İçindekiler

Transkript

İçindekiler
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
İçindekiler TÜRKİYE GÜNDEMİ .................................................................................................................................. 3 Batıya ateş püskürdü, 'Rezil ve ahlaksızsınız!' .................................................................................... 3 Milyonların beklediği yasa teklifi komisyondan geçti ......................................................................... 3 Çözüm sürecinde kritik viraj! .............................................................................................................. 4 O mektubun sebebi belli oldu ............................................................................................................ 5 Rusya'da 'Türkiye'yi nasıl vururuz?' dersi ........................................................................................... 6 Erdoğan programını iptal etti ............................................................................................................. 6 Neredesin Başkan! ............................................................................................................................. 7 Sığınma istediler ................................................................................................................................. 7 Kongre'ye dolar yağdırdı .................................................................................................................... 8 AFRİKA GÜNDEMİ .................................................................................................................................... 9 Yemende Ülkeyi Terk Eden Yabancı Diplomatların Araçlarına El Kondu ............................................ 9 İngiltere Ve Fransa'dan "Yemen'i Terk Edin" Çağrısı .......................................................................... 9 Orta Afrika'da 7 Seleka üyesi öldürüldü ........................................................................................... 10 AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ .......................................................................................................... 10 Türk Yetkililerden ABD'deki Cinayete Açıklama ............................................................................... 10 Obama ve Kerry’nin Açıklama Yapmamış Olmaları Manidar ............................................................ 11 Abd'de Cenaze Törenine Binlerce Kişinin Katılması Bekleniyor ........................................................ 11 ABD Medyası, İslam Karşıtı Nefret Cinayetine Sessiz ....................................................................... 12 Özyönetim Hayalleri -­‐ Özerklik peşindeki Kürtlerin kendilerinden destek isteyen hükümetle dansı 12 Af Örgütü'nden İranlı idam mahkûmu için çağrı .............................................................................. 14 ASYA -­‐ PASİFİK GÜNDEMİ ...................................................................................................................... 14 Çin ABD'ye de hızlı tren ihraç ediyor ................................................................................................ 14 Boko Haram Çad'a saldırdı ............................................................................................................... 15 Yezidiler intikam için Sünni köylüleri öldürüyor ............................................................................... 16 Hindistan başbakanı kendi büstünü kırdırttı .................................................................................... 16 Maduro'ya göre darbe girişimini ABD yönetti .................................................................................. 17 Erdoğan'dan ABD ve Obama'ya 'cinayet' eleştirisi ........................................................................... 18 Türkmenistan'da Kazak lider Begdesenov'a baskılar atıyor ............................................................. 18 Türkmenistan-­‐ Hindistan gaz projesini Fransızlar yapacak ............................................................... 19 Rusya, Venezüella ve Ekvador petrolü görüştü ................................................................................ 20 Kazakistan, Minsk zirvesinden memnun .......................................................................................... 20 1 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Japonya, barış anlaşması imzalamak için Putin'i bekliyor ................................................................ 21 AVRUPA GÜNDEMİ ................................................................................................................................ 22 Yunanistan'ın borç krizinde yeni gelişme ......................................................................................... 22 AB'den Rusya'ya yeni yaptırım uyarısı .............................................................................................. 23 AP'den Ankara'ya 'kayıp' eleştirisi .................................................................................................... 23 Kosova'dan AB'ye, "mültecileri sınır dışı et" çağrısı .......................................................................... 24 Merkel'i Barış Nobeli'ne aday gösterecek ........................................................................................ 25 Ben kimim? ....................................................................................................................................... 26 Ukrayna anlaşmasının detayları belli oldu ........................................................................................ 26 Türk genci Diren Dede’nin katiline 70 yıl hapis ................................................................................ 29 Hamburg yönetimine 37 Türk kökenli aday ..................................................................................... 29 SİZ NASIL YARDIM EDİYORSUNUZ? -­‐ Die Zeit -­‐ Michael Thumann, Özlem Topçu ............................ 30 ORTADOĞU GÜNDEMİ ........................................................................................................................... 35 IŞİD'in sonu yaklaşıyor. ..................................................................................................................... 35 Sisi'nin yeni ses kaydı ortaya çıktı. .................................................................................................... 35 IŞİD'in Libya'da 21 Kıptiyi kaçırdığı iddia edildi. ................................................................................ 36 İsrail'den Rachel Corrie'nin ailesinin tazminat talebine red ............................................................. 36 Irak: IŞİD, Anbar'da Amerikan üssü yakınlarına saldırdı. .................................................................. 37 2 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
TÜRKİYE GÜNDEMİ Batıya ateş püskürdü, 'Rezil ve ahlaksızsınız!' TÜRKİYE Hürriyet'ten Ahmet Hakan 3 müslüman gencin öldürülmesinden sonra ABD ve Avrupa'nın bu vahşet karşısında suskun olmasına tepki gösterdi. Ahmet Hakan "Müslüman katledilince sessizliğe gömülenler" için ağır sözler kullandı. İşte Ahmet Hakan'ın konuyla ilgili yazısından ilgili bölüm: "ABD'de üç Müslüman genç, canice katledildi ve dünya sessiz. Sadece "Müslüman katiller" konusunda duyarlı olan ama "Müslüman maktuller" konusunda duyarsızlığa tavan yaptıran herkese saydırıyorum da saydırıyorum:-­‐ İkiyüzlüsünüz.-­‐ İslamofobiksiniz.-­‐ Ahlaksızsınız.-­‐ İlkesizsiniz.-­‐ Rezilsiniz." Milyonların beklediği yasa teklifi komisyondan geçti TÜRKİYE Buna göre, lisans mezunu ebeler, meslekleriyle ilgili lisansüstü eğitim alarak uzmanlaştıktan ve diplomaları Sağlık Bakanlığı'nca tescil edildikten sonra "uzman ebe" olarak çalışacaklar. Ebeler meslekleriyle ilgili olan özellik arz eden birim ve alanlarda belirlenecek esaslar çerçevesinde yetki belgesi alacaklar. Ek ders ücretleri, özel eğitime muhtaç öğrencilerin eğitim ve öğretim gördüğü kurumlarda görevli öğretmen ve yöneticiler ile bu öğrencilere yönelik olarak açılan özel sınıf öğretmenlerine ve cezaevlerinde görevli öğretmenlere yüzde 25, Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında görev alan yönetici ve öğretmenlere yüzde 100 fazlasıyla ödenecek.Türkiye Kızılay Derneği, Türk Hava Kurumu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye Yardim Sevenler Derneği ve resmi darülaceze kurumları ile Darüşşafaka Cemiyeti ve Yeşilay Derneği'ne ait iktisadi işletmelerin, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamına giren gelirleri üzerinden vergi kesintisi yapılacak.İstanbul'da Sağlık Bilimleri Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kurulacak. Üniversite Tıp, Hemşirelik, Yaşam Bilimleri ve Sağlık Bilimleri fakülteleri ile Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu ile Sağlık Bilimleri Enstitüsü'nden oluşacak.Üniversitenin mütevelli heyeti, Sağlık Bakanı, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Rektör, Bakanın seçeceği bir üye ile Yükseköğretim Kurulu tarafından seçilen profesör unvanına sahip bir üye olmak üzere, toplam 5 üyeden oluşacak.Üniversite, yabancı dilde eğitim veren program açma, yabancı yükseköğretim kurumları ile ortak program yürütme de dahil olmak üzere yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarıyla her türlü iş birliğine dair protokol yapabilecek.Mektebi 3 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Tıbbıyeyi Şahane adıyla hizmet vermek üzere inşa edilen ve halen Marmara Üniversitesi adına tahsisli olan Haydarpaşa Kampüsü, Sağlık Bilimleri Üniversitesine tahsis edilecek.Teklifle, Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne 2735 kadro ihdas ediliyor. Çözüm sürecinde kritik viraj! TÜRKİYE Çözüm sürecinde tarihi an çok yakın. İmralı'da Öcalan, “PKK tüm unsurlarıyla silah bıraksın. Artık silahlı mücadele bitmiş, siyasi mücadele başlamıştır” dedi. Ancak mesajı alan Kandil, direnç gösteriyor. Mütabakat sağlanırsa silahlara son verecek çağrı, hükümet ve HDP tarafından ortak bir açıklamayla duyurulacak.Yeni Şafak'tan Abdülkadir Selvi'nin haberine göre, Hükümet-­‐HDP-­‐İmralı arasında yürütülen çözüm sürecinde, PKK'nın Türkiye'de silahlı mücadeleyi bıraktığını ilan etme aşamasına gelindi. 'Kandil engeli' aşıldığı takdirde silah bırakma kararının açıklanmasının an meselesi olduğu öğrenildi. İmralı'da bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 4 Şubat tarihinde kendisiyle görüşen HDP heyeti aracılığıyla silahlı mücadelenin bırakıldığı mesajını verdiği ifade ediliyor. Öcalan'ın, silahlı mücadelenin bırakıldığı kararının alınması için PKK'ya, kongreyi toplayıp karar almaları yönünde çağrı yaptığı belirtiliyor. Ancak Kandil, Öcalan'ın verdiği bu mesajın kamuoyuna açıklanmasını engelliyor. Alınan bilgilere göre PKK bileşenleri, Öcalan'ın silahlı mücadelenin bırakıldığı yönündeki kararını kabul ederse, hükümet ile HDP bunu ortak açıklama ile kamuoyuna duyuracak.Çözüm sürecinden sorumlu Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile hükümeti temsilen yetkililerin bulunduğu bir ortamda HDP heyeti de tam kadro olarak yeralacak ve PKK'nın Türkiye'de silahlı mücadeleyi sonlandırdığı açıklanacak. Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında yapılan 'çözüm toplantısı'nda da hükümetin, çözüm konusundaki iradesinin tam olduğunun altı çizildi. Bu kararlılığı Yalçın Akdoğan da önceki gün HDP heyetine iletti. 4 Şubat'ta HDP heyetiyle görüşen Öcalan, silahlı mücadelenin bitirildiği mesajını muhataplarına iletti. Bu mesajın Kandil'e ulaştırıldığı, ancak Kandil'in bunun kamuoyuna açıklanmasını engellediği ortaya çıktı.Öcalan'ın mesajında, “Türkiye topraklarında silahlı mücadele sonlandırılmıştır. 2013 yılı Nevruz ayında yayınlanan mesajımda da olduğu gibi artık silahlı mücadele bitirilmiş, siyasi mücadele dönemi başlamıştır. Silahlı mücadelenin bitirildiği yönündeki çağrımın uygulanması için PKK bileşenlerinin acilen kongreyi toplayıp, silahsızlanma kararının alınmasını gerekmektedir” dediği öğrenildi. Öcalan mesajında ayrıca, 'eylemsizliğin tam olarak hayata geçirilmesini' ve 'Cizre başta olmak üzere ilçelerdeki eylemlere son verilmesini' istedi.Öcalan'ın çağrısı üzerine PKK unsurları da 'silahı bırak' kararı alırsa Türkiye'deki silahlı unsurların tamamı sınırdışına çekilecek. Böylece eylemsizlik kararı kalıcı hale getirilmiş olacak. Öcalan'ın mesajının kamuoyuna açıklanmasını engellediği öğrenilen Kandil'in ise tavrını birkaç gün içinde netleştireceği ifade edildi. Tarihi çağrı 4 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
