Doğunun Markaları Gazetesi
Transkript
Doğunun Markaları Gazetesi
gununmarkalari.c om w.do ww TEKRAR AYAĞA KALKACAK, KALKMALI! ‘ Akbar; ‘Değişimin Merkezi İNSAN’ Mirza NADİROĞLU VATSO Başkanı Haberi 12’de Haberi 18’de gununmarkalari.c om w.do ww “Markaların Buluşma Noktası” Aylık Bölgesel Ekonomi Gazetesi Yıl: 1 Sayı: 1 Mayıs 2012 www.dogununmarkalari.com Fiyatı: 2 Ajans Press olarak 2 bin 700 basılı yayını, 200’den fazla TV kanalını, 30’un üzeri radyo kanalını, binlerce haber internet sitesi, blog ve sosyal medyayı takip ediyoruz. DOĞUDA BİR İLK! Doğunun alanında ilk ve tek bölgesel ekonomi gazetesi olan Doğunun Markaları Gazetesi’nin ilk sayısı çıktı. Van’da yayın hayatına başlayan ve doğunun tamamını kapsamı alanına almayı hedefleyen Doğunun Markaları Gazetesi’nin yayın alanında şimdilik Van, Bitlis, Muş, Hakkari, Ağrı ve Iğdır olmak üzere 6 il bulunuyor. İçeriğinde ekonomi, ticaret, turizm, eğitim, sağlık ve kültür-sanat alanlarında haber, yazı, analiz, firma ve kurum tanıtımlarının olacağı Doğunun Markaları Gazetesi, markalaşmış veya markalaşmak isteyen kurum ve firmaları öne çıkararak bölge içerisinde ekonomik hareketlilik sağlayacak. ‘Markaların Buluşma Noktası’ sloganıyla yayın hayatına başlayan Doğunun Markaları Gazetesi, firmaların tanıtımlarını yapabileceği, yatırımcıların bir birini tanıyabileceği, bölgenin nabzını tutan, sorunların çözümü için bölgenin sesi olabilecek bir ekonomik platform olma iddiası ile yola çıktı. Uygun maliyetler ile geniş bir alanda etkili bir şekilde yapılacak tanıtımlar, talebin ve üretim kapasitelerinin artmasına ve ek istihdam alanlarının oluşmasına önemli katkı sağlayacak. Ayrıca gazetede yer alacak olan bölgenin tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerin tanıtımları bölge içi turizmin artmasına ve sosyal kaynaşmanın gelişmesine öncülük edecek. Haberi 20’de Haberi 28’de DÜNYAYA İĞNE DELİĞİNDEN BAKAMAZSINIZ! Bizler ya kendi kabuğumuzda yaşamaktan mutluyuz yâda rekabetten, rekabet etmekten korkuyoruz. Haberi 6’da Hasan ARSLAN Ağrı Belediye Başkanı SMZ GRUP Başarı İçin Yönlendirme Gerekir... Adres: Cumhuriyet Cad. Değer İş Mrk. No: 8 VAN Tel: 0 432 214 84 83 - 215 15 06 Murat Çakır Anneler Dikkat! Doğunun Markaları Gazetesi’nde yer alan bölgesel tanıtım ile bir kısım medya tarafından bölge dışında oluşturulan ön yargılar da kırılmış olacak. DAKA “ Ağrı’yı Bölgeyi marka şehir Kucaklıyor yapacağız.” Haberi 10’da Mehmet Ali Özkan “ Bazı annelerin bebek beklerken veya doğum sırasında veya doğumdan sonra neden öldüğünü hiç düşündünüz mü? ” Haberi 16’da Tolga Depçi Türkiye pomza rezervlerinin % 56’sı Doğu Anadolu Bölgesinde yer almaktadır. Kurumsal Danışmanlık Tanıtım Reklam Hiz. Medya Planlama Proje Reklam Tanıtımı Matbaa Hizmetleri Marka Geliştirme Haberi 38’de Promosyon Organizasyon Prodüksiyon Grafik Tasarım gununmarkalari.c o w.do ww .dogununmarkalari.c m om w ww içindekiler 03 14 06 12 Medeniyetler Diyarı; MUŞ 26 Marka Şehir AĞRI’ya Doğru 28 IĞDIR Yatırımcıya Kapılarını Açtı 33 Anneler Ölmesin Bilgi Sahibiyseniz Güç Sahibisinizdir 18 Değişimin Merkezi İNSAN Van Tekrar Ayağa Kalkacak 24 22 İŞGEM Van’ın Vitrini Olacak Dünyaya İğne Deliğinden Bakamazsınız 16 10 BİTLİS Nemrut Krater Gölü Keşfedilmeyi Bekliyor Doğunun İncisi; VAN Teşvik Yasası Ne Getirecek? unmar doogguunnunmarkkaalalarir.ic.coom w.d m ww Editörden.. Doğuda Bir Marka Doğuyor… B irçok kimsenin uzaktan ve kulaktan dolma bilgilerle burun büktüğü, medyanın magazinsel boyutuyla kara mizah yönlerini öne çıkarıp reyting peşinde koştuğu, doğası, şartları, ekonomisi, iklimi zor bir bölgede, ekip olarak bir o kadar daha zor olan bölgesel ekonomi gazetesi yayınlamanın heyecanı içerisindeyiz. Şimdilik aylık periyotta ve 6 ilde yayınlanan Doğunun Markaları Gazetesi’ni yayınlama fikri geliştiğinde Van Valisi Münir Karaloğlu, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar Demirci, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mirza Nadiroğlu, Van Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Hakan, Van İş Geliştirme Merkezi Proje Koordinatörü Mahmut Gedik başta olmak üzere bölgenin yönetiminde ve gelişiminde öncülük rolü üstlenmiş kurumların temsilcilerini ziyaret ederek düşüncelerimizi paylaştık. Ziyaretlerde amacımızı; “Siyasetin üzerini örttüğü bölgesel ekonomik, sanayi, ticari, turizm, eğitim, sağlık, kültür ve sanat ile ilgili zenginlikleri öne çıkarmak için bölgesel bir ekonomi gazetesi çıkarmak istiyoruz.” diye ifade ettik. Ziyaret ettiğimiz herkes; “Bölgenin böyle bir açığı var, böyle bir gazete bölge için gerekli, böyle bir çalışma yaptığınız takdirde sizi destekleriz” demesine rağmen, bazı kurum ve kişilerin destekleri sözde kaldı. Sadece sözde destek verenler için ben de sadece sözde teşekkür etmek gerektiğini düşünüyorum. Ancak zorlu, bir o kadar da gerekli yolculuğumuzda özüyle, sözüyle ve desteğiyle yanımızda olanlara yürekten teşekkürü bir borç biliyorum. Çünkü bölgemizin ve insanımızın kuru sözlere değil samimi ve iyi niyetli icraatlara ihtiyacı var. Gazetemiz bölgesel bir ekonomik platform olarak, bölgenin yatırımlarını ve üretimini, ticaretini ve sanayisini, eğitim ve sağlıktaki gelişmeleri, tarihi ve doğal güzelliklerini, kültür ve sanatını öncelikle kendi içinde bir birine tanıtıp bölge içi ekonomik ilişkinin gelişmesine önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca bölgesel değerlerin, üretimin ve markaların bölge dışında da tanıtımını yaparak bölgenin Türkiye’ye ve dünyaya açılan bir penceresi olacak. Tüm bunlarla birlikte bölgesel yatı gununmarkalari.c om w.do ww “Markaların Buluşma Noktası” www.dogununmarkalari.com Aylık Bölgesel Ekonomi Gazetesi Yıl: 1 Sayı: 1 Mayıs 2012 İmtiyaz Sahibi SMZ GRUP Basın Yayın Eğt. Tur. İnş. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına Murat ÇAKIR Yazı İşleri Müdürü Ziya TÜRK Reklam ve Halkla İlişkiler Yönetmeni Sema Görgülü Grafik Tasarım İbrahim YEŞİLGÜL Adres: Cumhuriyet Cad. Değer İş Mrk Kat: 4 No: 8 VAN Tel: 0 432 214 84 83 - 215 15 06 e-mail: [email protected] e-mail: [email protected] Doğunun Markaları Gazetesi SMZ GRUP Kuruluşudur. Basın Meslek İlkeleri’ne Bağlıdır Baskı: Feza Gazetecilik A.Ş. Trabzon Baskı Tesisleri. rımcıların marka gücünü daha geniş bir alana ve kitleye çok ekonomik koşullarla taşıyarak karlılığın ve istihdamın artması, ekonomik gelişmelerin desteklenmesi, yaşam standartlarının iyileştirilmesi, buna bağlı olarak da mutlu ve huzurlu insanlardan oluşan bir toplumun oluşması için katkıda bulunmak hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Yayın yeri Van olan gazetemiz; Van, Hakkâri, Bitlis, Muş, Ağrı ve Iğdır İlleri ile bu illerin büyük ilçeleri olan Erciş, Yüksekova, Tatvan, Bulanık Doğubayazıt ilçelerini de kapsayan yayın alanı ve 2 milyon nüfuslu bir bölgede 10 bin tirajı ile doğunun ilk ve tek bölgesel ekonomi gazetesi olma özelliğine sahip. Pilot il uygulaması ile ilk etapta 6 il ve büyük ilçelerini kapsayan yayın alanı daha sonra kademeli olarak Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki illerin tamamını kapsayacak şekilde genişletilecek. Yayın alanımız içerisindeki illerde oluşturduğumuz temsilcilik altyapısı ile bölgede daha etkin bir şekilde çalışmak istiyoruz. Gazetemiz temsilcilerimizin koordinasyonu ile il ve ilçelerde kamu kuruluşları, meslek Ziya Türk [email protected] odaları, sivil toplum örgütleri, firmalar, iş yerleri ve çarşı esnafına teslim detaylı olarak dağıtılacak. Böylece şehirlerin yetki ve kaynak kullanan kesimleri başta olmak üzere gazetemizi herkese ulaştırmış olacağız. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Hükümet üyeleri, bölge milletvekilleri başta olmak üzere TOBB, TESK, TÜSİAD, MÜSİAD, TUSKON, TÜRSAB ve ihracatçı birlikleri gibi ekonomik anlamda söz sahibi olan kurum ve kuruluşlara da gönderilecek olan gazetemiz, bölgemizin sesi ve pazara açılan önemli bir kapısı olacaktır. Gazetemizde yer alacak olan firma ve kuruluşlar ile bölge dışındaki yatırımcıların işbirliği fırsatlarını yakalaması, güçlerini ve imkânlarını birleştirmesi, tanıtımı yapılacak firmaların ulusal markalarla yapacağı işbirliği sonucunda bölgesel markaların oluşması ve gelişmesi kaçınılmaz olacaktır. Bölgesel anlamda bir ilk olan ve tüm bölgenin sesi olmaya aday gazetemize firmalarımızın, kuruluşlarımızın ve halkımızın sahip çıkacağına olan inancımız tamdır. Bölgesel Tanıtımın Tek Adresi Doğunun Markaları Gazetesi Reklam ve Tanıtımlarınız İçin Tel: 0 432 214 84 83 - 215 15 06 Gsm: 0 506 599 10 91 - 0 506 657 06 45 e-mail: [email protected] [email protected] Gazetemiz; Van, Bitlis, Muş, Ağrı, Iğdır ve Hakkari illeri ile Erciş,Yüksekova, Tatvan, Bulanık ve Doğubayazıt ilçelerinde 10.000 adet dağıtılmıştır. “Markaların Buluşma Noktası” gununmarkalari.c om w.do ww Van Mayıs 2012 4 DOĞUNUN İNCİSİ VAN Grafikerkan gununmarkalari.c om w.do ww Ekonomi Reklam; Gider Değil Gelirin Masrafıdır! TÜKETİCİ AÇISINDAN REKLAMIN ÖNEMİ * Firma açısından olduğu kadar, reklama maruz kalan tüketici açısından da reklamın önemi büyüktür. * Tüketici reklamı bilgi kaynağı olarak kullanılmaktadır. * Reklam yoluyla tüketici pazarda neyin bulunduğunu, satın alma gücünü nasıl değerlendireceğini ve hatta sunulan seçenekleri kabul veya red özgürlüğünü kullanmayı öğrenebilmektedir. * Ayrıca tüketici açısından reklam, zaman tasarrufu sağlayan bir araç olarak önem taşır. * Reklam tüketicinin hızlı ve ucuz bir biçimde bilgi edinme ihtiyacını karşılayarak hizmet verebilmektedir. * Bundan başka tüketici reklamı, yapanın kalite göstergesi olarak da kullanmaktadır. İŞLETMELER AÇISINDAN REKLAMIN ÖNEMİ: * Reklam firmalar büyüdükçe ve piyasa payları arttıkça daha çok reklama başvurmaktadırlar. 5 Mayıs 2012 rkası ... markas ... ma ı ... markas ı * Reklam firmalar açısından tüketiciye ulaşmanın en verimli, en hesaplı yoludur. ? * Reklam rekabet unsurunun en belirgin ögesidir. * Reklam satışları arttırıp üretim kapasitesini genişletir ki bu da firmaların büyümeleri anlamını taşımaktadır. Reklamın Etkileri * Talep yaratarak, talebi arttırarak üretim artışına neden olduğu, * İstihdamın ve refah düzeyinin yükselmesine neden olduğu, Tercihi Siz Olmak İstemez misiniz? * Birim maliyetlerini düşürerek ve rekabet ortamını canlandırarak fiyat indirimlerine yol açtığı, * Yeniliklerin çoğalmasına, ürün türlerinin artmasına, kalitenin yükselmesine katkıda bulunduğu, * Tüketicilere çeşitli alternatifler arasından seçim yapma olanağı verdiği, bilgilendirici ve eğlendirici olduğu bir gerçektir. * O halde reklamcı ekonomik sorumluluğunun yanı sıra toplumsal sorumluluğun da bilincine vararak, mesleğine saygınlık kazandırmak ve bunu devam ettirmek üzere uzun vadede toplumun yaşam kalitesini yükseltici yönde uğraş vermelidir. Bunu yaparken de toplum koşullarına uygun, çağdaş toplumsal ve ahlaki sorumluluk düşüncesi geliştirmesi ve uygulaması kaçınılmaz olacaktır. gununmarkalari.c om w.do ww Van Mayıs 2012 6 DÜNYAYA İĞNE DELİĞİNDEN BAKAMAZSINIZ! 32 Murat ÇAKIR [email protected] Şahsım olarak özellikle “bölge ekonomisi” alanında hayal kırıklığı yaşadığımı belirtmem gerekir. Bu hayal kırıklığı üretilen ürünün ve verilen hizmetin kalitesi ile alakalı olmayıp, ürünü üretenlerin, hizmeti verenlerin bakış açıları ile alakalı. Daha önce zaman zaman farklı vesileler ile Doğu Anadolu Bölgesi’ni dolaşma fırsatı yakalamıştım. Ancak en son “Doğunun Markaları Gazetesi “ için bölgeyi 10 güne yakın bir süre, ekip arkadaşlarımız ile beraber detaylı bir şekilde inceleme fırsatı yakaladık. Tabi ki doğal olarak bu gezi sonrası bölge ile ilgili olarak ekip arkadaşlarımızın hepsinin kafasında farklı fikirler oluştu. Şahsım olarak özellikle “bölge ekonomisi” alanında hayal kırıklığı yaşadığımı belirtmem gerekir. Bu hayal kırıklığı üretilen ürünün ve verilen hizmetin kalitesi ile alakalı olmayıp, ürünü üretenlerin, hizmeti verenlerin bakış açıları ile alakalı. Evet, ne yazık ki Doğu Anadolu Bölgemizde; idarecilerin, ekonomiye yön verenlerin, yönettiği, idare ettiği alanı bölge ve Türkiye pazarında tanıtma konusunda “biz de burada standartların üzerinde ürün üretiyoruz, rekabet yarışında bizde varız ” deme medeni cesareti konusunda ciddi bir bakış açısı sıkıntısı olduğunu gördüm. Oysaki son gezimizde bölge içinde öyle markalar gördük ki, değil Türkiye, Dünya standartlarında üretim yapmaktalar, hizmet vermekteler. Ürün veya hizmet kalitesi açısından Türkiye standartlarının üzerinde olan böylesi firmaların kendilerini sadece bulunduğu kent ile sınırlandırmak istemeleri, bölgeye açılmaktan korkmaları hakikaten çok acı. Dünyaya İğne deliğinden bakamazsınız! Başınızı kuma gömemezsiniz! Bu bölgede üretiyor, bu bölgede çalışıyorsanız bu bölgede ile ilgili kötü imajı, yanlış algıyı yok etmek zorundasınız. Bölge halkı, bölge esnafı, nerede, ne üretil- diğini, üretilen ürünün kalitesini bilmiyor. Doğal olarak da halk, gerek radyo televizyon ve gerekse gazeteler aracılığı ile yayınlanan büyük firmaların sürekli reklâmları ile yönlendiriliyor. Halk alışverişe çıktığı zaman kendi ilinde yâda bölgesinde kalitesi ile Türkiye standartlarının üzerinde bile üretilen ürüne soğuk bakıyor. Çünkü tüketicinin zihninde sürekli yapılan reklamlarla ismi ve markası kazınmış ürünler var. Emin olun öyle markalar bilirim ki, kalitesi, kıvamı, lezzeti, hijyenik olma konusunda raflardaki diğer ürünlerden çok ama çok daha kaliteli. Ancak alışverişte halkın bu markadan kalite konusunda çok daha düşük markaları tercih ettiğini gördüm. Sırf reklâmlarda görmüş, duymuş diye. Peki, bu kimin hatası? Bu tamamıyla firmalarımızın, kurumlarımızın ya da ilgili yerlerin hatası. Siz kendinizi anlatmaz yâda anlatamazsanız, birileri buradan doğacak boşluğu dolduracaktır. Firmanız Türkiye standartlarında, üretiminiz, ürününüz Türkiye standartlarında ancak pazarlama mantığınız çok ama çok yerel olunca, tabiî ki halk sizi ve ürününüzü tercih etmeyecektir. Anlamıyorum! Bazı firmalarımızın Doğu Firması olarak anılmaktan, algılanmaktan korkmalarını ve utanmalarını anlamıyorum doğrusu. Evet, yanlış duymadınız! “Korkma ve utanma” dedim. Özellikle bazı büyük firmalarımız ürünlerini yâda hizmetlerini gerek bölge içinde veya gerekse bölge dışında pazarlarken, doğulu bir firma imajı vermekten kaçınmaktadırlar. Bu amaçla merkezlerini Ankara’ya taşımak, isimlerini yabancılaştırmaktadırlar. Kendilerine bunun sebebi sorulduğunda verilen cevap hakikaten çok ilginç. Doğulu firma olunca batıdaki ihalelerde sıkıntı çekiyormuşuz. Ya da doğulu firma demek kalitesiz ürün demek, bozuk işçilik demekmiş… Ürünün doğuda üretilmesi kalitesi ne olursa olsun negatif olarak halka yansımakmış. İş böyle olunca doğal olarak halkta kendi bölgesinde üretilen ürüne verilen hizmete soğuk bakıyor, kendi ürününe, burun kıvırıyor. Etiketinde sırf Van, Muş, Bitlis, Ağrı vs. yani kısaca bu bölgede bulunan bir ilin ismi varsa üretilen ürün alınmazmış. Burada asıl iş tüketiciye değil, üreticiye düşmektedir. Bu algı, ancak yapılacak kaliteli tanıtım çalışmaları ile kırılabilir. Bunun için de, kaliteli ürün kadar üretilen ürünü pazarlayacak, vizyon sahibi ve ufku geniş kaliteli idarecilere, yöneticilere ihtiyaç vardır. Amacımız siyaset yapmak ya da bölgesel ırkçılık yapmak değildir elbette. Bölge içinde var olan ekonomik değerlerin bölge içinde tanıtımını yaparak kaynakların aktif kullanılmasını sağlamak ve ekonomik bir hareketlilik oluşturmak. Oluşacak olan bu hareketlilik sonunda da bölgede istihdam oluşturulmasına yardımcı olmak ve bölge ekonomisinin canlanmasına ve gelişmesine katkıda bulunmaktır. Bu yüzden bizler bölge ekonomisini önemsiyoruz. Bu yayının asıl amacı da bu fikre katkı sağlamaktır. Gerek bölge içerisinde üretim yapan firmaları ve gerekse bölge dışında üretim yapan ulusal firmaları, kamu kurum ve kuruluşları bölgeye, ekonomimize, insanımıza ve ülkemize faydalı olan bu çalışmaya destek olmaya davet ediyoruz. gununmarkalari.c om w.do ww Doğu Şirketler Grubu Türkiye Yolunda... Doğu Anadolu Bölgesinin cazibe merkezi olan Van 'da yatırımlarına devam etmektedir. sektörlerde yapmış olduğumuz yatırımlar ile devam etmektedir. Halen İnşaat, Madencilik, Hazır Beton İmalatı, Petrol Ürünleri, Otomotiv, Medya ve Sigortacılık alanlarında faaliyette bulunan Doğu Şirketler Grubu olarak ilk günkü heyecan ve her geçen gün artan kalite anlayışımız ile yatırımlarımıza devam etmekteyiz. Beşkardeş ile başladığımız iş hayatımıza, aramıza katılan ve her biri alanında uzman çalışma arkadaşlarımız ile birlikte bugün; teknolojik yeniliklere ve eğitime önem veren, bilinçli bir sorumluluk ve en önemlisi müşteri odaklı hizmet anlayışı ile çalışmaktayız. Zahir KANDAŞOĞLU Doğu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı 1986 yılında “Doğu Hafriyat ve Nakliyat Zahir KANDAŞOĞLU Kollektif Şirketi” bünyesinde, ekonominin yapı taşlarından biri olan inşaat sektörü ile başlayan ticari yaşam yolculuğumuz bu gün farklı medya İlimiz başta olmak üzere bölgemiz çok daha fazla yatırıma ihtiyaç duymaktadır. Bizler Doğu Şirketler Grubu olarak kaliteden taviz vermeden gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımız ile bölgemize gelecek yatırımcılarımıza örnek teşkil etmeyi kendimize ilke edinmiş bulunmaktayız. Bu anlayış ile istihdam yaratmaya da devam etmekteyiz. İşsizliğin ülke oranlarının üstünde olduğu bölgemizde yapılacak yatırımlar ile bu kronik sorunun çözüleceğine inanıyoruz. İlimizin gerek üst yapı ve gerekse alt yapı faaliyetlerine verdiğimiz katkılar ile yaşanabilir bir kentin oluşması çabası içersindeyiz. Yine 7000 yıllık geçmişe sahip ilimizin tarihine yakışır bir şekilde bölgemizin kültürel yaşamına da katkı sunmaktayız. Doğu Medya Grubumuz ile ilimizin ve bölgemizin tanıtımını yaparak bölge turizmine katkı sağlamaktayız. Dürüst ve ilkeli çalışma anlayışı ile bölgemiz başta olmak üzere ülkemizin gelişmesine katkı sağlayarak yasalara uygun bir şekilde yürüttüğümüz faaliyetlerimiz ile özelde bölgemizin kalkınmasına genelde ise devletimize ödediğimiz vergiler ile ülke ekonomisine katkı sunmaya devam ediyoruz. Doğu Şirketler Grubu olarak temennimiz demokrasinin, barışın ve adaletin egemen olduğu, işsizliğin azaldığı, toplumsal barışın sağlandığı bir ülkede yaşayarak ve bu değerlere var olduğumuz sürece katkı sağlamayı kendimize ilke edinmiş bulunmaktayız… otomotiv MİSYONUMUZ Tedarikçilerimize, müşterilerimize, çalışanlarımıza ve doğaya saygıyı temel prensip kabul eden bir anlayışla, ilimiz ve bölgemizin gelişmesine katkı sağlamak. VİZYONUMUZ Kaliteden ödün vermeden, faaliyet gösterdiğimiz tüm sektörlerde yaşama katkı sağlayan örnek bir grup olmak. DOĞU ŞİRKETLER GRUBU * Doğu Medya A.Ş. * Doğu Van Medya Van A.