BÖLÜM - 4 (40-64 syf) - Kayseri İli Yardım Derneği

Transkript

BÖLÜM - 4 (40-64 syf) - Kayseri İli Yardım Derneği
Koordinasyon Kurulu
LÝDERLÝK SEMÝNERÝ
30 Ekim 2008 tarihinde Sirkeci
Erboy Otel’de Ýlçeler arasý Koordinasyon
Kur ulu tarafýndan düzenlenen
organizasyonda Sayýn Fatma Betül
Gemalmaz tarafýndan liderlik ve proje
yönetimi konusunda bir seminer verildi.
Seminere derneðimizin yönetim kurulu
yaný sýra ilçe dernekleri ve vakýflarýnýn
yönetim kurullarý da katýldý. Develi ve
Yöresi Kültür Dayanýþma Derneði,
Tomarzalýlar Vakfý, Genç Develililer
Derneði, Sarýz Derneði, Kýzýlörenliler
Derneði, Bünyan Büyük Bürüngüzlüler
Derneði, Hacýlar Derneði üyeleri
tarafýndan seminer ilgi ile izlendi. Dernek
ve koordinasyon kurulu Baþkanýmýz
Yasemin Aydoðan katýlýmcýlara teþekkür
ederek, bu tür toplantýlarýn farklý
mekanlarda ve farklý konularla devam
ettirileceðini söyledi.
TÜRK VERGÝ SÝSTEMÝ KONSERANSI
Ýlçeler arasý koordinasyon kurulu
tarafýndan düzenlenen seri konferanslar
22 Kasým’da Develi ve Yöresi Kültür
Dayanýþma Derneði’nde yapýldý.
Konferansýn konuþmacýsý, derneðimiz
yönetim kurulu üyelerinden, Yeminli
Mali Müþavir Hamit Öztaþkýn; konusu
ise ‘’Türk vergi sistemi ve kriz
dönemindeki vergi uygulamalarý” idi.
40 Bizim Kayseri
Þubat 2009
Koordinasyon Kurulu
MASA TENÝSÝ TURNUVASI
Koordinasyon kur ulunun
düzenlediði masa tenisi turnuvasý
(30.03.2008) günü Ümraniye Haldun
Alagaþ Spor Salonu’nda yapýldý. Ýlçe
dernekleri ile birlikte yapýlan
organizasyonlarýn gayesi hemþehrilerimiz
arasýnda tanýþmayý ve dayanýþmayý
saðlamaktý.
Koordinasyon kurulu baþkaný
Yasemin Aydoðan, Baþkan yardýmcýsý
Selman Yücel, Bünyan Büyük
Bürüngüzlüler Dernek Baþkaný Þ. Duran
Turnuva 1.’si Özgür KARASU
Þubat 2009
Ertuðrul, Hacýlar Dernek baþkaný
Mustafa Özsoy birer selamlama
konuþmasý yaptýlar. Bir Pazar günü vakit
ayýrarak bizleri yalnýz býrakmayan
katýlýmcýlara teþekkür etmelerinden sonra
müsabakalara start verildi.
Ahmet Ulus, üçüncülüðü Muhterem
Yetkin kazanarak, madalya ve kupalarý
koordinasyon kurulumuz tarafýndan
kendilerine verildi. Katýlýmcýlara öðle
yemeði olarak dürüm ve ayran ikram
edildi.
Öðrenciler ve büyükler arasýnda
düzenlenen müsabakalar katýlýmcýlar
tarafýndan ligi ile izlendi.
Baþkanlarýmýzýn da müsabakalara iþtirak etmeleri turnuvaya renk
kattý. Saat 10.00’ da baþlayan turnuva
saat 15:00’ da sona erdi.
Gençler kategorisinde
þampiyonluðu Özgür Karasu, ikinciliði
Turnuva 2.’si Ahmet ULUS
Turnuva 3.’sü Muhterem YETKÝN
Bizim Kayseri 41
Ýlçe Derneklerinden Haberler
karþýlamak, Tomarzalýlar arasýnda dostluk ve
kardeþlik baðlarýný kuvvetlendirmektir.Vakfýmýz
bu doðrultuda çeþitli etkinlik ve
o rg a n i z a s y o n l a r d ü z e n l e m e k t e d i r.
Ramazan SARI
Tomarzalýlar Vakfý Baþkaný
Tomarzalýlar Kültür ve Yardýmlaþma
Vakfý, kuruluþundan bu zamana kadar geçen
1 5 y ý l l ý k s ü r e z a r f ý n d a To m a r z a l ý
hemþehrilerimizin sosyal ve kültürel
çalýþmalarýna öncülük etmiþtir. 90’lý yýllarda
birkaç kiþinin önderliðinde yapýlan ev
sohbetleri ve arkadaþ ziyaretleriyle oluþan
samimi iliþkiler sonucunda baþlayan toplantýlar,
50-100 kiþilik toplantýlara zemin hazýrlamýþtýr.
Halkýmýzýn bu toplantýlara gösterdiði büyük
ilgiyle 29 Mayýs 1993 tarihinde vakfýmýz
resmen kurulmuþtur. Hemþehrilerimizin nüfus
olarak en yoðun olduðu bölge olan
Esenler’deki merkezimiz, Esenler son durakta
olup halkýmýzýn toplantý ihtiyaçlarýný da
karþýlamaktadýr.
Tomarza Kayseri’nin en geri kalmýþ
ilçesidir. 1953 yýlýnda çýkarýlan bir kanunla
Develi Ýlçesi’nden ayrýlarak ilçe olan
Tomarza’nýn az geliþmiþ bir yer olmasý çok
göç vermesine sebeb olmaktadýr. Tomarza
ve civarýndan Ýstanbul’a göç eden
hemþehrilerimiz yýllardýr özlemini duyduðu
örgütlenme ve yardýmlaþma hayallerine
Tomarzalýlar Kültür ve Yardýmlaþma Vakfý
vesilesiyle kavuþmuþlardýr.
Vakfýmýzýn öncelikli amaçlarý kýsaca;
Tomarzalýlar (merkezde ve köylerde
yaþayanlar) arasýndaki baðlarý
kuvvetlendirmek, birlikteliði, yardýmlaþmayý
ve dayanýþmayý saðlamak; kiþilerin maddî,
manevî, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarýný
karþýlamak; millî ve manevî deðerlere baðlý
insan yetiþtirmek ve eðitmek; gurbetin tüm
zorluklarýna raðmen kültüründen, gelenek
ve göreneklerinden ödün vermeden sýladan
uzak yaþayan hemþehrilerimizin ve diðer
illerden gelen vatandaþlarýmýzýn maddî
,manevî, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarýný
42 Bizim Kayseri
Tomarzalýlar Kültür ve Yardýmlaþma
Vakfý, yapýlan bu organizasyonlarý Kurucular
Kurulu ve Yönetim Kurulu çalýþmalarýyla
düzenlemektedir. Kurucu Baþkan Sn. Yaþar
Karayel, 3 yýl gibi bir süre hem kurucu
baþkanlýk hem de yönetim kurulu baþkanlýðý
yapmýþtýr, daha sonra göreve gelen Ramazan
SARI 10 yýl, Mehmet Yýldýz 1,5 yýl ve Davut
Þahin 1 yýl yönetim kurulu baþkanlýðý yapmýþtýr.
Þu anda Ramazan SARI’nýn baþkanlýðýnda
yönetim kurlumuz çalýþmalarýna devam
etmektedir.Tamamen kurumsal bir yapýda
çalýþan yönetim kurulumuz, Ýstanbul’da
ikamet eden tüm hemþehrilerimizin
çalýþmalarýmýza katýlýmlarýný, desteklerini ve
katkýlarýný beklemektedir.
Tomarzalýlar Kültür ve Yardýmlaþma
Vakfý’ nýn düzenlediði faaliyetleri kýsaca þu
þekilde sýralanabilir:
Yüksek öðrenime devam eden
Tomarza doðumlu ve ihtiyaç sahibi
öðrencilerimize burs verilmesi,(15 yýldýr, yýlda
en az 60 öðrencimize) - Okul açýlmasý ve
fakir kimsesiz örgencilerin barýnmalarýný
saðlamak için öðrenci yurtlarý yapýlmasý Ramazan ve Kurban Bayramý’nda fakirlerimize,
vakfýmýza baðýþlanan erzak ve kurban etlerinin
daðýtýlmasý, Ramazan Ayý’nda
hemþehrilerimizin kaynaþmasý için iftar
yemekleri organize edilmesi, - Ýstanbul’da,
Tomarza ve köylerinde toplu sünnet
organizasyonlarý düzenlenmesi, - Senede bir
de olsa hemþehrilerimizin kaynaþmalarýna
yönelik kýr piknikleri düzenlenmesi, Gençlerimizi askere uðurlama programlarý
düzenlenmesi, - Çocuk Kulübümüz aracýlýðýyla
çocuklarýmýzýn eðlenmesi için ayda bir çocuk
programlarý organize edilmesi, - Yaz tatillerinde
çocuklarýmýzýn eðitimlerine katkýda bulunmak
için ücretsiz yaz kurslarý düzenlenmesi, - Millî
ve dinî ehemmiyeti bulunan günlerde, çeþitli
seminer ve konferanslarla halkýmýzý
bilgilendirmek üzere programlar organize
edilmesi, - Ýstanbul’da bulunan Kayseri ortak
paydasýnda birleþen dernek ve kuruluþlarla
iþbirliði yaparak çeþitli sportif aktiviteler
tertiplenmesi, - Tomarzalýlar Kültür ve
Yardýmlaþma Vakfý Kültür Merkezi’nde
hemþehrilerimizin düðün, niþan ve sünnet
programlarýna mekan temin edilmesi, Hemþehrilerimiz tarafýndan vakfýmýza
baðýþlanan ve fakirlerimize ulaþtýrýlmasý
gereken yardýmlarýn, yerlerine ulaþtýrýlýp ve
ihtiyaç sahiplerine yardýmcý olunmasý vb.
Ayrýca, Tomarza ve köylerindeki
okullar deðiþik tarihlerde ziyaret edilmiþ,
okullarýmýza bilgisayar temin edilmiþ, kýrtasiye
ve giysi yardýmlarýnda bulunulmuþtur.
Vakfýmýz fakir hastalarý tedavi için
hastane, dispanser, poliklinik, doðumevi,
açmakta; hastalara ilaç yardýmý yapmaktadýr.
Bu amaç doðrultusunda hemþehrilerimizin
katkýlarýyla Tomarza merkezde bulunan devlet
hastanesinin kapasitesi arttýrýlarak yatak sayýsý
kýrka çýkarýlmýþtýr. Vakfýmýz, Kayseri’nin en fakir
ve en çok göç veren bölgesi olan Tomarza
ve köylerinin topyekün kalkýnmasý ve geliþmesi
için fikirler üretilmesi ve toplantýlar organize
edilmesi, geri kalmýþlýðýn bir kader olmadýðýný
halkýmýza anlatýlarak projeler üretilmesi
konusunda insanlarý teþvik etmekte, büyük
þehirde gelenek ve göreneklerimizi yaþatmak
için çeþitli yöresel etkinlikler tertip etmekte,
yöresel güzellikleri ve yemeklerimizi tanýtmak
için yapýlan organizasyonlara katýlmakta,
hanýmlarýmýzýn kendi aralarýnda tanýþmasý ve
kaynaþmasý için aile saðlýðý ve haným
p ro g r a m l a r ý o rg a n i z e e t m e k t e d i r.
Cenazelerimizin defninde
hemþehrilerimize yardýmcý olmakta,taziyeleri
vakýf merkezinde organize ederek
hemþehrilerimizin acý günlerinde de yanlarýnda
olmayý hedeflemektedir.
Kýsaca, ‘Bir elin nesi var iki elin sesi
var.’ atasözünü benimseyerek, insanlar
arasýnda kardeþlik ve yardýmlaþma
duygularýnýn geliþtirmek ve saðlamak için
çaba sarf etmektedir.
Unutmayýnýz ki vakfýmýz Ýstanbul ile
Tomarza arasýnda bir köprü olmuþtur ve
olmaya da devam edecektir. Güç birliði
yaptýkça, birlik ve beraberliðimiz bozulmadýkça
uzaklarý yakýnlaþtýrmak, hemþehrilerimizi
kaynaþtýrmak bizim asli görevimiz olacaktýr.
Buradan Ýstanbul’da ikamet eden
yaklaþýk 20.000 Tomarzalý hemþehrimizi vakýf
çalýþmalarýna katýlmaya ve destek olmaya
çaðýrýyoruz.
Þubat 2009
Ýlçe Derneklerinden Haberler
BÜYÜK BÜRÜNGÜZLÜLER DERNEÐÝ
Edip Þahin, Sayýn Ala Ertuðrul, Sayýn
Sadettin Ateþ gençlere yer açmak adýna
görevlerinden ayrýlýp yönetim
kurulundan aflarýný istemiþlerdir. Hepsine
ayrý ayrý teþekkürü bir borç biliriz.
Þaban Duran ERTUÐRUL
Büyük Bürüngüzlüler Dernek Baþkaný
Derneðimiz þubat 2008'de
olaðan kongresini yapmýþtýr. Tüm
ýsrarlarýmýza raðmen kuruluþundan
(1999) bu yana baþkanlýðýmýzý yapan
Sayýn Selman Yücel, nöbeti arkadaþlarýna
devretmiþtir. Kendisine teþekkürlerimizi
ve þükranlarýmýzý sunuyoruz.
Kuruluþundan bu yana derneðimizde
hizmet veren Sayýn Yaþar Alçiçek, Sayýn
Yönetim kurulu tarafýndan
baþkanlýða seçilen Sayýn Þaban Duran
Er tuðrul eski ve yeni katýlan
arkadaþlarýmýzla birlikte hizmete devam
etmektedir. Öðrencilerimize burs, ihtiyaç
sahibi hemþerilerimize yardým, iftar
programlarý, kaplýca gezileri, sportif
faaliyetler, seminer vb. faaliyetlerimiz
devam etmektedir. 2008 yýlý içerisinde
Büyük Bürüngüz Belde Ýlköðretim
Okulu’na 5 adet bilgisayar yardýmý
yapýlmýþtýr. Kayseri ili Yardým Derneði
baþkaný Sayýn Yasemin Aydoðan'a
yönetim kuruluna yaptýðý hizmetler,
gösterdikleri örnek dayanýþmadan dolayý
teþekkürlerimizi sunarýz.