sonrası Kandil'in, kongre toplayıp silahsızlanma kararı alması bekleniyor. Öcalan'ın çağrısına rağmen Kandil'in direnişinin sürmesi durumunda ise PKK lideri tekrar devreye girerek daha kararlı mesajlar verecek.Hükümetin çözüm süreci konusundaki tavrının önceki gün yapılan görüşmede Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan tarafından net bir şekilde HDP heyetine aktarıldığı öğrenildi. 'Silah bırak' çağrısına direndiği öğrenilen Kandil'in ikna edilmesi ve Öcalan'ın çağrısının kamuoyuna açıklanmasıyla birlikte süreç daha da hızlanacak. Daha önce mart ayında yapılması planlanan tarihi çağrının, birkaç gün içinde açıklanmasının mümkün olduğu ifade edildi. Hükümet ile HDP heyetince yapılacak çağrının ardından 'gözlemci heyeti' oluşturulacak. Akil İnsanlar Heyeti üyeleri ile iki tarafın üzerinde mutabakata vardığı isimlerden oluşması beklenen heyetin, süreçte 'üçüncü göz' olarak görev yapması bekleniyor. Bu arada heyet üyelerinin sayısı 10'u aşmayacak. O mektubun sebebi belli oldu TÜRKİYE Ermeni ve Rum lobilerini Türkiye aleyhine kışkırtan paralel yapı, destek vermeleri karşılığında ABD kongre üyelerine de hatrı sayılır miktarda bağışlar yapmış. ABD Temsilciler Meclisi'nin 88 üyesi, geçen hafta Dışişleri Bakanı John Kerry'ye bir mektup yazıp, Samanyolu Medya Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'nın da aralarında bulunduğu gazeteciler için yardım talebinde bulunmuştu. Senatörlerin, bu adımı boşuna atmadığı belirlendi. Sözkonusu ABD'li siyasetçilerden 40'ı, Gülen grubunun vakıfları tarafından bağış ve seyahatle desteklenmiş. Paralel yapı, 22 kongre üyesine yaklaşık 300 bin dolar bağışta bulunmuş. Diğerlerini de 171 bin dolar harcayarak Türkiye'ye getirmiş. Bu propagandanın 'paralel diaspora'ya maliyeti ise 470 bin doları bulmuş. Buna göre, Henry Cuellar'a 90 bin, Al Green'e 64 bin, Robert Aderholt'e de 24 bin dolar bağış yapılmış. Sadece 4 kongre üyesinin Türkiye seyahatine toplam 68 bin 220 dolar harcanmış. Anadolu Ajansı'nın ortaya çıkardığı diğer bağış kıyakları şöyle: Matt Salmon: Mektubun ana sponsorlarından Salmon, Arizona merkezli Kültürler Arası Diyalog Vakfı tarafından 11-­‐19 Nisan 2014 tarihleri arasında İstanbul, Ankara, Niğde, Şanlıurfa ve Kayseri'ye götürüldü. Bu seyahatin 12 bin 315 dolarlık maliyeti söz konusu vakıf tarafından karşılandı. Henry Cuellar: Gülen grubundan en yüksek bağışı alan senatör Cuellar “Turquoise Council of Americans and Eurasians” tarafından 1-­‐5 Ocak 2013 tarihlerinde İstanbul'a götürüldü. Bu seyahatin maliyeti ise 26 bin 145 dolar oldu. Kayıtlar, Cuellar'ın ofis elemanlarının da Türkiye'ye seyahate gönderildiğini gösteriyor. Danny Davis: Kongre üyesi Davis, 27-­‐30 Mayıs 2013'te “Turkish American Federation of Midwest”in sponsorluğunda İstanbul'a götürüldü. Onun için de 24 bin 85 dolar harcandı. Farklı zamanlarda, Davis'in ofis çalışanlarına da Türkiye seyahati düzenlendi. 5 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Mike Honda: Kongre üyesi Honda'nın 20-­‐28 Ağustos 2013'ü kapsayan İstanbul seyahatinin 5 bin 675 dolarlık masrafı, Gülen vakıflarınca karşılandı. Emanuel Cleaver: Kerry'e yazılan mektubun diğer ana sponsoru Emanuel Cleaver'in 4 ofis çalışanı birçok defa Türkiye'ye seyahat etti. Masrafları, Türk-­‐
Amerikan Orta Batı Federasyonu tarafından karşılandı.Diğer yandan, mektuba imza atan Kongre üyelerinden 19'unun ABD-­‐Rum-­‐Yunan dostluk grubuna, 13'ünün ABD-­‐Ermeni dostluk grubuna, 6'sının ABD-­‐İsrail?dostluk grubuna üye olması dikkat çekti. Ayrıca, mektupta imzası bulunan Jackie Speier, Barbara Lee, Steve Israel, Grace Napolitano, Scott Garrett, Anna Eshoo, Mike Honda, Zoe Lofgren, Chris Van Hollen, Alan Lowenthal ve Doug LaMalfa gibi isimlerin Kongre'de 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını içeren tasarıları destekleyenler arasında olduğu biliniyor. Bunun yanında, mektuptaki Kongre üyelerinin, daha çok Teksas, California, Ohio ve Illinois gibi “paralel yapı” bağlantılı okullar ve kuruluşların yoğunlukla çalıştığı yerlerden olduğu görülüyor. Rusya'da 'Türkiye'yi nasıl vururuz?' dersi STAR Rusya'da Savunma Bakanlığı'na bağlı Kamu Konseyi, uluslararası ilişkilerde değişen dengeleri müfredata yansıtmak için yapılması gereken değişiklikleri ele aldı.Rus gazetesi Kommersant'ın haberine göre, askeri öğrencilere ilerleyen teknolojiyi kapsayan eğitimler verilmesi planlanırken, buna örnek olarak Harb Akademileri'nin başında bulunan Korgeneral Oleg Makareviç, Türkiye ve Letonya'nın aralarında bulunduğu bazı ülkelerdeki askeri üslere saldırı düzenlenen bir simülasyonu hayata geçirdi.Gazeteye göre Makareviç, artık dört yıl öncesinden farklı bir askeri stratejileri olduğunu belirterek 'Ukrayna krizi, Kiev'in ABD yanlısı olması, DEAŞ terör örgütü tehdidi, Kore'deki istikrarsızlık' gibi birçok faktörü örnek gösterdi.Korgeneral aynı zamanda eğitimin modernleşmesi gerektiğini; askeri liselerde savaş robotları, insansız hava araçları gibi ileri teknolojilerin öğretileceğini belirtti.Marakeviç'in buna örnek teşkil etmesi amacıyla, Türkiye'nin de arasında bulunduğu ülkelere saldırı düzenlenmesini işleyen bir simülasyonu bizzat kendisi kullandı. Erdoğan programını iptal etti YENİ ŞAFAK Cumhurbaşkanlığı kaynakları seyahatin yarıda kesilmesinin özel bi nedeninin olmadığını, sadece gezinin kültürel kısmının iptal edildiğini açıkladı.Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyetin 21:00 sıralarında Türkiye'de olması bekleniyor.Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından yapılan açıklamada 6 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
"Meksika programının kültürel boyutu olmayacak. Bu değişikliğin özel bir nedeni yok. Konu resmi temasların bitimi akabinde yurda dönmeyi yeğlemekten ibaret" denildi.Meksika'nın başkenti Meksiko'da bugün gün boyu resmi temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yarın da Teotihuacan piramitlerini ziyaret etmesi planlanıyordu. Erdoğan'ın, bu akşam GRUMA Şirketi Başkanı Juan Antonio Gonzalez'in, onuruna vereceği yemeğin ardından, temaslarını tamamlayarak, Türkiye'ye dönmeyi yeğlediği öğrenildi. Neredesin Başkan! YENİ ŞAFAK Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Latin Amerika ülkeleri ziyaretinin son durağı Meksika’nın başkenti Meksiko’da, mevkidaşı Meksika Cumhurbaşkanı Enrique Pena Nieto ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu.Konuşmasında ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde 3 Müslüman gencin İslamofobik bir cinayete kurban gittiğini ifade eden Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama’ya seslendi. Erdoğan “Amerika’ya yakın olduğum için buradan belirtmem gerekiyor. 3 Müslümanın öldürülmesi noktasında özellikle Başkan Obama, Kerry ve Biden’ın şu ana kadar hiçbir açıklama yapmamış olması manidardır. Bunlar terörist değil, bunlar Suriyeli Müslüman. Sayın Obama’ya sesleniyorum, neredesin başkan diyorum, Biden’a sesleniyorum neredesiniz diyorum. Siz bu tip olayda sessiz kalırsanız dünya da size sessiz kalacaktır. Dünya 5’ten büyüktür. Ölenlere rahmet diliyorum, öldüreni de lanetliyorum” dedi. iki ülke arasındaki ilişkilere de vurgu yapan Erdoğan şunları kaydetti:Daha önce 2 kez başbakan olarak buraya gelmiştim, bu üçüncü ziyaretim. 2 ülke ilişkilerini en geniş manada ele alma fırsatı bulduk. Burada 3 anlaşma yaptık. Ortak deklarasyonu imzaladık. 12 yıl önce aramızdaki ticaret hacmi çok komikti, 1,2 milyon dolardan, 100 kat arttırdık.2018 yılını gelin her iki ülke olarak kültür turizm yılı olarak ilan edelim, vatandaşlarımızın rahat geliş gidişlerini sağlayalım. Karşılıklı vizeleri kaldıralım teklifi yaptık. Bir an önce THY’nin de buraya gelmesi için yetkili arkadaşlarımız çalışmaları yürütecek. 24 -­‐25 Nisan’da Çanakkale’ye davet ettim, kendileri katılamasa da en düzeyde katılım sağlayacaklarını söylediler.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Küba’nın ardından Latin Amerika ziyaretinin son durağı Meksika’ya geçti. Erdoğan Başkent Meksiko’da Meksika Cumhurbaşkanı Enrique Pena Nieto tarafından askeri törenle karşılandı. Sığınma istediler YENİ ŞAFAK 7 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
A Haber’de yayınlanan görüntülerde Zavar ve Usta kar maskeli polislerce bir binaya götürülüyor. Elleri kelepçeli olan polislerin Romanya hükümetinden sığınma talebinde bulunduğu öğrenildi. Türkiye, böcek zanlıları Zavar ve Usta’nın iadelerini istemişti. İki zanlı eşleri için pasaport müracaatı yaptıklarında ilk takibe yakalanmıştı. Milli istihbarat Teşkilatı da bu noktadan sonra devreye girmişti. Ve zanlılar adım adım takip edilmişti. Zanlıların Romanya’da tutuklandığını ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamıştı.Erdoğan “Benim ofisimi dinleyenlerden iki tanesi Romanya’da yakalandı. Önce Hırvatistan, oradan kaçtı Macaristan oradan kaçtılar ve Romanya’da yakalandılar. Temenni ederim ki en kısa zamanda iadeleri gerçekleşir” demişti. Kongre'ye dolar yağdırdı YENİ ŞAFAK Paralel yapının, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’ye Türkiye’yi şikayet eden mektuba imza atan 88 üyeden 40’ına, 470 bin doları aşkın masraf ettiği ortaya çıktı. ABD Kongresi’nin 88 üyesi geçtiğimiz günlerde Kerry’ye gönderdiği mektupta, “Türkiye’de son dönemde Türk medyası mensuplarına yönelik gözaltılardan derin kaygı duyduklarını” belirterek, Kerry’nin Türk yetkililerle konuyu görüşmesini istemişti. Paralel örgütün, sözkonusu mektubu, Türkiye’de tehdit ve şantajla ‘himmet’ adı altında elde ettiği haraçları kullanarak hazırlattığı belirlendi.Kongre üyelerine seçim bağışlarının yayınlandığı ABD Federal Seçim Komisyonu’ndan (FEC) derlenen verilere göre, Fethullah Gülen’e bağlı kuruluş ve yakın isimlerden, mektubu imzalayan bazı Kongre üyelerinin kampanyalarına ciddi miktarlarda bağışlar yapıldı. Buna göre, 2013-­‐2014 yıllarında, mektubu imzalayan 22 Kongre üyesinin seçim kampanyaları desteklenerek, toplam 300 bin dolara yakın para yardımında bulunuldu. En fazla bağış yapılan 3 Kongre üyesi Teksas’tan Henry Cuellar (90 bin dolar) ve Al Green (64 bin dolar) ile Alabama’dan Robert Aderholt (24 bin dolar).Temsilciler Meclisi’nin resmi internet sitesi ‘clerk.house.gov’da yeralan bilgiler ise paralel yapıya bağlı kuruluşların, mektubun ana sponsorları Matt Salmon ve Emanuel Cleaver da dahil olmak üzere, 22 Kongre üyesi veya ofis elemanını 2013-­‐
2014 yıllarında Türkiye’ye götürdüğünü ortaya koyuyor. Bu seyahatlere de toplamda 171 bin dolar harcama yapılmış. Paralel örgütün seçim zamanlarında doğrudan desteklediği Matt Salmon, Henry Cuellar, Danny Davis ve Mike Honda Türkiye turuna bizzat katılırken, diğer 18 üye ise yardımcılarını gönderdi.Mektuba imza atan ABD Kongresi üyelerinden birçoğunun, Türkiye karşıtı lobilere üye olması dikkatlerden kaçmıyor. 88 üyenin 47’si Demokrat, 41’i Cumhuriyetçi milletvekili. Bunlardan birçoğu Ermeni, İsrail ve Yunan dostluk gruplarına üye. İlginç diğer ayrıntı ise, paralel desteklekaleme alınan mektupta imzası bulunanlardan 11’inin, 1915 Olayları ile ilgili Türkiye’yi ‘soykırım’ yapmakla suçlaması. İşte paralel örgütle Ermeni lobisini aynı safta buluşturan o isimler: “Jackie Speier, Barbara 8 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Lee, Steve Israel, Grace Napolitano, Scott Garrett, Anna Eshoo, Mike Honda, Zoe Lofgren, Chris Van Hollen, Alan Lowenthal ve Doug LaMalfa.”Skandal mektubun hazırlanmasını organize eden paralel destekli Kongre üyesi Matt Salmon, kayıtlara göre Nisan 2014’te Kültürler Arası Diyalog Vakfı tarafından Türkiye turuna çıkarıldı. İstanbul, Ankara, Niğde, Şanlıurfa ve Kayseri’den oluşan gezi programı için Gülen’e bağlı vakıf tam 12 bin 315 dolar harcadı. Henry Cuellar ise Ocak 2013’te ABD’den İstanbul’a getirilerek ağırlandı; bu gezinin 26 bin 145 dolarlık oldukça tuzlu maliyeti ise bir başka Gülen kurumu, ‘Turquoise Council of Americans and Eurasians’ tarafından karşılandı. Paralel örgüt, Danny Davis’in Mayıs 2013’teki seyahati içinse ‘Turkish-­‐American Federation of Midwest’ kanalıyla tam 24 bin 85 dolar harcadı. 4 Kongre üyesinin sonuncusu Mike Honda’yı da Ağustos 2013’te Türkiye’ye getiren Gülen grubu, ‘Pasifica Institute’ kanalıyla bu gezi için 5 bin 675 dolar ödedi. Böylece yalnız 4 kişinin seyahat maliyeti 68 bin 220 doları buldu. AFRİKA GÜNDEMİ Yemende Ülkeyi Terk Eden Yabancı Diplomatların Araçlarına El Kondu EURONEWS Yemen’de Şii Husi hareketinin parlamentoyu feshedip yönetimi ele geçirmesinin ardından başkent Sana’daki birçok büyükelçilik binası kapandı. Yabancı diplomatların ülkeyi terk ederken Sana havalimanına bıraktığı araçlara el konuldu. Aralarında Amerikan diplomatlarına ait araçların da bulunduğu 20’den fazla araca el koyan havalimanı güvenliği, araçların geri verileceğini öne sürdü. Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve İngiltere’nin yanı sıra çok sayıda Batılı ülke güvenlik gerekçesi ile Yemen’deki diplomatlarını geri çekmişti. Türkiye ise Sana Büyükeliği’ndeki personel sayısını ‘çekirdek kadro’ seviyesine indirmişti. Yeni anayasa taslağına karşı çıkan Husiler Eylül 2014’te başkent Sana’ya girdikten sonra Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi’yi istifaya zorlamıştı. İngiltere Ve Fransa'dan "Yemen'i Terk Edin" Çağrısı EURONEWS Yemen’de istikrarsızlık sürerken Amerika Birleşik Devletleri’nin ardından, İngiltere ve Fransa da bu ülkedeki büyükelçiliklerini kapama kararı aldı. 9 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Yemen’deki tüm diplomatik işlemlerini askıya aldıklarını açıklayan İngiliz Dışişleri Bakanlığı, vatandaşlarına da ülkeyi terketme çağrısında bulundu. Şii Husi grubu yönetimi ele geçirmesinin ardından geçtiğimiz hafta Cuma günü meclisin fesh edildiğini açıklamıştı. Halen Şii milisler başkent San’a‘yı kontrol altında tutarken şehrin birçok bölgesinde de silahlı mevziler oluşturmuş durumda. Geçtiğimiz yıl ülkedeki fakirlik ve yolsuzlukları protesto gösterileriyle sokağa inen Husiler yıl sonunda Başkent San’a ve kuzeydeki birçok şehri de kontrolü altına aldı. El Kaide’nin önemli merkezlerinden biri olarak bilinen Yemen’de bu iki grubun çatışması ve sonrasında kanlı bir iç savaşın başlamasından endişe ediliyor. Orta Afrika'da 7 Seleka üyesi öldürüldü Dünya Bülteni Orta Afrika Cumhuriyeti'nde uluslararası güçler ile Müslüman Seleka arasında çıkan çatışmalarda 7 grup üyesi öldürüldü. BM Barış Gücü'nden (MINUSCA) yapılan yazılı açıklamada, ülkenin güneyinde bulunan Bria kentinde çıkan çatışmalarda 7 Seleka üyesinin öldüğü, 9 kişinin yaralandığı, 20 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Açıklamada, güvenlik güçlerinin kamu binalarını kontrol etmek üzere bölgeye konuşlandırıldığı, tutuklanan Seleka üyelerinin de sorgulandığı bildirildi. Mali Devlet Başkanı Mahamat Kamoun, Bria'ya yaptığı ziyaret sırasında, bölgeye derhal ekip gönderileceğini açıklamıştı. MINUSCA, hafta başında, Seleka grubunun Bria'da kamuya ait bazı ruhsatsız binalara el koyduğunu, bunların kontrolünü tekrar sağlamak üzere Fransız güçlerinin desteğiyle gruba operasyon düzenlendiğini duyurmuştu. AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ Türk Yetkililerden ABD'deki Cinayete Açıklama AMERİKA’NIN SESİ 10 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kuzey Carolina'da üç Müslüman gencin öldürülmesi olayına değinerek, 'Bu gençlerin hangi saiklerle öldürüldüğünü bilmiyoruz.Ama saik yok demek için de erken. Bilemiyoruz' şeklinde konuştu. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tepkisi daha sert oldu. Gazetecilerin soruları üzerine konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Başbakan, ‘bu gençlerin hangi saiklerle öldürüldüğünü bilmiyoruz . Ama ‘'saik yok'’ demek için de erken. Bilemiyoruz. Olay ortaya çıktığında herhalde Amerika'da da Avrupa'da da bütün yönetimler bu tür ırkçı tavırlara karşı ortak tavır sergileme dirayetini gösterirler. Nasıl Paris'te ortak tavır sergilenmişse bütün bu ırkçılıklar karşısında da, bütün bu İslamofobi, İslam karşıtlığı karşısında da aynı ciddi tutumu ve ortak tavrı görmek bizim hakkımız’ dedi.Davutoğlu, başta Amerika ve Avrupa olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde Müslümanlar’a yönelik şiddet eylemlerinin artış gösterdiğine dikkat çekti. Bu olaylarla IŞİD’in yaptığı saldırılar arasında benzerlik kuran Başbakan, ‘bir terör örgütü DEAŞ (IŞİD). Onu tanımlayabiliyorsun, sınırlayabiliyorsun veya ona karşı tepki gösterebiliyorsun, göstermek de lazım. Ama Avrupa başkentlerine, Amerika'ya veya diğer şehirlere nüfuz etmiş, DEAŞ mantığında ırkçı tiplere karşı ne tedbir alacağız? Bizim burada tavrımız çok açıktır. Her türlü terör eylemine karşıyız. Ama bu terör eylemleri bahane edilerek Müslümanları kolektif bir şekilde suçlamak, kolektif suçlu muamelesine tabi tutmak, Müslüman ismini dahi böyle tahkir edici bir şekilde kullanmak. Bu ırkçı bir tutumdur’ diye konuştu. Obama ve Kerry’nin Açıklama Yapmamış Olmaları Manidar TURKISHNY Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'de 3 Müslüman gencin öldürülmesine ilişkin, "Özellikle Başkan Obama'nın, Sayın Kerry'nin, Biden'ın şu ana kadar hiç bir açıklama yapmamış olması çok manidardır. Bu insanlar terörist değil" dedi. Cumhurbaşkan Erdoğan ile Meksika Cumhurbaşkanı Enrique Pena Nieto, iki ülke arasındaki anlaşmaların imzalanmasının ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, görüşmelerinde Türkiye-­‐Meksika ilişkilerini ele aldıklarını belirtti. Meksika'ya üçüncü ziyaretini gerçekleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, diğer iki gelişinin "Başbakan" sıfatıyla olduğunu, "Cumhurbaşkanı ve G-­‐20 dönem başkanı" sıfatıyla ilk ziyaretini yaptığını söyledi. Abd'de Cenaze Törenine Binlerce Kişinin Katılması Bekleniyor AP 11 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Kuzey Carolina'da öldürülen üç Müslüman’ın cenaze törenine binlerce kişinin katılması bekleniyor. Polis, dinî nefretin bu olayda bir payının bulunup bulunmadığını araştırırken yetkililer, park yeri konusunda yaşanan bir anlaşmazlığın bu olaya neden olduğunu belirtti. 46 yaşındaki zanlı Craig Stephen Hicks kendisini "üzerinde silah bulunan" bir ateist olarak tanımlıyor. Söz konusu olay, Müslüman karşıtı söylemlerin nefret suçlarına neden olduğunu savunan kişilerin öfkesini artırdı. Müslümanlığı savunan bir örgüt, yetkililere olası dinî önyargıların soruşturulması için baskı yaptı. Chapel Hill Emniyet Amiri Chris Blue, e-­‐postayla yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Bu olayın nefret kaynaklı olduğuna dair endişeleri anlayışla karşılıyoruz ve nedenin bu olup olmadığını belirlemek için her türlü ipucunu kullanacağız." Öldürülen Bereket ve Muhammet, evsizlere yardım eden ve bu yaz Türkiye'deki Suriyeli mülteciler için para toplayan yeni evli bir çiftti. ABD Medyası, İslam Karşıtı Nefret Cinayetine Sessiz TURKISHNY Kuzey Karolina’da üç müslüman gencin ölümünün ardından ABD ana akım medyasının nefret cinayetine sessizliği tepki topluyor. Geçtiğimiz ay, Fransa'daki karikatür dergisi baskınının ardından, Amerika ve Avrupa'da islamofobi ve buna bağlı nefret suçlarının artacağı pek çokları tarafından öngörülmüştü. Nitekim Salı akşamı, ikisi henüz yeni evli üç genç evlerinde kafalarından vurularak öldürüldü. Kısa sürede duyulan ve müslüman olsun-­‐olmasın pek çok kişinin tepkisini çeken olay, katliamın yaşandığı topraklarda özellikle ABD medyasında sessizlikle karşılandı. Ana akım medyanın büyük kısmı haberi kısa metinlerle görürken neredeyse hiç bir haberde gençlerin dini inanışları nedeniyle öldürüldükleri yer almadı. Özyönetim Hayalleri -­‐ Özerklik peşindeki Kürtlerin kendilerinden destek isteyen hükümetle dansı Economist "Dicle nehrinin kıyısında eski bir Kürt yerleşimi olan Cizre'de bir aile sınırın diğer tarafında; Kobani'de Irak Şam İslam Devleti militanlarına karşı savaşırken ölen 20 yaşındaki oğulları Muhammed'in yasını tutuyor. Muhammed, Kürt güçlerin Kobani'de 26 Ocak'ta zaferlerini ilan etmesinden kısa bir süre sonra öldürüldü. Başsağlığına gelen Molla Kasım adlı imam, "Cizre Kobani'de 17 şehit verdi" diyor. IŞİD'e karşı savaş, Pan-­‐Kürt hissiyatı canlandırdı ve efsanevi Kürt Emiri Bedir Han'ın 19'ncu yüzyılın başlarında Osmanlılara karşı ayaklandığı Cizre'de uzun zamandır devam eden isyankârlığı kabarttı. 12 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
1992'de Cizre'de Türk güçlerinin Nevruz kutlamaları sırasında sokağa çıkma yasağına meydan okuyan sivillerin üzerine ateş açması sonucu çok sayıda kişi ölmüştü. Muhammed polis aracına taş atmak suçundan bir yıl hapis yatmıştı. Annesi Selma, 'Muhammed o zaman 14 yaşındaydı. Ondan sonra PKK'ya katılmaya karar verdi' diyor. AKP Kürtler için görülmedik açılımlar yaptı; dil yasağını hafifletti, Öcalan'la görüşmelere başladı. 2 yıldır ateşkes var. AKP'nin HDP'nin desteğini almayı umduğu yeni anayasa kapsamında Kürtlere daha fazla hakların verilmesi gündemde. Ancak birçok Kürt, Cizre'de yakın bir zaman önce yaşanan şiddetin ardında devletin bulunduğuna inanıyor. Cizre'de dördü çocuk en az altı kişi öldü. 14 Ocak'ta güvenlik güçleri tarafından vurulduğu öne sürülen 12 yaşındaki bir çocuk hayatını kaybetti. Şimdiye kadar bir polis memuru gözaltına alındı. Gerginlik, Ekim'de Türkiye'nin Kürt savaşçılar için Kobani'ye koridor açmayı reddetmesiyle başladı. PKK ve Hüda-­‐Par yanlıları çatıştı. PKK, Hüda-­‐Par'ın IŞİD'le bağlantısı olduğunu ve Türkiye'nin ikisini de desteklediğinde ısrar ediyor. Hüda-­‐Par ve Türkiye iddiaları reddediyor." 'İşsizlik yüzde 70' "Cizre'nin Cudi mahallesinde kadınlar ve erkekler odun yakarak ısındıkları 'barikatlarda' Hüda-­‐Par ve Türk güçlerini uzak tutmak için nöbet tutuyorlar. Toprak yığınları barikat görevi görüyor. Sokaklarda PPK bayrakları ve Öcalan posterleri asılı. 16 yaşındaki Sami, "Devlet buraya gelemez. Buranın hâkimi biziz" diyor. Binlerce Kürt gibi, geçimini hasat mevsiminde Batı'da tarlalarda kazanarak sağlıyor. "Tarlalara annemin karnındayken gitmeye başladım" diyor. HDP'li Belediye Başkanı Leyla İmret, Cizre'de işsizliğin yüzde 70 olduğunu söylüyor." 'Kürtler kendi meclisini kurmalı' "İmret, HDP'nin yüzde 10 barajını aşacağını söylüyor. Daha önce bağımsız adaylar çıkaran parti bu kez anketlerin barajı aşamayabileceğine işaret etmesine rağmen seçimlere parti olarak girmeyi planlıyor. Ama zaten bölgesel merkez Diyarbakır'da birçok Kürt artık Türk parlamentosunun parçası olmak istemiyor. Kürdistan İslami İnisiyatifi (Azadi) Sıdkı Zilan, "Türk Kürt partilerini birleştirip kendi parlamentomuzu kurmalıyız" diyor. Şahismail Bedirhanoğlu adlı bir işadamı, "Onların Kobani politikası duyguları güçlendirdi. Eğer HDP parlamentoda temsil edilmezse, gerginlik kontrolden çıkar." 'Hepsi Kürdistan' "Daha Batı'da Kobani'nin karşısındaki Suruç'ta ise hükümetin kurduğu parlak mülteci kampı yerine HDP'li belediyenin kurduğu derme çatma kamplarda kalmayı tercih eden yaklaşık 200 bin Suriyeli Kürt kalıyor. Savaşta kocasını kaybeden Nejaha, "Burada kendimizi özgür ve evimizde hissediyoruz" diyor. Yerel mezarlıkta 'Kobani şehitleri' için bir yer ayrılmış. Burada 66 mezar vardı. Ama Muhammed Kobani'ye gömüldü. Annesi 'Cenazesini getirmeye gerek yok. Hepsi Kürdistan' diyor. 13 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Af Örgütü'nden İranlı idam mahkûmu için çağrı BBC Uluslararası Af Örgütü Amnesty International, İran'da 19 Şubat'ta cezasının infaz edileceği belirtilen 22 yaşındaki idam mahkûmu Saman Nesim'in davasının yeniden görülmesi çağrısında bulundu. Örgütün Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Hasibe Hac Sahraui, Kürt azınlığa mensup Nasim'in tutuklandığında 17 yaşında olduğuna dikkat çekerek Tahran'ın Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne aykırı davrandığını söyledi. Ocak 2012'de silahlı örgüt üyesi olmak ve devlete karşı ayaklanmaktan suçlu bulunarak idama mahkûm edilen Nesim, Uluslararsı Af Örgütü'ne ulaştırılan mektubunda, işkence altında ifade verdiğini söyledi. 