Doğunun Markaları Gazetesi

Transkript

Doğunun Markaları Gazetesi
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
TEKRAR AYAĞA
KALKACAK, KALKMALI! ‘
Akbar;
‘Değişimin
Merkezi
İNSAN’
Mirza NADİROĞLU
VATSO Başkanı
Haberi 12’de
Haberi 18’de
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
“Markaların Buluşma Noktası”
Aylık Bölgesel Ekonomi Gazetesi
Yıl: 1 Sayı: 1 Mayıs 2012
www.dogununmarkalari.com
Fiyatı: 2
Ajans Press olarak
2 bin 700 basılı yayını,
200’den fazla TV kanalını,
30’un üzeri radyo kanalını,
binlerce haber internet
sitesi, blog ve sosyal
medyayı takip ediyoruz.
DOĞUDA BİR İLK!
Doğunun alanında ilk ve tek bölgesel ekonomi gazetesi
olan Doğunun Markaları Gazetesi’nin ilk sayısı çıktı.
Van’da yayın hayatına başlayan
ve doğunun tamamını kapsamı
alanına almayı hedefleyen
Doğunun Markaları Gazetesi’nin
yayın alanında şimdilik Van,
Bitlis, Muş, Hakkari, Ağrı
ve Iğdır olmak üzere 6 il
bulunuyor.
İçeriğinde ekonomi, ticaret,
turizm, eğitim, sağlık ve
kültür-sanat alanlarında
haber, yazı, analiz, firma
ve kurum tanıtımlarının
olacağı Doğunun Markaları
Gazetesi, markalaşmış veya
markalaşmak isteyen kurum ve
firmaları öne çıkararak bölge
içerisinde ekonomik hareketlilik
sağlayacak.
‘Markaların Buluşma
Noktası’ sloganıyla yayın
hayatına başlayan Doğunun
Markaları Gazetesi, firmaların
tanıtımlarını yapabileceği,
yatırımcıların bir birini
tanıyabileceği, bölgenin nabzını
tutan, sorunların çözümü için
bölgenin sesi olabilecek bir
ekonomik platform olma iddiası
ile yola çıktı.
Uygun maliyetler ile geniş
bir alanda etkili bir şekilde
yapılacak tanıtımlar, talebin
ve üretim kapasitelerinin
artmasına ve ek istihdam
alanlarının oluşmasına önemli
katkı sağlayacak.
Ayrıca gazetede yer alacak olan
bölgenin tarihi, kültürel ve
doğal güzelliklerin tanıtımları
bölge içi turizmin artmasına
ve sosyal kaynaşmanın
gelişmesine öncülük edecek.
Haberi 20’de
Haberi 28’de
DÜNYAYA İĞNE
DELİĞİNDEN
BAKAMAZSINIZ!
Bizler ya kendi kabuğumuzda
yaşamaktan mutluyuz yâda
rekabetten, rekabet
etmekten korkuyoruz.
Haberi 6’da
Hasan ARSLAN
Ağrı Belediye Başkanı
SMZ GRUP
Başarı İçin Yönlendirme Gerekir...
Adres: Cumhuriyet Cad. Değer İş Mrk. No: 8 VAN
Tel: 0 432 214 84 83 - 215 15 06
Murat Çakır
Anneler Dikkat!
Doğunun Markaları
Gazetesi’nde yer alan bölgesel
tanıtım ile bir kısım medya
tarafından bölge dışında
oluşturulan ön yargılar da
kırılmış olacak.
DAKA “ Ağrı’yı
Bölgeyi marka şehir
Kucaklıyor yapacağız.”
Haberi 10’da
Mehmet Ali Özkan
“ Bazı annelerin bebek
beklerken veya doğum
sırasında veya doğumdan
sonra neden öldüğünü hiç
düşündünüz mü? ”
Haberi 16’da
Tolga Depçi
Türkiye pomza
rezervlerinin % 56’sı
Doğu Anadolu
Bölgesinde
yer almaktadır.
Kurumsal
Danışmanlık
Tanıtım
Reklam Hiz.
Medya
Planlama
Proje Reklam
Tanıtımı
Matbaa
Hizmetleri
Marka
Geliştirme
Haberi 38’de
Promosyon
Organizasyon
Prodüksiyon
Grafik
Tasarım
gununmarkalari.c
o
w.do
ww .dogununmarkalari.c m
om
w
ww
içindekiler
03
14
06
12
Medeniyetler Diyarı;
MUŞ
26
Marka Şehir
AĞRI’ya Doğru
28
IĞDIR Yatırımcıya
Kapılarını Açtı
33
Anneler
Ölmesin
Bilgi Sahibiyseniz
Güç Sahibisinizdir
18
Değişimin Merkezi
İNSAN
Van Tekrar Ayağa
Kalkacak
24
22
İŞGEM Van’ın
Vitrini Olacak
Dünyaya İğne Deliğinden
Bakamazsınız
16
10
BİTLİS Nemrut Krater Gölü
Keşfedilmeyi Bekliyor
Doğunun İncisi;
VAN
Teşvik Yasası
Ne Getirecek?
unmar
doogguunnunmarkkaalalarir.ic.coom
w.d
m
ww
Editörden..
Doğuda Bir Marka Doğuyor…
B
irçok kimsenin uzaktan ve
kulaktan dolma bilgilerle burun büktüğü, medyanın magazinsel
boyutuyla kara mizah yönlerini öne
çıkarıp reyting peşinde koştuğu,
doğası, şartları, ekonomisi, iklimi
zor bir bölgede, ekip olarak bir o
kadar daha zor olan bölgesel ekonomi gazetesi yayınlamanın heyecanı
içerisindeyiz.
Şimdilik aylık periyotta ve 6 ilde
yayınlanan Doğunun Markaları
Gazetesi’ni yayınlama fikri geliştiğinde Van Valisi Münir Karaloğlu,
Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı
Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar
Demirci, Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal,
Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mirza Nadiroğlu,
Van Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Hakan,
Van İş Geliştirme Merkezi Proje
Koordinatörü Mahmut Gedik başta
olmak üzere bölgenin yönetiminde
ve gelişiminde öncülük rolü üstlenmiş kurumların temsilcilerini ziyaret
ederek düşüncelerimizi paylaştık.
Ziyaretlerde amacımızı; “Siyasetin
üzerini örttüğü bölgesel ekonomik, sanayi, ticari, turizm, eğitim,
sağlık, kültür ve sanat ile ilgili
zenginlikleri öne çıkarmak için
bölgesel bir ekonomi gazetesi
çıkarmak istiyoruz.” diye ifade
ettik. Ziyaret ettiğimiz herkes;
“Bölgenin böyle bir açığı var, böyle
bir gazete bölge için gerekli, böyle
bir çalışma yaptığınız takdirde sizi
destekleriz” demesine rağmen, bazı
kurum ve kişilerin destekleri sözde
kaldı. Sadece sözde destek verenler
için ben de sadece sözde teşekkür
etmek gerektiğini düşünüyorum.
Ancak zorlu, bir o kadar da gerekli
yolculuğumuzda özüyle, sözüyle ve
desteğiyle yanımızda olanlara yürekten teşekkürü bir borç biliyorum.
Çünkü bölgemizin ve insanımızın
kuru sözlere değil samimi ve iyi
niyetli icraatlara ihtiyacı var.
Gazetemiz bölgesel bir ekonomik
platform olarak, bölgenin yatırımlarını ve üretimini, ticaretini
ve sanayisini, eğitim ve sağlıktaki
gelişmeleri, tarihi ve doğal güzelliklerini, kültür ve sanatını öncelikle
kendi içinde bir birine tanıtıp bölge
içi ekonomik ilişkinin gelişmesine
önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca
bölgesel değerlerin, üretimin ve
markaların bölge dışında da tanıtımını yaparak bölgenin Türkiye’ye ve
dünyaya açılan bir penceresi olacak.
Tüm bunlarla birlikte bölgesel yatı
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
“Markaların Buluşma Noktası”
www.dogununmarkalari.com
Aylık Bölgesel Ekonomi Gazetesi
Yıl: 1 Sayı: 1 Mayıs 2012
İmtiyaz Sahibi
SMZ GRUP
Basın Yayın Eğt. Tur. İnş. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Adına
Murat ÇAKIR
Yazı İşleri Müdürü
Ziya TÜRK
Reklam ve Halkla İlişkiler Yönetmeni
Sema Görgülü
Grafik Tasarım
İbrahim YEŞİLGÜL
Adres: Cumhuriyet Cad. Değer İş Mrk
Kat: 4 No: 8 VAN
Tel: 0 432 214 84 83 - 215 15 06
e-mail: [email protected]
e-mail: [email protected]
Doğunun Markaları Gazetesi
SMZ GRUP Kuruluşudur.
Basın Meslek İlkeleri’ne Bağlıdır
Baskı: Feza Gazetecilik A.Ş. Trabzon Baskı Tesisleri.
rımcıların marka gücünü daha
geniş bir alana ve kitleye çok
ekonomik koşullarla taşıyarak
karlılığın ve istihdamın artması,
ekonomik gelişmelerin desteklenmesi, yaşam standartlarının
iyileştirilmesi, buna bağlı olarak da
mutlu ve huzurlu insanlardan oluşan
bir toplumun oluşması için katkıda
bulunmak hedeflerimiz arasında yer
almaktadır.
Yayın yeri Van olan gazetemiz; Van,
Hakkâri, Bitlis, Muş, Ağrı ve Iğdır
İlleri ile bu illerin büyük ilçeleri olan
Erciş, Yüksekova, Tatvan, Bulanık
Doğubayazıt ilçelerini de kapsayan
yayın alanı ve 2 milyon nüfuslu bir
bölgede 10 bin tirajı ile doğunun
ilk ve tek bölgesel ekonomi gazetesi olma özelliğine sahip. Pilot
il uygulaması ile ilk etapta 6 il ve
büyük ilçelerini kapsayan yayın alanı
daha sonra kademeli olarak Doğu
Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve
Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki illerin
tamamını kapsayacak şekilde genişletilecek.
Yayın alanımız içerisindeki illerde
oluşturduğumuz temsilcilik altyapısı
ile bölgede daha etkin bir şekilde
çalışmak istiyoruz. Gazetemiz temsilcilerimizin koordinasyonu ile il ve
ilçelerde kamu kuruluşları, meslek
Ziya Türk
[email protected]
odaları, sivil toplum örgütleri,
firmalar, iş yerleri ve çarşı esnafına
teslim detaylı olarak dağıtılacak.
Böylece şehirlerin yetki ve kaynak
kullanan kesimleri başta olmak
üzere gazetemizi herkese ulaştırmış
olacağız.
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve
Hükümet üyeleri, bölge milletvekilleri başta olmak üzere TOBB,
TESK, TÜSİAD, MÜSİAD, TUSKON, TÜRSAB ve ihracatçı birlikleri
gibi ekonomik anlamda söz sahibi
olan kurum ve kuruluşlara da gönderilecek olan gazetemiz, bölgemizin sesi ve pazara açılan önemli bir
kapısı olacaktır.
Gazetemizde yer alacak olan firma
ve kuruluşlar ile bölge dışındaki
yatırımcıların işbirliği fırsatlarını
yakalaması, güçlerini ve imkânlarını
birleştirmesi, tanıtımı yapılacak
firmaların ulusal markalarla yapacağı işbirliği sonucunda bölgesel
markaların oluşması ve gelişmesi
kaçınılmaz olacaktır.
Bölgesel anlamda bir ilk olan ve tüm
bölgenin sesi olmaya aday gazetemize firmalarımızın, kuruluşlarımızın ve halkımızın sahip çıkacağına
olan inancımız tamdır.
Bölgesel Tanıtımın Tek Adresi
Doğunun Markaları Gazetesi
Reklam ve Tanıtımlarınız İçin
Tel: 0 432 214 84 83 - 215 15 06
Gsm: 0 506 599 10 91 - 0 506 657 06 45
e-mail: [email protected] [email protected]
Gazetemiz; Van, Bitlis, Muş, Ağrı, Iğdır ve Hakkari illeri ile Erciş,Yüksekova,
Tatvan, Bulanık ve Doğubayazıt ilçelerinde 10.000 adet dağıtılmıştır.
“Markaların Buluşma Noktası”
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Van
Mayıs 2012
4
DOĞUNUN İNCİSİ
VAN
Grafikerkan
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Ekonomi
Reklam; Gider Değil Gelirin Masrafıdır!
TÜKETİCİ AÇISINDAN REKLAMIN ÖNEMİ
* Firma açısından olduğu kadar, reklama maruz
kalan tüketici açısından da reklamın önemi
büyüktür.
* Tüketici reklamı bilgi kaynağı olarak
kullanılmaktadır.
* Reklam yoluyla tüketici pazarda neyin
bulunduğunu, satın alma gücünü nasıl
değerlendireceğini ve hatta sunulan seçenekleri
kabul veya red özgürlüğünü kullanmayı
öğrenebilmektedir.
* Ayrıca tüketici açısından reklam, zaman
tasarrufu sağlayan bir araç olarak önem taşır.
* Reklam tüketicinin hızlı ve ucuz bir biçimde
bilgi edinme ihtiyacını karşılayarak hizmet
verebilmektedir.
* Bundan başka tüketici reklamı, yapanın kalite
göstergesi olarak da kullanmaktadır.
İŞLETMELER AÇISINDAN REKLAMIN ÖNEMİ:
* Reklam firmalar büyüdükçe ve piyasa payları
arttıkça daha çok reklama başvurmaktadırlar.
5
Mayıs 2012
rkası
... markas
... ma
ı
... markas
ı
* Reklam firmalar açısından tüketiciye ulaşmanın
en verimli, en hesaplı yoludur.
?
* Reklam rekabet unsurunun en belirgin ögesidir.
* Reklam satışları arttırıp üretim kapasitesini
genişletir ki bu da firmaların büyümeleri anlamını
taşımaktadır.
Reklamın Etkileri
* Talep yaratarak, talebi arttırarak üretim artışına
neden olduğu,
* İstihdamın ve refah düzeyinin yükselmesine
neden olduğu,
Tercihi
Siz
Olmak
İstemez misiniz?
* Birim maliyetlerini düşürerek ve rekabet
ortamını canlandırarak fiyat indirimlerine yol
açtığı,
* Yeniliklerin çoğalmasına, ürün türlerinin
artmasına, kalitenin yükselmesine katkıda
bulunduğu,
* Tüketicilere çeşitli alternatifler arasından seçim
yapma olanağı verdiği, bilgilendirici ve eğlendirici
olduğu bir gerçektir.
* O halde reklamcı ekonomik sorumluluğunun
yanı sıra toplumsal sorumluluğun da bilincine
vararak, mesleğine saygınlık kazandırmak ve bunu
devam ettirmek üzere uzun vadede toplumun
yaşam kalitesini yükseltici yönde uğraş vermelidir.
Bunu yaparken de toplum koşullarına uygun,
çağdaş toplumsal ve ahlaki sorumluluk düşüncesi
geliştirmesi ve uygulaması kaçınılmaz olacaktır.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Van
Mayıs 2012
6
DÜNYAYA İĞNE DELİĞİNDEN
BAKAMAZSINIZ!
32
Murat ÇAKIR
[email protected]
Şahsım olarak özellikle “bölge ekonomisi”
alanında hayal kırıklığı yaşadığımı belirtmem
gerekir. Bu hayal kırıklığı üretilen ürünün
ve verilen hizmetin kalitesi ile alakalı olmayıp,
ürünü üretenlerin, hizmeti verenlerin bakış açıları
ile alakalı.
Daha önce zaman zaman farklı vesileler ile
Doğu Anadolu Bölgesi’ni dolaşma fırsatı
yakalamıştım.
Ancak en son “Doğunun Markaları Gazetesi
“ için bölgeyi 10 güne yakın bir süre, ekip
arkadaşlarımız ile beraber detaylı bir şekilde
inceleme fırsatı yakaladık.
Tabi ki doğal olarak bu gezi sonrası bölge ile
ilgili olarak ekip arkadaşlarımızın hepsinin
kafasında farklı fikirler oluştu.
Şahsım olarak özellikle “bölge ekonomisi”
alanında hayal kırıklığı yaşadığımı belirtmem
gerekir. Bu hayal kırıklığı üretilen ürünün ve
verilen hizmetin kalitesi ile alakalı olmayıp,
ürünü üretenlerin, hizmeti verenlerin bakış
açıları ile alakalı.
Evet, ne yazık ki Doğu Anadolu Bölgemizde; idarecilerin, ekonomiye yön verenlerin,
yönettiği, idare ettiği alanı bölge ve Türkiye
pazarında tanıtma konusunda “biz de burada standartların üzerinde ürün üretiyoruz,
rekabet yarışında bizde varız ” deme medeni cesareti konusunda ciddi bir bakış açısı
sıkıntısı olduğunu gördüm.
Oysaki son gezimizde bölge içinde öyle
markalar gördük ki, değil Türkiye,
Dünya standartlarında
üretim yapmaktalar,
hizmet vermekteler.
Ürün veya hizmet
kalitesi açısından
Türkiye standartlarının
üzerinde olan böylesi
firmaların kendilerini
sadece bulunduğu kent ile
sınırlandırmak istemeleri,
bölgeye açılmaktan korkmaları hakikaten çok acı.
Dünyaya İğne deliğinden
bakamazsınız!
Başınızı kuma gömemezsiniz!
Bu bölgede üretiyor, bu bölgede çalışıyorsanız bu bölgede ile ilgili kötü imajı, yanlış
algıyı yok etmek zorundasınız.
Bölge halkı, bölge esnafı, nerede, ne üretil-
diğini, üretilen ürünün kalitesini bilmiyor.
Doğal olarak da halk, gerek radyo televizyon
ve gerekse gazeteler aracılığı ile yayınlanan
büyük firmaların sürekli reklâmları ile yönlendiriliyor.
Halk alışverişe çıktığı zaman kendi ilinde
yâda bölgesinde kalitesi ile Türkiye standartlarının üzerinde bile üretilen ürüne
soğuk bakıyor. Çünkü tüketicinin zihninde
sürekli yapılan reklamlarla ismi ve markası
kazınmış ürünler var.
Emin olun öyle markalar bilirim ki, kalitesi,
kıvamı, lezzeti, hijyenik olma konusunda
raflardaki diğer ürünlerden çok ama çok
daha kaliteli. Ancak alışverişte halkın bu
markadan kalite konusunda çok daha düşük markaları tercih ettiğini gördüm. Sırf
reklâmlarda görmüş, duymuş diye.
Peki, bu kimin hatası?
Bu tamamıyla firmalarımızın, kurumlarımızın
ya da ilgili yerlerin hatası.
Siz kendinizi
anlatmaz yâda anlatamazsanız,
birileri buradan doğacak
boşluğu dolduracaktır.
Firmanız Türkiye
standartlarında,
üretiminiz, ürününüz Türkiye standartlarında ancak
pazarlama mantığınız çok ama
çok yerel olunca,
tabiî ki halk sizi
ve ürününüzü
tercih etmeyecektir.
Anlamıyorum!
Bazı firmalarımızın Doğu Firması olarak
anılmaktan, algılanmaktan korkmalarını ve
utanmalarını anlamıyorum doğrusu.
Evet, yanlış duymadınız! “Korkma ve utanma” dedim.
Özellikle bazı büyük firmalarımız ürünlerini
yâda hizmetlerini gerek bölge içinde veya
gerekse bölge dışında pazarlarken, doğulu
bir firma imajı vermekten kaçınmaktadırlar.
Bu amaçla merkezlerini Ankara’ya taşımak,
isimlerini yabancılaştırmaktadırlar.
Kendilerine bunun sebebi sorulduğunda verilen cevap hakikaten çok ilginç.
Doğulu firma olunca batıdaki ihalelerde
sıkıntı çekiyormuşuz. Ya da doğulu firma
demek kalitesiz ürün demek, bozuk işçilik demekmiş… Ürünün doğuda üretilmesi
kalitesi ne olursa olsun negatif olarak halka
yansımakmış.
İş böyle olunca doğal olarak halkta kendi
bölgesinde üretilen ürüne verilen hizmete
soğuk bakıyor, kendi ürününe, burun kıvırıyor.
Etiketinde sırf Van, Muş, Bitlis, Ağrı vs. yani
kısaca bu bölgede bulunan bir ilin ismi varsa
üretilen ürün alınmazmış.
Burada asıl iş tüketiciye değil, üreticiye
düşmektedir. Bu algı, ancak yapılacak kaliteli
tanıtım çalışmaları ile kırılabilir. Bunun için
de, kaliteli ürün kadar üretilen ürünü pazarlayacak, vizyon sahibi ve ufku geniş kaliteli
idarecilere, yöneticilere ihtiyaç vardır.
Amacımız siyaset yapmak ya da bölgesel
ırkçılık yapmak değildir elbette.
Bölge içinde var olan ekonomik değerlerin
bölge içinde tanıtımını yaparak kaynakların
aktif kullanılmasını sağlamak ve ekonomik
bir hareketlilik oluşturmak. Oluşacak olan
bu hareketlilik sonunda da bölgede istihdam
oluşturulmasına yardımcı olmak ve bölge
ekonomisinin canlanmasına ve gelişmesine
katkıda bulunmaktır.
Bu yüzden bizler bölge ekonomisini önemsiyoruz. Bu yayının asıl amacı da bu fikre katkı
sağlamaktır.
Gerek bölge içerisinde üretim yapan firmaları
ve gerekse bölge dışında üretim yapan ulusal
firmaları, kamu kurum ve kuruluşları bölgeye, ekonomimize, insanımıza ve ülkemize
faydalı olan bu çalışmaya destek olmaya
davet ediyoruz.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Doğu Şirketler Grubu Türkiye Yolunda...
Doğu Anadolu Bölgesinin cazibe merkezi olan Van 'da yatırımlarına devam etmektedir.
sektörlerde yapmış olduğumuz
yatırımlar ile devam etmektedir.
Halen İnşaat, Madencilik, Hazır
Beton İmalatı, Petrol Ürünleri,
Otomotiv, Medya ve Sigortacılık
alanlarında faaliyette bulunan Doğu
Şirketler Grubu olarak ilk günkü
heyecan ve her geçen gün artan kalite
anlayışımız ile yatırımlarımıza devam
etmekteyiz. Beşkardeş ile
başladığımız iş hayatımıza, aramıza
katılan ve her biri alanında uzman
çalışma arkadaşlarımız ile birlikte
bugün; teknolojik yeniliklere ve
eğitime önem veren, bilinçli bir
sorumluluk ve en önemlisi müşteri
odaklı hizmet anlayışı ile
çalışmaktayız.
Zahir KANDAŞOĞLU
Doğu Şirketler Grubu
Yönetim Kurulu Başkanı
1986 yılında “Doğu Hafriyat ve
Nakliyat Zahir KANDAŞOĞLU
Kollektif Şirketi” bünyesinde,
ekonominin yapı taşlarından biri olan
inşaat sektörü ile başlayan ticari
yaşam yolculuğumuz bu gün farklı
medya
İlimiz başta olmak üzere bölgemiz
çok daha fazla yatırıma ihtiyaç
duymaktadır.
Bizler Doğu Şirketler Grubu olarak
kaliteden taviz vermeden
gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımız ile
bölgemize gelecek yatırımcılarımıza
örnek teşkil etmeyi kendimize ilke
edinmiş bulunmaktayız. Bu anlayış
ile istihdam yaratmaya da devam
etmekteyiz. İşsizliğin ülke oranlarının
üstünde olduğu bölgemizde yapılacak
yatırımlar ile bu kronik sorunun
çözüleceğine inanıyoruz.
İlimizin gerek üst yapı ve gerekse alt
yapı faaliyetlerine verdiğimiz katkılar
ile yaşanabilir bir kentin oluşması
çabası içersindeyiz. Yine 7000 yıllık
geçmişe sahip ilimizin tarihine yakışır
bir şekilde bölgemizin kültürel
yaşamına da katkı sunmaktayız.
Doğu Medya Grubumuz ile ilimizin ve
bölgemizin tanıtımını yaparak bölge
turizmine katkı sağlamaktayız.
Dürüst ve ilkeli çalışma anlayışı ile
bölgemiz başta olmak üzere ülkemizin gelişmesine katkı sağlayarak
yasalara uygun bir şekilde
yürüttüğümüz faaliyetlerimiz ile
özelde bölgemizin kalkınmasına
genelde ise devletimize ödediğimiz
vergiler ile ülke ekonomisine katkı
sunmaya devam ediyoruz. Doğu
Şirketler Grubu olarak temennimiz
demokrasinin, barışın ve adaletin
egemen olduğu, işsizliğin azaldığı,
toplumsal barışın sağlandığı bir
ülkede yaşayarak ve bu değerlere var
olduğumuz sürece katkı sağlamayı
kendimize ilke edinmiş
bulunmaktayız…
otomotiv
MİSYONUMUZ
Tedarikçilerimize,
müşterilerimize,
çalışanlarımıza ve doğaya saygıyı
temel prensip kabul eden bir
anlayışla, ilimiz ve bölgemizin
gelişmesine katkı sağlamak.
VİZYONUMUZ
Kaliteden ödün vermeden, faaliyet
gösterdiğimiz
tüm
sektörlerde
yaşama katkı sağlayan örnek bir grup
olmak.
DOĞU ŞİRKETLER GRUBU
* Doğu Medya A.Ş.
