Dergi özetini görmek için tıklayınız.

Transkript

Dergi özetini görmek için tıklayınız.
ISSN: 1303-9210
LEGAL
Hukuk Dergisi
LEGAL JOURNAL OF LAW
Cilt: 14/Sayı: 1611
Volume: 14/Issue: 161
16
Yıl/Year: 2016
YARGITAY, DANIŞTAY VE DİĞER
DİĞ
YÜKSEK
MAHKEME KARARLARI, HUKUK HABERLERİ,
HUKUKÎ MAKALELER, GÜNCEL MEVZUAT,
RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ, ÖNEMLİ
ÖNEML BİLGİLER
DECISION OF THE COURT OF CASSATION,
ON, THE COUNCIL
COUNC OF
STATE, AND OTHER COURTS OF APPEALS' DECISIONS,
DEC
LEGAL
NEWS, LEGAL ARTICLES, CURRENT LEGISLAT
SLATION, ABSTRACTS OF
THE OFFICIAL GAZETTE, MAJOR INFORMATION
TR Dizin Hukuk Veri Tabanında Dizinlenmektedir
Legal Hukuk Dergisi
Legal Journal of Law
“Hakemli Dergidir”/“Peer reviewed Journal”
Cilt: 14/Sayı: 161
Volume: 14/Issue: 161
Yıl/Year: 2016
Yayın Sahibi/Publisher: Legal Yayıncılık A. Ş. adına Sahibi ve Genel
Yayın Yönetmeni/On Behalf of Legal Yayıncılık
INC. Publisher and Executive Editor
Av./Aal. Lütfürrahman BAŞÖZ
(Sertifika No./Certificate No.27563)
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Responsible Manager: Av./Atty. Ramazan ÇAKMAKCI
Yayımcının Adı/Name of Publishing Legal Yayıncılık A.Ş.
Company: (Sertifika No./Certificate No. 27563)
Tel.: 0 216 449 04 86
Basım ve Cilt/Printing and Volume: Mimoza Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş.
(Sertifika No./Certificate No.: 33198)
Tel.: 0212 482 99 10 Faks/Fax: 0212 482 99 78
Basıldığı Yer/Place of Publication: Davutpaşa Cad. No: 123, Kat:1-3
Topkapı/İstanbul
Basıldığı Tarih/Publication Date: Mayıs/May 2016
Yönetim Yeri/Place of Management: Bahariye Cad. No: 63/5 Kadıköy/İstanbul
Tel.0216 449 04 86 Faks/Fax: 0216 449 04 87
E-posta/E-mail: [email protected]
URL: www.legal.com.tr
Yayın Dili/Published on Language: Türkçe/İngilizce
Yayın Türü/Type of Publication: Uluslararası, Süreli, Aylık Hukuk Dergisi/This
journal is a peer reviewed international law
journal published per month
Yurt Dışı Temsilciliği
Legal Publishing Albania Shpk
Rruga Sami Frasheri, pallati 14, hyrja 11, ap. 8 ne
Tirane/Albania
www.legalalbania.com
[email protected]
ISSN: 1303-9210
Dergiye yapılan atıflarda “LHD” kısaltması kullanılmalıdır.
For citations please use the abbreviation: “LHD”
Katkıda bulunmak isteyenler için iletişim bilgileri/
All correspondence concerning articles and other submissions should be
addressed to:
E-mail: akademi@legal. com. tr
Telefon/Phone: 0 216 449 04 85
Faks/Fax: 0 216 449 04 87
Posta Adresi/Postal Address:
Bahariye Cad. Çam Apt. No: 63 D.5 Kadıköy – İstanbul
Bu dergide yayımlanan yazılarda ileri sürülen görüşler yazarlara aittir.
Articles published in this journal represent only the views of the contributors.
Copyright © 2016
Bu derginin tüm yayın hakları LEGAL YAYINCILIK A. Ş. ’ye aittir.
Yayınevinin izni alınmadan eğitim ve tanıtım amaçlı kısmi alıntılar hariç
olmak üzere hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve
yayınlanamaz.
All rights reserved. No part of this publication may be copied,
reproduced, stored in a retrieval system, or transmitted, in any form or
by means, without the prior expressed permission in writing of the
LEGAL YAYINCILIK A. S.
LEGAL HUKUK DERGİSİ
Bahariye Cad. Çam Apt. No: 63 D.5 Kadıköy – İstanbul
Tel: (216) 449 04 85 – 449 04 86 Faks: (216) 449 04 87
İnternet adresi: www. legal. com. tr
E-mail: legal@legal. com. tr
EDİTÖRLER KURULU/EDITORIAL BOARD
Prof. Dr. Ali Cem BUDAK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Muharrem KILIÇ
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Saba ÖZMEN
Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Hasan PULAŞLI
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Sultan ÜZELTÜRK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Ahmet Caner YENİDÜNYA
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Doç. Dr. Özlem YENERER ÇAKMUT
Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı
Doç. Dr. Ebru CEYLAN
İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Medeni Hukuk
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
TEMSİLCİ/REPRESENTATIVE
Mersin Temsilcisi/
Mersin Representative
Av. H. Hulki ÖZEL
YAYIN ve DANIŞMA KURULU
EDITORIAL and ADVISORY BOARD
Prof. Dr. Faruk ACAR
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Pınar AKAN
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Murat ALIŞKAN
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Gökhan ANTALYA
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Abdülkadir ARPACI
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Mehmet Emin ARTUK
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı (Eski)
Prof. Dr. Oğuz ATALAY
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflâs Hukuku
Anabilim Dalı
Prof. Dr. Cevdet ATAY
Prof. Dr. Mehmet BAHTİYAR
Yeditepe Üniv. Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Süheyl BATUM
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku
Prof. Dr. Ali Cem BUDAK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Erdoğan BÜLBÜL
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Osman CAN
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Özlem YENERER ÇAKMUT
Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Mustafa ÇEKER
Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Gürsel ÇETİN
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adlî Tıp Anabilim Dalı
Prof. Dr. Osman DOĞRU
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Ömer EKMEKÇİ
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Nuray EKŞİ
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Nüvit GEREK
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Tevfik GÜLSOY
Gaziantep Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Alper GÜMÜŞ
İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anabilim Dalı
Prof. Dr. Pelin GÜVEN
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Sibel İNCEOĞLU
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Turgut KALPSÜZ
Prof. Dr. Eser KARAKAŞ
Bahçeşehir Üniversitesi AB İlişkileri Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Işıl KARAKAŞ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Üyesi - Devletler Umumi Hukuku
Prof. Dr. Mahmut KOCA
İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku
Prof. Dr. Mustafa KOÇAK
Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı – Anayasa Hukuku
Prof. Dr. Muharrem KILIÇ
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Serap Keskin KİZİROĞLU
Okan Üniversitesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Tekin MEMİŞ
İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Ali Necip ORTAN
İstanbul Kültür Üniversitesi Fikri Haklar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
Prof. Dr. Hayrettin ÖKÇESİZ
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı
Prof. Dr. Ayhan ÖNDER
Ceza ve Ceza Usul Hukuku
Prof. Dr. Selçuk ÖZTEK
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Ömer ÖZKAN
İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. Saba ÖZMEN
Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Bahri ÖZTÜRK
İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
Prof. Dr. Hasan PULAŞLI
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Adem SÖZÜER
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Cumhur ŞAHİN
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Şükran ŞIPKA
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Kürşat Turanboy
Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Güzin ÜÇIŞIK
Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Samim ÜNAN
Galatasaray Üniversitesi Ticaret Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Hakan ÜZELTÜRK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Vergi Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Sultan ÜZELTÜRK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Serap YAZICI
Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Ahmet Caner YENİDÜNYA
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Hamdi YILMAZ
Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Sevtap YOKUŞ
Kocaeli Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Müslüm AKINCI
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Çetin ARSLAN
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı
Doç. Dr. Mustafa Erdem CAN
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Ebru CEYLAN
İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Medeni Hukuk
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Mehmet ERDEM
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ
Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Doç. Dr. Şafak NARBAY
Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Doç. Dr. İlhan YILMAZ
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı
Yard. Doç. Dr. Taner AYANOĞLU
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı
Yard. Doç. Dr. Sinan BAYINDIR
Doğuş Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yard. Doç. Dr. Sevi BAKIM
Okan Üniversitesi Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yard. Doç. Dr. Fatma KARAKAŞ DOĞAN
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yard. Doç. Dr. Nuri ERDEM
TC. İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ticaret Hukuku
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yard. Doç. Dr. Muzaffer EROĞLU
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Yard. Doç. Dr. Birgül SOPACI
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Yard. Doç. Dr. Varol KARAASLAN
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra İflasHukuku Anabilim Dalı
Yard. Doç. Dr. Nur KAMAN
Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku
Yard. Doç. Dr. A. Kürşat TANGÜN
Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Deniz Ticareti Hukuku Anabilim Dalı
Dr. İsmet Nezih ABANOZ
Uludağ Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Dr. Cengiz APAYDIN
İstanbul Anadolu Adliyesi Cumhuriyet Savcısı
Haşmet Sırrı AKŞENER
İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi E. Başkanı
Hasan ÖZKAN
Em. İstanbul Hukuk Hâkimi
İzzet DOĞAN
Em. İstanbul Hukuk Hâkimi
Araş. Gör. Mustafa ÜNLÜTEPE
Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Av. Atilla COŞKUN, Av. Süleyman ÇETİN,
Av. İbrahim Murat HAZNEDAR, Av. Recep KAHRAMAN, Av. Dr. Filiz KESKİN,
Av. Fikret İLKİZ, Av. Hasan KÖROĞLU, Av. Mehmet UÇUM, Av. Talih UYAR
HAKEMLER/REFEREES
Prof. Dr. Ali Cem BUDAK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Seyithan DELİDUMAN
Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Ömer EKMEKÇİ
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Nuray EKŞİ
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Mahmut KOCA
İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku
Prof. Dr. Muharrem KILIÇ
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Saba ÖZMEN
Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Hasan PULAŞLI
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Kürşat TURANBOY
Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Güzin ÜÇIŞIK
Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Sultan ÜZELTÜRK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Ahmet Caner YENİDÜNYA
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Doç. Dr. Müslüm AKINCI
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Özlem YENERER ÇAKMUT
Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı
Doç. Dr. Ebru CEYLAN
İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Medeni Hukuk
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Şafak NARBAY
Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yard. Doç. Dr. Sinan BAYINDIR
İstanbul Aydın Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi
Yard. Doç. Dr. Sevi BAKIM
Okan Üniversitesi Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yard. Doç. Dr. Muzaffer EROĞLU
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Dr. Cengiz APAYDIN
İstanbul Anadolu Adliyesi Cumhuriyet Savcısı
LEGAL HUKUK DERGİSİ YAYIN İLKELERİ
PUBLICATION AND SUBMISSION REQUIREMENTS OF LEGAL
JOURNAL OF LAW
1. Legal Hukuk Dergisi (LHD), ayda bir yayımlanan hakemli bir
dergidir.
Legal Journal of Law is a peer reviewed journal published per
month.
2. Dergi’de yayımlanabilecek yazılar, hukuk alanını ilgilendiren
içerikte her türlü makale, karar incelemesi ve kitap incelemesi ile çevirilerdir. Yazıların dili, Türkçe veya diğer Avrupa dilleridir.
This is a journal of law focusing on legal issues concerning law.
Articles, case notes and comments, discussions of legislative development,
book reviews and other similar type of papers which are written in
Turkish and in other European languages are welcome.
3. Dergi’de yayımlanmak üzere gönderilen yazılar başka bir yerde
yayımlanmamış ya da yayımlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır.
Articles that will be sent to the editor should not be published
elsewhere, nor be submitted to other journals simultaneously.
4. Yazılar Microsoft Word (Microsoft Office 98 ve üzeri
versiyonlar) formatında (. doc veya. docx dosya uzantılı olarak) yazılmış
olmalıdır. Ayrıca yazılar, aşağıdaki şekil şartlarına uygun olarak kaleme
alınmış olmalıdır:
Kağıt boyutu: A4
Üst: 2, 5 cm; Alt: 2, 5 cm; Sol: 2 cm; Sağ: 2 cm
Metin: Times New Roman, 12 punto, 1.5 satır aralığı, iki yana
yaslı
Dipnotlar: Sayfa altında, Times New Roman, 10 punto, 1 satır aralığı, iki yana yaslı
Articles should be submitted as Microsoft Word (either with. doc
or. docx file extensions) documents (Microsoft Office 1998 or higher
versions). Articles should be written according to the following style
guidelines:
Paper size: A4
Top: 2.5 cm; Bottom: 2.5 cm; Left: 2 cm; Right: 2 cm
Text body: Times New Roman, 12 points, at 1.5 line spacing,
justified
Footnotes: Times New Roman, 10 points, at 1 line spacing,
justified
5. Her yazı, kaydedildiği bir CD ile ya da elektronik posta yolu ile
Microsoft Word formatında editöre teslim edilmelidir. Yazının basılı
olarak teslimi gerekmemektedir.
Softcopy of the article either on a CD or as an attached Microsoft
Word Document via e-mail should be submitted to the editor. There is no
need to submit any hardcopy of the article.
6. Yazıyla birlikte yazarın (veya yazarların) adına, unvanına, çalıştığı kuruma, açık adresine, kolay ulaşım sağlanabilecek telefon numaralarına ve elektronik posta adreslerine ilişkin bilgiler de editöre ulaştırılmalıdır.
The name (s), formal position (s), institutional affiliation (s) and
contact details (especially e-mail (s)) of the author (s) must be clearly
included with the submission to the editor.
7. Dergi’ye gönderilen makaleler Türkçe ve İngilizce başlık ile
hem İngilizce hem de Türkçe özet kısmı içermelidir.
Each submission should contain a Turkish and an English Title, as
well as an Abstract part in Turkish and English.
8. Dergi’ye gönderilen makalelerde, ilgili makaledeki konuyu tanımlayan Türkçe ve İngilizce uygun anahtar kelimeler bulunmalıdır.
All articles should be accompanied by a sufficient number of keywords in Turkish and English that reflect the content of the article.
9. Dergi’ye gönderilen makalelerde kullanılan kaynaklar, makale
sonunda kaynakça olarak alfabetik sırada verilmiş olmalı ve kullanılan
kaynaklar dipnotunda veya metin içerisinde kısa olarak yer almalıdır.
All references cited in the text should be numbered in the order of
mention in the text and should be given in abbreviated form in footnotes.
They should be listed in full form at the end of the article in an alphabetically arranged bibliography as well.
10. Dergi’ye gönderilen makalelerin yazım bakımından son denetimlerinin yapılmış olduğu ve basılmaya hazır olarak verildiği kabul
edilir.
All submissions are regarded as ready to publish and already
proofread by the author himself.
11. Yayım Kurulu’nda ilk değerlendirilmesi yapılan makaleler,
anonim olarak hakeme gönderilecek, hakemden gelen rapor doğrultusunda makalenin yayımlanmasına, hakemden gelen rapor çerçevesinde
düzeltme istenmesine ya da yayımlanmamasına karar verilecek ve yazar
durumdan en kısa zamanda ve genellikle e-posta yolu ile haberdar edilecektir. Tamamlanmış veya düzeltilmiş yazı, Yayım Kurulu’nca, tekrar
hakeme gönderilebilir.
Initial assessment of the articles will be done by the editorial board.
After the assessment is completed, the articles will be sent to an anonymous
peer reviewer. In accordance with reviewer’s report, amendments may be
done or the article may be decided not to be published. After the amendments are completed, the article may be sent to peer reviewer again, by the
editorial board.
12. Dergi, hakemin yazarı bilmemesi esasına (kör hakemlik)
dayanır. Hakeme gönderilecek makalelerde de yazarın kimliğine ilişkin
bilgilerin gizliliği sağlanır.
All articles submitted are subject to a blind peer review. The identity of the author (s) and reviewer (s) will not be revealed to the other party.
13. Tüm Hakem Raporları, ULAKBİM (Ulusal Akademik Ağ ve
Bilgi Merkezi) Hukuk Veri Tabanı Komitesi tarafından denetlenmesine olanak verecek şekilde 5 yıl saklanır.
All reviewers’ evaluation reports will be kept for at least five years
after publication and copies of these reports will be sent to the ULAKBİM
(Turkish Akademic Network and Information Center) Law Database
Committee whenever required.
14. Dergi’ye ait yeni sayı yayımlandıkça, bu sayı tek bir PDF kopyası şeklinde ULAKBİM Online Dergi Takip Sistemine (ODİS) yüklenir. Ayrıca Dergi’nin 2 adet basılı kopyası da ULAKBİM’e kargo ile
ulaştırılır.
Each Publisher issue of the Journal will be uplouded as a PDF file
to the Online Journal Watch System of ULAKBİM (ODİS). Also two
copies of the published issue will be delivered to ULAKBİM by cargo.
15. Dergi basıldıktan sonra ilgili sayının yazarlarına ve bu sayıda
hakemlik yapmış olanlara ücretsiz olarak gönderilir.
Free copies of the published issue will be sent both to the author
(s) and to the reviewer (s).
Dergimiz Hakkında/About Our Journal
Legal Hukuk Dergisi (LHD), ayda bir yayımlanan hakemli bir dergidir.2003 yılından beri yayın hayatını sürdürmekte olan dergide hakem
denetiminden geçmiş makaleler, karar tahlilleri, içtihat ve mevzuat kronikleri ile eser incelemelerine yer verilmektedir. Her sayıda Türk ve yabancı akademisyenler ve hukuk uygulamacıları tarafından kaleme alınan,
hukuk ile ilgili değerli eserler yayımlanmaktadır.
Okuyucularımızın göndereceği hukuk alanına ilişkin makaleler ve
diğer türdeki eserlerle (karar tahlilleri, eser incelemeleri vb.), dergimizin
daha da zenginleşeceğine inanıyoruz.
Legal Journal of Law (LHD) is a peer reviewed journal published per
month, concentrating on issues of law and considers for publication articles,
case notes and comments, discussions of legislative developments and book
reviews. It has been in publication since 2003. Each issue contains scholarly
works concerning law bulletin/journal, authored by scholars and
practitioners around the globe.
We welcome your contributions in the form of articles, notes,
comments or reviews on topics reflecting a broad range of perspectives
on law; with your contributions and support our journal will progress.
EDİTÖRDEN…/FROM THE EDITOR…
Değerli abonelerimiz, 2016 yılının beşinci sayısıyla sizlerle birlikte olmanın mutluluğu içindeyiz.
Dergimizin makaleler kısmında Yard. Doç. Dr. Kadir Berk KAPANCI’nın
“Art Arda Teslimli Satış Sözleşmelerinde Satıcının (Borçlu) Temerrüdüne Bağlı
Olarak Doğabilecek Sonuçlar”, Yard. Doç. Dr. Mustafa ÜNLÜTEPE’nin “Temel
ve Ortaöğretim Kurumlarında Hukuk Eğitimi Üzerine”, Dr. Ahmet Burak
BİLGİN’in “Hukuk Dallarının Anayasallaşması Bağlamında Bireysel Başvurunun
Diğer Hukuk Dallarına Potansiyel Etkileri: Üç Yıllık Uygulamadan Çıkarımlar”,
Araş. Gör. Ececan ÇORBACIOĞLU’nun “Anonim Şirketlerde Elektronik Genel
Kurul”, Araş. Gör. Rezzan İTİŞGEN’in “Ceza ve Ceza Muhakemesine İlişkin
Normların Anayasada Varlığı ve Gerekliliği Hakkında Bir Değerlendirme” ve Av.
