Risk - Halk Yatırım
Transkript
Risk - Halk Yatırım
[email protected] +90 212 314 8181 Emtia – TSİ 8:47 am Piyasa Bülteni 28 Ekim 2011 HABERLER & YORUMLAR CUMA İMKB 100 1,737 111.8 USD / ounce USD / bl Kapanış: VIX 25.46 +2.07% Bono Tahvil 900 735.4 700 Piyasa Değeri: Temettü Verimi: 2.07% 2.0 1.27% 329 mily ar TL Ay lık 3 Ay lık 6 Ay lık Yıllık -2.8% -7.5% -16.49% -17.45% 1.48x 2.33% 68% 80 Puan ‘000 Yabancı Oranı % Hacim adet 600 11.49x Fiyat / Defter Değeri: Günlük Haf talık Spread bps (Türkiye 10Y Devlet - Almanya 10Y Devlet) 800 Fiyat / Kazanç: 56,617 puan Günlük Hacim: 2.043 Mily ar TL max 71,543 500 350 CDS bps (5 yıl Türkiye Ülke Primi) 275 1.5 68,760 70 1.0 60 261.7 200 63% 56,617 62.2% 125 10 9.90% Faiz % (Aktif 2 Yıl Kuponsuz Tahvil Getirisi) 9 0.5 8 50 min 50,308 7 6 27/10/2010 12 27/04/2011 Güncel 27/10/2011 1 Gün 1 Hafta 1 Ay 11 10 9 8 Verim Eğrisi ters dönebilir (Inverted Yield Curve) 0.0 27/10/2010 27/01/2011 27/04/2011 -0.5% Türkiye Devlet Tahvilleri Kronolojik Verim Eğrileri % 2Y 3Y 4Y 5Y 2.1021 19 Ekim 2011 2.2197 27/10/07 0.08% -2.8% -3.2% Öne Çıkanlar Döviz Sepeti (1€, 1$ Ortalaması) 12 Mart 2009 2.0441 0.02% -1.9% İMKB 100’ün önceki işlem gününde en çok artan ve en çok düşen hisse senetleri 10Y Döviz – TSİ 8:49 am 2.4 2.2 2.0 1.8 1.6 1.4 1.2 27/10/06 -0.9% BIMAS GSRAY TKFEN AEFES FROTO 6 3A6A 1Y 58% İMKB 100 endeksinde sabah saatlerindeki olumlu hava, gün içinde de artarak devam etti. 55.800 seviyelerinin destek alınması ile başlayan yükselişte kapanışadoğru 56.800 seviyeleri test edildi. 56.700-56.800 bölgesideki direncin test edilmesinin ardından kapanış, bu seviyenin hemen altından 56.616 puandan gerçekleşti. MACD’de negatif seyir devam etmektedir. 56.700-56.800 bölgesinin aşılması ve bu seviyenin üzerinde tutunum sağlanması yükselişin devamı açısından olumlu olacaktır. Destek: 55.700-55.000-54.500 Direnç: 56.700-57.300-57.700 MGROS KONYA PRKME KOZAA IHGZT 9.7% 7.4% 7.0% 5.6% 5.2% 7 40 27/10/2011 27/07/2011 27/10/08 0.10% 27/10/09 0.20% 27/10/10 -0.20% 27/10/11 0.08% -0.08% Çarşamba Şok Terapi (Enflasyon Raporu ile birlikte TCMB Başkanı Erdem Başçı Türk Lirasının değerini önemli ölçüde güçlendirecek beş maddelik eylem planı açıkladı.) Dün Sabaha Karşı Avrupa Bazukası (AB Liderler Zirvesi’nde Yunan devlet tahvilleri için %50 indirim oranında anlaşıldı ve EFSF’in “ateş gücü” 1 trilyon Euro seviyesine çıkarıldı.) Dün ABD Ekonomisi (3. Çeyrek GSYİH %2.5 artış gösterdi.) 1 – 2 Kasım Ufukta QE3 (FED toplantısında parasal genişleme programının devamına karar verilebilir.) EUR USD GBP JPY CHF BRL €/$ 2.4798 1.7488 2.8134 0.0230 2.0297 1.0229 1.4178 Dünya Piyasaları – TSİ 8:51 am EB: Euro Bölgesi, B: Milyar, M: Milyon, K: Bin, mea: mevsimsel etkilerden arındırılmış 14/10/2011 14/09/2011 14/08/2011 14/07/2011 0 14/06/2011 100 14/05/2011 Önceki -0.1% 0.2% 57.5 6.3% 7.9% 0.5B 52.4K 59.0 60.4 -5.0 -14.4 1.0% -2.7% Beklenti 0.3% 0.6% 58.0 14/04/2011 Dönem Açıklanacak Veri Eylül Kişisel Gelirler Eylül Kişisel Harcamalar Ekim Michigan Ün. Tüketici Güveni Eylül ÜFE (yıllık %) Eylül İşsizlik Oranı (mea) Eylül Net Tüketici Kredileri Eylül Onaylanan Mortgage Başvuruları Ekim Chicago PMI Ekim Dallas FED İmalat Endeksi Eylül Perakende Satışlar (aylık %) 14/03/2011 3.43% 14/02/2011 1,284.6 5,000 150 14/01/2011 S&P 500 10,000 200 14/12/2010 Amerika 250 14/11/2010 6.28% 2.89% 3.72% 2.86% 300 14/10/2010 3,368.6 5,713.8 59,270.1 12,208.6 20,000 Avrupa Devlet Tahvil CDS (bps, sol eksen) 14/09/2010 CAC 40 FTSE 100 BOVESPA DJ 30 350 14/08/2010 Fransa İngiltere