Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri

Transkript

Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
TÜRK DİLİNİN DÜNYA
DİLLERİ ARASINDAKİ
BAYBURT ÜNİVERSİTESİ
UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ
İÇİNDEKİLER
• Türk Dilinin Dünya Dilleri
Arasındaki Yeri
• Türk Dilinin Tarihi
Gelişimi
• Türk Lehçelerinin Yayılma
Alanları
HEDEFLER
TÜRK DİLİ I
• Bu ünitede amaçlanan
kazanımlar;
• Türk dilinin dünya dilleri arasındaki
yerini belirler
• Türk dilinin tarihi gelişimini açıklar
• Türk lehçelerinin yayılma alanlarını
haritadan okuyabilir
ÜNİTE
3
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
TÜRK DİLİNİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ
Türkçe bugün dünyada 200 milyon insan tarafından başta Türkiye olmak üzere Orta
Asya, Kuzey Kıbrıs, Balkanlar, Irak ve Suriye gibi coğrafyalarda konuşulmaktadır.
Genetik bakımdan Türkçe Altay Dil Ailesi içerisinde yer alır. Bu ailenin diğer üyeleri
arasında Moğolca, Mançuca-Tunguzca, Korece ve Japonca dilleri yer almaktadır.
Altayistlere göre bu diller ortak bir ata dilden uzan zaman önce ayrılmışlardır. Bu diller
arasında Türkçeye en yakın dil Moğolcadır. 19. yüzyılda karşılaştırmalı dil
incelemelerinde Türkçe, Ural-Altay dil ailesi içerisine yerleştirilmişti. Altay kolu
içerisinde yer alan Türkçe, Ural kolu içerisindeki Macarca ve Fince ile uzak akraba kabul
Cenedl heb
iaith,
cenedl heb
galon
‘Dilsiz bir
millet, kalpsiz
bir millettir’
Gal Atasözü
ediliyordu (Ercilasun, 2013).
Ural ve Altay Dilleri Teorisi
Şekil I: 19. Yüzyıl Karşılaştırmalı Dil Araştırmalarında Ural-Altay Dil Teorisinin Savunulduğu Dönemleri Gösteren Tablo
1. Altay Dilleri Teorisi
Altay dilleri teorisi; Türk, Moğol, Tunguz, Kore ve Japon dillerinin ortak bir ata dilden
türedikleri ve bunların akraba olduğunu kabul eden teoriye verilen addır. Japonca ve Korece
bu gruba sonradan dâhil edilmiştir. Bu teoriye göre bu diller ortak ata dilden ayrılmışlardı. Bu
ortak ata farazî bir dildi yani bir adı yoktu. Bu diller arasında akrabalık olduğuna inananlar bu
farazî dile Altay dili (Altayca) adını verir. Altaycadan ayrılan bu dillere Altay dilleri ailesi, bu
dilleri karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim alanına Altayistik, bu bilim alanıyla uğraşana ise
Altayist adı verilir. Altay dilleri teorisi üzerine ilk çalışmalar 18. yüzyılın ilk çeyreğine denk
gelir. Ciddi anlamda ilk modern çalışmalar başlayana kadar Altay dilleri genelde Ural dilleri
içerisinde değerlendirilmiş, 19. yüzyılın sonlarından itibaren bu teori sadece Altay dilleriyle
sınırlandırılmıştır. Ural-Altay dillerinden ilk bahseden ve Yenisey yazıtlarının bulunuşunda ve
ilim dünyasına tanıtılmasında büyük hizmeti olan İsveçli subay Strahlenberg’dir. Poltova
savaşında Ruslara esir düşüp güney Sibirya taraflarında görevlendirilen bu subay yazıtları
keşfetmekle kalmamış aynı zamanda gezip gördüğü yerlerdeki Türk dillerini Tatar adıyla 32
dil ve lehçeyi 6 ana grupta toplamıştır (Ercilasun, 2010: 17).
1838’de F. Wiedemann, Ural - Altay dillerini Hint-Avrupa dillerinden ayıran
özellikleri şöyle tespit etmiştir (Temir, 2002: 5-6):
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
2
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
1. Ses uyumu bütün Ural ve Altay dillerinde ortaktır.
2. Ural ve Altay dillerinde dilbilgisel cinsiyet (eril, dişil, nötr) bulunmaz.
3. Artikeller (tanımlık örn. ‘the’ gibi) bulunmaz
4. İsimlerin çekiminde iyelik eki kullanılır.
5. Fiil şekilleri zengindir
6. Hint-Avrupa dillerinde isimlerden önce gelen edatlar isimlerden sonra kullanılır.
7. Sıfat isimlerden önce gelir.
8. Sayı sözlerinden sonra çokluk eki kullanılmaz.
9. Karşılaştırma, ayrılma (-dAn) ekiyle yapılır.
10. Yardımcı fiil olarak fiile ‘sahip olmak’ (have/has) yerine ‘olmak, imek’ getirilir.
11. Ural-Altay dillerinde olumsuzluk için ayrı bir fiil kullanılır.
12. Soru eki mevcuttur.
13. Bağlaçlar (Far. ki, Fr. que, qie, Ar. ellezî, İng. that) yerine fiilimsiler kullanılır.
Hint-Avrupa, Hami-Sami vb. dil aileleri gibi yaygın kabule hâlâ ulaşamayan Altay
dilleri teorisini sadece kelime alışverişi olarak değerlendiren araştırmacılar da vardır. Altay
dilleri teorisinin en önemli isimleri, Fin bilgini J.Ramstedt, Alman asıllı N.Poppe ve Finli
bilgin P.Aalto’dur.