Esra UYSAL’ın “İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu’nun Düzenlendiği TTK
m.454’de Kimin Hakları Korunuyor?” isimli makaleleri yer almaktadır.
Dergimizin uzman görüşleri kısmında Prof. Dr. M. Zafer ÜSKÜL’ün
“Bildirileriyle “Menemen Olayları” Üzerine İlan Edilen Sıkıyönetim”, Av. Talih
UYAR’ın “Borçlunun Bir İrade Beyanında Bulunmasına Mahkûm Edildiği İlam
Yalnız Borçlu Tarafından Yapılabilecek Bir İş (Şey) Sayılarak, Bu İşi (Şeyi) Yerine
Getirmekten Kaçınan Borçlunun Fiili, İİK m.343’e Göre Suç Teşkil Eder mi?”, Av.
Selma SARICI’nın “Dava Değerinin Islahında, Yargının Anayasa Mahkemesi
Kararları ile Uyumsuzluğu” ve Yavuz AKBULAK’ın “Türk Hukukunda Şirket
Birleşmeleri” isimli yazıları yer almaktadır.
Dergilerimizin 2016 yılı abonelik yenileme dönemi devam etmektedir. Her
biri alanında uzman hukukçulardan oluşan yayın ve danışma kurullarının hukuka
katkı amacıyla gönüllü olarak çalıştığı zengin içeriğe sahip hukuk dergilerimiz
sadece sizlerin abonelikleri ile yayın hayatına devam etmektedir. Dergilerimize
abone olarak verdiğiniz destek ile hukukun gelişmesine ve yaygınlaşmasına
yapmış olduğunuz katkıların bu yıl da devam etmesini beklemekteyiz.
Legalbank elektronik hukuk programımız sizlerin değerli desteği ile
güçlenerek ve abone sayısını hızla arttırarak yoluna devam etmektedir. Legalbank
sitemizden ücretsiz 3 günlük tam kullanım imkanı devam etmektedir. Programımızı denememiş abonelerimizin www. legalbank.net internet adresinden
sitemizi ziyaret etmelerini beklemekteyiz.
Legal Yayıncılık tarafından hazırlanan online kitap, online dergi, e-dergi
ve e-kitaplar satışa sunulmuştur. Online Kitap/Dergi aboneliği ile hukuk kitap
ve dergilerine, internetin olduğu her yerden anında erişebilme imkanı sağlanmıştır. Online kitap ve dergilerle online kütüphanenizi oluşturabilir, kütüphaneniz içinde yer alan tüm dökümanlar içinde istediğiniz konularda kolay ve
hızlı arama yapma imkanına sahip olabilirsiniz. Ayrıca e-kitap ve e-dergilere
elektronik cihazlarınıza indirerek her an ulaşma imkanı sağlanmıştır. Online ve
elektronik dergi ve kitaplara www.legal.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
Editör/Editor
LEGAL HUKUK DERGİSİ
Cilt: 14/Sayı: 161
Yıl: 2016
İÇİNDEKİLER
Yüksek Mahkeme Kararları Kısa Özetleri .......................................................... 2349
Hukukî Makaleler ................................................................................................... 2361
Art Arda Teslimli Satış Sözleşmelerinde Satıcının (Borçlu) Temerrüdüne Bağlı
Olarak Doğabilecek Sonuçlar
Yard. Doç. Dr. Kadir Berk KAPANCI .......................................................... 2363
Temel ve Ortaöğretim Kurumlarında Hukuk Eğitimi Üzerine
Yard. Doç. Dr. Mustafa ÜNLÜTEPE ............................................................ 2393
Hukuk Dallarının Anayasallaşması Bağlamında Bireysel Başvurunun Diğer Hukuk
Dallarına Potansiyel Etkileri: Üç Yıllık Uygulamadan Çıkarımlar
Dr. Ahmet Burak BİLGİN ............................................................................. 2409
Anonim Şirketlerde Elektronik Genel Kurul
Araş. Gör. Ececan ÇORBACIOĞLU ............................................................. 2437
Ceza ve Ceza Muhakemesine İlişkin Normların Anayasada Varlığı ve Gerekliliği
Hakkında Bir Değerlendirme
Araş. Gör. Rezzan İTİŞGEN .......................................................................... 2475
İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu’nun Düzenlendiği TTK m.454’de Kimin
Hakları Korunuyor?
Av. Esra UYSAL ........................................................................................... 2509
Uzman Görüşleri ..................................................................................................... 2521
Bildirileriyle “Menemen Olayları” Üzerine İlan Edilen Sıkıyönetim
Prof. Dr. M. Zafer ÜSKÜL ............................................................................ 2523
Borçlunun Bir İrade Beyanında Bulunmasına Mahkûm Edildiği İlam “Yalnız
Borçlu Tarafından Yapılabilecek Bir İş (Şey)” Sayılarak, Bu İşi (Şeyi) Yerine
Getirmekten Kaçınan Borçlunun Fiili, İİK m.343’e Göre Suç Teşkil Eder mi?
Av. Talih UYAR ............................................................................................ 2543
Dava Değerinin Islahında, Yargının Anayasa Mahkemesi Kararları ile
Uyumsuzluğu
Av. Selma SARICI ......................................................................................... 2553
Türk Hukukunda Şirket Birleşmeleri
Yavuz AKBULAK (SPK Başuzmanı) ........................................................... 2565
Türk Ticaret Kanunu Tasarısının Getirecekleri .................................................. 2631
TTK Tasarısı .................................................................................................. 2633
Hukuk Haberleri ..................................................................................................... 2653
2346
Yargıtay Hukuk Kararları ..................................................................................... 2685
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları ........................................................ 2687
Yargıtay Hukuk Daire Kararları..................................................................... 2696
Yargıtay Ceza Kararları ........................................................................................ 2765
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı ............................................................... 2767
Yargıtay Ceza Daire Kararları........................................................................ 2776
Danıştay Kararları.................................................................................................. 2807
Danıştay Daire Kararları ................................................................................ 2809
Anayasa Mahkemesi Kararları ............................................................................. 2815
Güncel Mevzuat ...................................................................................................... 2821
Kanunlar ......................................................................................................... 2823
Resmî Gazete Özetleri.................................................................................... 2869
Önemli Bilgiler ........................................................................................................ 2879
Yüksek Mahkeme Kararları Arama Dizinleri ..................................................... 2935
Kavramlara Göre Arama Dizini..................................................................... 2937
Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini ........................................................ 2943
LEGAL YAYINCILIK TÜM YILLAR DERGİ FİYAT LİSTESİ (BASILI,
ONLINE SÜRELİ-SÜRESİZ VE E-DERGİ) ............................................... 2947
LEGAL HUKUK DERGİLERİ SİPARİŞ FORMU ...................................... 2951
LEGALBANK ABONELİK FORMU .......................................................... 2952
LEGAL JOURNAL OF LAW
Volume: 14/Issue: 161
Year: 2016
CONTENTS
Plot Summary of Supreme Court Decisions ......................................................... 2349
Legal Articles .......................................................................................................... 2361
Consequences of Seller’s Default in Instalment Sales
Asst. Prof. Dr. Kadir Berk KAPANCI........................................................... 2363
About Law Education in Primary and Secondary Education
Asst. Prof. Dr. Mustafa ÜNLÜTEPE ............................................................ 2393
The Potential Influence of the Constitutional Complaint Mechanism on other
Branches of Law Within the Context of Constitutionalisation of Other Branches:
Conclusions from Three Years’ Practise
Dr. Ahmet Burak BİLGİN ............................................................................. 2409
The Electronic General Assembly System in Corporations
Res. Asst. Ececan ÇORBACIOĞLU ............................................................. 2437
An Assessment about Presence and Necessity of Criminal and Criminal Procedural
Norms in Constitution
Res. Asst. Rezzan İTİŞGEN .......................................................................... 2475
Who do We Protect by Art.454 Regulating the General Assembly of Privileged
Shareholders?
Atty. Esra UYSAL......................................................................................... 2509
Expert Opinions ...................................................................................................... 2521
The Martial Published for "Menemen Incident" and Its Communiqués
Prof. Dr. M. Zafer ÜSKÜL............................................................................ 2523
Would It be a Crime Under Article 343 of the Code Of Execution and Bankruptcy,
When an Obligor is Sentenced To Declare His Intention, and It is Presumed That It
Could Only be Performed by the Obligor, But He Evades to do So?
Atty. Talih UYAR ......................................................................................... 2543
Incompatibility Between the Judiciary and the Decisions of the Court of Cassation
on Amending the Value of the Claim
Atty. Selma SARICI ...................................................................................... 2553
Mergers in the Turkish Law
Yavuz AKBULAK (Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey) ...... 2565
What the Bill for the Turkish Commercial Code Would Bring.......................... 2631
Turkish Commercial Code Bill...................................................................... 2633
Legal News............................................................................................................... 2653
2348
Court of Cassation Civil Chamber Decisions ....................................................... 2685
Court of Cassation Assembly of Civil Chambers Decisions ......................... 2687
Court of Cassation Civil Chambers Decisions .............................................. 2696
Court of Cassation Criminal Chamber Decisions ................................................ 2765
Court of Appeal Assembly of Criminal Chambers Decision ......................... 2767
Court of Appeal Criminal Chamber Decisions .............................................. 2776
Council of State Decisions ...................................................................................... 2807
Council of State Chamber Decisions ............................................................. 2809
Turkish Constitutional Court Decisions ............................................................... 2815
Turkish Constitutional Court Decisions ........................................................ 2817
Current Legislation................................................................................................. 2821
Law Codes ..................................................................................................... 2823
Abstracts of Official Gazette ......................................................................... 2869
Major Informations ................................................................................................ 2879
Index of Supreme Court Decisions ........................................................................ 2935
Index of Related Legal Terms ....................................................................... 2937
Index of Related Law Code Articles ............................................................. 2943
LEGAL PUBLISHING'S PRICE LIST COVERING ALL THE YEARS
(PRINTED-ON LINE-PERIODIC- NON-PERIODIC, AND E-JOURNAL 2947
ORDERING FORM FOR THE LEGAL LAW JOURNALS ....................... 2951
SUBSCRIPTION FORM FOR THE LEGALBANK LEGAL DATABASE 2952
YÜKSEK MAHKEME KARARLARI KISA ÖZETLERİ
PLOT SUMMARY OF SUPREME COURT DECISIONS
ALACAK DAVASI
Kredinin Kullanımı Sırasında Haksız Yere Yapılan Kesintilerin İadesiDavacının tüketici hakem heyetine başvuru dilekçesinde asgari bir
miktarı belirtmemesi nedeniyle tüketici hakem heyeti kararının iptaline
yönelik istemin reddine karar verilmesi doğru ise de, davacının yapılan
kesintilerin tespit edilerek davalıdan tahsiline yönelik istemi hakkında
olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken alacak istemine
yönelik olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve
yasaya aykırıdır........................................................................................................... 2739
BORÇLAR HUKUKU
Eser Sözleşmesi Uyarınca Dava Dışı Belediyeye Verilen Zarar- Olay
tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 99.
maddesi hükmünce sorumsuzluk anlaşması niteliğinde olup yüklenici
zararın meydana gelmesinde davalının ağır kusuru bulunduğunu
kanıtlayamadığından zararın tamamından sorumludur. Ancak
bilirkişilerce gerçek zarar 57.772,80 TL hesaplandığına göre bu
miktardan ödenen 136.000,00 TL'den mahsubuyla 83.067,20 TL
üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekir ............................................... 2743
Haksız Fiil Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat İstemi- Dava, haksız
fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya
arasında.. tarafından düzenlenen fatura ile,.. ait röntgen, muayene, tahlil
vs. yazar kasa fişleri bulunmaktadır. Mahkemece alınan aktüerya uzmanı
bilirkişi raporunda tüm belgeler davaya esas yaralanmadan kaynaklı gider
gibi hesap yapılmıştır. Oysa, sunulan belgelerin davacının yaralanması ile
uyumlu olup olmadığı konusunda doktor bilirkişiden rapor alınarak
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir ................................................................ 2705
Bütün kararlar bu şekilde özetli olarak dergimizin
Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
HUKUKÎ MAKALELER
LEGAL ARTICLES
* Art Arda Teslimli Satış Sözleşmelerinde Satıcının (Borçlu) Temerrüdüne Bağlı Olarak
Doğabilecek Sonuçlar
Consequences of Seller’s Default in Instalment Sales
Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Kadir Berk KAPANCI
* Temel ve Ortaöğretim Kurumlarında Hukuk Eğitimi Üzerine
About Law Education in Primary and Secondary Education
Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Mustafa ÜNLÜTEPE
* Hukuk Dallarının Anayasallaşması Bağlamında Bireysel Başvurunun Diğer Hukuk Dallarına
Potansiyel Etkileri: Üç Yıllık Uygulamadan Çıkarımlar
The Potential Influence of the Constitutional Complaint Mechanism on other
Branches of Law Within the Context of Constitutionalisation of Other Branches: Conclusions
from Three Years’ Practise
Dr. Ahmet Burak BİLGİN
* Anonim Şirketlerde Elektronik Genel Kurul
The Electronic General Assembly System in Corporations
Araş. Gör./Res. Asst. Ececan ÇORBACIOĞLU
* Ceza ve Ceza Muhakemesine İlişkin Normların Anayasada Varlığı ve Gerekliliği Hakkında Bir
Değerlendirme
An Assessment about Presence and Necessity of Criminal and Criminal Procedural
Norms in Constitution
Araş. Gör./Res. Asst. Rezzan İTİŞGEN
* İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu’nun Düzenlendiği TTK m.454’de Kimin Hakları
Korunuyor?
Who do We Protect by Art.454 Regulating the General Assembly of Privileged Shareholders?
Av./Atty. Esra UYSAL
H
ART ARDA TESLİMLİ SATIŞ SÖZLEŞMELERİNDE
SATICININ (BORÇLU) TEMERRÜDÜNE BAĞLI OLARAK
DOĞABİLECEK SONUÇLAR*
(CONSEQUENCES OF SELLER’S DEFAULT IN INSTALMENT SALES)
Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Kadir Berk KAPANCI**
ÖZ
Art arda teslimli satış sözleşmesi, satıcının satış konusu mala ilişkin borcunu birden fazla defada ve birbirini izleyen farklı ifa zamanlarında olmak üzere ayrı ayrı gerçekleşecek teslimatlar dairesinde ifa etmesini öngörür. Bu sözleşme duruma göre dönemli veya sürekli mahiyette olabilir. İlgili sözleşme yapıları dahilinde satıcının bir veya birden
fazla teslim borcunda temerrüde düşmesi halinde nasıl bir uygulama
yapılacağı aydınlatılmalıdır. Duruma göre farklı olasılıklar söz konusu
olabilecektir, her bir somut durum ayrı ayrı ele alınmalıdır. İşbu çalışma,
farklı yapılarda ortaya çıkabilecek art arda satış sözleşmelerinde satıcının
temerrüdüne bağlı sonuçları ayrıntılarıyla ele almayı hedeflemektedir.
Anahtar Kelimeler: Art arda teslimli satış sözleşmesi, satıcının
temerrüdü, dönemli edimli borç ilişkisi, sürekli edimli borç ilişkisi, sözleşmeden kısmi dönme, CISG (Viyana Satış Sözleşmesi).
ABSTRACT
In instalment sales, seller undertakes on his part to fulfil his
delivery duty with regard the sold goods in separate instalments, that
H
Hakem denetiminden geçmiştir.
Bu makale 06.04.2016 tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 22.04.2016 tarihinde
hakem onayından geçmiştir.
**
MEF Üni. Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı, [email protected].
*
2354
Art Arda Teslimli Satış Sözleşmelerinde Satıcının (Borçlu)
Temerrüdüne Bağlı Olarak Doğabilecek Sonuçlar
will be due on different dates subsequently to each other. This contracts
may be periodical or continuous in their legal nature. Under these said
contracts, the consequences of seller’s default in one or more instalments
should amount to different consequences. Hence there may be different
eventualities that should be treated separately, considering the conditions
of the case at hand. This article’s aim is to find out in detail the
consequences of seller’s default in instalment contracts of different types.
Keywords: Instalment sales contracts, seller’s default, periodical
contracts, continuous contracts, partial avoidance, CISG (Vienna Sales
Convention).
***
...
Çalışmamızda varılan sonuçlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
Art arda teslimli satış sözleşmelerinde satıcının borcunun konusunu oluşturan edim, duruma göre ya dönemli ya da sürekli bir edimdir.
Dolayısıyla art arda satış sözleşmesi duruma göre iki farklı türde
söz konusu olabilir. Somut durumda hangi sözleşme türünün söz konusu
olduğuna göre, satıcının borçlu temerrüdü bakımından oluşacak sonuçlar
da farklılık arz edecektir. TBK kapsamındaki art arda teslimli satışlar bu
bağlamda iki gruba ayrılabilir.
İlk tür olan dönemli edimli art arda satış sözleşmesinde ifa edilecek edim başlangıçtan bellidir, edimler belirli bir zaman dilimi içine
“kısım kısım” ifa edilmektedir. Yalnız burada her bir edimin bir diğerinde ayrı özellik taşıdığı, bu anlamda ortada TBK m. 84 anlamında tek
bir borcun devam eden kısmi ifalarının bulunmadığı vurgulanmalıdır.
Anılan türde bir art arda teslimli satış sözleşmesinde satıcının borçlu
temerrüdü söz konusu olduğunda, temerrüt bağlamındaki seçimlik hakların kullanılması, özellikle de sözleşmeden dönülebilmesi noktasında
karşımıza üç farklı durum çıkabilir. İlk durum kuraldır, ikinci ve üçüncü
durumlar ise istisnaları oluşturmaktadır, hatta istisnaların kendi aralarında bir derecelendirme yapılacak olursa şu da söylenebilir: İkinci durumdaki istisna daha olağan kabul edilebilirken üçüncü durumdaki istisna iyiden iyiye sıra dışıdır.
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
H
TEMEL VE ORTAÖĞRETİM KURUMLARINDA HUKUK
EĞİTİMİ ÜZERİNE*
(ABOUT LAW EDUCATION IN PRIMARY AND SECONDARY EDUCATION)
Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Mustafa ÜNLÜTEPE**
ÖZ
Bu çalışmanın amacı, temel (ilkokul) ve ortaöğretim (ortaokul ve
lise) kurumlarında hukuk eğitimi verilmesi gerekliliği ve buna ilişkin
sebeplerin ve çözüm önerilerinin sunulmasıdır. T.C. Sakarya Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından desteklenen, Sakarya ilinde hukuk üzerine faaliyet yürütmekte olan kişiler (avukat, stajyer avukat, hakim, Cumhuriyet savcısı ve hukukçu akademisyen)
esas alınmak suretiyle, araştırma soruları çerçevesinde hazırlanan, "Sakarya'da Hukuk Algısı ve Hukuk Çevirileri" başlıklı araştırma projesi
kapsamında, katılımcılardan liselerde hukuk eğitimine ilişkin görüşleri
sorulmuş; katılımcıların büyük çoğunluğunun, lise öğrencilerine hukuk
dersi okutulmasının yerinde olacağı düşüncesini paylaştığı görülmüştür.
Diğer yandan, Türkiye'de temel öğretim kurumlarında, 5. ve 6. sınıflara
yönelik, seçimlik ders statüsünde olmak üzere, "hukuk ve adalet" isimli
ders verilmektedir. Bu çerçevede, toplum içerisinde yaşayan bireylerin,
hukuka uygun davranmalarının sağlanması ve birbirleri ile arasında uyuşmazlığa kaynaklık edebilecek; diğer bir ifade ile başkalarının haklarını ihlal
edecek davranışlardan kaçınmaları bakımından, temel ve ortaöğretim kuH
Hakem denetiminden geçmiştir.