Ş. * Doğu Beton Madencilik Turizm Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş. * Doğu İnşaat Taahhüt Madencilik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. * Doğu Petrol Ürünleri Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. * Doğu Otomotiv Ticaret Ltd. Şti. * Kandaş Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. kandaş sigorta şirketler grubu beton petrol inşaat İpekyolu Üzeri No:51 DOĞU PLAZA VAN - TEL: (432) 217 72 77 PBX - FAX: (432) 217 88 15 İ[email protected] gununmarkalari.c om w.do ww Van Mayıs 2012 Kent Yazıları SABRET ANNE VAN’da inşaat mühendisi olarak çalışan Faruk Görünüş, depremden sonra yaşanılanları anlatan bir şarkı besteledi. İnşaat mühendisi Görünüş’ün bestelediği “Sabret Anne” adlı şarkısı için çekilen klip, ulusal müzik kanallarında yayınlanmaya başladı. V an’da 23 Ekim ve 9 Kasım’da yaşanan depremlerin ardından gerek yurtiçinden ve gerekse yurt dışından sayısız duyarlı insanlardan yardımların gelmesi ve depremde aile fertlerini ve akrabalarını kaybedenlerin yanı sıra, aile içi dramatik birçok olayların da yaşanması, klibin konusu oldu. Bu bağlamda Vanlı İnşaat Mühendisi Faruk Görünüş’te sözlerini kendisinin yazdığı bir şarkı besteledi. Görünüş’ün seslendirmeyi kendisinin yaptığı ve depremi yaşayan bir ailenin yaşadığı gerçek olaylarla dolu dramını anlattığı şarkının klibi Van Valiliğinin desteği ile çekildi. Ulusal müzik kanallarında yayınlanan klibin sonunda ise Van’a maddi manevi yardımlarda bulunanlara ve dualarını esirgemeyenlere teşekkür edildi. Menaf Turan SABRET ANNE Başlarken… Bir günde yıkıldık kaybettik her şeyi Unuttuk gündüzü unuttuk geceyi Bir el uzanıp tutacak bizi Sabret anne Biz böyle acılar çekmedik mi terk edip geriye dönmedik mi Bir kuru ekmeği bölüşüp yemedik mi Yaşarken hergün ölmedik mi Anne sabret anne Geçecek elbet bitecek bu acı Sabret anne Gizlice ağlarsın İçine atarsın Depremi dünyanın sonu mu sanırsın Biz ne yokluklar acılar yaşadık Sabret anne Biz böyle acılar çekmedik mi terk edip geriye dönmedik mi Bir kuru ekmeği bölüşüp yemedik mi Yaşarken hergün ölmedik mi Anne sabret anne Geçecek elbet bitecek bu acı Sabret anne BİM 8 BALIK RESTAURANT Van kenti üzerine yazmak, üstelik doğduğum ve depremden sonra ne kadar bağlı olduğumu anladığım memleketim üzerine yazmak benim açımdan hem heyecan verici hem de zor bir iş olacak. Bir kenti yazmak kenti bilmektir ve o kenti sevmektir ve o kenti hissetmektir. Üstad, Ahmet Hamdi Tanpınar Beş Şehir’i yazarken o kentleri hissederek yazmıştı. Yine bir başka üstad Ahmet Rasim Şehir Mektupları’nı İstanbul’u hissederek yazabilmişti. Ya Yahya Kemal’e ne demeli? Sana dün bir tepeden baktım ey aziz İstanbul şiirini yazarken acaba ne hissetmişti? Evet, bir kenti bilmek, sevmek ve hissetmekle ancak bir kent hakkında yazılabilir. Ben de bu yazılarla kentimi bilmeye, sevmeye ve hissetmeye çalışacağım. Ne yazık ki bütün Van yazılarında biraz da turistik kaygılarla olsa gerek Van’ın doğal güzellikleri ardı ardına sıralanır. Denizi, iklimi, balığı, lalesi, kuşları vs. Bizlerin âdemoğlu olarak bu güzelliklere hiçbir katkımızın olmadığı ortada. Yine ademoğlu olarak bizlerin başta denizimiz olmak üzere bu doğal güzellikleri ne hale getirdiğimiz ortada. Bu doğal güzellikleri ortadan kaldırdığımızda kentin neyini sevip neyini hissedeceğiz? Acaba hissedilecek ne kalıyor geriye? Komşuluk ilişkileri mi? Gittikçe bozulan ve insanların birbirine tahammül edemediği trafik düzeni mi? Ya da üstümüze üstümüze gelen büyük bir kısmı kaçak olan ve imar düzenlemelerinin dışında inşa edilen, depremle birer enkaza dönüşen ve şimdi kurtulmak istediğimiz binalarımız mı? Yazın tozlu, kışın çamurlu yollarımızı mı? Bu listeyi uzatmak mümkün. Daha sonraki yazılarımda bu konulara değineceğim. O halde bu kenti yeniden sevecek ve hissettirecek bir şeyler yapmak lazım. İşte elinizdeki bu gazete böyle bir şeyi gerçekleştirmek üzere yola çıktı. Bizler de elbette ki doğduğumuz ve yaşadığımız bu kente karşı görevlerimizi karınca kararınca yerine getirmeye çalışacağız. Bu gazetenin kentin doğayla barışık gelişimi, potansiyellerinin açığa çıkarılması, sorunlarına yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesi için neler yapılması gerektiği konusunda bir tartışma zemini olması dileğiyle… gununmarkalari.c om w.do ww inşaat seven enerji yapı beton tesisleri Arafat Köroğlu mühendislik yol yapı Devrim Kıran mühendislik doğalgaz Mahmut Köroğlu mühendislik yapı denetim Mahmut Köroğlu Köroğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı 1973 Van doğumlu evli ve bir çocuk babasıdır. İlk orta ve lise öğrenimini Van’da tamamlamıştır. Ardından Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Mahmut KÖROĞLU Fakültesinden Yönetim Kurulu Başkanı mezun olmuştur. 2008 yılından beri TOBB bünyesinde bulunan Van Genç Girişimciler Kurulu Başkanlığını yürütmektedir. Aynı zaman da 2009 yılından bu yana Van Kent Konseyi Aktivistlerindendir. 1997 yılında 6 kardeşi ile birlikte ilk şirketlerini kurarak inşaat sektörüne adım atmışlardır. Şu anda bünyesinde bulunan 10 firması ile Köroğlu Şirketler Grubu adı altında faaliyet göstermektedir. gununmarkalari.c om w.do ww Medya Mayıs 2012 ‘2 bin 700 basılı yayını, 200’den fazla TV kanalını, 30’un üzeri radyo kanalını, binlerce haber internet sitesi, blog ve sosyal medyayı takip ediyoruz.’ AJANS PRESS Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Özkan; ‘Bilgi sahibiyseniz, güç sahibisinizdir’ Dünyada ve Türkiye’de yaygınlaşan internet kullanımı ile birlikte değişim yaşayan medya sektörü de eski yöntemlerle takip edilemeyecek kadar çeşitlendi ve gelişti. Teknolojinin gelişimi ile birlikte değişen dünyada en önemli değer haline gelen doğru bilgiye hızlı ve zamanında ulaşmak; kurumlar, şirketler ve bireyler olarak hepimiz için vazgeçemeyeceğimiz bir ihtiyaç oldu. yatırım yapacağınız alan ile ilgili bilgi, köşe yazarları neler yazıyor, dünya gündeminde, ekonomi gündeminde neler var ? Bu bilgiler iş dünyası için önemli... İşte bu noktada bir çok kuruluş ve şahıs, Mehmet Ali Özkan yönetimindeki “Medyadaki Gözünüz” sloganıyla medya takibinin öncü ve lider şirketi Ajans Press’ten medya takip hizmeti alıyor. Ajans Press; Basın, televizyon, radyo, internet, sosyal medya takibi ve medya analiz hizmetinin yanı sıra haber ajansı takibi, sektörel gündem, deşifre ve çeviri hizmetleri de sunmaktadır. Takip sonuçlarını nasıl ulaştırıyorsunuz? Internetin hayatımıza girmesiyle birlikte mesafeler, sınırlar ortadan kalktı. Daha önce gazete ve dergi kupürleri kesilerek müşteriye kuryeyle ulaştırılıyordu. Bu nedenle eskiden günlük hizmet sadece İstanbul ile sınırlıydı. Artık Istanbul’dan hizmet almak veya Ardahan’dan, hatta Avustralya’dan hizmet almak eşit hızda ve aynı kalitede. Müşteriler, igilendikleri haberlere web sitemize şifre ile giriş yaparak veya tercihe göre anlık, günlük, haftalık mailler alarak, her türlü erişiyorlar. Bilgiye ulaşma sürecinin öncüsü ve lideri konumunda bulunan AJANS PRESS Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Özkan’a Medya Takibi ile ilgili sorularımızı yönelttik… Röportaj: Ziya Türk [email protected] AJANS PRESS’in ne iş yaptığını anlatır mısınız? Ajans Press’i bazen haber ajansları ile karıştırıyorlar. Oysa biz yeni haber üretimi yapmıyoruz, “Medya Takibi” yapıyoruz. Müşterilerimizin yazılı basın, TV, radyo, internet ve sosyal medyada çıkan haberlerini takip ediyor ve ayrıca medya analizleri hazırlıyoruz. Belli başlıklarda günlük haber özetlerini paylaşıyoruz. Ajans Press, bütün bu hizmetleri vermek için yazılı basında 2 bin 700 basılı yayını, 200’den fazla TV kanalını, 30’un üzeri radyo kanalını, binlerce haber internet sitesi, blog ve sosyal medyayı takip ediyor. Medya Takibine neden ihtiyaç duyulur ? Bildiğiniz gibi artık iletişim çağında yaşıyoruz. Bilgi sahibiyseniz, güç sahibisinizdir. Medyanın, dördüncü kuvvet olarak adlandırılması da gücünü ortaya koyuyor. Rakibiniz ile ilgili bilgi, bölgeniz ile ilgili bilgi, Ancak medya denizinde bilgi sonsuz; oysa zamanımız kıymetli. Ajans Press müşterisine medyada çıkan haberler içinden onu ilgilendirenleri seçerek rafine veri sunuyor. Hizmetlerinizden en çok kimler faydalanıyor ? Bir gazeteyi ya da bir haber kanalını açtığınızda gördüğünüz her kişi ve her kurum bizim potansiyel müşterimiz. Eskiden şirketler veya kişiler, sadece arşiv amaçlı olarak medya takibi hizmeti alıyorlardı. Günümüzde arşiv halen bir kurumun tarihçesi olması nedeniyle önem arz ediyor ama medya takibi artık başka bir boyut kazandı. Medya takip ve analizleri, halkla ilişkiler ve itibar yönetimi, Ar-Ge ve Pazarlama aracı olarak ta kullanılıyor. Kısacası rekabet ortamı her sektörde mevcut. Müşteriler için sadece kendi haberleri değil rakiplerden haberdar olmak, bulundukları sektörle ilgili gelişmeleri takip etmek te önemli. Medya yansımaları şirketlerin vitrindeki, görünen yüzleri olduğu için diğer sektör oyuncularının duruşlarını da takip etmek gerekiyor. Ajans Press’in Kuruluşuyla ilgili bilgi verir misiniz? Ajans Press, 60 yıl önce Bunt Kupür 10 Mehmet Ali Özkan Derleme Firması olarak kuruldu. 1975 yılında Onursal Başkanımız Sayın Erol Özkan tarafından ismi Ajans Press olarak değiştirildi, 1992 yılında benim yönetimi devralmamla birlikte anonim şirket olduk ve adımız Ajans Press Medya Takip Merkezi A.Ş olarak değiştirdik. Başka faaliyet alanınız var mı? Ana faaliyet alanımız Medya Takibi ve Analizi. Yakın tarihe kadar medya takibinin Basın, TV, Radyo ve Internet takibi olarak dört ayağı vardı. Ancak yakın zamanda internet takibini kendi içinde ayırarak “sosyal medya” takibine başladık. Sosyal medyayı beşinci mecra olarak görüyoruz. Çünkü takibi, raporlaması ve etki alanı çok farklı. Bu beş alanın dışında ayrıca haber ajanslarını takip ediyoruz. Haber ajansına düşen haberleri henüz basında yer almadan müşteriye iletebiliyoruz. Yani haber, haberdar ediyoruz. medya sitelerini takip ediyoruz. Bu çok yeni bir hizmet. Ama hızla gelişiyor. Zaten sosyal medya da çok hızlı gelişiyor ve değişiyor. Sosyal medya, şirketler için çok önemli bir mecra. Çünkü olumsuz haber ve yorumların çığ gibi büyüyebileceği bir mecra ve milyonlarca TL yatırım yapılan reklamların etkisini tersine çevirebilecek güce sahip. Haberdar olursanız, kontrol edebilirsiniz. Müşterilerimizi sosyal ağlarda kendileri ve markalarıyla çıkan haberlerle ilgili bilgi sahibi ediyoruz. Sonrasında hareket planına müşterimiz kendisi karar veriyor. Diğer mecralar için de aynı şekilde analiz ve PR karneleri veriyoruz. Bir diğer hizmetiniz olan “köşe yazarları”ndan söz eder misiniz? Bütün köşe yazarlarını takip ediyoruz. Müşterimiz şifresiyle Ajans Press sistemine girip köşe yazarlarını okuyabilir. Aynı zamanda bütün Digitürk abonelerine açık olan 540. kanaldan da ulaşabiliyorlar. Yurtdışı bağlantınız var mı? Ajans Press olarak uluslararası üst kuruluşlar olan, AMEC, IABM ve FIBEP’e üyeyiz. Bu üyeliklerimiz ile medya takibi ile ilgili tüm dünyada ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyoruz . Yılda bir kez dünyanın her yerinden aynı sektörde faaliyet gösteren ajans yetkilileri bir araya geliyor ve yenilikleri paylaşıyorlar. Medya takibinin alt başlık ve alt segmentlerinde de hizmet veriyoruz. Örneğin, yabancı kökenli ajansların çeviriye ihtiyacı olduğu zaman medya takibiyle birlikte çeviri hizmeti de veriyoruz. Yabancı yöneticiler için medyada çıkan haberlerin çevirilerini yapıyoruz. Ancak tabii ki çeviri şirketi değiliz. Bunun dışında medya takibinin içinde “gündem” başlıklı bir hizmetimiz var. Müşterilerimize ekonomi, spor, güncel ve dünya başlıkları altında, ulusal gazetelerde o gün çıkan haberlerin özetlerini sunuyoruz. Veya talebe göre sektörel Gündem özetleri çıkarıyoruz. Müşterileriniz daha çok hangi mecrayı takip etmenizi talep ediyorlar? Amiral gemi yazılı basın, yani dergi ve gazeteler. Çünkü kontrolü ve tedariği zor, maaliyetli. Yazılı basından sonra TV takibi geliyor sonrasında Internet takibi geliyor. En az talep alan mecra maalesef Radyo’lar. Son dönemde sosyal medya yaygın olarak kullanılıyor. Bu alanda neler yapıyorsunuz? Facebook, twitter ve youtube gibi Türkiye’de en çok kullanılan sosyal Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Bütün bu işleri yapan Ajans Press ekibi kaç kişiden oluşuyor? 200 kişi İstanbul merkezde çalışıyor. 120 kişi de yurtiçi ve yurtdışındaki temsilciliklerde görev yapıyor. Biz de teşekkür ederiz. gununmarkalari.c om w.do ww gununmarkalari.c om w.do ww Van 12 Mayıs 2012 Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mirza Nadiroğlu: “ TEKRAR AYAĞA KALKACAK, KALKMALI! ‘’ Mirza NADİROĞLU VATSO Yön. Kur. Başkanı Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mirza Nadiroğlu ile yaptığımız röportajda Van’ın Ticari hayatını irdelemeye çalıştık. Van’da ticari sirkülasyonun artışına katkı sağlamak adına odanın yaptığı çalışmalar ve katkılar konusunda bilgi edinme amaçlı sorular sorduk, cevaplar aldık. Röportaj: Murat ÇAKIR [email protected] Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mirza Nadiroğlu:’ 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından Van’da hayat durma noktasına gelmişti, öncelikle hayatın normalleşmesi için çok çalıştık. Bu süreçten sonra amacımız özellikle ekonomik hayatın yeniden canlandırılması ve Van’ın hak ettiği yere ulaşması olacaktır.’ Ürettiği hizmetleri ile ilin ve bölgenin ekonomisine katkı sağlayan, bölgemizde lider oda olma özelliğini devam ettiren, üyelerinin gurur duyacağı örnek bir oda olmaktır Van Ticaret ve Sanayi Odası’nın kuruluşunu, misyonu ve vizyonu hakkında neler söyleyeceksiniz? Van Ticaret ve Sanayi Odası 1962 yılında TOBB yasası ile kurulmuş yarı kamu kurumu niteliğinde bir meslek odasıdır. Bu yıl 50. Kuruluş yıldönümümüzü kutluyoruz. Misyonumuz şeffaf ve hesap verilebilirlik ilkesine bağlı, dinamik ve çağdaş, üyelerine hizmeti öncelik kabul eden, teknolojik gelişmelere önem veren, üyelerinin taleplerine uygun nitelikli projeler üretip onların işlerini kolaylaştıran, meslek ahlaki değerlerine bağlı oda hizmeti sunmaktır. Vizyonumuz, Ürettiği hizmetleri ile ilin ve bölgenin ekonomisine katkı sağlayan, bölgemizde lider oda olma özelliğini devam ettiren, üyelerinin gurur duyacağı örnek bir oda olmaktır. Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım’da meydana gelen depremler sırasında ve sonrasında yaşananları sizden öğrenebilir miyiz? Van çok ağır iki deprem yaşamıştır. Tabi doğal afetlerdir. Takdiri ilahidir. Afetlerin önüne geçemiyorsunuz. Yaşadığımız iki depreminde sonuçları çok ağır olmuştur. İnsanlar evlerini işyerlerini terk etmiş, büyük sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Her doğal afette olduğu gibi depremlerden sonra kısa süreli kaos yaşanmıştır. Hava şartlarının olumsuz olması, afetin büyüklüğü ve yıkıcılığı yaşanan felaketin etkilerini daha da ağırlaştırmıştır. öğrenebilir miyiz? Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım’da meydana gelen depremlerden sonra kentte ekonomik, sosyal ve kültürel yaşam çok olumsuz etkilendi. Kent yaşayanları her anlamda mağdur oldu. Ancak yaşanan çok ağır ve yıkıcı depremlere rağmen kısa süreli kaosun ardından yaralar sarılmaya başlandı. Münferit sorunlar yaşanıyor olmasına rağmen ekonomik hayatın canlanması için alınan tedbirler elbette uygulandı. Ancak şartların ağır olması, insanların zorunlu göçleri bazı olumsuzlukların yaşanmasına neden olabiliyor. Hükümet yetkilisi; deprem mağduru işverenlere 500 lira ile 1.200 lira arasında değişen tutarlarda ödeme yapacaklarını ve maaş yardımının 6 aya kadar sürebileceğini söylemişti. Bu vaat gerçekleşti mi? Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Bu konuda müracaat eden işverenlere İŞ-KUR tarafından destekler sağlandı. Hükümetin bu desteği zarar gören işverenlerimiz için olumlu bir katkı olmuştur. Yaşanan çok ağır ve yıkıcı depremlere rağmen kısa süreli kaosun ardından yaralar sarılmaya başlandı. Van’ın yeniden yapılanması sürecinde elbette yerel firmalarımız faydalanacaklar. 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 de meydana gelen depremlerde olumsuz etkilenen Van’daki tüccar, sanayici ve esnafın desteklenmesi için hükümet tarafından verilen sözler tutuldu mu? Bu konuda yetkililerden beklentilerinizi Deprem sonrası Van’ın tekrar inşa edilme sürecinde, konut ve diğer yapım işi ihalelerinde Vanlı iş adamları ve yerli firmalar yararlanabiliyor mu? Kamu Kurumları tarafından yapılan ihaleler Kamu İhale Kurumu şartnamelerine göre hazırlanmaktadır. TOKİ konut ihalelerini Ankara’da yaptı. Bu ihaleler de yerel firmalarımız da yer aldı. Yeterli koşulları yerine getiren herkes bu ihalelerden faydalanabilir. Ancak Van’ın yeniden yapılanması sürecinde elbette yerel firmalarımız faydalanacaklardır. Amacımız da bu faydanın en üst seviyede olmasıdır. İran’ın Van ekonomisi için önemli bir merkez olduğu bilinmekte. İran ve Ermenistan ile sınır kapılarının açılacağı haberi ve etkin bir ticaretin başlayacağı yetkililerce açıklandı. Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Van İran’la yaklaşık 300 km sınırı olan ülkemizin en doğusundaki sınır ilidir. İran Türkiye için çok önemli bir pazardır. Elbette İran’la yapılacak Ticav rette Van maksimum oranda faydalanacaktır.. İran’la ticaretin gelişmesi ülkemize de önemli katma değer sağlayacaktır. Keza Ermenistan ile ticarette Van ve doğu illeri için önemli bir kazanç sağlayacaktır. Van sürekli gelişen çevresindeki illerin buluşma ve çekim merkezidir Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı olarak Organize sanayi bölgesinin 2.etap inşaat çalışmaları hakkında çalışmalar hangi aşamada? Van sürekli gelişen çevresindeki illerin buluşma ve çekim merkezidir. Özellikle son çıkarılan Teşvik Paketinden sonra 6. gununmarkalari.c om w.do ww Van Mayıs 2012 Bölge de bulunan ilimiz yatırımcılar için daha önemli bir duruma gelmiştir. Van Organize Sanayi Bölgesi de giderek artan önemi ile sürekli büyüyen bir konumdadır. Van’a 2. Organize Sanayi Bölgesi bile yetmeyecektir. Bizler geleceğimizi doğru kurgulamak, en az 50 yıllık öngörülerle bu kenti geleceğe hazırlamalıyız. Ek OSB’de şuan itibari ile 44 hektar ve 55 parsel mevcut. Altyapı çalışmaları yıl sonu itibari ile bitiyor. Arsa tahsislerimiz başladı. Amacımız Van OSB’ye yeni alanlar katmaktır. Bunun için çalışmalarımız devam ediyor. Şuan 60 hektar ve 250 hektar arazinin OSB’ye eklenmesi için girişimlerimiz başladı. Hükümet tarafından Van’a “Fuar Kongre Merkezi ”açılacağına dair sözler verilmişti. Bu söz yerine getirildimi? Evet Van Fuar ve Kongre Merkezine kavuşuyor. Ödeneği Valiliğimiz hesaplarına aktarılan Fuar ve Kongre Merkezinin yeri ve Projesi de hazır. Bu yılsonuna yetiştirilmesi planlanmaktadır. Ayrıca Van Gölü gibi önemli bir kaynaktan faydalanmaktayız. Ayrıca Tarihi ve doğal güzellikleri ile ülkemizin en önemli turizm noktalarından biridir. Sınır ili olmamız birçok sektörün gelişimine katkı sunacak durumdadır. Bu özellikleri ile Van her zaman yatırımcılar için avantajlı bir ildir. Van’ın kalkınmasında en büyük sorunlardan biri enerji yetersizliği olmuştur TEİAŞ Genel Müdürlüğü tarafından Haziran 2010 tarihinde ihalesi yapılan 380 kilovoltluk Van Trafo Merkezi’nde çalışmalar hangi aşamada. Van Trafo Merkezi Van’a neler katacak? Van uzun yıllar enerji sorunu yaşamış bir şehir. Ancak son yıllarda başlayan enerji yatırımları ile önümüzdeki süreçte bu sorunların aşılacağını umuyorum. Özellikle doğalgaz kullanımın artması bu enerji alanında önemli bir mesafe alındığını göstermektedir. TEİAŞ Genel Müdürlüğü tarafından Haziran 2010 tarihinde ihalesi yapılan 380 kilovoltluk Van Trafo Merkezi’nin de bitmesi ve devreye girmesi ile Van’ın enerji sorunu ortadan kalkacaktır. Sayın Başkanım Van Organize Sanayi Bölgesi’nde kendi alanında Türkiye’nin en büyük Mermer Fabrikası kuruldu. Bu konu hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Van kalkınması ve büyümesi için büyük işletmelere, marka kuruluşlara ihtiyaç vardır. Van Mermer Fabrikası yaptığı yatırımla Türkiye’nin en büyük Granit ve Mermer Fabrikası olmuştur. İstihdamı ve yarattığı katma değerle ilimiz için önemli bir yatırım olan Van Mermer ve bundan sonra marka olacak diğer firmalarımızı her zaman destekliyoruz. Van’ın potansiyelleri göz önüne alındığında tanıtımının yeterli olduğunu Van’ın büyükşehir olması elbette kente önemli kazanımlar katacaktır 2014 yılının Van’ın “Büyük Şehir” olma yılı olacağını bu konuda ısrarcı olacaklarını söylediniz. Van’ın Büyükşehir olması Van’a ve Vanlıya neler kazandıracak? Van Ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki en büyük illerinden biridir. Van Büyük Şehir Belediyesi oluyor. Van’ın büyükşehir olması elbette kente önemli kazanımlar katacaktır. Van her alanda cazibe merkezi olacak, yatırımcılar için yeni bir çekim merkezi olacaktır. Ekonomik, sosyal ve kültürel alanda hak ettiği yere gelecektir. Van’a yatırım yapmak isteyen iş adamlarına ve özel sektör temsilcilerine bizim aracılığımızla neler söylemek istersiniz? Van 7000 yıllık tarihi ile çok kadim bir kenttir. Yüzlerce yıl farklı imparatorluklara başkentlik yapmış ve tarih boyunca önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Amacımız Van’ın tarihten gelen misyonunu devam ettirip her alanda ülkemizin önemli bir kenti haline gelmesini sağlamaktır. Bu nedenle Van sahip olduğu potansiyelleri ile Van her zaman yatırımcılar için cazip bir kent olmuştur. Son çıkan Teşvik yasası ile birlikte ilimiz yatırım ortamı için uygun koşullara sahip olmuştur. Doğu Anadolu Bölgesinin potansiyeli en yüksek ilidir Van. Van sadece kendisine hitap eden bir il olmamakla birlikte çevresindeki illerinde merkezidir. Van bölgesindeki en büyük il olmanın avantaj ve dezavantajlarını birlikte yaşıyor. Bu avantajlardan ve dezavantajlardan bahseder misiniz? Van sahip olduğu potansiyelleri ile her zaman avantajları olan bir kenttir. Ülkemizin en doğusunda bulunan Van en büyük avantajı ulaşım sorunun olmamasıdır.. Hava, Kara ve Demiryolu ağı ile hiçbir ulaşım sorunu yoktur. Bölgesindeki illerin çekim merkezidir. Birçok özel ve kamu kuruluşunun bölge müdürlükleri ilimizde bulunmaktadır. Mirza NADİROĞLU Kimdir? 01.12.1961 Yılında Van’ın Gürpınar İlçesinde doğdu. İlk ve Orta öğrenimini Gürpınar’da tamamladı. Van Atatürk Lisesi’nden mezun olduktan sonra ticaret hayatına atıldı. Son on dört yıldan bu yana Van Ticaret ve Sanayi Odası’nın Meclis ve Yönetim Kurulu Üyeliklerinde bulundu. İlk kez 2001 yılı Kasım ayından itibaren Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Halen Turizm Sektörü ve Gıda İmalat Sektöründe ticari faaliyetlerini sürdürmekte olup evli ve 3 çocuk babasıdır. 13 düşünüyor musunuz? Bu konudaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Van son yıllarda çok önemli bir tanıtım atağına girmiştir. Valiliğimiz, Belediyemiz ve Ticaret ve Sanayi Odası olarak son yıllarda ulusal ve uluslararası fuarlara katılım sağlanmış ilimizin tanıtımı sağlanmıştır. Son yıllarda ilimizde yerli ve yabancı turist sayısındaki artış da doğru yolda olduğumuzun kanıtıdır. Geri Kalmış bölgemizin, kalkınması ve gelişmesi için Yeni Teşvik Paketinde 6. Bölgede yer almamız çok önemli Hükümetin Yeni Teşvik Paketi Hakkında neler söyleyeceksiniz? Van’a neler kazandıracak bu paket? Kamuoyunun ve özellikle iş dünyasının uzun süredir bir beklenti içinde içindeydi. Sayın Başbakanımızın açıkladığı Yeni Teşvik Paketi hepimizi heyecanlandırdı. Bölgeler arası Gelişmişlik Farkının ortadan kaldırılması vurgusu çok önemsediğimiz ve beklediğimiz bir durumdu. Geri Kalmış bölgemizin kalkınması ve gelişmesi için Yeni Teşvik Paketinde 6. Bölgede yer almamız çok önemli. Bu demektir ki, bölgemiz yatırımcılar için uygun hale getirildi. İşveren üzerindeki vergi yüklerinin hafifletilmesi, diğer destek mekanizmalarının devreye girmesi çok önemli idi. 1 Ocak 2012’den itibaren yürürlüğe girecek olan Yeni teşvik paketinde Stratejik Yatırımlar ve Büyük Ölçekli yatırımlar da çok önemli. Hükümetimiz pozitif ayrımcılıkla, il bazlı uygulama ile özellikle Stratejik ve Büyük Ölçekli yatırımları bölgemize kaydırırsa işte o zaman gerçekten bölgemiz kalkınır ve ülke ekonomisine büyük katma değer sağlarız. Örneğin Tekstil Kent Projesi gibi büyük entegre tesisler ile ülke ekonomisine büyük katma değer sağlarız. Yıllardır açıklanan Teşvik Paketlerinde hep bir şey eksik kalmaktaydı. Ancak özellikle deprem den sonra ilimizde bakanlarımızın yaptıkları toplantılarda bizlere kulak vermeleri, raporlarımızın dikkate alınması ve yeni pakette isteklerimize yer vermeleri bizler için önemli bir durumdur. Zaten bölgesel kalkınmada yerel aktörlerin, kent dinamiklerinin çok önemli olduğu bilinmektedir. Van Ticaret ve Sanayi Odası olarak, bu süreçte birlikte hareket etmekten büyük kazanç sağladık. Van Ekonomi Konseyi olarak görüştüğümüz tüm bakanlarımıza mevcut durumun değiştirilmesini, çıkarılacak teşvik paketlerinde bölgesel ve hatta gerekirse illere göre teşvikler verilmesini istemiştik. Açıklanan teşvik paketinde bu görüşlerimiz dikkate alınmıştır.5. Bölge için 6 yıl ve 6. Bölge için 7 yıl süreyle sigorta primi işveren hissesi desteği sağlanacak. Bölgesel teşvik uygulamaları ve büyük ölçekli yatırımların teşviki ana başlıkları altında sağlanacak vergi indirimi desteği bölgelere göre farklılık gösterecek. Yeni sistemde bölgelere yapılacak yatırımlara uygulanacak vergi indirim oranları da yüzde 10’dan başlayıp yüzde 60’a kadar çıkacak. Son olarak eklemek istedikleriniz? Bu sayınızda bizlere yer verdiğiniz için teşekkür eder, yayınlarınızda başarılar dilerim. gununmarkalari.c om w.do ww Van Mayıs 2012 14 ‘İŞGEM, Van’ın vitrini olacak’ Merve YEĞİN Van İŞGEM Proje Koordinatörü Mahmut Gedik, VAN İŞGEM’i Van’ın vitrini yapmak için yola çıktıklarını söyledi. Birçok kurum ve kuruluşun gelip ziyaret ettiği, projelendirmede ve yatırımları planlamada örnek aldığı Van İŞGEM, sadece bölgede değil Türkiye’de örnek alınan bir merkez. Van İŞGEM Proje Koordinatörü Mahmut Gedik ile Van İŞGEM’i konuştuk. Röportaj: Merve YEĞİN [email protected] Öncelikle İŞGEM nedir ve neden önemlidir anlatır mısınız? İş Geliştirme Merkezleri, Türkiye için yeni sayılabilecek bir istihdam yaratma ve iş kurma modelidir. “Kuluçka Merkezleri” veya “Kobi Fidanlığı” olarak da adlandırabileceğimiz İŞGEM’ler, imalata yönelik iş fikrine sahip insanlarımızın projelerini hayata geçirebilmeleri için işyeri mekânı, makine ve teçhizat, finans, ofis hizmetleri, ortak kullanım alanları, yönetim, güvenlik, danışmanlık ve eğitim hizmetlerinin yanı sıra finans kaynaklarına erişim imkânı sunarak adeta onları beslemekte ve başarısızlığa uğrama ile kapanma risklerine en açık olduğu dönem olan kuruluş aşamasını sağlıklı bir şekilde geçmelerini ve büyümelerini sağlamaktadır. Van İŞGEM projesi çerçevesinde bu güne kadar 120 girişimci başvuruda bulunmuş, değerlendirilmeye alınan başvurular arasından 32 firma faaliyete geçmiştir. Firmalarımızın aylık toplam ciroları 450.000 TL. ulaşmaktadır. Bu firmaların faaliyet alanları ise Tekstil, Gıda, Mobilya, İnşaat, gibi farklı sektörleri içermektedir. İŞGEM Projesi için kaynağı nereden buldunuz? Van İŞGEM projesi hayata geçtiği ocak 2005’ten ocak 2006’ya yani bir yıl boyunca Dünya Bankasının fonu ile desteklenmiştir. Kapatılan Sümerbank Kundura Fabrikasının atıl durumda bulunan fabrika binaları, idari binası, eğitim salonu, misafirhaneleri, lojmanları ve tesisat sistemleri yeniden kullanılabilir bir hale getirilerek, girişimci firmalara tahsis edilmiş olup toplamda 10.500 m2 kapalı alan tadilatı gerçekleştirilmiştir. Ayrıca 200 dönüm arazide bulunan yaklaşık 3.000 adet ağacın bakımı yapılmış ve çevre düzenlemesi ile olarak hedeflemekteyiz. Ayrıca IPA dan almış olduğumuz VAN İŞGEM BÜYÜYOR projesi ile belirlediğimiz hedeflerin üzerine çıkacağımıza inanıyoruz. Van İŞGEM bu başarıyı nasıl yakaladı? İŞGEM in başarı şansını oldukça yüksek görüyoruz geldiğimiz noktada bu düşüncemizi doğruluyor şu ana kadar öngördüğümüz ve planladığımız tüm faaliyetlerin hedeflerin üzerinde gerçekleşmesini bir gösterge olarak kabul ediyoruz. Ayrıca bu projenin başarılı olmasının ilimize birçok getirisinin olacağı inancı ile iyi bir ekip çalışması yaparak ve bir takım özverilerde bulunarak çalıştık bu da beraberinde başarıyı getirdi. Van’da yaşanan deprem İŞGEM’i nasıl etkiledi? Bu süreçte neler Proje ortakları, Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Dünya Bankası, KOSGEB ve İŞKUR tarafından oluşmakta yürütücü kuruluş ise VANSİAD tarafından kurulan VAN İŞGEM dir. Van İŞGEM’de hangi sektörler yer alıyor? VAN İŞGEM yaşadığı bu sıkıntılı dönemi aşabilmek ve sürdürülebilirliğini sağlayabilmek için, tüm olumsuzluklara rağmen çalışmalarına devam etmektedir. İŞGEM Van’a hangi katkıları sağlayacak? Bu projeye başlarken arkadaşlarımızla inanarak ve ilimiz ve ülkemize ciddi katkı sağlama düşüncesi ile başladık, proje kabullerinde ise hiç taviz vermediğimiz 2 şartımızı ortaya koyduk birincisi iyi proje ikincisi iyi insan bu iki olmazsa olmaz kriterimiz ve inancımız bize başarıyı getirdi. Projeye başlarken kendimize bir misyon belirledik bunlar sırasıyla; Van İŞGEM’i neden kurdunuz? Günümüzde birçok dünya ülkesinde başarı ile uygulanmakta olan ve ülkemizde yeni oluşan iş geliştirme merkezleri, özellikle bölgemizde yaşanan işsizlik ve ekonomik sıkıntıların aşılmasında ve sanayinin gelişmesinde olumlu etki sağlayarak, iyi bir örnek teşkil etmiştir. İmalat konusunda bir iş fikri olan, ancak iş kurma konusunda yeterli bilgiye, cesarete ve finansmana sahip olmayan girişimcilere verilen destek sayesinde ilimizde yeni sanayi kuruluşlarının oluşmuş ve işsiz insanımıza istihdam sağlamıştır. kurum ve kuruluştan destek almamıştır. birlikte tadilat işlemlerinin % 90 ı tamamlanmıştır. İŞGEM’de istihdam edilen eleman sayısı ne kadar? Projede öngördüğümüz istihdam sayısı 80 kişi olmasına rağmen geldiğimiz noktada İŞGEM bünyesinde yer alan 28 firmada yaklaşık 260 kişi istihdam edilmektedir. Van İŞGEM’in hedeflerini anlatır mısınız? En büyük hedefimiz önümüzdeki yıllarda firma sayısını 60’a, istihdam sayısını ise 600’ün üzerine çıkarmak ayrıca aylık toplam firma cirolarımızı ise 750 Milyar yaptınız? İŞGEM Kampus alanında yaklaşık 45 aileye barınma dahil insani yardım sağlanmış, Van merkez ve Erciş ilçesi ile köylerde olmak üzere binin üzerinde aileye ulaşılarak ihtiyaçlarının kısmen giderilmesine katkı sağlandı. Yapılan bu çalışmaların neticesinde ise işletmelerin kapalı olduğu ve tamamen depremzedelerin kullanmış olduğu elektrik bedeli olan 21.000 TL İŞGEM e fatura edildi. Sürdürülebilirliğini elde ettiği kira gelirleri ile sağlayan İŞGEM yaşanan bu süreçte kira geliri elde edememesine rağmen hiçbir çalışanını işten çıkarmamış ve bu güne kadar hiçbir VAN İŞGEM Profesyonelce düşünen yönetici ve çalışanlara sahip kaliteli mal üreten firmalar oluşturarak örnek teşkil edecek, VAN İŞGEM İlimiz sanayisinin gelişmesinde ve kalifiye eleman yetişmesinde bir alt yapı çalışması olacak, VAN İŞGEM’de yapılacak eğitim çalışmaları ile insanlarımızın ufukları ve bakış açıları değişecek bu değişim ise yeni iş fikirlerinin gelişmesini ve farklı yatırım alanlarının oluşmasını sağlayacaktır. VAN İŞGEM yapacağı çalışmalar ile İlimizde hatta bölgemizde bir AR-GE kuruluşu olacaktır. VAN İŞGEM İlimizde bir eksiklik olarak gördüğümüz kolektif çalışma ruhunun gelişmesine katkı sağlayarak güçlü şirketlerin oluşmasına ve ortak çalışmaların yapılmasına öncülük edecektir. Sonuç olarak VAN İŞGEM’in Van’ın vitrini olacağına inanıyoruz. Zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. İŞGEM gibi önemli bir başarı hikâyesini okuyucuyla buluşturduğunuz için teşekkür eder, bölgesel anlamda önemli bir görev üstlenerek yayın hayatına başlayan gazetenize başarılar dileriz. gununmarkalari.c om w.do ww gununmarkalari.c om w.do ww Sağlık 16 Anneler Mayıs 2012 Ölmesin! “ Bazı annelerin bebek beklerken veya doğum sırasında veya doğumdan sonra neden öldüğünü hiç düşündünüz mü? ” B Fatoş Şimşek / Halk Sağlığı Koordinatörü / fatos_simsek_ [email protected] azı annelerin bebek bek lerken veya doğum sırasında veya doğumdan sonra neden öldüğünü hiç düşündünüz mü? Dakikada bir en az bir annenin hamilelik ve doğumla ilgili problemler nedeniyle öldüğünü biliyor musunuz? Hamilelikle ilgili problemler nedeniyle, doğum yaparken veya doğumu takip eden 42 gün içinde meydana gelen ölümlere maternal ölüm denir. Bunlara trafik kazaları ve kazayla meydana gelen diğer ölümler dahil değildir. Bebekleri annesiz bırakan maternal ölümler, duygusal yıkım olduğu kadar topluma da ağır külfettir. Yapılan bilimsel çalışmalar göstermiştir ki, annesini yitiren bebeklerin ilk iki yıl içinde ölme olasılığı, annesi sağ olanlara göre 10 kez daha fazladır. Maternal ölümlerin büyük bir bölümünü kanamalar, derin ven trombozu, kan pıhtılaşması, enfeksiyonlar, yüksek tansiyon ve sorunlu doğumlar oluşturmaktadır. Kadınların hamilelik öncesi sahip olduğu problemlerin de maternal ölümlere katkısı büyüktür. Örneğin kalp sorunları, diyabet ya da astım hastası hamilelerin doktor gözetiminde doğum yapmaları ve doğumdan sonra takip edilmeleri gerekir. Ek olarak sağlık tesisleri dışında ve steril olmayan ortamlarda yapılan doğumlar maternal ölümlerin artışına katkı sağlamaktadır. Türkiye’de yılda 1 milyon 400 bin kadın doğum yapmaktadır. Uluslararası kuruluşların 2008 yılı verilerine göre, Türkiye’de her yüzbin gebelikten 23 tanesi ölümle sonuçlanmaktadır. Ülkemizde maternal ölüm oranı bölgelere göre değişiklik gösterir. Örneğin batı illerimizde doğum sonrası anne ölümleri birçok Avrupa ülkesinin oranlarının altındadır. Buna karşın Doğu Karadeniz, medikal personele acil sezeryanlar konusunda eğitim vermek de riskli doğumlar için bir tedbir olabilir. Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde maternal ölümler yüksek seviyelerdedir. Anne ölümlerinin azaltılabilmesinin en etkin yolu, annenin hastanede ya da medikal bir ortamda doğum yapmasını sağlamaktır. Özellikle yüksek riskli durumlarda doğumların evde ebeyle veya kendi başına yapılması anneyi ve bebeği tehlikeye sokar. Normalde yeni doğum yapmış kadının en az bir gece hastanede yatırılması gerekir. Türkiye Ulusal Anne Ölümleri Çalışmasının 2005 yılı sonuçlarına göre, maternal ölümlerin yüzde 37’si gebelikle ilgili komplikasyonlardan kaynaklanmaktadır. Yüzde 9’u doğum sırasında meydana gelen sorunlar nedeniyle ve yüzde 54’ü doğumu takip eden günlerde görülmektedir. Maternal ölümlerin yüzde 21’i doğumu takip eden ilk gün, yüzde 15’i doğumdan sonraki 2 ile 7 gün arasında ve yüzde 18’i daha sonraki günlerde meydana gelmektedir. Doğum sonrası ölümlerin en yaygın nedeni kanamanın durdurulamamasıdır. Kanamalı yeni anneler doğumdan sonra doktor gözetiminde tutulabilirse, kan vermek suretiyle bu problem rahatlıkla çözülebilir. Kadınların gebelik sırasında sağlık hizmetleri almasını mümkün kılmak, doğum sonrası sorunlar konusunda bilgilenmelerini ve hazırlanmalarını da sağlayabilir. Örneğin kanamaların önlenmesinin en doğal yöntemi emzirmektir. Bebek doğar doğmaz emzirmeye başlanırsa, emzirmeyle oluşan kasılmalar kanamalara karşı koruyucu etki yapar. Maternal ölümlerin bir kısmı önlenebilir. Bu, en genel anlamda anne adaylarına verilecek bilgi, destek ve hizmetle mümkündür. Annelerin gebelik sırasında sağlık hizmetlerinden yararlanması, tansiyonlarının ve kan değerlerinin incelenmesi gerekir. Mümkünse ultrason yöntemiyle anne rahmine bakılmalıdır. Yetişmiş sağlık personelinin, hastaneye gelemeyen kadınlara ev ziyareti yapmasını sağlayan sistemler de özellikle ücra yerlerde çok işe yarar. Doktor dışındaki Anne normal doğum yapmışsa ve doğumla ilgili komplikasyonlar görülmemişse bir gecenin sonunda eve gönderilir. Doğumla ilgili sorunlar sürmekteyse annenin gözetim altında tutulması şarttır. Bazı riskli durumlarda tek çare sezeryandır ve eğitimli personel tarafından yaptırılmalıdır. Sezeryanlı doğumun arkasından anne ve bebeğin en az iki gece hastanede kalması gerekir. Her doğum risk içerir. Bununla birlikte sosyoekonomik yetersizlik, enfeksiyonlar, sterilize olmayan şartlar, yetersiz beslenme, hamilelik sırasında sağlık hizmetlerinden yararlanamamak, annenin önceden sahip olduğu sağlık problemleri ve kulaktan dolma bilgilerle doktorsuz ortamda yapılan doğumların ölümle sonuçlanma riski büyüktür. Maternal ölümler ortadan kaldırılamasa da azaltılabilir. Kadınların gebelikte, doğumda ve doğum sonrasında sağlık hizmetlerine erişmelerini sağlamak ve doğumdan sonra takibi sürdürülmek hayati önem taşır. gununmarkalari.c om w.do ww Sema GÖRGÜLÜ İ çinden geldiği gibi yaşamak, insanları, doğayı Yaradan’dan dolayı sevmek, bunu hayat felsefesine dönüştürmek, güne uyanırken neden ve niçin uyandığının farkında olarak şükürle uyanmak ne kadar güzel olur değil mi? Bazı kimseler bu güzelliklerin peşinden koşarken, bazı kimseler de güzellikleri temsil ederek yaşıyor. İşte yaşamını ve sanatını böylesine anlamlandırarak sürdüren ve çok güzel rol model olan bir insan ve sanatçı; Anjelika Akbar Müzisyen ve filozof bir babanın ve müzisyen bir annenin çocuğu olarak Kazakistan/da dünyaya gelen Anjelika Akbar, 1993 yılında Türk vatandaşlığına geçti. 3 yaşında piyano eğitimi almaya başladı. 