Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.
Transkript
Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.
Türkiye-Ermenistan Ýliþkilerinde Peynir, Futbol, Soykýrým ve Ulusal Güven(siz)lik Problemleri Dr. Hatem Cabbarlý (*) 1. Giriþ Bu makalede Türkiye-Ermenistan iliþkilerinin kýsa tarihi geçmiþine deðinilmiþ, son yirmi yýlda iki ülke arasýndaki iliþkiler kýsaca ele alýnmýþ, Türkiye'nin Ermenistan'a karþý bütün iyi niyet giriþimlerine raðmen, sözde Ermeni soykýrýmýnýn Ermenistan tarafýndan özellikle 1990'lý yýllarýn sonlarýndan itibaren ikili iliþkilerde ve uluslararasý alanda ön plâna çýkarýlmasýnýn nedenleri deðerlendirilmiþtir. 2008 yýlýndan itibaren Ermenistan lehine geliþen iliþkiler üzerinde durulmuþ, propaganda savaþýnda Türkiye'nin yenilgisinin nedenleri araþtýrýlmýþtýr. Son zamanlarda ikili iliþkilere konu teþkil eden peynir ve futbol faktörlerinin nasýl kullanýldýðý ve Türkiye'nin iliþkileri geliþtirmek adýna ulusal güvenlik deðerlerinden karþýlýksýz taviz vermesinin kýsa, orta ve uzun vadede ülke üzerinde ne gibi etki yapacaðý irdelenmiþtir. 2. Türkiye-Ermenistan Ýliþkilerinin Kýsa Tarihi Geçmiþi 20. yüzyýlda Türkiye-Ermenistan iliþkileri çoðu zaman süreklilik arz etmemiþtir. Çünkü Ermeniler tarih boyunca Osmanlý tebaasý olmuþ ve bu devletin sýnýrlarý içerisinde sorunsuz þekilde yaþayarak varlýklarýný korumuþlardýr. Osmanlý'nýn yýkýlma sürecine girdiði 19. yüzyýlda Ermeniler, Rusya, Fransa ve Ýngiltere'nin kýþkýrtmalarý sonucunda ayaklanmýþ, özellikle doðu bölgelerinde ciddî sorunlarýn yaþanmasýna neden olmuþ, Birinci Dünya Savaþý yýllarýnda ise Fransa, Rusya ve Ýngiltere yanýnda Osmanlý'ya karþý savaþmýþ, yüz binlerce Türkü katletmiþlerdir. Ermeni silahlý birliklerin (*) Avrasya Güvenlik ve Strateji Araþtýrmalar Merkezi (AGSAM) Baþkaný [181] Dr. Hatem Cabbarlý Türklere karþý yapmýþ olduklarý katliamlar karþýsýnda alýnmasý ve cephe arkasýnda güvenliðin temin edilmesi zarureti ile karþý karþýya kalan Osmanlý Hükümeti, 24 Nisan 1915'te aldýðý bir kararla olaylarýn yaþandýðý bölgelerde ikamet eden Ermeni vatandaþlarýný ülkenin iç kýsmýna doðru tehcire tabi tutmuþtur. Yaklaþýk yüz yýldýr 'soykýrým' paranoyasý ile yaþayan Ermenistan ve Ermeni diasporasýnýn propagandasýnýn temeli Osmanlý Hükümetinin aldýðý bu karara dayanmaktadýr. Birinci Dünya Savaþý'ndan sonra Ermeni milliyetçileri Taþnaksutyun (Hay Yeðapohkakan Daþnakçutiun-Ermeni Devrimci Federasyonu) Partisi önderliðinde Nemesis1 terör örgütünde birleþmiþ ve “soykýrýmla” suçladýklarý Osmanlý devlet erkânýndan birçok kiþiye karþý suikast düzenleyerek öldürmüþlerdir.2 Daha sonra Ermeniler strateji deðiþikliðine giderek 1970'li yýllara kadar Türkiye karþýtý faaliyetlerinde sivil propagandaya önem vermiþ, bekledikleri sonuçlarý alamadýklarýný görünce ASALA3(Hayastani Azatagrut'yan Hay Gaghtni Banak-Ermenistan'ýn Özgürlüðü için Gizli Ermeni Ordusu) ve benzeri terör örgütleri kurarak silahlý eylemlerle Türk diplomatlarýný þehit etmiþlerdir. Birinci Dünya Savaþý yýllarýnda bölgesel ve uluslararasý alanda yaþanan olaylar sonucunda Ermeniler Güney Kafkasya'da 1918-1920 yýllarý arasýnda Birinci Ermenistan Cumhuriyetini kurmuþtur. Ýki yýl yaþayabilen bu devlet kurulduðu andan Bolþevik Rusya tarafýndan iþgal edilene kadar Osmanlý ile savaþ durumunda olmuþ, 3 Aralýk 1920'de Gümrü Antlaþmasý'nýn4 imzalanmasý ile Ermenistan teslim olmuþtur. 1920-1991 yýllarý arasýnda Ermenistan 1 Nemesis (Yunanca: ÍÝìåóéò), Yunan mitolojisinde, aþýrý gurur ve enaniyete düþenleri cezalandýran tanrýçadýr. Ýnanýþa göre o; kinci, yapýlan hata veya kötülüðün karþýlýðýný veren, kaderin vücut bulmuþ hali, merhametsiz bir tanrýçadýr. Bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/Nemesis, (Eriþim), 10 Aralýk 2008. 2 V Pamyat o Narodnýkh Mstitelyakh, Bkz: http://www.armenia.ge/show_news?id=125, (Eriþim), 17 Mart 2006. 