S19-Yaşlanmanın Sıçan Dokularında Paraoksonaz Arilesteraz

Transkript

S19-Yaşlanmanın Sıçan Dokularında Paraoksonaz Arilesteraz
YAŞLANMANIN PARAOKSANAZ ARİLESTERAZ AKTİVİTESİNE
ETKİSİNİN İNCELENMESİ
Gözde AKYOL, Oya COġKUN, Duygu KARACAN, Deniz KAYA, Utku
YALINBAġ
Danışmanlar: Doç. Dr. Derya AKAYDIN ALDEMĠR, Prof. Dr. E. Suna
TÜRKOĞLU
ÖZET
YaĢlanmanın doğumla baĢlaması nedeni ile sadece geciktirilebileceği ve
yaĢam sürecinde oksidatif stresin artmasına karĢın antioksidan statüsün
azaldığı bildirilmektedir. Bu çalıĢmada, sıçan dokularında paraoksonaz
arilesteraz
aktivitesinin
varlığı
ve
yaĢlanma
sürecinde
enzim
aktivitesindeki olası değiĢikliklerin incelenmesi amaçlanmıĢtır. Erkek
Wistar albino sıçanlar üç farklı yaĢ grubunda: Grup 1 (2 aylık, n=8), Grup
2 (9 aylık, n=7) ve Grup 3 (15 aylık, n=8) olmak üzere çalıĢmaya
alınmıĢtır. Anestezi altında intrakardiyak kan alımı sonrası deney
hayvanları
sakrifiye
edilmiĢ;
karaciğer
ve
böbrek
izolasyonu
gerçekleĢtirilmiĢtir. Elde edilen serum örneklerinde paraoksonaz
arilesteraz aktivitesi ile ürik asit,
kolesterol ve trigliserit deriĢimleri
incelenmiĢtir. Karaciğer ve böbrek doku örneklerinde de paraoksonaz
arilesteraz aktivitesi saptanmıĢtır. Analizler, yaĢlanma sürecinde kolesterol
ve trigliserit deriĢimlerinin arttığını (sırası ile p<0,001 ve p<0,05), total
antioksidan statüsün ise düĢtüğünü (p<0,05) göstermektedir. YaĢlanma
ile artan serum paraoksonaz arilesteraz aktivitesi (p<0,01) ile serum total
kolesterol deriĢimi pozitif korelasyon göstermektedir (r:0,593 p<0,01).
Deneysel modelde, karaciğer paraoksonaz arilesteraz aktivitesi (g/doku)
yaĢa bağımlı olarak değiĢmemektedir. Böbrek dokusunda ise paraoksonaz
arilesteraz aktivitesi (g/doku) yaĢa bağımlı olarak artmaktadır (p<0,05).
Bulgularımız yaĢlanma ile antioksidan statüste azalmanın gerçekleĢtiğini
doğrulamaktadır. YaĢlanmaya bağlı olarak artması beklenen lipit
oksidasyonlarına karĢı (lipoproteinlerin yapısında yer alan veya almayan
özellikle fosfolipitler) antioksidan etkisi olduğu bilinen paraoksonaz aril
esteraz aktivitesi doku-bağımlı olarak değiĢiklik göstermektedir. YaĢlanma
ile geliĢen oksidatif stres ve oksidatif strese organizmanın verdiği cevap
dokuya özgüdür. YaĢlanma, karaciğerin oksidatif strese olan duyarlılığını
anlamlı olarak değiĢtirmemekte, böbrekleri ise oksidatif strese duyarlı
kılmaktadır.
Anahtar kelimeler: YaĢlanma, oksidatif stres, paraoksonaz arilesteraz,
sıçan.
1
GİRİŞ
Paraoksonazlar (PON1-3), Ca2+-bağımlı dimerik hidrolazlardır. Enzimlerin
isimlendirilmesinde PON1’in paraoksonu hidroliz etme yetisi esas
alınmıĢtır. PON1, paraoksonun yanı sıra pek çok organofosfat insektisit
aktif metabolitinin de hidrolizinden sorumludur. Ayrıca sarin ve soman gibi
nörotoksik sinir gazlarının detoksifikasyonunda da iĢlevi tanımlanmıĢtır.
