22 organik tarım projesi desteklenecek Küresel iklim anlaşmasına

Transkript

22 organik tarım projesi desteklenecek Küresel iklim anlaşmasına
Sayı: 117
Eylül 2015
22 organik tarım
projesi desteklenecek
Küresel iklim anlaşmasına
100 günden az bir zaman var
Sürdürülebilir Kalkınma
Gündemi'nde mutabakat
İklim ile ilgili haberlerinizi
tüm dünyaya duyurun
Orman yangınlarının
%95’i insan kaynaklı
Türkiye’de orman yangınlarının
yaklaşık % 95’i insan kaynaklı
Ankara, Eylül 2015
Ormanlar sürdürülebilir kalkınma için gerekli olan su, gıda,
barınma gibi ihtiyaçları sağlarken, doğanın korunmasına ve iklim
değişikliğine sebep olan sera gazı salımlarının azaltılmasına de
destek oluyor.
Ormanlar Türkiye’nin yüz ölçümünün yüzde 28’ini oluşturuyor.
Akdeniz coğrafyası ve iklim kuşağında yer alan Türkiye’de Doğu Akdeniz
sahil şeridi, Ege, Marmara ve Batı Karadeniz Bölgeleri orman yangınına
hassas bölgeler arasında yer alıyor.
Ormanlık alanlarımızın yaklaşık yüzde 60’ı yangına hassas bölgelerde
bulunuyor. Kızılçam, karaçam ormanları ve makilik alanlar yangına hassas
alanlar.
Yanan ormanların yeniden tesisi ve ormanların yangına daha dirençli hale
getirilmesi için ağaçlandırma çalışmaları Orman Genel Müdürlüğü tarafından
yapılıyor.
Orman yangınlarının yaklaşık yüzde 95’i insan kaynaklı.
Tüm bunlara dikkat çekmek için Orman Genel Müdürlüğü tarafından Küresel
Çevre Fonu (GEF) finansal desteğiyle UNDP ile işbirliği içinde yürütülen
Entegre Orman Yönetimi projesi kapsamında orman yangınları ile ilgili kısa
filmler hazırlandı.
Güneydoğu Anadolu’da 22 organik tarım
projesi desteklenecek
Kapsamı doğrudan organik tarım olması nedeniyle Türkiye’de bir ilk olan ve GAP
Bölge Kalkınma İdaresi tarafından UNDP işbirliği ile yürütülen Organik Tarım Küme
projesi kapsamında tasarlanan GAP Organik Tarım Değer Zinciri Pilot Uygulamalar
Mali Destek Programı kapsamında 22 proje başarılı bulundu.
Ankara, Eylül 2015
Başarılı projelere yönelik olarak 18-19 Ağustos 2015 tarihlerinde Gaziantep’te GAP Organik Tarım Kümelenme ve
Nitelikli Proje Uygulamaları Eğitimi düzenleniyor.
Eğitime, GAP Bölge Kalkınma İdaresi koordinasyonunda İpekyolu Kalkınma Ajansı ve Karacadağ Kalkınma Ajansı ile
işbirliği içerisinde 2015 yılında uygulamaya koyulan “GAP Organik Tarım Değer Zinciri Pilot Uygulamalar Mali Destek
Programı” kapsamında desteklenen 22 projenin temsilcileri, İpekyolu Kalkınma Ajansı ve Dicle Kalkınma Ajansı
temsilcileri katıldı.
Eğitimin birinci gününde Türkiye’de organik tarım, bu konudaki gelişmeler, ilgili mevzuat, destekler ve politikalar,
yerel ekonomik kalkınma ve kümelenme gibi konular anlatıldı. Ayrıca GAP Organik Tarım Değer Zinciri Pilot
Uygulamalar Mali Destek Programı kapsamında desteklenen projeler, proje sahipleri tarafından kısaca tanıtıldı.
Eğitimin ikinci günüde ise İpekyolu Kalkınma Ajansı ve Karacadağ Kalkınma Ajansı tarafından proje yönetimi ve
uygulamalarında dikkat edilecek hususlar aktarılacak. Geleceğe yönelik planlamalar, yeni proje fikirleri ve ağ
oluşturma faaliyetlerinin tartışılmasıyla eğitim sona erecek.
GAP Organik Tarım Değer Zinciri Pilot Uygulamalar Mali Destek Programı, kapsamı doğrudan organik tarım olması
nedeniyle Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor.
GAP Bölge Kalkınma İdaresi tarafından bölgedeki üç ajans ile birlikte UNDP işbirliği ile yürütülen GAP Organik Tarım
Küme projesi kapsamında tasarlanan program, Güneydoğu Anadolu Bölgesi organik sektöründeki değer zinciri
içerisinde tüm halkalara hitap ediyor.
İki kalkınma ajansı ile uygulamaya koyulan Mali Destek Programı’nın bütçesi 2015 yılı için 4.5 milyon TL ve 2016 için
4.5 milyon TL olmak üzere toplam 9 Milyon TL.
İlk olarak İpekyolu Kalkınma Ajansı üzerinden çıkılan mali destek programında 10 adet proje başarılı görüldü ve
projeler imzalandı. Karacadağ Kalkınma Ajansı üzerinden çıkılan mali destek programında başarılı bulunan 12
projenin sözleşme aşaması ise devam ediyor.
İpekyolu Kalkınma Ajansı üzerinden çıkılan mali destek programı kapsamında başarılı bulunan
projeler
Proje Adı
Başvuru Sahibi
1
Adıyaman İlinde Organik Bal Üretiminin Yaygınlaştırılması
Adıyaman İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü
2
Dutta Ekofile Uygulaması
Adıyaman Tut Ziraat Odası
3
Organik Biber Fidesi Yetiştirme Projesi
Gaziantep Üniversitesi Nurdağı Meslek
Yüksekokulu
4
Tatlı Hayat
Adıyaman Arı YetiştiricilerBirliği
5
Organik Kuru Besni Üzümünün Markalaşması
Gıda Tarım ve Hayvancılık Besni İlçe
Müdürlüğü
6
Antepfıstığında
Biyolojik
Mücadele
Alt
YapısınınAntepfıstığı
Geliştirilmesi:A nthocoris minki Dohrn yetiştirilmesi tesis Müdürlüğü
kurulumu
7
Organik Tarıma Uygun Zeytin Çeşitlerinin Biyoteknolojik Kilis 7 Aralık Üniversitesi
Yöntemlerle Geliştirilmesi ve Yaygınlaştırılması
8
Organik Tarımın Yaygınlaştırılması
Adıyaman Ziraat Odası
9
En Doğalından Nizip Organik Zeytini Projesi
Nizip Ticaret Odası
10
Organik Zeytinle Gelen Sağlıklı Lezzet Projesi
Kilis İli Merkez
Üreticileri Birliği
Araştırma
İlçe
İstasyonu
Organik
Zeytin
Karacadağ Kalkınma Ajansı üzerinden çıkılan mali destek programı kapsamında başarılı bulunan
projeler
Proje Adı
Başvuru Sahibi
1
Şanlıurfa Da Yetiştirilen Organik Tarımsal Ürünlerin, Ev Organik,Sürdürülebilir
Kadınlarınca İşlenmesi Ve Tüketime Sunulması
Organizayonu Derneği
2
Organik Ürün Semt Pazarı
3
Şanlıurfa'da Organik Zeytin Üretiyor, Geleceğe UmutlaHarran Üniversitesi
Bakıyorum
4
Diyarbakır İli Lice İlçesinde Organik Tarımın Geliştirilmesi
5
Diyarbakır
İlinde
Yaygınlaştırılması
6
Organik Nohut, Buğday,Üzüm Bitkilerinden Elde Edilen Taze Dicle Organik Meyve Üretici Birliği
Doku Suyunun Paketlenmesi Ve Organik Mamül Haline
Dönüşüm Projesi
7
Organik Narın Değerlendirilmesi
Prototipleri Eldesi
8
Organik Mercimek Paketleme Projesi
Siverek Kaymakamlığı
9
Organik Karacadağ Pirinci Peketleme Projesi
Siverek Kaymakamlığı
Organik
Ve
İyi
Tarım
Eyyübiye Belediyesi
Üzüm
Ve
T.C. Diyarbakır
Başkanlığı
Büyükşehir
Belediye
Yetiştiriciliğinin Dicle Üniversitesi
Çekirdek
YağıGap Ekolojik Tarımsal Kalkınma Ve Sosyal
Dayanışma Derneği
10
Organik Ve Yağlık Ürünler Ekiliyor Lice Kazanıyor
Lice Sosyal Yardımlaşma Ve Dayanışma
Vakfı Başkanlığı
11
Farklı Kayaçlar İşlenip Faydalı Bakteriler İle ZenginleştirilerekMetameta Anatolia İnovatif Su Yönetim
Organik Gübre Üretimi Projesi
Ltd. Şti.
12
GAP Bölgesinde Organik Tahıl Üretiminin Ve RekabetYusuf Can Tarım Ürünleri Gübre, İnşaat
Gücünün Arttırılması
Nakliyat, Zirai İlaç San. Tic. Ltd. Şti
Gelecek Turizmde’de ön elemeyi geçen
projeler belli oldu
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve
Anadolu Efes işbirliğiyle, sürdürülebilir turizm modelleri yaratarak yerel
kalkınmaya destek vermek üzere hayata geçirilen Gelecek Turizmde’nin üçüncü
dönemi için ön değerlendirme sona erdi. Ön elemeyi geçen 12 proje belli oldu.
Ankara, Eylül 2015
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes işbirliğiyle yürütülen
Gelecek Turizmde her yıl 3 sürdürülebilir turizm projesine fon, iletişim ve mentorluk desteği veriyor.
Ön elemeyi geçen projeler, 13-14 Ağustos 2015 tarihlerinde düzenlenecek atölye çalışmasında projelerini
aktaracaklar. Daha sonra belirlenecek projelere saha ziyaretleri gerçekleştirilecek ve Gelecek Turizmde kriterlerine
uygun olan 3 proje seçilecek.
