Treder Zirve

Transkript

Treder Zirve
Tehlikeli Maddelerin Taınmasında
YENİ DÖNEM
ÖZEL EKİDİR
treyler zirvesi
3
Sektör bu zirvede konuştu,
treyler zirvesi
Kamu ve özel sektör, ADR için
Treyler Zirvesi’nde buluştu
Treyler Zirvesi’nde bir araya gelen kamu ve özel sektör yetkilileri, 24 Ekim’de Resmi
Gazete’de yayınlanan ADR Yönetmeliği’ni ele aldı. 200 kişinin katıldığı Zirve’de kamuoyuna önemli mesajlar verildi. Yönetmeliğe göre 1 Ocak 2014’ten itibaren piyasaya girecek yeni araçlarda ADR standartları aranacak. 2018 yılına kadar ise mevcut 20 bin aracın tamamının kademeli olarak bu standartları karşılaması gerekecek.
4
Treyler sektörünün tek temsilcisi Treyler Sanayicileri Derneği (TREDER), 1
Ocak 2014’den itibaren yürürlüğe girecek ADR Yönetmeliği için sektör paydaşlarını bir araya getirdi. Düzenlenen
Treyler Zirvesi’nde “Tehlikeli Maddelerin Taşınmasında Yeni Dönem”
kamu ve özel sektör tarafından değerlendirildi. Özellikle eğitim, güvenlik danışmanı, kademeli geçiş, mevcut
araçların durumu, güvenli taşımacılık
mevzuatı hakkında, konunun uzmanları tarafından en son bilgiler ışığında
değerlendirmeler yapıldı.
TSE’nin denetleme ve belgelendirme
çalışmalarının da güncel haliyle gündeme getirildiği zirveye, Tüm Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Cemil Ok, TOBB
Ulaştırma ve Lojistik Sektör Meclisi ve UND Başkanı Çetin Nuhoğlu,
TSE Başkanı Hulusi Şentürk, Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürü Mehdi Gönülalçak, TSE
Ulaşım ve Lojistik Sistemler Merkez
Başkanı Ömer Cem Erçil, TAİD Başkanı Bahadır Özbayır ve Bilim Sanayi
Genel Müdürlüğü Daire Başkanı H.
Ali Özen, UND İcra Kurulu Başkanı
Fatih Şener, Uluslararası ADR/RID
Danışmanı ve Eğitmeni Alper Özel,
PETDER Projeler ve Dış İlişkiler
Koordinatörü Aydın Özbey, Alışan
Lojistik Operasyon Koordinatörü ve
UND ADR Çalışma Grubu Komisyon Üyesi, Jan Berslen Devrim, İs-
met Yılmaz Nakliye Genel Müdürü
Numan Karaman, ile kamu ve özel
sektörden yöneticiler katıldı. Zirvede ayrıca, “ADR Yönetmeliği’nin
Türkiye’ye Katkıları” ve “Mevcut
araç parkının ADR’ye geçiş süreci”
başlıkları altında iki ayrı panel düzenlendi.
Zirve’de öne çıkanlar
1. 1 Ocak 2014’den itibaren ADR
süreci başlıyor. Tehlikeli mal taşıyan
ve piyasaya yeni girecek tüm araçlarda (tanker, tenteli treyler, konteyner
taşıyıcı vs) ADR Belgesi aranacak.
2. ADR’ye geçiş sürecinin sağlıklı
yürütülmesi için sektördeki araçların envanteri çıkacak. Bugün itibariyle araçların 20 bin adet dolayında
olduğu varsayılıyor. 2018 yılına kadar tüm araçların ADR’ye geçmesi
hedefleniyor.
3. Güvenli Taşımacılık Mevzuatı ile
var olan araçlara yapılması gereken
zorunlu tadilatlar belirtilecek ve bu
tadilatın yapılması zorunlu olacak.
4. Tehlikeli mal taşıyan araçların
muayene kriterleri yeniden belirlenecek.
5. Sürücülerin ADR eğitimlerinde
(SRC5) sınav tarihlerinin sıklaştırılması gündemde. Ayrıca bu eğitim ve
sınavları düzenleyen Tehlikeli Mal
ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü, gelecekte bu sınavların online yapılmasını da gündeme alacak.
treyler zirvesi
5
Aralık 2013
TREDER Başkanı Kaan Saltık:
treyler zirvesi
ADR milli meseledir
Treyler Sanayicileri Derneği 2008 yılında 15 üyenin katılımı ile kuruldu. Bugün TREDER’in 16 üyesi yıllık 20 bin
adetlik Türkiye treyler pazarının yüzde
65’ini üretiyor. Yılda 4 bin 500 treyleri
ise Avrupa ve Rusya başta olmak üzere
Asya, Afrika ve Orta Doğu pazarlarına satıyor. Otomotiv sektörümüzdeki
trendin aksine ülkemizdeki treyler satışlarında yapılan ithalat, toplam pazarın yüzde 5’i dahi değil.
EPDK/PETDER verilerine göre
geçtiğimiz yıl ülkemizde 20 milyon
ton akaryakıt ve LPG tüketildi. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin
6
2012 yılı verilerine göre bu rakam
Türkiye’deki tehlikeli madde taşımacılığının sadece yüzde 60’ına denk
geliyordu ve kimyevi maddeler, asitler, bazlar, boyalar, oksijen, asetilen,
karpit gibi gazlar ve patlayıcı maddelerle birlikte bir yılda takribi 33 milyon ton tehlikeli madde taşındı. Tehlikeli madde taşımacılığı için, 2012 yılında 1 milyondan fazla sefer yapıldı. Bu taşımalar derneğimiz verilerine göre 20 bin adede yakın kamyon
tanker ve tanker treylerler tarafından
yapıldı.
İnsan sağlığına ve çevreye doğrudan
etkisi bakımından ele alındığında, bu
taşımaların düzene girecek olması sadece sektör için değil ülkemiz için de
çok büyük anlam taşıyor.
Dünyada 47 ülke 1968 yılından beri
yürürlükte olan ADR konvansiyonuna muhtelif zamanlarda katılım sağlayarak taraf olmuştur. Bugün başta
Avrupa Birliği olmak üzere, Azerbeycan, Rusya, Beyaz Rusya ve benzer bir
çok ülke tehlikeli madde taşımacılığını daha tehlikesiz hale getirmek için
ADR normlarını kullanıyor.
Bugüne kadar birçok üzücü olaylarla
karşılaştık. Bundan böyle amaç tehli-
larda dahi sızdırmazlığı sağlayan, yüksek güvenlikli son teknolojiye sahip tankerler üretiliyor.
Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik
Bakanlığı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının değerli bürokratları, ADR
konusunda çok ciddi mesai harcadılar.
ADR’li tankerlerin test ve belgelendirmesi artık Ulaştırma, Haberleşme ve
Denizcilik Bakanlığı’nın yetkilendirdiği Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından Türkiye’de yapılıyor. Biz treyler
üreticileri düne kadar bu hizmeti yurtdışından alıyorduk. Bu da firmalar için
önemli bir zaman ve döviz kaybına yol
açıyordu. Artık bu konuda çok daha rahatız.
Derneğimiz üyesi 4 firma, ilk ADR
uyum belgelerini 25 Kasım tarihinde
TSE tarafından düzenlenen ve Sayın
Bakanlarımız Binali Yıldırım ve Nihat
Ergun’un de katılım sağladığı çok güzel bir tören ile teslim aldı. Bu vesileyle TSE’ye çok kısa bir süreye sığdırdığı belgelendirme hazırlıkları ve yapmış
oldukları güzel organizasyon için
başta Sayın Hulusi Demir’in şahsında tüm TSE çalışanlarına teşekkürü borç biliyorum.
Treyler sektörü, ADR konusunda dersine iyi çalıştı. Türkiye’nin
yakın zamanda doğabilecek tüm
ihtiyaçlarının Türk treyler üreticisi tarafından karşılanması için
önemli yatırımlar yapıldı ve kapasite artırımına gidildi. Bu gün
16 dernek üyemizin 8 tanesi
ADR uyumlu tanker üretimi yapıyor. Sadece bu üreticilerin tek
vardiyada 3 bin adet yıllık tanker
üretim kapasitesi mevcut.
Şüphesiz, bunun otomotiv ve
ülke ekonomisine çok olumlu
yansımaları olacak. Bu daha fazla üretim ve daha fazla istihdam
anlamına geliyor. Türkiye’nin
otomotiv sektöründeki başarısına treyler sektörü artık daha fazla katkı sağlayacak. Türk treyler
markalarının bundan böyle dün-
7
treyler zirvesi
keli maddelerin taşınmasında sıfır ölümlü kaza ve sıfır çevre kirliliği olmalı. Başka bir hedef kabul edilemez. Ulaştırma
Bakanlığımızın trafik kazalarının azaltılmasında önemli çalışmaları var. ADR
standartları da bu hedeflere ulaşılmasında ciddi katkı sağlayacaktır.
TREDER, ADR Konvansiyonunu Ulaştırma Bakanlığı’nın imza koyduğu tarihten beri destekliyor. Çağdaşlaşma ve ekonomisini geliştirme yolunda her gün yeni
adımlar atan Türkiye, tehlikeli maddelerin taşınmasında da en önemli adımı attı.
İnsan hayatının ve çevreye saygının en az
gelişmiş ülkelerdeki kadar önemli olduğunu gösteren bir adımdı bu...
ADR sertifikasına hak kazanmış tankerler daha dizayn aşamasında denetlenmeye başlanıyor. Kullanılan bütün parça ve
ekipmanların onayı alınıyor. Kritik parçaların ADR sertifikasına sahip olması gerekiyor. Sertifikalı kaynakçılar tarafından tanker gövdesinde yapılan kaynaklar, kılcal çatlaklara karşı radyografik
testlere tabi tutuluyor. Bu sayede, kaza-
treyler zirvesi
Aralık 2013
ya arenasında daha fazla söz sahibi olacağına emin olabilirsiniz.
Ayrıca yurtiçinde önemli bir potansiyeli değerlendirecek lojistikçilerimiz
de “hizmet” ihraç edebilecek ölçeklere kavuşacaktır. Yakın zamanda Türk
lojistik şirketlerinin Avrupa’da tehlikeli
madde taşımalarında daha aktif rol oynayacağını umuyorum. Tankerlerimizi AB’ye zaten ihraç ediyoruz, lojistik
hizmetlerimizi neden ihraç etmeyelim.
Bu konuda her zaman Türk lojistik firmalarının destekçisi olacağız.
Türk treyler sektörünün temsilcisi,
TREDER’in, ADR sürecinde kamu ile
örnek bir işbirliği süreci geçirdiğini burada ifade etmek isterim. ADR, eğitmeni, şoförü, tanker üreteni, taşıyanı,
taşıtanı için herkese ayrı sorumluluklar
yüklüyor. Biz TREDER olarak teknik
komitemiz kanalıyla, ADR konusundaki bilgimizi, tecrübelerimizi başta
TSE olmak üzere tüm yetkili kurum-
8
larla paylaşarak ADR’ye destek vermeye çalıştık.
Yurtiçi yük taşımacılığının yüzde
92’sini karayoluyla yapan bir ülkede
ADR dönüşümünü sağlamak hiç kolay olmayacak. Ancak Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanımız
Sayın Binali Yıldırım, TSE’de düzenlenen törende “irade olmadan, idare olmaz” demişti. Ben bu ifadeyi çok önemli buluyorum. Bakanlık, ADR için oluşturduğu “Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü’nü kurarak iradesini
ortaya koydu. ADR Uygunluk Belgesi tanzim etme ve denetleme yetkisini TSE’ye vererek ve nihayetinde 24
Ekim Yönetmeliğini yayınlayarak kararlılığını tescil etti.
Bugün burada üreten, taşıtan, taşıyan, denetleyen tüm taraflar önerilerini gündeme getirecek, oluşturacağımız ‘ortak akıl’ sayesinde yolumuza
daha güvenli bir şekilde devam edeceğiz.
TREDER olarak 1 Ocak 2014’ü milat olarak görüyoruz. Umarız bu zirveyle kamuoyu, neler kazanacağını,
bir kez daha anlama şansına sahip
olacak. Bu süreçte henüz yolun başındayız. Ancak başlamadan hiç bir
süreç tamamlanamaz ve ben ülkemizin/sektörümüzün, bu süreci başarı ile tamamlamak için gerekli iradeye ve kaynaklara sahip olduğuna inanıyorum.
TREDER olarak bu süreçte emeği geçen meslektaşlarıma, tüm kamu
kuruluşlarına, sektör paydaşlarına teşekkür ederim.
Son olarak Treyler Zirve’sinin düzenlemesinde bizleri yalnız bırakmayan
sponsorlarımız; başta Mercedes Benz
Türk, Bridgestone, Shell ve BPW firmalarına katkılarından dolayı ayrıca
teşekkür etmek istiyorum.
Tüm Türkiye Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Cemil Ok:
Bu yasa ile beraber gelişmiş ülkelerin taşımacılık
normlarına çıkacağımızı öngörüyorum
gömleği giyerek sorunları çözmeye başlamıştır. 2003 yılına kadar sektörün hiçbir alanda envanteri yoktu ve sektör, bir
karmaşa içindeydi. Şimdi 4925 sayılı yasa
ile sektörün ve her alanı zapta alınmıştır.
Burada Kara Ulaştırma Eski Genel Müdürü, şimdi müsteşar yardımcısı olarak
görev yapan Sayın Talat Aydın ve ekibine
de teşekkür etmek gerekmektedir. Çünkü Sayın Aydın ve ekibi gece gündüz çalışarak sektöre düzen vermiştir. Aydın ve
ekibi 4925 sayılı yasayı kamu gündemine getirmiştir. 4925 sayılı yasa ile sektörün her alanı zapta alınmıştır. 4925 sayılı yasa, üç ana temel üzerine kurulmuştur. Bunlar, mali yeterlilik, mesleki yeterlilik ve mesleki saygınlık ilkeleridir. Bu
yasanın kurumlaşmayı ve gelişmiş ülkelerin normlarında taşımacılık yapmayı beraberinde getireceğini düşünüyorum. Bu
yasa ile beraber gelişmiş ülkelerin taşımacılık normlarına çıkacağımızı öngörüyorum. Hatta kombine taşımacılık normla-
rının en yaygın bir biçimde yakalayacağımıza inanıyorum. Lojistik
köylerin oluştuğu bir Türkiye’nin
geleceğini düşünüyorum. Kombine taşımacılık denince ulusal
ve uluslararası taşımacılığın tüm
unsurların bir arada buluştuğu
ve sirkülasyonların gerçekleştiği alanların bulunması için çalışmaların yapıldığı bir sürecin başlaması ve bu alanlarda olması gereken ADR taşımacılığının bu
normlara haiz olan yetkili kurumlara verilmesini arzu ediyoruz. Şu
an tüm standartlara uygun olan
ve bu bakımdan uğraş gösteren
TREDER gibi bir kuruma verilmesinin uygun olacağına inanıyoruz. Taşıma sektöründeki bütün
unsurlar birbirlerinin karşısı değil, yan yana ve birbirlerine destek vererek, tüm taşımacılığı geliştirmelerini diliyoruz.