Buna karĢın PON2 ve PON3 paraoksonaz aktivitesine sahip değildir (2, 8,
9-11).
Temel olarak laktonaz aktivitesine sahip olan enzimlerin substrat
özgüllükleri çok geniĢtir. PON’lar pek çok ilacın ve ilaç öncüsünün
metabolizmasına laktonaz aktivitesi ile katılmaktadırlar. Arakidonik asit
metabolitlerini de substrat olarak tanıyabilmektedirler. Bunun yanı sıra
PON1’in fosfolipaz A2 benzeri açil-, arilesteraz aktiviteleri tanımlanmıĢtır.
PON 3’ün de düĢük olmak üzere arilesteraz aktivitesine sahip olduğu
bildirilmektedir (4,8,9).
Karaciğer, PON ekspresyonlarının ve aktivitelerinin en yüksek olduğu
organdır. PON1 ve PON 3’ün temel sentezi karaciğerde gerçekleĢmektedir.
Sentez sonrası karaciğerden plazmaya enzimlerin bir bölümü özgün
taĢınım sistemi ile aktarılmaktadır. Plazmada lipoproteinlerle birlikteliği
sağlanmaktadır. HDL, plazmada PON’larla iliĢkili olan ana lipoproteindir.
PON2 ise intrasellüler bir protein olup, HDL ile iliĢkili değildir. Ġnsan
dokularının hepsinde ekspresyonu bildirilmektedir. Karaciğer dıĢında
yüksek ekspresyonu sırası ile akciğer, plezanta, testis ve kalpte
gerçekleĢmektedir (8,9,11).
PON’ların antioksidan ve antiaterojenik etkiye sahip oldukları
bildirilmektedir. PON2’nin intrasellüler oksidatif streste süper oksit
anyonunun birikimini engellemesi nedeni ile koruyucu olduğu ileri
sürülmektedir (1, 2, 9, 11, 14).
PON1 ve PON3’ün antioksidan etkisinin ise, özellikle HDL ve LDL’yi
oksidasyonlardan korumak olduğu bildirilmektedir. Antioksidan etkinin
olasılıkla aktive olmuĢ fosfolipitleri ve/veya lipit peroksit ürünlerini
enzimlerin
hidroliz
etmesinden
kaynaklanmaktadır.
Enzimler,
lipoproteinlerde yer alan fosfolipitlerin oksidasyonunu engeller ve
oluĢanları ise hidroliz ederek yapıdan uzaklaĢtırır. HDL’nin antioksidan
aktivitesinin, ağırlıklı olarak iliĢkili olduğu PON aktivitesinden kaynaklandığı
ileri sürülmektedir. PON1’in özellikleri, kardiovasküler hastalıklar için
bağımsız risk faktörü olduğu ileri sürülmesi nedeni ile daha fazla
araĢtırmaya konu olmaktadır (6, 11, 14).
YaĢlanma doğumla baĢlayan, ölüme neden olacak hastalıkların riskini
arttırmaktan veya ölümle sonuçlanacak yıpranmayı yaratmaktan sorumlu,
yıkıcı, ilerleyici ve evrensel değiĢimler birikimidir. YaĢlanma genetik,
epigenetik ve çevresel faktörlere bağlı olan karmaĢık bir süreçtir (12).
2
YaĢlanmanın tam olarak mekanizması bilinmese de nedenini açıklayan
teoriler üretilmiĢtir. Bu teoriler birbirleriyle endojen reaktif oksijen
moleküllerinin/ radikallerinin (ROS) neden olduğu hasarlar konusunda
örtüĢmektedir. ROS’lar (O2-•, H2O2, LOOH, OH•) O2’den daha kuvvetli
oksitleme yetisine sahip ajanlardır. Hedefleri tüm biyolojik moleküller olup,
zincir tepkimeler sonrası ilerleyici tarzda hasara neden olabilmektedirler.