Brezilya Amerika başa çıkamadığı CDS’leri dün sabah ateşlenen “Bazuka” 15,000 yatıştırdı Avrupa Merkez Bankası Tahvil Alımları (milyar Euro) 14/07/2010 % 1.39% 0.39% 1.33% 1.09% 5.35% 14/06/2010 Son 9,050.5 1,929.5 2,467.8 1,611.1 6,337.8 14/05/2010 Index Nikei 225 KOSPI SHCOMP RTS DAX Ülke ABD ABD ABD FRA İTA İNG İNG ABD ABD ALM 25,000 Tahvil alımlarının 400 Ülke Japonya Güney Kore Çin Rusya Almanya TSİ 15:30 15:30 16:55 Ptesi Ptesi Ptesi Ptesi Ptesi Ptesi Ptesi 3 Kasım Cannes (Nuri Bilge Ceylan’ın ödül kazandığı Film Festivali Mayıs ayındaydı, sırada G-20 toplantısı var!) GMY: Azmi Dölen ([email protected]) Analist: Bora Tamer Yılmaz ([email protected]) SEÇİLMİŞ GÜNCEL ARAŞTIRMALAR Arşiv için lütfen tıklayınız Haftalık Değerlendirme: Önemli Bir Haftanın Gelişmeleri, Azmi Dölen, 27.10.2011 Makro Veri: TCMB Enflasyon Raporu, Işıl Bük, 26.10.2011 Makro Veri: Haftalık Makto-Not, Işıl Bük, 26.10.2011 Teknik Analiz: Haftalık Çalışma,Işıl Bük, 24.10.2011 Makro Veri: Dış Ticaret Verileri, Işıl Bük, 27.10.2011 Makro Veri: TCMB Zorunlu Karşılık Kararı, Işıl Bük, 27.10.2011 Çekince için lütfen arka sayfaya bakınız. Piyasa Bülteni 28 Ekim 2011 Cuma DÜNYA PİYASALARI 2 Maç Zamanı! Amerikalı antrenörlerin müsabaka günlerinde oyuncularını motive etmek için kullandıkları yöntemlerden birisi de zamanı sormaktır. Oyuncuların heyecanla hep bir ağızdan verdikleri “Maç Zamanı!” cevabı da adrenalini pozitif enerji verecek seviyelere çıkarmaya yeterli. Bu yöntem, yapılan yorucu antrenmanların ardından artık performansın en üst seviyede olması gerektiğini hatırlatmak için iyi bir seçim. Uzun süren, yıpratıcı karar alma süreci sonunda Euro Bölgesi liderlerinin geldiği nokta da piyasalar için “Maç Zamanı”! Portföy yöneticileri, sis bulutlarının dağılmaya başlamasıyla portföylerindeki enstrümanların ağırlıklarını “Maç Zamanı = Risk On” yeniden düzenliyorlar. Bu konuda her zaman olduğu gibi Haftalık Değerlendirme Raporu’muz yine bir adım önde. Önceki gün Dünya Altın Konseyi’nin (World Gold Council) altın yatırımlarının portföylere olumlu etkisi ile ilgili yayınladığı raporun zamanlaması bir tesadüf olmamalı. Bu işlemin piyasalara yansımasına bakacak olursak DAX (Almanya), CAC (Fransa), FTSE (İngiltere), IBEX (İspanya), MIB (İtalya) sırasıyla %5.35, %6.28, %2.89, %4.96, %5.49 değer kazandılar. Avrupa piyasalarını temsil eden STOXX endeksi %6 arttı. ABD’de de durum çok farklı değil, S&P %3.43, Dow Jones %2.86, NASDAQ % 3.32, ve KOBI’leri temsil eden Russell endeksi %5.26 yükselişle günü tamamlayarak “Avrupa Bazukası”nın ateş gücünden yararlandılar. ABD’de açıklanan %2.5 GSYİH büyümesi de ateş gücünün artmasında etkili oldu. Bu sabah, Asya piyasaları yükselişe devam ediyorlar; Japonya yazımızı yazarken %1 yukarıda, Çin ve Hong Kong piyasaları da %2’ye yakınlar. Bu gelişme de dünkü piyasa performanslarının tek atımlık olmayacağına işaret. Hisse piyasaları yanı sıra kredi piyasalarındaki olumlu gelişmelerden de bahsetmemiz gerekiyor. ABD’de finansal sektör tahvil getirisi 50 baz puan daralırken, “Yatırım Yapılabilir” (IG – Investment Grade) seviyedeki özel sektör tahvil endeksi de 13 baz puan daralma kaydetti. Avrupa bankalarının Markit iTraxx CDS endeksi 35.5 baz puan daralırken Avrupa “IG” seviye özel sektör iTraxx endeksi ise 24.6 baz puan daraldı. Geleceğe dönük belirsizliklerle dolu olasılık dünyasında yaşayan biz yatırım bankacılarının bütün amacı nihayetinde paranın ileriki dönemlerdeki değerini kestirebilmek. Amaç bu olunca da sorun ve krizlerle geçen her gün bir kayıp olmuş oluyor. Bizim