Altay dillerinin ana koldan ayrılma şekilleri çeşitli tablolarla
gösterilmiştir:
Ortak Altay Dili
Mançu-
Moğolca
Tunguz
Türkçe
Korece
Şekil II: Ramstedt Tarafından Yapılan Şema
Ana Altayca
Çuvaş-Türk-Moğol-Mançu-Tunguz Birliği
Çuvaş-Türk Birliği
Ana Türk
Ana
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
Ana
Kore
Moğol-Mançu Birliği
Ana
Ana
3
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
Çuvaş
Moğol
MançuTunguz
Türk
Lehçeleri
Moğol
Çuvaş
Lehçeleri
MançuTunguz
Kore
Lehçeleri
Şekil III: N. Poppe’nin Şeması
20. asrın başında Danimarkalı dilbilimci Holger Pederson Hint-Avrupa dil ailesinin
Sami, Ural, Altay ve Eskimo-Aleut gibi dil aileleriyle ilişkili olduğunu düşünmüş ve bu
büyük aileyi Nostratik diye adlandırmıştı. Aynı yıllarda İtalyan dilbilimci Alfredo Trombetti
dünyadaki birçok dil üzerinde yaptığı kapsamlı araştırmalar neticesinde dünya dillerinin
tamamının tek dilden çıkmış olduğu sonucuna ulaştı. Yine aynı yıllarda Amerika’da Yerli
Dilleri üzerine araştırmalar yapan Edward Sapir çok önemli delillere ulaşmıştı. Öğrencisi
Swadesh Yerli Amerika Dilleri üzerinde yaptığı araştırmalarda o da Trombetti gibi bütün
dillerin tek bir ailede toplanabileceğini düşündü (Ruhlen, 2006: 65-66). 20. yüzyılda Rusya’da
devam eden Nostratik araştırmaları 1960’lardan itibaren dillerin kökenleri ile ilgili
çalışmalara yeni yönelimler kazandırdı. Rusya’da Vladimir İllıç-Svitıç tarafından ileri sürülen
teoriye göre altı dil ailesi birbiriyle uzak akrabaydı ve bunlar büyük bir aile oluşturuyordu. Bu
aile içerisinde: 1. Hami-Sami (Afro-Asyatik), 2. Kartvel, 3. Hint-Avrupa, 4. Ural, 5. Dravid,
6. Altay dilleri yer almaktaydı. Bu teorinin önemli isimlerinden Aharon Dolgopolsky, Dravid
ailesi yerine Eskimo-Aleut ve Çukçi- Kamçatkan dillerini dâhil ediyordu. Diğer bir büyük dil
ailesi teorisi 1960’larda J. H. Greenberg tarafından Amerika’da ortaya atıldı. Avrasyatik adını
verdiği bu büyük ailenin içerisinde birbiriyle uzak akraba olan 8 dil saymıştır: 1. Etrüsk, 2.
Hint-Avrupa, 3. Ural-Yukagir, 4. Altay, 5. Kore-Japon-Aynu, 6. Gilyak, 7. Çukçi-Kamçatka,
8. Eskimo-Aleut (Ercilasun, 2013). Ruhlen (1994: 20) görüşlerini özetlediği sınıflandırmada
iki teorinin içi içe oluşunu şu tablo ile gösterir:
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
4
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
Nostratik ve Avrasyatik Teorileri
Şekil IV: Nostratik ve Avrasyatik Teorilerinde Ortak Dil Aileleri
2. Türklerin Ana Yurdu ve En Eski Komşuları (Ercilasun, 2010: 33)
Türklerin ataları, MÖ 2000-1000 yılları arasında Ural dağları ile Sayan, Altay ve Tanrı
dağları arasında yaşıyorlardı. Hazar denizinin kuzeydoğusundan başlayıp Aral ve Balkaş
göllerini de içine alarak Tanrı, Altay ve Sayan dağlarına dek uzanan bu coğrafya Avrasya’nın
orta bölgesiydi. Doğuda Moğol, Tunguz ve Korelilerin ataları bulunuyordu. Batıda ise, kuzey
bölgelerinde Fin ve Macarların ataları; güney bölgelerinde Arî kavimler vardı. Avrasya’nın
güneyinde, doğudan batıya doğru Çinliler ile Hint-İran kavimlerinin ataları yaşıyordu.
Moğol, Fin-Ugor, Hint-Avrupa ve Çin dilleriyle Türkçede görülen bazı ortaklıklar,
alışverişler işte bu uzak geçmişteki komşuluğun izleridir.
Hint-Avrupalıların ana yurtları hakkında çeşitli görüşler vardır. Orta Avrupa, Baltık
bölgesi, Karadeniz’in kuzey batısı, Kafkasların ve Hazar’ın kuzeyi gibi Arî ana yurt görüşleri
yanında Hazar’ın güney batısı ile Anadolu’yu da Hint-Avrupa ana yurdu sayanlar vardır.