Derneðimizi temsilen Genç Develiler Derneði’nin Edirnekapý Safa
Vakfý’nda düzenlediði iftar programýna katýldýk.
Þubat 2009
Bizim Kayseri 43
Makale
DR. ÂRÝF AKÞEHÝRLÝOÐLU’NUN ARDINDAN
Gençlerin ölümü bir baþka, yaþlýlarýn ölümü bir baþka acý veriyor. Ben hep, birinde geleceðimizi,
diðerinde geçmiþimizi kaybetmiþ, zamanda yolculuðumuz ve devamlýlýðýmýz sekteye uðramýþ gibi
hissederim. Sayýn Ârif Akþehirlioðlu’nun vefatýný duyduðum zaman bir canlý tarihi kaybetmiþlik duygusuyla
sarsýldým.
Prof. Dr. Mehmet ÞAHÝN
Erciyes Üniversitesi Eski Rektörü
O ne güzel bir insandý, topraðýna, Anadolu insanýnýn özüne baðlý, tarih ve kültür varlýðýmýzýn
derinlerine kök salmýþ bir ulu çýnar gibiydi. O, Cumhuriyet döneminin idealizmiyle ve memleket sevgisiyle
dolu, tüm düþkünlere karþýlýksýz yardým eden bir doktor, makamýnýn önüne koyduðu nice fýrsatlarý
asla þahsî çýkarý için kullanmayan bir yönetici ve gittikçe daha çok muhtaç olduðumuz asil bir insan
idi. 1917 yýlýnda doðdu, iki padiþah ve on bir cumhurbaþkaný dönemi yaþadýktan sonra 06 Þubat 2009
günü, yaklaþýk 92 yaþýnda vefat etti.
Kendisini, her yaz geldiði, Kýranardý’ndaki yarý harap bað evinde, amcasýnýn oðlu Sayýn Osman Akþehirlioðlu vasýtasýyla
tanýmýþtým. Yýllardýr Ýstanbul’da yaþýyor olmasýna raðmen, Kayseri’ye ve Kýranardý’na hasreti tükenmemiþti. Havalar ýsýnýnca, ileri
yaþýna ve hastalýðýna raðmen duramýyor, her yaz, hiç olmazsa birkaç haftalýðýna Kýranardý’na geliyordu. Belli ki orada, gençliðinin,
göçüp gitmiþ atalarýnýn, arkadaþlarýnýn, dostlarýnýn hatýralarýný yaþýyor, bir ömrün muhasebesini yapýyor, Erciyes Daðý’nýn geven ve
keklik kokularýndan, bu dünyada bir yýl daha tutunmaya yetecek kadar hayat iksiri depolayýp, nerdeyse kimselere görünmeden,
geldiði gibi sessizce gidiyordu. Zaten, hayat öylesine deðiþmiþti ki, ne kendisini tanýyan ve ne de kendisinin tanýdýðý, neredeyse
kimsecikler kalmamýþ, ihtiras yoðunlaþmalarý da vefa ve kadirþinaslýk duygularýný buharlaþtýrmýþtý. Belki de Kýranardý’nda, Bayburtlu
Zihni güftesinde, Nevres Paþa dîvan bestesinin duygusallýðýný yaþýyordu:
Vardým ki yurdumdan ayað göçürmüþ,
Yavru gitmiþ ýssýz kalmýþ otaðý,
Camlar þikest olmuþ, meyler dökülmüþ,
Sâkîler meclisten çekmiþ ayaðý.
44 Bizim Kayseri
Þubat 2009
Makale / Haber
O’nunla bahçesindeki çayýrlýkta, etrafa rast gele serpilmiþ, “dili olsa” diyeceðiniz tarihî taþlarýn arasýnda, kalýn gövdeli, ulu
çam aðacýnýn altýnda defalarca sohbet ettik. “Bu aðaç kaç yaþýnda?” diye sordum. Ýnsanýn içini ýsýtan, gevrek ve her an bir muziplik,
bir nükte yapacaðý intibaý veren gülüþüyle, “onu ben diktim, daha genç sayýlýr, henüz 60 yaþýnda” dedi. “Ama bu, Kayseri’deki en
eski çam aðacýdýr. Biliyor musun, eskiden, Kayseri’de iklim müsait deðil, çam aðacý yetiþmez, diye bir kanaat vardý. 1940’lý yýllarýn
baþýnda, ben Kayseri Belediyesi’nde çalýþýrken, bu kanaati deðiþtirmek için birkaç kamyon çam aðacý getirip Cumhuriyet Meydaný’nda
halka bedava daðýtmayý düþündük. Kurur, emeðimiz boþa gider diye kimsecikler almak istemedi. Birkaç tanýdýða âdeta zorla verdik.
Geri kalanýný da Vilâyet binasýnýn önüne, Mimarsinan’ýn yaptýðý Kurþunlu Cami’nin etrafýna ve þehrin çeþitli yerlerine diktik. Birkaç
tanesini de ben Kýranardý’na getirip buraya diktim. Ýþte bu çam aðacý onlardan biridir…”
Yine O anlatýyor: “1936 yýlýnda, leylî meccanî (ücretsiz ve yatýlý) olarak týp fakültesine girdim. 15–20 öðrenciyiz. Hepimize
lacivert elbise, siyah ayakkabý, beyaz gömlek ve kravat verdiler. Atatürk’ün de doktoru olan Kayserili Âkil Muhtar Bey geldi ve bizi
sýraya dizdi. Hepimiz pýrýl pýrýl donanmýþýz. Teker teker adýmýzý ve nereli olduðumuzu sordu. Kayserili, Yozgatlý, Erzurumlu, Diyarbakýrlý,
Konyalý vs. Hepsi Müslüman, Türk, Anadolu çocuklarý. Doktor Âkil Muhtar aðladý ve Yarabbî çok þükür bu günleri bize gösterdin,
dedi…”
Yakýn dönem tarihimizin bütün acýlarýný ve Cumhuriyetle birlikte yeniden doðuþun bütün ümitlerini ve heyecanlarýný yaþamýþtý.
Ýlâveten, bir doktor olarak, fukaralýðýn, veremin ve sýtmanýn toplumu nasýl çaresiz býraktýðýný ve ne büyük acýlara yol açtýðýný görmüþtü.
Kardeþlerini vereme kurban vermiþ, kendisi de kýl payý kurtulmuþ ve bu nedenle týbbiyedeki öðrencilik hayatý uzamýþtý.
Dr. Ârif Akþehirlioðlu, 1938’de Atatürk’ün ölümüyle ve 1950’de Demokrat Parti’nin iktidara geliþiyle yaþanan dönüþümlerin,
1960 ve 1980 ihtilallerinin canlý þahidiydi. O dönemlerde yaþadýklarý ve benim kendisinden dinlediklerim kitaplar doldurur. Bunlarýn
bir kýsmýný banta kaydetmiþ olmaktan dolayý bahtiyarým. Yaþadýðý en acý olaylarý bile nüktelerle, kahkahalarla süsler, masalýmsý bir
hayat oyun gibi anlatýrdý. Ýyimserliðini ve yaþama sevincini hiç kaybetmediðini hissederdiniz. Ýleri yaþýna raðmen, zekâsýnýn pýrýltýsýna
ve hafýzasýnýn gücüne hayran kalýrdýnýz.
Kayseri’de, doktor sayýsýnýn son derece yetersiz, hastalýklarýn yaygýn
ve çok ölümcül olduðu kýrklý ve ellili yýllarda bir tek hastayý dahî ücretle
muayene ettiðini duymadým. Asri mezarlýk dâhil, þehrin modernleþmesi
ve halk saðlýðý konularýnda çok deðerli katkýlarda bulunduktan sonra,
1960 ihtilâlinin hoyrat atmosferinde, biraz da kalbi kýrýlmýþ olarak, Kayseri’den
ayrýlýp Ýstanbul’a gelmiþ, 1962 yýlýnda Belediye Baþkan Yardýmcýlýðý ve Saðlýk
Müdürlüðü görevlerini üstlenmiþtir. Burada da, göçün ve hýzlý þehirleþmenin,
rant ve çýkar fýrsatlarýna ve kavgalarýna bulaþmadan, sadece yarattýðý
sorunlara çözümler getirmek için yýllarca ve sessizce uðraþmýþtýr.
1973 yýlýnda eþini kaybetmiþ ve bir daha evlenmeyerek geri kalan
ömrünü çocuklarýnýn yetiþmesine hasretmiþtir. 1985 yýlýnda emekli olduktan
sonra, çok iyi yetiþtirme imkâný bulduðu iki oðlu ile gelinlerinin ihtimamý
ve torunlarýnýn sevgi halesi içinde mutlu ve asude bir hayat yaþamýþtýr.
Saðlýðý, son birkaç yýldýr, çok sevdiði Kayseri’ye ve Kýranardý’ndaki bað evine
gelmesine izin vermemiþ ve belki de, bu hasretle, bu dünyadan göçüp
gitmiþtir. Onun gidiþiyle birlikte yakýn tarihimizin çok deðerli bir parçasý
kopmuþtur. Kendisine Tanrý’dan rahmet dilerim. Nur içinde yatsýn.
Yakýnlarýnýn ve tanýyanlarýn, ondan dinlediklerini, bir an önce yazýya
dökerek gelecek nesillere aktarmalarý (ki basýlmasý þart deðil, bir defterde
veya bir dosyada kalmasý bile yeter), onun býraktýðý boþluðu kýsmen telâfi
edecek, zamanýn kopan ipliðine bir düðüm atacak ve onun aziz hatýrasýna
karþý en büyük saygý olacaktýr. Yâni, Þair Kâmi gibi, “Güle gûþ ettiremez
nâfile bülbül inler / Varak-ý mihr-i vefâyý kim okur kim dinler” demeyelim…
Þubat 2009
Bizim Kayseri 45
Hukuk
KURUMSAL YÖNETÝÞÝM VE TÜRK TÝCARET YASA TASARISINDAKÝ YERÝ
nedenle sermaye ihtiyacý olan ve dünya
þirketi olmak isteyen þirketler yönetiþim
kavramýný kendi þirket kültürlerine dahil
etme ihtiyacý hissetmeye baþlamýþlardýr.
Uluslararasý kuruluþlarca bu konuda pek
çok çalýþma yapýlmýþtýr. Uygulamada en çok
dikkate alýnan metin olan OECD’nin 1999
yýlýnda “Kurumsal Yönetiþim Ýlkeleri”ni
yayýnlanmýþtýr. Bu ilkeler temel olarak;
Av. Ören ALTMIÞYEDÝOÐLU TARHANLI
Kayseri Ýli Yardým Derneði Ýstanbul Þubesi
Yönetim Kurulu Üyesi
Genel olarak kurumsal yönetiþim
”Corporate Governance” kavramý nesnel
adalet, þeffaf, hesap verilebilirlik, kurumsal
ve toplumsal sorumluluk baþta olmak üzere
tüm kurallarýn iyi tanýmlandýðý kurumsal
verimliliðin artýrýlmasýna yönelik bir anlayýþ
olarak tanýmlanabilir.
Kurumsal yönetiþim yalnýzca özel
sektörü deðil, kamusal alaný da kapsayan
bir anlayýþtýr.
Bilindiði gibi þirketler, öncelikle kendi
ortaklarýna, sonra çalýþanlarýna ve diðer
iliþkide bulunduklarý çevrelere (müþterilerine,
tedarikçilerine, vb) karþý sorumludurlar.
Kurumsal yönetiþim anlayýþý ile þirketler,
kendi sor umluluklarýnýn bilincinde
verimliliklerini artýrarak, ortaklarýnýn elindeki
hisselerin deðerini artýrabilir ve bu süreçte
iliþkide bulunduklarý tüm kiþi ve kuruluþlarla
olan iliþkilerini yasalara ve etik deðerlere
uygun yürütebilirler.
Son yýllarda gerek küresel düzeyde
gerekse özellikle Türkiye gibi geliþmekte
olan ülkelerde meydana gelen þirket
birleþmeleri ile ekonomik krizler “Kurumsal
Yönetiþim” (Corporate Governance)
kavramýnýn önemini artýrmýþtýr.
Küreselleþme akýmý kapsamýnda ve
özellikle dünyada ve ülkemizde yaþanan
krizlerden sonra þirketler kendilerine yeni
ortak bulma arayýþýna girmiþlerdir. Bu
baðlamda da iyi yönetiþimin önemi daha
belirgin hale gelmiþtir. Çünkü iyi yönetiþim
sahibi olmayan þirketle birleþmek büyük
riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu
46 Bizim Kayseri
1-Hissedar haklarýnýn
korunmasý: Bu ilkeye göre temel hissedarlýk
haklarý; mülkiyet haklarýnýn kaydedilmesi,
hisse senedinin devredilmesi, þirketle ilgili
zamanýnda ve düzenli bilgiye sahip olma,
genel kurula katýlma ve oy kullanma,
yönetim/ denetim kurullarýný seçme ve
kardan pay alma hususlarýný içermektedir.
2-Hissedarlara eþit davranýlmasý:
Azýnlýk paylarý ve yabancý hissedarlar dahil
olmak üzere ayný sýnýftaki tüm hissedarlara
eþit davranýlmalýdýr. Hissedar oy hakký
konusunda hisse senedini almadan önce
bilgi sahibi olabilmeli, bu hakla ilgili
deðiþiklerde çýkarlarý doðrultusunda asaleten
veya vekaleten oy kullanabilmelidir.
3-Diðer menfaat gruplarýnýn
rolleri: Þirketle iliþkisi bulunan menfaat
gruplarýnýn (Çalýþanlar, vb) yasalarla verilmiþ
haklarý tanýnmalý, istihdamýn ve refahýn
artýrýlmasý ve mali açýdan saðlýklý bir þirket
oluþturulmasý amacýyla bu gruplarla þirket
arasýndaki iþbirliði teþvik edilmelidir.