Oksidanların neden olduğu hasar, organizmada savunmadan sorumlu
moleküller ve hasarlı biyolojik moleküllerin tamiri veya yok edilmesinden
sorumlu enzimlerce kontrol altına alınmaktadır. Oksidanların deriĢiminin
artması durumunda ise (oksidatif stres), ROS mekanizmasındaki kontrol
yitirilmekte ve biyolojik moleküllerin hasarı önem kazanmaktadır. Oksidatif
stresin, pek çok patolojik durumun yanı sıra yaĢlanmada da rolü olduğu
ileri sürülmektedir (12, 13, 16, 20, 21).
Oksidatif strese karĢı olan genler, SOD1, SOD2 ve paraoksonaz uzun ömür
genlerindendir. Hücre içi veya hücre dıĢında HDL ile iliĢkili olmak üzere yer
alan paraoksanaz enzimleri, temelde lipit peroksidasyonunu engellemekte
ve bu nedenle oksidatif strese karĢı antioksidan etki gösterebilmektedir
(18).
YaĢlanmada PON1 aktivitesinin azaldığını ileri süren gerek deneysel gerek
insan üzerinde yapılmıĢ sınırlı sayıda çalıĢmalar literatürde yer almaktadır.
Ancak PON arilesteraz aktivitesinin yaĢlanma sürecinde doku bağımlı olası
değiĢiminin yer aldığı az sayıda çalıĢma bulunmaktadır (10,15).
Bu çalıĢmanın amacı; yaĢlanma sürecinde oluĢması beklenen oksidatif
strese karĢı antioksidan bir enzim olduğu ileri sürülen paraoksonaz
arilesteraz enzim aktivitesinin sıçan karaciğer, böbrek dokuları ile serumda
yaĢa bağlı değiĢiminin incelenmesi ve bu değiĢimin plazmadaki total
kolesterol, trigliserit ve total antioksidan durumun bir göstergesi olan ürik
asit ile iliĢkilendirilmesidir.
GEREÇ VE YÖNTEM
Kimyasallar
AraĢtırmada kullanılan bütün kimyasallar analitik saflıkta olup, Sigma, USA
firmasından sağlanmıĢtır
Deney Hayvanları ve Grupların Tanımlanması
Bu araĢtırma 2010-2011 Dönem II Eğitim-Öğretim programında yer alan
ÇalıĢma Grubu Dersi kapsamında gerçekleĢtirilmiĢtir. BaĢkent Üniversitesi
Hayvan Deneyleri Etik Kurulu tarafından onaylanmıĢ (DA11/12) ve
BaĢkent Üniversitesi AraĢtırma Fonunca desteklenmiĢtir. Beslenmeleri
standart diyet ve su (ad libitum) ile sağlanan 8 adeti 2 aylık (Grup I), 7
adeti 9 aylık (Grup II) ve 8 adeti de 15 aylık (Grup III) olmak üzere
toplam 23 adet Wistar albino erkek sıçan çalıĢmaya alınmıĢtır.
Deney hayvanları, bir gecelik açlık sonrası anestezi altında intrakardiak
kan alımı yolu ile sakrifiye edilip, karaciğer ve böbrek izolasyonu
gerçekleĢtirilmiĢtir. Kan örnekleri 1500g’de 10 dk santrifüj edilmiĢ ve elde
3
edilen serumlardan ayrılan örnekler ile
kadar –86oC da saklanmıĢtır.
dokular enzim aktivite analizine
Serum total kolesterol, trigliserit ve ürik asit analizleri
Serum örneklerinde total kolesterol, trigliserit ve ürik asit analizleri Merkez
Biyokimya Laboratuarında enzimatik kolorimetrik yöntem ile modüler
sistemde gerçekleĢtirildi. Sonuçlar mg/dl olarak ifade edildi.