9
treyler zirvesi
Taşımacılığın toplumlar için yeri ve önemi son derece fazladır. ‘Ulaşamadığın
yer senin değildir’ sözü bu konuda verilebilecek en güzel örneklerden biridir. Bu sözden hareket edersek taşımacılık, doğumdan başlayıp ölüme kadar devam etmektedir. Bu nedenle taşımacılık
toplumların kan ve kılcal damarları gibidir. Ekonomik çarkın en önemli dişlilerinden biridir. Hatta toplumların gelişmişliğinin göstergesidir. Taşımacılık beş
sistemle gerçekleşmektedir. Bunlar; karayolu, havayolu, denizyolu, raylı sistem
ve boru sistemleri şeklindedir. Gelişmiş
ülkeler, taşıma sorunlarını kendi ülkelerinin durumuna göre sistemler arasındaki entegrasyona göre çözmüşlerdir. Gelişmiş ülkelerde her sistemin yüzdelik
oranları belirlenmiştir ve bu oranlar birbirlerine çok yakındır. Gelişmiş ülkelerde uzun zamandır yapılan bu çalışmalar
neticesinde ‘kombine’ taşımacılığın önü
açılmıştır. Türkiye’deki taşıma sektörüne
baktığımızda yolcu taşımacılığının yüzde
96’sının karayolu ile yapıldığını görüyoruz. Yine ülkemizde, emtia taşımacılığının yüzde 89-90’ı karayolu ile yapılmaktadır. Diğer dört sisteme yüzde 4’lük bir
oran düşmektedir. Sisteme girişin önünde bir engelin olmaması nedeniyle evini,
bağını, bahçesini satan sisteme girmiş,
ama bir daha sistemden çıkamamıştır. Bu
nedenle yüzde 50, atıl kapasite meydana
gelmiştir. Ve sistemin bu karmaşık yapısı
beraberinde sistemsizliği getirmiştir. Bu
sistemsizlik sektörün sorunlarının büyümesine neden olmuştur. Büyüyen bu sorunlar zamanla içinden çıkılmaz bir hale
dönmüştür. Sektörün sorunları uzun zamandan beri ihmal edilmiş ve bu sorunlar adeta ateşten bir gömlek haline gelmiştir. Bu ateşten gömleğe hiçbir bakanlık ve yetkili kurum cesaret edip de elini
uzatmamıştır, ta ki 2003 yılına kadar…
57. ve 58. Kabine’nin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve ekibi bu ateşten
Aralık 2013
TOBB Ulaştırma ve Lojistik Sektörü Meclisi ve UND Başkanı Çetin Nuhoğlu:
treyler zirvesi
Mesleki yeterliliğe en çok ihtiyaç
duyduğumuz alan ADR’dir
Son zamanlarda sivil toplum ve kamunun yan yana gelerek yaşanan gelecek
tasarımı ve de içinde bulunduğumuz
problemlerin çözümü için ortak irade
ortaya koyması, açıkçası hepimizi çok
sevindiriyor. ADR konusunda yapılan
bu çalışmalar, çok sık yan yana gelmeler sonucunda burada bulunuyoruz. 1
Ocak 2014’e, hazır bir sektör olarak girileceğine inancım çok fazla. ADR, üreticiler, taşımacılar, dağıtıcılar, kullanıcılarla ilgili bir şey ama asıl ülke ile ilgili, gelecek ile ilgili, çevre ile yaşam kalitemiz ile ilgili bir şey. Asıl çocuklarımıza bırakacağımız doğa ile ilgili bir şey.
1957 yılında niye ihtiyaç haline gelmiş,
1968’de, ADR yönetmeliği niye yayınlanmış? 1 Ocak 1997’den sonra AB’ye
üye ülkelerin her birinin bu direktife
uyma zorunluluğu getirilmiş. AB üyesi ülkeler kendi topraklarından geçecek
olan mallarda bu standartlara olmazsa olmaz olarak bakıyorlar. Standartların hepsini tanımlamışlar ve ticaretin
önündeki engelleri açmak için de bunu
çok katı bir biçimde uygulamaya başlamışlar. Bugün 48 ülkede bu uygulanıyor. Avrupa ülkelerini ön plana çıkardığımız zaman bu standartlara sahip olmamamız, standartlarsız bir taşıma ve
standartlarsız bir ihracata dayalı büyüme planlarımızın olamayacağı ortada.
Türkiye’nin kimya sektöründeki 18 milyar dolarlık ihracatının çok büyük bölümünü AB ülkelerine yapmaktayız.
Tehlikeli madde ve kimyasal taşımalardaki taşıma modları içindeki en büyük
pay kara taşımacılığındadır. O halde bu
standartlara kendimizi uydurmamız, rekabet açısından diğer sektörlerin önünü açacaktır. Hem de çevre ve geleceğimizin tasarısında önemli rol alacaktır. 2003 yılından itibaren başlamış olan
bu ulaştırma sektöründeki yeniden yapılandırma ve 1 Ocak 2014’ten itiba-
10
ren hayata geçirilecek olan bu tehlikeli madde taşımacılığının en önemli ayaklarından biri de TSE’dir. TSE,
kontrol edilebilir standartları belirlemesi ve sektördeki bütün oyuncuları o standartlara sahip olması için denetim yapması, bu alınmış kararların
içinde en önemli adımlardan biridir.
Bu anlamda düzenlemeler, kanunlar,
denetim ve kontrollerle sürdürülebilir hale geliyor. Burada en önemli olan
etmenlerin başında sayın genel müdürümüzün bu konuya sahip çıkmasıdır. Yaklaşık 1 ay içinde üç defa yan
yana geliyoruz. Sivil toplum örgütleri,
TSE yan yana geliyor. Sürekli olarak
daha iyi nasıl yapabilirizi sorguluyoruz. Bu anlamda bizi sürekli dinlediği
için ve sürekli olarak açık kapı ile iletişimi sağladığı için şahsım adına saygılar sunuyorum. Bundan sonra da sivil toplum ve kamunun bir projeyi hayata geçirmesinde bu rol model olur.
Ne kadar iyi araçlar üretirseniz üre-
tin, ne kadar iyi standartlar belirlerseniz belirleyin, bunların kullanımındaki etkinliklerini artırmadığınız zaman,
bunlarla ilgili denetimleri sürdürecek
olan yapıyı oluşturmadığınız müddetçe ayakta kalamazsınız. Sayın başkanın bahsettiği sektöre girişlerdeki en
önemli kriterlerden biri olan, mesleki
yeterliliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz
alan budur… Şoförlerimiz ve danışmanlarımız, bu sektörde hem bireysel olarak rekabetçilerimizin hem de
sektörün rekabetçiliğinin önünü açacaktır. T9 belgesi bizim ihracatımız,
taşımacılarımız açısından yapılması
gereken en önemli çalışmalardan biridir. TREDER’e şapka çıkarıyorum
gerçekten büyük bir organizasyon.
Çok iyi bir katılım ve bütün paydaşlara açık bir yapı… Bütün bunları kamunu önünde tartışılabilir hale getirilmesi konusunda yaptığınız çalışmalardan dolayı sizi kutluyorum ve teşekkür ediyorum.
TSE Başkanı Hulusi Şentürk:
Öteleyerek sanayicimizin ve
lojistikçimizin maliyetlerini arttırıyoruz
ği için kısacası uğraşıyoruz. Kafa değişikliği akşamdan sabaha olacak bir durum değil… Belirli bir zamana ihtiyaç var. Üç sene önce yatırım programlarına baktığımızda yılda 3,8 milyon TL yatırımı olan bir TSE’yi görürsünüz.
Bu da tamamına yakını aslında tadilat giderleridir. Oysa şu an yatırım gideri
3 milyon doları aşmış durumda. TSE neredeyse yatırımlarını 300 katın üzerinde bir artışa taşımış bulunuyor.
Test belgelendirme için yurt dışına her yıl giden para 2 milyar dolar. 2 milyar dolarlık bu hizmet Türkiye’de verilse 400 milyon dolara verilir. Dolayısıyla sanayici maliyet avantajı sağlarken bu hizmeti aynı zamanda Türkiye’de
verilmesinden dolayı da ciddi bir istihdam da sağlanmış olur. Bu süreçte
TSE’ye güvenen, sorumluluk veren başta Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali
Yıldırım’a, Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın’a teşekkür ederim. TSE olarak
her alana girmeyeceğiz. Ama her alandaki altyapımızı oluşturacağız. Sektör
ve TSE işbirlikteliği her alanda sürecek ve uygunluk belgeleri sektörümüzün hizmetine sunulacak. Dünyada her yıl yeni uygunluk belgeleri standardizasyon paralelinde veriliyor. TSE olarak, biz sanayicimizden, sektör yetkililerimizden standartlar ve belgeler konusunda bizi uyarmalarını, bize ön
bilgi vermelerini bekliyoruz. Çünkü TSE, bütün belgeleri takip edemez. Burada sektörün TSE yetkililerine uyarılarda bulunması gerekiyor. Bunları yapabilirsek eğer paralarımız cebimizde, ülkemizde kalır ve Türkiye’yi rahatlatmış oluruz.
11
treyler zirvesi
ADR konusunda kısa sürede elde edilen bu başarı, bu değişimin, dönüşümün
eseridir. Protokol 6 Mart’ta imzalandı.
1 Temmuz’u kendimize başlangıç zamanı olarak belirledik. Aradaki zaman
çok kısa bir süreydi. Başta sayın genel
müdürü ve ekibini ve TREDER üyelerinin vermiş olduğu destek ve katkı ile 1
Temmuz hayalini gerçekleştirdik. İş ve
güçbirliği yapıldığında sorunların ne kadar kolay çözüleceğini beraberce gördük. Üç ay içinde de ilk belge tanzim
edildi. Sayın Mehdi Gönülalçak’a teşekkür etmek istiyorum. Çünkü başından
beri TSE’ye güvendi. Çünkü biz bu işleri ilk yapmaya talip olduğumuzda sürekli karşımıza TSE’nin bunu yapacak
alt yapısı var mı, bunu yapacak kalifiye
elemanı var mı, imkanı var mı, sorularıyla karşılaşıyorduk. Hepsini yapabileceğimizi söylüyorduk. Mehdi Gönülalçak konuyu sahiplendi ve güzel bir başarı elde ettik. Bu atılmış ilk adım. Genel müdürlüğümüz yönetmeliği yayınladı. 2018’e kadar mevcut araçların dönüşümü sağlanacak. Araçların trafik muayenesi ile ilgili çalışmaların başlatılması
gerekiyor. Türkiye değişimi ve dönüşümü hızlı başarmak zorunda. Sorun sadece ADR değil, T9 belgesi de var. Sorunları öteleyerek bir yere varamıyoruz. Öteleyerek sanayicimizin ve lojistikçimizin maliyetlerini arttırıyoruz. Bu
belgeleri almak zorundayız. Bu belgeleri ülkemizde alamıyorsak Avrupa’da
daha fazla paralara almak zorunda kalıyoruz. Türkiye, geçmişten kalan ezberlerini bozmak zorunda. Bu ve buna
benzer çalışmalar aynı zamanda sanayicimizi yapısal dönüşümü içinde büyük
fırsatları içerisinde barındıran, çalışmalardır. Devlet adına bekçilik yapan kurum olmaktan sanayici adına yol açan
bir kurum olmak anlayışına doğru evrilmek için uğraşıyoruz. Kafa değişikli-
Aralık 2013
Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürü Mehdi Gönülalçak:
treyler zirvesi
Mevcut araçlarla ilgili hazırlayacağımız
mevzuatla bir yol haritası çizeceğiz
Tehlikeli malların taşınmasıyla ilgili
uluslararası ve yurt içinde sorumluluğumuzu daha emniyetli ve güvenli bir taşımacılığın sağlanmasına yönelik, inancım nedeniyle bakanlığımızın yeniden
yapılanmasında, özellikle bu konuyla ilgili bir genel müdürlük oluşturuldu. Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü kuruldu. Uluslararası taşımacılığı uluslararası anlaşmalarla ve sözleşmelerle düzenlenmiş,
Türkiye olarak da bu uluslararası anlaşma ve sözleşmelerin dört tanesine bir
beşinci mod olan iç su taşımacılığı anlaşmasına henüz taraf değiliz. Tehlikeli yüklerin karayolu ile taşınmasına yönelik Avrupa anlaşması ADR’ye, tarafız denizyolu ile taşınan tehlikeli yüklerle ilgili Birleşmiş Milletler bünyesindeki
denizcilik teşkilatı denizyolu ile taşınan
tehlikeli yüklerle ilgili buna tarafız. Havacılıkla ilgili yine oluşturulan anlaşmaya tarafız. Demiryolu ile taşınan sözleşmelere tarafız.
Eğitimlerin önemli olduğu hepimizce malum. Eğitim konusunda ilk etapta sektördeki eksikliği değerlendirdik.
Bir an önce eğitimciler yetiştirmek için
3-4 tane seminer art arda düzenleyerek gerek karayolu ile gerek denizyolu ile havacılığı ile tehlikeli yük taşımacılığında eğitim alması gereken kişileri
eğitmek üzere kuruluşların oluşmasını
sağlamaya çalıştık. Şu an Türkiye genelinde özellikle ADR kapsamında ilk
kuruluş aşamasında 9 eğitim kuruluşu
vardı şu an yetkilendirilmiş eğitim kurumlarının sayısı 33’ü buldu. Daha da
artacak bu Türkiye geneline yayılmış
olacak. Eğitim gerçekten çok önemli. Şoför arkadaşların taşıdığı yüklerle
ilgili olası bir kazada nasıl hareket etmesiyle ilgili bilinçlenmesi çok önemli. 25 Ekim tarihi itibarıyla, en son yaşanan gelişmeler çerçevesinde yönetmeliği revize ederek tekrar yayınla-
12
dık. Şoförlerin belgeleri ve araçların
belgeleri ile yapacağımız yol kenarı denetimleri 1 Ocak 2014’ten sonra artıracağız. Bu denetlemeler çok
önemli denetleme olmayınca maalesef ipin ucu kaçıyor. Buna da sektörümüz hazırlıklı olmalı. Araçlarda
veya şoförün kendisinde bulunması
gereken belgelerin eksikliğinden ötürü de kendilerine yazılacak cezalara
da katlanmalı. Cezayı yememek için
de gerekli tedbirleri almalı diye düşünüyorum, değerlendiriyorum. Uluslararası taşımacılıkta tehlikeli yüklerin gerek ambalajlandığı gerek tehlikeli yükleri taşıyan araçların uluslararası sözleşmeler gereği belli bir sertifikalara sahip olması gerekiyor. Şu
ana kadar ambalaj firmalarımız bu
hizmetleri yurt dışına taşıyabildi. Biz
ülke olarak bu yeterliliğe sahip durumdayız. TSE bir protokol imzaladı. 6 Mart tarihinde, gerek ambalaj kalıplarının testlerinin muayenelerinin yapılarak numaralarının verilmesi gerekse tehlikeli taşıyan araçların ADR uygunluk belgesi almasıyla
ilgili ADR kapsamında TSE’yi yetkilendirmiş durumdaydık. TSE’de sağolsun çok güzel bir çalışma yapıldı. Hızlı bir çalışma yapıldı. Emeği
geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür
ediyorum. Bu belgeleri de şu an verebilecek duruma geldik. Denetimle
ilgili 1 0cak 2014’ten sonra yol kenarı denetimlerine başlayacağız. Tehlikeli yüklerle ilgili de denetim yapacağız. Bu denetimlerde bakanlığımızın
ilgili elemanları, trafik polisleri, jandarma ya da belediye zabıtaları yetkili olacaklar. Denetim yapacak bu elemanlara da eğitim vereceğiz. Bu yönetmelik kapsamında yeni, üretilecek
olan araçların 1 Ocak 2014‘ten sonra ADR’ye uygun olarak üretilmesi
gerekiyor. Mevcut olan araç parkın-
daki durumun ADR’ye uyarlanması
için bir kademeli geçiş süreci yönetmelikte öngörüldü. Bu geçiş süreçte
2018’e kadar yaşları itibarıyla TSE’ye
gelip kendilerini rapor edip bu araçlara birer kimlik numarası verilecek.