4-Kamunun aydýnlatýlmasý ve
saydamlýk: Þirketin mali durumu,
performansý, mülkiyeti ve yönetimi ile ilgili
hususlar dahil olmak üzere þirketle ilgili tüm
k o n u l a rd a z a m a n ý n d a v e d o ð r u
bilgilendirme yapýlmalýdýr.
5-Yönetim kurulunun görev ve
sorumluluðu: Þirketin stratejik açýdan
yönlendirilmesi, yönetim kurulunun þirket
üzerinde etkin gözetimi ve hissedarlara
karþý yönetim kurulunun hesap verebilirliði
güvence altýna alýnmalýdýr.
Türk Ticaret Yasa Tasarýsýnda;
þirketleri için deðil, tüm anonim ve limited
þirketler hukukunun olmazsa olmaz ilkesi
haline getirilmiþtir. Bu ilkeler kurallarýn
sýralanmasý haline dönüþtürülmemiþ
içselleþtirilmiþtir.
Menfaatler dengesinin nesnel
adale baðlamýnda kurulmasý, þeffaflýðýn
menfaat sahiplerinin hizmetine sunulmasý,
þirket yönetiminin hesap verilebilirliðinin
saðlanmasý, kurumsal sorumluluðu
baðýmsýz denetim baðlamýnda
düzenlenmesidir.
Tasarý Kurumsal yönetim kurullarýný,
pay sahiplerinin þirket yönetimi karþýsýndaki
konumunu güçlendiren bir anlayýþý deðil
þirkete menfaati olan herkesi koruyan bir
yönetim biçiminin ilkeleri olduðu yaklaþýmýný
tercih etmiþtir.
Sermaye Piyasasý Kuruluna verilen
tekel yetkisi, kurallarý sürekli deðiþtirme ve
çok baþlýlýðý ortadan kaldýrmaya yardýmcý
olacaktýr.
Tasarý Kurumsal yönetim ilkelerini;
Þeffaflýk, nesnel adalet, hesap verilebilirlik,
sorumluluk ve eþit iþlemdir.
Bu ilkelerin tümü yönetim ile ilgilidir.
Yönetime iliþkin kurallar keyfi kararlar
alýnmasýný önler, profesyonel sorumluluðu
hakim kýlar, bilgi akýþýný önemli kýlar,
yönetime güven duyulmasýný saðlar.
Tasarýda þeffaflýk; þekli ve maddi
kurallar yanýnda þirket internet sitesi ile
gerçekleþmiþtir, elektronik ortamda genel
kurul, Türk Muhasebe Standartlarý’ na göre
çýkarýlan finansal tablolar ve Türkiye
Denetleme Standar tlarý’ na göre
denetlenmesi ile gerçekleþtirilmiþtir.
Nesnel adalet menfaat dengesinin
gözetilmesi ile hakkaniyet yönünden
düzenleme getirmiþtir.
Hesap verilebilirlik; yeni muhasebe
ve denetleme düzeni ile baðlýlýk raporlarý,
þirketler topluluðuna iliþkin hükümler bildirim
yükümlülükleri ile saðlanmýþtýr.
Türk Ticaret Yasa tasarýsýnda
kurumsal yönetiþim anlayýþý, sadece borsa
Þubat 2009
Belgesel
ANADOLU BACILARI / BACÝYAN-I RUM
Nuh Mehmet DENÝZ
Proje Yönetmeni
1996 yýlýnda Ahmet Yesevi Vakfý’nda
küçük bir araþtýrma yaparken Ahiliðin
baþkentinin Kayseri olduðunu öðrenince çok
þaþýrdým. Araþtýrmaya devam ettikçe, yýllar
önce kafama takýlan sorularýn cevaplarýný
bulmaya baþladým. Sorularýn cevaplarýný
bulmaya baþladýkça da, hazineye ne kadar
yakýn olduðumu fark ettim. Çünkü dünyada
devlet örgütlenmelerinin bile tam
oluþturulamadýðý bir dönemde, Müslüman
Türkler, devlet kurabilen bir sivil toplum
kuruluþu oluþturmuþlardý. Bacýyan-ý Rum
da bu sivil toplum kuruluþunun bir alt
koludur, bu kol dünya tarihinde ilk kez
oluþan bir yapýydý. Birçok rivayet olmasýna
raðmen, Baciyan-ý Rum, yazýlý kaynaklardaki
ilk kadýn örgütlenmesi olarak karþýmýza çýktý.
Ahiliðin altýnda oluþan Baciyan-ý Rum,
bugünkü anlamý ile Anadolu bacýlarý.
Baciyan-ý Rum’un tarihi o kadar
eskiye dayanýyor ki, Büyük Hun
Ýmparatorluðu’nda bile bu yapýlanmanýn
izine rastlamak mümkündür. Çin
Þubat 2009
kaynaklarýnda Türk Hakan’ýn eþinin, bilinen
ve tanýnan soydan olmasý mecbur kýlýnmýþtýr.
Delhi Türk Sultanlýðý’nda da, Sultan Þemsettin
Ýltutmuþ, oðullarý olmasýna raðmen, büyük
kýzý Raziye Hatun’u veliahtý ilan ederek
þehzadelik vermiþtir. Yine Büyük Selçuklu
Devleti sýnýrlarýnda valilik yapan kadýnlarýn
oluþu dikkatleri çekmektedir. Batýlý seyyahlar
bu durumu tarih sayfalarýna geçirirken övgü
ile aktarmýþlardýr. Ne yazýk ki bu gün bizim
insanýmýz bu tarihi gerçekleri duyduðunda
þaþkýnlýðýný gizleyememektedir.
1200’lü yýllarda batý kadýnlarý cadý
kazanlarýnda yakýlýrken Müslüman Türk
toplumlarýnda kadýnlar sanatkâr, ilim adamý,
vali ve sanayici olarak yetiþtirilmekteydi.
Sanayici ve tüccar kadýnlar için Kayseri’ de
Külahduzlar Çarþýsý, Örgücüler Çarþýsý gibi
çarþýlar kurulmuþtu.
Baciyan-ý Rum, yani Anadolu bacýsý
olabilmek için ayný Ahilikteki gibi birçok vasfa
haiz olmak gerekmekteydi. Bu vasýflarýn
baþýnda Ýslam dinini iyi bilmek ve uygulamak
gerekiyordu. Ayný zamanda yaptýðý iþi en iyi
yapan olmak zorunluluðu vardý. Bu kadýnlarýn
bir taraftan da þehrin savunulmasý için kýlýç
kullanma, at binme, ok atmak gibi savunma
sanatlarýný bilmeleri gerekmekteydi. Ayrýca
bu kadýnlarýn okuma yazma bilmek, öksüz
ve yetim çocuklara sahip çýkmak gibi sosyal
sorumluluklarý vardý.
1243 yýlý Anadolu Türklüðü için
esaretin, zulmün ve var olma mücadelesinin
baþladýðý yýldýr. Kösedað yenilgisi ile barbar
Moðollar’ýn katliamlarý, Bizans’ýn entrikalarý,
diðer taraftan da iþbirlikçi hainlerin her türlü
ihanetleri ile karþý karþýya kalýnmýþtýr. Ahiliðin
baþkenti Kayseri Moðol iþgaline karþý günlerce
direnmiþtir. Ne yazýk ki içerideki bir hain
tarafýndan Kayseri’nin kale kapýlarý Moðollar’
a açýlmýþ ve 100 yýl süresince bitmek bilmeyen
acýlar baþlamýþtýr. Arap ve Romalý tarihçiler
bu iþgali þöyle tarif ediyorlar; “Moðollar
girdikleri yerlerde kedi ve köpeði bile kýlýçtan
geçirmiþler, taþ üzerinde taþ býrakmamak
üzere tüm kýymetleri talan etmiþlerdir”
Yýllarca oluþturulan deðerler talan edilmiþ,
çoluk çocuk demeden binlerce insan kýlýçtan
geçirilmiþtir.
Müslüman Türk yurdu iþgal
altýndadýr. Tüm Ahi Babalarý Kýrþehir’de
toplanarak vatan için devlet kurulmasý kararý
alýrlar. Þeyh Edibali, ailesi ile birlikte Söðüt’e
yerleþmek üzere yola çýkar.
Ayný dönemde Ahi Evren, Moðol
Komutaný ve Valisi Cacabey tarafýndan
öldürtülür. Karýsý Fatma Bacý ise Moðol
baskýsýndan kur tulmak için Suluca
Karahöyük’ e yerleþen, Hacý Bektaþi Veli’nin
yanýna sýðýnýr ve orada ömrünün sonuna
kadar yaþar.
Böylesine onurlu bir mücadelenin
belgeselini çekmek, her þeyden önce beni
çok mutlu etti. Bir Kayserli olarak da bu
konuyu incelemiþ olmaktan gur ur
duyuyorum. Bu belgeselin çekimlerinde
benden hiçbir yardýmýný esirgemeyen baþta
babam Dr. Rasim Deniz’e, Prof. Dr. Mikail
Bayram’a, Kýrþehir Valisi, Belediye Baþkaný,
Ahi Babamýz Mustafa Karagüllü’ye teþekkürü
bir borç bilirim. Bana ve aileme hiçbir zaman
desteklerini esirgemeden sunan Yaþar
Küçükçalýk aðabeyime ve Küçükçalýk Ailesi’ne
minnet ve teþekkürlerimi sunarým.
Ahi Evren zindanda iken karýsý Fatma
Bacý da Sivas’a sürgüne gönderilmiþtir.
Yaþanan acýlar tarif edilemez boyuttadýr.
Bizim Kayseri 47
Kültür
KAYSERÝ EVLERÝ
Yrd. Doç. Dr. Gonca BÜYÜKMIHÇI
Erciyes Üniversitesi Mimarlýk Fakültesi Dekan Yardýmcýsý
ve Restorasyon Ana Bilim Dalý Baþkaný
Anadolu’nun kültürel coðrafyasý;
Anadolu insaný olma ayrýcalýðýný tadan
halklarýn býraktýðý izlerin, özenle saklandýðý
özel bir mekâna sahiptir. Farklý inanç ve
duyuþlarý Anadolu’ya özgü bir sentezle
yoðuran bu mekân, mimarlýk tarihi için
önemli örneklerin ortaya çýkmasýna olanak
saðlamýþtýr. Binlerce yýllýk geçmiþi içinde gelip
geçen halklarýn yarattýðý uygarlýklar dizisi
içinde Osmanlý Ýmparatorluðu’nun yeri ve
Anadolu topraðýna kazýdýðý izler yadsýnamaz
bir öneme sahiptir. Anadolu’nun kültürel ve
mimari geleneði belki de en verimli çaðýný
Osmanlý döneminin çok yönlü, kozmopolit
toplumsal karakteri içinde yaþamýþtýr. Osmanlý
deneyimi yalnýzca önceki kültürlerin býraktýðý
mirasý deðerlendiren art zamanlý bir kazaným
deðil, farklý kültürel renklerin ayný anda eþ
zamanlý olarak kültürel deðer ürettikleri bir
süreç olmuþtur. Anadolu’nun mimarlýk
kültürü bu sürecin kazandýrdýðý seçkin
örneklerle beslenmiþ, geliþmiþtir. Osmanlý
tebaasýnda bulunan Türklerin yaný sýra,
Ermeni, Rum, Musevi ve daha birçok azýnlýk
gruplarý imparatorluk sýnýrlarý içinde
yoðunlaþtýklarý belirli bölgelerde yarattýklarý
özgün yaþam çevreleri ile kültürel yelpazenin
renkli parçalarýný oluþturmuþlar ve Anadolu
kentlerinin kendine özgü kozmopolit
ortamýný yaratmalarýnda etkili olmuþlardýr.
Anadolu kültürel coðrafyasýný
benzersiz kýlan bu mozaik içinde, tarih
boyunca önemini korumuþ bir kent olan
Kayseri'nin de özel bir yeri vardýr. Tarih
boyunca önemli bir ticaret kenti olan
Kayseri’de anýtsal yapýlarýn yaný sýra mimarlýk
kültürünün temel bileþenlerinden olan
geleneksel konut yapýlarý da özgün örnekler
48 Bizim Kayseri
olarak özel bir önem içermektedir. Farklý
kültürel bileþenlerin sentezi sonucu oluþmuþ
geleneksel Kayseri evleri, iþlevsel ve yapýsal
özellikleri yanýnda, kozmopolit beðeninin
ürünü olan biçimleri ile Kapadokya’nýn
merkezinde örnek bir yerleþim olarak
seçkinleþmiþtir.
göstermektedir. Demografik yapýsý
içinde farklý din ve etnik kökenli insanlar
bulunduran Kayseri için de konut tipolojisini
belirleyen temel mekân olan avlu, Kayseri
evlerini plan özellikleri açýsýndan klasik Türk
evleri ile benzer bir konuma getirmiþtir.
