Dergi özetini görmek için tıklayınız.

Transkript

Dergi özetini görmek için tıklayınız.
ISSN: 1303-9210
LEGAL
Hukuk Dergisi
LEGAL JOURNAL OF LAW
Cilt: 13/Sayı: 148
Volume: 13/Issue: 148
Yıl/Year: 2015
YARGITAY KARARLARI, DANIŞTAY KARARLARI
VE DİĞER YÜKSEK MAHKEME KARARLARI,
HUKUK HABERLERİ, HUKUKÎ MAKALELER,
GÜNCEL MEVZUAT, RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ,
ÖNEMLİ BİLGİLER
COURT OF CASSATION DECISIONS, COUNCIL STATE DECISIONS
AND OTHER SUPREME COURT DECISIONS, LEGAL NEWS, LEGAL
WRITINGS, CURRENT LEGISLATION, ABSTRACTS OF OFFICIAL
GAZETTE, MAJOR INFORMATION
Legal Hukuk Dergisi
Legal Journal of Law
“Hakemli Dergidir”/“Peer reviewed Journal”
Cilt: 13/Sayı: 148
Volume: 13/Issue: 148
Yıl/Year: 2015
Yayın Sahibi/Publisher: Legal Yayıncılık A. Ş. adına Sahibi ve Genel
Yayın Yönetmeni/On Behalf of Legal Yayıncılık
INC. Publisher and Executive Editor
Av./Aal. Lütfürrahman BAŞÖZ
(Sertifika No./Certificate No.27563)
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Responsible Manager: Av./Aal. Ramazan ÇAKMAKCI
Basım ve Cilt/Printing and Volume: Kitap Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
(Sertifika No./Certificate No.: 16053)
Tel.: 0212 482 99 10 Faks/Fax: 0212 482 99 78
Basıldığı Yer/Place of Publication: Davutpaşa Cad. No: 123, Kat:1
Topkapı/İstanbul
Basıldığı Tarih/Publication Date: Nisan/April 2015
Yönetim Yeri/Place of Management: Bahariye Cad. No: 63/6 Kadıköy/İstanbul
Tel.0216 449 04 86 Faks/Fax: 0216 449 04 87
Yayın Türü/Type of Publication: Yerel, Süreli, Aylık Hukuk Dergisi/This
journal is a peer reviewed national law journal
published per month
İzmir Temsilcisi/
Izmir Representative
Av./Aal. İsmet KÖYMEN
Mersin Temsilcisi/
Mersin Representative
Av./Aal. H. Hulki ÖZEL
ISSN: 1303-9210
Dergiye yapılan atıflarda “LHD” kısaltması kullanılmalıdır.
For citations please use the abbreviation: “LHD”
E-mail: akademi@legal. com. tr
Telefon/Phone: 0 216 449 04 85
Faks/Fax: 0 216 449 04 87
Posta Adresi/Postal Address:
Bahariye Cad. Çam Apt. No: 63 D.6 Kadıköy – İstanbul
Bu dergide yayımlanan yazılarda ileri sürülen görüşler yazarlara aittir.
Articles published in this journal represent only the views of the contributors.
Copyright © 2015
Bu derginin tüm yayın hakları LEGAL YAYINCILIK A. Ş. ’ye aittir.
Yayınevinin izni alınmadan eğitim ve tanıtım amaçlı kısmi alıntılar hariç
olmak üzere hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve
yayınlanamaz.
All rights reserved. No part of this publication may be copied,
reproduced, stored in a retrieval system, or transmitted, in any form or
by means, without the prior expressed permission in writing of the
LEGAL YAYINCILIK A. S.
LEGAL HUKUK DERGİSİ
Bahariye Cad. Çam Apt. No: 63 D.6 Kadıköy – İstanbul
Tel: (216) 449 04 85 – 449 04 86 Faks: (216) 449 04 87
İnternet adresi: www. legal. com. tr
E-mail: legal@legal. com. tr
DANIŞMA ve YAYIN KURULU
EDITORIAL and ADVISORY BOARD
Prof. Dr. Faruk ACAR
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Pınar AKAN
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Gökhan ANTALYA
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Abdülkadir ARPACI
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Mehmet Emin ARTUK
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı (Eski)
Prof. Dr. Oğuz ATALAY
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflâs Hukuku
Anabilim Dalı
Prof. Dr. Cevdet ATAY
Prof. Dr. Mehmet BAHTİYAR
Yeditepe Üniv. Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Süheyl BATUM
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku
Prof. Dr. Ali Cem BUDAK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Erdoğan BÜLBÜL
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Osman CAN
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Mustafa ÇEKER
Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Gürsel ÇETİN
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adlî Tıp Anabilim Dalı
Prof. Dr. Osman DOĞRU
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Ömer EKMEKÇİ
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Nuray EKŞİ
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Nüvit GEREK
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Tevfik GÜLSOY
Gaziantep Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Alper GÜMÜŞ
İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anabilim Dalı
Prof. Dr. Pelin GÜVEN
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Sibel İNCEOĞLU
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Turgut KALPSÜZ
Prof. Dr. Eser KARAKAŞ
Bahçeşehir Üniversitesi AB İlişkileri Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Işıl KARAKAŞ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Üyesi - Devletler Umumi Hukuku
Prof. Dr. Mahmut KOCA
İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku
Prof. Dr. Mustafa KOÇAK
Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı – Anayasa Hukuku
Prof. Dr. Muharrem KILIÇ
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Serap Keskin KİZİROĞLU
Okan Üniversitesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Tekin MEMİŞ
İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Ali Necip ORTAN
İstanbul Kültür Üniversitesi Fikri Haklar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
Prof. Dr. Hayrettin ÖKÇESİZ
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı
Prof. Dr. Ayhan ÖNDER
Ceza ve Ceza Usul Hukuku
Prof. Dr. Selçuk ÖZTEK
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Ömer ÖZKAN
İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. Saba ÖZMEN
Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Bahri ÖZTÜRK
İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
Prof. Dr. Hasan PULAŞLI
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Adem SÖZÜER
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Cumhur ŞAHİN
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Şükran ŞIPKA
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Güzin ÜÇIŞIK
Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Samim ÜNAN
Galatasaray Üniversitesi Ticaret Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Hakan ÜZELTÜRK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Vergi Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Sultan ÜZELTÜRK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı
Prof. Dr. Serap YAZICI
Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Ahmet Caner YENİDÜNYA
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Hamdi YILMAZ
Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Prof. Dr. Sevtap YOKUŞ
Kocaeli Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Müslüm AKINCI
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Murat ALIŞKAN
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Doç. Dr. Çetin ARSLAN
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı
Doç. Dr. Mustafa Erdem CAN
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Özlem YENERER ÇAKMUT
Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı
Doç. Dr. Ebru CEYLAN
İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Medeni Hukuk
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Mehmet ERDEM
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ
Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Doç. Dr. Şafak NARBAY
Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Doç. Dr. İlhan YILMAZ
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı
Yrd. Doç. Dr. Taner AYANOĞLU
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı
Yrd. Doç. Dr. Sinan BAYINDIR
İstanbul Aydın Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Sevi BAKIM
Okan Üniversitesi Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Fatma KARAKAŞ DOĞAN
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Nuri ERDEM
TC. İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ticaret Hukuku
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Muzaffer EROĞLU
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Yrd. Doç. Dr. Birgül SOPACI
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Yrd. Doç. Dr. Varol KARAASLAN
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra İflasHukuku Anabilim Dalı
Yrd. Doç. Dr. Nur KARAN
Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku
Yrd. Doç. Dr. A. Kürşat TANGÜN
Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Deniz Ticareti Hukuku Anabilim Dalı
Dr. İsmet Nezih ABANOZ
Uludağ Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Haşmet Sırrı AKŞENER
İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi E. Başkanı
Hasan ÖZKAN
Em. İstanbul Hukuk Hâkimi
İzzet DOĞAN
Em. İstanbul Hukuk Hâkimi
Arş. Gör. Mustafa ÜNLÜTEPE
Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı
Av. Atilla COŞKUN, Av. Süleyman ÇETİN,
Av. İbrahim Murat HAZNEDAR, Av. Recep KAHRAMAN, Av. Dr. Filiz KESKİN,
Av. Fikret İLKİZ, Av. Hasan KÖROĞLU, Av. Mehmet UÇUM, Av. Talih UYAR
LEGAL HUKUK DERGİSİ YAYIN İLKELERİ
PUBLICATION AND SUBMISSION REQUIREMENTS OF LEGAL
JOURNAL OF LAW
1. Legal Hukuk Dergisi (LHD), ayda bir yayımlanan hakemli bir
dergidir.
Legal Journal of Law is a peer reviewed journal published per
month.
2. Dergi’de yayımlanabilecek yazılar, hukuk alanını ilgilendiren
içerikte her türlü makale, karar incelemesi ve kitap incelemesi ile çevirilerdir. Yazıların dili, Türkçe veya diğer Avrupa dilleridir.
This is a journal of law focusing on legal issues concerning law.
Articles, case notes and comments, discussions of legislative development,
book reviews and other similar type of papers which are written in
Turkish and in other European languages are welcome.
3. Dergi’de yayımlanmak üzere gönderilen yazılar başka bir yerde
yayımlanmamış ya da yayımlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır.
Articles that will be sent to the editor should not be published
elsewhere, nor be submitted to other journals simultaneously.
4. Yazılar Microsoft Word (Microsoft Office 98 ve üzeri
versiyonlar) formatında (. doc veya. docx dosya uzantılı olarak) yazılmış
olmalıdır. Ayrıca yazılar, aşağıdaki şekil şartlarına uygun olarak kaleme
alınmış olmalıdır:
Kağıt boyutu: A4
Üst: 2, 5 cm; Alt: 2, 5 cm; Sol: 2 cm; Sağ: 2 cm
Metin: Times New Roman, 12 punto, 1.5 satır aralığı, iki yana
yaslı
Dipnotlar: Sayfa altında, Times New Roman, 10 punto, 1 satır aralığı, iki yana yaslı
Articles should be submitted as Microsoft Word (either with. doc
or. docx file extensions) documents (Microsoft Office 1998 or higher
versions). Articles should be written according to the following style
guidelines:
Paper size: A4
Top: 2.5 cm; Bottom: 2.5 cm; Left: 2 cm; Right: 2 cm
Text body: Times New Roman, 12 points, at 1.5 line spacing,
justified
Footnotes: Times New Roman, 10 points, at 1 line spacing,
justified
5. Her yazı, kaydedildiği bir CD ile ya da elektronik posta yolu ile
Microsoft Word formatında editöre teslim edilmelidir. Yazının basılı
olarak teslimi gerekmemektedir.
Softcopy of the article either on a CD or as an attached Microsoft
Word Document via e-mail should be submitted to the editor. There is no
need to submit any hardcopy of the article.
6. Yazıyla birlikte yazarın (veya yazarların) adına, unvanına, çalıştığı kuruma, açık adresine, kolay ulaşım sağlanabilecek telefon numaralarına ve elektronik posta adreslerine ilişkin bilgiler de editöre ulaştırılmalıdır.
The name (s), formal position (s), institutional affiliation (s) and
contact details (especially e-mail (s)) of the author (s) must be clearly
included with the submission to the editor.
7. Dergi’ye gönderilen makaleler Türkçe ve İngilizce başlık ile
hem İngilizce hem de Türkçe özet kısmı içermelidir.
Each submission should contain a Turkish and an English Title, as
well as an Abstract part in Turkish and English.
8. Dergi’ye gönderilen makalelerde, ilgili makaledeki konuyu tanımlayan Türkçe ve İngilizce uygun anahtar kelimeler bulunmalıdır.
All articles should be accompanied by a sufficient number of keywords in Turkish and English that reflect the content of the article.
9. Dergi’ye gönderilen makalelerde kullanılan kaynaklar, makale
sonunda kaynakça olarak alfabetik sırada verilmiş olmalı ve kullanılan
kaynaklar dipnotunda veya metin içerisinde kısa olarak yer almalıdır.
All references cited in the text should be numbered in the order of
mention in the text and should be given in abbreviated form in footnotes.
They should be listed in full form at the end of the article in an alphabetically arranged bibliography as well.
10. Dergi’ye gönderilen makalelerin yazım bakımından son denetimlerinin yapılmış olduğu ve basılmaya hazır olarak verildiği kabul
edilir.
All submissions are regarded as ready to publish and already
proofread by the author himself.
11. Yayım Kurulu’nda ilk değerlendirilmesi yapılan makaleler,
anonim olarak hakeme gönderilecek, hakemden gelen rapor doğrultusunda makalenin yayımlanmasına, hakemden gelen rapor çerçevesinde
düzeltme istenmesine ya da yayımlanmamasına karar verilecek ve yazar
durumdan en kısa zamanda ve genellikle e-posta yolu ile haberdar edilecektir. Tamamlanmış veya düzeltilmiş yazı, Yayım Kurulu’nca, tekrar
hakeme gönderilebilir.
Initial assessment of the articles will be done by the editorial board. After the assessment is completed, the articles will be sent to an
anonymous peer reviewer. In accordance with reviewer’s report,
amendments may be done or the article may be decided not to be
published. After the amendments are completed, the article may be sent
to peer reviewer again, by the editorial board.
12. Dergi, hakemin yazarı bilmemesi esasına (kör hakemlik)
dayanır. Hakeme gönderilecek makalelerde de yazarın kimliğine ilişkin
bilgilerin gizliliği sağlanır.
All articles submitted are subject to a blind peer review. The identity of the author (s) and reviewer (s) will not be revealed to the other
party.
13. Dergi basıldıktan sonra ilgili sayının yazarlarına ve bu sayıda
hakemlik yapmış olanlara ücretsiz olarak gönderilir.
Free copies of the of the published issue will be sent both to the
author (s) and to the reviewer (s).
Dergimiz Hakkında/About Our Journal
Legal Hukuk Dergisi (LHD), ayda bir yayımlanan hakemli bir dergidir.2003 yılından beri yayın hayatını sürdürmekte olan dergide hakem
denetiminden geçmiş makaleler, karar tahlilleri, içtihat ve mevzuat kronikleri ile eser incelemelerine yer verilmektedir. Her sayıda Türk ve yabancı akademisyenler ve hukuk uygulamacıları tarafından kaleme alınan,
hukuk ile ilgili değerli eserler yayımlanmaktadır.
Okuyucularımızın göndereceği hukuk alanına ilişkin makaleler ve
diğer türdeki eserlerle (karar tahlilleri, eser incelemeleri vb.), dergimizin
daha da zenginleşeceğine inanıyoruz.
Legal Journal of Law (LHD) is a peer reviewed journal published per
month, concentrating on issues of law and considers for publication articles,
case notes and comments, discussions of legislative developments and book
reviews. It has been in publication since 2003. Each issue contains scholarly
works concerning law bulletin/journal, authored by scholars and
practitioners around the globe.
We welcome your contributions in the form of articles, notes,
comments or reviews on topics reflecting a broad range of perspectives
on law; with your contributions and support our journal will progress.
EDİTÖRDEN…/FROM THE EDITOR…
Değerli abonelerimiz, 2015 yılının dördüncü sayısıyla sizlerle birlikte olmanın mutluluğu içindeyiz.
Dergimizin makaleler kısmında Yard. Doç. Dr. Sevi BAKIM’ın “Kriminolojik Açıdan Suç Faili Olarak Kadın”, Yard. Doç. Dr. İslam Safa KAYA’nın
“Preventing Transboundary Harm Arising from Hazardous Activities in International Law: Example of Transportation by Transit Pipelines”, Av. H. Emre ÖNAL Araş. Gör. Buğra KESİCİ’nin “Rekabet Hukukunun İhlâlinden Kaynaklanan Tazminat Davalarına Dair 2014/104 Sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi
Direktifi” ve Araş. Gör. Ümran KARAASLAN’ın “Doğa Hakları” isimli makaleleri yeralmaktadır.
Dergimizin uzman görüşleri kısmında Av.Talih UYAR’ın “Yabancı Ülkelerdeki Türk Vatandaşlarına Tebligat (Teb. K. m.25/a)”, Oktay ÇAMDELEN’in
“Kamu İhalelerine Katılmaktan Yasaklamaya İlişkin 45 Günlük Sürenin Başlangıç
Sorunu” ve Stj. Av. Mustafa Tolga TÜMOĞLU’nun “Sivil Havacılığın Milletlerarası Özel Hukuk Boyutu Cape Town Konvansiyonu'na Genel Bakış” isimli
yazıları yer almaktadır.
Çağlayan Adliyesinde yaşanan terör eylemi sonucu hayatını kaybeden
Cumhuriyet savcımız Mehmet Selim Kiraz’ı yitirmemiz sebebiyle çok üzgün
olduğumuzu belirtmek isteriz. Hukuk camiasının ve milletimizin başı sağolsun.
Dergilerimizin 2015 yılı abonelik yenileme dönemi devam etmektedir.
Her biri alanında uzman hukukçulardan oluşan yayın ve danışma kurullarının
hukuka katkı amacıyla gönüllü olarak çalıştığı zengin içeriğe sahip hukuk dergilerimiz sadece sizlerin abonelikleri ile yayın hayatına devam etmektedir.
Dergilerimize abone olarak verdiğiniz destek ile hukukun gelişmesine ve yaygınlaşmasına yapmış olduğunuz katkıların bu yıl da devam etmesini beklemekteyiz.
Legalbank elektronik hukuk programımız sizlerin değerli desteği ile
güçlenerek ve abone sayısını hızla arttırarak yoluna devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde Dergilerimizi de elektronik ortama aktarmayı planlamaktayız. Legalbank sitemizden ücretsiz 3 günlük tam kullanım imkanı devam etmektedir. Programımızı denememiş abonelerimizin www. legalbank. net internet adresinden sitemizi ziyaret etmelerini beklemekteyiz.
