PARDUS E-Dergi Sayı:2

Transkript

PARDUS E-Dergi Sayı:2
Sayı: 2 ­ Ekim 2011
Özgürlük ve bağımsızlık
benim karakterimdir...
CeBIT 2011: Pardus
Pardus 2011.2 Cervus elaphus
digiKam: Fotoğraf Boyutlandırma
Scribus'ta Tasarım - V
CodeBlocks Geliştirme Ortamı - I
Özgür Yazılım Sosyalizm / Mülki Yazılım Kapitalizm
Bir Dağıtım Düşünün Dağıtım Ağı Yok
Özgür Android Alternatifleri
Pardus ile Çoklu Ortam Merkezi
Ajans Hazırlama Rehberi
Achron
Ender GÜLER Röportajı
kü nye
içindekiler
3
Editörden
5
Haberler
7
CeBIT 2 011: Pa rdus
9
Pa rdus 2 011.2 Cervus ela phus
Bu Sa y ı da Em eği Geçenler:
Ender GÜ LER, Erca n TOPALAK,
Erdem ARTAN , H a m it Gira y N ART,
İsm a il SEZEN , M elike İLTERALP,
M urat KALEKAPTAN I, N iha d KARSLI,
12
dig iKa m : Fotoğra f Boy utla ndı rm a
14
Scribus' ta Ta sa rı m - V
Ta y fun KAVASOĞLU, U ğur ÇAYLIK
19
CodeBlocks Geliştirm e Orta m ı - I
Yunus AKDAĞLI, Zeki BİLDİRİCİ
23
Özgü r Yazılım Sosy alizm / Mü lki Yazılım Kapitalizm
25
Bir Da ğı tı m Dü şü nü n Da ğı tı m Ağı Yok
27
Ö zg ü r Android Alternatifleri
29
Pa rdus ile Çoklu Orta m M erkezi
33
Aja ns H a zı rla m a Rehberi
36
Achron
48
Röporta j: Ender GÜ LER
56
Ka ri katü r
Server ACİM , Seza i YEN İAY,
PARDU S E-Derg i' nin içeriği, y a za rı ta ra fı nda n a ksi
belirtilm edikçe, GN U /FDL v 1.3 ile lisa nsla nm ı ştı r.
Alı ntı la rı n, kendi lisa nsla rı geçerlidir.
Pa rdus isim ve log osu, TÜ BİTAK / BİLGEM ' in tescilli
m a rka sı dı r.
PARDU S E-Derg i, Pa rdus toplulukla rı ta ra fı nda n
ha zı rla nm ı ştı r.
Merhaba,
Gündemin oldukça
yoğun ve iç karartıcı
OpenClipArt
olduğu bir ayın ardından,
nihayet PARDUS E­Dergi 'nin 2. sayısı çıktı.
Ekim ayı gerçekten de sabırların taştığı,
tahammül sınırlarının sınandığı bir ay oldu.
Bu ay, 24 askerimizi bir anda teröre kurban
verdik. Ardından Van'da meydana gelen 7.2
şiddetinde deprem ile birlikte bir çok
vatandaşımız hayatını kaybetti. Yıllardır
teröre binlerce can verdik. Bu konu öyle
rahatsız edici bir hal aldı ki, artık gerçekten
ordumuzun ve siyasetimizin gerekeni yap­
masını ve bu işe bir son vermesini can­ı
gönülden ister olduk. Umarım, bu terör
belasından kısa zamanda kurtulur ve
enerjimizi daha verimli bir şekilde faydalı
işlere ayırabiliriz.
Deprem konusuna gelince, Van depreminin
yetkililer için İstanbul adına (ve daha bir çok
ilimiz adına) bir ikaz özelliği taşımasını ve
artık ülkemizin deprem kuşağında yer aldığı
bilinci içerisinde hayatlarımızı ucuz ve
depreme
dayanıksız
binaların
altında
kaybetmek zorunda kalmayacağımızı ümit
ediyorum. Maalesef, hayatlarımızı deprem
değil, binalar alıyor. Deprem ve doğal afetler
konusunda değerli hocalarımızdan Prof. Dr.
Mikdat KADIOĞLU 'nun fikirlerine çok önem
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
veriyorum. Twitter
üzerinden
(@HavaYorum) takip edebilirsiniz.
kendisini
Bu üzücü olaylar nedeniyle, biz de bu
sayımızı Çukurca şehitlerimize ve Van'da
hayatını kaybeden vatandaşlarımıza ithaf
etmek istedik. Bu yüzden PARDUS E­Dergi 2.
sayısı, siyah bir kapak ve her sayfada siyah
bir yas kurdelası ile hazırlandı. Şehitlerimize
ve Van depreminde hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine
sabır diliyorum.
Ancak cumhuriyetimizin 88. yılını da bu ay
içinde kutladık. Hepimize kutlu olsun ve
cumhuriyetimiz daha nice 88 senelere ersin.
Millet olarak, özgürlüğümüzü ve egemen­
liğimizi kazandığımızın üzerinden tam 88 yıl
geçmiş. Deprem ve Çukurca baskını gölge
düşürmüş olsa da, 29 Ekim'in temsil ettiği
değerlere, bu tip zamanlarda daha sıkı
sarılmak gerekir diye düşünüyorum.
Vakit buldukça Pardus kullanıcıları listesinde
gelen sorulara cevap vermeye çalışıyorum.
Pardus ile tanışmam çok uzun bir geçmişe
dayanmıyor. Yüksek lisansa başlamam ile
neredeyse aynı zamana denk geliyor
sanırsam. Ve hazır fırsat yakalamışken
Pardus topluluğuna da böyle bir işletim
sistemi ile tanışmama vesile oldukları için de
teşekkür etmek istiyorum. Bugün Linux
hakkında ne biliyorsam Pardus ve topluluk
3
Editör Yazısı
sayesinde
öğrendim.
Yüksek
lisans
çalışmalarımda tamamen Pardus kullandım
ve ihtiyacım olan programları tamamen
Pardus üzerinde yazdım. Bunun üniversitede
hocalar ve öğrenciler arasında nasıl bir etki
yaptığını anlatmama bile gerek yok sanırım.
Kullanıcı listesinde ara ara hortlayan
Pardus'un geleceği temalı konulara da biraz
değinmek istiyorum. Bunların çoğunluğu
yapıcı eleştiriler. Lakin, dikkatten kaçan bir
konuya da ben değinmek istedim. Bundan 10
yıl önce (İnternet ile neredeyse ilk tanıştığım
zamanlardı) böyle bir topluluğu hayal bile
edemezdim. Açıkçası, iki kişinin internet
üzerinde sahip olabileceği sohbet oyun
sitelerinde “Selam, Naber? Kolay gelsin,
bilader” 'den öteye geçmiyordu. Bugün ise
böyle bir topluluk var. Forumlarda sorular
soruyor; e­posta listelerinde bir birbirine
cevap veriyor; yardım ediyor; web günlüğü
yayınlıyor.
Bilişim
alanındaki
internet
kaynaklarının zenginleşmesini sağlıyor. Bu
yüzden Pardus'un üzerine düşenden fazlasını
yaptığına ve yapmaya devam edeceğine
inanıyor; bilişim kültürümüze yaptığı katkının
ve sağladığı sosyalliğin devam edeceğine
canı gönülden inanıyorum.
Gelelim dergimizin içeriğine. Bu sayıda,
Pardus 2011.2 Cervus Elaphus incelemesi ile
başlıyoruz. Oldukça ilgi gören ve kalabalık
standıyla diğer katılımcıları kıskandıran
Pardus'un Cebit 2011 ayrıntılarını da
unutmadık. Sevgili Ercan, Android işletim
sisteminin özgür alternatifleri ve özgür
yazılımın dünyadaki yerini inceleyen iki yazısı
ile Pardus takipçilerine farklı konularda
gündemi takip etmelerine fırsat tanıyor.
Tayfun Kavasoğlu 'nun ise hepimizin amatör
ruhla çektiği fotoğraflarımızı digiKam ile nasıl
boyutlandıracağımızı anlatan yazısı yine bu
sayımızda. Erdem Artan, Pardus'u bir çoklu
ortam merkezine çevirmeyi paylaşıyor.
PARDUS E­Dergi'nin ilk sayısının editörlü­
ğünü de yapan değerli hocamız Server Bey'in
katkıladığı Ajans Hazırlama rehberi yazısını
da mutlaka okuyun. Sevgili Sezai de
GNU/Linux dağıtımlarının dağıtım ağını
bizlerle paylaşıyor. Ve dergi tasarımcımız
sevgili Hamit, yine bu sayıda Scribus ile
tasarım serisine devam ederek göz
dolduruyor. Oyuncular için de Achron
incelemesi geliyor. Zeki Bildirici, Türkiye'nin
UYBHM koordinatörlerinden Ender Güler ile
bizler için bir röportaj yapıyor. Murat
Kalekaptanı da yine bu sayımızı çizgileri ile
renklendiriyor. Hepsine buradan şükranlarımı
sunuyorum. Bendeniz de Code:Blocks IDE
kullanımı ile sahne alıyorum.
yapacağız ya da yapılmayacak. Sürekliliğinin
sağlanması için derginin topluluk tarafından
yazılar ile desteklenmesi gerekiyor. Bir
sonraki sayıda daha çok yazı ile dergiye
destek olunacağını ümit ediyorum. Hem
sesinizi duyurmak ve yaptığınız çalışmaları
paylaşmak için bundan daha güzel bir fırsat
düşünemiyorum. Bir sonraki sayıya dek esen
kalın.
Bu sayının içerik açısından toparlanması
biraz sıkıntılı oldu. Açıkçası, bir çok yazı
arasından hangisini yayınlasak acaba diye
düşünmeyi isterdim. PARDUS E­Dergi artık
topluluk tarafından üretiliyor. Bu işi ya biz
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Editör Yazısı
.
Ismail Sezen
[email protected]
4
­ Bazı modemlerle ilgili iyileştirmeler yapıldı.
cups 1.4.8 sürümüne güncellendi.
­ LibreOffice 3.4.3 sürümüne güncellendi.
­ LibreOffice ile ilgili çeşitli çökmeler
düzeltildi.
­ MPlayer ile ilgili Freetype nedenli çökmeler
düzeltildi.
OpenClipArt
Pardus 2011.2 Duyuruldu
Pardus
2011
serisinin ikinci
arasürümü olan
Pardus 2011.2'
nin kararlı sürü­
mü, sürüm yö­
neticisi Gökçen Eraslan'ın duyuru listesine
düştüğü elektronik posta ile Cervus elaphus
(Kızıl Geyik) kod adıyla 19.09.2011 tarihinde
duyuruldu.
Pardus 2011.2 ile gelen başlıca yenilikler şu
şekilde:
­ NetworkManager 0.8.5.91 sürümüne
güncellendi.
­ VPN bağlantısı ekleme ile ilgili sorun
düzeltildi.
­ ModemManager 0.5 sürümüne güncellendi.
­ Çoklu CDMA Rm protokolü desteği eklendi.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
İnceleme yazısını bu sayımızda bulabilirsiniz.
Yine Pardus 2011.2'yi Özgürlükiçin.com,
Pardus­Linux.Org topluluk portalı ve Pardus
resmi sitesinden, indirme bağlantılarını
izleyerek indirebilirsiniz.
Pardus, CeBIT Euraisa Bilişim Fuarındaydı
Bilişim fuarı olan CeBIT fuarı, bu sene 6 ­ 9
Ekim 2011 tarihleri arasında İstanbul'da
gerçekleşti. Pardus da elbette fuardaki yerini
aldı. Linux ve yüzlerce özgür yazılımın bir
araya gelmesiyle, teknolojinin en güncel,
güvenli ve işlevsel ürünlerini kullanıma hazır
biçimde sunan Pardus 7­A22 nolu TÜBİTAK
standında ziyaretçileriyle buluştu. Pardus
gönüllüleri de fuar ziyaretçilerine Pardus'u
tanıtmak için yoğun bir çaba sarf ettiler.
Onların günce yazıları ve portal haberlerinden
derlenen bir CeBIT yazısını, bu sayımızda
bulabilirsiniz.
5
Haberler
Özgür Web Teknolojileri Günleri Gerçek­
leşti
Geçen sayımızda duyurusunu yaptığımız
Özgür Web Teknolojileri Günleri, 14­15 Ekim
tarihlerinde, Yeditepe Üniversitesi 16 Ağustos
Yerleşkesi'nde yapıldı. Linux Kullanıcıları
Derneği (LKD) ve Yeditepe Üniversitesi
Bilgisayar Topluluğu (YUCOMP) tarafından
yapılan etkinlikte özgür web teknolojilerinin
kullanımı ile ilgili 30'dan fazla oturum ve
atölye çalışması gerçekleştirildi.
Pardus Yeni Sitesiyle Karşınızda
Pardus'un resmi sitesi
yenilendi.
Aslında
sitenin
ihtiyaçlara
cevap veremez hale
gelmesi nedeniyle sunucu altyapısındaki
güncellemelere
paralel
olarak,
site
altyapısının da güncellenmesi fırsat bilinerek
görselliğinde de değişikliğe gidildi. Bir özgür
yazılım olan Wordpress altyapısı kullanılan
sitede, yeni bir özellik olarak bir şirket
günlüğü
havasında
olan,
camia
koordinatörleri ve proje yöneticisinin Pardus'a
dair günlük girdilerinden oluşan sayfa da
dikkatleri çekiyor.
Haberler
Pardus Kurumsal 2 Sürüm Takvimi
açtı.
Pardus Kurumsal 2.1
sürüm çalışmalarının
başlayacağı
haberi
üzerine, bir süredir beklediğimiz sürüm
takvimi açıklaması, nihayet Pardus geliş­
tiricilerinden Semen Cirit tarafından geliştirici
listesine atılan sürüm takvimi ile belli oldu.
Kararlı sürümü 2012 yılının Şubat ayında
çıkacak olan Kurumsal 2.1 için sürüm takvimi
şu şekilde:
"Özgür Yazılım Kurma Özgürlüğünüz İçin
Ayağa Kalkın" başlıklı bildiri, özetle, tam
olarak uygulandığında, bilgisayarın açılış
esnasında yetkilendirilmemiş programların
çalışmasını engelleyerek zararlı yazılımlara
karşı koruma amacıyla tasarlandığı ileri
sürülen "Güvenli Başlatma" teknolojisinin,
Windows ve Microsoft'un onayladığı uygula­
maların dışında bir uygulama ve işletim
sistemi çalıştırılmasına müsade etmemesi
endişesini taşıyor. Pratikte, bu da demek
oluyor ki bu önlemleri uygulayan bilgisayarlar,
başlangıçta onaylı olup da tekrar onaylan­
madan değiştirilmiş sistemler de dahil olmak
üzere, yetkilendirilmemiş işletim sistemlerini
çalıştırmayacaktır.
16 Aralık 2011: Kurumsal 2.1 Alfa 1
13 Ocak 2012: Kurumsal 2.1 Alfa 2
3 Şubat 2012: Kurumsal 2.1 Beta
17 Şubat 2012: Kurumsal 2.1 Sürüm Adayı
24 Şubat 2012: Kurumsal 2.1 Kararlı Sürüm
Kurumsal 2.1 için ayrıntılı sürüm takvimini
burada bulabilirsiniz.
Özgür Yazılım
Sistemine Karşı
Vakfı
“Secure
Boot”
Özgür Yazılım
Vakfı Microsoft
tarafından daya­
tılan, "Windows
8 uyumlu” logo­
su taşıyan bilgisayarlar için zorunlu olan
“Secure Boot­Güvenli Başlatma” teknolojisine
karşı bir bildiri yayınladı ve bildiriyi imzaya
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Kullanıcı, kendisi tarafından yazılan, kendisi
tarafından veya güvendiği kişiler tarafından
değiştirilen programları yetkilendirebildiği
taktirde, bu özellik ismine layık olabilir. Ama
Microsoft’un ve donanım üreticilerinin, bu
başlatma
kısıtlamalarını,
kullanıcıların
Windows'tan başka işletim sistemlerini kullan­
masını engellemek için kullanmalarından
endişe ediyoruz. Bu durumda bu şartlar,
bilgisayar kullanıcıları için felaket kısıtlamalar
anlamına geleceği için bu teknolojiye güvenlik
özelliği olmadığı için “Kısıtlı Başlatma” adını
vermek daha doğru olur.
6
Lütfen hükümetlere, bilgisayar üreticilerine ve
Microsoft'a bu özgürlüğü önemsediğinizi ve
korumak için çalışacağınızı göstermek için,
isminizi aşağıdaki bildiriye ekleyin.
Biz aşağıda imzası bulunanlar, UEFI’nin
sözde “Güvenli başlatma” tekonolojisini
uygulayan bilgisayar üreticilerini, bunu, özgür
işletim sistemlerinin kurulmasına olanak
verecek biçimde yapmaya davet ediyoruz.
Kullanıcının özgürlüğüne saygı gösterip,
kullanıcı güvenliğini gerçekten korumak için
üreticiler
ya
bilgisayar
kullanıcılarının
başlatma kısıtlamalarını devreden çıkarma­
sına izin vermeli ya da onlara diledikleri özgür
işletim sistemini kurup çalıştırabilecekleri
kesin bir yöntem bulmalıdır. Kullanıcıları bu
elzem özgürlüklerinden ayıran bilgisayarları
ne satın alacağımıza ne de kimseye
önereceğimize ve topluluğumuzdaki insanları
böyle
hapisaneleştirilmiş
sistemlerden
kaçınmaya etkin bir biçimde teşvik edece­
ğimize söz veririz.
Bildiriyi bu adresten imzalayabilirsiniz.
GÜNCEL
Hamit Giray NART
[email protected]
CeBIT fuarında Pardus da
vardı. Gönüllüleri Pardus'u
orada yalnız bırakmadılar.
Yoruldular, ama eğlendiler.
Gidemeyen bizleri de günce
yazıları ve portal haberleri ile
de sanki oradaymışız gibi
bilgilendirdiler. Onların
yazılarını Hamit Giray NART
derliyor.
Hepimizin bildiği gibi, 6 – 9 Ekim 2011 tarihleri
arasında, İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre
Merkezi, CeBIT Bilişim Eurasia fuarına ev
sahipliği yaptı. 20'ye yakın ülkeden, 1000'den
fazla firmanın katılım sağlamış olduğu bu
fuara, fuarın bu sene ücret almamasının da
muhtemel
etkisiyle,
100.000'den
fazla
ziyaretçi uğradı.
Geçen sene olduğu gibi, bu sene de fuar
boyunca Pardus da yaklaşık 100 m2'lik
TÜBİTAK standında yerini aldı. 7. salon
A22'de bulunan Pardus, dört gün boyunca
gönüllüleri ve geliştiricilerinden oluşan bir ekip
ile birlikte, ziyaretçilerini karşıladı. Ziyaretçiler
arasında Pardus'u tanıyıp bilen ve ihtiyaçları
doğrultusunda cevap arayanlardan tutun da,
Pardus'u hiç duymayanlar da vardı. Ekip, dört
gün boyunca yorgunluk nedir bilmeden, her
tipten insana Pardus'u tanıtıp anlattılar.
Sadece bu kadarla da kalmadılar. Sosyal
ağlarda, güncelerinde ve Özgürlükiçin porta­
lında, yaşadıklarını ve gözlemlerini paylaş­
arak, fuara gidemeyenleri de aydınlatmayı
ihmal etmediler.
Pardus standında, Pardus 2011.2 Cervus
elaphus ve Kurumsal 2 sürümlerinin denene­
bileceği alanlar vardı. Ancak sadece bu kadar
değildi. Pardus'un farklı alanlarda kullanımına
yönelik bölümlerde mevcuttu. Fatih Projesi
kapsamında kullanılacak olan bilgisayarlar,
akıllı tahtalar, tabletler, konusunda Pardus'un
7
CeBIT 2011: PARDUS
neler
yapabileceği
konuşuldu. Geliştiri­
cilerin fuar için özel
hazırladığı Pardus ile
çalışan akıllı tahta,
standa uğrayan ilgili
ve meraklı eğitimciler
tarafından denendi.
Bunun dışında Telsiz
ve Radyo Amatörleri
Cemiyeti (TRAC) ve
TÜBİTAK işbirliği ile
Pardus üzerinde ça­
lışan amatör telsizcilik yazılımları sergilendi,
afet durumunda Pardus'un yapabilecekleri
konuşuldu, sorular cevaplandı. Pardus üzeri­
ne kurulmuş oyunların oynanabileceği oyun
köşesi de gencinden yaşlısına (daha çok
gençler :­) ) pek çok ziyaretçiyi misafir etti.
Ayrıca Nerdworking'in sanatsal yaklaşımları
teknolojik, kullanılabilir ürünlere Pardus
kullanarak dönüştürmesi ve bunu sergilemesi
de bir diğer ilgi çekici ayrıntı olarak standta
takip edilecek şeylerden biri oldu. SIGMA
R&D'nin Pardus yüklü bir bilgisayarı, Kinect
hareket algılayıcısı yardımı ile el hare­
ketleriyle yönetmesi de standa renk katan
görüntülerden birisi oldu. Ek not olaraksa,
geçen sene olduğu gibi, bu sene de fuarın ilk
günü Pardus standını ziyaret edenler
arasında ünlü oyuncu Mehmet Ali Alabora da
vardı.
Fuarın ikinci günü de ilk günü gibi yoğun
geçti. MEB ve bazı belediyelerden yetkililer,
öğrenci grupları ve hatta yurtdışından gelen
ziyaretçiler, fuarın ikinci günü Pardus standını
ziyaret edenler arasındaydılar. Ekip, yorulmak
nedir bilmeden onlarla uzun uzun sohbet
etme imkanı buldu, sorularını cevapladı.
Çeşitli kuruluşların bilgi işlem sorumluları,
Pardus'a geçme ve mevcut sistemlerini göç
ettirme ile ilgili detaylı bilgi almak için geldiler.
Üçüncü gün ekip neredeyse iki katına çıkmış,
ancak
hareket
azalmamıştı.
Pardus
standında çocuklar akıllı tahta ve oyun
alanında keyifli vakit geçirdiler. Birçok okul ve
kurumsal katılımcılar kurulum DVD'lerinden
istedi. Standa, Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri
ve Fatih Projesi Genel Koordinatörü de gelip
Pardus ekibinden kısa bir bilgilendirme
aldı.Nerdworking
ve
SigmaRD
birlikte
uzaktan oyun ve browser kontrolü tanıtımları
en çok dikkat çeken bölümlerimizden birisi
oldu. Katılımcılar uygulumayı deneme imkanı
buldular.
CeBIT’in son saatlerine doğru oyun alanın­
daki bilgisayara Frets On Fire kuruldu. Bu
güzel gelişme ile birlikte çalınan şarkılar ile
yoğun olan standımız daha da çok ilgi topladı.
İlgi gören oyunu katılımcılar anında deneme
imkanına sahip oldular.
Fuarın son günü, belki de yağan şiddetli
yağmurun etkisiyle, diğer 3 güne nazaran
daha sakin geçmiş olsa bile, hiç azımsan­
mayacak bir kalabalık vardı. Öyle ki ekip, bu
kalabalığın DVD talebini karşılamakta olduk­
ça zorlandı. Ayrıca bu kalabalığa TRT Haber
ekibi de eklendi. Pardus standından bir süre
canlı yayın yapıldı.