Şu an kaç tane aracımız var diye bir
istatistik almaya kalktığımızda ciddi
bir netice yok elimizde. Trafikten almış olduğumuz belgelerde 23 bin civarı tanker görünüyor. Ama tankerin
haricinde tehlikeli yük taşıyan araçlarımız var. Kabataslak 50 bin civarında bir aracın şu an piyasada iç taşımacılıkta kullanıldığı bilgisi var elimizde. Mevcut araçların ADR’ye uygulanması ile ilgili biz bir çalışma başlattık. 30 Ekim itibarıyla bir toplantı yaptık. Bir çalışma grubu oluşturuyoruz. Mevcut araçlarla ilgili nasıl bir
yol izleyeceğimizi çıkaracağımız Güvenli Taşımacılık Mevzuatı’nda ortaya koyacağız. Bundan sonra bütün
araçların belgelendirerek sistem içerisine alınmasını sağlayacağız.
Soru-Cevap
treyler zirvesi
H. Ali Özen
14
Cemil Ok
Kaan Saltık
Hulusi Şentürk
Mehdi Gönülalçak
Çetin Nuhoğlu
treyler zirvesi
15
SORU-CEVAP
diği bir alandan söz ediyorsanız bunun için düzenleme yapılması gerekiyor.
Fatih Şener
Burada eğitim merkezi konusunda aslında esnekliği sağlamak lazım. Çünkü MEB’in de onaylanmasını istediği
kriterleri hemen hemen aynı. Devletin bir başka otoritesinin yaptığı çok
daha fazla yaygın bir eğitim sistemi
var. Anadolu’nun her şehrinde Milli
Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanmış eğitim kurumları var.
İstem Yılmaz Nakliyat
Numan Karaman
Kimyasal madde taşımacılığı konusunda uluslararası
taşımacılık yapan, C2 Yetki Belgesi olan bir firmayız.
Biz, uluslararası taşımacılık
yapan firma olarak yönetmelik çerçevesinde belgelendirme sürecine girmemiz
gerekiyor mu? 2014 yılına
kadar gerçekleştirilmesi gereken bir durum mudur? Bu
süreç nasıl yönetilecek?
UND İcra Kurulu Başkanı
Fatih Şener
UND Eğitim Merkezi olarak ADR konusunda
Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde eğitimler veriyoruz.
ADR eğitimi için Ulaştırma
Bakanlığı’nın kriterleri var.
Bunun yanı sıra Milli Eğitim
Bakanlığı’nın sürücü kurslarıyla ilgili kriterleri var. Eğitimin yaygınlaşması için sürücü kursları gibi bir yapılanma yapılabilir mi?
Düşüncelerinizi
alabilir miyim?
Mehdi Gönülalçak
treyler zirvesi
Mehdi Gönülalçak
Faaliyet belgesi, taşıyıcıları değil; taşıyıcıların dışındakileri kapsıyor. Taşıyıcılarda bu belge zaten var. Bu belge taşıyıcıları kapsamıyor.
16
Mesleki yeterlilik eğitimi kapsamında bu konuyla ilgili açılan kurslarda,
mesleki yeterlilik belgesi istiyoruz. Bu
kurslar ya da kuruluşlar bu yetki belgesini almış ise bu konuda onların
ADR eğitimi vermesine olanak sağlıyoruz. Türkiye genelinde yaygın olan
kuruluşların mesleki yeterlilik belgesini almış olması lazım. Şuan yedi bölgemizde de eğitim merkezlerimizde
eğitimler veriliyor. Bu eğitimleri biz
de yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Eğer
sormak istediğiniz tam şuysa, mesleki yeterlilik eğitim belgesini aramayın,
sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nın tamam biz burada eğitim veriyoruz de-
Mehdi Gönülalçak: Bildiğim kadarıyla şirketlerdeki yönetmeliğin kapsamında da onlarda Milli Eğitim
Bakanlığı’ndan geçmiş kriterleri arıyorlar. Bu konuyu tekrar değerlendiririz. Burada hazır söz eğitime gelmişken şunu söylemek istiyorum: Eğitim kuruluşlarımızın bir işe maalesef yeterli ciddiyeti vermiyorlar. Şöyle ki: Birçok tespitlerimizde şuana kadar eğitim kurumları özellikle şoför
arkadaşlara eğitim veriyorlar. Bu sınavlarda başarı oranı yüzde 38’ler civarındaydı. Bunun nedenini araştırdığımızda belki sistem, soru bankası vs.
gibi farklı etkenler de ortaya çıkabilir
ama asıl neden şu: Kursiyeri kaydediyor, parasını alıyor fakat kursiyere eğitim vermeden her şeyi düzenliyor. Bu
açıdan da eğitim kurslarının kendilerini gözden geçirmeleri gerekiyor.
Çetin Nuhoğlu:
Ben, bir şey ilave etmek istiyorum. Biraz önce söylediğimiz mesleki yetkinlik, mesleki saygınlık konusunda eğitimin önemini biliyoruz. Bu görüşmelerde şu ortaya çıkıyor: Eğitim, mevzuat ve bunların yayılımı konusunda veya
görevler, roller çok iyi tanımlanmamış
durumunda. Benim önerim; eğer kabul
ederseniz çünkü en çok şikayet edilen
konulardan biri de eğitim sonrası hemen imtihan yapılmaması. İşte senede
farklı dönemlerde altı defa imtihan yapılması. Bu eğitimi alan şoför arkadaşların daha sonra seferlerde olmaları nedeniyle bu imtihanları kaçırmaları imtihana girememeleri sonucunu doğuruyor. Bizlere en çok gelen şikayetler ara-
lece kademeli bir geçiş yaptık. Bu
kademeli geçişe göre eski araçlarla ilgili ceza uygulanacaksa uygulanacak, uygulanmayacaksa zaten
uygulanmayacak dedik.
Eğitimlerle ilgili, farklı eğitim metotları uygulanabilir. Belki sistemleri konuşmak ve sistemler üzerinden değişiklik yapmak gerekir.
Bundan sonraki süreçte çok daha
farklı eğitimler yapmaya çalışacağız.
sında bunlar yer alıyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği önderliğinde bir çalıştay
hazırlayalım. Sizler de lütfeder bu çalıştaya katılırsanız bağımsız kuruluşları da dinlerseniz, gelen şikayetler konusunda bilgi
sahibi olursanız standartlarla ilgili de yeni
kriterler belirleriz. Belki o yüzde 38’lik başarı oranı yüzde 60-70’ler seviyesine varabilir. Sizin de söylediğiniz gibi sadece kursiyerlerden kayıt parası alıp eğitim verilmemesi daha da önemli bir soruna neden
oluyor. Hem tehlikeye davetiye çıkarıyor,
hem de haksız rekabete neden oluyor. Bugünlerde bu durumun konuşulmaması gerektiğini düşünüyorum. Hem standartların yükseltilmesi, hem de denetimin nasıl
sağlanacağı, hem de kurumlar arasındaki
bu iletişimin nasıl sağlanacağı konusunun
çok yararlı olacağını düşünüyorum.
Mehdi Gönülalçak:
Bu geçiş sürecinde mevcut araçların sistem içerisine alınabilmesi ile ilgili yönetmeliğin maddesini yıllara dönüştürdük. Mesela 2006 ila 2013 model araçlar
31.12.2014 tarihine kadar gelip bir şekilde kendi durumlarını rapor ederek belgelerini almaya çalışacaktır. 1985 model
araçlar da 31.12.2017 tarihine kadar durumlarını tespit ettirip belgelerini alacaklardır. Buradaki amacımız, envanteri çıkarmaktır. Envanterimiz maalesef daha
yok. Bu envanteri tespit etmeye yönelik
bu çalışmayı gerçekleştirdik. Yol kenarı denetimlerle ilgili çalışmalarla ilgili gerekli sistemi oluşturduk.
Yeni model araçları öne alıp, daha eski
araçları daha sonraya bırakmamızdaki neden de şu: Şu anki üretilen araçlar
ADR’ye uygun olarak üretiliyor. Ve buna
3-5 yıl önce üretilen araçları da dahil ettik. Dedik ki 3-5 sene önce üretilen araçlar ADR’ye uygun olarak üretiliyor. En
azından ADR’ye uygun olarak üretilen
araçların biran önce belgesini almasını
sağlama hedefinde olduk. Bu bakımdan
yeni model araçları daha öne aldık. Böy-
Küçükler Taşımacılık
Ensar Erçen:
Eğitimlerde yaşanan sorunlara varolan denetim metotlarıyla çözüm
bulamazsanız. Gizli bir
başvuru yapın, bakın
görün. Mali açıdan da
denetim olması gerekiyor. Birçoğu fatura kesmiyor. Belki burada ilk
defa gündeme geliyor.
Mehdi Gönülalçak:
Biz denetimlere başladıktan sonra bu türden eksikleri gördük.
Daha önce gemi adamları kurslarında benzer sorunlar yaşanıyordu. Orada merkezden takip edilecek şekilde online kurslar yapmaya başladık. Böyle bir sistemi
ADR’de de uygulayabiliriz.
17
treyler zirvesi
SS Haydarpaşa Mot.
Taşıyıcılar Kooperatifi
Oktay Erdoğan:
Mevcut motorlu taşıtlar, mevcut araçları uygun hale getirirseniz denetimleri nasıl olacak ? Diğer bir sorum da
SRC eğitimleri ile ilgili. Şoför kardeşlerimiz belli ki alt
eğitim seviyesindeki kardeşlerimiz. Yurt içi SRC eğitimi
var, yurt dışı SRC eğitimi var.
Yurt içindeki arkadaşlarımıza
SRC eğitimi veriliyor, yurt dışındakilere de verilmesini ta-
lep ediyoruz. Çünkü ikisi de
ayrı kategoriler. Yurt içinde
çalışacak arkadaşların yurt
dışındaki konulara vakıf olmadığı için bu eğitimlere fazla zaman ayırmaması gerektiğini düşünüyoruz. Eğitim konusunda daha geniş bir çalışma nasıl olabilir?
SORU-CEVAP
man kişiler şirketimizde çalıştırmak istemediğimiz seviyede. Bununla ilgili uluslararası firmaların yurtdışındaki bağlantıları ortak kullanmak gibi çözümler düşünüyor musunuz?
treyler zirvesi
Mehdi Gönülalçak:
Diversey Kimya
Ozan Dinçer:
ADR gündeme geldiğinden
beri aşamalı olarak ilerledi.
2013 yılından itibaren ambalaj konusunda yürürlüğe
girecek hükümler için şirketimizi hazır hale getirdi. Ambalajlarımızın sertifikalarını
yurtdışından temin ettik. ADR
konusunda lojistik süreçleri
de takip etmeye çalışıyoruz.
Ancak gerek bizim çalıştığımız lojistik firmaları olsun
gerek sektörün diğer lojistik firmaları olsun ADR konusunda çok ciddi bir hazırlık
göremiyoruz. ADR denilince akla ilk başta tanker geliyor. Ancak bizim gibi ICB
yükleri için tenteli araçlarla
taşınıyor. Taşıma yapan lojistik firmalarında ADR konusunda bir bilinç oluşmadığını düşünüyorum. ADR konusunda geçiş öncelikle tankerlere daha sonra treylere mi olacak? ADR destekleri konusunda yurt içinde ‘neyin ne olduğu’ yerli yerine
oturmamış durumda. Danış-
18
1 Ocak 2014 tarihinde hem tankerlere hem de diğer araçlara ADR uygulaması eş zamanlı olarak uygulanmaya
başlayacak. Tehlikeli madde taşımacılığı yapan araçlar ADR konusundaki
yasal uygulamalara uyacaktır. Geçiş
süreci ile eksikliklerin tamamlanması öngörüldü. Güvenlik danışmanları
eğitim süreci ile eğitimlerine kavuşacaklar. Sektörün ihtiyacı olan güvenlik danışmanlarını oluşturmaya çalışıyoruz.
Güvenlik danışmanı zorunluluğu konusunda 9 aylık bir zaman tanındı. Bu
süre zarfında hem biz hem de sektör
kendisini hazırlasın diye. Şu an kısa
süre içeresinde Güvenlik Danışmanı Tebliği yayınlanacak. Burada danışman olacak eğitim kuruluşlarını yetkilendireceğiz. Bu eğitim kuruluşları
danışmanı eğitecek.
İkinci bir yol olarak Avrupa Birliği
finansından yararlanarak tarafından
Karayoluyla Tehlikeli Yük Taşımacılığının desteklenmesi projesi var. Polonya ve Litvanya’nın kazandığı projeyi Ocak ayı içerisinde başlatacağız.
Çok eğitim bölümleri var. Bu bölümlerde güvenlik danışmanlarını sektöre
kazandıracağız. Sektörün ihtiyaç duyacağı güvenlik danışmanı ihtiyacını
böylece karşılamayı planlıyoruz.
Çetin Nuhoğlu:
Treylerin dorse olmadığını hep söylüyorum. Dorse, bir markadır. ABD’de
1960’lı yıllarda ilk ithal edilen treyler
bu marka ile geldiği için güncel olarak aklımızda dorse ismi böyle kaldı.
Basın da bunu böyle kullanıyor. Ama
TREDER’in temel gayesi de öndeki
çekici arkasındaki treyler. Bugün açık
kasa taşımalarda da, tenteli taşımalar-
da da kimyasallarla ilgili orada tanımlanmış bir standart vardır. Kaan Bey, 1
Ocak tarihi itibarıyla isteyen arkadaşlara bu belgeleri verebilecek durumda mıyız?
Kaan Saltık:
Tankerlerde ADR belgeleri aranacak.
Açık kasa araçlarda da bu belge aranacak diye anladık biz yönetmelikten.
Mehdi Gönülalçak:
Öğleden sonraki panellerde de Cem
Erçil bu konuyu aktaracaktır. Araçların Uygun Belgesi şasi, treyler ve tankerler için konuştuğumuzda tankerin
şasiye sabit olduğu tek olarak değerlendirilebilecek üç çeşit bir değerlendirme söz konusu olacak. Treylere de
bu belge düzenlenecek. Treyler tehlikeli yük taşıyacak ise treylere ayrı, şasiye ayrı düzenlenen bir belge olacak.
Sabit-birleşik ise tek bir belge olacak
ama açık yük taşıyorsa ya da tenteli ise
burada da bir belge söz konusu olacak.
