Melek Erdem, Türkmen Türkçesinde İç Cümleciklerin Morfosentaktik

Transkript

Melek Erdem, Türkmen Türkçesinde İç Cümleciklerin Morfosentaktik
Modern Türklük
Araştırmaları Dergisi
Cilt 4, Sayı 3 (Eylül 2007)
Mak. #37, ss. 26-51
Telif Hakkı©Ankara Üniversitesi
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebîyatları Bölümü
Türkmen Türkçesinde İç Cümleciklerin
Morfosentaktik Açıdan İncelenmesi
Melek Erdem
Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih‐Coğrafya Fakültesi ÖZET
Türkmen Türkçesi gramerlerinde cümleler kuruluşlarına göre basit ve birleşik olmak üzere
2 grupta toplanırlar. Birleşik cümleler de kendi içlerinde gruplanmaktadır. Ancak bu
gruplamalar Türkçenin bütün lehçeleriyle birlikte en önemli özelliklerinden biri olan isim
fiil, sıfat fiil ve zarf fiillerden kurulu iç cümleciklerin yapılarını farklı bir tutumla ortaya
koymaktadır. Bu durum Türk dilinde cümlelerin yapısal olarak farklı tasniflerinden
kaynaklanmaktadır.
ANAHTAR SÖZCÜKLER
Söz dizimi, Türkmen Türkçesi, Birleşik Cümleler, Karmaşık Cümleler, İç cümlecik
ABSTRACT
According to their structures in Turkmen grammars were distinguished 2 groups: simple
sentences and complex sentences. Complex sentences can be grouped. Yet these
classifications have signed structures of subordinate clauses with participles, gerunds
and infinitives which are one of the characteristics of all Turkish dialects by different
approach. This state resulted from different structural classifications in Turkish Language.
KEY WORDS
Syntax, Turkmen Turkish, Compound Sentences, Compound-Complex Sentences,
Subordinate Clauses
Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
Melek Erdem
1. Türkmen Gramerlerinde Yapılarına Göre Cümleler
Türkmen Türkçesi gramerlerinde cümleler kuruluşlarına göre;, yönekey ve goşma sözlem olmak üzere iki büyük gruba ayrılmaktadırlar. Yönekey sözlem tek yüklemli cümle olarak düşünülürken diğer yandan, karmaşık fikirlerin anlatıldığı türlerinin de olduğu belirtilmektedir. Buna göre meselâ Mağtımgulı barıp, yabınıñ boynunı, yağırnısını sıpalaşdırdı, yalına ilen çöp‐çalamları ayrışdırdı. cümlesi de fikirlerin özde aynı olduğu düşüncesiyle yönekey sayılabilmektedir.1 Türkmen gramerlerinde goşma sözlemlerin kendi içlerinde; düzmeli goşma sözlem, eyerceñli goşma sözlem, bağlaycısız goşma sözlem olmak üzere 3 gruba ayrıldığı görülür. Düzmeli goşma sözlem bağlaçlarla kurulan birleşik cümle olurken, bağlaycısız goşma sözlem herhangi bir bağlacın kullanılmadığı birleşik cümle olmaktadır (Nartıyev vd. 1998: 224‐228, 287). Nartıyev, Penciyev ve Mıradov çalışmalarında eyerceñli goşma sözlem konusunda Türk lehçelerindeki görüşleri 3 grup altında toplamışlardır (1998: 245): N.F. Katanov, N. İ. Aşmarin ve V. A. Gordlevskiy’nin içinde bulunduğu grup şahıs göstermeyen yapıları yani sıfat fiilleri, zarf fiilleri, isim fiilleri, diğer predikatif anlamı olan isimleri ve var, yok gibi modal sözleri, kendi öznesinin varlığına veya yokluğuna bakmaksızın eyerceñ sözlem saymaktadırlar. A.N. Samoyloviç, N. K. Dimitriyev ve N. Z. Gacıyeva’nın içinde bulunduğu grup kendi başına bir öznesi olduğunda cümleciği eyerceñ sözlem saymanın mümkün olduğu görüşündedirler. N.P. Dırenkova, A. N. Kononov, N. A. Baskakov ve M. Ş. Şiraliyev’in içinde bulunduğu grup eyerceñ sözlem olması için yükleminin şahıs gösterecek şekilde gelmesinin gerekli olduğu görüşünden yola çıkmaktadırlar. Görüldüğü üzere büyük ölçüde Rus ekolüne dayalı bu görüşlerin Türkmen dilciler arasındaki yansımaları Nartıyev, Penciyev ve Mıradov’un çalışmalarında 2 grupta toplanmıştır (1998: 246): M. Geldiyev ve A. Alparov’un içinde bulunduğu grup, sıfat fiil, zarf fiil, isim fiil öbeklerini kendi öznesi olsa da olmasa da eyerceñ sözlem saymaktadırlar. A.P. Potseluyevskiy ve M. Hamzayev’in içinde bulunduğu grup, kendi başına öznesi olan sıfat fiil, zarf fiil, isim fiil öbeklerini eyerceñ sözlem saymaktadırlar. Nartıyev, Penciyev ve Mıradov da çalışmalarında eyerceñ sözlem olmak için yükleminin şahıs göstermesinin önemli şartlardan birisi olduğunu belirtmektedirler. Bu esasta şahıs göstermeyen yapıların, yani sıfat fiiller, zarf fiiller, isim fiiller ve modal sözlerin eyerceñ sözlemi meydana getirme imkânının olmadığı görüşündedirler. Neticede ana fikre bağlı olarak onun paralelinde bir ilişkilendirme esasında 1
Benzer bir görüşle ilgili olarak ayrıca bkz. Karahan (1995). 27
28
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 3 . Eylül 2007
sıralanarak biri diğerine bağımlı hâlde kullanılan cümlelere eyerceñli goşma sözlem denmektedir. Birleşik cümle içinde biri ana fikri anlatan, bağımlı cümleye göre daha bağımsız bir özelliğe sahip olan baş sözlemdir (temel cümle), diğeri ise hem gramatik hem de semantik açıdan ona bağlanan eyerceñ sözlemdir (Nartıyev vd. 1998: 247, 249). Eyerceñli goşma sözlem de esasen 3 gruba ayrılmıştır (Nartıyev vd. 1998: 257‐258): F. İ. Buslayev’in XIX. yy sonlarından günümüze kadar bazı değişikliklerle kullanılan tasnifindeki gibi, eyerceñ sözlem kendi elemanlarının örneğinde toplanır. XX. yüzyılın 20’li yıllarında ortaya çıkan ve A. M. Peşkovskiy, M. N. Peterson, L. A. Bulahovskiy’in de esas aldığı gibi eyerceñ sözlem formal göstericileri ele alınarak gruplara ayrılır. V. A. Bogoroditskiy ve daha sonra