Fen Bilgisi Öğretimi Ders Notları
Transkript
Fen Bilgisi Öğretimi Ders Notları
Fen Öğretimi Ders Notları 2005-2006 GÜZ YARIYILI FEN BİLGİSİ ÖĞRETİMİ DERS NOTLARI “Bir mermer parçası için heykeltıraş ne ise, ruh için öğretmende odur.” Addison Arş. Gör. M. Şahin BÜLBÜL 2005-KARS 1 Fen Öğretimi Ders Notları SUNUŞ Bu ders notları ile birlikte “Fen Bilgisi Öğretimi” dersinin işleyişin daha eğlenceli bir biçime kavuşturmak amaçlanmıştır. Ders içeriğindeki ve yaklaşımlardaki yeniliklerin “Fen Bilgisi Öğretimi” dersinde nasıl uygulanması gerektiğini ve değişiklerin ne olduğunun da anlatıldığı bu ders notları, 2005 Güz yarıyılında sınıf öğretmenliği bölümü 3. sınıf A ve B şubeleri öğrencileri için hazırlanmıştır. Bu ders notlarının başlığından içeriğine ve kaynaklar belirterek sunuşuna kadar farklı biçime sahip olması için özen gösterilmiştir. Ders notları dikkatle incelendiğinde “Fen ve Teknoloji” dersi olarak değişen “Fen Bilgisi” dersinin gerekliliğine uygun konular ele alınmıştır. Aynı zamanda ders notları öğrencilerin öğrenmesi gereken fen öğretimi alt yapısının oluşturulması amacını da kapsamaktadır. Dersin işlenişi sadece ders notlarının takibi biçiminde düşünülmediğinden bu ders notları sade teorik yapı hakkında öğrencilerin bilgilendirilmesini sağlamaktadır. Dersin bu ders notları dışında da işlenişi planlanmıştır. Ders işlenirken internetten faydalanmak hedeflenmiştir. Bu amaçla ders notları internetten yayınlanmış, ödevler internet üzerinden verilip toplanmıştır. Öğrencilerin çağıl öğrenme biçimlerini kavrayabilmek amacıyla izlenen bu yöntem ile elde edilen çalışmalar “Fen Bilgisi Öğretimi CD’si” olarak bir ürüne dönüştürülmesi planlanmıştır. Tüm öğrencilerin yıl boyunca yapacakları ödevlerin, çalışmaların yer alacağı bu CD, öğretim ve öğrenim sürecini üründe somutlaştırmayı amaçlamaktadır. Dersin işlenişinde bireysel ve grupsal çalışmalara önem verilmektedir. Bu nedenle, sınıf içi münazara, panel, forum, beyin fırtınası, röportaj ve kaynak oluşturma gibi çalışmalar planlanmıştır. Öğrencilerin yazılı ve üç boyutlu materyaller geliştirme yeteneğini arttırıcı çalışmalara da önem verilmiştir. Dersler boyunca konuları kapsan bazı belgeseller ile konuların kapsamı sunulup öğretme stratejileri üzerine de tartışılmıştır. Tüm bu çalışmalar kıymetli hocam Yrd. Doç. Dr. Muzaffer ALKAN tarafından hazırlanan Fen Bilgisi Öğretimi kitabının içeriği ve görüşleri doğrultusunda organize edilmiştir. Bu nedenle kendilerine teşekkür ediyorum. Bu notların işlendiği değerli öğretmen adaylarına da kendilerini sürekli geliştirmek ve yenilemek zorunda olduklarının farkına varmalarını ancak bu şekilde dersin amacına ulaşacağını tekrar vurgulamak istiyorum. Ulu önder Atatürk’ün de belirttiği gibi “Öğretmenler, yükselen yeni nesil sizlerin eseri olacaktır”. Bu ifade fen öğretimi yapan tüm öğretmenlerin kulağına küpe olmalı ve öğretmenler bu doğrultuda kendilerini sürekli geliştirmelidir. Arş.Gör. M.Şahin BÜLBÜL 24.10.2005 KARS 2 Fen Öğretimi Ders Notları İÇİNDEKİLER 1. EŞEĞİN HAYATTA KALMA SIRRI....................................................1 2. DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY; DEĞİŞİMDİR……………………………….10 3. NABZA GÖRE ŞERBET VERMEK....................................................21 4. PARMAK UCUNDA EĞİTİM……………………………………………26 5. FEN ÖĞRETİMİNDE GELİŞİME DAYALI ÖĞRETİM YÖNTEMİ...32 6. KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK..............................................................36 7. BAĞDAT NASIL BULUNUR?...........................................................39 BULUNUR?...........................................................39 8. HER YOĞURDUN BİR YİĞİT YİYİŞİ VARDIR………………………40 9. DEFİNE HARİTALARI…………………………………………………44 3 Fen Öğretimi Ders Notları EŞEĞİN HAYATTA KALMA SIRRI “Bilgi, güç kaynağıdır.” Francis Bacon Bir hikaye; Silkin ve Sıçra Çalışkan bir çiftçinin bir katırı varmış, gün görmüş, çok yol tepmiş, inatçı, sabırlı bir katır... Özellikle bahar günleri boş çayırlarda dolaşıp otlamaya bayılırmış. Çiftçi de katırını çok severmiş. Günlerden bir gün katır yanlış bir adım atmış ve kendisini çiftçinin kuyusunun dibinde bulmuş. Allah'tan ki kuyunun içindeki su fazla değilmiş, bu sayede hayatını kurtarmış, boğulmamış. Bu güzel bahar gününde kendisini kuyunun dibinde bulan zavallı katır bir iki debelenmiş, ama bakmış ki,buradan çıkabilmesi mümkün değil. Ne duvarı tırmanacak gücü var ne de uçup gidebilecek kanatları... Gene de bir iki hamle yapmış ama nafile. Bu kuyudan kendi gücüyle çıkış olmadığını anlamış. Başlamış yüksek sesle bağırmaya, dua etmeye, daha doğrusu kuyuya düşüp dibe vurmuş bir katır ne yaparsa öyle şeyler yapmaya.. Bu canhıraş sesleri duyan çiftçi kuyunun başına gelip durumu görmüş. Koskoca katırı kuyunun dibinden nasıl çıkaracak? Çaresiz, civardaki köylüleri yardıma çağırmış. Düşünmüşler taşınmışlar, dibe vurmuş katırı çıkarmanın bir yolunu bulamamışlar. Bu arada katırın bağırış çağırışları yürekleri dağlıyormuş! "Bari daha fazla acı çekmesine engel olalım" demiş katırın sahibi. Bu kuyu nasıl olsa artık ise yaramaz. İyisi mi içini toprakla dolduralım, hem katırın acısına son vermiş, hem de kuyuyu kapatmış oluruz.. Bunu duyan katırın dehşeti daha da artmış. Diri diri gömülmekten daha korkunç bir son olabilir mi!! Derken yukardan kürek kürek tas toprak atmaya başlamışlar. Önce umudu kesip, ölmeyi kabullenmiş katır. Sonra, kafasına bir taş düşünce beyninde bir simsek çakmış!! Bir çare gelmiş aklına ve başlamış uygulamaya! Yukarıdan sırtına taş toprak yağdıkça şöyle bir silkiniyormuş. Sırtındakiler yere düşünce, sıçrayıp üzerine çıkıyormuş. Bir daha, bir daha yapıyormuş bunu. SİLKİN VE SIÇRA, SİLKİN VE SIÇRA, SİLKİN VE SIÇRA!! diye mırıldanıyormuş bir yandan da. SİLKİN VE SIÇRA! Yukarıdakiler onu gömmek için kürek kürek toprak atmaya devam etmişler ama, bir sure sonra, bizim katır kuyunun tepesinde belirmez mi!! hala SİLKİN VE SIÇRA diye mırıldanmaktaymış. Evet,dibe vurmuş katır,kuyunun dibinden silkinip sıçrayarak kurtulmuş.. Pes etmeyip çaba gösterdiği için........ Ülkeler, gelişmek için kendilerine hedef koymak zorundadır. Ülkenin hedefsiz olması gelişmesine en büyük engeldir. Japonlar 1980 yılında ulusal bir hedef belirledi. Ulusal hedefleri beşinci nesil bilgisayar ve çipleri üretmekti. Tüm sanayi kolları eğitim dalları hep bu hedef için çalıştı. Sonunda Japonya teknolojide ileri düzeyi yakaladı [1]. Amerika ise Kennedy ile birlikte Ay’a gitmeyi hedef göstermişti. Ay’a gidildiği gibi yan sektörlerde de gelişme kaydedilmiştir. Tükenmez kalem, yerçekimsiz ortamda yazı yazabilme düşüncesi neticesinde üretilmiştir. Clinton ise insan genomu projesini bitirmeyi hedef göstermiş ve tamamlamıştır. Günümüzde ise nano-teknoloji denilen küçük makineler yapımı konusunda yoğunlaşmalar söz konusudur. Nano-teknoloji 4 Fen Öğretimi Ders Notları Hedef belirtmek başarıya ulaşmak için temel unsur olduğundan dolayı hayatın her alanında olduğu gibi eğitim alanında da bilgiye ulaşmak amacıyla hedef belirlemek gerekir. Ülkemizde bilginin üretilmesine yönelik kurumlar; Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) mevcuttur. Bu kurumlar Türkiye’nin geleceğe yönelik bilim ve teknoloji ufkunu belirleyen kurumlardır. Böyle kurumların varlığı ülkenin gelişimi için şarttır. Osmanlı devletinin en gelişmiş zamanları incelendiğinde bilime ve tekniğe en çok önem verildiği zamanlardır. İlk kimya laboratuarının kurulumu, kimya ile eczacılığın ayrılması, sülfirik asit ve nitrik asit gibi asitlerin bulunması, hassas terazilerin kullanılması, mevcut olan barut ve kağıdın geliştirilmesi gibi kimya alanında pek çok öncü çalışma yapılmıştır [2]. Otomatik cihazların ve saatlerin hazırlanması, pusula ve terazilerin kullanılması, yerçekimi ile evrenin yapısı hakkında tutarlı modellemelerin ortaya konulması optik ve mekanik konularında da kayda değer çalışmaların yapılması fizik alanında gelişmelerdir [3]. Matematik alanında cebir, trigonometri ve sıfır kavramında Müslüman Türk Bilim insanlarının varlığı inkar edilemez [4]. Astronomi konusunda ise dünyanın dönüşü, yuvarlaklığı ve rasathaneler ile yıldız takibi çalışmaları yapılmıştır [5]. Osmanlının yükselme dönemlerinde bu ve benzeri çalışmalar güçlü devletlerin bilimde ilerleme kaydettiğinin de bir göstergesidir. Bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeyi değerlendirmede ve diğer ülkelerle karşılaştırmada, uluslararası kabul gören bazı göstergeler kullanılmaktadır. Bunlar, araştırma ve geliştirme (AR-GE) harcamalarının Gayri Safi Yurt İçi Hasılaya (GSYİH) oranı, her on bin çalışan nüfus başına düşen AR-GE personeli sayısı, temel atıf indeksleri (Science Citation Index, Social Science Citation Index ve Arts and Humanities Citation Index), kapsamına giren uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanan makale sayıları ve verilen patent sayılarıdır. Bilim ve teknoloji alanındaki faaliyetlerin bir sistem içinde yapıldığı varsayıldığında, bunlardan ilk iki gösterge, yani AR-GE Harcaması / GSYİH ve AR-GE personel sayıları, bu sistemin girdileri, son iki gösterge, yani temel atıf indeksleri kapsamındaki makale sayıları ve patent sayıları ise sistemin çıktıları olarak düşünülebilir. 5 Fen Öğretimi Ders Notları Türkiye Adresli Bilimsel Yayınların Yıllara Göre Değişimi SCI 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 828 979 1117 1206 1653 1928 2308 2652 3774 4410 4820 SSCI 46 57 79 69 85 71 97 103 166 184 - A&HCI 14 11 11 20 23 23 16 20 25 33 - Söz konusu bu atıf indekslerinde yayınlanan Türkiye adresli makale sayıları on yıllık dönem için (1988-1998) Tablo 1’de verilmiştir. Grafik 3, bu tablodaki verilerin grafiğidir. Tablo’da görüldüğü üzere, son on yılda fen ve teknik bilimler alanlarındaki bilimsel yayın 6 Fen Öğretimi Ders Notları sayımız yaklaşık altı, sosyal bilim alanlarındaki yayın sayımız ise yaklaşık dört kat artmıştır. Özellikle fen bilimleri alanlarındaki artış çok hızlıdır. Bu artış Grafik 3’te daha çarpıcı olarak görünmektedir. Türkiye, bu alanda dünya ülkeleri arasında 1988 yılında 41. sırada iken, 1998’de 25.liğe yükselmiştir. Grafik 3: Türkiye Adresli Bilimsel Yayınların Yıllara Göre Değişimi İncelenmesi gereken en önemli faktör ise, aynı dönemde yurtdışına gönderilen öğrencilerdir. 1983’ten sonra, üniversitelere öğretim elemanı yetiştirmek amacıyla YÖK tarafından yurt dışına mastır ve doktora yapmak üzere çok sayıda öğrenci gönderilmiştir. Bu öğrencilerin büyük çoğunluğu, 4-5 yıl içinde öğrenimlerini tamamlayarak yurda dönmüştür. SCI’deki Türkiye adresli makale sayılarındaki hızlı artışın başladığı 1988 yılı bu öğrencilerin yurda dönmeye başladıkları zamana denk gelmektedir. Bu öğrencilerin doktora çalışmaları kapsamında yaptıkları araştırmaları, yurda döndükten sonra yayınlamalarından tabii bir şey olamaz ve yüzeysel gözlemler de bunun böyle olduğunu göstermektedir. Burada sorulması gereken soru, acaba bu öğrencilerin yurt dışında yaptıkları doktora çalışmalarına dayalı yayınları, ne dereceye kadar Türkiye’de yapılmış AR-GE sonucu sayılabilir? Tablo 2: Türkiye'de Patent İstatistikleri PATENT BAŞVURULARI VERİLEN PATENTLER YILLAR YERLİ YABANCI TOPLAM YERLİ YABANCI TOPLAM 1988 154 746 900 53 319 372 1989 154 894 1048 31 450 481 1990 138 1090 1228 48 438 486 1991 136 1073 1209 60 632 692 1992 190 1062 1252 54 621 675 1993 168 1071 1239 52 740 792 1994 148 1244 1392 61 1138 1199 1995 178 1520 1698 64 661 725 1996 187 718 905 47 554 601 1997 210 1329 1539 7 451 458 1998 213 2279 2492 32 764 796 7 Fen Öğretimi Ders Notları Atatürk, dünya çapında yabancı bilim adamlarının katıldığı milletlerarası toplantılara katılırdı. Yukarıda bu şahsiyetlerle bir sohbet sırasında görülüyor. Karşısındaki hanım, manevi kızlarından Prof. Dr. Afet İnan, yanındaki de onun hocası İsviçreli Tarih Profesörü Eugene Piccard'dır. Bilim yapabilmek için; zeki bilim insanlarına ve gerekli malzemelerin temin edilebilir bir konumda olunmasına (gelişmişlik) gerek vardır. Bilimsel çalışmaların göstergesi olan atıf ve patent sayısı eğitimli bilim insanlarının ve bilimsel imkânların arttırılmasıyla arttırılabilir. Bu ise güçlü devletin göstergesidir. Yüzyıllar boyunca astronomi ile en çok uğraşan devletler dönemin en gelişmiş devletleri olmuştur [5]. Ama hangi alan olursa olsun bilime yatırım yapabilmek güçlü ekonomisi olan devletlerin işidir. Bilim, düşünerek, araştırarak bilgi üretme işi olduğuna göre bilgi nedir? Bilgi edinme işlemi merak etme duyusu ile başlar ve insanın en temel güdülerindendir. Bu nedenle bilgi sahibi olup mevcut bilgiyi geliştirebilme yeteneği insanın doğaya egemen olmasına neden olmuştur [6]. Bilgi önceleri düşünen özneden çok düşünülen nesneye odaklanmış ve nesne ile birlikte de varlık düşünülmüştür. Bu konulara ilk kafa yoranlar “doğa filozofları” olarak adlandırılır. Daha sonraları değişmez bilginin mevcut olup olmadığı konularında tartışmalar gerçekleşmiştir. Daha sonraları bilginin kaynağı ve araçları üzerine düşünülmüş ve bilginin sadece zihin kaynaklı olup olamayacağı tartışılmıştır. Sokrates, bir köleye soru sorarak geometri sorusu çözdürerek insanların bilgiyi doğarken beraberinde getirdiğini zamanla gün yüzüne çıktığını savunmuştur [6]. Bilginin algılar ve duyularla oluşacağı, sınırlı olduğu sonucuna ulaşılınca bilginin doğruluğu tekrar tartışılmıştır. Bu açıdan bilgi, bilimsel ve hurafe olmak üzere iki grupta toplanmıştır. Bilimsel bilgi deney ve gözleme dayalı, kanıt gösterilerek desteklenebilen bilgilerdir. Hurafe bilgiler ise gerçek olsa bile doğruluğu kanıtlanamayan bilgilerdir. Bilimsel bilgilerinde çürütülebilmesi söz konusudur. Ancak bir bilimsel bilgi ancak daha güçlü bir başka bilimsel bilgi tarafından çürütülebilir. İbni Sina’ya göre bilgi akli ve nakli olarak ikiye ayrılmıştı [7]. Günümüzde bilgi; sosyal bilimlerin alanına ait fen bilimleri alanına ait olmak üzere iki temel alanda işlenmektedir. Fen bilimlerinde defalarca tekrarlanabilen deneyler kanıt sayılırken, sosyal bilimlerde yazılar, ifadeler ve belgeler kanıt gösterilmektedir. İspata dayalı çalışmalarına rağmen her iki bilim kolunda da bilim insanları tarafından tartışılan konular mevcuttur. Kanıt ve yöntem farklılığı bulunan bu bilim dallarının ortak yönleri de mevcuttur. Önemli olan bu bilim dallarının bilimsel bilgiyi esas almasıdır. 