Temmuz-Ağustos- Eylül 2014

Transkript

Temmuz-Ağustos- Eylül 2014
İÇİNDEKİLER
07
08
Yönetimden
İnşaat sektöründe ilk kural: GÜVENLİK
12
14
16
18
19
20
22
26
Esra Güldeş Yakar: Suçlu Kim?
İMO Bursa’da seçim heyecanı
İMO’da Başkan Basri Akyıldız
İMO Bursa’da Afet Komisyonu kuruldu
Başkanlara tebrik ziyareti
İnşaat sektöründe ‘iş güvenliği’ çok önemli
“Bursa’da güvenilir konut ihtiyacı var”
Depremi unutma, unutturma
27
28
30
32
34
35
36
37
38
40
42
44
Mudanya Belediyesi ile protokol yolda
İMO’dan 3. Köprü inşaatına teknik gezi
Yemenli mimar ve mühendisler İMO’nun çalışmalarını örnek alacak
İhsan Akar: Finansal kiralama yeni yöntem: Sat ve geri kirala uygulaması
Genç mühendisler Timsah Arena’da
BTSO İnşaat Konseyi’nden birlikte çalışma çağrısı
İstanbul Yapı Fuarı’na Bursa çıkarması
İMO üyelerine ‘uygulamalı çelik yapılar’ kursu
Erol Kılıkçıer: İş kazalarında işverenlerin sorumluluğu
Sakallıoğlu’nun model araba tutkusu
Geleneksel Cumalıkızık evlerinde ahşap konut sistemi
Temsilciliklerde yeni dönem
46
48
Genç mühendislerin dayanışma gecesi
Şampiyon İnşaat Beton
TMMOB
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ
ODASI BURSA ŞUBESİ
Sayı: 61
Temmuz-Ağustos-Eylül 2014
İMO Bursa Şubesi Adına İmtiyaz Sahibi:
Basri AKYILDIZ
Yazı İşleri Müdürü:
Fatih CANBAZOĞLU
Yayın Kurulu:
Sezai ÖZOKUTANOĞLU
Fatih CANBAZOĞLU
M.Burak İMREKOĞLU
Kayhan ÖZYILDIRIM
Muazzez MUTLU
Yayına Hazırlayan:
Cumhuriyet Mh. Nilüfer Hatun Cd. Kurumahmutoğlu Apt. No:140 Nilüfer/BURSA
Tel: 0224 451 66 67 Faks: 0224 451 70 71
www.yazievi.com.tr
Yayın Yönetmeni
Elif SEZGİN
Editör
Erdal ŞEN
Haber
Ramazan GÜLTAŞ
Suat KILINÇ
Görsel Yönetmen
Sinem Durbak
Reklam Koordinatörü
Yıldız Koyuncu
İMO BURSA ŞUBESİ
Odunluk Mah. Akademi Cd.
BAOB Yerleşkesi No:8/A-1 Nilüfer / BURSA
Tel: 0224 452 94 00 GSM: 0530 408 37 48
web: www.imobursa.org
e-posta: [email protected]
55
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN
3
YÖNETİMDEN
Saygıdeğer meslektaşlarımız;
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi (İMO) Bülten’in
61’inci sayısı ile sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
İMO Bursa Şubesi olarak TMMOB Yasası’na göre 2 yılda bir
gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul sürecini geride bıraktık.
Süreç içerisinde gerek yönetimimiz gerekse yönetime talip
olan arkadaşlarımız tarafından karşılıklı olarak gösterilen
saygı ve hoşgörü anlayışı, diğer odalara da örnek teşkil etmiştir. Oda seçimlerimizin sonucunda kaybeden taraf olmamıştır. Bizler de bu anlayış içerisinde bulunmaya devam edeceğiz.
Geride bıraktığımız seçim sürecinde meslektaşlarımız kullandıkları oylar ile teveccühlerini bizler lehine kullanmışlardır. Tüm meslektaşlarımızın, Oda yönetimini sonuna kadar
destekleyeceğine inanıyoruz. Birlik ve beraberliğin gerekliliği
de budur. Bu aşamadan sonra yapacağımız her çalışma, ele
alacağımız her konu yine arkamızdaki İMO Bursa Şubesi üyelerinin desteğiyle olacaktır.
Bu sayımızın dosya konusu olarak ‘İş Sağlığı ve Güvenliği’
konusunu ele aldık. 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 15’inci
yıldönümünde yine yetkililere depremin yıkıcı etkisini göstermek ve alınması gereken önlemleri hatırlatmak için geleneksel olarak gerçekleştirdiğimiz 17 Ağustos fotoğraf sergisini
açtık ve deprem konusunda yapılması gerekenleri bir basın
açıklamasıyla kamuoyuna sunduk. Ayrıca bünyemizde bir
Afet Komisyonu kurarak, deprem sonrasındaki çalışmalara
nasıl katkı sağlanabileceği konusunda AFAD ile fikir alışverişinde bulunduk.
Geride bıraktığımız dönemde mesleki geziler gerçekleştirmeye devam ettik. Birçok özelliği ile dünyada ilk olacak
3’üncü Boğaz Köprüsü ve İzmit Körfez Geçişi Asma Köprü inşaatlarını gezdik. Gençlik Komisyonu üyeleri de Bursa
Timsah Arena’ya teknik gezi gerçekleştirdiler. Ayrıca bu yıl
da İstanbul Yapı Fuarı’na düzenlediğimiz gezi ile üyelerimizi
sektörümüzdeki son yenilikler ve teknolojik gelişmelerle buluşturduk.
Bu dönemde de üyelerimizin mesleki gelişimlerine katkı
sağlamak amacıyla alanında uzman isimlerle kurslar düzenledik. Kurs ve seminerlerimiz, sizlerin ilgisi ve desteği ile önümüzdeki dönemde de tüm hızıyla devam edecektir.
İş Teftiş Grubu’nun yönetimimize hayırlı olsun ziyaretinde iş güvenliğinin önemine dikkat çekildi. BTSO İnşaat
Konseyi’ni ve BUSİAD’ı konuk ettik, Yemenli meslektaşlarımızı ağırladık.
30 Mart yerel seçimleri öncesi belediye başkan adaylarımızı ağırlarken, yerel seçimlerin ardından Büyükşehir Belediye
Başkanı Sayın Recep Altepe, Nilüfer Belediye Başkanı Sayın Mustafa Bozbey, Yıldırım Belediye Başkanı Sayın İsmail Hakkı Edebali ve Mudanya Belediye Başkanı Sayın Hayri
Türkyılmaz’ı makamlarında ziyaret ederek yeni görevlerinde
kendilerine başarı dileklerimizi ilettik. Osmangazi Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Ahmet Donbaloğlu’nu ziyaretimizde yerel yönetimlerle işbirliğini geliştirme isteğimizi dile
getirdik.
Sosyal etkinlikler açısından da her dönem olduğu gibi yoğun
bir dönem oldu. BAOB Bowling Turnuvası’nda şampiyon olduk. Genç inşaat mühendisleri dayanışma gecesinde bir araya
geldiler. TSM Koro’muzun Bahar Konseri’ni Tayyare Kültür
Merkezi’nde gerçekleştirdik. İKK Futbol Turnuvası’nda İnşaat Beton onuruna yemek düzenleyerek, şampiyonluklarını
kutladık. TMMOB İKK ve BAOB çatısı altında düzenlenen
Kan Bağışı kampanyasına katılarak kan bağışı ile hayat kurtarmanın önemine dikkat çektik.
Sonuç olarak sizlere Bursa’mızı ve mesleğimizi ilgilendiren
pek çok konuda görüşlerimizin, etkinliklerimizin ve çalışmalarımızın yer aldığı dopdolu bir bülten sunmaya çalıştık.
Tüm bu çalışmalarımıza destek veren ve etkinliklerimize
iştirak eden siz değerli üyelerimiz, ilan verenlerimiz ve emeklerimizin sizlerle buluşmasını sağlayan tüm basın mensubu
arkadaşlarımıza gösterdikleri ilgi ve verdikleri destek için
şükranlarımızı sunuyoruz.
Saygılarımızla…
İMO Bursa Şubesi
Yönetim Kurulu
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN
5
DOSYA
İnşaat sektöründe ilk kural:
GÜVENLİK
İş kazalarının yüzde 12’sinin, ölümlü iş kazalarının ise yüzde 34’ünün inşaatlarda meydana gelmesi,
inşaat sektörünün iş sağlığı ve güvenliği alanında taşıdığı riski açıkça ortaya koyuyor. Yeni İş Sağlığı
ve Güvenliği Yasası bu kötü rekoru silme anlamında önemli yaptırımlar getirirken, bu alandaki temel
eksiklikler; denetim, bilinçlendirme ve eğitim faaliyetleri olarak göze çarpıyor.
6 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
İ
nşaat sektörü, iş kazalarının sayısal
çokluğu ve ağır sonuçları bakımından Türkiye’deki iş kolları arasında
ilk sırada yer alıyor. Çalışma şartlarının
düzensizliği, denetim eksikliği ve eğitimsiz çalışanlar gerçeği, bu durumun
en temel nedenleri arasında gösteriliyor.
Ülkemizde 2012 yılında meydana gelen
745 ölümlü iş kazasında, inşaat sektörü
245 ölüm vakasıyla ilk sırada yer alıyor.
Çalışma ortamı, kullanılan iş makineleri ve malzemelere bağlı olarak birçok
tipte kaza görülmekle beraber, en sık
karşılaşılan kaza türü ise çalışanların
yüksekten düşmesi. İnşaat sektöründeki
bu acı tablonun önüne geçebilmek için
yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası bir
umut olarak görülüyor. Yasa, işverene
ve işçiye yeni sorumluluklar getirirken,
yaptırımlar da oldukça ağır. Bu araştırmamızda inşaat sektöründe işçi sağlığı
ve iş güvenliğinin önemini ve yeni yasayı, konunun paydaşlarından aldığımız
yorumlarla anlattık.
EKONOMİYE MALİYETİ 63 MİLYAR TL!
Ülkemizde iş kazaları ve meslek
hastalıklarının ekonomiye olan zararlarının, gerek doğrudan maliyetler gerekse dolaylı maliyetler açısından dikkate
alındığında oldukça büyük ölçekli olduğu görülmektedir. Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO) verilerine göre, gelişmekte
olan ülkelerin iş kazaları ve meslek
hastalıkları maliyetleri; cari fiyatlarla,
gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 4’ü tutarındadır. Dolayısıyla, ülkemizin 2013
yılına dair iş kazaları ve meslek hasta-
lıkları maliyeti de yaklaşık 63 milyar lira
civarındadır.
Çalışma şartları bakımından içerisinde birçok tehlikeyi ve riski barındıran
ve risklerin sürekli olarak değişkenlik
gösterdiği yapı işleri (inşaat sektörü),
meydana gelen iş kazası sayıları ve bu
kazalar sonucu oluşan kayıplar incelendiğinde tüm iş kolları arasında sürekli
ilk sıralarda yer almaktadır. Sosyal
Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından
yayımlanan 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait iş kazası ve meslek hastalıkları
istatistikleri inşaat sektörü açısından
incelendiğinde; ortaya çıkan tablo ise şu
şekildedir:
NOT: 2013 ve 2014 yılı verileri SGK tarafından henüz açıklanmamıştır.
İ
nşaatlarda çalışma ortamı, kullanılan iş makineleri ve
malzemelere bağlı olarak birçok tipte kaza görülmekle
beraber en sık karşılaşılan kaza türleri aşağıdaki gibidir:
- Çalışanların yüksekten düşmesi,
- Uzuv kaptırma, uzuv sıkışması gibi makine kazaları,
- Düşen cisimler,
- Elektrik çarpması ve
- Göçük, şantiye içi trafik kazaları vb. diğer tipte kazalar.
BURSA’DA DURUM:
Öte yandan 2012 yılında Bursa ilinde yaşanan toplam
iş kazası sayısı 9303’tür. Bu kazalarda 30 çalışan hayatını
kaybetmiştir. Bursa, iş kazası sayısı bakımından İstanbul’un
(9450) hemen arkasında 2’nci sırada yer alırken, iş kazası
sonucu meydana gelen ölüm sayıları dikkate alındığında ise
sırasıyla İstanbul, Ankara ve İzmir’in ardında 4’üncü sırada
bulunmaktadır. Aşağıdaki tablolarda iş kazası ve ölüm sayıları
en yüksek 5 ilimiz gösterilmektedir.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN
7
DOSYA
“Önce zihniyet değişmeli”
İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerini bir maliyet yaklaşımı olarak alan zihniyeti, iş kazalarının temel nedeni
olarak gören Doç. Dr. Gürkan Emre Gürcanlı, zorlayıcı ve caydırıcı cezalar olmadığı takdirde bu durumun
süreceğini söyledi.
S
on yıllarda inşaat sektöründeki
hızlı gelişme, bir başka boyutu da
ön plana çıkardı: Sektörün ölümlü iş kazalarında ilk sıraya yerleşmesi.
Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine
göre; 2000-2011 yılları arasında 344
işçi şantiyelerde yaşamını yitirirken,
2011 yılı değerlerine bakıldığında da iş
kazaları sonucu meydana gelen 1.700
ölümden 570’inin, yani her 3 ölümden
birinin inşaat sektöründe olduğu göze
çarpıyor. Bu rakamların inşaat sektörünün ne ölçüde insanı öğüttüğünün
de açık bir göstergesi olduğunu belirten İTÜ İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Gürkan Emre Gürcanlı, sektörün
şaha kalktığı söylenen yıllarında, iş
kazalarının da şaha kalktığını söyledi.
İstihdamdaki payı yüzde 6 olan
inşaat sektörünün, sürekli iş göremezlikteki payının yüzde 20, ölümlerdeki
payının ise yüzde 30’lar mertebesinde
olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Gürcanlı, şöyle devam etti:
“İnşaat sektöründe projelerin aşırı
hızlı bir şekilde tamamlanmaya çalı-
8 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
08 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 60
şılması, taşeron sisteminin getirdiği
dağınık ve koordinasyonsuz üretim
şekli ve benzeri pek çok husus, işyerlerinde bir karmaşa yaratmakta, bu da
ölüm ve yaralanmalara yol açmaktadır. Sektörde işçi sağlığı ve iş güvenliği
önlemlerinin ise çok azının alındığı,
denetimin zayıf olduğu görülmektedir.
En basitinden şu söylenebilir; inşaatlardaki ölümlerin neredeyse yarısı
yüksekten düşme, bunların da yine
yarısı iskelelerden düşme şeklinde
gerçekleşmektedir. Kaba bir hesapla
yaşamını yitiren 4 işçiden 1’i iskeleden
düşerek hayatını kaybetmektedir.
Ancak şöyle bir gezip, inşaatlara baktığınızda, korkuluklu iskele sistemlerinin bile ne kadar azınlıkta kaldığını
görülebilir. Mahalle aralarında yapılan inşaatlarda bile gerekli denetim
yapılmalı, olmadığı takdirde yapı
ruhsatı iptal edilmelidir.”
UYGULAMA VE DENETİM EKSİKLİĞİ!
Bu alandaki temel sorunun mevzuatlarda değil, uygulama ve devlet
denetimi eksikliğinden kaynaklandığını anlatan Gürcanlı, işçi sağlığı ve
iş güvenliği önlemlerinin zorunluluk
değil de ek bir maliyet olarak görülmesinin, zorlayıcı ve caydırıcı cezalar
olmadığı takdirde süreceğini ifade etti.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerini bir maliyet yaklaşımı olarak alan
zihniyeti, iş kazalarının temel nedeni
olarak gören Doç. Dr. Gürcanlı, yapılması gerekeni; sermayeden ve siyasi
erkten bağımsız ancak yaptırım gücü
yüksek bir denetim organının, şu anki
haliyle iş müfettişliğinin, daha iyi yapılandırılması ve korunması ile iş müfettişlerinin sayısının arttırılması olması
olarak açıkladı.
ATILMASI GEREKEN ADIMLAR
Doç. Dr. Gürcanlı, inşaat sektöründe
yaşanan kazaların önlenmesi ve
en aza indirilmesi adına atılması
gereken temel adımları da şu şekilde
sıraladı:
-Yürütülmekte olan projelerinin
hepsinde, devletin, meslek
odalarının, üniversitelerin de
katılımıyla etkin bir İSİG uygulaması
için merkezi planlama yapılması,
-Alt işverenlik ve taşeronluk
adı altında, işin neredeyse
tamamının küçük, eğitimsiz,
denetimsiz taşeronlara/iş ekiplerine
yaptırılmasının önüne geçilmesi,
-Devlet denetiminin ivedilikle
artırılması, inşaat mühendisi iş
müfettişi sayısının artırılarak,
habersiz denetimlerin başlatılması,
-Kamu İhale Kanunu kapsamında
inşaatlarda; idarelerin sözleşmelere
özel hükümler koyması ve işçi sağlığı
ve iş güvenliğine aykırı hususlarda
sözleşmeyi feshedebileceğini ve
cezai yaptırım uygulayabileceğini
yüklenici firmalara dayatması,
-En küçük mahalle arası inşaatlarda
bile İSİG önlemlerinin alınmaması
durumunda, belediyelerin yapı
ruhsatlarını iptal edeceğini
açıklaması ve bunu uygulaması,
-Kaza analizlerinin gösterdiği,
en ölümlü kaza tiplerine göre
(örneğin iskeleler) etkin denetim,
standardizasyon ve imalat yöntemleri
geliştirilmesi,
-İş güvenliği uzmanlığının mevcut
statüsünün değiştirilmesi, etkin,
bağımsız bir iş güvenliği uzmanlığı
ve işyeri hekimliği kurumunun
yerleştirilmesi gerekmektedir.
“Sadece çalışanlar değil,
işverenler de eğitilmeli”
Bilinçli müteahhitlerin değil de parası olup müteahhitlik yapan kişilerin yanındaki çalışanların daha fazla
kazaya maruz kaldığını belirten A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Şenel Şen, sektörde sadece çalışanların değil,
işverenlerin de eğitilmelerinin şart olduğunu söyledi.
T
ürkiye’de 1985 yılından bu yana
meydana gelen ölümlü iş kazalarının yüzde 30’u inşaat sektöründe yaşanıyor. Yani bu demek oluyor
ki iş kazaları sonucu hayatını kaybeden
her üç kişiden biri inşaat sektöründen.
Uzun yıllar İş Teftiş Kurulu Bursa Grup
Başkanlığı görevini yürüten, emekli
olduktan sonra da kendi şirketini kuran
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ve İnşaat
Mühendisi Şenel Şen’e göre, sektörde
sadece çalışanların değil, işverenlerin
de eğitilmesi şart. “İşverenler eğitildiği
takdirde; iskele sisteminin iş güvenliği
kurallarına göre yapılması sağlanıyor,
kişisel koruyucu malzemelerin kullanımına dikkat ediliyor, çalışma saatleri
düzene giriyor ve dolayısıyla yaşanan
kazalar azalıyor” diyen Şen, ölümlü iş
kazalarının ülkemiz ekonomisine yıllık
kaybının 7,6 milyar TL olduğunu, bu
rakamın da 2,5-3 milyar TL’sinin inşaat
sektöründe yaşandığını söyledi.
“İNŞAAT, DEVLETİN ÜVEY EVLAT SEKTÖRÜ”
İnşaat sektörünü, Türkiye Cumhuriyeti devletinin üvey evlat sektörü olarak
tanımlayan Şen, sektörde en fazla kaza
oranının yüzde 43 ile yüksekten düşmelerden kaynaklandığı bilgisini vererek,
“İnşaatlarda en fazla kazaya metrekare
yapanlar maruz kalır. Çünkü ne kadar
çok üretirse, o kadar çok kazanacaktır. Dolayısıyla bu alanda çalışanlar
için iş güvenliği ön planda değildir. İş
Kanunu’na göre, 6 gün çalıştırılan bir
kişi 7’nci gün mutlaka istirahat ettirilmelidir. Fakat bu sektörde insan 90 gün
cumartesi, pazar demeden çalışır” dedi.