Veysel Yalçınkaya
Servicexpress: Biz tehlikeli
madde taşıyoruz. Bizim aldığımız çekicilerde ve treylerde ADR’li ve ADR’siz çeşitler mevcut. Bunlar arasında da fiyat farkı var. 5
bin Euro civarında. Biz,
eylülden itibaren AB normlarına göre aldığımız
ADR’li çekicilerde, treylerlerde bakanlık bir denetim uygulayacak mı, yok-
sa Avrupa’dan aldığımız bu
belgelerle geçiş sağlanabilecek mi?
Kaan Saltık:
1 Ocak 2014’ten sonra sattığımız bütün
tankerlerde, çekicilerde ve treylerlerde
bunların hepsinin ADR normlarına uygun şekilde olması gerekiyor. Aksi takdirde trafik tescili olmayacak.
Çetin Nuhoğlu:
2010’da aldığınız araçlarla ilgili ADR
normlarına haizse o araçlar, üretici firmaya başvurduğunuzda ADR belgelerinizi verecekler. 31 Aralık 2014’e kadar
bunları tamamlamak zorundasınız. Üretici zaten bunları ADR normlarına göre
yapmışsa, buradaki mağduriyet söz konusu olmayacak. Genel Müdürümün
bahsettiği gibi 2006-2013 yılları arasında
üretilen araçların ADR’ye uygun bir şekilde üretildiği düşüncesinden dolayı bir
yıl süreyi belirledi. Yeter ki siz o ürünü
alırken ADR’ye uygun olarak alın. Ama
ADR gibidir, benzeridir, ADR’ye uyumludur ibareleri burada yeterli olmayacaktır. Ama buradaki geçiş sürecinde de bir
düzenleme yapılacaktır. Siz 5 bin Euro
ödemişsiniz, fazla ödemişsiniz o kadar
fazla para etmez.
lerimizden eğitim konusunda bir beklenti içindeyiz.
1290 sayfa olan ADR sözleşmeleri konusunda üst düzey yöneticilerimiz gerçekten yeterli bilgiye sahip olduklarını düşünüyorlar mı?
Çünkü Üst Düzey Yöneticileri Derneği (ÜDYDER) olarak bu konularda üst düzey
yöneticilerimizin konuya sahip olmaları gerektiğini düşünüyoruz…
Mehdi Gönülalçak:
İlk etapta kendi personelimize iç hizmetler kanunu dahilinde bu eğitimleri
vermeyi kendimize görev bildik. Elbette hepimizin eksiklikleri olabilir. Düzenlediğimiz bu eğitim seminerlerimizle eğitimi aktarmaya çalıştık. 1290 sayfalık sözleşmeyi satırı satırına bilmemiz zaten düşünülemez. Ama şoförlerimizin kendilerini ilgilendiren konularda, güvenlik danışmanlarımızın kendilerini ilgilendiren konulardaki eğitimlere vakıf olmaları gerekir. Eğitim süreklilik arzediyor. Eksiklikleri zamanla gidermeye çalışıyoruz.
Çetin Nuhoğlu:
Üst Düzey Yöneticiler Derneği (ÜDYDER) olarak sizin TREDER, UND,
UTİKAD Taşımacılar Birliği vs. bu
konuda beraber çalışmanız gerekiyor.
Çünkü sizdeki vizyonun meslek örgütlerine yardımcı olacağı kanısındayım.
Biraz daha işbirliğini artırmamız gerektiğini düşünüyorum.
Konteyner taşımacılığının da
sektörle beraber hareket etmesi gerekiyor. Konteyner taşımacılığını ayırmayı düşünmüyoruz.
Eğer tehlikeli yük taşıyorsa konteyner taşıyıcının ADR’li olması lazım.
TREDER Yönetim Kurulu
Üyesi Seyit Usta:
Burada bir haksız rekabet olmayacak mı? Piyasada 2008-20092010 model araçlarını satarak eskiye dönüş yapabilir. Eski model
araçların değeri artacak.
Mehdi Gönülalçak:
Mevcut araçların sistem içine
alınması daha neticelendirilmedi. Belki şunu diyeceğiz: 20 yaşın
üzerindeki araçlar bu sistemde
çalışmayacak. 85 model araçların
belgelendirilmesi gerekiyor. Periyodik muayeneler olacak. Uygun olan araçlar belgelerini alacak ama uygun olmayanlar belgelerini alamayacakları için iş yapamayacak.
Çetin Nuhoğlu:
Sayın genel müdür zaten envanterin çıkarılacağını söyledi. Meslek örgütleri olarak bizlerin de
envanter çıkarılması konusunda
yardımcı olmamız lazım. O çıkarılacak envanterin sonucunda
fotoğrafın tamamını görebileceğiz. Kargaşa yönetilemez. Ölçemediğiniz şeyi iyileştiremezsiniz.
UND ve yurtiçi taşımacılar olarak envanterin çıkarılmasına destek olmamız lazım.
Mehdi Gönülalçak:
SS Haydarpaşa Motorlu
Kooperatif Başkanı Erdal
TSE’nin yükü ağır. Allah kolaylık versin. Belki bir kısım araçların ne belgesi var, ne kaydı var.
TSE bunları tabi bir şekilde değerlendirecek.
19
treyler zirvesi
Mehmet Tanbaş: Ulaştırma Bakanlığı’nı Haziran
2012’den sonrası ve öncesi olarak ikiye ayrılmasının
önemli olduğunu görüyorum.
Genel Müdürlük kurulduktan
sonra ADR konusunda ciddi adımlar atıldı. Biz, şoför-
Şengül:
Konteyner taşımacılığına bir özerklik vermeyi
düşünüyor musunuz?
Mehdi Gönülalçak:
1.PANEL
ADR Yönetmeliği’nin
Türkiye’ye Katkıları
treyler zirvesi
Aydın Özbey
20
Cemalettin Doğmuş
Cem Erçil
Gökhan Maraş
Alper Özel
Jan Devrim
treyler zirvesi
21
Aralık 2013
Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Cemalettin Doğmuş:
treyler zirvesi
13 bin sürücüye eğitim verildi
Yönetmelikle tehlikeli maddelerin; insan sağlığı ve diğer canlı varlıklar ile
çevreye zarar vermeden güvenli ve düzenli bir şekilde kamuya açık karayoluyla taşınmasını sağlamayı amaçlıyor. Bu
nedenle gönderenlerin, alıcıların, dolduranların, yükleyenlerin, boşaltanların,
paketleyenlerin, taşımacıların ve tehlikeli maddeleri taşıyan her türlü taşıt sürücüleri veya operatörlerinin hak, sorumluluk, yükümlülük ve çalışma koşullarına ilişkin usul ve esasları yönetmelikle belirlendi.
Tehlikeli Maddelerin, karayolları taşımacılığı alanında ticari faaliyet gösteren
firmaların gönderenlerin, alıcıların, dolduranların, yükleyenlerin, boşaltanların,
paketleyenlerin, taşımacıların 1/9/2014
tarihine kadar Tehlikeli Madde Faaliyet
Belgesi alması zorunluluğu da bulunuyor.
Diğer bir madde; Tehlikeli maddelerin
karayolu ile taşınmasında; ADR Bölüm
6’da tanımlanan ve Bakanlıkça yetkilendirilmiş kuruluş tarafından test edilip UN Numarası verilerek sertifikalandırılmış olan ambalajların kullanılması zorunludur. Bu konuda TSE yetkili
hale getirildi.
Tehlikeli
madde
taşımacılığında
ADR’de tanımlanan etiket, işaret ve turuncu plakaların kullanılması zorunlu
hale getirildi.
ADR Bölüm 3.2 Tablo A’da yer alan bir
22
kısım tehlikeli maddelerin taşınmasında kullanılacak taşıtlar (EX/II, EX/
III, FL, OX, AT ve MEMU) ADR
Bölüm 9’da belirtilen hükümlere uygun olması gerekir. Söz konusu taşıtların, Türkiye’deki ilk muayenesinde, Bakanlık veya Bakanlığın yetkilendirdiği kurum/kuruluşça verilmiş Taşıt Uygunluk Belgesi (ADR Uygunluk Belgesi) ile belgelendirilmesi zorunludur.
Bakanlık, ADR Bölüm 9’da tanımlanan taşıtların, dönemsel teknik muayenelerinin yapılması ve bunun sonucunda ADR Uygunluk Belgesinin geçerlilik süresinin uzatılmasına yönelik
olarak ayrı bir düzenleme yapar.
Bu Yönetmelik ve (ADR) hükümlerine uygun olarak ulusal ve uluslararası karayollarında tehlikeli yük taşımacılığı yapacak şoförlerin, Tehlikeli Mal
Taşımacılığı Sürücü Eğitim Sertifikası (SRC5)/ADR Şoför Eğitim Sertifikasına sahip olmaları zorunlu oluyor.
Bu zorunluluk 1 Ocak 2014 itibaren
başlıyor. Bugüne kadar 2010 yılından
beri Bakanlığımızca 33 yetkili kurum
yetkilendirilmiş, 5 kurumun da incelenmesi devam ediyor. Bugüne kadar
da 13 bin sürücüye eğitim verildi.
Bakanlık, görev ve yetkileri kapsamında, trafikte seyreden taşıtların
kontrolleri için karayolları kenarlarında tesis edilen sabit veya mobil denetim istasyonlarında tehlikeli madde taşıyan taşıtların denetimini yapacak. Tehlikeli madde taşıyan taşıtların
denetimleri ayrıca; 23 üncü maddede
belirtilen kurumlardan karayolunda
denetim yapma yetkisi bulunan diğer
kamu kurum ve kuruluşlarına mensup personel tarafından da yapılır.
Tehlikeli madde taşıyan araçlarda bulundurulması gerekli olan belgeler
şunlar:
Tehlikeli madde taşıyan araçlarda aşağıdaki belgelerin bulundurulması zorunludur:
ADR Bölüm 5.4.1’de belirtildiği şekilde düzenlenen taşıma evrakı,
ADR Bölüm 8.2.2.8’de belirtildiği şekilde Tehlikeli Madde Taşımacılığı Sürücü Eğitim Sertifikası (SRC5),
Araçta görevli her personel için resimli kimlik belgesi (nüfus cüzdanı,
sürücü belgesi veya pasaport),
ADR Bölüm 5.4.3’te belirtildiği şekilde, taşımacı tarafından sürücüye verilmek üzere hazırlanan yazılı talimat,
Birden fazla modla taşınan tehlikeli
yükler için ADR Bölüm 5.4.5’teki Çok
Modlu Tehlikeli Mal Taşıma Formu,
Taşıtlar için geçerli ADR uygunluk
belgesi,
ADR’de tanımlanan Sınıf 1, Sınıf 6
ve Sınıf 7 tehlikeli yüklerin taşınmasında, bu Yönetmelik kapsamında belirlenen ilgili/yetkili mercilerden alınmış taşıma izin belgesinin fotokopisi,
Tehlikeli madde taşımacılığı yapan taşıtlara ait Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi.
Tehlikeli madde
güvenlik danışmanı
Bu Yönetmelik kapsamındaki faaliyetleri gerçekleştiren işletmelerin,
ADR Bölüm 1.8.3’te yer alan hükümlere göre tehlikeli madde güvenlik danışmanı istihdam etmesi veya tehlikeli madde güvenlik danışmanından hizmet alması zorunludur.
Yönetmelikte cezalar
Tehlikeli madde taşıyan ADR Uygunluk
belgesi olmayan taşımacıya 1000 TL.
SRC5 Belgesi olmadan taşıma yapan
sürücüye 200 TL.
Tehlikeli maddelerin karayolu ile taşınmasında; ADR Bölüm 6’da tanımlanan
ve Bakanlıkça yetkilendirilmiş kuruluş
tarafından test edilip UN Numarası verilerek sertifikalandırılmış olan ambalajların kullanmayanlara 1000 TL.
Tehlikeli yük taşımacılığında kullanılan ambalajlardaki yüklerin, sınıf, tehlike derecesi ve muhteviyatı gibi özelliklerini ifade eden harf, rakam ve şekillerin yer aldığı etiketi kullamanyan göndericiye 1000 TL, taşıyıcıya 500, sürücüye 100 TL.
Tehlikeli madde güvenlik danışmanı çalıştırmayan işletmelere 1000 TL.
TSE Ulaşım ve Lojistik Sistemler Merkez Başkanı Ömer Cem Erçil:
Sorunsuz, kazasız çok daha
güvenli bir ülke göreceğiz
zümü arayışına girdik. Sektör paydaşları
bizlere çokça değer verdi. Onlara tekrar
teşekkür ediyorum. Bizim önümüzde sıfır araçlar, hali hazırda yürüyen araçların
disipline edilmesi gibi iki ana başlık var.
Belki diyeceksiniz ki bunların büyük kısmı öyle başı boş değil. Ancak yine de tamamının bir otorite tarafından denetlenmesi gerekiyor. Çünkü bir çok koşulda
yanlış yönlendirilebiliyor. Bizim ülkemize münhasır belki yurtdışında bu şekilde
olmuyor. Mevcut yürüyen araçları da riskini azaltmamız lazım.
Türkiye’de ADR şartlarına haiz olmayan
araçların denetlenmesi için asgari limitler
olması lazım. Ayrıca bütün bunların muayenesini ADR ve oluşturulacak mevzuat çerçevesinde denetleyebileceğimiz
muayene merkezlerimiz kurmamız gerekiyor. Ki araçları gerektiğinde denetleyebilelim.
Bizim için çok önemli iki çalışma var.
Mevzuat altyapının tamamlanması. Ki
Ulaştırma Bakanlığı konuya önem gösteriyor ve çalışma Grubu kuruldu ve ko-
nunun çözümü için çok önemli bir yaklaşım gösterdi. Tehlikeli malların taşınmasında kullanılan araçların muayenesine yönelik
bir mevzuat çalışılması yapılıyor.
Dolayısıyla normal araçlar gibi
değil. Tehlikeli malların taşınmasında kullanılan araçların uygunluğunu ölçebilecek muayene istasyonunun kurulması önemli
konu olarak önümüze çıkıyor.
Bu yanlızca üstyapı değil. Araç
ve üstyapı bütünlük halinde kapsayan bir iş. Gerektiği birisi, veya
ikisi birarada değerlendirmemiz
gerekiyor.
Böyle bir mevzuat ile ADR konvansiyonun oturtulmaya çalışması gerçekten çok önemli. Ülkemiz
güvenlik taşıma altyapısının oluşması için çok önemli. Muhtemelen atılacak adımlar bu eylemin
haklılığını ortaya çıkaracaktır. Sorunsuz kazasız çok daha güvenli
bir ülke göreceğiz.
23
treyler zirvesi
Konuyu bir standardizasyon konusu olarak ele aldığımız zaman, güvenli taşımacılık kalitenin de önüne geçerek ADR
gibi standardizasyonların oluşmasına öncülük etmiştir. TSE bu konuda onaylanmış bir kuruluş olarak gerek sıfır araçlar üzerinde gerekse de üretildikten sonra araçların kontrolü yapacaktır. Şunu net
bir şekilde deklare etmemiz lazım. Tehlikeli maddelerin taşınması sadece petrol
ve türevlerini kapsamamaktadır. Her türlü tehlikeli mal ve madde bu kapsamın
içinde yer almaktadır. Bunu taşıyan araçtan, bunu taşıyan ambalaja kadar her ayrıntının ADR konvansiyon kapsamında
incelenmesi, belgelendirilmesi ve muayenesi gerekmektedir.