Bu makale 24.03.2016 tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 07.04.2016 tarihinde
hakem onayından geçmiştir.
Bu çalışma, 8th World Conference on Educational Sciences kapsamında 5.2.2016
tarihinde Madrid İspanya'da sunulmuş bulunan özet bildirinin, genişletilmek suretiyle
makale olarak hazırlanmış halidir.
**
T.C. Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi.
*
2356
Temel ve Ortaöğretim Kurumlarında Hukuk Eğitimi Üzerine
rumlarında verilecek olan hukuk derslerinin önemli bir katkı sağlaması
mümkündür. Nitekim hukuk bilincinin bireylerde genç yaşlarda temellendirilmesi gereği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu anlamda, temel öğretim
kurumlarında seçimlik olarak hukuk dersi verilmesi oldukça yerindedir;
ancak kanaatimizce yeterli değildir. Ayrıca, ortaöğretim kurumlarında da
zorunlu ders olarak okutulması gereklidir. Diğer yandan, hukuk derslerinin
temel amacı, öğrencilerde hukuka uygun davranma ve adaletli olma bilincinin oluşturularak geliştirilmesi ve yargı kurumlarına güven duygusunun
sağlanması olmalıdır. Bu şekilde, söz konusu bilinçle yetiştirilen kişiler
arasında hukuki uyuşmazlıkların asgari düzeyde tutulmasını mümkün kılan
bir yapının sağlanması mümkün olur ve aynı yönde, huzurlu bir toplum
yapısı oluşturulabilir.
Anahtar Kelimeler: Hukuk, adalet, hukuk dersi, hukuk eğitimi,
temel öğretim, ortaöğretim, hukuka uygun davranma bilinci, uzlaşma.
ABSTRACT
The aim of this study is to present the necessity that law education
should be trained in primary education and secondary education; to
present reasons and solution offers related to this subject. The
participants were asked for their opinion about law education in high
school within the investigation project titled “ Perception of Law and
Law Translation in Sakarya”, supported by T.R. Sakarya University
Scientific Research Projects Coordination Unit, (thereby the people like
lawyer, law apprentice, judge, public prosecutor and jurist academician,
who are active in law, are being as a basis for this investigation); a
great majority of the participants delivered an opinion that teaching law
in high schools would be suitable. On the other hand, a subject named
“Law and Justice” is being taught as an elective subject for 5. and 6.
grades in Turkey. In this context, it is possible that law subjects, which
can be taught in primary and secondary education, can make significant
contribution, in the sense that these subjects provides communityresiding persons to keep on the right side of the law; to avoid behaviour
violating other’s right. As a matter of fact, it should be taken into
consideration that law consciousness should be grounded at early ages.
In this sense, teaching law subjects as elective is highly suitable; but it is
not enough as for us. Besides, law subjects must be taught as
compulsory subject in secondary education. On the other hand; keeping
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Yard. Doç. Dr. Mustafa ÜNLÜTEPE
2357
the students on the right side of law, establishing and developing
consciousness of being fair and ensuring sense of security towards
judicial institution should be the main aim of law subjects. Thus, it is
possible to provide a structure that holds legal disputes between the
persons grown up with the aforesaid consciousness at a minimum and a
peaceful society structure can be established.
Keywords: Law, justice, law subject, law education, primary
education, secondary education, consciousness of keeping on the right
side of the law, compromise.
***
Toplum içerisindeki kişilerin hukuka uygun nitelikte davranmalarının sağlanması; diğer bir ifade ile hukuka aykırı tutum ve davranışlarda
bulunmalarının önüne geçilmesi, toplumsal yaşamın huzurlu bir biçimde
sürdürülebilmesi bakımından önemli bir rol üstlenir. Hukuka uygun davranış modeli kapsamında, sadece kişilerin suç teşkil eden davranışlarda
bulunmaması değil; aynı zamanda özel hukuk alanında üstlendiği borçların ya da kanunun kişilerden yerine getirilmesini istediği edim ya da yükümlülüklere aykırı davranmaktan kaçınılması da yer alır. Hukuk kuralları, kişilerin, gerçekleştirdiği davranış ya da ilişkiler içerisindeki tutumları bakımından belirli yaptırımları öngörmek suretiyle sosyal düzeni
sağlamaya çalışır. Ancak söz konusu kuralların tayin ettiği yaptırımların
etkili ya da yetersiz olması sorununun dışında; kişilerin hukuka uygun
davranış modelini seçmemiş olması ve kişilerin hukuka aykırı davranışta
bulunmalarının önüne geçilmesinin sağlanması yönüyle de değerlendirme yapılması zorunludur. Kişileri hukuka aykırı davranmalarında pek
çok sebebin etkili olması mümkündür. Söz konusu edilebilecek çeşitli
sebeplerin bertaraf edilebilmesinde ve böylece hukuka uygun davranış
modelinin kişiler üzerinde yaygınlaştırılması ve hukuka uygun davranma
bilincinin oluşturularak geliştirilmesinde ise ön lisans ve lisans eğitiminden önce hukuka ilişkin olarak öğrencilere sunulacak eğitimin sağlayacağı katkı önemli bir rol üstlenir.
..
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
H
HUKUK DALLARININ ANAYASALLAŞMASI BAĞLAMINDA
BİREYSEL BAŞVURUNUN DİĞER HUKUK DALLARINA
POTANSİYEL ETKİLERİ: ÜÇ YILLIK UYGULAMADAN
ÇIKARIMLAR*
(THE POTENTIAL INFLUENCE OF THE CONSTITUTIONAL COMPLAINT
MECHANISM ON OTHER BRANCHES OF LAW WITHIN THE CONTEXT OF
CONSTITUTIONALISATION OF OTHER BRANCHES: CONCLUSIONS FROM
THREE YEARS’ PRACTISE)
Dr. Ahmet Burak BİLGİN
ÖZ
Anayasa Mahkemesinin iptal ve itiraz davaları üzerinden diğer hukuk dallarını şekillendirdiği ve etkilediği malumdur. Gerek bu davalar
neticesinde verdiği iptal kararları ile bir normun bir hukuk dalından silinmesine yol açarak; gerekse – bazı Yüksek Mahkemelerce tam olarak
kabul edilmese de – kanunların Anayasa’ya uygun surette nasıl yorumlanıp uygulanması gerektiği konusunda yorumlar yaparak, Anayasa
Mahkemesi, diğer hukuk dallarını etkilemekte ve şekillendirmektedir.
Buna, diğer hukuk dallarının anayasallaşması da denebilir. Birkaç yıldır
benzer bir etki, bireysel başvuru mekanizması üzerinden de gerçekleşmektedir. Anayasa Mahkemesinin 3 yıllık bireysel başvuru uygulamasında verdiği ve vermediği ihlal kararlarında, başta yasalar olmak üzere
mevzuat hükümlerine dair yaptığı yorumlar, ceza hukuku, medeni hukuk
gibi diğer hukuk dallarındaki uygulamayı da değiştirme eğilimi taşımaktadır. Bu çalışmada, bu minvaldeki kararlar ve yaklaşımlar ortaya
konulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Bireysel Başvuru, Diğer Hukuk Dallarına
Etki, Diğer Hukuk Dallarının Anayasallaşması
H
*
Hakem denetiminden geçmiştir.
Bu makale 13.04.2016 tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 27.04.2016 tarihinde
hakem onayından geçmiştir.
Dr. Ahmet Burak BİLGİN
2359
ABSTRACT
It is known that the Constitutional Court of Turkey has shaped and
influenced other fields of law within the context of constitutional review
for a long time. Striking down the legislative rules brought before itself
by constitutional actions, and delivering interpretations on how other
judicial bodies should comprehend and apply rules in conformity with
the Constitution (though having met resistance from some High Courts),
the Constitutional Court has always formed and affected other fields of
the legal system. We may call it as the constitutionalisation of other legal disciplines. A similar influence can be observed via the recentlyintroduced constitutional complaint mechanism. The decisions of the
Constitutional Court which it has delivered through that mechanism as
well as some approaches and principles it has adopted for three years
bear the potential to change some practises applied in some fields of law
such as criminal and civil law. This paper deals with the decisions and
approaches playing such role.
Keywords: Constitutional Complaint, The Influence on Other
Branches of Law, The Constitutionalisation of Other Branches of Law
***
...
Anayasa Mahkemesinin 3 yılı aşkın bireysel başvuru uygulaması,
başta Ceza ve Medeni Hukuk olmak üzere birçok hukuk dalında uygulamanın değiştirilmesine yönelik potansiyel karar ve yaklaşımlar içermektedir. Kimi zaman doğrudan açık bir mevzuat hükmünden kimi zaman da bir normun adli ve idari makamlarca müstakar yorum ve uygulamasından kaynaklanan pek çok uygulama, Anayasa Mahkemesinin
bireysel başvurular neticesinde verdiği karar ve ortaya koyduğu yaklaşım ve ilkeler doğrultusunda değişmiş; en azından değişmesi gerektiği
anayasal olarak ortaya çıkmıştır.
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
H
ANONİM ŞİRKETLERDE ELEKTRONİK GENEL KURUL*
(THE ELECTRONIC GENERAL ASSEMBLY SYSTEM IN CORPORATIONS)
Araş. Gör./Res. Asst. Ececan ÇORBACIOĞLU**
ÖZ
Anonim ortaklıklarda zorunlu organlar, genel kurul ve yönetim kuruludur. Genel kurul, anonim ortaklığın karar organıdır. Ortakların, ortaklıktan doğan haklarını kullanabilecekleri tek yer, genel kuruldur. Bu
sebeple, ortakların genel kurula katılmaları son derece önemlidir. Ortaklıktan doğan hakların kullanımının yanında, şirketin işleyişi ile ilgili kararların alımı da, genel kurul toplantılarına bağlıdır. Ne var ki, anonim
ortaklık pay sahipleri, bu toplantılara gerekli ilgiyi göstermemektedirler.
Bu sebeple, 6102 sayılı TTK, elektronik genel kurul sistemini getirmiştir. Artık, anonim ortaklık genel kurul toplantılarının elektronik ortamda
yapılması, elektronik ortamda oy kullanılması ve görüş bildirilmesi
mümkündür. Elektronik genel kurul uygulaması sayesinde, ortakların
genel kurul katılma oranları artacaktır. Bunun yanında, toplantı ve karar
yeter sayılarının sağlanması kolaylaşacak ve toplantının maliyeti düşecektir.
Anahtar Kelimeler: Anonim şirket, zorunlu organlar, genel kurul,
karar organı, şirket yönetimi, karar yeter sayıları, elektronik genel kurul.
ABSTRACT
The Board of Directors and the General Assembly are mandatory
organs in corporations. The general assembly is the decision-making
H
Hakem denetiminden geçmiştir.
Bu makale 16.04.2016 tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 26.04.2016 tarihinde
hakem onayından geçmiştir.
**
[email protected]
*
Araş. Gör. Ececan ÇORBACIOĞLU
2361
organ of corporations. The company general assembly is the only place
where partners will be able to use their rights arising from their
partnerships. Consequently, it is of extreme importance for partners to
participate in the general assembly. Besides the use of rights arising
from the partnership, the decisions related to the operation of the
company are also connected to the general assembly meetings.
However, the corporation shareholders do not show the necessary
interest in the meetings. Because of this, the Turkish Commercial Code
No. 6102 has adopted the electronic general assembly institution. From
now on, it is possible for the general assembly meetings of corporations
to be held in an electronic environment, for votes to be used in an
electronic environment and to make views known in an electronic
environment. The ratios of participation by partners in the general
assemblies will increase, thanks to the implementation of the electronic
general assembly. Besides this, it will facilitate providing a quorum for
the meetings and decisions and will reduce the costs of meetings.
Keywords: Corporation, mandatory organs, general assembly,
decision organ, company management, decision quorum, electronic general assembly.
***
...
Teknolojinin gelişmesi ve internet kullanımının yaygınlaşması pek
çok sektör bakımından internet kullanımı büyük önem kazanmıştır. Bu
anlamda, şirketler hukuku da teknolojinin gelişiminden etkilenen alanlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. 6102 sayılı TTK ile modern
teknoloji anonim şirketler hukukunda da yerini almıştır.
Anonim şirketlerde, karar mekanizması ve paydaşların pay sahipliğinden doğan haklarını kullandıkları mecra genel kuruldur. Bu sebeple,
ortakların genel kurula katılımı, şirketin geleceği bakımından oldukça
önemlidir. Pay sahipleri şirket genel kuruluna katılmazlarsa ve bu süregelen bir durum halini alırsa, anonim ortaklıkta güç boşluğu sorunu söz
konusu olur. Bu sebeple, ortakların genel kurula gelmelerin önünde bulunan engeller mümkün olduğunca bertaraf edilmelidir.
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
H
CEZA VE CEZA MUHAKEMESİNE İLİŞKİN NORMLARIN
ANAYASADA VARLIĞI VE GEREKLİLİĞİ HAKKINDA BİR
DEĞERLENDİRME*
(AN ASSESSMENT ABOUT PRESENCE AND NECESSITY OF CRIMINAL AND
CRIMINAL PROCEDURAL NORMS IN CONSTITUTION)
Araş. Gör./Res. Asst. Rezzan İTİŞGEN**
ÖZ
Ceza ve ceza muhakemesi hukukuna dair normlar, ilk Anayasacılık faaliyetleriyle birlikte Anayasa koyucular için gündemde olan bir
konu olmuştur. Hemen hemen her Anayasada az ya da çok değinilen bu
alana dair hükümlerin ne ölçüde Anayasada yer alması gerektiği hususu
hala tartışmalıdır. Çalışmamız kapsamında karşılaştırmalı hukuk dikkate
alınarak, anayasalarda bu alana yönelik hangi hükümlere yer verildiği
incelenecek ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında hangi ölçüde bu
normlara yer verilmesi hususuna yanıt aranacaktır.
Anahtar Kelimeler: ceza hukuku, ceza muhakemesi hukuku, anayasa.
ABSTRACT
Norms about Criminal and Criminal Procedural Law have been a
hot topic for Constitution-makers with the first constitutional activities.
It has been still controversial of which extent should be included
provisions in the Constitution about this field which almost every
constitution more or less mention. As a part of our work, taking into
H
Hakem denetiminden geçmiştir.
Bu makale 13.04.2016 tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 29.04.2016 tarihinde
hakem onayından geçmiştir.
**
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim
Dalı Araştırma Görevlisi
*
Araş. Gör. Rezzan İTİŞGEN
2363
consideration the comparative study of law, it will be examined which
provisions about this area be in constitutions and be searched for an
answer which extent these provisions should be in the Constitution of the
Republic of Turkey.
Keywords: criminal law, criminal procedural law, constitution
***
...
Anayasalarda ceza ve ceza muhakemesine dair normların varlığı
ve gerekliliğine dair çalışmamız kapsamında ilk olarak karşılaştırmalı
hukuktan 10 ülkenin Anayasasını inceledik. Burada temel amaç, bu
alandaki normlara Anayasada değinilmesi hususunda devletler arasında
uygulamada bir birliğin ya da geleneğin bulunup bulunmadığını saptamaktı. Ardından söz konusu ülkelerdeki ceza ve ceza muhakemesi kanunlarının genişliği ve AİHM’den o ülkeler hakkında yapılan başvuru ve
ihlal kararlarına değindik. Böylece belirli ilkeler dışında her devletin
Anayasasının bu alanda kendine özgü olduğu, ceza ve ceza muhakemesine dair temel kanunlarının uzun ya da kısalığının Anayasadaki bu
normlara doğrudan bir etkisi olmadığı sonucuna ulaştık. Yine AİHM
istatistikleri ışığında, anayasalardaki bu normların genişliğinin AİHM
ihlallerini engellemede de doğrudan bir başarısının olmadığını tespit
etmiş olmaktayız.
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
H
İMTİYAZLI PAY SAHİPLERİ ÖZEL KURULU’NUN
DÜZENLENDİĞİ TTK M.454’DE KİMİN HAKLARI
KORUNUYOR? *
(WHO DO WE PROTECT BY ART.454 REGULATİNG THE GENERAL ASSEMBLY
OF PRİVİLEGED SHAREHOLDERS?)
Av./Atty. Esra UYSAL**
ÖZ
6102 sayılı TTK’da imtiyazlı paylar ve imtiyazlı pay sahipleri özel
kurulu 6762 sayılı TTK’ya nazaran daha kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir. Kanun koyucu bir yandan çoğunluk tarafından imtiyazlı pay sahiplerinin haklarının keyfi, veya aşırı bir şekilde ihlal edilmesinin önlenmesini amaçlarken, diğer yandan ise ortaklığın genel menfaati için
gereken değişiklik ve yeniliklerin yapılmasını sağlamayı amaçlamıştır.
Ancak kanun koyucu her ne kadar imtiyazlı pay sahipleri ile ortaklık
arasındaki menfaat dengesini kurmaya çalışmışsa da TTK m.478 ve
m.454 incelendiğinde;ortaklık ile imtiyazlı paylar arasındaki menfaat
dengesinin korunmasından ziyade, çoğunluğun imtiyazlı paylara karşı
korunmasını sağladığı anlaşılmaktadır. Özellikle imtiyazlı pay sahipleri
özel kurulunun düzenlendiği TTK m.454 hükmü incelendiğinde, imtiyazlı payların korunmasında büyük zafiyetlerin meydana geldiği görülmektedir.
Oysa ki; imtiyazların ve imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun kanunda yer almasının temel amacı; imtiyazların suistimale imkan vermeyen, şeffaf, anlaşılabilir ve kolay uygulanabilir bir şekilde tanınması ve
bu şekilde tanınan imtiyazların özel olarak korunmasıdır. Bu nedenle
çalışmada, imtiyazlı paylar ve imtiyazların korunması ile 6102 sayılı
TTK’da yer alan düzenlemeler yeniden değerlendirilerek hem imtiyazlı
H
*
**
Hakem denetiminden geçmiştir.
Bu makale 28.04.2016tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 04.05.2016 tarihinde
hakem onayından geçmiştir.
[email protected]
Av. Esra UYSAL
2365
payların hem de ortaklığın menfaatlerini dengede tutacak değişikliklerin
yapılması, ayrıca imtiyazlarla ilgili yoruma açık düzenlemelerin ise imtiyazların kanun sistemi içinde yer alması ve özel korumadan yararlandırılması amacına uygun bir şekilde yorumlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: İmtiyaz, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu,
ihlal, menfaat dengesi.
ABSTRACT
In the newly legislated Turkish Commercial Act numbered 6102,
regulations on privileged shares and privileged shareholders are set
forth more thoroughly then in abrogated act. It is aimed to prevent from
any arbitrary and excessive infringement of the privileged shareholders’
rights by the majority of shares as well as to make the necessary
adjustments for the interest of the company. Despite of this aim, art.478
and art.454 protects the majority from the shareholders of privileged
shares. Especially art.454 gives rise to many inanition in protecting
privileged shares.
However, the main reason to legislate privileged shares in Law is
to clarify and protect the privileges. Thus in this study, all the related
regulations regarding privileged shares are examined and the
regulations are interpreted in a sense that interest of privileged shares
and the company shall be in harmony.
Keywords: Privilege, Privileged shareholders assembly, infringement,
harmony in interests
***
...
6102 sayılı TTK’da imtiyazlı pay sahipleri ile ilgili getirilen düzenlemeler bir bütün olarak ele alındığında, imtiyazları korumaktan daha
ziyade çoğunluğun imtiyazlı pay sahiplerine karşı korunmasına hizmet
etmekte olduğu anlaşılmaktadır...
