söz verdiğimiz gibi

Transkript

söz verdiğimiz gibi
TÜRK METAL SENDİKASI GENEL
MERKEZİ AYLIK YAYIN ORGANI
TÜ R K
M
KASI
Dİ
TÜRK
EYLÜL 2015 | SAYI: 194
AL SE N
ET
METAL
ÜRETMEK, KAZANMAK, KAZANDIRMAK İSTİYORUZ
Bütün üyelerimize
eğitim yardımı...
M
AL SE N
ET
KASI
Dİ
TÜ R K
Temsilciler
seçiliyor...
SÖZ
VERDİĞİMİZ
GİBİ...
Başarılı çocuklara burs...
ANADOLU HOTELS
ESENBOĞA TERMAL
Editörden
Sendi
Sendikalara sahip çıkalım...
B
ir ülkede sanayinin çarkları dönüyorsa, o çok sözü edilen huzur ve güven varsa,
insanlar çalışıyor ve bacalar tütüyorsa, o ülkede ekonomik göstergeler de olumlu
demektir… Emekçiler ve bütün çalışanlar, böylesi dönemlerde mutludur... Aksi bir
durumda ortaya çıkan ekonomik krizden, ilk önce işçiler ve tüm emekçiler zarar
görür. İşsizlik, artan vergiler, kapanan iş yerleri, yükselen faizler, ödenemeyen borçlar, ithal
edilen temel girdilerin anormal zamlanması, zaten nefes almakta zorlanan dar ve sabit
gelirli halkı perişan eder…
Türkiye yine böyle bir dönemden geçiyor. Geldiğimiz noktada, arka arkaya yapılan iki
genel seçim, milyonlarca Suriyeli mülteci, artan terör olayları, ticaretimizin yoğun olduğu
sınırlarımızda ve Ortadoğu’nun diğer bölgelerinde yaşanan sıcak çatışmalar…
İşçinin, memurun, dar ve sabit gelirlinin ekonomik krizlerden sonra, artık daha fazla
kemer sıkacak, idare edecek hali kalmadı…
İşte bu yüzden, ülkede ekonomik çarkların sorunsuz dönmesini, herkesten önce,
işçileri temsil eden sendikalar ister. Sendikalar, sosyal dengeyi koruyan, temsil ettiği
kitlelerin ekonomik krizler ve acımasız sistemin çarkları arasında ezilmesine karşı duran,
bu büyük kitlenin sesi olan kuruluşlardır. Çünkü, örgütlülük her şeydir… İşte bu yüzden,
gerçek demokrasinin vazgeçilmezi olan sendikalara, işçilerin yanı sıra, hükümetinden
muhalefetine, bürokratından işverenine, gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine
herkesin sahip çıkması, destek vermesi gerekir.
Gelişmiş demokrasilerde sendikalar, halkın neredeyse % 90’ınını temsil eder. Bir eylem
kararı alındığı zaman herkes destek verir. Eylem ekonomik koşullarla ilgili olsun ya da
olmasın, halk sendikaların yanında yer alır.
Tıpkı, Ankara’da yapılan “Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet” miting ve yürüyüşünde olduğu
gibi… Son dönemde tırmanan terör olaylarına tepki amacıyla, 200’den fazla sivil toplum
örgütünün gerçekleştirdiği eylem, örgütleri de aşarak, halkın eylemine dönüştü. Türk
Metal’in de aktif olarak katıldığı miting ve yürüyüşe ilişkin haberi dergimizde bulacaksınız…
Yine Türk Metal’in üyelerine bu zamana kadar pek çok konuda sözler verdiğini, hepsini
de yerine getirdiğini; getirmeye de devam edeceğini hepimiz biliyoruz…
Eylül ayı, 15. Olağan Genel Kurulumuzda verilen sözlerin birer birer hayata geçirilmeye
başlandığı bir dönem oldu. Bu sayımızda, işyerlerindeki temsilci seçimlerinden, üyelerimize
eğitim yardımı çeklerinin dağıtımı, üyelerimizin üniversite sınavlarında başarılı olan
çocuklarına verilecek karşılıksız bursla ilgili gelişmeleri gururla haber yaptık.
Bu ay da metal işçilerine yakışır bir dergi hazırladık…
Eylül ayı ile birlikte izinler ve tatiller sona ererken, herkese kazasız, belasız bir çalışma
dönemi diliyoruz…
mal Şen
Mustafa Ke
TÜ R K
AL SE N
ET
KASI
Dİ
M
TÜRK METAL SENDİKASI
AYLIK YAYIN ORGANI
EYLÜL 2015 | Sayı: 194
YAYIN SAHİBİ
Türk Metal Sendikası Adına
Pevrul KAVLAK
İçindekiler
İçindekiler
Kısa Kısa ................................................................. 4
Sektörden................................................................. 5
Dünyadan................................................................. 6
Konfederasyon’dan
Gün Birlik ve Beraberlik Günüdür................................... 7
Haberler
Akdeniz Bölgesi Sendikaları
“Akdeniz Atölyesi”nde Bir Araya Geldi............................. 8
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:
Mustafa Kemal ŞEN
YÖNETİM MERKEZİ
Türk Metal Sendikası Genel Merkezi
Basın Müşavirliği Beştepe Mahallesi
Yaşam Caddesi 1. Sokak No:7/A 06520
Söğütözü/ANKARA
Telefon: 0312 292 64 00
Faks: 0312 284 40 18
[email protected]
www.turkmetal.org.tr
www.turkmetaldergi.com
PRODÜKSİYON:
KARATAHTA
CTCP: REPROTEK
BASKI: Ziraat Gurup Matbaacılık A.Ş.
Ziraat Bankası Tesisleri
İstanbul Yolu Trafo Karşısı
Varlık - ANKARA
Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45
YAYIN TARİHİ
: 30/ 9 / 2015
YAYIN ARALIĞI
: BİR (1) AY
YAYININ TÜRÜ
: Yaygın süreli
YAYIN DİLİ: TÜRKÇE
Dergimiz basın ahlak yasasına uyar.
Ayda bir yayımlanır ve üyelerimize
ücretsiz dağıtılır.
Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet!...................................... 10
Değişim Başladı......................................................... 12
Sider ve Ede Demir Çelik Duyun Sesimizi!..................... 18
Makale
İşgücü Piyasasında
Dezavantajlı
Bir Grup: Kadınlar/
Ar. Gör. E. DENİZ ELA..................................................... 20
Öncü Kahkaha/ Dr. Naci ÖNSAL.................................... 24
Torba Yasalarda İş Sağlığı ve İş Güvenliği (1)
Özcan KARABULUT...................................................... 28
Sizin Köşeniz.......................................................... 32
İşte Hayatımız......................................................... 36
TM-MESS Ortak Eğitim Programı.......................... 42
Emekçinin Not Defteri............................................. 45
Sinema - Kitap........................................................ 46
Bulmaca................................................................. 48
TÜ R K
AL SE N
ET
KASI
Dİ
M
Başyazı
Başyazı
Mücadeleye
Devam...
Başaracağız!
M
ücadeleye Devam... Başaracağız!
İçimizi yakan şehit haberleri...
Çatışmalar...
Tırmanan gerginlik...
Sınırımızın hemen ötesindeki çatışmaların
uluslararası boyuta sıçrama tehlikesi...
İhracatımızın düşmesi...
Dövizin fırlaması...
Üretimde ve istihdamda azalma...
Satışlarda daralma...
Enflasyonda artış...
İşten çıkarmalar...
Bu yazıyı hazırlamak için masaya oturduğumda
işte bu tablo vardı karşımda... Oysa Türk
Metal olarak çok etkili, dolu dolu bir ayı geride
bırakmıştık.
Söz verdiğimiz gibi işyerlerine temsilci seçimi
için düğmeye basmıştık. Dünya sendikalar
tarihinde bir ilke imza atmış, ilan ettiğimiz takvim
doğrultusunda örgütlü olduğumuz temsilcilikler
için en temiz, en şeffaf, en demokratik seçim için
sandık başına gitmiştik. Kazananın da kaybedenin
de kolkola olduğu, kardeşçe bir ortamda seçimlere
başlamıştık.
Söz verdiğimiz gibi, Kurban Bayramı’ndan önce
“eğitime destek çeklerini” dağıtmış, yine dünya
tarihinde bir ilki gerçekleştirip, bu denli büyük bir
meblağı üyelerimize vermiştik.
Üyelerimizin üniversite sınavında başarılı olan
çocukları için burs çalışmalarını tamamlamış,
bursa hak kazanan evlatlarımızı ilan etmek için
hazırlıklarımızı bitirmiştik.
PEVRUL KAVLAK
TÜRK-İŞ Genel Sekreteri
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı
[email protected]
twitter.com/KavlakPevrul
Büyük işyerleri için şube kuracağız sözümüzü
tutup, Renault için düğmeye başmış, hatta Renault
şubesi için yer bile tutmuştuk.
Evet tüm bunları yapmıştık...
Hem de başkasının hayal bile edemeyeceği
bütün bu başarıları, sadece bir aya sığdırmıştık.
Ama...
Ülkemizin içinde bulunduğu durum yüzünden,
yüzümüz bir türlü gülmedi. Hep birlikte, başarımızla
övünemedik, gururlanamadık. Çünkü, içimiz gelen
şehit haberleri ile yanıyor, ekonomiden gelen
olumsuz haberlerle umudumuz kırılıyordu.
Ama bunca karanlık içinde çıkıp gelen iki kişi,
benim çalışma şevkimi, mücadele azmimi yok
eden bu duyguları dağıttı: Biri dergimizin kapağında
gördüğünüz kız çocuğu, diğeri Nobel ödülü alan Türk
bilim insanı...
Biri, babasına verdiğimiz hediye çeki ile alınan
kırtasiye malzemesini yanına dizip, Türk Metal’e
teşekkür eden evladımız... Diğeri, yoksulluk içinde
Mardin’de hayata başlayıp, bilimin zirvesine çıkan,
çalışmalarından çok etnik kimliğini merak edenlere
“Türküm, Türk!” diyen gurur kaynağımız...
Biri, gülen gözleriyle bizim doğru yolda
olduğumuzu söylüyor... Diğeri, başarılarıyla bu
ülkenin ve vatanın bölünmez bütünlüğünü tescil
ediyor.
Bu iki kişi, bir ve birlik olunca neleri
başarabileceğimizi gösteriyor... Bu iki kişi, bize
“durmayın, doğru yoldayız, mücadeleye devam”
diyor.
Biz de onlara söz veriyoruz: Mücadeleye devam...
Başaracağız!
KISA KISA
Türkiye, Birleşmiş Milletler
hedeflerinde sondan ikinci
Almanya’da Bertelsmann Vakfı’nın yaptığı araştırmada, Türkiye, Birleşmiş Milletler’in (BM) 2030 yılına
kadar geçerli ‘Sürdürülebilir Gelişme Hedefleri’ne en yakın ülkeler sıralamasında sondan ikinci oldu.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) üyesi 34 ülkenin dahil olduğu listede, İsveç birinci sırada
yer aldı. Meksika’nın sonuncu olduğu listede, Türkiye sondan ikinci, Macaristan ise sondan üçüncü oldu. 17
konu başlığı ile 2 Ağustos’ta kabul edilen ‘Sürdürülebilir Gelişme Hedefleri’ programı içerisinde ‘yoksulluğa
son verme’, ‘açlığı bitirme, besin güvenliğini sağlama ve besin değerlerinde iyileştirme yapma’, ‘cinsiyet
eşitliğini sağlama ve kadın haklarını güçlendirme’, ‘kentleri sürdürülebilir ve güvenli yapma’, ‘iklim
değişikliği ve etkilerine karşı acil eylem planı uygulama’, ‘güvenlik’ ve ‘eğitim’ gibi konular bulunuyor.
Savunma sanayinin
yerlilik oranı %60
Bank of China
2016’da Türkiye’de
Çin’in en büyük bankalarından Bank of China’nın
gelecek yıl içinde Türkiye’de faaliyete geçmeyi planladığı
öğrenildi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
(BDDK) kaynaklarından elde edilen bilgilere göre, BDDK
Başkanı Mehmet Ali Akben’in ev sahipliğinde, bazı kurul
üyeleri, Bank of China Başkan Yardımcısı Gao Yingxin ve
bankanın diğer yetkililerinin katıldığı bir toplantı yapıldı.
Elde edinilen bilgilere göre, yaklaşık iki saat süren
toplantı neticesinde Bank of China’nın resmi başvuru
için gerekli hazırlıklarını tamamlamak üzere olduğu,
önümüzdeki günlerde banka kuruluş talebini BDDK’ya
ileteceği, gelecek yıl içerisinde de faaliyete geçmeyi
planladığı ifade edildi.
TÜRK
4
Son yıllarda başarılı projelere imza atılan savunma
sanayinde, TSK’nın ihtiyaçlarını yurtiçinden karşılama
oranı %60’lara yükseldi. Savunma ve Havacılık Sanayii
İmalatçılar Derneği (SASAD) verilerine göre, sektörün
geçen yılki toplam cirosu 5,1 milyar dolara ulaştı.
Sektörün geçen yıl kişi başına cirosu ise 163 bin 273
dolar olurken, son 5 yılın ortalama büyüme oranı yıllık
%21’e ulaştı. Milli tank “Altay”, taarruz helikopteri
“Atak”, kara ve deniz hedeflerine karşı kullanılan
“SOM”, hava savunma füze sistemi “Hisar” , orta ve
uzun menzilli tanksavar füze sistemi “Mızrak” gibi
başarılı projelere imza atan sektör, geçen yıl yurtdışı
satışlardan 1 milyar 86 milyon dolar gelir sağladı.
Sektörün geçen yılki ithalat miktarı ise 1 milyar 35
milyon dolar olarak gerçekleşti.
METAL
ACT Otomotiv, Mercedes
için de üretmeye başladı
ACT Otomotiv Genel Müdürü Kemal Aydın, geçtiğimiz
yıl tanıtımını yaptıkları Mactera markalı direnç kaynak
makinesinin satışına başladıklarını anımsatarak, son
olarak Mercedes’i müşterileri arasına eklediklerini
belirtti. Mercedes siparişlerinin teslimatını kasım ayında
yapacaklarını söyleyen Aydın, “Tofaş’ın siparişlerini
geçtiğimiz aylarda teslim ettik. Toyota için üretimimiz
devam ediyor. Ekim ayında tamamlamış olacağız.
Mactera direnç kaynak makinesi, aynı zamanda elektrik
ürünleri üreticisi Legrand’ın da tercihi” dedi. Aydın, Tofaş,
Toyota, Mercedes, Isuzu, Karsan gibi OEM’lerin yanı sıra,
Mako, Beyçelik ve Coşkunöz gibi büyük yan sanayilere
çözüm ortaklığı sunduklarını ifade etti. ACT Otomotiv’in
makine satışlarının beklenenden yüksek olması
sebebiyle, toplam büyümesinin 2015 yılsonunda %35’i
bulacağını anlatan Aydın, ihracata yönelik çalışmalarının
devam ettiğini kaydetti.
Berlin’deki IFA Fuarı’nda akıllı beyaz
eşyalarını tanıtan BSH Ev Aletlerinin Türkiye
CEO’su Norbert Klein, Ar-Ge faaliyetlerini
tamamladıkları Türk kahvesi makinesini çok
yakında pazara sunacaklarını açıkladı. Norbert
Klein, “Türkiye’nin bu değerini dünyaya çok
güçlü tanıtacağız” dedi. Klein ayrıca, Türkiye’nin
gelecek potansiyeline çok inandıklarını ve
bölgesinde Rusya ile en önemli pazar olmaya
devam ettiğini bildirdi. Türkiye’nin bir ihracat
üssü olarak gelişmesini sürdürdüğünü söyleyen
Klein, “Çerkezköy’deki üretimimizin %50’sini iç
pazara sunarken, %50’sini ise ihraç ediyoruz. Bu
yıl ihracat, iç pazara oranla biraz daha fazla gelişti.
Bunda Türkiye’deki Ar-Ge faaliyetlerimizin
global standartlarda üretim kabiliyetimizle
birleşmesinin ve tüm dünyada pazarladığımız
inovatif ürünleri Çerkezköy’de geliştirmemizin
rolü büyük” dedi.
Otokar ihracatını arttırdı
Beko ABD yolcusu
Geçtiğimiz nisan ayında Levent Çakıroğlu’nun Koç Holding
CEO’su olması sonrasında Arçelik Genel Müdürlüğü görevine
getirilen Hakan Bulgurlu, hedeflerinin yurtdışında büyümeyi
sürdürmek olduğunu belirtti. Bulgurlu, “Arçelik olarak
ABD’de en prestijli binaların mutfaklarına ankastre ürünler
yapmaya başladık. Pazara yıl sonunda Beko markasıyla da
gireceğiz” diye konuştu. Özellikle Asya-Pasifik ve Amerika
pazarlarının kendileri için itici güç olacağını söyleyen
Bulgurlu, bu pazarlara hızlı bir giriş yaptıklarına dikkat çekti.
Arçelik A.Ş Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Tülin Karabük ve Finansman ve Mali İşlerden Sorumlu
Genel Müdür Yardımcısı Polat Şen‘in de katıldığı toplantıda
yurtdışı yatırımlarının devam edeceğini belirten Bulgurlu,
“Her yıl ortalama 150-200 milyon Euro yatırım yapıyoruz.
Çin’de fabrikamız var. Tayland’a da 100 milyon dolar yatırdık.
Fabrika yıl sonu devreye girecek. Bu pazarda 3 yılda 300
milyon ciro hedefliyoruz” dedi.