5 yaşında ilk bestesini yapan ve konserlere başlayan sanatçı, üstün yetenekli çocukların yetiştirildiği “Taşken Devlet Uspensky Müzik Okulu”unda 11 yıl piyano ve kompozisyon eğitimi gördü. Beş yıl boyunca Taşkent Devlet Konservatoarı’nda Eğitim yaşamını sürdürdü. Anjelika Akbar Evli ve 2 çocuk annesi. gununmarkalari.c om w.do ww Kültür Sanat Mayıs 2012 18 Akbar;“Değişimin Merkezi; İNSAN” Anjelika Akbar’la Küreselleşme süreci ile birlikte büyük bir köy haline dönüşen dünyada, insanların daha mutlu ve gelecekten ümitli bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi için sanatın ve sanatçının üstlendiği rol üzerine konuştuk. Röportaj: Sema GÖRGÜLÜ [email protected] Sizce, müziğin insan yaşamındaki yeri ve önemi nedir? Müzik bir kelamdır bana göre… Ses veya söz, fark etmez, ikisi de titreşimdir. İnsanı atom yapısı açısından ele alsak, insan da titreşimdir. Evren’de her zaman o kelam vardı; bu Dünya ile sınırlı değil, tüm evrende var. Müzik de o titreşimin ta kendisi; her yerde var, algılasak da, algılamasak da… Müziğe bu şekilde baktığımızda, aslında İnsan doğasının ayrıl maz parçası olduğunu görebiliriz. Her bir besteci, bunu bilse ya da bilmese, evreni müzik diline farklı bir biçimde tercüme ediyor, aracılık yapıyor. Müzik türleri değişebilir, bu anlamda hiç biri tesadüfî değil, hiç biri “olmalı veya olmamalı” tartışmasına da açılmamalı. Çünkü kaç insan varsa, o anda ona en iyi gelecek müzik farklı olur ve 10 saniye sonra da değişebilir. Her şey an üzeredir. Müziği titreşim olarak ele aldığımızda bir de çok önemli bir kavram karşımıza çıkıyor; Müzik Terapisi. Kadim Dünyasında olmazsa olmaz Anjelika AKBAR bir tedavi türü, daha sonra unutuldu ve şu anda bilim tarafından yeniden yavaş yavaş keşfediliyor… Müzik Terapisi tam olarak anlaşıldığı zaman, insan doğasının da birçok özelliğini keşfetmiş, hatırlamış oluruz yeniden… da çıktınız. “ İçimdeki Türkiyem” kitabınız ile yazar Anjelika Akbar ile de tanıştık. Kitabınız uzun süre gündemde kaldı. “İçimdeki Türkiyem” kitabını yazma nedeniniz ve kitabınızla vermek istediğiniz mesaj nedir? Sanatınızın yaşamınızla, sizin sanatınızla etkileşimi nasıl oldu? Aslında amaç bir mesaj vermek değil, haddim değil öncelikle… Sadece bu kitapla 20 yıllık vefa borcumu ödemek istedim, beni buraya aşık ettiren, şu anda hayatta olan veya olmayan Anadolu, Türk insanına büyük bir teşekkür etmek istedim. Çünkü bir ülkeye ancak insanlar aşık ettirir. Doğa, tarih sonuçta her yerde var… Ama burada maneviyat var ve öyle ki, böyle bir derinliği başka bir yerde görmedim, hissetmedim, bulmadım… Elbette, ayrılmaz bir parçası. Kendimi bildim bileli, daha birkaç aylık iken müzik benim doğam, benim nefesim oldu. İnsan olarak olgunlaşırken, gelişirken, içimdeki müziğim de gelişiyordu, ikisi birbirilerini hep besliyordu ve öyle devam ediyor. Bir tek şu anda artık hayatımın anlamı hakiki insan olma yolunda idrak yolculuğunu yapmaktır. Bu anlamda birkaç adım ilerlemek, niyet etmek bile benim için önemli.. Müzik, hakiki insan olma yolundaki idrak yolculuğunda da eşliğine devam ediyor… Piyanist ve Beste yapan bir sanatçı olarak ünlüler arasında yer alırken karşımıza farklı bir alanda Küreselleşme süreci ile birlikte büyük bir köy haline dönüşen dünyada, insanların daha mutlu ve gelecekten ümitli bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi için sanatın ve sanatçının rolü ne olmalı? gununmarkalari.c om w.do ww Kültür Sanat Mayıs 2012 19 Akbar; “Anladım ki, biz kendi nefsimizi nefis edersek, o zaman dünya değişebilir. Dışa yönelik değil, içe yönelik olmalı yürüyüşümüz. Eğer kendimizi değiştirebilirsek ve o değişim, dönüşümü yaşayan insan aynı zamanda sanat yolu ile büyük kitlelere ulaşıyorsa, sadece sözlü değil, hakiki hayat örneği ile bir şeyler değişir ve dönüşür. Bir zerrede değişim talebi varsa, o zaman değişim olur, yoksa o sözleri duymaz, hareketlerini algılayamaz. Herkesin “kıyameti = ayağa kalkışı” farklı zamandadır, dıştan çabuklaştırılamaz.” “Dünya’yı değiştirmek istiyorsan, önce kendini değiştir”…denir. Eskiden sanat insanlarının çok önemli eğitici rolü olduğunu düşünüyor, bu tezi savunuyordum. Neredeyse “Dünya’yı kurtarmak” vardı bu tezin içinde… Fakat zamanla anladım ki, öğrendim ki, biz kendimizin nefsini nefis edersek, ancak o zaman dünya değişebilir, dışa yönelik değil, içe yönelik olmalı yürüyüşümüz. Eğer kendimizi değiştirebilirsek ve o değişim, dönüşümü yaşayan insan aynı zamanda sanat yolu ile büyük kitlelere ulaşıyorsa, evet sözlü değil, hakiki hayat örneği ile bir şeyler değişir ve dönüşür; ama bir zerrede değişim talebi varsa, o zaman değişim olur, yoksa o sözleri duymaz, hareketlerini algılayamaz. Çünkü herkesin “kıyameti = ayağa kalkışı” farklı zamandadır, dıştan çabuklaştırılamaz… Siz sanatçı olmanın yanında aynı zamanda bir annesiniz. Kadınlarımıza, annelerimize bu konuda neler söylemek istersiniz? Öncelikle şunu söylemek isterim, nedense Türkiye’de kullanılan “sanatçı” kelimesini sevmiyor, tercih etmiyorum… Onun yerine sanat insanı veya müzik insanı, demeyi tercih ediyorum. Kadınlara ve annelere ne söylemek isterim? Aslında ben bu sorunuzu bir şiirle cevaplamak isterim. Çok sevdiğim ve manevi büyüğüm olan Rengin Sakaoğlu’nun “Kadınım” adlı şiirini kadınlarla ve annelerle paylaşmak istiyorum. Çünkü bu şiir olduktan sonra, benim söyleyeceğim başka bir söz kalmıyor, o kadar doyurucu, hakiki ve güzel, aşk dolu bir söz ki: KADINIM Bak kadınım Çocuk doğurmak zorundasın. Hem ana hem baba Hem evlat hem de kadın olmak zorundasın. Bazen fahişe Bazen er kişi Hem nefsini hem ruhunu tanımak Zorundasın. Yalnızlık Allaha mahsus derler Sen Nazımın dediği gibi Bir ağaç gibi yalnız Bir orman gibi birlikte olmak Zayıf görünürken kuvvetli olmak Kuvvetini topraktan almak Zorundasın. Meryem olup bilge olmak Ayşe olup Fatma olmak Hem Ali olup Muhammedi bulmak Zorundasın. Sen Kibele’nin babası olup Gücünü kendinde bulmak durumundasın Bir köprü üzerindesin - Sensin köprü kendine - Cana canan, canana can - Allaha kul olmak, - Bak kadınım - Anla artık anla - Sen hiç olup - Yok olup her şey olmak - Yani illaki - Artık - İnsan olmak - Zorundasın. Rengin Sakaoğlu Gençliğin rol model olarak benimsediği bir ünlüsünüz. Yaşama tutunma ve kendini geliştirme aşamasındaki, başta üniversite gençliği olmak üzere tüm gençlere neleri tavsiye edebilirsiniz? Tüm gençlere şunu tavsiye edebilirim; benim de yaptığım gibi, her ne mesleği olursa olsun, ya da hangi mesleği düşlüyorsa, “Ben kimim?” sorusunu öncelikle kendilerine sormalarını tavsiye ediyorum. Her ne yaparsa, yapsın, ilk önce “İNSAN” olmanın nasıl bir şey olduğunu hissetmenin, yaşamanın, öğrenmenin güzel bir şey olduğunu düşünüyorum… Bunu kendimize ne kadar daha erken soracak olursak, o kadar daha mutlu oluruz diye inanıyorum… Ve aşk’ın ne olduğunu gönüllerimizde hissederek yaşamaya başlayabileceğiz… Zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Duygu ve düşüncelerimi paylaşma fırsatı verdiğiniz için ben de teşekkür ederim. Van üzerine: “İçimdeki Türkiyem” konser turnesi esnasında Van’a da gelmiştim… Konser günü trajik bir olay yaşandı ve her ne kadar konseri planladığım gibi tüm repertuarı ile seslendirmek istesem de, konserin yapıldığı Üniversite’nin yönetimi kendince elbette haklı olarak konseri iptal etmemek için sadece 15 dakikalık bir performans ile programımı gerçekleştirmemi istedi… Bu olayı ve duygularımı İçimdeki Türkiyem adlı kitabımda konserler ekinde detaylı olarak yazdım… Hala olayın perde arkasını bilmeyen ve belki de performansım kısa sürdüğü için bana kırgın olan Vanlı dinleyiciler varsa, onlarsa bu vesile ile özür dilemek istiyorum. gununmarkalari.c om w.do ww DAKA BÖLGEYİ KUCAKLIYOR MİSYON “TRB2 Bölgesi’nde yer alan Bitlis, Hakkari, Muş ve Van’da yerel potansiyelleri, kaynak ve imkânları katılımcı bir yaklaşımla harekete geçirerek sürdürülebilir bir kalkınmayı sağlamak” BİTLİS HAKKARİ MUŞ VA N gununmarkalari.c om w.do ww TARAFSIZLIĞIN VE GÜVENİRLİLİĞİN SEMBOLÜ DAKA, kurulduğu günden günümüze kadar yürüttüğü tüm çalışmalarında bağlı kaldığı tarafsızlık ve güvenilirlik değerleriyle, TRB2 Bölgesi’nde olumlu bir kurumsal imaj oluşturmuştur. YATIRIMCININ UFKUNDAKİ UMUT IŞIĞI Bölge’nin kalkınmasında rol alan aktörlerde genel olarak, DAKA’ya ilişkin olumlu bir yaklaşım ve DAKA’nın gelecekteki çalışmaları konusunda da umutlu bir bakış bulunmaktadır. YATIRIMCININ GÜCÜNE GÜÇ KATAN GÜÇLÜ KURULUŞ lara destek sağlayan Yönetim Kurulu ve Kalkınma Kurulu’nun bulunması da Ajans’ın güçlü yönleri arasındadır. DOĞRU BİLGİNİN ERİŞİLEBİLİR ADRESİ Ajans’ın, aynı zamanda nitelikli personel yapısı ve Bölge’de her zaman erişilebilir bir kurum olması da güçlü özelliklerinin başında gelmektedir. HERKESİN VE HER KESİMİN AJANSI Kuruluşundan bugüne geçen kısa sürede ajansın bu özellikleri Bölge halkı ve katılımcılar tarafından daha çok benimsenmiş ve Ajans daha çok tanınmaya başlanmıştır. gununmarkalari.c om w.do ww Bitlis Mayıs 2012 22 Keşfedilmeyi Bekleyen Küçük Cennet Nemrut gölü, Türkiye’nin en büyük ve dünyanın ikinci büyük krater gölü unvanıyla,13 km2 lik alanı ile ve deniz seviyesinde 2247 mt yükseklikte bulunması merak uyandırıyor, krater gölünün yanında farklı ölçekte dört adet gölet bulunmaktadır, bu göletlerden birisi ılık göl olması ayrıca kalderanın içinde 68 adet lav çıkışı bulunması bu lav çıkışının bulunduğu alanı içinde birinden hala buhar çıkışının devam etmesi insanların dikkatini çekiyor, Gölün yanında lavların soğumasıyla oluşan büyük kayaların üst üste yığılması sonucu hava sirkülasyonu sonucu oluşan buzulcukların oluşturduğu alana halk arasında buz mağaraları denilmektedir, yazın en sıcak gününde buz oluşumunun verdiği serinlik his edilmeye değerdir. Krater gölü çevresinde bulunan bitki örtüsü ve huş ağaçlarının 2500 mt yüksellikte yetişmesi dikkat çekicidir, gölün içinde bulunan sazan balığı olta ile balık tu- tanların eğlencesi durumundadır. Kalderanın içinde bulunan kelebek, tavşan, keklik tilki, ayı ve 2009 yılında 7.5 mt uzunluğundaki yılanın bulunması ayrıca ılık gölün içinde yaşayan kaplumbağalar hayvan varlığı açısından önemlidir. Akuatik turizm açısında yaz aylarında yılda iki defa şenlik yapılmaktadır, Nemrut krater gölü şenlikleri çerçevesinde büyük gölde olta ile balık tutma yarışması, yüzme yarışmaları, küçük yelken guruplarının (Tatvan Yelken Kulübü 2008 yılı Kuş adasında yapılan yarışmalarda küçükler kategorisinde Türkiye üçüncüsü) gösterileri, göl kenarında konserler ve halk oyunları gösterileri yapılmaktadır. Krater gölü üzerinde bulunan küçük teknelerle gölde tekne turlarına imkân tanımaktadır, Nemrut kalderası ve krater gölünün doğal dengesinin bozulmaması için Çevre ve Orman Bakanlığınca hazırlanan yöne- tim planı çerçevesinde bisiklet yolu, patika yollar, iskele, satış büfesi, giriş kontrol üniteleri otopark alanları seyir alanları , kıl çadır alanları planlanmıştır uygulamaları devam etmektedir. (WC ve çeşme mevcuttur) Nemrut krater gölü Bitlis İl Merkezine 30 km uzaklıkta ayrıca, Bitlis İlinin en önemli destinasyonu başında gelen Ahlat Selçuklu mezarlığına 35 km mesafededir. Nemrut krater gölünü Tatvan ve Ahlat çıkışlarında Türkçe İngilizce olarak tanıtım panosu ve yön levhaları bulunmaktadır. (Ek:6) Dağcılık ve kış sporları için önemli bir kaynak Nemrut dağıdır, yapısı itibariyle uzun dağ yürüyüşlerine uygun olan Nemrut Dağı, Krater gölü, sıcak su kaynaklan, buz mağarası ve Van Gölünün görülebileceği manzara olanakları gibi ilginç özellikleri nedeniyle rekreatif değeri yüksek olan bir doğal değer niteliğindedir. İklim koşullan nedeniyle, yılın 4-5 ayı dağ ve dağ etekleri karlarla örtülüdür, kar kalınlığının yüksek olduğu Nemrut dağında karın yerde kalma süresi Aralık-Nisan aylarını kapsamaktadır. Nemrut dağın yamaçları eğim açısından kış sporlarına uygun olan Tatvan ilçesine bakan yamacında kış sporları yapılmaktadır gununmarkalari.c om w.do ww - faaliyet göstermektedir. - - Natural - Turizm sektöründe faaliyet göstermektedir. belgelerine sahiptir. AVM 5000 dönüm sulu arazi mevcut olup, 1000 dönümüde yonca, 1000 dönümünde fidan (kavak, elma, armut, - Enerji ANKARA :Ceyhun Atif Kansu Caddesi 45. Sokak No 13/9 Balgat Tel : 0312 286 50 65 (Pbx) e-mail :[email protected] TATVAN Tel Fax Wep :Cumhuriyet Caddesi No : 1 : 0 434 827 56 41 : 0 434 827 56 41 : www.adabag.com.tr gununmarkalari.c om w.do ww Bitlis Mayıs 2012 24 Dağdağan; İlker Kaya Teşvik yasası ile getirilen 6. Bölge avantajlarının yatırım yapmak isteyenler için bir avantaj olduğunu belirten Tatvan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bilal Dağdağan, yatırımcıyı bölgeye davet etti. Gazetemizin ilk sayısında bölgede tanınan, sevilen ve aktifliği ile bilinen işadamlarından Tatvan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Bilal Dağdağan konuğumuz oldu. Dağdağan ile hazırlıkları tamamlanan ve uygulama tebliği beklenen teşvik yasası, Türk Ticaret Kanunu ve bölgeyi ilgilendiren birçok konu üzerine verimli bir söyleşi yaptık. İlker Kaya [email protected] Genel hatları ile açıklanan ve uygulamaya ilişkin karar ve tebliği beklenen Teşvik kararı kalkınma için yeterli mi, yoksa atılması gereken başka adımlar da var mı? Şunu öncelikle belirtmeliyim ki, daha önce tek adımda yatırım destek ofisleri açılmış, ancak bunlara hiçbir şekilde işlerlik kazandırılamamıştı. 1/100.000 ölçekli çevre planları onaylanmış, ancak 25 yıl geçerli olacak bu çevre planlarında kentsel yerleşim alanları göz önünde bulundurularak sanayi alanları yeterli seviyede belirlenmemişti. Bizler Bitlis ilimize ilişkin çevre planına yaptığımız itirazlardan sonuç alarak, tekrar revize çalışmalarının başlatılarak, kurulan komisyonda ilgili tüm çevrelerin görüşü doğrultusunda bu alanları yeniden belirleyerek sunduk. Biran önce onaylanması teşvik tebliğine yetişmesi çok önemli… Genel hatları ile son derece iyi görünen ve tebliği beklenen uygulamanın, anlatıldığı anlamda başarılı olması ve ülkenin genel anlamda kalkınmasına katkıda bulunması için öncelikle uygulama tebliğinin çok hızlı bir şekilde çıkması ve önceki teşviklerde yatırımcının önünü tıkayan mevzuata ilişkin işlemlerin çok hızlı ve süratli bir şekilde çözümü noktasında muhakkak gerekli yasal tedbirlerin alınması gerekmekte, konuya dahil tüm kurum ve kuruluşlar uygulayıcıları ile birlikte seferber edilmelidir. Teşvik kararını, geçmişteki teşvik uygulamaları ile kıyaslar mısınız? Ne tür farklılıklar var? Daha öncesinde çıkmış olan bütün teşvik yasalarında bölgesel farklılıklar gözetilmemiş, buda bölgemizin gerekli yatırımı almasını doğal olarak engellemişti. Oysa şu anda 6’ncı bölgede öngörülen düzenlemenin yıllardır iş çevrelerince dile getirilen düzenlemeleri kapsadığı anlaşılıyor. Özellikle Ekonomi Bakanımız, camiamızın değerli mensubu Sayın Çağlayan’ın yıllar önce Ankara Sanayi Odası başkanı iken, sigorta işçi ve işveren hissesinin 1 TL olarak düzenlenip kayıt içine dahil edilmeleri için bu 1 TL’nin tahsil edilmesine ilişkin teklifinin bu yasada hayat bulmuş olması çok sevindirici. Önceki teşvik uygulamalarından farklı olarak yatırımın yapılacağı yerin inşaat vb harcamalarının da teşvik kapsamına alınmış olması güzel. Yatırım tutarının yarısına ulaşıncaya kadar yapılacak vergi indirimi, faiz desteği gibi bir çok yönüyle atılmış yeni adımlar var. Yeni teşvik kanunundan ne bekliyorsunuz? gerekiyor. Bölge dışındaki yatırımcılara bir mesajınız var mı? Buradan tüm yatırımcılara sesleniyoruz. 6. bölgenin avantajlarından sizde yararlanın. Diğer bölgelerde yapacağınız yatırımlardan 7 yıl, bölgemizde yapılacak yatırımlardan 10 yıl süreyle destek alacaksınız. 3 yıl bir yatırımın tasarruf imkânı varken çalışması, o yatırımın uluslararası arenada hak ettiği yere gelmesinde çok büyük avantajlar sağlar. Sayın Dağdağan 1 Temmuzdan itibaren Türk Ticaret Kanunu Yürürlüğe girecek. Konunun muhatabı bir işadamı olarak bize neler söylemek istersiniz? Kanunla gelen yenilikler nelerdir? Ne tür avantaj ve dezavantajları var? Kanundan ne beklediğimize gelince; Bir kere bunun cevabı “bölgemizin yatırıma dönüşebilecek ne tür değerleri var sorusundan geçmektedir. Öncelikle Tarih ve İnanç turizmi için çok uygun bir bölge. Bunun yanında tarım hayvancılık ve madencilik için birçok avantaja sahip. Yıllardır verimli bir şekilde işletilemeyen birçok maden yatakları var. Ne bekliyoruz. Sadece yerli yatırımcıyı değil, uluslar arası düzeyde çalışan yabancı yatırımcıları da bekliyoruz. Nihayetinde sermaye kazanabileceği yere gitmek ister. Buradan kilometrelerce öteye hammadde taşıyıp, daha sonra mamul ürüne çevirip tekrar bölgeye getirmek demek, iki kez nakliye maliyeti demektir. Oysaki bölgede bulunan maden kaynaklarının bu yasada öngörüldüğü şekilde yerinde işlemeye alınması halinde yatırımcı çok büyük avantaj elde edecek, Ortadoğu da bulunan ve yeni gelişim ve değişim süreçlerine girmiş ülkelerin imarında kullanılacak birçok mal ve ürünü daha düşük maliyetlerle üretme ve pazarlama şansı elde edeceklerdir. Ancak irili ufaklı, iş deneyimi olmayan alanların dağınık bir şekilde desteklenmesinden çok, büyük ölçekli, istihdama katkıda bulunacak ve verimli çalışacak yatırımların seçiminin doğru yapılması gerekir. Tabiî ki her şeyden önce mevzuatında bir an önce çıkması ve uygulamaya biran önce geçilmesi isteyenler için şeffaflık ilkesi doğrultusunda yararlı bir durum, ancak rakipler ve kötü niyetli üçüncü kişiler açısından risk barındıran bir durum. Riski nedeniyle şirket bilgileri ne dereceye kadar açık olacak? Bunun firmaya getirebileceği saldırı ve zararlar ile faturalara ve satış fişlerine işlenmesi gereken bilgilerin çokluğu, ekonomik suça ekonomik ceza yerine, hapis cezası öngörmesi gibi birtakım tereddüt oluşturan durumlar var. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda revize yapılabilir mi? Bunların yasa yürürlüğe girdiği zaman muhakkak genel anlamda uygulamada oluşturacağı sıkıntıların daha iyi görülüp, gerekli düzenleme ve düzeltmelerin yapılabileceğine inanıyorum. Yasaya uygun düzenlemelerin herkes tarafından çok hızlı bir şekilde takip edilmesinin ve gerekli tedbirlerin alınmasının sıkıntıyı en aza indireceği kanaatindeyim. Piyasada web sitesi kurabilecek yeterli sayıda donanımlı firma var mı? Bilal DAĞDAĞAN Tatvan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Türk Ticaret Kanunu 1957 yılında çıkmış, daha sonra çeşitli tarihlerde birtakım değişikliklere uğramış olan Türk Ticaret Kanunun, gelişen dünyada ülkemizde çalışıp üreterek, istihdama katkıda bulunarak emek veren firmalarımızın ihtiyacını artık karşılayamayacağı elbette ki malumunuzdur. Bir kere bütün itirazlara rağmen çıkarılabilmiş olması son derece sevindirici. Web sitelerinin kurulması ve bu siteler üzerinden yayınlanacak şirkete ait bilgilerin ne derecede paylaşılacağı gibi bazı sıkıntıların yaşanacağı muhakkak. Şirkete ait bilgilerin web sitelerinde yayınlanması firma ile çalışmak İlk bakışta bazıları için basit bir problem olarak görülen bir sorun daha var. O da web sitesi kurulması ve dönemsel olarak bilgilerin işlenmesi. Piyasada birçok domain ve hosting hizmeti veren firma var. Web sitelerini kurarak yasaya uygun şekilde yayında tutmak için gerekli donanıma sahip firma çok az olduğu gibi, firmaların bu konuda yeterli donanıma sahip eleman bularak bu işlerini yürütebilmeleri de ekstra maliyetlerin yanı sıra birtakım farklı problemlerde doğuracaktır diye düşünüyorum. Ancak web sitelerinin kurulması ve işletilmesi yenide bir istihdam alanı oluşturacaktır. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Gazetenizin bu ilk sayısında bölgemiz insanına ulaşma imkânı verdiğiniz için ben de teşekkür ederim. Gazetenizin kuruluş amacına uygun olarak bölgede önemli bir ihtiyaca cevap vereceğine inanıyorum. Yeni yayın hayatınızda başarılar diliyorum. gununmarkalari.c om w.do ww Haberin Doğru Adresi Kumanda Telsiz Tel. N Uydu PC Malz. Tel: 0 432 215 82 58 Ada Palas Van R Cumhuriyet Caddesi No:1 / VAN Telefon :0 432 216 27 16 Faks :0 432 214 36 11 Web :http://www.vanadapalas.tr.gg/ www.dogurehberi.com gununmarkalari.c om w.do ww Muş Mayıs 2012 26 Medeniyetler Diyarı ULU CAMİİ Camii Muş Kalesinin eteğinde ve meyilli bir araziye yapılmıştır. Giriş kapısı üzerindeki kitabeye göre Hicri 979 (Miladi 1571) tarihi yazılıdır. Herkes tarafından Cami’nin Şeyh Muhammed Mağribi tarafından yaptırmış olduğu kabul edilir. Çünkü Cami avlusunda yatan Şeyh Muhammed Mağribi’nin kendisidir. Camii, enine dikdörtgen planlı olup iki sahından oluşmaktadır. Caminin harım mekanına sivri kemerli basit bir kapıyla girilmektedir. Caminin ortasında büyük bir kubbe ile örtülü olup, altı destekli camiler içine girmektedir. Kubbenin yanları ise beşik tonozla kapatılmıştır. Kubbenin iç kısımlarında küçük ebatta nişler bırakılmıştır. Camii mihrabı kapının hemen karşısında yer almakta olup, sivri kemerli bir şekilde yapılmıştır. Mihrap kısmının üst kısmına iki sıra halinde mukarnas kavsara yapılmıştır. Camiye sonradan eklenmiş olduğu tahmin edilen, batı yönündeki ana mekana iki kemerle açılan ve üzeri beşik tonozla kapatılmıştır. Bu bölümde sade yuvarlak kemerli bir mihrap nişi de bulunmaktadır. Yapıda düzgün kesme taş malzeme kullanılmıştır. Caminin iç duvarları yerden 1,50 cm. yüksekliğinde beyaz fayanslarla çevrelenmiştir. Caminin üç gözlü son cemaat yeri bulunmaktadır. Caminin orijinal minaresi günümüze ulaşamamıştır. Ancak orijinaline sadık kalındığı söylenilen minareyi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1968 yılında yaptırılmıştır. Minare son cemaat yerinden göğe yükselmektedir. Minare dikdörtgen bir kaide üzerine silindirik gövdeli ve tek şerefeli bir şekilde yapılmıştır. Minarenin silindirik gövdesi üzerinde zigzak motifleriyle hareketlendirilmiştir. Depremden zarar gören minareyi 1972 yılında bir kez daha onarılmıştır. BULANIK ESENLİK CAMİİ Camii, enine dikdörtgen planlı ve iki sahın şekilde yapılmıştır. Camiinin güney beden duvarında dört adet destekleme payandası yapılmıştır. İki tanesi üst kısmı meyilli diğer iki tanesi ise çatıyla aynı hizada tutulmuştur. Mihrabın hemen hizasında yarım daire şeklinde ve üzeri külahla kapatılmış bir mihrap çıkıntısı bulunmaktadır. Batı beden duvarına da bir adet payanda bırakılmıştır. Caminin kuzey beden duvarı ise farklı üç adet payanda kullanılmıştır. Burada kullanılan payandalar, zeminden başlanılarak yukarıya doğru kademeli bir şekilde taşlar üst üste konulmuştur. Caminin girişi kuzey sağ köşeden sağlanılmakta olup, üzeri sonradan yapılmış bir camekânla kapatılmıştır. Camii kapısı ters “U” şeklinde bir silme yapılmış ondan sonra birbirine düğümlü şekilde yapılmış bir bordürle çevrelenmiştir. Caminin giriş kısmında basık kemerli ve dört sıra şeklinde mukarnaslı yapılmıştır. Basık kemerin üstünde ve mukarnas kavsaranın her iki yanında birer rozet yerleştirilmiştir. En üst kısmında ise iki satırlık bir kitabe yerleştirilmiştir. Girişin her iki köşesine birer adet burmalı sütunceler yapılmıştır. Harem mekanına girişi sağlayan kapıdan üç adet merdivenle inilerek ulaşılır. Harem mekânın üzerine oturduğu sütünler tek silmeli, sivri kemerli ve alınlık kısımlarında birer damla motifi yapılmıştır. Mihrabın üzerinde kullanılan kubbeye geçişler pandantiflerle sağlanılmış, kubbenin üstüne sonrada dört adet aydınlatma amaçlı mazgal pencere bırakılmıştır. Mihrap kısmı, ters “U” şeklinde iki adet silme ile çevrelenmiştir. Silmelerin en üst kısmında mezar taşı olduğu söylenilen farklı ölçülerde üç adet süslemeli taş bırakılmıştır. Yarım daire şeklinde yapılan mihrabın üst kısmı istiridye motifiyle hareketlendirilmiştir. Üst kısmında ise bitkisel motiflerden oluşan dikdörtgen bir bordur yapılıp her iki yanına bire rozet yapılmıştır. Caminin kuzey duvarına iki adet farklı ölçülerde kapı nişi bırakılmıştır. Ancak bu nişlerin dışarıyla bağlantıları yoktur. Muş ALAADDİN BEY (PAŞA) CAMİİ valisi Alaaddin Bey tarafından yaptırılmıştır. Ortada büyük, yanlarda ise küçük kubbelerle örtülü ana mekan kare planlı olup, dokuz nefe ayrılmıştır. Ana mekana, üç basık kubbeyle örtülü son cemaat yerindeki taç kapıdan geçilerek ulaşılır. Taçkapının yanları, kabartma kandil motifleri, orta nefte yer alan mihrap da, sütunçeler ve bitki motifleriyle süslenmiş caminin minaresi kare kaideli silindir gövdeli olup, iki renkli kesme taştan yapılıdır. HACI ŞEREF CAMİİ Camiye sonradan eklenen üç gözlü son cemaat yeri bulunmaktadır. Harem mekânı kare planlı ve üzeri dokuz kubbe ile örtülüdür. Camide fazla süsleme unsuru kullanılmamıştır. Taç kapısı dıştan çift silmeli ve her silme ayrı ayrı tırtırlanmış ve içten sade tutulmuştur. Caminin mihrap üzeri kubbe ile örtülü olup, mihrap kısmı oldukça sade tutulmuştur. Caminin batısında yer alan bir adet minaresi bulunmaktadır. Minarenin kare kaidesinin üzerindeki kitabeye göre 1902 yılında yapıldığı yazılmaktadır. Minare kaidesi düzgün kesme taştan yapılmış ve tek şerefeli silindirik gövdelidir. Minarede iki renkli taşlarla zikzak ve geometrik motiflerle zenginleştirilmiştir. Caminin ana mekanına kuzey ve doğu yününde iki ayrı giriş kapısı bulunmaktadır. Caminin tamamı düzgün kesme taş ile yapılmıştır gununmarkalari.c om w.do ww Bayiliklerimiz Öztiryakiler Empero Alveo Pimak Fodinox Electrolux Fagor Çözüm ndustrio Dizdar Ekber Baysan Ekol Makina Sgs Kapp Damga MUTFAK CENTER 12 rs a e Y www.urartumutfak.com Tel: 0 436 212 00 86 Gsm: 0 532 564 83 99 - 0 532 167 85 49 0 533 033 96 33 - 0 532 633 84 59 gununmarkalari.c om w.do ww Ağrı Mayıs 2012 28 Belediye Başkanı Hasan Arslan; Marka şehir AĞRI’ya doğru “ Ağrı’yı marka şehir yapacağız.” pazarı yaptık ve seyyar satıcılarımızı buraya yerleştirdik, bu caddemize sıcak asfalt döktük, caddemizi orta refüjleri ve çevre düzenlemesiyle birlikte halkımızın hizmetine sunduk” dedi. 1 927 Yılında il olan ve 94 yıllık geçmişinde belediyecilik hizmetinde yeterince hizmet almadığı bu süreç içerisinde göreve geldiğini belirten Ağrı Belediye Başkanı Hasan Arslan, “29 Mart 2009 yılından bu tarafa yaptığımız ve yapacağımız hizmetlerle Ağrı’yı marka şehirlerarasına yerleştireceğiz. Bu çerçevede başlattığımız Değişim Projesi devam edecek. Değişim Projesi ile her yıl bir önceki yıla göre marka şehir olma yolunda daha çok ilerliyoruz. İki yıldır Ağrı’da alt yapı ve üst yapı noktasında ciddi yatırımlara imza attık. Parke taşı üretim tesisini kurarak 700 bin m2 parketaşı yol yapımını bitirdik, 55 km de alt yapı çalışması yaptık. Tabii ki yeraltına yaptığımız yatırım halkımız tarafından görülmüyor. Ancak biz altyapı çalışmalarımız ile Ağrı’nın geleceğine yatırım yapıyoruz. Altyapıya yaptığımız yatırımlar 2012 yılında da aralıksız bir şekilde devam edecek. Yaptığımız çalışmaları ve yatımları Ağrı’nın 50 yıllık geleceğini düşünerek tüm gerçekleştiriyoruz. Hayata geçirdiğimiz ve geçireceğimiz tüm projelerimiz Ağrı’da kalıcı örnek projelerdir” AĞRI’DA DEĞİŞİM SÜRECEK Ağrı’nın makus talihini değiştirmek için başlattıkları Değişim Projesi’nin iyi bir şekilde devam ettiğini belirten Belediye Başkanı Hasan Arslan,“Önümüze bir çok engel çıksa da moralimizi bozmadan halkımıza hizmet etmeye devam edeceğiz. Ben ve ekip arkadaşlarım gecemizi gündüzümüze katarak çalışmaları aralıksız bir şekilde sürdürüyoruz. Çalışmalarımızı projelendirme aşamasında halkımızın da görüşlerini aldığımız için, projelerimizin uygulanmasındaki başarı da halkımızın verdiği destekle kazanılıyor. Çünkü halkımız Ağrı’nın marka şehir olması için değişim istiyor” dedi. 30 KM ŞEHİR İÇİ ASFALT DÖKÜLECEK PARKE TAŞI ÜRETİM TESİSİ KURULDU Bu yıl 30 km asfalt yol yapılacağının müjdesini veren Başkan Arslan, “Ağrı ilinin geçmişinden bu yana caddelerinin gerçek boyutta asfalta kavuşmadığı bilinmektedir. 2012 yılında yaz ayı döneminde ilimizde 30 km alt yapısıyla, Erzurum Caddesi, Kağızman Caddesi, Hani Baba Caddesi, Vali Konağı Caddesi başta olmak üzere ana arterleri ile 30 km’lik şehir içi yollarımızın asfaltı yapılacak” dedi. ESKİ VAN CADDESİ KÖTÜGÖRÜNÜMDEN VE KAOSTAN KURTULDU Eski Van Caddesi’nde bulunan seyyarları esnaf yaparak caddeyi işgalden kurtardıklarını anlatan Başkan Arslan, “2009 yılında göreve başladığımızda Eski Van Caddesi seyyar satıcı ve esnaflar tarafından işgal edilmiş, araç ve yayaların bu caddemizden geçme imkanı kalmamıştı. Biz bu caddede bulunan seyyarlarımız için uzay çatılı sebze Belediyemizi dışa bağımlılıktan kurtarmak için belediye olarak parke taşı üretim fabrikası kurduklarını söyleyen Başkan Arslan, “Parke taşı üretim fabrikası 100 bin metrekare taş üretiminden sonra kendisini amorti etti. Belediyemizi parke taşı alımı konusunda dışa bağımlılıktan kurtardı. Şu ana kadar 700 bin metrekare parke taşı üreterek yollarımıza döşeme yaptık. 2012 yılı içerisinde de mahallelerimizin en ücra köşelerine kadar bu çalışmalarımız devam edecektir” dedi. AĞRI 50 YIL SU SIKINTISI ÇEKMEYECEK 90 yıldır kuyu suyu içen Ağrılılar’ın ızdırabının sona erdiğini söyleyen Başkan Arslan, “Başbakanımızın talimatı Devlet Su İşlerinin yaptığı ihale ile belediyemizin maliyetini 30 yılda geri ödeyeceği su arıtma tesisinin açılışı 11.11.2011 tarihinde Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı. Bu tesis ilimizin 50 yıllık su ihtiyacını karşılayacak kapasitede yapıldı. Ayrıca suyumuz Türkiye’nin en tatlı suyu olma özelliğine de sahiptir” dedi. AĞRI YENİ OTOGARINA 2012’DE KAVUŞUYOR Yapımına 2011 yılında başlanılan yeni otogarın Ağrı’nın 50 yıllık ihtiyacına cevap vereceğini belirten Başkan Arslan, “Erzurum yolu üzerinde, İbrahim Çeçen Üniversitesi karşısında bulunan alanda yapılan yeni otogarımız 2012 yılı temmuz ayı içerisinde hizmet vermeye başlayacak. Otogar ilimizin gelecekteki 50 yıllık ihtiyacına cevap verecek kapasitede planlandı” dedi. DOĞU ANADOLUNUN EN BÜYÜK HAYVAN BORSASI AĞRI’DA Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük hayvan borsasının Ağrı’da olmasının şehrin ekonomisine büyük katkısının bulunacağını söyleyen Başkan Arslan, “Yapımına 2011 yılında başlamamıza rağmen kış mevsiminin erken bastırması nedeniyle ertelediğimiz hayvan borsası açılışına hız vereceğiz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun en büyük ve en donanımlı hayvan borsası Doğubayazıt yolu üzerinden Et ve Balık Kurumu yanında yapılarak halkımıza temmuz ayı içerisinde hizmet vermeye başlayacak” dedi. AĞRI, YEPYENİ BİR ŞEHİR PARKINA KAVUŞACAK Şehir merkezinde bulunan ordu evi yeri ve çevresinde bulunan askeri alanların toplu konut idaresine devredilmesiyle Ağrı’nın yeni bir şehir parkına kavuşacağına dikkat çeken Başkan Arslan, “Orduevi ve çevresine yapımı planlanan şehir meydanının yer tahsisi işlemi bitti. gununmarkalari.c om w.do ww Ağrı Mayıs 2012 Daha önce Ak Parti Ağrı Milletvekilleri Op. Dr. Mehmet Kerim Yıldız, Ekrem Çelebi, Fatma Salman Kotan, Ağrı Valisi Ali Yerlikaya, ve Ağrı İl Başkanı Abbas Aydın ile birlikte Ağrı’nın sorunlarıyla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile bir dizi görüşme gerçekleştirdik. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ı ziyaretimizde bakanlığın yapacağı çalışmalar konusunda bilgi paylaşımı yapılmıştı. Daha çok proje yapımında öncülük edecek bakanlığın şehirleşme konusunda yapacağı ilk projede Ağrı’yı pilot bölge olarak seçmesini istemiştik. Ağrı’da yapılması planlanan şehir meydanı ile ilgili olarak Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’la yapılan görüşmede, Ağrı Orduevi ve askeri lojmanların Belediyemiz tarafından tahsis edilecek başka bir yere nakli konusunda TOKİ Başkanlığı ile iş birliği yapılması ele alınmıştı. Yapılacak bu çalışmaların ardından Ağrı’nın ihtiyacı olan güzel bir şehir meydanına kavuşturulması için Leylek pınar Mahallesinde Orduevi yeri, Eski Askerlik Şubesi Başkanlığı yeri ve Askeri lojmanların alanı Şehir Meydanının yapımı için tahsisi protokolü yapıldı. Yapılacak şehir meydanı tamamlandığında Ağrı’da düzenlenecek etkinliklerin büyük bir bölümü yeni şehir meydanında gerçekleştirilecek. Şehir meydanı ile Ağrı farklı bir görünüm de kazanacak. Bu tahsisin gerçekleşmesinde emeği geçen Ağrı Valisi Ali Yerlikaya ve İl Milletvekillerimize teşekkür ederim” dedi. 2012 YILINDA 20 BİN KAMYON KAR ŞEHİR DIŞINA TAŞINDI Ağrı şehir merkezinden 50 araçla şehir dışına 20 günde 20 bin kamyon kar taşındığını belirten Başkan Arslan, “Bölge son yılların en etkili kış mevsimini yaşadı, 20 gün çift vardiyalı çalışarak şehir dışına 20 bin kamyon kar taşıdık. Ekiplerimiz geceli gündüzlü çalışmalarına devam etti. 50 iş makinesi ile kar temizleme çalışmaları sürdürüldü. İl merkezinde bulunan caddeleri 4 defa temizledik, Kendi araçlarımız yetmediği için dışarıdan iş makinesi kiralayarak halkımızın bu afeti en az hasarla atlatması için personelimizle birlikte özverili bir şekilde çalıştık. Yatırıma gitmesi gereken para karla mücadeleye gitti. Tabi bu bir doğal afettir. Her afetin de belli bir bedeli oluyor” dedi. KENTSEL DÖNÜŞÜMLE AĞRI YENİ BİR ŞEHİR HÜVİYETİ KAZANIYOR Ağrıya yeni bir vizyon kazandıracak olan kentsel dönüşüm projesinin ilk etabının başlatıldığına değinen Başkan Arslan, “Fırat Mahallesinde başlayan bu dönüşüm ilk etapta 2012 yılında 120 adet konut faaliyete geçecek. Bu mahalledeki konut sayısı önümüzdeki yıl 1300’ü bulacak. Fırat Mahallesindeki ilk etap konutların ödemeleri 67 milyon lira ödenmiş olup ikinci etap için 80 milyon lira ödenerek bu mahalle ilimizin ilk örnek kentsel dönüşüm projesi olacaktır. Bundan sonra bu çalışmalar 100. Yıl, Mehmet Akif Ersoy ve Fatih Mahallelerinde devam edecektir” dedi. AĞRI’YA YENİ PARKLAR KAZANDIRILACAK Fatih Mahallesinde başlatılan Fatih Sultan Mehmet Parkı bu yıl tamamlanarak hizmete gireceğini belirten Başkan Arslan, “Minya Doğu Parkı’nı yeni otogarımızın yanında yaparak Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bulunan tarihi eserlerin minyatürlerinin işleneceği sosyal tesislerden oluşan bir parkı bu yıl faaliyete geçireceğiz. Geçen yıl Kurtuluş Mahallesi’nde Tarım İl Müdürlüğü karşısında bulunan bir alanda yeni bir park oluşturduk. Eski Nadir Ağa Parkı’nı yeniledik. Bu yıl özellikle 2500 dönümlük kent ormanını mesire alanı yapacağız, bu alanda Ağrı halkı rahatlıklı yeşil ve ağaçlar arasında rahat bir nefes alacak” dedi. AĞRI İLK KATLI OTOPARKINA BU YIL KAVUŞACAK Ağrı’nın ilk katlı otoparkını yapmak için harekete geçtiklerini belirten Başkan Arslan, “Ağrı Cumhuriyet Caddesi yanında ve İşletme Caddesi üzerinde bulunan alanda katlı otopark projesi uygulanacak. Bu yapılacak otopark ile Ağrı trafiği rahatlayacak, çevredeki esnaflar da kapı önlerinde park eden araçların sıkıntısından kurtulacak” dedi. AĞRI’DA SU TAŞKINLARINA ÖNLEM ALINDI Ağrı’da sel sularının neden olduğu taşkınlar için gerekli önlemleri aldıklarını söyleyen Başkan Arslan, “2010 Yılında ilimizde meydana gelen sel sularının verdiği zarardan sonra 50 km’lik taş tahkimatlı setler yapıldı. Bu setlerin yapımından sonra ilimizin üç 29 adet köprüsü yenilenerek halkımızın hizmetine sunuldu” dedi. AĞRI BELEDİYESİ ARAÇ FİLOSU YENİLENDİ Dikkatli ve titiz bir çalışma ile Ağrı’da ilk defa kapalı konteyner ile çöp taşıma hizmetini başlattıklarının altını çizen Başkan Arslan, “Belediyemize daha önceden temizlik işlerinde büyük külfetler getiren ihaleyi iptal ettik. Buna mukabil 30 adet yeni araç aldık. Böylece temizlik konusunda ilimizde ilk defa kapalı konteynerla çöp taşıma sistemini başlatmış olduk. İki adet binek, altı adet de yolcu taşıma otobüsü alımı yaparak araç filomuzu güçlendirdik” dedi. SOSYAL BELEDİYECİLİKTE İLKLERE İMZA ATILDI Ağrı’da yapılan çeşitli etkinliklerin yanında Kent Konseyi ile birlikte öğrencilere burs verdiklerine de değinen Başkan Arslan, “Her yıl 150 öğrenciye ÖSS kursu vererek ihtiyaç sahibi öğrencilerin üniversiteyi kazanmasını sağladık. Tiyatro çalışmaları ile geçen yıl 30 bin öğrenciye tiyatro gösterimi yaptık. Aşıklar şöleninin3.’sünü düzenleyerek geleneksel hale geirdik, deng-i bejler şöleni düzenledik. Üç yıldır düzenlediğimiz çeşitli etkinliklerle kurtuluş şölenlerimiz yapıldı, 2011 yılında ilk defa bir ay boyunca Ramazan şenlikleri düzenledik. Bu tür etkinlikler önümüzdeki yıllarda da artarak devam edecektir” dedi. AĞRI’DA RAMAZAN VE KADİR GECESİ ETKİNLİĞİ Ağrı Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen Ramazan etkinlikleri, Kadir gecesi kutlaması organizasyonu ile halkımız manevi ve kültürel bir iklim yaşadı. Türk sanat müziği ve Türk tasavvuf musikisi icrası, Ney ve kudüm eşliğinde sema gösterisi, Kur’an-ı Kerim tilaveti ve özel ilahi gurubunun okuduğu ilahiler, havai fişek gösterisi ile muhteşem bir kutlama organizasyonu gerçekleştirildi. Kültürümüze ait hiçbir şeyin unutulmadığı kutlamalarda, büyükler için Osmanlı kostümlü Yörük çadırı, çocuklar için Osmanlı şerbetçisi, pamuklu şeker, Osmanlı macuncusu, patlamış mısır, gondol, şişme oyuncaklar, atlı karınca ile lunapark yer aldı. gununmarkalari.c om w.do ww Ağrı Mayıs 2012 BAYANLAR KENT KONSEYİ ÇALIŞMALARI BAŞLADI Ağrı Belediyesi Kent Konseyi Başkanlığı Kadın Meclisinin ev sahipliğinde, Ağrı Belediyesi Kent Konseyi çok amaçlı hizmet binasında, Kadın Çalıştayı yapıldı. Ağrı Belediyesi Kent Konseyi; kadın konusunda çalışan tüm paydaşları, kamu kurum ve kuruluşlarını, üniversite, meslek kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirerek, Ağrı’daki kadınların mevcut durumlarını tespit etmek, sorunlarını tartışmak ve çözüm yollarını geliştirmek için yapılacak öneriler doğrultusunda geleceğe dönük eylem planları yapmak amacıyla ilk Kadın Çalıştayı’nı yaptı. Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Öğr. Gör. Zübeyde Yıldırım Başkanlığında düzenlenen Kadın Çalıştayı’na yoğun ilgi oldu. Kadın Çalıştayı’na İl Sağlık Müdürlüğü’nden Dr.Z.Arzum Uzundemir, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nden Bilehan Bilmez ve Sema Taşdelen, Ağrı İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nden Özlem Kara ve Ağrı Huzur Evi Müdürü Berrin Dokcan, İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Semanur Başgül, İl Müftülüğü’nden Elif Erkuş, Ağrı Barosu’ndan Av. Kader Korkunç ve Av. Tuğba Bal, İl Genel Meclis Üyesi Şevin Geçit, Ağrı Belediye Meclis Üyesi Besra Şimşek, Kadın ve Aile Platformu Derneği’nden Edibe İnan, Ağrı Ka-Mer Vakfından Günay Bozkuş ve Birgül Arat, ASYABİR Derneği’nden Ebru Tanrıverdi ve Yasemin Yolver, KASİAD Derneği’nden Keriman Dayı, Ağrı Yaşamın Renkleri Derneği’nden Handan Ateş, Filiz 30 Gökbakan ve Sevda Ekinci, Ağrı Güneşin Kadınları Derneği’nden Gülay Söylemez ve çok sayıda davetli katıldı. taklı yurt ile eğitime önemli katkıda bulunulacağı için memnuniyetini belirten Başkan Arslan gerekli desteği vereceklerini söyledi. Ağrı Belediye Başkanı Hasan Arslan’ da toplantıya katılarak kadınların ortak sorunlarını dinledi. Başkan Arslan yaptığı konuşmada, Belediye Başkanı olarak kendi alnanında üzerine düşen konularda yardımcı olacağını belirterek çalışmaların daha verimli olması için kent konseyinde bir sekretaryanın oluşturulup koordinasyonun sağlanmasını ve yapılan çalışmalarda her zaman ortak hareket edilmesini istedi. Yapılan ziyaretin anısına Başkan Arslan, misafirlerine birer plaket verdi. Ağrı Belediyesi Kent Konseyi Başkanlığı Kadın Meclisi’nce birincisi düzenlenen Ağrı Kadın Çalıştayı sonuç raporunda farklı konularda araştırma ve çalışma yapmak üzere 4 çalışma grubu oluşturuldu. Gençleri kötü alışkanlıklardan korumak ve bir araya gelerek dostluk içinde spor yapmalarını sağlamak için böyle bir karar aldıklarını belirten Başkan Arslan, “Gençleri spor yapmaya teşvik etmek amacıyla yola çıktık. Son sistem marinalarla hizmet veren bir spor merkezini Ağrı gençliğine spor yapmaları ve bu tesisten ücretsiz faydalanmaları için tahsis ettik. Ayda ortalama 250 - 300 gencin bu tesiste spor yapmasını hedefledik. 