CeBIT Bilişim Eurasia 2011'in bitiminde
Pardus gönüllüleri oldukça yorulmuşlardı Ama
insanlara Pardus'u tanıtmış olmanın hazzını
ve mutluluğunu duyuyorlardı. Fuar sonunda
“4 gün daha olsa, 4 gün daha geliriz.” cüm­
lesi, sanırım aldıkları zevki anlatmaya yeter. :)
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
8
CeBIT 2011: PARDUS
Fuar alanındaki en ilgi çekici standa sahip
olan Pardus, tüm ziyaretçilere unutulmaz bir
fuar yaşattı. Gerek oyun alanı, gerek
kurumsal ve bireysel sürümlerin yüklü olduğu
bilgisayarlar, Pardus'u tanıtırken en büyük
yardımcılarımız oldu. Milli Eğitim Bakan­
lığı'nın uygulamaya sunacağı Fatih Projesi
kapsamımda okullara akıllı tahta ihalesine
giren özgür yazılım ekibi, bu iş için en doğru
yolun Pardus olduğunu herkese gösterdi.
Özellikle veli ve öğrenciler tarafından büyük
ilgi gören akıllı tahta, fuar alanının gözde­
lerindendi.
Yoğunluğu, yorgunluğu ile Pardus için
oldukça güzel ve başarılı bir fuar oldu. Bunda
emeği geçen tüm geliştirici ve Pardus
gönüllülerine, kullanıcılar olarak, ne kadar
teşekkür etsek azdır. Hepiniz iyi ki varsınız...
Pardus 2011.2 Cervus elaphus
. DAĞITIM
INCELEME
Erdem ARTAN
[email protected]
Hamit Giray NART
[email protected]
Pardus'un bireysel sürümü
olan Pardus 2011'in ikinci
arasürümü olan Pardus
2011.2 Cervus elaphus (Kızıl
Geyik) Erdem ARTAN ve
Hamit Giray NART tarafından
inceleniyor.
Pardus'un bireysel kullanıcılar için olan son
sürümü, Pardus 2011'in ikinci arasürümü olan
Pardus 2011.2 Cervus elaphus (Kızıl Geyik),
sürüm yöneticisi Gökçen ERASLAN'ın,
19.09.2011 tarihinde duyuru listesine attığı e­
posta ile duyuruldu.
Cervus elaphus Nedir?
Cervus elaphus, dünyadaki en büyük geyik
türlerinden olan ve Türkçe'de "Kızıl Geyik"
9
adıyla bilinen bir türdür. Daha çok Avrupa'da,
Anadolu'da, Hazar Denizi'nin batısında
yaşarlar. Afrika'daki tek geyik türü olarak da
bilinir.
Pardus 2011.2 için ilk öne çıkan özellik,
2011.1 arasürümü ile arasında sadece 2 ay
olması. Daha 2011.1 sürümünü yeni oturtmuş
ve karşımıza çıkan sorunları ancak çözmüş­
ken, 2011.2 geldi. İki sürüm arasındaki
zamanın bu kadar kısa olmasının sebebini
anlayamamakla birlikte, CeBİT'e yetişecek
olması şeklinde yorumladık. 2011.2'nin
çıkışında ­aceleye geldiğinden belki de­ bazı
karışıklıklar yaşandı. Depodan güncelleme ile
geçen kullanıcılar, GRUB başta olmak üzere,
herhangi bir değişiklik göremeyince güncel­
lenmediğini düşündüler. Bir de ara sürüm
depo ayrımına gidilince, depo adresini
Pisi'den elle değiştirme yoluna gidenler oldu.
Ancak depolar birbirlerinin aynıydı. Yine de
güncellemenin GRUB'u değiştirmesi yerinde
olurdu.
2011.2 sürümünün kalıp dosyalarının kurulan
kalıpları 1.1 GB, çalıştırılabilir kalıpları ise 1.3
GB boyutlarındalar. Kalıpları yine 32 ve 64 bit
mimarisinde ve melez. Kalıpları indirip
yazdırabilmek için, bir DVD ya da yaklaşık 1.5
GB'lik bir USB belleğe ihtiyacınız olacaktır.
Kurulum önceki sürüm ile tamamen aynı.
Pardus'un her iki mimaride de kurulduktan
sonra diskte kapladığı boyut, yaklaşık 4.5 GB
kadar.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Hatta kurulum aşamasında, bir yerde hâlâ
Pardus 2011.1 yazıyordu ki bir ara “acaba
yanlış kalıp dosyasını mı indirdim?” şeklinde
şüpheye düştüm.
2011.1 sürümü ile paketler arasında da gözle
görülür bir değişiklik yok. Hemen hemen tüm
paketler aynı sürümde geliyor. Pardus'un
resmi deposunda an itibariyle 4689 paket
bulunuyor. Bunlar arasında kurulu olarak
gelenler içinde 2011.1 ile pek bir değişiklik
yok. KDE masaüstü yöneticisi 4.6.5, Pardus
2011.1'deki sürümünü koruyor. Sürümünü
koruyan bir diğer ana unsur ise Linux
çekirdeği 2.6.37.6. Aynı şekilde, Xorg. 1.9.5,
Python 2.7.1, Glibc 2.12, Gcc 4.5.3 temel
bileşenler de 2011.1 ile aynı. Mudur 4.1.3,
Pisi ve Çomar da 3.0.3 sürümleri ile geliyor.
Pisi'de herhangi bir değişiklik göze çarpmıyor.
Paket puanlama sistemi hâlâ çalışmıyor.
İnternet uygulaması olarak Firefox 5.0 ön
yüklü olarak geliyor. Güncelleme ile geçile­
bilinecek biçimde depoda ise şu an Firefox
6.0 sürümü bulunuyor. Depoda ise, Opera
11.51, Google Chromium 14.0 ve Rekonq 0.7
sürümleri bulunuyor. E­posta istemcisi
olaraksa, KDE'nin Kmail posta istemcisi
geliyor. Depoda ise Thunderbird 3.1.10
sürümü mevcut. Anında mesajlaşma içinse,
bir KDE gereci olan Kopete ve Konversation
1.3.2 geliyor. AMSN 0.98 ve Pidgin 2.10
alternatifleri ise depoda bulunuyor.
10
Pardus 2011.2 Cervus elaphus
Ofis takımında ise LibreOffice takımı 3.4.3
sürümü ile geliyor. 2011.1'den gözle
görülebilen güncellenmiş paket LibreOffice
olmuş. 3.4.1 sürümünden, 3.4.3 sürümüne
geçilmiş. Depoda ise KOffice 2.3.3 bulunuyor.
Belge görüntüleyici olarak KDE aracı Okular
ön yüklü olarak geliyor. Hafif alternatifi
ePDFview 0.1.8 sürümü, depoda bulunuyor.
Resim yönetimi için Digikam, ShowFoto ve
Gwenview, resim oluşturmak ve düzenlemek
için Gimp 2.6.11 sürümü kurulu geliyor.
Vektörel grafik içinse Inkscape 0.48 depoda
var.
Çoklu ortamda ise SMPlayer 0.6.9, GNOME
Mplayer 1.0.4, CD/DVD yazma ortamı olarak
bir KDE aracı olan K3B 2.0.2, müzik ortamı
olaraksa Amarok tabanlı oynatıcı Clementine
0.7.1 sürümü ile kurulu olarak geliyor.
Popüler alternatif olan VLC, 1.1.12 sürümü ile
depoda bulunuyor.
Pardus 2011.2'de Neler Yeni?
Yaklaşık 1.1 GB boyutunda olan Pardus
2011.2 kurulum ortamı, toplamda dördü yeni
olan ve 94'ü güncellenmiş olan 845 paket
bulundurmakta. Bir önceki sürüm olan
2011.1'e göre 55 farklı hata onarımı içeren
Pardus 2011.2'deki başlıca yenilikler ise şu
şekilde:
­ ModemManager 0.5 sürümüne güncellendi:
Bazı modemlerin desteklenmesi, çoklu CDMA
Rm desteği sağlandı.
­ NetworkManager 0.8.5.91 sürümüne
güncellendi: VPN bağlantısı ekleme
konusundaki sorunlar giderildi.
­ LibreOffice 3.4.3 sürümüne güncellendi:
Çökmelerle ilgili birçok hata düzeltildi.
­ Mplayer güncellendi: freetype nedenli
çökmeler onarıldı.
­ Flashplugin 10.3.183.7 sürümüne
güncellendi: 64bit destekli sürüm ve güvenlik
güncellemeleri içeriyor. (Şu an depoda daha
günceli mevcut)
Neler Eksik, Neler Beklenebilirdi?
Pardus 2011.2'de halen disk şifreleme
desteği bulunmamakta. Bunun yanında son
sürümü şu anda 4.7.2 olan KDE yazılım
koleksiyonu
yerine
4.6.5
sürümünün
sunulması, bekleniyordu. Ama yine de 4.7'ye
2011 serisi ara sürümlerinde kavuşabilmeyi
isterdik.
Pardus 2011.2 ile birlikte halen şu anda son
sürümü 7.x olan ve yakın zamanlarda 8.
sürümünün betası duyurulan Firefox'ın 6.0.2
sürümü sunulmakta. Thunderbird ise halen
3.1.x sürümü ile kullanıcılara sunuluyor.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Pardus 2011.2 Cervus elaphus
Sonuç Olarak
Pardus 2011.2, beklenenden çok önce
duyurulan bir Pardus sürümü. Pardus
2011.1'in yanında fazla bir değişiklik içermiyor
gibi görünüyor. Uluslararası bazı sitelerde
yapılan incelemelerde, bunun yeni bir sürüm
mü, yoksa bir servis paketi mi olduğu
şeklinde yorumlar var.
Pardus 2011.2'de rahat bir kullanım için 1
GB'den fazla RAM bellek ile 10 GB'den fazla
sabit sürücü tavsiye ediliyor. Tabii KDE'den
başka bir masaüstü ortamı kullanılacaksa bu
değerleri düşürmekte sakınca yok gibi
görünüyor.
Pardus'un bu sürümü için de kullanıcılar
olarak,
geliştiricilere
teşekkürlerimizi
sunuyoruz. Ancak sonraki ana sürümde,
beklentilerimizi de arttırıyoruz. :­)
Pardus 2011.2 sürümüne, Pardus'un resmi
sitesinden [1] ve topluluk siteleri olan Pardus­
Linux.Org [2] ve Özgürlükİçin.Com [3]
sitelerindeki indirme bağlantılarını izleyerek
ulaşabilirsiniz.
Son olaraksa, doğrudan Pardus 2011.2
sürümü ile alakalı olmasa da, 2011.1
sürümüne yetişemeyen bir uygulama olan
Pardus Ana Sürüm Güncelleme Aracı
(upgrade­manager) Pardus 2009 depolarında
11
yerini aldı. Bu araç, 2011.2 sürümü
duyurulmadan yaklaşık 3 hafta kadar önce
çıktı. Pardus 2009 kullanıcıları bu aracı
kullanarak, sistemlerini Pardus 2011.2'ye
güncelleyebilirler. Yapılacak şey oldukça
kolay. Pardus 2009 deposundan upgrade­
manager paketini kurarak, root yetkileri ile
başlatmak. Sonrasında ise uygulama sizi
zaten yönlendirecek. Pardus Wiki'de ayrıntılı
bir anlatımı da [4] mevcut. Benim Pentium
1.4 Celeron ve 512 MB RAM ana bellekli test
makinemde, Pardus 2009'dan 2011.2'ye
güncelleme yaklaşık bir saat içinde, sorunsuz
olarak gerçekleşti. Ancak bu güncelleme
aracı, Pardus 2009 sadece 32 bit
olduğundan, sadece 32 bit Pardus 2011.2
mimarisine güncelleme yapabiliyor. Sonraki
sayıda buluşmak dileğiyle...
[1] http://www.pardus.org.tr
[2] http://www.pardus-linux.org
[3] http://www.ozgurlukicin.com
[4] http://tr.pardus-wiki.org/NASIL:
Güncelleme_Yöneticisi_ile_Pardus_2009'da
n_2011'e_geçis
NASIL
Sevgili Pardus severler merhaba,
digiKam: Fotoğraf Boyutlandırma
Bu yazıda aslında herkesin ihtiyacı olan ama
sıra­sıra anlatımının olmadığını gördüğüm bir
konuyu anlatmak istedim.
Çoğumuzun evinde iyi kötü bir fotoğraf
makinesi vardır, ancak bunları internete
yüklediğimizde yeniden boyutlandırılması
gerektiğini görürüz, genelde bu boyut 800*
600 civarı bir şeydir. Bunu en basit nasıl
yapabiliriz? Sihirbaz yazılımımız digiKam,
burada gene karşımıza geliyor.
Tayfun KAVASOĞLU
[email protected]
KDE'nin fotoğraf yönetim
gereci olan digiKam
uygulamasında fotoğraf
boyutunun değiştirilmesi
çalışması, Tayfun
KAVASOĞLU'ndan geliyor .
Neden sihirbaz diyoruz? Çünkü pek çok
paralı alternatifinin yapamadığını yapıyor ve
ek bir işleme gerek kalmadan HAM (RAW­
PEF
vs.)
dosyalarımızı
da
yeniden
boyutlandırıp, istediğimiz formata çevirerek
kaydediyor.
En basit şekilde anlatmaya başlayayım:
12
Öncelikle digiKam programımızı açıyor ve
istediğimiz klasöre gidip, işlem yapacağımız
fotoğrafı seçiyoruz.
Fotoğrafımızı seçtikten sonra,
"Düzenle" tuşuna basıyoruz.
yukardaki
Fotoğrafımız tam sayfa olarak açıldı ve
işleme hazır. Burada gene yukardan
"Dönüştür" sekmesindeki "Yeniden Boyut­
landır " seçeneğini çalıştırıyoruz.
digiKam: Fotoğraf Boyutlandırma
Artık sıra kaydetme aşamasında. Görebile­
ceğimiz gibi bu ekranda istediğimiz uzantıda
kayıt yapabiliyoruz ve ayrıca daha az yer
kaplaması için de sıkıştırma oranını belirleye­
bileceğimiz bir sürgümüz de var.
İşlemlerimizi
yapıp
"Kaydet"
basıyoruz, işte bu kadar.
tuşuna
Gördüğünüz gibi basit bir işlemle boyut­
landırma işini yapabiliyoruz, ayrıca fotoğrafla
çok ilgileniyorsanız renk işleme, hata
düzeltme, fotoğraflara ekleme yapma, efekt
verme gibi işlemleri de gayet hızlı bir şekilde
Digikam ile yapabilirsiniz.
İyi denemeler dileğiyle...
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
13
ATÖLYE
Scribus'ta Tasarım yazı dizimizin geçen
bölümünde, metinlerle çalışmayı bitirmiş ve
tablolara geçeceğimizi belirtmiştik.
OO ya da LO Hesap Tablosu uygulamasının
ya da Windows alemindeki MS Excell'in satır
ve sütunlardan oluşmuş ve genelde de veri
içeren tablolarını muhtemelen bilmeyen
yoktur. İşte şimdi, bu tip tabloları Scribus
altında nasıl oluşturacağımıza bir göz atalım.
Hamit Giray NART
[email protected]
Özgür yazılımın en güçlü
masaüstü yayımcılık aracı
olan Scribus'un tasarım
atölye yazısının 5.
serisinde, tablolarla
çalışma konusu işleniyor.
Scribus'ta da tablo kullanımı, genelde hesap­
lama uygulamaları ile benzerlik gösterse de
ayrıldığı yönler de var. Hesaplayıcılar, tablo­
ları görsel açıdan değerlendirmez ve tek satır
paragraf tabanlıdırlar. Sütun özellikleri göster­
mezler.
Scribus'ta tablo oluşturmanın yolları; Ekle ­>
Insert Table yolunu kullanmak, seçenek
çubuğundan “Tablo” tuşuna
basmak ya da
Alt + e ve ardından Alt + a tuş kombinasyon­
larını kullanmaktır.
Scribus imleci, tablo imlecine dönüşecek ve
yanında tablonun koordinatları belirecektir.
İstediğiniz yere imleci getirip, tablonuzu
yerleştirebilirsiniz. Aynı diğer çerçeveler gibi
tablolar da Scribus'ta bir katmandır. Tablo
imlecini istediğiniz yere getirip tıkladığınız
zaman, tablo katmanının en ve boyunu
girmenizi isteyen bir pencere açılacaktır.
Buradan boyutları girip “Tamam” düğmesine
14
Scribus'ta Tasarım - V
basarsanız, tablo katmanı oluşturulacaktır.
Boy ve eni göz kararı belirleyecekseniz, tablo
imlecini fare tuşuna basılı tutup, bir alan
seçerek de yerleştirebilirsiniz. Ancak bu
yöntemi seçerseniz, zaman kazanmanıza
karşın, tablonun tam boyutlarını bilemezsiniz.
Sonrasındaysa, tablomuzun kaç satır ve kaç
sütundan oluştuğunu belirteceğimiz bir
pencere açılacak. Sütun ve satır sayılarını
girip, “Tamam”a bastığımızda tablomuz
oluşturulacaktır.
Burada, boyutlarını göz
kararı olarak belirle­
diğim, 3 sütun ve 3
satırdan oluşan bir tab­
lo oluşturdum. Tablo
katmanının boyutlarına
göre, Scribus satır ve
sütunları
belirttiğiniz
sayılara bölerek boyut­
landıracaktır.
Basit görünüyor değil mi? Ne var ki Scribus
tablo yönetimi konusunda biraz zayıf. Basit
içeriğe sahip, küçük bir tablo için tablo
oluşturmak yeterli. Ama hesaplama gibi bir
işlem olacaksa bunu, yazımızın ilerleyen
paragraflarında
değineceğimiz,
bir
hesaplayıcı veri sayfasından ithal etmek
yolunu tercih etmemiz gerekecek. Ayrıca
tablonuzun satır ve sütun sayısını ve
boyutlarını
da,
tablo
katmanını
Scribus'ta Tasarım - V
oluşturmadan önce iyi hesaplayın. Katmanı
oluşturduktan sonra, üzerinde değişiklikler
yapmak, oldukça zor.
Tabloları Biçimlendirmek
Tabloları biçimlendirmek oldukça kolaydır.
Yalnızca çerçeve ve hücrelerden oluşmuş bir
katmandır. Özel ayarlara sahip değildir.
Tablo biçiminde oynama yapmak için F2 ile
açtığımız Özellikler Paneli'ni kullanıyoruz.
Tablomuzu seçip, Özellikler Paneli'ni açtığınız
zaman, X,Y,Z sekmesi altında, tablonun
katman adının, GrupX (X yerine kaçıncı grup
ise o sayısal değer gelir. Grup5, Grup14
gibi...) biçiminde olduğunu görürsünüz. Ya da
tabloya sağ tıkladığınızda, seçenekler
arasında “Grubu Çöz” seçeneğini görürsünüz.
Tablomuz aslında, gruplandırılmış metin
çerçevelerinden ibarettir.
Tablomuzu biçimlendirmek için öncelikle ana
yapısını göz önüne bulundurmamız gerek.
Tam bir biçimlendirme için, grubu çözmemiz
gerekecek. Ancak acele etmeyin. Grubu
çözüp de tekrar gruplandırdığınızda, aynı
özelliklere sahip olamıyorsunuz. O yüzden
öncelikle tablonun ana şeklini oturtun.
Tablo özelliklerimizi ayarlarken anahtarımız,
Ctrl+Alt tuş kombinasyonu olacak. Grubu­
muzu çözmeden, grup elemanlarını seçe­
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
bilmek ve özellikleri etkin duruma getirebil­
mek için bu kombinasyonu kullanacağız.
Demek istediğimi hemen örneklendireyim.
Üstteki ekran görüntüsünden soldaki, grup
çözülerek seçilen bir hücre özelliklerini
göstermekte. Sağdaki ise grup çözülmeden
Ctrl+Alt tuş kombinasyonu ile seçilen
hücrenin özellikleri. Fark gayet açık.
Bu kombinasyonla tablo katmanını seçtikten
sonra, F2 ile Özellikler Paneli'ni açıyoruz.
Ayarlarımız, aynı metin katmanını ayarla­
dığımız gibidir.
Hücreleri şekillendirmek için, Özellikler
Paneli'ndeki “Çizgi” sekmesini kullanıyoruz.
Buradan, yukarıdaki ekran görüntülerinde
olduğu gibi, çizgi tipi, kalınlığı ve hücrenin
hangi çizgisini değiştireceksek, onu seçebile­
ceğimiz seçenekler var. Çizgi ve hücre rengini
ise, yine normal metin katmanındaki gibi
“Colours” sekmesi altından seçebiliyoruz.
15
Hücre içi metin ise, Özellikler Paneli'nin
“Metin” sekmesi altından yapılabiliyor. Metin
katmanları
bölümümüzde
gördüğümüz
standart metin ayarlarının dışında, burada bir
de “Columns & Text Distances” alt sekmesini
kullanabiliyoruz. “Columns” kısmı, hücre
içinde kaç tane sütun olacağını, “Gap” ise bu
sütunların aralarındaki boşluğun kaç punto
olacağını belirler. Altındaki ayarlardan ise, en
üstten sırayla üst, alt, sol ve sağ taraftan kaç
punto boşluk verileceğini ayarlayabilirsiniz.
Bir hücreyi biçimlendirdiğiniz zaman, o
hücrenin biçim özelliklerini başka bir hücreye
kopyalayabilirsiniz.
Bunun
için Alt+Ctrl
kombinasyonu ile ilk olarak özelliklerini
kopyalamak istediğiniz hücreyi seçin. Sonra
yukarıdaki görev barında, sihirli değnek
şeklindeki
“Öğe
Özelliklerini
Kopyala”
düğmesine basın. Özellikleri yapıştırmak
istediğiniz hücreyi de Ctrl+Alt kombinasyonu
ile seçin. Böylece bir hücrenin bütün ayarları,
ikinci hücreye kopyalanacaktır. Ancak bu
sadece anlık bir kopyalamadır. Yani ilk
hücreyi değiştirirseniz, diğer hücreler değiş­
meyeceklerdir.
Hücremizi seçtikten sonra F2 ile Özellikler
Paneli'ni açıyoruz ve grafik ve metin
özelliklerinde
anlattığımız
gibi,
aynen
buradaki özellikleri hücremize uygulaya­
biliyoruz.
Hücre İçeriği
Hücreye metin eklemek içinse, Ctrl + Alt ile
çift tıklayarak doğrudan içine yazabilir ya da
hücreyi seçtikten sonra Edit ­> Metin Düzenle
yolu ile metin düzenleyiciyi kullanabilirsiniz.
