20 gram yağ içerdiğini,
Akdeniz salatasının ise en az üç dilim peynir ve soslardan oluştuğunu düşünürsek o kadar da masum olmadıklarını anlayabiliriz. Aslında salata barındaki her
şeyden yenebilir, anahtar nokta dengelemek.
Düşük kalorili, sağlıklı ve
lezzetli salata nasıl yapılır?
Klasik salatalardan sıkıldınız mı? Kendi salatanızı,
kendinizin
yaratmasına Gamze ŞANLI AK
Moso Diyet ve Beslenme
yardımcı olan salata barla- Danışmanlığı
rından faydalanabilirsiniz Uzman Diyetisyen
ancak seçim yaparken dikkatli davranmanız gerekiyor. Salata barının en güzel
yanı; oldukça doyurucu, lif açısından zengin ve geniş
bir yelpazeye sahip olmasıdır.
Lezzetli bir salatanın olmazsa olmaz kuralı ise; seçtiğiniz malzemelerin tazeliği ve temizliğidir. Salata barına şöyle bir göz gezdirdikten sonra; tabağınızı
doldurmaya başlayabilirsiniz. Marul, göbek, Akdeniz
yeşillikleri, roka, turp,
dereotu, maydanoz, kırmızı-beyaz
lahana,
tere, domates, salatalık, sarı-yeşil-kırmızıbiber,
yeşil
soğan,
semizotu, pancar, soya
fasulyesi vs. seçilebilecek düşük kalorili ve
doğru tercihlerdir. Çeşitlilik farklı vitamin ve minerali almanızı sağlar.
Salata hazırlarken seçtiğiniz sebzelerin koyu
renklileri ise daha fazla
karotenoid içerirler.
Havuç, mısır ve patates
kullanabilir miyim?
Havuç çok iyi bir A vitamini kaynağı olmakla
birlikte 1 orta boyu 42
kalori içerir. Mısırın ise
2 yemek kaşığı dolusu
yaklaşık 1 dilim ekmek
kalorisindedir. 1 küçük
boy patates ise yine 1
dilim ekmek gibi düşünülebilir. Ancak her üçünün de glisemik indeksi
yüksek olduğu için kan
şekerini hızla yükseltme özelliğine sahiptirler, tüketirken miktar
kontrolünün yapılması
önemlidir. Eğer salatanızın yanına ekmek almayı ya da çorba içmeyi planlamıyorsanız, rahatlıkla mısır veya patates ilavesi
yapabilirsiniz.
Kuru yemişler, yağlı tohumlar ve avokadoya dikkat!
Bu besinler besleyici ve iyi yağ grubunda sayılsalar da
kalori açısından iyi değerlendirilmelidir.
***2 tatlı kaşığı avokado=10 adet fındık=10 adet badem=3 tam ceviz=5
adet zeytin=1 tatlı kaşığı zeytinyağı= 45 kaloridir.
Salatanıza, meyve ekleyelim
Sebze ve meyveler beraber
yendiklerinde damakta oldukça güzel bir lezzet bırakırlar.
Yeni
tatlardan
hoşlanıyorsanız sizde salatanızı tatlandırmak için; portakal
dilimleri, dilimlenmiş çilek, doğranmış elma, ananas, kivi, kuru
kayısı, üzüm, erik, yaban mersini
gibi kurutulmuş meyvelerden de
faydalanabilirsiniz.
Salatanızı tamamlamak ve uzun süre doygunluğu sağlamak için; ızgara tavuk, hindi, balık, karides veya biftek, az yağlı peynir gibi hayvansal veya lif de sağlayan
nohut, fasulye, mercimek gibi bitkisel proteinleri ekleyebilirsiniz. Salatanıza istediğiniz kadar limon, sirke
ve baharat ekleyerek tatlandırabilirsiniz. Balzemik
sirke ve nar ekşisi eklerken dikkatli olalım. Balzemik
sirkenin 2 yemek kaşığı 90 kalori Nar ekşisinin 2
yemek kaşığı ise 52 kaloridir.
Kilo kontrolünde salata yardımcı mıdır?
Düzenli bir fiziksel aktivite ile beraber porsiyon ayarlaması yapılması kilo kontrolünü destekler. Yapılan birçok araştırmaya göre salatayı yemekten önce
tüketmenin, yemek miktarını azaltıcı etkisi vardır, yemekten önceki düşük kalorili salata, kilo korumada da
etkili bir stratejidir.■
5 Aralık 2013
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Steward
30
Otel Açılışlarında İzlenmesi Gereken Temel Kriterler
Steward
31
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
9 Ocak 2014
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Steward
34
Yeni yılın ilk etkinliği bu kez Rafet İNCE'nin verdiği Türk Mutfağı'nın Uluslararası
Arenadaki Yeri isimli semineri oldu.
Yoğun bir katılımla gerçekleştirilen etkinlik, derneğimizin attığı önemli ve kalıcı adımlarından biri oldu.
Steward
35
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Steward
36
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Steward
37
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Steward
38
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Steward
39
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Yeme ve İçme Adabı
ilindiği üzere toplumsal yaşamda yeme-içme
kültürüne ve kurallarına en az servis yapmak,
yemek yapmak kadar uyulması gerekmektedir
ve bu yerler genellikle restoran ve otellerdir. Çünkü bu
tür topluca yemek yenen yerlerde, zevkli bir damak
tadıyla beslenmenin ötesinde, topluluk içinde uyulması gereken incelikli kuralların, kendine özgü kültür
ve ilkelerin hatasız bir biçimde seyri gerekmektedir.
Bunlardan birinin aksaması durumunda, yeme ve
içme kurallarına uyulmamış olunur. Bu duruma meydan vermemek ve toplum içinde yemek yemenin kurallarının neler olduğunun bilinmesi ise çağdaş
olmanın bir gereği olarak algılanmalıdır.
Ocak / Şubat - 2014 - Sayı: 18
B
Steward
40
Örneğin; bir restorana girerken, önce baylar sonradan
bayanlar germesi lazımdır. Çıkışta ise, önce bayanlar
sonra baylar çıkmalıdır. Sadece ziyafetlerde ev sahibi
bayanın salona önce girmesi doğrudur. Vestiyerde
bayanların şapka ve paltolarının alınmasına bayların
yardım
etmesi
saygının gereğidir. KalaÜmit YILMAZ
balık ziyafetlerde ise saÇırağan Sarayı
lona girerken yer kapma
Servis Müdürü
yarışına girilmemeli ve önceden yer ayırtılmamışsa salon sorumlusunun göstereceği masaya oturulmalıdır.
Masaya otururken;
Sandalyeyi biraz geriye çekip önce bayanların oturulmasına yardım edilmelidir. Olanak ölçüsünde bayanlar, sahne, görünüm gibi yerlere yönleri dönük
oturmalıdır. Oturma durumunda iken, sandalye ma-
Yemek sırasında; ekmek, tereyağı misafirlerin solunda olmalıdır. Eğer konuğun önünde kokteyl gibi
aperatif içecek varsa, bitmeden çorba ya da ordövr
servisi yapılmaz. Lokmalar her zaman ağza alınacak
kadar küçük olmalıdır. Çatal ve kaşık tamamen ağzın
içine alınmaz, dişlere değdirilmez, çatal ve kaşıktaki
yiyecekler dudaklar yardımı ile ağza alınır. Çatal ve
kaşığa yiyecek az miktar da alınmalıdır. Kaşığa alınan
yiyecek iki seferde yenmemelidir. Sert eti bıçak kesmiyorsa masayı sarsacak şekilde yüklenilmez. Bıçağın keskin tarafı testere gibi kullanılarak ileri geri
sürterek kesmeye çalışılır, bastırılarak kesilmez. Bu
tür toplu yemeklerde gazete, dergi okumak, cep telefonu ile konuşmak hoş karşılanmaz. Ağız yağlı iken
şarap ve içecek kadehinin kirlenmesini engellemek
Ağız Şapırtısı!