Bilinçli müteahhitlerin değil de parası
olup müteahhitlik yapan kişilerin yanındaki çalışanların daha fazla kazaya
maruz kaldığına da dikkati çeken Şen,
sektörün önde gelen sıkıntılarından
birinin de devletin 6331 sayılı yasayla
zorunlu kıldığı uzman ve hekim çalıştırma yükümlülüğüne uyulmaması olduğunu dile getirdi. Diğer taraftan ortak
sağlık güvenlik birimlerinde çalışanların
yüzde 80’e yakınının da bu işi tam olarak bilmediğine vurgu yapan Şen, inşaat
sektöründeki OSGB’lerin A sınıfı inşaat
mühendisi uzmanlarına sahip olmadığına işaret etti.
YASANIN KİLİTLENDİĞİ NOKTA!
6331 sayılı yasanın işçiye; ‘Burada
benim hakkımı tehlikeye sokan bir durum var’ diyebilme yetkisini vermesine
rağmen, maalesef bu maddenin işlemediğine dikkati çeken Şen, “Siz, bunu
dediğinizde işveren, işinize son veriyor.
Dolayısıyla işçi, işini kaybetmemek için
bazı durumlara göz yumuyor. İşte yasa
da bu noktada kilitleniyor” dedi.
Altı çizilmesi gereken konulardan
birinin de işverenlerin eğitime tabi
tutulması olduğunu bildiren Şen, teknik
uygulama sorumlusu, proje müdürü ya
da şantiye şefi diye tanımlanan kişilerin,
sadece binanın statik ve betonarmesiyle
değil, çalışanların sağlığı ve güvenliğiyle
de yakından ilgilenmeleri gerektiğini
sözlerine ekledi.
“BRANŞLAŞMA ŞART!”
Şenel Şen: “Maalesef elektrik
mühendisi, tekstil mühendisi,
kimya mühendisi arkadaşlarımız
inşaat sektöründe uzmanlık
yapıyorlar. Bu çok yanlış ve
Bakanlığın acilen çözüm
bulması gereken bir konu. Bu
alanda biran önce branşlaşmaya
gidilmesi gerekiyor. İşin özünde
de aslında şu yatıyor: İş kazaları
inşaat çalışanının kaderi değildir.
Maalesef yaşanan kazalar bizim
cahilliğimiz ve eksikliğimizden
kaynaklanıyor.”
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 9
SAYI 60 İMO BURSA BÜLTEN 09
DOSYA
“İş kazalarının temelinde
eğitimsizlik yatıyor”
İMO Bursa Şubesi geçmiş dönem Yapı Denetim Komisyon Başkanı Maksut Kaya, tüm iş kazaları ve
sonucunda oluşan meslek hastalıklarının temelinde eğitimsizliğin yattığını söyledi.
İnşaat sektörünün, iş kazaları açısından her zaman risk teşkil eden bir
sektör olduğunu, olmaya da devam
edeceğini belirten Maksut Kaya, bu durumun kanun ve yasalarla da önlenemeyeceğini düşünüyor. “Yasada geçen tüm
tedbirleri mutlaka almalısınız; iskele,
baret, emniyet kemeri, bina çevresindeki güvenlik çizgileri, katlardaki korkuluklar ve asansör boşluklarının etrafının
kapatılması… Fakat tüm önlemleri
alsanız da kaza riski hep vardır” diyen
Kaya’ya göre; bu alandaki en büyük
sorumlu, gerekli tedbirlerin alınmasını
denetlemekle yükümlü olan devlet.
“İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI
YENİ YETİŞİYOR”
Yıllar önce dönemin Bayındırlık ve
İskân Bakanlığı tarafından iş sağlığı ve
güvenliği ile ilgili bir yasa çıkarıldığını ve yasa çerçevesinde yapı denetim
firmalarına pek çok sorumluluk verildiğini kaydeden Kaya, “Oysa ülkemizde
iş sağlığı ve güvenliği uzmanı daha yeni
10 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
yeni yetişmeye başladı. Biliyorsunuz
inşaatlarda kalifiye eleman çalıştırma
zorunluluğu vardır, belgesi olmayan
ustayı, işçiyi inşaatta çalıştıramazsınız.
Ama bugüne kadar bu yönde ne kadar
eğitim verildi? Bunlar sorgulanmalı.
Berber kalfalığı yapan kişi bile belgesi
olmadan berberlik yapamazken, müteahhitlik için böyle bir şart yok.”
“TOPU SÜREKLİ TACA ATIYORUZ”
Sektörel olarak bakıldığında da eğitim
düzeyi en düşük kesimin, yine inşaat
sektöründe olduğuna işaret eden Kaya,
ustasından kalfasına, tesisatçısından
kalıpçısına ve demircisine kadar tüm
çalışanlara gerekli eğitimlerin verilmesini gerektiğini, bu ortam yaratılmadığı
sürece de iş kazalarının önüne geçilemeyeceğini söyledi. Kısacası tüm iş kazaları
ve sonucunda oluşan meslek hastalıklarının temelinde eğitimsizliğin yattığını
vurgulayan Kaya, “Bu tabloya rağmen
yaşananlara kalıcı bir çözüm bulmayı
denemiyor, topu sürekli taca atıyoruz”
ifadesini kullandı.
Yıllar önce Gürsu’da inşaat ustalarına
yönelik açılan bir kursla ilgili anısını da
paylaşan Kaya, şöyle devam etti: “Bu
kursta ustalara 256 saat kurs verildi.
150’ye yakın kişi o kurslarda eğitim gördü ve kurs bitiminde hep birden dediler
ki ‘Biz, çok şey bildiğimizi sanıyorduk,
oysa hiçbir şey bilmiyormuşuz’. Kısacası
devletin bu imkânları tüm şehirlerde
sağlaması gerekiyor. İnşaat sektöründe
iş sağlığı ve güvenliği son derece önemli.
İnşaat başladığı andan itibaren, kullanım izni alınıncaya kadar tüm süreçler
kontrol edilmeli. Kazanın önüne geçilemeyebilir, ancak bunların ölümcül
kazalar olmasının engellenebilir.”
“MÜTEAHHİT OLMAK İÇİN
KRİTERLER KONMALI”
Maksut Kaya: “Müteahhitlerin
inşaatla ilgili bir eğitim alıp
almadığı, yüzlerce daire yaparken
denetlenip denetlenmediği
neden sorgulanmaz? Bir insanın
müteahhit olabilmesi için belli
kriterler olmalı, fakat maalesef
ülkemizde böyle bir kriter yok.
Bugün baktığımızda inşaat
mühendisleri ya da mimarlar
dışında her meslek grubundan
insanın da rahatlıkla müteahhitlik
yapabildiğini görüyoruz. Devlet
bu durumun önlemini muhakkak
almalı.”
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 11
YAZAR
Suçlu kim?
Esra Güldeş Yakar
İMO Bursa Yönetim Kurulu
Üyesi
12 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
12 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
Gelişmekte olan ülkemizin önündeki
en büyük engellerden biri ironik olsa
da insanlarımızın gelişmiş ülkelerdeki
refah seviyesine duyduğu büyük açlıktır
ve bu arzu esasen gelişime değil,
zenginleşmeye duyulmaktadır. Her
bireyin en büyük hedefi, kısa sürede
sosyoekonomik olarak sınıf atlamak
ya da en azından mevcut durumunu
korumaya çalışmaktır. Bunun için
çalışkan insanlarımız şikâyet etmeden,
sorgulamadan bazen de düşünmeden
çalışır, Soma’da olduğu gibi. Somadaki
aktörlerin tamamı aynı hedefe
kilitlenmişti: “para kazanmaya”, çok
büyük bir acının yaşanmasında ortak
rol aldıklarını bilmeden. Peki, kimdi o
aktörler?
Somada çalışan işçi; belki bir zamanlar
tarlasını eken çiftçiydi; ‘mevsim
şartları ne getirir, rekolte ne olur,
ürün kaça satılır…’ belirsizliğinden
sıkılıp, cebine ay sonunda girecek
paradan emin olmak istemişti. Belki
yer altında çalışanların erken emekli
olduğunu duymuştu ya da diğer
işlerin maaşlarından biraz fazla
maaş veriliyor olması, razı gelmesine
yetmişti. Ona göre çalışabileceği en
iyi şartlarda çalışıyordu, çalışmıyor
olsa bile şikâyet edebilecek durumda
değildi. Bu ülkede sorgulayan, talep
eden, eleştiren hiç kimse sevilmezdi,
yaşama hakkı tanınmazdı, işini
kaybetmek vardı. Zaten zor değildi
yerini doldurmak, kapıda onlarcası bu
iş için sırada beklerken. Mühendisin
durumu da farklı değildi. O da
emir eriydi ve eğitiminin hakkını
vererek çalışabileceği bir işletme,
ülkesi sınırlarında yok denecek
kadar azdı. Ya daha az gelire
razı olup, daha az sorumluluğu
olan başka bir işte çalışacaktı ya
da elinden geleni yapıp gerisini
görmezden gelecekti. Taşeronlar da
çoğu zaman çalıştırdıkları işçinin
maaşını dahi ödeyebilecek mali
yeterlilikleri olmadan bir cesaret iş
alıyor, çok para kazanmak ve yakın
gelecekte daha büyük işler yapmak
arzusuyla çalışıyorlardı. Kazanılacak
paranın önündeki bütün engellerin
sağından-solundan bir şekilde
geçiliyordu. Üretim; problem çözmek
ya da iyileştirme yapmak adına
yavaşlayamazdı. İşletme müdürü desen
pek az insana nasip olabilecek bir
makamda, altında yüzlerce çalışanla
en yetkili isimdi. Görevi; hedeflenen
kârı tutturmak, işletmenin varlığını
güvenle sürdürmek, patronu temsil
etmekti. Yerini koruyabilmek için
üretimi mutlak suretle artırması ve
bunu minimum maliyetle yapması
ayrıca patronun canını ıvır zıvır
detaylarla sıkmaması gerekiyordu.
Patron, zaten yatırım yaparak şirketini
büyütmek adına en büyük riski almıştı.
Riskin karşılığını bir an önce alarak
kârlı duruma geçebilmeliydi ya da
yaptığı diğer yatırımları finanse etmek
için kârlılığını koruyabilmeliydi.
Koca holding sahibi, altında binlerce
çalışan; her işletmesindeki çalışma
koşullarını tek tek denetleyemezdi.
Bunun için görevlendirdiği dolgun
maaşlı müdürleri vardı. Hem patronun
işi para kazanmaktı, gerisi teferruattı.
Devlet de zaten bunun için ocaklarında
üretim yapmaktan vazgeçmişti.
Teferruatla uğraşmadan, üretimi
artırarak ülkeyi zenginleştirmek adına
ya rödovans sözleşmesi yapıyordu
ya da hizmet almayı tercih ediyordu.
Zaten bundan on yıl önce kendisi
yılda sadece 1 milyon ton üretirken,
bugün devrettiği firmalar yılda 11
milyon ton üretiyordu, üstelik aynı
tekniklerle. Hem devlet de işletmeyi
başıboş bırakmıyor, müfettişler
gönderiyordu, işler yolundaydı. Çünkü
son denetimde müfettişler daha önce
böyle düzgün çalışan bir işletme
görmediklerini beyan etmişlerdi.
Kıyasladıkları arasında en iyisi
gerçekten Soma olabilirdi ama kıyasla
denetim yapmanın doğru bir yaklaşım
olmadığını biliyor olmalılardı. Bu
duruma onları teşvik eden neydi, henüz
çözülemedi ancak, kazadan iki ay önce
bu görece iyilik hali onlara yeterli
gelmişti.
Herkes kendinden bekleneni yapmışken
yaşananların sorumlusu kimdi? Suçlu;
zihniyetti, eğitim sistemiydi, yaşam
tarzıydı, değerlerdi. Üstelik aynı
suçlu, yaşamımızın her alanında, her
an suç işlemeye devam ediyor. Biraz
düşününce, bizim sektörümüzden
birebir şahit olunan örnekler sıralamak
hiçte zor değil. Çalıştığı inşaatta ikinci
kattan düşen ve şans eseri ciddi bir
şekilde yaralanmayan işçinin, bir hafta
sonra beşinci katta hiçbir güvenlik
önlemi talep etmeden, korkusuzca
çalışmaya devam etmesi… Eğitilmeye,
öğretilmeye kapalı, en iyisini bildiğini
ve en iyisini yaptığını düşünen, egosu
yüksek, yaşlanıncaya kadar ölümsüz
olduğuna inanan gözü kara işçiler.
Taşerona yaptığı işte alması gereken
güvenlik önlemleri anlatılınca, bu
sebeple işin birkaç dakika daha uzun
süreceğini hesap ederek, önlem
almaktan vazgeçmesi. Başka bir
taşeronun, iş kazası geçirmiş ve acil
müdahaleye ihtiyaç duyan işçisini
hastaneye götürmeden önce, dosyalar
arasında panikle işçinin sigortalılık
durumunu kontrol etmesi, ambulans
çağırmayarak durumdan kurtulma
çabası. Şantiyelerde iş güvenliği eğitimi
vermek için işverenin uygun gördüğü
tek zaman diliminin yağışlı havalar
olması. Vincin askıda tuttuğu 6 tonluk
yükün altında 7 kişi çalışma yaparken,
aşırı yıpranmış sapan konusunda
uyarılan işverenin, depoda yeni
sapan olduğunu, ancak değiştirmek
için vinçte takılı olanın kopmasını
beklediğini söylemesi. Fiiliyatta paraya
dönüşmeyecek her tür iyileştirmenin
zül gelmesi, angarya görünmesi.
Şantiye şeflerinin işi geciktirmemek,
maliyeti artırmamak ve patrona
yaranmak adına gerekli güvenlik
önlemlerini almaktan imtina etmesi.
İnşaatların tamamına yakınında iskele
ve kalıplarla ilgili teknik hesap yapma
gereğinin duyulmaması, bununla ilgili
usta işçi deneyimine güvenilmesi. İş
güvenliğinin baret takmaktan ibaret
olduğunu sanan, görevini layığıyla
yapıp yapamayacağını sorgulamadan iş
üstüne iş alan iş güvenliği uzmanları.
Bünyesinde onlarca mühendis çalışan
devlet kurumlarının yaptırdığı sanat
yapılarının bile, çok kısa sürelerde
bitirilme gayreti sebebiyle, yeterli
mühendislik hizmeti ve güvenlik
önlemi alamadan örnek teşkil
etmeyecek şekillerde yapılması. İş
güvenliğine çok önem veren ve bu
konuyla ilgili ciddi adımlar atan
devletimizin, 10 kişinin çalıştığı ve
risklerin her gün değiştiği bir inşaata,
çalışanların her türlü sorumluluğunu
yüklediği iş güvenliği uzmanının ayda
2 saat hizmet vermesini yeterli görmesi.
Böylece işverenlerin maddi manevi
yükünü hafifletmesi, olası bir kazada
yakasından tutacak kişi aramaya gerek
duymadan, vakitten tasarruf ederek
kamu vicdanını rahatlatması. Ve bunun
gibi niceleri…
Soma’da yaşananlar yüreğimizi sızlattı.
Hep beraber ekran başında nefesimizi
tutup, yaşamını yitirenlerin sayısının
artmaması için dua ettik. Hepimiz,
babalarının mezarları başında ağlayan
çocuklarla ağladık. Mühendisleri, iş
güvenliği sorumlularını, müfettişleri,
işletme müdürünü, patronu, olmadı
devleti suçladık. Hepsini katil ilan
ettik. Ama aynı suç her gün her saniye
işlenmeye devam ediyor, biz yine
görmezden geliyoruz. Suçlu zihniyet,
suçlu eğitim sistemi, suçlu yaşam tarzı,
suçlu değerler. Suçlu aslında biziz ve bu
acıların yaşanmasını istemiyorsak önce
kendimiz doğru davranmalıyız.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 13
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 13
FAALİYETLER
İMO Bursa’da seçim heyecanı
Türkiye’nin en büyük meslek odalarından biri olan 3200’ü aşkın üyesi bulunan İnşaat Mühendisleri Odası
Bursa Şubesinin 13. Seçimli Genel Kurulu geçtiğimiz aylarda Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi’nde
yapıldı.
P
rof. Dr. Adem Doğangün’ün Divan
Başkanlığında gerçekleştirilen
Genel Kurul’un açılışında konuşan
İMO Bursa Şube Başkanı ve yeni dönem
Başkan Adayı Basri Akyıldız, “Yeni dönemde görevde kalmamız durumunda,
inşaat mühendisliğinin nitelik kaybına
uğratılmasına yol açan uygulamaların
karşısında, mesleki yeterliliği esas alan
yeni bir mühendislik yasasının hazırlanması için çalışacağız” dedi.
“TAŞIDIĞIMIZ SORUMLULUĞUN
BİLİNCİNDEYİZ”
Geçmiş dönemde bir taraftan
Bursa’nın kaçak yapılaşmanın pençesinden kurtulması için mücadele verirken, diğer taraftan da kentsel dönüşüm
çalışmalarındaki yanlışlıkları dile getirdikleri aktaran Akyıldız, “Bizler İMO
Bursa’nın parmakla gösterilir bir şube
olması için çabalayan anlayışın devamıyız. Meslektaşlarımızın menfaatlerini
her ortamda koruyan, kollayan, kent
sorunlarıyla birebir ilgilenen bir yönetim olduk. Seçilmemiz durumunda her
zaman kent ve vatandaş odaklı hareket
edecek, meslektaşlarımız adına doğru
bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz”
diye konuştu.
14 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
“TÜM MESLEKTAŞLARIMIZLA
DAYANIŞMA İÇİNDE OLACAĞIZ”
Genel
Kurul’da söz
alan bir diğer
Başkan Adayı Ertuğrul
Akagündüz de
oldukça etkin ve
güçlü bir camiadan oluşan İMO
Bursa Şubesine
hizmet etme
isteğiyle aday
olduğunu ifade
ederek, Oda çatısı altındaki bütün meslektaşlarının görüşlerine saygı duyan ve
hepsiyle dayanışma içerisinde olan bir
yönetim anlayışı ile hareket edeceklerini
dile getirdi.
SEÇİLECEK YÖNETİME BAŞARI DİLEKLERİ
Genel Kurul’un misafir konuşmaları
bölümünde CHP Bursa Milletvekili Sena
Kaleli, Bursa’nın marka kent haline gelmesinde önemli çalışmalar yapan İMO
Bursa’nın sorumluluğunu alacak bir yönetimin seçilmesini dilerken, Orhangazi
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep
İleri de hem teknik hem de estetik açıdan çağı anlamak zorunda olan bir meslek grubunun bireyleri olarak, seçilecek
yönetime başarılar diledi. Kent Konseyi
Başkanı Semih Pala ise İMO Bursa
Şubesinin sorumluluğu altına girecek
ve başarısı için çalışacak yeni yönetime
başarılar diledi. Son olarak meslektaşlarıyla bir arada bulunmaktan duyduğu
memnuniyeti ifade eden Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, İMO Bursa
Şubesini daha güçlü kılacak yönetimin
seçilmesini diledi ve Nilüfer belediyesi
olarak seçilecek yönetimin her zaman
yanında olacakları sözünü verdi.
FAALİYETLER
İMO Bursa’da Başkan Basri Akyıldız
Necati Şahin’in istifasının ardından İMO Bursa Şube Başkanlığı görevini üstlenen Basri Akyıldız,
13. Olağan Genel Kurul’da ipi göğüsleyerek güven tazeledi.
de gerek meslektaşlarımızın gerekse
ülkemizin bizi ilgilendiren sorunlarının
çözümü için yoğun çaba göstermeye
devam edeceğiz. Üyelerimizin bu güvenine layık olmak için elimizden gelen
bütün gayreti göstereceğiz. İMO Bursa
Şubesi mesleğimizi, meslektaşlarımızı,
kentlerimizi ve ülkemizi ilgilendiren
konularda lokomotif olmaya devam
edecektir” dedi.
