Dinin Sembolleri, Sembollerin Dini

Transkript

Dinin Sembolleri, Sembollerin Dini
Dinin Sembolleri, Sembollerin Dini
Perşembe, 10 Kasım 2011 11:25
Dini hayatın üç önemli unsuru vardır: İnanç, ibadet ve ahlak. Bunların üçü de dini hayat için
olmazsa olmazdır, vazgeçilemezdir. Bunlardan özellikle ibadetler bir takım ritüeller ve
sembollerden oluşur. Bu açıdan diyebiliriz ki din biraz da sembollerdir.
Hristiyanlar için haç, Yahudiler için Süleyman mabedi, Hindular için inek ve Ganj nehri,
Budistler için Buda heykeli birer dini semboldür. Her sembol değerini ifade ettiği anlamdan alır.
Bir Hristiyan Haça demir parçası olarak bakmaz, ona göre haç insanlığın kurtuluşu için İsa’nın
çektiği acıları ifade eder. Bir Yahudi’ye göre Süleyman mabedi basit bir taş yığını değildir.
Yahudilerin saltanatını ve dünya hâkimiyetini anlatır. Bazen bu anlam kaybolur ve sembollerin
kendisi dinin yerini tutar. Hatta semboller din haline gelebilir. Semboller din haline geldiğinde
ise gerçek dinin aslından bir şey kalmamış olur. Din başkalaşır, dönüşür ve yeni bir hal alır. Bu,
bir inanç sistemi için büyük bir tehlikedir. Sembollerde manaya sadakat esastır. Çünkü
manasından koparılmış sembol, ruhu çıkmış ceset gibidir, yani ölüdür, değersizdir aslında.
Hiçbir anlamı yoktur.
Diğer dinler gibi İslam’ın da sembolleri ve nişanları vardır. Özellikle Hac ibadeti dini semboller
açısından yoğunluk arz eder. Nitekim bir ayette; “Şüphe yok ki, Safa ile Merve Allah'ın
koyduğu nişanlardandır”
[Bakara, 158]
buyrulur.
Yeni bir Hac mevsiminde bu sembollerden bazısını hatırlamak yerinde olur:
İslam’ın sembolleri Kâbe ve mescit-i haram: Kâbe ibadet için yeryüzünde inşa edilmiş ilk mabet. Allah’ın evi.
Görünüşte mimari bir özelliği yok. Olanca sadeliği içinde ihtişamı barındırıyor. Kâbe etrafında
yedi defa dönüş bir tavaf sayılıyor. Tavaf çok farklı bir ibadet. Namaz gibi abdestli yapılması
gerekiyor. Namazdan en önemli farkı tavaf esnasında konuşulabiliyor olması. Yedi rakamı
sonsuzluk anlamına geliyor. Kâbe etrafında yedi kez dönüş, hayat devam ettiği müddetçe
sonsuza dek merkezinde Allah olan, Allah’ın değerleri olan bir hayatı yaşamaya dair verilmiş
sözü ifade ediyor. Tavaf aynı zamanda kâinatın temel hareketi ile aynı duyguyu paylaşmak
demek. Çünkü maddenin en küçük parçası olan atomdan güneş sistemine varıncaya dek her
1/5
Dinin Sembolleri, Sembollerin Dini
Perşembe, 10 Kasım 2011 11:25
şey bu hareketi yapıyor. Bir çekirdeğin etrafında sağdan sola doğru devamlı dönüyorlar. Bu
dönüş durursa hayat da durur. Tavaf işte kâinatın bu hareketine, bu tesbihine, bu zikrine
katılmak demektir.
Mescit-i haram ise dünyadaki tüm mescitlerin ana merkezi, kalbi. Peygamberimiz bir
hadisinden öğrendiğimize göre burada kılınan bir rekât namaz başka yerlerde kılınan yüz bin
rekât namazın sevabına denk. Yine peygamberimiz ibadet niyetiyle sadece üç mescide
yolculuk yapılabileceğini belirtiyorlar; mescit-i haram, mescit-i nebi ve mescit-i aksa.