Doku enziminin izolasyonu
Doku örnekleri 2mM CaCl2 içeren 50 mM Tris-HCl (pH 8,0) tamponunda
cam-cam homojenizatör kullanılarak (1/10, w/v) homojenize edilmiĢtir.
Homojenat örnekleri 15,000 g’de 10 dk. +4 C’de santrifüjlenerek enzim
kaynağı olarak kullanılmıĢtır.
Serum ve doku örneklerinde PON arilesteraz aktivitesinin analizi
Serum ve izole edilen doku örneklerinde PON arilesteraz aktivitesi, Jerzy
Beltwoski’nin yöntemine göre Biyokimya AraĢtırma Laboratuarında
gerçekleĢtirilmiĢtir (4).
Yöntemde PON arilesteraz aktivitesi fenilasetat’ın hidroliz edilme hızının
spektrofotometrik (Shimadzu 1601) olarak 270 nm’de ölçülmesi esasına
dayanmaktadır. Substrat olarak fenilasetat kullanılmıĢ ve PON arilesteraz
aktivitesi molar ekstinksiyon katsayısı (E 270= 1310 M/ cm-1) kullanılarak
hesaplanmıĢtır. Bir ünite , 1 µmol fenilasetatı bir dakikada hidroliz
edebilen protein miktarı olarak kabul edilerek aktivite U/g doku olarak
ifade edilmiĢtir. Serum PON arilesteraz aktivitesi ise U/ml olarak ifade
edilmiĢtir.
İstatistiksel değerlendirme
DeğiĢkenlerin normal dağılıma uyumları Shapiro-Wilks testi ve grup
varyanslarının homojenlikleri Levene testi ile kontrol edilmiĢtir. Veri seti
parametrik testlerin ön Ģartlarını sağladığından, grup ortalamaları tek
yönlü varyans analizi (ANOVA) ile karĢılaĢtırılmıĢtır. ANOVA sonrası
farklılığı yaratan grupların belirlenmesi amacıyla çoklu karĢılaĢtırma
testlerinden Duncan testi uygulanmıĢtır. Parametreler arası korelasyonları
değerlendirmek için Pearson korelasyon analizi yapılmıĢtır. Tüm veriler
ortalama
standart hata (ort
SEM) olarak ifade edilmiĢtir. p<0,05
düzeyi istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiĢtir.
Veri setinin değerlendirilmesinde SPSS 13.0 istatistik paket programı
kullanılmıĢtır.
BULGULAR:
Serum ürik asit, kolesterol ve trigliserit derişimleri
Serum ürik asit, kolesterol ve trigliserit deriĢimlerinin yaĢ bağımlı olarak
değiĢimi Tablo 1’ de gösterilmektedir. YaĢlanma ile Grup 3 trigliserit
deriĢimleri Grup 1’e göre anlamlı bir artıĢ gösterirken (p<0,05); kolesterol
deriĢimleri ise hem Grup 1 hem de Grup 2’ye göre artıĢ göstermiĢtir
4
(p<0,001). Grup 3 ürik asit deriĢimleri ise Grup 1’e göre anlamlı bir
azalma göstermiĢtir (p<0,05).
Tablo 1. Serum ürik asit,kolesterol, trigliserit deriĢimleri.
Grup 1(n=8)
Grup 2(n=7)
Grup 3(n=8)
Ürik asit (mg/dl)
1,8 ± 0,27
1,14 ± 0,24
0,9 ±0,08*
Kolesterol (mg/dl)
59,9 ± 3,61
58,6 ± 4,13
81,1 ± 3,63***
Trigliserit (mg/dl)
36,5 ± 2,17
47,6 ± 4,26
58,8 ± 8,63*
Grup 1 (2 aylık), ; Grup 2 (9 aylık), ; Grup 3 (15 aylık).
Veriler, ortalama standart hata olarak verilmiĢtir.
