PAKSOY, H. Mustafa (2013). "İç Savaştan Kaçarak Kilis`te Yaşamını

Transkript

PAKSOY, H. Mustafa (2013). "İç Savaştan Kaçarak Kilis`te Yaşamını
ÖNSÖZ
Dünyanın, ortalama 4,5 milyar yaşında olduğu ve günümüze kadar birçok değişik
evrelerden geçerek geldiği bilim adamlarınca açıklanmaya çalışılan konulardan biridir.
Jeolojik zamanlar ismi verilen bu evrelerin her birinde, değişik canlı türü ve iklim koşulları
görüldüğü belirtilmektedir. Dünyanın yapısını incelemekte olan jeoloji bilimi, jeolojik
zamanların belirlenme aşamasında fosillerden ve tortul tabakaların özelliklerinden
yararlanarak ilkel (Paleozoik) zaman (günümüzden yaklaşık 600 milyon yıl önce sona erdiği
varsayılır), birinci zaman (günümüzden yaklaşık 225 milyon yıl önce sona erdiği varsayılır),
ikinci (Mezozoik) zaman (günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce sona erdiği varsayılır),
üçüncü (Neozoik) zaman (günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce sona erdiği varsayılır) ve
dördüncü (Kuaterner) zaman (günümüzden 2 milyon yıl önce başladığı ve hala sürdüğü
varsayılır) şeklinde beş jeolojik zaman periyodu belirlemiştir ve insanın ortaya çıkışının,
dördüncü zamanda olduğu varsayılmaktadır*.
Dünyanın yaşı ne kadar fazla olursa olsun, geçmişi hangi süreç veya zaman dilimini
kapsarsa kapsasın, insanoğlu farklı amaçlar doğrultusunda sürekli bir mücadelenin ve
anlaşmazlığın içinde olmuştur. Bu mücadelenin galipleri, hemen her dönemde mağlupları
itaate zorlamışlar veya onları ortak yaşam alanlarından uzaklaştırmaya çalışmışlardır. İslam
Tarihi’nde, Peygamber Efendimizin (as) Mekke’den Medine’ye Hicreti, bunun bilinen en
belirgin örneklerinden biridir. Günümüz modern dünyasında, ekonomik, teknolojik ve sosyopolitik bütün gelişmelere rağmen anlayış pek değişmemiş, belki yöntemler ve uygulamalar
değişmiştir.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) Cenevre'de açıkladığı mülteciler
raporunda, 2012 yılı sonunda dünya genelindeki toplam mülteci sayısının 45,2 milyon
olarak kaydedildiği, ve sadece 2012 yılında 7,6 milyon insanın ülkesini terk ettiği, terk etme
gerekçelerinin başında ise savaşlar geldiği ifade edilmektedir. Mültecilerin yüzde 55'ini
Afganistan, Somali, Irak, Suriye ve Sudan gibi iç savaş ve çatışma yaşanan beş ülkeden
kaçanlardan oluşmaktadır. Ayrıca raporda, Suriye'den komşu ülkelere sığınanların sayısının
1,6 milyon olduğu yer alırken, iç savaş nedeniyle 2013 yılında da milyonlarca insanın ülkesini
terk edeceği tahmininde bulunmuştur.** Bu durum, uluslararası toplumun dünyada “geçici
olarak koruma altına alınan”1, “geçici sığınmacı”2, “sığınmacı”3, “mülteci”4 ve “göçmen”5
sorunun ekonomik ve politik boyutlarıyla çok daha ciddi bir biçimde ele alması ve çözümler
üretmesi gerektiğini ortaya çıkarmaktadır. Bağımsız, bağlantısız ve uluslararası toplumun
kurallarıyla işleyen bir mülteciler ülkesi oluşturulması, bu çözüm içerisinde yer alabilecek bir
öneri olabilir mi?
*
http://www.forumdas.net/genel-turk-tarihi/dunya-zaman-kuruldu-dunyanin-kurulus-tarihi-99645/, 29.07.2013.
http://www.dw.de/m%C3%BClteci-say%C4%B1s%C4%B1nda-yine-rekor/a-16893757, 29.07.2013.
Geçici olarak koruma altına alınanlar, Birleşmiş Milletlerin belirlediği kritere göre “geçici olarak koruma altına alınma”, (1)açık sınır politikasını,
(2)gelenlerin güvenliği ve temel ihtiyaçlarının sağlanmasını ve (3)gönüllü olmadıkça geri gönderme yasağını içermektedir.
2
Geçici sığınmacı, Türkiye’nin yasaları gereği, Avrupa dışından bir ülkeden gelip “mültecilik” iddiasında bulunan kişilerin, Birleşmiş Milletler
Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne yaptıkları başvuru sonuçlanana kadar geçici olarak Türkiye'de kalabilmek için Türkiye’ye bir “geçici sığınma”
başvurusu yapmaları gerekir. Bu yükümlülük Türkiye'ye yasal yollardan (geçerli bir seyahat belgesi ile) ya da yasal olmayan yollardan girmiş, ve
“mülteci” statüsü almak için BMMYK'ya başvuran tüm sığınmacılar için geçerlidir. Türkiye devleti “geçici sığınmacı” durumundaki kişilerin yaşamak
için yönlendirildiği 28 il (uydu kent) belirlemiştir: Afyon, Ağrı, Aksaray, Amasya, Bilecik, Burdur, Çankırı, Çorum, Eskişehir, Hakkari, Isparta,
Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Kütahya, Nevşehir, Niğde, Silopi, Sivas, Tokat, Van ve Yozgat.
3
Sığınmacı, ülkesinde ırk, din, sosyal konum, siyasal düşünce ya da ulusal kimliği nedeniyle kendisini baskı altında hissederek kendi devletine olan
güvenini kaybeden, kendi devletinin ona tarafsız davranmayacağını düşüncesi ile ülkesini terk eden ve henüz sığınma talebi, kaçtığı ülkenin yetkilileri
tarafından 'soruşturma' safhasında olan kişidir.
4
Mülteci, ülkesinde ırk, din, sosyal konum, siyasal düşünce ya da ulusal kimliği nedeniyle kendisini baskı altında hissederek kendi devletine olan
güvenini kaybeden, kendi devletinin ona tarafsız davranmayacağını düşüncesi ile ülkesini terkedip, başka bir ülkeye sığınma talebinde bulunan ve bu
talebi o ülke tarafından 'kabul' edilen kişidir.
5
Göçmen, mülteci tanımında bulunan nedenlerin dışında, çoğu zaman ekonomik gerekçelerle, ülkesini gönüllü olarak terkederek başka bir ülkeye, o
ülke yetkililerinin bilgi ve izni ile yerleşen kişidir.
**
1
-I-
İÇİNDEKİLER
Sayfa
1
1. GİRİŞ……………………………………………………………………………...
2
2. SOSYO-EKONOMİK GÖSTERGELERLE SURİYE………………………...
7
3. ARAP BAHARI’NDA SURİYE………………………………………………….
3.1.Arap Baharı’nın Ortaya Çıkış Süreci…………………………………………
7
3.2.Olayların Başlaması ve Yayılması…………………………………………..
7
3.2.1.Tunus (Yasemin Devrimi)………………………………………………
7
3.2.2.Mısır (2011 Mısır Devrimi)…………………………………………….
8
3.2.3.Libya (Libya İç Savaşı)…………………………………………………
8
3.2.4.Suriye (2011-2012 Suriye Çatışmaları, İç Savaş)………………………
8
3.2.5.Yemen (2011-2012 Yemen Ayaklanması)……………………………..
9
3.2.6.Bahreyn (2011-2012 Bahreyn Ayaklanması)…………………………...
9
3.3.Arap Baharını Ortaya Çıkaran Nedenler………………………………….
9
3.4.Arap Baharının Sosyal Etkileri: Suriye’den Türkiye’ye Yansımalar…..
11
3.5.Arap Baharının Ekonomik Etkileri: Türkiye-Suriye Karşılaştırması……
14
4. İÇ SAVAŞTAN KAÇARAK KİLİS’TE YAŞAYAN SURİYELİLERİN
19
SOSYO-EKONOMİK SORUNLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA………
4.1. Araştırmanın Amacı…………………………………………………………
19
4.2. Araştırmanın Kapsamı ve Sınırları………………………………………….
19
4.3. Araştırmanın Varsayımları………………………………………………….
19
4.4. Araştırmanın Hipotezi ve Değişkenleri……………………………………..
19
4.5. Araştırmanın Yöntemi……………………………………………………….
20
4.6. Araştırmanın Kısıtlayıcıları………………………………………………….
20
4.7. Araştırma Verileri, Değerlendirilmesi ve Analizi…………………………...
20
4.7.1. Araştırma Verileri ve Değerlendirilmesi……………………………..
20
4.7.1.1. Suriyelilerin Cinsiyet Dağılımı……………………………….
20
4.7.1.2. Suriyelilerin Yaş Dağılımı…………………………………..
21
4.7.1.3. Suriyelilerin Eğitim Düzeyi…………………………………
21
4.7.1.4. Suriyelilerin Suriye’den Geldikleri İl/Bölge………………..
22
4.7.1.5. Suriyelilerin Medeni Durumu……………………………….
22
4.7.1.6. Suriyeli Evli Erkeklerin Eş Sayısı……………………………
23
4.7.1.7. Evli Suriyelilerin Çocuk Sayısı………………………………
23
4.7.1.8. Suriyelilerin Meslekleri………………………………………
24
4.7.1.9. Suriyelilerin Suriye’deki Gelir Düzeyi………………………
25
4.7.1.10. Suriyelilerin Kilis’te Barındığı (Kaldığı) Yerler……………
26
4.7.1.11. Kilis’te Kirada Kalan Suriyelilerin Ödediği Kira Tutarı…..
26
4.7.1.12. Suriyelilerin Aynı Evde Birlikte Kaldığı Kişi Sayısı……….
27
4.7.1.13. Suriyelilerin Kaldığı Evin Oda Sayısı………………………
29
4.7.1.14. Suriyelilerin Kaldığı Evde Banyo Bulunma Durumu………
30
4.7.1.15. Suriyelilerin Kaldığı Evde Yatak Odası Bulunma Durumu...
31
4.7.1.16. Suriyelilerin Kaldığı Evde Mutfak Bulunma Durumu…….
32
4.7.1.17. Suriyelilerin Herhangi Bir Hastalığı Olma Durumu………
32
4.7.1.18. Suriyelilerin Tedavi Olduğu Yerler…………………………
33
4.7.1.19. Suriyelilerin İlaç Temin Ettiği Yerler………………………
35
4.7.1.20. Suriyelilerin Kilis’te Nasıl Geçindiklerine İlişkin Durum….
36
4.7.1.21. Suriyelilerin Kilis’te Kalmayı Tercih Etme Nedenleri…….
38
-II-
4.7.1.22. Suriyelilerin İç Savaş Sonrası Tekrar Suriye’ye Dönme
Düşünceleri………………………………………………...
4.7.1.23. Suriyelilerin Türkçe Bilme Durumları……………………..
4.7.1.24. Suriyelilerin Türkçe Öğrenme İsteklerine İlişkin Durum….
4.7.1.25. Suriyelilerin Karşılaştıkları Sosyo-Ekonomik Sorunlar…….
4.7.2. Araştırma Verilerinin Analizi…………………………………..
4.7.2.1. Suriyelilerin Sosyo-Ekonomik Sorunlarının Analizi…………
4.7.2.2. Sosyo-Ekonomik Sorunlara İlişkin Verilerin Güvenirlik
(Reliability) Analizi………………………………………….
5. SONUÇ…………………………………………………………………………….
5.1. Mevcut Durum………………………………………………………………..
5.2.Öneriler………………………………………………………………………...
KAYNAKLAR……………………………………………………………………….
39
41
41
42
43
43
50
52
52
54
56
-1-
1. GİRİŞ
21. Yüzyılda meydana gelen teknolojik (Dünyadaki değişimi, en çok tetikleyen
teknolojik gelişmeler olmaktadır. Özellikle bilgisayar ve iletişim alanındaki her teknolojik
gelişmediğer alanlardaki gelişmelere göre değişime daha çok ivme kazandırmaktadır.),
ekonomik ve politik alanlarındaki hızlı gelişmeler, ülkelerin siyasal, sosyal ve ekonomik
yapılarını da derin bir şekilde etkilemektedir. Bu süreç, sadece geri kalmış ülkeleri
etkilememekte, hiç kuşkusuz gelişmekte olan ve gelişmiş ülkeleri de etkilemektedir. Ancak
gelişmiş bir ülkenin etkilenmesi, geri kalmış bir ülkeye göre daha düşük düzeyde seyredebilir.
Çünkü, değişimin öncüleri çoğunlukla gelişmiş ülkeler olmaktadır. Özellikle Arap ülkelerinde
yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar iktidarların dönüşümüne neden olmuş ve
toplumsal bilinç halkın ortak hareket etmesini sağlamış ve Arap Baharı’nı ortaya çıkarmıştır.
18 Aralık 2010’da Tunus’ta başlayan iktidar karşıtı kitlesel gösterilerin, 2011 yılı içerisinde
Mısır, Libya, Suriye başta olmak üzere Cezayir, Bahreyn, Ürdün, Yemen ve Lübnan gibi
Arap dünyasının başlıca ülkelerinde yol açtığı halk ayaklanmalarına siyaset bilimi ve
uluslararası ilişkiler literatüründe Arab Spring (Arap Baharı) adı verilmiştir.
Arap Baharı; Arap halklarının demokrasi, özgürlük ve insan hakları taleplerinden
ortaya çıkmış; bölgesel ve toplumsal bir harekettir. Arap Baharında, protestolar, mitingler,
gösteriler ve iç çatışmalar yaşanmış ve yaşanmaktadır.Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn,
Cezayir, Ürdün ve Yemen'de büyük çapta; Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Lübnan
ve Fas'ta küçük çapta olmak üzere tüm Arap Dünyasındamitingler, protestolar, halk
ayaklanmaları ve silahlı çatışmalar olmuş ve olmaktadır. Suriye, Arap Baharı’nın başladığı,
ancak henüz sürecin tamamlanmadığı, çatışmaların iç savaşa dönüştüğü, iktidar değişiminin
de aslında ne zaman olacağının çok tahmin edilemediği bir ülke haline gelmiştir.
Suriye’de Arap Baharı ile başlayan protesto süreci, daha sonra iç savaşa dönüşmüştür.
Suriye’de çatışmalar iki yılı aşan bir süredir de devam etmektedir. Bu süreç, iki milyona
yaklaşan Suriye vatandaşının başka ülkelere sığınmasına neden olmuştur.
-2-
2. SOSYO-EKONOMİK GÖSTERGELERLE SURİYE
Akdeniz’in kuzeydoğusunda yer alan Suriye, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının
kesiştiği bir bölgede bulunmaktadır. Coğrafi konumun da etkisiyle Suriye’de beş farklı iklim
bölgesi bulunmaktadır. Ülkenin kuzeyindeki Akdeniz’e açılan kıyı düzlüklerinde yağışlı ve
ılıman kışlar ile sıcak ve nemli yazlar yaşanmaktadır. Daha içteki kısımlar ise Halep’ten
Homs’a kadar çorak düzlüklerden oluşmaktadır. Doğudaki alanlar ve Türkiye ile sınır
bölgeleri Türkiye’nin yüksek kesimlerinden yağış almakta olup, bu bölgelerde buğday üretimi
yaygındır. Güneyde sert yazların ve kuru kışların yaşandığı çöllere rastlanmakta; Şam ve
çevresinde ise Lübnan sınırı boyunca uzanan dağlar ve Golan yükseklikleri bulunmaktadır.
Bu alanlarda kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar ise kuru ve sıcak geçmektedir. Fırat Nehri
Türkiye’den doğmakta, Suriye’nin ortasından geçmekte ve daha sonra Kuzey Irak’a doğru
akmaktadır. Orta Doğu’da yer alan ve Akdeniz’e kıyısı olan Suriye; Türkiye (822 km), Irak
(605 km), Ürdün (375 km), Lübnan (375 km) ve İsrail (76 km) ile sınıra sahiptir. Yarı kurak
arazilere ve çöllerle kaplı düzlüklerden oluşan Suriye topraklarının % 24,8’i ekilebilir araziler,
% 4,47’si düzenli hasat sağlanan alanlardır (Kuyumcu, 2011, s.3).
Suriye nüfusu son 25 yılda ikiye katlanmış; yarım milyon Filistinlinin ve 1–1,4 milyon
Iraklının daSuriye’ye sığınmasıyla nüfus daha da artmıştır. Nüfus artış hızının son 5 yılda
yıllık ortalama % 2,7düzeyinde seyretmiş olması, ülkenin altyapısı ve kaynakları üzerinde
devamlı bir baskıoluşturmaktadır. Nitekim 2006 yılı itibarıyla ülke nüfusunun % 11,9’unun
yoksulluk sınırının altındayaşadığı tahmin edilmektedir. 2008 yılı resmi verilerine göre 22,3
milyon nüfusa sahip olan Suriye’nin toplam nüfusunun 2011 yılında 23,1 milyona ulaşması
öngörülmüştür. 2009 yılı için nüfus artış hızı % 2,13 olarak tahmin edilmekte olup, yaş
ortalaması 21,7’dir. Nüfusun % 35,9’u 0–14 yaş arasında, % 60,8’i 15–64 yaş arasında ve %
3,4’ü 65 yaş ve üstüdür. 2004 yılında yapılan nüfus sayımına göre okur-yazarlık oranı %
79,6’dır. (Kuyumcu, 2011, s.3).
Beşar Esad, Mayıs 2007’de yapılan seçimler sonucunda yeniden yedi yıllık bir dönem
için devletbaşkanı seçilmiştir. Ülkede halk tarafından seçilmiş bir parlamento ve devlet
başkanı tarafından atanan bir hükümet görev yapmaktadır. Baas partisi ülkedeki baskın politik
gücü oluşturmaktadır.Suriye idari bakımdan 14 bölgeye (muhafazat) ayrılmıştır: Haseki,
Lazkiye, Al Qunaytirah, Ar Raqqah, As Suwayda', Dar'a, Dayr az Zawr, Dimashq, Halep,
Hama, Homs, İdlib, Şam ve Tartus. Sermaye birikimi daha çok Şam’da yoğunlaşırken; fonlar
buradan 14 eyalete, bu eyaletlerden de belediyelere dağıtılmaktadır. Ülkenin en gelişmiş altı
-3-
önemli şehri olan Şam, Halep, Lazkiye, Homs, Hama ve Tartus özerkliğe sahiptir ve yerel
kalkınma ihtiyaçları için yerel fonlar yaratabilmektedir (Kuyumcu, 2011, s.3).
Tablo2.1: Suriye’nin Temel Sosyal Göstergeleri
Yüzölçümü
Nüfusu
Başkenti
Başlıca Şehirleri
Yönetim Şekli
Resmi Dili
Dini Yapı
Etnik Yapı
2
185.180 km
23,027,000
Şam
Şam, Halep, Homs, Hama, Haseki, İdlip
Sosyalist Demokratik Halk Cumhuriyeti
Arapça yaygın olmakla birlikte Fransızca ve İngilizce de konuşulmaktadır
% 74 Sünni,
% 12 Nusayri,
% 10 Hıristiyan,
% 3 Dürzî*
% 77-83 Arap
% 7-8 Kürt
% 5-6 Türk
% 2 Ermeni
% 1 Çerkez
% 1 Diğer
(Ayrıca Suriye topraklarında Filistinli mülteciler debulunmaktadır)
Kaynak: 1-Kuyumcu, 2011, s.2 (Orijinal kaynak:Syria Central Bureau of Statisticswww.cbssyr.org ve
Economist IntelligenceUnitSyria Main Country Report, Ekim 2009).
2-Buçukcu, 2012, s.4 (Orijinal kaynak: Dünya Bankası ve *https://www.cia.gov/library/publications/the-worldfactbook/geos/sy.html).
Suriye’de Dinî Grupların Coğrafî Dağılımı Haritası
Suriye Siyasî Haritası
-4-
Tablo2.2: Suriye’nin Temel Ekonomik Göstergeleri
Temel Ekonomik Göstergeler
Nominal GSYİH (Milyon $)
Reel GSYİH Artışı (%)
Kişi Başı GSYİH (ABD $, Satın Alma Gücü Paritesi ile)
Tüketici Fiyat Enflasyonu (Ort. %)
Bütçe Dengesi (GSYİH’nin %’si)
Mal İhracatı, fob (Milyar $)
Mal İthalatı, fob (Milyar $)
Cari Hesap Dengesi (Milyar $)
Cari Hesap Dengesi (GSYİH’nin %’si)
Dış Borç (Yıl sonu, Milyar $)
Döviz Kuru SL:ABD$ (Ort.)