Hacer’ul- esved: Bu siyah taşın cennetten geldiğine dair görüşler var. Bu siyah taş adeta
cenneti arayan insanlara Kabe’nin köşesinden göz kırparak “ey insan, cenneti istiyorsan ve
cenneti özlüyorsan işte tavaf alanı. Allah’ın evinin çevresinden ve onun sınırlarından
uzaklaşmadan yürümelisin. Hayatın onun çevresinde dönmeli ve onun etrafında şekillenmeli”
der gibidir. Tavafa bu kara taşa el sürülerek, ona el sallayarak, ona selam vererek
başlanmaktadır. Tavafın startı onunla başlamaktadır. Hacer’ul esved tavaf ibadetinin
besmelesidir. Besmelesiz ibadet olmayacağı gibi siyah taşa selam vermeden de tavaf
başlamamalıdır. Gümüş muhafaza içindeki bu siyah göz sanki ilahi bir kamera gibi ziyarete
gelenleri kaydetmektedir. Makam-ı İbrahim: Hazreti İbrahim oğlu İsmail ile beraber Kâbe’yi inşa ederken bu taşı
merdiven gibi kullandığı, taşın üstüne basarak Kâbe’nin yüksek duvarlarını ördüğü
aktarılmaktadır. Hazreti İbrahim’in ayak izleri bu taşın üstünde halen mevcuttur
.
Haccın önemli bir sembolü olan bu taş ile ilgili olarak Kur’an-ı kerimde şöyle buyurulmaktadır:
“Hani, biz Kâbe’yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim’den
kendinize bir namaz yeri edinin.”
[Bakara, 125]
Safa ve Merve: Hac, İbrahim ailesi olmak demek. Tavaf ile Hazreti İbrahim ve Hazreti İsmail
olmaya çalışan müslüman safa ve merve tepeleri arasında sa’y ederek (hızlıca gidip gelerek)
Hazreti Hacer’in bağlılığını, sabrını ve teslimiyetini yaşar, yaşamak ister. Tavaf dairesel bir
hareket iken sa’y düz bir harekettir. Bu iki tepe arasında yedi kez gidip geliş sonsuza dek
hakkın ve hakikatin peşinde koşuşturmayı, o yolda olmayı, o yolda ölmeyi ifade eder. Hayatta
ne aradığını bilmek, istikametlerini ona göre belirlemek ve o hedef için gayret (sa’y) etmek
önemlidir.
2/5
Dinin Sembolleri, Sembollerin Dini
Perşembe, 10 Kasım 2011 11:25
Zemzem: Zemzem Allah yolunda büyük fedakârlıklar sergileyen, çalışıp çabalayan insana
Allah’ın ikramıdır. Yaklaşık otuz beş metrelik bu kuyunun suyu milyonlarca hacının su ihtiyacını
karşılar. Litrelercesi de hac dönüşü ziyarete gelenlere ikram edilmek üzere dünyanın dört bir
yanına taşınır. Kuyunun suyu ne artar ne eksilir. Bereketlidir. İçinde bakteri barındırmaz. Çünkü
o uzak yollardan Allah’ın evini ziyarete gelenlere ev sahibinin ilk hediyesidir. Allah’ın ikramı
olduğu için satılması da caiz değildir. Kütüb-i sitte’de geçen bir hadis’e göre Peygamber
Efendimiz
"Zemzem suyu ne maksatla içilirse o maksatla faydalıdır" buyurmuştur. Bu
bakımdan şifadır.
İhram ve Arafat vakfesi: İhram belli bir çevrede yasaklanmış bir takım fiillerin sınırına
girmektir. Erkekler için ihram elbisesi dikişsiz, modelsiz, cepsiz, rütbesiz, konforsuz alta ve
üste örtülen iki parça beyaz kumaştan ibarettir. Bu görünüşüyle ihram adeta kefen gibidir.
İhram giymek kefeni canlıyken giymektir. İhram elbiseleriyle Arafat ovasında toplanan
milyonlarca müslüman iki şeyi hatırlar ve hatırlatır. Birincisi insanoğlunun dünya serüveni Arafat
tepesinde başlamıştı. Âdem ve Havva cennetten kovulup Dünya’ya indirilince bir zaman sonra
bu tepede buluştular. Dolayısıyla; “Ey insan! sen dünyaya ait değilsin. Dünyaya sahip değilsin.
Burada kalıcı değilsin. Ev sahibi gibi davranma, sen misafirsin. Hiçbir şeye ebedi bağlanma.