Yemek çiğnenirken dudaklar kapatılmalı, ağız şapırdatılmamalıdır. Ağza büyük lokma alınıp, uzun süre
çiğnenmemelidir. Ağızda yiyecek varken konuşulmamalı, ağızdakinin bitmesi beklenmelidir. Çorba gibi
sulu yemekler sesli olarak içilmemelidir. Su içerken
boğazdan ses çıkarılmamalıdır. Sıcak çorba üflenmemeli, soğuması beklenmelidir. Çorba tabağı yan yatırılıp içindeki çorba alınmaya çalışılmamalıdır. Kâğıt
peçete varsa buruşturulup masaya bırakılmamalıdır.
Servis personelinin işini kolaylaştırmak için tabağa
uzanılmamalı veya boşu alıp uzatmamak gerekir.
Yemek yeme süresince çatal, bıçak masaya bırakılmaz. Ekmek ise hiçbir zaman ısırılarak alınmaz,
küçük lokmalar halinde kesilip elle yenmelidir. Yemeğe karabiber gibi hapşırtan baharatlar konulurken
dikkatli olunmalı, çok yüksekten dökülmemelidir. Aksırırken veya öksürürken masadan yüz çevrilmelidir.
Deniz ürünleri, kümes ve av hayvanları gibi bazı yiyecekler elle yenilebilir, ancak o zaman parmak yıkama
tası (fnger bowl) kuver de olmalıdır. Burun silinecek
ise lavaboya gidilmeli masada silinmesi gerekiyorsa
mümkün olduğunca sessiz yapılmalıdır. Diğer konuklar yanında dişler uzun süre karıştırılmamalıdır. Masada aşırı şekilde gülünmemelidir. Yemeğin bitiminde
çatal, bıçak tabağın içine sapları sağa bakacak şekilde yan yana konulmalıdır. Servis yapmak için ortaya
Ocak / Şubat - 2014 - Sayı: 18
Masadaki takımların yerleri ve kullanımlarına gelince… Konuk için kuvere
konulan peçete, dizlerin
üstüne örtülür veya tabağın önden altına dizleri örtecek biçimde bırakılır. Bu
peçetenin konulmasındaki amaç yemek yerken
yağlanan ağzı silmektir.
Ancak peçete silkelenerek açılmamalıdır. Masadaki
çatal
bıçakla
oynanmamalı ve ses çıkarılmamalıdır. Masada
genellikle kaşık ve bıçak
sağda, çatal ise sol taraftadır. Spagettide çatal
sağ, kaşık sola konur.
Çatal yalnız başına kullanılacağı zaman sağa konulmalıdır. Ekmek, tereyağı
tabağı çatalın üst kısmına konur. Bardaklarda her
zaman sağdadır. Yerleri değiştirilmemelidir. Su bardağı, yemek bıçağının ucuna gelecek şekil de konur.
Çatal, bıçak ve bardak gibi araçların ağız kısımlarına
el değdirilmez. Bütün takımlar masa kenarından 1 cm
içerde konur.
için, önce kumaş peçeteniz ile ağzınızı silersiniz. Çatal
ve bıçak kuverden kaldırılıp sağa sola bırakılmaz. Sofrada, yanımızda oturanları aşarak arkadaki veya öndeki ile konuşmakta doğru değildir.
41
Steward
saya ne fazla uzak ne de
fazla yakın olmalıdır.
Çünkü
sandalyenin
oturma kısmının bitimi
masa örtüsüne değecek
konumda olmalıdır. Vücudun, sandalye arkalığının
da dik olması gerekir.
Sandalyeye de yayılmadan oturulmayacağı da bilinmelidir. Kişi sadece
kendi sandalyesine oturmalı, yandaki sandalyelere yaslanmamaya özen
göstermelidir.
konulan takımlar kişiler kendileri için kullanmamalıdır.
Buyurun Komutu!
Yemeğe başlamak için davet sahibinin işareti veya buyurun demesi beklenmelidir. Nasıl yenileceğini bilmediğiniz bir yemek için servis elemanına danışabilirsiniz.
Dünya mutfağı çok zengin olduğu için hepsi hakkında
bilgi sahibi olmayabiliriz. Masada makyaj yapılmaz, bu
gibi işler için lavaboya gidilir. Oturulan sandalye, sağa
sola, geriye kaydırılmaz. Tuzluk biberlik için herkes rahatsız etmemelidir. Fincan, bardak gibi kulplu araçlar tutulurken serçe parmak havaya kaldırılmamalıdır. Ellerin
masanın altında olmamasına özen gösterilmelidir. Masaya başka birinin gelmesi durumunda gelen bayan ise
ayağa kalkılmalıdır. Bayan ayağa kalkmaz. İkram konusunda tartışma olmamalı, ikram
edilen alınmalıdır.
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Of Patlayacağım!
Steward
42
Yemek bitince tabak ileriye itilip
of patlayacağım denmemeli, yemekler çok lezzetliydi gibi cümleler kullanılmalıdır. Masadan
kalkarken yine baylar, bayanların
kalkmasına yardım etmeli, mantoları tutulmalı, kapıdan çıkışına
yardım edilmelidir.
Genel servis kuralları;
Soğuk yemekler soğuk, sıcak
yemekler sıcak tabakta servis
edilir. Takımlar hangi taraftan kullanılıyorsa o taraftan değiştirilir.
İçki ve benzeri içecekler her
zaman sağdan servis edilir. İçkisi
biten bardaklar masadan kaldırı-
lır. Su bardağı ve peçete konuk kalkmadan masadan
alınmaz. Hardal, ketçap gibi menajlar, isteye göre masaya getirilir. Gruplara servis aynı anda başalar, boş takımlar birlikte kaldırılır. Servis önceliği, çocukların,
bayanların, misafirlerindir. Aile yemeklerinde büyüklerin,
resmi ve protokol yemeklerinde mevki ve rütbece yüksekte olanların, özel amaçlı ziyafetlerde ise onuruna
yemek verilenlerindir. Ev sahiplerine en son servis yapılır. Tatlı ve meyveden önce masadaki boş takımlar ve
menajlar kaldırılır, masa temizlenir ve tatlı servisi masaya konur. Hesaplar, sümen veya folder içinde soldan
verilir. Yemekten sonra servis yapanlara teşekkür
etmek, memnuniyet ifadesi olarak bahşiş vermek gerekir.■
“Ünzile Kaç Koyun Ediyor”
...aile içinde ve özel yaşamda daha az söz sahibi, yaşam deneyimleri kısıtlı,
kamu yaşamında yer almayan kadın, toplumu yarım kılıyor.
u çocuklar beni yıpratıyor. Her gün ayrı bir
sorun her gün ayrı bir heyecan. Keşke doğdukları zaman cami önüne bıraksaydım. Onları alanın arkasından gider, evini öğrenir
büyümelerini izler kapıda ağlardım. Ama hiç olmazsa bu sorularla karşılaşmazdım.