Toplu taşımacılık alanında minibüs, Sultan,
Doruk ve Kent markalı otobüsler, Land
Rover lisansı ile Land Rover Defender 4x4
taktik tekerlekli arazi tipi araçlar, savunma
sanayi için tekerlekli hafif zırhlı araçlar,
nakliye ve lojistik sektörü için treyler ve
semi-treyler üreten Otokar, Sakarya’daki
fabrikasında geçen ay 360 araç üretti.
Fabrika bu yıl Ocak-Temmuz döneminde bin
384 midibüs, 343 otobüs, 220 küçük kamyon
ve 197 kamyonet üretimi gerçekleştirdi
Geçen yıl aynı dönemde 242 araç ihracatı
yapan fabrika, bu yılın aynı döneminde
ihracatını artırarak 394’e çıkardı. Otokar,
2014 yılında 580, 2013 yılında ise 620 araç
ihraç etmişti.
SEKTÖRDEN
Türk kahvesini dünyaya
Alman Bosch içirecek
Dünyadan
Volkswagen Bosch’u dinlememiş
ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA), 18 Eylül’de
VW’nin ABD’de sattığı bazı dizel motorlu araçların,
emisyon testlerinin maniple
edilmesinden dolayı çevreyi,
standartlardan 40 kat daha
fazla kirlettiğini açıklamıştı.
Söz konusu manipülasyondan
yaklaşık 482 bin dizel aracın
etkilendiğini bildiren EPA, VW
hakkında para cezası ve ihtiyati
tedbir kararı verilebileceğini
duyurmuştu. Volkswagen’i dünya çapında zor duruma
düşüren ve şirket üst yönetiminde depreme yol açan
emisyon skandalı konusunda, daha önce uyarıldığı
ortaya çıktı. Emisyon yazılımı VW’ye satan Bosch
şirketinin 2007 yılında gönderdiği
yazıda, bu yazılımın test amaçlı
olduğu, araçların normal kullanımı
için öngörülmediği ifade edilerek,
yazılımın kullanılmasının yasalara
aykırı olduğunun bildirildiği ortaya
çıktı. VW, dünya genelinde 11 milyon
dizel motorlu aracın emisyon testi
manipülasyonundan etkilendiğini
ve zararı karşılamak için yaklaşık 6,5 milyar avroluk
bütçe ayırıldığını açıklamıştı.
HP, 30 bin kişiyi işten çıkarmaya hazırlanıyor
Yılın sonlarına doğru iki şirkete ayrılmayı
planlayan Hewlett-Packard tarafından yapılan
açıklamada, düşen taleple başa çıkabilmek
için, dünya genelinde 25-30 bin çalışanın işten
çıkartılacağı bildirildi. Ekim 2014 itibariyle
300 bin çalışanı bulunan şirketin, personelde
yapacağı %10’luk kısıtlamayla, yıllık 2,7 milyar
dolar tasarruf etmeyi hedeflediği belirtiliyor.
2015 sonunda ikiye ayrılacak olan HP’nin,
sektördeki satışların düşmesi nedeniyle son
dönemlerde zor duruma düştüğü kaydediliyor.
Filistin bayrağı Birleşmiş Milletler’de
Amerikan market zincirinde
ilk kez sendikalaşmaya gidiliyor
1902’de kurulan ABD’li perakende satış zinciri
Target bünyesinde ilk kez sendikalaşmaya gidiliyor.
2 bin mağazası olan zincirde, sendikalaşmanın
eczane çalışanları arasında gerçekleştirileceği
bildiriliyor. Target tarafından yapılan açıklamada,
sendikalaşmanın “üzüntü verici” olduğu
belirtilirken, şirketin eczane kolunu CVS Health
Corp. isimli şirkete satmaya hazırlandığı kaydedildi.
Sendikalaşmanın 2011’de yapılan ve “mikro
sendika”lara izin veren bir yasayla mümkün olduğu
bildiriliyor. İşçilerin oylamaya giderek sendikalaşma
kararını aldıkları aktarıldı. En son 1990’larda ve
2011’de ciddi sendikalaşma girişimlerine engel
olduğu belirtilen Target bünyesinde alınan
sendikalaşma kararının, işçiler için büyük bir zafer
olduğu vurgulanıyor.
TÜRK
New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel
Kurulu’nda yapılan oylamada, üye ülkelerin çoğunun
‘evet’ oyuyla kabul edilen tasarı uyarınca, Vatikan
bayrağıyla beraber Filistin bayrağının da diğer ülkelerin
bayrağının arasında temsil edilmesi kararlaştırıldı. BM,
2012 yılındaki oylamada da Filistin ve Vatikan’a ‘üye
olmayan gözlemci devlet’ statü verilmesini kabul etti.
Filistin’in tam üye devlet olması, 2011’de BM Güvenlik
Konseyi’nin engeline takılmıştı.Filistin Yönetimi lideri
Mahmud Abbas, “Bu tarihi bir an. Her yerdeki halkıma
sesleniyorum, Filistinlilerin bayrağını
yükseklere çekin, çünkü bu bizim
kimliğimizin sembolüdür.
Bu bizim için övünç
dolu bir
gündür”
diye
konuştu.
6
METAL
KONFEDERASYON’DAN
GÜN BİRLİK VE BERABERLİK GÜNÜDÜR
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, 9 Eylül’de Akçay’da
düzenlenen ‘Bölgesel Şube Başkanları Toplantısı’na katıldı.
T
oplantıda bir konuşma
yapan Atalay, tırmanan terör
eylemlerine dikkat çekerek,
şöyle devam etti:
“20 Temmuz tarihinden itibaren
118 canımız şehit oldu. Allah
mekânlarını Cennet eylesin.
Bugün bu salonda olanlardan
birimizin çocuğu o bölgede olsa,
inanın gece bir dakika uyku
gözümüze girmez. İnsanın evladı
ateşin içindeyken göğsündeki
ağrı dinmez. Şimdi ben TÜRK-İŞ
Genel Başkanı olarak bu ortamda
işçinin sorunlarını, sıkıntılarını
çıkıp anlatmaya kalksam, beni
kimse dinlemez. Ülkenin huzuru
kalmadığında, hiç kimse hiçbir
işi halledemez. Bugün oynanmak
istenen oyun da, ülkeyi tamamen
bir kargaşanın içerisine sokma
isteğidir. Bunun altını çizerek
söylüyorum; son günlerde
yaşanan olaylara baktığımızda,
insanımızı birbirine kırdırmaya
çalıştıklarını görüyoruz. Bizi
bize düşürmeye çalışanların
oyununa gelmeyelim. Gün birlik
GENEL BAŞKAN
ERGÜN ATALAY
SOMA
ŞEHİTLİĞİNDE...
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün
Atalay, Kurban Bayramı vesilesiyle
Soma Maden Şehitliğini ziyaret
etti. Ardından, yapımı TÜRKİŞ tarafından üstlenilen okul inşaatında
incelemelerde bulunan Atalay, Soma
Kaymakamı Ahmet Atıntaş, ilçe
protokolu ve şehit maden işçilerinin
aileleri ile de bayramlaştı.
TÜRK
7
METAL
ve beraberlik günüdür. Sizlerden
isteğim, bu toplantıdan sonra
bölgelerinize gittiğinizde, temsil
ettiğimiz işçi kardeşlerimize bu
mesajı iletmenizdir. Konuşacak
çok konumuz var ama, en başında
söylediğim gibi, benim bu ortamda
konuşma isteğim, arzum hiç yok.”
Toplantıya TÜRK-İŞ Genel
Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, Tesİş Genel Başkanı Mustafa Şahin,
TÜRK-İŞ Bursa Bölge Temsilcisi
Sabri Özdemir, İzmir Bölge
Temsilcisi Hasan Hüseyin Karakoç,
Bursa, İzmir, Afyon, Burdur, Isparta
ve Antalya illeri Şube Başkanları
katıldı.
HABERLER
AKDENİZ BÖLGESİ
SENDİKALARI
“AKDENİZ ATÖLYESİ”NDE
BİR ARAYA GELDİ
Türk Metal Sendikası ve
İtalyan sendikal kuruluş
SINDNOVA’nın ortaklaşa
düzenlediği Akdeniz Atölyesi
toplantısına, Türk Metal’in
yanı sıra, İtalya, İspanya ve
Fransız sendikalarından
temsilciler, işveren vekilleri,
otomotiv sektöründe örgütlü
olduğumuz işyerlerinin
baştemsilcileri ve temsilcileri
ile uzmanlar katıldı. Atölyenin
açılışında konuşan Genel
Başkanımız Kavlak, “İşçi
sınıfının küreselleşmeye
karşı mücadelesi, ancak
uluslararası düzeyde
etkili olabilirse, başarılı
sağlayabilir” dedi.
T
ürk Metal Sendikası ile
İtalyan sendikal araştırma
kuruluşu SINDNOVA,
“Otomotiv Sektöründe
Teknolojik Buluşlar, Üretimin ve İşin
Organizasyonu” adıyla bir Akdeniz
Atölyesi çalıştayı düzenledi. 2-3 Eylül
tarihlerinde, Anadolu Hotels Didim
Resort’ta gerçekleştirilen çalıştaya,
Türk Metal Sendikası, İtalyan sendikal
kuruluş SINDNOVA, İspanyol UGT
Konfederasyonu’na bağlı MCA, İtalya
CISL Konfederasyonu’na bağlı FIM ve
Fransa’dan CFDT Konfederasyonu’na
bağlı FGMM sendikalarından
temsilciler katıldı.
Çalıştayın açılışında konuşan
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak,
metal işkolunda yaşanan sorunları
özetledi ve Türk Metal’in işkolunda
sürdüğü mücadeleyi anlattı. İşçi
sınıfının küreselleşmeye karşı
mücadelesinin, ancak uluslararası
düzeyde etkili olabilirse, başarı
sağlayabileceğini vurgulayan Kavlak,
“Yani biz, hepimiz, uluslararası
alanda bir işçi sınıfı dayanışmasını
örgütleyebilirsek, bu dayanışmayı
Gianni Aliotti - SINDNOVA
TÜRK
8
METAL
kalıcı hale getirebilirsek, bu sürece
karşı başarılı olma şansımızı artırırız.
Unutmayalım ki, işçi sınıfının
uluslararası birliği ve örgütlü
mücadelesi önemlidir. İster Fransız,
İtalyan, Türk ya da İspanyol olalım,
bizim kaderimiz ortaktır, işte bu
toplantılarımızın amacı budur.
Dileğim, toplantımızın amacına
ulaşmış olmasıdır. Bundan sonra
daha çok birlikte olmamız gerekiyor.
Mücadelemizi ortaklaştırmak adına,
Türk Metal Sendikası üzerine düşeni
yapacaktır” diye konuştu.
Çalıştayda daha sonra,
SINDNOVA’dan Gianni Aliotti,
programın amaçlarını özetleyen bir
konuşma yaptı.
Atölye çalışmasında, küresel
rekabete ve otomobil sektöründeki
krize cevap verebilmek için
sektördeki işin organizasyonu ve
teknolojik gelişmeler, işçilerin sağlığı
ve güvenliği için ergonomik bakış ve
sonuçları, işyerinde işin ve teknolojik
buluşların uygulanması açısından
toplu pazarlık ve toplu pazarlığın rolü,
Türkiye’de işyerinde işin ve teknolojik
buluşların uygulanması açısından
toplu pazarlık ve toplu pazarlığın rolü
ile Türkiye’de işyerinde iş sağlığı ve
güvenliği gibi konular ele alındı.
Türkiye’de otomotiv alanında
üretim yapan fabrikalardan
çok sayıda temsilcinin katıldığı
çalıştayda, İtalyan, Fransız ve
İspanyol sendikacılar da söz alarak,
ülkelerindeki uygulamalar hakkında
bilgi verdiler.
Toplam 18 sunumun
gerçekleştirildiği çalıştayda, Genel
Sekreterimiz Av. Taliphan Kıymaz,
TÜRK-İŞ Genel Sekreter Yardımcısı
Dr. Naci Önsal, ve İSG Uzmanımız Cem
Snaet de birer sunum yaptı.
Çalıştaya, Genel Başkan
Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş,
Genel Mali Sekreterimiz Uysal
Altundağ, Genel Sekreterimiz Av.
Taliphan Kıymaz, Genel Merkez
eski yöneticilerimizden Süleyman
Yıldırım ve İsmail Dursun, işveren
kesiminden, MESS Genel Sekreteri
Hakan Yıldırımoğlu, MESS Dış İlişkiler
Eğitim ve Projeler Bölüm Müdürü
Fatih Tokatlı, BMC Otomotiv İnsan
Kaynakları Direktörü Özlem Çarkoğlu,
Ford Otosan Endüstri İlişkiler ve İnsan
Kaynakları Operasyonu ve Kocaeli
Fabrikası İnsan Kaynakları Müdürü
Ali Rıza Aksoy, Karsan Otomotiv
İSG ve Endüstriyel İlişkiler Yöneticisi
Ersun Şahin, MAN Türkiye A.Ş.
İnsan Kaynakları Direktörü Mustafa
İskifoğlu, Mercedes Benz Türk İnsan
Kaynakları Müdürü Salih Ertör,
Otokar İnsan Kaynakları Müdürü
Berent Ergin, Tofaş Endüstriyel
İlişkiler Yöneticisi Cem Temizarabacı,
Tofaş İnsan Kaynakları Direktörü
Burhan Çakır, Tofaş Endüstriyel
İlişkiler Uzmanı Ahmet İzmirli, Türk
Traktör İnsan Kaynakları Direktörü
Haluk Gümüşderelioğlu da katıldı.
Çalıştay, atölye çalışmalarının
ardından, katılan tüm sendikaların
oybirliğiyle kabul edilen, aşağıdaki
Sonuç Bildirisi’nin yayımlanmasıyla
tamamlandı.
Akdeniz Atölyesi Otomobil Sektöründe Üretimin ve İşin
Organizasyonunda Teknolojik Buluşlar Sonuç Bildirisi
Didim/Türkiye’de 2-3 Eylül tarihlerinde «Otomobil Sektöründe İşin ve
Üretimin Organizasyonunda Teknolojik Buluşlar» konulu 2. Akdeniz
Atölyesi toplanmış ve bu toplantıda, katılımcılar arasında toplu pazarlık
ve sendikal deneyimlerin alışverişi gerçekleştirilmiştir.
Türk Metal Sendikası ve SINDNOVA tarafından düzenlenen toplantıya
İtalya’dan FIM-CISL, Fransa’dan FGMM-CFDT ve İspanya’dan MCA-UGT
sendikaları temsilcileri ile Türkiye’den otomotiv sektöründe örgütlü Türk
Metal Sendikası işyeri temsilcileri ve otomobil sektöründeki en önemli
işyerlerinin işveren vekilleri katılmışlardır. (FCA, TOFAŞ, RENAULT, MAN,
GM).
Atölye çalışmaları esnasında katılımcılar, otomobil sektöründe
yaşanmakta olan gelişmelerin, sektördeki iş ilişkileri toplu pazarlık ve iş
sağlığı ve güvenliği üzerindeki etkilerini tartışmışlardır.
Tartışmalar son derece zengin, verimli ve katılımcı olmuştur.
Atölye çalışmalarının olumlu sonuçları bu çalışmaların devamı ve yeni
aktivitelerin planlanıp otomobil sektöründe katılımcı sendikalar arasında
işbirliğini güçlendirmek için doğrudan ilişkilerin kurulmasını teşvik
etmiştir.
Tüm katılımcılar,
Türk Metal Sendikası’na, Genel Başkanı Sayın Pavrul Kavlak’a
ve bu atölyenin gerçekleşmesinde emeği geçen arkadaşlara en içten
teşekkürlerini sunarak, Türk Metal ve SINDNOVA’yı, ilgili sendikalarla
işbirliği yaparak, önümüzdeki aylarda yeni faaliyetler organize etmeye
davet eder.
TÜRK
9
METAL
TERÖRE HAYIR,
KARDEŞLİĞE EVET!
Aralarında TÜRK-İŞ ve
TOBB’un da yeraldığı
örgütlerce Ankara’da
organize edilen ve
yaklaşık 200 sivil toplum
örgütünün desteklediği
“Teröre Hayır, Kardeşliğe
Evet” yürüyüş ve
mitingine, sendikamız
Türk Metal 10 bin
üyesiyle katıldı.
S
on dönemde tırmanan
terör olayları ve ard arda
gelen şehit haberleri
üzerine, aralarında TÜRKİŞ ve TOBB’un da bulunduğu 14 sivil
toplum örgütü ve meslek kuruluşu,
17 Eylül’de Ankara’da, “Teröre Hayır,
Kardeşliğe Evet” adıyla bir yürüyüş
ve miting düzenleme kararı aldı.
200’ü aşkın sivil toplum örgütü
tarafından desteklenen yürüyüş
ve mitinge yüzbinlerce kişi katıldı.
Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ’in
de yoğun bir katılımla destek
verdiği mitinge katılanlar, ellerinde
bayraklarla ilk olarak Ankara Sıhhiye
Meydanı’nda buluştu. Kalabalık
Kızılay’dan Opera meydanında kadar
uzanınca yürüyüş başladı.
Sendikamızın Kırıkkale ve
Ankara şubelerinden yaklaşık 10
bin üyemiz de, mitinge katılarak,
yürüyüş kortejinin önlerinde yer aldı.
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak da,
üyelerimizle birlikte yürüdü. Kortej
hep bir ağızdan “Şehitler Ölmez,
vatan bölünmez” sloganları attı.
Kortej Ulus’a ulaştığında saygı
duruşunda bulunuldu ve İstiklal
Marşı okundu. İlk Meclis binası
önünde yapılan mitingte, TOBB
Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu kısa
bir konuşma yaparak, birlik ve
beraberliğin önemine vurgu yaptı.