Sahip olduklarının asıl sahibi sen değilsin. Geldiğin cenneti özlüyorsan ve oraya tekrar
kavuşmak istiyorsan kulluğunu hatırla. Rabbini tanı, aczini itiraf et.” Beyaz örtüler içindeki
Arafat buluşmasının ikinci anlamı ise “Ey insan! Doğduğun zaman beyaz bir kundağa
konulduğun gibi öldüğünde de beyaz bir örtüye bürüneceksin. Ama toprak altında yok olup
gitmeyeceksin. Anne karnında yok olup Dünya’ya doğduğun gibi dünyadan göçünce de ahirete
doğacaksın. Bu elbisenle tekrar dirileceksin. Hesapsız yaşama. Büyük mahkemeye ve o büyük
buluşmaya kendini hazırla.” Müzdelife: Hayat bir mücadele. Cennete kavuşmak için bu mücadeleyi kazanmalısın. Nefsinle,
arzularınla, şeytanla, duygu ve düşüncelerinle, hırsların ve emellerinle yapacağın bu çetin
savaş usulsüz, metotsuz, birikimsiz, azimsiz, plansız olmaz. Müzdelife ovasında dur, düşün,
plan yap, hazırlık yap. Yedili gruplar halinde yetmiş taş topla. Yine yedi rakamı. Evet, çünkü
bu savaş sonsuza dek sürecek. Şeytanla barış olmaz. Hazırlığını ona göre yap. Vizyonunu ona
göre belirle.
Tek başına hareket etmek yok. Bekle. Yatsı namazında olduğu gibi cemaatle sabah namazını
kıl. Mücadelede beraber olduğun arkadaşlarını tanı, onlarla omuz omuza ver.
Cemerât: Cemerat şeytan taşlama mahalli. Şeytanın İbrahim ailesine musallat olduğu, onları
yanıltmaya çalıştığı ve üçü tarafından da kovulduğu yer. O günün anısına üç sembol: Büyük,
orta ve küçük şeytan. Orada şeytan yok, yüksek bir taş duvar var. Fakat hayır o sade bir duvar
3/5
Dinin Sembolleri, Sembollerin Dini
Perşembe, 10 Kasım 2011 11:25
değil belki de Allah’ın yolundan seni alıkoymaya çalışan nefsindir, dünya heveslerindir,
vazgeçemediğin arzularındır, tembelliğindir, üşengeçliğindir, aşksızlığındır, amaçsızlığındır…
hepsini taşlamalısın. “Allahu ekber. Rağmen li’ş şeytani ve hizbih, şeytana ve ekibine rağmen
Allah’ın büyüklüğünü kabul ediyor, onun önünde eğiliyor ve beni onun yolundan alıkoyacak her
şeyi ben de hayatımdan kovuyorum ve kovacağım” diyerek şeytanlarını taşla.
Şeytanla mücadele şeytan taşlamaktan ibaret değildir. O yalnızca bir semboldür. Bir niyet
izharıdır.
Kurban: Hazreti İbrahim önce nefsini sonra da neslini Allah için kurban etmekle imtihan
olundu. O, her iki imtihanı da kazandı. Allah’ın dostu (halilullah) oldu. Çünkü Kuran-ı kerimde
Allah teala “iyi kul” olmanın ön şartı olarak bunu bizden istiyor.
“Sevdiğiniz şeylerden
Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu
bilir.”
[Al-i İmran, 92] A
çık düşmana taş atmak, hücum etmek kolaydır. Zor olan nefsine karşı mücadele etmektir. Bu
mücadelenin en bariz vasfı ve imtihanı ise Allah için canından ve cananından vazgeçebilmektir.
İşte kurban “nefsimi de neslimi de Allah için vakfedebilirim” sözünü vermektir. Yoksa Allah’ın
bizim kestiğimiz hayvanın etine ihtiyacı yoktur.
“Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvânız ulaşır
.” [Hac, 37]
Artık ihramdan çıkılabilir. Hac tamam olmuştur. Fakat hac bir son, bir bitiş değildir belki tüm bu
sembollerle ifade ettiğimiz niyetlerimiz doğrultusunda geride kalan hayatımızı yeniden
düzenlememiz için yeni bir başlangıçtır. Sadece bu niyetimizden dolayı kabul olmuş hac
neticesinde Allah bizim geçmiş tüm günahlarımızı bağışlar. Çünkü Allah’ın sembollerini,
nişanlarını hayatımızın en büyük değeri yapmak Allah’a karşı sorumluluk bilincimizin
(takvamızın) en büyük işaretleridir.
Peygamber, cami, imam, Kâbe, örtü, sakal, tesbih, Kur’an, kurban, oruç… gibi dini sembolize
eden değerleri hafife almak, onlara saygısızlık yapmak ise fâsıklıktır, münafıklıktır, yerine göre
kişiyi dinden çıkarır Allah korusun. Kişinin dindarlığının ölçüsü ise Allah’ın şiarına hürmet ile
ölçülür.
“Her kim de Allah’ın nişanelerini yüceltirse, şüphesiz ki bu kalplerin takvasındandır.” [H
ac, 32]
4/5
Dinin Sembolleri, Sembollerin Dini
Perşembe, 10 Kasım 2011 11:25
5/5

Benzer belgeler