8 Fen Öğretimi Ders Notları Bilimsel bilgi; bilimsel yöntem ve süreçler kullanılarak doğruluğu kanıtlanmış bilgidir. Dolayısıyla bilimsel bilgi bazı süreçlerin sonunda elde edilir. Galileo Galilei, 1564 tarihinde Pisa’da doğdu [9]. Heniz o zamanlar kule eğik değildi. Sıkça çeşitli katlardan taşlar atar ve yerde oluşturdukları izleri incelerdi. Farklı yüksekliklerden serbest düşmeye bırakılan kütleler yükseklik arttıkça daha derin izler oluşturmaktaydı. Bunun nedeni henüz bilinmiyordu. Taşaların oluşturduğu izler bir problem olarak Galileo’nun zihninde belirdi. Problemi belirleme bilimsel sürecin ilk basamağını oluşturuyordu. Bilim insanı neden ve nasıl diye başlayan sorular sorduğunda kendini bilimsel bir çalışmanın içerisinde bulur. Bilimsel sürecin bir sonraki basamağında veri toplamak vardır. Eğer daha önce bir başka bilim insanı aynı konuda çalışmış ve konuyu çözüme kavuşturmuşsa yada tatmin edici önermede bulunmuşsa problem sahibi bilim insanının merakla başlayan öğrenme süreci tamamlanmış olur. Ama o problemle ilgili çalışma yoksa yada yeterli değil ise bilim insanı derinlemesine bilgi toplamak zorundadır. Toplanması gereken veriler arasında gözlem sonuçları da vardır. Gözlemler, duyu organlarımızla yaptığımız incelemelerdir ve nicel ile nitel olmak üzere ikiye ayrılır. Nicel gözlemler sayıya dayalı iken, nitel gözlemler yanılabilecek algılara dayanır. Havanın soğuk olması göreceli olan nitel gözlem iken havanın 16 C olması nicel bir gözlemdir. Galileo sabahtan akşama kadar Pisa kulesinden gözlem yapmış ve probleme daha hakim bir hale gelmiştir. Toplanan veriler ve gözlemler Galileo’yu hipotez kurabilme noktasına getirecek kadar çok olunca Galileo hipotezini kurmuştur. Galileo Galilei Galileo, O zamana kadar fark edilemeyen bir ivmeyi, yerçekimi ivmesini fark etmiştir. Serbest bırakılan cisimler yüksekliklerine göre ivmelenmekte ve yere daha yüksek hızlarda çarpmaktaydı. Eğer kurduğu bu hipotez doğru ise bunu deneyle de kanıtlamak durumundaydı. Kurduğu bu hipotez, topladığı verilere aykırı değildi, var olan probleme çözüm önermiş oldu, deneyi yapılabilecek bir hipotezdi. Kurduğu bu hipotez, daha ilerde aynı anda düşme ilkesini keşfetmesine yol açabilecek bir hipotezdi. Zihninde bir deney oluşturdu. Bu deney aslında bir tahmindi. Tahminine göre arkadaşı ile birlikte yapacağı deneyde süre olarak nabzı, mesafe olarak çeşitli kattaki yükseklikleri hızın bir ölçüsü olarak toprakta oluşturulan derinliği kararlaştırdı. Sıra kontrollü deneye geldi. Kontrollü deneyde bazı değişkenler arttırılıp azaltılarak sonuçlar karşılaştırılır. Çeşitli yüksekliklerden bırakılan aynı kütlenin farklı nabız sayılarında 9 Fen Öğretimi Ders Notları düşmesi hızının artışını gösteriyordu. Farklı kaydedip çalışma odasına gitti. kütleler içinde elde ettiği verileri defterine Üç gün yoğun çalışmanın ardından hipotezin doğruluğuna karar verdi. Eğer hipotezi doğru olmasaydı hipotez değiştirilmek zorunda kalacaktı. Ama tahmin ettiği gibi bir ivmeli hareket söz konusuydu. Farklı kütleler içinde aynı ivme değerini bulunca hipotezi kesinleşti. Pisa Kulesi Yıllar boyunca tekrarlanan deneyler yerçekimi ivmesi hipotezinin teori haline gelmesine neden oldu. Bu teori yıllar boyunca kontrol edilip evrende geçerliliği kesinleştiğinde teori kanuna dönüşür. Tüm cisimlere aynı yerçekimi ivmesinin uygulandığı sonucuna varan Galileo iki farklı kütlenin havasız ortamda aynı anda düşeceğini de söylemiştir. Bugün biz biliyoruz ki havasız ortamda bir çekiç ve tüy aynı anda yere düşer. Galileo’nun ulaştığı bilgi herkesin deneyebileceği ve itirazın olmayacağı bir bilgidir. Doğa ile ilgili olmasından dolayı doğa bilgisi yani fen bilgisidir. Elde edilen bu bilimsel bilginin özelliklerini inceleyelim. 1. Yerçekimi ivmesi tarafsız bir gözlem. Burada bu ivmenin olup olmamasının Galileo için bir getirisi yoktur. Galileo tamamen tarafsız biçimde araştırıp sonucu düzenlemiş ve bilimsel bilgi haline getirmiştir. 2. Elde edilen bilgi Dünya’nın her yerinde geçerli bir bilgidir. Aynı şartlar aynı sonucu verir. 3. Bir mantık süzgecinden geçmiştir. Bu süzgeç günümüze kadar gelen bilim insanlarını da kapsar. 4. Bilgiyi elde etmek için yapılan çalışmalar;yöntemli ve tahminlidir. 5. Bu bilgi bir kişi yada zümreye ait değildir. İnsanlığın ortak değeridir. Bilimsel bilgiyi üç farklı yolla elde ederiz. Ya birileri bize bu bilgiyi söyleyerek öğretir. Ya biz yaşayarak öğreniriz. Yada bilimsel bilgiyi biz üretiriz. Bilimsel bilgiyi üretmemiz problem çözme yeteneği yada bilim insanı kimliğiyle olur. Mevcut çözülmüş problemleri çözmeyi öğrenmek yaşayarak öğrenmeye girer [11]. Bir bilim insanı olarak Galileo üzerinde bilim insanının vasıflarını anlatacak olursak ilk anlatacağımız özellik meraklılık olmalıdır. Meraklılık temelinde şüphecilik içerir. Bilim insanı tüm bilimsel süreç boyunca öz eleştiri yapabilmekte dahil olmak üzere tarafsızdır. Önemli olan kendi başarısızlığı değil bilimsel olan çözümün üretilmesidir. Eğer tarafsız olmasaydı Galileo, küçüklüğünden beri yetiştirildiği manastıra kafa tutmaz kilisenin cezalandırmasına, ömür boyu oda hapsine katlanmazdı [12]. Bilim insanı birazda zeki olmalıdır. Zeki olması, çözüm üretme yeteneğini arttıracaktır. Birçok ünlü bilim insanı dahi derecesinde zekidir. 10 Fen Öğretimi Ders Notları Eğer Galileo, birkaç denemede yılsaydı, vazgeçseydi, ufak başarısızlıklar ile pes etseydi bilim insanı sıfatına ulaşamazdı. Bu sebeple yılmazlık önemli bir bilim insanı karakteridir. Bilim insanının en önemli özelliklerinden diğeri ise analiz (ayrıştırma) ve sentez (birleştirme) yapabilmesidir. Bilim insanı uzun süreli ve grup halinde çalışabilme yeteneğine de sahiptir. Doğayı ve insanı sevmeyen neden bilim üretsin ki, yada sıra dışı görüşlere fikirlere sahip olmayan bilim insanı herkesin çözemediği sorunları nasıl çözsün ki? Okullarımızda fen bilgisi dersleri; genel bilgi vermek, zihin ve el becerisi sağlamak ayrıca mesleki yeterliliğe zemin hazırlamak amacıyla yerleştirilmiştir [13]. Öğrencilere doğa bilimini yani fen bilgisini bilimsel süreç içerisinde öğretmenin, fen bilgisi derslerinin okullarda okutulmasının öğrencilere faydaları: bilimsel bilgiden haberdar olmayı sağlamak, araştırma, keşfetme ve üretmeyi sevdirmek, doğaya ve insana saygı duymayı öğrenmek ve bilimi hayata geçirmek, uyarlamak gibi başlıklar altında sıralanabilir [13]. Öğrencilerin fen eğitim almış olması bu denli önemliyken ve ülkelerin gelişmişlik göstergesi bilimsel üretimken fen bilgisi öğretimini önemsememek mümkün değildir. Öğrencilerin mesleki yönlenmelerinin şekillenmeye başladığı dönemlerde düşünmeye araştırmaya dayalı bir fen öğretimi gerçekleştirmek ülkemizi güçlü hale getirmek adına yapılmış bir adımdır. Bilgi gücün kaynağıdır. Yeryüzünde güçlü kimse bilgiyi ve bilimi elinde tutanda odur. Dolayısıyla Atatürk’ün “Öğretmenler, yükselen yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” sözü gereği fen eğitiminin önemi güçlü ve kalkınmış bir toplum oluşturmak için yadsınamaz. Fen Bilgisi Öğretimini güçlü bir devlet olabilmenin temel nedeni olarak düşünüp dersin öğrenciye sevdirilmesi önemsenmelidir. Bu çalışma ile birlikte, ülkelerin gelişiminde öncelikle hedef belirlemenin önemi belirtilmiş sonra çalışıp bilgi sahibi olarak o bilginin teknoloji olarak kullanılmasının ülkelerin gelişimi için çok önemli olduğu belirtilmiştir. Türkiye’de bilimsel koordinasyonu sağlayan kurumlar olduğu kadar tüm okullarda bu hedefler doğrultusunda çalışmalıdır. Osmanlı devletinin en parlak dönemlerinin bilime en çok önem verilen dönem olduğu ve Cumhuriyetimizle birlikte yeniden bilime önem verildiği bu çalışma ile vurgulanmıştır. Bilimin göstergeleri doğrultusunda ülkelerin gelişmişliği kıyaslanmış ve bu çalışmayla bilginin gücün kaynağı olduğu belirtilmiştir. Bu çalışmada bilginin oluşumundan doğa bilimine ulaşılan süreç incelenmiştir. Bilimsel bilginin önemi, sebebi ve elde etme yolları Galileo’ya ait çalışmalar ile açıklandı. Aynı örnekle birlikte bilimcinin karakteri anlatıldı. Fen bilgisi dersinin programda yer alma amacı ile öğrenciye faydaları yine bu çalışmada incelenen konular arasındadır. 11 Fen Öğretimi Ders Notları Bilimsel bilgi, gücün kaynağıdır. Okullarda öğretilen Fen Bilgisi ve Teknoloji dersi, gelişmişliğin ölçütü olan bilimsel bilgi üretiminin ilk basamağını oluşturmaktadır. KAYNAKLAR [1] SİNANOĞLU, O., “Hedef Türkiye”, Otopsi Yayınları, İstanbul, 2002 [2] DÖĞEN, Ş., “İslam ve Kimya”, Gençlik Yayınları, İstanbul, 1993 [3] DÖĞEN, Ş., “İslam ve Fizik”, Gençlik Yayınları, İstanbul, 1993 [4] DÖĞEN, Ş., “İslam ve Matematik”, Gençlik Yayınları, İstanbul, 1993 [5] DÖĞEN, Ş., “İslam ve Astronomi”, Gençlik Yayınları, İstanbul, 1993 [6] ARSLAN, A., “Felsefeye Giriş”, Vadi Yayınları, Ankara, 1998 [7] KUŞPINAR, B., “İbni Sina’da Bilgi Teorisi”, Milli Eğitim Yayınevi, İstanbul, 1995 [8] CONDILLAC, “İnsan Bilgilerinin Kaynağı Üzerinde Deneme”, Milli Eğitim Yayınevi, İstanbul, 1992 [9] HARRE, R., “Büyük Bilimsel Deneyler”, Tübitak, Ankara, 1995 [10] SEYİDOĞLU, H., “Bilimsel Araştırma ve Yazma El Kitabı”, Güzem Can Yayınları, İstanbul, 2003 [11]SÖNMEZ, V., “Öğretmen Elkitabı”, Anı Yayıncılık, Ankara, 2001 [12] YILDIRIM, C., “Bilimin Öncüleri”, Tübitak, Ankara, 1997 [13] MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI, “İlköğretimde Fen Bilgisi Öğretimi”, Ankara, 2001 12 Fen Öğretimi Ders Notları DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY; DEĞİŞİMDİR. “Geçmişten çok geleceği düşünmeliyiz, çünkü bundan sonra orada yaşayacağız.” Thomas Browne Gelişen ve değişen koşullar fen dersini de değişime zorlamıştır. Mevcut gelişmeler ışığında fen eğitimi ve öğretiminin değiştirilmesi, genişletilmesi gerekmiştir. Bu amaçla 2005 yılı itibariyle fen ve teknoloji dersi tüm ülkede 4. ve 5. sınıflarda sadece dersin ismi ile değil aynı zamanda içeriği ve işlenişi ile de değiştirilmiştir. Gelişmiş ülkelerde fen dersleri, öğrenci kazanımlı ve merkezli, hayatla ilişkili, kaynak kitaplarla destekli, bilgiye ulaşma yolunun öğretildiği yöntemlerle işlenmektedir. Bu nedenlerden ötürü fen dersi işlenirken öğrencilerin aktif olduğu, grupsal ve bireysel çalışmalara dayanan ve farklılıkların göz önünde tutulduğu yöntemler uygulanmalıdır[1]. Fen bilimlerine ait olan bilimsel bilgileri dört sınıfta toplayabiliriz. Bunlar; kavramlar, kavramlar arası olgular, olgular ve kavramlardan oluşan ağ yani ilkeler ve değişik ilkelerden oluşan kanunlardır. Fen Bilgileri dört temel başlıkta toparlanabilir. Öğretileceğin kavram, olgu, ilke ya da kanun oluşu anlatılış yöntemini belirlemek açısından önemlidir. Kavramların görsel olması sağlanmalı, olgular gözleterek, deneterek öğretilmelidir. Ağaç ve yaprak kavram olarak görsel anlatılırken yaprağın besin yapmasını deneysel düzeneklerle, gözlemlerle anlatmakta fayda vardır. Yeni fen ve teknoloji programı konu ve hedefler itibariyle bir terazinin iki kolundaki öğelerle açıklanabilir. Birinci kolda: dünya ve evren, fiziksel süreçler, madde ve değişim, canlılar ve hayat öğrenme alanları, konular yer alırken, ikinci kolda: tutumlar değerler, bilimsel süreç becerileri, fen-teknoloji-toplm-çevre olarak belirtilen kazanımlar yer alır. 13 Fen Öğretimi Ders Notları Terazinin iki kefesinin de dengeli olması müfredatın hedeflerine ulaşması için çok önemlidir. Sadece