1- İl Kadın Çalışma Grubu: Sağlık, eğitim ve yoksulluk alanlarında çalışmalar yürütecek. 2Kadın Tarımsal Üretim ve Pazarlama Çalışma Grubu: Tarımsal üretim, girişimcilik ve pazarlama alnında çalışmalar yürütecek. 3Kadın İstihdamı ve Örgütlenmesi Çalışma Grubu: Kooperatifleşme, istihdam, örgütleme ve sosyal güvenlik alanlarında çalışmalar yürütecek. 4Kadın ve Sosyal Yaşam Çalışma Grubu: Kadın ve şiddet, töre cinayetleri ve erken evlilik konularında çalışmalar yürütecek. AĞRI BELEDİYESİNDEN SPORA DESTEĞİ DEVAM EDİYOR Ağrı Belediye Başkanı Hasan Arslan, spor yapmak isteyen ama imkânı olmayan gençlere ve spordan uzak kalan gençlere”Haydi Gençler Spora” projesi ile imkân hazırladıklarını söyledi. Her hafta Cuma günleri saat 14.00 başlayacak Kadın Çalıştayı tüm kadınların katılımına açık olacak. AĞRI’YA 200 YATAKLI YURT MÜJDESİ Ağrı Belediye Başkanı Hasan Arslan’ı Makamında ziyaret eden iş adamı Zeki Kaya ve Nimetullah Kaya Ağrı il merkezine 200 yataklı yurt yapmak istedikleri müjdesini verdi. Ağrı Belediye Başkanı Hasan Arslan’ı Makamında ziyaret eden Şua İnşaat San Tic.Ltd Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Nimetullah Kaya ve Şiar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kaya Ağrı il merkezinde 200 yataklı bir yurt yapmak istediklerini, yurt yapımı ile ilgili işlemleri başlatmak için Ağrı’da bulunduklarını belirtti. Yapılacak 200 ya- 2012 YILI İÇERİSİNDE YAPILACAK PROJELER 1. Yeni otogar açılışı yapılacak 2. Yeni hayvan borsasının açılışı yapılacak 3. Caddeler (30 km) asfalta kavuşacak 4. Kağızman Caddesi çift şerit halinde yeniden düzenlenecek 5. Yeni sebze ve meyve hali sitesi yapılacak 6. Yeni oto galericileri sitesi şehir dışında kurulacak. 7. Yeni kömürcüler sitesi şehir dışında yapılacak 8. Şehir parkı çalışmaları başlatılacak 9. Yeni çok katlı oto park yapılacak 10.Minya Doğu Parkı yeni otogar yanında yapılacak 11. Fatih Mahallesi Boncuklu sahasında Hasan ARSLAN Fatih Sultan Mehmet Parkı tamamlanacak. Ağrı Belediye Başkanı 12. Atık su arıtma tesisi yapılacak 13. Şehir içi ulaşım sistemi yeniden yapılandırılacak 14. Sosyal ve kültürel etkinliklere ağırlık verilecek AĞRI BELEDİYESİ ATLETİZM TAKIMI DÜNYA BİRİNCİSİ OLDU Ağrı Belediyesi atletizm takımı bu yıl yapılan müsabakalarda kulüpler arası Türkiye ikincisi oldu. Ağrı Belediyesi atletizm takımı, Ağrı Naci Gökçe Lisesi atletizm takımı adı altında da Malta’da yapılan liseler arası dünya şampiyonasında Dünya Birincisi oldu. gununmarkalari.c om w.do ww Ağrı Mayıs 2012 31 AĞRILI KURTULUŞ ŞENLİKLERİ İLE COŞTU Ağrı Belediyesi’nce düzenlenen Sosyal Destekleme Programı (SODES) tarafından finanse edilen 3.Ağrı Dağı Kültür Sanat ve Spor Şenlikleri adlı programı 3D sinema gösteresi büyük ilgi gördü. 3 seans yapılması planlanan sinema gösterisi yoğun ilgiden dolayı 5 seansa çıkarıldı. Film girişinde 3 boyutlu sinemayı izlemek için bütün izleyicilere 3D gözlük dağıtılması filme ayrı bir heyecan kattı. Filmi heyecanla izleyen Ağrılılar sinema çıkışında yaptıkları değerlendirmelerde yapılan şenlikleri çok beğendiklerini söyledi. Ayrıca Ağrı’da böyle organizasyonların devamını ve tekrarlanmasını istediklerini belirten Ağrılılar Ağrı Belediye Başkanı Sayın Hasan Arslan’a da teşekkür ettiler. Kurtuluş Şenliklerinde Çocuklar doyasıya eğlendi 2 bin 500 öğrenciye İlizyon gösteresi, Çocuklar Eğlenceye Doyamadı. Ağrı Belediyesi tarafından düzenlenen Sosyal Destekleme Programı (SODES) tarafından finanse edilen 3.Ağrı Dağı kültür sanat ve spor şenlikleri adlı programı İlköğretim Okulları İlizyon gösteresi minikler tarafından büyük ilgi gördü. Ağrı’daki ilköğretim okullarına yapılan gösteri 5 seans halinde izleyicilerle buluştu. 2.500 öğrenci tarafından büyük ilgi ile izlenilen ilizyon gösterisi seyircinin beğenisini kazandı. Emre Aydın konserinde izdiham ‘Ağrı Dağı Kültür, Sanat ve Spor Şenlikleri’ Ağrı Belediyesi tarafından düzenlenen Emre Aydın ve Grup Bajar konseriyle sona erdi. Ağrı’nın düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü etkinlikleri kapsamında belediye tarafından 4 Nisan günü başlatılan ‘Ağrı Dağı Kültür Sanat, ve Spor Şenlikleri’ Emre Aydın ve Grup Bajar konserleri ile tamamlandı. Sosyal Destek Programı (SODES) Kurtuluş Şenliklerinde 3D sinema’ya yoğun ilgi kapsamında finanse edilen şenlikler bu yıl oldukça hareketli geçti. Şenlikler kapsamında; stend-up gösterileri, tiyatro gösterileri, ilizyon gösterileri ve sergi gösterileri düzenlendi. davet ettiğimiz Ahmet Badıllı eşliğindeki Sıra Gecesi Ekibi Ağrılı hemşerilerimize unutulmaz bir müzik ve gösteri ziyafeti yaşattılar” dedi. Ağrı’da Şanlıurfa sıra gecesi ekibi takdir topladı Ağrı Belediyesi tarafından organize edilen kültürel etkinlikte, Şanlıurfa’dan gelen Sıra gecesi ekibi programı ile Ağrı’yı etkiledi. Ağrı Belediyesi’nin geleneksel olarak her yıl 4–15 Nisan tarihleri arasında ‘Kurtuluş Şenlikleri’ adıyla düzenlediği etkinliklerde bu yıl Şanlıurfa’dan gelen Sıra Gecesi Ekibi’de yer aldı. Konu hakkında açıklamalarda bulunan Ağrı Belediye Başkanı Hasan Arslan, göreve geldikleri günden bu yana Ağrı’da birçok sportif ve kültürel projeyi gerçekleştirdiklerini söyledi. Kurtuluş Şenlikleri programı ile son 2 yılda Türkiye’nin birçok önemli sanatçısını Ağrı halkı ile buluşturduklarını belirten Arslan, “Şenlikleri bu sezon farklı bir formatta organize ediyoruz. Bu yıl sporcularımız ‘Kurtuluş Kupası’nda ter dökerken, atletlerimiz düzenlenecek Kurtuluş Koşusu’nda yarıştı. Ayrıca şenlikler boyunca birçok sportif aktivitelerde Ağrılı hemşerilerimiz de yer aldı. Ulusal ve yerel tiyatro ekipleri, stand up gösterisi, 3D sinema gösterileri, illüzyonistler, sıra gecesi, ödül gecesi, sergi, türkü yarışması ve konser gibi kültürel ve sanatsal etkinliklerle dolu bir şenlik programı gerçekleşti.. Bu yıl Şanlıurfa’dan Bu yıl belediyenin yaptığı aktivitelerin SODES projesi kapsamında desteklendiğini kaydeden Arslan, “Bu projenin geçmesinde katkısı bulunan başta Kalkınma Bakanlığımız olmak üzere Sayın Valimiz Ali Yerlikaya’da teşekkür etmek istiyorum. Şanlıurfa’yı ve Şanlıurfalıları çok seviyorum. Ağrı halkı da Urfalıları çok seviyor. Ağrı Sivil Savunma Müdürü Müslüm Cengiz in Sıra Gecesi’nin Ağrı’ya gelmesinde emekleri oldu. belirlendi. Ağrı’da ki Müzik Öğretmenlerinin yaptığı elemelerde bir birinden güzel sesler yarıştı. Yarışmacılardan bazılarının heyecanlı olması, bazılarının ise sahne performansı dikkat çekti. Ailelerinden destek alan yarışmacılar sesleri ile jüri tarafından tam not aldı. Elemelerde 10 Öğrenci 13 Nisan Cuma günü final için yarıştı. Final programında jüri olarak Ünlü sanatçı Küçük İbo, O Ses Türkiye ile ünlenen Ağrılı Nurullah Çukan ve Ağrılı Behzat Duygun yarışmacıların performanslarını değerlendirdi. Elemeler sonucunda ilk ona kalan öğrenciler ise şöyle; 1 – Asuman Yavuz, 2 – Ümmi gülsüm Hasar , 3 – Rasime Budak , 4 – İsrafil Kalkan , 5 – Serhat Budak , 6 – Sevda Kabukara , 7 – Tansu Teski , 8 – Selda Demirkaya , 9 – Birgül Nogay , 10 – Sadriye Taşdemir. Şenlikler verilen konserlerle sona erdi Ağrı Belediyesinin finansmanıyla, Ağrı şehir merkezindeki Erzurum Caddesi üzerinde Dörtyol kavşağında düzenlenen konserde sahneye önce Mehmet Eroğlu, Nurullah Çukan ve Behzat Duygun Grup Bajar ardından Emre Aydın çıktı. Yaklaşık 15 bin kişinin dinlediği konserde gençler gönüllerince eğlendi. Liseler Arası Ses Yarışması Elemeleri Yapıldı Ağrı Belediyesi tarafından düzenlenen ve SODES ile Ağrı Valiliği’nin finansmanlığını yaptığı Liseler Arası THM Ses Yarışması’nda elemeler tamamlandı. Ağrı Dağı Kültür Sanat ve Spor şenlikleri kapsamında 13 Nisan 2012 Cuma günü yapılacak olan ses yarışması için 53 aday arasından ilk on finalist yapılan elemelerden sonra Emre Aydın gununmarkalari.c om w.do ww Ağrı Mayıs 2012 Doğubayazıt’ın 7 km güneydoğusunda, Eski Doğubayazıt’ın kayalıkları üzerindedir. Sarayın harem girişi üzerinde bulunan kitabesinde şunlar yazmaktadır: “Bin yüz ile doksan dokuz oldu buna tarih, İshaka meram üzere kem kıl dü cihanı” Buradan yapının H.1199 (M.1784) tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Kitabede adı geçen İshak ise, II. İshak Paşa’dır. Yapı, yaklaşık yüz yıllık bir dönem içerisinde tamamlanmıştır. Sarayın imarına, 1634-1680 yılları arasında Beyazıt Sancakbeyliği’ni yapan Çolak Abdi Paşa döneminde başlanılmış,1734 yılında II. İshak Paşa döneminde ise tamamlanmıştır. İshak Paşa Sarayı, Saraydan öte bir külliyedir. İstanbul Topkapı Sarayı’ndan sonra ikinci teşkilatlı saray sistemine sahiptir. Aynı zamanda yörenin en büyük tarihi eseri ve en çok gezilen turistik yeridir. Son devirde yapılan sarayların en ünlüsüdür. Doğubayazıt ilçesinin 5 km. doğusunda bir yamacın tepesinde kurulan saray Osmanlı İmparatorluğunun Lale devrinde yapılmış son büyük anıt yapısıdır. Harem dairesi Topkapı sarayı örnek alınarak yapılmıştır. Saray binasının oturduğu zemin vadi yakasında olduğundan kayalık ve sarptır. Sadece doğu tarafında müsait bir düzlük vardır. Bununla saray çevreye bağlanır ve saraya giriş çıkışlar buradan sağlanır. İshak Paşa sarayının oturduğu bölge arazi olarak doğudan batıya doğru inildikçe kademe kademe alçalır. Bu nedenle de sarayı belli bir eksene yerleştirmek için kuzey, güney ve batı yönlerinde dolgular, yüksek teraslı duvarlar ve bodrumlar yapılmıştır. Siyah yontma taşlarla alttan yukarıya doğru düzgün bir meyille örülen terasların yüksekliği 15 metreyi bulmaktadır. Sarayın planında Türk Saraylar Geleneği esas alınmıştır. Kapladığı alan 7600 m2’ dir. Yapımının 99 yıl sürdüğü söylenmektedir. Bina teşkilatı iç içe iki avlu etrafında toplanmıştır. Birinci avlu etrafında bulanan yapılar büyük tahribata uğradığından ayakta bulunan bölümleri restore edilmiştir. Böylece sarayın “U” şeklindeki iki avlusundan birincisinin yalnız çevre duvarları, ikincisinin ise karşılıklı olmak üzere odaları ve yıkılan temelleri bulunmaktadır. Sarayın mimarisinde Osmanlı İSHAK PAŞA SARAYI Fars ve Selçuklu medeniyetlerinin ortak etkisi gözlenmektedir. Uzaktan bakıldığında arazinin sertliğinden dolayı insana sert bir duygu kazandırmaktadır. Bunun sebebi bir zamanlar çevresinde kurulmuş olan şehrin aşağıya taşınmış olması ve çevresinin ıssızlaşmasıdır. Ancak bu sert ve ıssız görünümüne karşın sarayın iç ve dış mimarisindeki güzellik yüreklere huzur bahşeden bir ifade taşımaktadır. Yüksek duvarlar üzerine oturtulmuş olmasına rağmen sulh ve sükûnu temsil eden bir havası vardır. Saray eski kalelerin özelliğini kaybettiği ateşli silahların geliştirilerek bol kullanıldığı bir çağda yapıldığından doğu yönündeki tepelerden gelecek bir saldırıya karşı müdafaası zayıftır. Cümle kapısı müdafaa bakımından en zayıf noktasıdır. Cümle kapısının taş ve oymacılığı muntazamdır. Orjinalleri altın kaplama olan sarayın kapıları Osmanlı-Rus savaşı sırasında Ruslar tarafından götürülmüştür. Bunlar halen Moskova müzesinde sergilenmektedir. CÜMLE KAPISI İshak Paşa sarayının gerek plan gerekse cephe ifadesi bakımından gösterişli bir unsurudur.11 sütundan oluşmaktadır. İshak Paşa Sarayı cümle kapısı çeşitli mimari yapıların kompozisyonu şeklindedir. Farklı mimari yapıların birbirlerini tamamlayan özellikleri bir araya toplanarak bütünlük arz eden bir yapıt ortaya çıkartılmıştır. Plan kuruluşu bakımından Barok olan bir kitleyi Barok-Rokoko, Selçuklu ve Osmanlı tenziyatı ve mimari unsurlarından alınmış çeşitli elementler bir araya getirilmiş, bu unsurlar birbirlerine ustalıkla yakıştırılmıştır. Cephe gösteriş bakımından zenginleştirilmiş, bunu yaparken isterken yapı unsurlarının aksatılmaması da başarılmıştır. Cümle kapısında süs unsuru olarak taban oyuğu üzerinde, kabartma yapraklarla süslü madalyonlar vardır. Kapının iç cephesinin bir tarafında çeşme yer almaktadır. Klasik Türk çeşmelerinden olan bu çeşme halen akmaktadır. Diğer tarafında ise kapıcının oturduğu kulübe ile avluya açılmaktadır. HAMAM Hamam planı iki gözden oluşmuştur. Bunlardan birisi yıkanma diğeri ise giyinme yeridir. Her ikisinin de üstü kubbelidir. Kubbelerin orta tavanları çöktüğünden bu hamamların ışıklandırılması hakkında sağlıklı bir bilgi bulunmamaktadır. İSHAK PAŞA SARAYİ CAMİİ Harem ile selamlık daireleri arasında yer almaktadır. Camiye selamlık kısmından büyük bir ustalıkla yapılmış sanat eseri sayılabilecek bir kapıdan girilmektedir. Caminin kıble istikameti saray binasının ilk göze çarpan yeri olduğundan bütün ağırlığın camiye verildiği kanısı hasıl olmaktadır. Manevi bir korkudan olsa gerek sarayı tahrip edenler camiye fazla dokunmamışlardır. Ancak, kurşun ve maden çemberlerini söküp götürmek maksadı ile caminin son cemaat yerindeki ve harem kısmındaki iki direğini yıkmışlardır. Caminin içinde yer alan mihrap, derin bir iniş teşkil eder. Mihrabın yanında bir balkon gibi kurulmuş olan minbere çıkılır. Caminin kubbesi içten sıvalıdır. Alt kısmında oldukça yüksek bir tanbur bulunmaktadır. İçten kubbenin sıvaları üstüne ağaç ve çiçek tasvir eden rokoko tarzında işlemeler yapılmıştır. Camin kubbesi incelenmeye değer olup kubbenin etrafında rahatça dolaşmaya müsait bir teras bulunmaktadır. Cami, genel mimari planı bakımından barok, işleme unsurları bakımından rokokoyu andırmaktadır. Minaresi başlı başına bir abide görünümündedir. Yapılış tarzı tamamen Türk üslubu olup kaidesi kare planlıdır. Alttan üste doğru sekiz köşeli bir durumdan yuvarlak bir gövdeye geçilmektedir. Şerefesi, açık krem ve kırmızı ahlat taşla örülmüştür. Şerefe korkuluğunun inceliği minarenin kalın olan havasını değiştirmektedir. Taş örgülü külah üzerinde tunç bir alem bulunmaktadır. Minareye içten 92 basamakla çıkılmaktadır. SELAMLIK DAİRESİ İshak Paşa Sarayı’nda selamlık dairesinin çok az bir kısmı ayakta kalmıştır. İkinci avlunun sağ tarafında yer alan cami ile bitişik harap bölgeler bunlarla 32 ilgili kalıntılardır. Selamlık dairesine avlunun sağ tarafına yapılmış kıymetli bir kapı ile girilmektedir. Yedi basamaklı bir merdiven ile çıkıldıktan sonra üzeri tonozlu uzunca bir hole ulaşılmaktadır. Selamlık dairesindeki salonun uzunluğu 18 m.’dir. Bu dairenin en ilginç kısmı cumbalı köşkün bulunduğu yerdir. Bu kapıdan, günümüze ulaşmış ve yerinde bulunan dört ahşap konsol, Urartulardan kalma kalıntılara bakacak bir şekilde yerleştirilmiştir. Bu konsüllerin üst kısmında bir kartal tasviri, alt tarafında bir insan başı ve gövdesi, ortasında ise bir aslan yer almaktadır. Ahşap konsüllerin bulunduğu yer itibariyle Tanrı’nın tüm yeryüzü ve gökyüzünün sorumluğunu insana yüklendiği düşüncesine ulaşılmaktadır. Bunun yanı sıra figürlerden insanın; aklın üstünlüğünü; aslanın; gücü, kartalın ise yırtıcılığı ve hava hâkimiyetini simgelendiği ifade edilmektedir. Bu ölçülü köşkün ahşap olduğu, kalan izlerden anlaşılmaktadır. Selamlık kısmında ayrıca cami ve bitişik dört oda daha bulunmaktadır. MERASİM VE EĞLENCE SALONU Dikdörtgen planlı olup salon ikişer sütuna bindirilmiş üçer kemerle üç kısma bölünmüştür. Etraf duvarları süslü nişlerle kaplıdır. Nişlerin üstlerinde saray ahalisini öven kitabeler mevcuttur. Salon, ışığını tavandan almaktadır. Burasının aynı zamanda Paşanın kabul salonu olarak da kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu salon, plan ve mimari olarak Barok ekolunun özelliklerini taşımaktadır. TÜRBE BİNASI Caminin kıble duvarı dışına kurulmuştur. Türbenin İshak Paşa’nın anne ve babasına ait olduğu söylenmektedir. Türbenin en ilginç yanı, mezar odası girişini sağlayan sahanın üstündeki kümbettir. Kümbet azda olsa Selçuklu kümbetlerini andırır. Kaidesi siyah taştan olup, diğer kısımları krem rengi kalker taşındandır. Cephe barok sitilindedir. Süslü kitabelerin yanı sıra oyuk içlerinde vazolardan çıkan çiçekli dallar zengin ve gösterişli bir görünüm vermektedir. Dik bir merdivenle türbenin mezar odasına inilmektedir. AŞEVİ-MUTFAK (DARUZZİYAFET) Aşevi 100 m2 kadar yer kaplar. Çatı örtüsü dört büyük kemerin karşılıklı kurulması ile oluşmuş ilginç bir yapıdır. Geniş saha içerisinde güneye bakan iki penceresi, diğer duvarlardan çeşitli yönlere açılan kapıları ile küçük bir aş ocağı vardır. Aşevinin yanında harem banyoları yer almaktadır. Buradan haremin salon ve odalarına geçilmektedir. HAREM DAİRESİ Sarayın kuzey ve batı kısmının tamamını kaplayacak olan bölümünde harem odaları sıralanmıştır. Odalar günümüzdeki kalıntıları ile iki katlı bir görünüme sahiptir. Ancak üst kısmı fazlaca yıkık olduğundan zemin kattaki bölümleri incelenebilir. “L” şeklindeki 12 odanın hemen hepsi aynı biçimdedir. Her birinin dış manzaraya bakan iki penceresi bulunmaktadır ve bunların arasında birer şömine mevcuttur. gununmarkalari.c om w.do ww Iğdır Mayıs 2012 IĞDIR KAPILARINI YATIRIMCIYA AÇTI Iğdır Valisi Amir Çiçek, Iğdır’ın potansiyelini ve yatırım imkânlarını referans göstererek yatırımcıları Iğdır’a davet etmek için bir mektup yayımladı. Devletin sunduğu teşvik ve desteklerle birlikte yatırımcı için oldukça cazip ve bakir alanlar sunulduğunu belirten Vali Çiçek mektubuna şöyle devam etti; “Değerli Yatırımcılarımız, Iğdır Türkiye’nin Ermenistan, Azerbaycan (Nahçıvan) ve İran olmak üzere 3 ülke ile sınır olan tek ilidir. Iğdır sınır ili olmasının avantajını, yaptığı ihracatla da kanıtlamaktadır. İç pazardan ziyade dış pazarlara odaklanan Iğdır, 2011 yılı TÜİK verilerine göre Doğu Anadolu Bölgesi’nin en fazla ihracat gerçekleştiren 3. ilidir. Artan ihracatın en önemli nedeni Iğdır’ın komşu ülkelerle yakın kültürel bağlarının bulunması ve nakliye avantajı sunmasıdır. Iğdır’ın ihracatı başta Azerbaycan olmak üzere, İran, Türkmenistan, Kırgızistan, Irak, Gürcistan, Pakistan gibi yakın ülkelere ulaşmaktadır. Pamuğun yetişmesine elverişli ortam sunan Iğdır, uygun arazi yapısı ve iklimi, verimli sulanabilir ovası ve gelişen ulaştırma altyapısı ile ülkemizin 2023 Vizyonuna kendi katkısını sunacaktır. Bu kapsamda 224 km’lik Kars-IğdırNahçıvan demiryolunun inşa edilecek olması ile İran, Türkmenistan, Çin ve Pakistan’a demiryolu ile ulaşım sağlanacaktır. Bu hat üzerinde Iğdır Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) bir yükleme ve boşaltma istasyonu kurulacaktır. Yine Iğdır Havaalanının OSB yakınında bulunması ve İl’deki 206 km’lik karayolu ağının 164 km’sinin bölünmüş yol olarak hizmet vermesi, Iğdır’ı ulaşım konusunda erişilebilir bir yer kılmaktadır. Bu sürece en önemli katkıyı şüphesiz özel sektör için cazip hale getirilmiş bir OSB sunacaktır. OSB’nin elverişli avantajları, konumu, altyapısı, farklı sektörlere ev sahipliği yapması ve hızla gelişmesi şüphesiz Iğdır ve Bölge için önemli bir gelişmedir. Iğdır Organize Sanayi Bölgesinin Son Durumu Iğdır ilinde sanayileşmenin düzenli, toplu ve planlı bir şekilde gelişmesi- ni sağlamak amacıyla ilimiz merkez Çalpala Köyü hudutları içerisinde 200 hektarlık bir alanda 67 Hektarlık 1.Etabının 22 adet parselin altyapısının bitirilmesi ile birlikte bölgede yatırım yapmak amacıyla arsa tahsisi talebinde bulunan toplam 20 adet yatırımcıya arsa tahsis yapılmış olup, bunlardan 16 Adedi inşaata başlamış olup, 4 Adet yatırımcı inşaatını tamamlayarak üretime geçmiştir. Ayrıca arsa tahsisi yapılan 6 adet yatırımcı ise inşaatını tamamlayarak üretime geçme aşamasına gelmiştir. 