Gürgür Dede ile Söyleşi

Transkript

Gürgür Dede ile Söyleşi
Gürgür Dede ile Söyleşi
Gürgür Dede ile söyleşi
Adını sanını çok duyduğumuz, daha önceden de görüştüğümüz, kasetlerini dinleyip, izlediği
Merhaba efendim.
Kısaca bize kendinizi tanıtır mısınız? Doğum tarihiniz nedir?
1327
Hangi ocağa bağlısınız?
Musa-ı Kâzım evlâtlarından Şah İbrahim Veli.
Peki doğum yeriniz neresi?
Malatya’nın Mezirme köyünde doğdum. Babam, Yemen’den oraya gelmiş, orada evlenmiş. Sonra da “Al
Dede, 90 yaşındasınız. Eskilerden neler hatırlıyorsunuz? Bize, o zamanki cemlerden cemaatlerden, bab
Babamız, 8 sene Yemen’de kalmış. Arapça bilirdi. Kuran’ı ezbere bilirdi. Beni de babam okuttu. Eski yaz
Dede, babanızın bulunduğu köyde cemler yapılıyor muydu?
çok yapılıyordu.
Piriniz var mı? Varsa, kimdir?
Pirimiz, Sultan Yusuf evlâtlarından, Dede Kargın evlâdı.
Mürşidiniz kim?
1/8
Gürgür Dede ile Söyleşi
Garip Musa.
Peki, Şah İbrahim Veli hakkında neler biliyorsunuz? Neler anlatılır? Kendi ocağınız hakkında bilgi verir m
İmam Hasan, İmam Hüseyin, İmam Ali, İmam Zeynel, İmam Bakır, İmam Cemal, İmam Cafer, İmam Mus
Yüzyıllardır bu yolu getirdiniz. “Dedeler Seyyid soyundan, Oniki İmamlardan geliyor” dediniz. Buna inanıy
Dedelik, çok ağır bir yüktür. Kolay bir iş değildir. Allah-ü Teâla öyle bir sorumluluk vermiş ki, şeriat mahke
Alevilikte, “eline, diline, beline sahip ol, kimseyi incitme” felsefesi var.
Cenab-ı Allah diyor ki; “Bir insan elbise giymekle, zengin olmakla, dede olmakla, memur olmakla, hâkim
Peki, Kuran ne diyor? Kuran deyince ne anlıyoruz?
Cenab-ı Allah, Hz. Peygamber Efendimizi huzura çağırıp diyor ki; “Ya Muhammed! Ben seni Peygamber
Başa dön...
İnsan Kuran’da dedik. Cem törenleri yapıyorsunuz. Peki cem nereden kaldı?
Daha Adem’den evvel Allah, Muhammed Peygamber vardı. Bunlar Batı padişahlarıdır. Bu yol, daha evve
Peki, cemi nasıl yaparsınız? Değişik cemler var mıydı? Meselâ; Abdal Musa Cemi diyorlar, Musahiplik C
Değişiklik yoktur. Her dede, kendine göre bir yol kurmuş. Yol birdir. Hepsi Ali’nin tarikatıdır. Oniki hizmet
Oniki hizmet nedir?
Hak’tan bize haber geldi
Pirim sana beyan olsun
Şah’tan gül-ü-zârı geldi
2/8
Gürgür Dede ile Söyleşi
Peyk sana haber olsun.
Yola giden hacıdır,
Güruh-u Naci’dir,
Ceminkinin kapıcıdır,
Kapıcıya haber olsun.
Mümin yolun yakın ister
Münkirlerden sakın ister
Delil yanmaz, yağın ister
Delilciye haber olsun.
Fatıma ana cemde oturur
Kurbana çöpçe batırır
Cemaata lokma yedirir
Ne yapsa, Hakk’a haber olsun.
Haydin gidek hakikata
Kulak tutun marifete
Talip girmiş itikada
Tarıkçıya haber olsun.
Dede posta geçtiği zaman, şeriatın bin bir tarikatı, makamı vardır, bu oniki hizmet yardımcıdır.
Yani, oniki hizmet her cemde olacak. Peki, Hızır Cemi, Abdal Musa Cemi, Musahiplik Cemi var
mı? Birbirinden farklı mı?