3 Ermeni teröründe, Türkiye'deki iç huzursuzluðun zirveye çýktýðý 1979 yýlýndan itibaren büyük bir artýþ gözlenmeye baþlanmýþtýr. Ermeni teröristler, 21 ülkenin 38 kentinde, 39'u silahlý, 70'i bombalý, biri de iþgal þeklinde olmak üzere toplam 110 terör olayý gerçekleþtirmiþlerdir. Bu saldýrýlarda 42 diplomatýmýz ile 4 yabancý hayatýný kaybederken, 15 Türk ve 66 yabancý uyruklu kiþi de yaralanmýþtýr. ASALA'ya mal edilen saldýrýlar farklý kaynaklarda deðiþiklikler arz etmektedir. Amerikan hükümet kaynaklarýna göre 1968'den günümüze ASALA, 84 olayda 299 kiþiyi yaralamýþ 46 kiþiyi öldürmüþtür. Bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/ASALA, (Eriþim), 10 Aralýk 2008. Ayrýntýlý bilgi için bkz: Atilla Þehirlý, 'ASALA'nýn Ortaya Çýkýþý, Eylemleri, Ýliþkileri ve Sonu', Dünden Bugüne Türk-Ermeni Ýliþkileri, (Der, Ýdris bal, Mustafa Çufalý), Nobel Yayýnlarý, Ankara, Haziran 2003, ss. 637-673. 4 Türk Dýþ Politikasý, 1919-1980, (Der. Baskýn Oran), Cilt 1: Ýletiþim Yayýnlarý, 1. baský, Ýstanbul [182] 21. YÜZYIL Ekim / Kasým / Aralýk 2008 Türkiye-Ermenistan Ýliþkilerinde Peynir, Futbol, Soykýrým ve Ulusal Güven(siz)lik Problemleri ASALA’nýn 15 Temmuz 1983’te Paris Orly Havalimaný’ndaki THY bürosu önüne bomba koymasý sonucu meydana gelen patlamada 2’si Türk 8 kiþi yaþamýný yitirirken, 6 kiþi yaralanmýþtý. SSCB'ye baðlý kaldýðý için Türkiye bu ülke ile doðrudan iliþkiler kurmamýþ, ancak bu ülkenin 21 Eylül 1991'de5 baðýmsýzlýðýný ilân etmesinden sonra ayný yýl 19 Aralýk'ta6 baðýmsýzlýðýný tanýmýþtýr. Ýki ülke arasýndaki Akyaka sýnýr kapýsý Nisan 1993'e kadar açýk kalmýþ; Ermenistan'ýn Türkiye'ye yönelik sözde soykýrým propagandasýný geniþletmesi, toprak bütünlüðünü tanýmamasý, Azerbaycan topraklarýný iþgal (Kelbecer ilini) etmesi ve askeri operasyonlarý durdurmamasý nedeniyle Türkiye bu kapýyý kapatmýþtýr. Avrupa devletleri ve Türkiye'de Ermeni diasporasýnýn etkisinde olan bazý sivil toplum kuruluþlarý Türkiye'nin ulusal menfaatlerini göz ardý ederek, Ermenistan'ýn sözde soykýrým propagandasýnda çok yönlü saldýrýya geçtiði bir zamanda Türkiye'den sýnýr kapýsýný açmayý talep etmektedir ve maalesef bu talep her geçen gün bir az daha yüksek düzeylerde seslendirilmektedir. 2001, s. 170. 5 Hatem Cabbarlý, Ermenistan'da Ýktidar Mücadelesi, Ankara, Platin Yayýnlarý, Nisan 2005, s. 6 William Hale, Turkish Foreign Policy, 1774-2000, London, Frank Cass, 2002, s. 271. 21. YÜZYIL Ekim / Kasým / Aralýk 2008 [183] Dr. Hatem Cabbarlý 3. Propaganda Savaþý'nda Türkiye'nin Yenilgisinin Nedenleri Türkiye-Ermenistan arasýnda propaganda savaþýnda Türkiye'nin her geçen gün mevzi kaybetmesinin baþlýca nedeni, Ermenistan'ýn baðýmsýzlýk elde etmesinden sonra Türkiye'deki Ermeni diasporasýnýn daha ciddî bir þekilde kurumsallaþmasý ve ülke çapýnda faaliyetlerini geniþleterek, kendi görüþlerini destekleyen kiþilerin Türkiye ve yurt dýþýnda ön plâna çýkarýlmasý, propaganda savaþýný Türkiye sýnýrlarý içine taþýyabilmeleri ve sözde soykýrým savýný Türk kamuoyunda tartýþmaya açabilmeleridir. Ermenistan'da sözde soykýrýmý inkâr etmenin Allah'ý inkâr Son yýllarda Ermenistan etmek olduðu anlamýna geldiði bir zamanda Türkiye'de siyasîler, sivil toplum kuruluþlarý, ühükümeti ve Ermeni niversiteler, dernekler, diplomatlar, gazeteciler, diasporasý Türkiye'de ve aydýnlar bu konuyu tartýþabilmekte ve görüþ bildirmektedirler. Bu tartýþmalarda doðal olarak yurtdýþýnda yaþayan ve Türkiye'nin resmi tezinin savunulmasý beklenir“Ermeni soykýrýmýný” ken, tam tersi bir durum söz konusudur. Orhan kabul eden Türk vatan- Pamuk'un “Türkler Ermenilere soykýrým yaptý daþlarýný bir araç olarak ve 30 bin Kürt'ü öldürdü” fikrini seslendirkullanmaktadýr. mesinden sonra Nobel Ödülü almasý, karanlýk güçlere hizmet eden bazý (maalesef sayýlarý her geçen gün biraz daha artmaktadýr) aydýnlar, akademisyenler ve sanatçýlar ikinci Nobel Ödülü'nü almak için ciddî uðraþ vermektedirler. Türkiye medyasýnýn büyük bir kýsmýnda Pamuk ve onun gibi düþünenlere o kadar geniþ yer verilmektedir ki, karþý görüþü savunanlarýn