Bir tablodaki hücrelerin, aslında gruplan­
dırılmış birer metin çerçeveleri olduklarını
belirtmiştik. Aynen, daha önceki metin
çerçevelerini biçimlendirmede anlattığımız
gibi, buradaki hücreleri de resim çerçeve­
lerine dönüştürebilirsiniz. Bunun için, Ctrl+Alt
kombinasyonu ile istediğimiz hücreye sağ
tıklayarak, açılan menüden Dönüştür ­>
Resim Çerçevesi seçeneği ile o hücreyi bir
resim katmanına dönüştürebiliyoruz. Ctrl + Alt
ile sağ tıklayarak “Resim Al” seçeneği ile de
hücremizin içine bir resim yerleştiriyoruz.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Hücre içine, bir metin değil de, bir veri serisi
(takip eden sayı ya da harfler gibi) yazmak
içinse
hücrelerin
gruplarını
çözmeniz
gerekiyor. Bunu hemen örnek uygulama ile
açıklayayım. Öncelikle grubu çözmeden
önce, veri serisi yazacağımız yerlerin hücre
biçimlerini ayarlamamız gerekecek. Yani
hücrenin
biçimlendirme
işlerini
grubu
çözmeden önce yapmamız gerekiyor. Sebebi,
yazının başında belirttiğimiz gibi, grubu
çözüp, tekrar gruplayınca bazı özelliklere
artık ulaşamıyor olmamız.
Scribus'ta Tasarım - V
Ortadaki görüntüyü elde etmek için gereken
adımları sırasıyla yazmak gerekirse,
1­ İlk olarak en soldaki hücreyi Ctrl+Alt
kombinasyonu ile seçiyoruz ve F2 ile
Özellikler Paneli'ni açarak, istediğimiz
özelliklerin tümünü yapılandırıyruz. Burada
yapılandırılanlar, mavi dolgu rengi, siyah
çerçeve çizgisi rengi, metin yazıtipi, rengi ve
konumlandırmayı ayarlamak (bu ayarların
tümünü, geçen yazı dizimizde anlattığımız
metin katmanını biçimlendirme konusundaki
gibi yapıyoruz).
2­ Sonrasında “Öğe Özelliklerini Kopyala”
düğmesi ile teker teker diğer hücrelere de bu
özellikleri kopyalıyoruz.
3­ Sonrasında hücreleri Ctrl + Alt ile sağ tuşu
kullanarak tek tek “Grubu Çöz” ile
birbirlerinden ayırıyoruz.
4­ İlk hücreyi seçtikten sonra (grubu çöz­
dükten sonra seçimleri artık sadece sol fare
tuşuyla,
Ctrl
+ Alt
kombinasyonunu
kullanmadan yapıyoruz), “Metin çerçevelerini
birleştir” düğmesi ile hücreleri tek tek
birbirlerine bağlıyoruz (bkz. “Scribus'ta
Tasarım ­ III).
5­ Tekrar ilk hücremizi seçerek, Ctrl + T ya da
Edit ­> Metni düzenle yolu ile Metin editörünü
açıyoruz.
16
Scribus'ta Tasarım - V
6­ Metin editöründe bir hücreden diğerine
geçirmek istediğimiz yazıları, Ctrl + Enter tuşu
ile ayırabiliriz. Ctrl + Enter tuşu, metin
editöründe kırmızı bir dikey çizgi ile
gösterilecektir. Aynı hücre içinde alta geçmek
isterseniz
de
Shift
+
Enter
tuş
kombinasyonunu kullanabilirsiniz. Bu da
kırmızı bir yıldız ile belirlenecektir.
Yukarıda yazı işlemini, yatay doğrultuda
yaptık. Ama aynı şeyi dikey olarak da
yapabilirsiniz. Tek farkı, “Metin çerçevelerini
birleştir” kısmını yukarıdan aşağıya yapmanız
olacaktır.
MS Excell, OpenOffice ve LibreOffice gibi veri
işlemci uygulamaları ve veri tabanları
arasındaki veri sayfası değişimi, standart
olarak CSV biçimindeki metin dosyaları ile
sağlanır. Scribus da, kullandığınız veri işlemci
uygulamasının CSV olarak kaydedilmiş
verilerini okuyarak, otomatik olarak sizin için
tabloyu oluşturabilir.
İlk olarak veri işlemcide hazırladığınız
tabloyu, CSV olarak kaydetmeniz gerekiyor.
Ancak bunu yaptığınız zaman, sadece aktif
olan veri sayfasını kaydedebilirsiniz. Tablonun
bulunduğu sayfayı CSV olarak kaydedikten
sonra Scribus'a dönüp, Script ­> Scribus
Scriptleri ­> importcsv2table yolu ile CSV
tablosu ekleme betiğini çalıştırın. Hücrelerin
uzunluk ve genişlik değerlerini mm cinsinden
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
belirttikten sonra, tablo oluşturulacaktır.
Ancak hemen hatırlatayım ki sadece tablo ve
içerik Scribus'a aktarılır. Tablonun ayarları
(mesela
hücre
içi
renkler
gibi)
aktarılmayacaktır. Bunları sonradan elle
yapmanız gerekir.
Ancak diyelim ki, veri işlemede oluşturdu­
ğunuz tablo, içerik bakımından biraz
karmaşık ve grafikler içeriyor. O zaman CSV
olarak kaydedip, Scribus'a aktarmak işe
yaramayacaktır. O zaman da şöyle yapaca­
ğız.
İlk olarak veri işlemcide oluşturduğumuz
17
tabloyu ve (varsa) grafiklerin olduğu tüm alanı
seçip kopyalıyoruz (Ctrl + c). Sonra Dosya ­>
Yeni ­> Çizim yolu ile Draw uygulamasını
açıyoruz. Burada Düzenle ­> Özel Yapıştır
yolu ile yapıştırma tipini seçeceğimiz
pencereyi
açıyoruz.
Buradan
calc8
(OpenOffice için calc) seçeneğini seçiyoruz.
Veri işlemede kopyaladığımız kısım, Draw
uygulamasına yapışıyor. Sonra Dosya ­>
Kaydet kısmından, dosyayı EPS olarak
kaydediyoruz. Ardından Scribus'a dönerek,
File ­> İthal Et ­> Get Vector File yolu ile EPS
dosyasını Scribus'a ithal ediyoruz. Ancak
burada dikkat etmemiz gereken bir nokta, veri
işlemcinin bitmap olarak oluşturduğu 3B
Scribus'ta Tasarım - V
grafikler, Scribus'a aktarılamıyor. Grafiğin
olduğu bölge boş çıkıyor.
Tablolarla çalışma yöntemleri benden bu
kadar. Hemem hatırlatayım ki, Scribus'ta
tablolar sadece mizanpaj amaçlıdır. Yani tablo
içeriklerinde formül vs. oluşturmak gibi
fonksiyonlar yoktur. Yani bir hücreyi
değiştirdiğinizde, ondan formülle veri almış
olan diğer hücre değişmeyecektir.
Scribus yazı dizimiz, önümüzdeki bölümde
karmaşık ve birleşik içerikler ile devam
edecek ve ardından çıktı ayarlamaları ile
sona erecek. Önümüzdeki sayıda buluşmak
üzere kalın sağlıcakla...
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
18
ATÖLYE
.
Ismail SEZEN
[email protected]
Geçen sayımızdaki MCU
Programlama yazısında
değindiğimiz Code:Blocks
IDE'yi nasıl verimli
kullanacağımızı anlatan bir
yazı dizisine başlıyor Ismail
SEZEN...
CodeBlocks Geliştirme Ortamı - I
Son dakikaya yetişmiş bir yazıdan ne
beklenirse, sanırım bu yazıdan o çıkacak.
Adet olduğu üzere tekrar tekrar uzun adını
yazmak
yerine,
yazının
devamında
“CodeBlocks IDE” (CodeBlocks Entegre
Geliştirme Ortamı) yerine C:B kısaltmasını
kullanacağım. Çok değil, birkaç yıldır yüksek
lisans tezim için gerekli C kodlarını C:B
kullanarak
yazıyordum.
Deneyimlerimi
paylaşmak PARDUS E­Dergi 'ye nasipmiş.
Bu yazıda C:B'un nasıl oluşturulduğundan
ziyade, nasıl verimli bir şekilde kullana­
bileceğimize dair ufak ipuçlarından bahse­
deceğim.
Her ne kadar şu an itibarıyla Pardus 2011
depolarında mevcut değilse de; (yakın
zamanda depolarda yerini alacağını ümit
ediyorum) C:B'u sevimli Pardus'umuza
kurduktan sonra çalıştırdığımızda, sistemde
kurulu olan derleyicileri görebileceğimiz bir
“Otomatik Derleyici Algılama” penceresi ile
bizi karşılıyor.
19
Bu pencerede, her GNU/Linux dağıtımında
kurulu geldiği üzere, “GNU GCC derleyicisi”
'nin algılanmış olduğunu görebilirsiniz. C:B
kurulumundan önce herhangi bir başka
derleyici sisteminizde kurulu ise, bu
pencerede “algılanmış” olarak görünecektir.
Neyse ki, bu pencere varsayılan derleyicimizi
seçebileceğimiz tek pencere değil. Daha
sonra da varsayılan derleyicimizi seçebilir,
değiştirebilir ya da herhangi bir özel proje için
başka bir derleyici tercih edebiliriz.
Varsayılan derleyicimizi seçtikten sonra C:B
açılıyor ve iki ek pencere ile bizi karşılıyor.
“Günün
İpucu”
penceresinden
çokça
bahsetmeye gerek yok. Ama ben her ne
kadar kullanmasam da, 10.05 sürümü ile
birlikte gelen “Scripting Console” penceresine
çok kısa değinmekte fayda var. İlk
gördüğümde sanki basit C/C++ kodlarını
deneyebileceğim hissini veren, fakat alakası
olmayan yardımcı bir araç. “Scripting
Console”
çalışma
zamanında
C:B'nin
işlevselliğini değiştirmeye yarıyor. Örneğin,
C:B'un açılışında ya da bir proje yüklenirken,
çalışmasını istediğiniz betikleri burada
deneyip, gerekli yerlere entegre edebilir,
C:B'un çalışma biçimini özelleştirebilirsiniz.
CodeBlocks Geliştirme Ortamı - I
Yeri gelmişken değinmeden geçemeyeceğim:
Yıllardır FORTRAN diline olan merakı, güzel
bir IDE yoksunluğundan dolayı hep
kursağında kalan biri olarak, C:B'un aynı
zamanda FORTRAN için geliştirilen bir dalı
olduğunu da eklemek istiyorum. Henüz
deneme fırsatım olmasa da, aylardır
http://darmar.vgtu.lt/ adresini takip ediyorum
ve proje hala güncelliğini koruyor. Meraklıları
için ufak bir not düşmek istedim.
Ve geldik C:B penceresine. Sekmeli
çalışmayı destekleyen C:B penceresinde bir
çok IDE (Entegre Geliştirme Ortamı)
tarafından standart olarak sunulan orta
bölümdeki “Başlangıç” sekmesi dikkatimizi
çekiyor. Bu sekme içerisinden C:B ve
derleyici sürüm numaranızı görebilir; yeni bir
proje oluşturabilir ya da son açtığınız
projelerin listesine ulaşabilirsiniz. Bu arada ne
yazık ki, açılışta araç çubukları üst üste
binmiş olarak karşımıza çıkıyor. Fakat
şanslıyız ki, harika sürükle­bırak teknolojisi
sayesinde araç çubuklarını yeniden düzen­
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
lemek çok kolay. :)
“Başlangıç” sekmesinde ya da “Dosya ­> Yeni
­> Proje” ögesine tıkladığımızda karşımıza
çıkan “New from template” penceresi kolay
bir şekilde yeni bir proje oluşturmamıza
yardımcı oluyor. Bu pencerede “Category”
seçim kutusundan da görüleceği üzere
Konsol, D dili, 2D/3D Grafikler ve hatta C:B
Eklenti oluşturma için daha önceden
hazırlanmış olan proje şablonlarını kullanarak
projeler
oluşturabiliriz.
Hatta
kendi
şablonlarımızı bile oluşturmamız mümkün.
20
Alışık olduğumuz bir proje oluşturma
sihirbazını takip eden Konsol şablonunu
seçerek devam ediyorum. Hangi dili tercih
edeceğimizi soran ekranda C dilini seçiyorum
ve projemize ait bilgileri gireceğimiz pencere
bizi karşılıyor. “Project Title” metin kutusunda
projenizin
adını
girdiğinizde,
“Project
filename”
kutusunun
otomatik
olarak
doldurulduğunu fark edebilirsiniz. Bu arada
daha önceden projelerinizi saklayacağınız bir
proje klasörü oluşturmuş olmakta fayda var.
“Folder to create project in” metin kutusuna
sadece bu klasörün yolunu girmeniz yeterli.
C:B bu klasör içinde projeniz için ayrı bir
klasörü kendiliğinden oluşturacaktır.
Proje oluşturma sihirbazının bir sonraki
adımında, derleyici tercihi yapabileceğimiz bir
ekran ile birlikte, Debug ve Release
yapılandırması bizi karşılıyor. Bazen bu
dizinlerin farklı klasörleri işaret etmesini
istediğimizde bu yapılandırma oldukça faydalı
olabiliyor. Bunun yanında, ne yaptığınızdan
emin değilseniz, bu adımdaki ayarlara hiç
dokunmadan devam edebilirsiniz. Projemizi
geliştirirken genelde Debug yapılandırmasını
kullanıyoruz. Bu da derlenen program
çıktısının oluşturduğumuz proje klasörü
altındaki
“bin/Debug”
klasöründe
bulunacağını gösteriyor. Debug ya da
Release yapılandırma ayarlarına daha sonra
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
CodeBlocks Geliştirme Ortamı - I
“Project­>Build Options...” ögesine tıklayarak
ulaşabilirsiniz. “Build Options” penceresinde
Debug
ve
Release
yapılandırmalarını
inceleyecek olursanız aşağıdaki farklar
dikkatinizi çekecektir:
Debug
Release
Produce Debugging
Symbols [­g]
X
X
Strip all symbols from binary
(minimizes size)
[­s]
X
Optimize even more speed
[­O2]
Debug sembollerinin oluşturulması, hata
ayıklama sürecinde gereklidir. Bu yüzden
projemizi geliştirirken Debug yapılandırmasını
kullanıyoruz. Peki Release yapılandırması ne
işe yarıyor? Yazdığımız programın artık yeteri
kadar olgunlaştığını ve dağıtılabilir olduğunu
düşündüğümüzde ise Release yapılandır­
masını tercih edeceğiz. Yukarıdaki tabloda
gördüğümüz üzere, Release yapılandırma­
sındaki özellikler, tamamladığımız uygula­
manın boyut olarak küçük olmasını ve hızlı
çalışmasını sağlıyor. Bununla birlikte diğer
yapılandırma ayarlarını inceleyip, ihtiyacınıza
göre düzenleyebileceğinizi unutmayın. “Bitir”
düğmesine
tıklayarak
proje
oluşturma
adımlarını tamamlıyoruz ve C:B bizi hazır bir
21
“Hello World” uygulaması ile karşılıyor.
Bu arada yeri gelmişken ekleyelim; C:B
oldukça özelleştirilebilir bir yapıya sahip. İlk
defa
bir
proje
oluşturduğunuzda,
“Management” (Yönetim) panelini sol tarafta
ve diğer paneli ise pencerenin alt tarafında
görüyoruz. Ek olarak, kod düzenleme
sekmesi beyaz arka plana sahip. Ben
“Yönetim” panelini sağ tarafta ve kod
düzenleme sekmesinin arka plan rengini
siyah olarak kullanmayı tercih ediyorum. Kod
editörü ile ilgili ayarları menü üzerinde
“Settings­>Editor...”
ögesine
tıklayarak
ulaşabileceğiniz “Configure Editor” (Yapıla­
ndırma Düzenleyici) üzerinden yapabilirsiniz.
Örneğin, arka plan rengini ya da kod
renklendirme ayarlarını “Syntax Highlighting”
bölümünden değiştirebilirsiniz.
CodeBlocks Geliştirme Ortamı - I
Yazıya C:B'un sanki tamamını anlatabile­
cekmişim hissiyle başlamış olmama rağmen,
sonunda bunun pek mümkün olmadığını
görmek üzücü. Sanırım bu, bir yazı dizisinin
ilk başlangıcı olacak. Bir sonraki yazıda
paneller üzerindeki sekmelerin kullanım
amacını ve C:B ayarlarına değineceğiz. Ek
olarak C:B menüsünde gördüğünüz Valgrind
'in nasıl kullanılacağı konusuna da değinmek
istiyorum. Yazıda değinmediğim, üstün körü
bahsettiğim ya da bir sonraki yazıda
bahsedilmesinin iyi olacağını düşündüğünüz
noktalar hususunda bana geri bildirimde
bulunursanız çok sevinirim. Sağlıcakla kalın.
Kaynaklar
­ http://www.codeblocks.org/
­ http://wiki.codeblocks.org/index.php?
title=Scripting_commands
­ http://wiki.codeblocks.org/index.php?
title=Scripting_Code::Blocks
­ http://www.squirrel-lang.org/
­ http://www.codeblocks.org/docs
/main_codeblocks_en.html
­ http://darmar.vgtu.lt/
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
22
MAKALE
Özgür Yazılım Sosyalizm / Mülki Yazılım Kapitalizm
Kapitalizm: Üretimin, özel mülki araçlar ile
yapıldığı; üretim, mal ve dağıtım fiyatlarının
piyasa tarafından belirlendiği ekonomik bir
sistemdir.
Sosyalizm: Üretim araçlarının iktidar ve halk
tarafından yönetildiği, dolayısıyla mal ve
hizmet
fiyatlarının
devlet
tarafından
belirlendiği,
üretimde
özel
mülkiyetin
bulunmadığı ekonomik ve sosyal bir
sistemdir.
Ercan TOPALAK
[email protected]
Mülki yazılım: Özel şirketler veya kişiler
tarafından geliştirilen, üretim esnasından
kullanılan kaynak kodlarına kullanıcıların
erişme imkanı olmadığı, üzerinde değişiklik
yapma ve paylaşma hakkı bulunmayan
yazılımlardır.
Özgür yazılım: Mülki yazılımın aksine, erişi­
lebilen kaynak kodları üzerinde değişiklik
yapma ve değişiklik yapılan kodların
dağıtılabildiği, genellikle topluluk üyesi
insanlar tarafından üretilen ve geliştirilen
yazılımlardır.
Söyle bir tanımlara baktığımızda, yazılımın
üretim şekli, sahipliği, dağıtım şekilleri ve
kullanıcılara sağladıkları özgürlükler bakı­
mından, yazılım lisansları ile ekonomik
sistemler arasında benzerlikler rahatlıkla
görülebilir. Bu benzerliğin yanı sıra, bilişim ve
internetin, insanlara ve firmalara sağladığı
anarşik yapı sayesinde yazılım lisansının, iki
ayrı ekonomik sistemin de uygulanışta iki ayrı
doruk noktası olarak görülebilir (ki bunun
farkına varan yönetimler tarafından yasak ve
sansür uygulamaları başladı).
Üretim
Mülki yazılımlarda üretim, belirli bir ücret
karşılığı çalıştırılan işçiler tarafından yazılımın
kaynak kodu geliştirilerek yapılır. Bu kodlar
üzerinden çalıştırabilir sürümü oluşturulur.
Yazılım
üzerinde
bulunan
teknolojiler
patentler ile korunarak firmaya tahsis edilir.
Firma, ortaya çıkan yazılım ile teknolojileri
kendisine tahsis ederek gelir elde eder.
Tamam Kapitalist sistemde sadece ürün
değişik olmakla beraber üretim şekli bilindiği
gibi aynıdır.
Özgür yazılımın, Richard M.
STALLMAN'ın açıklamalarında
sosyalizme ve paylaşıma olan
yakınlığı, mülki yazılımın ise
"para için herşey mübah"
anlayışına hizmetleri, Ercan
TOPALAK tarafından
inceleniyor.
23
Özgür yazılımlarda kaynak kodu, genellikle
bir oluşum etrafında toplanan grup üyeleri
tarafından
imece
sistemiyle
geliştirilir.
Üretilen kod yayınlanır. Yayınlanan kod
üzerinde, sonradan değişiklik yapılabilmesi ve
yapılan değişikler ile yeniden dağıtılabilmesi
için kodlar, erişime kapatılmaz. Bu sayede
üretilen yazılım geliştirilerek yeni teknolojilere
ve yazılımlara temel oluşturur. Yazılımın
sahibi, kişi yada firmalar değil, topluluğun
kendisi ve tüm özgür yazılım dünyasıdır.
Sosyalist sistemde tüm üretim araçları halka
ait ve halkın yönetimindedir. Üretilen hizmet
ya da mal tüm halka ait olduğu için patentlere
ve ürünün geliştirilmesini bir firmaya ait
kılacak, kapalı lisanslara ihtiyaç duymaz.
Özgür yazılım mülkiyet kavramı olmaması ile
birlikte, özgür yazılım toplulukları, sosyalist
sistemin komünlerine benzetebiliriz.
Kullanım
Parasını vererek satın alınan bir yazılım
ürününü,
bir
başkasına
paylaşmıyor,
üretiminde kullanılan kodlarına erişemiyor,
üzerinde değişiklik yapıyor ve eğer yapılmak
denenirse, yasal süreçler ile karşı karşıya
kalınıyor. Üzerine başka bir yazılım kurulmak
istendiğinde, sistemde var olan yazılımı
görmezden geliyor hatta çeşitli güvenlik
önlemi bahanesiyle kurulmasına dahi izin
verilmiyor.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Özgür Yazılım Sosyalizm / Mülki Yazılım Kapitalizm
Kapitalist sistemin doğal bir sonucu olan zorlu
piyasa şartlarında rekabet içerisinde bulunan
şirketler, diğer şirketleri ile rekabet edebilmek
ve kendi firmalarına avantaj sağlamak için
çeşitli adil olmayan yollara ve çoğu zaman
piyasayı tekel altına almak için uğraş
vermektedir. Bilişim dünyasındaki tekel
durumda olan yazılım firmalarının çalışmaları
buna örnek gösterilebilir.
Özgür yazılımlarda ise kullanım oldukça adil
ve serbesttir. Satın alınan bir özgür yazılım
istenilen kişi kadar paylaşılabilir, üzerinde
değişiklik yapılabilir ve değişiklik yapılan
haliyle dağıtabilir.
Üretim araçlarının, halkın yönetiminde
bulunduğu sosyalist sistemde doğası gereği
rekabetin
doğuracağı
olumsuz
etkiler
bulunmamakla beraber, teknoloji ve bilginin
belirli bir şirket yada zümreye tahsisine de
gerek yoktur.
Aktörler
Steve Jobs, Bill Gates... Mulki yazılımın en
bilinen aktörleri. Bu aktörlerin daha önce
kapitalizmin güvencesi Amerika’nın istediği
doğrultusunda kullanıcı bilgilerini paylaş­
maları, çevrelerinde ve dünyadaki yaşayan
toplumsal olaylardaki tutumlarıyla hangi
tarafta olduklarını açıkça belli etmektedir.
24
Richard M. Stallman, Dennis Ritchie... Biri
özgür yazılım kavramını ortaya atan kişi,
diğeri C ve UNIX geliştirilmesinde en büyük
paya sahip olan insan. Stallman’ın yaptığı
açıklamalardan Sosyalizme yakınlığı [1]
olduğunu zaten biliniyor. Genel olarak özgür
yazılım geliştiricilerinin yaşam tarzları ve
toplumsal olaylara bakışları sosyalist görüşü
yansıtmaktadır.