Döviz Kuru SL:€ (Ort.)
2008a
50 777
5,1
4 556
15,7
-1,9
14,0
16,0
-0,8
-1,6
7,2
46,58c
68,48c
2009a
52 319
1,9
4 555
3,8
-7,9
10,1
13,1
-1,5
-2,9
7,6
46,86
63,86
2010b
60 107
3,7
4 673
7,9
-5,0
11,0
14,1
-1,5
-2,5
8,2
45,90
63,68
2011b
67 330
4,5
4 811
6,2
-3,8
11,3
14,4
-1,3
-1,9
8,9
45,44
64,29
Not: a EIU tahmini, b EIU öngörüsü, c Gerçekleşen
Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.2 (Orijinal kaynak: Economist Intelligence Unit Syria Main Country Report, Ekim 2009).
Tablo2.3: Suriye’nin Ekonomik Büyüme Göstergeleri
Reel Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla(% değişim)
Mal ve hizmet ithalatı(% değişim)
Mal ve hizmet ihracatı(% değişim)
Nominal Gayri Safi YurtiçiHâsıla (US $ Bil.)
Nominal Kişi Başı MillîGelir (US $)
2008
4.5
-2.3
2.5
52.5
2473
2009
6.0
-19.0
-10.5
53.9
2460
2010
3.2
14.4
9.9
57.7
2563
2011
-3.6
-6.1
-3.0
57.3
2490
2012
1.5
3.0
2.6
60.2
2569
2013
3.8
9.0
10.0
66.6
2798
2014
4.7
3.4
5.8
74.5
3085
2015
4.5
2.9
3.8
84.1
3433
Not 1: Gri hücreler tahmin.Not 2:Tarihî veriler ulusal ve uluslararası kaynaklar kullanılarak oluşturulmuş; tahminler
IHS Global Insight’tan alınmıştır.
Kaynak: Buçukcu, 2012, s.9.
Merkezi planlı bir ekonomik sisteme göre yönetilen ve 2000 yılından itibaren serbest
piyasaekonomisine geçiş sürecine giren Suriye’nin temel gelir kaynakları petrol, dış
yardımlar, yurt dışında çalışan Suriyeli işçilerin döviz gelirleri ve tarımdır. Petrol ihracatı,
toplam ihracat gelirlerinin üçte ikisini ve bütçe gelirlerinin yarısını oluşturmaktadır. Petrol
dışı sanayi üretimi kimyasallar, kauçuk, plastik, tekstil, deri sanayi ve gıda üretimi alanlarında
yoğunlaşmaktadır. Hizmetler sektörü içinde özellikle turizm, hızlı bir gelişim sergilemektedir.
Ülkedeki büyük sanayi şirketlerinin çoğu devlet tarafından işletilmektedir. Yıllara göre
sektörlerin ekonomideki gelişimine bakıldığında genellikle stabil olduğu söylenebilir. Ancak,
2008 yılı için hizmet sektöründe büyüme, tarım sektöründe ise küçülme beklenmiştir. Bu da,
turizm sektöründeki gelişme ile açıklanabilir.
Tablo2.4: Suriye’de GSYİH'nin Sektörlere Göre Dağılımı
Sektörler
Tarım
Sanayi
Hizmetler
2003
25,0
28,3
46,7
2004
22,7
30,2
47,1
2005
23,4
29,1
47,5
2006
24,5
28,1
47,3
2007
24,0
27,9
48,2
* CIA Tahmini
Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.4 (Orijinal kaynak: EIU Syria Main Country Profile, 2008, CIA The World Factbook).
2008*
18,5
26,9
54,6
-5-
Tüketici fiyatlarındaki değişim yıllar itibarıyla incelendiğinde 1990’ların sonunda
enflasyonist eğilimlerin azaldığı, 2000’li yıllarda ise yeniden arttığı görülmektedir. 2008
yılında enflasyon oranı 1994 yılından itibaren en yüksek düzey olan % 15,7’ye yükselmiştir.
Küresel kriz nedeniyle emtia fiyatlarındaki ve gıda, yakıt ve kira gibi harcama kalemlerindeki
düşüşün etkisiyle 2009 yılında enflasyon oranının %3,8’e gerileyeceği, ancak yakıt
sübvansiyonlarının azaltılması ve KDV uygulamasına geçilmesi sonucunda 2010 yılından
itibaren yeniden % 6–7 seviyelerine yükseleceği tahmin edilmektedir.
Tablo2.5: Suriye’de Enflasyon Oranları
Tüketici Fiyatları (Ort.%)
2003
5,8
2004
4,4
2005
7,2
2006
10,0
2007a
12,2
2008a
15,7
2009a
3,8
2010b
7,9
2011b
6,2
Not: a EIU tahmini, b EIU öngörüsü
Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.5 (Orijinal kaynak: EIU Suriye Ülke Profili, 2008, EIU Suriye Ülke Raporu, Ekim 2009).
Tablo2.6: Suriye’de İşsizlik Oranları
Kayıtlı İşsizlik Oranı (Ort.%)
2005a
8,0
2006a
8,3
2007a
8,4
2008b
8,6
2009b
9,2
2010c
9,7
2011c
9,4
Not: a Gerçekleşen, b EIU tahmini, c EIU öngörüsü
Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.5 (Orijinal kaynak: EIU Syria Main Country Report, Ekim 2009).
Suriye, son yıllarda ihracat ve yatırımlar açısından Orta Doğu’nun en dinamik
pazarlarından biri haline gelmiştir. Serbest piyasa ekonomisine geçiş yolunda atılan adımlar
ve artan petrol gelirleri, Suriye ekonomisinin hızla büyümesine katkıda bulunmuş, böylece
Suriye pazarında yabancı firmalar için pek çok iş imkanı doğmuştur. Gelişen petrol ve doğal
gaz sanayi, altyapı projeleri ve tüketim mallarına yönelik talep artışı; yabancı firmaların
Suriye’yi cazip bir pazar olarak görmelerini sağlamıştır. Türkiye, bu pazarda coğrafi
yakınlığından dolayı başta nakliye ücretleri olmak üzere pek çok alanda doğal bir rekabet
avantajına sahiptir. 2007 yılında yürürlüğe giren 8 sayılı Yatırım Kanunu ve aynı yıl kurulan
Yatırım Kurulu, Suriye’ye doğrudan yabancı sermaye girişini hızlandıran önemli adımlardır.
Resmi verilere göre 2002 yılında 120 Milyon Dolar civarındaki doğrudan yabancı yatırımlar
2008 yılında 1,1 Milyar Dolar’a ulaşmıştır. Suriye’deki yatırımların büyük bir kısmı Katar ve
diğer Körfez ülkeleri kaynaklı olup; emlak, finans ve turizm, Körfez sermayesinin tercih ettiği
başlıca yatırım alanlarıdır. AB kaynaklı yabancı sermayenin ise büyük kısmı İtalya ve
Almanya’nın yatırımlarından oluşmaktadır. 8 Sayılı Yeni Yatırım Kanunu, Ülkeye yabancı
yatırımları çekmek ve yatırım mevzuatını kolaylaştırmak amacıyla 1991 yılında yürürlüğe
koyulan 10 sayılı Yatırım Kanunu, 1 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe giren 8 sayılı Yeni
Yatırım Kanunu ile birlikte yürürlükten kalkmıştır (Kuyumcu, 2011, s.9).
-6-
Tablo 2.7: Suriye’ye Yıllara Göre Net Yabancı Sermaye Girişi (Milyon $)
Net YDD Girişi
2000
270
2001
110
2002
115
2003
160
2004
275
2005
500
2006
600
2007*
750
* Tahmini veri.
Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.9 (Orijinal kaynak: Syria Investment Agency)
Suriye’nin ihracatında genel olarak ham petrol, madenler, işlenmiş petrol ürünleri,
meyve-sebze,pamuk ipliği, tekstil, giyim, et ve canlı hayvanlar ile buğday göze çarpmaktadır.
2008 yılı ihracatının da % 60,8’ini ham petrol oluşturmuştur. Suriye’nin ithalatında genel
olarak makine ve taşıt araçları, elektrikli makineler, gıda, metal ve metal ürünleri,
kimyasallar, plastik, iplik ve kağıt ağırlıktadır. 2008 yılında işlenmiş petrol ürünleri ithalatı
toplam ithalat içindeki % 12,5 pay ile ilk sırada, binek araçları % 4,3 pay ile ikinci sırada yer
almıştır. Suriye’nin aynı yıl ithal ettiği diğer ürünler ise sırayla mısır, arpa, demir, demir-çelik
mamulleri, şeker ve eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlardır (Kuyumcu, 2011, s.12-13).
Tablo2.8: Suriye’nin Dış Ticaret Göstergeleri (Milyon $)
Yıl
İhracat
İthalat
Denge
Hacim
2005
6 450
7 898
-1 448
14 348
2006
10 919
11 488
-569
22 408
2007
11 546
14 655
-3 109
26 201
2008
14 380
18 105
-3 725
32 485
2009
5 776
14 509
-8 815
20 367
Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.11-12 (Orijinal kaynak: ITC Trademap).
-7-
3. ARAP BAHARI’NDA SURİYE
3.1.Arap Baharı’nın Ortaya Çıkış Süreci
Arap Baharı’nın ortaya çıkış süreci, adlandırma, olayların başlaması ve yayılması ile
büyük çapta olayların ortaya çıkışı şeklinde ele alınmıştır. Birçok ülke, kuruluş ve alanda
uzman kimseler, hareketlerin farklılığı ve sürekli sancılı, çalkantılı değişimi bahar olarak
benimsemişlerdir ve bu halk hareketine Arap Baharı demişlerdir. Gelişmeler aşağıda özetle
aktarılmıştır (http://tr.wikipedia.org/wiki/ Arap_Bahar%C4%B1, 10.09.2012).
3.2.Olayların Başlaması ve Yayılması
Protestolar, Arap Dünyası'nda başta gelen işsizlik, gıda enflasyonu, siyasi yozlaşma,
ifade özgürlüğü, usulsüzlükler ve kötü yaşam koşulları gibi pek çok sorun sonucunda önce
Tunus'ta Muhammed Buazizi'nin kendini yakmasıyla başlamıştır. Ardından benzer sorunlar
yaşayan ülkelerde domino etkisi göstererek yayılmıştır.
Protestolar, ilk olarak 18 Aralık2010 tarihinde Tunus'da başlamış daha sonra Mısır,
Yemen, Cezayir ve Ürdün'e sıçramıştır. Bu ayaklanmalar Tunus ve Mısır'da başarı göstermiş
olup, 23 yıldır yönetimde olan Zeynel Abidin Bin Ali ile 30 yıllık yönetici Hüsnü Mübarek'in
görevlerini bırakmasıyla sonuçlanmıştır.
Büyük çapta olaylar öncelikle Arap Baharı’nın başladığı Tunus’ta ortaya çıkmış ve
sırasıyla Mısır, Libya, Suriye, Yemen ve Bahreyen ile devam etmiştir. Suriye’de ise olaylar iç
savaşa dönüşmüştür.
3.2.1.Tunus (Yasemin Devrimi)
Yasemin Devrimi Tunus'un birçok şehrinde gerçekleşen protestolardır. Protestocuların
hedef aldığı başlıca konular işsizlik, gıda enflasyonu, siyasi yozlaşma (12 Şubat 2011 tarihli
İngilizce Vikipedinin 2010–2011 Arab world protests adlı maddesi), ifade özgürlüğü
(Spencer, 2011) ve kötü yaşam koşulları olmakla beraber, 23 yıldır ülkeyi yöneten Zeynel
Abidin Bin Alinin başkanlığı bırakıp 14 Ocak 2011'de ülkeden kaçmasıyla sonuçlanan olaylar
bütünüdür (Ryan, 2011). Kasım 2010'da, meyve sebze satıcısı olan işsiz bir üniversite
mezununun, satış arabasına polisin el koymasından sonra kendini ateşe vermesi ile başlayan
protestolar (Wyre, 2010) Tunus'ta son 30 yıldır yaşanan sosyal ve siyasal olayların en
dramatik dalgalarından biriydi (BBC, 2011; http://mideast.foreignpolicy.com/..., 2011) ve
yaralanmalar ve hayat kayıpları ile sonuçlanmıştır.
-8-
3.2.2.Mısır (2011 Mısır Devrimi)
2010-2011 Yasemin Devrimi'nin öncülüğünde, 25 Ocak 2011'den beri Mısır'da devam
eden, halkı mevcut yönetime karşı seferber olmaya çağıran sokak gösterileri, protestolar ve
sivil itaatsizliklerin bütünüdür. Gösteriler ve isyanlarınpolis şiddeti, olağanüstü hâl, işsizlik,
asgari ücretleri azaltma isteği, barınma eksikliği, yiyecek sıkıntısı , yolsuzluklar, ifade
özgürlüğünün kısıtlanması ve kötü hayat koşulları üzerine başladığı rapor edildi (Borger,
2010). 11 Şubat 2011 tarihinde Mısır cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek gösteriler nedeniyle
istifa etmiştir.
3.2.3.Libya (Libya İç Savaşı)
Bir Kuzey Afrika ülkesi olan Libya'da hükümet ve Muammer Kaddafi karşıtı
gösterilerle başlamış ve daha sonrasında gerçek anlamıyla bir iç savaşa dönüşmüş
ayaklanmalar bütünüdür. Protestolar 15 Şubat 2011 tarihinde başlamış, iç savaş Sirte'nin
düşmesi ve Muammer Kaddafi'nin öldürülmesiyle 20 Ekim 2011 tarihinde sona ermiştir.
Medyaya göre olaylar halkın 2010-2011 yılı boyunca Arap dünyasını saran protestoların bir
ayağı olan 2011 Mısır Devrimi'nden esinlenmesi sonucu başlamıştır (Jailan, 2011).
18 Şubat 2011 tarihinde göstericiler Libya’nın ikinci büyük şehri Bingazi'nin
kontrolünü bazı polis ve askerlerin de desteğiyle ele geçirmişlerdir. Bunun üzerine hükümet
Bingazi'de
yaşayan
ve
rejimin
destekçisi
seçilmiş
askeri
birlikleri
yollamıştır
(http://www.nytimes.com..., 2011). Ülke, Ulusal Geçici Konsey (UGK) ve Libya Sosyalist
Halk Cemahiriyesi olarak ikiye ayrılmıştır. 20-28 Ağustos tarihlerinde Trablus Muharebesi
sonucu başkent Trablus UGK kontrolüne geçmiş, UGK yüzden fazla ülke tarafından
tanınmıştır. 20 Ekim 2011 günü Muammer Kaddafi'nin memleketi Sirte'nin düşmesiyle
Muammer Kaddafi öldürülmüş, iç savaş kesin UGK zaferiyle sona ermiştir.
3.2.4.Suriye (2011-2012 Suriye Çatışmaları, İç Savaş)
Suriye'de olaylar, ilk olarak Dera'da, 15 Mart2011 tarihinde başlamıştır. Arap
Baharı'nın etkisiyle devrilen diktatörlerin ülkelerinden ilham alan Beşar Esad karşıtı
muhalifler silahlanarak topyekün çatışmaya girmiştir. Olayların 15 Mart2011 tarihinde
başladığı kabul edilir. Suriye muhalefeti, devlet başkanı Beşar Esad rejimini devirmek ve
kendi ifadeleriyle Özgür Suriye devletini kurmak için silahlı isyana başlamışlardır. Her iki
taraf da dışarıdan askeri ve ekonomik destek almaktadır. Çatışmaların sürmesinin yanında,
ülkede kontrolün şehir merkezi dışında muhalefetin, şehir merkezlerinde ise önemli ölçüde
Beşar Esad'ın elinde olduğu söylenebilir.
-9-
3.2.5.Yemen (2011-2012 Yemen Ayaklanması)
Ayaklanmada yüzbinlerce insan sokaklara dökülmüştür. Ülke genelindeki silahlı
gruplar iç savaşı andırırcasına hükümet güçleri ile çatışmaktadır. Halk Mısır Devrimi ve
Tunus'ta gerçekleşen Yasemin Devrimi'nden esinlenerek yaptığı isyanda bazı adımlar ve
ilerlemeler atılmıştır. Ülke genelindeki aşiretlerin oluşturduğu Yemen Aşiretleri İttifakı'na
bağlı militanlar bazı kasaba ve semtleri kontrolü altına almıştır. Şii ve Sünni gerilimi, Güney
Yemen Hareketi'nin bu ayaklanmadan fırsat sağlayarak saldırılar yapması ülkeyi kaosa
sürüklemiştir.
3.2.6.Bahreyn (2011-2012 Bahreyn Ayaklanması)
14 Şubat 2011'de Arap Baharı'nın etkisiyle patlak veren halk isyanıdır. Halk,
özgürlük ve eşitlik talebiyle sokaklarda protestolara başlamıştır. Hükümet güçleri olaylara
müdahale etmiştir. Körfez İşbirliği Konseyi'de Bahreyn'e Yarımada Kalkan Gücü adlı
güvenlik kuvvetinden göndermiştir. Bazı çevreler, protestoların daha çok Şii-Sünni
çatışmalarına döndüğünü belirtmiştir. Ülkede İran-Suudi Arabistan, nüfuz çekişmesi
yaşamaktadır.
3.3.Arap Baharını Ortaya Çıkaran Nedenler
Demokrasinin yayılma ve gelişim göstermesi sürecinde Arap Ortadoğu’su epeyce geç
kalmıştır. Bunun temel nedeni, bölgenin genel olarak uzun sayılabilecek bir süre sömürge
yönetimi altında kalmasının yanı sıra; aile, klan, mezhep bağlarının Arap toplumlarında çok
güçlü olmasıdır. Bu durum otoriter yönetimlere zemin yaratmış ve değişime olan direnci
artırmıştır (Orhan, 2011, s.22-23). Bunun dışında Arap ülkelerinin dışa kapalı ekonomileri,
sanayileşmeleri, çok fazla petrol kaynaklarına sahip olmalarına rağmen hala tarıma dayalı bir
altyapının bulunması, bireyciliğin ağır basması demokrasiyi geciktiren ve Arap Baharı’nı
başlatan önemli etkenler olmuştur. Bu nedenlerin dışında, ekonomik durumun çok iyi
olmaması, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, işsizlik gibi nedenlerde Arap Baharı’nı
tetikleyen nedenler arasında gösterilebilir (Öztoprak, 2012, s.9). Arap
baharının
ortaya
çıkmasındaki ana nedenler, şu şekilde sıralanabilir:
-Ekonomik Nedenler: İşsizlik, enflasyon, zor yaşam koşulları, gıda sıkıntısı.
-Siyasal Nedenler: Demokratik olmayan diktatörlük yönetimlerinin varlığı, bireysel
özgürlüklerin kısıtlı olması, kötü, baskıcı, usulsüz ve yozlaşmış yönetimlere karşı halk
nezdinde gelişen tepki.
-10-
-Kültürel Nedenler: Küreselleşen dünyada artan iletişim ve ulaşım imkanlarının
sonucu olarak halkın, özellikle de Arap gençlerinin sosyal medya üzerinden görüp, haberdar
oldukları daha demokratik ülkelere ve toplumlara özenmeleri ve sisteme karşı isyan etmeleri.
-Uluslararası Nedenler: Başta ABD olmak üzere Batı dünyasının aktif siyasal
desteği, NATO’nun Libya’daki muhalif kuvvetlere Kaddafi güçlerini bombalayarak yaptığı
stratejik askeri yardım.
Arap Baharı’nı meydana getiren pek çok neden vardır ancak temel neden Arap
rejimlerinin ekonomik iflasıdır. O nedenle seküler, dindar, Müslüman, Hıristiyan pek çok
siyasi grup birlikte, omuz omuza Arap siyasetini sarsmıştır. Bu farklı grupları bir araya
getiren ortak dinamik şudur: Ekonomik başarısızlık. Bu açıdan Arap Baharı, 1979 İran
Devrimi gibi dinsel yahut Nasır olayında olduğu gibi ideolojik bir olay değildir. Arap Baharı,
sıradan insanların temel meselesi olan yüksek fiyatlar, konut sorunu gibi dinamiklerin temel
olarak ortaya çıkardığı bir süreçtir (Bacık, 2011, s.17).
Arap ekonomilerini ekonomik büyüme, işsizlik ve enflasyon açısından ele alınırsa
tablonun hiç parlak olmadığını hemen görülür. Ancak burada başka bir konunun altını çizmek
gerekir. Kalkınmakta olan ülkelerde yüksek faiz-düşük kur uygulamaları nedeniyle
enflasyonist baskı olabilir. Nitekim kalkınmakta olan ülkelerde bu siyasetin doğal bir sonucu
olarak belirli dönemlerde enflasyon kaçınılmaz olmaktadır. Ancak Arap ülkelerinde görülen
enflasyon böyle bir yansıma ile açıklanamaz. Dolayısıyla Arap ekonomileri analiz ederken
salt enflasyon ve işsizlik sorunu ile karşı karşıya değiliz. Bu göstergelerin dışında pek çok
sorun daha etkili olmaktadır. Kamu kaynaklarının yeterli kullanılması, yolsuzluk gibi pek çok
farklı etken daha denklemin içinde bulunmaktadır.