97 gün boyunca iki metreye yarım metrelik bir hücrede tutulduğunu, elleri ve ayaklarından asıldığını, acıdan günlerce yere basamadığını, sürekli uykusuz bırakıldığını, ölümle tehdit edildiğini, sorgusu boyunca gözlerinin bağlı olduğunu ve bu halde ifadesine parmak bastırıldığını anlattı. ASYA -­‐ PASİFİK GÜNDEMİ Çin ABD'ye de hızlı tren ihraç ediyor Dünya Bülteni Çin’de geçtiğimiz yıl içinde tren altyapı ve ekipman ihracatında büyük bir artış kaydedildi. Çinli şirketlerin yurt dışı satışları 2104 yılında toplam 26.77 milyar yuana (yaklaşık 10.5 milyar TL) ulaşırken, bir önceki yıla oranla yüzde 22 artış gösterdi. Özellikle hızlı tren altyapısı ve standartlarında belirleyici olmak isteyen ülke, üreticilere global satış kanallarını genişletmeleri ve yerel bağlantılarını güçlendirmeleri için devlet desteği verecek. Çinli üreticiler bugüne kadar aralarında Güney Asya ve Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra Arjantin, Avustralya ve Amerika Birleşik Devletleri’nin de olduğu 30 farklı ülke ve bölgede projelerin altına imza attı. Projelerin yüzde 70’ini yakın zaman önce tek çatı altında birleştirilen iki devlet ortaklığı Çin Kuzey Demiryolu Şirketi ve Çin Güney Demiryolu Şirketi tarafından üstleniliyor. ABD’YE HIZLI TREN İHRACATI YAPIYOR 14 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Çin’in diğer ülkelere hızlı tren ve tren ekipmanları ihracatının son örneği Kuzey Çin Lokomotif Şirketinin ABD’nin Boston şehrinde kazandığı 659 milyon dolar (1 milyar 650 milyon lira) değerindeki metro vagonu ihalesi oldu. Aynı şirket ayrıca Güney Afrika için de 232 dizel lokomotif yapacak. Her iki proje içinde ilgili ülkelerde montaj tesisleri kurulması ve yerel işgücünden faydalanılması bekleniyor. Çin İthalat-­‐İhracat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Li Wen yurtdışındaki 35 ayrı metro, yüksek hızlı ve normal tren hat yapım ve ekipman tedarik projesi için Çinli şirketlere 13 milyar dolar (32,5 milyar lira) kredi desteği sağlanacağını açıkladı. Bunlar arasında ABD’nin Kaliforniya eyaletinde yapımı planlanan hızlı tren projesi de var. Ülkenin iki büyük demiryolu imalat şirketi Kuzey Çin ve Güney Çin Lokomotif Şirketlerinin geçtiğimiz ay birleşme kararı da büyük ölçüde yurtdışı ihalelerde başarılı olmak için atılan bir adım olarak değerlendiriliyor. BR PROJE DE BALKANLAR’A Çin, Balkan ülkeleriyle ortaklaşa oluşturmayı planladığı deniz-­‐demiryolu-­‐liman bağlantısıyla da Avrupa’daki ihraç potansiyelini arttırmayı hedefliyor. Geçtiğimiz ay Belgrad’da imzaları atılan projeyle birlikte Macaristan, Sırbistan, Makedonya ve Yunanistan aracında demir yolu nakil bağlantısı kurulacak. Budapeşte’den başlayacak bağlantı, Belgrad, Üsküp üzerinden Atina’ya ve Avrupa’nın en büyük konteynır limanlarından biri olan Pire Limanına bağlanacak. Projenin 2017 yılında tamamlanması öngörülüyor. Boko Haram Çad'a saldırdı Dünya Bülteni Boko Haram örgütünün Çad'da düzenlediği saldırıda ilk belirlemelere göre 10'a yakın kişinin öldüğü açıklandı. Yerel yetkililer, Boko Haram'ın Çad Gölü yakınında bulunan Ngubua bölgesinde saldırdığını, 10'a yakın kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Saldırganların bölgeye kayıkla geldiklerini ifade eden yetkililer, Çad ordusunun saldırıyı düzenleyenlerin peşine düştüğünü söyledi. Boko Haram ilk kez Çad'a saldırdı. Çad Devlet Başkanı İdris Debi, kısa süre önce Çad'ın Boko Haram ile mücadelede kararlı olduğunu dile getirmişti. 15 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Debi, "Ülkemizin temel çıkarları tehdit altında. Bize saldırmalarını beklemeyeceğiz. Müdahale etmezsek bize saldıracaklar" ifadelerini de kullanmıştı. Boko Haram ile mücadele için sınıra 2 bin 500'e yakın asker gönderen Çad ordusu, destek amacıyla komşusu Kamerun'a da 17 Ocak'ta asker göndermişti. Yezidiler intikam için Sünni köylüleri öldürüyor Dünya Bülteni Sincar'daki topraklarına geri dönmeye başlayan Yezidi gruplardan bazıları intikam saldırıları gerçekleştirmeye başladı. Bazı silahlı Yezidi grupların, IŞİD'in saldırılarının intikamını almak için, IŞİD'e yardım etmekle suçladıkları Sünni köylüleri öldürmeye başladığı bildiriliyor. Reuters'ta yer alan habere göre, Sincar'a dönen Yezidiler bölgede toplu mezarlar buldular. IŞİD'in saldırılarından dolayı geçtiğimiz yıl Ağustos ayında yaşadıkları bölgeden kaçabilen Yezidilerin büyük bölümü Türkiye'ye sığınmıştı. Kaçamayanlarınsa, IŞİD tarafından infaz edildikleri ve toplu mezarlara gömüldükleri iddia ediliyor. IŞİD'in bölgeden çıkarılmasının ardından Sincar'a dönmeye başlayan Yezidilerden bazı gruplar intikam saldırıları düzenlemeye başladı. Silahlı Yezidi grupların düzenlediği intikam saldırılarında, 21 Sünni köylünün öldürüldüğü, 17'sinin de hala kayıp olduğu bildiriliyor. Yezidi grupların saldırılarına maruz kalan köylülerden 41 yaşındaki Zafer Ali Hüseyin, "Yezidiler intikam almaya başladı. Amaçları buradaki Arapları uzaklaştırmak ve bölgede sadece kendilerinin kalmasını sağlayarak haritayı değiştirmek." dedi. Sincar'daki Sibaya köyünde yaşayan Hüseyin ve köylülerinin şimdi Sibaya'ya 45 kilometre uzaklıktaki başka bir köye göç ettiklerini ve köylerine dönemediklerini söylüyor. Sibaya'daki köylüler, IŞİD'in saldırdığı sırada Sibaya'dan sadece birkaç kişinin IŞİD'e katıldığını ancak onların da daha sonra Suriye'ye gittiklerini ve Suriye'deki çatışmalarda öldürüldüklerini söyledi. Köylüler, IŞİD'in saldırdığı sırada Yezidilerin kaçmasına yardım ettiklerini ancak geri dönen Yezidilerin kendilerine saldırdığını belirtiyor. Hindistan başbakanı kendi büstünü kırdırttı Dünya Bülteni 16 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, kendisini temsilen yapılan büstü yıktırdı. Modi, Hint kültürüne aykırı olduğu gerekçesiyle kendisi adına yapılan tapınağa karşı çıktı. Hindistan'da geçtiğimiz yıl iktidara gelen Modi Rajkot'ta yapılması planlanan tapınağa karşı çıktı. Tapınak hakkında "şok edici ve Hindistan'ın geleneklerine karşı" değerlendirmesi yapan Modi böyle tapınak inşa etmenin Hindistan kültürünün öğrettiklerine aykırı olduğunu savundu. Daha önce Gujarat eyaleti başbakanı olarak görev yapan Modi, geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde birinci olan Bharatiya Janata Partisi'nin lideri olarak Hindistan başbakanı oldu. Modi Gujarat'ta iş başına geldikten sonra olumlu yöndeki değişimler olduğu ve bundan dolayı "Modi'nin manevi bir kişilik olduğuna" inanıldığına yönelik bazı söylentiler çıkarıldı. Bunun ardından işi ileri götüren Modi taraftarları, Modi'nin büstünü yapıp tapınmaya kalkıştı. Hindistan Başbakanı Modi'nin karşı çıkışından sonra söz konusu tapınaktaki Modi heykelinin Hinduların tapındığı diğer büstlerden biri ile değiştirileceği söylenirken Modi'ye adanmış başka bir tapınağın ise hala kullanımda olduğu biliniyor. Maduro'ya göre darbe girişimini ABD yönetti Dünya Bülteni Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro kendisini iktidardan düşürmeyi amaçlayan darbe girişiminin ABD tarafından desteklendiğini öne sürdü. Venezuela'da Başbakanlık Sarayını'nın da içinde bulunduğu birçok yere uçak saldırısı planlandığı ortaya çıktı. Planlanan saldırılardan bir tanesinin General Hermandez'e yapılmak istendiği belirlendi. Venezuela Devlet Başkanı Maduro saldırı planlarının Washington tarafından yönetildiğini iddia etti. Venezuela'da Şubat ayında hükümete karşı yapılan protestolardaki insan hakları ihlalinden dolayı ABD Başkanı Barack Obama Venezuela'ye yapılacak yaptırımları onaylamıştı. Maduro uygulanacak yaptırımların iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz etkileyeceği konusunda uyarmıştı. Maduro'nun açıklama yaptığı gün birçok şehirde hükümet karşıtı gösterilerde en az 8 kişinin yaralandığı bildirildi. 17 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Erdoğan'dan ABD ve Obama'ya 'cinayet' eleştirisi Dünya Bülteni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Latin Amerika ülkeleri ziyaretinin son durağı Meksika’nın başkenti Meksiko’da, mevkidaşı Meksika Cumhurbaşkanı Enrique Pena Nieto ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Daha önce 2 kez başbakan olarak buraya gelmiştim, bu üçüncü ziyaretim. 2 ülke ilişkilerini en geniş manada ele alma fırsatı bulduk. Burada 3 anlaşma yaptık. Ortak deklarasyonu imzaladık. 12 yıl önce aramızdaki ticaret hacmi çok komikti, 1,2 milyon dolardan, 100 kat arttırdık. 2018 yılını gelin her iki ülke olarak kültür turizm yılı olarak ilan edelim, vatandaşlarımızın rahat geliş gidişlerini sağlayalım. Karşılıklı vizeleri kaldıralım teklifi yaptık. Bir an önce THY’nin de buraya gelmesi için yetkili arkadaşlarımız çalışmaları yürütecek. 24 -­‐25 Nisan’da Çanakkale’ye davet ettim, kendileri katılamasa da en düzeyde katılım sağlayacaklarını söylediler. SAYIN OBAMA’YA SESLENİYORUM, NEREDESİN BAŞKAN DİYORUM Amerikaya yakın olduğum için buradan belirtmem gerekiyor. 3 Müslümanın öldürülmesi noktasında özellikle Başkan Obama, Kerry ve Biden’ın şu ana kadar hiçbir açıklama yapmamış olması manidardır. Bunlar terörist değil, bunlar Suriyeli Müslüman. Sayın Obama’ya sesleniyorum, neredesin başkan diyorum, Biden’a sesleniyorum neredesiniz diyorum. Siz bu tip olayda sessiz kalırsanız dünya da size sessiz kalacaktır. Dünya 5’ten büyüktür. Ölenlere rahmet diliyorum, öldüreni de lanetliyorum." Türkmenistan'da Kazak lider Begdesenov'a baskılar atıyor Dünya Bülteni Türkmenistan’da bulunan Kazakların lideri Bisengül Begdesenov’a yönelik baskılar artıyor. Türkmenistan Günlüğü ajansı önceki gün polis ve icra memurlarının Begdesenov’un Aşkabat’taki evine zorla girmeye çalıştığını duyurdu. Baskın yapanlar evdeki eşyaları kayda geçirmek için geldiklerini öne sürdü fakat ev sahibinin kimlik gösterme talebini reddetti. 2011 yılında Begdesenov 9 yıl ev hapsi cezasına çarptırılmıştı. Kazak lider, mali konularda dolandırıcılık ve yasa dışı ev edinmekle suçlanmıştı. Ancak Uluslararası İnsan Hakları İzleme Grubu 18 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
HRW ve Türkmen insan hakları savunucularına göre Begdesenov siyasi nedenlerden dolayı mahkemeye çıkarılmıştı. Bisengul Begdesenov 2011 Astana'da Dünya Kazaklar Birliği tarafından düzenlenen IV. Dünya Kazak Kurultayına katıldıktan sonra ün kazanmıştı. Türkmen yetkililer uluslararası toplumun desteğinden dolayı Kazak lidere gerçek hapis cezası veremedi. Türkmenistan-­‐ Hindistan gaz projesini Fransızlar yapacak Dünya Bülteni Türkmenistan-­‐ Afganistan-­‐Pakistan-­‐ Hindistan doğalgaz hattı ihalesinin Fransız şirketi TOTAL’e verileceği bildirildi. Afganistan Enerji Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Türkmenistan, Afganistan, Pakistan ve Hindistan (TAPİ) hükümetlerinin temsilcileri bugün TAPI gaz hattı projesinin son aşamasını görüşmek için İslamabad'da bir araya geleceği belirtildi. Toplantıya dört ülkenin petrol ve gaz endüstrisi temsilcileri katılacak. Bu TAPI projesi çalışmalarının 19’uncu toplantısı olacak. Afgan yetkililere göre, bu toplantıda hangi uluslararası şirketin boru hattının yapımında ana yükleyici olacağı konusunda karar verilecek. Afganistan Enerji Bakanlığına göre muhtemel aday şu anda Fransa'nın en büyük gaz ve petrol şirketi TOTAL. Türkmenistan’ın da bu şirketin adaylığını onayladığı belirtiliyor. TAPI gaz boru hattı Türkmenistan’dan Afganistan, Pakistan ve Hindistan’a 30 yıl boyunca her sene 33 milyar metreküp doğalgaz ulaştıracak. Projenin maliyetinin 7,6 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Kırgızistan'da Özbek imama hapis cezası Dünya Bülteni Kırgızistan’ın Oş bölgesinde dün gözaltına alınan Özbek imam Rashodhon Kamolov, çıkarıldığı mahkemede iki ay hapis cezası aldı. Mahkeme heyeti, tutuklama kararını imamın yurt dışına kaçma ihtimali olduğu iddiası üzerine verdiğini açıkladı. 19 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Kamalov, radikal olmakla suçlanıyor. Ozodlik radyosunun haberine göre Rashodhon Kamalov ülkesindeki Müslümanları Suriye’deki savaşa davet etmekle de suçlanıyor. Özbek imam daha önce 2011 yılında Bişkek’te tutuklanmış ve 16 gün sonra serbest bırakılmıştı. O dönem bu karar, iki Özbek vatandaşın imamı şikayet ettiği için alınmıştı. Kamalov, suçsuz olduğunu ispatladığı için serbest bırakıldığını açıklamıştı. Rusya, Venezüella ve Ekvador petrolü görüştü Sputnik Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak, Venezüella ve Ekvador’un dışişleri ve enerji bakanlarıyla petrol fiyatlarıyla ilgili durumu istikrara kavuşturma yollarını görüştü. Moskova’da düzenlenen görüşmenin ardından Rusya Enerji Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Görüşmede, enerjinin çeşitli alanlarında işbirliği konusu konuşuldu. Ayrıca, petrol fiyatlarıyla ilgili durum ve bu durumun istikrara kavuşturulması için olası yollar ele alındı” denildi. Toplantıya Venezüella Dışişleri Bakanı Delcy Eloina Rodríguez Gomez, Ekvador Dışişleri Bakanı Ricardo Armando Patino Aroca, Venezüella Petrol Bakanı Asdrubal Chavez Jimenez ve Ekvador Petrol Bakanı Pedro Marizalde-­‐Pavon katıldı. Kazakistan, Minsk zirvesinden memnun Sputnik Kazakistan Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna'nın doğusunda yaklaşık bir yıldır süren krize çözüm bulunması amacıyla, Belarus'un başkenti Minsk'te yapılan zirvenin sonuçlarını memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı. Kazakistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın Minsk'te sağladığı uzlaşma takdir edildi. 20 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Bakanlık, tarafları doğu ve güney Ukrayna'daki krize sürdürülebilir-­‐kapsamlı çözüm sunan ve erken ateşkes hedefleyen anlaşmaları uygulamaya çağırdı. Açıklamada, ''Varılan anlaşmanın Avrasya Ekonomik Birliği ve Avrupa Birliği arasında güven dolu bir diyalog ve karşılıklı yarara dayalı işbirliği kurulması için ön koşullar ve koşulları yaratması için yardımcı olacağını umuyoruz'' denildi. Kazakistan daha önce pekçok kez tarafları Minsk anlaşması da dahil olmak üzere kendi yükümlülüklerini yerine getirmeye ve barışçıl yollarla çatışmayı çözmek için ivedi şekilde harekete geçmeye çağırmıştı. Ukrayna krizinin çözümünü amaçlayan uluslararası toplum girişimlerine destek veren Astana yönetimi Kazakistan'ın çözüm için platform olmaya hazır olduğu açıklamıştı. Ukrayna, Rusya, Almanya ve Fransa liderlerinin, Ukrayna krizinin çözümüne ilişkin 15 Ocak'ta Kazakistan'ın başkenti Astana'da bir araya gelmesi konusunda mutabakat sağlanmış, ancak bu ülkelerin dışişleri bakanlarının 12 Ocak'ta Berlin'de düzenlenen toplantısında herhangi bir sonuç alınamaması üzerine, Astana zirvesi yapılamamıştı. Japonya, barış anlaşması imzalamak için Putin'i bekliyor Sputnik Ülkesi ve Rusya arasında 2. Dünya Savaşı'ndan sonra resmi bir barış anlaşması imzalanmadığını hatırlatan Japonya Başbakanı Şinzo Abe, bu yöndeki görüşmelerin devamı için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i Tokyo'ya davet etti. Parlamentoda konuşan Japonya Başbakanı Şinzo Abe, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana 70 yıl geçmesine rağmen Rusya'yla hala resmi bir barış anlaması imzalayamadıklarını, bunun için de bu kapsamda Moskova'yla yapılan görüşmelerin devam etmesi gerektiğini söyledi. Anlaşma imzalanmasına yönelik olarak Rusya lideri Putin'le bugüne kadar 10 kez bir araya geldiklerini belirten Abe, görüşmelerin devam edebilmesi için Putin'in bu yıl içinde Japonya'ya beklediklerini ifade etti. Abe ayrıca, Rusya'yla ekonomik ve kültürel işbirliğini de geliştirmek istediklerini belirtti. UKRAYNA KRİZİ YÜZÜNDEN MÜZAKERELER ASKIYA ALINMIŞTI Rusya ve Japonya, Japonya'nın kuzeyinden Rusya'nın Kamçatka Yarımadası'na uzanan Kuril Adaları'nın aidiyeti konusundaki anlaşmazlık nedeniyle 2. Dünya Savaşı ardından resmi bir barış 21 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