Musahiplik Cemi, çok derin olur. Musahipler, beraber kurban keserler. Orada sorgu-sual olur.
Abdal Musa kurbanında, düşkün bile olsa, herkes lokmasını yiyebilir. Tarikatta, tercüman
kurbanı keseni, görülmeyen, sorulmayan, musahibi olmayan yiyemez. Ceme giremez. Abdal
Musa’daki cemde herkes toplanır, lokma verilir.
Musahip olmayanlar, düşkünler ceme giremiyor. Ama düşkün, Abdal Musa cem evine girebilir
mi?
Abdal Musa kurbanında, dışarıda kazan pişiyor, kaynatıyorlar. Herkes yiyor. Tarikat, yani
musahip kurbanı kesildiğinde, görülmeyen, sorulmayan, dört kapıyı tamamlamayan kişi bu
ceme giremez. Ama Abdal Musa kurbanı, bir kaza-belâ kurbanıdır. Herkes gelir, yer, içer, gider.
Kimse sorgu-sual sormaz. Musahip kurbanına gelince, talibini dâra dikersin, sorarsın, sual
edersin, ondan sonra yola gider.
3/8
Gürgür Dede ile Söyleşi
Kaç çeşit semah var?
Semah çok. Kırklar Semahı, Ali Nur Semahı, Turnalar Semahı... çeşitli semahlar var.
Sizin cemlerde hangi semahlar oluyor?
Sofular hangi semahı işlerlerse. Değişik semahlar olur. Kırklar cemine geldiğinde, gönül
ceminden sonra Ali Nur semahı vardır. Ali Nur semahını yaptıktan sonra, cem salâvatlanır.
Peki dede, musahiplik nedir? Musahip olmanın şartları nelerdir?
Musahip olmanın şartları; Ali-Muhammed’in kavline girmek, yoluna gitmek. Ali ve Muhammed
gibi olmak. Birbirine küsmeyecek, darılmayacak. Biri zengin, biri fakir olursa, zengin fakire
yardım edecek. Birbirine yardımcı olacak. Tarikat yoluna gidecekler. Bunlar ahret kardeşidir. Ali
ile Muhammed musahip olmuş, bize onlardan miras kalmış. Şeriat hak mı? Şeriatı yapıyor
peygamber. Sünnet ne demek? Sünnet; Peygamber’in sözüne uymak, yolunda gitmek.
Musahipsizler ceme giremiyor mu?
Girer de, geride kalırlar. Görsünler, mahrum kalmasınlar diye müsaade edilirse, girerler.
Ocakların birbirine üstünlüğü var mı?
Dedelere gelince, onlar der ki, “Benim ceddim yüksek.”, “Benimki senden yüksek” Yüksekliği
nedir? Hepsi Musa-i Kâzım’dan gelmiştir, bilmiyorlar. “Ben şundan geldim, bundan geldim”
deyip duruyorlar. Kâzım’dan kol ayrılmıştır. Abdal Musa da, Hacı Bektaş da oradan geliyor.
Abdal Musa Sultan, Seyyid Hasan oğludur. Hacı Bektaş ile amca çocuğudur.
Oniki İmam, Ehlibeyt dedik, bunların manâsı nedir?
Zamanında imamlığı kim yapmış? İmamlar. Namazı onlar kıldırmış. İmam Hasan, İmam Ali,
İmam Hüseyin, İmam Zeynel, İmam Bakır, İmam Cafer, İmam Kâzım. Musa-i Kâzım’a gelince,
kollara ayrılmış. Oradan dedeler tezahür etmiş. Dede kolu gelmiş.
4/8
Gürgür Dede ile Söyleşi
Diyorsunuz ki; dedelik Musa-i Kâzım’dan zuhur etti. Başka ocaklar nereden geliyor? Bunlara ne
isim veriliyor?
Bu ocakların çoğu, dede bile değildir. Babalık yaparlar. Dedelerin elinde soy şeceresi olacak.
Herkes şeceresini gösterecek.
‘Şeceresiz olmaz’ mı diyorsunuz?
Hacı Bektaş Veli zamanında onları baba tayin etmişler. “Sen şuraya, sen buraya git” demişler.