Tablo 3.1: Arap Ülkelerinde Temel Göstergeler
Ülkeler
Cezayir
Mısır
Ürdün
Libya
Fas
Suriye
Tunus
Yemen
Yıllar
2009
2010
2009
2010
2009
2010
2009
2010
2009
2010
2009
2010
2009
2010
2009
2010
GSYH (Milyon$)
138,119.9
161,979.4
188,984.1
218,894.3
23,820.0
26,425.4
62,360,4
65,740,4
23,820.0
26,425.4
53,934.5
59,147.0
43,522.0
44,238.2
25,130.1
31,042.7
Nüfus (Milyon)
35.0
35.5
79.7
81.1
5,9
6,1
6,3
6,4
5,9
6
20
20,4
10,4
10,5
23,3
24,1
Kaynak: 1-www.indexmundi.com,16.08.2012.
Büyüme (%)
2,4
3,3
4,7
5,1
5,5
2,3
2,1
3
5,5
2,3
6
3,2
3,1
3
3,9
7,7
İşsizlik Oranı (%)
10,2
11,4
9,4
9,4
12,9
12,6
14,6
30
9,1
9,1
8,1
8,4
14,2
5
14,6
35
2-www.worldbank.org,16.08.2012.
Enflasyon Oranı (%)
-11,3
16,2
11,2
10,2
2,8
8,4
-32,8
-34,8
1,5
0,6
-2,8
6,3
3,1
4,6
-8,7
24,2
-11-
3.4.Arap Baharının Sosyal Etkileri: Suriye’den Türkiye’ye Yansımalar
Türkiye’ye komşu ülkeler Bulgaristan, Yunanistan, İran, Irak, Gürcistan, Ermenistan
ve Suriye olup, bu ülkelerden Suriye 877 km'lik bir kara sınırı ile en uzun kara sınırlarına
sahip olduğumuz bir ülkedir. Bu sınırın uzunluğu yanında Türkiye ile Suriye arasında tarihi,
kültürel ve sosyal bağlar bulunmaktadır. Bu açılardan da Suriye, Türkiye açısından önemli bir
yere sahiptir. Çünkü, tarihsel süreç içerisinde Türkiye-Suriye arasında siyasi, terör, toprak
(sınır) vb. sorunlar yaşanmıştır ve bu sorunların başında, toprak (sınır) sorunu gelmektedir.
Bağımsızlığını 1946’da kazanan Suriye ile Türkiye ilişkilerinin Soğuk Savaş’a kadarki ilk
dönemini Türkiye-Fransa ilişkileri olarak isimlendirmek ve bu çerçevede ele almak daha
doğrudur. Bu dönemde iki taraf (Türkiye ve Fransa) arasındaki en önemli sorun “Sancak
Sorunu” olarak bilinen ve Hatay ilinin hangi tarafa ait olduğu konusundaki tartışmalardan
kaynaklanan “toprak” problemidir (http://suriye.ihh.org.tr, 2013).
İki ülke arasındaki sınırın oluşumu, Birinci Dünya savaşı ve sonrası gelişmelerin
çerçevesinde şekillenmiştir (Armaoğlu, 2009, s.397). Birinci Dünya savaşı sonrasında
Türkiye- Suriye sınırının şekillenmesi, Türkiye Millet Meclisi hükümetinin Fransa
yönetimiyle masaya oturduğu Ankara anlaşması ve sonrasındaki müteakip anlaşmalarla
devam etmiştir (Soysal, 1989, s.281). Lozan anlaşması sürecinde de Suriye sınırı meselesi
Ankara anlaşmasına atıfta bulunularak onaylanmış ve Ankara anlaşmasına göre sınırın
oluşumundaki detaylar bir ay içinde kurulacak olan komisyon üzerinden yürütülmüştür.
Fransa, Türkiye’de sahip olduğu mali, ekonomik ve kültürel ayrıcalığı koruma karlığında
Suriye sınırını geriye çekme vaktinin geldiğini düşünmeye başlanmış (Yerasimos, 2009,
s.183), ancak bu süreçle meydana gelen Türk-Fransız gerginliğinden (İki ülke arasındaki
gerginliğin sebebi ise Lozan Antlaşması sürecindeki Osmanlı Borçlarının tasfiye şekli ile var
olan imtiyazların devamlılığı konusundadır) dolayı detayların belirlenmesi akamete uğramıştır
(Soysal, 1989, s.281). Sınır komisyonun oluşturulması ancak 30 Mayıs 1930’da Halep’te
yapılan bir protokolle uygulama safhasına gelmiştir (Umar, 2003, s.291). Türkiye 1927
senesine kadar, Türkiye sınırlarındaki Suriyeli vatandaşlara ait taşınmazlar üzerine herhangi
bir yaptırım uygulamamıştır. Ancak Suriye’nin Türk vatandaşlarının taşınmazları üzerine
haklarına kısıtlamalar getirmesi ile 1927 senesinden itibaren Türkiye’de bir takım kısıtlayıcı
tedbirler koymuştur. Suriye’nin Türkiye’den hukuken ayrıldığı 1921 yılından itibaren suni
sınır nedeniyle Türklerin mülkiyetinde bulunan bir kısım emlak ve arazi Suriye’de,
Suriyelilere ait olan bir kısım emlak ve arazi de Türkiye’de kalmıştır. Suriyelilerin Türklerin
mallarına koymuş oldukları eritme politikalarına karşı, Türkiye’de 1928 yılından itibaren
-12-
Suriyelilerin Türkiye’deki taşınmaz mallarındaki haklarını kısıtlayıcı tedbirler almak zorunda
kalmıştır. Türkiye ile Suriye arasında iyi komşuluk ilişkilerini geliştirmek amacıyla karşılıklı
olarak ülke vatandaşlarının her iki ülke sınırları içerisindeki taşınmazlarındaki hakları ve
menfaatleri arasındaki dengeyi sağlamak üzere devamlı ve adil bir sözleşme akdine 1968’de
karar verilmiştir. Suriye tarafından da olumlu karşılık verilmesi üzerine iki ülke
Cumhurbaşkanları tam yetkili temsilciler tayin etmişlerdir (BCA, 146/ 5/ 1178, Sene: 1971).
Arazi ile ilgili taleplerde, Kilis Sanayi ve Ticaret Odası’nın talepleri, en kapsamlı ve somut
talepler olarak 1968’de öne çıkmaktadır. Kilis’te Suriye’de arazisi olanların sayısı yaklaşık
5000’dir. Kilis’in en verimli ve bereketli topraklarına sahip nahiyelerinden oluşan 400 kadar
köyün sınır ötesinde kalması sonucu bağ, zeytinlik ve bahçe arazilerinin 2/3’ü Suriye’de
kalmıştır (Günver, 2003, s.104).
Yıllarca Türkiye-Suriye ilişkilerinin perde gerisindeki en önemli pürüzlerinden birini
oluşturan Hatay’a ilişkin en köklü politika değişikliği mesajı, 2003 yılı Temmuz ayında
Suriye Başbakanı’nın Türkiye’ye yaptığı ziyaretten birkaç gün önce Türk medyasına yaptığı
açıklama ile gelmiştir. Mesajında iyi komşuluk ilişkilerine vurgu yapan Suriye Başbakanı
Mustafa Miro, “Biz şu anda var olan ilişkilerimizin çerçevesi içinde karşılıklı sınırlarımıza
saygılı olduğumuzu, Suriye'nin toprak bütünlüğüne ne kadar saygılı olduğumuzu söylüyorsak
aynı şekilde Türkiye'nin de toprak bütünlüğüne, sınır güvenliğine ve üniter yapısına
saygılıyız” sözleri ile bu değişikliği dile getirmiştir (http://suriye.ihh.org.tr, 2013).
Arap Baharı ile ortaya çıkan toplumsal başkaldırı, hem ülkedeki siyasal yapıya ve hem
de ekonomik yapıya çok büyük etki etmiştir. Bu başkaldırının sosyal etkilerini özellikle
Suriye’deki savaş ortamından kaçarak daha güvenli bir yaşam alanı oluşturmak için kendi
ülkelerinden komşu ülkelere sığınanların oluşturduğu mülteci gurubu ile açıklamak
mümkündür. Mültecilerin doğal olarak yüz yüze kaldığı sorunlar; yeme-içme, barınma ve
temizlik sorunları, aynı aileden bir taraftan ülkede muhalefete destek amaçlı kalan kişiler ile
iltica eden ailelerin bölünmesi ile oluşan sorunlar, çatışmaların doğal sonucu olarak dul, yetim
ve öksüz bir kesimin oluşması ile ortaya çıkan dramatik sorunlar, gerek kargaşa içindeki
ülkede ve gerekse mültecilerin sığındığı ülkelerde ortaya çıkan sağlık sorunları, kargaşa
içindeki ülkedeki şehirlerde çatışma ve bombalama sonucu tarihi, kültürel değerlerin zarar
görmesi ve insan kayıpları (kentkırımın) sonucu oluşan sorunlar, belki de en önemlisi çatışma
ortamındaki ülkede eğitimin durması ile oluşan sorunlar vb. sorunlar sıralanabilir (Paksoy,
vd., 2012, s.51).
-13-
Suriye güvenlik güçleriyle silahlı gruplar arasında yaşanan silahlı çatışma, komşu
ülkelere mülteci akınını başlattı. Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Irak, Suriyeli mültecilerin
sığındığı ülkeler arasında yer aldı (http://www.ydh.com.tr/HD10253_1--yilinda-turkiyedekisuriyeli-multeci-gercegi.html, 20.09.2012).
Türkiye’de, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nca organize edilen
çalışmalar kapsamında, Suriye'den gelenler için kurulan 14 çadırkent, 1 geçici kabul merkezi
ve 6 adet konteynerkent bulunmaktadır. Bu geçici yerleşim yerleri; Hatay'da 4, Şanlıurfa'da 2,
Gaziantep'te 3, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman, Mardin ve Adana'da 1'er olmak üzere
toplam 14 çadırkent ile Kilis'te 2, Şanlıurfa, Malatya, Hatay ve Gaziantep'te 1'er olmak üzere
toplam 6 adet konteynerkent şeklinde hizmet vermektedir ve bu yerlerde 201 bin 67 Suriye
vatandaşı yaşamını sürdürmektedir. Ayrıca, kampların dışında çeşitli illerde bulunan yaklaşık
300 bin Suriye vatandaşının günlük insani ihtiyaçları ve sağlık hizmetleri karşılanmaktadır.
Yürütülen eğitim ve sağlık hizmetleri kapsamında 526 derslikte toplam 27 bin 640 çocuğa ve
gence eğitim verilmiş, kamplardaki sahra hastanelerinde ve mobil sağlık ünitelerinde, 4 bin
736 poliklinik hizmeti ve 4 bin 984 doğum gerçekleştirilmiştir.
Toplam gerçekleşen
poliklinik hizmet sayısının 1.2 milyonunu aşmıştır. Öte yandan, Türkiye’ye toplam 345 bin
352 Suriye vatandaşı giriş yapmıştır. Toplam 144 bin 285 Suriye vatandaşı ise ülkesine geri
dönmüştür. 397 hasta ve yaralı, 130 refakatçi hastanede bulunmaktadır. Hastanedekilerle
birlikte barınma merkezlerinde toplam 201 bin 67 Suriye vatandaşı bulunmaktadır. Bunların
(http://www.haberx.com, 2013);
-Hatay'da 15 bin 371’i,
-Gaziantep'te 32 bin 370’i (9 bin 42'si İslahiye, 7 bin 461'i Karkamış, 15 bin 867'si
Nizip barınma merkezlerinde),
-Kilis'te 22 bin 839’u (13 bin 570'i Öncüpınar, 9 bin 269'u Elbeyli Beşiriye
Konteynerkentlerinde),
-Şanlıurfa'da 79 bin 176’sı (36 bin 521'i Ceylanpınar, 29 bin 293'ü Akçakale
çadırkentlerinde, 13 bin 362'si Harran Kökenli konteynerkentinde),
-Kahramanmaraş'ta 15 bin 160’ı,
-Osmaniye'de 8 bin 37’si,
-Adıyaman'da 9 bin 933’ü,
-Adana'da 10 bin 142’si,
-Mardin'de bin 808’i ve
-Malatya'da 5 bin 704’ü barındırılmaktadır.
-14-
Türkiye ve başka ülkelerde yaşamlarını sürdüren Suriyeli mültecilerin sayısı son iki
yılda 2 milyona yaklaşmıştır. Sınırı geçemeyen yaklaşık dört milyon Suriyeli de kendi
ülkelerinde mülteci durumuna düşmüştür. İngiliz Guardian Gazetesi’nin, Birleşmiş Milletler
Mülteciler Yüksek Komiseri, Antonio Guterres ile yaptığı röportajda, Guteress’in, bölge
ülkeleri artık mülteci akınıyla başa çıkmakta zorlandığı için, İngiltere ve diğer Batılı
ülkelerden de onbinlerce mülteciyi kabul etmelerinin istenebileceği uyarısında bulunduğunu
belirtmiştir. Birleşmiş Milletler ve yardım örgütlerinin, son iki yılda sayıları iki milyona
yaklaşan Suriyeli mültecilerin, artık 1948 ve 1967'deki Filistinli göçü gibi, kalıcı bir nüfus
hareketine dönüşme işaretleri verdiği yönündegörüşleri aktarmıştır. Lübnan'da her altı kişiden
birinin Suriyeli mülteci olduğu, Ürdün'deki en büyük Suriyeli mülteci kampı Zaatari'nin artık
ülkenin dördüncü en büyük kentine dönüştüğü belirtilmiştir. Ayrıca, sınırı geçemeyen dört
milyon Suriyelinin de kendi ülkelerinde mülteci durumuna düştüğüne inanıldığı ve bunun her
dört Suriyeliden birinin evini terk ettiği anlamına geldiği ifade edilmiştir. Guterres ayrıca,
'Türkiye ve Ürdün'de durum artık zorlaştığı ve silahlı kişilerin sızmasıyla güvenlik açısından
kaygı veren sonuçlar ortaya çıktığı için sınırın kontrol edilmeye başlandığını belirtmiştir
(http://www.bbc.co.uk/, 2013).
Guardian, Türkiye ve Ürdün'de yaşayan Suriyeli mültecilerin ifadelerine de yer verdiği
haberinde, Kilis'te yaşayan 46 yaşındaki Suriyeli mülteci Sena'nın da yaşadıklarını
aktarmıştır: Yaklaşık bir buçuk yıl önce Hama'dan Türkiye'ye gelen Sena önce Reyhanlı'da
kalmış, sonra ailesiyle Kilis'teki kampa gönderilmişler. Sena, Türkiye'ye kocası ve beş
çocuğuyla göç etmiş. Ama göç yollarında çok hasta olan altı yaşındaki kız çocuğu hayatını
kaybetmiş. Elinde kızının fotoğraflarıyla gözyaşı döken Sena'nın beş yaşındaki oğlu Ömer de
hastalanmış. Sıcak havaya rağmen Kilis'teki konteynırlarda yaşamaktan memnun olduğunu
belirten Sena, günlerin geçmek bilmediğinden yakınıyor. Gazete, kamptaki birçok erkek gibi
Sena'nın da 20 ve 24 yaşlarındaki iki oğlunun Özgür Suriye Ordusu ile birlikte Suriye'de
savaştığını aktarıyor. Kocası ise hasta oğullarına bakmak için Sena'nın yanında kalıyor.Sena,
oğulları için endişelense de, "Bizim ülkemiz, özgürlüğümüz için savaşıyorlar, bu bizim
endişelenmemizden daha önemli" diyor (http://www.bbc.co.uk/, 2013).
3.5.Arap Baharının Ekonomik Etkileri: Türkiye-Suriye Karşılaştırması
Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde yönetim değişikliklerine yol açan Arap Baharı,
siyasi bir akım gözükse de ekonomik değişim açısından da büyük bir önemi bulunuyor.
Uzmanlara göre rejimlerle birlikte ülkelerin ekonomik işleyişleri de değişecek. Sokaktaki
-15-
halkların demokratik beklentilerinin yanında ekonomik beklentilerinin de olduğunu
vurgulayan uzmanlara göre iş dünyasında yeni grupların da yer alacak olması, iş dünyasının
çalışma şeklini de ciddi biçimde etkileyecektir.
Demokratikleşme Arap dünyasında sadece iç siyasal denklemleri değil aynı zamanda
halihazırdaki bölgesel güç dengesini de derinden etkileyecek bir süreci başlatmışgörünüyor.
Bu sebeplerden dolayı ve özellikle küresel ekonominin bu bölgeden sağlanan petrol ve gaza
bağımlılığı, yatırımlara ihtiyacı ve global ticaretyolları üzerindeki stratejik coğrafi konumu
sebebiyle ABD ve Rusya gibi global siyasi aktörlerin Arap Baharı’nı dikkatlice izledikleri ve
Arap ülkeleri içerisindeki siyasal süreçleri yönlendirmeyeçalıştıkları görülüyor. Bu bağlamda,
Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki İran, Suudi Arabistangibi bölgesel güçlerin ise kendilerini
de etkilenebileceğini gördükleri için bu süreçteki siyasal istikrarsızlığın yayılmasını
engellemek ve siyasaldönüşüm sürecini kontrol etmek için özellikle çaba gösterdikleri
anlaşılıyor (Ulusoy, 2012, s.94).
Tablo 3.2: Türkiye’nin Arap Baharının Yaşandığı Başlıca Ülkelere Mal İhracı (000 $)
Yıllar
Toplam İhracat
Bahreyn Libya
Mısır
Suriye
Tunus
1996
23.224.465
9.566
243.891
316.228
307.778
94.547
1997
26.261.072
13.409
186.714
304.460
268.753
119.950
1998
26.973.952
10.562
95.195
474.229
309.044
351.036
1999
26.587.225
10.783
139.621
467.413
232.210
238.434
2000
27.774.906
26.565
95.547
375.707
184.267
162.272
2001
31.334.216
11.159
67.473
421.469
281.141
140.593
2002
36.059.089
16.936
165.112
326.389
266.772
121.142
2003
47.252.836
28.856
254.741
345.779
410.755
220.015
2004
63.167.153
54.416
337.204
473.145
394.783
256.162
2005
73.476.408
41.915
384.167
687.299
551.627
294.785
2006
85.534.676
35.303
487.261
709.353
609.417
324.893
2007
107.271.750
76.651
643.150
902.703
797.766
530.277
2008
132.027.196
308.223
1.074.288 1.426.450 1.115.013
778.098
2009
102.142.613
113.628
1.795.117 2.599.030 1.421.637
645.767
2010
113.883.219
172.024
1.932.370 2.250.577 1.844.605
713.632
2011
134.906.869
160.418
747.629
2.759.311 1.609.861
802.302
Kaynak: TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012).
Yemen
72.305
86.311
62.100
88.986
69.104
100.362
119.362
156.069
203.945
197.193
197.869
274.289
353.605
379.263
330.392
272.733
Tablo 3.2’de, Türkiye’nin 1996-2011 yıllarında Arap Baharının yaşandığı başlıca
ülkelere yapmış olduğu ihracatın dolar cinsinden değerleri verilmiştir. Tabloda da görüldüğü
gibi, Toplam ihracattaki artışlara paralel olarak, söz konusu ülkelere yapılan ihracatta da genel
anlamda artışlar söz konusudur. Fakat bu artışların düzenli olmadığı gözlenmektedir. Ayrıca,
2000’li yılların ortalarından sonra bu ülkelere yapılan ihracatın toplam ihracat içindeki
payının arttığı görülmektedir (2004 yılında ele alınan altı ülkeye yapılan ihracat toplamının,
Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı %2.72 iken, bu oran 2008’de %3.82, 2009’da
-16-
%6.80, 2010’da da %6.36’dır). Arap Baharı sürecinin yaşanması ile birlikte, bu ülkelere
yapılan ihracatta da genel anlamda azalma söz konusudur. 2011 yılı rakamlarına baktığımızda
bir önceki yıla göre Mısır ve Tunus hariç, ülkelerin tamamına yapılan ihracatta azalma
gerçekleşmiştir. Altı ülkeye yapılan ihracat toplamının genel ihracat içindeki payı, bir önceki
yıla göre %1.66 civarında azalmıştır (Bu oran 2010’da %6.36 iken 2011’de %4’70’dir).
