PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN TÜRKİYE`DEKİ EYLEM PROFİLİ

Transkript

PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN TÜRKİYE`DEKİ EYLEM PROFİLİ
PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN TÜRKİYE’DEKİ EYLEM PROFİLİ1
Dr. Fatih Beren2
ÖZET
Bu araştırmayla 2010 yılı içerisinde terör örgütü tarafından gerçekleştirilen
eylemlerin profilinin çıkarılması ve bu eylemlerin hangi illerde ve ne yoğunlukta
yaşandığının ortaya konması amaçlanmıştır. Bu çerçevede, PKK terör örgütü tarafından
Türkiye’de bir yıl içerisinde gerçekleştirilen eylem ve etkinlikler analiz edilmiş ve PKK
terör örgütünün Türkiye genelinde 2010 yılı içerisinde 23 farklı türde toplam 4.598 eylem
ve etkinlik gerçekleştirdiği görülmüştür. Sonuçların rasyonel bir şekilde analiz
edilebilmesi için 23 farklı türdeki eylemler 5 başlık altında sınıflandırılmış ve PKK terör
örgütü tarafından gerçekleştirilen farklı türdeki eylemlerin sıklığının illere göre farklılık
gösterip göstermediği sınanmıştır.
Araştırma sonucunda, illere özgü eylem profilinin bir diğerine benzemediği, kimi
şehirlerde kırsal destekli şiddet eylemlerinin yoğun yaşanmasına karşın başka şehirde
şehiriçi şiddet eylemlerinin bir başkasında ise yürüyüş, basın açıklaması ve propaganda
faaliyetleri tarzındaki eylemlerin çok daha yoğun yaşandığı görülmüştür. Şehirlerin
terörist eylem profillerinin birbirinden farklı nitelikte/yoğunlukta olması, terörle
mücadelede çözüm önerilerinin de birbirinden farklı nitelikte/yoğunlukta olması
gerektiğini de göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: PKK, KCK, Terörle Mücadele, Eylem Profili, Problem Odaklı Polislik.
GİRİŞ
Etnik ayrılıkçı terör örgütü olan PKK/KCK (Partiya Karkeren Kurdistan-Kürdistan İşçi Partisi
/Koma Civakên Kurdistan- Kürdistan Halklar Konfederasyonu) terör örgütüne karşın yaklaşık otuz
yıldır sürdürülen mücadelede henüz istenilen neticenin elde edilememiş olmasının ardında birçok
neden bulunmaktadır. Bu çalışma ile mücadele edilen terör örgütünü ve eylemlerini daha iyi anlamak
ve analiz etmek, bu sayede de terörle mücadelede daha etkili taktik ve stratejik planları yapmaya
katkı sağlamak hedeflenmiştir.
Farklı ülke ve bölgelerde faaliyet yürüten terör örgütünün bölgesel dokuları kullanarak
faaliyetlerini planladığı açıkça görülebilmektedir. Terör örgütünün, Irak ve Suriye gibi iktidar boşluğu
olan kimi Ortadoğu ülkelerinde militanlarına silahlı ve bombalı eğitimler verdiği, kimi Avrupa
ülkelerinde finans ve propaganda (kitle iletişim araçları üzerinden medya) faaliyetlerini yürüttüğü,
ülke içersinde de bombalı ve silahlı saldırılar, araç yakma ve molotof atma gibi şiddet eylemlerini
sürdürdüğü bilinmektedir.
1
Makalenin İngilizce orjinali UHP Dergisinin 8. Cilt ve 29. Sayısında yayınlanmıştır; F.Beren, “The Action
Profile of PKK/KCK Terrorist Organization”, Uluslararası Hukuk ve Politika (UHP) Dergisi, Cilt: 8, Sayı:29, s:
87-107, 2012.
2
PhD, Superintendent, Sanliurfa Police Department ([email protected]).
Detaylı incelendiğinde görülecektir ki, terör örgütü tarafından gerçekleştirilen eylemler, sadece
ülkeden ülkeye ya da bölgeden bölgeye değil, şehirden şehre ve hatta aynı şehir içerisinde ilçeden
ilçeye de önemli farklılıklar gösterebilmektedir. Örneğin, aynı bölgede bulunmalarına rağmen,
Diyarbakır’ın, Hakkari’nin, Mardin’in, Şanlıurfa’nın ve Gaziantep’in hem toplumsal hem de kentsel
(sosyal, ekonomik ve kültürel) nitelikleri birbirinden oldukça farklıdır. Kentsel ve toplumsal nitelik
şehrin sadece zenginlik (ekonomik) ölçütünü değil devlet–toplum ilişkilerini, iklim koşullarını, göç alıp
verme oranlarını, sahip olduğu suç türü ve yoğunluğunu da kapsamaktadır. Böyle olduğunda da, terör
örgütünün farklı kentlerdeki örgütlenme modelleri de, eylem tarzları da eylem yoğunluğu da
birbirinden oldukça farklı olmaktadır.
Kimi şehirlerde güvenlik güçlerine yönelik silahlı ya da bombalı saldırılar gerçekleştirilirken, kimi
şehirlerde de bu patlayıcılar illegal yollardan yurt içine sokulmaktadır. Kimi şehirlerde terörist
saldırıları gerçekleştirecek potansiyel gençler örgütün dağ kadrosuna kazandırılıyorken, kimisinde de
sivillere yönelik bombalı eylemlerle karşıt kimlik üzerinden terörist kimlik inşa edilmeye ve
büyütülmeye çalışılıyor. Kimi şehirlerde de sadece basın açıklaması ve yürüyüş gibi legal platformdaki
eylemlere ağırlık veriliyor. Bu araştırma ile PKK/KCK terör örgütünün Türkiye’deki eylemlerinin de
şehirlere göre farklılık gösterip göstermediği, eğer farklılık söz konusu ise şehirlerarasında nasıl bir
farklılığın bulunduğu incelenecektir.
Bölgesel doku ve farklılıkları kullanan terör ile mücadelede başarıyı yakalayabilmek için her
şeyden önce bölgesel dokulara ve farklılıklara uygun geliştirilmiş bölgesel politikaların yani her şehrin
kendine özgü terörle mücadele yol haritasının yaşama geçirilmesi gerekmektedir. Her bir şehrin
kendine özgü terörle mücadele yol haritasını oluşturabilmesi için de o kente özgü terörist eylem
profiline ihtiyaç duyulmaktadır. İllerin terörist eylem profillerini ortaya koymayı amaçlayan bu çalışma
da bu noktada terörle mücadele alanına önemli bir katkı sağlayacağı ifade edilebilir.
TERÖRLE MÜCADELE VE PROFİL ÇALIŞMALARI
Modern çağın bir savaşım stratejisi olarak görülen terör, şiddet eylemleri üzerinden politik
mesajlarını hedef kitlelere ulaştırmayı amaçlayan bir iletişim stratejisi olarak tanımlanmaktadır.3
Üzerinde kolayca mutabık kalınabilen bir kavram olmasa da terör, sivillere yönelik şiddet içermesi,
terörü belirginleştiren en önemli niteliklerden biridir.4 Terörle mücadelenin doğru bir şekilde
anlaşılabilmesi ve anlatılabilmesi için öncelikle terör, terörist ve terörizm kavramları üzerinde
durulmalıdır. Çatı bir kavram olan terörün altında yer alan terörist ve terörizm kavramları en yalın
ifade ile stratejik eylem ve stratejik söylem olarak ayrıştırılabilir.5 Yani terör örgütleri ve teröristle
mücadele süreci nasıl ki stratejik eylemleri ifade ediyorsa, terörizmle mücadele de kültürel, siyasal ve
sosyal etmenleri içeren strateji ve söylem alanlarını ifade etmektedir.