konu ya da sadece kazanımların vurgulandığı ders etkinlikleri müfredatın amacına ulaşmasını engeller. Konularla kazanımların dengeli işlenmesi müfredatın hedefine ulaşması için önemlidir. Konular sarmal yaklaşımla sıralanmıştır. Her yıl artan ve genişleyen içerik aynı konuların kolaydan zora ilkesi ile öğrenilmesini sağlıyor. İlköğretim boyunca benzer onular, geliştirilerek işlenerek kavramların tamamen yerleştirilmesi hedeflenmektedir. Sarmal müfredat deniz kabuğu misali genişletilmiş ve ilişkilendirilmiş bir içeriğe sahiptir. SINIFLAR 4 5 6 7 Kuvvet Kuvvet Kuvvet Kuvvet ve hareket ve hareket ve hareket ve hareket Hareket Eden Kuvvet çeşitleri Konum (ve yer Sarmal Cisimler·Cisimleri Mıknatısları değiştirme)Hareketlinin Yayları itme ve çekme keşfetme, aldığı yolun ölçülmesi Keşfetme Hareket Eden Mıknatısların Sürat ve ölçülmesi Kuvvetin Cisimleri etkilediği ve Bir doğru boyunca Ölçülmesi Durdurma etkilemediği hareket (sürate Kütle Hareketin maddeleri bakarak, hareketi Yer çekimi Kaynağı keşfetme, tanımlama) ve ağırlık Kuvvetin cisimler Sürtünme Gel-git olayı üzerinde etkileri Kuvveti Hava ve Su direnci Sürtünmenin Hayatımızdaki Yeri Tüm ilköğretim sınıflarında sarmal biçimde kuvvet ve hareket konusunun dağılımı 14 8 Kuvvet ve hareket Basınç Katı ve sıvı, Açık hava basıncı Sıvıların kaldırma kuvveti, Fen Öğretimi Ders Notları Fenin amacı dünyayı anlamak ve açıklamaya çalışmaktır; teknolojinin amacı ise insanların ihtiyaçlarını gidermek ve yaşam koşullarını iyileştirmek için çözümler bulmaktır. Fen, çay bardağındaki çayın neden soğuduğunu açıklarken, teknoloji, çayın soğumasını nasıl önleyebilirim sorusuna cevap arar. Fen-teknoloji-toplum-çevre ve insan arasındaki ilişki bir insanın vücudu olarak modellendirilirse birbirleri arasındaki etkileşimin önemi ifade edilmiş olunabilir. Bahsedilen beş kavram ikişerli olarak ilişkilendirilmiş ve bu ilişkilerin kazanım olarak öğrencilerin sahip olması hedeflenmiştir. Bu kazanımlardan öğretmenlerin haberdar olması ve özümsemesi gerekmektedir. Kavramlar programın temel mantığı olduğu için çocuklara hitap etmesi amacıylada yalanan dondurma olarak düşünülebilir. En alt tabanda çevre, sonra toplum ve fen, üzerinde teknoloji ve insan yerleştirilir. Beşini bir yerde. Yeni programla birlikte yapılandırmacı yaklaşım benimsenmiştir. Bu modele göre öğrenci bilgi ve beceriyi kendi dünyasında kendisi oluşturur. Öğretmen kavram yanılgılarını bulup düzeltmeler yapar. Bu üçgen bilginin dairesel algı düzeyine girmeme problemine, parçalayıp tekrar oluşturma süreci olarak açıklanabilir. Dolayısıyla bilginin analizi(ayrıştırma) ve sonra bilgiler arası sentezin(kaynaştırma) zorunlu olduğu öğretim stratejilerini gerekli kılar. Öğrenci bilgiyi kendisi yapılandırmalıdır. Fen ve teknoloji dersi programının vizyonu, bireysel farklılıkları ne olursa olsun bütün öğrencilerin fen ve teknoloji okur- yazarı olarak yetişmesidir. Burada fen ve teknoloji okuryazarlığı önemlidir. Bu kavram farklı düzeylerde olup genel bir asgari sınır hedeflenmiştir. Program ilke olarak az bilginin de öz olduğunu kabullenmiştir. Mümkün olduğu kadar az bilgi verilmeye çalışılması hedeflenmiştir. Yılların birikimi olan atasözleri kısa ve öz ifadelerdir. 15 Fen Öğretimi Ders Notları Daha az vurgu Daha çok vurgu Bilginin ezberlenmesi ve Beceri ve anlayış geliştirilmesi hatırlanması Kavram ve yaşama dönük anlayış Konu kapsamlarında ayrıntılar geliştirme Testlerle ölçme ve Alternatif ölçme ve değerlendirme değerlendirme yöntemleri Düz anlatım Yapılandırıcılık Öğretmen ve program Öğrenci merkezli öğretim merkezli öğretim Bireysel farklılıklar vurgulu Ortalama öğrenci tipi merkezli öğretim öğretim Müfredatın katı bir şekilde Müfredatın esnek bir şekilde uygulanması uygulanması Yarışmacı ve bireysel İşbirlikli öğrenme öğrenme Program ayrıca diğer derslerle de ilişkiler kurmayı öngörmektedir. Eğitim öğretim süreci içerisinde tüm derslerin birbirine paralel işlenmesini kolaylaştırıcı biçimde konular sıralanmıştır. Yeni program sıra dışı ölçme yöntemlerini de beraberinde getirmektedir. Artık sınav yapmak tarihe karışacak. Kendi kendini değerlendirme, grup içinde değerlendirilmesi ve benzeri farklı yöntemler gerekmektedir. Daha az vurgu Daha çok vurgu Geleneksel ölçme değerlendirme yöntemleri Öğrenme ve öğretmeden bağımsız bir değerlendirme Alternatif ölçme değerlendirme yöntemleri Öğrenme ve öğretmenin bir parçası olan değerlendirme Ezbere, kolay öğrenilen bilgileri değerlendirme Anlamlı ve derin öğrenilen bilgileri değerlendirme Birbirinden bağımsız parçalı bilgileri değerlendirme Birbirine bağlı, iyi yapılanmış bir bilgi ağını değerlendirme Bilimsel bilgiyi değerlendirme Bilimsel anlama ve bilimsel mantığı değerlendirme Öğrencinin bilmediğini öğrenmek için değerlendirme Öğrencinin ne anladığını öğrenmek amacı ile değerlendirme Dönem sonu değerlendirme etkinlikleri Dönem boyunca devam eden değerlendirme etkinlikleri Sadece öğretmenin değerlendirmesi Öğretmenle beraber grup değerlendirmesi ve kendi kendini değerlendirme Ölçme değerlendirme yöntemlerindeki vurgu oranlarının karşılaştırılması 16 Fen Öğretimi Ders Notları Geleneksel Teknikler Alternatif Teknikler Çoktan seçmeli testler Performans değerlendirme Doğru yanlış soruları Ürün seçki dosyası (portfolyo) Eşleştirme soruları Kavram haritaları Tamamlama (boşluk doldurma) soruları Kısa cevaplı yazılı yoklamalar Yapılandırılmış grid Tanılayıcı dallanmış ağaç Uzun cevaplı yazılı yoklamalar Kelime ilişkilendirme Soru cevap Proje Drama Görüşme Yazılı raporlar Gösteri Poster Grup ve/veya akran değerlendirmesi Kendi kendini değerlendirme Alternatif ve geleneksel ölçme yöntemlerinin karşılaştırılması Öğrencilerin yaptıkları ve gördükleri bilgiyi daha uzun süre hatırladığı bilinen bir gerçektir. Bu nedenle daha görsel ve daha öğrenci merkezli öğretim yöntemleri tercih edilmelidir[2]. Görsel öğretim yöntemlerinin sıralanışı 17 Fen Öğretimi Ders Notları Öğretmen merkezli stratejiler Klasik sunum Gösterim Bütün sınıf tartışması Rol yapma Öğrenci merkezli stratejiler Proje Bağımsız çalışma Hikaye anlatımı Video gösterimi Küçük grup tartışması Kütüphane taraması Öğrenme merkezleri Okul gezisi Sorgulama Programlandırılmış öğrenme İşbirliğine bağlı öğrenme Keşfetme Kişileştirilmiş öğrenme sistemleri Drama Problem temelli öğrenme Programlandırılmış bire-bir Simülasyon öğretme Talim egzersiz yapma Oyun oynama Öğrenci merkezli öğretim stratejileri Fen ve teknoloji dersi öğretim programındaki her ünite organizasyonu, yedi temel bölümden oluşur. Bunlar; A- Genel bakış bölümünde, bu ünitede kazandırılacak kazanımların diğer sınıflardaki fen kavram ve becerileriyle nasıl ilişkili olduğu belirtilmektedir. B- Ünitenin Amacı bölümünde, ünitenin amacı verilmektedir. C- Ünitenin Odağı bölümünde, ünitede hangi konulara ve hangi bilimsel süreç becerilerine odaklanılacağı belirtilmektedir. Ç- Önerilen konu başlıkları bölümünde, ünite için önerilen konu sıralamaları verilmektedir. Bu kısımda önerilen konu başlıklarının ve konu sıralamalarının öneri mahiyetinde olduğu unutulmamalıdır. Ders kitabı yazarları ve öğretmenler kazanımların tümünü kapsamak koşuluyla ünite kazanımlarını farklı konu başlıkları ve konu sıralamaları altında verebilirler. D- Ünitenin kavram haritası bölümünde, ünitede yer alan karamlar ve bu kavramların birbiriyle ilişkisi kavram haritası aracılığıyla gösterilmektedir. E- Müfredat öğretim programı bölümünde, dört sütunlu bir tablo içinde kazanımlar, önerilen öğrenme etkinlikleri ve açıklamalar verilmektedir. Kazanımlar kısmında o ünitede öğrencilere kazandırılacak bilgi, anlayış, beceri, tutum ve değerler verilmektedir. Öğrenci kazanımları sadece bilgi kazanımı olabileceği gibi, kazanım bilginin yanında FTTÇ öğrenme alanı ile ilgili bir anlayışı veya BSB öğrenme alanıyla ilgili bir beceriyi de içeriyor olabilir. Böyle durumlarda kazanımın 4. sınıf ve 5. sınıf FTTÇ ve BSB kazanımlarından hangisini içerdiği kazanımın arkasından parantez içinde verilmelidir. Önerilen öğrenme etkinlikleri kısmında kazanımları gerçekleştirebilmek için kullanılabilecek etkinlikler verilir. Bu etkinlikler öneri mahiyetindedir, öğretmenler ve kitap yazarları belirlenen kazanımları öğrencilere kazandırmak için öğrencilerin karakteristiklerini ve yerel şartları dikkate alarak farklı öğrenme etkinlikleri geliştirebilir ve kullanabilirler. Ancak, kazanımları başarmak için kullanılacak öğrenme etkinliklerinin seçiminde ve geliştirilmesinde “Fen ve Teknoloji Dersi Müfredat Temelleri”nde açıklanan müfredat felsefesi ve öğrenme/öğretme ilkeleri gözetilmeli ve öğrenme etkinlikleri bu anlayışlara uygun olmalıdır. Açıklamalar kısmında ünitenin işlenişinde öğretmene yardımcı olacak açıklamalar ve öğretmenin dikkat etmesi gereken hususlar verilmektedir. Açıklamalarda ünitenin kapsamı, derinliği, öğrencilerin konu ile ilgili sahip olabileceği yanlış kavramalar hakkında uyarılar, konu ile ilgili özel açıklamalar ve diğer derslerle bağlantılar verilmektedir. 18 Fen Öğretimi Ders Notları F- Önerilen öğretim ve değerlendirme etkinlikleri bölümünde öğrencilerin belirlenen kazanımları ne derece kazandığını belirlemek ve öğretimi yönlendirmek için kullanılabilecek öğretim ve değerlendirme etkinlikleri verilmiştir. Bu kısımda verilen öğretim ve değerlendirme etkinlikleri öneri mahiyetindedir, öğretmenler ve kitap yazarları öğrencilerin kazanımları ne derece başardığını belirlemek için farklı değerlendirme etkinlikleri geliştirebilir ve kullanabilirler. Ancak, kullanılacak değerlendirme etkinliklerinin seçiminde ve geliştirilmesinde “Fen ve Teknoloji Dersi Müfredat Temelleri”nde açıklanan müfredat felsefesi ve ölçme ve değerlendirme ilkeleri gözetilmeli ve etkinlikler bu anlayışlara uygun olmalıdır . Fen-Teknoloji-Toplum-Çevre (FTTÇ) öğrenme alanı kazanımları; Fen ve teknolojinin doğası, fen ve teknoloji arasındaki ilişkiler, fen- teknoloji-toplum ve çevre arasındaki karşılıklı etkileşimler ile ilgili bilgi ve anlayış edinmesi için gerekli kazanımlardır. FEN VE FENİN DOĞASI 1. 2. Doğal olayların betimlenmesinde sayısal verilere ihtiyaç olduğunu anlar. Aynı konuda farklı düşünceler bulunduğu bir durumda eldeki verilerin anlam, önem ve çıkarıma yönelik kullanımını değerlendirir. TEKNOLOJİNİN DOĞASI 3. Bazı ürün ve sistemlerin doğal, bazılarının ise yapay (insanlar tarafından yapılmış) olduğunu fark eder. İnsanların daima sorunlarla karşılaştıklarını, bunları çözmek veya yaşam kalitesini artırmak için düşünceler, araçlar ve teknikler icat ettiklerini ve geliştirdiklerini bilir. Teknoloji aracılığıyla çözülebilecek günlük yaşam sorunlarını belirler, bunlar hakkında bilgi toplayıp, çözüme yönelik düşünceler üretir. Teknolojik tasarımın bir süreç olduğunu ve çeşitli aşamalardan oluştuğunu anlar. Teknolojinin sorunları çözmede ve ihtiyaçları karşılamada önemli bir unsur olduğunu fakat her sorun veya ihtiyaca mutlak çözümler üretemeyeceğini anlar. 4. 5. 6. 7. İNSAN, TOPLUM VE FEN Bilim ile uğraşanların tek tip insanlar olmadığını anlar. Kadınların ve erkeklerin kuramsal ve uygulamalı fen bilimlerini meslek olarak seçip alanlarında yükselebildiklerini anlar. 10. Bilimsel iş görmenin unsurlarını (bazen yalnız ve bazen birlikte çalışmak, meslektaşlarla sürekli iletişim içinde bulunmak) anlar. 11. Farklı tarihî ve kültürel geçmişleri olan insan topluluklarının aynı doğal olaylar hakkında ne tür anlayışlar oluşturup bunları ne şekilde kayda geçirdiklerini örneklerle açıklar. 12. Eski medeniyetlerin gökbilimde nasıl veri topladıkları, kaydettikleri ve bunları ne amaçla ve nasıl kullandıkları hakkında bilgi toplar ve bir görüş oluşturur. FEN VE TEKNOLOJİ 13. Teknolojik icat ve uygulamaların gözlem kapasitesini genişlettiğine, veri ve bilgi toplama becerisini artıran araç ve teknikler sağladığına, böylece bilime katkıda bulunduğuna örnekler verir. 14. Bilimdeki gelişmelerin teknolojide yeni icatlara ve uygulamalara yol açtığına örnekler verir. 8. 9. 19 Fen Öğretimi Ders Notları FEN VE ÇEVRE 15. Doğal ve yapay çevrelerin farkına varır. 16. Yakın çevreden başlayarak çevrede yer alan canlı ve cansız varlıklar arasındaki ilişkinin farkına varır. 17. Yenilenebilir ve yenilenemez enerji kaynaklarını ve bunların önemini bilir. 18. İnsanların ve toplumun çevreyi nasıl etkilediğini bilir. 19. Yerel, ulusal ve küresel çevre sorunlarını bilir ve tartışır. 20. Çevreyi ve yabanî hayatı koruma yöntemlerini bilir ve tartışır. 21. Çevreyi ve yabanî hayatı korumada hem bireylerin hem de toplumun sorumlu olduğunu bilir. 22. Doğal kaynakların korunması ve geliştirilmesi gerekliliğini bilir. TEKNOLOJİ VE ÇEVRE 23. Atıkların (evsel, sanayi, tıbbi, kurumsal vb.) çevreye vereceği zararı önlemek için uygun bir şekilde geri dönüştürülmesi veya imha edilmesi gerektiğini, teknolojik sistemlerin oluşturduğu atıkların (kimyasallar, plastikler, metaller vb.) yönetiminin önemli bir toplumsal sorun olduğunu anlar. 