Editör/Editor
LEGAL HUKUK DERGİSİ
Cilt: 13/Sayı: 148
Yıl: 2015
İÇİNDEKİLER
Yüksek Mahkeme Kararları Kısa Özetleri .............................................................. 21
Hukukî Makaleler....................................................................................................... 35
Kriminolojik Açıdan Suç Faili Olarak Kadın
Yard. Doç. Dr. Sevi BAKIM ............................................................................ 37
Uluslararası Hukukta Tehlikeli Faaliyetlerden Doğan Sınıraşan Zararın Önlenmesi:
Transit Boru Hatları İle Taşıma Örneği
Yard. Doç. Dr. İslam Safa KAYA ..................................................................... 61
Rekabet Hukukunun İhlâlinden Kaynaklanan Tazminat Davalarına Dair 2014/104
Sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifi
Av. H. Emre ÖNAL
Araş. Gör. Buğra KESİCİ .................................................................................. 79
Doğa Hakları
Araş. Gör. Ümran KARAASLAN ................................................................... 117
Uzman Görüşleri....................................................................................................... 133
Yabancı Ülkelerdeki Türk Vatandaşlarına Tebligat (Teb. K. m.25/a)
Av. Talih UYAR .............................................................................................. 135
Kamu İhalelerine Katılmaktan Yasaklamaya İlişkin 45 Günlük
Sürenin Başlangıç Sorunu
Oktay ÇAMDELEN
Müfettiş/Inspector ............................................................................................ 143
Sivil Havacılığın Milletlerarası Özel Hukuk Boyutu Cape Town Konvansiyonu'na
Genel Bakış
Stj. Av. Mustafa Tolga TÜMOĞLU ................................................................ 151
Hukuk Haberleri....................................................................................................... 155
Yargıtay Hukuk Kararları....................................................................................... 191
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları.......................................................... 193
Yargıtay Hukuk Daire Kararları....................................................................... 222
Yargıtay Ceza Kararları .......................................................................................... 301
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı................................................................. 303
Yargıtay Ceza Daire Kararları.......................................................................... 308
Danıştay Kararı ........................................................................................................ 337
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Kararı ................................................... 339
Danıştay Daire Kararı ...................................................................................... 345
18
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları ........................................................ 347
Anayasa Mahkemesi Kararları ............................................................................... 357
Güncel Mevzuat ........................................................................................................ 391
Kanunlar........................................................................................................... 393
Resmî Gazete Özetleri...................................................................................... 397
Önemli Bilgiler .......................................................................................................... 409
LEGAL HUKUK DERGİLERİ SİPARİŞ FORMU ........................................ 460
Yüksek Mahkeme Kararları Arama Dizinleri ....................................................... 461
Kavramlara Göre Arama Dizini ....................................................................... 463
Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini .......................................................... 469
LEGALBANK ABONELİK FORMU............................................................. 473
LEGAL JOURNAL OF LAW
Volume: 13/Issue: 148
Year: 2015
CONTENTS
Plot Summary of Supreme Court Decisions ............................................................. 21
Legal Writings............................................................................................................. 35
Women as Perpetrator from Criminological Perspective
Asst. Prof. Dr. Sevi BAKIM ............................................................................. 37
Preventing Transboundary Harm Arising from Hazardous Activities in
International Law: Example of Transportation by Transit Pipelines
Asst. Prof. Dr. İslam Safa KAYA ...................................................................... 61
European Parliament and Commission Directive Numbered 2014/104 Regarding
Actions for Damages Arising from Breach of Competition Law
Atty. H. Emre ÖNAL
Res. Asst. Buğra KESİCİ ................................................................................... 79
The Rights of Nature
Res. Asst. Ümran KARAASLAN .................................................................... 117
Expert Opinions ........................................................................................................ 133
Service of Summons to the Turkish Citizens Abroad
(Law on the Service of Summons Article 25/a)
Atty. Talih UYAR............................................................................................ 135
The Starting Issue of 45 Day Period which Defined for Prohibition from
Participating Public Procurement
Oktay ÇAMDELEN
Müfettiş/Inspector ............................................................................................ 143
The Extent of Civil Aviation in International Private Law Overview of
Cape Town Convention
Intern Lawyer Mustafa Tolga TÜMOĞLU...................................................... 151
Legal News................................................................................................................. 155
Court of Cassation Civil Chamber Decisions ......................................................... 191
Court of Cassation Assembly of Civil Chambers Decisions............................ 193
Court of Cassation Civil Chambers Decisions ................................................. 222
Court of Cassation Criminal Chamber Decisions.................................................. 301
Court of Appeal Assembly of Criminal Chambers Decision ........................... 303
Court of Appeal Criminal Chamber Decisions ................................................ 308
20
Council of State Decision.......................................................................................... 337
Plenary Session of the Administrative Law Chamber Decision....................... 339
Council of State Chamber Decision ................................................................. 345
Decision of the European Court of Human Rights ................................................ 347
Decision of the European Court of Human Rights........................................... 349
Turkish Constitutional Court Decisions ................................................................. 357
Current Legislation................................................................................................... 391
Law Codes ....................................................................................................... 393
Abstracts of official Gazette............................................................................. 397
Major Informations .................................................................................................. 409
ORDERING FORM FOR THE LEGAL LAW JOURNALS .......................... 460
Index of Supreme Court Decisions .......................................................................... 461
Index of Related Legal Terms.......................................................................... 463
Index of Related Law Code Articles ................................................................ 469
SUBSCRIPTION FORM FOR THE LEGALBANK LEGAL DATABASE .. 473
YÜKSEK MAHKEME KARARLARI KISA ÖZETLERİ
PLOT SUMMARY OF SUPREME COURT DECISIONS
BORÇLAR HUKUKU
Destekten Yoksunluk Tazminatı- Davalı vekili, davacı desteğinin
aracın sürücüsü olduğunu, kazaya kendi kusuru ile neden
olduğunu, işleten ile müteselsil sorumlu olmaları nedeniyle işletene
yüklenebilecek kusuru olmadığından sorumlu olmadıklarını,
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının üçüncü kişilerin zararlarını
karşıladığını, davacının talebinin ZMSS kapsamında olmadığını
belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan
deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulü ile
T... için 60.373 TL P... için 8.912 TL Ö... için 10.715 TL maddi
tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir................................ 272
İnançlı İşlem Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptal ve Tescil
İstemi- Davacı tarafından İcra Hukuk Mahkemesinde açılan
davada, davacının davalıya borcuna karşılık Bayındır İlçesi
Kızılcaova Köyünde bulunun 730 parsel sayılı taşınmazı tapuda
satış göstererek 26.4.2002 tarihinde devrettiği, taşınmazın tapu
kaydında davacının başka bir borcundan dolayı haciz şerhi
bulunduğu, bu nedenle İcra Müdürlüğünün dosyasında takibe
dayanak yapılan senedin teminat senedi olarak düzenlenmiş
olduğu, senedin arka yüzünde yazılı olan TC Z... Bankası Bayındır
Şubesinin Kızılcaova Demiryolualtı mevkii, 730 parseldeki haciz
işlemine istinaden alınmıştır. 26.4.2002 şeklindeki yazının onun
kambiyo senedi vasfını ve bu senetlere ilişkin özel yol ile takibe
dayanak yapılmasını engellediği, ayrıca davacının böyle bir borcu
olmadığı kanaatine varılmıştır gerekçesiyle davalının alacaklı
olduğu Bayındır İcra Müdürlüğünün 2005/244 sayılı dosyasında
devam eden icra takibinin iptaline karar verildiği ve kararın temyiz
edilmeksizin 8.5.2007 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Ne var
ki, eldeki davada söz konusu dava dosyası ve içeriğinin 05/02/1947
tarih, 20/6 sayılı içtihadı Birleştirme Kararı uyarınca incelenip
değerlendirilmesi gerekir............................................................................. 222
Bütün kararlar bu şekilde özetli olarak dergimizin
Nisan 2015 tarihli 148. sayısından ulaşabilirsiniz
HU KU KÎ MA KA L E L E R
LEGAL WRITINGS
* Kriminolojik Açıdan Suç Faili Olarak Kadın
Women as Perpetrator from Criminological Perspective
Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Sevi BAKIM
* Preventing Transboundary Harm Arising from Hazardous Activities in International
Law: Example of Transportation by Transit Pipelines
Uluslararası Hukukta Tehlikeli Faaliyetlerden Doğan Sınıraşan Zararın Önlenmesi:
Transit Boru Hatları ile Taşıma Örneği
Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. İslam Safa KAYA
* Rekabet Hukukunun İhlâlinden Kaynaklanan Tazminat Davalarına Dair 2014/104
Sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifi
European Parliament and Commission Directive Numbered 2014/104 Regarding
Actions for Damages Arising from Breach of Competition Law
Av./Atty. H. Emre ÖNAL
Araş. Gör./Res. Asst. Buğra KESİCİ
* Doğa Hakları
The Rights of Nature
Araş. Gör./Res. Asst. Ümran KARAASLAN
H
KRİMİNOLOJİK AÇIDAN SUÇ FAİLİ OLARAK KADIN∗
(WOMEN AS PERPETRATOR FROM CRIMINOLOGICAL PERSPECTIVE)
Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Sevi BAKIM ∗∗
ÖZET
Dünyanın her yerinde kadınların suç işleme oranlarının erkeklere
göre belirgin şekilde düşük olması ve kadınların işledikleri suçlar değerlendirildiğinde de erkeklerden daha hafif suçlar işlemeleri sebebiyle
“suç faili olarak kadının” kriminolojik bakımdan özelliklerinin belirlenmesi, genellikle kriminolojik araştırmaların ihmal edilmiş bir alanını
oluşturmaktadır. Geçmişten günümüze sosyal, ekonomik, hukuksal çevrenin değişimiyle birlikte “kadın suçluluğu” ve “kadını suç işlemeye iten
nedenler” artık sadece cinsiyetler arası biyolojik farklılıklarla açıklanan
bir olgu olmaktan çıkıp, çeşitli teorilerle birçok farklı etmenin varlığı
dikkate alınarak kadınların toplumsal statülerinin ve rollerinin değerlendirilmesi suretiyle de açıklanmaya çalışılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kadın suçluluğu, suç faili olarak kadın, kadınları suç işlemeye iten sebepler, kadın suçlarını ve suçluluğunu açıklayan teoriler, kadın suçları.
ABSTRACT
Determination of the specificities of the criminological base of
“women as perpetrators” has generally constituted a neglected area of
criminological research due to the fact that the crime rate of women is
H
Hakem denetiminden geçmiştir.
24-25 Mart 2014 tarihinde İstanbul Aydın Üniversitesi ve University Of MissouriST.Louis üniversitelerinin işbirliği ile düzenlenen “Türk ve ABD Hukukunda Suç ve
Suçluluk Açısından Uluslaraarası Kriminoloji Sempozyumu”nda tarafımca sunulmuş
tebliğin genişletilmiş halidir.
∗∗
Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim
Dalı Öğretim Üyesi.
*
Kriminolojik Açıdan Suç Faili Olarak Kadın
26
significantly lower than men all over the world and women’s crimes are
evaluated as lighter crimes than men’s crimes.
From past to present, together with changes in social, economical,
legal environment, “women criminality” and “reasons that cause women to
commit crime” are no longer a phenomenon explained just by biological
differences of genders, but being tried to be explained by various theories
considering the existence of many different factors, as well as by evaluating
the social status and role of women.
Keywords: Women criminality, women as perpetrators, reasons
that cause women to commit crime, theories explaining crimes of women
and women criminality, crimes of women.
***
...
Kadınların suç işleme oranları erkeklerden daha düşük olduğu için
“kadın suçluluğu” ve “suç faili olarak kadın” genellikle ihmal edilmiş bir
konu olmasına rağmen, “erkek suçluluğu”na oranla az sayıda da olsa,
günümüze kadar kadınların neden suç işlediklerini açıklamak amacıyla
çeşitli araştırmalar yapılmış ve değişik görüşler ifade eden teoriler ileri
sürülmüştür. Cinsiyetin suça ve suçluluğa etkilerini araştıran çalışmalar,
ağırlıklı olarak erkek suçluluğunu incelerken, kadın ve erkek suçluların
suç işleme sebepleri ve şekilleriyle birlikte işlenen suçun türleri arasındaki farklılıkları belirlemeyi amaçlamıştır. Kadın suçluluğu ve erkek
suçluluğu arasındaki farklılık, cinsiyetler arası biyolojik farklılıklarla
açıklanmaya çalışıldığı gibi, biyolojik değişkenlerle birlikte sosyal, ekonomik, kültürel ve diğer başka değişkenlerin kullanılması suretiyle de
aydınlatılmaya uğraşılmıştır. Kadın suçluluğu da diğer suç ve suçluluk
türleri gibi çok faktörlü bir olgu olup üretilen teorilerin hiçbiri tek başına
bu olguyu açıklamada yeterli değildir. Her bir teori kadın suçluluğunun
bir yanını açıklamaya yardımcı olmakta ama tümüyle kadın suçu ve
suçluluğu olgusunu açıklamakta yetersiz kalmaktadır. ...
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Nisan 2015 tarihli 148. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
H
PREVENTING TRANSBOUNDARY HARM ARISING FROM
HAZARDOUS ACTIVITIES IN INTERNATIONAL LAW:
EXAMPLE OF TRANSPORTATION BY TRANSIT PIPELINES
(ULUSLARARASI HUKUKTA TEHLİKELİ FAALİYETLERDEN DOĞAN SINIRAŞAN
ZARARIN ÖNLENMESİ: TRANSİT BORU HATLARI İLE TAŞIMA ÖRNEĞİ)
Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. İslam Safa KAYA*
ÖZET
21. yüzyılda ticari yatırımların yerel dinamiklerden çıkıp uluslararası kimliğe büründüğü açıktır. Uluslararası yatırımların ölçeğinin büyüklüğü, aynı zamanda faaliyetin tehlikelilik özelliğini de artırmaktadır.
Tehlike niteliği de zarar riskini beraberinde getirmektedir. İşte bu zarar
riskinin önlenmesi kapsamında ilgili devletlere birtakım yükümlülükler
getirilmiştir. Uluslararası sözleşme metinlerinde tehlikeli ve aşırı tehlikeli faaliyetler kapsamında değerlendirilen faaliyetlerden biri de transit
boru hatları ile taşımadır. Makalede, ‘’Tehlikeli Faaliyetlerden Kaynaklanan Sınıraşan Zararın Önlenmesi Taslağı’’nın hükümleri detaylandırılmış olup, bu hükümlerin transit boru hattı ile taşıma faaliyetlerine uygulanabilirliği tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sınıraşan zarar, önleme yükümlülüğü, transit
boru hattı, uluslararası sorumluluk, tehlikeli faaliyet.
ABSTRACT
It is apparent that local dynamics have lost their hold over
commercial investments and commercial investments have acquired an
international characteristic in the 21th century. Size of the scale of
international investments increases hazardousness of the activity at the
H
*
Hakem denetiminden geçmiştir.
Assistant Professor at University of Kirikkale, Department of International Law,
[email protected]
28
Preventing Transboundary Harm Arising from Hazardous Activities in
International Law: Example of Transportation by Transit Pipelines
same time. Hazardousness brings harm risk with it. Related states have
been put under obligation to prevent said harm risks. One of the
activities that are described dangerous and extremely hazardous according
to international acts is transportation by transit pipelines. This article
details the provisions of “Draft Articles on Preventing Transboundary
HarmFrom Hazardous Activities” and discusses whether provisions of the
draft is applicable to the activities of transportation by pipelines.
Keywords: Transboundary harm, prevention obligation, transit
pipeline, international liability, hazardous activity.
***
...
It is observed that, objective of the regime for prevention of harm
from transfrontier hazardous activities is to assist large scale and
hazardous activities while aiming to defend third parties’ rights by,
during the conduct of these activities, preventingharms on the other
hand. Significant hazardousness of the activity of transporting petroleum
and natural gas through transit pipelines brings the necessity of the
implementation of prevention citeria with it. In this context, it is
understood that the scope of Prevention Draft is consisting of activities
that are, according to the nature and scale of it, carried out within the
territory or jurisdiction of one or more than one state and may physically
cause harm.
Provisions of the Prevention Draft arearranged for hazardous and
significantly hazardous activities. The activities regarding transfrontier
transit petroleum-natural gas pipelines are within the category of
significantly hazardous activities.
There are some criteria for a hazardous activity to be associated
with prevention draft.These include; being in consistent with international
law; being an activity that is carried out within the territory or jurisdiction of
concerned state; entertaining the risk of causing transboundary harm;
and causing the harm absolutely because of the physical structure of the
activity.
...
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Nisan 2015 tarihli 148. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
H
REKABET HUKUKUNUN İHLÂLİNDEN KAYNAKLANAN
TAZMİNAT DAVALARINA DAİR 2014/104 SAYILI AVRUPA
PARLAMENTOSU VE KONSEYİ DİREKTİFİ
(EUROPEAN PARLIAMENT AND COMMISSION DIRECTIVE NUMBERED
2014/104 REGARDING ACTIONS FOR DAMAGES ARISING FROM BREACH OF
COMPETITION LAW)
Av./Atty. H. Emre ÖNAL*
Araş. Gör./Res. Asst. Buğra KESİCİ**
ÖZET
Avrupa Birliği Rekabet Hukuku’nda Komisyon’un girişimleriyle
2000’li yılların başından itibaren yürütülen Rekabet Hukuku’nun ihlâlinden kaynaklanan tazminat sorumluluğuna dair reform çalışmaları, 2014
yılının sonunda kabul edilen 2014/104 sayılı Konsey Direktifi ile oldukça önemli bir aşamaya gelmiştir. Çalışmamızın konusunu oluşturan
Direktif ile Rekabet Hukuku’nun ihlâli nedeniyle ikâme edilen tazminat
davalarının yürütülmesinin işlevsel bir hâle getirilmesi ve bütünleştirilmesi için üye devletlere çeşitli konularda yasal düzenlemede bulunma
yükümlülüğü ihdas edilmektedir. Tamamen tazmin talep etme hakkı,
delillerin açıklanması, rekabet otoritesi kararlarının ulusal mahkemeler
üzerindeki etkisi, zamanaşımı süreleri, müşterek ve müteselsil sorumluluk, davacı sıfatının tespiti, zarar miktarının belirlenmesi ve anlaşmalı
uyuşmazlık çözümü gibi birçok konuda ihtiva ettiği yenilik ve değişiklikler ile Direktif’in, Türk Rekabet Hukuku açısından da etkili olması
kuvvetle muhtemeldir. Türk Rekabet Hukuku bağlamında Avrupa Birliği
rekabet hukukunun mehaz teşkil etmesi ve bu konudaki esasa etki eden
önemi bir kenara, Direktif ile hukuki zemine kavuşturulan konuların
H
Hakem denetiminden geçmiştir.
İstanbul ve New York Barosu Avukatı, Gedik & Eraksoy Avukatlık Ortaklığı,
[email protected]
**
Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Araştırma
Görevlisi, [email protected]
*
30
Rekabet Hukukunun İhlâlinden Kaynaklanan Tazminat Davalarına Dair
2014/104 Sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifi
büyük bir kısmı, ülkemizde rekabet hukukunun ihlâlinden kaynaklanan
tazminat davalarının yaygınlık kazanamamasının öncül nedenlerini
oluşturmaktadır. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da
bahsi geçen konulara dair herhangi bir düzenleme öngörülmemiş olması
ve başta 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun öngördüğü genel nitelikteki hükümlerin hâlihazırdaki uygulamayı tam anlamıyla karşılayamaması, bu konularda açık
yasal düzenleme yapılması ihtiyacının tartışılmasını gündeme getirmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi nezdinde bulunan bir Kanun Tasarısı’nın mevcudiyeti de nazarı itibara alındığında, Direktif’in öngördüğü
düzenlemelerin yerindeliğinin ülkemiz açısından da değerlendirilmesi ve
kanun koyucu tarafından dikkate alınması zaruri bir hâle gelmektedir.
Bu yönüyle, bir başlangıç ve Direktif’in öngördüğü hükümlerin tanıtımı
çabasının bir ürünü niteliğinde olan çalışmamızda, Avrupa Birliği rekabet hukukundaki güncel gelişmeler ile birlikte genel bilgilerin ve çalışma
plânının yer almakta olduğu giriş bölümünün ardından, Direktif ile hayata geçirilmesi öngörülen düzenlemeler temel hatlarıyla ele alınmakta
ve müteakiben, Direktif’in maddî hükümlerinin serbest çevirisi paylaşım
konusu hâline getirilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Rekabet Hukuku, haksız fiil sorumluluğu,
tazminat davaları, 2014/104 sayılı Direktif, Direktif ile öngörülen temel
değişiklikler, serbest çeviri.
ABSTRACT
Reform studies in European Union regarding actions for damages
arising from breach of competition law, which has been carried on at
the initiative of the Commission since 2000s, have reached a significant
phase with the adoption of Council Directive numbered 2014/104 at the
end of 2014. This Directive constituting the subject of our study requires
member states to adopt new legislative regulations regarding various
matters in order to make claims arising from breach of competition law
uniform and function better. The Directive, which provides some
novelties and changes such as right to full compensation, disclosure of
evidence, effects of competition authority decisions on national courts,
limitation periods, joint and several liability, hostility of claimant,
quantification of harm and consensual dispute resolution, is highly likely
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Av. H. Emre ÖNAL - Araş. Gör. Buğra KESİCİ
31
to affect the Turkish competition law practice as well. This is because
the European Union competition law is the basis of and serves as a
reference point for Turkish competition law and the rules set out in the
Directive relate to the issues that constitute the leading issues in the
development of the private enforcement of competition law in Turkey. In
addition, the fact that there has not been any explicit rule on these issues
in the Law numbered 4054 on Protection of Competition and general
provisions of the Turkish Code of Obligations Law numbered 6098 and
the Code of Civil Procedure Law numbered 6100 are not sufficient to
address these concerns, brings forward the necessity for adopting new
regulations with respect to such issues in Turkey. The existence of a
draft law, which is currently on the agenda of The Grand National
Assembly of Turkey to amend the Law numbered 4054 on Protection of
Competition, makes it more necessary to determine whether these rules
set out in the Directive are compatible with the Turkish competition law
and should be taken into account by the law-maker. In this respect, our
study serves as an introduction of the provisions of this Directive, where
we will first provide general information and working plan regarding
the subject, then briefly discuss the main roles of new rules and finally
provide translation of these rules.
Keywords: Competition law, tort liability, actions for damages,
Directive numbered 2014/104, main changes brought by the Directive,
free translation.
***
§I. Giriş: Avrupa Birliği Rekabet Hukukunda tazminat Davalarının Sergilediği “Gelişim Süreci” ve “Çalışma Plânı”
I.1. Avrupa Birliği Rekabet Hukukunda Tazminat Davalarının
Sergilediği Gelişim Süreci. Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma1 (ABİDA)’da, Avrupa Birliği (AB) rekabet hukuku kurallarının
ihlâli hâlinde özel hukuk alanında uygulanabilecek yaptırımlardan yalnızca “geçersizlik” (invalidity) yaptırımına yer verilmiş olmakla birlikte
(TFEU Art. 101/II); bu ihlâllerden doğan zararların giderilebilmesi adına
tazminat davalarına (actions for damages) dair herhangi bir hukuki dü1
Treaty on the Functioning of the European Union, “TFEU” (OJ C 83, 30.03.2010).
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
32
Rekabet Hukukunun İhlâlinden Kaynaklanan Tazminat Davalarına Dair
2014/104 Sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifi
zenleme öngörülmemiştir. Bu gerekçe ile rekabet hukukunun ihlâl edilmesinden kaynaklanan tazminat davalarında, Amerikan antitröst hukuku
düzenlemelerinden farklı olarak, zarar görenler tazminat taleplerini ulusal mahkemeler nezdinde ve üye devletlerin iç hukuk hükümleri çerçevesinde ileri sürebilmektedirler. ...
