İçindekiler - kent araştırmaları kongresi
Transkript
İçindekiler - kent araştırmaları kongresi
Güvenlikli Siteler Sayı 6, Mayıs 2012 İçindekiler Takdim 5 Makaleler 10 Şerife Geniş Petra Kuppinger Dışlayıcı Yeşillik: Kahire’de Yeni Güvenlikli Siteler 40 T. Didem Akyol Altun İzmir’de Yeni Bir Konut Üretim Süreci Olarak Kapalı Konut Siteleri 62 Ayşe Derin Öncel - Gülşen Özaydın Kapalı Site Olgusunun Değişim Sürecine Bir Bakış: Beykoz Soğuksu Örneği 84 Jean-François Pérouse Kapalı Dikey Rezidanslar ve Üst Sınıfların Merkeze Koşullu Dönüş Eğilimi: Eleştirel Bir Değerlendirme 96 Seda Aydın İstanbul’da “Orta Sınıf” ve Kapalı Siteler 124 Başak Tanülkü Güvenlikli Siteler Arası Rekabet: “Ahlaklı Kapitalizmin” Kimlik Üzerindeki Etkisi 154 Seda Doğan Fiziksel Duvarlar, Sembolik Sınırlar ve Yamalı Bir Şehir Olarak İstanbul 172 Lale Berkoz Güvenlikli Yerleşimler: Konut Kullanıcılarının Yaşam Tercihlerindeki Değişim 190 Ayşe Binay Kurultay - Burcu Peksevgen Markalı Güvenlikli Site Reklamlarında Türk Orta Sınıf Hayali 208 Aliye Ahu Akgün Korumalı Yerleşimlerin Pazarlama Söyleminde Kültür ve Mekân 224 Mirko Winkel Solar Göz Kırpış: Life & Strive Performansını Yeniden Düşünmek 242 Burak Şahin - Neriman Açıkalın Güvenlik Mitinin Mekânsal Tezahürü Olarak Güvenlikli Siteler: La Zona Analizi 256 Şengül Yalçınkaya Erol Dışa Kapalı Site Olgusunu Türkiye’deki Mimarlık Dergilerinden Okumak Gated Communities Issue 6, May 2012 Contents Editorial 5 Şerife Geniş Articles Petra Kuppinger 10 Exclusive Greenery: New Gated Communities in Cairo 40 T. Didem Akyol Altun Gated Communities as a New Housing Production Process in İzmir 62 Ayşe Derin Öncel - Gülşen Özaydın A Look at the Process of Change in Gated Community Phenomenon: the Case of Beykoz Soğuksu 84 Jean-François Pérouse Gated Vertical Communities and the Conditional Return of Upper Classes to the Urban Center: A Critical Evaluation 96 Seda Aydın The “Middle Class” and Gated Communities in İstanbul 124 Başak Tanülkü Gated Communities against Each Other: Shapes Their Identities How “Moral Capitalism” 154 Seda Doğan Physical Walls, Symbolic Boundaries and İstanbul as a Patchy City 172 Lale Berkoz Gated Communities: Change in Living Preferences 190 Ayşe Binay Kurultay - Burcu Peksevgen Depiction of The Middle Class Turkish Dream in Branded Gated Community Advertisements 208 Aliye Ahu Akgün Culture and Space in The Discourse of Marketing of Gated Communities 224 Mirko Winkel With a Wink of the Solar Eye: Revisiting the Performance LIFE & STRIVE 242 Burak Şahin - Neriman Açıkalın Gated Communities as a Spatial Manifestation of Security Myth: The Analysis of La Zona 256 Şengül Yalçınkaya Erol Reading the Phenomenon of Gated Community from the Architecture Journals in Turkey Takdim Günümüz kentleşmesinin en önemli sosyo-mekânsal olgularından birini, kuşkusuz, dünyanın neredeyse bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinin metropollerinde sayıları her geçen gün hızla artan güvenlikli siteler (gated communities)1 oluşturmaktadır. Demir kapılar, duvarlar, kameralar ve özel güvenlik görevlileri tarafından korunan güvenlikli siteler, kamuya açık olmasına alışkın olduğumuz (sokak, cadde, park ve bazı örneklerde göl ve orman gibi) alanların yabancılara kapatılması; çeşitli (altyapı, ulaşım, eğitim, sağlık vb.) kolektif hizmetlerin özelleştirilmesi; kamu aktörlerinin etkisinden özerkleşmiş yönetim yapıları ve (çoğunlukla sınıf, etnisite, ırk ve yaşam tarzı temelinde oluşmuş) türdeş toplulukları ile dikkat çekmektedirler. Bütün bu özellikleri dikkate alındığında, güvenlikli siteleri basitçe yeni bir konut tipi olarak düşünmek yanıltıcı olabilir. Özelleştirilmiş altyapıları ve hizmetleri, türdeş toplulukları ve mikro kent yönetimleri ile güvenlikli siteler, pek çok kişi tarafından, ‘modern kenti’ temsil eden en temel mekânsal, toplumsal, kurumsal ilişki ve idealleri tehdit eden bir olgu olarak görülmektedir. Radikal bir görüşe göre, kurguladıkları mekânsal, toplumsal ve siyasal ilişkiler nedeniyle güvenlikli siteler gelmekte olan ‘ortaçağ modernizmi’nin (Alsayyad Uluslararası literatürde en yaygın kullanım ‘gated communities’ olmakla beraber, bu yeni yerleşim biçimi farklı isimlerle anılmaktadır. Benzer şekilde, ulusal literatürde de isimlendirmede çeşitlilik söz konusudur. Bizim ‘güvenlikli site’ kavramını tercih etmemizin nedeni, bu kavramın daha yaygın olarak kullanılmasından ve ‘site’ kavramının hayatımıza ve dilimize yerleşmiş olmasından dolayıdır. Dosyaya katkıda bulunan yazarlar ise kavram tercihleri konusunda serbest bırakılmıştır. 1 & Roy, 2006)2 habercilerinden biridir. Saskia Sassen’e göre (2010)3 güvenlikli siteleri neoliberal kürelleşmenin tetiklediği piyasalaşma ve ulusaşırılaşma süreçleriyle birlikte ortaya çıkan yeni toplumsal ilişkiler yumağının ulus-devlet alanında yarattığı ‘kırılmaların’ bir örneği olarak düşünmek ve çalışmak gerekir. Bu ‘kırılmalar’ kentsel mekânın ve ilişkilerin düzenlenmesinde sermayenin ve elitlerin taleplerini önceleyen neoliberal girişimci yönetişim biçimlerinin uyguladığı kent politikalarıyla yakından ilişkilidir ve güvenlikli siteler bu politikaların cisimleştirdiği ‘neoliberalizmin mekânları’ndan biri olarak (Brenner & Theodore, 2002)4 görülmelidir. Bu çerçeveden bakıldığında, güvenlikli siteler olgusu sosyo-mekânsal ayrışmanın yanı sıra kent çalışmalarının gündemine oturan yeni kentsel eşitsizlikler, kamusal alanın dönüşümü, kent vatandaşlığı, kent hakları gibi konularla da çok yakından ilişkilidir. * 1970’lerde Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan ve yaygınlaşan güvenlikli siteler, 1990’lardan itibaren dünyanın geri kalanıyla eş zamanlı bir biçimde Türkiye’de de varlık göstermeye başlamıştır. İlk örnekleri İstanbul ve Ankara’da görülen bu yerleşim yerleri hızla çevre kentlere de yayılmaktadır.5 Önceleri sınırlı sayıda seçkin gruplar için kent dışında banliyö tarzı bölgeleri ve yataya yayılan yerleşim tarzlarını tercih eden güvenlikli siteler, seçkinlere hitap eden ‘markalı’ gökdelen rezidansların ve orta sınıfları hedefleyen ‘sosyal donatılı’ sitelerin üretilmeye başlamasıyla kent merkezlerini de geri dönüşü olmayan bir şekilde değiştirmektedirler. Rivayetlere göre, İstanbul’un konut geliştirici firmaları artık Alsayyad, N. ve Roy, A. 2006. Medieval urbanism: On citizenship and urbanism in a global era. Space and Polity 10 (1): 1-20. 