için de artık dikkatimizi Avrupa’dan alıp Dünya’nın diğer bölgelerindeki gelişmelere bir an önce yeniden odaklanmaya başlamak. Gelişmeleri sıralayacak olursak; ABD tarafında FED toplantısı ve yeniden başlatılması olası olan parasal genişleme programı (QE3), Avrupa’da borç krizi sırasında yavaşlayan üretimin (düşük gelen PMI’lar) Dünya’nın diğer bölgelerine etkileri, Çin’de yavaşlaması beklenen ekonomi ve önümüzdeki sene yenilenecek yönetim, Bir yandan kurları değer kaybederken bir yandan da yükselen enflasyon ile köşeye sıkışan Doğu Avrupa Merkez Bankaları, Düşük seviyelerde işlem görmesi beklenen emtia ve petrol fiyatlarının Rus ekonomisine etkiler ve Putin’in yeniden başkan olacak olmasının oluşturduğu riskler. Bu konuların hepsine Avrupa Borç Krizi’nde olduğu gibi yaşayarak tanıklık edeceğiz ve platformumuzda sırası geldikçe saydığımız konularla ilgili araştırma ve değerlendirmelerimiz devam edecek. Yarım güne girerken Siz’leri daha fazla Avrupa ile boğmak istemiyoruz. Ancak açıkta kalan bir iki konuya da değinmeden geçmeyelim. Bazukanın ateşlenmesi ile genel olarak tahvillere alım gelmiş olsa da İtalya ve İspanya dünkü grafiğimizde belirttiğimiz riskli ülkeler. Bu ülkelerin tahvillerini Avrupa Merkez Bankası’nın gerekli olduğu takdirde almaya devam etmesi olası. İlk sayfamızdaki grafikte Avrupa Merkez Bankası’nın tahvil alımlarını görebilirsiniz. Bankaların sermaye yapılarını güçlendirmeleri için kaynak bulmaları ya da ellerindeki varlıkları satmaları gerekiyor. Bazı bankaların iştiraklerini devretmeleri mümkün, ancak güncel piyasa koşullarında, yüksek sermaye maliyeti ve likidite daralması nedeniyle bankalar iştiraklerini devretmek yerine kredilerini azaltmayı seçebilirler. Bu da yukarıda saydığımız maddelerden birisi olan Avrupa üretimi ile ilgili önümüzdeki dönemde makroekonomik baskı oluşturabilir. Bankaların kendi açıklamalarına bakacak olursak, BNP Paribas 2012 sonuna kadar riskli varlıklarını 70 milyar Euro, Societe Generale de 2013’e kadar 80 milyar Euro azaltmayı planlıyor. Credit Agricole de 52 milyar Euro daha az fonlama gerektirecek bir düzenleme amacında. Hatırlatalım ki Fransız bankalarını bunu yapmaları için aslında Lehman sonrasında 3 seneleri vardı. Ancak bu süreçte bankalar varlıklarını azaltmak yerine artırmayı tercih ettiler. Örneğin kamulaştırılan İngiliz bankalarına bakacak olursak, RBS, 1 trilyon İngiliz Sterlin değerindeki varlığı bilançosundan çıkarırken, Lloyds da 48 milyar İngiliz Sterlin değerinde varlığı tasviye etmişti. Son olarak da Yunan tahvilleri ile ilgili teknik bir konuya değinelim. Yunan devlet tahvillerine uygulanacak olan %50 indirim (“haircut”) özel sektörün gönüllü katılımı ile oluyor. Bunun anlamı da elinde Yunan tahvili bulunduran finans kuruluşları yazacakları zararlar için satın almış oldukları tahvil sigorta primleri CDS’leri kullanmayı seçmeyecekler. Bu düzenlemeleri yapan kurum International Swaps and Derivatives Association (ISDA) uygulamasına göre de Yunanistan için bir teknik temerrüt / iflas durumu tetiklenmeyecek. STOXX 600 STOXX Bankacılık Yunanistan Devlet Tahvili Daha önceden defter değerine %60 indirim (40 Euro) fiyatlayan piyasalar %50 oranında anlaşmanın ardından Yunan tahvillerine alım gerçekleştirdiler… Çekince için lütfen arka sayfaya bakınız. Piyasa Bülteni 28 Ekim 2011 Cuma 3 Teorik Fiyat VOB & YATIRIM FONLARIMIZ Son Uzlaşma Fiyatı Önceki Uzlaşma Fiyatı Değişim % Güniçi En Yüksek Değer Güniçi En Düşük Değer İlk Vade: Ekim 2011 68.6000 66.8250 2.7% 69.6000 68.8750 4,478 99,614 67.9922 