(TOHUM`a erişmek için buraya tıklayın).

Transkript

(TOHUM`a erişmek için buraya tıklayın).
t hum
TÜRK-TED
Sayı:3 / Ağustos 2011/ Üç Ayda Bir Yayınlanır
TÜRKİYE TOHUMCULUK ENDÜSTRİSİ DERNEĞİ
HABER
ACIMIZ BÜYÜK
AYHAN ELÇİ’Yİ
KAYBETTİK
RÖPORTAJ
GELECEĞİ
GENÇ
KUŞAKLAR
BELİRLEYECEK
GÜNDEM
ISLAHÇILARA
ONUR
PLAKETİ
RÖPORTAJ
TARIMSAL
İHRACATIMIZ
ARTIYOR
“
Misyonumuz
Tohumculuk alanında Türkiye’nin bölgesel lider bir ülke
olması için, teknoloji ve sistem geliştiren, diğer ülkelerle
rekabet edebilen ve bölgesinde model oluşturabilecek
şekilde ülke tohumculuğunun geliştirilmesine katkıda
bulunmak ve Türk tohumculuğunu uluslararası alanda
temsil etmek.
“
“
Vizyonumuz
Ulusal ve uluslararası alanda gıda güvenliği ve sürdürülebilir tarım temelinde dünya tohumculuk endüstrisi ile
bütünleşmiş etkin ve uluslararası alanda rekabetçi bir tohumculuk endüstrisi oluşturulması.
“
SUNUŞ
Tohum’un Değerli Okuyucuları;
Türk tohumculuğu önemli bir değerini yitirdi. Geçtiğimiz Temmuz ayında derneğimiz eski Genel
Sekreteri Ayhan Elçi’yi kaybettik. O ömrünü Türk tarımının ve tohumculuğunun gelişimine adamış
fedakâr bir yürekti. İnancımız odur ki, sevgili Ayhan Ağabeyimiz derneğimizin ve sektörümüzün gelişimine yaptığı katkılarla daima hatırlanacak. Kederli ailesinin ve Türkiye Tohum sektörünün başı sağolsun. Ayhan Ağabeyimizin mekânı cennet olsun.
Tohum dergisi olarak her sayıda sektörümüzün önemli bir sorununa işaret etmeye çalışıyor, derneğimizin 25 yıllık deneyimi ve bilgi birikiminden aldığımız güç ile çözüm önerileri ortaya koymaya gayret ediyoruz. Bunu yaparken bazen zülfüyâre de dokunduğumuzu biliyorum. Ancak tohum endüstrimizin gelişimi ve hak ettiği noktaya ulaşabilmesi için hepimize önemli görevler düşmekte. Bu sayımız için
hazırladığımız “Kurumsallaşma Sürecindeki Tohumculuk Sektörümüz” başlıklı bir makaleyi ilerleyen
sayfalarda okuyabileceksiniz. TÜRKTED Yönetim Kurulu olarak sektörümüzün önündeki en önemli
görevlerden belki de en önemlisinin, endüstrinin çeşitli dallarında faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmeler için geçerli olan, yön ve eylem çizen kuralların tohum şirketleri için de geçerli olduğunun kavranması olduğuna inanıyoruz. Bu anlamda da aynayı kendimize çevirdik ve kurumsallaşmanın
neresinde olduğumuzu genel hatlarıyla açıklamaya çalıştık. İnancım odur ki, okuyan herkes için faydalı bir makale ortaya çıktı.
Bununla beraber bu sayımızda da yine birbirinden ilginç haber ve röportajlar da mevcut. Dünya tohumculuğunun en yetkili isimlerinden birisi Uluslararası Tohumculuk Federasyonu (ISF) Genel Sekreteri Dr. Marcel Bruins dergimize çok özel açıklamalarda bulundu. Dr. Marcel Bruins sorularımıza
açık yüreklilikle cevaplar verdi ve ortaya çok ilginç bir röportaj çıkmış oldu. Yine bu sayımızda bir başka önemli isme de sayfalarımızda yer verdik. Türkiye Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Kemal Kaçmaz ülkemizin tarımsal ürün ihracatı konusundaki en bilgili ve
yetkili isimlerden biri. Kaçmaz, ihracatçı firmalarımızın tohum sektöründen beklentilerini de açıkladı.
11 Mayıs Islahçılar Günü hepimiz için büyük bir coşku ve övünç vesilesi. Türkiye tohumculuğunun geldiği başarılı noktada şüphesiz en büyük imza gece gündüz demeden çalışan ıslahçılarımıza ait. Antalya’da düzenlediğimiz panel ve plaket töreni ile
bu önemli günü adına yakışır bir şekilde kutladık. Panelimize ve plaket törenine gelerek bizleri onurlandıran Tarımsal Üretim ve Geliştirme (TÜGEM) Genel Müdür
Yardımcısı Bahattin Bozkurt, Antalya Tarım İl Müdürü Bedrullah Erçin ve ilgili diğer bürokratlara şükranlarımızı sunarız. Etkinlik ile ilgili haberleri ve plaket töreninden çok özel anları dergimizde okuyabilirsiniz.
Tohum’un değerli okuyucuları; Bayramlar sevginin, dostluğun, huzurun ve dayanışmanın yürekten hissedildiği özel ve anlamlı günlerdir. Her zaman olduğu gibi böylesi özel bir günü de sizinle
birlikte yaşayacak olmanın sevinci içindeyiz. Hep bir arada
olabileceğimiz, mutluluk ve başarı dolu nice bayramlar bizimle olsun. En içten dileklerimle Ramazan Bayramı’nızı kutlar,
saygılar sunarım.
Ali ÖZBUĞDAY
TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı
3
8
içindekiler
6
8
12
18
8
ACIMIZ BÜYÜK
AYHAN ELÇİ’Yİ KAYBETTİK
Birçok uluslararası tohumculuk kuruluşunun da yakından
tanıdığı, Derneğimizin bir önceki Genel Sekreteri Sevgili
Ayhan Elçi 8 Temmuz 2011 tarihinde yaşamını yitirdi.
TOHUM GÜNDEMİ
ISLAHÇILAR GÜNÜNDE ISLAHÇILARA
ONUR PLAKETİ
TÜRKTED Islahçılar Günü’nde düzenlediği törenle yurt
içinde ıslah çalışması yapan üyelerine Onur Plaketi
takdim etti.
RÖPORTAJ
TOHUMCULUĞUN GELECEĞİNİ GENÇ KUŞAKLAR
BELİRLEYECEK
ISF Genel Sekreteri Dr. Marcel Bruins, tohumculuk
sektöründe atılan adımları ve gelecekte sektörün gideceği
yönü TOHUM dergimize anlatıyor.
MAKALE
KURUMSALLAŞMA SÜRECİNDEKİ TOHUMCULUK
SEKTÖRÜMÜZ
Bitki çeşitlerinin ıslah edilmesi amacıyla tohumun özenle
ve sabırla üretilmesi, kurallara uygun şekilde çeşidin
tescili gerekmektedir.
12
23
AHDE VEFA
PROF. DR. FAHRETTİN MACİT
Örtü altı hibrit sebze tohumculuğunda ilklere
imza atan Prof. Dr. Fahrettin Macit, Türkiye’de
tohumculuğun liberasyonu konularında önemli
yeniliklere öncülük eden bir isim.
24
RÖPORTAJ
İHRACATIMIZ ARTARAK DEVAM EDİYOR
Türkiye Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı
Kemal Kaçmaz, ihracattaki bürokratik ve lojistik
sıkıntıların bir an evvel giderilmesi gerektiğini söylüyor.
26
28
30
Ağustos / 2011
HABER
TÜRKİYE VE DÜNYA GÜNDEMİ
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
GDO NEDİR? NE DEĞİLDİR?
TÜRKTED Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Esin, Genetiği
Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ile ilgili “doğru
bilinen yanlışlar”a açıklık getiriyor.
TÜRKTED ÜYE FİRMALARI
TÜRKTED ÜYESİ FİRMALARIN İLETİŞİM BİLGİLERİ
24
6
İmtiyaz Sahibi Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği
Sahibi Ali Özbuğday / TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Yazı İşleri Müdürü A. Müfit Engiz / TÜRKTED Genel Sekreteri
Editör Selda Başusta Yayına Hazırlayan Tematik Medya Yayıncılık ve Ajans Hizmetleri
İletişim Güvenlik Cad. Güvenlik Apt. No:7/1 06540 Aşağı Ayrancı / ANKARA e-mail [email protected] Tel 0 312 419 00 32 Fax 0 312 419 00 32
Baskı Promat Basım Yayın San. Ve Tic. A.Ş
Yayın
Sanayi Mah. 1673. Sok. No:34 Esenyurt / İSTANBUL Tel 0 212 622 63 63
dergisi Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır.
Dergide yer alan yazı, fotoğraf, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzin almaksızın, kaynak göstererek dahi yayınlanamaz, basılamaz, çoğaltılamaz.
Yayın Türü Yerel Süreli
KISA KISA
TÜRKTED ve Üyeleri HALSER Fuarı’na Katıldı
Yaş Sebze ve Meyve Pazarı Hal Sergisi’ne (HALSER) katılan TÜRKTED ve üyeleri Bayrampaşa Hali’nde Türkiye tohumculuk sektörünü temsil etti. 12 - 14 Mayıs
tarihlerinde Bayrampaşa Toptancı Hali’nde düzenlenen HALSER’de TÜRKTED
ve TÜRKTED üyesi 10 firma; AG Tohum, Antalya Tarım, Hazera Tohum, İstanbul
Tarım, MayAgro, Multi Tarım, Nunhems, Rito Tohumculuk, Syngenta Türkiye ve
Yüksel Tohumculuk yer aldı.
HALSER’in açılış töreninde konuşan İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, bu buluşmanın çok önemli olduğunu dile getirerek, bu sergi
ile tarım sektörünün önde gelen oyuncularının İstanbul’da olduğunu bildirdi. Geçen yıl Türkiye’de 26 milyon sebze ile 16 milyon ton meyvenin üretildiğini dile getiren Yalçıntaş, “Türkiye’de yıldız sektörler var; otomobil, tekstil gibi ama mutlaka
ve mutlaka, gerekli destekler verilerek tarım sektörü yıldız sektörler arasına girmelidir” dedi.
Türkiye Sebze Meyve Komisyoncuları Federasyonu (TÜSEMKOM) Başkanı Yüksel Tavşan da sebze ve meyvenin dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bir maliyet analizi ile değil, arz-talep dengesi ile satışa sunulduğunu belirtti ve meyve sebzenin üretim
ve pazarlamasının Türkiye’de de zor olduğuna işaret ederek, standartlaşma ve markalaşmanın en büyük sorunlar olduğunu kaydetti.
TÜRKTED Yeni Bakanlık’tan Beklentilerini
Açıkladı
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılması amacıyla 8 Haziran 2011 tarihli ve 27958 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
639 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye
göre adı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB) oldu. Yeni Bakanlık’tan beklentileri konusunda bir açıklama yapan TÜRKTED Yönetimi, bu yeni oluşumla birlikte tohumculuk sektörü de dahil tarımla ilgili diğer
bazı işkollarında daha elverişli toplu ve tutarlı birtakım olumlu düzenlemelerin yapılacağı
ve halen muğlak olan bazı hukuki düzenleme ve uygulamalardan kaynaklanan olumsuzlukların düzeltileceği beklentisini vurguladı. GTHB’nin genel
politika ve yaklaşımlarının yanı sıra halen yürürlükte olan 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu, 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının
Korunmasına İlişkin Kanun ve 5977 Sayılı Biyogüvenlik Kanunu hükümlerinin uygulanması ve denetlenmesinden sorumlu olacak birimlerin işlevi ve bütünselliği bağlamında çeşitli beklentilerinin bulunduğunu belirten
TÜRKTED Yönetimi, “Uzun zamandan beri gündeme taşıdığımız ve taşımaya devam edeceğimiz konuların başında Tohumculuk Kanunu’nun bazı
maddelerinin ivedilikle değiştirilmesiyle ilgili haklı taleplerimiz geliyor.
Özellikle bu Kanun’un, tazminatları düzenleyen 11. Maddesi, ceza hükümlerini düzenleyen 12. Maddesi ile birlik gelir ve giderlerini düzenleyen 24.
Maddesi’nin sektörün beklentilerine cevap verecek şekilde acilen değiştirileceğini ümit ediyoruz. Ayrıca tohumculuk endüstrisinde faaliyet gösteren
araştırıcı özel sektör tohum kuruluşlarının ar-ge çalışmalarının önünü kesen ve küresel ölçekte rekabet etme imkanlarını büyük ölçüde zayıflatan Biyogüvenlik Kanunu’nun ilgili hükümlerinde de en kısa sürede gerekli değişikliklerin yapılması, TÜRKTED’in Bakanlık’tan beklediği müjdelerin başında gelmektedir” dedi.
Ağustos 2011
2. Biyoteknoloji Eğitimi Yapıldı
TÜRKTED ile Türkiye Bilimsel ve
Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi (MAM), Genetik Mühendisliği ve
Biyoteknoloji Enstitüsü (GMBE) tarafından ortaklaşa düzenlenen 2. Biyoteknoloji Eğitimi ileri düzeyde ve
uygulamalı olarak gerçekleştirildi. 2 Mayıs tarihinde MAM’ın Gebze Kampüsü’nde başlayan eğitim birincisine göre daha kapsamlı planlandı. Bu eğitimde Bitki Genomu ve Karşılaştırmalı Genom Analizleri (DNA
dizileme), Genetik/Fiziksel Haritalama, Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR), Real-Time Polimeraz Zincir Reaksiyonu Teknolojisi ve Uygulama Alanları, Genetik Markörler ve
Ziraatte Kullanım Alanları, Proteomik, Kapiller Elektroforez, Temelli Kantitatif Çoklu (Multipleks) Gen
Anlatım Analizleri, Primer Dizaynı,
Genomik DNA İzolasyonu, Genomik
DNA’nın restriksiyon enzimle kesimi,
DNA Parmakizi (Markör) Uygulamaları, Fragment Analizi, Protein İzolasyonu ve DNA Dizi Analizi gibi konularda eğitim verildi.
5
HABER
Acımız Büyük…
Ayhan Elçi’yi Kaybettik
Sadece ülkemiz tarım sektörünün ve tohumculuk camiasının değil birçok uluslararası tohumculuk
kuruluşunun da yakından tanıdığı, Derneğimizin bir önceki Genel Sekreteri değerli insan, Sevgili
Ayhan Elçi 8 Temmuz 2011 tarihinde yaşamını yitirdi.
Türkiye Tohumculuk Endüstri-
Müdürlüğü’nde çalışmaya başladı ve
si Derneği (TÜRKTED) olarak,
1975 yılına kadar bu teşkilatın Erzin-
sektörümüze çok önemli katkı-
can, Erzurum ve Iğdır’daki çeşitli bi-
lar yapmış olan Saygıdeğer Du-
rimlerinde görev aldı. DSİ’deki göre-
ayenimizi ebediyete uğurlamanın
vinin ardından 1975 yılında Hayvan-
derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Başta
cılığı Geliştirme Genel Müdürlüğü’ne
değerli eşi ve evlatları olmak üzere
(HAYGEL) uzman olarak atandı ve
tüm sevenlerine, tohumculuk sektö-
Ankara’da
ve
yurt
dışın-
da uzun yıllar sürecek olan bürok-
ğerli üyelerine başsağlığı diliyoruz.
ratlık görevine de ilk adımını atmış
27 Haziran 1943 tarihinde Ağrı’da
oldu. 1976–1977 yıllarında Milletle-
doğan Ayhan Elçi, devlet
rarası Akdeniz Yüksek Zirai Etütler
memuru olan babası-
Merkezi (MAYZEM) bursuyla Fransa
nın görevi nedeniy-
Montpellier’de kırsal kalkınma konu-
le ilk ve ortaöğre-
sunda tamamladığı ihtisasından son-
nimini Doğu Ana-
ra 1983 yılına kadar HAYGEL’de Fen
dolu
Bölgesi’nin
Heyeti Başkanlığı ve Daire Başkan-
yerlerin-
lığı görevlerini yürüttü. Bu dönem-
de sürdürdü. Ata-
de Dünya Bankası tarafından finanse
türk Üniversite-
edilen çeşitli hayvancılık projelerinin
si Toprak İlmi
hazırlanmasında ve uygulanmasında
Bölümü’nden
önemli görevler üslendi. Paris'te 1983
1965
yılında
yılında başladığı OECD Nezdindeki
mezun
olan
Türkiye Daimi Temsilciliğinde Tarım
Elçi
1967
Müşaviri ve MAYZEM Yönetim Kuru-
yılında ta-
lunda Türkiye Temsilciliği görevleri-
mamladığı
ni 1987 yılına kadar sürdürdü. Bu gö-
vatani
çeşitli
gö-
revi esnasında, OECD Tohumluk Sis-
revinin ar-
teminin yanı sıra Fransa başta ol-
dından aynı
mak üzere diğer OECD üyesi ülkele-
Dev-
rin tohumculuk sistemlerini de yakın-
let Su İşleri
dan tanıma ve inceleme fırsatı buldu.
(DSİ) Genel
1987–1992 yılları arasında Tarım Or-
yıl
6
böylece
rü mensuplarına ve Derneğimizin de-
man ve Köyişleri Bakanlığı, Proje Uy-
verliğini, vatanseverli-
gulama Genel Müdürlüğü’nde (son-
ğini, nezaketini, payla-
rasında Tarımsal Üretim ve Geliştir-
şımcılığını, uzlaşmacı-
me Genel Müdürlüğü’nde) Mühendis,
lığını, kolaylaştırıcılığı-
Şube Müdürü ve Daire Başkanlığı gö-
nı ve sahip olduğu diğer
revlerinde bulundu. 1992 yılında aynı
insani
bakanlıkta müsteşar yardımcılığı gö-