* Doğu Van Medya Van A.Ş.
* Doğu Beton Madencilik Turizm
Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş.
* Doğu İnşaat Taahhüt Madencilik
Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
* Doğu Petrol Ürünleri Pazarlama
Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.
* Doğu Otomotiv Ticaret Ltd. Şti.
* Kandaş Sigorta
Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti.
kandaş sigorta
şirketler grubu
beton
petrol
inşaat
İpekyolu Üzeri No:51 DOĞU PLAZA VAN - TEL: (432) 217 72 77 PBX - FAX: (432) 217 88 15
İ[email protected]
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Van
Mayıs 2012
Kent Yazıları
SABRET ANNE
VAN’da inşaat mühendisi olarak çalışan Faruk Görünüş,
depremden sonra yaşanılanları anlatan bir şarkı besteledi. İnşaat mühendisi Görünüş’ün bestelediği “Sabret
Anne” adlı şarkısı için çekilen klip, ulusal müzik kanallarında yayınlanmaya başladı.
V
an’da 23 Ekim ve 9 Kasım’da yaşanan
depremlerin ardından gerek yurtiçinden ve gerekse
yurt dışından sayısız duyarlı insanlardan yardımların
gelmesi ve depremde aile fertlerini ve akrabalarını
kaybedenlerin yanı sıra, aile içi dramatik birçok
olayların da yaşanması, klibin konusu oldu. Bu
bağlamda Vanlı İnşaat Mühendisi Faruk Görünüş’te
sözlerini kendisinin yazdığı bir şarkı besteledi.
Görünüş’ün seslendirmeyi kendisinin yaptığı
ve depremi yaşayan bir ailenin yaşadığı gerçek
olaylarla dolu dramını anlattığı şarkının klibi
Van Valiliğinin desteği ile çekildi. Ulusal müzik
kanallarında yayınlanan klibin sonunda ise Van’a
maddi manevi yardımlarda bulunanlara ve dualarını
esirgemeyenlere teşekkür edildi.
Menaf Turan
SABRET ANNE
Başlarken…
Bir günde yıkıldık kaybettik her şeyi
Unuttuk gündüzü unuttuk geceyi
Bir el uzanıp tutacak bizi
Sabret anne
Biz böyle acılar çekmedik mi
terk edip geriye dönmedik mi
Bir kuru ekmeği bölüşüp yemedik mi
Yaşarken hergün ölmedik mi
Anne sabret anne
Geçecek elbet bitecek bu acı
Sabret anne
Gizlice ağlarsın İçine atarsın
Depremi dünyanın sonu mu sanırsın
Biz ne yokluklar acılar yaşadık
Sabret anne
Biz böyle acılar çekmedik mi
terk edip geriye dönmedik mi
Bir kuru ekmeği bölüşüp yemedik mi
Yaşarken hergün ölmedik mi
Anne sabret anne
Geçecek elbet bitecek bu acı
Sabret anne
BİM
8
BALIK RESTAURANT
Van kenti üzerine yazmak, üstelik doğduğum ve
depremden sonra ne kadar bağlı olduğumu anladığım
memleketim üzerine yazmak benim açımdan hem
heyecan verici hem de zor bir iş olacak.
Bir kenti yazmak kenti bilmektir ve o kenti sevmektir
ve o kenti hissetmektir. Üstad, Ahmet Hamdi Tanpınar
Beş Şehir’i yazarken o kentleri hissederek yazmıştı.
Yine bir başka üstad Ahmet Rasim Şehir Mektupları’nı
İstanbul’u hissederek yazabilmişti. Ya Yahya Kemal’e
ne demeli? Sana dün bir tepeden baktım ey aziz
İstanbul şiirini yazarken acaba ne hissetmişti?
Evet, bir kenti bilmek, sevmek ve hissetmekle ancak
bir kent hakkında yazılabilir. Ben de bu yazılarla
kentimi bilmeye, sevmeye ve hissetmeye çalışacağım.
Ne yazık ki bütün Van yazılarında biraz da turistik
kaygılarla olsa gerek Van’ın doğal güzellikleri ardı
ardına sıralanır. Denizi, iklimi, balığı, lalesi, kuşları vs.
Bizlerin âdemoğlu olarak bu güzelliklere hiçbir
katkımızın olmadığı ortada. Yine ademoğlu olarak
bizlerin başta denizimiz olmak üzere bu doğal
güzellikleri ne hale getirdiğimiz ortada. Bu doğal
güzellikleri ortadan kaldırdığımızda kentin neyini sevip
neyini hissedeceğiz?
Acaba hissedilecek ne kalıyor geriye?
Komşuluk ilişkileri mi?
Gittikçe bozulan ve insanların birbirine tahammül
edemediği trafik düzeni mi?
Ya da üstümüze üstümüze gelen büyük bir kısmı kaçak
olan ve imar düzenlemelerinin dışında inşa edilen,
depremle birer enkaza dönüşen ve şimdi kurtulmak
istediğimiz binalarımız mı?
Yazın tozlu, kışın çamurlu yollarımızı mı?
Bu listeyi uzatmak mümkün. Daha sonraki yazılarımda
bu konulara değineceğim. O halde bu kenti yeniden
sevecek ve hissettirecek bir şeyler yapmak lazım.
İşte elinizdeki bu gazete böyle bir şeyi gerçekleştirmek
üzere yola çıktı.
Bizler de elbette ki doğduğumuz ve yaşadığımız bu
kente karşı görevlerimizi karınca kararınca yerine
getirmeye çalışacağız. Bu gazetenin kentin doğayla
barışık gelişimi, potansiyellerinin açığa çıkarılması,
sorunlarına yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesi
için neler yapılması gerektiği konusunda bir tartışma
zemini olması dileğiyle…
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
inşaat
seven
enerji
yapı
beton
tesisleri
Arafat
Köroğlu
mühendislik
yol
yapı
Devrim
Kıran
mühendislik
doğalgaz
Mahmut
Köroğlu
mühendislik
yapı
denetim
Mahmut Köroğlu
Köroğlu Şirketler
Grubu Yönetim
Kurulu Başkanı
1973 Van
doğumlu evli ve
bir çocuk babasıdır. İlk orta ve
lise öğrenimini
Van’da tamamlamıştır. Ardından Eskişehir
Anadolu
Üniversitesi
İşletme
Mahmut KÖROĞLU
Fakültesinden
Yönetim Kurulu Başkanı
mezun olmuştur.
2008 yılından
beri TOBB bünyesinde bulunan Van Genç Girişimciler Kurulu Başkanlığını yürütmektedir.
Aynı zaman da 2009 yılından bu yana Van
Kent Konseyi Aktivistlerindendir.
1997 yılında 6 kardeşi ile birlikte ilk şirketlerini kurarak inşaat sektörüne adım atmışlardır. Şu anda bünyesinde bulunan 10 firması
ile Köroğlu Şirketler Grubu adı altında faaliyet göstermektedir.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Medya
Mayıs 2012
‘2 bin 700 basılı yayını,
200’den fazla TV
kanalını, 30’un üzeri
radyo kanalını, binlerce
haber internet sitesi, blog
ve sosyal medyayı takip
ediyoruz.’
AJANS PRESS Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Özkan;
‘Bilgi sahibiyseniz,
güç sahibisinizdir’
Dünyada ve Türkiye’de yaygınlaşan
internet kullanımı ile birlikte değişim
yaşayan medya sektörü de eski
yöntemlerle takip edilemeyecek
kadar çeşitlendi ve gelişti.
Teknolojinin gelişimi ile birlikte
değişen dünyada en önemli değer
haline gelen doğru bilgiye hızlı ve
zamanında ulaşmak; kurumlar,
şirketler ve bireyler olarak hepimiz
için vazgeçemeyeceğimiz bir ihtiyaç
oldu.
yatırım yapacağınız alan ile ilgili bilgi,
köşe yazarları neler yazıyor, dünya
gündeminde, ekonomi gündeminde
neler var ? Bu bilgiler iş dünyası için
önemli...
İşte bu noktada bir çok kuruluş
ve şahıs, Mehmet Ali Özkan
yönetimindeki “Medyadaki
Gözünüz” sloganıyla medya
takibinin öncü ve lider şirketi Ajans
Press’ten medya takip hizmeti alıyor.
Ajans Press; Basın, televizyon,
radyo, internet, sosyal medya takibi
ve medya analiz hizmetinin yanı
sıra haber ajansı takibi, sektörel
gündem, deşifre ve çeviri hizmetleri
de sunmaktadır.
Takip sonuçlarını
nasıl ulaştırıyorsunuz?
Internetin hayatımıza girmesiyle
birlikte mesafeler, sınırlar ortadan
kalktı. Daha önce gazete ve dergi
kupürleri kesilerek müşteriye
kuryeyle ulaştırılıyordu. Bu
nedenle eskiden günlük hizmet
sadece İstanbul ile sınırlıydı. Artık
Istanbul’dan hizmet almak veya
Ardahan’dan, hatta Avustralya’dan
hizmet almak eşit hızda ve aynı
kalitede. Müşteriler, igilendikleri
haberlere web sitemize şifre ile giriş
yaparak veya tercihe göre anlık,
günlük, haftalık mailler alarak, her
türlü erişiyorlar.
Bilgiye ulaşma sürecinin öncüsü ve
lideri konumunda bulunan AJANS
PRESS Yönetim Kurulu Başkanı
Mehmet Ali Özkan’a Medya Takibi ile
ilgili sorularımızı yönelttik…
Röportaj: Ziya Türk
[email protected]
AJANS PRESS’in ne iş yaptığını
anlatır mısınız?
Ajans Press’i bazen haber ajansları
ile karıştırıyorlar. Oysa biz yeni haber
üretimi yapmıyoruz, “Medya Takibi”
yapıyoruz. Müşterilerimizin yazılı
basın, TV, radyo, internet ve sosyal
medyada çıkan haberlerini takip
ediyor ve ayrıca medya analizleri
hazırlıyoruz. Belli başlıklarda günlük
haber özetlerini paylaşıyoruz. Ajans
Press, bütün bu hizmetleri vermek
için yazılı basında 2 bin 700 basılı
yayını, 200’den fazla TV kanalını,
30’un üzeri radyo kanalını, binlerce
haber internet sitesi, blog ve sosyal
medyayı takip ediyor.
Medya Takibine neden
ihtiyaç duyulur ?
Bildiğiniz gibi artık iletişim çağında
yaşıyoruz. Bilgi sahibiyseniz, güç
sahibisinizdir. Medyanın, dördüncü
kuvvet olarak adlandırılması da
gücünü ortaya koyuyor. Rakibiniz
ile ilgili bilgi, bölgeniz ile ilgili bilgi,
Ancak medya denizinde bilgi sonsuz;
oysa zamanımız kıymetli. Ajans
Press müşterisine medyada çıkan
haberler içinden onu ilgilendirenleri
seçerek
rafine veri sunuyor.
Hizmetlerinizden en çok
kimler faydalanıyor ?
Bir gazeteyi ya da bir haber kanalını
açtığınızda gördüğünüz her kişi
ve her kurum bizim potansiyel
müşterimiz. Eskiden şirketler veya
kişiler, sadece arşiv amaçlı olarak
medya takibi hizmeti alıyorlardı.
Günümüzde arşiv halen bir kurumun
tarihçesi olması nedeniyle önem arz
ediyor ama medya takibi artık başka
bir boyut kazandı. Medya takip ve
analizleri, halkla ilişkiler ve itibar
yönetimi, Ar-Ge ve Pazarlama aracı
olarak ta kullanılıyor.
Kısacası rekabet ortamı her sektörde
mevcut. Müşteriler için sadece kendi
haberleri değil rakiplerden haberdar
olmak, bulundukları sektörle ilgili
gelişmeleri takip etmek te önemli.
Medya yansımaları şirketlerin
vitrindeki, görünen yüzleri olduğu
için diğer sektör oyuncularının
duruşlarını da takip etmek gerekiyor.
Ajans Press’in Kuruluşuyla ilgili
bilgi verir misiniz?
Ajans Press, 60 yıl önce Bunt Kupür
10
Mehmet Ali Özkan
Derleme Firması olarak kuruldu.
1975 yılında Onursal Başkanımız
Sayın Erol Özkan tarafından ismi
Ajans Press olarak değiştirildi, 1992
yılında benim yönetimi devralmamla
birlikte anonim şirket olduk ve adımız
Ajans Press Medya Takip Merkezi
A.Ş olarak değiştirdik.
Başka faaliyet alanınız var mı?
Ana faaliyet alanımız Medya Takibi
ve Analizi. Yakın tarihe kadar
medya takibinin Basın, TV, Radyo
ve Internet takibi olarak dört ayağı
vardı. Ancak yakın zamanda internet
takibini kendi içinde ayırarak “sosyal
medya” takibine başladık. Sosyal
medyayı beşinci mecra olarak
görüyoruz. Çünkü takibi, raporlaması
ve etki alanı çok farklı. Bu beş alanın
dışında ayrıca haber ajanslarını takip
ediyoruz. Haber ajansına düşen
haberleri henüz basında yer almadan
müşteriye iletebiliyoruz. Yani haber,
haberdar ediyoruz.
medya sitelerini takip ediyoruz.
Bu çok yeni bir hizmet. Ama hızla
gelişiyor. Zaten sosyal medya da çok
hızlı gelişiyor ve değişiyor. Sosyal
medya, şirketler için çok önemli bir
mecra. Çünkü olumsuz haber ve
yorumların çığ gibi büyüyebileceği
bir mecra ve milyonlarca TL yatırım
yapılan reklamların etkisini tersine
çevirebilecek güce sahip. Haberdar
olursanız, kontrol edebilirsiniz.
Müşterilerimizi sosyal ağlarda
kendileri ve markalarıyla çıkan
haberlerle ilgili bilgi sahibi ediyoruz.
Sonrasında hareket planına
müşterimiz kendisi karar veriyor.
Diğer mecralar için de aynı şekilde
analiz ve PR karneleri veriyoruz.
Bir diğer hizmetiniz olan “köşe
yazarları”ndan söz eder misiniz?
Bütün köşe yazarlarını takip
ediyoruz. Müşterimiz şifresiyle Ajans
Press sistemine girip köşe yazarlarını
okuyabilir. Aynı zamanda bütün
Digitürk abonelerine açık olan 540.
kanaldan da ulaşabiliyorlar.
Yurtdışı bağlantınız var mı?
Ajans Press olarak uluslararası üst
kuruluşlar olan, AMEC, IABM ve
FIBEP’e üyeyiz. Bu üyeliklerimiz ile
medya takibi ile ilgili tüm dünyada
ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye
çalışıyoruz . Yılda bir kez dünyanın
her yerinden aynı sektörde faaliyet
gösteren ajans yetkilileri bir araya
geliyor ve yenilikleri paylaşıyorlar.
Medya takibinin alt başlık ve alt
segmentlerinde de hizmet veriyoruz.
Örneğin, yabancı kökenli ajansların
çeviriye ihtiyacı olduğu zaman
medya takibiyle birlikte çeviri hizmeti
de veriyoruz. Yabancı yöneticiler için
medyada çıkan haberlerin çevirilerini
yapıyoruz. Ancak tabii ki çeviri
şirketi değiliz. Bunun dışında medya
takibinin içinde “gündem” başlıklı
bir hizmetimiz var. Müşterilerimize
ekonomi, spor, güncel ve dünya
başlıkları altında, ulusal gazetelerde
o gün çıkan haberlerin özetlerini
sunuyoruz. Veya talebe göre sektörel
Gündem özetleri çıkarıyoruz.
Müşterileriniz daha çok
hangi mecrayı takip etmenizi
talep ediyorlar?
Amiral gemi yazılı basın, yani
dergi ve gazeteler. Çünkü kontrolü
ve tedariği zor, maaliyetli. Yazılı
basından sonra TV takibi geliyor
sonrasında Internet takibi geliyor.
En az talep alan mecra maalesef
Radyo’lar.
Son dönemde sosyal medya
yaygın olarak kullanılıyor. Bu
alanda neler yapıyorsunuz?
Facebook, twitter ve youtube gibi
Türkiye’de en çok kullanılan sosyal
Bize vakit ayırdığınız için teşekkür
ederiz.
Bütün bu işleri yapan Ajans Press
ekibi kaç kişiden oluşuyor?
200 kişi İstanbul merkezde çalışıyor.
120 kişi de yurtiçi ve yurtdışındaki
temsilciliklerde görev yapıyor.
Biz de teşekkür ederiz.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Van
12
Mayıs 2012
Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mirza Nadiroğlu:
“ TEKRAR AYAĞA
KALKACAK, KALKMALI! ‘’
Mirza NADİROĞLU
VATSO Yön. Kur. Başkanı
Van Ticaret ve Sanayi Odası
(VATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mirza
Nadiroğlu ile yaptığımız röportajda Van’ın
Ticari hayatını irdelemeye çalıştık. Van’da
ticari sirkülasyonun artışına katkı sağlamak adına odanın yaptığı çalışmalar ve
katkılar konusunda bilgi edinme amaçlı
sorular sorduk, cevaplar aldık.
Röportaj: Murat ÇAKIR
[email protected]
Van Ticaret ve Sanayi Odası
(VATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mirza
Nadiroğlu:’ 23 Ekim ve 9 Kasım 2011
tarihlerinde meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından Van’da hayat durma
noktasına gelmişti, öncelikle hayatın
normalleşmesi için çok çalıştık. Bu süreçten sonra amacımız özellikle ekonomik
hayatın yeniden canlandırılması ve Van’ın
hak ettiği yere ulaşması olacaktır.’
Ürettiği hizmetleri ile ilin ve bölgenin
ekonomisine katkı sağlayan, bölgemizde lider oda olma özelliğini devam
ettiren, üyelerinin gurur duyacağı örnek
bir oda olmaktır
Van Ticaret ve Sanayi Odası’nın kuruluşunu, misyonu ve vizyonu hakkında neler
söyleyeceksiniz?
Van Ticaret ve Sanayi Odası 1962 yılında TOBB yasası ile kurulmuş yarı kamu
kurumu niteliğinde bir meslek odasıdır. Bu yıl 50. Kuruluş yıldönümümüzü
kutluyoruz. Misyonumuz şeffaf ve hesap
verilebilirlik ilkesine bağlı, dinamik ve
çağdaş, üyelerine hizmeti öncelik kabul
eden, teknolojik gelişmelere önem veren,
üyelerinin taleplerine uygun nitelikli
projeler üretip onların işlerini kolaylaştıran, meslek ahlaki değerlerine bağlı oda
hizmeti sunmaktır. Vizyonumuz, Ürettiği
hizmetleri ile ilin ve bölgenin ekonomisine
katkı sağlayan, bölgemizde lider oda olma
özelliğini devam ettiren, üyelerinin gurur
duyacağı örnek bir oda olmaktır.
Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım’da
meydana gelen depremler sırasında ve
sonrasında yaşananları sizden
öğrenebilir miyiz?
Van çok ağır iki deprem yaşamıştır. Tabi
doğal afetlerdir. Takdiri ilahidir. Afetlerin
önüne geçemiyorsunuz. Yaşadığımız iki
depreminde sonuçları çok ağır olmuştur.
İnsanlar evlerini işyerlerini terk etmiş,
büyük sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.
Her doğal afette olduğu gibi depremlerden sonra kısa süreli kaos yaşanmıştır.
Hava şartlarının olumsuz olması, afetin
büyüklüğü ve yıkıcılığı yaşanan felaketin
etkilerini daha da ağırlaştırmıştır.
öğrenebilir miyiz?
Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım’da meydana
gelen depremlerden sonra kentte ekonomik, sosyal ve kültürel yaşam çok
olumsuz etkilendi. Kent yaşayanları her
anlamda mağdur oldu. Ancak yaşanan
çok ağır ve yıkıcı depremlere rağmen kısa
süreli kaosun ardından yaralar sarılmaya
başlandı. Münferit sorunlar yaşanıyor
olmasına rağmen ekonomik hayatın
canlanması için alınan tedbirler elbette
uygulandı. Ancak şartların ağır olması,
insanların zorunlu göçleri bazı olumsuzlukların yaşanmasına neden olabiliyor.
Hükümet yetkilisi; deprem mağduru işverenlere 500 lira ile 1.200 lira arasında
değişen tutarlarda ödeme yapacaklarını
ve maaş yardımının 6 aya kadar sürebileceğini söylemişti. Bu vaat gerçekleşti mi? Bu konudaki düşüncelerinizi
öğrenebilir miyiz?
Bu konuda müracaat eden işverenlere
İŞ-KUR tarafından destekler sağlandı.
Hükümetin bu desteği zarar gören işverenlerimiz için olumlu bir katkı olmuştur.
Yaşanan çok ağır ve yıkıcı depremlere
rağmen kısa süreli kaosun ardından
yaralar sarılmaya başlandı.
Van’ın yeniden yapılanması sürecinde
elbette yerel firmalarımız
faydalanacaklar.
23 Ekim ve 9 Kasım 2011 de meydana
gelen depremlerde olumsuz etkilenen
Van’daki tüccar, sanayici ve esnafın
desteklenmesi için hükümet tarafından
verilen sözler tutuldu mu? Bu konuda
yetkililerden beklentilerinizi
Deprem sonrası Van’ın tekrar inşa
edilme sürecinde, konut ve diğer yapım
işi ihalelerinde Vanlı iş adamları ve yerli
firmalar yararlanabiliyor mu?
Kamu Kurumları tarafından yapılan
ihaleler Kamu İhale Kurumu şartnamelerine göre hazırlanmaktadır. TOKİ konut
ihalelerini Ankara’da yaptı. Bu ihaleler de
yerel firmalarımız da yer aldı. Yeterli koşulları yerine getiren herkes bu ihalelerden faydalanabilir. Ancak Van’ın yeniden
yapılanması sürecinde elbette yerel firmalarımız faydalanacaklardır. Amacımız da
bu faydanın en üst seviyede olmasıdır.
İran’ın Van ekonomisi için önemli bir
merkez olduğu bilinmekte. İran ve
Ermenistan ile sınır kapılarının açılacağı
haberi ve etkin bir ticaretin başlayacağı yetkililerce açıklandı. Bu konudaki
düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Van İran’la yaklaşık 300 km sınırı olan
ülkemizin en doğusundaki sınır ilidir.
İran Türkiye için çok önemli bir pazardır. Elbette İran’la yapılacak Ticav rette
Van maksimum oranda faydalanacaktır..
İran’la ticaretin gelişmesi ülkemize de
önemli katma değer sağlayacaktır. Keza
Ermenistan ile ticarette Van ve doğu illeri
için önemli bir kazanç sağlayacaktır.
Van sürekli gelişen çevresindeki illerin
buluşma ve çekim merkezidir
Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim
Kurulu Başkanı olarak Organize sanayi
bölgesinin 2.etap inşaat çalışmaları
hakkında çalışmalar hangi aşamada?
Van sürekli gelişen çevresindeki illerin
buluşma ve çekim merkezidir. Özellikle
son çıkarılan Teşvik Paketinden sonra 6.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Van
Mayıs 2012
Bölge de bulunan ilimiz yatırımcılar için
daha önemli bir duruma gelmiştir. Van
Organize Sanayi Bölgesi de giderek artan
önemi ile sürekli büyüyen bir konumdadır. Van’a 2. Organize Sanayi Bölgesi bile
yetmeyecektir. Bizler geleceğimizi doğru
kurgulamak, en az 50 yıllık öngörülerle bu kenti geleceğe hazırlamalıyız. Ek
OSB’de şuan itibari ile 44 hektar ve 55
parsel mevcut. Altyapı çalışmaları yıl
sonu itibari ile bitiyor. Arsa tahsislerimiz
başladı. Amacımız Van OSB’ye yeni alanlar katmaktır. Bunun için çalışmalarımız
devam ediyor. Şuan 60 hektar ve 250
hektar arazinin OSB’ye eklenmesi için
girişimlerimiz başladı.
Hükümet tarafından Van’a “Fuar
Kongre Merkezi ”açılacağına dair sözler
verilmişti. Bu söz yerine getirildimi?
Evet Van Fuar ve Kongre Merkezine kavuşuyor. Ödeneği Valiliğimiz hesaplarına
aktarılan Fuar ve Kongre Merkezinin yeri
ve Projesi de hazır. Bu yılsonuna yetiştirilmesi planlanmaktadır.
Ayrıca Van Gölü gibi önemli bir kaynaktan
faydalanmaktayız. Ayrıca Tarihi ve doğal
güzellikleri ile ülkemizin en önemli turizm
noktalarından biridir. Sınır ili olmamız
birçok sektörün gelişimine katkı sunacak
durumdadır. Bu özellikleri ile Van her
zaman yatırımcılar için avantajlı bir ildir.
Van’ın kalkınmasında en büyük sorunlardan biri enerji yetersizliği olmuştur
TEİAŞ Genel Müdürlüğü tarafından
Haziran 2010 tarihinde ihalesi yapılan
380 kilovoltluk Van Trafo Merkezi’nde
çalışmalar hangi aşamada. Van Trafo
Merkezi Van’a neler katacak?
Van uzun yıllar enerji sorunu yaşamış
bir şehir. Ancak son yıllarda başlayan
enerji yatırımları ile önümüzdeki süreçte bu sorunların aşılacağını umuyorum.