sesleri duyulmayacak kadar zayýf kalmaktadýr. Son yýllarda yaþanan bu geliþmeler sosyolojik açýdan ve psikolojik harp açýsýndan deðerlendirildiðinde Türk kamuoyunun yalan ve asýlsýz haberler girdabýnda boðulduðunu görmemek mümkün deðildir. Hatta bu psikolojik harekât sadece medya düzeyinde kalmamýþ, daha da ilerleyebilmiþtir. Bu bakýmdan bazý emekli Büyükelçiler de Ermeni tezini savunur hale gelmiþtir. Örneðin, emekli Büyükelçi Volkan Vural'ýn devletin Ermeniler ve Rumlardan özür dilemesi, onlara vatandaþlýk verilmesi7 gerektiðini tavsiye etmesi, sorunun çözümünü “Lozan ile kovduðumuz azýnlýklar Türkiye'ye gelmeden bu sorun çözülmez”8 þeklinde tanýmlamasý oldukça ilginçtir. Vural, nedense ayný duyarlýlýðý Birinci Dünya Savaþý'ndan sonra Balkanlardan zorla kovulan, Kýbrýs'ta zulme tabi tutulan, Bulgaristan'da zorla 7 Neþe Düzel, Volkan Vural: Ermeni ve Rumlar tekrar vatandaþ olsun, : http://www.taraf.com.tr/makale/18 41.htm, (Eriþim), 8 Eylül 2008. [184] 21. YÜZYIL Ekim / Kasým / Aralýk 2008 Türkiye-Ermenistan Ýliþkilerinde Peynir, Futbol, Soykýrým ve Ulusal Güven(siz)lik Problemleri kimlikleri deðiþtirilen, 50 yýldan fazladýr sürgün hayatý yaþayan Ahýska Türklerinin, Ermenistan'ýn Azerbaycan topraklarýný iþgal etmesi sonucunda yaklaþýk 1 milyon kaçkýn(mülteci) Türkün geri dönmeleri hususunda göstermemektedir! Vural'ýn “þeytanýn avukatlýðýný” üstlenmesi kiþisel olarak kendisine ne getirecektir belli deðil, ama Türkiye'ye ciddî zarar verdiði ve vereceði þüphesizdir. Bu süreçte, bazý insan haklarý “savunucula- Ermenistan'da sözde rý” daha da ileri giderek Ýstanbul'da “soykýrýma” uðrayan Ermenilerin anýsýna anýt dikilmesi ge- soykýrýmý inkâr etmenin rektiðini9, “Ermenistan'dan gözüküyor ve Er- Allah'ý inkâr etmek oldumenileri rahatsýz ediyor” iddiasýyla Kars'ta Bi- ðu anlamýna geldiði bir rinci Dünya Savaþý yýllarýnda silahlý Ermeni çe- zamanda Türkiye'de siyateleri tarafýndan katledilen Türklerin anýsýna insîler, sivil toplum kuruþa edilmiþ anýtýn yýkýlmasý için lobi çalýþmalarý yapmaktadýrlar. Bunu müteakiben son zaman- luþlarý, üniversiteler, derlarda Türk Hükümeti'nin futbol diplomasisi adý nekler, diplomatlar, gazealtýnda Ermenistan'ýn ve diasporanýn sözde teciler, aydýnlar bu konusoykýrým konusunda “hodri meydan” dedikleri yu tartýþabilmekte ve bir zamanda sorumsuz bir þekilde bu ülke ile iliþkilerini düzeltmeye çalýþmasý birçok sorularý görüþ bildirmektedirler. da beraberinde getirmektedir. Sözde “Ermeni soykýrýmýnýn” uluslararasý alanda tanýtýlmasý için son yýllarda Ermenistan hükümeti ve Ermeni diasporasý, Türkiye'de ve yurtdýþýnda yaþayan ve “Ermeni soykýrýmýný” kabul eden Türk vatandaþlarýný bir araç olarak kullanmaktadýr. Bu tür bir propaganda özellikle Avrupa ve Amerika kamuoyu açýsýndan daha inandýrýcý gözükmektedir. Kendilerini Türk vatandaþý ve milliyetçe Türk olarak tanýtan bu kiþiler-Halil Berktay, Ali Ertem, Hülya Engin, Doðan Ahanli ve Taner Akçam, Türkiye'nin 1915 yýlýnda Ermenilere karþý “soykýrým” yapýldýðýný kabul etmesi gerektiðini dile getirmekle Ermenilerin tezini savunmaktadýrlar. Yukarýda adý geçen kiþilerin bu konudaki bütün görüþleri, yazdýklarý kitap ve makaleleri kýsa sürede Ermeniler tarafýndan yabancý dillere tercüme edilerek Avrupa ve Amerika'da ya8 Arslan Bulut, Ýçerdeki Ermeni Lobisinin Baþý Volkan Vural mý?, Bkz: http://www.bozok.org/modules.php? name=News&file=article&sid=6924, (Eriþim), 10 Aralýk 2008. 9 Türkiye Ýnsan Haklar Derneðinin Ermeni Soykýrýmýna Ýliþkin Taziye Açýklamasý, Azg, 26 Nisan 2005. 