İ
MO Bursa Şubesi başkanlığına Basri
Akyıldız seçildi. İMO Bursa Şubesi
13’üncü Olağan Genel Kurulu, 15-16
Şubat tarihlerinde yapıldı. Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesinde gerçekleştirilen Genel Kurul’da Çalışma Grubu
adayı Basri Akyıldız ile Çağdaş İnşaat
Mühendisleri Grubu adayı Ertuğrul Akagündüz yarıştı. Yapılan seçim sonunda,
Çalışma Grubu listesi 592 oy alarak ipi
göğüsledi. Çağdaş İnşaat Mühendisleri
16 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
Grubu listesi ise 443 oyda kaldı. Seçimlerde İMO Bursa Şubesi’nin 3 bin 189
üyesinden bin 91’i oy kullandı. Oda sicil
numarasına göre sınıflandırılan üyeler,
sekiz sandıkta seçime girdi.
İMO LOKOMOTİF OLMAYA DEVAM EDECEK
Seçim sonuçlarını değerlendiren Basri
Akyıldız, İMO Bursa Şubesinin oldukça
yoğun bir dönemi geride bıraktığını
işaret ederek, “Önümüzdeki dönemde
YÖNETİM KURULU
Seçim sonucunda İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, şu isimlerden
oluştu:Fatih Canbazoğlu, Özgür Yaşar
Özbey, Haluk Emre Akgün, Oktay Kaysı, Nurten Topaloğlu, Gökçen Eryılmaz.
Yönetim Kurulu yedek listesinde ise
Esra Güldeş Yakar, Mustafa Burak
İmrekoğlu, İsa Serintürk, Yavuz Bahadır Aksoy, Alper Aydın, Umut Akdeniz
ve Fatih Söylemez isimleri yer aldı.
TMMOB İMO Genel Merkez delegeleri
ise, Mehmet Semih Pala, İbrahim Hakkı
Demir, Mehmet Albayrak, Tahsin Kul,
Sait Nur Şahin, Ali Kamil Goral, Doğan
Tuğcu, Fettah Bilaloğlu, Mustafa Nihat
Sağlam, Mehmet Mustafa Gökbulut,
Mehmet Tekin, Ahmet Bağırgan, Mah-
mud Sami Döven, Mahmut Renkler,
Aytaç Yılmaz, Turgay Yel, Erbil Doğru,
Serdar Atak, Abdullah Turhan, Murat
Gül, Ali Kemal Özbay, Sıddık Ebubekir
Aslan ve Mehmet Şuayip Çatal isimlerinden oluştu.
GÖREV DAĞILIMI YAPILDI
İMO Bursa Şubesi’nin 13. Olağan Genel
Kurulu’nda üyelerinin desteğini alarak göreve gelen yeni yönetim, Divan
Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün’ün
elinden mazbatasını alarak görevine
başladı. İMO Bursa Şubesinde düzenlenen törende, yeni Yönetim Kurulunun
görev dağılımı da gerçekleştirildi. Yeni
ve eski Yönetim Kurulu üyelerinin hazır
bulunduğu törende konuşan İMO Bursa
Şubesi Başkanı Basri Akyıldız “Bizlerin yeniden seçilmesini sağlayan tüm
üyelerimize teşekkür ediyoruz, görev
süremiz boyunca daha önce yapıldığı gibi Bursa’nın sorunlarını dile
getirmeye devam edeceğiz. Özellikle
oda olarak yaşadığımız ciddi sıkıntılar konusunda Ankara ile sürekli
temas halinde olacağız ve odamızın
geleceği için elimizden gelen her şeyi
yapacağız” diye konuştu. Yeni yönetim kurulunun görev dağılımının da
gerçekleştirildiği törende Basri Akyıldız Yönetim Kurulu Başkanlığı’na
seçilirken, Fatih Canbazoğlu Genel
Sekreterlik, Özgür Yaşar Özbey ise
Saymanlık görevlerine getirildi. Yönetim Kurulu asıl üyeleri Haluk Emre
Akgün, Oktay Kaysı, Nurten Topaloğlu,
Gökçen Eryılmaz’dan oluşurken; Esra
Güldeş Yakar, Mustafa Burak İmrekoğlu, İsa Serintürk, Yavuz Bahadır Aksoy,
Alper Aydın, Fatih Söylemez ve Umut
Akdeniz yedek üyeler olarak belirlendi.
Seçilen isimler, Yönetim Kurulu üyeliğinin yanı sıra Oda yönetiminde çeşitli
komisyonlarda görev yapacaklar.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 17
FAALİYETLER
İMO Bursa’da
Afet Komisyonu kuruldu
Deprem gerçeğinden hareketle bu yöndeki çalışmalarını yoğunlaştıran İnşaat Mühendisleri Odası Bursa
Şubesi, bünyesinde bir Afet Yönetim Komisyonu kurdu.
O
lası bir deprem sırasında yapılacak çalışmalara katkı koymak
amacıyla İMO Bursa Şubesi bünyesinde kurulan Afet Yönetim Komisyonu faaliyetlerine başladı. Bu kapsamda
Bursa İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünü ziyaret eden İMO Bursa Yönetim
Kurulu üyeleri, Sivil Savunma Arama
Kurtarma Birlik Müdürü Yalçın Mumcu
ve sivil savunma uzmanlarıyla bir araya
geldi. Bursa’nın deprem gerçeğinin konuşulduğu ve bir deprem sonrası İMO
Bursa Afet Yönetim Komisyonu’nun
üstlenebileceği görevlerin ele alındığı
toplantıda bilgi paylaşımları ve disiplinler arası ortak çalışmaların yapılabileceği vurgulandı.
“ÇALIŞMALARA NASIL KATKI
KOYABİLİRİZ’İN HESABINDAYIZ”
Toplantının ardından açıklamalarda
bulunan İMO Bursa Yönetim Kurulu
üyeleri Özgür Yaşar Özbey ve Burak
İmrekoğlu, “Bursa, deprem riski taşıyan
illerin başında geliyor ve bir deprem
anında İnşaat Mühendisleri Odası
olarak, süreci beyin takımı gibi yönetecek en az bir ekibe sahip olmamız
18 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
gerektiğini düşündük. Şüphesiz sadece
bu ekibimiz değil, inşaat mühendisleri
arkadaşlarımızın tamamı mutlaka o
anda yapılanlara katkı koyacaktır ama
çalışmaların organize edilmesi noktasında afet ekibinin önemli bir
işlevi olacaktır.
İMO olarak,
deprem sonrasında sürece
ve çalışmalara
ne kadar katkı
koyabiliriz’in
hesabındayız”
ifadelerini kullandılar.
Deprem sonrasında görev
alan birçok
kişinin enkaz
yıkıldıktan sonra ne yapması
gerektiği üzerine yeterince
bilgisi olmadığını ve bu durumun kurtarma
çalışmalarını sekteye uğrattığını belirten
AFAD yetkilileri de bunun en son sıkıntısının Van Erciş depreminin ardından
yaşandığını söylediler. Başta bölgeyi
bilen ve yapılacak çalışmalarda koordinasyonu sağlayacak yetkin kişilere her
zaman ihtiyaç duyulduğunu kaydeden
AFAD yetkilileri, şunları aktardı: “İnşaat mühendisleri, enkazın başındaki
çalışmaların koordinesine ciddi katkılar
koyabilir. Böyle bir ekip bize de büyük
destek olur. Aynı zamanda depremin
ardından çökme riski taşıyan ve tehlike
oluşturan binaların tespitinde inşaat
mühendisleri, hayati bir görev üstlenebilirler.”
Toplantıda ayrıca, önümüzdeki günlerde bu yönde bir protokol imzalanması ve İMO Bursa Afet Komisyonu üyelerine çeşitli eğitimlerin verilebileceği de
gündeme getirildi.
Başkanlara tebrik ziyareti
İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, 30 Mart seçimlerinden zaferle ayrılan Büyükşehir, Nilüfer ve Yıldırım
belediye başkanlarına hayırlı olsun ziyaretleri gerçekleştirdi.
İ
MO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu
üyeleri, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Nilüfer Belediye
Başkanı Mustafa Bozbey ve Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’yi
ziyaret ederek, 30 Mart seçimlerindeki
başarılarından dolayı başkanları tebrik
etti.
Altepe’yi ziyarette konuşan İMO Bursa
Şube Başkanı Basri Akyıldız, İMO olarak hem Büyükşehir belediyesi hem de
diğer belediyelerle işbirliğine hazır olduklarını söyledi. Akyıldız “Kent ile ilgili
konularda katkı koymak adına belediyelerle işbirliği içine girmek istiyoruz.
Bu kentin vatandaşları ve akademik oda
temsilcileri olarak bu bizim asli görevlerimizden biri, Bursamız için yerel yönetimlerle ortak çalışmalar yürütmek en
çok önem verdiğimiz konuların başında
geliyor” diye konuştu.
ALTEPE: KAPIMIZ AÇIK
Akademik odaların Bursa için önemine
dikkat çeken Başkan Recep Altepe ise
odaların ortak çalışma tekliflerine olumlu baktıklarını söyledi. Geçmiş dönemde
odalarla her zaman iletişim halinde
olduklarını kaydeden Altepe, önümüzdeki dönemde de kapılarının akademik
odalara açık olacağını belirtti.
NİLÜFER İLE YENİ PROJELER YOLDA
İMO Bursa yönetiminin, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i ziyaretinde, Nilüfer Belediyesi ile hali hazırda
devam eden denetim protokollerinden
son derece memnun olduklarını ifade
eden Basri Akyıldız, sağlıklı yapılar için
sağlıklı denetim mekanizmalarının oluşturulmasının önemine değindi ve İMO
Bursa Şubesi olarak üzerlerine düşen
sorumluluğu her zaman yapacakları
mesajını verdi.
Yeni dönemde İMO Bursa Şubesi ile
yeni birliktelikler düşündüklerini kaydeden Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa
Bozbey de bunların başında Nilüfer’e
yeni dahil olan beldelerdeki yapıların,
deprem envanter çalışmalarının yapılmasına yönelik protokolün geldiğini
açıkladı.
YILDIRIM’A DESTEĞE HAZIRIZ
İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu
üyeleri Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’yi de ziyaret etti.
Ziyarette konuşan Basri Akyıldız, İMO
olarak özellikle kentsel dönüşüm konusunda, belediyeden beklentilerinin
yüksek olduğunu belirterek, “Bilindiği
gibi Yıldırım kaçak ve çarpık yapılaşma
sebebiyle kentsel dönüşümün en çok
ihtiyaç duyulduğu ilçelerimizin başında
geliyor. Bu yüzden sorumluluğunuz
çok büyük. İnşaat mühendisi olmanız
sebebiyle kentsel dönüşümde yanlışların yaşanmayacağına inanıyoruz. İMO
Bursa Şubesi olarak bizler de ne zaman
istenirse her türlü teknik konuda katkı
vermeye hazırız” dedi.
Göreve başladıkları günden itibaren
öncelikli konularının kentsel dönüşüm
olacağını bildiklerini dile getiren Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Edebali
de “Bunları yaparken elbette İMO’nun
da teknik bilgisine başvuracağız” diye
konuştu.
İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu,
Başkan Edebali’nin ardından Yıldırım
Belediyesinde Teknik Başkan Yardımcılığı görevine getirilen İnşaat Mühendisi
Şenol Şimşek ve Şemsettin Hacıoğlu’nu
da ziyaret ederek, yeni görevlerinde
başarılar diledi.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 19
HABER
‘Akademik
odalarla
işbirliğine
hazırız’
Osmangazi Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Ahmet Donbaloğlu, belediye olarak akademik odalarla her
zaman işbirliğine hazır olduklarını söyledi.
İ
MO Bursa Yönetim Kurulu Üyeleri, Osmangazi Belediyesi İmar
ve Şehircilik Müdürü Ahmet
Donbaloğlu’nu ziyaret ederek, yeni
dönemde kendisine başarı dileklerinde
bulundu. Ziyarette konuşan İMO Bursa
Şube Genel Sekreteri Fatih Canbazoğlu,
Oda olarak belediyelerle işbirliğini geliştirmek istediklerini söyledi. Canbazoğlu,
Nilüfer ve Yıldırım belediyeleriyle imar
ve yapı denetim hususunda rutin toplantılar yapmayı hedeflediklerini ifade
ederek, Osmangazi Belediyesi ile de bu
tarz toplantılar düzenlemek istediklerini
kaydetti.
ORTAK ÇALIŞMAYLA AKSAKLIKLAR
SON BULUR
Odaların, belediyelerle işbirliği içinde
hareket ederek ortak kararlara imza
atmasının, meslektaşlarının da işini
kolaylaştıracağını söyleyen Canbazoğlu,
düzenlenecek toplantılarda alınacak
kararlarla yapı ruhsatlandırma ve ima-
lat sürecinde yaşanan aksaklıkların da
önüne geçmeyi hedeflediklerini söyledi.
Ziyaretten dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Osmangazi Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Ahmet
Donbaloğlu ise, ilgili meslek odalarının
ve yapı denetim kuruluşlarının da
katılımıyla, toplantılar düzenlenip ortak
çözümler üretilebileceğini söyleyerek
belediye olarak akademik odalarla her
zaman işbirliğine hazır olduklarını
belirtti.
‘İnşaat sektöründe iş güvenliği çok önemli’
İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, inşaat sektöründe iş güvenliğinin her şeyden önemli olması
gerektiğini söyledi.
İ
ş Teftiş Grup Başkanı Yaşar Ata ve
Yapı Denetim Müfettişleri, İMO
Bursa Şubesini ziyaret etti. Ata ve
beraberindeki heyet, seçimlerde üyelerinin desteğini alarak yeniden göreve
gelen İMO Bursa Şube Başkanı Basri
Akyıldız ve yönetim kuruluna hayırlı
olsun dileklerinde bulundu.
İSKELE VE AĞ KULLANIMI
Ziyarette konuşan İş Teftiş Grup
Başkanı Ata, iş güvenliği konusuna da
değinerek yaşanan sıkıntıları aktardı.
İş güvenliği konusundaki sorunların
başında iskele ve ağ kullanımından
kaynaklanan eksikliklerin geldiğini söyleyen Ata, “Avrupa’da inşaat konusunda
iş güvenliğine son derece önem veriliyor, iskele ya alınıyor ya kiralanıyor
ancak ülkemizde maalesef pahalı olduğu
20 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
20 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
gerekçesiyle iskele kullanımından kaçılıyor. İnsan hayatı söz konusuyken bu
gibi tasarruflara gidilmemelidir” dedi.
İŞ GÜVENLİĞİ MALİYETİ ATLANIYOR
İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız da inşaat firmalarının planlama
aşamasında iş güvenliği maliyetini
atladıklarına vurgu yaparak, ‘Bize bir
şey olmaz’ mantığıyla hareket edildiğini söyledi ve ekledi: “Sektörümüzde
iş güvenliği konusu her şeyden önemli
olmalı, bu konuda gerekli düzenleme ve
iyileştirmeleri şantiyelerimizde mutlaka
gerçekleştirmeliyiz. Çalışma şartlarının
iyileştirilmesi ve iş güvenliğinin istenen
standartlara yükselmesi konut üretiminde kaliteyi de beraberinde getirecektir”
dedi. Akyıldız ayrıca iş güvenliği konusunda meslektaşlarının bilgilendirilmesi
için üzerlerine düşen görevi yerine getirmeye hazır olduklarını kaydetti.
Toplantıda ayrıca İş Teftiş Grubu ile
işbirliğine gidilerek önümüzdeki dönemde iş güvenliği eğitim seminerleri
düzenlenmesi kararlaştırıldı.
RÖPORTAJ
‘Bursa’da güvenilir
konut ihtiyacı var’
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Basri Akyıldız, Bursa’da konut fazlası olduğu yönündeki
değerlendirmenin doğru olduğunu, ancak sağlıklı, deprem riskleri açısından güvenilir ve yaşanabilir konut
açığı bulunduğunu söyledi.
İ
MO Bursa Şubesinin yeni Başkanı
Basri Akyıldız, inşaat sektörü ve
inşaat mühendisliği ile ilgili çarpıcı
değerlendirmelerde bulundu. İnşaat
sektörünün, son yıllarda gerek teknoloji
gerek sektörün büyümesi manasında
ciddi anlamda geliştiğini anlatan Akyıldız, Bursa’da ise konut fazlasının
olduğunu, ancak sağlıklı, güvenilir ve
yaşanabilir konutlara ihtiyaç olduğunu
kaydetti. Akyıldız, şu anki İMO Bursa
yönetiminin bugüne kadar gelmiş en
genç yönetim olduğuna da vurgu yaparak, “Gençliğin vermiş olduğu farklılık
mutlaka olacaktır. Bu; yönetim tarzında,
yapılacak faaliyetlerde, eğitimlerde de
kendini hissettirecektir. Yeni dönemde;
üyelerimizi nasıl kazanabiliriz, Oda
ile nasıl daha fazla temas kurmalarını
sağlayabiliriz ve iletişimi nasıl arttırabiliriz noktasında bir anlayış benimsemeyi
hedefliyoruz” dedi.
-Bugün inşaat sektörünün ülkemizde
ve Bursa’da ulaştığı konum nedir?
Sektörün genelindeki gelişmeler
Bursa ölçeğine de yansıyor. Belki Bursa,
bazı yönleriyle Türkiye genelinde önde
de gidebiliyor. Sektörde 2001 krizinin
ardından bir dönüm noktası yaşandı
ve büyüme 2006 yılında zirve yaptı.
2006’dan bu yana düşüşler-çıkışlar yaşansa da genel manada bir yükseliş söz
konusu. Bu yükselişte de konut üretimi
büyük paya sahip. Sektörün geleninin
yüzde 49’unu konut üretimi oluşturuyor. Baktığımız zaman 2006’da büyüme
hızı yüzde 18’di, 2013-2014 yılında bu
oran daha düşük olsa da yine de yüzde
6-7 seviyelerinde. Ülke çapında bir kriz
olmadığı sürece, büyüme hızı düşse de
inşaat sektöründeki ilerlemenin sürekli
olacağını düşünüyorum.
-Bursa’da durum nedir?
Bursa bir sanayi şehri ve bu alanda yapılan yatırımlar fazla olmasına
rağmen, son yıllarda konut sektörüne
ciddi bir yöneliş yaşandı. Bunun çeşitli
sebepleri var; kredi faizlerini düşmesi,
Kentsel Dönüşüm Yasası’nın gündeme
gelmesi, TOKİ’nin sistemi tetiklemesi,
belki bir de deprem riskleri. Biliyorsunuz Marmara depreminden sonra
Simav’da, Van’da ve Anadolu’nun diğer
bölgelerinde yaşanan depremler ile
kaçak-çarpık yapılaşmanın fazla olması,
insanları daha güvenli yapılara yöneltti.
Baktığınızda ‘Bursa’da konut fazlası
var’ söylemini çokça duyuyoruz. Evet,
bu doğru ama sağlıklı, deprem riskleri
açısından güvenilir ve yaşanabilir konut
fazlası yok. Aslında Bursa’da sağlıklı,
güvenilir ve yaşanabilir konut ihtiyacı
var.
22 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
“KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI’NDAN
YETERİNCE YARARLANAMADIK”
-Kentsel Dönüşüm Yasası çıktığından
bu yana sanki çok da yol alınamadı?
İçeriğine baktığımızda yasa, bireysel
anlamdaki dönüşümleri destekliyor.
Ancak Bursa’da ruhsat almış, inşaata
başlamış, binayı büyütmüş, kat eklemiş
ve ruhsatsız duruma düşmüş, dolayısıyla kullanım izini alamamış yapılar çok
fazla. Bölgesel olarak bir yerin kentsel
dönüşüm veya çöküntü alanı ilan edilip,
bölgesel bir dönüşüm çok da beklenmiyor. Dolayısıyla vatandaşın bireysel anlamda bir dönüşüm yapması ve yasadan
faydalanması gerekiyor. Ama Bursa’da
yasa çıktığından beri 60-70 arası bireysel anlamda faydalanıp dönüşüm yapan
olmuş ve bunlar Bursa için çok küçük
rakamlar. Ve yeni yeni müteahhitler
durumu fark etmeye başladı. Ayrıca
insanımızın, yasanın sağlamış olduğu
avantajlardan çok da haberleri yok.
Yasa size konutunuzu yıktığınız zaman
isterseniz kira yardımı, ister düşük
faizli uzun vadeli kredi imkanı sunuyor.
