Full Text

Transkript

Full Text
Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69
Ayça ALPER AKÇAY1
RESİMDE DOKU KULLANIMI
Özet
20.yy sanatında sanatçının kişiliği ağırlıklı olarak ön plana çıkmaktadır.
Sanatçı bireysellik - öznellik duygusunu sanat eserinin en önemli öğesi olarak
ortaya koymuştur. Sanatçının bireysel olarak var olmaya çalıştığı noktada,
teknolojinin de işin içine girmesiyle birlikte sanatçı ister istemez teknolojinin
olanaklarından yararlanmaya başlar. Düz bir tuval yüzeyi kullanmak yerine
yüzeyin üzerinde boya veya farklı malzemelerle dokunsal duruşlar yakalar ve
böylelikle öznelliğini vurgular.
Sanatçının boya dışında değişik malzeme ve teknik kullanarak eser
oluşturulması sanatta yeni bir şey değildir. 1912 yılında Pablo Picasso kağıt üzerine
gazete yapıştırarak ilk kolaj çalışmayı yapmış, daha sonra kübist sanatçılar
tarafından iskambil kağıdı, pipo, kumaş parçaları gibi malzemeler kullanılarak
kolaj çalışmaları devam ettirilmiştir. Max Ernst ve Kurt Schwitters’in yapmış
olduğu montaj çalışmaları günümüz sanatçılarına farklı malzeme kullanımını ve
ilginç asamblaj ve kolaj çalışmalarını yapma yolunu da açmıştır.
Tuval yüzeyinde asamblaj – kolaj ile başlayan bu serüven günümüzde bir
çok malzemenin kullanımına fırsat verir ve bir çok sanatsal akım/duruş içinde
yerini alır. Ressam kimi zaman boya katmanlarını, zamk, tutkal bazen mum, cam,
kum vb. çeşitli malzemeleri tuval yüzeyine yapıştırarak, dikerek veya kazıyarak bir
çok teknikle çok değişik etkiler yakalar. Bu etkiler seyirci ile arasında bir çeşit
dokunsallık oluşturur. Bu bağlamda ele alınmış olan bu çalışmada doku hakkında
bilgi verilerek resim sanatında dokunun sınıflandırılması yapılmış ve bu
sınıflandırma altında ünlü ressam ve çalışmalarından örnekler verilmiştir.
Anahtar kelimeler: Resim, Doku, Resimde Doku
1
Yrd.Doç.Dr.,Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü.,[email protected]
Resimde Doku Kullanımı
TEXTURE USAGE IN PAINTING
Abstract
The identity of the artist mainly rises to prominence in twentieth century
art. The artist reveals individuality-subjectivity feeling as the most important
feature of the work of art. When the artist tries to exist individually, with the
coming of technology s/he starts to make use of the opportunities in technology
unavoidably. In spite of using a straight canvas surface, the artist catches tactual
stances with paint or different materials on the surface.
Producing a work of art by using different materials and technique apart
from paint by the artist is not a new thing. In 1912 Pablo Picasso made the first
collage work by pasting newspaper on paper, and then collage works were carried
on by using materials like playing cards, tobacco pipe, pieces of cloth by cubist
artists. Collage montage works by Max Ernst and Kurt Schwitters gave ideas the
contemporary artists about using different material using and making interesting
assemblage and collage works.
This adventure beginning with assemblage and collage on canvas allows
for using a lot of different materials and it is in many artistic trends and attitudes
nowadays. The painter catches different effects with many techniques by pasting,
sewing and scratching different materials like paint layers, glue, epoxy or candle,
glass, sand etc. These effects create a kind of touchingness between the painter and
audience. Within this context in this study the classification of texture in the art of
painting was done by giving information about texture and under this classification
some examples from famous painters and works were given.