Özellikle doğalgaz kullanımın artması
bu enerji alanında önemli bir mesafe
alındığını göstermektedir. TEİAŞ Genel
Müdürlüğü tarafından Haziran 2010 tarihinde ihalesi yapılan 380 kilovoltluk Van
Trafo Merkezi’nin de bitmesi ve devreye
girmesi ile Van’ın enerji sorunu ortadan
kalkacaktır.
Sayın Başkanım Van Organize Sanayi
Bölgesi’nde kendi alanında Türkiye’nin
en büyük Mermer Fabrikası kuruldu. Bu
konu hakkında düşüncelerinizi
öğrenebilir miyiz?
Van kalkınması ve büyümesi için büyük
işletmelere, marka kuruluşlara ihtiyaç
vardır. Van Mermer Fabrikası yaptığı
yatırımla Türkiye’nin en büyük Granit ve
Mermer Fabrikası olmuştur. İstihdamı ve
yarattığı katma değerle ilimiz için önemli
bir yatırım olan Van Mermer ve bundan
sonra marka olacak diğer firmalarımızı
her zaman destekliyoruz.
Van’ın potansiyelleri göz önüne alındığında tanıtımının yeterli olduğunu
Van’ın büyükşehir olması elbette kente
önemli kazanımlar katacaktır
2014 yılının Van’ın “Büyük Şehir” olma
yılı olacağını bu konuda ısrarcı olacaklarını söylediniz. Van’ın Büyükşehir
olması Van’a ve Vanlıya neler kazandıracak?
Van Ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki en büyük illerinden biridir. Van
Büyük Şehir Belediyesi oluyor. Van’ın
büyükşehir olması elbette kente önemli
kazanımlar katacaktır. Van her alanda
cazibe merkezi olacak, yatırımcılar için
yeni bir çekim merkezi olacaktır. Ekonomik, sosyal ve kültürel alanda hak ettiği
yere gelecektir.
Van’a yatırım yapmak isteyen iş
adamlarına ve özel sektör temsilcilerine bizim aracılığımızla neler söylemek
istersiniz?
Van 7000 yıllık tarihi ile çok kadim bir
kenttir. Yüzlerce yıl farklı imparatorluklara başkentlik yapmış ve tarih boyunca
önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Amacımız Van’ın tarihten gelen misyonunu devam ettirip her alanda ülkemizin önemli
bir kenti haline gelmesini sağlamaktır.
Bu nedenle Van sahip olduğu potansiyelleri ile Van her zaman yatırımcılar için
cazip bir kent olmuştur. Son çıkan Teşvik
yasası ile birlikte ilimiz yatırım ortamı için
uygun koşullara sahip olmuştur. Doğu
Anadolu Bölgesinin potansiyeli en yüksek
ilidir Van. Van sadece kendisine hitap
eden bir il olmamakla birlikte çevresindeki illerinde merkezidir.
Van bölgesindeki en büyük il olmanın
avantaj ve dezavantajlarını birlikte
yaşıyor. Bu avantajlardan ve
dezavantajlardan bahseder misiniz?
Van sahip olduğu potansiyelleri ile her
zaman avantajları olan bir kenttir. Ülkemizin en doğusunda bulunan Van en
büyük avantajı ulaşım sorunun
olmamasıdır.. Hava, Kara ve Demiryolu ağı ile hiçbir ulaşım sorunu yoktur.
Bölgesindeki illerin çekim merkezidir.
Birçok özel ve kamu kuruluşunun bölge
müdürlükleri ilimizde bulunmaktadır.
Mirza NADİROĞLU
Kimdir?
01.12.1961 Yılında Van’ın Gürpınar İlçesinde doğdu. İlk ve Orta öğrenimini
Gürpınar’da tamamladı. Van Atatürk
Lisesi’nden mezun olduktan sonra
ticaret hayatına atıldı. Son on dört
yıldan bu yana Van Ticaret ve Sanayi
Odası’nın Meclis ve Yönetim Kurulu
Üyeliklerinde bulundu. İlk kez 2001
yılı Kasım ayından itibaren Yönetim
Kurulu Üyeliği yaptı. Halen Turizm
Sektörü ve Gıda İmalat Sektöründe
ticari faaliyetlerini sürdürmekte olup
evli ve 3 çocuk babasıdır.
13
düşünüyor musunuz?
Bu konudaki çalışmalarınızdan
bahsedebilir misiniz?
Van son yıllarda çok önemli bir tanıtım
atağına girmiştir. Valiliğimiz, Belediyemiz
ve Ticaret ve Sanayi Odası olarak son
yıllarda ulusal ve uluslararası fuarlara
katılım sağlanmış ilimizin tanıtımı sağlanmıştır. Son yıllarda ilimizde yerli ve
yabancı turist sayısındaki artış da doğru
yolda olduğumuzun kanıtıdır.
Geri Kalmış bölgemizin, kalkınması ve
gelişmesi için Yeni Teşvik Paketinde 6.
Bölgede yer almamız çok önemli
Hükümetin Yeni Teşvik Paketi Hakkında neler söyleyeceksiniz?
Van’a neler kazandıracak bu paket?
Kamuoyunun ve özellikle iş dünyasının
uzun süredir bir beklenti içinde içindeydi. Sayın Başbakanımızın açıkladığı Yeni
Teşvik Paketi hepimizi heyecanlandırdı. Bölgeler arası Gelişmişlik Farkının
ortadan kaldırılması vurgusu çok önemsediğimiz ve beklediğimiz bir durumdu.
Geri Kalmış bölgemizin kalkınması ve
gelişmesi için Yeni Teşvik Paketinde 6.
Bölgede yer almamız çok önemli. Bu
demektir ki, bölgemiz yatırımcılar için
uygun hale getirildi. İşveren üzerindeki vergi yüklerinin hafifletilmesi, diğer
destek mekanizmalarının devreye girmesi
çok önemli idi. 1 Ocak 2012’den itibaren yürürlüğe girecek olan Yeni teşvik
paketinde Stratejik Yatırımlar ve Büyük
Ölçekli yatırımlar da çok önemli. Hükümetimiz pozitif ayrımcılıkla, il bazlı
uygulama ile özellikle Stratejik ve Büyük
Ölçekli yatırımları bölgemize kaydırırsa
işte o zaman gerçekten bölgemiz kalkınır
ve ülke ekonomisine büyük katma değer
sağlarız. Örneğin Tekstil Kent Projesi gibi
büyük entegre tesisler ile ülke ekonomisine büyük katma değer sağlarız. Yıllardır
açıklanan Teşvik Paketlerinde hep bir
şey eksik kalmaktaydı. Ancak özellikle
deprem den sonra ilimizde bakanlarımızın
yaptıkları toplantılarda bizlere kulak vermeleri, raporlarımızın dikkate alınması ve
yeni pakette isteklerimize yer vermeleri
bizler için önemli bir durumdur. Zaten
bölgesel kalkınmada yerel aktörlerin,
kent dinamiklerinin çok önemli olduğu
bilinmektedir. Van Ticaret ve Sanayi
Odası olarak, bu süreçte birlikte hareket
etmekten büyük kazanç sağladık.
Van Ekonomi Konseyi olarak görüştüğümüz tüm bakanlarımıza mevcut durumun değiştirilmesini, çıkarılacak teşvik
paketlerinde bölgesel ve hatta gerekirse
illere göre teşvikler verilmesini istemiştik.
Açıklanan teşvik paketinde bu görüşlerimiz dikkate alınmıştır.5. Bölge için 6 yıl
ve 6. Bölge için 7 yıl süreyle sigorta primi
işveren hissesi desteği sağlanacak. Bölgesel teşvik uygulamaları ve büyük ölçekli
yatırımların teşviki ana başlıkları altında
sağlanacak vergi indirimi desteği bölgelere göre farklılık gösterecek. Yeni sistemde
bölgelere yapılacak yatırımlara uygulanacak vergi indirim oranları da yüzde 10’dan
başlayıp yüzde 60’a kadar çıkacak.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Bu sayınızda bizlere yer verdiğiniz için
teşekkür eder, yayınlarınızda başarılar
dilerim.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Van
Mayıs 2012
14
‘İŞGEM, Van’ın vitrini olacak’
Merve YEĞİN
Van İŞGEM Proje Koordinatörü Mahmut
Gedik, VAN İŞGEM’i Van’ın vitrini
yapmak için yola çıktıklarını söyledi.
Birçok kurum ve kuruluşun gelip ziyaret
ettiği, projelendirmede ve yatırımları
planlamada örnek aldığı Van İŞGEM,
sadece bölgede değil Türkiye’de örnek
alınan bir merkez.
Van İŞGEM Proje Koordinatörü Mahmut
Gedik ile Van İŞGEM’i konuştuk.
Röportaj: Merve YEĞİN
[email protected]
Öncelikle İŞGEM nedir ve neden
önemlidir anlatır mısınız?
İş Geliştirme Merkezleri, Türkiye için
yeni sayılabilecek bir istihdam yaratma
ve iş kurma modelidir. “Kuluçka
Merkezleri” veya “Kobi Fidanlığı”
olarak da adlandırabileceğimiz
İŞGEM’ler, imalata yönelik iş fikrine
sahip insanlarımızın projelerini hayata
geçirebilmeleri için işyeri mekânı,
makine ve teçhizat, finans, ofis
hizmetleri, ortak kullanım alanları,
yönetim, güvenlik, danışmanlık ve
eğitim hizmetlerinin yanı sıra finans
kaynaklarına erişim imkânı sunarak
adeta onları beslemekte ve başarısızlığa
uğrama ile kapanma risklerine en açık
olduğu dönem olan kuruluş aşamasını
sağlıklı bir şekilde geçmelerini ve
büyümelerini sağlamaktadır.
Van İŞGEM projesi çerçevesinde bu
güne kadar 120 girişimci başvuruda
bulunmuş, değerlendirilmeye alınan
başvurular arasından 32 firma faaliyete
geçmiştir. Firmalarımızın aylık toplam
ciroları 450.000 TL. ulaşmaktadır. Bu
firmaların faaliyet alanları ise Tekstil,
Gıda, Mobilya, İnşaat, gibi farklı
sektörleri içermektedir.
İŞGEM Projesi için kaynağı nereden
buldunuz?
Van İŞGEM projesi hayata geçtiği
ocak 2005’ten ocak 2006’ya yani bir
yıl boyunca Dünya Bankasının fonu ile
desteklenmiştir. Kapatılan Sümerbank
Kundura Fabrikasının atıl durumda
bulunan fabrika binaları, idari binası,
eğitim salonu, misafirhaneleri, lojmanları
ve tesisat sistemleri yeniden kullanılabilir
bir hale getirilerek, girişimci firmalara
tahsis edilmiş olup toplamda 10.500 m2
kapalı alan tadilatı gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca 200 dönüm arazide bulunan
yaklaşık 3.000 adet ağacın bakımı
yapılmış ve çevre düzenlemesi ile
olarak hedeflemekteyiz.
Ayrıca IPA dan almış
olduğumuz VAN İŞGEM
BÜYÜYOR projesi ile
belirlediğimiz hedeflerin
üzerine çıkacağımıza
inanıyoruz.
Van İŞGEM bu başarıyı
nasıl yakaladı?
İŞGEM in başarı şansını
oldukça yüksek görüyoruz
geldiğimiz noktada bu
düşüncemizi doğruluyor şu ana kadar
öngördüğümüz ve planladığımız
tüm faaliyetlerin hedeflerin üzerinde
gerçekleşmesini bir gösterge olarak kabul
ediyoruz. Ayrıca bu projenin başarılı
olmasının ilimize birçok getirisinin
olacağı inancı ile iyi bir ekip çalışması
yaparak ve bir takım özverilerde
bulunarak çalıştık bu da beraberinde
başarıyı getirdi.
Van’da yaşanan deprem İŞGEM’i
nasıl etkiledi? Bu süreçte neler
Proje ortakları, Başbakanlık Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı, Dünya Bankası,
KOSGEB ve İŞKUR tarafından
oluşmakta yürütücü kuruluş ise
VANSİAD tarafından kurulan VAN
İŞGEM dir.
Van İŞGEM’de hangi sektörler yer
alıyor?
VAN İŞGEM yaşadığı bu sıkıntılı
dönemi aşabilmek ve sürdürülebilirliğini
sağlayabilmek için, tüm olumsuzluklara
rağmen çalışmalarına devam etmektedir. İŞGEM Van’a hangi katkıları
sağlayacak?
Bu projeye başlarken arkadaşlarımızla
inanarak ve ilimiz ve ülkemize ciddi
katkı sağlama düşüncesi ile başladık,
proje kabullerinde ise hiç taviz
vermediğimiz 2 şartımızı ortaya koyduk
birincisi iyi proje ikincisi iyi insan bu iki
olmazsa olmaz kriterimiz ve inancımız
bize başarıyı getirdi.
Projeye başlarken kendimize bir misyon
belirledik bunlar sırasıyla;
Van İŞGEM’i neden kurdunuz?
Günümüzde birçok dünya ülkesinde
başarı ile uygulanmakta olan ve
ülkemizde yeni oluşan iş geliştirme
merkezleri, özellikle bölgemizde
yaşanan işsizlik ve ekonomik sıkıntıların
aşılmasında ve sanayinin gelişmesinde
olumlu etki sağlayarak, iyi bir örnek
teşkil etmiştir. İmalat konusunda bir iş
fikri olan, ancak iş kurma konusunda
yeterli bilgiye, cesarete ve finansmana
sahip olmayan girişimcilere verilen
destek sayesinde ilimizde yeni sanayi
kuruluşlarının oluşmuş ve işsiz
insanımıza istihdam sağlamıştır.
kurum ve kuruluştan destek almamıştır.
birlikte tadilat işlemlerinin % 90 ı
tamamlanmıştır.
İŞGEM’de istihdam edilen eleman
sayısı ne kadar?
Projede öngördüğümüz istihdam sayısı
80 kişi olmasına rağmen geldiğimiz
noktada İŞGEM bünyesinde yer alan
28 firmada yaklaşık 260 kişi istihdam
edilmektedir.
Van İŞGEM’in hedeflerini anlatır
mısınız?
En büyük hedefimiz önümüzdeki yıllarda
firma sayısını 60’a, istihdam sayısını ise
600’ün üzerine çıkarmak ayrıca aylık
toplam firma cirolarımızı ise 750 Milyar
yaptınız?
İŞGEM Kampus alanında yaklaşık
45 aileye barınma dahil insani yardım
sağlanmış, Van merkez ve Erciş
ilçesi ile köylerde olmak üzere binin
üzerinde aileye ulaşılarak ihtiyaçlarının
kısmen giderilmesine katkı sağlandı.
Yapılan bu çalışmaların neticesinde ise
işletmelerin kapalı olduğu ve tamamen
depremzedelerin kullanmış olduğu
elektrik bedeli olan 21.000 TL İŞGEM e
fatura edildi.
Sürdürülebilirliğini elde ettiği kira
gelirleri ile sağlayan İŞGEM yaşanan
bu süreçte kira geliri elde edememesine
rağmen hiçbir çalışanını işten
çıkarmamış ve bu güne kadar hiçbir
VAN İŞGEM Profesyonelce düşünen
yönetici ve çalışanlara sahip kaliteli mal
üreten firmalar oluşturarak örnek teşkil
edecek,
VAN İŞGEM İlimiz sanayisinin
gelişmesinde ve kalifiye eleman
yetişmesinde bir alt yapı çalışması
olacak,
VAN İŞGEM’de yapılacak eğitim
çalışmaları ile insanlarımızın ufukları
ve bakış açıları değişecek bu değişim
ise yeni iş fikirlerinin gelişmesini ve
farklı yatırım alanlarının oluşmasını
sağlayacaktır.
VAN İŞGEM yapacağı çalışmalar ile
İlimizde hatta bölgemizde bir AR-GE
kuruluşu olacaktır.
VAN İŞGEM İlimizde bir eksiklik
olarak gördüğümüz kolektif çalışma
ruhunun gelişmesine katkı sağlayarak
güçlü şirketlerin oluşmasına ve ortak
çalışmaların yapılmasına öncülük
edecektir.
Sonuç olarak VAN İŞGEM’in Van’ın
vitrini olacağına inanıyoruz.
Zaman ayırdığınız için teşekkür
ederiz.
İŞGEM gibi önemli bir başarı hikâyesini
okuyucuyla buluşturduğunuz için
teşekkür eder, bölgesel anlamda önemli
bir görev üstlenerek yayın hayatına
başlayan gazetenize başarılar dileriz.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Sağlık
16
Anneler
Mayıs 2012
Ölmesin!
“ Bazı annelerin bebek beklerken veya doğum sırasında veya doğumdan sonra neden öldüğünü hiç düşündünüz mü? ”
B
Fatoş Şimşek / Halk Sağlığı Koordinatörü / fatos_simsek_
[email protected]
azı annelerin bebek bek
lerken veya doğum
sırasında veya doğumdan sonra
neden öldüğünü hiç düşündünüz
mü?
Dakikada bir en az bir annenin
hamilelik ve doğumla ilgili problemler nedeniyle öldüğünü biliyor
musunuz?
Hamilelikle ilgili problemler nedeniyle, doğum yaparken veya
doğumu takip eden 42 gün içinde
meydana gelen ölümlere maternal
ölüm denir. Bunlara trafik kazaları
ve kazayla meydana gelen diğer
ölümler dahil değildir.
Bebekleri annesiz bırakan maternal
ölümler, duygusal yıkım olduğu kadar topluma da ağır külfettir. Yapılan
bilimsel çalışmalar göstermiştir ki,
annesini yitiren bebeklerin ilk iki
yıl içinde ölme olasılığı, annesi sağ
olanlara göre 10 kez daha fazladır.
Maternal ölümlerin büyük bir bölümünü kanamalar, derin ven trombozu, kan pıhtılaşması, enfeksiyonlar,
yüksek tansiyon ve sorunlu doğumlar oluşturmaktadır.
Kadınların hamilelik öncesi sahip
olduğu problemlerin de maternal
ölümlere katkısı büyüktür. Örneğin
kalp sorunları, diyabet ya da astım
hastası hamilelerin doktor gözetiminde doğum yapmaları ve doğumdan sonra takip edilmeleri gerekir.
Ek olarak sağlık tesisleri dışında ve
steril olmayan ortamlarda yapılan
doğumlar maternal ölümlerin artışına katkı sağlamaktadır.
Türkiye’de yılda 1 milyon 400 bin
kadın doğum yapmaktadır. Uluslararası kuruluşların 2008 yılı verilerine
göre, Türkiye’de her yüzbin gebelikten 23 tanesi ölümle sonuçlanmaktadır.
Ülkemizde maternal ölüm oranı
bölgelere göre değişiklik gösterir.
Örneğin batı illerimizde doğum sonrası
anne ölümleri birçok Avrupa ülkesinin
oranlarının altındadır. Buna karşın
Doğu Karadeniz,
medikal personele acil sezeryanlar
konusunda eğitim vermek de
riskli doğumlar için bir tedbir
olabilir.
Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde maternal ölümler yüksek seviyelerdedir.
Anne ölümlerinin azaltılabilmesinin en etkin yolu, annenin hastanede ya da medikal
bir ortamda doğum yapmasını sağlamaktır. Özellikle yüksek
riskli durumlarda doğumların
evde ebeyle veya kendi başına
yapılması anneyi ve bebeği
tehlikeye sokar. Normalde yeni
doğum yapmış kadının en az
bir gece hastanede yatırılması
gerekir.
Türkiye Ulusal Anne Ölümleri Çalışmasının 2005 yılı sonuçlarına göre, maternal ölümlerin yüzde 37’si gebelikle
ilgili komplikasyonlardan kaynaklanmaktadır. Yüzde 9’u doğum sırasında
meydana gelen sorunlar nedeniyle ve
yüzde 54’ü doğumu takip eden günlerde görülmektedir. Maternal ölümlerin
yüzde 21’i doğumu takip eden ilk gün,
yüzde 15’i doğumdan sonraki 2 ile 7
gün arasında ve yüzde 18’i daha sonraki günlerde meydana gelmektedir.
Doğum sonrası ölümlerin en yaygın
nedeni kanamanın durdurulamamasıdır. Kanamalı yeni anneler doğumdan
sonra doktor gözetiminde tutulabilirse, kan vermek suretiyle bu problem
rahatlıkla çözülebilir.
Kadınların gebelik sırasında sağlık
hizmetleri almasını mümkün kılmak,
doğum sonrası sorunlar konusunda
bilgilenmelerini ve hazırlanmalarını
da sağlayabilir. Örneğin kanamaların
önlenmesinin en doğal yöntemi emzirmektir. Bebek doğar doğmaz emzirmeye başlanırsa, emzirmeyle oluşan
kasılmalar kanamalara karşı koruyucu
etki yapar.
Maternal ölümlerin bir kısmı önlenebilir. Bu, en genel anlamda anne
adaylarına verilecek bilgi, destek ve
hizmetle mümkündür.
Annelerin gebelik sırasında sağlık
hizmetlerinden yararlanması, tansiyonlarının ve kan değerlerinin incelenmesi
gerekir. Mümkünse ultrason yöntemiyle anne rahmine bakılmalıdır. Yetişmiş
sağlık personelinin, hastaneye gelemeyen kadınlara ev ziyareti yapmasını
sağlayan sistemler de özellikle ücra
yerlerde çok işe yarar. Doktor dışındaki
Anne normal doğum
yapmışsa ve doğumla ilgili
komplikasyonlar görülmemişse
bir gecenin sonunda eve gönderilir. Doğumla ilgili sorunlar sürmekteyse annenin
gözetim altında tutulması
şarttır. Bazı riskli durumlarda tek çare sezeryandır ve
eğitimli personel tarafından
yaptırılmalıdır. Sezeryanlı
doğumun arkasından
anne ve bebeğin en
az iki gece hastanede
kalması gerekir.
Her doğum risk içerir.
Bununla birlikte sosyoekonomik yetersizlik,
enfeksiyonlar, sterilize
olmayan şartlar, yetersiz beslenme, hamilelik sırasında sağlık
hizmetlerinden yararlanamamak,
annenin önceden sahip olduğu
sağlık problemleri ve kulaktan
dolma bilgilerle doktorsuz ortamda yapılan doğumların ölümle
sonuçlanma riski büyüktür.
Maternal ölümler ortadan kaldırılamasa da azaltılabilir. Kadınların
gebelikte, doğumda ve doğum
sonrasında sağlık hizmetlerine
erişmelerini sağlamak ve doğumdan sonra takibi sürdürülmek
hayati önem taşır.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Sema
GÖRGÜLÜ
İ
çinden geldiği gibi yaşamak,
insanları, doğayı Yaradan’dan
dolayı sevmek, bunu hayat felsefesine dönüştürmek, güne uyanırken
neden ve niçin uyandığının farkında
olarak şükürle uyanmak ne kadar
güzel olur değil mi?
Bazı kimseler bu güzelliklerin peşinden koşarken, bazı kimseler de
güzellikleri temsil ederek yaşıyor.
İşte yaşamını ve sanatını böylesine
anlamlandırarak sürdüren ve çok
güzel rol model olan bir insan ve
sanatçı; Anjelika Akbar
Müzisyen ve filozof bir babanın ve
müzisyen bir annenin çocuğu olarak
Kazakistan/da dünyaya gelen
Anjelika Akbar, 1993 yılında Türk
vatandaşlığına geçti. 3 yaşında
piyano eğitimi almaya başladı. 5
yaşında ilk bestesini yapan ve
konserlere başlayan sanatçı, üstün
yetenekli çocukların yetiştirildiği
“Taşken Devlet Uspensky Müzik
Okulu”unda 11 yıl piyano ve
kompozisyon eğitimi gördü.
Beş yıl boyunca Taşkent Devlet
Konservatoarı’nda Eğitim yaşamını
sürdürdü. Anjelika Akbar Evli ve 2
çocuk annesi.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Kültür Sanat
Mayıs 2012
18
Akbar;“Değişimin Merkezi; İNSAN”
Anjelika Akbar’la Küreselleşme süreci ile birlikte büyük bir köy haline
dönüşen dünyada, insanların daha
mutlu ve gelecekten ümitli bir
şekilde yaşamını sürdürebilmesi için
sanatın ve sanatçının üstlendiği rol
üzerine konuştuk.
Röportaj: Sema GÖRGÜLÜ
[email protected]
Sizce, müziğin insan yaşamındaki
yeri ve önemi nedir?
Müzik bir kelamdır bana göre…
Ses veya söz, fark etmez, ikisi
de titreşimdir. İnsanı atom yapısı
açısından ele alsak, insan da titreşimdir. Evren’de her zaman o kelam
vardı; bu Dünya ile sınırlı değil, tüm
evrende var. Müzik de o titreşimin
ta kendisi; her yerde var, algılasak
da, algılamasak da… Müziğe bu
şekilde baktığımızda, aslında İnsan
doğasının ayrıl maz parçası olduğunu görebiliriz. Her bir besteci, bunu
bilse ya da bilmese, evreni müzik
diline farklı bir biçimde tercüme
ediyor, aracılık yapıyor. Müzik türleri değişebilir, bu anlamda hiç biri
tesadüfî değil, hiç biri “olmalı veya
olmamalı” tartışmasına da açılmamalı. Çünkü kaç insan varsa, o anda
ona en iyi gelecek müzik farklı olur
ve 10 saniye sonra da değişebilir.
Her şey an üzeredir.