TÜRK
11
METAL
DEĞİŞİM
…
I
D
A
L
Ş
BA
TÜRK
12
METAL
SÖZ
VERDİĞİMİZ
GİBİ…
TÜRK METAL’DEN HER ÜYESİNE
150 TL’LİK EĞİTİM YARDIMI
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın, “sendikacılık tarihinde bir milat” olarak isimlendirdiği
15. Olağan Genel Kurul’da alınan kararlar adım adım gerçekleştiriliyor. Bu çerçevede, sendikacılık
tarihinde ilk kez, Türk Metal, bütün üyelerine, 150 liralık eğitim yardımı gerçekleştirdi.
Ü
yelerimizin
tamamı, Kurban
Bayramı’ndan önce,
150 lira tutarındaki
yardım çeki-kartlarını aldı.
Eğitim yardımı çeklerinin
dağıtımı, fabrikalarda
üyelerimiz arasında
memnuniyetle karşılandı.
Genel Merkezimize, çok sayıda teşekkür mektubu,
telefonu ve mesajı gönderildi. Başta Genel Başkanımız
Pevrul Kavlak olmak üzere, Türk Metal yönetimine iletilen
TÜRK
mesajlarda, bu uygulamanın
ders yılının başlangıcında
yapılmasının, isabetli olduğu da
vurgulandı.
Sosyal sendikacılığın
öncüsü sendikamız, bir kez
daha birikimlerini üyeleriyle
paylaşarak, dayanışmanın
gücünü gösterdi. Büyük Türk
Metal Ailesinin tüm fertlerine eğitim yardımı çekikartlarının hayırlı olmasını diliyor, gücümüzün ve
birliğimizin kaynağı üyelerimize teşekkür ediyoruz.
13
METAL
SÖZ
VERDİĞİMİZ
GİBİ…
METAL İŞÇİSİ
TEMSİLCİSİNİ SEÇİYOR
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın,
sendikamızın 15. Olağan Genel
Kurulu’nda, “daha demokrat ve
daha şeffaf” olunacağı yolundaki
açıklaması çerçevesinde, yetkili
olunan bütün işyerlerinde, üyelerin
temsilcilerini belirlemesini sağlamak
üzere, sandıklar kuruldu.
1
Eylül’de Manisa 1 Nolu Şubemizin yetkili olduğu
Bosch Termo Teknik iş yerinde başlayan temsilci
seçimleri, tamamen demokratik ve şeffaf bir
ortamda gerçekleştiriliyor. Temsilci seçimleri, Aralık
ayının sonuna kadar devam edecek.
Bazı fabrikalardaki temsilci seçimlerini, Genel
Merkez yöneticilerimiz de yerinde izledi.
Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş, 47
adayın yarıştığı ve 6 temsilcinin seçimle belirlendiği
Bolu Arçelik Pişirici Cihazlar İşletmesi’ndeki seçimi
takip etti. Odabaş, seçimin ardından şu değerlendirmeyi
yaptı:
“Arkadaşlar gece yarısı başlayan seçim günün
İlk temsilcilik seçimi 1 Eylül'de Manisa şubemizinin yetkili olduğu
Bosch Termo Teknik işyerinde yapıldı.
Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel Arçelik Buzdolabı
İşletmesindeki temsilcilik seçimlerini izledi.
Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş, Bolu Arçelik Pişirici cihazlar İşletmesi'ndeki seçimleri izledi.
TÜRK
14
METAL
ilk ışıkları ile sonuçlandı. Sizler de, merakla
beklediğiniz sonuçları, Şube Başkanımız Özgür
Elçi’nin duyurusu ile öğrenmiş bulunuyorsunuz.
Ben, medeni cesaretini göstererek aday olan
tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.
Burada aslında herkes kazandı. Sizlerin de
gördüğünüz üzere, objektif ve şeffaf olunmaya
çalışıldı. Ben, emek veren, aday olan ve
kazanan temsilci arkadaşlarımı canı gönülden
kutluyorum. Artık her şey daha güzel olacak.”
Kendilerini en iyi temsil edeceklerini
inandıkları arkadaşlarını yönetime getirmek
için birçok iş yerinde oy kullanan üyelerimiz, bu
önemli demokratik adım için, Genel Başkanımız
Pevrul Kavlak’a ve tüm Türk Metal Ailesine
teşekkür ettiler.
Genel Sekreterimiz Taliphan Kıymaz Arçelik Elektronik İşletmesi temsilci seçiminde.
Temsilcilik seçimleri için panolarda duyurular asıldı. Seçimler, sosyal medya ve Vardiya Gazetesi aracılığıyla da duyuruldu.
TÜRK
15
METAL
SÖZ
VERDİĞİMİZ
GİBİ…
S
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE BURS
endikamızın 15. Olağan Genel
Kurulunda alınan karar
doğrultusunda, üyelerimizin,
üniversite sınavında ilk 100 bine
girerek, bir lisans programına kayıt
hakkı kazanan çocuklarına burs
verilmesi için internet sitemizden,
şube ve temsilciliklerimizden
duyurular yapıldı; burs müracaatları
tamamlandı.
Sosyal sendikacılık ilkesi
çerçevesinde, sadece üyelerine
değil, onların eş ve çocuklarına da
hizmet sunmayı prensip edinen, bu
doğrultuda dünya sendikacılığına
örnek olan Türk Metal, üyesinden
aldığı aidatları, üyelerine sosyal
hizmet olarak yansıtmaya devam
ediyor.
Metal işçilerinin çocuklarının
başarısına ve geleceğine de katkı
sağlamayı hedefleyen Türk Metal, bu
çerçevede, üyelerimizin, üniversite
sınavlarında ilk 100 bine girerek,
TÜRK
16
METAL
bir lisans programına kayıt hakkı
kazanan çocuklarına karşılıksız
burs verilmesini kararlaştırdı.
Burs için, sendikamız internet
sitesi ile şube ve temsilciliklerde
duyurular yapıldı. Başvurular
30 Eylül’de tamamlandı ve
gerekli koşulları sağlayan
gençlerimize, 2015-2016 öğretim
yılı için sağlanacak burs için
değerlendirmeler, tamamlanma
aşamasında.
UAMİF T
EĞİTİMLERİ
acikistan ve Kırgızistan Dağ maden Metalürji San. İşçileri Sendikası’ndan
bir heyet, Uluslararası Avrasya Metal İşçileri Federasyonu’nca 7-11 Eylül
tarihlerinde gerçekleştirilen eğitim programına katıldı.
Eğitim programının açılışına katılan Genel Başkan Yardımcımız
Yusuf Ziya Odabaş, Tacik ve Kırgız sendikacıları Türkiye’de ağırlamaktan büyük
mutluluk duyduklarını belirterek, “İnanıyoruz ki bu eğitimler, ülkeler ve sendikalar
arasındaki ilişkileri güçlendirecek ve yeni bir boyut kazandıracaktır” dedi.
UAMİF Genel Sekreteri Mehmet Soyupek de konuşmasında, “UAMİF, küresel
emperyalist düzen karşısında Avrasya bölgesinde faaliyet gösteren sendikaların
kan kaybetmesini engelleyerek, gelişmesini ve ilerlemesini sağlayan, kendini
güçlü bir şekilde ifade eden sendikacılığın öncüsü olmuştur” dedi.
METAL
İŞÇİLERİ
KIRGIZİSTAN’DA
Genel Başkan
Yardımcımız Yusuf Ziya
Odabaş ve sendikamıza
üye bir grup metal işçisi,
Kırgızistan’da düzenlenen
2. Spor Etkinliğine katıldı.
Genel Başkan Yardımcımız
Yusuf Ziya Odabaş,
UAMİF Genel Sekreter
Yardımcısı Turajan Raupov
ve sendikamıza bağlı
işyerlerinden bir grup üyemiz,
UAMİF üyesi Kırgızistan
Dağ Maden ve Metalurji
Sendikası’nca düzenlenen 2.
Spor Etkinliğine katıldı.
Genel Başkan Yardımcımız
Odabaş, bu tür sosyal ve
kültürel faaliyetlerde bir
araya gelmenin, sendikal
mücadeledeki dayanışmayı
güçlendireceğini ifade etti.
TÜRK
17
METAL
Sider ve Ede
Demir Çelik
duyun sesimizi!
Çalıştıkları işyerlerinden ücretlerini uzun süredir alamayan Sider ve
Ede Demir Çelik emekçilerinin sorunlarını dile getirmek amacıyla, İzmir
Konak Meydanı’nda kitlesel basın açıklaması gerçekleştirildi.
İ
zmir 2 Nolu Şubemizin yetkili
olduğu Sider ve Ede Demir Çelik
işyerlerinde çalışan ve aylardır
ücretlerini alamadıkları için
mağdur olan emekçilerin sorunları,
Konak Meydanı’nda düzenlenen
kitlesel basın açıklamasıyla dile
getirildi.
İzmir 2 Nolu Şubemizce ilk
olarak, emekçilerin mağdur edildiği
işyerlerinden Sider Dış Tic. A.Ş. işyeri
önünde, 30 Eylül’de direniş çadırı
kurularak eylemi başlatıldı.
Sider ve Ede Demir Çelik
emekçileri için, 1 Ekim’de de İzmir 2
Nolu Şube Başkanı Hayrettin Çakmak
tarafından, Konak Meydanı’nda bir
basın açıklaması yapıldı. TÜRK-İŞ
3.Bölge Temsilcisi Hasan Hüseyin
TÜRK
18
METAL
Karakoç ve konfederasyona bağlı
bazı sendikaların şube başkanlarının
da destek verdiği açıklamada, bir an
önce emekçilerin mağduriyetlerinin
giderilmesi istendi.
Açıklamada, Türk Metal’in,
“İnsana sevgi, emeğe saygı,
Üretmek, kazanmak, kazandırmak
istiyoruz” ilkelerini kendisine rehber
edindiğini ve bu ilkelerden asla ödün
vermediğini vurgulayan Çakmak,
şöyle dedi:
“Bugün burada toplanmışsak
insana sevgi duyulmadığı, emeğe
saygı gösterilmediği için toplandık,
bugün burada toplanmışsak,
ürettiğimiz, kazandırdığımız ama
kazanamadığımız için buradayız.
Bunca zamandır emek verilmiş, alın
teri dökülmüş ömürden ömür gitmiş,
üretilmiş, işverene de kazandırılmış.
Hem de elverişsiz koşullar altında,
yeterli iş sağlığı ve güvenliğinin
bulunmadığı bir ortamda. Ama
maalesef yaptığımız fedakârlığın,
verdiğimiz emeğin karşılığını
alamadık. Evine, ocağına ekmek
götürmek, borcunu ödemek, geçimini
sağlamak için üzerine düşeni yapan
emekçimiz karşılığını alamıyorsa, çok
net bir ifade ile söylüyorum, burada
zulüm var demektir, kul hakkı var
demektir, vicdansızlık var demektir,
gasp vardır, gasp…”
Hayrettin Çakmak, Sider Demir’de
alın teri döken 500 emekçinin
Temmuz ayından beri işine devam
edemediğini, geriye dönük 5 aydır da
ücretlerini alamadığını kaydederek,
“Biz Türk Metal olarak emek sahibi
arkadaşlarımızın hakları için
görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bize
söylenen işyerini çalıştırmak ve
tekrar eski günlerine döndürmek
için gayret etmekte olduklarıdır.
Ancak maalesef bu zamana kadar
bir sonuç alınamadı. Eğer fabrika
resmen kapanacaksa, alacaklarımızı
bilmeliyiz, hakkımızın derhal ve acilen
daha fazla emekçilerimiz mağdur
edilmeden almalıyız” dedi.
Ede Demir’de alın teri döken 300
emekçinin de şubat ayından beri işine
devam edemediğini, geriye dönük
neredeyse bir yıldır da ücretlerini
alamadığını ifade eden Çakmak, Türk
Metal olarak, çalışanların hakları
için yaklaşık bir yıldır mücadele
edildiğini, işyeri ve Valilik önünde
eylemler yapıldığını, Valilik ile
görüşüldüğünü, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığına şikâyetlerde
bulunulduğunu, ancak taleplerin
görmezden gelindiğini anlattı.
Çakmak, şöyle dedi:
“İş yerimiz, ekmek kapımız hala
kapalı, biz ücretlerimizi, haklarımızı
alamadığımız gibi, bu iş yerinin sahibi
de şu anda cezaevinde bulunuyor.
Bir ailenin evine bir yıldır ücret
girmemesi ne demektir? Nasıl
izah edilebilir? Hangi akla mantığa
sığdırılabilir? Burada kazanılmış bir
hak söz konusu. Türk Metal olarak
biz bu hakkımızın peşini bu zamana
kadar bırakmadık, bundan sonra
da asla bırakmaya niyetimiz yok.
Şimdi sizlere soruyorum emekçi
arkadaşlarım; Bu mücadelenin
peşini bırakacak mıyız? Bırakacak
mıyız? Üyelerimiz için, onların eş
ve çocukları ile birlikte rahat ve
TÜRK
19
METAL
huzur içinde yaşayabilmesi için
ne yapılması gerekiyorsa onu
yapacağız. Yeter ki birliğimizi ve
beraberliğimizi daim kılalım. Yeter
ki hep birlikte bu hakkın peşine
düşelim. Bugün burada kazanılmış
haklarımızın, emeğimizin ve
alın terimizin karşılığını almak
istediğimizi, bir kez daha belirtmek
için toplandık. Kapanma noktasında
bulunan, mahkemece hacizli
konumda olan iş yerimizde öncelikli
olarak emekçilerin haklarının iade
edilmesini istiyoruz. Hastamıza ilaç,
çocuğumuza süt, evimize ekmek ve
su getirebilmek için mücadelemizi
devam ettireceğiz, bu yoldan da geri
dönmeyeceğiz. “
MAKALE
İşgücü Piyasasında
Dezavantajlı Bir
Grup: Kadınlar
Ar. Gör. E. DENİZ ELA
Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü
İ
şgücü piyasaları, diğer
piyasalardan farklı olarak,
içinde insan emeğini ve emeği
karşılığında elde ettiği ücretle
yaşamını sürdüren hane halklarını
barındıran yapısıyla her zaman
özel olarak değerlendirilmesi ve
düzenlenmesi gereken piyasalardır.
Küresel ve ulusal düzeydeki
tüm işgücü piyasaları, istihdam
edilme açısından diğerlerine göre
dezavantajlı konumda bulunan;
kadınlar, gençler, uzun süreli
işsizler, göçmenler, engelliler ve
yaşlılar gibi pek çok grubu içinde
barındırmaktadır.
Küresel ekonomik krizin işgücü
piyasaları üzerinde oluşturduğu
kalıcı hasara, ülkemizde bitmek
bilmeyen seçim sürecinin
yarattığı bazı olumsuz koşulların
da eklenmesiyle, bu grupların
istihdam edilme şansları daha
da azalmıştır. Düşük ekonomik
büyüme performansı, bu
büyümenin hanehalkı tüketim
harcamalarının artışından
kaynaklanması, Türk Lirası’nın
değer kaybetmesi, döviz fiyatlarının
artması, ihracatın gerilemesi,
ülkeden döviz çıkışının hızlanması
ve süren siyasi belirsizlik ortamı,
işletmelerin işe alım kararlarını
ertelemelerine ya da istihdam
kompozisyonu açısından mevcut
pozisyonlarını korumaya
yönelmelerine yol açmaktadır.
Üretim yerine tüketim kaynaklı
ekonomik büyüme, çalışanların
ücretlerinde kayda değer bir
TÜRK
20
METAL
artışın da olmaması sonucu gelir
dağılımında ortaya çıkan çarpıklığa
ve çalışan yoksulluğuna vurgu
yapmayı gerekli hale getirmektedir.
Bu pek de parlak olmayan makro
ekonomik tablonun olumsuz
etkileri, ancak ülkede siyasi
istikrarın sağlanmasından bir süre
sonra azalabilecektir. Dolayısıyla,
önümüzde yer alan altı ay ya da bir
yıllık süreçte dezavantajlı grupların
ekonomiden aldıkları payın daha da
gerilemesi beklenmektedir.
Ülkemizde kadınların
işgücüne katılım oranlarının son
derece düşük olması, en önemli
kalkınma sorunlarından biridir.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun
(TÜİK) yıllık verilerine göre,
2014 yılında erkeklerin işgücüne
katılma oranı %71,3 iken, bu oran
kadınlarda %30,3’tür. İşgücü
kompozisyonunu eğitim durumuna
göre incelediğimizde ise; lise
mezunu erkeklerin %71, mesleki
ve teknik lise mezunu erkeklerin
%80,4, yüksek öğretim mezunu
erkeklerin %85 oranında işgücüne
katıldığı; lise mezunu kadınların
%31,9, mesleki ve teknik lise
mezunu kadınların %39,8, yüksek
öğretim mezunu kadınların
ise %71,3 oranında işgücüne
katıldığı görülmektedir. Buradan
eğitim düzeyi artan kadınların
işgücüne katılma konusunda
daha avantajlı oldukları sonucunu
çıkarmak mümkündür. Tarım
sektöründe çalışan kadınların
çoğunluğunun ücretsiz aile işçiliği
kategorisinde yer aldığını, tarım dışı
sektörlerde ise ücretli ve yevmiyeli
kategorisinde yer aldıklarını da
analize eklemek gerekir. Bunun
yanında, TÜİK istatistiklerinden
işgücüne dâhil olmama nedenlerine
bakıldığında, işgücüne dâhil
olmayanlar arasında “ev işleriyle
meşgul olma” seçeneğinin erkekler
tarafından tamamen boş bırakıldığı,
işgücüne dâhil olmayan kadınların
yarısından fazlasının ise bu
seçeneği tercih ettiği görülecektir.