Ön elemeyi geçen projeler (şehirler alfabetik sırayla yazılmıştır)
KENDİ KELEBEĞİNİ KEŞFET
ADANA
ADANA
DERNEKLER
FEDERASYONU
TOROS
S.S. NAR KADIN KOOPERATİFİ İSTİHDAM
S.S.NAR KADIN ÇEVRE
KALİTESİNİ
ARTTIRMAK,
GURME BALIKESİR KÜLTÜR
VE
İŞLETME
TURİZMİNİ GELİŞTİRMEK
KOOPERATİFİ
KARADENİZ'DE TARIM TURİZMİ TAKASI
KEÇİBORLU LAVANTA
KALKINIYOR
VE
GÜL
BEŞİKTAŞ KÜLTÜR ROTALARI
KADIOVACIK'TA
ÇAĞDAŞ
KÖY
İŞLETMECİLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ
İLE
GİRESUN
KARADENİZ
DOĞA
KORUMA FEDERASYONU
ISPARTA
KEÇİBORLU
YARDIMLAŞMA VE EĞİTİM
DERNEĞİ
İSTANBUL
KÜLTÜR
BİLİNCİNİ
GELİŞTİRME VAKFI
EVİ
VE İZMİR
S.S. URLA KADIN GİRİŞİMİ
ÜRETİM
VE
İŞLETME
KIRKYAMA EL SANATININ YAŞATILMASI
KOOPERATİFİ
KARS
KARS'LI
GİRİŞİMCİ
KADINLAR DERNEĞİ
İLMEK İLMEK SEVGİ DOKUDUM
MERSİN
MERSİN KARA GÖÇER
OYMAĞI
EĞİTİM
VE
KÜLTÜR DERNEĞİ
GELENEKSEL BALIKÇILIK TURİZMİ
MUĞLA
AKDENİZ
DERNEĞİ
KORUMA
FETHİYE EKO TURİZM KÖYÜ
MUĞLA
FETHİYE
TURİZMİ
DERNEĞİ
EKOLOJİK
GELİŞTİRME
KINALI ELLER ATÖLYESİ
SAKARYA
TARAKLI
DERNEĞİ
TUNCELİ
MUNZUR
ADRENALİN
DOĞA
SPORLARI
VE
GENÇLİK SPOR KULÜBÜ
DERNEĞİ
GEÇMİŞTEN GELECEĞE GÜMÜŞ
ALTERNATİF
TURİZMLE
ALTERNATİF BİR ŞEHİR
GELİŞEN
SAKİN
ŞEHİR
Şu ana kadar 6 proje destekleniyor
Projenin ilk yılında ‘%100 Misia Projesi’, ‘Mardin’de Kadın Liderliğinde Sürdürülebilir Turizm Girişimlerinin Yaratılması
Projesi’ ve ‘Seferihisar’ın Geleneksel Mutfağı Projesi’ destek kapsamına alınırken; ikinci dönemde desteklenmek üzere
‘Dünyanın En Eski Tapınağı Göbeklitepe’de Taş İşçiliği’, ‘Malatya'nın Mirası Arslantepe’ ve ‘Safranbolu Hatırası Projesi’
seçildi.
Gelecek Turizmde Projesi, 2014 yılında The Stevie Awards 11. Uluslararası İş Ödülleri'nde “Avrupa'nın En İyi Sosyal
Sorumluluk Projesi” ve “Toplum İlişkilerinde En İyi Halkla İlişkiler Projesi” kategorilerinde bronz madalya kazandı.
Bunlara ek olarak CSR Europe tarafından yürütülen Skills for Jobs- İstihdam için Yetkinlikler- Etki Haritası’nda Gelecek
Turizmde Türkiye’yi temsil eden tek proje oldu. 2015 yılında ise Altın Pusula Türkiye Halkla İlişkiler Ödülleri’nde
‘Gelecek Turizmde Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu Projesi’, Jüri Özel Ödülü’ne değer bulunarak, ödüllerine bir
yenisini daha ekledi.
Dünya liderlerinin Eylül ayında kabul
edecekleri yeni Sürdürülebilir Kalkınma
Gündemi için mutabakata varıldı
Birleşmiş Milletler ’in 193 üye ülkesi, Eylül ayında New York’ta düzenlenecek
Sürdürülebilir Kalkınma Zir vesi’nde dünya liderlerinin kabul edeceği yeni
sürdürülebilir kalkınma gündemi ile ilgili sonuç raporu için Ağustos ayında
vardı.
Ankara, Eylülanlaşmaya
2015
Anlaşma ile birlikte iki yıldan fazla süren ve sivil toplumun daha önce hiç görülmediği kadar fazla katılımı olan istişare
süreci sona ermiş oldu. Üye ülkeler, 2030 yılına kadar yoksulluğu sona erdirmeyi, refahı artırmayı ve insanların iyiliğini
düşünürken çevreyi korumayı amaçlayan 17 hedefi öne çıkaran iddialı bir gündeme karar verdi.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon anlaşmayı memnuniyetle karşıladı ve anlaşmanın dünyamız için tarihi bir dönüm
noktasını müjdeleyen evrensel, dönüşümsel ve bütünleşik bir gündemi içerdiğini söyledi.
Ban Ki-moon sözlerine şunları ekledi: “Bu insanların gündemi. Bu gündem yoksulluğu tüm yönleriyle, geri dönülemez
bir şekilde ve her yerde bitirecek ve kimseyi arkada bırakmayacak. Barışı ve refahı temin etmeyi amaçlayan bu
gündem, temel olarak insanlar ve gezegen arasındaki işbirliğini ilerletmeyi amaçlıyor. Bütünleşik, birbiri ile ilişkili ve
birbirinden ayrılamaz 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi, insanların hedefleri ve bu hedefler, yeni gündemin ölçeğini,
evrenselliğini ve iddiasını gösteriyor.”
Ban Ki-moon, yeni gündemin kabul edileceği Eylül Zirvesi’nin yoksulluğun yok edileceği, refahın paylaşılacağı ve iklim
değişikliğinin temel etmenlerinin üstesinden gelineceği yeni bir sürdürülebilir kalkınma dönemini başlatacağının
altını çizdi.
Addis Ababa’da düzenlenen Üçüncü Uluslararası Kalkınmanın Finansmanı Konferansı’nın başarılı sonuçları
neticesinde BM Sisteminin yeni gündemin uygulanmasına destek vermek için hazır olduğunu dile getiren Ban, yeni
gündemin Paris’te Aralık ayında düzenlenecek 21. Taraflar Konferansı toplantısında da anlamlı bir anlaşmaya
varılmasına katkıda bulunacağını söyledi.
UNDP Başkanı Helen Clark yeni gündem ile ilgili şunları söyledi: “Dünyamızı daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir yıla
sokmak için bu anlaşma önemli bir mihenk taşı oldu. Eğer hep birlikte çalışırsak vatandaşların barış, refah, daha iyi
yaşam koşulları ile ilgili arzularını gerçekleştirme ve gezegenimizi koruma şansına erişmiş oluruz.”
Yeni sürdürülebilir kalkınma gündeminin sonuç belgesini resmi olarak kabul etmesi için 150’den fazla dünya liderinin
25-27 Eylül tarihlerinde BM’nin New York’taki Genel Merkezi’nde düzenlenecek Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’ne
katılması bekleniyor.
Yeni sürdürülebilir kalkınma gündemi, 700 milyondan fazla insanın yoksulluktan kurtulmasına yardımcı olan Binyıl
Kalkınma Hedeflerinin başarısına dayanıyor. 2000 yılında kabul edilen Sekiz Binyıl Kalkınma Hedefi 2015 yılına kadar
yoksulluğun, açlığın, hastalıkların, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin engellenmesini ve suya ve sanitasyona erişimin
sağlanmasını amaçladı.
Yeni sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve daha geniş sürdürülebilirlik gündemi, yoksulluğun temel nedenlerine ve
herkes için kalkınmaya duyulan evrensel ihtiyaca çözüm bularak çok daha ileriye gitti.
29 sayfalık metnin “Dünyamızı dönüştürmek: Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 gündemi” başlıklı önsözünde şunlar
belirtiliyor: “İnsan ırkını, yoksulluğun zorbalığından kurtarmaya azmettik ve gezegenimizi iyileştirmeyi ve daha
güvenli hale getirmeyi istiyoruz. Dünyayı daha sürdürülebilir ve dayanıklı bir yola sokmak için acilen gerekli olan cesur
ve dönüşümsel adımları atmaya kararlıyız. Birlikte çıkacağımız bu yolculuğa başlarken, hiç kimseyi ardımızda
bırakmayacağımıza söz veriyoruz.”
Rio+20 ve hükümetler arası süreç
2012’de düzenlenen Rio+20 Konferansı’nda üye ülkeler, Binyıl Kalkınma Hedeflerine dayanan sürdürülebilir kalkınma
hedeflerinin belirlenme sürecinin başlatılması kararı aldı. Binyıl Kalkınma Hedefleri, hedef belirlenmenin milyonlarca
insanı yoksulluktan kurtarabileceğini, yaşam standartlarını iyileştirebileceğini ve daha iyi yaşamlar için geniş fırsatlar
sunabileceğini kanıtladı. Yeni hedeflerin doğalarının küresel ve tüm ülkelerde uygulanabilir olması; aynı zamanda
farklı ulusal gerçeklikleri, kapasiteleri ve kalkınma seviyelerini hesaba katarak ulusal politikalara ve önceliklere saygı
duyması gerektiği konusunda anlaşmaya varıldı.
Müzakerelerin kolaylaştırıcılığı İrlanda Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi David Donohue ve Kenya
Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Macharia Kamau tarafından iki yıl boyunca yapıldı. Sivil toplumun ve
diğer paydaşların güçlü katılımıyla üye ülkeler tarafından yapılan kapsayıcı ve şeffaf istişareler, yeni ortaya çıkan
evrensel ve insan merkezli gündem ile ilgili hükümetler arası müzakerelerin sonucu için bir temel görevi gördü.
Kabul edilen sonuç belgesinin temel unsurları
Sonuç belgesi, yeni kalkınma gündeminin en önemli hedefinin yoksulluğun sona erdirilmesi olduğunun altını çiziyor.
Sonuç belgesinin merkezinde sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarının bütünleşmesi
bulunuyor. Yeni kalkınma gündemi yoksul, zengin ve orta gelirli tüm ülkelere harekete geçmeye davet etmesiyle
benzersiz bir gündem. Üye ülkeler, bu müşterek yolculuğa çıkarken hiç kimseyi arkada bırakmama taahhüdü verdi.
Gündemin geniş kapsamını beş etmen oluşturuyor: insanlar, gezegen, refah, barış ve işbirliği.
17 sürdürülebilir hedef ve 169 alt amaç eşitsizlik, sürdürülebilir olmayan tüketim ve üretim kalıpları, yetersiz altyapı ve
insana yakışır işlerin azlığı gibi sürdürülebilir kalkınmada en önemli sistematik engellere çözüm bulmayı amaçlıyor.
Sürdürülebilir kalkınmanın çevresel boyutu, okyanuslar ve deniz kaynakları ile ekosistemler ve biyoçeşitlilik hedefleri
ile en önemli konuları hedef ve alt amaç çerçevesinde kapsıyor.