anlaşması imzalayamamıştı. Barış anlaşmasının imzalanması için yapılan görüşmeler, Ukrayna krizi nedeniyle dondurulmuştu. AVRUPA GÜNDEMİ Yunanistan'ın borç krizinde yeni gelişme DW Yeni yardım programı hedefleyen Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, Brüksel'deki temaslarında bu konuda adım atılmasını sağladı. Yunanistan'da 25 Ocak'ta yapılan genel seçimler sonrasında iş başına gelen Başbakan Aleksis Tsipras, Avrupa Birliği üyesi devlet ve hükümet başkanlarının gayrıresmi zirvesinde Alman mevkidaşı Angela Merkel ile görüş alışverişinde bulunma fırsatı buldu. Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varufakis, yeniden yapılandırılmasını talep ettikleri yardım programına ilişkin ayrıntıları önceki gün yapılan Euro Grubu maliye bakanları toplantısında ortaya koymuş ancak toplantı bir uzlaşmaya varılmaksızın dağılmıştı. Tsipras zirvede Euro Grubu Başkanı Jeroen Dijsselbloem ile görüştü. Görüşmeden pazartesi günü yapılacak Euro Grubu toplantısı öncesinde uzmanlar düzeyinde müzakerelere başlanması kararı çıktı. Dijsselbloem, uzmanların varacağı bir uzlaşmanın siyasi sorumlularca da onaylanması gerektiğine işaret ederek müzakerelerden beklentilerin yüksek tutulmaması uyarısında bulundu. Atina'nın hedefi yeni yardım programı Tsipras ise Dijsselbloem ile yaptığı görüşmeyi olumlu bir adım olarak niteledi. Yunanistan lideri, "müzakerelerin özünü yeni yardım programına geçişin oluşturacağını" söyledi. AB Komisyonu Başkanı Donald Tusk, zirvede Yunanistan'ın borç krizinin ele alınmadığını söyledi. Zirve sırasında Tsipras'ı seçim zaferinden ötürü kutlayıp başbakanlık görevinde başarılar dileyen Almanya Başbakanı Angela Merkel ise borç krizine bir çözüm bulunması için ülkesinin gerektiğinde ödün vermeye hazır olduğunu söyledi. 22 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
AB'den Rusya'ya yeni yaptırım uyarısı DW AB devlet ve hükümet başkanları zirvesi sonrasında açıklama yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel, "ateşkese rağmen sorun yaşanması halinde yeni yaptırımların devreye girebileceğini" söyledi. AB Komisyonu'nun gelişmelere bağlı olarak uygulanacak yeni bir yaptırım paketine ilişkin hazırlık yaptığını açıklayan Merkel, daha önce kararlaştırılan bir dizi yaptırımın da pazartesi gününden itibaren uygulanmasına başlanacağını kaydetti. Rus ve Ukraynalı 19 kişinin yanı sıra, 9 şirket ve kurumu kapsayan yaptırımlar AB'ye seyahat yasağı ve banka hesaplarının dondurulmasını öngörüyor. AB Komisyon Başkanı Donald Tusk, "Özellikle ilk Minsk anlaşmasından sonra çok dikkatli olmayı öğrendik. Sayın Putin'in iyi niyetine olan güvenimiz sınırlı durumda" dedi. Almanya Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen de Rusya'ya uygulanan yaptırımların geri alınması konusunda aceleci davranılmaması uyarısında bulundu. Röttgen, "Ateşkes için varılan bir uzlaşma yaptırımların iptalini haklı çıkarmaz" uyarısında bulundu. AP'den Ankara'ya 'kayıp' eleştirisi DW Avrupa Parlamentosu (AP) Kıbrıs’ta kayıp şahıslar konusunda Ankara’nın sert dille eleştirildiği bir karar tasarısını ezici oy çoğunluğuyla kabul etti. AP’nin bugün Strasbourg’da düzenlenen genel kurul toplantılarında yapılan oylamada, tasarı 43’e karşı 543 oyla kabul edildi. Oylamada 62 parlamenter de çekimser kaldı. Karar metni “Kıbrıs’ın işgal altındaki bölümünde, Paşaköy kökenli kayıp şahısların kalıntılarını içeren Ekmekçiler bölgesindeki toplu mezarlar” başlığını taşıyor. Kararda, Kıbrıs’ta kayıp şahıslar konusunun 1964’te iki toplumdan az sayıda kişinin kaybolmasıyla başladığı, ancak “Türkiye’nin adayı bölmeye devam eden 1974 askeri işgali sonrasında 2 bin kişiyle zirve yaptığı” ifade ediliyor. Günümüzde bin 508’i Kıbrıslı Rum, 493’ü de Kıbrıslı Türk olmak üzere toplam 2 bin 1 Kıbrıslının kayıp olduğu not ediliyor. Kayıp yakınlarının 41 yıldır beklediklerine işaret edilip, tüm kayıpların akıbeti hakkında ivedi olarak topyekûn inceleme başlatılması talep ediliyor. 23 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmalarına değinilen kararda, bu çalışmaların AB tarafından finansal olarak desteklenmeye devam edilmesi isteniyor ve kayıplarla ilgili elinde bilgi olanlara Komite ile temasa geçme çağrısında bulunuluyor. Türkiye'ye çağrı Kararda, Ekmekçiler Köyü'ndeki toplu mezarda bulunan kemiklerin buradan taşınması da kınanıyor. “Türkiye ve Türk hükümeti”nden “toplu kayıp mezarlarından çıkarılan kemikleri başka yerlere aktarmaktan vazgeçmesi” isteniyor. AP bu konuda Ankara’nın “uluslararası hukuk, uluslararası insani hukuk ve ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına saygı duymasını” talep ediyor. Kararda, kayıp şahıslar dosyasında ilerlenmesi için Türkiye’nin bugüne kadar “askeri bölge” olarak tanımladığı bölgeleri açması da istenmekte. Kararın bu bölümünde Türk ordusunun “elindeki askeri haritaları paylaşması ve arşivlerini açması gerektiğine” dair bir ibare de yer alıyor. Oylama öncesi genel kurulda yapılan oturumda konu hakkında söz alan parlamenterlerin çoğunluğunu Yunan ve Kıbrıslı Rumlar oluşturdu. Son yıllarda her AP oturumunda olduğu gibi Türkiye’nin AB üyelik perspektifine karşı olan aşırı sağcılar da karar metnini fırsat bilip Ankara ile üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısında bulundular. Kıbrıs’taki kayıp şahıslar konusu Avrupa platformunda öncelikli olarak, AİHM kararları temelinde, bu kararların uygulanışının denetleyicisi olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından ele alınıyor. Kosova'dan AB'ye, "mültecileri sınır dışı et" çağrısı Hürriyet Avrupa Kosova İçişleri Bakanı Skender Hyseni, yasa dışı yollarla AB üyesi ülkelere göç eden Kosovalıların sınır dışı edilmesini istedi. Hyseni, Avusturya'nın başkeni Viyana'da İçişleri Bakanı Johanna Mikl-­‐Leitner ile yaptığı görüşme sonrasındaki açıklamada, daha iyi bir yaşam için Avrupa Birliği (AB) ülkelerine göç eden Kosovalıların sığınma taleplerinin geri çevrilmesini istedi. AB HAREKETE GEÇMELİ Yasa dışı yollarla AB üyesi ülkelere göç eden Kosovalıların sınırdışı edilmesi çağrısında bulunan Hyseni, "Yaşa dışı göçmenlerin çok büyük bölümünün statü hakları yoktur ve geri gönderilecektir. Umuyorum 24 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ki bu hızlı gerçekleşir. Avrupa Birliği, üye ülkelerde iltica edebilecekler ile kaçakçıların beslediği göçmenler arasındaki illizyonu gidermek için harekete geçmelidir" dedi. ON GÜN İÇERİSİNDE SINIR DIŞI Avusturya İçişleri Bakanı Johanna Mikl-­‐Leitner ise Kosova'nın güvenli bir ülke olduğunu ve oradan gelen yasa dışı göçmenlerin "iltica etme haklarının bulunmadığını" söyledi. İltica işlemlerinin hızlandırılacağını umut ettiğini kaydeden Mikl-­‐Leitner, "Böylece iltica işlemlerine uygun olmayan göçmenler 10 gün içinde sınır dışı edilmiş olacak" diye konuştu. KOSOVALILAR GÖÇ EDİYOR Çoğunluğu Arnavutlardan oluşan yaklaşık 1,8 milyon kişinin açlık sınırı altında yaşadığı Kosova, 2008'de Sırbistan'dan bağımsızlığını ilan etti. Son iki haftadır Kosovalılar, daha iyi bir yaşam umuduyla yasa dışı yollar üzerinden Avrupa Birliği (AB) ülkelerine göç ediyor. Kosova'nın başkenti Priştine'den otobüslerle Sırbistan'ın başkenti Belgrad'a gelen Kosovalılar, önce otobüslerle Macaristan sınırına en yakın şehir olan Subotitsa'ya ardından şehirdeki taksilerle sınıra, son olarak da yürüyerek Macaristan'a geçiyor. Kosova'dan Macaristan'a sadece Ocak ayında yaklaşık 13 bin mülteci girişi olduğu, Avusturya'ya ise bin 29 giriş olduğu belirtiliyor. Merkel'i Barış Nobeli'ne aday gösterecek Hürriyet Avrupa Litvanya Dış İlişkiler Komisyonu Yardımcı Başkanı Emanuelis Zingelis, Almanya Başbakanı Angela Merkel'i (CDU) Ukrayna'daki ateşkes mücadelesi için Barış Ödülü'ne aday gösterdi. AB Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Elmar Brok (CDU), Bielefeld'de yayınlanan Neue Westfaelische gazetesine verdiği bir demeçte, Zingelis'in kendisini arayıp, Merkel'i aday göstereceğini açıkladı. "TEŞEKKÜRLER ALMANYA" Annesinin Holocost kurbanı olduğu belirtilen Litvanyalı siyasetçi, hayatında ilk defa "Teşekkürler Almanya" deme gereğini duyduğunu ifade etti. 25 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Ben kimim? Hürriyet Avrupa Almanya’nın Augsburg kentinde iki aylıkken ‘Kader, 01.01.1975’ yazısıyla Çocuk Bakım Merkezi kapısına bırakılan Filiz Kader Turhan, gerçek anne ve babasını arıyor. Alman yetkililerin bir Türk aileye evlatlık olarak verdiği Filiz Turhan, “Babam çok içerdi. Benimle birlikte iki çocuğu daha evlatlık edinmişler. Ancak bize gün göstermedi. Analığımız da sevgisini hiç göstermezdi. Baba dayağından bıktığım için 15 yaşındayken isteyen ilk kişiyle evlenmek istedim. İşlemler sırasında nüfus bilgilerinde ‘evlatlık’ yazısını gördüm. Büyük şok geçirdim. O günden bu yana ‘Ben kimim, kökenim ne, gerçek anne babam kim?’ sorularına yanıt arıyorum. Bir sonuca ulaşamadım” dedi. Augsburg’ta başvurduğu yetkililerin gerçek anne ve babasının kim olduğunu bilmediklerini aktaran Filiz Turhan, şunları söyledi: “Tek söyledikleri beyaz bir battaniyeye sarılmışım. Kırmızı bir tulumum, ponponlu bir şapkam, ellerimde de bebek çorabı varmış. Bir de ‘Kader, 01.01.1975’ yazılı bir kağıt eklemişler. Gerçek doğum tarihim mi onu dahi bilmiyorum. Kim olduğumu bilememek beni yiyip bitiriyor.” Ukrayna anlaşmasının detayları belli oldu Hürriyet Avrupa 13 maddelik anlaşma, ateşkes, ağır silahların bölgeden çıkartılması, Donetsk ve Luhansk bölgelerinde yerel seçim modeli üzerinde görüşmelere başlanması gibi maddeleri içeriyor. Belarus'un başkenti Minsk'te Rusya, Almanya, Ukrayna ve Fransa liderlerinin katılımıyla Ukrayna krizinin ele alındığı dörtlü zirvede varılan anlaşmanın detayları belli oldu. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Minsk'te yaklaşık 15 saatlik görüşmelerin arından üzerinde mutabakat sağlanan anlaşma metinini resmi internet sitesinde yayımladı. Ukrayna, Rusya, AGİT ve ayrılıkçıların temsilcilerinin imzasını taşıyan metinde yer alan 13 madde şöyle: -­‐ Donetsk ve Luhansk bölgelerinde 15 Şubat itibarıyla ateşkes ilan edilmesi ve bunun sıkı bir şekilde uygulanması. 26 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