Aslında Hint-Avrupalıların Anadolu, İran, Orta Asya ve Hindistan’a ulaşmaları MÖ 2000’den
daha eskiye gitmez. Orta Anadolu ve Mezopotamya’da çoğunlukla eklemeli dil konuşan
kavimler yaşamıştır. Arî bir kavim olan Hititlerden önce Orta Anadolu’da bulunan Hattilerin,
Doğu Anadolu’daki Hurri ve Urartuların, Mezopotamya’daki Sümerlerin dilleri eklemeli
diller grubundandır. Bugün yaşayan dil aileleri içinde sadece Ural ve Altay dilleri eklemeli
yapıdadır.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
5
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
Şekil V: Türklerin Anayurdu ve İlk Göçler (Türk Dünyası Kültür Atlası, 1997: 6-7)
TÜRK DİLİNİN TARİHSEL DÖNEMLERİ
Türk dilinin en eski devirlerini tarihsel olarak kesin sınırlarla belirlemek imkânsızdır.
Türk dillerinin yazılı belgeleriyle ilgili elimizde sınırlı malzemenin olmasından dolayı tarihsel
dönemlerin tespiti, dallanma ve süreçleri ve ilişkilerin belirlenmesi güçleşmiştir. Bunun
yerine tarihsel, siyasî, sosyal ve politik olgular tarihsel dil süreçlerinin belirlenmesinde ölçüt
olarak kullanılmıştır (Demir ve Yılmaz, 2003: 63).
Türkçenin tarihî gelişimi, dallanma süreçleri ve konuşulduğu geniş coğrafyalardaki
yayılımına bakıldığında Türk dilinin en eski devirlerinden günümüze dilin kendi yapısı
yanında dış faktörlerin de tesiriyle dilde değişme ve gelişmeler meydana gelmiştir. Türkçe;
konuşulduğu coğrafyanın, sosyo-kültürel etkilerin ve de siyasî müdahalelerin etkisiyle çeşitli
kollara, diyalektlere ayrılmıştır. 20. yüzyıla kadar Türk dillerindeki farklılaşmalar çok belirgin
olmamakla birlikte Sovyet dönemi merkezi dil politikası neticesinde Türk dilleri üzerinde
konuşma ve yazı dilinde dayatılan Rus dili etkisi zaman içerisinde Türk lehçelerinin
kaybolması tehlikesini doğurmuştur. Ana dilini kullanmanın yasaklı olduğu Türk
coğrafyalarında dilin gelişmesi önlenmiş ve Türk lehçeleri arasında belirgin farklılıklar
doğmaya başlamıştır.
Türk Dilinin Tarihsel Dönemleri
1.
Altay Dil Birliği Dönemi (Türk-Moğol Dil Birliği)
2.
İlk Türkçe Dönemi (Çuvaş-Türk Dil Birliği) (Pre-Turkic)
3.
Ana Türkçe Dönemi (Hun Çağı) (Proto-Turkic)
4.
Eski Türkçe Dönemi (6.-11. yy) (Köktürk-Uygur)
5.
Orta Türkçe Dönemi (11.-16. yy)
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
6
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
6.
Yeni Türkçe Dönemi (Yeni Yazı Dilleri) (16. yy ve sonrası)
7.
Modern Türkçe Dönemi (20. yy ve sonrası)
1. Altay Dil Birliği Dönemi
Türkçe ve diğer Altay dillerinin henüz ortak ata dilden ayrılmadığı dönemdir. Farazî
Altay dilinden ilk olarak Japoncanın, sonra Korecenin ayrıldığı düşünülmektedir. TürkMoğol-Mançu-Tunguz dil birliği bu dönem içerisinde kabul edilir. Bu dönemin sınırları kesin
olarak bilinmemekle birlikte MÖ 9.000 olduğu sanılmaktadır.
2. İlk Türkçe (Pre-Turkic) Dönemi
Türkçenin Altay dillerinden ayrıldığı döneme verilen isimdir. Bu dönemin tarihsel
sınırı kesin olarak bilinmemekle birlikte milattan birkaç bin yıl öncesinden başlayıp
miladın başlangıcı ile sonlandığı düşünülür. Bu döneme Çuvaş-Türk dil birliği dönemi
de denir. Bu dönem Sümerce ve Türkçe arasında kelime alışverişinin olduğu dönemi de
içerisine alır.
Örnek
•Sümerce ve Türkçe arasındaki ödünçlemeleri gösteren
birkaç kelime (Tuna, 1990):
•Süm. dar- = Tr. yar- "yarmak"
•Süm. dib = Tr. yip "ip"
•Süm. uş = Tr. iş "iş"
•Süm. kabkagak = Tr. kabkacak "kap kacak"
3. Ana Türkçe Dönemi (Proto-Turkic)
Milat sıralarında başladığı sanılan Ana Türkçe (Proto-Türkçe) dönemi Hun çağıyla
ilişkilendirilir. Bu dönem MS 4. yüzyıla kadarki dönemi kapsar. Bugün bilinen Hun,
Dilbilimde
Proto-dil
kavramı
‘kurulmuş ya
da tasarlanmış
dil’ anlamına
gelir.
Proto-dilin
özelliklerine
yazılı dillerin
karşılaştırma
ve analiz
edilmesi
yoluyla yani
tarihî ve
karşılaştırmalı
dilbilimin
metot ve
teknikleriyle
ulaşılır.
