Sayı 4

Transkript

Sayı 4
CMYK CMYK CMYK CMYK
CMYK CMYK CMYK CMYK
CMYK CMYK CMYK CMYK
CMYK CMYK CMYK CMYK
MERHABA
Üç ayda bir yay›mlan›r.
Y›l:2 Say› 4
Temmuz-A¤ustos-Eylül 2007
ISSN:1307-0800
Uluda¤ Kebapç›s› Ad›na
‹mtiyaz Sahibi
Cesim YOLUDO⁄RU
Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü
Burak ULUDA⁄
Yay›na Haz›rlayan ve
Yay›n Koordinatörü
Recep Peker TANITKAN
[email protected]
Dördüncü sayımızla sizlerle buluşmaktan çok mutluyuz. Yine
keyifle okuyacağınız konulara yer vermeye çalıştık. Bildiğiniz
gibi her sayıda bir şubemizi ayrıntılı olarak sizlere aktarıyoruz.
Bu sayıda da İstanbul'da Florya şubemize yer verdik. Yeşil ile
mavinin kucaklaştığı, muhteşem deniz ve orman manzarasının
bir arada bulunduğu, hemen yanındaki Atatürk Köşkü ve
Atamızın birçok kez denize girdiği plajla birlikte Florya şubemizi
Recep Peker Tanıtkan objektifinden sizlere aktardık.
Ayrıca içinde bulunduğumuz sıcak yaz günlerinde, büyük bir
zevkle yapılabilecek dalış sporuna ve ülkemizin cennet
köşelerinden biri olan Fethiye Ölüdeniz'e yer verdik. Sağlık
Editör
Zeynep TANITKAN
Ayflenur ERKMEN
Foto¤raflar
Recep Peker TANITKAN
Sayfa Tasar›m›
Özlem TÜRKMEN
Renk Ayr›m›
Harun EFE
Kapak Tasar›m›
Berrin NACAR
Adres:
Uluda¤ Kebapç›s›
Denizciler Caddesi No: 54
06240 Ulus - ANKARA
Tel: (0312) 309 04 00 (4 hat)
Fax: (0312) 312 18 19
www.uludagkebap.com.tr
Tasar›m-Bask›
bölümümüzde ise ilginizi çekeceğini düşündüğümüz diş hekimliğinde hipnozla tedavi ve son zamanlarda gündemde olan
hastalıkların teşhisinde gen testini uzmanların gözüyle size
sunuyoruz..
Ve son olarak sizlere altıncı şubemizin müjdesini ilk defa
dergimizden vermek kısmet oldu. Çankaya Oran'da Panora
alışveriş merkezindeki yeni şubemiz, Uludağ Et Lokantası
olarak ekim ayında hizmete girecek. Diğer şubelerimizde olduğu
gibi aynı kalitede hizmeti ve lezzeti sizlere Çankaya'da
Oran'da da sunacağız. Yeni şubemizin de heyecanıyla biz
yazında yoğun bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz.
Hepinize sağlıklı ve mutlu bir yaz diliyoruz. Bir sonraki
sayımızda görüşmek üzere…
ULUDAĞ Ailesi
www.rekmay.com.tr
Dergideki reklamlar›n sorumlulu¤u firmalara,
yaz›lar›n sorumlulu¤u yazarlar›na aittir. Bu
yay›n›n bir bölümü ya da tamam› yay›nc›s›n›n
izni olmaks›z›n ço¤alt›lamaz ve yay›nlanamaz.
‹Ç‹NDEK‹LER
08
Lezzet Duraklar›
ULUDA⁄
10
‹stanbul’daki Uluda¤
FLORYA ULUDA⁄ ET LOKANTASI
16
Uluda¤ Et Lokantas›
FLORYA EK‹B‹
18
Uluda¤ Et Lokantas› Lezzetleri
KEBAPLAR, TATLILAR, MEZELER
22
23
24
Çocuklar ULUDA⁄’› Seviyorlar...
Çocuklar ULUDA⁄ ‹çin Neler Yazd›lar...
K›z›l›rmak'ta Tarihi ve Do¤as›yla
OSMANCIK
32
Osmanc›k'›n Meflhur Lezzeti
SIRIK KEBABI
24
66
44
56
Hititler'in Baflkenti
HATTUfiA
36
Yeflille Mavi’nin Dans›
ÖLÜDEN‹Z VE BELCEKIZ
40
Aflk ve Dans›n Ülkesi
MAURITIUS
44
Dünyan›n En Bilinen Markas›
COCA-COLA
50
40
Oran’da Yeni Mekan
ULUDA⁄ EK‹M’DE PANORA’DA
26
34
36
62
54
26
34
50
18
Sinirleri Sakinlefltiren Tafl
SAF‹R
52
Sa¤l›k
B‹TK‹LERLE GELEN SA⁄LIK
54
Diyet Yapanlar›n Vazgeçilmez mMyvas›
K‹RAZ
56
Diflhekimli¤i Prati¤inde
H‹PNOZ
60
Hastal›klara Çözüm
GEN TEST‹
62
Aflk Kadar S›cak, fieytan Kadar Siyah
KAHVE
66
Denizalt›n› Keflfetmek
DALIfi
70
72
ULUDA⁄ ‹çin Neler Yazd›lar
Onlar Uluda¤’› Yaln›z B›rakmad›lar
GÖRÜfiLER
60
10
22
ULUDA⁄’›n Lezzet Duraklar›
Uluda¤ Kebapç›s›-Ulus
1956 y›l›nda Denizciler Caddesi’nde dört
masal› küçük bir lokanta olarak hizmet
vermeye bafllayan ULUDA⁄ KEBAPÇISI
kaliteye ve lezzete ad›n› vererek müflterilerinin be¤enisi ile geliflimini sürdürmüfltür. Bu geliflim 2 katl› 250 kiflilik lokantas›na geçifline sebep olmufltur. 40. hizmet
y›l›na girerken de müflterilerinden ald›¤›
güvenle Denizciler Caddesi’ndeki yeni ve
modern binas›na tafl›nm›flt›r.
Uluda¤ Et Lokantas›
Çayyolu
Yeni asr›n ilk senesinde 2001 y›l›nda Çayyolu Bangabandhu Caddesi’nde hizmete girmifltir. 400 kiflilik
salonu ve 450 kiflilik bahçesi aç›k
ve kapal› çocuk oyun alanlar›yla
baflkentimizin flehir merkezi d›fl›nda
yaflayan de¤erli müflterilerine de
Uluda¤ kalitesini sunmaktad›r. Çayyolu Uluda¤ Et Lokantas›, Uluda¤
Kebab’›n yan›s›ra ifltah›n›z› kabartacak di¤er et çeflitleri, birbirinden
lezzetli meze, zeytinya¤l›, ara s›cak
ve tatl› çeflitlerini de bulabilece¤iniz
menüsü ile hizmetinizdedir.
Bangabandhu Bulvar›
No: 99 Çayyolu / ANKARA
Tel: (312) 240 44 88-89
Fax: (312) 240 97 00
Denizciler Cad. No: 54
Ulus / ANKARA
Tel: (312) 309 04 00 (pbx)
Fax: (312) 312 18 19
Uluda¤ Kebapç›s›-Armada
Gün boyu al›fl-verifl öncesi ve sonras› rahat
ve kaliteli bir restoranda yemek arzu eden
müflterilerine hizmet vermek amac›yla
2002 y›l›nda 350 kiflilik salonuyla sektöründe lezzete ve kaliteye ad›n› veren Uluda¤ hizmetini Armada Al›flverifl ve ‹fl Merkeziyle tan›flt›rm›flt›r.
Uluda¤ Et Lokantas›
Florya
800 kiflilik yemek salonu, 1200 kiflilik
yeflillikler aras›nda deniz manzaral› bahçesi, kapal› ve aç›k oyun parklar›, 400
kiflilik kafeteryas› ve genifl otopark› ile
hizmet vermektedir. Ayr›ca özel toplant›
ve yemekleriniz için tüm teknik ekipmanlarla donat›lm›fl projeksiyon ve slayt
gösterilerinizi sunabilece¤iniz salonu ve
buna ba¤l› teras› ile mavinin ve yeflilin
kucaklaflt›¤› do¤al güzelliklerin lezzetle
birleflti¤i ULUDA⁄ ET LOKANTASI kaliteyi ve hizmeti FLORYA' da sunuyor.
‹stanbul Cad. No: 12
Florya / ‹STANBUL
Tel: (212) 624 95 90
Fax: (212) 579 86 24
08
Armada ‹fl Merkezi 6/166
Sö¤ütözü / ANKARA
Tel: (312) 219 12 40 (pbx)
Fax: (312) 219 12 44
Uluda¤ Et Lokantas›
Küçükyal›
2003 y›l›nda hizmet vermeye
bafllayan 300 kiflilik iki ayr› salonu, adalar manzaral› 130 kiflilik teras› ve 120 kiflilik bahçesi
ile kapal› çocuk oyun odas›yla
aran›lan lezzeti ve kaliteyi KÜÇÜKYALI ULUDA⁄ ET LOKANTASI Anadolu yakas›nda
da sunuyor.
Sahil Yolu No: 90
Küçükyal› / ‹STANBUL
Tel: (216) 417 17 00
(216) 417 67 25
Fax: (216) 417 68 12
FLORYA ULUDA⁄
ET LOKANTASI
‹stanbul Florya'da denize s›f›r, Florya Atatürk Köflkü'nün
hemen yan›nda yer alan Uluda¤ Et Lokantas›n›n 800 kiflilik
salonu bir saray yavrusu gibi . Salonda bulunan 75 bin tafltan
yap›lan bir tonluk avize görülmeye de¤er.
Yeflille Mavinin Kucaklaflt›¤› Mekan
ULUDA⁄ ET LOKANTASI
Kaliteli Hizmet, lezzetli yemek ve konuklar›n mutlak
memnuniyetini temel ilke edinen Uluda¤ Et Lokantas›; yeflil
ile mavinin kucaklaflt›¤› Florya'da, Marmara Denizi ve
Atatürk Köflkü manzaras› ile eflsiz bir ayr›cal›¤›n mekan›.
Ailenizle ve dostlar›n›zla yeme¤inizi yerken muhteflem bir
günbat›m›n› da seyredebiliyorsunuz.
Lezzet Ayr›nt›larda
Gizlidir
D
eneyimli dev kadrosu, zengin mönüsü ve y›llard›r de¤iflmeyen lezzetiyle Uluda¤ Kebab›n›n yan› s›ra, ifltah›n›z› kabartacak di¤er et çeflitleri, birbirinden lezzetli meze, zeytinya¤l›, ara s›cak ve
tatl› alternatifleri ile sizlere muhteflem lezzetler ve unutulmaz anlar yaflat›yor. 800 kiflilik
kapal› yemek salonu, 1200 kiflilik yeflillikler
aras›nda deniz manzaral› bahçesi, kapal› ve
aç›k çocuk oyun parklar›, 400 kiflilik kafeteryas› ve genifl otopark› ile hizmet veren Florya Uluda¤ Et Lokantas›, özel toplant› ve yemekleriniz için; tüm teknik ekipmanlarla donat›lm›fl projeksiyon ve slide gösterilerinizi
sunabilece¤iniz kurumsal hizmetler de sunuyor. Ayr›ca kafeteryas›nda her sabah sizi için
özenle haz›rlan›p sunulan kahvalt› alternatifleri ile kahvalt› keyfinize keyif kat›yor. O
‹stanbul Cad. No: 12 Florya / ‹STANBUL
Tel. : 0 212 624 95 90 (4 Hat)
Fax : 0 212 579 86 24
14
FLORYA ULUDA⁄
ET LOKANTASI EK‹B‹
Ölüdeniz ve Belcek›z
F›rt›nal› bir günde, Yediburunlar
önlerinde bir baba ile o¤ulun
gemisini yakalam›fl azg›n sular,
f›rt›nalar. O¤ul bilirmifl buralar›
çünkü Belcek›z ad›nda yörede
yaflayan bir k›za sevdal›ym›fl.
Kayalara yaklafl›rlarsa bir koya
girebileceklerini ve f›rt›nadan
kurtulacaklar›n› söylemifl babas›na.
Baba ise, kayalara çarp›p
parçalanacaklar›n›, buralarda koy
olmay›p yalç›n kayal›klar
bulundu¤unu iddia eder dururmufl.