Sonuç belgesinden bahsedilen uygulama yöntemleri, iddialı hedeflere uygun ve finansman, teknoloji ve kapasite
geliştirmeye odaklı. Yeni gündemin uygulanma yöntemleri ile ilgili başlı başına bir hedefin yanı sıra, her bir
sürdürülebilir kalkınma hedefi için spesifik yöntemler belirlendi.
Üye ülkeler, arzu edilen dönüşümlerin her zamanki iş yöntemlerinden uzaklaşmayı gerektirdiğini ve daha yoğun ve
her alanda bir uluslararası işbirliğinin gerekli olduğuna vurgu yaptı. Yeni gündem, çok taraflı işbirliklerinin de olduğu,
sürdürülebilir kalkınma için yeniden canlandırılmış küresel işbirliklerinin kurulması için çağrıda bulundu. Daha çok
kapasite geliştirme ve sürdürülebilir kalkınmanın ölçülmesi için daha iyi veri ve istatistiklerin olması gerektiği de
belirtildi.
Sonuç belgesinin ana etmeni etkin bir takip ve değerlendirme yapısı, yeni gündemin uygulanmasına destek veren
çok önemli bir faktör olacak. Rio+20 Konferası’ndan sonra kurulan Sürdürülebilir Kalkınma Üst Düzey Politik Forumu,
takip ve değerlendirme için en üst forum olarak görev alacak ve bu nedenle çok önemli bir rol oynayacak. Genel
Kurul, Ekonomik ve Sosyal Konseyi ve ihtisaslaşmış kurumlar da özel alanlarda ilerlemenin değerlendirilmesine dâhil
olacaklar.
Sonuç belgesine göre gündem üye ülkeler, sivil toplum, iş çevreleri, bilim dünyası ve BM sistemi kuruluşlarının çok
paydaşlı işbirliğine dayanarak yeni hedefleri destekleyecek Teknoloji Kolaylaştırıcılığı Mekanizmasını da kapsayacak.
Temmuz ayındaki Addis Konferansı’nda kurulmasına karar verilen bu mekanizma bilim, teknoloji ve inovasyon
forumu ve işbirliği için çevrimiçi bir platformu olacak kuruluşlar arası bir görev takımından oluşacak.
Addis Konferansının başarılı sonucu, 2015 sonrası kalkınma gündeminin son dönem istişarelerine olumlu yönde bir
ivme verdi. Sonuç belgesinde varılan fikir birliğinin de 30 Kasım’dan 11 Aralık’a kadar sürecek ve Paris’te
düzenlenecek İklim Değişikliği Konferansı’nda karar verilecek yeni bağlayıcı iklim değişikliği anlaşmasındaki istişareler
için de bir ivme yaratması bekleniyor.
Taslak belge internet sitesinde bulunabilir: https://sustainabledevelopment.un.org/post2015
İklim ile ilgili haberlerinizi tüm dünyaya
duyurun
UNDP, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri konusunda, gelişmekte olan ve bu
etkiler konusunda kırılgan ülkelerde hükümetlerin ve bireylerin yaptıklarıyla
oluşan fırsatlar ve çözümler konusunda farkındalığın ar tmasına katkı sağlamak
amacıyla ““Voices2Paris
Voices2Paris”” isimli küresel bir haber yarışması başlattı.
Ankara, Eylül 2015
UNDP’nin Cenevre Direktörü Neil Buhne, “Paris’te düzenlenecek 21. Taraflar Konferansı yaklaşırken gelişmekte olan
ülkelerde yaşayan genç gazetecilerin, iklim değişikliği ile ilgili küresel tartışmalara katkıda bulunmaları ve kendi
kapasitelerini güçlendirerek çalışmalarının tüm dünyada tanınması için bu eşsiz fırsatı sunmak istiyoruz,” dedi.
Yarışmaya gelişmekte olan ülkelerde yaşayan, 35 yaş ve altındaki, hâlihazırda habercilik yapan ve yerel ve uluslararası
anlamda iklim değişikliği ile ilgili kamuoyu farkındalığının artmasına katkıda bulunmak isteyen gazeteciler
katılabiliyor.
Tüm dünyadan iklim değişikliği ile ilgili mücadelenin, fırsatların ve ümidin mesajını taşıyan en iyi haberler, 21. Taraflar
Konferansı yaklaşırken her gün yayımlanacak. Ödül kazanan en iyi iki haberin yazarları 12. Taraflar Konferansı’na, yani
Paris’te düzenlenecek BM İklim Zirvesi’ne haberci olarak davet edilecek.
Gelişmekte olan ülkelerde yaşayan genç gazeteciler haberlerini, İngilizce olarak ya da İngilizce çevirileri ile birlikte
Arapça, Çince, Fransızca ve İspanyolca olarak 11 Ekim 2015 tarihine kadar sürekli olarak paylaşabilirler. Katılım şartları
ile ilgili rehber UNDP’nin Cenevre Ofisi’nin internet sitesinde bulunabilir.
Önemli uluslararası medya platformlarından ve bölgesel basın örgütlerinden iklim değişikliği ile ilgili haber yapan
kıdemli gazeteciler ve önemli uluslararası kuruluşlardan gelen temsilciler, gönderilen haberleri değerlendirecek ve
katılımcılara yol gösterecek.
Gönderilen haberler değerlendirildikten ve puanlandıktan sonra UNDP’nin internet sitesinde yayımlanacak ve
paydaşlar aracılığıyla yaygınlaştırılarak haberlerin daha çok kişiye ulaşması sağlanacak. Böylece, 12. Taraflar Konferansı
sırasında kabul edilmesi beklenen İklim Anlaşması’nın iddialı bir gündem olması için yapılan çağrıya da destek
verilecek.
Afrika Basın Kuruluşu (APO) ve Oxfam Hong Kong yarışmanın özel ortakları.
Katılımcı kuruluşlar
kuruluşlar: African Network of Environmental Journalists, Care International, China Dialogue, Global Call
for Climate Action, International Center for Journalists, Global Village of Beijing, Innovative Green Development
Program, InterNews, Pacific Islands News Association, RNTC, RTCC/Climate Home, Secretariat of the Pacific Regional
Environment Programme ve University of the South Pacific.
Şu anda Filipinler’in başkanlık yaptığı Climate Vulnerable Forum’da aktif olarak yer alan iklim değişikliğine hassas
ülkeler küresel ağına da destekleri için teşekkür ediyoruz.
Daha fazla bilgi için lütfen iletişime geçiniz:
Sarah Bel – UNDP İletişim Uzmanı
[email protected]
+41 22 917 8544
Sosyal medya:
Etiket: #Voices2Paris
Twitter’da @UNDPGeneva, @undpturkiye ve @TheCVF adreslerini takip edebilirsiniz
Ormanlar ve insanlar için sürdürülebilir bir
gelecek yolu Durban’da çiziliyor
Orman ve ormancılık konusunda en geniş katılımlı toplantı olan Dünya Ormancılık
Kongresi’nin 19.’su 7-11 Eylül 2015 tarihlerinde Durban’da düzenleniyor.
Ankara, Eylül 2015
Fotoğraf : Eray Çağlayan
Dünya Ormancılık Kongresi, altı yıllık dönemlerde seçilen ev sahibi ülke ve BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından
düzenleniyor.
Bir önceki kongre 2009 yılında da Arjantin’in Buenos Aires kentinde düzenlenmişti. Dünya Ormancılık Kongresi altı yıl
aradan sonra, 7-11 Eylül 2015 tarihleri arasında Güney Afrika’nın Durban kentinde düzenleniyor.
Kongre; hükümetlerin, akademisyenlerin, sivil toplumun, özel sektörün ve ormancılık konusuyla ilgili herkesin
ormanlar ve ormancılıkla ilgili konuları tartışmak, bilgi paylaşımında bulunmak ve sürdürülebilir kalınma ile ilgili temel
sorunlara çözüm bulmak üzere bir araya geldiği bir platform oluşturuyor.
Kongrenin 2015 yılı için belirlediği tema ise; “Ormanlar ve İnsanlar: Sürdürülebilir bir geleceğe yatırım yapmak”.
19. Dünya Ormancılık Kongresi; 2015 sonrası sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin açıklanacağı yeni bir kalkınma
çağına girerken büyük önem taşıyor. Kongre küresel ölçekte ormancılıkla ilgili ilk büyük toplantı olması nedeniyle,
sürdürülebilir bir yol belirlemede önemli bir role sahip olabilir.
Kongreye Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti de bir heyetle katılıyor. Ayrıca; Orman Genel Müdürlüğü tarafından Birleşmiş
Milletler Kalkınma programı (UNDP) işbirliği ile Küresel Çevre Fonu (GEF) finansal desteği ile yürütülen Entegre Orman
Yönetimi Projesi ekibi de kongrede yer alıyor.
İddialı bir küresel iklim anlaşmasına 100
günden az bir zaman var
Paris’te imzalanacak kararlı ve iddialı bir küresel iklim anlaşması, sürdürülebilir
kalkınma için yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.
Ankara, Eylül 2015
Fotoğraf : Giovanni Diffidenti/UNDP Guatemala
30 Kasım – 11 Aralık 2015 tarihlerinde uluslararası topluluk, yeni bir küresel iklim değişikliği anlaşmasına karar vermek
için Paris’te İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP21) bir araya gelecek. Paris’ten çıkacak iddialı bir sonuç, gelişmekte
olan ülkelerde iklim değişikliği ile ilgili atılan adımlar için fırsatların artmasını sağlayacak ve 2015 sonrasında
sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir ayağı olacak. Paris Anlaşması, hem karbon salımlarının azaltılması hem de iklim
değişikliğinin uzun vadeli etkilerine uyumun sağlanması için ülkelerin ve toplulukların harekete geçmesini sağlayacak
bir potansiyele sahip.
Şimdi harekete geçmeliyiz
İklim değişikliği, dünyadaki en yoksul ve en kırılgan bireylerin çoğunun günlük yaşamlarını ve geçim kaynaklarını
şimdiden tehdit ediyor. Kurak bölgelerde, uzun süren kuraklıklar kadınları ve çocukları evlerinden çok uzak yerlerde
su bulmaya zorluyor. Küçük Ada Devletlerinde yükselen su seviyeleri kıyıları ve bu duruma maruz kalan toplulukların
geçim kaynaklarını tehdit ediyor.
Yoksul ve kırılgan bireyler için kalkınmayı sağlamak istiyorsak şimdi harekete geçmeliyiz ve ülkeleri daha güvenli bir
iklimin ve daha sürdürülebilir bir gelecek için desteklemeliyiz.