N. S. Pospelov’un esas aldığı gibi eyerceñli goşma sözlemler yapı‐anlam ilişkilerine göre gruplara bölünür. Bu tasnifte Türkmen dilciler arasında en yaygın görüş birinci görüştür. Nartıyev, Penciyev ve Mıradov, Eyerceñ sözlemlerin sentaktik fonksiyonlarına ve anlamlarına göre veya cümleye nasıl bağlandıklarına ve bundan oluşan anlam özelliklerine göre şimdiki Türkmen gramerlerinde 14 gruba bölmenin mümkün olduğunu belirtmişlerdir (1998: 261‐262): 1. Eye, 2. Habar, 3. Ayırgıç, 4. Doldurgıç, 5. Vağt, 6. Orun, 7. Sebäp, 8. Maksat, 9. Şärt, 10. Gaydım, 11. Miktar, 12. Meñzetme, 13. Degşirme, 14. Düşündiriş. Sarı ve Güder, birlikte yaptıkları çalışmada, cümlelerin yapı, öge, anlam, yüklem, temel üye, ikincil üye olmak üzere 6 yönüne dikkat çekerek, yapı açısından cümleleri basit (yönekey) ve birleşik (goşma) olmak üzere iki gruba ayırmışlar (1998: 37), birleşik cümleyi de düzmeli goşma sözlem (bağlı cümleler) ve eyerceñli goşma sözlem olarak iki grupta toplamışlar ve eyerceñli goşma sözlemin de vağt, sebäp, şärt, garşılıklı, meñzetme ve hal olmak üzere 6 türünü belirlemişlerdir (1998: 52‐53). 2. Yapılarına Göre Cümleler
Tahir Nejat Gencan cümleleri, yalınç, bağımsız önermelerden birleşmiş ve bileşik olmak üzere kuruluşlarına göre 3 gruba ayırırken (2001: 146), girişik cümleyi farklı bir başlık altında inceleyerek bileşik cümlelere dâhil etmiştir (2001: 156). Hatiboğlu yapı bakımından cümleleri yalın (simple), birleşik (compound), girişik (complex), sıralı (coordinate), devrik (anacoluthon), kesik (elliptic) olmak üzere ve diğer konularla iç içe değerlendirmiştir (1982: 145‐163). Göğüş cümleleri basit ve birleşik olmak üzere 2 temel gruba ayırmıştır (1969: 89). Atabay, Özel ve Çam çalışmalarında yapılarına göre cümleleri önce; yargı sayısına göre ve öğelerin dizilişine göre olmak üzere iki grup altında incelerken yargı sayısına göre: yalın, birleşik, ara, sıralı, girişik olarak, öğelerin dizilişine göre: kurallı, devrik, kesik olarak alt gruplara ayırmışlardır (1981: 89). Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
Melek Erdem
Banguoğlu cümleleri basit ve birleşik olmak üzere ikiye ayırmıştır. Birleşik cümleyi de kendi içinde yapı ve anlamlarına göre karışık olarak; yan yana birleşik cümle, alt alta birleşik cümle, tümleme birleşik cümle ve karmaşık birleşik cümle şeklinde gruplara ayırmıştır (1990: 523, 547‐548). Zülfikar cümleleri yapılarına göre, anlamlarına göre, dizilişlerine göre, yüklemlerine göre tasnif ederek, yapılarına göre cümleleri de basit, birleşik ve sıra cümleler olarak 3 grupta toplamıştır (1990: 114‐161). Dizdaroğlu cümleleri yapılarına göre yalın ve birleşik olarak ikiye ayırmış ve birleşik cümleleri de girişik, kaynaşık, koşul, ilgi, katmerli birleşik olmak üzere sınıflandırmıştır (1976:187, 193). Karahan, cümleleri bağlanma şekillerine, yüklemin türüne, yüklemin yerine ve cümlelerin anlam özelliklerine göre tasnif ederken (2004: 85, 96, 100, 103), sıfat fiil, isim fiil ve zarf fiil gruplarını kelime grupları içinde değerlendirmiştir (2004: 53, 55, 57). Türk dilinin bütün lehçeleri göz önüne alındığında cümle çözümlemelerinde Türk dilinin genel yapısını ortaya koyabilecek, genel unsurların hem de lehçelerde zaman içinde muhtemel söz dizimsel değişmelerin hepsini kapsayabilecek, canlı olarak hem konuşma dilinde hem de yazı dilinde dilin her kullanım alanındaki cümle türlerini içine alabilecek bir tasnif, ancak genel bir tasniftir. Cümleleri tasnif ederken şimdiye kadar yapılan çoğu tasnifte de görüldüğü üzere semantik yön ve yapısal yön mutlaka ayrı ayrı göz önünde tutulmalıdır. Cümleler ya semantik ve fonksiyonel olarak ya da yapısal olarak tasnif edilebilirler. Dolayısıyla; cümleler evrensel olarak işlevlerine ve yapılarına göre olmak üzere iki farklı ölçüde tasnif edilir. İşlevlerine göre cümleler düz, soru, emir, ünlem, olumlu olup olmamalarına göre değerlendirilirler. Yapılarına göre ise dört grupta toplanır (Erdem 1998: 224‐229; Corbett 1990: 404‐405): Yalın cümleler (Simple Sentences) : Tek bir yüklemi olan cümlelerdir. Sıralı cümleler (Compound Sentences): Bir bağlaçla birleştirilmiş iki ya da daha fazla cümlecikten oluşur. Ve, veya, ancak, fakat, ya … ya da, hem … hem de, ne … ne de gibi bağlaçlarla kurulur. Birleşik cümleler (Complex Sentences): Bir temel cümlecik ile bir ya da daha fazla iç cümlecikten oluşan cümlelere denir. Karmaşık cümleler2 (Compound – complex Sentences): En az iki sıralı ve en az bir iç cümlecikten oluşan cümlelerdir. 3. İç Cümlecikler
Göğüş, bileşik cümlenin kapsadığı eylemin ya da önermenin bildirildiği söz dizilerinden her birine cümlecik (1969: 89), bileşik cümlelerde temel cümleciğin 2 Karmaşık Cümleler birleşik cümlelerin içinde ele alındığından birçok araştırmacının girişik birleşik cümle dediği gruptur .Ayrıca bkz. Memmedoğlu (1999: 745‐768). 29
30
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 3 . Eylül 2007