Avar, Sabir, Hazar vb. Türk boylarının dillerinin oluşmaya başladığı dönemdir. Bu
boylardan günümüze birçok şahıs, yer, mekân ve araç gereç ismi ulaşmıştır. Türkçe bu devirde
iki kola ayrılmıştır:
1. Kol: PTr.
*-x-, *-x
> *-r-, *-r
> *-z-, *-z
2. Kol: PTr.
*-y-, *-y
> *-l-, *-l
> *-ş-, *-ş
Türkçe, Doğu kolu ŞaZ ve Batı kolu LiR olarak iki ana lehçeye ayrılır. r/l yönünün yani
Proto-Ogur kolunun bugünkü modern temsilcisi Çuvaş lehçesi, tarihsel temsilcisi ise Eski
Bulgar Türkçesidir. Eski Bulgar Türkçesi MS 5.-6. yüzyıllarda Kuzey Kafkasya ve
Karadeniz’in kuzeyinde yaşayan Bulgar Türklerinin diliydi. Çuvaşça dışında kalan diğer tüm
tarihî ve modern Türk dilleri z/ş yönünü temsil eden Proto-Oğuz kolunu oluşturur. Türk
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
7
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
dilinin en eski yazılı kaynaklarından (Köktürk-Uygur) başlayarak Çuvaşça dışındaki çağdaş
Türk yazı dillerinin tamamı bu kol içerisinde yer alır (Özyetkin, tarih yok).
4. Eski Türkçe Dönemi
Türk dilinin metinlerle takip edilebilen dönemidir. Köktürk ve Uygur devirlerini
içerisine alan bu devir 6.-10. yüzyıllar arasını kapsar. Türkçenin ilk yazılı belgelerinden elde
edilen tespitler, işlenmiş ve edebî bir dile işaret etmektedir. Köktürk ve Uygur hanedanlıkları
döneminde Türkler tarafından birçok yazı sistemi kullanılmıştır. Köktürkler Runik alfabeyi
sadece taşlarda kullanmışken Uygur devleti döneminde stratejik konumları dolayısıyla ticarî,
askerî ve dinî yakınlaşmalar dolayısıyla hem çeşitli dinler (Budizm, Maniheizm ve
Hristiyanlık) tecrübe edilmiş hem de ticarî ilişkiler ve siyasî otoriteyi elde tutma amacıyla
çeşitli yazı sistemleri (Soğut, Mani, Süryani, Tibet, Brahmi vs.) kullanılmıştır.
Bu iki Türk devleti döneminden birçok kitabe ve eser günümüze ulaşmıştır. YeniseyKırgızistan yazıtları, Kültigin (732), Bilge Kağan (735), Tonyukuk (720-725?) âbideleri ve
Irk Bitig adlı fal kitabı Runik (Köktürk) alfabe ile yazılmışken; Altun Yaruk, Sekiz Yükmek,
İyi-Kötü Prens Öyküsü, Huastuanift (Manihaist Uygurların Tövbe Duası) vs. gibi eserler ise
Mani alfabesi ve Soğut alfabesinden uyarlanan Uygur yazısıyla kaleme alınmıştır.
5. Orta Türkçe Dönemi
10.–15. yüzyıllar arasındaki devreyi kapsayan bu dönemde meydana gelen ilk ve en
önemli olay Türklerin İslamiyet’i kabulüdür. Yeni bir dinî çevreye giren Türk boyları arasında
eski Türkçe döneminden beri devam eden yazı dili geleneği değişmemekle birlikte yazı
sistemi değişerek Arap alfabesi kullanılmaya başlanmıştır. Bu devrenin başında Türk
coğrafyasının tamamında kullanılan yazı dili Karahanlı Türkçesiydi. Kutadgu Bilig, Atabetü’lHakayık gibi İslamî devrenin ilk eserleri Arap alfabesiyle yazılırken Uygur alfabesiyle yazma
geleneği de uzun bir süre devam ettirilmiştir.
Türk boylarının Ön-Asya, Avrasya ve Afrika coğrafyalarına göçleri sonucunda farklı
yazı dilleri gelişmiştir. “Ogurlar ve Kıpçaklar, Kıpçak bozkırlarına ve Mısır-Suriye bölgesine;
diğer eski Türk toplulukları batıya, Avrasya derinliklerine; Uygurlar güneye, Şincan’a;
Oğuzlar ise güneybatıya, İran, Anadolu ve Balkanlara yönelmişlerdir (Özyetkin, tarih yok).”
Böylece, Türkçe hem fonetik hem de morfolojik değişimler yanında farklı kültür ve
medeniyetlerle karşılaşmalar sonucunda kelime alışverişi bakımından da büyük değişmeler
yaşamıştır. Türk dünyasının doğusunda Doğu Türkçesi (Çağatayca), batısında Batı Türkçesi
(Oğuzca), kuzeyinde ise Kuzey Türkçesi (Kıpçakça) gelişerek bağımsız yazı dilleri hâlini
almıştır.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
8
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
Oldukça uzun bir dönemi içine alan bu devrede birçok yazı dili gelişmiştir. Bu devrede
gelişen Türk yazı dilleri şu şekilde özetlenebilir:
5.1. Karahanlı Türkçesi (11.-13. yy)
Orta Türkçe döneminin başlangıcı olarak Eski Türkçenin devamı sayılan Karahanlı
Türkçesi kabul edilir. Kaşgar merkezli bir kültür çevresinde Eski Uygur Türkçesinin yazı dili
geleneğini sürdüren Karahanlı yazı dili Karahanlılar devrinde Orta Asya’daki tek ortak yazı
diliydi. Sözvarlığında İslamın etkisiyle büyük oranda Fars ve Arap etkisi görülür.