21. YÜZYIL Ekim / Kasým / Aralýk 2008 [185] Dr. Hatem Cabbarlý yýnlanmaktadýr. Yýlmaz Karakoyunlu'nun kaleme aldýðý “Salkým Hanýmýn Taneleri” romanýnýn beyaz perdeye aktarýlmasýnda da Türkiye'deki Ermeni diasporasýnýn ciddî lobi çalýþmalarýnýn olduðu bilinmektedir. Türkiye'nin azýnlýklara yönelik hoþgörüsünü eleþtiren filmin yapým masraflarýnýn Kültür Bakanlýðý tarafýndan karþýlanmasý da ilginçtir. Yukarýda ismi geçenler gibi Ermeni propaganda mekanizmasýnda yer alan Ahmet Ýnsel, Baskýn Oran, Cengiz Aktar, Ali Bayramoðlu ve diðerleri sözde Ermeni soykýrýmýnýn Türkiye tarafýndan tanýnmasý için yeni kampanya baþlatmýþlar. Ýnternet üzerinden yapýlan kampanya metninde, “1915'te Osmanlý Ermenilerinin maruz kaldýðý “büyük felâket”e duyarsýz kalýnmasýný, bunun inkâr edilmesini vicdaným kabul etmiyor. Bu adaletsizliði reddediyor, kendi payýma Ermeni kardeþlerimin duygu ve acýlarýný paylaþýyor, onlardan özür diliyorum”10 ifadesi yer almaktadýr. Kendilerini insan haklarý savunucularý olarak tanýtan bu kiþiler hiç bir zaman yaþanmayan bu iddiayý gündeme getirirken, 20. yüzyýlýn baþlarýnda Osmanlý topraklarýnda Ermeniler tarafýndan katledilen 500 binden fazla insanýn, Kýbrýs'ta Rumlar tarafýndan katledilerek Sandallar, Atlýlar, Murat Aða toplu mezarlarýn-da gömülen Türklerin, Azerbaycan'da Ermenistan silahlý birlikleri tarafýndan yapýlan Hocalý soykýrýmýnýn kurbanlarýnýn hakÝkili iliþkilerin geliþtiril- larýný acaba neden korumamaktadýrlar? Bu gün mesi adýna Türkiye'de Türkiye'de demokrasi adýna ülkenin birlik ve beyalnýzca hükümet deðil, raberliði, bekasý ve geleceði zedelenmekte ve yaayný zamanda sivil top- ra almaktadýr. Hiç kimse demokrasi perdesi allum kuruluþlarý da ulusal týnda Avrupa'da sözde Ermeni soykýrýmýný inkâr edenlerin cezalandýrýlmasýný öngören yasaçýkarlardan geri adým larýn kabul edilmesine itiraz ederek çoksesliliðin atmaktadýr. kýsýtlanmasýnýn nedenini sormuyor bile... Ýkili iliþkilerin geliþtirilmesi adýna Türkiye'de yalnýzca hükümet deðil, ayný zamanda sivil toplum kuruluþlarý da ulusal çýkarlardan geri adým atmaktadýr. Cumhurbaþkaný Abdullah Gül Erivan'a futbol maçýna gitmeden önce Ermenistan Futbol Federasyonu armasýnda yer alan Aðrý Daðý resmini kaldýrmýþ, maçtan sonra ise tekrar Aðrý Daðý'nýn resmi armaya yerleþtirilmiþtir. Bu deðiþiklik nedeniyle Federasyon Baþkaný Ruben Ayrapetyan Ermeni halkýndan özür dilemiþtir.11 10 Aydýnlardan Ermeni Tehcirine Özür Kampanyasý, Milliyet, 5 Aralýk 2008 11 Ruben Ayrapetyan Ýzivinilsya za Snyatie Ýzobrajenie Gorý Ararat s Logotipa Federaçii Futbola Armenii', REGNUM Haber Ajansý, 8.10.2008, 'Logo Jesti Lafta Kaldi...', Milliyet 10 Ekim 2008 [186] 21. YÜZYIL Ekim / Kasým / Aralýk 2008 Türkiye-Ermenistan Ýliþkilerinde Peynir, Futbol, Soykýrým ve Ulusal Güven(siz)lik Problemleri Hocalý’da Ermeniler tarafýndan þehit edilen bir Azeri Türkü Durum bu kadar açýk iken Vanda “Van'ý Tanýma ve Tanýtma Cemiyeti”nin devamý niteliðinde olan “Van'da Birinci Dünya Harbinde Ermeni Çetelerinin Katliamlarýna Uðramýþ Maðdurlar Derneði”nin adýný, “Türk-Ermeni Ýliþkileri Araþtýrmalarý Derneði” olarak deðiþtirmesi de oldukça manidardýr.12 Türkiye'de durum bu þekildeyken, Ermenistan cephesi de sürekli taarruz ederek durumu daha da zorlaþtýrmaktadýr. Ermeni aydýnlarý da bu süreçte yer alarak Cumhurbaþkaný Abdullah Gül'den sözde Ermeni soykýrýmýný tanýmasýný talep etmektedirler. “Türkiye Cumhurbaþkaný Sayýn Abdullah Gül'e Açýk Mektup”ta Ermeni aydýnlarý “Biz hepimiz kabul etmeliyiz ki, Osmanlý Türkiyesi Ermenileri toplu halde katletmekle suçludur ve bu günkü Türkiye Cumhuriyeti bu eyleme göre sorumluluðu miras almýþtýr. Çaðdaþ Türk diplomasisi ve propaganda aygýtý bizim tarihimizin bu karanlýk sayfasýný gizleyemez... Sizin kuþak Türk devlet adamlarý bu tartýþmasýz gerçeði kabul etmeli ve Ermeni soykýrýmýný tanýmalýdýr'13 talebinde bulunmuþtur. Bu mektubu ilginç kýlan þudur ki, mektupta imzasý olanlar arasýnda Hocalý soykýrýmýnýn yapýlmasýnda sorumluluðu olan ve Interpol tarafýndan kýrmýzý 12 Türk- Ermeni Ýliþkisindeki Normalleþme Sürecine Van'dan Destek, Hürriyet, 5 Aralýk 2008. 13 Otkrýtoe Pismo Prezidentu Tureçskoy Respubliki Gospadinu Abdulle Gyulyu, Bkz: http://yerkir.am/news/? id=755, (Eriþim), 12 Aralýk 2008 21. YÜZYIL Ekim / Kasým / Aralýk 2008 [187] Dr. Hatem Cabbarlý bültenle aranan Zori Balayan'ýn da adý var. Bunun ne kadar ahlâkî bir davranýþ olduðunu Ermeni mantýðýndan baþka bir mantýðýn açýklamasý mümkün deðildir her halde. 