özleyeceğiz… Onu bir
revine atanan Merhum Elçi kamudaki
kez daha rahmet ve
görevini, 1994 yılından emekli olduğu
şükranla anıyor, ke-
Nisan 1997’ye kadar Başbakanlık’ta
derli ailesine ve seven-
devlet bakanı danışmanı ve bakan da-
lerine başsağlığı ve sabır
nışmanı olarak sürdürdü.
diliyoruz.
değerlerini
çok
Türkiye Tohumculuk Sektörünün Saygıdeğer Ağabeyi Ayhan Elçi, Nisan
1997’de başladığı TÜRKTED’deki Genel Sekreterlik görevini 2010 yılının
sonuna kadar başarı ve özveriyle yerine getirdi. Bu görevi boyunca ülkemiz tohumculuk endüstrisinin Fransa, Hollanda, Almanya vb. tohumculukta lider olan gelişmiş ülkelerdeki
düzeye erişebilmesi amacıyla yapılması gereken kurumsal ve yapısal değişimlerin gerçekleştirilmesi için cesaretle, sabırla, azimle ve kararlılıkla yoğun çaba sarf etti. Başta 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu ve 5042 Sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı
Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun olmak üzere tohumculukla ilgili
pek çok sayıda mevzuatın hazırlanmasına önemli katkılar sağladı. Ayrıca,
Merhum Ayhan Ağabey tohumculuk
sektörümüzün gelişimine ve kazanımlarının artırılmasına yönelik olarak
birçok ülkesel ve uluslararası faaliyetin de ya birebir planlayıcısı oldu ya
da doğrudan içinde görev aldı. Fransız Hükümeti’nin Tarım Liyakat Nişanında Şövalye Madalyasına sahip olan
ve çok iyi düzeyde Fransızca’nın yanı
sıra İngilizce de bilen Ayhan Elçi, bu
kazanımlarıyla
birlikte
uluslarara-
sı temas ve irtibatlarını da daima ülkemiz tohumculuk sektörü için kullandı. Gerek TÜRKTED’in ve gerekse sektördeki diğer paydaş kuruluşların uluslararası platformda tanınması
Sevgili Ayhan
Ağabeyimizin
hakseverliğini,
vatanseverliğini,
nezaketini,
paylaşımcılığını,
uzlaşmacılığını,
kolaylaştırıcılığını
ve sahip olduğu diğer
insani değerlerini çok
özleyeceğiz…
ve ilerlemesi için ciddi çaba gösterdi.
Sevgili Ayhan Ağabeyimizin hakse-
Ağustos 2011
7
GÜNDEM
Islahçılar Gününde
Islahçılara Onur Plaketi
Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (TÜRKTED), 11 Mayıs Dünya Islahçılar Günü’nde, Antalya
Dedeman Otel’de bir panel ve plaket töreni düzenledi. Türkiye’de bitki ıslahının dünü, bugünü ve
geleceğinin tartışıldığı Panel’in sonunda, yurt içinde ıslah çalışması yaparak Türkiye tohumculuk
sektörüne ve Türk tarımına yaptıkları önemli katkılardan dolayı TÜRKTED üyelerine Onur Plaketi
takdim edildi.
T
ÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday’ın açılış konuşmasıyla başlayan ve sektör
temsilcilerinden oluşan yaklaşık 60 kişinin katıldığı Panel’e mülga Tarımsal
Üretim ve Geliştirme (TÜGEM) Genel
Müdür Yardımcısı Bahattin Bozkurt,
Antalya Tarım İl Müdürü Bedrullah Erçin ve ilgili diğer bürokratlar da iştirak
ederek onurlandırdılar.
Ali Özbuğday, dünyada yaşanan gelişmelerin tarım ve tarıma dayalı sanayilerin önemini ortaya koyduğunu söyledi. Ülkelerin tarımsal kalkınmalarının
temel ekseninde tohum ve tohumculuk
politikalarının yer aldığını kaydeden
Özbuğday, “Türkiye’de son yıllarda benimsenmeye başlanan sektörde küçük
ve çok sayıda yerel işletmelerin yoğun
rekabetine dayanan politika, son derece
yanlış bir tercihtir. Çünkü bu sistem ıslahçılık aşamasına yeni ulaşmakta olan
tohum sektörünün hızını ciddi anlamda
kesecektir ve küresel rekabette ülkemiz
geri kalabilecektir” dedi.
Ali Özbuğday: Gen bankaları önemli
Tohum ıslah faaliyetlerinde temel un-
8
surun geniş bir gen havuzunun kullanımı olduğuna işaret eden Özbuğday,
Türkiye’de 2000’li yılların başında kurulan gen bankalarının son derece bürokratik, fakir ve hizmetten uzak olduğunu vurguladı. “Bugün pek çok yerli ıslahçı firma uluslararası gen bankalarından bedelsiz materyal temin etme
imkanına sahip iken, ülkemiz gen bankalarından materyal temin etmek yerli
kurumsal ıslahçılar için bile neredeyse
imkânsızdır” diyen Özbuğday, Amerika
ve Avrupa’daki gen bankalarının ise sadece yerel firmalara değil tüm insanlığa hizmet eder konumda olduğunu dile
getirdi.
TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı
Ali Özbuğday, ileri düzeyde tohumculuk ıslah ve ar-ge programlarını üstlenebilecek düzeyde eleman yetiştirmek
üzere üniversitelerin eğitim ve öğretim
yapılarını dünyadaki gelişmelere paralel kurgulaması gerektiğini söyledi. Özbuğday, önümüzdeki 5 yıl içinde dünya
genelindeki tohum pazar büyüklüğünün
47 milyar dolara çıkmasının beklendiğini belirterek, Türkiye’nin ise 550 - 600
milyon dolar ile bu pazar içinde yer ala-
bileceğini kaydetti. Panelde konuşan
TÜGEM Genel Müdür Yardımcısı Bahattin Bozkurt ise 2004 yılından itibaren tohum ıslahı konusunda önemli gelişmeler yaşandığını ifade etti. Tohumculuk konusunda bütün ülkeleri ziyaret
ettiklerini belirten Bozkurt, hiçbirinin
Türkiye’deki potansiyele sahip olmadığına vurgu yaptı.
Fahri Harmanşah: Türkiye tohum ihracatçısı olabilir
TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Fahri Harmanşah, “Dünden Bugüne Türkiye’de Bitki Islahı” konulu konuşmasında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile beraber araştırma, tohum ıslahı konusundaki çalışmalar başlatıldığını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun daha
ilk yıllarında, 1923 yılında Yeşilköy Zirai Araştırma Enstitüsü’nün kuruluşuyla tohum ıslah çalışmalarının temelinin
atıldığını ifade etti. Harmanşah, 1930’lu
yıllarda şimdiki Tarla Bitkileri Merkez
Araştırma Enstitüsü adını alan Ankara Tohum Islah Enstitüsü ve arkasından da Eskişehir’de “Kuru Ziraat Araş-
Ali Özbuğday
tırma Enstitüsü” o günkü adı ile “Dry
Farming İstasyonu”nun kurulduğunu
söyledi. Konuşmasının ilerleyen bölümünde, 1936 yılında Pamuk Tohumu Islah Kanunu’nun çıkartıldığını belirten
Harmanşah, 1950 yılında Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü’nün kurulduğunu ve kanun koyucunun, Devlet Üretme Çiftliklerine 3 önemli görev
verdiğini; bunların da yüksek vasıflı tohumluk üretmek, damızlık hayvan üretmek ve çiftçilere örneklik ve önderlik
etmek olduğunu vurguladı. Tohumluk
üretimleri devam ederken, bunun bir
yasaya bağlanması gerekliliğinin ortaya
çıktığını ifade eden Harmanşah, 1963
yılında 308 Sayılı Tohumlukların Tescil
ve Sertifikasyonu Hakkında Kanun ve
bununla ilgili uygulama yönetmelikleri
çıkartılarak yasal çerçevede tohumluk
üretimlerinin organize edildiğini belirtti. Gelişen şartların 308 Sayılı Kanun’un
revize edilme ihtiyacını doğurduğunu,
2006 yılında 308 Sayılı Kanun kaldırılarak 5553 Sayılı Tohumluk Kanunu’nun
çıkartıldığını, bu Kanun kapsamında 12
adet uygulama yönetmeliğinin yürürlüğe konduğunu söyledi.
Konuşmasının daha sonraki bölümünde
ise Harmanşah, “Türkiye’de 1980 öncesi tamamen kamu tarafından üretilen
tohumlukların özel sektör tarafından da
üretilmesi özendirilmeye başlanmıştır.
1982 yılında uygulamasına başlanılan
‘İkinci ürün’ ve ‘Nadas Alanlarının Daraltılması’ projeleri tohumluk ihtiyacını artırmıştır. 1982 yılında önce tohumluk fiyatları serbest bırakılarak tohumculukta liberalleşmenin önü açılmış-
Ağustos 2011
Fahri Harmanşah
tır. Özel sektörün tohumluk faaliyetleri
başlamışken 1985 yılında ‘Tohumculuğun Teşviki Hakkında Karar’ yürürlüğe
konularak özel sektörün önü açılmış ve
teşvik tedbirleri uygulamaya konulmuştur. Bu kararname ile tohumluk ithalatı da serbest bırakılmış, tohum sektörü bir meslek kuruluşu haline dönüştürülmüştür. Alınan teşvik tedbirlerinden
sonra yerli ve yabancı tohumluk firmaları tohumluk yatırımları yapmaya başlamış, kamu tekelinde olan bazı türlerin tohumlukları özel sektör tarafından
da ıslah edilmeye ve üretilmeye başlanmıştır. Türkiye bugün hem tohum ithal
eden hem de ihraç eden bir ülke konumundadır. Dünyanın neresinde daha
iyi ne varsa onu almak zorundayız. Bu
kapıyı kapamak yanlış olur. Ancak biz
daha iyisini yapmak, daha iyi çeşitler
geliştirmek zorundayız. Dünyada bu kadar dar alanda bu kadar çok bitki türünü bir arada yetiştiren ülke Türkiye’dir.
Bu Allah’ın bize bahşettiği bir lütuftur.
Türkiye kendi ihtiyacının dışında büyük
bir tohum ihracatçısı olabilir” dedi. Bitki ıslahı konusunda kat edilmesi gereken uzun bir yol olduğunu bir kez daha
vurgulayan Fahri Harmanşah, bu bağlamda gerek kamudaki araştırma enstitülerine ve üniversitelere ve gerekse
özel sektördeki araştırıcı kuruluşlara
çok önemli görevler düştüğünü söyleyerek konuşmasını tamamladı.
Yusuf Yormazoğlu: Ar-ge enstitüleri
özel sektörle proje geliştirmeli
Islahçılar Günü Paneli’nde MayAgro Tohumculuk Yönetim Kurulu Üyesi
Yusuf Yormazoğlu
Yusuf Yormazoğlu da, “May-Agro Tohumculuk Araştırma ve Geliştirme Yolculuğu ve Türkiye’deki Bitkisel Ar-Ge
İklimi ve Türkiye’nin Bölgesel Anlamda Tohumculuk Ar-Ge’sinde Lider Ülke
Olması İçin Atılması Gereken Adımlar”
başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Bitki araştırma ve geliştirmesinin getirilerini vurgulayarak başladığı sunusunda
Yormazoğlu, “Verim artışlarının yüzde 50’si bitki yetiştirme tekniklerindeki gelişmeden (mekanizasyon, sulama,
suni gübre uygulaması vs.) diğer yüzde 50’si ise bitki ıslahı ile ilgili türlerde elde edilen yeni ve üstün vasıflara
haiz bitki çeşitlerinin geliştirilmesiyle
elde edilmiştir” dedi. Dünyada ekilebilir ve tarım yapılabilir arazilerin neredeyse limitlerine gelindiğini ve artmakta olan dünya nüfusunun doyurulmasının ancak birim alandan elde edilen verimi arttırmakla mümkün olacağını, bu
noktada bitki ıslahçılarına ve tohum şirketlerine çok önemli rol düştüğünün altını çizen Yormazoğlu, kuruluşlarının
bu bağlamda yıllardır gerçekleştirdiği
pek çok faaliyeti de görsel olarak katılımcılara aktardı. Yormazoğlu, MayAgro Tohumculuk’un Ar-Ge bölümünde toplam 39 araştırıcının tarla bitkilerinden ayçiçeği, mısır ve pamuk; sebzede ise hıyar, biber, domates, fasulye ve
bezelye üzerine çalıştığını; bu işe ayrılan toplam bütçenin de cirolarının yüzde 8’i olan 5 milyon TL’ye ulaştığını, bu
birimde kullanılan yöntemlerin ise klasik bitki ıslahı, moleküler biyoloji ve patoloji olduğunu söyledi.
Yormazoğlu, Türkiye’deki bitki ar-ge
9
GÜNDEM
Doç. Dr. Nedim Mutlu
iklimi konusunda yürürlükteki yasal
çerçeveyi özetledikten sonra sermaye ve finansal kaynak bulma koşullarındaki mevcut durumu, bilgi birikimi
bağlamında ise üniversitelerin eğitim
modelinin yanlış olduğunu ve toplumla
ve sektörle bütünleşmelerinin yetersiz
olduğunu ifade etti. Yormazoğlu, ayrıca, tohumculuğun herhangi bir dalında dünya çapında uzman kabul edilebilen bir üniversite olmadığı, derslerde
kullanılan materyallerin çağdışı olduğu, çağdaş eğitim teknolojisinin kullanılamadığı, kaynak yaratma probleminin bir türlü çözülemediğinin altını çizdi. Araştırma enstitülerimizin ise rekabetçi ar-ge materyali geliştirememelerinden ve sektörle bütünleşmelerinin
olmamasından yakınan Yormazoğlu,
sistemin başarılı ve başarısız personeli ayırt etmediğini, yetersiz altyapının
iyileştirilmediğini, sistemin getirdiği
motivasyon eksikliğini, enstitülerin pazarlama stratejilerinin yanlış olduğunu
ve özel sektör tarafından hiç denenmemiş hat ve çeşitlerin satılmaya çalışılmasının özel sektörde isteksizliğe neden olduğunu ifade etti.
Sunumunun
son
bölümünde,
Türkiye’nin bölgesinde bitki ar-ge’si
konusunda rekabetçi ve lider bir ülke
olması için yapılması gerekenlere de
değinen Yormazoğlu, finansman konusunda; Ziraat Bankası işletme kredileri limitlerinin 1,5 milyon TL’den 5 milyon TL’lere çıkartılması, Teknoloji ve
Yenilik Destek Programları (TEYDEP)
10
projelerinin tohumculuğa özel 36 aydan 60 aya çıkartılması ve Ar-Ge Merkezi Kanunu kapsamında merkezlerde
zorunlu istihdam edilecek 50 kişinin,
tohumculuğa özel olarak 25 kişiye düşürülmesi ve ar-ge personelinin tarımın doğal şartları göz önüne alınarak
tek bir lokasyon yerine birden fazla lokasyonda ve tek bir şirket için kabul
edilmesi gerektiğini ifade etti. Enstitülerin amaçlarının ve konumunun tekrar ele alınması ve bu çerçevede özel
sektörle rekabet etmekten ziyade özel
sektörde her bir şirketin tek başına altından kalkamayacağı temel çalışmalara yönelmesi gerektiğini belirten Yormazoğlu, ar-ge enstitülerinin özel sektörle ortak proje geliştirmek için özendirilmesinin şart olduğunu vurguladı.
Son olarak Akdeniz Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nedim Mutlu, “Gelişmiş Ülkelerde Uygulanan Modern Islah Teknikleri ve
Türkiye’deki Durum” başlıklı sunumunu yaptı. Bitki ıslahındaki en güncel küresel gelişmeleri aktardığı sunusuna Doç. Dr. Mutlu, rutin kullanılması gerekli teknolojiyi, “Islahta Markır
Yardımlı Seleksiyon” (MAS), haploidy
/ double haploidy teknikleri ve biyoteknoloji (Gen ekleme / Gen çıkarma)
başlıkları altında özetleyerek başladı.
Genetik modifikasyonu ve gen eklenerek GDO’lu bitki elde etmeyi bazı ayrıntılarıyla katılımcılara aktaran Mutlu, gen kapatarak (susturarak) GDO’lu
bitki elde etmek konusunda da dünya-
daki gelişmeleri açıkladı. Yeni GDO
teknolojisi olarak kabul edilen RNA
Interferance (RNAI) yöntemi hakkında da özet bilgileri paylaşan Mutlu, sunumunun son bölümünde bitki biyoteknolojisinin geleceğine dair bazı önemli
ipuçlarının da altını çizdi.
35 üyeye onur plaketi
Konuşmaların ardından yurt içinde tohum ıslahı yapan 35 TÜRKTED üyesine onur plaketleri takdim edildi.
TÜRKTED üyelerinin yanı sıra mülga TÜGEM Genel Müdür Yardımcısı
Sayın Bahattin Bozkurt’a da tohumculuk sektörünün gelişimine bugüne kadar yapmış olduğu değerli katkılardan
dolayı plaket verildi. Onur Plaketi alan
TÜRKTED üyeleri AG Tohum, Akdeniz Tohum, Alanya Tohumculuk, Altın
Tohumculuk, Anadolu Efes Biracılık,