5.2. Harezm Türkçesi (14. yy)
Türk yazı dili 11. yüzyıl Orta Asya coğrafyasında yazı dili ve edebî dil
diyebileceğimiz iki ayrı yönde gelişmişti. Doğuda, Kaşgar’da Uygur yazı dili geleneğini
edebî dil seviyesine yükseltmiş ve İslamî bir karakter kazanmış Karahanlı yazı dili
gelişmiş; Batıda Harezm ve Sirderya ırmağının güneyinde Yedisu, Merv ve Buhara gibi
şehirlerde yeni bir edebî yazı dili gelişmekteydi. Bu yazı dili 12. yüzyıldan sonra büyük
oranda Karahanlı yazı dili geleneğine bağlı fakat Oğuz-Kıpçak dil özelliklerini de
bünyesinde barındıran farklı bir gelişme yolu izlemiştir. Geçiş dönemi Türkçesi
diyebileceğimiz bu dönemde yazılan eserlerde Oğuz (Türkmen) etkisi daha fazladır.
“Türkmen”
kelimesi
İslamiyeti
kabul eden
Oğuz
Türklerine
verilen addır.
5.3. Kıpçak Türkçesi
5.3.1. Tarihî Kıpçak Türkçesi (Altın Orda Türkçesi) (13.-16. yy)
Türk boyları içerisinde yayılma alanı bakımından en geniş sınırlara ulaşan Türk
topluluğu Kıpçaklardır. 10.-11. yıllarda batıya doğru göç eden bu Türk toplulukları
Karadeniz’in kuzeyi, batı Sibirya ve Orta İdil bölgelerine yerleşerek daha önce bu bölgede
yerleşik olan Eski Bulgar Türkleriyle kaynaşmışlardır. 13. yüzyılda Moğolların İdil Bulgarları
üzerine yaptığı seferde bu bölgelere yerleşen Kıpçak-Kuman Türkleri batıya doğru hareket
ederek Orta İdil bölgesine yerleşmiş, bu bölgelerde Kıpçak nüfusunu artırmışlardır. Kıpçak
Türkçesi bu bölgede yazı dili hâline gelerek Bulgar Türkçesine üstünlük sağlamıştır. Moğol
istilasından kaçamayan diğer Kıpçak grupları Moğollar tarafından kurulan devletler içerisinde
önemli görevler almış kısa süre içerisinde Moğolları hem dil hem de kültür bakımından
etkileyerek onların Türkleşmesinde önemli rol oynamışlardır. Altın Orda devleti içerisinde
İslam’ın yaygınlaşması ve devrinin en büyük devletleri arasında yer almasından sonra Harezm
bölgesi de Altın Orda’ya bağlanmış böylece Kıpçak Türkleri kendi varlıklarını ve kültürlerini
uzun bir süre daha sürdürmüşlerdir (Özyetkin, tarih yok).
Kıpçak Türkçesi yayılma alanları bakımından birbirinden çok uzak ve farklı kültür
çevrelerinde gelişmiş Rusya steplerinden Mısır-Suriye dolaylarına kadar geniş bir coğrafyada
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
9
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
etkisini sürdürmüştür. Kumanlarla kaynaşan ve tek millet hüviyeti kazanan Kıpçak Türkleri
zamanından az sayıda da olsa eser günümüze ulaşmıştır. Bunlar arasında Codex Cumanicus
adlı sözlük Kuman Türkçesinin karakteristik özelliğini yansıtmaktadır (Özyetkin, tarih yok).
Altın Orda devletinin parçalanmasıyla birçok küçük hanlıklar kurulmuş bu hanlıklardan
Kırım Hanlığı 1475’te Osmanlıya bağlanmış, Kazan Hanlığı ise 1552’de Rusya tarafından
işgal edilmiştir (Özyetkin, tarih yok).
5.3.2. Memluk Kıpçak Türkçesi (14.-16. yy)
Kıpçak Türkçesinin bir diğer kolu Mısır-Suriye topraklarında kurulan Memlûk-Kıpçak
devletidir. Siyasî ve kültürel olarak Altın Orda geleneğine bağlı olan bu devlet zamanında
Memlûk Kıpçak Türkçesiyle birçok eser yazılmıştır. Memlûk topraklarında önceden beri
yerleşik olan Oğuz-Türkmen grupları Kıpçaklar içerisinde azınlık durumunda kalmış fakat
Memlûk-Kıpçak yazı dilinin oluşumuna önemli etkide bulunmuştur. 15. yüzyıldan sonra
Osmanlı ile etkileşimler sonucu Memlûk-Kıpçak Türkçesi Osmanlı Türkçesinin etkisine
girerek Kıpçakça özellikler kaybolmuştur (Özyetkin, tarih yok).
