dualar - Denizli Koruyucu Aile Derneği

Transkript

dualar - Denizli Koruyucu Aile Derneği
1
“Küçük hanımlar ,
Küçük beyler !
Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı,
birer mutluluk parıltısısınız.
Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz.
Kendinizin ne kadar önemli,
değerli olduğunu düĢünerek,ona göre çalıĢınız.
Sizlerden çok Ģey bekliyoruz .”
2
"Sevginizi Ertelemeyin"
1.ULUSAL KORUYUCU AĠLE ÇALIġTAYI
Çocukluk sürecinde,sevgiden uzak düĢenlere armağan edilmiĢtir.
Ġçindeki çocuğu yitirmeden,bizimle birlikte olan tüm çocuk dostlarına,
katılımcılarımıza ve destekçilerimize yürekten teĢekkürler....
Mayıs-2011-Denizli
3
Yayına Hazırlayan : Denizli Koruyucu Aile Derneği
Kapak Tasarımı
: Leyla ÜSTÜN
Sayfa Tasarımı
: Hüseyin Avni DÜLGEROĞLU
Baskı
: Bilal OFSET
Denizli Koruyucu Aile Derneği: GSM 0 505 395 66 25
Altıntop Mahallesi, Delikliçınar Meydanı Köseer 2 Apt. No: 187 Kat:1
www.koruyucuaile.org.tr
[email protected]
4
ONLAR
Kız ve erkektiler,
Küçücük, mahsun ve ürkek
Mavi, yeĢil, kara gözlerinde,
Ġncecik boyunlarına ve bedenlerine yakıĢmayan
Bir yalnızlık yüklüydüler.
KarĢılaĢtık bir sabah ya da bir öğle vakti,
Merhaba dedik onlara…
Merhaba!
Biz bir oda verdik,
Onlar birer dünya sundu.
Biz bir tabak yemek koyduk,
Onlar, toprağın bereketini taĢıdı sofralarımıza…
Biz bir kere kokladık,
Onlar baharın tüm kokularını saçtı evimize.
Biz ellerini tuttuk,
Onlar, yaĢamı armağan etti bizlere…
Kimimizin göz pınarında bir damla yaĢ,
Kimimizin yüreğinde kıpırdayan bir sızı…
Uzattığımız eli tutan her çocuk,
Avuçlarımıza güneĢin sıcaklığını bıraktı.
Artık öylesine sıcak ki avuçlarımız,
BaĢka ellere ulaĢmak gerek…
Yakmadan ısıtan bu sevgiden
Ġnsan olan herkese bir tutam sunmak gerek.
Denizli Koruyucu Aile Derneği üyesi
(Koruyucu anne, ġefika Yıldız )
5
1.ULUSAL KORUYUCU AĠLE ÇALIġTAYI
DÜZENLEME KURULU
Ayfer DOĞAN - Denizli Koruyucu Aile Derneği BaĢkanı
Bilgin VURAL- PAÜ. Öğr. Gör. Dr. Sağlık Hizmetleri M.Y.O.
Betül ASAN - PAÜ Üniversite Sanayii ĠĢbirliği Koordinatörü
Gülbanu ZENCĠR - PAÜ Öğr. Gör. Sağlık Hizmetleri M.Y.O.
Hatice BÖBECĠ - Koruyucu Aile Derneği BaĢkan Yardımcısı
Özlem KÖRÜKÇÜ- PAÜ Öğr. Gör. Dr. Sağlık Hizm.M .Y.O.
ġefika YILDIZ - Denizli Koruyucu Aile Derneği üyesi
Leyla ÜSTÜN
- Grafik- Tasarım-(Joker DanıĢmanlık)
6
ĠÇĠNDEKĠLER
ÖNSÖZ………………………………………………………8-10
Ayfer DOĞAN (Denizli Koruyucu Aile Derneği BaĢkanı)
Murat ALTUĞGĠL (Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel BaĢkanı)
KONFERANS SUNUMLARI…………………………….11-49
Krista TELEMANS (Pleegzorg Vlaanderen – Koordinatör)
(Avrupa‟da Koruyucu Aile Hizmet Modelinin ĠĢleyiĢi)
Haluk KAYA ( Sosyal Pedagog-Frankfurt/ Almanya)
(Almanya‟da Uygulanan Koruyucu Aile ve Çocuk Koruma Hizmetleri)
Cansu VAROL (Ank. Ünv. Sağlık Bilimleri Fak. Sos.Hizm.Böl.)
(Bireyler Arası ĠliĢkilerde Kabul ve Red)
PANEL SUNUMLARI…………………………………..50-105
Murat ALTUĞGĠL (Sosyal Hizmet Uzm.Derneği Genel BaĢk.)
(Türk Toplumunun BakıĢ Açısı, Hizmetin YaygınlaĢtırılması,Öneriler)
Av. Türkay ASMA(Çocuk Ġstismarınıve Ġhmalini ÖnlemeDer.BĢk.)
(Koruyucu Aile Hizmet Modelinin Hukuk Sistemimizdeki Yeri)
Prof. Dr. NeĢe EROL (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi)
(Koruyucu Aile ve Çocuk ĠletiĢimi, Sorunlar ve Çözüm Önerileri)
Ceyda DEDEOĞLU (Unicef Çocuk Koruma Program Sorumlusu)
(Unicef Çocuk Koruma Programı Ġçerisinde K.ile Hizmet Modeli)
DEMOSTRATĠF GRUP ÇALIġMASI SUNUMU………106-109
Nevzat GÜRSOY(Sosyal Hizmet Uzmanı Sanat Terapisti)
(Koruyucu Aile Türkiye Modeli ArayıĢ ÇalıĢması)
ÇALIġTAY SONUÇ BĠLDĠRGESĠ………………………111-120
ÇOCUKLARIMIZIN SESĠ……………………………….121-126
Hatice BÖBECĠ( Denizli Koruyucu Aile Derneği BaĢk.Yard.)
SONSÖZ YERĠNE…………………………………………127-136
7
Merhaba…..
Merhaba diyerek baĢlamak istiyorum sesleniĢime. Kaldığımız yerden devam edercesine… Aceleciyiz demiĢtim ÇalıĢtay açılıĢında…
Aceleciyiz çünkü çocuklarımız hızla büyüyor. ÇalıĢtayın yapıldığı
gün doğan bir çocuk, sizler bu sunumu okurken en az bir kaç aylık
olacak. Yani anne sütüne, anne kucağına, baba omzuna ihtiyaç duyduğu tam sevilme çağlarında.
ÇalıĢtay‟ın en temel gerekçelerinden biriydi bizim için hak temelli,
aile içinde büyüme hakkı. ÇalıĢtay süreci içindeki pek çok sunu BM.
Çocuk Haklarında vurgulanan aile içinde büyüme hakkının Korunmaya Muhtaç Çocuklar için de öncelikli olarak kullanımının sağlanmasının devletin sorumlulukları arasında olduğunu vurguluyor.
Bu sorumluluğun Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Genel Müdürlüğü aracılığıyla yerine getirilmeye çalıĢıldığını biliyoruz.
SHÇEK‟in hizmet modellerinden biri olan Koruyucu Aile Hizmet
modelinin ne yazık ki ülkemizde istenilen düzeye gelememiĢ olması
aceleciliğimizin bir baĢka nedeni.
Çocukluk bir süreçtir. YaĢamın en özel süreçlerinden biridir üstelik. Bu sürecin nitelikli, sağlıklı ailelerce desteklenmesi durumunda
çocuklar, sorgulayan, kendi yaĢamının öznesi olan, sorumluluk alabilen bireyler olarak topluma katılma Ģansını elde ederler.
“Çocuklar geleceğimizdir”. Gibi çok bilinen bir sözü yaĢamın gerçekliğine indirmek istiyorsak; onların hakkı olan aile içinde büyüme
hakkının sağlanabilmesi için Koruyucu Aile Hizmet modelini bir an
önce geliĢtirmeli, toplumsal farkındalığı arttırmalı, aceleci, ancak
dikkatli davranarak, çocuk öncelikli bir yaĢamın oluĢmasını sağlamalıyız.
Çocuk öncelikli bir yaĢamın ilk adımlarını atan biz Koruyucu Aileler
adına, tüm okurların yaĢamlarının çocuk gülüĢü güzelliğinde geçmesini dilerim.
Bir sonraki çalıĢtayda bir basamak daha ilerlemiĢ olabilmek dileklerimle…
Ayfer DOĞAN
Denizli Koruyucu Aile Derneği BaĢk.
8
Çocukların en sağlıklı büyüyebilecekleri ortam aile ortamıdır.
Hızla değiĢen toplumsal yapıda, değiĢimden olumsuz yönde etkilenebilen ve bununla baĢ edemeyen aileler vardır. Bu bağlamda,
psiko – sosyal ve ekonomik nedenlerle çocuklarının sağlıklı biçimde yetiĢtirilmelerini olumsuz yönde etkileyebilecek birçok
sorunla karĢılaĢan ailelerin güçlendirilmesi ve aile ortamının çocuk açısından sağlıklı bir ortam haline gelebilmesi için profesyonel müdahalelere gerek vardır. Bu profesyonel müdahaleler genellikle, aile içi ve dıĢı iliĢkilerin düzenlenmesi, aile içi çatıĢmaların ve sorunların çözülmesi, ekonomik yönden ailenin desteklenmesi ve çocuğun yetiĢtirilmesi için aile ortamının sağlıklı hale
getirilmesi gibi amaçlara sahiptir. Fakat anne baba kaybı, ev ortamının çocuk açısından ciddi riskler taĢıması, ihmal, istismar,
yoksulluk, terk edilme gibi öyle durumlar vardır ki çocuğun koruma altına alınması gerekir. Bu durumda da koruma altına alınan
çocuğun özel durumuna uygun bakım modelinin nasıl olması
gerektiği önem kazanır.
Korunmaya muhtaç çocuklara yönelik sosyal hizmetler
ve çeĢitli bakım modelleri uzun yıllardır tartıĢılmaktadır. Korunmaya muhtaç çocuklar için uygun ve sağlıklı olabilecek farklı
bakım modelleri dünyanın her yerinde denenmektedir. Ülkemizde
de bu hizmetler Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
(SHÇEK) tarafından yürütülmektedir.
11–13 Mayıs 2011 tarihleri arasında Denizli Koruyucu
Aile Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Merkezi‟nin ortak çalıĢması ile “1. Ulusal Koruyucu Aile ÇalıĢtayı”
gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢtay‟da “çalıĢma grupları”nın yanı sıra
“Koruyucu Aile Hizmet Modeli”nin tartıĢıldığı bir panel yapılmıĢtır.
ÇalıĢtay‟da çalıĢma grupları ve panelistlerin konu ile ilgili bilgi
paylaĢımı heyecanları unutulmazdı. Denizli‟de bulunan koruyucu
aileler, alanın profesyonelleri ile biraraya büyük bir heyecan ile
geldiler. ÇalıĢtay boyunca oldukça emek harcadılar. Pamukkale
Üniversitesinde okuyan gençlerin yardım ve desteği de bir baĢka
güzellik idi. Koruyucu aileler ile alanın profesyonellerinden olan
9
sosyal hizmet uzmanlarının heyecanı, çalıĢma azmi ve gayreti
çalıĢtay sonunda anlamlı sonuçlara ulaĢılmasına neden oldu.
Bilime inanan, bilimsel bilgiden yararlanan, insana, insanla, insanca hizmet eden Türkiye „nin sosyal hizmet uzmanları
tüm yüreklerini bu çalıĢmada ortaya koyan Denizli Koruyucu
Aile Derneği çok değerli baĢkanı Sayın Ayfer Doğan ve ekibine,
Pamukkale Üniversitesi‟ne, Pamukkale Üniversitesi sevgili öğrencilerine ve Denizli Valiliği‟ne teĢekkür eder. Bunun yanında
çok sevgili hocam Sayın Prof. Dr. Beril TUFAN, Sayın Av.
Türkay ASMA‟ya, Sayın Prof.Dr. NeĢe EROL‟a, Sayın Unicef
temsilcisi Ceyda DEDEOĞLU‟na ve çalıĢtaya ülkenin dört bir
yanından yıllık izinlerini alarak katılan sevgili sosyal hizmet uzmanlarına meslek örgütümüz adına teĢekkür ederim.
Murat ALTUĞGĠL
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği
Genel BaĢkanı
***
Eğer yüreğinizde sevgi varsa paylaĢabileceğiniz,
Emek vermeyi de göze alabiliyorsanız,
Sevginizi ertelemeyin…
Diğer elini siz tutun
O‟nun koruyucu ailesi olun.
10
Krista TELEMANS
Flanders Koruyucu Ailelik
Koordinatörü
Koruyucu aile çalıĢtayı düzenlediğiniz ve beni bu çalıĢtaya davet
ettiğiniz için teĢekkür ederim.
Çocukların kendilerini evde, güvende, seviliyor olduklarını hissedebilmeleri için bir aileye ihtiyacı olduklarını bilen kiĢilerle
tanıĢmaktan hep mutluluk duymuĢumdur. Çocukların yaĢamı,
çevresini ve dünyayı seven bir yetiĢkin olmaları için içerisinde
oyun oynayıp öğrenebilecekleri bir eve ihtiyaçları vardır. Bu
sayede, iyi bir arkadaĢ, iyi bir eĢ ve yetiĢtirecekleri çocuklara iyi
bir ebeveyn olabilirler.
Size Flanders‟taki koruyucu ailelikten bahsedeceğim.
Adım Krista Telemans. Flanders Koruyucu Ailelik‟in, bizim deyiĢimizle Pleegzorg Vlaanderen‟ın, koordinatörüyüm. Flanders
Koruyucu Ailelik çatı bir kuruluĢ. Üyeleri, Flanders‟ ta koruyucu
ailelik hizmeti veren yapılar. Koruyucu ailelik ile ilgili çalıĢan 25
dernek/STK var. Bunların hepsi özel kuruluĢlar ve hepsi de Flaman hükümeti tarafından sübvanse ediliyor.
11
Flanders Koruyucu Ailelik çatı bir kuruluĢ, STK‟lar ve hükümet
arasında aracı olarak hizmet veriyoruz.
Belçika‟da 11.000.000 nüfuslu bir ülke, Flanders‟ ta
6.000.000‟dan fazla insan yaĢıyor.
Yanılmıyorsam, Türkiye‟nin nüfusu 60.000.000. Bu yüzden verdiğim tüm rakamlarda ülkenizdeki 60.000.000 ve Flanders‟taki
6.000.000 üzerinden düĢünmeniz gerekecek.
Koruyucu aileliği ilgilendiren dört alan var:
1. Bugünlerde daha çok insan özel bakıma ihtiyaç duymaya baĢladı. 10 yılda yardım talebi % 65 arttı. Bu yüksek bir oran.
2009‟da 18 (bazen de 20) yaĢ altında 24.500 çocuğun profesyonel
yardıma ihtiyacı vardı. Bu çocukların büyük bir kısmı, %85‟i,
problemli bir eğitim hayatı olduğu için; diğerleri, %15‟i ise bir
suç iĢledikleri için profesyonel yardıma ihtiyaç duydu. Suç iĢleyen çocuklar koruyucu aile hizmeti alamıyor fakat bazı istisnai
durumlar da var.
Bu çocukların tümü bizim Özel Gençlik Refahı dediğimiz kuruluĢtan profesyonel rehberlik hizmeti alıyor. Profesyonel yardım
yatılı yurtları, Tüm bunlar STK‟lar tarafından sağlanıyor.
Flanders‟ ta 4.800 çocuk koruyucu aile yanında yaĢıyor.
2. Ġkinci alan engelli kiĢilerle ilgili. 2009‟da 34.500 çocuk ve
yetiĢkin engelleri nedeniyle profesyonel yardım alıyordu. 16.500
çocuk ve yetiĢkin yatılı yurtlarda yaĢıyor. Bu yurtlarda kalan
çocuklar genellikle hafta sonları ailelerinin yanına gidiyor. YetiĢkinler ise bu yurtlarda daimi olarak kalıyor. Engelli olan diğer
kimseler ise evde yardım alıyorlar. Profesyonel rehberlik sayesinde aileleriyle birlikte veya tek baĢlarına yaĢıyorlar. 300 çocuk
ve 700 yetiĢkin engelli, bir koruyucu aile ile yaĢıyor. Bu Türkiye‟de var mı bilemiyorum ama Flanders‟ta engelli yetiĢkinler
koruyucu aile ile yaĢayabiliyor. Avrupa‟da yetiĢkinlerin koruyucu
aile yanında yaĢayabildiği sadece birkaç ülke var. Ġngiltere, Ġsveç,
Finlandiya‟yı bu ülkeler arasında saymak mümkün.
3. Üçüncü alan. Flanders ‟ta psikiyatrik yardıma ihtiyacınız
olduğunda da koruyucu aile ile yaĢayabiliyorsunuz. Psikiyatrik
hastalığı olan 400 kiĢi koruyucu aile ile yaĢıyor, bunların tümü de
yetiĢkin. ġu anda psikiyatrik hastalığı olan çocukların koruyucu
12
aile yanında yaĢaması için yürütülen bir proje var ama sadece 5
çocuk bu projeye dâhil.
4. Dördüncü alan önlenebilecek durumları kapsıyor. 0 ile 12 yaĢ
arası çocuklar birkaç günlüğüne veya birkaç aylığına koruyucu
aile yanında kalabiliyor. Bu dönemde ebeveynlerine profesyonel
yardım veriliyor ki çocuk en kısa zamanda evine geri dönsün, aile
de sorunlarını halledebilir hale gelsin.
Buna da Aile Destek Koruyucu Hizmeti diyoruz. Burada da
yılda neredeyse 400 çocukla karĢılaĢıyoruz.
Tüm bu rakamlara bakarsak, 5.500 çocuk ve 1.100 yetiĢkinin
koruyucu aileyle yaĢadığını görürüz. Uzun bir bekleyenler listemiz de var. Koruyucu aile yetersizliğinden ötürü ihtiyacı olan her
üç çocuktan ikisi koruyucu aile yanında yaĢayamıyor.
Bu çalıĢtay koruyucu aileyle yaĢayan çocuklar hakkında. Bu yüzden bundan sonra koruyucu aile ile yaĢayan çocuklar hakkında
konuĢacağım ve sormazsanız koruyucu aile yanındaki yetiĢkinlerden bahsetmeyeceğim.
Organizatörlere ne hakkında konuĢmamı istediklerini sordum
bana altı madde önerdiler. Daha detaylı bilgi almak isterseniz
lütfen soru sormaktan çekinmeyin.
* Kurum bakımı altındaki çocuklara bakım yöntemleri:
Çocukların ailelerine ait olduklarına inanıyoruz. Bir sorun varsa
önce evde bakımdan faydalanarak sorunları çözmeye çalıĢıyoruz.
Evde bakımın da pek çok dereceleri var.
Evde bakım iĢe yaramazsa, çocuklar gereken bakımı alamadıkları
için tehlikedeyse, ailelerle çocukların ailelerinden alınmasına dair
konuĢmak gerekir. KonuĢmak iĢe yaramazsa, çocukları ailelerinden alırız. Bu bir ceza değil, çocuk için en iyi olan Ģey olduğu
için böyle yapılır.
Vakaların yarısında ebeveynler çocuğun evden ayrılmasını onaylar. Sorunu çözemediklerini fark ederler. Diğer durumlarda ebeveynler fikir birliğine varamaz. O zaman konu çocuk mahkemesine taĢınır. Çocuğun daha fazla zarar görmesini engellemek için
ne yapılması gerektiğine mahkeme karar verir.
Çocuk aileden alınınca ya koruyucu aile yanına gider ya da yatılı
bir yurda yerleĢtirilir.
13
Farklı yurt türleri var. Tüm çocuklar 6-10 kiĢilik küçük gruplar
halinde yaĢarlar. Bazen yaĢları neredeyse aynıdır, bazen de farklı.
Kızlarla erkekler karma olarak yaĢarlar. Bu gruplarda aile yaĢamı
taklit edilir, çocuklar civardaki okullara giderler.
Flanders Koruyucu Ailelik 1998‟de koruyucu ailelikle ilgili kayıt
tutmaya baĢladı. 1998‟de 3.400 çocuk (20 yaĢa kadar) koruyucu
aile yaĢıyordu, 2010‟da bu sayı 5.500‟e çıktı.
Neden 20 yaĢ deyip duruyorum? Genç bakımı 18‟e kadar sürer.
Belçika‟da 18 yaĢında yetiĢkin olursunuz fakat pek çok genç 18
yaĢından sonra okula devam etmektedir, pek çoğu da tek baĢlarına yaĢayamayacak kadar küçüktür. Böyle durumlarda bu gençler
hükümetten 20 yaĢına kadar koruyucu aile yanında kalmak için
izin isteyebilirler. Böylece 20 yaĢına dek koruyucu ailesiyle kalabilir, kendisine ayrılan ödeneği alabilir, rehberlik hizmetinden de
faydalanabilir. Koruyucu ailelik daima geçici bir süreye dayanır.
Birkaç gün de olabilir, 20 yıl da. Koruyucu ailelikte genelde uzun
dönem görülmektedir.
Bazen sorunun çözümünün uzun zaman alıp almayacağını veya
kısa bir ara vermenin ebeveynleri rahatlatacağını biliriz. Fakat her
zaman böyle olmaz. Bazen koruyucu ailelik birkaç aylık olarak
düĢünülür ama farklı nedenlerden ötürü çocuk koruyucu aile yanında yıllarca kalabilir.
Her yıl bir değerlendirme yapılır. Bu belirsiz dönem ebeveyn için
de koruyucu aile için de zor olabilir. Fakat biz bu durumda çocuk
için endiĢeleniriz. Gelecek ay, gelecek yıl nerede yaĢayacağını
bilmezse çocuk nasıl kendisini evde ve güvende hissedebilir ki?
Bu yüzden, bu mesele hakkında bir tartıĢma baĢlatılması gerekir.
Çocuğun menfaati açısından, koruyucu aile yanında kalıp kalmayacağını belirlemek çok önemlidir. Böylelikle her altı ayda bir,
“Eve mi dönecek yoksa genç bakımında mı kalacak?” diye sorulmaz. Çocuğun menfaati açısından en iyisi bir karar verilmesidir. Bu durum ebeveynlerle sorun yaratabilir çünkü çocuk koruyucu aile yanında kalacak dediğinizde bu ebeveynlere „çocuğunuza bakamıyorsunuz‟ demiĢ oluyoruz.
* Avrupa‟da koruyucu aile metodu nasıl iĢliyor ve STK‟ların
bu süreçte rolü:
14
Her koruyucu ailenin bireysel bir danıĢmanı var. Bu danıĢman,
koruyucu aile ile görüĢme yapmak için randevu alır. Gereken
durumlarda her ay ya da daha sık görüĢür aileyle. Her Ģey yolundaysa koruyucu aileyi yılda birkaç kere ziyaret eder. GörüĢmelerin çoğu koruyucu ailenin evinde olur. GörüĢmelerin bazıları
sadece yetiĢkinlerle, bazıları sadece çocukla olur. Ailedeki diğer
çocukların da farkında olmak gerekir çünkü baĢka bir çocuk bu
aileyle birlikte yaĢamaya baĢladığında o çocukların da hayatı
değiĢir. Bu yüzden çocukların da sürece dâhil edilmesi çok önemlidir. Bir çocuk koruyucu aile yanına verildiğinde, o ilk soğukluğu kıran genelde o ailenin çocukları olur. Koruyucu aile yanına
verilen çocukla iletiĢime ilk geçen de genellikle çocuklar olur.
Onların da yeni bir denge bulması, kafalarındaki “Masada nerede
oturacağım? En sevdiğim TV programını hâlâ seyredebilir miyim? Oyuncaklarımı paylaĢmak zorunda mıyım? Annem beni
seviyor mu? Annem beni de bir gün gönderir mi?” gibi soruları
yanıtlamaları gerekir. DanıĢmanın görevi koruyucu aileliğin baĢarıya ulaĢmasını sağlamaktır. Dolayısıyla durumu önceden tahmin
edebilmeli, desteklemeli ve takdir edebilmelidir. Gerekirse diğer
sosyal hizmetleri de dahil etmelidir. Çocuğun okuluna gidip oradakilerle veya koruyucu aileyle kalan çocuğun yakınındaki önemli kiĢilerle de görüĢebilir.
DanıĢman, ebeveynlerle de çalıĢır. Bazı STK‟ların ebeveynler
için özel eğitim programları vardır. Ebeveyn çocuğuna bakamasa
da o çocuğun ebeveynidir, bu yüzden onunla çocuk hakkında
konuĢmak önemlidir. Çocuğun ebeveynini tanımaya ve onlarla
görüĢmeye hakkı vardır. Bu durum sorunlara yol açabilir de açmayabilir de. Bazen ebeveynlerle buluĢmak sorunlara neden olabilir çünkü çocukların kafası karıĢır. Çocukla ebeveyninin görüĢüp görüĢmeyeceğine ve bunun süresine ne koruyucu aile kuruluĢları, ne ebeveyn, ne koruyucu aile, ne de çocuk karar verir.
Çocuklar çocuk mahkemesince yerleĢtirilmiĢlerse kararı yargıç
verir. Çocuklar Özel Gençlik Refahı komitesince yerleĢtirilmiĢse
kararı bu komite verir.
15
* Avrupa‟daki koruyucu ailelerin özellikleri,
koruyucu aile seçilme kriterleri:
Belçika‟da koruyucu aile baba, anne, çocuklardan (çocuk olmayabilir de) oluĢan klasik bir aile olabilir. Fakat tek bir ebeveyn,
boĢanmıĢ veya dul bir ebeveyn de koruyucu aile olabilir. Kendi
çocuğu olmayan bir kiĢi de koruyucu aile olabilir. Aynı cinsiyetten iki kiĢiden meydana gelen çiftler de koruyucu aile olabilirler.
Belçika‟da koruyucu ailelik yapan gey veya lezbiyen çiftler var.
KiĢi koruyucu aile olmak istediğinde koruyucu aile örgütlerinden
biriyle iletiĢime geçmelidir. Bu örgüt bu kiĢiyi koruyucu aile
adayları için özel olarak düzenlenen bir geceye davet eder. Böylelikle adaylar koruyucu ailelikle ilk tanıĢmaları için bir araya
getirilmiĢ olur. Bu gecede bir uzman konu hakkında bilgi verir,
bunun yanı sıra deneyimli bir koruyucu aile de kendi koruyucu
ailelik yaĢamından bahseder. Bu gece herkese açık bir organizasyondur. Herkes istediği kadar soru sorabilir. Gecenin sonunda
uzman kimlerin hâlâ koruyucu aile olmak istediğini sorar. Gönüllülere evde doldurmak üzere bir anket verilir. Hâlâ korucu aile
olmak istiyorlarsa anketi doldurup geri göndermeleri gerekir.
Bundan sonraki adımda adaylar bir seçim kursuna davet edilirler.
Bu kurs yedi toplantıdan oluĢur. Bazı toplantılar grup hâlinde,
bazıları ise özel olarak yapılır. Grup içi yapılan toplantıların,
ebeveyn-koruyucu aile iliĢkisi veya çocukların koruyucu aile
yanında yaĢayabilecekleri sorunlar gibi özel temaları vardır. Özel
görüĢmeler ise ailenizin birlikteliği ne durumda, eğitim becerileriniz nelerdir, cinsel yaĢamınız ne durumda, herhangi bir Ģekilde
yargıç karĢısına çıktınız mı veya hapse girdiniz mi, kendi çocukluk sorunlarınızı kabullendiniz mi, sosyal ağlarınız ne durumda,
ailenizdeki herkes koruyucu aile olmak konusunda hemfikir mi
gibi son derece kiĢisel meselelere odaklanır. Bir süre sonra vazgeçen adaylar olur çünkü sorumluluğun ne kadar ağır olduğunun
farkına varırlar. Bu yedi oturumdan sonra bir değerlendirme oturumu gerçekleĢir. STK ailenin olumlu ve olumsuz özelliklerini,
nasıl bir çocuğa bakabileceklerini, daha küçük yaĢta mı yoksa
daha büyük bir çocuk mu olacağını, kız mı erkek mi olacağını vs.
gösteren bir Ģema hazırlar. Uzman bu Ģema hakkında aday ile
16
görüĢür. Sonuç olumlu olursa aday çocuk almayı bekleyen koruyucu aileler listesine kayıt olur.Size yedi toplantıdan bahsettim.
Bu toplantılar bir aileye ihtiyaç duyan herhangi bir çocuğa koruyucu aile olmak isteyen adaylar için geçerlidir.
Fakat baĢka durumlar da var. Bir ailede yanlıĢ giden bir Ģeyler
varsa genellikle bir anneanne/babaanne, dede, hala/teyze veyahut
da öğretmen çocuğu evine alır. Bu hemen her gün karĢılaĢtığımız
bir durum, buna enformel bakım diyoruz. Fakat sorun birden
fazlaysa ya da çözülmesi zaman alacaksa profesyonel bakımın
baĢlaması gereklidir. Dolayısıyla, böyle bir sorunu çözmemiz için
yerel bir otoriteden yardım çağrısı alırız. Bu noktada koruyucu
aile örgütünün uzmanı destek sağlamaya baĢlar. Sık sık buluĢup
sorunu çözmeye çalıĢırlar. Altı ay sonra bir değerlendirme yapılır. Burası çocuğun kalması için en uygun yer midir? Yanıt evet
ise koruyucu ailelik devam eder. Fakat burası çocuğun kalması
için en uygun yer değilse baĢka bir çözüm aramaya baĢlanır. Belki çocuğa bakabilecek baĢka bir akrabası vardır ya da belki de
çocuğun eve dönmesi çocuk için daha iyidir. Belki seçilmiĢ bir
koruyucu aile aramamız gereklidir, belki de çocuğun yatılı bir
yurtta kalması daha iyidir. Ne yazık ki bazı durumlarda çocuk o
kadar zarar görmüĢ ve istismar edilmiĢ oluyor ki hiçbir aileye
güvenemiyor ve böyle durumlarda yatılı bir yurtta kalması daha
iyi oluyor. Çocuğun bakımını bir akrabası üstlenirse buna akraba
koruyucu aile diyoruz.
Size seçilmiĢ koruyucu ailelikten ve akraba koruyucu ailelikten
bahsettim. Koruyucu ailelerin üçüncü bir kategorisi daha var.
Yerel bir otorite bir çocuk için yardım çağrısında bulununca biz
her zaman çocuğun kendi çevresini araĢtırırız çünkü bir çocuğun
kalacağı en iyi yerin o çocuğun bildiği çevre olduğuna inanıyoruz. Böylelikle çocuk kendi kültürü içinde yaĢayabilir, kendi
dilini konuĢabilir, kendi okuluna gidebilir, kendi arkadaĢlarıyla
ve onların aileleriyle görüĢebilir. Bu nedenle bir yardım çağrısı
aldığımızda çocuğun akrabalarıyla ve okuluyla iletiĢime geçeriz.
Böyle durumlarda çocuğu evine almak isteyen biri çıkabilir. Bu
kiĢi çocuğun okul arkadaĢının ebeveyni, çocuğun öğretmeni,
yetiĢkin ablası veya ağabeyi, anneannesi/babaannesi, dedesi veya
17
çocuğun daha önce tanıdığı herhangi biri olabilir. Çocuğun tanıdıkları arasından çocuğa bakmak isteyen birini bulabilirsek seçilmiĢ koruyucu ailelerde olduğu gibi bir seçim prosedürü baĢlatırız. Nihayetinde, bu çocuğun daha önceden tanıdığı bu kiĢiye
koruyucu aile olarak verilip verilmeyeceğine dair karar vermek
için bir değerlendirme toplantısı yapılır. Bu da aslında bir tür
akraba koruyucu ailelik, sadece baĢlama Ģekli farklı.
Flanders‟ ta koruyucu aileleri iki grupta toplarız: SeçilmiĢ koruyucu aileler ve akraba koruyucu aileler. Akraba koruyucu aileler
grubunun iki alt grubu vardır: Aileden olanlar ve sosyal ağ içerisinden olanlar.
Flanders‟ ta akraba koruyucu ailelik, seçilmiĢ koruyucu ailelikten
daha fazla. Ġhtiyacı olan çocuklara koruyucu ailelik yapan kiĢi
sayısı 4.000. Bunların %39‟u aileden olan koruyucu aileler,
%15‟i sosyal ağ içerisinden olan koruyucu aileler, %46‟sı ise
seçilmiĢ koruyucu aileler.
Koruyucu aileler yanlarına verilen çocuğun günlük eğitiminden
sorumludur fakat bu çocuklar üzerinde ebeveyn olmak gibi bir
otoriteleri yoktur. Bununla ne demek istiyorum?
Koruyucu aile günlük hayatta gerekli olan her Ģeye dair karar
verme hakkına sahiptir fakat pek çok Ģey için de izin almak durumundadır. Birkaç örnek verecek olursak:
- Çocuğun hangi okula gideceği, ne tür bir eğitim alacağı
- Çocuğun dini
- Koruyucu aile çocuğu tatile götürmek istiyorsa
- Çocuğun saçı uzun mu kısa mı olacak, piercing (süs
amaçlı delerek vücuda takılan metaller) veya dövme yaptırıp yaptırmayacağı
- Çocuğun ameliyata alınması durumu. Çocuğun hayatı söz
konusuysa ve acilse cerrahi müdahale gerçekleĢir. Buna
doktor karar verir. Fakat cerrahi müdahale acil değilse
buna yargıç veya çocuğun ebeveyni karar verir.
*Avrupa‟da koruyucu aile yöntemine yardımcı olan destekleyici hizmetler nelerdir? (Psikolojik ve toplumsal destek mekanizmaları)
18
STK‟lar koruyucu aileyi destekler. Aile ve ailenin her üyesi bir
denge sağlayabilmiĢler midir, özel ihtiyaçlar söz konusu mudur?
STK‟lar koruyucu aileyi takdir eder. Sosyal ağa dair tetiktedirler.
Yasal ve idari uygulamalarla ilgilenirler. Bazen de çocuğun okulu
veya varsa çocuğun terapisti ile iletiĢim içindedirler. Koruyucu
aile uzmanı pratik yardımda bulunmaz. Tam zamanlı çalıĢan bir
uzman rehber koruyucu aile yanında yaĢayan 35 çocukla ilgilenir.
Koruyucu aileler yaptıkları harcamalar için bir ödeme alırlar. Bu
ödeme çocuğun durumuna göre değiĢkendir. Çocuk küçükse daha
az, çocuk büyükse daha fazla ödeme yapılır. Koruyucu aile yanında yaĢayan çocuk engelli ise bu ödeme biraz daha artar. Bu
ödemenin yanı sıra koruyucu aileler Belçika‟daki her ebeveynin
aldığı çocuk ödeneğini alırlar. Bu çocuk ödeneği de çocuğun yaĢı,
engelli olup olmaması gibi etkenlere göre değiĢkendir.
Bazı durumlarda çocuğun çok para eden özel bir ihtiyacı olabilir.
Böyle durumlar için ayrılmıĢ özel bir fon vardır. Koruyucu aileler
çocuğun ihtiyacı doğrultusunda, örneğin cerrahi bir müdahale,
ortodontist veya terapiste gitmek vs., bu fondan yaralanmak için
STK‟ya baĢvurabilir.
* Koruyucu aile yönteminde çocuk istismarı düzeyi:
Bu sıralarda Belçika geçmiĢte olan cinsel istismarlardan ötürü
çalkalanıyor. Bu vakaların hiçbirisine koruyucu ailelik adı bir
kere bile geçmedi.
GeçmiĢte cinsel istismar vakalarının olduğunu biliyoruz. Fakat
son on sene içinde ne bize ne de hükümete bu konuda bir Ģikâyette bulunuldu. Çocukların çalıĢtırıldığına veya çocuklara iĢkence
edildiğine dair de herhangi bir Ģikâyet almadık. Titiz seçim yöntemimizin ve denetimimizin çocukları koruduğunu umuyorum.
Bazen de koruyucu aile, yanına verilen çocuğa zihinsel baskı
uygulayabiliyor. Uzman çocuğu bu durumdan koruyamazsa çocuk daha fazla zarar görmeden çocuğu koruyucu aile yanından
alır.
* Koruyucu aile yönteminin toplumsal algı boyutu:
Hükümet de toplum da bir çocuk kendi evinde yaĢayamadığında
onun için en iyi seçeneğin koruyucu aile olduğuna inanır. En
önemlisi de 0-6 yaĢ arası çocuklar için bu durumun geçerli olma-
19
sıdır. Bu yaĢ grubu çocuğun kiĢiliğinin oluĢtuğu, kendisini bir
yere bağlı hissedeceği veya bağlanma bozukluğu geliĢtireceği bir
dönemdir. Bu dönem insan yaĢamında çok önemlidir.
Toplumun geneline sorarsanız herkes size koruyucu ailelerin
yaptıklarına hayran olduğunu söyleyecektir. Koruyucu aileler
genelde olumlu tepkiler alır. Fakat dürüst olmak gerekirse koruyucu aile yanına verilen çocuk çok sorun çıkardığında koruyucu
aileler “Neden bu çocuğu aldın? Sorun yaratmaktan baĢka bir Ģey
yapmıyor. Kendin çöz madem,” Ģeklinde olumsuz tepkilerle karĢılaĢabiliyorlar. Bunları iĢitmek tabii ki çok ağır.
Hükümet koruyucu aileliği bir üst seviyeye taĢımak ve desteklemek istiyor. Bu sebeple 3 sene önce koruyucu aileliğe dair
farkındalığı arttırmak ve toplumu koruyucu aileliğe duyulan ihtiyaç konusunda ikna etmek için bir proje gerçekleĢtirdik. Geçen
sene de hükümet düzenlediğimiz uluslararası koruyucu aile konferansına mali destek sağladı.
Son zamanlarda koruyucu aileliği iyileĢtirmek için bir kanun
üzerinde çalıĢıyoruz. Size koruyucu ailelik ile ilgili olarak çalıĢan
25 STK‟mız olduğunu söylemiĢtim, bu sayı Flanders gibi küçük
bir topluluk için çok fazla. Bu yüzden son dönemde bu örgütleri
yeniden yapılandırıp her biri bir bölgeyi kapsayacak Ģekilde 5
büyük örgüt haline getirmek için görüĢmeler yapılıyor. ġu anda
bu iĢin bir kısmı gerçekleĢmiĢ durumda.
Her bölgedeki tüm örgütler yeni koruyucu aile adayları bulmak,
seçmek, hazırlamak ve ihtiyacı olan çocukla eĢleĢtirmek için
birlikte çalıĢıyor.
* Flanders Koruyucu Ailelik bu alanda bir STK olarak ne
yapıyor?
Flanders Koruyucu Ailelik pek çok görevi olan çatı bir kuruluĢ.
Koruyucu ailelik ile ilgili olarak çalıĢan STK‟lar arasında iletiĢimi sağlamak. Pek çok düzeyde koruyucu ailelik hakkında konuĢmak üzere toplantılar ve çalıĢma grupları düzenliyoruz. Bu
çalıĢmalarda esas iĢler olduğu kadar tüzüklerden de bahsetmek
mümkün. Gerekli olduğu durumlarda son kararı veren, demokratik yöntemlerle seçilmiĢ bir yönetim kurulumuz da var.
20
1. Hükümetle konuĢabilecek bir pozisyonumuz var. Güvenilir bir
iletiĢimimiz var.
2. Koruyucu ailelik konusundaki uzmanlar için eğitim programları
düzenliyoruz.
3. Pek çok bilimsel çalıĢmanın ortağıyız.
4. Flanders Koruyucu Ailelik, koruyucu aileler, ebeveynler, koruyucu aile yanında yaĢayan çocuklar ve koruyucu ailelik hizmetleri
arasında toplantılar düzenler. Yılda pek çok kez bir araya gelip
bazı konuları ve yasaların nasıl daha iyileĢtirilebileceğini tartıĢırız. Koruyucu ailelikte yer alan tüm taraflar arasındaki iyi iliĢki
son derece önemlidir.
5. Koruyucu aileliği tanıtmak ve teĢvik etmek için çalıĢıyoruz. Her
sene koruyucu ailelik hakkında 700 civarında soru ile karĢılaĢıyoruz. Bu soruların bazıları “Nasıl koruyucu aile olabilirim?” gibi
son derece basit sorular oluyor. Bazen de yönetmelikler hakkında
son derece karmaĢık sorularla karĢılaĢıyoruz. Ġnsanlar Ģikâyetleri
için de bize baĢvuruyor.
2009 ve 2010‟da koruyucu aileliği teĢvik etmek için pek çok Ģey
yaptık. Buraya getirdiğim materyaller gerçekleĢtirdiğimiz etkinlikler için hazırlanmıĢtı. ġimdi bundan bahsetmeye vaktim yok.
Sözlerime son verirken iki Ģey söylemek istiyorum. Daha çok
koruyucu aile bulmak istiyorsanız en iĢe yarayan yöntem insanlarla konuĢmak.
Koruyucu aileler koruyucu aileliğin en iyi elçileridir. Ġkinci olarak, basında çıkacak olumlu yazılar da koruyucu ailelik için iyi
bir reklam yöntemidir.
Beni dinlediğiniz için teĢekkür ederim.
Sizlere, korucuyu aile ihtiyacı duyan çocuklar açısında olumlu
sonuçlara neden olacak baĢarılı bir çalıĢtay diliyorum.
Flanders‟taki koruyucu ailelik veya koruyucu aileler hakkında
daha fazla bilgi edinmek isterseniz lütfen soru sormaktan çekinmeyin.
21
Haluk KAYA
Uzman Pedagog-Sosyal Hizmet Uzmanı
Aile DanıĢmanıALMANYA
"Almanya'da Uygulanan Koruyucu Aile ve Çocuk Koruma
Hizmetleri"
GiriĢ
Almanya‟da çocuk ve gençleri koruma görevi, devlet birimleri ve
sivil toplum kuruluĢları (dernek birlikleri) tarafından yerine getirilmektedir.
Alman Sosyal Yasasında Gençlerin Korunması (Çocuk ve