Ayer Tarım, Beta Ziraat, Biar Tohumculuk, Bircan Tarım, Bursa Tohumculuk, Çağdaş Tohumculuk, Doğa Tohumculuk, Genta Genel Tarım Ürünleri, İstanbul Tarım, MayAgro Tohumculuk, Multi Tarım, Nunhems Tohumculuk, Özbuğday Tarım, Pioneer Tohumculuk, Polen Tohumculuk, Poltar
Tarım Ürünleri, Progen Tohum, Rijk
Zwaan Tarım, Smyrna Tohumculuk,
Su Tarım, Tareks Tarım Ürünleri, Tasaco Tarım, Tat Tohumculuk, TİGEM,
Toros Tarım, Ulusoy Tohumculuk, Verim Ziraat, Vilmorin Anadolu Tohumculuk, Yaltır Tarım Ürünleri ve Yüksel
Tohumculuk oldu.
Ağustos 2011
11
RÖPORTAJ
Tohumculuğun Geleceğini
Genç Kuşaklar
Belirleyecek
Tohumculuk endüstrisini küresel ölçekte temsil
eden ISF (Uluslararası Tohumculuk Federasyonu)
temel görevini; “tohumların dünya üzerinde daha
kolay dolaşabilmesini sağlamak” şeklinde özetliyor.
ISF Genel Sekreteri Dr. Marcel Bruins, tohumculuk
sektöründe atılan adımları ve gelecekte sektörün
gideceği yönü TOHUM dergimize anlatıyor.
ISF’in yıllardır misyonu çerçevesinde
küresel tohum sektörü için birçok şeyi
gerçekleştirdiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. ISF’in hedef ve amaçlarını tanımladıktan sonra tohumculuk dünyasında kuruluşunuzun çözüm üretmek
amacıyla çaba gösterdiği temel konular
hakkında okuyucularımızı bilgilendirebilir misiniz?
ISF’in hedefi tohum alanındaki uluslararası ticareti kolaylaştırmak olarak tanımlanabilir. Tohumculuk endüstrisinin küresel düzeyde temsil edilmesi,
istatistiklerin toplanması, tohumculuk
endüstrisinin sektöre katkılarının duyurulması gibi benzeri daha birçok amaç
da sıralanabilir. Ancak, kısa ve net olarak ISF’in temel görevinin, tohumların
dünya üzerinde daha kolay dolaşabilmesini sağlamak olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü daha fazla gıda üretmek isteyen çiftçiler için daha yüksek kaliteli
tohuma ulaşabilmek olmazsa olmaz bir
ihtiyaç niteliğindedir ve yalnızca bu şekilde açlıkla mücadele edebiliriz.
Tohumluklar daima bir ülkeden diğer
bir ülkeye nakledilmek zorundadır. Bir
ülkedeki üreticiden temin edilen tohu-
12
mun farklı bir ülkede uyum
gösterip gösteremeyeceğinin test edilmesi için nakledilmesi veya bir ülkede üretilen tohumların temizleme
işlemi için başka bir ülkeye
gönderilmesi, sonrasındaki
işlemler için oradan farklı
bir üçüncü ülkeye gönderilmesi ve onun sonrasında dördüncü bir ülkedeki son müşteriye gönderilmesi bu gereksinimin
en basit örnekleridir. Bunun yanında hibrit çeşitlerin ortaya çıkması da daha fazla uluslararası tohum
ticaretinin önünü açmıştır. Esasen uluslararası tohum ticaretinde istikrarlı bir
artış söz konusudur. 1970 yılında 1 milyar doların altında kaydedilen dış ticaret rakamları, 2009 yılında 7 milyar doların üzerinde seyretmiş durumda. Bu
yüzden uluslararası mevzuat ve düzenlemelerin artan bu ticaret rakamlarına
uygun şekilde düzenlenip düzenlenmediği hakkında kesin olarak bilgi sahibi
olmamız gerekiyor. İşte tam bu nokta
ISF’in konuya dahil olduğu yerdir: bu-
nun gerçekleşebildiğinden emin olmak.
Bitki ıslahçıları hakkında konuşmak gerekirse; ıslahçıların çabaları sonucunda
kaydedilen genetik ilerlemelerden dolayı ortaya çıkan bir verim artışı söz konusuyken, çiftçilik tekniklerinin gelişiminden (daha fazla gübre ve bitki koruma ürünü kullanımı gibi) kaynaklanan
ve verim açısından tam tersi bir sonuç
doğuran durum söz konusudur. Bu yüzden bitki ıslahçılarının üzerine her geçen gün daha iyi çeşitler geliştirme konusunda büyük sorumluluk düşüyor. Bu
aynı zamanda hükümetlerin de ıslahçı-
ları ellerinden gelen her şekilde desteklemesi gerektiği anlamına da geliyor.
Örneğin insan kaynağı bağlamında orta
ve uzun vadeli yatırımlarla, bitkiyle ilgili bilimlerle alakalı yeterince genç çalışanın temin edilmesi gerekiyor. Aksi
takdirde, önümüzdeki yıllarda yeterli miktardaki iş gücünden yoksun duruma geleceğiz. Günümüzde dahi birçok
tohum şirketinin vasıflı eleman eksikliğinden şikâyetçi olduklarını biliyoruz.
Tecrübeleriniz ve görüşlerinize göre
sizce tohumculuk sektörünün geliştirilmesi adına kamu kurum ve kuruluşlarının rolü ne olmalıdır? Bize bu konuda
çeşitli alanlardan birkaç somut örnek
göstermeniz mümkün mü? Ve bu bağlamda, sektörün geliştirilmesi ve rekabet gücünün arttırılması için özel sektör tohumculuğunun ne şekilde yapılanması gerekir, bu sektörün mensuplarına ne tür kriterlere uymalarını önerebilirsiniz?
Tohum sektörünün geliştirilmesi için
kamu organizasyonlarının konu ile ilgili uluslararası toplantılarda yer alması gerekmektedir. Örneğin bir ülkedeki tohumluk sertifikasyon yetkililerinin
OECD tohum toplantılarına, başka bir
ülkedeki tohum deneme yetkililerinin
de ISTA toplantılarına katılması gerekir. Eğer herhangi bir ülke, bu tür uluslararası organizasyonlara henüz üye değilse, üye olmalarını ısrarla teşvik ediyorum. Bu, aynı zamanda Türkiye’deki
tohum sektörünün büyümesi için de gerekli başarı faktörlerinin en önemlileri
arasında yer almaktadır.
Bu organizasyonlara katılım gerçekleştiği zaman, katılan ülkelerdeki kural ve
düzenlemelerin uluslararası kabul edilen kural ve düzenlemelerle paralel olduğundan emin olunması gerekir. Bu da
ülkelerin mevzuat düzenlemeleri arasında daha fazla uyum olması gerekliliğini ortaya çıkarır. Bir tohum şirketi için ürünlerini bir ülkede resmi olarak analiz ettirdikten sonra teslim edeceği ülkenin bu analizlerin haricinde 10
ilave test daha istemesinden daha sinir
bozucu bir durum yoktur. Bu hem ilave
Ağustos 2011
maliyet hem de teslimatta gecikme anlamına gelmektedir. Bu yüzden kuralların tüm ülkelerde olabildiğince aynı olması gerekir. Bu yeknesaklık aynı zamanda uluslararası tohum ticaretini de
kolaylaştıracaktır. Hükümetler arası
organizasyonların toplantılarındaki ISF
müdahaleleri çoğu zaman bu amaç doğrultusundadır.
Tohumculuk endüstrisi mensuplarının
kendilerini bağımsız ve özerk bir şekilde organize etmeleri de aynı şekilde
önemlidir. Bu yapılanma kamu otoritesinden bağımsız ulusal bir tohumculuk
iş birliği oluşumu anlamına gelmektedir. Bu kuruluşlar da tohumculuk endüstrisinden (kamusal ya da özel) gelen herhangi bir kaygının ve talebin
devlet kurumlarına ve siyasi otoriteye
şeffaf ve güvenilir bir şekilde aktarılmasına olanak sağlayacaktır.
ISF’in Fikri Mülkiyet Hakları (Intellectual Property
Rights – IPR) ve ıslahçı hakları için savunduğu
ilke ve yaklaşımlar hakkında bilgi verebilir misiniz? Küresel tohum aktörleri
ve diğer orta ve küçük ölçekli
tohum şirketleri arasında bitki
ıslahının geliştirilmesi konusundaki müzakereler hakkındaki öngörüleriniz nelerdir?
ISF daima kuvvetli bir şekilde fikri mülkiyet haklarını savunmuştur. IP konusundaki Durum Raporu hakkında daha
fazla bilgiye ISF web sitesi üzerinden
ulaşabilirsiniz (www.worldseed.org).
Sizin de bildiğiniz gibi ISF, Uluslararası
Tohum Ticareti Kuruluşu (FIS) ve Uluslararası Bitki Islahçıları Kuruluşu’nun
(ASSINSEL) birleşmesi sonucunda
oluşturulmuştur. ASSINSEL 1938 yılında bitki ıslahçıları için fikri mülkiyet haklarının oluşturulması amacıyla
kurulmuştur. ASSINSEL’in katı uygulamalarından dolayı 1961 yılında UPOV
oluşturulmuştur. Bu yüzden IP’nin,
ISF’in omurgasını oluşturduğunu söyleyebiliriz. IPR konusu organizasyonumuzun çekirdeğinde yer alıyor. Bitki ıs-
13
RÖPORTAJ
lahındaki ve tohumculuk endüstrisindeki teknolojik gelişmeler ‘IP Üzerindeki
ISF Görüşü (ISF view on IP)’ durum raporunun revizyon gereksinimini tetiklemiştir. Revizyon süreci hala devam ediyor ve birçok konu üzerinde anlaşmaya varmış durumdayız. Ancak patentli malzemelere erişim konusu, hala tüm
tarafların hemfikir olamadığı tartışmalı konumunu devam ettiriyor. Bu konu
biraz daha tartışılmaya ihtiyaç duyabilir. Yeni Durum Raporu’nu Brezilya’da
gerçekleştirilecek olan 2012 ISF Dünya Tohumculuk Kongresi’ne kadar tamamlamayı umut ediyoruz.
Belfast’ta gerçekleştirilen son kongremizde, bu revizyon sürecinin gerçekleşmesi durumunda 2020 yılında nerede olmamız gerektiği konusundaki görüşmelere başlamamız gerekebileceğini belirlemiştik. Diğer bir ifadeyle o zaman geldiğinde ‘Tohumculuk endüstrisi için IP’deki manzara ne ifade edecek?’ sorusunun yanıtını bulmamız gerekiyor. Ve düzenlemelerde hükümetler arası seviyede bir değişiklik yapabilmek için çok uzun yıllar gerektiğini
de biliyoruz. Bazı durumlarda bu süreç
10 yılı dahi aşabiliyor. Bu yüzden çalışmalara derhal başlamamız gerekiyor.
Biyoçeşitliliğin korunmasına karşın ge-
14
netik kaynaklara erişim bağlamında
Nagoya Protokolü hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu protokol bitki ıslahını gelecekte ne şekilde etkileyecek?
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (CBD)
sonucu ortaya konulan Nagoya Protokolü açısından bakıldığında ISF, Erişim ve Yarar Paylaşımı (ABS) Çalışma Grubu toplantılarının çoğuna
Bir ülkedeki tohumculuk
endüstrisini geliştirmek için
en iyi yolun bu olduğuna
inandığımız için iş birliği
içerisinde devam etmek
zorundayız ve Dünya
Tohumculuk Projesi’ni
geliştirerek sürdürmeye devam
etmeliyiz. Aynı zamanda bu
iş birliği bir açıdan emsalsiz
olarak da nitelendirilebilir.
ve 10 yıl süren müzakerelerden sonra Nagoya Protokolü’nün kabul edilmesini sağlayan Nagoya’daki Taraflar
Konferansı’nın (COP) 10 olağan toplantısına da katılmıştır.
Bu protokol, taslak çalışma aşamasında birbirleriyle karşıt görüşlere sahip
birçok ülke tarafından yoğun bir şekil-
de tartışıldı ve nihai bir metin olarak
bu yolla elde edilen protokol tohumculuk endüstrisi için birçok anlam karmaşası ve belirsizliklerle doludur.
Protokol, Gıda ve Tarım için Bitki Genetik Kaynakları Uluslararası
Anlaşması’nın (IT-PGRFA) zaten daha
önceden kapsadıklarından başka, patojenler dahil tüm genetik kaynakları, ticari ve markalanmış çeşitleri ve muhtemelen bunların yanında özel olarak
sahip olunan materyali de içeriyor (ancak bu noktada bazı belirsizlikler mevcut). ISF özellikle Nagoya Protokolü sonucu oluşturulan Ek 1’deki bitki türlerinin belirlenmesi için sıkı kulis çalışmaları yürüttü ve bu konuda başarılı oldu.
Ancak, protokolün kapsamında “menşe
ülke” kavramı gibi hala bazı belirsizlikler mevcuttur. Mesela, Türkiye lalenin
ana vatanı olarak kabul edilebilir ancak
günümüzdeki çeşitlerinin çoğu Hollanda orijinlidir. Aynı durum birçok diğer
bitki türü için de geçerlidir.
CBD altındaki fayda paylaşımı (BS), Ön
Bilgilendirmeli Kabul (PIC) ve Karşılıklı Kabul Edilmiş Şartların (MAT) kurallarına dayandırılarak ayarlanmalıdır. ISF, PIC ve MAT için bir anlaşma
yapılmasından yanadır. Ayrıca, kullanıcıları adil ve kesin bir şekilde ABS koşullarını ayarlama ve buna son ürünü
de dahil etme konusunda teşvik etmektedir. Bitki gen kaynaklarının (germplasm) ‘istiflenmesi’ ve kontratların süresi, gelecek için farklı problemler ortaya çıkarabilir. Uygunluk sertifikalarını kontrol etmek için ülkelerin bir ya
da daha fazla kontrol noktası belirlemesi gerekir ancak bu kontrol noktaları gecikmelere veya ürün geliştirmenin sonlanmasına neden olabilir.
Tüm bu karmaşa ve belirsizliklerle başa
çıkabilmek için ISF Sürdürülebilir Tarım Komitesi Nagoya Protokolü hakkında bir açıklayıcı belge geliştirmek için
çalışmalara başladı ve gelecekte muhtemelen bir ya da daha fazla durum raporu da ortaya konulacaktır. Bu bağlamda, gelişmeleri takip etmek ve gerekli
yerlerde katkı sağlamak için ilgili toplantılara aktif olarak katılmak ISF için
bir zorunluluk olmaya devam edecektir.
ISF, FAO, ISTA, OECD ve UPOV’un gelişmekte olan ülkelerde tohumculuk
sektörünün güçlendirilmesi için yakın
zamanda Dünya Tohumculuk Projesi’ni
başlattığını biliyoruz. Bu projenin hali
hazırdaki uygulamaları ve potansiyel
sonuçları hakkında bilgi verebilir misiniz? ISF’in bu projedeki rolü nedir?
2009 Eylül’ünde Roma’da gerçekleştirilen İkinci Dünya Tohumculuk Konfe-
Ağustos 2011
Photo by Hanna Zhou
at www.hannazhou.com
ransı esnasında katılımcılardan biri tarafından ‘Ne yapmayı planlıyorsunuz?
Önümüzdeki 10 yıl içerisinde aynı sunumları izlemeye ve aynı tartışmalar
içerisinde yer almaya devam mı edeceğiz?’ şeklinde bir soru soruldu. Bunun ardından 5 organizasyon da bu konuda uzun süre düşündü ve o zamandan bu yana birçok toplantı gerçekleştirdik. Bir ülkedeki tohumculuk endüstrisini geliştirmek için en iyi yolun bu olduğuna inandığımız için iş birliği içerisinde devam etmek zorundayız ve Dün-
ya Tohumculuk Projesi’ni geliştirerek
sürdürmeye devam etmeliyiz.
Aynı zamanda bu iş birliği bir açıdan
emsalsiz olarak da nitelendirilebilir.
Tohum dünyasında yer alan beş küresel
oyuncunun (FAO, ISF, ISTA, OECD ve
UPOV) elindeki imkanları birleştirerek
ortak bir amaç için bu denli kapsamlı
çalışmaları ilk kez meydana geliyor.
Kısaca özetlenecek olursa projenin gerçekleştirmeye çalıştığı hedefler;
1. Uygun ve etkin şekilde tohumculuğu düzenleyen bir sistemin kurulmasını kolaylaştırmak,
2. Etkin bir bitki çeşitlerini koruma sistemi oluşturmak ve uygulamak,
3. Tohum örnekleme ve seçme, test
etme ve depolama olanaklarını geliştirerek tarlada daha iyi performans sağlayabilmek amacıyla tohumluk kalite
güvencesini artırmak,
4. Tohumların ilgili ülke içerisinde ve
uluslararası taşınmasını kolaylaştırmak
için güvenilir ve uluslararası olarak kabul görecek bir tohumluk sertifikasyon
sistemi geliştirmek,
5. Çiftçilerin geliştirilmiş çeşitler ve tohumlara erişimini sağlayabilmek için
yerel tohumculuk endüstrilerinin büyümesini kolaylaştırmak.
Bu 5 organizasyon, tümü Afrika’da olan
3 pilot ülke seçti ve bu ülkelerin tarım
15
RÖPORTAJ
bakanları ile görüşmeler gerçekleştirildi. Şimdi de bu projeler için bağışta bulunacak kişi ve kuruluşların arayışı içerisindeyiz.
Yeni binyılda bitki ıslahı dahil olmak
üzere tohumculuk endüstrisi için biyoteknolojinin kullanımı neredeyse ilk