Ruhsat harçlarından ve otopark ücretlerinden muafsınız ki büyük projelerde
bunlar, çok ciddi rakamlar tutuyor. Tabi
bunlar yeni yeni öğreniliyor.
-İMO Bursa’nın bugün ulaştığı noktayı anlatır mısınız?
İMO Bursa, bugün Türkiye genelinde
adından söz ettiren, Genel Merkez’de
diğer şubelere örnek gösterilen bir oda
konumunda. Şu an Yalova, Bilecik ve
Kütahya illeri Bursa’ya bağlı temsilcilikler durumunda. Temsilciliklerimizle
beraber 3300 üyemiz var, bunun da
yaklaşık 2500’ü Bursa sınırları içerisinde. Temsilciliklerimiz de gönül bağıyla
Bursa Şube’ye bağlı olarak çalışıyorlar.
Gönlümüz, belli standartlara ulaşmış
temsilciliklerimizin artık temsilci olarak
değil de şube olarak, yasalar değişirse de
il odası olarak devam etmesinden yana.
Hatta yönetmelik gereği temsilciliklerde
atama usulü görevlendirme yapılırken,
biz temsilciliklerimizde seçim yoluyla
temsilcilik heyetlerinin oluşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Aynı zamanda İMO
Bursa, mesleki uygulamalarıyla, yapmış
olduğu yerleşkesiyle, hatta çıkarttığı
bültenle dahi hep örnek alınıyor.
“MESLEKİ KONULARA AĞIRLIK VERECEĞİZ”
-Önümüzdeki iki yıllık süreçte nasıl
bir yönetim modelini benimseyeceksiniz?
Geçmiş yönetimlerde tek ve belirgin
bir farkımız olabilir, o da şu anki İMO
Bursa yönetimi, bugüne kadar gelmiş en
genç yönetim. Gençliğin vermiş olduğu
farklılık mutlaka olacaktır. Bu yönetim
tarzında, yapılacak faaliyetlerde, eğitimlerde, belki odanın işleyişinde de kendini hissettirecektir.
Yeni dönemde; üyelerimizi nasıl kazanabiliriz, Oda ile nasıl daha fazla temas
kurmalarını sağlayabiliriz, Oda’larına
olan güvenlerini ve iletişimi nasıl arttırabiliriz noktasında bir anlayış benimsemeyi hedefliyoruz. Ayrıca önceki yıllarda sosyal veya toplumsal konulara daha
çok ağırlık verirken, bu dönemde mesleki ve teknik anlamda bazı konulara daha
fazla ağırlık vermemiz gerekebilir. Ama
bu demek değil ki toplumsal ve sosyal
konularda Oda’mız geride kalacak.
-Yönetiminizin bu kadar genç olması
bir sıkıntı yaşatıyor mu, yoksa bu bir
avantaj mı?
Yönetimdeki arkadaşlarımız birbirlerinden uzak bir jenerasyon değil, aramızda yaş farkları olsa da tüm arkadaşlarımız hemen hemen yaşıt. Bu anlamda
dezavantajlarından ziyade avantajları
olacağını düşünüyorum. Gençliğin vermiş olduğu dinamizm, hızlı düşünme,
fikir üretme gibi artıları ön plana çıkartma hedefindeyiz.
“MESLEKİ ANLAMDA CİDDİ SIKINTILAR
VAR”
-Bu dönemde sosyal ve toplumsal konulardan ziyade mesleki hususlara daha
çok önem vereceğinizi söylediniz…
Son yıllarda mesleki anlamdaki
gelişmelerde çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bakıyorsunuz, teknik öğretmenler
1 yıllık lisans tamamlama eğitimi ile
mühendislik unvanı alabiliyor. Ya da
askeriyeden emekli olan subaylar, mesleği süresince göstermiş olduğu faaliyet
çerçevesinde meslek odasına başvurarak
inşaat mühendisi olabiliyor. Bunlar
doğru şeyler değil. Biliyorsunuz ülke
olarak birinci derece deprem bölgesindeyiz. Riskli yapılardan bahsediyoruz,
Yapı Denetim, Kentsel Dönüşüm Yasası
diyoruz, hepsini can ve mal güvenliği
için yapıyoruz. Ama bunları yaparken,
bu binaları üretecek kişilerin yetkinliğini hiçbir şekilde sorgulamayalım da
diyoruz. Yaptığı inşaatla yüzlerce kişinin hayatını doğrudan etkileyebilecek
mühendisin yetkinliğini denetlemek
istemiyoruz. Demek ki mesleki açıdan
bizim daha çok sıkıntılarımız var. Neden
bu dönemde mesleki konulara daha
fazla eğilmemiz gerektiğinin sebebi de
bu aslında.
Kentle ilgili çok ciddi eleştiriler yapılabilecek hususlar olmuyor değil, ama
biz bir meslek odasıyız ve birinci hedefimiz mesleğimiz ve meslektaşlarımız.
Onları ikinci plana atıp, başka konuları
ilk sıraya alma gibi bir durumumuz
olamaz.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 23
RÖPORTAJ
-Saydığınız bu sıkıntıların çözümüne
dair neler yapmayı planlıyorsunuz?
Öncelikle İmar Yasası’ndaki değişiklik ile üretilen statik projelerin, meslek
odalarından denetlememesi gibi bir
durum ortaya çıkıyor. Bizim projeleri
denetleyelim diye bir talebimiz yok,
fakat denetimsizlik içerisinde bir şeyler
üretiliyor. Allah göstermesin bir deprem
olduğu takdirde bunun sıkıntılarını
yaşayacağız. Ve mağdur olan yine bizim
üyelerimiz, mesleğimiz olacak. İnsanlar
sorun yaşayana kadar inşaat mühendisi
aramıyor. Her şey güllük gülistanlık
olduğu sürece; müteahhit, usta, kalfa ile
işleri götürüyor ama en ufak bir sorunda bu sefer ustayı bırakıyor ve diyor ki
sorumlu mühendis. Ruhsatta mühendis
ve mimarın imzası olduğu sürece her
türlü olumsuzluğun sorumlusu bizleriz. Bu durumdan ötürü birçok merkez
belediyemiz ile görüştük. Zaten uzun
yıllardır Nilüfer Belediyesiyle devam
ettirmeye çalıştığımız bir mesleki protokolümüz var. Bu protokol çerçevesinde
üyelerimiz ilçe sınırları içerisinde üretmiş olduğu projeleri meslek odalarında
denetlettiriyorlar ve belediyede herhangi bir denetime tabii tutulmadan ruhsat
aşamasına geçiyorlar. Bu durum denetimin yanı sıra ruhsatlandırma sürecini
de hızlandırıyor ve belediyenin iş yükünü de azaltmış oluyor. Bu uygulamayı
Osmangazi ve Yıldırım ilçelerinde de
yapmak üzere belediyelerimizle girişimlerimiz oldu. Olumlu yaklaşımlar oldu,
görüşmelerimiz devam ediyor.
Bugün bir cerrah ameliyata girdiğinde
yetkin değilse en kötü sonuçla hastası
ölebilir. Yani bir kişiye zarar verebilir
ama inşaat sektöründe durum böyle
değil. Siz, yüzlerce kişinin yaşadığı bir
apartman üretebiliyorsunuz. Doğanbey
TOKİ’ler mesela, bir apartmanda 108
aile yaşıyor. Bunu çarpı 3 dediğimizde
neredeyse 330 kişi. Siz o apartmanın
sağlıksız ve hatalı üretildiğini, imalat ya
da proje hatası sonucu yıkıldığını düşünün. Yüzlerce kişiye zarar verebilirsiniz.
-Meslektaşlarınızın sizden beklentileri
daha çok hangi yönlerde?
-Maalesef uzun yıllar üyeler, akademik odalara uzak durmuş. Biz, elimizden geldiğince meslektaşlarımızın
24 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
yetiştirilmesi noktasında çalışmalar yürütüyoruz. Eğitim programları, kurslar,
seminerler… Fakat üyelerimizin ‘Ben
odadan ne isteyebilirim, ne bekleyebilirim?’ noktasında çok da fikirleri yok. Bu
algıyı oluşturmaya çalışıyoruz. Nadiren
de olsa bazı üyelerimizden teknik gezi,
kurs ya da eğitim programı talepleri
alıyoruz.
“ÜYELERİMİZ FAALİYETLERE KATILMALI”
-Peki, sizin üyelerinizden beklentileriniz neler?
Burası üyeleriyle yaşayan bir kurum.
Son yıllarda odalarla, üyeleri arasındaki
mesafe maalesef biraz daha uzadı. Bunu
kırmalı ve birbirimize daha çok yaklaşmalıyız. Çünkü mesleki anlamda onların
arkasında duracak tek tarafsız kurum
burası. Bu anlamda bu dönemde üyelerimizden, önceki yıllarda olduğundan
daha fazla odalarına sahip çıkmalarını
istiyoruz. Bu sahip çıkmayı mesleki
denetim yaptırıp, odaya para vermeleri
olarak kesinlikle algılamamalılar. Bunu,
odanın faaliyetlerine katılmak, gelipgitmek, bize fikirlerle gelmeleri olarak
algılamalılar.
EN BÜYÜK PROBLEM PLANSIZLIK!
-Bursa’nın en önemli problemini ne
olarak görüyorsunuz? Ve bu konuda
önerileriniz olacak mı?
-Bence Bursa’nın en büyük problemi
plansızlık. Bu plansızlığı; kent planlaması bakımından da ulaşım planlaması
açısından da yatırım planlaması anlamında da ele alabiliriz. Emsal büyükşehirler arasında ciddi manadaki plan
değişiklikleriyle Bursa maalesef öne
çıkıyor. Plansız bölgelerimiz zaten çok
fazla, bir de planı olanlarda da sıkıntılar yaşanıyor. Şehir planlarında sıkıntı
yaşanması, Bursa’nın tüm dinamiklerini etkiliyor. Bu, çarpık yapılaşmaya
da sebep oluyor, plansız bölgelerde
kaçak yapılaşmaya da. Hatta doğru bir
kent planlaması olmadığında, ulaşımla
ilgili planlarınız da noktasal ölçeklerde
kalıyor. O anlamda ben birinci önceliğin kent planlaması olması gerektiğini
düşünüyorum.
Ve her şeyi durdurup, sakin kafayla
belki 1-2 yılı bu planlamaya ayırmak
gerekiyor. Ondan sonra bu plan çerçevesinde yol mu yapılacak, kentsel
dönüşüm mü veya yeni imar alanları mı
açılacak, kamulaştırmalar mı yapılacak,
bu çalışmanın sonunda karar verilmeli.
Son olarak sizi kısaca tanıyabilir
miyiz?
1980 Gümüşhane doğumluyum.
2001 yılında İstanbul Yıldız Teknik
Üniversitesinden mezun oldum. Mezun
olduktan sonra ailecek Bursa’ya yerleştik ve aynı yıl İnşaat Mühendisleri
Odası ile tanıştım. 2001 yılında Gençlik
Komisyonu’nda görev almamla birlikte
başlayan süreçte son üç dönemdir İMO
yönetimlerinde yer aldım. Son seçimde
de büyüklerimizin ve arkadaşlarımızın
destekleriyle İMO Bursa Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildim. Mesleki olarak
da iki kız kardeşimle birlikte çalıştığımız
ve mimari-estetik projeler yaptığımız
bir şirketimiz var.
FAALİYETLER
Depremi unutma unutturma
17 Ağustos depremini unutmayan ve unutturmamaya kararlı olan İMO Bursa Şubesi, depreme yönelik
fotoğraf sergisi açılışı ve bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
B
ursa Akademik Odalar Birliği, BAOB sergi alanında açılan
sergide, 17 Ağustos depremi başta
olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinde
farklı zamanlarda gerçekleşmiş deprem
fotoğrafları da yer aldı. Sergisi açılışında
“Depremi Unutma, Unutturma” başlıklı
bir açıklama yapan İMO Bursa Şube
Başkanı Basri Akyıldız, “Güvenli ve
sağlıklı yapı üretimi sağlanana kadar da
depremi unutmamaya, unutturmamaya,
siyasi iktidarın görev ve sorumluluğunu
hatırlatmaya kararlıyız. Bu, toplumsal,
kamusal sorumluluğun bir gereğidir”
dedi.
“DEPREM BİLİNCİ YOKTU”
15 yıl önce meydana gelen depremin,
bilinen ancak yok sayılan pek çok gerçeği gün yüzüne çıkarttığını belirten Akyıldız, “Anlaşıldı ki ülkemizde yapı stoku
güvenli ve sağlıklı olmaktan uzaktı. Pek
çok yapı kaçaktı ve mühendislik hizmeti
almadan inşa edilmişti. 20 milyon olarak tahmin edilen yapı stokunun büyük
oranlarda yenilenmesi, güçlendirilmesi
gerekiyordu. İlgili mevzuat yetersizdi,
26 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
yapı üretim süreci denetlenmiyordu,
yapı malzemeleri nitelikli değildi. Ve
toplumumuzda deprem bilinci de yoktu”
dedi.
Bir doğa olayı olan depremin,
Türkiye’de doğal afet gibi yaşanması ve
bir türlü önlem alınmamasının, sorunun
kaynağını oluşturduğunu anlatan Akyıldız, “Doğa olaylarının doğal afet durumuna geçmemesi ancak her yapının
mühendislik hizmeti almasını sağlayacak bir sistem kurmaktan geçmektedir.
Depremin bir doğa olayı olduğu kabul
edilmeli, ancak denetimsizliğin neden
olduğu olumsuzlukları ‘kader’ gibi değerlendiren yaklaşım terk edilmelidir”
diye konuştu.
İKİ TEMEL ÇÖZÜM…
“Ülkemizi, kentlerimizi, yapılarımızı
depreme karşı hazırlamanın iki temel
yolu bulunmaktadır. İlki; mevcut yapı
stokunun iyileştirilmesi, güçlendirilmesi, ikincisi ise yapı üretim sürecinin
denetlenmesidir” diyen Akyıldız, şöyle
devam etti: “Son dönemde gerçekleştirilen değişikliklerle meslek odalarının
etkisizleştirilerek, devre dışı bırakıldığını, meslek odası-üye ilişkisinin
kesildiğini ve bunun sonucunda yapı
denetim sisteminin başıboşluğa teslim edildiğini görüyoruz. Oysa meslek
odaları; toplumsal sorumluluğu gereği
mesleki uygulamaları denetlemekte,
mesleki niteliği yükseltmek amacıyla
çalışmalar gerçekleştirmekte, üyelerinin sicilini tutmakta, üyeler tarafından
gerçekleştirilen mesleki faaliyetleri kayıt
altında tutmakta, yapı üretim sürecinin kanayan yarası olarak kabul edilen
‘imzacılığın’ önüne geçmeye, üyelerinin
ayıplı, kusurlu iş yapmasını önlemeye,
sahte mühendisliğin önünü alınmaya
çalışmaktadır.”
17 Ağustos depreminin üzerinden 15
yıl geçmesine rağmen hâlâ bu sorunların yaşanmasının, her yıl dönümünde
aynı sıkıntılara temas ederek, kamuoyunun karşısına çıkmalarının nedenini bu
anlayışa bağlayan Basri Akyıldız, “İnşaat
Mühendisleri Odası; güvenli ve sağlıklı
yapılaşma sağlanana, yapı denetimin
kamusal özelliği belirleyici olana, mühendislik hizmeti almadan üretilmiş tek
bir yapı kalmayana kadar susmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Mudanya Belediyesi ile protokol yolda
Belediyelerle, ruhsatlandırma aşamasındaki projelerin Oda denetiminden geçmesi geçmesini sağlayan
protokolleri imzalamak adına girişimlerini yoğunlaştıran İMO Bursa Şube yönetimi, bu kapsamda Mudanya
Belediyesini de ziyaret etti.
İ
MO Bursa Yönetim Kurulu üyeleri,
Mudanya Belediye Başkanı Hayri
Türkyılmaz’ı ziyaret etti. Toplantıda, son yıllarda inşaat sektöründeki
yatırımlarla Bursa’nın öne çıkan ilçeleri arasında yer alan Mudanya’nın
geleceği konusunda bilgi paylaşımı
yapıldı. Tanışma konuşmalarıyla başlayan toplantıda söz alan Basri Akyıldız, “Belediye olarak hayata geçirmeyi
planladığınız tüm projelerinize her türlü
desteği, elimizden geldiğince sağlamaya
çalışacağız. İMO olarak belediyelerle
imzaladığımız protokoller çerçevesinde,
belediyelerin imar müdürlüklerindeki
personellerle bir araya geldiğimiz aylık
toplantılar düzenliyoruz. Bu toplantılarda da ruhsatlandırma aşamasındaki
genel sıkıntıların aşılmasına yönelik
çözümler üretiliyor.
Mudanya Belediyesi ile de aynı çalışmaları yapmaktan
mutluluk duyarız”
dedi.
“MUDANYA İÇİN
KALICI İMAR PLANI
İSTİYORUZ”
Mudanya için
kalıcı bir imar planı
oluşturmayı hedeflediklerini kaydeden Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz
da “Bunun için akademik odalarımızla
gerekli protokolleri imzalama aşamasındayız. Bu kentin geleceğe taşınması için
birlikte hareket etmeliyiz. İMO ile de
ruhsatlandırma aşamasından önce bütün yeni projelerin, Oda denetiminden
geçeceği bir anlaşma yapmak istiyoruz.
Doğru kentleşmeye örnek olacak bu tür
çalışmalarla Mudanya’da kaçak yapılaşmanın önüne geçeceğiz” diye konuştu.
BUSİAD’dan İMO’ya ortak çalışma daveti
İMO Bursa Şubesi, Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneğini ağırladı. Ziyarette, şehircilik alanında bir
uzmanlık grubu oluşturmaya çalışan BUSİAD, İMO’nun da bu grupta yer almasını istedi.
B
USİAD Başkanı Günal
Baylan’ın gerçekleştirdiği
ziyarette, İMO Bursa Şube
Başkanı Basri Akyıldız ve bazı
Yönetim Kurulu de hazır bulundu.
Yapılan görüşmede, BUSİAD’ın
ziyaretinden duyduğu memnuniyeti
dile getiren Akyıldız, “Ülkemizin
ve Bursa’nın ekonomik yönden
kalkınmasında büyük etkisi olan
sanayici ve iş adamları dernekleri
ile her zaman yakın ilişkiler içinde
olduk. Bu noktada BUSİAD’ı da
Bursa’da önemli köklere sahip bir
sivil toplum kuruluşu olarak görüyoruz. Önceki dönemlerde İMO ve
BUSİAD olarak ortak çalışmalara
imza attık. Bundan sonra da birlikte
gerçekleştirebileceğimiz yeni projeler mutlaka olacaktır” dedi.
BUSİAD’DAN ŞEHİRCİLİK ALANINDA YENİ
BİR PROJE
Kentleşme hızı göz önünde bulundurulduğunda İMO’nun, Bursa’da
önemli bir rolü olduğunu vurgulayan
BUSİAD Başkanı Günal Baylan da
“BUSİAD olarak Anadolu’nun ve
Bursa’nın ilk SİAD’ı olarak 1978 yılından beri faaliyet gösteriyoruz. Şehrin
gelişimi açısından Bursa’da kurumlar
arasındaki iletişimin biraz daha yumuşatılması gerektiğini düşünüyor ve
bu kapsamda çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Bu dönemde BUSİAD olarak
şehircilik alanında bir uzmanlık grubu
oluşturmak niyetindeyiz. Doğru ve
etkili sonuçlar alabilmek adına da bu
grupta sizlerin de yer almasını arzu
ediyoruz. Öneri ve desteklerinize her
zaman açığız” diye konuştu.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 27
FAALİYETLER
İMO’dan 3. Köprü
inşaatına teknik gezi
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi üyesi çok sayıda mühendis, düzenlenen teknik geziye katılarak
3. Köprü inşaatını inceledi.
İ
MO Bursa Şubesi 3. Boğaz Köprüsü
inşaatına teknik bir gezi düzenledi.
Gezide mühendisler, Türkiye’nin
en büyük projelerinden birini yakından
görme fırsatı buldu. Proje Kontrol Direktörü Cem Erer tarafından ağırlanan
mühendisler, Erer tarafından gerçekleştirilen yaklaşık 3 saatlik bir sunumla
çalışmalar hakkında detaylı bilgi aldı.