Gençlik Yardım Hukuku)
Ana metni ile Sosyal Yasa‟nın (SGB / Sozialgesetzbuch) sekizinci
kitabına (SGB VIII) da eklenmiĢ bulunan Çocuk ve Gençlik Yardım Yasası (KJHG olarak da bilinir/ Kinder- und
Jugendhilfegfesetz), gençlere eğitici ve kollayıcı bir koruma sağlayan çok sayıda düzenleme içermektedir. SGB VIII Madde 1
fıkra 3, bend 3 uyarınca gençlik yardımının amacı, “kendi iyilikleri için çocukları ve gençleri korumaktır”. Bu düzenleme gençle-
22
rin korunmasını gençlik yardımının mutat bir prensibi haline
getirirken, SGB VIII Madde 14 uyarınca gençlik yardımının somut görev alanı gençlerin eğitici bir Ģekilde korunmasına iliĢkindir. Bu görev alanının hedef kitlesi bir yandan “kendilerini zararlı
etkilerden koruyabilecek” yetkinliğe kavuĢmaları sağlanacak olan
ve “eleĢtirel düĢünebilen, karar alabilen ve kendi sorumluluğunu
üstlenebilen” kiĢiler haline getirilecek olan genç insanlar (Madde
14, fıkra 2, bend 1) iken diğer yandan da çocuk ve gençleri zararlı
etkilerden daha iyi koruyabilecek duruma getirilmeleri gereken
velilerdir (Madde 14 Fıkra 2 Bent 2). Çocuk ve gençlerin eğitici
bir Ģekilde korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına iliĢkin
yaklaĢım, genç insanlarla hayat ve hayatı sürdürmeye dair bakıĢ
açılarının ele alınması ve aileler, öğretmenler ve eğitimcilerle
baĢarılı bir yetiĢtirmenin koĢul ve kurallarını ilgilendiren sorunların görüĢülmesi ile ilgili bilgilendirici, açıklayıcı ve tartıĢmaya
yönelik olanaklarda karĢılığını bulmaktadır.
Neden Koruyucu Aile?
Koruyucu ailelikte amaç, çocuğun kurum bakımı yerine daha
sağlıklı olduğu düĢünülen aile ortamında yaĢamını devam ettirmesidir. Bu süre içinde çocuğun öz ailesi ile de iletiĢiminin devam etmesi, korunma altına alınma nedenleri ortadan kalkması
halinde öncelikle öz aileye geri döndürülmesi hedeflenir.
Çocukların sağlıklı geliĢebilmeleri için kendilerini koruyacak,
sevecek, destekleyecek, güven sağlayacak, sosyal ve maddi gereksinimlerini karıĢlayabilecek sıcak bir aile ortamına ihtiyaçları
vardır. KuĢkusuz anne-babalar da çocuklarını en iyi Ģekilde yetiĢtirmek için çaba harcarlar. Ancak yaĢam her zaman düĢünülenler
gibi olmayabilir. Bazı aileler zihinsel, bedensel ya da psikolojik
sorunları veya ekonomik yetersizlikleri, boĢanma, ölüm, hükümlülük gibi sosyal sorunları nedeniyle bütünlüklerini devam ettiremez ve çocuklarının gereksinimlerini karĢılayamaz hale gelmektedirler.
Koruyucu aile bakımının, çocuğa sağladığı aile ortamı çocuğun
psiko-sosyal geliĢiminin sağlıklı bir Ģekilde gerçekleĢtirilmesi
açısından önem taĢımaktadır. Koruyucu aile hizmetinde amaç,
23
çocuk için karmaĢık ve sorunlu olan bir dönemde özenli davranılarak çocuğun bu dönemi örselenmeden geçirmesini ve normal
hayatını devam ettirmesini sağlamaktır.Koruyucu aile çocuklara,
öz ailesi, okulu ve çevresiyle iliĢkilerini devam ettirmelerini sağlayarak yardımcı olur. Böylece koruyucu aileler sadece çocuğa
yardım etmekle kalmayıp, desteğe gereksinimi olan güç durumdaki aileye de yardım etmiĢ olmaktadırlar.Hastalık, ayrılık veya
ekonomik kriz yaĢayan, çok küçük bir evde oturan veya ailesinden destek alamayan kiĢiler, çocukları ile birlikte yasarken müĢkül durumda kalabilirler. Bu nedenler yüzünden, yaĢanan krizlere
çözüm bulmak için çoğunlukla dıĢarıdan yardım alınır.
Çocuk, gençlik ve aile bölümü, gezici hizmetlerle ailelere destek
ve yardım sağlamaktadır. Gençlik Dairesi çocuk ve ailenin birlikte yaĢamlarını kolaylaĢtırabilmek amacıyla aileye danıĢma ve
bilgilendirme hizmeti verir. Ancak bu hizmet çocukların sağlıklı
bir ortamda yetiĢme ve geliĢmeleri için yeterli gelmezse, ve bu
durum çocuklar açısından tehlike teĢkil ediyorsa, çocuk aileden
alınır. Böylesi durumlarda Aile Mahkemesine baĢvurulur. Çocuk
baskı, ihmal, ilgisizlik, eğitimine özen gösterilmemesi gibi durumları yaĢamıĢ ve yaĢıyor olabilir. Çocuk yaĢına ve kiĢisel ihtiyaçlarına göre, koruyucu bir ailenin ya da koruyucu kiĢinin bakımı altına alınır. Kendisine sağlıklı bir ortamda, olumlu kazanımlar elde etmesi sağlanır.
Koruyucu Aile ġekilleri Nelerdir?
Süresiz koruyucu bakım Ģekli
Burada çocuğa yeni bir yaĢam ortamı ve kendisini rahat
hissedeceği bir ev ortamı sunulur. Çocuk sizin yardımınızla
zorlukları çözmeye ve olumlu kazanımlar elde etmeye baĢlar.
Duruma göre çocuk tekrar ailesinin yanına dönebilir. Ya da
sürekli sizin yanınızda kalabilir.
Süreli koruyucu bakım Ģekli
Çocuk ailesine, tüm sorunlara rağmen düĢkündür ancak ailede
çözülmesi gereken sorunlar vardır. Bu süreç içinde çocuğun
kiĢiliği, eğitimi ve sağlığı için sizin sunacağınız sağlıklı, uyumlu
ortama ihtiyacı vardır. Çocuğun yararı için ailesi ile iliĢki
kurabilmelisiniz.
24
Kısa süreli bakım Ģekli
Aile, anne veya baba belirli bir süre çocuğa bakacak durumda
değillerse, örneğin hastanede tedavi altında iseler, bu süre için siz
çocuğun bakımını üstlenip, ailesi ve varsa kardeĢleri ile
aralarındaki iletiĢimi sağlamalısınız.
Uzman koruyucu aile
Bu alana, çocukları ile kriz yasayan fakat çözemeyen ailelerin
çocukları girer. Aile için, ya da sadece anne veya baba için
geleceğe dair yeni bir bakıĢ açısı ile planlama yapılmalıdır. Bu
konuda sizin de katkıda bulunmanız gerekir. Çoğunlukla
mahkeme, bilirkiĢi ve tanı koyma yetkisi olan birimler gibi dıĢ
kurumlara baĢvurulur. Bu bakım çeĢidinin zamanı sınırlıdır.
Böyle bir bakımı üstlenen kiĢi, uzman kiĢi olup mesleki bilgi ve
tecrübeye sahip olmalıdır.
Nasıl Koruyucu Aile Olunur?
Koruyucu Aile olmak için baĢvurular Genclik Dairesine yapılmaktadır. Koruyucu Aile olmak için baĢvuruda bulunan kiĢilerin
belirli Ģartları yerine getirmesi gerekmektedir.
BaĢvuru sürecinde sağlık dairesi tarafından bir hekim muayenesi
ve bir mülakat yapılır. Savcılıktan alınması gereken belgede siciliniz temiz olmalıdır. Geliriniz geçiminizi karĢılamalıdır. Gençlik
dairesinin çocuk, gençlik ve aile bölümü ile birlikte çalıĢmak
istiyor ve farklı kiĢilerle rahatlıkla iletiĢim kurabiliyor olması
gerekiyor. Kendi durumunuzun bilincinde olup, değerlendirmesini yapıp sınırlarınızı belirlemelisiniz, aynı zamanda baĢkalarının
da sınırlarını kabullenebilmelisiniz. Ayrıca diğer aile bireylerinin
de, baĢka bir çocuğun bakımını üstlenme durumunu, olumlu
görmeleri gerekmektedir. Çocuğun koruma, bakım ve eğitimini
üstlenen esas kiĢi Almanca konuĢmalıdır. Bakımın çeĢidine göre
çocuğun sağlıklı geliĢmesi ve kuvvetlenmesi için bir bağ kurulması veya acil bir durumdan dolayı krize girilmiĢ bir ortamda
çocuğa yardımcı olup onu yalnız bırakmamak, bu süreçten geçerken onun yanında olmak gerekir.
Ayrıca evde huzurlu bir aile ortamının bulunması ve evin fiziki
koĢullarının yeterli olması gerekmektedir.
Bu Ģartları karĢılayan koruyucu aile adayları Gençlik Dairesi
25
tarafından düzenlenen, çocuk eğitimi uzmanlarının (Psikolog,
Pedagog, Sosyal Hizmet Uzmani) verdiği eğitim programlarını
tamamlayarak alacakları egitim ile koruyucu aile olabilmektedir.
Yanlarına çocuk verilen koruyucu ailelerin önemli bir sorumluluğu da çocuk ile gerçek anne ve babasının düzenli aralıklarla görüĢmesini sağlamaktır. Bu görüĢmeler bazı durumlarda uzman
pedagogların katılımıyla gerçekleĢtirilmektedir.
Genel olarak evli, evli olmayan çiftler ve yalnız yaĢayan kiĢiler
koruyucu aile olabilirler. Koruyucu aile olmak isteyenle kiĢilerin
kendi çocuklarının olup olmaması önemli değildir. Evli çiftlerden
birinin anne veya baba rolünü üstelenmesi koruyucu aile olma
koĢullarını kolaylaĢtırmaktadır. Anne ve babadan birinin sürekli
olarak çocuğun eğitimi, geliĢmesi ve diğer gereksinimlerini
yerine getirmesi gerekiyor.
Koruyucu aile olmak isteyen kiĢilerin çocuklarla beraber
yasamayı bir zevk olarak algılaması ve kabul etmesi ve severek
yapması gerekmektedir.
Gençlik Dairesi (Jugendamt) koruyucu aile olmak isteyen
kiĢilerin, verecekleri bilgileri, bilgi koruma kanununa göre
değerlendiriler ve üçüncü kiĢilere verme yetkisi yoktur.
Koruyucu Ailelelere Sağlanan Olanaklar
- Ön hazırlık için bilgilendirme, baĢvuru süreci ve seminerler,
- Çocukla yaĢanacak bu süreç içinde danıĢma hizmeti, seminerler
ve çalıĢma grupları ile aileye refakat,
- Gerek duyulduğunda yardım planlaması ve süpervizyon,
- Çocuğun geçiminin garanti altına alınması için bakım parası,
- Koruyucu aileye hizmetinizin takdiri olan bir meblağ,
- Asıl bakıcı için kaza sigortası,
- YaĢlılık sigortası için parasal katılım,
- Koruma altına alınan çocuk, koruyucu ailenin sağlık
sigortasından yararlanır.
Koruyucu aileye ödenen aylık bakım ücretleri
Almanya‟da koruyucu ailelere baktıkları her çocuk için yeterli
bakım ücreti ödenir.
26
Çocuğun YaĢı
Çocuk için ödenen aylık
ücret
0 ile 6 YaĢ Arası Çocuklar Ġçin
630 Euro
7 ile 13 YaĢ Arası Çocuklar Ġçin
693 Euro
14 ile 17 YaĢ Arası Çocuklar 799 Euro
Ġçin
18 YaĢindan Yukari Çocuklar 799 Euro
Ġçin
Her çocuk için öngürülen bakım ücreti gençlik dairesi tarafından
doğrudan koruyucu aileye ödenir.
KORUYUCU AĠLE BAKIMININ SONA ERDĠRĠLME
NEDENLERĠ
Koruyucu ailenin yükümlülüklerini yerine getirmemesi, çocukla
koruyucu aile arasındaki uyumsuzluğun yapılan çalıĢmalara rağmen giderilememesi, koruyucu ailenin çocuğa istenilen Ģekilde
bakmadığının belirlenmesi ve koruyucu aileye yerleĢtirilme nedeninin ortadan kalkması, koruyucu ailenin herhangi bir nedenle
koruyucu aile olmaktan vazgeçmesi durumlarında görevli sosyal
pedagogların hazırlayacağı sosyal inceleme raporu ile ailenin
koruyucu aile sözleĢmesi iptal edilerek çocuk aileden geri alınmaktadır.
Sonuç
Almanya‟da koruyucu aile sistemi çok geliĢmiĢtir. Devlet koruyucu aile sistemin sivil toplum kuruluĢları ile ortak çalıĢarak geliĢtirmiĢtir ve bu Ģekilde devam ettirmektedir.
27
Cansu Varol
Ankara Ünv. Sağlık Bilimleri Fak.
Sosyal Hizmet Böl.
Koruyucu Ailede YetiĢkinliğe GeçiĢ: Bir TartıĢma
GiriĢ
Çocukluk ve ergenlik dönemleri aile, sevgi, bakım, yakınlık,
güven ve bunlarla iliĢkili diğer faktörlerin tüm yaĢamı etkileyecek derecede büyük rol oynadığı süreçlerdir. Ġdeal olarak özellikle bu süreçlerde çocukların kendi aileleriyle birlikte olmaları
gerekmekte, bu BirleĢmiĢ Milletler çocuk hakları sözleĢmesinde
bir hak olarak ifade edilmektedir (UNICEF, 2004). Ancak, çocukların kendi ileleri içerisinde yeterli bakımı alamadıkları ya da
istismara uğradıkları durumlarda, devletin koruyucu rolü ön plana
çıkar ve farklı bakım seçenekleri gündeme gelir (UNICEF, 2004).
28
Bunlar arasında temel olarak kurum bakımı, koruyucu aile bakımı
ve evlat edinme sayılabilir.
Koruyucu aile bakımı, kurum bakımı ve evlat edinme arasında bir ara bakım modeli gibidir. Resmi olarak Türkiye‟de koruyucu aile olmak süreç ve gereklilikler açısından bir çocuğu
evlat edinmekten çok daha kolaydır. Bunun yanında, koruyucu
ailelere devlet tarafından çocuğun ihtiyaçlarını karĢılamak üzere
maddi bir yardım sağlanır. Ayrıca koruyucu aile bakımındaki
çocuklar halen devletin sorumluluğundadır ve Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esirgeme Kurumu vasıtasıyla sosyal sigorta, eğitim ve
iĢ bulma desteklerinden faydalanırlar. Koruyucu ailelikte çocuklar koruyucu aileleriyle birlikte yaĢarlar ancak yasal olarak bu
ailenin bir üyesi olmadan aile korumasından faydalanır, aile ortamında yaĢama imkânı bulurlar. Koruyucu ailelik sisteminin,
nasıl uygulanması gerektiği, bunun profesyonel bir hizmet olup
olmaması konusunda pek çok tartıĢma vardır. Ancak bu çalıĢma
bu tartıĢmalara girmekten ziyade, koruyucu ailede yetiĢmenin, bu
ailelerle yaĢayan çocukların hayatında ne gibi değiĢimler yarattığını/yaratabildiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Bu çalıĢmanın amacı, korucuyu ailede yetiĢmiĢ gençlerin,
koruyucu ailelikle ilgili algılarını ve deneyimlerini ortaya koymaktır. Bu konudaki bir çok çalıĢma, farklı bakım ortamlarının
yarattığı sonuçları ortaya koymakta ve karĢılaĢtırmaktadır. Koruyucu ailede yetiĢmiĢ bireyleri etkileyen hissedilen güven ve istikrar/tutarlılık gibi faktörleri analiz eden pek çok çalıĢma da vardır.
KiĢilerarası Kabul – red bir kiĢinin hayatında önemli faktörler
olsa da, koruyucu ailede yetiĢmiĢ gençlerin deneyimlerini kiĢilerarası Kabul – red çerçevesinden inceleyen bir çalıĢmaya rastlanmamıĢtır. Ancak PARTeorisi, kiĢilerin kouyucu ailelik deneyimlerini, ve bu deneyimin yarattığı sonuçları anlamamıza ve
açıklamamaza yarayacak temel bir çerçeve sunabilir. Bu makalede, hem var olan literatürden hem de PARTeorisinden faydalanarak koruyucu ailede yetiĢmiĢ gençlerin deneyimlerini analiz etmeyi amaçlamaktadır.
Ġkinci bölümde, Türkiye‟deki çocuk koruma politikası
hakkında kabaca bilgi verilecek, bu konuyla ilgili bazı rakamlar
29
sunulacaktır. Üçüncü bölümde çalıĢmanın metodundan, örnekleminden ve yetersizliklerinden bahsedilecektir. Üç alt bölümden
oluĢan üçünkü bölümde ise araĢtırmaya odaklanılacak ve görüĢmecilerin anlatıları üzerinden literature ıĢığında bir tartıĢma yapılacaktır.
1. AraĢtırma Yöntemi ve Örneklem
Bu çalıĢma koruyucu ailede yetiĢmiĢ gençlerin deneyimlerine
dair çok genel bir resim çizmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla
uzun süredir koruyu aile bakımında yaĢayan 8 genç ile açık uçlu
derinlemesine görüĢmeler yaptık. Türkiye‟de bu gençlerin iletiĢim bilgilerine SHÇEK yoluyla eriĢmek bürokratik süreçleri gerektirdiği için ve zaman kısıtlamamıĢ dolayısıyla bu gençlere sivil
ağlar üzerinden ulaĢmayı denedik, ve Denizli Koruyucu Aile
Derneği ile iletiĢime geçtik. Yaptığımız internet taramasında bu
örgüt Türkiye‟de bu alanda aktif olarak çalıĢan ve internet üzerinden etkinliklerine dair bilgilere eriĢilebilen tek örgüt olarak
karĢımıza çıktı ve ilk aĢamada gençlerle iletiĢim kurmamızda
aracı rolünü üstlendi.
Telefonla yapılan öngörüĢmelerde görüĢmecilere çalıĢmanın konusu ve amacı hakkında bilgi verilip katılmak isteyip istemeyecekleri soruldu ve öngörüĢme yaptığımız tüm gençler görüĢme
yapmayı kabul ettiler. GörüĢmeler en az 20, en çok 65 dakika
sürdü.
GörüĢmecilerden ikisi erkek, altısı kadındı. Ġkisi lise, dördü üniversite öğrencisi, diğer iki görüĢmeci ise çalıĢıyordu. Koruyucu
ailelerinin bulunduğu Ģehirden farklı bir Ģehirde üniversitede
okuyan üç görüĢmeci dıĢında diğer görüĢmeciler halen koruyucu
aileleriyle yaĢıyorlardı. Farklı Ģehirlerde yaĢayan üniversite öğrencileri de yaz tatillerinde koruyucu aileleriyle birlikte yaĢamaya
devam ediyorlardı.
Doğal olarak bu çalıĢmanın da pek çok eksik yanları var. Örneklemimiz temsili olamayacak kadar küçük ve görüĢmecilerin coğrafi dağılımı da fazla çeĢitlilik göstermiyor. Diğer yandan görüĢmecilerin yaĢları 25 altıydı dolayısıyla ileri yetiĢkinlik dönemlerine dair veri içermiyor. Ayrıca görüĢmeciler koruyucu aileye
30
verildiklerinde yaĢ olarak oldukça küçük oldukları için kurum
bakımına dair deneyimleri ve hatıraları da oldukça kısıtlıydı ve
bazı durumlarda iki bakım türü arasında yapılan karĢılaĢtırmalar
ilerleyen yaĢlarda kuruma yaptıkları ziyaretler sonucu edindikleri
izlenimlerle Ģekillendi. Bu sıkıntıyı aĢmak için koruyucu ailede
yetiĢmiĢ bireylerin yanı sıra korumda yetiĢmiĢ bireylerde de görüĢmeler yaparak karĢılaĢtırmalı bir analiz ortaya koymak resmi
daha net görmemizi sağlayacaktır. Buy eksikliklere rağmen yapılan görüĢmeler koruyucu ailede yetiĢmiĢ bireylerin deneyimlerine
dair bir fikir vermekte ve bazı ortak temalar ortaya çıkmaktadır.
2. Kurum Bakımı & Koruyucu Aile Bakımı: Bulgular ve TartıĢma
Bu bölümde literatürle iliĢkili olarak koruyucu ailede yetiĢmiĢ
bireylerin yaĢamlarındaki temel süreçler tartıĢılacaktır. Ġlk olarak
bireylerin biyolojik ailelerine ve redde iliĢkin deneyimlerine
odaklanılacaktır. Ġkinci bölümde, görüĢmecilerin deneyimlerinden yola çıkarak kurum bakımı ortaya konmaya ve kurum bakımı
gerçekten etkili bir bakım alternatifi olabilir mi sorusu cevaplanmaya çalıĢılacaktır. Üçüncü bölümde görüĢmecilerin koruyucu
aile bakımına iliĢkin deneyimlerine odaklanılacak ve yalnızca
koruyucu ailede yetiĢmenin getirdiği sonuçlar değil bu sonuçları
doğuran etmenlere de değinilmeye çalıĢılacaktır.
4.1 Biyolojik Aileye ĠliĢkin Deneyimler ve Red
Ebeveyn Kabul Red kuramına gore kabul ve red bir süreç gibi
kabul edilir. Diğer bir değiĢle kabul ve red bir tür sıcaklık boyutu/düzlemi üzerinde düĢünülebilir ve “ebeveynlerin kendi duygularını ifade etmek için kullandıkları fiziksel, sözel ve sembolik
davranıĢlar” ile belirlenir (Rohner, et al, 2009, 5). Ebeveyn Kabulü, çocukların deneyimledikleri sıcaklık, duygusal yakınlık, bakım, rahatlık, ilgi, destek ve sevgiye göre belirlenirken, red “bu
duygu ve davranıĢların yokluğu ya da geri çekilmesi, ve fiziksel
ve psikolojik olarak zarar verici davranıĢların ve duygulanımların
varlığı” ile tanımlanır (Rohner, et al, 2009, 5). Kabul ile iliĢkilendirilen davranıĢlar, öpücük, kucaklama, sarılma, övgü, kompli-
31
man, ve kiĢiye ya da kiĢi ile ilgili güzel sözler söylemektir. Ancak
ebeveynler kayıtsızlık/soğukluk, düĢmanlık ve ilgisizlik duyguları içerisindeler ise, çok büyük ihtimalle duygusal yakınlık/sevgi‟den yoksun (dolayısıyla duygusal yakınlıkla iliĢkili
öpücük, kucaklama, övgü, iyi sözler söyleme gibi davranıĢların
yokluğu), agresif (vurma, çimdikleme, sövme, alaycılık, ve kiĢiye
düĢüncesiz ve acımasız sözler söyleme), ya da ihmalkar (ebeveynin fiziksel ya da psikolojik olarak eriĢilebilir olmaması, çocuğun
ihtiyaçlarına dikkat sarfetmeme) olacaklardır. Bu duygular ve
davranıĢlar ebeveyn reddine iĢaret etmektedir (Rohner, et al,
2009).
Ebeveyn Kabul-Red kuramının önemli yanlarından biri, bize
kabul ve reddi kiĢinin algıları, algıladığı deneyimler üzerinden
çalıĢma imkanı vermesidir. Böylece tarafsız gözlemci rolünün
getirdiği bazı kısıtlamalardan azade olmamızı ve kabul ile reddin
her bireyin kendi algılarına göre tanımlanabilmesi imkanını yaratarak kültürel farklılıkları da dikkate almamızı sağlamaktadır.
(Rohner, et al, 2009).
Ancak koruyucu aile bakımı literatüründe kabul ve red kiĢilerin
deneyimlerini Ģekillendiren kendine has faktörler olarak ele alınmamıĢ, bunun yerine kabul ve reddin bazı öğeleri/bileĢenleri
farklı analizlerde yer almıĢtır. Ancak bir bütün olarak bu kuram,
koruyucu ailede yetiĢen bireylerin deneyimlerini anlamada çok
kullanıĢlı bir çerçeve sunmaktadır.
Yaptığımız görüĢmelerde görüĢmeciler biyolojik ailelerini ve
hatta diğer akrabalarını hem fiziksel hem de psikolojik olarak
eriĢilemez olduklarını, diğer bir deyiĢle ihmalkâr olduklarını dile
getirmiĢlerdir. Çoğu görüĢmeci kurum bakımına ya da koruyucu
aileye verildiklerinde çok küçük olduklarını ve kurumda kalma
sürelerinin çok kısa olduğunu dile getirdi. GörüĢmecilerden üçü
koruyucu aileye verildiklerinde 8-9 yaĢlarında olduklarını söyledi. Bu kiĢilerden yalnızca biri kurumda 3 sene kalmıĢtı. Biri hiç
kurumda kalmadan doğrudan aileye verilmiĢ, bir diğeri ise yalnızca 1 ay kurumda kalmıĢ. Diğer üç görüĢmeci kuruma verildiklerinde 4-5 yaĢlarında olduklarını ve yaklaĢık 1 yıl kadar kurumda kaldıklarını dile getirdiler. Diğer iki görüĢmeci kuruma 1-2
32
yaĢlarında veriĢmiĢ ve oldukça kısa süre kurumda kalmıĢlardı.
Özetle, örneklemimiz içerisinde koruyucu aileye verilmede en
büyük yaĢ 8-9 yaĢtı ve kurumda kalma süresinin ise kurumda 18
yaĢına kadar kalan kiĢiler düĢünüldüğünde görece düĢük olduğu
söylenebilir. Bazı görüĢmeciler ailelerin genellikle küçük çocukları ya da bebekleri almayı tercih ettiklerini çünkü ailelerin kurumda uzun süre kalmıĢ bir çocuğu alma durumunda davranıĢlar
ve alıĢkanlıklar değiĢmeye baĢladığından sorun yaĢayacaklarını
düĢündüklerini dile getirdiler.
Tüm görüĢmecilerin ya anneleri ya da babaları ile bir bağlantıları
vardı, ve biyolojik ailelerine yönelik tutumları çeĢitlilik gösterse
de çoğunluğu biyolojik ailelerine yakın değildi. Sadece bir görüĢmeci konuĢmak konusunda biraz tereddüt etti ve ailesi ile kendi yaĢamından fazla bahsetmedi. Sadece bu görüĢmeci babasının
ailesini sıklıkla gördüğünü dile getirdi. Diğer görüĢmeciler, özellikle 5 görüĢmeci görüĢmeler sırasında neredeyse hiç tereddüt
yaĢamadılar. GörüĢmecilerden üçü halen biyolojik anneleriyle
görüĢtüklerini ancak babalarıyla hiçbir bağlarının olmadığını dile
gitirdiler. Ġki görüĢmecinin babaları vefat etmiĢti ve anneleriyle
de çok nadiren görüĢüyorlardı. Diğer bir görüĢmeci babasıyla
hiçbir bağının olmadığını, arada sırada annesi ile görüĢtüğünü
dile getirdi. Özetle görüĢmecilerin ya anne ya da babalarıyla bir
bağlantıları vardı. GörüĢme sırasında biyolojik ailesiyle yaĢamamaktan ötürü üzgün olduğunu belirten tek bir görüĢmeci oldu.
Diğer görüĢmecilerin durumlarıyla ilgili herhangi bir üzüntüleri
yoktu.
Kurum bakımına bırakılmalarında bir gerekçe olup olmamasının
görüĢmeciler açısından bir önemi yoktu. Her ne kadar ilerleyen
zamanlarda biyolojik ailelerinin kendilerine bakacak imkânlardan
yoksun olduklarına dair anlatılar dinlemiĢ/duymuĢ olsalar da,
görüĢmeciler bu durumun kendileri açısından bir fark yaratmadığını ve red yaĢantılarını değiĢtirmediğini, hangi sebeple olursa
olsun reddedildiklerini hissettiklerini dile getirdiler. GörüĢmeciler
biyolojik ailelerine karĢı çok olumlu duygular beslemiyorlardı ve
hatta bazı durumlarda karĢı-red vardı (Rohner et. al, 2009).
Örnek olarak bir görüĢmeci durumu Ģöyle değerlendirdi:
33
“my mother should not have done this, in the end only a child,
how can one leave her daughter.”
Bir diğer görüĢmeci:
 “Affedemem (baba tarafından akrabalarını kastederek) hani
çünkü durumları vardı, bizi yetiştirebilecek maddi manevi
güçleri vardı. Ama cahilliğin de verdiği baz şeyler var tabi
onlarda. Gerçi cahillikle hiç alakası yok, sonuçta akraba, insan
kendi
çocuğu
gibi
yetiştirebilirdi.
Ortada
bırakmayabilirdi, ama şu an yapılabilecek bir şey yok.
Görüşmek istemiyorum kesinlikle onlarla.”
Annesini hiç görmemiĢ diğer bir görüĢmeci:
 “Ben mesela şimdi babama gideceğim buradan sonra. Ama pek
sevmiyorum çünkü o içimdeki nefreti atamadım. Hala
suçluyorum onları. Hala suçluyorum. Bir türlü affedemedim.
Babam bir derece, babamı bir derece affettim ama anneyi ı-ıh,
hiçbir zaman da affetmeyeceğim... Aslında baba da terk eden,
hani onun bir süre bakması, sonra mecburiyetten bırakması
bana hiç mantıklı gelmiyor. Çünkü aile çok kalabalık.. birileri
sahip çıkabilirdi”
Kurumda üç yıl kalmıĢ ve 8-9 yaĢlarında koruyucu aileye verilmiĢ diğer bir görüĢmeci annesini yalnızca bir yabancı olarak gördüğünü dile getirdi:
 “Annem var, babam hayatta değil, ona karşı da pek bir
şey hissetmiyorum. Anne bile diyesim gelmiyor ama mecburiyetten artık çıkan bir laf o da. Hani bilmiyorum
içimde ona karşı bir his yok, ne nefret ne sevgi, hiçbirşey
yok. Yani herhangi bir insan. Öyle fazla samimi olmadığım, tanımadığım bir insan.”
Diğer iki görüĢmeci kuruma verildiklerinde çok küçük olduklarını ve o zamanki hislerini hatırlamadıklarını söylediler. Bu
34
görüĢmecilerden birisi annesini ya da babasını suçlamadığını
çünkü bunun sadece herkesi “sinir stress sahibi yaptığını” ve
durumun buna değmeyeceğini dile getirdi. Aynı görüĢmeci
babasını hiç görmediğini annesini ise durumuyla ilgili
suçlamadığını çünkü annesinin gerçekten gerekli imkanlardan
yoksun olduğunu ancak büyük anne-babasını görmediğini ve
görmek istemediğini çünkü onların kendisiyle gerçekten ilgilenmediklerini söyledi.
Alıntılarda görüldüğü gibi, her görüĢmecinin ebeveynleri ya da
akrabaları tarafından reddedilme hikayesi vardı ve bu kiĢiler
öncelikle fiziksel olarak ulaĢılabilir değillerdi. Dolayısıyla bu
kiĢilerden ilgi/Ģevkat görme imkanları zaten yoktu. Dolayısıyla
doğal olarak biyolojik aileleri tarafından yetiĢtirilmeyi bekledikleri ve bunun gerçekleĢmemesinin hem aileleriyle hem de diğer
akrabalarıyla olan iliĢkilerini etkilediği görülmektedir.
Ebeveyn kabul red kuramının kiĢilik alt-kuramına göre
“yetiĢkinliklerin duygusal güvenlik ve iyilik hisleri yetiĢkin
bağlanma figürleriyle olan iliĢkinin algılanan niteliğine bağlı
olma eğilimindedir” (Rohner et. al, 2009: 8). Bununla iliĢkili
olarak, kiĢilerin kendileri için önemli olan diğer kiĢilere iliĢkin
kabul ya da red yaĢantıları ileriki yetiĢkinlik dönemlerinde kiĢiliği ve psikolojik uyumu etkileyen faktörlerdir (Rohner et. al,
2009). Türkiye‟de yetiĢkinlerle yapılan çalıĢmalarda, çocuklukta
algılanan ebeveyn kabul/reddinin, yetiĢkinlikte eĢler arası kabul
ile iliĢkili olduğu bulunmuĢtur (Varan, 2005; Varan et. al 2008).
Ayrıca ebeveyn kabul-reddi yetiĢkinlerin psikolojik uyumlarıyla
da iliĢkilidir (Varan et. al, 2008). Aynı çalıĢmaya göre “erkeklerin psikolojik uyumundaki varyansın yaklaĢık olarak %22‟si,
kadınlar için ise yaklaĢık %18‟i, algılanan ebeveyn kabulü, hatırlanan anne kabulü, ve hatırlanan baba kabulü bileĢimiyle açıklanabilmektedir” (Varan et. al 2008: 54). Dolayısıyla ebeveyn kabul ve reddi hem eĢ kabul/reddi hem de psikolojik uyum açısından önemlidir.
Ebeveyn Kabul Red kuramına göre reddedilmiĢ bireyler büyük
oranda endiĢeli, güvensiz, saldırgan, agresif, öz-saygıları zedelenmiĢ, kendilerini değersiz gören, günlük iĢleri yapabilecek ve
35
ihtiyaçlarını karĢılayabilecek yetkinlikten yoksun olduklarını
düĢünen, olumsuz dünya görüĢüne sahip, dünyayı güvenilmez,
düĢmanca, tehdit edici ve tehlikeli gören kiĢilerdir (Rohner et. al,
2009). Ek olarak “pek çok reddedilmiĢ kiĢi, kendilerini daha fazla
reddin getireceği zarardan koruma çabasıyla duygusal olarak
içlerine kapanırlar” (Rohner et. al, 2009: 10). GörüĢmecilerin
anlatılarında, kurum bakımına dair yaĢantılarını hatırlamaya çalıĢtıklarında reddin beklenen sonuçlarının iĢaretleri görülmektedir.
Kurum bakımına dair yaĢantılarla ilgili olarak insanlara güven
duymama genel bir eğilim olarak ortaya çıktı ve görüĢmeciler
aileyi güven ile iliĢkilendirdi.
Ebeveyn kabul red kuramının baĢa çıkma alt kuramı çocukların
ebeveyn reddi ile baĢa çıkma yetkinliklerinin, çocuğun bakımı
üstlenen ve çocuğa sıcaklık ve ilgi ile yaklaĢan alternartif bir
kiĢinin varlığı ile geliĢtiği hipotezini dile getirmektedir. Bundan
sonraki bölüm görüĢmecilerin kurum bakımıyla ilgili yaĢantı ve
görüĢlerine odaklanmaktadır.
4.2 Kurum Bakımı: “Kabul” yaĢantısı veren bir bakım modeli
olabilir mi?
Kurum bakımının çocuklar için uygun bakım modeli olup olmadığı, ya da nasıl Ģekillendirilebileceği konusunda tartıĢmalar vardır. GeliĢmiĢ ülkelerde pek çok alternatif bakım modelleri geliĢtirilmiĢ ve kurum bakımının belli bazı dezavantajları olduğu dile
getirilmeye baĢlanmıĢtır. Gökçearslan-Çiftçi (2009) yakın zamanda yazdığı makalede Türkiye‟de temel bakım modelinin halen kurum bakımı olduğunu ifade etmektedir. Kurum bakımının
çocuklar için uygun olmadığı çünkü Türkiye‟deki kurumlarda,
bakım hizmeti veren personelin yeterli olmaması ve bundan ötürü
çocukların aidiyet ve bağlanma duygularının yeterince geliĢememesi sebebiyle kurum bakımının uygun bir model olmadığı söylenmektedir (Gökçearslan-Çiftçi, 2009). Cashmore and Paxman
(2006) istikrarın, güvende hissetmenin ve sosyal destek seviyesinin diğer sonuçları öngörmede önemli olduğunu söylemektedir.
Hissedilen güvenin olumlu sonuçlara yol açan en önemli faktörlerden olduğu dile getirilmektedir. Ġstikrar “çocukların kök sal-
36
masını sağlarken”, “gençler için en önemli faktörler, çocuklukta
deneyimlenen istikrar, hissedilen güven ve anlamlı ve güven verici iliĢkilerin geliĢmesidir” (Cashmore & Paxman, 2006: 238).
Bu çalıĢmaya göre en önemli noktalardan biri istikrarı hissedilen
güvene dönüĢtürebilmektir. Bu da “iliĢkilerin devamlılığı, kabul
ve bu gençlerin günlük yaĢamlarının normal seyri” ile baĢarılabilir (Cashmore & Paxman, 2006: 239).
Bunların kurum bakımında baĢarılıp baĢarılamayacağı sorusu,
ideal bakım modelinin, herhangi bir ihmal ve istismar olmadığı
sürece aile bakımı olduğu, ve aile bakımının devletler tarafından
da desteklenmesi gerektiği argümanları ile cevaplanmaktadır
(Gökçearslan-Çiftçi, 2009; UNICEF, 2004). Kendi aileleri dıĢındaki bakım ortamlarında yetiĢmenin bazı olumsuz taraflarını ortaya koyan çalıĢmalar vardır. Reilly (2003)‟nin iz aile bakımı
dıĢında yetiĢmiĢ yetiĢkinlerle ABD‟de yaptığı çalıĢma bu yetiĢkinlerin, ekonomik sıkıntılar yaĢadığını ve yaĢam düzenlerinin
değiĢken olduğunu ortaya koymakta, %55‟inin sağlık hizmetlerine eriĢimi olmadığını, %45‟inin ise yasalarla muhalefete düĢtüğünü göstermektedir. Aynı yazar bakım sürecinde değiĢiklikler
olmasının da bazı istenmeyen sonuçlar doğurduğunu söylemektedir. Kanada‟da yapılan diğer bir çalıĢma bakım altındaki çocukların, kendi aileleriyle olan çocuklara kıyasla ciddi dezavantalar
yaĢadıklarını söylemektedir. Buna ek olarak bakım altındaki çocuklarda dikkatsizlik, duygusal bozukluklar, anksiyete ve
malvarlığa karĢı suçlar gibi olumsuz davranıĢların anlamlı olarak
daha sık görülmektedir (Flynn & Biro, 1998). Boylamasına yöntemle yapılan geniĢ kapsamlı bir çalıĢma olan Midwest çalıĢmasına dayanan bir diğer çalıĢma da benzer sonuçlar vermektedir
(Courtney and Dworsky, 2006). Bakım altında yetiĢen çocukların
ciddi eğitim sıkıntıları yaĢadıkları ve onlara güvenlik sağlamayan
iĢlerde çalıĢtıkları dile getirilmektedir. Bu örneklemin üçte biri
psikolojik sorunlar ve bağımlılık sorunları (alkol ve madde kullanımı) yaĢamakta; 18 yaĢından sonra da bakım altında kalmanın
bu gençlerin ekonomik sıkıntı yaĢama ve kanunla muhalefete
düĢme riskini azaltarak görece avantajlar sağladığı dile getirilmektedir (Courtney and Dworsky, 2006). Bu çalıĢmalarla ilgili
37
sorun bakım altında olmak kavramının hem, kurum bakımını,
hem grup evlerini, hem koruyucu aileliği hem de evlat edinmeyi
içermesidir. Bu bahsedilen çalıĢmalar farklı bakım türlerini ayırd
etmeden genel sonuçlar vermektedir.
Ancak Türkiye‟de kurum bakımı ve koruyucu aile bakımı oldukça farklı bakım sistemleri anlamına gelmektedir. GörüĢmecilerin
kurum bakımıyla ilgili yaĢantıları, deneyimleri ve gözlemleri
kurum bakımında yaĢamanın getirdiği sonuçlar ile ilgili olmasa
da kurum bu sonuçlara sebep olacak faktörler açısından literatürle
bazı paralellikler çizmemize olanak tanımaktadır.
Genel olarak görüĢmecilerin kurum bakımıyla ilgili olarak hoĢ
olmayan anıları vardır. Kurumda az da olsa kalmıĢ ve kurumdaki
yaĢantılarını hatırlayan görüĢmecilerden hiçbiri kurum bakımına
dair olumlu ifadelerde bulunmamıĢtır.
Kurumdaki yaĢantılarını hatırlayanlar sıklıkla kurum içerisinde
bir tür Ģiddete ve kötülemeye maruz kalduklarını dile getirdiler.
Her ne kadar kurumda herkese dair olumsuz görüĢ belirtmenin
mümkün olmadığı dile getirilse de, genel görüĢlerinin olumsuz
olduğunu söylemek mümkün.
 “Bir hiyerarşik düzen var, büyük küçüğü eziyor, öyle bir şey
var. Oğlan kardeşim, yani şu an hala psikolojik sorunları
devam ediyor orada yaşadıklarından kaynaklanan… kardeşim çok dayak yediğini söyledi, çok hakaret işittiğini söyledi.
… her şey böyle kuralla, en ufak bir kurala uymadığın zaman cezalandırma sistemi.”