4. Türkiye-Ermenistan Ýliþkilerinde Peynir ve Futbol Faktörü Propaganda savaþý son hýzýyla devam ederken 2008 yýlý ortalarýnda Türk basýnýnda Türkiye-Ermenistan iliþkilerinin geliþtirilmesinde peynirin önemi konusunda ciddî bir müzakere baþlatýlmýþtýr.14 Hemen hemen hatýrý sayýlýr bütün gazetelerde bu konu üzerinde yorumlar yayýnlandý. Mütareke basýný, Türk ve Ermeni mandýracýlarýn ortaklaþa üretecekleri peynirin iki ülke arasýndaki sorunlarýn elzem çözümü için Türk kamuoyunun görüþlerini bulandýracak kadar abartmýþtýr. Bu yayýn kuruluþlarýna göre, mandýracýlarýn iþbirliði sonucunda sanki Ermenistan ve Ermeni diasporasý sözde soykýrým propagandasýndan vazgeçecek, soykýrýmý kabul eden Avrupa devletleri ile diplomatik iliþkileri kâtiplik düzeyine indirecek, bundan sonra Türkiye'den sözde soykýrýmý tanýmayý talep etmeyecek, Türkiye'nin doðu bölgesinden “Batý Ermenistan” olarak bahsetmeyecek, Baðýmsýzlýk Bildirgesi'nin 11. maddesinde yer alan “Ermenistan Cumhuriyeti, 1915 yýlýnda Osmanlý Türkiyesi ve Batý Ermenistan'da düzenlenen Ermeni soykýrýmýnýn uluslararasý alanda tanýnmasýna çalýþmaktadýr” ifadesini Bildirgeden kaldýracak, Nemesis terör örgütü tarafýndan þehit edilen Osmanlý devlet adamlarýnýn öldürülmesinden ve 1980'li yýllarýn sonlarýna kadar Ermeni teröristler(ASALA) tarafýndan katledilen Türk diplomatlardan dolayý özür dileyecek ve nihayetinde iþgal ettiði Azerbaycan topraklarýndan geri çekilecektir. Bu mandýra sevdasýnýn öncülüðünü ise Türk-Ermeni Ýþ Geliþtirme Konseyi (TEÝGK) yapmaktadýr. Türk-Ermeni Ýþ Geliþtirme Konseyi Basýn Koordinatörü Aline Özinan'ýn Zaman gazetesinin 30 Mayýs 2008 tarihli sayýsýnda yayýnlanan, “Kapalý Sýnýrlar Arasýnda ‘Peynir Gemileri’ Yürütmek” adlý yazýsý Türk kamuoyunun görüþlerini bulandýrmaktan ve gerçekleri çarptýrmaktan baþka bir þey deðildir. Bu Türkiye aleyhine yazýlmýþ gerçek bir propaganda malzemesidir ve bu gibi yazýlar Türkiye'ye yönelik psikolojik savaþýn birer parçalarýdýr. 14 Aline Ozinan, Kapalý sýnýrlar arasýnda “Peynir gemileri” yürütmek, Bkz: http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=695742, (Eriþim), 30 Mayýs 2008, Þenol Kantarcý, Türkiye-Ermenistan Ýliþkileri: Önce “Peynir Diplomasisi” Sonra “Futbol Diplomasisi”, Bkz: http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php?news=2982, (Eriþim), 1 Eylül 2008, “Diplomat Peynir” Kars'ta Satýþa Çýktý, Hürriyet, 2 Temmuz 2008. [188] 21. YÜZYIL Ekim / Kasým / Aralýk 2008 Türkiye-Ermenistan Ýliþkilerinde Peynir, Futbol, Soykýrým ve Ulusal Güven(siz)lik Problemleri TEÝGK'in kuruluþundan bugüne kadar faaliyeti deðerlendirildiðinde ise terazinin nedense her zaman Ermenistan'ýn lehine aðýr bastýðý, Türkiye'nin ulusal güvenlik sorunlarýnýn bilerek veya bilmeyerek(bilmemeleri imkânsýz) tüccar zihniyeti ile deðerlendirildiði, Ermenistan'ýn her zaman zeytin dalý uzatan, Türkiye'nin ise bu dalý kabul etmeyen taraf olarak uluslararasý kamuoyuna tanýtýldýðý gerçeði ortaya çýkmaktadýr. Konsey, bu güne kadar bilinen bütün ekonomik verileri tersine yorumlayarak Gümrü mandýracýlarýnýn piyasaya girmesinden Kars üreticilerinin kazanç saðlayacaðýný bildirmektedir. Tam tersi, Gümrü mandýracýlarýnýn da Kars'ýn peynir piyasasýna girmesi durumunda Kars mandýracýlarý üretim ve satýþ konusunda ciddî sýkýntýlar yaþayacaktýr. TEÝGK, Türkiye'nin ulusal güvenlik çýkar- Sarkisyan iki ülke milli larýný peynir düzeyine indirgeyerek Ermenis- futbol takýmlarýnýn karþýtan'da 19 Þubat devlet baþkaný seçimlerinden laþmasýný kelimenin gersonra iktidara gelen Serj Sarkisyan'ýn seçimler- çek anlamýnda bir diploden hemen sonra uluslararasý alanda sözde Ermeni soykýrýmý propagandasýný güçlendirecek- masi oyununa dönüþtürleri konusundaki açýklamasýný görmezden gel- müþtür. mekte, bu haberi Türk kamuoyunun duymamasý, duyanýn da sesini çýkarmamasý için elinden gelen ve gelmeyen