495 KB - Çevre Mühendisleri Odası
Transkript
495 KB - Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası V. ULUSAL ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ İZMİT KLİNİK ve TEHLİKELİ ATIKLARI YAKMA ve ENERJİ ÜRETİM TESİSİ’NDEN ATMOSFERE VERİLEN AZOT OKSİT (NOx) EMİSYONLARININ DAĞILIMININ MODELLENMESİ Öğr.Gör. Fatih TAŞPINAR1, Yrd.Doç.Dr. Mithat BAKOĞLU2 (1) Kocaeli Üniversitesi, A. R. Veziroğlu MYO Yeniköy/İzmit, [email protected] (2) Kocaeli Üniversitesi Müh. Fak. Çevre Müh. Bölümü , [email protected] ÖZET Bu çalışmada, hızla gelişen ve büyüyen, ülkemizde en yoğun sanayileşmenin olduğu il olan ve bunun getirmiş olduğu çevresel sorunlardan oldukça etkilenen ilimiz Kocaeli’nde kurulmuş olan ve 25 Kasım 1997 yılında performans testleriyle kentsel katı atıklar ile tehlikeli ve klinik atıkların yakılmaya başlandığı, İzmit Çevre Entegre Projesi kapsamındaki İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisi, kısaca atık yakma tesisinden atmosfere verilen azot oksit (NOx) emisyonlarının, “Gauss dağılım modeli” tabanlı EPA ISCST3 modeline göre dağılımının yada dispersiyonunun modellenmesi konusunda çalışılmıştır. Yakma tesislerinde azot oksitlerin oluşumu, atık yakma tesisi ve bu emisyonların dağılımı incelenmiştir. “Lakes Environmental Software” tarafından hazırlanmış olan “ISC-Aermod View 4.0.1” yazılımı, İZAYDAŞ atık yakma tesisi bacasından atmosfere verilen azot oksit emisyonlarının modellenmesinde kullanılmış ve yörenin (pilot bölge 2.5 km yarıçaplı ve baca merkezli) meteorolojik ve topografik koşulları altında nasıl dağıldığı, alıcıların yıllık, günlük ve saatlik hangi maksimum konsantrasyonlara maruz kalabileceği, bunun yeri ve yönü, emisyon gradyenti çıkarılarak gösterilmiş, uzun ve kısa vadeli değerlendirmeler yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Atık Yakma, Azot Oksitler, Dağılım, ISCST3, Modelleme. AIR DISPERSION MODELLING OF NOx EMISSIONS EMITTED INTO THE ATMOSPHERE FROM CLINICAL AND HAZARDOUS WASTE INCINEREATOR IN İZMİT ABSTRACT Kocaeli region has undergone a dense industrialization since ‘70s and therefore has faced with significant environmental problems caused by various sectors of industry. In the study, dispersion of nitrogen oxide (NOx) emissions of Izmit Clinical and Hazardous Waste Incinerator, shortly IZAYDAS, which was established in Kocaeli region to solve industrial and clinical waste problems and started to operate on November, 25th, 1997, were modeled and their potential effects on the environment were evaluated. A Gaussian EPA air dispersion model, ISCST3, prepared by “Lakes Environmental Software” (ISC AERMOD View-Version 4.0.1) was used in modeling studies. Formation of nitrogen oxides in waste incinerators, and also in IZAYDAS waste incinerator, was examined and the dispersion, direction and wet deposition of NOx emissions based on hourly surface meteorological data of the year 2000 in Kocaeli and topography of the pilot area surrounding the incinerator (within a radius of 2.5 km) were determined. Concentration and wet deposition gradients were drawn on the averaging times of an hour, a day and a year and points of maximum concentration and deposition were determined, and short and long term evaluations were made. Key Words: Waste Incineration, Nitrogen Oxides, Dispersion, ISCST3, Modeling. İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi Fatih TAŞPINAR 1. GİRİŞ Atıklar çevreye, ekolojik dengeye ve özellikle insanlara zarar vermeyecek şekilde bertaraf edilmelidir. Bu nedenle, atık yönetimi bir sorun olarak karşımıza çıkmış ve bu amaçla arıtma, geri kazanma, depolama, kompostlaştırma ve bu çalışmanın nedeni olan yakma işlemi gibi bir takım ileri bertaraf yada atık uzaklaştırma tekniklerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Yöremiz, İzmit, özellikle 1960-1990 yılları arasında hız kazanmış olan sanayileşme, kentleşme, bir endüstri şehri olma, göç alma ve nüfusun hızla artması gibi etkenlerden dolayı çevre sorunlarına acil çözümler getirilmesi gereken bir şehir konumuna gelmiştir. İzmit bu dönemde sorunlarına çözüm olması amacıyla “atıksu arıtma tesisleri”, kentsel atıklar ile tehlikeli ve klinik atıkların yakılarak bertaraf edildiği bir “yakma tesisine” sahip olmuştur (Çetin, 2001). Ülkemiz için oldukça yeni olan bu tesisin çevresel etkilerinin belirlenmesi ve katkı değerlerinin saptanması gerekmektedir. Bu çalışmada bu etkilere ortak olan NOx emisyonlarının dağılımı incelenmiş ve ortama katkısı bulunmaya çalışılmıştır. 