Sunumda konuşan Erer, projenin Cumhuriyet tarihinin en önemli projelerinden biri olduğunu söyledi.
DÜNYANIN EN UZUN ASMA KÖPRÜSÜ
Erer, Kuzey Marmara Otoyolu ve 3.
Boğaz Köprüsü inşaatımız tamamlandığında pek çok ilki de birlikte yaşamış
olacağız. 3. Boğaz Köprüsü, 59 metrelik
genişliği ile dünyanın en geniş, 1408
metrelik ana açıklığı ile üzerinde raylı
sistem olan dünyanın en uzun asma
köprüsü olacak. Köprünün bir başka
özelliği ise 322 metreyi aşan yüksekliği
ile dünyanın en yüksek kuleye sahip
asma köprüsü olması” diye konuştu.
500’ü mühendis olmak üzere toplam
4 bin 700 kişinin çalıştığı projenin büyük bir bölümünün Türk mühendisler
tarafından gerçekleştirildiğini söyleyen
Erer, projenin planlanandan 5 ay önce
28 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
bitirilip 29 Ekim 2015 tarihinde hizmete
girmesi için yoğun çaba sarf ettiklerini
söyledi.
TÜRK MÜHENDİSLERİNE ÖVGÜ
İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız ise, gezinin oldukça faydalı geçtiğini
dile getirerek, projenin İstanbul’un
trafik yükünü azaltmada önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Hem Kuzey
Marmara Otoyolu’nun hem de 3. Köprü
inşaatının Türk mühendisliğinin geldiği
noktayı göstermesi açısından son derece
önemli olduğunu söyleyen Akyıldız “3. Köprü
İnşaatı ile bir kez daha
gördük ki mühendislerimiz, dünyada ilkleri gerçekleştirecek kapasiteye
sahip, Kuzey Marmara
Otoyolu ve 3. Köprü İnşaatı ülkemiz adına son
derece büyük mühendislik başarılarının olduğu
projeler” dedi.
Geziye katılıp çalış-
maları yakından izleme fırsatı bulan
mühendisler ise çalışmalar karşısında
hayranlıklarını gizleyemezken İMO
Bursa Şubesi’ne düzenlenen geziden
dolayı teşekkür etti. Mühendisler, gezi
boyunca bol bol hatıra fotoğrafı çekmeyi
de ihmal etmediler.
PROJE TAMAMLANDIĞINDA NE OLACAK?
3. Boğaz Köprüsü, Kuzey Marmara
Otoyolu Projesi’nin Odayeri – Paşaköy
kesiminde yer alacak. Köprü üzerindeki
raylı sistem, Edirne’den İzmit’e kadar
yolcu taşıyacak. Marmaray ve İstanbul Metrosu ile entegre edilecek raylı
sistemle Atatürk Havalimanı, Sabiha
Gökçen Havalimanı ve yeni yapılacak 3.
Havalimanı da birbirine bağlanacak.
Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. Boğaz
Köprüsü, “Yap, işlet, devret’ modeliyle
gerçekleştirilecek. 4.5 milyar TL yatırım
bedeline sahip projenin yapım dahil
işletmesi, 10 yıl 2 ay 20 günlük süre ile
IC İçtaş – Astaldi JV tarafından yapılacak ve bu süre sonunda Ulaştırma
Bakanlığı’na devredilecek.
Dev projeyi yerinde incelediler
İMO Bursa Şubesi üyeleri, Türkiye’nin en önemli ulaşım projelerinden biri olan İstanbul-Gebze-Orhangaziİzmir otoyol projesinin Körfez Geçişi Asma Köprüsü inşaatına teknik gezi düzenledi.
İ
stanbul - Bursa arasını 1 saate,
İstanbul - İzmir arasını ise 3.5 saate
düşürecek olan Körfez Asma Köprüsü inşaatını yerinde inceleyen İMO
Bursa Şubesi üyeleri, çalışmaları yakından görme fırsatı buldu.
Gezi öncesi ilk olarak Karayolları
Asma Köprü Başmühendisi Erdoğan
Dedeoğlu tarafından gerçekleştirilen
sunuma katılan mühendisler, proje hakkında detaylı bilgiler edindi. Dedeoğlu
yaptığı sunumda, İzmit Körfez Geçişi
Asma Köprüsü inşaatında 1250 kişinin,
toplam projede ise 4500 kişinin
gece gündüz çalıştığını ifade ederek Asma Köprü inşaatının hem
karada hem de denizdeki çalışmalarla eşzamanlı ilerlediğini kaydetti. Dedeoğlu sunumunda, proje
kapsamında yapılacak olan İzmit
Körfez Geçişi Asma Köprüsü’nün,
1550 m. orta açıklığı ve toplam
2682 m. uzunluğu ile dünyanın en
büyük orta açıklıklı asma köprüleri
arasında 4. sırada yer alacağını
söyledi.
BÜYÜK DEPREMLERE
DAYANIKLI
Görevli şirketi oluşturan Nurol, Özaltın,
Mak-yol, Yüksel, Astaldi ve Göçay firmaları
taahhüdü altında devam
eden Gebze-Orhangazi
İzmir Otoyolu projesi
kapsamında yapım
çalışmaları süren İzmit
Körfez Geçişi Asma
Köprüsü’nün alt taşeron
Japon IHI-ITOCHU
konsorsiyumu tarafından ileri teknoloji ile yapılmakta olduğunu belirten
Dedeoğlu, asma köprünün yüksek hızlı
rüzgara karşı teste tabi tutularak inşaa
edildiğini ve büyük ölçekli depremlere
karşı dayanıklı olacak şekilde projelendirildiğini söyledi.
Geziye katılan İMO Bursa Şube üyeleri ise körfez asma köprüsü inşaatının
mühendislik başarısı olduğunu belirterek, çalışmaları yakından takip etmenin
mesleki gelişim açısından son derece yararlı olduğunu söylediler. Asma köprü
2015 yılı sonunda tamamlanacak.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 29
HABER
Yemenli mimar ve mühendisler
İMO’nun çalışmalarını örnek alacak
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) koordinatörlüğünde ve Büyükşehir Belediyesi ev
sahipliğinde gerçekleşen geziye katılan Yemenli mimar ve mühendisler, İMO Bursa Şubesi’ni ziyaret etti.
İ
MO Bursa Şubesi, Yemenli mimar
ve mühendisleri ağırladı. Ziyarette
Yemenli heyet, şube faaliyetleri hakkında bilgi aldı. Yemenli heyetin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren İMO Bursa Şubesi Genel Sekreteri
Fatih Canbazoğlu, bu tür ziyaretlerin iki
ülke arasındaki mesleki ilişkilerin geliştirilmesi açısından önemli
olduğunu kaydetti.
Kendisine yöneltilen
soruları cevaplayan
Canbazoğlu, İMO
Bursa’nın yapılanması
ve gerçekleştirdiği
çalışmalar hakkında
bilgi verirken mesleki
denetim konusunda
akademik odaların
öneminin son derece önemli olduğunu
söyledi.
örnek teşkil edeceğini ifade etti.
Ziyaretin sonunda İMO Bursa ve
Yemen Mühendisler Odası arasında karşılıklı heyet kurularak ilişkilerin sürdürülmesi kararlaştırıldı.
“ÖRNEK ALACAĞIZ”
Ziyarette konuşan Sana’a Mühendisler Odası Genel Sekreteri Yahya Hamid
Qayed Altwety ise, İMO Bursa’nın çalışmalarını takdirle karşıladıklarını söylerken şube çalışmalarının kendileri için de
İMO, şampiyonluğu yemekte kutladı
İMO Bursa Şubesi, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu tarafından bu yıl 26’ncısı gerçekleştirilen Geleneksel
İKK Futbol Turnuvası’nda şampiyon olan İnşaat Beton onuruna yemek verdi.
Ş
ampiyonluğu kutlama gecesinde
konuşan İMO Bursa Şube Başkanı
Basri Akyıldız, “26’ncısı düzenlenen ve gelenekselleşen turnuva, hem
akademik odalar hem de İMO için sosyalleşme ve kaynaşmayı sağlaması açsından önemli bir yere sahip. Her sene
olduğu gibi bu yıl da İMO takımları turnuvanın en iyileri arasında yer aldı ve
şampiyonluğu İnşaat Beton göğüsledi.
Bu turnuvanın sürdürülmesinde emeği
geçen herkese ayrı ayrı teşekkürlerimi
30 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
iletirken, sıralamada yer edinen
tüm takımları da
tebrik ediyorum”
dedi.
Gecede temsili
kupa kaldırma
töreni de düzenlendi. Yemekli
program hatıra
fotoğrafı çekimiyle son buldu.
YAZAR
Finansal kiralamada
yeni yöntem: Sat ve geri
kirala uygulaması
İhsan AKAR
Yeminli Mali Müşavir
[email protected]
32 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
32 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu
ile 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname,
tüm ek ve değişiklikleri ile birlikte
yürürlükten kaldırılmıştır. Bu kanunun
yerine çıkarılan ve 13.12.2012 tarihli
Resmi Gazete’de yayınlanan 6361
sayılı Finansal Kiralama, Faktoring
ve Finansman Şirketleri Kanunu ile
finansal kuruluş olarak faaliyet gösteren;
finansal kiralama, faktoring ve finansman
şirketlerinin, kuruluş ve çalışma
esasları ile finansal kiralama, faktoring
ve finansman sözleşmelerine ilişkin
usul ve esaslar yeniden belirlenmiştir.
Yapılan bu düzenlemelerle getirilen en
önemli yeniliklerden birisi “sale and
lease back” veya “sat ve geri kirala”
olarak adlandırılan ve işletmelere yeni
bir finansman imkânı getiren yönteme
imkân tanımasıdır. Dolayısıyla artık
finansal kiralama şirketleri, bizzat
kiracılardan satın aldıkları taşınır
veya taşınmaz malları aynı kiracılara
finansal kiralama sözleşmesi ile
kiralayabilmektedirler.
Bu yöntem ile şirketler; işletme
sermayesi ihtiyacını karşılamak için hızlı
çözüm üretebilmekte, aktiflerindeki
defter değeri üzerinden kayıtlı olan
gayrimenkulü rayiç değeri ile
yeniden değerleme yaparak aktifini
büyütebilmekte, sağladıkları kaynak
ile kısa vadeli borçlarını uzun vadeye
yayarak bilanço yapısını düzeltebilmekte,
işletme sermayesi yaratabilmekte ve nakit
akışını dengeleyebilmektedir. “Sat-Geri
Kirala” yöntemi ile firmalar, ihtiyacı olan
kaynağı sağlamak için menkul ve/veya
gayrimenkulünü güncel ekspertiz değeri
üzerinden finansal kiralama şirketlerine
devrederler. Belirlenen vadede geri
ödemeler yapılmak suretiyle, vade
sonunda menkul ve/veya gayrimenkuller
yine sembolik bir bedel üzerinden
firmanın mülkiyetine geçmektedir.
Diğer taraftan 6361 sayılı kanunla
Finansal Kiralama Kanunu’ndaki
düzenleme sonrasında, 02.08.2013
tarih ve 28726 sayılı Resmi Gazete’de
yayınlanan 6495 sayılı Kanun ile
Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi,
Damga Vergisi ve Harçlar Kanunu’nda
yapılan değişikliklerle “sat ve geri kirala”
işlemleri için önemli vergisel avantajlar
getirilmiştir. Konu ile ilgili olarak Maliye
Bakanlığı tarafından “8 nolu KVK Tebliğ
Taslağı” hazırlanmış olup, halen Resmi
Gazete’de yayınlanmamış olmakla birlikte
“Sat-Geri Kirala” işlemlerinin piyasa
aktörleri tarafından sıklıkla uygulamaya
başlandığı bilinmektedir. Sat ve geri
kirala işlemine ilişkin vergi mevzuatında
yapılan düzenlemeleri özet olarak
aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.
1. Kurumlar Vergisi İstisnası: 6495 sayılı
Kanun ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanunu’nun İstisnalar başlıklı 5/1-e
bendinin birinci paragrafındaki parantez
içi hükmü “Taşınmazların; kaynak
kuruluşlarca, kira sertifikası ihracı
amacıyla varlık kiralama şirketlerine
satışı ile 21/11/2012 tarihli ve 6361
sayılı Finansal Kiralama, Faktoring
ve Finansman Şirketleri Kanunu
kapsamında geri kiralama amacıyla ve
sözleşme sonunda geri alınması şartıyla,
finansal kiralama şirketlerine satışı ve
varlık kiralama ile finansal kiralama
şirketlerince taşınmazın devralındığı
kuruma satışından doğan kazançlar için
bu oran yüzde 100 olarak uygulanır ve
bu taşınmazlar için en az iki tam yıl
süreyle aktifte bulunma şartı aranmaz.
Ancak söz konusu taşınmazların;
kaynak kuruluş, kiracı veya sözleşmeden
kaynaklanan yükümlülüklerin yerine
getirilememesi hâli hariç olmak üzere,
varlık kiralama veya finansal kiralama
şirketi tarafından üçüncü kişi ve
kurumlara satılması durumunda, bu
taşınmazların kaynak kuruluşta veya
kiracıdaki varlık kiralama veya finansal
kiralama şirketine devirden önceki
kayıtlı değeri ile anılan kurumlarda
ayrılan toplam amortisman tutarı dikkate
alınarak satışı gerçekleştiren kurum
nezdinde vergilendirme yapılır” şeklinde
değiştirilmiştir.
Bu değişiklikle taşınmazı iki yıl elde
bulundurmak şartıyla daha önce yüzde
75 olarak uygulanan taşınmaz satış
kazanç istisnası, taşınmazı iki yıl elde
bulundurma şartı aranmaksızın yüzde
100 olarak uygulanabilmektedir. Ancak
bu istisnanın uygulanabilmesi için
taşınmaz satışının 6361 sayılı Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Kanunu kapsamında geri
kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda
geri alınması şartıyla yapılmış olması
gerekir. İstisna hem taşınmazın ilk
aşamada finansal kiralama şirketlerine
satışı hem de varlık kiralama ile finansal
kiralama şirketlerince taşınmazın
devralındığı kuruma satışından
doğan kazançlar için uygulanacaktır.
Taşınmazın bilançoda kayıtlı net defter
değeri ile satış bedeli arasında oluşan
satış kazancı ilgili dönem kazancına dahil
edilmeli ve Kurumlar Vergisi beyanında
istisna kazanç olarak beyan edilmelidir.
İstisna edilen kazanç mevzuat gereği
“Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve
İndirimler” kapsamında olduğundan,
şirketin ilgili dönemde ticari zararı
olsa dahi beyanname üzerinde indirim
konusu edilecektir. Kurumlar Vergisi
ve KDV istisnaları sadece “Taşınmaz”
teslimlerinde geçerli olduğundan, 1 Seri
No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde
KVK Madde 5/1-e bendi kapsamında
istisna uygulaması açısından “taşınmaz”
kavramına yönelik olarak yapılan
açıklamalar ışığında hareket edilmesi
doğru olacaktır.
2. Katma Değer Vergisi İstisnası:
6495 sayılı Kanunda yapılan diğer
bir düzenlemeyle KDVK’nın 17’nci
maddesinin ‘Diğer İstisnalar’ başlıklı
dördüncü fıkrasına “y” bendi eklenmiş
olup, söz konusu y bendinde “21/11/2012
tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama,
Faktoring ve Finansman Şirketleri
Kanunu kapsamında; finansal kiralama
şirketlerince bizzat kiracıdan satın
alınıp geriye kiralanan taşınmazlara
uygulanmak üzere ve kiralamaya konu
taşınmazın mülkiyetinin sözleşme
süresi sonunda kiracıya devredilecek
olması koşulu ile kiralanmaya konu
taşınmazların kiralayana satılması, satan
kişilere kiralanması ve devri” hükmüne
yer verilmiştir.
Bu düzenleme ile KDV istisnasının
uygulanabilmesi için taşınmazın finansal
kiralama şirketlerince bizzat kiracıdan
satın alınıp geriye kiralanması ve
kiralamaya konu taşınmazın mülkiyetinin
sözleşme süresi sonunda kiracıya
devredilecek olması koşulu aranmaktadır.
Söz konusu KDV istisnasından KDV
mükellefi şirketler ve gerçek kişiler
de yararlanabilmektedirler. Ayrıca
taşınmazların ticaretini yapan işletmeler
de bu istisnadan faydalanabileceklerdir.
Buna göre; satışa konu edilen taşınmazın,
kiracı şirket tarafından finansal
kiralama şirketine tesliminde KDV
doğmayacaktır. Bu taşınmazın kiracı
şirkete geri kiralamasında, finansal
kiralama şirketince düzenlenen dönem
finansal kiralama faturalarında KDV
hesaplanmayacaktır. Taşınmazın finansal
kiralama süresi sonunda kiracıya
devrinde de KDV doğmayacaktır. İlgili
istisna “Kısmi İstisna” kapsamında
değerlendirildiğinden KDV Kanunu’nun
30/a maddesinde uyarınca, vergiden
istisna edilmiş bu işlemle ilgili olarak,
taşınmazın alımı veya inşası sırasında
yüklenilen KDV’nin indirim konusu
yapılmaması, indirilmiş ise indirilen
KDV’lerin ilgili dönem beyannamesinde
hesaplanan KDV’ye ilave edilmek
suretiyle düzeltilmesi gerekecektir.
3. Damga Vergisi İstisnası: 6361 sayılı
Kanun’un 37’nci maddesinde;”Finansal
kiralama sözleşmeleri ve bu sözleşmelerin
devrine ve tadiline ilişkin kâğıtlar ile
bunların teminatı amacıyla düzenlenen
kâğıtlar damga vergisinden, bu kâğıtlarla
ilgili yapılacak işlemler harçtan
müstesnadır” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, finansal kiralama sözleşmesi
kapsamında yapılan sat- geri kirala
işlemleri nedeniyle düzenlenen kâğıtlar
da damga vergisinden ve harçtan istisna
olacaktır.
4.Tapu Harcı: 6361 sayılı Kanun’un
37/2. maddesinde; “Satıp geri kiralama
yöntemi ile yapılan kiralama sözleşmeleri
kapsamında kiralanan taşınmazların
sözleşme süresi sonunda kiracı
adına tapuya tescili tapu harcından
müstesnadır” hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, 492 sayılı Harçlar
Kanunu hükümleri gereği, işleme
konu taşınmazın kiracı tarafından
finansal kiralama şirketine ilk satışında
binde 4,55 oranında harç ödenmesi
gerekmektedir. Dolayısıyla, bu kapsamda
kiracı tarafından kiralayana yapılacak
taşınmaz devrinde binde 4.55 oranında
harç alınacak, anılan taşınmazın finansal
kiralama sonunda kiralayandan kiracıya
devrinde ise harç ödenmeyecektir.
Özetle; 6361 sayılı Finansal Kiralama,
Faktoring ve Finansman Şirketleri
Kanunu kapsamında yapılan “sat- geri
kirala” işlemlerine Kurumlar Vergisi,
KDV, Damga Vergisi ve tapu harçları
açısından birtakım vergisel teşvikler
getirilerek işletmelere alternatif
finansman kaynağı imkanı ortaya
konulmuştur.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 33
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 33
FAALİYETLER
Genç mühendisler Timsah Arena’da
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu üyeleri, yapımı devam eden Timsah Arena’ya
teknik bir gezi gerçekleştirdi.
İ
MO Gençlik Komisyonu Başkanı
Yiğithan Toksöz başkanlığında, Timsah Arena Stadyumu’na teknik gezi
düzenlendi. Geziye pek çok genç inşaat
mühendisi ve mühendis adayı öğrenci
katıldı. Proje sorumlusu İnşaat Yüksek
Mühendisi Hasan Meral tarafından
ağırlanan mühendislere özellikle stat
çatısı hakkında kapsamlı bilgi verildi.
Teknik gezi esnasında genç mühendisle-
rin tüm sorularını cevaplandıran Meral,
stadyum çalışmalarının yıl sonunda
tamamlanacağını söyledi.