Kısaca durumdan söz edeyim. Efendim bizim kız
arkadaşlarıyla ‘ Halam Geldi’ isimli bir filme gitmişler,
film gerçekten yaşanmış bir öyküye dayanıyormuş.
Peki, bunlar neden oluyormuş. Ayrıca geçenlerde bir
de haber okumuş. Haber şu; “12 yaşındayken bir kız
çocuğunu 22 yaşındaki bir adamla evlendirmişler.
Kız 14 yaşına geldiğinde 2 tane çocuğu olmuş”.
Kızım gözlerini bana dikmiş bakıyor. Söze başladığında ilkin şu acayip Amerikan bulmacalarından
sandım. Hıım dedim, duyduklarımı anlamak için yineledim. “12 yaşında kız çocuğu 14 yaşına geldiğinde 2 çocuk sahibi oluyor. Allah Allah, bu bulmaca
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
B
Steward
44
değil. Nasıl yani?” dedim.
“Öyle saçma şey mi olurmuş adamı tıkarlar içeri.”
Diye ekledim. Şekerim
yükseldi aniden. Eşim
“Yine gözlerini kırpıştırmaya başladın anlatılanı
anlamadın değil mi?”
dedi. Ona baktım. Gözle- Taner GÜREL
rinde dehşetli bir hüzün Sosyolog
vardı. “Bak, küçük bir kız
çocuğunu, 12 yaşındayken evlendiriyorlar ve 14 yaşına geldiğinde, bu çocuğun 2 tane çocuğu
oluyor.”dedi. Anladım manasında başımı salladım.
Kızıma baktım 16 yaşında. Düne kadar bebekleriyle
oynuyordu. “Yahu nasıl oluyor bu?” dedim. “Bu
memlekette bir adam yok mu napıyorsunuz diyecek.” İki hanım bana doğru gözlerini dikmişler bakıyorlardı. Gözlerimi kaçırmak için ayağa fırladım.
ğım.” dedim. “Engelle baba çocuklar evlendirilmesin!” dedi kızım, beni beceriksiz bulan bir ses tonu
ile. Alındım birden , “Yahu dedim dünyada ne olup
bitiyorsa siz benim bir lafımla çözülecek mi sanıyorsunuz Allah aşkına. Tamam, arkadaşlarıma söylerim
kızlarınızı zamanı gelmeden evlendirmeyin.” derim.
O anda aklıma geldi. Acaba uzmanlar evlenme yaşını kaç olarak saptamışlar diye düşündüm. Bir
insan evlenmenin sorumluluğunu duyumsayacak ve
sorunları ile baş edebilecek olgunluğa kaç yaşında
gelmektedir, bunun bilimsel bir araştırması vardır
herhalde. Hızlı biçimde düşündüklerimi soruya çevirdim. “Kızıma sence kaç yaşında evlenmeli kızlar?” dedim. Gözlerini iri iri açmış baka kaldı. Annesi
girdi araya, hem soruya bak der gibi hem de kızına
bilgi verir gibi sesine mana kattı. “18 yaşından küçük
yaşlarda yapılan evliliklere çocuk gelinler deniyor.”
dedi. Bu kez ben şaşırdım nerden biliyor diye. “Şu
Sezen Aksu’nun ‘Ünzile’ şarkısını dinlerken merak
etmiş, internetten araştırmıştım.” dedi eşim. Bizim
ev cevher doluymuş meğerse. “Çok çocuklu ve yoksul adamlar işin içinden çıkamayınca kızlarını hem
başlık parası almak için hem de evden bir boğaz eksilsin diye, kuma olarak yaşlı bir akrabasına ya da
bir tanıdıklarına veriyorlarmış.” diye ekledi. “Eee
nikâh işi ne oluyor?” dedim, “Çocuk doğunca ne oluyor?” Eşim, “Adam sen de minareyi çalan kılıfı uyduruyor. İmam nikâhı yapıyorlar. Resmi nikâh
yapacak olsa o adamı çocuğa cinsel tacizden içeri
atarlar. Bebek olunca da halaya, teyzeye, yaşlı kumanın üzerine kaydediyorlar.” dedi. “Bir dakika nasıl
olur ya doktorlar ne yapıyor, imamlar ne yapıyorlar
bir çocuk, bir çocuk doğurunca, öyle saçma şey olur
mu? Dedim demesine ama. Sesimin tonunda kendi
söylediklerime inanmadığım belli oluyordu. Eşim
kırık bir gülümsemeyle “Oluyor ki 1 milyon kız ıstırap
içinde yaşıyor, binlercesi intihar ediyor. Biliyor musun
her 10 kadından 4’ü çocuk gelin bu memlekette.
Daha kendi oyun çağında iken doğurduğu o çocuğu
nasıl büyütecek, depresyonlardan depresyonlara girecek, yaşam sevinci kalmayacak, o ruh haliyle çocuğu nasıl sahiplenecek, sevecek ve o çocuğun ruh
sağlığı nasıl olacak. Ya işte bütün mesele bu. Niye
çocuk kalıyor bu toplum?” dedi. Tam o sırada elektrikler kesilmez mi. Tam o sırada elektrik kesildi dediğime bakmayın, bu özelleştirmelerden sonra
elektrikler sık sık kesilmekte. Hata öyle şeyler olmaktaki örneğin salonunuzdaki ışıklar yanarken
mutfağınızdaki voltaj düşmekte ve mum ışığı benzeri bir duruma gelmekte. Sizin evin altında yatır var
demişlerdi inanmamıştım demek ki doğruymuş. Sıvışıverdim. Elektrik kesintisi işime yaradı. Şu elektrik
işini çözemeyen becerisizlerden Allah bu an için razı
olsun dedim içimden. “Bu elektrik nasıl olsa 5 saat
gelmez ben yatıyorum.” deyip karanlığa karıştım.
Çünkü anladım ki çocuk gelinler sorununu ıskalamışım. Söylenenlere, yapılanlara şaşırmaktan vicdanım yorgun düşmüştü. Biraz da utandım.
45
Steward
“Çivisi çıktı valla” dedim.
Kızım “Aman baba ters bir
şey olunca hep aynı şeyleri
yapıyorsun. Sen bunun suç
ortağısın demedim ki, bir
baba çocuğuna nasıl böyle
kötülük yapar, onu anlamaya
çalışıyorum. Senin ne düşündüğünü öğrenmeye çalışıyorum. Üstelik o kadar çok
çocuk anne var ki.” diye ekledi. “Ben napıyım?” dedim
sesimi yumuşatarak “Söyle
onu yapıyım.” İkisi de şaşkın
şaşkın baktılar. Eşim “Yahu
adam, çocuk sana bir şey
anlatıyor, senden görüş almaya çalışıyor, bir şey yap
diyen yok. Gözlerini açıp
evin içinde gezinme.” dedi.
Kızım “Baba 1 milyon kız çocuğu gelin edilmiş biliyor
musun” dedi.” Baka kaldım.
