Simit Sarayı

Transkript

Simit Sarayı
SİMİT SARAYI’NIN ÜCRETSİZ DERGİSİDİR
NO:15
MAYIS 2014
SİMİT SARAYI
NEW YORK
5. CADDE’DE!
ASLI TANDOĞAN
ARP EĞİTİMİ ALDI
OYUNCULUĞU SEÇTİ
GÜNEY AFRIKA’YI
KEŞFEDIN
ÜNLÜ ERKEKLERİN
KUAFÖRÜ: VEYSEL ŞENEL
DÜĞÜN SEZONU
BAŞLADI
BAŞARI ÖYKÜMÜZÜ
BOĞAZIÇILILERE
ANLATTIK
NO:15 • MAYIS 2014
İMTİYAZ SAHİBİ
İcra Kurulu Başkanı
ABDULLAH KAVUKCU
Lezzet
duraklarımız
çoğalıyor
H
epinizin yakından bildiği üzere, sizlerin ilgisi ve güveni ile Simit
Sarayı olarak dünya markası olma yolunda emin adımlarla
yürümeye devam ediyoruz. New York mağazamızın açılış hazırlıkları
heyecanla devam ederken, geçtiğimiz ay lezzet duraklarımız arasına
Londra’yı da ekledik. Yaz sonu Londra’nın en önemli alışveriş caddesi olan
Oxford Street’te, Simit Sarayı’nın İngiltere’deki ilk mağazasını açacağız.
Yurt dışı açılışlarımızın yanı sıra elbette yurt içinde de yeni mağazalarımızla
Simit Sarayı ailesini genişletmeye devam ediyoruz. Mart ayı içinde Alanya
mağazamızı ve Antalya’daki altıncı mağazamız olan Antalya Kapalıyol
Simit Sarayı’nı hizmete sunduk. Bu vesile ile ilk günden itibaren bizleri yalnız
bırakmayan ve açılışlarımıza yoğun ilgi gösteren Alanya ve Antalyalı lezzet
tutkunlarına tekrar teşekkür ederim.
İlerleyen sayfalarda detaylı bilgilerini bulacağınız üzere Denizbank işbirliği
ile gerçekleştirdiğimiz ve büyük ilgi gören fastPay uygulamasını MayısTemmuz tarihleri arasında tekrarlamaya karar verdik. Böylece MayısTemmuz dönemindeki alışverişlerinizde yüzde 50 indirim fırsatından
yararlanabileceksiniz.
Sizleri dergimiz ile başbaşa bırakmadan önce tüm annelerin Anneler
Günü’nü, gençlerin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı en
içten dileklerimle kutlar, herkese keyifli bir ay dilerim.
Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu)
Esma Tuncer Aydos
Yapım
HI’STANBUL PRODÜKSİYON
Şifasuyu Yolu Üstü Sok. No: 30
Oksizen Konakları 4/2 Maden
Mahallesi, Sarıyer, İstanbul
Genel Yayın Yönetmeni
Ayhan Bölükbaşı
[email protected]
Yayın Direktörü
Zeynep Kasapoğlu
[email protected]
Görsel Yönetmen
Çağrı Ece [email protected]
Editör
Ece Öziş [email protected]
Yazı İşleri
Uras Benlioğlu
Özcan Yılmaz
Füsun Tansu
Simay Erdem
Fotoğraf
Caner Kasapoğlu
Yayın Kurulu
Seçil Çiçek, Gülcan Gümüş,
Hande Eldemir, Kübra Erkan
Baskı
Uniprint Basım San. Ve Tic. A.Ş.
Ömerli Köyü, İstanbul Cad. No: 159
Hadımköy 34455 İstanbul
Tel: (0212) 798 28 40
Faks: (0212) 798 20 63
Yönetim Yeri
Büyükdere Cad. Apa Giz Plaza
No: 191 Levent/İstanbul
Tel: (0212) 398 03 98
www.simitsarayi.com
Abdullah Kavukcu
Simit Sarayı İcra Kurulu Başkanı ve CEO
Yayın Türü
Yerel Süreli
www.simitsarayi.com
Bu dergide yayımlanan tüm yazı ve
fotoğrafların hakları Simit Sarayı Yatırım
ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Bu yayındaki tipografik
hatalardan Simit Sarayı Yatırım ve Tic. A.Ş.
sorumlu değildir. Dergide yer alan ürünlerin
fiyatlarında haber vermeden değişiklik
yapılabilir. Ürünler stoklarla sınırlıdır.
facebook.com/simitsarayi
twitter.com/simitsarayi
S İ M İ T S A R AY I • 3
İÇİNDEKİLER
NO:15
MAYIS 2014
3Editör
4İçindekiler
6
İki yeni mağazamız açıldı
8
Benim Simit Keyfim
Siz fotoğrafladınız, biz yayımladık
24
10 Müşterilerimiz Simit Sarayı’nı anlattı
14 Simit Sarayı Efsanesi New York 5. Cadde’de
17 Kara Para Aşk’ta simit molası
20 Bu lezzet objektife sığar mı?
Simit Sarayı ürünleri kamera karşısında!
78
21 Sıra Suudi Arabistan’da!
24 Aslı Tandoğan
Arp eğitimi aldı, oyuncu oldu
32 New York’un kalbi
Huzurlarınızda 5. Cadde
38 Abdullah Kavukcu başarının sırrını anlattı
46 Dünyada Simit Sarayı
52
92
88
48 Güneş Tulga İle Tasarım Dünyası
En iyi renk üstünüzde en iyi durandır
52 Düğün sezonu başladı
Evlilik rehberini mutlaka okuyun!
72
66 Akdeniz’in incisi: Alanya
72 Güney Afrika sizi bekliyor
78 Canan Berber sanatını anlattı
84 Veysel Şenel
Berberliği sanata dönüştüren adam
88 Antioksidan gıdalar
Ömrünüze ömür katın!
92 Dışavurumcu sanat terapisi
98Kültür-Sanat
102 En yeni teknoloji ürünleri
108 Mağazalarımızın adresleri
110Bulmaca
112Burçlar
98
48
66
HABER
Simit Sarayı Marmara Park
Güzelyurt Mah. 1.Cadde
Esenyurt, İstanbul
İstanbul’da yepyeni iki mağaza
Geniş ürün yelpazesi ve yüksek kalite anlayışıyla
yurtiçi ve yurtdışında her gün 450 bin misafiri
ağırlayan Simit Sarayı, lezzet durakları arasına
Vialand’ı ve Marmara Park’ı da ekledi.
S
imit Sarayı’nın hızlı büyümesi devam ediyor. Nisan ayı
ile Mayıs ayının ilk günlerinde iki yeni mağaza lezzet
tutkunları için Simit Sarayı ailesine katıldı.
Vialand’da buluşuyoruz
Türkiye’nin ilk ve tek tema parkı Vialand’da 23 Nisan
2014 günü hizmete giren Simit Sarayı Vialand mağazası,
95 metrekare açık ve 120 metrekare kapalı alanı, ferah
atmosferi ve şık dekorasyonuyla ilk günden itibaren lezzet
tutkunlarının vazgeçilmez adreslerinden biri oldu.
Haftanın her günü 07:00 – 24:00 saatleri arasında hizmet
veren Simit Sarayı Vialand mağazasının menüsünde;
klasik simit ve simit çeşitlerinin yanı sıra açma, poğaça ve
pideden börek çeşitlerine, dürümden sandviçe, kurabiyeden
pastalara, ızgaralardan makarnaya, salatadan dondurma
çeşitlerine kadar atıştırmalık, doyumluk ve keyiflik zengin
bir ürün gamı yer alıyor.
Marmara Park’ta da varız
Simit Sarayı Vialand
Yeşilpınar Mahallesi Girne Caddesi
Vialand Avm Cadde Katı, Eyüp
Zengin menüsü, uygun fiyatlı ürünleri ve sıcak dekorasyonu
ile lezzet tutkunlarının vazgeçilmez buluşma noktası
olan Simit Sarayı’nın yeni açılan bir diğer mağazası ise
1 Mayıs 2014 tarhinde günü Marmara Park AVM’de
lezzet tutkunlarına “merhaba” dedi. Mimari tasarımı ve
gerçekleştirdiği birbirinden eğlenceli etkinliklerle alışverişe
farklı bir boyut kazandıran Türkiye’nin ilk
galaksi temalı alışveriş merkezi Marmara Park
AVM bünyesinde hizmete giren Simit Sarayı
Marmara Park mağazası, 140 metrekare dış ve
330 metrekare iç mekâna sahip. Simit Sarayı
Marmara Park, her gün 07:00 – 24:00 saatleri
arasında hizmet veriyor.
6 • S İ M İ T S A R AY I
HABER
INSTAGRAM’DA
Simit Sarayı keyfi
İster mağazada, ister
yolda... Belki simit, belki
sadece bir bardak demli
çay... Siz paylaştınız, biz
yayınlıyoruz. Sağlık ve
mutlulukla, daha nice
güzel anlarınıza ortak
olmayı dileriz...
8 • S İ M İ T S A R AY I
S İ M İ T S A R AY I • 9
RÖPORTAJ
Benim ‘Simit Sarayı’m
Bu ay yepyeni konuklarımız var. Mağazalarımızdaki müşterilerimize
Simit Sarayı’yla ilgili düşüncelerini sorduk ve tüm güzel yorumlara çok sevindik!
Hilal Şimşek - Türkçe öğretmeni
Derslerimizi
Simit Sarayı’nda
yapıyoruz
Haftada iki, üç gün Simit Sarayı’na
geliyorum. Yabancı uyruklu
öğrencilere Türkçe öğretiyorum
ve çoğunlukla dersleri Simit
Sarayı’nda yapıyoruz. İş yerime
yakın olması, dekorasyonun
güzelliği ve elbette ürünleri için
burayı tercih ediyoruz. Dersleri
yapacağımız yerin güzel olmasını
istiyoruz. Burada özellikle
salataları çok beğeniyorum. Çorba
da vazgeçilmezim. Özellikle ders
sırasında sık sık çorba içiyorum.
10 • S İ M İ T S A R AY I
Heather Lett
New York mağazasına da gideceğim
Amerikalıyım. Eşim Türkiye’de çalışıyor, ben de burada Türkçe
öğreniyorum. Simit Sarayı çok güzel ve özellikle çaylarını çok
seviyorum. Ürünler çok lezzetli. Önümüzdeki yaz New York 5’inci
Cadde’de açılan Simit Sarayı’na da gidebilirim. Ama buradan gideceğim
için orada ücretsiz çay istiyorum! Simit Sarayı’nda çorbalar da çok
güzel. Peynir de ücretsiz olduğu için çorbama bol bol peynir koyuyorum.
Gesa Horna
Umbereen Mirza
Almanya’dan geliyorum. İstanbul’da Türkçe öğreniyorum. Simit Sarayı’nda
buluşuyoruz ve burada olmak gerçekten çok güzel. Simit Sarayı’nda en
çok çay ve kurabiye tüketiyorum. Çikolatalı kek de en sevdiklerimden biri...
Döndüğümde Almanya’daki Simit Sarayı mağazalarına da gitmek isterim.
Eşimin işi için Pakistan’dan Türkiye’ye geldik. Ben de
burada Türkçe öğreniyorum. Simit Sarayı’nda çay
içmeyi çok seviyorum. Burada çaylar gerçekten her
zaman çok iyi. Çorbalarını da çok seviyorum.
Çay ve kurabiye favorim
S İ M İ T S A R AY I • 11
Çaylar her zaman güzel
RÖPORTAJ
Gültekin Külekçi - Veteriner hekim
Fast food’a karşı
güçlü bir yerel lezzet
alternatifi
Bugün kuzenimin önerisiyle buraya
geldim. Yakınlarda bir işim vardı ve
nerede yemek yiyebileceğimizi sordum.
O da “Simit Sarayı’na gidelim, orası
güzel bir mekân” dedi. Buraya geldik
ve doğrusu çok da beğendim. Genelde
Simit Sarayı’na geldiğimde hep simit
tüketiyorum ama bugün ilk defa simit
pizzayı denedim ve çok hoşuma gitti.
Bundan sonra da bu ürünü tüketirim.
Simit Sarayı’nda fast food’a alternatif,
Türk kültürüne ait yiyecekler var.
Ercan Külekçi – Avukat
Ürünler taze, servis hızlı
Simit Sarayı’na haftada üç gün gelirim. İstanbul
gibi zamanın değerli olduğu bir şehirde, çok önemli
bir yeme-içme mekânı olduğunu düşünüyorum. En
sevdiğim özelliği, ürünlerin taze olması ve hızlı servis
edilmesi. Bu hoşuma gidiyor. Simit kültürümüzde
olduğu için çok sevdiğimiz bir tat zaten. Burada
simitler hem lezzetli hem taze... Aslında en çok
patatesli kalem böreğini tüketiyorum ve Simit
Sarayı’nın limonatasını da çok seviyor, herkese tavsiye
ediyorum. Arkadaşlarımla buluşacağım zaman, Simit
Sarayı’nda bir araya gelmeyi öneririm. Fiyatlarının
uygunluğu da Simit Sarayı’nı cazip hale getiriyor.
Cüneyt Kiper - Grafik Tasarımcı
Simit Sarayı’nın sakin
ortamını seviyorum
Aslında adı ‘Simit Sarayı’ ama ben
buraya daha çok salata için geliyorum.
Ortamı da çok seviyorum. İnsanların
burada birbirlerinden bağımsız yemek
yeme tarzlarını seviyorum. Çalışanların
müşterilerle ilişkileri de çok iyi. Simit
Sarayı’nda salatalar benim sevdiğim
tarzda. Sakinliği de sevdiğim için buraya
yalnız olarak yemek yemeye geliyorum.
Arada sırada da ıspanaklı böreklerden
yiyorum ve onları da seviyorum.
KURUMSAL
5. Cadde Türk
simidi kokacak!
Simit Sarayı büyüdü büyüdü büyüdü... Kıtaları gezdi, okyanusları aştı, şimdi de
New York’a ulaştı. Simit keyfinin yeni adresi, New York’un ünlü 5. Caddesi!
S
imit Sarayı’nın yurtdışındaki
hızlı yükselişi sürüyor. Gurbette
sıcak simit özleyenler ya da
bu eşsiz Türk lezzetini daha önce
denemeyenler için Simit Sarayı sekiz
ülkede onlarca mağazayla hizmet
veriyor. Almanya, Belçika, Hollanda,
Kıbrıs, Mısır, Suudi Arabistan ve
Kuveyt’te simit meraklıları arttı.
Sıradaki gözde dünyanın diğer ucu
Amerika Birleşik Devletleri’nde!
“What’s Cooking on 5th? (5. Cadde’de
ne pişiyor?)” sloganıyla New York
5. Cadde’de açılacak olan mağaza
yeni mimari konseptiyle gözlere
hitap ederken, gelişen mutfağıyla
da damaklarda iz bırakacak. Türk
simidinin çeşit çeşit halinin yanı sıra
14 • S İ M İ T S A R AY I
mantı, ızgara köfte, erişte, salata,
çorba, menemen ve daha pek çok
alternatifle Simit Sarayı’nın lezzet
yelpazesi bir hayli geniş. Üstelik tüm
bu özel tatların yanı sıra, Amerikan
pazarına özel ürünler de görücüye
çıkacak.
Ürünler Türkiye’deki Simit Sarayı
fabrikalarından New York’taki soğuk
Bagel’e büyük rakip
New York’un göbeğinde açılacak
olan Simit Sarayı sektörde şimdiden
fırtınalar estiriyor. Zira Amerika Birleşik
Devletleri’nde sıklıkla tüketilen Bagel’e
rakip olacağı düşüncesi pazarı bir hayli
hareketlendirdi. Türk simidinin Amerikan
yeme-içme sektörüne yapacağı etkiye
değinenlerden biri de Vahap Munyar:
“...New York’ta 5. Cadde’de mağaza
yerini kiralamış, binaya
astığımız büyük simit
fotoğrafın içine, “5.
Cadde’de ne pişiyor?”
yazmıştık. New York’ta
bazı vitrinlere, “Simit,
Bagel değildir” başlıklı
yazılar içeren gazete
sayfaları asılmaya
başlanmış. Bunda New
York’ta daha önce açılan
Simit&Smith’in ve bizim
hazırlıklarımızın etkisi var.
New York’ta şekli bizdeki açmaya
benzeyen Bagel çok tüketiliyor. Simitle
rekabetten çekindikleri anlaşılıyor.
Okutur’un sokak simitini ‘saray’a taşıyan
vizyonu Kavukçu’nun girişimciliği ile
birleşince büyüme adımları hızlandı. Sıra
2023’te dünyaya açılan 10 Türk markası
arasına girmeye geldi...”
hava depolarına gönderilecek. Böylece
aynı eşsiz tat ve kalite sürecek,
Amerika Birleşik Devletleri’nde
Türk havası esecek. Simit Sarayı’nın
5. Cadde için bir diğer atağı ise
kahvesi! Simit Sarayı, özel kahvesini
Amerikalılara sevdirmeye hazırlanıyor.
İşe alım süreci başladı
Simit Sarayı’nın 5. Cadde Mağazası için
tüm hazırlıklar tamamlandı. Tek eksik
Simit Sarayı’nı dünyaya tanıtacak
yüzleri bulmakta!
Simit Sarayı dünyanın dört bir yanında
açtığı mağazalarla sadece simit
kültürünü milyonlara tanıtmakla
kalmıyor, aynı zamanda uluslararası
istihdam da sağlıyor. Simit Sarayı’nın
yönetim kadrosu 5. Cadde’de açılacak
olan mağaza için işe alım sürecini
başlattı! İşte New York 5. Cadde
mağazamızın aranan personelleri:
• Mağaza Müdürü
• Vardiya Müdürü
• Mutfak Şefi
• 3 Ekip üyesi.
Simit Sarayı’nın New York yüzü
olmak için seçim aşaması internet
üzerinden yapılacak. Operasyon ve
eğitim departmanı ilk elemeleri Skype
ile gerçekleştirecek. İlk elemelerin
ardından ikinci görüşme ise yüz
yüze olacak. Simit Sarayı’nın kalite
anlayışını New York’a da taşıyacağına
inanan ve seçici kadromuzu da buna
inandırmayı başaranlar mağaza
açılmadan hemen önce İstanbul’a
getirilecek ve üç hafta boyunca
eğitim görecekler. Simit Sarayı
ailesi New York temsilcilerini yalnız
bırakmayacak! Ekip çalışması mağaza
açıldıktan sonra da devam edecek.
Simit Sarayı’nın yurtdışı operasyon
departmanı dört hafta, eğitim
S İ M İ T S A R AY I • 15
departmanı ise bir hafta boyunca New
York mağazasına destek verecek.
Peki şimdi ne yapmalı?
New York’ta açılacak Simit Sarayı’nın
bir parçası olmak isteyenlerin yapması
gereken oldukça basit. Yönetim
kadrosu için görüşmelerin adresi
Linkedin! Eleman alımı içi ilanlar
ise New York’un en büyük sosyal
platformlarından: www.nycturk.
com’da! Simit Sarayı’nın Amerika
Birleşik Devletleri’ndeki yükselişi 5.
Cadde ile de sınırlı değil. Manhattan’da
daha birçok önemli noktada mağazalar
açılmak için gün sayıyor! Yurtdışında
çıtır simit keyfini yaşamak, Türk
mutfağıyla hasret gidermek ya da yeni
lezzetler keşfetmek isteyenler için ise
işte Simit Sarayı’nın yeni adresi:
New York Simit Sarayı 435 Fifth
Avenue New York NY 10016.
HABER
Simit Sarayı’nda fastPay
ile yüzde 50 indirim!
Simit Sarayı ve DenizBank büyük ilgi gören fastPay uygulaması ile kazandırmaya
devam ediyor. Siz de fastPay kullanın, indirim fırsatını kaçırmayın!
G
ençler başta olmak üzere tüm lezzet severlerin
yoğun ilgi gösterdiği fastPay uygulaması
kapsamında herhangi bir bankada hesabı olmasa
bile, akıllı telefonuna fastPay uygulamasını indiren ve
ödemelerini bu şekilde yapan kullanıcılar, mayıs- temmuz
ayları arası Simit Sarayı’nda yapacakları alışverişlerde
yüzde 50 indirim fırsatından yararlanacak.
Tüm bankalardan hesap numarası yerine başında
‘0’ olmadan cep telefonu numaranız ile EFT yaparak
fastPay’inize para aktarabilir veya DenizBank
ATM’lerinden para yükleyebilirsiniz. fastPay
kullanıcılarını kapsayan kampanya ile Simit Sarayı
alışverişlerinizi keyifli bir şölene çevirebilirsiniz.
fastPay Nedir?
fastPay, herhangi bir bankada hesabınız olmasa bile
cepten cebe 7/24 para gönderebileceğiniz, ATM’den
kartsız para çekebileceğiniz, üye işyerlerinde ödeme
yapabileceğiniz mobil bir cüzdandır.
Nasıl Kayıt Olunur?
fastPay uygulamasını App Store, Google play , Windows
Phone Store’dan ücretsiz olarak indirebilirsiniz.
T.C. kimlik numaranızı ve kendi belirleyeceğiniz 6
rakamdan oluşan PIN kodunuzu girdikten sonra ‘Kayıt Ol’
butonuna basarak kayıt işleminizi tamamlayabilirsiniz.
Kayıt olduktan sonra karşınıza çıkacak olan ‘ÇizGir’
ekranında, PIN kodu yerine kullanabileceğiniz size özel
nokta birleştirme desenini ile ÇizGir şifresi belirleyerek,
uygulamaya daha kolay ve hızlı giriş yapabilirsiniz.
Ayrıntılı bilgi için:
www.fastpay.com.tr
16 • S İ M İ T S A R AY I
Kara Para Aşk’ta
simit molası!
Ekranların sevilen dizisi Kara Para Aşk’ta heyecanlı
takip sürüyor. Elif ile Ömer’in gerçeğin peşinde son
durağı Simit Sarayı oldu! Ekip önce simitle sıkı bir
kahvaltı yaptı, ardından macera yeniden başladı!
B
aşrollerini Tuba Büyüküstün ve Engin Akyürek’in oynadığı ‘Kara Para
Aşk’ın 5’inci bölümünde
oyuncular simit molası
verdi. Dizide ayrı hayatlar yaşayan
ve bir gecede ortak bir olayla bir
araya gelen Elif ile Ömer, iz peşine
düşmeden önce Simit Sarayı’nda
güç topladı. Kritik konuşmaların
geçtiği sahnede oyuncular bir
yandan düğümü çözmek için
fikir üretti, bir yandan da sıcak
simitleri afiyetle yedi!
S İ M İ T S A R AY I • 17
Simit Sarayı
mağazasında çekilen
sahneden kareler...
ADVERTORIAL
Sürprizlerle dolu Simit
Sarayı lezzetleri.
18 • S İ M İ T S A R AY I
Ve huzurlarınızda Türk lokumu!
Bu lezzetler, aklınızı başınızdan alacak!
SIMIT SARAYI’NDAN ÖZEL HEDIYELER
Lezzet dolu
küçük sürprizler
Geleneksel tatların modern
adresi Simit Sarayı,
sevdiklerine lezzetli ve bir
hediye vermek isteyenlere
kasa önü ürünleriyle çok özel
alternatifler sunuyor.
F
arklı lezzetleri ve sunumları
kadar ambiyansıyla da dikkat
çeken Simit Sarayı, lezzetli
ürünlerini özel olarak tasarladığı
ambalajlarda, hediyelik kasa önü
seçenekleriyle beğenilere sunuyor.
Sevimli mini paketleriyle dikkat çeken;
3’lü Truf, Badem Şekeri, Çikolata Kaplı
Badem Draje, Çikolata Kaplı Fındık
Draje, Küp Draje, Sade ve Meyveli Çakıl
Bir fincan
Çikolata alternatifleri, özel tasarımlı
kahvenin 40 yıl
hatırı vardır.
kapak etiketiyle göz dolduran küçük
kavanozlar içinde satışa sunulan
Selanik Gevreği, Anasonlu Kırıkkırak, Sade Çubuk
Tereyağlı Mis Kurabiye ve Kakaolu Fındık Kurabiye,
da lezzet severlerle buluşuyor.
lezzetleri kadar görünümleriyle de dikkat çekiyor.
Sevdiklerine hem lezzetli hem de şık bir hediye
“Bir kahvenin kırk yıl hatırı var” mottosuyla odun
vermek isteyenler için hazırlanan Simit Sarayı kasa
ateşinde kavrulmuş Türk Kahvesi kutusunun
önü seçenekleri, keyif anlarını paylaşmanız için
yanı sıra Türk Kahvesi’nin vazgeçilmez eşlikçisi,
vazgeçilmez olacak. Simit Sarayı’nın birbirinden
saraylardan günümüze taşınan eşsiz tat lokum,
farklı lezzetleriyle tanışmak ve size en yakın
Simit Sarayı yorumuyla narlı ve fıstıklı çifte
mağazayı öğrenmek için www.simitsarayi.com
kavrulmuş seçenekleriyle 125 gr ve 250 gr olarak
adresini ziyaret edebilirsiniz.
satışa sunuluyor. Ayrıca geleneksel lezzetlerden
S İ M İ T S A R AY I • 19
HABER
Bu lezzet objektife sığar mı?
31 Mart’ta, Simit Sarayı’nın Levent’teki Anıt Mağazası’nda tatlı bir heyecan vardı. Birbirinden
leziz Simit Sarayı ürünlerinin kamera karşısına geçtiği çekimlerde iştahlar kabardı.
S
imit Sarayı’nın reklam ajansı
Alamet-i Farika ile PPR
İstanbul’un düzenlediği ve
Serdar Tanyeli’nin fotoğrafladığı Simit
Sarayı ürün çekimi
için Levent Anıt
Mağaza’dan daha
iyi bir yer olamazdı.
Mağazanın üst
katında gerçekleşen
çekim için ürünler
hemen alt kattan,
mağazanın
mutfağından geldi. Simit Sarayı
müşterileri alt katta seçtikleri
ürünlerin tadını çıkarırken, üst
katta ise fotoğrafçı Serdar Tanyeli
yönetimindeki kalabalık bir ekip,
yemek stilisti Dilek Başer’in hazırladığı
sunumla, bu lezzetli ürünlerin iştah
açan görüntülerini fotoğraflıyordu.
Çekimler sabahın erken saatlerinde
başladı ve akşama dek sürdü. Elbette
bu sürede ekibin karnı da acıktı.
Klasik simitten kaşarlı, sucuklu,
sucuklu-kaşarlı, kaşarlı-zeytinli simit
çeşitlerine; açma, poğaça ve pideden
börek çeşitlerine; dürümden sandviçe;
kurabiyeden pastalara kadar
atıştırmalık, doyumluk ve keyiflik
zengin bir ürün gamının yanı sıra
Simit Burger, mantı, köfte ve salatadan
oluşan zengin çeşitler içinden
seçtikleri yemeklerin tadına baktılar.
Elbette molalarda içilen çay, kahve,
limonata gibi Simit Sarayı’na özel
içecekler de ekibin enerjisine enerji
kattı. Bu güzel fotoğraf karelerine tüm
mağazalarda, sosyal medyada, ilan ve
reklamlarda rastlayabilirsiniz…
Ekranda
göründüğünden çok daha
lezzetli olduklarına emin
olabilirsiniz!
Makro çekimlerle
ürünlerimizin tüm
ihtişamı ekrana taşındı.
20 • S İ M İ T S A R AY I
Suudi Arabistan’da
10 yeni mağaza açılacak
Dünya markası olma vizyonuyla yurtdışı açılışlarını tüm hızıyla sürdüren Simit
Sarayı, Almanya ve Hollanda’daki hızlı yükselişini devam ettirirken, İngiltere, ABD,
Suudi Arabistan, Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Ürdün’de yeni
mağazalar açmaya hazırlanıyor. Sadece Suudi Arabistan’da 10 yeni mağaza açılacak.
S
imidi ve diğer geleneksel Türk lezzetlerini
dünyaya tanıtarak, Türkiye’den bir dünya
markası çıkarma ve diğer markalara da öncü
olma hedefine her geçen gün daha da yaklaşan Simit
Sarayı sadece Türkiye’de değil yurtışındaki başarılı
yükselişine de devam ediyor. Simit Sarayı’na aylık
ortalama 800 adet franchise başvurusu alınırken bu
taleplerin yarısından çoğu yurtdışından geliyor. 2014
yılında İngiltere, Amerika, Suudi Arabistan, Katar,
Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Ürdün’de
yeni mağazalar açacak olan olan Simit Sarayı, Hollanda
ve Almanya pazarlarındaki büyümesini de sürdürüyor.
2018 hedefi ise büyük: Türkiye’de 440, yurtdışında 560
olmak üzere toplam 1000 mağaza!
Lokasyon çalışmaları tamamlandı
Zamzam Tower’da
yeni bir Simit Sarayı
mağazası daha açılacak.
Suudi Arabistan’ın en büyük yatırımcı şirketlerinden
biri olan turizm, inşaat ve eğlence sektöründe
yatırımlar gerçekleştiren Al Hokair Group ile 2014
yılının şubat ayında master
franchise sözleşmesi
imzalayan Simit Sarayı’nın
2012’de Mekke’de açtığı
mağaza, açıldığı günden bu
yana yurtdışı Simit Sarayı
mağazaları arasında en
yüksek ciro yapan mağaza
olma özelliğini taşıyor.
Ülkede açılacak 10 yeni
mağazanın lokasyonu da
belirlenmiş durumda. İşte o
lokasyonlar:
1. Zamzam Tower, Mekke, Yeni Şube
2. Jeddah Arab Mall, Cidde
3. Riyadh Hayat Mall, Riyad
4. Cidde Havaalanı, Cidde
5. Al Noor Mall, Medine
6. Hilton Mall, Mekke
7. Granada Mall, Riyad
8. Makkah Mall, Mekke
9. Mekke Al Nakeel AVM, Mekke
10. Salma Mall
S İ M İ T S A R AY I • 21
ETKİNLİK
Çocuklara bir
destek de bizden!
Sattığı her ayakkabı karşılığında yoksul bir çocuğa
ayakkabı hediye eden TOMS’un ‘One Day Without
Shoes’ (Ayakkabısız Bir Gün) etklinliği, 29 Nisan’da
İstanbul Bebek Parkı’nda da kutlandı.
Simit Sarayı
lezzetleri, konukların
büyük ilgisini çekti.
Etkinlikte Kenan
Doğulu da (sağda)
ayakkabılarını
çıkardı.
2
006 yılında,
Arjantin’i
ziyaret
eden Blake
Mycoskie bir
köyde arkadaşlık
ettiği çocukların, ayaklarını
koruyacak ayakkabıları olmadığını
görür. Bunun üzerine, ayakkabısı
olmayan tüm çocuklara yardımcı
olabilmek amacıyla, satılan her bir
çift ayakkabı için ihtiyaç sahibi bir
çocuğa yeni bir çift ayakkabı verecek
olan şirketini, TOMS’u kurar. Bu güzel
hikâyenin daha fazla insan tarafından
duyulması ve yardım programı için
farkındalık oluşturulması amacıyla
her yılın 29 Nisan’ı, tüm dünyada o
günü ayakkabısız geçirilen ‘One Day
Without Shoes’ (Ayakkabısız Bir Gün)
etkinliğiyle kutlanıyor.
Saba Tümer
Bebek Parkı’nda Simit
Sarayı sponsorluğunda
yardım ve eğlence
29 Nisan’da İstanbul’daki Bebek
Parkı’nda gerçekleşen ‘One Day
Without Shoes’ etkinliğinin duyurusu
günler öncesinden yapılmıştı. Başta
TOMS’un Türkiye’deki gönüllü
marka elçisi Kenan Doğulu ve en
önemli destekçilerinden Ayşe
Arman olmak üzere sanat, moda
ve spor camiasından pek çok ünlü
isim parka gelerek ayakkabılarını
çıkardılar ve Kenan Doğu’lunun
2 2 • S İ M İ T S A R AY I
Burcu Esmersoy
şarkılarıyla harika saatler geçirdiler.
Yarışmalarla heyecan katılan etkinlik
herkese açıktı. Haberi olanlar kadar,
o gün tesadüfen Bebek Parkı’nda ve
çevresinde bulunanlar da bu anlamlı
ve eğlenceli etkinliğe katıldılar. Simit
Sarayı’nın sponsor olarak desteklediği
etkinliğin güzel taraflarından biri de
sahnenin hemen yanında kurulan ve
geniş ürün yelpazesi ile katılımcılara
ücretsiz ikramda bulunan Simit Sarayı
karavanıydı. Karnı acıkanlar lezzetli
Simit Sarayı ürünlerinden dilediklerini
alırken, demli bir çay eşliğinde Boğaz’ın
ve doğanın tadını çıkaranlar da oldu.
Aslı Tandoğan
Arp çalıyordu
oyuncu oldu
Ekranda karşımıza çıktığı karakterlerden izler taşımakla birlikte Aslı
Tandoğan; ok atan, fantastik bilgisayar oyunları oynayan ve âşık olunca
dünya nüfusu gözünde ‘bir’e inen genç ve enerji dolu bir kadın... ECE ÖZİŞ
Y
eni vizyona giren filmi
‘Kendime İyi Bak’ta başarılı
bir oyunculuk sergileyen
Aslı Tandoğan, ‘Maria’
karakterini canlandırdığı tiyatro
oyununda eğitimini aldığı ve sevdiği
arp’ı çalma fırsatı buluyor. Onu
oynadığı dizilerden, rol aldığı sinema
filmlerinden ve dizilerden tanıyoruz.
Planlı bir kariyeri var sanabilirsiniz
ama tıpkı konservatuarda seçtiği
bölüm gibi ekrandaki macerası da
biraz tesadüfî olmuş. Devamını Aslı
Tandoğan anlatıyor...
Aslı Tandoğan kimdir, önce kısaca
sizden dinleyelim...
2 Nisan 1979’da Ankara’da doğdum.
22 yaşına kadar Ankara’da kaldım.
Hacettepe Üniversitesi Konservatuarı
‘arp’ bölümünden mezun oldum.
Sonra Antalya Operası’nda bir sene
çalıştım. 2003 yılında ise İstanbul’a
taşındım.
Biraz ailenizden bahseder misiniz
anne-babanız, varsa kardeşleriniz?
Kardeşim yok. Babam bale sanatçısı
annem de sekreter ama emekli şu
anda. Babam da yeni emekli oldu.
Babanız balet olduğu için sanatla
hep iç içe olduğunuzu söyleyebilir
miyiz?
Teyzem de balerin, o yüzden
çocukluğum hep operada geçti
diyebilirim. Kulislerde, tütüler
arasında... Ama baleye yetenekli
değildim sanırım, balerin olamadım.
Bale eğitimi almış mıydınız peki?
Yok almadım. Ama operanın kursu
vardı, ona gitmiştim. Balerin olmak
istediğimi söylediğimde, babam:
“Ömür boyu kor’da (grup içerisinde)
bale oynarsın, o kadar yetenekli ve
esnek değilsin, bunu istediğine emin
misin?” demişti. Bunu duyunca,
“Tamam o zaman istemiyorum”
demiştim.
Öğrencilik hayatınız nasıldı?