UNDP, Paris’te başarının or tağı
140’dan fazla ülkede toplamda 1,4 milyar ABD doları hibe fonuyla uygulanan iklim değişikliği portfolyosu ile UNDP,
paydaş ülkeleri Paris’e giden yolda ve daha sonrasında desteklemek için en uygun konumda bulunuyor.
Paris’e doğru giderken, Paris anlaşmasının bir parçasını oluşturacak ulusal hedeflerin, katkıların ve faaliyetlerin
geliştirilmesi ve son haline getirilmesi için ülkelere destek veriyoruz. Aynı zamanda, gelişmekte olan ülkelerin istişare
süreçlerine katılmaları ve dâhil olmaları için de yardım ediyoruz.
Sahada harekete geçmek için Küresel Çevre Fonu, Uyum Fonu ve diğer paydaşlar aracılığıyla ülkelerle işbirliği yaparak
onlara destek sağlıyoruz. Ülke düzeyinde iklim değişikliği faaliyetlerini desteklemek için yeni kurulan Yeşil İklim
Fonu’nda da resmi kuruluş olarak yer alıyoruz.
Zorluklar ve fırsatlar
Geniş portfolyosu ile UNDP; sera gazı salımlarının azaltılması, temiz enerji çözümlerine yatırım yapılması ve iklim
değişikliğinin etkilerine uyum sağlanması konusunda ülkelerin desteklenmesi için iklim değişikliği uzmanlığı ile ilgili
küresel ağını harekete geçirebilir.
Ekosistemlerimizi sadece etkin bir iklim hareketi koruyabilir ve devam ettirebilir. Etkin bir iklim hareketi sadece bunu
yapmakla kalmaz. Ekonomik büyümeyi artırır, ülkelerin iklim değişikliğinin etkileri ile başa çıkma kabiliyetlerini
geliştirir ve ülkeleri daha sürdürülebilir kalkınma yoluna teşvik eder.
PODCAST 133
04.05.2015
GAP Enerji Verimliliği
Danışmanlık ve Kuluçka
Merkezi
Cevdet Yılmaz, Kalkınma Bakanı
Helen Clark, UNDP Başkanı
play audio
pause audio
UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye
Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar Programı ile karşınızdayız. Bu
bölümde, Nisan ayında Gaziantep’te açılışı yapılan GAP Enerji Verimliliği
Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi hakkında konuşacağız. Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde enerji verimliliğinin sürdürülebilir bir şekilde artırılması amacıyla
kurulan GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi’nin açılışını,
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Birleşmiş Milletker Kalkınma Programı
(UNDP) Başkanı Helen Clark birlikte yaptı. Törene, GAP Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanı Sadrettin Karahocagil ev sahipliği yaptı. Kuluçka Merkezi,
“Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımı
ve Enerji Verimliliğinin Artırılması” projesi kapsamında kuruldu. Proje, T.C.
Kalkınma Bakanlığı Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi (GAP
BKİ) tarafından, UNDP’nin teknik desteği ile yürütülüyor. Enerji Verimliliği
Danışmanlık Şirketleri tarafından kullanılacak olan GAP Enerji Verimliliği
Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi, projenin en önemli faaliyetlerinden biri ve
merkez, Gaziantep Sanayi Odası ve Gaziantep Üniversitesi’nin işbirliği ile
kuruldu. 22 Nisan’da düzenlenen açılış töreninde konuşan UNDP Başkanı
Helen Clark, UNDP’nin paydaşlarıyla birlikte Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde
yaptığı çalışmalardan şöyle söz ediyordu:
Helen Clark: UNDP, Türkiye’nin bu bölgesinde paydaşları ile 15 yıldan fazla
bir süredir birlikte çalışıyor ve Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) Bölge
Kalkınma İdaresi ile 1990’ların ortasından bu yana var olan güçlü
ortaklığımıza büyük bir değer veriyoruz. GAP Bölge Kalkınma İdaresi,
Türkiye’deki en önemli paydaşlardan biri.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi için Rekabet Gündemi vizyonunu paylaşıyoruz.
Bu vizyon, bölgenin ‘Bereketli Hilal’ ya da ‘Medeniyetlerin Beşiği’ olarak
bilinen bölümünü Sürdürülebilir Medeniyetlerin Beşiği olarak dönüştürmeyi
amaçlıyor. Yıllardır rekabet gündemini destekleyen pek çok proje
yürütüyoruz ve rekabet gündemini destekliyoruz. Bu yüzden, GAP Bölge
Kalkınma İdaresi ve diğer paydaşlarla birlikte, bölgenin verimli topraklarından
yararlanarak organik tarım ve kırsal rekabet edebilirliği teşvik eden
çalışmaların bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz.
İlk bölgesel enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji stratejisi ve eylem planının
yakın zamanda kabul edilmesinden sonra, güneş enerjisinin kullanılmasıyla
yerel ekonominin daha yeşil olmasının rekabet edebilirliği artırmaya nasıl
yardımcı olduğunu gösteren çalışmaların bir parçası olduk ve şimdi de tüm
sektörlerde yenilenebilir enerjinin kullanılmasını destekliyoruz. Aynı
zamanda, geleneksel kumaşlarla yerelde üretilen ve ulusal pazarlarda
kendine yer bulan ürünleri teşvik ederek kadınların ekonomik olarak
güçlendirilmesini de birlikte destekledik.
UNDP Türkiye: UNDP Başkanı Helen Clark’ı dinliyorduk. Clark
konuşmasında UNDP’nin GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka
Merkezi’ni bölgede sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınmanın desteklenmesi
için yapılan bu önemli çalışmaların bir parçası olarak gördüğünün de altını
çiziyordu. Açılış töreninde konuşma yapan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz
da, 10. Beş Yıllık Kalkınma Planında belirlenen 25 kritik alandan birinin enerji
verimliliği olduğunu belirtti ve merkezin neden kurulduğunu şöyle anlattı:
Cevdet Yılmaz: GAP bölgemizde de enerji verimliliğini ve yenilenebilir
enerjiyi çok önemsiyoruz. Önümüzdeki dönemde, önümüzdeki eylem
plânında yenilenebilir enerjiyi çok önemsediğimiz gibi enerji verimliliği
açısından da GAP bölgemizin örnek bir bölge haline gelmesini istiyoruz. Bu
kapsamda GAP Bölge Kalkınma İdaremizin 2009’da başlattığı Enerji Verimliliği
projesinin 2. safhası 2012’de başladı ve bu yıl devam ediyor. Burada özellikle
sanayide ve binalarda enerji verimliliğini artırmayı öngörüyoruz. Yine
Gaziantep bu açıdan önemli bir ilimiz, sanayinin yoğun olduğu bir il. Özellikle
Gaziantep’te bu enerji verimliliği projelerimizin hayata geçmesiyle hem
sanayimizin rekabet gücü artmış olacak hem çevreyi daha az kirletmiş
olacağız hem de [enerjide] dışa bağımlılığımızı azaltmış olacağız. Yalnız bütün
bunların yapılması için yerelde, mahallinde enerji verimliliği danışmanlık
şirketlerinin gelişmesi çok çok önemli. İşte bu İnkübatör bu anlamda çok
değerli. Bu İnkübatör vesilesiyle Gaziantep’te yerelde inşallah daha fazla
enerji verimliliği danışmanlık şirketlerinin gelişmesini hem kendileri açısından
hem de bütün sanayi açısından önemli faydalar üretmelerini bekliyoruz.
UNDP Türkiye: Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz. GAP Enerji Verimliliği
Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi’nde, sanayide ve binalarda enerji verimliliği
uygulamalarının doğru ve çağdaş teknik ve yaklaşımlarla yapılması için
gereken test ve ölçüm cihazlarının bulunduğu bir laboratuvar da yer alacak.
Helen Clark, Kuluçka Merkezi’nin özelliklerinden şöyle söz ediyor:
Helen Clark: Kuluçka Merkezi’nin iş modeli ve hizmetleri yerel ihtiyaçlara ve
gerekliliklere tamamen uygun hale getirildi ve yerel paydaşlar tarafından tam
anlamıyla sahiplenildi: Gaziantep Sanayi Odası ve Gaziantep Üniversitesi.
Merkez, bölgede enerji verimliği danışmanlık hizmetlerinin ve denetimlerinin
gelişmesi için teknik kapasite sağlayacak ve böylece bölge sanayisinin daha
enerji verimli olmasına katkıda bulunacak.
UNDP Türkiye: UNDP Başkanı Helen Clark. Gaziantep Sanayi Odası
tarafından tahsis edilen Merkez binası Alman Pasif Ev Enstitüsü’nün EnerPHit
kriterlerine göre tasarlandı ve tadilatı buna göre yapıldı. GAP Enerji Verimliliği
Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi binası, Türkiye’de tadilat görmüş bina
kategorisinde EnerPHit sertifikasına sahip ilk ve tek enerji etkin bina olacak.
Pasif Ev, Alman Pasif Ev Enstitüsü’nün saptadığı ve uluslararası anlamda
tanınan enerji verimli bina standardı anlamına geliyor. Pasif Evler güneşi, iç ısı
kaynaklarını ve ısı kazanımını verimli bir şekilde kullanıyor ve en soğuk kış
mevsimlerinde bile geleneksel ısıtma sistemlerine ihtiyaç duymuyor.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz:
Cevdet Yılmaz: Binada özellikle bu binada yılda %74 oranında enerji
tasarrufu sağlanmasını öngörüyoruz. Bu öncü projeye emeği geçen herkese
ben huzurunuzda teşekkür ediyorum. Bu vesile ile bu bölgelerimizde bu
projelerin her bakımdan anlamlı olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum.
UNDP Türkiye: Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ı dinliyorduk. UNDP Başkanı
Helen Clark da konuşmasında bu merkezin örnek bir çalışma olduğunu
vurguladı ve emeği geçen tüm paydaşlara teşekkürlerini iletti:
Helen Clark: Bence bu merkez, UNDP’nin yeşil ve kapsayıcı büyümeye
geçmeleri için paydaşlarını nasıl desteklediğini gösteren harika bir örnek.
GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi’nin deneyimlerini
sadece bu ülkenin diğer bölgeleri ile değil, çalıştığımız diğer bölgelerle ve
diğer ülkelerle de paylaşıyor olacağız. Bu projede ve Türkiye’nin bu
bölgesinde bize oldukça yakın olan tüm paydaşlarımıza ve Gaziantep Sanayi
Odası’na, Gaziantep Üniversitesi’ne, diğer yerel paydaşlara ve mühendislere
bu merkezin yapılması için sağladıkları katkılarından dolayı teşekkür
ediyorum. Ve uzun süreli işbirliğimiz için Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge
Kalkınma İdaresi’ne teşekkür ediyoruz ve sizlere GAP Eylem Planı’nın
uygulanmasında başarılar diliyoruz. Yoksulluğun daha az, yaşam koşullarının
daha iyi, gelirin yüksek olduğu, çevrenin ve ekonominin sürdürülebilir
olduğu, hepimiz için daha iyi bir geleceğe giden yolun yerelde düşünmekle
ve yerelden hareket etmekle başladığına inanıyorum. Gaziantep’te sizler
yerelde harekete geçip küresel düşünerek bu yolu takip ediyorsunuz.
UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ((UNDP) Başkanı Helen
Clark’ın bu sözleriyle bu bölümün de sonuna gelmiş oluyoruz. Bu bölümde,
Nisan ayında Gaziantep’te açılışı yapılan GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve
Kuluçka Merkezi hakkında konuştuk. Programı Ankara Üniversitesi İletişim
Fakültesi Radyosu - Radyo İlef ile hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM
bandında ve internette Açık Radyo’dan, yayın ağımızdaki üniversite
radyolarından ve podcast formatında iTunes, Soundcloud, Tuneİn, Pure
Connect, Yodiviki ve Audioboo üzerinden, ayrıca http://tr.undp.org
adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız
undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.
PODCAST 129
30.03.2015
Geleceğini Tasarla
play audio
pause audio
UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliğinin
hazırladığı Yeni Ufuklar Programı ile karşınızdayız. Bu bölümde, eğitim,
istihdam ve girişimcilik konularında dezavantajlı gençlerin, engelli bireylerin,
kadınların ve çocukların bilişim teknolojilerinin fırsatlarından
yararlanabilmesini amaçlayan Geleceğini Tasarla projesinden bahsedeceğiz.
Kalkınma Bakanlığı, UNDP, Microsoft Türkiye ve Habitat Kalkınma ve
Yönetişim Derneği Geleceğini Tasarla projesiyle toplumun farklı kesimlerinin
bilgiye erişimini kolaylaştırmak ve Türkiye’nin e-dönüşümüne destek vermek
için 10 yıldır birlikte çalışıyor. Türkiye’nin dört bir yanında bilgisayar
okuryazarlık eğitimleri ile başlayan bu proje, genç gönüllülerin kendi bilgi
teknolojileri uzmanlığını akran eğitimi yöntemiyle kitlelere yaygınlaştırmayı,
çevrimiçi ve yüz yüze eğitimler ile gençlerin kişisel gelişimlerini ve
kapasitelerini geliştirilmesini desteklemeyi, İnternet Girişimciliği ve İnternet
güvenliği konusunda gençler arasındaki farkındalığın artırılmasını hedefliyor.
Geleceğini Tasarla projesinin en önemli ortağı ise Türkiye’nin dört bir
yanındaki gençler. Proje kapsamında eğitmen olan gençler illerindeki ya da
ilçelerindeki insanlara ulaşarak bilgisayar okuryazarlığı, sosyal medya
okuryazarlığı gibi pek çok konuda eğitimler veriyor. Projenin şu anda 250’den
fazla gönüllü genç eğitmeni var ve proje ile bugüne kadar 70 ilde 180 bin
kişiye ulaşıldı. Projenin Hatay’daki eğitmenlerinden biri olan Esra Emre
Geleceğini Tasarla projesi ile nasıl tanıştığını şöyle anlatıyor:
Esra Emre: Geleceğini Tasarla Projesiyle aslına bakarsanız Antalya’daki bir
Start-up Weekend etkinliği ile tanıştım. Oradaki etkinlikten sonra Geleceğini
Tasarla Projesi hakkında detaylı bilgi edindim ve ardından sosyal medya
okuryazarlığı eğitimine başvurdum. Ege Bölgesi’ndeki Kuşadası’nda sosyal
medya okuryazarlığı eğitmen eğitimini aldım. Ardından sahada sosyal medya
okuryazarlığı eğitimlerini vermeye başladım. Geleceğini Tasarla projesinin
bana en büyük katkısı bildiklerimi, öğrendiklerimi başkalarıyla
Esra Emre, Geleceğini Tasarla
Eğitmeni
Süleyman Turan Yıldırım,
Geleceğini Tasarla Eğitmeni
Şeyma Nur Emeksiz, Geleceğini
Tasarla Eğitmeni
Yasin Baştürk, Geleceğini Tasarla
Eğitmeni
Abdullah Taygun Yavaşça,
Geleceğini Tasarla Proje
Koordinatörü
paylaşabilmenin verdiği keyif oldu aslına bakarsanız. Gönüllülük esasıyla
çalışmak ve Geleceğini Tasarla projesi dâhilinde insanlara bunları
aktarabilmek, yerelde bunları aktarabilmek benim için en büyük katkı aslına
bakarsanız.
UNDP Türkiye: Geleceğini Tasarla eğitmenlerinden Esra Emre’yi dinledik.
Geleceğini Tasarla projesi ile bilgisayar okuryazarlığı, sosyal medya
okuryazarlığı, web tasarım ve internet güvenliği konularında eğitimler
veriliyor. Sadece 2014 yılında 17,000 kişiye yüz yüze eğitimler verildi.
Kayseri’de Geleceğini Tasarla eğitimlerini veren Süleyman Turan Yıldırım bu
eğitimlerin farkının ne olduğunu, nasıl etkili olduğunu ve bu kadar kişiye
ulaşabildiğini şöyle anlatıyor:
Süleyman Turan Yıldırım: Bence farkı, akran eğitim modeli. Akran eğitim
modeliyle çok daha etkili, bu aşikâr bir şekilde görülebiliyor. Belki yaşça çok
daha ileri yaşlarda olan kişiler bu eğitimleri verebilir, belki de konunun daha
ehli, uzmanlık alanı bu konu olan kişiler bu eğitimleri de verebilir. İlla ki onun
da etkileri vardır, yadsınamaz ama akran eğitim modeli olunca kendi
yaşıtlarınızla daha eğlenceli, daha keyifli ve daha verimli aynı zamanda
etkileşimin had safhada olduğu eğitimler ortaya çıkıyor. Daha kaliteli
programlar görüyoruz haliyle. Bir de gençliğin de ilgisini çekiyor. Neden
ilgisini çekiyor? Çünkü artık 7’den 70’e herkesin içerisinde olduğu bir platform
sosyal medya. Yani bir de gerçekten şunu gördük çoğu kişi kullanıyor ama
bilinçli kullanan sayısı yok denecek kadar az. Bir de hâlihazırda sürekli aktif
olarak gençlerin kullandığı şeylerle ilgili karşılarına doneler çıktığı zaman illaki
daha dikkat çekici oluyor, daha ilgi çekici oluyor.
UNDP Türkiye: Süleyman Turan Yıldırım’ı dinledik. Geleceğini Tasarla
projesi eğitmenleri sadece üniversitelerde değil, bulunduğu kentlerdeki yerel
kurumlarla iletişime geçerek çok daha fazla kişiye ulaşıyorlar. Ordu’da yaşayan
Şeyma Nur Emeksiz’i Ordu’da kimlerle iletişime geçtiğini şöyle anlatıyor:
Şeyma Nur Emeksiz: Ordu Üniversitesi’nde verdim, çok güzel bir
duyguydu. Ondan önce ben İzci lideriyim, İzci Lideri Kulubüme vermiştim,
öğrencilerimize. Ondan sonra Gençlik Merkezi ile irtibata geçtim, her ay
orada veriyorum. Artık öyle bir anlaşma yaptık. Aynı zamanda yeni, yeni
derken, Şubat tatiline girmeden önce de Milli Eğitim İl Müdürlüğü ile
görüştüm. Onlar bana artık hem liselerde hem de ortaokullarda eğitim
verebileceğime dair izin verdiler. İzin belgemle birlikte artık her okulda Ordu
ilinde eğitim verebileceğim.
UNDP Türkiye: Şeyma Nur Emeksiz’i dinledik. Tokat’ta yaşayan Yasin
Baştürk, eğitimler sırasında yaşadığı deneyimleri şöyle anlatıyor
Yasin Baştürk: Eğitim deyince artık gençlik birazcık kaçıyor bu noktada.
Ama şunu biz gördük, ben de dediğim gibi birazcık önyargılarla birazcık
başladık bu işe ama şu oluyor: Eğitime katıldıktan sonra, Geleceğini Tasarla’da
çok güzel bir koordinasyon yapılmış. Eğitici ve öğretici oyunlarla, birazcık
alıştırmalarla direkt bilgi amaçlı değil ama daha çok böyle oyunlar oynayarak,
eğitimler yaparak, o eğitimi bize verdiler. Bu da çok ilgi çekici oluyor. Hele de
18-25 yaş arasındaki o gençlere oyunlarla yaklaştığımız zaman inanılmaz
derecede etkili oluyor. Biz de bunu gördük ve bu eğitimi aldığımız için, bu
oyunların içerisinde olduğumuz için, tamam bir yerde bilgiyi öğrenebiliyoruz,
ona kabul, ama bir yerde de bu eğitici-öğretici bu oyunları gördüğümüz
zaman herkesin ilgisini çekiyor. Biz de arkadaşlarımızı yönlendirirken bu
konuyla alakalı biraz eğitimlerin bu şekilde olduğunu anlatıyoruz. Yani, en
basit, bir tane temel bir örnek vermek gerekirse; tanışma oyunu. Tanışma
oyununu anlattığımızda hatta arkadaşlarımızla uygulama yaptığımızda dahi
inanılmaz hoşlarına gidiyor ve siz böyle mi eğitim alıyorsunuz deniliyor bize.
Evet, bizim eğitimlerimiz bu şekilde oluyor. Yani, öyle slaytı aç, slayttan oku vs
gibi olmadığını söylüyoruz. Bu da arkadaşlarımızın dikkatini çekiyor.
Eğitimlerimizin bu şekilde olduğunu söylediğimizde de onlar birazcık daha
bu konuya yaklaşıyorlar, birazcık daha adım atıyorlar.
UNDP Türkiye: Yasin Baştürk’ü dinledik. Geleceğini Tasarla projesi eğitim
çalışmalarının yanı sıra gençlerin kariyer gelişimlerine destek olmak ve
girişimcilik yeteneklerini geliştirmek için de faaliyetler yürütüyor.