...
Madde 21
İç Hukuka Aktarma
1. Üye Devletler, bu Direktif ile uyumu sağlamak için gerekli olan
kanunları, tüzükleri ve idari düzenlemeleri 27 Aralık 2016’ya kadar yürürlüğe koyacaktır. Söz konusu mevzuat, derhal Komisyon’a bildirilecektir.
Üye Devletler bahsi geçen düzenlemeleri kabul ederken, metin içeriklerinde bu Direktif’e atıf yapacaklar ya da bu türden bir atfı resmî
yayın sırasında birlikte vereceklerdir. Üye Devletler, bu türden bir atfın
nasıl oluşturulacağını kendileri belirleyeceklerdir.
2. Üye Devletler, bu Direktif’in kapsadığı alanda yürürlüğe soktukları ulusal hukuka dair düzenlemelerin yazılı metinlerini Komisyon’a
ileteceklerdir.
Madde 22
Zaman Bakımından Uygulama
1. Üye Devletler, Madde 21 gereğince bu Direktif’in esasa dair
hükümlerine uyum sağlamak için kabul ettikleri ulusal düzenlemelerin
geçmişe dönük olarak uygulanmamasını temin edecektir.
2. Üye Devletler, Paragraf 1’de atıfta bulunulanlar dışında,
Madde 21 uyarınca kabul edilmiş herhangi bir ulusal düzenlemenin, paragraf 1’de verilenlerin yanı sıra, ulusal mahkeme tarafından 26 Aralık
2014’ten önce ele alınmış tazminat davalarına uygulanmamasını temin
edecektir.
Madde 23
Yürürlüğe Girme
Bu Direktif, Avrupa Birliği Resmi Gazetesi’nde yayımlanmasının
ardından 20 gün sonra yürürlüğe girecektir.
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Nisan 2015 tarihli 148. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
H
DOĞA HAKLARI
(THE RIGHTS OF NATURE)
Araş. Gör./Res. Asst. Ümran KARAASLAN*
ÖZET
Bu çalışmada hukukî literatürde görece yeni bir kavram olarak kabul edilebilecek olan doğa hakları kavramı genel hatlarıyla açıklanmaya
çalışılmış, doğa haklarının hukukî olarak ifade ettiği kavramsallaştırmalar çeşitli örneklerle sunularak içeriğine ilişkin tanımlamalar oluşturulmaya çalışılmıştır.
Doğa hakları kavramının tarihsel yönü, uygulama alanları ve dünyada çeşitli zaman ve mekânlarda pozitif hukuka yansıyan görünümleri
farklı ekolojik anayasalarla örneklendirilerek açıklanmaya gayret edilmiştir.
Son olarak da Türkiye’de doğa hakları pozitif hukuk düzenlemeleri ile değerlendirilerek; sivil toplum örgütü olarak Türkiye’de doğa
hakları savunucularının Türk Hukuku’nda ekolojik yaklaşımlar ve doğa
hakları çalışmalarına ilişkin görüşlerine yer verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Derin Ekoloji, Doğa Hakları, Ekolojik Anayasalar, Hümanizm.
ABSTRACT
This study has tried to explain with the notion about the rights of
nature which may be regarded as a relatively new concept based on the
legal literature of the rights of nature concept in general terms,
theorizing that the legal as expressed by its nature notion. presented
with several examples have been trying to establish definitions for the
content.
H
*
Hakem denetiminden geçmiştir.
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Doğa Hakları
34
The Historical aspects of the notion of the rights of nature, its
applications an views reflected in various times and spaces in the World
to positive law were explained exemplified with different ecological
constitutions.
Finally, the evaluation of the rigths of nature in Turkey’s positive
law regulations; as the nongovernmental organisations that advocates of
the rights of nature in Turkey are given their views on the approach to
ecological system and the rights of nature.
Keywords Deep Ecology, The Rights of Nature, Ecological
Constittutions, Humanism.
***
...
Doğa Hakları, çağdaş dünyada kendisine ekolojik anayasalarla yer
edinmeye çalışsa da, esasen çok modern bir kavram olmadığı Ortaçağ’a
ilişkin makalemde sunduğum örnekten ve Nazi Almanya’sının ekolojik
düzenlemelerinden okunabilecektir. Tarihsel seyri içerisinde, bugün
doğa haklarını kavramsallaştırdığımız noktada moderniteden hiç etkilenmediğini söylemek de geçerli olmayacaktır. Doğa hakları, hayvanların; taşların, toprağın ya da dağların haklarını savunmaktan öte onlara
hak vermeyi vaat eden ve gerçekleştirmeyi amaçlayan bir diskuru da
bugün içinde barındırırken, hümanizm karşıtlığını ifade etse de ben hümanist bir akım olarak nitelendirmeyi uygun buluyorum. Çünkü doğa
hakları kavramı, en nihayetinde insâni temelli, insanlığın vicdanına ilişkin bir diskurda kendisine yer ediniyor. Üstelik Mineral King vakıasında
ya da ekolojik anayasalar örneğinde görülebileceği üzere, doğaya haklar
vermek sonuçta insana da hizmet eden bir boyut taşıyabiliyor. Doğaya
haklar vermek, insanlığın daha güzel ve sağlıklı bir dünyada yaşayabilmesinin önünü açıyor. Bu sebeple hümanizmden bağımsız ya da karşıt
değil ancak onunla iç içe bir kavram olduğuna inanıyorum.
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Nisan 2015 tarihli 148. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
UZMAN GÖRÜŞLERİ
EXPERT OPINIONS
* Yabancı Ülkelerdeki Türk Vatandaşlarına Tebligat (Teb. K. m.25/a)
Service of Summons to the Turkish Citizens Abroad
(Law on the Service of Summons Article 25/a)
Av./Atty. Talih UYAR
* Kamu İhalelerine Katılmaktan Yasaklamaya İlişkin 45 Günlük
Sürenin Başlangıç Sorunu
The Starting Issue of 45 Day Period which Defined for Prohibition from Participating
Public Procurement
Oktay ÇAMDELEN
Müfettiş/Inspector
* Sivil Havacılığın Milletlerarası Özel Hukuk Boyutu Cape Town Konvansiyonu'na
Genel Bakış
The Extent of Civil Aviation in International Private Law Overview of
Cape Town Convention
Stj. Av./Intern Lawyer Mustafa Tolga TÜMOĞLU
YABANCI ÜLKELERDEKİ TÜRK VATANDAŞLARINA
TEBLİGAT (Teb. K. m.25/a)*
(SERVICE OF SUMMONS TO THE TURKISH CITIZENS ABROAD
(LAW ON THE SERVICE OF SUMMONS ARTICLE 25/a))
Av./Atty. Talih UYAR**
Yabancı ülkelerdeki -“resmi memur” ya da “askeri şahıs” sıfatı
bulunmayan- Türk vatandaşlarına nasıl tebligat yapılabileceği, Tebligat
Kanunu’nun 25/a ve Tebligat Yönetmeliği’nin (Tebligat Kanunu’nun
Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin) 43. maddesinde düzenlenmiştir.
11.01.2011 tarih ve 6099 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile de 7201
sayılı Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesine 5. fıkra olarak “kazai merciler tarafından yapılacak tebligat usulü” konusunda aşağıdaki fıkra
eklenmiştir:
“Bu maddeye göre kazai merciler tarafından çıkarılacak tebligatta, tebliğ evrakı doğrudan o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu’na gönderilebilir.”
Bu değişikliğin gerekçesi, 6099 sayılı kanunda şu şekilde açıklanmıştır:
“Tebligat Kanununun 25/a maddesinde siyasî temsilcilikler aracılığıyla yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarına tebligat usûlü düzenlenmiştir. Bugüne kadar yurt dışı temsilciliklere gönderilen tebligat
Adalet Bakanlığı aracılığıyla yapılmaktaydı. Maddeye eklenen yeni fıkrada bu hususta kolaylık getirilmiştir. Bu bağlamda, Türk vatandaşları
bakımından, Adalet Bakanlığının aracılığı olmadan, doğrudan ilgili
temsilciliğe tebligatın gönderilmesi usulü kabul edilmiştir. Zira, Adalet
Bakanlığının aracılığı sadece şeklî hususların incelenmesi ile ilgilidir.
Bu inceleme yargı organınca yapılıp tebliğ evrakı gönderilebilecek,
böylece hem zaman hem de para kaybı önlenecektir.
*
Bu yazı, bir dava dosyasına hukuki mütalâa (uzman görüşü) olarak sunulmuştur.
İzmir Barosu Avukatlarından. (Dokuz Eylül Ünv. Huk. Fak. E. Öğr. Görv.)
**
38
Yabancı Ülkelerdeki Türk Vatandaşlarına Tebligat (Teb. K. m.25/a)
Ayrıca, Türk yargı organının yine Türk vatandaşı olan taraf için
doğrudan Türk temsilciliğini kullanarak tebligat yapması hiçbir sakınca
doğurmayacak, bilakis birçok yarar sağlayacaktır.
Yukarıdaki gerekçelerle birlikte, çok özel durumlarda, ilgili yargı
organının Adalet Bakanlığı aracılığıyla temsilcilik üzerinden tebligat
yaptırması bazen gerekli olabilir. Bu gibi istisnai durumlarda da bir
sakıncanın ve boşluğun doğmaması için, hüküm emredici şekilde düzenlenmemiş, “gönderilebilir” ifadesi kullanılarak bu ihtimal de açık tutulmuştur. Böylece, gerektiğinde yargı organının ilgili temsilciliğe doğrudan değil, Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebligatı ulaştırmasının önü de
tamamen kapatılmamıştır.”
Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesine 5. fıkra olarak eklenen bu
husus Tebligat Yönetmeliği’nin 43. maddesinin (7). fıkrasında;
“Bu maddeye göre kazai merciler tarafından çıkarılacak tebligatta, tebliğ evrakı doğrudan o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu’na gönderilebilir. Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu
tarafından tebliğ işleminin gerçekleştirilmesinden sonra evrak doğrudan
ilgili kazai merciye gönderilir.”
şeklinde düzenlenmiştir…
Yazının devamına, dergimizin dergimizin
Nisan 2015 tarihli 148. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
KAMU İHALELERİNE KATILMAKTAN YASAKLAMAYA
İLİŞKİN 45 GÜNLÜK SÜRENİN BAŞLANGIÇ SORUNU
(THE STARTING ISSUE OF 45 DAY PERIOD WHICH DEFINED FOR
PROHIBITION FROM PARTICIPATING PUBLIC PROCUREMENT)
Oktay ÇAMDELEN
Müfettiş/Inspector*
...
Bilindiği üzere, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “İhalelere
katılmaktan yasaklama” başlıklı 58’inci maddesinde “17 nci maddede
belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında
fiil veya davranışlarının özelliğine göre, bir yıldan az olmamak üzere iki
yıla kadar, üzerine ihale yapıldığı halde mücbir sebep halleri dışında
usulüne göre sözleşme yapmayanlar hakkında ise altı aydan az olmamak
üzere bir yıla kadar, 2 nci ve 3 üncü maddeler ile istisna edilenler dahil
bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklama
kararı verilir. Katılma yasakları, ihaleyi yapan bakanlık veya ilgili veya
bağlı bulunulan bakanlık, herhangi bir bakanlığın ilgili veya bağlı kuruluşu sayılmayan idarelerde bu idarelerin ihale yetkilileri, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı birlik, müessese ve işletmelerde
ise İçişleri Bakanlığı tarafından verilir.
… Yasaklama kararları, yasaklamayı gerektiren fiil veya davranışın tespit edildiği tarihi izleyen en geç kırkbeş gün içinde verilir. Verilen
bu karar Resmi Gazetede yayımlanmak üzere en geç onbeş gün içinde
gönderilir ve yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Bu kararlar Kamu İhale
Kurumunca izlenerek, kamu ihalelerine katılmaktan yasaklı olanlara
ilişkin siciller tutulur.
...
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “İhalelere katılmaktan yasaklama” başlıklı 58’inci maddesindeki “… Yasaklama kararları, yasaklamayı gerektiren fiil veya davranışın tespit edildiği tarihi izleyen en
*
Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü Yenişehir/ANKARA
40
Kamu İhalelerine Katılmaktan Yasaklamaya İlişkin 45 Günlük
Sürenin Başlangıç Sorunu
geç kırkbeş gün içinde verilir…” hükmünden yasaklamaya ilişkin azami
45 günlük sürenin, yasaklamayı gerektiren fiil veya davranışın ihaleyi
yapan idarece tespit edildiği tarihten mi, yoksa yasaklamaya ilişkin bilgi
ve belgelerin ihaleyi yapan idare tarafından yasaklama kararını verecek
olan mercie ulaştırıldığı tarihten mi başlayacağı hususu oldukça önem
arz etmektedir.
...
Nitekim, madde metnindeki en geç 45 gün ifadesi, 4964 sayılı Kanun’un 35’inci maddesiyle getirilmiş ve söz konusu değişikliğe ilişkin
gerekçede “… Katılmaktan yasaklama kararlarının bağlı veya ilgili bulunulan bakanlıklar tarafından verildiği durumlarda, taşradaki ihalelere
ilişkin yazışma ve karar verme sürecinin uzunluğu ve gecikmeler nedeniyle sürenin dolması halinde ceza verilemeyeceği göz önünde bulundurularak azami otuz günlük süre kırkbeş güne çıkarılmaktadır.” denilmiş
olup, ilgili veya bağlı bulunulan bakanlıklar tarafından ihalelere katılmaktan yasaklama kararlarının verilmesi halinde, taşradaki ihalelere
ilişkin yazışma ve karar verme süreçleri de azami 45 günlük sürenin
içerisinde değerlendirilmiştir. Keza, 25.7.2005 tarih ve 25886 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu İhale Kanunu Genel Tebliği’nde, 45
günlük sürenin, yasaklamaya esas bilgi ve belgelerin yasaklama kararını
verecek mercie ulaştığı tarihten değil, yasaklamayı gerektiren fiil veya
davranışın idarece tespit edildiği tarihten itibaren başlaması gerektiği
ifade edilmiştir.
Yazının devamına, dergimizin dergimizin
Nisan 2015 tarihli 148. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
SİVİL HAVACILIĞIN
MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK BOYUTU
CAPE TOWN KONVANSİYONU'NA GENEL BAKIŞ
(THE EXTENT OF CIVIL AVIATION IN INTERNATIONAL PRIVATE LAW
OVERVIEW OF CAPE TOWN CONVENTION)
Stj. Av./Intern Lawyer Mustafa Tolga TÜMOĞLU*
Cape Town Konvansiyonu, ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık
Teşkilatı) ve UNIDROIT (Uluslararası Hukukun Birleştirilmesi Enstitüsü)‘nün ortak girişimiyle 29 Ekim – 16 Kasım 2001 tarihleri arasında
Güney Afrika’nın Cape Town şehrinde düzenlenen diplomatik konferansta imzaya açılmıştır.
Cape Town Konvansiyonu, uluslararası ortak tescil mekanizmasını
oluşturmayı amaçlayan, bu bağlamda aktif teminata dayalı finansman ile
satış ve kiralama işlemlerinde alıcı veya işleticinin, ödeme sıkıntısı, iflası gibi durumlarda taşınır malzemelerin gerçek malikine iadesini kolaylaştırıcı ve olası bir mağduriyeti önleyici düzenlemeler içermektedir.
...
Ülkemiz mevzuatı ile Cape Town Konvansiyonu ve Hava Aracı
Protokolü hükümleri arasında ciddi anlamda çelişkiler olması nedeniyle,
mevzuatımızın bu hükümler ile uyumlu hale getirilmesi konusunda ülkemiz önemli çabalar sarf etmiştir. Bu çabalar sonucunda Türkiye, 20
Ekim 2014 tarihinde OECD tarafından bugüne kadar sadece 21 ülkenin
girebilmiş olduğu Cape Town İndirim Listesi kapsamına alınmıştır.
Böylelikle hava aracı finansmanı sağlamayı arzu eden Türk havacılık
şirketleri, üye ülke ihracat kredi kuruluşlarının indirimli primlerinden
yararlandırılacaklardır. İhracat kredi kuruluşları aracılığıyla finansman
sağlanmasının tüm dünyada pek çok havacılık şirketi tarafından tercih
edilen bir yöntem olduğu düşünüldüğünde, ülkemizin yoğun çabalarının
*
Ankara Barosu, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Deniz Hukuku Ana
Bilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi.
Sivil Havacılığın Milletlerarası Özel Hukuk Boyutu
Cape Town Konvansiyonu'na Genel Bakış
42
Türkiye’deki havacılık sektörünü olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir1.
Konvansiyon ve Protokol olmak üzere temel dayanak iki belge etrafında oluşturulan bu sistemle; tüm akit devletler tarafından tanınan,
uluslararası geçerliğe sahip bir teminat sistemi kurulması amaçlanmıştır.
Oluşturulan sistem ile hava aracı finansmanı işlemlerinde borçlu konumundaki kişi veya kuruluşların borçlarını ödemede temerrüde düşmeleri,
iflası ve benzeri sebeplerle tasfiye haline girmeleri halinde, söz konusu
borçlulara hava aracı finansmanıyla bağlantılı kredi sağlamış olan finansörlerin, hava aracı üzerinde diğer alacaklılar karşısındaki önceliklerini
garantiye almak için bir takım haklar tanınmış olup, mezkûr haklar
uluslararası geçerliğe sahip bir sicile tescili sağlanmaktadır. Akit devletler, uluslararası sicile tescil edilen bu gibi teminatları tanıyacak ve kendi
ülkelerinde ilgili hava aracı donanımı üzerinde icra edilmesine olanak
sağlayacaklardır. Böylelikle devletler, herhangi bir şekilde borçlu gibi
alacaklılara karşı sorumlu olmayacak; sebebi olmadığı bir zararı karşılamak zorunda bırakılamayacaktır. Bunun yanı sıra söz konusu Konvansiyon ve Protokole çok sayıda devletin taraf olmasıyla ticari ilişkilerdeki
güven duygusu tazelenecek, yatırımcılar için akit ülkeler tercih nedeni
olacaktır.
Ekonomik açıdan bakıldığında ise söz konusu Konvansiyon ve
Protokol, havayolu şirketlerinin finansman maliyetlerinin azalmasını,
karlılığının artmasını, uçuş noktalarının artmasını buna bağlı olarak bilet
fiyatlarının azalmasını, turizm hareketliliğini beraberinde getirecektir.
Bu durum hem biz tüketiciler için hem de havayolu şirketleri için finansal anlamda önemli bir adım niteliğindedir.
Konvansiyon ve Protokolün bir diğer olumlu sonucu ise; Devletlerin havayolu sektörü için kredi garantisi verme yükümlüğünün kalmaması, uçak imalatçılarının satış potansiyelinin artması, havacılık sektöründeki istihdamın artması, özelleştirmeye katkı sağlanması, gelir düzeyinin yükselmesi, devlet garantilerinin azalması ile ekonomik büyümenin gerçekleşmesi şeklinde ülke politikasına yansımasıdır.