2. HAVA KİRLİLİĞİ ve AZOT OKSİTLER (NOx) 2.1. Hava Kirliliği Hava kirliliği, havada belirli fiziksel şekillerdeki yabancı ve istenmeyen maddelerin, insan sağlığına ve diğer canlılara, ekolojik dengeye ve eşyalara zararlı olabilecek konsantrasyonda ve sürelerde bulunması şeklinde tanımlanabilir. Yabancı madde tanımı atmosferin doğal bileşiminde olmayan maddeleri kapsadığı gibi atmosferin doğal bileşiminde varolup da normal olarak bulunduğu seviyelerin üstüne çıkan maddeler olarak da ele alınır. 2.2. Hava Kirletici Kaynaklar Hava kirletici kaynaklar çok çeşitli olmakla birlikte bunları genel olarak kaynak yapısına ve türüne göre sınıflandırabiliriz. Kaynak yapısına göre nokta kaynak, çizgisel kaynak ve alan kaynak olarak, kaynak türüne göre ise yakıtların yakılması, ulaşım ve endüstriyel prosesler olarak sayabiliriz. Yakıtların yakılması sonucu oluşan kirletici emisyonları hava kirlenmesinin en önemli nedenlerinden biridir. Kirlilik kaynakları, ısınma ve endüstriyel amaçlı (enerji ve buhar temini için) ve elektrik santrallerinde yakıt yakılması şeklinde gruplandırılabilir. Endüstriyel kaynaklar her türlü endüstriyel faaliyet sonucu oluşan hava kirlenmesini kapsar. Bu nedenle hava kirlenmesi tanımı, değerlendirilmesinde ve kirlenme kontrolünde en karmaşık ve güçlükler gösteren gurubu oluşturur. Ulaşım araçlarının neden olduğu kirlenme ulaşım kaynaklı kirlenmeyi oluşturur. Dünya ölçeğinde değerlendirilirse ulaşımın en önemli kaynaklar arasında olduğu görülmektedir (Tünay, 1996). 2.3. Azot Oksitlerin Tanımı, Kaynakları ve Özellikleri Azot oksitler deyimi, çoğunlukla altı çeşit, azot (N) içeren gaz için kullanılır ve topluca NOx olarak gösterilirler. Bu gazlar azot monoksit (NO), azot dioksit (NO2), nitrözoksit (N2O), azot tetraoksit (N2O4), azot sesquioksit (N2O3) ve azot pentaoksit (N2O5) dir. Hava kirliliği açısından NO ve NO2 büyük önem taşımaktadır ve sadece bu iki azot oksit türü atmosfere büyük miktarlarda verilmektedir. Dolayısıyla NOx terimi genel anlamda bu iki gaz ile ilgilidir (Nevers, 1993). NOx kaynakları, yüksek sıcaklıkta gerçekleşen yakma işlemleri (ısıtma ve enerji üretim amaçlı yakma), motorlu taşıtlar (içten yanmalı motorlar), elektrik ve enerji santralleri, şimşek çakmaları ve diğer endüstriyel, ticari ve yerleşim alanlarında yakılan yakıtlardır. Ulaşım yada motorlu araçlar en önemli NOx kaynaklarıdır. ABD’ de yapılan bir araştırmaya göre yılda 20 milyon ton NOx’ in atmosfere bu yolla verildiği saptanmıştır (EPA, 1998). 366 İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi Fatih TAŞPINAR 2.4. NOx’lerin Etkileri Azot dioksit oksitlendiği zaman sarı kahverengi keskin kokulu ve zararlı bir gaz haline gelmektedir. NOx’ in çoğu NO olarak yanma sonucu ortaya çıkar. Hava kirliliği bakımından önemli olan azot oksitler ise NO (azot monoksit) ile NO2 (azot dioksit) dir. Azot oksitlerinin atmosferde kalıcılık süresi bir kaç gündür (Toros, 2000). NO, insan sağlığı üzerinde zararlı etkileri bulunan ki bu etkiler aynı miktardaki NO2‘ den azdır, renksiz bir gazdır. Çevre havasında NO konsantrasyonu 1.22 µg/m3 (~1 ppm) den düşüktür ve sağlık üzerinde bir tehlikeye yol açmazlar. Atmosferde NO hızla NO2‘ ye oksitlenir. NO2 önemli biyolojik etkilere sahip kırmızı-kahverengi bir gazdır. Akciğer alveollerinde irritasyona yol açan NO2, 5 ppm civarındaki konsantrasyonlarda solunum yollarındaki hava hareketlerine karşı direncin yükselmesine yol açmaktadır. 150 ppm’ lik bir NO2 seviyesine uzun süre maruziyet ise ölüme yol açmaktadır. Zararlı etkilere neden olan NO2 için sınır değerler çeşitli standartlara göre şöyledir; NAAQS‘ e göre yıllık ortalama 100 µg/m3 [0.053 ppm], EU‘ ya göre saatlik ortalama 200 µg/m3 ve yıllık ortalama değer insanlar için 40 µg/m3 ve bitki örtüsü için 30 µg/m3 , ülkemizde HKKY’ de verilen NO2 ve NO için uzun vadeli sınır değerler 100 µg/m3 ve 200 µg/m3 ve kısa vadeli sınır değerler ise tür 300 µg/m3 ve 600 µg/m3‘ tür. Karasal alanlarda çevresel açıdan NO2’ nin genellikle değiştiği aralık 0.4-9.4 µg/m3 [0.0002-0.005 ppm] dir. Bu değerleri genelleştirmek ne kadar güç olsa da şehirsel alanlarda 20 - 90 µg/m3 [0.01-0.05 ppm] aralığındadır (WHO, 1977). 2.5. Yakma Tesisleri Açısından NOx’ler Yakma tesislerinde azot içeren maddeler yakıldığı takdirde, NOx formasyonları, üç farklı tür reaksiyon sonucu oluşabilmektedir (Stripple, 1995): !" Atıktaki mevcut azot içeriğinin oksidasyonu ile, !" Yakma havasında bulunan azotun (N2 olarak) direkt oksidasyonu ile, !" Yakma havasında bulunan azotun (N2 olarak) dolaylı oksidasyonu ile ki bu durumda, azot atomları yada azot radikalleri ile sonuçlanan oksidasyonu takip eden yakma işlemi esnasında oluşan serbest hidrokarbon radikalleriyle reaksiyonu söz konusudur. Modelleme amaçlı çalışmalarda atık gaz akımı içindeki NOx içeriğinin, % 75’ ininin atıkta bulunan azottan kaynaklandığı ve geri kalan % 25’ inin ise moleküler azotun dolaylı oksidasyonundan kaynaklandığı kabul edilmektedir. Yakma işlemi sırasında oluşan NOx formasyonları, öncelikle NO ve sonra çok az bir oranda da NO2 içerir. Modelleme amaçlı çalışmalarda, atmosfere verilen NOx içeriğinin % 3 NO2 ve % 97 NO’ dan ibaret olduğu kabul edilmektedir (Fenhann and Kilde, 1994). 