Üniversitelerde ‘Geleceğini Tasarla’ konseptiyle bilişim ve girişimcilik
seminerleri, girişimcilik kampları ve zirveleri düzenleniyor ve gençler başarılı
iş adamları ve girişimcilerle buluşuyor. Şeyma Nur Emeksiz Geleceğini Tasarla
projesine neden dâhil olduğunu şöyle anlatıyor:
Şeyma Nur Emeksiz: Bizim amacımız ne? Bir şeyler öğrenmek ve bir şeyler
öğretmek insanlara. Bu yönden Geleceğini Tasarla Programıyla iyi ki de
tanışmışım, iyi ki de tanımışım, iyi ki de eğitmeniyim ve inşallah da devam
eder böyle, edeceğini düşünüyorum, etmek de istiyorum zaten. Bu yönden
çok iyi hani, herkes bir şey yapıyor, herkes aynı şeyi yapıyor ama farklı
yerlerde. Düşünsenize ben arkadaşlarıma bakıyorum Ankara’da eğitim vermiş,
kimlere eğitim vermiş, nasıl eğitim vermiş. O beni bile mutlu ediyor. O da
vermiş, ne güzel, hepimiz bir şeyler yapıyoruz ve insanları bilinçlendiriyoruz.
Bu yüzden Geleceğini Tasarla Programı’nı gerçekten çok başarılı buldum.
Diğer projelere de katılıyorum ama bu hayatta en çok, çok projeye katıldım,
en değerli ve en anlamlı proje bence bu proje.
UNDP Türkiye: Geleceğini Tasarla projesi eğitmeni Şeyma Nur Emeksiz’i
dinledik. Geleceğini Tasarla Projesi Koordinatörü Abdullah Taygun Yavaşça
projenin bugünkü konumunu ve önümüzdeki yıllarda yapacağı çalışmaları
şöyle anlatıyor:
Abdullah Taygun Yavaşça: Geleceğini Tasarla programı 2005 yılında
bilgisayar okuryazarlığı üzerine eğitimlerine başladı. Temel hedefimiz
Türkiye’deki gençlerin e-dönüşümüne katkı sürecini hızlandırmak ve onların
teknoloji alanında kapasitelerini geliştirmeyi hedefliyordu. Daha sonra proje
2009 ve 2011 yıllarında, Habitat Bilişim Akademileri’nin açılmasıyla istihdam
alanında da aslında gençlerin kariyer planlarına etki etmeye başladı. 2014
yılında projemiz Geleceğini Tasarla programı olarak dönüşerek eğitimlerin
dışında girişimcilik ve gençlerin kariyer hedeflerini belirleme noktasında da
bir portal geliştirdi.Bilgisayar okuryazarlığı, sosyal medya okuryazarlığı ve
web tasarım üzerine verdiğimiz eğitimlerin yanı sıra aynı zamanda
girişimcilikle ilgili etkinlikler de düzenlemeye başladı. Bununla ilgili de
Türkiye’de Start-up Weekendleri organize ediyoruz ve aynı zamanda da yine
Microsoft ile birlikte tek günlük bir girişimcilik zirvesi organize ediyoruz.
Eğitimlerin ve bu etkinliklerin yanı sıra gençleri kariyer anlamında
desteklemek amacıyla bir portal geliştirdik. geleceginitasarla.net te, gençler
hem kariyer ilanlarını kontrol ederek hem de aynı zamanda kendilerini
geliştirecek online eğitimler ve makaleler de okuyabiliyor. Projede amacımız
gençlerin girişimcilik alanında geliştirilmesinin yanı sıra teknoloji ile birlikte
üretkenliğini ve inovatif düşünmesini sağlamak. Bunun için de ‘Hour of Code’
kampanyasıyla bir dönem aslında kod okuryazarlığını destekledik. Yeni
dönemde de kodlamaya daha da önem vererek özellikle 7-12 yaş arasındaki
çocukların kod okuryazarlığı oranını artırarak onların temelde kodlamayı
öğrenmesi ve kodlamayla birlikte üretkenliğini artırmayı hedefliyoruz.
UNDP Türkiye: Geleceğini Tasarla Projesi Koordinatörü Abdullah Taygun
Yavaşça’nın bu sözleriyle bu bölümün de sonuna gelmiş oluyoruz. Bu
bölümde, eğitim, istihdam ve girişimcilik konularında dezavantajlı gençlerin,
engelli bireylerin, kadınların ve çocukların bilişim teknolojilerinin
fırsatlarından yararlanabilmesini amaçlayan Geleceğini Tasarla projesinden
bahsettik. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu - Radyo İlef
stüdyosunda hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette
Açık Radyo’dan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından ve podcast
formatında iTunes, Soundcloud, TuneIn, Pure Connect, Yodiviki ve Audioboo
üzerinden, ayrıca http://tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya
üzerinde kullanıcı adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.
PODCAST 122
09.02.2015
İnsani Gelişme Bağlamında
Çalışma Kavramını Yeniden
Düşünmek
Selim Jahan, İnsani Gelişme
Raporu Ofisi Direktörü
play audio
pause audio
UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye
Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar Programı ile karşınızdayız. Bu
bölümde, İnsani Gelişme Raporu’nun 2015 için belirlenen temasından
bahsedeceğiz. İnsani Gelişme Raporları, 1990 yılından beri UNDP tarafından
kalkınmayla ilgili temel konuların, eğilimlerin ve politikaların bağımsız ve
deneysel analizleri olarak yayımlanıyor. 2014’te yayımlanan İnsani Gelişme
Raporu’nun konusu kırılganlıklardı. Sürekli kırılganlıklar, insani gelişmeyi
tehdit ediyor. Söz konusu kırılganlıklar, politikalar ve toplumsal normlarla
sistematik bir biçimde giderilemezse, ilerleme ne adil ne de sürdürülebilir
olacak. İşte bu konu, UNDP’nin 2014 İnsani Gelişme Raporu’nun temelini
teşkil etmişti. Temmuz 2014’te açıklanan bu raporun ardından 2015 İnsani
Gelişme Raporu için çalışmalara başlandı. İnsani Gelişme Raporu Ofisi
Direktörü Selim Jahan, 2015 İnsani Gelişme Raporu için belirlenen konuyu 3
Şubat’ta İnsani Gelişme Raporu’nun internet sitesinde açıkladı. Selim Jahan’ı
dinliyoruz:
Selim Jahan: İzninizle 2015 İnsani Gelişme Raporu’nun ana konusunu
açıklamak istiyorum: ‘İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden
Düşünmek’. 2015 raporu için belirlediğimiz başlığı tekrar söylemek istiyorum:
‘İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek’.
UNDP Türkiye: UNDP tarafından her yıl yayımlanan küresel insani gelişme
raporları, insani gelişme alanında gerçekleştirilen kayda değer ilerlemelerin
belgelendiği yayınlardır. 2015 İnsani Gelişme Raporu için ‘çalışma’ kavramına
odaklanacaklarını açıklayan Selim Jahan, neden bu kavramı tercih ettiklerini
ise şöyle açıklıyor:
Selim Jahan: Bizler bu raporda, ‘çalışma’ kavramından bahsedeceğiz.
Burada tam olarak işten ve istihdamdan bahsetmiyoruz. İş ve istihdam sınırlı
kavramlardır. Bu kavramlarda belli bir girdi ve çıktı söz konusudur. Daha
önceden belirlenen görevler, daha önceden ayrılan saatler vardır. Yaptığınız
işin karşılığında belli bir ödeme alırsınız. Fakat, biz bu raporda iş ve istihdamı
da kapsayan ama bunun daha da ötesini içeren ‘çalışma’ kavramından söz
ediyoruz. Bu kavrama ‘yaratıcı çalışmayı’, edebi çalışmaları, sanatsal
çalışmaları ve sanatçıların çalışmalarını da dâhil ediyoruz. Yaratıcı çalışma
kavramına ek olarak, ücretsiz bakım hizmeti kavramını da öne sürüyoruz.
Ücretsiz bakım hizmeti, zor zamanlarda veya diğer durumlarda, ailede ve
toplumda kendilerine bakamayan insanlara bakmamız anlamına geliyor. Aynı
zamanda, gönüllü olarak yapılan çalışmaları da bu kavrama dâhil ediyoruz.
UNDP Türkiye: Bu bölüme katkıda bulunmak isteyen dinleyicilerimiz
konuştuğumuz konuya ilişkin görüş ve önerilerini #yeniufuklar etiketiyle
Twitter üzerinden bizlere aktarabilir. Peki, bu anlamda tanımlanan ‘çalışma’
kavramının irdelenmesi insani gelişme için neden önemli? Selim Jahan
anlatıyor:
Selim Jahan: İş olarak tanımlanmayan ya da istihdam edilmeyen tüm bu
‘çalışma’ türleri insani gelişme için çok büyük bir önem arz ediyor çünkü bu
‘çalışmalar’ insanların refahına, sosyal dayanışmaya, insanların birbirini
anlamasına ve insanlar arasındaki ilişkinin kurulmasına katkı sağlıyor. Bu
nedenle, insani gelişme perspektifinden, iş ve istihdam gibi kısıtlı kavramlar
yerine çalışma kavramını kullanmak, anlatmaya çalıştığımız konunun daha iyi
kavranmasını sağlayacak ve bu anlamda daha alakalı ve kullanışlı olacaktır.
UNDP Türkiye: 2015 İnsani Gelişme Raporu’nun Kasım 2015’te
yayımlanması planlanıyor. Rapor yayımlandığında biz de Yeni Ufuklar
dergimizde özel bir sayı yapacağız ve tr.undp.org’da raporun bulgularına
geniş bir yer vereceğiz. 2015 İnsani Gelişme Raporu’nda özel olarak
odaklanılacak konular ne olursa olsun raporun tamamında değinilmeye
çalışılacak temalar da belirlendi. Selim Jahan bu temalardan şöyle
bahsediyor:
Selim Jahan: Belirlediğimiz başlık çerçevesinde bu raporda hangi verileri,
analizleri ve politika önerilerini kullanmaya çalışacağımız hakkında kısaca
bilgi vermek isterim. Rapor genelinde yer almasını istediğimiz bazı konular
var. Bu konulardan biri genç nüfusun istihdamı ve bizler bu konunun
dünyanın birçok yerinde çok önemli bir sorun olduğunu biliyoruz. Kalkınma
çalışmalarının toplumsal cinsiyet ile ilgili yönü bu raporda önemli bir yer
alacak. Pek çok toplumda ücretsiz bakım hizmetlerinde kadınların öncelikli
olarak çalıştığını biliyoruz. Bu nedenle, toplumsal cinsiyet ile ilgili çalışmalar
çok büyük bir önem arz ediyor. Tarımdaki ve kırsal kalkınmadaki ‘çalışma’lar
da önemli çünkü kentleşmeye ve her yönden kalkınmaya rağmen, tarım
sektörü ve kırsal ekonomi hala dünyadaki işgücünün çoğunun işvereni
olmaya devam ediyor. Dolayısıyla, bu konu da önemlidir. Gayriresmi sektör de
önemle yer verilmesi gereken bir konudur çünkü gelir yaratılması ve aynı
zamanda insanlara iş sağlanması açısından gayriresmi sektör pek çok
toplumun belkemiğini oluşturuyor. Son olarak, kriz zamanlarındaki ya da kriz
sonrasındaki çalışmalar da önemlidir çünkü kriz sırasında ya da kriz sonrası
dönemde de olsanız, hayat devam ediyor. Bu zamanlarda birilerinin geçim
kaynağının ne olacağı üzerine düşünmesi gerekiyor. Birilerinin eve ekmek
getirmesi gerekiyor. Dolayısıyla, tüm bu konular raporun farklı kısımlarında ve
farklı bölümlerinde odaklanmaya çalıştığımız tema ne olursa olsun ele
alınacak.