24. Teknolojinin çevre üzerine etkisini fark eder ve anlar. 25. Doğal kaynakları, canlıları ve habitatları korumak için teknolojik ürün ve sistemlerin nasıl kullanılabileceğini betimler. İNSAN, TOPLUM, FEN VE ÇEVRE 26. Çevre koruma ile ilgili faaliyetlere katılır. 27. Fen ve teknolojinin uygulamalarının birey, toplum ve çevre üzerine olumlu veya olumsuz etkiler yapabileceğini anlar. 28. Fen ve teknoloji uygulamalarının olumsuz etkilerine yine fen ve teknolojideki gelişmelerle önlem alınabileceğini, bu etkilerin azaltılabileceğini veya giderilebileceğini anlar. 29. İnsanın ve toplumun doğal kaynaklardan etkin bir şekilde yararlanmasında fen ve teknolojinin olumlu rolü olduğunu anlar. 30. Doğal kaynakları korumak için teknolojik ürünlerin ve sistemlerin nasıl kullanılabileceğini anlar ve betimler. İNSAN, TOPLUM VE TEKNOLOJİ 31. Evde, okulda ve toplumda bireysel ihtiyaçları ve istekleri karşılamak, problemleri çözmek için fen ve teknolojinin nasıl kullanıldığına örnekler verir. 32. Geçmişten günümüze ihtiyaçları karşılamak ve yaşam kalitesini artırmak için geliştirilen teknolojilerin insanların çalışma, yaşama ve çevreyle etkileşme şeklini ve toplumlarını nasıl değiştirdiğine örnekler verir. 33. Fen ve teknolojiye dayalı mesleklere ve bu mesleklerde çalışan kadın ve erkeklere örnekler verir. 34. Fen ve teknolojiye farklı kültürlerden birçok kadın ve erkeğin katkıda bulunduğunu ve katkıda bulunmaya devam ettiğini gösterir. 35. Belirli bir bilimsel veya teknolojik gelişmenin bireye, topluma ve çevreye olumlu veya olumsuz, öngörülen veya öngörülmeyen etkileri olabileceğini örneklerle açıklar. 36. Yeni tasarlanan teknolojik ürün veya sistemlerin etkilerini önceden belirlemek gerektiğini ve böylece sonradan ortaya çıkabilecek bazı problemlerin önüne geçilebileceğini kavrar. “Fen-Teknoloji-Toplum-Çevre” Kazanımları Bilimsel Süreç Becerileri (BSB) öğrenme alanı kazanımları; Öğrencilerin bilimsel ve teknolojik araştırma-sorgulama,problem çözme, bilimsel düşünceleri ve sonuçları iletme, işbirliği içinde çalışma ve bilinçli karar verme becerilerini geliştirmek için gerekli kazanımlardır. 20 Fen Öğretimi Ders Notları TEMEL BECERİ 1. GÖZLEM 2. KARŞILAŞTIRMASINIFLAMA 3. 4. 5. 6. ÇIKARIM YAPMA TAHMİN 7. 8. 9. KESTİRME 10. DEĞİŞKENLERİ BELİRLEME DENEY TASARLAMA DENEY MALZEMELERİNİ VE ARAÇ-GEREÇLERİNİ TANIMA VE KULLANMA 11. 12. 13. 14. 15. Öğretmen gözetiminde basit araştırmalarda gerekli malzeme ve araç gereçleri seçecekler; becerikli, emniyetli ve etkin bir şeklide kullanır. 16. 17. 18. 19. ÖLÇME BİLGİ VE VERİ TOPLAMA VERİLERİ KAYDETME VERİ İŞLEME VE MODEL OLUŞTURMA YORUMLAMA VE SONUÇ ÇIKARMA SUNMA BECERİYE YÖNELİK KAZANIM Nesneleri (cisim, varlık) veya olayları çeşitli yollarla bir veya daha çok duyu organını kullanarak gözlemler. Bir cismin, şekil, renk, büyüklük ve yüzey özellikleri gibi çeşitli özelliklerini belirler. Nesneleri sınıflandırmada kullanılacak nitel ve nicel özellikleri belirler. Nesneler veya olaylar arasındaki belirgin benzerlikleri ve farklılıkları saptar. Gözlemlere dayanarak bir veya birden fazla özelliğe göre karşılaştırmalar yapar. Benzerlik ve farklılıklara göre grup ve alt-gruplara ayırma şeklinde sınıflamalar yapar. Olmuş olayların sebepleri hakkında gözlemlere dayanarak açıklamalar önerir. Gözlem, çıkarım veya deneylere dayanarak geleceğe yönelik olası sonuçlar hakkında fikir öne sürer. Olay ve nesnelere yönelik kütle, uzunluk, zaman, sıcaklık ve adet gibi nicelikler için uygun birimleri de belirterek yaklaşık değerler hakkında fikirler öne sürer. Verilen bir olay veya ilişkide en belirgin bir veya bir kaç değişkeni belirler (4. ve 5. sınıf). Verilen bir olaydaki bağımlı değişkeni belirler (sadece 5. sınıf). Verilen bir olaydaki bağımsız değişkeni belirler (sadece 5. sınıf). Verilen bir olaydaki kontrol edilen değişkenleri belirler (sadece 5. sınıf). Bir tahminin doğruluğunun nasıl test edilebileceğine yönelik basit bir deney önerir. 20. 21. 22. 23. 24. Cetvel, termometre, tartı aleti ve zaman ölçer gibi basit ölçüm araçlarını tanır. Büyüklükleri uygun ölçme araçları kullanarak belirler. Büyüklükleri birimleri ile ifade eder. Değişik kaynaklardan yararlanarak bilgi ve veri toplar (örneğin çevrede gözlem, sınıfta gözlem ve deney, fotoğraf, kitaplar, haritalar veya bilgi ve iletişim teknolojileri). Gözlem ve ölçüm sonucunda elde edilen araştırmanın amacına uygun verileri yazılı ifade, resim, tablo ve çizim gibi çeşitli yöntemlerle kaydeder. Deney ve gözlemlerden elde edilen verileri derleyip, işleyerek gözlem sıklığı dağılımı, çubuk grafik, tablo ve fiziksel modeller gibi farklı formlarda gösterir. İşlenen verileri ve oluşturulan modeli yorumlar. Elde edilen bulgulardan desen ve ilişkilere ulaşır. Basit gözlem ve araştırmaları ve elde ettikleri sonuçları sözlü, yazılı ve/veya görsel malzeme kullanarak uygun şekillerde sunar ve paylaşır. “Bilimsel Süreç Becerisi” Kazanımları Tutumlar ve Değerler (TD) öğrenme alanı kazanımları; Öğrencilerin bilimsel ve teknolojik bilgiler edinmeye ve bu bilgileri kendinin, toplumun ve çevresinin karşılıklı faydasını gözeterek kullanması için gerekli kazanımlardır. DÜZEY TD-1. ALGILAMA (Dikkatini vermesi ve sabit tutması) TD-2. TEPKİDE BULUNMA (Karşılık vermesi ve bundan tatmin olması) • • • • • • TUTUM VE DEĞERLER Kendini vererek dinler. Etrafındaki aktiviteleri izler (takip eder). Öğrenmeye ve anlamaya istekli olur. Açık fikirli olur (önyargıları yoktur). Kendisine ve çevresine karşı ilgi ve merak duyar. Kendi başına fikir üretir (bağımsızdır). 21 Fen Öğretimi Ders Notları • • • TD-3. DEĞER VERME (Hareketlere, olaylara ve nesnelere bir önem ve değer ilişkilendirmesi) • • • • • • TD-4. ÖRGÜTLEME (Tutarlı bir değer sistemi oluşturması) • TD-5. YAŞAM TARZI GELİŞTİRME (Değer sisteminin hareketleri uzun zaman kontrol etmesi sonucunda hayat sitili geliştirmesi) • • • • • • • • • Gönüllü ve isteğe bağlı işleri yapar (gönüllü olur). Bilim ile ilgili meslek edinmeye ve hobi sahibi olmaya ilgi duyar. Sorumluluklarını yerine getirmeye gayretlidir (Ödevlerini yapar, sınıf tartışmalarına katılır, kurallara uyar.). Denemeye sürekli isteklidir (iç motivasyonludur). Demokratik süreçlere güven duyar. Mantığa, bilime ve teknolojiye güven duyar. İnsanlığın refahına katkı sağlayan kişi ve olayları takdir eder. Temiz ve sağlıklı yaşamaya gayret eder ve/veya yapanları takdir eder. Kendisine ve çevresine saygılı ve terbiyeli olur (Kopya çekmez, gürültü yapmaz, çevresine zarar vermez, başkalarının hakkını çiğnemez, adaletli ve dürüsttür). Olayların sonucunu göz önüne alarak hareket eder (Dikkatlidir, titizdir, hareketlerinin doğurduğu sorumlulukları kabul eder.). .Problemlerin çözümünde sistematik planlamanın önemini kabul eder. Kendisine güvenir (Özgüvenlidir, kendisinin zayıf ve güçlü yönlerini bilir.). İşbirlikçidir (Grup çalışmalarını tercih eder.). Sorumluluklarını yerine getirmekten zevk alır. Kendisini ve çevresini sürekli sorgular (Sürekli delil ile konuşur veya sürekli delil ister.). Güzel sağlık alışkanlıklarını sürekli devam ettirir. Her şeyin sevgi, barış ve mutluluğa hizmet için olduğunu fark eder. Öz disiplinlidir (Oto kontrollüdür, her şeyi zamanında yapar, kendini değerlendirir, samimidir, tutarlıdır.). Sürekli kendisi ve çevresi için emniyet tedbirleri alır. “Tutum ve Değer” Kazanımları Müfredat bazı ara disiplinler de içerir. Bunlar; Afet Eğitimi, Girişimcilik, İnsan Hakları ve Vatandaşlık, Özel Eğitim, Rehberlik ve Psikolojik Danışma, Sağlık Kültürü, Spor Kültürü ve Olimpik Eğitim’dir. Yeni program beraberinde amaçlar, kararlar, açıklamalar, izleme ve değerlendirme basamaklarından oluşan işbirliğine dayalı öğrenmeyi, problem belirleme, çözüm belirleme, veri toplayıp yorumlama, sonucu deneme basamaklarından oluşan sorgulayıcı öğrenmeyi ve kavramsal değişim stratejileri olan drama ve rol yapma, tartışma, kavram haritaları ve birleştirici benzetim önemsenmektedir. Kullanılması istenen diğer bir yöntem de 5E modelidir. Bu model giriş, keşfetme, açıklama, derinleştirme ve değerlendirme basamaklarından oluşur. Değerlendirmelerden çoktan seçmeli testler hazırlanırken ön hazırlık yapılması, anlaşılır olması, geniş bir alanı taraması ve cevabın kolay kaydedilebilir olması vurgulanıyor. Öğrenme sürecinin değerlendirme basamağında da devamı önemseniyor. Dallandırılmış ağaçtaki boşluğun doldurulması, grid ağlar üzerinde gruplamalar yapılması ve kavramların çağrıştırdığı kelimelerin sorgulanması gibi sıra dışı değerlendirme yöntemleri önerilmektedir. Önerilen bazı etkinlikleri, bir paraşüt yapılması, bulmaca çözerek öğrenme, termometre ile sıcaklık ölçerek öğrenme, V diyagramı kullanma, resimlerin eşleştirilmesi, Ayın evrelerinin işaretlenmesi, kelime tablosundan kavram bulma, kavram haritası oluşturma, boşluk doldurma, eşleştirme, çözümleme, grafiğe dökme, hata bulma, kesip yapıştırma, güneş saati yapımı ve dünyanın dönmesinin canlandırılması şekilde sıralayabiliriz. Bu etkinlikler öğretmenin hayal gücü ile sınırlıdır. 22 Fen Öğretimi Ders Notları Yeni programla birlikte portfolyo dosyaları oluşturarak öğrencilerin yıl boyunca yaptığı etkinlikleri toplamayı zorunlu kılmaktadır. Bu dosyada öğrencinin getirdiği haber kupüründen model ve çizimlerine kadar her türlü materyal yer alabilmelidir. Çalışmaların çoğu, proje tabanlı olmalı ve ürün ortaya koymayı hedeflemelidir. Gelişen dünyada madem değişmeyen tek şey değişimdir o halde insanımızın değişimi sürekli yenilenen ve gelişen eğitim sistemi ile mümkün olacaktır. Sürekli değişim eğitimi yap boz tahtasına çevirmek değil, aksine değişime ayak uydurma çabasıdır. KAYNAKLAR [1] Talim ve Terbiye Kurulu, 2004, “Yeni program”, Ankara, [2] Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 2001, “Fen Bilgisi Öğretimi Modülleri”, Ankara, 23 Fen Öğretimi Ders Notları NABZA GÖRE ŞERBET VERMEK “Ne kadar bilirsen bil, anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır.” Mevlana Eğitimin tüm amacı davranış değişikliği oluşturmak olsa gerek. Kitaplar, öğretmenler, sıralar hep istenen yönde öğrencileri yönlendirmek içindir. Ankara’nın merkezindeki öğrenci ile dağ köyündeki öğrenciye aynı programı uygulama çabası, toplumsal bütünlüğü koruma amaçlıdır. Çoklu zeka kuramı, sekiz ayrı maddeden oluşan karışım gibidir. Öğrencilerin kalıcı ve istendik yönde davranış değişikliği yapabilmesi içinse yapılandırıcı öğrenmeyi çoklu zeka kuramı doğrultusunda etkinlikler hazırlanmalıdır[1]. Yapılandırıcı yaklaşım, öğrencinin kendi kavrayışı ile şekillendirileceği için öğrenilenin kalıcılığını arttırır. Yapılandırıcı yaklaşımda öğrenci, bilgiyi algılayıp zihninde kendisi oluşturur. Bu oluşumda gemi kaptanı rolü öğretmene ait olup öğretmenin kullanacağı yöntemlerde önem taşır. Diyebiliriz ki yapılandırıcı yaklaşımda çoklu zeka kuramının kullanılması vazgeçilmez bir durumdur. Çünkü çoklu zeka kuramı nabza göre şerbet verme yöntemidir. Kişisel farklılıkları dikkate alarak karma etkinlikler düzenliyorsanız çoklu zeka yöntemi kullanıyorsunuzdur. Farklı öğrencilere kendi algıları doğrultusunda yaklaşmak ise anlatılmak istenenin daha kalıcı alınmasında ön önemli etkendir. Çoklu zeka kuramı, insanların tek tip zekaya sahip olmadığını savunur. Diğer yandan bu durum, her insanın zekasının farklı olduğunu da ifade etmez. İnsanların zeka farklılığı sekiz ana grupta toplanmıştır. Çoklu zeka kuramı uygulanırken zekalar arası etkileşimin önü açılmalıdır. 