Suriye’ye yapılan ihracat, 2000-2010 yıllarında (2005 ve 2006 yılları hariç) düzenli
olarak artmıştır. 2004 yılında Suriye’ye yapılan ihracatın toplam ihracat içindeki payı %0.62
iken, bu oran 2008’de %0.84’e, 2009’da %1.39’a, 2010 ise %1.65’e yükselmiştir. Türkiye’nin
Suriye’ye yapmış olduğu ihracat, Arap Baharı sürecinden olumsuz olarak etkilenmiş ve
2010’da 1.844.605.000 dolardan 2011’de 1.609.861.000 dolara düşmüştür. Bir başka deyişle
2010’da Suriye’ye yapılan ihracatın genel ihracat içindeki payı %1.65 iken, 2011’de bu oran
%1.19’a gerilemiştir.
Tablo 3.3: Türkiye’nin Arap Baharının Yaşandığı Başlıca Ülkelerden Mal İthali (000 $)
Yıllar
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
Toplam İthalat
43.626.642
48.558.721
45.921.392
40.671.272
54.502.821
41.399.083
51.553.797
69.339.692
97.539.766
116.774.151
139.576.174
170.062.715
201.963.574
140.928.421
185.544.332
240.841.676
Bahreyn
5.375
184.488
36.367
12.438
31.291
14.614
18.987
15.173
18.101
18.929
44.852
119.423
95.516
24.289
71.682
111.454
Libya
476.346
533.089
342.863
502.060
786.160
847.847
41.800
68.356
82.629
194.537
241.430
260.386
336.325
357.417
425.652
139.763
Mısır
272.394
398.897
392.959
108.977
140.720
91.720
118.173
189.397
255.242
267.246
392.524
652.988
886.237
641.552
926.476
1.382.216
Suriye
311.459
456.282
308.002
307.001
545.240
463.476
314.770
261.193
247.551
142.585
187.250
259.282
323.697
221.454
452.493
336.646
Tunus
49.968
59.914
63.088
66.574
64.843
72.936
71.801
98.140
100.410
117.372
150.094
229.788
365.381
234.980
280.720
249.790
Yemen
1.940
342
167
159
758
21
341
130
1.226
3.085
439
458
703
310
1.044
464
Kaynak: TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012).
Tablo 3.3’te, Türkiye’nin 1996-2011 yıllarında Arap Baharının yaşandığı başlıca
ülkelerden yapmış olduğu ithalatın dolar cinsinden değerleri verilmiştir. Tabloda görüldüğü
gibi, ülkelerden yapılan ithalatta toplam ithalattaki artışa paralel bir artış yoktur. Ayrıca ithalat
rakamlarında yıllara göre bir düzensizlik söz konusudur. Son yıllarda bu ülkelerden yapılan
ithalatta genel anlamda bir artış gözlenmektedir. 2007 yılında bu altı ülkeden yapılan ithalatın
toplam ithalat içindeki payı %0.89, 2008’de %0.99, 2009’da %1.01, 2010’da %1.16’dır. 2012
-17-
yılında ise bu oran %0.92’ye gerilemiştir. Bu da ithalatın Arap Baharı sürecinden olumsuz
etkilendiğinin bir kanıtıdır.
Suriye’den yapılan ithalatın bu süreçten nasıl etkilendiğine bakıldığında, genel eğilime
paralel gelişmeler gözlemlenmektedir. 2007 yılında Suriye’den yapılan ithalat, toplam
ithalatın %0.15’ini oluştururken, bu oran 2008’ %0.16, 2009’da %0.15, 2010’da %0.24 olarak
gerçekleşmiştir. 2011 yılında Türkiye’nin Suriye’den yapmış olduğu ithalat 336.646.000
dolardır. Bir önceki yılın rakamı ile karşılaştırdığımızda (452.493.000 dolar) ithalattaki azalışı
rahatlıkla gözlemlemek mümkündür. Bir başka anlatımla 2011 yılında bir önceki yıla göre
toplam ithalat içindeki pay %0.13’e gerilemiş, yani %0.11 azalmıştır. Bu da Arap Baharının
Suriye’den yapılan ithalatı olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir.
Tablo 3.4: 2012 Yılı Ocak-Temmuz Döneminde Türkiye’nin Arap Baharının Yaşandığı
Başlıca Ülkelere Mal İhracı (000 $)
Ülkeler
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Toplam
Bahreyn
6.790
17.654
16.429
23.612
10.548
24.915
8.708
108.656
Libya
115.881
232.690
176.949
179.710
152.212
187.344
163.494
1.208.280
Mısır
271.352
289.124
359.072
297.826
377.200
318.451
286.953
2.199.978
Suriye
68.110
62.808
41.640
47.486
43.939
38.074
31.325
333.382
Tunus
46.633
94.508
66.919
65.147
74.621
68.102
56.356
472.286
Yemen
51.109
30.960
61.005
36.860
47.115
34.091
20.043
281.183
Türkiye’nin
10.351.531
11.750.565
13.213.119
12.637.081
13.140.814
13.253.161
12.865.835
87.212.106
Toplam İhracatı
Kaynak: TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012).
Tablo 3.4’te, 2012 yılının ilk yarısında Türkiye’nin altı ülkeye yaptığı ihracatın dolar
bazında değerleri verilmiştir. Tabloya göre, Ocak ayında Türkiye’nin Suriye’ye yaptığı
ihracat 68.110.000 dolar iken, bu rakam Temmuz ayında 31.325.000 dolara gerilemiştir.
Tablo 3.5: 2012 Yılı Ocak-Temmuz Döneminde Türkiye’nin Arap Baharının Yaşandığı
Başlıca Ülkelerden Mal İthali (000 $)
Ülkeler
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Toplam
Bahreyn
4.110
7.405
10.189
13.557
18.744
15.845
14.587
84.437
Libya
6.124
26.009
15.313
13.920
28.213
13.052
64.396
167.027
Mısır
126.781
85.794
132.813
96.541
118.110
98.284
99.485
757.808
Suriye
8.001
6.103
7.563
6.825
8.426
4.756
6.668
48.342
Tunus
10.420
8.339
15.846
13.382
14.312
21.693
16.542
100.534
Yemen
31
11
91
23
60
2
0
218
Türkiye’nin
17.376.036
17.719.874
20.600.432
19.273.553
21.749.742
20.437.151
20.755.019
137.911.807
Toplam İthalatı
Kaynak: TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012).
-18-
Tablo 3.5’te, 2012 yılının ilk yarısında Türkiye’nin altı ülkeden yapmış olduğu
ithalatın dolar olarak değerleri verilmiştir. Tabloya göre, dönem başında Suriye’den 8.001.000
dolar değerinde mal ithal edilirken, dönem sonunda bu rakam 6.668.000 dolara gerilemiştir.
Bu da göstermektedir ki, Arap Baharı süreci Türkiye’nin Suriye’den yaptığı ithalatı olumsuz
yönde etkilemektedir.
Arap Baharının gelip dayandığı Suriye , küresel güç mücadelesinin yeni çekişme alanı
haline geldi. Suriye’nin uzun süren bir çatışma sonucu kontrollü bir şekilde kendisini
tüketmesi, yaşanır bir ülke olmaktan çıkması ve yavaş yavaş çökmesi, bu küresel jeopolitiğin
bir parçası olarak önem kazanmıştır. Suriye’de iç savaşın uzamasının bazı nedenleri var.
Bunların bir kısmı Suriye’nin iç yapısından kaynaklanmaktadır. Örneğin, içinde Sünnilerin de
yer aldığı Suriye burjuvazisi ve ordusu, beklendiği ölçüde çözülmedi. Nusayri, Hıristiyan ve
Dürziler koalisyonu rejime yönelik desteğin çekirdeğini oluştururken, Kürtler ayaklanma
dışında kaldı, Türkmenler de ayaklanma içinde yer almadı. Rejimin Suriye toplumuna
derinlemesine nüfuz etmesi, sıkı bir denetim toplumu meydana getirilmiş olması gibi
nitelikleri yeterince anlaşılamamıştır (http://www.radikal.com.tr/, 2012).
-19-
4. İÇ SAVAŞTAN KAÇARAK KİLİS’TE YAŞAYAN SURİYELİLERİN SOSYOEKONOMİK SORUNLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
4.1. Araştırmanın Amacı
Ortadoğu’da Arap dünyasında özellikle işsizlik, gıda enflasyonu, ifade özgürlüğü,
usulsüzlükler ve kötü yaşam koşulları gibi pek çok sosyo-ekonomik soruna bağlı olarak ilk
olarak 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus’ta başlayan protestoların “Arap Baharı” adıyla
genişleyerek Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn ve Suriye’de devam etmesi sonucu pek çok insan
ülkesini terk ederek geçici olarak koruma altında, geçici sığınmacı, mülteci ve göçmen
konumunda komşu ülkelerde yaşamaya başlamıştır. Aynı şekilde Suriye’deki iç savaştan
kaçarak Türkiye’de yaşamını sürdüren 200 binden fazla Suriyeli bulunmaktadır ve bunların
önemli bir kısmı sınıra yakın olması ve konteynırkent bulunması nedeniyle Kilis’te
yaşamaktadırlar. Araştırma ile, iki yılı aşan ve hale devam eden Suriye’deki iç savaştan
kaçarak Kilis’te yaşamlarını sürdüren Suriyelilerin sosyo-ekonomik sorunlarını ortaya
koymak amaçlanmıştır.
4.2. Araştırmanın Kapsamı ve Sınırları
Araştırma, Suriye’deki iç savaştan kaçarak Kilis’te yaşamlarını sürdüren Suriyelileri
kapsamaktadır. Araştırma bu kapsamda, yaşı 18 ve üzeri olan Suriyelilerle sınırlandırılmıştır.
4.3. Araştırmanın Varsayımları
-Kilis’te yaşayan Suriyelilerin anket sorularını doğru algıladıkları (anket soruları
Türkçe ve Arapça olarak hazırlanmıştır) ve doğru cevapladıkları varsayılmıştır.
-Kilis’te yaşayan Suriyelilerin, Kilis’te kaldıkları yere göre sosyo-ekonomik sorunlarla
karşılaşma oralarında farklılıklar olduğu varsayılmıştır.
4.4. Araştırmanın Hipotezi ve Değişkenleri
Araştırmada, Kilis’te yaşayan Suriyelilerin, Kilis’te kaldıkları yere göre sosyoekonomik sorunlarla karşılaşma oranlarında farklılıklar olduğu varsayımından (hipotez)
hareketle Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yer (bağımsız değişken) ile bazı sosyo-ekonomik
sorunlar (bağımlı değişken) arasındaki farklılıklar SPSS Crosstab kullanılarak analiz
edilmiştir.
-20-
4.5. Araştırmanın Yöntemi
Araştırmanın yöntemi; örnek kütlenin seçimi, veri toplama yöntemi ve verileri
değerlendirme yöntemlerinden oluşmaktadır.
Araştırmanın ana kütlesini, Suriye’deki iç savaştan kaçan ve Kilis’te yaşayan
Suriyeliler oluşturmaktadır. Örnek kütle, ana kütleden “Basit Tesadüfi Örnekleme” yöntemi
kullanılarak seçilen ve Kilis’te yaşayan Suriyelilerden oluşmaktadır.
Veri toplama yöntemi olarak “anket” metodu seçilmiştir. Anketler yüz yüze
görüşülerek yapılmıştır.
Anket yoluyla elde edilen veriler, SPSS kullanılarak frekans ve yüzde dağılımlarından
oluşan tablolar hazırlanarak değerlendirilmiş; bağımsız ve bağımlı değişkenler arasındaki
ilişki ise “SPSS Crosstab” Yöntemi ile analiz edilmiştir.
4.6. Araştırmanın Kısıtlayıcıları
-İç savaştan kaçan Suriyelilerin çoğunluğunun Türkçe konuşup-yazıyor olmamaları,
yüz yüze anket yapmayı kısıtlamıştır. Bu kısıt, anket formu Türkçe ve Arapça hazırlanarak
aşılmaya çalışılmıştır.
-İç savaştan kaçan Suriyelilerin anketleri cevaplama konusunda yeterince istekli
olmamaları. Bu sorun, yine iç savaştan kaçan ve Türkçe bilen Suriyelilerden yardım alınarak
aşılmaya çalışılmıştır.
-İç savaştan kaçarak Kilis’te yaşayan Suriyelilerle anketler, Ocak-Haziran 2013
döneminde yapılmıştır.
4.7. Araştırma Verileri, Değerlendirilmesi ve Analizi
Araştırma bulguları, Suriye’deki iç savaştan kaçarak Kilis’te yaşayan 566 Suriyeli ile
anket yapılarak elde edilmiştir. Elde edilen veriler, bilgisayar ortamında SPSS kullanılarak
frekans ve yüzde dağılımlarından oluşan tablolar hazırlanarak değerlendirilmiş; bağımsız ve
bağımlı değişkenler arasındaki ilişki ise “SPSS Crosstab” Yöntemi ile analiz edilmiştir.
4.7.1. Araştırma Verileri ve Değerlendirilmesi
4.7.1.1. Suriyelilerin Cinsiyet Dağılımı
Tablo 4.1’de, ankete katılan Suriyelilerin cinsiyete ilişkin frekans ve % dağılımları
verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %66,5’i erkek ve %31,3’ü kadın iken, %2,2’si
cinsiyetle ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
-21-
Tablo 4.1: Suriyelilerin Cinsiyet Dağılımı
Cinsiyet
Kadın
Frekans
%
Cevaplı %
174
31,3
32,0
Erkek
370
66,5
68,0
Toplam
544
97,8
100,0
Cevapsız
12
2,2
-
556
100,0
-
Genel Toplam
Şekil 1: Suriyelilerin Cinsiyet Dağılımı
4.7.1.2. Suriyelilerin Yaş Dağılımı
Tablo 4.2’de, ankete katılan Suriyelilerin yaşa ilişkin frekans ve % dağılımları
verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %23,9’u 18-25 yaş aralığında, %22,8’i 31-40 yaş
aralığında, %22,5’i 41-50 yaş aralığında, %14,7’si 26-30 yaş aralığında ve %14,0’ı 51 + yaş
aralığında iken, %2.0’ı yaş grubu ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Tablo 4.2: Suriyelilerin Yaş Dağılımı
Yaş Aralığı
Frekans
%
Cevaplı %
18-25 yaş
133
23,9
24,4
26-30 yaş
82
14,7
15,0
31-40 yaş
127
22,8
23,3
41-50 yaş
125
22,5
22,9
78
14,0
14,3
Toplam
545
98,0
100,0
Cevapsız
Genel
Toplam
11
2,0
556
100,0
-
51 ve + yaş
Şekil 2: Suriyelilerin Yaş Dağılımı
4.7.1.3. Suriyelilerin Eğitim Düzeyi
Tablo 4.3’te, ankete katılan Suriyelilerin eğitim düzeyine ilişkin frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %28,4’ü lise, %27,5’i üniversite, %20,9’u
ilköğretim mezunu iken, %3,6’sı lisansüstü eğitim görmüştür. Ayrıca, ankete katılanların
%12,8’ise sadece okur-yazar kişilerden oluşurken, %6,8’i ise, eğitim düzeyi ile ilgili soruyu
cevaplandırmamıştır.
-22-
Tablo 4.3: Suriyelilerin Eğitim Düzeyi
Eğitim Düzeyi
Frekans
%
Cevaplı %
Okur-yazar
71
12,8
13,7
İlköğretim
116
20,9
22,4
Lise
158
28,4
30,5
Üniversite
153
27,5
29,5
Lisansüstü
20
3,6
3,9
Toplam
518
93,2
100,0
Cevapsız
38
6,8
-
556
100,0
-
Genel Toplam
Şekil 3: Suriyelilerin Eğitim Düzeyi
4.7.1.4. Suriyelilerin Suriye’den Geldikleri İl/Bölge
Tablo 4.4’te, ankete katılan Suriyelilerin Suriye’den geldikleri il/bölgelere ilişkin
frekans ve % dağılımlarıverilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin büyük bir
çoğunluğu (%67,6) Halep’ten gelmiştir. Bu sonuç, Halep’in Kilis’e en yakın yer olması ile
ilişkilendirilebilir. Ayrıca, değişik oranlarda Hama, Humus, İdlib gibi illerden gelenler
bulunmaktadır. Ankete katılan mültecilerin %26,1’i ise, hangi il/bölgeden geldiğini
belirtmemiştir. Gelinen il/bölgenin bu oranda belirtilmemiş olması, mültecilerin Suriye
istihbaratından çekinmiş olabilecekleri ile açıklanabilir.
Tablo 4.4: Suriye’den Gelinen İl/Bölge
Gelinen İl/Bölge
Frekans
%
Cevaplı %
Halep
376
67,6
91,5
Hama
1
,2
,2
Humus
1
,2
,2
Suriye
4
,7
1,0
29
5,2
7,1
Toplam
411
73,9
100,0
Cevapsız
145
26,1
-
Genel Toplam
556
100,0
-
İdlib
Şekil 4: Suriye’den Gelinen Bölge/İl
4.7.1.5. Suriyelilerin Medeni Durumu
Tablo 4.5’te, ankete katılan Suriyelilerin medeni durumlarına ilişkin frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %69,8’i evli, %26,3’ü bekar ve %1,4’ü ise
dulken, %2,5’i ise, medeni durumları ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
-23Tablo 4.5: Suriyelilerin Medeni Durumu
Medeni Durum
Frekans
%
Cevaplı
%
Evli
388
69,8
71,6
Bekar
146
26,3
26,9
8
1,4
1,5
Toplam
542
97,5
Cevapsız
14
2,5
100,0
-
556
100,0
-
Dul
Genel Toplam
Şekil 5: Suriyelilerin Medeni Durumu
4.7.1.6. Suriyeli Evli Erkeklerin Eş Sayısı
Tablo 4.6’da, ankete katılan Suriyeli evli erkeklerin eş sayıları/evli bayanların
eşlerinin eş sayılarına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
%67,1’i tek eşli, %4,3’ü iki eşli, %0,5’i üç eşli ve %0,5’i de dört eşli iken, %27,5’i ise, eş
sayısı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Soruyu cevaplandırmayanlarının oranının
yüksekliği, katılımcıların %26,3’ünün bekar (bakınız, Tablo 5) olmasıyla açıklanabilir.
Tablo 4.6: Suriyelilerin (Erkek) Eş Sayısı
Eş Sayısı
Frekans
%
Cevaplı %
1 eş
373
67,1
92,6
2 eş
24
4,3
6,0
3 eş
3
,5
,7
4 eş
3
,5
,7
Toplam
403
72,5
Cevapsız
153
27,5
100,0
-
Genel Toplam
556
100,0
-
Şekil 6: Suriyelilerin (Erkek) Eş Sayısı
4.7.1.7. Evli Suriyelilerin Çocuk Sayısı
Tablo 4.7’de, ankete katılan evli Suriyelilerin çocuk sayılarına ilişkin frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %15,6’sı dört çocuklu, %14,0’ı üç
çocuklu, %10,8’i beş çocuklu, %9,5’i sekiz + çocuklu, %7,7’si iki çocuklu, %6,7’si tek
çocuklu, %5,8’i yedi çocuklu ve %5,0’ı altı çocuklu iken, %24,8’i ise, çocuk sayısı ile ilgili
soruyu
cevaplandırmamıştır.
Soruyu
cevaplandırmayanlarının
oranının
katılımcıların %26,3’ünün bekar (bakınız, Tablo 5) olmasıyla açıklanabilir.
yüksekliği,
-24-
Tablo 4.7: Evli Suriyelilerin Çocuk Sayısı
Çocuk Sayısı
1 çocuk
2 çocuk
3 çocuk
4 çocuk
5 çocuk
6 çocuk
7 çocuk
8 + çocuk
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Frekans
37
43
78
87
60
28
32
53
418
138
556
%
6,7
7,7
14,0
15,6
10,8
5,0
5,8
9,5
75,2
24,8
100,0
Cevaplı %
8,9
10,3
18,7
20,8
14,4
6,7
7,7
12,7
100,0
-
Şekil 7: Evli Suriyelilerin Çocuk Sayısı
4.7.1.8. Suriyelilerin Meslekleri
Tablo 4.8’de, ankete katılan Suriyelilerin mesleklerine ilişkin frekans ve % dağılımları
verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %19,6’sı işçi, %17,8’i öğrenci, %12,4’ü eğitimci,
%11,9’u memur, %11,3’ü esnaf, %9,2’si ev hanımı ve %9,0’ı diğer meslek grubunda iken,
%3,6’sı ise, meslek grubu ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Anketten elde edilen
verilerde, ankete katılan Suriyelilerin meslek gruplarına dağılımının büyük oranlarda bir veya
iki meslek grubunda toplanmaması ve farklı meslek gruplarının belli oranlarda yer alması,
ankette belirtilen görüş ve düşüncelerin anlamlılığı açısından önemli bir durum olarak
değerlendirilebilir.