“Biz uyumuyoruz diye hani böyle şiddet görüyorduk… tokat,
sarsma… en büyük sorun uyumamamızdı, ve bir de şey, yıkama faslı çok kötüydü.. bizi yıkamaları sinir çıkartması”
1-2 yaĢlarında kurumda çok kısa süre kalmıĢ görüĢmeci Ģunları
dile getirdi: “Ben 1 ay orada kalmışım, ama o 1 ay içinde... ben
yara bere içinde olmuşum, işte bitlenmişim, yaralar çıkmış…
Bakımsızlıktan… Sonuçta çok çocuk olduğundan dolayı ilgilenemiyorlar. Zaten yanılmıyorsam bir odada nerden baksan bir 15-
38
20 tane bebek kalıyor. E bir bebekte bir sorun varsa, dışarıdan
geliyorsa, ya da onda bir hastalık varsa muhakkak o yirmi tane
bebeğe de bulaşıyor. O bakımsızlıktan...”
Kurumda olumsuz bazı tavırlara maruz kalmak kurumla ilgili
anlatılan tek problem değildi. Bakımdan ayrılan genç yetiĢkinlerin dezavantajlı konumda olduklarını dile getiren literatürle
(Courtney and Dworsky, 2006; Flynn & Biro, 1998; Reilly, 2003)
paralel olarak bizim örneklemimizde de görüĢmecilerden ikisi
doğrudan kurumda kalmıĢ olsalardı asla eğitimlerine devam etmeyeceklerini dile getirdiler. Ve hemen her görüĢmeci koruyucu
ailede yetiĢmiĢ olmanın eğitimlerine devan etmelerindeki rolüne
açıkça değindiler.

“Ben ailede olmasaydım, kesinlikle ve kesinlikle okumazdım.
Kesinlikle ve kesinlikle. Bu kadar üstüne basa basa söylüyorum,
asla ve asla okumazdım. Yurttaki o rahatlığa, o umursamazlığa
alışsaydım, kimsenin benimle ilgilenmediği durumlara
alışsaydım hiçbir şekilde okumazdım. Ama ailede öyle bir şeyin
olmayacağını annem gösterdi”
ĠĢe girme konusunda, SHÇEK bakımı altında yetiĢmiĢ çocuklara
devlet kurumlarında kadrolar açıldığı bilinmektedir. GörüĢme
yaptığımız kiĢilerden çalıĢan ikisi bu Ģekilde iĢe yerleĢtirildiklerini dile getirdiler. Hiçbir görüĢmeci kurum olarak SHÇEK bünyesinde olmaktan Ģikatyetçi değildi, ve sağlık, iĢ bulma ve/veya
nakdi yardım konusunda kurumdan destek almaktaydılar. Ancak
bakım ortamı ve bazı çalıĢanlara yönelik eĢeĢtiriler vardı.
Kurum bakımı bu kiĢilere, önemsendiklerini ve değerli olduklarını hissettiren bir ortam sağlayamıyor. GörüĢmecilerden birisi
kurumdaki çalıĢanların çok sık değiĢtiğini ve yeni gelen çalıĢanların çocuklar hakkında fazla bilgi sahibi olmadıklarından yanlıĢ
kararlar verebildiklerini dile getirdi. Kurumda çok fazla sayıda
çocuk ve çocukların anne baba dediği az sayıda çalıĢan olduğu
için (KarataĢ, Gökçearslan-Çiftçi, 2009) çocukların aldığı sevgi,
yakınlık ve bakım düĢük seviyede kalmakta, çocuklar kendileriy-
39
le ilgilenildiğini ve güvende olduklarını gerçekten hissedememektedir. GörüĢmecilerden birisi koruyucu aileye geldiğinde (4-5
yaĢlarında) hala renklerin isimlerini bilmediğini ve bunları ailesiyle birlikte öğrendiğini dile getirdi.
 “O zaman küçük olduğum için bana bir şey öğretilmemiş galiba renkleri falan hiçbir şekilde bilmiyordum. Böyle ayıcıklarla etraftaki sevimli figürlerle öğrettiler bana renkleri.
Beyaza mavi dediğim oluyordu kırmızıya siyah dediğim oluyordu böyle. Zamanla onları öğrendim ben. Daha sonra sayıları öğrendim bir sürü şey öğrendim”
Diğer bir görüĢmeci okulda 2. Sınıfı bitirmesine rağmen hala
okumayı sökemediğini ve ancak koruyucu ailesine geldikten sonra ebeveynlerinin büyük çabalarıyla okumayı söktüğünden bahsetti.
 ”Okula başlamıştım yeni okula, bende bir de çekingenlik var,
hani ilk yeni okuluma gittim, hiç konuşamadım. Düşün 3. Sınıftayım okuma yazmayı bilmiyorum. Yani geldiğim günden
beri sürekli üstüme düştüler,bir dediğimi iki yapmadılar. Ben
onlarla okumayı öğrendim… Artık her akşam böyle bir annemle çalışırdık, artık heceleye heceleye, kitaptan okumaya
başlardık bütün şeyleri, annem yorulduğunda babam geçerdi
devreye, babamla başlardık bu sefer okumaya, öyle öyle…”
Diğer bir görüĢmeci kurum bakımının olumsuz taraflarını Ģöyle
özetledi:
Bir kere hani yetiştirme yurdundan çıksaydım eğer orda yaşamıma devam etseydim kesinlikle kendime güvensiz bir çocuk olarak
çıkardım ordan, hani saldırgan, işte her şeyin şiddetle çözülebileceğini düşünen, kendine güveni olmayan.
Kurum yetiĢmenin aynı zamanda bir tür damgalanma getirdiği de
belirtildi. Saçlarının çok kısa kesilmesi, benzer giysiler giymek,
40
okula tek bir servisle bırakılıp aynı servisle alınmak kurumda
yetiĢen çocukların çok küçük yaĢlarda damganma ile karĢı karĢıya kalmalarına sebep olmaktadır.
“Nerede olursak olalım, hangi okulda okursak olalım, aa bunlar
yuva çocukları, her şekilde bizi şey yapıyorlar, etiketliyorlar.
Saçlarımızı mesela 3e vuruyorlardı, kıyafetlerimiz aynı yerden
çıkmış gibi hepimizin aynı. Bir şekilde bunlar yuva çocukları diye
göze çarpıyorduk. Dışlanmışlık vardı mesela, diğer çocuklarla
yuva çocukları ayrımı vardı”
Özetle görüĢmeciler kurumda yetiĢmenin yetiĢkinlikte ne gibi
sonuçlar doğurduğuna dair veri sunmasalar da, kurum bakımı
deneyimlerinin pek olumluy olmadığı ve yetiĢkinlikte bazı olumsuz sonuçları tetikleyeceği söylenebilir. Biyolojik aileleri tarafından reddedilme deneyimiyle kurum bakımı altında baĢa çıkmak
pek mümkün görünmemektedir çünkü bu ortamda görüĢmecilerin
alıntılarında bahsettiği gibi çocuklar sevgi, yakınlık, bağlanma
gibi ihtiyaçlarını tam olarak karĢılayamamaktadır. Kurumdaki
yaĢantıĢarını hatırlayan görüĢmeciler kuruma yönelik bir aidiyet
hissetmediklerini belirttiler. ÇalıĢanların yetersiz sayıda olması,
sıklıkla değiĢebilmesi ve bazı olumsuz davranıĢlarda bulunmaları
sebebiyle kurumda kabul deneyimini yaĢamak, destek ve ilgi
görmek oldukça zor görünmektedir.
Bu noktada, görüĢmeciler koruyucu aileye gidiĢlerini bir tür kırılma
noktası olarak ifade ettiler. Önceden de belitildiği gibi örnkelemimiz
oldukça küçük ve temsili değil ancal yine de bu süreçleri yaĢamıĢ
kiĢilerin yaĢantılarıyla ilgili fikir vermektedir. Elbette bu anlatılarda
yoğunlukla koruyucu ailenin olumlanması, ya da koruyucu ailelere
dair birinci elden ihmal ve istismardan bahsedilmemesi koruyucu
ailenin kendiliğinden çocukların geliĢimini olumlu etkileyeceği anlamına gelmeyecektir. Ġkinci ağızdan anlatılan bazı olumsuz örnekler
de olmuĢtur. Dolayısıyla konuyla ilgili çok daha kapsamlı bir çalıĢma yapılması yerinde olacaktır. Ancak bu noktada görüĢmecilerin
anlatıları üzerinden koruyucu ailelerin belki her örnekte değil
ama, potansiyel olarak çocukların hayatında yaratabilecekleri
olumlu kırılmaya odaklanmak yerinde olacaktır.
41
4.3 Koruyucu Aile Bakımı ve Kabul
Bazı çalıĢmalar diğer bakım alternatiflerine kıyasla koruyucu
ailede yetiĢmenin olumlu taraflarını göstermektedir. Koruyucu
aileyle, kurumda ya da kendi aileleriyle yaĢayan çocukların davranıĢsal ve duygusal problemlerini karĢılaĢtıran Türkiye‟de yapılmıĢ bir çalıĢmada, kurumda yaĢayan çocukların problem puanları hem koruyucu aileyle hem de kendi aileleriyle yaĢayan çocuklarınkine kıyasla anlamlı olarak yüksek bulunmuĢtur (Üstüner
et. al, 2005). Her ne kadar koruyucu aileyle yaĢayan çocukların
problem puanları kendi aileleriyle yaĢayanlara kıyasla daha yüksek olsa da iki grup arasında anlamlı bir farklılık yoktur. Problemli davranıĢ (anksiyete/depresyon, sosyal içedönüklük, somatik
Ģikayetler, sosyal problemler, dikkat problemleri agresif davranıĢlar vb.) gösterme sıklıklarına bakıldığında da kurumda yaĢayan
çoçukların bu davranıĢları diğer iki gruba kıyasla daha sık gösterdikleri bulunmuĢtur.
Bu çalıĢma koruyucu aileyle birlikte yaĢayan çocukların tamamen
problem davranıĢlarından azade olmamakla birlikte, kurumdaki
çocuklarla kıyaslandığında bu davranıĢların kurumda yaĢayan
çocuklarda anlamlı olarak daha sık görüldüğünü ortaya koymaktadır. Riggs et. al (2009) da koruyucu aile bakımının önemini
vurgulamaktadır. Çocukların aidiyet ve bağlanma deneyimlerine
bakıldığında, koruyucu ailedeki çocuklarla kurumda yaĢayan
çocuklar arasında anlamlı farklar ortaya çıkmaktadır. Koruyucu
aile bakımı aile birliği, aile ritüelleri, aile kimliği, aile iliĢkileri ve
aile kültürü yoluyla bir aidiyet duygusu yaratabilmekte ve bu
Ģekilde çocukların önceki istismar deneyimlerinden kurtulmalarına yardımcı olabilmektedir (Riggs et. al, 2009). Geenen and
Powers (2007) tarafından yapılan bir diğer çalıĢmada da katılımcılar uzun süreli ve Ģefkatli iliĢkilerin geçiĢ dönemlerinde onlar
için çok önemli olduğunu dile getirmiĢlerdir. ÇalıĢmaya katılan
aileler ve uzmanlar da bu iliĢkilerin genç yetiĢkinlerin öz değerlerine katkı sağladığını dile getirmektedir. Özetle bu çalıĢmalar
ailenin ve uzun süreli iliĢkilerin önemini göstermektedir. Aynı
zamanda koruyucu aileyle uzun süreli yaĢamanın çocukların okul
42
uyumuna ve biliĢsel geliĢimine olumlu katkı sağladığı dile getirilmektedir (Dumaret et. al, 1997).
Bizim örneklemimizde de koruyucu ailelerle yaĢamanın getirdiği
kabul deneyimi gençlerin önceki red deneyimleriyle baĢa çıkmalarında önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Literatürde
de örneklendiği gibi koruyucu aile bakımında gençler/çocuklar
kendi aileleriyle yaĢayan çocuklar düzeyinde olumlu davranıĢlar
ve hayat deneyimine eriĢemeseler dahi, koruyucu ailenin yarattığı
olumlu etki dikkate değerdir.
Öncelikli olarak bizim örneklemimizde gençler için aile ve aidiyet kavramları büyük önem taĢıyordu. Gençler koruyucu ailelerine yönelik aidiyet hissettiklerini ve kendilerini bu ailenin gerçek
bir parçası olarak gördüklerini dile getirdiler. Aileye gerçekten
değer veriyorlardı vew tüm görüĢmeciler biyolojik ailelerini değil
koruyucu ailelerini kendi aileleri olarak gördüklerini dile getirdiler.
 “Koruyucu ailem benim gerçek ailem… annem, anne yani,
tamamen, özden öz”

”hani ailem, hiçbir zaman da düşünmedim, koruyucu annem şöyle böyle, öz annem benim başkası, hiç böyle aklıma
getirmedim”
Çoğu görüĢmeci kendi günlük yaĢamlarında biyolojik ailekoruyucu aile ayrımını düĢünmediklerini, böyle bir ayrımın akıllarına gelmediğini dile getirdiler. Tüm görüĢmeciler koruyucu
ailelerinin kendilerine biyolojik çocuklarıymıĢ gibi davrandıklarını ve hiçbir konuda ayrımcılığa maruz kalmadıklarını söylediler.

“Ailenin kattıklarını sayarsak bitmez… Benim öz annem öz
babam aklımdan çıktı, bugüne kadar hala şu konu konuşulmasa benim aklıma öz babam gelmez. Bu olaylar gelmez aklıma. Hayatta bana daha üvey olduğumu hissettirmediler.
Ben daha üvey çocuğum demedim.”
43
Biyolojik ailelerine geri dönmek isteyip istemedikleri sorulduğunda ise tüm görüĢmeciler geri dönmeyeceklerini dile getirdiler,
ve özellikle iki sebeple koruyucu ailelerini bırakamayacaklarını
söyledirler. Bunlarda ilki duygusal sebeplerdi: Ailelerini çok
sevdiklerini ve bundan ötürü ayrılamayacaklarını ifade ettiler.
Öne çıkan diğer sebep ise ailelerin kendileri için verdikleri emeğe
ve fedakarlıklara karĢı duydukları vicdani sorumluluktu.
Örnek olarak bir görüĢmeci durumunu Ģöyle ifade etti:

“Bu 12 yıl süreçte bana aşıladıkları, bana gösterdikleri sevgi, hani bana gösterdikleri emek çaba, bunlar bir kere insanı
vicdanen bağlıyor önce. Sana bakmış, büyütmüş, senle ağlamış senle gülmüş senle sevinmiş bu insanlar, onu bırakamıyorsun. O duygunun verdiği bir şey. Ailem artık onu öz ailemden daha çok benimsiyorum, öz ailem olmadı hiçbir zaman, onu öz ailen gibi benimsiyorsun. O yüzden hani kopamazsın.”
Diğer bir görüĢmeci kendisine biyolojik ailesine dönmeyi aklından geçirip geçirmediği sorulduğunda Ģöyle sevap verdi:

“Böyle bir fikir tabii ki de aklımdan geçmedi çünkü yani annem o kadar emek vermiş bakmış bana, şu anda yani bizim
ailemizin içinde olsanız zaten bizim ayrılamayacağımızı anlarsınız. Yani nasıl anlatayım, annem bana çok yakındır, öyle böyle değil, bir kardeş gibi davranır. Ne bileyim bir anne
gibi. Her şeyimdir o benim yani. Anneden daha fazla. Onun
verdiği bu kadar emeğe karşı da ben annemi bırakmam
yani. Annemle yaşamaya devam ederim.”
Diğer bir görüĢmeci:
 “Ailemle sık sık telefonlaşıyorum ama bu ailemin yanındayım, bu benim tercih etme şansım var artık. İstesem ailemin
yanından gidip kendi hayatımı kurabilirim, reşitim ama bu
44
içten bağlılık yani artık kendi ailem olarak benimsediğim
için yapamam yani onlarsız. Şu an düşünemiyorum yani
başka bir hayat düşünemiyorum…. Ben hayatımın yarısından fazlasını bu aile ile geçirmişim ve aile kavramını bu ailede öğrenmişim. Kopamazsın. Kopamazsın onlara içten
bağlandığın için hiçbir şekilde hiçbir kuvvet şey yapamaz,
ayıramaz artık…”
Dolayısıyla her ne kadar duygusal bağlılık ve vicdani sorumluluğa iliĢkin sebepler birlikte ortaya çıksa da, burada vicdani sorumluluk onları kalmaya zorlayan bir faktör olarak ortaya çıkmıyor.
Bu daha görüĢmecilerin farkında oldukları ve değer verdikleri
gönüllü bir sorumluluk olarak ifade ediliyor.
Koruyucu aileyle yaĢamanın olumlu ve olumsuz tarafları, ya da
genel olarak aileye iliĢkin görüĢleri sorulduğunda koruyucu ailelerine atfettikleri değer ve önem ortaya çıkmaktadır.
“Aile deyince hani, bir bütünlük bir paylaşım mesela en ufak bir
şeyinde en azından anne benim şu sıkıntım var diyebileceğin bir
durum var. Baba benim şuna ihtiyacım var diyebileceğin abi ya
da ben böyle bir problem yaşıyorum diyebileceğin insanlar var
arkanda. Ne olursa olsun ben hata yapsam da yapmasam da sırtımı dayayabileceğim insanlar var çevremde. Kendimi güvende
hissediyorum… bu insana huzur veriyor.
Aile bilinci, insanın ailesi olması çok farklı bir şey ya…. Ha ben
üniversiteyi bitireceğim seneye, üniversiteden sonra şunu
yapıcam, ondan sonra bunu yapıcam, artık ilerisi için hedefler
yapmaya başladım geriyi düşünmek ya da yarın için değil artık
çok daha ilersi için hedeflerim var kendim için, planlarım var….
Arkam sağlam diye düşünüyorum. Arkamda bir ailem var ve
önüm açık gidebildiğim yere kadar gideceğim bundan sonra.
Öyle bir güven var hani onların sağladığı. … Kendini sahiplenen
seni sahiplenen her zaman yanında olabilecek kişilerin olduğunu
bilmek, insana her zaman güven veriyor.
45
Bu görüĢmecinin anlatısı pek çok açıdan oldukça fikir veriyor.
Aile her an güvenilebilecek bir destek noktası olarak ortaya çıkıyor. Aile güven sağlamanın yanında rahatlık da sağlıyor. Gençlerin ileriye dönük planlar yapmalarına, önlerine hedefler koymalarına ve bu hedeflere ulaĢmak için çalıĢmalarına yönelik bir zemin
oluĢturuyor. Ve bu hedeflere ulaĢulabileceğine dair inancı da
geliĢtiriyor.
Diğer bir görüĢmeci de benzer Ģekilde fikirlerini Ģöyle dile getirdi:
“Yani, arkamda birileri var, yalnız değilsin. Ailen olmasa daha
kolay seni böyle harcayabilirler çoğunlukla hani. Daha kolay
küçümsenebilirsin falan hani. Ne de olsa bunun destekleyici birisi
yok, yalnız başına falan. Hani o hisse kapılmıyorum her zaman
arkamda yanımda olan insanlar var. En önemlisi üzgün
olduğumda ya da herkes bana yüzünü döndüğünde gidebileceğim
bir yer var yani. Bunu biliyorum evim var...”
Aileyle ve bu betimlenen ortamlarda yaĢamanın bu gençler için
yarattığı olumlu çıktıların baĢında eğitim dile getiriliyor. Eğitime
devam etmek koruyucu aileyle yaĢamanın en doğrudan sonucu
olarak ortaya çıktı. Sıklıkla kurumda yaĢayan gençlerin okulu
bıraktıkları ya da liseden sonra eğitimlerine devam etmedikleri
dile getirildi. Ancak koruyucu aile bu açıdan da gençlere imkan
sağlıyor.

Onu mutlu edicek tek şey benim üniversiteyi kazanıp artık
gerçekten kendimi kurtarabileceğim bir yolda ilerlememi
görmekti. Bunu ona gösterdiğim için ben bir kere çok mutluyum. Üniversiteyi kazanmak bana çok da şey ifade etmiyordu ama öyle bir aşıladı ki annem, sen bunu kazanırsan böyle
olacak, bana örnekler veriyordu işte, o yüzden üniversiteyi
kazanman gerekiyor. Hep bu şekilde o yön verdi bana yine.”
46