Sandım ki 100 bilemedin
200 çocuk gelin vardır, o bile
üzücü ama 1milyon deyince
kızım inanamadım. “Hadi
ya!” diye bir nida çıktı ağzımdan. Söyleyecek başka bir
sözcük de bulamadım.1 milyon anne demek en az üç çocuk yapsa, düşünün
kaç milyon insanın eksik gedik olması demek. İki hanımın gözleri üzerimde. Savaş alanından bir bahane
uydurup kaçmam gerek bakışlarının ağırlığını hissediyorum. “Gazoz içer misiniz?” deyip mutfağa
kaçtım. Sanki bu katliamın sorumlusu benmişim gibi
bir ruh haline büründüm birden. Hoş 1 milyon küçük
çocuğun gelin edilmesinden de habersiz olmak pek
yakışık almadı ama. Oysa gazetelerden de izlerdim
böyle haberleri. Söylenip dururdum. Hele şu olay
çok etkilemişti bizi; Diyarbakır’da kendisinden oldukça yaşlı bir adamla amcasının zoru ile evlendirilen çocuk, canına tak edince eve geri dönüyor.
Sonra ne oluyor dersiniz. Amcasının çocuklarının tecavüzcüne uğrayıp hamile kalıyor. Aile meclisi toplanıyor. Kızın ölümüne karar veriyor. Dicle nehrinde
çileli bedenini buluyorlar. Cesedi günlerce morgda
bekliyor, ailesi gelip almıyor. Ve kadınlar bu kimsesiz
yavrunun gömülmesini sağlıyor.
Nasıl insan bunlar, bir insanı mahvetme ve öldürme
kararını nasıl alabiliyorlar diye arkadaşlarla kafa yormuştuk. İşte gelenektir görenektir diyen arkadaşımızı, mutfak işlerimize yardımcı olan hanım
bakışlarıyla susturmuştu. “Yaşamadığın için kolay
konuşuyorsun” demişti. Eşimin çağrısı ile irkildim.
“Bize de gazoz getirir misin?” Üç bardak alıp salona
geri döndüm. “Neden böyle oluyor onu araştıraca-
Eylül / Ekim - 2013 - Sayı: 17
GÜNLER GEÇERKEN
Sabah ilk işim internete girip arama motoruna Çocuk
gelinler diye sormak oldu. Aman Allahım, kadınlar
bu acı dolu ilişkiyle ilgili ülkeyi araştırma, inceleme
deryasına boğmuşlar meğerse ve kızım sormasa,
babamın dediği gibi dünyadan haberim olmayacakmış. Hoş başımıza bir şey gelmedikçe hiçbir şeyden
de haberimiz olmuyor ya. Nedir bu çocuk gelin faciası diye başladım okumaya;
18 yaşından küçük bir kız evlendirilmesine çocuk
gelin olarak bakılıyor. Dikkat, imam nikâhı da olsa
evlenen erkek, çocuk tacizinden suçlu duruma düşüyor. Fakat adamların gözü dönmüş kız çocukların
ıstırabı 12 yaşında başlıyor ve 14 yaş çocuk gelinlerde en çok rastlanılan evlenme yaşı. Kızımın sorduğu gibi bir baba kızına bu
zalimliği neden yapıyor derseniz; adam yoksul evde en
az 6-7 çocuk var, evden
bir boğaz eksilsin ve
ayrıca başlık parasına konuyum diye
satıyor
kızını.
Çocuk gelin aynı zamanda bir ücretsiz işçi, ev
işleri üzerine yıkılıyor.
Çocuk doğurma ve evlilik
sorumluluğu alma olgunluğuna erişememiş bu
yavrucaklar bir karanlık
kuyuya sürükleniyorlar.
Eğitimsiz olduklarından
kendilerini ifade edemiyorlar, etse dinleyen var
mı ki... Yoksul olduklarından “bir lokma buldun”
diye şükretmeye zorlanıyorlar. Kendi başlarına bir
sorun çözecek ruhsal ve
beyinsel becerileri gelişmiyor. Vücutları erken yaşta
çocuk doğurmanın yorgunluğunu taşıyor ve yıpranıyorlar. Evde kapalı kaldıklarından cam arkasından
dünyayı seyrediyorlar ve yaşamla ilişkileri zayıflıyor.
Her türlü şiddete maruz kalıyorlar.
Komik olan bir şey var; Çocuk Koruma Kanunu…
Türk Ceza Kanunu ve Türk Medeni Kanunu arasında çocuk tanımında affedilemez bir çelişki var.
Bundan habersiz olunabilir mi? Eğitimi 4+4+4 biçiminde yeniden düzenleyen vicdanlar kızların, dolayısı ile kadınların eğitimden koparılmasına, bağımlı
kalmasına, çocuk gelin olmasına yol açan bir teşvik
armağan etmişler, farkındalar mı?
“Nerdeee?” Demekten başka bir seçenek gözükmüyor. Oysa pek açık olarak görüldü
ki, aile içinde ve özel yaşamda daha az
söz sahibi, yaşam deneyimleri kısıtlı,
kamu yaşamında yer almayan kadın,
toplumu yarım kılıyor. Çocuk yetiştirilmesi bizim toplumda kadınlara düşüyor. Kendisini geliştirmeye ilişkin tüm
olanakları elinde alınmış kadın, kısır bir
döngüde çocuk büyütüyor. Ne çıkarsa
bahtınıza artık.
Biraz olsun bilgilenmenin rahatlığına
akşamüzeri kavuştum. Balık pazarına
gidip balık alıyım akşam fosforlanalım
diye yola çıktım. Çiçek pasajının kapısına
iki adım kala ortalık karıştı. Kadınların çığlıkları “Bu 279 kadının hesabını kim verecek!” sloganları, itiş kakış, derken elmacık
kemiğime doğru bir kalkanın geldiğini gördüm.
Yüzüm zonklaya zonklaya eve geldim, kapıyı
usulca açıp hemen yüzümü soğuk suyla yıkama
düşüncesindeydim. Holde eşimle karşılaştım.
“Aaaa!” diye bir çığlık attı. Evdekiler apar topar kapıya toplandılar. Gözlerini bana diktiler. Çaresiz
elimi elmacık kemiğimden çektim. “Kadın gösterisi varmış. Ben de balık almaya gitmiştim.
Adamın gözü tutmadı beni demek ki kalkanı suratıma geçirdi.” dedim.■
Günümüzün marka stratejilerinden biri:
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Kurumsal şıklık
Steward
48
Reklam, promosyon ve satış kampanyaları konusunda rekabet içinde olan şirketler,
aynı zamanda kurumsal şıklık yarışındadırlar. Markanın kurumsal kimliği ve imajı içerisinde ekip ve tanıtım kıyafetleri önemli bir yer tutar. Tercih edilen ekip ve tanıtım kıyafelerleri , hem fonksiyonel olmalı hem de markanın ruhunu doğru yansıtmalıdır.
Geçmişte hazır kıyafetlere daha sıcak bakan yöneticiler, artık kurumsal imajın ekip ve
tasarım kıyafetlerine yansımasına daha fazla önem veriyorlar. Kurumsal giysi konusunda oldukça sıkıcı olduğunu düşündüğümüz iş dünyası, bu konuda daha cesur ol- İnci YÜREKLİ
malıdır. Ama bunu bir moda çılgınlığı olarak da yorumlamamak gerek. Çünkü önemli İç Mimar
olan her markanın pazarlama stratejisidir. İş hayatında başarının yüzde 70’ini eğitim, Yazar
çalışkanlık, hırs gibi özellikler getiriyorsa geriye kalanını imaj belirliyor. Bu anlamda şir- [email protected]
ketlerin kurumsal moda danışmanlığı desteğini, profesyonel moda tasarımcılarından almaları çok önemlidir. Bu sayımızda moda tasarımcısı Taylan Alkan’la bu konuları konuşuyoruz.