Tablo 4.8: Suriyelilerin Meslek Dağılımı
Meslekler
İşçi
Frekans
%
Cevaplı %
109
19,6
20,3
Esnaf
63
11,3
11,8
Memur
66
11,9
12,3
İşadamı
18
3,2
3,4
Eğitimci
69
12,4
12,9
Emekli
11
2,0
2,1
Ev hanımı
51
9,2
9,5
Öğrenci
99
17,8
18,5
Diğer
50
9,0
9,3
Toplam
536
96,4
100,0
Cevapsız
20
3,6
556
100,0
Genel Toplam
Şekil 8: Suriyelilerin Meslek Dağılımı
-25-
4.7.1.9. Suriyelilerin Suriye’deki Gelir Düzeyi
Tablo 4.9’da, ankete katılan Suriyelilerin Suriye’deki gelir düzeyine ilişkin frekans ve
% dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %55,2’si 1-500 TL düzeyinde, %16,7’si
501-1000 TL düzeyinde, %8,5’i 1001-1500 TL düzeyinde, %2,3’ü 1501-2000 TL düzeyinde,
%2,2’si 2001-2500 TL düzeyinde ve %2,0’ı 2501 + TL gelir grubunda iken, %13,1’i ise, gelir
düzeyi ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Bu oranlar, Kilis’te bulunan Suriyelilerin yarıdan
fazlasının çok düşük gelir grubunda olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, resmi ve sivil
toplum kuruluşların Suriye’deki iç savaştan kaçanlara yardım yaparken, Kilis’te yaşayanlara
öncelik vermeleri gerektiği söylenebilir.
Tablo 4.9: Suriyelilerin Suriye’deki Gelir Düzeyi
Aylık Gelir Düzeyi
1-500 TL
Frekans
%
Cevaplı %
307
55,2
63,6
501-1000 TL
93
16,7
19,3
1001-1500 TL
47
8,5
9,7
1501-2000 TL
13
2,3
2,7
2001-2500 TL
12
2,2
2,5
2501 + TL
11
2,0
2,3
Toplam
483
86,9
100,0
Cevapsız
73
13,1
-
556
100,0
-
Genel Toplam
Şekil 9: Suriyelilerin Suriye’deki Gelir Düzeyi
Tablo 4.10’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, gelir
düzeylerine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da
görüldüğü gibi, konteynır kentte kalanların %61,3’ü, akrabalarının yanında kalanların
%68,8’i, ev kiralayanların %63,0’ı ve ev satın alanların %40,0’ı 1-500 TL gelir düzeyinde
olduğunu belirtmiştir. Bu oranlar, Kilis’te kalan Suriyelilerin büyük oranda gelir düzeyi düşük
kişilerden oluştuğunu göstermektedir.
-26-
Tablo 4.10: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Gelir Düzeyi
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında
kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satınaldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Suriye’deki Aylık Gelir düzeyiniz ne kadardı?
1-500 TL
501-1000 TL 1001-1500 TL
1501-2000 TL
2001-2500 TL
46
18
8
3
0
61,3%
24,0%
10,7%
4,0%
0,0%
33
9
1
1
3
68,8%
18,8%
2,1%
2,1%
6,2%
216
65
36
9
8
63,0%
19,0%
10,5%
2,6%
2,3%
2
0
1
0
1
40,0%
0,0%
20,0%
0,0%
20,0%
1
0
0
0
0
100,0%
0,0%
0,0%
0,0%
0,0%
5
0
0
0
0
100,0%
0,0%
0,0%
0,0%
0,0%
303
92
46
13
12
63,5%
19,3%
9,6%
2,7%
2,5%
Toplam
2501 + TL
0
0,0%
1
2,1%
9
2,6%
1
20,0%
0
0,0%
0
0,0%
11
2,3%
75
100,0%
48
100,0%
343
100,0%
5
100,0%
1
100,0%
5
100,0%
477
100,0%
4.7.1.10. Suriyelilerin Kilis’te Barındığı (Kaldığı) Yerler
Tablo 4.11’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te barındığı (kaldığı) yere ilişkin
frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %69,1’i Kilis’te ev
kiraladığını, %15,6’sı konteynır kentte kaldığını, %10,4’ü akrabalarının yanında kaldığını,
%1,4’ü kalacak yeri olmadığını, %1,1’i Kilis’te ev satın aldığını ve %0,2’si de parkta
kaldığını belirtirken, %2,2’si ise, barındığı (kaldığı) yerele ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Ev kiralayanların yaklaşık %70 gibi bir oranda olması, Kilis’te ev kiralarında yaşanan artışın
bir nedeni olarak gösterilebilir.
Tablo 4.11: Suriyelilerin Kilis’te Barındığı (Kaldığı) Yerler
Barınılan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın
yanında kalıyorum
Kilis'te ev
kiraladım
Kilis'te ev
satınaldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Frekans
%
Cevaplı
%
16,0
87
15,6
58
10,4
10,7
384
69,1
70,6
6
1,1
1,1
1
8
544
12
556
,2
1,4
97,8
2,2
100,0
,2
1,5
100,0
-
Şekil 10: Suriyelilerin Kilis’te Barındığı
(Kaldığı) Yerler
4.7.1.11. Kilis’te Kirada Kalan Suriyelilerin Ödediği Kira Tutarı
Tablo 4.12’de, ankete katılan Suriyelilerden kirada kalanların ödediği kira tutarına
ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Kira ödemelerine ilişkin soru açık uçlu sorulmuş
olup, tabloda yer alan tutarlar katılımcıların tek tek belirttiği rakamlardır. Tabloda da
görüldüğü gibi, %7,7’si 250 TL, %7,7’si 500 TL, %7,6’sı 300 TL, %5,9’u 200 TL, %5,2’si
-27-
400 TL, %4,7’si 350 TL, %2,9’u 100 TL, %2,5’i 600 TL, %2,3’ü 150 TL, %1,8’i 450 TL kira
ödediğini belirtirken, ödenen diğer kira tutarları %1’in altında bulunmaktadır. Toplamda
bakıldığında %48,0’ı 50 TL-500 TL aralığında ve %6,3’ü 550 TL-1500 TL aralığında kira
öderken, %45,7’si ise, ödediği kira tutarı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Bunun nedeni,
konteynır kentte, akrabalarının yanında ve parkta kalanlar ile ev satın alan, kalacak yeri
olmayan ve kalacak yere ilişkin soruya cevap vermeyen toplam %30,9 oranındaki (bakınız,
Tablo 4.11) Suriyeli sayısı ile, diğer yaklaşık %15’lik oran ise, ödediği kira tutarını
belirtmemiş olmaları ile açıklanabilir. Ayrıca, Suriyelilerin yaklaşık yarısının düşük kira
ödemesi, Kilis’te bulunan Suriyelilerin düşük gelir düzeyinde kişiler olması (bakınız, Tablo
4.9; %55,2’si 1-500 TL gelir grubunda) ile de açıklanabilir.
Tablo 4.12: Suriyelilerin Kilis’te Ödediği Kira Tutarı (TL)
Ödenen Kira Tutarı (TL)
50 TL
80 TL
100 TL
150 TL
180 TL
200 TL
220 TL
230 TL
250 TL
270 TL
275 TL
280 TL
300 TL
330 TL
350 TL
360 TL
375 TL
400 TL
450 TL
475 TL
500 TL
550 TL
600 TL
650 TL
700 TL
750 TL
800 TL
1000 TL
1025 TL
1100 TL
1200 TL
1500 TL
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Frekans
1
1
16
13
1
33
1
1
43
1
1
1
42
1
26
1
1
29
10
1
43
3
14
1
4
1
4
4
1
1
1
1
302
254
556
%
,2
,2
2,9
2,3
,2
5,9
,2
,2
7,7
,2
,2
,2
7,6
,2
4,7
,2
,2
5,2
1,8
,2
7,7
,5
2,5
,2
,7
,2
,7
,7
,2
,2
,2
,2
54,3
45,7
100,0
Cevaplı %
,3
,3
5,3
4,3
,3
10,9
,3
,3
14,2
,3
,3
,3
13,9
,3
8,6
,3
,3
9,6
3,3
,3
14,2
1,0
4,6
,3
1,3
,3
1,3
1,3
,3
,3
,3
,3
100,0
-
Şekil 11: Suriyelilerin Ödediği Kira Tutarı (TL)
4.7.1.12. Suriyelilerin Aynı Evde Birlikte Kaldığı Kişi Sayısı
Tablo 4.13’te, ankete katılan Suriyelilerin aynı evde kaldığı kişi sayısına ilişkin
frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %40,5’i 7-10 kişi, %30,0’ı 46 kişi, %14,9’u 11-15 kişi, %10,3’ü 16 + kişi ve %3,1’i 1-3 kişi ile birlikte aynı evde kaldığını
belirtirken, %1,3’ü ise, aynı evde kaldıkları kişi sayısı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Anketten ortaya çıkan bu oranlar, Suriyelilerin çocuk sayıları (bakınız, Tablo 4.7) ile
-28-
ilişkilendirilebilir. Çünkü, Suriyelilerin evli olanlarının %30’dan fazlası 5 ve daha fazla çocuk
sahibidir. Ayrıca, akraba olanların birlikte kalıyor olmaları da söz konusudur. Aynı evde bu
kadar fazla kişinin bir arada kalması temizlik ve sağlık sorunlarını ortaya çıkarabilir.
Tablo 4.13: Suriyelilerin Aynı Evde Kaldığı Kişi Sayısı
Kaldığı Kişi Sayısı
Frekans
%
Cevaplı %
1-3 kişi
17
3,1
3,1
4-6 kişi
167
30,0
30,4
7-10 kişi
225
40,5
41,0
11-15 kişi
83
14,9
15,1
16 + kişi
57
10,3
10,4
Toplam
549
98,7
100,0
7
1,3
556
100,0
Cevapsız
Genel Toplam
-
Şekil 12: Aynı Evde Kalınan Kişi Sayısı
Tablo 4.14’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, aynı evde
birlikte kaldığı kişi sayısına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü
gibi, konteynırkentte kalanların %54,1’i, akrabalarının yanında kalanların %84,5’i, ev
kiralayanların %66,8’i ve ev satın alanların %66,7’si yedi ve daha fazla kişi ile birlikte
kalıyor. Bu oranlar, , birlikte kalınan kişi sayısı açısından konteynırkentte kalanların daha iyi
durumda olduğunu göstermektedir.
Tablo 4.14: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Birlikte Kaldıkları
Kişi Sayısı
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında
kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satınaldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Barındığınız (kaldınız) yerde kaç kişi ile kalıyorsunuz (kendiniz dahil)?
1-3 kişi
4-6 kişi
7-10 kişi
11-15 kişi
16 + kişi
3
36
39
7
0
3,5%
42,4%
45,9%
8,2%
0,0%
2
7
25
13
11
3,4%
12,1%
43,1%
22,4%
19,0%
10
117
152
60
43
2,6%
30,6%
39,8%
15,7%
11,3%
0
2
3
1
0
0,0%
33,3%
50,0%
16,7%
0,0%
0
1
0
0
0
0,0%
100,0%
0,0%
0,0%
0,0%
1
1
3
1
0
16,7%
16,7%
50,0%
16,7%
0,0%
16
164
222
82
54
3,0%
30,5%
41,3%
15,2%
10,0%
Toplam
85
100,0%
58
100,0%
382
100,0%
6
100,0%
1
100,0%
6
100,0%
538
100,0%
-29-
4.7.1.13. Suriyelilerin Kaldığı Evin Oda Sayısı
Tablo 4.15’te, ankete katılan Suriyelilerin kaldığı evin oda sayısına ilişkin frekans ve
% dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %34,7’si üç odalı, %31,3’ü 2 odalı,
%16,7’si tek odalı, %13,1’, dört odalı, %1,3’ü beş odalı ve %0,5’i 6 + odalı evde kalırken,
%2,3’ü ise, kaldığı evin oda sayısı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Bu oranlar,
Suriyelilerin yaklaşık yarısının (%48) tek ve iki odalı evde kaldığını göstermektedir. Bu
durum, Suriyelilerin gelir düzeyinin düşüklüğü (bakınız, Tablo 4.9) ile açıklanabilir. Oda
sayısın az olması ve aynı ortamda bir arada birden çok insanın birlikte kalması, insani
ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştıracaktır. Bu da bir takım sosyal sorunlar oluşturabilir.
Tablo 4.15: Suriyelilerin Kaldığı Evin Oda Sayısı
Oda Sayısı
Tek odalı
2 odalı
3 odalı
4 odalı
5 odalı
6 + odalı
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Frekans
93
174
193
73
7
3
543
13
556
%
16,7
31,3
34,7
13,1
1,3
,5
97,7
2,3
100,0
Cevaplı %
17,1
32,0
35,5
13,4
1,3
,6
100,0
-
Şekil 13: Suriyelilerin Kaldığı Evin Oda Sayısı
Tablo 4.16’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evin
oda sayısına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, konteynır
kentte kalanların %92,9’u, akrabalarının yanında kalanların %50,0’ı, ev kiralayanların
%39,3’ü ve ev satın alanların %33,3’ü bir ve iki odalı evde kalıyor. Bu oranlar, kaldığı evin
oda sayısı bakımından konteynırkentte kalanların diğer yerlerde kalanlara göre daha az odalı
evlerde kaldıklarını göstermektedir.
Tablo 4.16: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evin Oda
Sayısı
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satınaldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Tek odalı
42
50,0%
8
14,3%
35
9,2%
0
0,0%
0
0,0%
4
66,7%
89
16,7%
Barındığınız (kaldınız) yerin kaç odası var?
2 odalı
3 odalı
4 odalı
5 odalı 6 + odalı
36
0
6
0
0
42,9%
0,0%
7,1%
0,0%
0,0%
20
18
10
0
0
35,7%
32,1%
17,9%
0,0%
0,0%
114
169
53
5
3
30,1%
44,6%
14,0%
1,3%
0,8%
2
1
1
2
0
33,3%
16,7%
16,7%
33,3%
0,0%
1
0
0
0
0
100,0%
0,0%
0,0%
0,0%
0,0%
1
1
0
0
0
16,7%
16,7%
0,0%
0,0%
0,0%
174
189
70
7
3
32,7%
35,5%
13,2%
1,3%
0,6%
Toplam
84
100,0%
56
100,0%
379
100,0%
6
100,0%
1
100,0%
6
100,0%
532
100,0%
-30-
4.7.1.14. Suriyelilerin Kaldığı Evde Banyo Bulunma Durumu
Tablo 4.17’de, ankete katılan Suriyelilerin kaldığı evde banyo bulunmasına ilişkin
frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, kalınan evlerin %82,6’sında
banyo bulunurken, %14,4’ünde banyo bulunmamaktadır. Suriyelilerin %3,1’i ise, evde banyo
bulunması ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Tablo 4.17: Kalınan Evde Banyo Bulunma Durumu
Banyo Bulunma Durumu
Evet
Hayır
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Frekans
459
80
539
17
556
%
82,6
14,4
96,9
3,1
100,0
Cevaplı %
85,2
14,8
100,0
-
Şekil 14: Kalınan Evde Banyo Bulunma Durumu
Tablo 4.18’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evin
banyosunun olmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
konteynırkentte kalanların tamamına yakınında (%94,2) ve ev satın alanların tamamında
banyo bulunurken, akrabalarının yanında kalanlar ile ev kiralayanların yaklaşık %16’sında
banyo bulunmamaktadır.
Tablo 4.18: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evde Banyo Bulunma Durumu
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satınaldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Kaldığınız evde banyo var mı?
Evet
Hayır
81
94,2%
48
84,2%
314
84,0%
6
100,0%
1
100,0%
2
40,0%
452
85,4%
Toplam
5
5,8%
9
15,8%
60
16,0%
0
0,0%
0
0,0%
3
60,0%
77
14,6%
86
100,0%
57
100,0%
374
100,0%
6
100,0%
1
100,0%
5
100,0%
529
100,0%
-31-
4.7.1.15. Suriyelilerin Kaldığı Evde Yatak Odası Bulunma Durumu
Tablo 4.19’da, ankete katılan mültecilerin kaldığı evde yatak odası bulunmasına ilişkin
frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, mültecilerin kaldığı evlerin
%32,4’ünde yatak odası bulunurken, %64,7’sinde yatak odası bulunmamaktadır. Mültecilerin
%2,9’u ise, evde yatak odası bulunması ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Tablo 4.19: Suriyelilerin Kaldığı Evde Yatak
Odası Bulunma Durumu
Yatak Odası
Bulunma Durumu
Frekans
%
Cevaplı
%
Evet
180
32,4
33,3
Hayır
360
64,7
66,7
Toplam
540
97,1
Cevapsız
16
2,9
100,0
-
556
100,0
-
Genel Toplam
Şekil 15: Suriyelilerin Kaldığı Evde Yatak Odası
Bulunma Durumu
Tablo 4.20’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evin
yatak odası bulunmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü
gibi, konteynırkentte kalanların %80,2’si, akrabalarının yanında kalanların %63,2’si, ev
kiralayanların %65,6’sı ve ev satın alanların %16,7’si kaldıkları evde yatak odası
bulunmadığını belirtmiştir. Yatak odası bulunmaması, en yüksek oranda konteynırkentte
kalanlarda ortaya çıkmıştır.
Tablo 4.20: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evde Yatak
Odası Bulunma Durumu
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satınaldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Kaldığınız evde yatak odası var mı?
Evet
Hayır
17
69
80,2%
19,8%
21
36
63,2%
36,8%
129
246
65,6%
34,4%
5
1
83,3%
16,7%
0
1
0,0%
100,0%
2
3
40,0%
60,0%
174
356
32,8%
67,2%
Toplam
86
100,0%
57
100,0%
375
100,0%
6
100,0%
1
100,0%
5
100,0%
530
100,0%
-32-
4.7.1.16. Suriyelilerin Kaldığı Evde Mutfak Bulunma Durumu
Tablo 4.21’de, ankete katılan Suriyelilerin kaldığı evde mutfak bulunmasına ilişkin
frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, kalınan evlerin %87,4’ünde
mutfak bulunurken, %10,6’sında mutfak bulunmamaktadır. Suriyelilerin %2,0’ı ise, evde
mutfak bulunması ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Tablo 4.21: Suriyelilerin Kaldığı Evde Mutfak
Bulunma Durumu
Mutfak
Bulunma Durumu
Frekans
%
Cevaplı
%
Evet
486
87,4
89,2
Hayır
59
10,6
10,8
545
98,0
100,0
11
2,0
556
100,0
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
-
Şekil 16: Suriyelilerin Kaldığı Evde Mutfak
Bulunma Durumu
Tablo 4.22’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evde
mutfak olmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
konteynırkentte kalanların
%88,4’ü,
akrabalarının
yanında kalanların %89,5’i,
ev
kiralayanların %90,6’sı ve ev satın alanların %83,3’ü kaldıkları evde mutfak bulunduğunu
belirtmiştir. Bu oranlar, Suriyelilerin kaldığı bütün yerler açısından yüksek düzeyde ve
birbirine yakındır.
Tablo 4.22: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evde
Mutfak Bulunma Durumu
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satınaldım
Kalacak yerim yok
Toplam
Kaldığınız evde mutfak var mı?
Evet
Hayır
76
88,4%
51
89,5%
345
90,6%
5
83,3%
2
40,0%
479
89,5%
Toplam
10
11,6%
6
10,5%
36
9,4%
1
16,7%
3
60,0%
56
10,5%
86
100,0%
57
100,0%
381
100,0%
6
100,0%
5
100,0%
535
100,0%
4.7.1.17. Suriyelilerin Herhangi Bir Hastalığı Olma Durumu
Tablo 4.23’te, ankete katılan Suriyelilerin herhangi bir hastalığı bulunmasına ilişkin
frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %62,9’u herhangi bir
-33-
hastalığı bulunmadığını, %35,1’i ise, hastalığı bulunduğunu belirtirken, %2,0’ı ise herhangi
bir hastalığı bulunup bulunmadığı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Tablo 4.23: Suriyelilerin Herhangi Bir Hastalığı
Olma Durumu
Hastalık
Durumu
Evet
Hayır
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Frekans
%
195
350
545
11
556
35,1
62,9
98,0
2,0
100,0
Cevaplı
%
35,8
64,2
100,0
-
Şekil 17: Suriyelilerin Herhangi Bir Hastalığı
Olma Durumu
Tablo 4.24’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, herhangi bir
hastalığı olmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
konteynırkentte kalanların
%76,5’i,
akrabalarının
yanında kalanların %60,3’ü,
ev
kiralayanların %61,7’si ve ev satın alanların %83,3’ü herhangi bir hastalığı olmadığını
belirtmiştir.