Ankara’da Anıttepe İlkokulu’na
gittim. Sonra bir yıl Bilkent
Üniversitesi’nin müzik fakültesinde
keman bölümünde okudum ama
oradan atıldım. Sonra bir yıl bir
kolejde okudum. Ondan sonra da
konservatuara girdim. 10 sene
boyunca orada orta, lise, üniversite
eğitimimi tamamladım. Oradan
mezun olduktan sonra da zaten
çalışma hayatına atıldım.
24 • S İ M İ T S A R AY I
Müzik fakültesinden neden
atılmıştınız?
Keman bölümünde sınava girdiğim
zaman “Keman çalmak ister misin?”
dediler, ben “İstemiyorum” diye
yanıtlamıştım ama yine de beni
keman bölümüne aldılar. Bir de
tam burs almıştım. Kemen çalmayı
sevmediğim için o yıl derslere
çalışmadım. Bütün derslerden kaldım
haliyle…
Arp çalmak nereden aklınıza geldi?
Bilkent’ten atıldıktan sonra bir
sene normal bir okulda okudum.
Keman çalmak istemiyordum
ama sanattan uzak kalmak da
istemiyordum. Konservatuar dışında
bir okul beni mutlu etmedi. O yüzden
konservatuara gittim. Orada çok
değerli bir müzisyen olan İlham
Baran’la tanıştım. Beni o çalıştırdı.
Aslında nefesli sazlar veya vurmalı
sazlar düşünüyordum. Sınava
girdiğimde arp hocası bana “Arp
çalmak ister misin?” dedi. Ellerimize
baktılar, ses sınavları yapıldı…
Arp, çocukluğumdan beri büyülü
bulduğum ve opera sayesinde yakın
olduğum bir enstrümandı.
Arp eğitimi alan Aslı Tandoğan,
yoğun oyunculuk temposuna
rağmen arp çalmayı sürdürüyor.
S İ M İ T S A R AY I • 25
Röportaj
Sesi de muhteşem. Arp hocasının
sorusuna “İsterim” diye yanıt verdim
ve arp bölümüne girdim. Yani benim
için de biraz sürpriz oldu aslında.
Nasıl bir öğrenciydiniz?
İnanılmaz çalışkan değildim ama
sonunda her şeyi yetiştirmeyi
başarırdım. Günde sekiz saat arp
çalışmamız gerekiyordu.
Onun dışında da tabii başka
derslerimiz de vardı. Fakat sekiz
saat enstrüman çalıştıktan
sonra o yaşta biraz da gezmeye
ve eğlenmeye ihtiyacım
oluyordu.
Hâlâ görüştüğünüz çocukluk
arkadaşlarınız var mı?
Konservatuarda okuduğun
zaman on sene boyunca aynı
arkadaşlarınla birliktesindir.
Yani kopmana imkân yok.
Kardeşim yok diye üzülüyorum
ama aslında o kadar çok
kardeşim var ki! Aradan 10 yıl
geçse bile, bugün gördüğünde,
sanki dün birlikteymişsin gibidir
bizim arkadaşlığımız.
Arp eğitimi aldınız, operada
da çalıştınız. Neden, nasıl çıktı
oyunculuk fikri?
Aslında hiç aklımda böyle bir şey
yoktu. Tiyatro bölümünden mezun
olan bir arkadaşım var. İstanbul’a
gelince, tiyatroyla birlikte sinema
ve televizyonda da çalışmak için
bir ajansa kaydolmuştu. Çok yakın
olduğumuz için cüzdanında benim
Aslı Tandoğan’ın çocukluk
yıllarından birkaç sevimli kare.
yüzüm inanılmaz şişti. O olay bana
ne hissettirdi bilmiyorum. Yani tam
olarak “şunu hissettim” diyemem ama
ne olduysa İstanbul’a gidip şansımı
denemeye karar verdim. Bizim
evimizde televizyon açılmazdı. Dizi
vb. bilmezdim. Ama İstanbul’a gelince
Jülide Kar’la tanıştım ve gelir gelmez
Yapmaya çalışıyorum ama bir türlü
olmuyor. Defalarca deniyoruz, olmuyor,
olmuyor. Sonra arkada, “Ben diğer
kızı seçelim demiştim” dedi. Bunu
duyunca benim rengim, benzim attı.
Gerçekten kötü bir deneyimdi. Sonra
diziye başladım. ‘Sınırlı Aşk’ diye bir
Karadeniz dizisi vardı, yaz dizisiydi.
Arından Kurşun Yarası geldi ve sonra
devam etti.
O günlerde bu kadar meşhur
olacağınızı söyleselerdi ne
düşünürdünüz?
Hiç aklıma gelmezdi, hem de hiç.
“ÇOCUKKEN DOĞAYLA IÇ IÇEYDIM. KAMPLAR,
DENIZ, BUNLAR ÇOCUKLUĞUMA DAIR
HATIRLADIĞIM EN BASKIN ŞEYLER...”
resmim var. Ajans sahibi benim
fotoğrafımı görüyor “Bu kim?” diye
soruyor, sonra ille de ajansa gelmemi
istiyor. Ben on yıl boyunca günde
sekiz saat arp çalışmışım. Babam
zaten hayatta kabul etmez, haliyle
ilgilenmiyorum. Defalarca arıyor. Ben
ya telefona bakmıyorum ya kabul
etmiyorum. Sonra bir gün arkadaşımla
bisiklete bindim. İspanyol paça bir
pantolonum var. Pantolonumun
paçası ön tekerleğe girdi. Takla attım,
de çalışmaya başladım. Ailem de “Sen
ne yapmak istiyorsan, arkandayız”
demişti zaten.
İlk işiniz neydi?
Diş macunu reklamında oynadım.
Aynı gün birkaç aday daha vardı. Beni
seçtiler, çekim başladı. Yönetmen
benden hem şaşırmış gibi hem de
istiyormuş gibi, üç-dört duyguyu
birden yapmamı istedi. Ben hayatımda
ilk kez kamera karşısına çıkmışım.
Aynaya bakarak yapmam gerekiyor.
26 • S İ M İ T S A R AY I
Çünkü hayalimde de böyle bir şey
yoktu. Dediğim gibi nedensiz bir
şekilde bu yola girdim. Gerçekten
şaşırtıcı oldu benim için.
Kurşun Yarası’ndaki karakteriniz
neydi?
Lale isminde bir karakteri
oynuyordum. Tarihi bir diziydi.
Kaymakama, padişah tarafından
zevce olarak hediye ediliyordum.
Cariyelerinden biriydim. Benim için
ilk oynadığım ve çok fazla insanın
“Modadan çok
anlayan biri değilim”
“Kendimi rahat hissettiğim giysileri
giyerim. Topuklu ayakkabı giyemem.
Genelde spor giyiniyorum. Kot
giyiyorum üzerime rahat bir gömlek
ya da rahat bir tişört giyerim. En
sevdiğim renkler olan moru, beyazı
ve siyahı tercih ederim.”
“Disiplinli bir
aşığım”
Âşık olduğum zaman kendimi
tamamen kaptırıyorum. Geçen gün
bir yazı okudum gerçekten de öyle:
‘Âşık olduğunuzda ülkenin nüfusu
bir kişiye düşer’ yazıyordu. Aynen
öyleyim. Disiplinli bir aşığım.
“Ünlü olduğumu
bulmacada fotoğrafımı
görünce anladım.”
Röportaj
seyrettiği bir dizi oldu. Sessiz, içe
kapanık ve utangaç bir karakterim
vardı. Başta hiç gitmek istemezken
daha sonra kaymakama âşık
oluyordum. O tarihi kostümlerle
kendimi iyi hissetmiştim o zaman.
Peki ya Aşka Sürgün?
Onun da bir kısmını Mardin-Midyat’ta
çekmiştik. O da çok önemliydi benim
için. İki seneye yakın sürdü zaten.
Hepsinin ayrı ayrı yeri var, hepsi ayrı
bir maceraydı.
2007 yılını anlatır mısınız biraz?
Kabadayı ve Dudaktan Kalbe...
O sene gerçekten çok uğurlu
oldu. Filmin teklifi geldiğinde
inanılmaz heyecanlandım.
Şener Şen ile oynayacağım…
Kenan İmirzalıoğlu’na o
sıralar herkes deliriyor.
İsmail Hacıoğlu var... Bir de
ilk defa kendi sesimle bir
yerde oynayacaktım çünkü
daha önce başkaları bana
dublaj yapıyordu. Çekimler
gerçekten çok güzel geçti
ve film de çok güzel oldu. O
film benim için bir sıçrama
tahtasıydı. Zaten ondan
sonra bu zamana kadar hiç
sinema filmi yapmadım. Hep dizi oldu.
O sene Dudaktan Kalbe başladı. 2007
benim için gerçekten güzel bir seneydi.
Dudaktan Kalbe dizisindeki Lamia
karakteriniz için neler söylersiniz?
Aslında bana çok uygundu. Çünkü ben
Tandoğan, içinde yer aldığı yapımlar
için “Hepsinin ayrı ayrı yeri var,
hepsi ayrı bir maceraydı” diyor.
değişebilir. Bunlar oyuncular için de
zor. Çünkü bir şey oynuyorsun iki
bölüm sonra öyle bir şey yazılıyor
ki “Keşke böyle onamasaydım”
diyorsun. O yüzden başı sonu belli olan
hikâyelerde oynamak hem çok kolay
diyorlardı. Halk beni korumaya almıştı
galiba.
Sonrasında da Kapalıçarşı, Behzat
Ç., hep çok izlenen diziler...
Behzat Ç.’de konuk oyuncu olarak
oynadım. Sadece iki bölüm vardım.
“LAMIA KARAKTERINI SEVMIŞTIM.
BEN DE LAMIA GIBI BAZI ŞEYLERI IÇIMDE
YAŞAMAYI SEVIYORDUM.”
de zaman zaman Lamia karakteri gibi
biraz daha kendi içimde yaşıyordum.
O dönemde Lamia’yı kendime yakın
hissettim. Kendi arkadaş çevremde
çok enerjik, çok canlı biri olabilirim
ama Lamia’ya da yakındım. O yüzden
onu oynarken hiç zorlanmadım. Zaten
o kadar güzel yazılmıştı ki... Hikâye
de belli olduğu için çok güzeldi. Yeni
bir senaryo geldiği zaman üç bölüm
geliyor, iki bölüm geliyor… Sonunda
ne olacağı belli değil, her an her şey
hem de çok daha zevkli.
Lamia’yı oynarken halktan nasıl
tepkiler aldınız?
İnsanlar beni tanıyordu ama bu diziyle
artık sokakta daha fazla tanınır
olmuştum. Lamia üzgün, ağlayan,
istediği şeye ulaşamayan bir karakter
olduğu için insanlar beni gördüğünde
“Canım” diyerek sarılıyordu. Rol
arkadaşlarım dizide beni dövdükleri
zaman sokakta onları sıkıştırıp
“Sakın bir daha Lamia’ya el kaldırma”
28 • S İ M İ T S A R AY I
Orada Hayalet’e eşlik ediyordum. Ama
insanlar o rolü çok beğendiler. ‘Behzat
Ç. Ankara Yanıyor’ filminde de vardım.
Sizi son olarak A.Ş.K’ta gördük. O
nasıldı?
A.Ş.K bence çok güzel projeydi,
ben çok severek oynadım. Özellikle
Nebahat Çehre ile çalışmak çok
güzeldi. Gerçekten inanılmaz
hanımefendi biri ve setteki en yakın
arkadaşımdı diyebilirim. Onunla çok
sahnemiz vardı. Nebahat Çehre’den
Aslı Tandoğan, Behzat Ç.’deki
başarılı performansı ile
dikkatleri üzerine toplamıştı.
çok şey öğrendim.
Onun dışında Hazal,
Hakan vardı, onlarla da
çalışmak çok güzeldi.
Erken bitti gerçi ama
sonu olan, mini bir dizi
olarak final yaptık.
Güzeldi...
Bugüne kadar en çok zorlandığınız
rolünüz hangisi oldu?
Hepsinin kendine göre zorlukları
var. Bazısında fiziksel zorluklar
oluyor. Mesela en son A.Ş.K’ta çok
kısa bir zamanda tenis öğrenmem
gerekiyordu. Hiç yayınlanmayan
‘Atlılar’ diye bir proje vardı. Sofya’da üç
ay kaldık. Mesela onda her sabah 4’te
5’te kalkıyorduk. Spor yapıyorduk, ata
binmeye gidiyorduk, dövüş dersleri
alıyorduk. Bunlar bedensel zorlukları
olan dizilerdi. Elbette şu da var; bir
şey oluyor ve hayatımda hiç yokken
bir anda tenis öğreniyorum. Hiç
hayatımda yokken ata biniyorum,
ok atmaya başlıyorum.
Oyunculuğun bu yönünü
seviyorum.
En çok içinize sinen proje
hangisiydi?
Kapalıçarşı. Çok önemli
oyuncularla oynadım.
Erkan Can, Nejat İşler,
Olgun Şimşek ve çok daha fazlası...
Dudaktan Kalbe’yi söylemiyorum, o
zaten benim için çok önemli. Kurşun
Yarası, Aşka Sürgün bunların hepsi
güzeldi.
Hayatınızın dönüm noktasını
sorsak...
İstanbul’a taşınmak herhalde... Hem
şehrimi hem mesleğimi değiştirdim.
Çevremdeki insanlar da değişti.
Yani tamamen bambaşka bir boyuta
geçmiş oldum.
Bir orkestrada arp çalmayı ister
misiniz?
Şu anda Moda Sahnesi’nde tiyatroda
oynuyorum. ‘Bütün Çılgınlar Sever
S İ M İ T S A R AY I • 2 9
Beni’ adlı bir oyun. Mert Fırat ve
Volkan Yosun’la üç kişilik bir komedi.
Orada arp çalıyorum, bu beni tatmin
ediyor. Maria karakteri bir arpçı.
Sürekli sahnedeyim. Onlar oynadığı
zaman onlara müzik yapıyorum
ya da kendim olduğum zaman ben
çalıyorum. Şu anda çok memnunum.
Bir senfonide, orkestrada çalmak
çok zor. Çünkü hem çok çalışman
lazım hem onların programına uyum
göstermelisin.
İstanbul ve Ankara’yı kıyaslamak
adettendir. Siz ikisinde de
yaşamışsınız... Öyleyse size de
soralım, hangisi?
İnsanın doğup büyüdüğü yer,
arkadaşlarının, hatıralarının olduğu
yer değerli ve önemli oluyor. O yüzden
Ankara’nın yeri benim için bambaşka.
Ama mesela yıllar sonra Ankara’ya bir
daha gittiğimde birçok şey değişmiş
oluyor. Hiçbir arkadaşım olmuyor ya
RÖPORTAJ
da herkes taşınmış, evlenmiş olunca
o eski hatıraların orada kalmadığını
görüyorsun. Bu sefer de yeni
hatıralarının olduğu yerler senin için
anlam kazanmaya başlıyor.
İlk kez ne zaman ünlü olduğunuzu
fark ettiniz?
Bulmacada resmim çıkmıştı, o zaman.
Ne hissetmiştiniz kendinizi
bulmacada görünce?
“Kim nereden bilecek” dedim. Çok
şaşırdım, yani yüzümü tanıyorlardır
ama adımı nasıl bilecekler diye çok
şaşırmıştım.
Yemek yapar mısınız?
Bir ara epey yemek yapıyordum.
Çalışan bir insanın pratik yapabileceği
günlük yemekler... Balık çorbası,
farklı makarnalar, poğaça ve kek de
yapabilirim. Genelde annemin benim
için hazırladığı bir defter var, kek ve
poğaça gibi yemekleri ona bakarak
yapıyorum. Biraz sabırsızımdır. O
yüzden inanılmaz yetenekli olduğum
söylenemez.
En sevdiğiniz yemek nedir?
Patates kızartması.
Kilo almamak için yemek konusunda
kendinize kısıtlar koyar mısınız?
Ben kırmızı et ve tavuk yemiyorum.
Sadece deniz ürünleri yiyorum,
pesketaryanım. Bu yüzden yediğim
şeylere daha çok dikkat etmem
gerekiyor. Çünkü kırmızı et yemediğim
için metabolizmam daha ağır çalışıyor.
Spor yaparak o arayı kapatmaya
çalışıyorum. Boğazına hâkim olan
Tandoğan, fırsat olursa
fantastik bir filmde
oynamayı istiyor.
tamamen sırtımı dayayabileceğim bir
insanla olur diye düşünüyorum. Şu
anda öyle.
Sporla ilgili konuştuk ama okçuluk
çok enteresan geldi. Nasıl merak
sardınız?
Şöyle, ben küçükken, küçükken
dediğim beş sene önceye kadar, çok
gerçeğini atayım” dedim. Bir yer
buldum ve orada ok atmaya başladım.
Olimpik ok atıyorum. Ondan sonra
epey de ilerlettim. Biraz daha
ileride kapalı salon yarışmalarına
katılacağım.
Peki, mesela Yüzüklerin Efendisi
gibi fantastik bir filmde oynamak
TANDOĞAN, İLK KEZ KAMERA KARŞISINA
BİR DİŞ MACUNU REKLAMI İÇİN GEÇMİŞTİ. O
GÜNDEN BU YANA KAMERALARIN ÖNÜNDE.
bir insan değilim. Her gün çikolata
yiyorum mesela. Mutlaka kola
içiyorum. İçmemem gerekiyor elbette,
ileride bunları yakmak zor olacak.
Aşk sizin için ne demek?
Bu soruya cevap vermek bence çok
zor. Çünkü insan her yaşında, her
döneminde aşkla ilgili bambaşka şeyler
söyleyebilir. On sene önce sorsanız
belki bambaşka bir şey söyleyebilirdim.
Ama şu anda aşk tutkuyla yanında
olabileceğim, aynı zamanda da güvenip
fazla bilgisayar oyunu oynuyordum.
Orta Dünya’yla ilgili oyunları,
fantastik romanları çok seviyorum.
World of Warcraft oynadığım zaman
hep hunter olurum ve elf-hunter
olduğum için de hep ok kullanıyorum.
Sonra şöyle bir şey oldu; o kadar çok
oyun oynadım ki bir gün “Tamam
bu oyunlarda bu kadar ilerliyorum,
başkanları oluyorum... Normal
hayatımda bunu yapsam ya, burada
oturup bu kadar ok atacağıma
3 0 • S İ M İ T S A R AY I
ister misiniz?
İsterim. Bahsettiğim ‘Atlılar’ dizisi
Sofya’da çekilen fantastik bir diziydi.
Ama yayınlanamadı. O dizi setinde çok
mutluydum.
Biraz da bundan sonraki
planlarınızı anlatır mısınız?
Dizi bittiğinden beri dinleniyorum.
Güzel bir proje gelene kadar da biraz
daha dinleneceğim Şimdi yeni bir film
çektik, vizyona girdi: ‘Kendime İyi Bak’.
Tiyatro da devam ediyor...
5. Cadde’yi
birlikte
keşfedelim!
Birbirinden şık insanlar, meraklı turistler, lüks plazalar,
tarihi mekânlar ve dünyaca ünlü markalar… Burası New
York 5. Cadde. Dünyanın en lüks ve en çok ziyaret edilen
yerlerinden biri olan ve New York’un Midtown bölgesinde
kalan 5. Cadde’de her an bir sürprizle karşılaşmanız
mümkün. Haydi bu büyülü ve ışıltılı caddeyi birlikte gezelim.
32 • S İ M İ T S A R AY I
S İ M İ T S A R AY I • 3 3
seyahat
5. Cadde’nin diğerlerinden farkı,
havadan daha da belli oluyor.
N
ew York’ta 5. Cadde ile 54.
Sokak’ın kesiştiği köşede
duran tarihi Warvick
Oteli’nden çıkarken, kapıda duran
kırmızı paltolu görevli Amerikalılara
özgü geniş gülümsemesiyle “Good
Morning, how are you today?”
(Günaydın, bu gün nasılsın?) diye
soruyor bana. “Sana da günaydın
dostum, ama sahiden sana bugün
nasıl olduğumu anlatmalı mıyım,
yoksa sizlerin kuru bir günaydınla
geçiştirmeyip, bugün nasıl olduğumu
sorduğunuz bu selamlama kalıbına
bir an önce alışmalı mıyım?” diye
geçiriyorum içimden… Sanırım ikincisi
ikimiz için de daha iyi. Gülümsüyor ve
“Günaydın” diyorum ben de…
Hava nefis ve ben 5. Cadde’ye birkaç
adım sonra ulaşacağım. Hani şu New
York’a her gelenin mutlaka uğradığı,
dünyanın dört bir tarafından gelen
insanların bıkmadan arşınladıkları o
cadde... Warvick Oteli’nin iyi döşenmiş
Birbirinden ilginç
vitrin tasarımları
sizleri de şaşırtacak.
dingin odaları kadar 5. Cadde’ye yakın
olmasının da son derece avantajlı
olduğunu otelden çıkınca bir kez daha
anlıyorum. Elbette bu yakınlık oda
fiyatını da etkiliyor çünkü New York
5. Cadde demek aslında bir bakıma
‘lüksün merkezi’ demek…
Vitrin çılgınlığı
Otelden çıktıktan birkaç dakika
sonra sokağın başına geldiğimde
ışıklarda görev yapan trafik polisinin
beyaz eldivenleriyle trafiği durdurup
biz yayalara ‘geç’ izni vermesini
bekliyorum. Sonra beklemekten
vazgeçip sola dönüp cadde boyunca
yürümeye karar veriyorum. İyi ki böyle
yapmışım çünkü birazdan elinde
cep telefonlarıyla bir vitrin önünde
duran ve durmadan fotoğraf çeken
bir kalabalığın içinde buluyorum
kendimi. Sebebini anlamak için başımı
çevirdiğimde görüyorum ki, vitrin işi
burada bildiğiniz ‘sanat’ seviyesine
3 4 • S İ M İ T S A R AY I
ulaşmış. Hareketli bir mekanizmanın
sürekli olarak çalıştığı, vitrindeki
figürlerin lirik şekilde hareket ettiği,
ışıltılı ve büyüleyici vitrin tasarımının
sadece fotoğrafını çekmek yetmiyor!
Kalabalığın bir türlü azalmayışını şimdi
daha iyi anlıyorum çünkü fotoğrafın
ardından herkes video çekmeye
başlıyor. Ben de eksik kalmıyor ve
bu muazzam vitrin tasarımının
fotoğrafını çekip yola devam ediyorum
ki, iki adım sonra bir başka kalabalığın
içindeyim. O da ne? Bu sefer adeta
aynalardan yapılmış bir vitrin
şovuyla karşılaşıyorum! Caddedeki
vitrinler kendilerine baktırmıyor,
bildiğiniz seyrettiriyor! Bazı
mağazalar vitrindeki bu küçük şovları
izleyenlerin yolu kapatmaması için
insanların sıraya girmesini sağlayacak
düzeneklerle kaldırımı bölüyorlar. Evet,
New York 5’inci Cadde’de vitrin izlemek
için sıraya girmeniz gerekiyor! Değiyor
mu? Bence değiyor ve gülümsetiyor.
Bu kadar vitrin öyküsü yeter, haydi
karşıya geçip, tıka basa insan dolu
Apple Mağazası’na gireyim. Burası
kışın sıcak yazın serin olması bir
yana ücretsiz internet bağlantısı
sebebiyle de 5’inci Cadde’ye gelenlerin
uğradığı bir merkez aslında. Teknoloji
mağazasından çok kalabalığıyla bir
pazar yerini andıran Apple Store, 5.
Cadde’nin prestijli mağazalarından
biri. Peynir ekmek gibi giden tablet,
telefon ve bilgisayarların arasında
kısa bir süre geçirmeniz, sizi de
birşeyler almaya teşvik edeceğinden
ihtiyacınız yoksa bu mağazada fazla
vakit geçirmeyin derim. Ama New
York’a gideceğinizi öğrenen eş dost hiç
değilse bir tane cep telefonu siparişi
mutlaka vermiştir. Bu yüzden kendinizi
iki kilo domates alırmışçasına
ayaküstü telefon ücreti öderken
bulabilirsiniz. Maillerimi kontrol
edip, Facebook’tan birkaç paylaşım
yaptığıma, bir başka deyişle internetle
işim bittiğine göre haydi buradan
çıkayım ve alışverişin kalbine geri
döneyim…
5. Cadde son derece uzun bir
yürüyüş güzergâhını kapsıyor.
çarşıları gibi farklı seçeneklerle
bezeli büyük alışveriş mekânlarının
yanı sıra, Zara, H&M, Nine West gibi
Türkiye’den tanıdığımız çok daha
erişilebilir ürünler sunan mağazalar da
caddede yerlerini almış durumdalar.
Burada tüm mağazalar prestijli
ve ışıl ışıl görünüyor. Peki, sadece
dekorasyonları mı böyle? Sergilenen
ve satılan ürünler de 5. Cadde
misafirleri için özel olarak seçilmişler.
Burada değinmek istediğim bir
başka konu var. Çoğunlukla alışveriş
yapmayı sevmeyen erkekler için bile
5. Cadde’nin son derece cezbedici
olduğunu söylemem mümkün. Çünkü
burada erkek modası neredeyse kadın
modasının önüne geçmiş durumda.
İtalyanların dar ve fit kesimlerinden
Amerika’nın salaş ve rahat kesimlerine
kadar her tarzda, modelde ve renkte
erkekler için harika ürünler var.
Hatta diyebilirim ki, burada erkekler
kadınlardan çok daha fazla alışveriş
yapıyorlar!
5. Cadde ile 6. Cadde arasında
yer alan Rockefeller Center, şehir
planlamasının eşsiz örneklerinden
biri olarak New York’un havasına
New York Halk
Kütüphanesi
Rahat ayakkabılarla gezmek şart.
Yol boyunca, Gucci’den Prada’ya,
Versace’den Valentino’ya kadar
dünyanın ve Amerika’nın en ünlü
mağazalarıyla karşılaşmanız mümkün.
Bergdorg Goodman’ın caddenin iki
ucunda bulunan büyük mağazaları,
Lord&Taylor ve Bloomingdale’s
hava katıyor. Ofis alanları, kafeleri,
tiyatrosu, çatı bahçeleri ve yer altı
meydanları ile burası aynı zamanda bir
buluşma noktası. Noel’de dev bir çam
ağacının süslediği meydana büyük bir
buz pateni pisti de kuruluyor. Yazın
ise ağaçlar altında serin bir buluşma
noktası arayanların durak noktası
S İ M İ T S A R AY I • 3 5
oluyor.
5. Cadde’de gördüğüm görkemli
yapılardan biri de şüphesiz Trump
Tower. Bazıları bu binayı ‘sevimsiz’
bulsa da içindeki şirketlerin büyüklüğü
ve kazançları, Amerikan ekonomisi
için hayli önemli.
Sadece bu kadar mı? Caddeyi
gezerken ara sıra kafamı kaldırıp
biraz yukarılara baktığımda
bunun gibi nice önemli plazayı
görüyorum. Öğle aralarında havalı
takımlarıyla caddede gezinen beyaz
yakalı çalışanlarla karşılaştığımda
bu sebeple şaşırmıyorum. Ama
akşama doğru, ben gezmekten bitap
düşmüşken -ihtimal 5. Cadde’den
aldığı lüks takımıyla- yanımda
duran ve şık ayakkabılarını çıkarıp
patenlerini giyerek adeta kalabalığın
kenarından süzülen kadını görünce de
“Şaşırmıyorum” dersem, yalan olur.
New York Halk
Kütüphanesi
5. Cadde’yi birgünde bitirmek
mümkün değil. Akşam New York’un
farklı bir bölgesinde vakit geçirdikten
sonra ertesi sabah otelden çıkıp ilk
iş yine bu önemli caddede soluğu
alıyorum. Dün önünden geçerken,
“Yarın gelirim” dediğim, iki büyük
aslan figürünün bulunduğu ve
merdivenleriyle çok uzaktan bile
‘önemli bir mekân’ olduğu algısını
veren New York Halk Kütüphanesi
ziyaret edeceğim ilk yer. Bu
kütüphaneyi birçok Amerikan dizi ve
filminden siz de tanıyor olmalısınız.
5’inci Cadde üzerinde bulunan bu
görkemli ve tarihi binayı gezmek için
belirli saatlerde düzenlenen turlara
katılabileceğiniz gibi kendiniz de keşfe
çıkabiliyorsunuz. Üçüncü kattaki
iki blok uzunluğuna sahip okuma
odası resimlerle süslenmiş tavanı ile
son derece etkileyici. Birinci kattaki
tablolarla döşeli Periodicals Odası da
ziyaretçilerin görmeden gidemediği
yerler arasında…
Şimdi bahsedeceğim mekân
için en az yarım gün ayırmanız
gerekiyor. Dünyaca ünlü Modern
Sanatlar Müzesi (MoMa - Museum
seyahat
Sevimli sincaplar
yakında simite doyacak.
5. Cadde’nin
yoğunluğu hiçbir
zaman bitmez.
of Modern Art) da 5. Cadde ile 6.
Cadde arasındaki sokaklardan
birinde yer alıyor. 100 binden fazla
resim, heykel, maket, çizim ve film
arşivinin bulunduğu müze, modern
sanatı sevmeyenler için bile çarpıcı
ve çekici eserlerle dolu. Dali, Monet,
Picasso gibi Avrupalı sanatçılara
ait eserler de burada sergileniyor.
Sıkı durun, defalarca çalınan ünlü
‘Çığlık’ tablosuna da uzun fakat hızlı
akan bir sıradan sonra yakından
görebilirsiniz.
Müzenin hemen karşısındaki küçük
mağazadan müzeyle ilgili küçük
eşyalar, anahtarlık, cüzdan gibi hatıra
ürünler satın alabilirsiniz. Cuma
günleri ücretsiz fakat bu ücretsiz
günde giriş sırası birkaç blok uzağa
kadar taşıyor. Sabırlıysanız ve hava
güzelse bekleyin, değilseniz hafta içi
başka bir gün gidin.
5’inci Cadde’de rastlayacağınız
bir başka müze ise Museum of
the City of New York. New York
Oyuncak Hikâyeleri Sergisi; hareketli
oyuncakları, masa oyunlarını ve
1800’lerden kalma bebek evlerini
kapsıyor. Ticaret sergisinde New
York’un ticari geçmişinde kısa bir tura
çıkabiliyorsunuz. Üçüncü kalıcı sergi
ise altı odadan oluşan ve New York
mobilyaları hakkında fikir veren bir
dekorasyon sergisi. Bunların yanında
yıl boyunca değişen sergilere de
rastlamak mümkün.
Central Park’ta
sincaplarla simit
paylaşmak…
Vitrinleriyle bile baş döndüren ve
lüksün tanımının yeniden yapıldığı
5. Cadde’de geçireceğiniz uzun
bir sabahın sonunda, öğleden
sonra yürüyerek Central Park’a da
ulaşabilirsiniz. 4 km uzunluğunda ve
yaklaşık 1 km genişliğindeki Central
Park, kapısından içeri girer girmez
farklı bir şehre gelmişsiniz izlenimi
uyandırıyor. Bütün o gökyüzüne
uzanan dev gökdelenler, ışıklı ve pahalı
mağazalar, bitmeyen kalabalık ve
şehrin yüksek temposu geride kalıyor.
Burada salına salına yürüyen dingin
insanlarla, yeşilin farklı tonlarıyla,
kuş sesleri ve göletin muhteşem
manzarasıyla baş başasınız. Açık
havada birden karnınız acıkabilir.
Bu yüzden birçok Amerikalı gibi
Central Park’a gelmeden aldığım
yemeğim (peynirli sandviç) ve soğuk
içeceğimle (soğuk içecek çünkü
normalde sandviç yanında kahve değil
çay içerim ama burada istediğim çay
yok) banklardan birine kuruluyorum.
3 6 • S İ M İ T S A R AY I
Pek tatsız olan yiyeceğimden daha
yeni bir ısırık almışken hemen
yanıma sıçrayan bir sincap gözlerini
dikip bana bakmaya başlıyor.
Sonra uzaktan biri daha sevimlice
koşuyor. Bu sevimlilik biraz sonra
yerini “Dostum payımızı vermeden
buradan bir yere gidemezsin”
tacizlerine bırakınca zaten tadını pek
sevmediğim sandviçimden büyük bir
parçayı sincaplar için yakındaki bir
ağacın dibine bırakıyor ve kalanını
yiyorum. Etrafta sincaplarla yemeğini
paylaşan (‘paylaşmak zorunda kalan’
mı demeliyim) birçok insan daha
görüyorum. Ne yalan söyleyeyim,
“Burada çıtır çıtır bir simit olsa
da hem kendim yesem hem de şu
sincaplara bizim Türk simidinin tadına
baktırsam” diye içimden geçmedi
değil…
Güzel bir haber
Güzel olan şu ki, benim bu hayalimin
üzerinden çok kısa bir süre sonra Simit
Sarayı’nın New York 5. Cadde’de bir
mağaza açacağını öğreniyorum. Yolum
New York’a tekrar düşerse, sincaplara
simit sözüm olsun. Ama bana sıra
kalmadan simidin tadına hayran
kalacak Amerikalıların Central Park’a
simitlerle geleceklerinden şüphem yok.
Eh, gerisini ısrarcı sincaplar halleder!
ŞEF BİZDEN
Barbekü soslu biftek
MALZEMELER
· 1 kilo sığır filetosu (İnce dilimlenmiş)
· 5 diş sarımsak (Rendelenmiş)
· 1 zencefil (Rendelenmiş)
· 1 küçük soğan (Rendelenmiş)
· 1 armut (Rendelenmiş) · 1 elma (Rendelenmiş)
· 1/2 fincan soya sosu
· 1 çorba kaşığı susam yağı
· 2 çorba kaşığı toz şeker
· 2 adet yeşil soğan (Doğranmış)
· 1/4 çay kaşığı karabiber
· 1 tatlı kaşığı tuz
· 3 yemek kaşığı zeytinyağı
HAZIRLANIŞI
Öncelikle bir kâseye susam yağını,soya
sosunu, karabiber ve tuzu ekleyip
karıştırın. Üzerine rendelenmiş
zencefil, armut ve elmayı, rendelenmiş
sarımsağı, taze soğanları ekleyin.
Dilimlenmiş sığır filetolarını bir
tabağa dizip, üzerine bu
sostan dökün ve bir saat
kadar bekletin. Marine
edilmiş etleri mangalda
yada elektrikli bir
ızgarada pişirin.
Sos malzemelerini
de tavaya alıp 15
dakika soteleyerek
pişen etlerin
yanında servis
yapın. Afiyet
olsun…
6 Kişilik
Hazırlama süresi: 30 dakika
Pişirme süresi: 25 dakika
Tarif: Şef Zafer Nalbaş
HABER
BOĞAZIÇILILERE
ILHAM VERDIK
Boğaziçi Üniversitesi mezunları tarafından kurulan Boğaziçi Yöneticiler Vakfı’nın
bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdiği ‘Özgün İyi Yönetim Uygulamaları Forumu’nda
Simit Sarayı’nın başarı dolu hikâyesi de paylaşıldı. Simit Sarayı İcra Kurulu Başkanı
ve CEO’su Abdullah Kavukcu’nun yaptığı sunum sık sık alkışlarla kesildi. Boğaziçi
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan
Yardımcısı Ali Babacan’ın konuşmaları da geleceğe ışık tuttu.