3. İZMİT KLİNİK VE TEHLİKELİ ATIKLAR YAKMA VE ENERJİ ÜRETİM TESİSİ PROSES TANITIMI İzmit Entegre Çevre Projesi kapsamındaki İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıklar Yakma ve Enerji Üretim Tesisi (İZAYDAŞ), İzmit’ in 15 km doğusunda ve 32.000 m2’si Yakma Tesisi olmak üzere 800.000 m2’lik alanda kurulmuştur (Çetin, 2001). 3.1. Yakma Tesisi Yakma tesisi; endüstriden kaynaklanan atıklar; ilaç-hastane atıkları, plastik ve lastik atıkları, kozmetik atıklar, kullanılmış yağ, petrokimya atıkları, gres ve yağlı atıklar, solvent, boya, atık boya döküntüleri, yapıştırıcı ve yapışkan, boya ve arıtma çamurları gibi doğa, canlı ve yeraltı suları için tehlikeli atıkların bertaraf edildiği bir tesistir. Civa ve civa bileşikleri, patlayıcı ve radyoaktif maddeler, mezbaha atıkları, dışkı ve kadavralar tesise kabul edilmezken, her atığın 367 İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi Fatih TAŞPINAR tesis laboratuarlarında görünüş, koku, kıvam, yağ-su-çamur oranı, yanma, halojen miktarı, kalorifik değer, pH, iletkenlik gibi parametreleri analiz edilmektedir. Tesisin kapasitesi ise 35.000 ton/yıldır. Beş ana bölümden oluşmaktadır: Ara Depolama, Yakma, Buhar ve Enerji Üretme Sistemi, Atık Gaz Temizleme Sistemi, Kül ve Cüruf Toplama Sistemi. 3.2. Atık Gaz Temizleme Sistemi Tesis maliyetinin ¾’ünü oluşturan bölüm; elektrostatik filtre, venturi yıkayıcı ve acil su sistemi, kireç püskürtmeli yıkayıcı, fiziksel/kimyasal arıtma, çekiş fanı, baca gazı analiz odası, baca ünitelerinden oluşmaktadır. Elektrostatik Filtre; iki bölümden oluşan, ihtiva ettiği elektrotlarda 60.000 voltluk gerilimle atık gazın toz içeriğinin % 99’unu tutan sistemdir. Elektrotla tutulan toz çekiçleme sistemi ile dökülerek ısıtma donanımlı kapalı konveyör sistemi ile kül silosuna taşınır. Venturi Yıkayıcı; 170-200 °C’ de gelen atık gaz yıkama sıvısı ile ters akış prensibine göre temasa geçerek su buharlaşması suretiyle doyma sıcaklığına kadar soğumaktadır. Soğutma prosesinde baca gazı yıkama sıvısı ile temasa geçtiğinde HCl, HF ve Br, Zn, Fe, Hg gibi ağır metaller absorbe edilmekte ve bunun sonucunda yıkama sıvısının pH’ı 0,5-1,5’a kadar düşmektedir. Yıkama sıvısı % 10’luk Ca(OH)2 ihtiva etmekte olup, 2 adet sirkülasyon pompası ile (1’i yedek) sirküle ettirilmektedir. Zamanla kirlenen yıkama sıvısının bir kısmı, sistemden çekilerek fiziksel kimyasal arıtma ünitesine gönderilmektedir. Venturi yıkayıcısını aşırı ısıya karşı korumak için 10 m3’lük su tankı ve iki adet püskürtme nozülünden oluşan acil su sistemi mevcuttur. Kireç Püskürtmeli Yıkayıcı; atık gaz, pH’ı 5,5-6 olan yıkayıcıya üstten girerek (%10 kireç konsantrasyonlu) yıkama sıvısı ile ters akış prensibine göre karşılaşır. Kükürtlü bileşikler oksidasyon havası ile SO4’lı bileşiklere yükseltgenerek tutulur. HCl ve HF’nin geri kalanı atık gazdan temizlenir. Yıkama çözeltisi sürekli olarak hidrosiklona gönderilmekte ve kirlilik yükü istenen değerden yüksek olduğunda otomatik olarak fiziksel ve kimyasal atıksu arıtma ünitesine yönlendirilerek yıkama çözeltisinin yenilenmesi sağlanmaktadır. Fiziksel ve Kimyasal Atıksu Arıtma Ünitesi; atık gaz temizleme sistemindeki proseslerden kaynaklanan atıksuların kirleticilerden arıtılması için kurulmuştur. Fiziksel ve kimyasal atıksu arıtma ünitesinde, atıksular arıtma işlemlerine tabii tutularak atıksu kirlilik yükü alıcı ortam giriş standartlarına indirgenmektedir. Ana Emme Fanı; baca gazının sistem içerisinde emilerek atmosfere verilmesi ile beraber yakma sistemini negatif basınç altında tutarak sızdırmazlığı sağlamaktadır. Baca Gazı Analiz Odası; tesiste, fiziksel ve kimyasal olarak temizlenen gaz, bacadan atmosfere verilmeden önce baca gazı emisyonlarının sürekli olarak izlenmesi amacı ile kurulmuş olan baca gazı analiz odasına alınır. Burada CO, CO2, HCl, HF, SO2, NOx, TOC, Toz, H2O ve O2 gibi emisyon parametrelerinin analizi yapılır ve ölçümler iki dakikada bir otomatik olarak kaydedilir. Bu değerlerden elde edilen yarım saatlik ortalama değerler modem vasıtası ile Kocaeli Valiliği Çevre İl Müdürlüğü, İzmit Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanlığı ve İZAYDAŞ Genel Müdürlüğü’nde kurulmuş olan bilgisayarlara gönderilir. Böylece ölçüm sonuçlarını her an denetim altında tutmak mümkün olmaktadır. Baca; atık gaz temizleme sisteminden geçen gazlar, baca tarafından atmosfere atılmaktadır (İZAYDAŞ, 1999). 