“Cidden ben bu zamana kadar okuduysam, üniversiteye gittiysem, ben bugün takdir teşekkür onur belgesi aldıysam annemin sayesinde. … benim şu gün eğitim noktasında buraya
gelmemin tek nedeni annemdir”
Her ne kadar tüm görüĢmecilerin koruyucu aileleriyle ilgili son
derece olumlu görüĢleri olsa da, bu görüĢlerin koruyucu ailelik
sistemini tamamen kapsadığını söylemek güç. Her ne kadar görüĢmeciler kendileri birebir deneyimlememiĢ olsalar da koruyucu
aile uygulamasındaki olumsuz örnekler de zaman zaman dile
getirildi. Örnek olarak, bazı ailelerin sağlanan maddi yardımdan
yararlanmak için ya da yaĢlandıklarında kendilerine bakacak
birisinin olması için koruyucu aile olmak istedikleri dile getirildi.
Bu durum koruyucu ailelik uygulamasının yarattığı olumlu sonuçları görmezden gelme gerekçesi yapılamaz ancak çocukların
ailelere verilmeden önce ciddi bir araĢtırma yapılması gerektiğini
ortaya koyuyor. Buna ek olarak koruyucu ailelik uygulamasının
tamamen profesyonel bir gözle ele alınması gerektiği/gerekmediği konusundaki tartıĢmalarda da kiĢilerin deneyimlerini dikkate alma gerekliliğinin önemi ortaya çıkıyor.
3. Sonuç
Bu çalıĢmada koruyucu aile uygulamasına ve bu deneyimi yaĢayan gençler gözünden kabul-red teorisi çerçevesinde bakmaya
çalıĢtık. Literatürde koruyucu ailelik sıklıkla çalıĢılan bir konu da
olsa gençlerin kabul ve red deneyimleri onların ileriki yaĢamlarını etkileyen faktörler olarak ele alınmamıĢtır.
Bakımdaki gençler:
Bakıma verilen gençler biyolojik ailelerinden ayrılma gerekçeleri
ne olursa olsun red deneyimi yaĢamaktadırlar. Kurum bakımı bu
açıdan uygun bir bakım modeli değildir çünkü mevcut koĢullarda
çocuklara red deneyimiyle baĢa çıkmalarında yardımcı olacak
47
ortamı sağlayamamaktadır. Bu açıdan koruyucu aile bakımının
çocukların yararı gözetildiğinde geliĢimlerini olumlu etkileyen
daha uygun bir bakım modeli olduğu sonucuna varılabilir ve ciddi olarak denetlendiği takdirde çocuklar için büyük avantajlar
yaratabilir. Her ne kadar gençlerle aileler arasındaki bağı oluĢturan temel etken ailelerin emekleri ve sağladıkları destek olarak
ortaya çıksa da, ailenin bir üyesi olarak kabul görmek, desteklenmek, Ģevkat görmek gibi faktörler gençlerde olumlu deneyim
yaratan ve aileyle iliĢkilendirilen faktörler olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bu çalıĢma koruyucu aile ortamının gençlerin
kabul deneyimi yaĢayabildikleri, sevildiklerini ve güvende olduklarını hissedebildikleri bir ortam sağlamada etkin olduğunu ortaya
koymaktadır.
KAYNAKÇA
Cashmore, J. & Paxman, M. (2006). Predicting after-care outcomes: the
importance of „felt‟ security. Child and Family Social Work, 11,
232-241.
Courtney, M. E. & Dworsky, A. (2006). Early outcomes for young adults
transitioning from out-of-home care in the USA. Child and Family
Social Work, 11, 209-219.
Dumaret, A-C., Coppel-Batsch, M. & Couraud, S. (1997). Adult outcome of
children reared for long-term periods in foster families. Child Abuse
& Neglect, 21 (10), 911-927.
Erkan, S. & Toran, M. (2004). Alt sosyo-ekonomik düzey annelerin çocuklarını
Kabul ve reddetme davranıĢlarının incelenmesi (Diyarbakır ili örneği). Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 27, 91-97.
Flynn, R. J. & Biro, c. (1998). Comparing developmental outcomes for children
in care with those for other children in Canada. Children & Society,
12, 228-233.
Gardner, H. (1996). The concept of family: Perceptions of children in family
foster care. Child Welfare, 75 (2), 161-182.
Geenen, S. & powers, L. E. (2007). “Tomarrow is another problem” The
experiences of youth in foster care during their transition into
adulthood. Children and Youth Services Review, 29, 1085-1101.
Gökçearslan-Çiftçi, E. (2009). Türkiye‟de ve dünyada korunmaya ihtiyacı olan
çocuklara yönelik hizmetlerin tarihsel geliĢimi. Aile ve Toplum, 4,
53-65.
48
Hughes, M. M., Blom, M., Rohner, R. P. & Brıtner, P. A. (2005). Bridging
parental acceptance-rejection theory and attachment theory in the
preschool strange situation. Ethos, 33 (3), 378-401.
Iglehart, A. P. & Becerra, R. M. (2002). Hispanic and African American youth:
Life after foster care emancipation. Journal of Ethnic & Cultural
Diversity in Social Work, 11(1/2), 79-107.
KarataĢ, K. (2007). Türkiye‟de çocuk koruma sistemi ve koruyucu aile uygulamaları üzerine bir değerlendirme. Toplum ve Sosyal Hizmet, 18 (2),
7-19.
Özbesler, C. (2009). Koruyucu aile hizmetlerinde değerlendirme süreci. Aile ve
Toplum, 1, 86-94.
Reilly, T. (2003). Transition from care: Status and outcomes of youth who age
out of foster care. Child Welfare, 82 (6), 727-746.
Riggs, D. W., Augoustinos, M. & Delfabbro, P. H. (2009). Role of foster family
belonging in recovery from child maltreatment. Australian
Psychologist, 44 (3), 166-173.
Rohner, R. P., Khaleque, A. & Cournoyer, D. E. (2009, April 10). Introduction
to parental acceptance-rejection theory, methods, evidence, and
implications.
http://www.cspar.uconn.edu/INTRODUCTION%20TO%20PAREN
TAL%20ACCEPTANCE_09.pdf
UNICEF
(2004).
Çocuk
haklarına
dair
sözleĢme.
http://www.unicef.org/turkey/pdf/_cr23.pdf
Üstüner, S., Erol, N. & ġimĢek, Z. (2005). Koruyucu aile bakımı altındaki çocukların davranıĢ ve duygusal sorunları. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi, 12 (3), 130-140.
Varan, A. (2005). Relation between perceived parental acceptance and intimate
partner acceptance in Turkey: Does history repeat itself? Ethos, 33
(3), 414-426.
Varan, A., Rohner, R. P. & Eryüksel, G. (2008). Intimate partner acceptance,
parental acceptance in childhood and psychological adjustment
among Turkish adults in ongoing attachment relationships. CrossCultural Rsearch, 42 (1), 46-56.
Yolcuoğlu, Ġ. G. (2009). Türkiye‟de çocuk koruma sisteminin genel olarak
değerlendirilmesi. Aile ve Toplum, 3, 43-57.
49
Murat ALTUĞGĠL
Sosyal Hizmet Uzmanları
Derneği Genel BaĢk.
*açlık,
*yolsuzluk,
*iĢsizlik,
*yoksulluk,
*yoksunluk,
*çocuk yoksulluğu.
50
Türk Toplumunun BakıĢ Açısı,
Hizmetin YaygınlaĢtırılması ve Öneriler
Aile içinde sağlıklı bir ortamda çocuğun yetiĢtirilmesi gerekmektedir. Ancak ekonomik, sosyal ya da psikolojik yönden yardım ve
desteğe gereksinimi olan ailelerin güçlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda profesyonel müdahalelere gerek vardır.
Profesyonel müdahaleler; Aile içi ve dıĢı iliĢkilerin düzenlenmesi, aile içi çatıĢmaların ve sorunların çözülmesi için psiko-sosyal
müdahaleler, ekonomik yönden ailenin desteklenmesi ve çocuğun
yetiĢtirilmesi için aile ortamının sağlıklı hale getirilmesi gibi
amaçlara sahiptir.
Anne baba kaybı, ev ortamının çocuk açısından ciddi riskler
taĢıması, ihmal, istismar, yoksulluk, yoksunluk, terk edilme gibi
psiko-sosyal ve ekonomik riskler çocuğun koruma altına alınmasını gerektirir. Bu durumda da koruma altına alınan çocuğun özel
durumuna uygun bakım modelinin nasıl olması gerektiği önem
kazanır.
Ülkemizde korunmaya muhtaç çocuklara yönelik olarak yürütülen sosyal hizmetlerden Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürlüğü görevli, yetkili ve sorumludur.
SHÇEK Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen bu hizmetlere
bakıldığında, çocuk yuvaları, yetiĢtirme yurtları gibi kurumlarda
bakımın yanı sıra, 8 – 10 ya da daha az sayıda çocuğun bir arada
olduğu (bir aile ortamının yapılandırılmaya çalıĢıldığı) sevgi evleri ve çocuk evleri gibi uygulamalarla çocuklara bakım hizmeti
verildiği görülmektedir.
Bu hizmetlere paralel diğer uygulamalar ise çocuğun, uygun görüldüğü takdirde ayni ve nakdi yardımlarla desteklenerek öz ailesinin yanında bakımının sağlanması, bir koruyucu aile yanına
yerleĢtirilmesi veya evlat edindirilmesine iliĢkin uygulamalardır.
1952 – 1953 yıllarında Ankara Özel Ġdaresi‟ne ait lojmanlarda
grup evleri kurularak “Profesyonel Koruyucu Ailelik” adı ile bir
uygulama yapılmıĢtır. Bu grup evlerinde görev alan anne babalar
Hollanda‟da eğitim almıĢ kiĢiler tarafından eğitilmiĢlerdir. Bu
uygulamalarda beklenilen baĢarı sağlanamayınca baĢka uygula-
51
malar denenmiĢ ancak yetersiz kalmıĢtır. 1957 yılında kabul edilen 6972 Sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar Yasası‟nın 2. ve
21. maddelerinde de “korunmaya muhtaç çocukların korunmak
ve yetiĢtirilmek üzere bu konuda ehliyetli aileler yanına geçici ya
da sürekli olarak verilir” hükmü yer almıĢtır. (4).
Ankara‟da 1961 yılında pilot proje olarak baĢlatılan koruyucu
aile uygulaması, uzun yıllar evlat edinmedeki kırk yaĢ sınırlaması
nedeniyle resmi evlat edinme öncesi bir basamak olarak kullanılmıĢtır (5). Bu pilot uygulamada öz ailesi olmayan veya herhangi bir nedenle onlardan kopmuĢ bulunan çocuklar koruyucu
aileye yerleĢtirilmiĢlerdir (6.7.8). Projede koruyucu aile yanında
bakım hizmetlerini yürütecek personeli yetiĢtirme amacıyla 4
aylık bir “Koruyucu Aile Semineri” hazırlanmıĢtır. Seminere,
üniversite, lise ve kız enstitüsü mezunları katılmıĢlardır. Teorik
ve pratik eğitim alan bu elemanlar “Sosyal Yardımcı” unvanı ile
çalıĢmıĢlardır.
Koruyucu aile hizmetinin uygulaması, 1975 yılında çocuk bakım
yurtlarına verilmiĢtir. Böylece bu hizmet çocuk bakım yurtlarında
çalıĢan sosyal hizmet uzmanı, psikolog ve çocuk geliĢimi uzmanı
gibi profesyoneller tarafından yürütülmüĢtür (4).
Türkiye‟deki Sosyal Hizmet politikaları açısından konuya
bakıldığında, beĢinci beĢ yıllık kalkınma planına kadar koruyucu
aile modelinden söz edilmemiĢtir. BeĢinci BeĢ Yıllık Kalkınma
Planı‟nda (1985–1989), bakıma muhtaç çocuklar için koruyucu
aile programı ve evlat edinmenin koĢulları konusunda gerekli
çalıĢmalar yapılacağı belirtilmiĢtir (9).
Altıncı (1990–1994) ve Sekizinci (2000–2005) BeĢ Yıllık Kalkınma Planları‟nda ise sadece korunmaya muhtaç çocuklara yönelik hizmetlerde, kurum bakımı uygulamasından aile içi bakıma
geçiĢin
söz
konusu
olacağı
belirtilmiĢtir.
(10,11).
Koruyucu aile hizmetinin geliĢtirilmesi çalıĢmaları 1992 yılında
bir proje hazırlığı ile yeniden baĢlamıĢ ve 1993 yılı mayıs ayında
belirlenen pilot illerde görev yapan sosyal hizmet uzmanları hizmet içi eğitime alınmıĢlardır (3). 1993 yılına kadar toplam 2771
çocuk koruyucu aile hizmetinden yararlandırılmıĢtır. 1993 yılından itibaren de bu sayı 3987 çocuğa ulaĢmıĢtır (12).
52
Ülkemizde koruyucu aile hizmetine iliĢkin uygulamaların yasal
dayanağı, 24.05.1983 tarihli SHÇEK Kanunu‟nun 22. ve 23.
maddeleri ile 14.10.1993 tarihinde 21728 sayılı Resmi Gazete‟de
yayınlanan Koruyucu Aile Yönetmeliği‟dir. Bugün SHÇEK tarafından yürütülen koruyucu aile hizmetine iliĢkin uygulamalar,
yeniden yapılandırılmaya ve güçlendirilmeye gereksinim duymaktadır. Halen Türkiye‟de toplam 1240 çocuk koruyucu aile
hizmetinden yararlanmaktadır.
Koruyucu aile hizmeti, kurum bakımı, ev tipi bakım gibi bakım
modellerine göre oldukça farklı bir uygulamadır. KoĢar (7) koruyucu aileyi, “kurum bakımı ve evlat edinme hizmetlerinde olduğu
gibi, çocuğun ailesinin yerine geçerek ebeveynlik rolünün hemen
hemen bütün yönleriyle üstlenilmesini içeren bir hizmet türüdür”
biçiminde tanımlamaktadır. Koruyucu aile uygulamalarında,
birbirinden farklı özellikleri, bilgi ve becerileri bulunan aileler,
farklı sorunları, yaĢam öyküleri ve bireysel özellikleri olan korunmaya muhtaç çocuklara çeĢitli amaçlarla bu hizmeti sağlamaktadırlar (13,14).
Koruyucu aile hizmetinin esas odağı, çocuğun refahıdır. Koruyucu aile hizmetinde amaç, çocuğun gereksinimlerine, yaĢına, cinsiyetine ve psiko – sosyal durumuna uygun biçimde ele alınabildiği, geliĢiminin uygun biçimde desteklendiği ve bu konuda profesyonel eğitim ve rehberlik ile desteklenen ve denetlenen bir aile
ortamında bakılmasını sağlamaktır.
Koruyucu aile bakımının kurum bakımından en önemli farkı,
topluca bir bakım tarzı olmaması ve seçilmiĢ bir ailenin, çocuğun
bakımını üstlenmesidir (7).
Koruyucu ailenin seçimi ve çocuğa uygunluğu çok önemli bir
konudur. Çocuğun ve ailenin her yönüyle incelenip değerlendirilmesi ve uygunluğun saptanması gerekir (5,16). Seçilen ailenin
çocuğun yaĢına, cinsiyetine ve varsa farklı geliĢimsel özelliklerine uygun biçimde ve nitelikli bakım verebilecek özelliklere sahip
olması önemli bir boyuttur. Nitelikli bakım verme, çocuğa karĢı
duyarlılığı, çocuğun geliĢiminin desteklenmesini, çocuğa olumlu
bir gözle bakılmasını, ona bağlanmayı içerir.Koruyucu aile yanına yerleĢtirilen çocuklar, yerleĢtirmeyi izleyen dönemlerde çeĢitli
53
uyum sorunları yaĢayabilmektedirler. Bu uyum sorunları, çocuğun, içinde bulunduğu yaĢ dönemi, bir süre kurumda bakılmıĢ
olma, öz ailesi ile iliĢkileri, yerleĢtirildiği ailenin çocuğu ele alma
yaklaĢımı ve yerleĢtirilme öncesinde uygun bir hazırlık döneminin yapılandırılmasında eksiklikler gibi durumlarla yakından
iliĢkilidir.
Koruyucu aile yanına yerleĢtirilen çocukların yaĢadıkları en
önemli sorun alanlarından birisi, bağlanma sorunudur. Kurumlarda bir süre yaĢadıktan sonra koruyucu aile yanına yerleĢtirilen ya
da evlat edinilen çocuklarda dezorganize ve atipik bağlanma
örüntüleri yüksek orandadır (15,19). Bir süre kurumda bakılmıĢ
olma, terk edilme, sık sık reddedilme, önemli kayıplar yaĢama
gibi durumlar, çocukların bu sorunu yaĢamalarına neden olan
önemli faktörlerdir (20,13,15,19).
Bir diğer sorun alanı, onlarla bir arada yaĢayanlar açısından oldukça zor olan ve onlara bakım veren ailelerin de sıklıkla belirttikleri gibi davranıĢ sorunlarıdır. Koruyucu aile yanına yerleĢtirilen çocukların benlik saygılarının düĢük olması da diğer bir sorun
alanı olarak ifade edilmektedir (13,21). Çünkü bu çocukların
daha önce yaĢadıkları ortamlarda değerli olma duygularından
yoksun kalmaları, ihmal edilmeleri ve hatta fiziksel, duygusal,
cinsel açılardan kötüye kullanılmaları benlik saygılarını olumsuz
yönde etkilemektedir.
Çocuğun benlik saygısının düĢük olması, koruyucu aile yanına
yerleĢtirildikten sonra aileye ve içine girdiği sosyal ortama uyumunu da olumsuz yönde etkileyebilecektir (13,20). Bu çocuklar
için koruyucu ailede yaĢama oldukça zordur. YerleĢtirildikleri
aileye güvenmeleri zaman alır. Bu nedenle anne babalar ne yaparlarsa yapsınlar çocuklar onları reddederler, kaygılı ve çekingen olabilirler. Sevgisini ve duygularını ifade etmede ve ebeveynden bu duyguları almada sorunu olan çocuklar, ebeveynlerin
koyduğu kurallara ve otoriteye karĢı gelme, hatta aile üyelerine
fiziksel zararlar verme gibi davranıĢlar sergileyebilirler (22).
54
O HALDE NE YAPMALI?
*Hükümetler Uluslar arası Çocuk Hakları SözleĢmesine uygun
davranmayı bir yaĢam felsefesi haline getirmelidir.
*Ülkemizdeki tüm çocukları kapsayan ve bütüncül bir yaklaĢımla
ele alınan “ÜLKE ÇOCUK POLĠTĠKASI” oluĢturulmalıdır.
* Çocuk ile ilgili her konuda onun fikirleri alınmalı ve yüksek
yararı gözetilerek uygulamalar gerçekleĢtirilmelidir.
*Çocuk ile çalıĢan tüm profesyoneller hizmet-içi eğitim programlarından sıkça yararlandırılmalı ve eğitim alan profesyonellerin
alanda takibi yapılmalıdır.
*Koruyucu aile sayısının arttırılmasına yönelik bugüne kadar
yapılan tüm tanıtım etkinliklerine devam edilmelidir.
*Koruyucu Ailelere verilen parasal destekler arttırılmalıdır.
Kaynaklar
1. Resmi Gazete, Türk Kanunu Medenisi, Kanun no: 743. Kabul Tarihi
17.02.1926, Sayı 339. Tertip :3 Cilt : 7 Sayfa 237.
2. http://www.shcek.gov.tr/hizmetler/cocuk/Koruyucu_Aile_Hizmetleri.asp.Gün
cellenme Tarihi: Ocak 2007.
3. Tülay, M. ġ., “Türk Aile Sistemi Ġçinde Koruyucu Ailenin Yeri ve Önemi”, Sosyal Hizmet Dergisi, 8 (5) 1972.
4. Dördüncü Ulusal Sosyal Hizmetler Konferansı. 2000’li Yıllara Doğru Sosyal
Devletin Gerçekleştirilmesinde Sosyal Hizmetlerin Yeri ve Önemi. Sosyal Hizmet Uzmanları Genel Merkezi Yayını, Ankara, 1995.5. KoĢar, N. “Korunmaya
Muhtaç Çocuklar” H. Ü. Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Dergisi, 5 (1) 69 – 74,
1987.
6. Gökçe, B., Memleketimizde Cumhuriyet Devrinde Kimsesiz Çocuklar Sorunu
ile İlgili Tutumun Sosyolojik Mukayeseli Tahlil ve İzahı. T.C.Sağlık ve Sosyal
Yardım Bakanlığı, Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü Yayınları, Yayın No: 55,
1977.
7. Arnaz, Z. “Koruyucu Aile Bakımındaki Çocuğun GeliĢim Özellikleri” H. Ü.
Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Dergisi,1 (2-3) Mayıs – Eylül 111 – 155, 1983.
8. KoĢar, N. Sosyal Hizmetlerde Aile ve Çocuk Refahı Alanı, Gözden geçirilmiĢ
2. Baskı, Kasım 1992.
9. BeĢinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planı 1985 – 1989 T.C. BaĢbakanlık Planlama
TeĢkilatı MüsteĢarlığı, Yayın No: DPY 1974, 1984.
10. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı 1990 – 1994, T.C. BaĢbakanlık Devlet
Planlama TeĢkilatı MüsteĢarlığı, Yayın No, DPY 2174, 1989.
11. Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 2001 –
2005, Ankara, 2000.
55
Av. Türkay ASMA
Çocuk Ġstismarını ve Ġhmalini Önleme
Derneği BaĢk.
KORUYUCU AĠLE KURUMUNUN HUKUKĠ YAPISI
Koruyucu ailelik nedir? Nasıl baĢlamıĢtır? Bu gün ki durumu
nedir? Bu soruların yanıtını sizlere vermeye çalıĢacağım.
Koruyucu aileliğin uluslararası hukuktaki konumu?
 Ailesiz çocukların,
 Ailesi olan, ancak korunma gereksinimi olan çocukların kurum
dıĢında bir aile ortamında bakımını sağlayan bir hizmet türüdür.
Hizmetin amacı;
 Çocuğu bir aile ortamında büyütmek,
 Aileli çocuğa ailesine döndürmenin koĢullarını bu hizmet
sağlamaktır.
56
Türkiye‟de ilk kez 1961 yılında Sağlık Bakanlığı UNICEF
arasında imzalanan bir protokol ile Ankara‟da uygulamaya
sokulmuĢtur.
24.05.1983 tarihli 2828 sayılı SHÇEK Kanunun ardından bu
hizmet bu kurumca yürütülmeye baĢlanmıĢtır.
Uygulama tarihi oldukça eski olmasına rağmen uygulamanın
Türkiye‟de baĢarı ile yürütüldüğünü söylememiz mümkün
değildir.
Bugün için çocukların koruyucu aile yanına yerleĢtirme oranı
Türkiye genelinde %15 olup Dünya da bu oran %77 dir.
Bunun nedenlerini;
 Koruyucu aile hizmetlerinin yasal bir dayanağının bulunmaması,
 Topluma bu hizmetin yeterince tanıtılmamıĢ oluĢu,
 Bu hizmeti yürüten kuruma hizmetin gereklerini yerine getirecek
ve denetleyecek nitelikte eleman yetiĢtirmemiĢ oluĢu,
Bu nedenleri birer birer incelemeye alırsak karĢımıza aĢağıdaki
tablo çıkar. Türkiye‟de koruyucu aile hizmeti kurumun tek yönlü
düzenlediği 14.10.1993 tarih 21728 sayılı koruyucu aile
yönetmeliğiyle yürütülmektedir. Bu yönetmelik her ne kadar
30.12.2006 tarihinde yeniden gözden geçirilerek bazı maddeler
değiĢtirilmiĢ ise de bu değiĢikliğin bile çocuğun korunmasına
yönelik ülkenin o tarihte kabul etmiĢ olduğu, uluslararası ve
ulusal düzenlemelere hiç yer verilmediğini gözlemlemekteyiz.
ġöyle ki, korunma gereksinimi olan binlerce çocuğa hizmet
sunmak için düzenlenmiĢ bu yönetmelikte çocukların Anayasası
olarak nitelendirdiğinin ve bu kurumun koordinatörlüğünde
uygulaması sağlanan çocuk hakları sözleĢmesinin temel hak ve
hükümlerinden hiç söz edilmediğini görüyoruz.
Bu haklardan söz edilmemesinin yanı sıra sözleĢmesinin
kabulüne iliĢkin doğru düzgün bir bilginin yönetmelikte yer
almadığını üzülerek gözlemliyoruz.
Yönetmelik 09.12.1994 tarihinde TBMM‟de onaylanan
27.01.1995 tarihinde Resmi Gazetede yürürlüğe giren
Anayasanın 90.maddesi uyarınca artık Anayasa ve yasa üstü bir
iç hukuk normu olan bu sözleĢme 02.09.1990 tarihli olduğuna
metninde yer vermiĢtir.
57







Bu sözleĢmenin çocuklarımıza tanıdığı hakları ve bu
hakların kullanımını ulusal yasamıza dönüĢtüren 2005 yılında
yürürlüğe
giren
ÇKK‟nunda
yönetmelikte
hiç
söz
edilmemektedir.
Bu durum yönetmeliğin Türkiye‟de çocuklara tanınan yasal
düzenlemeleri ciddi bir biçimde incelemeden araĢtırmadan
düzenlediğini görmekteyiz.
Yönetmelik incelendiğinde kendi içinde uyumsuz ve birbiri
ile çeliĢen hükümler içerdiğini görmekteyiz.
ġöyle ki,
Yönetmelik koruyucu aile hizmetini çeĢitli nedenlerle öz
ailesi aynında bakılamayan çocuklara kısa veya uzun süreli
bakımlarını üstlenen aile ya da kiĢilerin yanında Devlet
denetiminde yetiĢtirilmeleridir, denilerek koruyucu ailenin
görevinin sadece çocuğa bakmak olduğunu biyolojik ailesine geri
verme koĢulunun yer almadığını görmekteyiz.
Ancak yönetmeliğin niçin koruyucu aile diye baĢlayan
bölümünde,
Koruyucu aile çocuklara öz ailesi, okulu ve çevresiyle
iliĢkilerinin devam ettirmelerini sağlayarak yardımcı olur,
cümlesini görmekteyiz.
Yönetmeliğin, koruyucu ailede hangi çocuklar bakılır, baĢlığı
altındaki bölümde ise koruyucu aile yanına yerleĢtirilen çocuklar;
Öz ailesi bulunan,
Öz ailesince bir süre için bakılamayan,
ÇeĢitli nedenlerle evlat edindirme Ģansını yitirmiĢ kız ya da erkek
sağlıklı ya da özürlü çocuklar diye ana tanımın dıĢında karmaĢık
yeni bir tanım getirilmiĢtir.
Yönetmelikte koruyucu aile yanına yerleĢtirilecek çocuk
sayısına yer verilmiĢtir. Ancak çocuklarına nitelikleri ve uyumu
konusunda bir ilkeyi yer verilmemiĢtir.
Yine koruyucu ailenin özellikleri;
25 – 50 yaĢ,
Ġlkokul mezunu,
T.C VatandaĢı olup,
Türkiye‟de sürekli ikamet etme olarak yer almıĢtır.
58






Neden 25 – 50 yaĢ, neden baĢka bir özellik aramıyoruz. Bunlar
yönetmelikte yer almamıĢtır.
Öz anne - baba – vasi dıĢında herkesin koruyucu aile
olabileceğine ver vermiĢtir. VASĠNĠN neden koruyucu aile
olamayacağı ise yine anlaĢılamamaktadır.
Bekâr kiĢinin koruyucu aile olmasını akraba iliĢkilerine
sahip olması koĢulunun güvenirliğinin tartıĢılmadığını
gözlemliyoruz.
Yönetmeliğe göre kiĢinin baĢvurusu bu baĢvuruya sosyal
çalıĢmacının çocuk ve kurum hakkında bilgi vermesi ve bu bilgi
verilmesi üzerine de bu kez koruyucu aile adayının aile
çevresinde sosyal inceme yapılacağı, bu raporun olumlu olması
halinde bir sözleĢme imzalanarak aile koruyucu aile olarak
çocuğu teslim almaktadır.
Yönetmelikle koruyucu ailenin yükümlülükleri;
Çocuğun sağlıklı yetiĢmesini sağlayacak koĢulları sağlamak,
Çocuğun öz ailesi ve akrabaları ile uygun görülen Ģeklide ve
zamanda görüĢmesini sağlamak,
Sosyal çalıĢmanın gerekli koĢulları hazırlamak,
Adres ve iĢ yeri değiĢikliklerini bildirmek,
Görev ve tatil nedeniyle yurt dıĢına gidilmesi çocuğun veli ve
vasisini izni gerektiğin yasal iĢlemlerin tamamlanmasına yetecek
süreyi göz önüne alarak Ġl Müdürlüğüne durumu bildirmek,
Yönetmelikte bu yükümlülükler ailenin haklarında ne olduğu
yönünde en küçük bir bilgiye rastlamıyoruz. Sadece eğer
koruyucu aile maddi destek istiyorsa bu desteğin miktarı ve
veriliĢ tarzı yönetmelikte yer almıĢtır.
Yönetmelik Devletin bakım ve yetiĢtirme görevini üstlendiği
çocuğa sana destek olmak istiyorum, bu çocuğa birlikte bakalım
senin yükünü hafifleteyim bu çocuğa sağlıklı bir biçimde topluma
kazandıralım diyen bu bakıĢ açısını göremiyoruz. Aileye sadece
PATRONLUK taslayan, onun haklarının ne olduğunu bu
hakların ihlali halinde ailenin kimden ve nasıl destek alacağı
ilkesine yer vermiyor.
Adeta al çocuğu iyi bak ha yoksa seni döverim anlayıĢı içinde
hazırlanmıĢ bir yönetmelikle karĢı karĢıyayız.
59





Yönetmelik ailenin korunmaya muhtaç, çocuğun bakımını
üstlenirken ona ne gibi haklar verdiğini, ona nasıl destek
olacağını çocukların sorunlarını birlikte nasıl çözeceklerine yer
vermediği gibi sonunda koruyucu aileyle sonlandırılması
nedenlerini sıralıyor. Bunlar;
Koruyucu ailenin yükümlülüklerinin yerine getirmemesi,
Çocukla koruyucu aile arasındaki uyumsuzluğun yapılan mesleki
çalıĢmalara rağmen giderilememesi,
Koruyucu ailenin istenilen Ģekilde çocuğa bakmadığının
belirlenmesi,
Koruyucu aileye yerleĢtirilmeme nedeninin ortadan kalkması,
Koruyucu ailenin vazgeçmesi,
Bu koĢullarında son derece geliĢi güzel çocuğun ve ailenin
hakları gözetilmeden düzenlendiğini ve adeta ben istersem
çocuğu hemen geri alırım mesajını verdiğini görüyoruz.
ġöyle ki, koruyucu ailenin yükümlülüklerini yerine
getirmemesi ilkesi yönetmeliğin diğer sona erdiren maddelerine
de içermektedir.
Yönetmelikte yer alan çocukla koruyucu aile arasındaki
uyumsuzluğun yapılan mesleki çalıĢmalara rağmen giderilmeme
koĢulunda, bu uyumsuzluğun neler olabileceği mesleki
çalıĢmama nitelik ve niceliği hangi aĢamalarda ne Ģekilde
yapılacağı, ailenin bu çalıĢmalardaki yeri ve konumu çocuğun
katılım hakkı gibi yasal ve çocuğun korunmasına yönelik hiçbir
belirleyici unsurun yer almadığını görmekteyiz.
Yönetmelikte koruyucu aileden geri alınarak çocuğun durumu
hakkında ne yapılacağına iliĢkin bir bilgiye rastlayamıyoruz.
Sadece çocuğu evlat edinemeyeceğini, koruyucu aileliğin
çocuğun öz ailesinin yanına dönmesine olanak sağlayan bir
hizmet olduğunu, bu nedenle koruyucu aileliği evlat edinmeye
basamak yapılmaması gereği üzerinde durmuĢtur.
SHÇEK gerçekten koruyucu aile hizmetini çocuğun biyolojik
ailesine dönmek üzere yürütülen bir hizmet modeli olduğuna
yönelik bir düzenleme ve çalıĢma içinde midir? Bu sürecin
yanıtını da birlikte inceleyelim.
60
SHÇEK koruyucu aile uygulamasında koruyucu aileye
yerleĢtirilen çocuklar 2 aile arasında bir uyum sorunu çıkmaz ise
koruyucu aile bakımının süresini, çocuğun reĢit olduğu tarihe
kadar sürdürmektedir.
Oysa geliĢmiĢ ülkelerde %83 ü aĢan oranlarda koruyucu aile
bakım süresi ortalama 5 yılın altındadır. Koruyucu aile hizmeti
koruma ana hizmet modellerinden biridir. KuruluĢ bakımı, evlat
edinme gibi diğer ana hizmet modelleri ile etkileĢim içindedir.
Koruyucu aile hizmetleri yukarıda ana fikrini özetlediğimiz
yönetmelik esasları çerçevesinde yürütüldüğünde çocukların
biyolojik ailelerine döndürülmelerine yönelik hiçbir çalıĢma
yapılmamaktadır.
Bu nedenle çocukla koruyucu aile arasında bir sorun
yaĢandığında çocuk tekrar kurum bakımına dönmektedir.
Oysa amacın biyolojik aile ile koruyucu aile arasında bir
etkileĢim sağlamak biyolojik aileyi çocuğunu geri almaya,
kurumun ailenin de çocuğu biyolojik ailesine teslime hazırlaması
gerekmektedir.
Oysa kurum koruyucu ailelerin yaĢ ve cinsiyete göre
tercihlerini esas alarak çocuğu teslim ettiğinden süreç evlat
edinmenin bir alt modeli olarak iĢlemektedir.
Ancak burada da anne – babalar çocuğunun baĢkası tarafından
bakılıp büyütülmesini daha sonrada 3413 sayılı yasadan
yararlanması için hem kendileri almamakta hem de evlat
edinmelerine izin verilmemektedir.
Bu süreçte kurum çocuğun öncelikli yararını gözetecek yerde
ailelerin bu istemine uymakta koruyucu ailenin çocuğun evlat
edinmesine izin vermemekte direnen ailenin istekleri
doğrultusunda hareket etmektedir.
Bu durumda koruyucu aile çocuğun elinden alınacağı
korkusunu, çocukta bağlanacağı ve güveneceği bir aile bulamama
korkusunu yaĢamakta, koruyucu ailesiyle biyolojik ailesi arasında
kalmakta, her iki aileye karĢı suçluluk duygusu yaĢamasına neden
olunmaktadır.
61
Oysa amacımız çocuğu sağlıklı yetiĢtirmek olmalı, ona bakan
yetiĢtiren aileye çocuğuna karĢı görevlerini yapmayıp ona tanınan
haklardan yararlanmayı düĢünen aileye bu olanağı vermemeliyiz.
Bu durum aynı zamanda kurumun tüm ana hizmet modellerine
ve amaçlarında belirlenen hedeflerine ulaĢmasını da
engellemektedir.
Bu nedenle koruyucu aile hizmetlerinde iyileĢtirme diğer ana
hizmet modelleri olan evlat edinme kurum bakımı gibi diğer
hizmet modellerinde de iyileĢtirme sağlayacaktır.
Bu nedenle öncelikle bir koruyucu aile yasası çıkarılması için
çalıĢmalara yapılmalıdır. Bu çalıĢmalar sürerken de koruyucu aile
yönetmeliğinde uluslararası uygulamalar paralelinde değiĢiklikler
yapılarak profesyonel koruyucu aile uygulamasına geçiĢin
dayanağı oluĢturulmalıdır.
Bu çalıĢmada uluslararası düzenlemeler yol gösterici olarak
kullanılıp, kendi insanımızın çocuğa bakıĢ alıĢkanlığı yok
sayılmamalıdır.
Evlat edinme aracılık faaliyetleri tüzüğünün 7.maddesini
yerleĢtirilen çocukla koruyucu aile arasında anne – baba – kardeĢ
– çocuk iliĢkisi gibi evlat edinmesine olanak ve kolaylık sağlayan
hükümler yer almalıdır.
Unutulmamalıdır ki, çocuk duyguları olan bağlanma
gereksinimi olan canlı bir bireydir. Bir eĢya değildir.
Sana ihtiyacın olduğunda bakmayan, ancak Ģimdi isteyen ailene
veriyorum Ģu ana kadar sana bakan ailenin benim için bir kıymeti
yok, ben sadece soy bağına değer veririm diyemeyiz.
Eğer aile gerçekten yoksul ve yoksun olduğu için çocuğuna
bakamamıĢ ise kuruma bıraktığı andaki koĢulları kendisinin
elinden olmayan nedenlerle olumsuz ise ve bu durumu düzeltip
çocuğunu almak için bir çaba sarf etmiĢ ise bu çocuğu koruyucu
aileye belirli bir süre ve sınırlı olarak vermeliyiz. Koruyucu aileyi
de çocuğu da biyolojik aileyi de bu dönem çocuğun yararına bir
geçiĢ dönemi olduğunu anlatarak bilgilendirerek, her üç öğeyi de
destekleyerek gerçekleĢtirmeliyiz.
Bunun dıĢında sen koruyucu ailesinin benim her istediğimde,
çocuğu bana iade edeceksin bakıĢ açısıyla koruyucu ailelik
62
sistemini çoğaltmalıyız. Sorunsuz yürütemeyiz. Çocuğun yararına
bir uygulama modeline dönüĢtüremeyiz. AraĢtırmaların toplumun
%83 nün koruyucu aile hakkında bilgisi olmadığını
göstermektedir.
Doğal olarak bu tanıtımı yapacağız. Ancak her isteyenin
istediği çocuğu seçip alıp, ben koruyucu aileyim demesinin de
önüne geçeceğiz.
Öncelikle koruyucu aile olmak isteyen aileleri ciddi bir
eğitimden geçirmeliyiz. Bu aileler koruma kararı nedir? Nasıl
alınır? Koruma kararı alınan çocuğun yaĢadığı sarsıntı ve bunun
sonuçları ile baĢa çıkma becerileri konusunda bilgilendirilip
eğitileceklerdir. Bu aileler çocuğun öncelikli yararı;
 Ayrım yapmama ilkesi, gibi temel ilkelerin yanı sıra ihmal –
istismar kavramlarını duygusal – fiziksel cinsel ekonomik
istismarın çocuğa vereceği zararları, bunlardan çocuğun
korunmasına iliĢkin bilgilerini edinmiĢ olmalarıdır.
 Yine bu aileler çocuğun yaĢam – geliĢim – koruma ve
katılım haklarının bir bütün olduğunu, bunları çocuklara
kullandırma
zorunlulukları
bulunduğu
bilgisine
ulaĢmalıdırlar.
Bu Ģekilde ki bir eğitimden geçen aileler profesyonel
koruyucu
aile
sertifikası
alarak
kuruma
isimlerini
bildirebilmelidirler.
Kurumda özürlü ve suça itilmiĢ çocuk alacak ailelere ise genel
çocuk hakları eğitiminin yanı sıra bu çocukların özellikleri ve
hakları hakkında da ayrıntılı eğitim verilmelidir. Bu tür ayrıcalıklı
çocukları alacak koruyucu aileye verilecek ücret diğerlerinkinden
daha fazla olmalıdır.
Kurumda merkezi bir otomasyon sistemi ile bu aile nitelikleri
belirlenmelidir. Kurum merkezi sistemle baĢvuruları verilen
çocukları ve konumlarını izleyebilmelidir. Bu sistemli çocuğun
eğitim durumu ailesiyle iletiĢim durumu, sağlık durumu gibi
kiĢisel verileri yer almalıdır.
Yasa gereği üç ayda bir denetimi yapılan çocuğun raporu bu
tabloda görülmelidir. Oysa bugünkü sistemde çocuğun denetini
en erken 1 yılda yapılmakta 4-5 yılda denetim yapılmayan
63
çocuklara rastlanmaktadır. Bu süre çok uzun bir süredir. Sistemin
ana yapısına aykırıdır.
Yine bu sistemde ne koruyucu aileye nede biyolojik aileye bir
eğitim verilmediği gibi koruyucu aileden alınıp biyolojik ailesine
ya da kurum bakımına döndürülen çocuğunda bu duruma
hazırlatılmadığı gözlemlenmektedir.
Koruyucu aileye teslim edilen çocuğun temsil hakkı tümden
göz ardı edilmektedir. ġöyle ki, TMK‟nun velayet vesayet ve
miras hükümlerinin uygulanmasına yönelik tüzüğünün
13.maddesi, koruma altındaki çocuklara vasi atanmasını
düzenlemiĢtir.
Buna göre koruma kararı ile birlikte kurum müdürünün ya da
onun görevlendirdiği kiĢinin çocuğu vasi olarak atanmasının
istenebileceğini, bu çocukların koruyucu aile yanına
yerleĢtirilmeleri halinde bu kiĢileri vasi olarak atayabilip, eski
vasinin görevine son verileceğine amirdir.
Uygulamada vesayet sistemini kurum iĢletmemektedir.
Dolayısıyla koruyucu aile çocuğu temsil hakkını yasalara uygun
bir biçimde kullanamamaktadır. Bu nedenle koruyucu aileliğin
istisnalar dıĢında süreli ve belirli bir takvime bağlı hizmet olarak
belirlenmesi;

Bu süreçte koruyucu ailenin biyolojik ailenin ve çocuğun
biyolojik aileye dönüĢünün kurum tarafından uzmanlarca
hazırlatılması,