Büyükmýhçý, G., 1997, S:180
Sosyal, kültürel ve ticari anlamda
bölgesel bir merkez konumunda bulunan
kentte yer alan geleneksel konutlar, Klimatik,
jeolojik, topografik, demografik ve kültürel
etkenlerin yöresel yapý gerecinde
biçimlenmesiyle meydana gelmiþ bir ya da
iki katlý, toprak damlý, saðlam ve masif etkili
ev tipleridir. Yapýldýðý devirlerdeki kültürel
olgular ve iklimsel koþullar çerçevesinde ev
sahibinin ekonomik gücü, sosyal statüsü,
gereksinim ve tercihleri doðrultusunda
yapýlandýrýlan bu evlerin genel plan
özelliklerini, önemli bir daðýtýcý ve düzenleyici
mekân olarak avlu belirler. (Resim 1)
Geleneksel Türk evlerinde de çoðunlukla
formu belirleyen temel öðe olarak öne çýkan
avlu mekâný, sonsuz çeþitlilikteki
kombinasyonlarla birbirine eklemlenen
tasarýmlara olanak verirken geleneksel Türk
sokaklarýnýn organik dokusunun temel
nüvesi olan parselasyona da gerçek bir uyum
Yerel malzeme kullanýmý ile
yapýlandýrýlmýþ olan Kayseri evlerine kendine
özgü bir kimlik kazandýran ana özellikler,
cephe düzeninden ve yapým sisteminden
kaynaklanmaktadýr. Yerel malzeme olan
taþtan yapýlandýrýlmýþ, farklý yüksekliklerdeki
kare ve dikdörtgen prizmalarýn yan yana
gelmesi ile oluþturulan Kayseri evlerinin cephe
düzeni, yakaladýðý mimari oranlar, özenli ve
düzgün taþ iþçiliði, saðlamlýðý, estetik ve
sanat deðerleri ile son derece yalýn, kararlý,
saðlam ve masif etkili özgün bir görünüme
sahiptir. Basit, sade, fakat çok düzgün bir
taþ iþçiliði ile oluþturulan kübik birimlerin
birbirine eklemlenmesi ile kurgulanan cephe
düzeni aslýnda kuruluþ mantýðý açýsýndan
son derece yalýndýr. Ancak, çýkmalar, pencere
demirleri, tepe pencereleri, taþ konsollar,
çörtenler, giriþ kapýlarý gibi mimari öðelerin
yerinde ve etkili kullanýmlarý ile cephe düzeni
hareketlendirilmiþ, çýkmalarýn oluþturduðu
Resim-1
Þubat 2009
Belgesel
ýþýk ve gölge oyunlarý ile kübik etki
kuvvetlendirilmiþ, pencere demirleri ile yapý
süslenmiþ, giriþ kapýlarýnýn sade fakat etkili
görünümleri ile Selçuklu kültürünün devamý
saðlanmýþ ve yapýnýn mevkii vurgulanmýþ,
pencereler ve tepe pencereleri ile yeknesak
düzen bozularak dolu-boþ oranlarý
dengelenmiþ, taþ konsollar ile yapý
zarifleþtirilmiþ, çörtenler ile taþ iþçiliðinin
boyutlarý zorlanmýþ fakat hiç bir zaman
kendine özgü sert iklim koþullarý ile step
topraklarýn yarattýðý o haþmetli ve masif etki
bozulmamýþ sadece yumuþatýlmýþtýr
Büyükmýhçý, G., 1997, S:180.
Yapým tekniði açýsýndan da kendine
özgü bir tarz sergileyen Kayseri evlerinde,
sert ve saðlam bir bazalt türü olan ve yörede
"kara taþ" adý verilen taþ ile yapýlan temel,
toprak veya subasman seviyesine kadar sert
ve geçirimsiz olan bu malzeme ile örüldükten
sonra, duvarlar, iþlenmesi daha kolay olan
ve yalýtým özelliði bulunan andezit esaslý
düzgün kesilmiþ "yonu taþý" ile 18–28 cm
kalýnlýðýnda örülmüþtür. Yýðma duvarlarýn bu
kadar ince olmasý, kesme taþ duvarýn ahþap
tabanlar üzerine oturtulmasý Eldem, S.H.,
1954, S:78 ve yýðma sistemlerde özellikle
korunmasý gereken köþelerin iç mekâna
geniþ bir görüþ açýsý saðlayan köþe
pencereleri ile boþaltýlmýþ olmasý Kayseri ve
civarýnýn kendine özgü yapým sisteminin
özgün özelliklerini yansýtýrken dönemin
yapým teknolojisinin ulaþtýðý noktayý da
vurgulamaktadýr Büyükmýhçý, G., 1997,
S:180.
Özetle, genel plan oluþumlarý
açýsýndan farklý kültürel etkenlere baðlý olarak
kendi içinde çeþitlenmekle birlikte, geleneksel
Türk evi olgusu ile büyük bir benzerlik içinde
bulunan Kayseri evleri, yakaladýðý mimari
oranlarý, taþ cumbalarýn hareketlendirdiði
cephe düzeni, kendine özgü yapým sistemi,
özenli ve düzgün taþ iþçiliði, saðlamlýðý,
estetik ve sanat deðerleri yüksek mimari
öðeleri, oluþturduðu sokak dokularý ile son
derece özgün bir görünüme sahip sade ve
mistik etkili ev tipleridir Büyükmýhçý, G., 1997,
S:181.
derece heybetli bir görünüme sahip,
saðlam ve masif etkili ev tipleridir Büyükmýhçý,
G., 1997, S:181.
Resim-2
Resim-3
konutlar, Ýslam dini inançlarý ve Türk
kültürüne baðlý olarak dýþa kapalý, içe dönük
bir plan karakteri sergilemektedir. Genellikle
iki katlý olarak yapýlandýrýlan ve harem-selamlýk
bölümlerinden oluþan birinci tip konut
örneklerinde evin sokak ile iliþkisi yüksek avlu
duvarlarý ile kesilmiþ olup, plan; mahremiyetin
saðlandýðý korunaklý bir avlu çevresinde
kurgulanmýþtýr. Genellikle merkezi bir avlu
çevresinde, oda, sofa, tokana, köþk gibi farklý
iþlevlere yönlendirilmiþ mimari mekânlarýn
yerleþtirilmesi ile oluþturulan plan, üreyebilme
özelliðine sahip açýk sonlu bir mimari karakter
sergilemektedir. Ýçe dönük plan þemalarýna
yeni gereksinimler doðrultusunda yeni
birimlerin eklenmesi ile geliþtirilen farklý
büyüklük ve düzende yapýlandýrýlmýþ özgün
örnekler olan bu tip konutlar, genellikle
Geçmiþten günümüze kadar
kentlerin fiziki yapýsýnýn oluþumunda birçok
doðal ve kültürel etken birlikte etkili olmuþsa
da bu etkenler içinde dini inançlar daima
dominant bir unsur olarak ön plana çýkmýþtýr
Büyükmýhçý, G., 1997, S:183. Kayseri kentinin
demografik yapýsý içinde yer alan farklý din
ve farklý kültüre sahip gruplarýn evleri de
toplumlar arasýndaki kültürel etkileþimin
yoðunluðuna raðmen dinsel inançlarýn
yönlendirdiði güçlü bir etki altýnda
þekillenmiþtir. Birinci tip yapýlar baþlýðý altýnda
deðerlendirilen Müslüman evleri de Ýslam
dini inançlarý çerçevesinde kurgulanmýþ dini
motifler içeren bir yapý grubudur. Dýþ
mekânda son derece sade, doðal ve
gösteriþsiz bir yapý tipini simgeleyen,
Müslüman evleri, iç mekânda ince bir zevkin
ürünü olan bezeme elemanlarý ile içsel bir
zenginlik kazanmýþtýr. Genellikle 18. yy
sonlarýndan günümüze akabilen bu tip
evlere ait örnekler Müslüman evleri adý
altýnda resim 2,3,4’de verilmektedir.
ÝKÝNCÝ TÝP YAPIL AR: Orta gelir
gruplarýnýn veya düþük gelir gruplarýnýn
oturduðu tek katlý, daha küçük, daha sade
ve daha mütevazý konut tipleridir. Bu tip
konutlarda da ana yapý malzemesi taþ olup,
mekân organizasyonu yine mahremiyetin
saðlandýðý bir avlu çevresinde oda, sofa,
tokana gibi mimari mekânlarýn yerleþtirilmesi
ile oluþturulmuþtur. Ancak bu tip örneklerdeki
mekânlar daha küçük, oda sayýsý daha az
ve iç tezyinatlar daha sade ve daha az
iþçiliklidir Büyükmýhçý, G., 1997, S:181.
Geleneksel Kayseri evleri adý altýnda
genelleþtirilerek kýsaca tanýtýlmaya çalýþýlan
bu konutlarýn kent merkezinde ve merkezin
etki alaný içinde yer alan küçük yerleþim
birimlerinde günümüze ulaþabilen örnekleri
incelendiðinde dört farklý konut tipi ile
karþýlaþýlmaktadýr.
BÝRÝNCÝ TÝP YAPIL AR: Devlet
yönetiminde yer alan veya ticaretle uðraþan,
varlýklý Müslüman ailelerin oturduðu bu tip
Þubat 2009
Resim-4
Bizim Kayseri 49
Kültür
kurgulandýðý dikkat çekmektedir.
Resim-5
Resim-6
Osmanlý Ýmparatorluðunun ayýrýmcý
olmayan sýnýf politikasý ve Ýslam dininin
gösteriþten uzak bir yaþam biçimini
öngörmesine baðlý olarak konutlar, sahibinin
siyasal ve ekonomik gücünü ortaya koymak,
sergilemek isteyen bir anlayýþ içinde
yapýlandýrýlmamýþ, birbirlerinden genellikle
büyüklükleri ile ayrýþmýþlardýr. Sosyal
kademelenme olgusu içinde
deðerlendirildiðinde boyutlarý ve yapým
kalitesine baðlý olarak düþük gelir grubu
veya orta sýnýf konutlarý olarak
adlandýrýlabilecek olan bu evler, plan
oluþumlarý, yapým sistemi ve genel cephe
düzeni açýsýndan 1. ve 3. gr upta
deðerlendirilen evler ile tam bir bütünlük
oluþturmaktadýrlar. Ýç mekânlarýnýn mimari
kalitesi ve bezeme elemanlarý açýsýndan çok
ilgi çekici olmayan bu yapýlar sokak dokularýný
bütünlemeleri, plan tipolojisi ve Türk
kentlerinde mahallelerde sosyal
kademelenmenin olmadýðýný göstermeleri
açýsýndan önem taþýyan vasat ev tipleridir.
Her iki toplumun da düþük gelirli
aileleri tarafýndan yaptýrýlan bu tip evlere ait
örneklerin günümüze ulaþabilen sýnýrlý
sayýdaki örnekleri irdelendiðinde; kültürel
farklýlýklar dikkat çekmemekte, gündelik
yaþamý sürdürecek þekilde küçük bir avlu
çevresinde yapýlandýrýlan birkaç odadan
oluþan plan þemasýnýn ailenin etnik ya da
dinsel yapýsýný belirsiz kýlan bir düzen içinde
50 Bizim Kayseri
ÜÇÜNCÜ TÝP YAPILAR: Yüzyýllardan
beri çok sayýda din, dil ve etnik çeþitlilik
sergileyen insanýn gelip geçtiði, yerleþtiði,
kendi kültürü ve yaþam þartlarýna göre kendi
mimarisini oluþturduðu bir merkez olan
Anadolu'da birçok medeniyet kurulmuþ ve
birçok kültür etkili olmuþtur. 1071 Malazgirt
Savaþý’ndan sonra söz konusu mozaiðe yeni
ve aðýrlýklý bir grup olarak Türklerin de
katýlmasýyla birlikte yeniden yapýlanan
Anadolu, siyasi otoriteyi ellerinde tutan
Türklerin hoþgörülü politikasýna baðlý olarak,
yakýlýp yýkýlmamýþ ve kendine özgü özelliklerini
kaybetmemiþtir. Büyükmýhçý, G., 1997, S:190
Anadolu topraklarýnda uzun yýllar hüküm
süren Selçuklu ve Osmanlýlarýn, farklý kültür
ve dinlere sahip olan azýnlýk gruplarýný asimile
etmeye çalýþmayan politikasý içinde özgür
býrakýlan bu gruplar, kendi kültürlerine baðlý
yaþam biçimlerini, Ýnanç ve geleneklerini
sürdürebilmiþlerdir. Þahin, R., 1988, S:42
Tanzimat Fermaný'ndan sonra kendilerine
tanýnan ayrýcalýklarýn arttýrýlmasý ile birlikte
yoðun bir yapý yapma etkinliðine giriþen bu
gruplar, kent içinde yoðunlaþtýklarý belirli
bölgelerde yarattýklarý özgün yaþam çevreleri
ile kültürel yelpazenin renkli parçalarýný
oluþturmuþlardýr. Büyükmýhçý, G., 1997,
S:190 Ticari ve sosyal açýdan dönemin önemli
kentlerinden biri olan Kayseri’de yaþayan
etnik azýnlýk gruplarýnýn kendi kültürel
yapýlarýna baðlý olarak yapýlandýrdýðý bu evler
çalýþma kapsamý içinde üçüncü tip yapýlar
olarak deðerlendirilmektedir. 19. yüzyýlda
Kayseri ve yakýn çevresinde yaþayan, zengin
etnik azýnlýk gruplarýnýn oluþturduklarý, kendi
kültürlerinin ve kendi yaþama biçimlerinin
mekâna yansýmasý ile oluþan iki katlý, büyük,
iþçilikli ve bezeli ev tipleridir. Ayný doðal çevre
koþullarý ve ayný yerel malzeme kullanýmý ile
oluþturulmasýna raðmen temel planlama
ilkeleri açýsýndan birinci tip yapýlar ile farklýlaþan
bu tip yapýlar, tümel biçimlenme ilkesine
baðlý olarak tek kerede inþa edilmiþ, dýþa
dönük planlarý ve bezeli cepheleri ile kendine
has bir mimari karakter taþýyan özgün
örneklerdir Büyükmýhçý, G., 1997, S:181.
Ticari iliþkileri nedeniyle Ýstanbul, Ýzmir gibi
büyük kentler ve bazý Avrupa ülkeleri ile
iletiþim içinde bulunan bu zengin azýnlýk
aileler, bu kentlerde yapýlanan mimari
akýmlarýn etkisi altýnda kalmýþ, prestij yapýsý
olarak gördükleri evlerini 19. yüzyýl batýlýlaþma
döneminin izlerini taþýyan bir anlayýþ içinde
yaptýrmýþlardýr.
D Ö R D Ü N C Ü T Ý P YA P I L A R :
Cumhuriyet sonrasý evleri olarak da
adlandýrabileceðimiz dördüncü tip yapýlar,
20. yüzyýlýn ilk yarýsýnda yine yerel
malzeme kullanýmý ile yapýlmýþtýr. Geleneksel
konut mimarisi özellikleri ile deðiþen yaþam
þartlarýnýn gerektirdiði deðiþiklikleri birleþtirerek
baþarýlý bir senteze ulaþan bu tip konutlar
geleneksel sokak dokusundan ve konut
özelliklerinden kopmadan, o günün konfor
þartlarýna da cevap verebilecek þekilde
tasarlanmýþ özgün örneklerdir. Cumhuriyet
sonrasý yaþanan modernleþme süreci içinde
apartman olgusunun gündeme geldiði
günlerde yapýlanan bu evler, geçmiþle
gelecek arasýnda kurulan kültürel bir köprü
niteliðinde olup korumacýlýk açýsýndan son
derece büyük bir önem içermektedir. Ana
yapý gereci olarak yöresel malzeme olan
yonu taþýnýn kullanýldýðý bu tip evlerde
geleneksel düz toprak dam, bakým güçlüðü
nedeniyle yerini ahþap çatýya býrakmýþ, wc
birimi kullaným kolaylýðý açýsýndan iç mekâna
taþýnmýþ, plan þemasýnda Harem ve Selamlýk
ayrýmý yerine baþodalý çözümlere yönelinmiþ,
yapý programýnda çaðdaþ gereksinimlere
cevap verebilecek banyo gibi ilave mekânlara
yer verilmiþtir. Büyükmýhçý, G., 1997, S:182.