Yazının devamına, dergimizin dergimizin
Nisan 2015 tarihli 148. sayısından ulaşabilirsiniz
1
Bkz. http://www.airportist.com/tasinir-donanim-uzerindeki-uluslararasi-teminatlarhakkinda-cape-town-konvansiyonu.html. E.T. 25.02.2015
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
HU KU K HA B E R L E R İ
LEGAL NEWS
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Belçika Krallığı Arasında Diplomatik ve Konsüler
Personelin Belirli Yakınlarının Kazanç Getirici Bir İşte Çalışmalarına Olanak Sağlayan
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı
* Milletlerarası Tahkim Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ Yayınlandı
* Tapu ve Kadastro Verilerinin Paylaşımı Hakkında Yönetmelik Yayınlandı
* Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği Değiştirildi
* Türkiye İş Kurumu Yurtdışında İşe Yerleştirme Hizmetine Dair Yönetmelik Değiştirildi
* Zorunlu Karşılıklar Hakkında Tebliğ (Sayı: 2013/15) Değiştirildi
* Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği Yayınlandı
* Gümrük Yönetmeliği Değiştirildi
* Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan
Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik Değiştirildi
* Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik
Değiştirildi
* Sermaye Şirketlerinin Tasfiyesinde Şirket Alacaklılarının Alacaklarının Yatırılacağı Bankanın
Belirlenmesine İlişkin Tebliğ Yayınlandı
* Aracı Kurumların Sermayelerine ve Sermaye Yeterliliğine İlişkin Esaslar Tebliğ Değiştirildi
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Sekretaryası
Arasında Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Sekretaryasına Dair Evsahibi Ülke
Anlaşmasına Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti Arasında Bilim ve
Eğitim Alanlarında İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti Arasında Gümrük
Konularında İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Yayınlandı
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim, Savunma
Sanayii ile Katar Topraklarında Türk Silahlı Kuvvetlerinin Konuşlandırılması Konusunda
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı
* Anti Damping ve Korunma Önlemi Soruşturmaları
* Avukatlar, Vekili Olmadıkları Kişiler Hakkında Sorgulama Yapabilecek
* Büyük Zaferin 100. Yıldönümünde Çanakkale
* Yaz Saati Uygulamasına 29 Martta Geçildi
* E-Tahsilat Sistemi
Hukuk haberlerinin tamamına
Nisan 2015 tarihli 148. sayısından ulaşabilirsiniz
YARGITAY
HU KU K KA R A R L A R I
COURT OF CASSATION CIVIL CHAMBER
DECISIONS
* Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları
Court of Cassation Assembly of Civil Chambers Decisions
* Yargıtay Hukuk Daire Kararları
Court of Cassation Civil Chambers Decisions
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARLARI
COURT OF CASSATION ASSEMBLY OF CIVIL CHAMBERS DECISIONS
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2013/10-1259
Karar No. 2014/839
Tarihi:
05.11.2014
İlgili Kanun/Madde
506 s. SSK/20, Gç20
5510 s. SSGSSK/3, 4, 41, 82, Gç20
• DOĞUM BORÇLANMASI HAKKI
• BANKANIN ÖZEL SANDIĞA TABİ OLDUĞU VE BU
ÇALIŞMASININ SİGORTALI ÇALIŞMALI OLARAK
KABULÜNÜN MÜMKÜN OLUP OLMADIĞI
ÖZETİ: Somut olayda, 506 sayılı Kanun kapsamında ilk kez
19.06.2003 tarihinden itibaren zorunlu sigortalı olduğu anlaşılan davacının, doğumlar öncesinde 20.03.1986-02.02.1988
tarihleri arasındaki 506 sayılı Kanun'un Geçici 20. maddesi
kapsamındaki sandık kapsamında geçen hizmetlerinin 5510
sayılı Kanun'un 4. maddesinin a bendi kapsamında belirtilen
hizmetler kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire
bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda
direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2013/11-1591
Karar No. 2014/816
22.10.2014
Tarihi:
•
•
•
•
•
İlgili Kanun/Madde
551 s. PatentKHK/149
554 s. TasarımKHK/64
556 s. MarkaKHK/74
HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİ
MUARAZANIN GİDERİLMESİ İSTEMİ
MARKA HAKKINA TECAVÜZ
İYİNİYET KURALLARINA AYKIRILIK
HAKSIZ REKABET
Yargıtay Hukuk Kararları
48
ÖZETİ: Davalılardan E... Dış Ticaret Ltd. Şti'nin pasif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusundaki uyuşmazlığa gelince;
davalılar tarafından keşide edilen 25.12.2007 tarihli ihtarnameyle, davacının “ERİNOKS” ibaresini tescilsiz marka ve
ticaret unvanı olarak kullanmasının, davalıların marka tescillerinden kaynaklanan haklarını ihlal ettiğinin iddia edilmesinin yanı sıra, taraflarca kullanılan ticaret unvanlarının benzer olmasının karıştırılma ihtimali oluşturduğu da ileri sürülmüştür. Bu itibarla, ihtarnameyi keşide eden davalılardan E...
Dış Ticaret Ltd. Şti'nin adına tescilli bir marka bulunmaması
nedeniyle pasif dava ehliyetinin olmadığı bozma gerekçesi
yapılmış ise de, ihtarname içeriğinde, bu şirketin ticaret unvanına dayalı haklarının korunması amaçlanarak muaraza çıkartıldığı için, bu iddia sahibi şirkete karşı ihtarname içeriğinin doğru olmadığı ileri sürülerek dava açılması ve kendisine
husumet yöneltilmesi mümkündür. Ayrıca, her iki davalı tarafından keşide edilen ihtarnamenin haksız rekabet oluşturduğunun dava dilekçesinde ileri sürülmesi nedeniyle, adına
marka tescili bulunmasa dahi E... Dış Ticaret Ltd. Şti'nin ihtarname çekmek suretiyle oluşturduğu muarazının giderilmesi
için davacı tarafından hasım gösterilmesinde bir yanlışlık
bulunmadığından, aynı hususa işaret eden direnme kararı
usul ve yasaya uygun olup onanması gereklidir. Yukarıda
açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme
kararının onanması gerekmiştir.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2013/21-2054
Karar No. 2014/815
Tarihi:
22.10.2014
İlgili Kanun/Madde
1479 s. Bağ-KurK/24
• ZORUNLU BAĞ-KUR SİGORTALILIĞI
• BAĞ-KURA TESCİL VE KAYITLA SİGORTALILIĞIN
OLUŞAMAYACAĞI
• YAŞLILIK AYLIĞI BAĞLANMASI İSTEMİ
ÖZETİ: Somut olayda, Bağ-Kur sigortalılığı için A.Ş kurucu ortağı
olmak gerekirken sehven Bağ-Kura tescil ve kayıtla sigortalılığın oluşamayacağı gözetilmeden 19/10/1990 tarihinden
24/12/1997 tarihine kadar Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Davacının
uyuşmazlık konusu dönemde 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılık koşullarının bulunmadığı ortadadır. Ancak davacının bu
dönem içerisinde muhtelif tarihlerde prim ödemelerinin bulunduğu görülmektedir. Dolayısıyla davacının ödediği
1992/8.ay ve 1996/2.ay ödenen primlerin uyuşmazlık konusu
dönem yönünden ileriye yönelik ödeme tarihinden itibaren
isteğe bağlı sigortalı olarak kabulü gerekmektedir. Yaşlılık
aylığı konusu da açıklamalar doğrultusunda değerlendirilmeli
ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu maddi ve
hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş
olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2013/13-1108
Karar No. 2014/768
Tarihi:
15.10.2014
49
İlgili Kanun/Madde
6098 s. TBK/179, 180, 181, 182
• TELLALLIK SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN
ALACAĞIN TAHSİLİ İSTEMİ
• CEZAİ ŞART
ÖZETİ: Somut olayda taraflar arasında imzalan 28.09.2009 tarihli
“tellallık sözleşmesi” uyarınca, davacı şirket tarafından davalı
müşteriye gösterilecek dairenin satın alınması durumunda
satın alma bedelinin (%3+KDV)'si oranında tellallık ücretinin
alınacağı kararlaştırılmıştır. Telalık ücreti sözleşmede bu şekilde belirlendikten sonra, müşteriye gösterilen dairenin satın
alma işleminin her ne şekilde olursa olsun emlak şirketi
safdışı edilmek suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda satın
alma bedelinin (%6+KDV)'si oranında ücret ödeneceği kabul
edilmiş durumdadır. Sözleşmede bahsi geçen bu iki orandan
(%3+KDV) rakamının telalık ücreti olduğu açıktır. Sözleşme
gereklerinin yerine getirilmemesi durumunda talep edilecek
olan ücretin satış rakamının (%6+KDV)'si olarak belirlenmiş
olması nedeniyle, bu iki rakam arasındaki farkın “cezai şart”
olarak öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, sözleşmedeki (%3+KDV) rakamı tellallık ücreti karşılığı olup, davacı
emlak şirketi edimlerini yerine getirdiği halde davalı müşterinin edimlerini yerine getirmemesi durumunda tellallık ücretine (%3+KDV) cezai şart eklenmek suretiyle (%6+KDV) rakamının ödenmesinin tarafların ortak iradesi olduğunun kabulü gereklidir. O halde, sözleşme uyarınca edimlerini yerine
getiren davacının hak ettiği tellallık ücretinin (%3+KDV)
oranı üzerinden belirlenmesinden sonra, sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalıya öngörülen
(%3+KDV) oranı uygulanmak suretiyle bulunan cezai şart
miktarından 818 s. BK'nun 161/ son maddesinde düzenlenen
indirim tatbik edilmek suretiyle davacının toplam alacağının
belirlenmesi gerekir.
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
50
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2013/21-1242
Karar No. 2014/765
Tarihi:
15.10.2014
İlgili Kanun/Madde
1479 s. Bağ-KurK/24
506 s. SSK/3
5510 s. SSGSSK/53, Gç33
• ÇİFTE SİGORTALILIK
• YAŞLILIK AYLIĞI BAĞLANMASI
• 506 SAYILI KANUN İLE 1479 SAYILI KANUN
KAPSAMINDAKİ SİGORTALILIĞIN ÇAKIŞMASI
ÖZETİ: Çakışan sigortalılık sorununu gerek 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp
sigortalının önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığına
geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasal
sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması
yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasanın 3.maddesinin I. (F)
bendinde "Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların" (K) bendinde ise, herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479
Sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun 24.maddesinin I. ve
II.Fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık
mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2013/6-1221
Karar No. 2014/754
Tarihi:
15.10.2014
İlgili Kanun/Madde
2886 s. DevletİhaleK/75
5393 s. BelediyeK/15
• KİRACILIĞIN DEVAM ETTİĞİNİN TESPİTİ VE
MUARAZANIN GİDERİLMESİ
• ECRİMİSİL VE TAHLİYE
• KİRA SÖZLEŞMESİNİN YENİLENMESİ
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
51
ÖZETİ: Somut olayda: taraflar arasında imzalanan 01.04.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin bitim süresi 31.03.2010 olup
sözleşmenin 20. maddesi gereğince kira süresi 31.03.2011
tarihine uzamış bulunmaktadır. Ancak taraflar arasındaki
uyuşmazlığa 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı
Belediye Kanunu’nun 15. maddesinin 3. fıkrasının 2. cümlesinin atfıyla 2886 sayılı Kanun’un 75.maddesi hükümleri uygulanacağından kira sözleşmesinin ikinci kez uzaması mümkün değildir. Hal böyle olunca, yerel mahkemenin kira sözleşmesinin 01.04.2011 - 31.03.2012 tarihleri arasında da yenilendiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermesi doğru olmamıştır.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
2013/2-1141
Esas No.
Karar No. 2014/752
Tarihi:
15.10.2014
İlgili Kanun/Madde
4721 s. TMK/166
• KARŞILIKLI BOŞANMA İSTEMİ
• EVLİLİK BİRLİĞİ İÇERİSİNDE CİNSEL İLİŞKİNİN
GERÇEKLEŞMEDİĞİ İDDİASI
• EPİLEPSİ HASTALIĞININ EVLENME SIRASINDA
GİZLENMESİ
• CİNSEL YETERSİZLİKLE SUÇLANILMAK
SURETİYLE ONURUNUN KIRILDIĞI İDDİASI
ÖZETİ: Özel Daire bozması doğrultusunda alınan raporda bir an için
cinsel ilişkinin gerçekleşmediği olgusunun kanıtlandığı varsayılsa bile, bu hal tek başına somut olay açısından, cinsel ilişkinin başarılamamasının kocadan kaynaklandığının kanıtı olarak kabul edilemez. Zira davalı-davacı koca vekili aşamalarda,
cinsel ilişkideki başarısızlığın kadının aşırı kasılmasına dayandığı konusunda ısrar etmiştir. Vakıa kadında cinsel ilişkiye
engel patolojiye rastlanmadığı rapor ile sabit ise de, kadında
görülen bir cinsel işlev bozukluğu olan vajinismusun, fiziksel
bir engel olmamasına karşın kadının korku ve kaygılarından
dolayı cinsel ilişkiye izin vermemesi şeklinde psikolojik nedenlere de dayanabilir. Bu durumun tespit ve tanısı günümüz
tıbbi gelişmeleri ile mümkündür. Şu halde, kocanın vajinismus savının da araştırılması eldeki olay açısından zorunludur.
Hüküm, Özel Daire bozması yanında, açıklanan bu gerekçe ile
de bozulmalıdır. Açıklanan nedenlerle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması
gerekir.
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
52
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2013/14-2403
Karar No. 2014/750
Tarihi:
15.10.2014
İlgili Kanun/Madde
4721 s. TMK/1027
6100 s. HMK/114, 115, 382, 383
• TAPU KAYITLARINDA KİMLİK BİLGİLERİNİN
DÜZELTİLMESİ İSTEMİ
• AYNI İSİM VE SOYİSİM İLE BABA ADINI TAŞIYAN
İKİ KİŞİ DAHA BULUNDUĞU
• ÇEKİŞMESİZ YARGI İŞİ
• GÖREVLİ MAHKEME
ÖZETİ: Tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi taleplerinde;
Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde belirtilen ve kütükte
bulunması zorunlu olan kimlik bilgilerinden tapu malikinin
adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye
numarasına ilişkin yanlış yazılan bilgilerin düzeltilmesi istenebilir. Bu durumda davacının, murisinin doğum tarihinin,
anne adının ve TC kimlik numarasının düzeltilmesini talep
etme hakkı bulunmadığından mahkemece, çoğun içinde azda
vardır kuralı uyarınca gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra talep konusu taşınmazın maliki Mustafa kızı, D. G.
ile davacının murisi Mustafa kızı, D. G.'in aynı kişi olduklarının tespiti yönünde olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi
gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Hal
böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da uygun bulunan,
Özel Dairenin bozma kararına uyulması gerekirken, görevsizliğe ilişkin önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Kararların tamamuna dergimizin Nisan 2015 tarihli
148. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
YARGITAY HUKUK DAİRE KARARLARI
COURT OF CASSATION CIVIL CHAMBERS DECISIONS
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/14884
İlgili Kanun/Madde
4721 s. TMK/873, 988, 989, 1023, 1024
Karar No. 2014/17201
6098 s. TBK/19, 97
Tarihi:
10.11.2014
• İNANÇLI İŞLEM HUKUKSAL NEDENİNE DAYALI
TAPU İPTAL VE TESCİL İSTEMİ
• BORÇLANDIRICI MUAMELE
ÖZETİ: Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve
tescil isteğine ilişkindir. Davacı tarafından İcra Hukuk Mahkemesinde açılan 2005/17 Esas - 2007/21 Karar sayılı davada,
davacının davalıya borcuna karşılık Bayındır İlçesi Kızılcaova
Köyünde bulunun 730 parsel sayılı taşınmazı tapuda satış
göstererek 26.4.2002 tarihinde devrettiği, taşınmazın tapu
kaydında davacının başka bir borcundan dolayı haciz şerhi
bulunduğu, bu nedenle Bayındır İcra Müdürlüğünün 2005/244
sayılı dosyasında takibe dayanak yapılan senedin teminat
senedi olarak düzenlenmiş olduğu, senedin arka yüzünde
yazılı olan TC Z... Bankası Bayındır Şubesinin Kızılcaova
Demiryolualtı mevkii, 730 parseldeki haciz işlemine istinaden
alınmıştır. 26.4.2002 şeklindeki yazının onun kambiyo senedi
vasfını ve bu senetlere ilişkin özel yol ile takibe dayanak
yapılmasını engellediği, ayrıca davacının böyle bir borcu
olmadığı kanaatine varılmıştır gerekçesiyle davalının alacaklı
olduğu Bayındır İcra Müdürlüğünün 2005/244 sayılı
dosyasında devam eden icra takibinin iptaline karar verildiği
ve kararın temyiz edilmeksizin 8.5.2007 tarihinde kesinleştiği
görülmektedir. Ne var ki, eldeki davada söz konusu dava dosyası ve içeriğinin 05/02/1947 tarih, 20/6 sayılı içtihadı Birleştirme Kararı uyarınca incelenip değerlendirilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Kararları
54
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/16508
Karar No. 2014/24195
Tarihi:
01.12.2014
İlgili Kanun/Madde
4721 s. TMK/118-395
4787 s. AileMahK/4
• TÜRK MEDENİ KANUNUNUN 194. MADDESİNE
DAYALI DEVİR SÖZLEŞMESİNİN İPTALİ İSTEMİ
• AİLE MAHKEMESİ KURULMAYAN YERLER
• GÖREVLİ MAHKEME
• GÖREV KAMU DÜZENİNE İLİŞKİNDİR
ÖZETİ: Görev, kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın
her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787
sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama
Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunla değişik 4.
maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (m.118-395) kaynaklanan bütün davaların, aile mahkemeleri kurulan yerlerde bu
mahkemelerce bakılacağını; aynı Yasanın 2. maddesi de, aile
mahkemesi kurulmayan yerlerde bu kanun kapsamına giren
dava ve işlerin asliye hukuk (aile) mahkemelerinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Şu halde Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi
sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir. Bu açıklama
karşısında; davaya “Aile Mahkemesi” sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi
olarak yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde karar verilmesi
usul ve yasaya aykırıdır.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
2014/22503
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
Karar No. 2014/22453
4721 s. TMK/148, 181
Tarihi:
12.11.2014
• BOŞANMA DAVASI
• DAVA DEVAM EDERKEN DAVACININ ÖLMESİ
• DAVANIN KONUSUZ KALMASI
• EVLİLİĞİN İPTALİ OLARAK DAVANIN ISLAH
EDİLMESİ
• MİRASÇILARININ AÇILMIŞ OLAN DAVAYI DEVAM
ETTİRME HAKLARI
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
55
ÖZETİ: Davanın, ıslahtan önceki haliyle görülmesi; boşanma davasıyla ilgili olarak evliliğin ölümle sona erdiği ve boşanma davasının konusunun kalmadığı nazara alınarak bu yönde hüküm kurulması; ölenin mirasçıları tarafından davaya devam
edildiğine göre, diğer eşin kusurunun tespiti bakımından tarafların delilleri toplanarak, hasıl olacak sonucuna göre bu
hususta bir karar verilmesi gerekir. Açıklanan husus
gözetilmeden, ıslaha geçerlilik tanınarak, davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki ilk
incelemede yanılgılı değerlendirme sonucu hüküm onanmış
olmakla, ölenin mirasçılarının bu yönlere temas eden karar
düzeltme talebi, haklı ve yerinde görüldüğünden Dairemizin
onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının
gösterilen sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
2014/8329
Karar No. 2014/17165
4721 s. TMK/120, 121
24.12.2014
Tarihi:
6098 s. TBK/49, 50, 51, 56
• NİŞANIN BOZULMASI NEDENİYLE MADDİ VE
MANEVİ TAZMİNAT DAVASI
• ZİYNET EŞYALARININ İADE EDİLDİĞİNİN İSPATI
GEREĞİ
• MUTAD DIŞI HEDİYELERİN GERİ ALINMASINA
İLİŞKİN DAVALARDA KUSUR
ÖZETİ: Somut olayda; asıl dosya davacısının tanığı olarak dinlenen Y.
Ö.'un ziynet eşyalarının iade edilip edilmediği konusunda
görgüye dayalı bilgisinin olmadığı, annesi ve kardeşinin ise
ziynet eşyalarının iade edildiğini savunduğu; diğer davacı (S.
D.) tanıklarının ise, ziynet eşyalarının iade edilip edilmediği
yönünde beyanda bulunmadıkları anlaşılmaktadır. Birleşen
dosyanın davacısının tanığı Kemal K. ise, ziynet eşyalarının
iade edilmediği yönünde beyanda bulunmuştur. Ziynet eşyalarının iade edildiğini beyan eden tanıklar S. D.'un annesi ve
kardeşi olup, tarafsızlıkları tartışılabileceği gibi, bu yönde
beyanda bulunan başka tanıkta yoktur. Bu haliyle, asıl dosyanın davacısı, tanık beyanları ile ziynet eşyalarının M. K.'a iade
edildiği iddiasını ispat edememiştir. Ne var ki; asıl davanın
davacısı, delil listesinde “tüm yasal deliller” demek suretiyle
yemin deliline de dayanmış olduğundan; ziynet eşyalarını M.