3.3. Kül ve Cüruf Toplama Sistemi Tesiste açığa çıkan kül ve cüruf, tartım ve analiz sonuçları çerçevesinde ya depolanmak üzere düzenli depolama alanlarına ya da tekrar yakılmak üzere bunkere alınır (İZAYDAŞ, 1999). 368 İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi Fatih TAŞPINAR 3.4. Sürekli Ölçümler Fiziksel ve kimyasal olarak temizlenen gaz, bacadan atmosfere verilmeden önce baca gazı emisyonlarının sürekli olarak izlenmesi amacı ile kurulmuş olan baca gazı analiz odasına alınır. Burada FTIR (Fourier Transform Infra Red), Oksijen Sensörü, FID (Flame Ionisation Dedection) ve Fotometrik Toz Ölçüm Cihazları bulunmaktadır. Bunların yanısıra, baca hattı üzerinde baca gazı akış hızını, basınç ve sıcaklığını ölçen cihazlar da mevcuttur. Sistemin devreye alınması, işletilmesi, devreden çıkarılması ve kalibrasyonları Kontrol Odası PLC grubunun sorumluluğundadır. Bu odada on-line analizi yapılan emisyon parametreleri CO, HCl, SO2, NOx, TOC, Toz, HF, CO2, H2O, O2’dir. Atık gaz temizleme sisteminden geçen gazlar, ana emme fanı ile 65 m yüksekliğindeki baca tarafından atmosfere atılmaktadır. 4. DAĞILIM MODELLERİ Herhangi bir bacadan atmosfere salınacak kirletici emisyonlarının havadaki dağılımları ve neden olacakları ortam havası konsantrasyon değerleri hava dağılım modelleri yardımıyla tahmin edilir. Bu modeller, bir yörede geçmişteki herhangi bir periyotta gözlenen meteorolojik koşulları baz alarak, mevcut emisyon oranlarını ve bu emisyonların atmosfere salındıkları yükseklikleri kapsayan belirli formüller yardımıyla kirleticinin atmosferde nasıl bir dağılıma uğrayacağını tahmin ederler. Kirleticilerin havadaki hareketleri ve dağılımları, emisyon oranları, baca yükseklikleri ve meteorolojik koşulların yanı sıra kirleticinin spesifik (fiziksel, kimyasal, termodinamik vs.) özelliklerine de bağlıdır. Mevcut modeller daha çok partiküller, NOx ve SO2 vb. genel kirleticilerin dağılımları için kullanıldığından bu özelliklerden bir kısmını dikkate almaktadır. Kirletici kaynak emisyonlarının atmosferde dağılımının belirlenebilme-sinde kullanılan nümerik modellerin çoğu Gauss normal dağılım modelinin, tek veya çok boyutlu dispersiyonlar için geliştirilmiş modifikasyonlarıdır. Bu çalışmada kullanılan yazılım da, EPA – ISCST3 modelini kullanmaktadır. Bu model de Gauss dispersiyon modeline dayalıdır. Bu çalışmada hava dağılım modeli olarak ISCST3 (Lakes-Environmental Software) kullanılmıştır. ISCST3’te yer alan formüller ve modelin ayrıntılı bir şekilde anlatımı bu bölümde verilmiştir. Lorber et al. (2002)’de bu modelin kısa süreli olaylara nazaran uzun vadeli (örneğin yıllık) tahminlerde daha iyi bir performans gösterdiği belirtilmiştir. Ülkemizde 2 Kasım 1986 tarih ve 19269 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’ nde de (HKKY) atmosferik dağılım için bu tür bir dispersiyon modeli esas alınmıştır (VAR ve KARA, 1999). 4.1. ISCST3 Dispersiyon Modeli Industrial Source Complex Short Term (ISCST) modeli, çeşitli endüstriyel kirlilik kaynaklarının söz konusu olduğu yerlerde, bu kaynaklara ait emisyonların dağılımlarının modellenmesi yönünde farklı seçenekler sunabilen bir modelleme yaklaşımıdır. Modelin temeli Gauss dağılım denklemi olup, bu denklem, bazı modifikasyonlarla birlikte bacalardan kaynaklanan basit nokta kaynak emisyonları, kaynağa yakın binaların neden olduğu aerodinamik yıkanma etkilerine yol açan baca emisyonları, yalın ya da çoklu gaz çıkışları, kirlilik yaratıcı depolama faaliyetleri, hareketli kaynak emisyonları vb. emisyonların modellenmesi amacıyla kullanılmaktadır. “ISC Short Term” modeli, kirlilik bulutunun yükselmesi, taşınımı, dağılımı ve birikimini tanımlamak üzere “saatlik meteorolojik” verileri kullanmaktadır. Model, saatlik meteorolojik verilere göre kaynak ve alıcı gruplarının bileşimi temelinde konsantrasyon ve birikim miktarlarını tahmin eder ve istenen kısa vade ortalamalarını hesaplar. Birikim değerlerine ilişkin olarak kuru birikim hızı, ıslak birikim hızı ya da toplam birikim hızı tahmin 369 İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi Fatih TAŞPINAR edilebilmektedir. Toplam birikim hızı, basit olarak, herhangi bir alıcı grubu noktasındaki kuru ve ıslak birikim hızlarının toplamını ifade eder. 5. MODELİN UYGULAMASI ve SONUÇLAR 5.1. Pilot Bölge Modelin uygulanacağı pilot bölge tesis bacası merkez olmak üzere yaklaşık 6 km çaplı bir daire olarak seçilmiştir. Bu bölge, kuzeydoğuda, tesise yaklaşık 1000 m uzaklıktaki Solaklar Köyü’nü; güneyde, tesise yaklaşık 1000 m uzaklıktaki Alikahya Beldesi’ni ve güneybatıda, tesise yaklaşık 1500 m’ de bulunan Yuvam-Akarca Konutları’nın bir kısmını kapsamaktadır. Son yıllarda tesisin batı kısmında da yoğun bir konut yapımı süreci gözlenmektedir (Şekil 1). Pilot bölgenin % 75’inin kırsal, % 15’inin yarı-kentsel (Alikahya), % 10’unun da kentsel (Yuvam) yerleşim alanı olduğu kabul edilmiştir. Kırsal alanın % 70’i ekili arazi, % 30’u da otlak alanlar olarak alınmıştır. Şekil 1. Söz Konusu Pilot Bölge Alanı. 