5.3.3. Ermeni Kıpçakçası (16.-17. yy)
Tarihî Kıpçak Türkçesi doğu Avrupa ve Kırım dolaylarında (Türkiye, Moldova,
Romanya, Polonya ve Ukrayna) yaşayan ve Ermeniceyi bilmeyen Ermeniler tarafından
kullanılmıştır. İbadetten ticarete kadar tüm alanlarda döneminin (15.-17. yy) karma dili olan
Ermeni Kıpçakçası Ermeni alfabesiyle yazılmıştır. Bu yazı dili 17. yüzyıldan itibaren Slav
dillerinin etkisiyle eriyip kaybolmuştur (Demir-Yılmaz, 2003: 74-75).
5.3.4. Eski Anadolu (Eski Oğuz) Türkçesi (13.-15. yy)
11. yüzyılda batıya göç eden Türk boylarından biri de Oğuzlardır. İran ve Horasan
üzerinden Azerbaycan, Anadolu ve Irak’a yerleşen Oğuzların 13. yüzyıla kadar yazı dilleri
yoktu. Karahanlı yazı dilinin tesirinde kalan Oğuzlara ait ilk yazılı eserler 13. yüzyılda Oğuz
lehçesinde kaleme alınmıştır. Selçukluların yıkılmasından sonra 13.-15. yüzyıllar arasında
geçen dönemde Batı Türk yazı dili, Doğu Türk yazı dilinden bağımsız bir karakterde gelişme
göstermiştir. Eski Anadolu Türkçesi dönemi kendi içerisinde sosyal ve siyasal olayların
etkisiyle üç döneme ayrılır: 1. Selçuklu Dönemi Türkçesi (11.-13. yy), 2. Beylikler Dönemi
Türkçesi (14.-15. yy), 3. Osmanlı Türkçesine Geçiş Dönemi (15. yy ortaları).
5.3.5. Çağatay Türkçesi (15.-19. yy)
13. yüzyılda başlayan Moğol istilasının ardından Cengiz Han’ın oğlu Çağatay neslinden
gelenlerin hâkimiyetindeki bölgelerde Çağatay edebî dili gelişmiştir. Harezm ve Karahanlı
yazı dillerinin tesirinde gelişen ve 15. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar Orta Asya’nın
tamamında devlet ve yazı dili olarak kullanılan, özellikle Timurlular devrinde (1405-1502) Ali
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
10
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
Şir Nevâî sayesinde klasik şeklini alan bu yazı dili Oğuzlar dışındaki Türk boylarının
tamamında ortak tek edebî dil olarak kullanılmıştır. Sovyet dil politikası sonucunda ağız ve
lehçeler bağımsız yazı dillerine dönüştürülmüş, böylece Çağatay yazı dili de yerini Modern
Özbekçe ve Yeni Uygurcaya bırakmıştır.
6. Yeni Türkçe Dönemi (Yeni Yazı Dilleri Dönemi) (16. yy ve sonrası)
15. yüzyılın ikinci yarısında Türk coğrafyasında iki temel yazı dili vardı: Batı Türkçesi
(Oğuz), Doğu Türkçesi (Çağatayca). 16. yüzyıldan ve yerel ağızların etkisiyle Türk dili
alanında değişimler yaşanmaya başladı. 20. yüzyılda ortaya çıkan Modern yazı dillerinin
temelleri bu dönemde atılmaya başlamıştır.
7. Modern Türkçe Dönemi (20. yy ve sonrası)
Bugün Büyük Okyanus’tan Balkanlara, Sibirya’dan Tibet’e kadar geniş bir coğrafyada
konuşulan Türk dili tarihsel süreç içerisinde çeşitli iç ve dış tesirlerle maruz kalarak birçok
lehçe ve ağızlara ayrılmıştır. Günümüzde bu lehçelerin çoğu devlet dili ve yazı dili olarak
kullanılmakta fakat henüz kendine ait bir yazı dili olmayan Türk lehçeleri de vardır. Orta Asya
coğrafyasında Rus ve Çin sınırları içerisinde birçok Türk topluluğu mevcut olup bu devletlerin
çeşitli dil politikalarına karşı bu lehçe ya da ağızlar tehdit altında bulunmaktadır.
TÜRK LEHÇELERİNİN YAYILMA ALANLARI
Türk dili alanı coğrafi ve dilbilimsel esaslara göre 6 gruba ayrılır.
1. Güney-Batı (Oğuz) Türk Lehçeleri = (Türkiye Türkçesi, Azerice, Gagavuzca,
Türkmence, Horasanca)
2. Güney-Doğu (Uygur-Karluk) Lehçeleri = (Özbekçe, Uygurca, Sarı Uygurca,
Salarca)
3. Kuzey-Batı (Kıpçak) Lehçeleri = (Tatarca, Başkırtça, Kırgızca, Karakalpakça,
Nogayca, Karaçay-Balkarca, Kumukça, Karayimce, Kırım Tatarcası)
4. Kuzey-Doğu (Sibirya) Lehçeleri = (Yakutça, Tuvaca, Hakasça, Altayca)
5. Çuvaşça
6. Halaçça
Ödev
•Sovyet dil politikası Türk lehçeleri üzerinde nasıl bir etki
bırakmıştır, araştırınız?
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
11
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
Şekil VI: Türk Yazı Dillerinin Gelişimini Gösteren Kronolojik Harita
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
12
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
Şekil VII: Yaşayan Türk Lehçelerinin Konuşulduğu Yerler (Akar, 2010)
Tartışma
• Türk coğrafyasında ortak yazı dili ve alfabesine geçilmesi ne
gibi olumlu sonuçlar doğurabilir?