Çocuklarla bu süreçte biyolojik aileleri ile hangi
koĢullarda görüĢecekleri,

Yine koruyucu ailenin biyolojik aile ile uyumlu bir
iletiĢimin koĢullarının yaratılması ve her iki aileye birlikte mutlu
ve sağlıklı bir çocuk büyütmenin amacı olduğu bilgisi
verilmelidir.
Biyolojik ailenin koruyucu aileyi koruyucu ailenin biyolojik
aileyi elinden alan kiĢiler ve kurumlar gibi görmesinin önüne
geçmelidir.
Koruyucu aile seçimi için oluĢturulan, kurulda SHÇEK
yetkilisinin ve sosyal çalıĢmacının yanı sıra bir tarafsız koruyucu
aile temsilcisi ve bu konuda çalıĢmaları olan STK temsilcisi yer
64
almalıdır. Koyucu aile isteminin reddi halinde bunun gerekçeleri
ve nedenleri aileye bildirilmelidir.
Ailenin bir üst kurulda ya da yargıda karara itiraz hakkı
bulunmalıdır. Ret koĢullarını ortadan kaldıran aile tekrar
koruyucu aile olabilmelidir. Yönetmelikte yer alan 25 – 50 yaĢ
sınırının nedeni anlaĢılamamıĢtır. Evlat edinmedeki 30 yaĢ ve 18
yaĢ fark koĢulu koruyucu aileye taĢınabilir.
Tüm bu eksiklikler giderilmeden ben yaptım olduğu
mantığıyla ne koruyucu aile sayısını artırabiliriz nede
çocuklarımızı koruyabiliriz.
Çocuklarımızın haklarını korumak ve sağlıklı nesiller
yetiĢtirmek istiyorsak koruma modellerimizin temeli olan
koruyucu aileliği uluslararası standartlara yükseltmeliyiz.
Profesyonel koruyucu aile modeli standart eğitimlerle
ülkemize getirmeliyiz.
Güzel ve çocuklarımızın yararına koruma modellerini üretmek
umudu ve dileğiyle saygılarımı sunuyorum.
***
Yüreğinizde biriktirdiğiniz onca sevgi
Özleminin duyulduğu o küçük yüreklere aksa...
Daha çok yakıĢmaz mıyız? Bu çağdaĢ dünyaya.
65
Prof. Dr. Neşe EROL (Klinik Psikolog)
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk/Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
AD Öğretim Üyesi,
Koruyucu Aile, Evlat Edinme Derneği Kurucu Başkanı
KORUYUCU AĠLE SĠSTEMĠ ve RUH SAĞLIĞI
(Koruyucu Aile ve Çocuk ĠletiĢimi, Sorunlar ve Çözüm Önerileri)
Çocukların fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan sağlıklı olarak
geliĢmeleri için, anne-baba ya da çocuğa bakan kiĢi ile çocuk
arasındaki karĢılıklı sevgi bağının kurulmasının önemi yüzyıllardan beri bilinmektedir. Ancak yoksulluk, aile içi sorunlar, anne
babada bedensel, ruhsal ya da zihinsel yetersizlikler, annenin ya
da babanın ölümü, ihmal ya da istismar, ergen evlilikleri ya da
evlilik dıĢı doğumlar sonucu terkler gibi pek çok nedenle ebeveynlerin anne-babalık görevleri yetersiz kalabilmekte ve çocuk
korunmasız hale gelebilmektedir. Bu durumda çocuklar devlet
tarafından koruma altına alınarak farklı bakım modellerinde bü-
66
yütülmektedir. Günümüzde, koruma altına alınan çocuklara yönelik geliĢtirilen bakım modelleri ülkelerin geliĢmiĢlik düzeyine
göre farklılıklar göstermektedir. GeliĢmiĢ ülkelerde, akraba koruması ya da kısa vadede bakımın geçici olarak bir baĢka aileye
verilmesi bu sorunun üstesinden gelmek için yaygın kullanılan
bir yöntemdir. Avrupa, Avustralya ve Kuzey Amerika‟da genel
yaklaĢımın kurum bakımı dıĢındaki modeller olduğu bilinmektedir (Yörükoğlu 2003, ġimĢek 2004, AktaĢ 2004, ÇavuĢoğlu 2004,
EkĢi 2004, Erol 2004, ġimĢek 2008).
Ülkemizde, BaĢbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu tarafından halen 21.158 çocuğun koruma altında olduğu
bildirilmektedir. 2011 yılı Mayıs ayı istatistiklerine göre Çocuk
Evi, Sevgi Evleri, Çocuk Yuvası, Kız ve Erkek YetiĢtirme Yurdunda kalan 0-18 yaĢ grubu toplam çocuk sayısı 13.363 dür. Koruyucu Aile Sayısı 1.178, Koruyucu Aile Yanında Bakılan Çocuk
Sayısı ise 1.269 dur. Evlat Edindirilen Çocuk Sayısı 11.126, aile
yanına döndürülen çocuk sayısı ise 7.585 dir. Koruyucu aile sayısının yuva, yurt ve çocuk evleri sayısının çok altında olduğu görülmektedir. Yuva ve yurtlarda yaĢayan çocuk sayısında geçmiĢ
yıllara oranla azalma olmakla birlikte halen bu sayının yüksek
olduğu dikkati çekmektedir. Aile yanında bakım yerine çocuk
evlerinin ve sevgi evlerinin yaygın olarak kullanılan bir yöntem
olduğu izlenmektedir.
Koruyucu Aile Sistemi Neden Gereklidir?
Koruyucu aile sisteminde çocuğa bakım veren kiĢi genelde
değiĢmez ve uzun sürelidir. Bu durum çocuk ile bakım veren
arasında sağlıklı ve güvene dayalı bir iliĢki oluĢmasını sağlamakta ve çocuğun ruh sağlığını ve geliĢimini olumlu yönde etkilemektedir. Ülkemizde, Arnaz tarafından 1972 yılında yapılan “Koruyucu Aile Bakımındaki Çocuğun GeliĢim Özellikleri” isimli
araĢtırmada, anne yoksunluğunun çocuğun geliĢimine etkileri,
koruyucu aile bakımı ve kurum bakımı açısından karĢılaĢtırılmıĢ,
koruyucu aile bakımındaki çocukların geliĢim özelliklerinin kurum bakımındaki çocuklara göre daha ileri olduğu, ancak biyolojik ailesi yanındaki çocuklara göre geliĢim aĢamalarını daha geç
67
tamamladıkları belirlenmiĢtir. Yine yuvada bulunan çocuklarda
görülen geliĢim gerilikleri ve sorunlu davranıĢların bir kısmının
koruyucu aile yanında kalan çocuklarda da sürdüğü saptanmıĢtır.
Koruyucu aile bakımı ile yuva bakımının karĢılaĢtırılmasına iliĢkin Elhüseyni ve arkadaĢları tarafından (1979) yapılan araĢtırmada ise, yuva çocuklarına göre koruyucu aile yanında kalan çocukların motor, duygusal, fiziksel ve sosyal geliĢimlerinin daha iyi
durumda olduğu ortaya konmuĢtur.
Koruyucu aile sisteminde çocuk, bakım veren kiĢiye kolaylıkla ulaĢabilirken, kurum bakımında bu durum oldukça zordur.
Koruyucu aile hizmetinde çocuğun bakım vereni ebeveyni gibi
görmesi için bakım verenle çocuk arasındaki yaĢ farkının az olmamasının çocuğun olumlu duygusal ve cinsel geliĢimi açısından
önemli olduğu belirtilmiĢtir (Triseliotis, 2000). Colton (1988), 12
koruyucu aile ve 12 kurum bakımı veren kiĢi ile yaptığı küçük
çaplı araĢtırmadan elde ettiği verileri karĢılaĢtırmıĢ, koruyucu aile
bakımında çocuk odaklı yapının daha fazla olduğunu, çocukların
daha duygusal ve sosyal açıdan daha sağlıklı olduklarını gözlemiĢtir. Yine koruyucu ailelerin kurum bakımı verenlere göre çocukla iliĢkilerinde daha esnek, daha demokratik, ılımlı ve ödüllendirici olduklarını saptamıĢtır. Çocukların koruyucu ailede birebir gözetim altında olduğu, daha sıcak ve samimi bir atmosfer
içinde oldukları gözlenmiĢtir. Bununla birlikte Sinclair ve Gibbs
(1998) bazı çocukların koruyucu aile bakımından zarar gördüklerini ve bazen koruyucu aile sisteminde çözülmelerin söz konusu
olabildiğini belirtmiĢtir. Koruyucu ailenin yanlıĢ seçimi, çocuk ile
bakım veren arasındaki uyuĢmazlık ve bunun sonucunda birlikte
yaĢayamamanın, koruyucu aile bakımı hizmetinin en birinci risklerinden olduğu üzerinde durulmuĢtur. Uzun süreli koruyucu aile
bakımı planlandığı halde iĢlemeyen bu sürecin % 35‟inde, kısa
süreli planlanan birlikteliğin ise % 10‟unda kopma olduğu bildirilmiĢtir.
Kurum bakımından ayrılan gençlerin, koruyucu aile bakımından ayrılanlara göre bağımsız yaĢama geçmekte ve kendi
kendilerine yeterli olma konusunda daha sorun yaĢadıkları saptanmıĢtır. Sürekli ve tutarlı birebir bakım alma, bakım verene
68
bağlanma, değerli olduğunu ve birisinin onu düĢündüğünü hissetmenin olmadığı durumlarda gençler güven duygusu oluĢturmakta sıkıntı yaĢamaktadırlar. Kendilerine destek vermek isteyen
insanlara da güvenmekte zorlanmaktadırlar (Jackson ve Martin
1998). Risk ve koruyucu etmenlerle ilgili yapılan araĢtırmalarda
da, uzun dönemli koruyucu aile bakımında olan çocukların toplumsal iliĢkilerinde daha baĢarılı oldukları görülmüĢtür. Bu noktada uzun dönemli ve istikrarlı bakım, sürekli ve değiĢmez bir
iliĢki, iyi standartta hizmet vermenin önemi ortaya konmuĢtur
(Minty, 1999).
Herhangi bir nedenle korunma ihtiyacında olan kardeĢler
için de en iyi çözümün koruyucu aile bakımı olduğu vurgulanmaktadır. Ailelerinden ayrılmak zorunda kalmıĢ çocuklar için
kardeĢler arasındaki bağlılık çok önemlidir. Böyle bir durumda
kardeĢlerin ayrılması ikinci bir parçalanma duygusu yaratır. Ancak kardeĢler için koruyucu aile bulmak her zaman kolay değildir. Yine de çocukların yararı gözetilerek, gerekmedikçe kardeĢler ayrılmamalı ve kurum bakımı yerine koruyucu aile bakımı
tercih edilmelidir.
Özel özen gösterilmesi gereken engelli çocuklar özellikleri
nedeniyle korunma ihtiyacında olan çocuklar arasında bir kat
daha çaresizdir. Bugün birçok kurumda engelli çocukların çok
kötü koĢullarda yaĢamını sürdürdüğü bilinen bir gerçektir. Bu
nedenle geliĢmiĢ ülkelerde bu çocukların daha uygun koĢullarda
yaĢayabilmesi için istekli ve uygun aileler bulunması amacıyla
özel teĢvik edici programlar düzenlenmekte ve bu aileler için
yardımcı hizmetler geliĢtirilmektedir. Korunma gereksinmesi
olan ve hasta çocuklar için de koruyucu aile bakımı uygun seçeneklerden biridir. ABD‟de ilk olarak 1985 yılında baĢlatılan bir
program bu açıdan çok çarpıcıdır. Newyork‟ta çok uzun bir geçmiĢe sahip çocuk koruma örgütü AIDS‟li çocukları koruyucu aile
yanına yerleĢtirmeye baĢlamıĢtır.
69
Kurum Bakımı ve Koruyucu Aile Bakım Sistemlerinde
DavranıĢ ve Duygusal ĠĢlevlere Yönelik AraĢtırmalar
1. 0-3 YaĢ Bebekler ve Küçük Çocuklara Yönelik ÇalıĢmalar:
Anne babalarından ayrı çocuk yuvalarında yaĢamak durumunda olan bebek ve küçük çocuklar geliĢimsel gecikme, fiziksel
gecikme, bağlılık geliĢimi ve nöral atrofi açısından büyük risk
altındadırlar (Bowbly 1951, Ainsworth 1979). AraĢtırmacılar,
çocuklarda psikiyatrik semptomların görülme sıklığının yüksek
olduğunu ve ciddi olarak uyaran yoksunluğu çeken bu yaĢ grubu
çocuklarda „otizm benzeri‟ davranıĢların da görüldüğünü vurgulamıĢlardır (Ellis ve ark., 2004, Rutter ve ark., 1999). Anne baba
yerine geçebilecek süreklilik gösteren ve birebir iliĢkinin olmadığı ortamlarda bebeklerin ve küçük çocukların yaĢadıkları ihmalin
Ģiddet ile eĢdeğer olduğu da çalıĢmalarla ortaya konmuĢtur
(Balbernie, 2001, Browne, 2002).
Bilindiği gibi, bebekler ve küçük çocuklar, onları koru-yan kollayan, öpüp koklayan, kendisiyle konuĢan, sinyallerine, mesajlarına
uygun yanıtlar veren, duygusal olarak ulaĢılabilen, duyarlı ve
onlar için özel olan bir kiĢiye gereksinim duyarlar. Bu kiĢinin
yanında rahatlayacak, kendini güvende hissedecek, çevresini
keĢfedecek ve güvenli bağlılıklar geliĢtireceklerdir. Duyarlı bir
bakım veren ve güvenli bağlılıkların beyin geliĢimini desteklediği
çalıĢmalarla ortaya konulmuĢtur. AraĢtırmalar, beyin geliĢiminin
en hızlı ve duyarlı döneminin 0-3 yaĢlar arasında olduğunu vurgulamaktadır (Zeanah CH 2000, Zeanah P 2004). Öte yandan
çalıĢmalar, bebeğin sinyallerine anne tarafından verilen uygun
tepkiler ve duyarlılık sayesinde bebeğin kendi duygularını düzenlemeyi öğreneceğini ve anlamaya baĢlayacağını da belirtmektedir. Ancak bebeğin sinyallerine, mesajlarına verilen tepkiler düzensiz ise, duyarlılıktan yoksun ise ve süreklilik gösteren bire bir
bakım veren kiĢi yok ise bebek güvensiz bağlılıklar geliĢtirecektir.
70
Kurumlarda yaĢayan ya da kurum deneyiminden sonra aile yanına alınan çocuklarda bağlanma bozukluğuna iliĢkin bulgular sıktır. Genel olarak karmaĢık olan aile içi iliĢkiler, kurum ya da koruyucu aile bakımındaki çocuklar için daha farklı bir iliĢki ağı
oluĢturmaktadır. Koruyucu aile bakımındaki çocuklar, onlara
bakan kiĢilere, onların biyolojik çocuklarına, koruyucu aile bakımındaki ya da kuruluĢlardaki kendi kardeĢlerine ve kendi ailelerine bağlanabilirler. Kurum bakımındaki çocuklar kurumdaki
çalıĢanlarla, kendi aileleriyle ve kurumdaki diğer çocuklarla da
bu bağı oluĢturabilirler. Bu durum, birden fazla bağlanma örüntülerinin olduğunu ve ikincil bağlanma nesnelerinin de önemini
ortaya koymuĢtur. Kurumlardan evlat edinilen çocuklarda
dezorganize ve diğer atipik bağlanma örüntüleri yüksek orandadır. BükreĢ Erken GiriĢim Projesi‟nde kurumlarda yaĢayan çocukların bağlanma tipleri, genel örneklemle karĢılaĢtırılmıĢtır.
KarĢılaĢtırma sonucunda toplum örneklemindeki çocuklar %70‟in
üzerinde güvenli bağlanma gösterirken, kurum çocuklarında güvenli bağlanma oranı %20 olarak saptanmıĢtır (Zeanah, 2004).
Güvenli olmayan bağlanmanın ilerideki psikososyal iĢlevler açısından risk faktörü olduğu bilinmektedir.
Güvenli bir iliĢkinin geliĢmesi için çocukla koruyucu aile
arasında kan bağının önemli mi?
Güvenli bir iliĢkinin geliĢmesi için çocukla koruyucu aile
arasında kan bağının önemli olup olmadığı sorusu her zaman
merak edilmiĢtir. Bu alandaki veriler çoğunlukla evlat edinme ile
ilgili çalıĢmalarda ortaya konmuĢtur. Evlat edinen anne ve evlat
edinilen bebek çiftinin iliĢki tarzı ile kontrol grubunun iliĢki tarzı
birbiri ile benzerlik göstermektedir. Evlat edinilen bebeklerin orta
çocukluk dönemlerinde uyum sağlamasıyla biyolojik çocukların
uyum sağlaması arasında hiçbir fark bulunmamıĢtır. Bu sonuçlar
kan bağının güvenli iliĢkinin oluĢmasında gerekli olmadığını
göstermiĢtir.
Avrupa Birliği‟nin, Dünya Sağlık Örgütü ve Birmingham
Üniversitesi ile 2002/2003 yılları arasında iĢbirliği içinde yürüttüğü ve Türkiye‟nin de içinde bulunduğu 33 Avrupa ülkesini
kapsayan Daphne Programında yaklaĢık 23.099 3 yaĢ ve altı
71
çocuğa yuvalarda bakım verildiği saptanmıĢtır. Bu çalıĢma sonunda “ 3 yaĢ ve altında olan HĠÇBĠR çocuğun ona bire bir
bakım veren bir kiĢi olmadan yuvada kalmaması gereği”
vurgulanmıĢtır. Acil durumlarda 3 aydan fazla olmamak
koĢulu ile yüksek-nitelikli yuvaların kullanılabileceği vurgulanmıĢtır (Browne ve ark., 2005). ÇalıĢma sonuçları, mümkün
olan en erken dönemden baĢlayarak anne-baba-bebek iliĢkisine
ve bağlanma niteliğine önem verilmesinin, ailelerin duyarlı ve
yanıtlayıcı olmaları açısından desteklenmesinin ve gerektiğinde
müdahale edilmesinin ruhsal sorunlara karĢı potansiyel bir koruyucu yaklaĢım olduğunu ortaya koymaktadır. Anne babalarla
bebekleri ve çocukları ile ilgili tasarımlarına iliĢkin görüĢmeler
yapılması ve onlara da kendileri ile ilgili gerektiğinde psikolojik
destek sağlanmasının önemi göz önünde tutulmalıdır.
2. Okul Öncesi ve Okul Çocuklarının Aileler ya da Bakım Verenler Tarafından Değerlendirilmeleri
Ġngiltere‟de Rutter A ölçeği kullanılarak 5-15 yaĢ grubu koruyucu aile yanında yaĢayan çocuklarla yapılan bir araĢtırmada,
çocukların % 29‟unda sorun davranıĢ saptanmıĢtır. Yine Ġngiltere‟de yapılan bir çalıĢmada çocukların % 39‟unda sorun davranıĢ
saptanmıĢtır. Irak‟ta yapılan bir çalıĢmada kuruluĢta yaĢayan 24
çocuk, koruyucu aile yanında yaĢayan 30 çocukla karĢılaĢtırılmıĢ
ve bakım verenlere CBCL ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu
ölçekleri uygulanmıĢtır. ÇalıĢma sonucunda sorun davranıĢlar
kuruluĢta yaĢayan çocuklarda koruyucu aile yanında yaĢayan
çocuklardan daha yüksek bulunmuĢtur. Ayrıca travma sonrası
stres bozukluğu da yuva çocuklarında daha sık görülmüĢtür. ÇalıĢma sonucunda koruyucu ailenin tedavi edici etkisinin olduğu
vurgulanmıĢtır (Rushton ve ark 2000, Rushton, Minnis 2002).
Üstüner, Erol ve ġimĢek (2005) tarafından 6-17 yaĢları
arasındaki çocuk ve ergenlerle yapılan bir çalıĢmada, anne
babalardan/çocuğa bakım verenlerden elde edilen bilgiler
doğrultusunda bakım modellerine göre sorun davranıĢların
görülme sıklığı belirlenmiĢtir. AraĢtırmada, biyolojik ailesi
yanında yaĢayan çocuklarda sorun davranıĢların görülme sıklığı
% 9.7, koruyucu aile yanında yaĢayanlarda % 12.9, kurumda
72
yaĢayan çocuklarda ise % 43.5 olarak saptanmıĢtır. Koruyucu aile
ve biyolojik ailesi yanında
yaĢayan çocukların sorun
davranıĢlarının görülme sıklığı arasında anlamlı bir farklılık
bulunmazken (p>0.05), yuva ve yurtta yaĢayan çocukların sorun
davranıĢ sıklığının anlamlı olarak yüksek olduğu saptanmıĢtır
(p<0.05). Ayrıca çalıĢmada, koruyucu aile yanında yaĢayan
çocuklarda Dikkat Sorunları ve DüĢünce Sorunları diğer iki gruba
göre anlamlı olarak yüksek bulunmuĢtur. Sosyal Sorunlar alt testi
ise hem koruyucu aile, hem de kurumda yaĢayan çocuklarda, aile
yanında yaĢayanlardan anlamlı olarak yüksek bulunmuĢtur.
Kurallara KarĢı Gelme alt testi kuruluĢta yaĢayan çocuklarda
diğer iki gruptan anlamlı olarak yüksek bulunmuĢtur. KıĢla tipi
kuruluĢlarda yaĢama ve yetiĢme, çocuğun en temel gereksinmesi
olan ilgi, sevgi, sıcaklık, Ģefkat ve disiplin gibi niteliklerden uzak
kalmasına neden olmaktadır. Çocuğun yaĢamında gereksinmesi
olan süreklilik ve tutarlılık buralarda yoktur. DeğiĢen personel ve
politikalarla birlikte kurallar da değiĢmektedir. Bu nedenle
Kurallara KarĢı Gelme alt testinin yüksek çıkması anlamlıdır.
3. Okul Çocuklarının Öğretmenler Tarafından
Değerlendirilmeleri
ġimĢek ve Erol tarafından 2004 yılında yürütülen bir
çalıĢmada, 7-12 yaĢları arasında yuvada büyüyen çocukların
sorun davranıĢları, ailesinin yanındaki çocukların sorun
davranıĢlarıyla karĢılaĢtırılmıĢtır. Bu çalıĢmada her iki grup için
de bilgi öğretmenden elde edilmiĢtir. ÇalıĢmada, yuvada büyüyen
çocukların kendi ailesi ya da akrabalarıyla düzenli görüĢmesi,
çocuğun telefonla aranması ya da ziyaret edilmesi ve çocuğun
kurumda kalıĢ süresinin kısalığı ruh sağlığını koruyan faktörler
olarak saptanmıĢtır. Berument tarafından (2004) yapılan
çalıĢmada da, çocukların gönüllü ailelerinin olmasının ve bu
ailelerle düzenli aralıklarla görüĢmesinin çocuğun dayanıklılığını
artıran en önemli faktör olduğu saptanmıĢtır.
Heath ve arkadaĢları (1994) koruyucu aile yanında kalan
çocukların da ciddi sorunları olduğunu, diğer öğrencilerle
karĢılaĢtırıldıkları zaman akademik baĢarılarının daha düĢük
73
olduğunu, okulla ilgili uygunsuz davranıĢların daha sık
görüldüğünü, okula daha az devam ettiklerini ortaya koymuĢtur.
Üstüner, Erol ve ġimĢek (2005) öğretmenlerle yaptıkları
araĢtırmada kuruluĢta yaĢayan çocukların, koruyucu aile ile ve
biyolojik aile ile yaĢayan çocuklardan daha fazla sorun davranıĢ
ortaya koyduklarını saptamıĢtır. Öğretmenler de anneler/bakıcı
anneler gibi kuruluĢta yaĢayan çocuklarda diğer iki gruba göre
daha fazla sorun bildirmiĢlerdir. Sorunların türüne bakıldığında
ise öğretmenler DıĢa Yönelim Sorunlarını, koruyucu aile yanında
yaĢayan çocuklarda daha az olmakla birlikte, koruyucu aile ve
kuruluĢta yaĢayan çocuklarda aile yanında yaĢayanlardan daha
yüksek olarak bildirmiĢtir. Saldırgan DavranıĢlar alt testinden de
hem koruyucu aile hem de kuruluĢta yaĢayan çocuklar yüksek
puan alırken, Kurallara KarĢı Gelme alt testinden kuruluĢta
yaĢayan çocuklar yüksek puan almıĢtır. Sosyal Ġçe Dönüklük ve
Somatik Yakınmalar alt testlerinden kuruluĢta yaĢayan çocuklar
daha yüksek puan almıĢtır. Çocukların okullarda daha pasif
oldukları ve içlerine kapandıkları, kendilerini somatik sorunlarla
ifade ettikleri saptanmıĢtır. Öğretmenler, hem koruyucu aile hem
de kuruluĢta yaĢayan çocuklarda Dikkat Sorunları belirtmiĢlerdir.
Yunanistan‟da 9-11 yaĢ grubu kuruluĢta yaĢayan ve ailesiyle
yaĢayan çocukların öğretmen değerlendirmesine göre yapılan
karĢılaĢtırmalı çalıĢmada, öğretmenler kuruluĢta yaĢayan çocuklarda daha fazla ruhsal sorun bildirmiĢlerdir. Dikkat eksikliği,
hiperaktivite, sınıf aktivitelerine daha az katılım ve davranım
bozukluğunun sıklıkla görüldüğünü saptamıĢlardır (Vorria ve ark.
1998).
Eğitimin, yüksek risk grubu çocukların ruh sağlığını koruduğu bilinmektedir. Kurum bakımı ve koruyucu aile çocuklarında
eğitim beklentisinin ve akademik baĢarı düzeyinin oldukça düĢük
olduğu belirtilmektedir (Rushton ve Minnis 2002). KuruluĢ çocuklarında okula devamsızlık ve okul sorunları sık görülmektedir.
Oysa, eğitim baĢarısı ruh sağlığı ve yaĢam doyumu ile iliĢkili
bulunurken, eğitimsizlik, iĢsizlik, evsizlik ve tek ebeveynlik ile
iliĢkili bulunmuĢtur. Bakım altındaki çocukların eğitimlerindeki
74
baĢarılarıyla iliĢkili olan faktörler arasında, çocuğun bakım için
en azından bir yerde sabit yaĢaması, eğitime değer veren bir bakım verenin ya da ailesinin olması, dıĢarıda da arkadaĢlarının ve
ilgi alanlarının olması, okumayı erken öğrenmesi ve okula düzenli gitmesi yer almaktadır. Çocuklara okuyan, onları kitapların ve
kütüphanelerin kullanımına özendiren bakım verenler çocukların
psikososyal geliĢimi için çok önemli koruyucu faktörler sağlamaktadırlar. Tüm çocukları özellikle de risk altında olan kuruluĢ
çocuklarını ve koruyucu aile çocuklarını okullarda tutmaya özen
göstermeli ve bu konularda öğretmenlere destek verilmelidir
(ġimĢek, Erol, Öztop,Münir 2007) .
4. Ergenlere Yönelik AraĢtırmalar
Ergenlere yönelik olarak yapılan araĢtırmalar incelendiğinde; Ġngiltere‟de McCann ve arkadaĢları tarafından (1996) koruyucu aile bakımında olan 13-18 yaĢları arasındaki 88 ergenle yürütülen çalıĢmada, gençlerin % 67‟sinin psikiyatrik bir bozukluğu
olduğu ve özellikle davranım bozuklukları gösterdikleri ortaya
konmuĢtur. Garland ve arkadaĢları (2001) ise bakım veren aile ve
gençlerden elde edilen bilgilere dayanarak çocukların % 42‟sinde
psikiyatrik sorun saptamıĢlardır. Dikkat Eksikliği/ Hiperaktivite
en sık görülen bozukluk olarak bulunmuĢtur. Altshuler ve
Poertner‟in (2002) bir çalıĢmasında kurumlarda yaĢayan ergenlerin daha fazla risk aldıkları, kendilerini baĢarısız kılacak yaĢantılara ittikleri ve olumsuz arkadaĢ etkilerine açık oldukları belirlenmiĢtir. Buna karĢılık, davranım bozukluğu belirtilerinin ve suç
davranıĢlarının yüksek oranda olduğu kurumlardan eğitimli koruyucu aile yanına verilen ergenlerin, psikiyatrik tedaviye daha
olumlu yanıt verdikleri belirlenmiĢtir. Auslander ve arkadaĢları
(2002) CBCL kullanarak yaptıkları çalıĢmada koruyucu aile yanında kalan gençlerin % 25 ile % 31‟inin Ġçe yönelim ve DıĢa
Yönelim sorunlarında klinik düzeyde puan aldıklarını ortaya
koymuĢtur. McMillen ve arkadaĢları (2005) tarafından 317 koruyucu aile yanında yaĢayan 17 yaĢ ergenlerle yapılan çalıĢmada,
gençlerin % 61‟inde yaĢam boyu psikiyatrik sorun saptanmıĢtır.
Bu gençlerin % 62‟si sorunlarının koruyucu aile sistemine girme-
75
den önce baĢladığını belirtmiĢlerdir. Bunun yanı sıra % 37‟si
geçmiĢte psikiyatrik bir tanı aldıklarını vurgulamıĢlardır. Sorunların baĢlangıç zamanı ele alındığında Ġçe Yönelim sorunlarının
koruyucu aile sistemine girdikten sonra baĢladığı, DıĢa Yönelim
sorunlarının ise sisteme girmeden önce baĢladığı saptanmıĢtır.
ġimĢek ve Erol tarafından 2004 yılında yapılan bir araĢtırmada,
yetiĢtirme yurdunda büyüyen 13-18 yaĢları arasındaki kız çocukları, ailesi yanında büyüyen kız çocukları ile annelerden/bakım
verenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda karĢılaĢtırılmıĢ ve
sorun davranıĢların yetiĢtirme yurdu gençlerinde 5.3 kat daha
fazla olduğu saptanmıĢtır. YetiĢtirme yurdunda büyüyen gençler
içe yönelim ve dıĢa yönelim sorunları yaĢadıklarını belirtirlerken,
bu sıklıklar ailelerinin yanında büyüyen gençler tarafından daha
düĢük olarak bildirilmiĢtir. Toplam Problemin görülme sıklığı ise
yetiĢtirme yurdunda büyüyen genç kızlarda % 35.7 iken, aile
yanında büyüyenlerde % 8.7 olarak saptanmıĢtır. Üstüner, Erol ve
ġimĢek (2005) tarafından YSR kullanılarak gençlerin kendilerinden elde edilen bilgilerin çocuk bakım sistemlerine göre puan
ortalamaları karĢılaĢtırıldığında; Toplam Problem puan ortalamasının çocuk yuvası/yetiĢtirme yurdunda büyüyen çocuklarda,
koruyucu aile ve de kendi ailesi yanında büyüyen çocuklara göre
anlamlı olarak yüksek olduğu saptanmıĢtır (p0.05). Ayrıca Ġçe
Yönelim, DıĢa Yönelim sorunları ile tüm alt test puan ortalamasının kurumda yaĢayan çocuklarda koruyucu aile ve kendi ailesi
yanında büyüyen çocuklara göre anlamlı olarak yüksek olduğu
saptanmıĢtır (p<0.05). ÇalıĢmada gençler, annelerden/bakım verenlerden ve öğretmenlerden daha fazla sorun bildirmiĢtir. Bu
sonuç, ülkemizde yapılan diğer çalıĢmalarla da desteklendiği gibi
(Erol ve ġimĢek 1998, 2000, Erol, ġimĢek, Münir 2010), yabancı
yayınlarda da benzer sonuçlar saptanmıĢtır (Verhulst, 1995).
AraĢtırma sonuçları; ailelerin, kurumların ve okulların çocuk ve
ergenlerin ruh sağlığına duyarlı olmaları, Çocuk ve Ergen Ruh
Sağlığı Anabilim Dalları ile iliĢki içinde olmaları ve destek almaları, bekle-gör politikasını kesinlikle izlememeleri gereğini ortaya
koymaktadır. Öte yandan sorunlarla bağlanma örüntüleri arasındaki iliĢkilerin göz ardı edilmemesi ve çocukluk dönemindeki
76
duygusal deneyimlerin, kendi annelik babalıklarını etkilediği
unutulmamalıdır. Yine, bağlanma örüntülerinin zaman içinde
değiĢebileceği de dikkate alınmalıdır.
Çocuk ve Ergenlerin Beden Sağlığı Bakım Sistemlerinden Ne ġekilde Etkilenmektedir?
Kurum bakımında yaĢayan çocuklarda, baĢta beslenme bozuklukları (yetersiz beslenme ya da aĢırı beslenme/obezite) olmak
üzere (% 44-59), bağırsak parazitleri (% 31), hepatit-B (% 28),
anemi (% 15), dermatolojik sorunlar gibi sağlık sorunlarının sıklığının % 65-85 arasında olduğu belirtilmektedir (MacLean,
2003). Amerika‟da akraba koruması altındaki çocuklarla yapılan
çalıĢmanın sonuçları, çocukların yarısının bağıĢıklıklarını tam
olarak kazanamadıklarını göstermiĢtir ve fark edilmemiĢ sağlık
problemlerinin nedeninin temel bakımlarının yetersiz olmasından
kaynaklandığı ileri sürülmüĢtür. Ġngiltere‟de her çocuğun rutin bir
sağlık kontrolünden geçtiği, ancak kurum bakımında, çocukların
bedensel ve ruhsal sağlığının değerlendirilmesi ve tedavi edilmesinde sistemin baĢarısız olduğu belirlenmiĢtir (Rushton ve
Minnis, 2002).
Koruyucu ailelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, kurum bakımından aile ortamına geçiĢ süreci yaĢayan çocukların %
90‟ında bedensel ve ruhsal düzeninin bozulduğu görülmüĢtür.
Aynı durum Ġspanya‟da Çocuk ve Ergen Sağlığı Enstitüsü‟nde
Olivan Gonzalvo (2002) tarafından yapılan araĢtırmaya da konu
olmuĢ, koruyucu aile hizmetinden yararlanan çocukların her geçen yıl sağlık problemlerinin arttığı, karmaĢık ve ciddi fiziksel,
zihinsel, geliĢim sorunlarının yüksek oranda görüldüğü belirlenmiĢtir. Yapılan bazı çalıĢmalarda da korunma altına alınmadan
önce de bu çocuklarda sağlık sorunlarının diğerlerine göre daha
fazla olduğu saptanmıĢtır. ABD kurum bakımı araĢtırma ekibi
(2005) tarafından Rusya‟da yapılan bir çalıĢmada, koruma altına
alınan çocukların Rusya ve ABD normlarına göre fiziksel büyüme geriliği sıklığının daha yüksek olduğu saptanmıĢtır. Bu çocukların Rusya standartlarına göre % 34-44‟ünde, ABD standartlarına göre % 43-55‟inde boy ve kilo ölçümlerinin 10. persentilin
77
altında olduğu belirlenmiĢtir. Ayrıca koruma altına alınan çocukların ailesiyle yaĢamını sürdüren çocuklara göre daha fazla oranda düĢük doğum ağırlıklı oldukları bulunmuĢtur (The St.
Petersburg-USA Orphanage Research Team, 2005). Bu nedenle
çocuklara ruh sağlığı açısından olduğu kadar, dermotolojik, fizyolojik, diĢ sağlığı, beslenme, bağıĢıklama gibi sağlık hizmetlerinin verilmesi, yaĢlarına uygun Ģekilde sağlık kontrollerinin yapılması ve çocukların bir bütün olarak sağlıklarının izlenmesi
gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Çocuk, Biyolojik Aile ve Koruyucu Aile Arasındaki EtkileĢim
Koruyucu ailede esas olan çocuğun yararının gözetilmesidir.
Bu nedenle koruyucu aile bakımının baĢlangıcından herhangi bir
nedenle sonlanmasına kadar bu bakım içerisinde yer alan kiĢilerin
uyumlu bir etkileĢimde bulunmaları hizmetin baĢarıya ulaĢması
için gereklidir. Bu etkileĢimin sağlanması söz konusu üçlünün
koruyucu aile bakımı için hazırlanmasına ve bakım iliĢkisi sürecinde ortaya çıkan sorunlarda profesyonel yardım almalarına
bağlıdır. Sosyal hizmet uzmanı ve ruh sağlığı profesyonelleri
gerek yerleĢtirme öncesinde, gerekse yerleĢtirme sürecinde çocuk, biyolojik aile ve koruyucu aile ile kiĢisel ya da grup çalıĢmaları yaparak onları bu zor sürece hazırlamakla görevlidir.
Çocuk biyolojik ailesinden ayrıldığı ve yabancı aile ile birlikte yaĢayacağı için sarsıcı bir dönem geçirmektedir. Çocuk,
kendi biyolojik ailesini kaybetme korkusuyla umutsuzluk yaĢar,
kendisini suçlar. Ancak eğer çocuk biyolojik ailesinde istismara
uğramıĢsa, bu duyguların yanında güvenli bir yere yerleĢtirilmiĢ
olmanın rahatlığını yaĢasa da, yine de çocuk kendisine baktığı
için koruyucu aileye minnettar kalmayabilir. Çünkü biyolojik
ailesinden ayrılma nedeni olarak koruyucu aileyi görüp suçlayabilir. Koruyucu aile bu durumu normal karĢılayabildiğinde, çocuğun davranıĢlarının nedenini anlayarak yaklaĢtığında ve biyolojik
ailesiyle iliĢkilerini sürdürmesine yardımcı olduğunda çocuğun
geliĢimine de olumlu yönde katkı sağlamıĢ olur. Koruyucu aileye
yerleĢtirilecek çocuğun bunun nedenini bilmesi biyolojik ailesi ile
iliĢkilerini sürdürmesi açısından önemlidir. Çoğunlukla çocuk
78
biyolojik ailesine geri döneceğinden, içinde bulunduğu durumu
bilmelidir. Çocuk koruyucu aile ile ne kadar süre birlikte olacağını bilirse, gelecek için de gerçek umutlara sahip olur. Koruyucu
aile her zaman çocuğun ailesi ile arasındaki sevgi bağını koruyabilmesi ve kuvvetlendirebilmesi için anne babanın çocuklarıyla
birlikte olma isteklerine saygı göstermeli ve desteklemelidir.
Koruyucu aile ile biyolojik aile arasında olumlu bir iliĢki kurulması için destek programlarının uygulanması gerekmektedir.
Koruyucu aileye yerleĢtirme süreci boyunca çocuk mutlu görünebilir. Hatta biyolojik ailesinden ayrılmaya oldukça istekli
görünebilir. Bunun nedeni çocukların arkadaĢlarından ya da
oyuncaklardan etkilenmesi, güvenli bir yere gereksinim duymasındandır. Ancak çocuk koruyucu aile yanına yerleĢtirildikten bir
ay sonra, biyolojik ailesinin yanından ayrıldığının bilincine vardığında geçmiĢinin yok olduğu hissine kapılır. Diğer bir değiĢle,
biyolojik ailesiyle huzursuzluk yaĢamıĢ olsa bile, anne ve babasından uzaklaĢtığı için çocuk umutsuzluk ve üzüntü hisseder.
GeçmiĢte kendisini etkileyen tüm olumsuz olaylar için kendini
suçlama ve düzeltemediğinden dolayı da çaresizlik hislerini yaĢayan bu çocuklar, tepkilerini çeĢitli Ģekillerde belirtirler. Çocuk
biyolojik anne babasını bir daha ne zaman göreceği konusunda
açıkça bilgilendirilip, görüĢme gerçekleĢtirildiği takdirde, bu
yoğun tedirginlik biraz hafifleyecektir. Ona söz verilen gün ve
saatte görüĢmenin gerçekleĢtirilmesi son derece önemlidir (Erol,
ġimĢek 2008).
Ayrıca biyolojik ailenin çocuğuyla ilgili konularda sosyal
hizmet uzmanı ile görüĢmesi önem taĢımaktadır. Sosyal hizmet
uzmanının düzenli aralıklarla çocuğun, koruyucu ailenin ve biyolojik ailenin durumunu değerlendirerek plan hazırlaması gerekir
(SHÇEK Genel Müdürlüğü, Koruyucu Aile Merkez Bürosu,
1993).
Ankara‟da biyolojik aile ile görüĢme durumunun sorun davranıĢlara etkisinin incelendiği bir çalıĢmada, çocukların %