İç mimarlık öğrenimi ardından tasarım çizgisini, Moda tasarımı ve Çağdaş Moda Tasarımı Eğitmenliği ile sürdüren
Taylan Alkan, bol ödüllü bir moda tasarımcısı.
Sizce kurumsal kıyafetler bir firmanın marka imajı için ne derece önemlidir?
Ben bu konunun özel bir ihtisas alanı olduğunu düşünüyorum. Her firmanın ürün odaklı marka imajı, hedef kitlesi,
pazaralama stratejileri birbirinden çok farklı olduğu için bu farklılığı kendi ekip ve tanıtım kıyafetlerine de yansıtmalıdırlar. Örneğin bir Coca Cola ile Türk Hava Yolları’nın marka olarak reklam ve pazarlama biçimleri birbirinden ne
kadar farklı ise kurumsal giysiler de bu farklılığı
o denli yansıtmalıdır.
Kurumsal kıyafetler tasarlanırken nelere dikkat edilmelidir?
Kurumsal şıklık, günümüzün marka stratejilerinden biri.
Kurumsal giysiler tasarlanırken, her ne kadar öncelik
markanın kurumsal renkleri olsa da giysiler, hem renk
olarak hem de çizgi olarak moda trendlerini taşımalıdır. Her markanın bir sloganı vardır, giyseler ayrıca bu sloganın
enerjisini ve dinamiğini de yansıtmalıdır.
Kurumsal giyesilerin kişiye özel tasarımlardan veya konfeksiyondan
farkı nedir?
Kurumsal kıyafetler ve kişisel kıyafetler, her ne kadar ortak moda trendleri
perkspektifinde tasarlanıyor olsa da,
önemli farklılıkları vardır. Kişisel kıyafetlere bakıldığında “kendine yakışanı
giymek” klişesi yerini modanın keyfini
sürmeye bırakmıştır. Kişisel giyinmenin
temel duygusu özgürlüktür ya da olmalıdır. İnsanlar kendilerinin nasıl göründüğünden
çok
kendilerini
iyi
hissettikleri gibi giyinmelidirler. Bedenimizin kusurlarını örtmeye çalışırken
kendi duygumuzdan uzaklaşmamalıyız. En iyi giyinme şekli duygularımız
en iyi ifade giyinme şeklidir. Hayattaki
duruşumuz, nasıl yaşamak istediğimiz,
nelerden zevk aldığımız, beklentilerimiz giyim tarzımızı belirler. Günümüzde moda hem renk hem kesim
hem de giyilebilir alanlarda sayısız se-
çenekler
sunmakta. Bugün giyinirken genç yaşlı, spor, abiye vb.
gibi klişeler olabildiğince esnekleşmiştir. Kişi
kendini tanıdığı ölçüde iyi giyinir. Yakışanı giymek, biraz
da başkaları için giyinmek gibi geliyor bana. Örneğin kilolu bir kadının vücut ölçülerini gösteren dar kıyafetler
giymesini kimse ona yakıştıramaz. Neden kilolu bir insan
kendini dar kesimlerle daha iyi hissetmesin?
Giyinmek, kendi iç dünyamıza yolculuğun bir ürünüdür.
Günümüzde ben en büyük tehlikeyi tek tipleşmede görüyorum. Üretim kapasitelerinin artması, tekstil dünyasının çok fazla seçenekler sunması tek tipleşme tehlikesini
ortadan kaldırmamıştır. Çünkü insanlar, giyinmek istedik-
lerini değil, başkasının giydiğini
takip ediyorlar. Nitekim popüler
isimler burada çok belirleyici rol
oynamaktadır. Popüler isimlerin
taklit edilme süreci tek tipleşme
yaratır. İşte tam bu noktada bir
moda tasarımcısı psikolog gibi
hedef kitlesiyle empati kurabilmelidir. Çünkü bir moda tasarımcısının sorumluluğu başkasını iyi
giydirmektedir. Burada da tasarımlarıyla, sunduğu alternatiflerle,
yarattığı stillerle kişilerin kendi
duygularını ifade edebilme sürecinde onları heyecanlandırabilmelidir.
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Bu detaylarda bakıldığında, kişisel
giysilerle kurumsal giysilerin tasarlanma süreci birbirinden farklı olduğunu görüyoruz. Bu durum,
kurumsal giysi tasarımlarının bir
moda danışmanı tarafından yapılması gerçeğini gösteriyor.
Steward
50
Bize geleceğe dönük hedeflerinizden bahseder misiniz?
Türkiye’de bu alanda var olan
boşluğun profesyonel ekipler ve
moda danışmanlarıyla doldurulması zorunludur. Bende kariyerime bu perspektifte devam etmek
istiyorum. Halen devam ettiğim
akademik kariyerim çerçevesinde
de, kurumsal kıyafetlerin tasarlanması, üretimi ve öneminin akademik ortama taşınması üzerine
projeler oluşturmak istiyorum.■
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Steward
52
Müşteriyi Anlayabilmek
Sistem mi, insan mı?
amanların değişip mesafelerin kısaldığı bu çağda 24 saate çok şeyi
sığdırır hale getirdik. Bundan yüz yıl önce bir vatandaşın İstanbul’dan
kalkıp memleketin diğer bir ucuna gitmesi, sonra da aynı gün geri dönmesi en kudretli hükümdarların dahi yapabileceği bir şey değildi. Zamanlar
geçti, devirler değişti. Cebine bilet parasını koyan kendi zamanının hükümdarı oldu.
Z
Zeynep GÜR
Öyle de oldu. Birkaç dakikada
aracı teslim aldım. İş güç, eş
dost ziyareti derken akşam
çabuk oldu. Firmanın temsilcisi
Adana ya yaklaşınca tekrar
aradı, ne zaman teslim edersiniz aracı, ona göre karşılayalım
sizi diye.
Yaklaştım, dedim. Şehirde
biraz turlayıp yarım saate kadar
Havaalanı’na geliyorum. Ancak
Belediyelerimizin köstebek haline getirdiği, elli yıllık yol güzergâhlarını tersine çevirdiği bir
ülkede yaşadığımızı çabuk
unutmuşum. Yönlendirme levhaları ve navigasyon cihazları
bile belediyelerin bu değişim hızına yetişemediğinden bir süre sonra kayboldum.
Zira belediye bir sürü yolun yönünü değiştirmiş,
doğruyu gösteren tabelaları koyma ihtiyacı da duymamıştı. Navigasyon cihazı da henüz harita kayıtları güncellenmemiş olduğundan ters yöne
yönlendirip duruyordu.
Baktım geç kalıyorum, adamları aradım kayboldum
şehrin yollarında diye.
Telefondaki genç, abla biz de araç takip sisteminden şimdi arabayı izliyorduk ve kaybolduğunu anladık. Biz de şimdi sizi arayacaktık tam dedi ve
ekledi.
10 dakikada geldiler. Onlar önde ben arkada on dakikada havaalanına kadar kılavuzluk ettiler.
Arabayı teslim edip teşekkür ederek ayrıldım.