24 Fen Öğretimi Ders Notları İki seçeneğimiz olsun; bir müzik aleti çalma, çalamasanız da tıngırdatma, çalmaya çalışma fırsatı birinci seçeneğimiz iken diğer seçeneğinizde dışarı çıkıp doğayı dolaşmak ise sizin seçiminiz zekanızın biçimi konusunda bize bilgi verecektir. Siz doğa zekasına sahipseniz öğrenmek için kuş cıvıltıları sizi çağıracaktır. Ama hava ne kadar güzel olursa olsun müzik aletiyle zaman geçirmek istiyorsanız, müzik zekasına sahipsinizdir. Çoklu zeka kuramının kurucusu, Howard Gardner, 1983 yılında zekayı, problem çözme yeteneği olarak tanımlamıştır[2]. Karşılaşılan yeni durumla uyma, problemlere çözüm üretme yeteneği zekanın bir ölçüsüdür. Sosyal zekaya sahip kişi, toplumsal tartışma ortamındaki problemlere hemen uzlaşmacı çözümler üretecektir. Bedensel zekaya sahip öğrencilerin, beden hareketlerini takip etme yeteneği fazladır. Beden hareketlerine dikkat eden insanların ise taklit yeteneği fazladır. Arkadaşınızın kelime oyunlarıyla espiri ürettiğini gözlemliyorsanız arkadaşınızın sözel zekaya sahip olduğunu söyleyebilirsiniz. Dikkat edin bu arkadaşınız hiç duymadığınız kelimeler kullanacak v gezerken dikkati tabelalara takılabilecektir. Bir tepsi baklavada kaç dilim olabilir? Eğer bu soruyu kafadan çözmek için çaba harcamak hoşunuza gidiyorsa iyi bir mantıksal matematik zekaya sahipsinizdir. Arkadaşlarınız arasındaki en güçlü görsel zekaya sahip olanı belirlemek için masa üzerindeki yirmi nesneye üç saniye bakıp sayma yarışması yapılabilir. En çok bilen en güçlü görsel zekaya sahiptir. İçsel zekaya sahip insanların ise psikolojiye merak duyması son derece doğal bir eğilimdir. Ders işlerken, tüm zekalar arasındaki dengeyi iyi kurmak gerekir. Zekanın oluşumunu kalıtsal ve çevresel iki etkenin birlikteliğiyle açıklayabiliriz. Anne ve baba, evlatlarının zeka oluşumuna kalıtsal katkıda bulunurlar. Çevresel etkenlerde zekanın oluşumunu etkiler. Çevresel etkiler, yedi yaşına kadar zeka oluşumunun büyük bir kısmının oluşumunu sağlar. Daha sonraki evreler, oluşumunu tamamlayan zekanın doğrultusunda bilgi edinmenin gerçekleştiği süreçlerdir. Çevresel faktörleri beş ana kategoride ele alabiliriz. Fakir ailenin çocuğunun olmayan keman ve piyanosu müziksel zeka gelişimini engelleyecektir. O halde çevresel faktörlerin başında kaynaklara ulaşım şansı gelmektedir. Tarihsel ve kültürel faktörler de zeka gelişimine katkıda bulunur. Apartmanda oturan çocukların, köydeki çocuklara göre daha çok 25 Fen Öğretimi Ders Notları mantıksal daha az edensel zekaya sahip olması olasıdır. Coğrafi faktörlere örnek olarakta Karadeniz’de ağaçların arasında büyüyen çocukların doğa zekası daha gelişmiş olması verilebilir. Kalabalık ailelerde yaşayan çocukların sosyal zekasının gelişmesi son derece doğaldır. Bu durumsal faktörü açıklayan bir örnektir. Benzer bir şekilde babası müzisyen olan çocuklarında müzik zekası gelişebilir. Bu ise ailesel faktörlere örnektir. Her insana ait bir zeka bütünü vardır. Bu zeka bütünü, sekiz ayrı zekadan oluşur. Bütün içinde gelişmiş olan zeka, kişinin hangi çoklu zekaya ait olduğunu gösterir. Bu durum kişinin diğer zeka türlerine sahip olmadığını göstermez. Sözel zeka, Türkçe dersinde başarılı olmayı sağlar. Ama fen dersinde de ayı öğrenci başarılı olabilir. Görsel zeka ile resim dersinde başarılı olurken mantık zekası ilede matematik dersinde başarılı olabilir. Gelişmiş müzik zekası ile müzik dersinde başarılı olup bedensel zekanın zayıflığı ile de beden eğitimi dersinde başarısız olabilir. Sonuç olarak tüm zeka tipleri eşit gelişmiş olabileceği gibi bir tanesi daha gelişmiş olabilir. Yani zeka, ağacın dallarına benzer. Bir dalı kesmeniz diğer dalların gelişimine katkıda bulunur. Bazı dallar büyüyüp ana dal olabilirken bütün dalar eşitte gelişebilir. Bunu ağacın kalıtsal ve çevresel faktörleri belirler. Çevresel faktörler, öğrencin gelişmiş zeka alanını tamamen değiştirici unsur olabilirler. Bahsedilen dersler arası etkileşim, sarmal bir müfredatla amacına daha iyi ulaşır. Bu sebeple 2005 yılında tüm ülkemizde uygulamaya konulan Fen ve Teknoloji müfredatı diğer derslerle de ilişkilendirilmiştir. Diğer derslerle diğer zeka gruplarına da hitap edilmektedir. Tüm zeka alanlarına sahip insanın bazılarının gelişmiş olması durumunda o zeka alanında başarılı olacağı açıktır. Gelişmiş olan zeka alanı o kişiye ulaşma yolu, kişinin kendi kapısını açacak anahtarın çeşididir. Bu alanın bilinmesi fen öğretimini kolaylaştıracaktır. Farklılıklar dersin işlenişine de yansıtılmalıdır. Dersin başarısını arttıracak bu yaklaşım için tüm zeka alanlarının iyi bilinmesi gerekir. 26 Fen Öğretimi Ders Notları Çoklu zeka, uygulanabilmesi için çok yönlü öğretmenlere ihtiyaç duyar. Fen ve teknoloji dersinde deney yapacak öğrenci için sadece mantıksal yada doğa zekası yeteli olmayacaktır. Deney kâğıdını iyi anlayabilmek için sözel zekaya da sahip olmalıdır. Dolayısıyla, zekalar arası etkileşim sürekli mevcuttur. Sınıf içerisindeki grupsal çalışmalarda bu zeka alanlarından eşit dağılımlı gruplar oluşturarak başarı arttırılabilir. Aynı zeka alanına ait öğrencilerden oluşan o zeka alanın başarılı olabileceği ödevlerde grup başarısını arttıracaktır. Sözel zeka alanı gelişmiş öğrenciler için fen öğretimi esasında gazete çıkarma faaliyeti, rapor hazırlama ve/veya tartışma yöntemi uygulanabilir. Bu alandaki öğrenciler ince espriler ve bulmaca etkinlikleriyle derse çekilebilir. Sayısal yönü dışındaki konunun yorumlanmasına meraklandırılabilir. Anlatılan konudaki tanımlar ve deyimler hep sözel zeka alanı gelişmiş öğrencilerin dikkatini çekecektir. Mantıksal matematik zekasına sahip öğrenciler sembollerle, soyut kavramlarla daha ilgili olacağı için bu öğrenciler için de fen dersin tanımları sembolleştirerek verilmelidir. Bu öğrencilere konu modellenerek daha rahat anlatılır. Karmaşık hesaplarla mutlaka uğraştırmak zorundasınız bu öğrencileri. Fen dersinde ne kadar zorlarsanız mantıksal matematik zekasına sahip bu öğrenciler o kadar zeka gelişimini arttırır. Ama bu öğrenciler var diye de tüm derste karmaşık soyut işlemlerle uğraşmak doğru olmaz. Böyle bir yöntem diğer öğrencileri dersten soğutur. Dolayısıyla sınıfta ders anlatan fen ve teknoloji dersi öğretmeni, seviye grupları hazırlarken zekasal alan farklılıklarını da göz önünde bulundurulmalıdır. Görsel zekaya sahip öğrenciler için ise fen ve teknoloji panosu hazırlatılabilir. Çıkarılacak sınıf gazetesinde rol verilebilir. Hazırlanacak olan sergilerde, model oluştururken de bu öğrenciler etkili olarak kullanılmalıdır. Bu öğrencilere grafik destekli konu anlatımı daha kalıcı olacaktır. İçsel zekaya sahip öğrenci kendi kendini eleştirme ve durumunun farkında olma yeteneğine sahiptir. Bu öğrenciler dersin denetiminden sorumlu kılınabilir. Arkadaşlarının değişimini kaydetmekle sorumlu tutularak bilgi gelişiminin değişime etkisini gözlemesine izin verilebilir. 27 Fen Öğretimi Ders Notları Sosyal zekaya sahip öğrencilerin grup başkanı olması sağlanarak grup içi koordinasyon sağlanabilir. Grubun ve çalışmaların başarısı daha da artacaktır. Bu öğrencilere fen ve teknolojinin topluma etkileri üzerinde çalışalar yaptırılabilir. Zirve kavramı en iyi tırmanarak öğrenilir. Müzik zekasına sahip öğrencilerin dikkatini fen ve teknoloji dersine çekmek için dersin artan ve azalan ses tonlamasında işlenmesi gerekir. Işık ve sesle ilgili fen konularında daha aktif kullanarak derse ilgiyi arttırmak gerekir. Öğretmenin ders esnasında melodiler, ritimler ile dikkat çekme çalışmaları yapması da etkili olacaktır. Bazı önemli cümleleri tane tane melodik söylemesi daha etkileyici olabilir. Doğaya dönük zekaya sahip öğrenciler için geziler yapmak daha kalıcı olacaktır. Doğa çantası oluşturmak yeni yöntemler arasındadır. Doğa çantası içerisinde ders kartları, büyüteç, dürbün ve pusula gibi araçlar yer almalıdır. Afet eğitimi ile ilgili çalışmalar bu öğrenciler için dikkat çekicidir. Elektrik konusunu anlatırken evdeki lambalar yerine sokak lambalarından bahsetmeniz bu alana sahip öğrenciler için daha ilgi çekicidir. Bu amaçla hayvanat bahçeleri, parklar ve müzeler daha etkileyicidir Bedensel zekaya sahip öğrencilerin dikkatini el ve kol hareketleri daha çok çeker. Öğretmen ders anlatırken tüm vücudunu kullanmalıdır. Bu davranış bedensel zeka alanının dikkatini çekecektir. Fen dersini işlerken zeka alanlarına yönelik tüm çalışmalar harmanlanarak sunulmalıdır. Çünkü, öğrencilerin zayıf zeka alanları da güçlendirilmeye çalışılmalıdır. Fen ve teknoloji dersinde çoklu zeka yönteminin kullanılması, öğrencinin kendine güvenini arttırır. Öğretmen için daha güvenilir değerlendirme imkanı sağlar. Bu yöntem tüm öğrencilere eşit öğrenme imkanı sağlar. Çoklu zeka kuramının farkında oluş, değişik öğretim stratejileri geliştirilmesini sağlar. Öğretmenler unutmamalıdır ki çok bilmek önemli değildir. Önemli olan bilginin öğrenci tarafından öğrenilecek kıvama getirilmesidir. Çoklu zeka kuramı, nabza göre şerbet vermek ve anlatılanların anlaşılmış olmasını önemseyen yaklaşım olan yapılandırıcı yaklaşımı uygulamak demektir. KAYNAKLAR [1] SELÇUK, Z., 2003, “Çoklu Zeka Uygulamaları”, Nobel Yayınları, Ankara [2] VURAL, B., 2004, “Çoklu Zeka”, Hayat Yayıncılık, İstanbul 28 Fen Öğretimi Ders Notları PARMAK UCUNDA EĞİTİM “Sen çevrene bakıp soruyorsun: “Niye?” Bense görünmeyenlerin rüyasını görüp soruyorum: “Niye olmasın?” G.B.Shaw Bilgisayarın ilk çıktığı yıllarda öneminin farkında olmamakta doğaldı. Ama günümüzde bilgisayarın girmediği alan kalmamıştır. Hastanede doktorlar, postanede memurlar, polis ve hakimler, askerler hep bilgisayardan destek almaktadır. Bilgisayardan destek almak işlerin daha hızlı ve kolay olmasını sağlamaktadır. Eğitim alanında bilgisayardan destek almamak çok önemli bir kayıp olurdu. Bu nedenle tüm dünya eğitim materyallerini bilgisayar ortamına taşıma gayretine girmiştir. Sadece hesap yapan dev bilgisaraylardan cep bilgisayarlarına… Bilgisayar eskiden dolaplara sığmaz iken günümüzde en fonksiyoneli bile dosya boyutuna küçülebilmiştir. İlk başta sadece hesap makinesi olarak kullanılan bilgisayarla günümüzde iletişim aracı olarak, bilgi saklama aracı olarak, müzik, film ve sunum aracı olarak kullanılabilmektedir. Bilgisayarın bu çok fonksiyonlu, işlevli yapısı çoklu zeka uygulamalarına olanak vermektedir. Parmak ucu boyutlarına küçültülen mikroçiplerle küçülen bilgi ağları… 29 Fen Öğretimi Ders Notları Bilgisayarın ses dosyalarını oynatması işitsel eğitimi, görsel ekranı görsel eğitimi ve bilgi saklama özelliği ise eksiksiz konu taramasını gerçekleştirerek tam öğrenme imkanı oluşacaktır. Sadece parmaklarımızı kullanarak kontrol edebildiğimiz bu araçlarla tüm dünyanın ortak kütüphanesi olan internetten bilgi edinme fırsatı vardır. İçinde bulunduğumuz bilgi çağı, bilgiyi üreten ve kullanan toplumların gelişmişliğinin arttığı bir zaman dilimidir. Bilgiye yatırım yapan toplumlar ileri uygarlıklar kurabilmektedir[1]. Öğreten ve öğrenenlerin arasında mesafe varsa ve eğitim devam ediyorsa bu süreç uzaktan eğitim olarak adlandırılır[2]. Öğretmen ve öğrencinin uzak mesafelerde de olsa internet aracılığıyla eş zamanla iletişim olanağı uzaktan eğitimin geldiği nokta açısından önemlidir. Tüm veriler ikili sistemle; sıfır(elektrik yok) ve bir(elektrik var) kullanılarak saklanmaktadır. İnternetin geniş bilgi ağı, araştırma niyetinde olan öğrencinin kullanmayı bilmesi durumunda eli boş döndürmemektedir. Bilgisayardan ağa bağlanan öğrenci çeşitli arama motorları kullanarak aradığı kavramı bulup okuyarak bilgi edinebilmektedir. Bilgi edinmenin kolaylığı, ev ödevlerinin hazır bulunmasına neden oluyor diye karşı çıkan fen ve teknoloji öğretmenleri üzerinde biraz durup düşünmek gerekir. Eski yöntemle ödev kitaplar karıştırılarak düzenlenen yazılardan oluşurdu. Öğrenci kendisi bilgi üretmezdi. Günümüzde ise bu bilgiler kitaplardan değil de internet adreslerinden elde edilebilmektedir. Bilgisayar destekli eğitim sadece sınıf ortamında bilgisayar kullanılarak sunula derslerden ibaret değildir. Bilgisayarda ödev vermek, bilgisayar üzerinde eğitim iletişimi kurmak gibi yöntemlerde bilgisayar desteli eğitime örnektir. Öğrencilerin eğitimleri süresince bilgisayar destekli ödev hazırlarken alıntılar ile çalıntıların iyi ayırt edilmesi gerekmektedir. Alıntı kaynak gösterdikçe bilimsel ve ahlaksal bir yöntemdir. Ama çalıntı kendisine ait olmayan bir çalışmayı kaynak belirtmeyerek sahiplenmektir ki bu gayret öğrencinin psikolojik gelişimi açısından tehlikelidir. Bilgisayar destekli eğitimin iki temel biçimi vardır. Birinci tip bilgisayar destekli eğitimde öğretmen sadece programların, internetin kullanımını öğretir ve öğrenme sürecinin dışında bulunur. Bu tip öğrenmede öğrenciler internet taraması yapıp programları kullanarak 30 Fen Öğretimi Ders Notları öğrenir. Bu öğrenme evde de gerçekleşebilir. Diğer öğrenme tipinde öğretmen bilgisayarı dersi esnasında diğer eğitim materyallerinden biriymiş gibi kullanır. İki tip bilgisayar destekli eğitimde de bilgisayar yazılımları önemli yer işgal eder[1]. Bilgisayar yazılımları; alıştırma ve tekrar amaçlı, oyun, model oluşturma, benzetim yapma ve soru çözme amaçlı yazılımlar vardır. Bu yazılımlar sınıf ortamında öğretmen tarafından kullanılabileceği gibi ders dışında da öğretmenin ön rehberliğinde kullanılabilinmektedir. Öğrenciler fen ve teknoloji alanında araştırma yaparken öğretmen tarafından üzerinde durulması gereken bir diğer konu da “internette yazılan her şeyin gerçek olmadığı” bilgisidir. Öğrenciler bilgisayarı hata yapmayan cihaz olarak adlandırdıktan sonra her yazılana inana bilmektedir. Öğrenciler araştırmaya güvenli ve bilinen veri tabanlarını kullanarak başlamalıdır. Bir kişi internette bir site kurup yalan yanlış şeyler yazabilir. Öğrenci böyle olası durumların farkında olmalıdır. Bilgisayarlı eğitim sürekli bilgisayarın kullanıldığı eğitimdir ve sakıncaları olabilir. Öğrenci bilgisayar dışında başka bilgi edinme yöntemi olmadığını düşünüp bilgisayar bağımlılığı oluşabilir. Bu nedenle bilgisayardan destek alınan eğitim tercih edilmeli ve fen teknoloji eğitiminde tüm öğrenci merkezli stratejiler eşit olarak