Özellikle kentlerde her şeyden önce
nitelikli çocuk, yaşlı ve hasta bakım
hizmetlerinin devlet ve özel sektör
işbirliği ile yaygınlık kazanması
önem arz etmektedir. Kayıt dışı
işlerin çoğunluğunun da kırdan
kente göç eden kadınlar tarafından
yapıldığı düşünüldüğünde,
kadınların omuzlarına binen
kalkınma yükünün, insana yaraşır
iş (decent work) bağlamından ne
kadar uzak olduğu görülecektir.
oluşturan kadınlar, hem toplumsal
bakış açısı (kadının yerinin çalışma
ortamı değil ev olduğuna dayalı
görüş ve tutumlar) hem de bu
toplumsal bakış açısı bağlamında
gereken önlemlerin alınmaması
sebepleriyle, işgücü piyasasında
yeterli ölçüde yer alamamaktadır.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin
çeşitli yüzleri bulunmaktadır.
Bunlar, kadına yönelik şiddet,
ekonomik eşitsizlikler, üreme
sağlığı konusundaki eşitsizlikler
ve kadınlara zarar veren geleneksel
uygulamalar şeklinde özetlenebilir.
Ülkemizde 2002-2015 yılları arasında
işlenen kadın cinayetlerinin -bu
konuda bir veri sorunsalı olmasına
rağmen- 6500’ün üzerinde olduğu
tahmin edilmektedir. Bu kadınların
yarısından fazlası eşi, tanıdığı ya da
akrabası tarafından öldürülmüştür.
Dezavantajlı gruplar içinde gerek
küresel gerekse ulusal anlamda
niceliksel olarak en büyük grubu
TÜRK
21
METAL
En önemli eşitsizliklerden biri de
kadın-erkek ücret farkları şeklinde
kendini göstermektedir. Hemen
her ülkede erkeklerle aynı işi
yapan kadınlar, erkeklere oranla
daha düşük ücretlerle çalışmakta
ve yoksulluk olgusuna daha fazla
maruz kalmaktadır. Dünyada
günde bir dolardan daha az gelir
elde edenlerin %70’ini kadınlar
oluşturmaktadır. Farklı coğrafyalarda
farklı görünümlerin ortaya çıkmasına
rağmen, kadınlar genel olarak
ekonomik kaynaklardan daha
az pay almaktadırlar. Bu durum,
siyasi temsilde kadınların oranının
düşük olması ve böylelikle de
kaynak dağılımında daha az söz
sahibi olmaları kısır döngüsünden
kaynaklanmaktadır.
Türkiye’de Siyasi
Temsilde Kadının Yeri
İşgücü piyasasında yer
alamayan kadınların siyasi sistem
içindeki temsiliyetine baktığımızda,
Türkiye’de pek çok ülkeye göre
çok düşük seviyelerle karşı karşıya
kalmaktayız. Zorunlu kadın kotasının
uygulanmadığı ülkemizde, çeşitli
siyasi partiler kendi inisiyatifleri ile
kadın kotası uygulamakta, ancak
kadın adayları listelerde seçilme
şansı olmayan sıralara yerleştirmek
suretiyle kendi uygulamalarını
işlevsiz kılmaktadırlar. 7 Haziran
2015 seçimlerinde ortaya çıkan
meclis kompozisyonunda kadın
milletvekillerinin sayısının - Türkiye
tarihinde bir rekor olmakla birlikte
(98)- erkek milletvekillerinin
sayısının dörtte birinden daha az
olduğu görülmektedir. 2015 yılı
seçim sonuçlarına göre Türkiye
Büyük Millet Meclisi (TBMM)
milletvekilleri dağılımında kadın
miletvekilleri, tüm milletvekillerinin
%17,82’sini oluştururken, erkek
milletvekillerinin oranı %82,18’dir.
İsveç, Norveç, Finlandiya, Hollanda,
Belçika ve Danimarka gibi Batılı
ülkelerde, parlamentodaki kadın
milletvekili oranlarının %40-50
aralığında değiştiği görülmektedir.
Bölgesel olarak dünya ortalamalarına
bakıldığında ise, İskandinav
ülkelerinin %40-45, Amerika ve
Avrupa kıtaları ülkelerinin %20-25,
Asya ve Afrika ülkelerinin %18-20
gibi kadın siyasi katılım oranlarına
sahip oldukları görülmektedir.
Türkiye tablosunda kendini temsil
etme gücünden yoksun bırakılan
kadınların işgücü piyasasında
istedikleri ölçüde yer alamamasına
ve bu büyüklükteki işgücünün
ekonomik anlamda israf edilmesinin
tartışılmasına bile yanaşılmamasına
da şaşırmamak gerekir. Siyasi
temsilde kadının yeri böyle olunca,
kadına yönelik politikaların yine
erkekler tarafından belirlenmesinin
sonuçlarını yaşamaya mahkûm
edildiğimiz açıktır.
Cinsiyete Dayalı Gelişme
Endeksi’nde Türkiye’nin Yeri
Her yıl Birleşmiş Milletler (UN)
tarafından yayımlanan İnsani Gelişme
Raporları (Human Development
Report) 2014 yılı itibariyle cinsiyet
eşitsizliklerine dayalı olarak yapılan
yeni bir ölçümle, ülkeler için Cinsiyete
Dayalı Gelişme Endeksi’ni de
barındıracaktır. Bu endeks ile insani
gelişmenin “uzun ve sağlıklı yaşam”,
“bilgiye erişim” ve “insana yakışır
yaşam standardı” boyutlarındaki
cinsiyet eşitsizlikleri ölçülmektedir.
İnsani gelişme endeksinde 2014 yılı
için 187 ülke arasında 69. sırada ve
yüksek insani gelişme kategorisinde
yer alan Türkiye, cinsiyete dayalı
gelişme endeksine bakıldığında,
insani gelişme değerleri açısından
Avrupa ve Orta Asya ülkeleri
ortalamasının gerisinde kalarak,
148 ülke arasında 118. sırada yer
almaktadır. Türkiye’de kadınların
milli gelirden aldıkları pay erkeklerin
aldıkları payın üçte birinden daha
azdır ve cinsiyete dayalı gelişme
endeksinin değerini düşüren en
yüksek etki de bu durumdan
kaynaklanmaktadır. Bu durum,
ülkemizde kadın istihdamının
artırılması hedefinin ne kadar önemli
olduğunu yeniden altını çizmektedir.
TÜRK
22
METAL
Sonuç Yerine
İstihdam süreçlerinde kadınerkek eşitliği sağlanmasının
piyasa şartlarına bırakılması
mümkün değildir. Ülkemizde 80›li
yıllardan sonra artan özelleştirme
uygulamalarının olumsuz etkileri,
sosyal güvenlik sistemindeki
yetersizlikler, kırdan kente göç
sürecinde yeterli becerilere sahip
olmayanların enformel sektöre
itilmesi gibi sebepler, işgücü
piyasasındaki dezavantajlı
gruplardan biri olan kadınları daha
çok etkilemiştir. Önümüzdeki
yıllarda, binlerce yıla dayanan
sosyo-kültürel yapının ve kadının
çalışma hayatındaki yerine ilişkin
tutumların toplumsal cinsiyete
duyarlı hale getirilmesi elbette kolay
olmayacaktır. Ancak, ekonomik
kalkınmadan bahsedebilmek
için kadın işgücünün dışarıda
tutulması da söz konusu olamaz.
Hatta, kadınların ekonomik hayata
katılması kalkınmada öncelikli
hedef olmak zorundadır. Bu öncelikli
hedef dâhilinde, özellikle talep
cephesinin kadın işgücünü tercih
etme ve etmeme sebeplerinin
ortadan kaldırılması için politika
üretilmesi gerekmektedir. Örneğin,
işverenlerin kadın çalışanları
tercih etmeme sebepleri arasında
evlilik ya da doğum sonrasında iş
bırakmaları, evdeki sorumlulukları
sebebiyle işlerini aksatmaları ya
da devamsızlık yapmaları, iş için
gerekli beceri ve deneyime sahip
olmamaları önde gelmektedir. Bu
koşulların değişmesi işverenlere
yönelik hâlihazırda da mevcut olan
teşvik uygulamalarının artırılması,
işletmeleri gelir ve kurumlar
vergilerinden muaf tutacak
teşviklerin verilmesi, ücretsiz
çocuk ve yaşlı bakım hizmetlerinin
nitelikli ve yaygın hale getirilmesi
ile mümkün olabilir. Bunun
yanında, kadınların ve erkeklerin
kalıplaşmış toplumsal cinsiyet
rollerinin dışına çıkabilecekleri
konusunda yüreklendirilmeleri
gerekmektedir. Bireylerin
kendi becerileri, ilgi alanları ve
kariyer tercihleri doğrultusunda
hareket edebilmelerine yönelik
eğitim ve danışma programları
yaygınlaştırılmalıdır. Her alanda
bonkörce kullanılan kamu spotları
bile bu konuda toplumun kafa
yormasını rahatlıkla sağlayabilir.
Not 1: Temmuz ayında İtalya‘nın Torino şehrinde
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Uluslararası
Eğitim Merkezi’nde (ITC ILO) düzenlenen bir haftalık
“Toplumsal Cinsiyet Ekonomisi ve Toplum” eğitimine
katılma fırsatı buldum. Genel olarak öğrenciler,
akademisyenler, uluslararası kuruluşlar ve sivil
toplum kuruluşları çalışanlarının yoğun olarak ilgi
gösterdiği bu eğitim programı sırasında programı
düzenleyenlerin en önemli şikâyeti, erkek katılımcıların
yeterince başvuruda bulunmamış olmasıydı. Eğitim
sırasında yaklaşık otuz kişilik katılımcı grubumuzda
yalnızca iki, eğitim verenler arasında da yine iki erkek
vardı. Belki de toplumsal cinsiyetin tartışıldığı bu
programa pek çok alanda kadınlar için uygulanan kota
uygulamasının erkekler için konulması yerinde olur.
Çünkü toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın yolu
sadece kadınların mücadelesinden değil erkeklerin
de bu konuda eğitilmesinden geçiyor. Ülkemizde farklı
cinsel yönelimlere sahip bireylerin işgücü piyasasında
eşit fırsatlara sahip olması konusunda bir tartışma
ortamının yaratılmasına ise henüz çok uzak olsak
da, ilerleyen yıllarda bu konuda önemli ve ilerici
değişikler yaşanabileceğini düşünüyorum. Yılda bir kez
düzenlenmesi düşünülen ve bu sene ikincisi gerçekleşen
bu eğitime arama motorlarına “ITC ILO - Gender
Economics and Society” yazarak kolayca ulaşabilir, bunun
yanında sosyal medyada yer alan sayfalarda katılımcılarla
iletişime geçebilir, bilgi paylaşımında bulunabilirsiniz.
Toplumsal cinsiyet konusuna ilgi duyan özellikle genç
arkadaşlarımın ILO deneyimini yaşamaları için bu
eğitimi ya da aynı merkezde verilen diğer eğitimleri takip
etmelerinin faydalı olacağını düşünüyorum.
Not 2: Sosyal politikaya ilgi duyan herkese ve
özellikle Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri
bölümleri öğrencilerine Jean-Pierre ve Luc Dardenne’in
yönetmenliğini yaptığı 2014 yılı yapımı “İki Gün ve Bir
Gece” (Orijinal ismiyle “Deux Jours Une Nuit”) filmini
izlemelerini tavsiye ederim. Filmde, çalıştığı işletmenin işçi
çıkarması sürecinde piyangonun kendisine isabet ettiği
genç bir kadın ve anne olan Sandra’nın hikâyesi anlatılıyor.
Sandra’nın, işinden atılması karşılığında ciddi bir prim
alacak olan çalışma arkadaşlarını, bu prim ödemesinden
vazgeçirmek için sadece iki günü var. Aksi halde işini
kaybedecek olan genç kadının bazen ateşli bazen de
umutsuzca devam eden mücadelesi neoliberal ekonomi
politikalarının çalışma yaşamında ve toplumsal yaşamda
dayanışma duygusu üzerindeki olumsuz etkisini çarpıcı
bir şekilde gözler önüne seriyor.
Trailer linki: http://www.imdb.com/video/%C4%B1mdb/
vi3307908377?ref_=tt_pv_vi_aiv_1
Kaynaklar:
- Çağlar, N. Kadının Siyasal Yaşama Katılımı ve Kota Uygulamaları, Süleyman Demirel Üniversitesi Dergisi, 201, 3(4): 56-79.
- Dedeoğlu, S. 2000’li Yıllarda Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Politikaları: Muhafazakârlığın ve Neo-liberalizmin
Gölgesinde mi? Himmet, Fıtrat, Piyasa- AKP Döneminde Sosyal Politika içinde, Koray, M.ve Çelik, A. (Der.), İstanbul: İletişim
Yayınları, 2015, s. 259-277.
- İzgi, B.B. Kalkınma ve Kadın İşgücü: Eğitim Eksikliği mi, Fırsat Eşitsizliği mi?, Farklı Boyutlarıyla Türkiye’de Kalkınma içinde,
Selahattin Bekmez (Ed.), Ankara: Efil Yayınları, Mart 2014, s. 373-392
- Kümbetoğlu, B., User, İ. ve Akpınar, A. Kayıp İşçi Kadınlar- Kayıtdışı çalışmaya dair bir alan araştırması, İstanbul: Bağlam
Yayıncılık, Kasım 2012.
- TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu. Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme (Gender Responsive Budgeting)
Komisyon Raporu, https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/kefe/docs/kefek_but_rpr.pdf, Temmuz 2014.
- Toksöz, G. Kalkınmada Kadın Emeği, İstanbul: Varlık Yayınları, 2012.
- Uras, G. Harcayarak Büyüyoruz, Milliyet Gazetesi, http://www.milliyet.com.tr/harcayarak-buyuyoruz/ekonomi/
ydetay/2115667/default.htm, 11.09.2015.
TÜRK
23
METAL
ÖNCÜ KAHKAHA
DR. NACİ ÖNSAL
TÜRK-İŞ Genel Sekreter Yardımcısı
T
ürk karikatürü birçok
başarılı sanatçı
yetiştirmiştir. Bunlardan
bazıları dönemini etkilemiş
veya okul oluşturmuşlardır. Böyle
olmasına karşın, karikatür/çizgi
roman sanatçıları ile ilgili biyografik
ve bibliyografik çalışmalar çok fazla
değildir. Başta Anadolu Üniversitesi
olmak üzere, üniversitelerimiz
karikatür ile ilgilenmeye
başlamışlardır. Umarım bu ilgi Türk
karikatürünün/çizgi romanının hak
ettiği akademik çalışmaları yaratır.
Sayılı biyografik çalışmalardan
bir tanesi Cihan Demirci’ye aittir.
Cihan Demirci, “ustam” dediği Suavi
Süalp için “Bir Mizah Ustası Suavi
Süalp” isimli; kendi deyişiyle “vefa
borcu kitabı” hazırlamıştır. Kitabın
baskısı tükenmiş durumdadır.
Varlığını öğrendiğim andan
itibaren peşine düştüğüm için
biliyorum. Elimdeki nüshayı da
internet üzerinden satış yapan bir
organizasyon aracılığıyla edindim.
Kitabı satın aldığımda doğal olarak
sevindim, ancak bir yandan da
üzüldüm. Kitap, 8 kasım 1999
tarihinde, yazarı Cihan Demirci
tarafından bir yazara “mizah
dolusu sevgilerimle” yazılarak
imzalanmış, nasıl olduysa 5 şubat
2000 tarihinde Cihan Demirci kitabı
“ tastiklenmiştir!..2. kez onaylı”
yazarak ikinci kez imzalamıştır.
Böyle olunca kitabın benim için
değeri daha da arttı.
Cihan Demirci ile
karşılaşırsam, bu kez
adıma imzalamasını
isteyeceğim. Üzüntüm
ise vefasızlık, değer
bilmezlik.
“Bir Mizah Ustası
Suavi Süalp” Cihan
Demirci’nin önsözüyle
başlıyor. Sonra Cihan
Demirci’nin yirmi yılda
hazırladığını söylediği “özgeçmiş”
bölümü yer alıyor. Bu bölümü Suavi
Süalp’in kendi daktilosundan çıkmış
yaşam hikayesi izliyor. Arkasından
Cihan Demirci’nin Suavi Süalp’e
yazdığı, adres olarak da “Zincirlikuyu
Mezarlığı”nı gösterdiği
duygu yüklü mektubu
geliyor. “Suavi Süalp
ve Absürt Mizah”
bölümünü; Kandemir
Konduk, Refik Erduran,
Semih Balcıoğlu, Turhan
Selçuk, Sunder Erdoğan,
Sinan Gürdağcık,
Mesut Ekener’in Suavi
Süalp ile ilgili anıları ve
görüşleri izliyor. Kitabın
bundan sonrasında Suavi Süalp’in
çalışmalarından örnekler yer alıyor.
TÜRK
24
METAL
Benim de bu yazımda birinci
derece kaynağım Cihan Demirci’nin
kitabı oldu (Bir Mizah Dehası Suavi
Süalp, İnkılap Yayınları, Anka Basım,
İstanbul, 1999). Diğer kaynaklarım
ise hafızam ve elimdeki dergiler.
Cihan Demirci kitabında “Suavi Süalp
de, zamanında kültürel Rönesans
yaşayamamış bir ülkenin sanatçısı
olma talihsizliğiyle, bugün neredeyse
adını bile kimsenin bilmediği,
bilenlerin de çoklukla unuttuğu bir
öncü kahkahadır mizahımızda…”
diyor. “Öncü kahkaha” çok güzel bir
deyiş.