Aralar›nda öyle fliddetli bir itifl-kak›fl
bafllam›fl ki, baba tam kayalara
çarpacaklar›n› sand›¤› an, o¤lunu bir
kürek vurufluyla denize at›p dümene
geçmifl. Bir de bakm›fl ki deniz
dönüyor, dümdüz, çarflaf gibi bir
koya dönüflüyor. Baba gemisiyle bu
koya s›¤›nm›fl. Gemisi ve yükleri
kurtulmufl ama o¤lunun da ölüsüne
yanm›fl tutuflmufl. Günlerce yas
tutmufl, denize a¤lam›fl. Gözyafllar›,
hayk›r›fllar› boncuk boncuk
kumsallardan sekerek karfl›
yamaçlar› sarm›fl. Belcek›z
sevgilisinin öldü¤ünü duymufl ve
kendisini denize atarak sevgilisine
kavuflmay› düfllemifl. O günden
sonra, o¤ulun öldü¤ü yere Ölüdeniz
ve k›z›n öldü¤ü yere de Belcek›z
denmifl.
Uluda¤ Et Loka ntas› Lezzetleri
Kebaplar
18
Tatl›lar
19
Mezeler
20
21
Çocuklar Uluda¤’› Seviyorlar...
Çocuklar Uluda¤ ‹çin Neler Yazd›lar...
U
luda¤ için çocuklar, çocuklar için
de Uluda¤! Çocuklar›n ve çocuklu ailelerin sadece eflsiz lezzetleri
için de¤il, Uluda¤ Lokantalar›nda
geçirdikleri keyifli saatler için her zaman
ilk tercihleri olan adres.
4 mevsim aç›k ve kapal› oyun alanlar›,
televizyon odalar›, bebek bak›m ve
emzirme odalar› her yafltan çocu¤un
rahat›na öncelik vermektedir.
Dileyen çocuklar çizgi film izlerken,
güvenlik standartlar›na uygun özenle
seçilmifl ithal oyuncaklar da, farkl›
e¤lenceler arayan çocuklar için yine
Uluda¤’da.
Verdi¤i her hizmet ile “en iyiler” aras›na
girme baflar›s›n› daima gösteren Uluda¤,
bas›nda “çocukla gidilebilecek en iyi 10”
aras›nda bulunmaktan da gururludur. O
22
23
ULUDA⁄ EK‹M’DE
PANORA’DA
4.000.000 kiflinin yaflad›¤› Ankara'n›n, 800.000 kiflilik nüfusu ile en
kalabal›k ve gelir seviyesi en yüksek ilçesi olan Çankaya'da, flehrin en
yüksek iki tepesinin birleflti¤i vadinin aras›nda yer alan milletvekilleri eski
lojmanlar›nda; yeni bir al›flverifl ve yaflam merkezi do¤uyor. 170 ma¤azas›,
2 bin 500 araçl›k otopark›, 11 salonlu sinemas›, hipermarketi, e¤lence ve
spor merkezleri ile O'nun Ad› PANORA… Yeni al›flverifl merkezi
içerisinde Lokantac›l›k sektöründe Türkiye’nin en büyük markalar›ndan
olan Uluda¤ yar›m as›rl›k tecrübesiyle ve doyumsuz lezzetleriyle Uluda¤ Et
Lokantas› olarak 4 Ekim’de hizmete girecektir.
K›z›l›rmak'ta Tarihi ve Do¤as›yla
OSMANCIK
Çorum'un kuzeyinde bulunan ilçemiz, K›z›l›rmak üzerinde
Osmanl› döneminin önemli bir ulafl›m noktas›nda yer
almaktad›r. Günümüze eski mimarl›k ürünlerinden
ço¤unu yitirmifl olarak gelebilmifltir. Kentteki eski sit
dokusunun ortadan kalkmas›nda K›z›l›rmak fay hatt›
boyunca meydana gelen depremlerin etkisi çok olmufltur..
FOTO⁄RAFLAR: Recep Peker TANITKAN
l›rmak üzerindeki 15 gözlü köprü simgelefltirir.
Tarihi ipek yolunda önemli bir
geçifl merkezi olan Osmanc›k ilçesinde Hititler de uygarl›k kurmufllard›r. Bu döneme ve daha
baflka dönemlere ait baflta Kandiber Kalesi olmak üzere bünyesinde birçok tarihi eser bar›nd›rmaktad›r. Türbeleri, çeflmeleri, hamam›, kitabesi, köprüsü ile
halen uçsuz bucaks›z bir tarihe
tan›kl›k etmektedir.
Gölbel Gölü (Dipsiz Göl)
AKfiEMSEDD‹N
CAM‹‹ VE
MEDRESES‹
Fatih Sultan Mehmet 'in hocas›
Akflemseddin ad›na yap›lm›fl ve
kendisinin burada ders verdi¤i
için o isimle an›lan bir camidir.
Kandiber Kalesi ete¤inde koruma alan› içinde bir eserdir. Halen ibadete ve ziyarete aç›k
olan bir camidir..
KOCA MEHMET
PAfiA HAMAMI
Cesim Yoludo¤ru’nun do¤du¤u köy.
Zeytinderesi Konaca Köyü
O
smanc›k, “K›rkdilim”
denen dibi ve tepesi
a¤açlarla kapl›, zaman
zaman sarp, ç›plak kayalar›nda
an›tsal ma¤ara mezarlar› bulunan bir geçitle Çorum'a ba¤lan›r. Buradan da da¤l›k ve engebeli bir araziden geçilerek K›z›l›rmak'a ulafl›l›r.
Roma ve Bizans ça¤›nda Osmanc›k “Pimolisene” ad›yla bilinen bir merkezdi. Kasaba, gidiflgelifli denetleme alt›nda bulundurma, vergi gümrük gibi konular›n sa¤lanabilmesi için “müstahkem” hale getirilmifltir. Bu
amaçla ›rmak kenar›ndaki eski
kentin kuzey-do¤usundaki ka-
28
yal›klar kale görevini üstlenmifltir. Bu dönemlerden kalma kale
surlar›, günümüzde de görülebilmektedir.
Selçuklu devri Feodal idaresi
döneminde, Sivas, Tokat ve Kastamonu'nun al›nmas› s›ras›nda,
Osmanc›k da Daniflmentli ülkesine kat›lm›flt›r. Daniflmentlileri
izleyen Selçuklu egemenli¤inden sonra, Osmanc›k'›n Osmanl› ülkesine kat›lmas›, XIV.y.y.
sonlar›nda (1389), Y›ld›r›m Bayez›d taraf›ndan olmufltur.
Osmanc›k kentini, ›rma¤›n sa¤
k›y›s›ndan içerlere do¤ru uzanan kaya kitleleri, kale ve K›z›-
Koca Mehmet Pafla'n›n Osmanc›k'ta yapt›rd›¤› iki hamamdan
günümüze kalm›fl olan›d›r.
XV.yüzy›lda Koca Mehmet Pafla
taraf›ndan yapt›r›lm›fl olan hamam halen kullan›lmaktad›r.
Ancak oldukça bak›ms›zd›r ve
onar›ma ihtiyac› vard›r.
Afi‹L'‹N MEZARI
Truva kahraman› Akhilleus
(Aflil) mezar› Osmanc›k ilçesinin Adatepe mevkiinde bir alanda bulunmaktad›r. Osmanc›k ilçesini uluslaras› turizme kazand›rmak ve genifl halk kitlelerine tan›tmak amac›yla, mitolojik
bir kahraman olan Aflil'in an›s›n› sembolize eden bir an›t bulunmamamaktad›r. >>>
ÇELT‹K CENNET‹ OSMANCIK
‹lçede
‹lçede çeltik
çeltik tar›m›n›n
tar›m›n›n yar›m
yar›m as›ra
as›ra yak›n
yak›n bir
bir geçmifli
geçmifli vard›r. K›z›l›rmak havzas›
içerisinde Tosya'da Devrez Çay› etraf›nda bafllayan çeltik tar›m› zamanla ›rmak
boyunda yayg›nl›k kazanm›flt›r. K›z›lrmak ak›fl rejimi düzensiz bir nehirdir. Ancak çal› ve betonarme bentler yap›larak çeltik tarlalar› sulanabilmifltir.Bu bentlerin ›rmak boyunca artmas›yla çeltik tar›m› da artm›flt›r.Çeltikle ilgili ilk sanayide yine Kastamonunun Tosya ilçesinde kuruldu¤undan uzun y›llar bölgede yetiflen prinç “Tosya pirinci” ad›yla ülke pazar›na girmifltir. Ancak bu gün gerek
ekim alan› gerekse üretim miktar› olarak bölgede en büyük pay Osmanc›k ilçeilçesinindir. Osmanc›k'da 6 adet çeltik fabrikas› ve tüccarlar› ile bölgenin d›fla aç›lan pazar›n› elinde bulundurmaktad›r. Osmanc›k ayn› zamanda münavebesiz
olarak sürekli çeltik tar›m› yap›lan K›z›l›rmak vadisindeki Laçin, Dodurga, Karg›, Boyabat ve Dura¤an ilçelerinin tam ortas›nda bulunmas› sebebiyle istikrarl›
bir üretim ve ürün arz›na sahiptir. Bölgeye d›flardan gelen tüccarlar al›m ba¤lant›lar›n› büyük çapta Osmanc›k ta yapmaktad›r.
KOYUNBABA
TÜRBES‹
BALTACI MEHMET
PAfiA ÇEfiMES‹
Hac› Bektafl Veli'nin ça¤dafl›
olan Koyunbaba 13.yy.'da yaflam›fl bir Türk Velisi olup türbesi
Osmanc›k'tad›r. ‹lçenin deprem
kufla¤›nda yer almas› nedeniyle
türbe de Koyunbaba Köprüsü
gibi birkaç defa restorasyon görmüfl, orijinal halinden hayli
uzaklaflm›flt›r. D-100 uluslararas› karayolu kenar›nda olmas›
nedeniyle
halen s›k ziyaret
edilmektedir. Bu bölgede Mant›k Baba ve Küfltereci Baba türbeleri de bulunmaktad›r.
Ulu Camii mahallesinde, Ulu Camii'nin karfl›s›ndad›r. Baltac›
Mehmet Paflan›n yapt›rd›¤› çeflmelerden geriye kalabilmifl tek
örnektir. Yaz›t›na göre 1117 H.
(1705) tarihini tafl›maktad›r. Malzemesi kesme taflt›r. Yol seviyesinin yükseltilmesi ile yap›n›n alt
k›sm›, hemen kemer üzengilerine
dek topra¤a gömülmüfltür. Tek
musluklu olarak yaz›lm›fl çeflme,
bak›ms›zd›r. Çeflmeye dek uzayan
kald›r›mla, yol aras›na s›k›flm›fl
izlenimini veren bir konumdad›r.
Baltac› Mehmet Pafla'n›n yapt›rd›¤› dört çeflmeden, bir tanesinin
de yaln›z yaz›t› günümüze ulaflabilmifltir. O
KOYUNBABA
KÖPRÜSÜ
Osmanl› döneminde Sehzade II.Beyaz›d taraf›ndan 1491 y›l›nda yapt›r›lan köprü K›z›l›rmak üstünde halen
iki yaka aras›nda geçit görevini yerine getirmektedir. Zaman içinde birkaç defa restorasyon geçirmifl olan
köprünün flu an baz› gözleri kapal›d›r. Köprünün çevre düzenlemesi ile
›rmak kenar›nda bir sahil fleridi oluflturulmufltur
‹MARET CAM‹ VE
MEDRESES‹
Osmanc›k’da günümüze ulaflabilmifl en eski yap›lardan biri de Koca Mehmet Pafla Cami di¤er
ad›yla ‹maret Camidir. Anadolu Selçuklu dönemi
mimarisini günümüze kadar getirmifl ender tarihi eserlerden biri olan cami 1430-1431 y›llar›nda Beylerbeyi Koca Mehmet Pafla taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r. Orijinal dokusuna sad›k kal›nmaya çal›fl›larak birkaç defa onar›m görmüfltür.
OSMANCIK (KAND‹BER) KALES‹
Rivayete göre Hititliler döneminde yap›lan kale, Fiflekçi Kayas› üzerinde bulunmaktad›r. Osmanc›k'›n en temel tarihi simgelerinden olan kalede o döneme ait hamam ve kahve gibi kal›nt›lar›n izleri hala durmaktad›r. Kalenin önünde silueti bozan yap›lar›n iki kattan yüksek k›s›mlar›n›n y›k›larak cephe
giydirmelerinin yap›lmas› ve kalenin dokusuna uydurulmas›
için devlet deste¤i gerektirmektedir.
Ü
lkemizin bir çok yöresinde çeflitli flekillerde
yap›lan çevirme Çorum'un Osmanc›k ilçesinde de
yüzy›llardan beri yap›lmaktad›r.
Osmanc›k'›n özellikle da¤ köylerinde yap›lan çevirme di¤erlerinden farkl› özellikler gösterir. Çevirmenin di¤er ismi S›r›k Kebab›'d›r. Bu ismin verilmesinin sebebi kebap yap›lacak hayvan›n
s›r›¤a geçirilecek olmas›d›r.