KAYNAKÇA
Büyükmýhçý, G. - Taþ Sivil Mimarlýk Örneklerinde
Korumaya Yönelik Yöntem Önerileri ve Bu
Yöntemlerin Kayseri Örneðinde Uygulanýþý,
M.S.Ü..Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi,
Ýstanbul - 1997
Çakýroðlu, N. - Kayseri Evleri, Pulhan matbaasý,
Ýstanbul-1952
Eldem, S.H. - Türk Evi Plan Tipleri, Ý.T.Ü. Yayýnlarý,
Ýstanbul- 1954
Erdoðan, C. - Kayseri Evlerinin Ahþap Süslemeleri,
Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Kürsüsü,
Yüksek Lisans Tezi, Ankara-1985
Gündoðdu, G. - Kayseri Kentsel Sit Alaný Ýçinde
Yer Alan Sivil Mimarlýk Örnekleri Üzerine Bir
Araþtýrma, M.S.Ü..Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, Ýstanbul - 1986
Jenning, S.R.C. - Urban Population in Anatolian
in The Sixteenth Century: A study of Kayseri,
Karaman,Amasya, Trabzon, and Erzurum,. Int.
J. Middle East Stud., Ankara-1976 - Kayseri Ýmar
Planý Araþtýrma Raporu, Kayseri-1986 Kayseri Ýl Yýllýðý 1973, Ýl Özel Ýdare Basýmevi,
Kayseri-1973 Kayseri Ýli Yapý Gereçleri Yöresel
Koþullarý, Bayýndýrlýk Bakanlýðý, Yapý ve Ýmar Ýþleri
Reisliði, Ankara-1973
Þahin, R. - Tarih Boyunca Türk Ýdarecileri'nin Ermeni
Politikalarý, Ötüken Yayýnlarý Kültür Serisi:49,
Ýstanbul,-1988 - Yurt Ansiklopedisi, Türkiye, il il:
Dünü, Bugünü, Yarýný, Anadolu Yayýncýlýk A.Þ.
Ýstanbul-1968
Þubat 2009
Röportaj
ÝÞ DÜNYASININ EKONOMÝYE BAKIÞI VE GELECEK BEKLENTÝLERÝ
hareket etmektir, aksi takdirde mevcut
durumun daha kötüye gitmesine neden
olur. Ýþ hayatý bilindiði gibi iniþ çýkýþlarla
doludur ve bu iyi yönetildiði zaman kriz
fýrsata bile dönüþür. Bazý tavsiyeler;
Dr. Mustafa ÇIKRIKÇIOÐLU
Ýþ Adamý - TÝM Baþkan Vekili
Seda Yazðan - Uzun zamandýr
Kriz konusu konuþulmakta,siz Türkiye’nin
önde gelen sanayi ve ticaret adamlarýndan
biri olarak iþ dünyasýnýn bu duruma bakýþ
açýsýný ve gelecek beklentilerini
aktarabilirmisiniz ?
Mustafa Çýkrýkçýoðlu -2007
yýlýnda Amerika Birleþik Devletlerinde
baþlayan mali ve ekonomik kriz, 2008
sonlarýnda global bir ekonomik krize
dönüþtü. Kriz daha çok sermaye
hareketlerinin getirdiði olumsuz etkilerden
kaynaklanýrken, tüm geliþmekte olan
ülkelere akan dýþ sermaye geri çekilmeye
ve daha güvenli ülkelere gitmeye baþladý.
Türkiye ekonomisi de bu olumsuzluklardan
etkilendi. Örneðin, kurlarda yükselmeler
yaþandý, kaynak azlýðýndan iç piyasa
daraldý, yatýrýmlar durma noktasýna geldi
ve iþsizlik %12.3 ile son zamanlarýn en
yüksek seviyesine çýktý. Yýllardýr büyümekte
olan Türkiye ekonomisi kriz nedeniyle ilk
defa daralmayla karþý karþýya geldi. Ancak,
Türkiye’nin bu tür krizlere alýþýk olmasý,
diðer ülkelere nazaran daha hazýrlýklý
olmasý, bankalarýn güçlü alt yapýsýyla ve
ihracat olanaklarýyla bu krizi de en hafif
þekilde atlatacaðý kamuoyunun ortak
düþüncesidir. 2009 yýlýnýn ikinci yarýsýndan
itibaren likidite sýkýþýklýðýnýn kalkmasýyla
piyasalarýn rahata kavuþacaðý ve
ekonominin normale döneceði tahmin
edilmektedir.
1-Üretim maliyetini düþürmek
2-Ucuz kaynak bulmak veya nakit akýþýný
olabildiðince çoðaltmak
3-B ve C planlarý oluþturmak
4-Ýmkan var ise dýþ piyasalara yönelmek
5-Tecrübelerden yararlanmak.
Krizde büyümektense, mevcudu
korumak daha akýllýca olur.
S.Y. Öðrencilik dönemini etkin
kullanmak adýna bize neler tavsiye
edersiniz, geleceðimize nasýl yatýrým
yapabiliriz?
M.Ç. - Baþarýda en önemli faktör
zamanýn iyi kullanýlmasýdýr. Bir öðrenci için
en önemli þey eðitimi devam ederken
kendisini olabildiðince iþ hayatýna
hazýrlamaktýr. Gerekli donanýmýný eðitimle
elde etmek ve iþ hayatýna hazýrlýklý olmak
için, staj yapmak veya boþ zamanlarýnda
bir iþte çalýþmaktýr. Bu tecrübeler,
gençlerimizin ilerde iþ hayatýnda nasýl bir
zorlukla karþýlaþacaðýna ýþýk tutar ve
eðitiminden almýþ olduðu donanýmlarla
da bu zorluklarýn üstesinden gelmesini
saðlar. Pratikle teoriyi birleþtirmiþ olur, Okul
bittiðinde sýfýrdan deðil, ortalardan hayata
baþlar, birde öðrenci kardeþlerime þunu
söylemek isterim, söz verirken çok iyi
düþündükten sonra söz verin, çünkü, söz
aðýzdan çýkana kadar, söz sizin esiriniz,
ama söz aðýzdan çýktýktan sonra siz
sözünüzün esirisiniz, sözünüzün kýymetini
bilin, sözünde duran insan olmak en büyük
ayrýcalýktýr, çok dikkatli düþünüp söz
verdikten sonra ufak tefek çýkar için
kesinlikle sözünüzden dönmeyin, tevazuyu her zaman koruyun, saygýlý
olun, sosyal hayattaki dereceniz arttýkça
tevazuunuz daha ar tsýn, kimseyi
küçümsemeyin, kimseyi kendinizden daha
az akýllý görmeyin, özellikle ticaret hayatýna
atýlacak kardeþlerime þunu unutmamalarýný
tavsiye ederim, “ticaret yaparken herkesi
çok akýllý, araba kullanýrken herkesi deli
kabul edin”
S.Y. - Gençlik komisyonu
mensuplarý olarak derneðimizde gençlerin
aktif olarak görev almasýný nasýl
deðerlendiriyorsunuz, bizlerden ne gibi
beklentileriniz vardýr.
M.Ç. - Gençlerimiz, geleceðin iþ
dünyasýnýn birer yöneticisi, iþ sahibi adaylarý
olduðundan aktif olarak görev almalarý
son derece önemlidir. Geçlerin önlerinin
açýlmasý gerekir. Bu tip aktif görevler
gençlerin sorumluluk duygusunu geliþtirir
ve ileride alacaklarý rollerde daha baþarýlý
olmasýný saðlar. Çevresini geliþtirir, þu
unutulmamalýdýr ki en büyük
sermayelerden birisi de çevre zenginliðidir.
Röportaj: Seda YAZÐAN
S.Y.- Etkin ve verimli bir yönetim
için þirket sahiplerine ve yöneticilerine neler
tavsiye edersiniz ?
M.Ç. - Kriz dönemlerinde en
önemli þey paniðe kapýlmadan saðduyulu
Þubat 2009
Bizim Kayseri 51
Haberler
3 NCÜ TBMM ÜSTÜN HÝZMET ÖDÜLLERÝ SAHÝPLERÝNÝ BULDU
H. Necati KURMEL ve TBMM Baþkaný Köksal TOPTAN
Ankara - TBMM tarafýndan,
millete ve ülkesine karþýlýksýz hizmet eden
74 kiþi ve kuruma verilmesi kararlaþtýrýlan,
"TBMM Üstün Hizmet Ödülü "
düzenlenen törenle sahiplerine verildi.
Mecliste, 74 kiþi ve kuruma
"TBMM Üstün Hizmet Ödülü " verilmesi
dolayýsýyla düzenlenen törene ödül
Ali Rýza ÖZDERÝCÝ
sahipleri, çocuklarý ve torunlarýnýn da
aralarýnda bulunduðu yakýnlarýyla
katýldýlar.
Ödül alanlar, eðitim, Türkçe'nin
doðru kullanýlmasý ve siyasi konularda
mesajlar verdiler.
TBMM Baþkaný Köksal Toptan ,
3 saat süreyle sahnede kalarak ödülleri
sahiplerine takdim etti.
Derneðimiz Ýstiþare Heyeti
üyelerinden Sayýn Hulusi Necati Kurmel
ve Sayýn Ali Rýza Özderici de TBMM
Üstün Hizmet Ödülü’ne lâyýk görülenler
arasýndaydýlar.
2008 YILI BÝLÝM ÖDÜLÜ,
Prof. Dr. H. FAHRETTÝN KELEÞTEMUR’A VERÝLDÝ
Kayseri Erciyes Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. H. Fahrettin Keleþtemur,
Türkiye Endokronoloji ve Metabolizma
Derneði tarafýndan verilen, "2008 Yýlý
Bilim Ödülü"ne lâyýk görüldü.
Türkiye Endokronoloji ve
Metabolizma Derneði'nin her yýl
geleneksel olarak verdiði Bilim ve Hizmet
Ödülleri’nin sahipleri belli oldu. TEMD
Yönetim Kurulu, 2008 Yýlý Bilim Ödülü
ile ilgili yaptýðý açýklamada "TEMD-2008
Bilim Ödülü bu yýl, yurtiçi ve yurtdýþýnda
yaptýðý bilimsel çalýþmalar ve aldýðý
g ö r e v l e r i l e E n d o k ro n o l o j i v e
Metabolizma alanýnda ülkemizi en iyi
þekilde temsil eden, Prof. Dr. H. Fahrettin
Keleþtemur'a lâyýk görülmüþtür. Kendisini
tebrik eder, baþarýlý çalýþmalarýnýn
devamýný dileriz." dedi. Rektör Prof. Dr.
52 Bizim Kayseri
H. Fahrettin Keleþtemur, 8-12 Kasým
2008 tarihleri arasýnda Brezilya’nýn
baþkenti Rio de Janeiro’da düzenlenen
13. Dünya Endokronoloji Kongresi’nde
ve 27-29 Kasým 2008 tarihleri arasýnda
Almanya'nýn Darmstadt ve Frankfurt
kentlerinde yapýlan kongrelerde
konuþmalar yapmýþtý.
Þubat 2009
Haberler
GENEL BAÞKANIMIZIN, KAYSERÝ VALÝMÝZÝN VE KIZILAY BAÞKANIMIZIN
ÝSTANBUL ZÝYARETLERÝ
Genel Baþkanýmýz Ali Ulvi BAKIR, Kayseri Valisi Mevlüt BÝLÝCÝ ve Kýzýlay Baþkaný Ayhan UZANDAÇ dernek merkezimizi ziyaret ettiler.
Kayseri Valisi Mevlüt BÝLÝCÝ, Kýzýlay Baþkaný Ayhan UZANDAÇ, derneðimiz Genel Baþkaný Ali Ulvi BAKIR, YATAÞ Yakacýk Bölge
Müdürlüðü’nde Yýlmaz ÖZTAÞKIN ‘ý ziyaret etti. Öztaþkýn, misafirlerine yemek ikramýnda bulundu.
Þubat 2009
Bizim Kayseri 53
Haberler
TED KOLEJÝ BAYAN BASKETBOL TAKIMI YÖNETÝM KURULU
ÜYELERÝNÝN DERNEÐÝMÝZÝ ZÝYARETÝ
8 Kasým Cumartesi günü Fenerbahçe
Bayan Basketbol Takýmý ile Caferaða
Spor Salonu’nda karþýlaþtý. Karþýlaþma,
salonu dolduran basketbol severlerce
ilgi ile izlendi. Baþa baþ geçen
müsabakayý takýmýmýz çok az farkla
kaybetti. 1.ligde mücadele eden bütün
takýmlarýmýzý ve Kayseri’nin gururu bayan
basketbol takýmýmýzý destekliyor, tebrik
ediyoruz.
Kayseri Ted Koleji Bayan
Basketbol Takýmý Yönetim Kurulu, Murat
Kömürcü (Basketbol Þube Sorumlusu),
Ýbrahim Bahçecioðlu ve Mükremin
Çepni (yönetim kur ulu üyeleri)
derneðimizi ziyaret etti. Ziyaretten sonra
dernek baþkanýmýz ve yönetim
kurulumuz birlikte Ted Koleji’ nin
müsabakasýný izlemeye gittiler. Kayseri
Ted Koleji Bayan Basketbol takýmý (1.lig)
BURSA’DA KAYSERÝ SPOR’UN GECESÝ
Son yýllarda her alanda kendini gösteren
Kayseri, futbolda da iyi olduðunu kanýtladý ve
ligin güçlü bir ekibi olduðunu gösterdi. Sýra
Türkiye Kupasý’ndaydý. Uzun bir maratondan
sonra finale çýkmayý baþarmýþtý Kayserispor. Finale
kadar gelmiþken kupayý almamak olmazdý.