Suavi Sualp 23 Nisan 1926
tarihinde İstanbul- Üsküdar’da
doğdu. Haydarpaşa Lisesi’ni
bitirdikten sonra İstanbul Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi’nin afiş
bölümünde eğitimini sürdürdü. İlk
çalışmalarını 1945 yılından itibaren
Afacan Çocuk Gözü, Hafta, Yavrutürk
dergilerinde görüyoruz. Semih
Balcıoğlu, Akademide bir yıl beraber
okuduklarını, Süalp’in ekonomik
nedenlerle Akademiden ayrılarak
yaşam mücadelesine başladığını
söylüyor. Süalp bir yandan ressamlık
yaparken, karagözcü ve kuklacıların
yanında çalışmış, Üsküdar Musiki
Derneğinde kanun çalmayı
öğrenirken diğer yandan da sünnet
düğünlerinde kanun çalmıştır. Küçük
bir reklam atölyesi açarak piyasaya
reklam resimleri ve etiket işleri
yapmıştır.
Son Saat, Akşam, Tercüman,
Hergün, Gece Postası gazetelerinde
ressam/grafiker olarak çalışmıştır.
1950 yılında 101 Roman Dergisinde
“Mandrake- Sihirbazlar Kralı” isimli
romanı yazmış ve çizmiştir. (1) Türk
sinemasında isim yapan Ertem
Eğilmez Tef dergisini çıkarmaktadır.
Süalp’in ilk mizah yazıları 1953
yılında bu dergide yayımlanır. Suavi
Süalp’i keşfeden kişi Ertem Eğilmez
gibi görülmektedir. Suavi Süalp, hem
yazar hem de çizerdir. 1959 yılında
ilk özgün çizgi roman dergisi olan
“Çapkın Hırsız”ı çıkarmıştır.
Süalp, 1960 yılında film
senaryosu yazmaya başlamıştır.
Yazdığı senaryoların sayısı 40’ı
aşmıştır. Örneğin, “Saffet Beni Affet”
isimli film bugün elli yaşını aşmış
hemen herkesin hafızasındadır. 1967
yılında Karakedi Mizah Dergisinde ve
Akbaba’da çizmeye başlamıştır. 1968
yılından itibaren tiyatro yazarlığına
başlamıştır. Yazdığı tiyatroların
sayısı net olarak bilinmemektedir.
Cihan Demirci, tiyatro oyunlarının
sayısının 17- 30 civarında olduğunu
belirtmektedir. 1971 yılında “Zavallı
Behçet” ve “Meşhur Rezaletler”
isimli mizah kitapları yayımlanmıştır.
1972 yılında “Salata” isimli
mizah dergisini çıkarır: Sinirleri
dinlendiren, Sovanlı, Pansumanlı,
Deterjanlı Tek Dergi. Bu dergi çok
TÜRK
25
METAL
önemlidir. Başlı başına bir tarz
yaratmış, sulu mizahın öncüsü
olmuş, belki de efsane Gırgır’ın
çıkışını yaratmıştır. Bu dergiden
sonra Suavi Süalp’e “absürt mizahın
öncüsü” dememek mümkün
değildir.
Absürt sanat anlayışı bir
edebiyat ve tiyatro akımı olarak
İkinci Dünya Savaşından sonra
ortaya çıkmış ve bütün dünyaya
yayılmıştır. İkinci Dünya Savaşının
yıktığı bütün değerlerin yarattığı
boşluğa yerleşen absürt anlayış
saçmadır ve saçmayla gelişen
olayların aslında hayatımızı nasıl
etkilediğini anlatmaya çalışır. Tezini
açıklamaz, okuyucunun anlamasına
ve yorumuna bırakır. Absürt anlayış
kötümserdir. Amacı tedirgin etmek,
okuyucuya/izleyiciye kendisini;
tutunacak dalı olmayan, özlemlerini
gerçekleştiremeyen, çevresine
yabancı, belki de ürkmüş birisi
olarak göstermektir.
Ben, Suavi Süalp’in mizah
yazarlığından çok çizerliği ile
ilgiliyim. Karikatür ve çizgi roman
sanatçıları benim ilgi alanım. Suavi
Süalp yazılarıyla, yazarlığıyla öne
çıkıyor. Karikatürleri çok değil,
o çizgi romancı. Yazıp çizdiği
çizgi romanları olduğu gibi, diğer
sanatçılar tarafından çizilmiş çizgi
romanları da var. Türk karikatürü
ve karikatürcüleri için hazırlanmış
çalışmalarda adını bulamıyoruz.
Semih Balcıoğlu ile Ferit Öngören’in
birlikte hazırladıkları ve 1973 yılında
yayımlanan “50 Yılın Türk Mizah
ve Karikatürü” isimli kitaplarında
ve Ferit Öngören’in imzası ile 1983
ve 1998 yıllarında ilaveler yapılarak
yayımlanan “Türk Mizahı ve Hicvi”
isimli kitabında, Suavi Süalp’in
“Cevdet Nazif” ile ilgili yazısına
yer verilmekle yetinilmiştir. Aziz
Nesin ise, 1973 yılında yayımlanan
“Cumhuriyet Döneminde Türk
Mizahı” isimli kitabında, Süalp’in
“TrınTrın Kaptan” isimli yazısına
yer vermiştir. Orhan Koloğlu, 2005
tarihli “Türkiye Karikatür Tarihi”
isimli kitabında, Gırgır dergisinden
bahsetmesine karşın Salata’nın adını
anmamıştır.
Suavi Süalp, 1973 yılında Oğuz
Aral tarafından Gırgır’a transfer
edilmiş, kısa bir süre bu dergide
çalışmıştır. “Arsen Lüpen Fikri”
isimli çizgi romanı yazıp çizmiş, bu
çalışması Akbaba’da yayımlanmıştır.
Milliyet Gazetesinde çalışmaktadır.
Milliyet gazetesinde de yazdığı çizgi
romanları İsmail Gülgeç çizmiştir.
“Kolombo Şakir”, “Kömpüter Kazım”
bunlar arasındadır. “Gündüz İnsan
Gece Hırt” isimli çizgi romanını önce
İsmail Gülgeç, daha sonra Bülent
Arabacıoğlu çizmiştir. 1979-1980
yıllarında Karakedi, Çarşaf, Gırgır
dergilerindedir.
“Sen de Erkek Misin” isimli romanı
Zeki Beyner tarafından, “Fan
Fin Fon Ailesi” ve “ Selahattinin
Lambası” Semih Balcıoğlu tarafından
çizilmiştir.
Suavi Süalp 1975 yılında
Çarşaf dergisinde, 1977 yılında
TÜRK
26
METAL
Görüldüğü gibi, Suavi Süalp
sıkça işyeri değiştirmiştir. Bu durum,
çalıştığı piyasanın koşullarından
mı Süalp’in karakterinden mi
kaynaklanmaktadır? Büyük
olasılıkla iki neden de geçerlidir.
Sıkıntılı bir hayatı olmuş, eşleri ile
ilgili sorunlar, çocukları üzerinden
yapılan kavgalar, kendisine dikkat
etmeden sürdürülen yaşam ve
sonunda kalp krizi, ölüm. 55 yaşında
hayata veda eden Süalp, yaşasa
yazmaya devam edeceği kesindir,
kim bilir kaç kişiye daha mizahı
sevdirirdi?
turkmetaldergi.com
urkmetaldergi.com
turkmetaldergi.com
turkmetald
turkmetaldergi.com
turkmetaldergi.c
turkmetaldergi.com
rkmetaldergi.com
turkmetaldergi.com
turkmetald
turkmetaldergi.com
turkmetaldergi.com
turkmetaldergi.com
turkmetaldergi.com
urkmetaldergi.com
urkmetaldergi.com
TÜRK
turkmetaldergi.com
turkmetaldergi
turkmetaldergi.com turkmetaldergi.com
METAL Dergisi’nde
yayımlanan her şeye,
l Çalışma hayatı haberlerine,
l Makalelere,
l Araştırma dosyalarına,
l Özel röportajlara,
bu adresten ulaşabilirsiniz...
turkmetaldergi.com
Torba Yasalarda
İş Sağlığı ve İş Güvenliği
(1)
ÖZCAN KARABULUT / İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı
10
.9.2014 tarihinde kabul
edilen İş Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması ile
Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına Dair 6552
Sayılı Kanun ile iş sağlığı ve
güvenliği alanında şu değişiklikler
yapılmıştır:
TÜRK
28
METAL
n Kanunun 16. maddesi ile
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu’nun 6. maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde değişiklik
yapılarak, “işyeri hekimi ve”
bulunmamaktadır. Bununla
birlikte, kısmi süreli olarak işyeri
hekimi çalıştıran 10 kişiden fazla
çalışanı olan çok tehlikeli işyerleri
diğer sağlık personeli çalıştırmak
zorundadır.
n Kanunun 16. maddesiyle 6331
sayılı kanunun 6. maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendine, “Belirlenen
niteliklere ve gerekli belgeye sahip
olmayan ancak 10’dan az çalışanı
bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer
alan işyeri işverenleri veya işveren
vekili tarafından Bakanlıkça ilan
edilen eğitimleri tamamlamak
şartıyla işe giriş ve periyodik
muayeneler ve tetkikler hariç iş
sağlığı ve güvenliği hizmetlerini
yürütebilirler.” cümlesi eklenerek, 10
kişiden az çalışanı olan az tehlikeli
işler için işvereninin işyeri hekimi
ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma
zorunluluğu bazı koşullarla
kaldırılmıştır.
ibaresinden sonra “10 ve daha fazla
çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer
alan işyerlerinde” ibaresi eklenmiş,
“diğer sağlık personeli” çalıştırması
zorunlu işyerleri olarak 10 ve daha
fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta
yer alan işyerleri kapsama alınmıştır.
Böylece, 10 kişiden az çalışanı
olan tüm işyerlerinde diğer sağlık
personeli çalıştırma zorunluluğu
kaldırılmış, diğer sağlık personeli
çalıştırma zorunluluğu 10 çalışandan
fazla olan çok tehlikeli işlerle
sınırlandırılmıştır.
Tam süreli işyeri hekimi
çalıştıran işyerleri için diğer sağlık
personeli çalıştırma zorunluluğu
bulunmamaktadır. Tam süreli işyeri
hekimi çalıştıran çok tehlikeli sınıfta
yer alan işyerlerinin de diğer sağlık
personeli çalıştırma zorunluluğu
Tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri
ile 10’dan fazla çalışanı olan az
tehlikeli işler için işyeri hekimi
ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma
zorunluluğu devam etmekte
olup, 10 kişiden az çalışanı olan az
tehlikeli işler için yukarıda sıralanan
koşullarla işverenin işyeri hekimi
ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma
zorunluluğu kaldırılmıştır.
n Kanunun 17. maddesiyle 6331
sayılı kanunun 15. maddesinin ikinci
fıkrasında geçen “işyerlerinde”
ibaresi “işlerde” biçiminde
değiştirilmiştir. Böylece, NACE
sınıflamasına göre çok tehlikeli
sınıfta yer alan bir işyerinin az
tehlikeli ya da tehlikeli sınıfına giren
bölümlerinde çalışanlar için de
işyerinin çok
tehlikeli
sınıfta
yer aldığı
dikkate
alınarak
çalışanların
sağlık raporu
almaları
gerekirken, yeni
düzenleme, işyeri
kavramı yerine
iş kavramını
benimseyerek, çok tehlikeli bir
işyerinin az tehlikeli bölümünde
alınması gereken işe uygun sağlık
raporu az tehlikeli sınıf için alınmış
olacaktır.
n Kanunun 17. maddesiyle 6331
sayılı kanunun 15. maddesinde
yapılan değişiklikle, “Bu Kanun
kapsamında alınması gereken
sağlık raporları işyeri hekiminden
alınır. 10’dan az çalışanı bulunan
ve az tehlikeli işyerleri için ise
kamu hizmet sunucuları veya aile
hekimlerinden de alınabilir” hükmü
getirilmiştir.
Bu düzenleme ilke olarak sağlık
raporlarının işyeri hekiminden
alınması hükmünü getirmekle
birlikte, 10’dan az çalışanı olan
az tehlikeli işyerleri için kamu
hastaneleri ile aile hekimlerinden de
sağlık raporu alınabileceğini hükme
bağlamıştır.
Kanunun diğer bazı maddelerinde
Soma ve Ermenek’te meydana
gelen iş kazalarında hayatlarını
kaybeden çalışanların hak
sahiplerine bağlanacak aylıklar ve
yapılacak ödemelerle ilgili hükümler
bulunmaktadır.
04.04.2015 tarihinde kabul edilen
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile
Bazı kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair 6645 sayılı Kanun
ile iş sağlığı ve güvenliği alanında şu
değişiklikler yapılmıştır:
n Kanunun 1. maddesiyle
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu’nun 8. maddesinin
ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve aynı maddenin
beşinci fıkrasına aşağıdaki cümle
eklenmiştir:
“(2) İşverene
iş sağlığı ve
güvenliği
ile ilgili
konularda
rehberlik ve
danışmanlık
yapmak üzere
görevlendirilen
işyeri hekimi ve iş
güvenliği uzmanı,
görev aldığı işyerinde
göreviyle ilgili
mevzuat ve
teknik gelişmeleri
göz önünde
bulundurarak iş
sağlığı ve güvenliği
ile ilgili eksiklik ve aksaklıkları,
tedbir ve tavsiyeleri belirler ve
işverene yazılı olarak bildirir. Eksiklik
ve aksaklıkların düzeltilmesinden,
tedbir ve tavsiyelerin yerine
getirilmesinden işveren sorumludur.
Bildirilen eksiklik ve aksaklıkların
acil durdurmayı gerektirmesi
veya yangın, patlama, göçme,
kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve
hayati tehlike arz etmesi, meslek
hastalığına sebep olabilecek
ortamların bulunmasına rağmen
işveren tarafından gerekli tedbirlerin
alınmaması hâlinde, bu durum işyeri
hekimi veya iş güvenliği uzmanınca,
Bakanlığın yetkili birimine, varsa
yetkili sendika temsilcisine, yoksa
çalışan temsilcisine bildirilir. Bildirim
yapmadığı tespit edilen işyeri hekimi
ve iş güvenliği uzmanının belgesi
üç ay, tekrarında ise altı ay süreyle
askıya alınır. Bu bildirimden dolayı
işvereni tarafından işyeri hekimi
veya iş güvenliği uzmanının iş
sözleşmesine son verilemez ve bu
kişiler hiçbir şekilde hak kaybına
uğratılamaz. Aksi takdirde işveren
hakkında bir yıllık sözleşme ücreti
tutarından az olmamak üzere
tazminata hükmedilir. İşyeri hekimi
veya iş güvenliği uzmanının iş
kanunları ve diğer kanunlara göre
sahip olduğu hakları saklıdır. Açılan
davada, kötü niyetle gerçek dışı
bildirimde bulunduğu mahkeme
kararıyla tespit edilen kişinin belgesi
altı ay süreyle askıya alınır.”
“Sektörel düzenleme
çerçevesinde maden ve yapı ile
diğer sektörlerde öncelikli olarak
hangi meslekî unvana sahip iş
güvenliği uzmanlarının görev
yapacağının ve bunların yanında
görev yapacak diğer mesleklere
sahip iş güvenliği uzmanlarının
belirlenmesine dair usul ve esaslar,
Bakanlıkça belirlenir.”
n Kanunun 2. maddesiyle
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu’nun 25. maddesinin üçüncü
fıkrasında belirtilen “mülki idare
amiri tarafından” ibaresinden
sonra gelmek üzere “kolluk
kuvvetleri marifetiyle” ibaresi ve
anılan maddeye aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir:
“(7) Çok tehlikeli sınıfta yer alan
ve ihale ile alınan işlerde; teknolojik
gelişme, iş gücü kapasitesinin
artırılması, üretim metotlarında
yenilik gibi bir kısım unsurlar
sağlanmadan üretim ve/veya imalat
planlarına, iş programlarına aykırı
hareket edilerek üretim zorlaması
TÜRK
30
METAL
nedeniyle hayati tehlike oluşturacak
şekilde çalışma biçimleri, işin
durdurulma sebebi sayılır.
(8) İşyerinde durdurulan işlerde
izinsiz çalışma yaptıran işveren veya
işveren vekillerine üç yıldan beş yıla
kadar hapis cezası verilir.”
n Kanunun 3. maddesiyle
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu’nun 25. maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki madde
eklenmiştir:
“Ölümlü iş kazası sebebiyle kamu
ihalesinden yasaklama
MADDE 25/A – Ölümlü iş kazası
meydana gelen maden işyerlerinde
kusuru yargı kararı ile tespit edilen
işveren, mahkeme tarafından
iki yıl süreyle kamu ihalelerine
katılmaktan 5/1/2002 tarihli ve
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri
Kanunu’nun 26 ncı maddesinin
ikinci fıkrasında sayılanlarla birlikte
yasaklanır. Kararın bir örneği
işverenin siciline işlenmek üzere
Kamu İhale Kurumuna gönderilir ve
Kurumun internet sayfasında ilan
edilir.”
n Kanunun 4. maddesiyle
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu’nun 26. maddesinin
birinci fıkrasının (ğ) ve (l) bentleri
ile ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve birinci fıkraya
aşağıdaki bentler ile fıkralar
eklenmiştir:
b) On ila kırk dokuz çalışanı
bulunan işyerlerinden;
“ğ) 17’inci maddesinde belirtilen
yükümlülükleri yerine getirmeyen
işverene, her bir aykırılık için çalışan
başına ayrı ayrı beşyüz Türk Lirası,”
2) Tehlikeli sınıfta yer alanlar için
yüzde elli oranında artırılarak,
1) Az tehlikeli sınıfta yer alanlar
için aynı miktarda,
3) Çok tehlikeli sınıfta yer alanlar
için yüzde yüz oranında artırılarak,
“l) 25’inci maddesinin altıncı
fıkrasında belirtilen yükümlülükleri
yerine getirmeyen işverene ihlale
uğrayan her bir çalışan için bin Türk
Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay
için aynı miktar,”
“o) Çalışanlarına, standartlara
uygun ve CE işaretli kişisel koruyucu
donanım temin etmeyen işverenlere
çalışan başına beşyüz Türk Lirası,
ö) Yer altı maden işletmelerinde
çalışanların bulundukları yeri ve
giriş çıkışlarını gösteren takip
sistemini kurmayan işverenlere
çalışan başına beşyüz Türk Lirası,”
“(2) Bu Kanunda belirtilen idari
para cezaları, 14’üncü maddede
belirtilen bildirim yükümlülüğünü
yerine getirmeyenlere uygulanacak
idari para cezaları hariç gerekçesi
belirtilmek suretiyle Çalışma ve
İş Kurumu il müdürünce verilir.