Teknoloji, CRM, müşteri hizmeti gibi kavramların
dolaşıp durduğu iş dünyasında bu anı müşteriyi anlayabilmenin minik bir özeti aslında. Malum, devir
hizmet devri ve müşterinin gönlünü kazanabilmek
ancak fark yaratan yaklaşımlar ile hareket edildiğinde mümkün olabiliyor.
Peki nedir bu müşterinin kalbine giden yolculuk.
Müşteri ilişkisi çok temel bir ifade ile müşteri ile yaşadığımız deneyimlerin toplamıdır diyebiliriz. Buna
günümüzde Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) diyorlar. Bu deneyimin mükemmel bir hale getirilmesi de
ancak müşteri ile her temas noktasındaki Müşteri
Deneyiminin iyileştirilmesi ve yönetilmesi ile sağlanabilmektedir.
Bu deneyim doğru yönetilebildiği sürece gerçek bir
ilişkiye dönüşür. Adana’daki toplam filosu dört araçtan oluşan küçük bir firmanın zamanla nasıl büyüyüp gelişeceğinin ipuçlarını da bu müşteri
deneyiminde gizlidir aslında. Çünkü müşterinin duygularına yoğunlaşan ve müşterinin temel ihtiyaçlarına ilave olarak benzersiz hatıralar yaratan
bileşenler işletmelerin farklılaşmasına yardım eder.
Böyle bir deneyimi kurum kültürü haline getirmek
ve kalıcı memnuniyet sağlamak sadece gelişmiş bilgisayar ve müşteri analiz sistemleri kurarak mümkün olamıyor. Bu imkânlar artık her şirketin birkaç
bin TL harcama yaparak satın alacağı bilgisayar
programları ile sağlanabiliyor. Ancak duygulara
hitap edebilmek ve müşterinin kalbini kazanıp, müşteri ilişkisini kalıcı hale getirmek için ise ilave bazı
adımlar atmak gerekiyor. Bu adımların belli başlı
olanlarını kısaca şöyle özetleyebiliriz.
• Şirketin mutlaka hizmet odaklı bir kültür ile hareket etmesi sağlanmalıdır.
• Çalışanlar işlerinin en önemli unsurunun müşteri memnuniyeti sağlamak olduğunu bilmeli ve
buna göre hareket etmelidir.
• Çalışanların hizmet sunum alanlarında inisiyatif kullanabilmesine imkan verilmelidir. Adana’daki
firmanın fark yaratan özelliği inisiyatif kullanabilen
çalışanlara sahip olmasıdır. Başka bir firma, aynı
senaryoda muhtemelen şunu söyleyecekti. Aracı
21.00’e kadar teslim etmemeniz durumunda ek
ücret talep etmek zorunda kalacağız.
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Sabah uçaktan inip cep telefonumu açınca, ilk arayan araç
kiraladığım şirketin temsilcileri
oldu. Abla şehrimize hoş geldin, kapıda bekliyoruz, elimizde
isminin yazılı olduğu bir kâğıt
var, buluşur teslim ederiz aracı
dediler.
Olduğunuz yerde kalın, biz gelip alırız sizi. Daha
fazla turlamak zorunda kalmayın.
53
Steward
Bir süre önce günübirlik bir iş
seyahati için yolum Adana taraflarına düştü. Hazır Adana ya
kadar gitmişken yakın dostlarımın yaşadığı Ceyhan’a da uğrayıp aile büyüklerinin elini
öpüp hayır dualarıyla geri döneyim dedim. Uçak biletimi aldıktan
sonra
internetten
bulduğum küçük bir şirketten –
uygun fiyatlı diye- 1 günlük araç
kiraladım. Aracı sabah 8.00’de
alacağımı ve aynı gün 21.00’de
iade edeceğimi belirttim.
• Müşteriye bazen ek hizmetler sunulması gerekebilir. Bunun için müşteriden ilave ücret istenmemelidir. Unutmamak gerekir ki, müşteri lehine
yapılacak ilave bazı küçük masraflar kalıcı müşteri
ilişkisi olarak o işletmeye geri dönecektir.
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
• Çalışanlara eğitim vermek, hizmet kalite standartlarını belirleyip uygulamak, işini iyi yapan çalışana ödül vermek bu tür sistem ve uygulamaların
başarısına son derece pozitif katkı sağlar. Bu tür
ödüllendirme ve programları ihmal etmemek gerekir
bu nedenle.
Steward
54
• Kurum hizmet politikalarında esnek yaklaşımlar getirmek hem çalışanların inisiyatif alması, hem
de müşterinin beklentilerini karşılamak için en
önemli unsurlardan biridir. Çalışanlar hatalı karar
verse dahi, esnek uygulamaları destekleyin. Unutmamak gerekir ki, hata bir defa yapılır ve en etkili
eğitim yöntemlerinden biridir. Çalışanları hata yapmamaları için korkutmak yerine, kurum politikaları
paralelinde esnek davranmaya teşvik edin.
• Hizmet aşamalarını mükemmel hale getirmek
için ça lışanların öneri ve fikirlerini mutlaka dinleyip
uygulamaya almak kritik önemdedir. Bunu düzenli
aralıklarla uygulamak gerekir.
• Unutmamak gerekir ki, müşteriye gösterilecek
samimi ve yüksek ilgili en gelişmiş teknolojiden bile
daha önemlidir. Teknolojiler, daha önce tanımlanmış
komutları yerine getirir sadece. Oysa teknolojileri
yöneten insan beyni, müşteri duygularını da anlayabilir.
Kısaca, sistemleriniz size müşterinin sorun yaşadığını söylediğinde, insan aklını devreye sokarak gerçekçi çözümler üreten bir şirket kültürü ve bu kültürü
benimsemiş çalışanların varlığı müşterinin kalbine
giden yolun yegâne anahtarıdır.■
Kasım/ Ekim
Eylül
/ Aralık
- 2013
- 2013
- Sayı:
- Sayı:
1718
Nevzat ALTUNDAŞ
Steward
56
ANAFOD
İstanbul Anadolu Yakası
Fotoğraf Sanatı Derneği
Sosyal medya olanaklarının yan yana
getirdiği binlerce insan ve ürettikleri.
Baytekin Kara
[email protected]
eş yıl öncesine kadar birbirinden
habersiz yüzlerce kişi bir sevda uğruna, fotoğrafa olan tutkularından
ötürü yan yana gelmişler, bunların onlarcasının arasında kişisel dostluklar, arkadaşlıklar oluşmuş, birlikte iş yapabilme
becerileri gelişmiş, yüzlerce fotoğraf kadrosu ile iletişim kurulmuş, fotoğraf adına
yüzlerce iş yapılmış, eğitim gerçekleştirilmiş, ortak sevinçler ve üzüntüler yaşanmış, fotoğraf adına çeşitli kişi ve
kurumlarla işbirliği yapılmış, birlikte projelere imza atılmış, yaşayan, dinamik bir iç
işleyişe ulaşılmış.
B
Sadece sanal iletişim ortamında oluşan
birliktelikle bunlar yapabilmiş.
Sonraları taçlandırma bunun ete kemiğe
büründürülmesi ile gerçekleşmiş ANAFOD
İstanbul Anadolu Yakası Fotoğraf Sanatı
Derneği kurulmuş…
Dernek olmadan yapılabilen işleri gözden
geçirince, gelişkin bir kurumsal yapıda
neler yapabileceği sezilebiliyor.