KEBABIN YAPILIfiI:
Çevirme 120-130 cm geniflli¤inde ve 70-80 cm derinli¤inde,
hemen hemen ayn› yüksekli¤e
sahip ocaklarda yap›l›r. Ocakl›¤›n iki taraf›nda s›r›¤›n tak›laca¤› çiviler yada kancalar vard›r. Kuzunun tak›laca¤› s›r›k
yaklafl›k 2,5 metredir.
Çevirme yap›labilmesi için herhangi bir küçükbafl hayvan gereklidir. Kuzu, koyun, keçi, gibi
hayvanlar kebap için kullan›labilir. Kebapl›k hayvan kesildikten sonra özenle yüzülür. Hayvan›n yüzülmesi s›ras›nda çok
dikkatli olmak ve deri alt›na b›çak kaç›rmamak gereklidir.
Özellikle döfl ve s›rt bölümünde
aç›labilecek çok küçük y›rt›klar
bile kebab›n yap›lmas›na engel
olabilir.
Osmanc›k'›n
Osmanc›k'›n Meflhur
Meflhur Lezzeti
Lezzeti
SIRIK KEBABI
Hayvan›n iç organlar›n›n ç›kart›labilmesi için karn›nda uzunlu¤u bir kar›fl› geçmeyen, gö¤üs
kemi¤ine kadar uzanan bir y›rt›k
oluflturulur. Bütün iç organlar ç›kart›l›r, hayvan›n içindeki kan
temizlenir ve s›r›¤›n ince taraf›
boyundan ç›kacak flekilde kebapl›k hayvan s›r›¤a geçirilir. Öne
do¤ru uzanan arka bacaklar geriye do¤ru döndürülür ve ba¤lan›r.
Hayvan›n boynu da s›r›¤a ba¤lan›r. Ön bacaklar ilk eklem yerinden kesilir ve gö¤üs k›sm›nda
aç›lan iki adet deli¤e yerlefltirilir.
Bunlara sokma ad› verilir. Hayvan›n s›r›¤a ba¤lanmas›n›n sebe-
bi ileri geri hareket etmeyi önlemektir. Ayr›ca s›r›¤›n kal›nl›¤›
hayvan›n büyüklü¤üne göre de¤iflir. Kar›ndaki aç›k olan yerden
hayvan›n içine tuz, biber, dilimlenmifl domates, so¤an, kekik gibi baharat ve lezzet veren sebzeler at›l›r. Kar›ndaki aç›k olan
yer, ucu inceltilmifl ve kuru bir
f›nd›k a¤ac› ile özel bir yöntemle dikilir. Dikifllerin aras› 3-4
cm'dir. Bu a¤aç parçalar›na s›¤l›k
ad› verilir.
Karn› dikilerek haz›rlanan kebapl›k iki veya üç adet gül tak›larak haz›r hale gelir. Gül, hayvan›n kolundan buduna uzanan
bir yafl k›z›lc›k a¤ac› üzerine dizilmifl, iri bir ceviz büyüklü¤ündeki kuyruk ya¤›na denir. Gül
takmadaki amaç zay›f hayvanlar›n atefle dayanmas›n› ve kebab›n üzerinin kurumas›n› önlemektir. Kebab›n alt›na akacak
ya¤›n yere düflmemesi için özel
tepsiler yerlefltirilir. En son yap›lan bu ifllemden sonra kebap
oca¤a koyulur. Tepsilerin içine
birer bardak su koyularak yanmalar› engellenir.
Kebab›n daha iyi piflmesi için
ocak önceden yak›lm›flt›r. Atefl
kebab›n alt›na de¤il ocakl›¤›n
karfl› köflelerine yak›lm›flt›r. Atefl
karfl›da oldu¤u için piflme süresi,
hayvan›n büyüklü¤üne göre 4 ile
6 saat aras›nda de¤iflen uzun bir
zamand›r.
Ocakta ç›ral› ve ham çam odunu kullan›l›r. Kebap oca¤a koyulduktan sonra en az bir saat
ham odunlarla a¤›r ateflte yap›l›r. Daha sonraki saatlerde atefl
güçlendirilir. ‹lk bafltan itibaren
güçlü ateflle yap›l›rsa kebab›n
d›fl› pifler içi çi¤ kal›r. Bu olaya
kebab›n kartmas› denir. Piflmenin çok iyi olmas› için a¤›r ateflle bafllamak ve çok yavafl çevirmek gereklidir. Ayr›ca kebab›n
yap›ld›¤› yerin de çok s›cak olmas› gereklidir. S›k s›k kap›,
pencere aç›lmamal›d›r. Kebab›n
güzelli¤i ocakç›n›n ve çevirenin
elindedir.
Kebap piflti¤i zaman s›rttan
do¤ru etler patlamaya bafllar. Piflip piflmedi¤inin anlafl›lmas›
için kürekler içe do¤ru aç›l›p
kapat›larak kontrol edilir. Bir
di¤er kontrol yöntemi de but
k›sm›na b›çak sokularak kokunun ve akan s›v›n›n incelenmesidir. Akan s›v›da kan rengi varsa ve çi¤ kokuyorsa kebap piflmemifltir.
Kebap pifltikten sonra hayvan›n
karn›ndan s›rt›na kadar b›çakla
y›rt›l›r. Buradan d›fla akan ve tuz
suyu denilen su büyük bir tavaya al›n›r. Çevirme ifllemi devam
ettirilir ve bu su bütün gövdeye
yavafl yavafl yeteri kadar dökülür.
Kebap ocaktan al›n›r ve alttaki
tepsilerde biriken ya¤ ile tuz suyu derince bir kab›n içinde, so¤an ve domates ilave edilerek yeniden kaynat›l›r. K›vam›na gelince kaynatma ifllemi bitirilir.
Bu s›v›ya serit ya¤› ad› verilir.
Bir kebapl›k hayvan›n yaklafl›k
iki litre kadar serit ya¤› ç›kar. O
33
Hititler'in Baflkenti
HATTUfiA
H
attufla'n›n bulundu¤u
Bo¤azkale, Çorum'a
83, Sungurlu'ya 28,
Ankara'ya ise 209 km mesafededir. Hattufla'n›n Anadolu kültür
tarihi içindeki konumu, baflkent
oluflundan dolay› ‹mparatorlu¤un geliflimi ve önemiyle paraleldir. Kral I. Hattuflili Anadolu'da ilk kez merkezi bir krall›k
kurarak genifl co¤rafi bölgeleri
politik ve kültürel aç›dan etkisi
alt›na alabilecek bir devlet oluflturmay› baflar›r. Yayl›mc› politikalar› her ne kadar onlar›n savaflç› karakterlerini vurgular gibi görünse de Hititler, pek çok
bölgeyi antlaflmalar yoluyla vergi vermeye yükümlü k›lm›fl ve
ba¤›ml› krall›klar iç ifllerinde belirli bir serbestlik içinde yaflayabilmifllerdir.
Yeni kurulan Hitit Devleti'ne
baflkent olan Hattufla, bafllang›çta 76 hektarl›k bir alan› kaps›yordu. M.Ö.14. yy. Hitit ‹mparatorluk döneminde flehir yaklafl›k
olarak alt› kilometre uzunlu¤unda belirli aral›klarla yüksek kulelerle desteklenen tafl temelli,
üst yap›s› kerpiç tu¤lalarla örtülü bir surla çevriliydi. fiehrin
farkl› semtlerine girifl, sura aç›lm›fl an›tsal kap›lardan sa¤lan›-
yordu. Ço¤u günümüzü kadar oldukça sa¤lam durumda ulaflm›fl
olan, d›fl yüzünde aslan yontular› bulunan
“Aslanl› Kap›” ile, iç
yüzünde, silah tanr›n›n bulundu¤u “Kral
Kap›s›”, bunlar›n en
önemlileridir. Kentin
güney ucundaki “Yer
Kap›”, Hattufla'n›n en
ilginç kal›nt›lar›d›r.
Sur burada 20 metre
yüksekli¤inde yapay
bir s›rt üzerinden geçer. Yapay s›rt›n flehir
d›fl›na bakan e¤ilimli
yüzünün 250metre
uzunlundaki kesimi
kireçtafl›
bloklarla
kapl›d›r. Kesik piramit biçimli bu oluflumun en üstünde ortada yer alan Sfenksli
Kap› ve hemen alt›nda Hattufla'n›n bugün
içinden geçilebilen
tek “Poterni” (tünel)
vard›r. 71 metre
uzunlu¤unda ve 3
metre yüksekli¤indeki poternden geçilerek sur d›fl›na ç›k›lmaktad›r.
Hitit krallar›, ülkeyi
bugün Büyükkale olarak adland›r›lan sarp
kayal›k üzerinde oturan saraydan yönlendiriyordu. Tek bir yap›dan ibaret olmayan
sarayda direkli galerilerle çevrilmifl avlular
etraf›na dizilmifl büyüklü küçüklü yap›lardan oluflan kompleks, kral ve ailesinin yan› s›ra
saray memurlar› ve “alt›n m›zrakl›lar” olarak adland›r›lan nöbetçi askerleri de bar›nd›r›yordu.
Hattufla, Hitit ‹mparatorlu¤u'nun hem idari baflkenti, hem
de ülkenin dini merkeziydi. Hitit metinlerinde Hattufla Ülke-
sinden “bin tanr›l›
ülke” olarak söz edilir. Bu tanr› bollu¤u
ilginç bir gelenekten
kaynaklan›r. Hititler
di¤er ülkelerin, özelliklede
yendikleri
komflular›n›n tanr›lar›n› aras›na katmay›
ye¤liyorlard›. Ayr›ca
her flehrin koruyucu
bir tanr›s› vard›. ‹mparatorlu¤un çeflitli
flehirlerinde tap›n›lan
bu tanr›lar içinde
baflkentte pek çok tap›nak yapt›r›lm›flt›.
Baflkent Hattufla'da
bugüne kadar 31 tap›nak gün ›fl›¤›na ç›kar›lm›flt›r. Afla¤› fiehir'de ülkenin en
yüksek tanr›lar› olan
F›rt›na Tanr›s› ile
Arinna'n›n
Günefl
Tanr›ças›na adanm›fl
olan Büyük Tap›nak
bulunur. Yaz›l› kaynaklara göre Hitit tap›naklar› yaln›z tanr›lar›n evleri de¤il
ayn› zamanda kendi
toprak ve ifllikleri
olan ve özel personeliyle iflletilen kurumlard›. Yukar› fiehir'de
tap›naklar yan›nda,
kraliyet saraylar›n›n
bulundu¤u Büyükkale'nin önünde, resmi
ifllere ayr›lm›fl, baz›
an›tsal yap›lar vard›r.
Baflkentte “Hiyeroglifli Oda” ad› verilen
mekanda Hitit Büyük
Kral› II. fiuppiluliuma'n›n yapt›¤› iflleri anlatan
yaz›t, türünün en iyi korunmufl örne¤idir. O
35
yalar›, plaj voleybolu, sürat tekneleri gibi akl›n›za gelebilecek aktivitelere kat›labilirsiniz.
Ayr›ca Ölüdeniz giriflinde acentelerle anlaflarak Babada¤'›ndan paraflütle atlayarak Ölüdeniz'in eflsiz güzelli¤ini foto¤raflayabilirsiniz.
Ölüdeniz'de bir gününüzü tekneyle gezintiye
ay›rman›z gerekmektedir. Özellikle bu gezintiyi yapman›z› tavsiye ederiz. Bu teknelerle
Kelebekler Vadisi, St. Nicholas Adas› gibi eflsiz bölgeleri görebilirsiniz. St Nicholas Adas›'na ç›k›p etraf› foto¤raflaman›z› isteriz.
Çünkü bu gibi görüntüleri her zaman bulamayabilirsiniz.
Ölüdeniz'e Fethiye flehir merkezindeki Minibüs garaj›ndan sabah›n erken saatlerinden
gecenin geç saatlerine kadar düzenli olarak
kalkan dolmufllarla ve Ölüdeniz Belediyesinin günde 4 kere düzenledi¤i otobüs seferleri ile ulafl›labilir. Ayr›ca özel araçlar, seyahat acentelerinin düzenledi¤i turlar ve kiral›k araçlarla da beldeye ulafl›m mümkündür. O
T
anr›n›n Dünyaya Ba¤›fllad›¤› Cennet
olarak nitelendirilen Ölüdeniz, yaklafl›k 3 km'lik bir kumsala sahip bulunmaktad›r. Ölüdeniz'de aç›k ve koyu mavinin, aç›k ve koyu yeflilin iç içe geçti¤i bir
renk armonisi içinde bulunman›n doyumsuz
tad›, y›l›n on ay›nda ›l›k ve durgun suyu ile
do¤al lagün görünümündeki do¤as› Ölüdeniz'in yerli ve yabanc› turistler taraf›ndan yo¤unlukla tercih edilmesinde en büyük etkendir. Fethiye flehir merkezinden 15 km uzakl›kta bulunan Ölüdeniz ve Belcek›z Plaj› birbirlerinden Kumburnu ile ayr›l›r.
