dsi aynı zamanda iyi bir teknik okuldur.

Transkript

dsi aynı zamanda iyi bir teknik okuldur.
HİNDİSTAN
BÜYÜKELÇİSİNE
ANLAMLI ZİYARET
İNTES Genç Yöneticiler Grubu Hindistan Ankara Büyükelçi Vekili Sayın Dr.
Avs Ramesh Chandra’ya bir ziyaret düzenledi.
tamamı sayfa
2
İGY 2010-2011
DÖNEMİ BAŞKANI
KARGIN’A
TEŞEKKÜR YEMEĞİ
İNTES Genç Yöneticiler Grubu 20102011 Başkanı Burçin Kargın’a teşekkür
yemeği verildi.
tamamı sayfa
2
Ey
yükselen nesil!
Gelecek
sizindir...
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası Gazetesi • Yıl 2011 Sayı: 25 / Yıl: 7 • ISSN: 1304 - 7183
“DSİ AYNI ZAMANDA İYİ
BİR TEKNİK OKULDUR.”
25 YILLIK BİR MARKA:
TÜRK EXİMBANK
İhracatta finansmanın en büyük oluşumu Türk
Eximbank 25 yıldır gerçekleştirdiği çalışmalarla
kendini ispat etmiş başarılı bir marka. Türk
Eximbank kredi, garanti ve sigorta programları ile
ihracatçılara ve yurtdışında faaliyet gösteren inşaat
sanayicilerine uluslararası piyasalarda rekabet
gücü kazandırırken, risklerden arındırılmış bir
ortamda var olabilmeye de olanak sağlıyor. Genç
Yönetici Gazetesi olarak ana maddeler halinde Türk
Eximbank’ı sizler için mercek altına aldık.
tamamı sayfa
8
BİR PROJE ÖYKÜSÜ:
ERG İNŞAAT, DERİNER BARAJI ve HES
Sözlük anlamıyla barajlar, eski zamanlardan beri insanlığın su ihtiyacını karşılamak ve tarımsal alanların sulanması amacıyla inşa edilen su yapılarıdır.
Günümüzde ise barajlar ayrıca stratejik öneme sahip yapılardır. Enerji üretiminden ülkenin tarımsal hayatına
kadar geniş bir yelpazede önemli rol
DSİ Genel Müdürü Akif Özkaldı;
“DSİ’li olmanın en büyük özelliği
bir kere DSİ’li olduğunuzda bir daha
bırakamamanızdır” diyor. Kendisi de
yıllardır aynı kurum içinde görevler
alan Özkaldı’nın DSİ ile tanışma hikayesi ise üniversite yıllarında başlıyor.
Tam anlamıyla işine bağlı bir yönetici
olan DSİ Genel Müdürü Akif Özkaldı
ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
ve ileriye yönelik projeleri hakkında
konuştuk.
tamamı sayfa
6
BASİT HİKÂYELERLE
DÜNYA KRİZİ
oynar. Bir ülkenin enerji üretiminin
en doğal ve en ucuz yollarından biri
de hidroelektrik enerji üreten barajlardır. 40 yıldır inşaat sektöründe varlığını sürdüren ERG İnşaat Tic. San.
A.Ş’nin yeni projesi Deriner Barajı ve
HES’in projelendirmeden bugüne kadar olan yolculuğu iç sayfalarımızda.
Dünya Gazetesi Ankara Temsilcisi
Ferit Barış Parlak dünya krizinin etkilerini kaleme aldığı yazısında çarpıcı
noktalara dikkat çekiyor. Dünyanın
değişik ülkelerinin ekonomisine ait
yazdığı “hikayeler” ise gerçekten imrendirici nitelikte. Parlak, yazısının bir
bölümünde şöyle diyor; …
tamamı sayfa
12
Geçenlerde, ekonomisi gelecek vadeden/gelecek için fedakarlıktan da kaçmayan/ uluslararası yatırımcıların yeni
gözdesi St.Petersburg’da bir restorandayız…
Garson, “Bugün ‘balık günü’, hoş geldiniz!” diye girdi söze…
Haftanın 2 günü ‘balık günü’ olmak
zorundaymış St.Petersburg’un bütün
restoranlarında…
Baltık
Denizi’nin
nimetlerinden
faydalanmak/o avantajı değerlendirmek/hayvansal ürünlerde dışa bağımlılığı azaltmak gibi nedenler ‘balık
günü’nün zorunluluğu için ilk sırada…
tamamı sayfa
4
2 İGY
2 İGY
’DEN
’ DEN
HABERLER
HABERLER
HİNDİSTAN BÜYÜKELÇİSİ’NE
ANLAMLI ZİYARET
Hindistan’ın yatırım koşullarını aktaran Chandara, inşaat sektörü projeleri
ve Türk-Hint ortaklığıyla gerçekleştirilebilecek muhtemel iş ortaklıkları
hakkında önerilerde bulundu.
İ
NTES Genç Yöneticiler Grubu
Hindistan Ankara Büyükelçi Vekili
Sayın Dr. Avs Ramesh Chandra’ya bir
ziyaret düzenledi.
Ziyarette Chandara ile Türkiye ve
Hindistan arasındaki dostluğun geliştirilmesine ilişkin mesajlar verildi.
Grup üyeleri İNTES ve İGY’yi tanıtarak gerçekleştirilen etkinlikler hakkında Chandara’ya bilgi verdi.
İGY üyeleri Chandara’ya Hindista’a
bir ziyaret düzenlenmek istediğinin
aktarmasını ardından büyükelçi tarafından ziyaretlerine ilişkin destek verilebileceği belirtildi.
Görüşmeye İNTES Genç Yönetici
Üyelerinden: İGY Başkan Yardımcısı
Asude Öztürk Camadan, İGY Üyesi
Başar Güvensoy, Can Adiloğlu, Işıl
Güvensoy, Leyla Nasıroğlu, Meriç Aydeniz katılmıştır.
YÖNETSEL ALANDA İNSAN
İLİŞKİLERİ SEMİNERİ
İ
NTES Genç Yöneticiler Grubu
tarafından başlatılan seminer dizisinin ikincisi “Yönetsel Ortamda İnsan İlişkileri ve İletişim” konusunda
verildi
Yrd.Doç.Dr.Cengiz Tavukçuoğlu’nun
konuşmacı
olduğu
seminere
İNTES’e üye firmaların insan kaynakları yöneticileri ile İNTES çalışanları katıldı.
İNTES Genç Yöneticiler Grubu
Başkan Yardımcısı ve Eğitim ve Seminerler sorumlusu Burak Çelik tarafından organize edilen program 03
Kasım 2011 tarihinde gerçekleşti.
Tavukçuoğlu kendi yaşamından sunduğu anekdotları, fıkraları, seçtiği
görseller, karikatür ve animasyonları
ile katılımcıların ilgi ile izlediği bir
sunum gerçekleştirdi.
İGY ÜYELERİ TÜRK
EXİMBANK GENEL MÜDÜR
YARDIMCISI ALEV ARIKAN’I
ZİYARET ETTİ
İ
NTES Genç Yöneticiler Grubu
tarafından Türk Eximbank Genel
Müdür Yardımcısı Alev Arıkan’a 23
Kasım 2011 tarihinde nezaket ziyaretinde bulunuldu.
Ziyarette Arıkan ile birlikte Ülke
Kredileri Genel Müdür Yardımcısı
Alaaddin Metin, Orta Vadeli Sigorta
Garanti ve Reasürans Müdürü Önder Demiralp, Sigorta ve Garanti İşlemleri Daire Başkanı Cenan Aykut
da iştirak etti.
Toplantıda Arıkan tarafından yatırımcılara sağlanan Eximbank kredileri hakkında genel bilgi verildi.
Eximbank heyeti sektöre özel sağ-
lanan destekler konusunda ayrıntılı
bilgi aktardı.
Arıkan ve heyeti sektörün ihtiyaç
duyduğu alanlarda banka yetkilileri
tarafından bilgilerin aktarabileceğini
ve Sivil Toplum Örgütleri ile ortaklaşa yürütülecek çalışmalardan ve
iletişimin yoğun olmasından memnuniyet duyduğunu ve sektör temsilcileri ile iç içe çalışmak istediklerini
ifade etti.
Görüşmeye İNTES Genç Yönetici Üyelerinden: İGY Başkan Yardımcısı Asude Öztürk Camadan,
İGY Üyesi Emrah Yaykıran ve İrem
Şerefoğlu katıldı.
İGY GELENEKSEL YENİ YIL YEMEĞİ
İ
NTES Genç Yöneticiler Grubu 2012
yeni yıl yemeği Ankara Kale Washington Restorantta gerçekleşti.
Üyeler, aralarında yaptıkları çekiliş ile
bir birlerine yeni yıl hediyelerini takdim
ettiler.
Yemeğe katılan üyelerin isimleri ise şöyle: İGY Başkanı Mehmet Göçen, İGY
Başkan Yardımcısı Burak Çelik ve İGY
Üyelerinden Başar Güvensoy, Burçin
Kargın, Can Adiloğlu, Doruk Coşkunsu ve eşi, Ebru Çelik Ceylan, Elif Güray
ve eşi, Emre Güray, Emrah Yaykıran ve
eşi, Işıl Güvensoy, İrem Şerefoğlu, Kemal Ceylan, Tolga Koloğlu katılmıştır.
İGY 2010-2011 DÖNEMİ BAŞKANI KARGIN’A TEŞEKKÜR YEMEĞİ
İ
NTES Genç Yöneticiler Grubu 20102011 Başkanı Burçin Kargın’a teşekkür
yemeği verildi.
Her yıl yeni bir başkan atanan İGY Grubunun başkanı 2010-2011 döneminde
Kargın İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Burçin Kargın oldu.
Koçoğlu İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu
Başkan Vekili Uğur Koçoğlu’nun başkanlık döneminde başkan yardımcılığı görevini üstlenen Kargın, iki sene süresince
İGY’nin tüm etkinliklerinde aktif olarak
yer aldı. Üyelerin tüm toplantılarında ha-
zır bulunan Kargın, Kosova-Makedonya
heyet ziyaretinde İGY üyelerine başkanlık etti ve rapor çalışmalarının sonuçlanmasında aktif olarak yer aldı. Kargın’ın
Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen
Göçay İnşaat Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Mehmet Göçen 2011-2012
dönemi için Kargın’dan Başkanlık görevini devraldı. Göçen’in Başkan Yardımcılığı görevini bu dönemde Haselsan İnşaat
Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu
Üyesi Asude Öztürk Camadan ve İsmail Çelik İnşaat Ltd.Şti.Yönetim Kurulu
Üyesi Burak Çelik üstlendi. Yönetim tarafından görev dağılımının yapılması ile
Camadan yayım faaliyetlerini, Çelik ise
eğitim, seminer ve sosyal faaliyetleri üstlendi. Başkan Göçen ise tüm çalışmaların
koordinasyonunu takip etmekten sorumlu olacak. İGY Yönetimi tarafından
Başkan Kargın için geleneksel başkanlık
devrinin gerçekleştiği bir yemek organize
edildi. Kargın’a Göçen tarafından İGY’ye
yapmış olduğu çalışmaların anısını kalıcı
kılmak amacıyla özel olarak hazırlatılan
bir plaket takdim edildi.
BAŞKAN’ DAN
3
MEHMET GÖÇEN
İGY Dönem Başkanı
Yeni bir merhaba
2010-2011 dönemi İGY başkanımız
sevgili Burçin Kargın’a grubumuza yaptığı katkılardan dolayı huzurlarınızda
bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
İGY’de başkanlık görevi, dönemsel ve
bir yıl için geçerlidir. Bu sorumluluğu
alan her arkadaşımız İGY’nin dinamik
ve genç yapısıyla ortaya koyduğu vizyonu izlemek ve ileriye taşımak için mücadele eder. Bu mücadele, grubun tüm
üyelerinin ortak katkısıyla gerçekleşir
ve başarıya ulaşması hedeflenir.
Bundan sonraki hedefimiz ise; İGY’nin
her aktivitesinin sürekli olması ve bir
takvime bağlanmasıdır. Sizlere kendimizi daha iyi anlatmak, inşaat sektöründe genç kuşakların sesi ve öncüsü
olmak, olaylara farklı bir gözle bakmaya çalışmak, günceli takip ederken geçmişimizden dersler çıkararak yarınlara
şekil vermek arzusundayız.
Türkiye’nin ve dünyanın gündemi ve
günceli o kadar hareketli ki bazen bilgi
kirliliği arasında doğru tahminleri yapmak epey zor oluyor. Şu an için önümüzdeki önemli konulardan bir tanesi
global piyasalarda etkisi hergün daha
da artan ve bize de adım adım yaklaşan
yurtdışı kaynaklı finansal resesyon.
Ortak paydaların bu kadar fazla olduğu küreselleşen dünyada; yeteri kadar
üretmeden, borçlanarak tüketen bir
ekonomi olduğumuz için, küresel dalgalanmalardan etkilenmemek haliyle
imkânsız.
Türkiye ekonomisini Avrupa ve Amerika ile karşılaştırdığımızda göreceli olarak iyi durumda olduğunu ve krizden
daha az etkileneceğini düşünüyorduk.
Ancak hâlihazırdaki gidişat bir miktar
kaygı uyandırmış durumda. Türkiye
ekonomisinin görünümü her geçen
gün biraz daha bozuluyor. Bildiğiniz
gibi ekonomimizdeki en zayıf noktamız cari açığımız, cari işlemler açığında bir miktar azalma olsa da, maalesef
düzelme hızı çok yavaş. Söz konusu dış
ticaret açığı, rezervlerimiz ve kısa vadeli
sıcak para girişleriyle finanse edilmekte.
Son zamanlarda yükselişe geçen körfez
ve Arap baharı kaynaklı sıcak nakit akı-
şı, ülkemiz için önemli ancak sürdürülebilir bir yapıdan uzak.
Yurtiçinde alınan tedbirlere baktığımızda; Türk Lirası’nın göreceli olarak zayıf
tutulması ve ihracatın desteklenmesi
global ihracat pazarındaki ciddi daralma nedeniyle istenilen başarıyı bir türlü
yakalayamıyor. Aksine, bu politikanın
hedeflediği zayıf Türk Lirası aracı enflasyon üzerinde olumsuz etkilere sebep
oluyor. Yüksek cari işlemler açığı, yüksek kur, ve yüksek enflasyon sorunları
ekonomik büyüme beklentimizi doğal
olarak baskı altına alacaktır. Bu sebeplerden dolayı 2012 için öngörülen %
4 lük büyüme hedefinin gerçekleşmesi
her geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır.
Bütün bunlardan çıkartılabilecek bir
ders var; o da, borçlanmanın temel
kaynağının tüketim değil üretim olması gerektiğidir. Bu yüzden; diğer öncü
ekonomiler bile üretim üssü olmak
için teşvikler verirken, daha paylaşımcı
olmalı ve Türkiye’ye net ticaret fazlası
veren, üreten, katma değer yaratan sektörleri desteklememiz gerektiğine inanıyorum.
Her ülkenin kendine göre bölgesel,
lojistik ve doğal kaynak bakımından
avantajları ve dezavantajları var, bunun
üzerine devlet teşviklerini de eklediğimizde artık şunu görüyoruz ki bu piyasada oyuncu olabilmek adına gideceğimiz daha çok yolumuz var.