2. Vade: Aralık 2011 69.2250 67.6500 2.3% 69.9500 69.5000 1,772 103,915 68.8808 İlk Vade: Ekim 2011 1.7595 1.7700 -0.6% 1.7545 1.7490 568 62,317 1.6971 2. Vade: Aralık 2011 1.7845 1.7970 -0.7% 1.7800 1.7690 935 44,805 1.7198 İlk Vade: Ekim 2011 2.4780 2.4535 1.0% 2.4895 2.4450 3,293 6,552 2.4056 2. Vade: Aralık 2011 2.5160 2.4880 1.1% 2.5150 2.5150 10 20,113 2.4382 İlk Vade: Ekim 2011 96.6950 97.5150 -0.8% 97.7450 96.0000 293 931 - 2. Vade: Aralık 2011 98.5500 98.3600 0.2% 99.2000 97.5100 166 548 - Sözleşmeler İMKB Endeks 30 Dolar Euro Altın Vade VOB Endeks (VIX0301011) - Ege Saba Eren Avrupa liderlerinden gelen Euro bölgesi borç krizine çözüm için anlaşma ve Yunanistan borcunda iskontoya gidilmesi haberleri ile güne dış borsalara paralel olumlu açılışla başlayan ekim vadelilerinde dün 67175-68875 puan bandında geçen işlemlerin ardından gün sonu uzlaşma %3 ,6 oranında artışla 68600 puandan gerçekleşti. Vade sonuna yaklaşıldığından dolayı volatilitenin devam ettiği ve Aralık vadeli sözleşmede likiditenin arttığını gözlemliyoruz. Sözleşmenin güne 200-300 puanlık artışla açılış yapmasını beklemekteyiz.Bugün için 68300 puan seviyelerinin üzerinde tutunma devam ederse yukarı yönde hareketler 69500-70000 puan dirençlerini test ettirebilir. Gerilemelerde 68300 puanın altında 67750-66600-66000 puan destekleri ön plana çıkıyor. Destekler : 67750-66600 Dirençler : 69500-70000 YATIRIM FONLARI LİKİT FON Günlük Açık Sözleşme Sayısı Pozisyon Sayısı Tahvil/Bono – Ebru Ercin: Merkez Bankası önceki gün açıkladığı eylem planını uygulamaya koyarak TL zorunlu karşılık oranlarında indirime gitti. Buna bağlı olarak zorunlu karşılık oranlarının ortalama %12,6’dan %10,5’a gerilemesiyle piyasaya 11 milyar liralık likidite sağlanmış olacak. Merkez’in ayrıca döviz rezervini desteklemeye yönelik olarak TL zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tutulabilecek kısmının üst limitini %20’den %40’a çıkartmasıyla ve bu imkanın tamamının kullanılması durumunda 4,7 milyar dolar ilave döviz rezervi sağlanmış olacak. Merkez Bankası’nın aldığı önlemlerin etkisinin kalıcı olup olmayacağı önümüzdeki günlerde izlenmeye devam edilecektir. Güne bankalararası piyasada %9,83 bileşik ile kapanış seviyesinin altında başlayan 17.07.2013 vadeli benchmark tahvilde yarım gün olması nedeniyle işlemlerin hacimsiz ve %10-9,70 aralığında gerçekleşmesini beklemekteyiz. Destekler : 9,95 – 10,15 Direnç : 9,65 – 9,45 DİBS FONLARI KISA VD.DIBS FONLARI HİSSE SENEDİ FONLARI http://www.halkbank.com.tr/channels/1.asp?id=92 DÜŞÜK Risk Seviyesi Kurucu Tip Kod Karşılaştırma Ölçütü Halk Bank B Likit HLL ORTA Halk Yatırım Halk Bank B Ks.Vadeli Tahvil Bono Fonu HKV HLV YÜKSEK ORTA Halk Bank Halk Yatırım Halk Bank Halk Yatırım Halk Bank Halk Bank Halk Yatırım B Tahvil Bono Özel Sektör Tahvil Bono B Değişken B Değişken Relatif A Karma A Değişken A İMKB 30 Endeks HLT HYT HBD HLD HLK HAF HLE KYD91 %15 KYD91 %69 KYD365 %80 KYD365 %80 KYD547 %80 KYDO/N Brüt %100 İMKB-100 %50 İMKB-100 %70 İMKB-30 %90 KYD ÖST Sabit %5 KYD ÖST Sabit %1 KYDO/N Brüt %20 KYDO/N Brüt %20 İMKB-100 %10 KYD365 %30 KYDO/N Brüt %30 KYDO/N Brüt %10 KYDO/N Brüt %80 KYDO/N Brüt %30 KYDO/N Brüt %10 KYDO/N Brüt %20 - Yatırım Stratejisi Bant Aralıkları DİBS 0% - 30% 40% - 70% 40% - 70% 65% - 95% 50% - 80% 65% - 95% - 20% - 50% - Özel Sektör Borçlanma Senedi 0% - 20% 0% - 30% 0% - 30% - 15% - 45% - - - - - - - - - - 0% - 30% 60% - 90% 35% - 65% 55% - 85% 80% - 100% 65% - 95% 0% - 30% 0% - 30% 5% - 35% 5% - 35% 5% - 35% 10% - 40% 10% - 40% 15% - 45% 0% - 20% 