UNDP Türkiye: İnsani Gelişme Raporu Ofisi Direktörü Selim Jahan’ın
http://hdr.undp.org internet sitesinde yer alan konuşmasından alıntıladığımız
sözlerini dinledik. UNDP Türkiye’nin İletişim Koordinatörü Faik Uyanık,
raporun bu seneki başlığını şöyle değerlendiriyor:
Faik Uyanık: UNDP ’nin çıkardığı tüm rapor ve yayınlar arasında “amiral
gemisi” sıfatını hak edeni, belli istisnalar dışında 1990 yılından bu yana her yıl
yayımlanan İnsani Gelişme Raporu. İnsani Gelişme Raporu her yıl belli bir
tema etrafında yayımlanıyor. Kasım 2015’te açıklayacağımız yeni İnsani
Gelişme Raporu’nun başlığı “Rethinking Work for Human Development” yani
İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek. Rapora bu
başlığın konulma sebebinin açıklaması şöyle: İnsani gelişme bakış açısıyla, iş
ya da istihdamdan ziyade “çalışma” kavramı, amaca daha uygun bir kavram. İş
kavramı bir kişinin üstlendiği, önceden saptanmış, zamanla bağlı görev veya
etkinlikleri tanımlıyor. Girdiler ve çıktılardan oluşan bir çerçevede iş gücü bir
girdiyi, mal ya da hizmet ise çıktıları temsil ediyor. Ancak “iş” kavramı, bir
yazarın ya da ressamın yaptığı türden, tanımlanmış görevlerden fazlasını
içeren yaratıcı çalışmaları çok fazla kapsamıyor veya çağrıştırmıyor. Ya da
mesela ücretsiz bakım hizmetini veya gönüllü çalışmaları da kapsamıyor. Bu
nedenle çalışma kavramı “iş”i de kapsayan daha geniş bir kavram. Ancak az
önce sözünü ettiklerimizden de öteye geçiyor. Çalışma kavramı insani
potansiyeli, yaratıcılığı, yenilikçiliği ve insan ruhunu da kapsıyor. Çalışma,
insan hayatını üretken, yaşamaya değer ve anlamlı kılan bir kavram.
İnsanların para kazandığı, toplumda bir yer edindiği, onlara güvence ve
saygınlık duygusu sağlayan bir kavram çalışma. Bu nedenle çalışma kavramı
insani gelişme ile daha sıkı ve gerçekçi bir bağlantıya sahip. Ancak çalışma ve
insani gelişme arasında her durumda muhakkak bir bağlantı olduğu da
anlaşılmamalı. Ya da her türden emek de insani gelişmeyi desteklemiyor.
İstismara dayalı çalışma, özellikle de kadın ve çocukların istismarını içeriyorsa,
insanların adil paylaşım haklarını ve saygınlıklarını da ellerinden alıyor. Aynı
şekilde, riskli (emniyet tedbiri alınmayan ya da işçi haklarını ya da sosyal
güvenceyi içermeyen) çalışma türleri de insani gelişmeyi beslemiyor. Bu
arada çalışma kavramının da kendi içinde zamanla değiştiğini, çalışmayı
kapsayan alanların ve çalışmanın işleyiş biçiminin de değiştiğini dikkate
almak gerekiyor. Tüm bu değişiklikleri de dikkate alarak çalışma kavramına
insani gelişme perspektifinden farklı boyutlarıyla tekrar bakmakta fayda var.
Bu nedenle de 2015 İnsani Gelişme Raporu, İnsani Gelişme Bağlamında
Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek başlığını taşıyacak.
UNDP Türkiye: UNDP Türkiye’den Faik Uyanık’ın bu sözleriyle Yeni
Ufuklar’ın bu haftalık sonuna gelmiş oluyoruz. Bu bölümde, İnsani Gelişme
Raporu’nun 2015 için belirlenen temasından bahsettik. Programı Ankara
Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu - Radyo İlef stüdyosunda hazırladık.
Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette Açık Radyo’dan, yayın
ağımızdaki üniversite radyolarından ve podcast formatında iTunes,
Soundcloud, TuneIn, Pure Connect, Yodiviki ve Audioboo üzerinden, ayrıca
tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız
undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.
PODCAST 120
19.01.2015
BM Engelli Haklarına İlişkin
Sözleşmesi
Zeynep Ertürküner, 'BM Engelli
Haklarına İlişkin Sözleşmesi’nin
Türkiye’de Uygulanma ve
İzlenmesine Destek' projesi Proje
Yöneticisi
Keziban Karkçay, Aile ve Sosyal
Politikalar Uzmanı Engelli ve Yaşlı
Hizmetleri Genel Müdürlüğü
play audio
pause audio
UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye
Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar Programı ile karşınızdayız. Bu
bölümde, Türkiye’nin hiç bir çekince koymadan imzaladığı Birleşmiş
Milletler‘in engelli haklarıyla ilgili sözleşmesinden ve bu sözleşmenin
Türkiye’de uygulanmasına destek veren bir projeden bahsedeceğiz. İki
değerli konuğum var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan Keziban
Karkçay ve UNDP Türkiye’den Zeynep Ertürküner. Hoşgeldiniz!
Zeynep Er türküner & Keziban Karkçay : Hoşbulduk.
UNDP Türkiye: İlk sorumu hemen Zeynep Hanım’a sormak istiyorum.
Zeynep Hanım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler
Kalkınma Programı’nın birlikte yürüttüğü bir proje var. Bu proje Birleşmiş
Milletler Engelli Haklarına İlişkin Sözleşmesinin Türkiye’de uygulanmasına ve
izlenmesine destek vermek amacıyla yürütülüyor. Bize biraz bu projeden
bahsedebilir misiniz?
Zeynep Er türküner
türküner:: Evet. Projemizin konusu Birleşmiş Milletler Engelli
Hakları Sözleşmesi. Bu sözleşme 2008 yılında yürürlüğe giren bir sözleşme ve
2009 yılında da Türkiye’nin ilgili onay süreçleri tamamlanmış ve Engelli
Hakları Sözleşmesi Türkiye için de bağlayıcı bir duruma gelmiş. Bununla ilgili
olarak Birleşmiş Milletler sözleşmeyi imzalayan devletlerden bazı taleplerde
bulunuyor. Bunlardan bir tanesi ülkelerin ulusal odak noktaları belirlemeleri
ve sözleşmenin uygulanmasını izlemek için ulusal izleme çerçevelerini
oluşturmaları. Bu bağlamda da tabi yine ülkelerin uygulamalarındaki
ilerlemeleri düzenli olarak Birleşmiş Milletler’e raporlamaları isteniyor.
UNDP Türkiye: Burada isterseniz Keziban Hanım’a dönelim. Keziban Hanım
Türkiye’de bu sözleşmeyi imzalayan ülkelerden bir tanesi ve hiç bir çekince
koymadı Türkiye. Yani bu sözleşmenin bütün taahhütlerine uyma sözü verdi.
Türkiye için bu sözleşmeyi anlatabilir misiniz? Genel olarak sözleşmenin
önemi nedir ve Türkiye için özel olarak önemi nedir?
Keziban Karkçay : Aslında Engellilerin Haklarına ilişkin Sözleşme biraz önce
de bahsedildiği gibi 2006 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul ediliyor.
Neden bir insan hakları sözleşmesine ihtiyaç duyuluyor aslında temel nokta
buradan kaynaklanıyor. Çünkü engelliler aslında tarihsel süreç içerisinde hep
daha yardım odaklı bakılan, daha ihtiyaç sahibi görülen, ihtiyaçları kendi
tarafından belirlenmeyen, hep bir başkası tarafından ya da yakın çevresi, ya
da devletlerin kendileri tarafından illa ki belirlenmesi gereken bir kitle olarak
değerlendiriliyor. Ama bir insan hakları çerçevesinde ele alınması ise
geçmişteki insan hakları sözleşmesi içinde aslında tüm insanlık ailesi için
geçerli olan sözleşmeler olmakla birlikte engelliler için özel düzenlemeler
yapılmadığı için o sözleşmelerin ilgili maddelerinde engellilerin durumları
biraz daha arka planda kalıyor. Dolayısıyla onların hak savunuculuğu
anlamında da yeteri ölçüde görünür kılınamıyorlar. Daha görünmez hale
geliyorlar. Dolayısıyla da sivil toplum özellikle de engellilerin kendi
örgütlerinin çok aktif hareketleri aracılığıyla da aslında bizim de haklarımız
var, biz de bu haklarımızı yerine getirmek istiyoruz savunuculuğundan yola
çıkarak ve bunun da çok büyük bir etki yaratmasıyla birlikte Birleşmiş Milletler
onlar için ayrı bir sözleşme ortaya çıkarma çabasına giriyor. Buradaki temel
nokta aslında bu sözleşme engelliler için farklı insan hakları düzenlemiyor.