her þeyi yapmaktadýr. Peynir politikasý güncelliðini kaybettiði sýrada Serj Sarkisyan'ýn Abdullah Gül'ü futbol maçýna davet etmesi gündeme geldi. Þubat 2008 devlet baþkanlýðý seçimlerinden sonra þaibeli bir þekilde devlet baþkaný koltuðuna oturan eski Savunma Bakaný Serj Sarkisyan, Ermenistan'ýn güvenlik, dýþ ve özellikle Türkiye politikasýnda þahinler kanadýný temsil etmektedir. Sarkisyan ilk günlerde Türkiye ile iliþkiler ve sözde Ermeni soykýrýmý konusunda ahlâkî deðerlerden yoksun olan beyanlarda bulunsa da, son zamanlarda tam tersi bir durum söz konusudur. Sarkisyan iki ülke milli futbol takýmlarýnýn karþýlaþmasýný kelimenin gerçek anlamýnda bir diplomasi oyununa dönüþtürmüþtür. Türkiye Cumhurbaþkaný Abdullah Gül'ü maça davet eden Sarkisyan, dýþ ve iç politikada bu konudan baþarýlý bir þekilde kendisine siyasî kazanç temin etmeye çalýþmýþ ve bir anlamda bunu baþarmýþtýr. Bölge basýnýnda bu davet konusunda çeþitli deðerlendirmeler yapýlsa da, Türkiye'de mütareke basýný ve Ermeni sevdalýsý bazý köþe yazarlarý Sarkisyan'ýn bundan bir kaç ay önce “Uluslararasý alanda ve Türkiye'ye yönelik soykýrým propagandasýna öncelik vermemiz gerekmektedir”15 ifade15 Sarkisyan: Soykýrým Propagandasýný Ýki Katýna Çýkartalým, Zaman, 25 Nisan 2008. 21. YÜZYIL Ekim / Kasým / Aralýk 2008 [189] Dr. Hatem Cabbarlý sini duymazlýktan gelmekte ve iki ülke arasýndaki iliþkilerin gerçek tablosunu çizme cesaretini gösterememektedirler. Avrupa ve Amerika kýtasýnda Ermenistan hükümetinin aralýksýz devam eden sözde Ermeni soykýrýmý propagandasýnýn gölgesinde Sarkisyan'nýn Gül'ü futbol maçýna davet etmesi ve hatta bilet göndermesi hiç de etik bir davranýþ deðildir ve psikolojik taarruzun klasik bir örneðidir. Sarkisyan'ýn Astana'da Sayýn Gül ile görüþme çabasý, jest olsun diye Türkçe konuþmaya çalýþmasý ve bunu baþaramamasý sonucunda Azerbaycan Devlet Baþkaný Ýlham Aliyev'in tercüman olarak devreye girmesi de kendisinin samimiyetini kanýtlamakta yetersiz kalmýþtýr. Sayýn Gül'ün ziyareti kabul etmesi, ülke içinde ciddî meþruluk problemi ile karþýlaþan Sarkisyan'a rahat nefes aldýrtmýþ ve konumunu daha da güçlendirmiþtir. Bu nedenle de davet yetkili kurum ve kiþiler tarafýndan deðerlendirilmeli, en ince ayrýntýlara kadar düþünülmeli ve acele karar alýnmamalý idi. Ziyaret gerçekleþmeden önce Cumhurbaþkaný Gül, Türkiye Cumhuriyeti devletinin baþý olduðu ve devleti temsil ettiði için Ermenistan'da 24 Nisan sözde Ermeni soykýrýmý kurbanlarýný anma Sayýn Gül'ün ziyareti ka- töreninde Türk bayraðýnýn alana serilmesi, katýbul etmesi, ülke içinde lýmcýlar tarafýndan çiðnenmesi ve bir gün önce ciddî meþruluk problemi de yakýlmasýný16 göz ardý etmemeliydi. Türk bayile karþýlaþan Sarkisyan'a raðýnýn taþýdýðý anlam itibariyle yüce Türk milletinin tarihten bugüne gelen tüm temel deðer ve rahat nefes aldýrtmýþ ve inançlarýný, özgürlüðünü sembolize ettiði, bu konumunu daha da güç- yönüyle milletin var oluþuyla eþ anlamlý kabul elendirmiþtir. dildiði de hiç bir zaman unutulmamalýdýr. 5. Türkiye'nin Ulusal Güvenlik Sorunu ve Ermeni Meselesi: Öncelik Hangisinde? Tabii ki, Ermeni meselesi Türkiye'nin ulusal güvenlik sorunlarýndan birini teþkil ederek 1990'lý yýllardan sonra zaman zaman Türk devlet ve kamuoyunun gündemini önemli derecede iþgal etmiþtir. Bu konu öz itibarýyla gelecekte Türkiye için Kýbrýs sorunun doðurduðu sonuçlardan daha ciddî sonuçlar doðurabilir. Özellikle hükümetin bu konuyu müzakereye açmasý, kamuoyunun sözde Ermeni soykýrýmý konusunda ikiye (kabul edenler ve etmeyenler) bölünmesi birçok sorunlarý bünyesinde barýndýrmaktadýr. 