Terörle mücadele yazılımı/anlayışı, terörle mücadele sürecinin nasıl algılandığının, bu süreçteki
eylem ve söylemlerinin hangi değerler ve stratejiler üzerine yapılandırıldığının sorgulandığı beyin
yoğun bir çalışma sürecidir.6 Dolayısı ile terörle mücadele yazılımı terörle mücadele sürecini sadece
3
Walter Laquer, Terrorism, (London: Weidenfeld and Nicolson, 1978); İhsan Bal, Terörizm: Terör, Terörizm
ve Küresel Terörle Mücadelede Ulusal ve Bölgesel Deneyimle, (Ankara: USAK Yayınları, 2006).
4
Boaz Ganor, ‘Defining Terrorism: is one man’s terrorist another man’s freedom fighter?’ Police Practice
and Research, Cilt. 3, Sayı. 4, 2002, s. 287–304.
5
Bal, Terörizm: Terör, Terörizm ve …
6
İhsan Bal, Terörle Mücadele Stratejileri Ders Notları, (Ankara: Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri
Enstitüsü Doktora Programı, 2006).
teröristle mücadele etmek olarak tanımlamamaktır. Terörle mücadele yazılımının kapsamını,
sorunları doğru tespit etmek, strateji belirlemek ve taktik geliştirmek gibi entelektüel birikimler
oluşturmaktadır.
Terörist eylemler, bilinçsizce ve rastgele yapılmış eylemler olmadığından bu eylemlerde hedef,
zaman ve metot seçimi, şiddet üzerinden verilecek mesaj için hayati öneme sahiptir. Örnek olarak 07
Temmuz 2005 Londra ve 15-20 Kasım 2003 İstanbul bombalamaları veya diğer önemli terörist
saldırılar gösterilebilir. Bu nedenle stratejik eylem ve söylemleri içeren terörle mücadele süreci her
şeyden önce, bilinçli ve rasyonel olarak analiz edilmiş ve önceden hesaplanmış adımları içermelidir.
Terörizm kavramının, terörist eylemler üzerinden yapılan propagandalar ve söylemler olarak
tanımlanmasından da anlaşılacağı üzere, terörle mücadele sürecinde de terörle mücadele yazılımında
da terör ve terörizmi birbirinden yoksun düşünmek olanaksızdır. Fakat günümüzde terörizmle
mücadele etmek yerine teröristle mücadele etme kolaycılığının küresel anlamda daha yaygın olarak
tercih edildiği, Amerika Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgeleri (2002-2006) ve Baker-Hamilton
Raporu’nda da görülmektedir.7 Bu anlayışın doğal bir sonucu olarak da küresel anlamda terörizmle
mücadele alanının nispeten daha boş bırakıldığı yapılan literatür çalışmalarından anlaşılmaktadır.8
Oysaki terör, esas amacı itibarıyla siyasal bir meydan okumadır.9 Heinzen, Bakunin ve Naçayev gibi
terör düşünürleri terörizmi bir iletişim aracı ve hatta bazı durumlarda bir doktrin olarak ileri
sürmüşlerdir.10 Bu açıdan bakıldığında terörizm, terörist eylem üzerine inşa edilmiş bir söylem ve
propaganda doktrini olarak tanımlanabilir.
Görülüyor ki terörle mücadele, teröristle mücadele ve terörizmle mücadele olarak iki temel
sütun üzerine oturmaktadır. Bu iki sütundan oluşan mücadele stratejisini doğru anlamak ve
mücadeleyi akılcı bir şekilde gerçekleştirmek ve sürdürmek, terörist grup ya da hareketlerin hangi
mesajları verme çabası içinde bulunduklarının doğru bir biçimde deşifre edilmesinde yatmaktadır.11
Terörist grupların söylemleri ve eylemleri doğru şekilde analiz edildiğinde, teröristlerin hangi
stratejileri neden uyguladıkları, kimi devlet ya da istihbarat örgütleriyle neden ve nasıl bir işbirliği
yaptıkları, neyi nasıl ve neden yaptıklarını anlama başarısı yakalanmış olacaktır. Terörle mücadele
stratejilerinde başarının yakalanabilmesi, ancak terör örgütlerinin ve terörist eylemlerin doğru analiz
edilebilmesi ile gerçekleşir.12 Sloganların yerine istatistikler, ucuz komplolar yerine teorik ve bilimsel
metotlara dayalı analizlerin yapılması, terörle mücadele stratejilerini daha doğru, anlaşılır ve güçlü
kılar.13
Terörle mücadele alanında profil çalışmaları, farklı içeriklerle uzun süreden beri tercih
edilmektedir. Literatür incelendiğinde, terörle mücadelede çoğunlukla terör örgütlerinin ve terör
7
J. A. Baker, ve L. H. Hamilton, The Iraq Study Group Report, (New York: Vintage Boks, A Division of
Random House Inc., 2006).
8
Barry Davies, Terörizm, (İstanbul: Truva Yayınları, 2006); Ürün Perçin ve Nuri Bilgin, ‘Terörizme İlişkin
Algılar ve Sosyal Temsiller,’ içinde Oğuzhan Başıbbüyük, M. Alper Sözer ve Nurullah Altun (ed), Terörle
Mücadelede Makro ve Mikro Perspektifler, (Ankara: Polis Akademisi Yayınları, 2011) s. 240; Rex A.
Hudson, The Sociology And Psychology of Terrorism: who becomes a terrorist and why?, (Washington:
Library of Congres, 1999).
9
Bal, Terörizm: Terör, Terörizm ve …
10
İhsan Bal, Alacakaranlıkta Terörle Mücadele ve Komplo Teorileri, (Ankara: USAK Yayınları, 2006).
11
Bal, Terörizm: Terör, Terörizm ve …
12
Necati Alkan, Söz Bitmeden: Terörle Mücadelede Önleme Stratejileri, (Ankara: USAK Yayınları, 2007).
13
Terörle Mücadele Raporu, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK), 2007.
örgütü üyelerinin (militan) profili üzerinde durulduğu görülebilmektedir.14 Literatürde, bununla
birlikte az da olsa terör tehditlerinin profili ile terörist eylemlere dönük profil çalışmalarına da
rastlamak mümkündür.15
Terörle mücadelede profil çalışmaları, PKK/KCK terör örgütü özelinde ele alındığında da yine
çalışmaların çoğunlukla terörist (militan) profili ile örgüt profili üzerine yoğunlaştığı ifade edilebilir.16
PKK terör örgütü ile etkin mücadeleye katkı sağlaması için, PKK/KCK terör örgütünün Türkiye’de
gerçekleştirdiği eylemlerle ilgili profil çalışması yapılacaktır. Bu çalışma, kriminoloji alanında yaygın
olarak bilinen problem odaklı polislik yaklaşımının terörle mücadeleye nasıl yansıyabileceği
düşüncesinden yola çıkılarak oluşturulmuştur. Teröristle mücadele alanında görev alan güvenlik
personeli, terörist kişi ve eylemlerle mücadele ederken daha başarılı olabilmesi için mücadele ettiği
alanı rasyonel bir şekilde analiz etmeli ve buna göre yol haritası belirlemelidir. Bu çerçeveden
hareketle terörle mücadelede problem odaklı polislik yaklaşımı ve terörle mücadelede nasıl
kullanılabileceği burada kısaca ele alınacaktır.