dışındaki cümleciklere yan cümlecik, fiilimsilerle kurulanlara da cümlemsi demiştir (1969: 91). Gencan, yan önerme dediği iç cümlecikleri, adeylemlerle kurulanlar, ortaçlarla kurulanlar, belirtme ortaçlarıyla kurulanlar, bağlama ulacıyla ([‐ip]) kurulanlar, durum ulaçlarıyla kurulanlar, artçıl, ulaç, bitirme ve zaman ulaçlarıyla kurulanlar, nedenlik ulacıyla kurulanlar ve koşul önermesi şeklinde sınıflamıştır (2001: 159‐165). Hatiboğlu, ara tümce, yan tümce ve iç tümce kavramlarını farklı farklı değerlendirmiştir (1982: 146, 152). Atabay, Özel ve Çam’ın çalışmalarında yan tümce ve ara tümce ayırımı görülür (1981: 94, 103). Banguoğlu, karmaşık birleşik cümleler içinde ad fiil cümlesi, sıfat fiil cümlesi ve zarf fiil cümlesi olmak üzere 3 grup belirlemiştir (1990: 562‐585). Dizdaroğlu da yan cümle ve iç cümle ayırımını yapmıştır (1976: 191‐192). Bütün bu tasniflerde de dikkati çektiği üzere, yalın cümle dışındaki bütün cümle türlerinde cümlecik kavramı devreye girer. Ancak, sıralı cümlelerde cümlecikler yer alır. Birleşik ve Karmaşık cümlelerde görülen iç cümlecik bir cümlenin içine giren cümledir. Bir cümle farklı şekillerde bir başka cümlenin içine girmeye hazır duruma getirilir. Bu evrensel bir durumdur. Ancak bir cümlenin iç cümlecik hâline getirilme şekli dilden dile değişir. Dolayısıyla iç cümleciklerin özellikleri de dilden dile değişir. İç cümlecik yapmanın amacı adlaştırma, yani cümleyi ad öbeği hâline getirme ihtiyacıdır. Bir cümle iç cümlecik olduğunda ad öbeği (AÖ) görevindedir. Adlaştırma ve sıfatlaştırma ad öbeği yapma yollarıdır. AÖ herhangi bir cümlenin temel ögelerindendir. İç cümlecikleri gerektiği şekilde inceleyebilmek için derin yapı ve yüzey yapı ayırımını yapmak gerekmektedir. İç cümlecikler gerçekte derin yapıda birer cümledirler. Yüzey yapıya geçerken tam bir cümle olma özelliklerini yitirirler. İç cümlecikler ad iç cümleciği, sıfat iç cümleciği, zarf iç cümleciği olmak üzere temel olarak üç gruba ayrılır. 3.1. Ad İç Cümleciği
Ad iç cümlecikleri ad ( A ) olarak kullanılır. Adlaştırma bir cümleyi doğrudan ad görevi görecek şekilde bir iç cümlecik ( C1 ) hâline dönüştürme yoludur. AÖ → A AÖ Ad iç cümleciği C1 Türkiye Türkçesinde yan cümlenin adlaştırılmasında şu türden unsurlar devreye girmektedir: {Ø}: Biliyorum Ali geldi. Ben Ali geldi biliyorum. Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
Melek Erdem
{mI} : Ali geldi mi bilmem. Burada temel cümleyi oluşturan fiilin gerektirdiği unsur AÖ olarak ortaya çıkar. Türkiye Türkçesinde soru eki ile kurulan bu türden kullanımlar ad iç cümleciği yapmaktadır. {‐DIk}: Ali’nin gittiğini gördüm.; Okula gidip gitmediğini bilmiyorum. {‐(y)EcEk}: Ali’nin gideceğini biliyorum. {‐mE}: Ali’nin gitmesini istemiyorum.; Okula gidip gitmemesi ilgilendirmez. {‐(y)Iş}: Ali’nin gidişini görüyorum. {‐mAk}: Erken kalkmak iyidir. Yürümek sağlığa yararlıdır. “diye”: Yorgunum diye söylemiyorum. Buradaki “diye” sözü sebep gösteren zarf iç cümleciği yapan “diye” ile karıştırılmamalıdır. Burada temel cümleyi oluşturan fiilin gerektirdiği unsur önemlidir. 3.2. Sıfat İç Cümleciği
Sıfat iç cümlecikleri adı niteler. Sıfatlaştırma bir cümlenin iç cümlecik ve ad yapısına dönüştürülmesidir. AÖ → Sıfat ( S ) + A AÖ Sıfat iç cümleciği C1 AÖ Türkiye Türkçesinde sıfat iç cümleciklerinin nitelediği adlar eğer belirsiz ad ise yüzey yapıda atılır. Derin yapıda ise atılmaz. Cümlede niteleyici her zaman nitelediği adın önüne gelir. Sıfat iç cümleciğinin nitelediği ad eğer belirsiz zamir ise atılır. Erken kalkan kimse > Erken kalkan Ø veya Erken kalkanlar Türkiye Türkçesinde şu türden unsurlar sıfatlaştırma dönüşümleri için devreye girer: {Ø}: Kan kırmızı, süt beyaz {‐DIk}: Tanıdık insanlar {‐En}: Pastayı yiyen adam {‐mIş}: Görmüş geçirmiş insan {‐mEz}: Çıkmaz sokak {‐Er}: Çalar saat {‐EcEk}: Adam olacak çocuk {‐mE}: Yapma bebek 31
32
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 3 . Eylül 2007
“diye”: Mahmut Ağa diye biri sizi arıyor. {–esi} / {‐esice}: Elleri öpülesi insanlar … 3.3. Zarf İç Cümleciği
Zarf iç cümlecikleri fiili niteler. Zarf ( Z ) görevindedir. Bu nedenle eylem öbeği (EÖ) içinde de yer alabilirler. Zarflar bir cümlenin temel unsurları arasında değildirler, çoğunlukla ek bilgi verirler. Zarflaştırma bir cümlenin zarf iç cümleciği hâline getirilmesidir. Zarf iç cümlecikleri bazen eklerle bazen de ek kelimelerle kurulur. EÖ Zarf iç cümleciği C1 Eylem Kümesi Zarf iç cümleciklerine semantik açıdan bakıldığında kendi içlerinde; neden, zaman, tarz, zıtlık, şart, amaç, süreç, beklenti, uyuşmazlık, karşılaştırma gibi kavramları ifade edebildikleri görülmektedir: Neden gösterenler: [‐dığından], [‐dığı için], [‐den dolayı], vd. Aynı zamanda sonuç gösteren temel cümleyi de niteleyebilir: Öyle yorgundu ki uyuya kaldı. veya Çok yorgun olduğu için uyuya kaldı. Zaman gösterenler: {‐IncA}, önce, sonra, {‐DIğIndA},{‐Ir …‐mAz}, {‐ken}, {‐den sonra}, vd. Tarz gösterenler: {‐cAsınA}, {‐A … ‐A} ile kurulan ikilemeler, {‐mAksIzIn} gibi : Rüzgar gibi koşuyordu. < Rüzgarın koştuğu gibi koşuyordu. Benim yediğim gibi ye. Edat Öbeği Edat Öbeği Edat öbekleri zarf iç cümleciklerinin kısaltılmış şeklidir ve tarz anlatır. Türkiye Türkçesinde zarflaştırma dönüşümlerinde genellikle fiile ek gelir ve bazen bu ek bir sözle ortak kullanılır. Dolayısıyla, yapısal olarak zarf iç cümleciklerinin bir şekli de Ad iç cümleciği + Edat yapısına dayanmaktadır. Zıtlık gösteren zarf iç cümlecikleri: rağmen, karşın Şart gösteren zarf iç cümlecikleri: {Ø}: Kımıldama, yakarım.; Söyle de göreyim. {‐sA}: Yarın erken kalkarsan işini bitirebilirsin. Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
