05gündem - ZAS Berlin

Transkript

05gündem - ZAS Berlin
05 GÜNDEM
19-20 NİSAN 2014 ZAMAN
Çok dillilikte çifte standart izleniyor
Çok dillilik üzerine düzenlenen bir etkinlikte konuşmacılar çok dilliliğin zenginlik olduğu, çok dilli göçmen çocukların, gençlerin desteklenmesi
gerektiği konusunda görüş birliği sergilediler. Dil Bilimci Prof. Dr. Tracy Almanya’da çok dilliğe şüpheyle yaklaşıldığını, zenginlik yerine eksiklik olarak algılandığını söyleyerek bunun değişmesi gerektiğinin altını çizdi.
GÜLAY DURGUT BERLİN
Almanya’da yaşayan Türk anne
babalar çocuklarıyla hangi dili
konuşsun?, Türkiye kökenli ya da
daha genel bir tanımlamayla göçmen
kökenli öğrenciler okullarda kendi
ana dillerini konuşsun mu konuşmasın mı?, bu ve buna benzer sorular
zihinleri meşgul etmeye devam ediyor. Alman politikacılar anne babalara „Çocuklarınızla Almanca konuşun“ diye diretmeye çalışırken çeşitli
vesilelerle Türkiye’den Almanya’ya
gelen politikacılar „Çocuğunuz anadilini iyi öğrensin! Onlarla Türkçe
konuşun!“ tavsiyesinde bulunuyor.
Türkiyeli akademisyenler de geçen
süreçte kafa karışıklığı yaşadılar. Kimileri anne babalara „Türkçe konuşun“, kimileri de „Almanca konuşun“ önerisini yaptılar. Bazı Türkiyeli
anne babalar yarım yamalak da olsa
çocuklarıyla Almanca konuştu. Hatırlanacağı gibi Almanya’daki bazı
okullarda göçmen kökenli öğrencilerin anadillerini konuşmaları da
yasaklandı. Evlerde hangi dilin konuşulması gerektiğine dair uzmanlar
da karşıt fikirler sergilediler.
Şimdi gelinen nokta şu: Her anne
baba çocuğuyla kendi en iyi bildiği dilde konuşsun! Eğer anne baba
Türkçeye hâkim ise Türkçe, Almancaya hâkim ise Almanca konuşsun.
Eğer evlilik çok uluslu bir evlilik ise o
zaman her ebeveyn çocuğuyla kendi
anadilinde ya da hâkim olduğu en iyi
dilde konuşsun.
Almanya’daki okullarda çok dilli
öğrenciler öğrenim görüyor. Bu gerçekten hareketle Berlin’de yerleşik
Genel Dil Bilimleri Merkezi öğretmenler için rehber nitelikte „Das
mehrsprachige Klassenzimmer –
Çok dilli sınıf“ adlı bir kitap hazırladı ve bu kitabın tanıtımı geçtiğimiz
günlerde düzenlenen bir etkinlik ile
yapıldı. Etkinliğin başlığı „Wie viel
Deutsch braucht ein Berliner Schulkind?“ başlığını taşıyordu. Türkçeye
„Berlinli bir okul çocuğunun ne kadar Almancaya ihtiyacı var?“ olarak
çevirebileceğimiz etkinliğe konuşmacı olarak küçük yaşta Almanya’ya
ailesinin yanına gelen, ilk-orta ve
-
Berlin’de yerleşik
Genel Dil Bilimleri
Merkezi öğretmenler için rehber
nitelikte „Das
mehrsprachige
Klassenzimmer –
Çok dilli sınıf“ adlı
bir kitap hazırladı
ve bu kitabın tanıtımı geçtiğimiz
günlerde düzenlenen bir etkinlik
ile yapıldı.