Öncelikle avantaj yaratabileceğimiz
sektörler hangileri ve rakiplerimiz kimler, bunu irdelemeli ve ona göre hareket
etmeliyiz. Ticaret bir alış-veriş olduğuna göre, hep veremeyeceğimiz gibi hep
de alan taraf olamayız. Varolan avantajlarımızı en etkin şekilde değerlendirebilmeliyiz.
Ekim 2011 dış ticaret verilerine göre,
ihracat şampiyonumuz yine otomotiv
sektörü oldu. Ekim 2011 itibariyle gerçekleştirilen 111 milyar dolarlık toplam
ihracatımızda bu sektör 13 milyar dolar
ile yine birinci sırada yer aldı. Otomotiv diğer sanayi kollarına ve ihraç edilen
ürünlere göre şampiyon olsa da, asıl
bakılması gereken nokta ülkemiz için
yaratılan net değerdir. TUİK verilerine
İNTES GENÇ YÖNETİCİ
GAZETESİ
göre; bu sektörde Ekim 2011 itibariyle toplam ihracat 13 milyar dolar iken
yine aynı dönemdeki ithalatımız 14
milyar doları bulmuştur. Yani kısaca bu
sektörde 1 milyar dolar açığımız vardır.
2008 yılında sektörel bazda otomotiv
ihracatta ki en yüksek rakamına ulaşmıştı. 2008 de bu sektördeki toplam
ihracat 18,3 milyar dolar iken ithalat
ise 12,8 milyar dolar olarak gerçekleşti ve Türkiye ekonomisine net değer
olarak 5,5 milyar dolar katkı sağladı.
Bu sektörde 2001-2010 arası geçen 10
yılda toplam ihracat 101 milyar dolar
iken toplam ithalat ise 90 milyar dolar
olarak gerçekleşti. 10 yılda elde edilen
toplam net değer 11 milyar dolar oldu.
Kısaca; otomotiv sektörünün ekonomiye net katkısı yıllık ortalama 1,1 milyar
dolar olarak gerçekleşmiş.
Ülkemize nasıl daha fazla katkısı olur
diye sektörün sorunlarını çözmek için
çeşitli yollar arıyoruz. Dünya çapındaki markalara devlet destekleri vererek
teşvik ediyoruz. Kendi yerli markamızı yaratmak için strateji geliştiriyor ve
ithalatı kısmak için vergileri arttırmak
gibi önlemler alıyoruz.
Şimdi farklı bir açıdan bakalım istiyorum. İmaj olarak sorgulanan, bir rivayete göre 200.000 adet firmanın olduğu söylenen inşaat sektörünü irdelemek
istiyorum.
2010 yılında Türk inşaat firmaları tarafından yurtdışında üstlenilen toplam
proje bedeli 22,3 milyar dolar. 22,3
milyar doları oluşturan proje sayısı
576. Bu projelerin çoğunda ikişer firmadan JV olarak hareket edildiğini varsaysak yaklaşık 1000 adet inşaat firmamız yurdışında bu projeleri üstlenmiş
diyebiliriz.
Yurtiçindeki 200.000 müteahhitimiz
arasından 1.000 tanesi yurtdışında
ülkemizi temsil ediyor ve 22,3 milyar
dolarlık iş hacmi yaratıyor. 2001-2010
arasında yurtdışında üstlenilen toplam
proje bedeli 150 milyar dolar olarak
gerçekleşti. Demek ki 10 yılda ortalamada her yıl 15 milyar dolarlık iş üstlenilmiş.
Bu işlerde yaklaşık bir tahminle kar
marjı 15% desek ve bu 15% in ülke-
Basım Tarihi: 15.01.2012
Sayı: 25
Yıl: 7
ISSN: 1304 - 7183
Artık yurtdışına çıktığınızda ve devlet
yetkilileriyle görüştüğünüzde herkesin
dilinde yap-işlet-devret modeli var. Bu
modeldeki en önemli kalem ise finansman. Yurtdışında bazı ülkelere Türk
bankalarından kontrgarantisiz teminat
mektubu bile bulamayan müteahhitlerimiz ise bir yandan ucuz iş gücü, bir
yandan projelere devlet finansmanı sağlayan Çinli firmalarla rekabet ediyor.
Bu eşit olmayan rekabete rağmen ENR
sonuçlarına göre; Türkiye yurtdışında
Çin’den sonra en fazla proje üstlenen 2.
ülke oluyor.
Eximbank ve kamu bankalarının yurtdışındaki inşaat projelerine sağlayacağı
finansal destek sizce otomotiv sektörüne verilen teşviklerden daha mı çok
maliyetlidir ? Sizce yurtdışı müteahhitlik sektörü bir hizmetin ihracatı değil
midir ? Bu sektör yurtdışında nasıl
daha fazla desteklenebilir ? Cevaplar aslında çok açık.
Umarım Nostradamus yanılır ve 2012
hepimiz için umutların habercisi olur.
Saygılarımla
Mehmet Göçen
İNTES Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası Adına Sahibi:
M. Şükrü Koçoğlu
Sorumlu Müdür:
H. Necati Ersoy
YÖNETİM YERİ
YAYIN KURULU
ASUDE ÖZTÜRK CAMADAN
BAŞAR GÜVENSOY
BURAK ÇELİK
BURÇİN KARGIN
CAN ADİLOĞLU
CEM ADİLOĞLU
EBRU ÇELİK CEYLAN
ELİF GÜRAY
ELİF YAVUZ YAMAN
sinde 20% vergilendirildiğini varsaysak
elde edilmiş vergi sonrası net kar yıllık
1,8 milyar dolar eder. Kısaca 1.000
tane firmamız Türkiye’ye yıllık 1,8 milyar dolar kar aktarmış. İnşaat sektörü,
otomotiv sektörünün neredeyse 2 katı
kadar bir artı değer yaratmış. Bu değeri
yaratırken Türk müteahhitlik sektörünün de yurtdışındaki imajını düzeltmiş.
EMRAH YAYKIRAN
EMRE GÜRAY
GÖKHAN DEMİR
IŞIL GÜVENSOY
İREM ŞEREFOĞLU
KEMAL CEYLAN
KORAY KARADUMAN
LEYLA NASIROĞLU
MERİÇ AYDENİZ
MEHMET GÖCEN
ÖZGÜR HAŞEMOĞLU
SELAHATTİN ÖNEN
SELİM AKIN
TUVANA AYDINER
TOLGA KOLOĞLU
UĞUR KOÇOĞLU
ÜLKÜ AYDENİZ KEKLİKOĞLU
4. Cadde 719. Sok. No: 3 Yıldız/Çankaya- Ankara
Tel: 0.312 441 43 50 • Faks: 0.312 441 36 53
www.intes.org.tr • [email protected]
Sanat Yönetmeni: Zelkif Çavuş Kandemir
Grafik: Timuçin İpek - Duygu Monsefh Yeloğlu
Yapım: Gergedan Tanıtım
Baskı: Dumat Ofset • Bahçekapı Mah. 2477. Sok. No: 6 Şaşmaz/Ankara • 0.312 278 82 00
Dört ayda bir yerel süreli yayın olarak yayımlanır ve abonelerine ücretsiz olarak gönderilir.
PARA İLE SATILMAZ
Gazetede yayımlanan yazılar, yazarların kişisel görüşü olup hiçbir şekilde İNTES tüzel
kişiliğinin görüşü olarak mütalaa edilmez.
Ferit B.PARLAK • Dünya Gazetesi Ankara Temsilcisi • [email protected]
4 GÜNDEM
BASİT HİKÂYELERLE DÜNYA KRİZİ
Makro rakamlarla Türkiye’yi değerlendirdikten sonra,
basit hikâyelerle dünya krizini analiz edelim.
sek bir büyüme oranı garantilendi. Yüzde 7.5’lik 2011 büyüme tahmininin
tutması için son çeyrekte yüzde 1.8’lik
büyümek yetiyor. Türkiye son çeyrekte
hiç büyümese bile yıllık büyüme yüzde
7 çıkacak. Son çeyrekte yüzde 7’lik bir
büyüme performansı yıllık büyümeyi
yüzde 8.9’a, son çeyrek büyümesinin
yüzde 8 olması ise yüzde 9.2’ye taşıyacak.
Enflasyon yükseliyor…
Kasım ayı enflasyonu üretici fiyatları
(ÜFE) bazında yüzde 0.65 olurken, tüketici fiyatlarında (TÜFE) yüzde 1.73’le
beklentilerin üzerinde gerçekleşti.
TÜFE’de aylık artışın yüksek çıkmasında özellikle giyim ve ayakkabı grubunda
yaşanan yüzde 5.59’luk artış etkili oldu.
Aylık fiyat artışı alkollü içecekler ve tütünde yüzde 3.69, gıda ve alkolsüz içeceklerde de yüzde 3.27 ile yüksek çıktı.
ÜFE kapsamında en hızlı fiyat artışı ise
yüzde 5.4’le tarımda gerçekleşti; sanayide ise yüzde 0.25 düşüş yaşandı.
Yıllık enflasyon ÜFE’de yüzde 13.67’ye
ulaştı, TÜFE bazında da yüzde 9.48’le
çift hane sınırına geldi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem
Başçı’nın “enflasyonda yaşanabilecek
sert yükselişe hazırlıklı olunması” yönündeki açıklamalarının da etkisiyle
yüksek enflasyon verisi satın alınmış olmakla birlikte beklentileri de aşan kasım
gerçekleşmesi dışarıdaki sıkıntılarla da
birleşince piyasaları olumsuz etkileyecek.
Enflasyondaki yükselişin ilk etkisi faiz
cephesinde bekleniyor.
Hızlı büyüme üçüncü çeyrekte de
devam etti…
Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 8.2 ile beklentilerin üzerinde büyüdü; dokuz aylık büyüme yüzde
9.6 oldu.
Türkiye ekonomisinde kesintisiz büyüme süreci 8 çeyreğe ulaştı.
Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) temmuz-eylül döneminde geçen yılın aynı
dönemine göre cari fiyatlarla yüzde 17.4
artışla 348.8 milyar, sabit fiyatlarla ise
yüzde 8.2 artışla 31 milyar TL düzeyinde gerçekleşti.
lışan alt sektörler yüzde 83.6 ile kimya,
yüzde 82.9’la bilgisayar ve yüzde 82.2 ile
elektrikli teçhizat oldu.
Geçen yılın aynı ayına göre kapasite kullanımını en fazla artıran sektörün ise 9.4
puanla makine ve ekipmanların kurulum ve onarımı olduğu belirlendi.
İmalat sanayii genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım
oranı ise kasım ayında ekime göre 0.4
puan, geçen yılın kasım ayına göre de 1
puan artışla yüzde 75.5 düzeyinde gerçekleşti.
Fedakârlık yapanlar, yapmayanYıllık cari açık 80 milyar dolara da- lar…
yandı...
Biz, bu kadar fedakârlığa rağmen bu duCari işlemler açığı ekimde geçen yılın
aynı ayına göre yüzde 24.5 artışla 4 milyar 151 milyon dolar oldu. İlk on ayda
cari açık yüzde 93.9 artışla 65 milyar 57
milyon dolara ulaştı.
Yıllık cari açık ise 78 milyar 611 milyon
dolara çıktı.
On ayda, sermaye hesaplarında 51 milyar 917 milyon dolarlık net giriş olurken, “kaynağı belirsiz” sermaye girişi de
13 milyar 140 milyon dolara ulaştı.
Sanayi üretimi ekimde yüzde 7.3
arttı…
Ekimde en iyi performansı ağaç ürünleri
gösterdi
Sanayide, ekim ayında geçen yılın aynı
ayına göre kaydedilen yüzde 7.3 artışla
kesintisiz artış süreci 23 aya ulaştı.
Ekimde madencilikte yüzde 8.6, imalat
sanayiinde yüzde 7, elektrik, gaz ve suda
ise yüzde 9.4 üretim artışı kaydedildi.
Takvim etkisinden arındırıldığında sanayide bir önceki göre üretim artışının
yüzde 4.4 olduğu belirlendi.
İmalat sanayiinde ekim ayında en yüksek üretim artışını yüzde 17.3’le ağaç
ürünleri kaydetti. Bunu yüzde 18.5’le
elektrikli teçhizat ve yüzde 17.7 ile makine ve ekipmanların kurulum ve onarımı izledi.
Sanayide ocak-ekim itibariyle geçen
yılın aynı dönemine göre üretim artışı
yüzde 9.4 olarak gerçekleşti. İlk on ayda
üretim artışı imalat sanayiinde yüzde 10
ve elektrik, gaz ve suda yüzde 7.8 olurken, madencilikte ise yüzde 2.7’de kaldı.
İmalat sanayii alt sektörleri içinde on aylık üretim artışında yüzde 24.8’le makine ve ekipman imalatı, başı çekti.
Sanayi kasımda yüzde 76,9 kapasite ile çalıştı…
İlk dokuz ayda GSYH cari fiyatlarla
yüzde 18.7 büyüyerek 957.3 milyar, sabit fiyatlarla da yüzde 9.6’lık artışla 85.1
milyar lira oldu.
İmalat sanayii kapasite kullanım oranı
kasımda geçen yılın aynı ayına göre 1
puan artarak yüzde 76.9 düzeyinde gerçekleşti. Kapasite kullanım oranı önceki
aya göre ise 0.1 puan daha düşük çıktı.
Dokuz aylık performansla yıllıkta yük-
Kasım ayında en yüksek kapasite ile ça-
rumdayken…
Dünya ne durumda?
Müteahhitlik sektörünün duayenlerinden Yaşar Özkan, “Tanrıya Giden Yolda Karşılaştıklarım” isimli kitabına dair
mektubunda, olan biteni bir paragrafa
sığdırmış: “…İnsanlığın bir kısmı gelişmişlik tutkusu, bir kısmı biraz daha
müreffeh yaşayabilme, bir kısmı da geçinebilme (karnını doyurabilme) çabaları nedeniyle yorgun düşmüş, sadece
bugünü düşünür, geleceği göremez hale
gelmiştir…”
KKTC’de cumhurbaşkanlığına giderken
şoför anlattı:
“Akaryakıt fiyatları çok ucuzdu.
Başbakan Tayyip Erdoğan istedi, vergiler
arttı, fiyatlar yükseldi.”
KKTC’de 2 TL’ydi benzinin ortalama
fiyatı.
Vergilerdeki artış ile ortalama 3 TL’ye
çıktı.
***
KKTC’de sanayi üretimi yok denecek
kadar az.
Tarımda da durum öyle…
Turizmde de…
Verimlilik diplerde…
Savurganlık ve dolayısıyla bütçe açığı
mı? Büyüklüğe göre rekor seviyede…
***
Nüfusun büyük bölümü kamuda çalışıyor.
Maaşlar Türkiye’nin en az 1.5 katı üzerinde seyrediyor…
Öğretmen emeklisi ortalama 4 bin lira
alıyor…
Biraz sitem edilince: Güney Kıbrıs’ta ki
maaşlar örnek gösteriliyor.