Müziği titreşim olarak ele aldığımızda bir de çok önemli bir kavram
karşımıza çıkıyor; Müzik Terapisi.
Kadim Dünyasında olmazsa olmaz
Anjelika AKBAR
bir tedavi türü, daha sonra unutuldu
ve şu anda bilim tarafından yeniden
yavaş yavaş keşfediliyor… Müzik Terapisi tam olarak anlaşıldığı zaman,
insan doğasının da birçok özelliğini
keşfetmiş, hatırlamış oluruz yeniden…
da çıktınız. “ İçimdeki Türkiyem”
kitabınız ile yazar Anjelika Akbar
ile de tanıştık. Kitabınız uzun süre
gündemde kaldı.
“İçimdeki Türkiyem” kitabını
yazma nedeniniz ve kitabınızla
vermek istediğiniz mesaj nedir?
Sanatınızın yaşamınızla, sizin
sanatınızla etkileşimi nasıl oldu?
Aslında amaç bir mesaj vermek değil, haddim değil öncelikle… Sadece
bu kitapla 20 yıllık vefa borcumu
ödemek istedim, beni buraya aşık
ettiren, şu anda hayatta olan veya
olmayan Anadolu, Türk insanına
büyük bir teşekkür etmek istedim.
Çünkü bir ülkeye ancak insanlar aşık
ettirir. Doğa, tarih sonuçta her yerde var… Ama burada maneviyat var
ve öyle ki, böyle bir derinliği başka
bir yerde görmedim, hissetmedim,
bulmadım…
Elbette, ayrılmaz bir parçası. Kendimi bildim bileli, daha birkaç aylık
iken müzik benim doğam, benim
nefesim oldu. İnsan olarak olgunlaşırken, gelişirken, içimdeki müziğim
de gelişiyordu, ikisi birbirilerini hep
besliyordu ve öyle devam ediyor. Bir
tek şu anda artık hayatımın anlamı
hakiki insan olma yolunda idrak
yolculuğunu yapmaktır. Bu anlamda
birkaç adım ilerlemek, niyet etmek
bile benim için önemli.. Müzik,
hakiki insan olma yolundaki idrak
yolculuğunda da eşliğine devam
ediyor…
Piyanist ve Beste yapan bir
sanatçı olarak ünlüler arasında yer
alırken karşımıza farklı bir alanda
Küreselleşme süreci ile birlikte
büyük bir köy haline dönüşen
dünyada, insanların daha mutlu ve
gelecekten ümitli bir şekilde
yaşamını sürdürebilmesi için
sanatın ve sanatçının rolü ne
olmalı?
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Kültür Sanat
Mayıs 2012
19
Akbar; “Anladım ki, biz kendi nefsimizi nefis edersek, o zaman dünya değişebilir. Dışa yönelik değil, içe yönelik olmalı yürüyüşümüz.
Eğer kendimizi değiştirebilirsek ve o değişim, dönüşümü yaşayan insan aynı zamanda sanat yolu ile büyük kitlelere ulaşıyorsa, sadece
sözlü değil, hakiki hayat örneği ile bir şeyler değişir ve dönüşür. Bir zerrede değişim talebi varsa, o zaman değişim olur, yoksa o sözleri
duymaz, hareketlerini algılayamaz. Herkesin “kıyameti = ayağa kalkışı” farklı zamandadır, dıştan çabuklaştırılamaz.”
“Dünya’yı değiştirmek istiyorsan,
önce kendini değiştir”…denir. Eskiden sanat insanlarının çok önemli
eğitici rolü olduğunu düşünüyor, bu
tezi savunuyordum.
Neredeyse “Dünya’yı kurtarmak”
vardı bu tezin içinde…
Fakat zamanla anladım ki, öğrendim ki, biz kendimizin nefsini nefis
edersek, ancak o zaman dünya
değişebilir, dışa yönelik değil,
içe yönelik olmalı yürüyüşümüz.
Eğer kendimizi değiştirebilirsek
ve o değişim, dönüşümü yaşayan
insan aynı zamanda sanat yolu ile
büyük kitlelere ulaşıyorsa, evet
sözlü değil, hakiki hayat örneği ile
bir şeyler değişir ve dönüşür; ama
bir zerrede değişim talebi varsa, o
zaman değişim olur, yoksa o sözleri
duymaz, hareketlerini algılayamaz.
Çünkü herkesin “kıyameti = ayağa
kalkışı” farklı zamandadır, dıştan
çabuklaştırılamaz…
Siz sanatçı olmanın yanında aynı
zamanda bir annesiniz. Kadınlarımıza, annelerimize bu konuda
neler söylemek istersiniz?
Öncelikle şunu söylemek isterim,
nedense Türkiye’de kullanılan “sanatçı” kelimesini sevmiyor, tercih
etmiyorum… Onun yerine sanat
insanı veya müzik insanı, demeyi
tercih ediyorum.
Kadınlara ve annelere ne söylemek
isterim?
Aslında ben bu sorunuzu bir şiirle
cevaplamak isterim. Çok sevdiğim
ve manevi büyüğüm olan Rengin
Sakaoğlu’nun “Kadınım” adlı şiirini
kadınlarla ve annelerle paylaşmak
istiyorum. Çünkü bu şiir olduktan
sonra, benim söyleyeceğim başka
bir söz kalmıyor, o kadar doyurucu,
hakiki ve güzel, aşk dolu bir söz ki:
KADINIM
Bak kadınım
Çocuk doğurmak zorundasın.
Hem ana hem baba
Hem evlat hem de kadın olmak
zorundasın.
Bazen fahişe
Bazen er kişi
Hem nefsini hem ruhunu tanımak
Zorundasın.
Yalnızlık Allaha mahsus derler
Sen Nazımın dediği gibi
Bir ağaç gibi yalnız
Bir orman gibi birlikte olmak
Zayıf görünürken kuvvetli olmak
Kuvvetini topraktan almak
Zorundasın.
Meryem olup bilge olmak
Ayşe olup Fatma olmak
Hem Ali olup Muhammedi bulmak
Zorundasın.
Sen Kibele’nin babası olup
Gücünü kendinde bulmak durumundasın
Bir köprü üzerindesin
- Sensin köprü kendine
- Cana canan, canana can
- Allaha kul olmak,
- Bak kadınım
- Anla artık anla
- Sen hiç olup
- Yok olup her şey olmak
- Yani illaki
- Artık
- İnsan olmak
- Zorundasın.
Rengin Sakaoğlu
Gençliğin rol model olarak
benimsediği bir ünlüsünüz.
Yaşama tutunma ve kendini
geliştirme aşamasındaki, başta
üniversite gençliği olmak üzere
tüm gençlere neleri
tavsiye edebilirsiniz?
Tüm gençlere şunu tavsiye edebilirim; benim de yaptığım gibi,
her ne mesleği olursa olsun, ya da
hangi mesleği düşlüyorsa, “Ben
kimim?” sorusunu öncelikle kendilerine sormalarını tavsiye ediyorum. Her ne yaparsa, yapsın, ilk
önce “İNSAN” olmanın nasıl bir şey
olduğunu hissetmenin, yaşamanın,
öğrenmenin güzel bir şey olduğunu
düşünüyorum… Bunu kendimize ne
kadar daha erken soracak olursak,
o kadar daha mutlu oluruz diye
inanıyorum… Ve aşk’ın ne olduğunu
gönüllerimizde hissederek yaşamaya başlayabileceğiz…
Zaman ayırdığınız için teşekkür
ederiz.
Duygu ve düşüncelerimi paylaşma
fırsatı verdiğiniz için ben de teşekkür ederim.
Van üzerine:
“İçimdeki Türkiyem” konser
turnesi esnasında Van’a da
gelmiştim… Konser günü trajik bir
olay yaşandı ve her ne kadar konseri planladığım gibi tüm repertuarı ile seslendirmek istesem de,
konserin yapıldığı Üniversite’nin
yönetimi kendince elbette haklı
olarak konseri iptal etmemek için
sadece 15 dakikalık bir performans ile programımı gerçekleştirmemi istedi…
Bu olayı ve duygularımı İçimdeki
Türkiyem adlı kitabımda konserler ekinde detaylı olarak yazdım…
Hala olayın perde arkasını
bilmeyen ve belki de performansım kısa sürdüğü için bana kırgın
olan Vanlı dinleyiciler varsa, onlarsa bu vesile ile özür dilemek
istiyorum.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
DAKA BÖLGEYİ KUCAKLIYOR
MİSYON
“TRB2 Bölgesi’nde yer alan
Bitlis, Hakkari, Muş ve Van’da
yerel potansiyelleri, kaynak
ve imkânları katılımcı bir
yaklaşımla harekete geçirerek
sürdürülebilir bir kalkınmayı
sağlamak”
BİTLİS
HAKKARİ
MUŞ
VA N
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
TARAFSIZLIĞIN VE
GÜVENİRLİLİĞİN SEMBOLÜ
DAKA, kurulduğu günden günümüze kadar yürüttüğü
tüm çalışmalarında bağlı kaldığı tarafsızlık ve güvenilirlik değerleriyle, TRB2 Bölgesi’nde olumlu bir kurumsal imaj oluşturmuştur.
YATIRIMCININ UFKUNDAKİ
UMUT IŞIĞI
Bölge’nin kalkınmasında rol alan aktörlerde genel olarak, DAKA’ya ilişkin olumlu bir yaklaşım ve
DAKA’nın gelecekteki çalışmaları konusunda da
umutlu bir bakış bulunmaktadır.
YATIRIMCININ GÜCÜNE
GÜÇ KATAN GÜÇLÜ KURULUŞ
lara destek sağlayan Yönetim Kurulu ve Kalkınma
Kurulu’nun bulunması da Ajans’ın güçlü yönleri arasındadır.
DOĞRU BİLGİNİN
ERİŞİLEBİLİR ADRESİ
Ajans’ın, aynı zamanda nitelikli personel yapısı ve
Bölge’de her zaman erişilebilir bir kurum olması da
güçlü özelliklerinin başında gelmektedir.
HERKESİN VE HER KESİMİN
AJANSI
Kuruluşundan bugüne geçen kısa sürede ajansın
bu özellikleri Bölge halkı ve katılımcılar tarafından
daha çok benimsenmiş ve Ajans daha çok tanınmaya başlanmıştır.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Bitlis
Mayıs 2012
22
Keşfedilmeyi Bekleyen Küçük Cennet
Nemrut gölü, Türkiye’nin en büyük ve
dünyanın ikinci büyük krater gölü unvanıyla,13 km2 lik alanı ile ve deniz seviyesinde 2247 mt yükseklikte bulunması merak uyandırıyor, krater gölünün
yanında farklı ölçekte dört adet gölet
bulunmaktadır, bu göletlerden birisi ılık
göl olması ayrıca kalderanın içinde 68
adet lav çıkışı bulunması bu lav çıkışının
bulunduğu alanı içinde birinden hala
buhar çıkışının devam etmesi insanların dikkatini çekiyor, Gölün yanında
lavların soğumasıyla oluşan büyük kayaların üst üste yığılması sonucu hava
sirkülasyonu sonucu oluşan buzulcukların oluşturduğu alana halk arasında
buz mağaraları denilmektedir, yazın en
sıcak gününde buz oluşumunun verdiği serinlik his edilmeye değerdir. Krater
gölü çevresinde bulunan bitki örtüsü
ve huş ağaçlarının 2500 mt yüksellikte
yetişmesi dikkat çekicidir, gölün içinde
bulunan sazan balığı olta ile balık tu-
tanların eğlencesi durumundadır. Kalderanın içinde bulunan kelebek, tavşan, keklik tilki, ayı ve 2009 yılında 7.5
mt uzunluğundaki yılanın bulunması
ayrıca ılık gölün içinde yaşayan kaplumbağalar hayvan varlığı açısından
önemlidir.
Akuatik turizm açısında yaz aylarında yılda iki defa şenlik yapılmaktadır,
Nemrut krater gölü şenlikleri çerçevesinde büyük gölde olta ile balık tutma
yarışması, yüzme yarışmaları, küçük
yelken guruplarının (Tatvan Yelken Kulübü 2008 yılı Kuş adasında yapılan
yarışmalarda küçükler kategorisinde
Türkiye üçüncüsü) gösterileri, göl kenarında konserler ve halk oyunları gösterileri yapılmaktadır. Krater gölü üzerinde
bulunan küçük teknelerle gölde tekne
turlarına imkân tanımaktadır, Nemrut kalderası ve krater gölünün doğal
dengesinin bozulmaması için Çevre ve
Orman Bakanlığınca hazırlanan yöne-
tim planı çerçevesinde bisiklet yolu, patika yollar, iskele, satış
büfesi, giriş kontrol üniteleri otopark alanları seyir alanları , kıl
çadır alanları planlanmıştır uygulamaları devam etmektedir.
(WC ve çeşme mevcuttur) Nemrut krater gölü Bitlis İl Merkezine 30 km uzaklıkta ayrıca, Bitlis İlinin en önemli destinasyonu
başında gelen Ahlat Selçuklu mezarlığına 35 km mesafededir. Nemrut krater gölünü Tatvan ve Ahlat çıkışlarında Türkçe
İngilizce olarak tanıtım panosu ve yön levhaları bulunmaktadır. (Ek:6) Dağcılık ve kış sporları için önemli bir kaynak Nemrut
dağıdır, yapısı itibariyle uzun dağ yürüyüşlerine uygun olan
Nemrut Dağı, Krater gölü, sıcak su kaynaklan, buz mağarası
ve Van Gölünün görülebileceği manzara olanakları gibi ilginç
özellikleri nedeniyle rekreatif değeri yüksek olan bir doğal değer niteliğindedir. İklim koşullan nedeniyle, yılın 4-5 ayı dağ ve
dağ etekleri karlarla örtülüdür, kar kalınlığının yüksek olduğu
Nemrut dağında karın yerde kalma süresi Aralık-Nisan aylarını kapsamaktadır. Nemrut dağın yamaçları eğim açısından
kış sporlarına uygun olan Tatvan ilçesine bakan yamacında kış
sporları yapılmaktadır
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
-
faaliyet göstermektedir.
-
-
Natural
-
Turizm
sektöründe faaliyet göstermektedir.
belgelerine sahiptir.
AVM
5000 dönüm sulu arazi mevcut olup, 1000 dönümüde
yonca, 1000 dönümünde fidan (kavak, elma, armut,
-
Enerji
ANKARA :Ceyhun Atif Kansu
Caddesi 45. Sokak No 13/9 Balgat
Tel
: 0312 286 50 65 (Pbx)
e-mail :[email protected]
TATVAN
Tel
Fax
Wep
:Cumhuriyet Caddesi No : 1
: 0 434 827 56 41
: 0 434 827 56 41
: www.adabag.com.tr
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Bitlis
Mayıs 2012
24
Dağdağan;
İlker Kaya
Teşvik yasası ile getirilen 6. Bölge avantajlarının yatırım yapmak isteyenler için bir
avantaj olduğunu belirten Tatvan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bilal Dağdağan,
yatırımcıyı bölgeye davet etti.
Gazetemizin ilk sayısında bölgede
tanınan, sevilen ve aktifliği ile bilinen
işadamlarından Tatvan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Bilal Dağdağan konuğumuz oldu. Dağdağan ile
hazırlıkları tamamlanan ve uygulama
tebliği beklenen teşvik yasası, Türk
Ticaret Kanunu ve bölgeyi ilgilendiren
birçok konu üzerine verimli bir söyleşi
yaptık.
İlker Kaya
[email protected]
Genel hatları ile açıklanan ve uygulamaya ilişkin karar ve tebliği
beklenen Teşvik kararı kalkınma için
yeterli mi, yoksa atılması gereken
başka adımlar da var mı?
Şunu öncelikle belirtmeliyim ki,
daha önce tek adımda yatırım destek
ofisleri açılmış, ancak bunlara hiçbir
şekilde işlerlik kazandırılamamıştı.
1/100.000 ölçekli çevre planları onaylanmış, ancak 25 yıl geçerli olacak bu
çevre planlarında kentsel yerleşim
alanları göz önünde bulundurularak
sanayi alanları yeterli seviyede belirlenmemişti. Bizler Bitlis ilimize ilişkin
çevre planına yaptığımız itirazlardan
sonuç alarak, tekrar revize çalışmalarının başlatılarak, kurulan komisyonda
ilgili tüm çevrelerin görüşü doğrultusunda bu alanları yeniden belirleyerek
sunduk. Biran önce onaylanması teşvik tebliğine yetişmesi çok önemli…
Genel hatları ile son derece iyi görünen ve tebliği beklenen uygulamanın,
anlatıldığı anlamda başarılı olması
ve ülkenin genel anlamda kalkınmasına katkıda bulunması için öncelikle uygulama tebliğinin çok hızlı bir
şekilde çıkması ve önceki teşviklerde
yatırımcının önünü tıkayan mevzuata
ilişkin işlemlerin çok hızlı ve süratli bir
şekilde çözümü noktasında muhakkak gerekli yasal tedbirlerin alınması
gerekmekte, konuya dahil tüm kurum
ve kuruluşlar uygulayıcıları ile birlikte
seferber edilmelidir.
Teşvik kararını, geçmişteki teşvik
uygulamaları ile kıyaslar mısınız?
Ne tür farklılıklar var?
Daha öncesinde çıkmış olan bütün
teşvik yasalarında bölgesel farklılıklar gözetilmemiş, buda bölgemizin
gerekli yatırımı almasını doğal olarak
engellemişti. Oysa şu anda 6’ncı bölgede öngörülen düzenlemenin yıllardır
iş çevrelerince dile getirilen düzenlemeleri kapsadığı anlaşılıyor. Özellikle
Ekonomi Bakanımız, camiamızın değerli mensubu Sayın Çağlayan’ın yıllar
önce Ankara Sanayi Odası başkanı
iken, sigorta işçi ve işveren hissesinin 1 TL olarak düzenlenip kayıt içine
dahil edilmeleri için bu 1 TL’nin tahsil
edilmesine ilişkin teklifinin bu yasada
hayat bulmuş olması çok sevindirici.
Önceki teşvik uygulamalarından farklı
olarak yatırımın yapılacağı yerin inşaat
vb harcamalarının da teşvik kapsamına alınmış olması güzel. Yatırım
tutarının yarısına ulaşıncaya kadar
yapılacak vergi indirimi, faiz desteği
gibi bir çok yönüyle atılmış yeni adımlar var.
Yeni teşvik kanunundan ne
bekliyorsunuz?
gerekiyor.
Bölge dışındaki yatırımcılara bir
mesajınız var mı?
Buradan tüm yatırımcılara sesleniyoruz. 6. bölgenin avantajlarından sizde
yararlanın. Diğer bölgelerde yapacağınız yatırımlardan 7 yıl, bölgemizde
yapılacak yatırımlardan 10 yıl süreyle
destek alacaksınız. 3 yıl bir yatırımın
tasarruf imkânı varken çalışması, o
yatırımın uluslararası arenada hak
ettiği yere gelmesinde çok büyük
avantajlar sağlar.
Sayın Dağdağan 1 Temmuzdan
itibaren Türk Ticaret Kanunu
Yürürlüğe girecek. Konunun
muhatabı bir işadamı olarak bize
neler söylemek istersiniz?
Kanunla gelen yenilikler nelerdir?
Ne tür avantaj ve dezavantajları
var?
Kanundan ne beklediğimize gelince;
Bir kere bunun cevabı “bölgemizin
yatırıma dönüşebilecek ne tür değerleri var sorusundan geçmektedir.
Öncelikle Tarih ve İnanç turizmi için
çok uygun bir bölge. Bunun yanında
tarım hayvancılık ve madencilik için
birçok avantaja sahip. Yıllardır verimli
bir şekilde işletilemeyen birçok maden
yatakları var. Ne bekliyoruz.
Sadece yerli yatırımcıyı değil, uluslar
arası düzeyde çalışan yabancı yatırımcıları da bekliyoruz. Nihayetinde
sermaye kazanabileceği yere gitmek
ister. Buradan kilometrelerce öteye
hammadde taşıyıp, daha sonra mamul
ürüne çevirip tekrar bölgeye getirmek demek, iki kez nakliye maliyeti
demektir. Oysaki bölgede bulunan
maden kaynaklarının bu yasada öngörüldüğü şekilde yerinde işlemeye
alınması halinde yatırımcı çok büyük
avantaj elde edecek,
Ortadoğu da bulunan ve yeni gelişim
ve değişim süreçlerine girmiş ülkelerin
imarında kullanılacak birçok mal ve
ürünü daha düşük maliyetlerle üretme
ve pazarlama şansı elde edeceklerdir.
Ancak irili ufaklı, iş deneyimi olmayan
alanların dağınık bir şekilde desteklenmesinden çok, büyük ölçekli, istihdama katkıda bulunacak ve verimli
çalışacak yatırımların seçiminin doğru
yapılması gerekir. Tabiî ki her şeyden
önce mevzuatında bir an önce çıkması
ve uygulamaya biran önce geçilmesi
isteyenler için şeffaflık ilkesi
doğrultusunda yararlı bir durum,
ancak rakipler ve kötü niyetli üçüncü
kişiler açısından risk barındıran bir
durum. Riski nedeniyle şirket bilgileri ne dereceye kadar açık olacak?
Bunun firmaya getirebileceği saldırı ve
zararlar ile faturalara ve satış fişlerine
işlenmesi gereken bilgilerin çokluğu,
ekonomik suça ekonomik ceza yerine,
hapis cezası öngörmesi gibi birtakım
tereddüt oluşturan durumlar var.
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda
revize yapılabilir mi?
Bunların yasa yürürlüğe girdiği zaman
muhakkak genel anlamda uygulamada oluşturacağı sıkıntıların daha iyi
görülüp, gerekli düzenleme ve düzeltmelerin yapılabileceğine inanıyorum.
Yasaya uygun düzenlemelerin herkes
tarafından çok hızlı bir şekilde takip
edilmesinin ve gerekli tedbirlerin
alınmasının sıkıntıyı en aza indireceği
kanaatindeyim.
Piyasada web sitesi kurabilecek
yeterli sayıda donanımlı
firma var mı?
Bilal DAĞDAĞAN
Tatvan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Türk Ticaret Kanunu 1957 yılında
çıkmış, daha sonra çeşitli tarihlerde
birtakım değişikliklere uğramış olan
Türk Ticaret Kanunun, gelişen dünyada ülkemizde çalışıp üreterek, istihdama katkıda bulunarak emek veren
firmalarımızın ihtiyacını artık karşılayamayacağı elbette ki malumunuzdur.
Bir kere bütün itirazlara rağmen çıkarılabilmiş olması son derece sevindirici. Web sitelerinin kurulması ve bu
siteler üzerinden yayınlanacak şirkete
ait bilgilerin ne derecede paylaşılacağı gibi bazı sıkıntıların yaşanacağı
muhakkak.
Şirkete ait bilgilerin web sitelerinde yayınlanması firma ile çalışmak
İlk bakışta bazıları için basit bir problem olarak görülen bir sorun daha var.
O da web sitesi kurulması ve dönemsel olarak bilgilerin işlenmesi. Piyasada birçok domain ve hosting hizmeti
veren firma var. Web sitelerini kurarak
yasaya uygun şekilde yayında tutmak
için gerekli donanıma sahip firma çok
az olduğu gibi, firmaların bu konuda yeterli donanıma sahip eleman
bularak bu işlerini yürütebilmeleri de
ekstra maliyetlerin yanı sıra birtakım
farklı problemlerde doğuracaktır diye
düşünüyorum.
Ancak web sitelerinin kurulması ve
işletilmesi yenide bir istihdam alanı
oluşturacaktır.
Bize zaman ayırdığınız için teşekkür
ederiz.
Gazetenizin bu ilk sayısında bölgemiz
insanına ulaşma imkânı verdiğiniz için
ben de teşekkür ederim. Gazetenizin
kuruluş amacına uygun olarak bölgede
önemli bir ihtiyaca cevap vereceğine
inanıyorum. Yeni yayın hayatınızda
başarılar diliyorum.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Haberin Doğru Adresi
Kumanda
Telsiz Tel.
N
Uydu
PC Malz.
Tel: 0 432 215 82 58
Ada Palas
Van
R
Cumhuriyet Caddesi No:1 / VAN
Telefon :0 432 216 27 16
Faks :0 432 214 36 11
Web :http://www.vanadapalas.tr.gg/
www.dogurehberi.com
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Muş
Mayıs 2012
26
Medeniyetler Diyarı
ULU CAMİİ
Camii Muş Kalesinin eteğinde ve meyilli bir araziye yapılmıştır. Giriş
kapısı üzerindeki kitabeye göre Hicri 979 (Miladi 1571) tarihi yazılıdır. Herkes tarafından Cami’nin Şeyh Muhammed Mağribi tarafından yaptırmış olduğu kabul edilir. Çünkü Cami avlusunda yatan Şeyh
Muhammed Mağribi’nin kendisidir. Camii, enine dikdörtgen planlı olup
iki sahından oluşmaktadır. Caminin harım mekanına sivri kemerli basit
bir kapıyla girilmektedir. Caminin ortasında büyük bir kubbe ile örtülü
olup, altı destekli camiler içine girmektedir. Kubbenin yanları ise beşik
tonozla kapatılmıştır. Kubbenin iç kısımlarında küçük ebatta nişler
bırakılmıştır. Camii mihrabı kapının hemen karşısında yer almakta olup,
sivri kemerli bir şekilde yapılmıştır. Mihrap kısmının üst kısmına iki
sıra halinde mukarnas kavsara yapılmıştır. Camiye sonradan eklenmiş
olduğu tahmin edilen, batı yönündeki ana mekana iki kemerle açılan ve
üzeri beşik tonozla kapatılmıştır. Bu bölümde sade yuvarlak kemerli bir
mihrap nişi de bulunmaktadır.