Keywords: Painting, Texture, Texture in Painting
Resimde Doku
Üç boyutlu nesnenin iki boyutlu yüzeye aktarımı sırasında farklı teknik ve metotları
kullanan sanatçılardan bazıları çalışmalarında doku kullanmışlardır. Doku ifadenin gücünü
kullanan, etkili ve akılda kalıcı bir yöntemdir. Doku çalışmaları kolaj asamblaj gibi farklı
malzemelerin yüzeye monte edilmesiyle başlar. Günümüzde kullanılan malzeme olabildiğince
geniş bir skalada yer alır. Doku sözlük anlamına bakıldığı zaman (görme ve dokunma duyuları
ile kavranabilen, homojen yüzeysel etki öğesi (Sözen ve Tanyeli, 2014: 89) olarak karşımıza
çıkar. Bir başka tanım ise dokunarak ya da dokunuş yanılsaması yaratarak deneyimlenen bir
malzemenin yüzey niteliğidir (Ocvirk, Stinson, Wigg, Bone ve Cayton, 2015: 167). Doku görsel
sanatlar için, resimsel elemanlarla malzeme ve materyal ile gelişen, duyuları tatmin eden,
görüntünün hassasiyetini artıran, strüktürel bir varlıktır. Doku bir efekt olarak ister resim ister
grafik sanat yapıtlarında olsun, sanatçının üzerinde durduğu bir değerdir. Sanatçı konudan gelen
ve özel bir ilgiye muhtaç karakteristikler üzerinde durmaya ve onları yeniden organize etmeye
çalışır (Bigalı, 1999: 272). Bu tanımlardan yola çıkarak dokunun insanın daha önceki edinmiş
olduğu bilginin doğrultusunda beyinde nesne üzerinde çağrışım yaptıran bir durum olduğu
görüşüne ulaşmak mümkündür. Resim sanatında doku kullanan ressamlar dönemsel
özellikleriyle birlikte yapmış oldukları çalışmalarda doku kullanımı vasıtasıyla dokunma,
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69
59
Ayça Alper Akçay
hissetme, hafızada kalma ve hazzı yakalamaya çalışmışlardır.
Doku kullanımına baktığımız zaman ilk olarak ele almamız gereken konunun sanatçının
çalışmasını yaparken neden doku kullanmayı tercih ettiği ve dokunun ne olduğu, sanatçı için ne
anlama geldiğidir.
Dokuyu gerçek doku, taklit doku ve soyut doku olarak üçe ayırmak mümkündür. Gerçek
doku, dokunma duyusuyla algılanabilen dokudur, genellikle nesnenin özelliğini belirler. Taklit
doku, dokunma duyusuyla algılanamayan, gerçekmiş gibi algılanan dokudur. Soyut doku ise,
biçimlerin öznel kullanımıyla yapılan dokudur. Sanatçı kendi üslup ve sanat anlayışına bağlı
olarak bu dokulardan birini seçerek kullanmaya başlar.
Gerçek dokuyu ağırlıklı olarak tuval üzerinde uygulanmış olan medyumlarda
hissedebiliriz füzen, pastel, kuru kalem, yağlı veya su bazlı boyaların yapısal özellikleri gerçek
dokuyu algılamamızda bize ışık tutar. Sanat tarihinde boya katmanlarını kullanarak çalışma
yapan ressamlardan en belirgin olan Van Gogh’un çalışmalarında boya katmanları ağırlıklı
olarak çalışmaya şekil vermiştir.
60
Resim 1. Van Gogh, Wheat Field with Rovens , T.U.Y.B., 50.5X 103 cm,1890.
Bu çalışmada ressam sert fırça vuruşları ile kuvvetli bir dışavurum örneği vermiştir. Yerin
ve göğün zıt renklerde olmasına rağmen birlikte hareket ettiği dinamik bir resimdir. Bu resimde
kullanılan kuzguni siyah yalnızlığı ve kimsesizliği anlatmaktadır (Beaujean, 2000: 88). Bu
tarzda ağır boya katmanlarının kullanıldığı çalışmalarda, bu katmanlara impasto adı
verilmektedir. Boya sürüşünde kullanmış olduğu kalın tabakalar ressamın impasto doku
örneğine kuvvetli bir örnektir.
Post empresyonist dönemden Paul Signac’ın çalışmaları üst üste küçük fırça
darbeleriyle oluşturulmuştur. “İzlenimci sanat akımı içinde yer alan bazı sanatçılar
resimlerindeki nesneleri figürleri küçük küçük fırça vuruşlarıyla, renkli mozaik tekniğinde
olduğu gibi yan yana getirerek dokulu bir görünüm elde ettiler.” (Tüzcet, 1967: 42)
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69
Resimde Doku Kullanımı
Resim 2. Paul Signac, The Papal Palace, Avignon. 73,5 x 92.5 cm, T.Ü.Y.B. 1900.