*p<0,05 Grup III, Grup I’e göre; ***p<0,001 Grup III, GrupI ve Grup II’ye göre.
PON Arilesteraz aktivitesi
Serum PON arilesteraz aktivitesi ġekil 1’de verilmiĢtir. Enzim aktivitesi
yaĢlanma ile istatiksel olarak anlamlı bir artıĢ göstermektedir (p<0,01).
Serum PON arilesteraz aktivitesi ile kolesterol deriĢimi arasında pozitif
korelasyon saptanmıĢtır ((r=0,593 p 0,01).
Karaciğer PON arilesteraz aktivitesi ise çalıĢılan yaĢ diliminde gruplar
arasında anlamlı bir fark göstermemektedir (ġekil 2). Böbrek PON
arilesteraz aktivitesinde yaĢ-bağımlı anlamlı artıĢ saptanmıĢtır (p<0,05;
ġekil 3).
Aktivite (U/ml)
140
120
100
80
60
40
20
0
Grup1
Grup2
Grup3
Şekil 1. Serum PON Arilesteraz aktiviteleri. Grup 1 (2 aylık), n=8; Grup 2 (9 aylık),
n=7; Grup 3 (15 aylık), n=8. Veriler her grupta ortalama standart hata olarak
verilmiĢtir.**p<0,01 Grup III, Grup I ve Grup II’ye göre.
5
Aktivite (U/g)
120
100
80
60
40
20
0
Grup1
Grup2
Grup3
Şekil 2. Karaciğer PON Arilesteraz aktivitesi. Grup 1 (2 aylık), n=8; Grup 2 (9
aylık),n=7; Grup 3 (15 aylık), n=8. Veriler her grupta ortalama standart hata olarak
verilmiĢtir.
*
Aktivite (U/g)
40
30
20
10
0
Grup1
Grup2
Grup3
Şekil 3. Böbrek PON Arilesteraz Aktivitesi. Grup 1 (2 aylık), n=8; Grup 2 (9 aylık),
n=7; Grup 3 (15 aylık), n=8. Veriler her grupta ortalama
standart hata olarak
verilmiĢtir. *p<0,05 Grup III, Grup I’e göre.
TARTIŞMA
YaĢlanmaya
bağlı
olarak
organizmamızda
biyolojik
moleküller
tersinemeyen modifikasyonlara uğramaktadırlar. Bu modifikasyonlar
temelde yaĢlanma ile artan oksidatif stres ile iliĢkilendirilmektedir. Reaktif
oksijen türlerinin metabolizmasında kontrolün yitirilmesi oksidatif hasarın
artmasına neden olmaktadır. Lipit oksidasyon ürünlerinin, biyolojik
moleküllerde çapraz bağlanmaların, protein glikozilasyonlarının artması,
proteinlerin oksidatif modifikasyonları nedeni ile aktivitelerindeki kayıplar
ve DNA’nın oksidatif yıkımı söz konusu hasarlar arasında yer almaktadır
(12, 13, 16, 20).
YaĢlanma ile metabolizmada çeĢitli değiĢiklikler meydana gelmektedir. Bu
metabolik değiĢikliklerden biride lipit metabolizmasında yaĢa-bağımlı
olarak geliĢen değiĢimlerdir. AraĢtırmalar, yaĢlanma ile plazma trigliserit
deriĢiminin arttığını göstermektedir. AraĢtırmamızda, trigliserit deriĢimde
istatistiksel olarak anlamlı olmak üzere yaĢ-bağımlı artıĢ saptanmıĢtır
(p<0,05). Trigliserit deriĢimindeki artıĢ, olasılıkla deney hayvanlarının
6
yaĢlanmaya bağlı olarak kafesler içindeki spontan aktivitelerindeki azalma
nedeni ile lipoprotein lipaz aktivitelerindeki düĢüĢten kaynaklanmaktadır.
Bey ve arkadaĢları söz konusu durumu, farklı sıçan ırklarında deneysel
olarak göstermiĢlerdir (5).