uygulanmalıdır. Bilgisayarı yansıtıcı ile birlikte sunum amaçlı kullanacağımızda sesle ve görüntü ile ilgili ayarlara dikkat etmemiz gerekir. Küçük ve görünmeyen görüntü ile anlaşılmayan ses ayarları ders üzerine olan dikkati dağıtabilir. Bilgisayar destekli fen öğretimi öğretmen ve öğrenci açısından daha az zaman alıcı bir öğrenme sürecidir[1]. Zamanın az kullanılması daha çok öğrenmeyi ve/veya sindirerek öğrenmeyi beraberinde de getirecektir. Zamanın artabilmesi, planın esnek olabilmesini sağlar. Yetişen ders içeriği temponun hızlandırılmasını gerektirmez. Bilgisayarın görsel ve işitsel hitabeti öğrenmeyi kalıcı kılarken elektriğe gereksinim planları alt üst edebilmektedir. Tüm cihazların çalışması elektriğe gereksinim duyar. Elektrik kesilince planlanan ders işlenemez duruma gelecektir. Öğretmenleri ön hazırlık yapmaya zorunlu kılar. Bu ön hazırlık yapma zorunluluğu dersin daha verimli geçmesini sağlayacaktır. Ayrıca bilgisayar destekli eğitim, öğretmenin öğrencileri daha iyi takip etmesini, ölçümleri kaydetmesini sağlar. Bilgisayar destekli eğitimin daha az ağaç kesilmesini sağlayabileceğini hiç düşündünüz mü? 31 Fen Öğretimi Ders Notları Kitap, defter, kalem ve kağıt masrafından uzun vadede tasarruf sağlanır. Ama ilk kurulum masraflı olacaktır. Ayrıca öğrencilerin bilgisayar destekli öğrenme ortamını oluşturması daha zordur. Bilgisayar destekli eğitim bireysel çalışmaları gerektirir. Grupsal çalışma teknikleri olmakla birlikte fen ve teknoloji dersi için tek bilgisayarın grup tarafından kullanılması verimli olmayacaktır. Bir sanal makine örneği; ilk konum, ilk hız, ivme değerlerini değiştirerek grafiklerin oluşumunu takip edebileceğiniz bir laboratuar ortamı sağlıyor. vektörel toplamanın gösterildiği hareketli bir gif resmi örneği 32 Fen Öğretimi Ders Notları Elektron mikroskobu almadan bilgisayar desteğiyle canlıları incelemek mümkün. Günümüzde sanal makineler kullanılarak laboratuar ortamları bilgisayar desteğiyle sınıfa taşınabilmektedir. Ayrıca gif uzantılı resimlerde bir çizgi film mantığıyla hazırlanmış, akılda kalıcı, dikkat çekici öğretim araçları olabilmektedir. Uzaktan eğitimin diz dize eğitime uzak olduğunu ve bu durumun psikolojik etkileri üzerine hiç düşündünüz mü? Peki gelecekte bilgisayar destekli eğitim nasıl olabilir? Dünyanın en büyük bilişim şirketlerinden Microsoft, vücudun iletkenliğini kullanarak deri üstünden enerji ve veri transferi yapmanın patentini satın aldı. Patent aynı zamanda insanların el sıkışarak ya da dokunarak veri değişimi yapmasını da kapsıyor. Şu an kullanım alanı açıkça belli olmayan teknoloji casus filmlerini aratmayacak senaryoları içinde barındıran bir esrar taşıyor[3]. Artık parmaklarınız ucunda uydu fotoğraflarını kullanarak İstanbul Boğaz Köprüsü’nü seyredebiliyoruz. Seyahat özgürlüğü tam adıyla özleşecek duruma geldi. Merak ettiğiniz mekanlara gitmeden gider gibi görmek eğitimin ulaştığı noktaya örnek olsa gerek. Daha sonraki aşama nede üç boyutlu, şeffaf kutunun içinde oluşan görüntü ile eğitim olmasın? 33 Fen Öğretimi Ders Notları Uydu görüntülerine ulaşmak sadece coğrafya alanında eğitimi değil, aynı zamanda Dünya’nın oluşumu ve yapısıhakkında da fen ve teknoloji dersi için vazgeçilemez bir materyaldir. Bilgisayarların daha küçüleceği ve hatta kablosuz bağlantılarla beyne bütünleşmiş olması çok uzak geleceğin hedefi değildir. İnsan beynindeki ek işlemciler ile sürekli bilgisayar destekli eğitim sağlanacaktır. Bu aşamaya gelmeden önce klavye ve fareden kurtulmak amacıyla ses komutuyla çalışan küçük bilgisayar sistemleri üretilmelidir. Duyu ötesi ses dalgalarıyla vücut içinden iletişimin gerçekleştirilmesi ise belki sözlü iletişimin sonu olacaktır. İlk başlarda bilgisayarın durumunu bildiğimize göre bu tür önermeler sizce garip midir? Yada bunlar neden olmasın? KAYNAKLAR [1] AKPINAR, Y., 1999, “Bilgisayar Destekli Öğretim ve Uygulamalar”, Anı yayıncılık, Ankara [2] KAYA, Z., 2002, “Uzaktan Eğitim”, Pagem Yayıncılık”, Ankara [3] http://www.sozola.com/makale.php?makale_no=173 (10.10.2005) 34 Fen Öğretimi Ders Notları FEN ÖĞRETİMİNDE GELİŞİME DAYALI ÖĞRETİM YÖNTEMİ “Hiç okuma yazma bilmeyenler bile satır aralarını çok iyi okurlar.” P.Benary Günümüze kadar uyguladığımız eğitim sisteminin bir ürünü olsa gerek; güreş, boks, dalgıçlık, okçuluk, maraton ve dağcılık gibi bireysel sporlarda, belirli isimlerle anılan şirketlerle ve diğer bireysel başarılarla övünür ama grupsal çalışmalardaki yeterli olmayan başarılarımızı sorgulamayız. Grupsal çalışabilme becerisine sahip olmamamız hep kahraman olma isteğinden kaynaklanır[1]. Bu hatalı düşünce ancak iyi ekip elemanlarından oluşan gruba dahil olup az bir gayretle daha hızlı ve etkili sonuçların alındığının görülmesi ile ortadan kalkar. Öğrencilerin yetenekleri doğrultusunda grupsal çalışmalara yönlendirilmesi gelişimlerine olumlu etki oluşturacaktır. Gelişimi iki temel etken yönetir.Bunlar kalıtsal ve çevresel etkenlerdir[2]. Kalıtsal etkiler anne ve babadan geçen ve değiştirmesi henüz mümkün olmayan etkilerdir. Gözü bozuk bir ailede çocuğunda gözü bozuk olması olasıdır ve bu durum dersi kavrayışına etkir. Ancak çevresel gelişim etkileri değiştirilebilir. Aile ve okul ortamı, komşular ve arkadaşlar öğrencinin gelişimine en çok katkıyı yapan unsurlardır. O halde fen öğretimi yöntemleri hazırlanırken çevresel faktörler göz önünde tutulmalıdır. Fen öğretiminde öğrencinin istenilen seviyeye ulaşması çeşitli prensipler tarafından yönetilir. Bu prensipler gelişiminde temel ilkeleridir [3]. Öğrencilerin güneş sistemini öğrenmeden galaksimizin yapısını öğrenme çabası sonuçsuz kalacaktır. Çünkü fen öğretimi gelişimi; belirli bir sırayı izler. Öğretilmesi planlanan kavram ve kazanımların birden özümsenmesi beklenmemelidir. Tüm öğrenim belirli bir süre olacaktır. Ders ilkelerine uygun işlenirse fen ve teknoloji dersi öğrenimi emekli olduktan sonra da devam edecektir. Dolayısıyla fen öğretiminin bir süreç gerektirdiğini unutmamak gerekir. Gelişim her dönem aynı hızda ilerlemeyeceği için fen öğretimi esnasında hep aynı yöntemi uygulamamak gerekir. Liseye gitmeye hazırlanan öğrenciye oyunla ama ilk kademedeki öğrenciye bilgisayar destekli eğitim yöntemleri uygularsanız tersi durumdaki başarıya ulaşamazsınız. 35 Fen Öğretimi Ders Notları Gelişimin baştan aşağıya, merkezden dışa doğru gerçekleşmesi ilkesi fen öğretiminde de temel prensip olarak kabul edilmelidir. Öğrenci fen dersi için kendi gelişiminin grubu, grubun gelişiminin sınıf başarısını, sınıf başarısınınsa okul başarısını zincirleme olarak arttıracağının fark edilmesi önemlidir. Kalıtımın etkilerini takip için anketler hazırlanmalı ve öğrenmeyi etkileyen unsurların kalıtsal olanları bulunmalıdır. Çevresel etkiler ise çevrenin değiştirilmesiyle değişir. Gelişimdeki bireysel farklılıkları bilerek hiçbir zaman kıyaslama yoluna gidilmemelidir. Tüm kıyaslamalar, övülende bir gevşeme ve eleştirilende ise derse nefret oluşturur. Gelişim bilmeyle alakalı, algılamayla alakalı, ahlakla alakalı bir çok alandan oluşur ve her alanın gelişimi diğer alanında gelişimini etkileyecektir.Algısal yönden çekinik tavra sahip öğrenci sosyal gelişim yönünde zayıf kalacaktır. Sürekli gelişen insanın gelişim sürecini yedi aşamada inceleyebiliriz[3]. Bunlar doğum öncesi, okul öncesi, temel eğitim, orta öğretim, yetişkinlik, orta yaşlılık ve ihtiyarlık dönemleridir. Fen bilgisi öğretimi temel eğitim döneminde başlayan ve sonraki dönemlerde kollara ayrılarak devam eden bir süreçte gerçekleşir. Dolayısıyla bu dönemdeki gelişmeleri, değişmeleri bilmek bizlere öğretimin daha verimli olması için fikir verecektir. Fen öğretimi, birinci ve ikinci kademedeki iki aşamada incelenmesi daha doğru olur. Birinci kademe 4. ve 5. sınıf öğrencilerini içerirken, ikinci kademe fen öğretimi 6., 7. ve 8. sınıfları kapsar. Bu iki kademenin öğrenci açısından biçimsel farkı; sınıf öğretmeni dışındaki öğretmenlerin de ders anlatmaya başlamasıdır. Ancak ikinci kademede tüm dersler uzman öğretmenler tarafından anlatılacağından eğitim ve öğretime bakışı da değişecektir. Kıyafet değişikliği de öğrencinin somut olarak gözlemlediği farklılıklar arasındadır. O halde fen öğretmeninin önlük giymesi ve sürekli deney yaptığını söyleyerek temizliğe vurgu yapması, sınıf öğretmenlerinden farklı yöntemler uygulaması dersin öneminin öğrenci tarafından algılanmasına katkıda bulunacaktır. Gelişimi belirli yaşlarla ifade etmek zordur. Çünkü her öğrenci için farklılıklar gösterebilir. Hatta bu farklılıklar cinsel yönden de çeşitlilik ortaya koyar. Fen ve teknoloji dersin işlendiği dönemlerde öğrencilerin gelişimi daha çok cinsel organların büyüyüp değişmesiyle ilgilidir. Bu değişim öğrencilerin dikkatini de bu konulara çekecektir. Ders esnasında üreme konuları anlatılırken kavram hataları öğrencinin zihninde daha kolay belirecektir. Ancak dersin cinsellik anlatılını yönüne kayması tehlikesi de söz konusudur. Açık biçimde cinselliği öğretmeye çalışan öğretmen dersin amacından sapabilir. Dolayısıyla dikkatli ve açık ifadeler, sade, anlaşılır biçimde öğrenciye sunulmalıdır. Freud’un psikoseksüel gelişim kuramına göre fen ve teknoloji dersi öğrencileri latent (gizli) ve genital (olgunlaşma) dönemlerinden geçer[4]. Laten dönem gizli dürtülerin öğrenmeye, meraklanmaya ama meraklandığını belli etmemeye zorlarken genital dönemdeki öğrenciler romantik hisler içine girebilir ve cinsel organlarının olgunlaştığının farkına varır. Bu gelişim dönemlerinden sonra cinsel gelişim tamamlanmış olur. Dolayısıyla iki önemli dönemin yer aldığı fen öğretimi derslerinde öğretmenin dikkatli olması gerekir. Piaget’e göre zeka, çevreye uyum sağlama yeteneğidir. Dolayısıyla zeka gelişimi açısından fen dersinde sorunu ortaya koyup çözüm üretmeye dayalı ders işleme yöntemleri 36 Fen Öğretimi Ders Notları uygulanmalıdır. Öğrenci çevreye uyum sağlamayı engelleyici sorunlara çözüm üretme yeteneğine sahip olmalıdır. Piaget, bilişsel gelişimi dörde ayırmıştır[5]. Bunlardan iki dönem olan somut ve soyut işlem dönemleri fen öğretiminin yer aldığı gelişim dönemlerini kapsamaktadır. Dolayısıyla fen öğretimi yaparken somut işlem döneminde kullanılan yöntemler soyut algılamanın gerçekleşebildiği dönemde kullanılmamalıdır. Evrenin genişliğinin anlatılması yerine gece ve gündüz oluşumundan bahsetmek somut işleme yönelik basamaktaki etkinliktir. Öğrencileri az, orta ve üstün zekaya sahip olarak gruplarsak [6] her seviye grubu için ayrı etkinlikler programlamalıyız. Orta seviyedeki zekaya sahip öğrencileri referans alarak uygulanan öğrenimde az ve üstün zekalı öğrenciler harcanabilmektedir. Guilford, küp kuramında zekayı üç kategoride inceler [7]. Zekanın üzerinde yoğunlaştıkları (figürler, anlamlar, davranışlar ve semboller), düşünme işlemi(biliş, tümevarım, tümdengelim, hafıza ve değerlendirme) ile ürünler(birimlendirme, sınıflandırma, ilişkilendirme ve uygulamalar) zekayı oluşturan üç yüzdür. Dolayısıyla fen öğretiminde üzerinde düşünülecek konular ortaya atarak zihinsel süreç sonunda çeşitli ürünler üretme gayreti öğrencilerin zihinsel gelişimine de katkı sağlayacaktır. Goleman, duygusal zekanın beş öğeden oluştuğunu bildirir [6]. Özbilinç, kendi duygularının farkına varması açısından önemlidir. Dersin sevdirilmesi ve öğrencinin bunu kendisinin keşfetmesi gerekir. Öğrencinin teknoloji düşmanı olduğunu fark etmesi, bu düşünceyi sorgulaması açısından önemli bir basamaktır. Duygularını idare edebilmesi, kendisine sıkıntı veren duyguları çözme yoluna iletecek bir unsurdur. Duygularını idare etme yetisine ulaşan öğrenci daha mantıksal hareket edecektir. Başarıya güdülenme yönüyle de öğrenci kendisine hedefler koyabilecektir. Empati başkalarının duyularını anlayabilmesini sağlarken ilişki yürütebilme yeteneği, işbirlikçi öğrenme etkinliklerinin başarısını arttıracaktır. Gardner ise çoklu zeka kuramıyla birlikte öğrenme yöntemine farklı bir soluk getirmiştir[8]. Gardner’a göre “Her insan, çeşitli zeka alanlarının tümüne sahiptir. Bu zeka alanları belirli düzeylerde geliştirilebilinir. Bu zeka alanları bir arada karmaşık bir yapıda yer alır.” Gelişimin ahlaki bir boyutu da vardır. Kohlberg bu alandaki çalışmalarıyla üç temel dönemi ifade etmiştir. Gelenek öncesindeki ahlaki dönemde insanı yöneten içsel güdüleridir. Geleneksel dönemde ise ahlaki kaideleri belirleyen toplumsal birliktelik yani gelenekler, genel kabullerdir. Ama en son dönem olan gelenek sonrası dönemdeki insan evrensel düşünme yeteneğine ulaşmıştır. Bu ahlaki evreye gelen insan, aslında bilim insanının sahip olması gerektiği değerlere de sahiptir. Fen ve teknoloji dersinin öğrenilme amaçlarından olan bilimsel süreç beceri ve ahlakına sahip olma gerekliliği Kohlberg’in ilkeleriyle bir kez daha vurgulanmamaktadır. Fen ve teknoloji dersi öğretmeninin öğrencinin gelişim süreçlerinden