Sonuç
Bu yazıda mümkün olduğunca tarafsız olarak
yazılım lisansları ile ekonomik sistemler
arasındaki bağı anlatmayı çalıştım. Bir
ekonomik sistemin ürünü olan hizmet yada
malın kendi sistemi ile uyumluluk ve benzerlik
göstermesi oldukça normal bir durum.
Umarım yazıda bu durum üzerine farkındalık
oluşturabilmişimdir.
“Özgür yazılım sosyal, etik ve siyasidir “ [2]
Richard M. Stallman
[1] http://www.stallman.org/#politics
[2] http://ankabilisim.org/2011/03/ozguryazilim-sosyal-etik-ve-siyasidir-richardstallman/
MAKALE
.
Sezai YENIAY
[email protected]
Bir Dağıtım Düşünün, Dağıtım Ağı Yok
Başlık her dağıtımın bir CD/DVD gönderme
zorunluluğu olmalıymış gibi algılanabilir,
ancak onu kastetmediğimi yazının başında
belirteyim.
Elbette özgür yazılım projeleri ürünlerini
kullanıcılarına istedikleri araçları kullanarak
ulaştırmayı seçme hakkına sahiptir. Bazı
projeler web sayfalarından , bazıları dergi ve
gazeteler aracılığıyla kullanıcılarına ulaşmayı
tercih edebilirler. Tercihlerinin belirleyen tek
etken keyfi olarak verecekleri bir karardan
daha çok içinde bulundukları şartlar ve hitap
ettikler kitlenin niteliğidir.
Forum ve e­posta listelerinden öğrendiğim
kadarıyla her GNU/Linux dağıtımı hedef
kitlesine ürünlerini cd veya dvd ile gönder­
miyor. Bu yolu tercih edenlerinin içinde adı en
çok ve övgüyle geçense Ubuntu.
Ne Gerek Var?
DVD ve CD dağıtım ağı
olmayan bir GNU/Linux
dağıtımı ve bunun nasıl ve ne
şekilde
olabileceği Sezai
.
YENIAY tarafından irdeleniyor.
Zaten herkesin evinden internete bağlanma
imkanı var web sayfasından CD kalıbını
indirip DVD'ye yazdırabilirler, internet bağlantı
hızı yükseldi, yavaş ya da kotalı internet
kullananlarda internet kafeye gidip indirsinler
diyebilirsiniz. Diğer işletim sistemleriyle
gemileri yakmış ve ne olursan olsun, ne
kadar uğraştırırsa uğraştırsın bir GNU/Linux
dağıtımını kurmaya karar vermiş birisi zaten
bu dediklerimizi hatta daha fazlasını yapabilir.
25
Özgür yazılıma gönül vermiş ve bir özgür
yazılım topluluğunun parçası olan bizlerin
herkesten böyle kararlı olmalarını bekleme
hakkımız olmadığını düşünüyorum. Herkes
bu kadar kararlı olsaydı belki paket
yöneticilerine ihtiyaç olmaz yazılımları
kendimiz derler kullanırdık. Öyle olmuyor
çünkü
bildiğiniz gibi içinde yaşadığımız
toplum ve sistem hazıra, daha kolaya
alıştırılmış ve giderek tüketim toplumunun
birer parçası haline getirilen kişilerden
oluşuyor. Herkesin böyle olduğunu söylemek
haksızlık olur ancak ezici bir çoğunluk böyle
ve birileri onlara ulaşmazsa yazılım dünyası
özelinde crack'lemeyi büyük bir marifet sayan
özgür yazılım felsefesinden, özgür yazılım­
dan habersiz parası olmadığı için çalmayı
meşrulaştıran kişilerin sayısı giderek artacak.
Neden CD/DVD Gönderilmeli?
Ubuntu imkanlarıyla doğru orantılı olarak
iddialı bir çalışma yapıyor; dünyanın
neresinde olursanız olun talep etmeniz
halinde CD gönderiyor. CD ile beraber gelen
çıkartmada ilk anda kullanıcı adayını
cezbediyor CD daha disk sürücüye
konulmadan, işletim sistemi kafada kuruluyor
:) İki taraf içinde güzel bir başlangıç sadık ve
destek verebilecek , bulunduğu her ortamda
bu sürprizden bahsederek çevresini de
kullanmaya davet edecek bir kullanıcıya bir
DVD göndererek, gönderiye bir çıkartma
ilave edilerek kazanılabiliyor. Topluluğa, ilk
anda kabulünde bir işareti olan kutulu baskılı
bir CD/DVD ve bilgisayara yapıştırılacak bir
çıkartma aidiyet duygusunu pekiştiriyor.
Yeniden!
Pardus GNU/Linux dağıtımı olarak bizimde
bir CD gönderme çalışmamız vardı. Bu
çalışma şu şekilde yapılıyordu ;
­ CD gönüllüleri iletişim bilgilerini PardusWiki
de ki maddeye yazıyor
­ CD edinmek isteyenlerde kendilerine en
yakın yerde ikamet eden gönüllüden CD
talebinde bulunuyordu.
Bu şekilde kaç kişinin CD edindiğine dair bir
bilgi yok ancak sayı ne olursa olsun düşünce
sadece barındırdığı iyi niyetle bile Pardus'a
sempati duyulmasına yeter. İlgili madde
Özgürlükiçin'de DVD Gönder hizmetinin
verilmeye başlamasıyla kaldırıldı.
DVD Gönder hizmeti de bir süredir verile­
miyor.. Çünkü Pardus Topluluk süreçlerinde
bazı değişikliklere gidildi ve topluluk yönetimi
tamamiyle topluluk üyelerine bırakıldı. DVD
gönder gibi hem iş gücü hem de parasal
ilişkileri olan bir çalışmanın bu şartlarda
yapılması mümkün değildi en başta
Topluluğun çeşitli yerlerinde görev alan bizler
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Bir Dağıtım Düşünün, Dağıtım Ağı Yok
sürecin nasıl işlediğini bilmiyorduk. Sonradan
öğrendiğime göre (yanlış biliyorda olabilirim)
süreç şöyle işliyordu;
­ DVD'ler Pardus projesi tarafından Topluluk
süreçlerini yöneten firmaya teslim ediliyor
­ Firma özgürlükiçin sayfası üzerinden DVD
taleplerini alıyor.
­ Belirli aralıklarla anlaşmalı kargo firmasına
teslim ediyor bizlerde sadece kargo ücretini
ödeyerek etiketli kutulu Pardus DVD'mize
kavuşuyorduk.
Şimdi
Topluluğumuza yeni katılımların olması ,
Pardus'un kullanımının yaygınlaşması ama­
cıyla, kullanıcı adaylarımıza daha kolay
ulaşılabilir bir Pardus sunmalıyız. Bunu
yapmamızın iki yolu var
İlk yol; DVD gönüllüsü çalışmasını bu sefer
Topluluk Portallarımız üzerinden yeniden
hayata geçirmek ve her ilden en az bir DVD
gönüllüsü hedefine ulaşabilmek bu hedefin
ardından eğer yapılabilirse ilçeler düzeyinden
örgütlenmek ve internetten indirdiğimiz DVD
kalıplarını yazdırıp üzerine asetat kalemle
Pardus 20... yazıp talep eden kişiye
ulaştırmak. Kolay hemen başlayabileceğimiz
ancak
yazının
başlarında
bahsettiğim
26
kullanıcı adayını etkilemekten uzak bir
yöntem. Bu haliyle bir ihtiyaca cevap
vermesine rağmen ambalaja önem veren bir
kitleyide kapsama hedefindeysek­ ki hede­
fimiz içinde herkes olmalı – başarılı olma
ihtimali görece az bir yol.
İkinci yol ; Şimdiye kadar denenmiş olan iki
yöntemin birleşimini
hayata geçirmek.
Pardus Projesinin Camia ilişkilerini düzen­
lemek proje ve Topluluk arasındaki iletişimi
sağlamak amacıyla oluşturulan camia
koordinatörlerimizin yardımıyla zaten Tübitak
/Bilgem tarafından bastırılan ve çeşitli
etkinliklerde dağıtılan DVD'lerin topluluğun
oluşturduğu bir organizasyon ile dağıtıl­
masının sağlanması. DVD gönderimini şu
şekilde yapabiliriz ;
­ Topluluk portallarında DVD gönüllüleri
belirlenir.
­ Her sürüm veya ara sürüm çıkarıldığı
dönemde Camia koordinatörlerinden makul
sayıda DVD talep edilerek gönüllülere
gönderilir.
­ DVD Gönüllüleri kendi illerinde isteyenlere
DVD'leri gönderir.
Ne dersiniz ? GNU/Linux dağıtımı kullanmaya
karar veren birisi için büyük kolaylık değil mi?
. DAĞITIM
INCELEME
Ercan TOPALAK
[email protected]
Google'ın yarı özgür mobil
işletim sistemi Android'in tam
özgür alternatifleri, Ercan
TOPALAK tarafından
tanıtılıyor.
Google tarafından geliştirilen, akıllı telefonlar
için üretilmiş olan Android İşletim Sistemi;
açık kaynak kodlu olarak lanse edilmesine
rağmen, 3.0 sürümünün kodlarının açılmamış
olması, Özgür Yazılım Vakfı tarafından
yapılan incelemeler doğrultusunda var olan
açık kodlar üzerinden bir cihazın çalıştırıla­
maması onu özgür yazılım olmaktan
çıkarıyor. [*]
Android üzerinde bulunan bazı modüllerin,
Microsoft patentli olmasıyla beraber; HTC,
Samsung, Motorola gibi firmaların Microsoft
ile patent anlaşmalarına gitmeleri ve
kodlarının hala açılmamış olması özgür
yazılım camiasında tedirginlikle karşılanıyor
ve "Ya Android zamanla kapalı hale gelirse? "
sorusunu gündeme getiriyor.
Özgür Android Alternatifleri
Compcache (Compress Cache), JIT (Just in
Time) ve hızaşırtma destekli çekirdekleri
sayesinde oldukça performanslı bir Android
deneyimi sunuyor.
Yarım milyon cihaza yüklenmiş olan
CyanogenMod dağıtımını, kulladığınız cihaz
üreticisinin
Android
güncellemeleri
beklemeden, gelişmiş özelliklere sahip en
güncel Android
dağıtımını
kullanmak
istiyorsanız, hemen cihazınızı root işlemi
yaparak CyanogenMod yüklemelisiniz.
Replicant
Herşeye rağmen, mevcut Android kodları
üzerinde
geliştirilmiş,
özgür
Android
dağıtımları ve Linux çekirdeği üzerinde
geliştirilmekte olan Tizen gibi alternatifler
bulunuyor.
GPLv2 ile lisanslanmış olan Linux
çekirdeği üzerine, Apache lisansı
kullanan Android kodları ile inşa
edilerek oluşturulan Replicant,
%100 özgür olmasıyla dikkat
çekiyor. Sınırlı sayıda özgür
yazılım destekçisi tarafından geliştirilen
Replicant dağıtımının, Nexus One ile beraber
sınırlı sayıda cihaz desteği bulunuyor.
CyanogenMod
Openmoko
Açık kaynak kodlu, bir çok
akıllı telefona uyarlanmış,
Android camiasının en bili­
nen özel ROM ve dağıtım­
larından biridir. Hızlı ve sade
arayüzü
ile
beraber
27
Openmoko, Android öncesi
NeoFreeRunner üzerinde,
iPhone alternatifi özgür
akıllı
telefon
alternatifi
oluşturmak için geliştiril­
miş.
Özgür Android Alternatifleri
Xorg, Qt, GTK, E17 gibi yazılımların telefon
kullanımına
uygun
hale
getirilerek,
Openmoko üzerinde kullanılmış. Gelecek
dönemde Android'in geliştirilmesi ve piyasaya
hakim olmasıyla günümüzde önemini yitirmiş
gözüküyor.
Tizen
Önce Openmoko, son­
ra MeeGo şimdi ise
Tizen!... MeeGo'dan ilk
olarak Nokia, sonra­
sında Intel'in desteğini çekmesiyle, ortaya
çıkan özgür bir akıllı telefon işletim sistemi
ihtiyacını karşılamak amacıyla Linux Vakfı ve
LiMo Vakfı tarafından geliştiriliyor.
Linux
çekirdeği kullanarak, hem ARM hem de X86
(Intel) mimarilerinde çalışacak olan Tizen'e
şimdiden Samsung ve Acer firmaları destek
vermiş durumda.
Android ile yeşeren özgür bir akıllı telefon
işletim sistemi görmek ümidimiz, umarız
Tizen ile son bulur ve Android yerine gerçek
özgür bir işletim sistemine kavuşmuş oluruz.
[*] Not : Bu yazıyı hazırladığım zamanlarda
Android 4.0 kaynak kodlarının 2012 başına
kadar yayınlacağı ile ilgili açıklama yapıldı.
OpenClipArt
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
28
NASIL
Erdem ARTAN
[email protected]
Pardus'u sanki bir firmware
olarak kullanarak, taban
kurulumu üzerine XBMC
kurarak, Pardus'u bir çoklu
ortam merkezi
yapabileceğinizi biliyor
muydunuz? Nasılını da Erdem
ARTAN anlatsın.
Pardus ile Çoklu Ortam Merkezi
Pardus'ta, resmi deponun yanında özellikle
Pardus­Linux.Org
ve
PardusUser.de
toplulukları tarafından sağlanan katkıcı
depoları
hesaba
katıldığında,
birçok
çokluortam uygulaması Pardus kullanıcılarını
bekliyor. Ancak çoğu müzik, video, resim, tv
gibi farklı farklı amaçlara yönelmiş olan bu
uygulamaların yerine, neredeyse tüm bu
amaçları aynı çatı altında sağlayabilen bir
uygulama kullanılabilmekte: XBMC
Pardus ile bir çokluortam merkezi oluşturmak
aslında XBMC ile oldukça kolay: Paket
yöneticisini aç ve kur. Bu yazının önemli olan
kısmı, daha önce Yaşar Yeğin tarafından
Pardus­Linux.Org eDergi'nin 22. sayısında
yazılan, “Pardus Taban Sistem ve Xfce
Kurulumu” başlıklı yazıda olduğu gibi,
Pardus'un taban sistemi üzerine XBMC
kurulumu yapılacak olması.
Önceden uyarmak gerekirse, tüm bu işlemler
temel düzeyde GNU/Linux ve komut satırı
kullanımı bilgisi gerektirir. Ayrıca bu yazının
kimi kısımları “deneysel” olarak ifade
edilebilir.
Bu
nedenle
ne
yapması
gerekeceğini bilmeyen kullanıcılara yönelik
değildir.
Pardus Taban Sistem Kurulumu
Pardus 2011.2 taban sistem kurulumu için
herhangi bir Pardus 2011.2 USB/DVD'si
kullanılabilmekte. Pardus 2011.2 taban sistem
kurulumu, yazının giriş kısmında belirtilen
29
yazıda geçen Pardus 2009.x serisine göre
bazı küçük farklılıklar göstermekte. Bu
farklılıkların ilki, taban sistem kurulumu için
açılış seçeneklerine girilecek olan para­
metrenin
yali4 =baseonly
yerine
yali=baseonly olarak değiştirilmiş olması:
Bu adımdan sonra, normal bir Pardus 2011.2
kurulumu gerçekleştirirmiş gibi kurulum
tamamlandığında, yalnızca taban sistem
paketleri kurulmuş olacaktır. Bu, kullanıcının
komut satırı ile başbaşa kalacağı anlamına
gelmektedir.
Ağa / İnternete Bağlanmak
Taban sistem kurulumu sonrası, ağa
bağlanmak için herhangi bir yardımcı araç
yüklü gelmiyor. Bu nedenle ağ bağlantısının
komut satırı üzerinden, taban sistem ile
kurulu gelen net­tools paketi tarafından
sağlanan temel ağ uygulamaları ile sağlan­
ması gerekmektedir.
Öncelikle kullanmakta olan ağ kartının
kullanılabilir olup olmadığının kontrol edilmesi
gerekiyor. Bu ifconfig ­a komutu ile kontrol
edilebilir yazabilirsin. Eğer bu komutun
çıktısında eth0 varsa ethernet kartı, wlan0
varsa kablosuz ağ kartı üzerinden bağlantı
yapılabileceği anlamına gelmektedir. Eğer
kullanmak istediğiniz arayüz bulunmuyorsa,
DVD/USB içerisindeki PiSi paketlerinden
uygun olan paketi kurmak gerekiyor. Bunun
için öncelikle DVD/USB'yi sisteme bağlamak
gerekiyor.
mkdir /media/pardus
mount /dev/sdb /media/pardus -t
iso9660
cd /media/pardus/repo
pisi it linux-firmware*. pisi
Yukarıda, örneğin Intel WiFi 5100 için
firmware dosyası linux­firmware paketi
içerisinde bulunduğu için DVD/USB içerisinde
bulunan
linux­fimware'ın
PiSi
paketi
kurulmuştur. /dev/sdb olan aygıt, ortamın
DVD ya da USB olmasına göre değişiklik
gösterebilir. (Örn. /dev/sr0 )
Modemin otomatik IP adresi dağıttığı ağlarda,
kablolu ağa yönetici yetkileriyle verilecek şu
komutlarla bağlantı sağlanabilir:
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Pardus ile Çoklu Ortam Merkezi
ifconfig eth0 up
dhcpcd eth0
Eğer bilgisayar otomatik IP vermeyen bir ağ
üzerindeyse, bilgisayarın alacağı IP adresi,
ağ maskesi ve ağ geçidi adresleri şu şekilde
belirlenebilir:
ifconfig eth0 up
ifconfig eth0 192 . 168. 1. 3
ifconfig eth0 netmask
2 55. 2 55. 2 55. 0
route add default gw 192 . 168. 1. 1
Burada IP adresi, ağ maskesi ve ağ geçidi
adresi yerine bilgisayarın bağlı olduğu ağa
uygun olan değerler girilmelidir. Eğer ethernet
kartı eth0 yerine başka bir arayüzden
çalışıyorsa, eth0 değişkeni de uygun bir
şekilde değiştirilmelidir.
Bilgisayarın kablosuz ağlara bağlanması
gereken durumlarda, ifconfig uygulamasının
yanında iwconfig uygulamasına da ihtiyaç
duyulmaktadır. Taban sistem kurulumu ile
wpa­supplicant paketi kurulu gelmediğinden,
ne yazık ki ağ güvenliği WPA ile sağlanan
ağlara bağlantı ilk aşamada mümkün değil.
Ancak
WEP
ile
korunan
ağlara
bağlanılabilmektedir:
ifconfig wlan0 up
iwconfig wlan0 mode managed
30
iwconfig wlan0 essid <WIRELESS
BAGLANTI ADI>
iwconfig wlan0 key <PAROLA>
dhcpcd wlan0
Bu komutlar sayesinde, kablosuz ağ adı
MODEMADI ve parolası PAROLA olan, WEP
ile güvenliği sağlanmış, otomatik IP dağıtan
kablosuz ağlara bağlantı sağlanabilir. Eğer
kablosuz güvenliği kullanılmıyorsa, parola
girilen komutun kullanılmasına gerek yoktur.
Bilgisayarın çekim alanında aynı modem
adına sahip birden fazla kablosuz modem
varsa, ek olarak şu şekilde MAC adresi de
girilebilir:
iwfonfig wlan0 ap xx: xx: xx: xx: xx
iwconfig
hakkında
detaylı
bilgi,
iwconfig komutu ile öğrenilebilir.
man
Eğer
kablosuz
modem
otomatik
IP
dağıtmıyorsa, kablolu ağ bağlantısında da
yapıldığı gibi ifconfig kullanarak elle IP
vermek gerekmektedir.
Modeme bağlantının sağlanıp sağlanmadığı,
ağ geçidi ping komutu ile yoklanarak
öğrenilebilir:
ping 192 . 168. 1. 1
Eğer WPA ile şifrelenmiş bir ağa bağlanmak
gerekiyorsa, wpa_supplicant paketini DVD/
USB'den yüklemek gerekiyor. Bu işlem daha
önce linux­firmware paketinin de yüklendiği
yoldan gerçekleştirilebilir:
pisi it wpa_supplicant*. pisi
wpa­supplicant ile ağa bağlanmak için
öncelikle yapılandırma dosyasını düzenlemek
gerekiyor. Örneğin WPA­PSK için ağ girdisi
şu şekilde olmalıdır:
Pardus ile Çoklu Ortam Merkezi
pisi ar P2 011
http: //paketler. parduslinux. org/P2 011/{ arch} /pisiindex. xml. xz -y
Burada {arch} yazan kısmı, kullanılmakta olan
Pardus'un 32 veya 64 bit olmasına göre
sırasıyla
i686
veya
x86_64
olarak
değiştirilmelidir.
Sistemin Güncellenmesi
network={
ssid=” MODEMADI”
psk=” PAROLA”
priority=<öncelik_no> #örn. 1
}
Yeni bir sistem kurulumunda, paketlerin
güncellenmesi her zaman ilk adım olmalıdır.
Böylece çoğu zaman daha az sorun, daha
çok destek alma şansı doğar. Ayrıca güncel
bir PiSi veritabanı her zaman önemlidir.
Bu biçimde tanımlanan bir ağa bağlanmak
için şu komut verilebilir:
Pardus'u güncellemek için yönetici yetkileriyle
pisi up -y komutunun verilmesi yeterlidir.
wpa_supplicant -iwlan0
-c/etc/wpa_supplicant. conf -B
XBMC'nin Bulunduğu Depoyu Eklemek
XBMC, Pardus­Linux.Org tarafından sağl­
anan P2011 deposunda bulunmakta. Bu
depoyu sisteme eklemek için yönetici
yetkileriyle şu komutu vermek yeterli
olacaktır:
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Xorg Sürücülerinin Kurulum
Yalnızca taban sistemi kurulmuş olan bir
Pardus'ta, grafik arayüz görebilmek için Xorg
sürücülerinin yüklenmesi gerekmektedir:
pisi it xorg-server xorg-inputevdev xorg-input-mouse
Bunun
yanında,
dizüstü
bilgisayarı
kullanıcıları dokunmatik fare (touchpad)
desteği için xorg­input­synaptics paketinin de
31
yüklemesi gerekebilir.
XBMC, donanımsal olarak hızlandırılmış
ekran kartlarına gereksinim duyuyor. Bu
nedenle bu özelliği sağlayan ekran kartı
sürücülerinin kullanılması gerekiyor. Ekran
kartı markası olarak Nvidia kullananlar, Linux
çekirdeği ile gelen nouveau modülünü
kullanmak için gerekli olan Xorg sürücüsü
olarak xorg­video­nouveau paketini
yükleyebilirler. Nvidia'nın diğer sürücülerini ya
da diğer ekran kartlarının sürücülerini
yüklemek isteyenler ise pisi sr xorgvideo | grep <marka> komutu ile
yüklenebilir paketleri listeleyebilir. Örn.:
pisi sr xorg-video | grep intel .
Yüklenmiş olan Xorg video sürücüsünü
etkinleştirmek için zorg aracının kullanılması
gerekmektedir. Örneğin, xorg­video­nouveau
sürücüsünü etkinleştirmek için yönetici
yetkileriyle zorg -d xorg-videonouveau komutu verilmelidir. zorg aracı pisi
it zorg komutu ile kurulabilir.
nouveau sürücüsü kullanmak istemeyen
Nvidia kullanıcılarının, /boot/grub/grub.conf
dosyasında bulunan Pardus girdisinin kernel
satırındaki parametrelerin sonuna
blacklist=nouveau parametresini ekle­
meleri gerektiğini hatırlatalım.