14’üncü maddede belirtilen
bildirim yükümlülüğünü yerine
getirmeyenler için uygulanan idari
para cezaları hariç tahsil edilen
idari para cezaları genel bütçeye
gelir kaydedilir. 14’üncü maddede
belirtilen bildirim yükümlülüğünü
yerine getirmeyenlere uygulanacak
idari para cezaları ise doğrudan
c) Elli ve daha fazla çalışanı
bulunan işyerlerinden;
1) Az tehlikeli sınıfta yer alanlar
için yüzde elli oranında artırılarak,
2) Tehlikeli sınıfta yer alanlar için
yüzde yüz oranında artırılarak,
Sosyal Güvenlik Kurumunca verilir.
Sosyal Güvenlik Kurumunca verilen
idari para cezalarının tebliğ, itiraz ve
tahsilinde 5510 sayılı Kanunun 102
nci maddesi hükümleri uygulanır.
Verilen diğer idari para cezaları
tebliğinden itibaren otuz gün içinde
ödenir. İdari para cezaları tüzel
kişiliği bulunmayan kamu kurum ve
kuruluşları adına da düzenlenebilir.”
“(3) Bu maddede belirtilen idari
para cezaları;
a) Ondan az çalışanı bulunan
işyerlerinden;
1) Az tehlikeli sınıfta yer alanlar
için aynı miktarda,
2) Tehlikeli sınıfta yer alanlar için
yüzde yirmi beş oranında artırılarak,
3) Çok tehlikeli sınıfta yer alanlar
için yüzde elli oranında artırılarak,
TÜRK
31
METAL
3) Çok tehlikeli sınıfta yer
alanlar için yüzde iki yüz oranında
artırılarak, uygulanır.
(4) İşin durdurulması hâlinde,
durdurmaya sebep olan fiilden dolayı
ilgili idari para cezası uygulanmaz.
(5) Çalışan sayısıyla çarpılarak
verilen idari para cezalarında üçüncü
fıkra hükümleri uygulanmaz.
(6) 14 üncü maddede belirtilen
bildirim yükümlülüğünü yerine
getirmeyenler için uygulanan idari
para cezaları hariç olmak üzere bu
Kanuna göre tahsil edilen idari para
cezaları, iş sağlığı ve güvenliği ile
ilgili eğitim ve araştırma-geliştirme
projelerine ilişkin harcamalarda
kullanılır. Bu amaçla ihtiyaç duyulan
ödenek, Bakanlık bütçesinde
öngörülür. Söz konusu ödeneğin
kullanılmasına ilişkin usul ve esaslar,
Bakanlık ile Maliye Bakanlığınca
müştereken belirlenir.”
Celal Tozan
TÜRK-İŞ Sosyal
ı
Güvenlik Danışman
SİZİN
KÖŞENİZ
ail.com
celaltozan@hotm
Güvenliği
nın, İş Sağlığı ve
sı
sa
Ya
ı
as
rt
go
ğiniz
Si
öğrenmek istedi
ve Genel Sağlık
in
ar
al
şk
rt
ili
a
go
ın
Si
ar
al
al
sy
So
uygulam
sının içeriğine ve
sa
Ya
İş
,
ın
n
sı
sa
Ya
m...
lı
a
y
la
p
a
v
e
c
n
u
r
her şeyi so
liği ve iş ilişkileri
sağlığı ve güven
iş
r?
l sağlık sigortası,
ne
ge
a,
rt
ilgili sorun mu va
go
si
la
al
ız
n
rı
la
Sosy
ak
h
u
ysel ve topl
konularında bire
erelim...
n
ö
m
ü
z
ö
ç
,
n
u
r
o
li
Bize s
Ne zaman emek
asıl hak ederiz?
rını n
rlanır?
k ve ölüm aylıkla
dan kimler yara
ın
lığ
ay
m
lü
Ö
?
Emeklilik, malullü
ız
ptırır
ak erken
tespitini nasıl ya
rçlanması yapm
bo
et
m
iz
H
?
k
oluruz? Maluliyet
ca
ar mı?
aları nasıl yapıla
olumlu katkı sağl
a
n
şı
Hizmet borçlanm
tı
ar
n
rı
la
lık
emekliliğe ve ay
unuz?
s
r
o
iy
t
is
i
m
k
e
Öğrenm
ları konusunda
ve istirahat para
ı
istirahat raporlar
İşçilere verilecek
ar?
sorununuz mu v
sağlanan
ık sigortaları ile
ı, hastalık ve anal
lığ
ta
as
h
k
le
es
m
İş kazası,
haklarınızı...
u
runacaksınız? B
ko
ıl
as
n
ı
rş
ka
a
n
ları
nin neler
meslek hastalık
yükümlülükleri
ile
rı
la
İş kazalarına ve
k
lu
lu
m
ve işçinin soru
konuda işverenin
olduğunu...
rda
eğinizi, ne mikta
ec
ed
ak
h
ıl
as
n
i
in
larından
? İşsizlik ödeneğ
gi işsizlik yardım
an
h
İşsiz mi kaldınız
ve
ı
ız
ın
ağ
ödenek alac
ı...
ve hangi sürede
yararlanacağınız
ınızı
kıdem tazminat
ve
r
ba
ih
,
ız
ın
a
ıld
ve iş yeri çalışm
işten mi çıkart
de
iz
in
İş
.
ız
n
sı
ak
Sebepsiz olarak
ıl kullanac
ücretiniz
in haklarınızı nas
l tatil günlerinde
ne
ge
ile
li
ti
ta
ta
alamadınız mı, iz
haf
anacak?
şiklik mi yapıldı,
inatı nasıl hesapl
zm
ta
em
koşullarında deği
ıd
k
ve
ak, ihbar
nasıl hesaplanac
rsunuz?
o
iy
t
is
i
m
k
e
m
il
B
ma
ş
lı
a
ç
e
v
k
li
n
e
v
gü
Kısacası sosyal
her
iz
in
iğ
d
e
t
is
k
e
ilm
hayatı ile ilgili b vaplayalım.
şeyi sorun ce
TÜRK 32 METAL
Eşlerden birinin çalışması halinde, engeli çocuğu olduğunu raporla belgeleyen
çalışan eşe engelli mazeret izini verilecek mi?
Hocam, 6645 sayılı Torba Kanunda engelli çocuğu olan ve
çalışan ebeveynden sadece birine ücretli izin verilmesi
kabul edilmiş. Hocam, bu izin eşlerden ikisinin de çalışması
halinde mi verilecek? İşveren Kanunu böyle yorumluyor. Bu
konuda bilgi verir misiniz? Teşekkürler. (Kayseri)
İ
ş Sağlığı ve Güvenliği Yasası İle Bazı Yasa ve Yasa
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Yasayla, İş Yasasına eklenen Ek 2’inci madde, “İşçilerin
en az %70 oranında engelli veya süreğen hastalığı olan
çocuğunun tedavisinde, hastalık raporuna dayalı olarak
ve çalışan ebeveynden sadece biri tarafından kullanılması
kaydıyla, bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne
kadar ücretli izin verilmesi” hükme bağlanmıştır.
Görülüyor ki, yapılan düzenlemede, engelli çocuğu
olan eşlerden birinin çalışması halinde, çalışan eşe
engeli çocuk mazeret izninin verilmeyeceğine dair kural
bulunmamaktadır. Düzenlemede var olan kural, engelli
çocuğu olan eşlerin her ikisinin de çalışması halinde, engelli
mazeret izninin sadece eşlerden birine verilmesi ile ilgilidir.
Nitekim, madde gerekçesinde, “işçi olan anne veya
babaya bir yıl içinde 10 güne kadar mazeret izini verileceği”
çok acık olarak belirtilmiştir.
Buna göre, engelli çocuğu olan eşlerden sadece biri
çalışsa dahi, en az %70 oranında engelli veya süreğen
hastalığı bulunan çocuğunun olduğunu raporla belgelemesi
kaydı ile çalışan eş, çocuğunun tedavisi için bir yıl içinde 10
güne kadar ücretli mazeret izini kullanabilecektir.
1 Eylül 2015 tarihinden itibaren kıdem tazminatının yıllık azami
miktarının artığı doğru mudur?
Celal hocam, 1 Eylül’den itibaren, kıdem tazminatının 3.828
liraya yükseltildiği söyleniyor. Doğru mu? Hocam kıdem
tazminatı Ocak ve Temmuz ayında yükseliyordu. Değişti mi?
(İstanbul)
1
475 Sayılı İş Yasası uyarınca, toplu sözleşmelerle ve iş
sözleşmeleri ile belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık
miktarı, Devlet Memurları Yasasına tabi en yüksek
Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasının
hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami
emeklilik ikramiyesini geçememektedir.
27.08.2015 tarih, 29458 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan, 2015/8057 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
ile, 1/Eylül 2015 tarihinden itibaren “5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Yasası hükümleri uyarınca,
emekli, adi malullük, vazife malullüğü, dul ve yetim aylıkları
ile emekli ikramiyelerinin hesaplanmasında, Sandık
iştirakçilerine ödenmekte olan zam, tazminat ve ödenekler
ile benzeri ödemeler toplamına ilişkin olarak dikkate alınacak
oranların” yükseltilmesi nedeniyle Devlet Memurları
Yasasına tabi en yüksek Devlet memuruna ödenecek olan
emekli ikramiyesi tutarı da artmıştır. Buna bağlı olarak, 1
Eylül 2015 tarihinden itibaren kıdem tazminatının yıllık azami
miktarı da 3.828,37 liraya yükselmiştir.
Hak sahipleri, ölen sigortalı adına askerlik borçlanması yaparak, ölüm aylığına hak
kazanabilir mi?
Ben Türk Metal’in üyesiyim. Adresinizi temsilcimiz verdi.
Sizden bir konu hakkında bilgi almak istiyorum. Babamın
vefat etmeden önce sigortalı olarak çalıştığını öğrendik.
Sigortadan 830 günü olduğunu söylediler. Askerliğini
borçlanmak için dilekçe vermiş ama hiç ödememiş. Babam
2013 yılında vefat etti. Acaba biz askerlik hizmeti borcunu
ödeyebilir miyiz? Ödersek anneme babamdan ölüm aylığı
bağlanır mı? (İstanbul. HT)
S
osyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası
uyarınca, işçi statüsündeki sigortalının hak
sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için,
sigortalının ölüm tarihine kadar hizmet borçlanması dahil
toplam 1800 gün prim ödemiş olması veya 5 yıllık sigortalılık
TÜRK
süresini doldurmuş ve hizmet borçlanması hariç, en az 900
gün prim ödemiş olması gerekmektedir.
Babanız hayatta iken, fiilen çalışarak 900 gün malullük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödememiş olduğundan,
5 yıllık sigortalılık süresi ile 900 prim gün sayısı şartı
üzerinden annenize dul aylığı bağlanması mümkün değildir.
Babanızın askerlik hizmeti sürelerini hak sahipleri
olarak borçlanabilirsiniz. Ancak, askerlik borçlanması
ile babanızın toplam prim gün sayısını 1800 güne
tamamlamanız halinde, annenize dul aylığı bağlanacaktır.
Bunun için de babanızın en az 2 yıl 8 ay askerlik hizmetinin
yapmış olması gerekmektedir.
Aksi takdirde, annenize dul aylığı bağlanması mümkün
olmayacaktır.
33
METAL
15 yıllık sigortalılık süresinin hesabında çalışılmayan süreler dikkate
alınarak, kıdem tazminatına hak kazanılabilinir mi?
Celal hocam, 1998 yılında iki ay kadar sigortalı
olarak çalıştım. İşten ayrıldıktan iki ay sonra askere
gittim. Asker dönüşü 2001 yılının Mart ayına kadar iş
bulamadım. Mart’ın sonunda fabrikada işe başladım. Hiç
ara vermeden çalışıyorum. Fabrikadan çıksam kıdem
tazminatımı bana öderler mi? (İzmir)
08.09.1999 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olanların
ise toplam 7000 gün prim ödemiş olmaları veya 25 yıllık
sigortalılık sürelerini doldurmuş, toplam 4500 gün prim
ödemiş olmaları gerekmektedir.
Sigortalılık süresi, sigortalının ilk defa sigortalı olarak
çalışmaya başladığı tarihten itibaren, kıdem tazminatını
almak için işyerinden ayrılacağı tarihe kadar çalışılan ve
boşta geçen toplam süredir.
Siz ilk defa sigortalı olarak 1998 yılında işe
başladığınıza göre, bu güne kadar 15 yıllık sigortalılık
sürenizi tamamlamış bulunmaktasınız. Mart/2001’den
beri de ara vermeden çalıştığınızdan, gerekli olan
3600 prim gün sayınızı da doldurmuş durumdasınız.
İşten kendi isteğinizle ayrılarak kıdem tazminatınızı
alabilirsiniz.
İ
ş Yasası, işçinin işyerinden kendi isteği ile ayrılarak
kıdem tazminatını almasını, Sosyal Sigortalar
Yasasındaki yaş hariç yaşlılık aylığını hak etmedeki
diğer şartları yerine getirme şartına bağlamıştır.
Buna göre; ilk defa 08.09.1999 tarihinden önce
sigortalı olanların, 15 yılık sigortalılık sürelerini
tamamlamaları ve en az 3600 gün prim ödemiş olmaları.
İşveren zorla fazla çalışma yaptırabilir mi?
bir arızanın mümkün olabileceğinin ön görülmesi halinde
yahut makineler veya araç ve gereç için hemen yapılması
gerekli acele işlerde, ya da zorlayıcı sebeplerin ortaya
çıkması durumunda işveren, işçilerin hepsine veya bir
kısmına fazla çalışma yaptırma yetkisine sahiptir.
Bu nedenlerle yapılacak fazla çalışma, işyerinin
normal çalışmasını sağlayacak dereceyi aşmaması
gerekmektedir.
İşveren zorunlu nedenler veya olağanüstü haller
nedeniyle fazla çalışma yaptırdığı işçilerine uygun bir
dinlenme süresi vermesi de zorunludur.
Yukarıda açıklandığı üzere, işyerinizde zorlayıcı bir
neden veya Bakanlar Kurulunca kabul edilmiş olağanüstü
bir durum yok ise işverenin, işçinin onayını almadan fazla
çalışma yaptırması mümkün değildir.
İşveren bize zorla fazla mesai yaptırmak istiyor. Biz
istemiyoruz. Hocam ne yapmamız lazım, çalışmak
zorunda mıyız? (Kırıkkale)
İ
ş Yasası ve bu Yasaya dayanılarak çıkartılan Fazla
Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği
uyarınca, işverenin, fazla çalışma ve fazla sürelerle
çalışma yaptırmak için işçinin yazılı onayını alması
gereklidir. Ancak, zorunlu nedenlerle veya olağanüstü
durumlarda yapılan fazla çalışma ve fazla sürelerle
çalışma için bu onay aranmamaktadır.
Fazla çalışma yaptırmak isteyen işveren, her
yılbaşında işçilerinden yazılı olarak onay alıp, özlük
dosyalarında saklamak zorundadır.
İş Yasası uyarınca, “Gerek bir arıza sırasında, gerekse
Bulgaristan’dan göçmen olarak gelen vatandaşlarımız, Bulgaristan’da
geçen hizmetlerini borçlanarak malulen emekli olabilir mi?
Hocam, annem Bulgaristan’dan göçmen olarak
geldi. Türkiye’de 800 gün sigortalılığı var. Hasta artık
çalışamıyor. Bulgaristan’daki hizmetlerini borçlanarak
malulen emekli olsun istedik. Sigorta, Bulgaristan’da
geçen süreleri borçlanarak malulen emekli olamayacağını
söyledi. Ne yapmamız lazım, yardımcı olur musunuz?
(Bursa M.K)
S
osyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası
İle Bazı Yasa ve Yasa Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Yasada yapılan
düzenleme, Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış
ülkelerden 1/1/1989 tarihinden 8 Mayıs 2008 tarihine
kadar zorunlu göçe tabi tutulan ve Türk vatandaşı
olup Türkiye’de ikamet edenlerin, sosyal güvenlik
kuruluşlarından gelir veya aylık almamak koşulu ile
yurt dışında geçen ve belgelendirilen çalışma sürelerini
yaşlılık aylığı bağlanmak üzere borçlanmalarına imkan
sağlamıştır.
TÜRK
Yapılan bu düzenleme ile Bulgaristan’dan zorunlu
göçe tabi tutulan ve Türk vatandaşlığına geçenler,
Bulgaristan’da geçen çalışma sürelerini sadece yaşlılık
aylığı bağlanmak üzere borçlanabileceklerdir.