Projede çelik kablo sistemli kabuk
konstrüksiyonu yapımı işini üstlendiklerini belirten Hasan Meral, “Çalışmalarımız yaklaşık 7 bin ton çelik konstrüksiyon ve çelik kablo ağına bağlı, PTFE
(Teflon) membran ile 80 bin m² çatı
kaplaması içermektedir. Ayrıca stadyumun giydirme
cephe işleri de
tarafımızdan
yapılacak” diye
konuştu.
TEKNİK GEZİLER
SÜRECEK
İMO Gençlik
Komisyonu olarak
teknik geziler
düzenlemeyi
sürdüreceklerini
belirten komisyon
başkanı Yiğithan
34 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
Tokgöz DE, “Arkadaşlarımızın ufkunu
açmak ve farklı imalatlar görmelerini
sağlamak adına bu geziyi düzenledik.
Stat projeleri nadir projelerdir ve bunlara yapılacak teknik geziler bizler gibi
mesleğin başında olan mühendisler
için çok önemlidir. Bursa’daki ve Türkiye’deki büyük projelere de bundan
sonra teknik geziler düzenlemeyi sürdüreceğiz” dedi.
BTSO İnşaat Konseyi’nden
birlikte çalışma çağrısı
BTSO İnşaat Konseyi üyeleri, İMO Bursa Şubesi’ni ziyaret etti. BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Şakir Umutkan,
“Yapmak istediğimiz çalışmalarda bütün paydaşları dikkate alıyoruz” dedi.
İ
nşaat Mühendisleri Odası Bursa
Şubesi, BTSO İnşaat Konseyi ve
akademik oda başkanlarını ağırladı.
Toplantıya, BTSO adına Yönetim Kurulu Üyesi Şakir Umutkan, BTSO İnşaat
Konseyi Başkanlarından Ali Tuğcu ve
Ekrem Algül ile 36. Komite Başkanı
Ömer Kaya katıldı.
AKADEMİK ODALARI AYIRMIYORUZ
BTSO olarak KOBİ niteliğindeki üyelerinin yurtdışı bağlantılarını ve faaliyetlerini artırmaya yönelik çalıştıklarını
belirten BTSO Yönetim Kurulu Üyesi
Şakir Umutkan, “17 meslek konseyi
oluşturduk. Özellikle inşaat konseyimiz,
en değer verdiğimiz konseylerden ve üye
sayısı itibariyle en yoğun olan konseyimizdir. Mühendis ve mimarların olduğu
proje grubu, inşaat müteahhitlerinin
grubu, inşaat malzemeleri alım satımını
yapanların grubu ve bir de taşeronluk
hizmeti veren özel inşaat grubu dediğimiz dört komitemiz var. Bu dört komitemizle aylık toplantılarımız var. Ancak
biz, TMMOB’a bağlı odaları BTSO’dan
ayırmıyoruz ve hepsini birer paydaş
olarak görüyoruz. İnşaat konseyinde
yapmak istediğimiz çalışmalarda bütün
paydaşları dikkate alıyoruz” ifadelerini
kullandı. Konsey olarak çalıştay yap-
tıklarını belirten Umutkan, “Kentsel
dönüşüm, imar kanunları ve mevzuatlar
konusunda meslek odalarımızın yaptığı
çalışmalar ve raporlar var. Bu raporların
üstüne yeniden raporlar hazırlamak gibi
bir ihtiyaç yok. Biz meslek odalarımızın
hazırladığı çalışmaları geliştirme ve
birlikte hareket ederek daha üst noktalara ve kamuoyunun gündemine taşıma
noktasında BTSO olarak meslek odalarımıza destek olmak istiyoruz. Ortak
çalışmalar yapmak istiyoruz” dedi.
AKYILDIZ: DESTEK OLACAĞIZ
İMO Bursa Şubesi Başkanı Basri
Akyıldız ise konsey oluşumundan ve
kendilerine gerçekleştirilen ziyaretten
duyduğu memnuniyeti dile getirerek,
“Akademik odaları paydaş
olarak görmeniz bizler açısından olumlu bir gelişmedir.
Dört komitede ve konseyde
akademik odalar olarak yer
alıyoruz. Üyesi olmayan akademik odaların da birer üye
ile konseyde temsil edilmesini
isteriz. Konsey toplantılarına
katılıyoruz, orada akademik odaların düşüncelerine
ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor. Bizlerin
yaptığı çok detaylı çalışmalar var bunlar
değerlendirilmedir. Akademik odalar
olarak BTSO komite ve konseylerine
elimizden geldiğince destek olacağız.
Bu doğrultuda da ortak çalışmalarımız
olabilir” şeklinde konuştu.
Toplantıya Mimarlar Odası Bursa
Şubesi Başkanı Can Şimşek, Jeoloji
Mühendisleri Güney Marmara Şubesi
Başkanı Ahmet Ağlan, Harita Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Faruk
Çolak, Jeofizik Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Hüseyin Murat Arabacı, Elektrik Mühendisleri Odası Bursa
Şube Başkanı Remzi Çınar ve Makine
Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı
İbrahim Mart katıldı.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 35
FAALİYETLER
İstanbul Yapı Fuarı’na Bursa çıkarması
İMO Bursa Şubesi, 6-10 Mayıs 2014 tarihleri arasında düzenlenen 37. İstanbul Yapı Fuarı’nı gezdi. Gezide
mühendisler, yapı sektörünün geldiği son noktayı, sektördeki yenilikleri ve teknolojik gelişmeleri yerinde
görme fırsatı buldu.
S
adece Türkiye’nin değil Balkanlar, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı
kapsayan bölgenin en büyük yapı malzemeleri fuarı
olan İstanbul Yapı Fuarı’nda yüzlerce firmanın ürünlerini inceleyen mühendisler, fuardan olumlu izlenimlerle
ayrıldılar.
Özellikle Bursalı firmaların stantlarına yoğun ilgi
gösteren mühendisler, fuarın sektördeki en son yenilikleri sergileyerek mesleki açıdan kendilerini geliştirmede
yardımcı olduğunu söylerken, yurt içinde ve yurt dışında
mesleki gelişim açısından bu tarz fuarları takip etmenin
önemine işaret ettiler.
Kan bağışla hayat kurtar
İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu üyelerinin de hazır
bulunduğu kampanyada, yaklaşık 200 ünite kan toplandı. Kampanyaya katılan İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri Özgür Yaşar Özbey ve Fatih Söylemez, kan
bağışı ile hayat kurtarmanın önemine dikkat çekerek,
düzenli olarak yılda iki kez kan bağışında bulunmanın
insanlık görevi olduğunu söyledi.
K
ızılay’ın ülke çapında başlattığı “Bir Damla Kan, Bin
Umut” kampanyası çerçevesinde, Türk Mühendis ve
Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Bursa İl Koordinasyon Kurulu ve Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) çatısı
altındaki akademik odaları kapsayan kan bağışı kampanyası
düzenlendi.
36 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
FAALİYETLER
Uygulamalı Çelik Yapılar Kursu
İMO Bursa Şubesi üyesi mühendisler, Çelik Yapılar Uygulama Kursu’na katıldı. Kursun ardından Oytaş
İnşaat’ın çelik imalat atölyesi ile Timsah Arena’ya gezi düzenlendi.
İ
MO Bursa Şubesi tarafından üyelerine yönelik “Çelik Yapılar Uygulama
Kursu” düzenlendi. İnşaat Yüksek
Mühendisi İlker Yılmaz Türker tarafından verilen kursta, yapı bileşenlerinin
imalatı, iş akışı ve atölyelerde bulunan
alet, makine ve malzemeler hakkında
bilgi verildi.
rumlusu Dursun Arslan’dan bilgi alan
mühendisler, çelik çatı ve konstrüksiyon
imalatının yapıldığı atölyede imalata
yönelik kesme, bükme makinaları,
plazma makinesi ve çalışma prensipleri
ile gazaltı kaynak, tozaltı kaynak, elektrot kaynak ve boya işlemleri hakkında
bilgilendirildi.
Kursun ardından uygulamalı eğitime
geçen mühendisler, Oytaş İnşaat’ın çelik
imalat atölyesine düzenlenen gezide,
atölyelerdeki işleyiş ile kullanılan alet
ve malzemeleri yakından görme fırsatı
buldu. Atölye Çelik Sorumlusu İnşaat
Mühendisi Erhan Çetin ve Atölye So-
TİMSAH ARENA’DA İNCELEME
Uygulamalı eğitimin ikinci ayağı ise
halen yapımı devam eden Timsah Arena
Stadyumu oldu. Proje sorumlusu İnşaat
Yüksek Mühendisi Hasan Meral ve İnşaat Mühendisi Mesut Hüner tarafından
ağırlanan mühendisler, inşaatta kullanılan mühendislik tekniklerini yerinden
izleme fırsatı buldu. Çalışmalar hakkında bilgi veren İnşaat Yüksek Mühendisi
Hasan Meral, projenin yüzde 70’inin
tamamlandığını söylerken, bittiğinde
sadece Türkiye’nin değil Dünyanın en
önemli projelerinden biri olacağını
belirtti. Meral “Stadyum üzerini örtmek
için kullanılan çatı sistemlerinde genellikle tüm taşıyıcı elemanlar betonarme
elemanlara mesnetlenir, burada mimari
ve estetik koşullara bağlı olarak alt
basınç çubuğunun havada kaldığı bir
sistem tercih edildi, bu sistem dünya
üzerinde sadece Timsah Arena’da kullanıldı” diye konuştu.
Geziye katılan inşaat mühendisleri ise
projeye hayran kaldıklarını söyleyerek,
en son teknoloji kullanılarak yürütülen
projenin bir mühendislik başarısı olduğu görüşünü paylaştı.
Konut değerleme uzmanı olacaklar
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından üyelerine, Gayrimenkul Konut Değerleme Uzmanlığı
Kursu düzenlendi.
İ
MO Bursa Şubesi eğitim salonunda,
Gayrimenkul Değerleme Uzmanı
İnşaat Mühendisi Hakan Özel ve
Serhat Çınar tarafından temel finans
matematiği, ilgili vergi mevzuatı, mesleki
mevzuat ve etik kurallar ile gayrimenkul
değerleme esasları derslerinin verildiği
eğitime çok sayıda mühendis katıldı.
Bahar ve güz dönemlerinde olmak üzere
yılda 2 defa yapılan konut değerleme uzmanlığı sınavı için düzenlenen toplam 63
saatlik kursa katılan inşaat mühendisleri,
konut değerleme uzmanlığının kendileri
için alternatif bir çalışma alanı olduğunu
söyledi.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 37
YAZAR
İş kazalarında
işverenlerin
sorumluluğu
Erol KILIKÇIER
AVUKAT
[email protected]
38 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
38 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
İşçi-işveren ilişkisi içerisinde
işverenlerin, işçiyi gözetme ve denetleme
sorumluluğu bulunmaktadır. İnşaat
mühendisleri de bazen işveren bazen
işveren vekili ya da Teknik Uygulama
Sorumlusu olarak veya çalışan
sıfatıyla konuyla direkt ilintilileri
bulunduğundan, konuyu işlemekte
fayda görülmüştür. İşverenlerin,
çalışanın başına gelmesi muhtemel
bütün tehlikelere karşı gerekli önlemleri
alması, aldırması ve bunu kontrol
etmesi gereklidir. Bu kural, esasen İş
Kanunu’ndan kaynaklanmaktadır. İlgili
yasanın 77. maddesinin ilgili kısmı
aynen aşağıdaki gibidir;
Madde 77 – İşverenler, işyerlerinde iş
sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için
gerekli her türlü önlemi almak, araç ve
gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler
de iş sağlığı ve güvenliği konusunda
alınan her türlü önleme uymakla
yükümlüdürler.
İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı
ve güvenliği önlemlerine uyulup
uyulmadığını denetlemek, işçileri
karşı karşıya bulundukları mesleki
riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal
hak ve sorumlulukları konusunda
bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı
ve güvenliği eğitimini vermek
zorundadırlar.
Yukarıda ifade edilen yasa metninden
de görüleceği üzere; iş sağlığı ve
güvenliğinde öncelikle iş güvenliği
ve sağlığı ile ilgili olarak çalışanları
bilgilendirmesi ve güvenlik alet ve
ekipmanlarını teslim ederek, bunları
kullanmaları sağlanması gereklidir.
Bu noktada insan hayatının kutsallığı
ilkesi gereğince çalışanın güvenlik
önlem ve tedbirlerine kendi rızasıyla
bile olsa uymama gibi bir hakkı
bulunmamaktadır. İşverenin, bu şekilde
çalışan personele ilişkin olarak önce
disiplin kurallarını uygulaması veya
daha ileri aşamalarda iş akdinin feshine
varan tedbirlere müracaat etmesi
gerekebilecektir.
Zarar meydana geldikten sonra
işveren en azından “birlikte kusur”
hükümlerine göre meydana gelen
zarardan mesul olacaktır. Meydana gelen
zarardan işverenin sorumluluğunun
kalkması ancak neden-sonuç
ilişkisinin bulunmaması veya zararın
üçüncü kişinin fiili ve üçüncü kişinin
tamamen kusurlu olması halinde
mümkündür. Zarar doğuran olayın
hukuk aleminde yarattığı üç ayrı
sonuç olacaktır. Bunlardan birisi
kazanın meydana gelmesinde gerekli
önlemleri almayan işveren ve işveren
temsilcilerinin cezalandırılması için ceza
mahkemesinde açılması olası davadır.
Bir diğeri de ölenin yakınlarının
açacağı destekten yoksun kalmaktan
kaynaklanan maddi ve manevi tazminat
davası ile SGK’nın açacağı ödediği
tazminatın rücuen tahsiline ilişkin
davalardır.
Hukuk mahkemelerinde yapılacak
yargılamada maddi tazminatın miktarı,
zarar gören yaralanmış ise maluliyet
oranı, ölmüş ise yaşı kusur oranı ile
zarar görenin aldığı son maaş miktarına
göre hesaplanacaktır.
Diğer yandan iş kazalarının önlenmesi,
yapılan işin maliyeti açısından da
son derece önemlidir. Gerek iş gücü
kaybı ve gerekse bundan doğan
zararın büyüklüğü işçi sağlığı ve
güvenliğinin sağlanması için yapılacak
harcamanın küçüklüğü mukayese
edildiğinde, kazanın önlenmesi için
gerekli tedbirlerin alınmasını zorunlu
kılmaktadır.
Çalışanlar özel olarak sigortalansa ve
hatta manevi zararlar da sigorta kapsamı
içine alınsa bile bu, işverenin maddi ve
manevi tazminat sorumluluğunu ve ceza
hukuku bağlamındaki sorumluluğunu
ortadan kaldırmamaktadır.
Çalışanların güven ve huzur içinde
çalışmasının temini işin kalitesini
etkilediği gibi, birçok olumsuzluğa
da mani olacaktır. Dolayısıyla anlık
kazançlara öncelik verilip, gerekli
tedbirlerin alınması ertelendiğinde
sonucu facialara neden olabilecek
sonuçları da beklemek gereklidir.
Nitekim ülkemizde yılda ortalama 1000
civarında çalışanın vefatı ile sonuçlanan
iş kazası meydana gelmektedir. Bir
iş kazasına karşı 700 iş kazası rapor
edilmesi gerekirken, ülkemizde 80.000 iş
kazası olayı rapor edilmekte ve pek çok
iş kazası da gizlenmektedir.
Ülkemizde, Avrupa Birliği ortalamasının
en az yedi katı fazla iş kazası
yaşanmasının, insan unsuruna gerekli
önemin verilmediğini, anlık kazançların
yaşam hakkının üzerinde görüldüğünün
bir kanıtı olup, acil olarak bu sistemin
gözden geçirilmesi ve işverenlerin
bilinçlendirilmesi ve denetimlerin
sıklaştırılması gerektiğini vurgulamak
istemekteyiz.
İnşaat mühendislerini özellikle
ilgilendiren yapı işlerindeki güvenlik
kural ve standartları ise Yapı İşlerinde
İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nde
ortaya konulmuştur. Yasa ve
yönetmeliklerdeki düzenlemelere riayet
esasen pek çok kazayı önleyebilecektir.
Çalışanların kişisel koruyucu alet ve
ekipmanı kullanması kadar, yapılan
işin de tekniğine uygun yapılması
esasen kazaları azaltmak için en büyük
etkendir. Nitekim maden kazalarında işi
tekniğine uygun olarak yapan Avrupa
Birliği ülkelerinde uzun yıllar boyunca
iş kazası görülmezken, ülkemizin bu
konuda ağır faturalar ödemesi yapılan
işin tekniğine uygun yapılmadığının
kanıtı olmuştur.
Teknik elemanlara da bu konuda büyük
sorumluluklar düşmektedir. İşin tekniğe
aykırı bir yönü tespit edildiğinde bunu
derhal ilgili makamlara bildirebilecek
mekanizmaların kurulması gereklidir.
Örneğin vergi kaçağının ihbarında
devletin ihbar edene ikramiye vermesi
gibi, işin tekniğine uygun yapılmadığını
bildiren teknik elemana da devlet
tarafından en azından iş güvencesi
verilmeli ve teknik elemanların
iradelerine ipotek konulmasının önü
kesilmelidir.
Soma faciasında yaşananlar aslında
acı bir örnek olarak karşımızdadır.
Soma’da değerli pek çok teknik eleman,
çalışanları kazadan kurtarmak için
hayatını tehlikeye attığı halde kazanın
önlenmesine mani olamamışlardır.
İşverenin cüz’i bir giderle yapabileceği
kaçma dehlizleri yapılmadan,
ortamdaki karbondioksit oranı yasal
seviyelere çekilmeden, bozuk kişisel
koruyucu ekipmanlarla çalışmaya
izin verilmesinde teknik elemanların
kusuru tartışmasızdır. Ancak sorun
teknik elemanlara kusur atfetmekle
çözülebilecek gibi de değildir. İşverenin
aşırı kar isteğine karşı teknik elemanın
dayanacağı güçler, teknik elemana
sonsuz destek vermeli ve teknik
elemanlar geçim derdini düşünmeden
doğrusu ne ise ona göre karar verip, işe
noktayı koyabilmelidir. Yargıç güvencesi
hukukun tesisi için ne kadar önemli
ise teknik elemanların güvenceye
kavuşturularak iş sağlığı ve güvenliği
noktasında özgürce karar verebilmesi
de çalışanların yaşam sağlıklarının
korunması için bu denli önemlidir.
Sektörler bazında baktığımızda
madencilik, elektrik ve su ile imalat
sektörlerini takiben dördüncü sırada
inşaat sektörü gelmektedir. Sektörde,
iş kazası ve işçi sağlığı ile ilgili önleyici
metotların geliştirilip kullanılması
büyük önem taşımaktadır. Sonuç
olarak iş kazaları gayrı safi milli
hasılanın yüzde 3’ü gibi bir oranda
maliyete karşılık gelmekte olup, gerekli
tedbirlerin alınması ise yüzde 1 gibi bir
maliyetle mümkün ise bunun uygulamak
hem işverenler hem işçi hem de devletin
ortak yararına olup, geciktirilmesinde
fayda bulunmayan bir gerçekliktir.
Örneğin inşaat sektöründe meydana
gelen iş kazalarının istatiksel bir
değerlendirmesi yapıldığında, iş
kazalarının en sık olduğu saatin işe
başlamayı müteakip ilk iki saatte
oluştuğu, en yoğun kazaların havaların
sıcak olduğu aylarda yaşandığı, en
sık kaza nedeninin kişisel koruyucu
donanım kullanmama olduğu ve iş
kazası yapanlar arasında en çok kaza
geçiren grubun da iki aylık deneme
süresi içinde kaza geçirdiği göze
çarpmaktadır.