0.27 0.04 0.04 -1.19 -0.58 -1.52 4.42 -0.42 -0.17 -8.41 0.01 0.03 0.03 0.03 0.57 0.64 4.17 3.66 4.88 -0.28 2.88 2.53 2.57 0.07 0.50 -3.71 1.05 5.08 -9.43 -17.32 Hisse Senedi Ters Repo Aybaşından Bugüne Getirisi Benchmark'a Göre Performansı Yılbaşından Bugüne Getirisi Benchmark'a Göre Performansı 0.38 0.24 0.28 -0.76 0.47 -3.75 0.64 12.96 2.87 27 Ekim 2011 Fon Fiyatı 0.025042 43.750801 0.03674 35.795015 0.010050 15.813763 0.010105 33.096369 0.135169 0.010021 En Az İşlem Yapılabilir Pay ve Katları 1.000 Pay 1 Pay 1.000 Pay 1 Pay 1.000 Pay 1 Pay 1.000 Pay 1 Pay 100 Pay 1.000 Pay "HYT" fonu 01.08.2011 tarihinde halka arz edildiği için getiri performansında bu tarih baz alınmıştır. "HLD" fonu 05.09.2011 tarihinde halka arz edildiği için getiri performansında bu tarih baz alınmıştır. Çekince için lütfen arka sayfaya bakınız. 0.48 Piyasa Bülteni 28 Ekim 2011 Cuma HAFTALIK DEĞERLENDİRME 4 ÖNEMLİ BİR HAFTANIN GELİŞMELERİ... Ne hafta geçiriyoruz. Önümüzdeki ayların ve belki de yılların kaderini belirleyecek adımlar bu günlerde atılıyor. Tabii ki Avrupa’dan bahsediyoruz. Ancak Merkez Banka’mızın attığı adımlar ve Amerika’dan gelen üçüncü bir likidite genişlemesi “QE3”ün ayak seslerine de değinmeden edemeyeceğiz. İlk önce Avrupa. Uzun bir süredir belirttiğimiz Avrupa bankacılık sistemindeki problemler Avrupa Borç Krizi’nin etkisi ile iyice su yüzüne çıktı ve son aylarda içinde yaşadığımız türbülansların temel nedenini oluşurdu. Bu konuda Tamer arkadaşımız çalışmaları ile bizi sürekli aydınlattı. Bu gün yayınlanan “Avrupa Bazukası” başlıklı yazısında da Avrupa Liderler Zirvesi’nde dün gece son dakikada alınan kararlar ile krizin çözümüne yönelik gelişmeleri değerlendirdi. Bunun detaylarına yukarıdaki linkten ulaşabilirsiniz. Ancak benim değinmek istediğim konu bir miktar daha farklı. Avrupa Birliği ekonomik bir topluluk olarak kurulmasının ardından bir siyasi birliğe dönüşmüş ve üyeleri kendi bünyesine daha iyi entegre etmek için ortak bir para sistemi yaratmış, bir de ortak Anayasa ile siyasi birliği bir kademe daha ileriye götürmüştü. Avrupa Borç Krizi ve bunun Avrupa Para Sistemi’ne olan etkileri son derece olumsuz olmuş ve neredeyse Birliğin geleceği konusunda ciddi şüpheleri bile beraberinde getirmişti. Ancak Avrupa Birliği’nin yaşı ve geçmişi düşünüldüğünde devletler tarihinde oldukça genç, hatta emekleme evresinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle Avrupa bu krizden kendisine oldukça önemli bir ders çıkarmaktadır. Bunun ilk adımı dün gece atıldı. Hem de tam Avrupa’ya yaraşır bir şekilde. Oy birliği, bu kadar üyesi olan ve farklı geçmiş, ekonomik, siyasi dengelere sahip bir birlikte sorun oluşturabilir. Ancak zirvelerde son dakikada, tehdit ve şantaj unsurları dahi içerse, alınan karalar çok daha kalıcı ve sağlam olabiliyor. Gelişmeleri Avrupa Birliği’nin devletleşmesinde bir adım olarak görmek lazım. Bu doğrultuda tarihinin en önemli engelini atlatan Avrupa’nın bundan sonraki entegrasyon evrelerini çok dikkatli takip etmek gerekmekte. İleride ekonomik ve mali olarak çok daha entegre bir Avrupa ile karşı karşıya olurken bu siyasi birliği daha da güçlendirecektir. Avrupa bu doğrultuda kendisine yeni bir gelecek hazırlarken bu sistemin para birimi de, en azından benim açımdan, kredibilite kazanmış durumda. Piyasalar açısından bunun orta ve uzun vadeli etkileri olacak; bunları takip edeceğiz ve yaşayacağız. Merkez Banka’mıza dönersek; modern merkez bankacılığı tahmin edilebilirlik üzerine kuruldu. Bu doğrultuda merkez bankaları politikalarını piyasa ve