5.2. Alıcılar (Reseptörler) Genel olarak, tesisin emisyonlarından etkilenecekleri tahmin edilen kişilerdir. Bu bağlamda Solaklar Köyü’nde yaklaşık 500, Alikahya Beldesi’nde 5.000 ve Yuvam-Akarca Konutları’nda ise 10.000 kişi yaşamakta olup belirlenen pilot bölge ilk ikisinin tamamını, Yuvam Konutları’nın ise yarıya yakınını kapsamaktadır. Dolayısıyla pilot bölgedeki toplam nüfus 10.000 civarındadır. Modelde Solaklar, Alikahya ve Yuvam’da yaşayan insanlar sırasıyla kırsal, yarı-kentsel ve kentsel nüfus olarak adlandırılmıştır (Şekil 2). Pilot bölgede yaşayan insanlar, her ne kadar en yüksek risk grubu olarak tanımlanmaktadır. NOx’ lerin doğadaki kısa yarı ömürleri taşınım yoluyla etki edebilecekleri mesafeyi azaltabilir ama bu bölgenin dışında yaşayan insanların da bu emisyonlardan etkilenebilecekleri unutulmamalıdır. Buradan hareketle model için alıcı noktaları belirlenirken tüm pilot bölge temel alınmış ve pilot bölge üzerindeki her yer alıcı ortam olarak tanımlanmıştır. 370 İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi Fatih TAŞPINAR Şekil 2. Alıcıları Gösteren Grid (Reseptör Gridleri). 5.3. Meteorolojik veriler ISCST3 modeli meteorolojik veri olarak saatlik bazda yıllık veri kullanmaktadır. Modelde kullanılmak üzere Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan ve İzmit Merkez Bağçeşme Mahallesi’nde bulunan Kocaeli Meteoroloji İstasyonu (İstasyon No. 17066; Enlem: 490 N; Boylam: 290 E) tarafından kaydedilen 2000 yılı meteorolojik verileri kullanılmıştır. Bu veriler saatlik sıcaklık, rüzgar hızı ve yönü ve basınç ile günlük bulut yükseklikleri ve yağış ölçümlerini içermektedir. Günlük değerlerin saatlik değerlere dönüştürülmesinde enterpolasyon ve rasgele tahmin yöntemleri kullanılmıştır. Elde edilen saatlik değerler PCRAMMET için uygun formatlarda (SCRAM, CD-144, TD-3240 vb.) yeniden üretilmiş ve ISCST3 için uygun meteoroloji dosyaları elde edilmiştir. Karışım yükseklikleri ise meteorolojik istasyonlarda ölçülmediği için ISCST3 modeli tarafından sağlanan bir işlemci yardımıyla hesaplanarak elde edilmiştir. Meteorolojik verilerden elde edilen ve mo-dele ait WRLPLOT programı ile elde edilen rüzgar gülü de hazırlanmıştır (Şekil 3). 371 İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi Fatih TAŞPINAR Şekil 3. 2000 Yılı için Rüzgar Gülü. 5.4. Çalışmada Kullanılan Yöreye Özgü İklim Parametreleri. Bu parametreler Anemometre Yüksekliği, Minimum Monin-Obukhov Uzunluğu, Yüzey Pürüzlülüğü, Öğle Vakti Albedosu, Bowen Oranı, Antropojenik Isı Akısı ve Absorblanan Net Radayasyon Fraksiyonu’ dur. Minimum Monin-Obukhov Uzunluğu: Monin-Obukhov uzunluğu atmosferik kararlılığın bir ölçüsüdür. Yüzey ısınmasının kararsız atmosfer koşullarına neden olduğu gündüz boyunca negatif, yüzeyin soğuduğu (dolayısıyla atmosferin kararlı olduğu) gece boyunca ise pozitiftir. Sıfıra yakın değerler, işaretine bağlı olarak çok kararsız ya da kararlı koşulları gösterir. Kararlı koşullar süresinde kentsel alanlarda tahmin edilen Monin-Obukhov uzunluğu (L) değerleri, daha az kararlı sınır tabakasını yeterince yansıtmayabilir. Hanna and Chang (1991)’de, kentsel bölgelerde engeller (binalar) tarafından üretilen mekanik türbülansın, engelsiz bir alana göre “daha nötral” bir yüzey tabakası oluşturma eğiliminde olacağını belirtmişlerdir. Dolayısıyla, bu etkiyi göstermek amacıyla kararlı saatler için minimum L değerinin baz alınmasını önermişlerdir. Yazarlar ayrıca, engel yüksekliği ile bu engel tarafından etkilenen akış bölgesi arasında var olan yaklaşık bir ilişkiyi kullanarak birçok kentsel arazi kullanım sınıfına göre Tablo 1’deki minimum değerleri önermişlerdir: Tablo 1. Arazi Kullanım Türlerine Göre Minimum Monin-Obukhov Uzunlukları. Arazi Kullanım Türü Tarımsal (açık alan) Yerleşim Yerleşim/endüstriyel Ticari (19-40 katlı binalar) Ticari (40 kattan yüksek binalar) 372 Değer (m) 2 25 50 100 150 İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi Fatih TAŞPINAR İzmit, her ne kadar ileri derecede