TERÖRLE MÜCADELEDE AÇISINDAN PROBLEM ODAKLI POLİSLİK (POP) YAKLAŞIMI
Terörle mücadelenin, toplumdan topluma ve zamandan zamana değişebilen bir nitelik taşıdığı
göz önüne alındığında, terörle etkin bir şekilde mücadele edebilmek için nasıl bir yol tercih
edilmelidir? Problem Odaklı Polislik (Problem-Oriented Policing) fikrini ilk ortaya atan Herman
Goldstein’in temel felsefesi, ‘polisliğin en temelde suçun tekrar işlenmesini sağlayan koşulları
değiştirmek’ olduğudur.17 Goldstein bu yaklaşımında; rutin olarak ortaya çıkan olaylardaki benzer
noktaların ‘tarayarak’ bulunmasını, olayların benzer işleniş şekillerini ve problemlerin sebeplerini
derinlemesine analiz etmek için bilgi toplanmasını, sebepsel zincire önceden müdahale etme yollarını
bularak benzer problemlerin tekrar olma olasılığını düşürmeyi ve son olarak da yapılan bu uygulamayı
14
William R. Charlesworth, ‘Profiling Terrorists: a taxonomy of evolutionary developmental and situational
causes of a terrorist act’, Defence & Security Analysis, Cilt. 19, Sayı. 3, 2003, s. 241-264; Reuben Vaisman,
‘Profiling Terrorists’, Journal of Police Crisis Negotiations, Cilt. 7, Sayı. 1, 2007, s. 27-61; Ömer Özüyılmaz
ve Adem Demir, ‘İstanbul İli Örneğinde Terör Suçuna Karışan Şahısların Profili’, içinde Oğuzhan
Başıbbüyük, M. Alper Sözer ve Nurullah Altun (ed), Terörle Mücadelede Makro ve Mikro Perspektifler
(Ankara: Polis Akademisi Yayınları, 2011), s. 105-134; David Lester, Bijou Yang ve Mark Lindsay, ‘Suicide
Bombers: are psychological profiles possible?’ içinde M. Ozguler, A. Ozdogan, A. S. Yayla, E. Mus ve H.
İltas (ed) Terrorism: A Global Perspective, (Washington DC: TISD, 2009), s. 262-286; Süleyman Özeren,
M. Alper Sözer ve Süleyman Demirci, ‘Terör Örgütlerinde Militan Kimlik Profili: Türkiye’de Hizbullah
Örneği’ içinde M. Sever, H. Cinoğlu, O. Başıbüyük (ed), Terörün Sosyal Psikolojisi, (Ankara: Polis
Akademisi Yayınları, 2010), s. 139-165.
15
Fasihuddin, ‘Talibanazitation and Terrorist Attacks in the North-West Frontier Province’ içinde S.
Teymur, H. Ozdemir, O. Başıbüyük, M. Ozer ve M. Gunbeyi (ed), Combatting Terrorism, (Washington
D.C.: TISD, 2009), s. 157-216; Erin Gibbs Van Brunschot, ‘Framing Terrorist Threat: Canada, England and
Australia’ içinde M. Ozguler, A. Ozdogan, A.S. Yayla, E. Mus ve H. İltas (ed), Terrorism: A Global
Perspective, (Washington D.C.: TISD, 2009), p12-22.
16
Yılmaz Şimşek, ‘Profiling PKK Terrorists’ içinde S. Teymur, H. Ozdemir, O. Başıbüyük, M. Ozer ve M.
Gunbeyi (ed), Combatting Terrorism, (Washington D.C.: TISD, 2009), s. 271-286; Habib Özdemir, ‘PKK
Terör Örgütünün İstismar Ettiği Çocuklar: Hakkari Örneği’, içinde Oğuzhan Başıbbüyük, M. Alper Sözer ve
Nurullah Altun (ed), Terörle Mücadelede Makro ve Mikro Perspektifler, (Ankara: Polis Akademisi
Yayınları, 2011), s. 69-92; Dilara Şeker, Şükran Sevimli, Urungu Akgül ve Akif Acar, ‘Doğu ve Güneydoğu
Anadolu’da Terör Suçuna Karışan Bireyler ve Arka Planlarının Değerlendirilmesi’, içinde Oğuzhan
Başıbbüyük, M. Alper Sözer ve Nurullah Altun (ed), Terörle Mücadelede Makro ve Mikro Perspektifler,
(Ankara: Polis Akademisi Yayınları, 2011), s. 165-190.
17
Herman Goldstein, ‘Improving Policing: A Problem Approach’, Crime & Delinquency, April 1979, s. 234.
yeniden değerlendirmeyi ve aksaklıkların olması durumunda bu basamakların yenilenmesini
vurgulamaktadır. Bu aşamaları ise TAMÜD (SARA) olarak kısaltmakta ve şu şekilde sıralamaktadır:18
o Tarama / Scanning
o Analiz / Analysis
o Müdahale / Response
o Değerlendirme / Assesment
Terörle etkin mücadele edebilmek ve etkin terörle mücadele politika, strateji ve yol haritası
oluşturabilmek için problem odaklı polislik yaklaşımı kilit rol üstlenmektedir. Terör suçları bir kez
işlenen ve tekrarı olmayan bir suç türü değildir. Aksine benzer ve bulaşıcı (yaygınlaşabilen) bir niteliğe
sahiptir. Dolayısı ile her ilin kendine has bir suç profili vardır ve bu profil çerçevesinde benzer suçlar /
olaylar her dönem yeniden işlenmektedir. Örneğin okulların (üniversitelerin veya liselerin) açılması ile
beraber örgüt güdümünde faaliyet gösteren organizasyonlar tarafından tanışma etkinlikleri/piknikleri
düzenlenmekte ve burada yeni kişiler örgüte çekilmeye çalışılmaktadır. Ya da terör örgütünün kuruluş
yıl dönümü, ilk silahlı eylemi, örgüt liderinin yakalanarak Türkiye’ye getirilmesi gibi tarihlerde her
sene düzenli olarak, illegal sokak gösterileri (eğitim kurumlarına, güvenlik birimlerine ya da ekonomik
değere sahip kuruluşlara molotof atma / araç yakma) gerçekleştirilmekte ve bunlarda çoğu kez 18
yaşından küçük kişiler kullanılmaktadır.
Sürekli hale gelen bu tür problemleri kökten çözebilmek yani suçun tekrar işlenmesini sağlayan
koşulları değiştirebilmek için terör eylemlerindeki rutini tespit etmek, yaşanan şeyin ne olup
olmadığını doğru bir şekilde analiz edebilmek (terörün gerçek amacını anlamak) ve ‘sebepsel zinciri’
tanımlayıp önceden müdahale edebilmek gerekmektedir. Bu da problem odaklı polislik anlayışının
terörle mücadelede etkin bir şekilde kullanılması anlamına gelmektedir.
Bu çalışmada da, PKK/KCK terör örgütü tarafından Türkiye’de gerçekleştirilen eylemlerin nasıl
sınıflandırılabileceği ve sınıflandırılan terörist eylemlerin her kentte aynı yoğunlukta yaşanıp
yaşanmadığı (şehirlerin terör riski ve terörist eylem profilinin aynı olup olmadığı) problem odaklı
polislik yaklaşımı ile ele alınacaktır.
PKK/KCK terör örgütü tarafından Türkiye’de gerçekleştirilen eylemler ile ilgili profil çalışmasına,
alan araştırmasına geçmeden önce PKK/KCK terör örgütünün ne olduğu? Ne zaman ortaya çıktığı?
Hangi strateji ve politikaları benimsediği gibi çalışmaya konu olan terör örgütü hakkında genel
bilgilere yer verilecektir.
PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜ 19
PKK/KCK terör örgütü, ‘Apocular’ olarak bilinen ön hazırlık (oluşum) sürecinden sonra,
Diyarbakır’ın Lice ilçesinin Fis köyünde 27 Kasım 1978 tarihinde yapılan bir toplantı neticesinde
kurulmuş ve ilk silahlı eylemini Siirt’in Eruh ve Şemdinli ilçelerine yönelik olarak 15 Ağustos 1984
18
19
Herman Goldstein, ‘Improving Policing: A Problem…
PKK (Partiya Karkeren Kurdistan-Kurdistan Labor Party) / KCK ((Koma Civakên Kurdistan-Peoples`
Confederation of Kurdistan) terör örgütü
tarihinde gerçekleştirmiştir.20 Örgüt Marksist ideolojiye sahip olmasına rağmen dini temaları da
kullanan, etnik ayrılıkçı terör örgütü niteliği taşımaktadır.21
Terör örgütünün zamana, ulusal ve uluslararası gelişmelere ve örgütün değişen stratejik
taleplerine göre yeni isimleri örgüte yakıştırdığı ve öne çıkardığı bilinmektedir. 1978 yılında ortaya
çıktığı andan itibaren ‘Kürdistan İşçi Partisi’ (Partiya Karkerên Kurdistan-PKK) ismini benimseyen terör
örgütü, Nisan 2002’de Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi (Kongreya Azadî û Demokrasiya
Kurdistanê-KADEK) ismini, Kasım 2003’te Halk Kongresi (Kongra-Gel) ismini, Mart 2005’te Kürdistan
Demokratik Konfederalizmi (Koma Komalên Kurdîstan-KKK) ismini ve Mayıs 2007’den itibaren de
Kürdistan Halklar Konfederasyonu (Koma Civakên Kurdistan-KCK) ismini kullanmıştır.22 Terör örgütü
kullanmaya başladığı her yeni isimle birlikte yeni ve temiz bir sicil dosyası açmayı hedeflese de
kullanmış olduğu (sivilleri hedef alan) eylemleri sürdürdüğünden dolayı bu hedefine hiçbir zaman
ulaşamamıştır. PKK terör örgütü eylemlere başladığı ilk andan günümüze zaman zaman farklı
stratejiler uygulayan bir terör örgütüdür. Bal, bu stratejileri dört ana başlık altında toplamaktadır:23
o 1984-1989 arası ‘yoğun terör’,
o 1989-1995 arası ‘gerilla aşamasına geçme çabası’,
o 1995-1999 arası büyük kentleri de kapsayacak şekilde tekrar ‘yoğun terör’,
o 1999-2005 arası ise ‘terör, pasif itaatsizlik ve siyasallaşma’ süreci.
Gerçi bu stratejilerin hiçbirinin PKK terör örgütünün kendi patentini taşımadığı, hepsinin ithal
ve kopya edilmiş birer strateji olduğu da yine alan uzmanları tarafından ifade edilmektedir.24 PKK
terör örgütü birinci döneminde, kendi argümanlarına göre ‘Kürtlere haklarını hatırlatmak, onları
mobilize etmek ve ikna etmek’ için bölge halkını hedef almış ve Kürt kökenli insanlara yoğun bir terör
uygulamıştır.25 PKK örgütü ikinci döneminde ise, gerilla aşamasına geçmeye çaba göstermiştir. Bal
terör örgütünün bu dönemini ‘örgüt tarafından korkuya hapsedilmiş Kürtlere şefkatli yaklaşım
zamanı ve devlete meydan okuma vakti’ olarak yorumlamaktadır.26 Fakat görünen o ki, terör örgütü
ikinci döneminde gerilla aşamasına geçişte başarılı olamamış ve tekrar ilk dönemdeki gibi ayrımsız ve
yoğun teröre dönme kararı almıştır.
20
Aliza Marcus, Kan ve İnanç: PKK ve Kürt Hareketi, (İstanbul: İletişim Yayınları, 2009), s. 113-118; İhsan
Bal ve Emre Özkan, ‘PKK (Partiya Karkeren Kürdistan-Kürdistan İşçi Partisi) Terör Örgütü Kronolojisi
(1976 – 2006)’, Uluslararası Hukuk ve Politika Dergisi, Cilt. 2, Sayı. 8, 2006, s. 147;
21
N. Ali Özcan, PKK: Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemi, (Ankara: ASAM Yayınları, 1999), s. 22-54; Necati Alkan,
‘Türkiye’nin Terörizmle Mücadele Deneyimi’, içinde İhsan Bal ve Süleyman Özeren (ed), Dünyadan
Örneklerle Terörle Mücadele, (Ankara: USAK Yayınları, 2010), s. 90.
22
Mehmet Özcan, Terörün Matruşkası KCK, (İstanbul: Ankara Strateji & Hayat Yayınları, 2012), s. 49.
23
İhsan Bal, Alacakaranlıkta Terörle Mücadele …., s. 179.
24
İhsan Bal, ‘PKK Terör Örgütü: Tarihsel Süreç ve 28 Mart Diyarbakır Olayları Analizi’, Uluslararası Hukuk
ve Politika Dergisi, Cilt. 2, Sayı. 8, 2007, s. 76.
25
İhsan Bal, Alacakaranlıkta Terörle Mücadele…., s. 209; Ayrıca terör örgütünün bölge insanına karşı
gerçekleştirdiği sivil katliamlara örnek olarak, Mardin'in Ömerli ilçesi Pınarcık köyünde 20 Haziran 1987
tarihinde gerçekleştirilen ve 16'sı çocuk 30 kişinin öldürdüğü Pınarcık Katliamı, Hakkâri’nin Uludere il çesi
Ortabağ köyünde 22 Ocak 1987 tarihinde soba içerisine bomba koymak sureti ile 8 vatandaşın
öldürülmesi, Mardin’in Midyat ilçesinde 23 Ocak 1987 tarihinde 10 sivilin öldürülmesi olayı verilebilir.
Ayrıca PKK terör örgütünün gerçekleştirdiği diğer şiddet eylemleri için bakınız: Chronology of the
Important
Events
in
the
World/PKK
Chronology
(1976-2006)
http://www.turkishweekly.net/article/217/chronology-of-the-important-events-in-the-world-pkkchronology-1976-2006-.html
26
İhsan Bal, ‘PKK Terör Örgütü: Tarihsel Süreç …., s. 76.