Yapıda düzgün kesme taş malzeme kullanılmıştır. Caminin iç duvarları
yerden 1,50 cm. yüksekliğinde beyaz fayanslarla çevrelenmiştir. Caminin üç gözlü son cemaat yeri bulunmaktadır. Caminin orijinal minaresi
günümüze ulaşamamıştır. Ancak orijinaline sadık kalındığı söylenilen
minareyi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1968 yılında yaptırılmıştır. Minare son cemaat yerinden göğe yükselmektedir. Minare
dikdörtgen bir kaide üzerine silindirik gövdeli ve tek şerefeli bir şekilde
yapılmıştır. Minarenin silindirik gövdesi üzerinde zigzak motifleriyle
hareketlendirilmiştir. Depremden zarar gören minareyi 1972 yılında bir
kez daha onarılmıştır.
BULANIK
ESENLİK CAMİİ
Camii, enine dikdörtgen planlı ve iki sahın şekilde yapılmıştır. Camiinin
güney beden duvarında dört adet destekleme payandası yapılmıştır. İki
tanesi üst kısmı meyilli diğer iki tanesi ise çatıyla aynı hizada tutulmuştur.
Mihrabın hemen hizasında yarım daire şeklinde ve üzeri külahla kapatılmış
bir mihrap çıkıntısı bulunmaktadır. Batı beden duvarına da bir adet payanda bırakılmıştır. Caminin kuzey beden duvarı ise farklı üç adet payanda
kullanılmıştır. Burada kullanılan payandalar, zeminden başlanılarak yukarıya doğru kademeli bir şekilde taşlar üst üste konulmuştur. Caminin
girişi kuzey sağ köşeden sağlanılmakta olup, üzeri sonradan yapılmış bir
camekânla kapatılmıştır. Camii kapısı ters “U” şeklinde bir silme yapılmış
ondan sonra birbirine düğümlü şekilde yapılmış bir bordürle çevrelenmiştir. Caminin giriş kısmında basık kemerli ve dört sıra şeklinde mukarnaslı
yapılmıştır. Basık kemerin üstünde ve mukarnas kavsaranın her iki yanında birer rozet yerleştirilmiştir. En üst kısmında ise iki satırlık bir kitabe
yerleştirilmiştir. Girişin her iki köşesine birer adet burmalı sütunceler
yapılmıştır. Harem mekanına girişi sağlayan kapıdan üç adet merdivenle
inilerek ulaşılır. Harem mekânın üzerine oturduğu sütünler tek silmeli,
sivri kemerli ve alınlık kısımlarında birer damla motifi yapılmıştır. Mihrabın
üzerinde kullanılan kubbeye geçişler pandantiflerle sağlanılmış, kubbenin
üstüne sonrada dört adet aydınlatma amaçlı mazgal pencere bırakılmıştır.
Mihrap kısmı, ters “U” şeklinde iki adet silme ile çevrelenmiştir. Silmelerin en üst kısmında mezar taşı olduğu söylenilen farklı ölçülerde üç adet
süslemeli taş bırakılmıştır. Yarım daire şeklinde yapılan mihrabın üst kısmı
istiridye motifiyle hareketlendirilmiştir. Üst kısmında ise bitkisel motiflerden oluşan dikdörtgen bir bordur yapılıp her iki yanına bire rozet yapılmıştır. Caminin kuzey duvarına iki adet farklı ölçülerde kapı nişi bırakılmıştır.
Ancak bu nişlerin dışarıyla bağlantıları yoktur.
Muş
ALAADDİN BEY (PAŞA)
CAMİİ
valisi Alaaddin Bey tarafından yaptırılmıştır. Ortada büyük, yanlarda
ise küçük kubbelerle örtülü ana mekan kare planlı olup, dokuz nefe
ayrılmıştır. Ana mekana, üç basık kubbeyle örtülü son cemaat yerindeki taç kapıdan geçilerek ulaşılır. Taçkapının yanları, kabartma kandil
motifleri, orta nefte yer alan mihrap da, sütunçeler ve bitki motifleriyle
süslenmiş caminin minaresi kare kaideli silindir gövdeli olup, iki renkli
kesme taştan yapılıdır.
HACI ŞEREF CAMİİ
Camiye sonradan eklenen üç gözlü son cemaat yeri bulunmaktadır. Harem mekânı kare planlı ve üzeri dokuz kubbe ile örtülüdür. Camide fazla
süsleme unsuru kullanılmamıştır. Taç kapısı dıştan çift silmeli ve her
silme ayrı ayrı tırtırlanmış ve içten sade tutulmuştur. Caminin mihrap
üzeri kubbe ile örtülü olup, mihrap kısmı oldukça sade tutulmuştur.
Caminin batısında yer alan bir adet minaresi bulunmaktadır. Minarenin
kare kaidesinin üzerindeki kitabeye göre 1902 yılında yapıldığı yazılmaktadır. Minare kaidesi düzgün kesme taştan yapılmış ve tek şerefeli
silindirik gövdelidir. Minarede iki renkli taşlarla zikzak ve geometrik
motiflerle zenginleştirilmiştir.
Caminin ana mekanına kuzey ve doğu yününde iki ayrı giriş kapısı
bulunmaktadır.
Caminin tamamı düzgün kesme taş ile yapılmıştır
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Bayiliklerimiz
Öztiryakiler
Empero
Alveo
Pimak
Fodinox
Electrolux
Fagor
Çözüm
ndustrio
Dizdar
Ekber
Baysan
Ekol Makina
Sgs
Kapp
Damga
MUTFAK CENTER
12
rs
a
e
Y
www.urartumutfak.com
Tel: 0 436 212 00 86
Gsm: 0 532 564 83 99 - 0 532 167 85 49
0 533 033 96 33 - 0 532 633 84 59
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Ağrı
Mayıs 2012
28
Belediye Başkanı Hasan Arslan;
Marka şehir AĞRI’ya doğru
“ Ağrı’yı marka şehir yapacağız.”
pazarı yaptık ve seyyar satıcılarımızı buraya yerleştirdik, bu caddemize sıcak asfalt
döktük, caddemizi orta refüjleri ve çevre
düzenlemesiyle birlikte halkımızın hizmetine sunduk” dedi.
1
927 Yılında il olan ve 94 yıllık geçmişinde
belediyecilik hizmetinde yeterince hizmet
almadığı bu süreç içerisinde göreve geldiğini belirten Ağrı Belediye Başkanı Hasan
Arslan, “29 Mart 2009 yılından bu tarafa yaptığımız ve yapacağımız hizmetlerle
Ağrı’yı marka şehirlerarasına yerleştireceğiz.
Bu çerçevede başlattığımız Değişim Projesi
devam edecek. Değişim Projesi ile her yıl bir
önceki yıla göre marka şehir olma yolunda
daha çok ilerliyoruz. İki yıldır Ağrı’da alt
yapı ve üst yapı noktasında ciddi yatırımlara
imza attık. Parke taşı üretim tesisini kurarak 700 bin m2 parketaşı yol yapımını bitirdik, 55 km de alt yapı çalışması yaptık. Tabii
ki yeraltına yaptığımız yatırım halkımız tarafından görülmüyor. Ancak biz altyapı çalışmalarımız ile Ağrı’nın geleceğine yatırım
yapıyoruz. Altyapıya yaptığımız yatırımlar
2012 yılında da aralıksız bir şekilde devam
edecek. Yaptığımız çalışmaları ve yatımları
Ağrı’nın 50 yıllık geleceğini düşünerek tüm
gerçekleştiriyoruz. Hayata geçirdiğimiz ve
geçireceğimiz tüm projelerimiz Ağrı’da kalıcı
örnek projelerdir”
AĞRI’DA DEĞİŞİM SÜRECEK
Ağrı’nın makus talihini değiştirmek için
başlattıkları Değişim Projesi’nin iyi bir
şekilde devam ettiğini belirten Belediye
Başkanı Hasan Arslan,“Önümüze bir çok
engel çıksa da moralimizi bozmadan halkımıza hizmet etmeye devam edeceğiz. Ben
ve ekip arkadaşlarım gecemizi gündüzümüze katarak çalışmaları aralıksız bir şekilde
sürdürüyoruz. Çalışmalarımızı projelendirme aşamasında halkımızın da görüşlerini
aldığımız için, projelerimizin uygulanmasındaki başarı da halkımızın verdiği destekle
kazanılıyor. Çünkü halkımız Ağrı’nın marka
şehir olması için değişim istiyor” dedi.
30 KM ŞEHİR İÇİ ASFALT DÖKÜLECEK
PARKE TAŞI ÜRETİM TESİSİ KURULDU
Bu yıl 30 km asfalt yol yapılacağının müjdesini veren Başkan Arslan, “Ağrı ilinin
geçmişinden bu yana caddelerinin gerçek
boyutta asfalta kavuşmadığı bilinmektedir.
2012 yılında yaz ayı döneminde ilimizde 30
km alt yapısıyla, Erzurum Caddesi, Kağızman Caddesi, Hani Baba Caddesi, Vali
Konağı Caddesi başta olmak üzere ana
arterleri ile 30 km’lik şehir içi yollarımızın
asfaltı yapılacak” dedi.
ESKİ VAN CADDESİ KÖTÜGÖRÜNÜMDEN
VE KAOSTAN KURTULDU
Eski Van Caddesi’nde bulunan seyyarları
esnaf yaparak caddeyi işgalden kurtardıklarını anlatan Başkan Arslan, “2009 yılında
göreve başladığımızda Eski Van Caddesi
seyyar satıcı ve esnaflar tarafından işgal
edilmiş, araç ve yayaların bu caddemizden
geçme imkanı kalmamıştı. Biz bu caddede
bulunan seyyarlarımız için uzay çatılı sebze
Belediyemizi dışa bağımlılıktan kurtarmak için belediye olarak parke taşı üretim
fabrikası kurduklarını söyleyen Başkan
Arslan, “Parke taşı üretim fabrikası 100 bin
metrekare taş üretiminden sonra kendisini
amorti etti. Belediyemizi parke taşı alımı
konusunda dışa bağımlılıktan kurtardı. Şu
ana kadar 700 bin metrekare parke taşı
üreterek yollarımıza döşeme yaptık. 2012
yılı içerisinde de mahallelerimizin en ücra
köşelerine kadar bu çalışmalarımız devam
edecektir” dedi.
AĞRI 50 YIL SU SIKINTISI
ÇEKMEYECEK
90 yıldır kuyu suyu içen Ağrılılar’ın ızdırabının sona erdiğini söyleyen Başkan Arslan,
“Başbakanımızın talimatı Devlet Su İşlerinin
yaptığı ihale ile belediyemizin maliyetini 30
yılda geri ödeyeceği su arıtma tesisinin açılışı 11.11.2011 tarihinde Sayın Başbakanımız
Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı. Bu
tesis ilimizin 50 yıllık su ihtiyacını karşılayacak kapasitede yapıldı. Ayrıca suyumuz
Türkiye’nin en tatlı suyu olma özelliğine de
sahiptir” dedi.
AĞRI YENİ OTOGARINA 2012’DE
KAVUŞUYOR
Yapımına 2011 yılında başlanılan yeni
otogarın Ağrı’nın 50 yıllık ihtiyacına
cevap vereceğini belirten Başkan Arslan, “Erzurum yolu üzerinde, İbrahim
Çeçen Üniversitesi karşısında bulunan
alanda yapılan yeni otogarımız 2012
yılı temmuz ayı içerisinde hizmet
vermeye başlayacak. Otogar ilimizin
gelecekteki 50 yıllık ihtiyacına cevap
verecek kapasitede planlandı” dedi.
DOĞU ANADOLUNUN EN BÜYÜK
HAYVAN BORSASI AĞRI’DA
Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük
hayvan borsasının Ağrı’da olmasının
şehrin ekonomisine büyük katkısının
bulunacağını söyleyen Başkan Arslan,
“Yapımına 2011 yılında başlamamıza
rağmen kış mevsiminin erken bastırması nedeniyle ertelediğimiz hayvan
borsası açılışına hız vereceğiz. Doğu
ve Güneydoğu Anadolu’nun en büyük
ve en donanımlı hayvan borsası Doğubayazıt yolu üzerinden Et ve Balık
Kurumu yanında yapılarak halkımıza
temmuz ayı içerisinde hizmet vermeye
başlayacak” dedi.
AĞRI, YEPYENİ BİR ŞEHİR
PARKINA KAVUŞACAK
Şehir merkezinde bulunan ordu evi
yeri ve çevresinde bulunan askeri
alanların toplu konut idaresine devredilmesiyle Ağrı’nın yeni bir şehir
parkına kavuşacağına dikkat çeken
Başkan Arslan, “Orduevi ve çevresine
yapımı planlanan şehir meydanının yer
tahsisi işlemi bitti.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Ağrı
Mayıs 2012
Daha önce Ak Parti Ağrı Milletvekilleri
Op. Dr. Mehmet Kerim Yıldız, Ekrem
Çelebi, Fatma Salman Kotan, Ağrı
Valisi Ali Yerlikaya, ve Ağrı İl Başkanı Abbas Aydın ile birlikte Ağrı’nın
sorunlarıyla ilgili Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Milli
Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile bir
dizi görüşme gerçekleştirdik. Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ı
ziyaretimizde bakanlığın yapacağı
çalışmalar konusunda bilgi paylaşımı
yapılmıştı. Daha çok proje yapımında
öncülük edecek bakanlığın şehirleşme
konusunda yapacağı ilk projede Ağrı’yı
pilot bölge olarak seçmesini istemiştik.
Ağrı’da yapılması planlanan şehir
meydanı ile ilgili olarak Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’la yapılan
görüşmede, Ağrı Orduevi ve askeri
lojmanların Belediyemiz tarafından
tahsis edilecek başka bir yere nakli
konusunda TOKİ Başkanlığı ile iş birliği yapılması ele alınmıştı. Yapılacak bu
çalışmaların ardından Ağrı’nın ihtiyacı
olan güzel bir şehir meydanına kavuşturulması için Leylek pınar Mahallesinde Orduevi yeri, Eski Askerlik
Şubesi Başkanlığı yeri ve Askeri
lojmanların alanı Şehir Meydanının
yapımı için tahsisi protokolü yapıldı.
Yapılacak şehir meydanı tamamlandığında Ağrı’da düzenlenecek etkinliklerin büyük bir bölümü yeni şehir
meydanında gerçekleştirilecek. Şehir
meydanı ile Ağrı farklı bir görünüm
de kazanacak. Bu tahsisin gerçekleşmesinde emeği geçen Ağrı Valisi
Ali Yerlikaya ve İl Milletvekillerimize
teşekkür ederim” dedi.
2012 YILINDA 20 BİN KAMYON
KAR ŞEHİR DIŞINA TAŞINDI
Ağrı şehir merkezinden 50 araçla şehir
dışına 20 günde 20 bin kamyon kar
taşındığını belirten Başkan Arslan,
“Bölge son yılların en etkili kış mevsimini yaşadı, 20 gün çift vardiyalı
çalışarak şehir dışına 20 bin kamyon
kar taşıdık. Ekiplerimiz geceli gündüzlü çalışmalarına devam etti. 50 iş
makinesi ile kar temizleme çalışmaları
sürdürüldü. İl merkezinde bulunan
caddeleri 4 defa temizledik, Kendi
araçlarımız yetmediği için dışarıdan
iş makinesi kiralayarak halkımızın bu
afeti en az hasarla atlatması için personelimizle birlikte özverili bir şekilde
çalıştık. Yatırıma gitmesi gereken para
karla mücadeleye gitti. Tabi bu bir
doğal afettir. Her afetin de belli bir
bedeli oluyor” dedi.
KENTSEL DÖNÜŞÜMLE AĞRI YENİ
BİR ŞEHİR HÜVİYETİ KAZANIYOR
Ağrıya yeni bir vizyon kazandıracak
olan kentsel dönüşüm projesinin ilk
etabının başlatıldığına değinen Başkan
Arslan, “Fırat Mahallesinde başlayan
bu dönüşüm ilk etapta 2012 yılında
120 adet konut faaliyete geçecek. Bu
mahalledeki konut sayısı önümüzdeki
yıl 1300’ü bulacak. Fırat Mahallesindeki ilk etap konutların ödemeleri 67
milyon lira ödenmiş olup ikinci etap
için 80 milyon lira ödenerek bu mahalle ilimizin ilk örnek kentsel dönüşüm projesi olacaktır. Bundan sonra
bu çalışmalar 100. Yıl, Mehmet Akif
Ersoy ve Fatih Mahallelerinde devam
edecektir” dedi.
AĞRI’YA YENİ PARKLAR
KAZANDIRILACAK
Fatih Mahallesinde başlatılan Fatih
Sultan Mehmet Parkı bu yıl tamamlanarak hizmete gireceğini belirten Başkan Arslan, “Minya Doğu Parkı’nı yeni
otogarımızın yanında yaparak Doğu ve
Güneydoğu Anadolu’da bulunan tarihi
eserlerin minyatürlerinin işleneceği
sosyal tesislerden oluşan bir parkı
bu yıl faaliyete geçireceğiz. Geçen yıl
Kurtuluş Mahallesi’nde Tarım İl Müdürlüğü karşısında bulunan bir alanda
yeni bir park oluşturduk. Eski Nadir
Ağa Parkı’nı yeniledik. Bu yıl özellikle
2500 dönümlük kent ormanını mesire
alanı yapacağız, bu alanda Ağrı halkı
rahatlıklı yeşil ve ağaçlar arasında
rahat bir nefes alacak” dedi.
AĞRI İLK KATLI OTOPARKINA BU
YIL KAVUŞACAK
Ağrı’nın ilk katlı otoparkını yapmak
için harekete geçtiklerini belirten Başkan Arslan, “Ağrı Cumhuriyet Caddesi
yanında ve İşletme Caddesi üzerinde
bulunan alanda katlı otopark projesi
uygulanacak. Bu yapılacak otopark ile
Ağrı trafiği rahatlayacak, çevredeki
esnaflar da kapı önlerinde park eden
araçların sıkıntısından kurtulacak”
dedi.
AĞRI’DA SU TAŞKINLARINA
ÖNLEM ALINDI
Ağrı’da sel sularının neden olduğu
taşkınlar için gerekli önlemleri aldıklarını söyleyen Başkan Arslan, “2010
Yılında ilimizde meydana gelen sel
sularının verdiği zarardan sonra 50
km’lik taş tahkimatlı setler yapıldı. Bu
setlerin yapımından sonra ilimizin üç
29
adet köprüsü yenilenerek halkımızın
hizmetine sunuldu” dedi.
AĞRI BELEDİYESİ ARAÇ FİLOSU
YENİLENDİ
Dikkatli ve titiz bir çalışma ile Ağrı’da
ilk defa kapalı konteyner ile çöp taşıma
hizmetini başlattıklarının altını çizen
Başkan Arslan, “Belediyemize daha
önceden temizlik işlerinde büyük
külfetler getiren ihaleyi iptal ettik.
Buna mukabil 30 adet yeni araç aldık.
Böylece temizlik konusunda ilimizde
ilk defa kapalı konteynerla çöp taşıma
sistemini başlatmış olduk. İki adet binek, altı adet de yolcu taşıma otobüsü
alımı yaparak araç filomuzu güçlendirdik” dedi.
SOSYAL BELEDİYECİLİKTE
İLKLERE İMZA ATILDI
Ağrı’da yapılan çeşitli etkinliklerin
yanında Kent Konseyi ile birlikte öğrencilere burs verdiklerine de değinen
Başkan Arslan, “Her yıl 150 öğrenciye ÖSS kursu vererek ihtiyaç sahibi
öğrencilerin üniversiteyi kazanmasını
sağladık. Tiyatro çalışmaları ile geçen
yıl 30 bin öğrenciye tiyatro gösterimi yaptık. Aşıklar şöleninin3.’sünü
düzenleyerek geleneksel hale geirdik,
deng-i bejler şöleni düzenledik. Üç yıldır düzenlediğimiz çeşitli etkinliklerle
kurtuluş şölenlerimiz yapıldı, 2011 yılında ilk defa bir ay boyunca Ramazan
şenlikleri düzenledik. Bu tür etkinlikler
önümüzdeki yıllarda da artarak devam
edecektir” dedi.
AĞRI’DA RAMAZAN VE KADİR
GECESİ ETKİNLİĞİ
Ağrı Belediye Başkanlığı tarafından
düzenlenen Ramazan etkinlikleri, Kadir gecesi kutlaması organizasyonu ile
halkımız manevi ve kültürel bir iklim
yaşadı. Türk sanat müziği ve Türk tasavvuf musikisi icrası, Ney ve kudüm
eşliğinde sema gösterisi, Kur’an-ı
Kerim tilaveti ve özel ilahi gurubunun
okuduğu ilahiler, havai fişek gösterisi
ile muhteşem bir kutlama organizasyonu gerçekleştirildi.
Kültürümüze ait hiçbir şeyin unutulmadığı kutlamalarda, büyükler için
Osmanlı kostümlü Yörük çadırı, çocuklar için Osmanlı şerbetçisi, pamuklu şeker, Osmanlı macuncusu, patlamış mısır, gondol, şişme oyuncaklar,
atlı karınca ile lunapark yer aldı.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Ağrı
Mayıs 2012
BAYANLAR KENT KONSEYİ
ÇALIŞMALARI BAŞLADI
Ağrı Belediyesi Kent Konseyi Başkanlığı Kadın
Meclisinin ev sahipliğinde, Ağrı Belediyesi Kent
Konseyi çok amaçlı hizmet binasında, Kadın Çalıştayı yapıldı.
Ağrı Belediyesi Kent Konseyi; kadın konusunda
çalışan tüm paydaşları, kamu kurum ve kuruluşlarını, üniversite, meslek kuruluşları ve sivil toplum
kuruluşlarını bir araya getirerek, Ağrı’daki kadınların mevcut durumlarını tespit etmek, sorunlarını
tartışmak ve çözüm yollarını geliştirmek için yapılacak öneriler doğrultusunda geleceğe dönük eylem planları yapmak amacıyla ilk Kadın Çalıştayı’nı
yaptı. Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Öğr.
Gör. Zübeyde Yıldırım Başkanlığında düzenlenen
Kadın Çalıştayı’na yoğun ilgi oldu.
Kadın Çalıştayı’na İl Sağlık Müdürlüğü’nden
Dr.Z.Arzum Uzundemir, Ağrı İbrahim Çeçen
Üniversitesi’nden Bilehan Bilmez ve Sema Taşdelen, Ağrı İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nden
Özlem Kara ve Ağrı Huzur Evi Müdürü Berrin
Dokcan, İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Semanur Başgül, İl Müftülüğü’nden Elif Erkuş, Ağrı
Barosu’ndan Av. Kader Korkunç ve Av. Tuğba
Bal, İl Genel Meclis Üyesi Şevin Geçit, Ağrı Belediye Meclis Üyesi Besra Şimşek, Kadın ve Aile
Platformu Derneği’nden Edibe İnan, Ağrı Ka-Mer
Vakfından Günay Bozkuş ve Birgül Arat, ASYABİR
Derneği’nden Ebru Tanrıverdi ve Yasemin Yolver,
KASİAD Derneği’nden Keriman Dayı, Ağrı Yaşamın Renkleri Derneği’nden Handan Ateş, Filiz
30
Gökbakan ve Sevda Ekinci, Ağrı Güneşin Kadınları Derneği’nden Gülay Söylemez ve çok sayıda
davetli katıldı.
taklı yurt ile eğitime önemli katkıda bulunulacağı
için memnuniyetini belirten Başkan Arslan gerekli
desteği vereceklerini söyledi.
Ağrı Belediye Başkanı Hasan Arslan’ da toplantıya
katılarak kadınların ortak sorunlarını dinledi. Başkan Arslan yaptığı konuşmada, Belediye Başkanı
olarak kendi alnanında üzerine düşen konularda
yardımcı olacağını belirterek çalışmaların daha
verimli olması için kent konseyinde bir sekretaryanın oluşturulup koordinasyonun sağlanmasını
ve yapılan çalışmalarda her zaman ortak hareket
edilmesini istedi.
Yapılan ziyaretin anısına Başkan Arslan, misafirlerine birer plaket verdi.
Ağrı Belediyesi Kent Konseyi Başkanlığı Kadın
Meclisi’nce birincisi düzenlenen Ağrı Kadın Çalıştayı sonuç raporunda farklı konularda araştırma ve
çalışma yapmak üzere 4 çalışma grubu oluşturuldu.
Gençleri kötü alışkanlıklardan korumak ve bir araya gelerek dostluk içinde spor yapmalarını sağlamak için böyle bir karar aldıklarını belirten Başkan
Arslan, “Gençleri spor yapmaya teşvik etmek
amacıyla yola çıktık. Son sistem marinalarla hizmet veren bir spor merkezini Ağrı gençliğine spor
yapmaları ve bu tesisten ücretsiz faydalanmaları
için tahsis ettik. Ayda ortalama 250 - 300 gencin
bu tesiste spor yapmasını hedefledik.