XBMC'nin Kurulumu
Buraya kadar sorun yoksa, XBMC'nin
kurulumu için yapılacak fazla birşey kalmamış
demektir. XBMC kurulumu pisi it xbmc
-y komutu ile sağlanabilir. Bu komut, XBMC
ile birlikte XBMC'nin çalışması için gerekli
olan onlarca paketi de kuracaktır.
XBMC'nin Çalıştırılması
XBMC'yi çalıştırabilmek için ne yazık ki
ylnızca xbmc komutunu vermek yeterli
olmuyor. Bunun nedeni XBMC'nin çalışır
durumda bulunan bir X sunucusuna ihtiyaç
duyması. XBMC'yi çalıştırabilmek için, PiSi
paketi tarafından sağlanan COMAR betiği
sayesinde service xbmc start komutu
kullanılabilir.
XBMC başlatıldıktan sonra, müzik çalınmak
istendiğinde hiç ses çıkmıyorsa bunun nedeni
alsa sürücülerinin yüklenmemiş olması
olabilir. Alsa sürücülerini ve alsa firmware
dosyaları pisi it module-alsa-driver
alsa-firmware komutu ile yüklenebilir.
Eğer ses çok az çıkıyorsa, bunun nedeni ses
ayarlarının çok kısık olması olabilir. Sesi
ayarlamak için alsa­utils paketinden çıkan
alsamixer uygulaması kullanılabilir: pisi it
alsa-utils . Bu komutları vermek için
XBMC ekranındayken CTRL+ALT+F2 ile
tty2'ye geçilebilir. Tabii bu komutları verdikten
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Pardus ile Çoklu Ortam Merkezi
sonra, sesin çalışması için ilgili modülün
yüklenmesi ya da bilgisayarın yeniden
başlatılması gerekebilir.
XBMC'nin Bilgisayar Açılışında Otomatik
Olarak Açılması
XBMC kurulumu ve çalıştırılması sonrasında
herşey yolundaysa, sıra XBMC'yi Pardus
açılışı
sonrasında
otomatik
olarak
çalıştırılmasına gelmiş demektir. Bunun için
çeşitli yollar mevcut:
Bu yollardan birincisi, service xbmc on
komutunu vermek. Bu komut, açılışta XBMC
servisinin otomatik olarak başlatılmasını
sağlamaktadır.(*)
Bir diğer yol, XBMC'nin resmi sitesinde de
anlatıldığı gibi birtakım dosyaları düzen­
lemekten
ibaret.
Öncelikle
/etc/inittab
dosyasını düzenlemek gerekiyor. Dosyası
nano ile açtıktan sonra aşağıdaki satırın
dosyaya eklenmesi bu dosyayı düzenlemenin
ilk adımı:
x: 5: respawn: /bin/su
<KULLANICIADI> -l -c " /bin/bash
--login -c startx >/dev/null
2 >& 1"
Burada
Pardus
<KULLANICIADI> yazan yerin
kurulumu
sırasında
belirlenen
32
kullanıcı adı ile değişitirilmesi gerekmektedir.
Bu düzenlemenin ardından aynı dosyada
bulunan
id:3:initdefault
satırının
id:5:initdefault olarak değiştirilmesi gerekli.
/etc/inittab
dosyasının
düzenlenmesinin
ardından kullanıcının ev dizininde .xinitrc
adında bir dosya oluşturmak gerekiyor. Bu
nano
/home/<KULLANICI>/. xinitrc
komutu ile sağlanabilir. Açılan dosyaya
aşağıdaki satırın girilmesi yeterlidir:
exec /usr/bin/ck-launch-session
/usr/bin/dbus-launch --exit-withsession /usr/bin/xbmc -standalone -fs
Bir diğer yol ise kdm, lxdm gibi bir giriş
yöneticisi kullanmak ve bunları otomatik
olarak açılır ve XBMC ile kullanıcı girişi yapar
bir şekilde ayarlamak.
Hepsi bu kadar, geçmiş olsun.
(*) XBMC'nin bu şekilde çalıştırılması
sonrasında kullanıcı olarak root seçilmektedir.
Bu riskli bir işlem olabilir.
NASIL
.
Server ACIM
[email protected]
Ajans Pardus'u
hazırlayan
.
Server ACIM hocamız, bu
ajansın nasıl hazırlandığını
bizlerle paylaşıyor. Genel
olarak da bir podcast
hazırlama yöntemi aslında
bizlere anlattığı.
Eğer bir Podcast hazırlamak gibi bir amacınız
varsa, öncelikle donanımsal açıdan gerekli
yeterliliğe ulaşmış olmanız gerekmektedir.
Bilgisayarınızda kullanmakta olduğunuz ses
kartının, yarı profesyonel bir düzeyde olması
tavsiye edilir. Konuşmalarınızı kaydede­
ceğiniz mikrofonun ise, profesyonel seviyede
olması gereklidir. İşlemci başarım seviyesi
yüksek bir bilgisayarda kurulu bir GNU/Linux
dağıtımı ve tercihen Pardus'ta Audacity
yazılımını da kurduktan sonra, eğer ses kartı
ve mikrofon aygıtları da beklenen düzeyde
ise, artık siz de Podcast kaydı yapmaya
başlayabilirsiniz.
Bu yazıya gelebilecek eleştirilerden biri,
yukarıda kısaca bahsettiğim ses kartı,
mikrofon gibi aygıtlar arasından hangisini
seçmemizi önermediğim olabilir. Bu detay,
müstakil bir yazının konusu olacak kadar
geniştir. Ancak, Podcast hazırlamak isteyen
kişi, bana e­posta ile ulaşabilir ve ben de
kendisine memnuniyetle yardımcı olabilirim.
Bu yazıda sizlere, “Ajans Pardus”u hazırlama
aşamalarını anlatmak istiyorum.
Ben, müzik yazılımlarını İngilizce dilinde
kullanmayı
tercih
ediyorum. Audacity
yazılımını kurduktan sonra ilk yaptığım işlem,
“Tercihler­Prefences” kısmından arayüzü
İngilizce'ye çevirmektir. Bu yüzden bu
yazıdaki menü ve işlemlerin İngilizce karşılık­
larını kullanacağım.
33
Ajans Hazırlama Rehberi
Konuşma
kaydımızı
yaptıktan
sonra
karşımızdaki çalışma penceresinde elde
edeceğimiz sonucu birinci ekran görüntü­
müzde görebilirsiniz. Bu görüntümüzde, ses
seviyesinin (volume) biraz düşük olduğunu
görmek mümkün.
Düşük ses seviyesini daha normal bir
seviyeye getirmek için “Normalize” denilen
işlemi kullanacağız. Bunun için, tüm ses
dosyasını “Ctrl+A” tuş kombinasyonu ile
seçtikten sonra menüden “Effect ­ Normalize”
sırasını izliyoruz.
Bu işlemden sonra, ses seviyesinin daha
normal bir noktaya geldiğini, ilk ekran
görüntüsü ile karşılaştırarak inceleyebilirsiniz.
Konuşma kaydı sırasında, hata yapabiliriz. Bu
hatalar örneğin “Yanlış bir telaffuz, cümlenin
sonuna doğru hatalı bir kelime....” ve benzeri
olabilir. Kayıt sonrasında bu hataları gidermek
için, hatalı bölgenin olduğu yere fare imleci ile
gelip, hatasız olan kısmın başına kadar
bölgeyi seçiyoruz ve bu seçilen kısmı “delete”
tuşuna basarak siliyoruz. Aşağıdaki ekran
görüntüsünde, seçilmiş olan hatalı bölgeyi
görebilirsiniz.
Konuşmamızın arasına
kısa bir müzik eklemek
istiyoruz diyelim. Bunun
için, konuşmanın durup,
araya müziğin gireceği
yere imleç ile geliyoruz.
“Edit”
menüsünden
“Split”i seçiyoruz ve
konuşmamızın o kısmı
ayrılmış
oluyor.
Bu
işlemden sonra, konuş­
mamızın arasına müziği
yerleştireceğimiz
için,
müzik
sonrası
konuşmanın olduğu kısmı sağa doğru
götürüyoruz.
Şimdi konuşma arasına müziği yerleştirme
işlemlerini anlatalım. Bestesini ve kaydını da
kendimin yapmış olduğu müzik dosyasını
açıyorum ve “Ctrl+A” tuş kombinasyonu ile
tüm dosyayı seçiyorum. Tümünü seçtikten
sonra, “Ctrl+C” tuş kombinasyonu ile dosyayı
panoya kopyalıyorum.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
34
Ajans Hazırlama Rehberi
Konuşmamı “mono” kanalda kaydettiğimden
ve yapıştıracağım müzik “stereo” olduğu için,
müziği yapıştıracak olduğum yeni bir “Stereo
Kanal” oluşturmam gerekiyor. Bunun için
“Tracks” menüsünden “Add New – Stereo
Track” yolunu seçiyorum ve yeni bir stereo
kanalın açılmış olduğunu görüyorum. Daha
sonra yeni “stereo” kanalın olduğu bölgede
müziği yapıştıracak olduğum zaman dilimine
geliyorum ve fareyi oraya tıklıyorum. Panoda
durmakta olan müziği buraya yapıştırmak için
“Ctrl+V” tuş kombinasyonunu kullanıyorum ve
müziğin yerine geldiğini görüyorum.
Müzik sonrası konuşmayı biraz ileri kaydır­
mam gerektiğini fark ediyorum ve bu işlemi
yapıyorum.
Tüm konuşmalar, araya girecek olan
müzikler, başlangıç ve bitiş müziğinin
yerleştirilmesi gibi işlemlerin bitmesinin
ardından ayrı kanallarda bulunan tüm bu
ögelerin
tek
bir
“Stereo”
kanala
indirgemesinin yapılması için (bu işleme
müzik teknolojisi terminolojisinde “Mix Down”
denilmektedir.) tüm kanalları “Ctrl+A” ile
seçildikten sonra “Tracks” menüsünden “Mix
and Render”e tıklıyorum ve işlem başlıyor. Bu
aşamada işlemin bitmesini sabırla bekle­
meniz gerekiyor.
Artık, dosyamız hazır ve şimdi bu dosyaları
MP3 ve OGG formatına dönüştürmemiz
gerekiyor. Bunun için “File” menüsünden
“Export” alt menüsüne tıklıyorum. Karşıma
çıkan pencerede, dosyaya vereceğim isim ve
dosyanın kaydedileceği format soruluyor. Ben
önce Ogg Vorbis formatını seçiyorum.
Seçtiğim dosya formatından sonra, bu
dosyadaki bilgilerin girileceği bilgi penceresi
karşıma
geliyor
ve
gerekli
bilgileri
dolduruyorum. Ardından
dosya
OGG
formatında dışarı aktarılmaya başlıyor.
Kayıt yapmadan önce, Ajans Pardus'u yeni
bölümünde neleri anlatacağımı listeliyorum.
Konular
arasında kayıta ara veriyorum.
Konuyu anlatmadan önce kaynak web
sayfasını tekrar okuyorum, ne anlatacaklarımı
planladıktan sonra kayıta başlıyorum.
Ajans Pardus'un planlama aşaması, kayıt
aşaması, kayıt sonrası editing işlemleri
yaklaşık olarak 4 – 5 saatimi alıyor. Bu
yaklaşık süredir. Artısı veya eksisi olabilir.
Böylece
OGG
formatındaki
dosyamı
oluşturmuş oluyorum. Aynı işlemi MP3
dosyası için tekrarlıyorum.
Artık dosyalarım, Özgürlük İçin Ajans Pardus
sayfasına yüklenmeye hazır hale gelmiş
oluyor ve ardından da Özgürlük İçin
sayfasına admin yetkilerimle giriyor ve gerekli
bilgileri doldurup Ajans Pardus'u yüklüyorum.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Ajans Hazırlama Rehberi
35
Umarım bu yazıda anlattıklarım, Ajans
Pardus hazırlamak isteyecek olan kişilere
faydalı olur.
OYUN
TANITIMI
Achron
H.G. Wells'in 1895 yılında yayımlanmış olan
“The Time Machine” (Zaman Makinesi) isimli
romanı ile zaman yolculuğu kavramı
bilimkurgu
literatürüne
girmiş
oldu.
Sonralarında
ise
bilimkurgu,
zaman
yolculuğunu çeşitli boyutlara sokarak, film,
dizi ve romanlarda kullandı. Hatta H.G.
Wells'in orijinal romanının bile adaptasyonları
yapıldı.
Hamit Giray NART
[email protected]
Eş zamanlı strateji kavramına
bir de zaman boyutunu
ekleyen enteresan bir strateji
oyunu olan Achron, Hamit
Giray NART'ın kaleminden
geliyor.
Alexander Hartdegen:
Anlamıyorum. Defalarca denedim. Ama O'nu
kurtaramadım, her defasında öldü.
Über­Morlock:
Geçmişte bir işi ortadan kaldırmak için, bir
zaman seyahati yapıyorsun. Sonra da zaman
seyahati yapmana sebep olan olayı yok
ederek, zaman seyahatini de yok ediyorsun.
Sen gerçekten zamanın böyle bir paradoksa
düşeceğini sanıyor musun?
Edebiyat ve sinema bu konuyu işler de
bilgisayar oyunları geride kalır mı hiç?
Elbetteki hayır. 1982'de Konami'nin konsol
oyunu olan Time Pilot ile başlayan zaman
yolculuğu teması, pek çok oyunda, farklı
biçimlerde bilgisayar oyuncularının karşısına
çıktı. Bu oyunların sonuncusu ise 2011'de
çıkan Achron.
36
Üç tanesi yaşam merkezi olabilecek yedi
gezegenden oluşan insanlığın en uç
kolonilerinden birisidir Remnant sistemi. Mars
kolonisinin ayrılmasından 350 yıl sonra
sisteme varan yolcu gemileri ile koloniciler,
Remnant sisteminin ilk düşündüklerinden çok
daha fazlası olduğunu keşfettiler. Yüzeyin
altında yüzbinlerce yıl öncesinden kaybolmuş
bir uygarlığın kalıntılarını bulurlar. Bu
kalıntılar, sistemin sadece gezegenlerinde
değil,
bazı
uydularında
da
bulunur.
Kalıntılarda derhal incelemeler başlar.
Yapılan araştırmalar, ışınlanma prensiplerini
ortaya çıkarır. Bu müthiş buluş, Remnant
sistemini bir anda araştırma geliştirme
kolonisine çevirir. Yaklaşık bir asır sonrasında
ise, insanlar ışınlanma geçitlerini kullanarak,
buralarda
ticaret
ve
taşıma
işlerine
başlamışlardı. Yeni koloni merkezleri, birkaç
yüzyıl yerine, birkaç senede oluşturuluyordu.
İnsanların, gittikleri yerlerde yeni zeki yaşam
biçimleri ile karşılaşma umutları da ışınlanma
teknolojisi ile birlikte artmıştı. Ancak gidilen
her yer ıssız görünüyordu. Bir gün koloninin
en dış gezegenlerinden biri ile bağlantı koptu.
Keşif gemileri sisteme vardıklarında, tüm
koloninin yok edilmiş olduğunu gördüler. Hiç
sağ kalan yoktu. Sadece ışınlanma geçidi
sağlamdı. Çok geçmeden ikinci bir koloni ile
de bağlantı koptu. Koloniye ışınlanan keşif
gemileri sadece kül buldular. Üçüncü koloni
gezegeni de sessizliğe bürününce, Birleşik
Dünya koloni sisteminde panik başladı.
Sistemlerden harekete geçen savaş gemileri,
koloninin dışında bekleyen büyük bir uzaylı
filosu
ile
karşılaştılar.
Kimlerdi?
Ne
istiyorlardı?
Dünya'ya
veri
yollamaya
başladılar; ancak bu verinin sona ermesi çok
sürmedi. Dünya, tüm kolonilerindeki savaş
gemilerini
toplayarak,
şimdiye
dek
görülmemiş büyüklükte bir filoyu, ışınlanma
geçidinden geçirerek, esrarengiz uzaylı
filosunun üzerine gönderdi. Ancak filonun
verilerini inceleyen analizciler, gemilerin
anlayamadıkları ve sanki hareketsiz görünen
bir güç tarafından imha edildiğini şaşkınlık
içinde gördüler. Sonra geçitten gelen veri
akımı bitti. “Felaket” kelimesi, durumu
anlatmak için yetersiz kalıyordu. Ancak
verilerin analizleri, durumunda çok daha kötü
olacağını işaret ediyordu. Uzaylı gemileri,
sadece mekanlar arasında değil; aynı
zamanda
anlar
arasında
da
ışınlanabiliyorlardı. Yani zaman içinde bir
andan diğerine atlayabiliyorlardı. Durum,
umutsuzdu.
Geçidin diğer tarafında sağ kalanların, bir
araya
gelmeleri
gerekiyordu. Yüzbaşı
Holloway komutasındaki birlik, Saratoga'da
sağ kalanları arayıp ışınlamak görevinde, bir
araştırma laboratuvarına denk gelir. Buradaki
bilim adamları, uzaylılardan ele geçirilmiş bir
zaman ışınlayıcı geçidini (Chronoporter)
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Achron
çalıştırmayı başarmışlardır. Holloway, geçidi
kullanarak zaman içinde ışınlanır. Üst üste
gelen
felaketlerden
sonra,
Remnant
sistemindeki insanlar yeni bir silaha ve
umuda kavuşurlar: Zaman.
ekran kartı
­ 750 MB disk alanı
Kurulum
Oynanış
Öncelikle belirteyim ki oyunumuz ticari
lisansa sahip. Yani özgür bir yazılım değil ve
ücretli. Sitesinden [1] 30 dolar karşılığında
satın almanız gerekiyor. Siteye üye olduktan
sonra, doldurduğunuz üyelik formunda
belirttiğiniz e­posta adresine gönderilen
bağlantıyı
kullanarak
oyunu
İnternet
ortamından
indirebiliyorsunuz.
Yalnız,
buradaki formda kullanıcı adınız, aynı
zamanda da çoklu oyun oynarken sisteme
gireceğiniz rumuzunuz olacaktır. İndireceğiniz
*.tar.gz dosyasının boyutu yaklaşık 565 MB
boyutunda. Oyunun bir kurulum aşaması yok.
Sıkıştırılmış dosyayı açarak, dizinin altında
konsolu açarak ./Achron komutuyla oyunu
başlatmanız yeterli. Oyunu Pardus 2011.X
altında çalıştırmak için, sadece freealut
kütüphanesini Pisi'den kurmanız gerekiyor.
Oyun diskte yaklaşık 700 MB yer kaplıyor.
Oyunun sistem ihtiyaçları:
Oyunu Pardus altında çalıştırmak için, dizinin
altında konsolu açarak ./Achron komutunu
kullanarak çalıştırabiliyorsunuz. “Achron”
dosyası çalıştırılabilir bir dosya olmasına
rağmen, üzerine tıklayarak başlatmaya
çalıştığınızda,
oyun
bir
an
görünüp
kayboluyor ve kendinizi masaüstünde
buluyorsunuz.
­ 64 Bit Linux (Oyunun 32 bit desteği yok)
­ İntel Dual – Core veya dengi AMD işlemci
­ 1 GB RAM ana bellek
­ OpenGL 2.1 destekli nVidia ya da ATI
37
Oyunu kaldırmak içinse yapılacak tek şey
açılan Achron ve .Achron dizinlerini silmek.
Ancak KDE menüsü altında bir kısayol
oluşturabiliyorsunuz. İstediğiniz bölüm altında
(ben Oyunlar ­> Taktik ve Strateji altında
oluşturdum) bir kısayol oluşturun. Komut
kısamına açtığınız dizinin tam adresini yazın
ve “Achron” dosyasının başına ./ ekleyin.
Gelişmiş sekmesi altında da “Çalışma Dizini”
olarak, açmış olduğunuz Achron dizinini
belirtin.
Oyunu ilk açtığınızda, bir oyuncu profili
oluşturmanız istenecek. Kafanıza göre bir
isim girip profilinizi oluşturun.
Log­In
dediğinizde önünüze ana menü ekranı
gelecek.Seçeneklerimiz tipik bir eş zamanlı
strateji seçenekleri ve çok karışık değil.
Achron
oluyor. Oyundaki üç ırktan birini seçerek,
üssünüzü oluşturuyor ve diğer oyuncuları
haritadan silmeye çabalıyorsunuz. Ancak
burada bir de SANDBOX isminde eğitim
haritaları var. Buralarda birimleri tanımak,
oyunun zaman katmanları kullanımı ile ilgili
epey bir pratik yapma imkanına sahipsiniz.
Oyuna başlamadan ­hele de çoklu oyuncu
oyunlarına
katılmadan­
bu
haritalara
kesinlikle uğrayın derim.
Aslında biraz yetersiz kalmış bile denilebilir.
En üstteki “Campaign” oyunun hikayesini
oynamamızı sağlıyor. Oyunu hikayesi 4 ana
bölümden oluşuyor. Her üç ırkın hikayesini
oynadığımız üç bölüm ve bir final bölüm.
Ancak bunları sırasıyla oynuyoruz. Yani
herhangi birini seçmek gibi şansımız yok.
Sadece oynadığımız senaryolar arasında
seçim yapabiliyoruz. Campaign bölümü,
toplam 39 senaryodan oluşuyor. Hemen
altındaki “Load Saved” kısmı ise bize iki
seçenek sunuyor: İlki, kaydettiğimiz oyunlara
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
kaldığımız yerden devam etmemizi sağlıyor.
İkincisi
ise
daha
önce
oynadığımız
oyunlarımızı
yeniden
oynatım
olarak
izlememizi sağlıyor. “Quick Play” kısmı ise,
bildiğinizi senaryo bölümü. Yani bir harita
seçerek, düşmanı alt etmek dışında bir görev
olmayan oyun modu. Buraya girdiğiniz zaman
açılan listeden oyun haritanızı seçiyorsunuz.
Bu haritaların yanında kaç oyuncu ile
oynayacağınız yazıyor. Ne yazık ki bunu
değiştirme şansınız yok. Yani harita seçimi,
aynı zamanda oyuncu sayısı seçimi de
38
Oyunun asıl çetin savaşlarının olacağı
“Multiplayer”
çoklu
oyuncu
arayüzünü
açmaya yarıyor. Burada ilk olarak, oyunu
alırken
oluşturduğunuz
hesabınızda
belirttiğiniz kullanıcı adı ve parolanız ile giriş
yapmanız gerekiyor. Sonrasında ise, sunucu
açma ya da bir oyuna bağlanma seçenekleri
önünüze geliyor. Öncelikle modeminizin
UPnP destekli olması gerektiği şeklinde uyarı
önünüze geliyor. Sanırım bu desteğe sahip
olmayan modem artık yoktur. :­) UpnP
desteği aktif ise, herhangi bir ayarlama ya da
müdahaleye gerek duymadan, çok oyunculu
ortama bağlanabiliyorsunuz. Eğer bu destek
kapalı ya da yoksa, modeminizin web
arayüzüne girerek, buradan UpnP desteğini
açmalı ya da (UpnP yoksa) NAT
yapılandırması
ile
port
yönlendirmesi
yapmanız gerekiyor. Hem sunucu hem de
istemci için yönlendireceğiniz portlar: 7013 ,
7014 ve 7613 portları. Bunları ev dizininizin
altında gizli olarak bulunan .Achron dizini
altındaki
configuration.ini
dosyasında
bulabilir, isterseniz değiştirebilirsiniz de. Ama
çok
oyunculu
kısma
girdiğinizde
“Automatically Configure Router” seçeneğini
pasifleştirmeyi unutmayın. Sonrası ise basit.