Bu bölge asl›nda 3 parçaya ayr›labilir. Ovac›
Köyü, Hisarönü ve Ölüdeniz. Ovac›k Köyü ve
Hisarönü e¤lence merkezleri ve otellerin bulundu¤u yerlerdir. Özellikle Hisarönü e¤lence ve al›flverifl için son derece güzeldir. Ayr›ca ertesi günün plan›n› yapmak için size epey
bilgi verecek acenteler bulabilirsiniz.
Ölüdeniz bir plajdan bekledi¤iniz bütün imkanlar› size sunar. Kano ile gezinti, kafeter-
Aflk ve Dans›n Ülkesi
MAURITIUS
K
›rm›z›, siyah,
yeflil ve mavi...Mauritius'un renkleri. Bu adada nereye baksan›z bu
renk cümbüflü aras›nda kal›yorsunuz. Hayat›n ne kadar güzel oldu¤unu anlamak için
mutlaka görülmesi gereken bir yer Mauritius.
Mauritius Adas›, insanlar›n mutlu olmalar› için oluflmufl bir
yer sanki. Daima gülen kad›nlar›n ve erkeklerin flark›lar söyleyerek Sega dans›
yapt›klar›, ylang ylang
a¤açlar›n›n kokusuyla
sarhofl olduklar› ada,
kendisini ziyaret eden
herkesin bafl›n› döndürüyor.
Afrika'n›n ve Hint
Okyanusu'nun tüm
çekicili¤ini alan bu
aday› korumak ise
mercan kayal›klar›n›n
görevi olmufl. Öyle ki;
adan›n çevresini saran
mercan
kayal›klar›
onu okyanusun azg›n
dalgalar›ndan koruyor. Mercan kayal›klar› ile adan›n aras›nda
bulunan masmavi deniz adeta bir akvaryumu and›r›yor ve kumsal›nda uzananlar› derin bir maviye ça¤›r›yor. Denizin ça¤r›s›na
uymamak imkans›z…
Mauritius adas› tarihi
boyunca birçok ülkenin egemenli¤ine girmifl ancak flimdi üze-
rinde bu küçük adada, Hintliler, Afrikal›lar, Çinliler, Frans›zlar yafl›yorlar hem
de bar›fl içinde. Umar›z bir daha ad›n› de¤ifltirmek
zorunda
kalmaz
Mauritius.
Çünkü bu isim adan›n o çekici haline
çok uyuyor.
Mauritius, kirlenmemifl ve kilometrelerce
uzanan plajlar›, ince
gümüfli kumu, genifl
golf sahalar›, turkuaz
gölleri
çevreleyen
hindistan cevizi a¤açl›klar› ve mercan kayal›klar›n›n çevreledi¤i denizi ile muhteflem. Mauritius lagünleri ve plajlar›
dünyan›n en iyileri
aras›nda yer al›yor.
Mercan kayal›klar› ve
plajlar aras›ndaki s›¤
kayalardaki do¤al güzellikleri, ola¤anüstü
bir sualt› yaflant›s›
Mauritius'u ayr›ca çekici k›l›yor. O
41
Dünyan›n En Bilinen Markas›
’n›n Tarihçesi
C
oca-Cola, yüz y›l› aflk›n
bir zamand›r insanlar›n
keyifle içtikleri alkolsüz içecek...19. yüzy›l›n sonlar›nda Dr. John Pemberton taraf›ndan icat edilen, ve bugün,
saniyede 8000 flifle gibi muazzam bir tüketim rakam›na
ulaflm›fl sihirli reniletici...
Coca-Cola'n›n mucidi Dr.
Pemberton, Atlantal› bir eczac›yd›. Pemberton, 8 May›s
1886 günü, evinin arka bahçesinde, üçayak üzerine yerlefltirdi¤i pirinç bir çaydanl›¤a
koydu¤u çeflitli malzemeleri
kar›flt›rd›¤› s›rada akl›nda bir
a¤r› kesici icat etmek vard›.
Pemberton, elde etti¤i kar›fl›m›
kendisi de be¤enince bunu pazarlamay› düflündü. Limon,
tarç›n, koka yapraklar› ve bir
Brezilya bitkisi olan kola tohumlar›n›n kar›fl›m› ile elde
edilen içecek ilk olarak Jacob's
Pharmacy adl› eczanede 5 cent
karfl›l›¤›nda sat›fla ç›kar›ld›...
flifle civar›nda bir sat›fl hacmine ulaflm›flt›.
1886'n›n yaz aylar›yd›. Fena
halde bafl› a¤r›yan bir müflteri,
eczaneden içeri girdi ve eczac›
kalfas›ndan bir flifle Coca-Cola
istedi. Etkisini çabuk gösterece¤ine inand›¤›ndan olsa gerek,
kalfadan, hemen orada bir flifle
Coca-Cola haz›rlamas›n› istedi. Kalfa kar›fl›m› haz›rlad›
ama üflendi¤inden, dükkan›n
öteki taraf›ndaki içme suyundan kullanmak yerine hemen
elinin alt›ndaki sodadan faydaland›. Bafl› a¤r›yan müflteri
bu yeni kar›fl›m› içti ve çok
be¤endi¤ini söyledi. Kalfan›n
üflengeçli¤i sayesinde modern
anlamda gazl›, köpüren CocaCola do¤mufl oldu.
Coca-Cola logosunu ve ad›n›
bulan ise Pemberton'un muhasebecisi Frank Robinson oldu.
Tüm dünyan›n adeta beynine
kaz›nan bu son derece hofl logoyu bizzat kendi elleriyle çizdi Robinson. >>>
Coca-Cola'da o zamanlar içinde köpürmesini sa¤layan karbon asidi bulunmuyordu. Zamanla baflka eczaneler de, raflar›nda bu yeni içece¤i bulundurmaya bafllad›lar. Coca-Cola
ilk günlerinde beyin ve sinir
sistemine iyi gelen bir içecek
olarak lanse ediliyordu. Bu dönemde günde ortalama dokuz
45
50 DOLARDAN
50 M‹LYON
DOLARA
Dr Pemberton, flirketin bir
k›sm›n› Asa Candler adl›
bir ifladam›na satt›. Sa¤l›k
durumu kötüydü ve paraya ihtiyac› vard›. Coca-Cola'n›n toplam reklam ve
tan›t›m masraflar› 76,96$
tutmufl ama elde etti¤i total kâr 50$'da kalm›flt›.
Pemberton'un ölümünden
sonra Coca-Cola'n›n tamam›, Candler taraf›ndan sat›n al›nd›. Coca-Cola,
Candler'a sadece 2300$'a
mal olmufltu. Candler, Coca-Cola'ya sahip oldu¤u
dönemde büyük at›l›mlar
gerçeklefltirdi.
31 Ocak 1893'te Coca-Cola ad›n› tescilledi. 1899'da
büyük bir dolum ve flifleleme tesisinin aç›l›fl›n› yapt›. 1903'te Coca-Cola'n›n
çeflitli rahats›zl›klara iyi
geldi¤ine yönelik reklamlara son verildi. Root
Glass Company'ye, bugünkü klasik cam fliflenin tasar›m›n› yapt›rt›. Sürekli
olarak gazetelerde ve ilan
panolar›nda
Coca-Cola'n›n reklam›n› yaparak
ürünün tan›t›lmas›n› sa¤lad›. Gazeteler arac›l›¤›yla
halka bedava Coca-Cola
kuponlar› vererek halk›n
bu yeni içecekle tan›flmas›n› sa¤lad›. 1914 y›l›na
gelindi¤inde Asa Candler,
bu içecek sayesinde tam
50 milyon Dolarl›k bir
servetin sahibi olmufltu.
1923'te, Asa Candler'›n
46
ölümü ile ailesi Coca-Cola'y›, Ernest Woodruff adl› bir giriflimciye, 25 milyon Dolar'a sat›ld›. Ernest
Woodruff, flirketi o¤lu Robert'a verdi. Robert Woodruff, 1955'e kadar flirketin yönetim kurulu baflkanl›¤›n› bizzat yürüttü.
Robert Woodruff zaman›nda ilk alt› fliflelik karton ambalaj piyasaya verildi. 1929 y›l›nda CocaCola'y› otomatik makinelerden al›p içmek mümkün hale geldi. 1930, radyolardan Coca-Cola reklamlar›n›n bafllad›¤› tarih
oldu. TV reklamlar› ise
1950'de bafllad›. Tüm
dünyada 500 TV istasyonunda Coca-Cola'n›n reklamlar› yay›nland›.
"Coke" kelimesinin marka olarak fliflelerde kullan›lmaya bafllamas›n›n tarihi ise Haziran 1941 di..
1955'te Coca-Cola, teneke kutuya girdi. Teneke
kutudaki
Coca-Colalar
özellikle ABD ordusu için
tasarlanm›flt›. 12 Temmuz
1944'te flirket 1 milyar›nc› galonu (yaklafl›k 4.5
milyar litre) üretti. Ocak
1971'de yedi milyar›nc›
galondan sonra galon rekorlar› o kadar h›zl› k›r›lmaya bafllad› ki flirket
art›k bu konuda bir aç›klama yapmaktan vazgeçti.
1978 y›l›nda iki litrelik
cam flifleler piyasaya verildi. 1978, pet fliflelerin
de ilk kez kullan›ld›¤› y›l
oldu.
HALK
YEN‹ FORMÜLÜ
BE⁄ENMED‹
1985'te Coca-Cola, kendine
pahal›ya mal olacak büyük bir
hata yapt›. Diyet Cola'n›n üretilmesi için yo¤un bir çaba
harcayan flirket bu arada klasik Cola'n›n formülünde de
de¤ifliklik yap›labilece¤ine kanaat getirdi. Yeni formülün
bulunmas› için 4 milyon Dolar
harcama yapt›lar. Yeni formülün, yap›lan testlerde olumlu
reaksiyon almas› flirketi yöneticilerini yüreklendirmiflti.
Bu de¤iflimin alt›nda yatan
önemli bir neden flirketin patronu Robert Woodruff'un ölümüydü. Çünkü Woodruff, hayatta oldu¤u sürece Coca-Cola'n›n formülünü de¤ifltirmeme sözü vermiflti. Di¤er bir
neden ise flirketin Pazar pay›nda dört y›l içerisinde yüzde
2.5'luk bir gerileme yaflanmas›yd›. Bu gerilemenin parasal
ifadesi ise 500 milyon Dolar'd›. fiirket kuruldu¤undan
beri ilk kez formül de¤ifltirme
yoluna gidiyordu.
Yeni formüllü Coca-Cola bas›na ve halka 23 Nisan 1985 günü düzenlenen bir bas›n toplant›s› ile tan›t›ld›.
ABD nüfusunun yüzde 81'i, 24
saat içinde, bu formül de¤iflikli¤inden haberdar olmufltu.
De¤iflikli¤in duyurulmas›ndan
sonraki bir haftada flirketin
800'lü müflteri dan›flma hatt›na gelen telefon say›s› günde
bin ça¤r›ya f›rlad›. Arayanlar›n ço¤u yeni formül karfl›s›n-
da flok olduklar›n›, hayal k›r›kl›¤›na u¤rad›klar›n› ve Pepsi içmeye bafllayacaklar›n› söylüyorlard›.
Duyurudan sonraki alt› haftada gelen telefon say›s› günde
alt›bine ulaflm›flt› ve hemen
hepsi de yaflad›¤› düfl k›r›kl›¤›n› dile getiren insanlardan gelen sitemkâr telefonlard›. fiirkete ayr›ca k›rkbinin üzerinde
sitem dolu mektup gönderilmiflti. Bu mektuplar›n her biri, içlerine birer de yeni formüllü Coca-Cola kuponu konulmak suretiyle yan›tland›.
Mektuplardan birinde, emekli
bir subay, Coca-Cola'y› çok
sevdi¤ini, hatta öldükten sonra yak›l›p küllerinin bir CocaCola kutusuna konulmas›n›
vasiyet edecek kadar çok sevdi¤ini, ama yeni formül karfl›s›nda hayrete düfltü¤ünü, flok
oldu¤unu ve vasiyeti hakk›nda
tekrar düflünmek zorunda kald›¤›n› yaz›yordu.
Bu arada Pepsi de durumdan
yararlanman›n yollar›n› ar›yordu. Coca-Cola'n›n formülü- >>>
47
nü de¤ifltirmesinin
ard›nda yatan nedenin
Pepsi'nin
kendi ürünlerinden
daha iyi oldu¤unu
ve Pepsi'nin kalitesi ile bu formülü
kullanaran bafl edemeyece¤ini idrak
etmesi oldu¤unu
iddia ediyorlard›.
mak durumunda b›rakm›flt›.