-­‐ Ukrayna'nın doğusunda güvenli bölge oluşturulması amacıyla iki taraf arasında 50 kilometre genişliğindeki bölgeden ağır silahların çıkartılması. Buna göre, 100 mm kalibreden büyük silahların 50 kilometre, taşınabilir roket sistemlerinin 70, taktik füze sistemlerinin ise 140 kilometre mesafeden ateşkes yürürlüğe girdikten sonra en fazla 14 gün içinde geri çekilmesi. -­‐ AGİT'in, tarafların anlaştığı ateşkes şartlarını ve ağır silahların geri çekilmesini gözlemlemesi ve rapor etmesi. -­‐ Ağır silahların bölgeden çıkartıldıktan sonra , Ukrayna kanunları göz önüne alınarak Donetsk ve Luhansk bölgelerinde yerel seçim modeli üzerinde görüşmelere başlanması. Ayrıca, en geç 30 gün içinde Ukrayna Meclisi'nin 19 Eylül'de kabul edilen Donetsk ve Lugansk'a "özel statü veren kanun" maddesi gereği karar alması. -­‐ Donetsk ve Luhansk bölgelerinde ayrılıkçı faaliyetlere karışanların affedilmesi amacıyla kanun çıkartılması. -­‐ Tarafların elindeki esir ve tutukluların tamamının serbest bırakılması ya da takas edilmesi. -­‐ İnsani yardımların dağıtımı, nakliyesi ve güvenliğinin sağlanması. -­‐ Kiev ile doğu bölgeleri arasında sosyal ve ekonomik bağların tam olarak yeniden kurulması için model geliştirilmesi. -­‐ Çatışma bölgesindeki devlet sınırının tamamının Ukrayna ordusu tarafından kontrol edilmesi. Bunun yerel seçimlerden en geç bir gün sonra sağlanması. -­‐ Ukrayna'daki tüm yabancı savaşçıların ve silahların AGİT kontrolünde ülkeden çıkartılması. -­‐ Ukrayna'da 2015 sonuna kadar Lugansk ve Donetsk'in özel durumunu gözeterek yerel yönetimlere genişletilmiş haklar sağlayacak anayasal reform yapılması. -­‐ "Lugansk ve Donetsk'e statü veren" kanun kapsamında bu bölgedeki yerel seçimlere ilişkin konuların üçlü temas grubu çalışmaları çerçevesinde görüşülüp, karara bağlanması. AGİT bu süreçte gözlemci olarak yer alması. -­‐ Anlaşma maddelerinin görüşülmesi ve hayata geçmesi için üçlü (Kiev-­‐Donetsk-­‐Lugansk) çalışma ve temas gruplarının oluşturulması 27 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın Ukrayna krizini görüşmek üzere dün akşam Minsk'te başladıkları toplantı yaklaşık 14 saat sürmüştü. Uygulanması kolay değil Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, ülkenin doğusunda çatışmaları sonlandırmak için Minsk'teki dörtlü zirvede varılan anlaşmanın uygulanmasının kolay olmayacağını söyledi. Brüksel'de toplanan AB zirvesine katılarak liderleri bilgilendiren Poroşenko, basına yaptığı açıklamada, "Çok zor müzakerelerdi ve kolay bir uygulama süreci beklemiyoruz" diye konuştu. Poroşenko, anlaşmaya uyumsuzluk halinde ise AB ve ABD'ye ilave yaptırımlara gitmeleri çağrısında bulundu. Belarus'un başkenti Minsk'te Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın arabuluculuğunda 17 saat süren müzakerelerde, Poroşenko ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 15 Şubat'tan itibaren ayrılıkçılarla ateşkes sağlanması ve tarafların ağır silahlarını cephe hattından 140 kilometre geriye çekmeleri konusunda uzlaşı sağlamıştı. Türk Dışişleri Bakanlığı: Memnuniyet duyduk Öte yandan, Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Ukrayna'daki durumla ilgili Rusya, Ukrayna, Fransa ve Almanya liderlerinin katılımıyla Minsk’te gerçekleştirilen müzakereler neticesinde anlaşmaya varılmasından büyük memnuniyet duyulduğu bildirildi. Açıklamada, Ukrayna'daki sorunun çözümüne ilişkin Belarus'un başkenti Minsk'teki müzakerelerde anlaşmaya varıldığı hatırlatıldı. "Ukrayna'daki durumla ilgili olarak Rusya Federasyonu, Ukrayna, Fransa ve Almanya liderlerinin katılımıyla Minsk’te gerçekleştirilen müzakereler neticesinde anlaşmaya varılmasından büyük memnuniyet duyuyoruz" denilen açıklamada, ilgili tüm taraflarca imzalanan "Minsk Anlaşmalarının Uygulanmasına Dair Tedbirler Paketi"nin desteklendiği ve hayata geçirilmesinin beklendiği kaydedildi. Türkiye'nin, tarafların öngörülen tedbirlerin sahada uygulamasında da gereken özen ve hassasiyeti göstereceğine inandığını ve tüm tarafları bu yöndeki katkılarını kesintisiz sürdürmeye davet ettiği ifade edilen açıklamada, Tedbirler Paketi'nin uygulamasının izlenmesine yönelik süreçte Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) önemli görev ve sorumluluk verilmesinin, bugüne kadar AGİT’in sahada ortaya koyduğu başarılı ve sağduyulu çalışmaların bir teyidi olarak görüldüğü belirtildi. 28 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Açıklamada, "Krizin başından beri vurgulayageldiğimiz, soruna Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğü temelinde barışçıl yöntemlerle çözüm bulunmasına yönelik parametrelerin, varılan uzlaşının üzerine inşa edildiği ana ilkeler olmasını da memnuniyetle not ediyoruz. Sadece bölge barışını ve istikrarını değil, uluslararası sistemin güvenilirliğini tehdit eden bu ihtilafın kalıcı bir şekilde çözüme kavuşturulması en samimi temennimizdir" denildi. Türkiye'nin öncelikle çekilen acılara ve can kayıplarına son verecek ateşkes mutabakatını uygulanmasına, ardından kalıcı çözümün ve barışın tesisine yönelik sürece desteğini sürdüreceği vurgulandı. Türk genci Diren Dede’nin katiline 70 yıl hapis Hürriyet Avrupa Almanya’nın Hamburg kentinde ikamet eden ve öğrenci değişim programı münasebetiyle ABD’nin Montana eyaleti Missoula şehrinde öldürülen Türk genci Diren Dede’nin (18) katiline 70 yıl hapis cezası verildi. Almanya’nın Hamburg kentinde oturan ve öğrenci değişim programı kapsamında ABD’nin Montana eyaleti Missoula kentine giden Türk genci Diren Dede (18) 2014 Nisan ayında izinsiz girdiği garajda garajın sahibi tarafından silahla vurularak öldürülmüştü. Aylardır devan eden mahkeme gecen ay Diren’i öldüren ev sahibi Mark Kaarma nefsi müdafaa yaptım diyerek kendini savunurken, görgü şahitleri ve kamera kayıtlarını inceleyen mahkeme heyeti ev sahibi Kaarma’yi planlı bir şekilde adam öldürmekten dolayı suçlu bulmuştu. Mahkeme katilin alacağı cezayı açıkladı. Savcılık Kaarma için yüz yıl hapis isterken mahkeme Diren Dede’nin katiline 70 yıl hapis cezası verdi. Mahkemenin kararına bile sevinemediğini belirten Diren’in babası Celal Dede, “Katil yaşıyor ve hapse giriyor. Ama benim oğlum haklı ve öldü. Bizim hayatımız karardı” diyerek tepkisini dile getirdi. Hamburg yönetimine 37 Türk kökenli aday Sabah Avrupa Almanya’nın Hamburg Eyaleti’nde pazar günü gerçekleşecek Eyalet Parlamentosu seçimlerinde 37 Türk kökenli politikacı, milletvekili adayı oldu. 1,3 milyon Hamburglunun oy kullanacağı seçimde Türk 29 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
kökenli adaylar 121 sandalyeden birine sahip olma mücadelesi verecek. Seçim öncesi yapılan anketler ve kamuoyu yoklamaları, iktidarda bulunan Alman Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) yüzde 45 oy alarak tekrar iktidar olacagını gösteriyor İBRE SPD’DEN YANA Eyalet Başbakanı Olaf Scholz’un yeniden Eyalet Başbakanı seçilmesi de beklenirken, muhalefetteki Hıristiyan Demokrat Parti’nin (CDU) yüzde 19, Yeşiller Partisi’nin yüzde 11, Sol Parti’nin yüzde 9,5, Hür Demokrat Parti’nin (FDP) yüzde 6 oy alması bekleniyor. Almanya için Alternatif Parti’nin (AfD) ise yüzde 5 oy oranı ile barajı aşması anketlerden çıkan sonuç arasında. Hamburg’da 20 Şubat 2011’de gerçekleşen seçimde SPD yüzde 48,4 oranında oy almış ve parlamentoda 62 sandalye sahibi olmuştu. CDU, büyük oy kaybına uğradığı seçimde yüzde 21,9 oy alabilmiş ve 28 sandalye ile mecliste temsil hakkı kazanmıştı. Yeşillerin oy oranı yüzde 11,2 (14 sandalye), FDP’nin 6,7 (9 sandalye) ve Sol Parti’nin oy oranı da 6,4 olmuştu. Sol Parti, mecliste 8 sandalye kazanmıştı. PARTİLER VE TÜRK KÖKENLİ ADAYLAR SPD -­‐ Kazım Abacı, Ali Şimşek, Güngör Yılmaz, Aziz Aygün, Stefan Metekol, Cem Berk, Turhan Çoban, Ahmet Aba CDU -­‐Bülent Kayaturan Bedo, David Erkalp, Nazlı Değirmenci Yeşiller Partisi -­‐ Filiz Demirel, Nebahat Güçlü, Yusuf Uzundağ, Meryem Çelikkol, Bayram İnan, Canan Uluer, Murat Gözay Sol Parti -­‐ Mehmet Yıldız, Cansu Özdemir, Deniz Çelik, Hasan Burgucuoğlu, Hatice Baki, Sabahattin Aras, Kadriye Baksı, Aziz Atalan, Aysel Yıldırım, Gürsel Özalp, Rojda Öner, Süleyman Erdoğan, Hamide Scheer, Metin Kaya, Mehmet Öndek, Martin Mehmet, Özgür Yıldız Korsanlar Partisi -­‐ Mustafa Akpolat Bağımsız -­‐ Mustafa Mesut Yaşar SİZ NASIL YARDIM EDİYORSUNUZ? -­‐ Die Zeit -­‐ Michael Thumann, Özlem Topçu Türkiye’nin Kuzeyinde, Ukrayna İhtilafı Kaynıyor, Güneyde “İslam Devleti” Yıkım Yapıyor, Türk Hükûmeti PKK İle Mücadele Ediyor ve Bütün Bunlar Yaşanırken Türkiye, Batı ile Arasına Mesafe Koyuyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ülkesinin Farklı Yolu Hakkında Bir Görüşme-­‐-­‐ 30 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
MICHAEL THUMANN/ÖZLEM TOPÇU: Sayın Bakan, sınırlarınızdaki savaşlardan hangisi sizi daha çok endişelendiriyor: Kuzeydeki, Ukrayna’daki savaş mı yoksa güneydeki, sözde İslam Devletine (İD) veya –sizin kullandığınız ifadeyle– DAEŞ’e karşı yürütülen savaş mı? MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU: SAvaşların tamamı bizi endişelendiriyor çünkü savaş, istikrarsızlık kaynağıdır. Ancak etkilenen halklar için bu ihtilafların beraberinde getirdiği zulüm, daha da vahimdir. Kuzey ve güneydeki savaşlara baktığımızda ortak bir unsur görülmektedir. Bu da her iki savaşa da müdahil olan yabancı savaşçılardır. Ukrayna’nın doğusunda ve güneye baktığımızda, DAEŞ’in ve diğer terör gruplarının saflarıyla Suriyeli milislerin saflarında yabancı savaşçılar görmekteyiz. Tabii ki DAEŞ’ten kaynaklanan tehlike ön plandadır. Ancak bugüne kadar 200.000 kişiyi öldüren ve öldürmeye devam eden Esad rejimini göz ardı etmemeliyiz. El Nusra gibi sürekli güç kazanan diğer terör gruplarını da unutmamalıyız. Irak’ın ve Suriye’nin belirli bölgelerinde Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ve bunun Suriye’deki kolu Demokratik Birlik Partisinin (PYD) aktif olduğunu görmekteyiz. Bu gruplar her iki ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit etmektedir. Bu gruplar DAEŞ’e karşı savaşmak suretiyle meşruiyet kazanmayı istemektedir. Esasen, burada yaşanan kaostan yararlanmaya çalışmaktadırlar. THUMANN/TOPÇU: DAEŞ’i büyük bir tehlike olarak nitelendirdiniz ancak onunla mücadele için koalisyon oluşturuldu. Türkiye neden koalisyonun tam olarak bir parçası değil? ÇAVUŞOĞLU: Bu hususta yanlış yahut eksik bilgi sahibi olduğunuzu düşünüyorum. Türkiye, 62 ülkeden oluşan koalisyonun ve 20 ülkenin temsil edildiği çekirdek koalisyonun da üyesidir. Biz DAEŞ’e karşı mücadele eden peşmergelerin en büyük destekçisiyiz. Peşmergelere teçhizat sağlıyor ve onları eğitiyoruz. Türkiye şimdiye kadar DAEŞ ile mücadeleye katılan 1.000 peşmergeye eğitim verdi. Şimdi herkes diyor ki: Kobani, Kobani, Kobani. Biz kuşatma altındaki Kobani’den 200.000 kişiyi kabul ettik. Hayvanların yemini bile biz temin ettik. Şimdiye kadar 15 milyon doların üzerinde insani yardım yaptık. Peşmergeye en çok destek veren bizdik. Peşmergelerin, topraklarımız üzerinden Batı Suriye’nin kuzeyine geçişini sağladık. Özgür Suriye Ordusunun geçişine destek verdik. Hâlihazırda ABD ile birlikte DAEŞ’e karşı mücadele edecek Özgür Suriye Ordusunun eğitilmesine ilişkin çalışmalar yapıyoruz. DAEŞ, Suriye ve Irak’ın yanı sıra bizim için de büyük tehlike arz etmektedir. THUMANN/TOPÇU: Ancak Kobani için mücadele bağlamında, peşmergeye topraklarınızdan geçiş izni vermek için çok fazla beklemiş olmanız eleştirilmektedir. ÇAVUŞOĞLU: Maalesef bu hususta da yanlış bilgiler mevcut. Biz başından beri peşmergenin ve Özgür Suriye Ordusunun sınırı geçebileceğini söyledik. Ancak Kürt PYD ve silahlı kanadı Halk Savunma Birlikleri (YPG) bunu istemedi çünkü onlar peşmergeyi ve Özgür Suriye Ordusunu rakip olarak görüyor. Başta 2.000 peşmergenin Kobani’ye gitmesi öngörülüyordu. YPG bunu da istemedi. Sonunda 31 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
150 peşmerge sınırımızdan geçti. YPG mecbur kaldığı için kabul etmek zorunda kaldı. Konu terörizmle mücadele olduğunda her zaman açık ve net davranmaktayız. Zira terörden en çok etkilenen biziz. THUMANN/TOPÇU: DAEŞ savaşçılarının Türk hastanelerinde çekilmiş fotoğrafları var. Avrupa’dan gelen, DAEŞ’e katılmak üzere Suriye’ye seyahat eden ve Türkiye üzerinden giriş-­‐çıkış yapan cihatçılar söz konusu. Bu nasıl oluyor? ÇAVUŞOĞLU: Özgür Suriye Ordusunun yaralanan savaşçıları vardı. Bunlardan Türkiye’ye gelenlere tabii ki tedavi imkânları sunduk. Bunlar DAEŞ üyesi değil. Esad rejimine ve rejimin işlediği suçlara karşı olduğumuzu biliyorsunuz. Rejimin yaralanan askerlerini de hastanelerimizde tedavi ettik. Türkiye’nin terör örgütü DAEŞ’in üyelerini kabul ve tedavi ettiğine ilişkin iddialar propagandadır. Bunlara inanmamak lazım. Yabancı savaşçılara gelecek olursak şu ana kadar 9.915 kişiye Türkiye’ye giriş yasağı koyduk. Bu şahıslara ilişkin bilgilerin bir kısmı kaynak ülkelerden gelmiştir. 1.800 olayda Interpol’den bilgi aldık. 1.065 kişiyi tutukladık ve sınır dışı ettik. Bu olayların yarısında kaynak ülkelerden herhangi bir bilgi almadan, güvenlik kuvvetlerimizin çabasıyla soruşturmaları yürüttük ve söz konusu şahısları kendi tedbirlerimizle yakalayıp sınır dışı ettik. Biz yabancı savaşçılara karşı artan bir şekilde tedbir almaktayız. Bütün bunlara rağmen hâlâ Türkiye’nin teröristlerin sınırlarını geçmesine izin verdiğini söyleyenler varsa onlara şunu sormak isterim: Bu yabancı savaşçılar nereden gelmektedir? Neden kendi ülkelerinde durdurulmamaktadır? Neden bize zamanında bilgi verilmemektedir? THUMANN/TOPÇU: Kaynak ülkelerde; şüpheliler izlenmekte, pasaportlar alıkonulmakta, yurt dışına çıkışlar engellenmektedir. ÇAVUŞOĞLU: Kaynak ülkeler daha fazla şey yapmalı! Şüpheli şahıslar hakkında bilgilendirildiğimiz durumlar oldu. Biz onları sınır dışı ettikten kısa bir süre sonra, bazen doğrudan bazen üçüncü ülkeler üzerinden olmak suretiyle tekrar sınırımıza geliyorlar. Geçenlerde Fransa’ya sınır dışı ettiğimiz bir şahıs, Nice şehrinde polise saldırdı. Fransız makamları bahsi geçen şahsı tanıyordu ve yine de bir tedbir alınmadı. Neden? Ülkemize her yıl 40 milyon turist gelmektedir. Bunların beş milyondan fazlası Alman. Her turiste DAEŞ’e katılıp katılmamak istediğini mi sormamız gerekiyor? Başkasını suçlamak kolay. AB içinde pasaport kontrolleri yeterli düzeyde yapılıyor mu? Biz kendi tedbirlerimizi almaktayız ancak bunu sadece Türkiye’nin yapması yeterli değil. Burada kimin daha suçlu olduğu konusunda bir yarışa girmek istemiyorum çünkü eskiye kıyasla iş birliğimiz ilerlemiştir ve daha da iyi olması gerekmektedir. THUMANN/TOPÇU: Kürt birlikleri, Kobani’de DAEŞ’i şimdilik geriye püskürtebildi. PKK’nın yardımı olmadan gerçekleşmesi mümkün olmayan bu duruma -­‐PKK’nın itibarı artmış olsa dahi-­‐ sevinebiliyor musunuz? 