Bu çalışmada küçük fırça vuruşlarıyla resmin bütününe hakim olan bir doku
hissedilmektedir.
61
Resim 3. Pierre Soulages, Peinture, 296 x 165 cm, 2014.
Pier Soulages’in yapmış olduğu çalışmalarda serbest biçimli sanat akımına bağlı güçlü
bir soyut kompozisyon yaratacak biçimde eklemlenen fırça vuruşlarının yapay özgürlüğünde
resim kendini göstermektedir. Beyaz ışık parıltısının aksine siyah kütle resme anıtsallık ve
açıklık kazandırmıştır. Yüzey boyanın kabarık çizgiler halinde uygulanması ile doku
kazanmıştır (Alper Akçay, 2012: 85).
“Dokusuyla etkileyen Soulages’in resminde, madde farklarının büyük önemi vardır.
Boyayı boya olduğu için sevdiği, onu ezdiği, yaydığı, hatta yer yer gizlenen bir rengi yeniden
ortaya çıkarmak için kopardığı hissedilir. ‘Değişen maddeleri severim maddelerin tuzağa
düşürdüğü zamanı…’ der.” (Ragon, 1987: 57).
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69
Ayça Alper Akçay
Resim 4. Richard Serra, Out-of-Round serisinden bir örnek, 202 x 200 cm, Kağıt üzerine boya
çubuğu, 1999.
Sac levhalar kullanarak büyük ölçekli çalışmalar yapan Richard Serra Amerikalı
minimalist heykeltıraş ve video sanatçısıdır. Süreç sanatı içinde yer almaktadır. Sanatçı 1971
yılından sonra kağıt ve çeşitli teknikler kullanarak büyük ölçekli çizimler yapmıştır. Mürekkep
kömür ve kağıt üzerine mum boya ile yaptığı çalışmalarda büyük pigment blokları oluşturmuş
ve yüzeyde boya dokusu elde etmiştir. Richard Serra 1964’te İtalya’da bulunduğu sırada
tanıdığı yoksul sanatla birlikte yeni malzemelere ve alışılmadık birleşimlere yönelmiştir. Sanatçı
bu bağlamada gerçekleştirdiği kuşaklardan oluşan çalışmasında kauçuk ve neon ışıklarını
birlikte kullanmıştır (Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 2008: 1394).
62
Resim 5. Jean Dubuffet, The Cow with Subtle Nose, 88,9 x 116,2 cm, Tuval üzerine
yağlı boya ve emaye, 1954.
Ragon’a (1987: 40) göre Dubuffet kendi sanat anlayışını, “En bayağı ve kolay bulunan,
en ise yaramaz oldukları için başta akla gelmeyen sıradan malzemeleri kullanmayı hep çok
sevdim, hatta bu bende vazgeçilmez bir kara tutku haline geldi. Sanatımın, ‘aşağılanmış
değerlere eski saygınlıklarını geri verme’ olduğunu ilan etmeyi seviyorum.” şeklinde ifade
etmektedir. Bu çalışmada ressam vernikli boya ve yağ kullanmıştır. Boya ile oluşturmuş olduğu
ağır dokulu bir yüzey vardır.
Dubuffet'nin ülkedeki en sert deneyimi ve sanat eğitiminin reddi bu resimde belirgindir.