gereksinim haline geldi. Ancak birçok
tohum şirketi için bu teknolojiye ulaşmak ekonomik açıdan kolay değil. Bu
durumda tohumculuk sektöründeki bu
tür paydaşlar için ne önerirsiniz? ISF
olarak, biyoteknoloji olanaklarından
faydalanmak isteyen organizasyonları
(şirketler, dernekler, birlikler vb.) desteklemek ve rehberlik etmek üzere oldukça pahalı bu ihtiyaca yönelik planladığınız özgün bir program ya da projeniz mevcut mu?
Öncelikle biyoteknoloji teriminin kullanımı konusuna biraz açıklık getirelim.
16
Başlı başına çok geniş anlam taşıyan bu
terim, örneğin ‘markır yardımıyla ıslahı’ da diğer birçok teknolojiyi de kapsamaktadır. Ancak bu röportaj çerçevesinde söz konusu terime GDO’lu çeşitler bağlamında sınır koyalım.
ISF biyoteknolojik veya organik ya da
bu ikisi arasındaki çeşitleri sahiplenen
ya da sahiplenmeyen tüm tohum şirketlerini destekliyor. Bu yüzden biyoteknolojinin yanında ya da karşısında gibi
spesifik bir konumda yer aldığımızı söyleyemeyiz. Dolayısıyla bu konu üzerinde herhangi bir projemiz de mevcut değil. Bu izahtan sonra; iklim değişikliği,
su, tarım arazisi ve fosil yakıt kıtlığı gibi
birçok sorunla uğraşan dünyanın artan
nüfusu için biyoteknolojinin yeterli ve
yüksek kaliteli besin üretebilmek adına
yardım edecek önemli bir araç olacağını düşünüyorum.
Bu kapsamda birtakım kuralları ve
normları düzenlerken, tanımladığımız bu kuralların herkes için güç yetirilebilir olması konusunda çok özenli olmamız gerekiyor. Örneğin şu sıralarda FYD (Farklılık, Yeknesaklık, Durulmuşluk) testlerinin tamamen DNA
markırları kullanılarak yapılması konusunda devam eden tartışmalar mevcut. Bazı FYD testi yetkililerine göre bu
yaklaşım fayda sağlayacak yönde olabilirken birçok tohum şirketine beraberinde yüksek maliyet de getireceği için
hiç de avantajlı gözükmüyor olabilir. Bu
yüzden ‘ekonomiklik’ göz önünde bulundurulması gereken karar parametrelerinin daima başında gelir. Örneğin
bir şirketin DNA testlerini gerçekleştirmek için gerekli laboratuvar ekipmanlarını temin edemeyeceği bir durumda,
şirket bu testleri maddi açıdan daha uygun olacak şekilde dış kaynak kullanımı
ile gerçekleştirebilir ya da benzeri bir
veya daha fazla şirket ile ortak iş birliği anlaşmaları içerisinde yer alarak bu
şirketlerle ekipman satın alıp onu ortak
kullanabilirler. Bu tür ortaklıkların başarılı şekilde yürütüldüğüne dair birçok
somut örnek görmekteyiz.
Tohumculuk sektörümüz özellikle son
zamanlarda çok hızlı gelişme gösteriyor. Örneğin son iki yıl içerisinde
300’den fazla tohum üreticisi firma kuruldu ve bugün Türkiye’de yaklaşık olarak 500 tohum “sanayicisi” ve “üreticisi” mevcut. Bunların neredeyse yarısı
sadece hububat tohumu üzerine çalışan
küçük ölçekli şirketler. Sizce bu büyüme, özellikle küresel tohum sektörünün gelişimi ile kıyaslandığında, Türkiye tohumculuk endüstrisinin arzu edilen gelişimi göstermesi için umut veriyor mu? Sektördeki bu tarz bir bölünme ve parçalanmanın sektörün gelişimine olumsuz bir etki yapıp yapmayacağı konusundaki görüşlerinizi bizimle
paylaşır mısınız?
Bazı ülkelerin tohumculuk endüstrile-
rı bölünmüşlük ve parçalanmışlık açıkça görülebilmektedir.
rinde çok hızlı bir büyüme söz konusuyken, diğer bazı ülkelerde ise bunun tam
aksine bir gerileme görüyoruz. Bu durumun ortaya çıkmasında bazı faktörlerin etkisi söz konusu. Bir ülkenin sanayisini geliştirme ve güçlendirme çalışmaları bu faktörlerden biri olarak nitelendirilebilir. Bunun yanında örneğin
işgücü maliyeti ve hükümet tarafından
yapılan yatırımlar da bu faktörler arasında belirtilebilir. Bu konu hakkında
daha detaylı bilgilerin yer aldığı bir makaleye www.worldseedconference.org
web sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Benim şahsi görüşüme göre bitki ıslahı
için ayrı ve tohumluk üretimi için ayrı
bir şirket tabanına sahip olmak daha
avantajlı. Ancak bu noktada çok fazla
sayıda küçük şirketin olması aynı zamanda potansiyel gelişmeyi sınırlayıcı etki de yapabilir. Bu küçük şirket-
lerden sayıca çok azı, örneğin en modern tohum temizleme ya da laboratuvar ekipmanlarını alabilmek gibi modern teknolojilerin bazılarına ulaşabilmek için gereken kaynaklara sahiptir.
Bunun sonucu olarak da doğal bir birleşme, ortak iş yapma ortamının ortaya
çıktığını görüyoruz. Bu endüstrinin herhangi bir diğer sektöründe görülebilecek bir süreçtir ve bunun için aşırı endişe etmememiz gerekir. Zaten tohumculuk endüstrisinin halen oldukça parçalanmış bir yapı sergilediğini de unutmayın. Tohumculuk endüstrisinin zirvesinde yer alan 10 şirket pazarın yaklaşık olarak yüzde 40’ını temsil ediyor.
Halbuki bitki koruma ya da IT (bilişim
teknolojileri) endüstrisinde zirvede yer
alan 10 şirketin pazarın yüzde 85-90’ını
temsil ettiğini göz önünde bulundurduğumuzda tohumculuk sektöründeki aşı-
Son soru olarak, Türk tohum sektöründe 25 yılını geride bırakan, ilk ve hala
tek mesleki sivil toplum kuruluşu olan
ve aynı zamanda sizin de 1998 yılından
bu yana üyeniz olan TÜRKTED için tavsiyeleriniz nelerdir?
Öncelikli olarak TÜRKTED’in 25. yıldönümünü kutlamak istiyorum. TÜRKTED ile her zaman için iyi ilişkiler içerisinde olduk ve Dernek bize 2009 yılında Antalya’da gerçekleştirilen ISF Dünya Tohumculuk Kongresi’nin organizasyonunda son derece yardımcı oldu. O
kongrede 1.250’nin üzerinde katılımcı
kaydedildi, çok düzeyli toplantılar gerçekleştirildi ve genel anlamda mükemmel bir atmosfere sahipti. Bunun gerçekleşmesinde pay sahibi olan TÜRKTED organizasyonuna tekrar teşekkür
etmek istiyorum. Tavsiyelerim ise; üyelerini dinlemeye devam etmeleri, ellerinden gelen en iyi şekilde üyelerinin
çıkarlarına hizmet etmeleri, üye sayılarını arttırmak için çaba göstermeleri ve
uluslararası görüşmelere ISF gibi aktif
olarak katılmaları olacaktır.
Bize zaman ayırdığınız ve açık yüreklilikle sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz.
* Röportajın İngilizce orijinal metnine www.turkted.
org.tr adresinden erişilebilir
Tohumculuk endüstrisi halen
oldukça parçalanmış bir yapı
sergiliyor. Zirvede yer alan
10 şirket, pazarın yaklaşık
olarak yüzde 40’ını temsil
ediyor. Hâlbuki bitki koruma
ya da IT (bilişim teknolojileri)
endüstrisinde zirvede yer alan
10 şirketin pazarın yüzde 8590’ını temsil ettiğini göz önünde
bulundurduğumuzda tohumculuk
sektöründeki aşırı bölünmüşlük
ve parçalanmışlık açıkça
görülebilmektedir.
Ağustos 2011
17
HABER
Kurumsallaşma Sürecindeki
Tohumculuk Sektörümüz
18
ohumluk, ticari bir mal ve tarımsal bir girdi olma-
T
lı tohumu üreten kuruluşların niteliklerini ve sahip olmala-
nın ötesinde günümüzde artık endüstriyel bir değer
rı gereken altyapı imkanlarını tespit ederken öncelikle sağ-
olarak ele alınmaktadır. Diğer bir anlatımla serti-
lanmak zorunda olan bir şart bulunmaktadır. Bu da; sertifi-
fikalı tohum bir “Tarımsal Sanayi Ürünü”dür. Doğal ola-
kalı tohumların ilgili kamu kuruluşları tarafından bir sana-
rak bu sanayi ürününü üreten, uzun yıllara ve büyük mali-
yi ürünü olarak belirlenip küçük ve orta boy sanayi kuru-
yetlere dayalı araştırma ve geliştirme çalışmaları sonunda
luşlarının (KOBİ’lerin) ürettikleri ürünlerin tabi tutulduğu
bitki çeşitlerini ıslah eden, işleyen, pazarlayan ve sonuçta
teşvik ve diğer uygulamalara tabi tutulmasıdır.
tohumculuk endüstrisi için bilgi ve teknoloji de üretebilen
TÜRKTED olarak yıllardan beri ilgili bakanlıklar nezdin-
şirketlerin belirgin özellikleri olmak zorundadır. Kaliteli
de yapılan çok sayıda girişime rağmen maalesef tohumla-
bitkisel üretimin çok değerli temel unsuru olan sertifika-
rın sanayi ürünlerinin yararlandığı statüden ve avantajlar-
Canlıların yapı taşı DNA ise tohum da tarım sektörünün DNA’sı gibidir, yani en temel yapı taşıdır.
Tohumcu da bu yapı taşının ustası olmak zorundadır. Dünyanın en zor uğraşlarından biri olarak
kabul edilen taş ustalığı kadar tohumcunun da işi oldukça zordur. Çünkü bitki çeşitlerinin ıslah
edilmesi amacıyla tarımın yapı taşı olan tohumun özenle ve sabırla üretilmesi, kurallara uygun
şekilde çeşidin tescili ve bu çeşitlere ait tohumların sertifikasyonunun yapılması, işlenmesi ve tam
zamanında üreticilere sunulması gerekmektedir. Dilerseniz şimdi bu ustalık mertebesine nasıl
erişildiğinin serüvenine hep birlikte bakalım.
TÜRKTED
Yönetim Kurulu
dan yararlanması için gerekli mevzuat düzenlemesi yapıla-
edilmekte ve bu raporun başvuru sahibi şirketler tarafın-
mamıştır. Sektörümüzdeki diğer mesleki kuruluşlara da bu
dan sadece beyan edilmesi yeterli görülmektedir. Kısaca-
kapsamda çok önemli görevler düşmektedir.
sı tohumluk üreticisi kuruluş olmak için birtakım şartlar
Yürürlükteki Tohumculuk Kanunu’nda “tohumcu”, “tohum-
mevzuatta belirtilmiştir. Ancak “gerçek anlamda kurum-
luk üreticisi” veya “tohumluk üretici kuruluş”un bir tanımı
sallaşmış ve profesyonelleşmiş bir tohumcu olabilmek için
bulunmamaktadır. Bununla birlikte, bu yasaya dayanılarak
mevzuattaki bu koşulları sağlamak yeterli midir?” sorusu-
çıkartılan bir dizi yönetmeliğin bazılarında “tohumcu” için
nun cevabı elbette olumsuzdur. Kurumsallaşma bağlamın-
çeşitli tanımlar bulunmakta ve “tohum üretici belgesi”nin
da endüstrinin çeşitli dallarında faaliyet gösteren küçük ve
nasıl edinileceği açıklanmaktadır. Ayrıca, bu mevzuatta to-
orta ölçekli işletmeler için geçerli olan kurallar doğal ola-
humculuk kuruluşlarına ait “kapasite raporu”ndan da söz
rak tohum şirketleri için de geçerlidir.
Kurumsallaşmanın temel amaçları; örgütsel istikrar, meşruluk, tahmin edilebilirlilik, çok sayıdaki çeşitli kaynak ve
çevreye uyum sağlamaktır. Bunları gerçekleştirmek için
kararlı olmayan ya da gevşek organize olmuş ve dar teknik
eylemler ve yapılardan düzenli, kararlı ve sosyal olarak kurumsal çevreye entegre olmuş yapılanmaya gidilmesi zorunludur. Ayrıca, bunun içselleştirilmesi ve bütün çalışanlarca ve yöneticilerce aynı algılama düzeyine ulaşılıp, değişik şartlarda ve ortamlarda, bu yapılanma ve buna bağlı
davranış biçimlerinin otomatik olarak uygulanması gerekmektedir. Kurumsallaşmayı oluşturan kavramlar; formalleşme, otonomi, profesyonelleşme, kültürel güç, saydamlık, sosyal sorumluluk ve tutarlılıktır
(1)
. Aşağıda bu kav-
ramların tohumculuk şirketlerinin kurumsallaşmasına nasıl katkı sağladığının yanı sıra bazı gözlemlere ve deneyimlere dayanılarak sektörümüzün genel durumu da özetlenmektedir.
Kurumsallaşmanın ilk şartı olan formalleşme; işletmelerdeki yapıların, eylemlerin ve ilişkilerin tanımlanması ve
çalışanların görev, rol, yetki ve sorumlulukların belirlenerek yazılı hale getirilmesidir. Formalleşme, işletme eylemlerinin kurallar, standartlar ve sistematik prosedürlerle belirlenerek, işletme içindeki değişik fonksiyonların koordinasyonunu sağlayacak şekilde işletme yapılarının oluşturulmasıdır. Diğer taraftan formalleşme; eylemlerin ve ilişkilerin hangi oranda kurallar, prosedürler ve kontratlarla
yapıldığına dair iş tanımları, iş dizaynı, kurallar ve prosedürlerin bulunmasıdır. Ancak son bir iki yıl içinde sayıları neredeyse 500’e yaklaşan “tohum sanayicisi ve üretici-
Ağustos 2011
19
MAKALE
fesyonelleşmesi için profesyonelleri istihdam etmek yeterli olmamaktadır. İşletmelerde ideal profesyonel iklimi oluşturulursa ve aşırı olmayan bürokrasi ortamı bulunursa profesyonellerin mesleki tatminleri daha fazla olmaktadır
(2)
.
Aksi durumda profesyonellerden yeterince yararlanılamayacağı gibi uzun süreli çalışmaları da mümkün olmamaktadır. İşletmenin ne oranda profesyonelleştiği profesyonellerin otoritelerini korumaları ve otonom olmaları ile de ilgilidir. Bu iki kavram işletmede çalışan profesyonellerin kimin tarafından kontrol edileceği ve karar verme yetkilerinin hangi boyutta olacağı konusunu kapsamaktadır. Profesyonellerin otonomi ve otoritesinin olması işletmeye bağlılıklarını artırmaktadır ki bu da performanslarının artmasını sağlamaktadır.
Profesyonelleşmek için aynı zamanda profesyonel çalışanların ve işletmenin kendisinin de profesyonel kurumların
parçası olması ve onların eylemlerine katılması gerekmektedir. Bu şekilde çevresel değişim takip edilerek geliştirilen yeni normlar işletmede uygulanabilir. Mesleki kuruluşlarla işletmeler çalışanlarının bu kuruluşlara üye olması ile
temasa geçmektedirler. Bu kuruluşlar ise işletmelere normatif baskılar uygulamaktadırlar. Özellikle bünyelerinde
profesyoneller olan işletmeler, bu profesyoneller sayesinde diğer işletmelerde oluşan değişimi takip etme imkanına
sahip olmaktadırlar. Sosyal ve profesyonel çevreye uyum
si” birçok kuruluşun böyle bir süreci gerçekleştirdiklerin-
sağlayan kişi ve işletmeler çevredeki değişime daha iyi tep-
den söz etmek ne yazık ki mümkün değildir. Oysa formalle-
ki verebilmektedirler.
şen yapıların daha uzun süreli yaşamlarını devam ettirdik-
Ülkemiz tohumculuk sektöründe, profesyonel özelliklerin-
leri görülmektedir. Bu da işletmenin dengede kalmasıyla ve
den ziyade salt maliyetini göz önüne alarak personel çalış-
çevreye iyi uyum sağlamasıyla açıklanabilir. Ülkemizde de
tırmak oldukça yaygın bir tercihtir. Esasen ülkemizdeki to-
faaliyet gösteren bazı küresel tohumculuk şirketlerinin ba-
humculuk şirketlerinin önemli bir bölümü için profesyo-
şarısının önde gelen nedenlerinden biri işte budur. Çünkü
nelleşme ve otonomi konusunda önlerinde kat etmeleri ge-
işletmelerin kurumsallaşmasında önemli yeri olan formal-
reken uzun bir yol olduğu söylenebilir. Ülkemizde sayıla-
leşme, işletme eylemlerinin bireysel inisiyatiften çıkartıla-
rı 100’lerle ifade edilen “tohum sanayicisi ve üreticisi” ku-
rak belirlenen kurallara bağlanmasıdır. Bu sayede de çalı-