6 adet yatırımcı ise inşaat ruhsatı alarak 2012 yılı içinde inşaatına başlayacaklardır. Arsa tahsisi yapılan 4 adet yatırımcıdan ise proje sunumu beklenilmektedir. Iğdır Organize Sanayi Bölgesinin Yatırımcılara Sunduğu İmkânlar Öncelikle Iğdır Kafkasya, Orta Asya ve Ön Asya’ya ihracatı hedefleyen firmalara 4000 TIR’ı ile nakliye avantajı sunmaktadır. Komşu coğrafyayı iyi bilen ve aynı kültürden gelen Iğdır halkı için bu 33 Iğdır Valisi Amir Çiçek, Iğdır’ın potansiyelini ve yatırım imkânlarını referans göstererek yatırımcıları Iğdır’a davet etmek için bir mektup yayımladı. bölgelerle ticari ilişkiler kurmak oldukça kolaydır. Uygun iklimi, düz bir arazide yer alması, 3 ülke ile sınır olması ve uzun vadede Ermenistan kapısının açılma ihtimali, havaalanının açılacak olması, Kars-Iğdır-Nahçıvan demiryolu bağlantısının kurulacak olması, gelişen üniversitesi, altyapı sorunları tek tek çözülen (doğalgaz, şehir şebekesinden ayrı yeni bir elektrik nakil hattı, içme suyu, TIR parkı…) ve diğer bölge illerine göre hızla gelişen OSB’si, son yıllarda artan imalat ve tarıma dayalı sanayi imalathaneleri, sınır ticaretinden yararlanması, Ağrı Dağı gibi turizm değerine sahip olması, bölgenin en hareketli ticari hayatına sahip illerinden birisi olması, 6. Bölge kapsamında yer alması, OSB’de ücretsiz Arsa tahsisinin yapılması, Serhat Kalkınma Ajansı ve diğer kurumların bölgesel hibelerinden yararlanma imkânı gibi avantajlar yatırımcıların dikkatine sunulmaktadır. Iğdır OSB içerisinde yapılan yatırmalarda sanayici iş adamlarına her türlü kolaylıklar sağlanmaktadır.OSB içerisindeki yatırımcılara bedelsiz arsa tahsisi yapılmakta olup yönetim aidatı, katılım payı gibi herhangi bir isim adı altında ücret talep edilmemektedir. Bedelsiz Arsa tahsisi OSB uygulama yönetmeliğine göre yapılmakta olup, Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve yabancı sermayeler Genel Müdürlüğünden yatırım teşviki alması şartıyla aGümrük muafiyeti (yurt dışından ithal edilecek olan makine ve teçhizat için) KDV İstisnası, b- Vergi indirimi cSGK İşveren Muafiyeti, d- Faiz desteği Gibi imkanlar sağlanarak Iğdır OSB’si cazip hale getirilmektedir. Bunun için doğalgaz güzergâh belirleme çalışmaları tamamlanmış trafo merkezinden OSB ye yeni enerji nakil hattı çekilmiş olup diğer hatlardan bağımsız enerji nakil hattı bulunmaktadır. Atık yönetim sistemleri projelerinin hazırlanması gibi faaliyetler yürütülmektedir. Havaalanının 2012 yılı içerisinde açılması ile bölgedeki gelişmelerin daha da hızlanması beklenmektedir.Iğdır’da ihracata yönelik kesme çiçekçilik de dahil seracılığın geliştirilerek katma değeri yüksek tarım ürünlerinin üretilmesine çalışılacaktır. Bölgemiz ve Türkiye için oldukça önemli olan demiryolunun yapılması da beklenmektedir. Çağrı merkezi, turizm, lojistik gibi hizmet sektörlerinde; süt, yoğurt, bal paketleme, gofret, bisküvi, dondurma, ayran, meyve suyu, marmelat, yem, gübre, salça, turşu gibi tarıma dayalı sanayi ürünlerinde ve plastik eşya, mobilya, inşaat malzemeleri, metal eşya, tekstil ve hazır giyim gibi ürünlerde önemli gelişmelerin yaşanması beklenmektedir.Iğdır OSB de 5084 yasa kapsamında arsa tahsisleri yapılmış olup bölgemiz acısından ciddi kazanımlar elde etmiş durumdayız.4562 sayılı yasanın 9.maddesinin yürürlüğe girmesi ve bu kapsamda uygulanan teşvikleri Bölgemizde yatırım yapan yatırımcıların sayısını artırdı. Çevresel unsurları dikkate almak şartıyla sanayici kendisine ait arazide OSB dışında üretim yapabilir. Ancak bu noktada ucuz elektrik, doğalgaz, atık yönetimi, nakliye (yükleme-boşaltma istasyonları), laboratuar, bazı kurumların (Tarım Müdürlüğü, Sanayi Müdürlüğü gibi) OSB’de hizmet vermesini sağlayacak sistemlerin kurulması, üniversitenin OSB ile bağlantılı olması hatta teknik bölümlerin OSB içinde yer alması, ücretsiz arsa verilmesi, altyapısı hazır parsellerin sunulması, OSB’nin nitelikli eleman yetiştirme merkezi olması doğal olarak sanayicilerin OSB’de kümelenmesi OSB’leri cazibe merkezi haline getirmektedir. Devletimizin Iğdır’da sunduğu teşvik ve destekler de düşünüldüğünde oldukça cazip ve bakir alanlar sunan Iğdır’a gelecek yatırımcılarımız; ilk etapta ihracat potansiyeli, nakliye avantajı ve Serhat Kalkınma Ajansı Iğdır Yatırım Destek Ofisinin teknik desteği ile karşılaşacaklardır. Siz değerli yatırımcılarımızı Iğdır’da ağırlamaktan ve tüm kurum ve kuruluşlarımızla her türlü desteği vermekten büyük mutluluk duyacağımızı belirtmek isterim.” gununmarkalari.c om w.do ww Iğdır Mayıs 2012 34 Yatırımcıya IĞDIR tüyoları Burak AYDOĞDU SERKA Iğdır Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü Burada ifade edilen sektörler, 4. Derece Yatırım Bölgelerinde verilen Hazine Teşvik Belgesi kapsamındaki sektörleri belirtmektedir. Hazine Teşvik Belgesi ile kurumlar vergisi indirimi, SSK primi işveren hissesi desteği, faiz indirimi, yatırım yeri tahsisi, gümrük vergisi ve KDV muafiyeti imkânlarından yararlanılmaktadır. Gıda Ürünleri ve İçecek İmalatı Yatırımları Iğdır, uygun iklimi ve alüvyonlu zengin toprak yapısı sayesinde tarım ve hayvancılıkta hızlı bir gelişme göstermektedir. İlde bulunan Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Gıda Mühendisliği bölümleri de Iğdır’ın potansiyeli ile ilgili çalışmalara destek olmaktadır. Asgari 1 milyon TL’lik yatırım yapılması durumunda Hazine Teşviklerinden de (vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi, faiz desteği, gümrük vergisi muafiyeti ve katma değer vergisi istisnası) yararlanılan sektörün Iğdır’da ortaya çıkan alt yatırım alanları şu şekildedir: a) Salça, Meyve Suyu ve Marmelat Üretimi: Iğdır Ovası’nda gerçekleştirilebilen sulu tarım ve uygun iklim sayesinde meyve-sebze üretimi yapılabilmektedir. İlde faaliyet gösteren Belçika sermayeli bir işletme sözleşmeli çiftçilik modeliyle modern tekniklerle sanayi tipi domates üretimi yapmakta ve salça üretmektedir. Kaynak: Iğdır İl Tarım Müdürlüğü, 2011 Ürün Çeşidi Buğday Domates Karpuz Kavun Mısır Şeker Pancarı Ayçiçeği Ekim Alanı (ha) Üretim Miktarı (Ton) 28.000 930 637 527 130 4.357 200 112.000 37.200 22.295 13.175 780 217.825 40 50.584 dekarlık meyve ve sebze alanının bulunduğu ilde meyvecilik yaygın olduğundan (özellikle kayısı, elma, kiraz, şeftali) 2 adet meyve suyu tesisi bulunmaktadır. Hâlihazırda marmelat üretimi yapılmamakta olup; bu alanda bir boşluk söz konusudur. Aşağıdaki tabloda 2008 rakamlarıyla Iğdır’ın meyve üretim kapasitesi yer almaktadır. Kaynak: Iğdır İl Çevre Raporu, 2008 Ürün Çeşidi Kayısı Şeftali Kiraz Erik Vişne Ceviz Ağaç Sayısı (Adet) Üretim Miktarı (Ton) 161.500 33.130 5.860 3.140 2.800 950 10.711 1.418 156 78 104 51 Iğdır, yaptığı üretimde sınır ticareti kapsamında komşu ülkelerden hammadde olarak meyve-sebze alarak da ihtiyacını karşılayabilmektedir. Iğdır’da meyve ve sebzecilikle birlikte buna bağlı sektörler de gelişme göstermiştir. Bugün için soğuk hava deposu ve plastik kasa üretimi Iğdır’da uygun bir yatırım alanı olarak dikkati çekmektedir. b) Süt ve Süt Ürünleri İmalatı: Iğdır’da 74.250 adet büyükbaş, 482.293 adet küçükbaş bulunmaktadır. İlde peynir, kaşar, pastörize süt, tereyağ, dondurma imalatı son yıllarda gelişme kaydetmektedir. Firmalar iç piyasayla birlikte ürünlerini, sınır olmanın ve ulaşım maliyetlerinin verdiği avantajla dış pazarlara kolayca ulaştırabilmektedir. Süt ürünleri ile birlikte unlu mamuller üretimi de yaygınlaşan Iğdır’da sütün kullanıldığı sektörler olan bisküvi, gofret ve çikolata imalatı da gerçekleştirilmektedir. Firmalar genelde üretimlerini, 2 yıl önce açılan ve hâlihazırda 7 fabrikanın üretim yaptığı, şehir merkezine 29 km, yapımı devam eden ve 2012 yılı başında açılacak olan Iğdır Havaalanına ise 17 km mesafedeki Iğdır OSB’de gerçekleştirmektedir. OSB’nin ilk etabının elektrik, içme suyu, kanalizasyon ve yol altyapısı tamamlanmıştır. OSB’ye doğalgaz temini çalışmaları devam etmektedir. Kars-Iğdır-Nahçıvan (devamında İran-Türkmenistan ve İran-Pakistan hattı bulunmakta) demiryolu projesi (225 km’lik demiryolu inşaatı) kapsamında OSB’de bir yükleme ve boşaltma istasyonu da kurulacaktır. c) Şişelenmiş Su, Gazlı İçecek, Kuruyemiş Paketleme, Kanatlı Hayvancılık, Bitkisel ve Hayvansal Yağlar: Bölgedeki kaynak suları sayesinde şişelenmiş su, kuruyemiş tesisleri, hindi-tavuk gibi kanatlı hayvancılık ve yumurta üretimi için uygun olanaklar mevcuttur. Kanatlı entegre tesislerinde 200.000 adet/dönem ve üzerinde yatırımlar hazine teşviklerinden yararlanabilmektedir. Iğdır’da mısır ile ayçiçeğinden ve hayvansal ürünlerden yağ elde edilmesi mümkündür. d) Un ve Unlu Mamuller: Un ve unlu mamuller üretimi, makarna ve entegre irmik yatırımları hariç, teşvik dışında kalmakla birlikte Iğdır’da yatırım imkanı bulunan sektörlerdendir. Nitekim bisküvi, pasta, gofret imalatı yapılan Iğdır’da üretilen ürünlerin Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan, İran, Irak gibi pazarlara ulaştırılması çok daha az nakliye masrafıyla gerçekleştirilebilmektedir. Plastik ve Kauçuk Ürünleri İmalatı : Asgari yatırım tutarı 2 milyon TL ve üzeri olan plastik ve kauçuk ürünleri imalatı Iğdır’da Hazine Teşviklerinden faydalanmaktadır. Bu kapsamda plastik meyve kasası, kapı, pencere, boru ve bağlantı elemanları, su tankı, şişe, kutu, duvar ve tavan kaplamaları, tuvalet eşyası, okul ve büro malzemeleri, vulkanize edilmiş kauçuktan tüpboru ve hortumlar, vulkanize edilmiş kauçuktan hijyenik eşyalar ve eczacılık ürünleri gibi alanlarda üretim yapılabilmektedir. Tekstil, Giyim Eşyası ve Derinin İşlenmesi : Asgari 500 bin TL’lik tekstil yatırımının teşvik kapsamında olduğu Iğdır’da ihracat odaklı tekstil ürünleri üretiminin gerçekleştirilmesi mümkündür. Bu kapsamda pamuklu dokuma, deri işleme, çorap, tül, iş giysileri, halı ve yer kaplaması, bavul-çanta, çadır, branda (treyler brandası), ayakkabı, masa örtüsü gibi alanlarda ihracat odaklı üretim yapılabilmektedir. 3.000’den fazla TIR’ın bulunduğu Iğdır’da treyler brandası üretimi gerçekleştirilmektedir. Ağaç ve Mantar Ürünleri İmalatı Asgari 2 milyon TL’lik sektör yatırımının teşvik kapsamında olduğu Iğdır’da kontraplak, kaplama panelleri, ahşap pencere ve kapılar, ağaçtan paletler, ağaçtan yapılmış iş aletleri, mantardan yapılan eşyalar, ağaçtan mutfak ve sofra eşyası üretimi potansiyel üretim alanlarıdır. Metalik Olmayan Mineral Ürünlerin İmalatı: Asgari 500 bin TL’lik yatırımın teşvik kapsamında olduğu sektöre yönelik Iğdır’da alçı, işlenmiş mermer ve granülleri, seramik yalıtım malzemeleri, seramikten mutfak ürünleri, nakliyat ve ambalajlamada kullanılan seramik ürünler konusunda yatırım potansiyeli bulunmaktadır. gununmarkalari.c om w.do ww Iğdır Mayıs 2012 kalanları kaldırma ve taşıma cihazlarının bakım ve onarımı, ev dışında kullanılan ısıtma ve soğutma cihazlarının bakım ve onarımı, temizleme, doldurma, paketleme veya ambalajlama makineleri, lehim ve kaynak cihazları, tarımsal amaçlı makineler, süt sağma makineleri gibi alanlarda üretim veya hizmetler desteklenmektedir. Tıbbi Aletler, Hassas ve Optik Aletler İmalatı : Sektör, asgari 2 milyon TL’lik yatırımlarda Iğdır’da teşvik almaktadır. Bu nedenle şırınga, iğne, kateterler, kanüller ve benzeri aletler, terapi alet ve cihazları, tıpta kullanılan mobilya gibi alanlarda yatırım yapılabilmektedir. Madencilik ve Taş Ocakçılığı Yatırımları : Asgari 500 bin TL’lik yatırımın teşvik kapsamında olduğu sektöre yönelik Iğdır’da andezit (dış cephe kaplamada), bazalt, silis kumu (seramik yapıştırma ve yapı kimyasallarında), kaya tuzu, pomza (briket ve topuk taşında), jips ve alçıtaşı alanlarında mevcut üretim veya potansiyel bulunmaktadır. Metal Eşya : Asgari 2 milyon TL’lik yatırımın teşvik kapsamında olduğu sektörde demir, çelik veya alüminyumdan kapı, pencere, tank, sarnıç, sıkıştırılmış veya sıvılaştırılmış gazlar için metal kaplar, ısıtma kazanları, çöp bidonları, metalik ve metalik olmayan kaplama, tarım aletleri, mutfak ve sofra aletleri, dikenli ve örme teller, çivi, raptiye gibi ürünlerin üretim potansiyeli bulunmaktadır. Iğdır’da hâlihazırda metal çöp bidonu üretimi ve galvanizli kaplama yapılmaktadır. Makine ve Teçhizat İmalatı : Sektör, asgari 2 milyon TL’lik yatırımlarda Iğdır’da teşvik almaktadır. Bu nedenle Iğdır’da Mobilya İmalatı : Asgari 2 milyon TL’lik yatırımlarda mobilya imalatı Iğdır’da desteklenmektedir. Iğdır’ın ihracat yapısına bakıldığında mobilya ve kağıt ürünlerinin ilk sıralarda yer aldığı görülmektedir. TÜİK istatistiklerine göre 2010’da gerçekleştirilen 103 milyon dolarlık ihracatın büyük bir kısmı Azerbaycan, İran, Türkmenistan, Özbekistan gibi ülkelere yapılmıştır. Bu kapsamda metal ve ağaç aksamlı oturmaya özgü mobilyalar, mutfak ve mağaza mobilyası üretimi yapılabilmektedir. Iğdır’da KOBİ ölçeğinde mobilya imalatçıları bulunmaktadır. AVM: Iğdır, Nahçıvan ve İranlı turistler ile civar illerden alış veriş için gelenlerin bulunduğu bir yerdir. Bu nedenle Iğdır’da ticari hayat oldukça canlı olup, eğlence sektörüne ilişkin eksiklikler dikkati çekmektedir. (Sinema, lunapark, bu pateni gibi) Bu nedenle Iğdır’da bir Alış Veriş Merkezinin (AVM) bulunması bu eksikliği giderecek niteliktedir. Uzun vadede Ermenistan ile sınır kapısının açılması durumunda, 1,5 milyonluk nüfusa sahip Erivan’a yaklaşık 35 km mesafede bulunan Iğdır’ın bölgesel alış merkezi olacağı tartışma götürmez bir gerçektir. Organik Gübre ve Yem Üretimi: Iğdır’da tarım ve hayvancılığın gelişmesine ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde hayvancılık faaliyetlerinin yaygın yapılmasına paralel olarak organik gübre ve yem üretimi önemli bir potansiyel yatırım alanı sunmaktadır. Kâğıt Ürünleri: Iğdır ve bölgesinde kâğıt ürünleri üretimi gerçekleştirilebilir sektörlerdendir. Bu kapsamda peçete, mukavva, tuvalet kâğıdı gibi alanlarda üretim yapılabilmektedir. Bölgede en yakın Kars’ta peçete üretimi gerçekleştirilmektedir. Diğer Yatırım Alanları: Iğdır’da hâlihazırda devam eden veya potansiyel barındıran başka sektörler de bulunmaktadır. Bunların bir kısmı teşvik kapsamında yer almaktadır. Eksikliği hissedilen bu yatırım alanları şu şekildedir. Otel Yatırımları: 3 yıldız ve üzeri otel yatırımları hazine teşvikleri kapsamındadır. Ağrı Dağı, İshak Paşa Sarayı, dünyanın en büyük ikinci meteor çukuru, Tuzluca tuz mağaraları gibi turizm değerlerine yakın olan ve bu değerlere en yakın havaalanına sahip olacak olan Iğdır’da 1 tane 4 yıldızlı otel bulunmakta olup, 2 tane 4 yıldızlı otelin ise inşasına başlanacaktır. Otellerle yapılan anketlerin sonucuna göre yıl boyu doluluk oranı yüzde 60 civarındadır. Isı Yalıtım Malzemeleri ve Dış Cephe Kaplama Malzemeleri Üretimi: Iğdır yazın sıcak, kışın ise bölgesine nazaran daha az soğuk bir iklime sahiptir. Bununla birlikte Doğu Anadolu Bölgesi kışın oldukça soğuk bir iklime sahiptir. Iğdır sıcaktan, Bölge ise soğuktan korunmak için ısı yalıtım yolunu tercih etmektedir. Son yıllarda çıkan enerji ve yapılara ilişkin yönetmeliklerde de ısı yalıtımın ve dış cephe kaplamasının 35 zorunlu tutulması bu sektörün ortaya çıkmasına yol açmıştır. Ayrıca eski Sovyet coğrafyasındaki (Gürcistan, Azerbaycan) ülkelerin dış cephe kaplama yaparak eski izleri silmek istemeleri Iğdır’da bu alanda yeni yatırımların yapılmasına neden olmuştur. Lojistik, Yetkili Bakım Servisleri ve Damper Üretimi: Iğdır, 3.000’den fazla TIR ve 45’ten fazla C2 Yetki Belgeli firma sayısı ile Doğu Anadolu Bölgesi’nin en önemli nakliye merkezidir. Halkın komşu ülkelerle kültürel yakınlığa sahip olması ve kolay ticaret yapabilmesi de bu sektörün gelişmesine neden olmuştur. 2012 yılı başında açılacak havaalanı ve Kars-Iğdır-Nahçıvan demiryolu ile lojistikteki konumunu pekiştirmesi beklenen Iğdır’daki lojistik yatırımları, gelecek vadeden yatırım alanlarındandır. Lojistikle birlikte damper veya karoser üretimi de bölgede bir ayda sürekli hareket halinde olan yaklaşık 30.000 kamyon ve çekici düşünüldüğünde önemli bir yatırım alanı olarak göze çarpmaktadır. Nitekim Iğdır’da treyler brandası üretimi yapılmaktadır. Bununla birlikte yetkili bakım ve onarım servisleri konusunda bir eksiklik hissedilmektedir. Büyük çekici varlığına rağmen önemli çekici üreticilerinin yetkili satış veya bakım servislerinin bulunmaması dikkat çekicidir. Kesme Çiçekçilik, Örtü Altı Üretimi ve Seracılık: Iğdır, ikliminin ve en büyük alıcılar olan Bağımsız Devletler Topluluğuna (eski Sovyet ülkeleri) yakınlığının verdiği avantajla ihracata yönelik kesme çiçekçilik konusunda eşsiz fırsatlar sunmaktadır. Nakliye avantajına da sahip olan Iğdır, bu konuda somut gelişmelere tanık olmaktadır. Bununla birlikte örtü altı üretimi (yıllık 9 ton civarında) ve seracılık da Iğdır’da son yıllarda yaygınlaşan bir üretim metodudur. Soğuk hava depolarıyla da desteklenen Iğdır, Doğu Anadolu’nun ilk ürününü elde ederek bölgesinin meyve ve sebze deposu olma yolunda ciddi adımlar atmaktadır. 500 m² ve üzeri soğuk hava deposu yatırımlarının teşvik kapsamında olması da bu sektörü destekleyici bir uygulamadır. Yenilenebilir enerji ile ısıtılan (biyogaz, jeotermal, güneş enerjisi vb.) seraların kurulmasında verilen kırsal kalkınma destekleri de bu alandaki yatırımları cazip kılmaktadır. gununmarkalari.c om w.do ww Hakkari Mayıs 2012 36 i c n İ r i B ı l Sak N A L E Ç R E B ı s a l yay Kaya Resimleri Hakkâri’nin batısında yer alan Gevaruk ve Tirşin yaylalarında, kayalar üzerine kazınarak çizilmiş binlerce kaya resmi bulunmuştur. Adeta açık hava müzesi niteliğinde olan ve çok geniş bir alana yayılı bulunan bu zengin resimlerin benzerlerine, doğuda Azerbaycan’da kayalar üzerine çizilen yaklaşık 4.000 adet resimde ve güneyde de Filistin’de kayalar üzerine çizilen yüzlerce kaya resimlerinde rastlanılmaktadır. Gevaruk ve Tirşin yaylalarındaki kaya üstü resimleri yaklaşık olarak M.