“Join
Server”
kısmından
oyunların
sunucularının listesini görüp, herhangibirine
girebilirsiniz. Ancak oyunun başlamamış
olması gerekiyor. “Host Game” kısmından ise,
oyunun özel (yani şifreli ya da şifresiz) olup
olmadığını , adını ve haritayı seçtikten sonra
“Start” diyerek sunucuyu başlatıyoruz.
Oyuncuların tümü katılıp da “Ready”
verdikleri zaman oyun otomatikman başlıyor.
“Settings” kısmı ise oldukça temel ayarları
yapmamıza olanak veriyor. Aslında biraz
yetersiz
bile
diyebilirim.
“Gameplay”
kısmında, ekranın görüntüsü ve harita
üzerindeki görsellerin özelliklerini ve oyunun
klavye tuş kombinasyonunu ayarlayabiliyoruz.
“Graphics” kısmından ise görsel efektleri açıp
kapatabiliyoruz. “Audio” kısmında ise müzik
ve konuşma ses şiddeti ile alt yazıları
ayarlıyoruz. Yani ayar ekranımız oldukça az.
Ama bu ayarları ve daha da fazlasını,
configuration.ini dosyasından ayarlayabi­
lirsiniz. Burada, çözünürlük, tam ekran /
pencere modu gibi ayarları değiştirebilirsiniz.
En azından şu ekran çözünürlüğü gibi en
temel görüntü ayarını, Settings altından
ayarlayabilmeliydik. Ayarlar, yaptığınız anda
otomatikman kaydediliyor.
“Level Editor” ise, kendi oyunlarımızı
tasarlayabileceğimiz
tasarlayıcıyı
açıyor.
Achron, kendisi ne kadar bir ticari oyun da
olsa ve kendi dosyaları EULA ile lisanslanmış
da olsa, içinde farklı lisanslara (GPL, LGPL
gibi) sahip unsurlar ve Blender betikleri de
barındırıyor.
Oyun
ile
birlikte
örnek
kodlamalar
da
geliyor.
Tasarlayıcıyı
başlattığınızda ilk olarak karşınıza iki seçenek
geliyor. “Load (Yükle)” ve “New (Yeni)”
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
39
Achron
seçenekleri. Eğer yükleme seçeneğiniz
seçerseniz, oyunun hikayesini oluşturan
harita ve senaryoların bir listesi ile
karşılaşırsınız. Bunlardan birini seçerseniz,
bu harita ve hikaye yüklenerek, tasarımcı
başlar. Ancak, ne yaptığınızı tam olarak
bilmiyorsanız, bu kısma dokunmayın. Var
olan kodları değiştirmek, elbette sıfırdan
başlamaktan daha kolaydır. Ancak, burada
açtığınız dosyalara zarar verirseniz, harita ve
senaryonun
çalışmamasına
sebep
olabilirsiniz.
Yeni seçeneğini seçmeniz durumunda ise,
karşınıza dosyaların yerlerini isteyen bir
menü gelecek. Buradan ilk olarak harita
dosyası seçmenizi isteyecek, oyundaki
dosyalardan birini kullanabilir ya da kendiniz
oluşturabilirsiniz.
Kendiniz
oluşturmak
isterseniz, “New” ile haritanın boyutları,
sınırları,
yükseklik
değerleri
gibi
parametrelerini belirleyebileceğiniz bir arayüz
açılır.
Sonrasında ise nesne katmanları (object
layouts) geliyor. Yani kısaca, ünite ve
nesnelerin harita üzerinde oldukları yerler.
Aynen harita gibi kendiniz belirleyebilir ya da
hazır
katman
dosyalarından
birini
kullanabilirsiniz.
Burada bir de seçeceğimiz, toprak örtüsü
paketi var. Haritanını genel örtüsü için,
ise, nesneler, üniteler ve oyuncuların başlama
yerlerini belirliyoruz. Son olaraksa, görünümü
kısmından savaş sisini açıp kapatabiliyoruz.
Oluşturduğunuz haritayı /Achron/levels dizini
altına kaydetmeyi unutmayın.
Oyun ekranımızda da tipik bir strateji
oyununda olan unsurlar var. Sol üst köşede
elimizdeki kaynak miktarını görüyoruz. Oyun
içinde ünite ve bina yapmak, bunları
güncellemek ve bazı silahlar için elimizde
oyundaki dosyalardan birini seçerek, ilgili
kaplama fırçaları yükleyebiliyorsunuz. Bunun
dışındaki dosyaları, (senaryo parametreleri,
ünite kontrol ve nesne sınıfı) oyunun kendi
dosyaları oluşturuyor.
İstediğimiz parametre ayarlarından sonra
tasarlayıcımız başlıyor. Tipik bir strateji
tasarlama aracından pek bir farkı yok. Temel
kural, bir kategori seçerek, yandaki
fırçalardan birini almak ve harita üzerine
bırakmak. Harita kısmında, diğer kısımlar için
genel parçaları haritamıza yerleştiriyoruz.
Zemin kısmında ise, fırça boyutu, açı,
yükseklik ve harita boyutlarını değiştire­
bilirsiniz. Kaplamlar kısmında, toprak örtüsü
kısmında seçtiğimiz *.til dosya paketi içindeki
kaplamaları haritamıza uygulayabiliyoruz.
Yükselti kısmında ise, haritamızdaki tümsek
ve çukur kısımları belirliyoruz. Sonrasında
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
40
Achron
kaynak olması gerekiyor. Soldaki simge L­
Kristali
kaynağını
gösteriyor
ve
LC
kutularından toplanıyor. Bu kaynak bütün
ünitelerin, binaların ve güçlendirmelerin
yapılması için gerekli bir kaynak. Yanında ise,
Q­Plasma kaynağını gösteriyor. Bu da QP
kutularından alınıyor. İleri seviye bina ve
üniteler için bu kaynağın da olması gerekiyor.
Eğer CESO (İnsan) ırkı ile oynuyorsanız, bu
kısma bir de insan kaynağı ekleniyor.
Importer binası tarafından sağlanıyor. Eğer
ırk olarak Vecgir seçmişseniz, buraya bir de
enerji ekleniyor. Foundation binasınca
üretilen enerji, cihazların ve binaların
çalışmasını sağlıyor. Kaynak penceresinin
sağına bitişik pencerede ise yapmış
olduğunuz güçlendirmeler görüntüleniyor.
Sol altta ise mini haritayı görüyorsunuz.
Burada savaş sisi içinde olmayan düşman
birimleri ve sizin tüm birimleriniz görünüyor.
Tab tuşuna basarsanız, mini harita ekranı
kaplar.
Alt ortada ise, zaman haritamız ve zaman
kontrol panelimiz var. Bunu önümüzdeki
paragraflarda ayrıntılı olarak anlatacağım.
Sağ altta ise, seçili birimleri, güçlerini ve bu
birimlere vereceğimizi komutları (saldır, git,
dur
gibi...)
seçebileceğimiz
panelimiz
görünüyor.
Sağ yukarıda ise, menüler bulunuyor. Menu
butonu, oyunu dondurup oyun içi menüsünü
açıyor. Help butonu, oyunun kontrolleri ve
seçili ırkın birimleri hakkında bilgi sağlayan bir
ekranı açıyor. Pek olası değil ama, olur da ne
yapacağınızı unutursanız, Objectives kısmın­
dan hatırlayabilirsiniz. Ancak yapacaklarınız,
Campaign kısmında oynuyorsanız, sürekli
olarak bu menülerin altında yazıyor.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Oyunda seçebileceğimiz üç tane ırk var.
Buradaki ırklar Starcraft'ı oldukça andırıyorlar.
İnsanlar, enerji kullanan mistik yaratıklar ve
Alien
benzeri
öcük
böcükler.
Hatta
görünüşleri bile öyle.
CESO
Birleşik Dünya Koloniler Sistemi. Yani insan
ırkı. İnsan ırkı, oyunun saldırı ve savunmaya
yönelik sınıfıdır. Güçlendirmeleri ve silahları,
diğer iki ırka göre, bol ve ucuzdur. Saldırı
güçleri de yüksektir. Oyuna yeni başlayıp da
alışmak isteyen oyuncular için en ideal ırktır.
İnsan ünitelerinin hepsi (kaynak toplayanlar
dahil) az ya da çok savaş yeteneğine
sahiptirler. Binaların temel olanları Marine,
gelişmiş binalar ise Mechs ünitesi tarafından
inşa edilir. Binaların hepsi, toplanıp hareket
etme yeteneğine sahiptir. İnsan ırkı binaları:
Armory: Kısaca ana binadır. Kaynaklar
burada toplanır. Piyade birimleri olan Marine
ve Special Ops üniteleri bu binada yapılır.
Tüm güçlendirmeler de Armory'de yapılır. Bu
bina, Marine ünitesi tarafından inşa edilebilir.
Resource Processor (RP): Kaynak topla­
ma birimleridir. Marine tarafından inşa
edilirler. Kaynak sandıklarının yanına inşa
edilen bina, ayrıca bu kaynakları birbirlerine
dönüştürme imkanına sahip.
İmporter: Baraka diyebilirsiniz. İnsan ırkı­
nın Q­Plasma ve L­Kristal kaynaklarına ek
41
Achron
olarak üçüncü kaynağı olan insan kaynağı
burada toplanır. Araçlarınız için pilotları ve
sürücüleri barındırdığından , bu bina olmadan
tank ve uçaklarınızı kullanamazsınız. Marine,
inşa eder.
Factory: Mechs, ATHC, Lancer, Tank ve
Tornade ünitelerinin inşa edildiğin binadır.
Marine inşa eder.
Comm. Center: Savaş ünitelerinin ve
binaların görüş mesafesini arttırır. Carrier
ünitesinin inşaı için de gereklidir. Marine inşa
eder.
Macrofab: MAR, Frigate, MFB, Blackbird
ve Heavy Cruiser ünitelerini inşa eder. Ayrıca
nükleer silah burada yapılır. Mechs inşa eder.
Defense Turret: Bildiğiniz savunma tareti.
Görünmez üniteleri tespit eder. Kara
ünitelerine 57, hava ünitelerine 108 hasar
gücüne sahiptir. Mechs inşa eder.
Slingshot: Boştaki birimleri, otomatik ola­
rak savaş bölgesine ışınlar. Mechs inşa eder.
Teleporter: Üniteleri, haritanın herhangi bir
yerine ışınlar. Mechs inşa eder. Ancak
ünitelerin ışınlanabilmesi için bu binanın
yakınında olmaları gerekir.
Chronoporter: Üniteleri, zaman içinde
herhangi bir ana ışınlamaya yarar. Mechs
inşa eder. Ancak ünitelerin ışınlanabilmesi
için bu binanın yakınında olmaları gerekir.
İnsan binaları bunlar. İnsan üniteleri ise, üç
binaca yapılırlar.
Armory'de yapılanlar:
Marine: Temel piyade ünitesi. Temel bina­
ları inşa eder. Karaya 40, havaya 40 hasar
gücüne sahiptir.
Special Ops: Piyade birimi. Diğer piyade­
leri iyileştirir ve görünmez üniteleri tespit eder.
Karaya 57, havaya 23 hasar gücüne sahiptir.
Factory'de yapılanlar:
Mechs: Kara ünitesidir. Gelişmiş binaları
inşa eder. Karaya 24, havaya 62 hasar
gücüne sahiptir.
ATHC: Oldukça süratli hareket eden bu
kara ünitesi, görünmezdir. Karaya 43, havaya
39 hasar gücüne sahiptir.
Lancer: CESO'nun temel hava ünitesi.
Karaya 27, havaya 36 hasar gücüne sahip.
Tornade: Görünmez ve zırhlı olan bu hava
ünitesi, karaya 78, havaya 25 hasar gücüne
sahip.
Tank: CESO'nun en sevdiğim ünitesi. :­)
Heavy Tank'a güçlendirilebilen bu ünite,
karaya 56, havaya da 57 hasar gücüne sahip.
Beraberinde de iki piyade taşıyabiliyor.
Macrofab'da yapılanlar:
MFB: Diğer üniteleri onarıp, piyadeleri iyi­
leştiren bu kara ünitesi, karaya 45, havaya 42
hasar gücüne sahip.
Blackbird: Mekanik üniteleri onarabilen bu
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
hava ünitesi, karaya 56, havaya 56 hasar
gücüne sahiptir.
MAR Tank: Başka bir MAR ile birleşerek,
gücünü ikiye katlayanTwinMAR'a dönüşebilen
bu tank, karaya 84, havaya 8 hasar gücüne
sahip.
Frigate: Bir anti­hava birimi olan bu uçak,
karaya 35, havaya 94 hasar gücüne sahip.
Heavy Cruiser: Nükleer silah uçağı. Kara­
ya 70, havaya 70 hasar gücüne sahip bu
uçak, Macrofab'da üretilen nükleer bombayı
atabilir.
Carrier: Oyunun en güçlü ünitesi. 60 tane
ünite taşıyabilen bu uçak, taşıdığı birimleri de
onarıp, iyileştiriyor. Karaya 221, havaya 168
hasar gücüne sahip.
İnsanlar bu şekilde. Başlangıç için iyi bir ırk.
Hemen güçlenip, çoğalabiliyorlar. Ancak
ışınlanma yetenekleri, diğer ırklara göre,
kısıtlı. Hızlı (daha oyunun başlarında saldırıya
geçmeyi tercih eden) ve saldırgan oyuncu­
ların tercih edebilecekleri bir ırk tipi.
VECGIR
Starcraft'taki Protoss benzeri bir ırk. Misitk
uzaylı türü. Fiziksel hareket olarak, yavaş bir
ırk. Ancak ışınlanma ustası olan ırk. VECGIR
üniteleri, kendi başlarına ışınlanabilme
yeteneğine sahipler. Öyle ki bağımsız binaları
da ışınlanabiliyorlar. Sadece kendilerini değil,
düşmanlarını da ışınlayabilen binalara sahip­
42
Achron
ler. VECGIR'in üçüncü bir kaynağı ise enerji.
Bu ırkın binaları hareketsiz ve birbirlerine
bağlı olmak zorunda. Bunun istisnası olan üç
bina var: Resource Processor, Foundation ve
Comm. Hub. Bunlar Vir sınıfı ünitelerce,
bağımsız olarak yapılabiliniyorlar. Diğerleri
ise, Foundation binası üzerine kurula­
biliniyorlar. VECGIR binaları:
Annex: Ana bina. Kaynakların toplandığı,
Zayin Vir, Teth Vir ve Shin Vir piyade
ünitelerinin yapıldığı bina. Foundation
dönüşür.
Resource Processor: Kaynak toplama
binası. Zayin Vir inşa eder. Işınlanma
yeteneğine sahiptir.
Comm. Hub: Ünitelerin görüş mesafesini
arttırır. Işınlanabilir.
Foundation: Üzerine diğer binaların inşa
edildiği ve enerji üreten binalar. Bir
Foundation, kendine koşu olan bir başka
Foundation inşa edebilir. Yakınındaki birimleri
de iyileştirir. Bu binayı Shin Vir de inşa
edebilir. Ama 10 L­Kristali daha fazlaya mâl
olur.
Depot: Tüm mekanik savaş üniteleri bura­
da yapılır. Ama hava araçlarını yapabilmek
için Aerial Control Center (ACC) binası ile
komşu olmalıdır.
Aerial Control Center (ACC): Depot'un
hava araçlarını yapabilmesi için yanına
kurulmalıdır. Ayrıca haritanın herhangi bir
yerine torpido hava saldırısı ışınlayabilir.
Slipgate: Zaman ve mekan içinde aynı
anda ışınlanmayı sağlar. Ancak VIR üniteleri,
bu binadan bağımsız olarak mekan içinde
ışınlanma yeteneğine sahiptirler. Bu bina,
ayrıca yakınlarındaki düşman ünitelerini de
haritada rastgele bir yere ışınlayabilir.
Bastion: Savunma binasıdır. Görünmez
üniteleri tespit eder. Karaya 45, havaya 65
hasar gücüne sahiptir.
VECGIR binaları bunlar. Ünitelerde ise Zayin,
Teth ve Shin olark üç ünitesi var. Diğer
üniteler ise bunların sınıflandırılmasından
oluşuyor. Vir sınıfı piyadeler, Annex binasınca
yapılıyor.
Zayin Vir:
Piyade birimi. Resource
Processor inşa eder. Karaya 39, havaya 23
hasar gücüne sahiptir.
Teth Vir: Mekanik piyade ünitesi. Comm.
Hub inşa eder. Karaya 21, havaya 42 hasar
verir.
Shin Vir: Piyade ünitesi. Foundaiton inşa
eder. Karaya 28, havaya 28 hasar gücüne
sahiptir. Görünmez üniteleri tespit edebilir.
Mekanik ünitelerin tamamı ise Depot'da
yapılırlar. Bunlar:
Zayin Pulser: Kara ünitesidir. Karaya 62
hasar verir. Havaya saldırısı yoktur. Zayin Vir,
Depot'da bu araca dönüşebilir.
Zayin Tercher: Görünmez bir kara ünitesi.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Karaya 51, havaya 37 hasar gücü vardır.
Zayin Vir, Depot'da bu araca dönüşebilir
Zayin Halcyon: Kara ünitesidir. Yakının­
daki düşman birimlerin haberleşmelerini
keser. Karaya 90, havaya 24 hasar verir.
Zayin Vir, Depot'da bu araca dönüşebilir
Teth Pulser: Bu kara ünitesi, karaya 34,
havaya 68 hasar gücüne sahiptir. Teth Vir,
Depot'da bu araca dönüşebilir.
Teth Tercher: Oldukça hızlı hareket eden
bu hava birimi, karaya 33, havaya 76 hasar
gücüne sahip. Teth Vir, Depot'da bu araca
dönüşebilir.
Teth Halcyon: Bu kara ünitesi, karaya 28,
havaya ise 63 hasar gücüne sahip. Teth Vir,
Depot'da bu araca dönüşebilir.
Shin Pulser: Çok hızlı olan bu hava ünite­
si, karaya 45, havaya 45 hasar gücüne sahip.
Shin Vir, Depot'da bu araca dönüşebilir.
Shin Tercher: Görünmez olan bu hava
ünitesi, karaya 75, havaya 23 hasar gücüne
sahip. Shin Vir, Depot'da bu araca
dönüşebilir.
Shin Halcyon: Hızlı olan bu hava aracı da
karaya 55, havaya 55 hasar gücüne sahipti.
Shin Vir, Depot'da bu araca dönüşebilir.
VECGIR
de
böyle.
Biraz
deneyimli
oyunculara hitap eden bir ırk. Sebebi ise,
ünite ve binaları biraz pahalı.
43
GREKIM
Achron
Oyundaki üç ırktan biri. Cyborg­Alien tipi bir
görüntüleri var. Bu ırk ise, zaman içinde
ışınlanma uzmanı. Bu ırkın, ışınlama binaları
yok. Üniteleri, bağımsız olarak zaman ve
mekan içinde ışınlanma yeteneklerine
sahipler. Binaların tümü de uçabiliyorlar.
Oyundaki hareket kabiliyeti en fazla olan ırk.
Bu ırkın binaları, ünitelerin dönüşmeleri ile
oluşuyorlar. Bu binalar:
Resource Processor: Kaynak toplayan
binadır. Octo ünitesi dönüşür.
Arcticus: Ana bina. Kaynaklar burada
toplanır. Pharo ünitesi dönüşür. Octo, Sepi ve
Pharo üniteleri bu binada yapılır.
Mound: Zaman ışınlaması için gereken
bina. Bunu yaptıktan sonra, GREKIM
üniteleri, kendi kendilerine zaman yolculuğu
yapabilirler. Sepi ünitesi dönüşür.
Reaph: Güçlendirmelerin yapıldığı bina.
Sepi ünitesi dönüşür. Bu bina ayrıca
düşmana Plasma bombası ve zaman
bombası atar. Plasma bombasını seçtikten
sonra, hedefi ve atmak istediğiniz zaman
dilimini seçersiniz. Bomba istediğini yere,
zaman yolculuğu yaparak gider. Zaman
bombası ise, dğüştüğü yerde menzilindeki
tüm bina ve üniteleri geleceğe ışınlar.
Spyre: Hava ünitelerinin yapımına olanak
sağlar. Pharo ünitesi dönüşür.
Dome: Savunma binası. Görünmez ünite­
leri tespit edebilir. Karaya 63, havaya 79
hasar verir. Octo ünitesi dönüşür.
GREKIM üniteleri de bir çeşit üreme (progen)
ile oluşuyorlar. Temel üniteler aslında cinsler.
GREKIM üniteleri, üç cinsiyete sahip ve
Arcticus'da yapılıyorlar. Bunlar:
Octo: Kara ünitesi. Resource Processor ve
Dome yapılarına dönüşür. Karaya 45 hasar
gücü verir. Hava hasarı yoktur.
Sepi: Kara ünitesidir. Mound ve Reaph
binalarına dönüşür. Karaya 25, havaya 48
hasar veriri.
Pharo: Kara ünitesi. Görünmeyen üniteleri
tespit edebilir. Spyre ve Arcticus binalarına
dönüşebilir.
Bu ünitelerin hepsinden birere taneyi, yan
yana “Progen” konumuna getirirseniz, bir üst
sınıf olan “Pod” ünitelerini oluşturabilirsiniz.
Not olarak, üst sınıf üniteler binalara
dönüşmezler. Bunlar:
Octopod: Kara ünitesi. Karaya 56, hava­
ya 25 hasar verir.
Sepipod: Oldukça hızlı hareket eden bir
hava ünitesidir. Görünmeyen üniteleri tespit
eder. Karaya 42, havaya 84 hasar verir.
Pharopod: Görünmez bir hava ünitesidir.
Karaya 89, havaya 27 hasar verir.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Yine Pod sınıfı ünitelerin üçünü “Progen”
konumunda yan yana konuşlandırırsanız,
Ligo sınıfı üniteleri oluşturabilirsiniz. Bu
üniteler en üst sınıftır ve Progen özellikleri
yoktur. Ancak birinci kademe ünitelere
bölünebilirler ama tekrar birleşemezler.
Bunlar:
Octoligo: Kara ünitesidir. Sepi ve Pharo
ünitelerine bölünebilir. Karaya 113, havaya 42
hasar verir.
Sepiligo: Oldukça hızlı olan bu hava ünite­
si, Octo ve Pharo'ya bölünür. Atış menzili en
uzun birimdir. Karaya 53, havaya 94 hasar
gücü verir. Taşıyıcı olan Gargantuan ünitesine
dönüşür.
Pharoligo: Kendisi ile birlikte, menzilindeki
düşman
birimlerini
zaman
içinde
dondurabilme yeteneğine sahip bu hava
ünitesi, Octo ve Sepi ünitelerine bölünür.