ruluşun profesyonelleşme ve otonomi kültürünü kabullen-
şanların neyin nasıl yapılacağını bilmeleri sağlanır ve iş-
me ve uygulama açısından ancak 10’larla ifade edilebilen
letmeye istikrar kazandırılır. Ülkemizdeki başarılı yerli to-
oldukça az bir bölümünün bu süreci gerçekleştirdiği ya da
hum şirketlerine baktığımızda formalleşme süreçlerini ma-
gerçekleştirme çabası içinde olduğu gözlenmektedir. Hal-
kul bir sürede tamamladıkları ancak ihtiyaca göre güncel-
buki salt tohum tüccarı olmakla tohum sanayicisi olmayı
ledikleri görülmektedir. Gerçek anlamda tohum sanayicisi
birbirine karıştırmamak gerekir.
olmak isteyen firmaların da bu süreci kısa sürede tamam-
Kurumsallaşmanın bir diğer vazgeçilmezi olan “kültürel
lamaları zorunludur.
güç” işletme kültürünün kabullenilme düzeyi ve işletmede
Profesyonelleşme ve otonomi (kendi kendini yönetebilme
yaygın olarak paylaşılmasıdır. Kültürü oluşturan normlar,
ve bağımsız karar verebilme yetisi) kurumsallaşmanın “ol-
etik kurallar, değer ve ilkelerin işletme çalışanlarınca ka-
mazsa olmazı”dır. İşletmenin profesyonelleşmesi; yöne-
bullenilme düzeyi arttıkça ve bütün üyelerce paylaşıldıkça
timde profesyonellerin istihdam edilmesi, işletme ikliminin
işletme güçlü bir kültüre sahip olmaktadır. Kültür bilginin
profesyonel çalışanların özelliklerini destekleyecek (otono-
kullanılma sürecini ve koordinasyonunu kolaylaştırmak-
mi, sürekli eğitim vb.) şekilde geliştirilmesi ve işletmenin
tadır. Kültürel gücün yüksek olduğu işletmelerde kültürel
sektördeki profesyonel ve sektörel kurumlarla ilişki içeri-
kontrol formal kontrol sistemlerini desteklemektedir. Özel-
sinde bulunması olarak tanımlanabilir. İşletmelerin profes-
likle formal kontrolün yapılamadığı eylemlerin kontrolün-
yonelleşmesini sağlayan önemli bir unsur profesyonellerin
de kültürün önemli bir rolü bulunmaktadır (3). Güçlü kültür,
işletmedeki çalışanlar arasındaki oranıdır. İşletmenin pro-
işlevselliği artırarak işletme performansını olumlu yönde
20
etkilemektedir. Bunu ise çalışanların katılımını artırarak,
İşletmelerin kurumsallaşmasında bir diğer önemli unsur
dayanışma oluşturarak ve daha iyi karar vermeyi sağlaya-
olan sosyal sorumluluk; işletmelerin eylemelerini gerçek-
rak yapmaktadır
. Ülkemizin tohumluk üretiminde söz sa-
leştirirken toplum yararını da gözetmeleri ve yönetimin, iş-
hibi olan sektör mensubu kuruluşlar gözlendiğinde, kültü-
letme ve çalışanların eylemlerinin sonuçlarını üstlenmesi
rel güç denen bu kurumsal yeteneği sürekli geliştirme ça-
olarak tanımlanabilir. İşletmelerin sosyal sorumluluk gös-
bası içinde oldukları anlaşılır. Tohum sanayicisi olmak is-
termesi yönünde çevresel aktörlerden gelen baskılar bulun-
teyen şirketlerin de bu çabayı göstermeleri gerekmektedir.
maktadır ve işletmelerin sosyal sorumluluk sergilemesi, bu
Kurumsallaşmanın önemli unsurlarından biri olan “say-
aktörlerin beklentilerine cevap vermelerini sağlamakta ve
damlık”; işletmelerin meşruluk kazanmak için çeşitli ku-
tüzel kişilik kalitesini de artırmaktadır. Aynı zamanda sos-
rumların baskıları sonucunda eylemleri ile ilgili doğru, tam
yal sorumluluk gösteren işletmeler, olumsuz medya baskı-
ve önyargısız bilgiyi topluma ve ilgili kişilere akışını sağ-
sından ve krizlerden de korunmaktadırlar
layarak topluma açık hale gelmesidir. İşletmelerin saydam
Sosyal sorumluluk eylemleri gerçekleştiren işletmeler, tü-
olması, eylemlerinin çevresel kurumların normlarına uy-
keticilerde eylemlerinde toplum yararını güttükleri ima-
(4)
gun olarak kaydedilmesini ve eylemlerinin ilgili sektörel ve mesleki kurumlarca onaylanmasını da gerektirmektedir
(5)
. Bu ise bilgilerin doğru, tam ve
önyargısız tutulmasına bağlanabilir. Bu
şekilde bilgilerin topluma akışı sağlandığı gibi işletme içinde de ilgili kişilerin
kullanımına sunulmaktadır. Saydamlık, işletmelerin güvenirliliğini de artırmaktadır. Ülkemizdeki tohumcu kuruluşların önemli bir bölümünün saydamlık konusundaki çabalarının gelişmiş
ülkelerdeki muadilleriyle aynı düzeyde
olduğunu söylemek için bir süre daha
beklemek gerekmektedir. Örneğin; sek-
Sektörü derinden kontrol eden
ve yöneten kamu’nun (Bakanlık)
ve yarı kamu kuruluşu
niteliğindeki kurumların
(TSÜAB ve TÜRKTOB) sektörün
gelişim parametrelerini ve
ihtiyaçlarını belirlemede ve
yönetmede mutlaka bu mihenk
taşlarını dikkate almaları
sektörün sağlıklı büyümesi
açısından elzemdir.
(6)
.
jını oluşturarak güvenilir olduklarını
ve ürünlerinin kaliteli olduğu düşüncesini oluşturmaktadırlar. Bu da tüketici davranışlarında olumlu etki yaratmaktadır. Bu nedenle sosyal sorumluluk ekonomik bir zorunluluk olarak görülmektedir. Ancak bazı araştırmacılar
ise sosyal sorumluluğun kâr maksimizasyonunu engellediğini öne sürmektedir. Bunun nedeni ise sosyal sorumluluk göstermek maliyetleri artırmaktadır. Fakat müşterilerin sosyal sorumluluğa önem verdiğinin farkında olan işletmeler, bunu pazarlama stratejilerinde kullanmaktadırlar
(7)
. Ülkemizde ku-
törün dinamiklerinin analizi için bile olsa gerekli verileri
rumsallaşmanın bu unsuru için gerekli duyarlılığı göster-
toplamak ne yazık ki mümkün olamamaktadır.
meyen tohum şirketleri zaman zaman oldukça zorlu hukuki
Ağustos 2011
21
HABER
yaptırımlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu bağlamda,
yeni kurulan tohum şirketlerinin sektörde yaşanan geçmişteki olumsuz deneyimleri dikkate almaları gerekir.
Kurumsallaşabilmenin en önemli şartlarından biri de hiç
kuşkusuz “tutarlılık”tır. Bu kavramı, işletmelerin verdiği sözü tutması, misyonu, stratejisi, eylemleri arasındaki
uyum, aynı sektördeki benzer işi yapan işletmelere benzeme ve benzer durumlarda benzer tepkileri verme olarak tanımlamak mümkündür. İşletmelerin kurumsallaşabilmeleri için tutarlı eylemler yapmaları ve kararlar almaları gerekmektedir.
Kurumsallaşma çabasında olan tohumculuk şirketlerinin
içsel ve dışsal tutarlılığa özen göstermeleri gerekir. İçsel tutarlılık işletme eylemleri ile hedeflerin uyumlu olması ve benzer şartlarda işletmenin benzer tepki vermesidir. Dışsal tutarlılık ise verdiği sözü tutması ve benzer
sektörde benzer işletmelerle eylemlerinde benzerlik olması şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Tutarlılık güçlü bir kültürün temellerini oluşturan değer ve sistemler olarak da tanımlanabilir. Tutarlılık için çekirdek değerlerin oluşması gerekmektedir ve işletme çalışanları kimlik duygusu ve
açık beklenti seti yaratacak değerleri paylaşmalıdırlar.
Bunun için yönetim tarzı ve uygulamalarının belirgin ve
açık olması gerekir. Yöneticilerin kararları ile eylemleri
de uyumlu olmalıdır. İşletmenin tutarlı olması için güvenilir olması, tahmin edilebilir olması ve durumlarla ilgile-
ları gerçekleştiren işletmelerin işlevsel performansları ve
nirken iyi bir yargıya sahip olması gerekmektedir. Güve-
çıktı performansları ile yenilik ve uyum sağlama perfor-
nin olmaması çatışmalara neden olmaktadır. İşletme çalı-
manslarında önemli iyileşmeler olduğunu göstermektedir.
şanların amaçları ile işletme amaçları arasında tutarlılık
Ülkemiz tohumculuk sektörünün uluslararası ölçekte bir
olması gerekmektedir
. Böyle olmadığı durumlarda işlet-
rekabet gücüne erişebilmesi için sadece tohum üreticile-
melerde çatışma çıkacağı gibi işletmelerin etkinliği ve et-
rinin kurumsallaşması yeterli değildir. Mesleki kuruluş-
kililiği de azalacaktır. Tutarlılığın olabilmesi için aynı za-
ların da yukarıda açıklanan kurumsallaşma unsurlarını
manda işletmelerde yüksek düzeyde bağlılık, ortak değer-
dikkate almaları gerekmektedir. Sektörü derinden kontrol
ler, işleri yapmak için açık ve farklı metot ve neyin yapı-
eden ve yöneten kamu’nun (Bakanlık) ve yarı kamu kuru-
lıp neyin yapılmayacağını belirleyen ödüllendirme siste-
luşu niteliğindeki kurumların (TSÜAB ve TÜRKTOB) sek-
mi olmalıdır.
törün gelişim parametrelerini ve ihtiyaçlarını belirleme-
Sonuç olarak, gerek ülkemizde ve gerekse diğer ülkeler-
de ve yönetmede mutlaka bu mihenk taşlarını dikkate al-
de yapılan çeşitli araştırmalar, yukarıda açıklanan unsur-
maları sektörün sağlıklı büyümesi açısından elzemdir.
(8)
KAYNAKLAR :
(1) Apaydın, F. (2008), Kurumsallaşmanın Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Performansına Etkileri, ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 4,
Sayı 7.
(2) Cohen, A. ve Y. Kol (2004), “Professionalism
and Organizational Citizenship Behavior: An
Empirical Examination among Israeli Nurses”,
Journal of Managerial Psychology, Vol. 19, No. 4.
(3) Noble, C. H., R. K. Sinha, ve A. Kumar (2002),
“Market Orientation and Alternative Strategic
Orientations: A Longitudinal Assessment of Performance Implications”, Journal of Marketing,
Vol. 66, No. 4.
22
(4) Yılmaz, C., L. Alpkan ve E. Ergün (2005),
“Cultural Determinants of Customer- and
Learning-Oriented Value Systems and Their Joint Effects on Firm Performance”, Journal of Business Research, Vol. 58.
(5) Waddock, S. (2004), “Creating Corporate Accountability: Foundational Principles to Make
Corporate Citizenship Real”, Journal of Business
Ethics, Vol. 50, No. 4.
(6) Greening, D. W. ve B. Gray (1994),Testing a
Model of Organizational Response to Social and
Political Issues”, Academy of Management Journal, Vol. 37, No. 3.
(7) Jaworski, B. J. ve K. A. Merchant (1988), “Toward a Theory of Marketing Control: Environmental Context, Control Types, and Consequences”, Journal of Marketing, Vol. 52, No. 3.
(8) Wallace, J. E. (1995), “Organizational and
Professional Commitment in Professional and
Nonprofessional Organizations”, Administrative
Science Quarterly, Vol. 40, No. 2.
AHDE VEFA
İlklerin Öncüsü:
Prof. Dr. Fahrettin Macit
Örtü altı hibrit sebze tohumculuğunda ilklere imza atan Prof. Dr. Fahrettin Macit, 1980’li yıllarda
başlayan Türkiye’de tohumculuğun liberasyonu konularında önemli yeniliklere de öncülük eden
bir isim.
A
kşehir’de 1940 yılında doğan,
ilk ve ortaöğrenimini İzmir’de
tamamlayan Fahrettin Macit,
1962 yılında Ege Üniversitesi Ziraat
Fakültesi’nden mezun oldu. 1967-1969
yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri California Üniversitesi, Davis’te
Sebze Bitkileri üzerine M.S. derecesi
alan ve daha sonra Ege Üniversitesi’nde
1971 yılında Doçent, 1978’de de Profe-
Ağustos 2011
sör dereceleri alan Prof. Dr. Fahrettin
Macit’in 50 civarında akademik yayını
bulunuyor. Macit evli ve iki erkek çocuk babası.
Prof. Dr. Fahrettin Macit Altın
Tohumculuk’un kurucusu ve 1982 yılından bugüne yönetim kurulu başkanı olarak görev yapıyor. Özellikle ıslah
ve üretim departmanlarında görev alan
Fahrettin Macit’in oğulları Mert Macit
ve Dinç Macit ise Altın Tohumculuk’un
idari, satış pazarlama ve ürün geliştirme
departmanlarında görev alıyorlar. Fahrettin Macit özellikle örtü altı hibrit
sebze tohumculuğunda ilklerin öncüsü.
Partenokarpik F1 hibrit sera hıyar çeşidi olan Maram F1, Royalty Lisans anlaşması çerçevesinde Türkiye’de Altın
Tohumculuk tarafından ilk üretimi gerçekleştirilen çeşit oldu. Yine Türkiye’de
ilk hibrit sera Demre biber çeşidi olan
Amazon F1’in ıslahını ve Royalty Lisans anlaşması çerçevesinde üretimini Prof. Dr. Fahrettin Macit gerçekleştirdi. Macit’in ilkleri bunlarla da sınırlı değil, Türkiye’ye ithal edilen ilk hib-
rit karpuz çeşidi Panonia F1’in ithalatını da Prof. Macit gerçekleştirdi.
Altın Tohumculuk olarak uzun yıllar
Bruinsma ve Royal Sluis şirketleriyle
Türkiye’de Royalty Lisans Anlaşması
çerçevesinde hibrit sebze tohumu üretiminde görev aldı.
Özellikle 1980’li yıllarda başlayan
Türkiye’de tohumculuğun liberasyonu
konularında önemli yeniliklere öncülük eden Prof. Macit, ticari tohum, ıslahçı hakları, tohum firmalarının üçüncü şahıslara karşı sınırlı mali sorumluluğu gibi kavramların yerleşmesinde çok önemli pay sahibi. 1982 yılından beri Uluslararası Tohumculuk
Federasyonu’nun (ISF) yıllık toplantılarının birçoğuna ve birkaç defa Amerikan Tohum Ticaret Birliği (ASTA) toplantılarına iştirak eden ve ayrıca Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği’nin
(TÜRKTED) kurucu üyesi olan Fahrettin Macit, 1986-1988 yılları arasında
yönetim kurulu üyesi, 1990-1992 yılları arasında yönetim kurulu başkanı ve
1993 yılında yönetim kurulu üyesi oldu.
23
RÖPORTAJ
Türkiye Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği
Sektör Kurulu Başkanı Kemal Kaçmaz:
İhracatımız Artarak
Devam Ediyor
Yaş sebze ve meyve ihracatında, 2011’in ilk 7 ayında, miktarda yüzde 14, değerde ise yüzde 10’luk
artış yaşandığını belirten Türkiye Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Sektör Kurulu Başkanı
Kemal Kaçmaz, ihracattaki bürokratik ve lojistik sıkıntıların bir an evvel giderilmesi gerektiğini
söylüyor.
Sizin çok sayıda görevi üstlendiğini-
ve 2008-2009 yılları arasında Ulus-
ambalaj ve kalite standartlarının ulus-
zi ve oldukça yoğun çalıştığınızı bili-
lararası Akdeniz Ülkeleri Narenci-
lararası normlara göre tespit edilmesi
yoruz. Kemal Kaçmaz’ın kısa özgeç-
ye Birliği’nin (C.L.A.M) başkanlığı-
çalışmalarının yanı sıra birlikler ara-
mişi nedir diye sorsak, ne söyleyebi-
nı yürüttüm. Halen sektör kurulu baş-
sı uyum ve koordinasyonu sağlamak-
lirsiniz?
kanlığının yanı sıra Ulusal Turunçgil
la yükümlüdür.
İstanbul İktisadi Ticari İlimler Aka-
Konseyi (UTK) ve Narenciye Tanıtım
demisi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler
Grubu’nun (NTG) da yönetim kurulu
Türkiye Yaş Meyve Sebze İhracatçıla-
Yüksek Okulu mezunuyum. 1980 yılın-
üyesi olarak görev yapmaktayım.
rı Birliği Sektör Kurulu Başkanı olarak Birlik’in 2011 yılında öne çıkan
dan bu yana yaş meyve sebze ihracat