Ağır dokulu yüzeyi, psikolojik tedavi tesislerinde bulunan hastaların çocuksu masumiyetiyle
yorumlanan bir ineği tasvir etmektedir. Tuvale sınır tanımayan, vahşi yaklaşımı Dubuffet’nin
resim peyzaj gelenekleri içinde tamamen eğitimsiz görünen “Brut Sanat” diye adlandırdığı
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69
Resimde Doku Kullanımı
kavramların örneğidir. Resim böylelikle 'yüksek sanat' kavramlarına aykırı ve kültürel
ilerlemeden etkilenmeyen sanatsal saflık yönünden sanat yapmaya yaklaşır. Bir adım daha ileri
giderek, Dubuffet sanatla birlikte medeniyeti yeniden doğrulama işine yönelik bir bütün olarak
'kültürel' ve 'vahşi' kavramlarının nasıl olacağını önermektedir (www.wikiart.org/en/jeandubuffet/table-corail#supersized-artistPaintings-265124)
Dubuffet 1951’de tuvalleri gerçekten kesip biçerek yeni zeminler üzerinde yeniden bir
araya getirmeye başlamıştır. Aynı zamanda kağıtlar ya da gazete kağıtları üzerinde figürler çizip
sonra bunları kolaj için kesip çıkarmıştır. On yıl içinde odun parçalarından süngerlere, hiçbiri
‘sanat değeri taşımayan ’ya da en azından geleneksel olmayan materyallerden oluşan imajları
bir araya toplamıştır. “Dubuffet konunun tanınması konusunda algısal engeller yaratmak için
bilerek yeni teknikler ve materyallerden yararlanmıştır. Böylece figür ortaya çıktığı zaman bir
keşfin şaşırtıcı tazeliğine sahiptir. Tıpkı şaşıda olduğu gibi.” (Fineberg, 2014: 130)
Taklit doku adından da anlaşılacağı üzere gerçek gibi hissedilen fakat gerçek olmayan
dokulardır. Taklit doku, genellikle fotoğrafik detaylar kullanılıp nesnenin gerçekliğine ikna
edici, göz aldatmacası yapmaya çalışan Trompo l’oeil resimleri ile ilişkilendirilmektedir
(Ocvirk, Stinson, Wigg, Bone ve Cayton, 2015: 171). Yüzeyde farklı malzeme kullanılmadan
yapılmış olan taklit doku çalışmalarında kullanılan doku, tasvir edilen nesnenin dokusunun
birebir kopyasıdır. Taklit dokular resim alanında çok yaygındır. Doğada yüzeysel karakterin
yarattığı aydınlık ve karanlık kalıpların, içtenlikle ve özenle kopyasını gerektirir. Dokunun bu
türü, akademik bir işlemdir. Fakat sanatçının yaratma gücü, akademik kopyacılığı kırabilir ve
uygulamada çok duygusal hatırlamalara gidilebilir. (http://www.tamsanat.net/atolye/tasarimatolyesi/ilkeler-elemanlar.php?post=173)
Resim 6. Luciano Ventrone, Dilemma, Bez üzerine yağlı boya, 60 x 60 cm, 2009.
Fotogerçekçi ressam Ventrone’nin çalışmalarında nesnenin dokusunu oluşturmada
yüzey karakterlerini betimleme ustalığı dikkat çeker. Sanatçı akademik eğitim almış ve ağırlıklı
olarak natürmort çalışmaları yapmaktadır.
Soyut doku, sanatçı tarafından doğal olarak var olanın başka bir şekilde kullanımı ya da
yapay olarak üretilen dokudur. “Bir çok sanatçı dokuları yeniden üretmeye çalışmak ya da
birebir kopyalamak yerine onları soyutlamayı tercih eder. Soyut doku genellikle orijinaline dair
ipuçları taşır ama sanatçının belirli ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde müdahaleye
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69
63
Ayça Alper Akçay
uğramışlardır. Sonuç genellikle orijinal örüntü ya da tasarımı vurgulayan sadeleştirilmiş bir
versiyondur.” (Ocvirk, Stinson, Wigg, Bone ve Cayton, 2015: 173).
Resim 7. Albert Burri, Composizione (Composition), 86 x 100,4 cm, Siyak kumaş üzerine
çuval, iplik, sentetik polimer boya, varak ve PVA 1953.