YaĢlanma ile birlikte plazma total kolesterol deriĢimi genel olarak
artmaktadır. Kolesterol kleransındaki yetersizlik ve /veya yetmezlik artıĢın
temel nedenidir. ÇalıĢmamızda söz konusu durumla uyumludur. YaĢlanma
ile plazma total kolesterol deriĢimi artmıĢtır (p 0,001).
Ürik asit, singlet oksijen, peroksi radikalleri ve hidroksi radikallerini
süpürme yetisine sahiptir. Serumdaki deriĢimi total antioksidan
kapasitenin göstergesi olarak kabul edilmiĢtir. Serum ürik asit
deriĢimindeki azalma, reaktif oksijen türlerinin deriĢimin arttığını ve
oksidatif hasara duyarlılık kazanıldığının bir göstergesidir. ÇalıĢmamızda
incelen yaĢ aralığında, ilerleyen yaĢla beraber ürik asit deriĢiminde azalma
saptanmıĢtır (p 0,05). Bu veri oksidatif stres varlığının bir göstergesidir
(7, 17, 19).
Paraoksonazlar, antioksidan etkiye sahip enzimlerdir. PON 1, akut
organofosfat insektisit ve soman, sarin gibi nörotoksik ajanların
detoksifikasyonlarına karĢı ve özellikle aterosikleroz ve diabet
patogenezinde çok önemli olan lipit peroksidasyonlarına karĢı koruyucu
etki göstermektedir. Bu neden ile serum PON 1 aktivite ve/veya
deriĢiminin arttırılmasının yararlı olacağı ileri sürülmektedir (8, 9).
AraĢtırmamızda, serum paraoksonaz arilesteraz aktivitesi incelenen yaĢ
diliminde yaĢlanma ile artmaktadır (p 0,01). Antioksidan statüsteki bu
artıĢ, yaĢlanma ile geliĢen oksidatif strese organizmanın cevabıdır. Söz
konusu artıĢ ile serum kolesterol deriĢimi arasında anlamlı pozitif
korelasyon saptanmıĢtır (r=0,593 p 0,01).
Bu iliĢki, artan enzim
aktivitesinin
kolesterol
taĢınımından
sorumlu
lipoproteinlerin
oksidasyondan korunması amaçlı olduğunu düĢündürmektedir.
ÇalıĢmamızda, arilesteraz aktivitesinin karaciğer ve böbrek dokusunda
varlığı belirlenmiĢtir. Böbrek dokusunda aktivite karaciğerdeki aktivitenin
yaklaĢık üçte biri kadardır. Karaciğer arilesteraz aktivitesi yaĢlanma ile
değiĢmemektedir. Bu sonuç karaciğerde antioksidan statüsün yüksek
olduğunun bir göstergesidir. Buna karĢın incelen yaĢ diliminde böbrek
arilesteraz aktivitesi yaĢlanma ile anlamlı olmak üzere artmıĢtır (p 0,05).
Bu sonuç, böbrek dokusunda yaĢlanma ile oluĢan oksidatif strese dokunun
cevabı olarak değerlendirilmiĢtir.
SONUÇ
GeliĢmesi beklenen oksidatif stres, dokuya özgüdür. Dokunun oksidatif
strese verdiği cevap, antioksidan yeterliliğine bağlı olarak farklılık
göstermektedir. YaĢlanma, karaciğerin oksidatif strese olan duyarlılığını
anlamlı olarak değiĢtirmemekte, böbrekleri ise oksidatif strese duyarlı
kılmaktadır.
7
KAYNAKÇA
1. AteĢ O, Azizi S, Alp H.H. et al. Decreased serum Paraoxonase 1
activity and increases serum homocysteine and malondialdehyde
levels in age related macular degeneration. The Tohoku J Exp Med.
2009;217:17-22.
2. Aviram M, Rosenblat M. Paraoxonases 1, 2, and 3,oxidative stress,
and macrophage foam cell formation during atherosclerosis
development. Free Rad Bio Med. 2004; 37(9): 1304-1316.