Tablo 4.24: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Herhangi Bir Hastalığı
Olma Durumu
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satınaldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Şu anda her hangi bir hastalığınız var mı?
Evet
Hayır
20
65
76,5%
23,5%
23
35
60,3%
39,7%
145
234
61,7%
38,3%
1
5
83,3%
16,7%
0
1
0,0%
100,0%
5
2
71,4%
28,6%
194
342
36,2%
63,8%
Toplam
85
100,0%
58
100,0%
379
100,0%
6
100,0%
1
100,0%
7
100,0%
536
100,0%
4.7.1.18. Suriyelilerin Tedavi Olduğu Yerler
Tablo 4.25’te, ankete katılan Suriyelilerin tedavi olduğu yerlere ilişkin frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %36,9’u Kilis Devlet Hastanesi’nde,
%6,5’i özel hastanede, %8,1’i bitki ve baharatları kullanarak tedavi olduğunu belirtirken,
%23,7’si tedavi olamadığını belirtmiştir. Suriyelilerin %24,8’i ise, tedavi oldukları yerlerle
ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Soruyu cevaplandırmayanların önemli sayılacak yüksek bir
-34-
oranda çıkması, Suriyelilerin herhangi bir hastalığı bulunmadığını belirtenlerin oranı (bakınız,
Tablo 4.18; hastalığı bulunmayan %62,9) ile açıklanabilir.
Tablo 4.25: Suriyelilerin Tedavi Olduğu Yerler
Tedavi Olunan
Yerler
Kilis Devlet
Hastanesinde
Özel hastanede
Tedavi olamıyorum
Bitki ve baharatları
kullanarak
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Tablo
Frekans
4.26’da,
%
Cevaplı
%
205
36,9
49,0
36
132
6,5
23,7
8,6
31,6
45
8,1
10,8
418
138
556
75,2
24,8
100,0
ankete
katılan
100,0
-
Şekil 18: Suriyelilerin Tedavi Olduğu Yerler
Suriyelilerin
Kilis’te
kaldıkları
yere
göre,
hastalandıklarında tedavi oldukları yere ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda
da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %91,7’si, akrabalarının yanında kalanların
%27,5’i, ev kiralayanların %40,7’si ve ev satın alanların %60,0’ı Kilis Devlet Hastanesi’nde
tedavi olduğunu belirtmiştir. Bu oranlar, özellikle konteynırkentte kalanlara Türkiye’nin
sağlık açısından gerekli desteği sağladığını ortaya koymaktadır. Diğer yerlerde kalarak
yaşamını sürdüren Suriyelilerin yaklaşık ortalama yarıya yakını devletten sağlık desteğini
almaktadır.
Tablo 4.26: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Hastalandıklarında
Tedavi Oldukları Yerler
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satınaldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Hastalandığınızda nerede tedavi oluyorsunuz?
Kilis Devlet
Özel
Tedavi
Bitki ve baharatları
Hastanesinde
hastanede olamıyorum
kullanarak
77
2
4
1
91,7%
2,4%
4,8%
1,2%
14
4
27
6
27,5%
7,8%
52,9%
11,8%
109
27
94
38
40,7%
10,1%
35,1%
14,2%
3
2
0
0
60,0%
40,0%
0,0%
0,0%
0
1
0
0
0,0%
100,0%
0,0%
0,0%
1
0
6
0
14,3%
0,0%
85,7%
0,0%
204
36
131
45
49,0%
8,7%
31,5%
10,8%
Toplam
84
100,0%
51
100,0%
268
100,0%
5
100,0%
1
100,0%
7
100,0%
416
100,0%
-35-
4.7.1.19. Suriyelilerin İlaç Temin Ettiği Yerler
Tablo 4.27’de, ankete katılan Suriyelilerin ilaç temin ettiği yerlere ilişkin frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %38,7’si diğer şekilde, %26,8’i devletten
ve %5,9’u Türk vatandaşlarından ilaç temin ettiğini belirtirken, %18,0’ı kullanmak için ilaç
bulamadığını
belirtirken,
%10,6’sı
ise,
ilaç
temin
ettiği
yerlerle
ilgili
soruyu
cevaplandırmamıştır. Suriyelilerin %38,7 oranında, kullandıkları ilaçları diğer şekilde temin
ettiklerini belirtmiş olmaları, bu ilaçların nasıl temin edildiğinin ayrıca araştırılması gereken
bir durum olduğunu gösterebilir.
Tablo 4.27: Suriyelilerin İlaç Temin Ettiği Yerler
İlaç Temin Edilen
Yerler
Devlet veriyor
Türk vatandaşları
veriyor
Kullanmak için ilaç
bulamıyorum
Diğer
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Frekans
%
Cevaplı
%
30,0
149
26,8
33
5,9
6,6
100
18,0
20,1
215
497
59
556
38,7
89,4
10,6
100,0
43,3
100,0
-
Şekil 19: Suriyelilerin İlaç Temin Ettiği Yerler
Tablo
4.28’de,
ankete
katılan
Suriyelilerin
Kilis’te
kaldıkları
yere
göre,
hastalandıklarında ilaç temin ettikleri yere ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %95,3’ü, akrabalarının yanında
kalanların %21,4’ü, ev kiralayanların %16,1’i ilacı devletin verdiğini, ev satın alanların
%75,0’ı ise “diğer” şekilde ilaç temin ettiklerini belirtmiştir. Bu oranlar, özellikle konteynır
kentte kalanlara Türkiye’nin sağlık ve ilaç açısından gerekli desteği sağladığını ortaya
koymaktadır.
-36-
Tablo 4.28: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Hastalandıklarında
İlaç Temin Ettikleri Yerler
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında
kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satınaldım
Kalacak yerim yok
Toplam
Hastalandığınızda ilacı nerden temin ediyorsunuz?
Devlet
Türk vatandaşları Kullanmak için ilaç
Diğer
veriyor
veriyor
bulamıyorum
81
2
2
0
95,3%
2,4%
2,4%
0,0%
12
11
18
15
21,4%
19,6%
32,1%
26,8%
55
17
76
193
16,1%
5,0%
22,3%
56,6%
0
1
0
3
75,0%
0,0%
25,0%
0,0%
0
1
4
2
0,0%
14,3%
57,1%
28,6%
148
32
100
213
30,0%
6,5%
20,3%
43,2%
Toplam
85
100,0%
56
100,0%
341
100,0%
4
100,0%
7
100,0%
493
100,0%
4.7.1.20. Suriyelilerin Kilis’te Nasıl Geçindiklerine İlişkin Durum
Tablo 4.29’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te nasıl geçindiklerine ilişkin frekans
ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %43,2’si Suriye’deki birikimlerini
harcadığını, %17,3’ü devletin yaptığı yardımlarla geçindiğini, %16,9’u işsiz olduğunu ve
geçinmekte zorlandığını, %8,3’ü Kilis’te bir iş yerinde ücretli olarak çalışarak geçindiğini,
%6,8’i Türk vatandaşlarının yaptığı yardımlarla geçindiğini, %2,0’ı bir işte çalışabilecek
durumda olmadığını ve yardımların yetersiz olduğunu, %1,4’ü Suriye’den çay-sigara vb.
getirip satarak geçindiğini, %0,9’u Kilis’te bir iş yerine ortak olduğunu ve %0,5’i Kilis’te iş
yeri
açtığını
belirtirken,
%2,7’si
ise,
Kilis’te
nasıl
geçindiği
ile
ilgili
soruyu
cevaplandırmamıştır. Katılımcıların yaklaşık %17’sinin işsiz olduğunu ve geçinmekte
zorlandığını belirtmesi, anket katılan Suriyelilerin meslekleri ile ilgili soruya %9,0 oranında
“diğer” (bakınız, Tablo 4.8) şeklinde belirtmiş olmaları ile ilişkilendirilebilir. Ayrıca, ankete
katılanların yaklaşık yarısının (%42,2) Suriye’deki birikimlerini harcayarak geçiniyor
olmaları, Suriye’deki iç savaşın uzun sürmesi ve ülkede huzur ortamının uzun vadede
gerçekleşme ihtimalinin söz konusu olması durumunda, iç savaştan kaçanlar için çok ciddi
ekonomik sorunlarla karşılaşma sonucunu oluşturabilir.
-37Tablo 4.29: Suriyelilerin Kilis’te Nasıl
Geçindiklerine İlişkin Durum
Geçinme Durumu
Suriye'deki
birikimlerimi
harcıyorum
Devletin yaptığı
yardımlarla
Türk
vatandaşlarının
yaptığı
yardımlarla
Suriye'den çaysigara vb. getirip
satarak
geçiniyorum
Kilis'te bir iş
yerine ortak
oldum
Kilis'te iş yeri
açtım
İşsizim,
geçinmekte
zorlanıyorum
Kilis'te bir iş
yerinde ücretli
olarak
çalışıyorum
Bir işte
çalışabilecek
durumda
değilim,
yardımlar
yetersiz
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Frekans
%
Cevaplı
%
240
43,2
44,4
96
17,3
17,7
38
6,8
7,0
8
1,4
1,5
5
,9
,9
3
,5
,6
94
16,9
17,4
46
8,3
8,5
11
2,0
2,0
541
15
556
97,3
2,7
100,0
100,0
Şekil 20: Suriyelilerin Kilis’te Nasıl Geçindiklerine
İlişkin Durum
-
Tablo 4.30’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, Kilis’te nasıl
geçindiklerine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
konteynırkentte kalanların %69,4’ü, akrabalarının yanında kalanların %17,2’si, ev
kiralayanların %6,1’i ve ev satın alanların %16,7’si devletin yaptığı yardımlarla geçindiğini
belirtmiştir. Ayrıca, ev kiralayanların %55,1’i ve ev satın alanların %50,0’ı Suriye’deki
birikimlerini harcayarak geçindiğini belirtmiştir. Bu oranlar, özellikle konteynırkentte
kalanlara Türkiye’nin geçinebilmeleri açısından yeterli sayılabilecek düzeyde destek
sağladığını ortaya koymaktadır.
-38-
Tablo 4.30: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kilis’te Nasıl
Geçindiklerine İlişkin Durumları
Kilis’te nasıl geçiniyorsunuz?
Kalınan Yer
Konteynır
kent
Akrabalarımın
yanında
kalıyorum
Suriye'deki
Türk
Türk
Suriye'den çay-
Kilis'te bir
Kilis'te
İşsizim,
Kilis'te bir iş
Bir işte
birikimlerimi
Devleti'nin
vatandaşlarının
sigara vb. getirip
iş yerine
iş yeri
geçinmekte
yerinde ücretli
çalışabilecek
harcıyorum
yaptığı
yaptığı
satarak
ortak
açtım
zorlanıyorum
olarak
durumda değilim,
yardımlarla
yardımlarla
geçiniyorum
oldum
çalışıyorum
Toplam
yardımlar yetersiz
7
59
9
1
0
0
6
1
2
85
8,2%
69,4%
10,6%
1,2%
0,0%
0,0%
7,1%
1,2%
2,4%
100,0%
18
10
8
2
0
1
14
3
2
58
31,0%
17,2%
13,8%
3,4%
0,0%
1,7%
24,1%
5,2%
3,4%
100,0%
Kilis'te ev
206
23
18
4
5
1
69
42
6
374
kiraladım
55,1%
6,1%
4,8%
1,1%
1,3%
0,3%
18,4%
11,2%
1,6%
100,0%
Kilis'te ev
satınaldım
Parkta
kalıyorum
Kalacak yerim
yok
Toplam
3
1
1
0
0
1
0
0
0
6
50,0%
16,7%
16,7%
0,0%
0,0%
16,7%
0,0%
0,0%
0,0%
100,0%
0
1
0
0
0
0
0
0
0
1
0,0%
100,0%
0,0%
0,0%
0,0%
0,0%
0,0%
0,0%
0,0%
100,0%
1
1
1
1
0
0
3
0
1
8
12,5%
12,5%
12,5%
12,5%
0,0%
0,0%
37,5%
0,0%
12,5%
100,0%
235
95
37
8
5
3
92
46
11
532
44,2%
17,9%
7,0%
1,5%
0,9%
0,6%
17,3%
8,6%
2,1%
100,0%
4.7.1.21. Suriyelilerin Kilis’te Kalmayı Tercih Etme Nedenleri
Tablo 4.31’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kalmayı tercih etme nedenlerine
ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %52,2’si Suriye’de
kaldığı yere yakın olduğu, %20,1’i Kilis’in daha güvenli olduğunu düşündüğü, %10,4’ü
Kilis’te yaşam şartlarının daha kolay olduğunu düşündüğü , %8,3’ü Kilis’te akrabaları
olduğu, %4,0’ı diğer nedenlerle ve %2,3’ü Türkiye’nin zorunlu tuttuğu için Kilis’te
kaldıklarını belirtirken, %2,7’si ise, Kilis’te kalmayı tercih etmeleri ile ilgili soruyu
cevaplandırmamışlardır. Ankete katılanların yarıdan fazlasının (%52,2) Suriye’de kaldıkları
yere yakın olduğu için Kilis’te kalmayı tercih ettiklerini belirtmiş olmaları, katılımcıların
%67,6’sının Suriye’nin Halep kentinden gelmiş olmaları ve Halep’in Türkiye’de en yakın
olduğu ilin Kilis olması ile açıklanabilir.
-39Tablo 4.31: Suriyelilerin Kilis’te Kalmayı Tercih
Etme Nedenleri
Kilis’te Kalma
Nedeni
Türk Devleti
zorunlu tuttu
Kilis'te yaşam
şartları daha
kolay
Kilis daha
güvenli
Kilis'te
akrabalarım
olduğu için
Suriye'de
kaldığım yere
yakın olduğu
için
Diğer
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Frekans
%
Cevaplı
%
13
2,3
2,4
58
10,4
10,7
12
20,1
20,7
46
8,3
8,5
290
52,2
53,6
22
541
15
556
4,0
97,3
2,7
100,0
4,1
100,0
-
Şekil 21: Suriyelilerin Kilis’te Kalmayı Tercih
Etme Nedenleri
4.7.1.22. Suriyelilerin İç Savaş Sonrası Tekrar Suriye’ye Dönme Düşünceleri
Tablo 4.32’de, ankete katılan Suriyelilerin iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye dönme
düşüncelerine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
%52,9’u hemen dönmek istediklerini, %20,3’ü Türkiye’den vatandaşlık hakkı verilmesini,
ancak iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye dönmek istediklerini, %12,1’i iç savaş bittikten sonra
hemen Suriye’ye dönmek istemediklerini, %8,8’i Türkiye vatandaşlık hakkı verirse Suriye’ye
geri dönmek istemediklerini, %3,4’ü Türkiye vatandaşlığı hakkı vermese de kesinlikle geri
Suriye’ye dönmek istemediklerini belirtirken, %04’ü “diğer” şeklinde cevap vermiştir.
Suriyelilerin %2,2’si ise, iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye dönme düşüncesi ile ilgili soruyu
cevaplandırmamıştır. Bu oranlar, Suriyelilerin iç savaş sonrası büyük oranda (%73,2) tekrar
Suriye’ye dönmek istediklerini ortaya koymaktadır.
-40Tablo 4.32: Suriyelilerin İç Savaş Sonrası
Tekrar Suriye’ye Dönme Düşünceleri
Suriye’ye Dönme Düşüncesi
Evet, hemen dönmek
istiyorum
İç savaş sonrası hemen
dönmek istemiyorum
Türkiye, vatandaşlık hakkı
verirse dönmek
istemiyorum
Türkiye’nin vatandaşlık
hakkı vermesini istiyorum,
ancak iç savaş sonrası
tekrar Suriye'ye dönmek
istiyorum
Türkiye, vatandaşlık hakkı
vermese de kesinlikle geri
dönmek istemiyorum
Diğer
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Frekans
%
Cevaplı
%
294
52,9
54,0
67
12,1
12,3
49
8,8
9,0
113
20,3
20,8
19
3,4
3,5
2
544
12
556
,4
97,8
2,2
100,0
,4
100,0
-
Şekil 22: Suriyelilerin İç Savaş Sonrası Tekrar Suriye’ye
Dönme Düşünceleri
Tablo 4.33’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, iç savaş sonrası
tekrar Suriye’ye geri dönme düşüncelerine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %61,4’ü, akrabalarının yanında
kalanların %41,4’ü, ev kiralayanların %54,9’u ve ev satın alanların %33,3’ü iç savaş sonrası
hemen geri dönmeyi düşünmektedir. Ayrıca, konteynırkentte kalanların %28,9’u Türkiye’nin
vatandaşlık hakkı vermesini istiyor, ancak iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye geri dönmeyi
düşünüyor. Öte yandan, akrabalarının yanında kalanların %29,3’ü iç savaş sonrası hemen
Suriye’ye geri dönmek istemiyor. Bu oranlar, mültecilerin önemli ölçüde, iç savaş sonrası
tekrar Suriye’ye dönmek isteğini ortaya çıkarmaktadır. Bu istek, iç savaş sonrası hemen
dönmek isteyenler açısından diğer yerlerde kalanlara göre konteynırkentte kalanlarda daha
fazladır.
Tablo 4.33: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre İç Savaş Sonrası Tekrar
Suriye’ye Geri Dönme Düşünceleri
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın
yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev
satınaldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
İç savaş sorası (iç savaş bittikten sonra) “tekrar Suriye’ye dönmek” konusundaki düşüncenizi belirtiniz?
Toplam
Evet,
İç savaş sonrası
Türkiye,
Türkiye’nin vatandaşlık hakkı Türkiye, vatandaşlık
Diğer
hemen
hemen dönmek vatandaşlık hakkı vermesini istiyorum, ancak iç
hakkı vermese de
dönmek
istemiyorum
verirse dönmek
savaş sonrası tekrar
kesinlikle geri
istiyorum
istemiyorum
Suriye'ye dönmek istiyorum dönmek istemiyorum
51
6
1
24
1
0
83
61,4%
7,2%
1,2%
28,9%
1,2%
0,0% 100,0%
24
17
3
13
0
1
58
41,4%
29,3%
5,2%
22,4%
0,0%
1,7% 100,0%
209
42
42
71
16
1
381
54,9%
11,0%
11,0%
18,6%
4,2%
0,3% 100,0%
2
0
2
1
1
0
6
33,3%
0,0%
33,3%
16,7%
16,7%
0,0% 100,0%
0
1
0
0
0
0
1
0,0%
100,0%
0,0%
0,0%
0,0%
0,0% 100,0%
5
1
1
0
0
0
7
71,4%
14,3%
14,3%
0,0%
0,0%
0,0% 100,0%
291
67
49
109
18
2
536
54,3%
12,5%
9,1%
20,3%
3,4%
0,4% 100,0%
-41-
4.7.1.23. Suriyelilerin Türkçe Bilme Durumları
Tablo 4.34’te, ankete katılan Suriyelilerin Türkçe bilmelerine ilişkin frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %34,0’ı çok az bildiğini, %30,4’ü biraz
bildiğini, %29,5’i hiç bilmediğini ve %3,2’si çok iyi bildiğini belirtirken, %2,9’u ise, Türkçe
bilmelerine ilişkin soruyu cevaplandırmamıştır. Bu sorudan elde edilen oranlar, Suriyelilerin
az ya da çok yarıdan fazlasının (%67,6) Türkçe bildiğini ortaya çıkarmıştır. Bunun nedeni,
Kilis’te yaşayan Suriyelilerin çoğunluğunun (bakınız, Tablo 4; Halep’ten gelenler %67,6)
Halep’ten gelmiş olması ile açıklanabilir. Çünkü, Halep Suriye’nin Kilis’e en yakın olan ilidir
ve Kilis-Halep arasında iç savaş öncesi çok fazla turizm, ticari vb. nedenlerle gidiş-gelişlerin
olduğu bilinmektedir.