32 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ÇAVUŞOĞLU: Biz ancak Suriye’de barış olduğunda seviniriz. Kobani’nin düşmemiş olmasına tabii ki sevindim. Ancak şehrin şimdi ne durumda olduğunu gördük. Bize gelen 200.000 kişinin dönebileceği bir Kobani var mı karşımızda? Bu insanlar için yeni kamplar kurduk. Kamplarımız, dünyada örnek olarak gösterilmektedir. Bu kampları, insanlar şimdilik Kobani’ye dönemeyecek olduklarından inşa ettik. Bakınız, bizim için terör grupları arasında bir fark bulunmamaktadır. “Benim teröristim, senin teröristin” olmaz. Terör örgütleri arasında dinî ve ideolojik ayrım yapılamaz. Radikal ve laik terör örgütleri arasında da ayrım yapılamaz. PKK Suriye’nin toprak bütünlüğü için mi mücadele ediyor? Terör grupları, bu ülkelerin belli bölgelerini kontrol etmek için birbirleriyle savaşıyor. Yarın savaş bittiğinde başkalarına saldırırlar. Bir terör örgütünü, sırf başka bir terör örgütüyle savaşıyor diye sempatik yahut meşru görmek tehlikelidir. Bu, ateşle oynamaktır. THUMANN/TOPÇU: Siz hâlihazırda, 30 yıldır süren ihtilafın çözümü için ülkenizdeki Kürtler ile müzakere ediyorsunuz. PKK lideri Öcalan ile dolaylı görüşmeler yapılıyor. Bütün terör örgütleri aynıysa bu nasıl oluyor? ÇAVUŞOĞLU: PKK’nın terör örgütü olduğunu söylüyoruz. Bunu yalnızca biz söylemiyoruz. BM, AB ve Almanya da bunu söylüyor. Kürtlerin tamamı terörist değil. Bizim amacımız, Kürtlerin, uzun zamandır talep ettikleri haklarını tanımak aynı zamanda terörle mücadele etmektir. Kürtlere son on yılda tanınan hakların hayal edilmesine bile uzun süre boyunca cesaret edilemedi. Bu bağlamda bir kıyaslama yapılamaz, Avrupalılar bundan hoşlanmıyor ancak bu haklar, Avrupalıların aklından bile geçirmediği haklardır. Kürtlerin haklarıyla PKK’yı karıştırmayalım. Eskiden güneydoğudaki insanlar, tankların gölgesinde yaşıyordu. Bu insanlar şimdi PKK’nın zulmünün gölgesinde yaşıyor. Bu çok daha vahşi ve tehlikeli. PKK insanları tehdit ediyor, haraç topluyor, insanların seçimlerde oylarını özgür bir şekilde kullanmasını engelliyor ve çocuk kaçırıyor. PKK’nın çocuklarını geri vermesi için haftalarca gösteri yapan annelere ne yaptılar biliyor musunuz? Onları Diyarbakır Belediyesinin önünden kovdular! İhtilafın çözülmesi için samimiyet gerekmektedir, bizde bu samimiyet mevcut. Kürt halkında da var olan bu samimiyet PKK’da yok. THUMANN/TOPÇU: Rusya, Ukrayna’da güç kullanarak sınırları değiştirdi. Bu gelişme Türkiye’yi endişelendirmiyor gibi görünüyor. Batı’nın yaptırımlarına neden katılmıyorsunuz? ÇAVUŞOĞLU: Biz başından beri yaptırımların bir parçası olmayacağımızı söyledik. Biz her iki ülkeyle iyi bir diyalog içindeyiz. Onların bir araya gelmesi için önemli katkılar sağladık. Diğer taraftan Kırım ve Kırım’daki Tatar halkı söz konusu… THUMANN/TOPÇU: …Türkiye Tatarları akraba olarak görmektedir… 33 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ÇAVUŞOĞLU: …Bu konuda da her iki tarafla temas hâlindeyiz. Rusya, bizim için önemli bir ticaret ortağıdır. Bu nedenle yaptırımlara katılmıyoruz. Gerektiği takdirde kendi tedbirlerimizi alacağız. AB’nin yaptırımlarına katılmak gibi bir yükümlülüğümüz bulunmamaktadır. THUMANN/TOPÇU: Türkiye için yaptırımlara başvurmak ne zaman zaruret olacaktır? ÇAVUŞOĞLU: Gerek gördüğümüz zaman. THUMANN/TOPÇU: Kiev düştüğünde mi? ÇAVUŞOĞLU: Bana şimdi bu tarz provokatif sorular sorduğunuzda size sorarım: Neden AB kendi yaptırımlarını tutarlı bir şekilde uygulamıyor? Neden Rusya ile işler dolaylı bir şekilde devam ediyor? Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımların hangisine gerçekten uyuluyor? Özür dilerim ama kim İran ile en fazla ticareti yapıyor? Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri Rusya’nın gaz sevkiyatından vazgeçebilir mi? Gerçekçi olalım, her ülke kendi çıkarlarını gözetmek durumundadır. THUMANN/TOPÇU: Konu, ticaret ambargosundan çok oligarklara ve hükûmet temsilcilerine getirilen seyahat yasağı ve hesap dondurmalardır. ÇAVUŞOĞLU: Kısaca bu ambargolara uyma gerekliliği görmedik. Bu konuda bir yükümlülüğümüz de bulunmamaktadır. Türkiye kendi kararlarını kendisi vermektedir. THUMANN/TOPÇU: Komşunuz Yunanistan’da yeni bir hükûmet kuruldu. Yeni Savunma Bakanı Panos Kammenos, Türkiye’nin Yunanistan için bir tehdit olduğunu söyledi. Görevdeki ilk icraatı, Türkiye’ye karşı savaşta ölen Yunan pilotlarının anıtına çelenk bırakmak oldu. Endişeli misiniz? ÇAVUŞOĞLU: Hayır, hiç değilim. Kammenos aşırı sağ partinin lideridir. Biz onu aşırılıkçı olarak görüyoruz. Biraz marjinal bir konumda olan hükûmetin zamanla ılımlı bir çizgiye geleceğini düşünüyorum. Biz kendisiyle birlikte çalışacağız. Bizim için Aleksis Çipras önemlidir ve kendisiyle aramız iyidir. Yunanistan ile ilişkilerimizin stratejik önemi bulunmaktadır. Son olarak Atina’da dokuz Türk ve on Yunan Bakan’ın katılımıyla, Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi düzenledik. Ege’deki güven artırıcı tedbirlerimiz devam ediyor. Kıbrıs müzakerelerini tekrar başlatmalıyız. Yunanistan’ın ekonomik krizi atlatmasını arzu ediyoruz. Ortak ve büyük imkânlara sahibiz. Mülakatı, Michael Thumann ve Özlem Topçu gerçekleştirmiştir. [Mülakat içinde yer alan çerçeve] Çavuşoğlu, “İslam Devleti”ni “DAEŞ” olarak nitelendiriyor. Söz konusu ifade Arapça’da kullanılan yapay bir kelimedir. Kelimenin telaffuzu, günlük dilde “birisini ezmek üzere gaza basmak” için kullanılan fiili anımsatıyor. Bu ifade, Orta Doğu’da olumsuz anlamda 34 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
kullanılmaktadır: Bu şekilde terör örgütünün, bir “İslam Devleti” olduğuna dair iddiası çürütülmek istenmekte ve İslam ile bir bağlantı kurulmasının engellenmesi amaçlanmaktadır. Çavuşoğlu: “Türkiye kendi kararlarını kendisi vermektedir.” ORTADOĞU GÜNDEMİ IŞİD'in sonu yaklaşıyor. AL JAZEERA Fars Haber Ajansı’nda yer alan ifadelerine göre Süleymani, “IŞİD ve diğer terörist grupların Irak ve Suriye’de aldığı ağır yenilgileri göz önünde bulundururak, bu grupların sona yaklaştığı konusunda emin olduğumuzu söyleyebilirim” dedi. Süleymani, Tahran’ın bölgesel etkisinin de büyüdüğünü öne sürdü. İranlı general, “Bugün İslam Devrimi’nin tüm bölgeye, Bahreyn’den Irak’a, Suriye’den Yemen’e ve Kuzey Afrika’ya kadar yayıldığının işaretlerini görebiliyoruz” ifadelerini kullandı. Irak ve Suriye'deki askeri varlığını önceleri reddeden İran, IŞİD'in ilerlemesinin ardından ‘kutsal mekânları korumak, ülke ordularına ve gönüllü milislere askeri danışmanlık yapmak’ gerekçesiyle bu bölgelerde bulunduğunu açıklamıştı. Tahran, Yemen’de kısa bir süre önce yönetime el koyduğunu açıklayan Şii Husilere de destek veriyor. İran yönetimi, Irak’ta mezhepçi ve ayrımcı politikalar yürüttüğü gerekçesiyle ülkedeki farklı kesimler tarafından eleştirilen ve görevini Şii siyasetçi Haydar İbadi’ye devreden eski başbakan Nuri Maliki’nin en büyük destekçisiydi. İran Haydar İbadi hükümetiyle de yakın ilişkilerini sürdürüyor. İran Devrim Muhafızları'nın dış operasyon gücü Kudüs Gücü'nün başındaki isim General Kasım Süleymani'nin Irak topraklarındaki operasyonlara katıldığına dair fotoğraflar İran basını tarafından yayınlanıyor. Son olarak üst düzey bir İranlı komutan, İsrail’in Suriye’nin Kuneytra bölgesinde gerçekleştirdiği ve altı Hizbullah mensubunun öldürüldüğü saldırıda yaşamını yitirmişti. Hizbullah’ın kısa bir süre önce gerçekleştirdiği misilleme saldırısında da iki İsrail askeri ölmüştü. Sisi'nin yeni ses kaydı ortaya çıktı. AL JAZEERA Müslüman Kardeşler Teşkilatı’na (İhvan) yakın ve darbe karşıtı yayınlarıyla tanınan televizyon kanalı Mükemmilin'in yayınladığı yeni ses kaydında, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi ile özel kalemi Abbas Kamil, Körfez ülkelerinden alınan para hakkında konuşuyor. Konuşmada, Körfez ülkelerinden 35 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
alınan para miktarının 30 milyar doları aştığını belirtiliyor. Sızdırılan yeni ses kaydında, Abbas Kamil, Sisi’ye Suudi Arabistan’dan daha fazla para istemeye yönelik bir öneride bulunuyor. Kâmil bunu dile getirirken, yardımların malzeme halinde istenmesini de öneriyor. Ancak, kayıt Sisi’nin yardımların para halinde olmasını tercih ettiğini gösteriyor. Kamil: Efendim, bence yardımları petrol, un ve ürünlerle yüklü gemiler halinde isteyelim. Sisi: Hayır Abbas, nakit istiyoruz. Nakitten başka bir şey getirme. Dikkat et ve bunları hallet. Kâmil: Efendim, siz BAE’den, Suudi Arabistan’dan ve Kuveyt’ten ne kadar aldığımızı biliyor musunuz? Petrol ve diğer yardımların dışında sadece nakit aldığımız parayı toplasak yemin ederim 30 milyar doları aşıyor efendim. IŞİD'in Libya'da 21 Kıptiyi kaçırdığı iddia edildi. DÜNYA BÜLTENİ IŞİD'in, Libya'da 21 Mısırlı Kıpti’yi alıkoyduğu iddia edildi. Örgütün yayın organlarından elektronik ortamda yayın yapan "Dabiq" isimli derginin 7. sayısında, IŞİD’in Libya’daki yapılanmasının bu ay içerisinde 21 Mısırlı Kıpti’yi kaçırdığı ileri sürüldü. Dergide ayrıca kaçırılan Kıptilere ait olduğu öne sürülen bazı fotoğraflar yer aldı. Mısır Ortodoks Kilisesi Sözcüsü Poules Halim ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Şu ana kadar fotoğraflar ve onlar hakkında çıkan haberlerin doğruluğunu teyit edemedik. Doğru bilgiler üzerine kurulu olmayan bir tepki verilmemesi için haberlerin doğruluğundan emin olmak amacıyla devlet yetkilileriyle konuyu takip ediyoruz" dedi. Mısır Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada da "Cumhurbaşkanlığı, Libya'da kaçırılan evlatlarının durumuna ilişkin haberleri yakından ve büyük bir ilgiyle takip etmektedir" denildi. Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-­‐
Sisi'nin talimatıyla bakanlıkların temsilcileri ve ilgililerden kurulan kriz masasının olayları birinci elden takip ettiği belirtilen açıklamada, kriz masasının Libyalı resmi ve resmi olmayan makamlarla, olayın netleştirilmesi ve gerçek bilgilerin elde edilmesi için iletişim halinde olduğu ifade edildi. İsrail'den Rachel Corrie'nin ailesinin tazminat talebine red DÜNYA BÜLTENİ İsrail yargısı, 2003'te Gazze'de İsrail buldozerinin altında ezilerek ölen ABD'li aktivist Rachel Corrie'nin ailesinin tazminat talebini reddetti. İsrail radyosunda yer alan habere göre, Yüksek Adalet Mahkemesi, Amerikalı aktivist Corrie'nin ailesinin, İsrail ordusuna ait buldozerinin altında can 36 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
veren kızları için istediği tazminat talebini reddetti. Mahkeme, "Ordunun, savaş halinde ev yıkım çalışmaları yaptığı, dolayısıyla da Corrie'nin ölümünün sorumluluğunun devlete yüklenemeyeceği" gerekçesiyle ret kararı aldı. Rachel Corrie, 16 Mart 2003'de, Gazze'de Filistinlilere ait evleri yıkan bir İsrail buldozerinin önüne geçerek engel olmaya çalıştığı sırada ezilerek can vermişti. Corrie'nin ailesi daha önce de "kızlarını kasten öldürdüğü suçlamasıyla" İsrail aleyhine dava açmış, davaya bakan Hayfa Bölge Mahkemesi ise ordunun olayda kusuru olmadığına hükmetmişti. Irak: IŞİD, Anbar'da Amerikan üssü yakınlarına saldırdı. BBC El Bağdadi'ye 5 kilometre mesafede bulunan Ayn el Esad üssünde yaklaşık 300 Amerikan askeri ve danışmanı bulunuyor. Anbar vilayetinin başkenti Ramadi'de de yoğun çatışma yaşandığı bildirildi. Reuters haber ajansı IŞİD'in El Bağdadi kentine sabah erken saatlerde iki koldan saldırdığını belirtti ve kentin büyük bir kısmının IŞİD kontrolüne geçtiğini kaydetti. Vilayet yönetiminden Naji Arak Reuters'a telefonla yaptığı açıklamada, "El Bağdadi'nin yüzde 90'ı isyancıların kontrolüne geçti" dedi. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) sözcüsü Elissa Smith, Amerikan üssüne doğrudan bir saldırı olmadığını ifade ederken Amerikan ordusu da Perşembe günü IŞİD'in Irak'taki mevzilerine hava saldırıları düzenlendiğini, saldırıların hedefinde Musul ve Kerkük olduğunu duyurdu. 37 