sanayileşmiş ve buna bağlı yoğun nüfus artışıyla yerleşim yerlerinin de hızla arttığı bir kent olsa da, çalışmanın yapıldığı alanın büyük bir kısmı Şekil 4’de de görüldüğü gibi tarımsal köy arazisidir. Pilot bölgede bulunan yerleşim alanlarından Yuvam-Akarca konutları kentsel bir yerleşim alanı olarak Şekil 4. Pilot Bölgede Arazi Kullanımları. kabul edilebilirler. Alikahya beldesi ise 2-3 katlı binaların çoğunlukta olduğu yarı-kentsel bir yerleşim alanı olarak kabul edilmiştir. Pilot bölgede bu iki yerleşim alanının kapsadıkları kısım, yaklaşık olarak sırasıyla % 10 ve % 15 olup, geriye kalan % 75’lik kısım köy ya da tarım arazisi olup açık alan kategorisinde değerlendirilebilir. Buna göre % 75’lik kısım açık alan, % 15’lik kısım yarı-kentsel yerleşim (bu sınıfa ait Monin-Obukhov uzunluğu 10 m alınmıştır) ve % 10’luk kısım da kentsel yerleşim alanı olarak kabul edilmiş ve ağırlıklı ortalama alınarak pilot bölge için Monin-Obukhov uzunluğu 5.5 m olarak bulunmuştur. Yüzey pürüzlülük uzunluğu – ölçüm alanı ve uygulama alanı : Yüzey pürüzlülük uzunluğu, rüzgarın esmesini engelleyen yüksekliklerin bir ölçüsüdür. Bu engellerin fiziksel boyutlarına eşit olmamakla birlikte, genel olarak bununla doğru orantılıdır. Mevsimlerin fonksiyonu olarak arazi kullanım türlerine göre tipik değerleri içeren tablolar verilmektedir. Çalışmada kullanılan meteorolojik veriler Kocaeli Meteoroloji İstasyonu’nda ölçülmüştür. İstasyon İzmit Merkez Bağçeşme Mahallesi’nde kentsel yerleşim bölgesi içinde, denizden 76 m yükseklikte bulunmakta, rüzgar ölçümleri de aynı yerde bulunan bir apartmanın üstünde yapılmaktadır (anemometre yüksekliği 10 m). Bu bakımdan yüzey pürüzlülük uzunluğu ölçüm alanı için 1.00 m alınmıştır. Uygulama alanı değeri ise pilot bölgenin özelliklerine göre belirlenmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi çalışılan bölgenin yaklaşık ¾’ü kırsal alandır. Bu alanın da büyük bir kısmını ekili arazi ve otlaklar oluşturmaktadır. Bu araziler küçük pürüzlülük değerlerine sahiptirler. Öte yandan yörenin ve İZAYDAŞ tesisinin kurulduğu alanın topografik yapısı (deniz 373 İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi Fatih TAŞPINAR seviyesinden 122 m yükseklikte) ve buna ek olarak bacanın kendi yüksekliği (65 m) göz önüne alınırsa bacadan çıkarak rüzgarlarla taşınacak olan kirlilik bulutunun yer yüzeyine ulaşırken kayda değer herhangi bir engelle karşılaşmayacağı görülebilir. Bu bilgilerin ışığında uygulama alanı için yüzey pürüzlülük uzunluğu 0.01 m (ekili arazi için verilen minimum değer) olarak kabul edilmiştir. Öğle vakti albedosu : Öğle vakti albedosu, güneş tam tepede iken yer yüzeyine gelen güneş ışımasının yüzeyden yansıyan fraksiyonu olarak tanımlanır. Albedonun güneş ışınlarının gelme açısıyla birlikte değişmesine ilişkin ayarlamalar PCRAMMET tarafından otomatik olarak yapılır. Mevsimlere ve arazi-kullanım türlerine göre tipik değerler verilmektedir. Pilot alanın % 25’i kentsel alan, % 75’i ise kırsal alan kabul edilmiş, kırsal alanın da % 70’i ekili arazi, % 30’u ise otlaklar olarak alınmıştır. Kış mevsimine ilişkin albedo değerleri ise, kentin yağışlı iklimi ve kar örtüsünün kısa süreli olması nedeniyle bütün alanlar için 0.35 olarak alınmıştır. Buna göre yıllık albedo, kentsel alanlarda 0.21, ekili alanlarda 0.22 ve otlaklarda 0.23 olarak belirlenmiştir. Bu verilerden hareketle ağırlıklı ortalama 0.22 olarak bulunmuştur. Bowen oranı : Bowen oranı yüzeyde bulunan nemin bir ölçüsüdür. Yer yüzeyinde nemin varlığı enerji dengesinin ve böylece hassas ısı akısı ve Monin-Obukhov uzunluğunun değişmesine neden olur. Arazi kullanım türleri, mevsimler ve nem koşullarına göre tipik değerler verilmektedir. İzmit yöresi genel olarak Karadeniz iklimi özellikleri göstermekte ve çok yağış almaktadır. Meteorolojik verilerin ait olduğu 2000 yılı içerisinde toplam 132 gün yağış kaydedilmiş, ortalama günlük yağış ise 2.3 mm olmuştur. Yağış kaydedilmediği zamanlarda bile toprak görece uzun süreler ıslak kalabilmektedir. Pilot bölge için Bowen oranı, yıllık sürenin yarısında ıslak, yarısında da ortalama koşulların mevcut olduğu varsayımı ile arazi kullanım fraksiyonları bazında ortalama alınarak belirlenmiştir. Buna göre yıllık ortalama Bowen oranları, ekili arazi için 0.55, otlaklar için 0.68 ve kentsel yerleşim alanları için de 1.19 olarak bulunmuştur. Bu değerlerin arazi kullanım fraksiyonlarına göre ağırlıklı ortalaması alınmasıyla modelde kullanılacak Bowen oranı 0.74 olarak belirlenmiştir. Antropojenik ısı akısı : Antropojenik ısı akısı, aşırı derecede kentleşmiş yerler hariç, genellikle ihmal edilir (sıfır olarak alınır). Ancak yüksek nüfus yoğunluğuna sahip ya da yüksek enerji kullanımı olan yerlerde bu akı ihmal edilebilir derecede düşük olmayabilir. Oke (1978) 10 ayrı kent için kişi başına enerji kullanımı ve nüfus yoğunluğuna ilişkin tahminlerini sunarak her bir kent için ısı akısı değerlerini elde etmiştir. Yaz mevsimi değerleri genelde ortalamanın % 50’si civarında olup kış mevsimindeki daha soğuk havalarda bu değerler, ortalamanın % 150’sine çıkabilmektedir. İzmit şehri yaklaşık 40 yıldır yoğun bir sanayileşmeye maruz kalmış ve bununla birlikte göç alan bir şehir konumuna gelmiştir. Özellikle son 20 yıldır bu göç daha da artarak devam etmiştir.