sektöründe faaliyet göstermekteyim.
Türkiye Yaş Meyve Sebze İhracatçıla-
faaliyetleri hakkında bilgi verebilir
1999 yılından beri Türkiye Yaş Mey-
rı Birliği temel olarak hangi görevle-
misiniz?
ve Sebze İhracatçı Birlikleri Başkanlı-
ri üstlenmiştir?
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM)
ğı görevini yürütmekteyim. 2005-2006
Türkiye Yaş Meyve Sebze İhracatçıla-
2009 yılında başlatmış olduğu 2023
rı Birliği Sektör Kurulu genel olarak
yılı 500 milyar dolarlık ihracat hede-
Türkiye yaş meyve ve sebze ihraca-
fi ile ilgili stratejik plan çalışmaları-
tını arttırmak amacıyla sektörel
nın her aşamasında aktif olarak bulun-
politikaların belirlenmesi ve
duk ve 2011 yılı itibariyle plan uygula-
geliştirilmesi,
üretim,
ma aşamasına geldi. Türkiye yaş meyve sebze sektörümüzü tanıtım amacıyla hazırlatmış olduğumuz tanıtım
cd’sini güncelleme çalışmalarını tamamladık. Uzun yıllardan bu yana çalışmalarını sürdüren Uzak Doğu’ya ihracatı geliştirme komitesinin çalışmaları olumlu sonuca ulaştı. 2011 yılının
ilk aylarında 40 yıldır meyve sebze ihracatı yapmadığımız Japonya’ya greyfurt ihracatını gerçekleştirdik. Sektör
kurulu olarak bu yıl almış olduğumuz
en önemli kararlardan birisi de; 2012
yılı Şubat ayında Almanya’nın Berlin
24
şehrinde düzenlenecek olan dünyanın
önde gelen yaş meyve sebze fuarlarından olan Fruit Logistica Fuarı’na partner ülke olarak katılma kararıdır. Bu
tür faaliyetlerimiz devam etmektedir.
Türkiye önemli bir tarım ülkesi. Tarımsal ürünlerdeki ihracat performansımızı genel olarak nasıl değerlendirmektesiniz? Rakam verebilirseniz çok mutlu oluruz.
Tüm dünyada yaşanan küresel krize rağmen yaş meyve sebze sektörümüzde ihracatımız artarak devam et-
“Türkiye yaş meyve sebze
sektörümüzü tanıtım amacıyla
hazırlatmış olduğumuz
tanıtım cd’sini güncelleme
çalışmalarını tamamladık.
40 yıldır meyve sebze
ihracatı yapmadığımız
Japonya’ya greyfurt ihracatını
gerçekleştirdik. 2012 yılı
Şubat ayında Fruit Logistica
Fuarı’na partner ülke olarak
katılacağız.”
den tohum üretmeleri, ülkemizin ürettiği ürünlerin pazarlarda doğal tat ve
lezzeti ile pazarlamamıza vesile olacaktır.
Tarımsal ürünlerin kalitesi ihracat
açısından önemli. Bu bağlamda ülkemizdeki tohum sektörünü nasıl yorumlamaktasınız?
Ülkemiz gen kaynaklarının zenginliği
açısından dünyanın en önemli ülkeleri arasındadır. Özellikle son yıllarda
kurulan gen bankası, gen kaynaklarımızın korunması ve gelişmesi açısından Türk tarım sektörü için son dere-
mektedir. Bu durum sektörümüzün
önemli ve stratejik bir sektör olduğu-
giderek artmakta. Ancak rakip ülke-
ce önemli bir çalışmadır. Diğer taraf-
nu ortaya koymaktadır. 2011 yılı ilk
ler de gelişimlerini sürdürmekte. İh-
tan Türk tohumculuğunun geliştiril-
yedi ayında yaş meyve sebze ihracatı
racatta öne çıkmak için üreticilerimi-
mesi için özel sektörün çok önemli ça-
miktarda yüzde 14, değerde ise yüzde
ze düşen görevler nelerdir?
lışmalar yaptığını biliyor ve bu çalış-
10’luk bir artış göstermiştir. Temmuz
İhracatımızı arttırmak için aslında en
maları yakından izliyoruz.
ayı sonu itibariyle 1 milyar 722 milyon
önemli görevi üreticilerimiz üslen-
52 bin 417 kg ürün ihracatı karşılığın-
mektedirler. Bir ürünün ihraç değeri
da 1 milyar 324 milyon 603 bin 376 do-
olabilmesi için bol, kaliteli, zirai ilaç-
larlık döviz girdisi sağlanmıştır. Ayrı-
ların bilinçli olarak tüketildiği, izle-
ca burada dikkat edilmesi gereken en
nebilirliğin olması gerekmektedir. Bu
önemli husus, yaş meyve sebze sektö-
nedenle
rünün sağladığı dövizin net döviz gir-
gelişmeleri yakından izlemeleri, aynı
disi olmasıdır.
zamanda ürettikleri ürün ile ilgili üre-
üreticilerimizin
dünyadaki
tici birliklerine üye olarak kendi birTarımsal ürünler ihracatımızda yaşa-
liklerini aktif olarak çalıştırmaları ge-
nan temel sorunlar nelerdir? Kamu-
rekmektedir.
dan ne gibi beklentiler içindesiniz?
Yaş meyve sebze ihracatının temel
Aynı zamanda bir ihracatçı
sorunlarının başında, bürokratik so-
olarak Türk tohum sektö-
runlar gelmektedir. Yaş meyve sebze
ründen herhangi bir bek-
ürünleri, özelliği gereği adeta zaman-
lentiniz var mıdır?
la yarışan ihraç ürünümüzdür. Bürok-
Ülkemizin coğrafi ko-
ratik çarkın ağır işlemesi ürünlerimi-
numu, ekolojik özel-
zin raf ömrünü azaltmaktadır. Bürok-
likleri,
ratik işlemlerin azaltılması için ça-
sebze üretimi açı-
lışmalar yapılmalıdır. Diğer taraftan
sından
meyve sebze ihracatında soğuk zinci-
ğu,
rin kırılmaması son derece önemlidir.
sebzemizin do-
Özellikle önemli ihraç limanlarımız ile
ğal tat ve aro-
varış limanlarındaki yaş meyve sebze
mada
üretil-
terminalleri ile ilgili altyapı eksiklik-
mesine
imkan
lerinin bir an önce tamamlanması ge-
sağlamaktadır.
rekmektedir.
Bu nedenle tohum
yaş
yaş
meyve
uygunlumeyve
sektörünün bu önemli
Türkiye’nin tarımsal ürünler ihracatı
Ağustos 2011
özelliğimizi göz ardı etme-
25
TÜRKİYE VE DÜNYA GÜNDEMİ
Dünya Tohumcuları
Belfast’ta Buluştu
I
USDA Federal Tohum Yasasını Değiştiriyor!
A
SF (Uluslararası Tohumculuk Fe-
lamalarını değiştirdi. FSA uygulamala-
bir ülkede düzenlenen Dünya Tohum-
rında yapılan yeni düzenlemeler şunla-
culuk Kongresi 30 Mayıs - 01 Haziran
rı içeriyor: Bazı bitki türleri ve sebze to-
2011 tarihleri arasında Belfast’ta ya-
humlarının adlarının, Uluslararası Bota-
pıldı. 1.168’i delege olmak üzere top-
nik Terimler Dizini’ndeki mevcut kulla-
lamda 1.426 kişinin kayıt yaptırdı-
nımlarıyla listelenmiş olan biçimlerine
ğı Kongre’ye yaklaşık 1.400 kişi kaISF Yönetim Kurulu Üyesi ve MayAgro Tohumculuk San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hamdi Çiftçiler, ISF Islahçılar ve Sürdürülebilir Tarım Komitesi Üyesi Fulya
Bakanlığı Tarımsal Pazarlama Ser-
visi, Federal Tohum Yasası (FSA) uygu-
derasyonu) tarafından her yıl farklı
tıldı. TÜRKTED delegasyonu olarak
merika Birleşik Devletleri Tarım
göre güncellenmesi, yasaklanmış yabani ot tohumları listesinde değişikliğe gidilmesi, tohum analiz teknolojisi ve metotlarındaki gelişmelerin yansıtılabilmesi için tohumluk test ve analiz mevzuatının güncellenmesi, yabani ot tohumu tolerans limitlerinin güncellenmesi, tohum
sertifikalandırma kurallarının güncellenmesi ve yüksek oranda toksik kimyasal
bileşenle işlenmiş tohumların etiketlendirilme kriterlerinin belirginleştirilmesi.
Batur ve TÜRKTED Genel Sekreteri Dr. Müfit Engiz’in yanı sıra TÜRKTED Üyesi Agromar, Antalya Tarım,
Maro Tarım, MayAgro ve Ulusoy Tohumculuk firmalarından temsilciler
de Kongre’ye katıldı. Katılımcı listesinde yer almakla birlikte Tohum Sanayicileri Üreticileri Alt Birliği’nden
(TSÜAB) katılım sağlanamadı.
Dünyanın birçok ülkesinde yerel ve/
veya uluslararası ölçekte olmak üzere
tohumculuk konusunda çeşitli faaliyetlerde bulunan onlarca firmanın buluştuğu ve iş görüşmelerinin yapıldığı
Kongre boyunca ISF bünyesinde çalışan farklı komite ve bölüm toplantıları da gerçekleştirildi. Kongre’nin son
gününde ISF Genel Kurulu da yapılarak 2010 yılı çalışmaları ve hesapları
ibra edildi ve gündemdeki diğer çeşitli konular karara bağlandı.
Genel Kurul’da, Filipin Tohum Endüstrisi
Derneği’nin
yanı
sıra
TSÜAB’ın da doğal (ordinary) statüde ISF’e üyeliği kabul edildi. Ayrıca,
TÜRKTED Üyesi MayAgro firmasının
temsilcisi Yusuf Yormazoğlu’nun ISF
Tarla Bitkileri Bölümü’ne üyeliği için
yapılan başvuru da seksiyon toplantısında kabul edilerek Yormazoğlu’nun
üyeliği onaylandı.
26
Tohumculuk Kanunu ile İlgili Gerekçeli Karar
Yayımlandı
A
nayasa Mahkemesi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın Tohumculuk
Kanunu’ndaki bazı yetkilerini “özel hukuk tüzel kişilerine” devretmesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmetti.
Anayasa Mahkemesi’nin, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın, (Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı) Tohumculuk Kanunu’ndaki bazı yetkilerini “özel hukuk tüzel kişilerine” devredebileceğine ilişkin hükmüne, “denetim” yetkisinin
devri yönünden verdiği iptal kararının gerekçesi 23 Temmuz 2011 sayılı ve
28003 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı.
CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’nin gündemine taşınan 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu’nun, 4. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları, 5. maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 6. maddesinin üçüncü fıkraları, 8. maddesinin birinci fıkraları, 9. maddesinin ikinci fıkraları, 15. maddesinin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava
açtı. Tohumculuk Kanunu’nun, 15. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ve
Bakanlık’ın kanundaki bazı yetkilerini, “kısmen veya tamamen birliğe (Türkiye Tohumcular Birliği - TTB), kamu kurum ve kuruluşlarına, özel hukuk tüzel
kişilerine veya üniversitelere; şartları belirlenmek kaydıyla, süreli veya süresiz olarak devredebileceğine” ilişkin hükümdeki “...özel hukuk tüzel kişilerine…” ibaresi, Kanun’un 8. maddesinde yer alan “denetim” yetkisinin devri
yönünden oy çokluğu ile iptal edildi. Kararın gerekçesinde, “Bakanlık’ın; Türkiye Tohumcular Birliği’ne, kamu kurum ve kuruluşlarına, özel hukuk tüzel
kişilerine veya üniversitelere devredebileceği yetkilerinden olan denetleme
görev ve yetkisi idarenin kolluk etkinlikleri içinde yer alan, genel idare esaslarına göre, yürütülmesi gereken bir kamu hizmeti olup, idarenin asli ve sürekli görevlerindendir” denildi.
ESA: Avrupa İthalat
Bağımlılığını Sonunda
Kabul Etti
A
vrupa
Komisyonu
24
Haziran
2011’de, Avrupa Birliği’nde (AB)
henüz izin verilmeyen GDO’ların bulaşıklığı için standart numune alma ile
analiz yöntemi sağlayan ve uzun süredir beklenmekte olan “teknik çözüm”ü
kabul etti. Yöntem, istatistiki olarak
çok yüksek düzeyde kesinlik sağlarken, ilk defa analizlerin bir sınırı olduğunu da kabul ederek, AB’de bulunmakta olan ürünlerdeki (örneğin soya,
Küresel Tohum Pazarı 37 Milyar Dolara Ulaştı
K
üresel anlamda fikri mülkiyete konu olan tohumculuk endüstrisi büyümeye devam ediyor. Son analizlere göre, Context Network adlı kuruluş küresel tohumluk endüstrisinin değerinin 37 milyar dolara ulaştığını tahmin ettiğini açıkladı. Endüstrinin küresel yıllık büyüme oranı, son altı yılın çift haneli yıllık büyüme hızını takiben, yüzde 10’un altında kaldı. Context Network geçtiğimiz
on yılın ekonomik değişimini kaydetti ve tohumculuk sektörünün dinamiklerini
gözlemledi. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar “Context’s Global Seed Market
Database 2011” adlı kitapta yayımlandı. Bu yılın baskısında dikkat çeken husus,
gelişmekte olan ekonomilerde küresel tarımın ve dünya çapındaki emtia fiyatlarında talebi güçlendirmedeki artan rolü üzerine yapılan vurgudur. Söz konusu çalışmayı yöneten ve Context’in ortaklarından Mark Nelson, “Tarım, küresel
durgunluğun ötesinde dünya lideri durumundadır. Tarımın temelleri hiç olmadığı kadar güçlüdür ve çiftçilerin verimliliklerini artırmak için teknolojiye yatırım yapma imkânları da istikrarlı bir şekilde devam etmektedir” dedi.
glutenli mısır yemi) onaylanmamış GD
materyale yüzde 0.1 oranında müsamaha gösteriyor. Ancak, bu oldukça düşük
bir “eşik değer” olmasının yanında sadece AB onaylama prosedürünün 3 aydan fazla sürdüğü ve geçerli bir analiz
metodunun mevcut olduğu üçüncü bir
ülkedeki (örn. ABD, Kanada, Brezilya
ve Arjantin), ticari amaçlı kabul edilmiş GD ürünü kapsıyor.
ESA
(Avrupa
Tohumculuk
Derne-
ği) Genel Sekreteri Garlich von Essen, yeni düzenlemenin kabulüne ilişkin, “Bu, doğru yolda atılmış önemli
bir adım, ancak atmamız gereken daha
GIPB Yeni E-Eğitim Programını Duyurdu
B
itki Islahı Kapasitesinin Arttırılması için Küresel Ortaklık Girişimi”, "Bitki Genetik Kaynaklarının Verimli Kullanımı için Ön-Islah" adındaki yeni bir
“e-eğitim” programını duyurdu. Bitkisel ürünlerin gelişiminde gen kaynaklarının
önemi, bitki ıslahçıları tarafından zaten kapsamlı olarak anlaşılıyor. Bununla birlikte, üstün genetik özellikler elde etmek için benzer genetik arka planlardaki güvenli
ve bilinen ana-baba hatlarına duyulan aşırı bağımlılık, birçok bitki türü ve ıslah materyallerinde dar bir genetik zemine yol açıyor. Bu durumu dengelemek için, önceden reddedilmiş olan kalıtsal genetik tür havuzlarının, örneğin daha az girdiyle daha
fazla randıman sağlayan yeni ve geliştirilmiş bitki türleri yetiştirmek için kullanılmasına ihtiyaç duyuluyor. Eğitim programı, geleneksel germplasm yönetimi ve bitki
ıslahı ile yeni nesil moleküler biyoloji ve analitik teknik öğelerini bir araya getiriyor.
(Kayıt için: http://km.fao.org/gipb/ )
çok adım var” yorumunu yaptı ve “Doğal olarak, tohumculuk sektörü açısından, tohum ithalatı için benzer bir hazırlık, temel isteğimiz. Avrupa’daki ıslahçıları ve tohum ticaretinin yasal kesinliğe ihtiyacı var. Yem ithalatı büyük
bir cömertlikle karşılanırken, kendi tohum ürünlerimiz için ‘sıfır tolerans’ ilkesini devam ettiremeyiz” dedi.
Ayrıca ESA, gıda üretiminde bu çözüme başvurulmasına ilişkin tarımsal ticaret ve gıda sektörü çalışanları ile
aynı düşüncede. Her ne kadar Mayıs
2008’de Avrupa Komisyonu bunun hem
gıda hem de yem için çözüm olabileceğini resmi olarak ilan ettiyse de, bu duruşunu daha sonra adım adım değiştirmişti.
Ağustos 2011
AB GD Bitkilerin Üretimindeki Yasaklama ve
Kısıtlamaları Hafifletiyor
A
vrupa Parlamentosu (AP) üyelerinin geçtiğimiz günlerde oylayıp kabul ettikleri mevzuat taslağına göre, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde genetiği değiştirilmiş (GD) bitkilerin üretimindeki yasaklama ve kısıtlamalara birtakım