ekonomideki aktörlere yazılı, sözlü birçok araç ile açıklıyorlar. Bu doğrultuda beklenti oluşturup onu da genel politikaları dâhilinde idare ediyorlar. Bu politikalar dışsal faktörlerden etkilendiği noktada merkez politikaları, öngörülebilir olmaktan çıkarak şok terapiye yakın olan önlemleri gerektiriyor. Avrupa Borç Krizi bunun gibi dışsal bir faktördü ve etkileri merkez bankası politikaları olan fiyat ve finansal istikrarını zorlamaya başladığı noktada Merkez Banka’mız da şok tedbirleri ortaya koydu. Döviz müdahalelerini, beklenmedik faiz artışlarını bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. Çekince için lütfen arka sayfaya bakınız. Piyasa Bülteni 28 Ekim 2011 Cuma HAFTALIK DEĞERLENDİRME 5 ÖNEMLİ BİR HAFTANIN GELİŞMELERİ... Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın dün yapmış olduğu açıklamalar ise geldiğimiz noktada Merkez Bankası’nın politikalarının yeniden tahmin edilebilir olması konusunda önemli. Böylelikle parametrelerimizi öğrendik. Lira’nın aşırı değer kaybının yaratacağı enflasyon baskısı Merkez Bankası tarafından kabul edilebilir değil. Bu nedenle piyasaya borç verme faizini çift haneye çekmekte bir çekince görmüyor. Verilen mesaj ise önemli; alınan dövizleri geri sat ve liraya dön. Bono faizlerinin %10 seviyesine çıkmasının da kötüleşen makro beklentiler yerine, bankaların fonlama maliyetleri kaynaklı olduğu anlaşılıyor. Ancak kur etkisine rağmen disipline alınmış enflasyon ve kamu maliyesindeki düzgün seyir burada alım fırsatlarını da, fonlama konusunda sıkıntısı olmayan, orta vadeli yatırımcılar için ortaya çıkartıyor. Avrupa’da stresin ortadan kalkması da Merkez Bankası’nın uyguladığı bu politikanın kısa vadede başarılı olma şansını arttırıyor ve likidite konusunda rahatlamanın tahminlerden daha önce olabileceğini de gösteriyor. Merkez Bankası, bu sabah aldığı zorunlu karşılıklardaki indirim kararı ile bunu sağlamayı hedefliyor. Bu haftaki denklemin bir ucu da Amerika. Amerika’dan gelen verilerden kısa vadede ekonominin en azından daha kötüye gitmediği, ancak operasyon twist dediğimiz kısa ve uzun vadeli bonoların değişimi sonucu uzun vadeli faizlerin baskı altında tutulması politikasının reel ekonomiye katkısının henüz pek de görülmediği anlaşılıyor. Bu da, “İkinci adım ne?” arayışlarını arttırmakta. İlk başlarda kısık ses olarak çıkan ve daha sonraları Fed yerel başkanlarının daha rahat bir şekilde telaffuz ettikleri “QE3” diye nitelendirilen likidite genişlemesi artık tamamen gündeme yerleşmiş durumda. Çok kısa vadede bunu resmi olarak açıklanması ve uygulanmaya başlanması beklenmekte. Daha önceki göstergeler bu uygulamaların faizleri baskı altında tutuğu kadar aslında Dolar’ın değerini yitirmesi ile sonuçlanmakta. Yani QE3 yeni bir “risk on (risk alım) trade”inin de başlangıcı olabilir. Merkez Banka’mız “QE2” başladığı anda ekonominin daha fazla ısınmasını engellemek için kontrollü bir Lira devalüasyonu başlatmıştı. Ama bugün gelinen gelişmeler çerçevesinde Lira’nın “QE3” neticesinde güçlenmesine pek de karşı çıkmayacağı anlaşılıyor. Çekince için lütfen arka sayfaya bakınız. Piyasa Bülteni 28 Ekim 2011 Cuma MAKRO-VERİ 6 DIŞ TİCARET VERİLERİ ... Dış ticaret açığı sürpriz yaptı... • Eylül ayı dış ticaret açığı bir önceki yıl aynı döneme göre %54,6 oranında yükselişle 10,4 milyar$ olan beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşti. Piyasada dış ticaret açığının 8,3 milyar$ seviyesinde gerçekleşeceği düşünülmekteydi. Bizim beklentimiz ise piyasaya göre biraz daha yüksek, 8,6 milyar$ idi. • İhracat piyasa