Melek Erdem
Amaç gösteren zarf iç cümlecikleri: {‐mAk için}, amacıyla diye : Zengin olayım diye çalışıyorum. Süreç gösteren zarf iç cümlecikleri: Dünya durdukça (= durduğu sürece) Atatürk anılacaktır. Saat 10’a kadar bekle. ( < Saat 10 oluncaya kadar bekle.) Beklenti gösteren zarf iç cümlecikleri: diye: Yağmur yağar diye şemsiyesini aldı. Uyuşmazlık gösteren zarf iç cümlecikleri: Çok konuşması dışında iyi bir arkadaş. Karşılaştırma gösteren zarf iç cümlecikleri: Ben senden iki yaş büyüğüm (Burda karşılaştırma var.) Ben senden korkuyorum. Zarf iç c. Nesne Ben senden daha çok çalışıyorum. Zarf iç c. Zarf iç cümleciği kuran bazı ekler kullanıldıkları bağlama göre farklı anlamları yansıtabilmektedirler. Meselâ, {‐sA} eki, Yarın erken kalkarsan işini bitirebilirsin. cümlesinde “şart” anlatırken, Çok çalışsa da başaramaz. cümlesinde “zıtlık” gösterir. Bu sebeple yapıyla anlam eşleşmesi sabitlenemez. Bir yapı içinde bulunduğu cümle veya sözceye göre farklı anlamlar ifade edebilir. Ayrıca bir cümlede zarf iç cümleciği olması için fiilimsiye mutlaka gerek vardır. Aksi halde ilgili yapı zarf öbeği (ZÖ) olur: Deli gibi çalışıyordu. Tarz gösteren ZÖ Ancak Dünmüş gibi hatırlıyordu. cümlesinde i‐ ilgi eylemi (İlgi Ey.) olduğundan yapı zarf iç cümleciğidir. 4. Türkmen Türkçesinde Yapılarına Göre Cümleler
Türkmen Türkçesinde yapılarına göre cümleleri dört grupta toplamak mümkündür (Erdem 1998: 224‐229): Yalın cümleler (Simple Sentences) : Tek bir yüklemi olan cümleler: Çayı özüñüz içiñ. (Nartıyev vd. 1998: 174). Sıralı cümleler (Compound Sentences): Bir bağlaçla veya virgülle birleştirilmiş iki ya da daha fazla cümlecikten oluşan cümleler: Yaşlarıñ gürrüñi şonuñ bilen gutardı‐da garrılarıñ arasında çekeleşik uzağa çekdi. (B. 33
34
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 3 . Eylül 2007
Kerbabayev, Aysoltan) (Söyegov vd. 1999: 514). Uzak gice yel boldı ve yağış yağdı. (Nartıyev vd. 1998: 235). Onuñ ne duz tağamı bar‐ ne‐de tağam‐lezzeti bar, hiç zadı yok. (Nartıyev vd. 1998: 233). Nur yağar, bulut sırılar, Gün çıkar (Nartıyev vd. 1998: 306). Birleşik cümleler (Complex Sentences): Bir temel cümlecik ile bir ya da daha fazla iç cümlecikten oluşan cümleler: Maslahatlı biçilen don gısga bolmaz. (Söyegov vd. 1999: 387). Hormatı diñe halk bähbidine hereket eden, halka özüni söydüren adam gazanyar. (Söyegov vd. 1999: 387). Heniz bäş minut hem geçmändi, gızıl çoğ obanıñ bir çetini yağtılandırdı. (Nartıyev vd. 1998: 299). Karmaşık cümleler (Compound – complex Sentences): En az iki sıralı ve en az bir iç cümlecikten oluşan cümlelerdir. Köse yol boyı ısıtma tutan kişi bolup baryar, ızından habarı yok. (Söyegov vd. 1999: 387). Eğer meni her günde Circis kimin öldürip direltseler hem, Hezreti Zekeriya aleyhıssalam dek başıma erre goyup, para‐para etseler hem tä Dabbetilarz tutup, kıyamat mağşara çenli maña senden başga dost‐duşmanıñ eli yetmez… (Mollanepes, Zöhre‐Tahır) (Nartıyev vd. 1998: 279). Elbette, bu söveşde ölen‐yitenimiz köp bolar, yöne tutuşlayın gırılmak hem bala‐
çağaları yesir galdırmak hovpundan gutularıs (A. Govşudov, Saylanan Eserler) (Nartıyev vd. 1998: 242). 5. Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
5.1. Ad İç cümleciği
Türkiye Türkçesindeki gibi Türkmen Türkçesinde de ad iç cümlecikleri ad görevinde kullanılır. {Ø} Türkmen Türkçesinde de Türkiye Türkçesindeki gibi bir kullanıma sahiptir. Añlaymasınlar, men tizräk gideyin… (A. Govşudov, Saylanan Eserler) (Çarıyarov ve Sarıyev 1977: 153). Añlaymasınlar, [men tizräk gideyin] Meniñ tizräk gidenimi añlaymasınlar. (< Nämäni añlaymasınlar?) Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
Melek Erdem
{‐An} {‐DIk} morfeminin Türkiye Türkçesindeki bir çok fonksiyonundan birisi ad iç cümleciği oluşturmasıdır. Ancak {‐DIk} morfeminin bu fonksiyonu Türkmen Türkçesinde büyük ölçüde {‐An} morfemine yüklenmiştir. Nirä gideniñi seniñ çağalarıñ bilyär ahırın… (H. Deryayev, Ikbal) (Söyegov vd. 1999: 390). C AÖ AÖ E Z3 Z A Nirä gideniñi seniñ çağalarıñ bilyär ahırın … meniñ düyş görenime şu gün kırk gün boldı. (Göroğlı) (Söyegov vd. 1999: 390). {‐AndIk} Olarıñ añkarışıp durandıklarından ahunıñ habarı hem yok (Söyegov vd. 1999: 399). {mAn} Sözüniñ soñunı aytmağa Vasiliy Dimitriçiñ diliniñ barmanını Artık añladı. (B. Kerbabayev, Aygıtlı Ädim) (Söyegov vd. 1999: 390). {mAn} + {lIk} Onuñ azaşıp barmanlığı belli zat (G. Kulıyev. Yovuz Günler) (Söyegov vd. 1999: 392). {‐dIk} Türkiye Türkçesindeki fonksiyonunu Türkmen Türkçesinde ağırlıklı olarak {‐An} eki karşılamakla birlikte Türkmen Türkçesinde ad iç cümleciği oluşturduğu şu örneklere de rastlanır: 3
Buradaki zarf, bütün cümleyi ilgilendirdiğinden sadece eylem öbeğine bağlanamaz. 35
36
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 3 . Eylül 2007
Şu bolşuñız siziñ oña hormat goyduğıñız, onuñ gadrını bildiğiñizmi? (Söyegov vd. 1999: 399). C AÖ AÖ EÖ AÖ İlgi Eylemi Şu bolşuñız siziñ oña hormat, goyduğıñız E Soru Eki onuñ gadrını bildiğiñiz Ø mi? Meniñ indi bu gün gitdiğim gitdiğimdir. (G. Gurbansähedov, Toylı Mergen) (Söyegov vd. 1999: 400). C AÖ EÖ AÖ İlgi Eylemi E Bildirme Eki Meniñ indi bu gün gitdiğim gitdiğim Ø dir {‐mEdIk} Ay görmediğimiz şol bolsun… (A. Durdıyev, Saylanan Eserler) (Söyegov vd. 1999: 399). {‐