ÇİFTE STANDART İZLENİYOR
Mannheim Üniversitesi Dil Bilimi
Prof. Dr. Rosemarie Tracy Almanlar’ın
büyük gururu, Alman edebiyatının
en önemli yazarlarından biri olan
Wolfgang von Goethe’nin de „yüksek
Almanca“ya pek fazla hakim olmadığını ama yine de dünya çapında
tanınan bir yazar olduğuna dikkat
çekerek, “Almancanın okullarda iyi
derecede konuşulmadığından endişe
eden ya da çok dilliliğe şüpheyle yaklaşanlar için Goethe örneği
rahatlatıcı olmalıdır.“ dedi. Prof. Tracy
Almanya’da çok dilliğe şüpheyle
yaklaşıldığı, zenginlik yerine eksiklik
olarak algılandığını söyleyerek bunun
yüksek okul eğitimini Almanya’da
tamamlayan gazeteci-yazar Hatice Akyün, „Abschied von Mutter
Sprache- Ana Dile Veda“ kitabının
değişmesi gerektiğinin altını çizdi.
Küresel dünyada çok dilliliğin giderek
artan oranda önem kazandığına
işaret eden Prof. Tracy, çok dilliliğe ilk
bakışta taraf olanların da Türkçe veya
Arapça gibi diller söz konusu olduğunda dudak büktüğünü, böylece çifte
standart izlenildiğini belirterek, “Çok
dilliği şahane buluyoruz ama her dili
değil!“ şeklinde konuştu. Dil Bilimci
Tracy, “Aslında çok dillilik tartışmasının perde arkasında uyumla bağlantılı
sorunlar tartışmaya açılıyor. Bunun bilincine varırsak tartışmayı gerilimden
ya da ideolojik bir çalışma olmaktan
kurtarabiliriz.“şeklinde konuştu.
yazarı Prof. Dr. Karl-Heinz Göttert,
Mannheim Üniversitesi’nden çok
dillilik uzmanı Prof. Dr. Rosemarie
Tracy, Berlin’in Wedding İlçesi’nde
ÇOK DİLLİLİK HEP VAR OLDU
PROF. KARL-HEINZ GÖTTERT
Köln’de yaşayan Prof.Karl-Heinz Göttert bir
çoğumuzun bilmediği bir konuda bizleri aydınlattı.
Alman filolog insanlık tarihinde çok dilliliğin
geleneksel bir yapı arz ettiğini, çok dilliliğin
19’uncu yüzyıla kadar bir kural olduğunu anlattı.
Göttert, tek dilliliğin 19’uncu yüzyıl milliyetçiliğinin
bir kalıntısı olduğuna dikkat çekerek, “Sadece
Almanca konuşanlar Almandır düşüncesi 19’uncu
yüzyıla ait bir fikirdir ve bu tanıma kültürüyle bu
kırılmıştır.“ diyerek toplantıya katılanları sorgulanmamış gerçekleri sorgulamaya davet etti. Kişinin
kimliğini ana dili ile açıklayabileceği yönündeki
görüşe de değinen Prof. Dr. Göttert, “Ben bunun
böyle olduğuna inanmıyorum. İnsanlar kimliklerini
bir çok alana dayandırabilirler, aynı şekilde çok
dilliliğe de dayandırabilirler.“dedi.
ÖĞRENCİLERİN YÜZDE 75’İ
GÖÇMEN KÖKENLİ
Berlin’in Wedding İlçesi’nde bulunan Lessing
Lisesi’nin Müdürü Michael Wüstenburg okul
öğrencilerinin yüzde 75’inin köken dilinin Almanca
olmadığını söyledi. Bu oranın yedi yıl önce yüzde
40 olduğuna işaret eden Wüstenberg , “Bizim
okulumuzda göçmen kökenli öğrenci sayısı
yüzde 75 olmasına rağmen biz ‚sorunlu bir okul‘
değiliz, aksine bizim okulumuz ‚hızlı öğrenenler
lisesi‘ olarak ün salmış durumda. Biz çok dilliliğe
inanıyoruz. Okulumuzda dil teşviki var. Bizim teşvik
konseptlerimiz başarıya odaklı. Teşvik edilen ilgi
gören öğrenci başarılı oluyor. Çok dillilik okulumuzun gerçeği ve biz bu gerçeği zenginlik olarak
addediyoruz“ diye konuştu.