16 Erivan'da Türk Bayraðýna Hakaret, Zaman 25 Nisan 2008, Ankara'dan Bayraðýn Çiðnenmesine Kýnama, Radikal, 28 Nisan 2008. [190] 21. YÜZYIL Ekim / Kasým / Aralýk 2008 Türkiye-Ermenistan Ýliþkilerinde Peynir, Futbol, Soykýrým ve Ulusal Güven(siz)lik Problemleri Büyük Ermenistan Hayali Bu gün Türkiye'nin karþýsýnda iki seçenek var. Birincisi, sözde Ermeni soykýrýmýný tanýyarak ve Ermenistan'ýn ileri sürdüðü þartlarý kabul ederek bu sorunu çözmek, ikincisi ise hiç bir zaman yaþanmayan sözde Ermeni soykýrýmý propagandasýnýn önlenmesi için Ermenistan ve soykýrýmý kabul eden devletlere karþý devlet ciddiyetine yakýþýr bir þekilde mücadele etmek ve gerekirse Uluslararasý Tahkim'e kadar gitmek. Görünen þudur ki, hükümetin siyaseti uzun vadede birinci seçeneðe doðru kaymaktadýr. Ýkinci seçenek ise sözde Ermeni soykýrýmýný tanýmalarý nedeniyle galeyana gelen bir grubun Fransýz ve diðer devletlerin ithal mallarýný Kýzýlay ve Taksim'de yakmakla çözecek kadar basit deðildir. Uluslararasý Tahkim'e gelince ise buna Ermenistan yanaþmamaktadýr. Bunun da nedeni Ermenistan'ýn Uluslararasý Tahkim'de iddialarýný destekleyecek hukukî kanýtlarýn olmamasýdýr. Ancak büyük bir ihtimalle ABD'nin ve Avrupa devletlerinin de büyük çoðunluðunun sözde Ermeni soykýrýmýný tanýmasýndan ve Uluslararasý Tahkim'i etkileyebileceðine inandýktan sonra Ermenistan konuyu Tahkim'e götürmeye karar verebilir. Bu gün bakýmýndan bu öngörü belki biraz “riskli” olabilir ama 25-30 sene önce de kimse sözde Ermeni soykýrýmýnýn bu kadar geniþ coðrafyayý kapsayacaðýný ve Türkiye'nin ulusal güvenliðini tehdit edeceðini tahmin edemezdi. 21. YÜZYIL Ekim / Kasým / Aralýk 2008 [191] Dr. Hatem Cabbarlý Devlet uzun yýllar, diplomatlarý þehit olurken bile bu konu üzerine yoðunlaþmadý ve gelecek stratejisini oluþturamadý, yýllarca bu sorun görmezden gelindi. Son yýllarda ise Avrupa devletlerinin ve Hýristiyan Kilisesi'nin17 (Papa 16. Benediktus'ün kasýtlý açýklamasýný bir daha hatýrlamak ve asla unutmamak yerinde olur) desteði ile her gün bir az daha geniþleyen Ermeni propagandasý neticesinde Türk cephesinde ciddî gedikler açýlmýþtýr. Yýllarca mesele üzerine yoðunlaþmayan hükümet önce her iki tarafýn tarihçilerinden oluþan bir komisyon kurulmasýný benimsedi. Daha sonra ise Ermeni propagandasýnýn baþarýsýdýr ki, þimdi de “evet bu olaylar yaþandý ama karþýlýklý oldu” fikri kamuoyuna dayatýlmaktadýr. Belirli bir zamandan sonra devlet ve hükümet resmilerinin 'Evet, Türkler Ermenilere karþý soykýrým yaptý' diye itiraf etmeyeceðini bu gün kesin olarak söylemek mümkün deðildir. 7 Haziran 1977-12 Mart 1985 tarihleri arasýnda diplomatlarýmýz Ermeni teröristler tarafýndan þehit edilmiþlerdir. Ermeniler bundan gurur duyarak bahsediyorlarsa, biz, Türkler neden kendini savunma içgüdüsünden uzak kalmalýyýz? Türk basýnýnda, devletin resmi belge ve yazýþmalarýnda “sözde Ermeni soykýrýmý” ifadesinin kullanýlmasýnýn Ermenileri rencide ettiði ve bu nedenle de “1915 olaylarý” ifadesinin kullanýlmasý gerektiði konusunda Baþbakanlýktan ilgili kurumlara genelge gönderildiði iddia edilse de, bu iddia hükümet tarafýndan tekzip edilmedi.18 2001'de þehit Türk diplomatlarýný anma töreninde konuþma yapan dönemin Dýþiþleri Bakaný Ýsmail Cem konuyla alâkasý olmayan 15 dakikalýk konuþmasýnda bir defa olsun Ermeni terörü ifadesini kullanmadý. Acaba diplomatlar depremde mi, uçak kazasýnda mý hayatlarýný kaybetti? Bu arada milli hafýzasý zayýf olanlarýn dikkatine sunulur: 7 Haziran 1977-12 Mart 1985 tarihleri arasýnda diplomatlarýmýz Ermeni teröristler tarafýndan þehit edilmiþlerdir. Ermeniler bundan gurur duyarak bahsediyorlarsa, biz, Türkler neden kendini savunma içgüdüsünden uzak kalmalýyýz? 17 24 Kasým 2008 tarihinde Vatikan'dan Türkiye'yi ilgilendiren iki önemli karar çýktý. Bunlardan birincisi asýlsýz Ermeni soykýrýmýnýn Vatikan tarafýndan tanýnmasý, ikincisi ise Dinler arasý diyalog ve hoþgörünün mümkün olmadýðý açýklamasýdýr. Bkz: Törehan Serdar, 'Vatikan'dan Ýnciler', http://www.turkishforum.com/tr/content/2008/11/29/vatikandan-inciler/, (Eriþim), 12 Aralýk 2008. 