Albert Burri, çeşitli geleneksel olmayan malzemelerle çalışmış, hatta renklendiricilerine
katran, paçavralar ve canlı küfler bile katmıştır. En çok bilinen çalışmaları ellili yılların çuval
bezinden yapılmış ‘çuvallar’ıdır. Pek çok çuval bezi resimlerinde yanan kırmızı, kanlı yarayı
çağrıştırmaktadır. Burri’nin bu dünyevi materyalleri ekspresif manipülasyonu, resimdeki
vurguyu temsilden objenin kendisinin fiziksel gerçekliğine kaydırır (Fineberg, 2014; Ruhrberg,
2000). Burri tuval üzerine yırtmış olduğu bezleri paçavraları yapıştırmış, dikmiş, germiştir. Bu
basit malzemelerin üzerindeki irili ufaklı delikler ve yamalar, tıpkı boyayla yapılan biçimler
halinde plastik anlamlar kazandırmaktadır (Eti, 1971: 85). Burri’nin tahta nesnelerle resim
yaparken tahta çakarak kapatılan dünyanın kaçınılmaz olduğu izlenimi (sanatçı böyle bir yorum
almadığı halde) ortaya çıkmıştır. “Takip eden nesil sanatçılar için ufuk açıcılığı kanıtlanmış olan
unsur, Burri’nin yapısalcı biçim ve biçimin yıkıcı çözünmesi arasındaki sanatında özellikle
merak uyandıran diyalektiktir.” (Ruhrberg, 2000: 260).
Burri’nin soyut dokunun ağırlıklı olarak gözlemlendiği çalışmalarında, boyanın tutkal
gibi başka malzemelerle karıştırılarak sürülmesiyle kalın, tabakalı doku yüzeyleri meydana
getirildiği görülmektedir. Sanatçının daha sonraki çalışmalarda bir dönem askeri doktorluk
mesleğinden ve daha sonrasında tutuklanarak esir kampında bulunduğu dönemden elinde
bulunan çuval malzemesini kullanarak tuvalde uyguladığı soyut doku örnekleri bize doku
uygularken sanat mantığı doğrultusunda zengin bir görsel ve alımlama boyutunu sunmaktadır.
Resim 8. Julian Schnabel, The Walk Home, Oil, Plates, Copper, Bronze, Fiberglass, Bondo On
Wood, 112 x 232 cm, 1985,
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69
64
Resimde Doku Kullanımı
Julian Schnabel ABD’li ressam, heykel ve baskı sanatçısıdır. Renk dokuları kullanmış
olan sanatçı estetik renk uyumu ve planlanmamış bir kompozisyon dengesi ile ilgilenmiştir. The
Walk Home gibi resimlerinde kırık porselen parçaları yada farklı nesneler yapıştırarak üç
boyutlu bir kabartma etkisi yaratmıştır (Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 2008: 1377). Schnabel
“1983’te, benim tüm görüntülerim resmetme nosyonunun emrindedir. diye ilan etmiştir. Önemli
olan şey neyin resmedildiği değil nasıl resmedildiğidir. Fakat başka bir açıklamasında resmin
sadece kendisiyle ilgili olduğunu düşünenlere bunun tam tersi olduğunu söylemiştir. Resmin
somut varlığının sizin bakmakta olduğunuz görüntüden tamamen farklı bir yüzü olabilen bir
çağrışımlar dünyasını anıştırmaması mümkün değildir.” (Fineberg, 2014: 430).
Resim 9. Julian Schnabel, Portrait Of Olatz, Oil on Plates Mounted to Wood, 84” x 55”; 1993
1980’lerde Tanrı’nın resmini yaparak ve dünyanın en büyük ressamı olacağını
söyleyerek resimler yapan, olağanüstü̈ bir ticari başarı kazanan Julian Schnabel, dev boyutlu ve
üzerine kırık tabaklar yapıştırılmış resimleriyle ünlenmiştir (Giderer, 2003: 165). Soyut dokuyu
kullanan sanatçı betimlediği tasviri yaparken bazen bir nesnenin soyutlanmasını kullanmış
bazen de olmayan bir biçimi kullanarak dokuyu oluşturmuştur.
Resim 10. Mark Tobey, Fata Morgana, Gri karton üzerine tempera, 37,5x56,3cm,
1944.
Amerikalı Mark Tobey, uzak doğunun doğu yazısının karakterini incelemiştir. İşte
Tobey, iç dünyasını ortaya koymakta bu çok zengin kaynağı kullanarak girift bir doku düzeni
kurmuştur. Sanat kritikleri, sanatçının serbest fırça vuruşlarıyla ördüğü̈ hemen hemen tek renkli
doku düzenleri için “Beyaz Yazı” deyimini kullanmaktadır.” (Eti, 1971: 56). Yine boyaları
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69
65
Ayça Alper Akçay
yüzeyde akıtma tekniği ile kullanan Jackson Pollock da çalışmalarında doğal dokular
oluşturmaktadır.