82.4‟ünün biyolojik ailesinin hayatta olduğu saptanmıĢtır. Ailesi
ile görüĢmeyen çocuklarda CBCL‟den elde edilen Toplam Prob-
79
lem ve DıĢa Yönelim ile Saldırgan DavranıĢlar ve Dikkat Sorunları alt testlerinden alınan puan ortalamalarının anlamlı olarak
yüksek olduğu saptanmıĢtır. TRF ve YSR ölçekleri incelendiğinde ise; Toplam Problem Puanı, DıĢa Yönelim, Saldırgan DavranıĢlar, Dikkat Sorunları, Anksiyete/Depresyon ve Kurallara KarĢı
Gelme (YSR) puan ortalamaları, ailesi ile görüĢmeyen çocuklarda anlamlı olarak daha yüksek bulunmuĢtur. Özetle her üç ölçekte de biyolojik aile ile görüĢmeme durumunda Toplam Problem,
DıĢa Yönelim, Saldırgan DavranıĢlar ve Dikkat Sorunları anlamlı
olarak yüksek bulunmuĢtur. AraĢtırmada aileleriyle görüĢen çocukların daha az davranıĢ ve duygusal sorunlar gösterdiği saptanmıĢtır (Üstüner, Erol ve ġimĢek, 2005, Üstüner 2005). ÇalıĢmada cinsel taciz, Ģiddet gibi durumlar söz konusu olduğunda
kurumun etkin olması ve biyolojik aile-çocuk–koruyucu aile arasında dengeyi sağlaması ve psiko-sosyal danıĢmanlık hizmeti
sağlamanın gerekli olduğu belirtilmiĢtir.
Çocuk-Koruyucu Aile ĠliĢkisi ve Koruyucu Aile ile ÇalıĢma
Koruyucu aile olmak zor bir görevdir. Koruyucu ana baba
ile biyolojik ana baba arasındaki rol farkı, koruyucu aile için bazı
çeliĢkiler doğurur. Koruyucu aile günlük yaĢamda çocuğun ana
babası rolünü üstlenir ve kurum adına onun bakımından sorumlu
olur. Ancak biyolojik ailenin hak ve sorumluluklarına sahip değildir ve onun yerine geçemez. Onu ana babasıymıĢ gibi sevecek,
ancak biyolojik ana babasıyla duygusal rekabete girmeyecek
kadar uzak duracaktır. Koruyucu ailenin çocuk ile iliĢkisinde
rolünü nasıl algıladığı çok önemlidir. Kendini bir iĢ gören gibi
görüyorsa bu iliĢki bir iĢ iliĢkisine dönüĢebilecektir. Bunun aksine biyolojik ailenin yerini tuttuğunu düĢünüyorsa çocuğun kendi
ailesi ile iliĢkilerinde engelleyici bir tutum alabilecektir. Koruyucu aile kuruma karĢı çocuğa hizmet götüren bir ekibin önemli bir
üyesi rolündedir. Çocukla iliĢkilerinde de belirlenen plana uygun
olarak davranıĢlarını sürdürecek ve çocuğu ailenin bir üyesi olarak yaĢamına katacaktır.
Koruyucu ailenin çocukla uyumlu bir iliĢki yürütmesi zaman
almaktadır. Sosyal hizmet uzmanının yerleĢtirmedeki iĢlevi de bu
80
uyumu oluĢturmaya çalıĢmaktır. Koruyucu aileler olabildiğince
yerleĢtirme planına baĢtan dahil edilmelidir. Bu görüĢmelerde
çocuğun ailesiyle iliĢkileri, ailenin hakları, aile ziyaretinin önemi,
çocuğun ve ailenin özgeçmiĢleri, özellikleri, koruyucu aile bakımının ön görülme nedenleri, dolayısıyla kurumun kendilerinden
beklentileri, çocuğun beğenileri, kaygıları, düĢünce ve duyguları
öğrenilmelidir.
Koruyucu ailelerin çocukla iliĢkilerinde duygularıyla baĢa
çıkmaları her zaman kolay değildir. Bıkkınlığa düĢmeleri, piĢman
olmaları olasıdır. Böyle bir durumda çocuğun tekrar örselenmesi
olasılığını bertaraf etmek için koruyucu aileye duygularını ifade
edebilme olanağı sağlanmalı ve destek olunmalıdır.
Akraba Koruması Olarak Koruyucu Aile Bakımı
Akraba koruması, çocukların kurum bakımından resmi olarak onaylanmıĢ, geniĢ aile üyeleri yanına yerleĢtirilmesi olarak
tanımlanmaktadır. Resmi onaylanma Ģekli geleneksel koruyucu
ailenin onaylanma biçimiyle benzerlik göstermektedir. Akraba
korumasının amacı, çocukların alıĢılmıĢ yaĢam biçimlerinde tedirgin edici değiĢiklikleri azaltmak, çocukları, onlara daha yakın
olan aileleri içinde tutmak, böylece onların kültürel ve etnik kimliklerini korumalarını sağlamaktır. Bu uygulamanın gerçekten
çocuklara yararı olup olmayacağı ile ilgili çok fazla soru sorulmaktadır. Bu yüzden, konuyla ilgili yapılan araĢtırmaların sonuçlarına odaklanılmıĢtır.
AraĢtırma raporları gözden geçirildiğinde ve sonuçlar karĢılaĢtırıldığında, akraba korumasının halen baĢlangıç aĢamasında
olduğu, araĢtırmaların sadece sorunlu örneklemleri içerdiği ve
küçük çapta yapıldığı, kontrol gruplarının uygun olmadığı ve
farklı sonuçları ölçtükleri saptanmıĢtır. Berrick ve Barth (1994)
ve Iglehart (1994) akraba bakımındaki çocukların, koruyucu aile
bakımındaki çocuklardan daha az geliĢimsel ve davranıĢ problemleri gösterdiklerini, ancak ihmal ya da istismar edilen çocukların akrabalarından alınabileceğini vurgulamıĢlardır. Çocuklara
çoğunlukla anneannelerin baktığı ve koruyucu ailelere göre ge-
81
nelde akrabaların yaĢlı, daha az eğitimli, daha dar gelirli ve sağlıklarının daha sorunlu olduğu üzerinde durulmuĢtur (Dubowitz
ve ark., 1994). KuĢaklararası bağlanma örüntülerinin geçiĢi ile
ilgili yapılan araĢtırmada (Fonagy ve ark., 1991) ise, çocukların
büyükanne ve büyükbabalarıyla yaĢamaları konusunda uyarıda
bulunulmuĢtur. Çocuklarını yetiĢtirmede yetersiz kalan ailelerin,
kendilerine uygun bakımı sağlamayan ailelerden geldiklerinin
göz ardı edilmemesi gereği üzerinde durulmuĢtur.
Kurum ve Koruyucu Aile Bakımının Uzun Dönemdeki
Sonuçları Nelerdir?
Kurum ve koruyucu aile bakımının uzun dönemdeki sonuçları incelendiğinde, genel olarak koruyucu aile bakımından yararlanan bireylerle ilgili olumlu bir tablo çizilirken, kurumda yetiĢmiĢ bireylerle ilgili bu olumlu tablo görülememektedir. Uzun süre
koruyucu aile bakımında kalan bireylerin okulda baĢarılı oldukları, baĢarılı olamayanların ise bakıma girmeden önce öğrenme
güçlükleri yaĢadıkları saptanmıĢtır. EriĢkinliklerinde yakın, sevecen, tutarlı bağlanma iliĢkileri kurabildikleri gösterilmiĢtir. EriĢkinlik döneminin olumsuzlukları incelendiğinde ise bu bireylerin
biyolojik ailelerinde psikiyatrik bozukluklar olduğu ve bakımdan
önce istismara maruz kaldıkları ortaya koyulmuĢtur (Dumaret ve
ark., 1997). Amerika‟da uzun dönem koruyucu aile bakımında
kalmıĢ eriĢkinlerle yapılan bir baĢka çalıĢmada ise, bu eriĢkinlerin
liseyi bitirme yüzdesinin düĢük olduğu, iĢsizlik ve evsizlik, uyuĢturucu kullanımı, tutuklanma, eĢe Ģiddet uygulama ya da eĢler
tarafından Ģiddete maruz kalma gibi özellikler gösterdikleri saptanmıĢtır (Benedict ve ark., 1996). Sonuçlardaki bu farklılıkların
nedenleri bilinmemekle birlikte, bakım gören çocukların karĢılaĢtıkları güçlüklerin, değiĢik bakım çevreleri ya da yaĢanan çeĢitli
psikososyal sorunlara bağlı olabileceği belirtilmektedir. Çocukların kısa dönemde koruyucu aile bakımı altında olmasının sonuçları henüz pek bilinmemektedir.
GeniĢ aile ya da kardeĢlerle iliĢki içerisinde olmak, olumlu
ve destekleyici iliĢkiler hem kurum bakımı hem de koruyucu
aileler ile yaĢayan çocuklar için koruyucu etmenlerdir.
82
Bakımdan ayrılan bireyin gireceği ortam onun daha sonraki iĢlevlerine ne derece etki edebilir?
EriĢkinin uyum sağlamasında bakımdan ayrıldıktan hemen
sonraki yıllar çok önemlidir. Kurum bakımından ayrılan gençlerin, koruyucu aile bakımından ayrılanlara göre daha güç durumda
oldukları belirtilmektedir. Bunun nedenleri arasında, biyolojik
ailelerdeki sorunların fazla olma olasılığı gösterilmektedir. ÇalıĢmalar kurum bakımından ayrılanların koruyucu aile bakımından ayrılanlara göre yeniden bir aile bağı kurabilme yeteneklerinin daha zayıf olduğunu göstermektedir. Koruyucu aile ile kurulan iliĢkiye göre kurum bakımında dönüĢümlü çalıĢan kiĢilerle
kurulan bağlanma iliĢkisini sürdürebilmek kuĢkusuz daha zordur.
Bu gençler güvenebilecekleri ve onlara destek vermeyi öneren bir
kiĢi bile olmadan bakımdan ayrılıyor olabilirler. Bu korunmasız
gruplar üzerinde acil olarak daha çok çalıĢmaya ve onlara destek
vermeye ihtiyaç vardır. Devlet desteği bu dönemde de çok önemlidir.
Risk ve koruyucu etmenler üzerinde yapılan çalıĢmalar, bazı
çocukların daha iyi durumda olmalarının nedenini açıklamaya
yardımcı olmuĢtur. Uzun dönem koruyucu aile bakımında kalmak
ve koruyucu aile sistemine erken girmek ve bakımdan geç ayrılmak, davranıĢ sorunlarının görülme sıklığını azaltmaktadır. Genel
nüfus içinde yapılan çalıĢmalarda da, uzun dönemdeki olumlu
sonuçları için en önemli öncüllerin çocuğun ailesiyle ya da baĢkalarıyla iyi bir iliĢki kurma yeteneği olduğu gösterilmiĢtir. Bakım
altındaki karmaĢık yaĢam içerisinde çocuğa iyi bir iliĢki kurması
ve iliĢkiyi sürdürebilmesi için yardımcı olmak, amaçlanan en
önemli altın standarttır.
Türk Toplumu Koruyucu Aile Uygulamasından Ne Kadar Haberdar?
BaĢbakanlık Aile ve Sosyal AraĢtırmalar Genel Müdürlüğü tarafından 2006 yılında yapılan bir çalıĢmada koruyucu aile sistemi
uygulamaları hakkında ailelerin %82,8‟nin bilgisinin olmadığı
ortaya konmuĢtur (Gürcan 2008). Bu durumda;
83
Koruyucu Aile Sistemi Nasıl Güçlendirilebilir?
Öncelikle toplumun bilgilendirilmesi ve farkındalığın
arttırılmasına ihtiyaç vardır. Bu süreçte aĢağıdaki konulara
duyarlı olmak önem kazanmaktadır:
Damgalama (Stigma):
Gizlenebilirlik: KuruluĢlarda büyümek, koruyucu aile olmak
ya da koruyucu aile yanında yaĢayan çocuk olmak, evlat edinmiĢ
ya da evlat edinilmiĢ olmak, çocuklar ve aileler tarafından gizlenmektedir. Gizlilik ve saklama çocukların ve ailelerin en belirgin baĢ etme mekanizması olmuĢtur. Damgalanma korkusundan
dolayı aileler gereksinim duydukları sosyal desteği ve tedaviyi
alamamaktadır. Gizlilik ise doğal olarak belirgin bir kaygıya yol
açmaktadır. Örneğin: Yuvada büyüdüğümü anladılar mı? Durumumu açıklarsam benimle arkadaĢ olurlar mı? Acaba koruyucu
aile olduğumu söylesem nasıl karĢılarlar? Gibi. Eğer sessizlik bir
cevap olursa, çocuklar ebeveynlerinin utancını içselleĢtirmekte ve
bu durum yardım arayıĢlarını engellemektedir.
1. Kronik durumlar: Ruhsal hastalıklar, özellikle kronik
olanlar daha fazla damgalanma eğilimi taĢır. Ruhsal sorunların,
özellikle çocuklarda değiĢebilirliği ve tedavi edilebilirliğinin
bilinmesi önemlidir. Hem çocukları hem de anne babaları/ bakım
verenleri ve toplumu genetik duyarlılığın “değiĢmezlik” anlamına
gelmediği konusunda bilgilendirmeli ve eğitimleri sağlanmalıdır.
3. Tehlike ve tehdit: Medya tarafından korunma gereksinimi
olan çocukları tehlikeli olarak gösterme ve tehlike ile eĢdeğer
görme eğiliminden kaçınılmalıdır. Eğer kaçınılmazsa bu durumun
damgalanmayı artırmada anahtar rol oynayacağı unutulmamalıdır. Olumsuzlukların yerine güçlülük, esneklik, cesaret ve ailelerin sebat etmesinin önemi gibi konulara ağırlık verilmelidir.
4. Kontrol edilebilirlik: KiĢisel kontrole atfedilen durumlar
utanç ve öfkeye yol açmaktadır. Ruhsal sorunların belirtileri “istemli” ve “ kontrol edilebilir” olarak gösterilmektedir. Bu durum
damgalanmayı ve utancı artırmaktadır. Bu durumu azaltmak için
84
ruhsal sorunları “gen defekti” ve “biyokimya”nın ürünü olarak
gösterme çabasına yönelinmiĢtir (Erol, ġimĢek 2008).
Ülkemizde, koruma altında yaĢayan çocuklarımız toplumsal
yargılamalarla karĢı karĢıya kalmaktadır. Bireyselliklerin yok
edilmesi, çocukların güçlü yanlarına odaklanmak yerine yuvalı
olmasının ön plana çıkartılması ve soruna odaklanılması onları
örselemektedir. Çocuklar hem toplumsal değer yargılarıyla tek
baĢlarına baĢ etmek durumunda kalmakta, hem de bireysel güçlüklerini yaĢamaktadırlar. Toplumu –yuva/yurt personelini, okulları, öğrencileri, anne babaları ve tüm kesimi- bu gibi konularda
duyarlı hale getirebilmek kaçınılmazdır. Ayrımcılık politikalarının damgalanmaya ev sahipliği yapmasına izin verilmemelidir.
Toplumların geleceğinin çocukların kendi potansiyellerine ulaĢmasına yardımcı olmaya dayandığı unutulmamalıdır.
Özetle,
* Koruyucu aile sisteminin toplumumuzda yaygınlaĢması
için toplumun bilinçlenmesini sağlayıcı nitelikte, kültürümüze
özgü bilgilendirici ve eğitici programlarının geliĢtirilmesine ihtiyaç vardır.
* Koruyucu aile sisteminin sürekliliğinin sağlanması, sorunların erken dönemde saptanması ve çözüm üretilebilmesi için
kanıta dayalı bilgilere gereksinim vardır. Koruyucu aile alanında
veriler düzenli olarak toplanmalı, analiz edilmeli, öneriler geliĢtirilip uygulamaya konulabilecek bir sistem kurulmalıdır.
* Koruyucu aile adaylarının öncelikle yapılandırılmıĢ ve
standart bir eğitim almaları, eğitim sonrasında da koruyucu aile
olmaya istekli olup olmadıkları belirlenmeli ve hazır olanlar sisteme dâhil edilmelidir.
* Koruyucu aileye alınmadan önce çocukların bedensel, biliĢsel, sosyal ve ruhsal açıdan değerlendirmeleri yapılmalı ve
belirli aralıklarla bu değerlendirmeler yinelenmelidir.
* Koruyucu ailelerin, çocuk ve ailesi hakkında yeterli ve tam
bilgiye sahip olmaları ve çocukla birlikte yaĢamaya baĢlamadan
önce birbirlerini tanıyacak Ģekilde bir araya gelmeleri sağlanmalıdır.
85
* Koruyucu aile bakımı, biyolojik ailenin yerine geçen bir
hizmet türü değildir. Kimsesiz çocukların yanı sıra, ailesi olan
ve çeşitli nedenlerle bir arada yaşayamayan çocukların geçici
olarak bakıldığı bir hizmet modelidir. Biyolojik ailenin sorunlarını giderici yönde çalışmalar yapılmalı ve amaç çocuğun biyolojik ailesine geri dönüşü olmalıdır. Çocuk, koruyucu ailenin
yanında iken biyolojik ailesiyle görüşmeli ve duygusal bağını
devam ettirmelidir. Ancak bu birlikteliğin sancılı olmaması
açısından çocuğun ve ailelerin desteğe ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır (Erol, Üstüner, Şimşek 2005).
Çalışmalar göstermektedir ki, çocuk ve gençlerin aile ve
yakınlarıyla iletişimlerinin artırılmasına yönelik çalışmaların
yapılması, çocuklara problem çözme becerilerinin kazandırılması ve toplumsal kaynaklardan en üst düzeyde yararlanmalarının sağlanmasıyla sorun davranışlar azalmaktadır (Şimşek
2004, Şimsek ve Erol 2004,). Tüm bu yaklaşımlar disiplinler
arası ve sektörler arası işbirliğini gerektirmektedir. Bu konularda hizmet içi eğitim verilmeli, sosyal hizmetler, üniversite ve
sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışılmasına özen gösterilmelidir.
SONUÇ
Koruyucu aile sisteminin güçlü bir veri tabanının olması
sağlanmalı, ailelere sürekli destek verilmeli ve eğitim olanaklarından yararlandırılmalıdır. Ruhsal sorunların erken dönemde
belirlenmesi ve uygun merkezlere yönlendirilmesi için sistemin
güçlendirilmesi ayrı bir öneme sahiptir. Çocuk ve Ergen Ruh
Sağlığı Hizmetleri‟nin yaygınlaĢtırılması, sağlıklı, güçlü ve nitelikli baĢlangıçlar için baĢvuru kanallarının geliĢtirilmesi ve çocukların problemlerini çözmek, ailelere ve bakım verenlere destek vermek için yeni modellerin aranmasında yarar vardır. Bebek,
çocuk ve ergene sağlanan güvenli üs sayesinde yeni iletiĢim kurma yolları, kendini ifade edebilme gücü ve yeni bağlanma modellerinin geliĢtirilmesine olanak sağlanmalıdır.
86
Koruyucu ailelere ödenmesi gereken ücret ve aile eğitimlerinin düzenli ve sürekli olması hedeflenmelidir. Amaç çocuğa geliĢimini sağlayabileceği ve tedavisinin yapılabileceği, güvenilir bir
ortam sağlanmasıdır. Sosyal hizmetler, eğitim ve sağlık sistemleri
arasındaki iĢbirliği çocukların ve toplumun kazanımı olacaktır.
Politika belirleme açısından her ülke potansiyel bakım verenleri
dikkatli bir Ģekilde seçmek, standartları belirlemek, çocukların
haklarını güçlendirmek, çocukları dinlemek ve onların savunuculuğunu yapmak zorundadır. Sonuç olarak korunma gereksinimi
olan çocuklar sorununa kanıta dayalı ve geliĢimsel özelliklere
duyarlı bulgular ıĢığında, disiplinler arası yaklaĢımla çözüm
aranması, aile temelli modellerin geliĢtirilmesi çocuklarımızın
haklarının korunması açısından önem taĢımaktadır.
KAYNAKLAR
Ainsworth MD (1979) Infant-mother
Psychologist, 34: 932-937.
attachment.
American
AktaĢ AM (2004) “Türkiye’de Korunmaya Muhtaç Çocuklar ve Çalışan
Personel”. Koruma Altındaki Çocuklar Prof.Dr. Mualla Öztürk
Anısına XVII. Sempozyum Sunuları – 23-25 ġubat 2004 (Yayına
hazırlayan Runa Uslu). Ankara Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve
Hastalıkları Anabilim Dalı Yayınları. Yayın no: IX. Ankara Üniversitesi Basımevi,159-193.
Altshuler S, Poertner J (2002) The child health and illness profileadolescent edition: Assessing well-being in group homes and
institutions. Child Welfare, 81,3; 495-513.
Arnaz Z (1972) Koruyucu Aile Bakımındaki Çocuğun Gelişim Özellikleri, Ana Yoksunluğunun Çocuk Gelişimine Etkileri Açısından Koruyucu Aile Bakımının, Kurum Bakımı İle Karşılaştırılmalı İncelenmesi. Öğretim Üyeliği Tezi H.Ü.Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu.
BaĢbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, Ulusal Eylem Planı. ([email protected]). EriĢim Tarihi:
08.08.2005.
Balbernie R (2001) Circuits and circumstances: The neurobiological
consequences of early relationship experiences and how they shape
later behavior. Journal of Child Psychotherapy, 27: 237-255.
87
Benedict MI, Zuravin S, & Stallings RY (1996) Adult functioning of
children who lived in kin versus non-relative family foster homes.
Child Welfare, 75,529-549.
Berument SK (2004) Yuva Çocuklarında Dayanıklılığı ve Davranış
Sorunlarını Yordayan Etmenler. Koruma Altındaki Çocuklar; Prof.
Dr. Mualla Öztürk Anısına XVII. Sempozyum Sunuları – 23-25
ġubat 2004 (Yayına hazırlayan Runa Uslu). Ankara Üniversitesi
Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yayınları. Yayın
no: IX. Ankara Üniversitesi Basımevi, 149-153.
Berrick JD, Barth RP (1994) Research on kinship foster care: What do
we know? Where do we go from here? Children and Youth
Services Review, 16: 1-5.
Bowlby J (1951) Maternal care and mental health. Geneva: World
Health Organization.
Brown SL, Wright J (2001) Attachment theory in adolescents and its
relevance to developmental psychopatology. J Child Psychol
Psychotherapy, 8: 15-32.
Browne KD (2002) Child Protection. In: Rutter M, Taylor E (Eds.).
Child and Adolescent Psychiatry, 4th Edition. Blackwell Science,
1158-1174.
Browne KD, Giachtitsis CH, Johnson R ve ark. (2005) European
Commission Daphne Programme in collaboration with the World
Health Organization Regional Office for Europe & The University
of Birmingham, UK. Mapping the number and characteristics of
children under three in institutions across Europe at risk of harm.
Birmingham, UK.
Chamberlain P, Weinrott M (1990) Specialized foster care: treating
seriously emotionally disturbed children. Children Today, 19: 2427.
Colton M (1988) Dimensions of Substitute Child Care, 1st edition
Avebury, Aldershot.
ÇavuĢoğlu T (2004) “Kazım Karabekir ve Savaş Çocukları”. Sosyal
Hizmet Sempozyumu 2004: Türkiye‟de Sosyal Hizmet Uygulamaları Ġhtiyaç ve Sorunlar”. 4-6 Kasım 2004, Alanya. BaĢkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü, Bildiri Özetleri, 38.
88
Dubowitz H, Feigelman S, Harrington D ve ark. (1994) Children in
kinship care: how do they fare? Children and Youth Services
Review, 16: 85-106.
Ellis HD, Fisher PA, Zaharie S (2004) Predictors of disruptive behavior,
developmental delays, anxiety, and affective symptomatology
among institutionally reared Romanian children. J Am Acad Child
Adolesc Psychiatry, 43: 1283-1291.
EkĢi A (2004) Koruma altında çocuklar; Dünyada beĢ kıtanın çeĢitli
ülkelerinden örnekler- Koruma Altındaki Çocuklar- ġubat 2004
(Yayına hazırlayan Runa Uslu). Ankara Üniversitesi Çocuk Ruh
Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yayınları. Yayın no: IX.
Ankara Üniversitesi Basımevi, 9-24.
Elhüseyni R, TaĢ S, Demir KC ve ark. (1979) Koruyucu Aile Bakımının
Kurum Bakımı İle Karşılaştırılmasına Dair Bir Araştırma. YayımlanmamıĢ Lisans Tezi. H.Ü.Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu.
Erol N, SimĢek Z (1998) Türkiye Ruh Sağlığı Profili: Çocuk ve Gençlerde Ruh Sağlığı: Yeterlik alanları, davranıĢ ve duygusal sorunların dağılımı. N. Erol, C. Kılıç, M Ulusoy, M Keçeçi, Z ġimsek
(Eds.). Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu. T.C. Sağlık Bakanlığı
Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Eksen Tanıtım Ltd.ġti.
Ankara, 25-77.
Erol N, ġimsek Z (2000) Mental Health of Turkish Children: Behavioral
and Emotional Problems Reported by Parents, Teachers and
Adolescents. In: Singh N, Leung JP, Singh AN (Eds.).
International Perspectives on Child and Adolescent Mental
Health. Elsevier Science Lt, 223-247.
Erol N (2004) Yuva, Yetiştirme Yurtları Sorunun mu Yoksa Çözümün
mü Parçası? Koruma Altındaki Çocuklar; Prof. Dr. Mualla Öztürk
Anısına XVII. Sempozyum Sunuları – 23-25 ġubat 2004 (Yayına
hazırlayan Runa Uslu). Ankara Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve
Hastalıkları Anabilim Dalı Yayınları. Yayın no: IX. Ankara Üniversitesi Basımevi, 33-140.
Erol N, ġimĢek Z, Üstüner S (2005) Çiçekli Dünyamda Elimi Yalnız
Bırakma; Dünyada ve Türkiye’de Çocuk Koruma Sistemleri; Kurum Bakımı, Koruyucu Aile ve Evlat Edinme. Ümit Matbaacılık.
Ankara.
Erol, ġimĢek (2008). Korunma gereksinmesi olan çocuklar: Kurum
bakımı ve koruyucu aile sistemi. N. Erol (Ed). Koruyucu Aile, Ev-
89
lat Edinme Hizmetleri ve Ruh Sağlığı. Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 129-167.
Erol N, ġimĢek Z, Münir K. Mental health of adolescents reared in
institutional care in Turkey: Challenges and hope in the twenty-first
century. European Child and Adolescent Psychiatry. 2010
Feb;19(2):113-24.
Fonagy P, Steel H, Steele M (1991) Maternal representations of
attachment during pregnancy predict the organization of infantmother attachment at one year of age. Child Dev, 62: 891-905.
Garland AF, Hough RL, McCabe KM ve ark. (2001) Prevalence of
psychiatric disorders in youths across five sectors of care. J Am
Acad Child Adolesc Pychiatry, 40: 409-418.
Gürcan A. (2008) Türk toplumunda koruyucu aile ve evlat edinme hizmetlerine iliĢkin bakıĢ açısı ve yaklaĢımı. N. Erol (Ed). Koruyucu
Aile, Evlat Edinme Hizmetleri ve Ruh Sağlığı. Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 29-39.
Heath AF, Colton M, Aldgate J (1994) Failure to Escape: A
Longitudinal Study of Foster Children‟s Educational Attainment.
British Journals of Social Work, 24: 241-260.
Iglehart AP (1994) Kinship foster care: Placement, service and outcome
issues. Children and Youth Services Review, 16: 107-122.
Jackson S, Martin PY (1998) Surviving the care system: education and
resilience. Journal of Adolescence, 21: 569-583.
Koruyucu Aile Yönetmeliği (14.10.1993), Resmi gazete: 21728.
MacLean K (2003) The impact of institutionalization on child
development. Development and Psychopathology, 5: 853-884.
McCann JB, James A, Wilson S, Dunn G (1996) Prevalence of
psychiatric disorders in young people in the care system. British
Medical Journal, 313: 1529-1530.
McMillen JC, Zima BT, Scott DL ve ark. (2005) Prevalence of
Psychiatric Disorders Among Older Youths in The Foster Care
System J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 44: 1,88-95.
Minty B (1999) Outcomes for long-term foster family care. J Child
Psychol Psychiatry, 40: 991-999.
90
Olivan Gonzalvo G (2002) ([email protected]).
”Professional
health
care
for
foster
care”
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/entrez. EriĢim Tarihi: 25.07.2004.
Rushton A, Dance C, Quinton D (2000) Findings from a UK based
study into late permanent placements. Adoption Quaterly, 2: 5-17.
Rushton A, Minnis H (2002) Residential and foster family care “ In:
Rutter M., Taylor E (Eds.). Child and Adolescent Pschiatry,
Fourth Edition, 359-369.
Rutter M, Anderson-Wood L, Beckett C ve ark. (1999) Quasi-autistic
patterns following severe early global privation. J Child Psychol
Psychiatry, 40: 537-549.
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı-Sağlık Hizmetlerinde 50 Yıl. Ankara,
1973, 275-284.
Seltzer MM, Blocksberg LM (1987) Permanency planning and its
effects on foster children: a review of the literature. Social Work,
32: 65-68.
Sinclair I, Gibbs I (1998) Children’s Homes: a Study in Diversity.
Wiley, Chichester.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü
(SHÇEK Genel Müdürlüğü) (2004).
ġimĢek Z, Erol N (2004) “Kurum bakımının ergen ruh sağlığına etkisi”. Sosyal Hizmet Sempozyumu 2004: Türkiye‟de Sosyal Hizmet
Uygulamaları Ġhtiyaç ve Sorunlar”. 4-6 Kasım 2004, Alanya. BaĢkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü, Bildiri Özetleri, 75.
ġimĢek Z (2004) “Kurum bakımı ve çocuk ruh sağlığı; kurum bakımı
altındaki çocukların sorun davranıĢlarını yordayan faktörler”. Sosyal Hizmet Sempozyumu 2004: Türkiye‟de Sosyal Hizmet Uygulamaları Ġhtiyaç ve Sorunlar”. 4-6 Kasım 2004, Alanya. BaĢkent
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü,
Bildiri Özetleri, 49.
ġimĢek, Z (2004) Massachusetts koruyucu aile sistemi deneyimleri, Sosyal Hizmet Sempozyumu Türkiye‟de Sosyal Hizmet Uygulamaları
Ġhtiyaç ve Sorunlar”. 4-6 Kasım 2004, Alanya. BaĢkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü, Bildiri
Özetleri, 74.
91
ġimsek Z, Erol N, Öztop D, Münir, K (2007) Prevalence and predictors
of emotional and
behavioral problems reported by teachers among institutionally
reared children and
adolescents in Turkish orphanages compared with community
controls; Children and
Youth Services Review , 29:883-899.
Triseliotis J (2000) Delivering Foster Care. British Agencies for
Adoption and Fostering, London.
The
St. Petersburg-USA Orphanage Research Team (2005)
Characteristics of children, caregivers, and orphanages for young
children in St. Petersburg, Russian Federation. Applied
Developmental Psychology, 26: 477-506.
Üstüner S (2005) Koruyucu Aile Bakımı Altındaki Çocukların Ruh Sağlığı. YayımlanmamıĢ Disiplinler Arası Sosyal Psikiyatri Yüksek
Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
Üstüner S, Erol N, ġimĢek Z (2005) Koruyucu aile bakımı altındaki
çocukların davranıĢ ve duygusal sorunları. Çocuk ve Gençlik Ruh
Sağlığı Dergisi, 12: 130-140.
Verhulst FC (1995) “A review of community studies” In: Verhulst FC,
Koot HM (Eds.). The Epidemiology of Child and Adolescent
Psychopathology. Oxford Medical Publications, 146-177.
Vorria P, Rutter M, Pickles A ve ark. (1998) A comparative study of
Greek children in long term group care and in two-parent families:
I. Social, Emotional, and Behavioral differences. J Child Psychol
Psychiatry, 36: 1633-644.
Wolkind S, Rutter M (1973) Children who have been "in care"- an
epidemiological study. J Child Psychol Psychiatry, 14: 97-107.
Yörükoğlu A (2003) Koruma altındaki çocuklar ve hakları. Çocuk ve
Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi,10: 148- 150.
Zeanah CH (2000) Disturbances of attachment in young children
adopted from institutions. Journal of Developmental & Behavioral
Pediatrics, 15: 215-220.
Zeanah CH (2004) Bağlanma süreci ve kurumlarda yaşayan çocuklarda
bağlanma bozuklukları. Prof. Dr. Mualla Öztürk Anısına XVII.
Sempozyum Sunuları – 23-25 ġubat 2004 (Yayına hazırlayan
92
Runa Uslu). Ankara Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yayınları. Yayın no: IX. Ankara Üniversitesi Basımevi, 35-38.
Zeanah P (2004) Bebeklerin psikososyal gelişiminin desteklenmesi ve
aile bütünlüğünün korunması. Prof. Dr. Mualla Öztürk Anısına
XVII. Sempozyum Sunuları – 23-25 ġubat 2004 (Yayına hazırlayan Runa Uslu). Ankara Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yayınları. Yayın no: IX. Ankara Üniversitesi
Basımevi, 39-44.
***
Gözler ne kadar zamanda alıĢır karanlığa,
Ya! Minicik yürekler sevgisizliğine soğuğun,
Her gün karakıĢ mı olmalı anayı babayı yitirenlere,
Haydi bir nisan sabahı tut elinden
Bak nasıl da gülücükler açtı yüzünde…
93
Ceyda DEDEOĞLU
Unicef Çocuk Koruma Program Sorumlusu
UNĠCEF ÇOCUK KORUMA PROGRAMINDA
KORUYUCU AĠLE
Bugün
*Unicef çocuk koruma bakıĢ açısı
*Aile Tipi Bakım/Koruma sistemleri ve uluslar arası ilkeler
*Türkiye
94
Çocuk korumayı bir örümcek ağına benzetmek biraz abartı gibi
görünebilir; ancak, ağı sistem tasarımı ve mühendislik açısından
düĢündüğünüzde bu tür bir karĢılaĢtırmanın geçerli olduğu konusunda fikrime katılabilirsiniz.
Bir örümcek, bir ağaçtaki yada çalılıktaki sabit noktalara çok
sayıda ip tutturarak ağını örer. Daha sonra örümcek, bu benzer ağ
modeline yüzlerce ip eklemeye devam eder. Tüm bu ipler sistemi
birbiriyle bağlantılıdır, böylece, bir sinek ağa yakalandığında,
sineğin varlığı karĢısında tüm yapı hareket eder. Bu hareket, sineğin ağın neresinde yakalandığından bağımsız olarak gerçekleĢir, tüm yapı güzelce tasarlanmıĢ bir sistem olarak hareket eder.
Tek tek iplerden oluĢan ve bu iplerin birbirinden bağımsız hareket ettiği bir sinek yakalama sistemi bu kadar güçlü ve etkili olamaz. Örümcek aç kalır!
95
Korunma Ġçin
Koruyucu Ortam
Çocukların istismar ve sömürüden korunmasını garanti etmek
adına çocuklardan, sağlık çalıĢanlarına; hükümetlerden, özel sektör çalıĢanlarına kadar herkesin üstüne düĢen sorumlulukları yerine getirdiği ortamdır.
Korunma haklarının yerine getirilmesinde hükümetlerin taahhüdü: sosyal yardım politikaları, yeterli bütçeler ve uluslararası
belgelerin kamu tarafından kabul edilip onanmasını içerir.
Yasama ve yürütme: yeterli bir yasama çerçevesi, bu çerçevenin
tutarlı bir Ģekilde uygulanması, hesap verebilirlik ve ceza muafiyeti olmamasını içerir.
Tutumlar, gelenekler, görenekler, davranış ve uygulamalar:
zarar verici uygulamaları kınayan ve koruyucu uygulamaları destekleyen sosyal norm ve gelenekleri içerir.
Medya ve sivil toplumun katılımını içeren açık tartışma: sessiz
kalmayı hükümetlerin taahhütlerini güvence altına almanın önün-
96
deki baĢlıca engellerden biri olarak kabul eder; olumlu uygulamaların desteklenmesini ve çocukların ve ailelerin katılımının sağlanmasını içerir.
Çocukların yaşam becerileri, bilgi ve katılımı: hem kız hem de
erkek çocukların, kendi korunma haklarıyla ilgili bilgilerini ve
risklerden kaçınma ve risklere müdahale etme yollarını kullanarak kendi korunmalarında birer aktör olmalarını içerir.
Çocukla tema içinde olanların kapasitesi: çocukları korumak
için ailelerin ve toplum üyelerinin, öğretmenlerin, sağlık ve sosyal hizmet çalıĢanlarının ve polisin ihtiyaç duyduğu bilgi, motivasyon ve desteği içerir.
Temel ve Hedeflenmiş Hizmetler: Çocukların hiçbir ayrımcılık
gözetmeksizin hakları olan temel sosyal hizmetler, sağlık ve eğitimi ve ayrıca Ģiddet ve sömürünün önlenmesine yardımcı olan ve
Ģiddet, istismar veya aileden ayrılma durumlarında bakım, destek
ve yeniden topluma kazandırma yardımı sağlayan özel hizmetleri
içerir.
İzleme ve gözetim: veri toplama gibi etkili izleme sistemlerini ve
trend ve yanıtların gözetimini içerir.
Alternatif Bakım ve Çocuk Hakları
 Her çocuğun ailesi ya da bir aile tarafından bakılmaya hakkı
vardır.