Kayserispor kupayý alýrken de bizim orada
olmamamýz hiç olmazdý, atladýk gittik Bursa’ya.
Maçtan önce Bursa’yý gezerken kendimizi
Kayseri’de hissettik. Kayserililer Bursa’yý
fethetmiþlerdi sanki. Ne tarafa dönsek bizden
biri vardý. Maçtan bir buçuk saat önce stada
girdik. O kadar kalabalýktý ki oturacak yeri zor
bulduk. Hemþehrilerimizin maça büyük ilgisi
vardý.
Maçtan önce düzenlenen etkinliklerle
seyirciler eðleniyordu ama bir yandan da
heyecanla maçýn baþlamasýný bekliyorlardý. Bu
arada futbolcular ýsýnma hareketlerine
baþlamýþlardý. Taraftarlar futbolcularý teker teker
tribünlerin önlerine çaðýrýp tezahürat yaptýlar.
Ve maç baþladý. Maçýn baþlamasýyla
tribünler festival havasýna büründü. Ellerine
bayraklarla hep bir aðýzdan ‘Kayserispor’ diye
tezahürat yapan taraftarlarý görmeniz gerekirdi.
54 Bizim Kayseri
Ýki takým da kontrollü oynuyordu, çünkü bu
maçýn telafisi yoktu. Ýlk yarýnýn bitiþ düdüðü
çaldýðýnda durum 0-0 idi.
Ýkinci yarýda Kayserispor baskýlý futboluyla
kendisini hissettirdi ama gol olmadý ve maç
uzatmalara gitti. Uzatmalarda da eþitlik
bozulmayýnca penaltý atýþlarý baþladý. Artýk herkes
susacak, kaleciler konuþacaktý. Ýlk penaltýyý
Kayserispor attý, Gençlerbirliði kaçýrdý. Karþýlýklý
gollerden sonra Kayserispor kaçýrdý, Gençlerbirliði
attý. Beþinci penaltýlara gelindiðinde eþitlik vardý.
Kayserisporlu oyuncu topu aðlara býraktýktan
sonra, Gençlerbirliði oyuncusunun þutunu
Ývankov çeldi. Tam bu sýrada tribünler çýlgýnca
sevinmeye baþladý ama top dýþarý deðil, aðlara
gitmiþti. Ýþte o an herkes üzüntüyle þaþkýnlýk
arasý bir duyguya boðuldu. Seri penaltý atýþlarý
sýrasýnda Gençlerbirliði iki kez avantaj
yakalamasýna karþýn, üstünlük saðlayamadý. Son
atýþý Ývankov çýkarýnca, geçen yýl Erciyesspor’un
kazanamadýðý kupa bu yýl 10-11’lik skorla
Kayserispor’un oldu. Ayrýca kupa tarihinde bir
rekor kýrýlmýþtý, tam 28 penaltý atýlmýþtý o akþam.
görülmeye deðerdi. Futbolcular ve teknik ekip
sahada, taraftarlar tribünlerde coþkuyla þarkýlar
söyleyip eðleniyorlardý. Kayserispor hak ettiði
yere varmýþ, kupayý almýþtý.Kayserispor’a, bize
yaþattýðý bu büyük sevinçten dolayý teþekkür
ediyoruz.
Bizleri bu maça göndererek, o büyük
sevinci yaþamamýzý saðlayan dernek baþkanýmýz
sayýn Yasemin Aydoðan’a ve Kayseri Kýzýlay genel
baþkaný Sayýn Ayhan Uzandaç’a teþekkür
ediyoruz.
Maç sonrasý tribünlerdeki sevinç
Þubat 2009
email: [email protected]
Röportaj
HAYIRSEVER ÝÞ ADAMI NURULLAH BALDÖKTÜ
bir ülke,bundan dolayý da sorunlarý
olacaktýr. Þu günlerde yaþamýþ
olduðumuz sorunlarýn en büyüðü
bence ekonomik kriz. Türkiye bu krizi
de atlatacaktýr ama bunun ön koþulu
idarecilerimizin bu iþe ciddi bir þekilde
eðilmesini gerektirmektedir.Yürüyen
bisiklet düþmez. Türkiye’de bisiklet
durmadý ve durmayacaktýr. Ülkemiz,
cesaretli , çalýþkan ve zeki iþ adamlarýna,
coðrafi olarak iyi bir konuma sahiptir.
Bunlar, bizim en büyük avantajlarýmýzdýr.
Kayserili hayýrsever, iþ adamý
Nurullah Baldöktü, 25 Mart 1937 yýlýnda
Kayseri’de doðdu.1962 yýlýnda Ýstanbul’a
geldi.Babasý Nuh Mehmet Baldöktü ile
1980 yýlýna kadar tekstil iþi ile ilgilendi
ve 5 tane tekstil firmasý ile 20 sene bu
sektörde hizmet verdikten sonra 2000
yýlýnda yaþanan tekstil krizinde tekstil
hayatlarýna son vererek inþaat sektörüne
geçiþ yaptý.
nedir?
R.G. : Merhum babanýz Nuh
Mehmet Baldöktü’nün ne kadar
hayýrsever biri olduðunu ve Kayseri’ye
birçok eser kazandýrdýðýný biliyoruz,
sizinde bu yöndeki çalýþmalarýnýz
hakkýnda bilgi alabilir miyiz ?
Resul Gümüþ : Yaþam felsefeniz
Nurullah Baldöktü : Ben
cemiyetten bedelsiz hiçbir þey almadým
ama cemiyete bedelsiz çok þey
verdim.Felsefemde baþarýlarýma ulaþýrken
izlediðim 4 ana ilkem vardý.Bunlar :
1.Þahsýna faydalý ol,zararlý olma.
2.Nesline faydalý ol,zararlý olma.
3.Cemiyete faydalý ol,zararlý olma.
4.Tabiata faydalý ol,zararlý olma.
Bana göre “Tabiata faydalý
ol,zararlý olma “ ilkesi diðer ilkelerden
daha önde gelmektedir.
R.G. : Sizce Türkiye’nin en büyük
sorunu nedir?
N.B. : Ben daima bardaðýn dolu
tarafýný görürüm, moral bozukluðu kötü
bir þeydir. Bardaðýn boþ tarafýna bakan
insanlar kaybedenlerdir. Türkiye büyük
56 Bizim Kayseri
Nurullah BALDÖKTÜ, oðlu Mehmet BALDÖKTÜ ile
N.B. : Evet ; rahmetli babamýn
yaptýrmýþ olduðu; baþta Anadolu lisesi,
Çýraklýk okulu, Bölge okulu,iki yüz elli
kiþilik kýz öðrenci yurdu, 2 tane camii,
ilköðretim okulu ve kapalý spor salonu
olmak üzere bir çok eser bulunmaktadýr.
Ben yatýrýmlarýmý yaparken sadece
Kayseri olarak deðil,Türkiye olarak
düþünüyorum. Babam eserlerini
Kayseri’ye yaptýrdý, ben de ülkemizde
ihtiyacý olan yerlere eserlerimi yaptýrdým.
Þerife Baldöktü Anaokulu, Þerife
Baldöktü Saðlýk Grup Baþkanlýðý, Beykoz
Çavuþbaþý Köyü Saðlýk Ocaðý bunlardan
birkaçýdýr. Ayrýca Silivri Belediyesi ile
or taklaþa olarak, Bakýrköy Akýl
Hastanesine 50 yataklý ek bina
yaptýrmayý düþünüyoruz. Kayseri için de
Kýzýlay Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
M e r k e z i p ro j e l e r i m i z a r a s ý n d a
bulunmaktadýr.
R.G. : Eðitime verdiðiniz önemi
ve desteði biliyoruz. Derneðimize burs
vererek bizlerin eðitimine büyük katkýnýz
bulunmaktadýr. Size arkadaþlarýmýz adýna
teþekkür ederiz. Hayýrseverlik galiba size
babanýzdan miras. Bu sizin için nasýl bir
duygu ?
N.B. : Gerçekten de hayýrseverlik
rahmetli babamdan bana kalan en
büyük mirastýr. Babam, adýma yaptýrdýðý
okulun açýlýþ konuþmasýnda “Ya Rabbi,
benim yaptýðým yardýmlarý kabul
et,oðlumun da benim gibi yaparak
yardýmsever olmasýný nasip et” diyerek
Allah’a dua etti. Bu unutamadýðým aný,
hayýrseverliðimde her zaman etkili
olmuþtur.
R.G. : Hayýrseverlik Kayserililerin
geninde var. Bu Kayseri’nin topraðýndan
mýdýr bilemiyoruz. Fakat doðduðu
topraklarla ödeþmek için eser býrakanlarý
saygý ve rahmetle anýyoruz. Bize zaman
ayýrdýðýnýz için teþekkür ederiz.
Röportaj: Resul GÜMÜÞ
Fotoðraflar: Kamil ÖZCAN
Þubat 2009
Ekonomi
ELEKTRONÝK TÝCARET VE VERGÝLENDÝRÝLMESÝ
uluslararasý kuruluþ ve devletler eticaretin vergilendirilmesi yönünde
çalýþmalarýný baþlatmýþ, genel ilke
kararlarý belirlemiþ ve pilot projeler
uygulamaya baþlamýþlardýr. Bu
çalýþmalardan alýnacak olumlu
sonuçlar diðer ülkelere de rehber
olacaktýr.
yapýldýðý yerin tespit edilebildiði fiziki
varlýklar üzerine kurulmuþtur.
Dolayýsýyla, e-ticaretin doðasýndan
gelen bir takým özellikler nedeniyle,
yeni bir vergi tabaný oluþturan eticaretin mevcut vergi kanunlarý ile
vergilendirilmesinde bir takým
sor unlar or taya çýkmaktadýr.
Mal-Hizmet ve Haklarýn
üretim, tanýtým, satýþ, sigorta,
daðýtým ve ödeme iþlemlerinin
bilgisayar aðlarý üzerinden yapýlmasý
E-ticaretin konusunu teþkil
etmektedir.
Elektronik Ticaretin
vergilendirilmesinde sorun yaratan
genel faktörler, elektronik ticaretin
global düzeyde olmasý, web
sunucusunun uzaktan iþletilebilmesi,
kimliklerin ve iþlemlerin gizliliði, dijital
ürünler, fiziksel varlýðý bulunmayan
þirketler ve iþyeri kavramýnýn fiziksel
mekaný esas almasýnýn yarattýðý
sorunlar sorun yaratan faktörler
olarak karþýmýza çýkmaktadýr.
Elektronik ticaret, tanýtým,
reklam ve pazar araþtýrmasý; sipariþ
ve ödeme; teslim olmak üzere üç
aþamadan meydana gelir.
OECD’nin vergileme ilkeleri;
tarafsýzlýk, verimlilik, kesinlik ve
basitlik, etkinlik ve doðruluk ile
esneklik olarak karþýmýza çýkmaktadýr.
Örneðin, þirketlerin, yurt
dýþýndan ithal edeceði yazýlýmýn
internet üzerinden veya CD
ortamýnda kargo ile ithali KDVK 1.
ve 2. maddesine göre katma deðer
vergisine tabi olup, yurt dýþýndaki
firmaya ödenen bedel üzerinden
hesaplanan katma deðer vergisinin
þirket tarafýndan sorumlu sýfatýyla 2
nolu KDV beyannamesi ile beyan
edilip ödenmesi ve ayný dönem l
nolu KDV beyannamesinde genel
hükümlere göre indirim konusu
yapýlmasý gerekmektedir.
E-ticaretin ne þekilde
vergilendirileceði sorusuna henüz
saðlýklý bir cevap verilememiþtir.
Geleneksel ticareti vergilendiren vergi
mevzuatý ile e-ticaretin
vergilendirilmesi ve gerekirse vergi
hukukunda düzenlemeler yapýlmasý
gerektiði düþünülmektedir. Eticaretin doðasý, bu konuda
yapýlacak çalýþmalarda uluslararasý
iþbirliðini de beraberinde
getirmektedir. Baþta OECD, WTO,
AB, ABD, Avustralya, Ýngiltere,
Singapur ve Kanada olmak üzere
Elektronik ticaretin
vergilendirilmesindeki sorunlar genel
hatlarý ile aþaðýdaki gibi özetlenebilir.
Hamit ÖZTAÞKIN
Yeminli Mali Müþavir
Kayseri Ýli Yardým Derneði
Yönetim Kurulu Üyesi
Þubat 2009
Tabi vergi rejimimizde
kavram kargaþasý uluslararasý
vergilendirme ilkeleri ile karþýlaþtýrýlýp,
buna göre düzenlenmelidir.
Vergi Usul Hukukundaki ,
gelir üzerinden alýnan vergilerdeki,
harcama üzerinden alýnan
vergilerdeki, gümrük vergisinin
uygulamasýndaki, damga vergisinin
uygulanmasýndaki ve BSMV
uygulanmasýndaki sorunlar.
Türk vergi sistemi, diðer
ülkelerin vergi sistemleri gibi
mükelleflerin bilindiði ve iþlemin
Bizim Kayseri 57
Aný
SAÇININ TELLERÝNE...
H. Tuncay SERGEN
Aklýmda ne "saç" ne "tel" vardý. Yani iþ miþ düþünmüyordum.Doðduðum þehrin sokaklarýnda dolaþýyordum.
Çarþýda plakçýdan yayýlan ses sokaðý kaplýyordu.
Saçýýýnýýýn telleeeeriiiðnee, gönlüümüüü gönnnlümü taaaðktý kader
önceee eliiimden tuttuuuuð,sonra býraaaaktýýý kader...
Sevdiðim bir þarkýyý ,en sevdiðim þarkýcý okuyordu: Nesrin Sipahi. Plakçýya daldým.
- Bu kasedi ver dedim.
Sonra sohbete baþladýk nedense.Çaylar söylendi.
- Ben de Kayseriliyim
- Kimlerdensiðiz,nirde otururduðuz?
Konuþtukça, eðri burunlu, gözbebeðinin bir kýsmý gözkapaðýnýn altýnda duran adamý tanýr gibi oluyorum. Bir yerden gözüm
ýsýrýyor, ama nerden, çýkaramýyorum. Sonunda bulduk.