Aslında diğer insanlar gibi aynı haklardan yararlanmaları için temel kritik
nokta bu hakların bu kişiler için hayata geçirilmesine yönelik bir yol haritası
çiziyor. Çünkü engelliler özellikle de engelli örgütlerinin çok yoğun bir şekilde
katılımıyla hazırlanan bir sözleşme oluyor. Ve bu katılım aslında kendisini
sözleşmenin uygulanmasına da yansıtıyor. Ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu
da bu ad-hoc komitelerde bu sözleşmenin tartışmalarını yürüttüğü
komitelerde şuna karar veriyor. Bu sözleşmenin hazırlığında engelli örgütleri
bu kadar aktif katılıp ve ihtiyaçlarını ve kendi haklarını bu kadar savunurken
bunun uygulanmasında da aslında çok temel kilit bir rol oynayabilecekleri
düşünülüyor ve aslında sözleşmenin temel ilkelerinden birisi de bütün
engellilere yönelik oluşturulacak politikalarda aslında STK’ların etkin
katılımının sağlanmasını öngörüyor. Hem temel bir ilke olarak hem de bir
yükümlülük olarak getiriyor. Çok ayırıcı özelliklerinden biri bu sözleşmenin
aslında. Sözleşmeyle birlikte de ülkemiz bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülkeler
arasında 30 Mart 2007 yılında imzaya açılmıştı ve aynı gün ülkemiz tarafından
da imzalandı. Onay süreçleri 2008 yılında tamamlanarak 2009 yılında aslında
bizim uluslararası yükümlülüğümüz haline geldi. Ve bu sözleşmeyle birlikte
de sözleşmenin hükümleri tüm insan haklarını düzenleyen hükümleri
olmasıyla birlikte aslında tüm kurumların da bu sözleşmenin uygulanmasına
dahil olmasını öngörüyor. Sözleşme mevcut durumda engellilerin politikalar
anlamında daha arka planda olduğu bir durumdayken tüm politikalara
entegre edilmesini öngördüğü için engellilik meselesinin aslında topyekun
bir toplumsal dönüşümü öngörüyor.
UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ile yaptığınız projeyi
de bu çerçevede yürütüyorsunuz aslında.
Keziban Karkçay : Aynen bu çerçevede yürütüyoruz çünkü sözleşmenin
temel yükümlülüklerinden birisi engellilik meselesinin tüm politika ve
programlara bütüncül bir şekilde dahil edilmesi bir bileşen olarak dahil
edilmesi ve bunun da aslında bu bütüncül politikalarda nasıl bu hakların
gerçekleştiğini görebilmek için de bir izleme sistemi oluşturulmasını
öngörüyor. Tam da bu proje bu noktada aslında ülkemizdeki var olan
politikaların ve uygulamaların belli gösterge referanslarıyla ortaya koyduğu
konulup ve bundan sonraki yapılacaklara bir ışık tutması anlamında da çok
temel bir işleve sahip.
UNDP Türkiye: Proje Mart 2013’te başladı ve Mayıs 2015’e kadar devam
etmesi öngörülüyor. Bu sizin anlattığınız çerçevede ki çalışmalara destek
veriyor proje. Peki Zeynep Hanım’a soralım. Projeyle birlikte Mart 2013’ten
beri neler yapıldı ve bu çerçevede nasıl çalışmalara destek verdi proje?
Zeynep Er türküner: Biz UNDP olarak bu projeyle Birleşmiş Milletler Engelli
Hakları sözleşmesinin uygulanmasının izlenmesi ve ilgili ilerlemelerin
raporlanması konusunda Türkiye’nin çabalarına bu projeyle destek vermeye
çalışıyoruz ve bu konuda odak kurum olan Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı’nın Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile beraber
çalışıyoruz. Bu projenin aktiviteleri sözleşmenin uygulanmasının izlenmesi
için veri tabanlarının ve kurumsal altyapıların oluşturulması ve ilgili ulusal
izleme mekanizmalarının geliştirilmesini sağlamaya çalışıyor. İki ana başlık
altında aktivitelerimizi değerlendiriyoruz. Birincisi uygulamanın izlenmesi için
bu süreçte kullanılmak üzere gösterge setlerinin oluşturulması ve veri
toplama metodolojilerinin geliştirilmesi. Biz bu kapsamda 8 ana başlık
belirledik sözleşmenin içinden. Sözleşmede aslında çok daha fazla başlık var
ama sekiz ana başlığa biz odaklandık ilk planda proje kapsamında. Bunlar
eğitim, istihdam, sağlık, erişilebilirlik, sömürü ve şiddet, kamusal ve siyasal
yaşama katılım, kültürel ve spor faaliyetlerine katılım ve yeterli yaşam
standardı başlıkları. Bu kapsamda oluşturulan göstergeleri bakanlığın ilgili
uzmanları üzerinde çalışıp hazırladılar. Bu aslında çok zor ve teknik bir konu o
yüzden oldukça kapsamlı eğitimler verildi bakanlık personeline bu konuda.
Ayrıca, yine proje kapsamında, yurt dışındaki ilgili uygulamalar incelendi hem
raporlama anlamında, hem izleme anlamında ki diğer ülkelerin
tecrübelerinden bazı dersler aldık diyelim. İkinci aşamamız ise Türkiye’nin
ilgili yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için hem sözleşme hem de
raporlama sürecindeki gerekli katkıları konularında konuyla ilgili tüm
bakanlıkların, kurumların, STK’ların farkındalıklarının artırılması idi. Bu
kapsamda da projenin başından beri biz ortak yürütmeye çalıştık, paydaşlarla
toplantılar yaptık. Onlara sözleşmeyi anlattık. Yapmaları gerekenler
konusunda bilgiler verdik. Şimdi de şu aşamada da projede oluşturulmuş
olan göstergeleri çalıştaylarla her başlık altında ilgili kurum ve kuruluşlarla
paylaşıyoruz ve buradaki asıl ana amaç engellilik konusuna ilişkin ve
raporlamaya baz teşkil edecek verileri sistematik olarak Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı’nda toplanabilmesini sağlamaya çalışıyoruz.
UNDP Türkiye: Çünkü aslında bu dediğiniz kriterler o alt başlıklar mesela
Milli Eğitim Bakanlığı’nı da ilgilendiren alt başlıklar oluyor ya da Çevre
Bakanlığı’nı da ilgilendiren alt başlıklar oluyor. O yüzden Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı burada bir koordinasyon görevi görüyor aslında bu
sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirebilmesi için. Öncelikle şunu
söyleyelim: Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Engelli Haklarına İlişkin
Sözleşmesiyle ilgili çalışmalarını takip etmek için bir internet sitesi var aslında.
Onu dinleyicilerimiz kullanabilirler: engelli.oyghm.gov.tr Bu bölüme katkıda
bulunmak isterseniz konuştuğumuz konuya ilişkin görüş ve katkılarınızı
#yeniufuklar etiketiyle Twitter üzerinden bizlere aktarabilirsiniz diyelim
dinleyicilerimize. Ve son sorumuza Keziban Hanım’a yönlendirelim. Şimdi bu
projeyle birlikte sonuçlar elde ediyorsunuz. Bu projenin sonunda Türkiye’ye
katkısı ne olacak?
Keziban Karkçay : Biz bu gösterge çalışmasıyla birlikte aslında engellilerin
insan haklarını tanımlamaya çalışıyoruz. Yani geçmişten farklı olarak
engellilerin insan hakları hukukunun ayrılmaz bir parçası olduğu
yaklaşımından hareketle bütün alanlar açısından bütün bakanlıkların kendi
çalışma alanları açısından engellilik boyutunun nasıl dahil edilebileceğini ve
bunun nasıl izlenebileceğine dair yönlendirmeye çalışıyoruz. Bu gösterge seti
bizim için özellikle ulusal raporlama açısından çok temel bir referans olacak.
Çünkü bütün ülkeler ilki iki yılda bir olmak üzere sonrakiler dört yılda bir
olmak üzere ulusal rapor hazırlamak durumunda engellilik alanında bu
sözleşme kapsamında kaydettikleri gelişmeleri ortaya koyabilmek için. Bu
raporları hazırlarken de kendi çalışma alanları açısından engellilikle ilgili hem
yaptıkları çalışmaları ortaya koymaları hem de bunu ölçülebilir hale
getirilmesini sağlamaları gerekiyor. Şuandaki bu gösterge setiyle birlikte bu
göstergelerden mevcut olanların ortaya konması sağlanmış olacak. Bizim için
bu veriler ulaşılabilir hale gelmiş olacak. Olmayanlar açısından da hem
alınmamış olan tedbirler, alınması gereken tedbirler açısından da
önümüzdeki yıl engelli hakları eylem planı ve stratejisi oluşturma
hazırlıklarımız var. Bu eylem planı çerçevesinde alınması gereken tedbirleri de
öngörüp ona göre de engellilik konusunda atılması gereken adımlara dahil
bir çerçevemiz oluşmuş olacak. Bunu çok önemsiyoruz.
UNDP Türkiye: Bu bölümde, Türkiye’nin hiç bir çekince koymadan
imzaladığı Birleşmiş Milletler‘in engelli haklarıyla ilgili sözleşmesinden ve bu
sözleşmenin Türkiye’de uygulanmasına destek veren bir projeden bahsettik.
Konuklarımız da, Birleşmiş Milletler Engelli Haklarına İlişkin Sözleşmesinin
Türkiye’de uygulanma ve izlenmesine destek projesi proje yöneticisi Zeynep
Ertürküner ve Aile ve Sosyal Politikalar uzmanı Keziban Karkçay’dı. Çok
teşekkür ederiz katkılarınız için.
Zeynep Er türküner & Keziban Karkçay : Biz teşekkür ederiz.
UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye
Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar’ın bu haftalık da sonuna gelmiş
oluyoruz. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu - Radyo
İlef’de hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette Açık
Radyo’dan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından ve podcast formatında
iTunes, Soundcloud, TuneIn, Pure Connect, Yodiviki ve Audioboo üzerinden,
ayrıca tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı
adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.
UNDP Türkiye'de iş ilanları
Proje Destek Hizmetleri için Kıdemsiz Uzman (Son başvuru tarihi - 1
Eylül 2015)
Proje Sorumlusu (Son başvuru tarihi - 1 Eylül 2015)
İnsan Kaynakları Sorumlusu (Son başvuru tarihi - 2 Eylül 2015)
Teknik Asistan (Son başvuru tarihi - 4 Eylül 2015)
Tüm ilanlar için buraya tıklayın.
Katkıda Bulunanlar
Editör: Faik Uyanık
Asistan: Nazife Ece
Bu sayıya katkıda bulunanlar: Deniz Tapan, Gökmen Argun
UNDP Türkiye’yi takip edin:
© 2014 UNDP Türkiye
Yeni Ufuklar’ın tüm hakları UNDP Türkiye’ye aittir. Yeni Ufuklar dergisinin
kaynak gösterilmesi ve ilgili linkin verilmesi kaydıyla dergiden alıntı yapılabilir.

Benzer belgeler

Önemli başlangıç Genişleyen vizyonlar, çeşitlenen menüler Daha

Önemli başlangıç Genişleyen vizyonlar, çeşitlenen menüler Daha 2012’de düzenlenen Rio+20 Konferansı’nda üye ülkeler, Binyıl Kalkınma Hedeflerine dayanan sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin belirlenme sürecinin başlatılması kararı aldı. Binyıl Kalkınma Hedefle...

Detaylı