Bunlar zamanla, “Ben dedeyim. Soydan geliyorum.” demişler. çoğu hangi soydan geldiğini
bilmiyor. Dedelerin çoğu böyle. Dedeliğe sahip çıkmak lazım. Ben 65 senedir Türkiye’nin her
tarafında dedeliği icra ediyorum. Bu civarda 33 köy var, hepsi talibimdir.
Hangi köylerde talipleriniz var?
Hangi birini sayacağım? çorum’un her yerinde, Adana’da. Hepsini sayamam. Bizim ceddimiz
çok çalışmış, o yüzden çok talibimiz vardır.
Aynı soydan, sizden başka dedelik yapan var mı?
Var. Ama şimdi bir tek Mehmet Dede kaldı, kitap da çıkardı. Hasan Dede var. Hâlâ dedelik
yapıyorlar. Amelini yapamayan dede olamaz. Dede olmak için tarikatını göreceksin. Ben mala
çalışmadım, hepsi Allah’adır. Biz, talibimiz olsun diye çalıştık. Hepsi Allah’a kul, Peygamber’e
ümmet, Ali’ye taliptir. Seninki, benimki yok. Ben çalışmışım, keramet göstermişim, talip
kazanmışım. Sen de git, göster, kazan.
Dedeliğinizi, köylere gidip yapıyordunuz. Ne kadar kalıyordunuz köylerde? O köylerde cem ne
kadar sürüyor?
Köyüne göre. Köy büyük olursa, bir ay kaldığımız oluyor. Kangal’ın Hamal köyü var. Orada 33
gün kaldım. Meselâ, kurban kesiyorlar, ama hepsi bir günde kesmiyor. Ara veriyorsun, derken
bir ay sürüyor. Kangal’dan Kocaoğuz’a, oradan Mamaş’a, Zerk’e geçiyoruz. Sonra Karanlıkköy’e
gidiyordum. Eve üç ayda zor geliyordum.
Kaç tane köy vardı? Hatırladıklarınızı sayabilir misiniz?
5/8
Gürgür Dede ile Söyleşi
Bazıları; Argavun, Eğribük, Ambarcık, Fethiye, Aşağı Sürmeli, Yukarı Sürmeli, Kızık, Eymir,
Ağören, çavuş köyü, Horpuz köyü, Mineyite köyü (bu köyde başka dedeler de var, ama
taliplerimiz ayrı), Mezirme, Iğdır, Mıhel, çanaklar, Morovlar, Kozdere, Hasan çelebi’nin yarısı,
Köylü köyü, Tarkanlar köyü... ve daha birçoğu. Ben bu köyleri gezdim. Diğer köylerden;
Armağan, Zerk, Davulbaz, Mamaş, Hamal köyü, Kocayurt, Gâvur Haraba, benim köyüm Alvar,
Kuluncak, Bicir, çörmü (bunlar bize ait değil), Tersakan, Bahçekapı, Davulgu, Hacılar
Hekimhan’a ait. Kangal’ın köylerine gelince; Dışlık, Yellice, Bulak, Höbek, Ceviz köyü...
çorum’daki köyler; İsipkıran, Yanıçak, Alamas, Keşlik, Kamışlı, Zekerhacı, Körkü... Maraşta,
çubuk tarafında da çok köy var. Maraş’ta Elbistan’da Küçük Yupalak...
Orada çok eskiden, bir öğretmen varmış. Kendisini tanırım, Ali Kemal Gözükara diye bir ozan.
Kendisi Aşağı Yapalak’a düşmüş.
Aşağı Yapalak Alevi, Yukarı Yapalak Sünni Köyüdür. Yerköy, Ambarcık...
Hatırladığınız kadarını söylediniz. Maraş, çorum, Kangal... Maraş’ta başka var mı?
Alacamezar, Kulas, Yuva, Koyunlukoca.. Bu köylerde talipler de, talip olmayanlar da var.
Peki, Alevilik-Bektaşiliğin özü nedir?
Hacı Bektaş Veli Sultan, büyük bir zattır. O, bir oda kurmuş, baba, rehber gönderirmiş. Gelenler
işe karışmış. Dede olsun, olmasın vekil gönderiyorlar. “Haydi, gidin”. Onlar gelir köye, “Efendim
bakın mühür var” derler. “Bize çırak, adak, sadak, ne varsa verin” derler. Hakikaten, bu kökten
olacak.