beklentisi (10,89 milyar$) ve bizim beklentimiz (10,9 milyar$) seviyelerine yakın, 10,79 milyar$ olarak açıklandı. Ancak ithalat beklentilerin oldukça üzerinde 21,2 milyar$ olarak gerçekleşti. (Piyasa ithalat beklentisi: 19,2 milyar$; beklentimiz: 19,5 milyar$) İthalat ve ihracatta bir önceki yıl aynı döneme göre yükseliş devam etti. İthalat %35,5; ihracat %21,1 oranında artış gösterdi. • İhracatın ithalatı karşılama oranı ise Eylül ayında gerileyerek %50,9 oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı Ağustos ayında %57,2; bir önceki yıl aynı dönemde ise %57 idi. • Ocak-Eylül döneminde toplam ihracat 99,5 milyar$’a; toplam ithalat ise 181,66 milyar$’a yükselmiştir. Söz konusu dönemde toplam dış ticaret açığı bir önceki yıl aynı döneme göre %68,2 oranında artışla 82,16 milyar$’a ulaşmıştır. 12 aylık dış ticaret açığı yine tarihi zirvelerde... • 12 aylık ihracat rakamı bir önceki yıl aynı döneme göre %18,9 oranında yükselişle 131,7 milyar$’a; ithalat %38,4 oranında yükselişle 236,7 milyar$’a yükselmiştir. 12 aylık dış ticaret açığı bir önceki yıl aynı döneme göre %74,4 oranında yükselişle yine yeni bir rekor kırmış ve 105 milyar$’a yaklaşmıştır. • • İthalat kalemleri arasında en yüksek pay 4,9 milyar$’a yakın ithalat ile yine mineral yakıtlar ve yağlar grubunda gerçekleşmiştir. Mineral yakıtlar ithalatında bir önceki yıla göre %53 oranında yükseliş olmuştur. İhracat kalemleri arasında ise motorlu kara taşıtları yine en yüksek paya sahip olmuş, bir önceki yıl aynı döneme göre daha sınırlı bir artış ile %11,5 oranında yükselişle 1,25 milyar$’lık ihracat gerçekleştirilmiştir. SONUÇ... Dış ticaret açığı beklentilerin oldukça üzerinde, 10,4 milyar$ seviyesinde gerçekleşmiştir. Böylece Temmuz ve Ağustos aylarında görülen gerileme yerini tekrar çift haneli dış ticaret açığına bırakmıştır. Daha da önemli olan nokta ise, dış ticaret verileri mevsimsellikten arındırıldığında da dış ticaret açığının 10 milyar$’ı aşarak, bir önceki yıl aynı döneme göre %55 civarında artış göstermiş olmasıdır. Her ne kadar inci, kıymetli taş ve madeni paralar ithalatının yaklaşık 1,5 milyar$’lık payının beklentileri aşan ithalatta etkisi olsa da, yine de ithalatın beklenilenin oldukça üzerinde olduğu görülmektedir. Ara malı, sermaye malları ve tüketim malı ithalatlarında yükselişin, halen hem aylık hem de yıllık bazda devam ediyor olması, ekonomik aktivitede beklenilen soğumanın gerçekleşmekte olduğuna yönelik soru işareti oluşturmaktadır. TL’deki değer kaybının hız kazandığı Eylül ayında ithalatın zirve seviyelerine yakın gerçekleşmesinin bir ihtimali de, kurdaki yükselişin devam edeceği düşüncesi ile ithalatın öne çekilmiş olması ihtimalidir. TCMB’nin iç talepteki yavaşlamadan memnun olan ve cari açığın son çeyrekte fark edilir derecede iyileşme göstereceği yönündeki ifadeleri ile birleştirince, ithalattaki yükselişi bu neden bağlamak doğru görünmektedir. Aksi takdirde iç talebin daraltılmasına yönelik sıkılaştırıcı önlemlerin hız kazanması beklenebilecektir Çekince için lütfen arka sayfaya bakınız. Piyasa Bülteni 28 Ekim 2011 Cuma MAKRO-VERİ 7 TCMB ZORUNLU KARŞILIK KARARI ... Türk Lirası Zorunlu Karşlık Oranları: TCMB, 4 Ağustos 2011 tarihindeki PPK toplantısındaki stratejiler çerçevesinde TL zorunlu karşılık oranlarında düzenlemeye gittiğini duyurdu. TL zorunlu karşılık oranları kısa vadelerde, vadelerine göre farklılaştırılmış olarak 100 ile 500 baz puan arasında düşürüldü. TCMB, söz konusu düzenleme ile piyasaya 11 milyar TL likiditenin kalıcı olarak sağlanacağını