PKK üçüncü döneminde uygulayacağı, büyük kentleri de kapsayan ‘yoğun terör’ stratejisi ile,
Türk milliyetçiliği üzerinden Kürt kimliğini inşa etmeyi amaçlamıştır. Yani bu strateji ile İstanbul, İzmir,
Adana, Ankara ve Antalya gibi büyük şehirlerdeki terörist eylemleri, Kürtler adına eylem yaptığı
iddiasıyla üstlenecek ve Türk milliyetçiliğinin tepkisini Kürtler üzerine çekerek, Kürt kökenli
vatandaşların PKK’nın yanında saf tutmalarını sağlayacaktı. PKK, Batıdaki kentlerde gerçekleştireceği
eylemler için gerekli halk (Kürt) desteğini bulamamış ve polis istihbaratı ve buna bağlı gerçekleşen
operasyonlar örgütün planlı eylemlerinin önemli bir kısmını başlamadan önlemiştir.27 Sonuç itibarı ile
toplum içerisinde PKK’nın istediği ölçütte bir kutuplaşma ve ayrımcılık yaşanmamıştır.28 Bu süreci
sona erdiren bir diğer gelişme de PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında Kenya’da
yakalanmasıdır.29
PKK terör örgütünün dördüncü dönemine ise PKK lideri Öcalan’ın yakalanması, örgütün
militanlarına Kuzey Irak’a çıkmaları için emir vermesi, örgütün ülke içerisinde eylemsizlik kararı alması
damga vurmuştur. Örgütün eylemsizlik kararı almasının ardında bilinçli bir strateji değil, tüm şartların
örgütün aleyhine gelişmesi yatmaktadır. Örgütün şaşkınlık sürecinin ardından 11 Eylül terörist
saldırılarının gerçekleşmesi ve dünya kamuoyunun teröre karşı ortak tavır alması yine PKK’yı pasifize
eden bir etken olmuştur. Fakat ABD’nin Irak’a yönelik 2003 yılında gerçekleştirdiği operasyon sonrası
bölgede yaşanan otorite boşluğu terör örgütünün Irak’ı eğitim merkezi olarak görmesine (Irak’ın
kuzeyinde 10’dan fazla PKK Kampı olduğu hatırlanabilir), bombalı ve silahlı eylemlere yeniden
başlamasına neden olmuştur.30
Bu süreçte terör örgütü, şiddet eylemlerinin yanı sıra politik yaşamda görünür olma
çalışmalarına da hız vermişse de; Halkın Emek Partisi (HEP), Demokrasi Partisi (DEP), Demokratik
Toplum Partisi (DTP), Demokratik Halk Partisi (DEHAP), Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) ve Barış ve
Demokrasi Partisi (BDP) gibi PKK ekseninde siyaset yapan partilerin önemli politik argümanlarının
bölgedeki insanların ekonomik ve sosyal sorunlarını çözmeye yönelik olmadığı, bu sorunlara karşı
kalıcı çözüm önerileri üretmek yerine PKK terör örgütünün bölücü söylemlerini gündemde tutarak ve
ayrılıkçı söylemleri öne çıkararak, negatif duygusal politik argümanlar üretmeyi tercih ettikleri ifade
edilmektedir.31
PKK terör örgütünün söylemleri ile eylemleri analiz edildiğinde, çelişkiler örgütü olarak da ifade
edilebilecek kadar yoğun çelişkiler içerdiği söylenebilir. Örneğin terör örgütü hem devletin bölgeye
yatırım yapmamasından şikâyet etmektedir, hem de bu yatırımları engellemek için bombalar
atmakta, doktor, hemşire, öğretmen, din adamı ve mühendis gibi kamu personelini tehdit
etmektedir. Örgüt bir taraftan insan hakları ve onurundan bahsetmekte diğer taraftan en vahşi
cinayetleri işlemektedir. Sonuç itibarı ile 1984 yılından günümüze kadar örgütün değişen taktik ve
stratejileri olsa da değişmeyen tek şey, örgütün masumların cesetleri üzerinden propaganda yapmayı
sürdürmesidir. Bu bölümde alan araştırmasını daha iyi tahlil edebilmek için gerekli yöntemsel
bilgilendirmelere yer verilecektir.
27
Emniyet Genel Müdürlüğü, Terör Örgütü PKK/KONGRA GEL, (Ankara: İDB Yayınları, 2006), s.6-15.
İhsan Bal ve Sedat Laçiner, Ethnic Terrorism in Turkey and the Case of the PKK: Roots, Structure, Survival,
and Ideology, (London: Frank Cass, 2004), s.40-44.
29
Emniyet Genel Müdürlüğü, Terör Örgütü PKK…, s.5-12.
30
İhsan Bal, ‘PKK Terör Örgütü: Tarihsel Süreç …., s. 79.
31
İhsan Bal, ‘PKK Terör Örgütü: Tarihsel Süreç …., s. 79.
28
METODOLOJİ:
Bu araştırmada, 2010 yılı içerisinde PKK terör örgütü tarafından Türkiye’de gerçekleştirilen
eylemlerin ve sıklığının illere göre farklılık gösterip göstermediği sınanacaktır. Bu çerçevede 2010 yılı
içerisinde terör örgütü tarafından illerde gerçekleştirilen eylemlerin profilinin çıkarılması ve bu
eylemlerin hangi illerde ve ne yoğunlukta yaşandığının ortaya konması amaçlanmıştır.
PKK/KCK terör örgütü Türkiye’nin dışında, İran, Irak, Suriye gibi kimi Ortadoğu ülkelerinde
faaliyet gösterdiği gibi bazı Avrupa ülkelerinde de faaliyet gösterdiği ve örgütün her ülkede farklı
eylemlerde bulunduğu da bilinmektedir. Irak’ta eğitim kampları bulunan ve bu kamplarda
militanlarına silahlı ve bombalı saldırı eğitimleri veren PKK/KCK terör örgütünün, özellikle Avrupa
ülkelerinde, Avrupa Kürt Demokratik Toplum Koordinasyonu üzerinden finans faaliyetlerini yürüttüğü
ve yine terör örgütüne mali destek sağlamak amacıyla Kürdistan İslam Toplumu (CİK) üzerinden hac
ve umre organizasyonları düzenlediği de bilinmektedir.32 Bu çalışma, PKK/KCK terör örgütünün 2010
yılında sadece Türkiye’de gerçekleştirdiği eylemler ile sınırlı tutulmuştur.
Ayrıca terörle mücadele ile ilgili araştırmalarda en çok eleştiri alan hususların başında, ortak bir
terör tanımı üzerinden hareket edilmemesi gelmektedir.33 Bu araştırmada terörist eylemlerin
gerçekten terörist eylem olup olmadığı problemi üzerinde durulmayarak, Emniyet Genel Müdürlüğü
verilerine göre bizzat terör örgütü tarafından (terör örgütü güdümünde) gerçekleştirilen eylemler baz
alınmıştır.
Terörizm konusunda sistematik şekilde güvenilir veri toplamanın, neredeyse imkansız denecek
ölçüde zor olduğu bilinmektedir.34 Bu çerçeveden hareketle araştırmada, yaklaşık 240.000 personele
sahip, Türkiye’de merkezi bir teşkilatlanma ile çalışan ve ortak veri tabanı kullanarak terörle
mücadelede son dönemde önemli ulusal ve uluslararası operasyonlara imza atan Emniyet Genel
Müdürlüğünün verilerinin kullanılması tercih edilmiştir.
Bu verilere göre Türkiye genelinde (hem polis hem de jandarma sorumluluk alanda) 2010 yılı
içerisinde PKK terör örgütü tarafından 23 farklı türde toplam 4.598 eylem gerçekleştirilmiştir. Genel
olarak tasnif edildiğinde ülke genelinde gerçekleştirilen eylem ve etkinliklerin % 39’unun doğrudan
şiddet içeren eylemler olduğu, % 12’sinin işbirlikçi faaliyetler ve örgüte illegal yollardan eleman temin
etme faaliyetleri olduğu, % 41’inin ise terör örgütü propagandası ve iş bırakma eylemi gibi legal
platformlarda gerçekleşen eylemler olduğu görülmektedir. Ayrıca yirmi üç farklı türde gerçekleşen
eylem ve aktivitelere ilişkin veriler birbirinden farklı çok çeşitli suçları içermektedir (Tablo 1).
32
Fatih Yamaç, ‘PKK/KCK Terör Örgütünün Finansmanı’, Uluslararası Terör ve Sınıraşan Suçlar
Sempozyumu, (Antalya: Polis Akademisi, UTSAM, 2011).
33
Niyazi Ekici, M. Alper Sözer, Selçuk Atak, ‘İdeoloji Ve Örgütsel Yapının Örgüte Eleman Kazanma
Üzerindeki Etkisi: Türkiye’de Hizbullah Ve DHKP/C Örneği’ Uluslararası Güvenlik ve Terörizm Dergisi,
Cilt.1, Sayı.1, 2010, s.37-57.
34
Ariel Merari, ‘Academic Research and Government Policy on Terrorism’, Terrorism and Political
Violence, Cilt. 3, Sayı.1, 1991, s. 88-102.