K.'a iade ettiği konusunda M. K.'a yemin teklif etme hakkı
hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
56
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/13589
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/17550
2709 s. AY/129
Tarihi:
22.12.2014
4721 s. TMK/24, 121
• HAKSIZ EYLEM NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT
İSTEMİ
• HAKARET EDİLEREK KİŞİLİK HAKLARININ İHLALİ
• MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN
YETKİLERİNİ KULLANIRKEN İŞLEDİKLERİ
KUSURLARDAN DOĞAN TAZMİNAT DAVALARI
• KİŞİSEL KUSUR
ÖZETİ: Anayasa m. 129/5’de, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin
yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat
davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği benimsenmiştir. Ne var ki, bu kural mutlak olmayıp; idari yetkilerin kullanılma alanı ile, eş anlatımla, idari işlem ve eylem niteliğini
yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Özellikle, haksız eylemlerde (fiili yol); kamu görevlisinin, Anayasa’nın bu güvencesinden yararlanma olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda,
davalının hakaret ettiği ileri sürülmüştür. Kamu görevlilerinin
hakaret etmeleri açıkça kişisel kusur oluşturur ve hiç bir biçimde görev ile ilişkilendirilemez. Bu sava dayanan davaların,
Anayasa m.129/5 kapsamında değerlendirilmesi de mümkün
değildir. Açıklanan nedenlerle, davalıya husumet yöneltilebileceği benimsenmeli ve işin esası incelenmelidir. Şu durumda,
işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi
gerekir. Hüküm, açıklanan nedenlerle yerinde görülmemiş ve
bozmayı gerektirmiştir.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
57
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/1739
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/16572
5510 s. SSGSSK/13
Tarihi:
04.12.2014
• İŞ KAZASI NEDENİYLE ÖDENEN TAZMİNATIN
ÖTEKİ SORUMLULARA RÜCU EDİLMESİ
ÖZETİ: Dava, iş kazası nedeniyle davacının ödemek zorunda kaldığı
tazminatın öteki sorumlu olan davalıdan rücu yolu ile alınması istemine ilişkindir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden;
Kayseri 2. İş Mahkemesi'nin 2007/852 Esas, 2010/666 Karar
sayılı dosyasında davacı işçinin %20, eldeki dosyanın davacısı
P. Tekstil ve Kağıt Sanayi Tic Ltd Şti'nin %50, eldeki dosyanın
davalısı K. Organize Sanayi Bölgesi'nin %30 oranında kusurlu bulunduğu, kazalı işçiye davalıların %80 oranındaki
kusuru üzerinden yapılan hesaplama sonucu tazminat ödendiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacı tarafından ödenen
miktar %80 kusura isabet eden tazminattır. %80 kusurun
%30'una karar vermek gerekirken zararın tamamı üzerinden
%30 kusura isabet eden miktara hükmedilmesi davacı aleyhine sonuç doğurduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
2014/18799
Karar No. 2015/1349
2709 s. AY/35
09.02.2015
Tarihi:
2942 s. KamulaştırmaK/10, 11, 29
• KAMULAŞTIRMASIZ ELATILAN TAŞINMAZ
BEDELİNİN TAHSİLİ
• MÜLKİYET HAKKININ KULLANMASINA ENGEL
OLUNUP OLUNMADIĞI
• KAMULAŞTIRMASIZ ELATMA OLGUSUNUN
GERÇEKLEŞİP GERÇEKLEŞMEDİĞİ
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
58
ÖZETİ: Dava, kamulaştırmasız elatılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava
konusu taşınmazında içinde yer aldığı Hıdırlıtepe-Atıfbeyİsmetpaşa Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı ile ilgili
olarak, davalı An...Büyükşehir Belediyesinin 20.10.2011 tarihli encümen kararı ile bölgenin çarpık yapılaşmadan kurtarılması ve sağlıklı bir yerleşim düzeni sağlanarak kentsel yaşam düzeyinin yükseltilmesi amacı ile kamu yararı kararı alınıp, bu kapsamda proje alanı dahilinde yer alandavacıya ait
yapılara ilişkin kıymet takdir raporlarının düzenlendiği ancak
kamulaştırma işlemlerinin henüz tamamlanmadığı, öte yandan proje dahilinde yer alıp da uzlaşma sağlanan taşınmaz
sahiplerine ait gecekonduların yıkıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece refakate resen alınarak fen bilirkişi eşliğinde mahallinde yeniden keşif yapılarak, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda, yol, su ve elektrik gibi hizmetlerin
yerine getirilip getirilmediği araştırılıp davacının Anayasanın
35. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkını kullanmasına
engel olunup olunmadığı da belirlenerek, kamulaştırmasız
elatma olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti ile
sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme
ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/18740
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/761
2942 s. KamulaştırmaK/8, 10, 11, 29
Tarihi:
26.01.2015
• KAMULAŞTIRMASIZ ELATILAN TAŞINMAZLARIN
BEDELİNİN TAHSİLİ İSTEMİ
• KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ NEDENİYLE
YAPILAN KAMULAŞTIRMA İŞLEMİ
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
59
ÖZETİ: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazların bedelinin tahsili
istemine ilişkindir. Dikmen Vadisi 1, 2, 3, 4 ve 5. etaplara ilişkin Konut ve Çevre Geliştirme projesi kapsamındaki 1, 2 ve 3.
Etap çalışmalarının tamamlanıp hayata geçirildiği 4 ve 5.
Etap uygulaması nedeniyle dava konusu taşınmazı da kapsayan bölgede fiilen çalışmaların başladığı, bu plan kapsamında
kalıp da anlaşma sağlanan şahıslara ait tüm konutların ve
dava konusu taşınmazların etrafındaki yapı ve muhtesatların
da yıkıldığı, bu alan içinde inşaat ve hafriyat çalışmalarının
devam ettiği, muhtelif yerlerde şantiyeler kurulduğu, yapılan
yıkımlar nedeniyle yolların, telefon ve elektrik hatlarının tahrip edildiği, bölgenin topografik yapısının bozulduğu, dava
konusu taşınmazlardan yararlanma ve kullanma olanağının
ortadan kalktığı, bu nedenle dava konusu taşınmazlara kamulaştırmasız elatma olgusunun gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Belirtilen nedenlerle, projenin bir bütün olduğu, davacıya ait
davalı idareye devredilen taşınmazların da Dikmen Vadisi 4 ve
5. Etap Kentsel Dönüşüm alanı içerisinde kaldığı anlaşıldığından, mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazların dava
tarihindeki değerinin, bilirkişi kurulunca düzenlenen rapor ile
tespit edilmesinde, bedelinin davalı idareden tahsiline karar
verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/19665
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/751
2942 s. KamulaştırmaK/10
Tarihi:
26.01.2015
• KAMULAŞTIRMASIZ ELATILAN TAŞINMAZ
BEDELİNİN TAHSİLİ İSTEMİ
ÖZETİ: Davaya konu taşınmazların konut alanı ve rekreasyon alanında kaldıkları beyan edilmiş olmakla; TOKİ tarafından
kentsel dönüşüm alanı kapsamında kalan iş bu dava konusu
taşınmazları da kapayan bölgede proje çalışmalarına başlanıp
başlanmadığı, davalı TOKİ'den ve ilgili Belediye başkanlığından ayrı ayrı sorulduktan, sonra, alınacak cevaplarla birlikte
gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine
karar verilmiştir.
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
60
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/9653
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/14600
6100 s. HMK/106
Tarihi:
25.12.2014
• KİRA BEDELİNİN TESPİTİ İSTEMİ
• ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ
• ZORUNLU DAVA ARKADAŞLIĞI
ÖZETİ: Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Taşınmazın
tamamının kira parasının tespitinin talep edildiğinin anlaşılması halinde tüm mirasçıların iştiraki sağlanarak davaya devam olunması, dava açan mirasçının kendi payına ilişkin olarak kira parasının tespitini istediğinin anlaşılması halinde ise,
belirli bir payda tasarruf mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı
şekilde karar verilmesi doğru değildir.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/4268
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/14574
492 s. HarçlarK/17, 28, 30, 32
Tarihi:
25.12.2014
• KİRACILIĞIN TESPİTİ DAVASI
• DAVALI BELEDİYEDEN KİRALANAN
TAŞINMAZDAN TAHLİYE TALEBİ
ÖZETİ: Dava, kiracılık sıfatının tespiti istemine ilişkindir. Davacı dava
dilekçesinde davalı belediyeden kiraladığı taşınmazdan tahliyesinin istendiğinden bahisle kiracılığın tespitini istemiştir.
Her ne kadar dava dilekçesinde dava değeri 8.000 TL olarak
gösterilmiş ise de, davaya dayanak olan davalı belediye ile
davacı arasında imzalanan 15.02.2007 başlangıç tarihli ve bir
yıl süreli kira sözleşmesinde yıllık kira bedeli 45.000 TL olarak
belirlenmiştir. Bu durumda mahkemece bu husus üzerinde
durulup dava tarihi itibarı ile davacının ödediği yıllık kira
bedeli tespit edilerek, bu değer üzerinden yukarıdaki esaslara
göre harcın tamamlattırılarak, ondan sonra yargılamaya devam olunması gerekirken yazılı şekilde harç tamamlattırılmadan yargılamaya devam edilmesi doğru olmadığı gibi, hükümde nisbi harca hükmedilmesi gerekirken Harçlar Kanunu'nun 17. maddesine aykırı olarak maktu harca hükmedilmiş
olması da doğru değildir. Kabule göre de; Davalı Belediye
taşınmazın 2886 Sayılı Yasa uyarınca ihale ile kiraya verildiğini savunduğu halde, varsa ihale evraklarının getirtilerek
taşınmazın 2886 Sayılı Yasa uyarınca kiraya verilip verilmediği üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi de
doğru değildir, hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
61
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/4046
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/14434
6098 s. TBK/308, 316
Tarihi:
24.12.2014
• KİRA ALACAĞI
• YAKIT VE AİDAT BEDELİNİN TAHSİLİ
• HOR KULLANMADAN KAYNAKLANAN ZARARIN
TAZMİNİ
• KİRALAYANIN AİDAT BORCUNU YÖNETİME
ÖDEMEDEN KİRACIDAN İSTEYİP
İSTEYEMEYECEĞİ
Dava,
kira alacağı, yakıt ve aidat bedelinin tahsili ile hor kulÖZETİ:
lanmadan kaynaklanan zararın tazmini istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davalının sorumlu olduğu aidat borcunun davacı
tarafından ödendiği kabul edilerek, talebin kısmen kabulüne
karar verilmesi isabetli değildir. Kira sözleşmesinin hususi
şartlar bölümünün 5.maddesi gereğince kiracının ödemesi
gereken yakıt ve aidat borcunu kiralayan ancak kendisi ödemek koşuluyla kiracıdan isteyebilir. Kiralayan aidat borcunu
yönetime ödemeden kiracıdan isteyemez. Bu durumda mahkemece davacının site yönetimine ödeme yapıp yapmadığı
belirlenerek, ödeme yaptıysa ödenen miktar kadar davalıya
rücu edebileceği hususu üzerinde durulup, sonucuna göre bir
karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile
karar verilmesi doğru değildir.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/14229
Karar No. 2015/17
19.01.2015
Tarihi:
İlgili Kanun/Madde
4857 s. İşK/21, 24, 32, 41
5953 s. BasınİşK/14
6098 s. TBK/81
• ÇALIŞANIN İSTEĞİ DIŞINDA ÜCRETSİZ İZNE
ÇIKARILMASI
• FAZLA ÇALIŞMALARININ KARŞILIĞININ
ÖDENMEMESİ
• KIDEM TAZMİNATI İLE FAZLA ÇALIŞMA
ALACAKLARI
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
62
ÖZETİ: Somut olayda, bilirkişi tarafından 26/02/2008-31/01/2009 döneminde davacıya ödemelerin elden yapıldığı, maaş bordolarına davacının imzasının alındığı, ancak maaş bordolarında
fazla çalışma ücretinin ödendiğine ilişkin ödeme kısmının ve
miktarının bulunmadığı, bu nedenle bu dönem yönünden
haftalık 6 saat üzerinden fazla mesai hesabı yapılması gerektiği; 01/02/2009-20/08/2010 tarihleri arasında ise davacıya
ödemelerin Halk Bankası tarafından yapıldığı, bu dönemde
bordolarda davacının imzasının ve banka kayıtlarında ihtirazı
kaydının bulunmadığı bu nedenle bu dönem yönünden, daha
fazla çalışma ücreti alacağının bulunduğu iddiasını ancak
yazılı belge ve kayıtla ispatlaması gerekeceği ancak, dosya
kapsamında tanık anlatımları dışında yazılı belge ve kayıt bulunmadığı gerekçesiyle davacının bu döneme ilişkin olarak
fazla çalışma alacağı hesaplanmamıştır. Ancak bilirkişi tarafından gözden kaçırılan husus, banka kanalı ile ödeme yapılan aylara ilişkin bordrolarda fazla mesai sütunu da, fazla
mesai tahakkuku da bulunmamaktadır. Bu nedenle davacıya
fazla mesai ödemesi yapıldığı ve bunun fazlasının yazılı delile
ispatı gerektiği kuralı burada uygulanamaz. Davacı ancak
kendisine fazla mesai tahakkuku yapılan ve banka kanalı ile
ödenen bordrolar yönünden daha fazla çalışmayı yazılı belge
ile ispatlamakla yükümlüdür. Davacı fazla çalışma yaptığını
tanık beyanları ile ispatlamış ancak davalı işveren bu çalışmaların karşılığının ödendiğini ispat edememiştir. Bu nedenle
26.02.2008-20.8.2010 tarihleri arasındaki dönemin tamamı
için, haftalık 6 saat üzerinden fazla mesai hesabı gerekir.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/13065
İlgili Kanun/Madde
4857 s. İşK/41, 46
Karar No. 2014/19241
854 s. DenizİşK/26
Tarihi:
21.10.2014
• GEMİ ADAMI
• ÇALIŞMASININ MİLLİ BAYRAM VE GENEL TATİL
GÜNLERİNDE DE DEVAM ETMESİ
• FAZLA MESAİ ALACAĞI
• MİLLİ BAYRAM VE GENEL TATİL ÜCRETİ
• İKRAMİYE ALACAĞI
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
63
ÖZETİ: Davalı aylık çoğu 56 saat olan bu fazla mesai süresinin yazılı
kayda yani 854 sayılı Deniz İş Kanunu'na göre tutulması zorunlu vardiya çizelgelerine, fazla sürelerle çalışmaya ilişkin
noter tasdikli defter kayıtlarına dayandığını ispat edemediğine
göre, bordro tahakkuklarının davacının daha fazlasını isteme
hakkını elinden alması mümkün değildir. Bu itibarla davacının istek dönemi içinde ayda 120 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek fazla mesai ücreti bordrolardaki çıplak dönemsel
ücret üzerinden hesap edilmeli, bordrolardaki tahakkuklar
mahsup edilerek hakkaniyet indirimi de yapılmak sureti ile
alacak hüküm altına alınmalıdır. Milli bayram ve genel tatil
çalışma ücreti bakımından ise, davacının çalışma biçimine
göre milli bayram ve genel tatil günlerinin yarısında çalıştığına ilişkin kabul dosya kapsamına uygundur. Bu alacak bakımından ise istek dönemine ait bordrolardaki tahakkuklar
mahsup edilmek sureti ile alacak hesaplanmalı, hakkaniyet
indirimi de yapılarak alacak hüküm altına alınmalıdır.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
2014/20603
Karar No. 2014/22593
2004 s. İİK/96, 97, 97/a
19.12.2014
Tarihi:
• HACİZDE BORÇLUYA AİT MAHCUZLARLA
BİRLİKTE KENDİSİNE AİT MALLARIN DA
HACZEDİLDİĞİ
• İSTİHKAK İDDİASININ KABULÜ
• HACZİN KALDIRILMASI TALEBİ
Dava
konusu uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd.
ÖZETİ:
maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak ileri sürdüğü istihkak iddiasına ilişkindir. Mahkemece anılan dava
istihkak prosedürü içerisinde taraf delilleri toplanarak sonuca
bağlanması gerekirken İİK’nun 97/a maddesi ile birlikte değerlendirilerek iddianın reddi ile takibin devamına ve kanuni
müddeti içerisinde istihkak davası açılması gerektiği bildirilerek iddianın reddi ile takibin devamına şeklinde karara bağlanmış, istihkak davası açılması için de 3. şahıslara süre verilmesi talimatı verilmiştir. Mahkemece hukuki tavsif yanlış
yapılarak takibin devamına ve bu kararların da kesin olduğuna hükmedilmiş ise de verilen kararın yasa ve uygulama
nazara alındığında niteliği itibari ile temyizi kabil kararlardan
olduğu görülmektedir. Mahkemece, davanın hukuki nitelendirmesi yanlış yapılıp karar kesin olarak verildiğinden, davacı
tarafından kanun yararına bozma talebinde bulunulmuştur.
Yapılan değerlendirmede davanın 3. kişi tarafından İİK 97 vd
maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davası olduğu, tarafların delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi
gerektiği, bunun için de dilekçenin temyiz dilekçesi olarak
kabulü gerekir.
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
64
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2012/33759
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/27304
4857 s. İşK/24, 25, 26
Tarihi:
18.09.2014
6100 s. HMK/280
• YILLIK İZİN ÜCRETİ
• FAZLA MESAİ ÜCRETİ
• GENEL TATİL ÜCRETİ
• HAFTA TATİLİ ÜCRETİ
• İŞ AKDİNİN USULSÜZLÜK NEDENİYLE FESHİ
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
ÖZETİ: Somut olayda, davacının hizmet akdinin 03/08/2007 tarihinde
meydana gelen, 12/09/2007 tarihli tutanağa ve işletme müdürlüğünün 14/09/2007 tarihli yazısına konu olan usulsüzlük
nedeniyle feshedildiği, ancak işverenin fesih sırasında İş Kanunu 26. Maddedeki 6 iş günlük hak düşürücü süreye uyup
uymadığının araştırılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, anılan
maddedeki 6 iş günlük hak düşürücü sürenin geçip geçmediği
araştırılarak sonuca gidilmesi gerekirken bu husus değerlendirilmeden davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin
reddi hatalıdır.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
2014/11433
Esas No.
Karar No. 2014/22371
Tarihi:
26.12.2014
•
•
•
•
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/67
5237 s. TCK/158
5510 s. SSGSSK/101
MURİSİN VEFATINDAN SONRA YERSİZ OLARAK
ÇEKİLEN AYLIĞIN TAHSİLİ İSTEMİ
İCRA TAKİBİNE VAKİ İTİRAZIN İPTALİ VE İCRA
İNKAR TAZMİNATI İSTEMİ
HAKSIZ FİİL
GÖREVLİ MAHKEME
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
65
ÖZETİ: Murisin vefatından sonra banka kartı vasıtasıyla çekilen aylığının tahsili istemine ilişkindir. Söz konusu fiil, ceza hukukunda Türk Ceza Kanununun 158. maddesinde müeyyideye
bağlanmış olup, özel hukuk alanında ise; davanın, somut olayın özelliğine göre, sebepsiz zenginleşme ya da haksız fiilden
kaynaklandığı kabul edilebilir. Bu hukuki sebeplerden herhangi birine dayanılması imkan dahilinde olup, bu durumda
hakların yarışmasından bahsedilir. Somut olayda, uyuşmazlığın, haksız fiilden kaynaklandığı, sosyal güvenlik hukukundan
kaynaklanmadığı belirgin olup, bu yönde, davada 5510 sayılı
Kanunun uygulama yeri bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın 5510
sayılı Kanunun uygulanmasından kaynaklandığını ortaya
koyacak başka bir hüküm de mevcut değildir. Bu nedenle,
davanın İş Mahkemesinde değil, genel mahkemede görülmesi
gerekir.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/14255
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/1040
6102 s. TTK/780, 781
02.02.2015
Tarihi:
• ÇEKLERİN YASAL SÜRESİ İÇİNDE BANKAYA
İBRAZI
• KARŞILIKSIZ ÇEK
• BANKA TARAFINDAN YASAL YÜKÜMLÜLÜK
TUTARININ ÖDENMEMESİ
• BANKAYA BAŞVURMASINA RAĞMEN ÖDENMEDİĞİ
ÖZETİ: Mahkemece, davacının, lehtarı olduğu üç adet çekin iki tanesini Fevzi T. isimli kişiye, bir tanesini de Mustafa B. isimli
kişiye ciro ederek devrettiği, çeklerin süresinde bankaya ibraz
edildikten sonra karşılıksız olması nedeniyle buna ilişkin kaydın çekin arka kısmına şerh düşüldüğü, aynı zamanda çekleri
ibraz eden hamillerin bankayı yasal yükümlülük tutarını ödemesinden ibra ettiklerine dair imzalı beyanlarının bulunduğu,
davacı, çekin ibrazı ve karşılıksız çıkmasından sonra çekin
yeniden kendi eline geçtiğini ve bankaya ibraz etmesine karşın
yasal yükümlülük tutarının kendisine ödenmediğini iddia etmiş ise de, çekleri ibraz eden kişilerin bankanın yasal yükümlülük tutarını ödemesi konusunda bankayı ibra etmiş olmaları
ve ibraz eden kişilerden sonra çeki ele geçiren davacının tekrar bankadan yasal yükümlülük tutarını istemesinin mümkün
olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
66
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/34886
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/1364
5510 s. SSGSSK/88
Tarihi:
21.01.2015
6100 s. HMK/1
• İHALENİN FESHİ DAVASI
• AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA
KANUNUN UYGULAMASINDAN DOĞACAK
UYUŞMAZLIKLARDA GÖREVLİ MAHKEME
ÖZETİ: Somut olayda, Sivas Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce prim
alacağının tahsili için 6183 Sayılı Kanuna dayalı olarak takip
başlatıldığı ve şikayetçinin menkul ihalesi alıcısı olduğu görülmektedir. HMK.nun 1. maddesine göre, mahkemelerin
görevini düzenleyen kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir. Ayrıca göreve ilişkin kuralların uygulanmasında aleyhe bozma yasağı uygulanmaz. Kaldı ki, şikayetçi, iş mahkemesinin görevli olduğu
hususunu da temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür. O halde,
mahkemece, görevsizlik kararı verilerek, dosyanın, görevli ve
yetkili, alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesi olan, Sivas İş Mahkemesine gönderilmesine karar
verilmesi gerekirken esasın incelenerek yazılı şekilde hüküm
kurulması isabetsizdir.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/11871
Karar No. 2015/1258
26.01.2015
Tarihi:
•
•
•
•
•
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/82, 83
4721 s. TMK/2
5510 s. SSGSSK/88, 93
TÜKETİCİ KREDİSİNİN ÖDENMEMESİ ÜZERİNE
EMEKLİ MAAŞINA BLOKE KONULUP
KONULMAYACAĞI
HACZİ YASAKLANAN GELİR, AYLIK VE
ÖDENEKLERİN HACZİ
DAVACININ BANKADAN ALDIĞI KREDİ BORCUNU
BANKA KREDİSİ TEMİNATI OLARAK MAAŞTAN
KESİNTİ YAPILMASI
AHDE VEFA İLKESİ
HAKSIZ ŞART
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
67
ÖZETİ: Davacı yürürlükteki Yasaları bilerek sözleşmenin her sayfasını
ayrı ayrı imzalamış olup, serbest iradesi ile sözleşme şartlarına
uygun olarak kredi borcu taksitlerinin bankadan aldığı maaşından kesilmesi için talimat verdiğine göre artık sözleşmenin
söz konusu hükmünün müzakere edilerek kararlaştırılmadığı
söylenemez. Ayrıca bankanın yaptığı işlemin sözleşmeden
doğan hak ve yükümlülüklerin dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olduğu kabul edilemez. Davacının bankadan kullandığı kredi borcunu
sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi zorunludur. Davacının taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul
edip daha sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesi hakkın
kötüye kullanılması olup iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz. Tüketici haklı bir sebep olmadan sözleşmeyi tek taraflı feshedemez, ifası yapılmış bedellerin iadesini isteyemez, bu şekilde
edimin tek taraflı geri istenmesi de hukuken himaye göremez.