TSE olarak yeni müracaatları değerlendiriyoruz. Bu taşımacılık için kullanılan araçları ele aldığımızda 3 ana grup
ile karşılaştık. Motorlu çekici, treyler ve
üstyapı. Tehlikeli madde taşımak istiyorsanız belirtilen standartları karşılamanız
gerekecektir.
Tabi bu standartları karşıladığınızda yüzde 100 güvenli veya kazasız bir taşıma
yapmanız mümkün değildir. Amaç bunu
yüzde 100’e ne kadar yaklaştırabiliriz.
Tehlikeli malların taşınmasındaki araçları
incelediğimizde ilk olarak yoğun kullanılan tankerleri ele aldık. Bu yapı içerisinde
yeniler, ADR mevzuatına göre üretiliyor,
muayene ediliyor. Çünkü elimizde bir fırsatımız var. Bunu değerlendiriyoruz. Ancak mevcut araçlar için ne yapmalı? Bunlar ne olmalı ki bir denetim mekanizması altına girsin? Bu oldukça zor bir sorun. Temel bir yapı belirlemeniz lazım.
Bir çizgi çizmeniz lazım. Hangi şartların
altında bir tanker tehlikeli maddelerin taşınmasında kullanılmaması gerekir. Biliyorsunuz ki Türkiye’de ADR şartlarını
karşılayan ve karşılamayan sayısını bilmediğimiz araçlar var. Peki biz bunları nasıl
disipline etmemiz lazım? Problemin çö-
Aralık 2013
Petrol Sanayi Derneği Projeler ve Dış İlişkiler Koordinatörü Aydın Özbey:
treyler zirvesi
ADR’ye geçişin hızlı ve kararlı
bir şekilde yapılması gerekiyor
Petrol Sanayi Derneği akaryakıt dağıtım
firmalarının üye olduğu bir dernektir.
PETDER (Petrol Sanayi Derneği) 23
Eylül 1996 tarihinde, petrol ürünlerinin
üretimden tüketime kadar olan faaliyetler zinciri üzerinde çalışmalar yapmak
amacı ile ülkenin önde gelen akaryakıt
dağıtım şirketleri tarafından kuruldu.
PETDER’in bugün itibariyle toplam on üç üyesi bulunuyor. Alpet, Aytemiz, Belgin, BP, Gulf, ExxonMobil, Opet, Petline, OMV Petrol Ofisi,
Shell, Shell & Turcas, Total, Turcas ve
Turkuaz PETDER üyesi kuruluşlardır.
PETDER’in kurucu üyeleri ise BP, ExxonMObil, Opet, Petrol Ofisi ve Shell
ve TOTAL’dir. PETDER kuruluşundan itibaren güçlü, güvenilir ve objektif ilkelere dayalı profesyonel bir sivil
toplum kuruluşu olmayı öncelikli hedef
olarak koymuş ve hep bu yönde çalışmıştır.
PETDER’in faaliyetleri; ilgili mevzuat uyarınca akaryakıt, LPG ve yağlama
yağlarının güvenli ve ekonomik olarak
piyasaya sunumunun temini; piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi, istikrarlı bir
şekilde sürdürülebilmesi; haksız rekabe-
24
tin, tüketici ve insan sağlığına zararlı
eylemlerin önlenmesi; sektör standartlarının geliştirilmesi konularını kapsamaktadır.
Yapılan çalışmalar ve sektördeki genel
gelişmeler periyodik olarak yayınlanan
sektör raporları ile detaylı olarak kamuoyu ile paylaşılmaktadır.
Ülkemizin PETROL ihtiyacının yüzde 90’ı ithalatla karşılanmaktadır. Rafineri lisans sahipleri tarafından 2012
yılında 19,48 milyon ton ham petrol
ithal edilmiş, 2,32 milyon ton ise yerli üretimden temin edilmiştir. Ham
petrol temini (ithalattan) 2011-2012
yıllarında 7,5 ve 7,7 oranında artmıştır. 2012’de ithalatın yüzde 39’u
İran, yüzde 19’u Irak, yüzde 15’i Suudi Arabistan, yüzde 11’i ise Rusya
Federasyonu’ndan yapılmıştır.
Akaryakıt sektöründen sağlanan dolaylı vergilerin toplamı ise 50,5 milyar
TL’dir.
Rafineri lisans sahibi şirket sayısı 6
olup bunlardan halihazırda 4 tanesi (İzmir, Kırıkkale, Batman, Körfez)
faaliyettedir. Akaryakıt dağıtım lisanslı firma sayısı 76, LPG dağıtım lisans-
lı firma sayısı 72, akaryakıt istasyonu sayısı 12.971, LPG otogaz istasyon sayısı
10.073, depolama kapasitesi de 4.7 milyon m3‘tür. Sektörün finansal büyüklüğü 2012 yılında 98,3 milyar TL olarak
gerçekleşmiştir. Akaryakıt sektöründen
sağlanan dolaylı vergilerin toplamı ise
50,5 milyar TL’dir.
Akaryakıt tüketimi 2012 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 3,5 artmıştır.
20,1 milyon ton olan akaryakıt ürünleri ve LPG tüketimi 2012 yılı toplamında bir önceki yıla oranla yüzde 3,5 artış göstermiştir. 2012 yılı motorin tüketimi 15 milyon ton olmuş ve 2011 yılına
göre tüketim yüzde 5,5 artmıştır. 2012
yılında benzin tüketimi 1,85 milyon ton,
LPG tüketimi 3,7 milyon ton, jet yakıtı tüketimi 808 bin ton, fuel oil tüketimi
ise 693 bin ton olarak gerçekleşmiştir.
2011 yılına göre 2012 yılında LPG tüketimi yüzde 1, benzin tüketimi yüzde
6,6, fuel oil tüketimi ise yüzde 12 oranında azalmış, jet yakıtı tüketimi yüzde
5,4 artmıştır.
PETDER ilk günden itibaren ADR’ye
geçişin hızlı ve kararlı bir şekilde yapılması gerektiğini ifade etti.
Üye şirketlerimiz, ülkemizde tehlikeli madde taşımacılığında bilincin artırılması, bu alanda taşımada kullanılan ekipman ve personelin standartlarının yükseltilmesi için çok büyük uğraşlar vermişler ve kaynak harcamışlardır. PETDER olarak geçmişten günümüze katılım sağlanan her toplantıda sağlık, emniyet ve çevre politikalarımızın bir gereği olarak ADR’ye geçişin önemine ve bu geçişin kararlılıkla sürdürülmesi gereğine vurgu yaptık. Bundan sonra da bu alanda yapılan yasal düzenlemeleri sonuna kadar
desteklediğimizi belirtmek isteriz.
ADR’nin ertelenmişi sektöre hiçbir
zaman bir şey kazandırmayacaktır.
Her zaman maddi kayba yol açmıştır.
PETDER üyesi şirketlerin uygulama-
ları ADR geçiş süreci için önemli bir
avantajdır.
Tehlikeli madde tanınan tanker sayısının 27 bin adet olduğu ifade edildi. Diğer yandan tehlikeli madde taşıma sigortası yaptırılan araç sayısının 10 bin olduğu ifade ediliyor. Sadece akaryakıt sektöründe 20 binin üzerinde bir tanker olduğunu tahmin ediyoruz. Akaryakıt dağıtım sektöründe
şirket nakliyelerinde kullanılan araçların neredeyse tamamı ADR’li araçlar.
Ülkemizin önde gelen akaryakıt dağıtım firmaları 2000‘li yılların başından
günümüze bu nitelikteki araçlarla şirket nakliyesini gerçekleştirmektedir.
Şirket taşımacılığı ile yapılan ürün ikmali, üstün SEÇ-G kurallarına uygun
ve ADR geçiş sürecinde uyum için bir
avantajdır. Ancak bu şekilde taşınan
ürün miktarının yüzde 20’yi geçmeyeceğini tahmin ediyoruz.
PETDER olarak ADR’ye geçişin sağlayacağı faydaları çok önemsiyoruz
1 Ocak 2014 tarih itibariyle başlayacak
süreçte özellikle Tehlikeli Madde Taşımacılığı açısından önemli bir eksiklik
olarak karşımıza çıkan istatistik eksikliği giderilmiş olacaktır. Bu alanda oluşacak veri bankası değerlendirme yapabilmek açısından önem arz etmektedir.
Diğer yandan meydana gelen kazaların
Bakanlığa raporlanması ve bu kazaların
Bakanlık bünyesinde sivil toplum kuruluşlarının da katılım sağlayacağı Kaza
İnceleme Kurulları marifetiyle değerlendirilmesi ve kazaların kök nedenlerinin ortaya çıkartılması kazalardan ders
çıkartılması ve tekrarlanmaması anlamında önemli bir kazanım olacaktır.
Eğitimli personel stokunun
artması ile kamu ve özel sektörde bu konudaki bilinçli kişi
sayısı artacak, yangın, dökülme ve acil durumlarda doğru
müdahaleye yönelik uzmanlıklar oluşacaktır. Dökülmelerden kaynaklı çevresel kirlenme, araç/ekipman kalitesinin
ulaşacağı seviye ve eğitim sayesinde asgariye inecektir.
Uluslararası ADR/RID Danışmanı ve Eğitmeni Alper Özel:
Gelecek daha güzel olacak
Gelinen nokta iyi. Gelecek daha güzel
olacak. İşaretlemeler gayet başarılı bazı
AB ülkelerinden bile daha iyi noktadayız.
Balkan ülkesinden çok daha ilerideyiz.
Tebliğ yayınlandıktan sora danışman eğitilmesi gerekiyor. Güvenlik danışmanı,
sürücü, bir döngü. Bu döngü tamamlandığında bundan sonrası denetlenebi-
lir ve ölçülebilir bir yapı olacak.
Almanya’da her yıl karayolu taşımaları ile ilgili istatistikler yayınlanıyor. Bu istatistiklere bakılarak
yetkililer stratejini belirlerler. Bizde de artık ölçülebilir, denetlenebilir taşımalarla önümüzde yıllar
çok daha iyi olacaktır.
25
treyler zirvesi
Bu noktalara kolay gelinmedi.
Türkiye’de ADR eğitimleri 1995 yılında Almanya üzerinde başladı. Eğitmenlerin Almanya’da eğitilme ve bir
heyet karşısında sınavı geçmesi şartı vardı. Almanca bilmek zorundasınız.
Almanya’ya teşekkür etmek zorundayız. Aksi takdirde bu dönemlerde tehlikeli madde taşıyamazdık ve Pazar tamamıyla yabancıların eline geçerdi. Tehlikeli madde taşımacılığını Almanya’dan
öğrendik. Tabi bunun bir bedeli de
oldu. Ancak 2010 yılından itibaren artık taşımalarımız Türk ADR belgesi ile
yapmaktayız.
O dönem ADR eğitimlerinin ardından
sınavlar yapılırdı. Gönlümüz böyle olsun ister ama ADR sınavları önceleri 3
ayda bir sonra 2 ayda bir yapılıyor. Sürücülerin başarısının artması için eğitimlerin ardından yapılmasının büyük
önemi var. Hem sürücülerin hatırlama
kapasitesi düşüyor hem de önemli bir
zaman kaybı ortaya çıkıyor.
Aralık 2013
TREDER Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Maraş:
Yeni bir dönem başlıyor
1 Ocak 2014 tarihinde bizim için yeni
bir dönem başlıyor. TSE’nin verdiği
destekle, treyler üretiminde kaliteli üretim ve kontrol gelecek. Rekabet açısından da kontrol olmadığı için kalitesiz ve
güvensiz araçlar piyasada. Bunlar tabi ki
işi layığıyla yapan, yatırım yapan altya-
pıya sahip firmaları olumsuz etkiliyor.
Merdivenaltı firmaları diye tabir ettiğimiz firmalar, piyasayı olumsuz etkiyor. Söz konusu firmalar zamanla
ortaya kaybolacaktır. Zamanla işi layıkıyla yapan firmalar piyasada daha
fazla söz sahibi olacaktır.
Alışan Lojistik Operasyonlar Koordinatörü Jan Beslen Devrim
treyler zirvesi
Depolamanın daha fazla üzerinde durulmalı
Bu toplantı nerede olduğumuzu göstermesi açısından çok
önemli. Türkiye’de tehlikeli
maddenin yanıcıdan ADR olarak algılanmasını konuşuyoruz.
Neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuyoruz. Bunu etrafımızdaki insanlarla konuştuğumuzda AB ile entegrasyon veya ticari bir faaliyet olarak ele alınmasından bir vatandaş olarak rahatsızım. Buna ihtiyacımız var. Çünkü biz bu ülkede
yaşıyoruz. Tehlikeli maddelerin depolandığı yerlerin yanında çocuklar var, insanlar yaşıyor. Gebze Organize Sanayi Bölgesinde Endüstri Meslek Lisesi var. Sağında ve solunda tehlikeli maddeler olan yerler var. Bunların olmasına engel olamıyoruz.
Oturduğumuz sandalyelerde poliüretanlar var. Bunlarsız yapamayız. Bu maddeler bir yerden bir yere taşınacak birileri üretecek. Bunu mevzuat olduğu için değil de biz içinde olduğumuz
için yapmalıyız. Çocukların evde nasıl davrandıkları konusunda belirli çerçeveler var. Örneğin elini prize sokmaz. ADR konusunda gözümüzü kapadığımızda aklımıza İngiltere, Almanya, Fransa geliyor. Oysa Bulgaristan ve Romanya’da AB ülkesi. Ama bizler daha iyisi hayal ediyoruz. Oradaki denetimleri düşündüğünüz zaman orada olmak istemiyoruz. Biz daha iyi bir
yerde olmak istiyoruz. Daha iyisine ihtiyacımız var. Bu daha iyisi sadece ekipman, altyapı ve sürücü eğitim açısından değil. Tehlikeli kimyasalların sürecinin tamamının yönetilmesi açısından
daha iyisine ihtiyacımız var. Bu konuda da etrafımızda çok fazla mevzuatımız var Bundan dolayı da mutluyum. Örneğin tehlikeli atıklar, tehlikeli maddde taşıyan tankların yıkanması ile ilgili mevzutamız var. Endüstriyel kazaların önlemesine yönelik
mevzuatımız var. Bunlar bizim daha iyi daha sağlıklı, daha az
tehlikede yaşamamızı sağlıyor. Bu açıdan müşterimle konuşurken, Türkiye’de henüz ADR mevzuatı uygulanmıyor. Herhangi
26
bir yerde depolayabilirim yada itfaiye bakmıyor denildiğinde
çok üzülüyorum. Şuanda bulunduğumuz yerden 400 km mesafedeki Yunanistan’da bu kurallara dikkat ediliyor. Bizim insanımızın da Yunan veya Alman kadar kendisine değer vermesi gerekiyor. Biz depolama konusunda, tehlikeli maddelerin elleçlenmesinin daha az bilindiğini görüyoruz. Mevzuatın
içinde de çok detay yer almadığı için kimse o konuya odaklanmıyor. Oysa tehlikeli maddeler taşınırken nasıl sızdığında zarar veriyorsa depolandığında da aynı zararı veriyor. Bu konuda sürekli eğitim vermek gerekiyor. Her hafta farklı konularda farklı açılardan eğitim vermek gerekiyor.