***
Yüksek motorlu, lüks araçlar kullanılıyor…
Akaryakıt ortalama 2 TL’den tüketiliyor…
Biraz sitem edilince: Güney Kıbrıs’ta ki
akaryakıt fiyatları örnek gösteriliyor…
***
Geçtiğimiz hafta sonu, ekonomisi gelecek vadeden/gelecek için fedakarlıktan
da kaçmayan/ uluslararası yatırımcıların
yeni gözdesi St.Petersburg’da bir restorandayız…
Garson, “Bugün ‘balık günü’, hoş geldiniz!” diye girdi söze…
Haftanın 2 günü ‘balık günü’ olmak zorundaymış St.Petersburg’un bütün restoranlarında…
Baltık
Denizi’nin
nimetlerinden
faydalanmak/o avantajı değerlendirmek/
hayvansal ürünlerde dışa bağımlılığı
azaltmak gibi nedenler ‘balık günü’nün
zorunluluğu için ilk sırada…
***
Kişi başına düşen geliri 10 bin dolar
olan Türkiye gibi, St.Petersburg gibi
ülke halklarının fedakarlıklarından/çabalarından sonra…
Avrupa’ya bakarsak:
Kişi başına düşen gelir 30 bin ile 70 bin
dolar arasında seyrediyor…
Akaryakıtı ortalama 1.10 Euro’ya tüketiyor…
ABD’ye bakarsak:
Kişi başına düşen gelir 50 bin dolarları
buluyor…
Akaryakıtı ortalama 80 cente tüketiyor…
Bu da yetmiyor, sadece ABD akaryakıt
şirketlerine yıllık yaklaşık 25 milyar dolar vergi istisnası uyguluyor…
Bu da yetmiyor, sadece ABD’de tek bir
petrol şirketinin, sıkıntılı 2011’de dahi 3
ayda 10 milyar doların üzerinde kâr etmesine göz yumuluyor…
Örnekler çok:
Mesela gıda fiyatları, teknolojik ürünlerin fiyatları…
Mesela emekliler…
AB, kamu ve özelde bazı iş kollarının
emeklilerine 20 bin Euro’nun üzerinde
aylık bağlıyor…
Aylık 15-20 bin Euro emeklilik maaşını
beğenmeyen milyonlarca insan yetiştiriyor…
Aylık 10 bin Euro emeklilik maaşı alan
vatandaşının, termal turizmini dahi sağlık harcaması adı altında devletin kıt
kaynaklarından karşılıyor…
Sonra bütçe açığından, borç batağından
dem vuruyor…
***
Yüksek kazançlar nedeniyle yüksek tasarrufa sahip Avrupa ve ABD’de bankacılık yapan arkadaşlarıma göre bu kriz
senaryosu, o tasarruflarla ucuza menkul
kıymet toplama işleminden sonra bitecek.
Yok, dünya ekonomisi gerçekten darboğazda ise eğer, tüketimin değil savurganlığın önlenmesi darboğazdan çıkmaya
yetecek.
MAKİNE-ALET-EDEVAT
5
İNSAN GÜCÜNDEN
MODERN TÜNEL AÇMA ALETLERİNE
olmuştur. En büyük çaplı TAM, St.
Petersburg’da, Herrenknecht AG tarafından inşa edilen 19,25 m çapındaki
Orlovski Tünelidir. Makine, kum ve
kil gibi yumuşak zemin delmek için
inşa edilmiştir. 14,4 m büyüklüğündeki en geniş kaya kırıcı TAM, Kanada Niagara Tünel Projesi için Robbins
Company tarafından imal edilmiştir.
Niagara Şelalesi altında bir hidroelektrik tünel deliği açmak için kullanılan
makine, ek bir hidroelektrik tünel
sağlayan Sir Adam Beck hidroelektrik
barajından esinlenerek “Büyük Becky”
adını almıştır.
Teknolojinin gelişmesi ile kendini daha
da yenileyen, birbiriyle ve zamanla yarışan makineler… İnsanların hayatını
kolaylaştıran, yaşam kalitesini yükselten
makineler ile ekonomiye de çok önemli
katkılarda bulunulmaktadır. Makinelerin dünden bugüne tanıtımını yapacağımız bölümümüzde bu sayı ise tünel
kazma makinesinin tarihine yer vereceğiz. Mesela ilk sondaj makinesinin
1845 yılında Maus tarafından üretilen
dağ dilimleyicisi olduğunu biliyor muydunuz?
Tünel Kazma Makinesi (Tunnel
Boring Machine - TBM)
Bir “köstebek” olarak da bilinen tünel
açma makinesi (TBM), çeşitli toprak
ve kaya tabakalarının üzerinden, dairesel kesitli tünel kazmaya kullanılan
bir makinedir. Bunlar kayadan kuma,
her türlü delik açabilirler. Tünel çapları (yapılmış mikro TBM’ler ile ) bugün, bir metreden yaklaşık 16 metreye
kadar uzanabilir.
Tünel delme makineleri, delme ve
patlatma, yöntemlerine bir alternatif
olarak kullanılmaktadır. TBM’nin,
zemin bozukluğunu sınırlayıcı ve pürüzsüz bir tünel duvar üretme avantajları vardır. Bu, tünel astar maliyetini
önemli ölçüde azaltır ve yoğun kentleşmiş yerlerde kullanmak için uygun
hale getirir.En büyük dezavantajı maliyet ayarlamasıdır. TBM’lerini inşa etmek pahalıdır ve taşınması zor olabilir.
Tarihten Günümüze Tünel Kazma
Tünel kazma belki de insanlığın inşaat mühendisliği alanındaki ilk uygulamasıdır. Eski mısırlıların mezar
yapımında kullanılacak su için tünel-
ler kazdıkları bilinmektedir. Mısırlılar aynı zamanda bakır cevheri çıkarmak için madencilik yapmışlar ve bu
nedenle derin tüneller kazmışlardır.
Günümüzde tüneller genellikle yol,
demiryolu ve yaya ulaşımı için kullanılmaktadır.
İlk sualtı tüneli büyük bir olasılıkla
M.Ö. 2160 yıllarında Babil Kraliçesi
Semiramis’in mühendisleri tarafından
yapılmıştır. Tüneller savaşlarda düşmanın savunma hatlarına sızmak için
sık sık kullanılmıştır. Tarihçiler, Filistin’deki Eriha kentinin sur duvarlarının yıkılması olayını, savaş sırasında
bunların altından tünel kazılmasına ve
sonradan bu tünelle yerleştirilen patlayıcı maddeler yüzünden duvarların
tahta kısımlarının yanmasına bağlamaktadır.
Bazen sert kayaların oyulmasını da gerektiren tüneller Romalılar tarafından
ünlü su kemerlerinin yapımında geniş
ölçüde kullanılmıştır. M.Ö.312’lerde
yapılan Appian su kemerinin yaklaşık
25 km’lik bölümü tünel biçimindedir.
Romalılar zamanından sonra, 1000 yıl
kadar büyük tüneller yapılmadı. XVII.
yüzyılda kanal çağı ile birlikte yeni bir
tünel yapımcıları kuşağı ortaya çıktı.
İnsanlığın ulaşım amacıyla yaptığı ilk büyük tünel, Fransa’daki Midi
Kanalı’nın bir bölümüdür. 1681’de tamamlanan bu tünel, Biskay körfezinden Akdeniz’e kadar uzanmaktaydı.
Kanalı Beziers yakınlarında Malpus’taki kayalık bölgeden geçirebilmek için
158 m’lik bir tünel yapılmıştı. Bu aynı
zamanda yapımında patlayıcı madde
kullanılan ilk tüneldi.
Demiryolu ve Sualtı Tünelleri;
17. yüzyıl boyunca kanal tünelleri
Avrupa ve Amerika’da büyük ölçüde
kullanıldı, ancak yüzyılın başlarında
demiryollarının ortaya çıkmasıyla birlikte kanal ulaşımı eski kullanışlığını
yitirdi. Öte yandan, demiryolu yapımına bağlı olarak, bu ulaşım sistemi
içinde tünel gereksinimini artırdı.
Bunlar arasında yapımı en zor ve en
dikkate değer olanı, 1906’da tamamlanan ve Alp dağları arasından geçti
sağlayan Simpson tünelidir. 20 km
uzunluğundaki bu tünel İtalya ile
İsviçre’yi birbirine bağlar. İngiltere’ye
yerleşmiş olan Fransız mühendisi
Marc Brunel (1769-1849), 1825 ve
1841 yılları arasında, günümüzde hala
Londra metrosu tarafından kullanılan
ve Rotherhithe’de Thames nehrinin
altında geçen ilk sualtı tünelini yaptı.
Brunel, bu tünelin yapımında özel bir
tünel kazıcı araç kullandı. Bu araç, yatay olarak yerleştirilmiş kerestelerden
oluşuyordu. Kirişler, toprağın kazılabilmesi ve her biri daha ileri yerleşmekte ve her biri daha ileri derinleştirilerek kazıya devam edilmekteydi.
Brunel’in tünel kazma aracı, bugünün
yuvarlak tünel kazıcılarının başlangıcı
Bilinen ilk sondaj makinesi, HenriJoseph Maus’un Dağ Dilimleyicisi,
1845 yılında, Alpler üzerinden Fransa
ve İtalya arasında Fréjus Raylı Tünelini
kazmak için Sardunya Kralı tarafından
görevlendirilen Maus, makineyi Turin
yakınlarındaki bir fabrikada üretmişti.
1848 Devrimleri finansmanı etkiledi
ve 10 yıl sonrasına kadar, pnömatik
matkap gibi yenilikçi ama daha az pahalı yöntemler kullanıldı.
Amerika Birleşik Devletleri’nde ilk
sondaj makinesi, Hoosac Tünel inşaatı
sırasında 1853 yılında kullanılmıştır.
Wilson Patentli Taş-Kesme Makinesi
olarak bilinen, mucit Charles Wilson
tarafından dökme demirden yapılmıştır. Kırılmadan önce, kayayı 10 metre
delmeyi başardı. Ancak bu yeni yöntemle tünelin tamamlanması 20 yıldan fazla zamanda aldı.
Tünel delme makinelerinin etkin ve
güvenilir hale gelmesi, disk kesicilere
monte edilmiş dönen kafanın icadıyla oldu. Tasarım, ilk kez 1956 yılında
Humber Nehri Kanalizasyon Tüneli
inşasında başarılı bir şekilde kullanıldı. O zamandan beri, tüm başarılı
hard rock tünel delme makineleri, dönen kesme tekerlekleri, dairesel disk
kesicilerle kullanmaktadır.
M.Ö. 2160 yıllarından günümüze
tünel kazma makineleri geliştirilerek
inşaat sektörünün işini kolaylaştırıyor.
Bilinen ilk sondaj makinesi 1845 yılında Maus
tarafından üretilen Dağ Dilimleyicisiydi.
6 RÖPORTAJ
“DSİ AYNI ZAMANDA TEKNİK BİR OKULDUR”
AKİF ÖZKALDI
DSİ Genel Müdürü
Devlet Su İşleri denilince aklınıza ne
geliyor? Devlet Su İşleri’nin yaptığı çalışmaların ne kadarını biliyorsunuz?
Suyun ve yer altı kaynaklarının ne kadar önemli olduğunun farkında mısınız? Pekala, bir ülke için su alanında
yaptığı çalışmalar ülke prestiji açısından
ne kadar önemli? Eğer bu sorulara cevap
aramak istiyorsanız DSİ Genel Müdürü
Akif Özkaldı ile gerçekleştirdiğimiz röportajı okumalısınız.
Proje Şube Müdürü olarak atandım.
2002 yılında İçmesuyu ve Kanalizasyon Dairesi Başkanlığında Proje Şube
Müdürü olarak görev yaptım. 2003
yılında Proje ve İnşaat Dairesi Başkan Yardımcısı, 2004 yılında ise Daire
Başkanı oldum. Kasım 2007 tarihinde DSİ Genel Müdür Yardımcılığına
atandım ve Temmuz 2011 tarihinde
DSİ Genel Müdürlüğü’nü üstenmiş
olup halen bu görevimi sürdürmekteyim. Görev aldığım her kademede
çalışmaktan ayrı zevk aldım.
• Devlet Su İşlerindeki görevinize nasıl başladınız. Bu değerli
kurumdaki çalışma yıllarınızı 5. Dünya Su Forumu’na etkin katılım
bize aktarabilir misiniz?
sağlayarak bu süreçte görev aldım. İsBenim DSİ’li oluşum İstanbul Teknik
Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi’nde
okurken burs alarak olmuştur. İTÜ
İnşaat Fakültesi’nden 1986 yılında
mezun olduktan sonra aynı yıl DSİ
Genel Müdürlüğü Proje ve İnşaat Dairesi Başkanlığında mühendis olarak çalışmaya başladım. Mühendislik görevi
sırasında kazandığım bursla Amerika
Birleşik Devletleri’ne giderek, Utah
State Üniversitesi Sulama Mühendisliği Bölümü’nden 1991 yılında yüksek lisans derecesi aldım. 1998 yılında DSİ Ankara Bölge Müdürlüğü’ne
tanbul Uluslararası Su Forumu’nun,
DSİ Genel Koordinatörü, Yönlendirme Komitesi’nin de eş-başkanıyım.
Ayrıca Dünya Su Konseyi (WWC) ile
Uluslararası Sulama Drenaj Komisyonu (ICID) üyesi olarak bu kuruluşlarda da çalışmalarımı sürdürmekteyim.
• Bugüne kadar göreviniz nedeni
ile çok sayıda DSİ projelerinin
şantiyelerinde bulundunuz. Bu
eserlerin meydana getirilmesi sırasında unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz?
Elbette. 1998 yılında 5. Bölge
Müdürlüğü’nde Proje Şube Müdürü olarak göreve başladığımda, bölge
müdürümün bana ilk verdiği işlerden
birisi Şereflikoçhisar Evren Göleti sulamasının projelendirilmesiydi. O yıllarda sulamalar genelde klasik sistemdi
ve borulu sistem projeler yeni başlıyordu. Çok kısa sürede ve yoğun çalışarak sulama projesini tamamladık ve
inşaatı başladı. Arada bir şantiyeye gidip inşaatın ilerlemesini denetlerdim.
Bir gün genel müdürlükten bir haber
geldi. Bu yeni sistem sulama inşaatını
Proje İnşaat Daire Başkanı (eskiden
çalışmakta olduğum daire) Muhittin
Kuzu Bey şantiyeyi gezecekti. Bölge
müdürümüz Gündoğan Çavuşoğulları,
daire başkanımız ve bizler şantiyeye
gittik. Benim ilk ve önemli uygulamalarımdan olan işimizi daire başkanım
çok beğenmişti. Bölge müdürümüzde
bu modern ve yeni uygulamanın benim sayemde olduğunu ifade etti. O
anda duyduğum memnuniyet ve mutluluk unutulmaz anılarım arasında yer
aldı.
RÖPORTAJ
• İş hayatınıza başladığınız yıllardan bu yana nasıl bir çalışma
prensibiniz oldu? Gençlere başarılı bir iş yaşamı için neler tavsiye
edersiniz?