Tablo 4.34: Suriyelilerin Türkçe Bilme Durumları
Türkçe Bilme
Evet, çok iyi
biliyorum
Biraz biliyorum
Çok az biliyorum
Hayır, hiç
bilmiyorum
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Frekans
%
Cevaplı
%
18
3,2
3,3
169
189
30,4
34,0
31,3
35,0
164
29,5
30,4
540
16
556
97,1
2,9
100,0
100,0
-
Şekil 23: Suriyelilerin Türkçe Bilme Durumları
4.7.1.24. Suriyelilerin Türkçe Öğrenme İsteklerine İlişkin Durum
Tablo 4.35’te, ankete katılan Suriyelilerin Türkçe öğrenme isteğine ilişkin frekans ve
% dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %69,1’i evet öğrenmek isterim, %11,5’i
duyduklarımı öğrenmeye çalışıyorum, %7,4’ü fark etmez ve %6,3’ü hayır şeklinde
cevaplarken, %5,8’i ise, Türkçe öğrenme isteği ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Tablo 4.35: Suriyelilerin Türkçe Öğrenme İsteği
Türkçe Öğrenme
Evet
Hayır
Fark etmez
Duyduklarımı
öğrenmeye
çalışıyorum
Toplam
Cevapsız
Genel Toplam
Frekans
%
Cevaplı
%
73,3
6,7
7,8
384
35
41
69,1
6,3
7,4
64
11,5
12,2
524
32
556
94,2
5,8
100,0
100,0
-
Şekil 24: Suriyelilerin Türkçe Öğrenme İsteği
-42-
4.7.1.25. Suriyelilerin Karşılaştıkları Sosyo-Ekonomik Sorunlar
Tablo 4.36’da, ankete katılan Suriyelilerin karşılaştıkları bazı sosyo-ekonomik
sorunlara ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin
sorunlarla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate
alındığında;
-kalacak yer sorunu olanlar %54,1,
-banyo (duş) sorunu olanlar %44,2,
-kaldığı yer barınmak için çok küçük ve yetersiz olanlar %57,2,
-Türkçe bilmediği için iletişim sorunu yaşayan ve sorunlarını anlatamayanlar %79,3,
-yerli halkın kendilerini dışladığını ve küçük gördüğünü belirtenler %37,4,
-yerli halkın yardımsever davranmadığını belirtenler %45,0,
-karşılaştıkları sorunları çözemediğini belirtenler %57,5 (Sorun, Türkiye’deki yasal
düzenlemelerle ilgili olabilir),
-sağlıklı bir şekilde beslenemediğini belirtenler %64,6,
-ihtiyaçlarını karşılayabilmek için maddi (parasal) sorunu olduğunu belirtenler %85,4,
-alış-veriş yaparken fazla para istendiğini düşünenler %65,1 (Sorun, özellikle kira
konusunda olabilir) oranında bulunmuştur.
Tablo 4.36: Suriyelilerin Karşılaştıkları Sosyo-Ekonomik Sorunlar
Karşılaşılan Sorunlar
Barınma (Kalacak Yer) Sorunu
Banyo (duş) Sorunu
Kalınan Yerin Barınmak İçin Çok Küçük
ve Yetersiz Olması
Türkçe Bilmedikleri İçin İletişim (dil)
Sorunu Yaşanması ve Sorunlarını
Yeterince Anlatamama
Yerli Halkın Dışlaması ve Küçük Görmesi
Yerli Halkın Yardımsever Davranmaması
Karşılaştıkları Sorunları Çözememe
Sağlıklı Bir Şekilde Beslenememe Sorunu
İhtiyaçlarını Karşılayabilmek İçin Maddi
(parasal) Sorun Yaşama
Alış-Veriş Yaparken Kandırılma (fazla
para istenmesi)
Evet
F
197
147
217
%
35,4
26,4
39,0
Kısmen
Evet
F
104
99
101
Hayır
Toplam
Cevapsız
%
18,7
17,8
18,2
F
211
247
181
%
37,9
44,4
32,6
F
512
493
499
%
92,1
88,7
89,7
F
44
63
57
%
7,9
11,3
10,3
Genel
Toplam
F
%
556
100,0
556
100,0
556
100,0
289
52,0
152
27,3
81
14,6
522
93,9
34
6,1
556
100,0
94
105
189
199
376
16,9
18,9
32,9
35,8
67,6
114
145
137
160
99
20,5
26,1
24,6
28,8
17,8
293
239
146
144
56
52,7
43,0
26,3
25,9
10,1
501
489
466
503
531
90,1
87,9
83,8
90,5
95,5
55
67
90
53
25
9,9
12,1
16,2
9,5
4,5
556
556
556
556
556
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
244
43,9
118
21,2
147
26,4
509
91,5
47
8,5
556
100,0
-43-
4.7.2. Araştırma Verilerinin Analizi
Araştırma verileri iki şekilde analiz edilmiştir. Önce, sosyo-ekonomik sorunlara
yönelik sorularla elde edilen veriler, Suriyelilerin Kilis’te barındığı (kaldığı) yere göre SPSS
kullanılarak Crosstab yoluyla tablolaştırılmış ve oluşan farklılıklar yorumlanmıştır. Sonra,
yine sosyo-ekonomik sorunlara ilişkin veriler güvenirlik analizine tabi tutulmuştur.
4.7.2.1. Suriyelilerin Sosyo-Ekonomik Sorunlarının Analizi
Tablo 4.37’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, barınma
(kalacak yer) sorunlarına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet”
ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %53,8’i,
akrabalarının yanında kalanların %90,9’u, ev kiralayanların %54,7’si ve ev satın alanların
%20,0’ı barınma (kalacak yer) sorunu olduğunu belirtmiştir. Konteynırkentte kalanların
yarıdan fazlasının barınma (kalacak yer) sorunu olduğunu belirtmesi, konteynırkentte yer alan
evlerin fiziki mekan büyüklüğünün yetersizliği ve konteynır kentin oda sayısının azlığı ile
ilişkilendirilebilir.
Tablo 4.37: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Karşılaştıkları
Barınma Sorunu
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satınaldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Barınma (kalacak yer) sorunum var
Evet
Kısmen evet
Hayır
33
9
36
42,3%
11,5%
46,2%
33
17
5
60,0%
30,9%
9,1%
120
76
162
33,5%
21,2%
45,3%
1
0
4
20,0%
0,0%
80,0%
0
1
0
0,0%
100,0%
0,0%
6
0
1
85,7%
0,0%
14,3%
193
103
208
38,3%
20,4%
41,3%
Toplam
78
100,0%
55
100,0%
358
100,0%
5
100,0%
1
100,0%
7
100,0%
504
100,0%
Tablo 4.38’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, temizlik
(banyo, duş) sorunlarına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet”
-44-
ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalan mültecilerin %35,5’i,
akrabalarının yanında kalanların %63,5’i, ev kiralayanların %50,0’ı temizlik (banyo, duş)
sorunu olduğunu belirtirken, ev satın alanların hiç birinde bu soruna rastlanmamıştır.
Konteynırkentte kalanların temizlik (banyo, duş) sorunu ile karşılaşma oranı (yaklaşık 1/3’ü),
ev satın alanlar hariç, diğer yerlerde kalanlara göre daha düşüktür.
Tablo 4.38: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Karşılaştıkları
Temizlik (banyo, duş) Sorunu
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satın aldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Temizlik (banyo, duş) sorunum var
Evet
Kısmen evet
Hayır
21
6
49
27,6%
7,9%
64,5%
11
22
19
21,2%
42,3%
36,5%
108
65
173
31,2%
18,8%
50,0%
0
0
5
0,0%
0,0%
100,0%
0
1
0
0,0%
100,0%
0,0%
5
2
0
71,4%
28,6%
0,0%
145
96
246
29,8%
19,7%
50,5%
Toplam
76
100,0%
52
100,0%
346
100,0%
5
100,0%
1
100,0%
7
100,0%
487
100,0%
Tablo 4.39’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evin
çok küçük ve yetersiz olmasına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet”
ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalan mültecilerin %76,6’sı,
akrabalarının yanında kalanların %72,5’i, ev kiralayanların %58,8’i ve ev satın alanların
%20,0’ı kaldıkları evin çok küçük ve yetersiz olduğunu belirtmiştir. Konteynırkentte
kalanların, kaldıkları evin çok küçük ve yetersiz olması ile ilgili sorunları, diğer yerlerde
kalanlara göre daha yüksek bir orana sahiptir. Bu durum, konteynırkentte yer alan evlerin
fiziki mekan büyüklüğü ve oda sayısı bakımından az olması (bakınız, Tablo 16; %92,9’u tek
ve iki odalı) ile ilişkilendirilebilir.
-45-
Tablo 4.39: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evin Çok
Küçük ve Yetersiz Olması
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satın aldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Kaldığım yer barınmak için çok küçük ve yetersiz
Evet
Kısmen evet
Hayır
41
18
18
53,2%
23,4%
23,4%
27
10
14
52,9%
19,6%
27,5%
137
69
144
39,1%
19,7%
41,1%
1
0
4
20,0%
0,0%
80,0%
0
1
0
0,0%
100,0%
0,0%
7
0
0
100,0%
0,0%
0,0%
213
98
180
43,4%
20,0%
36,7%
Toplam
77
100,0%
51
100,0%
350
100,0%
5
100,0%
1
100,0%
7
100,0%
491
100,0%
Tablo 4.40’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, Türkçe
bilmediği için iletişim sorunu yaşamalarına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları
verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri
bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların
%82,9’u, akrabalarının yanında kalanların %82,5’i, ev kiralayanların %84,8’i ve ev satın
alanların %80,9’ı Türkçe bilmedikleri için iletişim sorunu yaşadıklarını belirtmiştir. İletişim
sorunu ile karşılaşanların oranı oldukça yüksek olup, kalınan yerler bakımımdan birbirine çok
yakın oranlardan oluşmaktadır. Bu durum, resmi kurumların, sivil toplum kuruluşlarının ve
yerli halkın yardımları etkin ve etkili bir biçimde yapmasını da olumsuz etkileyebilir. Sorunun
çözümü açısından, sadece Suriyeli öğrenciler için eğitim faaliyetleri düzenlenmemeli (ki bu
araştırma 18 + yaş grubuna uygulanmıştır), aynı zamanda tüm yaş gruplarına da Türkçe
konuşma ve bazı sosyal içerikli eğitimler verilmesi önerilebilir.
Tablo 4.40: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Türkçe Bilmediği İçin
İletişim Sorunu
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satın aldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Türkçe bilmediğim için iletişim (dil) sorunum var,
sorunlarımı yeterince anlatamıyorum
Evet
Kısmen evet
Hayır
53
15
14
64,6%
18,3%
17,1%
27
20
10
47,4%
35,1%
17,5%
196
111
55
54,1%
30,7%
15,2%
3
1
1
60,0%
20,0%
20,0%
1
0
0
100,0%
0,0%
0,0%
7
1
0
87,5%
12,5%
0,0%
287
148
80
55,7%
28,7%
15,5%
Toplam
82
100,0%
57
100,0%
362
100,0%
5
100,0%
1
100,0%
8
100,0%
515
100,0%
-46-
Tablo 4.41’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, yerli halk
tarafından dışlanması ve küçük görülmesine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları
verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri
bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların
%44,2’si, akrabalarının yanında kalanların %46,2’si, ev kiralayanların %38,6’sı ve ev satın
alanların %80,0’ı yerli halk tarafından dışlandığını ve küçük görüldüğünü belirtmiştir.
Konteynırkentte ve akrabalarının yanında kalanlar ile ev kiralayanların söz konusu sorunla
karşılaşma oranları birbirine yakındır. Bu durum, konteynırkentte yaşayanların da yine
Suriyeli olduğu ve Arapça bildikleri için Arapça bilen görevliler yoluyla iletişim kurumaları,
akrabalarının yanında kalanların akrabalık ilişkileri ve ev kiralayanların da daha çok
mültecilerin oldukları yerde ev kiralıyor olmaları ve burada kendileri için sosyal ortam
oluşturmaları ile açıklanabilir. Kilis’te ev satın alarak yaşayan mültecilerin %80 oranında
yerli halk tarafından dışlandığını ve küçük görüldüğünü düşünmesi dikkate alınması gereken
sosyolojik bir durum olarak değerlendirilebilir.
Tablo 4.41: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Yerli Halk Tarafından
Dışlanması ve Küçük Görülmesi
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satın aldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Yerli halk bizi dışlıyor ve küçük görüyor
Evet
Kısmen evet
Hayır
16
18
43
20,8%
23,4%
55,8%
11
13
28
21,2%
25,0%
53,8%
58
77
215
16,6%
22,0%
61,4%
3
1
1
60,0%
20,0%
20,0%
1
0
0
100,0%
0,0%
0,0%
2
4
2
25,0%
50,0%
25,0%
91
113
289
18,5%
22,9%
58,6%
Toplam
77
100,0%
52
100,0%
350
100,0%
5
100,0%
1
100,0%
8
100,0%
493
100,0%
Tablo 4.42’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, yerli halkın
yardımsever davranmamasına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet”
ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %48,7’si,
akrabalarının yanında kalanların %51,9’u, ev kiralayanların %50,7’si ve ev satın alanların
-47-
%80,0’ı
yerli halkın
yardımsever davranmadığını
belirtmiştir. Konteynırkentte ve
akrabalarının yanında kalanlar ile ev kiralayanların söz konusu sorunla karşılaşma oranları
birbirine yakındır. Bu durum, konteynırkentte yaşayanların büyük oranda Türkiye tarafından
barındırılması, akrabalarının yanında kalanların akrabalık ilişkileri bilindiğinden dolayı diğer
yerli halk tarafından desteklenmesi gereksiniminin olmadığının düşünülmesi ile ev
kiralayanların ve ev satın alanların durumunun yerli halk tarafından iyi olduğunun sanılması
düşünülmesi ile açıklanabilir.
Tablo 4.42: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Yerli Halkın
Yardımsever Davranmaması
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satın aldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Yerli halk yardımsever davranmıyor
Evet
Kısmen evet
Hayır
13
22
37
18,1%
30,6%
51,4%
10
17
25
19,2%
32,7%
48,1%
77
97
169
22,4%
28,3%
49,3%
1
3
1
20,0%
60,0%
20,0%
0
1
0
0,0%
100,0%
0,0%
1
3
3
14,3%
42,9%
42,9%
102
143
235
21,2%
29,8%
49,0%
Toplam
72
100,0%
52
100,0%
343
100,0%
5
100,0%
1
100,0%
7
100,0%
480
100,0%
Tablo 4.43’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, karşılaştıkları
sorunları çözememesine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet”
ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %66,6’sı,
akrabalarının yanında kalanların %82,4’ü, ev kiralayanların %66,7’si ve ev satın alanların
%60,0’ı karşılaştıkları sorunlarını çözemediğini belirtmiştir. Konteynırkentte kalanlar ile ev
kiralayanlar ve ev satın alanların resmi kurumların sorunlarına çözüm üretmediğine ilişkin
kanatları benzer oranlara sahiptir. Akrabalarının yanında kalanların oranı ise oldukça
yüksektir. Bu durum, önemli ölçüde Türk Devleti’nin anayasa, yasa, kanun ve
yönetmeliklerinde yer alan hükümlerin işleyişinden ve mültecilerin Türkçe bilmemelerinden
veya çok yetersiz düzeyde Türkçe biliyor olmalarından dolayı oluşmuş olabilir.
-48-
Tablo 4.43: Kilis’te Yaşayan Suriyeli Mültecilerin Kaldıkları Yere Göre Karşılaştıkları
Sorunları Çözememesi
Kalınan Yer
Karşılaştıkları Sorunları Çözemiyorlar
Kısmen evet
Hayır
31
21
39,7%
26,9%
23
19
45,1%
37,3%
122
91
38,2%
28,5%
1
2
20,0%
40,0%
0
1
0,0%
100,0%
3
2
50,0%
33,3%
180
136
39,1%
29,6%
Toplam
Evet
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satınaldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
26
33,3%
9
17,6%
106
33,2%
2
40,0%
0
0,0%
1
16,7%
144
31,3%
78
100,0%
51
100,0%
319
100,0%
5
100,0%
1
100,0%
6
100,0%
460
100,0%
Tablo 4.44’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, sağlıklı bir
şekilde beslenememelerine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet”
ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %67,6’sı,
akrabalarının yanında kalanların %87,0’ı, ev kiralayanların %69,5’i ve ev satın alanların
%40,0’ı sağlıklı bir şekilde beslenemediğini belirtmiştir. Konteynırkentte kalanlar ile ev
kiralayanların sağlıklı bir şekilde beslenememe sorunu benzer oranlara sahipken,
akrabalarının yanında kalanların oranı oldukça yüksek ve ev satın alanların oranı ise daha
düşüktür. Bu durum, Uluslararası kuruluşların, Türkiye’nin, sivil toplum kuruluşlarının ve
yerli halkın sağladığı yardımlarla ilişkilendirilebilir. Ayrıca, akrabalarının yanında kalan
Suriyelilerin yerli halktan daha az yardım alması (bakınız, Tablo 42) ve yanında kaldıkları
akrabalarının maddi imkanlarının yetersizliği, ev kiralayanların ve ev satın alanların maddi
durumlarının yerli halk tarafından daha iyi olacağının düşünülmüş olması da, beslenme
yetersizliğine etki eden unsurlar olabilir.
-49-
Tablo 4.44: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Sağlıklı Bir Şekilde
Beslenememeleri
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satınaldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Sağlıklı bir şekilde beslenemiyorum
Evet
Kısmen evet
Hayır
38
14
25
49,4%
18,2%
32,5%
24
23
7
44,4%
42,6%
13,0%
127
117
107
36,2%
33,3%
30,5%
1
1
3
20,0%
20,0%
60,0%
0
1
0
0,0%
100,0%
0,0%
5
1
2
62,5%
12,5%
25,0%
195
157
144
39,3%
31,7%
29,0%
Toplam
77
100,0%
54
100,0%
351
100,0%
5
100,0%
1
100,0%
8
100,0%
496
100,0%
Tablo 4.45’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, ihtiyaçlarını
karşılamak için parasal sorunla karşılaşmalarına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma
düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte
kalanların %86,3’ü, akrabalarının yanında kalanların %91,4’ü, ev kiralayanların %89,8’i ve
ev satın alanların %80,0’ı ihtiyaçlarını karşılamak için parasal sorunla karşılaştığını
belirtmiştir. Kalınan yer açısından, parasal sorunla karşılaşma oranları çok yüksek ve benzer
düzeydedir. Bu durum, Uluslararası kuruluşların, Türkiye’nin, sivil toplum kuruluşlarının ve
yerli halkın sağladığı yardımlarla ilişkilendirilebilir. Suriye’de iç savaşın daha da uzaması
halinde parasal sorun sadece Kilis’te bulunan mülteciler için değil, Türkiye’nin değişik il ve
ilçelerinde yaşamlarını sürdüren tüm Suriyeliler ile Türkiye dışında başka devletlerde bulunan
iç savaştan kaçan Suriyeliler için de çok ciddi sorunlar oluşturabilecek bir olgudur.
Tablo 4.45: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre İhtiyaçlarını
Karşılamak İçin Parasal Sorunla Karşılaşmaları
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satın aldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
İhtiyaçlarımı karşılayabilmek için maddi (parasal) sorunum var
Evet
Kısmen evet
Hayır
55
14
11
68,8%
17,5%
13,8%
40
13
5
69,0%
22,4%
8,6%
264
68
38
71,4%
18,4%
10,3%
2
2
1
40,0%
40,0%
20,0%
0
0
1
0,0%
0,0%
100,0%
8
0
0
100,0%
0,0%
0,0%
369
97
56
70,7%
18,6%
10,7%
Toplam
80
100,0%
58
100,0%
370
100,0%
5
100,0%
1
100,0%
8
100,0%
522
100,0%
-50-
Tablo 4.46’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, alış-veriş
yaparken fazla para istendiği kanaatine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları
verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri
bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların
%82,7’si, akrabalarının yanında kalanların %73,1’i, ev kiralayanların %66,7’si ve ev satın
alanların %100’ü (%100’ü “evet”) alış-veriş yaparken fazla para istendiği kanaatindedir. Bu
durum, yerli halk ile Suriyeliler arasındaki güven duygusuna bağlı olarak açıklanabilir.
Akraba yanında kalan ve ev kiralayan Suriyelilerde oranın diğerlerine göre daha düşük
olması, özellikle akrabalık ilişkisinin sağladığı güven duygusu ile ifade edilebilir. Ayrıca bu
algı, Suriye’nin para biriminin uluslararası alanda değerinin düşük olması ve değer
kaybediyor olmasından dolayı daha fazla ödeme yapıyor oldukları kanaatinden ve Türkiye’ye
göre, Suriye’de gelir düzeyinin düşüklüğü, mal ve hizmetlerin daha düşük fiyatta piyasaya
arzından kaynaklanıyor olabilir.