2008’de verdiğimiz eğitimlerde işaretlerden şu malın zehirli olduğunu gösterir şeklinde bilgiler veriyoruz. Bir baktım
IBC’nin kenarında kalmış bir mal var. Bir baktım elaman
maddeyi ağzına attı. Ne yapıyorsun dedim. ‘Zehirli mi diye
merak ediyorum’ dedi.
2008’den bu yana gelinen yola bakarken Kocaeli İtfaiyesi
çok büyük yol aldı. İtfaiye işlerin doğru yürümesi için baskılar kuruyor, bundan da çok memnunum. Ancak başka
şehre gittiğimiz zaman bu denetim gücü ile karşılaşmıyoruz. Türkiye Marmara’dan ibaret değil. Her yerde bu standardın uygulanması lazım. Lojistik operasyonlarda binanın
kendisi işin yüzde 25-30’unu oluşturuyor. Sonra teknolojiniz geliyor. Bir takım ürünleri yan yana koymamanız gerekiyor. Deponuzu belirli bölümlere ayırmak durumundasınız, bir tehlike durumunda belirli aralıklar bırakmanız gerekiyor. Böylece tehlike halinde yangının büyümesini engellersiniz. Bütün bunlar bize bir kelimeyi hatırlatıyor. Risk.
Bütün bu operasyonlarda risk analizleri yapmamız gerekiyor. Açığa çıkan pozisyonlar için de aksiyon planı oluşturmamız gerekiyor. Maşallah deyip tahtaya vurup geçemiyoruz. Bütün önlemlerimizi alalım. Ama depomuz yanarsa ne
yapacağımızı biliyor muyuz? Az önceki örnekte gördüğümüz gibi nereye kaçacağımızı biliyor muyuz?
Tehlikeli madde güvenli danışmanı çok önemli. Bütün bu süreçleri iyi tasarlaması gerekiyor. Toplamda bir vatandaş olarak
bu bilinci gerçekleştirmemiz gerekiyor.
SORU-CEVAP
Soru: Tahsin Doğan
(Tırsan Treyler):
Trafiğe çıkan ilk araçlarda
ADR belgesi istenecek mi? İlk
denetim nerede yapılacak.
Cemallettin Doğmuş:
1 Ocak 2014’de trafiğe çıkacak araçlar
tescil olurken ADR Belgesi istenecek.
Denetimler, yol kenarındaki. muayene istasyonlarında yapılacak.
Muayene istasyonlarında yapılacak tetkiklerle ilgili bir çalışma yaptık nihai karar Ulaştırma Bakanlığı’nda. Ulaştırma
Bakanlığı’nın yapacağı mevzuat çalışmalarında muayene esasları belirlenecek.
Buradaki araçların incelenmesi ve nihai
hedef sistemin kontrolün ele alınması için muayene esaslarını Türkiye’ye uygun şekilde yapılması lazım. TSE olarak
ne talimat verilerse –ki otorite bakanlığımızdır- bu talimat çerçevesinde gerekli altyapı kurulur. Bu konuda çeşitli istişareler yaptık. Örneğin ADRli bir araçta
ABS olmazsa olmaz konusu. Normal bir
araç muayene istasyonu olarak değerlendirilmeyecek. ADR’ye özel bir mevzuat
çerçevesinde farklı bir alan olarak değerlendirilecektir. ADR’li araçların muayeneleri ile ilgili, TSE şu anda yaklaşık 100
milyon TL yatırımı başlatmış durumda.
İlk etapta 5 il arkasından da 18 il de yapılanma olacak. ADR’nin gerektiği esaslar belirlendiğinde, filtre mekanizmasına
mutlaka uymayanlar takılacaktır.
Sevda Bozacıoğlu
(Kansai Altan Boya):
Türkiye karayolu altyapı-
sı buna hazır mı? Tüneller, boğaz köprüsü,
tehlikeli madde taşıyan
araçların dinlenme yerleri. Karayollarında ilgili alanlar tamamlandı mı? Yönetmelikte tehlikeli madde taşımacılığı, Mehdi bey de konuşmasında tehlikeli
yük veya mal kelimesini
kullandı. Tehlikeli yük
kapsamında madde
demek çok doğru gelmiyor. Jargonun önemli
olduğunu düşünüyorum.
Sonra yanıcı madde hikayesine dönmesin.
Cemallettin Doğmuş:
Yönetmelikte köprü geçişleriyle ilgili KGM’nin çalışmalar var. İlçelerde Kaymakamlar
denetimler yapacak. Diğer yerler Ulaştırma Koordinasyonu
Süre 2014 ün sonuna kadar belirlenecek. Tehlikeli maddeden
kastedilen Tablo 3.2a’da belirtilen maddeler.
(Soru) Aydın Özbey:
Türkiye’de geçen yıl ne kadar
tanker üretildi. ADR’li araçla
yola devam etmek isteyenler için
Türkiye’nin kapasitesi nedir?
Kaan Saltık:
3 binlik kapasitesi 8 firmanın kapasitesi. Türkiye’de yıllık 25 bin
adet treyler satılıyor. Yıldan yıla
yüzde 5-7 oranında değişiyor.
1550 adet tanker treyler satışı anlamına geliyor. Burada kapasitemizin sadece yüzde 50’sini kullanıyoruz. Yönetmeliklerin ertelenmesi talepleri öteledi. Sektördeki farkındalık az. Zirveyi tanzim
etmemizdeki bir amacımız da bu
farkındalığı yaratmak.
27
treyler zirvesi
Soru: Serkan Kuruoğlu
(Sa-ba A.Ş): Aydınlatma
sektöründe ADR sertifikasını
ilk alan firmalardan birisiyiz.
Ürünlerimiz üreticiler
tarafından alınıyor. Ancak ye-
dek parça değişiminde ADR
onaylı ürünler yerine ucuz ürüne yönelebiliyorlar. Dolayısıyla araç ADR’den de çıkıyor.
Ayrıca araç kusur tablolarında sürekli uygun olmayan değişiklikler yapılıyor. ADR kontrollerinde mevcut denetimler
TSE tarafından mı yapılacak,
yoksa mevcut muayene istasyonlarından mı olacak? Kusurlar belirlenirken üreticilerden fikir alınacak mı?
Cem Erçil:
2.PANEL
Mevcut araç parkının
ADR’ye geçiş süreci
Cemalettin Doğmuş
Hüseyin Doğanay
Cem Erçil
Murat Tokatlı
Bahadır Özbayır
Numan Karaman
Aralık 2013
TREDER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Tokatlı
treyler zirvesi
ADR’li araçları üretmek çok ciddi bir iştir
Bu süreçte bakanlık ve TSE yetkililerine teşekkür etmek istiyorum. Hakikaten çok güzel bir iş başardılar. İnşallah
hepimizin desteğiyle bu işi sonuna kadar götüreceğiz. Türkiye’de ADR’li tanker konusu aslında yeni bir konsept değil, Türkiye’de 15 yıldır ADR’li tanker
kullanılıyor. Ama nasıl kullanılıyor? İthalatla ya da yerli üreticilerin dışardan
belgelendirilerek araçlar kullanılıyor.
Bu araçları üretmek çok ciddi bir iştir.
Çeşitli aşamalar içeriyor. Piyasada ADR
sertifikalı tankerler var. ADR’ye uyumlu tankerler var, ADR’siz tankerler var.
ADR’li tankerlerin süreçlerinden bahsetmek istiyorum ki bu farklar az çok
anlaşılsın.
ADR’li tanker üretmek için iş önce
üretim yerinden başlıyor. Üretim yerinin de buna uygun olması lazım. Ayrıca bunları üreten kişilerin, özellikle kaynakçıların da gerekli sertifikalara haiz
olması gerekiyor. Bu aşamayı gerçekleştirdikten sonra tasarım onayı almamız
lazım. Tasarım hangi süreçlerden geçer? ondan da biraz bahsedeyim. Öncelikle tasarım onay dosyası hazırlamanız lazım. Üretici olarak öncelikle hangi malı taşıyacaksınız ona karar vermeniz gerekiyor.
Yapacağınız tankın sınıfını belirliyorsunuz. Ondan sonra yapacağınız tankın yapısal olarak bir tanımlamasını
yapmanız lazım. Hacim aralığı ne olacak bölme sayıları ne olacak? Dalgakıran yerleşimleri nasıl olacak? Kullanacağınız malzemeler ne olacak? Bunların ayrı ayrı sertifikasyonun yapılması
lazım. Tüm bunları dosyanıza ekliyorsunuz. Tankın daha sonra gövde tasarım hesaplamaları yapılıyor. Hatta projeler yaparak en ince ayrıntısına kadar
dosyaya koyuyorsunuz. Hesapları yaparken normal yol koşullarında statik
ve dinamik yüklere göre hesap yapmanız lazım. Daha sonra tankın bağlantı elemanlarının tanımlanması ve nasıl
olduğunun belirlenmesi lazım. Bunların
hepsi bir dosya haline getirilip kullana-
30
cağınız malzemelerin de sertifikalı ve
izlenebilir olması lazım. Hepsini tek
tek dosyaya koyuyorsunuz ve bunu
onaya gönderiyorsunuz. Onay kuruluşu -TSE- inceliyor varsa bir eksiklik size bildiriyor. Siz tekrar düzeltip
onaya sunuyorsunuz ve nihayetinde
tasarım tip onayı alıyorsunuz. Bu tasarım tip onayı almadan ADR’li tanker
üretmek mümkün değil. Bunu aldıktan sonra üretime hazırsınız. Dosyada topladığınız her türlü bilgi ile birlikte üretime geçiyorsunuz.
Tasarım tip onayı alarak ADR sertifikalı tanker üretmeye başlıyorsunuz.
Tasarım tip onayı aldıktan sonra üretime geçiliyor üretim de belli aşamalardan geçiyor. Öncelikle uygun sertifikalı malzeme dosyada tanımladığınız her şeyi topluyorsunuz. Tankın gövdesi üretiliyor, kaynak imalatta burada yapılacak iş, üretimden sonra bütün kaynakların X-ray’de kontrolünü yapıyorsunuz. Eğer hata varsa
bunlar X-ray’de ortaya çıkıyor. Daha
sonra tankı boyaya girmeden önce bir
hidrostatik bir basınç testine tabi tutuyorsunuz. Bu testten de geçerlilik
alındığında ondan sonra final montaja geçebilirsiniz. Ürettiğiniz her tankerin şasi bazında numarası yani izlenebilirliği olması lazım. Boyayı yapıyorsunuz. Montajını yaptıktan sonra
Daha sonra bir sızdırmazlık testi var.
Bu testlerden sonra bu tanker ADR
sertifikası almaya hak kazanıyor.
Şasi plaketi üretiliyor. Bu şasi plaketinde burada sizin şasi üretim onayınızdan üretim tarihine kadar basınç
değerlerine kadar her türlü bilgi burada yer alıyor. Ve onay kuruluşu geliyor
ve onayı veriyor.
Bu gövde içindi bunun bir de alt tarafı var. Yürüyüş durumundayken elektrik ve fren sisteminin EC91-98’e göre
kontrollerinin yapılması lazım. Onaylarının alınması lazım. Sonra aracı
komple ADR’li hale getiriyorsunuz.
Bundan sonra asıl T9 dediğimiz belge almaya da hak kazanıyor olmanız
lazım. Bakanlık ve TSE den isteğimiz bu. Bizim bir an önce uluslararası
standartta taşımacılığın için T9 belgesi alıyor olmamız lazım. Bundan sonra
bakanlık olarak izleyeceğimiz şey bu.
Uluslararası standartlarda taşımacılığa çıkmamız için onay almamız lazım.
Tankeri yaptıktan sonra iş bitmiyor
denetim ve kontrol süreci lazım.
Bir tankeri 3 yıl içinde sızdırmazlık
testine tabi tutmanız lazım. 6 yıllık periyotlarda da hidrostatik basınç testlerine tabi tutmanız lazım. Bunların yanında dizayn ve uygunluk olarak yapılmış mı ekipmanlar belirtildiği şekilde mi kullanılmış servis ekipmanları
çalışıyor mu bunların denetimlere tabi
tutulması lazım. Burada da TSE’ye
ciddi bir iş düşüyor. ADR’li tankerin bundan sonrada aynı şartlara bağlı olarak yürürlüğünün devamının sağlanması için bu gerekiyor.
Ağır Ticari Araçlar Derneği Başkanı Bahadır Özbayır:
ADR ile nakliyecilerimizin rekabet gücü artacak
larını çıkardığınız zaman ortalama 6 ton
ve üzerinde 35 bin adetlik bir pazar var.
Bu pazarın yıllar içinde geldiği nokta itibariyle ile yüzde 50’si kamyon çekici haline
geldi. Eskiden çok daha az çekici payı vardı. Yüzde 10’lardan 50’lere geldi. 35 bin
adedin 17 bin 500 adedinin çekici diyebiliriz. Yüzde 20’si inşaat kamyonudur. Bu da
7 bin adet yapıyor. Ağır nakliye kamyonu
dediğimiz çekicinin dışında 6x2 8x2 klasik Türk kamyonları yılda 3 bin 500 adet
satılır. Bunun dışında orta ve hafif kamyon olmak üzere yüzde 20’de. Geri kalanlar 7 bin adet. Türkiye pazarı böyle dağılım gösterir.
Tehlikeli madde taşımacılığı bunlardan
hangisiyle ilgili. Uzun mesafeli taşımalarda çekici treyler kombinasyonu kullanılıyor. Orta mesafede 25-32 tonluk az önce
dediğim Türk tipi kamyonlar kullanılıyor.
Bunlar sabit tanker üst yapısıdır. Araca takılmış durumda. Kısa ve dağıtım amaçlı kamyonlar 15 tonla 21 tondur. Genelde tanker üst yapısı vardır. Orta ve inşaatı bir tarafa koyduğumuz zaman çekici satışları istatistiklerimizden bakıyoruz.
Yüzde 5’i akaryakıt taşımacılığı başta olmak üzere tehlikeli madde taşımacılığına gidiyor. (ADR’li veya ADR’siz) 17 bin
500’den hesapladığımız zaman 900 adetlik
tankere gidiyoruz. Diğer rijit kamyonların
da yüzde 10-15’i bu sektöre gidiyor. 100
adet de oradan geliyor. Topladığımız zaman benim bulduğum rakam 1500. Kaan
bey treylerden hesapladı, ben araç satışlarından bu rakama ulaştık. Aynı sonuç çıktı. Demek ki aklın yolu bir.
Pazar büyür mü diye baktığımız zaman
bunun üzerine 2 farklı şey daha geliyor.
ADR ile nakliyecilerimizin rekabet gücü
artacak. Böyle bir ilave pazar gelecek. Bir
de yaşlarına göre eski araçların kademeli
olarak ADR’ye dönüştürülmesi. Bu da ilave pazar getirecektir. Hesap ettiğimiz zaman önümüzdeki yıllarda 2 bin hatta 2 binin üzerinde bir pazardan bahsedebiliriz
ki 10 yıllık bir perspektifte önümüzde 20
bin adetlik bir pasta duruyor.
Kapasite, teknoloji konusu konuşuluyor.
Araç üreticileri bunu çözmüş durumda. Üreticiler en üst seviyede
ADR’li araç üretiyorlar. Kapasite ile ilgili en ufak bir sorun yok.