3 8 • S İ M İ T S A R AY I
Kavukcu, Boğaziçili
gençlere seslenerek,
“Biz bugün şirketin
sahibi olabiliriz. Simit
Sarayı’nı biz yönetiyor
olabiliriz ama sizler
de bizimle fikirlerinizi
paylaşın, Simit Sarayı
sizin markanız” dedi.
S İ M İ T S A R AY I • 39
HABER
Y
eni girişim ve projelere
ilham verecek bir platform
oluşturmak amacıyla
sektöründe farklı, özgün ve başarılı
yönetim uygulamaları ortaya koyan
kuruluşların hikâyelerinin paylaşıldığı
Özgün İyi Yönetim Uygulamaları
Forumu’nun (Inspiring Best Practices
Forum- IBPF 2014) üçüncüsü 19
Nisan Cumartesi günü Haliç Kongre
Merkezi’nde düzenlendi.
Kavukcu, Simit
Sarayı’nı anlattı
Simit Sarayı İcra Kurulu Başkanı
ve CEO’su Abdullah Kavukcu’nun
konuşmacı olarak davet edildiği
etkinlikte, Simit Sarayı’nın başarı
dolu hikâyesi herkesi etkiledi.
Anadolu’nun geleneksel lezzeti simidi
önce tüm Türkiye’de ardından da
dünyaya tanıtmak amacıyla 2002
yılında ilk mağazasını açan Simit
Sarayı’nın öyküsünü anlatan Abdullah
Kavukcu, “Simitin etrafında bir dünya
oluşturduk ve Simit Sarayı’nı kurduk”
dedi. İş modellerinde lokasyonun en
fazla önem verdikleri unsur olduğuna
değinen Kavukcu, fizibilite, konsept
yönetimi, mimari projelendirme,
ekipman ve ürün temini, yönetimseloperasyonel eğitim ve farklılaşmayı da
ağırlık verdikleri diğer unsurlar olarak
saydı. Yıllık üretimi 100 milyon adet
olan Simit Sarayı bünyesinde insan
kaynakları alanında kurulan Simit
Sarayı Akademi’den de bahseden
Kavukcu’nun sunumunu çok
sayıda Boğaziçili ve akademisyen,
büyük bir ilgiyle dinledi. Katılımcı
sayısının çokluğu dikkat çekti.
4 0 • S İ M İ T S A R AY I
S İ M İ T S A R AY I • 41
HABER
Kavukcu, kişisel gelişimden kariyer
planlamaya kadar çok sayıda eğitim
programının yer aldığı akademi
ile nitelikli çalışanlar ve geleceğin
liderlerini yetiştirmeyi amaçladıklarını
vurguladı. ABD, Almanya, Belçika,
Hollanda, Kıbrıs, Kuveyt ve Suudi
Arabistan mağazaları ile daha
önceleri hayal olarak gördükleri
işleri başardıklarını belirten
Kavukcu “Misyonumuz dünyayı
simitle tanıştırmak, Simit Sarayı’nı
dünya markası yapmak” sözleriyle
SAYILARLA SİMİT SARAYI hedeflerine vurgu yaptı. Bu hedefleri
gerçekleştirmek için herkesten katkı
beklediklerini de belirten Kavukcu
“Biz bugün şirketin sahibi olabiliriz.
Simit Sarayı’nı biz yönetiyor olabiliriz
ama sizler de bizimle fikirlerinizi
paylaşın, Simit Sarayı sizin markanız”
dediğinde ise büyük bir alkış aldı.
Simitten milyar
dolarlık şirkete…
Abdullah Kavukcu’nun konuşmasında
dinleyicileri en fazla etkileyen
bölümlerinden biri de girişimcilere
cesaret verdiği şu sözleriydi: “Biz
simit satarak Oxford City’de 150 bin
Günlük
ziyaretçi sayısı
Kavukcu, “Misyonumuz
dünyayı simitle
tanıştırmak” dedi.
500.000
60+
Çalışan
6.500
Ürün çeşidi
TÜBİTAK ONAYLI DÜNYANIN İLK VE TEK SİMİT FABRİKASI
SAP altyapısında
etkin tedarik
zinciri yönetimi
Yıllık
üretim adedi
100.000.000
KURUMSAL
VE GÜÇLÜ
MARKA OLMAK
AR-GE
VE INOVASYONA
YATIRIM
KURUMSAL
YÖNETİM MODELİ
VE UYGULAMASI
DOĞRU ÜRÜN
İYİ HİZMET
UYGUN FİYAT
GÜÇLÜ BİLGİ
TEKNOLOJİLERİ
ALT YAPISI
ENTEGRE
ÜRETİM VE
TEDARİK ZİNCİRİ
YÖNETİMİ
ETKİN
İNSAN KAYNAKLARI
ORGANİZASYONU
Soğuk
zincir filosu
50
HEDEF 20
HE
T
YU
TO
poundluk kirayı ödeyecek, üstüne bir
de para kazanacağız. Simitten milyar
dolarlık şirket çıkıyorsa, bu ülkede
sizler kim bilir başka ne güzel işler
yaparsınız…”
“Bizden sonra
binlerce simitçi açıldı”
Simit Sarayı’nın markalaşmasının
ardından Türkiye’de benzer
amaçlarla kurulan binlerce farklı
simitçi olduğunu söyleyen Abdullah
Kavukcu, “Biz bununla ancak gurur
duyarız, ‘Allah razı olsun’ dedilerse
o bize yeter” dedi. Simit Sarayı’nda
sisteme uymayan mağazaların vakit
kaybetmeden kapatıldığını belirten
Kavukcu, “Şimdiye kadar 79 mağaza
kapattık, bu başlı başına bir markadır.
yüzde 100 büyüdü.”
Birkaç yıl önce Yunanistan’da mağaza
açmak istediklerinde kendilerine
dönüş yapılmadığını söyleyen Kavukcu
kısa süre sonra daha fazla mağaza
açmaları için Yunanistan’dan yoğun
talep aldıklarını söylerken, benzer bir
gelişmenin ABD’de yaşandığını söyledi.
Düşünün ki bunlardan biri iş ortağımın
babasına ait mağazaydı. İşte bu
bizim işimize nasıl sarıldığımızın,
müşterilerimize en iyi hizmeti verme
konusunda nasıl kararlı olduğumuzun
göstergelerinden biridir” dedi.
Abdullah Kavukcu’nun konuşmasında,
forumu izlemeye gelen öğrenciler,
akademisyenler ve iş sahipleri
tarafından dikkatle dinlenen
bölümlerinden biri de yatırımla ilgili
şu açıklamalarıydı: “Kazancı dışarı
çıkarmadan yatırımı işimize yaptık.
Yarı yolda kurumsallaştık, 2012 yılında
kurumsallaşmamızın ardından
yaptığımız ilk iş ‘business plan’
çıkarmak oldu. Ülkemizde bilançoda
EBITDA’ya (Faiz, Amortisman ve Vergi
Öncesi Kâr) bakılmaz. Biz buna baktık.
2012-2013 yıllarında EBITDA’mız
Nereden nereye...
“İki yıl önce ABD 10 yıllık teminat
istiyordu, şimdi 6 aylık teminatla,
New York 5. Cadde’de mağaza
açıyoruz. Bir ülkeye gidiyorsak önce
marka olarak kendi mağazamızı
biz açarız, ardından franchising
veriyoruz. Eğer Türkiye’de
büyümeyi başardıysanız,
yurtdışında çok daha kolay
büyüdüğünüzü görüyorsunuz.”
DÜNDEN BUGÜNE
DÜNDEN BUGÜNE
ÜRETİM HACMİ
İstanbul
1000
Mağaza Sayısı
650
500
018
318
EDEF 2018
180
TÜRKİYE’DE 440 MAĞAZA
TÜRKİYE’DE 440
MAĞAZA
URTDIŞINDA
560
MAĞAZA
İstanbul genelinde 18 mağaza
İstanbul genelinde 18 mağaza
2005
2005
TÜBİTAK onaylı Türkiye’nin ve dünyanın i
TÜBİTAK onaylı Türkiye’nin ve dünyanın ilk simit fabrikası
2007
Franchise sistemine geçiş
2009
SAP veri-bilgi yönetiminde otomasyon
2010
Simit Sarayı yurtdışında
2011
167 mağaza
2013
280 mağaza
2014
318 mağaza
2007
Franchise sistemine geçiş
2009
SAP veri-bilgi yönetiminde otomasyon
2010
Simit Sarayı yurtdışında
2011
167 mağaza
2012
196 mağaza
2013
280 mağaza
2014
318 mağaza
1000
800
Tuzla
650
500
318
280
26.000m2
280
200
2004
2004
3 modern
üretim tesisi
toplam
800
Mecidiyeköy’de ilk mağaza
Mecidiyeköy’de ilk mağaza
2012
196 mağaza
BAŞARILI VE İSTİKRARLI
BÜYÜME
MİSYONUMUZ
DÜNYAYI SİMİTLE TANIŞTIRMAK
2002
2002
200
167
160
133
140
120
100
YURTDIŞINDA
560 MAĞAZA
MAĞAZA
OPLAM
1000
Antalya
107
80
TOPLAM 1000 MAĞAZA
50
60
40
20
Günlük
Günlük
2.000.000
2.000.000
ziyaretçi
ziyaretçi
20.000
20.000
kişilik
kişilik
istihdam
istihdam
2
18
6
22
30
35
Yıl
0
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
BAŞARILI VE İSTİKRARLI BÜYÜME
S İ M İ T S A R AY I • 4 3
HABER
Simit Sarayı ürünlerinin
servis edildiği bölüme
yoğun bir ilgi vardı.
Forumdan satır başları…
• Özgün İyi Düşünce Uygulamaları
Forumu, Boğaziçi Yöneticiler Vakfı
Mütevelli Heyeti Başkanı Haluk
Dortluoğlu’nun açılış konuşması ile
başladı. Dortluoğlu, “Bu forumda,
ülkemizin güzide özel sektör ve
kamu kuruluşlarını daha iyi tanımak,
son dönemde gösterdikleri sıra dışı
başarılarını mümkün kılan iyi yönetim
uygulamalarını anlamak; ülkemizde
benzer hikâyelere örnek olmalarına
vesile olmak için bir aradayız”
sözleriyle programın amacına değindi.
Dortluoğlu, vakfın bu tür buluşmalar ve
başka vesilelerle ülkemize elinden gelen
en yüksek katkıyı yapmaya devam
edeceğinin de altını çizdi.
• Haluk Dortluoğlu’nun ardından
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Gülay Barbarosoğlu söz aldı.
Özgün iyi Yönetim Uygulamaları
Forumu’nu ‘bilinmeyeni bilmek,
söylenmeyeni söylemek olan Boğaziçi
misyonunu tamamlayan bir forum’
olarak gördüğünü belirten Gülay
Barbarosoğlu, Boğaziçi Üniversitesi’nin
Ekim 2013’te Times Higher Education
(THE) tarafından açıklanan dünya
üniversiteleri sıralamasında
200 üniversite arasına girdiğini,
hedeflerininse ilk 100 olduğunu söyledi.
Babacan da konuştu
• Forumda Ekonomiden Sorumlu
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan
da bir konuşma yaptı. Boğaziçi
Üniversitesi’nin ülkemizin gurur
4 4 • S İ M İ T S A R AY I
kaynağı olan kurumlarından biri
olduğunu belirten Babacan, kendisinin
Ortadoğu Teknik Üniversitesi mezunu
olmasından hareketle Boğaziçi-ODTÜ
arasındaki tatlı rekabete vurgu
yaparak başladığı konuşmasında,
17 yıllık özel sektör, 11 yıllık da kamu
sektörü tecrübeleri ışığında yönetim
uygulamalarında güven kavramına
vurgu yaptı.“Güven kavramını çok
önemsiyorum. İster özel sektörde
olsun ister kamuda, güven oluştuktan
sonra yönetim kolaylaşıyor” diyen
Ali Babacan, bunun da ancak
verilen sözlerin tutulması, yerine
getirilemeyecek sözlerin verilmemesi
ile gerçekleşebileceğini söyledi.
Güven varsa şirketlerin iş yapmasının
kolaylaşacağını, iş dünyasında itibar,
güven nasıl önemliyse siyasette de
bunun böyle olduğunu vurgulayan
Babacan sözlerine şöyle devam etti:
“Güven oluştuktan sonra yönetim
kolaylaşıyor. Güven yoksa herkes diyor
ki ‘yap görelim’. Dünyada son yaşanan
krize bakıldığında bunun bir güven
krizi olduğunu görüyoruz. Güven
yoksa ekonomide canlanma meydana
gelmiyor. Yıllardır böyle bir tabloyu
gördük. Güven öyle bir kavram ki
akşamdan sabaha kazanılmıyor, emek
gerekiyor. Kaybetmek ise çok kısa bir
zaman diliminde gerçekleşiyor.”
Ülkedeki güven ortamının iyi işleyen bir
Haliç manzarası eşliğinde
tüketilen Simit Sarayı ürünlerinin
lezzeti daha da arttı.
hukuk ve yargı sistemiyle oluşacağına
işaret eden Babacan, evrensel normları
baz alan, sarih kanunlara sahip bir
hukuk sistemi, tutarlı ve tarafsız bir
yargı sistemi sağlanmadan gelişmiş
bir ekonominin hayal olduğunu
vurguladı. Babacan ayrıca “Rekabetin
olmadığı yerde rehavet olur” sözüyle
de ekonominin gelişebilmesi için
iyi işleyen bir rekabet ortamının
gerekliliğine dikkat çekti. Türkiye’de
11 yıldır gerçekten önemli bir siyasi,
sosyal, ekonomik dönüşüm yaşandığını
ifade eden Babacan, temel hak ve
özgürlüklerde daha iyi uygulamalar ve
hukuk devleti olabilmek için mücadele
verildiğini, ama tüm bunlara rağmen
arzu edilen noktada olmadığımızın da
altını çizdi.
• Dünya Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Hakan Güldağ’ın
moderatörlüğünde gerçekleşen ‘Kamu
Sektörü’ oturumunda ilk olarak Eti
Maden İşletmeleri A. Ş. Genel Müdürü
ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Orhan
Yılmaz konuştu. Yılmaz, 2013 yılında,
829 milyon dolar net satış hasılatı ve
430 milyon dolar brüt kâr ile ülkemiz
ekonomisine katkılarını artıran Eti
Maden’in hikâyesini anlattı.
• Kamu Sektörü Oturumu’nun ikinci
konuşmacısı ise T.C. Başbakanlık
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı (TİKA) Başkan Yardımcısı
Ali Maskan’dı. Ülkemizin tüm
kurumlarında elde edilen tecrübe ve
bilgi birikiminin TİKA faaliyetlerinde
kullanıldığının altını çizen Maskan,
“TİKA bizim işimiz değil, hayatımız.
Biz TİKA’da çalışmıyoruz, TİKA’da
yaşıyoruz” dedi.
Özel sektör oturumu
• Kamu Sektörü oturumunun ardından
Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet
Bostan yönetimindeki Özel Sektör
oturumuna geçildi. Bu oturumdaki
konuşmacılar ise LC Waikiki Yönetim
Kurulu Başkanı Vahap Küçük ve Simit
Sarayı İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su
Abdullah Kavukcu’ydu.
• LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı
Vahap Küçük, rekabet ortamı içinde
çabuk ve esnek davranabilmek, insan
kaynağı ve farklı - özgün uygulamaları
olmak üzere markalaşma sürecindeki
üç önemli unsura değinerek başladığı
konuşmasında, 1988 yılında hazır
giyimin moda olmaya başladığı
yıllarda ihracat yapmak üzere kurulan
şirketin dönüm noktalarını izleyicilerle
paylaştı. Markalaşma sürecini bir
bambu ağacının yetişmesinden
hareketle emek ve sabır isteyen bir
süreç olarak niteleyen Vahap Küçük
yabancı bir markayı Türk markası
haline getirme sürecinde yaptıkları
özgün uygulamaları anlattı. Yönetimde
S İ M İ T S A R AY I • 4 5
vizyon, strateji gibi pek çok şeyde
değişiklik yapılıp taviz verilebileceğini,
ancak kurum kültüründen asla taviz
verilemeyeceğini belirten Küçük
“Kurumsallaşma ve kurum kültürü
sürdürülebilirliğin temel değeridir”
dedi. Değişim konusunda bir irade
ortaya koyduklarını söyleyen LC
Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Küçük
“Değişime yeniliğe farklılaşmaya açık
olduk, ama asla değerlerimizden taviz
vermedik, bunlarla ayakta durduk.
İnovasyona önem verdik” dedi.
• Simit Sarayı İcra Kurulu Başkanı
ve CEO’su Abdullah Kavukcu,
Mecidiyeköy’deki mağazadan New
York 5’inci Cadde’de açılacak mağazaya
uzanan başarılı dolu simit Sarayı
hikâyesini forum katılımcılarıyla
paylaştı. Kavukcu’nun konuşması
salondakilere ilham ve cesaret verdi.
• Kamu ve Özel Sektör oturumlarının
ardında IBPF 2014’ün kapanış
konuşması ise Boğaziçi Yöneticiler
Vakfı Kurucular Kurulu Üyesi ve Borsa
İstanbul A. Ş Yönetim Kurulu Başkanı
Doç. Dr. M. İbrahim Turhan tarafından
yapıldı. Konuşmasında adalet,
şeffaflık, hesap verme yükümlülüğü
çerçevesinde kurumsallaşmanın
önemine vurgu yapan Turhan,
“Kurumsallaşmayı gerçekleştirmek
için insana bağlı olmaktan çıkıp ilkelere
bağlı hale gelmek gerekir” dedi.
Dünyada Simit Sarayı
En iyi renk üstümüzde
en güzel durandır
Daha genç, daha sağlıklı, daha enerjik görünmek için yapmanız gereken, renklere ait mevsim
tipinizi belirlemek ve bu doğrultuda seçimler yapmak. Bir deneyin, sonuçlarına şaşıracaksınız!
Z
ihinleri tazeleyen, yararlı
mevsim grubuna ait olduğunuz
fikirler ve estetik tavsiyeler
bulunuyor. İyi bir danışman; saç, göz
dünyasına hoş geldiniz. Bu
ve teninizin tonunu analiz ederek,
ayki konumuz renkler ve renklerin
sizin kendinize özgü renk profilinizi
hayatımızdaki önemi. Renkler söz
çıkarabilir. Amaç, vücudun
konusu olunca hepimizin söyleyecek
pigmentler sonucu aldığı göz, ten,
bir çift sözü vardır. Bazı renkleri
saç rengi arasındaki uyumu, giysi
daha çok severiz, bazılarını daha
renklerinde de yakalayarak kişiyi
çok kullanırız. Peki, sevmek yeterli
doğal bütünlük içinde göstermek,
mi? Bir rengi sevmeniz, o rengin
gardırobunda doğru renkleri
GÜNEŞ TULGA kullanmasını sağlamak, ciltteki
size yakıştığı anlamına gelir mi?
ILE TASARIM
Moda efsanesi Coco Chanel’in bu
renk dengesizliklerini gidermek ve
DÜNYASI
konudaki sözüne hak vermemek
görüntüde en iyiye ulaştırmaktır.
[email protected]
elde değil: “Dünyadaki en güzel renk
Erkekler bunu bir kravatla,
üstünüzde en iyi durandır.”
kadınlarsa etkileyici bir bluz ya da
Renk seçimleriniz ile zayıf veya
yüze yakın takılacak bir eşarpla
kilolu, uzun veya kısa, hasta veya sağlıklı, genç
deneyebilirler.
veya yaşlı gözükebilirsiniz. İmaj danışmanlığı
çalışmalarım sırasında, renkler konusunda,
Renk analizi nasıl yapılır?
Soğuk ve sıcak olarak ikiye ayrılan renkler daha
“Şu renkle bu renk uymaz” ya da “Bu yıl biz
sonra tonlara göre farklı kategoriler
bu rengi çok satıyoruz”, “Bu renk benim
altında toplanır. Bu kategorileri
favori rengimdir” gibi tespitlerle çok fazla
mevsimler simgeler. Bahsettiğim,
karşılaşırım. Böylesi durumlarda önce
kışın ya da yazın doğmanızla
derin bir nefes alıp, açıklamaya başlarım.
ilgili değildir. Bilmemiz
Kişinin kendi cilt, saç ve göz rengini dikkate
gereken dört ana renk
almadan favori renk belirlemesini çok doğru
grubu olduğudur. İlkbahar
bulmuyorum. Bazen o çok sevdiği renkteki
ve sonbahar sıcak; yaz
bluzun danışanımın cildini sağlıksız, hatta yaşlı
ve kış ise soğuk renk
gösterdiğini dile getirmek ise pek kolay olmaz...
gruplarıdır. Çok az
insan ilk bakışta hangi
Moda renkler yakışıyor mu?
mevsim grubuna ait
Aslında giysiler çoğu zaman rengi sebebiyle
olduğunu bulabilir.
seçilir. Tarz ve işlev, rengin ardından gelir.
Bu işlemi özel
İnsanlar içgüdüsel olarak özel bir renk grubuna
bir kumaş
yönelirler. Ama önemli olan sevilen renkleri
analiz seti ile
değil, ten, göz ve saçınızın tonuna yakın renkleri
gerçekleştirmek
seçmenizdir. İster inanın, ister inanmayın
mümkündür.
üzerimizde bulundurmamız gereken renkleri
Yine de konu
öğrenir ve kullanırsak, cilt rengimiz daha sağlıklı
hakkında biraz
daha fikir sahibi
ve gözlerimiz daha parlak görünür.
olabilmeniz adına
Detaylı bir ön araştırma süreciyle kişiye özel
size kısaca bu mevsim
bir uygulama yapılarak, insanların hangi renk
gruplarını tanıtmak
grubuna ait olduğu saptanabiliyor. Yani cilt,
istiyorum...
saç ve göz rengi gibi özelliklere göre hangi
4 8 • S İ M İ T S A R AY I
Kıyafetlerinizin
rengi ruhunuza
da yakışmalı...
Güneş Tulga İle Tasarım Dünyası
‘Yaz’ tipi
Yaz tipinin renkleri soğuk
tonlardadır. Cilt rengi pembe
tonludur ve soğuk havalarda
mavi yansımalara sahip olur.
Bazı yaz tiplerinin cildi çok
hassastır, güneşte fazla kalamaz
ve bronzlaşamazlar. Bazıları
ise hızlıca bronzlaşabilirler. Yaz
tipindeki kişilerin saçları küllü
renklerdedir. Küllü sarıdan, orta
kahverengiye kadar uzanan
bir renk skalasına sahiptirler.
Saçları 30’lu yaşlarda ağarır.
Gözleri mavi, yeşil veya koyu
kahve olabilir. Gözlerinin beyazı
kış tipi kadar beyaz değildir.
Kaşlar seyrek olabilir. Yaz
tipindeki kişiler soğuk renkleri
tercih etmelidir.
Yaz tipinin en uygun renkleri:
• Kırık beyaz • Acı kahve
• Antrasit • Şarap kırmızısı
• Leylak • Denizci mavisi
Angelina
Jolie
5 0 • S İ M İ T S A R AY I
Sonbahar tipi
Sonbahar tipi solgun bir cilt rengine
sahiptir. Bazen pembeye yakın
tonlarda ve çilli bir cildi vardır.
30’larından sonra çiller azalabilir.
Genelde güneşte fazla kalamaz ve
bronz bir tene sahip değildir. Saçları
bakır renginden kestaneye, koyu bal
renginden kahveye kadar uzanabilir
ve çok geç ağarır. Gözleri genelde
kahverengidir. Bazen fındık kabuğu
veya siyah tonlarında olabilir.
Sonbahar tipinin renkleri sıcaktır
ve içinde sarı renk bulunduran
yumuşak tonlardadır. Etkisi toprak
tonlarında, derin ve sıcaktır. İlkbahar
tipi soğuk renkler kullanmamalıdır.
Sonbahar tipinin en uygun renkleri:
• Bej • Hardal • Kiremit
• Zeytin yeşili • Petrol • Krem
Anne Hathaway
‘Kış’ tipi
Julia Roberts
‘İlkbahar’ tipi
İlkbahar tipinin karakteristik özelliği şeftali,
krem, fildişi veya açık bej tonundaki cilt rengidir.
Normalde altın kahve tonunda bronzlaşır ve
uzun süre rengi açılmaz. Cildi 30’lu yaşlara
kadar kolayca bronz renk alır, sonraları biraz
zorlaşır. Çiller varsa altın tonundadır. Saçları
sıcak bir tondadır, altın sarısından bal rengine,
açık kahveden koyu kahveye kadar geniş bir renk
yelpazesindedir. Güneşte rengi altın tonlarında
parlak ışıklara sahiptir. Saçları 40’lı yaşlardan
sonra yavaş yavaş ağarır. İlkbahar tipinin saçları
küçük yaşlarda kızıl tonlarda olabilir. Sonbahar
eğilimli olanı da vardır ama bu ancak kapsamlı
bir renk analizi ile ortaya çıkarabilir. Gözler açık
yeşil, ela, mavi veya kahve tonlarındadır. Kaşlar
ise genelde sık ve gürdür. İlkbahar tipinin renk
paletinde, içinde en az yüzde 50’lik oranda sarı
renk bulunan, sıcak renkler yer alır. Bu kişiler
soğuk renkleri giyilmemelidir.
İlkbahar tipinin en uygun renkleri:
• Portakal • Kırmızı • Fıstık yeşili
Mercan • Çağla yeşili • Somon
Gwyneth
Paltrow
S İ M İ T S A R AY I • 51
Kış tipi soğuk renkleri çok iyi
taşır. Renkleri net, kuvvetli
ve her zaman mavi bir alt
ton barındırır. Cilt rengi
genelde şeffaf ve serindir.
Pembe-bej, yeşilimsi, gri- bej
ve bazen pamuk prenses
tipi beyaz tondadır ve pek
bronzlaşamaz. Çiller kış
tipinde az görülür. Saçları
koyu kahve, gri veya siyahtır.
Genelde 20’li yaşlardan
itibaren saçlarda beyazlar
başlar, erken yaşta gümüş
rengine yakın renkte ağarır
ve bu renk kış tipine çok
yakışır. Gözler ela, mavi ve
mavinin tonlarında, bazen
de koyu kahve ve hatta siyah
olabilir. Gözün beyazı çok
belirgin, kaşlar genelde gür
olur. Parlak, net, aydınlık,
buz gibi serin renkler ona
aittir. Siyah ve beyazın en iyi
yakıştığı mevsim kış tipidir.
Kış tipinin en uygun
renkleri:
• Pembe • Fuşya • Gri
• Beyaz • Siyah • Turkuaz
• Soğuk kırmızı • Lila
REHBER
Açılsın tüm perdeler
DÜĞÜN SEZONU
BAŞLADI
Evlilik sezonu açıldı ve şu aralar evlenmeye niyetiniz varsa,
başınızı döndürecek birçok detayla boğuşmanın zamanı
geldi çattı demektir! Ama üzülmeyin, çünkü biz sizin
yerinize araştırdık, karıştırdık ve mükemmel bir izdivaç
rehberi hazırladık. Savaş boyalarınızı sürün! İşte adım adım
kusursuz evlilik planı... ECE ÖZİŞ
E
vlilik sürecine bir kere girdiniz
mi suya ilk damlayı attınız
demektir. Ne kadar programlı
olsanız da, “Ben zaten küçük bir şey
yapacağım” deseniz de o ilk damladan
sonra her şey dalga dalga yayılır ve her
ayrıntıdan yeni bir detay doğar: kimler
davet edilecek, nasıl davetiye seçilecek,
gelinlik-damatlık nasıl bulunacak, pasta
nereden alınacak ve de en önemlisi
düğün nasıl olacak?
1. ADIM: Kına gecesi mi,
bekârlığa veda partisi mi?
Yuvadan uçacak gelinler için düğün
öncesinde bir veda gecesi olmazsa
olmaz. Türk geleneklerinde bu veda bir
kına gecesidir. Gelin hanım bindallısını
giyecek, kızlar ellerinde mum, kına
tepsisi çevresinde dolanacak, şarkılarla
türkülerle yuvadan uçacak gelinimiz
ağlatılacak. Ancak son dönemde
yurtdışından gelen bir akımla bekârlığa
veda partileri de bir hayli revaçta!
Hatta modern ve geleneksel unsurları
harmanlayan Türk kızları, bu sayede
hem anne ve teyzelerini hem de
arkadaşlarını memnun edebiliyor.
Önce bekâr hayatınıza nasıl veda
edeceğinize karar vermeniz gerek.
Son yıllarda en çok rağbet gören
mekânlar hamamlar! Göbek taşında
arkadaşlarınızla kız kıza buluşup bir
yandan kurtlarınızı dökebilir, diğer
yandan da hamamda toksinlerinizi
atabilirsiniz. Üstelik lüks otellerde
hamam sefasına gelin ve arkadaşlarına
özel vücut masajları da ekleniyor!
Geleneksellikten uzak, çılgın bir parti
vermekse niyetiniz, birçok gece kulübü
kına geceleri için rezervasyon almaya
başladı bile. Burada dikkat etmeniz
gereken ise partinizin sıradanlıktan
uzak olması. O gün dışarıya çıktığınız
diğer gecelerden farklı olmalı. Bunun
için de konsept süslemelerle mekânı
zenginleştirebilir, konuklarınıza küçük
armağanlar verebilirsiniz. Örneğin,
üzerinde ‘darısı başıma’ yazan tişörtler
ya da esprili diyalogların olduğu
konuşma balonları...
2. ADIM: “Evet” mekânı
Düğün hazırlığında belki de en önemli
aşama hayat boyu birliktelik sözü
vereceğiniz mekânın seçimidir. Hiç
beklemediğiniz bir anda kabarık bir
faturayla karşılaşmak istemiyorsanız
öncelikle yapacağınız düğünün
mekânını ve konseptini belirlemeniz
şart.
Yaz düğünü denince hepimizin ilk
aklına gelen şüphesiz kır düğünleri.
Yemyeşil ağaçların arasında, fenerlerle
aydınlatılmış, mis gibi kokan bir kırda
evlenmeyi kim istemez? Lakin evlilik
için bahar ayını tercih ediyorsanız kır
düğününü iki kez düşünün. Zira baharın
dengesiz havası sizi de çarpabilir,
52 • S İ M İ T S A R AY I
Mutluluk çanları sizin için
çalıyor! Tavsiyelerimize
kulak verirseniz, düğün
günü hiçbir kötü sürprizle
karşılaşmazsınız!
S İ M İ T S A R AY I • 5 3
REHBER
beklenmedik bir yağmur ya da şiddetli
bir rüzgâr tadınızı kaçırabilir. Bu
sebeple tercihinizi kır düğününden
yana kullanıyorsanız mutlaka mekân
sahibiyle B planını konuşun. İklim
değişimi gibi durumlarda size alternatif
çözüm yolları sunmalarını isteyin.
Kır düğünlerinde dikkat etmeniz
gereken bir diğer detay yürüme
platformu kurulması. Çimenlik alanda
topuklu ayakkabılarıyla hanımların
salına salına yürümesi bir hayli zor.
Hele topuklar bir de inceyse toprağa
bata çıka konuklar perişan olur. O
yüzden seçtiğiniz mekânda platform
detayının bulunmasına dikkat edin.
Bu sayede misafirlerinizi ne kadar
düşündüğünüzü de göstermiş olur, bol
bol takdir toplarsınız!
kentinde yaşıyorsanız da bu en mutlu
gününüzde yakamoza karşı bağıra
çağıra şarkılar söyleyebilirsiniz.
Yat düğünlerinde seçenekler kır
düğünlerine nazaran biraz daha kısıtlı.
Kişi başı fiyatlandırma ortalama 80 TL
civarı. Ancak pazarlık payı sizin tatlı
dilinize ve güzel gülümsemenize bağlı.
Uçsuz bucaksız bir maviliğin ortasında
evlenmek elbette şahane olur, ancak
davetiyeye not düşmeyi unutmasanız
iyi edersiniz, zira davetlilerden birini
deniz tutması geceye damga vurabilir;
bizden söylemesi! Bu konuda son bir
uyarı da ağustosun ortasında bile
evlenseniz denizde akşam saatlerinde
misafirlerin üşüme potansiyellerinin
her zaman bulunması olacaktır.
Yanlarında şık şallar getirebilirler, siz
kadar havadarsa, siz de o kadar mutlu
olursunuz. Yeterince iyi çalışmayan
bir klima, gecenizi kan ter içinde
bitirmenize neden olabilir. Yıllar sonra
fotoğraflarınıza baktığınızda hep
beraber parlak parlak, al al yanaklarla
ve nemden hafif elektriklenmiş saçlarla
objektife gülümsediğinizi görmek
hoşunuza gitmeyecektir.
Restoran ve otellerin avantajı ise
menüdeki değişikliklere diğer
mekânlara göre daha açık olmasıdır.
Seçeceğiniz konsepte göre menüde
farklılıklar yaratabilirsiniz. Fiyat
yelpazesi ise ortalama kişi başı 50
TL’den 120-130 TL’ye kadar uzanır.
Elbette menü seçiminiz, seçtiğiniz
mekânın tarihi bir yer olması ya da çok
lüks bir otel olması fiyatlandırmayı
birkaç kat yükseğe çeker. Zira Çırağan
Sarayı’nda evlenmek gibi bir hayaliniz
varsa birkaç yüz bin doları gözden
çıkarmanız gerek.
3. Adım: Kendinize bir
konsept seçin!
Düğün gününün en önemli
detaylarından biri de
servis ve sofra düzeni.
Kır düğünlerinde ortalama fiyatlar
kişi başı 35 TL’den başlıyor. Elbette
mekânın kalitesi, süslemelerin
müesseseye ait olup olmaması
ya da menüde alkol bulunup
bulunmayacağına göre bu rakam 100150 TL’ye kadar çıkabiliyor. Ancak kır
düğünleri fiyat yelpazesi konusunda
bir hayli geniş ve bu sizler için büyük bir
avantaj.
“Mis gibi deniz dururken ne çayır
çimeni?” diyorsanız yat düğünlerinin
yıldızı her geçen gün parlıyor.
İstanbul’da yaşıyorsanız bir yandan
boğaz manzarasını seyredip diğer
yandan dans edebilir, başka bir sahil
de teknede dağıtılmak üzere temin
edebilirsiniz…
Oteller ya da kapalı mekânlar ise tüm
şartlara uyum sağlamalarıyla tercih
edilebilecek seçeneklerden biri. Kapalı
bir mekânı seçtikten sonra artık sizi
ne yağmur çamur yıldırabilir ne de
midesi hassas davetliler. Tek yapmanız
gereken, birkaç küçük noktaya dikkat
etmek hepsi o kadar! Bunlardan biri
tavanın yüksekliği. Düğün mekânının
ferahlığı kapalı mekânlar için önemli
bir unsur. Bu sebeple mekân seçerken
tavanın biraz yüksek olmasına özen
gösterin. Bir diğer önemli husus da
elbette ki havalandırma. İçerisi ne
5 4 • S İ M İ T S A R AY I
Eskilerin tabiriyle ‘mekân süslemesi’...