18 Sözde soykýrým' yerine artýk '1915 olaylarý' denecek, Bkz: http://www.nethaber.com/NewsDetails.aspx?id=34 [192] 21. YÜZYIL Ekim / Kasým / Aralýk 2008 Türkiye-Ermenistan Ýliþkilerinde Peynir, Futbol, Soykýrým ve Ulusal Güven(siz)lik Problemleri Türkiye uluslararasý alanda sözde Ermeni soykýrýmý konusunda boks maçýnda nakdavn durumunda olan savaþçýya benziyor. Düþmesini kimse istemiyor. Ancak darbelerin kimden ve nereden geldiðinin de farkýnda olmuyor. Hatta zaman zaman maçýn hakemi de bu oyuncuya sað kroþe ile darbeler vurmaktan kendisini alýkoyamýyor. Hükümet, Ermenistan ile iliþkilerinde “seni seveceðim sen sevmesen de” anlayýþýyla platonik aþk yaþasa da, Ermenistan býrakýn bu aþký hissetmeyi, deðer ve karþýlýk vermeyi, Türkiye'yi en ciddî þekilde eleþtirmekten, gururu ve duygularý ile oynamaktan çekinmiyor. Ermeniler, yüz yýldýr Türk'e karþý kin psikolojisi ile beslenen egosunu tatmin etmenin heyecan ve zevkini yaþamaktadýr. Hükümetin Ermenistan sevdasýnýn alevlendiði bir zamanda bu ülkenin Dýþiþleri Bakaný Edvard Nalbandyan “Ermenistan Osmanlýda Birinci Dünya Savaþý yýllarýnda Ermenilere karþý yapýlan soykýrýmýn tanýnmasýndan hiç bir zaman vazgeçmedi ve geçmeyecek” diyerek gayet açýk bir þekilde tutumlarýný dile getirmiþtir.19 Ermenistan'ýn sözde soykýrým propaganda yelpazesi o kadar geniþtir ki, konuyla ilgisi olsun olmasýn uluslararasý sivil toplum kuruluþlarý da bu rüzgâra kapýlarak tarihi Ermenistan'ýn dediði gibi kabul etmektedirler. Örneðin, Dünya Doktorlar Konseyi’nin Ermenistan'ý üye olarak davet ettiði öneride, Ermenilere karþý soykýrým uygulandýðý, 1914-1918 yýllarýnda 1,5 milyon Ermeni katledildiði, sað kalanlarýnsa tüm dünyaya yayýldýklarý belirtilmiþtir.20 6. Türkiye ve Azerbaycan Açýsýndan Deðerlendirme Son birkaç yýldýr Türkiye-Ermenistan iliþkilerinde dengenin Ermenistan lehine bozulmasý ortaya oldukça karýþýk bir tablonun çýkmasýna neden olmuþtur. Türkiye'deki Ermeni diasporasý yeniden ve günün þartlarý gereðince yeni strateji ve taktik uygulamaya baþlamýþtýr. Bu yeni strateji ve taktik deðiþimi genel olarak dünya Ermeni diasporasýnda yaþanan reformlarýn bir parçasýdýr. 267, (Eriþim), 24 Aðustos 2007. 19 Armeniya Nikogda ne Otkazývalas i ne Otkajetsa ot Priznaniya Genoçida Armyan, Bkz: http://www.hayinfo.ru /ru/news/policy/33817.html, 30 Temmuz 2008, MÝD Armenii: Pora Otkýrýt Poslednie Zakrýtýye Graniçý, Bkz: http://www.hayinfo.ru/ru/news/policy/33857.html, (Eriþim), 31 Temmuz 2008. 20 Dünya Doktorlar Konseyi Ermeni Soykýrýmýný Teyit Etti', Azg 28 Kasým 2008. 21. YÜZYIL Ekim / Kasým / Aralýk 2008 [193] Dr. Hatem Cabbarlý Türk Hükümeti'nin Ermenistan ile iliþkilerin normalleþmesi adýna ulusal güvenlik deðerlerinden vazgeçmesi, Azerbaycan ile iliþkilerinde yaþanmasý muhtemel anlaþmazlýðý dikkate almamasý, sözde soykýrým konusunda içeriði ve sýnýrlarý belirsiz bir siyaset uygulamasý Ermenistan'ýn uluslararasý ve Türkiye genelinde manevra alanýný oldukça geniþletmiþtir. Türkiye devleti ve kamuoyu artýk Ermenistan'ýn bu çirkin oyununun farkýnda olmalý ve ulusal güvenliðinin gerektirdiði bütün önlemleri alma cesaretini göstermelidir. Özellikle iç kamuoyunda kripto Ermenilerin bu yönde faaliyetleri izlenmeli ve deðerlendirilmelidir. Devlet için sorunun küçüðü veya büyüðü yoktur. Kayayý damlalarýn gücünün deðil, onlarýn sürekliliðinin parçaladýðý gerçeði kesinlikle ama kesinlikle unutulmamalýdýr Türkiye için bu konuda en önemli konu Ermenistan ile iliþkilerinde Azerbaycan'ý verip Ermenistan'ý kazanamamaktýr ve büyük bir ihtimalle de kazanamayacaktýr. Türk Hükümeti'nin karþýlýksýz Ermeni sevdasýnýn devam ettiði bir dönemde Azerbaycan'ýn geliþmeler karþýsýnda nasýl bir tutum sergileyeceði de oldukça ilginçtir. Azerbaycan devleti soðukkanlý davranarak bunu devlet ciddiyeti ile kabul edebilir, ancak Azerbaycan kamuoyunun bu tür soðukkanlýlýk sergilemeyeceði muhtemeldir. Bu süreçte Türkiye'nin Azerbaycan kamuoyundaki var olan oldukça iyi imajý zedelenecektir. Dostu ve düþmaný tanýmak zamanýdýr. Bu felsefe insanlar arasýnda olduðu gibi, devletler arasýnda da geçerlidir ve kimse bunun aksini iddia edecek kadar sorumsuz deðildir. [194] 21. YÜZYIL Ekim / Kasým / Aralýk 2008