Yönetim kurulu baflkan› Roberto Goizueta bir aç›klama
yaparak, Coca-Cola'n›n s›rr›
olarak bilinen 7x formülünün
Atlanta'daki Trust Company
of Georgia'n›n kasalar›nda
sakl› kalaca¤›n› ve bundan
sonra hiç kullan›lmayaca¤›n›
bildirdi. Ama halk›n tercihi
daha a¤›r basacakt›.
Hatta
Pepsi'nin
yönetim
kurulu
baflkan› Roger Enrico, belli
bafll› gazetelere bir mektup yazarak 'Pepsi'nin uzun erimli
pazarlama baflar›s›n›n rakiplerini bu de¤iflikli¤i yapmaya
mecbur b›rakt›¤›n› ve Pepsi'nin amans›z rekabette büyük bir zafer kazand›¤›n›' söylemiflti.
Coca-Cola'n›n eski formüle
dönüflü, ‹sa'n›n yeryüzüne
ikinci kez gelmesine benzetilerek
Coca-Cola yönetimi, yeni formülün sat›fllar› yüzde 1, yani
200 milyon Dolar artt›rd›¤›n›
söylüyordu. Bir yandan halk›n
tepkisi, di¤er yandan ellerindeki rakamlar Coca-Cola yöneticilerini zor bir karar al-
"‹kinci Gelifl" olarak adland›r›ld›. Baflkan Roberto Goizueta
bir aç›klama daha yaparak önce yeni formülü be¤eni ile
içen kesime teflekkür etti. Daha sonra da eski formülü isteyen kesime bir müjde vererek
klasik Coca-Cola'n›n tekrar
üretilip sat›fla sunulaca¤›n›
bildirdi.10 Temmuz 1985'te,
yani yeni Coke'un tant›lmas›ndan 87 gün sonra klasik
Coca-Cola tekrar sevenleri ile
kucaklaflt›. Coca-Cola yönetici-
di¤ine göre dünyada sadece iki
kifli biliyor. Bu yedi maddenin
listesi bir bankan›n kasas›nda
saklan›yor. http://www.sodafountain.com/ gibi sitelerde
bu formülün ne oldu¤una dair
bir tak›m listeler bulunmakla
birlikte bunun gerçek formül
olup olmad›¤›n› bilmenin kesin bir yolu mevcut de¤il.
leri sonraki günlerde hata
yapt›klar›n› itiraf ettiler. 99
y›ll›k milli bir tad›n de¤ifltirilmesinin ülkeye ve halka ihanet oldu¤unu söyleyenler bile
ç›kt›.
Halk bu geri ad›ma çok sevindi. 800'lü hatta 18000 teflekkür telefonu geldi. fiirketin
borsadaki ifllem fiyat› da tavan
yapt› ve son 12 y›l›n en yüksek düzeyine f›rlad›.
DÜNYANIN
YÜZDE 94'ÜNÜN
TANIDI⁄I MARKA
Coca-Cola'n›n içindeki maddelerden bilinenler su, kafein,
fosforik asit, vanilya, çeflitli
ya¤lar ve esanslar, koka yapraklar› ve kola f›st›¤›. Asl›nda
Coca-Cola'ya o özgün tad› veren 7 bilinmeyen madde daha
var. Bu yedi maddeyi, söylen-
48
Coca-Cola, marka olarak dünyan›n en bilinen markas› olma
özelli¤ini de elinde bulunduruyor. Dünya nüfusunun yüzde 94'ü, Coca-Cola markas›n›
tan›yor. Her saniye yeryüzünde 8000 flifle ya da kutu CocaCola tüketiliyor. 140 ülkede
5.8 milyar insan taraf›ndan
içilen Coca-Cola'n›n borsa de¤eri 58 milyar Dolar civar›nda.
Bu rakam Türkiye'nin iki y›ll›k ihracat rakam› kadard›r.
fiirket, uzun y›llard›r Olimpiyat Oyunlar›'n›n sponsorluk
da yap›yor. fiirket, memleketi
olan Atlanta'ya büyük miktarlarda ba¤›fl yap›yor; ö¤rencilere burslar veriyor; derneklere
yard›mlarda bulunuyor.
Atlanta'daki "World of Coke"
müzesi gezildi¤inde flirketin
köklü geçmifli ve muazzam büyüklü¤ü hakk›nda daha iyi fi-
kir edinilebiliyor. Sprite ve
Fanta markalar›n› da üreten
flirket, dünyan›n en büyükleri
aras›ndaki yerinii s›k› rekabet
ortam›na karfl›n halâ korumay› sürdürüyor. O
S
afir, aflkta sadakati sa¤lar, yanl›fl davran›fllar›
engeller. ‹nanc› güçlendirerek kifliye güven verir.
Kifliye flefkat duygusu vererek
ruhsal duyarl›l›¤›n› art›r›r.
Kuflkular›n yok edilmesi ve kiflinin ruhsal geliflime aç›k hale
gelmesine yard›mc› olur. Özgürlük hissi verir. Psiflik yetenekleri art›r›r. Sezgiyi kuvvetlendirir. Sinirleri sakinlefltirir
ve konsantrasyonu art›r›r.
Ayr›ca, böbrekleri kuvvetlendirir. Kalbi kuvvetlendirir.
Sinirleri
sakinlefltiren tafl
SAF‹R
Tüm salg› bezlerini harekete
geçirici özelli¤e sahiptir.
Mücevher kalitesinde olup da
k›rm›z› renkte olmayan her
korindon safir olarak adland›r›l›r. Ancak bu isim, en çok
mavi renkliler için kullan›lmaktad›r. ‹çerisindeki demir
ve titanyum katk›lar› dolay›s›yla rengi çeflitlilik gösterir,
ancak en k›ymetlisi berrak ve
derin mavi olan›d›r. “Renk de¤ifltiren safir” ad› da verilen
baz› safirler, do¤al ve suni ›fl›k
alt›nda mavinin farkl› tonlar›n› ortaya koyar.
Ayr›ca çeflitli do¤al
eklentilerle “y›ld›z
safiri” türleri oluflabilir ki, bunlar
genellikle yuvarlak “cabochon” kesimle ifllenir ve oldukça de¤erlidirler.
Bunlar feminen görünmedi¤i için pek çok
erke¤in de tercihidir.
Renklerine göre tafllar›n
kaynaklar›n› ay›rt etmek
mümkündür. Kaflmir safirinden sonra en iyi mavi safirler
Burma'da, Sri Lanka'da ve
Hindistan'›n di¤er yörelerinde, pegmatit yap›larda ve alüvyal tortularda ç›kar›lmaktad›r.
Tayland, Avusturalya ve Nijerya menfleli safirler koyu mavidir, neredeyse siyahm›fl izlenimi verir. Bunlara “gece mavisi
safirler” de denir. ABD-Montana'da üretilen safirlerde ise çekici, metalik mavi bir ton hakimdir. Bunlar d›fl›nda Kamboçya, Brezilya, Kenya, Malawi
ve Kolombiya di¤er safir yöreleridir. O
B‹TK‹LERLE GELEN SA⁄LIK
Domates: Patl›cangillerden bir çeflit bitkidir. Ürünü için yetifltirilir. Vatan› Meksika ve Peru'dur. Yabani türünün meyveleri yuvarlak ve kiraz kadar küçüktür. Domatesin içeri¤inde lycopin denilen bir madde bulunur. A, B, C vitamileri bak›m›ndan zengindir. Gövde ve yapraklar›nda solanin
denilen zehirli bir alkoloid bulunur.
Adaçay›: Ball›babagillerden; özellikle Akdeniz bölgesinde
yetiflen ›t›rl› bir bitkidir. Menekfleye benzeyen çiçekleri
haziran, temmuz aylar›nda açar. Yapraklar› uzun, kenarlar› t›rt›ll›, beyaz›ms› yeflil renktedir. Hafif kafuru kokusu vard›r. Çiçek açt›¤› zaman toplan›p, kurutulur.
Faydas›: Bol idrar söktürür. Vücutta biriken zehirli maddelerin at›lmas›n› ve kan›n durulmas›n› sa¤lar, damar sertli¤ini giderir. Romatizma ve nikriste faydal›d›r. Safra ve böbrek tafllar›n›n düflürülmesine yard›mc› olur. Üremiyi düflürür. Hazm› kolaylaflt›r›r. Kab›zl›¤› giderir. Mide ve ba¤›rsaklar›n düzenli bir flekilde çal›flmas›n› sa¤lar. Cilde tazelik ve
pembelik verir. ‹sili¤i ve mayas›l› giderir. Nas›rlar›n sökülmesine yard›mc› olur. Ç›banlar›n olgunlaflmas›n› sa¤lar. Ar›
sokmas›nda ve yan›klar›n tedavisinde faydalan›l›r. Kansere
karfl› korur. Midesi zay›f olanlar, böbrek ve mesanelerinde
iltihap olanlar, suyunu içmelidirler.
Faydas›: Mide va ba¤›rsak gazlar›n› giderir. Mide bulant›s›n› keser. Haz›m sisteminin düzenli çal›flmas›n› sa¤lar.
Bo¤az, bademcik ve difleti iltihaplar›n› giderir. Gö¤sü yumuflat›r. Ast›mdaki s›k›nt›lar› geçirir. ‹drar ve ter söktürür. Banyo suyuna kat›l›p y›kan›l›rsa; zindelik verir.
Günde, 3 kahve fincan›ndan fazla içilmemelidir
Havuç: Maydanozgillerden; uzunca koni fleklinde ve etli
olan kökünden dolay› sebze olarak yetifltirilen bir çeflit bitkidir. ‹çeri¤inde fleker, A vitamini ve karotin vard›r.
Faydas›: Müzmin kab›zl›¤› giderir. Çocuk ishallerini keser.
Ba¤›rsak iltihaplar›n› giderir. Mide ve ba¤›rsak kanamalar›n› keser. Kans›zl›¤› giderir. Cilde canl›l›k verir. Anne sütünü art›r›r. Cilt ve göz hastal›klar›n› önler. Böbrek a¤r›lar›n› dindirir. Vücuda kuvvet verir. Ast›m, bronflit, ses k›s›kl›¤›nda gö¤sü yumuflat›r, rahatl›k verir. Veremde de faydal›d›r. Mide ve onikiparmak ülserinde flikayetleri giderir.
Kalp hastal›klar› ve damar sertli¤inde faydal›d›r. ‹drar ve
ba¤›rsak gazlar›n› söktürür. Aybafl› halinin muntazam ve
a¤r›s›z olmas›n› sa¤lar. Difl etlerini kuvvetlendirir. Yüz ve
boyun k›r›kl›klar›n› giderir. Görme gücünü art›r›r.
Al›ç: Gülgillerden; k›rlarda yabani olarak yetiflen bir
a¤açt›r. Meyveleri; küçük muflmulaya benzer, k›rm›z›
renklidir. Tad› mayhofltur. Hekimlikte meyvesi kullan›l›r.
Faydas›: Asabi çarp›nt›lar› giderir. Sinir bozuklu¤unu geçirir. Yüksek tansiyonu düflürür. Aritmide kullan›l›r. Uykusuzlu¤u giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertli¤i ve
gö¤üs nezlesinde faydal›d›r
Kahve: ‹kiçenekliler s›n›f›n›n, kökboyas›giller familyas›ndan, vatan› Afrika olan, fakat Asya ve Amerika'n›n tropik
bölgelerinde yetifltirilen, 20 kadar çeflidi olan bir a¤açt›r.
En çok bilineni Arabistan kahvesi'dir. 7-8 metre boyunda
bir a¤açt›r. Yapraklar› sivri uçlu olup, kenarlar› dalgal›d›r.
Çiçekleri beyaz ve hofl kokuludur. Meyvesi kiraza benzer;
içinde ince iki çekirdek bulunur. Her çekirde¤in içinde
ayn› flekilde bir tohum vard›r. Tohumlar›nda, kafein alkoloidleri vard›r.
Gül: Gülgillerin örne¤i olan bitki ve bunun çiçe¤idir. Bir
çok çeflidi vard›r. Bunlar; kokusu, rengi, flekli, irili¤i ve
ufakl›¤› bak›m›ndan birbirinden ayr›l›r. En çok görülen
çeflitleri; sar› gül, van gülü, yediveren gülü, Yabani gül ve
fiam gülüdür. Pembe gülün taze çiçeklerinden gülsuyu ve
gül esans› elde edilir. ‹çeri¤inde geraniol, rodinol, eugenol,
citronel ve feniletil alkol vard›r. Hekimlikte çiçeklerinin
renkli yapraklar› kullan›l›r. Bunlar, gonca halindeyken
toplan›p, s›cak bir yerde kurutulur ve ›fl›k almayan kutularda saklan›r.