belirtti. TCMB aynı zamanda TL zorunlu karşılıkların yabancı para olarak tutulabilecek kısmı için uygulanan %20 oranını da %40’a yükseltti. Bu sayede de hem piyasanın TL ihtiyacının karşılanması, hem de TCMB döviz rezervlerinin desteklenmesinin amaçlandığı duyuruldu. Bankaların söz konusu imkanı tamamen kullanması halinde elde edilecek ilave döviz rezervinin 4,7 milyar$’ı bulabileceği belirtildi. YORUM: TCMB’nin dünkü Enflasyon Raporu sunumu sırasında açıkladığı TL’yi destekleyici eylem planı çerçevesinde TL zorunlu karşılıklarda indirime gidileceği zaten belirtilmişti. Bu anlamda zorunlu karşılık indirim kararı sürpriz değildir. Dün ayrıca, TL zorunlu karşılıkların döviz olarak tutulan kısmının artırılması konusundaki düşünce de açıklanmıştı. Bu bağlamda her iki karar da beklenen kararlardı ve AB Liderler Zirvesi sonrasında açıklanması beklenmekteydi. Söz konusu düzenlemeler beklenen kararlar olmasına karşın, olumlu etkileri olacağına inandığımız düzenlemelerdir. TL zorunlu karşılık indirimleri ile bankaların elinin bir miktar rahatlayacak olması olumludur. Bunun yanında piyasaya 11 milyar TL kalıcı likidite sağlanacak olması, piyasanın likidite ihtiyacını karşılamakta olan TCMB’nin de rahatlamasını sağlayacaktır. TL karşılıkların döviz olarak tutulabilecek kısmının %40’a yükseltilmesi ise, açıklamada da belirtildiği gibi TCMB’nin döviz rezervlerini yaklaşık 4,7 milyar$ artırarak, TCMB’nin TL’nin değer kaybı ile olan mücadelesinde elini kuvvetlendirecektir. Tüm bu nedenlerle olumlu olacağına inandığımız düzenlemelerin dikkat edilmesi gereken tek noktası, daha önce zorunlu karşılık oranlarının artırılması ile bankacılık sektöründe uzun vadeye yönlendirilmiş mevduatlarda tekrar kısa vadeye kayma olması ihtimalidir. Ancak şu anda piyasa reaksiyonu olarak görülen, düzenlemenin olumlu karşılandığıdır. Ayrıca TCMB, TL zorunlu karşılıklarının %10’a kadar kısmının altın olarak tutulmasına imkan sağlayacak çalışmalar da yapıldığı haftaiçinde açıklamıştır. Önümüzdeki günlerde bu yönde kararların alınması beklenmekte olup, söz konusu kararların TCMB’nin altın rezervlerinin artması konusunda olumlu katkısının olacağı beklenmektedir Çekince için lütfen arka sayfaya bakınız. Piyasa Bülteni 28 Ekim 2011 Cuma KÜNYE Azmi DÖLEN G. Müdür Yrd. (212) 314 81 07 [email protected] Uzman (212) 314 81 86 [email protected] 8 YURTDIŞI İLİŞKİLER Bora Tamer YILMAZ ARAŞTIRMA Uzman (212) 314 81 83 [email protected] Cengiz GÜRBÜZ Yönetmen (212) 314 81 01 [email protected] Ege Saba EREN Yönetmen (212) 314 81 02 [email protected] Ilgın DEMİR Uzman (212) 314 81 02 [email protected] Feridun ŞEN Müdür (212) 314 81 01 [email protected] Burak AYDIN Yönetmen (212) 314 81 01 [email protected] Ayşe ÖĞÜT Yönetmen (212) 314 81 01 [email protected] Ufuk Hakkı ÇAYHAN Yönetmen (212) 314 81 01 [email protected] Soner AYDIN Servis Yetkilisi (212) 314 81 01 [email protected] Ali İhsan ÇAMCI Müdür (212) 314 81 06 [email protected] Ebru ERCİN Yönetmen (212) 314 81 06 [email protected] Işıl BÜK TÜREV ARAÇLAR BİRİMİ HİSSE SENEDİ BİRİMİ HAZİNE ÇEKİNCE: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sayfalarda yayınlanan görüş, yorum, haber veya öneriler nedeniyle ortaya çıkacak ticari kazanç veya kayıplardan Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. sorumlu değildir. Buradaki yazı, görüş ve yorumlar sayfa ziyaretçilerini bilgilendirme niteliği taşımaktadır. Rapor sayfalarında yayınlanan hiçbir yazı, görüş, resim, analiz ve diğer sunumlar izin alınmadan yazılı veya görsel basın organlarında yayınlanamaz.