esneklikler getiriliyor ve ayrıca söz konusu düzenlemeyle üye ülkelerde bu üretimin yapılabilmesi için çevresel duyarlılıkla ilgili dürtülerden de bahsedilebilecek. Mevcut mevzuatta yapılacak bu değişiklik taslağı, bu aşamadan sonra Avrupa Konseyi’nde de tartışılacak. AP Raportörü Corinne Lepage, “Kamuoyunun yıllardır gündeminde olan GDO’larla ilgili bu zorlu konuda Parlamentonun bir anlaşmaya varmış olmalarından memnunum. Konsey, bu dengelenmiş görüş birliği
sayesinde eğer ortak bir duruşu yakalamayı başarabilirse, ülkelere ve bölgelere
eğer isterlerse GDO’lu üretim yapmama hakkını da verecektir” dedi. AB’de, halihazırda GDO’lu olan sadece bir mısır ve bir patates çeşidinin üretimine izin veriliyor, hatta birçok üye ülkede ticari olmayan üretime bile izin verilmiyor.
27
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
GDO Nedir?
Ne Değildir?
TÜRKTED Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Esin, Genetiği
Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ile ilgili “doğru
bilinen yanlışlar”a açıklık getiriyor.
?
R
MU
E
R
L
U
RÜN EN OL
Ü
LU
’
ED
O
N
D
E
G
JİY
R
E
AL
GDO’lu ürünler
genel anlamda
insan sağlığına zarar
verirmi?
Avrupa Birliği'nin desteği ile AB üyesi 13 ülkeden 65
bilim insanının katılımıyla, 11.5 milyon Euro harcanarak bağımsız olarak yürütülen ve 3.5 yıl süren Entransfood projesi, halen üretilip tüketilmekte olan genetiği değiştirilmiş (GD) ürünlerin insan sağlığı açısından en az klasik yöntemlerle elde edilen ürünler kadar güvenli olduğunu ortaya koymuştur. Hatta
aynı çalışmada, GD ürünlerin yapılarının, diğer hiçbir ürün için gerekli olmayan testlerden ve analizlerden geçmek zorunda olduğu için klasik ürünlerden
çok daha iyi bir şekilde anlaşıldığı belirtilmektedir.
28
Her beş insandan birinin, bir yiyeceğe alerjisi olduğu düşünülüyor. Fakat tıbbî araştırmalar gösteriyor ki yetişkinlerin yalnızca yüzde 2’si ve çocukların yalnızca yüzde 5’inde tıbbî anlamda yiyecek alerjisi görülmekte. Bu durum toplumda alerjilerle ilgili çeşitli yanlış anlaşılmaların olduğuna işaret ediyor.
Alerjiler genellikle protein molekülleri tarafından tetiklenirler. Alerjilere neden olduğu bilinen proteinlere ise alerjen denir. Alerjik bir reaksiyon başladığında bağışıklık sistemi tarafından salgılanan antikorlar kana verilir ve bu antikorlar alerjenlere bağlandığında üretilen birtakım maddeler ateşin yükselmesine neden olur.
Bir bitkiye yeni bir gen eklendiğinde sonuç temel olarak yeni
bir proteinin üretilmesidir. Bazen, bu yeni proteinler daha
önce insanlar tarafından tüketilmemiş proteinler olabilirler.
Bu nedenden ötürü bu yeni proteinlerin alerjik etkileri olmadığı geçmiş bilgilere dayanılarak söylenemez. GD tarım ürünlerinin tüketimi arttıkça yeni proteinlerin tüketimi de artmaktadır. Bu yeni proteinlerin alerjilere yol açmayacakları kesin
olarak bilinmese de GD ürünlerdeki proteinlerin alerjen olduklarını söylemek de doğru değildir. Yeni bir proteinin alerjik etkisini test etmenin çeşitli yolları vardır. Bu yollar arasında birçoğu bilinen alerjenlerin özellikleriyle kıyaslamaya dayanır. GD ürünlerde rastlanan yeni proteinlerin bu özellikleri taşıyıp taşımadıkları kontrol edilir. Yapılan genetik değişiklikler yeni ürünlerin geleneksel ürünlerden farklı olan bir ya
da birkaç protein üretmesine neden olduğundan bu karşılaştırmalar kolaylıkla yapılabilmektedir.
r mu?
ar veriyo
r
a
z
e
ğ
li
li
it
ş
e
ç
k
r biyoloji
GDO’lu ürünle
Doğa kendi düzenini ve dengesini oldukça başarılı bir şekilde kurmuş, hiçbir bitki bir diğerinin yaşama şansını elinden
almamıştır. Bir yaklaşım olarak eğer bitkiler doğada birbirleri üzerine bir etki oluşturmuş olsalardı o zaman farklı bitkiler üzerinde farklı meyveler oluşabilirdi. Ancak bunun oluşmaması için bitkiler farklı zamanlarında çiçek açmakta, dolayısıyla birbirleri üzerine bir olumsuzluk meydana getirmemektedirler. Ayrıca aynı dönemde veya zamanda çiçek açmış olsalar bile genetik dizilimlerindeki farklılık, polenlerinin dölleme kabiliyetindeki ayrışmalar bitkilerin kendi varlıklarını sürdürmesine sebep olmaktadır. Burada önemli olan GDO’lu bitkilerle aynı veya akraba türlerinin arasında oluşabilecek potansiyel bir gen kaçışının gündeme gelmesidir. Bu da ancak ticari olarak GD ürün ekili alan ile komşu alandaki GDO’suz aynı ürünün birlikte üretilmesi durumunda veya bulunduğu yer itibariyle anavatanı olan bir bitkinin GDO’lu
versiyonu ile birlikte bulunabilmeleri koşullarında ihtimal dahilindedir. Böyle bir ihtimalin doğada kendiliğinden gerçekleşme oranı son derece düşük olsa bile her iki ihtimalin etkilerinin bertaraf etmek veya minimize etmek amacıyla çeşitli yöntemler uygulanmaktadır ve bu uygulamalar sayesinde bugüne kadar yapılan araştırma sonuçları böyle bir riskin kolaylıkla bertaraf
veya minimize edilebileceğini göstermiştir.
GDO’lar
faydalı
böceklere
zarar veriyor
mu?
Zararlıya dayanıklılık için geliştirilen
GDO’lu bitkiler, hedef zararlının zaman içerisinde GDO’lu bitkinin sentezlediği toksine karşı direnç kazanacağı
iddiası vardır. Bu yaklaşım konvasiyonel tarımda kullanılan böcek öldürücü
zirai ilaçların (insektisit) zamanla hedef zararlının direnç kazanması gerçeğinden yola çıkılarak ortaya konulmuştur. Aslında bu, doğru bir yaklaşımdır.
Ancak zararlı böcek tarafından söz konusu direncin kazanım süresini uzatmak veya ötelemek için bazı uygulamalar belirlenmiştir. Bu uygulamalar
dünyada GDO’lu üretim yapan ülkelerin resmi kurumlarınca belirlenen sınırlar içerinde gerçekleştirilmektedir.
Bunların başında üretim yapılacak alanın belli bir kısmında GDO’suz üretim
yapılması gelmektedir (Refugee uygulaması). Böylece zararlının direnç kazanma süresi uzatılmış olmaktadır.
Ağustos 2011
ılan
n
a
l
l
u
k
nleri
da
e
r
g
a
l
t
’
e
idir?
O
r
a
m
ş
i
t
GD
i
”
d
k
h
i
yot
ir te
b
n
i
ç
i
“antibi
ı
ğlığ
insan sa
“GD bitkilerdeki antibiyotiğe karşı bağışıklık geni, sindirim sırasında bağırsakta bulunan
bakterilere geçmektedir. Eğer bu geni taşıyan bakteriler enfeksiyona yol açan bakterilerse, bu enfeksiyonun tedavisi bağışıklıktan ötürü çok zor olacaktır.” Böyle bir iddia olmasına karşın şimdiye kadar bitkilerde bulunan bağışıklık genlerinin bu tip bir sorun yarattığı görülmemiştir. Buna rağmen bazı bilim adamları yalnızca bir önlem olarak antibiyotiğe karşı bağışıklık genlerinin işaretleme amaçlı kullanılmaması gerektiğini söylüyorlar.
Son 15 yılda bu konuda pek çok araştırma yapılmış, ancak tehdit unsuru olarak değerlendirilebilecek hiçbir bulguya rastlanılmamıştır. Buna rağmen, doğa ve tüketiciyi koruma ilkesinden yola çıkarak bu bağışıklık genlerinin işaretleme amaçlı kullanılmaması gerektiğini söyleyenler de vardır. Bu düşüncenin çıkış noktası GD bitkilerin çok geniş alanlara
ekilmesi durumunda bu bağışıklığın diğer organizmalara geçebileceği hipotezine dayanmaktadır. Ancak 1996 yılından 2009 yılı sonu itibari ile 14 yıllık sürede kümülatif olarak
950 milyon ha alanda GDO’lu bitki üretimi yapılmış ve bugüne kadar söz konusu hipotezi
doğrulayan uluslararası bilim otoritelerince de teyit edilen herhangi bir bilimsel çalışmaya rastlanmamıştır.
29
TÜRKTED ÜYE FİRMALARI
TOHUM ÇEŞİDİ (SEED VARIETY)
FİRMA ADI
WEB ADRESİ
AGROMAR MARMARA TAR. ÜRN. SAN. VE TİC. A.Ş.
Sebze, Mısır (Vegetables, Corn)
www.agromar.com.tr
AGROVA TARIMSAL ÜRETİM VE PAZ. SANAYİ LTD. ŞTİ.
Yer Fıstığı, Soya (Peanut / Groundnut & Soybean)
www.agrovatohum.com
ALANYA TOHUMCULUK LTD. ŞTİ.
Sebze (Vegetables)
www.alanyatohum.com
ALTIN TOHUMCULUK TİC. VE SAN. A.Ş.
Sebze (Vegetables)
www.altintohumculuk.com.tr
AKDENİZ TOHUM SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ.
Sebze, Mısır, Yem Bitkileri (Vegetables, Corn, Forage Crops)
www.akdeniztohum.com
AG TOHUM SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ.
Sebze (Vegetables)
www.agtohum.com
ANADOLU EFES BİRACILIK VE MALT SAN. A.Ş.
Arpa, Şerbetçiotu (Barley, Hops)
www.anadolugroup.com
ANADOLU TOHUM ÜRETİM VE PAZ. A.Ş.
Sebze, Tarla Bitkileri (Vegetables, Field Crops)
www.anadolutohum.com
ANKA TOHUMCULUK TAR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
Patates (Potatoes)
www.ankatohumculuk.com
AR TARIM TOHUMCULUK SAN. VE TİC. A.Ş.
Patates (Potatoes)
www.artarim.com
ATA TOHUMCULUK İŞLET. SAN. VE TİC. A.Ş.
Hububat (Cereals)
www.atatohum.com.tr
AYER TARIM SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Sebze, Mısır, Çiçek, Sebze Fidesi (Vegetables, Corn, Flowers, Seedlings for Vegetables) www.ayer.com.tr
BAYER TÜRK KİMYA SANAYİ LTD. ŞTİ.
Pamuk ( Cotton)
www.bayer.com.tr
BETA ZİRAAT VE TİCARET A.Ş.
Şeker Pancarı, Sebze, Patates, Fide (Sugar Beet, Vegetables, Potatoes, Seedlings)
www.betaziraat.com.tr
BİAR TOHUMCULUK BİTKİSEL ARŞ.ÜRET.VE PAZ.LTD.ŞTİ.
Sebze (Vegetables)
-
BİRCAN TARIM TUR.TİC.İTH.İHR VE SAN. LTD. ŞTİ
Sebze (Tomato, Cucumber, Pepper, Zuccini, Eggplant)
www.bircantarim.com.tr
BİRLİK TOHUMCULUK
Tarla Bitkileri, Pamuk, Buğday (Field Crops, Cotton, Wheat)
www.birliktohumculuk.com
BURSA TOHUMCULUK ZİRAAT VE TİC. A.Ş.
Sebze (Vegetables)
www.bursaseed.com
BOLPAT BOLU PATATES SAN.VE TİC. A.Ş.
Patates (Potatoes)
-
ÇAĞDAŞ TOHUMCULUK TAR.SAN VE TİC. LTD. ŞTİ.
Sebze (Vegetables)
www.cagdastohum.com.tr
DAKO TOHUMCULUK TİC.VE SAN. A.Ş.
Mısır, Endüstri Bitkileri (Corn, Ind. Crops)
www.dakotohumculuk.com
DOĞA TOH.HAYV.PAZ. İTH. İHR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Patates (Potatoes)
www.dogaseed.com
FİTO TOHUMCULUK TİC. LTD. ŞTİ.
Sebze, Yem Bitkileri, Çim (Vegetables, Forage Crops, Amenity Grass)
www.fito.com.tr
FRİTOLAY GIDA SAN. VE TİC. A.Ş.
Patates, Mısır (Potatoes, Corn)
www.fritolay.com.tr
GENTA GENEL TARIM ÜRÜNLERİ PAZ. A.Ş.
Sebze, Tarla Bitkileri (Vegetables, Field Crops)
www.anadolutohum.com
GOLDEN WEST TOH. VE TİC. LTD. ŞTİ
Sebze, Tarla Bitkileri (Vegetables, Field Crops)
www.goldenwest.com.tr
HAZERA TOHUMCULUK VE TİCARET A.Ş.
Sebze, Tarla Bitkileri (Vegetables, Field Crops)
www.hazera.com
İLCİ İNŞAAT SANAYİİ VE TİCARET A.Ş.
Hububat, Yem Bitkileri (Cereals, Forage Crops)
www.ilci.com.tr
İSTANBUL TARIM SAN. VE TİCARET A.Ş.
Çim, Sebze, Çiçek, Fide
(Amenity Grass, Vegetables, Flowers, Seedlings Forflowers And Vegetables)
www.istanbultarim.com.tr
İSTANBUL TOHUM TARIM SAN VE TİC. LTD. ŞTİ.
Sebze, Çiçek, Çim, Gübreler (Vegetables, Flowers, Amenity Grass, Fertilizers)
www.istanbultohumculuk.com.tr
TOHUM ÇEŞİDİ (SEED VARIETY)
FİRMA ADI
WEB ADRESİ
KWS TÜRK TARIM TİCARET A.Ş.
Şeker Pancarı, Mısır, Kolza, Patates, Yemlik Pancar
(Sugar Beet, Corn, Kanola, Potatoes, Forage Beet)
www.kwsturk.com.tr
MARO TARIM İNŞAAT TİC. VE SAN. A.Ş.
Çayır Mera Yem Bitkileri, Çim, Buğday, Mısır, Ayçiçeği
(Fodder And Forage Crops, Amenity Grass, Wheat, Corn, Sunflower)
www.maro.com.tr
MAY AGRO TOHUMCULUK A.Ş.
Sebze, Tarla Bitkileri, Endüstri Bitkileri (Vegetables, Field Crops, Ind. Crops)
www.may.com.tr
MONSANTO GIDA VE TARIM TİCARET LTD. ŞTİ.
Tarla Bitkileri, Sebze (Field Crops, Vegetables)
www.monsanto.com
MULTİ TARIM TİC. LTD. ŞTİ.
Sebze (Vegetables)
www.multitarim.com.tr
NUNHEMS TOHUMCULUK LTD. ŞTİ.
Sebze (Vegetables)
www.nunhems.com
ÖZBUĞDAY TARIM İŞT. VE TOH. A.Ş.
Tarla Bitkileri (Field Crops)
www.ozbugday.com.tr
PROGEN TOHUM A.Ş.
Tarla Bitkileri (Field Crops)
www.progenseed.com
PIONEER TOHUMCULUK DAĞITIM VE PAZARLAMA LTD. ŞTİ.
Mısır, Ayçiçeği, Kanola, Buğday (Corn, Sunflower, Kanola, Wheat)
www.pioneer.com/turkey
POLEN TOHUMCULUK VE TAR. ÜRN. SAN. VE TİC
Pamuk, Mısır (Cotton, Corn)
www.polenseed.com
POLTAR TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET LTD.
Sebze, Mısır (Vegetables, Corn)
www.poltar.com.tr
RIJKZWAAN TARIM TİCARET LTD. ŞTİ.
Sebze (Vegetables)
www.rijkzwaan.nl
RİTO TOHUMCULUK A.Ş.
Sebze, Torf, Gübre (Vegetables, Turf, Fertilizer)
www.rito.com.tr
SAFA TARIM A.Ş.
Tarla Bitkileri, Sebze (Field Crops, Vegetables)
www.safatarim.com.tr
SETO SEBZE TOHUMLARI ÜRETİM VE TİC. A.Ş.
Sebze (Vegetables)
www.seto.com.tr
SU TARIM TURİZM İNŞ. TAAH. SAN. VE TİC. A.Ş.
Sebze (Vegetables)
www.sutarim.com.tr
S.S.TARİŞ PAMUK SATIŞ KOOP.BİRLİĞİ Ar-Ge
Pamuk (Cotton)
www.taris.com.tr
SMYRNA TOH.FİDE.FİDAN ZİRAİ DAN.İT.İH.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ. Sebze, Şeker Pancarı, Patates (Vegetables, Sugar Beets, Potatoes)
www.smyrnatohumculuk.com
SYNGENTA TARIM SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Çiçek, Endüstri Bitkileri, Sebze (Flowers, Ind. Crops, Vegetables)
www.syngenta.com
TAREKS TRM. ÜRN. ARÇ. GRÇ. İT.İ. VE TİC. A.Ş.
Tahıl-Mısır, Yem Bitkileri, Endüstri Bitkileri-Patates
(Cereals-Corn, Forage Crops, Ind. Crops-Potatoes)
www.tareks.com.tr
TARIM İŞLETMELERİ GEN. MÜD. (TİGEM)
Sebze, Hububat-Arpa, Mısır (Vegetables, Cereals-Barley, Corn)
www.tigem.gov.tr
TASACO TARIM SAN. VE TİC. A.Ş.
Buğday, Sebze, Çiçek, Mısır, Çeltik, Yem Bitkileri
(Wheat, Vegetables, Flowers, Corn, Paddy Rice, Forage Crops)
www.tasaco.com
TAT TOHUMCULUK A.Ş.
Sebze, Tarla Bitkileri (Vegetables, Field Crops)
www.tat.com.tr
TEKCAN TOHUMCULUK
Hububat (Cereals)
www.tekcantohum.com
TOROS TARIM SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Sebze, Tarla Bitkileri, Süs Bitkileri, Meyve Fidanı
(Vegetables, Field Crops, Ornamental Plants, Saplings For Fruit)
www.toros.com.tr
ULUSOY TOHUMCULUK ZİR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
Çim, Yem Bitkileri (Amenity Grass, Forage Crops)
www.ulusoyseed.com.tr
VERİM ZİRAAT LTD. ŞTİ.
Kavun, Karpuz, Kabak (Melon, Watermelon, Zuccini)
www.verimziraat.com
YALTIR TARIM ÜRÜNLERİ SAN. VE TİC. A.Ş.
Sebze, Meyve (Vegetables, Friut)
www.yaltir.com.tr
YÜKSEL TOHUMCULUK TARIM SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
Sebze (Vegetables)
www.yukseltohum.com