Çocuğun artık bir ailesi yoksa, ailesinden ayrılmıĢsa ya da
ailesi ile birlikte olması çocuğun geliĢimi ve sağlığı için tehlike oluĢturuyorsa alternatif bakım hakkı vardır.

ÇHS‟nin 20. maddesi koruyucu aile, Ġslam Hukuku‟nda kefalet, evlat edindirme ve diğer seçenekler uygun olmuyorsa
bakım kuruluĢuna yerleĢtirmeyi tanımlar.

UNICEF, tüm dünyada çocuk bakım sistemlerinin iyileĢtirilmesine yönelik yaptığı çalıĢmalar kapsamında kurum bakımının son çare olarak düĢünülmesi; var olan kurumlardaki
97
çocuk sayısının alternatif yöntemlerin geliĢtirilmesi ile azaltılması için çalıĢmaktadır.
Bu grafik bize birkaç iyi haber de veriyor. Bu grafiğe göre,
yeni aile tabanlı hizmetlere yerleĢtirilen çocuklar arasında
formel bakım hizmetlerine ihtiyacı olanların sayısında bir
artıĢ var. Demek ki reform bazı yeni hizmetlerin, özellikle
kurumsal bakıma alternatif olabilecek hizmetlerin geliĢimini
desteklemiĢtir. Aynı zamanda yatılı bakım hizmetinden
yararlanan çocukların sayısı oldukça sabittir.
Bununla birlikte ilerlemedeki eksiklik formel bakım alan
çocukların –bununla hem kurumsal bakım hem de aile tabanlı
bakımı kastediyorum- genel oranında yatmaktadır. Bu oran bize
ailelerinden ayrılan çocukların eğilimlerini gösterir ki bu da
çocukların aileden zarar görebilirliklerinin göstergesidir. Aslında,
formel bakıma yerleĢtirilip ailelerinden ayrılan çocuk sayısı
dönüĢümün baĢındakinden daha fazladır.
Açıkça görülüyor ki aileden ayrılmayı önleyecek aile ve çocuk
destek hizmetleri ve sosyal koruma politikaları geliĢtirme
çabaları yeterli olmamıĢtır. Bu aynı zamanda yeni hizmetlerin
geliĢtirilmesi, varolan hizmetlerden faydalanan çocukları özel
98
olarak hedeflememiĢ hizmetlerin geliĢtirilmesi, anlamına da gelebilir.
Bu verileri daha detaylı incelersek, yatılı bakım hizmeti
alan çocukların üçte birinden fazlasının „engelli‟ olarak sınıflandırıldığını görürüz. Bu oran geçtiğimiz 15 sene içerisinde
dikkat çekecek derecede sabit kalmıĢtır. Bu da, bu çocuklar için
yatılı olmayan alternatifler açısından çok az Ģey yapıldığını ve bu
çocukların ihtiyaçlarının sürmekte olan yeniliklerde büyük ölçüde
görmezden gelindiğini gösterir.
Üç yaĢın altındaki çocuklar bakım konusunda önemli bir grubu
oluĢtururlar. Bu gruba sürmekte olan yeniliklerde gereken öncelik
verilmemiĢtir. Bu çocuklar genellikle doğrudan yenidoğan servisinden gelen çocuklardır ve hemen evlat edinilmezlerse (çoğu da
gerçekten „evlat edinilebilir‟ değildir), bakım hizmetlerinde, tüm
hayatları boyunca değilse de, uzun süre kalmak durumundadırlar.
Böylelikle, üç yaĢın altındaki çocuklar için yatılı bakım
çok zararlıdır ; formel bakım sisteminde çocuk oranını (gelen
çocuk sayısını) ciddi biçimde azaltmak istiyorsak, üç yaĢın altındaki çocukların kurumsallaĢtırılmasını ve bu çocukların ailelerinden ayrılmalarını engellemek stratejik tercihimiz olmalıdır.
Aile temelli bakım X Kurum bakımı
Neden hala kurum bakımı?
Romanya, Ukrayna, Moldova ve Rusya (2005): Kurum bakımı
çocuğun aile yanında desteklenmesinden 6 kat, profesyonel koruyucu aile sisteminden 3 kat pahalı bir yöntem.
Kapsamlı çalıĢma gerekiyor.
Aile temelli koruyucu alternatifler kapsamlı sistemlerin kurulmasını gerektirir:
-
SeçilmiĢ ve eğitilmiĢ aileler
-
Çocuğun hangi tip hizmetten faydalanacağının değerlendirilmesi ve bakım veren ile devletin sorumluluklarının netleĢtirilmesi için gerekli yasal, politik ve sürece yönelik çerçevelerin belirlenmiĢ olması
99
-
Minimum standartların ve bakım/koruma planlarının oluĢturulması, izleme ve teftiĢ servislerinin olması
-
Bakım veren/koruyucu ailenin ekonomik kaynakları olduğunu garantileyecek destekleyecek sosyal koruma mekanizmalarının olması
-
Çocuğun iyi bakıldığı ve korunduğunu garantileyecek teknik
ve sosyal desteği sağlanması
-
Çocuğu, alternatif bakımı sağlayan ailesini ve biyolojik ailesini desteklemeye yeterli sayıda sosyal hizmet uzmanının
olması
-
Toplumun her seviyesinde aile-temelli bakımın desteklenmesi için bilinç arttırıcı kampanyaların olması
100
Çocuklar için Alternatif Bakım KoĢulları Konusunda Kılavuz
Ġlkeler (2009)
•
Çocuklar için Alternatif Bakım KoĢulları Konusunda Kılavuz Ġlkeler (2009)
•
Ulusal ve yerel bazda çocuk koruma sistemlerinin tasarımı
ve uygulamaları ailelerin kendi çocuklarına bakabilmesini ve
gerekli olduğu durumlarda çocukların olumlu bakım alternatiflerine ulaĢabiliyor olmasını garantileyebilecek bir sisteme
dönüĢtürülmelidir:
 Kaynak aktarımı
 Ulusal stratejiler
 Yasal düzenlemeler
 Standartlar
101
Türkiye ?
UNICEF Türkiye
 Koruyucu ailelere yönelik eğitim programı / SHÇEK
 *Ebeveyn Bakımından Yoksun Çocuklara Yönelik Minimum Standartların Ġzlenmesi / SHÇEK
* Çocuk Koruma Stratejisi / Adalet Bakanlığı
* Erken Uyarı ve Yönlendirme Sisteminin GeliĢtirilmesi /
MEB
* ġiddetin Önlenmesi Eylem Planı / SHÇEK
•
Koruyucu Aile Eğitim Modülleri
Temel eğitim programlarına ekler
102
•
Ġki ailelik
•
Bağlanma
•
Travma
•
YaĢam Becerileri
•
Güven Ortamı
•
Bağımlılık
103
Dikkat edilecek konular!
• Doğru istatistik
•
Geleceğe yönelik planlamalarda farklı perspektiflerin
dikkate alınması
 Önleyici modellerin geliĢmesi
 ġiddeti önleme stratejisi vs..
•
Standartlara uygun uygulamaların teĢviki
•
YaygınlaĢtırma planlamasında nitel özellikler
104
UNICEF‟in Türkiye‟den beklentisi!
•
Diğer ülkelere yol gösterecek modeller
•
KarĢılaĢılan zorlukların ve çözüm stratejilerinin anlatılması.
105
“Sevginizi Ertelemeyin”
1.ULUSAL KORUYUCU AĠLE ÇALIġTAYI
TÜRKĠYE KORUYUCU AĠLE MODELĠ
ARAYIġ GRUP ÇALIġMASI
1. Ulusal Koruyucu Aile ÇalıĢtayında, Türkiye Ġçin gerekli “Koruyucu Aile Modeli” üzerine,“Koruyucu Aileler” ARAYIġ ÇALIġMASI yapıldı.“Grup çalıĢması”olarak gerçekleĢen bu çalıĢma, psikoterapik temelliydi. SANATLA TERAPĠ teknikleri kullanıldı.
ÇalıĢtay Denizli Koruyucu Aile Derneği öncülüğünde, ĠstanbulBalıkesir-Ġzmir-Kayseri-Gaziantep‟ten gelen koruyucu ailedernek üyeleri, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Merkezi, yurt içinden, yurt dıĢından konuyla ilgili bilim insanlarının
katkı ve katılımıyla gerçekleĢti.
ÇalıĢtay ortamında, katılımcı koruyucu aile dernek-üyelerinin
çalıĢtaya katkı sağlayacak ve yaratıcılıklarını açığa çıkaracak
dıĢavurumcu bir anlayıĢ (psikoterapik tutum ve sanatla terapi
teknikleri) kullanıldı. “Müzikle Terapi Grup ÇalıĢması” yapıldı.
Dinleme-anlama-tartıĢma-bilgi alıĢveriĢi-birlikte karar verme
gibi, tutum ve alıĢkanlıklar geliĢtirmelerine fırsat verildi.
ARAYIġ ÇalıĢmasında gerekli, ruhsal ve sosyal iklim için, amaca uygun yönergeler kullanıldı.
Alt Kümelerde Duygusal ve Sosyal iklimin yaratıcı-üretici-biz
bilinci boyutları yaĢatıldı. Duygusal ve sosyal zekâ-olgunluk
arttırılmağa, bireysel ve grup yaĢantısı ile ilgili farklılıklar ve
farkındalıklar hissettirilmeğe çalıĢıldı.
Sanatsal anlamda ve düzeyde müzik kullanıldı. Gurubun ortak
cümleleri müziklendirildi.
Ezgiyi koruyucu annelerden bir üye türetti. Grupta konuk olan
çalıĢtay müzisyenleri, gitar ve vokalle armonize ederek çalıp
söyledi.Müziğe Koruyucu aileler eĢlik etti. Böylelikle Yaratıcılıklarını kullanmaları örneklendi.ArayıĢ ÇalıĢması‟na, birlikte eğlenerek çalıĢma-keyif alma, boyutu da katıldı.ÇalıĢtay bitiminde
katılımcılara sosyodrama-sahnesel sunum yapıldı.Grup bilinci
içselleĢtirilmeğe çalıĢıldı.YaĢamanın ve çalıĢmanın sanatsal ve
sahnesel boyutu yaĢatıldı.
106
Böylelikle “Koruyucu Aile Sistemi‟nin öğelerinden biri olan
Koruyucu Ailelerin ÇALIġTAY için gerekli ve çok önemli olan
yaratıcıkları Kullanıldı ve örneklendi.
Grup sürecinde “Koruyucu Aileler” , SHÇEK, „Koruyucu Aile
Sistemi”, “Sosyal Hizmet Mesleği, Sosyal Hizmet Uzmanlarıyla
ilgili duygu-düĢünce-öneri-özlem- beklentiler ile sorumluluk ve
görevleri dile getirdi.
GRUP SÜRECĠNDE ÇALIġILAN VE YAġANANLAR:
Grup ÇalıĢmasında sosyometrik teknikle beĢ alt küme oluĢturuldu.
Her alt küme “sistemin diğer ögeleri ve kendisiyle ilgili tartıĢtıgörüĢtü-bilgi alıĢ veriĢi yaptı.
1-1- Koruyucu Aile Alt Kümesi,
1-2-Koruyucu Aile‟nin kendi çocuğu,
1-3-Koruyucu Aileye Verilen Çocuk,
1-4-SHÇEK Alt kümesi,
1-5-Koruyucu Aile Sistemi Alt Kümesi,
Alt Kümelerde üretilen-ortaya çıkan görüĢ, düĢünce ve cümleler:
1-1) KORUYUCU AĠLE ALT KÜMESĠ:
*Bizi sağlık muayenesinden geçirip rapor aldırıyorlar.
*Çocukların sağlığıyla ilgili bize açıklama yapsınlar.
*Koruyucu Aileler nasıl inceleniyorsa,biyolojik ailesine
gönderilecek çocukların ailesi de araĢtırılsın.
*Çocuklar öz ailesine verileceği zaman,psikolojik uzman
denetiminden geçirilsin.
*Biz Koruyucu Ailelere BAKICI gözüyle bakılmasın.
*Duygularımız unutulmasın!..
*Çocuklar ailelerine gönderilirken zaman tanınsın.
1-2) KORUYUCU AĠLE‟‟NĠN KENDĠ ÇOCUKLARI ALT KÜMESĠ:
*Biyolojik çocuklarımız bize iyi anne olduğumuzu hissettirdi. Daha iyi Koruyucu Anne olduk.
*Sosyal Hizmetlerin daha çok destek vermesini istiyoruz.
*Çocuklarımızın arkasında duvar gibi durmalıyız.
*Çocuklarımızın her Ģeye rağmen sağlığı…
*Çocuklarımızın sevgi ve Ģefkate ihtiyacı var.
1-3) KORUYUCU AĠLE YANINA VERĠLEN ÇOCUKLAR:
107
*Koruyucu Aileler nasıl kontrolden geçiriliyor ise, çocuklar
dönmek istediklerinde biyolojik aileler de denetimden geçirilerek
çocuklar geri verilsin.
1-4) SHÇEK ALT KÜMESĠNĠN CÜMLELERĠ:
*SHÇEK STK ile iĢbirliği yapmalı.
*SHÇEK koruyucu aile sistemine inanmıyor.
*SHÇEK koruyucu aile modelini ön plana çıkarmalı.
*Kurumda siyaset ve baskı olmamalı.
*SHU ve Koruyucu Aile, ortak vizyonu oluĢmalı.
*SHÇEK Koruyucu Ailelere güvenmeli, hizmetin alt yapısını oluĢturmalı.
1-5) KORUYUCU AĠLE SĠSTEMĠ ALT KÜMESĠ:
*Dernekler federasyon oluĢturmalı.
*Biyolojik Ailelere ve Koruyucu Ailelere ciddi eğitim verilmeli. Tek dilin konuĢulması sağlanmalı.
*Sistemin geliĢtirilmesi için güç birliği yapılmalı.
*Sistemdeki tüm taraflar için profesyonel destek eğitimleri
aldırılmalı.
*Uygulamalara ülke genelinde standardizasyon getirilmeli.
*OluĢturulacak platform için mutlaka proje ile yapılandırılmaya gidilmeli.
Her alt küme çalıĢıp ürettiği cümleleri özetleyip-dile getiren yeni
ortak bir cümle oluĢturdu:
GURUBUN ORTAK CÜMLELERĠ
1-Bedenimden doğan yüreğimden doğanı getirdi.
(Koruyucu Aile‟nin kendi çocukları Alt Kümesi)
2-Sevgi Desteği
(Koruyucu aile Yanına verilen Çocuk Alt Kümesi)
3-Kurumlar biz koruyucu aileleri bakıcı olarak görmesin.
Çünkü biz anneyiz!.Çünkü biz babayız!Çünkü biz aileyiz!..
(Koruyucu Aile Alt Kümesi)
4-SHÇEK var olmalı. Kurumun iĢleyiĢi gözden geçirilmeli.
(SHÇEK Alt Kümesi)
5-Az Ģikayet çok iĢ!.. BirleĢelim!.. Sistemi değiĢtirelim!..
(Koruyucu Aile Sistemi Alt Kümesi)
Bu beĢ cümle kümesinden çalıĢtay müzisyenleri eĢliğinde ,
ARAYIġ ÇalıĢmasının sözlü-müziği oluĢturuldu. Birlikte söylendi.
108
BEDENĠMDEN DOĞAN
YÜREĞĠMDEN DOĞANI GETĠRDĠ,
SEVGĠ DESTEĞĠ,
AZ ġĠKÂYET, ÇOK Ġġ
BĠRLEġELĠM…
SĠSTEMĠ GELĠġTĠRELĠM..!
GRUP SÜRECĠNDE ÜYELERĠN FARKINDALIKLARI:
“Bundan sonra her ay baĢka bir ilde toplanıp bu çalıĢmayı sürdürüyoruz.”
“Diğer illerinde dernekleĢmesini sağlamalıyız.”
“Bu tür çalıĢmalara ihtiyacımız var. SHÇEK bize destek ve yardım yapmalı.”
“Çocuklarımızın da bizim gibi bu tür grup çalıĢmalara ihtiyacı
var.”
“ArayıĢ ÇalıĢması bizleri kaynaĢtırdı. YakınlaĢtırdı. Daha çok bir
araya gelmeliyiz.”
SONUÇ:
-Koruyucu Aileler ‟in gereksinim duydukları ruhsal ve sosyal
iklim açığa çıkarılıp yaĢandı.
-Duygusal ve sosyal olgunlukları(zekâları) arttırıldı.
-Birlikte yaĢama ve çalıĢma için iletiĢim-iliĢki-iĢbirliği becerilerine gereksinimleri beslendi.
-YaĢama ve çalıĢma ortamları için yaratıcılıklarını kullandılar.
-YaĢama, eğlenme-keyif alma boyutlarını kattılar. Sanatın önemli
bir iĢlevi-görevi olduğu yaĢandı.
-Tüm ailelerin ve çocukların sürekli uzman desteği alması nitelikli-kaliteli yaĢamı açığa çıkaracak..
Nevzat GÜRSOY
Sosyal Hizmet Uzmanı
Sanat Terapisti
109
ARAYIġ GRUP ÇALIġMASINA KATILANLAR:
1-Ayfer DOĞAN……………….....
2-Hatice BÖBECĠ………………..
3-ġefika YILDIZ…………….…....
4-Gülseren KÜÇÜKÖZ…………..
5-Selma MERGEN………….……
6-Selahattin MERGEN………….
7-Hatice GÖKALP……………....
8-Bilgin Kıray VURAL………......
9-Sevgi KARAARSLAN……....…
10-Zuhal DĠNGĠL…………….…..
11-NeĢe AKDOĞAN………….…
12-AyĢe ġAVKLI…………….……
13-ġenel BENLĠER………………
14-Rukiye URGANCI…………..
15-Aysun SĠDAL……………..….
16-Aysel BÜYÜKBAġ…….…….
17-Tülin KARHAN……….….....
18-Sema GÜNAY……………….
19-NeĢe GÖKALP……………….
20-Murat DEMĠR……….……..
21-Ġlknur DEMĠR……………...
22-Nuray AKPINAR…………..
23-Cüneyt DOĞAN……..……..
24-Betül ASAN……………….…
25-Mehmet BÖBECĠ ……..…….
Müzisyenler
Korel TORKMEN..................... Denizli
AyĢe GEDĠZLĠ……………..…. Denizli
Serpil BARLAS………………… Denizli
Atiye YILDIR……………….…. Denizli
Seza ANSIZ………………..…... Denizli
Tuğba KODĠLARSLAN….…….Denizli
110
Denizli
Denizli
Denizli
Denizli
Denizli
Denizli
Denizli
Denizli
Denizli
Denizli
Denizli
Denizli
Gaziantep
Ġzmir
Ġzmir
Kayseri
Gaziantep
Ġstanbul
Ġstanbul
Balıkesir
Balıkesir
Ankara
Denizli
Denizli
Denizli
1.ULUSAL KORUYUCU AĠLE ÇALIġTAYI
SONUÇ BĠLDĠRGESĠ
DURUM ANALĠZĠ
20 Kasım 1989 tarihinde ülkemizin imzaladığı Uluslararası Çocuk Hakları SözleĢmesinde çocuğun öncelikle ailesi yanında, bu mümkün olmadığı takdirde ise uygun bir aile ortamı
içinde yaĢamını sürdürmesi ve geliĢmesi hakkına özel bir yer
verilmektedir. Bu bağlamda korunmaya ve bakıma muhtaç çocukların daha sağlıklı bireyler olmaları yolunda Koruyucu Aile
Hizmetleri daha da önem kazanmaktadır. Buradan hareket ile
Denizli Koruyucu Aile Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları
Derneği Genel Merkezi iĢbirliği, Pamukkale Üniversitesi, Denizli
Valiliği‟nin desteğinde Denizli‟de 1.ULUSAL KORUYUCU
AĠLE ÇALIġTAYI gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢtay boyunca yapılan
grup çalıĢmalarının bulguları, durum analizi ve ÇalıĢtay Sonuç
bildirgesi aĢağıda belirtilmiĢtir.
60 yıllık geçmiĢe rağmen günümüzde Koruyucu Aile
Hizmet modelinin tanınırlığı ve uygulamaları ne yazık ki istenen
seviyenin çok altındadır. 2011 Yılı Mart Ayı itibari ile 1094 Koruyucu Aile yanında 1236 çocuk Koruyucu Aile Hizmetinden
faydalanmaktadır. Bebeklik döneminden itibaren kurum bakımında olan çocuğun toplu yaĢamın getirdiği dezavantajlar ve
sorunlar nedeniyle olumsuz etkilendiği bir gerçektir. Bunun yanında çocuğun fiziksel, ruhsal ve zihinsel geliĢiminin akranlarına
göre daha geriden geldiği bilimsel çalıĢmalarla da kanıtlanmıĢtır.
Bu nedenle aile yanında bakım sistemi çocuğun yüksek yararı
açısından önemlidir.
Ülkemizde son yıllarda öncelikle çocukların ekonomik
yoksunluktan kaynaklanan mağduriyetleri giderilerek aile yanında desteklenmelerine öncelik verilmiĢtir. Bireyin toplumsal yaĢama tam katılımının sağlanabilmesi için sosyalleĢmesi, yaĢamsal
becerileri edinmesi, ancak sağlıklı aile yapıları içersinde gerçekleĢmektedir.Kurum bakımı altındaki çocukların da ailelerine döndürülme çalıĢmaları devam etmektedir.2005 yılında yürürlüğe
111
giren Çocuk Koruma Kanunda “bakım tedbirleri” arasında koruyucu aile hizmet modeline yer verilmiĢtir.
Anne-babalarından ayrı, çocuk yuvalarında yaĢamak durumunda olan bebek ve küçük çocuklar; Bağlılık geliĢimi açısından büyük risk altındadırlar. 5 yaĢın altındaki hiç bir çocuk yuvalarda büyümemelidir. Biyolojik ailesi tarafından bakılamayan
çocukların bakımlarını sağlayabilecek akrabalar, öncelikle Koruyucu aile olurlar. Akrabaların koruyucu aile olmasının uygun
olmadığı durumlarda, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından seçilmiĢ baĢka bir koruyucu aile çocuğun bakımını üstlenmektedir.
Koruyucu aile hizmet modeli uygulamada, çocuğun yüksek yararı adına biyolojik aile yanında destekleme ve evlat edinmeden sonra, öncelikli bakım modeli olmalıdır. Bu durum çocuklar, aileler ve ülkemiz açısından önemlidir. Ülkemizde, çocukların koruyucu aile yanına yerleĢtirme oranı Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı kuruluĢlarda
bakılmakta olan çocukların %10-15 olup, geliĢmiĢ ülkelerde bu
oran % 85 dir. Korunmaya ve bakıma muhtaç her çocuğun yanında büyüyebileceği bir koruyucu ailenin olmaması, hizmet
modelinin istenilen düzeye gelemediğinin göstergesidir. AraĢtırmalar toplumun %83‟ü nün koruyucu aile hakkında bilgisi olmadığını göstermektedir. En fazla Koruyucu Aile sayısının olduğu
illerimiz İZMİR ve KAYSERİ’DİR. Koruyucu Aile sayısında
bölgesel farklılıklar bulunmaktadır. Hiç koruyucu ailesi bulunmayan iller vardır.

SORUNLAR- UYGULAMADAKĠ AKSAKLIKLAR
Ülkemizde Koruyucu Aile Hizmet Modeli, yeterince tanınmayan ve yaygınlaĢamamıĢ bir hizmet modelidir. Hizmetin tanıtımı ve yaygınlaĢtırılmasına yönelik güncel, kapsamlı ve derinlemesine araĢtırmalar mevcut değildir. Kurum bakımına
alınan her çocuğun yaĢamını birlikte sürdürebileceği Koruyucu Aile bulunmamaktadır. Bugün itibariyle ülkemizde Koruyucu aile hizmet modeli gönüllülük temelinde sürdürülmektedir.
112
 Koruyucu aile hizmetinde temel amacın çocuğun yüksek yararı odağında çocuk için en uygun hizmet belirleninceye kadar
geçici süreç olması toplum tarafından kabul görmemektedir.
Hizmet alanında örgütlenmiĢ sivil toplum örgütleriyle, Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü taĢra yönetimleri arasında iĢbirliğine dönük olumlu iletiĢim görecelidir. Aynı zamanda koruyucu ailelelerin yükümlülükleri
olmasına karĢın, haklarının olmayıĢı da uygulamada karĢılaĢılan sorunlardandır..

Hizmet sunumundan sorumlu sosyal hizmet uzmanı yanında,
ekip çalıĢması için gereken ilgili meslek elemanı(psikolog,
çocuk geliĢimci) görevlendirmesi yetersiz olup standart değildir. Koruyucu aile hizmetinin sunumunda, personelin hizmet
sunumu standartlarının (teknik ve fiziksel Ģartların) yetersizliği bulunmaktadır.Koruyucu Ailelerin kurum kanalıyla daha
sık bir araya gelmesinin yeterince sağlanamayıĢı, alanda çalıĢan sosyal hizmet uzmanlarının çalıĢma koĢullarının güçlüğü,
iĢ yüklerinin fazlalığı, sosyal hizmet uzmanlarına yönelik
mobbing uygulamaları önemli sorunlar arasında yer almaktadır..

Koruma altına alınan çocukların mahkeme kararlarında, çocuğa uygulanacak hizmet modelinde, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü‟nün uygun göreceği
hizmet modelinden yararlandırılması ibaresinin bulunması gerekmektedir. Ancak uygulamada bu durum yeterince dikkate
alınmadığından birçok sıkıntı ile karĢılaĢılmaktadır.

Koruyucu Ailedeki ebeveynler ve çocuk/çocuklar arasında
yaĢanan uyum sorunlarında, geliĢim dönemlerine özgü sorunlar ve problem davranıĢların çözümünde çocuk/çocuklara ve
diğer aile bireylerine yeterli rehberlik ve psikolojik destek
hizmetlerinin zamanında ve nitelikli olarak sunulamamaktadır.
Koruyucu Aileler, iĢin baĢındayken bakımını üstleneceği ço-
113
cuk hakkında yeterli bilgiye sahip değildir. Koruyucu Aileye
sağlanması gereken profesyonel destek mekanizmaları yetersizdir.

Koruyucu Aile olmak isteyen ailelerin duygu ve düĢünce
düzeyinde konuya iliĢkin farklılıklar vardır. Bunun yanında
Koruyucu Aile sisteminin iĢleyiĢinde bölgesel farklılıklar da
bulunmaktadır.Bazı bölgelerde halkın namahrem algısı nedeniyle hizmet modelinden uzak durulmaktadır.

Koruyucu Aile ödeneklerinin yetersizliği ve düzensizliği,
Koruyucu Ailelere yönelik hizmetlerde veri tabanlarının yetersizliği, Kurumsal vesayet sisteminin kurulamamıĢ olması,
Koruyucu Aile baĢvurularında istenen sağlık kurulu raporlarının çıkarılmasında, ödenen yüksek miktarlar, biyolojik ailenin
de koruyucu aile hizmet modeli hakkında yeterince bilgilendirilmemesi, Koruyucu Ailedeki çocuklara sağlanan desteklerden, ailelerin yeterince bilgi sahibi olmaması, engelli çocukların, koruyucu aile hizmetinde daha az tercih edilmesi ve 0-6
yaĢ grubu çocuklar ile kız çocukların koruyucu ailelerde büyüme Ģansını yakalarken, 7-12 yaĢ grubu ve erkek çocukların
koruyucu aile hizmetinden faydalandırılmasında daha az tercih edilmesi ÇalıĢtay‟ın grup çalıĢmalarında ortaya konulan
sorunlar olarak karĢımıza çıkmaktadır.
ÇÖZÜM ÖNERĠLERĠ
*Koruyucu aile uygulaması “gönüllülük ve vicdani sebeplere
dayalı bir hizmet olmaktan çıkarılmalıdır. GeliĢmiĢ ülke örneklerinde olduğu gibi sosyal sorumluluk ve topluma karĢı ödev duygusu ile birlikte profesyonellik anlayıĢı teĢvik edilmelidir. Bu anlayıĢın hizmet modeli tanıtımlarında vurgulanması gerekmektedir.
*Toplumun her seviyesinde aile-temelli bakımın desteklenmesi
için bilinç arttırıcı kampanyaların olması gerekmektedir. Çocuklarımızın haklarını korumak ve sağlıklı nesiller yetiĢtirmek istiyorsak;
114
aile temelli bakım hizmetlerini uluslararası standartlara yükseltmeliyiz.
*Ülkemizde koruyucu aile hizmetleri toplum tarafından yeterince
tanınmamaktadır. Bu bağlamda koruyucu aile hizmetlerinin tanıtımında mevcut koruyucu ailelerin örnek model olarak yer alması,
koruyucu ailelerin toplumla duygu ve deneyim paylaĢımı önemlidir. Hizmet alanında örgütlenmiĢ sivil toplum örgütleriyle, Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ortak projelerle bir araya
gelerek, tanıtım ve farkındalık faaliyetleri, hizmet modelini geliĢtirici çalıĢmalar yapmalıdır.
* Varolan Koruyucu Ailelerin örgütlenmelerinin desteklenerek,
dernek sayılarının ve toplumsal kabullerinin arttırılması hizmetin
farkındalığına katkı sağlayacaktır.
*Medyada tanıtım filmlerinin arttırılması ve halk tarafından kabul
gören dizilerin senaryolarına koruyucu aile modelinin yerleĢtirilmesi bu hizmetleri daha görünür ve daha kabul edilebilir hale
getirecektir.
*Koruyucu aile hizmet modelinin varolan uygulama Ģeklinin
gözden geçirilmesi, kapsamlı ve bütüncül bir araĢtırma yapılmasının sağlanması gerekmektedir. Bu bağlamda, hizmet modelinin
üniversitelerde daha fazla tez konusu olarak incelenmesi, konuya
iliĢkin bilimsel araĢtırmaların arttırılması gerekmektedir.
*Koruyucu aile hizmetlerinin veri tabanının oluĢturulması gerekmektedir. Alanda yapılmıĢ çalıĢmaların ortak bir veri tabanında
toplanması ve toplumla paylaĢılması hizmetin geliĢimine katkı
sunacaktır.
*Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu‟nun politikalarında, biyolojik ailenin desteklenmesinden ve evlat edindirmeden
sonra, öncelikli bakım modeli olmasına karĢın, uygulamalarda da
aynı ölçüde öncelik ve önem verilmelidir.
115
*Alanda çalıĢan sosyal hizmet uzmanlarının, psikolog, çocuk
geliĢimci vb. meslek elemanlarının ve donanım sayılarının hizmet
modelini geliĢtirecek nitelik ve sayıda artırılması hizmet modelinin uygulanmasını hızlandıracaktır.
*SHÇEK Genel Müdürlüğü‟ne bağlı kuruluĢlarda görev alacak
olan yöneticilerin, sosyal hizmetler alanında eğitimli ve uzman
kiĢilerden liyakate uygun olarak seçilmesi, hazırlanacak projelerin, oluĢturulacak politikaların niteliğini ve değerini artıracaktır.
*Alanda çalıĢan sosyal hizmet uzmanlarının çalıĢma koĢullarının
güçlüğü ve iĢ yüklerinin fazlalığı hizmet adına olumsuzluk yaratmaktadır. Alana gerekli ve yeterli meslek elemanı istihdamı sağlanmalıdır.
*Sosyal hizmet uzmanlarına yönelik mobbing uygulamalarına son
verilmelidir. Sosyal hizmet uzmanlarının alanda çalıĢırken güvenliklerinin sağlanması ve uygulamalarda bağımsız ve tarafsız çalıĢma ortamının oluĢturulması gerekmektedir.
*Koruma altına alınan çocukların mahkeme kararlarında, çocuğa
uygulanacak hizmet modelinde, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu‟nun uygun göreceği hizmet modelinden yararlandırılması ibaresinin kullanılarak, çocuğa en uygun bakım modelinin
belirlenmesi gerekmektedir.
*Alanda çalıĢan sosyal hizmet uzmanları kalıcı ve sürekli olmalıdır. DeğiĢmesi durumunda yeni gelen uzmanın vakayı devralabilmesi ve sorunları görebilmesi sağlanmalıdır.
*SHÇEK „na bağlı Ġl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerinde hizmetin
yoğunluğu ile orantılı olmakla birlikte her Ġlde en az bir sosyal
hizmet uzmanı koruyucu aile hizmetinin sunumu ile sorumlu
olmalıdır. Bu konuda yeterli ve gerekli hizmet içi eğitim programlarını geliĢtirmeli ve yerine getirmelidir.
116
*Koruyucu Aile ve biyolojik aile çocuğun yüksek yararı adına
sorumluluklarının bilincinde davranmalı, alandaki meslek elemanları tarafından bu bilinci destekleyecek eğitimler verilmelidir.
*BaĢvuru aĢamasında kiĢi veya eĢlerin korunma ihtiyacı olan
çocukların özelliklerine uygun eğitim almaları, koruyucu ailelik
sürecinde karĢılaĢabilecekleri sorunlara karĢı beceri kazanmaları
ve sorun çözme kapasitelerinin artırılması sağlanarak, Koruyucu
aile statüsü devam ettiği sürece eğitimlerin periyodik olarak sürdürülmesi, hizmetin çocuk yararına geliĢtirilmesi açısından önemlidir.
*Koruyucu ailelere verilen eğitimlerin tekrarlanması, sertifikalı
koruyucu ailelerin sayısının artması, profesyonel koruyucu aile
modeline geçiĢin ön hazırlığı için gereklidir.
*Yılda en az iki kez SHÇEK Ġl Sosyal Hizmetler Müdürlüklerince
koruyucu aileler bir araya getirilerek sorunlarının paylaĢımlarına
ve motivasyonlarının sürdürülmesine zemin hazırlanmalıdır.
*Koruyucu aile ile çocuk arasındaki birliktelik boyunca, profesyonel destek arttırılmalıdır. Ailelerin koruyucu ailesi oldukları
çocuklardan bir gün ayrılmak zorunda kalmaları fikri onlara anlatılmalıdır. Olası yaĢanabilecek travmalar sırasında profesyonellerce gereken desteğin verilmesi gerekmektedir.
*Koruyucu Aileye hizmet süresince çocuğun daha sağlıklı büyümesi için gerekli profesyonel destek mekanizmaları sağlanmalıdır.
*Koruyucu Aileye bakımını üstleneceği çocuğun psiko-sosyal
geliĢimi hakkında yeterli bilgi verilmelidir.
*Koruyucu Aileler arasında etik ilkelerin oluĢturulması, hizmetin
niteliğine katkı sağlayacaktır.
117
*Koruyucu aile seçimi için oluĢturulan komisyonda SHÇEK yetkilisinin ve sosyal hizmet uzmanının yanı sıra bir tarafsız koruyucu aile temsilcisi ve bu konuda çalıĢmaları olan STK temsilcisi de
yer almalıdır. Koruyucu aile isteminin reddi halinde bunun gerekçeleri ve nedenleri aileye bildirilmelidir. Müracaatçıların uygun
bulunmayan koĢullarının olumluya çevrilmesi durumunda müracaatçı aile, tekrar koruyucu aile olabilmelidir.
*Koruyucu Aile ödeneklerinin güncellenerek artırılmalı ve ödemeler her ilde düzenli olarak yapılmalıdır.
*Koruyucu Ailelerin sivil toplum örgütleri olarak örgütlenmeleri
konusunda ilgili Bakanlık tarafından teĢvik edilmeleri hizmetin
geliĢimine katkı sağlayacaktır.
*Mevcut koruyucu aile dernekleri ile kurulacak olan koruyucu aile
derneklerin ortak bir platformda toplanması, hizmet modelinin
ortak bir algıyla tanınması açısından önemlidir.
*Kamu vesayet kurumunun oluĢturulması gerekmektedir.
*Koruma altına alınan çocukların mahkeme kararlarında sosyal
hizmet uzmanınca hazırlanan sosyal inceleme raporuyla çocuğa
uygulanacak koruyucu aile hizmet modeli ve SHÇEK‟in uygun
göreceği hizmetlerden yararlandırılması ibaresi yer almalıdır.
*Koruyucu aile sayısının arttırılması için, durumu koruyucu aile
olmaya uygun, çalıĢmayan annelerin sigorta primlerinin SHÇEK
Genel Müdürlüğü tarafından karĢılanması önemlidir. Bu durum
Hizmet modelini geliĢtirmede ciddi bir teĢvik olacaktır.
*Ülkemizde koruyucu aile hizmetleri alanında bölgesel farklılıkların ortadan kaldırılması ve uluslararası standartların kabul edilmesi gerekmektedir.
*Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı‟nın koruyucu aile hizmetleri hakkında
görüĢlerinin alınması önemlidir.
118
*Çocuğun iyi bakıldığı ve korunduğunu garantileyecek teknik ve
sosyal desteğin sağlanması, koruyucu ailelerin görüĢmelerinin
sağlanarak sosyal denetim mekanizmalarının hayata geçirilmesi
gerekmektedir.
*Yapılacak tüm uygulamalarda Uluslararası Çocuk Hakları SözleĢmesi esas alınarak, yaĢamları desteklenmesi gereken çocuklarımız, saygın ve onurlu bireyler olarak hayata hazırlanmalıdır.
*Çocuklarımızın özgüvenli ve tam sağlıklı bireyler olarak yaĢama
baĢlayabilmeleri için, sosyal hizmet politikalarında hak temelli
yeni bir dil geliĢtirilmeli. Koruyucu aile hizmet modeli yeni söylemle kanunlaĢtırılmalıdır..
EYLEM PLANI
Yerel Düzeyde
*Yerel düzeyde tanıtım ve farkındalık çalıĢmaları yapılmalıdır.
Koruyucu Aile Hizmet modeline olan ilginin artırılması gerekmektedir.
*Tanıtım ve farkındalık çalıĢmalarıyla, illerde koruyucu aile
baĢvurularının artırılması sağlanmalıdır.
Ġllerdeki koruyucu ailelerin motivasyonunu güçlendirme amaçlı
etkinlikler planlanmalıdır.
*Ġllerde bulunan sivil toplum örgütleriyle iliĢkilerin güçlendirilerek hizmet modelinin geliĢimine yönelik ortak projeler geliĢtirilmelidir.
*Yapılacak tanıtım ve farkındalık faaliyetleri sonrası elde edilen
deneyimlerin diğer illerle paylaĢılması sağlanmalıdır.
Ulusal Düzeyde
*Ülke genelindeki koruyucu ailelerle “Koruyucu Aile platformu”nun oluĢum çalıĢmaları baĢlatılmalıdır.
119
*2. Ulusal Koruyucu Aile ÇalıĢtayı Balıkesir Ġlinde aynı tarihlerde yapılmalıdır.
.
*Tanıtım faaliyetlerinin ülke geneline de taĢınması gerekmektedir.Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu‟nun gelenekselleĢtirdiği Koruyucu Aile Haftası Etkinliklerinin her yıl bir ilde
gerçekleĢtirilmesi farkındalığı arttıracak bir eylem olacaktır.
*Ülkemizde var olan derneklerle ortak çalıĢma programları oluĢturularak hizmet modelinin ülke genelinde yaygınlaĢmasına katkıda bulunulması sağlanmalıdır.
*”Koruyucu Aile Hizmeti standartları”nın oluĢturulması çalıĢmalarının baĢlatılması gerekmektedir.
*Hizmetin nitelikli olarak yaygınlaĢtırılmasında, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu‟nun, koruyucu aile derneklerinin
ortak projelerde yer alması, iletiĢimi arttırması ve birlikte hareket edilmesi tercih edilmelidir.
*Ülkemizde varolan Koruyucu Aile Derneklerinin; Hizmetin
niteliğini geliĢtirme amaçlı üniversitelerce yapılacak çalıĢmalara
katkı ve katılımda bulunması, hizmetin daha kaliteli ve etkin
hale getirilmesi çalıĢmalarına önemli etkisi olacağı düĢünülmektedir.
BASINA VE KAMUOYUNA DUYURULUR…
Ayfer DOĞAN
Murat ALTUĞGĠL
Denizli Koruyucu Aile
Der.BaĢk.
Sosyal Hizmet
Uzmanları Derneği Gen.BaĢk.
120
ÇOCUKLARIMIZIN SESĠ
ÇalıĢtay hazırlıklarında bizler kadar çocuklarımızın da emeği var.
ÇalıĢtaya katılamayıp onların minik ellerinden çıkan resimleri ve
çalıĢmalarını göremeyen okurlarımız için onların seslerini sizlere
hazırlık sınıfı öğretmeni, Derneğimizin BaĢkan Yardımcısı Hatice
Böbeci arkadaĢımız ulaĢtırdı.
Onların çalıĢmalarından ortaya çıkan sözler ÇalıĢtay‟ın hem sebebi hem de sonucudur belki. Ne dersiniz?
***
Koruyucu Aile Derneği ve Pamukkale Üniversitesi Okul öncesi
Öğretmenliği Bölümü öğrencileri iĢ birliği ile gerçekleĢtirilen,.
Koruyucu aile yanında yaĢayan çocukların aile ve ev konulu proje çalıĢmasıdır.
Bu çalıĢma dört haftalık bir süreci kapsamıĢtır Çocuklarımız aile
ve ev kavramı konusundaki duygu ve düĢüncelerini resim, sanatsal etkinlik ve grafiklerle desteklenerek ifade etmektedirler.
Grafik ÇalıĢmaları..
Birinci hafta: Yapılan Grafik çalıĢmalarıyla çocukların ev algıları üzerinde sohbet edilerek, onlara gösterilen ev resimlerinin yaptığı çağrıĢımlar üzerinde konuĢulmuĢtur. Gösterilen ev resimleri
içerisinde çoğunluğu tek katlı evlerde yaĢamayı tercih ettiklerini
belirtmiĢlerdir. Çocukların bahçeli ev tercihlerinde aile ile paylaĢılan oyunların etkili olduğu gözlemlendi.
121
Ev Tasarımı
Ġkinci Hafta: Ev ve aile projemizde evimizin iç ve diĢ görünümünü çocuklarımızla birlikte tasarladık. Onlardan gelen Önerilerle tek katlı bir ev oluĢturuldu. Özellikle bacasının yapılması üzerinde, pek çok düĢünce konuĢuldu. Ev üzerinde Bacanın olması
onlar için çok önemliydi. Bacadan tüten pembe dumanlar çocukların ortak kararı oldu.
Aynı projede evimizin iç tasarımını gerçekleĢtirmek için, evin
bölümlerinden oluĢan odalarını seçmelerini ve evin odalarına
uygun bir renk hayal etmelerini önerdik. Her çocuk kendisine
uygun bir oda ve renk tercih etti. Hazırlanan ev mobilyaları arasından tercih ettiklerini kullanarak odalarına yerleĢtirmelerini
önerdik. Ve her çocuk hayalindeki oda hakkındaki düĢüncelerini
arkadaĢlarıyla paylaĢtı.
Öykü Kartları
Üçüncü Hafta: Projemizde bir öykü oluĢturuldu. Öykünün ana
unsuru aile olarak belirlendi. Öykü Kartları hazırlanıp, çocuklara
sunularak, öykü hakkında düĢünceleri alındı. Öyküde ne anlatılıyor? Sorusu yöneltildi. ÇeĢitli yanıtlar alındı. Hayvanların da
122
ailesinin olabileceği düĢüncesi ĢaĢkınlıkla karĢılandı. Öyküdeki
hayvanlar ailesi oldukça ilgilerini çekti. Hayvanlar ailesindeki
anne baba figürü öncelikle gözlemlediklerindendi..
En beğenilen kart Öykünün sonundaki yemek masasında yenilen
mutlu akĢam yemeği görüntüsüydü.Öykünün sonunda, özellikle
aileleleriyle paylaĢılan akĢam yemeklerinin yarattığı olumlu
duygularını paylaĢtılar.
Tuz Seramiği ÇalıĢması
Dördüncü hafta: Projemizin son haftasında çocuklarımıza renkli
tuz seramikleri hazırlayarak onlara yaĢamak istedikleri evleri yap-
123
malarını önerdik. Hepsi hayallerindeki evleri baĢarıyla yaptılar. Bununla da yetinmeyip aile bireylerini tek tek saydılar. Tüm aile bireylerini evin içine yerleĢtirerek düĢüncelerindeki aile olgularını yansıttıklarını düĢünüyoruz. Bu düĢünceden yola çıkarak evin tek baĢına
anlam ifade etmediğini, aile bireyleriyle birlikte olunduğunda ev ve
aile kavramlarının bütünleĢtiğini evin içine yerleĢtirdikleri aile bireyleriyle anlamlandırdılar.
NOT: Bu çalıĢmalar bilimsel bir araĢtırma niteliği taĢımamaktadır.
Ancak koruyucu ailelerde yaĢayan az sayıdaki çocuğumuzun ortak
düĢüncelerini yansıtmakta….Bizlere küçük ipuçları vermektedir.
Hatice BÖBECĠ 2,si biyolojik 3 çocuk annesidir. Okulöncesi öğretmenliği yapmakta olan Hatice Hanım Denizli Koruyucu Aile Derneğinin
kurucu üyelerindendir. Halen Derneğin BaĢkan Yardımcılığını yürüten
öğretmenimiz çocuklarımızla yapılan tüm çalıĢmaların sorumluluğunu
da üstlenmiĢ durumdadır.
ÇalıĢmalarında kendisine yardımcı olan Eğitim Fakültesi Okul Öncesi
Bölümü, 2.Sınıf Öğrencilerine teĢekkür ederiz.
124
(Koruyucu Aile Yolculuğu)
Ben sekiz yaĢındayken yuvaya bir aile geldi. Onların neden
geldiğini bilmiyordum.
Genelde ziyaretçiler çocuklara oyuncak ya da yiyecek bir Ģeyler
getirir. Bu bana garip gelirdi.
Hiç tanımadığın insanlar yanına gelip seninle ilgileniyor, seni
seviyor ve ben bir daha gelirim deyip gidiyor. Ama bir daha
gelmiyor.
O aileyi onlardan biri sanmıĢtım. Onlar da bizi sevecek, hediyeler verecek ve gidecek.
Ama öyle olmadı. Yuvaya gelen ailenin oradan bir çocuğu yanlarına alacaklarını söylediler.
Ben bunun ne demek olduğunu anlamadım. Ġyi mi? Kötü mü?
Sonra bana açıkladılar ne demek olduğunu. Aile beni yanına
çağırdı. Benimle konuĢtu ve beni koruyucu ailem olarak yanlarına aldılar.
Onlarla birlikte yuvanın önünden arabaya bindiğimde kendimi
çok garip hissetmiĢtim.
Tanımadığım insanlarla tanımadığım bir hayata gidiyordum. Yol
boyunca bir sürü Ģey takıldı aklıma… Acaba nereye gidiyordum,
bu insanlar kim? Neden beni yanlarına aldılar?
Sonra bir apartmanın önünde durduk. Ġçeri girdik, bir kat çıkıp
evin kapısını açtık.
Ev bana çok güzel ve büyük gelmiĢti. Daha önce hiç görmediğim
bir ortam, hiç tanımadığım yüzler.
O zamanlar hiçbir Ģey anlamıyordum. Neyin ne olduğunu seçemiyordum. Yıllar geçmeye ben büyümeye baĢladım. Her geçen
gün beni alan ailemin amacını daha iyi anladım.
Artık hayatım değiĢmiĢti….
O tanımadığım insanlar, benim annem, babam, kardeĢlerim oldu.
Yani artık bir ailem vardı.
Çok sevdiğim ve sevildiğimi düĢündüğüm bir ailem.
Bir çocuk baĢka ne isteyebilir ki?
125
Bir BaĢka yolcunun sesi,
Ben ……………
Yani bana annelik yapan değerli insan, canımdan çok sevdiğim
koruyucu annemin bana taktığı ismin bana çok yakıĢtığını düĢünüyorum ve layık olmaya çalıĢıyorum. Size bu değerli ailemi
anlatmak istiyorum kısacası. Ben 5 yaĢındayken elimden bir
kadın ve bir adam tutup evlerine götürdüler. Bana bu kadınla,
bu adam senin ailen dediler. Ben hala içimdeki korkuyu ve ürkekliği unutamıyorum. Bir anda babamla annem değiĢmiĢ ve
yeni annem ve babam olmuĢtu. Ne yapacağımı bilmiyordum.
Yeni giysiler, yeni bir aile ve geride bıraktığım hayatım…
Duygularım ağır basıyordu. Geceleri ağlıyordum.
Koruyucu annem; ona koruyucu annem diyemiyorum. Çünkü o
benim gerçek annem. O‟nu çok…. ama çok seviyorum. Yanımda
yatar, benim uyumamı beklerdi. Uyuyunca kendi yatağına giderdi. Ben bu aileyi o kadar çok seviyorum ki… Onlara bir Ģey olacak diye korkuyorum. Çünkü onlar beni bu acımasız dünyada,
elimden tutup yetiĢtirmeye çalıĢıyorlar. Ben de onların emeğini
boĢa çıkarmayacağıma söz veriyorum.
Sizi seviyorum….
Bana emek veren bu aileyi, yani babam ve annem, benim gerçek
annem ve babam gibi değerli iki insan.
Onları çok seviyorum. Onlar benim koruyucu meleklerim.
Ben Ģu anda 13 yaĢındayım, çok mutluyum.
Onlar benim hakiki, gerçek, dilediğim ailem.
Ben bu aileden asla ve asla vazgeçmem.
Ben bu aileyi çok seviyorum.
126
HĠERAPOLĠS‟TEKĠ APOLLON‟UN ACISIZ OKU
DENĠZLĠ‟DE 1.ULUSAL KORUYUCU AĠLE ÇALIġTAYI
KATILIMCILARINI YÜREKTEN DAĞLADI
Ġ.Ö 8000 yıl öncesine dek uzanır Hierapolis‟in kuruluĢu.
Sağlık Tanrısı Apollon‟un kentidir. ġifalı suların sağlık, huzur,
mutluluk dağıttığı kenttir.
Ġnsanlar Hierapolis‟e yerleĢerek kalan ömürlerini Apollon‟un
acısız okuyla dağlanmıĢ olarak yaĢama özlemi içindedirler.
Ve bilinir ki;
Apollon acısız okunu bir kez hedefine yöneltti mi; kurtuluĢ
yoktur!.
Çünkü Tanrı Apollon ıskalamaz!.
Saplanan acısız ok, Hieropolis‟te erdemi, sağlığı, bilgeliği, mutluluğu baĢarıyı yaĢatır.
Denizli‟de yapılan 1.Ulusal Koruyucu Aile ÇalıĢtayı baĢarıyla
tamamlandı.
Böylelikle Apollon‟un acısız oku, Hiyeropolis‟in erdemibilgeliği-Ģifa kaynakları, çalıĢtayın, katılımcıların, ailelerin BĠLGĠ VE SEVGĠ DEPOSU‟NA saplandı.
Hem de Apollon gibi hiç ıskalamadan.
Bunu da beceren Denizli Koruyucu Aile Derneği‟ydi.
8000 yıllık Hiyeropolis ve Laodikya uygarlığı-bilgeliği –erdemi
Apollon‟un Acısız Oku, ÇALIġTAY olarak göründü.
Apollon‟un acısız oku Balıkesir‟e doğru yol alıyor.
Nevzat GÜRSOY-1976
SHU, Sanat Terapisti
127
ÇalıĢtayın ardından..
Her çocuğun öncelikle kendi ailesi yanında büyüyüp geliĢme
hakkı vardır. Ancak, çeĢitli nedenlerle öz ailelerinden ayrılan ve
kurum bakımına alınan çocuklarımız için kurum bakımı her zaman yeterli olamamaktadır. Ailede maruz kaldığı olumsuzluklar
nedeniyle örselenmiĢ olan çocuk için tüm dünyada kabul edilen
en uygun bakım modeli yine ona ihtiyaç duyduğu sıcak bir aile
ortamının sunulmasıdır.
Bir çocuğun sağlıklı büyüyüp geliĢebilmesi, kendisini seven,
koruyan, kollayan, destekleyen sıcak bir aile ortamı içerisinde
mümkündür. Ġçimizde var olan, öğretilemeyen ve öğrenilemeyen
bir duygu olan sevgimiz, bazen hiç tanımadığımız kendi kanımızdan olmayan bir çocuğa yüreklerimizi açmakla ve onlarla
birlikte olmakla anlam bulur. ĠĢte yürekleri sevgi dolu aileler ile
anlam bulan bu hizmetin daha da yaygınlaĢması ile çocuklarımız
yarınlara daha emin ve güvenle bakabilecektir.
Bu bağlamda her birimize düĢen görev Koruyucu Aile Hizmetinin yaygınlaĢtırılması için çabalarımızı daha da artırmamız gerektiğidir.
Yarınlarımız olan çocuklarımız için,
“ Sevgimizi ertelemeyelim......"
ERDEM BAYLAM
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
(Koruyucu Aile ve Evlat Edinme)
Aile Hizmetleri ġubesi
128
Denizli Koruyucu Aile Derneğinin öncülüğünde ve Sosyal Hizmetler Derneğiyle iĢbirliği içinde 11-13 Mayıs 2011 tarihleri
arasında düzenlenen Birinci Ulusal Koruyucu Aile ÇalıĢtay‟ında
emeği geçen tüm dernek üyelerine, Pamukkale Üniversitesi öğrencilerine teĢekkür ediyor ve içtenlikle kutluyorum. Gizliliğe
meydan okudukları için, saklamayıp, saklanmadıkları için diğer
bir deyiĢle stigma ya/damgalanmaya meydan okudukları için,
paylaĢımcı ve iĢbirlikçi oldukları için, disiplinler arası bir yaklaĢıma önem verdikleri için.
Bir akademisyen ve 2005 Temmuz ayında kurulan Koruyucu
Aile, Evlat Edinme Derneğinin kurucu baĢkanı olarak deneyim,
bilimsel araĢtırma ve klinik uygularımız ıĢığında bazı konuları
özetle sizlerle paylaĢmak istiyorum.