Dolayısıyla işe yeni başlayanlar
için gerekli oryantasyonun ihmal
edilmemesi, kişisel koruyucu
donanımın kullanılmasının temin
edilmesi pek çok kazanın yaşanmasına
engel olacaktır. Bu noktada zararın
meydana gelmesinden sonra takip
edilecek yoldan önce, kazanın meydana
gelmemesi için yapılması gerekenlerin
düşünülüp risk değerlendirmeleri
yapılması ve çalışmaya bundan sonra
izin verilmesi gerektiğini de bir kez daha
vurgulamaktayız.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 39
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 39
RÖPORTAJ
Sakallıoğlu’nun ‘model araba’ tutkusu
Yaklaşık 10 yıldan bu yana model arabalara ilgi duyan İnşaat Mühendisi Serdar Sakallıoğlu, “Model arabamın
direksiyonunu elime aldığımda her şeyi unutuyor ve büyük bir adrenalin yaşıyorum. Özellikle final yarışına
kaldığımda, sanıyorum nabız 150’nin üzerinde atıyor” diyor.
ların büyük çoğunluğunu sanayi yapıları
oluşturuyor. Ayrıca iş ve alışveriş merkezleri de faaliyet alanımızda yer alıyor.
Çalışmalarımızı genel olarak Bursa’da
yürütüyoruz.
D
ünyada büyük bir sektör olmasına rağmen, ülkemizde yaygın
olmayan model arabalar, son
yıllarda pist sayısının artmasıyla birlikte
hareketlenme yaşıyor ve popülerliğini
artırıyor. Bursa Model Otomobil Derneği Başkanı da olan İnşaat Mühendisi
Serdar Sakallıoğlu, Bursa’da bu kültürün önemli temsilcilerinden. Sakallıoğlu, Türkiye’nin en güzel tesisi diye
tanımadığı Misi Köyü yakınlarındaki
pistte, bahar aylarında model araba
yarışları düzenlediklerini ve gerek yurt
içi gerekse de yurt dışından pek çok
katılımcının yarışlara ilgi gösterdiğini
söyledi. Model arabalara olan tutkusunun Botanik Park’ta yarışan arabaların
seslerinden etkilenmesiyle başladığını
belirten Sakallıoğlu, model araba yarışlarını; bir Formula 1 yarışının küçültülmüş versiyonu olarak tanımlıyor.
- Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ben, 1991 yılında Yıldız Teknik Üniversitesinden mezun oldum. Kendisi
de inşaat mühendisi olan babamla
uzun yıllardır birlikte çalışıyoruz. 2002
yılından bu yana da Gökbey İnşaat
olarak taahhüt işleri yapıyoruz ve bun-
40 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
- Model arabalara olan ilginiz nereden
geliyor, ne kadar eskilere dayanıyor?
Aslında sadece model arabalara değil,
genel manada arabalara ilgim var.
Model arabalara olan tutkum ise 2005
yıllarına rastlıyor. O dönemde model
arabaların yarıştığı Botanik Park’taki
pisti görmüştüm. Birbiriyle yarışan
araçların seslerinden etkilendim ve basit
bir arabayla bende bu hobiye başladım.
Günden güne bu durum gelişti. Ben
aynı zamanda Bursa Model Otomobil
Derneği de Başkanı’yım. Şu an Başkan
Yardımcısı arkadaşım Yusuf Ekinci
ile tanışmanın ardından ise bu hobim
tabiri caizse aldı başını gitti. O günlerde Botanik Park’taki pisti yarışlar için
açmak istedik ama olmadı. Bunun üzerine bütün belediyelere bize bu konuda
yer sağlayın diyerek dilekçeler verdik.
Uluslararası anlamda bir pist yapmak
istediğimizi belirttik. Ve tüm belediyeler
bize yer gösterdi. Nilüfer Belediyesinin
gösterdiği yeri uygun gördük ve Misi
Köyü’ne yakın bir yerde, iş yaptığımız
çevrenin de katkılarıyla bir tesis yaptık.
Ve artık Türkiye şampiyonalarını, uluslararası şampiyonaları, 24 saat yarışlarını bu pistimizde yapıyoruz.
“O ANDA HER ŞEYİ UNUTUYORUM”
- Aracın kumandasını elinize aldığınızda neler hissediyorsunuz?
O anda her şeyi unutuyorum. İş, güç
tamamen aklımdan çıkıyor ve gerçekten
büyük bir adrenalin yaşıyorsun. Özellikle final yarışına kaldığında, sanıyorum
nabzınız 150’nin üzerinde atıyor. Büyük
bir heyecan... 45 dakika-1 saat süren bir
final yarışı düşünün, yarışa başlarken
bu şekilde hissediyorsunuz, elin-ayağın
titriyor denir ya, o titremeyi kamera
çekimlerinde görebilirsiniz. Bir Formula
1 yarışının küçültülmüş versiyonunu
düşünün, tamamen öyle bir durum.
Ve müthiş bir çalışma gerektiriyor.
Hava şartları, yol şartları, lastik seçimi,
amortisör seçimi, motorun ayarı, benzin
seçimi, aerodinamik seçimi, kısacası her
faktörü çok iyi analiz etmeniz gerekiyor.
- Bildiğimiz kadarıyla ülkemizde
fazlaca yayın bir spor dalı değil bu alan.
Bunun sebebi sizce nedir? Model arabalar pahalı bir hobi mi?
Model arabalara ve yarışlara olan ilgi
son yıllarda arttı fakat ülkemizde, yurt
dışında olduğu kadar yaygın bir spor
dalı değil henüz. Özellikle uluslararası
manada yaptığımız organizasyonlar
medyada fazlaca yer buluyor. Biz de bugüne kadar çok özel yarışmalar düzenledik. Profesyonel araçlarla yarıştığınız
için çok pahalı olmasa da yine belli bir
harcama gerektiriyor. İlgi duyuyorsanız,
bu aracı tedarik edebileceğiniz distribütörler mevcut. Ama nereden başlayacağınızı bilmeli ve öncesinde bir bilenden
destek alınması daha faydalı olacaktır.
Ve bu hobiye gerçekten devam edeceğinize inanıyorsanız bu yatırımı yapmalısınız. İşin özü, aslında severek yapmak.
MODEL OTOMOTBİL AYRI BİR TUTKU
- Model otomobiller dışında başka
hobileriniz de var mı?
Tabii ki. Örneğin sürekli tenis oynuyorum, veteran milli tenisçiyim. Gokart yapıyorum, ATV yapıyorum, hafif
of-road yapıyorum, bisiklete biniyorum,
kışın kayak yapıyorum. Bunlara nasıl
mı zaman buluyorum? Planı bir şekilde,
gece-gündüz her dakikamı değerlendiririm.
- BUMOD’un çalışmaları ve faaliyetleri hakkında neler söylersiniz?
Bursa Model Otomobil Derneği 2006
yılında kuruldu. Hava şartlarına bağlı
olarak her yıl belli periyotlarda yarışlar
düzenliyoruz. Yarış sezonu da genellikle
bahar aylarının sonlarına doğru başlar, sonbaharın ortalarına doğru biter.
Bursa’nın dışında İstanbul, Ankara ve
İzmir’de de pistler var. Anketler yapılır
ve yarışmacıların nerede yarışmak istedikleri değerlendirilir. Örneğin bu yıl
yarışları Ankara’daki Model Otomobil
Derneğindeki arkadaşlarımız organize
ediyor. Ankara’da bir yarış gerçekleştirildi, ardından bir yarış da Bursa’da
yapıldı. Şimdi üçüncü yarışa da yine
Bursa ev sahipliği yapacak. Türkiye
şampiyonalarındaki yarışlara dünyanın
her yerinden yarışmacılar gelmektedir.
Yurt dışı yarışlara gittiğinizde ise bir
sertifika almanız gerekiyor.
- Bu yarışmalardaki en önemli başarınız nedir?
Bu alanda pek çok kupa aldım, fakat
en önemli başarım, Türkiye ikinciliği.
Etap yarışlarında ise pek çok birinciliğim var.
- Model otomobil tutkunuza ait unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?
Aslında çok anım var. Ama 2008 ya
da 2009 yılında düzenlediğimiz bir 24
saat yarışı vardı ki asla unutamam. 1/5
araba kategorisinde yarışılıyor, yani bir
aracın 1/5 oranında her taraftan küçültülmüşü düşünün ve takım yarışı. En az
4-5 pilot var. Kimisi uyuyor, kimisi dönüşümlü olarak araçları kullanıyor. Aynı
Fransa’daki 24 Saat Le Mans Yarışları
gibi. Yarışın güzelliği şuydu: Normal
bir havada başladık, gecenin ilerleyen
saatlerinde yoğun bir kar yağışı, sonra
yağmur ve yarış bitimine doğru tekrar
güneş. Karda gitsin diye lastiklerine diş
açanlar mı arasınız? Anormal hava şartlarında bir yarıştı, hiç unutamam.
zırlanma, takım yarışı, yani her şey var.
Hiçbir zaman tek başınıza değilsiniz. Ve
dünyada bu spor, iş olarak profesyonel
manada yapılıyor. Hiçbir şekilde arabasına el sürmeyen, sadece kullanan pilotlar mevcut. O kişilerin tüm ekibi ayrıdır.
Uluslararası yarışlar düzenlediğimizde
böyle kullanıcıları gördük. Mekanikerler
aracı pist ve hava şartlarına göre ayarlar, o kişi çıkar ve kullanır.
- Peki, siz?
Biz, kendi işimizi kendimiz yapıyoruz. Bu söylediğim kişiler bir firmanın
maaşlı pilotudur. Çünkü o firmalar için
uluslararası yarışmalar, şampiyonluklar son derece önemlidir. Bu büyük bir
sektör dünyada. Ülkemizde yılda 3 ya
da 5 yarış düzenlense de dünyanın her
yerinde sürekli yarışlar yapılır.
Aynı zamanda Kullandığımız otomobiller 4x4 olarak Türkiye’de yapılıyor.
İmalatı İstanbul’da ve tüm dünyaya
ülkemizden dağılır.
0’DAN 100’E 3 SANİYE
- İnsanlar hız tutkularını bir nevi
model otomobiller aracılığıyla mı atıyor
diyebiliriz?
Kesinlikle. Çünkü tam anlamıyla
bir motor sporlarından bahsediyoruz.
Motordaki tüm ayaları, bu araçlarda
da uygulamanız gerekiyor. Bu araçlar
0’dan 100’e 2 ya da 3 saniye içerisinde
çıkabiliyor. Dayanıklılık, dikkat, iyi ha-
- Bu hobiyi yapmak isteyenlere, ilgi
duyanlara neler önerirsiniz?
Öncelikle internet sitelerinden yarışları takip etmeliler. Ve yarışlara gelerek,
bu hobiyi yapıp yapamayacaklarını görsünler. Eğer ilgi duyuyorlarsa, biz zaten
her türlü sorularını cevaplıyoruz. Yarışlara, ürünlerin tedarikçileri de geliyor.
Bursa’da da Türkiye’nin diğer illerinde
de hobi-shoplar mevcut. Amatör ya da
profesyonel araçlar alabilirler. Bunun
yanı sıra serbest kullanım, günlük kullanım, Dernek üyeliği, pist üyeliği gibi
çeşitli imkanlarımız da var.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 41
İNCELEME
Geleneksel Cumalıkızık evlerinde
ahşap konut sistemi
A
hşap, tarihin ilk dönemlerinden
günümüze, insanın barınma
ihtiyacını karşılamakta kullandığı doğal, sıcak ve canlı bir yapı
malzemesidir. Osmanlı’nın ilk başkenti
olma özelliği nedeniyle Bursa kenti ve
kırsalı da strüktürel, işlevsel ve dekoratif ahşap bakımından oldukça zengindir.
Cumalıkızık ise Osmanlı dönemi kırsal
örneklerini bütüncül olarak içermesi bakımından Bursa kenti için özel bir önem
taşımaktadır.
İki veya üç katlı olan bu konutların
zemin katları ahşap hatıllı moloz taş
duvar, üst katları ise kerpiç dolgulu ahşap iskelet sistem ile oluşturulmuştur.
Beşik ve kırma çatı formuna sahip olan
konutların çatı örtü malzemesi alaturka kiremittir. Cephelerde ise daha çok
çivit mavi, yeşil, sarı, beyaz gibi renkler
izlenmektedir. Cumalıkızık geleneksel
konutlarına çift kanatlı ahşap avlu kapılarından ulaşılmaktadır. Avluların etrafı
ahşap hatıllı moloz taş duvar ile çevrili,
döşemeleri ise toprak veya kayrak taşı
kaplıdır. Cumalıkızık evlerinin ahşap
konut sistemi beş başlık altında ele
42 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
alınarak incelenebilmektedir.
DÜŞEY DÜZLEMLER: DUVARLAR
Cumalıkızık konutlarının zemin kat
duvarlarının, kalınlıkları 60-90 cm
arasında değişen, ahşap hatıllı moloz taş
duvar olduğu bilinmektedir. Taş duvarların arasında sistemi bütünleyen ve zemine paralel olarak 80-100 cm aralıklarla üst kata kadar tekrarlanan ahşap
hatıllar bulunmaktadır. Zemin katlarda
yer alan taş duvarın veya subasmanın
üzerine ahşap bir taban kirişi atılmıştır.
Bu taban kirişi üzerine genellikle 10/10
cm, 12/12 cm, 14/14 cm, bazen de 16/16
cm’lik ana dikmeler yerleştirilmek suretiyle üst kat duvarları oluşturulmuştur.
Yaklaşık 1-1,5 m aralıklarla düzenlenen
ana dikmelerin arasında 40-50 cm
mesafe ile 5/10 cm, 6/12 cm, 7/14 cm
ve 8/16 cm kesitlerindeki ara dikmeler
yerleştirilmiştir.
Cumalıkızık geleneksel konutlarında,
ahşap iskelet sistem görülmektedir.
Dikme üstleri ahşap üst taban kirişi ile
birleştirilmiştir. Ana dikme, ara dikme
ve payandalar arasına gerekli yerlerde
yatay ve düşey kuşaklar yerleştirilmiş,
böylece pencere ve dolgu malzemesi
için boşluklar tanımlanmıştır.
Geleneksel Cumalıkızık konutlarının
dolgu malzemesi yörede bulunan kırmızı topraktan yapılmış olan kerpiçtir.
Cumalıkızık’taki bazı konut örneklerinde duvarların bağdadi tekniği kullanılarak oluşturulduğu da bilinmektedir. Bu
teknikte; ahşap çıtaların, iskeletin iç ve
dış yüzeyine çakılması ile duvar oluşturulmuştur.
YATAY DÜZLEMLER: DÖŞEMELER
Cumalıkızık geleneksel konutlarının
zemin kat döşemeleri genellikle kayrak
taşıdır. Toprak döşemeli örneklere de
rastlanmaktadır. Üst katlarda ise yapının alt kat sistemine göre; subasman ya
da taş duvar üstündeki alt taban kirişine
veya ahşap iskelet olan alt katın üst
taban kirişine oturtulacak şekilde ahşap
döşeme kirişleri atılmıştır.
Tek yönde atılan ve birkaç farklı
örneğin dışında genellikle 6/12 cm, 7/14
cm ve 8/16 cm kesitlerinde olan ahşap
döşeme kirişleri 40-50 cm aralıklı olarak düzenlenmiştir. Döşeme kirişlerinin
üzerinde ise genellikle 2,5-3 cm kalınlığında, 15-20 cm genişliğinde ve farklı
uzunluklarda ahşap döşeme kaplamaları
bulunmaktadır.
Çıkmalar ise döşeme kirişlerinin dışa
doğru yaklaşık 20-80 cm uzatılması ile
oluşturulmuş ve payandalar ile desteklenmiştir.
ÜST ÖRTÜLER: ÇATILAR
Cumalıkızık geleneksel ahşap konutlarında beşik ve kırma çatı formları ile
karşılaşılmaktadır. Genellikle oturtma
çatı konstrüksiyonuna sahip olan bu
konutlarda 6/12 cm, 7/14 cm, 8/16 cm
kesitlerindeki ahşap kirişler, uçları taşıyıcı duvarlar üstündeki taban kirişine
oturacak şekilde yerleştirilmiştir. Genellikle 8/12 cm ve 10/12 cm kesitlerinde
olan aşıklar ise 8/8 cm, 10/10 cm, ve
12/12 cm kesitlerindeki ahşap dikmeler
yardımıyla bu kirişlere taşıtılmıştır.
Aşıklar üzerine dik ya da ikincil aşıklar
yardımıyla paralel olarak genellikle 5/10
cm kesitindeki mertekler yerleştirilmiştir. Mertekler üzerinde ise 2-2,5 cm
kalınlığında, 10-20 cm genişliğinde ve
farklı uzunluklarda olan örtü altı kaplamaları bulunmaktadır. Örtü malzemesi
alaturka kiremit olan çatılarda saçak
genişliği 60-120 cm arasında değişmektedir.
DÜŞEY SİRKÜLASYON ELEMANLARI:
MERDİVENLER
Cumalıkızık geleneksel konutlarında
merdiven malzemesinin ahşap olduğu
bilinmektedir. Merdivenlerin ilk basamakları genellikle taş malzemeden
yapılmıştır. Pek çok konutun zemin kat
merdiven başlangıcında ahşap bir kapı
bulunmaktadır. Merdiven genellikle
6-7 cm genişliğine sahip olan iki limon
kirişine oturan 2-3 cm kalınlığındaki
rıht ve basamak tahtalarından oluşturulmuştur. Genellikle bir tarafı duvar ile
sınırlı olan merdivenin diğer tarafında
ya 80-90 cm yüksekliğinde sade ahşap
bir korkuluk bulunmaktadır. Küpeşteler
de genellikle süslemesiz ahşap elemanlardan oluşturulmuştur.
Duvar Boşlukları: Kapılar
Cumalıkızık geleneksel ahşap konutlarının dış kapıları yapı avlusuna veya
bahçeye açılmaktadır. 2 kanatlı olan
bu kapılar yaklaşık 20-30 cm genişliğinde, 2-3 cm kalınlığında ve 180-200
cm yüksekliğindeki ahşapların yan
yana getirilmesiyle oluşturulmuştur. Bu
ahşaplar arka yüzeyde bulunan ahşap
kuşaklara demir başlı çiviler ile tutturulmuştur. Dış kapıların her bir kanadı
90-110 cm arasında değişmektedir.
Cumalıkızık konutlarının iç kapıları tek
kanatlı olup, kanat genişliği 70-90 cm
arasında değişmektedir. Kapı yüksekliklerinin ise yaklaşık 200-210 cm olduğu
bilinmektedir.
Kaynak: Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi
DUVAR BOŞLUKLARI: PENCERELER
Cumalıkızık geleneksel konutlarının
zemin katlarında yalnızca hava almayı
sağlayan boşluklar bulunmakta, mahremiyet olgusu nedeniyle pencereye
rastlanmamaktadır. Üst katlarda bulunan ahşap pencereler ise yaklaşık olarak
70-90 cm genişliğinde, 130-150 cm
yüksekliğinde yapılmıştır. Cumalıkızık
geleneksel konutlarının üst katlarında
bulunan pek çok pencerenin önünde
mahremiyet nedeniyle ahşap kafes ve
parmaklıkların olduğu bilinmektedir.
Birkaç konutta ışık almayı sağlayan
küçük vitray tepe pencerelerinin varlığı
binmektedir. Ancak bu pencerelerin
çoğu günümüzde iptal edilmiştir.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 43
TEMSİLCİLİKLER
Temsilciliklerde yeni dönem
İMO Bursa Şubesinde Necati Şahin’in istifasının ardından boşalan koltuğa önce atanarak, Şubat ayında
gerçekleştirilen Genel Kurul ve seçimin ardından da seçilerek Başkan olan Basri Akyıldız ve yeni Yönetim
Kurulu’nun ardından, Oda’ya bağlı Yalova, Kütahya ve Bilecik temsilciliklerde de yeni dönemde görev alacak
yönetimler belirlendi.
BİLECİK’TE EMRE KÜNEK DÖNEMİ
İ
MO Bilecik Temsilciliğine yeni dönemde Emre Künek seçilirken, Yönetim Kurulu üyeleri Bener Yanar, İbrahim Uludağ,
Mehmet Ali Aydın ve Aytaç Yılmaz’dan oluştu. Öte yandan,
2010 ile 2014 yılları arasında Bilecik Temsilcilisi olarak Aytaç
Yılmaz görev almıştı. Bilecik Temsilciliği; 62 üyesi ile her geçen
gün daha da büyümekte ve üyelerine yönelik hizmetlerini artırmaktadır. İlde İnşaat Mühendisliği Fakültesinin açılmasıyla da
genç mühendis sayısı her geçen artıyor. Aynı zamanda Bilecik;
Şeyh Edebali Üniversitesi ve gelişmekte olan sanayisi ile Marmara Bölgesi’nin yeni çekim merkezi olmaya aday. İlin, büyük
şehirlere yakın konumda olması da Bilecik’teki inşaat sektörünün
her geçen gün daha fazla projeler ile büyümesini tetikliyor.