ÇOK DİLLİLİK UYUMU
KOLAYLAŞTIRIYOR
„Das mehrsprachige Klassenzimmer – Wie viel
Deutsch braucht ein Berliner Schulkind?“ başlıklı Genel Dil Bilimleri Merkezi’nin düzenlediği
etkinlikte çok dilliliğin uyumu kolaylaştırdığı,
dersi canlı tuttuğu ve kişisel gelişimi teşvik
ettiği belirtildi. Birden fazla dile hâkim olmanın
kişiliğin gelişmesinde önemli bir rol oynadığını
etkinlik akşamında sahneye çıkan öğrenciler
çok etkileyici bir şekilde ispatladılar. Çok dilli
ailelerden gelen öğrenciler dilleri, kültürleri nasıl gayet rahat ve bilinçli bir şekilde birbirleriyle
bağladıklarını sundukları sanatsal programlara
gösterdiler.
MICHAEL WÜSTENBURG
HATİCE AKYÜN
ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİNE
İHTİYAÇ VAR
Türkiye’de doğan, Duisburg’ta büyüyen gazeteciyazar Hatice Akyün birçok Alman’ın kendisine, “Ne
güzel Almanca konuşuyorsunuz“ diyerek övgüler
yağdırdığını ancak onun bu övgülerden hoşlanmadığını belirterek, kendisine yönelik övgülere yanıt
olarak “Ama siz de çok iyi Almanca konuşuyorsunuz!“ şeklinde karşılık verdiğini anlattı ve
Alman toplumunda göçmenlere karşı bir zihniyet
değişikliğine ihtiyaç olduğunu söyledi. Göçmen kökenli öğrencilere yaşayan bir örnek olarak cesaret
vermeye çalıştığını söyleyen yazar Akyün, “Benim
vardığım noktaya her gencin varabileceğini
anlatıyor. Gençlere iş piyasasında iş bulamazsınız
demek yerine umut vermeliyiz, teşvik etmeliyiz.
Destek gören bir genç ailesini, kendisine destek
olan öğretmenini, işverenini hayal kırıklığına
uğratmamak için elinden geleni yapacaktır. Hangi
ulustan olursa olsun gençlere verebileceğimiz en
kötü şey umutsuzluktur.“ ifadelerini kullandı.
PROF. DR. ROSEMARIE TRACY
bulunan Lessing Gymnasium’un
Müdürü Michael Wüstenberg ile
Genel Dil Bilimleri Merkezi’nin
Direktörü Prof. Dr. Manfred Krifka
katıldılar. Etkinlikte Lessing Lisesi
öğrencileri çok dilliğin kendileri için
doğal bir durum olduğunu, çok dilliğin güncel hayatlarının bir parçası
olduğunu, bunu bir zenginlik olarak
algıladıklarını gözler önüne seren
küçük tiyatro gösterileri sundular,
değişik dillerde şarkılar söylediler.
Çok dilli öğrenciler Almanca dilinin
diğer dillerin etkisi altında kalarak
„bozulacağını“ ileri süren şüphecilere anne babalarının konuştuğu
dillerin yanı sıra Almanca’ya nasıl
gayet iyi hâkim olduklarını sergiledikleri sanatsal anlatımlarla gayet etkili bir şekilde gösterdiler.
Öğretmenlere, akademisyenlere,
dile ilgisi olan herkese hitap etmesi
niyetiyle çıkarılan „Das mehrsprachige Klassenzimmer“ dalı kitapta
başta Türkçe olmak üzere toplam
20 dilin yapısı ve özellikleri sade
ve yalın bir dille anlatılıyor. Kitap
Springer Spektrum Yayınevi tarafından basıldı.