Şehrin nüfusu 1960’ta 297.000 (112.000 kent, 185.000 kır) iken 1990’da yaklaşık 3 kat artarak 937.000’e (583.000 kent, 354.000 kır) çıkmıştır. Bu süre içerisinde kentte yaşayan kişi oranı da % 18’den % 62’ye çıkmıştır. 1997 yılı nüfus sayımına göre Kocaeli nüfusu 1.177.379, genel nüfus yoğunluğu ise 336 kişi/km2’dir. Aynı yılın değerlerine göre İzmit merkezdeki kentsel nüfus 450.000 civarında olup, kent merkezindeki nüfus yoğunluğu yaklaşık olarak 10.000 kişi/km2’dir. Enerji kullanımına ilişkin herhangi bir veri elde edilememiştir. İzmit için antropojenik ısı akısı bulunurken nüfus benzer şehirlerden Sheffield ve Vancouver kentleri baz alınmış ve buradan hareketle antropojenik ısı akısı 19 W/m2 olarak kabul edilmiştir. Yere absorplanan net radyasyon fraksiyonu : Gün boyunca meydana gelen yere ısı akısı, net radyasyon fraksiyonu olarak parametrelendirilmiştir. Oke (1982) tarafından önerilen değerler aşağıda verilmiştir. • • Kırsal Yarı-kentsel : 0.22 374 : 0.15 İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi • Kentsel Fatih TAŞPINAR : 0.27 Pilot bölge için alınan değer, %75 kırsal, %15 yarı-kentsel ve % 10 da kentsel alan üzerinden ortalama alınarak 0.17 bulunmuştur. Tüm bu parametrelere ilişkin olarak çalışmada kullanılan değerler Tablo 2’de özetlenmiştir. Tablo 2. Çalışmada Kullanılan Yöreye Özgü İklim Parametreleri. Parametre Değer Anemometre yüksekliği Min. Monin-Obukhov uzunluğu Yüzey pürüzlülük uzunluğu (ölçüm yeri) Yüzey pürüzlülük uzunluğu (pilot bölge) Öğle-vakti albedosu Bowen oranı Antropojenik ısı akısı Yere Absorplanan Net Radyasyon Fraksiyonu 10 m 5.5 m 1.0 m 0.01 m 0.22 0.74 19 W/m2 0.17 5.5. Zaman Seçimleri 1-24 saatlik ortalanma zaman seçenekleri kısa vadeli olup, daha çok solunma yoluyla tehlike yaratan gazlar (NOx, SOx, CO vb.) için kullanılır. NOx’ lerin atmosferik ömürleri birkaç gündür. Bu çalışmada da saatlik ortalamalar baz alınmakla birlikte kısa vadede oluşabilecek konsantrasyonlar ve birikimlerin miktarını ve yönünü görmek amacıyla, 1 saatlik, 24 saatlik (kısa vadeli) ve genel bir değerlendirme için yıllık (uzun vadeli) ortalamalara ilişkin dağılım grafikleri de çıkarılmıştır. Bacanın koordinatları, dünya koordinat sistemine göre 1:1 ölçeğinde çizilen ve grafiklerde de kullanılan harita temelinde belirlenmiştir. Buna göre baca koordinatları (502274,12; 4516864,62)’dir. Baca taban yüksekliği sıfır alınmıştır. Kirleticilerin atmosfere atılma yüksekliği ise, arazi seçeneklerinden “düz” alındığı için, baca ucunun denizden toplam yüksekliğinden (187 m) alıcıların ortalama yüksekliğinin (50 m olarak alınmıştır) çıkarılması ile elde edilen 137 m alınmıştır. Emisyon oranı nominal emisyon oranı olan 750 g/s (100 emisyonda ve mg/m3 27000 Nm3/h debide) alınmıştır. Baca gazı çıkış sıcaklığı, atmosfere çıkış hızı ve baca ucu iç çapı, bacada yapılan ölçümleri kapsayan Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği raporlarına dayanılarak sırasıyla 328 0K (55 0C), 10 m/s ve 1.2 m alınmıştır. 5.6. Model Sonuçları Lakes Environmental Software tarafından hazırlanan ticari yazılım, EPA tarafından geliştirilmiş olan ISCST3 modelini kullanmaktadır. Bu model Gauss dispersiyon modelinin çok katmanlı durum için modifiye edilmiş şeklidir. HKKY’ de de kirletici emisyonlarının modellenmesi için Gauss dağılım modeli verilmiştir. Çalışmadaki modelleme işleminde bu firmaya ait ISC AermodView V.4.1.0 programı kullanılmıştır. Model farklı formatlarda hazırlanmış olan meteoroloji dosyaları ve yöreye ait topografik haritaya ihtiyaç göstermekte-dir. 2000 yılına ait meteorolojik veri dosyaları tarafımızdan hazırlanan programlarla SCRAM, CD-144 ve TD 3240 formatlarına dönüştürülmüştür. İzmit Büyük Şehir Belediyesi’nden de tesis ve çevresini gösteren (2.5 km yarıçaplı) pilot bölgeye ait topografik harita temin edilmiştir. Modelde seçilen “konsantrasyon” ile “konsantrasyon +ıslak birikim (ıslak giderim ile birlikte)” seçeneklerinde, 1 saatlik, 24 saatlik ve yıllık zaman periyotları için model programı çalıştırılmıştır. Model 375 İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi Fatih TAŞPINAR çıktısı emisyon gradyentleri beklenen maksimum konsantrasyonlar (µg/m3 olarak), 750 g/s NOx emisyon debisi için elde edilmiştir. Şekil 5. Konsantrasyon (Gaz) Seçeneğinde Nominal Emisyon Oranı için 1-Saatlik Verilere Ait Dağılım Grafiği. Şekil 6. Konsantrasyon (Gaz) Seçeneğinde Nominal Emisyon Oranı için 24-Saatlik Verilere Ait Dağılım Grafiği. 