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
UZMAN GÖRÜŞLERİ
EXPERT OPINIONS
* Bildirileriyle “Menemen Olayları” Üzerine İlan Edilen Sıkıyönetim
The Martial Published for "Menemen Incident" and Its Communiqués
Prof. Dr. M. Zafer ÜSKÜL
* Borçlunun Bir İrade Beyanında Bulunmasına Mahkûm Edildiği İlam “Yalnız Borçlu
Tarafından Yapılabilecek Bir İş (Şey)” Sayılarak, Bu İşi (Şeyi) Yerine Getirmekten Kaçınan
Borçlunun Fiili, İİK m.343’e Göre Suç Teşkil Eder mi?
Would It be a Crime Under Article 343 of the Code of Execution and Bankruptcy, When an
Obligor is Sentenced to Declare His Intention, and It is Presumed That It Could Only be
Performed by the Obligor, But He Evades to do So?
Av./Atty. Talih UYAR
* Dava Değerinin Islahında, Yargının Anayasa Mahkemesi Kararları ile Uyumsuzluğu
Incompatibility Between the Judiciary and the Decisions of the Court of Cassation on Amending
the Value of the Claim
Av./Atty. Selma SARICI
* Türk Hukukunda Şirket Birleşmeleri
Mergers in the Turkish Law
Yavuz AKBULAK
(SPK Başuzmanı/Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey)
BİLDİRİLERİYLE “MENEMEN OLAYLARI” ÜZERİNE
İLAN EDİLEN SIKIYÖNETİM
(THE MARTIAL PUBLISHED FOR "MENEMEN INCIDENT"
AND ITS COMMUNIQUÉS)
Prof. Dr. M. Zafer ÜSKÜL
Sıkıyönetim, olağan yönetim usulleri ve yetkileriyle üstesinden
gelinemeyecek sorunlarla karşılaşıldığında başvurulan hukuki yönetim
biçimlerinden birisidir. Olağanüstü bir durumun ortaya çıkması halinde,
yönetim, olağan dönemde sahip olduğu yetkiler ve araçlarla bu olağanüstü durumu ortadan kaldırıp durumu olağana dönüştürme olanağına
sahip olamamaktadır. Olağanüstü durumlarda, yönetimin, hızlı hareket
edebileceği, temel hak ve özgürlükleri olağan dönemde olduğundan daha
fazla sınırlayabileceği, özel mülkiyet konusu mallara geçici olarak el
koyabileceği yetki ve araçlara ihtiyaç duyması söz konusu olabilmektedir.
Bu nedenledir ki, Anayasalar, olağanüstü durumlarda uygulanacak
yönetim biçimlerinin çerçevesini kurarlar, olağanüstü yönetim biçimlerine ilişkin usul kuralları öngörürler ve olağanüstü yönetimin yetkilerinin
sınırlarını belirlerler. Elbette, olağanüstü yönetimin eylem ve işlemlerinin yargısal denetimini de düzenlerler. Kısacası, olağanüstü yönetim
hukuk dışı bir yönetim değildir.
...
Bütün bu görüşmelerden, irticanın devrim için hala büyük bir tehdit oluşturduğu, Serbest Cumhuriyet Fırkası muhalefetinin irticaya destek verdiği, bu nedenlerle Menemen’de sınırlı bir soruşturma ve yargılamanın bu tehditleri ortadan kaldırmaya yetmeyeceği değerlendirmesinin yapıldığı görülmektedir. Operasyon daha geniş bir alanda ve daha
sert, daha uyarıcı bir biçimde yapılmalıydı. Bu ise ancak sıkıyönetim
uygulaması ile mümkün olabilirdi.
Yazının devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
BORÇLUNUN BİR İRADE BEYANINDA BULUNMASINA
MAHKÛM EDİLDİĞİ İLAM “YALNIZ BORÇLU TARAFINDAN
YAPILABİLECEK BİR İŞ (ŞEY)” SAYILARAK, BU İŞİ (ŞEYİ)
YERİNE GETİRMEKTEN KAÇINAN BORÇLUNUN FİİLİ, İİK
M.343’E GÖRE S U Ç TEŞKİL EDER Mİ?
(WOULD IT BE A CRIME UNDER ARTICLE 343 OF THE CODE OF EXECUTION
AND BANKRUPTCY, WHEN AN OBLIGOR IS SENTENCED TO DECLARE HIS
INTENTION, AND IT IS PRESUMED THAT IT COULD ONLY BE PERFORMED BY
THE OBLIGOR, BUT HE EVADES TO DO SO?)
Av./Atty. Talih UYAR*
...
III- Yargılama usulü:
a) Davanın açılma usulü: Dava, alacaklının icra ceza mahkemesine şikayette bulunması ile açılır.
Bu suç bakımından 5271 s. CMK.’nun 231. maddesinde düzenlenmiş bulunan- “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” -suç karşılığında maddede öngörülmüş olan tazyik hapsi nedeniyle- mümkün
olmadığı gibi -5271 s. CMK.’nun 253. maddesinde düzenlenmiş olan“uzlaşma” hükümlerinin de -İİK.’nun 354. maddesi nedeniyle, şikayetçinin feragati halinde davanın (cezanın) düşürülmesine karar verileceğinden- uygulanması mümkün değildir...1
....
Yazının devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
*
İzmir Barosu Avukatlarından. (9 Eylül Ünv. Huk. Fak. E. Öğr. Görv.)
Bu yazı, bir dava dosyasına hukuki mütalâa (uzman görüşü) “HMK m.293” olarak
sunulmuştur.
1
KÜRTÜL, M. age. s:462 - GÜNAY, M. age. s:192
DAVA DEĞERİNİN ISLAHINDA,
YARGININ ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI İLE
UYUMSUZLUĞU
(INCOMPATIBILITY BETWEEN THE JUDICIARY AND THE DECISIONS OF THE
COURT OF CASSATION ON AMENDING THE VALUE OF THE CLAIM)
Av./Atty. Selma SARICI*
Bu başlık, Anayasa Mahkemesi kararı sebebiyle; mahkemelerde
binlerce ıslah işleminin fiilen yapıldığını, görmediğimizi düşündürmesin.
Gerek işçi alacaklarında gerekse de tazminat ve alacak davalarında
ıslah işlemi yapılıyor. Ancak Türk hukuk sisteminin bu işlem bolluğu
sebebiyle; Anayasa Mahkemesi kararını içine sindirdiği ve bu gerekçeyi
yorumlayarak hukuku geliştirdiği söylenemez. Açıklayalım:
1. Bilindiği gibi; dava açılırken davanın değerini belirleme zorunluluğu vardır.
...
22. Diğer yandan; Davanın değerinin yükseltilmesi talebi ile istem
sonucu değişmeyip, yalnızca miktar artırıldığı dikkate alınarak mahkemenin gerçek zarar tutarına göre hüküm verilmesi talebine cevap vermesi; Borçlar Kanunu 42.(yeni TBK 50) maddesindeki yargıcın zararı ve
kapsamını, araştırma yükümlülüğüne uygun çözüm ve adil yargılama
kurallarıyla birleştirmek anlamına gelecektir.
23. Ulusal ve uluslararası binlerce yazılı akdin yapıldığı, aynı
oranda trafik ve iş kazası yaşanan ülkemizde, sorumluluk esasına uygun
davranacak süjelerle modern yaşamın yolunda yürümesi için, hukuka
düşen rol, kusurlu ve sorumluluk gerektiren eylemleri ve akde aykırılıkları hızla önlemeye, sorumluluk hukuku esaslarına uygun eşit ve adil
muhakeme yaparak, zarar görenin tazmin edilmesini sağlamaktır.
Yazının devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
*
[email protected]
TÜRK HUKUKUNDA ŞİRKET BİRLEŞMELERİ∗
(MERGERS IN THE TURKISH LAW)
Yavuz AKBULAK
(SPK Başuzmanı/Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey)
...
Yazımızda birleşme işlemlerine ilişkin genel düzenleme esaslarına
değinilmiş olup, TTK’nın birleşme konusunda getirdiği yenilikler kısaca; birleşmeye ayni sermaye hükümlerinin uygulanmaması (yani
mülga 6762 sayılı TTK m. 404’de yer alan ayın karşılığı olan hisse senetlerinin şirketin tescilinden itibaren 2 yıl geçmeden başkalarına devredilememesi sorunu ile mahkeme bilirkişi değerlemesi aşaması ortadan
kalkmıştır), birleşen şirketlerin aynı türde olması koşulunun kalkması,
birleşmenin yapılandırılmasında yenilikler, birleşmenin hukuki sürecine
ilişkin yenilikler, pay sahipliği haklarına daha güçlü koruma sağlanması
ve alacaklıların korunmasına ilişkin yenilikler biçiminde sıralanabilir....
Yazının devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
∗
Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın
çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıdaki tüm
hatalar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir. Yazıya yaptığı katkılar için Sevinç
AKBULAK’a teşekkür ederiz. İşbu yazı, 18.03.2016 tarihi itibariyle geçerli mevzuat
hükümleri dikkate alınarak hazırlanmıştır.
TÜRK TİCARET KANUNU
TASARISININ GETİRECEKLERİ
WHAT THE BILL FOR THE TURKISH
COMMERCIAL CODE WOULD BRING
TTK TASARISI
(TURKISH COMMERCIAL CODE BILL)
Hazırlayan/Prepared for publication by: Yavuz AKBULAK
(SPK Başuzmanı/Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey)
TÜRK TİCARET KANUNU TASARISININ GETİRECEKLERİ
Eski Madde Metni
Yeni Madde Metni
“(3) (Değişik: 26/6/2012-6335/8
1 I - Defter tutma yükümlülüğü
md.) Fiziki ortamda tutulan
MADDE 64“(3) (Değişik: 26/6/2012-6335/8 yevmiye defteri, defteri kebir ve
md.) Fiziki ortamda tutulan envanter defteri ile dördüncü
yevmiye defteri, defteri kebir ve fıkrada sayılan defterlerin açılış
envanter defteri ile dördüncü onayları, kuruluş sırasında ve
fıkrada sayılan defterlerin açılış kullanılmaya başlanmadan önce
onayları, kuruluş sırasında ve noter tarafından yapılır. Bu defkullanılmaya başlanmadan önce terlerin izleyen faaliyet dönemnoter tarafından yapılır. Bu def- lerindeki açılış onayları, defterterlerin izleyen faaliyet dönemle- lerin kullanılacağı faaliyet dörindeki açılış onayları, defterle- neminin ilk ayından önceki ayın
rin kullanılacağı faaliyet döne- sonuna kadar notere yaptırılır.
minin ilk ayından önceki ayın Pay defteri ile genel kurul topsonuna kadar notere yaptırılır. lantı ve müzakere defteri yeterli
Pay defteri ile genel kurul top- yaprakları bulunmak kaydıyla
lantı ve müzakere defteri yeterli izleyen faaliyet dönemlerinde de
yaprakları bulunmak kaydıyla açılış onayı yaptırılmaksızın
izleyen faaliyet dönemlerinde de kullanılmaya devam edilebilir.
açılış onayı yaptırılmaksızın Yevmiye defterinin kapanış
kullanılmaya devam edilebilir. onayı, izleyen faaliyet dönemiYevmiye defterinin kapanış nin altıncı ayının sonuna kadar,
onayı, izleyen faaliyet dönemi- yönetim kurulu karar defterinin
nin altıncı ayının sonuna kadar, kapanış onayı ise izleyen faaliyönetim kurulu karar defterinin yet döneminin birinci ayının
kapanış onayı ise izleyen faaliyet sonuna kadar notere yaptırılır.
döneminin birinci ayının sonuna Ticaret şirketlerinin ticaret sicikadar notere yaptırılır. Ticaret line tescili sırasında defterlerin
şirketlerinin ticaret siciline tes- açılışı ticaret sicili müdürlükleri
cili sırasında defterlerin açılışı tarafından da onaylanabilir.
Turkish Commercial Code Bill
ticaret sicili müdürlükleri tarafından da onaylanabilir. Açılış
onayının noter tarafından yapıldığı hâllerde noter, ticaret sicili
tasdiknamesini aramak zorundadır. Ticari defterlerin elektronik
ortamda tutulması hâlinde bu
defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu
karar defterinin kapanışında
noter onayı aranmaz. Fiziki ortamda veya elektronik ortamda
tutulan ticari defterlerin nasıl
tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve
kapanış onaylarının şekli ve
esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca
müştereken çıkarılan tebliğle
belirlenir.”
2375
Açılış onayının noter tarafından
yapıldığı hâllerde noter, ticaret
sicili tasdiknamesini aramak
zorundadır. Ticari defterlerin
elektronik ortamda tutulması
hâlinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin
kapanışında noter onayı aranmaz. Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari
defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye
Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir. Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı, pay defterinin ve genel kurul toplantı ve
müzakere defterinin elektronik
ortamda tutulmasını zorunlu
kılabilir. Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri saklıdır.”
Tasarının devamına, dergimizin dergimizin
Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
HUKUK HABERLERİ
LEGAL NEWS
* Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Yayınlandı
* Uluslararası Hidrografi Örgütü Hakkında Sözleşmeye Değişiklikler Protokolüne Katılmamızın
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Gürcistan Hükümeti Arasında Enerji Alanında İşbirliğine
Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı
* Geçici Koruma Yönetmeliği Değiştirildi
* Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin
Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Değiştirildi
* Şanlıurfa’ya İstiklal Madalyası Verilmesi Hakkında Kanun Yayınlandı
* 6306 Sayılı Kanun Kapsamında Riskli Yapıyı Malik, Kiracı veya Sınırlı Ayni Hak Sahibi
Olmaksızın Kullananlara Yardım Yapılmasına Dair Karar Yayınlandı
* Tehlikeli Maddeler İçin Yaptırılacak Zorunlu Sorumluluk Sigortalarına İlişkin Tarife ve
Talimat Değiştirildi
* Bazı Alacakların 6552 Sayılı Kanun Kapsamında Yeniden Yapılandırılmasına Dair Genel
Tebliğ (Seri No: 4) Yayınlandı
* Mali Tatil Uygulaması Hakkında Genel Tebliğ (Sıra No: 1) Değiştirildi
* Karayolları Trafik Yönetmeliği Değiştirildi
* Adlî Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliği Değiştirildi
* Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Yayınlandı
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İzinsiz
İkamet Eden Şahısların Geri Kabulüne Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Yayınlandı
* Taşınır Mal Yönetmeliği Değiştirildi
* Askerî Yargı Hâkim Adayları ile Avukat ve Noter Adaylarının Türkiye Adalet Akademisindeki
Meslek Öncesi Eğitimleri Hakkında Yönetmelik Yayınlandı
* 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması
Hakkında Kanun İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnameler Değiştirildi
* Korumalı İşyerlerinde Çalışan Engellilerin Ücretlerine Karşılık İşverene Yapılacak Ödeme
Hakkında Yönetmelik Yayınlandı
Hukuk haberlerinin tamamına
Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
YARGITAY
HUKUK KARARLARI
COURT OF CASSATION CIVIL CHAMBER
DECISIONS
* Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları
Court of Cassation Assembly of Civil Chambers Decisions
* Yargıtay Hukuk Daire Kararları
Court of Cassation Civil Chambers Decisions
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARLARI
COURT OF CASSATION ASSEMBLY OF CIVIL CHAMBERS DECISIONS
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2014/1009
Karar No. 2016/147
Tarihi:
10.02.2016
İlgili Kanun/Madde
4721 s. TMK/166/1.
• BOŞANMA DAVASINDA EŞİT KUSUR
• EŞİT KUSUR
• SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRILIK
• SÜREKLİ ŞİDDET UYGULANMASI
ÖZETİ: Davalı-davacı kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışına karşılık davacı-davalı kocanın da eşine sürekli şiddet
uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu halde tarafların eşit kusurlu
sayılmasını gerektiren açıklanan davranışları sonucu, taraflar
arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin
devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut
ve sabittir. Gerçekleşen olaylar karşısında davalı-davacı kadın
da dava açmakta haklıdır. Davalı-davacı kadının davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. O halde, boşanmaya davalı-davacı kadının boşanma
davası da kabul edilmek suretiyle karar verilmesi gerekir.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2014/701
Karar No. 2016/141
Tarihi:
10.02.2016
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/85, 97
• İSTİHKAK DAVASI
ÖZETİ: Somut olaya konu teminat mektubu icra dosyasındaki borç
için değil, üçüncü kişi tarafından istihkak davası nedeniyle
muhtemel alacaklı zararlarının tazmini için verilmiştir. İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/144 E., 2013/159 K.
sayılı ilamında ise davalı yanın tazminat istemlerinin reddine
karar verilmiş olup, ilgili kararda İİK’nun 97. maddesi koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir. Bu itibarla, istihkak davası
sonucuna kadar haczin durması için üçüncü kişi tarafından
verilen teminat mektubunun icra dosyasına konu borcun tahsili için paraya çevrilmesi mümkün değildir.
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2015/247
Karar No. 2015/2323
Tarihi:
21.10.2015
2381
İlgili Kanun/Madde
4721 s. TMK/194, 1023
• BANKA LEHİNE İPOTEK TESİSİ İŞLEMİ SIRASINDA
DAVALI BANKA TARAFINDAN DAVACI EŞİN AÇIK
RIZASININ ALINMAMASI
ÖZETİ: Dava konusu taşınmazın tapu kaydında ipotek tesis edildiği
tarihte aile konutu şerhi bulunmadığı açıktır. Davalı eş dava
konusu aile konutu üzerinde diğer davalı banka lehine ipotek
tesis etmiş, bu işlem sırasında davalı banka tarafından davacı
eşin açık rızası alınmamıştır. Bu durumda, TMK'nın 194/1
maddesi eşin açık rızasını aradığından, yapılan işlemin geçerli
olduğunu kabul etmek imkansızdır. Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun
değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi ve
bu kararda direnilmesi usul ve yasaya uygun olup; direnme
kararının onanması gerekir.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2014/159
Karar No. 2015/2227
Tarihi:
30.09.2015
İlgili Kanun/Madde
6100 s. HMK/76, 77
• ALACAK DAVASI
• EKSİKLİĞİN GİDERİLMESİ GEREĞİ
ÖZETİ: Davacı vekili ilk olarak Beyoğlu 37. Noterliğinin 05.02.2007
gün ve 3369 yevmiye sayılı 31.05.2008 günü mesai saati sonuna kadar geçerli vekâletnameyi, daha sonra da aynı noterlikçe verilmiş 06.11.2007 gün ve 30357 yevmiye sayılı
31.12.2009 günü mesai saati sonuna kadar geçerli vekaletnameyi sunmuştur. Bilahare verilen 19.10.2009 tarihli “yetki
belgesi”nde aynı noterliğin 07.05.2008 gün ve 12247 sayılı
vekâletnamesinden söz edilmişse de bu vekâletnameye dosyada
rastlanılamamıştır. Bu durumda davacı vekilinin yargılamanın sonraki aşamalarına ve direnmeye ilişkin vekâletnamesi
ya da usulünce düzenlenmiş yetki belgesinin dosya arasında
bulunmadığı sonucuna varılmakta olup, Mahkemece anılan
eksikliğin giderilmesi, giderilemediği takdirde bu durumun
tutanağa bağlanmasından sonra dosyanın Yargıtay’a gönderilmek üzere mahkemesine geri çevrilmesi gerekir.
Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2016 tarihli
161. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
YARGITAY HUKUK DAİRE KARARLARI
COURT OF CASSATION CIVIL CHAMBERS DECISIONS
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/13122
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/15324
6100 s. HMK/Gç3
Tarihi:
30.12.2015
• ECRİMİSİL DAVASI
• HÜKMÜ KALMAYAN SÖZLEŞME MADDESİ
GÖZETİLEREK % 30 İNDİRİM YAPILMASI DOĞRU
DEĞİLDİR
ÖZETİ: Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Katılma yoluyla kararı temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, Ş. Belediyesi ile davalı şirket arasında 13.06.1996 tarihinde yapılan sözleşmenin 13. maddesine dayanılarak belirlenen ecrimisilden %30 indirim yapılsa da bunun doğru olduğu
söylenemez. Şöyle ki, sözleşmedeki bu madde inşaatın bitiminden sonraki 5 yıllık süre için geçerli olup, inşaat 01.05.2001
tarihinde işletilmeye başlandığına göre bu süre 01.05.2006
tarihinde bitmiştir. Sözleşmedeki bu maddenin daha sonraki
dönemler için uygulanamayacağı açıktır. Hâl böyle olunca,
bilirkişilerce belirlenen ecrimisile hükmedilmesi gerekirken
hükmü kalmayan sözleşme maddesi gözetilerek % 30 indirim
yapılmak suretiyle ecrimisilin karar altında alınması doğru
değildir.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/8888
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/15293
4721 s. TMK/1007
Tarihi:
30.12.2015
• TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI
• DAVACININ MİRASBIRAKANI İLE KAYIT
MALİKİNİN AYNI KİŞİ OLUP OLMADIĞININ
AÇIKLIĞA KAVUŞTURULMASI
• PAYIN TÜM MİRASÇILARI ADINA MİRAS PAYLARI
ORANINDA TESCİLİ
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2383
ÖZETİ: Dava, tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Tapu kaydının tüm
tedavülleri ve diğer tüm dayanak belge suretlerinin merciinden temini ile gerektiğinde kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle davacının mirasbırakanı... ile
kayıt malikinin aynı kişi olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde nüfus kayıtları da denetlenmek suretiyle
açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar
verilmesi gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması
doğru değildir.Öte yandan kabule göre de,... Sulh Hukuk
Mahkemesinin 04.05.2010 tarihli ve 2009/514 Esas, 2010/494
Karar sayılı veraset ilamı ile mirasçıları saptanan... tüm mirasçılarının davada yer almış olduğu gözetilerek... adına kayıtlı 3/6 payın tüm mirasçıları adına miras payları oranında
tesciline karar verilmesi gerekirken davacı... adına tesciline
karar verilmiş olması da isabetsizdir.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/21903
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/2479
4721 s. TMK/193, 194
Tarihi:
15.02.2016
• AİLE KONUTU ŞERHİ
• EŞİN AÇIK RIZASI
• AİLE KONUTUNUN DEVRİ VEYA AİLE KONUTU
ÜZERİNDEKİ HAKLARIN SINIRLANMASI
ÖZETİ: Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için
bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin
bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak
maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin açık olması
gerekir. Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak
sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer
eşin açık rızası şarttır. Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin Hukuk Genel
Kurulunca da açıkça ifade edildiği üzere geçerli olduğunu
kabul etmek imkansızdır. Eş söyleyişle eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçersiz olduğunu kabul etmek zorunludur. Hal böyle olunca, mahkemece Hukuk Genel Kurulunca
benimsenen yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere
uygun değerlendirme yapılarak aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret
hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2384
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/11851
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/2268
4721 s. TMK/174
Tarihi:
12.02.2016
• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ
• BOŞANMADA TAM KUSURLU OLUNMASI
• DAVACININ MEVCUT VEYA BEKLENEN
MENFAATLERİ BOŞANMA YÜZÜNDEN
ZEDELENMESİ
ÖZETİ: Ön inceleme duruşması yapılmadan ön inceleme aşamasının
tamamlandığından bahsedilemez. Somut olayda davacı kadın,
dava dilekçesinde tazminatlardan bahsetmemiş ise de, 22.12.2014
tarihli ön inceleme duruşmasından önce 27.08.2014 havale tarihli dilekçesiyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı kadının
maddi ve manevi tazminat taleplerinin süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı erkeğin de tam kusurlu olduğu belirlendiğine göre, davacının mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelendiği, ayrıca davalının kusurlu davranışlarının kişilik haklarına saldırı niteliğinde de
olduğu, böylelikle Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddeleri koşullarının davacı yararına oluştuğu da dikkate alınarak,
kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmolunacak
yerde, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2016/201
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/2007
4077 s. TüketiciK/2, 3, 11, 23
Tarihi:
17.02.2016
• İCRA TAKİBİNE İTİRAZ
• TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN GÖREVİ OLMASI
• MAL VE HİZMET SATIŞINA İLİŞKİN HUKUKİ
İŞLEMLER
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2385
ÖZETİ: Somut olayda davalının mesken abonesi olduğu anlaşılmaktadır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması
gerekir. Somut uyuşmazlıkta; davacı ile davalı arasında 4077
sayılı yasanın değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23.maddesi
bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici
mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese
dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle
ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz 4077 sayılı
yasanın 2. ve 3.maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı yasanın uygulanması gerekmektedir. Aynı yasanın 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu halde genel mahkeme tarafından yazılı şekilde
işin esasına girilip hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya
aykırı olup, doğru görülmemiştir.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/14870
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/601
6098 s. TBK/56
Tarihi:
19.01.2016
• HAKSIZ FİİL NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ
TAZMİNAT İSTEMİ
• BELGELERİN DAVACININ YARALANMASI İLE
UYUMLU OLUP OLMADIĞI
ÖZETİ: Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine
ilişkindir. Mahkemece; davalının sanık olarak yargılanıp davacıyı yaralamak suçundan mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ceza dosyası içeriği ve
sunulan tedavi giderleri nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya arasında.. tarafından düzenlenen fatura ile,.. ait röntgen, muayene, tahlil vs. yazar kasa
fişleri bulunmaktadır. Mahkemece alınan aktüerya uzmanı
bilirkişi raporunda tüm belgeler davaya esas yaralanmadan
kaynaklı gider gibi hesap yapılmıştır. Oysa, sunulan belgelerin
davacının yaralanması ile uyumlu olup olmadığı konusunda
doktor bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir karar
verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru
değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2386
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/737
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/551
6098 s. TBK/56
Tarihi:
18.01.2016
• MANEVİ TAZMİNAT
• TAZMİNAT SINIRININ BELİRLENMESİ
• KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ
• TAKSİRLE ÖLÜME SEBEBİYET NEDENİYLE
UĞRANILAN MANEVİ ZARARIN ÖDETİLMESİ
ÖZETİ: Dava, taksirle ölüme sebebiyet nedeni ile uğranılan manevi
zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. T.. K..’nun 56. maddesi
hükmüne göre, hakimin özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para
tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara
uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir
ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın
karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın
sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek
miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Y..K.. gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona
etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre
isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olaya gelince, maktulün davacıya yakınlığı, olayın oluş şekli, olay tarihi, tarafların
ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına takdir olunan manevi tazminat
tutarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmek
üzere kararın bozulması gerekmiştir.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/26795
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/5384
2942 s. KamulaştırmaK/Gç6
Tarihi:
16.03.2016
• KAMULAŞTIRMASIZ ELATILAN TAŞINMAZ
BEDELİNİN TAHSİLİ DAVASI
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2387
ÖZETİ: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili
istemine ilişkindir. Taraflara, dava konusu taşınmaza yakın
bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu
halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere
göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapıldıktan sonra dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce
değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile
Tapu Müdürlüğünden sorulup, vergi değerleri de karşılaştırılmak suretiyle değer belirleyen, bilirkişi raporu nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, doğru görülmemiştir.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/7672
Karar No. 2016/900
Tarihi:
15.02.2016
İlgili Kanun/Madde
6098 s. TBK/299, 345
6100 s. HMK/4
• MENFİ TESPİT İSTEMİ
• ARAÇ KİRALAMA SÖZLEŞMESİ
• GÖREVLİ MAHKEME
ÖZETİ: Dava, araç kiralama sözleşmesi uyarınca teminat senedi olarak alınan senedin borçlusu olmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira
ilişkisine dayandığının kabulü gerekir. Davanın, 6100 Sayılı
HMK.nun yürürlüğe girmesinden sonra 06/09/2013 tarihinde
Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı anlaşılmıştır. Görev
kamu düzenine ilişkin olup bu hususun yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Mahkemece dava dilekçesi
görev yönünden reddedilerek görevsizlik kararı ile dosyanın
görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken,
işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru
görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2388
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/5259
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/1229
6100 s. HMK/4
Tarihi:
23.02.2016
• KİRACILIĞIN TESPİTİ VE MUARAZANIN
GİDERİLMESİ
• KİRA İLİŞKİSİNDEN DOĞAN ALACAKLAR
ÖZETİ: Dava, kiracı tarafından açılan kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a
maddesine göre Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla
tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemelerin
görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın
her aşamasında istek üzerine, ya da re'sen gözetilmesi gerekir.
Somut olayda, davacı kiracı kiracılığın tespiti ve muarazanın
giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava 08.05.2013
tarihinde 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra
açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, Asliye
Mahkemesince yazılı şekilde işin esası incelenerek davanın
esastan sonuçlandırılması doğru değildir.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/8957
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/680
6098 s. TBK/347
Tarihi:
08.02.2016
6101 s. TBKYürk/Gç2
• ON YILLIK UZAMA SÜRESİNİN DOLMASI
NEDENİYLE TAHLİYE İSTEMİ
ÖZETİ: Dava, TBK 347. maddesine dayalı on yıllık uzama süresinin
dolması nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Kiralanana ait
kira sözleşmesi 01.12.1999 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir.
Kiracı bir yıl olan sözleşme süresinin bitiminden yani
01.12.2000 tarihinden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadığından yıldan yıla yenilenerek yasada belirtilen on
yıllık uzama süresi 01.12.2010 tarihinde dolmuştur. Son
uzama yılı davanın açıldığı tarihe nazaran 01.12.2014 tarihinde sona ermiş olup, üç ay önceden 25.07.2014 tarihinde
bildirim yapılmıştır. Açıklanan bu nedenlerle 25.07.2014 tarihinde tebliğ edilen bildirim süresinde olduğundan kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekir.
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2389
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/34705
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/3452
4857 s. İşK/18, 19, 20
Tarihi:
17.02.2016
• KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI
• FESHİN GEÇERSİZLİĞİ
• OTUZ İŞÇİ SAYISI ŞARTI
• İŞE İADE DAVASI
ÖZETİ: Somut olayda, davalı şirketin uluslararası alanda faaliyet
gösteren ve Türkiye'de şubesi bulunan bir şirket olduğu, Türkiye’de 7, dünya genelinde ise binlerce çalışanı olduğu hususları taraflar arasında ihtilaflı olmayıp ihtilaf, yurt dışındaki
şubelerde çalışan işçilerin de işçi sayısı ve iş güvencesi hükümleri bakımından dikkate alınıp alınmayacağı noktasındadır. Yukanda belirtilen ilkeler ve benzer olaylarda Dairemiz ve
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararlar gözetildiğinde, davalı işyeri bakımından fesih tarihinde 30 işçi şartının oluştuğunun kabulü ile esasa girildiğinde davacıya kıdem
ve ihbar tazminatının ödenerek iş akdinin feshedildiğinin tartışmasız olduğu ancak feshin İş kanunu 19. maddesine göre
yazılı olmadığı ve sebepleri açık ve kesin bildirilmediğinden
fesih konusunda yasadaki usule uyulmadığı anlasıldığından,
feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi
gerekirken eksik inceleme ile 30 işçinin belirlenmesinde salt
Türkiye’de çalışan işçi sayısının nazara alınmasının gerektiği
gerekçesiyle davanın reddi isabetli olmamıştır.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/18519
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/26278
4857 s. İşK/2, 5
Tarihi:
23.12.2015
6098 s. TBK/18
• ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNDE
MUVAZAA
• EMSAL İŞÇİNİN TESPİTİ DURUMUNDA BU İŞÇİNİN
ÜCRETLERİ DİKKATE ALINMALI
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2390
Yargıtay Hukuk Kararları
ÖZETİ: Davalı ile hizmet alımı yapılan şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı konusunda net bir tespit yaparak, asıl –
alt işveren ilişkisinin varlığının kabul edilmesi durumunda alt
işverence bildirilen ücretlere göre alacakları hesaplamaktır.
Muvazaanın varlığını tespit hususunda ise daha detaylı bir
araştırma yapılmalı ve özellikle hizmet alımının sadece işçi
teminine yönelik olup olmadığı, personel seçiminin ve sorumluluğunun, vardiyalarının düzenlenmesinin yükleniciye ait
olup olmadığı, alt işverenin hukuki ve ekonomik olarak bağımsız bir organizasyona sahip olup olmadığı, davacının işini
yaptığı yerde davacı ile aynı işi yapan asıl işverenin kadrolu
işçilerinin olup olmadığı belirlenerek muvazaa konusunda bir
karar verilmelidir. Muvazaanın varlığının tespiti durumunda,
davacıyla aynı işi yapan emsal işçi olup olmadığı araştırılmalı,
farklı işlerde çalışmış ise her dönem için ayrı emsal işçinin
varlığı belirlenmeli, emsal işçinin tespiti durumunda bu işçinin ücretleri dikkate alınmalı, ancak birebir aynı işi yapan işçi
yoksa diğer işçilerin emsal işçi sayılması mümkün olmadığından ücretinin emsal ücret olarak değerlendirilemeyeceği, bu
nedenle bu dönem için davacının alt işveren üzerinden gösterildiği ücret seviyesinden alacakların hesaplanması gerektiği
gözönünde tutulmalıdır. Asıl işveren işçilerinin davacı gibi alt
işveren işçilerine verdikleri talimatın muvazaanın varlığını
göstermediği, işin yürütümünün gözetimi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği hususuna da dikkat edilmelidir.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2016/539
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/1751
4721 s. TMK/227, 229, 235
Tarihi:
02.02.2016
6100 s. HMK/33
• MAL REJİMİNİN SONA ERDİĞİ SIRADA MEVCUT
OLAN EDİNİLMİŞ MALLARIN TASFİYESİ
• BOŞANMA DAVASI
• EVLİLİK BİRLİĞİ İÇERİSİNDE SAHİP OLUNAN
ARAÇ ÜZERİNDEN BELİRLENECEK TASFİYE
ALACAĞI
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2391
ÖZETİ: Somut olayda dava konusu... plakalı araç, 25.08.2010 tarihinde satın alınarak davalı adına tescil edilmiş, 18.07.2011
tarihinde dava dışı...... devredilmiştir. Boşanma davası ise,
davalı kayıt maliki H.. H.. tarafından 16.09.2011 tarihinde
açılmıştır. Dava konusu aracın boşanma davasının açıldığı
tarihten 2 ay kadar önce elden çıkarılması, davacının mal
rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağını karşılıksız bırakmaya yönelik olduğunun kabulü gerekir. Aksi düşünce
hayatın olağan akışına uygun değildir. Nitekim, 08.11.1991
tarih 4/3 sayılı YİBK ile, iyi ve kötü niyeti belirmiş olan bir
kişinin kötü niyetli bulunduğunun ayrıca ispatlanmasının
gerekmediği, vakıa ve karinelerden olayda kanunen iyiniyet
iddiasında bulunmayacak durumu belirmiş olan kimsenin
kötü niyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine sebep ve vecih
kalmayacağından dava hakkının doğumunu sağlayan ve bertaraf iyi veya kötü niyetinin bu durumda mahkemece resen
nazara alınacağını belirtmiştir. O halde, taraf delilleri toplanarak yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde elde
edilen sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, soyut tanık
beyanlarına değer verilerek yazılı şekilde davanın reddine
karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/19652
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/715
4721 s. TMK/227
Tarihi:
21.01.2016
• MAL REJİMİNİN TASFİYESİ
• KADININ ZİYNET EŞYALARI İLE DAVA KONUSU
MALA KATKIDA BULUNMASI
ÖZETİ: Dava konusu taşınmaz eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde, davalı eş adına satın
alınmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu
rejime ilişkin hükümler uygulanır. Davacı kadın ziynet eşyaları ile dava konusu mala katkıda bulunduğunu ileri sürmüştür. Davacının dava konusu taşınmazın alımında ziynetlerinin
bozdurularak 8.000TL'sı katkıda bulunduğu, dosya arasında
yer alan 21.3.2008 tarihli belge ve duruşmada dinlenen tanık
beyanları ile kanıtlanmıştır. Şu halde mahkemece, davacının
kişisel malları niteliğindeki ziynet eşyaları ile yaptığı katkısının değer artış payı alacağı olarak hesaplanması bakımından
dosyanın evvelce rapor alınan bilirkişilere tevdi ile bu alacak
bakımından da ek rapor düzenletilmesi, gerçekleşen sonuç
itibariyle talep miktarı da göz önünde bulundurularak daha
evvel hükmedilen katılma alacağı ile birlikte tahsiline karar
verilmesi gerekir.
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2392
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/31581
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/4721
2004 s. İİK/166, 194, 219
Tarihi:
03.03.2016
• HAKLI NEDENLE FESİH
• İŞÇİNİN İŞÇİLİK HAKLARINDAN DOĞAN
ALACAĞINI İFLAS İDARESİNE BİLDİRMESİ
• ALACAĞIN İFLAS MASASINA KAYDEDİLMEMESİ
HALİ
• TARAF TEŞKİLİ
ÖZETİ: İş mahkemesinde görülmekte olan, işçi alacaklarına yönelik
dava sırasında, işverenin iflası halinde dahi, İİK'nun 194.
maddesi uyarınca, davaya iş mahkemesinde devam edileceği,
işverenin işçi alacaklarına ilişkin dava açılmadan önce İflası
halinde ise, yukarıda belirtilen şekilde hareket ile, alacağın
iflas masasına kaydedilmemesi halinde, Asliye Ticaret mahkemesinde kayıt kabul davası olarak açılması gerekir.İflas
eden şirketin, bütün hak ve borçları yasa gereği olarak iflas
masasına intikal ettiğinden ve müflisin bu hak ve borçları
üzerinde tasarruf ehliyeti kalkacağından husumetin iflas masasına yönetilmesi gerekecektir Davalı Şirket hakkında kesinleşmiş bir iflas kararı bulunup bulunmadığı; bulunuyor ise
eldeki davanın, iflas kararı verildikten sonra açılıp açılmadığı
araştırılmalı ve mahkemenin görevli olup olmadığı somut bir
biçimde belirlenmelidir. Mahkemece, iflas kararı bulunduğu
ve davalı Şirketin iflasına dava açıldıktan sonra karar verildiğinin tespiti halinde ise; dava dilekçesinin iflas idaresine tebliği ile davanın iflas idaresine yöneltilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirmektedir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2016/3871
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/4697
4857 s. İşK/18, 20, 21
Tarihi:
03.03.2016
• İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI
• İŞE İADE DAVASI
• FESHİN GEÇERSİZLİĞİ
• SENDİKAL NEDENLE İŞE BAŞLATMAMA
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2393
ÖZETİ: Davacı işçinin davalıya ait işyerinde 5 yıldan fazla çalıştığı,
işverence gerçekleştirilen feshin geçerli nedene dayanmadığı
anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine
karar verilmesi isabetlidir. Ancak davacı işçinin kıdemine ve
fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının
davacının 4 aylık ücreti tutarında belirlenmesi doğru bulunmamıştır. Bu tazminatın davacının 5 aylık ücreti oranında
belirlenmesi dosya içeriğine uygun düşecektir.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2016/848
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/2359
6100 s. HMK/297
Tarihi:
18.02.2016
• İTİBARİ HİZMET SÜRESİNDEN
YARARLANDIRILMASI
ÖZETİ: Mahkemece, davalı işveren tarafından, davacının, davalı işyerinde işe giriş tarihinden, 31.12.1999 tarihine kadar, yine
01.01.2004 tarihinden dava tarihi olan 07.01.2005 tarihine
kadar sigorta primi ödenmiş bildirimleri, davalı SGK Başkanlığından sorulup, hizmet cetveli celbedildikten sonra, davacının, davalı işverence sigorta primi ödenmiş bildirimleri dikkate
alınarak belirlenecek çalışılan gün sayısının %50'sinin 0.25
ile çarpımı sonucu hesaplanacak itibari hizmet süresi tespit
edilip, HMK.'nun 297/2 fıkrası uyarınca infaza elverişli olacak şekilde, belirlenen itibari hizmet süresinin sigortalılık süresine itibari hizmet süresi olarak eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmelidir. Mahkemece; yukarıda açıklanan
maddi ve hukuki ilkeler uyarınca karar verilmesi gerekirken,
eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde
karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/19111
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/1811
5510 s. SSGSSK/21
Tarihi:
15.02.2016
• RÜCUEN TAZMİNAT İSTEMİ
• GERÇEK ÜCRETİN İŞÇİNİN İMZASININ
BULUNDUĞU ÜCRET TEDİYE BORDROLARINDAN
SAPTANMASI
• ZARAR HESAP RAPORU
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2394
Yargıtay Hukuk Kararları
ÖZETİ: Dava rücuen tazminat istemine ilişkindir. Gerçek ücretin ise
işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu
ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin
yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi
gerekir. Sigorta primine esas kazanca göre hesap yapılamaz.