Karaya 81, havaya 54 hasar verir.
Gargantuan: Taşıyıcı ünitedir. 60 ünite
taşıyabilen bu ünite, kaynak kutularını bile
taşıyabilir. Oyundaki en hızlı ünitedir. Ancak
silahsızdır.
Seçeceğimiz ırklar ve kullanacağımız üniteler
bu şekilde. Gelelim, oyunun en can alıcı
unsuru olan zaman haritasına.
Zaman
Achron'da
düşmanınıza
44
saldırı
yapmak,
Achron
yapmış olduğunuz bir hatayı düzeltmek ya da
bazı durumları ortaya çıkarmak için (zaman
kopyalaması, dede paradoksu gibi) zaman
yolculuğu yapabiliyor; geçmiş ya da geleceğe
birlikler yollayarak onları farklı bir zaman
diliminde kontrol edebiliyorsunuz.
Öncelikle zaman haritamızı incelemekle
başlayalım. En üstte Chronoenergy, yani
zaman enerjimizi gösteren bir barımız var.
Zaman içinde herhangi bir zamana bir ünite
veya birlik yollamak ve onları orada kontrol
etmek, zaman enerjimizi tüketiyor. Ancak
zaman çizgisi üzerinde bir anı görmek, (yani
bir birlik yollamadan) ­şayet o an oradaki
birliklere de emir vermezsek­ zaman enerjisi
götürmüyor. Zaman enerjisi, zaman içinde
herhangi bir komut vermedikçe kendi kendine
artıyor. Buradaki mavi kısım, zaman enerji
seviyesini gösteriyor. Sağda beliren sarı
kısım ise, geçmiş ya da gelecekteki bir
zaman katmanında bir ya da daha fazla
savaş biriminiz olduğunu belirtiyor. Bu
kısımda ayrılan enerji miktarı, o üniteyi o
zaman diliminde tutmak için gereken
miktardır. Bu da, zaman hareketlerinizde, o
miktarı kullanamayacağınız anlamına gelir.
Zaman enerjisinin azalması da, zaman
seyahatine çıkardığınız birliğin büyüklüğü ve
yolladığınız
zaman
diliminin,
şimdiki
zamandan uzaklığı ile doğru orantılıdır. Yani
ne kadar uzağa, ne kadar büyük bir birlik
Achron
hareket edebileceğimiz yegane an yani. Kalın
mavi çizgi ise, o an oyun ekranında
bulunduğumuz zamanı gösterir. Bu iki çizgi
üst üste ise, şimdiki zamandayız demektir.
Zaman çizelgesi üzerinde, zamanı hareket
ettirmeniz, zaman enerjinizi götürmez. Ancak
şimdiki zaman dışında herhangi bir zamanda
bir ünite hareket ettirirseniz enerjiniz gider.
yollarsanız, onları orada hareket ettirme
imkânınız da o kadar azalacaktır. Mümkün
olduğu kadar uzak bir geçmişe, büyük bir
birlik yollayıp, düşmanı daha gelişmemişken
yakalayıp, üssünü başına yıkmak ne kadar
güzel bir fikir değil mi? :­) Ama evdeki kolay
hesap,
tutmuyor
işte.
Zaman
enerji
barımızdaki sarı kısım, birden tüm barı
kaplayıveriyor. Size de hareket etmek için çok
az bir enerji kalıyor. Silah, sayı üstünlüğü
sizin tarafınıza geçmesine karşın, zaman,
düşmanın tarafına geçiyor. Burada sizin bir
hamlenize karşı, düşmanın 8­10 hamle şansı
oluyor. Böyle bir işe girişmeye kalkarsanız,
gelmiş olduğunuz geçmiş zamanın, şimdiki
zaman olduğunda gerçekleşen durumu iyi
hatırlayıp, hareketlerinizi ona göre planlayın.
Belki bir şansınız olur. :­)
Hemen altında ise, zamanı hızlandırıp,
yavaşlatıp, durdurabileceğimiz bir kontrol
paneli geliyor. Ancak dikkat etmeniz gereken,
bu işlemleri yapabileceğiniz zaman, oyunun
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
gerçek zamanı değil. Mesela burada
dondurma tuşuna bastığınızda, sadece gitmiş
olduğunuz zaman donacaktır. Buna karşın
oyunun gerçek zamanı ve zaman dalgaları
ilerlemeye devam edecektir. Keza, başka
zamanda bulunan düşman da öyle. Burası,
bulunduğunuz
zamanı,
günümüze
yaklaştırmak ya da uzaklaştırmak için
kullanabileceğiniz bir alan. Burada en çok
kullanacağınız tuş ise, en soldaki “Undo”
tuşu. Bir ya da birden fazla üniteyi seçip, bu
tuşa basarsanız, son yaptıkları komutu hiç
yapmamış olurlar. Elbette bu Undo'nun etkisi,
zaman dalgası vurduğu zaman belirir.
Hemen altında ise zaman çizelgesi
bulunuyor. Bu kısım, oyunda en çok
kullanacağınız ve oyun boyunca da gözünüzü
ayırmamanız gereken kısım. İlk olarak en üst
kısımda,
oyunun
ilerleme
zamanını
görüyoruz. “present” yani şimdiki anı gösteren
ince mavi çizgi, oyunun gerçek zamanını
gösteriyor. Zaman enerjimizi kullanmadan
45
Zaman ışınlayıcı binanız varsa, (ya da
GREKIM ırkını seçtiyseniz bağımsız olarak)
bir birliği seçerek, sağ altta bulunan komut
tablasındaki saat şeklinde ikon ile zaman
yolculuğu
komutunu
veriyorsunuz.
Sonrasında ise, zaman çizelgesi üzerinde bir
zaman dilimi (geçmiş ya da gelecek) seçerek,
birliğinizi zaman içinde seçtiğiniz zamana
ışınlayabiliyorsunuz. Ekranınızda otomatik
olarak birliği takip ediyor ve o zamana
dönüyor. Zaman yolculuğu yaptığınızda,
ekranın hafifçe solgunlaştığını fark edersiniz.
Bu solgunlaşma, şimdiki zamandan ne kadar
uzağa giderseniz, o kadar artacaktır (gerçi
oyun zaten karanlık bir atmosferde sürüyor).
Çizelge üzerindeki yatay sıralarda ise,
oyunun o anında neler olduğunun kaydı
tutuluyor. Bunlar üstten;
­ Chronoports: Zaman yolculuğuna çıkılan
anları işaretler.
­ Under Attack: Zaman içinde uğradığınız
saldırıları gösterir.
­ Damage Dealt: Zaman içinde sizin
yaptığı­nız saldırıları gösterir.
­ Unit Created: Zaman içinde ünitelerinizin
oluşturulma anlarını işaretler.
­ Resources: Zaman içinde topladığınız
kaynakların durumunu gösterir.
Burası oldukça önemli bir bölümdür. Bu
geçmiş anlarda, ne zaman neyin olduğunu
hatırlamanıza yardımcı olacaktır. Mesela, bir
birlik
yaptınız
ve
saldırmaya
hazırlanıyorsunuz. Sonra bir zaman dalgası
geliyor, bir bakmışsınız ki birliğiniz gözünüzün
önünden kaybolmuş. Bu şu anlama geliyor:
Birliğiniz, onu oluşturduğunuz zaman anı ile
ortadan kaybolduğu zaman dalgasının
vurduğu zaman anı arasında bir yerde,
saldırıya uğrayıp yok edildi. Bunu ise
görebileceğiniz yegane yer, zaman çizelgesi
üzerindeki harita. Geçmiş zamanda, daha
önce orada olmayan bir “Under Attack”
işareti, size bu birliğin saldırıya uğradığı anı
gösterir. Aynı şey gelecek için de geçerli.
Düşmanınızın geçmişe gönderdiği bir birliğin
saldırısını ancak buradan görebilirsiniz. Yine
bu tip saldırıları savuşturmak ya da başınıza
bela bir binayı kurulmadan önce engellemek
için, bu haritayı takip etmeniz gerekiyor.
Zaman
çizelgemiz
üzerindeki
önemli
unsurlardan birisi de zaman dalgalarıdır.
Zaman
dalgaları,
zamanın
kendini
düzenlediği ve iyileştirdiği zaman dilimleridir.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Mesela geçmişte yaptığınız bir işin etkisi,
gelecek zaman dilimindeki bir başka oyuncu
tarafından zaman dilimi vurduğu zaman fark
edilir. Çizelge üzerinde akan renkli dilimler,
zaman
dalgalarıdır.
Mesela,
geçmişe
gönderdiğiniz bir ünite, bir binayı yıktı. Şimdiki
zamanda bu binanın yok olması için zaman
dalgasının
gelmesi
gerekiyor.
Zaman
dalgasını, alttaki zaman çizelgesinden takip
edebileceğinizi gibi, geldiğini, ekrandan
geçen mavi bir çizgi ile de fark edebilirsiniz.
Zaman haritasındaki işaretlerin de yine
zaman dalgası geçtikçe değiştiğini fark
edebilirsiniz.
Zamanı kullanarak bazı durumlar da
oluşturabilirsiniz. Aslında zaman ve mekan
ışınlamasını farklı kombinasyonlarda kullanıp,
olmadık şeyler yapmanız mümkün. Genelde
bazıları
rastlantısal
oluyor.
Ancak
hesaplayabilirseniz,
çok
harika
işler
çıkartabilirsiniz. Mesela, zamanı kullanarak,
düşmanın şu an olduğu ve bir türlü
geçemediğiniz bir savunma hattını aşmanız
mümkün. Büyük bir birliği, uğraştığınız
savunma hattının daha oluşmadığı bir
zamana geri gönderin ve birliğin gideceği
yere düşmandan önce varın. Sonra tekrar
günümüze dönün (zaman çizelgesi üzerinde
hareket edin, birliği getirmeyin). Ancak bunu,
iki zaman dalgası arasında yapmanız şart.
Çünkü zaman dalgası vurduğu zaman,
geçmişte konumlandırdığınız birlik, savunma
46
Achron
hattının arkasında belirecektir. Aynı işi,
birliğinizi
geleceğe
gönderip,
orada
saklayarak da yapabilirsiniz. Birliğin gittiği
gelecek, şimdiki zaman olduğunda, birlik
birden savaş meydanında belirecektir.
Gelecek, birlikleri saklamak için çok uygun bir
yerdir. Hareket edip, saldırmadığı sürece,
gelecekteki bir birliği görmenin tek yolu, aynı
zaman diliminde o birliğe rastgelmektir. Ancak
geleceğe gönderdiğiniz bir birliği unutmanız
durumunda, onları kaybetmeniz olası. Zaman
çizelgesinde birliklerinizi zaman yolculuğuna
çıkardığınız anları görebiliyorsunuz. Ancak
geçmişe mi,yoksa geleceğe mi yolladığınızı
ne yazık ki göremiyorsunuz.
Zaman yolculuğu ile birliklerinizi kopyalayıp,
çoğaltabilirsiniz de. Bu bir çeşit paradoks
yaratma durumudur. Gelecekten, geçmiş
zamana gelen bir birlik, geçmişteki haliyle
birleşerek sayısını birden iki katına çıkarır.
Ancak burada da dikkat etmeniz gereken
bazı şartlar vardır. İlk olarak, geçmişe
yolladığınız birlik iki katına çıkınca, onları
orada kontrol etmek için harcayacağınız
zaman enerjisi de iki katına çıkacaktır. Eğer
zaman enerjiniz bu birliği kontrol etmeye
yetmezse, gönderdiğiniz birlik zaman içinde
donup kalacaktır. İkinci olaraksa, zaman
kopyalaması ile ikiye katlanmış bir birlik kalıcı
değildir. Bir birliği kurduğunuz an (zaman
çizelgesinde
“Unit
Created”
işaretinin
gösterdiği zaman) ile, o birliği geçmişe
gönderdiğiniz an (zaman çizelgesinde
“Chronoports” olarak işaretlenen zaman)
arasında
ne
yapacaksanız,
yapmanız
gerekiyor. Birliği geçmişe ışınladığınız zama­
na vardığınızda, sonraki vuracak zaman
dalgası, gelecekten gelen birliği silecektir.
Çünkü onları geçmişe yolladınız ve artık onlar
orada değiller. Zamanın kendini onardığı
zaman dalgası da bu durumu düzeltecektir.
Bu iki unsura dikkat edin. Sanırım bu örnek,
zaman dalgasının önemi için de güzel bir
örnek oldu.
Oyunun eğitim (SANDBOX) haritalarında,
Dede Paradoksu şeklinde bir tabir görecek­
siniz. Bu da zaman yolculuğunun paradoks­
larından biri. Mesela, bir fabrikadan bir Mechs
ünitesi oluşturdunuz. Sonra bu Mechs'i
zamanda geri gönderdiniz. Zamanda geri
giden Mechs ile bu fabrikayı yok ettiniz.
Gereksiz bir hareket; ama bir paradoks
oluşturuyor işte :­). Bir ünite oluşturuluyor.
Geçmişe giden bu ünite, kendini yapan binayı
yok ediyor. Gelecekte bu bina olmadığı için,
bu
ünite
oluşturulamıyor.
Bu
ünite
oluşturulmadığı için, fabrika yok edilmiyor.
Fabrika
yok
edilmeyince,
bu
ünite
oluşturuluyor. Geçmişe giden bu ünite,
kendini yapan fabrikayı yok ediyor..... :­) İşte
oyunda bu duruma “Dede Paradoksu”
deniyor. Ancak Achron'un zaman motoru, “ilk
varolanı tut” şeklinde bir hesaplama ile bu
paradoksu yemiyor. Yani bunu yaparsanız,
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
geleceğe döndüğünüzde vuracak ilk zaman
dalgası, fabrikayı silip yerine üniteyi
koyacaktır. Ama ünitenin orada olmaması
gerekiyor. Çünkü onu yapan fabrika orada
yok. Sonraki zaman dalgası ise bu paradoksu
ortadan kaldırıyor. Fabrikayı yerine koyup,
üniteyi yok ediyor. Yani bu olay, hiç olmamış
oluyor. Buna ise “Dede Paradoksu”
denmesinin
sebebi
de
oyunun
dokümanlarında belirtilmiş. “Dede Paradoksu”
kavramını bilim kurguya, 1943'te yazdığı “Le
Voyageur Imprudent” ile René Barjavel
kazandırmış. Romanda, geçmişe giden
zaman
yolcusu,
anneannesi
ile
karşılaşmadan
önce
dedesini
bulup
öldürüyor. Böylece kendisi de asla var
olamıyor.
Var
olmayınca
da
zaman
yolculuğunu yapamıyor. Zaman yolculuğu
yapamayınca da dedesini öldüremiyor.
Bu paradoks, zaman yolculuğunun imkan­
sızlığı için ileri sürülmüş, ancak yanıtlar da
torunun zaten zamanda yolculuk yaptığı
ancak dedeyi öldürmeyi başaramadığını,
olayın sadece tekrar ettiği şeklinde olmuştur.
Mümkün mü? Albert Einstein'a göre evet. :­)
Son Söz
Oyun, gerçekten çok enteresan bir oyun. Eş
zamanlı strateji oyununa bir de zaman
kullanma kavramını getirerek, değişik bir yol
çizmiş. Tek oyunculu modda, yapay zeka
47
Achron
biraz hatalı. Üniteler, zaman zaman sıkışıp bir
yerde kalıyorlar. Uçabilmesine rağmen,
engelin üzerinden uçarak geçmeyi akıl
edemiyor. Çok usta bir savaşçı olmadığını da
belirtebilirim. Ancak çok oyunculu oyunlar
gerçekten oldukça çetin geçiyor. Usta
oyuncular arasındaki savaşlar, birkaç ünite ile
yapılan zaman savaşlarına dönüyor. Siz de
topyekün bir savaş yerine, defalarca
tekrarlanan sokak kavgası izler gibi
oluyorsunuz. Oyunun grafik haritası 3
boyutlu. Haritayı evirip çevirebiliyorsunuz.
Ancak kaplamalar oldukça amatörce. Sesler
ve efektler de çok ustaca yapılmamış. Sanki
seslendirme yapanlar, amatörlermiş gibime
geldi. :­)
Oyunda
ayrıca,
kaydettiğiniz
ekranda
başlayamıyorsunuz. Yüklediğiniz zaman, ilk
anda başladığı yerden başlıyor gene, sizin
kaydettiğiniz noktadan değil. Oyun arası
demoları geçemiyoruz. Oyun sanki, hâlâ
geliştirilme aşamasındaymış gibi duruyor.
Oyun aslında, strateji kısmına getirmiş olduğu
zaman yolculuğu dışında, pek kayda değer
unsurlar barındırmıyor. Oyun eş zamanlı
strateji fanatiklerine hitap edecek bir oyun.
Strateji oyunlarını öylesine oynayanları
bağlayacağını sanmıyorum. Bir sonraki
sayıya dek, kalın sağlıcakla..
[1] http://www.achrongame.com/site/
RÖPORTAJ
Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Adım Ender GÜLER. Ulusal Yüksek Başarım­
lı Hesaplama Uygulama ve Araştırma
Merkezi'nin (UYBHM) Bilgi Teknolojileri Ope­
rasyonları
Koordinatörüyüm.
İstanbul
Üniversitesi İktisat Fakültesi, İktisat Bölümü
mezunuyum. 2002 yılından beri özel
firmalarda ağ ve sistem yöneticisi olarak
görev aldım. 2006 yılından beri UYBHM'de
çalışmaktayım. Aşağıdaki soruların pek
çoğunda, cevap verirken hiçbir şekilde
. . . .
Zeki BILDIRICI
[email protected]
. . . .
Zeki BILDIRICI, Ulusal Yüksek
Başarımlı Hesaplama
Uygulama ve Araştırma
Merkezi'nin(UYBHM), Bilgi
Teknolojileri Operasyonları
Koordinatörü Sayın Ender
GÜLER ile bir röportaj
gerçekleştirdi. Bu ilginç
röportajda bakalım neler
konuştular.
48
Röportaj: Ender GÜLER
görüşlerimin UYBHM’yi bağlamayacağını
'kişisel görüşüm' şeklinde cevaba başlayarak
belirteceğim.
Eğitiminiz ve kariyerinizi çizerken ne gibi
faktörler etkili oldu?
Eğitim ve kariyerimi belirlememde her zaman
merakım en etkili faktör oldu.
Özgür yazılım konusunda ne düşünü­
yorsunuz? Özgür yazılıma katkı veriyor
musunuz?
Özgür ve açık kaynak kodlu yazılımı felsefi
olarak izledim herzaman. BT dünyasında
herşeyin özgür ve açık kaynak kodlu
yazılımlarla gerçekleştirilebileceğine inanıyo­
rum. Bu noktada, özgür ve açık kaynak kodlu
yazılımların ve felsefesinin yararlarından ve
nasıl işleyeceğinden bahsetmenin bilineni
tekrar etmek olduğunu düşünüyorum, üstatlar
zaten bu konuda yeterince şey yazıyorlar ve
söylüyorlar. Her fırsatta özgür yazılıma katkı
vermeye çalıyorum. Verdiğim katkılar,
genelde alpha ve beta sürümünde olan
yazılımların test edilmesi şeklinde. Ayrıca
mümkün olduğunca çok insanı Linux ve diğer
özgür yazılımlarla tanıştırıp, yararlarından
bahsetmek ve özgür olmayan yazılımların
zararlarını anlatmak da vermeye çalıştığım
katkılardan. Tanıştırma işlemim sadece sözel
olarak değil mümkün olduğunca yazılımları
kurup denettirmek şeklinde oluyor. Vaktim
olsa programcı olarak da bir projenin
kıyısından tutmak ve elimden geldiğince katkı
vermek isterim.
UYBHM nedir? Faaliyetleriniz nelerdir?
UYBHM, Ulusal Yüksek Başarımlı Hesaplama
Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin kısalt­
masıdır. Ülkemizde yüksek başarımlı hesap­
lama ve depolama hizmetleri için kurulan bir
merkezdir. Akademik çalışmalar ile kamu ve
özel sektör ar­ge çalışmaları için bir sinerji
merkezi olarak hizmet vermektedir. Devlet
Planlama Teşkilatı'nın desteği ile 2004 yılında
kurulmuştur. 2006 yılında, şu an da
faaliyetlerin sürdüğü geçici binasında hizmete
başlamıştır. 2012 yılı içinde 1000 metrekarelik
bir sistem odasının bulunduğu yeni binaya
taşınılacaktır.
kurumu ile Devlet Meteoroloji İşleri Genel
Müdürlüğü gibi kamu ar­ge ve Otokar Otobüs
Karasori AŞ. isimli firmanın Bilgisayar
Destekli Tasarım Departmanı gibi özel ar­ge
kuruluşları yer almaktadır.
Bahsi geçen araştırma alanlarında araştırma
yapan kurum ve kuruluşlara; hesaplama
gücü, bellek ve veri iletimi kapasitelerindeki
görkemli artışlar sonucu yaygınlığı artan
süper bilgisayar teknolojileri sunularak hizmet
UYBHM'de, nanoteknoloji, matematik, hesap­
lamalı kimya, moleküler fizik, akışkanlar
mekaniği, mikro laboratuar ve bilgisayar
simülasyonları, kuantum fiziği, iklim araştır­
maları, meteoroloji, hesaplamalı elektro­
manyetik ve 3 boyutlu paralel 'rendering' ve
animasyon çalışmaları konusunda çalışmalar
yürütülmektedir. UYBHM kaynaklarını kulla­
narak bu konularda çalışma yapan ve projeler
yürüten kuruluşlar arasında, Bilkent Üni­
versitesi bünyesinde yer alana Ulusal Nano
Araştırma Merkezi (UNAM), Bilkent Üniver­
sitesi, ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi Üniversitesi,
İstanbul Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi
gibi Türkiye'de bulunan pek çok öğretim
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
49
Röportaj: Ender GÜLER
verilmektedir. UYBHM'de şu an kullanılan
başlıca süper bilgisayar teknolojisi dağıtık
bellekli hesaplamaya dayanan sunucu küme
teknolojisidir (Distributed Memory Processing
Cluster). Bu tür kümelerde, genellikle
herkesçe bilinen mimarideki sunucular, çok
yüksek bant genişliğine ve çok düşük
gecikmeye sahip bir ağ teknolojisi kullanılarak
biribirlerine bağlanırlar. Bu ağ teknolojisi,
sunucular üzerindeki işlemcilerin biribirlerinin
belleklerine
sanki
kendi
belleklerine
ulaşıyormuşcasına
erişimlerini
sağlarlar
(Remote Direct Memory Access ­ RDMA).
Yüksek başarımlı hesaplama alanında en
yaygın kullanılan ve buna imkan veren ağ
teknolojisi InfiniBand'tir. Dağıtık bellekli
hesaplama yeteneğine sahip program
yazmak için en sık kullanılan yöntem MPI
(Message Passing Interface) programlamadır.
MPI programlama genelde paralel program­
lama denilen programlama paradigmasının
alt kümesi olarak adlandırılabilir.