Aksi halde; kredi isteyen kişinin mali durumu ve veren bankanın alacağının imkansızlaşması, kötüniyetli bir kredi borçlusunun borcunu hiç ödememesi gibi bir sonuç sözleşmeye
bağlılık, ahde vefa ilkesi ve tarafları bağlayan sözleşme hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/10513
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/98
2644 s. TapuK/26
Tarihi:
12.01.2015
4721 s. TMK/706, 732, 734
• ÖNALIM HAKKI NEDENİYLE TAPU İPTALİ VE
TESCİL İSTEMİ
• TAŞINMAZIN SATIŞ BEDELİNİN TAPUDA YÜKSEK
GÖSTERİLDİĞİ İDDİASI
• TAŞINMAZIN GERÇEK DEĞERİ ÜZERİNDEN
ÖNALIM HAKKININ KULLANILMASI
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
68
ÖZETİ: Keşif sonucu düzenlenen rapor bedelde muvazaa iddiasını
kanıtlamak için tek başına yeterli olmayıp davacının diğer
delilleriyle de doğrulanmadığından İ. H. O.'ın 63 parsel sayılı
taşınmazda 1/24 payının 09.10.2012 tarihinde davalı H. T.'a
110.000, 00 TL'ye satışına dair işlemde davacı bedelde muvazaa yapıldığına dair iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu itibarla
mahkemece, davacıya resmi senette gösterilen taşınmaz pay
bedelleri ile davalı tarafından yapılan tapu harç ve masrafları
toplamı üzerinden önalım hakkının kullanıp kullanmayacağı
sorularak depo edilmesi için davacılara uygun bir süre tanınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken belirtilen
husus gözetilmeden yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar
verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması
gerekmiştir.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
2014/1682
İlgili Kanun/Madde
Esas No.
6098 s. TBK/51, 122
Karar No. 2015/93
6100 s. HMK/266
Tarihi:
14.01.2015
• ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN
ALACAĞIN GEÇ TAHSİLİ
• MUNZAM ZARAR
ÖZETİ: Somut olayda, davacı tarafın alacağın geç tahsili nedeniyle
oluşa zararlarını istemesine karşın, mahkemece bilirkişi heyeti
tarafından saptanan 90.949, 34 TL munzam zarardan, 69.545,
00 TL'sinin gerçek munzam zarar olduğu, bundan da %50
indirim yapılmak suretiyle davacının 34.772, 00 TL munzam
zararının tahsiline karar verilmişse de, gerek bilirkişi raporunun gerekse mahkemece yapılan munzam zarar değerlendirmesinin Dairemizin yerleşik uygulamalarına aykırı olduğu,
böylelikle yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hesaplamalar yapılarak karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece,
HMK'nun 266. maddesine uygun şekilde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınarak, az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, davacının alacağına geç kavuşması
nedeniyle gerek, icra takipleri nedeniyle, gerekse SASKİ ve
İZSU Genel Müdürlüğüne yapılamayan teslimatlar nedeniyle
ve ayrıca, SGK ve Vergi Dairesine geç ödemeler ve yine taşınmazların elden çıkartılmak zorunda kalınması ve banka kredilerinin geç ödenmesi gibi hususlar üzerinde durularak, buna
ilişkin tüm deliller tam olarak toplanıp, illiyet bağının varlığı
da tartışılarak davacının munzam zararı varsa hesaplattırılmalı ve alınacak rapora itirazlar da değerlendirilmeli ve hasıl
olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle
ve yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu sebeple bozulması uygun bulunmuştur.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
69
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/21208
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/15655
2004 s. İİK/44, 337/a
Tarihi:
22.12.2014
• TİCARETİ TERK HÜKÜMLERİNE MUHALEFET
ETMEK SUÇU
• SANIKLAR LEHİNE VEKALET ÜCRETİNE
HÜKMEDİLMEMESİNİN YASAYA AYKIRI OLDUĞU
ÖZETİ: Haklarında ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan beraat kararı verilen ve kendilerini vekille temsil ettiren
sanıklar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yasaya aykırı
bulunduğundan hükmün bozulmasına, ancak bu hususun
düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın
hüküm fıkrasına “avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 245, 00 TL vekalet ücretinin müştekiden tahsiliyle
sanıklara verilmesine” ifadesi eklenmek suretiyle hükmün
düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/14309
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/12055
4721 s. TMK/713
Tarihi:
30.10.2014
• DAVA DIŞI BÖLÜMÜNÜN PARSELE EKLENEREK
ADINA TESCİLİ İSTEMİ
• ORTAK SINIR UYUŞMAZLIĞI
• KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
ÖZETİ: Dava ortak sınır uyuşmazlığına ilişkindir. Davacı davaya konu
taşınmazın, adına tespit edilen dava dışı 101 ada 20 sayılı parselin batısında yer alan 251, 05 metrekarelik bölümünün 101
ada 20 sayılı parsele eklenerek adına tescili istemi ile dava
açmıştır. Mahkemece davaya konu taşınmaz üzerinde yeniden
keşif yapılarak 101 ada 26 sayılı parselin davaya konu bölümü
belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davaya konu bölüm ve davacı talebi ile sınırlı olarak
bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek
eksik inceleme ve dosya kapsamına uygun olmayan değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı
vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün bozulmasına, peşin yatırılan
temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
karar verildi.
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
70
Yargıtay Hukuk Kararları
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2013/12252
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/19284
2918 s. KTK/85, 86, 91
Tarihi:
23.12.2014
6098 s. TBK/49, 50, 51, 52, 53
• TAZMİNATIN BELİRLİ OLMAMASI
• BELİRSİZ ALACAK DAVASI
• DESTEKTEN YOKSUNLUK TAZMİNATI
• MADDİ ZARAR
ÖZETİ: Davacı vekili, davacıların desteği O... idaresinde bulunan
araçla yaptığı tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini, davalı sigorta şirketinin aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı
olduğunu tazminatın belirli olmaması nedeniyle belirsiz alacak davası açtıklarını belirterek her bir davacı için ayrı ayrı
1.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile davacı T... için 60.373 TL
P... için 8.912 TL Ö... için 10.715 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacı desteğinin aracın sürücüsü olduğunu,
kazaya kendi kusuru ile neden olduğunu, işleten ile müteselsil
sorumlu olmaları nedeniyle işletene yüklenebilecek kusuru
olmadığından sorumlu olmadıklarını, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının üçüncü kişilerin zararlarını karşıladığını,
davacının talebinin ZMSS kapsamında olmadığını belirterek
davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan deliller ve
benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile T...
için 60.373 TL P... için 8.912 TL Ö... için 10.715 TL maddi
tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm davalı
sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde
dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve
yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı I. Sigorta A.Ş.
vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle
usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar
verildi.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
71
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2013/11801
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/18789
2918 s. KTK/109
Tarihi:
16.12.2014
6098 s. TBK/55
• TRAFİK KAZASINDA YARALANMADAN
KAYNAKLANAN MADDİ TAZMİNAT İSTEMİ
• ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI
ÖZETİ: Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi
tazminat istemine ilişkindir. Tazminat davalarında daha uzun
süreli ceza davasına ilişkin zamanaşımının uygulanması için,
haksız eylemin yalnızca suç niteliği taşıması yeterli olup ayrıca
ceza kovuşturması yapılmış ve mahkumiyet kararı verilmiş
olması şart değildir. Eylemin objektif olarak cezayı gerektiriyor olması yeterli olup ceza zamanaşımının uygulanması gerekir. Açıklanan nedenlerle olay tarihinde yürürlükte bulunan
Ceza Kanununda düzenlenmiş zamanaşımı süresi dikkate
alınarak davalının zamanaşımı definin reddi ile davanın esası
hakkında inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi
gerekir.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/17424
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/18639
2942 s. KamulaştırmaK/10, 15
Tarihi:
22.12.2014
• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ VE
TAŞINMAZ MALIN İDARE ADINA TESCİLİ
• HAK İHLALİ
ÖZETİ: 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu
düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili
davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul
süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin
zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört
aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen
kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekirken faize
hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
72
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/18693
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/17894
2942 s. KamulaştırmaK/10, 29
Tarihi:
08.12.2014
• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ VE
TAŞINMAZ MALIN İDARE ADINA TESCİLİ İSTEMİ
• HAKKANİYET İLKESİ
ÖZETİ: Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tesciline ilişkin davada, 30.04.2013 tarihinden
önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin
tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama
süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince
taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden ve bu hususun düzeltilmesi de yeniden
yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
2014/13645
Esas No.
Karar No. 2014/18251
Tarihi:
17.12.2014
İlgili Kanun/Madde
3095 s. FaizK/1, 2
5411 s. BankacılıkKanunu/140
6098 s. TBK/49, 50, 51
• ALACAK DAVASI
• BAYİLİK SÖZLEŞMESİ
• İŞLEYECEK EN YÜKSEK BANKA KREDİ FAİZİ
Taraflar
arasında ilk önce 05/08/2004 tarihli 5 yıl süreli BayiÖZETİ:
lik sözleşmesi imzalanmış, 05/08/2004 tarihinde başlayacak ve
5 yıl sürecek bayilik hizmet bedeli altında 159.627, 29 TL'nin
ürün bazında ödenmesi konusunda da anlaşılmıştır. 2004 tarihli bayilik sözleşmesinin 2009 yılında süresinin dolması üzerine davacı Rekabet Kurulunun 12/03/2009 tarihli duyurusunda belirlediği 2002/2 sayılı tebliği bilmesine rağmen,
05/08/2009 tarihli 5 yıl süreli yeni bir bayilik sözleşmesi akdetmiştir. Bu sözleşme, 2005 yılından sonra akdedildiği için
yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl süre ile geçerli olup, rekabet
kurulunun 2002/2 sayılı tebliğinde belirlendiği şekilde
05/08/2014 tarihi itibariyle sona erecektir. 2009 tarihli bayilik
sözleşmesi kendiliğinden 18/09/2010 tarihinde son bulmuş
değildir. Sözleşme kendiliğinden geçersiz hale gelmediği gibi,
sözleşmenin geçersiz hale gelmesinde davalıya yüklenebilecek
herhangi bir kusur bulunmadığından, davacının 2004 tarihli
bayilik sözleşmesi akdedilirken, hizmet bedeli altında davalıya
2004 tarihinde yapmış olduğu ödemelerin iadesini isteyemeyeceği sonucuna varıldığından, açılan davanın reddine karar
vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
73
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/7427
Karar No. 2014/10306
Tarihi:
09.12.2014
İlgili Kanun/Madde
3402 s. KadastroK/Ek4
6100 s. HMK/26
6831 s. OrmanK/2
• 2/B MADDE ALANLARINDA YAPILAN KULLANIM
KADASTROSUNA İTİRAZ
• ARAZİNİN EYLEMLİ ORMANA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ
• BAĞLILIK İLKESİ
ÖZETİ: Mahkemece çekişmeli taşınmazın (A) ve (B) bölümleri dışında
kalan bölümlerinin eylemli orman olduğugerekçesiylehüküm
kurulduğu halde, taşınmazın tespit tutanağında da eylemli
orman şerhi bulunduğu dahi gözetilmeden, Orman Yönetimi
davaya dahil edilmeksizin yargılamaya devam edilerek yokluğunda hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Kabule göre
de, dava, şerhe yönelik açılmıştır. Taşınmazın niteliğinin değiştirilip orman yapılması konusunda herhangi bir talep olmadığı halde, HMK'nun 26. maddesinde yazılı taleple bağlılık
ilkesi göz önünde bulundurulmadan (A) ve (B) dışında kalan
bölümlerin tespit gibi tesciline karar verilmesi gerekirken,
orman niteliği ile Hazine adına tesciline şeklinde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
İlgili Kanun/Madde
2014/4733
Esas No.
Karar No. 2014/8624
3402 s. KadastroK/11, 17, 36 /a
Tarihi:
21.10.2014
6831 s. OrmanK/2
• ORMAN KADASTROSU
ÖZETİ: Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dava
konusu 196 ada 19 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan
fen bilirkişisinin 30/09/2013 raporuna göre orman tahdit sınırları dışında kalan (A ve C) ile gösterilen kısımlarının birbirlerinden ayrı ve bağlantısı bulunmadığı dikkate alınarak
ayrı ayrı parsel numarası verilerek tapuya tescil kararı verilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmaması ve
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16.
maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile
oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu
kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro
mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı
aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A ve 17. maddeleri ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de
uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri uyarınca
çekişmeli taşınmazın tapu maliki olan davalı taraf aleyhine
vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinin dikkate alınmaması yerinde değildir.
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
Yargıtay Hukuk Kararları
74
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/17518
Karar No. 2014/27478
Tarihi:
16.12.2014
İlgili Kanun/Madde
1479 s. Bağ-KurK/24, 25
506 s. SSK/3
5502 s. SGKK/Gç1
5510 s. SSGSSK/4, 9, 53, Gç33
• BAĞKUR SİGORTALISI OLMADIĞININ TESPİTİ
• BİRİKEN AYLIKLARIN FAİZİYLE TAHSİLİ
ÖZETİ: Davacı 01.03.2006 - 11.11.2009 tarihleri arasında Bağ-Kur
sigortalısıdır ki mahkemece verilen ilk hüküm de bu yöndedir.
Ancak bozma ilamında da belirtildiği gibi; davacının
01.03.2006 - 11.11.2009 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı
sayılması halinde bu tarihler ile çakışan 13.03.2006 13.02.2009 tarihleri arasındaki SSK'lı çalışmalarının iptali
gerekecek ve dolayısıyla davacının 16.02.2009 tarihindeki
tahsis talebinde, 2829 sayılı Yasa'nın 8. maddesinde yer alan
“Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere son
yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan
kurumca...” aylık bağlanır hükmü gereğince de 1479 sayılı
Yasa kapsamında aylık bağlanması gerekecektir. Yine her ne
kadar bozma kararından sonra düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının hizmet birleştirmesine zorlanamayacağı
ifade edilmişse de sadece SSK'lı hizmetler toplamının askerlik
borçlanması ile birlikte bile yaşlılık aylığı için gerekli olan
prim ödeme gün sayısına yeterli olmadığı açıktır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde mahkemece; davacının
yaşlılık aylığının iptaline ve yeninden bağlanması ile ödenmeyen aylıkların tahsiline ilişkin talebinin de reddi gerekirken
hatalı bilirkişi raporu esas alınarak sonuca gidilmesi isabetsiz
olmuştur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı
olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu
yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm
bozulmalıdır.
YARGITAY
23. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2014/2917
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/138, 142
Karar No. 2014/8509
6100 s. HMK/114, 115
Tarihi:
26.12.2014
• SIRA CETVELİNE İTİRAZ DAVASI
• HACİZ TARİHİNDEN SONRA TAHAKKUK EDEN
PRİM ALACAKLARI
• GECİKME ZAMMI
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Civil Chamber Decisions
75
ÖZETİ: Dava, sıra cetveline itiraza ilişkindir. Alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara,
fer'iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarı,
satış tarihi itibariyle bilirkişiye hesaplatılmalı, şikayetçinin
satış tarihi itibariyle kesin alacak miktarı belirlenerek, sonucuna göre bu alacak miktarını paylaştırmada gözeten bir sıra
cetveli düzenlenmesini teminen şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir. Satış tarihinden sonra alacakta meydana gelen
artışlar, rehnin ya da haciz konulan malın bedelinden karşılanamaz. Davacı tarafın, davalı Vergi Dairesi'nin haciz tarihindeki alacak miktarının satış tarihine kadar uygulanan faizi ile
birlikte sıra cetvelinde yer alması gerektiği, haciz tarihinden
sonra tahakkuk eden prim alacakları ile gecikme zamlarının
da alacak miktarı içinde bildirilmesi suretiyle davalıya fazla
pay ayrıldığı iddiasına dayalı olarak sıra cetvelinin iptaline
yönelik istemi, alacağın anılan madde hükmü uyarınca hesaplanmasına ve kapsamına, diğer anlatımla takip hukuku
kurallarının yanlış uygulamasına yönelik olup; davalı alacağının hiç ya da gösterilen miktarda bulunmadığına yönelik
olmadığından itiraz, alacağın doğumuna ve esasına yönelik
değildir. Bu durumda, mahkemece satış tarihi itibariyle şikayetçinin alacağını bilirkişiye hesaplattırılıp, sonucuna göre
karar vermek görevinin İcra Mahkemesi'ne ait olduğu dikkate
alınarak, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri
uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir.
Kararların tamamuna dergimizin Nisan 2015 tarihli
148. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
YARGITAY
CEZA KARARLARI
COURT OF CASSATION CRIMINAL CHAMBER
DECISIONS
* Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı
Court of Appeal Assembly of Criminal Chambers Decision
* Yargıtay Ceza Daire Kararları
Court of Appeal Criminal Chamber Decisions
YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI
COURT OF APPEAL ASSEMBLY OF CRIMINAL CHAMBERS DECISION
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
Esas No.
2013/11-821
Karar No. 2014/478
Tarihi:
04.11.2014
İlgili Kanun/Madde
6762 s. TTK/14
• SANIĞIN TİCARETİ USULÜNE AYKIRI OLARAK
TERK ETMEK SUÇU
• KAMBİYO SENETLERİNE DAYALI HACİZ YOLUYLA
İCRA TAKİBİ
• TİCARETİ TERK SUÇU
ÖZETİ: Tacir sayılan limited şirketleri temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde aynı maddedeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin istisna
getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı kanunun 337/a maddesi gereğince cezalandırılmalarına engel bulunmamaktadır. Diğer yandan, İİK'nun 44. maddesinde yapılan değişikliğin "ticareti terk eden kötü niyetli borçluların bu
davranışlarının önlenmesi" amacı ile getirildiği de gerekçede
açıkça ifade edilmektedir. Ticari şirketi temsil ve idareden
sorumlu müdür ve yetkililerinin, ticareti terk suçunu işleyemeyeceklerinin kabulü halinde, ticareti terk suçunu işleyen gerçek kişi tacirlerin İİK'nun 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerekecek, ancak aynı fiili işleyen ve İİK'nun 345.
maddesi uyarınca bu fiilden sorumlu tutulması gereken ticaret
şirketi müdür ve yetkililerinin cezai sorumluluktan muaf bulunmaları anlamına gelecektir ki, bunun kanuni bir dayanağı
da bulunmamaktadır.