1- İl Kadın Çalışma Grubu: Sağlık, eğitim ve yoksulluk alanlarında çalışmalar yürütecek.
2Kadın Tarımsal Üretim ve Pazarlama Çalışma Grubu: Tarımsal üretim, girişimcilik ve pazarlama alnında çalışmalar yürütecek.
3Kadın İstihdamı ve Örgütlenmesi Çalışma
Grubu: Kooperatifleşme, istihdam, örgütleme ve
sosyal güvenlik alanlarında çalışmalar yürütecek.
4Kadın ve Sosyal Yaşam Çalışma Grubu:
Kadın ve şiddet, töre cinayetleri ve erken evlilik
konularında çalışmalar yürütecek.
AĞRI BELEDİYESİNDEN SPORA DESTEĞİ
DEVAM EDİYOR
Ağrı Belediye Başkanı Hasan Arslan, spor yapmak
isteyen ama imkânı olmayan gençlere ve spordan
uzak kalan gençlere”Haydi Gençler Spora” projesi
ile imkân hazırladıklarını söyledi.
Her hafta Cuma günleri saat 14.00 başlayacak Kadın Çalıştayı tüm kadınların katılımına açık olacak.
AĞRI’YA 200 YATAKLI YURT MÜJDESİ
Ağrı Belediye Başkanı Hasan Arslan’ı Makamında
ziyaret eden iş adamı Zeki Kaya ve Nimetullah
Kaya Ağrı il merkezine 200 yataklı yurt yapmak
istedikleri müjdesini verdi.
Ağrı Belediye Başkanı Hasan Arslan’ı Makamında
ziyaret eden Şua İnşaat San Tic.Ltd Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Nimetullah Kaya ve Şiar
İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kaya Ağrı il
merkezinde 200 yataklı bir yurt yapmak istediklerini, yurt yapımı ile ilgili işlemleri başlatmak için
Ağrı’da bulunduklarını belirtti. Yapılacak 200 ya-
2012 YILI İÇERİSİNDE YAPILACAK PROJELER
1. Yeni otogar açılışı yapılacak
2. Yeni hayvan borsasının açılışı yapılacak
3. Caddeler (30 km) asfalta kavuşacak
4. Kağızman Caddesi çift şerit halinde yeniden düzenlenecek
5. Yeni sebze ve meyve hali sitesi yapılacak
6. Yeni oto galericileri sitesi şehir dışında kurulacak.
7. Yeni kömürcüler sitesi şehir dışında yapılacak
8. Şehir parkı çalışmaları başlatılacak
9. Yeni çok katlı oto park yapılacak
10.Minya Doğu Parkı yeni otogar yanında yapılacak
11. Fatih Mahallesi Boncuklu sahasında
Hasan ARSLAN
Fatih Sultan Mehmet Parkı tamamlanacak.
Ağrı Belediye Başkanı
12. Atık su arıtma tesisi yapılacak
13. Şehir içi ulaşım sistemi yeniden yapılandırılacak
14. Sosyal ve kültürel etkinliklere ağırlık verilecek
AĞRI BELEDİYESİ ATLETİZM TAKIMI
DÜNYA BİRİNCİSİ OLDU
Ağrı Belediyesi atletizm takımı bu yıl yapılan
müsabakalarda kulüpler arası Türkiye ikincisi oldu.
Ağrı Belediyesi atletizm takımı, Ağrı Naci Gökçe Lisesi atletizm takımı adı altında da Malta’da
yapılan liseler arası dünya şampiyonasında Dünya
Birincisi oldu.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Ağrı
Mayıs 2012
31
AĞRILI KURTULUŞ ŞENLİKLERİ İLE COŞTU
Ağrı Belediyesi’nce
düzenlenen Sosyal
Destekleme Programı
(SODES) tarafından
finanse edilen 3.Ağrı
Dağı Kültür Sanat ve
Spor Şenlikleri adlı
programı 3D sinema
gösteresi büyük ilgi
gördü.
3 seans yapılması planlanan sinema gösterisi yoğun ilgiden dolayı
5 seansa çıkarıldı. Film girişinde 3
boyutlu sinemayı izlemek için bütün
izleyicilere 3D gözlük dağıtılması
filme ayrı bir heyecan kattı. Filmi
heyecanla izleyen Ağrılılar sinema çıkışında yaptıkları değerlendirmelerde
yapılan şenlikleri çok beğendiklerini
söyledi. Ayrıca Ağrı’da böyle organizasyonların devamını ve tekrarlanmasını istediklerini belirten Ağrılılar
Ağrı Belediye Başkanı Sayın Hasan
Arslan’a da teşekkür ettiler.
Kurtuluş Şenliklerinde
Çocuklar doyasıya eğlendi
2 bin 500 öğrenciye İlizyon gösteresi,
Çocuklar Eğlenceye Doyamadı. Ağrı
Belediyesi tarafından düzenlenen
Sosyal Destekleme Programı (SODES) tarafından finanse edilen 3.Ağrı
Dağı kültür sanat ve spor şenlikleri
adlı programı İlköğretim Okulları
İlizyon gösteresi minikler tarafından
büyük ilgi gördü.
Ağrı’daki ilköğretim okullarına yapılan gösteri 5 seans halinde izleyicilerle buluştu.
2.500 öğrenci tarafından büyük ilgi ile izlenilen ilizyon
gösterisi seyircinin beğenisini kazandı.
Emre Aydın konserinde izdiham
‘Ağrı Dağı Kültür, Sanat ve Spor
Şenlikleri’ Ağrı Belediyesi tarafından düzenlenen Emre Aydın ve Grup
Bajar konseriyle sona erdi.
Ağrı’nın düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü etkinlikleri kapsamında belediye tarafından 4 Nisan
günü başlatılan ‘Ağrı Dağı Kültür
Sanat, ve Spor Şenlikleri’ Emre Aydın
ve Grup Bajar konserleri ile tamamlandı.
Sosyal Destek Programı (SODES)
Kurtuluş Şenliklerinde 3D sinema’ya yoğun ilgi
kapsamında finanse edilen şenlikler
bu yıl oldukça hareketli geçti. Şenlikler kapsamında; stend-up gösterileri,
tiyatro gösterileri, ilizyon gösterileri
ve sergi gösterileri düzenlendi.
davet ettiğimiz Ahmet Badıllı eşliğindeki Sıra Gecesi Ekibi Ağrılı hemşerilerimize unutulmaz bir müzik ve
gösteri ziyafeti yaşattılar” dedi.
Ağrı’da Şanlıurfa sıra gecesi
ekibi takdir topladı
Ağrı Belediyesi tarafından organize edilen kültürel etkinlikte,
Şanlıurfa’dan gelen Sıra gecesi ekibi
programı ile Ağrı’yı etkiledi.
Ağrı Belediyesi’nin geleneksel olarak
her yıl 4–15 Nisan tarihleri arasında
‘Kurtuluş Şenlikleri’ adıyla düzenlediği etkinliklerde bu yıl Şanlıurfa’dan
gelen Sıra Gecesi Ekibi’de yer aldı.
Konu hakkında açıklamalarda bulunan Ağrı Belediye Başkanı Hasan
Arslan, göreve geldikleri günden bu
yana Ağrı’da birçok sportif ve kültürel
projeyi gerçekleştirdiklerini söyledi.
Kurtuluş Şenlikleri programı ile son
2 yılda Türkiye’nin birçok önemli
sanatçısını Ağrı halkı ile buluşturduklarını belirten Arslan, “Şenlikleri
bu sezon farklı bir formatta organize ediyoruz. Bu yıl sporcularımız
‘Kurtuluş Kupası’nda ter dökerken,
atletlerimiz düzenlenecek Kurtuluş
Koşusu’nda yarıştı. Ayrıca şenlikler
boyunca birçok sportif
aktivitelerde Ağrılı hemşerilerimiz de
yer aldı. Ulusal ve yerel tiyatro ekipleri, stand up gösterisi, 3D sinema
gösterileri, illüzyonistler, sıra gecesi,
ödül gecesi, sergi, türkü yarışması
ve konser gibi kültürel ve sanatsal
etkinliklerle dolu bir şenlik programı gerçekleşti.. Bu yıl Şanlıurfa’dan
Bu yıl belediyenin yaptığı aktivitelerin SODES projesi kapsamında
desteklendiğini kaydeden Arslan,
“Bu projenin geçmesinde katkısı
bulunan başta Kalkınma Bakanlığımız olmak üzere Sayın Valimiz Ali
Yerlikaya’da teşekkür etmek istiyorum. Şanlıurfa’yı ve Şanlıurfalıları çok
seviyorum. Ağrı halkı da Urfalıları çok
seviyor. Ağrı Sivil Savunma Müdürü
Müslüm Cengiz in Sıra Gecesi’nin
Ağrı’ya gelmesinde emekleri oldu.
belirlendi. Ağrı’da ki Müzik Öğretmenlerinin yaptığı elemelerde bir birinden güzel sesler yarıştı. Yarışmacılardan bazılarının heyecanlı olması,
bazılarının ise sahne performansı
dikkat çekti. Ailelerinden destek alan
yarışmacılar sesleri ile jüri tarafından
tam not aldı.
Elemelerde 10 Öğrenci 13 Nisan
Cuma günü final için yarıştı. Final
programında jüri olarak Ünlü sanatçı
Küçük İbo, O Ses Türkiye ile ünlenen
Ağrılı Nurullah Çukan ve Ağrılı Behzat Duygun yarışmacıların performanslarını değerlendirdi.
Elemeler sonucunda ilk ona
kalan öğrenciler ise şöyle;
1 – Asuman Yavuz, 2 – Ümmi gülsüm Hasar , 3 – Rasime Budak , 4
– İsrafil Kalkan , 5 – Serhat Budak ,
6 – Sevda Kabukara , 7 – Tansu Teski , 8 – Selda Demirkaya , 9 – Birgül
Nogay , 10 – Sadriye Taşdemir.
Şenlikler verilen konserlerle sona erdi
Ağrı Belediyesinin finansmanıyla,
Ağrı şehir merkezindeki Erzurum
Caddesi üzerinde Dörtyol kavşağında
düzenlenen konserde sahneye önce
Mehmet Eroğlu, Nurullah Çukan ve
Behzat Duygun Grup Bajar ardından
Emre Aydın çıktı. Yaklaşık 15 bin
kişinin dinlediği konserde gençler
gönüllerince eğlendi.
Liseler Arası Ses Yarışması
Elemeleri Yapıldı
Ağrı Belediyesi tarafından düzenlenen ve SODES ile Ağrı Valiliği’nin
finansmanlığını yaptığı Liseler Arası
THM Ses Yarışması’nda elemeler tamamlandı. Ağrı Dağı Kültür Sanat ve
Spor şenlikleri kapsamında 13 Nisan
2012 Cuma günü yapılacak olan ses
yarışması için 53 aday arasından ilk
on finalist yapılan elemelerden sonra
Emre Aydın
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Ağrı
Mayıs 2012
Doğubayazıt’ın 7 km güneydoğusunda,
Eski Doğubayazıt’ın kayalıkları üzerindedir. Sarayın harem girişi üzerinde
bulunan kitabesinde şunlar yazmaktadır:
“Bin yüz ile doksan dokuz oldu buna
tarih,
İshaka meram üzere kem kıl dü cihanı”
Buradan yapının H.1199 (M.1784)
tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır.
Kitabede adı geçen İshak ise, II. İshak
Paşa’dır. Yapı, yaklaşık yüz yıllık bir
dönem içerisinde tamamlanmıştır. Sarayın imarına, 1634-1680 yılları arasında
Beyazıt Sancakbeyliği’ni yapan Çolak
Abdi Paşa döneminde başlanılmış,1734
yılında II. İshak Paşa döneminde ise
tamamlanmıştır.
İshak Paşa Sarayı, Saraydan öte bir
külliyedir. İstanbul Topkapı Sarayı’ndan
sonra ikinci teşkilatlı saray sistemine
sahiptir. Aynı zamanda yörenin en büyük tarihi eseri ve en çok gezilen turistik
yeridir. Son devirde yapılan sarayların
en ünlüsüdür. Doğubayazıt ilçesinin 5
km. doğusunda bir yamacın tepesinde
kurulan saray Osmanlı İmparatorluğunun Lale devrinde yapılmış son büyük
anıt yapısıdır. Harem dairesi Topkapı
sarayı örnek alınarak yapılmıştır. Saray
binasının oturduğu zemin vadi yakasında olduğundan kayalık ve sarptır. Sadece
doğu tarafında müsait bir düzlük vardır.
Bununla saray çevreye bağlanır ve saraya giriş çıkışlar buradan sağlanır. İshak
Paşa sarayının oturduğu bölge arazi
olarak doğudan batıya doğru inildikçe
kademe kademe alçalır. Bu nedenle
de sarayı belli bir eksene yerleştirmek
için kuzey, güney ve batı yönlerinde
dolgular, yüksek teraslı duvarlar ve
bodrumlar yapılmıştır. Siyah yontma
taşlarla alttan yukarıya doğru düzgün bir
meyille örülen terasların yüksekliği 15
metreyi bulmaktadır. Sarayın planında
Türk Saraylar Geleneği esas alınmıştır.
Kapladığı alan 7600 m2’ dir. Yapımının
99 yıl sürdüğü söylenmektedir. Bina
teşkilatı iç içe iki avlu etrafında toplanmıştır. Birinci avlu etrafında bulanan
yapılar büyük tahribata uğradığından
ayakta bulunan bölümleri restore edilmiştir. Böylece sarayın “U” şeklindeki
iki avlusundan birincisinin yalnız çevre
duvarları, ikincisinin ise karşılıklı olmak
üzere odaları ve yıkılan temelleri bulunmaktadır. Sarayın mimarisinde Osmanlı
İSHAK PAŞA
SARAYI
Fars ve Selçuklu medeniyetlerinin ortak
etkisi gözlenmektedir. Uzaktan bakıldığında arazinin sertliğinden dolayı insana
sert bir duygu kazandırmaktadır. Bunun
sebebi bir zamanlar çevresinde kurulmuş olan şehrin aşağıya taşınmış olması
ve çevresinin ıssızlaşmasıdır. Ancak bu
sert ve ıssız görünümüne karşın sarayın
iç ve dış mimarisindeki güzellik yüreklere huzur bahşeden bir ifade taşımaktadır. Yüksek duvarlar üzerine oturtulmuş
olmasına rağmen sulh ve sükûnu temsil
eden bir havası vardır. Saray eski kalelerin özelliğini kaybettiği ateşli silahların
geliştirilerek bol kullanıldığı bir çağda
yapıldığından doğu yönündeki tepelerden gelecek bir saldırıya karşı müdafaası
zayıftır. Cümle kapısı müdafaa bakımından en zayıf noktasıdır. Cümle kapısının
taş ve oymacılığı muntazamdır. Orjinalleri altın kaplama olan sarayın kapıları
Osmanlı-Rus savaşı sırasında Ruslar
tarafından götürülmüştür. Bunlar halen
Moskova müzesinde sergilenmektedir.
CÜMLE KAPISI
İshak Paşa sarayının gerek plan gerekse
cephe ifadesi bakımından gösterişli bir
unsurudur.11 sütundan oluşmaktadır.
İshak Paşa Sarayı cümle kapısı çeşitli
mimari yapıların kompozisyonu şeklindedir. Farklı mimari yapıların birbirlerini
tamamlayan özellikleri bir araya toplanarak bütünlük arz eden bir yapıt ortaya
çıkartılmıştır. Plan kuruluşu bakımından
Barok olan bir kitleyi Barok-Rokoko,
Selçuklu ve Osmanlı
tenziyatı ve mimari
unsurlarından alınmış
çeşitli elementler bir
araya getirilmiş, bu
unsurlar birbirlerine
ustalıkla yakıştırılmıştır. Cephe gösteriş
bakımından zenginleştirilmiş, bunu yaparken
isterken yapı unsurlarının aksatılmaması
da başarılmıştır. Cümle
kapısında süs unsuru
olarak taban oyuğu
üzerinde, kabartma yapraklarla süslü
madalyonlar vardır.
Kapının iç cephesinin
bir tarafında çeşme yer
almaktadır. Klasik Türk
çeşmelerinden olan bu
çeşme halen akmaktadır. Diğer tarafında
ise kapıcının oturduğu kulübe ile avluya
açılmaktadır.
HAMAM
Hamam planı iki gözden oluşmuştur.
Bunlardan birisi yıkanma diğeri ise
giyinme yeridir. Her ikisinin de üstü
kubbelidir. Kubbelerin orta tavanları
çöktüğünden bu hamamların ışıklandırılması hakkında sağlıklı bir bilgi bulunmamaktadır.
İSHAK PAŞA SARAYİ CAMİİ
Harem ile selamlık daireleri arasında yer
almaktadır. Camiye selamlık kısmından
büyük bir ustalıkla yapılmış sanat eseri
sayılabilecek bir kapıdan girilmektedir.
Caminin kıble istikameti saray binasının
ilk göze çarpan yeri olduğundan bütün
ağırlığın camiye verildiği kanısı hasıl
olmaktadır. Manevi bir korkudan olsa
gerek sarayı tahrip edenler camiye fazla
dokunmamışlardır. Ancak, kurşun ve
maden çemberlerini söküp götürmek
maksadı ile caminin son cemaat yerindeki ve harem kısmındaki iki direğini
yıkmışlardır. Caminin içinde yer alan
mihrap, derin bir iniş teşkil eder. Mihrabın yanında bir balkon gibi kurulmuş
olan minbere çıkılır. Caminin kubbesi
içten sıvalıdır. Alt kısmında oldukça
yüksek bir tanbur bulunmaktadır. İçten
kubbenin sıvaları üstüne ağaç ve çiçek
tasvir eden rokoko tarzında işlemeler
yapılmıştır. Camin kubbesi incelenmeye
değer olup kubbenin etrafında rahatça
dolaşmaya müsait bir teras bulunmaktadır. Cami, genel mimari planı bakımından barok, işleme unsurları bakımından
rokokoyu andırmaktadır. Minaresi
başlı başına bir abide görünümündedir.
Yapılış tarzı tamamen Türk üslubu olup
kaidesi kare planlıdır. Alttan üste doğru
sekiz köşeli bir durumdan yuvarlak bir
gövdeye geçilmektedir. Şerefesi, açık
krem ve kırmızı ahlat taşla örülmüştür.
Şerefe korkuluğunun inceliği minarenin
kalın olan havasını değiştirmektedir.
Taş örgülü külah üzerinde tunç bir alem
bulunmaktadır. Minareye içten 92 basamakla çıkılmaktadır.
SELAMLIK DAİRESİ
İshak Paşa Sarayı’nda selamlık dairesinin çok az bir kısmı ayakta kalmıştır.
İkinci avlunun sağ tarafında yer alan
cami ile bitişik harap bölgeler bunlarla
32
ilgili kalıntılardır. Selamlık dairesine
avlunun sağ tarafına yapılmış kıymetli
bir kapı ile girilmektedir. Yedi basamaklı
bir merdiven ile çıkıldıktan sonra üzeri
tonozlu uzunca bir hole ulaşılmaktadır.
Selamlık dairesindeki salonun uzunluğu
18 m.’dir. Bu dairenin en ilginç kısmı
cumbalı köşkün bulunduğu yerdir. Bu
kapıdan, günümüze ulaşmış ve yerinde
bulunan dört ahşap konsol, Urartulardan kalma kalıntılara bakacak bir şekilde
yerleştirilmiştir. Bu konsüllerin üst
kısmında bir kartal tasviri, alt tarafında
bir insan başı ve gövdesi, ortasında ise
bir aslan yer almaktadır. Ahşap konsüllerin bulunduğu yer itibariyle Tanrı’nın
tüm yeryüzü ve gökyüzünün sorumluğunu insana yüklendiği düşüncesine
ulaşılmaktadır. Bunun yanı sıra figürlerden insanın; aklın üstünlüğünü; aslanın; gücü, kartalın ise yırtıcılığı ve hava
hâkimiyetini simgelendiği ifade edilmektedir. Bu ölçülü köşkün ahşap olduğu,
kalan izlerden anlaşılmaktadır. Selamlık
kısmında ayrıca cami ve bitişik dört oda
daha bulunmaktadır.
MERASİM VE EĞLENCE SALONU
Dikdörtgen planlı olup salon ikişer sütuna bindirilmiş üçer kemerle üç kısma
bölünmüştür. Etraf duvarları süslü
nişlerle kaplıdır. Nişlerin üstlerinde saray
ahalisini öven kitabeler mevcuttur. Salon, ışığını tavandan almaktadır. Burasının aynı zamanda Paşanın kabul salonu
olarak da kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Bu salon, plan ve mimari olarak Barok
ekolunun özelliklerini taşımaktadır.
TÜRBE BİNASI
Caminin kıble duvarı dışına kurulmuştur.
Türbenin İshak Paşa’nın anne ve babasına ait olduğu söylenmektedir. Türbenin en ilginç yanı, mezar odası girişini
sağlayan sahanın üstündeki kümbettir.
Kümbet azda olsa Selçuklu kümbetlerini
andırır. Kaidesi siyah taştan olup, diğer
kısımları krem rengi kalker taşındandır.
Cephe barok sitilindedir. Süslü kitabelerin yanı sıra oyuk içlerinde vazolardan
çıkan çiçekli dallar zengin ve gösterişli
bir görünüm vermektedir. Dik bir merdivenle türbenin mezar odasına inilmektedir.
AŞEVİ-MUTFAK (DARUZZİYAFET)
Aşevi 100 m2 kadar yer kaplar. Çatı
örtüsü dört büyük kemerin karşılıklı
kurulması ile oluşmuş ilginç bir yapıdır.
Geniş saha içerisinde güneye bakan iki
penceresi, diğer duvarlardan çeşitli yönlere açılan kapıları ile küçük bir aş ocağı
vardır. Aşevinin yanında harem banyoları
yer almaktadır. Buradan haremin salon
ve odalarına geçilmektedir.
HAREM DAİRESİ
Sarayın kuzey ve batı kısmının tamamını kaplayacak olan bölümünde harem
odaları sıralanmıştır. Odalar günümüzdeki kalıntıları ile iki katlı bir görünüme
sahiptir. Ancak üst kısmı fazlaca yıkık
olduğundan zemin kattaki bölümleri
incelenebilir. “L” şeklindeki 12 odanın
hemen hepsi aynı biçimdedir. Her birinin
dış manzaraya bakan iki penceresi bulunmaktadır ve bunların arasında birer
şömine mevcuttur.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Iğdır
Mayıs 2012
IĞDIR KAPILARINI YATIRIMCIYA AÇTI
Iğdır Valisi Amir Çiçek, Iğdır’ın potansiyelini ve yatırım imkânlarını referans
göstererek yatırımcıları Iğdır’a davet
etmek için bir mektup yayımladı.
Devletin sunduğu teşvik ve desteklerle
birlikte yatırımcı için oldukça cazip ve
bakir alanlar sunulduğunu belirten Vali
Çiçek mektubuna şöyle devam etti;
“Değerli Yatırımcılarımız, Iğdır
Türkiye’nin Ermenistan, Azerbaycan
(Nahçıvan) ve İran olmak üzere 3 ülke
ile sınır olan tek ilidir. Iğdır sınır ili
olmasının avantajını, yaptığı ihracatla
da kanıtlamaktadır. İç pazardan ziyade
dış pazarlara odaklanan Iğdır, 2011 yılı
TÜİK verilerine göre Doğu Anadolu
Bölgesi’nin en fazla ihracat gerçekleştiren 3. ilidir. Artan ihracatın en
önemli nedeni Iğdır’ın komşu ülkelerle
yakın kültürel bağlarının bulunması ve
nakliye avantajı sunmasıdır. Iğdır’ın
ihracatı başta Azerbaycan olmak üzere,
İran, Türkmenistan, Kırgızistan, Irak,
Gürcistan, Pakistan gibi yakın ülkelere
ulaşmaktadır.
Pamuğun yetişmesine elverişli ortam
sunan Iğdır, uygun arazi yapısı ve iklimi,
verimli sulanabilir ovası ve gelişen
ulaştırma altyapısı ile ülkemizin 2023
Vizyonuna kendi katkısını sunacaktır.
Bu kapsamda 224 km’lik Kars-IğdırNahçıvan demiryolunun inşa edilecek
olması ile İran, Türkmenistan, Çin ve
Pakistan’a demiryolu ile ulaşım sağlanacaktır. Bu hat üzerinde Iğdır Organize
Sanayi Bölgesinde (OSB) bir yükleme
ve boşaltma istasyonu kurulacaktır.
Yine Iğdır Havaalanının OSB yakınında
bulunması ve İl’deki 206 km’lik karayolu ağının 164 km’sinin bölünmüş yol
olarak hizmet vermesi, Iğdır’ı ulaşım
konusunda erişilebilir bir yer kılmaktadır.
Bu sürece en önemli katkıyı şüphesiz
özel sektör için cazip hale getirilmiş
bir OSB sunacaktır. OSB’nin elverişli
avantajları, konumu, altyapısı, farklı
sektörlere ev sahipliği yapması ve hızla
gelişmesi şüphesiz Iğdır ve Bölge için
önemli bir gelişmedir.