Ancak artık klasik süslemeden de öteye
gitmenin tam vakti! Konsept düğünler
artık hemen hemen tüm çiftlerin
tercihi haline geldi. Belirlediğiniz
konsepte uygun hazırlanan detaylar,
düğününüzü çok daha keyifli ve
unutulmaz hale getirecek. En çok
rağbet gören konseptlerden biri, son
yılların vazgeçilmezi ‘vintage düğünler’.
Oraya buraya 60’ların modasına uygun
dantelli aksesuarlar yerleştirmek,
eşinizle birlikte hazırladığınız bir
videoyu siyah beyaz izletmek, eskiden
çok kullanılan ama artık unutulmaya
yüz tutmuş eşyalarla masaları
süslemek herkesin çok hoşuna gidecek.
Özellikle de davetin yaşlı üyelerinin.
Gelinlik ve damatlık seçiminizdeki
rehberiniz ise anneanneniz ile dedeniz!
Eğer “Eğlencenin doruğuna çıkalım,
hoplayalım, zıplayalım, müziğin ritmine
kendimizi bırakalım” diyorsanız büyük
bir parti konsepti tam size göre! Hatta
avizenin olduğu yere disko topu bile
yerleştirebilirsiniz. Ama bütçenizi
fazla aşmak istemiyorsanız parti işini
ucuza da kapatabilirsiniz. Mekânda
Çok pahalı
düğünlere ihtiyacınız
yok. Kumsalda
yapacağınız katılımcı
sayısı çok yüksek
olmayan kısa bir
düğün için çok daha
az para harcarsınız.
S İ M İ T S A R AY I • 5 5
REHBER
Gelin çiçeği canlı olmalı…
Bu yıl modası parlak orkide
moru ve tonları olduğuna
göre, lila, fuşya, mor ve
tonları güzel bir seçim olur.
5 6 • S İ M İ T S A R AY I
tematik köşeler oluşturmak gibi…
İçi boş bir çerçeve ve iki sandalye
ile garip garip pozlar verip gelecek
yıllara kahkahalarla güleceğiniz
hatıralar bırakabilirsiniz ya da ilk
dansınızı Pulp Fiction’ın unutulmaz
müziğiyle daha eğlenceli bir hale
getirebilir, konuklarınıza kısa bir şov
hazırlayabilirsiniz.
Düğün konseptinde sınır yok. Siz
istediğiniz an düğününüz şekil
değiştirir. Örneğin; yaz düğünü
için konseptinizi dondurma olarak
belirleyip herkesi mest etmeye ne
dersiniz? Fotoğrafçıyla anlaşın,
pozlarınızı ellerinizde dondurmayla
verin. Mekanda bir köşeye dondurma
standı kurun, hatta düğün pastanız
dondurmalı olsun! Külahlar kafalara
takıldığı an ise gecenin sonu gelmiş
demektir!
Fotoğrafçı deyip
geçmeyin. O
büyük günü
ölümsüzleştirme
görevi onun!
yaz meyveleriyle süslü bir düğün
pastası da hem hafifliği hem de renkli
görüntüsüyle konuklarınızı memnun
edecektir.
Pastanızı hazırlayacak firmayı
seçerken aceleci davranmayın.
Mümkünse tek tek ziyaretlerde
bulunun, fiyat alın, pazarlık yapın.
Üstüne gelin-damat figürü ya da bu
geleneğe hizmet edecek yaratıcı bir
süsleme ekletmeyi de unutmayın.
4. Adım: Davetiye, nikâh
şekeri ve pasta seçimi
Düşündünüz, taşındınız, kimini
elediniz kimini mecburen eklediniz
ama sonunda davetli listesini
tamamladınız. Şimdi sırada içinize
sinecek bir davetiye seçmekte! Davetiye
seçimini hafife almayın. Çünkü
davetliler yapacağınız düğünden
önce davetiyelerinizi görecekler.
Üstelik en yakınlarınız hatıra olarak
yıllarca saklayacaklar. Bu yüzden
davetiye işi önemli. Eğer düğün için
bir konsept belirlediyseniz davetiye
için de aynı yolu izleyebilirsiniz.
Genellikle en çok tercih edilen kağıt
renkleri beyaz, krem ve fildişi. Ama
farklılık yaratmak istiyorsanız daha
canlı renklerle iddianızı da ortaya
koyabilirsiniz. Kâğıt seçiminde
ise doğaya olan hassasiyetinizi
davetlilerinize kanıtlamanız mümkün.
Geri dönüşümlü kâğıt tercih ederek
izdivacınızı sevdiklerinize doğayla barış
içinde duyurun!
Doğaya karşı aynı duyarlılığı nikâh
şekeri için de gösterebilirsiniz. Zira
son yılların trendi nikâh şekeri
yerine küçük düğün hediyeleri
vermek. Konuklarınıza küçük
fidanlar dağıtarak hem doğaya olan
duyarlılığınızı gösterebilir hem de bu
Sultan olmanın revaçta olduğu
son yıllarda kaftan giyebileceğiniz
gibi, kumaşın ve boncuğun
masalsı dansını Hint tarzıyla da
yakalayabilirsiniz…
özel günden kalıcı bir iz bırakabilirsiniz.
Üstelik fidanlar sandığınız kadar pahalı
değil, hele bir de satın alacağınız yerle
anlaşırsanız birçok nikâh şekerinden
ucuza bile getirebilirsiniz. Klasiklerin
dışına çıkmak istemiyorsanız da düğün
konseptinize uygun nikâh şekerleri
dağıtabilirsiniz. Örneğin Osmanlı
temalı bir düğünde akide şekeri veya
lokum dağıtmak gibi.
Pasta seçimi ise aslında işin en keyifli
yanlarından biri. Rengarenk pastalar,
cıvıl cıvıl tasarımlarla seçenekler bir
hayli fazla. Ancak pasta seçerken siz siz
olun seçiminizi lezzetten yana kullanın.
Önce tadına sonra görünümüne
bakın. “Çikolatadan vazgeçmem”
derseniz elbette ki saygı duyarız ama
S İ M İ T S A R AY I • 57
5. Adım: ‘Şip şak’
değil sanat...
Düğün fotoğrafları, kimilerinin
medar-ı iftiharı kimilerinin ise yakmak
istediği ama bu kutsal güne hürmeten
çekmecede saklamakla yetindiği
hatıralardır. Fotoğrafçı çiftleri vezir
de eder, rezil de. Bu nedenle fotoğrafçı
seçimi çok önemli! Öncelikli tercihiniz
mutlaka tecrübeden yana olsun.
Çevrenizdekilerden bu konuyla
ilgili görüşler alın, eğer tanıdıkları,
kendi düğünlerindeki çalışmasından
memnun kaldıkları bir fotoğrafçı varsa
onunla irtibata geçin. Böyle bir günde
bir ilki denemek riskli olabilir.
Fotoğraf çekimine giderken mutlaka
yanınızda makyaj malzemesi,
saç spreyi, tarak gibi malzemeler
bulundurun. Çekim arasında saçınızın
yanlarından çıkan birkaç tel, yüzünüze
az gelen allık kusursuz görünmenize
engel olmasın.
Fotoğraf çekiminin son ve belki de
REHBER
en önemli detayı ise fotoğrafı nasıl
çektireceğinizdir. Klasik pozların
yanında yaratıcı fikirler her zaman
iyidir. Ancak internette fenomen
olmak istemiyorsanız yaratıcılık
işini abartmamanızda fayda var.
Mümkünse fotoğraf çekimine bir
arkadaşınız ya da yakınınızla gidin ve
poz seçiminde onun da görüşlerini
alın. Çılgın bir fotoğrafçının gazına
gelmenizi önleyecektir. Yaratıcılıkta
son yılların yükselen yıldızı ise
‘trashthedress’ akımı! Çılgın düğün
fotoğrafları çektirip aynı zamanda
cool görünmek istiyorsanız bu akımı
deneyin derim. ‘Trashthedress’
fotoğrafçılığının en önemli özelliği
ki herkesi memnun etmek, hele
ki akrabaları, hiç ama hiç kolay
değildir. O yüzden düğününüzle
ilgili yaşanabilecek olumsuzluklara
takılmayın, muhteşem gelinliğinize
odaklanın. Çünkü sadece gece boyunca
değil, güneş doğduğunda da herkes
sizin güzelliğinizi konuşmalı! Kusursuz
gelinliğin püf noktaları ise: 1) Sizin
tarzınızı yansıtmalı, 2) Vücut tipinize
uygun olmalı. Zira her beğendiğiniz
gelinlik sizin vücudunuzda güzel
duracak diye bir şey yok. Dışarıdan
beğenmediğiniz bir stil ise sizin vücut
ölçülerinizde kusursuz durabilir.
Gelin önce vücut tipinize göre gelinlik
modelini seçelim…
Her şey gelinliği seçmekle bitmiyor. Altına
giyeceğiniz ayakkabı da çok önemli.
fotoğrafların düğünden sonra çekiliyor
olması. Gelin ve damat kimi zaman
çamurun içinde bata çıka poz veriyor,
kimi zaman gelinlik ve damatlıkla su
altında gülümsüyor! Yaratıcılıkta sınır
tanımayan bu pozların ardından ise
deneyimli bir kuru temizlemeci ile
anlaşmanız şart.
6. Adım:
En zor görev... Gelinlik!
Düğününüzün görkemli ve eğlenceli
olmasından daha önemli bir şey
varsa, o da gelinliğinizle kusursuz
görünmenizdir! Gün içinde çeşitli
aksilikler yaşansa da unutmayın
“Ne kalçam, ne belim, ne de omuzlarım
belli” diyorsanız, kısacası belirgin
kıvrımlara sahip değilseniz dikdörtgen
vücutlusunuz demektir. Bu vücut tipine
sahip olanlar bellerini ortaya çıkaracak
şekilde kemerli ya da büzgülü modelleri
tercih etmelidir. Eğer omuzlarınız biraz
daha genişse kalçanızla dengelemek
için omuzlarınızı mümkün olduğunca
sade tutmaya, omuzlarda işlemelerden
uzak durmaya çalışın. Kıvrımlarınızı
çok net olmadığından daha kadınsı
modelleri tercih edebilirsiniz.
Eğer göğüsleriniz küçük, beliniz ince,
omuzlarınız dar, basenleriniz genişse
armut tipi bir vücudun karşılığı sizsiniz.
Yapmanız gereken omuzlarınızla
5 8 • S İ M İ T S A R AY I
kalçanızı dengelemek, dikkatleri ise
ince belinize çekmek! Sizin için özellikle
altı kabarık gelinlikler ve A döküm
stiller uygun olabilir. Beliniz ince olduğu
için bu seçimle olduğunuzdan daha
ince görünürsünüz. Ancak beliniz
yeteri kadar ince değilse, o halde V tipi
bir gelinlik tercih etmenizde fayda var.
Buna bağlı olarak da kalın bele kemeri
falan unutun! Nereniz ince ve zarifse,
dikkatleri oraya çekmeye çalışın.
Armut tipinin ardından bir de elma tipi
vücutlar vardır ki en büyük şikâyetleri
göbekleridir. Aslında göğüs, bel ve
basen ölçülerinde çok muazzam farklar
yoktur. Ama göğüsler genelde iridir,
karın bölgesi de kilo almaya bir hayli
meyillidir. Eğer “aynı ben” diyorsanız
amacınız bel bölgenizi kamufle etmek
olmalı! Bu yüzden likralı, satenli
kumaşlardan, kabarık eteklerden ne
kadar uzak durursanız yeridir. Geniş
V yaka ya da göğüslerinizi ön plana
çıkartacak hafif bir dekolte size çok
yakışacaktır. Yuvarlak kesimlerden ise
kaçının. A kesim tek parça gelinlikler
sizin için biçilmiş kaftan.
Vücudunuz bir kum saatini andırıyorsa
siz de o şanslı kadınlardan birisiniz
demektir. Genelde ideal vücut tipi
olarak görülen bu vücutlara hemen
hemen her model yakışır. O yüzden
“Oranızı kapatın, buranızı gizleyin”
diyemeyeceğim giyin gitsin! Ama
yine de bir öneride bulunmak
gerekirse balık tipi gelinlikler size çok
yakışacaktır. Bu model hem belinizi
ortaya çıkaracak, kıvrımlarınızı
belirginleştirecek hem de zarif ve seksi
bir görünüm sağlayacak.
Boyunuzun ölçüsü de en az vücut
tipiniz kadar önemli. Eğer kısa
boyluysanız kabarık eteklere hücum
etmelisiniz! Zira sönük düz bir gelinlik,
kalabalıkta kaybolmanıza neden
olabilir. Bu sebeple üst kısmı saran,
belden oturan ve altı kabarık bir
gelinlik hem basenlerinizde eğer varsa
fazlalıklarınızı örtecek hem de ince ve
zarif bir görünüm sağlayacak.
Uzun boylu olanlar için ise bacak-beden
oranına bakmak gerek. “Uzunum
nasılsa istediğimi giyerim” derseniz
kısmen haklısınız. Ancak bacak
boyunuzdan ziyade gövdeniz uzunsa
Askıda güzel
görünen her gelinliğe
kanmayın. Önemli
olan vücudunuza
uygun olan en güzel
gelinliği seçmek.
S İ M İ T S A R AY I • 59
REHBER
Düğün gününden
önce mutlaka makyaj
ve saç provası
yaptırın. Gelinliğiniz
kadar makyajınız
ve saçınız da nasıl
görüneceğinizi
doğrudan etkiler.
iki parçalı gelinlikler tercih etmelisiniz.
Bacak boyunuz uzun ise kabarık
etekleri seçebilirsiniz.
Eğer “Armudun sapı, üzümün çöpü
ben bilmem” diyor, tüm bunlar size
uymuyor ve fazla kilolarınız daha
ön plana çıkıyorsa sizin kurtarıcınız
gelinliğinizin kumaşı olacak! Şifon
kumaştan dikilen efil efil bir gelinlik,
dikkatleri vücudunuzdan önce
gelinliğinize çekecektir. Bu durumda
gelinliğinizi de mümkün olduğu kadar
sade ve küçük taşlardan seçmenizde
fayda var. Unutmayın ki önemli olan
sizin beğendiğiniz tarzdan öte, tarzın
sizde nasıl duracağıdır.
Gelelim gelin buketine! Gelinlik bu
kadar doğru seçilmişken capcanlı bir
buketle bu kusursuzluğu taçlandırmak
gerekmez mi? Madem ki 2014
gelinisiniz o halde bu yılın modasına
bir göz atın derim. Bu yılın gelin
buketlerinde canlı renkler moda.
Özellikle morlar, erguvanlar, canlı
pembeler, turuncular gözde. Gül
kurusu kullanabilir, beyaz buketten
vazgeçemiyorsanız da aralara yeşillikli
detaylar ve yakın tonlardan eklemelerle
buketinizi zenginleştirebilirsiniz. 2014’te
yaratıcılığınızı bol bol kullanın. Çünkü
düğün modası buna son derece hazır!
7. Adım: Saç ve makyaj
Gelinliği vücut tipinize göre
seçmişsiniz, hassasiyette sınır
tanımıyorsunuz. Saç ve makyaja da
aynı dikkati göstermezseniz olur mu?
“Olmaz” dediğinizi duyar gibiyiz.
Zira saç ve makyajın size yakışması
da gelinliğin yakışması kadar önemli.
Yoksa onca özen heba olur gider,
evlerden uzak!
Bir kere yüzünüzün şeklinden
tutun da saç ve ten renginize kadar
her ayrıntıyı dikkate almanız şart.
Örneğin; yuvarlak yüzlüyseniz
amacınız yüzünüzü biraz daha uzun
göstermeye çalışmak olmalı. Bunun
için de saçlarınıza tepeden hacim
vererek yüzünüzün yuvarlaklığını
azaltıp, birbirini tamamlayan bir
görünüm elde edebilirsiniz. Krepeyle
saçı hacimlendirip toplatmak
alternatiflerden biri.
Yüzünüz dar ve uzunsa, hafif
dikdörtgen bir hat çiziyorsa yüzünüzü
yumuşatacak bir saç modeli tercih
etmelisiniz. Dikdörtgen yüz şekline
sahip olanlara bukleli uzun saçlar
ya da kaküllü yan topuzlar idealdir.
Kısacık saçlardan ise uzak durmanızda
fayda var. Yüz hatlarınızın keskinliğini
6 0 • S İ M İ T S A R AY I
saçlarınızla yumuşatmanız gerek.
Dar bir alnınız ancak geniş bir çeneniz
varsa armut yüz şekline sahipsiniz
demektir. O halde yapmanız gereken
çenenizin genişliğini azaltmak, alnınızı
ise biraz daha açmaktır. Bunun için
saçlarınızın üstünü biraz daha kabarık
kullanarak istediğiniz görünümü
yakalayabilirsiniz.
Kalp şeklinde yüz tipine sahip olanların
ise armut tipinin tersine alnı daha
geniş, çenesi ise küçüktür. Bu yüz tipine
sahip olanların ise çene kısmına doğru
saçlarını hacimlendirmeleri gerekir.
Katlı kesimler, omuz hizasından
yukarıda kesilen saçlar bu yüz tipine
oldukça uygun.
Eğer “Benim yüzüm bunlardan hiçbiri
gibi değil, oval bir şekli var” diyorsanız
diğer yüz tiplerine göre daha şanslısınız
diyebiliriz, zira hemen hemen her
saç tipini rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Beğendiğiniz saç modelini seçin ve
uygulayın. Size kimsenin diyecek lafı
olamaz! Bu noktada herkes gibi sizin de
dikkat edeceğiniz tek şey saç renginize
göre yapacağınız tercihtir. Bu konuda
yüz şekli fark etmez. Tüm yüz şekilleri
için geçerlidir. Saçın rengi de önemlidir.
Esmer gelinlere gelinlik bir başka
yakışır! Bu konuda pekçok kişi
hemfikirdir. Ancak esmerseniz kısa
kesimden ziyade uzun saçlarınızı
gözler önüne sermeniz ya da
saçlarınızı toplatmanız daha şık ve
havalı bir görünüm kazanmanıza
yardımcı olur. Sade bir gelin başını,
gelinliğinize uygun bir çiçek ya da
taçla da şık hale getirebilirsiniz. Koyu
renk saçlar kesimleri çok fazla belli
etmediğinden, yüz şekliniz kısa
kestirmenizi zorunlu kılmıyorsa,
saçlarınızı uzun kullanmanız daha
hoş olacaktır.
Kumral saç rengine sahipseniz
saçlarınıza hafif gölgelerle ışıltılar
katabilirsiniz. Bu şekilde hem
doğal görüntünüzü koruyabilir
hem de daha aydınlık bir hava
yakalayabilirsiniz. Sonra gelsin ışıltılı
bukleler!
Sarışın gelinler saç modellerinin
görünümü açısından daha
şanslıdırlar. Özellikle örgü modeller
sarışınlarda esmer ve kumrallara
göre daha güzel görünür. Saç
renginin açık olması örgüleri daha
belirginleştirir. Doğal topuzlar da bu
saç rengi için idealdir.
Kızıl saçlıysanız dikkat etmeniz
gereken çok şey var demektir.
Çünkü saçlarınız zaten son derece
dikkat çekici olduğu için gelin
topuzu yaptırırken sade aksesuarlar
seçmeniz gerekir. Saçında ne kadar
az aksesuar olursa kızıl gelinler
o kadar güzel görünecektir. Aynı
mantık kızılların makyaj seçiminde de
geçerlidir.
Makyaj yaptırırken mutlaka suya
dayanıklı ürünler kullanılmasına özen
gösterin. Eğer makyajınızı kendiniz
yapacaksanız da bu tip ürünler edinin.
Gece boyunca kimi zaman duygusal
anlar yaşanabilir, gözyaşlarınıza
hâkim olamayabilirsiniz ya da dans
etmekten kan ter içinde kalabilirsiniz.
Makyajınızın gece boyunca ilk
dakikadaki gibi kalmasını istiyorsanız
suya ve neme dayanıklı olması çok
önemli.
Makyajdaki klasik kuralı da her
zaman hatırlayın: Ya gözleriniz ya da
dudaklarınız ön planda olmalı. Ama
malum Hollywood yıldızı gibi çok
gözalıcı dudaklara sahip değilseniz
göz makyajınızı ön plana çıkartıp,
dudaklarınızda daha doğal tonları
tercih edebilirsiniz. Böylece daha duru
ve saf bir görünüm elde edersiniz.
Makyaj bittikten sonra boyun ve göğüs
bölgenize de makyaj yaptırmayı sakın
unutmayın. Arada oluşacak bir ton
farkı tüm şıklığınızı bozabilir.
Ah şu damatlar! Düğün
hazırlıklarında gelinlerden
damatlara sıra gelmez bir türlü. .
En özel gecenize içiniz rahat gitmek
istiyorsanız hem saç hem de makyaj
için önceden prova yapın. Hatta
provaya, fikrine güvendiğiniz
bir arkadaşınızla gidin. Böylece
varsa eksiklikleri önceden görüp
düzeltebilir, düğün günü kendinizden
emin bir şekilde kuaför koltuğuna
oturabilirsiniz.
8. Adım: Damadı
unutmayalım!
Düğün günü yaklaştıkça herkesin
konuştuğu tek konu gelinin nasıl
olacağıdır. Gelin aşağı, gelin yukarı!
Oysa sevgili damadı düşünen yoktur ve
onun da tıpkı gelin gibi içinde fırtınalar
kopmaktadır: Takım elbise mi yoksa
smokin mi giyecek? Takımı ne renk
olacak? Kravat mı papyon mu takacak?
Bir damadın yerine getirmesi gereken
en önemli görev aslında gelin ile uyumlu
S İ M İ T S A R AY I • 61
olmaktır. Şıkır şıkır, allı pullu bir gelinin
yanında takım elbisenin altına spor
ayakkabısı giyen damatları sevmiyoruz
biz. Tarz olarak çiftin birbirine uyması
gerekir. Smokin tercih edilebilir, takım
elbisede ise renk seçenekleri daha
fazladır.
Damatlık seçiminde tıpkı gelin hanım
gibi damat bey de vücut tipini
dikkate almalıdır. Zayıf ve vücut
oranları düzgün damatlar slim fit,
vücuda oturan damatlıkları tercih
edebilir. Gömlek, pantolon ve
ceketin sanki üzerine göre dikilmiş
hissi vermesi daha elit bir hava
yaratır. Ancak göbek işin içine girdi
mi damadın seçim yelpazesi de
daralır. Türk erkekleri yaş aldıkça
hafiften göbeklenir. Bu durumda
doğru ceket ile göbek biraz olsun
kamufle edilebilir. Ancak fazla
kilolu olan damatlar mutlaka
siyahın kapatıcı gücünü kullanmalı!
Gerekirse ceketinin önü açık
bırakılmış siyah bir takım elbise
kiloları saklamaya yardımcı olacak
ve şık bir görünüm sunacaktır.
Aksesuarda ise gelinlere nazaran
damatların fazla seçeneği yoktur,
ancak şıklığı tamamlaması için
bu detaylar olmazsa olmazdır.
Damatlar kol düğmesi ya da bir
kravat iğnesi ile zengin bir görünüm
yakalayabilir. Eğer gelin hanım saçına
çiçek taktıysa bir benzerini damat bey
de yakasına iliştirebilir.
Mutluluğunuz daim
olsun…
Gelin de damat da artık hazır! Düğün
mekânı seçildi, tüm detaylar gözden
geçirildi, şimdi sıra o büyük “evet”i
haykırmaya geldi! Son bir not: Ne
kadar programlasanız da zaman
zaman aksilikler olabilir, her şey
kötüye gidiyor hissi yaratabilir. Aman
sakın umutsuzluğa düşmeyin! Emin
olun en önemli gecenizin ne kadar
güzel geçeceği sizin neşenize ve
eğlenmenize bağlı. Hanımlar beyler;
henüz hazırlıklara başlamadıysanız bu
yazıyı okumakla birlikte artık suya ilk
damlayı attınız demektir! Şansınız bol,
mutluluğunuz daim olsun!
Seyahat
Bozcada’nın en güzel
yanı, tertemiz denizi
ve bakir koyları.
62 • S İ M İ T S A R AY I
Bozcaada
Huzurlu ve keyifli bir tatil durağı
İster iki gün, ister bir hafta… Arkadaşlarla veya aileyle…
Deniz, huzur, lezzet ve keyif için Bozcaada’ya mutlaka gidin!
S İ M İ T S A R AY I • 6 3
Seyahat
Tarihi Bozcaada Kalesi’nin kimler
tarafından yapıldığı bilinmiyor.
G
Nasıl
gideceksiniz?
Karayolu ile gidecek olanlar,
İstanbul’dan gelirken
Çanakkale’den sonra İzmir
istikametindeki Bozcaada
tabelasını takip ederek,
Yükyeri Feribot İskelesi’ne
ulaşacaklar. İstanbul’dan
denizyolu ile gelecek
olanlar, İstanbul- Bandırma
arasındaki hızlı feribotu
kullanabilir. İstanbul’daki
Yenikapı İskelesi’nden her
gün kalkan hızlı feribotlar iki
saatte Bandırma’ya, ardından
üç saatlik yolculukla da
Yükyeri İskelesi’ne ulaşıyor.
Bazı otobüs firmaları da
arabalı vapur aktarmasıyla
Bozcaada’ya seferler
düzenliyor. “Vaktim yok ve
hızlıca ulaşmak istiyorum”
diyorsanız, İstanbul’dan
kalkan 19 kişilik deniz uçağını
da kullanabilirsiniz. Bu
yolculuk sadece 45 dakika
sürüyor.
ezi yazıları övgü dolu sözlerle
başlar. Neden başlamasın?
Gitmenizi istemeyeceğimiz bir
yeri tanıtmanın bir anlamı olmaz elbette.
Eğer okuduğunuz yazı güzel fotoğraflarla
süslenmişse, fırsatını bulduğunuz zaman
belki tatil rotanızı o beldeye çevirme
ihtimaliniz de doğabilir. Bu nedenle
Bozcaada yazılarının başında küçük
bir uyarı notu düşmek âdettendir. Biz
de geleneği bozmayalım ve uyarımızı
yapalım. Bozcaada’ya varmak için vapura
bindiğinizde, zihninizde büyük ihtimalle
şirin bir tatil kasabası canlanacak.
Bu nedenle vapur adaya yaklaşırken
gördüğünüz bozkır topraklar, “Bu mu
şimdi Bozcaada?” dedirtmesin sakın size.
Çünkü Bozcaada, dışarıdan bakıldığında
kahverengi ceviz ağacından bir sandık
adeta. Kapağını kaldırdığınızda, bohça
bohça güzelliklerini göreceğinize, beyaza
renk veren nakış nakış işlemelerine
hayran kalacağınıza emin olun. Bir başka
deyişle vapurdan inip ayağınızı toprağına
basana kadar biraz sabırlı olun…
Ayazma Plajı
Ege Denizi’nin kuzeyinde, Çanakkale
Boğazı’nın hemen girişinde bulunan
Bozcaada, Türkiye’nin en büyük üçüncü
6 4 • S İ M İ T S A R AY I
adası. Yerleşim, adanın kuzeydoğusunda
yer alan ilçe merkezinde toplanmış
durumda. Adanın ismini de belirleyen
bu boz renkli görüntü, rüzgâra açık
topraklarında ağaç yetişmemesinden
kaynaklanıyor. Rüzgâr, adanın yeşil
görünmesini engellerken, rüzgârgülleri
aracılığıyla ürettiği elektrikle adaya
hizmet etmekten de geri kalmıyor.
Adanın üçte birini bağlar oluşturuyor…
Buz gibi deniziyle meşhur Bozcaada’da
çok sayıda plaj ve koy var. Bunların
en meşhuru ve en büyüğü Ayazma
Plajı. Adanın en kalabalık plajı olan
Ayazma’nın dışında, Sulubahçe,
Habbele ve Mermerburnu koylarında
da yüzmek mümkün. Daha sessiz ve
gizli köşeleri keşfetmek isteyenler, kimi
zaman patika yollardan ulaşılan irili
ufaklı çok sayıda koyda da denizin tadını
çıkarabilir.
Bağbozumu şenlikleri
Bozcaada yıl boyunca çeşitli etkinlik ve
festivallere ev sahipliği yaparak diğer
adalara göre ayrıcalıklı bir konuma
kavuşuyor. Haziranda uçurtma festivali ve
şarap tadım günleri, temmuzda ‘Ayazma
Panayırı’ ve hemen ardından düzenlenen
Dostluk Gecesi görülmeye değer. Eylül
Bozcaada rüzgârının
yelkeninizi tamamen
şişereceğine emin
olabilirsiniz.
ayındaki Bağbozumu Festivali ise tek
kelimeyle harika. Bu dönemde, gündüz
tarla ve bağlarda ekin toplayabilir, akşam
adada düzenlenen konser ve etkinliklere
katılabilirsiniz.
Bozcaada lezzetleri
Bozcaada, Türk mutfağı ve Rum
yemeklerinin çeşitliliğiyle öne çıkıyor.
Liman boyunca sıralanmış balık
restoranları, sokak aralarındaki şirin
kafe ve lokantalar, çay bahçeleri, adanın
tatil beldesi havasına katkıda bulunuyor.
Ege mutfağının en leziz yemeklerini,
zeytinyağının tadına vararak yiyebilirsiniz.
Ada etrafında bolca bulunan ahtapot
ve kalamarın tadına bakmanızı tavsiye
ederiz. Bozcaada’ya sadece yemeklerini
özlediği için gelen tatilciler olduğunu
belirtelim. Burada sadece karnınızı
doyurmak için değil, yeni tatlar keşfetmek
ve bildiğiniz tatlara enfes lezzetler
eklemek için de yemek yiyeceksiniz.
Kültür merkezi
Yüzmenin yanı sıra gezmeyi de seven
tatilciler için Bozcaada çok sayıda
gezilecek yer sunması ile de tercih ediliyor.
Bozcaada Kalesi, şarap fabrikaları,
Ayazma Manastırı, Bozcaada Rüzgâr
Enerji Santralı, Göztepe, Bozcaada
Müzesi, Meryem Ana Kilisesi, Aya
Paraskevi Ayazması, Yeni Kale, Köprülü
Mehmet Paşa Camii, Alaybey Camii ve
hamamı, Köprülü Hamamı ve Namazgâh
alanını ziyaret edebilirsiniz. Özellikle
günbatımında, rüzgârgüllerinin eski
Polente Feneri ile birlikte oluşturduğu
manzaranın görülmeye değer olduğunu
da belirtelim. Öyle ki adada bu manzarayı
izletmek için özel turlar bile düzenleniyor.
Adada sınırlı ama renkli bir gece hayatı
da var. Kale arkasındaki barlarda
eğlenebileceğiniz bir mekân bulabilirsiniz.
Bozcaada, dinlenmek isteyenler
için buram buram huzur kokan,
mükemmel bir yer.
Nerede kalacaksınız?
Bozcaada her bütçeye uygun konaklama
seçenekleriyle zengin bir yelpaze sunuyor
misafirlerine. Seçkin butik otellerden
şirin pansiyonlara, bağ evlerinden tatil
çiftliklerine kadar sıcak, samimi ve
temiz konaklama imkânları var. Dikkate
almanız gereken, Bozcaada’ya gitmeden
önce mutlaka rezervasyon yaptırmanız
gerektiği. Son yıllarda artan ünü ile
Bozcaada’da kalacak bir otel bulmak her
zaman kolay olmuyor. Adanın merkezinde
konaklayacaksanız, hemen her yere
yürüyerek ulaşmanız mümkün. Ayrıca
adadaki minibüsler de uzak noktalara
gitmek isteyenlerin yardımına koşuyor.
S İ M İ T S A R AY I • 6 5
‘Bozcaada’ kitabı
Bozcaada’yı gitmeden
tanıyıp sevmek için bu kitabı
okuyabilirsiniz. Şekerli nefis bir
kahve, üzerine reçel sürülmüş
kızarmış ekmek ya da nasıl
anlatalım; çocukken oynadığınız
sokak oyunları tadında bir
lezzet bırakıyor zihinde bu
kitap. Sıcacık, içten… Kelimeler
köpük köpük dökülüyor,
kendinizi Bozcaada’da
hissediveriyorsunuz.
SEYAHAT
Alanya
Sımsıcak bir Akdeniz keyfi
Sizi, hiç batmayan
güneşi, uçsuz bucaksız
kumsalları ve göz
kamaştıran tarihi
dokusuyla Akdeniz’in
cennet köşelerinden
birine davet ediyoruz:
Alanya’ya… 20 yıl
öncesine kadar
küçük bir sahil
kasabasıyken, bugün
en hareketli turizm
merkezlerinden birine
dönüşen bu renkli ilçe,
Akdeniz’in en değerli
destinasyonlarından.
Doğası, denizi, tarihi
ve eğlencesiyle işte
Alanya…
6 6 • S İ M İ T S A R AY I
Alanya Kalesi, tüm ihtişamıyla
sizi karşılamaya hazır!
S İ M İ T S A R AY I • 67
SEYAHAT
Ö
yle bir ilçe düşünün ki içinde
olduğu ilin adını geride
bıraksın ve bir başına ondan
daha fazla tanınsın... Eminiz hepiniz
tahmin ettiniz, bu ilçenin adı Alanya.
Hani birçok Rus turistin ayrı bir ülke
olduğunu bile sandıkları Alanya’dan
bahsediyoruz. Alanya’yı anlatmaya
neresinden başlayalım bilemiyoruz...
Alabildiğine uzun ve geniş mavi
bayraklı plajlarını övsek mükemmel bir
doğaya sahip yaylaları alınır. Eğlence
hayatını methetsek, girenleri adeta
binlerce yıl öncesine götüren tarihi
mağaralarının hatırı kalır.
Biz yine işin hakkını verelim ve plajları
ile turkuaz rengi denizinden başlayalım.
Mükemmel ısıdaki Alanya denizi, her
şeyden önce mavi bayraklı plajlarla
bezeli. Pırıl pırıl suyun içinde yüzerken
derinlerde bir yerlerde sizlere eşlik eden
balıkları görürseniz sakın şaşırmayın!
Zira bu manzara Alanya müdavimleri
için artık alışıldık bir resim. Etkilenip
de sağda solda arkadaşlarınıza
anlatırsanız bu güzelliği şimdiye
kadar görmediğiniz için alay konusu
olabilirsiniz. Bizden uyarması! Şaka bir
yana, kıyıdaki rengi maviden turkuaza
dönüşen Alanya plajları büyüleyici
güzelliği ile aklınızı başınızdan alacak.
Deniz taşıtlarının Alanya plajlarına,
denize giren insanları rahatsız
mesafelere kadar yanaşmasının
yasak olduğunu da belirttikten sonra
başlayalım Alanya’nın o mükemmel
sahillerini anlatmaya...
Unutulmaz kumsallar
İncekum Plajı: Alanya’nın 25 km
batısında, çam ağaçlarıyla çevrili, adını
aldığı ince kumlarla kaplı keyifli bir plaj.
Yaklaşık bir kilometre uzunluğundaki
plajda deniz yaklaşık beş metreden
sonra yavaş yavaş derinleşmeye
başlıyor.
Kleopatra Plajı: İki kilometrelik bir
uzunluğuna sahip. Adı, ünlü Mısır
Kraliçesi Kleopatra’dan geliyor.