ADR süreci Türkiye’de araç üreticileri ve ithalatçıları tarafında da
oyunun kurallarını önemli ölçüde
değiştirecek.
Üst yapıya arkadaki treylere
ADR’li üst yapıya en uygun aracı hangi üretici geliştirecek bu konuda bir rekabet ortaya çıkacak.
Üst yapı ile treyler ile aracın uyumu çok önemli. Bunu başarabilen
uygulamayı yapan üreticiler önde
yer alacaklar. Treyler üreticileri ile
araç firmalarının işbirliği daha da
artacak. Eğitim konusu konuşuldu. Netice itibariyle en üst seviyede araç üretmiş olabilirsiniz. Neticede bunu insan kullanıyor. Kalite halkanın en zayıf halkası insana kalıyor. O nedenle eğitim burada da çok önemli. Araç üreticilerinin standart eğitim programlarının da filo sürüş eğitim programlarında ADR’li araçlara özgü programlar ayrı bir yer alacaktır.
31
treyler zirvesi
Ağır Ticari Araçlar Derneği Başkanı sıfatı ile burada bulunuyorum. Ağır Ticari Araçlar Derneği 2001 yılında kuruldu.
Türkiye’nin ve Avrupa’nın önde gelen
ağır ticari araç üreticilerini ve ithalatçılarını, bunun yanında üst yapı ve treyler ithalatçılarını ve imalatçılarını da bünyesinde bulunduran yani bu özelliğiyle de TREDER ile kardeş sayabileceğimiz hep birlikte çalıştığımız bir dernek. TREDER’i
de bu güzel organizasyonu da bu önemli
konuda katkılarından dolayı tebrik ediyorum ve teşekkür ediyorum.
Ağır ticari araçlar dediğimiz zaman, ADR
nereye uygulanır, nereye uygulanmaz dediğiniz zaman; Kamyon çekici ve otobüsten bahsediyoruz. Ağır ticari araç dediğimiz zaman, otobüsü bir kenara bırakalım.
Yük taşıyan, kamyon ve çekiciden konuşuyoruz. Piyasa tabiriyle söyleyelim; ön
var, arka ve üst var. Ön dediğimiz çekicinin kendisi şasi, arka dediğimiz treyler, üst
dediğimiz rijit kamyon. 6x2, 8x2, 4x2 bunun üstüne sabit bir üst yapı koyarsınız.
Bu üçlü yapıdan bahsediyoruz.
Kamyon pazarına baktığımız zaman üst
yapılı araçlar 6x2, 8x2 dediğimiz 10 teker
12 teker de derler. 25 ile 32 tonluk araçlardan oluşuyor. Bunlar 2, 3 ve 4 dingilli rijit
kamyonlardır. Bunların üzerine tanker üst
yapısı konulabilir. Treyleri hepimiz biliyoruz ön tarafı çekici arka tarafı treyler. Bu
kombinasyonda Türkiye Avrupa’nın en
büyük kamyon ve çekici pazarlarından bir
tanesi. Birinci pazar Almanya, ikinci pazar
Fransa, üçüncü pazar bazen araya İngiltere girer ama Türkiye’dir. Dolayısıyla büyük bir kamyon ve çekici pazarından bahsediyoruz. Onun için bu bağlamda ADR
konusu önem kazanıyor.
Bu toplantı için hazırlığımı yaparken araç
tarafından bakarak acaba Türkiye’de ne
kadar ADR’li araç satılır, potansiyel nedir? Oradan bir analiz yapmaya çalıştım.
Tamamen bireysel bir analiz bakalım sonunda nereye geleceğiz? Türkiye pazarında kamyon ve çekicide 6 ton ve üzerini aldığımız zaman son 10 yılı alın. Bunun içine 2001 yılı gibi 1999 yılı gibi aşırı kriz yıl-
Aralık 2013
İsmet Yılmaz Nakliyat Genel Müdürü Numan Karaman:
treyler zirvesi
ADR’li olunmaz, doğulur
Bildiğiniz gibi UND’deki Çalışma
Grubu’nda sesimizi duyurmaya çalıştık.
Belirli bir noktalara geldik. Sesimiz duyuldu ve yankı buldu. Bu sevindirici bir
durum. Burada bir enstrümandan bahsediyoruz. Şimdi bu enstrümandan notalar çıkaran bir firma olarak konuşacağım. Geçen süreci de biraz anlatmaya
çalışacağım. Bugün Türkiye’de ADR algısı oluşmasına vesile olan AB’deki petrol dağıtım firmalarının Türkiye’deki faaliyetleri. İkincisi de Avrupalı sermayedarların tehlikeli maddeleri Avrupa standartlarında teslim etme çalışmasıdır. Petrol dağıtım firmaları kendi çalışmalarını
büyük ölçüde tamamladılar. Bu firmaları
ADR’ye en hazır olan taraf olarak görüyorum. Global firmalar, Türkiye’de bize
bir takım şeyler öğrettiler. Söz konusu
firmalar kendilerine uygun, vizyonel firmaları patner seçtiler. Biz onlardan birisiyiz. Firmaların taleplerine cevap verebilmek için yola çıktık tabiri caizse koşmaya başladık. Yanımıza tanker üreticilerini, danışmanları aldık. İlk ADR eğitimini Ernail Hayırlı’dan aldım. Kendisinin bu sürece katkısı çoktur. Alper Özel
ile tanıştık daha sonra. Alper bey süreçlerimizi kontrol etmeye başladı.
Bu faaliyetler neticesinde bir maliyet
oluştu. Bütün bunların sonucunda uluslararası standartlarda hizmet üretmeye
başladık. Başlangıçta hiç duymadığımız
şeylerle karşılaştık. Örneğin T9. Nedir
bu diye sorduğumuzda? Aracın teknik
donanıma uygunluğunu gösteren uluslararası bir belge. Bu evraklarla tanışmaya başladık. Tabiri caizse belge veren elamanları pışpışladık. Araç sağlayan firmalar ve kişisel çabalarımızla güçbirliği sağlayarak yol aldık.
ADR’ye tarafımız olmamızla süreç başladı. Otoritemiz tarafından bu sürecin
tanınmasıyla ve otoritenin burada kendisini itici bir güç olma gerekliğinin farkına varması dönüm noktası oldu. UND
olarak sektörde dökme kimyasal alanında uluslararası taşıma yapan firmaları biraraya getirdik. Sesimizi duyurmaya ça-
32
lıştık. Karşımızda bir muhatabımız
var. Muhatabımız bizden ne istediğimizi öğrenmeye çalışıyor. En güzel tarafı bu.
ADR ekipmanı ürettirdik. Yurtdışına
çıkacağız. Daha dün tehlikeli maddeyi
öğrenmiş ülkeler tarafından araçlarımız
denetlendi. Bizlere ceza kestiler, arabaları bağladılar. Ateşeler, devreye girdi. Arabalarımızı eskort ile geri gönderdiler. Bu söylediğim olayın her biri
6-7 bin Euro. Geçen gün beni aradılar. Bir nakliyecinin aracı Türkiye sınırına 60 km uzaklıkta Harmanlı’da durduruluyor. Gerekçe olarak aracın içerisinde yanıcı gaz olduğu belirtiliyor. Tenteli araçta 300 metreküp kadar deodorant
var. Bir Bulgar firma bulduk. Treyleri
garaja çektirdik. 600 Euro Bulgar aracına para verdik. Bu süreçleri yaşadık. Bu
süreçlerin yaşanmayacağını bilmek çok
sevindirici. Türk taşıyıcıları olarak bu
ülkenin hizmet standartlarını çıkarmaya başlıyoruz. Desteğe ihtiyacımız var.
Tehlikeli kimyasal madde kafese kilitli
aslana benzer. Aslanı iyi korursanız bir
şey olmaz. Bu maddeyi nasıl yükleyip,
boşaltmayı bilirseniz bir sorun çıkmaz.
ADR’li olan ve olmayan araçlarımız
var. Panelist paneliste soru sorabiliyor mu bilmiyorum. Konuşmalar arasında tam olarak doyurucu bilgi alamadım. Birincisi bize sorulan soru
vardı. ADR’siz araçlar ne olacak? Benim bu soruya sloganımla cevap veriyordum. ADR’li olunmaz ADR’li doğulur. ADR’li doğmamış bir aracın regülasyonlara nasıl absorve edeceğimizi konuşuyoruz. Asgari limitler belirlenmeli diye konuşmalar oldu. ADR’de
LGVT standartlarına göre 380 milibar bir basınca dayanıklı olması gerekiyor. Asgari limitler oluştururken bir
tank tipimi oluşturmak ise ki buna sonuna kadar desteklerim. Diğer yandan,
tamam bundan sızmıyor şeklinde bir limit uygulanıp aracın 2018 yılına kadar
çalışmasına müsaade mi edilecek?
Bir konuyu da iletmek istiyorum.
ADR’li araçlar için sürücüye ihtiyacımız çok. Bu sınavların mümkün olan
en kısaya çekilmesini istiyorum.
Shell&Turkas Karayolu Nakliye Kontrat Müdürü Hüseyin Doğanay
Kurumsallık ve profesyonellik artacak
Bildiğiniz üzere tehlikeli madde denilince akla akaryakıt geliyor, sonra LPG,
LNG. Araçlarda da tanker geliyor. Biz
de PETDER veya Shell olarak konuşabiliriz. En çok etkilenen tarafındayız. Bu salonda üreticiler, taşımacılar
var. Ben de dağıtım firması olarak konuyu ele alacağım. 2009 mayısdan beri
Shell’de İkmal ve dağıtım departmanına bağlı nakliye filosunda kontrat müdürlüğü yapıyorum. Nelerden sorumlu olduğuma gelirsek... Shell ile akaryakıt dağıtımımızı işleten taşıma müteahhitleri arasında tüm finansal, operasyonel ve iş emniyeti konulardan sorumluyum. Diğer yandan nakliye hizmeti
verdiğimiz bayi ve ölçekli müşterilerimizden sorumluyum.
Shell 1000 istasyonunun 300’ünü
Shell’in nakliye filosuyla biz taşıyoruz.
Yüzde 35’ini biz taşıyoruz. Bu oran
Türkiye’de ortalama yüzde 15. Bu filo
1998 yılında ilk kurulduğunda ADR temelleri üzerinde kuruldu. Biraz önce
yurtdışından getirilen ilk ADR’li tankerlerden bahsedilirken, bunu alan ilk
filolardan bir tanesi de Shell’in filosu-
dur. Zaman ilerledikçe taşıma müteahhitlerimiz, ADR’li tanker ihtiyacını
Türkiye’den karşılamaya başladı.
Shell’in 2012 yılında yaptığı karayolu
taşıma stratejisi ile ilgili bir takım sonuçları paylaşmak istiyorum. Bayilerimize bir anket sunduk. Bu anketle onların ihtiyaçlarını belirlemeye başladık.
Temel sorular; neden Shell nakliye filosunu kullanmıyorsunuz? Kendi taşımanızı neden yapıyorsunuz veya dışarıdan
nakliye filosunu kullanıyor musunuz?
Ne zaman Shell nakliye filosunu kullanamaya başlarsınız?
Buradaki birinci ana konu. Bizim onlara verdiğimiz nakliye bedelinin makul
düzeyde tutulması. Taşımalarını kendileri yapan bayilerimizin yüzde 90’ı neden Shell nakliye filosunu kullanmıyorsunuz sorusuna fiyat cevabı veriyor. Bizim nakliye bedelinin makul düzeye çekilmesini istiyor. Ardından bunun üzerine yüzde 55’i ADR mevzuatını bekliyorum diyor. Eğer ki nakliye filoları bizim gibi kurumsal filolar veya taşıma
müteahhitleri olarak operasyon verimliliğine dayalı ucuz hizmet sunabilirsek,
33
treyler zirvesi
bayilerin bir kısmı nakliye filolarını bağımsız filolara bırakacak.
Bu konudaki şahsi fikrin; yüzde
35’lik oranımızın yüzde 50’lere
çıkacağı yönünde. Türkiye’deki
15 oranın da yüzde 35-40’lara
çıkacaktır.
2010 yılında ADR onayı olan
tankerlerin Shell terminallerinde alttan dolumu almaya başladık. Değerli treyler üreticileri ile
dirsek teması şeklinde çalıştık.
240 bayimizin araçları ADR’li
hale geldi. Ne zamanki Shell ve
diğer dağıtım şirketleri sektörde el ele verip, insanların önünü açtığı zaman belli kısım bayilerimiz ve nakliyecilerimiz fırsatları değerlendirecektir. Burada bazı belli belirsizlikler var.
Bu konuda belirsizliklerin giderilmesi için PETDER çalışmaları devam ediyor.
Özet olarak ADR mevzuatındaki kararlılık söylenmesiyle bireysel nakliyecilik formasyon
değiştirecektir. Daha kurumsal
daha profesyonel firmalara dönülecek. Bu bugünden yarına
olmayacak. 2018 yılında da olmayacak. Ancak paylarda değişim olacak. Bir tarafın payı artarken diğer tarafın payı azalacak. Bir süre sonra AB’deki
durum gibi dedike fillolar bile
kullanılmayacak. Bu ne demek? Nakliye sektörü o kadar
oturmuş-profesyonel oluyor ki;
emniyete duyarlı kaliteli, bakımları zamanında yapılmış, sürücüleri eğitimli araçları çok çabuk bulup sisteme adapte edebilirsiniz. Bu bir sonraki aşama
olacaktır.
Bu durum sürdürmek öncelikle
lojistik sektörüne daha sonra ülkemize fayda sağlayacaktır.
Aralık 2013
TSE Ulaşım ve Lojistik Sistemler Merkez Başkanı Cem Erçil:
treyler zirvesi
Sistemi tıkamayacak, ülkeye yakışacak bir çözüm olacak
Türkiye’de ADR’si olmadan da hareket
eden ve bu işi yapan, tanker veya taşıyıcı grupları var. Bir tarafta da yeni mevzuat çerçevesinde ADR’ye uygun olarak (Biraz önce arkadaşların dediği gibi
ADR’li olunmaz doğulur) üretilen araçlar var. Üretim yeri incelemesinden, üretim esnasında ve çıktısında bir sürü süreci tamamlamış. Bir de bu süreci yaşamamış bu süreçten eksik kalmış araçlar var.
Türkiye gerçeklerine bunları nasıl entegre edeceğiz? İlk sorumuz bu. Bunun için
çok çalıştık istişareler yaptık, sektördeki paydaşlarımızdan değişik görüşler aldık. Şu noktaya geldik. Birinci husus bu
tehlikeli maddelerin taşınması için kullanılacak yapının üç ana unsurdan oluştuğu; üst yapı dediğimiz tank, konteyner veya aracın üzerine monte edilen
her türlü tehlikeli maddenin içinde taşınacağı kısım ve treyler dedik. Treyler taşıyıcı olarak kullanılan kısım, bir de çekici dediğimiz motorlu taşıttan meydana gelen üç ana unsur var. ve ADR kapsamında madem ki bunların tümü entegre edilmek zorunda, o zaman bunları en az zarar verecek ölçüye nasıl getirebiliriz? ADR’li doğmamış bir sistemi
ADR’li yapma şansımız yok. Ancak hiç
değilse kötünün iyisi derler ya. Mevcut
araçları asgari limitlerle olabildiğince az
tehlike taşıyacak hale getirmemiz lazım.