İş hayatında edindiğim en önemli
prensip, düzenli ve sürekli çalışmak olmuştur. Hangi işin ne zaman nasıl ve
ne şekilde yapılacağının bir program
dahilinde olması, edindiğim tecrübeleri başka işlerde kullanmak, yapılan
çalışmaları mutlaka kolay bulunacak
şekilde iyi muhafaza etmek, ekip çalışmasına önem vermek, karar vermeden
önce konuları iyi analiz ederek ve ilgililerle yoğun tartışarak, fikir alışverişi
yapmak, sürekli hedefler koymak, işleri yakın takip ederek, başarı ile başarısızlığı iyi ayırt etmek ve çalışanlarla
ile iyi diyalog kurmak, onlara değer
verildiğini hissettirmek benim prensibim olmuştur.
7
Bilindiği gibi genel müdürlüğümüz
ülkemizin kalkınması için hayati
önem taşıyan büyük ölçekli projelere
imza atmaktadır. İnşaat sektörü açısından da büyük önem arz eden bu faaliyetleri, bilim ve teknoloji ışığı altında,
fen ve sanat kaidelerine uygun olarak
yapmaktadır. Bunun devamlılığını
sağlamak için de kurum olarak kendisini sürekli geliştirmektedir.
Kurumumuzda çalışan mühendislerimizin de son derece donanımlı olması,
gelişen bilim, teknoloji ve mühendislik hizmetlerine zamanında ayak uydurarak faaliyetlerini sürdürebilmesi
amacıyla genel müdürlüğümüz, kurulduğu ilk günden bu yana, eğitim
faaliyetlerine büyük önem vermiş ve
bu özelliğiyle de bir okul, bir marka
ve bir aile hüviyetine sahip olmuştur.
• Meslek yaşamınız için dönüm
• DSİ gibi ülkemizin kalkınması- noktası olarak kabul edebilecena hız vermiş bir kuruluşa yirmi ğiniz zamanı ve çalışmalarınızı
yılı aşkın süredir hizmet vermek- okuyucularımıza aktarabilir mitesiniz. DSİ’li olmanın ayrıcalık- siniz?
ları nelerdir?
DSİ bir markadır. 57 yıldır ülkemizin
kalkınmasında çok büyük katkıları
olmuş önemli kişileri yetiştirerek, değişik kademelerde üst seviye yöneticiler yetiştirmiştir. Bunun temelinde
DSİ’nin aynı zamanda bir okul gibi
oluşu vardır. DSİ’de çalıştığım her kademede hem öğrendim hem de öğrettim. DSİ’li olmanın en büyük özelliği
bir kere DSİ’li olduğunuzda bir daha
bırakamamanızdır. Emekli olan ayrılıp başka kurum ya da özel sektörde
çalışan bütün arkadaşlarımız kendisini
hep bir DSİ’li olarak görür ve bundan
da gurur duyar. Tüm bu güzelliklerin
sebebi olarak DSİ’nin kuruluşunda
atılan temelin sağlam oluşu gösterilebilir.
1991’de ABD’den master çalışmamı
tamamlayarak döndüm. 5 yıl mecburi
hizmet zorunluluğu vardı. Döndükten
sonra edindiğim tecrübeyi uygulamaya başladım. Mecburi hizmet tamamlanınca özel sektörden iyi bir iş teklifi
aldım. Ayrılmak için karar vermiştim.
Bir de anneme danışayım dedim. Kendisi benim DSİ’den ayrılma fikrime
karşı çıktı. DSİ’ye borcunu ödedin mi
diye sordu. Ben de mecburi hizmetimi
tamamladım dedim. “Senin borcunu
bundan sonra çalışarak, Amerika’da
öğrendiklerini DSİ’de uygulayarak
ödemen gerekir” dedi ve ayrılmamam
gerektiğine beni inandırdı. Ben de ayrılmadım, bugün buradayım ve çok
mutluyum.
• Bugün ülkemizin sayılı inşaat
firmalarının yöneticilerinin pek
çoğu DSİ kökenlidir. DSİ’de
mühendislerimiz yetişirken nasıl
deneyim sahibi olduklarını aktarabilir misiniz?
• Bugüne kadar müteahhitler
olarak bizler size sorunlarımızı
ve çözüm önerilerimizi aktardık.
Sizin sektör temsilcilerimize ilişkin karşılaştığınız sorunlar ve
sektörden beklentileriniz nelerdir?
Müteahhitlik sektöründen beklentim;
son zamanlarda ihalelerde yapılan aşırı
şikayet ve mahkemelik olma hususlarında idareye yardımcı olmaları. Bazı
haklı olunanlar dışında birçok şikayet
mesnetsiz ve hem idareye külfet getirmekte hem de ihale sürecini uzatmaktadır. Bir diğer beklentim de, yapılan
işlerde kalite ve standartlara azami
ölçüde duyarlı olunmasıdır. Son zamanlarda bazı işlerde maalesef kalite
düşüşü gözlenmektedir.
• Başta Dünya Su Formu olmak
üzere uluslararası çalışma ve faaliyetlerde etkin olarak yer aldınız. DSİ Uluslararası İstanbul Su
Forumu gibi büyük bir organizasyona imza attı. Dünyanın su
konusunda en yetkili kişilerin
görüşlerini tanıma fırsatı elde
ettiniz. Suyun değerlendirilmesi
konusunda dünyadaki uygulamalar nasıldır? Ülkemizde de bu
konuda acil olarak neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Şu anda su adına dünyada ne yapılıyorsa aynısını biz de uyguluyoruz. 5.
Dünya Su Forumu 2009 yılında çok
güzel bir organizasyon ile Türkiye’de
yapıldı. İki defa İstanbul Su Forumunu düzenledik. Ayrıca, ICOLD, ICID
ve WWC gibi uluslararası organizasyonlara da aktif katılım sağlanmakta,
dünyada su konusunda yapılan faaliyetler yakından izlenmektedir. Bilindiği gibi bakanlığımız yeniden yapılandı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı
oldu. Ayrıca bakanlığa bağlı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ve Su Enstitüsü kuruldu. Bundan sonra yapılacak
en önemli şey; bakanlığımız içerisinde
yer alan bu kurumların (DSİ, SYGM,
Su Enstitüsü) iyi organize olarak uluslararası arenada ülkemizi iyi temsil etmesi, doğru politika üretmesi ve uygulanmasını sağlamasıdır.
8 FİNANSMAN VE SİGORTA
TÜRK İHRACATÇISI 25 YILDIR TÜRK EXİMBANK İLE REKABET
GÜCÜ KAZANIYOR.
İhracatın geliştirilmesi,
ihracat mallarına
yeni pazarlar
kazandırılması,
yurtdışında faaliyet
gösteren yatırımcılara
rekabet gücü
kazandırılması
gibi amaçlarla
faaliyetleri sürdüren
Türk Eximbank
Türkiye’de ihracatın
kurumsallaşmış tek asli
teşvik unsuru.
Türk Eximbank’ın
kuruluş amaçları,
faaliyetleri, destekleri
ve inşaat sektörüne
verdiği teşvikleri tüm
ayrıntıları ile Genç
Yönetici Gazetesinde
aktardık.
Türk Eximbank’ın kuruluş amaç- - Mal ve hizmet ihracında, ihracatçı- Kısa Vadeli Krediler
ları
yı ticari ve politik risklerden korumak
Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş. 31
Mart 1987 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 3332 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye istinaden 21 Ağustos 1987
tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan
87/11914 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulmuştur.
Türk Eximbank’ın temel amacı; ihracatın geliştirilmesi, ihraç edilen mal
ve hizmetlerin çeşitlendirilmesi, ihraç
mallarına yeni pazarlar kazandırılması, ihracatçıların uluslararası ticarette
paylarının artırılması, ihracatçılar ile
yurtdışında faaliyet gösteren müteahhitler ve yatırımcılara uluslararası
piyasalarda rekabet gücü ve güvence
kazandırılması, yurtdışında yapılacak
yatırımların ve ihracat maksadına yönelik yatırım malları üretim ve satışının desteklenerek teşvik edilmesidir.
Türkiye’de ihracatın kurumsallaşmış tek asli teşvik unsuru olan
Türk Eximbank
- Mal ve hizmet ihracatını sevk öncesi ve sonrası aşamalarında kısa orta ve
uzun vadeli kredilerle finanse eder.
amacıyla ihracat kredi sigortası yapar,
garanti verir.
- Yurtiçi ve yurtdışı bankalara ve finans kurumlarına ihracata yönelik
krediler açar, garantiler verir.
Türk Eximbank’ın organizasyon
yapısı ve kurum kimliği
Türk Eximbank’ın Genel Müdürlüğü
Ankara’ da olup, İstanbul ve İzmir’de
birer şubesi, Denizli, Kayseri, Gaziantep, Bursa, Adana ve Trabzon’da ise
irtibat bürosu bulunmaktadır.
31 Ekim 2011 tarihi itibariyle
Banka’nın aktif toplamı ise 7,9 milyar
TL olup ödenmiş sermayesi 2 milyar
TL düzeyinde bulunmaktadır.
Üstlendiği özellikli görevler nedeniyle
nitelikli insan kaynaklarına sahip Türk
Eximbank’da destek birimleriyle birlikte toplam 397 personel görev yapmaktadır.
2011 yılının ilk 10 ayı itibariyle
Türk Eximbank’ın ülke ihracatı- İhracatçıya yurtiçi ve yurtdışı banka nın arttırılmasına yönelik olarak
ve finans kurumlarından sağlayacakla- sağladığı desteklerin miktarı ve
sektörel dağılımı
rı krediler için garanti verir.
TL Krediler: 1.776.867.000 Dolar
Döviz Krediler: 3.026.580.000 Dolar
Orta ve Uzun Vadeli Krediler
TL Krediler: 49.410.000 Dolar
Döviz Krediler: 72.103.000 Dolar
Sigorta: 4.692.742.000 Dolar
olmuştur.
Türk Eximbank tarafından son
beş yılda YDMH’de kullandırılan teminat mektubu miktarları
ve ülkelerin dağılımı
Son 5 yıl içinde Yurtdışı Müteahhitlik
Hizmetlerine Yönelik Teminat Mektubu Programı kapsamında Teminat
Mektubu kullandırımı yoktur.
lelere ve/veya taahhütlerine yönelik
olmak üzere Türk bankalarının Türk
Eximbank’a muhatap kontrgarantileri karşılığında, Türk müteahhitlik
firmaları lehine yurtdışı işveren ihale makamına ya da işveren makamın
bankasına muhatap; geçici teminat
mektubu, ihalenin müteahhit firma
tarafından kazanılması halinde kesin
teminat mektubu, işverenin müteahhit firmaya avans şeklinde yapacağı
ödemelerin geri ödeme garantisi olarak avans teminat mektubu, talepleri
karşılanmaktadır.
Program kapsamında Türk bankalarının kontrgarantisi karşılığında, bir
firma lehine düzenlenecek toplam garanti tutarı 25 Milyon ABD Doları’dır.
Eximbank tarafından inşaat sekYurtdışı Müteahhitlik Hizmetlerine törüne yönelik uygulanabilecek
Yönelik Teminat Mektubu Programı fonlar
ile Müteahhitlik sektöründe faaliyet
gösteren firmaların mevcut pazarlarda
kalıcılığının sağlanmasının yanısıra,
yeni pazarlara açılmalarını teminen
yurtdışında üstlenilen projelerin teminat mektubu ile desteklenmesi amaçlanmaktadır.
Eximbank tarafından Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetlerine Yönelik Teminat Mektubu Programımız dışında
herhangi bir uygulama şu an itibariyle
bulunmamaktadır.
Türk Eximbank, müteahhitlik
sektörüne yönelik olarak, gerek
Türk bankaları tarafından kredibili- kredi programları ile doğrudan
tesi ve üstlendiği/üstleneceği projesi gerekse garanti ve sigorta proguygun bulunan müteahhitlik firma- ramları ile dolaylı olarak destek
larının yurtdışında katılacakları iha- sağlamaktadır. Eximbank’ın sek-
FİNANSMAN VE SİGORTA
Hayrettin Kaplan
Türk Eximbank Genel Müdürü
Libya’da Şubat 2011 tarihinde başlayan iç karışıklıklar ve yaşanmakta olan
gelişmeler sonucu Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi’nin kararları doğrultusunda Libya’ya yapılan müdahale
ile yaşanan belirsizlik ortamının şekil
değiştirerek savaş ortamına dönüşmesi
nedeniyle, YDMHKK Programı kapsamında krediye konu projeler için istenen standart koşulların yerine getirilemeyeceği ortaya çıkmış ve Libya’da iş
yapan müteahhit firmalarla sınırlı olmak üzere yeni düzenlemeler yapılmıştır.
törümüze son beş yılda sağlanan Bu çerçevede Libya’da iş yapan Türk
müteahhit firmalarının yanı sıra
krediler
Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri
Köprü Kredisi kapsamında 2009 yılında 89 milyon ABD Doları, 2010 yılında 36 milyon ABD Doları ve 2011
yılında 58 milyon ABD Doları olmak
üzere toplam 183 milyon ABD Doları
kullandırım yapılmıştır. Özellikli İhracat Kredisi kapsamında 2006-2011
yılları arasında müteahhitlik sektörüne toplam 10 milyon ABD Doları
kullandırım yapılmıştır.
Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Teminat Mektuplarının Haksız
Nakde Çevrilme Sigorta Programı
Türk Eximbank, müteahhitlik sektöründe faaliyet gösteren firmaların
mevcut pazarlarda kalıcılığının sağlanması ve yeni pazarlara açılmalarının
desteklenmesi amacıyla Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Teminat Mektuplarının Haksız Nakde Çevrilme
Sigorta Programı’nı yürütmektedir.
Programın amacı, yurtdışında iş üstlenmek üzere teklif verme aşamasında
ya da iş üstlendikten sonra, kamu işveren makamlarına verilen geçici, avans
veya kesin teminat mektuplarının veya
İşveren Makamın bankasına muhatap
düzenlenen kontrgaranti şeklindeki
teminat mektuplarının haksız nakde
çevrilmesi riskine karşı, Türk Müteahhitlerinin Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Teminat Mektuplarının Haksız Nakde Çevrilme Sigorta Poliçesi ile
teminat altına alınmasıdır.
Libya’da yerleşik ulusal ve/veya uluslararası işverenlerden iş almış taşeron/
müşavir firmalara da Libya’daki faaliyetlerinin savaş koşulları nedeniyle
durduğunu Ticaret Müşavirliği/T.C.
Büyükelçiliği’nce düzenlenecek olan
referans yazısı ile belgelemesi koşuluyla, 1 Eylül 2010 tarihinden itibaren
tahakkuk etmiş hakediş belgelerinin
Türkçe tercümelerinin tevsikine istinaden 2 yıla kadar vadeli TL kredi kullandırılmasına ve krediye başvuruların
en son 30.09.2011 tarihine kadar yapılmasına imkan tanınarak Programın
kullanılması kolaylaştırılmıştır. Ayrıca, Libya’da iş yapan ve hâlihazırda
kredi riski bulunan firmaların mevcut
şartlarda ilgili kredilerini vadelerinde
geri ödemekte sorun yaşamamalarını
teminen Banka’nın yetkili organlarının onayı ile Libya kapsamında riski
açık kredilere ilişkin anapara geri ödemeleri 1’er yıl ertelenmiş olup, vade
uzatımına tabi olan kredilerin tutarı
yaklaşık 35 milyon ABD Doları’dır.