Fotoğraf alanında üretmeye yönelik gelişmeler içinde yer almak, aynı zamanda
üyelerin fotoğrafik anlamda niteliksel gelişiminin peşinde koşmak yapılmak istenenlerden.
Her hafta salı ve cuma günleri genel katılıma açık fotoğraf dünyamızın sanatçılarıyla sunum ve söyleşiler yapılmaktadır.
Bu etkinliklere ülkemiz fotoğraf sanatının önemli isimleri katılmakta ve katkı vermektedir. Gültekin Çizgen, İbrahim Zaman, İsa Çelik, İzzet Keribar, Sabit Kalfagil, Timurtaş Onan, Ali Rıza Akalın, Tahir Ün
birçok ünlü fotoğrafçı konuklardan akla ilk gelenler.
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Akif GÜNEŞ
Steward
57
Figen ÖZKAN
Engin KOÇYİĞİT
Hicran ÖZCAN
Fotoğraf bilgi seviyesinin ve kalitesinin yükseltilmesi için programlar uygulanmakta 2 şer dönem temel fotoğraf
bilgileri, ileri çekim teknikleri ve photoshop atölyeleri düzenlenmektedir.
Ayrıca ayda bir kez fotoğraf çekim gezileri düzenlenmekte, ülkemizin önemli kültür mirasları fotoğrafla belgelenmekte ve katılımcıların fotoğraf kalitesinin yükseltilmesine çalışılmaktadır.
Dernek merkezinde Fotoğraf sergileri açılmaktadır.
Fotoğraf dünyamızın 11 saygın isminin (Ara Güler, Ergun Çağatay, Ersin Alok, Gültekin Çizgen, Halim Kulaksız,
İbrahim Zaman, İsa Çelik, İzzet Keribar, Nusret Nurdan, Sabit Kalfagil, Şakir Eczacıbaşı) ortak sergisi.
Ali Öz Tarlabaşı Kayıp Şehir Sergisi
Maltepe Üniversitesi ile işbirliği içerisinde öğrencileri bitirme ödevleri sergileri açılmaktadır.
Maltepe Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü son sınıf öğrencisi Makbule Akpınar’ın bitirme projesi olarak
hazırladığı ‘’Giysi-Siz ‘’fotoğraf sergisi bu işbirliğini somutlandırmıştır.
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Derneğin web sitesi http://www.anafod.org dur.
Steward
58
Sosyal Medyada 4000 ini aşkın takipçisi bulunmaktadır.
Şimdiye dek birçok sivil toplum kuruluşu ve kişilerle sosyal sorumluluk projeleri planlanmış ve yaşama geçirilmiştir.
Şimdilerde dernek merkezinde gezilebilecek sergide 21 dernek üyesinin fotoğrafları izlenebilir.
Fotoğrafın ülkemizde ve dünyada niceliksel probleminin olmadığını düşünen dernek yönetimi bu yaygınlıktan niteliksel olarak sıyrılabilen arkadaşlarla her yıl sergiler planlamayı hedeflemektedir.
Sergide Akif Güneş, Altunay Geciroğlu, Arzu Kellecioğlu, Engin Koçyiğit, Fatma Figen Özkan, Fikri Özalp, Gülay
Hacıoğlu, Hicran Özkan, İlknur Turan Atlı, Melisa İlban, Muammer Tükenmez, Muhsin Özcan, Murat Özkan, Nevzat Altundaş, İnci Çelik, Yasemin Avanoğlu, Yüksel Tomris Sarhan, Zeynep Güven, Zinnet Yılmaz, Zinnur Olgun,
Zübeyde Öztürk'ün fotoğrafları yer almakta.
Metropol kentlerde kültür ve sanat odaklaşmalarının gerçekleştiği merkezlerin talebi karşılamakta yetersiz kaldığı
Muhsin ÖZCAN
bir gerçek, Bütün yerleşim yoğunlaşmalarında yapılabilecekler olduğunu göstermenin somutluğu ANAFOD.
İsteriz ki kültür ve sanat yaşamımızda onlarca yüzlerce ANAFOD'lar olsun.
Ve kültür ve sanat etkinlikleri ekmek kadar su kadar yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası olsun.■
Gülay KOCAOĞLU
Fikri ÖZALP
Şiirin Anlamına Dair...
ŞİİR
Gerçek şair, gerçekle hayali birleştirendir. George
Gordon Byron
Merhabalar sevgili okurlar;
ünümüzde şiir’in anlamı ve şair’lerin
yorumları hakkında çeşitli yazılar ve
makaleler sizlere aktarılmıştır. Bana
göre yazmak, kendini karşındakinin yerine
koymak, ne yaşadığını anlamak ve satırlara
birer birer dökülmektir. İnsan yaşamlarının satırlara dökülerek, gönüllere akması demektir.
Şiirler, çocuğun masumiyetini yansıtır satırlara, gerçekleri yalansız ve içtenlikle, aynadan
yüzümüze yansıması gibidir. Yerine, zamanına ve kişiye göre şiirin anlamı değişir. Şiir,
okuduğunuzda duygularınızı harekete geçiren kelimelerin bütünüdür. Şiir hissetmektir,
sevgidir, kalbe dokunmaktır. Kişinin içinde
saklayıp da söyleyemediği duygularının bir tür
dışa aktarımı, kaleme alımıdır, şairde yürek
ne kadar yoğunsa kalem o kadar özgürce
coşar. Bir cümleyle koskoca bir duygunun anlatımıdır şiir. İnsanı derinden etkiler, sanki şair
hislere tercüman olmuştur. Anlatmak, bazen
de anlamak için şair tek cümle ile söyleyivermiştir hissettiklerini. Doğal ve fütursuzca. Her
mana, tecelli edeceği en güzel kalıbı kendisine seçer. Önce şairinin gönlüne dolar, sonra
dilinde bir dua olur. Kavramlar, kelime kalıplarına dökülür ve kelimeler ölçünün ve ahengin haddesinden geçirilir.
G
Her şiir bir âbide, zaman ve mekân içinde bir ölüş
ve diriliştir. T. S. Eliot
Şairin kullandığı kelimelerde insanlar için çeşitli manalar vardır; herkes beğendiğini seçer. Rabındranath Tagore
Şiir yüreği büyüleyen bilgeliktir. Bilgelik akılda şarkı
söyleyen şiirdir. Halil Cibran
Şiir, gizli sözlerin açıklanmasının bir yoludur. Victor
Hugo
Şiir, insanın duygularını dışa vurmasını sağlayan bir
yoldur. Immanuel Kant
Şiir, kelimelerle güzel şekiller kurmak sanatıdır,
başka bir şey değildir. Ama kelime nedir? Annedir,
dosttur, hasrettir, hayaldir, yani bir manası, bir çağrışımı, bir gölgesi, hatta bir rengi ve tadı olan nesnedir Cahit Sıtkı Tarancı
Şiir, konuşma ile susmayı bir araya getirmektir. Thomas Caryle
Şiir, öyle bir orkestradır ki bütün tabiatın ve insanların sesini yansıtır. Victor Hugo
Şiir, tıpkı bir armağan gibi beklenmediği zamanda
ansızın çıkıp gelir. Resul Hamzatov
Şiir, avlumuzdaki otlar gibi bitmez. Honore de Balzac■
Şair ve yazarlar, farklı kültürlerden ve farklı
inançlardan olan insanlar olmamıza rağmen,
şiir hakkındaki yorumlarımız aşağı yukarı birbiriyle kesişen noktalarda buluşmaktadır.