Türkiye’de binlerce aracın ADR’li olmadığı durumda, bu yapıyı inkar etmemiz
mümkün değil. Biz Türkiye gerçeğine
göre Türkiye’nin vücut ölçülerine göre
elbise biçmek zorundayız. Nihayetinde
geldiğimiz nokta olmazsa olmaz kriterleri güvenli taşımacılık kriterlerini kısacası GT (Güvenli Taşımacılık) dedik. Biz
uluslararası taşımacılıkta ADR’yi kullanırken, elbette ki ulusal ADR’ye taraf
olmamış ülkeler gibi GT mevzuatı olgunlaştırmayı amaçladık. Ulaştırma Bakanlığımız ile bu konuda çok güzel bir
çalışma ve diyaloğumuz oldu. Sektör ile
bunu çok güzel paylaştık ve belirli bir
noktaya getirdik.
Taslak çalışma var. Bu yüzde 100 güven-
34
li taşımacılığı ifade etmeyecek. Ama ne
yapalım bir Türkiye gerçeği var. Hepten kontrolsüz bir alan oluşturmak yerine kontrollü bir alan oluşturarak hiç
değilse tamamen denetimsiz bir alanı
denetlenebilecek bir alan haline getirmemiz lazım.
TSE olarak ne yapıyorum? ADR’li
araç için yeni araç müracaatları için gerekli şartları inceliyorum. Üretim alanlarını ve tankını inceliyorum, gerekli muayeneleri yapıyorum. Bütün bunların sonucunda tankın taşıyacağı tehlikeli maddenin özelliklerinden tutun
da ekstra ilave edeceğimiz bütün özellikleri bir araya getirip ADR’nin içine koyarak bütün kriterleri uygulamaya çalışıyoruz. Şimdi uygulayıcı şunu
bilmek zorunda. Hangi kriterle, metotla bunu inceleceksiniz? Kriter olmadan kişisel yaklaşımlarla bunu çözme şansınız yok. Şu anda bir muayene yapacağım, muayeneyi hangi kriterlerle yapmak zorundayım? Şimdi baş-
langıçtan ADR’li doğmuş bir aracın tasarım onayı var. Aracın herşeyini biliyorsunuz. Ancak karşınızda bilinmeyen bir şey var. Tasarım onay belgesini getir dediğinizde adam yüzünüze bakacak. Yani çok geniş bir alan üzerinde kontrol mekanizması kuracaksınız.
Öyle bir çözüm bulmalısınız ki optimal olmalı. Sistemi tıkamayacak, ülkeye yakışacak bir çözüm olacak. Yani ülkenin vücut ölçülerine uyacak bir ölçü
olacak. Dışardan ısmarlanmış bir elbise değil. Bunun için böyle bir çalışma
başlattık. Kriterleri oluşturduk. Hatta
Ulaştırma Bakanlığı, bu kriterlerin oluşumu için de bir çalışma grubu kurulması önerisinde bulundu. Ben sizden
şunu istirham ediyorum. Bu bir mevzuat çalışmasıdır, Türkiye’nin geleceğidir, kişisel yaklaşım değildir. Lütfen
Türkiye’nin vücut ölçülerine göre bu
elbiseyi dikin. Bir gerçeği kabul etmemiz lazım, bunlar bir şekilde yürüyor
yürürken yüksek tehlike arzediyor. Ya-
pılması gerekeceğin bağlayacak. Ondan
sonra tanker temizleme, tanker ön hazırlık, tanker muayene ve talimat. Tankerlerin çok giriş çıkış yaptığı noktalarda hizmeti bir araya getirerek hizmeti
uygun hale getirmemiz lazım. Yapmış
olduğunuz hizmetin amacına uygun olması gerekiyor.
Nasıl bir muayene yöntemi bulalım da ister kamyon kasası tankı, ister konteyner
olsun bütünüyle muayene edelim. Yeri bir
yöntem bulduk. Gerekiyorsa röntgen çekerim. Daha az tahribatla bunu yapabilirim. Amacına uygun yapılması gerekiyor.
TSE olarak bunu netleştirebilmemiz için
olmazsa olmaz GT kritelerini olgunlaştırıp önümüze almamız gerekiyor. ADR
sorunun çözeceksek geçiş dönemlerde bu
araçları bu sürecin içerisine getirip nihai
sonuca ulaşmak istiyorsak çözüm budur.
Bunu yapmak zorundayız.
Bir önemli sorun da şu. Hiçbir taraf net
olarak şunu bilmiyor: Gerek üst yapı dönüşümünde gerekse tescil edilmiş araçlarla ilgili rakamlar telaffuz edemiyoruz. Benim tahminin şu anda tahmin edilen sayının çok üstüne çıkabileceği doğrultusunda.
Nasıl bir çözüm olmalıydı. Öncelikli olarak yol denetimlerinde polis geçen her
türlü tankeri durduracak. Sizin ciddi bir
veri erişim altyapınızın olması lazım. Bana
geldiğiniz zaman adamın kaydını şasi nu-
marasından alırsınız. Ondan sonra
siz şu tarihte gelin dersiniz. Geçiş
dönemi tamamlanana kadar benden aldığı başvuru numarasıyla
aracın kimliği oluşur. Ondan sonra araç bütün hayatı boyunca bu
kimlik numarasından takip edilir.
Bunu yapabilmek için ön müracat gerekir. Ondan sonra bir sıraya
konulacaktır. Teknik detayları hazır bunları oluşturacağız. Yapacağımız tek şey bu mevzuatı hep birlikte en kısa sürede bitirmek.
Cemallatin Doğmuş: Güzel bir
zirve oldu. Zirvedeki konuşulanları not aldım Türkiye sathında ADR’nin uygulanması
için çalışıyoruz. Güvenlik Danışmanı ve Denetim tebliği hazırlandı.
Yakın zamanda yayınlayacağız.
Araç muayenesi ile ilgili yönetmeliğimiz var. Az sayıdaki uzman ve personele rağmen inşallah üstesinden geleceğiz.
Sektörün taleplerine cevap vereceğiz.
Eğitim konusunda senede 6 sınav yapılıyor. Daha ileri seviyede online sınav düşünülüyor.
35
treyler zirvesi
pılmasını istenen şey bunları en az zarar
verecek duruma getirmek. Geri dönülmez noktaya geldik. Biz bir taslak hazırladık. Hazırlamış olduğumuz taslağımızı Ulaştırma Bakanlığımızla paylaştık, bakanlık yetkililerimizle belirli bir mutabakat
sağladık. Ama şunu biliyoruz bizler gerek
mevzuat yapıcı gerek standardizasyon kuruluşları olarak işin mutfağında olan sizler
kadar işin detaylarını görme şansına sahip
değiliz. Masa başında hissettiklerimizden
daha fazlasını sizler yaşıyorsunuz.
Dolayısıyla bizim amacımız bir yöntem
oluşturmak. Biz bu işi Türkiye için yapıyoruz. Türkiye’nin bütünün mutabık kaldığı bir çözüm geliştirmeye çalışıyoruz.
Bana kalsa ben bu işi çok daha detaylandırırım. Ama şunu biliyorum mevcut yürüyenlerde yapıyı kontrol etmek için neyi ne
kadar detaylandıracaksınız neyi ne kadar
zorlayacaksınız. Dolayısıyla burada aracıyla üst yapısıyla treyleriyle bir bütünlük
arz edecek bir kriter şekillendirmesi yapmalıyız.
Tehlikeli Madde taslak çalışması yapıldı.
Bugün olmasa da çok yakın bir tarihte aylara bile tahammülümüz kalmadı. Israrla
bu mevzuatı olgunlaştırmamız lazım.
Ben tankerleri muayene edeceksem bulunan eksikler bunu yapmaya yetkili kalınmış tamir merkezleri tarafından yapılacak. Bunun 4 saçağı var. Öncelikli olarak mevzuat bu konuyla ilgili neler ya-
Aralık 2013
Araçları operasyondan çekmeniz gerekmiyor. Bakanlığın sağladığı bir
dönüşüm süreci var. Ekim 2014 itibariyle tüm altyapımızı tamamlamış
olacağız. Muayene girişlerine göre
öncelik sırası verebiliriz. Yurtdışına çıkacak olan araçlara öncelik verebiliriz.
Hilal Aydemir (Petrol
Ofisi): Mevcut ADR karnesini getirdiğimizde ne kadarlık bir sürede bu denklik belgesini alabiliriz? Bu sürede
araçlarımızı operasyondan
çekmemiz gerekecek mi?
Cem Erçil:
treyler zirvesi
(Soru)
Aracınıza T9 istediğinizde daha önce
aldığınız ADR sertifikasının doğrulanmasını isteyeceğiz. Bu şu demek. Ben
baştan aşağı tasarım doğrulama kriterleri çerçevesinde bunu aramak ve bir
şekilde kontrol etmek tarafındayım.
Baştan itibaren dosyanızı isteyeceğiz.
Türkiye’den alınmamış belgeleri doğrulanması gerekiyor.
36
kontrol listesinde olanlar kontrol edilecek, nihayetinde birleşmiş bir yapıyı T9
uygunluk belgesini vereceğiz.
Alper Özel
Bu işler Alman ekolünden
geldiği için. ADR’deki 9
bölümde yer alan uygunluk
belgesi için verilen belge.
Teil Almanca da bölüm demek. Bu yüzden T9 belgesi olarak anılmaya
başlanmış.
(Soru) Murat Çakarca (Habaş):
T9 belgesini nasıl
alacağız?
Cem Erçil:
Kısım 6 sertifikasyon çalışmanız bitecek. Treylerle ilgili belgeyi aldınız. Çekici ile ilgili belgeyi aldınız. Dolasıyla ne
olacak? Bu belgelerle bize müracaat ettiğiniz zaman nihai denetimler yapılacak. Sizin tankınızın belgeli olduğuna,
Soru:Hastanelere, medikal
ürünler ve oksijen gazı taşıyoruz. ADR 2 sınıfa giriyor.
Bunların belgelendirmesi için
trafikte yer alan ambulanslara öncelik taşıma gibi- medikal taşımalara da bir öncelik
tanınacak mı?
Cem Erçil: Elbette bu tür hassasiyetleri sağlayacak öncelikler sağlayacağız.
Ali Şar (TLS Lojistik): 1
Ocak 2014 tarihinden itibaren sınavdan geçer notu almış ancak, henüz belgesini
almamış sürücüler için nasıl
bir uygulama olacak?
Güvenlik danışmanı kullanımı
için hali hazırdaki birkaç eğitim maliyetli. 2014 Eylül’den
itibaren uygulanmaya girmesiyle kaç tane danışman yetiştirmeyi planlıyorsunuz Taşımacılara ne önerirsiniz Mevcut danışmanlarla yol alalım
mı bekleyelim mi?
(Soru)
Fatih Zorlu (Güvenok):
Murat Bey tankerlerin üretimi çok iye anlattı. Tankerlerin sızdırmazlık testi yine üç
yılda bir mi yılda bir mi yapılacak?
Cem Erçil: Bir araç için üç tane muaye(Soru)
SRC5 ilk alan firmalardan birisiyiz. Tanker
sürücüleri için ilave bir eğitim daha alınacağı söylentileri var. Bu konuya açıklık getirir misiniz?
Cemallettin Doğmuş:
1 Ocak
2014 tarihinden önce SRC5 eğitiminden
geçen sürücüler mutlaka belgesini de alması gerekecek. Bakanlığımızın Gazi Üniversitesi Karayolu Araştırma Vakfı ile yaptığı
anlaşma neticesinde belgeler buradan veriliyor. Burası ile irtibata geçmeniz gerekiyor.
Belge temin edilecek.
Güvenlik danışmanı için de mevcut SRC5
eğitim yerleri kullanılacak. Daha sonra bakanlığımızda yılda bir veya iki kez açılacak
merkezi sınav sistemiyle de başarılı olanlara
güvenlik danışmanı yetkisi verilecek.
SRC5 temel eğitim. Tanker kullanacak
ise 12 saatlik tank eğitim alması lazım.
Patlayıcı veya radyoaktif madde taşıyorsa ayrıca sınıf 1 eğitimlerini alması lazım.
ket ayırt etmeksizin bütün firmaları kontrol edeceğiz. Gücümüzün
yettiği ölçüde denetlemeleri yapacağız.
37
treyler zirvesi
ne var. Yıllık muayene, ara muayene ve ferdi
muayene. Yıllık muayene normalde aracın
kendisi için yapılmış bir muayenedir. Genel
muayene esasları gibi düşünün ilk muayeneye geldiğinde –henüz bu yapı kurulmadı ama en yakın zamanda oluşturulacak- ilk
kontrolde aracı bir bütün olarak görmek
lazım. Yeni alınanlarda bir beis yok. Bir kereye mahsus. Ondan sonra araç her yıl muayyene tabi olacak. Araçların normal muayeneden farklı olarak ADR’ye özel esaslar uygulanacak. Örneğin ABS testi. Ciddiye alınmamış. Eski araçlara ABS’siz mi dolaş diyeceğiz. Sen dönüşemezsin mi diyeceğiz. Türkiye gerçeği. Ben de tehlikeli madde taşıyan araç taşıyan araç mutlaka ABS’li
olacak diyorum. Peki retarder. Olmalı mı?
Şahsım adıma evet. Retarder’ı dönüşümü
yapmak astarı yüzünden pahalı. Bütün bu
özellikleri yeni çıkacak yönetmelikte belirlememiz gerekecek. Normal bir muayene
değil, ADR için özel muayene. olacak
Mehmet Yağdı (Isısan):
LPG tanker üretiyoruz.
ADR şartlarına göre
imal edilmiş, ancak belgelendirme kuruluşu olmadığı için belgelendirilmemiş filolarda araçlar var. TSE’nin alınmış olan uygunluk belgelerini kontrol etmesini çok haklı buluyorum.
TURKAK’dan belge almış, Tip onayı almış,
basıncı kaplara göre
imal edilmiş ve belgelendirmiş araçlara bir istisna düşünür müsünüz?
Cem Erçil: Herhangi bir şir-
treyler zirvesi
Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Cemalettin Doğmuş zirveye katılımından dolayı plaketini TREDER Başkanı Kaan
Saltık’dan aldı.
38
TSE Ulaşım ve Lojistik Sistemler Merkez Başkanı Ömer Cem Erçil, zirveye katılımından dolayı plaketini TREDER Başkanı Kaan
Saltık’dan aldı.
TREDER Başkanı Kaan Saltık, Zirve sponsorlarından Mercedes Benz Türk’ün teşekkür plaketini Kamyon Pazarlama ve
Satış Müdürü Bahadır Özbayır’a takdim etti.
TREDER Başkanı Kaan Saltık, Zirve sponsorlarından Brisa’ya teşekkür
plaketini Brisa Filo Müşteri Yöneticisi yetkililerine takdim etti.
TREDER Başkanı Kaan Saltık, Zirve sponsorlarından
Shell’e teşekkür plaketini Haluk Şenırmak’a takdim etti.
39
treyler zirvesi
TREDER Başkanı Kaan Saltık, Zirve sponsorlarından
BPW’ye teşekkür plaketini Cem Aziz’e takdim etti.
treyler zirvesi
40
treyler zirvesi
41
treyler zirvesi
43
tırsan ilan