3. Aharoni A et al. Directed evolution of mammalian paraoxonases
PON1 and PON3 for bacterial expression and catalytic
specialization. PNAS. 2004; 101: 482-487.
4. Beltowski
J,Wojcika
G,Jamroz
A.
Effect
of
3-hydroxy3methylglutarylcoenzyme a reductase inhibitors(statins) on tissue
paraoxonase 1 and plasma platelet activating acetylhydrolase
activities.J.Cardiovasc
Pharmacol
2004;
43(1):121-127.
5. Bey L et al. Reduced lipoprotein lipase activity in postural skeletal
muscle during aging. J Appl Physiol. 2001; 91: 687-692.
6. Cakatay U, Kayali R, Uzun H. Relation of plasma protein oxidation
parameters and paraoxonase activity in the ageing population. Clin
Exp Med. 2008;8(1):51-57.
7. Chelchowska M et al. The effect of tobacco smoking during
pregnancy on plasma oxidant and antioxidant status in mother and
new born. Eur J Obstet Gynecol Rep Biol 2011; 155: 132-136.
8. Costa LG et al. Modulation of paraoxonase 1 (PON 1) activitiy.
Biochem Pharmacol. 2005; 69: 541-550.
9. Costa LG, Giordano G, Furlong CE. Pharmacological and dietary
modulators of paraoxonase 1 (PON 1) activitiy and expression: The
hunt goes on. Biochem Pharmacol . 2011; 81:337-344.
10. Gabrowny H.K., Farag M.E., Sallam A.A.A. Involvement of
paraoxonase in oxidative stres induced by chlorpyrifos in albino rats.
J Egypt Soc Toxicol. 2007;37:71-86.
11. Gupta N, Gill K, Singh S. Paraoxonases: Structure,gene
polymorphism and role in coronary artery disease. Indian J Med Res.
2009; 130: 361-368.
8
12. Halliwell B, Gutteridge M.C. Role of free radicals and catalytic
metal ions in human disease: An overview. Methods in Enzymology.
1990; 186: 1-85.
13. Harman D. Extending functional life span. Exp Gerontol. 1998; 33:
95-112.
14. Jaouad L et al. Age-related decrease in high-density lipoproteins
antioxidant activity is due to an alteration in the PON1’s free
sulfhydryl groups. Atherosclerosis. 2006; 185: 191-200.
15. Karanth S, Pope C. Carboxylesterase and A-Esterase activities
during maturation and aging: Relationship to the toxicity of
chlorpyrifos and parathion in rats. Toxicol Sci. 2000; 58:282-289.
16. Martin R. Fitzl G. Mozet C. et al. Effect of age and
hypoxia/reoxygenation on mRNA expression of antioxidative
enzymes in rat liver and kidneys. Exp Gerontol. 2002; 37: 14791485.
17. Maxwell SR et al. Antioxidant status in patient with uncomplicated
insulin-dependent and non-insulin-dependent diabets mellitus. Eur J
Clin Invest. 1997; 27:484-490.
18. Negre-Salvayre A, Coatrieux C, Ingueneau C, Salvayre R.
Advanced lipid peroxidation end products in oxidative damage to
proteins, potential role in diseases and therapeutic prospects for the
inhibitors. BJP. 2008; 153:6–20.
19. O’Reilly EJ et al. Plasma urate and Parkinson’s disease in women.
Am J Epidemiol. 2010; 172: 666-670.
20. Stadtman E.R. Importance of individuality in oxidative stress and
aging. Free Rad Bio Med. 2002; 33(5): 597-604.
21. Zanetti M, Capellari, GG., Burekovic Ġ et al. Caloric restriction
improves endothelial dysfunction during vascular aging: Effects on
nitric oxide synthase isoforms and oxidative stress in rat aorta. Exp
Gerontol. 2010; 45(11):848-55.
9

Benzer belgeler