3 Sassen, S. 2010. Urban gating: One instance of a larger development? S. Bagaeen ve O. Uduku, derl., Gated Communities: Social Sustainability in Contemporary and Historical Gated Developments içinde, Londra, Washington, DC: Earthscan, ss. xi-xii. 4 Brenner, N. & Theodore, N. (Derl.) 2002. Spaces of Neoliberalism: Urban Restructuring in North America and Western Europe. Oxford: Blackwell. 5 GYODER yakın zamanda Gaziantep, Kayseri gibi ‘yükselen’ çevre kentlerdeki yatırım fırsatlarını değerlendirmek üzere bu kentlerde toplantılar düzenlemekte ve büyük konut ve işyeri projelerini hayata geçirmeye çalışmaktadır. 2 6 güvenlikli ve soysal donatıya sahip olmayan yatay ya da dikey konut alanları inşa etmemektedirler. TOKİ ve Kiptaş gibi kamu aktörlerinin de bu yerleşim biçimini taklit ve teşvik etmeleriyle birlikte, güvenlikli siteler, en azından İstanbul örneğinde, orta ve üst sınıfların anaakım konut modeli olmaya doğru hızla ilerlemektedir. Bu eğilimin gelecek yıllarda hem İstanbul’da, hem de Türkiye’nin geri kalan kentlerinde ortaya çıkaracağı toplumsal, mekânsal, çevresel ve yönetsel sorunların kent çalışmalarının önemli ilgi alanlarından birini oluşturacağını düşünmekte ve ummaktayız. * Bu beklentimizin bir yansıması olarak ve Türkiye’de gelişmekte olan literatüre katkıda bulunmak amacıyla İdeal Kent: Kent Araştırmaları Dergisi’nin bu sayısını güvenlikli siteler konusuna ayırdık. Her zaman olduğu gibi bu sayımız da, hem yazarlarının uzmanlık alanlarıyla hem de konuya farklı açılardan yaklaşan makaleleriyle, zengin bir disiplinlerarası profil sergilemektedir. Türkiye’de güvenlikli siteler konusundaki literatür, olgunun gelişim süreci sebebiyle, halen öncelikli olarak İstanbul, ikinci olarak da Ankara ağırlıklı çalışmalardan oluşmaktadır. Sayımızda bu eğilimi kıracak yazılara daha çok yer vermeyi arzulardık; ancak maalesef bu çok mümkün olmadı. Öte yandan, Petra Kuppinger’in Kahire’yi ve Didem Akyol Altun’un İzmir’i konu alan çalışmaları okura hem Türkiye, hem de İstanbul dışı örnekleri yakından tanıma fırsatı verecektir. Ayşe Derin Öncel ve Gülşen Özaydın İstanbul’da üst sınıf güvenlikli site yerleşimlerinin gözde mekânlarından biri olan Beykoz’da yaşanan dönüşümün kapsamlı bir resmini sunmakta ve bu dönüşümün bölgenin sakinleri açısından yarattığı sorunlara dikkatimizi çekmektedir. Jean-François Pérouse, güvenlikli sitelerin dikey formunu oluşturan ve İstanbul kent merkezini kalıcı bir biçimde dönüştürme potansiyeline sahip, ancak şimdiye kadar pek çalışılmamış, rezidansları ve arkasında yatan ekonomik ve toplumsal güçleri daha iyi anlamamızı sağlamaktadır. 7 Seda Aydın, Başak Tanülkü ve Seda Doğan’ın makaleleri ise, hem derinlemesine mülakat ve katılımcı gözlem yöntemlerini kullanmaları, hem de yeni orta ve üst sınıfların mekânsal ve toplumsal habitusunu resmetmeleri açısından ortak paydaya sahipler. Seda Aydın yakın zamana kadar üst-orta sınıfların ayrıcalıklı yaşam alanını oluşturan güvenlikli sitelerin orta sınıfları da hedef kitlesine dahil ederek yaygınlaşmasının ortaya çıkardığı sonuçları ve bu konut tipi üzerinden yeni orta sınıf kimliğinin değişen sınırlarını