Benzer belgeler

türkted kasım-aralık 2014 bülteni

türkted kasım-aralık 2014 bülteni MAY Tohum Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hamdi Çiftçiler’in II. Başkan ve TAREKS Genel Müdürü Burhanettin Topsakal’ın Muhasip Üye olduğu ECOSA Yönetim Kurulunda TÜRKTOB ve TSÜAB Yönetim Kurulu Ba...

Detaylı

türkted kasım-aralık 2013 bülteni

türkted kasım-aralık 2013 bülteni temsilcilerinden oluşan yaklaşık 60 kişinin katıldığı Panel’e mülga Tarımsal Üretim ve Geliştirme (TÜGEM) Genel Müdür Yardımcısı Bahattin Bozkurt, Antalya Tarım İl Müdürü Bedrullah Erçin ve ilgili ...

Detaylı

(Derginin elektronik kopyası için buraya tıklayın).

(Derginin elektronik kopyası için buraya tıklayın). İmtiyaz Sahibi: Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği Sahibi: Ali Özbuğday (TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı) Yazı İşleri Müdürü: A. Müfit Engiz (TÜRKTED Genel Sekreteri) Editör: Gül Paycı Yayına Ha...

Detaylı

Tohumculuk Kanunu Revize Edilmeli!..

Tohumculuk Kanunu Revize Edilmeli!.. Tarım, MayAgro, Multi Tarım, Nunhems, Rito Tohumculuk, Syngenta Türkiye ve Yüksel Tohumculuk yer aldı. HALSER’in açılış töreninde konuşan İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçınt...

Detaylı

Alkan DEMİR

Alkan DEMİR ve Avrupa’daki gen bankalarının ise sadece yerel firmalara değil tüm insanlığa hizmet eder konumda olduğunu dile getirdi. TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday, ileri düzeyde tohumculuk ıslah...

Detaylı

TOHUM 7`nin e

TOHUM 7`nin e İmtiyaz Sahibi Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği Sahibi Ali Özbuğday / TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Yazı İşleri Müdürü A. Müfit Engiz / TÜRKTED Genel Sekreteri Editör Fevziye Salaş Yayına Haz...

Detaylı