Söz konusu program kapsamında 2011 yılındaki kriz sonrasında
Libya’ya yönelik olarak kullandırılan krediler toplamı 46 milyon ABD
dolarına ulaşmıştır. Program kapsamında Libya’ya yönelik yapılan özel
düzenlemelerden yararlanma tarihi
30.09.2011 tarihinde sona ermekle
birlikte yeni düzenlemeler ile programın uygulamasının 2012 yılında da
devam etmesi planlanmaktadır.
Eximbank’ın kredi imkanlarından yararlanılabilmesi için temel
Müteahhitlik sektörüne yönelik kriterler
sigorta desteği
Türk Eximbank ihracatçıdan, yurtdıTaahhüt projelerinde, müteahhit firmalarımızın hak edişlerini alamama,
makine ve ekipman parkına el konulması, kamulaştırma ve döviz transferinin kısıtlanması gibi politik risklere
karşı teminat altına alınması amacıyla
Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Politik Risk Sigortası Programı çalışmaları devam etmektedir. Söz konusu
programın 2012 yılında uygulamaya
konulması hedeflenmektedir.
Bankanız tarafından uygulanmakta olan Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Köprü Kredi
Programı kapsamında, Libya’da
iş yapan müteahhit firmaları için
getirilen düzenlemeler hakkında
okuyucularımızı aydınlatabilir
misiniz?
şında iş yapan müteahhitlere, dış yatı-
rımcılara, nakliyecilere ve turizmcilere
kadar uzanan çok geniş bir yelpaze
içinde hizmet vermektedir. Bankamız
kredi programlarını; ihracat kredileri,
döviz kazandırıcı faaliyetlere yönelik
kredi programları, ülke kredi/garanti programları olarak sınıflandırmak
mümkündür.
Türk Eximbank kısa vadeli ihracat
kredileri, TL veya döviz cinsinden,
bankalar aracılığıyla veya doğrudan
kullandırılmaktadır. İhracı yasak
mallar dışında kalan Türk menşeili
malların serbest dövizle, kesin olarak
ihracı taahhüdü karşılığında imalatçı,
ihracatçı ve imalatçı-ihracatçı firmalar
yararlanabilir.
Döviz kazandırıcı faaliyetlere yönelik
Türkiye’de yerleşik firmaların yurtdışında gerçekleştirecekleri döviz kazandırıcı hizmetler ile yurtdışına ihraç
edilecek proje niteliğindeki yazılım,
projelendirme ve danışmanlık gibi
hizmetlerin finansmanı sağlanmaktadır. Türkiye’de yerleşik firmalara,
kredi konusu proje için imzalanmış
sözleşme kapsamında yapacakları harcamaların tevsiki kapsamında kredi
kullandırılmaktadır.
Ülke kredi/garanti programlarından,
yurtdışında proje üstlenen veya sermaye malı ihracatı gerçekleştirecek firmalar yararlanabilmektedir.
Kredi programlarının detaylı açıklamları ve başvuru formlarına
www.eximbank.gov.tr adresinden ulaşılabilmektedir .
Bankamız kredi, garanti ve sigorta
programlarının uygulama esaslarında
belirtilen kriterlere uyan ihracatçı firmalar Bankamız kredi ve sigorta programlarından faydalanabilmektedir.
Türk Eximbank kredilerinden
maksimum ölçüde yararlanılabilmesi için firmalara tavsiyeler
Bankamız Türkiye’nin ihracat stratejisine destek vermek misyonu çerçevesinde ihracatçıların talep ve ihtiyaçları
doğrultusunda tüm programlarında
sürekli olarak yenilikler yapmaktadır.
Bu çerçevede, işlem kolaylığı sağlayacak ve bürokrasiyi azaltacak şekilde düzenlemeler yapılmakta ve bu
doğrultuda firmaların kredilerimizi
9
daha etkin ve yoğun kullanabilmesi
hedeflenmektedir. Bankanın ihracatçı
odaklı yaklaşımı çerçevesinde gerek
daha önce programlarımızdan hiç
yararlanmamış firmalar gerekse daha
önce kredi kullanmış ve halihazırda
nezdimizde riski bulunan firmalara
tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerine
önem verilmekte, firmalarla birebir
iletişim kurularak kredi/sigorta başvuru aşamasında destek verilmektedir.
Böylece, firmaların programlarımız
ile ilgili farkındalığının arttırılması
sağlanmaktadır.
Sözkonusu uygulamalarımız kapsamında firmaların da Bankamız kredi ve
sigorta programlarından maksimum
ölçüde faydalanabilmeleri, kendilerine
Bankamızca sunulan finansman imkanlarını takip ederek, değerlendirmelerine bağlı bulunmaktadır.
Türk Eximbank’ın dünyadaki
Eximbanklar ile ortak yürüttüğü
çalışmalar
Türk Eximbank 1994 yılından beri
birçok ihracat kredi kuruluşu, uluslararası kuruluş ve kalkınma bankası
ile ortak finansman, beraber sigorta,
reasürans, bilgi ve tecrübe paylaşımı
konularında çeşitli işbirliği anlaşmaları imzalamıştır. 2011 yılında ise İslam
Kalkınma Bankası’na bağlı ICIEC (İslam Ülkeleri Arası İhracat Kredi ve Yatırım Sigortası Kurumu) ile bir Mutabakat Zaptı imzalanmıştır. Söz konusu
Mutabakat Zaptı ile ICIEC’in ürün
yelpazesinde yer alan yatırım sigortası
ürününün ICIEC üyesi ülkelerde faaliyet gösteren Türk yatırımcılarına sunulması ve Türk ihracatçılarının orta/
uzun vadeli ihracatları için beraber
sigorta (co-insurance) imkanı yaratılması hedeflenmektedir.
Bununla birlikte; orta/uzun vadeli
sigorta konusunda reasürans imkanlarının geliştirilmesine çalışılacak,
ICIEC’in Türk Eximbank’ın kısa vadeli sigorta portföyüne sağladığı reasürans desteğinin arttırılması değerlendirilecek ve ihracat kredi sigortası
konusunda bilgi alışverişinde bulunulacaktır. İki kuruluş arasındaki işbirliğinin bir sonraki aşaması ise, ICIEC
ile Türk Eximbank arasında akdedilmesi planlanan acentelik anlaşması
ile ICIEC tarafından sunulan hizmetlerin Türk Eximbank kanalı ile Türk
ihracatçısına ulaştırılmasıdır.
EKİM 2011 İTİBARİYLE TÜRK EXIMBANK SİGORTA DESTEĞİNİN BÖLGESEL VE SEKTÖREL DAĞILIMI
10 HUKUK-MALİ
GAYRİMENKUL ALIM SATIMINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
G
ayrimenkul yani taşınamaz dediğimiz şeyler: evler, arsalar, bağlar,
bahçeler ve dairelerdir… Bunlar kıymetli ve pahalı mallardır. İnsanlar hayatlarında bazen bir defa veya iki defa
satın alabilirler. Böyle olunca bu iş ciddi bir iştir.
Gayrimenkul alım ve satımı; Tapu Sicil
Müdürlüğü’nde ve resmi memur huzurunda yapılmalıdır. Mahkemelerdeki
davaların ve ihtilafların çoğu bu resmi
şekle uyulmadan yapılan, kişilerin birbirine güveni ile üç beş satır yazılarak
alınan mallardır. Bu şekilde açılmış on
binlerce dava ile insanlar mahkemelerde uğraşmaktadırlar. Çünkü tapulu
yerler için yapılan bu tür harici satışlar
geçerli değildir. Eğer satış yapmayacak
isek, o zaman noterlerde gayrimenkul
satış vaadi yaparak, tapu kaydı üzerine
şerh koydurabiliriz.
Taşınmazları tapuda alıp, satmak yetmez, buna ilaveten aşağıdaki hususlara
da çok dikkat etmek gerekir: 1- Taşınmazın tapusunun sahibi tek kişi
mi? Hisseli mi? Miras mı? ve üzerinde
kullanım hakkı olan intifa hakkı var
mı? 2-Taşınmaz üzerinde; ipotek veya
haciz veya ihtiyati tedbir kararı var mı?
3-Binada kat mülkiyeti veya kat irtifakı
kurulmuş mu? 4-Binanın yapı ruhsatı
var mı? 5- Binanın iskan raporu alınmış mı? 6- Binanın elektrik ve su için
kullanıma geçişi yapılmış mı? 7- İçinde
kiracı var mı? Varsa kira kontratını incelediniz mi? Kiracının kira sözleşmesi
çok önemlidir… Bütün bunlar bizi yakından alakadar eder.
Ayrıca geçmiş yıllara ait ödenmemiş
emlak vergisi borçlarından, alıcı ve satıcı müteselsilen yani birlikte sorumludurlar. Eğer alıcı, geçmiş yıllara ait
emlak vergisini ödemiş ise, satıya geri
rucu eder ve ödediği paraları isteyebilir.
Gayrimenkulün yeni sahibinin, burayı
aldığı tarihten itibaren 3 ay içinde yeni
emlak vergisi beyannamesini ilgili belediyeye vermesi gerekir.
Tapudaki hisseli satışlarda, Gayrimenkulün gerçek bedelinin gösterilmesi çok önemlidir. Harç az olsun diye
gösterilmeyen gerçek değerlerde, diğer
hissedarlar şufa davası açarak gerçek olmayan az bedelle geri satın alabilirler.
Gayrimenkulün tapudaki değeri, gelir vergisi açısından da önem arz eder:
Eğer bu taşınmaz satın alındığı tarihten
itibaren 4 yıl içinde tekrar satılacak olur
ise, aradaki fark, değer artış kazancı vergisinin konusunu teşkil eder.
Tapuda yapılan satışlar, belediyeye bildirilmez... Belediyenin haberinin olmaması demek, burası için emlak vergisinin, çöp vergisinin devam etmesi
demektir. Gayrimenkulü satın kimse;
satıştan sonra, bunu ilgili belediyeye bir
dilekçe ile buranın satıldığını, bundan
böyle taşınmazın maliki olmadığını bildirmesi gerekir.
Şimdi de inşaat halinde ve tamamlanmamış bir daire satın alırken, nelere
dikkat etmemiz gerekir. Bunları da
şöylece sıralayabiliriz; 1-Binanın iskanı,
yani oturma izni alınmış mı? 2- Eğer
iskan alınmamış ise, neden alınamamış,
acaba projeye aykırılık sebebi ile mi alınamamış? 3- Binayı yapan müteahhit,
bu inşaatı tamamlayabilecek mali du-
ruma sahip mi? Yoksa inşaatı bırakıp
gidecek mi? 4- Ödenen bedelin kontur
garantisi var mı? Bu bakımdan kademeli ödeme tercih edilmeli, yani bitmemiş
bir inşaatın bütün bedeli peşinen ödenmemelidir 5- İnşaat depreme dayanıklı olarak yapılmış mı? 6- İnşaatın arsa
sahipleri ile müteahhit arasında devam
eden bir dava veya ihtilaf var mı? 7- İnşaat tam olarak bitmiş mi? yoksa eksik
ve masraf gerektiren hususlar var mı?
..İşte bütün bu hususlar çok önemlidir.
Gayrimenkullerin tapu dışında; evde,
kahvede, emlakçıda haricen yapılan
satışlar geçerli değildir. Bunların cezai
şartları da geçerli değildir. Sadece ödenen bedel haksız zenginleşme kurallarına göre geri istenebilir.
Ülkemizde emekli olan insanlar, eşlerinin bileziklerini satarak, sağdan soldan
borç alarak, emekli maaşlarını katarak,
bin bir zorlukla bir araya getirdikleri paralarla mağdur oluyorlar, ondan
sonra, nerde adalet, nerde hak, hukuk
demeye başlıyorlar… En güzeli alım ve
satımı yaparken, bu işin ciddi bir iş olduğunu kabul etmek ve bunun gereğini
yapmaktır.
Av. Eyüp Sabri CANBOLAT - Ankara Barosu Avukatı.
VAN DEPREMİ İÇİN YAPILAN VE YAPILACAK
BAĞIŞ VE YARDIMLARIN VERGİ BOYUTU
V
an’da meydana gelen deprem sonrasında başta kamu kurum ve kuruluşları vasıtasıyla yapılan ve yapılacak
yardımların vergi matrahından gider
olarak indirebilmesi için vergi mevzuatı çerçevesinde nelere dikkat edilmesi
gerektiğini bu yazımızda açıklayacağım.
Öncelikle kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek
şartıyla, kurum kazancından hangi
indirimlerin yapılacağı sırasıyla belirtilmiştir. Aynı maddenin (e) bendinde
“Bakanlar Kurulunca yardım kararı
alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığı ile makbuz karşılığı yapılan aynî ve nakdî bağışların tamamı”
nın vergi matrahından indirilebileceği
hükmüne yer verilmiştir. Benzer hüküm Gelir Vergisi Kanunu’nun 89/10.
fıkrasında da yer almaktadır.
Yapılan veyahut yapılacak yardımları
vergi matrahından indirim konusu yapabilmek için öncelikle Van depremi
ile ilgili Bakanlar Kurulu kararı olması
gerekiyordu. Bu kapsamda 25 Ekim
2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2011/16 sayılı Başbakanlık Genelgesi ve 27 Ekim 2011 tarihli Resmi
Gazete’de 2011/2350 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararı ile Van ili ve çevresinde
meydana gelen deprem afetinden zarar
gören afetzedeler için yardım kampanyası düzenlenmesi kararlaştırılmıştır.
Buna göre; gelir ve kurumlar vergisi
mükellefleri tarafından 2011/16 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nde yer alan
ve aşağıda ayrıntılarına yer verdiğimiz
hesap numaraları aracılığıyla yapılacak
nakdi bağışların tamamı, Kurumlar
Vergisi Kanunu’nun 10. ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesindeki
düzenlemeler kapsamında, vergi matrahından indirilebilecektir.
Nakdi olarak yapılan bağış ve yardımların mükellefler tarafından indirim
olarak dikkate alınabilmesi için bir diğer koşul ise ödemelerin makbuz karşılığı yapılmış olması gereğidir. Nakdi
bağışların indirilebilmesi, bağışı kabul
eden kuruluşlarca bankalarda açtırılan
hesaplara yatırıldığına ilişkin banka dekontlarıyla belgelendirilmesi koşulu ile
mümkündür.
Dışarıdan çeşitli malzemelerin temin
edilmesinden sonra bağışlanmış olması durumunda ise, bağışı kabul eden
kurum ve kuruluş tarafından teslime
ilişkin bir belge düzenlenmiş olması
yeterli olup; düzenlenen belgede bağışlanan kıymetin değerinin, cinsinin
ve miktarının tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca bağışlanan kıymetle-
rin dışarıdan elde edilmesi aşamasında
düzenlenmiş olan faturaların arka yüzünde yukarıda belirtilen açıklamalar
dahilinde ilgili kurum ve kuruluşların
yetkililerinin imzası bulunacaktır.