Anılan kazancın asgari ücretin üzerinde olması durumunda,
bu fazlalık oranı sonradan yürürlüğe giren asgari ücretlere de
yansıtılmalıdır. Brüt değil, net ücret hesaplamada esas alınmalıdır. Aktif dönemi için gerçek ücret, pasif dönem için ise
asgari ücret esas alınarak zarar hesabı yapılmalıdır. Eldeki
dosyada ise gerçek zarar hesap raporunda; aktif döneme ilişkin olarak sigortalının elden aldığı iddia edilen ücrette dâhil
edilerek hesap yapılması isabetsiz bulunmuştur. Mahkemece,
açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul
ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/21396
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/1647
1479 s. Bağ-KurK/42, 45
Tarihi:
08.02.2016
• ÖLÜM AYLIĞI
ÖZETİ: Dava, davacının eksik hesaplanan ölüm aylığı miktarının tespiti ve aylık farklarının faiziyle tahsili istemine ilişkindir. Sigortalının aylık tutarının, basamak satın almayan ve sigortalının basamak satın alma sonucu intibak ettirilerek elde ettiği
basamaklarda fiilen bulunan sigortalılara bağlanacak aylık
tutarını geçemeyeceği gözetilerek, Kurumdan, fiilen davacının
murisi ile aynı basamaklarda bulunan sigortalılara bağlanması gereken aylık tutarı sorularak, Kurumca bu yönde bilgi
verilememesi halinde, davacının murisinin basamak satın
alma sonucu satın alma tarihi de gözetilerek yapılan intibak
ile 1999 basamağının 12, 01.10.2000 basamağının 13,
01.10.2002 basamağının 14, 01.10.2004 basamağının 15 olduğu ve buna göre basamakta bekleme süreleri gözetilerek
belirlenecek aylık tutarına göre belirlenecek ölüm aylığı miktarı sorularak, bu durumda da bir sonuca varılamaması halinde, alanında uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden, aylık
miktarı yönünden yukarıda belirtilen ilkelere göre düzenlenecek rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi
gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu
yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup
bozma nedenidir.
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2395
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/14587
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/63
2004 s. İİK/258
Tarihi:
11.01.2016
• ÇEKE DAYALI İHTİYATİ HACİZ İSTEMİ
ÖZETİ: Dava, çeke dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Alacaklı
hamili olduğu çeki mahkemeye ibraz etmiştir. Mahkemece,
dosyaya sunulmayan, bu nedenle kapsamı ve niteliği anlaşılamayan tedbir kararına istinaden hüküm kurulması doğru
görülmediğinden, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/34470
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/6609
2004 s. İİK/168
Tarihi:
08.03.2016
6102 s. TTK/780, 790, 794, 798
• ÇEKTE DÜZENLEME YERİNİN GÖSTERİLMESİ
• ÇEKTE İBRAZ SÜRESİ
• ÇEKTE KISALTILMIŞ OLARAK YAZILAN KEŞİDE
YERİ
• ÇEKTE GEÇERLİ BİR DÜZENLEME YERİNİN
BULUNMAMASI
ÖZETİ: Alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlattığı takipte dayanak çek adı altındaki belgede, keşide yerinin
D.bakır olarak yazılı olduğu görülmüştür. Düzenleme yerinin
gösterilmesi çekin şekil koşulu olup, ibraz süresi çekin düzenlendiği yere göre belli edileceğinden, düzenleme yerinin hiçbir
kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir. İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı
üzere, kısaltılmış olarak yazılan keşide yerinin kanunda yazılı
ilkeye uygun bulunmaması halinde takip dayanağı belgenin
çek niteliğinde kabulü söz konusu olamaz. Bu durumda takip
dayanağı belgede geçerli bir düzenleme yeri bulunmadığından
çek vasfında olmayıp, mahkemece takibin bu nedenle iptali
gerekirken alacaklının yetkili hamil olmadığı gerekçesi ile
iptali isabetsiz ise de karar sonucu itibari ile doğrudur.
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2396
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/37350
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/35355
6100 s. HMK/107, 297
Tarihi:
03.12.2015
• KREDİNİN KULLANIMI SIRASINDA HAKSIZ YERE
YAPILAN KESİNTİLERİN İADESİ
• BELİRSİZ ALACAK DAVASI
ÖZETİ: Mahkemece, alacak miktarının 3.227,52 TL olduğu, bu nedenle tüketici hakem heyetinin görevli olmadığı, tüketici hakem heyeti kararının sonucu itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı tüketici
hakem heyeti kararının iptali ile birlikte alacağın tespiti ile
alacak miktarı belirlendiğinde artırılmak üzere 1 TL'nin tahsilini de istemiştir. Davacının tüketici hakem heyetine başvuru
dilekçesinde asgari bir miktarı belirtmemesi nedeniyle tüketici
hakem heyeti kararının iptaline yönelik istemin reddine karar
verilmesi doğru ise de, davacının yapılan kesintilerin tespit
edilerek davalıdan tahsiline yönelik istemi hakkında olumlu ya
da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken alacak istemine
yönelik olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş
olması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanar nedenlerle Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin
kabulü gerekmiştir.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/11794
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/11826
4077 s. TüketiciK/3, 73
Tarihi:
21.12.2015
• ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ
• BAĞIMSIZ BÖLÜMÜN TEMLİKİ
• KONUT SATIŞ SÖZLEŞMELERİ
• TÜKETİCİ MAHKEMELERİ
• TÜKETİCİ YÜKLENİCİNİN TEMLİKİNE DAYALI
OLARAK TAPU İPTALİ VE TESCİL İSTEĞİ
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2397
ÖZETİ: Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı
karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici hissesine düşen
bağımsız bölümün temlik alınmasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu
kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir. Somut olayda da; davacı tüketici yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve
tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi
aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re'sen gözetilerek yukarıda yazılı
olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının
incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple
kararın bozulması gerekmiştir.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/4076
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/6084
818 s. BK/99
Tarihi:
30.11.2015
• ESER SÖZLEŞMESİ UYARINCA DAVA DIŞI
BELEDİYEYE VERİLEN ZARAR
• HAKSIZ TAHSİL EDİLEN ALACAĞIN İSTİRDADI
• AĞIR KUSURUN KANITLANAMAMASI
ÖZETİ: Dava, eser sözleşmesi uyarınca dava dışı Belediye'ye verilen
zarar nedeniyle ödenen 136.000,00 TL'nin haksız tahsil edildiğinden bahisle istirdadına karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde belediyenin
iddia ettiği 1.360 metrekare alandaki zararın olay tarihi itibariyle giderilme bedeli 57.772,80 TL hesaplanmıştır. Değinilen
şartname hükmü olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga
818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 99. maddesi hükmünce sorumsuzluk anlaşması niteliğinde olup yüklenici zararın meydana gelmesinde davalının ağır kusuru bulunduğunu kanıtlayamadığından zararın tamamından sorumludur. Ancak bilirkişilerce gerçek zarar 57.772,80 TL hesaplandığına göre bu
miktardan ödenen 136.000,00 TL'den mahsubuyla 83.067,20
TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken
fazlaya hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması
uygun bulunmuştur.
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2398
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/18399
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/658
4721 s. TMK/713
Tarihi:
03.02.2016
• KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
• TEREKE ADINA DAVA AÇMA HAKKI
ÖZETİ: Mahkemece taşınmazın adlarına tescil kararı verilen..'ün miras bırakanları..'ten irsen intikal ettiği bildirmiş ise de dosya
kapsamında adı geçenlerin.. mirasçısı olduklarına dair veraset
ilamı veya nüfus kaydı bulunmadığı gibi mahkemece taşınmazın.. mirasçıları tarafından paylaşıldığı kabul edildiğine göre..
mirasçıları arasında iştirak halinin varlığından söz edilemeyeceğinden davacıların bu aşamada.. terekesi adına dava açma
hakları da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölüm yönünden.. mirasçılarının dava açmadığı ve açılan davaya da usulünce katılmadıkları gözetilerek söz konusu bölümün tespit gibi tapuya
tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm
kurulması isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazları
açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulmasına karar verildi.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/10124
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/16265
1086 s. HUMK/427
Tarihi:
28.12.2015
• DAVANIN REDDİ HALİNDE MAKTU KARAR VE
İLAM HARCINA HÜKMEDİLMESİ
ÖZETİ: Davacı A. İ. Ç.'nın açtığı tespite itiraz davasının ispat edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karar tebliği
ile kesinleştirilmiştir. Mahkemece kesinleşen hükümde dava
konusu taşınmazların kadastro tutanağında yazılı harca esas
değeri üzerinden harç hesap edilerek davacı tarafa 45.013.58
TL nispi harca yükletilmiştir. Oysa 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun ekindeki 1 sayılı tarifenin Karar ve İlam Harçları bölümünün maktu harçları düzenleyen 2. maddesi uyarınca davanın reddi halinde maktu harç alınması öngörülmüştür. Davanın reddi halinde maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken nispi harç yükletilmesi usul ve kanuna aykırı
bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı’nın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 427/6.
maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulüne,
Pülümür Kadastro Mahkemesi'nin 27.06.2014 tarih 2012/2062014/96 sayılı hükmünün sonuca etkili olmamak ve hükmünün hukuki sonuçlan saklı kalmak üzere kanun yararına bozulması gerekir.
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2399
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2016/365
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/877
6098 s. TBK/49
Tarihi:
25.01.2016
• ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZASI NEDENİYLE MANEVİ
TAZMİNAT İSTEMİ
ÖZETİ: Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine
ilişkindir. Davalılar......,... vekili tarafından manevi tazminata
ilişkin olarak davacılar vekiline 30.000,00 TL ödeme yapıldığı
belirtilmekle, bu ödemeye ilişkin olarak, davalılar......,... vekili
tarafından 24.02.2014 hakim havaleli dilekçe ile Elazığ
3.noterliğine ait 292797 nolu ihtarname örneği ve Elazığ PTT
Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 18.11.2013 tarihli
20.000,00 ve 10.000,00 TL'lik davacılar vekiline yapılan ödemeyi gösteren belge dosya içine sunulmuş olmasına rağmen
mahkemece manevi tazminata hükmedilirken yapılan ödemenin kararda değerlendirilmemesi doğru görülmemiştir.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2016/267
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/503
2918 s. KTK/98, 99
Tarihi:
18.01.2016
• TRAFİK SİGORTA ŞİRKETİNDEN DESTEKTEN
YOKSUN KALMA TAZMİNATI İSTEMİ
• ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTA POLİÇESİ
• SİGORTA ŞİRKETİNİN TEMERRÜDE DÜŞMESİ
ÖZETİ: Davalı sigorta şirketi kazaya neden olan aracın trafik sigortacısıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 98/1, 99/1.
maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel
Şartları`nın B.2. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri
ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü
içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta,
bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davalı kazanın 10.08.2012
tarihinde ihbar edildiği anlaşıldığından davalı sigorta şirketinin ihbar tarihinden 8 iş günü sonrası olan 23.08.2012 tarihinde temerrüde düştüğünün kabul edilmesi gerekirken ihbarın ulaştığı tarihten itibaren faizle sorumlu tutulması doğru
olmayıp, bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 maddesi
delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına
karar vermek gerekmiştir.
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2400
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/19653
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/19060
2942 s. KamulaştırmaK/10, 11
Tarihi:
23.12.2015
• KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA
• KIYMET TAKDİRİ
ÖZETİ: Dava taşınmazın kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı
olarak bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan
tahsiline ilişkindir. Dava konusu taşınmazın yer aldığı ilçede
emsal olabilecek özel amacı olmayan arsa satışlarının bulunmadığının düşünülemeyeceği ve değerlendirmeye esas alınan
bilirkişi kurulu raporunun yukarıda açıklanan esaslara uygun
düşmediği gözetilmeden, gerekli araştırma ve yeterli incelemeyi içermeyen rapora itibarla hüküm kurulması, dava konusu taşınmazda el atılan kısım dışında kalan 112,20 metrekarelik kısmın inşaat yapılması için yeterli olup olmadığının
belediyeden sorulup alınacak cevaptan sonra değerlendirme
yapılması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/5459
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/15943
6098 s. TBK/500, 592
Tarihi:
02.12.2015
• GENEL KREDİ SÖZLEŞMESİNE KEFALETTEN
DOLAYI KEFALETİN KALDIRILMASI VE İCRA
TAKİBİNİN İPTALİ İSTEMİ
• İPOTEĞİN KALDIRILMASI
ÖZETİ: Dava, genel kredi sözleşmesine kefaletten dolayı kefaletin kaldırılması ve icra takibinin iptali istemine ilişkindir.Genel Kredi
Sözleşmesi gereğince davacı kefil dışında dava dışı 3.kişinin
taşınmazının ipotek edilerek kredi sözleşmesinin güvence altına alındığı ancak kredi kullandırıldıktan sonra ipotek veren
tarafından ipoteğin kaldırılması amacıyla açılan davada yapılan yargılama sonucunda Karabük Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08/12/2011 günlü 2010/367 Esas, 2011/10055 Karar
sayılı ilamı ile ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.Her ne kadar mahkemece ipoteğin kaldırılmasında davalı bankanın kusurlu olduğu belirtilmiş ise de ipoteğin kaldırılmasının mahkeme karan nedeniyle
olduğu, davalı bankanın ipoteği kendi iradesi ile kaldırmadığı,
bu nedenle bir kusur izafe edilemeyeceği düşünülmeksizin,
ayrıca 6098 sayılı TBK'nın 592.maddesinin olayımızda uygulanma imkanı bulunmadığı da gözetilerek, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2401
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2016/766
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/1565
6100 s. HMK/2, 22
Tarihi:
23.02.2016
4077 s. TüketiciK/3, 73
• KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ
• MAHKEMELERİN GÖREVİ
ÖZETİ: Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine aykırılık nedeni ile
sözleşmenin sona erdiğinin tespiti ve maddi tazminat istemine
ilişkindir. Davacı vekilinin, taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, davacının inşaat yapılması amacıyla taşınmazı teslim ettiği ancak davalının sözleşme gereği
üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği ve sözleşmenin feshine neden olduğu iddiasıyla, sözleşmenin sona erdiğinin tespiti ile uğranılan zararların tazmini istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır. Eldeki davada uyuşmazlığın 6502 sayılı
Kanun kapsamında kalmadığı, davalı şirket tacir ise de, davacının gerçek kişi olup, tacir olmadığı, anlaşılmakla, davanın
HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye
hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Her ne kadar, görev uyuşmazlığı, tüketici mahkemesi ile
asliye ticaret mahkemesi arasında ise de, görev kamu düzenine
ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözönünde
bulundurulması gerekmektedir. Dosyada, asliye hukuk
mahkemesi tarafından verilen bir görevsizlik kararı yok ise de,
tüketici ve asliye ticaret mahkemelerinin, verilen görevsizlik
kararları ile davadan çekildikleri ve 6100 sayılı HMK'nın
22/2. maddesi uyarınca da Yargıtayca yargı yeri belirlenmesi
gerektiğinden, Adana Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi yargı
yeri olarak tayin edilmiştir.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/20406
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/1841
506 s. SSK/2, 108
Tarihi:
12.02.2016
5510 s. SSGSSK/4, 7
• SİGORTA HİZMETİNİN BAŞLANGICININ TESPİTİ
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2402
Yargıtay Hukuk Kararları
ÖZETİ: Dava, davacının sigortalılık başlangıcının 01/01/1987 tarihi
olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Yapılacak iş, işyeri
01/08/1986 tarihinde kapsamdan çıktığından öncelikle işyerinin faal olup olmadığını belirlemek için vergi, oda, belediye
işyerinin o dönemdeki elektrik, su aboneliği araştırılıp ortaya
konmalıdır, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek
odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu
işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin davacının talep ettiği tarihte çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek tanık olarak beyanlarına başvurmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın
eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması
usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2015/6073
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/1403
506 s. SSK/80
Tarihi:
08.02.2016
6098 s. TBK/125, 128, 132
• SOSYAL GUVENLIK DESTEK PRIMI BORÇLARI
• PRİM VE GECİKME ZAMLARI
• 10 YILLIK ZAMANAŞIMI SÜRESİ
• PRİM BORÇLARINDA ZAMANAŞIMI
ÖZETİ: Dava, Kurum tarafından 1.10.1999-1.10.2008 tarihleri arasında davacının SGDP borçlarından dolayı düzenlenen
5.466,34 TL'nin tahsiline dair 15.05.2013 tarihli işlemin iptaline, ihtirazi kayıt altında yatırılan destekleme primlerinin
istirdadına ilişkindir. Somut olayda, davaya konu Kurum işlemine ilişkin borcun 01.10.1999-01.10.2008 tarihleri arası
SGDP borçlarına ilişkin olduğu, 5198 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 06.07.2004 tarihi ve bundan sonraya ilişkin prim
ve gecikme zamları yönünden Borçlar Kanunu madde 125'de
öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu, bu
nedenle 2004/6 ve devam eden dönemlere ilişkin prim borçlarının zamanaşımına uğramayacağı açıktır. Yapılacak iş, 506
sayılı Yasa'nın 5198 sayılı Kanun ile değişik 80/5 maddesi
uyarınca değerlendirme yapmak sureti ile sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2403
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2016/1082
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/3491
506 s. SSK/79
Tarihi:
11.02.2016
5510 s. SSGSSK/86
• GEÇİCİ İŞÇİLİKTE GEÇEN SÜRELERİN DAİMİ
KADROYA GEÇİŞTE DİKKATE ALINMASI
ÖZETİ: Geçici işçilikte geçen sürenin sürekli işçi kadrosuna geçildikten sonraki dönemdeki kademe ve dereceye esas alınmaması
anılan protokole uygun olduğundan bahisle mahkemenin önceki
kabul kararı Dairemiz tarafından bozulmuş olmakla birlikte;
Hukuk Genel Kurulunun 11.11.2015 tarihli, 2015/7-1115 esas
ve 2015/2541 sayılı kararında geçici işçilikte geçen sürelerin
daimi kadroya geçişte kademe ve derece intibakında dikkate
alınması gerektiği kabul edildiğinden, uygulama birliği, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri uyarınca davanın
kabulü ile davacının derece ve kademesinin yeniden belirlenerek varsa fark alacaklarının hüküm altına alınması için kararın bozulması gerekmiştir. Temyiz olunan kararın, yukarıda
yazılı sebeplerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.