Efsaneye göre Roma generali Antony
, Alanya ve çevresini Mısır Kraliçesi
Kleopatra’ya hediye ettiğinde,
Kleopatra her gün banyo yapmak
için Kleopatra Plajı’na gelirdi. Altın
renkli kuma sahip olan mavi bayraklı
plajda deniz 8-10 metreye kadar
derinleşmiyor.
Alara Plajı: Alara Çayı’nın ağzından
Karaburun Koyu’na kadar iki kilometre
uzunluğunda. Koyda bir de adacık var.
Keykubat Plajı: Mavi bayraklı plaj
yaklaşık üç kilometre uzunluğunda.
Yeşil alanlarından dolayı Bengonvil Plajı
adıyla da anılıyor. Alanya’nın en gözde
plajlarından biri.
Portakal Plajı: Yaklaşık bir kilometre
uzunluğundaki plaj mavi bayrağa
sahip. Keykubat Plajı’nın devamı
olarak Oba Çayı’nın denize döküldüğü
yerden başlıyor, Dim Çayı’nın denize
döküldüğü yerde bitiyor. 100 metreyi
bulan geniş kumsallara sahip.
Avsallar Plajı: İncekum Burnu ile
Fuğla Koyu arasında üç kilometre
uzunluğunda, keyifli bir plaj. Kıyı
boyunca hizmet veren restoran ve
kafeteryalarında aradığınız her şeyi
bulabilirsiniz.
Kestel Plajı: Kumsal, yaklaşık iki
kilometre uzunluğunda. Kıyıda plaj
hizmeti veren büfeler var.
Mahmutlar Plajı: Alanya’nın yaklaşık
20 kilometre doğusunda bulunuyor.
Deniz ve plaj kumsal, yer yer kum kayası
ile kaplı. Alanya-Gazipaşa karayolu
üzerindeki plaja ulaşım çok kolay.
Konaklı Plajı: Su sporlarına ilginiz
varsa burası sizin için biçilmiş kaftan!
Uzunluğu 10 kilometreyi buluyor. Küçük
kayalıklar, kıyıya farklı bir güzellik
katıyor.
Kargıcakve Demirtaş Plajı: Göz
alabildiğine uzanan mükemmel
kumsala sahipler. Size kalan tek şey bu
kumsalların tadını çıkarmak!
Sanırız kumsallarda yeterince
sıcağa maruz kaldınız. O halde biraz
serinlemeniz için sizi Alanya’nın efilefil
esen yaylalarına alalım.
Söğüt Yaylası: Demirtaş Çayı’nın
kıyısından narenciye bahçeleri,
seralar, maki bitkileri ve çam ağaçları
arasında stabilize bir yoldan çıkılıyor.
Yayla köylerinde kır kahveleri ve kır
lokantaları bulunuyor.
Türbelinas Yaylası: Alanya’nın
kuzeydoğusunda yer alıyor.
Toroslar’ın iç kısmına doğru
yapacağınız yaklaşık 1 saatlik
mükemmel bir otomobil
6 8 • S İ M İ T S A R AY I
Mavi bayraklı, tertemiz
plajlarda serinlemenin
keyfi bir başka.
S İ M İ T S A R AY I • 69
Aradığınız şey
adrenalinse o da
Alanya’da var!
SEYAHAT
Alanya’nın 13 kilometre
batısında şehirlerarası
karayolu üzerinde
bulunan 13. yüzyıldan
kalma bir yapı.
Kargı Han: Kargı Çayı’nın
kuzeyinde, Alanya’nın
batısında yer alıyor. Hanın
kitabesi olmadığı için
yapım yılı hakkında bilgi
yok.
Alara Han: Alanya’nın
37 kilometre batısındaki
Alara Kalesi’ne 800 metre
uzakta bir düzlükte ve
Alara Çayı kıyısında
bulunuyor.
yolculuğundan sonra yaylaya
ulaşıyorsunuz.
Dereköy Yaylası: Alanya’nın
kuzeyinde, Kargı Çayı’nın aktığı
vadinin yamaçlarında yer alan
bir yayla köyü. Çam ağaçları ve
sebze-meyve bahçeleri arasında
kurulu.
Mağaraları
unutmayın!
Ve sıra geldi Alanya’nın gizemli
mağaralarına...
Damlataş Mağarası:
Alanya’nın batı kıyısında
bulunuyor. Mağaranın giriş
kısmında 50 metrelik bir geçit
var. Yarı kristalize kalker içinde
bulunan mağaranın sarkıt ve
dikitlerinin 15 bin yılda oluştuğu
düşünülüyor.
Dim Mağarası: Dim Mağarası doğal
ve karstik bir mağara. Türkiye’de
özel teşebbüs tarafından turizme
açılan ilk mağara. Alanya’nın 12
kilometre doğusunda, bin 649 metre
yüksekliğindeki Cebel-i Reis Dağı’nın
yamacında yer alıyor. Bir milyon
yaşında olduğu tahmin ediliyor. Dim
Mağarası’nın mağara bilimcileri
Alanya mağaralarının
büyülü bir atmosferi var.
tarafından ölçümleri yapılıp ortaya
çıkarılması ise 1986 yılında oldu. Sarkıt
ve dikitlerden oluşan mağaranın dip
kısmında küçük bir göl var.
Âşıklar Mağarası: 75 metre
uzunluğundaki mağara, yarımadanın
yamacında yer alıyor. Damlataş
tarafındaki girişi, denizden 15 metre
kadar yüksekte ve buradan denize
atlamak mümkün.
Kent merkezinde
gece de alışveriş
yapabilirsiniz.
Alanya’da, mutlaka ziyaret edilmesi
gereken onlarca tarihi ve turistik yer
var.
Alanya Kalesi: Alanya’nın simge
yapılarından ilk akla geleni… Denizden
250 metreye kadar yükselen yarımada
üzerinde yer alıyor. 1221 yılında kenti
alıp yeniden inşa ettiren Selçuklu
Sultanı I. Alaeddin Keykubad
tarafından yaptırılmış. 83 kulesi ve 140
burcu bulunan kalenin surlarının
uzunluğu ise 6.5 kilometre.
Kızılkule: Kentin sembolü olan
sekizgen planlı yapı, 13. yüzyıl
Selçuklu eserlerinden biri. Alanya
limanında yer alıyor. 1226 yılında
Selçuklu Sultanı I. Alaeddin
Keykubad tarafından Sinop Kalesi’ni
yapan Halepli yapı ustası Ebu Ali
Reha el Kettani’ye yaptırılmış.
Yüksekliği 33, çapı ise 29 metre.
Tersane: Yine Selçuklu döneminden
kalan eserlerden biri. 1228 yılında
Sultan Keykubat tarafından
yaptırıldı. Kemerli beş gözden oluşan
tersanenin denize bakan cephesi 56,5,
derinliği 44 metre.
Tophane: 1227 yılında, denizden 10
metre yükseklikte yapılmış olan yapı,
Alanya’nın önemli noktalarından biri.
Kesme taşlardan üç katlı yapı, Orta
Çağ’da savaş gemileri için top döküm
yeri olarak da kullanılmış.
Şarapsa Hanı: Şarapsa Hanı,
70 • S İ M İ T S A R AY I
Antik kentleri
ziyaret edin
Alanya sınırları içinde ve çevresinde
çok sayıda antik kent bulunuyor.
Colybrassus: Roma döneminden
kalma, Alanya’nın 30 kilometre kadar
kuzeybatısında yer alıyor. Çok sayıda
yazıt bulunuyor.
Hamaxia: Alanya’nın 6 kilometre
kuzey batısındaki Elikesik Köyü’nde
bulunuyor.
Syedra: Alanya’nın 20 kilometre
doğusunda yer alan antik kentin
tarihinin, M.Ö. 7’nci yüzyıla kadar
uzandığı tahmin ediliyor.
Laertes: Antik Çağ’da Dağlık Kilikya
olarak bilinen bölgenin içinde yer alıyor.
Alanya’nın 25 kilometre doğusunda,
Toroslar’da bir yamacın eteğinde
kurulu.
Iotape: Gazipaşa karayolunun 33’üncü
kilometresinde yer alan antik kent,
Roma ve Bizans dönemi özelliklerini
taşıyor.
Selinus: Kentin akropolü tepede yer
alıyor. Ayrıca bu tepe üzerinde Orta
Çağ Kalesi de bulunuyor.
Nephelis: Kentin ayakta kalabilmiş
yapıları Orta Çağ Kalesi, Tapınak
Odeon Sulama sistemi ve nekropol.
Adanda-Lamus: Bugünkü Adanda
Köyü’nün 2 kilometre kuzeyinde,
yüksek ve sarp bir dağın zirvesinde.
Antiocheia ad Cragum: Gazipaşa
ilçesi yakınlarındaki antik kent,
Alanya’nın 60 kilometre doğusunda.
Bir tekne turuna
katılarak, Alanya’nın
ıssız koylarını mutlaka
dolaşmalısınız.
S İ M İ T S A R AY I • 71
SEYAHAT
Burası başka bir dünya
Güney Afrika
Güney Afrika yolculuğu, bir başka ülkeye gitmekten
çok farklı bir dünyaya gitmek gibi bir algı yaratıyor
nedense... Fiziki uzaklık dışında, filmler ve
belgesellerden görmeye alıştığımız Kara Afrika’nın
en modern ve en Avrupalı ülkesine gitmek biraz
değişik bir heyecana neden oluyor. ATAMAN ERKUL
72 • S İ M İ T S A R AY I
Güney Afrika’da göreceğiniz yaban
hayatına dünyanın başka hiçbir
yerinde tanık olamazsınız.
S İ M İ T S A R AY I • 73
SEYAHAT
G
üney Afrika tam
anlamıyla büyülü bir
dünya. Bu büyülü dünyaya
ulaşmanız ise son derece kolay;
Türk Hava Yolları’nın direk tarifeli
uçuşlarıyla Johannesburg ya da
Capetown’a gidilebiliyor. Bizler de
Afrika’nın üç farklı kentini ziyarete
Johannesburg’dan başladık. Yaklaşık
9-10 saatlik bir uçak yolculuğundan
sonra kışı bırakıp yazı doyasıya
yaşayan bir şehirde aldık soluğu.
Diğer kentlerine oranla daha ziyade
siyahların ağırlıkta yaşadığı bir yer
Johannesburg ve Güney Afrika’nın
ekonomik başkenti olarak kabul
ediliyor. Son derece kalabalık bu
şehirde bir derbi günü yaşamak belki
de en büyük şanstı. Kaizer Chiefs
ve Orlando Pirates maçı sadece
ülkenin değil tüm kıtanın konuştuğu
bir maç. İki ezeli rakip taraftarının
aynı tribünde oturması ve karnaval
görüntüleri yaşatması, bizi şaşırtan
ve fair-play ruhunu hissetmemizi
sağlayan bir detaydı.
Johannesburg
Johannesburg turunda görmeniz
gereken yerler arasında Freedom Park
Müzesi yer alıyor. Nelson Mandela’nın
en büyük hayali olan bu müze iki
bölümden oluşuyor. İlk bölümde
Afrikalıların özgürlük mücadelesinde
hayatını kaybeden kişilerin isimlerinin
yer aldığı mozoleler ve duvarlar yer
alırken, ikinci bölümde interaktif
bir düzenle dizayn edilmiş, yaşamın
ilk hücrelerinden modern Afrika’ya
uzanan bir yol takip ediliyor.
Özgürlük müzesinin ikinci ve
gezilmesini özelikle önerdiğimiz
kısmı yedi ayrı bölümden oluşuyor.
İlk yaşamın Afrika’da doğduğunu
kanıtlayan 3.6 milyar yaşındaki taşın
sergilendiği bu bölümde, sırasıyla
kölelik dönemi, sömürgecilik,
endüstrileşme, milliyetçilik ve direniş
bölümleri yer alıyor. En son bölüm
ise Mandela önderliğindeki kurtuluş
mücadelesini anlatıyor. Müze, tüm
detaylarıyla son derece özel ve
titizlikle hazırlanmış ve insana zaman
makinesindeymiş izlenimi veriyor.
Durban kenti
Johannesburg’dan sonraki durağımız
ise Güney Afrika’nın Antalya’sı olan
Durban kenti. Ancak bu kente uçak ya
da otobüsle değil, Durban’a tek gitme
yolu olan beş yıldızlı ultra lüks bir tren
yolculuğuyla ulaşacağız.
‘Rovus Rail’ adıyla bilinen özel
teşebbüsün, ‘ultra her şey dâhil’
konsepti ile vermiş olduğu hizmet,
son derce lüks. Genelde balayı
çiftlerinin ya da ikinci bahar çiftlerinin
rağbet ettiği bu trenlerde vagonlar
74 • S İ M İ T S A R AY I
Müzelerdeki İnanılmaz
büyüklükteki elmaslar
gözünüzü kamaştıracak.
S İ M İ T S A R AY I • 75
SEYAHAT
Güney Afrika’nın
muhteşem sahilleri...
1930-1940’lardan kalma
olmasına rağmen çok güzel
restore edilmiş. Papyonlu
garsonların yolcu memnuniyeti
için güler yüzle hizmet ettikleri
bu yolculukta kendinizi bir
Dubai prensi gibi hissetmeniz
işten bile değil. 600 km’yi iki buçuk
günde giden Durban treni üç ayrı
istasyonda durarak özel turlar
yapıyor. Oldukça yavaş gitmesinin
en güzel yanı farklı güzellikleri
görmemize imkân tanıması...
Safari
Yapılan özel turlardan en önemlisi ise
safari. Tüm dünyadan milyonlarca
insanın bu adrenalini yaşamak için
geldiği Afrika’da safari jiplerine
sabah gün ışırken biniliyor. Reserve
adı verilen elektrikli çitlerle korunan
alanlara jiplerle giriliyor ve Afrika’nın
beş büyüğü olan fil, gergedan, aslan,
leopar ve bufalonun görülmesi
amaçlanıyor. Biz beş büyükten sadece
üçünü gördük ama zürafadan antilopa
devekuşundan yabandomuzuna
kadar birçok hayvanla burun buruna
geldik. Jiplerden inmek yasak
ama fotoğraf ya da video çekmek
tamamen serbestti.
Durban
Keyifli Rovus Rail yolculuğunun
bittiği nokta ise
Durban kentiydi.
Afrika’nın en büyük
limanlarından
biri olan Durban
kenti iki okyanusa
kıyısı olan ender
şehirlerden. Hint
ve Atlas okyanuslarına kıyı
şeridi bulunan Durban,
özellikle Hintli nüfusun yoğun
yaşadığı bir bölge. Beyazların
yönetimindeyken bu topraklara
demiryolu işçisi olarak getirilen
Hintliler, burada kalmışlar
ve bölgenin yerlileriyle
kaynaşmadan ama uyum içinde
yaşayarak kendi tarzlarını
oluşturmuşlar. Çoğunluğu
Müslüman olan Hintlilere ait
mahalleler ve pasajlar Durban’da
mutlaka uğranması gereken
yerlerden. Türkiye’deki Mısır çarşısını
andıran pasajlarda hem Hintlilere
özgü baharatları hem de hediyelik
eşyaların en güzellerini bulabilirsiniz.
Victorai Market adlı pasaj bu anlamda
gezilmesi gereken yerlerden.
76 • S İ M İ T S A R AY I
Güney Afrika, kültürü ile
sizi de etkisi altına alacak.
S İ M İ T S A R AY I • 7 7
SANAT
Canan Berber, eserlerinde otantik
unsurlara göndermeler yapmayı seviyor.
MUTLULUK VE
ENERJI VEREN
RESİMLER
Renklerin ruhumuz üzerindeki etkileri birçok araştırmayla kanıtlanmış durumda.
Renkleri nakış nakış tuvale işleyen ressam Canan Berber’in kadınları, narları ve
semazenleri; doğanın enerjisini ruha yansıtan bir ışık adeta… ZEYNEP KASAPOĞLU
C
anan Berber’in resimleriyle
tanışalı yaklaşık altı yıl oldu.
Bir restoranda oturmuş
sohbet ederken, karşı duvarda
parıltılı elbiseli, kocaman gözlü,
güzel yüzlü bir kadın figürü, bütün
enerjisini renkler aracılığıyla ruhuma
geçirmişti. Tablonun yanına gittim,
ressamın adını bir kâğıda not ettim.
Sonra o kâğıdı cebine koyduğum
paltomu uzun süre giymedim. Aylar
sonra aynı paltoyu giyip elimi cebime
attığımda avucumdaki kâğıtta ismi
yazıyordu ressamın. Kim olduğunu
ilk bakışta hatırlayamadım. ‘Google’a
adını yazınca çıkan renkli eserleri
görüp “Nasıl da unutmuşum” diye
kendime hayret ettim. Gel zaman git
zaman Canan Berber’in resimleriyle
bazen bir dekorasyon dergisindeki
fotoğrafta bazen bir sergide
karşılaştım. Eserlerindeki kadınların
ve ressamın kendi hikâyesini hep
merak ettim. Sonunda yollarımız bu
röportaj sayesinde kesişti… Etiler’deki
atölyesinde yaptığımız söyleşinin
çok güzel geçtiğini belirtmeme
bilmem gerek var mı? İşte Türkiye’nin
başarılı kadın ressamlarından Canan
Berber’in ve onun ünlü eserlerinin
öyküsü…
Önce sizi okurlarımıza tanıtmak
isteriz, Canan Berber kimdir, sanat
eğitiminde ve yolculuğunda hangi
yollardan geçmiştir?
1967’de Merzifon’da dünyaya geldim.
Eğitimimi Ankara ve İzmir’de
tamamladım. Üniversiteden mezun
olunca İstanbul’a yerleştim ve
mühendis olarak çalışmaya başladım.
Sonra bir süre Londra’da yaşadım.
Orada modern sanat üzerine
eğitimler aldım. Küçük yaşlardan
beri resim yapıyordum. Bununla
birlikte üniversitede mühendislik
okumayı tercih ettim. 2000 yılında
İstanbul’da açılan ilk sergimden sonra
kendimi tamamen resme adadım.
Yurtiçinde ve yurtdışında; Londra,
İtalya ve İsviçre’de sergiler açtım.
Benim sanat eğitimimde öne çıkan,
gezdiğim müzeler, gördüğüm sayısız
eser ve araştırdığım sanatçılardır.
Birçok ülkede izlediğim sayısız
müze ve galeride binlerce sanatçının
eserlerinde bulduğum ilhamla resim
yaptım. Zamanla resim tüm dünyamı
Nar, Berber’in sık kullandığı
simgelerden biri...
S İ M İ T S A R AY I • 79
SANAT
Ressamın çalışmalarında kadın
unsuru her zaman ön planda.
doldurdu, çok uzun saatler çalıştım
ve yıllar içinde, bakınca “Bu Canan
Berber’in tablosu” diyebildiğiniz bir
üslup, bir tarz ortaya çıktı. Resmime
bakınca kendime benzemek, özgün
olmak benim çok önemsediğim bir
konu. Esasında resimde bütün çabam
özgün ve iyi olmak üzerine…
Eserlerinizde öne çıkan üç öğe var:
Kadınlar, nar ve Mevleviler… Bunlar
nasıl öne çıkıp bu kadar belirgin hale
geldi?
Resimlerimde kadınlar, narlar ve
semazenler, hatta nazarlar gibi öne
çıkan öğelerin uzun hikâyeleri var.
Yıllar önce büyükçe bir tuvale bir
kız yapıp elbisesinin karın kısmına
kocaman kırmızı nar ve başına William
bulamamıştı. “Ben yaparım” dedim
ve birkaç semazen çalıştım. Çok
beğendi, götürüp duvarına astı. Sonra
başka semazenler çalıştım. Bilirsiniz,
semazenler sema yaparken beyaz
tennure giyerler. Benimkiler beyazlı
alışılmış semazenler gibi değil. Renk
renk, desenli, motif ağırlıklı ve çoğu
zaman üzeri altın varak, mozaik ve
kristal taşlarla bezeli.
Resimlerinizde yardımcı malzeme
kullanmaya nasıl karar verdiniz?
Eserlerinizdeki renkler de hep
baskın, iddialı, göz alıcı… Bu renkleri
nasıl seçiyorsunuz?
Genel olarak bir buçuk metre
üzerindeki ebatları nadiren
çalışıyorum. Yıllar önce devasa
dâhil etmek istiyorum.
Renklerin insanlar üzerinde farklı
etkiler yarattığını düşünüyorum.
Genelde aydınlık, canlı, uyumlu
renkler iyi hissettiriyor. Renk resimde
olduğunda daha güçlü etkiler söz
konusu. Çünkü resimde renkleri
sadece renk olarak algılamıyoruz.
Sanki ressamın icat ettiği, renklerin ve
tonların konuştuğu, sizde birçok
düşünce, duygu uyandıran, var
olduğu hayaline sürükleyen farklı
boyutta, bir başka nesnel dünya ile
karşı karşıya kalıyoruz. Resimlerimde
kullanmaktan keyif aldığım renkler
o anki, o günkü ruh halime göre
değişebiliyor. Çalışmalarım çok renkli
gözükse de bugüne dek henüz hiç
Berber’in resimlerine her
zaman canlı renkler hakim.
Tell’deki gibi bir elma çizdiğimde
nedense yapmaya çalıştığımın tarih
öncesine ait sıra dışı, arkaik bir Hitit
kadını/gelini ya da tanrıçası olduğunu
düşündüm. Ben eski kültürlerin,
muazzam medeniyetlerin toprağı
Anadolu’da yaşayan pek çoğumuz gibi
esasında bu kültürle, Hitit kültürüyle,
eski Hitit diyarında doğup büyüdüm
sayılır. Daha sonraları Osmanlı’nın
önemli bir merkezi haline gelmiş
memleketim Merzifon, Amasya ve
civarı, mimariden çiftçiliğe, pişirilen
ekmeğe kadar bana göre halen özünde
Hitit kültürü etkilerini taşır. Londra’da
yaşayan bir İngiliz arkadaşım evinin
salonuna asmak için semazen
resimleri arıyordu. İstanbul’un altını
üstüne getirmiş dilediği gibi bir resim
resimler deniyordum ve üzerinde
kolajlar vardı. Kolaj çalışırken yer
yer farklı malzemeler de denemeye
başladım. Üç boyutlu herhangi bir
şey, taş, kumaş, ayna, kum, metal gibi
malzemeler zamanla resimlerime
daha çok girmeye başladı. Özellikle
yüzeyde ışıltı yaratan, boyut katan
malzemeleri kullanmayı seviyorum.
Birçok eserimde kristal taş ve altın
varak bulabilirsiniz.
Resimlerimde rengi ve diğer
materyalleri, zihnimizde yer etmiş
renksiz ve sıradan pek çok şeyi
dönüştürmek için kullanıyorum.
Doğadaki fiziksel algılarımızın ve
dünyanın bundan daha ne kadar farklı,
renkli, boyutlu, eğlenceli olabileceğini
düşlüyorum. Bu düşe başkalarını da
S İ M İ T S A R AY I • 81
kullanmadığım birçok renk var.
Resimlerinize isim verir misiniz?
Onlarla iletişiminiz nasıldır?
Resimlerimi her zaman
isimlendirmiyorum ama kızlarıma isim
veriyorum. Kızların Işı, Perizade, Alaz,
Nila, Almila, Dilinur, Bilun gibi isimleri
var.
Bir resmin ortaya çıkış öyküsünü
paylaşmanızı istesek…
Çoğu zaman resim yapmaya zihnimde
başlıyorum. Tuvalin büyüklüğü,
desenler, renkler, dokular, resmin
havası, ruhu, etkisi zihnimde
canlanıyor. Ortaya bazen o resim
çıkıyor, bazen başka bir şey. Bir resmin
bittiğine karar verdiğim bir an var.
O an sanki hiç gelmeyen çok zor bir
an. Bazen aylarca dönüp dolaşıp aynı
SANAT
Canan Berber’in çizdiği resimlerde kendinden,
kendinde ise resimlerinden izler var.
resmi çalışıyorum, o an için.
Şöyle bir döngü var bende: “Bu
resim bitti” dedikten sonraki ilk
anlar o tabloyu bana gelen harika
bir hediyeymiş gibi seviyorum, alıp
duvarıma asıyorum. Onu izlemek
için sabahları erken uyanıyor, ona
bakmaktan çok keyif alıyorum.
Bir zaman sonra hevesim
geçiyor ve o gece gündüz
uğraşıp didindiğim, çok sevip
duvarıma astığım son resmim
ilgimi çekmemeye başlıyor. Gidip
başka bir resim yapıyorum.
Böyle böyle üretiyorum ve bazen
düşünüyorum, belki de hiç
ayrılmak istemeyeceğim bir tablo
yapana dek resim yapacağım.
Resimlerimin her zaman başka
insanları mutlu edişine tanık
oluyorum. Bu yüzden onlardan
ayrılmam çoğunlukla sorun
olmuyor.
“Keşke ben de resim yapsam”
diyenlere, genç-yaşlı fark etmeksizin
bir tavsiyeniz olur mu? Hangi
adımları izlemeliler?
“Keşke ben de resim yapsam” diyen
insan resmin büyüsünü hisseder ama
genellikle yeterince yeteneği olmadığını
düşünür. Başlamanın ve giderek bir
öncekinden daha iyi eserler üretmenin
belli bir reçetesi yok ama bu tesadüf de
değildir. Çalışmak elbet anahtar. Her
insan az ya da çok, yaratıcı yetenekle
dünyaya gelir ve yeteneklerini her yaşta
eğitip geliştirebilir. Resim yapmaya
başlamak söz konusuysa, bana göre
boya, tuval, fırçaya dokunmadan önce
resim sanatını araştırıp bilgilenmek
82 • S İ M İ T S A R AY I
gerekir. Birçok sergi, müze, galeri
gezmek gerekir. Bu bize resim
yaparken eşsiz bir vizyon sağlar,
kendimizi görmemizi sağlar, resim
yolculuğumuzda her adımda ışık tutar.
Resim bir düşüncedir, ressamın seçtiği
düşüncedir. Sahip olduğu estetik algı,
teknik ustalık ve kullandığı materyal,
ressamın o düşünceyi resim yapma
uğruna harcadığı serveti gibidir.
Sizin çok beğendiğiniz sanatçılar
kimler?
Sevdiğim pek çok ressam var, Bruegel,
Boticelli, Jan van Eyck, Velázquez,
Courbet, Cezanne, Waterhouse,
El Greco, Turner, Pollock, Klee,
Mondrian gibi isimler beni her zaman
heyecanlandıran isimlerdir.
Sizin eserlerinize ulaşmak isteyenler
neler yapabilirler?
Eserlerime ulaşmak, sergilerimle ilgili
bilgilenmek isteyenler cananberber@
yahoo.com’dan mail atarak bana
ulaşabilirler. Web sitem
www.cananberber.net’de 300’ü aşkın
eserim izlenebilir. www.cananberber.
sopsy.com’dan bazı eserlerimi online
edinmek mümkün.
Röportaj
Ünlü erkeklerin
saçları ona emanet
Yaptığı işte en iyisi olmayı hedeflemiş, her daim daha ileri gitmek için kendini ve ekibini
motive etmiş ve müşterilerine değer katmayı ilke edinmiş olan Veysel Şenel, İstanbul’daki
üç salonuyla saç kesiminden cilt bakımına kadar geniş bir yelpazede hizmet veriyor.
B
erber algısını, günler
öncesinden randevu alınarak
gidilen ve çok tercih edilen
bir bakım merkezi haline yükselten
Veysel Şenel’in çalışma sırrını, bu
yılın erkek saç modasını ve bakım
önerilerini Ulus’taki salonda
Şenel’in kendisinden dinledik.
Giderken Levent’teki Simit Sarayı
Mağazası’ndan sıcacık simit ve
leziz peynirler götürmeyi de ihmal
etmedik…
Ünlü işadamları, sporcular,
oyuncular… Görünüşüne önem
veren bu insanların sizi tercih
etmesinin sırrı nedir?
Çocukluğumdan beri bu işe gönül
verdiğimi söyleyebilirim. İşimi
her zaman sevdim. Başarının her
meslekteki karşılığı işini sevmektir
bana kalırsa… 10 yaşımda,
Nişantaşı’nda, o zamanın en ünlü
kadın kuaföründe çalışmaya
başladığımda da işimi seviyordum,
erkekler için ilk salonumu 15 yaşında
açtığımda da seviyordum, şimdi de
seviyorum. Bir sanatçı düşünün…
Sanatçı sahneye çıkmadan önce
alkış alacağını hayal eder. Ben de
işime öyle bakıyorum, işimi yaparken
bittiğinde insanların beni alkışlayacak
kadar işimi beğenmelerini istiyorum,
böyle çalışıyorum. Elbette karşılığını
gördüğümde, yani yaptığım iş
beğenildiğinde de çok mutlu
oluyorum.
İşinizi sanatla bağdaştırdığınızı
söyleyebilir miyiz?
Bu mesleğin sanatsal bir yönü var
elbette. Yetenek de olması gerekiyor.
İşinizi sanat icra edermiş gibi
yaptığınızda da ortaya çıkan aslında
bir eser oluyor. Bizim yetiştiğimiz
yıllarda yaptığımız işin bir okulu
yoktu. Diğer taraftan çok önemli
yollar kat ettik. Eskiden ‘berber’
olarak kabul edilen sektörün
bugünkü algısı çok daha yüksek.
Bunda benim de payım olduğunu
düşünüyorum. Üç kazanıyorsak
ikisini işe yatırdık. En iyisini yapmayı
hedefledik. Bu da algıyı geliştirdiği
gibi sektörü de geliştirdi.
Erkekler için ‘bakım’ yeni bir
kelime… Son 10-15 yılda erkeklerin
bu konuda kat ettikleri mesafenin
de işinizi etkilediğini söylemek
mümkün mü?
Her zaman söylerim, bundan 10 yıl
önce erkeğin cilt bakımı diye bir
kavram bile yoktu. Erkekler cilt
bakımı yaptırmak için kadınların
gittiği yerlere gitmek zorunda
kalıyorlardı. Bu da konuya mesafeli
8 4 • S İ M İ T S A R AY I
yaklaşmalarına sebep oluyordu. Bu
düşünceyi değiştirmek için yatırım
yaptık, uzman yetiştirdik. Bugün bir
erkek gittiği salonda bu hizmetleri
rahatça alabiliyorsa, çevresinde bu
bakımı yaptıran başarılı, söz sahibi
kişileri görüyorsa elbette bakım
konusunda farkındalığı yükseliyor.
Erkeklerin görünüşlerine dikkat
etmesi, bizlerin saç kesiminden
bakıma kadar verdiğimiz hizmeti
daha yukarı çekmemize olanak
veriyor. Yapacağınız kesimi taşıyacak
biri olduğunda, hele bu ünlü bir
kişiyse bir bakmışsınız o kesim bir
trend haline gelmiş ve herkes istiyor…
Erkek saç modası nasıl oluşuyor?
Ekip olarak dünyayı takip ediyoruz.
Avrupa’daki fuarlara ve şovlara
katılıyor, modayı izliyoruz. Bazen
de kendimiz bir trend belirliyoruz.
Mesela Arda Turan’ın yeni saçları için
bunu söyleyebilirim. Arda Turan’ın
saçları çok uzundu. Ona saçlarını
kısa kesmeyi ben önerdim. Kısa
saçı taşıyabilecek biriydi. “Bana
yakışacağını düşünüyorsan, elbette
deneyelim” dedi. Bu kesim, görüp
izlediğimiz, kendi fikrimizi kattığımız
ve doğru insanda uyguladığımız
bir kesim oldu. Bugün birçok erkek,
saçları Arda Turan gibi kesilsin istiyor.
Veysel Şenel’den erkeklere
saç ve cilt bakım önerileri:
• İyi şampuan kullanın ve her gün saçlarınızı
yıkayın.
• Gün aşırı saçlarınıza saç bakım ürünleri
uygulayın.
• Saçlarınız fönle mutlaka kurutun. Saçlarınızı
kuruttuğunuzda saçınızın kendi rengini
yakalayabilirsiniz. Saçlarınızı kendi kendine
kurumaya bırakıp tam kurumadan jöle
sürmeyin.
• Öne çıkmış markaları tercih edin. No name
markalar saça zarar verir, alkol oranı, boya
oranı, temizleyici oranı... Bütün bunlar saç
sağlığını doğrudan etkileyen unsurlar.
• Jöle gibi ürünleri kullanıyorsanız saçlarınızı
akşam yıkayıp yatarsanız çok iyi olur, ama iyi
bir ürün kullanıyorsanız ertesi sabah yıkamanız
da çok zarar vermez…
• Sabahları mutlaka yüzünüze tonikle silin ve
nemlendirici sürün.
• Akşam eve geldiğinizde yüzünüzü temizleyici
bir ürünle yıkadıktan sonra tonik uygulayın
ve nemlendirici kullanın.
• Mutlaka manikür ve pedikür yaptırın.
S İ M İ T S A R AY I • 8 5
Röportaj
Uzun saçın
modası sürüyor.
Bununla birlikte,
saçlarını uzatmak
isteyenler düzenli
bakım yapmaları
gerektiğini
unutmamalılar.
Müşteriniz size ilk kez geldi diyelim.
Koltuğa oturdu. Saç modelini nasıl
belirliyorsunuz?
Bize gelen insanlar, çoğunlukla tavsiye
ile gelirler. Önce, “Sizce bana ne gider?”
diye fikrimizi sorarlar. “Ben aslında
şu modeli beğeniyorum” diye fikirle
gelenler de olur.
Biz burada devreye gireriz. Her model
herkese gitmez. Bazen yüzü, tarzı
insanın beğendiği modele uygun
olmaz. Kişiye en çok yakışacak, kendi
trendini belirlemesini sağlayacak,
başkalarının beğenisini kazanacak
modeli öneririz. Müşterilerimiz bize
güvenirler. Sonuçtan da memnun
kalırlar.
Saçları boyatmak kadınlar için bir
rutin. Peki, erkekler için?
Boyada son 10 yılda çok yol kat edildi.
Erkeğin saç boyatması kadından
Veysel Şenel,
Simit Sarayı
simitlerinin
tadını
çıkarırken...
elbette farklıdır. Eskiden bir erkek
saçını boyattığında hele açık havada,
güneşin altındaysa çok belli olurdu.
Renk tutmazdı, bazen zamanla
sararırdı… Saçların üstleri simsiyah,
altları bembeyaz görünürdü…
Haliyle bunlar erkekleri saç boyatma
konusunda ürkütürdü. Şimdi çok
güzel boyalar olduğu gibi bizim
yaptığımız çok özel uygulamalar
var. Eskiden günde iki renklendirme
yaparken bugün günde 15-20 saç
renklendirmesi yapıyoruz. Beyazları
öyle bir boyuyoruz ki, sanki yeni
beyazlamaya başlamış gibi… Evet saç
beyazlamış ama o beyazı çok daha
güzel gösteriyoruz. Saçında hiç beyazı
olmayanları da boyuyoruz. Bazen
kendi rengine bile boyadıklarımız
oluyor. Bütün bunlar daha canlı
daha heyecanlı duran saçlara
ulaşmak için yaptığımız uygulamalar.
8 6 • S İ M İ T S A R AY I
Bu yıl
önleri uzun
yanları kısa
saçlar çok
moda.
Saç ektirmek istemeyenler için
yaptığımız özel uygulamalar da var.