Bu nedenle annenize, Bulgaristan’da geçen çalışma
sürelerini borçlanarak, malullük aylığı bağlanması
mümkün değildir.
34
METAL
"İŞTE
IZ
M
I
T
A
Y
A
H
BOLU'DA"
RÖPORTAJ: UĞUR POLAT
[email protected]
TÜRK METAL
HUZUR DEMEK
“İşte Hayatımız”da bu ay Bolu’dayız… Bolu Arçelik Pişirici
Cihazlar işyerinde çalışan İlhami Demirgen, çalışma arkadaşları ve
ailesi ile bu ayki sayfalarımızın konuğu oldu.
İ
İLK ÖNCE 1 NİSAN ŞAKASI GİBİ GELDİ
AMA GERÇEĞİN TAM KENDİSİYDİ...
lhami Demirgen, Bolu’nun
merkez e bağlı Yumrukaya
köyünde yaşayan bir ailenin
çocuğu olarak dünyaya gelmiş.
Arçelik Pişirici Cihazlar işyerinde
çalışmaya başlamadan önce, ailesi
ile birlikte tarım ve hayvancılık işleri
ile uğraşmış. “Bolu’da kırsal alanda
yaşayan bir ailenin ferdi olarak,
köyde tarım ve hayvancılık işleri
ile uğraşıyordum. Aileme yardım
ediyor ve onlarla birlikte geçimimizi
sağlıyordum. Fakat ailemin ve benim
ne bir sigortamız ne de bir güvencemiz
vardı. Aile kurmak için iyi bir işimin
olmasını istiyordum. 2003 yılında
askerliğimi tamamladıktan sonra
Arçelik Pişirici Cihazlar işyerine iş
başvurusu yaparak, beklemeye
başladım. Beklerken, bu arada
köyde ailemin gündelik işlerini takip
ediyordum. 2004 yılı Mart ayının
son günleri idi, eve bir telefon geldi.
Arçelik Pişirici Cihazlar işyerinden,
beni fabrikaya çağıyorlardı. Ertesi
gün hemen fabrika gittim. Bir anda
hayatımın akışı değişti. Kendime
güvenim, en önemlisi cesaretim geldi.
1 Nisan Perşembe günüydü. Evet, 1
Nisan günüydü… Şaka değildi. Benim
için gerçeğin tam kendisiydi.”
Arçelik Pişirici Cihazlar İşletmesi,
Demirgen için ilk çalışma yeri
olmuş. 2004 yılında başlayan
Arçelik serüveninde bugün 11. yılını
tamamlamış durumda. “Arçelik
benim ilk işyerim sayılır. Çünkü
köyde çoğunlukla tükettiğimiz
kadar üretiyorduk. Bugün işyerinde
11.yılımı tamamladım ve 12.yılımın
içerisindeyim. İyi kötü birçok anım
olduğu bu işyerinde, özellikle ilk
başlangıç döneminde makinelere ve
bant sistemine çabuk ayak uydursam
da, alışmam gerçekten zor oldu. Bolu
bildiğiniz üzere deprem bölgesinde.
Bir gece 24.00 - 08.00 vardiyasında
çalışıyorduk. 5.2 şiddetinde bir
deprem oldu. Bir an da ne olduğunu
anlayamadık. Aslında sesli bir
ortamda çalışıyorduk, ama bizi iyi
korkuttu. Alışık olmamıza rağmen,
iş temposunda dalgınlıkla bize iyi
bir korku verdi. Bu olay, iş yerinde
unutamadığım olaylardan biri oldu.”
Demirgen, Bolu’nun küçük bir il
olduğunu fakat işyerlerinin Bolu iline
göre çok büyük bir işyeri olduğunu,
işyerinde herkesin birbirini çok
iyi tanıdığını ve çok iyi anlaştığını
TÜRK
37
METAL
anlatıyor. “Arçelik Pişirici Cihazlar
işyerine ilk işe başladığımda D
bandında montaj işçisi olarak görev
aldım. Güzel bir ekibimiz vardı. O
dönem bant sonu ‘son kontrol’ diye
bir bölüm var, orada çalışmaya
başladım. Burada fırınları kontrol
ediyordum, bu sayede iyi tecrübe
kazanmıştım. 8 sene burada
çalıştıktan sonra kendi köylümüz,
Mehmet Yaman, ‘Sarı Mehmet’ derler
kendisine, onun tavsiyesi ile kalite
güvence yöneticiliğine geçtim. Zaten
8 yıl kadar son kontrolcü olarak
çalıştığım için deneyim ve tecrübem
iyi düzeydeydi. Burada bant sonu
Audit kontrolcüsü olarak görev
yapmaya başladım. O gün bugündür
7. Bantta Audit kontrolü yapıyorum.
İşyerinde çok güzel bir arkadaş
ortamımız var. Arkadaşlardan bir
iş yetişemeyince mutlaka yardıma
birileri geliyor. Güzel dostluklarımız
var. Arkadaşlarım saygılı ve dürüst
insanlar. Hepsi aile geçindiriyor
ve işlerindeki sorumluluklarının
farkındalar. Belki de bundan dolayı
hepsini seviyorum. Buradan sizlerin
aracılığı ile hepsine teşekkürlerimi
iletmek istiyorum.”
İLK OĞLUMUZ ARDA,
AİLEMİZİN KADERİNİ DEĞİŞTİRDİ
12
yıllık evli olan Demirgen
eşi Emine Demirgen
ile evlenmeden çok
önce tanıştıklarını
anlatıyor. “Eşim Emine ile Bolu
merkeze bağlı Yumrukaya köyü
doğumluyuz. Aynı köyde yaşayan
iki ailenin çocuklarıyız. İlk tanışma
dönemimiz lise yıllarında oldu. Her
yörenin mutlak bir düğün adabı
olur. Bizim köy düğünlerimiz de,
köyün genç kızları ve erkekleri için
aslında tanışma günü diyebiliriz.
Ben de Emine’yi yine bir köy
düğününde gördüm, kendisi ile
tanışmak istediğimi söyledim ve
onun için büyük bir mücadele
verdim. O dönemler gençtim, biraz
da yaramazdım, hızlı yaşıyordum. Hal
böyle olunca, bana karşı Emine’nin
tutumu biraz farklıydı. Kendime
biraz çeki düzen verdim ve Emine’yi
ikna ettim. 5-6 yıl kadar bir flört
dönemimiz oldu. Severek evlendik ve
o gün bugündür huzur ve mutluluk
içinde devam ediyoruz. 2003 yılında
evlendik Bugün aslan parçası 2
oğlumuz oldu. Büyük oğlum Arda
2005 yılında küçük oğlum Kayra
Sami ise 2010 yılında dünyaya geldi.”
Evliliklerin ilk günlerinde
sıkıntılı dönemler geçirdiklerini
anlatan Demirgen ailesi, ilk oğulları
Arda’nın doğumu ile sıkıntılı
dönemleri atlattıklarını söylüyorlar.
“Evliliğimizin ilk dönemlerinde
çok zor süreçlerden geçtik. Bazı
sıkıntılarımız oldu. Arda’nın dünyaya
gelmesi bir anda her şeyimizi
değiştirdi. Oğlumuz Arda’nın şansı
mıdır bilemiyoruz ama, Arda’nın
doğumu ile yaşadığımız sıkıntılar
son buldu. Evimizi aldık, arabamızı
değiştirdik, yaşadığımız sıkıntılardan
kurtulduk, hani derler ya, çocuk evin
mutluluğudur diye, biz oğlumuz Arda
ile sanki yeniden doğduk. Kaderimiz
değişti diyebilirim. Tabi ikinci
çocuğumuz da bizim için çok önemli.
Onun ailemize verdiği mutluluk da
bambaşka…”
“Evliliğimizin
ilk dönemlerinde çok
zor süreçlerden geçtik. Bazı
sıkıntılarımız oldu. Arda’nın dünyaya
gelmesi bir anda her şeyimizi değiştirdi.
Oğlumuz Arda’nın şansı mıdır bilemiyoruz
ama, Arda’nın doğumu ile yaşadığımız
sıkıntılar son buldu. Evimizi aldık, arabamızı
değiştirdik, yaşadığımız sıkıntılardan
kurtulduk, hani derler ya, çocuk evin
mutluluğudur diye, biz oğlumuz
Arda ile sanki yeniden
doğduk.”
Ailesi ile çok iyi ve düzenli bir
yaşam sürdürdüklerini anlatan
Demirgen, şöyle devam ediyor: “Ben
de eşim de köy ortamında büyüdük.
Herkes gibi bizler de zor şartlarda
bu günlere geldik. Zaman geçtikçe
yaşam koşulları da tabi değişiyor. Ben
çocuklarımın bazı değerleri bilmesini
istiyorum ve alacakları terbiyenin
Türk örf ve adetlerine uygun olması
için mücadele ediyorum. Köyümüz
Bolu merkez köyü olduğu için
hafta sonları ailecek köye gideriz.
Orda da evimiz bağ bahçemiz var.
Burada çocuklarla zaman geçirerek,
onlara sürekli bilgiler aktarmaya
çalışıyorum. Annem babam
yazın yaylada kalır. Çocuklarım
yayla ortamını çok seviyor. Orda
doğanın içinde birçok şeyi yerinde
öğreniyorlar. Tabi her şey köy değildir.
Bolu yeşil bir memleket ve her yeri
göllerle dolu… Bazen ailecek pikniğe
çıkarız. Evimize yakın AVM var ve
gerekli olduğu hallerde eşim Emine
hanımla gezmeye çıkarız. Arda
futbolu çok seviyor ve Boluspor U1011 takımına seçildi, burada futbol
oynuyor. Arda’yı idmana götürürüm
ve onu izlerim. Akşamları işten
yorgun gelsek te mutlaka çocuklarla
zaman geçiririm.”
BABAM DA SENDİKA DEMİŞTİ
İ
lhami Demirgen, Arçelik işyerinde
işe başlamadan önce sendikanın
ne olduğunu ne iş yaptığını
bilmediğini, ama babasının,
sendikanın olduğu yerde güvende
olacağını belirttiğini hatırlıyor. “Ben
12 yıldır Arçelik işyerinde çalışma
hayatımı devam ettiriyorum.
Allah’a şükürler olsun ki, bu güne
kadar kimseye yüzümüzü kara
çıkartmadık. Rençberlik sonrası ilk
defa bir fabrikada işçi olarak işbaşı
yaptım. O dönemler anlamıyordum
ama, yıllar geçtikçe sendikanın ne
olduğunu, bir işçinin haklarını nasıl
koruduğunu görmüş oldum. Babam
ben işe girmeden ‘Oğlum bak hem
sendika da var. Senin haklarını
korur. Güvencen olur’ dediğinde hiç
bir şey anlamıyordum. Ta ki, Arçelik
işyerine işbaşı yapana kadar. Kendi
işimizi yapabilirdik, besicilik yapardık,
ama iş yaşamını tercih ettim.
Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek
sağlamak adına. Çalıştığım süre
içerisinde örnek bir insan olmaya
çalıştım. Yaptığım işte başarılı olmaya
çalıştım. Siz bana dergimiz için ‘İşte
Hayatımız’ sayfasında yer alacağımı
söyleyince, bunu düşündüm. Neden
ben diye? Demek ki, fark edilebilen bir
çalışanım. Bu benim çok hoşuma gitti
ve çok mutlu oldum.”
BENİM İÇİN TÜRK METAL HUZUR DEMEK
A
rçelik işyerinde 12.
çalışma yılı içerisinde
olan Demirgen’e, Türk
Metal’i sorduğumuzda,
huzur cevabını veriyor. “Türk Metal
Sendikası çok güçlü bir sendika...
Ben her geçen gün ne kadar büyük
ve güçlü bir sendika olduğunu
görüyorum. Ben, 12 yıllık bir
sendikalı olarak bize sunulan birçok
yeni imkânı gördüm ve yaşadım.
En önemlisi, verilen her sözün
tutulduğunu gördüm. Benim için
Türk Metal demek huzur demek. Ben
kendimi Türk Metal Sendikası’nın
bir ferdi olarak şanslı görüyorum.
Sendikasız yerlerde çalışan
arkadaşlarım var. Onlarla sohbet
ettiğimizde, onların sorunlarını
dinleyince, gözümden film şeridi gibi
geçiyor farkımız. Şükürler olsun ki,
sendikalıyım ve Türk Metal üyesiyim.
Ben her zaman arkadaşlarıma
şunu derim. Arkadaşlar, Allah
gecinden versin, bir cenazemiz oluyor
sendikamız her zaman yanımızda.
Bizlerin bir sağlık sorununda
ambulans hizmetimizde, gece gündüz
birimize bir şey olsa herkes geliyor…
Unutamadığım, sendika ile ilgili
en büyük olaylardan biri de, Genel
Başkanımız Pevrul Kavlak’ın Bolu
şubemize geldiği gün, bizlerin
elini güçlü ve samimi bir şekilde
sıkması ve kucaklaması oldu.
Sanki işçi sınıfının bir lideri değil,
bizim mesai arkadaşımız gibi
davrandı bize... Genel kurulun
coşkusu her zaman gözümün
önüne geliyor. O gün bize izletilen
bir video vardı. İşte sendika ne iş
yapar diyenlerin, aslında o videoyu
izlemesi lazım. Bizler belki ‘Sendika
nedir? Türk Metal nedir?’ sorularının
cevabını tam olarak ifade edemiyor
olabiliriz. Eğer Metal emekçisi o
videoyu izlerse, Genel Başkanımızın,
sendikamızın bizler için verdikleri
emeği daha iyi görmüş olacaklar
ve bizler için sağladıkları imkânları
görecekler.”
Demirgen, sendikal eylemlere ve
mücadelelere katıldığını dile getiriyor.
“Sendikamızın bizlerin hakları için
“Bizler
belki ‘Sendika nedir?
Türk Metal nedir?’ sorularının
cevabını tam olarak ifade edemiyor
olabiliriz. Eğer Metal emekçisi o
videoyu izlerse, Genel Başkanımızın,
sendikamızın bizler için verdikleri
emeği daha iyi görmüş olacaklar ve
bizler için sağladıkları
imkânları görecekler.”
verdiği tüm mücadelelerde yer aldım.
Bazen arkadaşlara, kıdem tazminatı
eylemi var gidelim arkadaşlar
diyorum, olumsuz tepkiler alınca ben
de kızıyorum, ya arkadaşlar, insanlar
bizim için canla başla mücadele
ediyor siz kılınızı kıpırdatmıyorsunuz
diye. Yaklaşık dokuz yıldır toplu iş
sözleşmesi için yapılan eylemler
olsun, kıdem tazminatı olsun ya da
sendika genel merkezimizin aldığı
karar doğrultusunda ülke genelinde
yapılan tüm eylemlere katıldım.
Bundan sonra da katılmaya devam
edeceğim.”
Demirgen ile söyleşimizi
tamamlarken, hem evlerinde hem
de işyerlerinde bizlere gösterdikleri
sıcak ve samimi yaklaşımlardan
dolayı teşekkürlerimizi bir kez
de dergimiz aracığıyla iletmek
istiyoruz. Aynı zamanda,
söyleşimiz sırasında bizleri yalnız
bırakmayan ……………………. Fatih
Gündüz’e da sonsuz teşekkürler…
TÜRK
METAL
Bizi takip edebileceğiniz sosyal medya hesaplarımız
@kavlakpevrul
facebook.com/pevrulkavlak
@turkmetalsen
facebook.com/turkmetalsendikasi
youtube.com/turkmetalsendikasi
turkmetal.wordpress.com
turkmetalsen.blogspot.com
dailymotion.com/turkmetalsendikasi
TÜRK
METAL
ŞUBELERİMİZİN
SOSYAL MEDYA HESAPLARI
TÜRK METAL SENDİKASI
ESKİŞEHİR 1
www.facebook.com/turkmetalsendikasi
www.facebook.com/TurkMetalEskisehirSubesi
AKSARAY 1
GEBZE 1
www.facebook.com/tms.aksaraysube
www.facebook.com/turkmetalSendikasi.
ANKARA
gebzebirnolusubesi
www.facebook.com/tms.ankarasube
ANKARA 2
GEBZE DİLOVASI
www.facebook.com/TurkMetalAnkara2Subesi
www.facebook.com/gebzedilovasisube
ANKARA 3
GEMLİK
www.facebook.com/TurkMetalAnkara3Subesi
www.facebook.com/gemliksube
BALIKESİR
GÖLCÜK
www.facebook.com/balikesirsube
www.facebook.com/TurkMetalGolcukSubesi
BİGA 1
İSKENDERUN
www.facebook.com/TurkMetalBiga1Subesi
www.facebook.com.