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
13
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
Özet
• Genetik bakımdan Türkçe Altay Dil Ailesi içerisinde yer alır. Bu ailenin diğer
üyeleri arasında Moğolca, Mançuca-Tunguzca, Korece ve Japonca dilleri yer
almaktadır. Altayistlere göre bu diller ortak bir ata dilden uzan zaman önce
ayrılmışlardır. Bu ana gövdeden ilk ayrılan dil Japonca ve sonra Korecedir.
• Bu diller arasında akrabalık olduğuna inananlar bu farazî dile Altay dili
(Altayca) adını verir. Altaycadan ayrılan bu dillere Altay dilleri ailesi, bu dilleri
karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim alanına Altayistik, bu bilim alanıyla
uğraşana ise Altayist adı verilir.
• Altay dilleri teorisinin en önemli isimleri, J.Ramstedt, N.Poppe ve P.Aalto’dur.
• 20. yüzyıl başlarında atılan Nostratik teorisine göre tüm dünya dilleri aynı
aileden türemişti. Bu aile içerisinde: 1. Hami-Sami (Afro-Asyatik), 2. Kartvel, 3.
Hint-Avrupa, 4. Ural, 5. Dravid, 6. Altay dilleri yer almaktaydı. Bu teorinin en
önemli iki ismi Vladimir İllıç-Svitıç ve Aharon Dolgopolsky'dir.
• 1960’larda J. H. Greenberg tarafından Amerika’da ortaya atılan Avrasyatik
teorisine göre ise 8 dil ailesi bu büyük ailenin içerisinde birbiriyle uzak
akrabaydı: 1. Etrüsk, 2. Hint-Avrupa, 3. Ural-Yukagir, 4. Altay, 5. Kore-JaponAynu, 6. Gilyak, 7. Çukçi-Kamçatka, 8. Eskimo-Aleut.
• MÖ 2000-1000 yılları arasında Türkler, Ural dağları ile Sayan, Altay ve Tanrı
dağları arasında yaşıyorlardı. Avrasya'nın ortasında yer alan bu bölge Hazar
denizinin kuzeydoğusundan başlayıp Aral ve Balkaş göllerini de içine alarak
Tanrı, Altay ve Sayan dağlarına dek uzanıyordu.
• Türk Dilinin Tarihsel Dönemlerini kesin sınırlarla belirlemek imknsızdır. Bu
yüzden Dilbilimciler geliştirmiş oldukları bazı ölçütlerle tahmini sınırlar
belirlerler. Türk dili, tarihi boyunca aşağıdaki dönemlerde gelişim göstermiştir:
• Altay Dil Birliği Dönemi (Türk-Moğol Dil Birliği)
• İlk Türkçe Dönemi (Çuvaş-Türk Dil Birliği) (Pre-Turkic)
• Ana Türkçe Dönemi (Hun Çağı) (Proto-Turkic)
• Eski Türkçe Dönemi (6.-11. yy) (Köktürk-Uygur)
• Orta Türkçe Dönemi (11.-16. yy)
• Yeni Türkçe Dönemi (Yeni Yazı Dilleri) (16. yy ve sonrası)
• Modern Türkçe Dönemi (20. yy ve sonrası)
• Türk dili alanı coğrafi ve dilbilimsel esaslara göre 6 gruba ayrılır:
• Güney-Batı (Oğuz) Türk Lehçeleri = (Türkiye Türkçesi, Azerice, Gagavuzca,
Türkmence, Horasanca)
• Güney-Doğu (Uygur-Karluk) Lehçeleri = (Özbekçe, Uygurca, Sarı Uygurca,
Salarca)
• Kuzey-Batı (Kıpçak) Lehçeleri = (Tatarca, Başkırtça, Kırgızca,
Karakalpakça, Nogayca, Karaçay-Balkarca, Kumukça, Karayimce, Kırım
Tatarcası)
• Kuzey-Doğu (Sibirya) Lehçeleri = (Yakutça, Tuvaca, Hakasça, Altayca)
• Çuvaşça
• Halaçça
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
14
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdaki dil ailelerinden hangisi Türkçenin dâhil olduğu grupta yer alır?
a) Hami-Sami Dil Ailesi
b) Hint-Avrupa Dil Ailesi
c) Dravit Dil Ailesi
d) Eskimo-Aleut Dil Ailesi
2. Türk dilleri coğrafi ve dilbilimsel ölçütlere göre sınıflandırıldığında güneybatı
grubunda aşağıdaki lehçelerden hangisi yer almaz?
a) Türkmen Türkçesi
b) Tatar Türkçesi
c) Gagavuz Türkçesi
d) Kuzey Kıbrıs Türkçesi
e) Kerkük Türkçesi
3. Harezm Türkçesi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) XI-XII. yüzyıllarda Oğuz, Kıpçak ve Kanglı boyları ile Türkleşen Harezm
bölgesinde oluşan dildir.
b) Bölgenin etnik yapısı gibi oluşan dil de karmaşık bir şekil almıştır.
c) Türk dilinin doğu kolunu teşkil eden Karahanlı Türkçesi temelinde
şekillenmiştir.
d) Harezm Türkçesi, kendisinden önce gelen Köktürkçe ile kendisinden sonra gelen
Çağatayca arasında geçiş dönemi Türkçesidir.