Iğdır Organize Sanayi Bölgesinin Son
Durumu
Iğdır ilinde sanayileşmenin düzenli,
toplu ve planlı bir şekilde gelişmesi-
ni sağlamak amacıyla ilimiz merkez
Çalpala Köyü hudutları içerisinde 200
hektarlık bir alanda 67 Hektarlık
1.Etabının 22 adet parselin altyapısının
bitirilmesi ile birlikte bölgede yatırım
yapmak amacıyla arsa tahsisi talebinde
bulunan toplam 20 adet yatırımcıya
arsa tahsis yapılmış olup, bunlardan
16 Adedi inşaata başlamış olup, 4
Adet yatırımcı inşaatını tamamlayarak
üretime geçmiştir. Ayrıca arsa tahsisi
yapılan 6 adet yatırımcı ise inşaatını
tamamlayarak üretime geçme aşamasına gelmiştir. 6 adet yatırımcı ise inşaat
ruhsatı alarak 2012 yılı içinde inşaatına
başlayacaklardır. Arsa tahsisi yapılan
4 adet yatırımcıdan ise proje sunumu
beklenilmektedir.
Iğdır Organize Sanayi Bölgesinin
Yatırımcılara Sunduğu İmkânlar
Öncelikle Iğdır Kafkasya, Orta Asya ve
Ön Asya’ya ihracatı hedefleyen firmalara 4000 TIR’ı ile nakliye avantajı sunmaktadır. Komşu coğrafyayı iyi bilen ve
aynı kültürden gelen Iğdır halkı için bu
33
Iğdır Valisi Amir Çiçek, Iğdır’ın potansiyelini ve
yatırım imkânlarını referans göstererek yatırımcıları
Iğdır’a davet etmek için bir mektup yayımladı.
bölgelerle ticari ilişkiler kurmak oldukça
kolaydır. Uygun iklimi, düz bir arazide yer alması, 3 ülke ile sınır olması
ve uzun vadede Ermenistan kapısının
açılma ihtimali, havaalanının açılacak
olması, Kars-Iğdır-Nahçıvan demiryolu
bağlantısının kurulacak olması, gelişen
üniversitesi, altyapı sorunları tek tek
çözülen (doğalgaz, şehir şebekesinden ayrı yeni bir elektrik nakil hattı,
içme suyu, TIR parkı…) ve diğer bölge
illerine göre hızla gelişen OSB’si, son
yıllarda artan imalat ve tarıma dayalı
sanayi imalathaneleri, sınır ticaretinden
yararlanması, Ağrı Dağı gibi turizm
değerine sahip olması, bölgenin en
hareketli ticari hayatına sahip illerinden
birisi olması, 6. Bölge kapsamında yer
alması, OSB’de ücretsiz Arsa tahsisinin
yapılması, Serhat Kalkınma Ajansı ve
diğer kurumların bölgesel hibelerinden
yararlanma imkânı gibi avantajlar yatırımcıların dikkatine sunulmaktadır.
Iğdır OSB içerisinde yapılan yatırmalarda sanayici iş adamlarına her türlü
kolaylıklar sağlanmaktadır.OSB içerisindeki yatırımcılara bedelsiz arsa
tahsisi yapılmakta olup yönetim aidatı,
katılım payı gibi herhangi bir isim adı
altında ücret talep edilmemektedir.
Bedelsiz Arsa tahsisi OSB uygulama
yönetmeliğine göre yapılmakta olup,
Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve
yabancı sermayeler Genel Müdürlüğünden yatırım teşviki alması şartıyla
aGümrük muafiyeti (yurt dışından
ithal edilecek olan makine ve teçhizat
için) KDV İstisnası,
b- Vergi indirimi
cSGK İşveren Muafiyeti,
d- Faiz desteği
Gibi imkanlar sağlanarak Iğdır OSB’si
cazip hale getirilmektedir. Bunun için
doğalgaz güzergâh belirleme çalışmaları tamamlanmış trafo merkezinden
OSB ye yeni enerji nakil hattı çekilmiş
olup diğer hatlardan bağımsız enerji
nakil hattı bulunmaktadır. Atık yönetim
sistemleri projelerinin hazırlanması gibi
faaliyetler yürütülmektedir. Havaalanının 2012 yılı içerisinde açılması ile bölgedeki gelişmelerin daha da hızlanması
beklenmektedir.Iğdır’da ihracata yönelik
kesme çiçekçilik de dahil seracılığın
geliştirilerek katma değeri yüksek tarım
ürünlerinin üretilmesine çalışılacaktır. Bölgemiz ve Türkiye için oldukça
önemli olan demiryolunun yapılması da
beklenmektedir. Çağrı merkezi, turizm,
lojistik gibi hizmet sektörlerinde; süt,
yoğurt, bal paketleme, gofret, bisküvi,
dondurma, ayran, meyve suyu, marmelat, yem, gübre, salça, turşu gibi
tarıma dayalı sanayi ürünlerinde ve
plastik eşya, mobilya, inşaat malzemeleri, metal eşya, tekstil ve hazır giyim
gibi ürünlerde önemli gelişmelerin
yaşanması beklenmektedir.Iğdır OSB
de 5084 yasa kapsamında arsa tahsisleri yapılmış olup bölgemiz acısından
ciddi kazanımlar elde etmiş durumdayız.4562 sayılı yasanın 9.maddesinin
yürürlüğe girmesi ve bu kapsamda uygulanan teşvikleri Bölgemizde yatırım
yapan yatırımcıların sayısını artırdı.
Çevresel unsurları dikkate almak
şartıyla sanayici kendisine ait arazide
OSB dışında üretim yapabilir. Ancak bu
noktada ucuz elektrik, doğalgaz, atık
yönetimi, nakliye (yükleme-boşaltma
istasyonları), laboratuar, bazı kurumların (Tarım Müdürlüğü, Sanayi Müdürlüğü gibi) OSB’de hizmet vermesini
sağlayacak sistemlerin kurulması,
üniversitenin OSB ile bağlantılı olması
hatta teknik bölümlerin OSB içinde yer
alması, ücretsiz arsa verilmesi, altyapısı
hazır parsellerin sunulması, OSB’nin
nitelikli eleman yetiştirme merkezi olması doğal olarak sanayicilerin OSB’de
kümelenmesi OSB’leri cazibe merkezi
haline getirmektedir.
Devletimizin Iğdır’da sunduğu teşvik ve
destekler de düşünüldüğünde oldukça
cazip ve bakir alanlar sunan Iğdır’a gelecek yatırımcılarımız; ilk etapta ihracat
potansiyeli, nakliye avantajı ve Serhat
Kalkınma Ajansı Iğdır Yatırım Destek
Ofisinin teknik desteği ile karşılaşacaklardır.
Siz değerli yatırımcılarımızı Iğdır’da
ağırlamaktan ve tüm kurum ve kuruluşlarımızla her türlü desteği vermekten
büyük mutluluk duyacağımızı belirtmek
isterim.”
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Iğdır
Mayıs 2012
34
Yatırımcıya IĞDIR
tüyoları
Burak AYDOĞDU
SERKA Iğdır Yatırım Destek
Ofisi Koordinatörü
Burada ifade edilen sektörler, 4.
Derece Yatırım Bölgelerinde verilen
Hazine Teşvik Belgesi kapsamındaki
sektörleri belirtmektedir. Hazine Teşvik
Belgesi ile kurumlar vergisi indirimi,
SSK primi işveren hissesi desteği, faiz
indirimi, yatırım yeri tahsisi, gümrük
vergisi ve KDV muafiyeti imkânlarından
yararlanılmaktadır.
Gıda Ürünleri ve İçecek İmalatı Yatırımları
Iğdır, uygun iklimi ve alüvyonlu zengin toprak yapısı sayesinde tarım
ve hayvancılıkta hızlı bir gelişme göstermektedir. İlde bulunan Iğdır
Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Gıda Mühendisliği bölümleri de Iğdır’ın
potansiyeli ile ilgili çalışmalara destek olmaktadır. Asgari 1 milyon TL’lik
yatırım yapılması durumunda Hazine Teşviklerinden de (vergi indirimi,
sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi, faiz desteği,
gümrük vergisi muafiyeti ve katma değer vergisi istisnası) yararlanılan
sektörün Iğdır’da ortaya çıkan alt yatırım alanları şu şekildedir:
a) Salça, Meyve Suyu ve Marmelat Üretimi:
Iğdır Ovası’nda gerçekleştirilebilen sulu tarım ve uygun iklim sayesinde
meyve-sebze üretimi yapılabilmektedir. İlde faaliyet gösteren Belçika
sermayeli bir işletme sözleşmeli çiftçilik modeliyle modern tekniklerle
sanayi tipi domates üretimi yapmakta ve salça üretmektedir.
Kaynak: Iğdır İl Tarım Müdürlüğü, 2011
Ürün Çeşidi
Buğday
Domates
Karpuz
Kavun
Mısır
Şeker Pancarı
Ayçiçeği
Ekim Alanı (ha)
Üretim Miktarı (Ton)
28.000
930
637
527
130
4.357
200
112.000
37.200
22.295
13.175
780
217.825
40
50.584 dekarlık meyve ve sebze alanının bulunduğu ilde meyvecilik
yaygın olduğundan (özellikle kayısı, elma, kiraz, şeftali) 2 adet meyve
suyu tesisi bulunmaktadır. Hâlihazırda marmelat üretimi yapılmamakta
olup; bu alanda bir boşluk söz konusudur. Aşağıdaki tabloda 2008
rakamlarıyla Iğdır’ın meyve üretim kapasitesi yer almaktadır.
Kaynak: Iğdır İl Çevre Raporu, 2008
Ürün Çeşidi
Kayısı
Şeftali
Kiraz
Erik
Vişne
Ceviz
Ağaç Sayısı (Adet)
Üretim Miktarı (Ton)
161.500
33.130
5.860
3.140
2.800
950
10.711
1.418
156
78
104
51
Iğdır, yaptığı üretimde sınır ticareti kapsamında komşu ülkelerden
hammadde olarak meyve-sebze alarak da ihtiyacını karşılayabilmektedir.
Iğdır’da meyve ve sebzecilikle birlikte buna bağlı sektörler de gelişme
göstermiştir. Bugün için soğuk hava deposu ve plastik kasa üretimi
Iğdır’da uygun bir yatırım alanı olarak dikkati çekmektedir.
b) Süt ve Süt Ürünleri İmalatı:
Iğdır’da 74.250 adet büyükbaş, 482.293 adet küçükbaş bulunmaktadır.
İlde peynir, kaşar, pastörize süt, tereyağ, dondurma imalatı son yıllarda
gelişme kaydetmektedir. Firmalar iç piyasayla birlikte ürünlerini, sınır
olmanın ve ulaşım maliyetlerinin verdiği avantajla dış pazarlara kolayca
ulaştırabilmektedir.
Süt ürünleri ile birlikte unlu mamuller üretimi de yaygınlaşan Iğdır’da
sütün kullanıldığı sektörler olan bisküvi, gofret ve çikolata imalatı da
gerçekleştirilmektedir. Firmalar genelde üretimlerini, 2 yıl önce açılan ve
hâlihazırda 7 fabrikanın üretim yaptığı, şehir merkezine 29 km, yapımı
devam eden ve 2012 yılı başında açılacak olan Iğdır Havaalanına ise 17
km mesafedeki Iğdır OSB’de gerçekleştirmektedir. OSB’nin ilk etabının
elektrik, içme suyu, kanalizasyon ve yol altyapısı tamamlanmıştır. OSB’ye
doğalgaz temini çalışmaları devam etmektedir. Kars-Iğdır-Nahçıvan
(devamında İran-Türkmenistan ve İran-Pakistan hattı bulunmakta)
demiryolu projesi (225 km’lik demiryolu inşaatı) kapsamında OSB’de bir
yükleme ve boşaltma istasyonu da kurulacaktır.
c) Şişelenmiş Su, Gazlı İçecek, Kuruyemiş Paketleme, Kanatlı
Hayvancılık, Bitkisel ve Hayvansal Yağlar:
Bölgedeki kaynak suları sayesinde şişelenmiş su, kuruyemiş tesisleri,
hindi-tavuk gibi kanatlı hayvancılık ve yumurta üretimi için uygun
olanaklar mevcuttur. Kanatlı entegre tesislerinde 200.000 adet/dönem
ve üzerinde yatırımlar hazine teşviklerinden yararlanabilmektedir. Iğdır’da
mısır ile ayçiçeğinden ve hayvansal
ürünlerden yağ elde edilmesi mümkündür.
d) Un ve Unlu Mamuller:
Un ve unlu mamuller üretimi, makarna ve
entegre irmik yatırımları hariç, teşvik dışında
kalmakla birlikte Iğdır’da yatırım imkanı bulunan
sektörlerdendir. Nitekim bisküvi, pasta, gofret
imalatı yapılan Iğdır’da üretilen ürünlerin
Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan, İran, Irak
gibi pazarlara ulaştırılması çok daha az nakliye
masrafıyla gerçekleştirilebilmektedir.
Plastik ve Kauçuk Ürünleri İmalatı :
Asgari yatırım tutarı 2 milyon TL ve üzeri olan
plastik ve kauçuk ürünleri imalatı Iğdır’da Hazine
Teşviklerinden faydalanmaktadır. Bu kapsamda
plastik meyve kasası, kapı, pencere, boru ve
bağlantı elemanları, su tankı, şişe, kutu, duvar
ve tavan kaplamaları, tuvalet eşyası, okul ve büro
malzemeleri, vulkanize edilmiş kauçuktan tüpboru ve hortumlar, vulkanize edilmiş kauçuktan
hijyenik eşyalar ve eczacılık ürünleri gibi alanlarda
üretim yapılabilmektedir.
Tekstil, Giyim Eşyası ve Derinin İşlenmesi :
Asgari 500 bin TL’lik tekstil yatırımının teşvik
kapsamında olduğu Iğdır’da ihracat odaklı
tekstil ürünleri üretiminin gerçekleştirilmesi
mümkündür. Bu kapsamda pamuklu
dokuma, deri işleme, çorap, tül, iş giysileri,
halı ve yer kaplaması, bavul-çanta, çadır,
branda (treyler brandası), ayakkabı, masa
örtüsü gibi alanlarda ihracat odaklı üretim
yapılabilmektedir. 3.000’den fazla TIR’ın
bulunduğu Iğdır’da treyler brandası üretimi
gerçekleştirilmektedir.
Ağaç ve Mantar Ürünleri İmalatı
Asgari 2 milyon TL’lik sektör yatırımının teşvik
kapsamında olduğu Iğdır’da
kontraplak, kaplama panelleri,
ahşap pencere ve kapılar, ağaçtan
paletler, ağaçtan yapılmış iş aletleri,
mantardan
yapılan eşyalar, ağaçtan mutfak
ve sofra eşyası üretimi potansiyel
üretim alanlarıdır.
Metalik Olmayan Mineral Ürünlerin
İmalatı:
Asgari 500 bin TL’lik yatırımın
teşvik kapsamında olduğu sektöre
yönelik Iğdır’da alçı, işlenmiş mermer
ve granülleri, seramik yalıtım
malzemeleri, seramikten mutfak
ürünleri, nakliyat ve ambalajlamada
kullanılan seramik ürünler konusunda
yatırım potansiyeli bulunmaktadır.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Iğdır
Mayıs 2012
kalanları kaldırma ve taşıma
cihazlarının bakım ve onarımı, ev
dışında kullanılan ısıtma ve soğutma
cihazlarının bakım ve onarımı,
temizleme, doldurma, paketleme
veya ambalajlama makineleri, lehim
ve kaynak cihazları, tarımsal amaçlı
makineler, süt sağma makineleri
gibi alanlarda üretim veya hizmetler
desteklenmektedir.
Tıbbi Aletler, Hassas ve Optik
Aletler İmalatı :
Sektör, asgari 2 milyon TL’lik
yatırımlarda Iğdır’da teşvik
almaktadır. Bu nedenle şırınga,
iğne, kateterler, kanüller ve benzeri
aletler, terapi alet ve cihazları, tıpta
kullanılan mobilya gibi alanlarda
yatırım yapılabilmektedir.
Madencilik ve Taş Ocakçılığı
Yatırımları :
Asgari 500 bin TL’lik yatırımın
teşvik kapsamında olduğu sektöre
yönelik Iğdır’da andezit (dış
cephe kaplamada), bazalt, silis
kumu (seramik yapıştırma ve yapı
kimyasallarında), kaya tuzu, pomza
(briket ve topuk taşında), jips ve
alçıtaşı alanlarında mevcut üretim
veya potansiyel bulunmaktadır.
Metal Eşya :
Asgari 2 milyon TL’lik yatırımın
teşvik kapsamında olduğu sektörde
demir, çelik veya alüminyumdan kapı,
pencere, tank, sarnıç, sıkıştırılmış
veya sıvılaştırılmış gazlar için
metal kaplar, ısıtma kazanları, çöp
bidonları, metalik ve metalik olmayan
kaplama, tarım aletleri, mutfak ve
sofra aletleri, dikenli ve örme teller,
çivi, raptiye gibi ürünlerin üretim
potansiyeli bulunmaktadır. Iğdır’da
hâlihazırda metal çöp bidonu üretimi
ve galvanizli kaplama yapılmaktadır.
Makine ve Teçhizat İmalatı :
Sektör, asgari 2 milyon TL’lik
yatırımlarda Iğdır’da teşvik
almaktadır. Bu nedenle Iğdır’da
Mobilya İmalatı :
Asgari 2 milyon TL’lik yatırımlarda
mobilya imalatı Iğdır’da
desteklenmektedir. Iğdır’ın ihracat
yapısına bakıldığında mobilya
ve kağıt ürünlerinin ilk sıralarda
yer aldığı görülmektedir. TÜİK
istatistiklerine göre 2010’da
gerçekleştirilen 103 milyon dolarlık
ihracatın büyük bir kısmı Azerbaycan,
İran, Türkmenistan, Özbekistan gibi
ülkelere yapılmıştır. Bu kapsamda
metal ve ağaç aksamlı oturmaya
özgü mobilyalar, mutfak ve mağaza
mobilyası üretimi yapılabilmektedir.
Iğdır’da KOBİ ölçeğinde mobilya
imalatçıları bulunmaktadır.
AVM:
Iğdır, Nahçıvan ve İranlı turistler ile
civar illerden alış veriş için gelenlerin
bulunduğu bir yerdir. Bu nedenle
Iğdır’da ticari hayat oldukça canlı
olup, eğlence sektörüne ilişkin
eksiklikler dikkati çekmektedir.
(Sinema, lunapark, bu pateni gibi)
Bu nedenle Iğdır’da bir Alış Veriş
Merkezinin (AVM) bulunması bu
eksikliği giderecek niteliktedir. Uzun
vadede Ermenistan ile sınır kapısının
açılması durumunda, 1,5 milyonluk
nüfusa sahip Erivan’a yaklaşık
35 km mesafede bulunan Iğdır’ın
bölgesel alış merkezi olacağı tartışma
götürmez bir gerçektir.
Organik Gübre ve Yem Üretimi:
Iğdır’da tarım ve hayvancılığın
gelişmesine ve Doğu Anadolu
Bölgesi’nde hayvancılık faaliyetlerinin
yaygın yapılmasına paralel olarak
organik gübre ve yem üretimi
önemli bir potansiyel yatırım alanı
sunmaktadır.
Kâğıt Ürünleri:
Iğdır ve bölgesinde kâğıt ürünleri
üretimi gerçekleştirilebilir
sektörlerdendir. Bu kapsamda
peçete, mukavva, tuvalet kâğıdı gibi
alanlarda üretim yapılabilmektedir.
Bölgede en yakın Kars’ta peçete
üretimi gerçekleştirilmektedir.
Diğer Yatırım Alanları:
Iğdır’da hâlihazırda devam eden veya
potansiyel barındıran başka sektörler
de bulunmaktadır. Bunların bir kısmı
teşvik kapsamında yer almaktadır.
Eksikliği hissedilen bu yatırım
alanları şu şekildedir.
Otel Yatırımları: 3 yıldız ve üzeri
otel yatırımları hazine teşvikleri
kapsamındadır. Ağrı Dağı, İshak
Paşa Sarayı, dünyanın en büyük
ikinci meteor çukuru, Tuzluca tuz
mağaraları gibi turizm değerlerine
yakın olan ve bu değerlere en
yakın havaalanına sahip olacak
olan Iğdır’da 1 tane 4 yıldızlı otel
bulunmakta olup, 2 tane 4 yıldızlı
otelin ise inşasına başlanacaktır.
Otellerle yapılan anketlerin sonucuna
göre yıl boyu doluluk oranı yüzde 60
civarındadır.
Isı Yalıtım Malzemeleri ve Dış
Cephe Kaplama Malzemeleri
Üretimi:
Iğdır yazın sıcak, kışın ise bölgesine
nazaran daha az soğuk bir iklime
sahiptir. Bununla birlikte Doğu
Anadolu Bölgesi kışın oldukça soğuk
bir iklime sahiptir. Iğdır sıcaktan,
Bölge ise soğuktan korunmak için
ısı yalıtım yolunu tercih etmektedir.
Son yıllarda çıkan enerji ve yapılara
ilişkin yönetmeliklerde de ısı
yalıtımın ve dış cephe kaplamasının
35
zorunlu tutulması bu sektörün ortaya
çıkmasına yol açmıştır. Ayrıca eski
Sovyet coğrafyasındaki (Gürcistan,
Azerbaycan) ülkelerin dış cephe
kaplama yaparak eski izleri silmek
istemeleri Iğdır’da bu alanda yeni
yatırımların yapılmasına neden
olmuştur.
Lojistik, Yetkili Bakım Servisleri ve
Damper Üretimi:
Iğdır, 3.000’den fazla TIR ve 45’ten
fazla C2 Yetki Belgeli firma sayısı ile
Doğu Anadolu Bölgesi’nin en önemli
nakliye merkezidir. Halkın komşu
ülkelerle kültürel yakınlığa sahip
olması ve kolay ticaret yapabilmesi
de bu sektörün gelişmesine neden
olmuştur. 2012 yılı başında açılacak
havaalanı ve Kars-Iğdır-Nahçıvan
demiryolu ile lojistikteki konumunu
pekiştirmesi beklenen Iğdır’daki
lojistik yatırımları, gelecek vadeden
yatırım alanlarındandır.
Lojistikle birlikte damper veya
karoser üretimi de bölgede bir
ayda sürekli hareket halinde olan
yaklaşık 30.000 kamyon ve çekici
düşünüldüğünde önemli bir yatırım
alanı olarak göze çarpmaktadır.
Nitekim Iğdır’da treyler brandası
üretimi yapılmaktadır. Bununla
birlikte yetkili bakım ve onarım
servisleri konusunda bir eksiklik
hissedilmektedir. Büyük çekici
varlığına rağmen önemli çekici
üreticilerinin yetkili satış veya bakım
servislerinin bulunmaması dikkat
çekicidir.
Kesme Çiçekçilik, Örtü Altı Üretimi
ve Seracılık:
Iğdır, ikliminin ve en büyük alıcılar
olan Bağımsız Devletler Topluluğuna
(eski Sovyet ülkeleri) yakınlığının
verdiği avantajla ihracata yönelik
kesme çiçekçilik konusunda eşsiz
fırsatlar sunmaktadır. Nakliye
avantajına da sahip olan Iğdır, bu
konuda somut gelişmelere tanık
olmaktadır. Bununla birlikte örtü
altı üretimi (yıllık 9 ton civarında)
ve seracılık da Iğdır’da son yıllarda
yaygınlaşan bir üretim metodudur.
Soğuk hava depolarıyla da
desteklenen Iğdır, Doğu Anadolu’nun
ilk ürününü elde ederek bölgesinin
meyve ve sebze deposu olma
yolunda ciddi adımlar atmaktadır.
500 m² ve üzeri soğuk hava deposu
yatırımlarının teşvik kapsamında
olması da bu sektörü destekleyici bir
uygulamadır. Yenilenebilir enerji ile
ısıtılan (biyogaz, jeotermal, güneş
enerjisi vb.) seraların kurulmasında
verilen kırsal kalkınma destekleri
de bu alandaki yatırımları cazip
kılmaktadır.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Hakkari
Mayıs 2012
36
i
c
n
İ
r
i
B
ı
l
Sak
N
A
L
E
Ç
R
E
B
ı
s
a
l
yay
Kaya Resimleri
Hakkâri’nin batısında yer alan Gevaruk
ve Tirşin yaylalarında, kayalar üzerine
kazınarak çizilmiş binlerce kaya resmi
bulunmuştur. Adeta açık hava müzesi
niteliğinde olan ve çok geniş bir alana
yayılı bulunan bu zengin resimlerin
benzerlerine, doğuda Azerbaycan’da
kayalar üzerine çizilen yaklaşık 4.000
adet resimde ve güneyde de Filistin’de
kayalar üzerine çizilen yüzlerce kaya
resimlerinde rastlanılmaktadır. Gevaruk
ve Tirşin yaylalarındaki kaya üstü
resimleri yaklaşık olarak M.Ö. 6.0001.000 yıllarına tarihlenmektedir.