Ö. 6.0001.000 yıllarına tarihlenmektedir. Ancak bu resimlerin büyük bir kısmının daha sonraki devirlerde de çizildikleri anlaşılmaktadır. Buradaki tasvirlerin büyük çoğunluğu stilize edilerek yapılmışlardır. Buna karşılık, o devirlerde bölgede yaşayan zengin av hayvanları hakkında yine de küçümsenemeyecek önemli bilgiler vermektedirler. Resimlerin büyük bir kısmını, dağ keçileri, bizon ve çeşitli av hayvanları ile avda kullanılan tuzak sahneleri, sihir ile ilgili motifler, stilize edilmiş şekiller mevcuttur. Koç Heykeli Yüksekova ilçe merkezinde bulunan koç heykelinin yan yüzlerinde Gevaruk kaya resimlerindeki motiflere benzer betimlemeler vardır. Dörtte bir kütle biçimindeki heykelde, baş ve ayaklar çıkıntı olarak işlenmiştir. Ön ve arka ayaklar birbirinden yalnızca yarıkla ayrılmıştır ve boynuzları yuvarlak ve oymadır. Yapıtın bir yüzüne koça binmiş eli kargılı bir adam, onun da arkasında ellerinde yuvarlak nesneler tutan dört adam, üç koç, bir kama ve bir silah çizilmiştir. Benzer bir koç heykeli Yüksekova’nın 5 km. güneybatısında bulunan Gagevran köyünde bulunmuştur. Heykelin yöredeki Nasturi kilisesinden söküldüğü sanılmaktadır. Yapıtın üst yüzeyinde mimari bir bütünün parçası olduğunu gösteren kabartma bir bölüm vardır. Dirheler (Dev Evleri) Yüksekova ilçesinde yer alan Tirşin Yaylası’nda bulunan dirheler üçü dördü bir arada birbirini koruyabilecek yakınlıkta, yol üstünde, kayalara oyulmuş dev boyutlu yapılardır. Dirhelerin Assur saldırılarına karşı haber alma kuleleri ya da yaylaya çıkılan sürüleri korumak ve yayla güvenliğini korumak için yapılmış küçük savunma kütleleri olduğu sanılmaktadır. Hakkari Kaledibi Buluntuları ( Hakkari Stelleri) Kaledibi’nde yapılan bir temel hafriyatı sırasında tarihi eserlere rastlanılmış, Yapılan inceleme ve kazı çalışmaları sonucunda, Kaledibi’nde Hakkâri tarihini aydınlatacak özellikte üzerinde insan figürleri işlenmiş 13 stel (mezar taşı) bulunmuştur. Üst kısmı geniş alta doğru da daralarak sivri bir yapıda olan figürlü taşların kenarları kısmen düzeltilmiş arka yüzleri ise kabaca tıraşlanmıştır. Ön yüz tamamen düzeltildikten sonra ya alçak kabartma ya da kazıma tekniğiyle işlenmiş figürlerle doldurulmuştur. Genel olarak stellerin yüzeyine kabaca işlenmiş insan, hayvan ve savaş aleti motifleri vardır. Urartu Mezarlığı Hakkâri merkez, Gazi Mahallesi, Anadolu Lisesi inşaat sahasında ortaya çıkarılan ve M.Ö. 1. bin başlarına tarihlenen bu mezar odası Urartu dönemi ve Erken Demir Çağı’ndaki mezarlarla benzerlik göstermektedir. Burada bulunan mezar odası örneklerine Van Karagündüz nekropolü kazılarında rastlanmıştır. Kırmızı Kümbet Mezarlığı Gülereş Baba Mahallesi’nde kuzeyden güneye doğru eğimli bir sırtta yer almaktadır. Zaviye kalıntısının kuzey tarafındaki düzlük kesimde Osmanlı döneminden kalma üzerleri kitabeli, zengin bitkisel ve geometrik desenli mezar taşları mevcuttur. Melik Esed Mezarlığı Biçer Mahallesi’nde Melik Esed Camii’nin batı tarafında hazire şeklindedir. Burada bir kısmı yerinde dikili, diğerleri etraftan toplanan 25 tane üzerleri kitabeli ve zengin süslemeli mezar taşı tespit edilmiştir. Çiçek, yaprak ve dal motifleri mezar taşlarının en belirgin süslemeleridir. Kale Altı Mezarlığı Biçer Mahallesi’nde, kalenin doğu kesiminde kalan büyükçe bir mezarlıktır. Bu mezarlığın değişik kesimlerinde 16 adet, çoğu yerlerinden sökülmüş sanatsal özelliğe sahip, üzerleri bitkisel ve geometrik desenlerle bezenmiş mezar taşlarına rastlanmıştır. Bu mezar taşlarından çoğu taşınarak koruma altına alınmıştır. gununmarkalari.c om w.do ww Hakkari Mayıs 2012 37 İlçeleriyle birlikte Hakkâri ili iki ülke ile sınırları olan bölgenin en önemli iktisadi potansiyeline sahip şehirlerinden biri olduğu bilinmektedir. Doğusunda dünya ile ilişkilerinde özellikle ülkemize ihtiyaç duyan İran, güneyde ise giderek zenginleşen ve daha çok tüketim toplumu olma özelliğine sahip Irak ve Kürdistan Bölgesel Yönetim yapısı bulunmaktadır. Yrd. Doç. Dr. Osman SİRKECİ Padişahların ve Şahların Balı, Cevizi! Coğrafyamızın her bir köşesinin kendine mahsus bir zenginliğinin olduğu binlerce yıldan beri bilinmektedir. Mezopotamya’dan Menderes ovasına kadar insan soyunun yeryüzünde ilk tarımsal faaliyetlere adım attığı bir bölgedir bizim coğrafyamız. İnsan türü varlığını ve yaşamını sürdürmek için topraklarımızı binlerce yıldır doğal eliminasyon süreci içerisinde işlemektedir. Bu üretim faaliyetleri ve türleri coğrafyanın doğal yapısı tarafından belirlenmektedir. İnsan kümeleri Menderes ovası kıyılarında zeytincilik ile meşgul iken Hakkâri ve yöresinde ağırlıklı olarak küçükbaş hayvancılığın yanında ceviz ve arıcılık öne çıkmıştır. Zorunlu Bölgesel Göç ve İşsizlik Bu süreç 1980 sonrası merkezi devlet otoritesinin zora dayalı müdahalesi ile son 30 yılda önemli bir yara almış, kesintiye uğramıştır. Bölgede hakim olan savaş ortamı yörenin temel iktisadi faaliyetlerinden olan mera, yayla hayvancılığını neredeyse yok etmiştir. Hakkâri’de 1990’lı yıllarda 1 buçuk milyon olarak tahmin edilen küçükbaş hayvan sayısının, son yıllarda 200 binlere, 600 ile 700 bin arasında tahmin edilen büyükbaş hayvan sayısının 50 bine kadar gerilediği bilinmektedir. Sürece müdahale edilerek durdurulmaması halinde bu düşüşün devam edeceği de kabul edilmektedir. Geniş bir çayır-mera alanına sahip olmasına rağmen Hakkâri ve çevresinde yaklaşık 300 yayla, “yasak” veya “güvenliği olmayan bölge” olarak belirlendiği için kullanılamıyor. Geniş çayır, mera ve yüksek yaylaları ile hayvancılığa elverişli olan Hakkâri’de nüfusun yüzde 75’i geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlarken, var olan potansiyelin ancak yüzde 20’si kullanılabilmektedir. 55 bin 601 hektarlık tarım arazisi, 375 bin 537 hektarlık çayır-mera alanı, 174 bin 955 hektarlık fundalık orman, 107 bin 601 hektarlık terkedilmiş tarım dışı arazi gibi toplamda 713 bin 694 hektarlık alan hayvancılık için çok elverişli avantaj iken yayla yasakları ve güvenlik gerekçeleriyle kullanılamamaktadır. Köy boşaltmaları bir yandan büyük ölçekli küçükbaş hayvancılığını yok ederken diğer yandan da köylünün ve şehirdeki akrabalarının kendi ihtiyaçlarına yönelik mikro ölçekli hayvancılığını da yok etmiştir. Bu süreçten diğer stratejik iki ürün olarak arıcılık ve ceviz üretimi de nasibini alarak ağır bir darbe almış, gerek bakımsızlık gerekse doğrudan mobilyacılık sektöründe hammadde olarak talan edilircesine kullanılan ceviz ağaçlarının neredeyse nesli tükenmek üzeredir. Arıcılıkta ise bir yandan bölgede sık kullanılan kimyasallar veya bombalamalar, silahlar aynı zamanda savaş araçlarının gürültüsü arıcılığa önemli bir darbe vurmuştur. Buna yaygınlaşan hastalıklar ve bilinçsiz arıcılık eklenince hem arı kültürü – ırkları olumsuz etkilenmiş hem de ürünün kalitesi ve verimi düşmüştür. Son 30 yılda küresel olarak çok çeşitli evrimleşmeler yaşanmıştır. Bir yandan soğuk savaş sona ermiş diğer yandan bölgesel savaşlar şiddetlenmeye başlamıştır. Pazar henüz bu küçük çaplı savaşlarla paylaşılmaya devam etmektedir. Çıkmaz Sokak Değil Ortadoğu Üçgeni Hakkâri! İlçeleriyle birlikte Hakkâri ili iki ülke ile sınırları olan bölgenin en önemli iktisadi potansiyeline sahip şehir- lerinden biri olduğu bilinmektedir. Doğusunda dünya ile ilişkilerinde özellikle ülkemize ihtiyaç duyan İran, güneyde ise giderek zenginleşen ve daha çok tüketim toplumu olma özelliğine sahip Irak ve Kürdistan Bölgesel Yönetim yapısı bulunmaktadır. Yüksekova Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı İrfan Sarı gibi bölgenin sivil toplum ve meslek örgütleri temsilcileri de sıkça medyada “Bölgede ticaret tarım ve hayvancılığın gerilemesine dikkat çekerek, bölgenin ticarette cazibe haline gelinebilecek bir konumda iken, iletişim, önemseme, tanıtma, güvenlik sorunları ve kimi zamanda ulaşım sorunlarından yoksun bırakılması nedeni ile ticaret pastasından yeterince pay alamadığını vurgulamaktadırlar. Yüksek Katma Değerli Marka Ürünler Öğr. Gör. Yadigar Leyla YURT Bölgeye has stratejik ürünlerin markalaştırılması yaygınlaştırılarak daha geniş alanlara uygulanması ile gerek bölgesel gerekse küresel olarak yeni katma değer yaratma etkisi ve daha efektif beşeri emek oluşturulması ve istihdama katkısı sağlanmış olacaktır. Doğal ve yöresel kaynakların küresel piyasalara açılması ile bölgenin zenginleşmesi sağlanacaktır. Artan istihdam ve yükselen refah seviyesi sosyo – ekonomik yapıyı da pozitif etkileyecektir. Markalaşma ve kaliteli üretim süreci girişimcilere organizasyon ruhu aşılayıp, birlikte harekete teşvik ederek modern ve sürdürülebilir bir üretim sürecine katlıda bulunacaktır. Artan istihdam ve yeni olanaklar devlet teşviklerinin efektif kullanımını da beraberinde getirecektir. Bu iktisadi efekt dolaylı olarak devletçi insan kültürü yerine insanın refahının ve güvenliğinin garantisi olarak insana hizmet eden devletin yeniden şekillendirilmesine zemin hazırlayacaktır. Bu süreçle birlikte bölge halkının kendi haklarına ve huzuruna kendileri tarafından sahip çıkmaları ile 30 yıl boyunca terkedilmiş, atıl hale gelmiş mezralar köyler yeniden değerlendirilme imkânına kavuşacak ilçe ve şehir merkezlerine birikmiş işsizler kümeleri yeniden kendi öz kökleri ile birlikte yaşamak olanağına sahip olacaktır. gununmarkalari.c om w.do ww Ekonomi Mayıs 2012 38 Türkiye pomza rezervlerinin % 56’sı Doğu Anadolu Bölgesinde yer almaktadır. D ünyada enerji kaynakları hızla azalırken, bir yandan alternatif enerji kaynakları araştırılmakta, bir yandan da mevcut enerji kaynaklarını kullanırken tasarrufa gidilmeye çalışılmaktadır. Gelişmiş ülkelerde etkin bir enerji tasarrufu için yapılarda yalıtıma büyük önem verilmektedir. Ülkemizde tüketilen yıllık toplam enerjinin, ortalama % 41’inin konutların ve yapıların ısıtılmasında kullanıldığı düşünülürse konutlarda yapılacak tasarruf büyük önem kazanmaktadır. Özellikle son yıllarda yapılarda yalıtımın uygulanıp uygulanmaması ve yıllık yakıt tüketiminin az olması insanlar tarafından tercih sebebi olmaktadır. Bu nedenle yapılaşmada ısı yalıtımı çok gerekli bir unsur haline gelmiştir. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesi, kışların uzun ve çok soğuk, yazların çok sıcak geçtiği ve deprem risklerinin çok yoğun olduğu bir coğrafya üzerindedir. Son yaşadığımız ve Erçiş başta olmak üzere Van ilimizde büyük hasara neden olan depremler de bunun bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle yapılaşmalarda ısı yalıtımı ve gerekliliği, depreme dayanıklılık ve inşaat sektöründe hafif yapı elemanlarının kullanılması çok büyük önem taşımaktadır. Bims bloklar özellikle hafifliği, ısı ve ses yalıtımı, ateşe karşı dayanımı, doğal şartlardan etkilenmemesi ve mükemmel sıvı tutuculuğu gibi üstün niteliklerinden dolayı pek çok ülkede vazgeçilmez yapı elemanı olarak kullanılmaktadır. Bunların yanı sıra, bölgemiz için en önemli konu haline gelmiş olan deprem nedeniyle, bims blokların yüksek mukavemet göstermeleri ve depreme dayanıklı mekânları en ucuza mal etme gibi özelliklerinden dolayı vazgeçilmez olacağı aşikardır. Günümüzde dünyanın pek çok ülkesinde bu maddenin yıllık tüketim miktarı 20 milyon m3’ü geçmektedir. Bims üretiminde kullanılan hammadde pomzadır ve bulunduğumuz bölgenin birçok yerinde volkanik aktivitelere bağlı olarak, büyük rezervlere sahiptir. Pomza oluşumları, dünya endüstrisinde yeni olmamakla birlikte, ülkemiz endüstrisine son 30 yılda etkili bir şekilde değerlendirilmeye başlayan ve önemi gün geçtikçe artan volkanik kökenli kayaçtır. Dünyada birçok uygulama alanında (tekstil, inşaat, kimya, balıkçılık, sağlık, tarım, hayvancılık, vb…) doğrudan ve/veya dolaylı olarak kullanılan pomza oluşumları, ülkemizde tekstil ve inşaat alanında baskın olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde bu madenin değerinin arttırılması üzerine birçok çalışma gerçekleşmekte olup, bu konuda en önemli gelişmeyi kaydeden kurum şüphesiz, Süleyman Demirel Üniversitesi, Pomza Araştırma ve Uygulama Merkezidir. Merkez Müdürü Sayın Prof. Dr. Lütfullah Gündüz ve ekibinin konu hakkında bir çok çalışması mevcuttur. Ülkemiz pomza rezervlerinin % 56’sı Doğu Anadolu Bölgesinde (özellikle Bitlis ve Van) genç volkanizmaya bağlı olarak geniş alanlarda yüzeylenmektedir. Yapılan çalışmalarda; bu bölgelerde yüzeylenen söz konusu maden için jeolojik (mineralojikpetrografik) ve madde karakterizasyonu ile ilgili ayrıntılı veri bulunmamaktaydı. Bir madenin etkili ve verimli olarak değerlendirilmesi, teknolojik uygulama alanlarında kullanılabilmesi başka bir ifade ile ekonomiye kazandırılması için öncelikle jeolojik olarak tanımlanması ve tanımlanan malzemenin madde karakterizasyonunun yapılması gerekmektedir. Bölgede yüzeylenen pomzanın bugünkü koşullar ile ve ileride teknolojik gelişmelere bağlı olarak oluşabilecek değişik uygulama alanlarında değerlendirilmesi, farklı ürünler elde edilmesi ve işletilebilirliği için bu kayaçın oluşum koşullarının, jeolojik özelliklerinin belirlenmesine ve iyi bir şekilde karakterize edilmelerine bağlıdır. Bu kapsamda Yüzüncü Yıl Üniversitesi Maden Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği ve Çevre Mühendisliği olarak araştırmalar başlatılmış olup, Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan Van (Erciş, Kocapınar, Muradiye, Çaldıran), Ağrı (Patnos, Diyadin) ve Bitlis (Tatvan, Ahlat, Adilcevaz) illeri arasında geniş alanlarda yüzeylenen pomza oluşumları üzerine incelemeler başlatılmıştır. Bölgede yüzeylenen pomzanın bugünkü koşullar ile ve ileride teknolojik gelişmelere bağlı olarak oluşabilecek değişik uygulama alanlarında değerlendirilmesi, farklı ürünler elde edilmesi ve işletilebilirliği için bu kayaçların oluşum koşullarının, jeolojik özelliklerinin belirlenmesine ve iyi bir şekilde karakterize edilmelerine bağlıdır. Belirtilen alanlardaki pomzaların karakterizasyon (kimyasal ve fiziksel özellikleri) çalışmaları gerçekleştirilmiş olup, inşaat alanında (çimento üretimi, beton agregası olarak kullanımı ve bims blok üretimi) ve doğal adsorban olarak kullanımı üzerine çalışmalar büyük oranda tamamlanmış ve bazı çalışmalarda devam etmektedir. Yazının başından da anlaşılacağı gibi, bölgemiz için en önemli konu haline gelen ve güncel olan deprem nedeniyle pomzanın inşaat sektöründe, özellikle bims üretiminde kullanımı konusuna öncelik verilmiştir. Özellikle inşaat sektörünün çok hızlı bir şekilde geliştiği bölgemizde ve bölgemize sınırı olan ülkelerde bims kullanımının artacağı açıktır. Bilim ve teknolojinin hızlı bir ivme kazandığı günümüzde, hemen her gün insanoğlunun en ayrıntılı ihtiyaçları dikkate alınarak yepyeni ürünler hizmete sunulmaktadır. Bundan birkaç yıl öncesine kadar, genelde talep arzı doğurur mantığıyla üretim anlayışı, hemen her sektörde artan rekabet ve teknolojik gelişmeler ışığında yıkılmış ve artık günümüz piyasa koşullarında arz, talebi doğurmaya başlamıştır. Bu nedenle şirketlerin ürün yelpazesini geliştirmek, teknolojik gelişmelere ayak uydurmak, pazarda söz sahibi olmak ve kalkınmaya destek olmak amacıyla doğal hammaddelerimizi olduğu gibi pazarlamaktansa, hammaddeyi kullanarak ürün elde etmek yada zenginleştirerek pazarlamaları son derece önemlidir. Bu nedenle firmaların pomzayı direk satmak yerine, bims üretiminde kullanarak ürün eldesine gitmeleri son derece önemlidir. Bölgemizdeki pomza madeni işleticilerini incelediğimizde bir çoğunun küçük sermayesi olan aile şirketleri olduğu gununmarkalari.c om w.do ww Ekonomi Pomza Taşı Mayıs 2012 39 Kümelenmenin şirketlere olan muhtemel katkıları; Kar payı artışı: Piyasalarda rakip firmalar ile mücadele edebilmenin en önemli noktası hammadde temini ve ürün çeşitliliğidir. Şirketler birleşerek kurdukları güçlü kümelenme ile hammadde ihtiyaçlarını kaliteden ödün vermeden, zamanında, istenildiği miktar kadar ve daha ucuza sağlayacaklartır. Sonuçta şirketlerin kar payı artacaktır. görülmektedir. Yalnız bilindiği gibi madencilik ve elde edilen madenin kullanılarak ürün elde edilmesi zahmetli ve bir o kadarda masraflı bir iştir. Bu nedenle son yıllarda şirketler arasında işbirliklerinin kurulması mevcut dinamik yapının daha da aktif hale gelmesini sağlamıştır. Belirli bir alandaki işletmelerin ve kurumların bağımsızlıklarını koruyarak birbirleri ile işbirliği üzerinde yoğunlaşmalarına, yani işbirliği güç birliği yapmalarına kümelenme modeli denilmektedir (Michael Porter). Bir bölgenin güçlenmesi için mutlaka güçlü bir kümelenmenin olması gerekmektedir. Belli bir bölgede aynı işkolundaki firmaların yoğunlaşarak ortak sorunlarına ortak çözüm bulması ve bu güç birliğinden doğan ortaklığın uzmanlığa gittiğini, ihtisaslaşma olduğunu, bilgi, know-how, teknoloji, kalite ve sermaye birikimiyle pazarda söz sahibi oldukları bilinmektedir. Bu konuda KOSGEB’in özellikle İş Birliği – Güç Birliği adı altında verdiği büyük bir destek bulunmaktadır. Pomza üreticileri bu destekdende faydalanarak bims üretim tesisleri kurabilirler. Bu konuda bölgemizde özellikle Erçiş (Van) ilçemizde bims üretim tesisi akademik ve sanayi işbirliği ile hayata geçirilen örnek tesis bulunmaktadır. Tesis kapsamında 9 firmanın birleşmesi ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi Maden Mühendisliğinden aldıkları akademik destek ile güçlü bir yapı oluşturmuşlardır. Bu oluşum ayrıca üniversite sanayi işbirliği içinde güzel bir örnek teşkil etmektedir. Bakınız güçlü bir kümelenme ile şirketlerin ekonomiye olan katkılarını ve kendilerine olan katkılarını şöyle sıralayabiliriz. Ekonomiye olan katkıları, bölgedeki yerel hammaddenin kullanılması ile bölgesel bazda kalkınmaya destek olması, işsizliğin yoğun olduğu bölgede iş istihdamına katkı sağlanarak sosyo-ekonomik yapıya katkı sağlanması, direkt olarak istihdamın yanı sıra, isletmeye bağlı olarak yan faaliyet kollarının gelişimi, tedarikçiler ve ikincil faydalanıcıların varlığı düşünüldüğünde bölgesel bazda istihdama ve ülke ekonomisine katkı sağlamaktır. Dr. Tolga DEPCİ, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı, email, [email protected] Maliyetin azalması: Her türlü yatırımda karşılaşılacak olan maliyet ortaklar arasında bölüneceğinden, maliyet üzerinden firmalara düşen yük miktarı azalacaktır. Pazarlama ağının artması: Proje kapsamında birleşen her bir şirketin kendi pazar payı ve ağının birleşme sonucu yeni oluşumun pazar ağı artmış olacaktır. Verimliliğin artması: Bireysel bazda verimliliğin artmasına çalışmak yerine oluşturulan güçbirliği ile tüm bileşenlerin bir araya getirilerek sahip olunan insan gücü ve makine parklarının ortak kullanılması ile şirketlerin verimliliği artacaktır. Firmaların satışları artışı: Ürün yelpazesinde meydana gelecek çeşitlilik ile firma satışları artacaktır. Firmaların ortaklık kurması ileride muhtemel Ar-Ge yeteneklerinin güçlenmesine buda yeni oluşumlar ve yatırımlara yönelmelerine katkı sağlayacaktır. Güçlü bir birleşme ile yüklenilen projeler başarı ile sonuçlandırılabilecek ve ileride meydana gelecek yeni işler ve yatırımlarda teşvik alma kolaylaşacaktır (devlet destekleri). Firmaların finans kaynakları artacaktır: KOBİ’ler iktisadi kalkınmayı gerçekleştirdikleri rolleri ile taşıdıkları sosyal fonksiyonlar nedeniyle ekonomilerin vazgeçilmez unsurları haline gelmişlerdir. Ancak KOBİ’lerin sorunlarının başında finansman yetersizliği gelmektedir. Bu sorun önerilen proje ile meydana gelecek işbirliği güçbirliği kapsamında gerek dış Pomza Ocağı fonların alınma kolaylığı (teşvikler veya banka kredileri) ile gerekse işletmenin içinden ya da sahiplerinin ortaya koydukları öz kaynaklardan sağlanan fonlar ile giderilecektir. gununmarkalari.c om w.do ww Günlük Servisimiz Mevcuttur.