Tablo 1: PKK/KCK Terör Örgütü Tarafından 2010 yılında Gerçekleştirilen Eylem Türleri
Silahlı Saldırı
Gasp
Yakma/Yıkma-İşyeri
Yazılama
İşbirlikçi Faaliyetler
Bombalı Saldırı
Silahlı Taciz
Kanunsuz Gösteri
(kuryelik)
İşbirlikçi Faaliyetler
Yol Kesme
Patlayıcı Madde Atma
Yürüyüş
(yardım ve yataklık)
Araç Yakma/Araçlara
Kırsal Alana Eleman
Adam Kaçırma
Oturma Eylemi
Saldırı
Aktarımı
Silahlı Baskın
Havai Fişekli Saldırı
Basın Açıklaması
Silahlı Çatışma
Molotof Kokteyli Atma
Pankart Asma
Bu kadar çeşitli olan suç türlerinin kendi aralarında anlamlı olarak analiz edilebilmesi için alan
araştırmasında beş temel başlık altında sınıflandırılmıştır;
o
o
o
o
o
Bombalı saldırılar, silahlı saldırılar, yol kesme ve adam kaçırma eylemleri, PKK terör örgütünün
kırsal kadrosundaki militanları tarafından yapılan eylemler olması nedeniyle, ‘kırsal destekli
şiddet eylemleri’ olarak;
El yapımı patlayıcı atma, molotof atma, araç yakma, ev ve işyeri kundaklama, korsan gösteri ve
güvenlik birimlerine taşlı saldırı tarzı eylemler, terör örgütünün şehirdeki gençlik yapılanması
tarafından gerçekleştirilen eylemler olması nedeniyle, ‘şehir içi şiddet eylemleri’ olarak,
Yaşamsal malzeme aktarımı, patlayıcı madde aktarımı ve örgüt mensubuna yardım ve yataklık
faaliyetleri ‘işbirlikçi faaliyetler’ olarak,
PKK’nın kırsal kadrolarına katılmak için gençleri ikna etmek ve yardımcı olmak, PKK’nın kırsal
kadrolarına katılmak için illegal yolardan sınır geçişini sağlamak/yardımcı olmak, ‘kırsala eleman
aktarımı’ olarak,
Yürüyüş/miting, basın açıklaması, oturma eylemi, yazılama, pankart asma ve korsan gösteri (yol
kapama) eylemleri ise ‘yürüyüş basın açıklaması ve propaganda faaliyetleri’ olarak
sınıflandırılmıştır.
İllerin terörist eylem profillerinin çıkarılması amacıyla yapılan bu araştırmada, nicel araştırma
çeşidi olarak tanımlayıcı istatistik metodu kullanılmıştır. Terörist eylemlerin, özellikle kitle iletişim
araçları üzerinden kamuoyunda oluşturdukları etkilerin birbirinden farklı olması nedeniyle
araştırmada eylem sayıları nüfusa oranlanarak analiz edilmemiş, araştırmada salt eylem sayıları
kullanılmıştır. Çünkü senede beş defa gerçekleşen bombalı saldırı, ihtimal ki onlarca molotof atma
eyleminden ya da yüzlerce basın açıklamasından çok daha fazla etki yapabilmektedir.
ALAN ARAŞTIRMASI: PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN TÜRKİYE’DEKİ EYLEM PROFİLİ
PKK/KCK Terör örgütünün Türkiye genelinde 2010 yılında gerçekleştirdiği ‘kırsal destekli şiddet
eylemleri’ incelendiğinde, yıl içerisinde sadece 31 ilde gerçekleştirildiği ve kırsal destekli şiddet
eylemlerinin en yoğun olarak örgüt mensuplarının yaşadığı kırsal coğrafyaya komşu olan Hakkari,
Diyarbakır ve Şırnak illerinde yaşandığı görülmektedir.
PKK Terör örgütünün 2010 yılında Türkiye genelinde gerçekleştirdiği ‘şehiriçi şiddet eylemleri’
ise sadece 34 ilde yaşanmıştır. Şehiriçi şiddet eylemlerinin yoğun olarak, örgütün öğrenci ve gençlik
yapılanmasının güçlü olduğu Hakkari, İstanbul, Mersin, Adana, Şirnak ve Diyarbakır illerinde yaşandığı
da yine araştırma sonuçlarında görülmektedir.
İşbirlikçi faaliyetler açısından sonuçlar incelendiğinde ise bu faaliyetlerin 2010 yılı içerisinde 27
ilde gerçekleştiği ve en yoğun olarak da Hakkari, İstanbul, Şırnak, Diyarbakır ve Batman illerinde
yaşandığı anlaşılmıştır.
Terör örgütünün kırsal alandaki kamplarına eleman aktarımı faaliyetlerinin ise yine 2010 yılı
içinde sadece 15 ilde görüldüğü ve en yoğun olarak, sınır illeri olan Hakkari, Şırnak, Şanlıurfa ve Van
illerinde gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Terörist eylem profillerinde en fazla dikkat çeken hususların başında ‘yürüyüş, basın açıklaması
ve örgüt propagandası’ gelmektedir. Çünkü diğer eylem türlerinden farklı olarak yürüyüş, basın
açıklaması ve örgüt propagandası, başta Diyarbakır, İstanbul, Şanlıurfa, Van, Mardin, Batman, Hakkari
ve Şırnak olmak üzere 2010 yılı içerisinde 55 ilde gerçekleştirilmiştir.
Diğer bir anlatımla, bombalı ve silahlı saldırı gibi toplumda büyük etki uyandıran kırsal destekli
şiddet eylemleri ülke genelinin yaklaşık olarak %38’inde görülürken, yürüyüş, basın açıklaması ve
örgüt propagandası gibi şiddet temasından uzak pasif eylemler ülkenin yaklaşık olarak %68’inde
görülmektedir. Yani PKK terör örgütünün sivil ölümlerle sonuçlanan vahşi eylemleri neticesinde
ülkenin her yerinde hissedilebilen terör, 14 şehirde sadece basın açıklaması ve propaganda
faaliyetleri ile var olabilmekte iken 20 şehirde ise hiçbir eylem türü ile varlığını tesis edememektedir.
Diğer bir ifade ile PKK terör örgütü, ülkenin %47’sinde şiddet tabanlı hiçbir terörist eylemi
gerçekleştiremezken, ulusal terörle mücadele politika, strateji ve eylem planları sadece şiddet tabanlı
terörist eylemlere odaklanılarak hazırlanmamalı, konu ile ilgili çözüm önerileri de kentlerin risk ve
tehdit potansiyeli çerçevesinde ele alınarak bu perspektiften düzenlenmelidir.
Tüm eylem türleri göz önüne alınarak sonuçlar incelendiğinde ise, Diyarbakır, Hakkari, Şırnak,
Van ve Batman şehirlerinin terörün yoğun yaşandığı bölgeler olarak öne çıktığı ifade edilebilir. Ancak
terörün yoğun yaşandığı kentler, kendi arasında karşılaştırıldığında bile benzer profile sahip
olmadıkları, her ilin terörist eylem profilinin diğerine nazaran farklı olduğu açıkça görülebilmektedir.
Örneğin Hakkari ile Diyarbakır karşılaştırıldığında, iki kentte de terörün yoğun olarak yaşanmasına
karşın Hakkari’de bir yıl içinde 342 şiddet tabanlı terörist eylemi gerçekleşmesine rağmen
Diyarbakır’da bu rakam 155’tir. Hakkari’de bir yıl içerisinde 112 yürüyüş, basın açıklaması ve örgüt
propagandası tarzı eylem gerçekleşirken Diyarbakır için bu sayı 262’dir. Görüldüğü üzere her iki
şehirde de beş başlık altında sınıflandırılan terörist eylemlerin hepsi görülse dahi, illerin terörist
eylem profili birbirinden farklı olabilmektedir.