haberdar olması bir sonraki durumun farkında olmasını ve uygulayacağı yöntemlerin gelişimi hızlandırıcı olmasına katkı sağlayıcı yönde belirleyecektir. Öğretmenin anne ve baba ile etkin biçimde iletişim kurması, öğrencinin gelişimine katkıda bulunma isteği içerisinde bulunması ve bunun öğrenci tarafından fark edilmesi 37 Fen Öğretimi Ders Notları öğrencinin gözünde öğretmenin değerini daha da arttıracaktır[9]. Ancak bu müdahale direkt ve nasihat ağırlıklı olmadan yönlendirme ve fark ettirme biçiminde gerçekleşmelidir. Camdan bir vazo misali gelişme ve değişme çağındaki öğrenciye fen anlatırken ve ayrıca öğretmen olarak ders işlerken yapılacak ufak bir hatanın vazoda geri dönüşü olmayacak izler bırakabileceği düşüncesiyle hareket edilmelidir[10]. Geliştirilen yeni ortamlar somuttan soyuta geçişi hızlandıracak yeni öğrenim yöntemleri sunmaktadır. Bu yöntemlerden biriside sanal gerçekliktir. Bu yöntemde öğrencinin göz, kulak ve dokunma algıları dijital araçlarla yönlendirilerek ortamlarda öğrenme amaçlanmaktadır[11]. KAYNAKLAR [1] SHAPIRO, P., G., 1997, “Çocukluk ve İlkgençlik Depresyonu”, Papirüs Yayıncılık, Ankara [2] BİNBAŞIOĞLU, C., 1990, “Eğitim Psikolojisi”, Binbaşıoğlu Yayınları, Ankara [3] TUTKUN, Ö. F., ÖZKAN, R. Ve DENİZ, M. E., 1999, “Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Niğde [4] YAVUZER, H., 1999, “Ana - Baba ve Çocuk”, Remzi Kitapevi, İstanbul [5] SELÇUK, Z., 2000, “Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi”, Nobel Yayınları, Ankara [6] BAŞARAN, İ., E., 1974, “Eğitim Psikolojisi”, Yargıçoğlu Matbaası, Ankara [7] BACANLI, H., 1999, “Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi”, Nobel Yayınları, Ankara [8] SABAN, A., 2001, “Çoklu Zeka Teorisi ve Eğitim”, Nobel Yayıncılık, Ankara [9] GORDON, T., 1998, “Etkili Ana Baba Eğitiminde Uygulamalar”, Sistem Yayıncılık, İstanbul [10] YÖRÜKOĞLU, A., 2000, “Çocuk Ruh Sağlığı”, Özgür Yayıncılık, İstanbul [11] BÜLENT ÇAVAŞ, PINAR HUYUGÜZEL ÇAVAŞ, BİLGE TAŞKIN CAN, “Eğitimde Sanal Gerçeklik" The Turkish Online Journal Of Educational Technology – Tojet October 2004 Issn: 1303-6521 Volume 3 Issue 4 Article 15 38 Fen Öğretimi Ders Notları KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK “Küçük şeylere gereğinden çok önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir.” Eflatun Fen ve teknoloji dersi öğretmeninin elinde dersin işlenebilmesi için iki önemli kavram vardır. Bunlardan bir tanesi araç-gereç üretebilme yeteneği, diğeri ise zamanı doğru kullanma yeteneğidir. Eğer öğretmen uygun yöntemlerle araç gereç kullanmadan ve zaman ayarlaması yapmadan ders işliyorsa hazırlanmış olan Fen ve Teknoloji Dersi ne kadar mükemmel olursa olsun kel baş için alınmış şimşir tarağa benzeyecektir. Bu nedenle bu çalışmada zamanı ve araç gereçleri doğru kullanmayı tartışacağız. Öğretmen zamanı yönetirken; 1. Araçların ve kavramların öğrenci seviyesine uygunluğuna, 2. Materyalin tam ve net olmasına, 3. Anlamlı ve kolay ders oluşturmaya, 4. Algıda aynılığın sağlanmasına, 5. Bilinenden, somut kavramlardan ve basitten başlamaya, 6. Özgün tanım ve ifadeler oluşturmaya, 7. Çok örnekli ders işlemeye, 8. Birleştirmeleri ve ayrıştırmaları dengeli sunmaya, 9. Sadelik ve dikkat çekmenin birlikteliğine, 10. Araç-yöntem ve hedef-davranış uyumuna, dikkat etmelidir. Tüm bu maddeler iki temel kavramda toplanabilir. Öğretmen eğer tempolu ve zengin içerikli ders hazırlarsa zamanı doğru kullanmış olacaktır. Bu iki ilke aslında zamanın yapısını açıklayan Einstein’ın özel ve genel görelilik ilkesinin farklı bir yorumudur. Bu teoriler zamanın hıza ve çekim gücüne bağlı değişebileceğini öngörür. Zamanın göreceliği ise bize zaman yönetiminde dikkate alınması gereken unsurların tempolu, hızlı ve güçlü çekime sahip, etkileyici ders hazırlama olduğunu çağrıştırmaktadır[1]. Yapacaklarınız için 24 saat yetmiyorsa, boş işlerle uğraşıyor, çok çalışmıyor ve işleri öncelik sırasına koyamıyorsunuzdur. 39 Fen Öğretimi Ders Notları Zamanın göreliliği, bugün bile birçok insanın kavramada güçlük çektiği bir konudur. Ama zaman referans sistemine göre değişebilmektedir. Zamanın bu yapısı yönetme sanatını değiştirme unsurudur. Zengin içerikli ve tempolu ders işlemenin ise en önemli yolu hedefe uygun araç-gereç geliştirebilme becerisidir. Zamanın akış mekanizmasını anlamak için çok uğraştık… Araç-gereç geliştirirken; öğrencinin, öğretmenin, konunun özellikleri, hedefler, öğrenci sayısı ve fiziksel koşullar mutlaka dikkate alınmalıdır. Güvenli ve ekonomik bir tasarımı da içerdiğinde araç-gereciniz derste kullanmaya hazır demektir. Araç-gereçler üç ana başlık altında toplanabilir. Bunlar; görsel araç ve gereçler (Modeller, numuneler, basılı materyaller, yazı ve gösterim tahtası, hareketsiz resimler, tepegöz, slayt, grafik, tablo, şekiller ve haritalar) işitsel araçlar (radyo, teyp, plak ve kompak disk) ve görsel işitsel araçlar (hareketli resimler, televizyon, vido ve bilgisayar) olarak sıralanabilir. Fen ve teknoloji dersi öğretmeni, hep öğretmek amacıyla hem de uyarı amacıyla görsel ve işitsel araçlar kullanması gerekir[2]. Araç-gereç kullanımı tüm yöntemlerde geçerlidir. Bu yönüyle de öğretmen her ders için aynı yöntemi kullansa bile ayrı araç-gereçler kullanmaya dikkat etmelidir[3]. Kullandıkça tükenmeyen materyallere araç denir. Kullandıkça tükenen materyallere ise gereç denir. Araç ve gereçler birlikte değerlendirilir. Tepegöz bir araç iken asetat bir gereçtir. Asetat, tepegöz üzerinde kullanılır[3]. Farklı araç-gereçler, derse olan ilgiyi çekecek ve öğrencide merak uyandıracaktır. Böylece öğrenci dersi materyal üzerinde yoğunlaşarak dinler. Araç-gereç kullanan bir öğretmen konunun çeşitli yönden ele alınmasını, zihinde canlandırılmasını sağlar. Dersler daha canlı geçer[3]. Araç-gereçler, kısa yoldan öğrenmeyi sağlayacağı için öğrenim ve öğretim kolaylaşacaktır. Öğrenci mevcut araç-gerecin kendisinin de hazırlayabileceğini düşünürse mutlaka hazırlama girişiminde bulunacaktır[3]. Görme, işitme ve dokunma gibi tüm duyu organlarının çalışarak yapılan algı ile tam öğrenme gerçekleşecektir. Böylece öğrenci ezberlemeden yapılandırmacı öğrenmeyi gerçekleştirecektir[3]. 40 Fen Öğretimi Ders Notları Rüzgarın yönüne dönen rüzgar gülü oluşturmak ve her gün farklı saatlerde esen rüzgarın yönünü kaydedip bir genelleme yapmak fen ve teknoloji dersinin yapısına uygun bir etkinlik olsa gerekir. Araç ve gereç tasarlarken ilkelerin, öğelerin ve amaçların tam ve net olarak belirlenmesi gerekmektedir. Tarsımlar zaman kazandırmalıdır. Beceri ve görsel ifade yeteneğini arttırıcı özelliğe sahip olmalıdır. Kullanılan çizgi ve şekillere, dokuya ve yazı tipine, kullanılan renklere de dikkat etmelidir. Tasarımda bütünlük, vurgu, denge, basitlik, gerçeklik, yakın ve uzaklık, ile düzen-alan konularına dikkat etmek gerekir[4]. Kullanılabilecek diğer materyaller; tepegöz, projektör, episkop(saydam olmayanı yansıtır), slayt yansıtıcı, dijital yansıtıcılar, dijital fotoğraf makineleri, dvd, vcd, kamera, yazı tahtası, bülten tahtası, döner levha, çalışma yaprakları, karikatür ve bilmece, bulmacalar, fıkralar, hikayeler, posterler, modeller, resim, fotoğraf,grafik, tablo ve sergiler, kavram ağı ve haritası, besteler, şiirler, drama ve hikayeler ile kuklalar sıralanabilir[4]. Fen ve teknoloji eğitimi için araç-gereç üretebilme yeteneği şapka gibidir. Her tarak her saça uymazken şapka kel olsun gür olsun tüm kafalara uyacaktır. Öğretmen, materyal geliştirme yeteneğini ders boyunca sergilemelidir. KAYNAKLAR [1] BÜLBÜL, M. Ş., 2005, “Sınıfta Göreceli Zamanın Yönetimi”, 14. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi Bildiri Kitabı, Denizli [2]BAŞAR, V., 1994, “Uygulamalı Fizik”, Milli Eğitim Yayınları, İstanbul [3]ORHUN, E., 2002, “İnformation and Communication Technologies in Education”, Ege Üniversitesi Yayınları, İzmir [4] YİĞİT, N., 2005, “Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme, Derya Kitapevi, Trabzon 41 Fen Öğretimi Ders Notları BAĞDAT NASIL BULUNUR? “Bitmeyen bir merak, yaşlanmamak için en önemli ilaçtır” H.Jackson Brown 1. Soru-cevap yönteminin daha başarılı olması için ön hazırlık gerekir mi? 2. Planlı sorularla ders işlemenin ne gibi faydaları vardır? 3. Ders işlerken öğrencinin de soru sormasını sağlamalı mıyız? 4. Öğrencilerin soruları, anlatılan konunun eksik yanlarını vurgulamaz mı? 5. Öğrencilerin sorularına öğretmenin önem vermesi, öğrenciyi nasıl etkiler? 6. Tekrar ve pekiştirme açısından soruların önemi nedir? 7. Sorular dersin neresin hangi aşamasında daha etkin kullanılmalıdır? 8. Soru sorarak eğitim, öğrenciyi ezberciliğe iter mi? 9. Sorulan sorular, öğrenciyi meraklandırır mı yoksa sıkarak dersten uzaklaştırır mı? 10. Sorular öğrenciyi düşünmek zorunda bırakır mı? 11. Soru sormanın zaman periyodu olmalı mıdır? 12. Soru sorarak ders işlemenin dersin işlenme süresini nasıl etkiler? 13. Sorulara cevap veremeyen öğrencinin ruh hali nasıl olur? 14. Başarısız öğrenciye cevaplayabileceği soruları sormanın ne gibi faydaları ve zararları olabilir? 15. Soru sorduktan sonra ne kadar beklenmelidir? 16. Sorular daha çok öğrenciye mi yoksa sınıfa mı sorul malıdır? 17. Sorulara hep aynı öğrenciler cevap veriyorsa ne yapmalıdır? 18. Öğrenci cevap veremediğinde ısrarcı olmak gerekir mi? 19. Öğrenci cevap verirken yarıda kesmek doğru olur mu? 20. Soru sorarken öğrenciye güven veren bir yöntem seçilmeli midir? 21. Soru sorarken ses tonu nasıl olmalıdır? 22. Konuşma zorluğu çeken öğrencilere nasıl sorular sormalı ve nasıl cevap beklemelidir? 23. Sorulan sorunun anlaşılmamasında nasıl bir yöntem izlenmelidir? 24. Sorulan soruya sınıftan cevap gelmezse ne yapılmalıdır? 25. Sorunun çözümü için ip ucu vermek doğru mudur? 26. Doğru cevap veren öğrencilere nasıl karşılık verilmelidir? 27. Yanlış cevap veren öğrencilere nasıl karşılık verilmelidir? 28. Konu ile ilgisi olmayan sorular sormak dersi nasıl etkiler? 29. Bilinen konuları birleştiren soru tiplerine ne örnek verebilirsiniz? 30. Ayırıcı sorulara ne örnek verebilirsiniz? 31. Sınav soruları hazırlanırken nelere dikkat edilmelidir? 32. Bilgi isteyen sorulara ne kadar değer verilmelidir? 33. Soruların motive edici yönü var mıdır? 34. Cevabı verilmemiş sorulardan bir diğerine geçilmeli midir? 35. Sorunun seviyesini ayarlarken nelere dikkat edilmelidir? 36. Evet ve hayır cevaplı soruları ne kadar sık sormak gerekir? 37. Sadece soru sorarak bir ders işlemek mümkün müdür? Bu sorular ders boyunca sorulacak ve öğrencilerden alınan cevaplarla ders işlenecektir. Öğrencinin bu dersi unutmaması için soru dışında herhangi bir cümle kurulmayacaktır. Hatta bu amaçla dersin başında okunan güzel söz tahtaya yazılıp “siz bu söze katılıyor musunuz?” diye sorulacaktır. Böylelikle dersin “soru sorma teknikleri” ile ilgili konu başlığı bir ders saatinde soru-cevap ve tartışma yöntemiyle işlenmiş olacaktır. 42 Fen Öğretimi Ders Notları HER YOĞURDUN BİR YİĞİT YİYİŞİ VARDIR “Kaplumbağaya dikkat et! Ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerleyebiliyor.” James B. Conant Neyi öğreteceğimiz müfredatı oluşturur. Ne zaman ve nerede öğretileceği öğretmenin hazırlayacağı plana işaret eder. Nasıl sorusunun cevabı plandaki yönteme işaret eder. Programın nasıl öğretileceği, öğretim aşamalarının en önemli kısmını oluşturur[1]. Öğrenme işlemi duyu organlarımızı kullanarak gerçekleşir. Dolayısıyla öğretim esnasında kullanacak tüm yöntemler beş duyumuza (görme, işitme, dokunma, tatma ve koklama) hitap etmelidir. Öğrenme işleminde ne kadar duyumuzu kullanırsak öğretimimiz o kadar etkileyici olur. Kalıcı öğrenme gerçekleştirmek için yöntemimiz basitten karmaşığa, somuttan soyuta ve yakından uzağa doğru olmalıdır[2]. Öğrencilerin seviyesine inmeyen yaklaşım öğretim sürecini başarısızlığa sürükler. Eğitim ve öğretimin her aşamasında öğrenci yaparak öğrenmelidir. Öğrencilerin dikkatleri sürekli açık tutulmalıdır. Çeşitli araç-gereçleri zamanında kullanarak eğitim ve öğretim süreci zenginleştirilmelidir. İlköğretim birinci kademede somut eğitim yöntemleri tercih edilmelidir. Konular, uygun zamanlara göre anlatılmalıdır. Yıl içinde önemli gün ve haftalar dikkate alınarak ve ilişkilendirerek konular işlenmelidir. Seçilen örnek üzerinde uzun süre düşünülmeli ve tüm ders etkinliklerinin her seviyedeki ve zeka seviyesindeki öğrencileri kapsaması gerekmektedir[1]. Öğrencilerin ve öğretimin etkileşimine göre yöntemleri dört ana grupta toplayabiliriz. Anlatım yönteminde öğretmen ile tüm sınıf tek yönlü biçimde etkileşir. Öğretmen anlatır ve öğrenciler dinleyerek ve/veya izleyerek öğrenir. Soru cevap yönteminde öğretmen soru sorar ve seçtiği öğrenci cevap verir. Dolayısıyla bu yöntemde öğretmen ve öğrenci arasında geçen bir etkileşim söz konusudur. Cevap vermeyen öğrencilerde öğrenme sürecine dahildirler ama cevap verenle eşit öğrenme gerçekleştiremezler. Sınıfça tartışma yönteminde sorular, cevaplar, öneriler ve eleştiriler tüm sınıfın dahil olduğu bir ortamda tartışılır. Bu yöntemde tüm sınıf birlikte etkileşir. Etkileşmenin gruplar arasında kaldığı yönteme de grupsal tartışma yöntemi denir. Diğer tüm yöntemleri bu dört ana yöntem arasında ele almak mümkündür. Bu dört yöntemi fen ve teknoloji dersi açısından diğer yöntemlerle birlikte ele alalım. ANLATIM YÖNTEMİ: Öğretmenin sınıfa direkt iletmesi biçiminde uygulanır. Bu yöntem en çok uygulanan ama hiç tavsiye edilmeyen bir yöntemdir. Çünkü sıkıcı, etkisiz ve öğrencinin pasif olduğu bir yöntemdir. Bu yöntem uygulanmak zorunda ise de değişken ses tonu, el ve yüz hareketleri ile dramatize edilmiş konu içeriği eşliğinde sunulmalıdır. İfadelerdeki netliğe, planlılığa ve anlaşılır içeriğe dikkat edilmelidir[3]. Bu yöntem çok ekonomiktir. Fazla masraf istemez. Öğrencinin elini çenesine dayayıp sadece dinlediği bir etkinliktir. Plana daha bağlı kalınır. Etkileşme tek yönlü olacağı için akış istenilen yönde gerçekleşir. Anlatılırsa iyi biçimde dinleme alışkanlığı sağlar. Diğer yöntemlere de dayanak oluşturan bir yöntemdir[3]. 