Kararların tamamuna dergimizin Nisan 2015 tarihli
148. sayısından ulaşabilirsiniz
YARGITAY CEZA DAİRE KARARLARI
COURT OF APPEAL CRIMINAL CHAMBER DECISIONS
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/4800
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/63, 81
Karar No. 2014/5093
5275 s. CezaİnfazK/Gç5
Tarihi:
11.11.2014
• KASTEN ÖLDÜRME SUÇU
• CEZALARIN MAHSUP EDİLMESİ
ÖZETİ: Somut olaya bakıldığında hükümlü M.'in Adana 7. Ağır Ceza
Mahkemesinin 20.10.2010 tarihli, esas 2009/164, karar
2010/291 sayılı dosyasında 25.11.2008-27.11.2008 tarihleri
arasında gözaltında kaldığı, 28.11.2008 tarihinde suç işlemek
amacıyla örgüt kurma suçundan tutuklandığı, 20.10.2010
tarihinde de tahliye olduğu, hükümlü hakkında çıkar amaçlı
suç örgütü kurmak suçundan beraat kararı verildiği, beraat
kararının 28.10.2010 tarihinde kesinleştiği, bu karar henüz
kesinleşmeden, hükümlünün 10.10.2002 tarihinde işlediği
kasten adam öldürmek suçundan Aksaray Ağır Ceza Mahkemesinin 02.12.2008 tarih ve esas 2007/241, karar 2008/33
sayılı kararıyla 18 yıl hapis cezasına mahkum edildiği anlaşılmakla; sanığın gözaltında ve tutuklu kaldığı sürenin Aksaray Ağır Ceza Mahkemesinden almış olduğu cezadan mahsubuna karar verilmesi gerekir.
YARGITAY
3. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/8077
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/30746
5237 s. TCK/44, 86, 232
Tarihi:
22.09.2014
6183 s. AATUHK/106
• EŞE KARŞI KASTEN YARALAMA SUÇU İLE KÖTÜ
MUAMELE SUÇU
• SANIĞIN AKIL HASTALIĞININ BULUNUP
BULUNMADIĞININ TESPİTİ
ÖZETİ: Sanığın adresinde yaptırılan kolluk araştırması sonucunda
düzenlenen tutanak ile Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tedavi olduğunun bildirildiği halde sanığın akıl
hastalığı bulunup bulunmadığı tespit edilerek, akıl hastalığı
var ise bu hastalık nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve
sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak
davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede
azalmış olup olmadığına ilişkin raporu alındıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekir.
Court of Cassation Criminal Chamber Decisions
81
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/44511
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/1940
5237 s. TCK/267, 269
Tarihi:
21.01.2015
• İFTİRA SUÇU
• İFTİRADAN DÖNÜLMESİ
ÖZETİ: Soruşturma evresinde polis ve Cumhuriyet Savcısı önünde fazla
alkollü olduğumdan telefonumun garsonlar tarafından alındığını
zannediyordum ve “alkolün etkisi ile beni gaspettiler diye
müracaat etmiş olabilirim, kimse beni gaspetmedi” diyerek
iftiradan dönmesinin TCK’nın 269/2. maddesinin uygulanmasını
gerektirdiği, kovuşturma aşamasında talimatla alınan beyanlarında, parası ve telefonunun gasp edildiğini bildirmesinin,
iftira nedeniyle açılan kamu davasında haklı olduğunu kanıtlamaya çalışma olarak kabul edilebileceği gözetilmeden, etkin
pişmanlık hükümleri uygulanmayarak fazla cezaya hükmolunması kanuna aykırıdır.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/2525
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/1863
5237 s. TCK/125
22.01.2015
5275 s. CezaİnfazK/105/A
Tarihi:
• KAMU GÖREVLİSİNE KARŞI GÖREVİNDEN DOLAYI
HAKARET SUÇU
• KANUN YARARINA BOZMA
ÖZETİ: Somut olayda; Bolvadin Cumhuriyet Başsavcılığı infaz bürosunun 08.10.2013 tarihli ihbar yazısı ve ekindeki evraklar
incelendiğinde, hükümlünün tahliye edildikten sonra denetim
planındaki yükümlülükleri bir süre yerine getirdiği ancak
kendisine yapılan ihtaratlara rağmen, denetim planı kapsamında belirlenen 22/08/2013 tarihli bireysel görüşmeye gitmediği, 28/09/2013 tarihinde ise imza atma yükümlülüğünü yerine getirmediği görülmektedir. Bu nedenle infaz hakimliğince, hükümlünün tahliye edildiği 30.07.2013 tarihi ile, denetim dosyasının kapatılmasına neden olan son ihlalin tespit
edildiği, 28.09.2013 tarihleri arasındaki sürenin infaz edilmiş
olduğu kabul edilerek, 28.09.2013 tarihinden sonraki sürelerin kapalı cezaevinde infazına karar verilmesi gerekirken,
30.07.2013 tarihi ile tedbirin kaldırılmasına dair kararın verildiği 09.10.2013 tarihleri arasındaki sürenin infaz edilmiş sayılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır.
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
Yargıtay Ceza Kararları
82
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2013/40533
Karar No. 2015/180
Tarihi:
06.01.2015
• ZİNCİRLEME SUÇ
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/43, 53, 123
ÖZETİ: Sanığın, birden fazla kez telefonla aramak ve mesaj göndermek suretiyle müştekilerin huzur ve sükununu bozma suçlarını işlediği kabul edilen somut olayda, suçun niteliği gereği
zincirleme suç hükmünün uygulanamayacağı gözetilmeden,
TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza
belirlenmesi, TCK'nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar,
diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi kanuna aykırıdır.
YARGITAY
6. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/14723
Karar No. 2015/983
03.02.2015
Tarihi:
• YAĞMA SUÇU
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/148
5275 s. CezaİnfazK/14, 44
ÖZETİ: 5275 sayılı Kanun'un 44/3-1 maddesinde firar fiili karşılığında hücreye koyma disiplin cezasını öngören düzenleme ile
aynı Kanun'un 14/4. maddesinde yer alan "Açık ceza infaz
kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir
disiplin cezası alanlar... kurum yönetim kurulunun kararı ile
kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderilirler. Bu karar,
infaz hâkiminin onayına sunulur." şeklindeki düzenleme ve
yine Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği'nin
12/1-b maddesinde yer alan "Açık kurumlarda cezası infaz
edilmekte olan hükümlülerden... b) firar edenlerin kurum
yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara iade edilir ve bu
karar derhâl infaz hâkimliğinin onayına sunulur." şeklindeki
düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, bu hükümlerin
infazı devam etmekte olan (infazı sırasında firar edilen) ilâm
ya da ilamların yanısıra sair ilamları da kapsadığı, firar eylemine konu ilam ile sınırlı tutulmaması gerektiği, sonraki tarihlerde infazına başlanılan veya başlanılacak olan diğer
ilamların infazı için de açık infaz kurumuna ayrılmaya engel
teşkil edeceği cihetle yazılı şekilde reddine karar verilmesinde
isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK’nun
309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması Dairemizden
istenilmiştir.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Criminal Chamber Decisions
83
YARGITAY
7. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/21345
Karar No. 2014/20587
Tarihi:
01.12.2014
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/109
5271 s. CMK/309
5275 s. CezaİnfazK/107
• KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU
• AÇIK CEZA İNFAZ KURUMUNA AYRILMA ŞARTI
• DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİ
• CEZASI İNFAZ EDİLMEKTE İKEN KESİNLEŞMİŞ
BAŞKA MAHKUMİYET KARARLARININ BULUNMASI
ÖZETİ: Denetimli serbestlik hizmetleri yönetmeliğinin 90/4. maddesinde yeralan “Başka bir mahkûmiyet kararı nedeniyle ceza
infaz kurumuna alınan hükümlünün kaydı kapatılarak, 5275
sayılı Kanunun 107 nci maddesinin uygulanabilmesi yönünden toplama kararı alınması ve müteakip infaz işlemlerinin
buna göre yapılması amacıyla dosya hükümlünün bulunduğu
ceza infaz kurumuna gönderilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına iletilir." ve Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma
Yönetmeliğinin 12/2.maddesinde yer alan “İnfaz edilen cezası
dışında başka bir suçtan haklarında mahkûmiyet kararı verilenlerin cezaları toplandıktan sonra koşullu salıverilmelerine
6 ncı maddede belirtilen sürelerden daha fazla kaldığı tespit
edilenler, kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kuruma iade
edilir.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, denetimli
serbestlik tedbiri ile cezası infaz edilmekte iken kesinleşmiş
başka mahkumiyet kararları nedeniyle infaz kurumuna alınan
hükümlülerin şartla tahliye sürelerinin tayini açısından
toplama kararı alınması gerektiği, hükümlünün daha öncesinde açık ceza infaz kurumunda bulunması hasebiyle denetimli serbestlik tedbiri ile infaz hakkından yararlandığı da gözetilerek açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartı açısından
sadece açık ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin
6.maddesinde yer alan şartla tahliye süresinin esas alınması
gerektiği, içtima ettirilen toplam cezanın 1/5'in kapalı ceza
infaz kurumunda geçirmesi şartının aranmayacağı gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
84
Yargıtay Ceza Kararları
YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/10504
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/20492
5237 s. TCK/7, 53, 151, 152, 170
Tarihi:
22.09.2014
• KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ SUÇU
• NİTELİKLİ MALA ZARAR VERME VE GENEL
GÜVENLİĞİN KASTEN TEHLİKEYE SOKULMASI
SUÇU
ÖZETİ: Sanığın, katılan evde olmadığı sırada evine giderek pencere
camını kırıp içeride bulunan perdeyi yakarak evde yangın
çıkardığı, yangın sonucunda perdenin zarar gördüğü olayda,
5237 sayılı TCK.nın 151/1, 152/2-a madde ve fıkralarında
düzenlenen yakarak mala zarar verme suçunun oluştuğu,
somut zarar suçunun oluşması nedeniyle ayrıca tehlike suçundan mahkumiyet hükmü kurulamayacağı gözetilmeden,
mala zarar verme suçu ile birlikte TCK.nın 170/1- a madde ve
fıkrası ile de cezalandırılmasına karar verilmesi yasaya aykırıdır.
YARGITAY
9. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2013/15677
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2014/9195
5237 s. TCK/206, 267, 268
Tarihi:
16.09.2014
• RESMİ BELGENİN DÜZENLENMESİNDE YALAN
BEYAN SUÇU
ÖZETİ: Sanık hakkında uygulanan TCK'nın 267/7. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 17.11.2011 tarih ve 2011/115 esas,
2011/154 sayılı kararı ile iptaline karar verildiği, söz konusu
kararın 17.03.2012 tarih ve 28236 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmasına karşın yürürlüğe girdiği 17.03.2013 tarihine
kadar yeni bir yasal düzenlemenin de gerçekleştirilmemesi
karşısında, TCK'nın 267/7. maddesinin uygulama kabiliyetinin kalmadığı, ancak aynı maddenin birinci fıkrası gereğince
ceza tayin edilebileceği gözetilerek sanığın hukuki durumunun
yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı
gerektirmiştir.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Criminal Chamber Decisions
85
YARGITAY
10. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/5113
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/203
5237 s. TCK/188
Tarihi:
20.01.2015
• TİCARET VE REHİNDE TEDBİRSİZLİK SUÇU
• AÇIK CEZA İNFAZ KURUMLARINDA İNFAZ
• UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA SUÇU
• KAÇAKÇILIK SUÇU
ÖZETİ: Açık ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 12/2
maddesinin birbirine aykırı olduğu görünüyor ise de anılan
açık ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 12/2
maddesinde başka bir suçtan dolayı anılan mahkumiyet kararlarının hapis cezalarına ilişkin olup verilen adli para cezalarının ödenmemesi sebebi ile hapis cezasına çevirme olmadığı
esas mahkumiyetin adli para cezası olup adli para cezasının
hükümlü tarafından her zaman ödenebileceği ve adli para
cezalarının infazının gerek anılan kanun hükmü gerekse açık
ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 5/1-c maddesi
hükmü gözetildiğinde açık ceza infaz kurumlarında çekmesi
gerektiği anlaşıldığından hükümlünün kanunda sayılan şartları taşıyıp 6352 sayılı kanunun geçici 3/2-c maddesi açık ceza
infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 5/1-c, 6/1-a, 6/2-b,
ve 12/2 maddeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde hükümlünün bundan sonraki kalan cezalarının doğrudan açık
ceza infaz kurumlarında infaz edilmesi gerektiği cihetle itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde
isabet görülmemiştir.» denilerek, Rize Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13.12.2013 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
6352 sayılı kanunun geçici 3/2-c maddesi ile Açık Ceza infaz
Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 5/1-c, 6/1-a, 6/2-b, ve
12/2 maddeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde hükümlünün bundan sonraki kalan cezalarının doğrudan açık ceza
infaz kurumlarında infaz edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/9655
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/1812
5237 s. TCK/85
Tarihi:
03.02.2015
• CANKURTARANIN TAKSİRLE ÖLÜME SEBEBİYET
VERMESİ
• TAKSİRLE ÖLDÜRME SUÇU
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
Yargıtay Ceza Kararları
86
ÖZETİ: Bronz ve gümüş cankurtaran belgesi bulunan sanığın, otelin
yüzme havuzunda kaydıraklı havuzun yanında bulunduğu
sırada büyükler havuzuna 5 yaşındaki çocuğun düşüp ölmesi
şeklinde gerçekleşen olayda; 28/01/2006 tarih ve 26063 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanan "Can Kurtarma Yönetmeliği"nin
3. maddesi uyarınca havuzun güvenliğinden de sorumlu bulunması nedeniyle mahkumiyetine ilişkin hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
2014/22580
Esas No.
Karar No. 2015/917
Tarihi:
21.01.2015
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/3, 50, 51, 52, 62, 85
5275 s. CezaİnfazK/98
5402 s. DenetimliSerbestlikK/3
• TAKSİRLE ÖLÜME NEDEN OLMA SUÇU
• DENETİMLİ SERBESTLİK MÜDÜRLÜĞÜNÜN
KARALARINA KARŞI İTİRAZ
ÖZETİ: Somut olaya gelince; 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu'nun 3/1-g maddesinde yer alan "Bu Kanunda yer
alan: Müdürlük: Denetimli serbestlik müdürlüğünü, ifade
eder." şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun'un 18. maddesinde yer alan "(1) Müdürlükler ile koruma kurullarının idari
nitelikteki eylem ve işlemlerine karşı infaz hakimliğine şikayette bulunulabilir. (2) Bu Kanunun uygulanması kapsamında
verilmiş olan hakim kararları ile kanunun gösterdiği hallerde
mahkeme kararlarına karşı itiraz yolu açıktır. Diğer kanunlarda belirtilen kanun yolları saklıdır." şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, hükümlü müdafi tarafından sürücü
belgesinin iade edilmesine ilişkin talebin reddine ilişkin Ünye
Denetimli Serbestlik Müdürlüğü İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonu'nun 13/06/2014 tarihli kararın infaz işlemi
sırasında alınmış idari nitelikte bir karar olmadığı, bu konudaki işlemin 5275 sayılı Kanunun 98. maddesi kapsamında
bulunduğu, bu husustaki talebin değerlendirilmesi görevinin
hükmü veren mahkemeye ait olduğu, hükmü veren mahkemece önüne gelecek taleple ilgili de yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirme yapılması gerekeceği, bu nedenle Ünye Ağır Ceza Mahkemesi'nin 30/06/2014 tarihli ve
2014/502 değişik iş sayılı kararında isabetsizlik görülmediğinden kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın
mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 21.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”
şeklinde karar verilmiştir.
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
Court of Cassation Criminal Chamber Decisions
87
YARGITAY
15. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2014/24444
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/1669
5237 s. TCK/158
Tarihi:
02.02.2015
• NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇU
• GERÇEKTE YEŞİL KARTI BULUNMADIĞI HALDE
SAHTE OLARAK KART TANZİM EDEREK KARTLA
TEDAVİ OLUNMASI
• HİLELİ DAVRANIŞLARLA HATAYA DÜŞÜRÜLÜP
DÜŞÜRÜLMEDİĞİ
• BAŞKASININ ZARARINA YARAR SAĞLANIP
SAĞLANMADIĞI
Kamu
kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık
ÖZETİ:
suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum
ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro
bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre
belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla
işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri
vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır
kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Suça sürüklenen çocuğun, gerçekte yeşil kartı bulunmadığı
halde, sahte olarak tanzim ettiği kartla tedavi olupilgili
kurumun zararına sebebiyet vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, çocukların
sağlık harcamalarının tamamının devlet tarafından karşılanması nedeniyle kamu zararının bulunmayacağı dikkate alınarak, nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının bulunmadığı dikkate alınarak mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
LHD - Volume: 13/Issue: 148/Year: 2015
Yargıtay Ceza Kararları
88
YARGITAY
15. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2013/7781
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2015/1650
5237 s. TCK/257
Tarihi:
02.02.2015
• GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU
• FAİLİN BİR MALIN ZİLYEDİ OLMASI GEREĞİ
• MALIN İADE EDİLMEK VEYA BELİRLİ BİR ŞEKİLDE
KULLANMAK ÜZERE FAİLE RIZAYLA TEVDİ VE
TESLİM EDİLMESİ
• KENDİSİNE VEYA BAŞKASINA YARAR SAĞLAMASI
GEREĞİ
Sanığın,
apartman yöneticisi olarak çalıştığı dönemde, kat
ÖZETİ:
malikleri tarafından aidat olarak verilen 222.85 TL'yi uhdesine geçirmek suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, alınan bilirkişi
raporu, banka kayıtları, makbuzlar, dekontlar ve diğer harcama evrakı ile tüm dosya kapsamına göre, alınan karar gereğince, söz konusu apartmana ait paraların likit fon hesabında
apartman lehine değerlendirildiği, yapılan incelemelerde likit
fon fazlasının bulunduğu ve sanığın uhdesinde de herhangi
bir para bulunmadığının belirlenmiş olması karşısında, sanığın mahkumiyetine yeter kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı dikkate alınarak, bu gerekçelere dayanan mahkemenin
kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Kararların tamamuna dergimizin Nisan 2015 tarihli
148. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
DANIŞTAY KARARI
COUNCIL OF STATE DECISION
* Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Kararı
Plenary Session of the Administrative Law Chamber Decision
* Danıştay Daire Kararları
Council of State Chamber Decisions
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU KARARI
PLENARY SESSION OF THE ADMINISTRATIVE LAW CHAMBER DECISION
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ
KURULU
Esas No.
2011/1119
Karar No. 2014/2809
Tarihi:
26.06.2014
İlgili Kanun/Madde
4054 s. RekabetK/4, 5, 8, 13
• KOLALI/GAZLI İÇECEK PAZARI
• BEDELSİZ ÜRÜN İNDİRİM KOTA DOLAP
MÜNHASIRLIĞI
• MUAFİYET KOŞULU
• SÖZLEŞMELERE VE/VEYA UYGULAMALARA
BİREYSEL MUAFİYET TANINAMAYACAĞINA
İLİŞKİN REKABET KURULU KARARININ İPTALİ
İSTEMİ
ÖZETİ: Davacı şirketten ve 92 adet dağıtıcısından yazılı görüş istendiği, davacı şirketin talebi üzerine sözlü görüşünün de alındığı, ayrıca zorunluluk bulunmamasına rağmen daha sağlıklı
bir değerlendirme yapabilmek için, anlaşmanın tarafı olmasa
da verilecek karardan etkilenebilecek olan ve davacı şirketle
aynı sektörde bulunan diğer tüm teşebbüslerden de inceleme
konusu anlaşma ve uygulamalar hakkında yazılı görüş istendiği, bunlardan 13’ünün yanıt verdiği; dolayısıyla, karar verilmeden önce, Tebliğ'de öngörülen tarafların görüşlerinin
alınmasına dair söz konusu düzenlemenin amacına uygun
olarak hareket edildiği anlaşıldığından, anılan iddiaya itibar
edilmediği gerekçeleriyle davanın reddi yönünde verilen karar
onanmıştır.
Kararların tamamuna dergimizin Nisan 2015 tarihli
148. sayısından ulaşabilirsiniz
DANIŞTAY DAİRE KARARI
COUNCIL OF STATE CHAMBER DECISION
DANIŞTAY
4. DAİRE
Esas No.