Faydas›: Kandolafl›m›n› sa¤lar. Uykuyu kaç›r›r, düflünmeyi kolaylaflt›r›r. Yar›mbafl a¤r›lar›n› dindirir. Uyuflturucu
maddelerle zehirlenmelerde faydal›d›r. Bo¤maca öksürü¤ünü keser. Nikris a¤r›lar›n› teskin eder. Tansiyonu yüksek olanlar›n kahve içmemesi tavsiye edilir. Ayr›ca fazla
miktarda içildi¤inde uykusuzluk, sinir bozuklu¤u ve çarp›nt› yapar.
Faydas›: Antiseptik olarak kullan›l›r. ‹shali keser. Bo¤az ve
bademcik iltihaplar›n› giderir. Göz kanlanmalar› ve göz
nezlelerinde faydal›d›r. Ayr›ca krem ve parfümeri
sanayinde kullan›l›r. O
Greyfurt: Turunçgiller familyas›ndan; bahçelerde yetifltirilen bir a¤aç ve meyvesidir. Meyvesi, portakaldan daha
iri, kanarya sar›s› renginde, tad› hafif ac›ms› ve ekflidir.
‹çeri¤inde C vitamini vard›r.
Faydas›: ‹fltah açar. Karaci¤erin normal çal›flmas›n› sa¤lar.
Safra ifrazat›n› artt›r›r. Hazm› kolaylaflt›r›r. ‹drar tutuklu¤unu giderir, bol miktarda idrar söktürür. Vücutta
biriken suyu ve zehirli at›klar› atar. Kan› temizler. Bedeni
ve zihni yorgunlu¤u giderir. Felç ve kanamalar› önler.
Akci¤er ve gö¤üs hastal›klar›nda faydal›d›r.
52
Çi¤dem: Zambakgiller familyas›ndan türlü renklerde çiçekler açan zehirli bir k›r bitkisidir. Çiçekleri A¤ustos-Eylül
aylar›nda açar. Rengi sincabidir. Hekimlikte so¤an k›sm›,
çiçekleri ve tohumu kullan›l›r. Etkili maddesi 'colcihine alkoloidi'dir. Birçok çeflidi vard›r.
Faydas›: ‹drar söktürür. Kab›zl›¤› giderir. Tavsiye edilen
dozdan fazla kullan›lmamal›d›r
Diyet Yapanlar›n
Vazgeçilmez Meyvas›
K‹RAZ
B
ahar› en güzel müjdeleyenlerden biri kiraz
a¤ac›n›n çiçekleridir.
Dünyan›n en eski meyvelerinden kiraz do¤u Avrupa ve bat› Asya aras›ndaki bölgelerde yetiflir.
Kiraz›n k›rm›z›, sar› pembemsi, alacal› ve
bordo renkleri vard›r. Ülkemizden yayg›n
çeflitleri Karabodur, Dalbast› ve Napolyon'dur. Meyvesi iri ve kabu¤u k›rm›z› olan
Napolyon; meyvesi çok iri kabu¤u çok koyu
bordo olan Bing; eti aç›k sar› meyvesi orta
irilikte kabu¤u koyu ve ince sar› üstüne k›rm›z› alacal› olan Karabodur, eti krem renginde olan Dalbast› en iyi bilinen türleridir.
Rengi koyu olan kirazlar her zaman daha
tatl›d›r. Saklarken kiraz›n saplar›n› ç›karmazsan›z ömrü daha uzun olur. Y›kamadan
plastik bir kaba koyup buzdolab›nda saklay›n ve yemeden hemen önce y›kay›n. Taze
kirazlar›n 2-4 gün içinde tüketilmesi gerekir. Kiraz› ayr›ca derin dondurucuda da saklayabilirsiniz. Bunun için kiraz›n çekirdeklerini ç›karman›z gerekir.
Kiraz›n birçok faydas› vard›r. ‹drar söktürür. Böbreklerde biriken zararl› maddelerin
at›lmas›na yard›mc› olur. Kab›zl›¤› giderir.
Kan›n temizlenmesine yard›m eder. Nikris,
romatizma, damar sertli¤i ve mafsal kireçlenmesini önler.. Karaci¤er fliflli¤ine iyi gelir. Safra ak›fl›n› normale döndürür. Sivilceleri önler. Susuzlu¤u giderir.
Kabuklar› ishali keser. Atefli düflürür. Çiçekleri gö¤sü yumuflat›r ve öksürü¤ü giderir.
Bileflimindeki A ve C vitaminleri, düflük kalori de¤erleriyle ayn› zamanda diyet yapanlar›nda sofralar›ndan eksik etmemeleri
gereken bir meyvedir. O
Diflhekimli¤i Prati¤inde
H‹PNOZ
Dr. Dt. Ahu Eser ESET
A¤›z, Difl, Çene Hastal›klar› ve Cerrahisi Uzman›
[email protected]
H
ipnoz kelimesini ilk
defa ‹ngiliz doktor
Braid taraf›ndan kullan›lm›flt›r. Kendisine bu konuda Yunan mitolojisi kaynakl›k
etmifltir. Mitolojide Hypnos, Uyku Tanr›s›'d›r. Ad›n› bir uyku
tanr›s›ndan alan hipnoz, bilimsel tan›mlamas›yla bir uyku hali de¤il tam tersi bir fark›ndal›kt›r. Hipnozdaki kifli uyan›kt›r,
hipnoz uygulayan kiflinin tüm
sözlerini duyar, anlar, hatta yarg›lar, sorulara yan›tlar verir.
Tam olarak Hipnoz; söz, bak›fl,
hayal gücü ya da baz› yard›mc›
nesneler kullan›larak telkin vb.
tekniklerle oluflturulan; kiflinin
duygu, düflünce, alg› ve bellek
ifllevlerinde de¤iflikliklerin gerçeklefltirilebildi¤i özel bir bilinç
durumudur.
Baflka isimler alt›nda hipnozun
klinik problemleri tedavi etmede kullan›m› as›rlarla ifade edilebilecek uzun bir tarihe sahip
olup, bu durum dini ve ayin törenlerini anlatan eski metinlerde de kay›tl›d›r.
Hipnozun yukar›daki tan›mla-
maya uygun olan kullan›m temellerini ise Viyanal› Doktor
Anton Mesmer'in 1779 y›l›ndaki çal›flmalar›nda görmek mümkündür. Modern hipnozun babas› ise James Esdaille olarak bilinir ve 1843 y›l›nda hipnotizm
ad›n› teknik bir terim olarak
kullanm›flt›r.
Difl Hekimli¤i ve hipnoz uygulamalar›n›n tarihçesi ise 1837'de
Qudet isimli Frans›z bir hekim
taraf›ndan hipnoanestezi ile difl
çekimi gerçeklefltirmesi ile bafllar. Devam eden çal›flmalar 1955
y›l›nda ‹ngiltere'de, 1957 y›l›nda
da A.B.D.'de hipnozun difl hekimlerinin günlük çal›flmalar›nda kullanabilece¤ine dair ilk yasalar ile yasal bir zemine oturmufltur. Ülkemizde difl hekimli¤i alan›nda hipnozun kullan›m›
ile ilgili çal›flmalar 1935, 1946,
1960, ve 1967 y›llar›nda yaz›lan
çeflitli tezler ile üniversitelerde
de yerini alm›flt›r. Bu konuda
Dr. Hüsnü ‹smet Öztürk taraf›ndan at›lan sa¤lam temeller T›bbi
Hipnoz Derne¤i'nin kurucusu
de¤erli Meslektafl›m›z Ali Eflref
Müezzino¤lu ve ekibi taraf›ndan
günümüze dünya standartlar›nda bir e¤itim ve buna ba¤l› bilimsel uygulamalar olarak gelmifltir. E¤itimler sertifika
programlar›, kurslar,
ulusal ve ulusla-
raras› kongreler fleklinde T›bbi
Hipnoz Derne¤i çat›s› alt›nda
devam etmektedir.
Hipnoz bilim çevreleri taraf›ndan t›bbi bir giriflim olarak kabul edilmektedir. Dünyan›n ço¤u ülkesinde bu durum, yasalarla desteklenerek hukuki yönünü de kazanm›flt›r. Hipnoz t›pk›
bir hastan›n muayene edilmesi,
herhangi bir organ›n›n ameliyat
edilmesi yada bir hastal›¤›n tedavi edilmesi gibi t›bbi bir giriflimdir.. Bu nedenle de hem yasal bak›mdan hem de etik bak›m›ndan hipnoz yap›lan›n haklar› ve hipnoz yapan›n yetki ve
sorumluluklar› söz konusudur.
T›p eti¤i ve sa¤l›kla ilgili yasalar
hipnoz uygulamalar›nda da aynen geçerli ve ba¤lay›c›d›r. Hipnozun t›bbi bir giriflim olmas›
nedeniyle, günümüzde 50'nin
üzerinde ülkede e¤lence ve
show amaçl› sahne hipnozu yasaklanm›flt›r. Ülkelerin ço¤unda
hipnoz sadece tedavi amac› ile
ve hekim, difl hekimi ve psikologlar taraf›ndan uygulanabilmektedir. Ülkemizde verilen e¤itim çal›flmalar› da bu meslek
gruplar›na yöneliktir.
Hipnoz dört grupta s›n›fland›r›lmaktad›r:
Hetero Hipnoz: Kiflinin veya kiflilerin bir hipnozitör arac›l›¤› ile
hipnotize edilmesidir. >>>
57
Oto Hipnoz: Daha önce bir hipnotizör taraf›ndan hipnotik telkin alm›fl kiflinin bu telkinler
çerçevesinde daha sonra ihtiyaç
duyulan, istenilen ve s›n›rlar›
belirlenmifl durumlarda kendi
kendini hipnotize etmesidir.
Özel Haller veya Hipnoza Benzeyen Durumlar: Yol veya direksiyon hipnozu, televizyon
hipnozu, annenin veya de¤irmencinin selektif hipnozu
bu grupta yer almaktad›r.
dikkatini yo¤unlaflt›rabilen kifliler hipnoza çok kolay girer ve
kolayca da derinleflebilirler. Çocuk hastalarda da befl yafl üzerine hipnoz uygulanabilmektedir.
hipnoz ile ilgili olarak toplumda
endifleye neden olan “hipnozdan
ç›kamama gibi bir durum var
m›?” sorusunun cevab› kesinlikle hay›rd›r.
Bu niteliklere uygun bireyler
ancak isterlerse hipnotize olabilirler ve kendi ahlak anlay›fllar›na ters düflen telkinleri yerine
getirmez, istemedi¤i hiçbir davran›fl› yapmaz, istemedi¤i fleyleri
Difl Hekimli¤i'nde Hipnozun
kullan›m alanlar› ise flöyledir:
‹laçla Hipnoz: Hipnoza dirençli bireylerde uygulanan bir yöntemdir.
Son maddeden anlafl›laca¤›
gibi kiflilerin hipnoza yatk›nl›k dereceleri (hipnotizabilite) çeflitlilik göstermektedir. Hipnozun gerçekleflmesinde zeka, alg›lama, de¤erlendirme, hayal
gücü ve konsantrasyon çok
önemlidir. Bu nedenle de
bu ifllevlerin düzeyleri hipnoza yatk›nl›¤› belirlemektedir. Hipnoza yatk›nl›k,
bireyin kiflilik özelliklerine, biliflsel ifllevlerinin düzeyine ve içinde bulundu¤u ruhsal durum yada varsa ruhsal hastal›¤›n›n niteliklerine göre farkl›l›klar
gösterir. Örne¤in, dikkat
ve alg›laman›n ciddi düzeylerde
yetersiz oldu¤u veya bozuldu¤u
zeka gerili¤i olan kiflilerin, a¤›r
depresyon ve bunama hastalar›n›n hipnoza girmeleri mümkün
de¤ildir. Yine karfl›s›ndakine güvenmeyen, her an kontrolü elden kaç›rma yada zarar görme
endiflesi yaflayan, kuflkucu, afl›r›
titiz yada baflkalar›ndan direktif
almay› kabullenemeyen Paranoid, Obsesif ve Narsisistik kiflilik
özellikleri olan kifliler hipnoza
çok zor ve yüzeysel girerler. Zeki, hayal gücü kuvvetli, kolayca
58
söylemezler. Bu flekilde ele al›nd›¤›nda; tan›mlanan mesleklerden e¤itimli kifliler arac›l›¤›yla
uygulanan hipnozun bireye hiçbir zarar› veya yan etkisi yoktur.
Hipnozun kendi içindeki di¤er
bir oto kontrol mekanizmas› da
hipnozdan ç›kmaya yöneliktir.