Koruyucu Aile ve Evlat Edinme Sisteminin birlikte ele alınması. Evlat
Edinen ailelerin dıĢlanmaması.
Dil birliğinin sağlanması. Örneğin “evlatlık”yerine “evlat edinme”gibi.
Bir oğlumuz “sen evlatlık mısın” diyen komĢusuna “ hayır teyzeciğim
ben bu ailenin biricik evladıyım” yanıtını vermiĢtir. Ruh sağlığı açısından destek gören bu oğlumuz öz güvenini sağladığı için bir yetiĢkine
uygun yanıtı vermiĢtir.
Her çocuk ve ailenin özel olduğunun, ihtiyaçlarının farklı olduğunun
unutulmaması. Her birinin ayrı ayrı ve aynı zamanda birlikte etkileĢim
içinde değerlendirilmesi….
Yuvadan biyolojik ailesi yanına, koruyucu aile ya da evlat edinme
sistemine geçiĢler çocuk için kaygı vericidir. Yabancı olduğu bir ortam
rahatsız edicidir. O nedenle her yaĢtaki çocuğun ve ailelerin de bu geçiĢ
sürecine hazırlanması.
Sevgi çok önemlidir ancak eğitim, bilgilendirme olmadan sevgi her
zaman tek baĢına yeterli değildir. Koruyucu ailelerin çocukla baĢ edemeyip yuvalara çocukları geri götürdükleri bilinmektedir. “Ġade Çocuk”olarak adlandırılan bu durumun önlenmesinde eğitim ve bilgilendirmenin öneminin göz ardı edilmemesi.
Tek tip koruyucu ailenin ötesinde farklı eğitim modüllerinin oluĢturulması.
129

Bugüne kadar yaptığımız araĢtırmalar, tez çalıĢmaları, klinik araĢtırma,
gözlem ve deneyimlerimiz koruyucu aile yanında yaĢayan çocukların
biyolojik aile yanında yaĢayan çocuklardan farklı olmadıklarını ortaya
koymuĢtur. Ancak bu çocukların bazı alanlarda ruhsal ve sosyal sorunlar yaĢadığı, okulla ilgili güçlüklerinin olduğu saptanmıĢtır. Bu konularda ailelere, çocuklara ve öğretmenlere destek olunması gerekmektedir.
Ayrıntılı bilgi “Koruma Altındaki Çocuklar (2004), “Çiçekli Dünyamda Elimi Yalnız Bırakma (2005)” ve “Koruyucu Aile, Evlat Edinme ve
Ruh Sağlığı (2008)” isimli kitaplardan elde edilebilir.
Özetle;
Bebeklikten bu yana kurum bakımında büyümenin, çocuğun fiziksel, ruhsal, zihinsel ve sosyal geliĢimini olumsuz yönde etkilediği tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de araĢtırmalarla ortaya
konmuĢtur. Bu nedenle, 6 yaĢın altında hiçbir çocuk, kurum bakımına bırakılmamalıdır. Personel azlığı, iĢ yükü ve çocuk sayısının fazlalığı nedeniyle kurumlarda bebek ve küçük çocuklarla
birebir iliĢki kurulamamakta, çocuklar doğal olarak ihmal edilmekte ve yaĢanan bu ihmal, Ģiddetle eĢdeğer olmaktadır.
0-6 yaĢ bebek ve küçük çocukların kurumlarda barındırılması
tarih olmalıdır.
Aile yanında bakım savunulmalıdır. Öncelik, biyolojik ailenindir.
Biyolojik aile her açıdan desteklenmeli, çocuk terkleri önlenmelidir.
Çocuk, biyolojik aile yanında kalamıyorsa akraba koruması tercih
edilmelidir. Akraba yanında kalması çocuğun yararına değilse,
koruyucu aile sistemi devreye girmeli ve koruyucu aile yanında
bakım sağlanmalıdır. Ancak, koruyucu aile sistemi güçlendirilmelidir.
Çocuğun biyolojik ailesi yoksa ya da ailesine dönmesinin mümkün olmadığı durumlarda ve çocuğa uygun olduğu takdirde ülke
içinde evlat edinme sistemi uygulanmalıdır.
Bilinmektedir ki, ortaya çıkan birçok ruhsal bozukluğun temelinde bağlanma bozuklukları yatmaktadır. Bağlanma, anne baba ve
çocuk arasındaki duygusal bağdır. Her zaman amacımız, annebabayla ya da çocuğa bakım veren kiĢilerle çocuk arasında nite-
130
likli bir bağın kurulmasını sağlamak ve bu bağı korumaktır. Nitelikli iliĢki güvenli bağlanmanın temel taĢıdır.
Çocuklar ancak bir yaĢın sonlarına doğru düzenli etkileĢimler
sonucu az sayıda yetiĢkine bağlanırlar. Bebek, bağlandığı yetiĢkini “güvenli üs” olarak kullanmaya baĢlar. Çocuk ihtiyacı olduğunda bakım verenden gereken desteği ve olumlu tepkiyi görürse
anne babasının güvenilir ve ulaĢılabilir olduğuna, kendisinin sevilmeye ve bakıma değer birisi olduğuna, ülkesinin ve dünyanın
ise adil bir yer olduğuna inanır.
Çocuklara KarĢı Duyarlı mıyız?
Duyarlılık kavramı “çocuğa saygı” olarak tanımlanır. Çocuğa
saygılı olmak, dünyayı çocuğun gözüyle algılayabilmektir. 1
yaĢındaki bir bebek bile yaĢamı ile ilgili tercihini belli eder. Yeter
ki onu anlayabilsinler, verdiği mesajları okuyabilsinler.
Küçük çocuklarda dâhil olmak üzere tüm çocukların en büyük
korkusu anne babayı kaybetme ve onlardan ayrılık korkusudur.
VedalaĢmak ve kavuĢmanın anlamını küçük çocuklar yetiĢkinlere
güvenerek öğrenir. Bu konularda güvenilir miyiz acaba?
Günümüzde 0-3 yaĢ grubu bebek ve küçük çocuklar ile ailelerine
“BEBEK RUH SAĞLIĞI” birimlerinde hizmet verilmektedir.
Ruhsal bozuklukların yaygın olduğu toplumumuzda, çocuklarımızı ve ailelerimizi korumak için; koruyucu aile ve evlat edinme
hizmetlerinin alt yapısının güçlendirilmesinde ve yaygınlaĢtırılmasında ruh sağlığını varolan sistemle bütünleĢtirmeye özen göstermeliyiz. Bu hem bizi, hem ailelerimizi hem de toplumumuzu
güçlendirecektir.
Devlet ve Toplum eliyle Bağlanma Bozukluğu Yaratmayalım.
Saygılarımla
Prof.Dr. NeĢe EROL
(Klinik Psikolog)
Koruyucu Aile, Evlat Edinme Derneği
Kurucu BaĢkanı ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Öğretim Üyesi
131
Bu kitapta korunması gereken çocuklarımıza kucak açan, onlara
evlerinin ve yüreklerinin sıcaklığını sunan Denizlili koruyucu
ailelerin Türk toplumuna ve çocuklarına güzel bir armağanı olmuĢ.
Kitapta koruyucu aileliliğin yasal bir yapıya sahip olmamasının
çocuklara ve ailelere, dolayısıyla topluma zarar verdiği çok net
biçimde dile getirilmiĢ.
Derneğiniz, çağdaĢ toplumlarda sivil toplumun güçlü yapısının
Türkiye‟de de etkin olabileceğinin en güzel örneğini sergilemiĢ.
Bugün koruyucu aile yapısının yasal bir yapıya kavuĢturulması,
anne –baba- çocuk iliĢkisinin kurulduğu, Ailelerin koĢulları oluĢtuğunda evlat edinebilecekleri gerçeğinin devletin en üst düzey
kurumlarınca kabul gördüğünün deklere edilmesinde çalıĢmalarınızın ve bir araya geliĢinizin büyük etkisi olduğunu bilmenizi
isterim.
Bu güzel kitabınızın baĢta korunma gereksinimi olan çocuklarımızın olmak üzere, bu amaca hizmet eden herkese yararlı olacağı
inancıyla, sizleri kutluyorum.
Av. Türkay ASMA
Çocuk Ġstismarını ve Ġhmalini Önleme
Derneği BaĢk.
132
Birinci Ulusal Koruyucu Aile ÇalıĢtay‟ının ardından…
11-13 Mayıs 2011 tarihleri arasında Denizli‟de gerçekleĢen
çalıĢtay, konusunda bir ilkti. Ulusal boyutta düĢünülmüĢ olsa da
yurtdıĢından gelen konukların katkıları ile zenginleĢtirilmiĢti.
Denizli‟nin havası gibi sıcak insanları katılımcılara, çok özel bir
program hazırlamıĢlardı. Ġzleyenleri her bakımdan mutlu etme
çabası içindeydiler.
ÇalıĢtayın son günü, oturum baĢkanlığını yaptığım panelde Koruyucu Aile Hizmet Modeli tartıĢma konumuzdu. Bu alanda yetkin ve deneyimli dört değerli konuĢmacı, karĢılıklı soru ve aktif
katılımlarla, canlı bir tartıĢma ortamı içinde bilgilerini dinleyicilerle paylaĢtılar. Panelden geriye kalan birkaç önemli sonucu
burada yeniden dile getirmek isterim.
Koruyucu aile uygulamaları devletin denetiminde yasalarla belirlenen koĢullar içinde sürdürülmektedir. Ancak, sivil toplum kuruluĢlarının bu alandaki önemi yadsınamaz. Çünkü toplumun koruyucu aile uygulamaları konusunda gerçekçi olarak bilgilenmesi,
özellikle koruyucu ailelerle temas halinde anlam kazanmakta ve
artmaktadır. Bu nedenle, koruyucu ailelerin bir araya gelerek
kurdukları derneklerin çoğalmasında yarar olduğu düĢünülmektedir.
Koruyucu ailelerin sayıca artması ne kadar önemli ise, verilen
hizmetin kalitesinin değerlendirilmesi de kuĢkusuz o kadar önemlidir. Bunun için, doğrudan koruyucu ailelerle ve korunan çocuklarla yapılan görüĢmelere dayanan araĢtırmalara ağırlık verilmesi
beklenmektedir.
Koruyucu ailelerin ve korunan çocukların karĢılaĢabilecekleri
sorunlara Sosyal Hizmet Uzmanlarının destek vermesi gereklidir.
Ailelerle iĢbirliği içinde -biyolojik aile ve koruyucu aile- çocukların sağlıklı geliĢimleri için ortak çaba verilmesine yardımcı
olunması zorunludur.
Ailelere ve çocuklara gerektiğinde, doktor, psikiyatris, psikolog
gibi diğer uzman kiĢilerden de kolaylıkla destek ve yardım sağlanmalıdır.
133
Her aile ve her çocuğun tek ve benzersiz olduğunu göz ardı etmeden, yasaların ve yönetmeliklerin de her olasılığı kapsayamayacağı gerçeğinden hareketle, ortak akıl oluĢturulmalı, yasa ve
yönetmeliklerin de zamanla fark edilen yeni ihtiyaçlar doğrultusunda değiĢebileceği kabul edilmeli ve bu yolda çaba gösterilmelidir.
Koruyucu aile belirli bir zaman diliminde biyolojik ailenin yerini
alan, süreli bir uygulama olduğundan, çocuğun biyolojik ailesi ile
görüĢme olanağı ya da biyolojik ailesine dönme olasılığı bağlamında benimsenmelidir. Bu nedenle, korunan çocukların korunduklarını bilme hakları vardır. Aileler korudukları çocuklara onlarla birlikte olmaya baĢladıklarından itibaren bu haklarını teslim
etmeli ve sevgilerine bu gerçeği de eklemelidir.
Çocukları koruma ana hizmet modellerinden biri olan koruyucu
aile uygulamaları, ana baba eğitimleri ile desteklenmeli ve her
zaman çocukların yüksek yararı göz önünde bulundurularak geliĢtirilmelidir. Amaç çocukların sağlıklı geliĢimi ve mutluluğu
olmalıdır.
Ülkemizde uluslar arası çocuk hakları sözleĢmesine ve ülkemiz
koĢullarına uygun kapsamlı bir çocuk politikasına gereksinim
vardır. Bu alanda atılacak her adım ve her çaba desteklenmelidir.
Sonuç olarak, bilimsel ve sosyal yönden zengin bir çalıĢma ortamı içinde gerçekleĢtirilen bu çalıĢtayda ulaĢılan kimi sonuçların
da ülkemiz çocuk politikasının oluĢturulmasına yararlı olması ve
özel bir katkı sağlaması beklenmektedir
Kısa sürede böyle kapsamlı, düzenli ve verimli bir etkinlik için ev
sahipliği yapan Denizli Koruyucu Aile Derneğini kutlarım. Birlikte çalıĢtıkları Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği‟nin de değerli
katkılarını ifade etmek isterim. ÇalıĢtayı destekleyen tüm diğer
kuruluĢları ve özellikle Pamukkale Üniversitesini de gönülden
kutlarım.
Denizli‟deki tüm koruyucu anne ve babalara teĢekkürlerimle,
Prof. Dr. A. Beril TUFAN
Hacettepe Üniversitesi
Emekli Öğretim Üyesi
134
YENĠ BAġLANGIÇLAR ĠÇĠN SONSÖZ YERĠNE…
2009 yılında bir araya gelip derneğimizi kurmaya karar verdiğimizde bu iĢ için ne kadar geç kalmıĢ olduğumuzun farkında değildik.
Denizli Koruyucu Aile Derneği olarak 2 yıllık bir geçmiĢimiz
var. Geçtiğimiz bu süre içerisinde ilk tespitimiz, içinde yer almaktan onur duyduğumuz Koruyucu Aile Hizmet modelinin toplum tarafından bilinmiyor oluĢuydu.
Bu tespitten hareketle iki yıla 22 konferans, değiĢik yerel televizyonlarda tanıtım programları, radyo programı, yazılı basında
Koruyucu Aile Hizmet modelini anlatan röportaj haberler, çocuk
hakları içerikli köĢe yazıları, üç aylık periyodik yayınımız(DÜġLERĠM Dergisini ) sığdırdık.
Temel ihtiyaçlarının sevgi olduğuna inandığımız Denizli de yuva
ve yurtlarda yaĢayan çocuklarımızla güzel bir bahar günü piknikte bir araya geldik.
Karne hediyesi olarak onlara Yazar Hüseyin YurttaĢ‟la söyleĢi
ve yazarın kitaplarını armağan ettik.
2011 Kasım ayında,
“Benim Haklarım sizin sorumluluklarınız,
Sorumluluklarınızın farkında mısınız?”
BaĢlıklı Çocuk Hakları paneli ilimizde konusunda ilkti.
Panelin ardından Mayıs ayında ülkemizde bir baĢka ilke imza
atan derneğimiz, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ortaklığıyla,
Denizli Valiliği ve Pamukkale Üniversitesi‟nin katkılarıyla 1.
Ulusal Koruyucu Aile ÇalıĢtay‟ını düzenledi.
Bu projede biz Denizli Koruyucu Aile Derneği‟ne güvenerek
büyük bir duyarlılıkla paydaĢımız olan Sosyal Hizmet Uzmanları
Derneği Genel Merkezi ve Denizli ġubesine,
Değerli Genel BaĢkanları Murat Altuğgil‟e ve Sosyal Hizmet
Uzmanları Derneği Denizli ġube BaĢk. Sayın Feyyaz Yurttürk‟e
Çocuklarımızın sevgi ve bilimsel bilgi ile büyümesinin önemini
anlatan değerli hocalarımız Sayın Prof.Dr. Beril Tufan‟a, Prof.Dr.
135
NeĢe Erol‟a, Avukat Türkay Asma „ya, Unicef Çocuk program
sorumlusu Sayın Ceyda Dedeoğlu‟na
Denizli Valiliği‟ne…
Bilim yuvasında çalıĢmalarımıza yer açan Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü‟ne,
ÇalıĢtayın bütçesine Katkı sağlayan tüm sponsorlarımıza,
Gece-gündüz demeden çalıĢmalara katkı koyan Denizli Koruyucu
Aile Derneğinin tüm üye ve gönüllülerine teĢekkür ederiz.
Elinizdeki kitapçık çalıĢtaya katılamayan tüm çocuk dostlarına, koruyucu ailelerin, koruyucu ailelerde büyüyen çocukların, Sosyal Hizmet uzmanlarının ve Hocalarımızın konuya
iliĢkin sözlerini iletmek üzere hazırlanmıĢtır.
DENĠZLĠ KORUYUCU AĠLE DERNEĞĠ
YÖNETĠM KURULU
Ayfer
Hatice
Selahattin
Ġ.Cüneyt
Gülseren
DOĞAN
BÖBECĠ
MERGEN
DOĞAN
KÜÇÜKÖZ
(Koruyucu Aile )
(Koruyucu Aile)
( Koruyucu Aile)
(Koruyucu Aile)
(Koruyucu Aile)
136
“Sevginizi Ertelemeyin”
1.ULUSAL KORUYUCU AĠLE ÇALIġTAYI
1.ÇALIġMA GRUBU
Moderatör
Prof. Dr. Beril TUFAN… Hacettepe Ünv. Emekli Öğr. Üyesi)
2.ÇALIġMA GRUBU
Moderatör
Yrd.Doç.Dr.Musa ĠKĠZOĞLU (Adnan Menderes Ünv.Sosyal
Hizmet Bölüm BĢk.)
3.ÇALIġMA GRUBU
Moderatör
Murat ALTUĞGĠL (Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel
BaĢk.)
4. ÇALIġMA GRUBU
Moderatör
Doç. Dr. Fatih ġAHĠN (Düzce Ün. Sosyal Hizmet Bölüm BĢk.)
ÇalıĢtay Katılımcı listesi
Krista TELEMANS
Emek AyĢe YILDIZ Haluk KAYA-
(Pleegzorg Vlaanderen - Koordinatör)BRÜKSEL
(Boğaziçi Üniversitesi) ĠSTANBUL
( Sosyal Pedagog) ALMANYA
Prof. Dr. Beril TUFAN
(Hacettepe Ünv. Emekli Öğr. Üyesi) ANKARA
Prof. Dr. NeĢe EROL
(Ank.Ünv.Tıp Fak.) ANKARA
Av.Türkay ASMA(Çocuk Ġstismarını ve ihm.Önl.Der.BĢk.) ANKARA
137
Ceyda DEDEOĞLU
(Unicef ) ANKARA
Murat ALTUĞGĠL
(SHU. Der. Genel BaĢk.) ANKARA
ġükrü AKDOĞAN
(Sosyal Hizmet Uzmanı) ANKARA
Hakan ġAHĠNKOL
( Sos.Hiz. Uzm.Der.Genel.Merk.) ANKARA
Erdem BAYLAM
ġube Müdürü)
(Aile ve Sosyal Politikalar Bak. Aile Hizmetleri
Doç. Dr. Fatih ġAHĠN
(Düzce Ün. Sosyal Hizmet Bölüm BĢk.) DÜZCE
Nilgün ÇELEN
(Hacettepe Ünv.Ġ.Ġ.B.F Sos.Hiz.Böl)ANKARA
Yrd. Doç.Dr. Musa ĠKĠZOĞLU
Bölüm BĢk.) AYDIN
(Adnan Menderes Ünv. Sos. Hiz.
Feyzal Nur KESEN
(Selçuk Ün. Sosyal Hizmet Bölümü) KONYA
Fatma Cansu VAROL
(Ank.Ünv. Sosyal Hizmet Bölümü) ANKARA
Mesrur SABAH
(Sosyal Hizmet Uzmanı) HATAY
Müge YILMAZ ÜLKÜDEN (Sosyal Hizmet Uzmanı) KÜTAHYA
Osman AKBABA
(Sosyal Hizmet Uzmanı ) KONYA
ġebnem DEMĠRÖRS
(Sosyal Hizmet Uzmanı) ANKARA
Pervin KAYA ORAL
(Sosyal Hizmet Uzmanı) KOCAELĠ
Gülsen Birgül ÖZKAN
(Sosyal Hizmet Uzmanı) ĠZMĠR
Meryem TOPUZLU
(Sosyal Hizmet Uzmanı) ĠZMĠR
Ġlkay KARATEPE
(Sosyal Hizmet Uzmanı) AYDIN
Nevzat GÜRSOY
(Sanat Terapisti) ĠSTANBUL
Ayfer DOĞAN
(Koruyucu Aile Derneği BĢk.) DENĠZLĠ
Ġbrahim Cüneyt DOĞAN
(Koruyucu Aile ) DENĠZLĠ
138
Hatice BÖBECĠ
(Koruyucu Aile Derneği BaĢk. Yard.) DENĠZLĠ
ġefika YILDIZ
(Koruyucu Aile) DENĠZLĠ
Bilgin KIRAY VURAL
(PAÜ Sağlık hizmetleri MYO) DENĠZLĠ
Gülbanu ZENCĠR
PAÜ Sağlık hizmetleri MYO) DENĠZLĠ
Özlem KÖRÜKÇÜ
(PAÜ Sağlık Hizmetleri MYO) DENĠZLĠ
Asiye ĠVRENDĠ
(PAÜ Eğitim Fakültesi) DENĠZLĠ
Aysun ÖZġAHĠN
(PAÜ Tıp Fakültesi) DENĠZLĠ
Betül ASAN
(PAÜ Üniv. San. ĠĢbirliği Koor.) DENĠZLĠ
Talip ÇUBUK
(Psikolog) DENĠZLĠ
Hasan ÖZCAN
(Avukat) DENĠZLĠ
ġenel BENLĠER
(Koruyucu Aile Dernek bĢk.) GAZĠANTEP
Tülin KARHAN
(Koruyucu Aile Dernek bĢk. Yard.) GAZĠANTEP
NeĢe GÖKALP
(Koruyucu Aile) ĠSTANBUL
Sema GÜNAY
(Koruyucu aile) ĠSTANBUL
Aysel BÜYÜKBAġ
(Koruyucu Aile Dernek bĢk.) KAYSERĠ
Rukiye URGANCI
(Koruyucu Aile Dernek bĢk.) ĠZMĠR
Aysun SĠDAL
(Koruyucu Aile) ĠZMĠR
Murat DEMĠR
(Koruyucu Aile) BALIKESĠR
Ġlknur DEMĠR
(Koruyucu Aile) BALIKESĠR
Nuray AKPINAR
(Koruyucu Aile) ANKARA
Gülseren KÜÇÜKÖZ
(Koruyucu Aile) DENĠZLĠ
Meral SARITEKE
(Sosyolog) ISPARTA
139
Ali DOĞAN
(Koruyucu Ağabey) DENĠZLĠ
Ayhan ÇARIKÇI
(Eczacı –Koruyucu Aile Yakını) ĠZMĠR
Feyyaz YURTTÜRK
(SHU Der. Denizli ġube BaĢk.) DENĠZLĠ
Solmaz BAġKAYA
(SHU Der. Denizli ġube BaĢk. Yrd.) DENĠZLĠ
Halit KARABULUT
(Sosyal Hizmet Uzmanı) DENĠZLĠ
Süleyman GÖKÇE
(Sosyal Hizmet Uzmanı) DENĠZLĠ
Hatice GÖKALP
(Koruyucu Aile) DENĠZLĠ
Mikail KIR
( Sosyal Hizmet Uzmanı) DENĠZLĠ
Duygu ÖZDEMĠR
( Sosyal Hizmet Uzmanı) DENĠZLĠ
Leyla ÜSTÜN
(Grafik -Tasarımcı) DENĠZLĠ
Selma MERGEN
(Koruyucu Aile) DENĠZLĠ
Selahattin MERGEN
(Koruyucu Aile) DENĠZLĠ
Ġlknur ÇALIK
( Sosyal Hizmet Uzmanı)DENĠZLĠ
Yener ÇALIK
( Sosyal Hizmet Uzmanı)DENĠZLĠ
140
Katılımcı Öğrencilerimiz
PAÜ GENÇ GĠRĠġĠMCĠLER KULÜBÜ
Burhanettin ÖZTEKĠN
AyĢegül SORKUN
Rıdvan BĠLEN
Tuğba ATEġ
Çağla BĠLGĠÇ
Emre UYSAL
Aynur ÇĠVĠLĠ
Seda ARSLAN
PAÜ FEN –EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ KĠMYA TOPLULUĞU
Serkan EROĞLU
Ġbrahim YAĞMUR
PAÜ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ OKUL ÖNCESĠ ÖĞRETMENLĠĞĠ
2. SINIF ÖĞRENCĠLERĠ
Fatma ĠġÇĠ
Nurdan YAMAN
Esengül UÇAR
Cansu TUNGAZ
Fatma VURAL
Hasan YILMAZ
Sümeyye YAVAġ
141
ÇalıĢtay 1. Gün Konferans
Denizli Vali Yardımcısı Abdullah ACAR‟ın KonuĢması
142
Krista Telemans‟ın Sunumunu Emek YILDIZ Dilimize çevirdi.
Konferans‟ın Soru-Yanıt bölümü
143
Denizli Koruyucu Aile Derneği BaĢk. Ayfer DOĞAN
Sunucu AyĢegül SORKUN(Genç GiriĢimciler Kulübü)
144
1.ÇalıĢma Grubu
Moderatör Prof. Dr. Beril TUFAN
2.ÇalıĢma Grubu
Moderatör Yar.Doç.Musa Ġkizoğlu
145
146
3.ÇalıĢma Grubu
Moderatör Murat Altuğgil
3.ÇalıĢma Grubu
Moderatör Doç.Dr.Fatih ġahin
147
Molalar oldukça verimli geçti.
148
149
150
NeĢe Akdoğan
(Koruyucu Anne)
Can Sinanoğlu (psikolog)
ÇeĢitli gazete ve dergilerde yazıları çıkan Can Sinanoğlu 2006
Hasan Bayri ġiir Ödülünde 2.lik,2007de aynı yarıĢmada 1.lik
ödülünü almıĢ. “Bir KuĢun Dilinde Öpmek”adlı Ģiir kitabıyla da
2011 Behsat Ay yazım ödülünü kazanmıĢtır.
Duygularımızı seslendiren Can Sinanoğluna TeĢekkürlerimizle..
Grup EBRULĠ
ÇalıĢtayın ilk gecesinde verdikleri konserle moral desteğimiz olan grup
Ebruli‟ye ve sanat yönetmeni AyĢe GEDĠZLĠOĞLU hanımefendiye,
Demostratif Grup çalıĢmasında verdikleri müzikal desteğe ne denli
teĢekkür etsek azdır.
151
ANI FOTOĞRAFLARI
152
ANI FOTOĞRAFLARI
153
HĠERAPOLĠS
LAODĠKYA
154

Benzer belgeler