YARGITAY
23. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/5567
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/7712
6098 s. TBK/470
Tarihi:
30.11.2015
• ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ
ÖZETİ: Tapu kaydı incelendiğinde, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, arsa
sahipleri ile yapılan sözleşmelerden ilkinin 31.12.1998 tarihli
olanın arsa paydaşı C.. T.. ile davalılardan A.. Yapı Ltd. Şti.
arasında, en son yapılanın ise, H.. B.. ile davalılardan A.. Yapı
Ltd. Şti. arasında 16.11.2007 tarihli olduğu, arsa paydaşlarından N.. Belediyesinin 26.07.2006 tarihinde payını dava dışı
olan ve davalılardan A.. Yapı Ltd. Şti.'nin ortaklarından olan
E.. Y..'a devrettiği, E.. Y.. ile davalı yüklenici arasında sözleşme bulunmadığı, önemli tasarruf niteliğinde olan arsa payı
karşılığı inşaat sözleşmesine en başından itibaren tüm paydaşlar katılmadığı gibi, en son paydaş olduğu düşünülen H..
B..'la 16.11.2007 tarihinde sözleşme yapıldığı, davacılardan
R.. D.. ile davalılardan A.. Yapı Ltd. Şti. arasındaki 23.11.2000
tarihli sözleşmenin 8. maddesine göre, daireler 36 ayda tamamlanarak ve bu süreden itibaren üç ay içinde fenni muayene raporu alınmış olarak iskana hazır durumda teslim edilecektir dendiği, bu dava tarihinin ise 12.06.2008 olduğu anlaşılmış olmakla, erken açıldığı anlaşılan davanın reddine karar
verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm
tesisi doğru olmamıştır.
Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2016 tarihli
161. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
YARGITAY
CEZA KARARLARI
COURT OF CASSATION CRIMINAL CHAMBER
DECISIONS
* Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı
Court of Appeal Assembly of Criminal Chambers Decision
* Yargıtay Ceza Daire Kararları
Court of Appeal Criminal Chamber Decisions
YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI
COURT OF APPEAL ASSEMBLY OF CRIMINAL CHAMBERS DECISION
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
Esas No.
2014/14-35
Karar No. 2016/49
Tarihi:
09.02.2016
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/28, 43, 52, 62, 63, 103
5271 s. CMK/216
5320 s. CMKYürK/8
• ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI SUÇU
• SAVUNMA HAKKININ SINIRLANMASI
ÖZETİ: Bozmadan sonra yapılan yargılamada Cumhuriyet savcısının
bozma ilamına ilişkin görüşünü açıklamasından sonra yargılamanın bitirilerek hükmün tefhim edildiği göz önüne alındığında, hazır bulunan sanıklara son sözlerinin verilmemesi
5271 sayılı CMK'nun 216/3. maddesine aykırılık oluşturduğundan, savunma hakkının sınırlanması sonucunu doğuran
bu usule aykırılık nedeniyle yerel mahkeme direnme kararında isabet bulunmamaktadır. Diğer taraftan yerel mahkemece, bozulmakla ortadan kalkan eski hükümde direnilmesine
karar verildikten sonra, bozma kararına niçin uyulmadığı
açıklanmadan kesinleşen suçları da kapsayacak biçimde ilk
hükümde gösterilenler ile tamamen aynı gerekçeyle direnme
kararı verilmesi de usul ve kanuna aykırıdır.
Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2016 tarihli
161. sayısından ulaşabilirsiniz
YARGITAY CEZA DAİRE KARARLARI
COURT OF APPEAL CRIMINAL CHAMBER DECISIONS
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/2931
Karar No. 2016/993
Tarihi:
10.03.2016
İlgili Kanun/Madde
2709 s. AY/141
5237 s. TCK/29
5271 s. CMK/34, 230, 232
• KASTEN ÖLDÜRME VE ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS
SUÇLARI
• RUHSATSIZ TABANCA İLE KASTEN YARALAMA
ÖZETİ: Olay yeri inceleme raporu ve krokisi uzman bilirkişi marifetiyle uygulanmak suretiyle, savunma, mağdur ve tanık anlatımlarının denetimine olanak verecek biçimde temsili ve tatbiki
keşif yapılması, keşifte tarafların ve tanıkların bulundukları
konuma göre, her iki tarafta bulunan, olaya katılan ve ateş
eden kişi ya da kişileri görüp göremeyeceklerinin, tanıyıp tanımayacaklarının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit
edilmesi, maktul ve mağdurların bulundukları konuma göre
asıl hedefteki kişi ya da kişilere doğru ateş edildiği sırada asıl
hedefteki kişi yanında mutlak ve kaçınılmaz olarak üçüncü
kişi ya da kişilerinde isabet almalarının ve buna bağlı olarak
ölüm ya da yaralanma neticesinin meydana gelip gelmeyeceğinin kesin olarak belirlenmesi ve sonucuna göre sanıkların
hukuki durumlarının tayin edilmesi gerektiği düşünülmeksizin, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
mağdur sanık... sol omuz bölgesinden çıkartılan ve 23.07.2011
tarihli tutanakla teslim alınan mermi çekirdeğinin, olayla ilgili
olarak ele geçirilen ve emanete alınan tabancalardan atılıp
atılmadığı konusunda rapor aldırılması gerektiğinin düşünülmemesi, yasaya aykırı ve sanık müdafiinin temyiz dilekçesi ve
duruşmalı incelemedeki temyiz itirazları ile sanık... müdafiinin
ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde
görülmekle, sanıklar ve... hakkında kurulan hükümlerin sair
yönleri incelenmeksizin tebliğnamedeki düşünceden farklı
gerekçeyle bozulmasına, 07/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2409
YARGITAY
2. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/16761
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/21181
5237 s. TCK/53, 142, 151
Tarihi:
19.11.2015
5271 s. CMK/309
• HAK YOKSUNLUĞU
• KOŞULLU SALIVERME
• HIRSIZLIK VE MALA ZARAR VERME SUÇLARI
ÖZETİ: Sanık isminin... yerine sehven... olarak yazıldığı belirlenerek
yapılan incelemede; velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik
tedbirinin, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri yönünden
koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden,
hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerde, kişiler yönünden ayrım yapılmaksızın, c bendinde öngörülen yoksunluğun koşullu salıvermeye kadar uygulanmasına
karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, kesinleşen kararın 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca
bozulmasına, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle; sanığın, hırsızlık ve mala zara verme suçlarından hapis
cezasına mahkumiyetinin yasal sonucu olarak TCK'nın 53/1.
maddesinin a,b,c,d,e bentlerinde sayılan haklardan, hapis
cezasının infazı tamamlanıncaya kadar (c) bendinde belirtilen
velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette
bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca kendi alt soyu üzerindeki yetkileri
yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanmasına,
hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına karar verildi.
YARGITAY
3. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/37006
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/12935
5237 s. TCK/50, 58, 86
Tarihi:
13.04.2015
• ELEKTRİK ENERJİSİ HAKKINDA HIRSIZLIK SUÇU
• SEÇENEK YAPTIRIMLAR
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2410
Yargıtay Hukuk Kararları
ÖZETİ: Sanığın tekerrüre esas alınan elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan önceki mahkûmiyetine ilişkin ceza hükmü ile
ilgili olarak, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun Geçici 2/2. maddesi ile
"abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin,
suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim
miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi
dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm
verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla
ortadan kalkar hükmünün getirilmesi karşısında, mahkemesinden sorularak sonucuna göre tekerrür hususunun yeniden
değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, kabule göre;
sanık hakkında TCK'nın 86/2. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan doğrudan adli para cezasının tercihi mümkün
olduğu halde, tekerrüre esas olmayan ilam gerekçe gösterilerek TCK'nın 58/3. maddesi yollaması ile TCK'nın 86/2. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan hapis cezasının seçilmesi, sonrasında TCK'nın 50/2. maddesine aykırı şekilde tekrar adli para cezasına çevrilmesi, bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2013/15250
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/18030
5237 s. TCK/52, 53
Tarihi:
30.12.2015
• TEFECİLİK SUÇU
• ADLİ PARA CEZASININ BELİRLENMESİ
• HAK YOKSUNLUĞU
ÖZETİ: Adli para cezasının belirlenmesinde bir gün karşılığı olarak
takdir edilen miktara, adli para cezasının taksitlendirilmesine
ve kısa süreli hapis cezasının seçenek adli para cezasına çevrilmesine ilişkin uygulama maddeleri olan TCK'nın 52/2-3. ve
50/1-a maddelerinin karar yerinde gösterilmemesi, sanık hakkında hükmedilen hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu
olarak uygulanması gereken TCK'nın 53/1-c maddesindeki
hak yoksunluğuna hükümde yer verilmemesi, 53/1-e maddesindeki hak yoksunluğunun ise takdiren uygulanmaması Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K.
2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve
29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2411
YARGITAY
6. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/2984
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/953
5237 s. TCK/53
Tarihi:
18.02.2016
• SEÇME, SEÇİLME VE DİĞER SİYASİ HAKLARI
KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA
ÖZETİ: Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar
TCK'nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları
üzerinde TCK'nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise
de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı
tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015
gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın
53/1-b maddesinde yazılı, seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan ibaresinin iptal edilmiş olması, bozmayı
gerektirmiştir.
YARGITAY
7. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/13303
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/1557
5237 s. TCK/43
Tarihi:
10.02.2016
• DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ
• ZİNCİRLEME SUÇ
ÖZETİ: UYAP sisteminden yapılan sorgulamaya göre sanık hakkında
29.03.2011 tarihli eylem nedeniyle aynı suçtan dolayı açılan
davanın yargılamasının, aynı Mahkemenin 2011/3 Esas numaralı dava dosyası üzerinden birleşen diğer eylemler nedeniyle açılan davalarla birlikte devam ettiği anlaşılmakla; Sanık hakkında yargılaması devam eden anılan dosyanın bu
dosya ile gerektiğinde birleştirilip varsa benzer dosyalar da
araştırılarak tespit edildikten sonra sanığın bu eylemleri bir
suç işleme kararının icrası kapsamında işleyip işlemediği ve
hakkında 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu
tartışılarak bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi
yasaya aykırıdır.
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2412
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/4484
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/1075
1072 s. OyunaletleriK/1
Tarihi:
03.02.2016
5320 s. CMKYürK/Gç6
• TOMBALA MAKİNALARININ BAHT VE TALİHE
BAĞLI OYUN ALET VE MAKİNESİ OLUP OLMADIĞI
• KANUNA MUHALEFET SUÇU
• GÖREVSİZLİK KARARI
ÖZETİ: Her iki olayda da ele geçen tombala makinalarının, 1072 sayılı
Rulet, Tilt, ve Benzeri Oyun Alet ve Makineleri Hakkında Kanunun 1. maddesinde sayılan baht ve talihe bağlı oyun alet ve
makinesi olup olmadığı ve buna göre eylemin anılan kanuna
muhalefet suçunu oluşturup oluşturmadığının tayin ve takdiri
ile buna ilişkin davaya bakma, kanıtları değerlendirme ve suç
niteliğinin tayini görevinin üst dereceli asliye ceza mahkemesine ait olduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi
gerekirken, yargılamaya devamla hüküm kurulmuş ise de;
28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6545 sayılı
Kanunun 84. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen Geçici
6. madde ile sulh ceza mahkemelerinin kaldırıldığı gözetilerek
asliye ceza mahkemesince değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması yasaya aykırıdır.
YARGITAY
9. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/11336
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/371
5237 s. TCK/58, 191
Tarihi:
25.01.2016
5271 s. CMK/223
• KULLANMAK İÇİN UYUŞTURUCU MADDE
BULUNDURMA SUÇU
• SANIK HAKKINDA AYNI SUÇTAN AÇILMIŞ BAŞKA
DAVA BULUNMAMASI
• SUÇUN TEDAVİ VE/VEYA DENETİMLİ SERBESTLİK
TEDBİRİNİN İNFAZI SIRASINDA İŞLENMESİ
• ERTELEME SÜRESİ
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2413
ÖZETİ: Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan
kurulan hükme ilişkin, Sanık hakkında aynı suçtan açılmış
başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan
dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin
infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya
denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545
sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191.
maddesinin 5. fıkrasında öngörülen Erteleme süresi zarfında
kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde
satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca
ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davaların kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle,
CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca davanın düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
10. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/2343
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/33103
5237 s. TCK/43
Tarihi:
30.11.2015
• UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA SUÇU
• ZİNCİRLEME SUÇ
ÖZETİ: Aynı suçtan hakkındaki mahkûmiyet hükümleri temyiz edilmeksizin kesinleşen diğer sanıklar İ.. ve S.. ile birlikte eylemleri gerçekleştiren sanığın TCK'nın 37. maddesi anlamında
“fail“ olduğu gözetilmeden, "yardım eden" sıfatıyla cezasından TCK’nın 39. maddesi uyarınca indirim yapılması, Sanığın, 05.09.2012 tarihli olay günü diğer sanık S.. ile birlikte
olduğu sırada, sivil giyimli iki kolluk görevlisinin esrar almak
istemesi üzerine, diğer sanık İ..'i çağırarak görevlilere 1 gram
esrarın satışına iştirak ettiği, aynı görevlilerin 06.09.2012 tarihinde sanığın kullandığı telefonu arayıp tekrar buluşma sağlayarak 0,4 gram daha esrar aldıkları; alıcı görevlilerin değişik tarihlerdeki satın alma işlemlerinin suç delillerini elde
etmeye yönelik çalışmalar olduğu, dolayısıyla alıcı görevlilere
yapılan uyuşturucu madde satışının zincirleme suç kapsamında değerlendirilemeyeceği, sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, iki kez uyuşturucu madde sattığı kabul
edilerek sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK'nın 43.
maddesinin uygulanması yasaya aykırıdır.
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2414
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/15313
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/975
5237 s. TCK/156
Tarihi:
11.02.2016
• SANIĞIN SUÇ KASTININ MEVCUT OLUP
OLMADIĞININ BELİRLENMESİ
• KOŞULLU SALIVERİLME
ÖZETİ: İade edilen biçerdöver tablasının icra marifetiyle haczedilmek
suretiyle alınmış olması karşısında, gerçeğin ve suç kastının
kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için,
biçerdöverin müştekilerin kullanımında kaldığı süre ve bu
süre zarfında tahakkuk eden kira alacağının, biçerdöver tablasının suç tarihindeki değerinin ve sanık tarafından yapıldığı
tespit edilebilecek diğer giderlerin bilirkişi marifetiyle somut
olarak belirlenerek, elde edilecek miktarın senet bedeline kıyaslanmak suretiyle, sanığın suç kastının mevcut olup olmadığının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde
hüküm kurulması, Kabule göre de TCK'nun 156. maddesinde
yer alan bedelsiz kalmış senedi tahsile koyma suçu için hapis
cezası yanında para cezasının da öngörüldüğü gözetilmeden,
yalnızca hapis cezası uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,
Yasaya aykırıdır.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/1985
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/1545
5237 s. TCK/54
Tarihi:
08.02.2016
• TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRME SUÇU
• BİLİNÇLİ TAKSİR
ÖZETİ: Sanığın elinin tetiğe değmesi sonucunda yakın atış mesafesinden ölenin, saçma tanelerinin sağ göğüs bölgesine isabeti sonucunda olay yerinde öldüğü olayda, sanığın av tüfeğini dolu,
emniyeti açık ve eli av tüfeği tetik mekanizmasının altında
iken taşıyan sanığın, istemediği ölüm sonucunu öngörebileceği durumda olması ve eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğunun gözetilmemesi, TCK'nın 54. maddesi uyarınca taksirli suçta kullanılan Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı
Adli Emanetinin 2014/65 sırasında kayıtlı sanığa ait ruhsatlı 1
adet 12 kalibre S 90145 seri nolu sarsılmaz marka Süperpoze
Kırma Av Tüfeğinin müsaderesinin mümkün bulunmadığının
gözetilmemesi, Kanuna aykırıdır.
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2415
YARGITAY
13. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/1685
Karar No. 2016/5335
Tarihi:
28.03.2016
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/53
5271 s. CMK/324
6183 s. AATUHK/106
• SEÇME VE SEÇİLME EHLİYETİNDEN VE DİĞER
SİYASİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN
BIRAKILMA
ÖZETİ: Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve
2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi
Gazete'de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı
TCK 53. madde 1. fıkra b bendinde düzenlenen “seçme ve
seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş
olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal
sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin
(a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin
2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar,
kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri
açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm
olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun
bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi Bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
14. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/1656
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/12301
5237 s. TCK/7, 53, 103
Tarihi:
30.12.2015
• LEHE KANUN UYGULANMASI
• DEVAMI BULUNMAYAN KESİK BİÇİMDE
GERÇEKLEŞTİRLEN EYLEM
• SARKINTILIK DÜZEYİNDE KALAN BASİT CİNSEL
İSTİSMAR SUÇU
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2416
Yargıtay Hukuk Kararları
ÖZETİ: Sanığın motorsikletiyle okula gitmekte olan mağdurenin yanına gelip bacağına dokunduktan sonra hızla olay yerinden
ayrılması şeklindeki ani nitelikte, devamı bulunmayan, kesik
biçimde gerçekleştirdiği eyleminin hükümden sonra 28.06.2014
tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla
değişik 5237 sayılı TCK'nın 103/1. maddesinin ikinci cümlesindeki sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel istismar suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK'nın
7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte
bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz
olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya
çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan
verecek şekilde kararda gösterilmesi ve Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas,
2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi
yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususlar
nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
15. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2013/21767
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/830
5237 s. TCK/52, 158
Tarihi:
25.01.2016
5320 s. CMKYürK/8
• ADLİ PARA CEZASININ MENFAATİN İKİ KATINDAN
AZ OLAMAYACAĞI
ÖZETİ: TCK’nın 158/son fıkrası uyarınca adli para cezasının menfaatin iki katından az olamayacağı nazara alınmadan, gün para
cezasının önce 1650 gün olarak hükmolunup, sonrasında
TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca gerekçe gösterilmeksizin bir
gün karşılığı üst sınır olan 100 TL belirlenip, ardından gün
para cezasının bu kez 3300 gün üzerinden paraya çevrilerek
sonuç ceza doğru olmakla birlikte hükümde çelişkiye neden
olunması kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un
8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı
CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün bozulmasına,
25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2417
YARGITAY
17. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/261
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/399
5237 s. TCK/142, 143, 168
Tarihi:
07.04.2015
• SUÇUN GECE VAKTİ İŞLENMESİ
• ETKİN PİŞMANLIK
• HIRSIZLIK SUÇU
ÖZETİ: Yargılama gideri olarak hesaplanan 7,00 TL'nin, CMK'nın
324/4 maddesine 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle eklenen değişiklik gözetilerek, terkin edilecek miktar olan 20 TL'nin
altında kaldığının anlaşılması karşısında, hazineye yükletilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
18. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/7584
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/12250
5271 s. CMK/150, 324, 325
Tarihi:
30.11.2015
• AKIL HASTALIĞI ŞÜPHESİ OLAN SANIK İÇİN
ATANAN MÜDAFİİN ÜCRETİ
• SANIĞIN KENDİ KUSURUNDAN KAYNAKLANAN
GİDERLER ARASINDA SAYILIP SAYILMADIĞI
ÖZETİ: Sanık için akıl hastalığı şüphesi nedeniyle müdafi atanmasından oluşacak giderlerin, sanığın kendi kusurundan kaynaklanan giderler arasında sayılmasına olanak bulunmadığı gibi,
sanığın ceza ehliyetini ortadan kaldıracak biçimde akıl hastası
olduğunun tıbben kanıtlanması karşısında, sanığa yargılama
sırasında devlet tarafından sağlanan müdafiin ücretinin yargılama giderleri arasında sayılması ve şartlar değişmediği
halde yargılama sonunda bu kişiden tahsil edilmesi, genel
anlamda adil yargılanma hakkıyla bağdaşmaz ve hakkaniyete
uygun görülemez. Bu itibarla, akıl hastalığı şüphesi olan sanık
için CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca atanan müdafiin ücretinin, hakkında kamu davasının düşürülmesine ve ceza verilmesine yer olmadığına hükmedilen sanıktan tahsiline karar
verilmesi Kanuna aykırıdır.