Hakkari ile diğer şehirler karşılaştırıldığında durum çok farklı olmamaktadır. Şanlıurfa ili
özelinde durum incelendiğinde; Şanlıurfa’da bir yıl içerisinde 164 kez yürüyüş, basın açıklaması ve
örgüt propagandası tarzı eylem gerçekleştiği, kırsal alana eleman aktarımı faaliyetinin 44 eylem ile
ikinci sırada olduğu ve ardından 41 eylem ile şehir içi şiddet eyleminin üçüncü sırada olduğu
görülmektedir. Şanlıurfa’da 2010 yılı içerisinde hiç kırsal destekli şiddet eylemi yaşanmadığı da dikkati
çeken bir husustur. Şanlıurfa’nın terörist eylem profilinde, terörist eylemlerin % 62’sinin yürüyüş,
basın açıklaması ve örgüt propagandası tarzında gerçekleştiği görülmektedir. Şanlıurfa’nın Suriye ile
arasında 224 km. uzunluğunda kara sınırına sahip olduğu göz önüne alındığında bir yılda yaşanan
terörist eylemlerin %23’ünün (kırsal alana eleman aktarımı %17, işbirlikçi faaliyetler %6) sınır
güvenliği ile alakalı olduğu dikkatleri çekmektedir. Dolayısıyla Şanlıurfa’nın terörle mücadele politika
strateji ve yol haritasının ağırlıklı noktalarını toplumsal olaylar ile sınır güvenliğinin oluşturması
gerekmektedir.
SONUÇ VE TARTIŞMA
Terörle mücadele konusunda yoğunlukla kullanılan profil çalışması, bu araştırmada terörist
eylemler odaklı olarak kurgulanmıştır. Bu doğrultuda, farklı ülkelerde faaliyet gösteren PKK/KCK terör
örgütünün Türkiye’deki eylem profili ortaya konulmuştur. Türkiye’de terör örgütü tarafından bir yıl
içinde gerçekleştirilen 23 farklı türdeki 4598 olay üzerinden yapılan analize göre illerin terörist eylem
profillerinin birbirine benzemediği, hatta aynı bölgede yer alan ve terörist eylemlerin yoğun olarak
yaşandığı şehirlerarasında bile önemli oranda farklılıklar olduğu ifade edilebilir
Araştırma sonuçlarına göre PKK Terör örgütü, bombalı ve silahlı saldırıları ifade eden kırsal
destekli şiddet eylemleri açısından, sadece 10 kent için tehdit oluşturmaktadır. Fakat terör örgütünün
10 kentte gerçekleştirmiş olduğu vahşi saldırılar, diğer 71 kentte yaşayan insanlara da ‘güvende
olmadıkları duygusunu’ hissettirmekte, kamuoyunu fazlasıyla meşgul etmekte ve dolayısıyla da ulusal
seviyedeki terörle mücadele politika, strateji ve yol haritasını önemli oranda etkilemektedir. Oysaki
PKK terör örgütü ülkenin %62’sinde kırsal destekli şiddet eylemi gerçekleştirememekte, 20 şehirde ise
hiçbir eylem türü ile varlığını tesis edememektedir. Bu durum, terörist eylemlerin inşasının, sadece
bölgeden bölgeye değil, şehirden şehre de önemli farklılıklar/nitelikler gösterebildiğine işaret
etmektedir.
Kentten kente ya da bölgeden bölgeye farklılık gösteren terör ile etkin mücadele, ancak o
kentin ve bölgenin dokusu ve nitelikleri göz önüne alınarak hazırlanan terörle mücadele politika,
strateji ve yol haritası ile gerçekleştirilebilir. Örneğin terörü önleme çalışmaları kapsamında
yapılan/yapılması gereken sosyo-ekonomik projeler terörle mücadelede elbette önemli bir yere
sahiptir. Fakat eğer kent sakinleri (yurttaşlar) terör örgütü tarafından korkutulmuş ve sindirilmişse,
yurttaşın siyasal tercihi özgür ve hür olarak sandıklara yansıyamıyorsa (yani seçim güvenliği tesis
edilemiyorsa), illegal şiddet eylemler, her an her yerde yaşanabiliyorsa, bunun sonucunda kent
sakinleri örgüte karşı korku devlete karşı güvensizlik duygusu besliyorsa, terör örgütünün ihtiyaç
duyduğu lojistik destek (silah, mühimmat, patlayıcı vb.) bölgede kolayca temin edilip kullanılabiliyorsa
yani kısaca günlük yaşam normal seviyeden kriminal seviyeye taşınmışsa burada artık terör sorunu
sadece sosyal projeler ile çözülebileceği aşamayı çoktan geçmiştir ve tedbirler polisiye metot ve
taktikler çerçevesinde ele alınmalıdır.
Oysaki farklı bir kentte terör örgütünün tehdidi bu seviyede değilse ki zaten 71 şehirde terör
örgütünün kırsal destekli şiddet eylemleri gerçekleşmediği yukarıda ifade edilmişti, örgüt
aktivitelerini, çalışmanın önceki bölümlerinde ifade edildiği üzere, sadece basın açıklaması ve
yürüyüş gibi legal formattaki eylemler çerçevesinde gerçekleştiriliyorsa, burada polisiye tedbirlerden
ziyade önleme çalışmaları kapsamında ortaya konulabilecek sosyo-kültürel ve ekonomik projeler
daha etkili olabilecektir.
Burada vurgulanmak istenen ilk husus, Hakkari için uygulanması gereken terörle mücadele
yol haritasının Çanakkale için, İzmir için uygulanması gereken terörle mücadele yol haritasının da
Mardin için geçerli olmadığıdır. Hatta aynı bölgede yer alan ve birbirine sınır/komşu kentler olan
Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin için bile aynı yol haritasının başarı getirmeyeceği söylenebilir.
Vurgulanmak istenen bir diğer husus ise, ‘terörle etkin mücadelede polisiye operasyonların
mı yoksa sosyal projelerin mi daha başarılı olduğu?’ sorusu değil ‘bu iki tarzın birbirine uyumlu ve
dengeli olarak nasıl kurgulanabileceği?’ sorusudur. Bu noktada da Cerrah’ın kavramsallaştırdığı sosyal
olay-polisiye olay ayrımı konuya ışık tutmaktadır.35 Cerrah’a göre sosyal olay, sosyal, psikolojik, siyasal
ve ekonomik temelleri olan terör sorunu için kullanılabilirken, polisiye olay tüm bu kaynaklardan
beslenerek ortaya çıkan ürünü, yani bir bankaya molotof atılmasını veya bir aracın kundaklanmasını
ifade etmektedir. Buradaki temel önerme, sosyal projeler ile nasıl ki polisiye olaylar (molotof,
kundaklama, terör örgütü propagandası vs.) aydınlatılamaz ise polisiye operasyonlar ile de sosyal
sorunlar çözüme ulaştırılamaz. Bu kapsamda, bir fabrikanın çarkları gibi, farklı ölçekteki (küresel,
ulusal ve bölgesel) politika, strateji ve yol haritaları, birbiri ile koordineli ve uyum içerisinde olacak
şekilde tesis edilmeli ve sürdürülmelidir.
Bu çerçeveden hareketle şunlar söylenebilir;
o
Terör, birbirinden farklı nitelik, tür ve etkilere sahip terörist eylemlerden oluşuyorsa, terörle
mücadele yol haritaları (eylem planları) da benzer şekilde birbirinden farklı nitelik, tür ve etkiler
sahip olmalıdır.
35
İbrahim Cerrah, Demokratik Toplumlarda İçgüvenlik, (Ankara: Polis Akademisi Yayınları, 2011), s.321.
o
o
Her kente özgü tehdit ve risk değerlendirmesi yapılarak ilin öncelikli sorunları tespit edilmeli ve
şehre özgü çözüm önerileri hazırlanmalıdır.
Bölgesel doku ve farklılıkları kullanan terörle etkin mücadele ancak bölgesel doku dikkate
alınarak hazırlanan yol haritaları ve müdahalelerle sağlanabilir.