Bektaşilik var.
Bektaşilik, dedelik, sonradan olmuş. Halbuki onlar da dedeci. Meselâ Başören köyü, nasıl
olmuşsa, Bektaşi olmuş.
Dedeliği doktorluğa benzettiniz. Ameliyata benzettiniz. Dedeler nasıl yetişecek? Okul mu
kurulacak? Ne yapılması gerekiyor? Sizin fikriniz nedir?
Ben, köyümde 10 sene tarikat yürütmüşüm. Şimdi gidiyorum, yok, inkâr etmişler. Gurbete
gitmişler, dağılmışlar, köylerde kimse kalmamış.
6/8
Gürgür Dede ile Söyleşi
Bundan sonra ne olacak?
Bundan sonra, cem evi yapılır da herkes toplanırsa, yaparlar.
Bilmeyen dedeler ne yaparlar?
Bilmeyen dedelere kurs açılır. Bilen dedeler gidip, oralarda hocalık yaparlar. “Tarikatı şuraya
kuracaksın, talibi dâra dikeceksin, şu şöyle olacak, bu böyle olacak, hizmet böyle olacak” diye
yetiştirirler. İcap ederse Arapçayı, Kuran’ı öğretirler.
Okul açıldığında, kitabının olması lâzım. Bu, bir din kitabı gibi olacak, değil mi? Bu yazılabilir
mi? Bunu yazmak kolay, değil mi?
Yazılır. Dediğim gibi 65 senelik dedelik yapmış, geçmiş zamanları görmüş, denemiş adamız.
Şimdiki dedeler dedeliği yapamaz.
Muharrem orucunu herkes değişik zamanlarda tutuyor. Bunu belirlemek lâzım, değil mi?
önceleri nasıl tuttuysak, yine öyle tutmamız lâzım. Ben gelir bir Fetva veririm. Meselâ; Zöhre
Ana demiş ki, “Martın bilmem kaçında tutulacakmış, efendim Şinasi Koç böyle demiş” Kadın da
bir tarih uydurmuş, bu böyle gitmiş.
Siz ne zaman tutuyorsunuz?
Takvim ile. Muharrem ayı geldiğinde tutarız.
İmam Hüseyin’e mal etmişler. Orucu, Oniki İmam aşkına tutacaksın. Oruç geldiği zaman
karşılayacaksın, “Hoş geldin, sefa geldin” diyeceksin. Bizimkiler, “Ne zaman geldi? Ne zaman
çıktı? Ne zaman gitti?” diyorlar. Oniki gün geldiği zaman, seve seve tutacaksın. Aşuresini
yapacaksın. Daha sonra Allah’a yalvaracaksın.
Bir fikir de diyor ki, “Şehit edildiği gün, oruç günüdür. O gün tutulsun”. Yani, bu manâsız,
diyorsunuz?
Değiştirmek için diyorlar. Nasıl değişir, biliyor musun? Ben 3 defa Kerbelâ’ya gittim. Orada, Hz.
7/8
Gürgür Dede ile Söyleşi
Ali’nin, İmam Hüseyin’in postunda oturan mürşid-i kâmil var. Gidip, o hâkime danışalım; “Orucu
böyle tutuyorduk. Şimdi sen buranın hâkimisin.” diyelim. İran’daki kararları falan da o verir. Eğer
“değiştirin” derse, değiştirilir. Hâkimden emir gelmezse, nasıl değişir? Biz değiştirebilir miyiz?
Zöhre Ananın, Şinasi Koç’un lâfıyla bu değişir mi? Değişmez.
Siz Muharrem ayında tutuyorsunuz, değil mi?
Evet. Ama “Oruç 25 gün tutulacak” diye emir gelirse, kabul ederim. O zat bir emir verse, dese ki,
“Oruç 29 gün, 35 gün tutulacak”, o zaman tutulur. Bunu o postta oturan değiştirir. Başka biri
değiştiremez.
çok sağ olun.
17 Haziran 1999, Malatya
Kaynak: " Alevi Yol "
8/8

Benzer belgeler