cAk} İndi hem onuñ busup yatmacaklığı, müñ hilä yüz urcaklığı belli zatdı (Söyegov Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
Melek Erdem
vd. 1999: 415). Gızıllarıñ yencekdiğiniñ bir sebäbi bar (H. Deryayev, Ikbal) (Söyegov vd. 1999: 415). Yok, Berdi, beyle vağtda siziñ çozcağıñız yatsam‐tursam düyşüme gircek zat däl. (H. Deryayev, Ikbal) (Söyegov vd. 1999: 414). C Cümle Açıcılar AÖ ZÖ EÖ AÖ E SÖ A A İlgi Eylemi Yok Berdi beyle vağtda siziñ yatsam‐tursam düyşüme zat däl Ø çozcağıñız gircek {‐Ar} Bu yağdayda goşularıñ‐goşulmazıñ bolmaz, mıhman. (B. Hudaynazarov, Gumlular) (Söyegov vd. 1999: 421). Kerim Hanıñ özüniñ‐de, nökerleriniñ‐de daşkı görnüşine garanda hiçbir zatdan gaydarı yokdı. (B. Kerbabayev, Gaygısız Atabay) (Söyegov vd. 1999: 421). C ZÖ AÖ EÖ AÖ İlgi Eylemi Kerim Hanıñ özüniñ‐de (Kerim Hanıñ özüniñ‐de E Geçmiş Zaman Eki nökerleriniñ‐de daşkı nökerleriniñ‐de) görnüşine garanda hiçbir zatdan gaydarı yok Ø dı. 37
38
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 3 . Eylül 2007
{‐mE} Daşarda bolsa şemalıñ gürrüldisi güyçlenip, öyüñ uranması artyardı. (A. Govşudov, Yelli Ödäniñ Öylenişi). (Söyegov vd. 1999: 359). Ol baytalçasını satıp, bir alaşa almanıñ arzuvındadı. (B. Kerbabayev, Aygıtlı Ädim 1. Kitap) (Söyegov vd. 1999: 360). {‐(y)Iş} Hanıñ parahat gepleyşi Kakabaya güyç berdi. (Söyegov vd. 1999: 341). Sen yap gazılışını maña görkez hem‐de düşündiriş ber (B. Seytekov, Doğanlar 3. Kitap). (Söyegov vd. 1999: 341). {‐AsI} Hiç kişiniñ kakamıñ gövnüne değesi gelmeyär. (B. Seytäkov, Doğanlar, 3.kitap) (Söyegov vd. 1999: 349). {‐mAk} Yağday bizden dayav dabıramağı, aygıtlı hereket etmeği talap edyär (G. Kulıyev) (Söyegov vd. 1999: 357). C AÖ AÖ AÖ AÖ EÖ AÖ E Yağday bizden dayav dabıramağı aygıtlı hereket etmeği talap edyär Bu cümlede üç istem (valence) boşluğu gerektiren talep etmek fiilinin istem boşlukları doldurulmuştur. Fiilin gerektirdiği bu üç istem (Erdem 2006) boşluğunun her biri bir AÖ oluşturmaktadır. Her yeten saña ağa bolmak isleyär. (Çarıyarov ve Sarıyev 1977: 152).{mAk} + {lIk} Gülendam dağa Rövşen candan göz‐kulak bolmaklığı, onu uzak yere goybermezliği tabşırdı (Göroğlı) (Söyegov vd. 1999: 357). Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
Melek Erdem
diyen / diyip Sarı Ağa hayran galıcılık bilen garandan soñ, “Artık?” diyip soradı (B. Kerbabayev, Aygıtlı Ädim) (Nartıyev vd. 1998: 208). C AÖ ZÖ EÖ AÖ E Sarı Ağa hayran galıcılık bilen “Artık?” diyip soradı garandan soñ Bu örnekte “Artık?” diyip sora‐ ifadesinde “Artık?” diyip sözü cümle bütünlüğü içinde “nasıl” sorusuna değil, “ne” sorusuna cevap vermektedir. Soru eki kullanılmadan ismi Artık olan kişi sorulmaktadır. Bu sebeple ilgili sözce AÖ olarak düşünülür. {‐AlI} / {‐mAlI} Biziñ oları görelimize iki gice‐gündiz boldı (B. Kerbabayev, Saylanan Eserler) (Söyegov vd. 1999: 441). Biri‐birimizi görmälimize eslice vağtam geçipdir (Tokmak) (Söyegov vd. 1999: 441). 5.2. Sıfat İç Cümleciği
Türkiye Türkçesindeki gibi Türkmen Türkçesinde de sıfat iç cümlecikleri adı niteler ve niteleyici her zaman nitelediği adın önüne gelir. {‐dIk} Türkmen Türkçesinde isim iç cümleciği oluşturduğunda iyelik eklerini alabiliyorken, sıfat fiil görevi görerek sıfat iç cümleciği oluşturduğunda iyelik eklerini kendinden sonra gelen isim üzerine alır. 39
40
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 3 . Eylül 2007
Dünyäde her kesiñ söydük käri bar. (A. Kekilov, Söygi) (Söyegov vd. 1999: 396). C AÖ EÖ SÖ A AÖ İlgi Eylemi Dünyäde her kesiñ söydük käri bar Ø {‐En} Dağıñ arkası yene‐de giden düzlükdi (G. Kulıyev, Yovuz Günler) (Söyegov vd. 1999: 393). C AÖ EÖ AÖ İlgi Eylemi A+Tamlayan Eki A+İyelik Eki SÖ A E Geçmiş Zaman Eki Dağıñ arkası yene‐de giden düzlük Ø di Sıfat iç cümleciğinin nitelediği ad eğer belirsiz zamir ise Türkmen Türkçesinde de atılır. Aynanı gabancañlık atına atlandıran, gazabını getiren, ıncıdan, Artıkdan öykeleden (zat), elbette, şol yağdaydır!.. (B. Kerbabayev, Aygıtlı Ädim) (Söyegov vd. 1999: 388). Söveşe girenler al şerap içer / Meydana girenler ak köpük saçar (Göroğlı) (Söyegov vd. 1999: 388).{‐mAdIk} Sıfat iç cümleciği yapan {‐En} ekinin olumsuzu olarak kullanılır. Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
Melek Erdem
… seni tanan (kişi) bor, tanamadık (kişi) bor, biri öldüräymesin (Göroğlı) (Söyegov vd. 1999: 389). Yağşıñ öyden damcalap geçmedik yeri, gözeneğiñ aşaklarından çığıñ girmedik yeri galmadı (Söyegov vd. 1999: 397). Siz gitseñiz, gitmedikler hem bolar (B. Kerbabayev, Aygıtlı Ädim) (Söyegov vd. 1999: 398). {‐yAn} Demir yol uğrunda bronowikleriñ hem uzağa atyan toplarıñ gümmürdisi yañlanyardı (B. Kerbabayev, Gaygısız Atabay) (Söyegov vd. 1999: 408). Meniñ söyyänim doğru gepli adamdır (B. Kerbabayev, Gaygısız Atabay) (Söyegov vd. 1999: 408). {‐mAyAn} Men şolarıñ içinden tanamayanlarımı görkezeyin. (Söyegov vd. 1999: 409). Başarıp bolsa, duşmanıñ … garaşmayan yerinden urmalı … (Söyegov vd. 1999: 408). diyen Çarınıñ işi üçin özüni tussag etmäğe gelendirler diyen pikirden başka zat kellesine gelmedi (Nartıyev vd. 1998: 265). C AÖ EÖ SÖ AÖ AÖ E S A Çarınıñ işi üçin özüni tussag pikirden zat kellesine gelmedi etmäğe gelendirler diyen başka {‐mAsI} Ol gürleyärdi bolması zatları‐da aydışdırıp otırdı (N. Sarıhanov, Gırnak) (Söyegov vd. 1999: 350). Bu tayda görüp görmäsi zat yok (G. Kulıyev, Yovuz Günler) (Söyegov vd. 1999: 350). 41