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
2418
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
19. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/21134
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/9704
213 s. VUK/230
Tarihi:
30.12.2015
• VERGİ İNCELEME RAPORUNA GÖRE
MÜKELLEFİYETİN SANIĞIN KENDİSİNE AİT
OLMASI
• DEFTER VE BELGE İSTEME YAZISININ BİZZAT
SANIĞA TEBLİĞİ
ÖZETİ: Sanık hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna göre;
mükellefiyetin sanığın kendisine ait olduğu ve defter ve belge
isteme yazısının bizzat sanığa 28.09.2010 günü tebliğ edildiğinin belirtilmesi ve buna ilişkin tebligat parçasının dosya içinde
olması, sanığın kollukta alınan beyanında işyerinin kendisine
ait olduğunu belirtmesi, mahkeme huzurundaki savunmasında
ise; önceki beyanından dönerek, yargılama aşamasında vefat
eden eşi F. A.'a vekaletname verdiğini ve işlerle ilgisinin bulunmadığını savunmasına karşın dosya içinde herhangi bir
vekaletnamenin bulunmaması karşısında; yüklenen suçun
sanık tarafından işlendiğinin kabulü ile mahkumiyeti yerine
hatalı gerekçe ile beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
YARGITAY
19. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/15271
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/9666
213 s. VUK/227
Tarihi:
30.12.2015
• SAHTE FATURA DÜZENLEME VEYA KULLANMA
SUÇU
• FATURALARI DÜZENLEYENLERİN YETERLİ MAL
GİRİŞİ VEYA ÜRETİMİ OLUP OLMADIĞI
• TİCARİ DEFTER VE BELGELERİ ÜZERİNDE
BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPTIRILMASI
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
2419
ÖZETİ: Sanığın yetkilisi olduğu şirketin 2005-2006 takvim yıllarında
sahte fatura kullandığının kabul edildiği olayda; sahte olduğu
iddia olunan faturaları düzenleyen U.. Ltd Şirketi hakkında
dava açıldığı; H. K. ve K...Tekstil Ltd Şirketleri hakkında ise
vergi tekniği raporu düzenlendiği görülmekle, açılmış dava
dosyası ile diğer şirketler hakkında düzenlenen vergi tekniği
raporları ve eklerinin onaylı örnekleri getirtilerek, diğer şirket
yetkilileri hakkında da dava açılmış olup olmadığının ilgili
vergi dairesinden araştırılması, açıldığının tespiti halinde
mümkünse birleştirilmesi mümkün olmadığı takdirde dava
dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin
onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi
yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair
ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları
düzenleyenlerin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı
da dikkate alınarak faturaları düzenleyen şirketler ile sanığın
ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde
karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra
sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yetinilerek karar verilmesi, Suça
konu faturaların 2005 ve 2006 yılına ilişkin katma değer vergisi bildiriminde kullanılması karşısında son fatura tarihlerine
göre suç tarihinin takip eden ayın 21. günü olduğu gözetilmeden suç tarihlerinin 21.11.2005 ve 21.03.2006 yerine gerekçeli
karar başlığında 2010 olarak gösterilmesi, Kanuna aykırıdır.
YARGITAY
20. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/1378
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/397
5237 s. TCK/43, 188
Tarihi:
04.05.2015
• TİCARET AMACIYLA UYUŞTURUCU MADDE
BULUNDURMA SUÇU
• ZİNCİRLEME SUÇ
ÖZETİ: Sanığın, aracında ve Ballıca'daki işyerinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerin miktarı ve çeşitliliği ile tanıkların beyanları
dikkate alınarak, sabit olan eyleminin ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu ancak, sanığın daha önce sattığı iddia olunan uyuşturucu maddelerin ele
geçirilememiş olması karşısında TCK'nın 188. maddesi kapsamında uyuşturucu madde olup olmadığının belirlenememesi
nedeniyle TCK'nın 43. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden cezasının artırılması, hükmolunan adli para cezalarının 5083 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile hükümden sonra
01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu'nun
04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi
uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk
bulunması kanuna aykırıdır.
LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016
Yargıtay Hukuk Kararları
2420
YARGITAY
21. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/5236
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/1075
5237 s. TCK/53
Tarihi:
10.02.2016
• ÇEKİN SAHTE OLARAK DÜZENLENDİĞİNİ
BİLEREK BAŞKASINA VERME
• RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇUNU
• SUÇA KONU ÇEK ÜZERİNDE YER ALAN İMZA VE
YAZILARIN AİDİYETİ HUSUSUNDA BİLİRKİŞİ
İNCELEMESİ
ÖZETİ: Suça konu çek üzerinde yer alan imza ve yazıların aidiyeti
hususunda bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan ve..... tarafından
davaya konu çek ile gönderildiği ve ödendiği iddia edilen davaya konu çekin seri numarasını takip eden..... keşide tarihli
çekin de kim tarafından düzenlendiği hususu da yöntemince
araştırıldıktan sonra, toplanan deliler bir bütün halinde değerlendirilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm
tesis edilmesi, Kabul ve uygulamaya göre de;T.C. Anayasa
Mahkemesi'nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan,
2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının
24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış
olmasından kaynaklanan zorunluluk bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
22. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2015/7408
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/8092
5237 s. TCK/66, 116, 142
Tarihi:
30.11.2015
• HIRSIZLIK VE KONUT DOKUNULMAZLIĞINI
BOZMA SUÇU
ÖZETİ: Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b ve 116/1.
maddelerinde düzenlenen hırsızlık ve konut dokunulmazlığını
bozma suçları için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre
aynı Kanun'un 66/1-e ve 66/2 ve maddeleri uyarınca hesaplanan 5 yıl 4 aylık dava zamanaşımı süresinin karar tarihi olan
15/04/2010 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, bozmayı gerektirmiş, bozma nedeni yeniden yargılama
yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK'nın
322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen
çocuk hakkında hırsızlık suçundan açılan kamu davalarının
5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince düşürülmesi
gerekmiştir.
Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2016 tarihli
161. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
DANIŞTAY KARARLARI
COUNCIL OF STATE DECISIONS
* Danıştay Daire Kararları
Council of State Chamber Decisions
DANIŞTAY DAİRE KARARLARI
COUNCIL OF STATE CHAMBER DECISIONS
DANIŞTAY
4. DAİRE
Esas No.
2014/6443
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/73
2577 s. İYUK/5, 15
Tarihi:
19.01.2016
• TASFİYE MEMURUNA TEBLİĞ EDİLEN VERGİ
CEZA İHBARNAMELERİ
• ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARININ KALDIRILMASI
• TASFİYE MEMURU
ÖZETİ: Dava konusu vergi ceza ihbarnamelerinin Tasfiye Halinde
Sınırlı Sorumlu.... Konut Yapı Kooperatifi adına düzenlendiği
ve söz konusu ihbarnamelere karşı açılan davada Ankara
6.Vergi Mahkemesince dava dilekçesinin, davanın tasfiye memuru tarafından Kooperatif adına açılması gerekirken kendi
adına açıldığı" gerekçesi ile 2577 sayılı yasanın 15'inci maddesinin 1/(d) bendine göre kararın bildirim tarihinden itibaren
otuz (30) gün içinde belirtilen noksanlıklar tamamlanarak
yeniden dava açılmak üzere reddine karar verildiği, bu karar
üzerine dava dilekçesinin yenilendiği, ancak yenilenen dava
dilekçesinde de aynı yanlışlığın tekrarlandığı gerekçesi ile bu
kez 2577 sayılı Yasanın 15'inci maddesinin 5'inci bendi uyarınca davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Dava konusu olayda, her ne kadar davanın tasfiye memuru tarafından
Kooperatif adına açılmak yerine kendi adına açıldığı gerekçesi
ile önce dilekçe ret ve sonrasında aynı yanlışlığın tekrarlandığından bahisle dava ret kararı verilmiş ise de, hem ilk dava
dilekçesinin hem de yenileme dilekçesinin içeriğinden ve son
sayfalarının S.S.... Yapı Kooperatifi Tasfiye Memuru kaydıyla
imzalanmış olmasından, tasfiye memuru'ın muradının Yapı
Kooperatifi adına dava açmak olduğu açıkça anlaşılmakta
olup Vergi Mahkemesince aksi görüş ile verilen dilekçe ret ve
sonrasında verilen dava ret kararlarında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
DANIŞTAY
11. DAİRE
Esas No.
2016/223
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2016/583
2709 s. AY/153
Tarihi:
17.02.2016
5510 s. SSGSSK/Gç4
• 30 FİİLİ HİZMET YILINDAN FAZLA SÜRELER İÇİN
EMEKLİ İKRAMİYESİ ÖDENMESİ
Yargıtay Hukuk Kararları
2424
ÖZETİ: Anayasa'nın 153. maddesinde yer alan, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı,
iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan, doğumu anında
hukuka uygun olarak tamamlanmış ve böylece kişiye özgü,
lehe sonuçlar doğurmuş, daha sonra mevzuat değişikliği veya
işlemin geri alınması gibi nedenlere rağmen, hukuk düzenince
korunması gereken haklara yönelik olup, Anayasa'ya aykırı
bulunarak iptal edilmiş bir düzenlemeyle ilgili uyuşmazlıkların, Anayasaya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmeleri Anayasa'nın üstünlüğü ve hukuk devleti
ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Bu bağlamda; 30fiili hizmet
yılından fazla süreler için emekli ikramiyesi ödenmesine engel
olan yasal düzenlemenin, Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle oluşan yeni hukuki duruma göre, davacıya 30
yılın üzerinde bulunan hizmet süresi için emekli ikramiyesi
ödenmesi gerektiği açıktır. Bu durumda, dava konusu işlemin
iptali ile 30 fiili hizmet yılından fazla süreler için emekli aylığının bağlandığı tarihte yürürlükte bulunan aylık bağlamaya
esas tutar dikkate alınarak hesaplanacak emekli ikramiyesi
tutarının başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi
ile birlikte ödenmesi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2016 tarihli
161. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016
ANAYASA MAHKEMESİ
KARARLARI
TURKISH CONSTITUTIONAL COURT
DECISIONS
ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI
TURKISH CONSTITUTIONAL COURT DECISIONS
Resmi Gazete Tarihi: 08.04.2016
Resmi Gazete Sayısı: 29678
Esas Numarası: 2015/104
Karar Numarası: 2016/20
Karar Tarihi: 16.03.2016
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 1- 12.1.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 350. ve 367. maddelerinin (2) numaralı fıkralarında yer alan “Kişiler
hukuku, aile hukuku...”, “...ile ilgili..." ve "...haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe
yerine getirilemez. ” ibarelerinin,
2- 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun;
a- 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle yeniden düzenlenen
433. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Kişiler ve aile hukukuna,...” ve “...ilişkin
kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez." ibarelerinin,
b- 443. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “...aile ve şahsın hukukuna
mütedair hükümler katiyet kesbetmedikçe icra olunamaz. ” ibaresinin,
Anayasa’nın 41. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi
talebidir.
IV-HÜKÜM
18.6,1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun,
26,9,2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle yeniden düzenlenen 433.
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "... ve aile...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 16.3.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Anayasa Mahkemesi kararlarının tam metinlerine
dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
GÜNCEL MEVZUAT
CURRENT LEGISLATION
* Kanunlar
Law Codes
* Resmî Gazete Özetleri
Abstracts of Official Gazette
KANUNLAR
LAW CODES
KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU
ULUSLARARASI HİDROGRAFİ ÖRGÜTÜ HAKKINDA SÖZLEŞMEYE
DEĞİŞİKLİKLER PROTOKOLÜNE KATILMAMIZIN UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE GÜRCİSTAN HÜKÜMETİ
ARASINDA ENERJİ ALANINDA İŞBİRLİĞİNE DAİR ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
ŞANLIURFA’YA İSTİKLAL MADALYASI VERİLMESİ HAKKINDA KANUN
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU KANUNU
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE PAKİSTAN İSLAM
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA İZİNSİZ İKAMET EDEN
ŞAHISLARIN GERİ KABULÜNE DAİR ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
65 YAŞINI DOLDURMUŞ MUHTAÇ, GÜÇSÜZ VE KİMSESİZ TÜRK
VATANDAŞLARINA AYLIK BAĞLANMASI HAKKINDA KANUN İLE BAZI
KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanunların tamamına dergimizin Mayıs 2016 tarihli
161. sayısından ulaşabilirsiniz
RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ
ABSTRACTS OF OFFICIAL GAZETTE
KANUNLAR
No
Adı
6698
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu
6699
6702
Uluslararası Hidrografi Örgütü Hakkında Sözleşmeye Değişiklikler Protokolüne Katılmamızın Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Gürcistan Hükümeti
Arasında Enerji Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Şanlıurfa’ya İstiklal Madalyası Verilmesi Hakkında Kanun
6701
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu
6703
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İzinsiz İkamet Eden Şahısların
Geri Kabulüne Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun
65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk
Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun
6700
6704
R.G.
Tarih - Sayı
07.04.2016
29677
07.04.2016
29677
07.04.2016
29677
08.04.2016
29678
20.04.2016
29690
20.04.2016
29690
26.04.2016
29695
MİLLETLERARASI ANTLAŞMALAR
Karar No.
Adı
2016/8533
Türkiye-Sırbistan Uluslararası Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısı Protokolünün Onaylanması Hakkında Karar
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti
Arasında Çevre Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanması Hakkında Karar
Türkiye Cumhuriyeti Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile
Çin Halk Cumhuriyeti Kalite Kontrolü, Denetim ve Karantina
Genel İdaresi Arasında Türkiye’den Çin’e İhraç Edilecek Süt
Ürünlerinin Veteriner ve Sağlık Şartları Konusunda Protokolün
Onaylanması Hakkında Karar
2016/8583
2016/8536
R.G.
Tarih - Sayı
07.04.2016
29677
07.04.2016
29677
08.04.2016
29678
Resmî Gazete Özetlerin devamına dergimizin Nisan 2016
tarihli 160. sayısından ulaşabilirsiniz
ÖNEMLİ BİLGİLER
MAJOR INFORMATIONS
KIDEM TAZMİNATI TAVANI
ASGARİ ÜCRET
YILLIK ÜCRETLİ İZİN SÜRELERİ
İHBAR TAZMİNATI
(AKDİN FESHİNDE BİLDİRİM SÜRELERİ)
İŞSİZLİK SİGORTASI PRİMİ
2016 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
2015 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
2014 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
2013 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
2012 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
2011 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
2010 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
2009 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
KURUMLAR VERGİSİ ORANI
GEÇİCİ VERGİ ORANLARI
KATMA DEĞER VERGİSİ ORANLARI
YENİDEN DEĞERLEME ORANI
DEĞERLİ KÂĞITLAR (2016)
YASAL FAİZLER VE YÜRÜRLÜK SÜRELERİ
TİCARİ TEMERRÜT (AVANS) FAİZ ORANLARI
AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN’A GÖRE
GECİKME ZAMMI ORANLARI
DAMGA VERGİSİ (2016)
HARÇ TARİFESİ (2016)
Yargı Harçları (2016)
Noter Harçları (2016)
Vergi Yargısı Harçları (2016)
Tapu ve Kadastro Harçları (2016)
KİRA ARTIŞINA YARGITAY’CA UYGULANAN ENDEKSLER
ENFLASYON ORANLARI (%) (TUİK Verilerine Göre)
AVUKATLIK ASGARÎ ÜCRET TARİFESİ
HMK BİLİRKİŞİ ÜCRET TARİFESİ
HMK GİDER AVANSI TARİFESİ
HMK HAKEM ÜCRET TARİFESİ
HMK TANIK ÜCRET TARİFESİ
PARASAL SINIRLAR (2005 - 2014)
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI
DÖVİZ KURLARI
Önemli Bilgilerin tamamına dergimizin Mayıs 2016 tarihli
161. sayısından ulaşabilirsiniz
YÜKSEK MAHKEME
KARARLARI
ARAMA DİZİNLERİ
INDEX OF SUPREME COURT
DECISIONS
* Kavramlara Göre Arama Dizini
Index of Related Legal Terms
* Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini
Index of Related Law Code Articles
KAVRAMLARA GÖRE ARAMA DİZİNİ
INDEX OF RELATED LEGAL TERMS
10 Yıllık Zamanaşımı Süresi ........................................................................ 2759
30 Fiili Hizmet Yılından Fazla Süreler İçin Emekli İkramiyesi
Ödenmesi ...................................................................................................... 2811
A
Adli Para Cezasının Belirlenmesi ................................................................. 2782
Adli Para Cezasının Menfaatin İki Katından Az Olamayacağı .................... 2796
Ağır Kusurun Kanıtlanamaması ................................................................... 2743
Aile Konutu Şerhi ......................................................................................... 2700
Aile Konutunun Devri veya Aile Konutu Üzerindeki Hakların
Sınırlanması .................................................................................................. 2700
Akıl Hastalığı Şüphesi Olan Sanık İçin Atanan Müdafiin Ücreti................. 2798
Yüksek Mahkeme Kararları arama dizinlerini tamamına
dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
KANUN MADDELERİNE GÖRE ARAMA DİZİNİ
INDEX OF RELATED LAW CODE ARTICLES
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun (6183)
Madde
Sayfa
106.................................................... 2793
Borçlar Kanunu (818)
Madde
Sayfa
99 ......................................................2743
Yüksek Mahkeme Kararları arama dizinlerini tamamına
dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz
LEGAL YAYINCILIK TÜM YILLAR DERGİ FİYAT LİSTESİ
(BASILI, ONLINE SÜRELİ-SÜRESİZ VE E-DERGİ)
LEGAL PUBLISHING'S PRICE LIST COVERING ALL THE YEARS
(PRINTED-ON LINE-PERIODIC- NON-PERIODIC, AND E-JOURNAL
LEGAL HUKUK DERGİLERİ SİPARİŞ FORMU
ORDERING FORM FOR THE LEGAL LAW JOURNALS
LEGALBANK ABONELİK FORMU
SUBSCRIPTION FORM FOR THE LEGALBANK LEGAL DATABASE

Benzer belgeler