Bakanlar Kurulu Kararı dışındaki banka hesaplarına yapılan bağışlarda durumu ise şöyle olacaktır.
* Türkiye Kızılay Derneği’ne makbuz
karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamı, matrahtan indirilebilmektedir.
* Genel ve özel kamu idareleriyle belediyelere yapılan bağış ve yardımlar, beyan edilen gelirin veya kurum kazancının %5’i (kalkınmada öncelikli yörede
gerçek kişiler için beyan edilen gelirin
%10’u) ile sınırlı olarak vergi matrahından indirilebilmektedir.
* Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak
Yardımlara Dair Kanun’un 45. maddesine göre, afetlerden zarar görenlere yardımda bulunmak üzere kurulan
Milli Yardım Komitesi veya Mahalli
Yardım Komitelerine makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar, gider
kaydedilebilmektedir.
* Vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve
kamu yararına çalışan derneklere yapı-
lan bağış ve yardımlar, gerçek kişilerce
beyan edilen gelirin veya kurum kazancının % 5’i ile sınırlı olarak gelir veya
kurumlar vergisi matrahından indirilebilmektedir. Vergi muafiyeti tanınan
vakıfların listesine www.gelirler.gov.tr,
kamu yararına çalışan dernekler listesine ise www.dernekler.gov.tr internet
adreslerinden ulaşmak mümkündür.
Yukarıda özetlendiği gibi; bağış ve yardımların beyan edilen gelirden veya
kurum kazancından indirilmesi, bazı
bağış ve yardımlar için gelirin belli bir
oranıyla sınırlanmışken, bazı bağış ve
yardımlar için oransal bir sınır öngörülmemiştir. Oransal bir sınır olmadığı
durumda da indirim, 2011 yılında beyan edilecek matrah ile sınırlıdır. 2011
yılı matrahından indirilemeyen tutar
bulunması halinde ise sonraki yıllara
devir söz konusu olmayacaktır.
T.C. Ziraat Bankası Aşağı Ayrancı Şubesi
TL Hesabı
TR600001000820555555555031
ABD Doları Hesabı TR330001000820555555555032
Euro Hesabı
TR060001000820555555555033
T. Vakıflar Bankası A.O. Finansmarket Şubesi
TL Hesabı
TR620001500158007299317599
ABD Doları Hesabı TR430001500158048013094088
Euro Hesabı
TR320001500158048013094092
T. Halk Bankası Bakanlıklar Şubesi
TL Hesabı
TR190001200940800005000015
ABD Doları Hesabı TR210001200940800058000100
Euro Hesabı
TR910001200940800058000101
Serdar GÜMÜŞAY - Yeminli Mali Müşavir (E. Gelirler Başkontrolörü)
İGY ÜYE FİRMAL AR
11
GÜVENSOY İNŞAAT VE SANAYİ A.Ş
Işık Güvensoy
Firmanızın kuruluş hikayesini
anlatabilir misiniz?
G
üvensoy İnşaat ve Sanayi A.Ş.
1985 yılında aile şirketi olarak
kurulmuştur. İnşaatta özellikle barajlar, sulama göletleri ve karayolları gibi
yurtiçi ve yurtdışında büyük altyapı
taahhütleri üstlenmiştir.
Şirketimiz aynı zamandan madencilik
ve turizm sektörlerinde faaliyet göstermekte. Tarihi bir Rus konağını Kar’s
Otel adıyla beş yıldır işletmekteyiz.
Başar Güvensoy
iş hayatında da aynı şekilde geçerli
olduğunu ve iş hayatının da spor gibi
nankör olduğunu ve disiplinsiz çalışma ile başarılı olmanın imkansız olduğunu düşünüyorum. En son olarak da
gerçekçi pozitif görüşün, hedef koyma
aşamasında ve iş hayatının zor anlarında insanın psikolojisine yararlı olduğu
için performansını arttıracağı için gerekli bir ilke olduğunu düşünüyorum.
Tabi ki objektif ve gerçekçi olmayan
pozitif görüş sadece hayal kırıklıklarına ve potansiyel kaybına neden olacağı
için gerçekçi olunması ve riskleri göz
ardı edilmemesi de gerekir.
sistemimizi öğrenerek işe başladım.
Daha sonra inşaat projelerine yöneldim fakat eğitimim finans üzerine
olduğu için şuan finans departmanındayım. Bunun yanında Kar’s Otel ile
inanılmaz bir gönül bağım var. İşletim
ve yönetiminin her aşamasını bizzat
takip ediyorum. Titiz çalışmamızın
sonucu olarak, Hürriyet Gazetesinin
yapmış olduğu yarışmada ‘Restore
Edilmiş En İyi 10 Butik Otel’ den biri
olarak seçildik ve çok gururlandık.
Genç bir yönetici olarak hangi
vasıfların sizi iyi bir yönetici
yapacağını düşünüyorsunuz?
olarak işe başladım. İlk olan projem
ise hala devam etmekte olan şirket
genelinde kurumsal kimliğin pekiştirilmesi ve şirket olarak verimliliğin
arttırılıp şirketin düzenli analizlerle
geliştirilmesi amaçlı çalışmalarımdır.
tünün ve en önemlisi işimi sevmemin
benim iyi bir yönetici olmamı sağladığını düşünüyorum.
IŞIL - BAŞAR GÜVENSOY
madan yatırımlarını
değerlendirmeleri
olduğunu düşünüyorum.
Firmanız için hedefleriniz ve hayalinizdeki proje
nedir?
I: Kendimi bildim bileli eğitim ha-
yatıyla aram iyi olmuştur. Üç sene
aradan sonra kendimi doktora çalışmasına başlamış olarak buldum. En
büyük hayalimde yine bu doğrultuda,
özellikle Amerika’da çok yaygın olan
‘Şirket Üniversiteleri’ nden bir tane
de Ankara veya İstanbul’da kendi adımızla kurabilmek.
I: İyi yöneticiler olmak için önümüz- B: Güvensoy Firmasının hedefi sürdüde uzun bir süreç olduğunu düşünüyorum. Fakat bunun için gerekli
altyapıyı aldığımız eğitimlerle sağladığımıza inanıyorum. Değişen iş hayatının değişen pratiklerini sürekli takip
etmenin bilincinde olduğumuz için
genç yöneticilerin şanslı olduklarını
düşünüyorum.
rülebilir karlı büyümedir. Hayalimdeki proje ise Türkiye’nin dünya çapında
gurur duyacağı ve Türkiye’ye maksimum istihdam yaratacak ve dünyada
o sektörde parmakla gösterilecek bir
proje yapmaktır.
Güvensoy İnşaat olarak ileride
özellikle hangi faaliyet alanlarıB: Küçüklüğümden beri işlerin içinB: Bilgiye, gelişime ve öğrenmeye nın öne çıkmasını planlıyorsude
olduğum
için
firmada
ilk
olarak
Son bir senedir de üzerinde yoğunlaolan küçüklüğümden beri gelen dür- nuz?
şarak KIZILAY AVM projemiz üze- çocukluk zamanlarımda bir gözlemci
rine çalışılmakta. Başkentin simgesi
olan Kızılay Meydanı’nda 13 katlı,
30.000m2 kapalı alana sahip bir alışveriş merkezi Ocak ayından itibaren
hizmete açılacak.
Almış olduğunuz eğitimler nelerdir?
Çalışma yaşamınızın henüz başlarındasınız yaşamınızda kenIŞIL: Üniversiteyi Bilkent Bankacı- dinize prensip edinmeye karar
lık ve Finans Bölümünde bitirdim. verdiğiniz ilkeler neler?
Daha sonra Londra’da Westminister
Üniversitesi’nde Uluslarası İşletme
ve Yönetim Mastarı yaptım. Eğitime
doyamadığımdan olsa gerek işlerin yanında bu sene aynı zamanda Başkent
Üniversitesi’nde Yönetim Organizasyon doktora programına başladım.
BAŞAR: Bilkent Üniversitesi’nde İk-
tisat Bölümünde 3.sınıfı bitirdikten
sonra Bilkent’te verdiğim derslerimi
İngiltere’de kabul ettirerek Londra’da
Wales University’de son senemi okuduktan sonra mezun oldum. Fakat
asıl eğitimin çok daha kapsamlı ve
pratiğe dayalı olması gerektiğini düşünüyorum. Yaşam boyunca kişinin
kendisini eğitmeye devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Firmanızdaki görevinize nasıl
başladınız? Üstlendiğiniz ilk
projeniz nedir?
I: Yaklaşık üç yıldır şirkette aktif çalışmaktayım. İlk aylarımda madencilik
satışlarımız için kullanılan muhasebe
I: Biraz hırs faydalıdır, fakat zarar ve-
rici boyuttaki hırsa kapılmanın iş hayatındaki en büyük tehlike olduğunu
düşünüyorum. Bunun farkında olup
insanlar ara ara kendilerini sorgulamalılar. Siz işinize gerekli özeni gösterirseniz onu takip eden başarılarda
arkasından geliyor. Babamda gördüğüm en önemli prensip ise yaptığınız
işi en iyi en kaliteli yapmak yoksa o
işe hiç başlamamak. Bu sayede de şirket kimliğinizi ve markanızı yansıtmış
oluyorsunuz.
B: Objektiflik, disiplinli çalışma hayatı ve gerçekçi pozitif ileri görüş benim
en çok dikkat ettiğim prensiplerimden. Objektif olmanın ve hayattaki
tüm aldığımız bilgilerin ve deneyimlerin doğru süzgeçten geçmesini sağladığı ve kişinin gelişmesinde kritik rolü
olduğu için çok önemli buluyorum.
Disiplin ise hangi alan olursa olsun
başarı için olmazsa olmaz bir gerekliktir. Öğrenim yıllarımda spor hayatımda öğrendiğim disiplinin öneminin
Genç bir yönetici olmanın avantaj ve dezavantajları...
I: Genç yöneticiler olmamızın biz-
ler için çok büyük avantaj olduğunu
düşünüyorum. Çünkü insanlar özel
yaşamlarında olduğu gibi iş yaşamlarında da uzun süreler geçirdikten
sonra bazı kalıplarla kendilerini sınırlandırıyorlar. Yapabilecekleri ve yapamayacaklarını keskin çerçevelerde belirlemiş oluyorlar. Fakat bizler henüz
yolun başında olduğumuz için çağın
gerekliliklerini daha kolay fark edip
uygulayabilme şansına sahibiz.Bu da
bizleri şüphesiz başarıya götürecek.
B: Genç olmanın avantajlarının de-
zavantajlarından çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. Genç olmanın
yeni dünya düzenini anlamakta çok
daha yardımcı olduğunu sanıyorum.
Gençliğin getirdiği dinamik ve enerji
dolu yaşam tarzının da günümüzdeki
tempolu iş hayatında pozitif etkilerini
görüyorum. Global bir dünyada teknoloji ile birlikte büyümemizin de iş
hayatında faydalarını görüyorum.
Dezavantaj olarak tecrübe azlığı dışında genç olmanın kötü bir tarafı olduğunu düşünmüyorum. Genç yöneticilerin dikkat etmesi gereken dezavantaj
olabilecek bir detay ise gençliğin getirdiği heyecan ile fazla risk analizi yapıl-
I: Şu an ki inşaat, turizm ve maden-
cilik faaliyetlerimiz yurtiçi ve yurtdışında sektördeki paylarını artırarak
devam etmesi öncelikli hedefimiz.
Özellikle Türkiye’de şirketlerin bulundukları sektörlere innovasyon
yaratmak üzerine yoğunlaşmaları gerektiğine inanıyorum. Bunun yanında şirketler büyüdükçe aslında onlara
farklı sorumluluklar da yüklenmekte.
İleride işlerimizin başarısının yanında,
ülkemizde eğitim ve sanat için yapacağımız faaliyetlerle şirketimizin öne
çıkması temennisindeyim.
B: Farklı alanların potansiyellerinden
yararlanmanın iyi olduğunu düşünsem de firma olarak dikkatimizin fazla dağılmamasını ve en iyi yaptığımız
şeyi daha iyi şekilde yapmaya devam
etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Her zaman yeniliklere ve farklı alanlara olumlu baksam da yeni sektöre
girerken sektör, piyasa analizi ve iş kurumunun ve sektöre giriş aşamasında
harcanan zaman kaybının ve alınan
riskin bu yatırıma değmesi gerektiği
için dikkatli ve seçici olunması gerektiğini düşünüyorum. Firma olarak
kendi alanımızda sektörde innovasyon
yaratmamızın ve sektörü yönlendiren
pozisyona gelmemizin ve bunun yanında farklı dallardaki gelir ve geliştirme potansiyellerini kaçırmamamız
olmalıdır.
12 DÜNYADAN PROJELER
BİR PROJE ÖYKÜSÜ: ERG İNŞAAT, DERİNER BARAJI ve HES
1970 yılında kurulan Erg İnşaat Tic.
San. A.Ş., pek çok faaliyet alanının yanında baraj, havaalanı, termik santral
gibi altyapılar ile endüstriyel tesisin
imalat ve montaj işlerinde bulunuyor.
Bugün de Türkiye’nin en yüksek barajı ve Dünya’nın 3. en yüksek beton
kemer barajı olan Deriner Barajı inşaatını sürdürüyor.
İlk bakışta zorlu hava şartları ve engebeli arazi gibi koşullar belli ki çalışanları zorluyor; ancak Discovery Channel gibi dünyanın önemli belgesel
televizyonlarının dahi dikkatini çeken
baraj, dünya ve Türkiye için pek çok
önemli özelliği de bünyesinde barındırıyor. Tabii bunun bir parçası olmanın
hazzı da tüm zorlu koşulların önüne
geçiyor.
Deriner Barajının Yeri ve Amacı
Deriner Barajı ve Hidroelektrik Santrali Türkiye’nin kuzeydoğusunda
bulunan Doğu Karadeniz Bölgesinde Artvin sınırları içerisinde Çoruh
Nehri üzerinde ve Artvin İl Merkezini Erzurum İl Merkezine bağlayan
Devlet Karayolu üzerindeki köprünün
5 km menbasındadır. Çoruh Nehri
üzerindeki ilk kilit baraj olan Deriner Barajı Çift Eğrilikli Beton Kemer
Barajlar arasında Türkiye’nin birinci
Dünya’nın 4. büyük barajı olacaktır. Çoruh Nehri üzerindeki ilk kilit
baraj olan Deriner Barajı Çift Eğrilikli Beton Kemer Barajlar arasında
Türkiye’nin birinci Dünya’nın 3. büyük beton kemer barajı olacaktır. Deriner Barajının temelden yüksekliği
249 metre, kret uzunluğu 720 metre
ve kret genişliği 12-18 metre olacak
şekilde planlanmıştır. 1,969 milyar m3
su toplanacak olan barajda yılda 2,3
milyar kWh Elektrik Enerjisi üretilecektir.
Ulaşım
Baraj yeri Artvin İlinin güneydoğu istikametine düşmektedir ve Artvin İl
merkezine karayolu ile uzaklığı yaklaşık 10 km dir. Baraj yerinin Borçka
üzerinden Hopa’ya uzaklığı yaklaşık
olarak 65 km dir. Baraj yerinin bölgede bulunan üç il merkezine olan uzaklıkları ise şöyledir.