.....
Kayseri Kalesi'nin arka kapýsýnýn karþýsý, Selçuklu' nun Hunat Camii,onun yaný yine Selçuklu' dan kalma Kayseri Müzesi. 40 yýl
önce köy otobüsleri müzenin arkasýndaki boþ alana gelirdi. Onun yaný, sebze hali gibi bir yerdi, Orada köylü kaynardý.
Bacaklarýndan asýlmýþ gibi, elde gezdirilerek, canlý tavuk satýlýrdý. Hatta bazen, alanlar orada kestirip götürürlerdi. Maniciler,
mani satardý. Samanlý kaðýda,soluk maviyle ,yazýlmýþ beþ- altý mani ve o günün revaçta üç-dört türküsünün sözleri yazýlý kaðýdý,
mýrýldanmanýn biraz üstünde bir sesle ve her zaman, hangi mani, hangi türkü olursa olsun, sürekli tek makamla okurdu manici.
Kaðýt bitince tekrar baþtan alýrdý. Köylüler "Anadolu Ajansý"ný dinler gibi kulak verirler, "gönül teline dokunan", durumuna uyan varsa,
5 kuruþu bastýrýp, alýrdý bu mani sayfalarýný. Esans satanlar camlý küçük kutularýyla dolaþýr müþteri ararlardý. Daha çok hacý yaðý
türünden, sonralarý "erdek geceleri, balýkesýr beyazý" gibi yeni isimler verilen kokularý önce üzerinize þýrýngayla püskürtüp, beðendirince
satarlardý.
Çocuk gözümle,en dikkatimi çeken "bul karayý al parayý" oynatan "üçkaatçýydý". Dikine konmuþ meyve sandýðýnýn üzerinde,
ters çevrilmiþ ikisi kýrmýzý biri siyah, üç iskambil kaðýdýnýn içinden karayý bulan 1’ e 5 kazanýrdý. Cin gibi üçkaatçý, av beklerdi. Köylüler
baþta utangaç ve þüpheci olurlardý. Üçkaatçýyla göz göze bile gelemezler, yan gözle süzerlerdi tezgâhý. Sekiz-on köylü birikince,
sözde bir cesaretli çýkardý. Oynar ve kazanýrdý. Bu kazanan, genellikle üçkaatçýnýn emmi oðlu olurdu. Emmi oðlu karayý buldukça,
köylülerin gözüne fer gelir, fýsýldaþýrlar, heyecanlanýrlar, ümitleri artardý. Sonra, en uyanýk geçinen cesur köylü öne yaklaþýr, son
kontrolü yapýp parayý bastýrýrdý ama o, arada bir kazanýp sonunda muhakkak kaybederdi. O zaman bir çekingenlik olur, seyirciler
þüphelenir, piyasa tavsardý. Bu defa yeni birisi çýkar ( bu da muhtemelen dayý oðlu ) bol bol karayý bulurdu. Þehirliler buna "pallah
virme" derlerdi.
(pallah virme , yeniden ortamý kýzýþtýrma, ateþi parlatmak,canlandýrmak gibi… )
Kalabalýðýn arkasýnda bir çocuk, aralardan görebildiðim kadar, oynayanlarý seyrederdim. Köylülere acýr, üçkaatçýya kötü gözle
bakardým. Çalýþmadan kazanmanýn mümkünsüzlüðünü o zamanlardan hissederdim. Oynamasýnlar isterdim.
.......
Çýka çýka plakçý,40 yýl önceki o "üçkaatcý" çýkmýþtý. Sonra,konuþabulmuþtuk. Ýçimde kalmýþtý demek:
- “Kusura bakma ama, o çocuk halimle, köylüleri kandýrdýðýna çok kýzardým. Günahtý. Senin adýna ben utanýrdým. Sanki oynayaný
uyarmak ‘oynama ! Hep kaybediyon!’ demek gelirdi içimden. Oynamasalar, kaybetmeseler keþke diye düþünür, köylülere çok
58 Bizim Kayseri
Þubat 2009
Aný
acýrdým. Sana da kýzardým.” Dedim.
Üçkaatçýda cevap hazýr; bu defa da beni kandýrdý (!)
- “Aaaðbii,niye ööle diyonð ki ? Yiiðmi dene koolü, edirafýmý sarmýþ. Zabah zabah beni soymuya gahmýs, onnara acýyongda, bi
dene ben, tek baþýmayým, baa niye hiç acýmýyodun ki ?” dedi. Düþündüm, gerçeklik payý yok deðildi.
- “Sen de haklý gibisin.” dedim.
Haklýydý bir bakýma. Kolay kazanmak isteyenlerin hiç mi kabahati yoktu ?
.......
Bugünkü hayatta da karayý (demir,kömür,petrol vs ..) bulanlarla ve onlarýn elindeki parayý almaya çalýþanlar arasýnda deðil miydi
kavga ?
Borsalar,faiz, IMF ,hedge fonlarý,1 koy 5 al iþleri ,bir bakýma 40 yýl önceki "bul karayý al parayý" oyunu deðil miydi ?
Üretmeden, çalýþmadan kazanma arzusu deðil miydi insanlarý, ülkeleri yoksul eden ?
Þöyle bir düþündüm: O gün, müzenin yanýnda, köylüden çýkan para, üçkaatçýnýn cebine gidiyordu, peki, bugün kimin cebine
gidiyor ?
O zaman üçkaatçý kaybederse, kime kaybediyordu ? Emmi oðluna. Peki,bugün kime ? Emmi oðlu kim?
Bul karayý al parayý aynen ve büyük çapta devam etmiyor muydu dünyada ?
Hatta geri kalmýþ ülkeler üretmeden, faizle, borçla kalkýnacaklarýna inandýrýlmýyorlar mýydý ?
Onlarý borçlanmaya heveslendirmiyorlar mý ?
Bugünün köylüsü kim, üçkaatçýsý kimdi ?
Kabahat üçkaatçýda mý, köylüde miydi acaba ?
......
Kaset, dönüp tekrar ayný þarkýya gelmiþti :
"saçýnýn tellerine gönlümü taktý kader.
önce elimden tuttu,sonra býraktý kader.
- “Ben gideyim.” dedim.
Kasetçi kaseti verdi.
Üstüne bir de ders aldým.
- “aaabiyy gendiðe iyi bah, gine bekliyom ha!” dedi.
Kafam karýþmýþtý.
- “Uðrarým.” dedim. Ayrýldýk...
Aralýk 2008
Þubat 2009
Bizim Kayseri 59
Saðlýk
SIK RASTLANAN BÝR SAÐLIK SORUNU; DEMÝR EKSÝKLÝÐÝ ANEMÝSÝ
bekletilen kýlýçtadýr. Þarabýn içine
daldýrýlan kýlýçtan þaraba geçen demir
partikülleri sayesinde muhtemel demir
eksikliðine baðlý geliþen kansýzlýklar
düzelmekteymiþ.
Doç. Dr. Mustafa ÇETÝNER
Kayseri’de doðdu. Ankara Üniversitesi Týp
Fakültesi’nden mezun oldu. Karadeniz Teknik
Üniversitesinde Ýç Hastalýklarý, Marmara
Üniversitesi Týp Fakültesinde Hematoloji uzmanlýk
eðitimini tamamladý. Marmara Üniversitesi Týp
Fakültesinde Yardýmcý Doçent olarak çalýþtý. 2004
yýlýnda Amerika Birleþik Devletleri Chicago’da
Nortwestern Üniversitesi Robert Lurie Kanser
Merkezinde Hematopoyetik Kök Hücre Nakli
Ünitesinde misafir öðretim üyesi olarak görev yaptý.
izleyen yýllarda Marmara Üniversitesi Týp
Fakültesinde “Hematoloji Doçenti” olarak çalýþtý.
Dr Mustafa Çetiner halen V.K.V. Amerikan
Hastanesi Hematoloji Bölümünde çalýþmaktadýr.
Türk Tabipleri Birliði, Türk Hematoloji Derneði,
American Society of Hematology, European
Hematology Association, European Bone Marrow
Transplantation Registry, Türk Ýç Hastalýklarý
Uzmanlýk Derneði, Üniversite Öðretim Üyeleri
Derneði gibi bir çok ulusal ve uluslar arasý derneðe
üyedir.
Roma Ýmparatorluðu’nun
görkemli yýllarýnda, kansýzlýðý olan
hastalara içerisinde Roma
Ýmparatorluðu’nun gücünü simgeleyen
bir kýlýcýn olduðu fýçýlardan þarap içirilirmiþ.
Gerçekten de bu þaraptan içen
hastalarýn önemli bir bölümünde günler
içinde kansýzlýk düzelir, hastalarýn
kansýzlýða baðlý halsizlik gibi bulgularý
ortadan kaybolurmuþ. Kuþkusuz ki o
yýllarda izlenen bu iyileþme Roma
Ýmparatorluðu’nun kudretinin bir
göstergesi sayýlýrmýþ. Bu gün biliyoruz
ki, keramet gerçekten de þarabýn içinde
60 Bizim Kayseri
Demir elementi yaþam için
vazgeçilmezdir. Dokulara oksijen taþýyan
hemoglobininin yapýsýnda demir vardýr
ve demirin eksikliði, en sýk rastlanan
kansýzlýk nedenidir. Yeryüzünde iki milyar
demir eksikliði olan insan yaþadýðýna
inanýlmaktadýr. Söz konusu rakam dünya
nüfusunun neredeyse 1/3’ü dür. Bu
sýklýk özellikle genç kadýnlarda daha
belirgin olup sýklýðýn nedeni adet
dönemlerinde kanamayla birlikte olan
demir kaybýdýr. Doðurganlýk çaðýndaki
kadýnlar dýþýnda çocuklar, hamileler ve
sosyoeknomik düzeyi düþük olanlarda
da sýklýk artmaktadýr.
Demir eksikliðine baðlý kansýzlýk
(demir eksikliði anemisi), kansýzlýðýn
neden olduðu sorunlar yaratmakla
kalmaz, ayný zamanda baðýþýklýk
sisteminde baskýlanmaya ve
infeksiyonlara karþý direncin azalmasýna
da neden olur. Deney hayvanlarýnda
yapýlan çalýþmalar, demir eksikliðinden
beyin ve motor fonksiyonlarýnda
olumsuz etkilendiðini ortaya
koymaktadýr. Bu bulgular yanýnda
halsizlik, çarpýntý, kulak çýnlamasý,
baþaðrýsý, solukluk, güçsüzlük gibi yaþam
kalitesini ciddi anlamda bozan bulgulara
çok sýk rastlanýr.
Yarattýðý klinik rahatsýzlýklar bir
yana, diðer bir önemli nokta demir
eksikliði anemisinin bir bulgu deðil bir
hastalýk sanýlmasý ve nedene yönelik bir
araþtýrma yapýlmamasýdýr. Bilinmelidir
ki demir eksikliði anemisi bir hastalýk
deðil bir bulgudur ve nedene yönelik
araþtýrma yapmak þarttýr.
önemli nedeni yukarýda da belirtildiði
üzere adet kanamalarý ile olan kayýptýr.
Erkeklerde ve menapoz sonrasý
kadýnlarda normal demir gereksinimi
günde 1mg’dýr. Bu gereksinime ek
olarak, normal adet gören kadýnlarda
günde 0.5 mg’lýk bir ek gereksinim söz
konusudur. Ýhtiyaç, çeþitli jinekolojik
nedenlerle adet dönemi uzun ve aþýrý
kanamalý olan kadýnlarda daha da artar.
Özetlemek gerekirse; sýk, uzun ve aþýrý
adet gören, sýk gebelik yaþayan ve
gebelik boyunca demir tedavisi almayan,
öyküsünde düþük bulunan kadýnlarýn
demir eksikliðinin nedeni büyük olasýlýkla
bellidir. Bu hasta grubundan olmayan
menapoz sonrasý kadýnlar ve erkek
hastalarda demir eksikliði anemisinin
nedenine yönelik tetkik daha da büyük
önem taþýmaktadýr. Çünkü bu grup
hastalarda kayýbýn kaynaðý büyük
olasýlýkla mide barsak kanalýndan olan
bir kanamadýr. Bu kanama, basit bir
lezyona baðlý olabileceði gibi mide
barsak kanalý kaynaklý bir kansere de
baðlý olabilir.
Pratikte yaþanan bir diðer önemli
sorun ise demir tedavisi verilirken yapýlan
yanlýþlardýr. Bilinmelidir ki demir eksikliði
anemisinin tedavisi uzun sürelidir ve
hastalarýn ortalama 6 ay gibi bir süre
tedavisi gereklidir. Demir preparatlarýnýn
etkin kullanýmý için aç karna alýnmalarý
kuraldýr. Yemeklerle birlikte alýnýmýn ilacýn
mide barsak kanalýndan emilimi
olumsuz etkilediði bilinmektedir.
Sýk rastlanan saðlýk sorunlarýndan
olan demir eksikliði anemisine doðru
yaklaþým ve tedavi kimi durumlarda daha
saðlýklý bir yaþamýn da anahtarý olabilir.
Saðlýkla kalýn...
Kadýn hastalarda kaybýn en
Þubat 2009
Bilim - Fen - Teknoloji
KLONLAMA
zorlanýr. Bir kez bölünen hücre
bölünmeye devam eder bu aþamadan
sonra anne rahmine yerleþtirilen
embriyonun doðmasý beklenir. DNA
çekirdekte saklandýðý için doðan yeni
birey, hücre çekirdeði kullanýlan bireyle
ayný genetik özelliklere sahip olur.
Prof Dr. Munis DÜNDAR
Bir
organizmanýn
kopyalanmasý ilk defa 1972 yýlýnda
Ýngiliz bilim adamlarý tarafýndan
Erciyes Üniversitesi Týp Fakültesi
Týbbi Genetik ABD Baþkaný
Ýtalya Perugia Üniversitesi Uluslar Arasý Biyoteknoloji
Lisans ve Yüksek Lisans Öðretim Üyesi
Klonlama, günümüzde
embriyolarýn veya herhangi bir
organizmanýn kopyalanmasý ile ayný
anlamda kullanýlmaktadýr. Ancak
klonlama sadece bir embriyonun veya
organizmanýn benzeþik ikizinin
oluþturulmasý deðil ayný zamanda
özgün bir DNA (tüm organizmalar ve
bazý virüslerin canlýlýk iþlevleri ve
biyolojik geliþmeleri için gerekli olan
talimatlarý taþýyan bir ) parçasýnýn da
çoðaltýlmasý anlamýna gelmektedir.