Benzer belgeler

AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler

AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Japonya,  barış  anlaşması  imzalamak  için  Putin'i  bekliyor  ................................................................  21 ...

Detaylı

AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler

AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler verecek.Hükümetin   çözüm   süreci   konusundaki   tavrının   önceki   gün   yapılan   görüşmede   Başbakan   yardımcısı   Yalçın   Akdoğan   tarafından   net   bir ...

Detaylı

AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler

AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler yurt   dışındaki   yükseköğretim   kurumlarıyla   her   türlü   iş   birliğine   dair   protokol   yapabilecek.Mektebi  

Detaylı

İçindekiler TÜRKİYE GÜNDEMİ

İçindekiler TÜRKİYE GÜNDEMİ AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI sonrası  Kandil'in,  kongre  toplayıp  silahsızlanma  kararı  alması  bekleniyor.  Öcalan'ın  çağrısına  rağmen   Kandil'in  ...

Detaylı

İçindekiler

İçindekiler mücadelenin  bırakıldığı  kararının  alınması  için  PKK'ya,  kongreyi  toplayıp  karar  almaları  yönünde  çağrı   yaptığı   belirtiliyor.   Ancak   Kandil,   Öcala...

Detaylı

İçindekiler

İçindekiler AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Japonya,  barış  anlaşması  imzalamak  için  Putin'i  bekliyor  ................................................................  21 ...

Detaylı