Erzurum : 197 km
Rize : 159 km
Trabzon : 235 km
Karadeniz sahilinde Samsun, Trabzon
ve Hopa’da bulunan limanlar sayesinde ağır yükler ve ambalajların tahliyesi
rahatlıkla sağlanabilmektedir. Ayrıca
geçici ithalat için bu limanlar ve Sarp
sınır kapısı da kullanılabilmektedir.
Baraj yerine en yakın hava alanları
Trabzon, Erzurum ve Kars’ta olup her
gün Ankara ile karşılıklı uçak seferleri
bulunmaktadır.
İklim
Proje sahasının genel iklim karakteristiği, Karasal Doğu Anadolu ve mutedil
DÜNYADAN PROJELER
13
Türkiye’nin En Yüksek Barajları
Baraj Adı
Yükseklik
Tipi
Nehir
Deriner Barajı
Keban Barajı
Ermenek Barajı
Berke Barajı
Altınkaya Barajı
Oymapınar Barajı
Atatürk Barajı
Karakaya Barajı
Hasan Uğurlu Barajı
Torul Barajı
Menzelet Barajı
249 m
210 m
210 m
201 m
195 m
185 m
184 m
180 m
175 m
152 m
151 m
Beton Kemer
Toprak Dolgu
Beton Kemer
Beton Ağırlık Kemer
Kil Çekirdekli Kaya Dolgu
Beton Kemer
Toprak Dolgu
Beton Ağırlık Kemer
Kil Çekirdekli Kaya Dolgu
Kaya Dolgu
Dolgu
Çoruh
Fırat
Göksu
Ceyhan
Kızılırmak
Manavgat
Fırat
Fırat
Yeşilırmak
Harşit
Ceyhan
Karadeniz iklimleri arasında geçiş bölgesi özelliklerini göstermektedir. Proje
yerinde yıllık ortalama yağış 650.6 mm’dir.
En yüksek sıcaklık Ağustos ayında
o
43.0 C en düşük sıcaklık Ocak ayıno
da –16.1 C olarak ölçülmüştür. Yıllık
o
ortalama sıcaklık ise 12.3 C ’dir. Rezervuarda yıllık ortalama buharlaşma
992 mm olacaktır.
Hidroloji
Çoruh nehrinin Baraj yerinde yıllık
ortalama akım miktarı yaklaşık 5,063
milyar m3 veya ortalama debi olarak
154 m3/s dir. Baraj yerinde 16 yıllık
kayıtlara göre maksimum ve minumum debiler sırasıyla 1264 m3/s ile
Mayıs 1987’de 31.4 m3/s ile Eylül
1983’de olmuştur. Buna göre baraj
yerinde 25 ve 100 yıllık muhtemel
taşkın debileri sırasıyla 1442 m3/s ve
1804 m3/s olarak tahmin edilmiştir.
Muhtemel maksimum 10110 m3/s
taşkın debisinin ötelenmesi neticesinde toplam Dolusavak (üstten aşmalı ve
orifis) proje debisi (2 x 1125) +( 8 x
875) =9250 m3/s tahmin edilmiştir.
Jeoloji
Baraj yeri, Çoruh Nehri’nin muhtemelen Rize Plütonuna ait olan kristalin bir kütlede açmış olduğu V şekilli
bir vadide yer alır. Bölge morfolojik
olarak dik yamaçlar (genellikle 450),
özellikle sol sahilin alt kısmında yer
alan sarp kayalıklar ve derin olarak
oyulmuş dar derelerle karakterize edilir.
Anakaya baraj yerinde iyi mostra vermiştir; grano diorit yapı hakimdir,
araya andesit dyke’lar girmiştir. Yan
derelerde ve şevlerin eteğinde ise bloklu talus malzemesi ile örtülüdür. Talus
çökellerinin kalınlığı 1m ~ 8m arasında değişmektedir.
Vadi tabanı iri taneli alüvyal malzeme
ile örtülüdür. Açılan sondaj kuyularının sonuçlarına göre alüvyonun max.
kalınlığı yaklaşık 40 m’dir. Nehir tabanı kotu 195 m. alüvyon altındaki kaya
kotu (vadinin tabanındaki anakaya)
155 m’dir.
Sismik Durum
Baraj yeri dahil proje sahası, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 1972
yılında hazırlanmış olan Bölgesel deprem haritasında 4. deprem bölgesinde
yer almaktadır. 3. derece deprem bölgesi 20 km güneyde Çamlıkaya-Demirkent-Ardanuç hattından başlar.
Baraj yerinden 90 km güneyde bulunan Tortum-Narman 2.derece deprem
bölgesi içindedir. Proje sahasının 130
km güneyinde bulunan Erzurum-Erzincan hattı 1.derece deprem bölgesi
içinde yer alır.
Deriner Barajı için deprem şiddeti
(yatay deprem ivmesi) 0.15 g yardımcı
yapılar için ise 0.10 g seçilmiştir.
seçilmelidir. Daha sonra da bu yerde
sondajlar yaptırılarak yer seçimi kesinleştirilmelidir.
Hidroelektrik Santraller
Yer seçiminde, heyelan bölgesinden ve
aktif faylardan uzaklığı, kuyruk suyu
kanalının, nehir yatağına uygun ve
ekonomik bir şekilde bağlanabilmesi,
santral binası ve ilgili yapıların yerleşebileceği büyüklükte düzgün bir yer
gibi pek çok unsura dikkat edilmelidir. Ayrıca, santralin kolay, ekonomik
bir ulaşım sağlanabilecek bir yerde
olması da santralin sağlayacağı fayda
açısından da çok önemlidir.
Hidroelektrik santraller suyun enerjisinden faydalanarak elektrik üreten
yapılardır. Hidroelektrik santral, suyun potansiyel enerjisinin mekanik
enerjiye ve mekanik enerjinin de elektrik enerjisine dönüştürüldüğü yerdir.
Santrallerde yer seçimi çok önemlidir.
Onun için santral yeri, tecrübeli jeolog ve mühendisler grubu tarafından
14 SEKTÖREL SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI
TÜRKMMMB İLE SEKTÖRE BAKIŞ
1. TÜRKMMMB’nin
Kuruluşu
1.1. Kuruluş
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği (TürkMMMB), 1980
yılında kurulan bir sivil toplum kuruluşudur. Merkez ofisi Ankara’da
olan Birlik, 1987 yılında Müşavir
Mühendisler Uluslararası Federasyonu - FIDIC’e ve 2001 yılında Avrupa
Müşavir Mühendislik Birlikleri Federasyonu - EFCA’ya üye olmuştur.
1980 yılında, Teknik Müşavirlik yapmakta olan yaklaşık 15 firma sahibinin sektörü geliştirmek ve birlik olmak
amacıyla dernek statüsü altında toplanmasıyla başlayan kuruluş öyküsü,
Birliğin ülkemiz inşaat sektörü paydaşları ile kamu kurumlarınca tanınırlığı
arttıktan sonra, uluslararası boyutta
tanınma girişimleri ile devam etmiştir.
FIDIC ve EFCA’nın Türkiye’deki tek
temsilcisi olan TürkMMMB, bu temsilcilikleri vasıtasıyla birçok farklı ülkenin Müşavir Mühendisler Birlikleri
ile de işbirliği yapmaktadır.
2. TÜRKMMMB Amaçları Ve Faaliyet Alanları
2.1. TÜRKMMMB’nin Amaçları
TürkMMMB’nin amaçları; bağımsız müşavir mühendislik ve mimarlık
çalışma alanlarını oluşturan Teknik
Müşavirlik hizmetlerini geliştirmek ve
yaygınlaştırmak, FIDIC etik kodlarına ve genel iş ahlakına uygun hizmet
vermekte olan üyelerinin mesleki ve
kurumsal kapasitelerini arttırarak iş
olanaklarını geliştirmek, yurtiçinde ve
yurtdışında üyelerini temsil etmektir.
Birliğin amaç ve hedefleri şöyle özetlenebilir:
• Müşavir mühendislik ve mimarlık
hizmetlerinin ilerlemesine ve gelişmesine çalışılarak, bu konuda en yüksek
uluslararası teknoloji ve örgütsel seviyeye erişmek,
• Müşavir mühendislik ve mimarlık
hizmetlerinin toplum içinde anlaşılması, tanınması ve saygınlığının artırılması için girişimlerde bulunmak,
• Teknik Müşavirliğin ve müşavirlik
kuruluşlarının gelişmesi için diğer sivil
mesleki örgütler, kamusal ve özel kuruluşlarla işbirliği ve ortak çalışmalar
yapmak,
• Teknik Müşavirlik uygulamalarının
yaygınlaşmasını, bu çalışmaların müşavir kuruluşlarca yapılmasını ve hizmet tanımlarının yasa, yönetmelik ve
şartnamelerde doğru ve etkin biçimde
yer almasını sağlamak üzere çaba göstermek,
• Yurtiçinde ve yurtdışında iş olanaklarının yaratılması, geliştirilmesi ve
üyelerinin tanıtımı için girişimlerde
bulunmak,
• Üyelerinin eğitimlerini, teknik-sosyal-kültürel gelişimlerini sağlamak,
kapsamlı projelerde birbirleriyle işbirliği yapmalarını teşvik ederek aralarındaki dayanışmayı arttırmak ve
birikimlerinin ülke gelişimine katkıda
bulunacak şekilde kullandırılmasına
çalışmak,
İstenmesi durumunda, kamu ve özel
kesim işlerinde ortaya çıkan teknik
veya mesleki anlaşmazlıklarda, hakem/bilirkişi saptamak.
TürkMMMB yukarıda ifade edilen
amaçları doğrultusunda:
• Topluma ve üyelerine yararlı olacak
ileri teknoloji kullanımını sağlayarak
projeler geliştirir ve uygular,
• Eğitim ve gelişim amaçlı konferans,
sempozyum, panel, açık oturum, forum, fuar ve sergi gibi etkinlikler düzenler; çalışma grupları oluşturarak
ilgili konularda inceleme ve araştırmalar yapar,
• Çalışma konuları ile ilgili tanıtım
dokümanları, bülten, dergi, kitap ve
çevirisini yaptığı yabancı kaynaklı dokümanları yayınlar, her türlü iletişim
olanaklarını kullanır,
• Yurtiçi ve yurtdışına teknik, inceleme/araştırma gezileri düzenler, çalışma
konuları ile ilgili toplantılara katılır,
• Üyelerini ve mesleği özendirmek ve
tanıtmak için yarışmalar düzenler, belirli zamanlarda en iyi hizmet, eser ve
yayın için ödüller verir.
2.2. TÜRKMMMB
Alanları
Faaliyet
Teknik Müşavirlik sektörü dünya alt
ve üst yapısının planlanmasından, tasarımından, hizmete konulmasından,
bakımından ve sürdürülebilirliğinden
sorumludur. Bu sorumluluk; yiyecek,
su temini, sıhhi tesisat, sağlık, barınma-korunma, ulaşım, enerji vb. ihtiyaçların giderek artmakta olduğu bir
dünyada Teknik Müşavirleri kritik bir
rol üstlenmeye zorlamaktadır. Sürekli
artan nüfus ve kısıtlanan doğal kaynaklar, sektörün dünyadaki önemini
gözardı edilemez bir biçimde arttırmaktadır. Bu kapsamda incelendiğinde;
Teknik Müşavirlik Hizmetleri
• Yatırım öncesi etüdler
• Bölgesel-kentsel-kırsal planlama çalışmaları
• Fizibilite (yapılabilirlik) etüdleri
• Finansal analiz de dahil proje değerlendirme çalışmaları
• Model testleri
• Uzaktan algılama (GIS) hizmetleri
• Çevresel etki değerlendirme çalışmaları
• Sürdürülebilirlik çalışmaları
• Topoğrafik haritalar ve zemin etüdleri
• Mimarlık ve mühendislik tasarım
hizmetleri
• Tasarım kontrollüğü
• İhale evrakı hazırlığı
• Teklif değerlendirme danışmanlığı
• İnşaat kontrollüğü
• Malzeme testleri
• Ürün belgeleme, kalite güvence denetimi
• Proje/program yönetimi
• Kalite yönetimi
• İnşaat yönetimi
• Maliyet ve finansman yönetimi
• Sözleşme yönetimi
• İşletmeye alma ve işletmeden çıkarma danışmanlığı
• Değerlendirme hizmetleri
• Hasar araştırmaları (forensic)
• Teknik eğitim
• Risk analizi ve yönetimi
• H&S (sağlık ve güvenlik) yönetimi
• İşletme ve bakım danışmanlığı
• Tahkim, arabuluculuk, bilirkişilik
• Araştırma ve geliştirme (ARGE) ve
benzeri diğer teknolojik esaslı fikir
hizmetlerini kapsamaktadır.
3. Birliğin Yurtiçinde
Ve Yurtdışında İlişkili
Olduğu Kuruluşlar Ve Bu
Kuruluşlar İle Ortaklaşa
Yürütülen Çalışmalar
3.1. FIDIC
Merkezi İsviçre’de bulunan FIDIC,
1913 yılında kurulmuş olup; günümüzde 84 ülkenin ulusal birliklerinin
üyelikleri kanalıyla bağımsız nitelikteki dünya müşavir mühendislerini
temsil etmektedir. Her ulusal birliğin
üye firmaları, FIDIC ahlak kurallarına, politikalarına ve tüzüğüne uygun
15 SEKTÖREL SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI
inşaat sektörümüzün bugünkünden
çok daha iyi bir konuma ulaşacağı
aşikardır. Örneğin iyi bir tasarımla
kötü işler yapılabilir, ama baştan yanlış başlayan tasarımla kaliteli üretim
yapmak mümkün değildir. Sektörün
faaliyetleri göz önüne alındığında,
Teknik Müşavirlik hizmetinin hedef
dış pazarlarda da geliştirilmesinin ülke
kalkınması açısından taşıdığı önem
ortaya çıkmaktadır. Sektörün gelişmesine paralel olarak dış ticaretimizin
hızlanacağı da çok açıktır. Teknik Müşavirlik hizmetleri yurtiçinde ulusal
kaynakların doğru zamanda, doğru
projelerde kullanılmasına; yurtdışında ise Türk müteahhitliği markasının
kalitesini ortaya koyacak çalışmalara
imkan sağlamaktadır.
hareket ederler.
Müteahhitlik sektörüne olan katkılarının yanısıra Teknik Müşavirlik
sektörü, inşaat sektörünün tümünün
gelişmesinde de önemli pay sahibi olmalıdır. Uluslararası projeleri yabancı
müteahhitler üstlenmiş olsalar dahi,
teknik şartnamelerinin Türk müşavirleri tarafından hazırlaması sözkonusu
olan projelerde, inşaat malzemecilerimizin ürün vermesi kolaylaşacaktır.
FIDIC yüksek düzeydeki ahlakî ve
meslekî standartları sürdürmek, üyeleri arasında bilgi ve görüş alışverişini
sağlamak, üye birlikler ve uluslararası
finans kuruluşları temsilcileri arasında
ortak sorunları tartışmaya açmak ve
mühendislik mesleğinin ilerlemesine
yardımcı olmak amacıyla seminerler,
konferanslar ve benzeri etkinlikler düzenlemekte, yayınlar hazırlamaktadır.