Hipnotizörün kontrolünde hipnozdan ç›kamama gibi bir durum söz konusu olmad›¤› gibi,
hipnotizörün ortamdan belli bir
süre uzaklaflmas› sonucu kifli
kendi kendine de hipnozun etkisi alt›ndan ç›kar. Dolay›s›yla
• Hastan›n sakinleflmesi ve korkular›n›n giderilmesinde,
• Hastan›n tedavisi için gerekli
olan ortodontik veya protetik
apareylerin kabulünde ve
bireyin bu apareylere al›flt›r›lmas›nda,
• Uzun ve s›k›c› çal›flmalar
s›ras›nda hastan›n rahat›n›n sa¤lanmas›nda,
• Çene ekleminin (T.M.E.)
fonksiyon bozuklu¤u olgular›nda,
• Difl s›kma, g›c›rdatma gibi
al›flkanl›klar›n kontrolünde,
• Anestezi ve analjezi (a¤r›
kontrolü) sa¤lanmas›nda,
• Hofl olmayan çal›flmalar›n
unutturulmas›nda,
• Genel anestezi öncesi
veya s›ras› süreçte,
• Bulant› ve ö¤ürtü refleksinin kontrolünde,
• Tükürük ak›m›n›n veya
kanaman›n kontrolünde,
• Operasyon sonras› analjezi sa¤lanmas›nda,
• Alerji durumlar›nda,
• Biyolojik iyileflmenin h›zland›r›lmas›nda.
Tüm bu konularda bizlere yard›mc› olabilen hipnoz, bugün
rutinden çok di¤er t›bbi metotlar uyguland›ktan sonra veya
baflka yöntemlerle tedavi mümkün olmad›¤›nda tercih edilen
ve hastan›n tam onay›n›n al›nd›¤› ve ayd›nlat›ld›¤› durumlarda uygulanan bilimsel bir tedavi
seçene¤idir. O
Hastal›klara Çözüm
GEN TEST‹
Uzm. Dyt. Simge BELL‹SAN
Ö
nemli olan günümüzde tedavi edici diyetisyenlikten daha çok hastal›klara karfl› koruyucu diyetisyen olabilmektir. Dan›flmanl›k yapt›¤›m hastalara kifliye özel beslenmenin önemini anlat›yorum. Her bireyin kendine özel beslenmeyi ö¤renmesi gerekiyor. GentestVial, bireyin genetik yap›s› do¤rultusunda optimum sa¤l›¤a ulaflabilmesi için bireye, hekimine, diyetisyenine, egzersiz
dan›flman›na yard›mc› olmak üzere yap›lan bir analizdir.
GentestVial testini yapt›rarak genetik olarak hangi hastal›klara yatk›nl›¤›n›z oldu¤unu ö¤renebilir ve
alaca¤›n›z önlemlerle ömrünüzü uzatabilir, kompleks hastal›klardan korunabilir ve yaflam kalitenizi artt›rabilirsiniz. Yaflam tarz›m›z ve genetik yatk›nl›klar›m›z›n hastal›klar›n ortaya ç›kmas›nda etkin rol oynad›klar› bilimsel bir gerçek. fiimdi a¤z›n›zdan ald›raca¤›n›z ufak bir mukoza dokusu ve cevaplayaca¤›n›z kiflisel de¤erlendirme formu ile gelecekte kalp damar hastal›klar›, felçler, diyabet, osteoporoz ve kanser gibi kompleks hastal›klar›n ortaya ç›kma ihtimalini azaltabilirsiniz.
GentestVial, kronik ve kompleks hastal›klarla ilgili befl temel alanda yatk›nl›¤›n›z› ve direncinizi etkileyecek genetik polimorfizmlerinizi ortaya koymakta ve bunlar›, testi yapt›rd›¤›n›z s›radaki beslenme
ve yaflam tarz› al›flkanl›klar›n›z›n ›fl›¤› alt›nda de¤erlendirmektedir. Bu de¤erlendirme sonucunda beslenmenizi, fiziksel aktivitenizi ve yaflam tarz›n›z› nas›l düzenlemeniz gerekti¤i konusunda size detayl›
bilgiler verilmektedir.
Ele al›nan 5 temel alan flunlard›r ;
Antioksidasyon ve Detoksifikasyon Mekanizmalar›n›z›n Yetersizli¤inin Yol Açabilece¤i Hastal›klar,
‹nflamatuar Mekanizmalar›n Yol Açabilece¤i Hastal›klar,
Kalp-Damar ve Beyin Damar Hastal›klar›,
‹nsülin Direncinin Yol Açabilece¤i Hastal›klar,
Kemik Hastal›klar›
18 yafl›n üstünde, sa¤l›¤›na önem veren, hastal›klar gelmeden önce yatk›nl›klar›n› ö¤renerek önlem almak isteyen kad›n-erkek tüm bireylere tavsiye edilir. GentestVial'i yaflam›n›z boyunca yaln›zca bir defa yapt›rman›z yeterlidir. GentestVial,kapsam›ndaki tüm analizler Türkiye'de yap›lmaktad›r. GentestVial, bu konuda özel e¤itim alm›fl kifliler taraf›ndan uygulanmaktad›r.
Sonuçta tamamen size özel 150 sayfal›k GentestVial raporunuz haz›rlan›yor. Bu raporda kiflisel tercihleriniz, yaflam tarz›n›z göz ardr› edilmeden genetik yap›n›za uygun beslenme, vitamin ve supleman kullan›m›, egzersiz reçetesi ve t›bbi takip önerileri sunuluyor. Bu raporun ›fl›¤›nda özel beslenme program›
haz›rlanarak bireyler ideal a¤›rl›klar›na çok daha do¤ru flekilde getiriliyorlar ve vücutlar›n› tan›d›klar›
için vücut a¤›rl›klar›n› korumalar› çok daha kolay oluyor. O
60
Tunal› Hilmi Caddesi Ku¤ulu ‹flhan› B Blok
5. Kat No: 123/166 Kavakl›dere / Ankara
Tel: 0312 468 58 81
Aflk Kadar S›cak, fieytan Kadar Siyah
KAHVE
Sabah uyan›r uyanmaz elini kahve fincan›na atanlardan
m›s›n›z; hani flu kahvesiz yaflayamayanlardan? Yoksa kahveyi
uzun geçen bir gecenin ard›ndan ay›lmak için mi içiyorsunuz?
Belki de biri hat›rlatmasa hiç akl›n›za gelmeyecek.
Kahveye mesafeniz her ne olursa olsun siyah iksirin cazibesi
yads›namaz.
Kimisi, kahveyi gece kadar koyu, cehennem kadar s›cak, kad›n
kadar tatl› içmek gerek derken Araplar kahvenin kahve
olabilmesi için ölüm gibi ac› olmas› gerekti¤ini iddia ederler.
Di¤er kültürlerin aksine Türk kültüründe kahve uyanman›n
de¤il muhabbetin arac›d›r. Kahve her zaman de¤il genifl
zamanlarda içilir bizde.Yan›na kurabiye yerine hofl sohbet
aran›r. Demem o ki, Türk milletininin gözünde kahvenin
itibar› ayr›d›r.
Yaz›: Zeynep TANITKAN
Avrupal›'lar›n
kalbini fethetti
Venedik'li bir tüccar 1615'de
“Türk'lerin, hofl kokulu siyah
bir içece¤i var, size bundan biraz getirece¤im.” diyerek kahveyi Avrupa'ya tan›t›r. Kahve'nin Avrupa'ya bir Müslüman içece¤i olarak girmesi fa-
K
imsecikler taraf›ndan
bilinmeyen bir bitkiyken dünyan›n dört
bir yan›nda farkl› flekillerde
tüketilen kahvenin hikayesi
Etiyopyal› keçi çoban› Kaldi'nin tesadüfi keflfi ile bafll›yor.
Bir gün keçilerinin bir çal›l›ktan öbürüne koflturduklar›n›
gören Kaldi bu tembel hayvanlara neyin bu kadar enerji
verdi¤ini merak eder ve hayvanlar› takip eder. O güne kadar görmedi¤i bir bitkinin tomurcuklar›n› yiyen keçilerin
daha canl› ve hareketli bir hal
ald›klar›n› görünce meraklanarak kendi de bu bitkiyi denemeye karar verir. Kaldi köyün manast›r›na gidip buluflundan rahip dostuna da bahseder. Kahve tohumlar›ndan
yapt›¤› içece¤i deneyen rahip
gece dualar› s›ras›nda daha
uzun süre ay›k kald›¤›n› fark
edip bu içece¤i di¤er arkadafllar› ile paylafl›r. Kahvenin s›rr› yavafl yavafl ama emin
ad›mlarla K›z›l Denizi aflar ve
Arabistan'a kadar yay›l›r. ‹slam gitti¤i her yere kahveyi
de götürür; Kuzey Afrika, ard›ndan Hindistan.
64
natik H›ristiyanlar› k›zd›r›r.
Kahve'yi fleytan icad› olarak
nitelerler ve Papa 4. Clement'den kahveyi yasaklamas›n› isterler. Papa son karar›n›
vermeden önce bu içece¤ini
denemek ister ve o günden
sonra kahve Papa taraf›ndan
onaylanm›fl bir içece¤e dönüflür.
Bir di¤er rivayete göre ise,
kahveyi Avrupal›'lara takdim
eden bizzat Osmanl› ordusudur.
Azametli Osmanl› ordusu Viyana önlerinde prestiji ile beraber çuvallar dolusu da erzak
b›rak›r. Hemen hemen bir orduyu donatacak malzemenin
içinde kahve çuvallar› da vard›r.
Kahvenin bir di¤er ilginç yan›
ad›n›n sürekli politika ile
an›lmas›d›r. III. Murat “dedikodu yap›l›yor” diye kahvehaneleri kapat›rken, Köprülü
Mehmet Pafla daha ileri giderek kahvecileri çuvallara koydurup bo¤az›n sular›na yollam›fl. Ancak a¤›z tad› politikay›
yeniyor ve Osmanl› padiflahlar›n›n çekindi¤i kahvehaneler,
Fransa'da da en ateflli politika
tart›flmalar›n›n cereyan etti¤i
mekanlar olmufl hep.
Kahveyle anlat›lacak çok hikaye var. Örne¤in, Hollandal›'lardan ald›¤› kahve filizlerini özenle yetifltiren Jussieu'nun binbir macerayla dolu
Amerika yolculu¤u, 1773'te
çay sat›fl› tekelinin Do¤u Hindistan fiirketi'ne verilmesi nedeniyle Bostonlu Amerikal›lar›n eyleme geçerek ‹ngiliz gemilerine yüklenen çaylar› denize dökmeleriyle kahvenin
Amerika'da egemenli¤ini ilan
etmesi, ya da fazla kahve stoklar›n›n lokomotiflerde yak›t
niyetine kullan›lmas› gibi.
Fazla uzatmadan kahvenin öyküsünü burada bitirelim ki
kendinize bir fincan kahve
daha al›n. O
Kum Oca¤›nda
Kahve
Kum oca¤›nda Türk Kahvesi, Uluda¤ Lokantalar›nda içilir.
Lezzetine doyum olmuyan bu kahvenin yap›l›fl› da çok
özel..
Her bir kahve için bir
fincan so¤uk su bak›r
cezvelere konur. Cezveye bir kafl›k özel çekilmifl ve kavrulmufl
kahve konur. Cezveler içi ince kum dolu
ocakta a¤›r a¤›r kumun s›ca¤›yla piflirilir.
Cezve s›k s›k kumun
içine sokularak geri
çekilir. Bir süre sonra
kabaran köpük fincanlara pay edilir. Kalan
kahve bir tafl›m daha
piflirilir ve fincanlara
boflalt›l›r. Afiyet olsun...
65
D
al›fl, sualt›nda görmek ve nefes
almaktan daha fazla yada karmafl›k de¤ildir. Dal›fl; insanl›k tarihinin en eski rüyalar›ndan birisi, bambaflka bir dünyada bofllukta as›l› durabilmek,
yaln›zca film ve kitaplarda görebilece¤iniz
bir dünyay› keflfetmektir.
Denizalt›n› Keflfetmek
DALIfi
Dal›fl›n temel düflüncesi: Olabildi¤ince
uzun bir süre ve kurallar izin verdi¤ince
araflt›rma ve keflfetme duygular›n› dal›fl
arkadafl› ile keyifle paylaflabilmektir.
‹nsan›n inan›lmas› güç derinliklere nefesini tutarak dald›¤› serbest dal›fl sporunun
tarihi çok eskilere dayan›r. Sualt› avc›l›¤›
ile insanlar›n geçimini sürdürmeleri amac›yla bafllayan bu spor sualt› avc›l›¤›n›n
çok ötesine geçip günümüzde limitlerini
keflfetmek isteyen bir grup serbest dal›c›
taraf›ndan ayr› bir boyut kazanm›flt›r. Bu
sporun ilginç do¤as› adrenalin peflinde >>>
formasyonun içinde kalm›flt›r ve gelecek
100 y›lda da öyle olacakt›r.
Dal›fl için, sabah›n köründe kalk›l›r, tekneye gidilir, malzemeler tafl›n›r zorla o darac›k elbise giyilir ama suyun alt›nda geçirilen o k›sac›k zaman dilimi bütün o
zahmeti çekmeye de¤er dedirtir. Kurallar›na uyarak yap›lan dal›fl çok zevkli ve bir
o kadar da tehlikesizdir.