BOLU
TurkMetaliskenderunSubesi
www.facebook.com/TurkMetalBoluSubesi
İSKENDERUN 1
BOZÜYÜK
www.facebook.com/turkmetal.
www.facebook.com/TurkMetalBozuyukSubesi
iskenderunsube
BURSA
İST. ANADOLU
www.facebook.com/Turk.Metal.BursaSube
www.facebook.com/turkmetal.istandyaksb
BURSA NİLÜFER
İSTANBUL 1
www.facebook.com/turkmetal.
www.facebook.com/TurkMetalistanbul1Subesi
bursanilufersube
İZMİR 1
BURSA 1
www.facebook.com/TurkMetalizmir1Sube
www.facebook.com/TurkMetalBursa1Sube
İZMİR 2
BURSA 3
www.facebook.com/TurkMetalizmir2Subesi
www.facebook.com/
KAYSERİ
turkmetalsendikasibursa3nolusube
www.facebook.com/ TurkMetalKayseriSubesi
BURSA OSMANGAZİ
KDZ.EREĞLİ
www.facebook.com/turkmetalsendikasi.
www.facebook.com/turkmetalkdzeregli
bursaosmangazisubesi
KIRIKKALE
ÇAYIROVA
www.facebook.com/TurkMetalKirikkaleSubesi
www.facebook.com/TurkMetalCayirovaSubesi
KOCAELİ
ÇERKEZKÖY
www.facebook.com/TurkMetalKocaeliSubesi
www.facebook.com/
MANİSA 1
TurkMetalCerkezkoySubesi
www.facebook.com/manisaturkmetal
ÇORLU
SAKARYA
www.facebook.com/tmscorlu
www.facebook.com/turkmetal.sakarya
TÜRK METAL/MESS ORTAK EĞİTİM PROJESİ
2015 yılında Anadolu Hotels Esenboğa Termal’de
gerçekleştirilen eğitimlere katılan işçi sayımız:
5 7 5 7
TÜRK METAL - MESS
Ortak Eğitim Projesi devam ediyor
9-26 Ağustos tarihleri arasında Anadolu Hotels Esenboğa Termal’de
yapılan eğitim programımıza 730 üyemiz katıldı.
Ankara,
Aksaray
1 ve İskenderun
1
Ankara,
Aksaray
1 ve İskenderun
1
Nolu şubelerimizden
212
üyemizin
Nolu şubelerimizden 212 üyemizin
katıldığı
Türk Metal-MESS
Ortak Ortak
katıldığı
Türk Metal-MESS
eğitimieğitimi
programı,
26-29
Ağustos
programı, 26-29 Ağustos
tarihleri
arasında
gerçekleştirildi.
tarihleri
arasında
gerçekleştirildi.
EğitimEğitim
programının
açılışı, Genel
programının
açılışı, Genel
Mali Sekreterimiz
Uysal Altundağ
Mali Sekreterimiz
Uysal Altundağ
tarafından
yapıldı.yapıldı.
(Foto 1)
tarafından
Gebze Dilovası ve Bozüyük
şubelerimizden 53
üyemizin katıldığı Türk
Metal-MESS Ortak eğitimi
programı, 30 Ağustos 2
Eylül tarihleri arasında
gerçekleştirildi. Eğitim
programının açılışı, Genel
Mali Sekreterimiz Uysal
Altundağ tarafından
yapıldı.
İzmir 1 ve İzmir 2 Nolu şubelerimizden 79 üyemizin katıldığı, 2 - 5 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen Türk Metal-MESS
Ortak eğitim programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel tarafından yapıldı.
İstanbul Anadolu Yakası
ve Bolu şubelerimizden
56 üyemizin katıldığı
Türk Metal-MESS Ortak
eğitim programı 30 Eylül
– 3 Ekim tarihleri arasında
gerçekleştirildi. Eğitim
programının açılışı, Genel
Mali Sekreterimiz Uysal
Altundağ tarafından
yapıldı.
TÜRK
42
METAL
TÜRK METAL/MESS ORTAK EĞİTİM PROJESİ
Manisa 1 Nolu Şube ve Denizli Bölge
Temsilciliğimizden 55 üyemizin katıldığı Türk
Metal-MESS Ortak eğitimi programı, 6 - 9
Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Eğitim
programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız
Yücel Yücel tarafından yapıldı.
Ankara, Eskişehir 1, Gölcük, Çerkezköy, İstanbul 1 Nolu, İstanbul Anadolu
Yakası, Çayırova ve Dilovası şubelerimizden 355 üyemizin eşleri ve
çocukları ile katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitim programı 20 - 23
Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Sakarya şubemizden 168 üyemizin katıldığı
4 - 6 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen Türk
Metal-MESS Ortak eğitim programının açılışı,
Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel tarafından
yapıldı.
Kdz. Ereğli şubemizden 75 üyemizin katıldığı Türk Metal-MESS Ortak
eğitimi programı, 9 -12 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Eğitim
programının kapanışı, Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş
tarafından yapıldı.
Sakarya şubemizden 200 üyemizin katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitimi programı 12 - 14 Eylül tarihleri arasında
gerçekleştirildi. Eğitim programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel tarafından yapıldı.
TÜRK
43
METAL
TÜRK METAL/MESS ORTAK EĞİTİM PROJESİ
Çerkezköy şubemizden 91 üyemizin katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitimi programı, 13-16 Eylül tarihleri arasında
gerçekleştirildi. Eğitim programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel tarafından yapıldı.
Bursa ve Gemlik şubelerimizden 76 üyemizin katıldığı 16-19 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen Türk Metal-MESS Ortak
eğitimi programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel tarafından yapıldı.
İstanbul 1 ve Biga 1 Nolu şubelerimizden 51 üyemizin katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitim programı, 27 - 30 Eylül tarihleri
arasında gerçekleştirildi. Eğitim programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel tarafından yapıldı.
Ankara, Eskişehir 1, Gölcük, şubelerimizden 286 üyemizin eşleri ve çocukları ile katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitim
programı, 23-26 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Sendikal konuların işlendiği açılış programları, üyelerimiz tarafından ilgiyle takip edildi.
Eğitim programı, çeşitli konularda işlenen derslerin yanında, çeşitli sosyal ve sportif
etkinliklerle devam etti. Düzenlenen coşkulu gala programlarında keyifli saatler geçiren
üyelerimiz. Anıtkabir ve Kurtuluş Savaşı Müzesi gezileri ile programı tamamladı.
TÜRK
44
METAL
n Doğal hak: Doğal olarak
insanlara ait olan ve pozitif
hukuktan, bir başka deyişle
devletin var olmasından bağımsız
olarak -onlardan önce de- varolan
haklar. Bütün insanlar bu haklara
dil, din, cinsiyet, sosyal ve ekonomik
statü durumları gözetilmeksizin
sahiptir.
n Eşit davranma ilkesi: İş
ilişkilerinde dil, ırk, cinsiyet,
siyasal düşünce, felsefi inanç, din
ve mezhep ve benzeri sebeplere
dayanarak ayırım yapılamaması.
n Kıdem: Eskilik; eskiden kalmış
olma, bir işte rütbece eski olma.
n Kıdem tazminatı: 1475
sayılı eski İş Kanunu’nun
14.maddesindeki koşullara uygun
olarak, işverence işinden çıkarılan,
emekli olan, askere giden, evlenen
(sadece kadın işçi için), ölen (kanuni
mirasçılarına) veya haklı nedenlerle
iş sözleşmesini işçinin feshetmesi
halinde, işverence işçiye, en
yüksek devlet memuruna bir yıl
için ödenecek azami emeklilik
ikramiyesini geçmemek üzere, iş
sözleşmesinin devam ettiği her tam
yıl için 30 günlük ücreti tutarında
ödenen para.
n Kıdem tazminatı sayılan
ödemeler: Kanuna veya kanunun
verdiği yetkiye dayanılarak
kurulan kurum ve kuruluşların
haklarında 4857, 854, 5953, 5434
sayılı kanunların hükümleri
uygulanmayan personeli ile kamu
kuruluşlarında sözleşmeli olarak
istihdam edilenlere mevzuat
ve sözleşmelerine göre
kıdem tazminatı
niteliğinde
yapılan
ödemeler.
n Kötü niyet tazminatı: İşçinin
iş sözleşmesinin işverence kötü
niyetle sona erdirilmesinin işçi
tarafından ispatlanması halinde,
işverence işçiye ödenen tazminat.
n Ücreti ödenmeyen işçinin
hakkı: Mücbir bir neden olmaksızın
alışılmış ücret ödeme gününden
itibaren yirmi gün geçmesine
rağmen ücreti ödenmeyen
işçinin, iş görme borcunu yerine
getirmekten kaçınma hakkı.
İşçilerin kişisel kararlarına
dayanarak iş görme borcunu yerine
getirmemeleri, sayısal olarak toplu
bir nitelik kazansa dahi grev olarak
nitelendirilemez.
n Yeni iş arama izni: İş
sözleşmesi, bildirim sürelerine
uyularak feshedilen işçinin,
bu süre ve iş saatleri içinde
ve ücret kesintisi yapılmadan
günde iki saatten az olmamak
üzere kullanabileceği izin hakkı.
İşçi isterse bu izin saatlerini
birleştirerek topluca da kullanabilir.
Ancak, iş arama iznini topluca
kullanmak isteyen işçi, bunu işten
ayrılacağı günden evvelki günlere
rastlatmak ve bu durumu işverene
bildirmek zorundadır. İşveren yeni
iş arama iznini vermez veya eksik
kullandırırsa o süreye ilişkin ücret
işçiye ödenir.
n Akord ücret: İşçinin bir kök
ücretinin bulunduğu, verimliliğine
bağlı olarak bu kök ücret üzerine
ilave ücret aldığı ücret sistemi.
n Nominal ücret: İş sözleşmesini
kuran tarafların para cinsinden
belirledikleri ücret.
n Parça başına ücret: Ücretin
üretilen parça başına belirlendiği
sistem.
n Performansa dayalı
ücret: İşyerindeki hedeflere
uygunluk içinde işçinin gösterdiği
performansa bağlı olarak ücretinin
belirlenmesi.
n Hazırlama, tamamlama ve
temizleme işleri: Bir iş yerinde
yürütülen asıl işin düzenli, sağlıklı
ve güvenli bir şekilde sürdürülmesi
için normal çalışma saatlerinden
önce veya sonra yapılması gereken
işler. Hazırlama, tamamlama,
temizleme işlerinin, asıl işe ilişkin
günlük çalışma sürelerinden önce
veya sonra yaptırılabilmesi, teknik
bir zorunluluğun bulunmasına
veya bu işlerin, asıl işin yürütümü
sırasında yapılmasının sağlık
ve güvenlik yönünden sakıncalı
olmasına bağlıdır.
n Hazırlama, tamamlama ve
temizleme işçileri: Görevleri yalnız
bu işleri yapmak olan işçiler. Veya
günde en çok iki saat fazla çalışarak
bu işleri yapan işçiler.
n Hazırlama, tamamlama
ve temizleme işleri yönetmeliği:
Bir işyerinde yürütülen asıl işin
düzenli, sağlıklı ve güvenli bir
şekilde sürdürülebilmesi için
yapılması zorunlu olan hazırlama,
tamamlama ve temizleme
işlerindeki çalışma
koşullarını düzenleyen
yönetmelik.
Tanımlar, Dr. Naci Önsal’ın TÜRK-İŞ yayınları arasında yer alan Endüstri İlişkileri Sözlüğü’nden alınmıştır.
KÜNYESİ
FİLMİN
KÜNYESİ
FİLMİN
Vizyon Tarihi : 23 Ekim 2015
Tür
: Gerilim, Gizem
Yönetmen
: Afonso Poyart
Oyuncular
: Anthony Hopkins, Collin Farrell,
Jeffrey Dean Morgan, Abbie Cornish
Senaryo
: James Vanderbilt, Peter Morgan,
Sean Bailey, Ted Griffin
Yapımcı
: Beau Flynn, Trip Vinson
Vizyon Tarihi : 23 Kasım 2015
Tür
: Dram, Savaş
Yönetmen : Mitsutoshi Tanaka
Oyuncular : Massaki Uchino, Kenan Ece, Shiori Kutsuna, Alican Yücesoy, Yul Natsukawa
Senaryo
: Eriko Komatsu
Yapımcı
: Böcek Yapım
Solace
Ertuğrul
Yönetmenliğini Afonso Poyart’ın yaptığı
film, psişik güçleri olduğuna inanılan, ancak artık emekliye ayrılmış bir doktor olan
John Clancy’nin, (Anthony Hopkins) bu güçlerini kullanarak FBI’ın da aradığı bir seri
katilin peşine düşmesini konu ediniyor.
Film, 1995 yapımı gerilim klasiği Yedi (Seven)
filminin devamı olarak değerlendiriliyor.
Japonya ile Türkiye’nin ilişkilerine damga vuran
ve iki ülke arasındaki dostluğun pekişmesinde
büyük rol oynayan iki tarihi olay; Japon-Türk
ortak yapımı “Ertuğrul” filmiyle beyazperdeye
yansıyacak. “Ertuğrul” filmi; 1890 yılında Japon
sularında batan Osmanlı fırkateyni Ertuğrul’un
hazin hikayesi ile 1985’te 215 Japon vatandaşının, Turgut Özal’ın talimatıyla THY tarafından
İran-Irak savaşından kurtarılmasının çarpıcı öyküsünü kurgusal bir senaryoyla anlatıyor.
TÜRK
TÜRK
46
46
METAL
METAL
MENDERES
IRMAĞIN GÖLGESİ
Yazar: Üstün Dökmen Yayınevi: Remzi Kitabevi
Sayfa Sayısı: 320 Baskı Yılı: 2015
G
ünümüzün önemli sorunlarından biri de, bir toplulukta
suçlanmak, dışlanmak, canından bezdirilmektir. Bir insanın ya da bir nesnenin ne zaman, kimin tarafından, neyle
suçlanacağını, bezdiriye (mobinge) uğrayacağını kestirmek
güçtür. Görünür ya da gizli tanıklar, aile içinde veya işyerinde kişiyi akla gelmedik şeylerle, örneğin bir ırmağın gölgesini çalmakla suçlayabilirler. Kişi büyük bir çabayla kendini
aklayabilse de, çevresiyle, dünyayla olan ilişkisinde sıkıntı
yaşar. Romanda, benzer sıkıntıları yaşayan kahramanımız
İbrahim oğlu İsmail, tam nedenini bilemese de, kaynağından
başlayarak Menderes ırmağını boydan boya yürümeye karar
verir. Bu yolculuk sırasında hatırladığı kadarıyla tüm yaşadıklarıyla ve insanlığın başından geçen benzeri sorunlarla
hesaplaşmaya girişir, onlara anlam vermeye çalışır. İbrahim
oğlu İsmail, Menderes ırmağıyla ve tarihteki bazı kişilerle
kendisi arasında benzerlikler kurar ve sonuçta, ırmağın denize ulaştığı noktaya vardığında tüm yaşamını değiştirecek
beklenmedik bir karar verir.
BENİM YOLUM
Yazar: Christina Daniels Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 352 Baskı Yılı: 2015
Aamir Khan’ın İnanılmaz Yolculuğu
H
ayranları yeteneğini oynadığı filmlerden önce gözündeki ışıktan seziyor. Çünkü oyunculuğu da kendisi
gibi samimi. “Gözleriyle oynayan adam” lakabını almasının bir sebebi var. Ona sadece sevgi değil saygı da
duyuyorlar. Çünkü ülkesinde yolsuzluk, eğitim sistemi,
cinsiyetçilik, çocuk istismarıyla mücadele, insan hakları
gibi meselelerde örnek bir aktivist. O, bir zamanların
Hintli çocuk yıldızı, sinemanın içinde doğmuş bir aileye mensup, oyunculuktan yönetmeliğe uzanan zirvenin
sahibi. Gençlerin kalbinin gümbür gümbür atmasına sebep olan ‘çikolata oğlan’dan, Hint sinemasının dönüm
noktası sayılan filmlere uzanan yolculuğuyla parlamış
bir yıldız. Çağdaş Hint sineması ona çok şey borçlu.
Filmografisindeki 21 filmle kalıplaşmış algısına yenilikler kattığı Bollywood’un gözbebeği, Time’ın seçtiği en
etkili 100 isimden biri. Amir Khan’ın zirveye yaptığı tutkulu ve olgun yolculuğun, hayata ve sinemaya duyduğu
aşkın, Tanrı’ya ulaşma çabasının inanılmaz hikâyesi…
TÜRK
47
METAL
n Timsahların renk körü olduğunu
biliyor musunuz?
n Sadece
erkek
kanaryaların
öttüğünü
biliyor
musunuz?
n Bir kilo limonda, bir kilo
çilekten daha fazla şeker
olduğunu biliyor musunuz?
n Yarım kilo bal yapabilmek için
arıların iki milyondan fazla çiçekten
bitki özü toplamak zorunda
olduklarını biliyor musunuz?
n Tarantulaların
iki buçuk yıl hiçbir
şey yemeden
yaşayabildiklerini
biliyor
musunuz?
n İncilerin sirkede eridiklerini biliyor
musunuz?
B U L M A C A
7
2
3
1
7
5
3
4
9
7
6
2
4
3
8
5
9
2
3
5
2
3
6
4
4
TÜRK
8
48
METAL
1
SUDOKU BULMACA
8
ANADOLU HOTELS
EREĞLİ ZONGULDAK
ANADOLU HOTELS
GİRNE
Büyük
Anadolu Güneşi
Girne’den
doğuyor...
KIBRIS’IN turizm kenti Girne’de, 30.000 m² alan üzerinde kurulu olan Büyük
Anadolu Girne Hotel, yeşilin ve mavinin en güzel tonlarını bir arada sunarak,
eşsiz manzarası ile konuklarına ev sahipliği yapmaktadır. 70 odalı tesiste 60
standart oda, 58 m² kullanım alanlı 2 senior suit, 30 m² kullanım alanlı 8 corner
suit oda bulunmaktadır. Tesiste, uyandırma servisi, tüm alanlarda ücretsiz
internet erişimi, kuru temizleme ve çamaşır yıkama, merkezi klima sistemi,
jeneratör ve açık otopark mevcuttur.
KONUM: Ercan Havaalanı’na 35, Girne kent merkezine 1 km. mesafededir.
STANDART ODA ÖZELLİKLERİ: Televizyon, telefon, ücretsiz internet erişimi,
minibar, duş, merkezi klima, saç kurutma makinesi, elektronik para kasası,
AKTİVİTELER: Tesislerimizde Kıbrıs’ın ilk ve tek olimpik yüzme havuzu,
çocuk havuzu, sauna, yüzme okulu bulunmaktadır.

Benzer belgeler