e) Türk dilinin güneybatı kolunu teşkil eden Oğuz Türkçesi ve kuzeybatı kolunu
teşkil eden Kıpçak Türkçesinin bu bölgede karışıp kaynaşmasından oluşan
Türkçeye verilen addır.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
15
ÜNİTE DEĞERLENDİRME SORULARI
e) Altay Dil Ailesi
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
4. Türk dilinin tarihsel dönemleri aşağıdakilerden hangisinde doğru sıralanmıştır?
a) Altayca, İlk Türkçe, Ana Türkçe, Eski Türkçe, Orta Türkçe, Yeni Türkçe,
Modern Türkçe.
b) Altayca, İlk Türkçe, Ana Türkçe, Eski Türkçe, Orta Türkçe, Modern Türkçe,
Yeni Türkçe.
c) Altayca, Ana Türkçe, İlk Türkçe, Eski Türkçe, Orta Türkçe, Yeni Türkçe,
Modern Türkçe.
d) İlk Türkçe, Altayca, Ana Türkçe, Eski Türkçe, Orta Türkçe, Yeni Türkçe,
Modern Türkçe.
e) Altayca, İlk Türkçe, Ana Türkçe, Orta Türkçe, Eski Türkçe, Yeni Türkçe,
Modern Türkçe.
hangisinde yer almaktadır?
a) Orta Türkçe
b) Eski Türkçe
c) Ana Türkçe
d) İlk Türkçe
e) Altay devri
6. Aşağıdakilerden hangisi Türk dilini Hint-Avrupa dillerinden ayıran özelliklerden
biri değildir?
a) Ses uyumu vardır.
b) Artikeller kullanılmaz.
c) Bükümlü yapıdadır.
d) Tamlayan baştadır.
e) Cümle dizilişi Ö+N+Y dizilişindedir.
7. Aşağıdakilerden hangisi batı Türk yazı dilini temsil etmektedir?
a) Harezm Türkçesi
b) Karahanlı Türkçesi
c) Oğuz Türkçesi
d) Kıpçak Türkçesi
e) Çağatay Türkçesi
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
16
ÜNİTE DEĞERLENDİRME SORULARI
5. Türkçenin ilk yazılı belgeleri olarak kabul edilen ürünler aşağıdaki dönemlerden
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
8. Harezm bölgesi günümüzde aşağıdaki ülkelerden hangisinin sınırları içerisindedir.
a) Azerbaycan-Türkmenistan
b) Türkmenistan-Özbekistan
c) Kırgızistan-Kazakistan
d) Türkiye-Azerbaycan
9. Altay dil birliği döneminde ana gövdeden ilk ayrılan diller aşağıdakilerden
hangisidir?
a) Mançuca-Tunguzca
b) Moğolca-Türkçe
c) Japonca-Korece
d) Macarca-Fince
e) Japonca-Moğolca
10. Codex Cumanicus hangi yazı diliyle kaleme alınmıştır?
a) Çağatay yazı dili
b) Latin yazı dili
c) Oğuz yazı dili
d) Uygur yazı dili
e) Köktürk yazı dili
1
e
2
b
3
d
4
a
CEVAPLAR
5
6
7
b
c
c
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
8
b
9
c
10
b
17
ÜNİTE DEĞERLENDİRME SORULARI
e) Tataristan-Başkurdistan
Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri
KAYNAKLAR
Demir, N., & Yılmaz, E. (2003). Türk Dili El Kitabı. Ankara: Grafiker Yayınları.
Eker, S. (2010). Çağdaş Türk Dili (6 b.). Ankara: Grafiker Yayınları.
Ercilasun, A. B. (2010). Türk Dili Tarihi (9 b.). Ankara: Akçağ Yayınları.
Ercilasun, A. B. (2013, Bahar). Türkçesinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri. Dil
Araştırmaları(12), 17-22.
Kerimoğlu, C. (2014). Genel Dilbilime Giriş (II b.). Ankara: PEGEM AKADEMi Yayınları.
Komisyon. (1997). Türk Dünyası Kültür Atlası. İstanbul: Türk Kültürüne Hizmet Vakfı.
Özyetkin, M. (tarih yok). Tarihten Bugüne Türk Dili Alanı. Ankara.
Ruhlen, M. (1994). On the Origin of Languages. Stanford: Studies in Linguistic Taxonomy.
Ruhlen, M. (2006). Dilin Kökeni: Ana Dilin Evriminin İzinde. (İ. Ulutaş, Çev.) Ankara: Hece
Yayınları.
Temir, A. (2002). Ural-Altay Dilleri Teorisi. Türk Dünyası El Kitabı. içinde Ankara: DilKültür Sanat.
Tuna, O. N. (1990). Sümer ve Türk Dillerinin Tarihi İlgisi ile Türk Dilinin Yaşı Meselesi.
Ankara: TDK Yayınları.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
18

Benzer belgeler

dillerin sınıflandırılması ve türkçenin dünya dilleri

dillerin sınıflandırılması ve türkçenin dünya dilleri edenlerin nasıl davranmaları gerektiğini, halkın ideal bir devlet tarafından nasıl mutlu edilebileceğini, insanların toplum içerisindeki görev ve sorumluluklarının neler olduğunu anlatan dini, ahla...

Detaylı