Yerli ve yabancı şairler ve yazarların tek cümleyle şiir
hakkında yorumlarını sizinle paylaşmak ve beğeninize
sunmak isterim.
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Şiir, düşünceyi duygu haline getirinceye kadar yoğurmaktır. Yahya Kemal Beyatlı
Steward
60
Şiir, şuur dışı bir felsefe; felsefe, şuurlu bir şiirdir.
Ziya Gökalp
Bilginle ozan arasında yemyeşil bir alan uzanır; bilgin onu aşarsa bilge olur, ozan aşarsa ermiş olur.
Halil Cibran
Bir şiir kitabı yayımlamak, derin bir uçuruma gül
yaprağı atarak gelecek sesi beklemektir. Don Marquis
Dünya güzeldir ama bir şairin gözüyle daha da
güzel olur. Johann Goethe
Hasan ÇALT
Our Vice President of Foundation, Kenan Derdiyok, is determining the micro problems and inconsistencies,looking at
the tourism sector in a macro view and is also explaining
these issues cannot be solved without providing all out solutions.
Our new writer Gürcan Banger has started his article saying
“the speed of producing and variation of information is gradually increasing, which affects individual and social life in
many aspects.We will probably study the affects and conversion of information in life more intensely.
Ayşecan RENDA
Our President of Foundation, Erol Aydın,is explaining how the stewarding department
is seen in accomodation sector, adding that the background is being built up by stewards
on Daily basis.
Another article which can be considered same, was written by Hakan Bozkır, who is the
Steward Chief of Hilton Garden Inn Otel.
Our wirter Yılmaz Kutlu has released a new albüm; Sazımdakiler. Mr. Kutlu has both
lyricized and composed all the songs in this albüm. We congratulate him sincerely.
Ferdi Koç, one of the department heads of Diversey, mentioned about the vital importance of floor cleaning in accomodation sector.
Our instructor Ertan Anlı has mentioned about the subject of Sommelier,which has not
developed in our country; but has a very important place in food and beverages sector
in foreign countries.
Our writer Taner Gürel, mentioned a very serious issue, ‘Child Brides’, on the basis of
his own experiences.
Another Steward Chief of us, Alaattin Akkaya, explained cleaning and hygiene in details
and what to do and the points to consider starting from ourselves.
Our architect-writer İnci Yürekli, interviewed with Taylan Alkan, who is a fashion designer, about corporate elegancy, one of the main elements of today’s label strategies.
Gamze Şanlı Ak, who joined us recently, mentioned that the salads, which are seen as
appetising with main course, have promoted to main course status and also explained
how to predispose salad menu to our palate.
Hasan Çalt, who is one of the crews of our sector and a poet in the meantime,wrote a
pleasant article in respect of the meaning of poem.
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
The Service Manager of Çırağan Palaca Ümit Yılmaz is our guest writer in this issue.
Mr. Yılmaz explained the rules to be obeyed in dining cosily.
61
Steward
of the content in this issue
A SHORT ENGLISH SUMMARY
Our Steward Chief Sabahattin Güven is continuing his article series: Cleaning of Dishwashers and Washing Rules.
İçimizden biri
Eylül / Ekim - 2013 - Sayı: 17
Abdurrahman KALAY
Steward
62
1963 İstanbul Kâğıthane (Ortabayır)doğumluyum.
Yeni Levent Lisesi mezunuyum. Yiyecek ve İçecek sektörüne yaz tatillerinde olmak üzere İstanbul
Venüs Pastanesi’nde çıraklık yaparak 1977 senesinde başladım. Askerliğime kadar ve askerlik
sonrası 1988 senesi dâhil Eczacıbaşı Mutfak’ta çalışarak devam ettim. Eczacıbaşı’ndan ayrıldıktan sonra, otelcilik sektörüne 1989 senesinde Sheraton Towers Taksim’de Steward olarak
başladım. Daha sonra 1992 senesinde İstanbul Mövenpick Maslak’ta shift leader olarak devam
ettiğim stewarding bölümündeki çalışmam 1995 senesinde asst. chief steward olarak devam etti
yine aynı bina da İstanbul Princess Hotel olarak 1996 yılında chief steward olarak devam ettiğim
görevimi 2006 yılında işyeri değiştirerek Türkiye’nin önemli markası olan yine turizm sektörüne
hizmet eden, İmren Marmara Balıkçılık’ın 2 yıl Antalya bölgesi müdürlüğünü yaptım. Daha sonra
2009 Eylül ayından bugüne değin sırası ile İstanbul WOW İstanbul Dedeman, Antalyalara Baia
ve son olarak İstanbul Divan Asia’da Chief Stewrad olarak çalışmamı devam ettirmekteyim. Evliyim ve 2 erkek çocuk babasıyım.
Steward Şeflerimiz
* Soyisimlere göre alfabetik olarak sıralanmıştır.
Hasan ATEŞ
Cevahir Otel
Tuğba BOZKURT
Doubletree By Hilton
Avcılar
Kenan AKSOY
Titanic İstanbul Taksim
Erol AYDIN
Çırağan Kempinski
Ali BULUT
Büyük Kulüp
Fahri AKYÜREK
WOW İstanbul
İsmail AYDIN
Sirince Hotel
Kenan DERDİYOK
The Ritz Carlton
Kemal ATAKUL
Swissotel The Bosphorus
Cemal BATUMLİ
Divan Elmadağ
Hamit DÜLGAR
Titanic Asya
Hakan BOZKIR
Hilton Garden İNN
Talih DÜLGAR
Radissons Blu Şişli
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Alaattin AKKAYA
Titanic Bayrampaşa
Steward
63
Halis DOĞAN
Hikmet EFİR
Tunay ERGÜL
Sebahattin GÜVEN
Celal GÜL
Crowne Plaza Asia
Marriott Hotel
BTA Catering
Atatürk havalanı
Lares Park İstanbul
Divan Elmadağ
Şahin Hançer
Divan City
Tamer HOPAL
Sheraton Ataköy
Sabri KALKAN
Marmara Pera
Ahmet KILINÇ
Polat Otel
Ali ÖZDEMİR
Cakes & Bakes
Mehmet Ali ÖZTÜRK
Holiday İnn
Murat İLANLI
The Marmara
Abdurrahman KALAY
Divan Asya
İlkay KURT
Hilton Bomonti
Rahmi ÖREN
Arif TAŞTAN
H. Ercüment TUNÇER
Moda Deniz Kulübü
CVK Hotels Resort Park
Bosphorus
Wyndham İstanbul Kalamış
Seyfettin AFACAN
Shangri Hotel
Kasım / Aralık - 2013 - Sayı: 18
Bahattin AYDIN
Shangri Hotel
Ahmet AYTEKİN
Sheraton Maslak
Mustafa HAN
Conrad İstanbul
Sefail KURTUL
Divan Gaziantep
Steward
64
Zikri YAKAR
The Plaza Hotel
Müslüm YETİŞOĞLU
Hilton İstanbul
Gürsel YILDIRIM
İDO Deniz Yolları
Rıza SARI
Green Park Hotel