Ancak bu resimlerin büyük bir
kısmının daha sonraki devirlerde de
çizildikleri anlaşılmaktadır. Buradaki
tasvirlerin büyük çoğunluğu stilize
edilerek yapılmışlardır. Buna karşılık,
o devirlerde bölgede yaşayan zengin
av hayvanları hakkında yine de
küçümsenemeyecek önemli bilgiler
vermektedirler. Resimlerin büyük bir
kısmını, dağ keçileri, bizon ve çeşitli
av hayvanları ile avda kullanılan tuzak
sahneleri, sihir ile ilgili motifler, stilize
edilmiş şekiller mevcuttur.
Koç Heykeli
Yüksekova ilçe merkezinde bulunan
koç heykelinin yan yüzlerinde Gevaruk
kaya resimlerindeki motiflere benzer
betimlemeler vardır. Dörtte bir kütle
biçimindeki heykelde, baş ve ayaklar
çıkıntı olarak işlenmiştir. Ön ve arka
ayaklar birbirinden yalnızca yarıkla
ayrılmıştır ve boynuzları yuvarlak
ve oymadır. Yapıtın bir yüzüne koça
binmiş eli kargılı bir adam, onun da
arkasında ellerinde yuvarlak nesneler
tutan dört adam, üç koç, bir kama
ve bir silah çizilmiştir. Benzer bir
koç heykeli Yüksekova’nın 5 km.
güneybatısında bulunan Gagevran
köyünde bulunmuştur. Heykelin
yöredeki Nasturi kilisesinden
söküldüğü sanılmaktadır. Yapıtın üst
yüzeyinde mimari bir bütünün parçası
olduğunu gösteren kabartma bir bölüm
vardır.
Dirheler (Dev Evleri)
Yüksekova ilçesinde yer alan Tirşin
Yaylası’nda bulunan dirheler üçü
dördü bir arada birbirini koruyabilecek
yakınlıkta, yol üstünde, kayalara
oyulmuş dev boyutlu yapılardır.
Dirhelerin Assur saldırılarına karşı
haber alma kuleleri ya da yaylaya
çıkılan sürüleri korumak ve yayla
güvenliğini korumak için yapılmış
küçük savunma kütleleri olduğu
sanılmaktadır.
Hakkari Kaledibi Buluntuları (
Hakkari Stelleri)
Kaledibi’nde yapılan bir temel hafriyatı
sırasında tarihi eserlere rastlanılmış,
Yapılan inceleme ve kazı çalışmaları
sonucunda, Kaledibi’nde Hakkâri
tarihini aydınlatacak özellikte üzerinde
insan figürleri işlenmiş 13 stel (mezar
taşı) bulunmuştur.
Üst kısmı geniş alta doğru da daralarak
sivri bir yapıda olan figürlü taşların
kenarları kısmen düzeltilmiş arka
yüzleri ise kabaca tıraşlanmıştır. Ön
yüz tamamen düzeltildikten sonra ya
alçak kabartma ya da kazıma tekniğiyle
işlenmiş figürlerle doldurulmuştur.
Genel olarak stellerin yüzeyine kabaca
işlenmiş insan, hayvan ve savaş aleti
motifleri vardır.
Urartu Mezarlığı
Hakkâri merkez, Gazi Mahallesi,
Anadolu Lisesi inşaat sahasında ortaya
çıkarılan ve M.Ö. 1. bin başlarına
tarihlenen bu mezar odası Urartu
dönemi ve Erken Demir Çağı’ndaki
mezarlarla benzerlik göstermektedir.
Burada bulunan mezar odası
örneklerine Van Karagündüz nekropolü
kazılarında rastlanmıştır.
Kırmızı Kümbet Mezarlığı
Gülereş Baba Mahallesi’nde kuzeyden
güneye doğru eğimli bir sırtta yer
almaktadır. Zaviye kalıntısının kuzey
tarafındaki düzlük kesimde Osmanlı
döneminden kalma üzerleri kitabeli,
zengin bitkisel ve geometrik desenli
mezar taşları mevcuttur.
Melik Esed Mezarlığı
Biçer Mahallesi’nde Melik Esed
Camii’nin batı tarafında hazire
şeklindedir. Burada bir kısmı yerinde
dikili, diğerleri etraftan toplanan
25 tane üzerleri kitabeli ve zengin
süslemeli mezar taşı tespit edilmiştir.
Çiçek, yaprak ve dal motifleri mezar
taşlarının en belirgin süslemeleridir.
Kale Altı Mezarlığı
Biçer Mahallesi’nde, kalenin doğu
kesiminde kalan büyükçe bir
mezarlıktır. Bu mezarlığın değişik
kesimlerinde 16 adet, çoğu yerlerinden
sökülmüş sanatsal özelliğe sahip,
üzerleri bitkisel ve geometrik
desenlerle bezenmiş mezar taşlarına
rastlanmıştır. Bu mezar taşlarından
çoğu taşınarak koruma altına
alınmıştır.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Hakkari
Mayıs 2012
37
İlçeleriyle birlikte Hakkâri ili iki ülke ile sınırları olan bölgenin en önemli iktisadi potansiyeline sahip
şehirlerinden biri olduğu bilinmektedir. Doğusunda dünya ile ilişkilerinde özellikle ülkemize ihtiyaç duyan
İran, güneyde ise giderek zenginleşen ve daha çok tüketim toplumu olma özelliğine sahip Irak ve
Kürdistan Bölgesel Yönetim yapısı bulunmaktadır.
Yrd. Doç. Dr.
Osman SİRKECİ
Padişahların ve
Şahların Balı, Cevizi!
Coğrafyamızın her bir köşesinin kendine mahsus bir zenginliğinin olduğu
binlerce yıldan beri bilinmektedir.
Mezopotamya’dan Menderes ovasına
kadar insan soyunun yeryüzünde ilk
tarımsal faaliyetlere adım attığı bir
bölgedir bizim coğrafyamız.
İnsan türü varlığını ve yaşamını
sürdürmek için topraklarımızı binlerce yıldır doğal eliminasyon süreci
içerisinde işlemektedir. Bu üretim
faaliyetleri ve türleri coğrafyanın
doğal yapısı tarafından belirlenmektedir. İnsan kümeleri Menderes ovası
kıyılarında zeytincilik ile meşgul iken
Hakkâri ve yöresinde ağırlıklı olarak
küçükbaş hayvancılığın yanında ceviz
ve arıcılık öne çıkmıştır.
Zorunlu Bölgesel Göç ve İşsizlik
Bu süreç 1980 sonrası merkezi devlet
otoritesinin zora dayalı müdahalesi
ile son 30 yılda önemli bir yara almış,
kesintiye uğramıştır. Bölgede hakim
olan savaş ortamı yörenin temel
iktisadi faaliyetlerinden olan mera,
yayla hayvancılığını neredeyse yok
etmiştir. Hakkâri’de 1990’lı yıllarda
1 buçuk milyon olarak tahmin edilen küçükbaş hayvan sayısının, son
yıllarda 200 binlere, 600 ile 700 bin
arasında tahmin edilen büyükbaş
hayvan sayısının 50 bine kadar gerilediği bilinmektedir. Sürece müdahale
edilerek durdurulmaması halinde bu
düşüşün devam edeceği de kabul
edilmektedir.
Geniş bir çayır-mera alanına sahip
olmasına rağmen Hakkâri ve çevresinde yaklaşık 300 yayla, “yasak”
veya “güvenliği olmayan bölge”
olarak belirlendiği için kullanılamıyor.
Geniş çayır, mera ve yüksek yaylaları ile hayvancılığa elverişli olan
Hakkâri’de nüfusun yüzde 75’i geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlarken,
var olan potansiyelin ancak yüzde
20’si kullanılabilmektedir. 55 bin 601
hektarlık tarım arazisi, 375 bin 537
hektarlık çayır-mera alanı, 174 bin
955 hektarlık fundalık orman, 107 bin
601 hektarlık terkedilmiş tarım dışı
arazi gibi toplamda 713 bin 694
hektarlık alan hayvancılık için çok
elverişli avantaj iken yayla yasakları ve güvenlik gerekçeleriyle
kullanılamamaktadır.
Köy boşaltmaları bir yandan
büyük ölçekli küçükbaş hayvancılığını yok ederken diğer yandan
da köylünün ve şehirdeki akrabalarının kendi ihtiyaçlarına yönelik
mikro ölçekli hayvancılığını da
yok etmiştir.
Bu süreçten diğer stratejik iki
ürün olarak arıcılık ve ceviz üretimi de nasibini alarak ağır bir darbe
almış, gerek bakımsızlık gerekse
doğrudan mobilyacılık sektöründe
hammadde olarak talan edilircesine
kullanılan ceviz ağaçlarının neredeyse
nesli tükenmek üzeredir.
Arıcılıkta ise bir yandan bölgede sık
kullanılan kimyasallar veya
bombalamalar, silahlar aynı
zamanda savaş araçlarının
gürültüsü arıcılığa önemli bir
darbe vurmuştur.
Buna yaygınlaşan hastalıklar ve
bilinçsiz arıcılık eklenince hem arı
kültürü – ırkları olumsuz etkilenmiş
hem de ürünün kalitesi ve verimi
düşmüştür.
Son 30 yılda küresel olarak çok
çeşitli evrimleşmeler yaşanmıştır. Bir
yandan soğuk savaş sona ermiş diğer
yandan bölgesel savaşlar şiddetlenmeye başlamıştır. Pazar henüz bu
küçük çaplı savaşlarla paylaşılmaya
devam etmektedir.
Çıkmaz Sokak Değil Ortadoğu
Üçgeni Hakkâri!
İlçeleriyle birlikte Hakkâri ili iki ülke
ile sınırları olan bölgenin en önemli
iktisadi potansiyeline sahip şehir-
lerinden biri olduğu bilinmektedir.
Doğusunda dünya ile ilişkilerinde
özellikle ülkemize ihtiyaç duyan İran,
güneyde ise giderek zenginleşen
ve daha çok tüketim toplumu olma
özelliğine sahip Irak ve Kürdistan
Bölgesel Yönetim yapısı bulunmaktadır.
Yüksekova Esnaf ve Sanatkârlar
Odası Başkanı İrfan Sarı gibi bölgenin sivil toplum ve meslek örgütleri
temsilcileri de sıkça medyada “Bölgede ticaret tarım ve hayvancılığın
gerilemesine dikkat çekerek, bölgenin
ticarette cazibe haline gelinebilecek
bir konumda iken, iletişim, önemseme, tanıtma, güvenlik sorunları ve
kimi zamanda ulaşım sorunlarından
yoksun bırakılması nedeni ile ticaret
pastasından yeterince pay alamadığını vurgulamaktadırlar.
Yüksek Katma Değerli Marka
Ürünler
Öğr. Gör.
Yadigar Leyla YURT
Bölgeye has stratejik ürünlerin markalaştırılması yaygınlaştırılarak daha
geniş alanlara uygulanması ile gerek
bölgesel gerekse küresel olarak yeni
katma değer yaratma etkisi ve daha
efektif beşeri emek oluşturulması ve
istihdama katkısı sağlanmış olacaktır. Doğal ve yöresel kaynakların küresel piyasalara açılması ile bölgenin
zenginleşmesi sağlanacaktır. Artan
istihdam ve yükselen refah seviyesi
sosyo – ekonomik yapıyı da pozitif
etkileyecektir.
Markalaşma ve kaliteli üretim süreci
girişimcilere organizasyon ruhu aşılayıp, birlikte harekete teşvik ederek
modern ve sürdürülebilir bir üretim
sürecine katlıda bulunacaktır. Artan
istihdam ve yeni olanaklar devlet
teşviklerinin efektif kullanımını da
beraberinde getirecektir.
Bu iktisadi efekt dolaylı olarak
devletçi insan kültürü yerine insanın
refahının ve güvenliğinin garantisi
olarak insana hizmet eden devletin
yeniden şekillendirilmesine zemin
hazırlayacaktır.
Bu süreçle birlikte bölge halkının
kendi haklarına ve huzuruna kendileri
tarafından sahip çıkmaları ile 30 yıl
boyunca terkedilmiş, atıl hale gelmiş
mezralar köyler yeniden değerlendirilme imkânına kavuşacak ilçe ve
şehir merkezlerine birikmiş işsizler
kümeleri yeniden kendi öz kökleri
ile birlikte yaşamak olanağına sahip
olacaktır.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Ekonomi
Mayıs 2012
38
Türkiye pomza rezervlerinin % 56’sı
Doğu Anadolu Bölgesinde yer almaktadır.
D
ünyada enerji kaynakları hızla
azalırken, bir yandan alternatif
enerji kaynakları araştırılmakta,
bir yandan da mevcut enerji kaynaklarını
kullanırken tasarrufa gidilmeye
çalışılmaktadır. Gelişmiş ülkelerde
etkin bir enerji tasarrufu için yapılarda
yalıtıma büyük önem verilmektedir.
Ülkemizde tüketilen yıllık toplam
enerjinin, ortalama % 41’inin konutların
ve yapıların ısıtılmasında kullanıldığı
düşünülürse konutlarda yapılacak
tasarruf büyük önem kazanmaktadır.
Özellikle son yıllarda yapılarda yalıtımın
uygulanıp uygulanmaması ve yıllık yakıt
tüketiminin az olması insanlar tarafından
tercih sebebi olmaktadır. Bu nedenle
yapılaşmada ısı yalıtımı çok gerekli bir
unsur haline gelmiştir. Özellikle Doğu
Anadolu Bölgesi, kışların uzun ve çok
soğuk, yazların çok sıcak geçtiği ve
deprem risklerinin çok yoğun olduğu bir
coğrafya üzerindedir. Son yaşadığımız
ve Erçiş başta olmak üzere Van ilimizde
büyük hasara neden olan depremler de
bunun bir göstergesi olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu nedenle yapılaşmalarda
ısı yalıtımı ve gerekliliği, depreme
dayanıklılık ve inşaat sektöründe hafif
yapı elemanlarının kullanılması çok büyük
önem taşımaktadır.
Bims bloklar özellikle hafifliği, ısı ve
ses yalıtımı, ateşe karşı dayanımı, doğal
şartlardan etkilenmemesi ve mükemmel
sıvı tutuculuğu gibi üstün niteliklerinden
dolayı pek çok ülkede vazgeçilmez yapı
elemanı olarak kullanılmaktadır. Bunların
yanı sıra, bölgemiz için en önemli konu
haline gelmiş olan deprem nedeniyle, bims
blokların yüksek mukavemet göstermeleri
ve depreme dayanıklı mekânları en ucuza
mal etme gibi özelliklerinden dolayı
vazgeçilmez olacağı aşikardır. Günümüzde
dünyanın pek çok ülkesinde bu maddenin
yıllık tüketim miktarı 20 milyon m3’ü
geçmektedir.
Bims üretiminde kullanılan hammadde
pomzadır ve bulunduğumuz bölgenin
birçok yerinde volkanik aktivitelere
bağlı olarak, büyük rezervlere sahiptir.
Pomza oluşumları, dünya endüstrisinde
yeni
olmamakla
birlikte,
ülkemiz
endüstrisine son 30 yılda etkili bir şekilde
değerlendirilmeye başlayan ve önemi gün
geçtikçe artan volkanik kökenli kayaçtır.
Dünyada birçok uygulama alanında
(tekstil, inşaat, kimya, balıkçılık, sağlık,
tarım, hayvancılık, vb…) doğrudan ve/veya
dolaylı olarak kullanılan pomza oluşumları,
ülkemizde tekstil ve inşaat alanında baskın
olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde bu
madenin değerinin arttırılması üzerine
birçok çalışma gerçekleşmekte
olup, bu konuda en önemli
gelişmeyi kaydeden kurum
şüphesiz, Süleyman Demirel
Üniversitesi,
Pomza
Araştırma ve Uygulama
Merkezidir.
Merkez
Müdürü Sayın Prof. Dr.
Lütfullah Gündüz ve
ekibinin konu hakkında bir
çok çalışması mevcuttur.
Ülkemiz
pomza
rezervlerinin % 56’sı
Doğu Anadolu Bölgesinde
(özellikle Bitlis ve Van)
genç volkanizmaya bağlı olarak
geniş alanlarda yüzeylenmektedir.
Yapılan
çalışmalarda;
bu
bölgelerde
yüzeylenen
söz
konusu maden için jeolojik (mineralojikpetrografik) ve madde karakterizasyonu
ile ilgili ayrıntılı veri bulunmamaktaydı.
Bir madenin etkili ve verimli olarak
değerlendirilmesi, teknolojik uygulama
alanlarında kullanılabilmesi başka bir ifade
ile ekonomiye kazandırılması için öncelikle
jeolojik olarak tanımlanması ve tanımlanan
malzemenin madde karakterizasyonunun
yapılması
gerekmektedir.
Bölgede
yüzeylenen pomzanın bugünkü koşullar
ile ve ileride teknolojik gelişmelere bağlı
olarak oluşabilecek değişik uygulama
alanlarında
değerlendirilmesi,
farklı
ürünler elde edilmesi ve işletilebilirliği
için bu kayaçın oluşum koşullarının,
jeolojik özelliklerinin belirlenmesine ve
iyi bir şekilde karakterize edilmelerine
bağlıdır. Bu kapsamda Yüzüncü
Yıl
Üniversitesi
Maden
Mühendisliği,
Jeoloji
Mühendisliği,
İnşaat
Mühendisliği ve Çevre
Mühendisliği
olarak
araştırmalar başlatılmış
olup,
Doğu
Anadolu
Bölgesinde yer alan Van
(Erciş, Kocapınar, Muradiye,
Çaldıran),
Ağrı
(Patnos,
Diyadin) ve Bitlis (Tatvan,
Ahlat, Adilcevaz) illeri arasında
geniş alanlarda yüzeylenen pomza
oluşumları üzerine incelemeler
başlatılmıştır. Bölgede yüzeylenen
pomzanın bugünkü koşullar ile
ve ileride teknolojik gelişmelere bağlı
olarak oluşabilecek değişik uygulama
alanlarında
değerlendirilmesi,
farklı
ürünler elde edilmesi ve işletilebilirliği
için bu kayaçların oluşum koşullarının,
jeolojik özelliklerinin belirlenmesine ve
iyi bir şekilde karakterize edilmelerine
bağlıdır. Belirtilen alanlardaki pomzaların
karakterizasyon (kimyasal ve fiziksel
özellikleri) çalışmaları gerçekleştirilmiş
olup, inşaat alanında (çimento üretimi,
beton agregası olarak kullanımı ve bims
blok üretimi) ve doğal adsorban olarak
kullanımı üzerine çalışmalar büyük oranda
tamamlanmış ve bazı çalışmalarda devam
etmektedir.
Yazının başından da anlaşılacağı gibi,
bölgemiz için en önemli konu haline
gelen ve güncel olan deprem nedeniyle
pomzanın inşaat sektöründe, özellikle bims
üretiminde kullanımı konusuna öncelik
verilmiştir. Özellikle inşaat sektörünün
çok hızlı bir şekilde geliştiği bölgemizde
ve bölgemize sınırı olan ülkelerde bims
kullanımının artacağı açıktır. Bilim ve
teknolojinin hızlı bir ivme kazandığı
günümüzde, hemen her gün insanoğlunun
en ayrıntılı ihtiyaçları dikkate alınarak
yepyeni ürünler hizmete sunulmaktadır.
Bundan birkaç yıl öncesine kadar, genelde
talep arzı doğurur mantığıyla üretim
anlayışı, hemen her sektörde artan rekabet
ve teknolojik gelişmeler ışığında yıkılmış
ve artık günümüz piyasa koşullarında
arz, talebi doğurmaya başlamıştır. Bu
nedenle şirketlerin ürün yelpazesini
geliştirmek, teknolojik gelişmelere ayak
uydurmak, pazarda söz sahibi olmak
ve kalkınmaya destek olmak amacıyla
doğal hammaddelerimizi olduğu gibi
pazarlamaktansa, hammaddeyi kullanarak
ürün elde etmek yada zenginleştirerek
pazarlamaları son derece önemlidir. Bu
nedenle firmaların pomzayı direk satmak
yerine, bims üretiminde kullanarak ürün
eldesine gitmeleri son derece önemlidir.
Bölgemizdeki pomza madeni işleticilerini
incelediğimizde bir çoğunun küçük
sermayesi olan aile şirketleri olduğu
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Ekonomi
Pomza Taşı
Mayıs 2012
39
Kümelenmenin şirketlere olan
muhtemel katkıları;
Kar payı artışı: Piyasalarda rakip firmalar ile mücadele
edebilmenin en önemli noktası hammadde temini ve
ürün çeşitliliğidir. Şirketler birleşerek kurdukları güçlü
kümelenme ile hammadde ihtiyaçlarını kaliteden ödün
vermeden, zamanında, istenildiği miktar kadar ve daha
ucuza sağlayacaklartır. Sonuçta şirketlerin kar payı
artacaktır.
görülmektedir. Yalnız bilindiği gibi madencilik
ve elde edilen madenin kullanılarak ürün elde
edilmesi zahmetli ve bir o kadarda masraflı bir
iştir. Bu nedenle son yıllarda şirketler arasında
işbirliklerinin kurulması mevcut dinamik
yapının daha da aktif hale gelmesini sağlamıştır.
Belirli bir alandaki işletmelerin ve kurumların
bağımsızlıklarını koruyarak birbirleri ile
işbirliği üzerinde yoğunlaşmalarına, yani
işbirliği güç birliği yapmalarına kümelenme
modeli denilmektedir (Michael Porter). Bir
bölgenin güçlenmesi için mutlaka güçlü
bir kümelenmenin olması gerekmektedir.
Belli bir bölgede aynı işkolundaki firmaların
yoğunlaşarak ortak sorunlarına ortak çözüm
bulması ve bu güç birliğinden doğan ortaklığın
uzmanlığa gittiğini, ihtisaslaşma olduğunu,
bilgi, know-how, teknoloji, kalite ve sermaye
birikimiyle pazarda söz sahibi oldukları
bilinmektedir. Bu konuda KOSGEB’in özellikle
İş Birliği – Güç Birliği adı altında verdiği büyük
bir destek bulunmaktadır. Pomza üreticileri bu
destekdende faydalanarak bims üretim tesisleri
kurabilirler. Bu konuda bölgemizde özellikle
Erçiş (Van) ilçemizde bims üretim tesisi
akademik ve sanayi işbirliği ile hayata geçirilen
örnek tesis bulunmaktadır. Tesis kapsamında 9
firmanın birleşmesi ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Maden Mühendisliğinden aldıkları akademik
destek ile güçlü bir yapı oluşturmuşlardır. Bu
oluşum ayrıca üniversite sanayi işbirliği içinde
güzel bir örnek teşkil etmektedir. Bakınız
güçlü bir kümelenme ile şirketlerin ekonomiye
olan katkılarını ve kendilerine olan katkılarını
şöyle sıralayabiliriz. Ekonomiye olan katkıları,
bölgedeki yerel hammaddenin kullanılması
ile bölgesel bazda kalkınmaya destek olması,
işsizliğin yoğun olduğu bölgede iş istihdamına
katkı sağlanarak sosyo-ekonomik yapıya
katkı sağlanması, direkt olarak istihdamın
yanı sıra, isletmeye bağlı olarak yan faaliyet
kollarının gelişimi, tedarikçiler ve ikincil
faydalanıcıların
varlığı
düşünüldüğünde
bölgesel bazda istihdama ve ülke ekonomisine
katkı sağlamaktır.
Dr. Tolga DEPCİ,
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Maden Mühendisliği
Bölüm Başkanı,
email, [email protected]
Maliyetin azalması: Her türlü yatırımda karşılaşılacak
olan maliyet ortaklar arasında bölüneceğinden, maliyet
üzerinden firmalara düşen yük miktarı azalacaktır.
Pazarlama ağının artması: Proje kapsamında birleşen
her bir şirketin kendi pazar payı ve ağının birleşme
sonucu yeni oluşumun pazar ağı artmış olacaktır.
Verimliliğin artması: Bireysel bazda verimliliğin
artmasına çalışmak yerine oluşturulan güçbirliği ile
tüm bileşenlerin bir araya getirilerek sahip olunan
insan gücü ve makine parklarının ortak kullanılması ile
şirketlerin verimliliği artacaktır.
Firmaların satışları artışı: Ürün yelpazesinde
meydana gelecek çeşitlilik ile firma satışları artacaktır.
Firmaların ortaklık kurması ileride muhtemel Ar-Ge
yeteneklerinin güçlenmesine buda yeni oluşumlar ve
yatırımlara yönelmelerine katkı sağlayacaktır.
Güçlü bir birleşme ile yüklenilen projeler başarı ile
sonuçlandırılabilecek ve ileride meydana gelecek yeni
işler ve yatırımlarda teşvik alma kolaylaşacaktır (devlet
destekleri).
Firmaların finans kaynakları artacaktır: KOBİ’ler
iktisadi kalkınmayı gerçekleştirdikleri rolleri ile
taşıdıkları sosyal fonksiyonlar nedeniyle ekonomilerin
vazgeçilmez unsurları haline gelmişlerdir. Ancak
KOBİ’lerin sorunlarının başında finansman yetersizliği
gelmektedir. Bu sorun önerilen proje ile meydana
gelecek işbirliği güçbirliği kapsamında gerek dış
Pomza Ocağı
fonların alınma kolaylığı (teşvikler veya banka kredileri)
ile gerekse işletmenin içinden ya da sahiplerinin
ortaya koydukları öz kaynaklardan sağlanan fonlar ile
giderilecektir.
gununmarkalari.c
om
w.do
ww
Günlük Servisimiz Mevcuttur.

Benzer belgeler