Tobey’in beyaz yazıları sanatçının bahay dinini Kabul ettiği döneminin eserleridir.
Daha sonra bahay dini sanatçıyı tüm dinlerin döl yatağı olan doğuya götürür. Tobey’in alçak
gönüllü sanatı, tinsellikle bitmek bilmez bir konuşma olarak ifade edilmektedir. Bu resimler
bazen izleyiciyi bir başka evrenden gelen işaretler gibi heyecanlandıran on emircik levhaları
olarak görülmektedir (Ragon, 1987: 164).
Resim 11. Antoni Tapies, Etching with aquatint, carborundum and embossing in colours, 1985,
Yoğun doku kullanarak çalışan Antoni Tapies çalışmalarında boya ile birlikte vernik,
kum ve toz mermer kullanarak rölyef etkisi yaratmaktadır. Malzemedeki bu seçim sanatçının
doku oluşturmasında kazıma ve oyma işlemlerini gerçekleştirmesinde yardımcı olmaktadır.
Bazı çalışmalarında “ready made” tarzında kullanmış olduğu hazır nesneyi tuvaline yapıştırdığı
da görülür.
Resim 12. Antoni Tapies, Peinture grise et verte Oil paint, epoxy resin and marble dust on
canvas 114 x 161,3 cm frame: 1183 x 1665 x 48 mm 1957
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69
66
Resimde Doku Kullanımı
Resim 13. Joseph Cornerll, Sculptures, Tahta, cam, şarap şişesi, kağıt kolaj, kum, boya. 35,5 x
19,6 cm, 1953-1956.
67
Resim 14. Joseph Cornell, Untitled (pink ballet case), Tahta, cam, kuru gül, yaprak, kumaş,
plastik, mika, karton levha. 4,76 x 11,43 x 8,73 cm, 1942.
Joseph Cornell kutu çalışmaları ile bilinir. Likör bardaklı, pullu, deniz kabuklu,
zemberekli, kum saatli çalışmalar yapmaktadır. Çalışmalarını hazır nesne üzerinden
yapmaktadır. Bu açıdan değerlendirilince ressam Marchall Duchamp’ın “ready made”
mantığında görünmektedir. Doku oluşturmada hazır nesne kullanımından kaçınmaz.
Dekolaj duvarlara üst üste yapıştırılmış afiş yada benzerlerinden koparılan parçalarla
yapılmış bir tür kolaj. İlk kez 1950’lerde alman sanatçı Wolf Vostell bu tür çalışmalar yapmış
ayrıca Fransa’da afişçiler de bu tekniği uygulamıştır (Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 2008:
390).
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69
Ayça Alper Akçay
Resim 15. Mark Bradford, White Painting, Tuval üzerine karışık teknik ve kolaj,
259 x 366 cm, 2009
Bradford yırtma tekniğini kısmen gerçeküstücü dekolaj tekniğinden kısmen de ilk kez
Jacgues Villegle ve Raymond Hains tarafından 1950’lerde kullanılan afişist yönteminden yola
çıkarak türetmiştir. Özellikle Fransız yeni gerçekçilerin yaklaşımı sokak panolarındaki
afişlerden koparılan parçaların tamamen soyut kompozisyonlar meydana getirecek şekilde
birleştirilmesiyle karakterize edilir, ancak Bradford ayrıntılı, şematik bir figüratif çalışma
yapabilmek için yüzeyi emaye boya, mürekkep ve başka malzemelerle kaplayıp kalınlaştırır. Bu
yüzeylerin rengini değiştirmek ya da belirli alanları bir tür desen yapar gibi kazıyıp çıkarmak
için kum döken, ütüleyen, bazen de ağartıcı kullanan sanatçı, yapıtın gelişim sürecini daha da
karmaşıklaştırır. Sonuçta elde edilen etki ise neredeyse zorlayıcı, çok kuvvetli yarı psikodelik
bir imge, metin, desen ve doku yığınıdır (Wilson, 2015: 72).