UYBHM'de her yaz, paralel programlama ve
yüksek başarımlı hesaplama araştırma
alanlarında, akademik, kamu ve özel arge
kurum ve kuluşlarında yüksek başarımlı
hesaplama konusunda farkındalığı arttırmak
ve bu teknolojilerin kullanımının yaygınlaş­
masını
sağlamak
amacıyla
çalıştaylar
düzenlenmektedir. Düzenlenen çalıştaylar
konusunda güncel bilgilerin takip etmek
isteyenler http://workshop.uybhm.itu.edu.tr adresine bakabilirler.
UYBHM'de gelişen yeni yüksek başarımlı
hesaplama teknolojilei de takip edilmektedir.
Bunların en önemlilerinden biri olan GPGPU
destekli hesaplama konusunda da hizmet
verilmeye başlanmıştır. Toplamda 8 adet
NVIDIA Tesla model GPU'dan oluşmuş Nar
sunucu sistemiyle GPU kullanarak hesap­
lama yapmak isteyen kullanıcılarımızın
isteklerine cevap vermekteyiz.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Coğrafi bilgi sistemleri konusundaki yenilikler
de UYBHM bünyesinde takip edilen ve
uygulanmaya çalışılan teknolojiler arasın­
dadır. Bunun yanında yüksek başarımlı
depolama ve arşivleme konusunda da
hizmetler verilmektedir. Yüksek başarımlı
hesaplama (kısaca YBH ya da İngilizcesiyle
High Performance Computing ya da HPC)
alanında kullanımı arttırmak ve lisans, yüksek
lisans ile doktora öğrencilerinin bu alana
yönlenmelerini sağlamak amacıyla 'Öğrenci
Araştırma
Desteği
Programı'
hayata
geçirilmiştir. Bu sayede herhangi bir projede
çalışmaksızın YBH kaynaklarına erişmek
isteyen ve kendilerini bu konuda geliştirmek
isteyen öğrencilere imkan tanınmaktadır.
İlgilenen öğrenciler UYBHM ana sayfasından
[1] bu konu ile ilgili bilgi edinebilirler.
UYBHM faaliyetleriyle ilgili belirteceğim diğer
bir alan ise Avrupa İleri Hesaplama Ortaklığı
(Partnership for Advanced Computing in
Europe ­ PRACE)'nın kurucu üyeliğini
yürütmektir. Bu kapsamda, Bilkent, Boğaziçi
ve ULAKNET ile birlikte PRACE araştırma
altyapısının geliştirilmesi ve bu altyapının
kullanılarak Avrupa genelindeki araştırma­
cıların çalışmaları için kaynak sağlama
hizmetleriyle ilgili işleri yürütmektedir. UYBHM
hesaplama kaynaklarının bir kısmını, PRACE
kapsamında Avrupa'lı araştırmacıların da
kullanımına açılabilmesi için PRACE RI
Grid'ine dahil edecektir. Herşey beklendiği
50
Röportaj: Ender GÜLER
gibi gittiği taktirde, 2012 başında UYBHM
kaynaklarının bir kısmı Avrupalı araştırma­
cıların hizmetine girmiş olacaktır.
Kolayca tahmin edilebileceği gibi UYBHM ve
faaliyet alanları konusunda söylenecek pek
çok husus var. Özet olarak verdiğim bu
bilgileri ve daha fazlasını UYBHM web
sayfasından [2] inceleyebilirsiniz.
Merkezinizde kullandığınız sistemlerde
açık kaynak yazılımlar kullanılıyor mu?
Bunların toplamdaki payı nedir?
Merkezimizde hem YBH amaçlı kullanılan
sistemlerde hem de günlük işlerin yürütülmesi
için kullanılan sistemlerde açık kaynak
yazılımlar kullanılıyor. Eğer şartlar çok
zorlamıyorsa, tüm sunucu, iş istasyonu ve
istemciler için hem işletim sistemi hem de bu
işletim
sistemlerinin
üzerinde
çalışan
uygulamalar olarak açık kaynak yazılımlar
kullanılıyor. Bu bağlamda bunların toplamdaki
payı %99'dur. %1'lik kısım bina otomasyon ya
da altyapısıyla ilgili özel bir cihazın
üreticisinin açık kaynak yazılımları gör­
mezden gelerek ürettiği istisnai durumları
kapsamaktadır.
Pardus'u kullandınız mı? Kullandınızsa bir
son kullanıcı olarak düşünceleriniz?
Pardus'u kullandım ve her daim bilgisaya­
rımda olan Linux dağıtımlarından biridir.
Görsel olarak oldukça şık. Donanım tanıma
konusunda da başarılı. Dilerim daha fazla
insana ulaşır. Anadili Türkçe olan insanlar
tarafından hazırlanan bir Linux sürümü
olması Türkiye'de yaşayanlar için bulunmaz
bir nimettir bence. Bu bağlamda ilköğretim
okullarında ve liselerde kesinlikle öğretilmesi
gereken işletim sistemi bu olmalıdır.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
Ülkemizde açık kaynak / Pardus kullanı­
mının yaygınlaşması sizce önemli mi?
Neden?
Kişisel görüşümdür:.. Bu yaygınlaşma
kesinlikle çok önemli. Bunun nedeni açık
kaynak ve özgür yazılımların yararlarının
yaygınlaşması olacaktır. Bu noktada daha
önce sorulan 'özgür yazılım konusunda ne
düşünüyorsunuz?' şeklindeki soruda gir­
51
Röportaj: Ender GÜLER
mediğim bir kaç konuya değinmem
gerekecek. Bence önemli olan iki neden var:
1­ Özgür yazılımlar araştırmanın ve
geliştirmenin önündeki engelleri kaldırırlar ve
hatta gelişmeyi teşvik ederler. Bu tür
yazılımları kullanarak gelişen gençler ileride
daha üretken olacaklardır.
2­ Bireysel olarak çoğu insan kapalı kaynak
kodlu ürünleri korsan olarak kullanmaktadır.
Bu herhangi bir şekilde bu yazılımların
lisanslarıyla para kazanan firmaların ilgi
alanına girmemektedir. Bu firmalar kamu
kurum ve kuruluşları ile özel şirketlerle
yaptıkları
lisans
anlaşmalarıyla
para
kazanmaktadırlar. Bu bağlamda, açık kaynak
kodlu ve çoğu zaman ücretsiz yazılımlar
kullanılarak çok daha az maliyetle ve yenilikçi
yazılımlar kullanılması yerine çok çok pahallı
kapalı kodlu, ticari yazılımlar kullanılarak
ekonomik olarak büyük bir yük altına
girilmektedir. Gerek devlet kurumlarında
gerekse özel şirketlerde bu tür maliyetlerden
kaçınılması için kesinlikle açık kaynak kodlu
ve
özgür
yazılımların
yaygınlaşması
gerekmektedir. Devletin bu konuda yapacağı
en uygun şey, ilköğretim okulları ve liselerde
Linux işletim sisteminin ve açık kaynak kodlu
yazılımların kullanımının zorunlu tutulması
olacaktır diye düşünüyorum.
Ülkemizde ar­ge'ye yeterli kaynak ayrılıyor
mu? Ar­ge'nin önündeki en büyük engel
sizce nedir?
Kişisel görüşümdür:.. Yurtdışıyla karşılaştı­
rıldığında ar­ge'ye yeterli kaynak ayrılmadığı
gözleniyor. Bence ar­ge kısa vadede getiri
beklemeden,
araştırma
ve
geliştirme
yapmaktır. Ar­ge yapmak ya da bir ar­ge
birimi oluşturmak, üretim yapıp, ürünün
satışıyla gelir elde etmek amacıyla fabrika
kurmaya benzemez. Ar­ge muhakkak ki belli
bir amaca yönelik yapılır ancak edinilen bilgi
her zaman bu amaca hizmet etmeyebilir ve
daha sonra daha uygun bir konuyla ilişkili
olarak kullanılabilir. Ar­ge bu bağlamda,
yapılan yatırımın getirisinin kısa vadede
beklenmediği ekonomilerde, devletlerde ve
şirketlerde
yapılabilecek
birşeydir.
Bu
düşünce çizgisini devam ettirecek olursak ar­
genin önündeki engel, ekonominin genel
gidişatı ile kurum ve kuruluşların, ve hatta
kişilerin genel gidişat içindeki konumlarıdır.
Tabiri caizse hayat şartlarıdır ve refah
seviyesindeki düşüklüktür.
Türkiye'nin diğer ülkelerle teknoloji ala­
nında rekabet edebilmesi için üniver­
sitelere ne gibi görevler düşüyor? Yapılan
çalışmalar neler/yeterli mi?
Kişisel görüşümdür:.. Teknoloji alanında
rekabet sadece teknik eğitimle yeterli
olabilecek bir şey değil ne yazık ki. Eğitim
kesinlikle gerekli bir şey. Ülkemizde çok
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
değerli bilim adamları ve eğitimciler mevcut.
Teknoloji alanındaki rekabet aslında diğer tüm
alanlarda olduğu gibi üretime dayanmaktadır.
Teknolojiyi donanımsal olarak ürettiğiniz
ölçüde ve yazılımsal olarak bu donanımı
kullanacak uygulamaları ürettiğiniz ölçüde
rekabet sahası içinde yer alırsınız. Aksi
taktirde teknolojiyi sadece kullanan olarak
kalırsınız. Bu bağlamda bu sorunun cevabı
değişik bir açıdan da olsa eğitim kurumlarıyla
ilişkili ve tamamıyla ekonomik güce bağlı
olmaktadır. Yani cevap uzun tartışmaların
yapılabileceği ölçüde geniştir.
Röportaj: Ender GÜLER
dım alınmaktadır.
Günün büyük kısmını bilgisayarlarla
geçirmek bünyenizi nasıl etkiliyor?
Çoğu zaman günde 10 saatten fazla
bilgisayar başındayım. Kronikleşmeye başla­
yan sırt ve boyun ağrılarım var. Ancak
mümkün
olduğunca
hareket
etmeye
çalışıyorum. Günde 2 km. kadar yürüyüş
yapıyorum. Vakit yaratabilirsem spor yapmayı
da düşünüyorum. Henüz vaktim olmadı :)
Soruya ek olarak GRID hesaplama ile ala­
kalı ne gibi çalışmalar yapılıyor?
Bu hangi soruya ek? UYBHM'de şu aşamada
grid'le ilgili yapılan ve tek devam eden
çalışma PRACE RI şeklinde kısaltılabilecek
Avrupa İler Hesaplama Ortaklığı Araştırma
Altyapısı gridine hesaplama kaynağı katkısı
şeklindedir.
Bu
çalışma
kapsamında
ULAKNET'ten ağ bağlantısı konusunda yar­
52
Süper bilgisayar diye tabir edilen bilgisa­
yarların özellikleri gözönüne alındığında,
bu bilgisayarlarların ulusal güvenlikte
kullanılma(hackerlere karşı veya gerçek
bir savaş ortamında) oranı dünyada ve
ülkemizde kullanılma olasılığı veya oranı
nedir?
Kişisel görüşümdür:.. Ulusal güvenlik alanın­
da ya da savaş ortamında kullanılabilecek bir
teknolojinin geliştirilmesi ve kullanılmasıyla
ilgili bilgiler herkesin ulaşabileceği bilgiler
değildirler, doğaları itibariyle. Bu bağlamda
herhangi bir orandan bahsetmek ayakları
yere basmayan bilgiler kullanmaktan geçer.
Süper bilgisayarların bu alanlarda kullanılma
olasılığı ise tamamen bu alanlarda işe
gerçekten yarayan programların yazılması
kadardır. Bu alanlarda işe yarayacak bir
yazılım ise, pek çok disiplinden bilim insanı
ve uzmanın kollektif çalışması sonucu ortaya
çıkabilecek yazılımdır. Ülkemizde böyle bir
ortamın olup olmadığını sormadığınız için
cevabı burada kesiyorum
Ülkemizin süper bilgisayarlarının kapasi­
tesi, mevcut araştırmalar için yeterli mi?
Değilse arttırılması için bir politika
izleniyor mu? Süper bilgisayarların mali­
yetlerinin karşılanması nasıl yapılmak­
tadır? Bilimsel araştırmalar dışında, bir
süper bilgisayar, ne tür görevlerde kulla­
nılabilir?
Kişisel görüşümdür:.. Ülkemizdeki süper
bilgisayar kaynakları şu an için yeterli
görünmektedir. Ancak her geçen gün bu
konudaki farkındalık büyümektedir. Dolayı­
sıyla ihtiyaç gitgide büyüyecek ve kapasite
arttırımlarına gidilmek zorunda kalınacaktır.
Süpr bilgisayar projeleriyle ilgili devletimizin
desteği vardır. Ancak bu destek, ülke
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
çapındaki farkındalıkla beraber daha da
şekillenerek bir devlet politikası halini alabilir.
TR'de
kaç
tane
süper
bilgisayar
bulunmakta ve bunlarda hangi işle­
tim sistemleri kullanılmakta? Kullanılan
işletim sistemlerinin tercih edilme sebebi
nedir? Dünya ile kıyaslandığında, süper
bilgisayar sayısı ve üzerindeki işletim
sistemlerini nasıl oranlayabiliriz?
Belli bir ölçeğin üstünde bulunan şu an iki
adet süper bilgisayar merkezi bulunmaktadır.
Bunlardan
biri
UYBHM,
diğeri
ise
ULAKBİM’dedir. Onun dışında, çeşitli kurum
ve kuruluşlarda küçük ölçekte yüksek
başarımlı hesaplama sistemleri kullanılmak­
tadır. Bu tür bilgisayarlarda genelde Linux
işletim sistemi kullanılmaktadır. Bunun tercih
nedeni yazılım geliştirmenin Linux ortamında
daha kolay olması, yüksek başarımlı
hesaplama ile ilgili tüm teknolojilerin daha
Linux
işletim
sistemi
baz
alınarak
geliştirilmesi, lisans maliyetlerinin ya hiç
olmaması ya da çok az olmasıdır. Şu an için
Türkiye’deki süper bilgisayarların gücü ve
sayısı ile Dünya’daki örnekleri arasında
negatif yönlü uçurum vardır ne yazık ki.
Süper Bilgisayarlar neden önemlidir?
Bu sorunun cevabına UYBHM’nin faaliyet
alanlarında biraz değinmiştim. Kısaca tekrar
edebilirim: Bilim dallarında ve mühendislik
alanlarında karşılaşılan öyle problemler olur
53
Röportaj: Ender GÜLER
ki, bu problemlerin çözülmesi için çok yüksek
hesaplama gücü ile bellek ve veri iletiminde
büyük kapasiteye sahip teknolojilerin bir
araya gelmesi gerekir. Süper bilgisayar olarak
anılan sistemler tam da hepsinin bir arada
bulunduğu sistemlerdir. Önemli bilimsel ve
mühendislik problemlerine çok kısa bir
zamanda
cevap
bulunmasına
imkan
sağladıkları için, süper bilgisayarlar önemlidir.
Bugüne kadar merkezinizde yaptığınız
çalışmalarda önemli başarılar elde ettiniz
mi?
UYBHM web sayfasında [1] merkezde he­
saplama yapan çeşitli kurum ve kuruluşların,
yürüttüğü projelerle ilgili bilgi bulunmaktadır.
İlgilenenler projeler sayfasından çalışmalarla
ilgili bilgi alabilirler. Her proje, farklı bir
disiplinle ilgili olduğu için, bu projelerin
sonuçlarını değerlendirmeyi bu konudaki
uzman okurlara bırakmak daha doğru
olacaktır.
Üniversitelerimizin ilgili bölümlerinden
merkezinize yeterli ilgi geliyor mu?
Üniversitelerimizin merkezimize gösterdiği ilgi
büyüktür ve günden güne daha da
büyümektedir. UYBHM’de şu an için, Türkiye
genelinde'deki 40 akademik kurum 50 adet
aktif proje ile sunucu sistemlerimizi kullanarak
bilimsel projelerini yürütmektedirler. Şu ana
kadar
70'ten
fazla
proje
başarıyla
sonuçlanmıştır.
Merkezinizin ileriye dönük planları neler­
dir?
UYBHM şu an, önümüzdeki beş sene içinde
Top 500 listesinde ilk elli bilgisayardan biri
olmak için planlar yapmaktadır. Bu planların
içinde, bu ölçekte bir süper bilgisayarın
barındırılması için gereken fiziksel alanın
halen devam eden 1000 metrekarelik inşası,
bu sistemleri çalıştırmak için gerekli olan
elektriksel gücün planlanması, sistemlerin
uygun şartlarda çalışabilmesi için gerekli
iklimlendirme sistemlerinin tasarımı ve
alınması ile bu ölçekteki sistemin işlemci
mimarisi, performans ağının ve paralel dosya
sisteminin seçimi ve tasarlanması işlemleri
yer almaktadır.
Bu planların yanı sıra, UYBHM misyon ve
vizyonuyla ilgili tüm yenilikler takip edilerek
Türkiye’ye yüksek başarımlı hesaplama
konusunda artan kaliteye sahip hizmetlerini
sunmaya devam edecektir.
Hesaplama sistemlerinizde CentOS işletim
sistemi kullanıyorsunuz, CentOS'u tercih
etme nedenlerinizi kısaca belirtir misiniz?
CentOS’un tercih edilme nedeni, kullandığı­
mız donanım ve yazılımların genellikle Red
Hat uyumlu olarak hazırlanmaları ve
üretilmelidir.
Neden Red Hat değil de CentOS
kullanıyoruz? Red Hat ticari yaklaşımından
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
kaçmak için CentOS kullanıyoruz. Malum,
CentOS Red Hat ile bire bir aynı özelliklere
sahip.
Bu alanda ilgili gençlere ne tavsiye edersi­
niz?
Meraklı ve sabırlı olmalarını tavsiye ederim
öncelikli olarak. Ayrıca çalışkan olmak da
gerek, zira teknolojinin en uç noktalarında
dolaşılıyor yüksek başarımlı hesaplama söz
konusu olduğunda. Onun dışında Linux
konusunda uzmanlaşmaya çalışmaları çok
önemli. Bu ikisinde başarılı olduklarında,
bilgisayarlarla ilgili herhangi bir alanda
rahatlıkla çalışabilirler. Yüksek başarımlı
hesaplama konusuna özel olarak aşağıdaki
konularda bilgi sahibi olmak da yararlı
olacaktır:
­ İşlemciler
­ Bellek teknolojileri
­ Yüksek bant genişliğine sahip ağ teknolo­
jileri
­ Dosya sistemleri (özellikle paralel olanlar)
Grid hesapalama konusunda, ülkemizdeki
potansiyel sizce yeteri kadar kullanılıyor
mu?
Kişisel görüşümdür:.. Grid hesaplama yüksek
başarımlı hesaplama ile aynı şey değildir
normalde. Grid sadece yüksek başarımlı
hesaplama için ya da onunla yan yana
kullanılan bir kavram da değildir. Aslında
54
Röportaj: Ender GÜLER
yüksek başarımlı hesaplama grid’leri vardır
özel olarak. Ülkemizde yüksek başarımlı
hesaplama (YBH) grid’i oluşturmak çok kolay
baş edilebilecek birşey değildir. YBH grid’i
birden fazla süper bilgisayarın WAN
bağlantısı ile bağlanmasıyla oluşturulur, en
alışıldık ve basit tanımıyla. Bu bağlamda,
süper bilgisayar merkezlerinin arasındaki
WAN bağlantısının çok yüksek bant
genişliğine ve çok düşük ağ gecikmesine
sahip
olması
gerekmektedir.
Ancak
ülkemizdeki WAN bağlantıları, maliyet
yüksekliği ve teknik yetersizlikler nedeniyle
YBH grid’leri için gereken seviyede değildir.
Bu bağlamda Türkiye’deki YBH grid’lerinin bir
potansiyeli olduğunu söylemek çok da
mümkün görünmemektedir.
Ülkemizin yüksek hesaplama vizyonu
nedir?
Kişisel görüşümdür:.. Ülkemiz’in yüksek ba­
şarımlı hesaplama vizyonu UYBHM gibi
ulusal merkezlerin ortaya koyduğu vizyonla
paralellik taşımaktadır. Devlet politikası olarak
yüksek başarımlı hesaplama politikası
şimdilik çok şekillenmemiş durumdadır.
Ulusal merkezlerin bu bağlamdaki çalışmaları
vizyon ve politikaların şekillenmesinde önemli
görevler üstlenmiştir.
Röportaj: Ender GÜLER
Devletimiz bu konuda merkezinizin ihti­
yaçlarını karşılayabiliyor mu? Ülkemizde
merkeziniz dışında benzer projeler mevcut
mudur?
Kişisel görüşümdür:.. Devlet, UYBHM’ye
destek olmaktadır. UYBHM’nin bu alandaki
çalışmaları devletimiz için de ilk olduğundan,
bu konuyla ilgili mevzuat da zaman içinde
şekillenecektir. YBH konusunda olmasa da
farklı ulusal merkezler de kurulmuştur. Bu
merkezlerden biri Ulusal Nano Araştırma
Merkezi’dir (UNAM).
Ender bey, değerli vaktinizi ayırıp
sorularımızı cevaplandırdığınız için teşek­
kür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz.
Soruları cevaplamak benim için büyük bir
keyifti. Umarım okurların da hoşuna gider.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
[1] http://uybhm.itu.edu.tr
[2] http://www.uybhm.itu.edu.tr
[*] Bu röportajda kullanılan görseller, Ender
Bey tarafından UYBHM'nin özel izni alınarak,
PARDUS E­Dergi röportajı için özel olarak
tarafımıza iletilmiştir.
Kendisine ve kurumuna bunun için ayrıca
teşekkür ederiz.
Görseller, dergi içeriğinin aksine GNU/FDL ile
lisanslı değildirler.
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
55
Karikatür
Murat KALEKAPTANI
[email protected]
PARDUS E­Dergi Sayı: 2 ­ Ekim'11
56
Son
KAPANIŞ
Sevgili PARDUS E­Dergi takipçileri,
İlginç ve dolu bir sayının daha
sonuna geldik. Android'in bu kadar
fazla özgür alternatifi olduğunu
biliyor muydunuz? Ya Ajans
Pardus'un oluşturulurken geçtiği
yolları? Pardus'u bir firmware gibi
kullanıp da bir çoklu ortam makinesi
oluşturabileceğinizi? Artık
biliyorsunuz. Gerçekten enteresan
konulardı.
Bu tip konuların, önümüzdeki
sayılarda artarak devam etmesi
dileğiyle. Sonraki sayıya dek kalın
sağlıcakla...
Bu ay da makaleleri,
atölyeleri, nasılları ile bir
derginin daha sonua geldik.
.
Pardus Kullanıcısının Yer Imleri
Pardus
Topluluklar
Destek
Özgürlükiçin.com
Pardus-Linux.Org
Almanya Pardus Topluluğu
Hollanda Pardus Topluluğu
. Fransa Pardus Topluluğu
Ispanya
Pardus Topluluğu
.
Isveç Pardus Topluluğu
Pardus Wiki
Pardus Kullanıcıları E-posta Listesi
Türkiye Linux
57
Linux Kullanıcıları Derneği
linux.org.tr

Benzer belgeler

Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 24 | Ekim `10

Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 24 | Ekim `10 geçen kullanıcılar, GRUB başta olmak üzere, herhangi bir değişiklik göremeyince güncel­ lenmediğini düşündüler. Bir de ara sürüm depo ayrımına gidilince, depo adresini Pisi'den elle değiştirme yolu...

Detaylı