3.2. EFCA
Merkezi Belçika’da bulunan EFCA,
1992 yılında kurulmuş olup; halen
Avrupa ülkelerinden toplam 26 ulusal
birlikten oluşmaktadır ve Avrupa’nın
müşavir mühendislik hizmetlerini
temsil eden tek federasyonudur.
EFCA bağımsız ve kar amacı gütmeyen mesleki bir organizasyondur ve
amacı genel olarak müşavir mühendislik işinin geliştirilmesidir.
3.3. Yabancı Ülkelerin Müşavir
Mühendislik Birlikleri İle Anlaşmalar
TürkMMMB, Türk Müşavir Mühendislerinin küreselleşme ve yurtdışına hizmet ihracını geliştirme hedefi
doğrultusunda üyelerine yeni ufuklar
ve yeni iş fırsatları açmak amacıyla,
FIDIC üyesi Japon Müşavir Mühendisler Birliği (AJCE) ile, FIDIC ve
EFCA üyesi Avusturya Müşavirler
Birliği-Austrian Consultants Association (ACA) ile ve British Consultants
Construction Bureau- (BCCB) ile
stratejik işbirliği anlaşması imzalamıştır. Anlaşmalar uluslararası ölçekte
bilgi ve deneyim paylaşımını, karşılıklı eğitim ve üçüncü ülkelerle üyelerimizin işbirliği ile iş ortaklıklarını
kapsamaktadır. Ayrıca, Mısır Müşavir
Mühendisler Forumu-The Egyptian
Consulting Engineers Forum ile Birliğimiz arasında karşılıklı bir protokol
imzalanmış ve gelecekte üyelerimiz ile
Mısırlı Teknik Müşavirlik firmaları
arasında kurulacak işbirliğinin ilk adımı atılmıştır.
4. Sivil Toplum
Kuruluşlarının Ülkemize
Katkıları
Sivil toplum kuruluşlarında yer almak
gönüllülük esasına dayanır. Bu da, bu
tür çalışmalara katkıda bulunan kişilerin çıkar ilişkisi olmadan, sektörel
bazda toplumsal bilinçlendirme sağlayacak düşünce ve eylemlerle ilgilenmesi demektir. Bu tür çalışmalar bir
toplumsal görev olarak da görülebilir.
Ülkemizde sivil toplum kuruluşlarının
ortaya çıkardığı en büyük katkı, toplumda farkındalık yaratmak olarak nitelendirilebilir. Sivil toplum kuruluşlarının önemli bir görevi de, mevcut
mevzuat ve uygulamalardaki noksanlar ve yanlışları vurgulamak, bunların
düzeltilmesi için gerektiğinde ilgililer
üzerinde baskı oluşturmaktır.
5. Sektörel
Değerlendirmeler
malzemeleri sektörlerini, büyük ölçekte ise Türkiye ekonomisini etkilemektedir. Sektör, yurtiçinde oluşturduğu
tecrübeyi, mimarlık ve mühendislik
altyapısını, Türk mühendislik markasını yurtdışında da kullanabilmektedir.
Bugün Türkiye’de bağımsız Teknik
Müşavirlik firmalarının önemli bir
bölümü deneyimli, bilgili, iyi yetişmiş
mühendis ve teknik elemanlara sahip
olup, dünyada kullanılan en yeni teknikleri uygulayabilmekte ve ileri düzeyde nitelikli hizmetler sunabilmektedirler. Bu özellikleri ile de firmalar
uluslararası finans kuruluşlarınca
finanse edilen yurtdışı işlerde ve özel
yatırım projelerinde müşavirlik hizmetlerini doğrudan işveren idarelere
sunmaya uzun süre önce başlamışlardır. Ancak Türk müşavir mühendisliğinin maddi olarak güçlenmesi hala
yeterince gerçekleştirilememiş, büyüklük olarak dünya ölçeğinde firmalar
ortaya çıkamamıştır.
5.1. Müşavirlik Sektörüne İlişkin Büyüklükler Ve Gelişmeler
5.2. Teknik Müşavirlik Sektörünün Geliştirilmesinin İnşaat
Sektörüne Katkıları
Teknik Müşavirlik, inşaat sektörünün
öncüsüdür. Ülkemiz ekonomisinde de
inşaat sektörünün büyük payı bulunduğu Türk kamuoyu tarafından bilinmektedir. Teknik Müşavirlik sektörü
küçük ölçekte müteahhitlik ve inşaat
Teknik Müşavirlerin sağlıklı çalışma
ortamı buldukları her projede, daha
kaliteli, daha ekonomik sonuçlar
alındığı artık ülkemizde de anlaşılmaya başlanmıştır. Teknik Müşavirlik
hizmetleri doğru alındığı takdirde,
Teknik Müşavirlik hizmetlerinin güçlenmesi, müteahhitlerimizin yurtdışındaki iş hacmini artırırken, inşaat
malzemeleri ihracat potansiyelimizin
de yükselmesine neden olacaktır.
Bu özellikler gözönüne alındığında,
gelişmiş bir Teknik Müşavirlik sektörünün müteahhitlik hizmetlerinin
önünü açacağı, Türk inşaat malzemelerinin kullanımını yaygınlaştıracağı
ve mevcut faaliyetleri çok daha üst düzeylere taşıyacağı açıkça görülebilecek
bir gerçektir. Dünya çapında kabul
gördüğü üzere, “Bir ülkenin, o ülkenin Teknik Müşavirlik hizmetleri gelişmeden daha önce geliştiği hiç görülmemiştir.” (FAR, The United States
Federal Acquisition Regulation)
16 ŞANTİYENİN SESİ
YURTDIŞI ŞANTİYELERİMİZDEN AKTARILANLAR
HALİL VOLKAN ÖZKAN
ESER-AGE Ortak Girişimi Suudi Arabistan-Olaya Kuleleri Projesi Şantiye Şefi
Bugün Türk müteahhitlerimiz beş kıtada binlerce projeye imza atıyorlar. Zor
coğrafyalarda büyük projelerin sorumluluğunu ve riskini üstlenen firmalar
yaşadıklarını şantiye şefleri aracılığıyla Genç Yöneticiye aktarıyorlar. Bu sayımızın
konuğu Eser Taahhüt-Age Ortak Girişimi Suudi Arabistan Olaya Kuleleri Projesi
Şantiye Şefi Halil Volkan Özkan oldu.
İlk olarak kısaca sizi tanıyabilir Projede çalışan personel profili
miyiz?
hakkında bilgi verebilir misiniz?
Halil Volkan Özkan: İTÜ İnşaat
Fakültesi’nden 1989 yılında İnşaat Mühendisi olarak mezun oldum.
Çalışma hayatıma Eser Taahhüt-Age
Ortak Girişimi Suudi Arabistan Olaya
Kuleleri Projesi Şantiye olarak devam
ediyorum.
Yurtdışı projelerinde çalışmanın
avantajları ve dezavantajları neler?
HVÖ: Yurtdışı projelerini tek bir
yurtdışı gibi değerlendirmek yanıltıcı
olacaktır.
Bugün Türk firmaları Afganistan, Irak
gibi fiziki şartların son derece zor ve
yıpratıcı olduğu ülkelerde iş yaptıkları
gibi Suudi Arabistan, BAE gibi rekabet koşullarının son derece zorlu ve
sonuçlarının riskli olduğu ülkelerde de
işler yapmaktadırlar. Herbirinin kendine göre farklı avantaj ve dezavantajları mutlaka vardır.
Şantiye yönetimleri açısından bakıldığında yurtdışı projelerinin en belirgin avantajı Türk firmalarının merkez
yönetimlerinin yurtdışı projelerine
gerçek anlamda daha fazla önem vermeleri, dolayısı ile şantiye ihtiyaçları
konusunda son derece duyarlı olmaları ve değişen şartlara çok hızlı reaksiyon vermeleridir. Bu da şantiye yönetimlerine yapım süresince önemli
kolaylıklar sağlamaktadır..
Projenin özellikleri hakkındaki
ayrıntıları aktarabilir misiniz?
HVÖ: Olaya Kuleleri Projesi, A Sınıfı Ofis ve Ticari bina olup Riyad
Şehir Merkezinde Olaya ve Tahliye
Caddeler’in kesişme noktasında konumlanmaktadır.
Proje , 42 ve 40 katlı iki ofis kulesi,
iki alışveriş binası ve yeraltında 2401
araç kapasiteli 4 katlı otoparktan oluşmaktadır. Maksimum kule yüksekliği
anten üstüne kadar 203.4 m’dir. Yapıların kapalı alanları toplamı yaklaşık
203.000 m2’dir. Her bir kulede 8 adet
yolcu ve bir adet servis asansörü ile
düşey taşıma sağlanmaktadır. Yapının
ana taşıyıcı sistemi betonarme olup,
tabliyelerde Ard-Germe sistemi kullanılmıştır. Projede kullanılan yüksek
dayanımlı C50 ve C70 beton miktarlari toplamda 150,000 m3, demir ise
23,000 ton mertebesindedir. Kulelerin cephe kaplaması Aluminyum Giydirme cephedir.
HVÖ: Olaya Towers projesi pikte
1,270 direk ve 310 endirek olmak
üzere toplamda 1,580 kişiye ulaşmış
olup halen 1,000 kişilik bir mevcut
ile devam etmektedir. Şantiyemizde
çok farklı milletlerden direk ve endirek personel çalıştırmakla birlikte, direk işçilik için önemli oranda Hintli
ve Türk işçiler kullanılmaktadır. Ülke
koşulları bayan elemanların, özellikle
inşaat sektöründe çalışması için uygun
olmadığından projemiz kapsamında
istihdam edilmemişlerdir.
Şantiyede güne nasıl ve ne zaman
başlıyorsunuz?
HVÖ: Projemizde çok uzun süre
çift vardıya çalışılmış olmakla birlikte
içinde bulunduğumuz dönemde gece
vardiyasındaki işgücümüzü önemli
oranda azaltmış bulunmaktayız. Şantiyemizin halen aktif çalışma saatleri
sabah 06.00 ile akşam 17.00 saatleri
arasındadır. Kişisel olarak baktığımızda ise sınırları belirli olan bir mesai
anlayışı, inşaat sektöründeki pekçok
yöneticide fazla bir karşılık bulamamaktadır.
aylarında karşılaştığımız iklim şartlarını da ilave etmek yanıltıcı olmayacaktır.
Şantiyedeki sosyal yaşam olanaklarını artırmak için neler yapılmakta? İşçiler iş dışındaki zamanlarını nasıl geçirmekteler?
HVÖ: Şirketimizin çalışanlarına
sağladığı sosyal olanaklar, içinde bulunduğumuz bölge ve Türkiye’deki
şantiyeleri göz önüne aldığımızda gerçekten saygı duyulacak düzeyde. Bununla birlikte yoğun çalışma temposu
dolayısı ile işçilerimiz çalışma saatleri
dışında kendilerine ayrılan sürenin
önemli bir kısmını dinlenerek ve bir
takım temel ihtiyaçlarını temin ederek
değerlendirmektedirler.
Projede bizlerle paylaşmak istediğiniz ilginç bir anekdotu aktarabilir misiniz?
HVÖ: Bu projenin yönetiminde bir
Mısırlı, bir Lübnanlı ve bir Türk’ ün
birlikte çalışıyor olması, benim adıma
son derece özel bir deneyim olmakla
beraber Türk firmalarının farklı ülkelerden gelmiş yöneticilerle ortak bir
hedefe başarıyla yürüyebildiklerini
göstermesi açısındanda kayda değerdir.
firmaları veya Türk çalışanlar ile ilgili
herhangi bir olumsuzluk gözlemlemedim. Türk olmanın bize getirdiği bir
avantaj ile de henüz karşılaşmış değilim. Sonuç olarak işveren herzaman
yaptığı sözleşmenin, verdiği paranın
hakkını almaya çalışıyor ve bunu aldığına inandığı sürecede herhangi bir
sorun ile karşılaşmıyorsunuz.
Türkiye’de inşaat sektörünün
durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Yurtdışı ile karşılaştırdığınızda ne gibi farklılıklar görüyorsunuz?
Türkiye’de inşaat sektörünü büyüklük olarak değerlendirmemiz gerekirse hem ülkemiz ekonomisi ölçeğinde
hemde uluslararası ölçekte hatırı sayılır
bir büyüklüğe erişmiş olduğunu kabul
etmemiz gerekir. Bununla birlikte teknik vasıfları açısından değerlendirirsek, Türk inşaat sektörünü “Yurtiçinde
ve yurtdışında” hizmet veren diye ikiye ayırmakta fayda var, diye düşünüyorum. Yurtdışında hizmet veren Türk
inşaat sektörü uluslararası ölçekte
kendini kabul ettirmiş, sınırlarını her
gün daha da genişleten, rekabet gücü
yüksek, yeni koşullara çabuk adapte
olabilen, son derece güçlü ve ülkemiz
ekonomisi ve istihdamı adına da bir o
kadar önemli bir oluşum. Türkiye’deki
inşaat sektörü ise malesef uluslararası
standartlara göre yeniden düzenlenmeye ihtiyaç duyar bir konumda.
Son olarak, hayalinizde yapmak
istediğiniz bir proje var mı?
HVÖ: Hayalimde kendimin yapmasının yanında ülkemiz adına yapılmasını istediğim projeler var. Bunların başında Türk inşaat firmalarının
dünyanın dör bir yanında ortaya çıkmasına katkıda bulundukları çağdaş
altyapılı şehirlerin, yaşam alanlarının
ülkemizde de bir an evvel yapılmasıdır.
Türk ve yabancı işçiler arasındaki çalışma ilişkilerinde zorluklar
Ülkenin Türk müteahhitlerine
yaşanıyor mu?
bakışı nasıldır?
Yeni nesillere yaşanabilir şehirler, yaşaHVÖ: Bugüne kadar yurtdışında çalıştığım projelerde ve halen çalışmak- HVÖ: Suudi Arabistan özelinde Türk nabilir bir ülke bırakabilmektir.
ta olduğum projede Türk ve yabancı
işçiler arasında kaydadeğer bir sorun,
zorluk veya uyuşmazlık ile karşılaşmadım. Bu hem kişisel ilişkiler hem de
mesleki ilişkiler açısından geçerli. Sanırım bundaki en önemli etkenlerden
birisi bizim millet olarak yeni şartlara
çok çabuk adapte olup diğer insanları
da kısa sürede adapte etmemizdir diye
düşünüyorum.
İşçiler açısından bu ülkede çalışmanın zorlukları var mı? Suudi Arabistan’da karşınıza çıkan
problemler nelerdi?
HVÖ: Yurtdışı şantiyelerinde çalışmanın belli başlı zorluğu, hepimizin
bildiği gibi ailenizden uzun süre ayrı
olmanızdır. İşin yapımı ile ilgili zorluklara gelirsek burada ilk sıraya çalışmakta olduğumuz ülkenin yapımcı
firmalardan beklemekte olduğu yüksek imalat standardı ve Türkiye’deki
alışkanlıklarımızdan farklı iş yapma
metodolojisi olarak sıralayabilirim.
Bunlara birde çalıştığımız ülkede yaz

Benzer belgeler