tartışmaktadır. Başak Tanülkü, iki farklı güvenlikli siteyi ilişkisel ve karşılaştırmalı bir perspektiften çalışarak, literatüre hem metodolojik hem de kuramsal katkı yapmayı amaçlamaktadır. Tanülkü’nün çalışması güvenlikli sitelerin sakinlerinin homojen ve izole gruplar olmadıklarına işaret etmekte ve üst sınıf içi rekabetin sembolik sınırlarının nasıl çizildiğini araştırmaktadır. Seda Doğan, üst sınıf bir güvenlikli sitede yaşayanlarla üst sınıf bir muhit olan Nişantaşı sakinleriyle yaptığı görüşmeler yoluyla, sembolik sınırların mekânsal sınırlar kadar katı ve dışlayıcı olabileceğini göstermekte ve bizi görünmeyen sınırlar ve duvarlar üzerine düşünmeye davet etmektedir. Lale Berköz’un güvenlikli sitelerde konut memnuniyeti üzerine yaptığı araştırması ise, daha makro düzeyde, güvenlikli site piyasasının en önemli belirleyenlerinden biri olan talebin değişen beklentilerine dair önemli ipuçları vermektedir. Ayşe Binay Kurultay ve Burcu Peksevgen reklam söylemlerinin analizini yaparak İstanbul’un orta sınıflarının yeni hayali olarak güvenlikli siteler imgesini ve bu imge üzerinden orta sınıfların yeni simgesel sınırlarını incelemektedirler. Öne çıkan temalar ayrıcalık, prestij, seçkinlik, modernlik, statü, ve seçkin komşulardır. Aliye Ahu Akgün kent plancısı bakış açısıyla güvenlikli site reklamlarını analiz etmekte ve reklamlar üzerinden güvenlikli sitelerin cisimleştirdiği yeni kültürü üç temel çevre (doğal, beşeri ve yapılaşmış çevre) özelinde tartışmaktadır. Akgün güvenlikli konutların yeni bir çevre kültürünün kurucusu olarak kent plancıları tarafından daha ciddi takip edilmesi ve çalışılması gereğinin altını çizmektedir. Mirko Winkel 2010 yılında IDANS festivalinin davetlisi olarak Anat Eisenberg ile birlikte Istanbul Sapphire’de gerçekleştirdikleri eğlenceli olduğu kadar çarpıcı ve şaşırtıcı gözlemlere yol açan postmodern sanat denemesi olarak nitelendirebileceğimiz performans çalışmasını bizlerle 8 paylaşmakta ve güvenlikli site olgusuna çok farklı bir açıdan bakmamızı sağlamaktadır. Burak Şahin ve Neriman Açıkalın’ın La Zona filmi üzerine yaptıkları muhteşem analiz bizi bir kez daha güvelikli sitelerin yaratabileceği potansiyel toplumsal sorunlar, yabancılaşma ve insani değerlerin kaybı üzerine düşünmeye davet etmektedir. Gerçekte çok emek isteyen ve araştırmacılara sunduğu hizmet bakımından eşsiz bir değere sahip literatür değerlendirmesi çalışmalarına ülkemizde maalesef pek sık rastlamıyoruz. Bu nedenle dosyamızı Şengül Yalçınkaya Erol’un mimarlık dergilerinde güvenlikli siteler üzerine yayınlanmış makalelerin yaklaşım ve içerik analizini yaptığı çok değerli makalesiyle kapatmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Tüm yazarlarımıza değerli çalışmalarıyla dosyamıza katkıda bulundukları için çok teşekkür ediyoruz. Umuyoruz katkıları okurlarımız tarafından da takdir edilecek ve güvenlikli siteler konusunda yeni çalışmalara yol gösterici olacaktır. * İdealkent’in Eylül ayında çıkması planlanan bir sonraki sayısının dosya konusu ‚Neoliberalizm ve Yeni Kentsel Eşitsizlikler.‛ 31 Temmuz 2012 tarihine kadar çalışmalarınızı gönderebilirsiniz. Katkılarınızı bekliyoruz. Şerife Geniş Sayı Editörü 9