Saçın görünür kısmını bir şekilde
kapatıyoruz. Saç boyamasının ne
kadar doğal gözüktüğüyle ilgili bir
anımı anlatabilirim. Ünlü ve başarılı
bir işadamı müşterim vardır. Altı aydır
saçlarını boyuyordum. Genellikle
akşam gelirdi. Boyasını, bakımını
yapardık ve ardından evine giderdi.
Altı ayın sonunda yine bir gün evine
gidiyor ve eşi “Sen saçlarına bir şey mi
yaptırdın?” diye soruyor. “Hayır, Veysel
bakım yapıyor sadece” yanıtını alınca,
“Gördün mü bak, nasıl da bildim,
bakım yaptırmışsın” diyor. İşte o kadar
doğal bir boya yaptığımız…
Bu yılın erkek saç trendi ne?
Uçların çok uzun, yanların ise kısa
olması çok moda. Uzun saç yine
çok moda. Ama saç bakılacaksa
uzatılmalı…
SAĞLIK
Yedikleriniz
ilacınız olsun!
Hipokrat’ın “Yedikleriniz ilacınız, ilacınız
yedikleriniz olsun” sözünde vurguladığı
gibi, sağlıklı beslenme birçok hastalığı
önleyen ve iyileşmede yardımcı olan
değerli bir hazine aslında. Bu hazinenin
değerli taşlarından biri de şüphesiz
gıdalardaki antioksidanlar.
8 8 • S İ M İ T S A R AY I
Antioksidan gıdaları daha
fazla tüketerek ömrünüze
ömür katabilirsiniz.
S İ M İ T S A R AY I • 89
SAĞLIK
Ş
imdiye dek ‘antioksidan’ terimini
birçok defa duymuş olmalısınız.
Bilimsel tanımıyla ‘antioksidan’;
canlı dokularda, istenmeyen
oksidasyon reaksiyonlarını önleyen
maddeye verilen ad. Kıymetli olmasının
ve tıp literatüründe çokça söz
edilmesinin sebebi ise, vücudumuzda
çeşitli sebeplerle oluşan ve ‘serbest
radikaller’ olarak adlandırılan zararlı
moleküllere karşı koruyucu etkiye
sahip olması. Peki, tüm bunlar ne
anlama geliyor?
Vücudumuzdaki her bir organ
milyonlarca hücrenin bir araya
gelmesiyle oluşur. Bazen sağlıksız
beslenme, sigara, alkol, güneş ışını
kendilerini zaptı rapt altına alacak
koruyucu maddelerle karşılaşmaması
durumunda ise ne yazık ki aralarında
kanserin de bulunduğu çeşitli
hastalıklar oluşur. Bunların en
masumu ise deride buruşma, sarkma,
renginde kararma; kronik yorgunluk
ve bitkinlik halidir. Bir başka deyişle
olduğunuzdan yaşlı görünür ve
kendinizi yorgun hissedersiniz...
Peki bizler serbest radikallerle
savaşan vücudumuza destek olmak
için ne yapabiliriz? Uzmanlar, günlük
hayatımıza en kolay adapte edeceğimiz
yollardan birinin, antioksidan içeriği
yönünden kuvvetli besinler tüketmek
olduğunu söylüyorlar.
Sebze ve meyve
suları da güçlü
bir antioksidan
kaynağı.
gibi dış nedenler sebebiyle; bazense
enfeksiyon ve genetik faktörlerin
etkisiyle, vücudumuzda ‘serbest
radikal’ adenen ve üzerinde elektron
fazlalığı olan atom ve moleküler
oluşur. Muazzam bir işleyişe sahip
olan vücudumuz, oluşan bu zararlı
molekülleri ortadan kaldırmak için
kendi iyileştirme sistemine sahiptir.
Bu iyileştirme sistemi içinde yazımıza
konu olan ‘antioksidan’ denen madde
de yer alır. Ama bazen oluşan zararlı
moleküllere karşı vücudumuz yeterli
düzeyde ‘antioksidan’ üretemez.
Serbest radikallerin deyim yerindeyse
sardalya, yumurta sarısı, domates ve
patateste de bol miktarda bulunur.
C vitamini
Serbest radikallerin yol açacağı zarar
ile savaşan bir diğer vitamin de C
vitamini. C vitamini açısından zengin
gıdalar ise taze meyve ve sebzeler.
Limon, portakal, greyfurt, kivi, ananas,
çilek ve frenk üzümü, kuşburnu,
karnabahar, lahana, ıspanak, kuru
soğan, biber, turp, tere, maydanoz ve
yer elmasında bol miktarda C vitamini
bulunuyor.
Zerdeçal
Kabul ediyoruz,
tadı biraz
keskin, öyle her
şeye bol bol koymaya gelmiyor
ama zerdeçal tam bir sağlık deposu.
Hakkında yapılan binlerce bilimsel
araştırma gösteriyor ki, zerdeçal bazı
hastalıkları iyileştiriyor, bazılarının ise
oluşumunu engellemede önemli bir rol
üstleniyor. Zerdaçal ve etkili bileşenleri
olan fenolik yapıdaki ‘kurkumin’lerle
ilgili yapılan araştırmaların bir
kısmı, bazı kanser tipleri üzerindeki
etkinliğine yönelik... Yine yapılan
deneysel çalışmalar gösteriyor ki,
zerdeçaldaki ‘kurkumin’lerde bulunan
antioksidan, etkili bir vitamin olan E
vitamininden bile tam 10 kat kuvvetli!
Zerdeçalı yoğurtla karıştırıp yiyebilir,
salata ve çorbalarınıza ekleyebilirsiniz.
Bal ile karıştırıp kahvaltıda tüketmek
de güzel bir çözüm.
E vitamini zengini
sebze ve tahıllar
E vitamini serbest radikallere karşı
güçlü bir antioksidandır. Tahıllarda bol
miktarda bulunması sebebiyle, bulgur,
esmer pirinç, buğday, karabuğday,
çavdar, yulaf gibi besinlere günlük
diyette mutlaka yer verilmeli.
Özellikle bilinçsiz diyetlerde günlük
beslenmeden tahılların çıkarılması
son derece sağlıksız bir hareket. E
vitamini aynı zamanda ıspanak, kabak,
semizotu ve lahana gibi yeşil yapraklı
sebzeler; zeytinyağı, fındık, ton balığı,
9 0 • S İ M İ T S A R AY I
Yeşil çay
Yeşil çay antioksidan etkisi ile öne
çıkan harika bir içecek. Bu özelliğiyle
yeşil çayın özellikle vücudumuza
zarar veren serbest oksijen radikalleri
üzerinde yüksek antioksidan etkisi
olduğu biliniyor. Hakkında 20 binden
fazla bilimsel makale bulunan yeşil çayı
içerken dikkat etmeniz gereken ise
günde iki fincandan fazla içmemek.
Kuşburnu meyvesi
C vitamini bakımından en zengin
kaynaklardan biri kabul edilen
kuşburnu, meyvelerinin
kuvvetli antioksidan
etkisiyle öne çıkıyor.
Kurutulmuş tam meyvelerde,
yarı-kurutulmuş (kurutulmuş
kaba parçalanmış) meyvelere oranla
daha yüksek C vitamini içeriği bulunur.
Kuşburnu meyvelerinin çay şeklinde
demlendiğinde ya da 10 dakika kadar
kısık ateşte kaynatılması suretiyle
hazırlanan çaylarda C vitamini içeriği
düşer. Bunun sebebi C vitaminin genel
olarak ısıya dayanıksız bir madde
olması.
Siyah çay
Siyah çaydaki
flavanoidler,
güçlü antioksidan
etki gösterir. 1998 yılında yapılan bir
çalışma; çayda bulunan ‘kateşin’lerin
antioksidan gücünün son derece
yüksek olduğunu ortaya koydu.
ataklarını tetikleyebildiği ve alerjiye
neden olabileceğini de hatırlayarak,
tüketimi konusunda sınırı aşmamak
gerektiğini söyleyebiliriz.
Çörekotu
Çörekotunun özelliklerinin
değerlendirilebilmesi
amacıyla çok sayıda
bilimsel çalışma
yürütülüyor.
İçerisindeki yağda
çözünen bileşenlerden bazıları
kuvvetli antioksidan etkiye sahip. Bu
etkisiyle serbest radikallerin vücutta
yol açacağı hasarlara karşı etkili
olduğunu gösteren bilimsel araştırma
sonuçları var. Çörekotunun bu özelliği
aslında sağlık için ileri sürülen birçok
yararının temelini oluşturuyor.
Yürütülen deneysel ve klinik
çalışmalarda çörekotunun sinirlerdeki
hasarları önlediği (nöroprotektif),
karaciğerin işlevlerini desteklediği;
böbrek, akciğer ve kalp gibi temel
organları zararlı etkenlerden
koruduğu ortaya konuldu. İçerisindeki
‘timokinon’un şeker hastalığında
kuvvetli etkisi bulunduğu tespit edilen
bitki, bağışıklık sistemini düzenleyerek
zararlı dış etkenlere karşı koruyuculuk
da sağlıyor. Çörekotunu çeşitli
besinlerin üzerinde tüketebilirsiniz.
En iyisi bunları yerken çörekotunu
Kakao
Birçok meyveden daha fazla
antioksidan etkili madde içeren kakao
tohumlarında, başlıca flavonoitler,
mineraller (bakır, demir, kalsiyum,
magnezyum, mangan, potasyum),
vitaminler (A, B1, B2, B3, B5, C, E)
gibi sağlığa yararlı birçok madde
bulunur. Kendimizi iyi hissetmemizi
sağlayan serotonin ve mutluluk
hormonu olan endorfin üretimini
uyaran bu taneler yaptığımız işe
odaklanmamızı da kolaylaştırır. Kakao
işlem gördükçe sağlıklı etkisi azalır.
Bu sebeple en az işlenmiş olanına
ulaşmak önemli. Gerek kakao tozunun
gerekse çikolatanın fazlasının migren
S İ M İ T S A R AY I • 91
dişleriniz arasında parçalamanız.
Küçük bir kahve değirmeni içerisinde
öğüttüğünüz çörekotunu, vakit
kaybetmeden tüketmeniz, çok daha
yüksek orandan fayda görmenizi
sağlayabilir.
Doktor onayını
ihmal etmeyin
Antioksidanlarla ilgili araştırmalardan
elde edilen bulguların etkisiyle,
vücuduna bu faydalı maddeyi almak
isteyenlerin işini kolaylaştırmak
için ‘antioksidan’ özütleri ve ilaçlar
geliştirilmiş durumda. Özellikle
gelişmiş ülkelerde sağlıklı kişiler
tarafından kullanılan bu ilaçların ne
kadar güvenli olduğu yakın zamana
kadar bilinmiyordu. Ama yapılan son
araştırmalardan biri gösterdi ki, bu
ilaçların fazlası, bırakın kişiyi daha
sağlıklı hale getirmeyi, hastalıkların
oluşmasına zemin hazırlıyor ve ciddi
sonuçlar doğurabiliyor. Sadece
ilaç kullanımı için değil beslenme
konusundaki değişikliklerde bile
doktor onayını almak bu nedenle son
derece önemli. Her insanın ayrı bir
vücudu olduğu, dışarıdan alınacak
gıda dâhil tüm maddelerin, -özellikle
yüksek oranlarda- bu biricik sistemde
farklı reaksiyonlara yol açabileceği
unutulmamalı...
Ruhun tatlı detoksu
DIŞAVURUMCU
SANAT TERAPİSİ
İçinizde biriktirdiğiniz
kırgınlıklar, yanıtını
bulamadığınız
sorular, anlatmaktan
hoşlanmadığınız anılar,
sorun olduğundan bile
haberdar olmadığınız ama
zaman zaman içinizi sıkan
endişeleriniz olabilir.
Sanat terapisi ile kendinizi
başkalarına anlatmaya
zorlamadan, duygularınızı
dışa vurabilirsiniz…
ZEYNEP KASAPOĞLU
9 2 • S İ M İ T S A R AY I
S İ M İ T S A R AY I • 9 3
SANAT
Belki farkında değilsiniz ama
yaptığınız resimler iç dünyanız
hakkında önemli ipuçları veriyor.
9 4 • S İ M İ T S A R AY I
H
er insanın “böyle
olmasa” dedikleri vardır.
Çocuklarınızın sizinle daha
fazla ilgilenmesini istiyor olabilirsiniz
mesela. Ya da ailenin en güçlü bireyi
olmaktan yorulmuşsunuzdur belki.
Ofiste yaşadığınız sorunlar, bir süre
sonra aklınızın bir köşesinde takılıp
kalıp sizi üzmeye başlamış olabilir.
Ortada hiçbir şey yokken, gelecekle
ilgili kaygılarınızın bugünü yaşamanızı
engellediğini fark edebilirsiniz.
Belki de eski bir olaya takılıp kalmış,
kendinizi üzüyorsunuzdur. Olmasını
hiç istemeyiz ama psikolojiniz bu
saydıklarımızdan çok daha ağır
gelişmeler yüzünden bozulmuş da
olabilir. Fakat kendiniz için o adımı
kişinin kelimelerle ifade edemediği
duygularını kolayca ifade etmesi için bir
araç olarak kullanır. Sanat terapisinde
kelimeleri kullanmak gerekmediği için
bu yöntem çoğu zaman korkularından,
umutlarından, kızgınlıklarından
ya da benzeri güçlü duygularından
bahsetmekte güçlük çeken kişilerde
etkili olur ve bir sanat eseri ortaya
koyan kişi, bilinç dışındaki duygu ve
düşünceleriyle kolayca yüzleşebilir.
Aslında sanat terapisi insanlık
tarihi kadar eski bir
yöntem kabul edilir. İlk
çağlardan beri mağara
duvarlarına duygularını
ve günlük hayatlarında
yaşadıkları olayları
sanat’ felsefesinden farklı olarak
sanat terapisi ‘yaratma’ sürecine
odaklanıyor. Daha da önemlisi, burada
hedef yaratıcı bir sonuç ortaya koymak
değil, kişinin ‘iyileşmesi’ için sanat
yapmaktır.
Sanat terapisi ve ünlü
psikoloji uzmanları
Tarih boyunca, insanlar sanatı
kendilerini ifade etmek için kullandı.
İşte ruhun derinliklerini
yansıtan bir çalışma...
Açık havada yapılan aktiviteler sayesinde
keyifli vakitler geçirebilirsiniz.
atmak; bir psikoloğa hayatınızı
kolaylaştırması için başvurmak her
zaman kolay değildir. Bunun da farklı
sebepleri olabilir elbette; anlatmak
isteyemeyebilirsiniz, hatırlamak
isteyemeyebilirsiniz, anlatacak
kadar önemli bir şey olmadığını
düşünebilirsiniz, aslında her şeyin
yolunda gittiğini hissedebilirsiniz
ve daha birçok neden… İşte bu
noktada dışavurumcu sanat terapisi
duygularınızı keşfetmeniz, bir başka
ifade ile sudaki aksinizi görmeniz için
size yardımcı olabilir.
Zihin, sanatla konuşuyor
Dışavurumcu sanat terapisini kısaca,
kişinin kendi içindeki duygularını
sanat yolu ile dışa vurma biçimi
olarak tanımlayabiliriz. Sanat
terapisi, yaratıcı süreci; bireylerin
sorunlarını ve çelişkilerini çözmek,
farkındalığı ve iç görüyü arttırmak için
kullanan bir terapi yöntemi. Sanatı,
sanat aracılığı ile aktaran insanlar,
günümüzde de kelimelere ihtiyaç
duymadan, bu yöntemle duygularını
daha yumuşak bir şekilde ifade
etmekte ve bu duygularla daha kolay
yüzleşebilmektedirler.
Bu terapi yönteminde boyalar,
kurdeleler, renkli kağıtlar, kil
hamuru gibi elle tutulur birçok
malzeme kullanılır ve sanatın değişik
dallarından faydalanılır. Resim, dans,
müzik ve drama bu terapide kullanılan
çeşitli sanat dallarına birer örnektir.
Amerikan Sanat Terapisi Birliği
sanat terapisini “Hastalık, travma
yaşayan ya da yaşamlarında güçlük
çeken veya kişisel gelişimini artırmayı
hedefleyen kişilerin, bir profesyonel
eşliğinde sanatı iyileştirici amaçlı
kullanmaları” olarak tanımlıyor. Sanat
terapisi uygulanan kişilerin sanata
yatkın olması ya da daha önce sanatla
uğraşmış olması gerekmiyor. Eserin
bitmiş haline odaklanan ‘sanat için
S İ M İ T S A R AY I • 95
1912’de Alman Psikiyatristler Emil
Kraepelin ve Karl Theodor Jaspers,
psikopatolojiyi anlayabilmek için
hastaların yaptıkları resimleri
incelemeye başlamışlar. Psikoloji
dünyasının önde gelen isimlerinden
Sigmund Freud ve analitik psikolojinin
kurucusu, derinlik psikolojisinin
Freud ve Adler’le birlikte üç büyük
kurucusundan biri olan Carl Gustav
Jung da kendi çalışmalarında sanatsal
ifadeyi kullandılar ve aynı zamanda
teorileri ile imgelerin psikiyatrik
değerlendirme ve tedavideki öneminin
altını çizdiler. Amerikalı psikolg
Margeret Naumburg, sanatsal ifadenin
bilinçaltı imgelerinin bir yansıması
SANAT
olduğunu belirtti ve sanatın sembolik
bir dil olduğunu savundu. Naumburg,
sanat terapisinin öncülerinden biri
olarak kabul ediliyor. Pediatrist ve
çocuk psikanalisti Donald Woods
Winnicott da sanatı bir geçiş objesi
olarak gördü ve yaratıcılığı duygu,
düşünce ve fantezilerin bir yansıması
olarak değerlendiydi. 1970 yılına
gelindiğinde ise sanat terapisi
psikolojide özel bir alan olarak ortaya
çıktı.
Deneyimleyen
biri anlatıyor…
Arkabahçe Psikolojik Gelişim, Eğitim
ve Danışmanlık Merkezi’nden Nur
Dinçer Genç ve Olcay Güner’le eskiden
beri tanışıyoruz. Bir röportaj bitiminde
Nur Dinçer Genç, 2013 yılında
üçüncüsünü düzenleyecekleri sanat
terapisinden bahsetmiş, Datça’da
gerçekleştirdikleri bu etkinlikte
katılımcıların çok eğlendiklerini,
kendilerini dinleme ve geliştirme
fırsatı bulduklarını söylemişti. Sanat
terapisine katılmak için bir sorununuz
olması, psikolojik bir tedavi görmeniz
gerekmiyordu. Resim yapmayı seven
bir insan olarak, günlük hayatın
karmaşasından sıyrılıp, iki psikolog
önderliğinde düzenlenecek, yeni
insanlarla tanışmamı sağlayacak ve
derginin gelecek sayısı için ilgi çekici
bir konu olacak bu etkinliğe katılmakla,
kendim için iyi bir şey yapacağıma
emindim. 4-8 Ekim 2013 tarihlerinde
Datça’da, Mehmet Ali Ağa Konağı’nın
tarihi atmosferinde gerçekleşen
etkinliğin teması “Hem kırılgan, hem
dayanıklıyım...” olarak belirlenmişti.
Bu süreçte edindiğiniz
arkadaşlar yanınıza kâr kalacak.
Psikolog Dr. Olcay Güner ve Psikolog
Nur Dinçer Genç’in yönetiminde
gerçekleşen çalışma, baştan sona tüm
ayrıntıları düşünülmüş bir dört gün
geçirmemizi; dinlenmemizi, kendimizi
dinlememizi ve eğlenmemizi sağladı
diyebilirim.
Bunlar bir katılımcının yorumları
elbette, sözü uzmanlara verdiğimizde,
neler yaptığımızı Psikolog Dr.
Olcay Güner şu sözlerle aktarıyor:
“Dışavurumcu sanat terapisinde,
katılımcıların kırılgan yanlarını
tanımaları, kabullenmeleri; ancak
bunun yanında sanat aracılığı ile
dayanıklı yanlarını güçlendirmeleri
ve dayanıklılığı yaşamlarının
odak noktası haline getirmelerini
hedefledik. Grup çalışmaları esnasında
beden ve hareket terapisi, görsel
sanatlar, drama ve hikâye teknikleri
kullanılırken, katılımcılar çalışmalar
sırasında zaman zaman bireysel,
zaman zaman küçük ve büyük
9 6 • S İ M İ T S A R AY I
gruplar halinde çalıştılar. Doğadaki
malzemelerin de (kabuklar, tohumlar,
yapraklar, taşlar, toprak, çiçekler,
meyveler vb.) çalışmaya dâhil edilmesi
ve eserlerin doğal malzemelerle
açık havada oluşturulması ile grup
çalışmalarının bir kısmı ‘çevresel
sanat terapisi’ (environmental art
therapy) kapsamına girdi. Çalışma
sonrasında katılımcılar kırılganlıkla
ilgili anılarını, imgelerini sanat yolu
ile işleyerek, içinde barındırdıkları
fırsatları ayıklayarak, dayanıklılığa
dönüştürebileceklerini farkına varmış
oldular. Kırılgan yanlarını içsel bir
nezaketle kabul ederek, dayanıklılığın
bir seçim olduğunu vurguladılar.”
Neler yaşadım?
Tarihi bir konağın işlemelerle
süslü tavanı altında, elimdeki boya
kalemiyle bir miğfer çiziyorum.
‘Güçlüğü’ simgeleyen bir şey çizmem
istendiğinde aklıma miğfer geldi
konuda adımlar atmam gerektiğini
düşünüyordum.
Bir başka gün, sabah erkenden
kalkıp Kargı Koyu’nda beden ve
nefes egzersizleri yaptık. Güncel
konular, kitaplar, filmler üzerine
yaptığımız sohbetlerle geçen neşeli
kahvaltımızın ardından, ‘hayat
boyu kullanmadığımız ya da en az
nedense. ‘Güven’ dendiğinde ise
salıncakta ellerini korkusuzca bırakan,
birbirlerini kollarıyla kavrayan
sirk trapezcileri… Bu iki kelimenin
katılımcıların zihninde oluşturduğu
imgeler birbirinden farklıydı.
Konağın bahçesindeki çardakta biraya
gelip, önümüzdeki kil hamurlarının
etrafında toplandığımızda ve
“Kırıldığınız bir anınızı hatırlayın”
dediklerinde çoktan unutmuş
olduğum, üstüne başka başka
kırgınlıkların eklendiği çok eski bir
anı düştü zihnime ve nasıl olup da
yenilerini değil de bunu hatırladığım
için epey şaşırdım. Kilden heykelimi
bitirip, bu sefer kendimi çok
güçlü hissettiğim bir başka anıya
yoğunlaştığımda, üzerine gitmeyip bir
kenara bıraktığım ama beni çok mutlu
eden bir başarımı hatırladım ve onunla
ilgili bir heykel yapmaya başladım.
Heykeli yaparken bir taraftan da
bu başarıya odaklanmam ve bu
kullandığımız kelimelerle’ bir öykü
yazmamız istendi. Kullanmadığımız
o kelimelerle bir öykü yazarken,
zihnimiz bunları kullanmamakta
haklı olup olmadığımızı sorguluyordu.
Bu hikâyeleri gruptan bir kişiyle
karşılıklı okuduk ve sonrasında
bizden kullanmadığımız bu
kelimeleri kullanacağımız bir drama
gerçekleştirmemiz istendi.
Sabah konağın arka bahçesinde
buluşup, mat’larımızın üzerinde
yaptığımız beden egzersizlerinde
bir ara yüzüstü uzanıp kollarımızı
iki yana açarak ellerimizi toprağın
üzerine koyduk. Bu bir nevi toprağı
kucaklamaktı. Biz büyük şehir
insanlarının yabancı olduğu bir eylem!
Toprağın insan vücudundaki elektriği
nasıl aldığını ve ona dokunmanın nasıl
iyi hissettirdiğini görünce, doğanın
gücünü ve iyileştiriciliğini bir kez daha
takdir ettim.
Kil hamuruyla yaptığımız çalışmalar,
çizdiğimiz resimler, yazdığımız
öyküler, katıldığımız beden
egzersizleri, doğada yaptığımız
yürüyüşler ve diğer tüm etkinliklerde
farklı sanatlarla uğraşırken; dört
gün boyunca düşündüğüm tek
şey ‘ben’dim. Dışavurumcu sanat
terapisi, ortak noktalara temas
etmekle birlikte, katıldığım gruptaki
S İ M İ T S A R AY I • 97
her bireyde farklı etkiler oluşturdu.
Bende bıraktığı etki için “Zihnimdeki
ve duygularımdaki tüm eşyaları
şöyle bir kaldırıp, etrafın tozunu alıp
yeniden düzene soktum” diyebilirim.
Grupta birbirinden değerli, farklı
yetenekleri ve başarıları olan, kariyer
sahibi insanlarla tanıştım, onların
hayattaki başarılarını dinlerken,
kırılgan yanlarını
kabullenişlerini
büyük bir hayranlık
ve saygıyla izledim.
Başkaları için
önemsiz olacağını
düşündüğüm, hayat
rutininde üzerinde
fazla durulmaz
dediklerimi onlardan
aldığım ilhamla ben
de anlattım ve bu
bana bahsettiğim
düzeni ve temizliği gerçekleştirmem
konusunda yardımcı oldu.
Döndüğümde nasıl geçtiğini soran
herkese: “Hayatın karmaşasında,
sadece kendine, duygularına, neler
istediğine; ne sıklıkta ve ne kadar süre
için odaklanıyorsun?” diye sordum.
Şimdi size de soruyorum... Yanıtınız
‘hiç’se üzülmeyin, bilin ki yalnız
değilsiniz...
Siz de katılmak
isterseniz…
“Gizli çekmecelerimde kim bilir
neler var, bir döküp düzene
koyayım” diyenler, büyük bir kararın
eşiğinde kendi iç sesini duymakta
zorlananlar, sözcüklerle duygularını
anlatamayan ama sanatla içini
dökebileceğine inananlar, “Üç gün
kaçıp kafamı dinleyeyim hem yeni
insanlarla tanışmak çok eğlenceli
olur” diyenler ve çok daha fazlası…
Bu yıl ilki haziran ayında ikincisi
ise sonbaharda gerçekleşecek
sanat terapisi etkinliğine katılmak
isterseniz, www.arkabahcepsikoloji.
com.tr sitesi üzerinden etkinlikle ilgili
bilgilere ulaşabilirsiniz… Türkiye’nin
her yerinden ve elbette yurtdışından
etkinliğe katılmak mümkün… Ne de
olsa herkesin buluşma yeri Datça…
KÜLTÜR-SANAT / SİNEMA
Fındık İşi
Tür: Animasyon, komedi,
macera Yönetmen: Peter
Lepeniotis
Senaryo: Lorne Cameron,
Peter Lepeniotis, Daniel Woo
S
omurtkan Sincap
ve arkadaşı
Buddy, bulundukları
şehirdeki parkta güzel bir
yuvada yaşamaktadırlar.
Ancak kahramanlarımız
evlerini istila etmeye
çalışan iki kemirgenle
mücadele etmek zorunda
kalır. Bu mücadele sandıkları
kadar kolay olmayacaktır.
Umudun Peşinde
Tür: Dram Yönetmen: Stephan Frears Oyuncular: Judi Dench, Steve
Coogan, Sophie Kennedy Clark, Mare Winningham, Barbara Jefford
P
hilomena henüz bir genç kızken, evlilik dışı ilişki sonucu hamile
kaldığında babası tarafından evlatlıktan reddedilmiş ve bir
manastıra bırakılmıştır. Burada doğurduğu ve zorla başka bir aileye
evlatlık verilen oğlundan bir daha hiç haber alamamıştır. 50 yıl sonra
dünyaca ünlü fakat işsiz kalmış bir gazeteci bu öykünün peşine düşer.
İkili birlikte evlatlık verilen çocuğu aramaya başlarlar. Manastırın
karanlıkta kalmış sırları bir bir günışığına çıkarken, Philomena
göremediği oğlunun üzüntüsüne rağmen umudunu yitirmez. Dört
dalda Oscar’a aday gösterilen film gerçek bir hikâyeden uyarlandı.
Milyon Dolarlık Vuruş
Tür: Dram, Spor Yönetmen: Craig Gillespie Oyuncular:
Lake Bell, Jon Hamm, Alan Arkin, Suraj Sharma, Bill
Paxton Senaryo: Thomas Mccarthy
J
eff Bernstein… Yakışıklı, başarılı ve zengin… Sporcu
menajerliği yapan Jeff, bir gece televizyonda
Hindistan’daki kriket maçını izlerken aklına bir fikir
gelir: Hindistan’a gidecek ve sonrasında Amerika’da
beyzbol oynatacak oyuncular bulacaktır. Rinku
Singh ve Dinesh Patel isimli kriket oyuncularını kendi
evine getirir. Başlangıçta işler istendiği gibi gitmez.
Amerika’daki her ayrıntıyı büyük bir heyecan ve
merakla izleyen genç oyuncular bir süre sonra uyum
sorunu yaşamaya başlarlar. İçinde spor, mücadele ve
duygu olan bir film...
9 8 • S İ M İ T S A R AY I
Kötü Komşular
Tür: Komedi Yönetmen:
Nicholas Stoller Oyuncular:
Rose Byrne, Seth Rogen,
Lisa Kudrow, Dave Franco
Senaryo: Andrew J. Cohen,
Brendan O’Brien
E
v alma komşu al deyimini
haklı çıkaracak türden
bir film. Şimdiye kadar
sizi rahatsız eden tüm
komşularınızı bir kenara
koyun ve bu filmi izleyip
aslında ne kadar masum
insanlarla komşuluk
yaptığınızı anlayın! Genç bir
çift bebeklerinin doğumundan
sonra yeni bir eve taşınır.
Kısa süre sonra yandaki eve
kalabalık bir öğrenci grubu
gelir. Sokaklara taşan gürültü,
parti, kalabalık derken iki
komşu arasında izleyeni
güldüren ama karakterlerimiz
için hiç de eğlenceli olmayan
bir savaş başlar.
Cesur Zebra:
Khumba
Tür: Animasyon, aile, macera
Yönetmen: Anthony Silverston
Senaryo: Raffaella Delle Donne,
Anthony Silverston
G
üney Afrika’da yaşayan büyük bir
zebra sürüsünde dünyaya gelen
minik zebra Khumba, sürünün diğer
üyelerinden farklıdır. Sırtındaki siyah
çizgiler diğerleri kadar çok değildir.
Farklı olanı dışlama eğiliminde olan
sürüye karşı, başlarda üzgün olan
küçük kahramanımız
kısa bir süre
sonra cesurca
ormanın farklı
köşelerine
gidecek ve
burada kendine
yeni arkadaşlar
edinecektir.
Orman, sürüden
ayrı tek başına
tehlikelidir ama
bir o kadar da
eğlenceli ve onu
eksik çizgileriyle
seven arkadaşlarla
doludur…
Karınca Kapanı
Tür: Gerilim Yönetmen: Fırat Tanış Oyuncular:
Neslihan Yeldan, Cüneyt Uzunlar, İdil Vural, Eşref
Kolçak Senaryo: Fırat Tanış, Cüneyt Uzunlar
F
ırat Tanış, Karınca Kapanı filmi ile şimdiye kadar
gösterdiği yüksek oyunculuk performansının
yanına yönetmen sıfatını da ekliyor. Filmde, Güven
Sarıselimoğlu (Cüneyt Uzunlar), ülkenin en büyük
holdinglerinden birinin sahibidir. Mutsuz bir evliliği
olan ve sürekli kocasının göz hapsinde tutulan
Münevver Sarıselimoğlu (Neslihan Yeldan), eşi
Güven’den kurtulmak ve ondan intikam almak
için bir mafya babasından, Galip’ten (Fırat Tanış)
yardım ister. Galip ise sadece kapandaki bu üç
insanın değil bütün ülkenin kaderini değiştirecek
bir hesaplaşmaya girişir.
S İ M İ T S A R AY I • 9 9
KÜLTÜR-SANAT / KİTAP
Sihirli
Çaydanlık
Yazan: Süleyman Bulut
Yayınevi: Can Çocuk Yayınları
T
Uğurböceği’nin
Mutluluk
Hapları
Yazan: Seza Kutlar Aksoy
Yayınevi: Can Çocuk Yayınları
emel Çocuk Hakları!
Çocukların hakları
Birleşmiş Milletler Çocuk
Hakları Sözleşmesi ile
güvence altında. Bu
öyküde sözleşmenin altıncı
maddesindeki, ‘her çocuğun
yaşama, yaşamını devam
ettirme ve geliştirme hakkı’ ele
alınıyor.
ç uç böceğim... Uğurböceği
Cıra, beneklerinin
sayısını dokuza tamamlamak
için annesinin yanından
ayrılmak zorundadır. Parlak
beneklerine, büyülü üç sözcüğü
bulduğunda kavuşacaktır. Bu
sözcükler neler dersiniz?
Rengini Arayan
Pudra
Pera
Günlükleri 3
Yazan: Betül Sayın Yayınevi:
Günışığı Kitaplığı
A
rkadaşlarından çok
farklıydı Pudra. O
bembeyaz bir yarasaydı.
Arkadaşları gibi olmak
için neler denemedi ki:
Karga tüyleri taktı üstüne,
dumanların arasında
dolaştı. Ama çare bulamadı
beyazlığına.
U
Yazan: Delal Arya Resimleyen:
Sedat Girgin Yayınevi: Can
Çocuk Yayınları
İ
stanbul’a bir deniz
canavarının musallat olması
yetmezmiş gibi, şehri koruyan
mühürler de kırılmaya başlar.
İkizler, şehri kurtarmak için
canla başla çalışır. Heyecan
dolu bir macera çocukları
bekliyor!
Momo
Yazan: Michael Ende Çeviren:
Leman Çalışkan Yayınevi:
Kabalcı Yayınevi
Korsan Kızlar
Yazan: İsmet Bertan Yayınevi:
Günışığı Kitaplığı
B
aşanılan gün içinde çok
büyük bir sır vardır. Bu büyük
sır ise zamandır. Bu gerçeği hiç
kimse ‘duman adamlar’dan daha
iyi bilemezdi. Kimse farkına bile
varmadan duman adamlar
adım adım ilerliyor ve insanlara
egemen oluyorlardı. Zamanınızı
çalıyorlar ve kendi istekleri
uğruna sizi kandırıyorlar! Ama
Momo ve çocuklar sizi uyarıyor...
eş cesur erkek ve kadın,
Denizatı isimli tekneleriyle,
korsanların cirit attığı
Akdeniz’e açılır. Akdeniz’i
boydan boya aştıkları büyük
yolculukta, bir yandan Piri
Reis haritalarının bilimle,
sanatla, zanaatla yoğrularak
yaratılışına; diğer yandan
da kölelikle, zulümle, savaşla
çarkını döndüren acımasız bir
dünyaya tanık olurlar…
Son Ejderha
Günlükleri Dilara Evden
Kaçtı!
L
M
Y
Yazan: Chris D’lacey
Yayınevi: Artemis Yayınları
iz ile Lucynin yanına
taşınan David, çok
geçmeden ejderhalarla tanıştı.
David kendi ejderhasına
kavuştuğunda, bu büyülü
yaratıkların müthiş sırlarını
ve içteki ateşi keşfetmeye
başlayacaktı. Bu yolculukta
onu yalnız bırakmayın!