42
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 3 . Eylül 2007
{‐mIş} Okumuş adam geday gezmez (B. Kerbabayev, Aygıtlı Ädim) (Söyegov vd. 1999: 406). Dumlı‐duşdan timisgenip gelen açmañız gelmişekler halkıñ ganını sorup, tılla yığnayarlar (B. Kerbabayev, Aygıtlı Ädim) (Söyegov vd. 1999: 406). {‐cAk} Türkmen Türkçesinde isim iç cümleciği oluşturduğunda iyelik eklerini alabiliyorken, sıfat fiil görevi görerek sıfat iç cümleciği oluşturduğunda iyelik eklerini kendinden sonra gelen isim üzerine alır. Yasavul ozal hem aytcak habarını aydıp bilmän, yaydanıp durdı (B. Kerbabayev, Aygıtlı Ädim) (Söyegov vd. 1999: 406). {‐mAcAk} Onsoñ ağaca bir düyp urdurıp bilsek, hiçbir vağt suv islemecek yerlerimiz hem bar (A. Govşudov, Köpetdağıñ Eteğinde) (Söyegov vd. 1999: 413). Okacak (adam) okar okamacak (adam) hiç okamaz (Söyegov vd. 1999: 414). {‐Ar} Siziñ barıñızam gider yoluñızı tapman, garañkıda sermenişip yören adamlar (H. Deryayev, Ikbal) (Söyegov vd. 1999: 414). {‐mAz} Yalñışmaz adam bolmaz (B. Seytäkov, Povestler hem Hekayalar) (Söyegov vd. 1999: 420). Satılmaz zat bolmaz diyilyändir (N. Sarıhanov, Saylanan Eserler) (Söyegov vd. 1999: 420). Tanamaz (adam) sılamaz (Söyegov vd. 1999: 421). 5.3. Zarf İç Cümleciği
Türkiye Türkçesindeki gibi Türkmen Türkçesinde de zarf iç cümlecikleri fiili niteler. Türkmen Türkçesi gramerlerindeki kısmen eyerceñli goşma sözleme tekabül eden yapılardır (Sarı ve Güder 1998: 53; Nartıyev vd. 1998: 245‐286). Zarf iç cümlecikleri Türkmen Türkçesinde de semantik açıdan kendi içlerinde; sebep, zaman, tarz, zıtlık, şart, amaç, süreç, beklenti, uyuşmazlık, sıklık ve karşılaştırma gibi kavramları ifade edebilirler: Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
Melek Erdem
Neden gösterenler: Gış gutardı diyip, odunıñı bayıtma, yağı gelyär diyip – unuñı (Nartıyev vd. 1998: 271). C C1 C2 ZÖ AÖ EÖ ZÖ AÖ (EÖ) Gış gutardı diyip odunıñı bayıtma yağı gelyär diyip unuñı (bayıtma) Halnazar … henize çenli eşitmedik sözüni eşideni üçin, özüni unutdı … (B. Kerbabayev, Aygıtlı Ädim) (Söyegov vd. 1999: 397). C AÖ ZÖ EÖ A AÖ E Halnazar henize çenli eşitmedik özüni unutdı sözüni eşideni üçin Zaman gösterenler: Haçan duşmanı yeñsek, şonda uruş gutarar (B. Hudaynazarov, Gumlular) (Nartıyev vd. 1998: 271). 43
44
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 3 . Eylül 2007
Gicäniñ haysı sağadı bolsa bolsun: “Hay yağı hav!” diyip, carçınıñ sesi çıkdığı bes, hemme ayak üstüne galıp atlanyardı. (A. Govşudov, Saylanan Eserler) (Nartıyev vd. 1998: 272). C ZÖ AÖ EÖ A ZÖ E Gicäniñ haysı sağadı bolsa bolsun: hemme ayak üstüne galıp atlanyardı. “Hay yağı hav!” diyip, carçınıñ sesi çıkdığı bes Yat adam gördüñmi, derrev bize habar bergin. (Ç. Aşır, Izçı) (Nartıyev vd. 1998: 272). Şondan soñ, yarım ay geçdimi‐geçmedimi, birden şäheriñ asmanı durlandı… (N. Cumayev, Yuvaş Gelin) (Nartıyev vd. 1998: 272). Yağşını göreniñde pikir et, yamanı göreniñde şükür et (Söyegov vd. 1999: 391). Başı dik gezip yören bolsa‐da, hat gelençe görcek (B. Hudaynazarov, Gumlular) (Söyegov vd. 1999: 393). Oturışma vağt geçdiği sayın canlanıp, gızışıp gitdi (B. Seytäkov, Povestler hem Hekayalar) (Söyegov vd. 1999: 400). Ertir ir bilen gün doğar‐doğmazda onuñ şaññıca sesi yañlanyardı (B. Kerbabayev, Gaygısız Atabay) (Söyegov vd. 1999: 422). Aynabat saçağını yazışdırıp, onuñ üstüne çöreğini yayratdı (B. Kerbabayev, Saylanan Eserler (Söyegov vd. 1999: 430). Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
Melek Erdem
Biz bu yurda gelelimiz bäri, gör, näçe hışa goparıldıka? (B. Hudaynazarov, Gumlular) (Söyegov vd. 1999: 440). C ZÖ EÖ E AÖ Biz bu yurda gelelimiz bäri gör näçe hışa goparıldıka? Şol geçelgäni men öz gözüm bilen görinçäm ınanıp bilmen … (A. Govşudov, Mähri‐Vepa) (Söyegov vd. 1999: 443). (‐e kadar) Nurcemal on bäş, on altı yaşlarındakı gızka şeyle bir vaka boldı (B. Seytäkov, Dövürdeşler) (Söyegov vd. 1999: 381). C ZÖ AÖ EÖ S A E Nurcemal on bäş, on altı yaşlarındakı gızka şeyle bir vaka boldı Moskva uğramazımdan ozal, biz yığnanışıp, öz mümkinçiliklerimiz barada maslahatlaşdık (Türkmenistan) (Söyegov vd. 1999: 446). Kelläñ ağırsa, näme kän, derman kän, alağadan birini içäyerler (Edebiyat ve Sungat) (Söyegov vd. 1999: 448). (alır almaz) Tarz gösterenler: Oynap ekseñ, boynap biter (Söyegov vd. 1999: 426). Ağacan ağa köp heläkçiliklerden soñ, rayon bilen oblastıñ arasında gatnay‐
45
46
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 3 . Eylül 2007
gatnay, ahırı özüni aklamağı başardı (A. Paytık, Yurt Eyesi) (Söyegov vd. 1999: 438). Ol yazıñ sap hovasını demine darta‐darta, gök maysalığa göz gezdire‐
gezdire, öz yanından gövün yüvürtdi (B. Kerbabayev, Saylanan Eserler) (Söyegov vd. 1999: 437). ‐‐‐ şol bir äheñde köpbilmişsiräp coğap berdi (G. Kulıyev, Yovuz Günler) (Söyegov vd. 1999: 406). Yörände, elindäki yognas tayağa ağramını atıp, ağsaklabrağadan yöreyärdi (G. Kulıyev, Gara Kerven) (Söyegov vd. 1999: 427). Okaman molla bolan, çokaman garga bolar (Söyegov vd. 1999: 428). Zıtlık gösteren zarf iç cümlecikleri: Atışık näçe güyçli bolan hem bolsa, yitginiñ sanı cuda ucıpsızdı (Y. Mämmediyev, Ene Toprak) (Nartıyev vd. 1998: 277). Emma her neneñ yağtam bolsa, ız çalmak mümkin däldi (Y. Mämmediyev, Ene Toprak) (Nartıyev vd. 1998: 277). C Cümle Açıcı ZÖ EÖ AÖ E AÖ AÖ İlgi Eylemi ‐ (Geç.Z.Eki) Emma her neneñ ız çalmak mümkin däl Ø‐di yağtam bolsa Şart gösteren zarf iç cümlecikleri: Eğer ahun gelmedik bolsa, olarıñ iğenişiğiniñ gıkılık‐govğa bilen gutarmağı ähtimaldı (G. Kulıyev, Yovuz Günler) (Nartıyev vd. 1998: 278). Ihlas bilen ağlasañ, sokur gözden yaş çıkar (Nartıyev vd. 1998: 276). Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