KAYNAKÇA
Alkan, Necati, ‘Türkiye’nin Terörizmle Mücadele Deneyimi’, içinde İhsan Bal ve Süleyman Özeren (ed),
Dünyadan Örneklerle Terörle Mücadele, (Ankara: USAK Yayınları, 2010), s.109-154.
Alkan, Necati, Söz Bitmeden: Terörle Mücadelede Önleme Stratejileri, (Ankara: USAK Yayınları, 2007).
Baker, J. A. and Hamilton, L. H., The Iraq Study Group Report, (New York: Vintage Boks, A Division of
Random House Inc., 2006).
Bal, İhsan ve Laçiner, Sedat, Ethnic Terrorism in Turkey and the Case of the PKK: Roots, Structure,
Survival, and Ideology, (London: Frank Cass, 2004).
Bal, İhsan ve Özkan, Emre ‘PKK Terör Örgütü Kronolojisi (1976-2006)’, Uluslararası Hukuk ve Politika
Dergisi, Cilt. 2, Sayı. 8, 2006, s. 146-156.
Bal, İhsan, ‘PKK Terör Örgütü: Tarihsel Süreç ve 28 Mart Diyarbakır Olayları Analizi’, Uluslararası
Hukuk ve Politika Dergisi, Cilt. 2, Sayı.8, 2007, s. 75-89.
Bal, İhsan, Alacakaranlıkta Terörle Mücadele ve Komplo Teorileri, (Ankara: USAK Yayınları, 2006).
Bal, İhsan, Terörizm: Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadelede Ulusal ve Bölgesel Deneyimle,
(Ankara: USAK Yayınları, 2006).
Bal, İhsan, Terörle Mücadele Stratejileri Ders Notları, (Ankara: Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri
Enstitüsü Doktora Programı, 2006).
Brunschot, Erin Gibbs Van, ‘Framing Terrorist Threat: Canada, England and Australia’, içinde M.
Ozguler, A. Ozdogan, A.S. Yayla, E. Mus ve H. Iltas (ed), Terrorism: A Global Perspective,
(Washington D.C.: TISD, 2009), s. 12-22.
Cerrah, İbrahim, Demokratik Toplumlarda İçgüvenlik, (Ankara: Polis Akademisi Yayınları, 2011).
Charlesworth, William R., ‘Profiling Terrorists: a taxonomy of evolutionary developmental and
situational causes of a terrorist act’, Defence & Security Analysis, Cilt. 19, Sayı. 3, 2003, s. 241264.
Chronology of PKK Terrorist Organization (1976–2006), International Strategic Research
Organisation, http://www.turkishweekly.net/article/217/chronology-of-the-important-eventsin-the-world-pkk-chronology-1976-2006-.html
Davies, Barry, Terörizm, (İstanbul: Truva Yayınları, 2006).
Ekici, Niyazi, Sözer, M. Alper ve Atak, Selçuk ‘İdeoloji Ve Örgütsel Yapının Örgüte Eleman Kazanma
Üzerindeki Etkisi: Türkiye’de Hizbullah Ve DHKP/C Örneği’, Uluslararası Güvenlik ve Terörizm
Dergisi, Cilt.1, Sayı.1, 2010, s.37-57.
Emniyet Genel Müdürlüğü, Terör Örgütü PKK/KONGRA GEL, (Ankara: İDB Yayınları, 2006).
Fasihuddin, ‘Talibanazitation and Terrorist Attacks in the North-West Frontier Province’, içinde S.
Teymur, H. Ozdemir, O. Başıbüyük, M. Ozer ve M. Gunbeyi (ed), Combatting Terrorism,
(Washington D.C.: TISD, 2009), s. 157-216.
Ganor, Boaz, ‘Defining Terrorism: is one man’s terrorist another man’s freedom fighter?’ Police
Practice and Research, Cilt. 3, Sayı. 4, 2002, s. 287–304.
Goldstein, Herman, ‘Improving Policing: A Problem Approach’, Crime & Delinquency, April 1979, s.
234-258.
Hudson, Rex A., The Sociology And Psychology of Terrorism: who becomes a terrorist and why?,
(Washington: Library of Congres, 1999).
Laquer, Walter, Terrorism, (London: Weidenfeld and Nicolson, 1978).
Lester, David, Yang, Bijou ve Lindsay, Mark, ‘Suicide Bombers: are psychological profiles possible?’
içinde M. Ozguler, A. Ozdogan, A. S. Yayla, E. Mus ve H. İltas (ed), Terrorism: A Global
Perspective, (Washington D.C.: TISD, 2009), s. 262-286.
Marcus, Aliza, Kan ve İnanç: PKK ve Kürt Hareketi, (İstanbul: İletişim Yayınları, 2009).
Merari, Ariel, ‘Academic Research and Government Policy on Terrorism’, Terrorism and Political
Violence, Cilt. 3, Sayı.1, 1991, s. 88-102.
Özcan, Mehmet Terörün Matruşkası KCK, (İstanbul: Ankara Strateji & Hayat Yayınları, 2012).
Özcan, N. Ali, PKK: Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemi, (Ankara: ASAM Yayınları, 1999).
Özdemir, Habib, ‘PKK Terör Örgütünün İstismar Ettiği Çocuklar: Hakkari Örneği’, içinde Oğuzhan
Başıbüyük, M. Alper Sözer ve Nurullah Altun (ed), Terörle Mücadelede Makro ve Mikro
Perspektifler, (Ankara: Polis Akademisi Yayınları, 2011), s. 69-92.
Özeren, Süleyman, Sözer, M. Alper ve Demirci, Süleyman, ‘Terör Örgütlerinde Militan Kimlik Profili:
Türkiye’de Hizbullah Örneği’ içinde M. Sever, H. Cinoğlu, O. Başıbüyük (ed), Terörün Sosyal
Psikolojisi, (Ankara: Polis Akademisi Yayınları, 2010), s. 139-165.
Özüyılmaz, Ömer ve Demir, Adem, ‘İstanbul İli Örneğinde Terör Suçuna Karışan Şahısların Profili’,
içinde Oğuzhan Başıbüyük, M. Alper Sözer ve Nurullah Altun (ed), Terörle Mücadelede Makro
ve Mikro Perspektifler (Ankara: Polis Akademisi Yayınları, 2011), s. 105-134.
Perçin, Ürün ve Bilgin, Nuri, ‘Terörizme İlişkin Algılar ve Sosyal Temsiller,’ içinde Oğuzhan Başıbüyük,
M. Alper Sözer ve Nurullah Altun (ed), Terörle Mücadelede Makro ve Mikro Perspektifler,
(Ankara: Polis Akademisi Yayınları, 2011) s.239-260.
Şeker, Dilara, Sevimli, Şükran, Akgül, Urungu ve Acar, Akif, ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Terör
Suçuna Karışan Bireyler ve Arka Planlarının Değerlendirilmesi’, içinde Oğuzhan Başıbüyük, M.
Alper Sözer ve Nurullah Altun (ed), Terörle Mücadelede Makro ve Mikro Perspektifler, (Ankara:
Polis Akademisi Yayınları, 2011), s. 165-190.
Şimsek, Yılmaz, ‘Profiling PKK Terrorists’ içinde S. Teymur, H. Ozdemir, O. Başıbüyük, M. Ozer ve M.
Gunbeyi (ed), Combatting Terrorism, (Washington D.C.: TISD, 2009), s. 271-286.
Terörle Mücadele Raporu, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK), 2007.
Vaisman, Reuben, ‘Profiling Terrorists’, Journal of Police Crisis Negotiations, Cilt. 7, Sayı. 1, 2007, s.
27-61.
Yamaç, Fatih, ‘PKK/KCK Terör Örgütünün Finansmanı’, Uluslararası Terör ve Sınıraşan Suçlar
Sempozyumu, (Antalya: Polis Akademisi, UTSAM, 2011).

Benzer belgeler