43 Fen Öğretimi Ders Notları Anlatım yöntemi çok duyu organına hitap eden bir yöntem değildir. Her konuda anlatım yöntemi dersi sıkıcı kılar. Kalıcı olmayan bir öğrenme gerçekleşir. Çünkü öğrenci bilgiyi kendisi oluşturmaz. Ayrıca öğrenci öğrenmede sorumluluk almamaya başlar. Öğrenciler aklı yürütmeden ezberlemeye ve hazırcılığa alışır. Öğrencilerin dikkatlerini uzun süre açık tutması mümkün değildir[3] Eğer bu yöntem kısa süreli de olsa kullanılmalıysa sesin değişkenliğine, açıklığına, netliğine, canlı ve heyecanlı biçimde jest ve mimiklerle, planlı biçimde bol malzeme kullanarak ve seviyeye inerek ders anlatmalıdır. Ayrıca dersin başı, ortası ve sonu irtibatlandırmalı tahtaya, dışarıya yada sürekli ders notuna bakmamalı öğrenciyle göz temasından kaçınmamalıdır[3]. SORU CEVAP YÖNTEMİ: Bu yöntem öğrenciyi hareketlendiren bir yöntemdir ve genelde düz anlatımla beraber kullanılır. İki yöntemi kullanan öğretmen tek yöntemi kullanan öğretmenden daha başarılı olacaktır. Öğretmen soracağı soruları planlarken öğrencilerin de soru sormasını sağlamalıdır. Bu konu ile ilgili daha geniş bakış açısına “Bağdat nasıl bulunur?” ders notu ile ulaşmak mümkündür. TARTIŞMA YÖNTEMİ: Bu yöntem başlığında grupsal ve sınıfça tartışmayı karıştırmak daha doğru olacaktır. Bu ders notunun temel amacıda tartışma metodunu açıklamak ve fen öğretimine nasıl katkı sağlayacağını göstermektir. Tartışma ortaya atılan konu üzerinde farklı düşünme yeteneğinin bir sonucudur. Sınıfın tümsel aklını ayakta tutucu bir etkinliktir. Bu etkinlik esnasında etkileşimde bulunmamak bile bir öğrenme gerçekleştirecektir. Tartışmaya katılmayanların bile bir görüşü vardır. Seçilen konunun tartışılabilir olması gerekir. Konunun sonunda uzlaşmacı bir yaklaşım seçilmelidir. Sonlandırılamayacak tartışmalara girilmemelidir. Konu hakkında bilgisi olmayanın yorum yapmaması istenilmeli, bilmeyenin bilmiyorum diyebilmesi sağlanmalıdır. Tartışmalarda yönetici çok önemlidir. Tartışmayı yöneten tartışmanın genel kapsamını başlangıçta belirtmeli, süreci tahtaya kavram haritalarıyla işlemeli, mantıksal süreçte gidişini sağlamalıdır. Herkesin katılımını sağlamak amacıyla biraz konunun dışına çıkılmasına da izin verebilir. Tartışmanın özetlenmesi ve sonuçlandırılması çok önemlidir. Yoksa tartışma havada kalır. Amaca uygun olmaz ve öğrenci kavgacı ruha sahip olur. Fen dersinde tartışma bilim ekseninde uzlaşma yaklaşımını içermelidir[4]. Münazara: bir konuda iki grubun birbirinin fikirlerini çürütmeye çalışacağı bir tartışma yöntemidir. Bir jüri önünde münazara gerçekleşmeli ve birde münazara yöneticisi kullanılmalıdır. Öğretmen yöneticilik yapıp üç grupla bir münazara gerçekleştirebilir. Bu etkinlikte seyirci hiç dahil olmaz. Sadece not alabilir. Fen öğretiminde mutlaka kullanılması gereken bir yöntemdir[3]. Panel: bir konuda 3-5 öğrencinin dinleyicilerin önünde değişik açılardan konuşması ve soruları cevaplamasıdır. Dinleyici sadece soru sorabilir. Konuşmacılar konuyu farklı yönleriyle tek görüş etrafında ele alır. Yönetici yine öğretmen olabilir. Soru sorma hakkı olduğu için dinleyici de olabilir. Bu etkinlikte tartışma yerine bir sohbet havası mevcuttur[3]. 44 Fen Öğretimi Ders Notları Forum: Konuşan grup üyelerinin görüşleri dışında dinleyicilerin de görüşlerini anlatabildiği bir ders işleme yöntemidir. Sadece soru sormayan aynı zamanda eleştiri de yapılan bir etkinliktir. Dolayısıyla daha etkileşimli bir tartışma yöntemidir[3]. Beyin fırtınası: Kısa bir süre içinde belirlenen bir konu hakkında doğru veya yanlış her şeyin konuşulup sonunda eleştirileceği ve seçileceği bir tartışma yöntemidir. Daha çok sorunlara çözüm bulma amacıyla kullanılır. Beyin fırtınasında saçma fikirlerin ortaya çıkması eleştirilmemelidir. Çünkü o saçma fikirler başka fikirleri çağrıştırabilir[3]. Üç temel yöntem dışında bu üç yöntemin karıştığı bileşik yöntemler vardır. Bunlardan birisi problem çözme yöntemidir. Ortaya atılan sorun soru cevap ve tartışma yöntemleriyle çözüme kavuşturulur. Problem çözme yöntemi, problemin belirlenmesi, tanımlanması, veri toplanması, hipotezlerin ortaya atılması, uygulanması ve çözüme kavuşturulması aşamalarından oluşur. Bu karma yöntemle öğrenciler dersle etkileşir, planlı ve düzenli çalışmaya alışır. Öğrenmeye isteği artan öğrenci bilimsel süreç kazanımlarına daha çok yaklaşır. Bu yöntem problem çözme cesaretini arttırır. Öğrenmeyi sonuçlandıran bir yaklaşımdır. Ayrıca bu yöntem, sınıf içi yardımlaşmayı da sağlar. Ancak bu yöntem zaman alıcı bir süreç gerektirir. İlköğretim birinci kademede çok uygulanan küme etkinliği aslında tartışma, sunuş yöntemlerinden karma olarak oluşturulmuş en etkili ders işleme yollarından birisidir. Başkan, sözcü, sekreter ve iki üyeden oluşan ilgi, seviye ve yerleşim şartlarına göre teşekkül etmiş gruplara konular paylaştırılır. Bir süre içinde gruplar sınıfta konularını hazırlarlar. En sonunda gruplar konularını sınıfa aktarır ve soruları cevaplandırırlar[1]. Laboratuar metodu, öğrencinin daha etkin biçimde öğrenmeye katıldığı bir diğer yöntemdir. Bu yöntem gözlem, deney ve gösteri çeşitlerine sahiptir[2]. Gözlem, amaçlı, planlı bir inceleme etkinliğidir. Öğrencilerin kendilerinin bilgi edinmesini sağlar. Öğrenciler yakın çevrelerini daha iyi inceler. Daha çok duyu organı öğrenime katılır. Öğrenci gerçek ve hayati bilgiler kazanır. Ayrıca iyi bir gözlemci olmalarını sağlar. Ama çok zaman alabilir. Bazı durumlarda pahalıya da mal olabilen bir yöntemdir. Planlanmadığında da zaman kaybına neden olabilir. Gözlem için gezi gerekmektedir. Dolayısıyla öğrencilerin muhakkak ön bilgiye sahip olmaları gerekmektedir. Deney, laboratuarda araç ve gereçler kullanarak bilimsel ilişkilerin kavranmasını sağlar. Öğrenci yaparak ve yaşayarak öğrenir. Malzeme kullanma becerisi kazanır ve kendilerine özgüven kazandırır. Ancak masraflı bir yöntemdir. Öğretmenin yeterliliği esastır. Kalabalık sınıflarda zorluğu vardır. Bu amaçla ilk deney öğretmen tarafından yapılmalı ve öğrenci bilgilendirilmeli, önemli konularda uyarılmalıdır. Bazı durumlar öğrencinin güvenliğini tehlike sokabilir. Bazı deneyler bilindik sonuçları gösterirken bazı deneylerin sonucunu önceden söylemek mümkün değildir. Pozitif bilimler bu deney türleri doğrultusunda ilerlemektedir. Unutmamak gerekir ki her etkinlik bir deney değildir ama her deney bir etkinliktir. Deneylerde sayısal sonuçlar söz konusudur. Gösterim ile işlenen laboratuar metodunda anlatım yönteminin laboratuarda araç ve gereç desteğiyle gerçekleşmesidir. Gösteri deneyleri önceden kontrol edilmeli, sınanmalıdır. Tüm aşamalar atlanmadan açıklanmalı ve sorular eksiksiz olarak cevaplandırılmalıdır. Gösteri dersin sonunda zamanın kalması durumunda birkaç öğrenciye tekrarlatılabilir. 45 Fen Öğretimi Ders Notları Örnek olay yöntemi, problem çözme yöntemine benzer. Seçilen örnek sınıf tarafından öğretmenin yönlendirmesiyle ele alınır. Olay tüm yönleriyle tartışılarak çıkarımlar yapılır. Eğitimsel amaçla kullanıma daha çok açıktır. Yöntem ve tekniğin iyi seçilmesi kadar araç ve gerecin de amaca uygunluğu, duyu organlarına hitap etmesi önemlidir. Dolayısıyla fen ve teknoloji öğretmeni hem doğru yöntemi seçme konusunda hem de araç ve gereç üretme, kullanma konularında yetenekli olmalıdır. Seçeceğiniz yöntem, araç ve gereç sizin yiğit yeme biçiminizdir. Sakın ata sözünün doğrusunu düşünüp yanlış belirttiğimizi düşünmeyin buda bizim tarzımız olsun akılda kalalım… KAYNAKLAR [1]BÜYÜKKARAGÖZ, S. Ve ÇİVİ, C., 1996, “Genel Öğretim Metotları”, Öz Eğitim Yayınları, İstanbul [2] ERTUĞRUL, H., 1999, “Öğretmenin Başarı Kılavuzu”, Nesil Yayınları, İstanbul [3] KAPTAN, F., 1999, “Fen Bilgisi Öğretimi”, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul [4] TEMİZYÜREK, K., 2003, “Fen Öğretimi ve Uygulamaları”, Nobel Yayınevi, Ankara 46 Fen Öğretimi Ders Notları DEFİNE HARİTALARI “İnsanlara cehaletlerini tanıtmak imkansızdır. Zira cehaleti tanıyabilmek içinde bilgi lazımdır, dolayısıyla cehaletini görebilen cahil değildir.” J.Taylor Kavramlar, varlıkların, insanların, olayların ve düşüncelerin gruplandırılmasıyla oluşur. Kavramları öğrenmek için bir yaş sınırlaması da yoktur[1]. Kavramlar soyut olduğu için ilişkilendirilmesi ile bir ölçüde somutlaşır ve daha akılda kalıcı hale getirilmiş olur. Kavramların zihinde oluşması üç süreç sonunda gerçekleşir: genelleme sürecinde ortak özellikler gruplandırılır ve genellenir. Ayırma sürecinde birbirine benzemeyen kavramlar ayırt edilir. Tanımlama sürecinde ise bir kavram bir sözcükle, bir önermeyle anlatılır ve tanımlanır[2]. Kavramların genelleştirilmesi yada genel kavramların özel durumlar için kullanılması mümkündür. Bu durumda kavramlar işlenirken yöntem olarak tümdengelim ve tümevarım yaklaşımları kullanılabilir. Soyut olan kavramların somutlaştırılması için tablolar, şekiller, çizimler kullanılabilir. Böylece anlam çözümleme tabloları, kavram ağları ve haritaları oluşturulur[3]. Anlam çözümleme tablolarında iki boyutlu tablolar öğrenci katılımıyla oluşturulur. Bu tablo bir eksende kavramlardan diğer eksende ise özelliklerden oluşur. Böylece kavramlar özelliklerine göre tabloya işaretlenirken öğrenilir. Bu yöntem kullanılırken önce konuyu seçip tahtaya yazmak gerekmektedir. Sonra bu konu ile ilgili kavramlar aşağıya doğru sıralanır. Ardından bu kavramların özellikleri soldan sağa doğru yazılır. Son olarak oluşan tabloda işaretler yardımıyla kavramların özellikleri belirlenir. Örnek bir anlam çözümleme tablosu Özellik-1 Özellik-2 Kavram-1 * Kavram-2 * Kavram-3 * Kavram-4 Özellik-3 Özellik-4 * * * Kavram ağlarında merkezde mir ana kavram, etrafında ise konu ile alakalı diğer kavram grupları yer alır. Merkezi kavramdan diğer kavram gruplarına oklarla ilişkilendirme kurulur. Kavram ağlarının yeterli olmadığı, birden çok ana kavramın olduğu ve farklı kavram gruplarının yer aldığı durumlarda daha kapsamlı olan kavram haritaları kullanılır. Kavram haritaları görsel sunumu ön plana çıkarır. Öğrenmeyi görsel olarak arttırır. Öğretimde kolaylık sağlar. Geniş kapsamlıdır. Bireysel farklılıktan ortaya çıkar. Öğrenci merkezli olup aktif öğrenmeye yöneliktir. Kavramlar arası ilişkiyi anlamada ve tanımlamada yeni olasılıklar içerir. Öğretmen ve öğrenci diyaloguna ve etkin öğrenmeye ışık tutar[4]. 47 Fen Öğretimi Ders Notları Vücudumuz ile ilgili ünitenin kavram haritası[1] Kavram haritaları kullandıkça öğrencilerin sentez yapma, tümevarım yöntemini benimsemesi sağlanır. İki veya daha fazla kavram birbirlerine oklarla bağlanır. Bu oklar üzerinde ilişki yazılır. Bu ilişki ile birlikte bir düşünme gerçekleşir. Oluşan düşünceye önerme denir. Kavram haritaları, kutu, üçgen veya daire gibi şekillerden oluşturulur. Önermeler, bağlayıcı ve açıklayıcı özellikler oklar üzerine yazılır. Bu şekilde büyük bir ağ yani harita oluşturulur[3]. Kavram haritası oluştururken öncelikle kavramlar listelenir. Sonra ana kavramlar biçimlendirilir. Benzer kavramlara aynı biçim verilir. Ana kavramlar merkezde diğerleri etrafında olacak biçimde ilişkili olanlar yakın tutularak harita çizilir. Bilgiye ulaşma yolunu gösteren tüm kavram haritaları aslında bazı kavram yanılgılarını da ortaya koyabilmektedir. Bu açıdan hatalarımızı da gösterir. Dolayısıyla kavram haritaları bir ölçüde define bilgisinin hartalarıdır. KAYNAKLAR [1] Talim ve Terbiye Kurulu, 2004, “Yeni program”, Ankara [2] ERTUĞRUL, H., 1999, “Öğretmenin Başarı Kılavuzu”, Nesil Yayınları, İstanbul [3] KAPTAN, F., 1999, “Fen Bilgisi Öğretimi”, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul [4] TEMİZYÜREK, K., 2003, “Fen Öğretimi ve Uygulamaları”, Nobel Yayınevi, Ankara 48