Melek Erdem
Ştaba çağırıldıñmı, gizlin yumuş buyrulyar (Edebiyat ve Sungat) (Nartıyev vd. 1998: 276). Durmuşda progressiv gahrımanlarıñ hatarı näçe köpelse, biz şonça‐da gutarnıklı yeñşe golaylaşyarıs (Edebiyat ve Sungat) (Nartıyev vd. 1998: 281). Çıkdaycı çıkman, girdeyci girmez (Söyegov vd. 1999: 432). Amaç gösteren zarf iç cümlecikleri: Öy eyeleri munı utandırmalı diyip eşitmedik kişi bolupdırlar (Y. Mämmediyev, Ene Toprak) (Nartıyev vd. 1998: 275). Bu gızcağaz süyt diyip gelipdir (B. Hudaynazarov, Gumlular) (Söyegov vd. 1999: 432). Yöne beyle yağday bolmasın üçin, vağtal‐vağtal duşmanıñ üstüne projektor tutup, goşunıñ yöremeli uğrunı görkezyärdiler. (H. Deryayev, Ikbal) (Nartıyev vd. 1998: 275). Şol demriñ üstündäki deşicekden içindäki derä ot düşsün üçin, ol deşiğe‐de däri dıkıpdır (A. Govşudov, Saylanan Eserler). (Nartıyev vd. 1998: 276). C ZÖ AÖ EÖ S A A E Şol demriñ üstündäki ol deşiğe‐de däri dıkıpdır deşicekden içindäki derä ot düşsün üçin, Süreç gösteren zarf iç cümlecikleri: Tä can bardır bu tende, / Köñlüm meniñ yar sende (Mağtımgulı, Saylanan Eserler) (Nartıyev vd. 1998: 272). Gazı gitdigiçe ağralyardı … (H. Deryayev, Ikbal) (Söyegov vd. 1999: 403). 47
48
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 3 . Eylül 2007
Atadurdı universitetde bir ay okap‐okaman, yene ızına gaytdı (O. Orazberdiyeva, Edenli Ayal) (Söyegov vd. 1999: 429). Beklenti gösteren zarf iç cümlecikleri: Nepes gaçar öydüp gorkdı (B. Seytäkov, Doğanlar) (Nartıyev vd. 1998: 272). İndi şol gızıl keyik oğurlanarmıka diyip, kirpiğimizem kirpiğimize değenok (Söyegov vd. 1999: 391). Gış gutardı diyip, odunıñı bayıtma, yağı gelyär diyip – unuñı (Nartıyev vd. 1998: 271). Uyuşmazlık gösteren zarf iç cümlecikleri: Garañkı gatlaşandığına garamazdan ( = seretmezden), biz yola düşdük. (Sarı ve Güder 1998: 53). Karşılaştırma gösteren zarf iç cümlecikleri: Gözel Marala garañda hayal hereket edyär. (Söyegov vd. 1999: 105). Ol cenap bu zatları senden govı bilyä‐ diyip, ikinci bir adam yaşula iğendi. (Tağanov 1992: 181). Bu cümlede senden govı bilyä sözü, aslında ‘senin bildiğinden daha iyi biliyor’ anlamında fiilin gerektirdiği istem boşlukları doldurulurken kullanılan durum ekine göre oluşan yapının fonksiyonel açıdan yüklemi etkilemesinden dolayı zarf iç cümleciği olarak düşünülmesi gerekir. Bu durumda bu yapı karşılaştırma gösteren bir zarf iç cümleciği olmakla birlikte tarz gösteren bir zarf iç cümleciğinin içerisinde yer almıştır. 6. Sonuç
Bütün Türk lehçeleri ve bu lehçeler içindeki bütün cümle yapıları göz önüne alınarak düşünüldüğünde, yapı bakımından en uygun tasnifin; Yalın cümleler (Simple Sentences), Sıralı cümleler (Compound Sentences), Birleşik cümleler (Complex Sentences) ve Karmaşık cümleler (Compound – complex Sentences) şeklinde genel bir tasnif olacağı anlaşılmaktadır. Adlaştırma, sıfatlaştırma ve zarflaştırma dönüşümleri dillerin kendine özgü karakteristiklerini ortaya koymasından dolayı cümle tasniflerinde önem kazanmaktadır. Diller arasındaki farklılıkları, ancak lehçeler arasındaki ortak anlatım yolu özelliklerini ortaya koyan böyle bir tasnif aynı zamanda bütün lehçeleriyle Türk dilinin özellik arz eden iç cümlecik yapılarının da göz önünde tutulduğu bir tasniftir. Böyle bir tasnif içinde her bir lehçeyi tek tek ilgilendiren bir durum ise, iç Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
Melek Erdem
cümlecikleri oluşturan isim fiil, sıfat fiil ve zarf fiil eklerine sadece tek bir fonksiyon yüklenememesidir. Bu durum her bir lehçenin kendi içinde söz konusu olabildiği gibi lehçeler arasında da söz konusu olmaktadır. Nitekim, Türkiye Türkçesinde {–sA} eki, içinde bulunduğu cümlelere göre farklı anlamlar üstlenebildiği gibi, {–DIk} ve {–An} eklerinin fonksiyonel kullanımlarının Türkiye Türkçesi ve Türkmen Türkçesi arasında da değişebildiği görülür. [‐p] eki hem zarf iç cümleciklerinde yerine göre neden, zaman, tarz ve amaç gösterebilmekte hem de diyip (diyip, diye) sözünün kullanımına bağlı olarak AÖ yapımında görev alabilmektedir. Bu durum, tek bir lehçenin kendi içinde bile her ek için anlam ve yapının her durumda eşlenememesinden kaynaklanmaktadır. Ancak isim fiil, sıfat fiil ve zarf fiil ekleri her durumda Türkmen Türkçesinde de Türkiye Türkçesinde de iç cümlecik kuran yapılardır. Türk dilinin en önemli özelliklerinden biri olan isim fiil, sıfat fiil ve zarf fiillerden kurulu iç cümlecikler anlatım yolu açısından Türkmen Türkçesinde de aynı fonksiyonları üstlenmekte ve cümle içinde AÖ ve ZÖ yapımında önemli rol oynamaktadırlar. Zarf görevinde kullanılan zarf iç cümleciklerinin Türkmen Türkçesinde de cümledeki yerlerinin değişken olduğu anlaşılmaktadır. Türkmen Türkçesinde var, yok ve değil sözlerinin ad soylu, i‐ ve ol‐ fiillerinin ise daha çok birer ilgi eylemi olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülebilir. İ‐ ve ol‐ fiilleri Türk dilinde bazı durumlarda yüzey yapıda gizlidir. Ancak derin yapıda ise her zaman vardır. Meselâ, {–DIk} eki Türkiye Türkçesinde derin yapıdaki bir cümleyi yüzey yapıya adlaştırarak dönüştüren bir ektir ve bu durumda fiillere gelir, ancak isimlere geleceği zaman i‐ veya ol‐ fiilleri devreye girer. Türkmen Türkçesinde ise Gızıllarıñ yencekdiğiniñ bir sebäbi bar (H. Deryayev, Ikbal) (Söyegov vd. 1999: 415) gibi bir cümlede {‐cEk} eki üzerine gelmiştir. Bu cümle, ‘Gızılların yenecek olduğunun (yenecek olmasının) bir sebebi var’ anlamını ifade eden görünüş (aspect) yönü de olan bir cümledir. Bu durumda cümlenin derin yapısındaki ilgi eylemi, yüzey yapıda Türkmen Türkçesinde i‐ fiili, Türkiye Türkçesinde ise ol‐ fiili şeklinde ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan yüzey yapıda isim cümlesi görünümünde olan bar ‘var’ sözüyle kurulu bu cümlenin ol‐ sözü kullanılarak fiil cümlesi hâline de getirilebilmesi söz konusudur. Ayrıca bir zadıñ bardığına … (TDS 71) ‘bir şeyin var olduğuna / varlığına / mevcudiyetine’ türünden kullanımlarda da ilgi eyleminin Türkmen Türkçesinde i‐ şeklinde yüzey yapıya çıktığını söylemek mümkündür. Beyle yağday bolmasın üçin ‘böyle bir durum olmaması için’ (=böyle bir durum olmasın diye) (H. Deryayev, Ikbal) (Nartıyev vd. 1998: 275), içindäki derä ot düşsün üçin ‘içindeki dereye ot düşmesi için’ (=içindeki dereye ot düşsün diye) (A. Govşudov, Saylanan Eserler). (Nartıyev vd. 1998: 276) gibi kullanımlarda ise, Türkiye Türkçesinde Ad iç cümleciği + Edat yapısının zarf iç cümleciği oluşturması durumunun, benzer şekliyle Türkmen Türkçesinde de görüldüğü anlaşılmaktadır. Ancak bu örnekler, 49
50
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 3 . Eylül 2007
derin yapıdaki adlaştırma dönüşümünün Türkmen Türkçesinde henüz tamamlan‐
madan yüzey yapıya çıkmış olduğunu göstermektedir. Bu durum ise Türk lehçelerindeki standart türlerin dil tarihlendirmesi açısından henüz çok yakın bir geçmişe sahip olması ile izah edilebilir. Kaynaklar
ABDULLAEV ELÖVSET Z. (1985) Türk dillerinde bağımlı birleşik cümlelerin evrimi üzerine. Bilimsel Bildiriler 1972, 519‐523, Ankara: TDK. AKSAN Doğan (1980) Her Yönüyle Dil: Ana Çizgileriyle Dilbilim 2. Ankara: TDK Yay. ATABAY N., ÖZEL S., ÇAM A. (1981) Türkiye Türkçesinin Sözdizimi. Ankara: TDK Yay. BANGUOĞLU Tahsin (1990) Türkçenin Grameri. Ankara: TDK yay. CORBETT Edward P. J. (1990) Classical Rhetoric for the Modern Student. New York, Oxford: Oxford University Press. ÇARIYAROV B., SARIYEV G. (1977) Türkmen Diliniñ Grammatikası: II. Bölüm Söz Düzüminiñ ve Yönekey Sözlemiñ Sintaksisi. Aşgabat: Ilım Neşriyatı. DİZDAROĞLU Hikmet (1976) Tümce Bilgisi. Ankara: TDK Yay. ERDEM Melek (1998) Dede Korkut Türkmenistan Varyantları. Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, Ankara (Basılmamış Doktora Tezi). ERDEM Melek (2006) Türkmen Türkçesinde Hareket Fiillerinin “İstem”e Göre Anlam Değişmeleri. Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, 3(2): 38‐50. GENCAN Tahir Nejat (2001) Dilbilgisi. Ankara: Ayraç. GÖĞÜŞ Beşir (1969) Türkçede Cümlemsilerin Kuruluşu ve Temel Cümleciğe Bağlanma Şekilleri. TDAY‐Belleten 1968, 89‐142, Ankara: TDK Yay. HALLİDAY M. A.K. (1985) An Introduction to Functional Grammar. London, New York. Melbourne HAMZAYEV M. Y. (1962) Türkmen Diliniñ Sözlüği. Aşgabat: Türkmenistan SSR Ilımlar Akademiyasınıñ Neşiryatı. HATİBOĞLU Vecihe (1982) Türkçenin Sözdizimi. Ankara: AÜ. DTCF Yay. KARAHAN Leyla (1995) Türkçede Birleşik Cümle Problemi. “Türk Gramerinin Sorunları” Toplantısı (22‐23 Ekim 1993). Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu TDK yayınları: 600, Ankara: 36‐42. KARAÖRS Metin (1995) Cümle Bilgisinde İsimlendirme, Sınıflandırma ve Tahlil Metotlarının Birliği. “Türk Gramerinin Sorunları” Toplantısı (22‐23 Ekim 1993). Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu TDK yayınları: 600, Ankara: 21‐35. MEHMEDOĞLU Alaeddin (1999) Türk Dilinde Girişik Birleşik Cümle Meselesi. 3. Uluslarası Türk Dil Kurultayı 1996, 745‐768, Ankara. MEHMEDOĞLU Alaeddin (2001) Türk Dilinde Bağımlı Birleşik Cümle Söz Dizimi. Adapazarı: Aşiyan Yay. NARTIYEV N., PENCİYEV M., MIRADOV A. (1998) Häzirki Zaman Türkmen Dili: Sintaksis. Aşgabat: Ilham. SARIYEV Berdi, GÜDER N. (1998) Türkmencenin Grameri III: Sintaksis. Ankara: MYB. SÖYEGOV M., SARIHANOV M., BORCAKOV A., HOCAYEV B., ARNAZAROV S. (1999) Türkmen Türkçesinde İç Cümlecikler
Melek Erdem
Türkmen Diliniñ Grammatikası: Morfologiya. Aşgabat: Ruh Neşriyatı. (Ankara: TDK 2000). TAĞANOV T. (1992) Mağtımgulı. Tarıhı Roman. Aşgabat: Türkmenistan RNÇB. ZÜLFİKAR Hamza (1990) Türk Dili ve Kompozisyon Bilgileri. Ankara: YÖK yay. Melek Erdem
Doç.Dr., Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve
Edebiyatları Bölümü, Güney-batı (Oğuz) Türk Lehçeleri ve Edebiyatları AD öğretim
üyesi.
Adres: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve
Edebiyatları Bölümü, Güney-batı (Oğuz) Türk Lehçeleri ve Edebiyatları AD – 06100
Sıhhiye ANKARA / TÜRKİYE
E-posta: [email protected]
Yazı bilgisi :
Alındığı tarih: 20 Nisan 2007
Yayına kabul edildiği tarih: 3 Temmuz 2007
E-yayın tarihi: 2 Ekim 2007
Çıktı sayfa sayısı: 26
Kaynak sayısı: 23
51

Benzer belgeler