SONUÇ
Beş duyu organından biri olan dokunma sanatçıda büyük bir arzu olarak doku ile ortaya
çıkar Dokunun nesnel özelliğini kullanarak onu alıp daha sonra onu yeniden harmanlayarak,
bazen dönüştürüp bazen de dönüştürmeden kullanan sanatçı bu ele alışta küçük değişikliklerle
resimdeki bir formun nesnel olarak benzemeyen farklı şeyleri temsil edebilme etkisini kullanır.
Bazen de temsil ettiği nesnenin anlatım gücünü dokuyu kullanarak kuvvetlendirir. Yüzeyde
kullanılan doku resme sadece dokunsal değil aynı zamanda düşünsel bir anlam ve yüzeyde de
derinsellik katmaktadır.
Doku kullanımında sanat tarihinde geçmişten günümüze bir çok yöntem ve bir çok
teknik, sınırsız malzeme kullanılmıştır. Kolajlarla başlayan serüven boya katmanlarının
kullanımı, dekolaj, asamblaj ve farklı malzemelerin doku oluşturmak için yüzeyde kullanılması
sanatçının kendi iç dünyasında harmanlayıp dışarıya aktarmak için seçtiği yola bağlı kalmıştır.
Kimi ressam anlatımda ifadenin gücü için gazete ve kağıt parçalarını yapıştırarak, kimisi üst
üste binmiş afişleri yırtarak, atık nesneyi kullanarak, keserek, dikerek, boyayla harmanlayarak
ya da boyasız saf maddeyi kullanarak, nesnenin yapısını bozarak ya da bozmayarak dokuyu
kullanmıştır.
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69
68
Resimde Doku Kullanımı
KAYNAKLAR
ALPER Akçay, A. (2012). Duygusal ve Mantıksal Çözümleme: Ekspresif Anlatım. (Sanatta
Yeterlik Tezi). Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
BEAUJEAN, D. (2000). Vincent van Gogh. Germany: Könemann.
BIGALI, Ş. (1999). Resim Sanatı. Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
ECZACIBAŞI Sanat Ansiklopedisi (Geliştirilmiş İkinci Basım ed.). (2008). İstanbul: YEM
Yayınları.
ETI, S. (1971). Çağdaş Sanat. Ankara: Karaca Ofset.
FINEBERG, J. (2014). 1940'tan Günümüze Sanat: Varlık Stratejileri. (G. E. Simber Atay
Eskier, Trans.) İzmir: Karakalem Kitabevi Yayınları.
GIDERER, H. E. (2003). Resmin Sonu. Ankara: Ütopya Yayınevi.
OCVIRK, O. G., Stinson, R. E., Wigg, P. R., Bone, R. O., & Cayton, D. L. (2015). Sanatın
Temelleri, Teori ve Uygulama. (A. K. Nur Balkır Kuru, Trans.) İzmir: Karakalem
Kitabevi.
RAGON, M. (1987). Modern Sanat. (V. Kanetti, Trans.) İstanbul: Cem Yayınevi.
RUHRBERG, K. (2000). Art of the 20th Century. (F. W. Alling, Ed.) Köln: Taschen.
SÖZEN, M., & Tanyeli, U. (2014). Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü (Onüçüncü Basım ed.).
İstanbul: Remzi Kitabevi.
TÜZCET, Ö. (1967). Form ve Doku-Textüre. İstanbul: Matbaa Teknisyenleri Kollektif Şirketi.
WILSON, M. (2015). Çağdaş Sanat Nasıl Okunur? 21. Yüzyılın Sanatını Yaşamak. (F. C.
Erdoğan, Trans.) İstanbul: Hayalperest Yayınevi.
TAM
Sanat Tasarım Atölyesi Web Sitesi, (t.y.). Erişim Tarihi: 01.11.2015,
http://www.tamsanat.net/atolye/tasarim-atolyesi/ilkeler-elemanlar.php?post=173
JEAN Dubuffet, (t.y.). Erişim Tarihi: 05.11.2015, www.wikiart.org/en/jean-dubuffet/tablecorail#supersized-artistPaintings-265124
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69
69

Benzer belgeler