Dal›fl öncesi, s›ras› ve sonras›nda problem
yaflamamak için dikkat edilecek kurallar:
• Yan›n›zda birden fazla t-shirt getirmeyi
unutmay›n. Özellikle sualt›nda çabuk üflüyorsan›z her dal›fl için içinize bir tane giyip öyle dal›n. bu sizi so¤uktan daha iyi
koruyacakt›r.
macerac› gençlerle, bilim adamlar›n› ayni
anda dehflete düflürmek gibi di¤er sporlar›n sahip olmad›¤› bir ayr›cal›¤a sahiptir.
Sualt›nda s›n›rlar›n› zorlayan ve bu ola¤anüstü derinliklere inmeyi baflaran dalg›çlar, ayni balina ve yunuslarda gerçeklesen,
bas›nç alt›nda vücudun çökmesini engelleyen essiz baz› adaptasyonlar› yafl›yorlar.
Bu nedenle rekortmen serbest dal›c›lar
yaln›zca çok yetenekli sporcular de¤il,
kendi içlerinde ayr› bir tür gibidirler.
Dünya rekorlar› resmi olarak 1949 y›l›nda bafllad› o zamandan bu yana ancak parmakla say›labilecek say›da erkek ve bayan
sporcu rekorlar›n seçkin kitab›na isimlerini yazd›rmay› baflard›. ‹nsan tarihinin
gördü¤ü ilk rekor 30 metre iken, bundan
52 y›l sonra su an rekorlar 150 metre gibi bir derinli¤e ulaflm›fl durumda birçok
kiflinin tahmininin aksine dal›fl asl›nda
genç bir endüstridir. Malzemelerdeki ilk
icatlar ve ürünler, e¤itimdeki ilk sistemler
rekorlar ve kiflisel rekorlar son 60 y›l içinde olmufltur. Buna ra¤men dal›fl belli bir
68
• Tekneye bindi¤inizde sizden dal›fl sertifikan›z, dal›fl kay›t defteriniz ve dal›fl tecrübenizle ilgili bilgiler istenecektir. Do¤ru
bilgileri verin ki, sizi en uygun dal›fl grubunun içine yerlefltirebilsinler. Böylece sizinle ayn› seviyedeki dal›c›larla zevkle dalars›n›z.
• Her dal›fltan sonra ilk yapaca¤›n›z ifl kurulanmak sonraki ifliniz ise, dal›fl kay›t defterinizi doldurmak olmal›. Bu sizin tecrübenizi gösterecek yegane fleydir.
-Dal›fl bölgesine gelindi¤inde o bölgenin bir
flamand›ra ile iflaretlendi¤ine emin olun.
Bu çevreden geçen di¤er teknelerin dal›c›lara yaklaflmamas› için bir uyar›d›r. Bir
tekne üzerinizden geçer de kaza olursa sizi kanunen tek kurtaracak fley budur.
• Teknede sigortal› oldu¤unuzdan emin
olun. hatta bu poliçeyi teknede görmek sizin hakk›n›zd›r.
• Her dal›fl teknesinde mutlaka 2 kifliye yetecek oksijen seti olmak zorunlulu¤u vard›r. Ayr›ca bu setin dolu olmas› gerekmektedir. Teknede oksijen setinin oldu¤undan
emin olun.
• Kesikler, sokmalar, s›cak çarpmas›, günefl
yan›klar›, zehirlenmeler gibi acil durumlar
için gerekli ilaç ve malzemenin haz›r
bulunduruldu¤undan emin olun. O
ULUDA⁄ ‹çin Neler Yazd›lar
Onlar ULUDA⁄’› Yaln›z B›rakmad›lar
Bülent ARINÇ (TBMM Baflkan›)
Çayyolu Uluda¤ Et Lokantas›’nda dostlar›m›zla birlikteyim. Nezih bir mekanda doyumsuz lezzeti tatmak büyük bir memnuniyet çal›flt›ran dostlar›m›z› ve personeli candan tebrik ederim.
Hay›rl› ifller dile¤iyle baflar›lar›n devam›n› dilerim.
Dr. Ayd›n Z. TU⁄
(E. Vali-Kurucu Meclis Üyesi)
ULUDA⁄ KEBAPÇISI VE YARIM ASIRLIK ANILAR...
Ben Uluda¤ kebab›n› ve kebapç›s›n› 1956 y›l›nda tan›d›m. ‹lk aç›ld›¤›
zaman Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde talebe idim.
Ço¤u büyükflehirlerin durumu iyi olan ailelerinin çocuklar›ndan olan
fakültemizin talebeleri, o dönemin Ankara’s›n›n sosyal ve kültürel
hayat›n›n vazgeçilmez sembolleri olmufllard›r. Opera, tiyatro, en
iyi restorantlar, sinemalar, balolar bizim fakülte talebelerinin
vazgeçilmez tutkular› idi. Nerede bir restoran ve lezzet beldesi
aç›ld› ise hemen bizlerin haberi olur. Bir iki kiflilik bir heyet oraya
gönderilir. Onlar›n de¤erlendirmesi yönünde, gruplar halinde oraya
gidilirdi.
Bir arkadafl›m›z, Ankar K›z Lisesi’nin son s›n›f›nda okuyan k›z arkadafl›n›n, Cumartesi ö¤leyin ç›kmas›n› beklemeye koyulmufl, k›z
arakdafl› da rahats›zl›¤› nedeni ile o gün gelmeyince; ac›kt›¤›n hissedince, oralarda yemek yiyecek bir yer ararken. Denizciler
Caddesinde yeni aç›lan bir kebapç›ya kendini atm›flt›r. Sonra fakülteye gelip bizlere methini yap›nca bizlerde 1956 y›l›nda yeni
aç›lm›fl olan Uluda¤ Kebapç›s› ile tan›flm›fl olduk.
O günlerde Uluda¤ Kebapç›s›, Denizciler caddesinde, bugünkü merkezinin karfl›s›nda yola daha yak›n bir yerde idi. Tahminen 2530 m2 bir dükkan, içerilerde bir yerde kebaplar haz›rlan›rd›. Oturacak sandalye ve masa yoktu. Duvar›n 4 kenar›nda yer alan 1-1,5
metre yüksekli¤inde, genifli¤i 40-45 cm. olan bir tahta, duvara raptedilmifl flekilde masa vazifesi görürdü. Herkes ›smarlad›¤› kebab›
ayakta yemek durumunda kal›rd›r.
Ismarlanan kebaplar›n gelifli, s›raya girmemize ra¤men uzun bir zaman al›r. Beklemekten herkes flikayetçi olur, kebab›n› yiyen
flansl› kiflilere imrenerek bakarlard›. Yar›m saat bekmeyip, kebap yiyemeden ayr›lanlar›n flikayetini hat›rlar›m. Daha sonra yan
taraflarda biraz daha genifl bir mekanlara tafl›nd›. O zamanlar masa ve sandalyeye kavuflan Uluda¤ Kebapç›s›na ailelerimiz ile
gitme, en az›ndan oturarak yemek yeme imkan›na kavuflmufltuk. Y›llar sonra Denizciler Cad. No:54’deki yere tafl›n›ld›. Bizler
al›flt›¤›m›z Denizciler Cad. 54 nolu Uluda¤ Kebapç›s›-Ulus’tan, Armada’da aç›lan fl›k mekana, ancak oras› aç›ld›ktan birkaç y›l sonra
gider olduk. Armada’y› gezerken, tesadüfen beni tan›yan eski personelden birinin içeriye daveti ile oran›n müdavimlerinden oldum.
Denizciler Caddesine gitmeyiflimi bir eksiklik olarak hissediyorum ama, Armada’daki eski dostlar›mda bu eksikli¤i bana hissettirmiyorlar. Ben 1956 y›l›ndan bu yana, Uluda¤ Kebapç›s›ndan baflka hiçbiryerde döner kebap yemedim. Ankara içinde ve d›fl›nda
hatta yurtud›fl›ndaki mecbur kald›¤›m zamanlarda dahi Türk restorantlar›nda bu prensibimi devam ettirdim.
Bu güne kadar, Amerikal›s›ndan, ‹ngilize, Frans›z›ndan, ‹sviçreli ve Alman›na kadar birçok yabanc› ve Türk misafirimi Denizciler ve
Armada lezzet duraklar›na götürdüm. Onlar›n kebab› yedikten sonra, “teflekkür ederiz, mükemmeldi” demeleri beni bu memleket
ad›na mutlu eden fleylerden biri olmufltur. Et kalitesinin, iyi servisin, içten karfl›lay›fl›n sembolü olan Uluda¤ Et Lokantalar› yar›m
asr›, 51 y›l› geçen dostlu¤un an›lar› ile doludur. Yeni nesillere geçen bu dostlu¤un, bir küçük torunun, benimle her ka¤›t oyununda kazand›rma mecburiyetinde oluflumumuzun tabii bir sorunu olarak; “Armada’da bir dönere” endekslenmesi bu restorantlar var
oldu¤u sürece devam edece¤ini göstermektedir....
Ali COfiKUN (Sanayi ve Ticaret Bakan›)
Abdülkadir AKSU (‹çiflleri Bakan›)
Kültürümüzün önemli bir unsuru olan mutfa¤›m›z›n en güzel
örnekleri ile hizmet veren Çayyolu Ümitköy Uluda¤ Lokant›s›n›n
kurucular›n› tebrik eder, tüm eme¤i geçenlere teflekkürle
baflar›lar›n›z›n devam›n› dileriz.
T. Mete Teoman ve Ailesi (‹nfl. Y. Müh.)
Özellikle Ankara’da “ULUDA⁄” denilince ilk akla gelen, Burhan Bey’in takiben yar›m as›r önce kurdu¤u “ULUDA⁄ Restorant”d›r. Bizler de bu tesisin ilk defa Ankara Denizciler Caddesinde aç›lan, küçük fakat sevimli s›cak dost canl›s› mekana uzun y›llardan beri devaml› müflterileriyiz. Seneler önce,
“ifltah› yok, hiçbirfley yemek istemiyor” gerekçesiyle çocuk
doktoruna götürdü¤ümüz k›z›m›z›n tek bafl›na hiç isyan etemeden ifltahla yedi¤i tek yeme¤in “ULUDA⁄”›n sundu¤u kebap oldu¤unu hala hat›rlar›m. S›cakkanl›, güleryüzlü flefleri
ve personelinin sundu¤u lezzet, aradan geçen uzun y›llara
ra¤men de¤iflmemifl, ayn› hizmet anlay›fl›, ayn› kalite, ayn›
s›cak ortam bugüne kadar süregelmifltir. Baflta kurucular› olmak üzere, y›llard›r bu baflar›y› devam ettiren tüm personelini tebrik eder, ailece teflekkürlerimizi sunar›z.
Onur ÖZ (Avukat)
Uluda¤ bizim için art›k; “Bir zamanlar bir Uluda¤ vard›, mükemmel servis ve muhteflem yemekler yedi¤imiz” diye anmadan, hala varolan çok özel, çok güzel bir mekan›n iflletlemecileri ve emeklileri her türlü övgüyü lay›k, keyif dura¤›m›z.
‹yiki vars›n›z.
‹ST‹HDAMA KATKI BELGES‹
Uluda¤ Kebap kuruldu¤undan buyana Türkiye ‹fl Kurumu
ile irtibata geçerek iflsizli¤in azalmas›na ve istihdama
elinden geldi¤i kadar tüm imkanlar›n›n en iyisini kullanarak katk›da bulunmufltur.Uzun y›llar boyunca vermifl
oldu¤u bu katk›lar›ndan dolay› Türkiye'de ilk defa verilen K-Q TSE-ISO-EN 9000 belgesi Uluda¤ Kebabç›s› iflletmesine verilmifltir
Bu ödül Türkiye ‹fl Kurumu Çankaya fiube Müdürlü¤ü yetkilileri Nazif Y›lmaz ve Derya Ergül Taraf›ndan Uluda¤
Kebapç›s› Genel Müdürü Cesim Yoludo¤ru'ya takdim
edilmifltir.
72
Ahmet TIKTIK
(Devlet Planlama Teflkilat› Müsteflar›)
Bugün, 19 Haziran 2007. Güzel bir yaz akflam›. Yan›mda ‹slam Ülkelerinden delegeler var. Bu ülkenin havas›, iklimi,
yeme¤i, misafirperverli¤i gurur veriyor. Uluda¤ Kebapç›s›
da, nefis ve lezzetli yemekleri ile ülkemizin kültürel zenginli¤ini çok güzel temsil ediyor. Uluda¤ çal›flanlar›n› ve iflletmeyi tebrik ediyorum. Hep böyle önde ve mükemmel
olun. Baflar› ve sevgi dileklerimle. O
73

Benzer belgeler