Klonlama için en çok
kullanýlan yönteme "çekirdek transferi
yöntemi" adý verilir. Bu yöntemde ilk
olarak bir canlýdan yumurta hücresi
alýnýr ve çekirdeði çýkartýlýr, daha sonra
ise yine ayný canlýdan yada ayný türdeki
baþka bir canlýdan alýnan her hangi
bir vücut hücresinin çekirdeði
laboratuvar ortamýnda bu yumurta
hücresine nakledilir. Naklin baþarýlý
olmasý durumunda oluþan bu yeni
hücreye hafif bir elektrik þoku
uygulanarak hücre bölünmeye
Þubat 2009
yapýlmýþtýr. Bu çalýþmada kurbaða
embriyosu hücrelerinin çekirdeðinin,
döllenmemiþ kurbaða yumurtalarýnýn
içine yerleþtirilmesiyle kurbaða elde
edilmiþtir. Ancak, bu kurbaðalarýn çok
yaþamadan öldükleri görüldü.
Klonlama ile ilgili tekniklerde anlatýldýðý
þekilde, 1993 yýlýnda ABD'li bilim
adamlarý embriyolarý ikiye bölerek ayný
genetik yapýya sahip ikizler
oluþturmuþlardýr. Bu embriyolar 32
hücreli safhaya gelene kadar
yetiþtirildikten sonra imha edilmiþtir.
Memeli bir hayvanýn kopyalanmasý ise
1996 yýlýnda Dr. Ian Willmut ve
arkadaþlarý tarafýndan Ýskoçya Roslin
Enstitüsü’nde gerçekleþmiþtir. Dolly
adý verilen klon tüm dünyada büyük
yankýlar uyandýrmýþtýr.
Klonlama yoluyla oluþturulan
embriyolardaki kök hücreler alýndýktan
sonra bu embriyolarýn yok edildiði
çalýþmalara “iyileþtirme amaçlý
klonlama” adý verilir. Bu klonlamada
çekirdek transferi yöntemiyle
klonlanmýþ embriyolardaki kök hücreler
yalýtýlarak doku ve organ nakillerinde
kullanýlmak üzere malzeme saðlanmýþ
olur. Araþtýrmacýlara göre bu tekniðin
olumlu yönü insanlarýn kendi
hücrelerinden doku veya organlarýn
elde edilmesini saðlayacak olmasýdýr.
Böylece aktarýlan doku veya organlarýn
reddedilmesi durumu or tadan
kalkacaktýr. Buna örnek olarak
embriyonik hücrelerinin kanserli doku
ile deðiþtirilmesi verilebilir. Bilimsel
çalýþmalar sonucunda, embriyonik
yetiþkinlerde bulunan herhangi bir
hücre çeþidini yapabileceði
bilinmektedir. Bu nedenle doðru
kullanýlan , týpta çýðýr açacak devrimsel
yeni kullaným alanlarý doðurmaktadýr
ve hastalýklarýn tedavisinde bizi
çözüme bir adým daha
yaklaþtýrmaktadýr.
Bizim Kayseri 61
Yaprak Dökümü
MERHUM NECDET TAޒIN ANISINA ...
1926 yýlýnda Kayseri’ de doðan Necdet Taþ, 1944-1945 döneminde Kayseri Lisesi’ni
bitirmiþtir. Ýstanbul Üniversitesi’nde iktisat ve eczacýlýk tahsili yapmýþ, 1935’te Habibe Haným’
la evlenmiþtir. Askerliðini yedek teðmen olarak yapmasýnýn ardýndan 1954’te baba mesleði
olan tekstil iþine girmiþ ve Birlik Mensucat Ticaret ve Sanayi Ýþletmesi A.Þ.’nin kuruluþunda
fikir babasý ve hissedarý olmuþtur. Bu iþletmenin temeli, zamanýn Cumhurbaþkaný olan Celal
Bayar tarafýndan atýlmýþtýr. 1955’te Kayseri Efendi aðalar Haný’nda Þark Santral Ecza
Deposu’nu kurarak ilaç sektörüne girmiþtir. 1961 yýlýndan itibaren Ýstanbul’da ikamet ediyor
olmasýna raðmen Kayseri’de ihtiyaç duyulan çeþitli sosyal hizmetlerde bulunmuþ, Taþ
Sinemasý, Taþ Düðün Salonu, Taþ Pastanesi ve Taþ Soðuk Hava Tesisleri’ni kurmuþtur. 1971
yýlýnda Tam-Taþ Makine Sanayi ve T.A.Þ.’yi, 1984 yýlýnda da Politaþ Ambalaj Sanayi Limited
Þirketi’ni kurmuþ, ardýndan tüm iþlerini oðullarýna devrederek kendisini emekliye ayýrmýþtýr.
50 yýllýk hayat arkadaþý olan Habibe Taþ’la birlikte Kayseri’ye Habibe Taþ Ýlköðretim Okulu
ve Necdet Taþ Anadolu Lisesi’ni kazandýrmýþtýr.
Merhum eczacý Necdet Taþ sanata ve edebiyata ilgi duymuþ, çeþitli þiirler de yazmýþtýr.
“Fikrin Ýzi” adlý kitabýnda kendisini güzel bir þiirle þöyle ifade etmiþtir.
Bana Göre Ben
Tahlile çalýþtým, kendimi yine kendim
Kimsenin gerek görmediði zor bir iþe yeltendim
Eleþtirmiþ insanlar herkesi, her þeyi amma
En yakýnda olan kendi kendini asla
Kendi altýndaki çakýldaðý görmez daima
Saman çöpleri ararmýþ baþkalarýnda.
Ömrüm boyunca düþündüm, ben neyim, ne deðilim
Bu tahlil kolay olmayacak, çünkü tarafsýz deðilim
Buna raðmen mutadým hilafýna inatlaþtým
Bu tahlilde mutlaka tarafsýz kalacaktým.
Paranýn hâþâ Allah gibi tapýldýðý bir devirde yaþadým
Çalýþtým, koþtum, didindim, büyük iþler baþardým, kazandým
Paranýn vasýta deðil, gaye olduðu bir cem’iyetten
Mesut deðil bedbaht oldum, uzaklaþtým.
Boþ durdum, cem’iyetten kopmanýn derin azabýný tattým.
Biliyordum içinde bulunduðun topluma intibak baþarý,
Bilmiyordum, nasýl mes’ut oluyorlardý baþkalarý
Çalýþtým bedbaht oldum, çalýþmamýþsam keza
Ne istiyor, ne bekliyordum dünya hayatýmda
Pek azý pek çok kiþiyi mes’ut edecek kýymetlerden
Ben hepsine birden sahip oldum bol, bol çeþitli nimetlerden
Bu ayýptýr, bu günah, bu sana yakýþmaz derken
Þerefli, haysiyetli, dengeli, ölçülü yaþamayý yeðlerken
Bir türlü halimden memnun olmayý öðrenemedim gitti
Nefsime hep zulmettim, koskoca bir ömür bitti.
Bir türlü halinden memnun olmayý bilmeyen
Toplumun deðer yargýlarýný reddeden, hoþ görmeyen
Nev’i þahsýna münhasýr, huzursuz bir adam oldum
Cem’iyetten bataklýklarýna bulaþmaktansa,
Ýnzivada huzur buldum.
62 Bizim Kayseri
Bu yaþantý beni hep monotonluða itti.
Zevk aldýðým þeylerin sayýsý gittikçe azaldý, nihayet bitti.
Varý yoðu keder ettim kendime
Þayet bir tanýdýk selamý yavan vermiþse
Günlerce dert edindim, bu yavan selam niye…
Fýrtýnada, karda, yaðmurda, tipide
Pürsünüp bir saçak altýnda tek ayak üstünde sefil bir serçe
Ýliþmiþse þayet ýstýrap arayan gözlerime
Duyduðum elemi tarife yetmez hiçbir kelime
Böyle bir hissiyatýn sahibi mes’ut olamaz
Haksýzlýklara, hissizliklere bigâne kalamaz
Üzüntüler, dertler arkamdan koþuþup gelirlerdi
Gözlerimle hislerimin sanki bunlarý tespit, göreviydi.
Efendiliðin itibar görmeyip istismar edildiði
Korkaklýk, pýsýrýklýk hatta aptallýk addedildiði,
Þirretliðin, haksýzlýðýn, tabasbusun taç giydiði
Paranýn her türlü þerefsizliði, namussuzluðu sildiði,
Ýdraki tarumar olmuþ bir devirde yaþadým
Hayatým boyunca kýymet verdiðim kýymetleri aradým.
Fedakârlýk, akde vefa, hakký teslim aptallýk
Anlamýþ deðilim asla, bu ne biçim insanlýk
Haksýz iktisap, cana mala tecavüz beceri
Zenginse þayet bir kiþi, vardýr muhakkak hüneri
Hangi yoldan elde ederse etsin o mübarek serveti
Þahsî menfaatlere yönelik her yol mutlaka mubah
Öyle kararmýþ vicdanlar ki berbat simsiyah
Allah’ýn fikir üretmek için yarattýðý beyinlerle
Ýnsaný insan yapan kalp ve vicdanlar yerine
Midesiyle düþünenler hâkim olmuþ, yerleþmiþ
Toplumun en güzel yerlerine
Mide de pislikten baþka þey üretemez elbette
Þubat 2009
Yaprak Dökümü
Sözümüzün kimlere olduðu bellidir
Söyler misiniz kitle imha silahlarý neyin nesidir.
Alimler azmettiren, siyasiler tetiði çekenlerdir.
Kullarý birbirini boðazlar, kan gövdeyi götürür
Sað kalan muzaffer oldum der, utanmadan övünür.
Tüm dünya milli savunma harcamalarýný
Toplumun refahý için harcasalardý
Cehenneme çevirdikleri dünya cennet olurdu
Ancak Irak Amerika’yla, Ýngiliz’in nesidir.
Nerde kaldý insan haklarý, devletler hukuku nerde
Sürü ters dönmüþ, muhakkak, topal koyun önde
Bu tarumar olmuþ hissiyatýmla yýllarý sardým sineme
Senelerce çekmiþim. Çeken bilir kime ne
Ne çevrem beni anlayabildi, ne de ben çevremdekini
Anlamýþ deðilim hala, yine kendi kendimi
Bazý zýt karakterler yan yana yaþar bende
Ancak uyum halindedirler de
Rahatsýzlýk hiç vermezler nedense
Hem yapayalnýzým, her herkesle beraberim
Topluluklarda konuþmaktan çok, dinlemeyi severim
Sevilen, aranan, sayýlan, konuþmayan
Ancak konuþunca da,
Fikirlerinde keramet, sohbetinde bir sihir var sanýlan
Bir insan olduðum halde yalnýzlýðý severim
Çok geniþ içi alemimde kaybolur, erir giderim.
VEFAT EDEN ÜYE VE HEMÞEHRÝLERÝMÝZ
1.
Hacý Süleyman ÇUBUKÇU (17.03.2008)
15. Emine ERDOÐAN
(20.10.2008)
2.
Münevver YEÞÝLLER
16. Ömer YERER
(24.10.2008)
3.
Oprt. Dr. Kerim KOCABAY (01.06.2008)
17. Gülser OÐUZKAN
(28.10.2008)
4.
Orhan BEDESTANÝ
(03.06.2008)
18. Mahmut ÇAÐIRGAN
(15.11.2008)
5.
Mehmet SERÝNER
(09.06.2008)
19. Melahat ALPLER
(16.11.2008)
6.
Ahmet YERER
(21.06.2008)
20. Alaattin KAMAÞAK
(21.11.2008)
7.
Firdevs HÝÇYILMAZ
(24.06.2008)
21. Necdet TAÞ
(25.11.2008)
8.
Yavuz ULUSOY
(24.06.2008)
22 H. Nadiye HASÞERBETÇÝ (13.12.2008)
9.
Mustafa ÖZKÖK
(27.08.2008)
23. Muhittin TATAR
(26.01.2009)
(22.08.2008)
24. Nazife AÇIKGÖZ
(05.02.2009)
10. Abdullah SARIMERMER
(30.04.2008)
11. Nurettin YEMLÝHALIOÐLU (12.09.2008)
25. Dr. Arif AKÞEHÝRLÝOÐLU (07.02.2009)
12. S. Sami TARIMCI
(27.09.2008)
26. Recep GÖBÜLÜK
(14.02.2009)
13. Dr. Hilmi SÜTSEVER
(15.10.2008)
27. Ali Rýza ÖZKÜÇÜK
(25.02.2009)
14. Zekiye ERCÝYAS
(17.10.2008)
28. Harun KANGALLI
(26.02.2009)
Cenazelerde çelenk yerine burs fonumuza baðýþta bulunabilirsiniz,
taziyeniz cenaze sahibine iletilecektir.
Þubat 2009
Bizim Kayseri 63
RESÝMLÝ ÜYE KÝMLÝK KARTLARI ve ÝNDÝRÝM YAPAN FÝRMALARIMIZ
Derneðimiz tarafýndan dernek üyeleri adýna resimli üye kartlarý hazýrlanmýþtýr. Üye kartlarýnýzý derneðimizden
temin edebilirsiniz. Üyelerimize gönderdiðimiz dergilerimizin içerisinde indirim veren firmalarýn broþürü mevcuttur.
Üye kartlarýnýzý ibraz ederek listelerde belirtilen indirim oranlarýndan yararlanabilirsiniz.
FÝRMA ÝSÝMLERÝ
TELEFON
FÝRMA ÝSÝMLERÝ
TELEFON
Derneðimiz, KAYDER ve TÜMKAYDER
isimlerini tescilleterek isim haklarýný aldý.
Size kolay ulaþabilmemiz için
dernek üyelik bilgilerini
güncelleyiniz.
64 Bizim Kayseri
Þubat 2009

Benzer belgeler