10 0 • S İ M İ T S A R AY I
Yazan: Suzan Geridönmez
Yayınevi: İletişim Yayınevi
üşterileri artık
süpermarketleri tercih
ettiği için yalnızlaşan Bakkal
Cemal Amca’nın tek arkadaşı,
her gün ondan süt alan
Dilara’dır. Bir gün Cemal Amca
gazetede bir habere rastlar:
Dilara evden kaçmıştır! Cemal
Amca Dilara’nın peşine düşer.
Korkağın
Türküsü
Necati Tosuner
İş Bankası Kültür Yayınları
‘Korkağın Türküsü’, Necati
Tosuner’in 2008’de Attila İlhan
Roman Ödülü’nü kazanan
‘Kasırganın Gözü’ ve 2012’de
yayımlanan ‘Susmak Nasıl
da Yoruyor İnsanı!’ adlı
romanlarıyla birlikte bir
üçleme oluşturuyor. ‘Korkağın
Türküsü’ bir kaçıştan daha
çok, kişinin özlediği kendisine
kavuşmasının romanı.
Daha yeni buharlaşmış
gözyaşı kokusu havada.
Yaşamak zerdali çekirdeğine
benzemez mi? Evet, çünkü
zerdali çekirdeği de öyledir:
Sert görünür ama isteklidir
kırılmaya. Ve tatlıdır:
Yorulduğuna değer! Bilmez
misin? Bakalım neler ne
olacak? Kayısılar dalları
eğdiğinde…
Yeryüzüne
dayanabilmek
için…
Tezer Özlü
Yapı Kredi Yayınları
Kitabın yazarı Tezer Özlü:
“Neden yazılır? Dünya acılı
olduğu için yazılır. Duygular
taştığı için yazılır. İnsanın
kendi zavallılığından
sıyrılması çok güç bir
işlemdir. Ama insan bir kez
bu zavallılıktan sıyrılmaya
görsün, o zaman yaşamı
kendi egemenliği altına
alabilir. İşte böylesi bir
egemenliği bir iki kişiye daha
anlatmak için yazı yazılır. (Ya
da kendi kendine kanıtlamak
için). Çünkü insanın kişisel
özgürlüğü, kendi dünyasına
egemen olmasıyla başlar.”
Necati Tosuner
Kuzular Vadisi
Üstün Dökmen
Remzi Kitapevi
Yaşam çatışmaların,
çelişkilerin sürdüğü bir
döngü... Bu döngü içinde yer
alan insan ilişkilerindeki
roller genellikle ‘kurt’ ve ‘kuzu’
ikilemi arasında gidip geliyor.
Bu ikilemde ya parçalamak
var ya da parçalanmak.
Üstün Dökmen, kurgusal
ve ironik ögelerle yüklü bu
kısa romanda, kurt ve kuzu
olmanın ötesinde üçüncü bir
seçeneğin ardına düşüyor.
Roman, kahramanının
kişiliğinde okuru salt insan
olarak yaşamaya, insanlık
vadisinde var olmaya
çağırıyor.
Üstün Dökmen
S İ M İ T S A R AY I • 101
Tek Kanatlı
Bir Kuş
Yaşar Kemal
Yapı Kredi Yayınları
Edebiyatımızın çınarı,
büyük usta Yaşar Kemalin
‘Tek Kanatlı Bir Kuş’ kitabı,
toplumda bulaşıcı bir hastalık
gibi yayılan korkunun
destansı bir romanı. Halkının
neden terk ettiği bilinmeyen,
gizemli, karanlık bir kasaba,
bu kasabaya atandığı
halde gidemeyen bir posta
müdürü, yalnızlığın timsali
bir istasyon şefi, ‘Alamancı’
bir genç kadın... Ve bütün
fantastikliğine karşın son
derece gerçekçi gelen bir
dünya... Metafor mu? Alegori
mi yoksa? Şaşırtıcı ve çok
katmanlı olay akışı, kişilerinin
zenginliği ve derinliği, zaman
zaman bir röportaj keskinliği
kazanan masalsı diliyle tam
bir Yaşar Kemal romanı.
Yaşar Kemal
TEKNOLOJİ
WiFi hızı üç
kat artacak!
W
i-Fi standartları,
gereksinimleri her geçen
gün artan içerikleri sorunsuzca
aktarabilmek için geliştiriliyor.
Son olarak Qualcomm, Wi-Fi’ı
daha da hızlandıracak MUMimo teknolojisini duyurdu.
Wi-Fi erişim noktaları, şu an
kendisine bağlananlara sırayla
hizmet veriyor. Yani sadece tek
bir kişi hizmet alırken, diğerleri
bekliyor. Birkaç senedir
üzerinde çalışılan MU-Mimo ise
birden çok kullanıcı grubuna
veri gönderebiliyor. Qualcomm,
MU-Mimo’yu kullanmanın sol
şeridi kullanmaya benzediğini
söylüyor: “Wi-Fi otobanında
bir değişiklik yok, ancak diğer
kullanıcılarla gruplanmak, çok
daha hızlı gitmenizi sağlarken,
diğer şeritlerin de yoğunluğunu
azaltıyor.” Qualcomm, ağın ve
ağı kullananların MU-Mimo’yu
kullanmaları halinde ağ
hızlarının 2-3 kat hızlanacağını
söylüyor. Bu teknolojiyi
kullanmayan cihazlar da
performansta artış görecekler,
ancak bu MU-Mimo’yu
kullananlarınki kadar çok
olamayacak. Qualcomm, MUMimo çiplerini Wi-Fi kullanan
kablosuz router, erişim
noktası, akıllı telefon , tablet
üreticilerine satmayı planlıyor.
Firmanın, yeni teknolojiyi
tüketicilere sunmadan önce
2015’in ilk çeyreğinde gösterme
planları var.
Müziğe renk geldi
J
BL’in yeni ürünü Pulse ile hayatınıza renk ve
müzik katın. Daha fazlası varken neden sıradan
yaşayalım ki? Kablosuz
JBL Pulse ile müzik
deneyiminizi arttırın.
Çok boyutlu JBL Pulse,
nerede olursanız olun
bulunduğunuz ortamı
partiye çevirebilme
özelliğine sahip. 64
adet LED ışığı, beş adet
önceden programlanmış
ışık senaryosu, odayı
dolduran doğal sesi, NFC
(Yakın Alan İletişim)
özelliği ve kablosuz
stereo ses akışı ile ürün,
Bluetooth teknolojisini
kullanarak birçok akıllı
cihaza bağlanabiliyor. 5
saate kadar dayanabilen
şarj edilebilir li-on pil
özelliğine sahip Pulse ile
bulunduğunuz mekânı
hem ışık hem müzikle
doldurun.
10 2 • S İ M İ T S A R AY I
Dijital kağıtla
tanışın!
Kağıt üretimi için harcanan
ağaçlar, Sony’nin geliştirdiği dijital
kağıt ile artık doğada kalıyor.
Sony’nin geçtiğimiz sene prototip
olarak tanıttığı e-mürekkebe sahip
dijital kağıt projesi gerçek oluyor.
1600 X 1200 piksel çözünürlüğe
sahip 13.3 inç boyutundaki bu
kağıt aynı zamanda dokunmatik
özelliğine de sahip. 6.8 mm kalınlığa
ve 4 GB hafızaya sahip olan dijital
kağıt 1.100 dolara satılacak.
Samsung NX30 Türkiye’de
satışa sunuldu!
K
Oyuna özel notebook!
P
iyasada en çok beklenen oyunlar bir gün içerisinde
milyonlarca dolarlık satışlar yaparken, film yapımcıları
oyunların isim haklarını almak için firmaların önünde
sırada bekliyor. Stephen Spielberg, Peter Jackson ve James
Cameron gibi sinema efsaneleri oyunlara yatırım yaparak
eğlence sektörünün geleceğinde kendine yer edinmeye
çalışıyor. Uzmanlar, oyunların sinemadan farklı olarak
kişilere seçeneklere göre macera duygusu verdiği için bu
kadar sevildiklerini söylüyor. Oyuncular için en önemli
konulardan biri üst düzey grafikler ve rahat oynanış.
Masaüstü bilgisayarların sunduğu bu avantajlar
oyuncuların kablolara ve mekâna bağlı kalmasına neden
oluyor. Peki siz, dilediğiniz her yerde üst düzey oyun keyfini
yaşamak ister misiniz?
Türkiye’ye Art Sistem tarafından getirilen Gigabyte P27K
oyuncu dizüstü bilgisayarıyla, mekân bağımsız olarak
yüksek performansa ulaşabileceksiniz. Dilerseniz bir
kafede ya da arkadaşlarınızın evinde, canınızın istediği her
yer oyun alanınız olacak. Full HD 17.3 ekranla oyuncuları
tatmin edecek çözünürlükte performans sergileyen P27K,
4. Nesil Intel Core i7 işlemci ile en üst düzeyde güç sunuyor.
Maksimum grafiklere ise cihazın içerisinde bulunan 2GB
bellekli NvidiaGeforce GTX765M/GDDR5 ekran kartıyla
ulaşabiliyorsunuz.
ısa süre önce dünya çapında tanıtımı
gerçekleştirilen Samsung NX30, Türk
kullanıcılarla buluştu!
Gelişmiş ‘20.3MP
APS-C CMOS Sensor’
ile zengin renk
doygunluğuna
sahip yüksek kaliteli
görüntüler elde
etmek, yeni Samsung
NX30’la mümkün.
Keskin detaylar ve
doygun renklerle
mükemmel görüntüler
için ideal olan bu geniş
sensörle, profesyonel
sonuçlara ulaşmak son
derece kolay. Samsung’un
hızı artıran ve doğru otomatik odaklamayı güçlendiren NX AF
System II sistemine sahip olan NX30, hızlı hareket eden nesneler
de dâhil olmak üzere, gündelik hayatın güzelliklerini kolaylıkla
yakalamanıza yardımcı oluyor. NX30’un hızlı 1/8000 saniyelik
enstantane hızı ve saniyede 9 karelik (FPS) sürekli çekim özelliği
sayesinde, kısa sürede net kareler yakalamak mümkün. XGA,
2.359K nokta çözünürlük değerinde hareket ettirilebilir elektronik
vizöre sahip olan NX30, farklı görüş açıları yakalamayı da oldukça
kolay bir hale getiriyor. Kalabalığın görüntü alınmasını engellediği
durumlarda ya da daha yaratıcı bir açı yakalanmak istendiğinde,
80 derece döndürülebilen bu vizör, farklı perspektiflerin
yakalanmasını da kolaylaştırıyor.
Akıllı Bağlantı: Tag&Go
Samsung’un ‘Smart Camera’ teknolojisi ile üretilen NX30’un, NFC
ve Wi-Fi gibi gelişmiş bağlantı özellikleri de ilgi çekici. ‘Tag&Go’
özelliği, kullanıcıların tek dokunuşla karelerini anında ve hızla
paylaşmalarını sağlarken, NX30’u NFC özelliğine sahip akıllı telefon
ve tabletlerle de kolayca eşleştiriyor. NX30’un ‘Photo Beam’ özelliği
ile görseller, herhangi bir konfigürasyona gerek kalmaksızın sadece
dokunarak akıllı telefon veya tablete yüklenebiliyor. Kullanıcılar,
‘Mobile Link’ ile tek seferde dört farklı akıllı cihaza gönderecekleri
birden fazla görüntüyü seçebiliyor. ‘Otomatik paylaşım’ özelliği
ile çektiğiniz fotoğrafları anında akıllı telefon veya tabletinize
aktarabiliyor ve ‘Mobil VizorPro’ özelliğiyle NX30’un çekim
ayarlarını akıllı telefondan yapabiliyorsunuz.
iPhone pantolonu!
W
TF Jeans isimli firma, iPhone telefonlara özel kot
pantolon üretti. Apple’ın akıllı telefon ailesi iPhone’a
özel olarak tasarlanan pantolon, teknoloji dünyasında büyük
ilgi çekiyor. Bu pantolonun cepleri, standartların dışında.
Pantolonda, standart ceplerin alt tarafına bir çift daha cep
yerleştirilmiş. iPhone’ların sıkışmaması veya çizilmemesi için
bu ceplerin kullanılmasını öneren WTF Jeans, herhangi bir
zıplama veya eğilme hareketinin de kısıtlama yaratmadığını
açıkladı. Su geçirmez olan pantolon, radyasyonu engelliyor
ve bu nedenle de telefon çaldığında veya bluetooth kulaklıkla
görüşme anında vücuda herhangi bir zarar gelmiyor.
S İ M İ T S A R AY I • 10 3
TEKNOLOJİ
Dinlemesini bilen navigasyon!
N
avigasyon teknolojilerinin önde gelen markası Next&NextStar, araç
kullanıcılarının vazgeçilmezi olan navigasyon cihazlarında son teknolojiyi
uygulamaya devam ediyor. Next&NextStar’ın yeni 5035 navigasyon cihazları
için geliştirdiği VR Plus ses komut sistemi ile araç sahipleri artık ekrana
dokunmak, adres girmek gibi zaman harcayan işlemlerle uğraşmıyor.
Navigasyon dünyasında bugüne kadar fotoğrafla navigasyon (FotoNAV), trafik
bilgi sistemi (TBS), oversense dokunmatik ekran teknolojisi gibi ilkleri navigasyon
kullanıcılarıyla buluşturan Next&NextStar, ekrana dokunmadan sesle komut
verebilme imkanı sunan VR Plus teknolojisiyle dikkat çekiyor. Next&NextStar’ın
üstün yazılım ortakları ile birlikte geliştirdiği VR Plus ses tanıma teknolojisi, yeni
5035 navigasyon cihazlarıyla tüketicinin beğenisine sunuluyor. Navigasyon
kullanıcıları adres girme, önemli nokta ve favoriler arasında arama yapma
gibi işlemleri artık sesli olarak yapabiliyor. Cihaz ayrıca seyir esnasında cadde,
sokak isimleri ve trafik durumunu da sesli olarak bildiriyor. Next&NextStar 5035
Navigasyon Cihazı’nın perakende satış fiyatı 249 TL.
Arçelik’ten
Ultra HD TV
A
Telefona ihtiyaç
duymayan
akıllı saat!
S
amsung, şimdiye kadar
farklı tepkiler alan akıllı
saatlerin kaderini, Gear Solo
ile değiştirecek!Akıllı saatlerin
en büyük problemleri, her
zaman akıllı telefonlarla
iletişimde kalmak zorunda
olmaları. Aksi halde ‘akıllı’
olmaktan çıkan basit
bir kol saatine dönüşüyorlar.
Samsung şimdi de bu sorunu
ortadan kaldırmak için Gear 2
modeli akıllı saatin, aynı zamanda
telefon özelliklerine sahip, SIM
kart takılabilen Gear Solo modelini
tanıtmaya hazırlanıyor. İnternete sızan
bilgilere göre Samsung, Kore patent ofisinden Gear Solo isimini
tescil ettirmiş durumda. Bir başka kaynağa göreyse Gear Solo
öncelikle Kore’de piyasaya sürülecek ve ardından dünyadaki tepki ve
talebe bakılarak diğer ülkelerdeki satışı planlanacak.
10 4 • S İ M İ T S A R AY I
rçelik’in yeni Ultra HD televizyonu, yüksek
görüntü kalitesi arayanlara iyi bir çözüm
sunuyor! Arçelik, televizyon izlerken yüksek
görüntü kalitesinden ödün vermek istemeyenler
için ultra HD televizyonu A65-US-9498’i tasarladı.
Çerçevesiz full metalik ince özel tasarıma sahip
olan Arçelik 4K televizyon, HD görüntüleri 8
milyon pixel ile Ultra HD olarak gösterebiliyor.
Entegre Subwoofer teknolojisi ile ev sinema
sistemi kalitesinde ultra sound performansı veren
ürün, izle-kaydet özelliğine de sahip. Dropbox
uygulaması ile dosya transferine gerek olmadan
resim ve videolara erişim imkânı sunan Arçelik
televizyon yeni arayüz tasarımı ve kolay kullanım
menüsü ile kullanıcı dostu. 800 Hz resim işleme
hızı olan üründe, saniye başına düşen görüntü
sayısı daha yüksek olduğundan daha gerçekçi
renklerle televizyon izlemenin keyfine ulaşılıyor.
Hiçbir şeyi kaçırmayın!
Dual Core işlemciye sahip televizyonun USB 3.0
özelliği sayesinde USB 2.0’a göre 10 kat daha hızlı
kayıt yapılabiliyor. Dual CI+ özelliği ile Digiturk
seyrederken, uydu yayınları da kolaylıkla kayda
alınabiliyor. EPG özelliği sayesinde televizyon
rehberine uzaktan erişim sağlanabiliyor,
hatırlatma kurulabiliyor. Touch& Watch özelliği
ile geniş bir film, dizi arşivinden faydalanıp,
kaçırdığınız programları, dilediğiniz zaman
izleme keyfine kavuşuyorsunuz.
Tablet ve cep telefonlarından kablosuz bağlantı
kurabilme imkânı sağlayan üründen, Facebook,
Youtube, Twitter gibi birçok uygulamaya
erişilebiliyor. Rahat izleme imkanı sağlayan
Passive 3D özelliği için 6 adet gözlük ile birlikte
gelen televizyonda 5 adet HDMI, 1 adet 3.0 USB ve
2 adet 2.0 USB girişi bulunuyor. Üründe yayından
kaynaklanan gürültüler Noise Reduction
özelliği ile giderilebildiği gibi geliştirilmiş Digital
Luminance Transient Improvement (DLTI)
özelliği ile görüntüdeki keskinlik artırılabiliyor.
DigitalCombfilter ile renk geçişlerinde üstün
performans sunan A65-US-9498, daha birçok
özelliği aynı anda bulunduruyor. Televizyona
Arçelik mağazalarından ulaşmak mümkün.
Tablet üstünde
gerçek bilardo
T
ablet üstü oyunlarıyla teknoloji
severler tarafından ilgi gören
S.M.A.R.T Teknoloji, pek çoğumuzun
kocaman masalarda oynadığı bilardo
keyfini bu kez ‘Pool Billiards’ oyunu ile
tablet üstüne taşıyor. Dokunmatik ekran
özelliği sayesinde oyun kutusunun içinde
yer alan iki adet ıstaka ile gerçek bilardo
oynamanın keyfini yaşayacağınız ‘Pool
Billiards’ bilardo oyunu ile tabletinizi
istediğiniz her yere taşıyabilir, dijital çağın
dijital oyunlarının keyfini arkadaşlarınızla
çıkarabilirsiniz. Her geçen gün teknoloji
meraklılarına eğlenceli ve sıra dışı
oyunlar sunan S.M.A.R.T Teknoloji; keyifle
vakit geçirmek isteyenleri birbirinden
farklı oyunlarla buluşturmaya devam
ediyor. Teknosa ve seçkin teknoloji
marketlerinde satışa sunulan oyunlar
teknoloji meraklılarını bekliyor.
Akıllı aydınlatma Türkiye’de!
A
kıllı cihazlarla kontrol edilebilen ev aydınlatma sistemi Philips HUE,
Türkiye’de satışa sunuldu! iOS ve Android akıllı telefonlar ve tabletlerde
yer alan Philips HUE uygulaması ile kontrol edilebilen dünyanın ilk birleşik
ev aydınlatma sistemi Philips HUE, ev aydınlatma deneyimini kullanıcıların
avuçlarının içerisinden, kablosuz olarak kontrol etmelerini sağlıyor. Kullanıcının
ruh haline, tarzına ve ihtiyacına en uygun aydınlatma çözümünü uzaktan
ayarlayarak ve programlayarak kişiselleştirilebildiği Philips HUE, hem eğlenceli
bir yaratıcılık, hem farklı sistemler ile bağlantı hem de aydınlatmada esneklik
sağlıyor. Türkiye’de satışa sunulan Philips HUE paketleri içerisinden, evlerde var
olan aydınlatma ünitelerinde ve avizelerde kolayca kullanılabilecek E27 duylu üç
adet LED HUE lamba ve evde kullanılan wi-fi modemine takılacak bir bağlantı
parçası çıkıyor. Tavsiye raf fiyatı 629 TL ile Türkiye’de satışa sunulan Philips
HUE’yu kullanmak için geriye sadece iOS ya da Android akıllı cihazlardan
HUE uygulamasını istenen cihaza indirmek ve ışığı tamamen yeni bir biçimde
deneyimlemeye başlamak kalıyor. Yeni Philips HUE ile ilgili bilgi veren ve açıklama
yapan Philips Türkiye CEO’su Göktuğ Gür, “Philips HUE aydınlatmada büyük
değişimlere yol açacak bir ürün olma özelliğini taşıyor. İnovasyonu misyon
haline getirmiş bir firma olarak Philips HUE, bu alanda liderliğimizi bir kez daha
göstermemizi sağlıyor. Amerika, Kanada ve Avrupa’nın ardından artık Türkiye’de
de kullanıcılar ile buluşan Philips HUE, dijital teknolojinin günümüzde geldiği
noktayı çok iyi gösteriyor. Aydınlatmanın artık bir ihtiyacın ötesinde, insanlar
için bir yaşam biçimi olduğunu kanıtlayan Philips HUE, aydınlatmanın sınırlarını
zorlayarak hayatımızı zenginleştiriyor” dedi.
Son moda oyun faresi
L
ogitechoyunseverlere hitap eden ve farklı
tasarımıyla dikkat çeken Logitech G ayarlanabilir
oyun faresini tanıttı. G502, dünyanın ilk 12.000 DPI
sensorünü ileri düzey yüzey ve ağırlık ayarlama özelliği
ile birleştirerek, galibiyet potansiyelinizi üst seviyeye
ulaştırmanıza yardımcı oluyor. Proteus Core, Logitech
G özel Delta Zero teknolojisi ile dünyanın en güçlü ve
kesin sensörünü kullanıyor. Sıfır sensör ivmesi, sıfır
düzleştirme veya filtreleme ve sıfır piksel dönme ile
200’den 12.000’e kadar çıkan geniş bir DPI aralığını
birleştiren G502, paralel olmayan takip performansı
ve duyarlılığı sunmak üzere tasarlandı. Cihaz, saniyede 300 inch (762 cm) hareket izleyebiliyor. ProteusCore, size uygun performansı
otomatik yeniden yapılandırmak için, oyun yüzeyinin eşsiz fiziksel ve yansıma özelliklerine göre sensör ayarlama imkânı sunuyor.
Böylece hangi oyun yüzeyini kullanıyorsanız kullanın, en yüksek takip hızına ve en düşük havalanma mesafesine erişilebiliyor.
Fiziksel hissi ve performansı en üst seviyeye ulaştırmak için Proteus Core size mouse’un ağırlığını ve denge merkezini 3.6 g’a kadar
ayarlama olanağı sunuyor. Oyun üzerinde tamamen kontrolü elde edebilmek için Logitech Gaming Software’ini kullanabilir,
herhangi bir komutu veya makroyu, Proteus Core’un belleğinini kontrol eden 32-bit ARM işlemcisinin sayesinde 11 programlanabilir
düğmeden birini kullanarak yeniden atayabilirsiniz. Birçok oyun mouse’ları esneyen ve bükülen yekpare bir anahtar-levha sunarken,
Proteus Core’un kendine ait sağ ve sol anahtarları sert ve sabit bir platform sağlayarak daha kesin, sağlam tıklama sağlıyor.
S İ M İ T S A R AY I • 10 5
TEKNOLOJİ
Full HD’den fazlası!
Q
uattron Pro teknolojisine sahip yeni Sharp
televizyon serisi, Full HD’den fazlasını
sunuyor! Sharp, UQ10 serisi AQUOS Quattron
Pro televizyonlarını pazara sunuyor. Sharp’ın
benzersiz Quattron Pro teknolojisi, geleneksel
Full HD televizyonlardan 2.5 kat daha fazla
alt-piksele sahip. Ürün, buna ek olarak, pazara
sunulduğu an itibariyle HDMI üzerinden Ultra
HD (4K) çözünürlükteki görsel materyalleri
görüntüleyebilen bir seri olarak üretilen tek full
HD televizyon modeli. UQ10 ayrıca, mükemmel
ses kalitesi sağlayan Yamaha HXT ses sistemine
sahip. Quattron Pro teknolojisine sahip Sharp
AQUOS 3D UQ10 televizyonlar, Full HD’den 2.5 kat
daha fazla çözünürlükte görüntüye sahip. Bu da
herhangi bir full HD televizyondan daha yüksek
çözünürlüklü görsel materyallerin izlenmesine
izin veriyor. Quattron Pro panelindeki akıllı ‘upscaller’ (uydu veya
kablo tuneri, yerel televizyon yayını, Blu-ray, DVD veya oyun
konsolundan gelen sinyal fark etmeksizin) görüntülenen materyal
düşük bir çözünürlükte olsa bile çözünürlüğü 4K’ya yakın bir
seviyeye çıkarıyor, daha net ve canlı bir görüntü sağlıyor. Böylece
izleyiciler henüz yaygınlaşmamış bir teknoloji olan ultra yüksek
çözünürlükten yararlanabiliyor.
UQ10 serisi modelleri yalnızca görüntü kalitesi ve tasarımı ile
değil, aynı zamanda ekran boyutu ile de etkileyici. UQ10 Serisi 60,
70 ve 80” ekran seçenekleriyle geliyor. Bu boyutlar, ister ev arşivi
kayıtları, ister spor yayınları veya film izlerken olsun, hem 2D hem
de 3D çözünürlükte unutulmaz deneyimler yaşatıyor. Sharp’ın bu
panellerde uygulamış olduğu akıllı teknoloji ve artan çözünürlük,
görüntüyü rahat bir mesafeden izleyebilmek için 60” ekranda 2.3
m, 70” ve 80” ekranlarda ise 2.7 m ile 3 m mesafeyi yeterli kılıyor.
Telefonlar daha da
hızlanacak!
Q
ualcomm, yılın ikinci yarısında üreticilere
sunacağı 64-bit destekli yeni mobil
işlemcileri Snapdragon 810 ve 808’i duyurdu. En
hızlı telefonları bile şimdiden eskide bırakacak olan
Qualcomm 810, 55 megapiksele kadar kameraları
yönetebiliyor, 4K video görüntüleyebiliyor. Yüksek
hızlı LPDDR4 bellek desteğine sahip çip, çok kullanıcılı
MIMO desteği sayesinde Wi-Fi bağlantılarını çok daha
etkin hale getiriyor. Snapdragon 810, Bluetooth 4.1
ve NFC desteğine de sahip. Çip, üzerindeki Adreno 430
grafik işlemci ise selefi Adreno 420’den yüzde 30 daha
hızlı, aynı zamanda 20 nanometre işleme teknolojisini
kullandığından güç kullanımında yüzde 20 daha
tasarruflu. 64-bit mimariye sahip sekiz çekirdekli
Snapdragon 808 ise Adreno 418 grafik birimi sayesinde
WQXGA ekranlar için 2K görüntü desteği sunuyor.
Bunun anlamı, önümüzdeki senenin orta-üst seviye
ceplerinin 2560x1600 çözünürlükleriyle gelebileceği.
WhatsApp’ta
sesli konuşun!
Ş
ubat ayı içerisinde Facebook tarafından 19 milyar
dolara satın alınan WhatsApp önemli bir işleve daha
kavuşuyor. Kullanıcılara şu an sadece ücretsiz yazılı
mesajlaşma hizmeti sunan WhatsApp sesli görüşme
özelliğine kavuşuyor. Popüler mesajlaşma uygulamasına
sesli görüşme desteğinin kazandırılacağı, MWC 2014
etkinliğinde bir basın toplantısı düzenleyen WhatsApp’ın
kurucularından Jan Koun tarafından bizzat açıklanmıştı.
Google ’ın stok Android’de yer verdiği arama ekranı ile
benzer bir temanın oluşturulduğu sesli görüşme ekranında
kullanıcılar hopörler açabilecek ve konuşma esnasında farklı
kullanıcılarla mesajlaşabilecek. Arama hizmetini başlatmak
ise oldukça basit. Tek yapılması gereken üst bölümde yer
alan telefon simgesini tıklamak. WhatsApp sesli görüşme
özelliğinin de eklenmesiyle popülerliğini daha da artıracak.
10 6 • S İ M İ T S A R AY I
TravelMate P645’e
RedDot ödülü
A
cer’ın TravelMate P645 ticari dizüstü bilgisayarı ürün
tasarımıyla bir ödülün daha sahibi oldu. 2014 iF Ürün
Tasarım Ödülleri’nde Acer’ın kazandığı dört büyük ödülden
sonra Travelmate P645 bu kez de dünyanın en prestijli
tasarım ödüllerinden 2014 RedDot Ödülü’nü kazandı.
Aralarında ünlü moda tasarımcısı Jimmy Choo’nun da olduğu
uluslararası tasarım uzmanlarından oluşan 40 üyeli bir
jüri heyeti tarafından yürütülen detaylı bir değerlendirme
sürecinin ardından yalnızca en iyi ürünler, mükemmel
tasarımlarından dolayı RedDot’la ödüllendiriliyor.
Acer Türkiye Ülke Müdürü Sinan Kender, konuyla
ilgili olarak “Ürünlerimiz estetik olarak
çekici ve donanım ve yazılım
yönlerinden kullanımı kolay
olmaları için tasarlanıyor.
Dünyanın önde gelen iki tasarım
yarışmasını kazanan Acer TravelMate
P645, dayanıklı tasarımı ve güvenlik özellikleriyle
uluslararası uzmanlardan oluşan juri üyelerinin beğenisini kazandı”
dedi. Bu yıl 53 ülkeden 1816 üretici, tasarımcı ve mimar, 23 kategoride
RedDot ürün tasarım ödülleri için yarıştı. Acer TravelMate P645,
bilgisayarlar ve enformasyon teknolojileri kategorisinde ödül aldı.
İdeal bir iş ortağı olmak için tasarlanan Acer TravelMate P645 ticari
dizüstü bilgisayar, siyah dış yüzeyiyle iş sorumluluğunu; karbonfiber,
alüminyum ve magnezyum alaşımlı malzemeleriyle de sağlamlığı
temsil ediyor. 14 inç Full HD IPS parlama yapmayan ekranı ve Near
Field Communication, sesli komut ve Acer Purified.Voice gibi en yeni
Asus ZenFone’a
tasarım ödülü!
teknolojiler verimlilik sunuyor. Entegre bir biyometrik parmakizi
okuyucusu ile bir araya getirilen Trusted Platform Module 1.2
okuyucu bu sistemi yetkisiz erişimlerden koruyor. Acer TravelMate
P645’in hafifliği, uzun pil ömrü ve dayanıklılık özellikleri mobil
kullanıcıların içlerinin rahat olmasını sağlarken, çeşitli bağlantı
noktalarına sahip opsiyonel ProDock tek bir güvenilir bağlantıdan
genişletme imkânı veriyor.
A
SUS, 4 ila 6 inç arasında değişen ekran boyutlarına sahip
yeni ZenFone serisiyle 2014 RedDot Tasarım Ödülleri’nde
Mobil Telefon kategorisinde ödülün sahibi oldu. Sektöründe
lider firmaların ürün tasarımlarının ödüllendirildiği ve bu yıl
53 ülkeden 4 bin 815 katılımın gerçekleştiği uluslararası kabul
gören RedDot Tasarım Ödülleri’nde bu yıl da tasarımlarıyla
fark yaratan ürünler belirlendi. Ürünleri inovasyon, işlevsellik
ve ergonomi gibi birçok kriter bazında değerlendiren ve
dünya çapında isim yapmış 40 tasarım uzmanından oluşan
2014 RedDot Ödülleri Jürisi ise ödüllerin tarihindeki gelmiş
geçmiş en büyük jüri olma özelliğini taşıyor. ASUS ZenFone
Serisi, 4 ila 6” arasında değişen ekran boyutları ve çarpıcı
renk seçenekleriyle sunuluyor. Corning Gorilla Glass
3 ile çizilmelere ve darbelere üst seviyede dayanıklılık
gösteren ZenFone’un ön yüzü, Asus’un çoğu ürününde
kullandığı bir tasarım detayı olan eşmerkezli dairesel
formda fırçalanmış metal alt çerçeveye sahip.
Hafiflikte iddialı ZenFone serisinin tüm üyeleri,
stil sahibi mat siyahtan canlı vişne kırmızısı ve
güneş sarısı gibi canlı renklere uzanan
geniş bir renk yelpazesine sahip
değiştirilebilir kapaklarıyla,
kullanıcılara kişiselleştirilmiş
ve stillerini yansıtan bir mobil
deneyim sunuyor.
S İ M İ T S A R AY I • 107
SİMİT SARAYI ADRESLERİ
ADANA
Adana Optimum Simit Sarayı Yüreğir Hiltonsa
Kavşağı, Optimum AVM
ADIYAMAN
Adıyaman Simit Sarayı Atatürk Bulvarı, Hacı
Ömer Mah., No: 212
ANKARA
Ulus Simit Sarayı Ulus İşhanı, B Blok No: 1
Altındağ
Ankara Opet Simit Sarayı Eti Mah., Celal Bayar
Bulvarı, 45, Maltepe
* Gölbaşı Simit Sarayı Bahçelievler Mah., 28584.
Sok. No: 3/E Gazi Üniversitesi Karşısı
* Karanfil Simit Sarayı Karanfil Sokak, No: 24/C
Kızılay
Sıhhiye Simit Sarayı Cihan Sok., No: 1/C-1/D
* Optimum Simit Sarayı ( Mutfaklı) Eryaman
Ayaş Yolu No:93 06930, Ankara (Yakında)
ANTALYA
Havaalanı Simit Sarayı Havalımanı İçi, 2. Dış
Hatlar Terminali Zemin Kat, No: 150
Havaalanı Bite To Go Simit Saray Havalimanı içi
2. Dış Hatlar Terminali Zemin Kat, No: 50
Lara Simit Sarayı İsmet Gökhan Cad., Kayacan
Apt., No: 115/2 Lara-Antalya
*Güllük Simit Sarayı Anafartalar Güllük Cad.,
Cennet Apt., No: 14/3 Antalya
Üçkapılar Simit Sarayı Sinan Mah., Atatürk
Cad., No: 11/A Uçar İşhanı
*Antalya Kapalıyol Simit Sarayı Balbey Mah.
Kazım Özalp Cad. No:30/A Murat Paşa
*Alanya Simit Sarayı Şekerhane Mah. Atatürk
Cad. No:13 Alanya
BİLECİK
Bilecik Simit Sarayı Gazipaşa Atatürk Bulvarı,
No: 32/1-2
BOLU
Gölköy Kampüsü Simit Sarayı Sosyal Aktivite,
No: 27-29-30
BURSA
Bursa İmam Aslan Simit Sarayı İmam Aslan
Dinlenme Tesisleri, Yeni Yalova Yolu 5. Km. Gemlik
*Görükle Trio Simit Sarayı Sakarya Mah.,
Atatürk Cad., No: 101
*Nilüfer Simit Sarayı İmece Sok. No: 2 /18
Kent Meydanı Simit Sarayı Uluyol Kıbrıs
Şehitleri Cad., No:145 Osmangazi
*Bursa Kent Meydanı AVM Simit Sarayı
Kıbrıs Şehitleri Cad., No: 64 1B-01 Osmangazi
* Bursa Fomara Simit Sarayı Aktar Hüssam
Mah., Fevzi Çakmak Cad., No: 29 Osmangazi
Bursa Opet Simit Sarayı
Yeni Yalova Yolu, 13. Km No: 34 Ovaakça
*Bursa Setbaşı Simit Sarayı Selçuk Hatun Mah.,
Atatürk Cad., Kaya Apt., No:1 Setbaşı
ÇORUM
Çorum Simit Sarayı Yeniyol Mah., Gazi Cad., No:
31/B
DENİZLİ
* Denizli Simit Sarayı Altıntop Mah., Mimar
Sinan Cad., Öztürk İş Merkezi, No: 1
EDİRNE
Edirne Simit Sarayı Talatpaşa Asfaltı, No: 134,
Özel Trakya Hastanesi Yanı
ESKİŞEHİR
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Simit Sarayı
Anadolu Üniversitesi, Yunus Emre Kampüs İçi,
*Eskişehir Hamam Yolu Simit Sarayı Arifiye
Mah.Hamam yolu Cad.No:78/1 Odunpazarı
GAZİANTEP
*Antep Forum Simit Sarayı İncili Pınar Mah.