2011/6817
İlgili Kanun/Madde
213 s. VUK/3, 134
Karar No. 2014/2200
Tarihi:
02.04.2014
• POS CİHAZIYLA YAPILAN BİR KISIM SATIŞLARIN
BEYAN EDİLMEDİĞİ İDDİASI
• KURUMLAR VERGİSİ VE KESİLEN VERGİ ZİYAI
CEZASININ KALDIRILMASI İSTEMİ
ÖZETİ: Davacının POS cihazıyla yapmış olduğu satışlardan elde ettiği
hasılatın, katma değer vergisi beyannamelerinin 45 numaralı
satırında yer alan kredi kartıyla yapılan satış hasılatı tutarı ile
uyumlu olmadığına ilişkin olarak düzenlenen vergi inceleme
raporuyla belirlenen hasılat farkına, davacı şirket yetkilisinin
kârlılık oranının %4 ile 5,5 arasında değiştiği yönündeki
ifadesine dayanılarak, %4 kârlılık oranı uygulanmak suretiyle
tarhiyat yapıldığı anlaşılmıştır. Tarhiyatın dayanağı inceleme
raporunda, davacının uyuşmazlık konusu dönemde kredi
kartıyla yaptığı satışların tutarı ile katma değer vergisi beyannamelerinin 45 numaralı satırında beyan ettiği hasılatın
uyumsuz olduğu belirtilerek, aradaki fark kurum kazancına ilave
edilmiş ise de, davacının katma değer vergisi beyannamelerinde
bildirdiği toplam hasılat tutarı, kredi kartıyla yapmış olduğu satış
hasılatının üzerindedir. Bu durumda, davacının kredi kartı ile
yaptığı satışlardan elde ettiği hasılat tutarının, katma değer
vergisi beyanlarında gösterilen toplam hasılat tutarına dahil
edilmediği tespit edilmeksizin, beyannamede yer verilen kredi
kartıyla yapılan satış tutarı satırında gösterilen tutar ile
bankalardan alınan pos cihazıyla yapılan işlem tutarı bilgisi
karşılaştırılarak matrah farkı belirlenmesinde ve bu şekilde
belirlenen matrah üzerinden yapılan tarhiyatın kaldırılması
istemiyle açılan davayı kısmen reddeden Vergi Mahkemesi
kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Kararların tamamuna dergimizin Nisan 2015 tarihli
148. sayısından ulaşabilirsiniz
AVRUPA İNSAN
HA KL A R I MA HKE ME S İ
KA R A R L A R I
DECISION OF THE EUROPEAN
COURT OF HUMAN RIGHTS
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARLARI
DECISION OF THE EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS
AVRUPA İNSAN
HAKLARI MAHKEMESİ
2. DAİRESİ
Karar Numarası
2010/53645
Karar Tarihi
20.01.2015
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/94, 95
5271 s. CMK/231
• HIRSIZLIK ŞÜPHESİYLE YAKALANMA
• KARAKOLDA KENDİ ALEYHİNDE İFADE
VERMEYE ZORLANDIĞI İDDİASI
Başvuran manevi tazminat olarak 80.000 avro talep
etmiştir.Hükümet bu talebe itiraz etmiştir. Mahkeme,
başvuranın acı ve sıkıntıya maruz kaldığı ve ihlal tespitinin tek başına yeterli olmayacağı kanısındadır.
Mahkeme, söz konusu ihlalin niteliğini ve hakkaniyet
esasını dikkate alarak, başvurana manevi tazminat
olarak 45.000 avro ödenmesine karar vermiştir. Başvuran, Mahkeme önünde ortaya çıkan masraf ve giderler için 3.000 avro talep etmiştir.Hükümet bu talebe itiraz etmiştir.Mahkeme içtihadına göre, bir başvuranın masraf ve harcamalarını geri alabilmesi için,
söz konusu masraf ve harcamaların fiilen ve gerekli
olduğu için yapılmış olduğunun belgelenmesi ve makul miktarda olması gerekmektedir. Başvuran mevcut
davada, belirli bir tutarın tespit edilmesini sağlayacak
herhangi bir fiş ya da makbuz sunmamıştır. Dolayısıyla, Mahkeme bu başlık altında herhangi bir ödeme
yapılmamasına karar vermiştir. Mahkeme, gecikme
faizi olarak Avrupa Merkez Bankasının kısa vadeli
kredilere uyguladığı marjinal faiz oranına üç puan
eklemek suretiyle elde edilecek oranın uygun olduğunu değerlendirmiştir. Mahkeme, oybirliğiyle, sözleşme’nin 3. maddesi kapsamında yer alan şikayetin
kabul edilebilir olduğuna ve başvurunun geri kalan
kısmının kabul edilemez olduğuna; başvuranın işkenceye maruz kalması nedeniyle, Sözleşme’nin 3. maddesinin esas açısından ihlal edildiğine; sözleşmenin 3.
maddesinin usul açısından ihlal edildiğine; davalı
devlet tarafından başvurana, Sözleşme’nin 44 § 2
maddesi uyarınca, kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içerisinde, ödeme tarihindeki döviz kuru
üzerinden davalı devletin ulusal para birimine çevrilmek üzere, manevi tazminat olarak vergiler hariç olmak üzere 45.000 avro (kırk beş bin avro) ödenmesine;bahsi geçen üç aylık sürenin bittiği tarihten itibaren, ödeme gününe kadar, Avrupa Merkez Bankasının
kısa vadeli kredilere uyguladığı marjinal faiz oranına
üç puan eklemek suretiyle elde edilecek oranda, yukarıda bahsedilen meblağlara basit faiz uygulanmasına;
başvuranın adil tazmin taleplerinin geri kalan kısmının reddedilmesine karar vermiştir.
Kararların tamamuna dergimizin Nisan 2015 tarihli
148. sayısından ulaşabilirsiniz
A N A Y A S A MA HKE ME S İ
KA R A R L A R I
TURKISH CONSTITUTIONAL COURT
DECISIONS
ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI
TURKISH CONSTITUTIONAL COURT DECISIONS
Resmi Gazete Tarihi: 04.03.2015
Resmi Gazete Sayısı: 29285
Esas Numarası: 2014/76
Karar Numarası: 2014/142
Karar Tarihi: 11.09.2014
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Tokat İdare Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 25.4.2006 günlü, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri
Kanunırnun 44. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (g) bendi ile (3) ve (4) numaralı
fıkralarının Anayasa’nın 36. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi
istemidir.
VI-SONUÇ
25.4.2006 günlü, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 44. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (g) bendi ile (3) ve (4) numaralı fıkralarının Anayasa’ya aykırı
olmadıklarına ve itirazın REDDİNE, 11.9.2014 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Anayasa Mahkemesi Kararlarının tamamuna dergimizin
Nisan 2015 tarihli 148. sayısından ulaşabilirsiniz
GÜNCEL MEVZUAT
CURRENT LEGISLATION
* Kanunlar
Law Codes
* Resmî Gazete Özetleri
Abstracts of Official Gazette
KANUNLAR
LAW CODES
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BELÇİKA KRALLIĞI
ARASINDA DİPLOMATİK VE KONSÜLER PERSONELİN BELİRLİ
YAKINLARININ KAZANÇ GETİRİCİ BİR İŞTE ÇALIŞMALARINA
OLANAK SAĞLAYAN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KATAR DEVLETİ HÜKÜMETİ
ARASINDA ASKERİ EĞİTİM, SAVUNMA SANAYİİ İLE KATAR
TOPRAKLARINDA TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN
KONUŞLANDIRILMASI KONUSUNDA İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE SUUDİ ARABİSTAN KRALLIĞI
HÜKÜMETİ ARASINDA BİLİM VE EĞİTİM ALANLARINDA İŞBİRLİĞİNE
YÖNELİK MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE TÜRK DİLİ KONUŞAN
ÜLKELER İŞBİRLİĞİ KONSEYİ SEKRETARYASI ARASINDA TÜRK DİLİ
KONUŞAN ÜLKELER İŞBİRLİĞİ KONSEYİ SEKRETARYASINA DAİR
EVSAHİBİ ÜLKE ANLAŞMASINA EK PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE SUUDİ ARABİSTAN KRALLIĞI
HÜKÜMETİ ARASINDA GÜMRÜK KONULARINDA İŞBİRLİĞİ VE
KARŞILIKLI YARDIM ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
Kararların tamamuna dergimizin Nisan 2015 tarihli
148. sayısından ulaşabilirsiniz
RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ
ABSTRACTS OF OFFICIAL GAZETTE
KANUNLAR
No
Adı
6632
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Belçika Krallığı Arasında Diplomatik ve Konsüler Personelin Belirli Yakınlarının Kazanç Getirici Bir İşte Çalışmalarına Olanak Sağlayan Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim, Savunma Sanayii ile Katar
Topraklarında Türk Silahlı Kuvvetlerinin Konuşlandırılması Konusunda İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti Arasında Gümrük Konularında İşbirliği ve
Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti Arasında Bilim ve Eğitim Alanlarında
İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türk Dili Konuşan
Ülkeler İşbirliği Konseyi Sekretaryası Arasında Türk Dili
Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Sekretaryasına Dair
Evsahibi Ülke Anlaşmasına Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
6633
6634
6635
6636
R. G.
Tarih - Sayı
04.03.2015
29285
28.03.2015
29309
28.03.2015
29309
28.03.2015
29309
28.03.2015
29309
MİLLETLERARASI ANTLAŞMALAR
Karar No.
2015/7325
Adı
9 Haziran-4 Temmuz 2003 Tarihleri Arasında Cenevre’de
Yapılan Dünya Radyokomünikasyon Konferansında Kabul
Edilen ve 23/7/2010 Tarihli ve 6012 Sayılı Kanunla Onaylanması Uygun Bulunan “Uluslararası Telekomünikasyon Birliği
(ITU) 2003 Dünya Radyokomünikasyon Konferansı Sonuç
Belgeleri”nin Onaylanması Hakkında Karar
R. G.
Tarih - Sayı
10.03.2015
29291 Mük.
BAKANLAR KURULU KARARLARI
Karar No.
2014/7273
Adı
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda Değişiklik
Yapılmasına Dair Karar
R. G.
Tarih - Sayı
05.03.2015
29286
Resmî Gazete Özetleri
106
2015/7330
2015/7240
2015/7301
2015/7304
2015/7306
2015/7308
2015/7312
2015/7315
2015/7323
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1267 (1999), 1988
(2011) ve 1989 (2011) Sayılı Kararlarıyla Listelenen Kişi,
Kuruluş veya Organizasyonların Tasarrufunda Bulunan Malvarlığının Dondurulması Hakkındaki 30/9/2013 Tarihli ve
2013/5428 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Eki (1) Sayılı
Listede Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar
Basın İlan Kurumu Genel Kurulunda Boşalan Temsilciliklere
Yapılan Görevlendirmeler Hakkında Karar
8/1/2002 Tarihli ve 4736 Sayılı Kanunun 1 inci Maddesinin
Birinci Fıkrası Hükmünden Muaf Tutulacakların Tespitine
Dair 28/1/2002 Tarihli ve 2002/3654 Sayılı Kararnamenin Eki
Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar
Çevre ve Şehircilik Bakanlığında Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına Dair Esaslarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Esaslar Hakkında Karar
İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Fatih Mahallesinde Bulunan ve 28/1/2013 Tarihli ve 2013/4257 Sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı ile 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2 nci Maddesine Göre Riskli Alan
İlan Edilen Alan Sınırları İçerisinde Kalan ve Mülkiyeti Hazineye Ait Olan Bazı Taşınmazların Çevre ve Şehircilik Bakanlığına Tahsis Edilmesine İlişkin Karar
Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü Bünyesinde Bulunan Beden
Eğitimi ve Spor Yüksekokulunun Kapatılması ve Adı Geçen
Rektörlüğe Bağlı Olarak Spor Bilimleri Fakültesi Kurulması
Hakkında Karar
Atatürk Üniversitesi Rektörlüğüne Bağlı Olarak Oltu Beşeri
ve Sosyal Bilimler Fakültesi Kurulması Hakkında Karar
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörlüğü Bünyesinde
Yer Alan İslami Araştırmalar Enstitüsünün Adının Hacı Bayram Veli İslami Araştırmalar Enstitüsü Olarak Değiştirilmesi
Hakkında Karar
Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilatını Oluşturan
Birimlerin Nitelik, Kurulduğu Şehir ve Ülke, Görev Alanı,
Akredite Edildiği Ülkeler ve Bağlı Bulunduğu Misyonlar
Hakkındaki 13/4/1999 Tarihli ve 99/12770 Sayılı Bakanlar
Kurulu Kararında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar
07.03.2015
29288 Mük.
08.03.2015
29289
08.03.2015
29289
08.03.2015
29289
08.03.2015
29289
08.03.2015
29289
08.03.2015
29289
08.03.2015
29289
08.03.2015
29289
Resmî gazete özetlerine, dergimizin Nisan 2015 tarihli
148. sayısından ulaşabilirsiniz
LHD - Cilt: 13/Sayı: 148/Yıl: 2015
ÖNEMLİ BİLGİLER
MAJOR INFORMATIONS
KIDEM TAZMİNATI TAVANI
İŞSİZLİK SİGORTASI PRİMİ ORANLARI (2002’DEN İTİBAREN)
VERGİDEN MÜSTESNA HARCIRAH TAVANI
REESKONT VE AVANS İŞLEMLERİNDE UYGULANAN İSKONTO VE FAİZ
ORANLARI
SİGORTA PRİMİNE TÂBİ TUTULMAYACAK YEMEK PARASI İLE ÇOCUK
VE AİLE ZAMMI TUTARLARI
SGK GECİKME ZAMMI ORANLARI (AYLIK)(1.10.2008’den itibaren tüm
Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları için)
ASGARİ YILLIK ÜCRETLİ İZİN SÜRELERİ (10.06.2003’TEN İTİBAREN)
4/a (SSK) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM
ORANLARI(01.09.2013’den itibaren)
4/b (Bağ-Kur) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM
ORANLARI(01.09.2013’den itibaren)
4/c (Devlet Memurları) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI
(01.09.2013’den itibaren)
İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI(01.09.2013’den
itibaren)
4/a (SSK) KAPSAMINDA ÇALIŞAN EMEKLİLERİN SGDP ORANLARI
(01.09.2013’den itibaren)
4/b (Bağ-Kur) KAPSAMINDA ÇALIŞAN EMEKLİLERİN SGDP ORANLARI
(01.10.2008’den itibaren)
DÖNEMLER İTİBARİYLE AYLIK ASGARİ ÜCRET TUTARLARI
ÇIRAKLAR İÇİN DÖNEMLER İTİBARİYLE AYLIK ASGARİ ÜCRET
TUTARLARI
2015 YILI İÇİN ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ MİKTARLARI
2014 YILI İÇİN ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ MİKTARLARI
2013 YILI İÇİN ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ MİKTARLARI
DÖNEMLER İTİBARİYLE SİGORTA PRİMİNE ESAS AYLIK TABAN VE
TAVAN ÜCRET TUTARLARI
AYLIK SAKATLIK İNDİRİMİ TUTARLARI
HİZMET SÖZLEŞMESİ SONA ERDİRİLİRKEN DİKKATE ALINACAK
BİLDİRİM SÜRELERİ VE İHBAR TAZMİNATI TUTARLARI (*)
5510 - SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI
KANUNUNA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI
2015 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ2014 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
2013 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
YENİDEN DEĞERLEME ORANLARI
GEÇİCİ VERGİ DÖNEMLERİNDE UYGULANAN YENİDEN DEĞERLEME
ORANLARI
BEYANNAMELERİNİ İMZALATMAK ZORUNDA OLANLAR
2013 YILINDA BEYANNAMELERİNİ İMZALATMAK ZORUNDA
OLMAYANLAR
AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN’A GÖRE
GECİKME ZAMMI ORANLARI
YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI
YÜRÜRLÜK TARİHLERİNE GÖRE TECİL FAİZİ ORANLARI
EMLAK VERGİSİ ORANLARI
EMLAK VERGİSİ DEĞERİ YILLIK ARTIŞ ORANLARI (%)
KONUT KİRA GELİRİ İSTİSNA TUTARLARI
BAZI MENKUL SERMAYE İRATLARINA UYGULANAN İNDİRİM
(Enflasyondan Arındırma) ORANLARI
MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ ORANLARI 2015
TEVKİFATA VE İSTİSNAYA KONU OLMAYAN MENKUL VE
GAYRİMENKUL SERMAYE İRATLARINDA BEYAN SINIRLARI
VERGİDEN MÜSTESNA YEMEK BEDELİ
DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARINDA İSTİSNA TUTARLARI
ARIZÎ KAZANÇLARDA İSTİSNA TUTARLARI
AMORTİSMAN SINIRI
FATURA DÜZENLEME SINIRI
GEÇİCİ VERGİ ORANLARI
VERGİDEN MÜSTESNA ÇOCUK YARDIMI
50 ve Daha Fazla İşçi Çalıştırılan İşyerleri İçinZorunlu İstihdam Oranları
YATIRIM TEŞVİK BELGESİNE BAĞLANABİLECEK ASGARİ SABİT
YATIRIM TUTARLARIYatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar’a
Göre(2012/3305 Sayılı Bkk Ile 19.06.2012 Tarihinden İtibaren)
2015 YILI USULSÜZLÜK DERECELERİ VE CEZALARI (TL)
2015 YILI ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI
2015 YILI İÇİN DAMGA VERGİSİ NİSPETLERİ VE MAKTU TUTARLAR
2014 YILI VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ TARİFESİ
ENFLASYON ORANLARI (%) (TÜİK Verilerine Göre)
YASAL FAİZLER VE YÜRÜRLÜK SÜRELERİ
TİCARİ TEMERRÜT (AVANS) FAİZ ORANLARI
VERGİ KODLARI
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI
DÖVİZ KURLARI
2015 YILINDA TÜRK TİCARET KANUNU'NDA UYGULANACAK İDARİ
PARA CEZALARI (TL)
Önemli Bilgilerin tamamına dergimizin Nisan 2015 tarihli
148. sayısından ulaşabilirsiniz
LEGAL HUKUK DERGİLERİ SİPARİŞ FORMU
ORDERING FORM FOR THE LEGAL LAW JOURNALS
Y Ü KS E K MA HKE ME
KA R A R L A R I
ARAMA DİZİNLERİ
INDEX OF SUPREME COURT
DECISIONS
* Kavramlara Göre Arama Dizini
Index of Related Legal Terms
* Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini
Index of Related Law Code Articles
KAVRAMLARA GÖRE ARAMA DİZİNİ
INDEX OF RELATED LEGAL TERMS
2/B Madde Alanlarında Yapılan Kullanım Kadastrosuna İtiraz..................... 288
506 Sayılı Kanun ile 1479 Sayılı Kanun Kapsamındaki Sigortalılığın
Çakışması ....................................................................................................... 208
A
Açık Ceza İnfaz Kurumlarında İnfaz.............................................................. 325
Açık Ceza İnfaz Kurumuna Ayrılma Şartı ..................................................... 320
Ahde Vefa İlkesi............................................................................................. 257
Aile Mahkemesi Kurulmayan Yerler ............................................................. 226
Alacak Davası................................................................................................. 283
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun
Uygulamasından Doğacak Uyuşmazlıklarda Görevli Mahkeme ................... 255
Arazinin Eylemli Ormana Dönüştürülmesi .................................................... 288
Aynı İsim ve Soyisim ile Baba Adını Taşıyan İki Kişi Daha
Bulunduğu ...................................................................................................... 216
B
Bağkur Sigortalısı Olmadığının Tespiti.......................................................... 291
Bağ-Kura Tescil ve Kayıtla Sigortalılığın Oluşamayacağı ............................ 202
Bağlılık İlkesi ................................................................................................. 288
Banka Tarafından Yasal Yükümlülük Tutarının Ödenmemesi ...................... 254
Bankanın Özel Sandığa Tabi Olduğu ve Bu Çalışmasının Sigortalı
Çalışmalı Olarak Kabulünün Mümkün Olup Olmadığı.................................. 193
Bankaya Başvurmasına Rağmen Ödenmediği ............................................... 254
Başkasının Zararına Yarar Sağlanıp Sağlanmadığı ........................................ 334
Yüksek Mahkeme Kararları arama dizinlerini tamamına
dergimizin Nisan 2015 tarihli 148. sayısından ulaşabilirsiniz
KANUN MADDELERİNE GÖRE ARAMA DİZİNİ
INDEX OF RELATED LAW CODE ARTICLES
Aile Mahkemelerinin Kuruluş,
Görev ve Yargılama Usullerine Dair
Kanun (4787)
Sayfa
Madde
4..........................................................226
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun (6183)
Madde
Sayfa
106......................................................312
Yüksek Mahkeme Kararları arama dizinlerini tamamına
dergimizin Nisan 2015 tarihli 148. sayısından ulaşabilirsiniz
LEGALBANK ABONELİK FORMU
SUBSCRIPTION FORM FOR THE LEGALBANK LEGAL DATABASE

Benzer belgeler