YALOVA’DA MAHMUT RENKLER İLE YOLA DEVAM
3
dönemdir Yalova Temsilcisi olarak görev alan Mahmut Renkler,
önümüzdeki 2 yıl daha bu görevine devam edecek. İMO Bursa
Şube tarafından yapılan atamanın Ağustos ayında Genel Merkez
tarafından kabul edilmesinin ardından, yeni dönemde Yalova Temsilciliğinde görev alacak diğer Yönetim Kurulu üyeleri ise Sinan Yavuz,
Nevzat Çelikten, M. Akif Kanbur ve Müge Kanber olarak belirlendi.
Yaklaşık 220 mühendisin bulunduğu Yalova, özellikle Körfez Geçiş
Köprüsü’nün etkisiyle bölgenin cazibe merkezi olmaya aday durumda.
Bu yatırımlar, ilde inşaat sektörünün, özellikle de konut yatırımların
ciddi manada artmasını sağladı. Yalova Temsilciliği de tüm bu gelişmeler karşısında üyelerinin mesleki gelişimlerini yükseltmek adına
çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
KÜTAHYA’DA BAYRAK FATİH ZEKİ ERGUZ’DA
K
ütahya Temsilciliğinde yeni dönemde görev alacak yönetimin seçimi, 23 Mayıs 2014 tarihinde İMO Bursa Yönetim Kurulu üyelerinin
de katılımıyla gerçekleştirildi. Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız’ın
Divan Başkanlığında yapılan seçimlerde; Kütahya’daki 44’üncü dönem
Temsilciliğine Fatih Zeki Erguz; Yönetim Kurulu üyeliklerine ise Serkan
Turgut, Hüseyin Kabar, Ali Emre Şerafettinoğlu ve Şerif Barış asil üye
olarak, Mesut Erdoğmuş, Özlem Türk, Burak Ebeoğlu, Efkan Türkmenoğlu ve Sefa Ayan ise yedek üye olarak seçildi. Öte yandan Kütahya
Temsilciliği, 275 üye ile en fazla üyeye sahip temsilcilik özelliğini taşıyor.
Sosyal aktiviteler, üye toplantıları, fuar ve teknik geziler başta olmak üzere çeşitli faaliyetlerde bulunan Kütahya Temsilciliği, üyelerinin mesleki
gelişimi için çalışmalarına devam ediyor.
44 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
HABER
Akademik korodan
BAHAR KONSERİ
İ
nşaat Mühendisleri Odası (İMO),
Mimarlar Odası (MO), Şehir Plancıları Odası (ŞPO) ve Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubeleri (PMO)
üyelerinden oluşan Türk Sanat Müziği
korosunun bahar konseri, Tayyare Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. İnşaat
Mühendisi Şef Suat Ayan yönetiminde
gerçekleştirilen konserde, Şekip Ayhan
Özışık’tan Teoman Alpay’a, Yıldırım
Gürses’ten Suat Sayın’a pek çok değerli
bestekârın eserleri solo ve düet performanslarla sergilenirken, konsere katılan
davetliler de unutulmaz bir gece yaşadı.
AKYILDIZ’DAN TEŞEKKÜR
İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız konser sonunda yaptığı konuşmada, “Büyük bir özveriyle bu geceye
hazırlanan arkadaşlarımızın sergilediği
44 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 60
performans bizleri mest etti. Geleneksel
olarak gerçekleştirdiğimiz bu konserde
bizlere unutulmaz dakikalar yaşatan
koromuzun tüm üyelerine teker teker
teşekkür ediyorken, konserin tertiplenmesinde katkısı bulunan tüm odalarımıza emekleri için minnettarım” ifadelerini kullandı.
FAALİYETLER
Genç mühendislerin dayanışma gecesi
Genç inşaat mühendisleri, İMO Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu’nun düzenlediği dayanışma gecesinde bir
araya geldi. Genç mühendislere gecede Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de eşlik etti.
İ
MO Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu üyeleri, düzenlenen dayanışma gecesinde bir araya geldi. 19
Mayıs’ta yapılması planlanan ancak,
Soma’da yaşanan facia nedeniyle ertelenen geceye, Nilüfer Belediye Başkanı
Mustafa Bozbey, İMO Bursa Şubesi Başkanı Basri Akyıldız, Gençlik Komisyonu
Başkanı Yiğithan Toksöz ve çok sayıda
genç inşaat hühendisi katıldı.
46 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
Gecede konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Gençlik
Komisyonu’nun yürüttüğü çalışmaları
takdirle karşıladığını ifade ederek,
“İnşaat mühendisliği, yüzde 92’si deprem bölgesinde olan Türkiye’de oldukça
önem arz eden meslekler arasındadır.
Güvenli yapılar içerisinde yaşama ve
çalışma noktasında, bizlerin yadsınamayacak düzeyde katkıları vardır. Bizle-
rin yaptığı hesaplar ve uygulamaların
ardından yükselen binalar, arkamızda
bırakacağımız birer eser niteliği taşımaktadır. Bu bağlamda, mesleğe yeni
atılan siz gençlere iş hayatınızda başarılar diliyorum” dedi.
YÖNETİM KURULU YANINIZDA
İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu
Başkanı Basri Akyıldız ise, “Mesleğe
yeni atılmanıza rağmen, işinize dört elle
sarılmış olmanız bizleri oldukça mutlu
ediyor. Yeniden yapılanma sürecine
giren bir ülkenin sizlerin ellerinde şekillenecek olduğu gerçeği, bizlerin geleceğe
umutla bakmasına sebep oluyor. Çalışma hayatınızda imzanızı attığınız her iş,
bizleri ve ailelerinizi gururlandıracaktır.
Yönetim kurulu olarak, her anlamda yanınızda olacağız. İMO Bursa Şubesi, siz
meslektaşlarımızın haklarının savunulması ve korunması konusunda kararlılı-
ğını sürdürecektir” ifadelerini
kullandı.
SORUMLULUĞUMUZU BİLİYORUZ
Sektöre yeni
girmelerine
rağmen sorumluluklarının
bilincinde olduklarını söyleyen İMO Bursa
Şubesi Gençlik
Komisyonu
Başkanı Yiğithan
Toksöz de, inşaat mühendislerinin daha güvenli
yapılar oluşturabilmek için
emek sarf ettiğini
dile getirdi. Toksöz, “Mesleğimize
gereken önem ve
değerin verilmemesinden ötürü
üretilen yapıların,
depremlerde ağır
kayıplara yol açtığına hepimiz şahit
olduk. Tam anlamıyla yeterli olmayan bu sistemin daha
iyi olabilmesi için bizler aktif olarak rol
almalıyız. Binaların yapım aşamasında,
imalatların başında durmalı ve yetkilerimizi bizzat kullanmalıyız. Komisyonumuz bu anlamda çalışmalarına devam
edecektir” diye konuştu.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 47
HABER
Şampiyon İnşaat Beton
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu tarafından düzenlenen futbol turnuvasının birincisi İnşaat Beton oldu.
T
ürkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu tarafından bu yıl
26.sı gerçekleştirilen Geleneksel İKK
Futbol Turnuvası’nın şampiyonu normal süresi 2-2 sona eren final maçında
rakibi Makine Dinamo’yu penaltı atışları sonrası yenen İnşaat Beton oldu.
HEYECANLI MAÇLAR
Makine Mühendisi Nevin Çavlin ve
Ziraat Mühendisi Çiğdem Demirtaş
anısına düzenlenen turnuvanın final
maçına oda başkanlarının yanı sıra çok
sayıda TMMOB üyesi katıldı. Odalar
arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve
yoğun çalışma temposundan uzaklaşmak adına düzenlenen turnuva iki ay
boyunca gollü ve çekişmeli karşılaşmalara sahne oldu.
Turnuva sonunda gerçekleştirilen
kupa töreninde şampiyon İnşaat Beton
ve turnuvanın ikincisi Makine Mühendisleri Odası, kupalarını oda başkanlarının elinden aldı. Turnuvada üçüncülüğü
ise Jeoloji Mühendisleri Odası elde
ederken turnuvanın gol kralı İnşaat
Beton’dan Ali Özlütıraş oldu. Şehir
Plancıları Odası ile Harita ve Kadastro
Mühendisleri Odası ise en centilmen
takım ödülüne layık görüldü.
35 yaş üzeri mühendis ve mimarlar adına düzenlenen Veteran Futbol
Turnuvası’nın şampiyonu ise Sedat
Afşar’ın takımı oldu.
48 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
BAOB Bowling Turnuvası’nı
İMO kazandı
Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) ile Gıda Mühendisleri Odası (GMO) Bursa Şubesi tarafından organize
edilen akademik odalar bowling turnuvasını İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi kazandı.
C
arrefour’da gerçekleştirilen ve
BAOB’da bulunan 12 akademik
odanın katıldığı bowling turnuvası, heyecanlı ve çekişmeli maçlara sahne
oldu. Turnuvanın sonunda Özgür Yaşar
Özbey, Ünsal Eser, İnan Keser, Ender
Vapur ve Aykut Çatal’dan oluşan Özbeyler Yapı İnşaat Takımı, İMO Bursa
Şubesi adına turnuvanın şampiyonu
olurken, ikincilik mücadelesini Atakan
Çetinkaya, İlke Çalışkan, Rahmi Dede,
Cenk Yoldaş ve Abdullah Kamalı’ dan
oluşan Mimarlar Odası Bursa Şubesi,
üçüncülüğü ise Mustafa Akıncı, Basri
Açıkgöz, Recep Güleçyüz, Güray Tunalı
ve Ömer İşçi’den oluşan Bursa Serbest
Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası
kazandı.
Turnuvada ayrıca kadın ve erkeklerde
en skorer oyunculara da ödülleri verildi. Erkeklerde en skorer oyuncu İMO
Bursa Şubesi’nden Ender Vapur olurken
ikincilik Gıda Mühendisleri Odası’ndan
Serkan Durmuş, Üçüncülük ise Mimarlar Odası’ndan Abdullah Kamalı’nın
oldu. Kadınlarda ise en skorer oyuncu
ödülünü İMO Bursa Şubesi’nden Nurten Topaloğlu kazanırken, ikinciliği
Ziraat Mühendisleri Odası’ndan Günsu
Barışık, üçüncülüğü ise Elektrik Mühendisleri Odası’ndan Eda Yenigül kazandı.
DİYALOGLAR GÜÇLENİYOR
Turnuva hakkında konuşan BAOB dönem sözcüsü ve Peyzaj Mimarları Odası
Bursa Şube Başkanı Necla Yörüklü,
Bursa Akademik Odalar Birliği olarak
düzenledikleri sosyal etkinliklerle odalar
arası diyalog ve ilişkileri güçlendirmeyi
hedeflediklerini söyledi.
Turnuvaya TMMOB’ a bağlı odaların
başkan ve yönetim kurullarının yanısıra
çok sayıda üye katıldı.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 49
TEKNOLOJİ
Google Nexus 6,
Snapdragon 805
işlemciyle göründü
Dünyanın en hızlı
kamerası
G
PS 4 rekora koşuyor
oogle’ın
yeni
akıllı telefonu Nexus
6, AnTuTu
Benchmark
testinde görüldü. Motorola cephesinde hazırlanan
Shamu kod
adlı cihazın,
yeni Nexus
telefon olduğu iddiası
güç geçtikçe
güçleniyor.
Kısa süre önce GFXBench testinde ortaya
çıkan telefonun teknik özellikleri bu defa
AnTuTu kriter testinde gün yüzüne çıktı.
Google Shamu ismiyle testte ortaya çıkan
telefonda 5,2 inç büyüklüğünde Quad
HD çözünürlüklü ekran yer alacak. Nexus
6’nın güç birimini ise 2,7 GHz frekans
hızında çalışan dört çekirdekli Snapdragon
805 işlemci ve Adreno 420 grafik birimi
oluşturuyor.
J
apon bilim insanları, kimyasal reaksiyonları gözlemlemek için süper
hızlı çekim yapan kamera geliştirdi.
Kamera, reaksiyonları saniyenin trilyonda birine kadar izleme şansı verecek. Kameranın tamamen kullanıma
hazır olması ise üç yıl sürecek. Kamera,
Japonya’nın Tokyo ve Keio üniversiteleri
tarafından 12 kişilik bir ekiple geliştirildi. Nature dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, STAMP teknolojisinin temelinde ‘sinema filmi femto fotoğrafçılığı’
denilen yöntem yatıyor. Kameranın test
aşamasındaki prototipi 1 metrekarelik
alanı kaplıyor. Japon araştırmacılar ise
kameranın tamamen kullanıma hazır
olması için boyutunu küçültmeyi amaçlıyor.
S
atışa sunulduktan 9 ay sonra 10
milyondan fazla satan PlayStation 4, bugüne kadar en hızlı satan
PlayStation modeli oldu ve sektördeki
en büyük rakibi Xbox’ı geride bıraktı.
Microdsoft tarafından piyasaya sürülen Xbox ise istenilen satış rakamına
ulaşamadı. Satış rakamlarında en yakın
rakibine büyük bir fark atan PlayStation, en çok satan oyun konsolu dalında
ise hâlâ birincilik koltuğuna oturmuş
değil. Nintendo tarafından piyasaya
sürülen Wii, satışa çıktığı yıl 13 milyon
adet satmıştı. PlayStation 4’ün önümüzdeki günlerde satış hızını koruyup
Wii’nin tahtına ortak olup olamayacağı
ise merakla bekleniyor.
Facebook’da Sayfa
Beğenmek Tarih Oluyor
Karşınızda Samsung Galaxy Alpha
E
ylül ayının sonunda, yani iPhone
6’dan sonra tanıtılacağı bilinen
Galaxy Alpha, sürpriz bir etkinlikle
50 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61
tanıtıldı. 6,7 mm inceliğe ve 115 gram
ağırlığa sahip yeni nesil akıllı cihazda 4,7
inç büyüklüğünde ve 720p çözünürlüğünde Süper AMOLED ekran teknolojisi
kullanılmış. 8 çekirdekli Exynos 5 Octa
işlemci performansının 4 çekirdeğini
1,8 GHz’lik Cortex A15 ile sunan Alpha,
diğer 4 çekirdeği ise temel işlemler için
1,3 GHz hızındaki Cortex A7 ile tamamlıyor. Arttırılamayan 32 GB depolama
alanına sahip akıllı cihaz tek model
olarak üretilmiş ve 2 GB Ram ile performans yeterliliğini sağlıyor. Android
4.4.4 sürümünü kullanan Galaxy Alpha,
S Healt, Ultra güç Tasarruf Modu, Kalp
atışı sensörü özelliklerine ve parmak izi
okuyucuya sahip.
B
ildiğimiz üzere Facebook’ta bir
marka hakkında bilgi almak için
önce sayfasını beğenmek zorundayız. Sadece markalar değil birçok
etkinliğin, uygulamanın ve ünlü kişilerin içeriklerini görmek için sağ üstte
bulunan beğen tuşuna basmamız gerekiyor. Facebook ’a göre bu durum kullanıcılara keyifli bir sosyal medya kullanım
imkânı sunmuyor, bunun yanında sayfa
sahiplerine de olumsuz etkiliyor. Bu
durumu ortadan kaldırmak isteyen yetkililer bir takım düzenlemelere hazırlanıyor. Facebook sayfa beğeni sisteminin
5 Kasım’da kaldırılacağını duyurdu.
SAĞLIK
Çocuklarda diyabet riski artıyor
A
naokulundan itibaren aşırı kilolu
çocukların tip 2 diyabete yakalanma riskinin arttığı belirlendi.
İtalya’da bilim adamlarının araştırması
diyabet, yüksek tansiyon ve kalp-damar
hastalıkları riskinin sadece aşırı kilolu
erişkinlere özgü olmadığını gösterdi.
Araştırmaya 2-6 yaşında sağlıklı 5 bin
700 çocuk katıldı. Kan testi, bu çocukların yüzde 40’ında yüksek tansiyonun,
kötü kolesterolün ve şeker seviyesinin
yüksek olduğunu ortaya koydu. Bu durumun tip 2 diyabet ve kalp-damar hastalıklarına zemin hazırladığını belirten
bilim adamları, çocukların üçte birinde
karaciğer yağlanması da belirledi. Çocukluktan itibaren vücut kitle indeksinin
düzenli izlenmesinin önemine dikkati
çeken bilim adamları, erken yaştaki kilo
sorunlarının kısa dönem de olsa sağlığı
olumsuz etkileyebileceğini vurguladı.
Gizli düşman: Diş eti hastalığı!
D
üzenli diş fırçalama ve ağız bakımı ile
önlenebilen diş eti hastalıkları, belirti
vermeden ilerlediği için dişlerin sallanarak kaybedilmesine dahi neden olabiliyor. Periodontoloji uzmanları, diş eti hastalığının ağız
sağlığının gizli düşmanı olduğuna işaret ediyor.
Dişeti hastalıklarının eğer erken dönemde tedavi
edilmezlerse dişetlerinde çekilme, dişlerde
sallantı ve hatta dişlerin kaybedilmesiyle sonuçlanabilen durumların ortaya çıkmasına neden
olabildiğine vurgu yapan uzmanlar, bu hastalıkların birinci sebebinin kötü ağız
hijyeni olduğunu kaydediyor. Bu duruma dişlerin ve dişetlerinin plak dediğimiz
bakteri birikintilerinden yeterince iyi temizlenememesinin neden olduğu dikkat
çekiliyor.
“Soğuk havalara karşı tedbirli olun”
K
ış aylarında hasta olunmasında soğuk havanın etkisi
kadar, doğru beslenmemek ya
da mevsimine göre giyinmemenin
de büyük pay sahibi olabileceğine
işaret eden uzmanlar, kış soğuklarında sıcak tutacak yünlü kumaşların tercih edilmesi gerektiğini
ve doktorlar tarafından aksi söylenmedikçe bol su içmenin faydalı
olduğuna dikkati çekiyor. Kışın
hastalıklardan koruyacak en önemli
etkenlerden birinin dengeli beslenme olduğunu da belirten uzmanlar,
Kalp krizinde ezber
bozan araştırma
U
zmanlar, sağlıklı ve uzun
bir yaşam için koşmayı ve
hızlı tempoda yürümeyi
öneriyor. Ancak son araştırma ezber bozacak nitelikte. 6 kilometreden fazla koşmak kalp krizi riskini
artırıyor. Sağlık uzmanları, yürüme ve koşma gibi fiziksel aktivitelerin sağlığımız için faydalı olduğunu ve birçok hastalığı önlediğini
belirtiyor. Fakat ABD’de Lawrence
Berkeley Laboratuvarı’nda yapılan yeni araştırma, günde 6
kilometreden fazla koşmak veya
10 kilometreden fazla yürüyüşün,
kalp krizi geçmişi olan kişiler için
faydadan çok zarar getirdiğini
ortaya koyuyor. “Her şeyin fazlası
zarar” deyişini kanıtlayan araştırma sonuçları, düzenli ve yorucu
egzersiz yapan, kalp krizi geçmişi
olan kişileri uyarıyor.
bu dönemde bol meyve ve sebze tüketmenin vücudu zinde tutmakla beraber
hastalığa yakalanma oranını da önemli
ölçüde düşürdüğü söylüyor. Ayrıca, hasta
olunması durumunda vücutta depolanan
vitaminlerin iyileşme sürecini kısalttığına
da vurgu yapıyor. Hastalıklara karşı kuru
ortamlardan uzak durmak gerektiğini de
ifade eden uzmanlar, gece uyurken odada
bulundurulacak buhar makinesinin
özellikle bebek ve çocuklar için yararlı
olabileceğine dikkati çekiyor.
SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 51
BASINDA İMO

Benzer belgeler