Nizip-İstasyon Caddesi Kesişimi
ISPARTA
Isparta Simit Sarayı Buğday Cad., No: 34
İSTANBUL
*Aksaray Simit Sarayı Millet Cad., Tanburi Cemil
Çıkmazı Sok., No: 4/A Fatih-Aksaray
*Atatürk Havalimanı 1 Simit Sarayı
Dış Hatlar Terminali, 34149, Yeşilköy
*Atatürk Havalimanı 2 Simit Sarayı
Dış Hatlar Terminali, 34149, Yeşilköy
Atatürk Havalimanı 3 Simit Sarayı
Dış Hatlar Terminali, 34149, Yeşilköy.
Atatürk Havalimanı 4 Simit Sarayı
İç Hatlar Geliş, 34149, Yeşilköy
Atatürk Havalimanı 5 Simit Sarayı
Dış Hatlar Terminali 34149, Yeşilköy
Bağcılar Simit Sarayı Sancaktepe Mah., Çarşı
Cad., No: 6/A Bağcılar
Bahariye Simit Sarayı Osmanağa Mah.,
Bahariye Cad., No: 18 Kadıköy
Beşyüz Evler Simit Sarayı Hürriyet Mahallesi,
Eski Edirne Asfaltı, No: 178 Küçükköy-G.O.P
*Beycity Simit Sarayı Cumhuriyet Mah., Atatürk
Bulvarı, No: 18 Beylikdüzü
Beykent Simit Sarayı Beykent Siteleri, Beykent
Üniversitesi Kampüs İçi. B.Çekmece
Beykent Ayazağa Simit Sarayı Ayazağa Mah.,
Beykent Üniversitesi Kampüsü G-23 Sokak, No: 74
Carousel AVM Simit Sarayı
Halit Ziya Uşaklıgil Cad. No: 1, Carousel Alışveriş
Merkezi Kat:1/B No:5 Bakırköy-İstanbul
Cennet Simit Sarayı İstanbul Cennet Mah.,
Hürriyet Cad., No: 53/C K.Çekmece
Cevahir AVM Simit Sarayı Meşturiyet Mah.,
Büyükdere Cad., Cevahir Avm., 87/A, Şişli
*CNR Simit Sarayı CNR Fuar Merkezi, Hall-4-6-78, 34149 Yeşilköy
Çapa Simit Sarayı Millet Cad., No: 159. Fatih
Çayırbaşı Simit Sarayı Rasimpaşa Mah., Rıhtım
Cad., No: 58/A Kadıköy
Çeliktepe Simit Sarayı Çeliktepe Mah., İnönü
Cad., No: 2/2.Çeliktepe-Kağıthane
Dudullu Simit Sarayı Asyapark AVM Zemin Kat,
Dükkan 44-45. Ümraniye
Esenyurt Simit Sarayı Merkez Mah., 19 Mayıs
Bulvarı, Esenyurt İş Merkezi., No: 2
Etiler Simit Sarayı Nispetiye Cad., No: 144
Eyüp Simit Sarayı İslambey Mah., Kalenderhane
Cad., No: 3334065 Eyüp
Fatih Simit Sarayı Yavuz Selim Mah., Fevzipaşa
Cad., No: 121
*Forum İstanbul Bayrampaşa Simit Sarayı
Kocatepe Mahallesi, Paşa Caddesi 34045
* Güneşli Park Simit Sarayı Güneşli Mah.,
Koçman Cad., Güneşli Park AVM, No: 39/E
Halitağa Simit Sarayı Osmanağa Mah., Halitağa
Cad., Çam Apt., No: 25/14 Kadıköy
Hasanpaşa Simit Sarayı Hasanpaşa Mah.,
Kurbağalıdere Cad., No: 14/B Kadıköy
Hisarüstü Simit Sarayı Nispetiye Cad., 6. Sok.,
No: 21. Rumelihisarüstü-Sarıyer
İncirli Simit Sarayı Ömür Plaza Önü, Şair Orhan
Veli Sok., No: 22 Daire 3 İncirli-Merter
10 8 • S İ M İ T S A R AY I
İstiklal Simit Sarayı Katip Mustafa Çelebi Mah.,
İstiklal Cad., No: 3 Beyoğlu
Kadıköy Simit Sarayı Söğütlüçeşme Cad., No: 10
Kadıköy
Kartal M1 Simit Sarayı Orta Mahalle Yalnız Selvi
Cad., No: 58/A Kartal-Yakacık
*Kartal Bankalar Simit Sarayı Bankalar Cad.
No:80 Kartal-İstanbul
* Kavacık Simit Sarayı Acar Çarşı Rüzgarlı
Bahçe Mahallesi Cumhuriyet Cad., No: 10 Beykoz
Koçtaş-Beylikdüzü Simit Sarayı
Sakarya Cad., E5 Üzeri Yan Yol, Beylikdüzü
Kozyatağı Simit Sarayı Eski Üsküdar Yolu, Topçu
İbrahim Sok., No: 2/1 Ataşehir
*Kuştepe Simit Sarayı İnönü Cad., No: 28 Şişli
* Levent Anıt Simit Sarayı Esentepe Mah.
Büyükdere Cad. No: 191/2 Beşiktaş
4. Levent Simit Sarayı Eski Büyük Dere Cad.,
Cem Sultan Sok., No: 2/A Kağıthane
Maltepe Simit Sarayı Feyzullah Mah., Bağdat
Cad., No: 104/15. Maltepe
*Maltepe Park AVM Simit Sarayı Cevizli Mah.,
Tugay Yolu Cad. (Yakında)
Marmara Park Simit Sarayı Güzelyurt Mah. 1.
Cadde, Esenyurt-İstanbul
*Maslak Simit Sarayı Ahi Evren Cad., Nazmi
Akbacı Ticaret Merkezi, No: 208-209-210 Maslak
* Merkez Efendi Simit Sarayı Seyitnizam
Mahallesi, Balıkçı Çırpıcı Yolu Merkez Evler, No: 70
2 Etap- Zeytinburnu
Mecidiyeköy Meydan 1 Simit Sarayı
Büyükdere Cad., No: 48
Mecidiyeköy Meydan 3 Simit Sarayı
Büyükdere Cad., No: 58/2
Mecidiyeköy Meydan 4 Simit Sarayı
Büyükdere Cad., No: 26/A
*Mecidiyeköy Stadyum Simit Sarayı
Büyükdere Cd. No:61 Şişli
Merter Simit Sarayı Şair Ahmet Kutsi Tecer Cad.,
Aras Apt., No: 5/C Merter
Metrocity Simit Sarayı Büyükdere Cad. 1.Levent
34330 – İstanbul (Yakında)
Optimum Simit Sarayı Optimum Outlet ve
Eğlence Merkezi, E5 Üzeri, 1. Kat, No: 32 Göztepe
Osmanbey Simit Sarayı Halaskargazi Cad., No:
114/D Osmanbey-Şişli
Pendik Sahil Simit Sarayı Doğu Mah., Ankara
Cad., No: 136 Pendik
*Pendik Marina Simit Sarayı Batı Mah. Sahil
yolu Marintürk İstanbul Cityport Tic. Merkezi E
blok Alt kat 20-21 Pendik
Profilo Avm Simit Sarayı Gülbahar Mah., Profilo
AVM Yolu, No: 311 Mecidiyeköy
Rıhtım Simit Sarayı Osmanağa Mah., Rıhtım
Cad., No: 16 Kadıköy
Sabiha Gökçen Dış Hatlar Simit Sarayı
Sabiha Gökçen Uluslararası Hava Limanı, Dış
Hatlar Tarafı Dl. 500
Sabiha Gökçen İç Hatlar Simit Sarayı Sabiha
Gökçen Uluslararası Hava Limanı İç Hatlar,
Gelen Yolcu Katı, Al 302 ve Al1606
Salacak Simit Sarayı İskele Cad., No: 14 Üsküdar
Sanayi Mahallesi Simit Sarayı Yeşilce Mah., Eski
Büyükdere Cad., No: 59 4. Levent
Sancaktepe Metro Garden Simit Sarayı
(Yakında)
Sirkeci Simit Sarayı Ankara Cad., No: 215 Fatih
Soğanlık Simit Sarayı Orta Mah., Atatürk Cad.,
No: 118 Kartal
*Plato Simit Sarayı Plato AVM, Fatih Bulvarı,
Emir Cad., No: 3-97 Sultanbeyli
Sultangazi Simit Sarayı Cebeci Mah., 1. Cebeci
Cad., No: 21 Sultangazi
Sultançiftliği Simit Sarayı 50. Yıl Mah., Eski
Edirne Asfaltı, Burda Market Bitişiği
Şirinevler Simit Sarayı Şirinevler Mah., Yaman İş
Merkezi, No: 2 B. Evler
Taksim Simit Sarayı Şehit Muhtar Mah., Yeni
Tarlabaşı Cad., No: 6 Taksim
*Taksim Meydan Simit Sarayı Sıraselviler Cad.,
No: 1 Beyoğlu
Taşdelen Simit Sarayı Sultançiftliği Mah., Turgut
Özal Bulvarı, No: 127/1 Çekmeköy
TT Arena Simit Sarayı 1 Huzur Mah., TT Arena
Stadı, K8 Kapı Girişi, Giriş Kat Aslantepe
TT Arena Simit Sarayı 2 Huzur Mah., TT Arena
Stadı K8 Kapı Girişi 4. Kat
TT Arena Simit Sarayı 3 Huzur Mah., TT Arena
Stadı K8 Kapı Girişi 4. Kat
TT Arena Simit Sarayı 4 (Dış Alan) Huzur Mah.,
TT Arena Stadı Aslanlı Yol
TT Arena Simit Sarayı 5 Huzur Mah., TT Arena
Stadı, K8 Kapı Girişi, Giriş Kat Aslantepe
TT Arena Simit Sarayı 6 Huzur Mah., TT Arena
Stadı, K8 Kapı Girişi 4. Kat Aslantepe
Ulusoy İkitelli Simit Sarayı Basın Ekspres Yolu,
Cemal Ulusoy Cad., Ulusoy Yazahanesi, İkitelli
Üsküdar Simit Sarayı Mimar Sinan Mah., Dr.
Fahri Atabey Cad., No: 17/2. Üsküdar
Vialand Simit Sarayı- Açıldı
* Vialand Simit Sarayı Yeşilpınar Mahallesi,
Girne Caddesi, Vialand AVM, Cadde Katı, Eyüp
Viaport-Kurtköy Simit Sarayı Yenişehir Mah.,
Dedepaşa Cad., Viaport AVM, No:2/3 Kurtköy
White Hill AVM Simit Sarayı Karadolap Mh.
Atatürk Cd. No: 13 D: 22 Yeşilpınar-Eyüp
Yenibosna Koçtaş Simit Sarayı Yıldırım Beyazıt
Cad., Koçtaş AVM Yenibosna
* Yenikapı Simit Sarayı Aksaray Mustafa
Kemalpaşa Cad., No: 56 Fatih
*Zeytinburnu Simit Sarayı 58. Bulvar No: 112
212 AVM Simit Sarayı Mahmutbey Merkez Mah.,
Taşocağı Cad., No: 5 K: 2 Bağcılar-İkitelli
İZMİR
Seferihisar Simit Sarayı Kuşadası Cad., No: 79
İzmir Optimum Simit Sarayı Akçay Cad., No: 101,
Optimum Outlet AVM. Gaziemir-İzmir
* Konak Simit Sarayı Akdeniz Mh. Gazi Blv.
Pk:35210 Konak/İzmir. (Yakında)
KAYSERİ
* Kayseri Simit Sarayı Selimiye Mah., O. Kavuncu
Blv., BYZ Garage AVM, Z33, Melikgazi
KOCAELİ
Gebze Simit Sarayı Hacı Halil Mah., Hükümet
Cad., No: 100. Gebze
Gölcük Simit Sarayı Merkez Mah., Cumhuriyet
Cad., Anıt Park İçi, No: 8. Gölcük
İzmit Simit Sarayı Ömerağa Mah., Alemdar Cad.,
No: 26. İzmit
İzmit N City Avm Simit Sarayı Karabaş Mah.,
Oramiral Salim Dervişoğlu Cad. No:102
KONYA
Selçuklu Simit Sarayı
Alaadin Bulvarı, No:13
KÜTAHYA
Kütahya Simit Sarayı Servi Mah., Mithatpaşa
Cad., Çarşı Hilton AVM, Sitesi B/1-15
MALATYA
* Malatya Park AVM Simit Sarayı
İnönü Mah. Çamlıca Cad. No: 178 ,Malatya
MANİSA
Salihli Simit Sarayı Kurudere Cad., No: 4
MERSİN
* Mersin Forum Simit Sarayı Güvenevler Mah., 1.
Cad., No: 120-133, Yenişehir
NEVŞEHİR
*Nevşehir Simit Sarayı 2000 Evler Mah. Zübeyde
Hanım Cad. No: 143
SAKARYA
Adapazarı Simit Sarayı Çark Cad., No:12
Adapazarı Üniversitesi Simit Sarayı Sakarya
Ünv. Kantin Simit Sarayı Esentepe Kampüsü
Serdivan-Adapazarı-Sakarya
Hendek Güney Simit Sarayı Tem Yolu, 157. Km,
Otoyol Hizmet Tesisi, Parkshop
Hendek Kuzey Simit Sarayı Tem 157. Km Otoyol
Hizmetleri tesisi. Parkshop
* Serdivan Park AVM Simit Sarayı Arabacı Alanı
Mah., Mehmet Akif Ersoy Cad.
SAMSUN
Terminal Simit Sarayı Hafif Raylı Sistem
Üniversite Son Durağı. Atakum
Çarşamba Simit Sarayı Çarşamba Kent
Meydanı Avm. (Yakında)
*Samsun Piazza Simit SarayıÇarşamba Cad.,
No: 52 Z-53 Eski Otogar Mevkii, Canik
URFA
* Urfa Piazza Simit Sarayı Direkli Mahallesi,
İpekyol Bulvarı Gaziantep-Şanlıurfa Karayolu,
3749 Ada, 5 Parsel, Merkez
* Urfa Cadde Simit Sarayı Bamyasuyu Mah., 148.
Sok., Palmiye Apt., No: 3, Merkez
TEKİRDAĞ
Çorlu Simit Sarayı Kazimiye Mah., Omurtak
Cad., Yeni Park Karşısı, No: 164/A
VAN
Van Simit Sarayı Cumhuriyet Cad., No: 72
*Van Erciş Simit Sarayı Vanyolu cad. Devlet
Hast. Karşısı Burak Apt. Zemin Kat Erciş
YALOVA
Yalova Simit Sarayı Yali Cad., No: 41/a
ABD
New York Simit Sarayı 435 Fifth Avenue New
York NY 10016. Yakında
ALMANYA
Berlin Simit Sarayı Karl-Marx strasse 82 (Yakında)
Frankfurt Simit Sarayı Kaiserstrasse 44
Frankfurt am main, GPRS: 50°06’32.3”N 8°40’11.4”E
* Düsseldorf Simit Sarayı Worringerstraße 142
40210 Düsseldorf , GPRS: 51°13’18.2”N 6°47’40.4”E
* Mannheim Simit Sarayı Kurpfalzstraße R1, 1
68161 Mannheim. Yakında
* Köln Venloer Simit Sarayı Venloer Strasse 280, Köln
GPRS: 50°56’53.2”N 6°55’15.8”E
BELÇİKA
* Antwerpen Simit Sarayı de Keyserlei 13-15 2018
Antwerpen, GPRS: 51°13’03.9”N 4°25’01.6”E
HOLLANDA
Amsterdam Simit Sarayı Kinkerstraat 224 1053
EM Amsterdam, GPRS: 52°21’56.2”N 4°51’58.3”E
Amsterdam Simit Sarayı Doppermarkt Yakında
S İ M İ T S A R AY I • 10 9
Amsterdam Simit Sarayı Nieuwedijk 224
Yakında
Amsterdam Simit Sarayı Arena Stadium Yakında
*Den Haag Simit Sarayı Hobbemaplein 99 2526
JD Den Haag , GPRS: 52°04’02.9”N 4°17’53.1”E
Den Haag Simit Sarayı Gedemtegracht 88, 2512
KB Den Haag, GPRS: 52°04’37.6”N 4°18’56.1”E
*Deventer Simit Sarayı Pikeursbaan, 78 A, 7411
GW Deventer, GPRS: 52°15’12.5”N 6°09’50.6”E
Lijnbaan Simit Sarayı Lijnbaan 119A 3012 EN
Rotterdam, GPRS: 51°55’09.5”N 4°28’37.0”E
* Beijerlandselaan Simit Sarayı
Beijerlandselaan 42-44 3074 EK Rotterdam,
GPRS: 51°53’46.2”N 4°30’46.6”E
* Meent Simit Sarayı Meent 15A 3011 JA
Rotterdam, GPRS: 51°55’26.6”N 4°29’08.6”E
Eindhove Simit Sarayı Nieuw straat 23
Eindhoven Yakında
Utrecht Simit Sarayı Vredeburg 150-151
Yakında
Almere Simit Sarayı Almere Central Station
(Yakında)
İNGİLTERE
Londra Simit Sarayı 360 Oxford Street bond
station city of West minster (Yakında)
KIBRIS
*Gazi Magusa Simit Sarayı Doğu Akdeniz
Üniversitesi, Gazi Magusa, GPRS: 35.1447414,
33.9092411
Girne Amerikan Üniversitesi Simit Sarayı Girne
Amerikan Üniversitesi Karmi Kampüsü
Girne Liman Simit Sarayı Girne
Lefkoşa Simit Sarayı Ercan Havalimanı
(Yakında)
MISIR
* New Cairo Simit Sarayı Al Salam Axis, Awal
Al Qahera Al Gadida, Behind 90th Street,
Mobil Station, New Cairo, GPRS: 30°01’14.9”N
31°25’54.4”E
SUUDİ ARABİSTAN
Mekke Simit Sarayı Abraj Al Bait Center, Zam
Zam Tower, Haram Holy City Of Makkah, Mekke,
GPRS: 21°25’09.2”N 39°49’32.4”E
Zam Zam Tower Simit Sarayı Makkah ZamZam
Tower (Promod) (Yakında)
Hilton Mall Simit Sarayı Makkah Hilton Mall
(Yakında)
Makkah Mall Simit Sarayı Makkah Mall
(Yakında)
Al Noor Simit Sarayı Madina Al Noor Mall
(Yakında)
Arab Mall Simit Sarayı Jeddah Arab Mall
(Yakında)
Jeddah Airport Simit Sarayı Jeddah Airport
(Yakında)
Granada Mall Simit Sarayı Riyadh Granada
Mall (Yakında)
El Nakheel Mall Simit Sarayı Riyadh El Nakheel
Mall (Yakında)
Tala Mall Simit Sarayı Riyadh Tala Mall
(Yakında)
Hayat Mall Simit Sarayı Riyadh Hayat Mall
(Yakında)
KUVEYT
*Kuveyt E-Mall Simit Sarayı Beirut Street
Block,No: 26 Building 80002 Hawally Kuwait City
(Yakında), GPRS: 29°20’10.1”N 48°01’07.1”E
* MUTFAK KONSEPTLI MAĞAZALARIMIZ
SUDOKU
1
SUDOKU KOLAY
1
2
3
4
2
3
110 • S İ M İ T S A R AY I
4
SUDOKU ZOR
5
5
6
7
8
6
7
111 • S İ M İ T S A R AY I
8
ASTROLOJİ
Gün
Boğaların
günü
BOĞA (21 NISAN - 21 MAYIS)
Mayıs ayının yıldızı siz Boğalar! Yarım
bıraktığınız işleri tamamlamak için
kolları sıvayın! Hayallerinizin peşinden
gitmek için ihtiyacınız olan gücü
yüreğinizde hissedin! Aşk hayatınızda
ise yeni kararlar almaya açıksınız.
Partnerinizle bahar havasının tadını
doya doya çıkartabilirsiniz. Sosyal
hayatınızda yeni planlar yapmaya ne
dersiniz? Yeni insanlarla tanışmak
sizi mutlu edebilir, arkadaş çevrenizi
genişletebilirsiniz. Mayıs ayında
geçmişle ilgili konuşmalar gündeme
gelebilir, eski günler hakkında
konuşabilirsiniz. Geleceğe umutla
bakacağınız günler çok da uzak
değil. Havaların ısınmasıyla alışveriş
tutkunuz yeniden baş gösterebilir
ancak aşırıya kaçmamaya dikkat
edin. Yakınlarınızla ilişkilerinizde
zaman zaman inatçılığınız tutuyor
ve bu da çevrenizdekileri bir hayli
zorluyor! Artık çocukça kıskançlıklar
yapmayı bırakın. İnatçılığa kendinizi
kaptırmışken etrafınızda olup
bitenleri gözardı etmeyin. Bu dönemde
ufkunuzu genişletecek yeni fikirler
edinebilirsiniz. Öğrenmeye açık olun.
Dekorasyon önerileri
Boğa burçları bütçelerini aşan
tercihlerden pek haz etmezler. Ama
lüks sevgilerinden de ödün vermezler.
Evde vakit geçirmeyi
seven Boğa burçları
için lüks, şıklık ve
rahatlık bir arada
olacak, işte o kadar!
Bu yüzden kalıcı ve
kullanışlı eşyalar
tercih edebilirsiniz.
Elementi: Toprak
Yönetici Gezegeni: Venüs
Rengi: Pastel mavi, lila
Taşları: Zümrüt, Topaz
Madeni: Bakır
Niteliği: Sabit
Uğurlu Sayıları: 6,4
Uyumlu olduğu burçlar:
Oğlak, Başak
Uyumsuz olduğu burçlar:
Aslan, Kova, Akrep
Salonunuzda bulunacak
bir şömine size hitap eden
bir tarz olarak öne çıkabilir. İç
mekânda tercihiniz ise ahşaptan
yana olmalı. İster yerler parke olsun,
ister dolaplarınız ağaç gibi koksun!
Bulunduğunuz mekân
size o çok
sevdiğiniz doğayı
hatırlatmalı. Aynı
şekilde koltuklarınızda,
yastıklarınızda
veya perdelerinizde
kullanabileceğiniz çiçek
detayları da aynı doğal
havayı yaratacaktır.
Boğa burçlarının bir
özelliği de müziğe olan
tutkusudur. Bu ilginizi
dekorasyona da taşıyarak
evde kendinize huzurlu bir
atmosfer oluşturabilirsiniz. Boğa
burcuysanız toprak renkleri, yeşil,
mavi ve pembenin yumuşak tonları
tam size göre! Fazla uçuk kaçık stiller
tarzınızı pek yansıtmıyor, kabul
edelim. Ama bu
demode olacağınız
anlamına da gelmiyor
elbette! Klasik ve
modern çizgileri
bir araya getirerek
evinizde hem konforu
hem de şıklığı
112 • S İ M İ T S A R AY I
harmanlayabilirsiniz. Misafirleriniz
hem şıklığınızdan gözünü alamayacak
hem de rahatlığınız sayesinde yerinden
kalkamayacak!
Beslenmeniz için...
Şu bir gerçek ki Boğa burçları
yaşamak için değil, yemek
için yaşarlar. Üstelik
sadece kendileri yemez,
etrafındakilere de
yedirmeyi severler. Ancak
bu durum elbette kontrol
altına alınmazsa fazla kilo
olarak size geri dönebilir.
Bir kere su içmek Boğa
burçlarının günlük hayatının
vazgeçilmezi olmalı! Zira
boğa burçlarının vücutları sus
tutmaya meyillidir ve aldıkları her
tuz, vücutlarının su tutmasına neden
olabilir. Bu nedenle sık sık su içmek
Boğalar için çok önemli. Deniz ürünleri
ve yumurta, sağlıklı bir şekilde protein
ihtiyacınızı karşılamanıza yardımcı
olabilir. Biliyoruz; bir hayli zor ama
karbonhidratlardan ne kadar uzak
durursanız sizin için o kadar iyi. Boğa
burçları ıspanak, mantar, brokoli gibi
kök bitkileri tüketebilir. Taze meyveler
Boğa burçlarının kurtarıcısı olacaktır.
KOÇ (21 MART - 20 NISAN)
İKİZLER
YENGEÇ
Koç burçları mayıs ayında rahat bir
nefes alın! Tüm sıkıntıları bir kenara
bırakma vakti geldi. Hayal kırıklıkları
yaşamış olabilirsiniz ancak artık
toparlanmanız gerek. Sizi strese sokan
ne varsa mayıs ayında hepsi minimuma
inecek. Yaşam tarzınızla ilgili birtakım
şeyleri yeniden gözden geçirmeniz
gerekebilir. Ancak keyifli günler
yakın. O yüzden gittiğiniz her yere bu
pozitif enerjiyi taşıyın! Bu ay sizin bu
olumlu yapınızdan çevrenizdekiler
de etkilenecek. Yakınlarınızın
sorunlarını paylaşmaya hazırlıklı olun.
Özellikle maddi konularda çıkabilecek
anlaşmazlıkları çözmeniz gerekebilir.
Ancak olgun tavrınız ve sağduyunuzla
üstesinden gelebilirsiniz. Parasal
konularda ise mayıs ayı sizden yana.
Para harcamaya istekli olabilirsiniz,
aman dikkat, aşırıya kaçmayın!
(22 MAYIS - 21 HAZIRAN)
(22 HAZIRAN - 22 TEMMUZ)
Biraz inzivaya çekilip kafa dinlemeye
ne dersiniz? Bu aralar dinginliğe
ve iç huzura ihtiyacınız var
Arkadaşlarınızla olan ilişkilerinizde
güçlü bir dönemdesiniz. Çevrenizle
sık sık bir araya gelip uzun
sohbetler edebilirsiniz. Bu aralar
kendinizi oyalayacak yeni eylemler
keşfedebilirsiniz. Bireysel olarak
yapabileceğiniz aktiviteler sizi mutlu
edebilir. Duygusal olarak sabretmeyi
öğrenmeniz gerekiyor. İş hayatında
da beklentilerinizin karşılanmasını
istemekte haklısınız. Biliyoruz,
beklemek bir hayli sıkıcı ancak
çevrenize biraz daha zaman tanıyın.
Hızlı değişimlerin gerçekleşmesi için
bazen uzun bekleyişler gerekebilir.
Gösterdiğiniz çabaları hafife
almayın!
Yengeçler seyahat planlarını bu
ay hızlandırabilir! Mayıs ayında
eğlenceye düşkünlüğünüz artabilir.
Sevdiklerinizle güzel zamanlar
geçirmek için organizasyonlar yapın.
Pozitif enerjinizle grup içerisinde ilk
göze çarpanlardan biri olacaksınız.
Kariyerinizde emin adımlarla
ilerlemek için gerekli fırsatları
kaçırmayın. Yaratıcı fikirlerinizden
etkilenenler olabilir. Partnerinizle
romantik dakikalar geçirmek için
yeni bahaneler yaratın. Mayıs ayının
mis gibi havası sizi içine çekecek. Bu
ay çevrenizi genişletmeye ve yeni
keşifler yapmaya açıksınız. Ancak
zaman zaman hassaslaştığınız anlar
da olmuyor değil. Zor anlarda derin bir
nefes almak ve temiz havada güzel bir
yürüyüş yapmak iyi gelebilir.
ASLAN
BAŞAK
TERAZİ
İstekleriniz konusunda daha
fazla düşünmeniz gereken bir
dönemdesiniz. Tam olarak ne
istediğinizi bilmeden adım atmak,
sizin için işleri biraz zorlaştırabilir.
Ancak içinizdeki potansiyelin farkına
varın. Kim ne derse desin, kendinizi
hafife almayın. Geçmişle ilgili
konular yeniden gündeme gelebilir.
Parasal konularda aşırıya kaçmaya
meyilli olabilirsiniz. Dengeli olun ve
sözleşmelerin satır aralarını dikkatli
okuyun. Bu dönemde beklenmedik
haberler gelebilir, yeni dostlar kapınızı
çalabilir. Yakın çevrenizle bir araya
gelme ve sağlam bir bahar temizliği
yapmanın zamanı geldi.
İş hayatınızda yapacağınız tercihler
önümüzdeki günlerde önem
kazanabilir. Finansal konularda
dikkatli olmalı, adımlarınızı atmadan
önce iki kere düşünmelisiniz. Yanlış
yönlendirmelere karşı uyanık olmanız
gerekebilir. Planlarınızda değişikliklere
gitmeye açıksınız. Yeni alanlar
keşfetmek için motivasyonunuz
artabilir. Ancak aceleci kararlar
vermemenizde fayda var. Yakınlarınızla
bir araya gelmek, kendinizi iyi
hissetmenizi sağlayacaktır.
Etrafınızdakilerle iletişim kurmak
sizin için çocuk oyuncağı. Gelecekle
ilgili karamsar olmayın. Karamsarlık
sorunlarınızı çözmez.
Program yaparken her zaman
bir B planınız da olsun. Zira
beklenmedik olaylar görüşmelerinizi
ertelemenize neden olabilir. Zaman
zaman motivasyonunuz düşse
de bu ay Terazilerin özgüveni
yerinde! Çevrenizle ilişkilerinizde,
mükemmel bir yönünüz olan
yönlendiriciliğinizle öne çıkabilirsiniz.
Partnerinizle yeni kararlar alabilir,
yalnızsanız yeni bir aşk için istekli
olabilirsiniz. Çevrenizden tavsiyeler
almaya açıksınız. Edindiğiniz
maddi kazançlarla alışverişe olan
düşkünlüğünüz artabilir. Uzun vadeli
planlarınız için harekete geçmekte
gecikmeyin.
(23 TEMMUZ - 23 AĞUSTOS)
(24 AĞUSTOS - 22 EYLÜL)
S İ M İ T S A R AY I • 113
(23 EYLÜL - 23 EKIM)
ASTROLOJİ
AKREP (24 EKIM - 22 KASIM)
Yakınlarınızla olan ilişkilerinizi yeniden
gözden geçirmeniz gerekebilir.
Çevrenizden gelen aksi tavırları ve
huysuzlukları uyumluluğunuzla
atlatabilirsiniz. Yeni kararlar almanız
gerekirse dikkatli olmanızda fayda
var. Aceleci davranmaktan kaçının.
Unutmayın ki herkes hata yapabilir.
Aşk hayatınızda yeni adımlar
atabileceğiniz bir dönemdesiniz.
Parasal konularda ay sonunda sıkıntıya
düşmemek için şimdiden önlem
almanızda fayda var. Etkinliklerinizde
ekonomik tercihler yaparak bu dengeyi
sağlayabilirsiniz.
YAY (23 KASIM - 21 ARALIK):
Mayıs ayında kendinize biraz
daha vakit ayırsanız fena olmaz.
İlgi alanlarınızı genişletebilir, yeni
hobiler edinebilirsiniz. Baharın
güzelliklerinden yararlanın. Aşk
hayatınızda tutkulu olduğunuz
bir dönemdesiniz. İlişkilerinizde
sağduyulu ve gerçekçi olmanızda
fayda var. Sahip olduğunuz pozitif
enerji sizi yoğun temponuzda dinç
tutacak. İş hayatında sorunların
çözümündeki kararlılığınız dikkat
çekebilir, yeni deneyimler elde
edebilirsiniz. Anın tadını çıkarın!
OĞLAK (22 ARALIK - 20 OCAK)
Yeni başlangıçlar yapmak için
hedeflerinizle odaklanın. Duygusal
hassasiyetleriniz zaman zaman artsa
da güçlü durmaya çalışmakta fayda
var. Aşk hayatınızdaki dengesizliklerin
sizi yıpratmasına izin vermeyin. Bazen
karşınızdakinin fikirlerine de kulak
vermeniz gerekebilir. Hafta sonu
programları ya da arkadaş toplantıları
yapmak size ihtiyacınız olan enerjiyi
verebilir. Ancak maddi açıdan
aşırıya kaçmamanızda ve kontrollü
harcamalar yapmanızda fayda var.
Finansal değişimler yaşayabilirsiniz.
İdeallerinize ulaşmak için çalışmaktan
vazgeçmeyin. Unutmayın ki azimli
olduğunuz sürece hiçbir şey imkânsız
değil.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
KOVA (21 OCAK - 18 ŞUBAT)
Mayıs ayında yeniden dinginliğe
ulaşabilirsiniz. Çevrenizle
ilişkilerinizde yaşadığınız
dengesizliklerden kurtulmak
için güzel bir dönem. Yersiz
asabiyetlerden ve ukalalıklardan
kaçının. Yakınlarınıza karşı
daha sabırlı ve hoşgörülü olmaya
çalışmanızda fayda var. Zaman
zaman oluşabilecek yanlış
anlaşılmalar ikili ilişkilerde
başınızı ağrıtabilir. Bazen
yaptığınız hatayı kabul etmek
her şeyi daha kolaylaştırır.
Gösterdiğiniz hassasiyet, sosyal
bağlarınızı güçlendirebilir. İş
hayatında isteklerinizi yerine
getirmek için biraz fazla çaba
göstermeniz gerekebilir. Doğru
kararlar vermek için önünüzdeki
seçenekleri iyi değerlendirmelisiniz.
Harcamalarınıza ve değerli
eşyalarınıza dikkat edin!
BALIK (19 ŞUBAT - 20 MART)
Evle ilgili konularla daha fazla meşgul
olabileceğiniz bir dönemdesiniz.
Beklenmedik bir anda çıkan
tamiratlar vaktinizi alabilir. Ailenizle
ve arkadaşlarınızla daha sık bir araya
gelebilirsiniz. Güvendiğiniz insanlarla
sohbet etmek size kendinizi iyi
hissettirebilir. Hatta bu buluşmaları
daha önce gitmediğiniz mekânlara
taşıyarak yeni yerler keşfetmeniz
mümkün. Bu aralar dikkat
dağınıklığı yaşayabilirsiniz. Her
ihtimale karşı iki kere düşünün
ve odaklanmanızı artırmayı
deneyin. İş hayatında karşınıza
çıkabilecek yeni fırsatlara hazırlıklı
olun. Değerlendirmelerinizde
uygulayacağınız titizlik, doğru
kararlar vermeniz için önemli.
Kazançlarınızdaki artış para
biriktirmeniz için iyi bir fırsat olabilir.
Ne gerek var demeyin, ay sonuna gönül
rahatlığıyla girin.
114 • S İ M İ T S A R AY I
K

Benzer belgeler