Tablo 4.46: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Alış-Veriş Yaparken
Fazla Para İsteniyor Olması
Kalınan Yer
Konteynır kent
Akrabalarımın yanında kalıyorum
Kilis'te ev kiraladım
Kilis'te ev satın aldım
Parkta kalıyorum
Kalacak yerim yok
Toplam
Alış-veriş yaparken kandırılıyorum (fazla para isteniyor)
Evet
Kısmen evet
Hayır
49
18
14
60,5%
22,2%
17,3%
16
22
14
30,8%
42,3%
26,9%
163
74
118
45,9%
20,8%
33,2%
5
0
0
100,0%
0,0%
0,0%
0
0
1
0,0%
0,0%
100,0%
6
1
0
85,7%
14,3%
0,0%
239
115
147
47,7%
23,0%
29,3%
Toplam
81
100,0%
52
100,0%
355
100,0%
5
100,0%
1
100,0%
7
100,0%
501
100,0%
4.7.2.2. Sosyo-Ekonomik Sorunlara İlişkin Verilerin Güvenirlik (Reliability)
Analizi
Güvenirlik analizi, Kilis’te yaşamını sürdüren Suriyelilerden ankete katılanların
ankette yer alan bağımsız (Kilis’te kalınan yer) ve bağımlı değişkenlere (soyo-ekonomik
sorunlar) ilişkin sorulara verdikleri cevaplar arasındaki tutarlılığı ve Suriyelilerin sosyoekonomik sorunlarla karşılaşmalarını ölçmede homojenliği ortaya koymak amacıyla
yapılmıştır.
-51-
Test sonuçları, Tablo 4.47’de toplu olarak verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
ankette yer alan sosyo-ekonomik sorunlara ilişkin soruların tümünde, α değerleri 0,650’nin
üzerinde ve ortalama 0,706 çıkmıştır. Bütün
değerleri, 0,650≤ <1,000aralığındaolduğundan,
ölçek güvenilir bir ölçektir.
Tablo 4.47: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Karşılaştıkları Sosyo-Ekonomik Sorunlara
İlişkin Güvenirlik (Reliability) Analizi Sonuçları
Barınma (kalacak yer) sorunu
Temizlik (banyo, duş) sorunu
Kaldığım yer barınmak için çok küçük ve
yetersiz
Türkçe bilmediğim için iletişim (dil)
sorunum var, sorunlarımı yeterince
anlatamıyorum
Yerli halk bizi dışlıyor ve küçük görüyor
Yerli halk yardımsever davranmıyor
Karşılaştığım Sorunları Çözemiyorum
Sağlıklı bir şekilde beslenemiyorum
İhtiyaçlarımı karşılayabilmek için maddi
(parasal) sorunum var
Alış-veriş yaparken kandırılıyorum (fazla
para isteniyor)
Item-Total Statistics
ScaleMeanifItem
ScaleVarianceifItem
Deleted
Deleted
17,66
14,031
17,47
14,648
CorrectedItem-Total
Correlation
,506
,426
Cronbach's Alpha
ifItem Deleted
,656
,672
17,75
15,105
,337
,689
18,06
15,710
,324
,690
17,33
17,43
17,77
17,82
15,594
16,101
15,159
15,195
,325
,242
,368
,380
,690
,703
,683
,681
18,26
15,176
,472
,668
17,87
15,610
,277
,699
ReliabilityStatistics
Cronbach's Alpha
N of Items
,706
10
-52-
5. SONUÇ
5.1. Mevcut Durum
Dünyada yaşanan küreselleşme süreci ve bu sürecin ortaya çıkardığı gelişmeler,
doğrudan veya dolaylı tüm ülkeleri etkilemiştir. Küreselleşmeyi besleyen ticaret, seyahat ve
iletişim kaynakları bu etkinin temel nedenlerindendir. Özellikle iletişim ve iletişim
teknolojisindeki gelişmelerin etkileri daha hızlı ve çarpıcı bir şekilde hissedilmektedir. Bu
etkilerin sonuçlarına bağlı olarak Ortadoğu’da halkın hak ve özgürlük arayışı ile yaşanan halk
hareketleri, ekonomik kaygılarla birleştiğinde domino etkisiyle Arap Baharı şeklinde
tanımlanan süreci başlatmıştır. Bu süreç, 18 Aralık 2010’da Tunus’ta başlayarak iktidar karşıtı
kitlesel gösterilerin, 2011 yılı içerisinde Mısır, Libya, Suriye başta olmak üzere Cezayir,
Bahreyn, Ürdün, Yemen ve Lübnan gibi Arap dünyasında yer alan ülkeleri içine almıştır.
Süreç, öncelikle siyasal sonuçlar doğurmakla birlikte demokrasiye geçiş anlamında beklenen
ivmeye ulaşamamıştır. Sürecin siyasal sonuçları yanında, sosyo-ekonomik sonuçları da
oluşmuştur. Ülkelerin uluslararası ekonomik ve ticari faaliyetleri ihracat, ithalat ve istihdam
gibi makro ekonomik göstergeleriyle dalgalanmalar yaşamaktadır. Öte yandan, ülkelerindeki
istikrarsızlık ve iç savaş ortamından kaçan milyonlarca kişi bir çoksosyo-ekonomik sorunla
baş başa kalmıştır. Özellikle Suriye’deki sürecin beklendiği gibi gelişmemesi iki milyona
yaklaşan Suriyelinin iç savaş ortamından kaçarak başka ülkelerde (Türkiye, Ürdün gibi)
yaşamasına yol açmıştır. Ayrıca, sınırı geçemeyen yaklaşık dört milyon Suriyeli de kendi
ülkesinde evini-yurdunu terk etmiş durumdadır.
İç savaştan kaçarak Türkiye’de devletin oluşturduğu çadır kent, geçici kabul merkezi
ve konteynırkentte kalan Suriyelilerin sayısı ise 200 bini aşmıştır. Bunlar, değişik il ve
ilçelerde oluşturulan çadır kent, geçici kabul merkezi ve konteynırkentlerde yaşamaktadır.
Hatay'da 15 bin 371, Gaziantep'te 32 bin 370, Şanlıurfa'da 79 bin 176, Kahramanmaraş'ta 15
bin 160, Osmaniye'de 8 bin 37, Adıyaman'da 9 bin 933, Adana'da 10 bin 142, Mardin'de bin
808, Malatya'da 5 bin 704 ve Kilis'te 22 bin 839 iç savaştan kaçan ve “geçici olarak koruma
altına alınan” Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı barındırılmaktadır. Ayrıca, Suriyelilerin bir
kısmı ise akrabalarının yanında, ev kiralayarak veya ev satın alarak yaşamaktadırlar. Kilis,
Halep’e yakın olması nedeniyle konteynırkentte kalan Suriyelilerin dışında bir çok Suriyelinin
akraba yanında kaldığı, ev kiraladığı veya ev satın aldığı bir il olmuştur. Bu nedenle, Kilis’te
-53-
yaşayan Suriyelilerin karşılaştıkları sosyo-ekonomik sorunların araştırılması önem arz
etmiştir. Yapılan araştırma ile aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir:
(1)Kilis’te bulunan ve anketi cevaplayan Suriyelilerin;
-%32’si kadın ve %68’i erkek,
-%39,5’ü 18-30 yaş aralığında, %60,5’i 31 + yaş aralığında,
-%13.7’si okur-yazar, %22,4’ü ilköğretim, %30,5’i lise, %29,5’i üniversite
mezunu iken, %3.9’u lisans üstü eğitim görmüş,
-%91,5’i Halep’ten, %9.5’i ise Hama, Humus ve İdlib’te gelmiş,
-%71,6’sı evli, %26,9’u bekar ve %1,5’i ise dul,
-%92,6’sı tek eşli, %6’sı iki eşil, %07’si üç eşli ve %07’si ise dört eşli,
-%37,9’u 1-3 çocuklu, %49,6’sı 4-7 çocuklu ve %12,7’si ise 8 + çocuklu,
-%32,1’i işçi-esnaf, %25,2’si memur-eğitimci, %3,4’ü iş adamı, %2,1’i emekli,
%9,5’i ev hanımı, %18,5’i öğrenci ve %9,3’ü ise diğer meslek grubundan,
-%63,6’sı 1-500 TL gelire sahip, %19,3’ü 501-1000 TL gelire sahip, %12,4’ü
1001-2000 TL gelire sahip ve %4.8’i ise 2001 + TL gelire sahip,
-%16,0’ı konteynırkentte, %10,7’si akrabalarının yanında, %70,6’sı ev
kiralamış ve %1,1’i ev satın almış ile %1,7’si parkta kalan ve kalacak yeri olmayan
kişilerden oluşmaktadır.
(2)Ev kiralayarak kalan Suriyeliler, 50 TL’den 1500 TL’ye kadar kira ödemektedir.
Ancak; 200 TL, 250 TL, 300 TL ve 500 TL kira ödeyenlerin oranları %10’dan fazladır.
(3)Suriyelilerin %66,5’i aynı evde 7 ve daha fazla kişi ile birlikte kalmaktadır.
(4)Suriyelilerin %17,1’i tek odalı, %32,0’ı iki odalı, %35,5’i üç odalı ve %15,3’ü ise 4
ve daha fazla odalı evde kalmaktadır.
(5)Suriyelilerin kaldığı evin %85,2’sinde banyo, %33,3’ünde yatak odası ve
%89,2’sinde mutfak bulunmaktadır.
(6)Suriyelilerin %35,8’inde herhangi bir hastalık varken, %64,2’si sağlıklıdır.
(7)Hasta olan Suriyelilerin %49,0’ı Kilis Devlet Hastanesi’nde, %8,6’sı özel hastanede
ve %10,8’i ise bitki ve bahar kullanarak tedavi olurken, %31,6’sı tedavi olamamaktadır.
(8)Suriyelilerin %30,0’ı ilaçları Türk Devleti’nde, %6,6’sı vatandaşlardan ve %43,3’ü
diğer şekillerde ilaç temin ederken, %20,1’i kullanmak için ilaç bulamamaktadır.
(9)Suriyelilerin %44,4’ü Suriye’deki birikimlerine harcayarak, %17,7’si Türkiye’nin
yaptığı yardımlarla, %7,0’ı vatandaşlarının yaptığı yardımlarla, %1,5’i Suriye’den çay-sigara
vb. getirip satarak, %1,5’i bir iş yerine ortak olarak-bir iş yeri açarak, %8,5’i bir iş yerinde
-54-
ücreti olarak çalışarak geçinirlerken, %19,4’ü ise bir işte çalışamayacak durumda ve
geçinmekte zorlanmaktadır.
(10)Suriyelilerin %53,6’sı Suriye’de kaldığı yere yakın olduğu için, %2,4’ü Türkiye
zorunlu tuttuğu için, %10,7’si yaşam şartları daha kolay olduğu için, %20,0’ı daha güvenli
olduğu için, %8,5’i akrabaları olduğu için ve %4,1’i diğer nedenlerle Kilis’te kalmaktadır.
(11)Suriyelilerin %54,0’ı iç savaş sonrası hemen ve %20,8’i Türk vatandaşlığı istiyor,
ancak iç savaş sonrası Suriye’ye geri dönmek istiyor. Suriyelilerin %12,3 iç savaş sonrası
hemen dönmek istemiyor, %3,5’i ise kesinlikle Suriye’ye geri dönmek istemiyor.
(12)Suriyelilerin %3,3’ü Türkçe’yi çok iyi ve %31,3’ü biraz bilmekte; %73,3’ü ise
Türkçe öğrenmek istiyor.
(13)Suriyeliler; farklı düzeylerde olmakla birlikte, %54,1 oranında kalacak yer, %44,2
oranında banyo (duş), %57,2 oranında kaldıkların yerin küçük ve yetersiz olması, %79,3
oranında dil (iletişim), %37,4 oranında yerli halk tarafından dışlanma ve küçük görülme,
%45,0 oranında yerli halkın yardımsever davranmaması, %57,5 oranında karşılaştıkları
sorunlara çözüm bulamama, %64,6 oranında sağlıklı beslenememe, %85,4 oranında maddi
(parasal) ve %65,1 oranında alış-verişte fazla para istenme sorunu yaşamaktadır.
(14)Türkiye, özellikle konteynırkentte kalan “geçici olarak koruma altına alınan”
Suriyelilerin barınma, sağlık ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamaktadır. İç savaştan kaçan
diğer bazı Suriyeliler ise, sivil toplum kuruluşlarının ve yerli halkın sağladığı imkanlarla
geçinirken, bazıları da kendi imkanlarıyla geçinmektedir.
(15)Suriyelilerin kaldıkları yerler fiziki mekan genişliği olarak yetersiz ve aynı yerde
fazla kişi (7 ve daha fazla) kalmaktadır.
(16)Suriyelilerin, büyük çoğunluğu maddi (parasal) sorun yaşamaktadır.
(17)Suriyelilerin, ciddi anlamda dil (iletişim) sorunu yaşamaktadır.
(18)Suriyeliler, büyük oranda genel olarak karşılaştıkları sorunları çözememektedirler.
5.2.Öneriler
(1)İç savaştan kaçan Suriyelilerin, yaşam şartları açısından kaldıkları yerin fiziki
mekan genişliği, sağlıklı beslenme ve maddi (parasal) sorunları, sadece Türkiye’nin, sivil
toplum kuruluşlarının ve yerli halkın çözebileceği bir sorun değildir. Dolayısıyla,
uluslararası toplumun, uluslararası kuruluşların ve uluslararası sivil
kuruluşlarının bu sorunlara daha duyarlı davranmaları sağlanmalıdır.
toplum
-55-
(2)Suriyelilerin, karşılaştığı dil (iletişim) sorunu, yaşamlarını sürdürdükleri ülke,
bölge ve illerde yerli halkla anlaşmaları ve kaynaşmalarını engellemektedir. Bu da, bazı sorun
olmayabilecek durumların sorun olarak algılanmasına neden olabilmektedir. Dolayısıyla,
Devletin Suriyeli öğrenciler için sunduğu eğitim hizmetleri ile birlikte, diğer Suriyelilere hiç
olmazsa günlük hayatını sürdürebilecekleri pratik Türkçe öğretilmeli ve yerli halkla
kaynaşmaları açısından, Suriyelilerin yerli halkla birlikte olabilecekleri bazı sosyal
aktiviteler düzenlenmelidir.
(3)Suriyelilerin genel olarak karşılaştıkları sorunlara çözüm bulamamaları
sorunu, çoğunlukla anayasa, yasa, kanun, yönetmelik ve yasal uygulamalardan
kaynaklanabilmektedir. Dolayısıyla, bu durumun Suriyelilerin insani ve kişilik
değerlerine zarar vermeden anlatılması önem arz etmektedir. Ayrıca, Suriyelilerin yoğun
olarak bulunduğu Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman,
Adana, Mardin, Malatya ve Kilis illerinde valilikler bünyesinde, iç savaştan kaçan
Suriyelilerin sorunlarını anlatabileceği, psikolog, sosyolog ve din adamlarının çalışacağı
birimler oluşturulabilir.
(4)Suriye’de iç savaşın devamı halinde (ülkede iç savaş sona erse de, düzen istikrar
oluşana kadar) Suriyelilerin karşı karşıya kaldığı bu sorunlar ivme kazanarak devam
edecektir. Bu durumda, Suriyelilerin yaşam şartlarının oluşturulması, belki yeni bir takım
yasal düzenlemelere gidilerek, mültecilerin iş yerlerinde sigortalı olarak istihdamının, kendi
işini kuracaklara bazı kolaylıkların, geçici vatandaşlık hakkının verilerek Türkiye’deki yasa
ve kurallara uymalarının sağlanması göz önünde bulundurulabilir.
(5)Suriye dışında iki milyona, Suriye içinde ise dört milyona yaklaşan (ülke dışına
çıkmak isteyip çıkamayan) iç savaş mağduru Suriyelilerin yaşadığı ve yaşayacağı sorunların
çözümünde, ülkelerinde uzlaşı sağlanmış siyasal yönetimlerin oluşturulması önem arz
etmektedir ve çözümü kalıcı yapacaktır.
-56-
KAYNAKLAR
ARMAOĞLU, Fahir (2009), 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yayınevi, İstanbul.
BACIK, G. (2011), “Arap Baharı’ndan Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın Geleceğine Bakmak”
Müsiad Çerçeve Dergisi, 57, 16-22.<http://www.musiad.org.tr/detayArYay
.aspx?id=352>, 13.08.2012.
BBC (2011), ”TunisiasuicideprotesterMohammedBouazizidies”, January 5.
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (1971), 146/ 5/ 1178.
BORGER, Julian (2010). "Tunisian president vows to punish rioters after worst unrest in a
decade". The Guardian. http://www.guardian.co.uk/world/2010/dec/29/tunisianpresident-vows-punish-rioters. Erişim tarihi: 29 December 2010.
BUÇUKCU, Öner (2012), Suriye Krizinde Bölgesel ve Küresel Aktörler (Editör: Birol
Akgün), Stratejik Düşünce Enstitüsü.
GÜNVER, Kadriye (2003),Kilis’te Yaşayan Gayrimüslimler (1850-1925), Gaziantep
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi),
Gaziantep.
http://www.haberx.com/turkiyedeki_multeci _sayisi_201_bin(17,n,11371292,799).aspx,
Erişim Tarihi: 28.07.2013.
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/07/130725_suriyeli_multeciler_guardian.shtml,
Erişim tarihi: 28.07.2013.
http://suriye.ihh.org.tr/turkiye/koloni/koloni.html, 02.08.2013.
http://mideast.foreignpolicy.com/posts/2011/01/02/tunisia_s _protest_wave_ where_it_comes
_from_and_what_it_means_for_ben_ali."Tunisia's Protest Wave:WhereItComes
FromandWhatItMeansfor Ben Ali|TheMiddle East Channel", Erişim: 14.01.2011.
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1099664&Cate
goryID=42&Rdkref=6, 14.09.2012.
http://www.ydh.com.tr/HD10253_1--yilinda-turkiyedeki-suriyeli-multeci-gercegi.html,
20.09.2012).
http://tr.wikipedia.org/wiki/ Arap_Bahar%C4%B1, 10.09.2012.
http://www.nytimes.com/2011/02/19/world/africa/19libya.html
KUYUMCU, Oguz (2011), Suriye Ülke Raporu, Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme
Etüd Merkezi, Ankara.
-57-
PASKSOY, H. Mustafa vd. (2012), “Arap Baharı’nınSosyo-Ekonomik Etkileri: TürkiyeSuriye Karşılaştırması”, Bölgesel Sorunlar ve Türkiye Sempozyumu, Kahramanmaraş
Sütçü İmam Üniversitesi, Kahramanmaraş.
12 Şubat 2011 tarihli İngilizce Vikipedinin 2010–2011 Arabworldprotests adlı maddesi.
JAILAN, Zayan (2011), "AFP–Egypt braces for nationwide protests". AFP.
http://www.google.com/hostednews/afp/article/ALeqM5hP30nA0bbEaHZKjlpUKhdH
xoN8Cg?docId=CNG.95111380dfbe35f8a08d6124c5e915e8.71.
Erişim
tarihi:
25.01.2011.
ORHAN, O. (2011), “Arap Baharı ve Türkiye” Müsiad Çerçeve Dergisi, 57, 2228.<http://www.musiad.org.tr/detayArYay.aspx?id=352>, 13.08.2012.
ÖZTOPRAK, P. (2012) , “Ortadoğu’nun Demokratikleşme Süreci ve Türkiye”, Akademik
Analiz, Yıl 1, sayı 4. 9-14. <http://akademikperspektif.com/2012/02/28/ akademikanaliz-dergisi-mart-2012-sayisi- arap-bahari-orta-dogu-ve-turkiye/>, 13.08.2012.
RYAN, Yasmine, "Tunisia's bitter cyberwar". Al Jazeera English.
http://english.aljazeera.net/indepth/features/2011/01/20111614145839362.html,
Erişim tarihi: 14.01.2011.
SOYSAL, İsmail (1989), Türkiye’nin Siyasal Antlaşmaları (1920-1945), TTK Yayınları,
Ankara.
SPENCER, Richard. "Tunisia riots: Reform or be overthrown, US tells Arab states amid fresh
riots". Telegraph. http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/africaandindianocean/
tunisia/8258077/Tunisia-riots-US-warns-Middle-East-to-reform-or-beoverthrown.html, Erişim tarihi: 14.01.2011.
TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012).
ULUSOY, K.(2012), “Milli İslam Üniversitesi Batı Asya Çalışmaları Merkezi “Arap
Baharı: Bölge ve Hindistan”, Ortadoğu Analiz, Nisan 2012 - Cilt: 4 - Sayı: 40
<www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/.../2012411_konferans.pdf>14.08.2012.
UMAR, Ömer Osman (2003), Türkiye-Suriye İlişkileri (1918-1940), Orta-Doğu Araştırmaları
Yayınları, Elazığ.
WYRE, Davies (15.12.2010). "BBC News - Tunisia: President Zine al-Abidine Ben Ali
forced out". Bbc.co.uk. http://www.bbc.co.uk/news/world-africa-12195025, Erişim:
14.01.2011.
www.indexmundi.com,16.08.2012.
www.worldbank.org,16.08.2012.
YERASİMOS, Stefanos (2009), Milliyetler ve Sınırlar (Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu),
Çeviren; Şirin Tekeli, İletişim Yayınları, İstanbul.

Benzer belgeler