376 İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi Fatih TAŞPINAR Şekil 7. Konsantrasyon (Gaz) Seçeneğinde Nominal Emisyon Oranı için Yıllık Verilere Ait Dağılım Grafiği. Şekil 8. Konsantrasyon + Islak Birikim (+ Islak Giderim) Seçeneğinde Nominal Emisyon Oranı için 24-Saatlik Verilere Ait Dağılım Grafiği. Şekil 9. Konsantrasyon + Islak Birikim (+ Islak Giderim) Seçeneğinde Nominal Emisyon Oranı için Yıllık Verilere Ait Dağılım Grafiği. 377 İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi Fatih TAŞPINAR 1 saatlik ve 24 saatlik ortalama zaman seçenekleri, kısa vadeli imisyon değerlendirmesi için ve yıllık ortalama zaman seçeneği de uzun vadeli imisyon değerlendirilmesinde kullanılabilmektedir. Konsantrasyon modunda 1 ve 24 saatlik verilerde, dağılımın tesisin güneyinde yoğunlaştığı ve maksimum gözlenebilecek konsantrasyonların tesis bacasından 500-800 m uzaklıkta olduğu görülmüştür. Her iki durumda da imisyon değerleri HKKY’ de NO2 için verilen kısa vadeli ortam hava kalitesi sınır değerinden oldukça küçük çıkmıştır. Dağılımın istatistiksel çıktısı olan % 98’lik santil değerlerine bakıldığında, orta ve yüksek değerlerin 1 saatlikte kuzeybatı yönünde ve 24 saatlikte ise güney yönünde yoğunlaştığı görülmüştür. Yıllık ortalama seçeneği uzun vadeli olarak değerlendirildiğinde model sonuçlarına göre elde edilen imisyon değerleri yine güney yönünde yoğunlaşmış olduğu ve HKKY’ de NO2 için verilen uzun vadeli ortam hava kalitesi sınır değerinden oldukça küçük olduğu görülmüştür. Konsantrasyon + ıslak birikim (ıslak giderim ile birlikte) seçeneğinde ise elde edilen 1 saatlik, 24 saatlik ve yıllık ortalama zaman seçeneklerine ait model çıktıları verilmiştir. 1 ve 24 saatlik veriler için emisyonların dağılımı hemen baca çevresinde ve 100 - 300 metre civarındaki bir alanda dağıldığı görülmüştür. Islak birikim söz konusu olduğunda asit yağmurları sonucu toprağın asiditesindeki değişimlerin incelenmesi gerekmektedir. Ancak bu ayrı bir çalışma konusudur. Modelden elde edilen depozisyon sonuçları (mg/m2 olarak) oldukça düşüktür. Örneğin, yıllık ortalamalar bazında görülebilecek maksimum değer 258.3 mg/m2 gibi bir oranda tesisin katkısı vardır. Modelleme çalışmaları diğer ülkelerde hava kalitesinin belirlemesi ve iyileştirme amaçlı çalışmalarda sıkça kullanılmaktadır. Ülkemizde özellikle Kocaeli gibi bir endüstri şehri açısından bakıldığında, böyle çalışmaların hemen hemen hiç yapılmadığı görülmektedir. Endüstri tesislerinin gerek kirlilik katkı değerlerinin, gerekse kentimize olan etkilerinin belirlenmesine yönelik özellikle konvansiyonel kirleticiler için dispersiyon modellerinin çıkarılması gerekmektedir. Bu sayede, yeni yerleşim alanları kurulacak bölgelerin belirlenmesi ve kurulacak olan her türlü endüstri tesislerine ilişkin kararlar ve önlemler çok önceden alınabilir ve stratejiler belirlenebilir. Ülkemizde ve özellikle İzmit’te NOx’ ler ile ilgili ortamda yapılmış ölçümlere dair bir veri deposu yani background bulunmamaktadır. Bununla ilgili sürekli ölçüm çalışmalarının yapılıp, NOx emisyonlarının hangi değerlerde seyrettiğinin ortaya konulması gerekmektedir. Islak birikim sonuçlarından elde edilen verilere göre, Solaklar Köyü ve Alikahya’da bulunan tarım alanlarında asit yağışlarının toprak yapısına etkisi araştırılmalı, İZAYDAŞ atık yakma tesisi kaynaklı diğer kirleticilerin (HCl, HF, PCDD/F vb.) çevreye etkisine yönelik çalışmaların yapılması ve katkı değerlerinin de belirlenmesi gerekmektedir KAYNAKLAR ÇETİN, Ş. (2001). İzmit Klinik Ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinde Proses Tanıtımı ve Halojenlerin Prosesteki Yeri. Yük. Lis. Tezi, Kocaeli Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Kocaeli. EPA (1998). National Air Pollutant 1900-1996, EPA-454/R-98-008, U.S.) Emission Trends Procedures Document, FENHANN J. and KILDE N. A (1994). Inventory of Emissions to the Air from Danish Sources 1972-1992. Systems Analysis Department. Risø National Laboratory.Denmark. İZAYDAŞ (1999). İzmit Entegre Çevre Projesi Klinik ve Tehlikeli Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi Deneme Yakması Planı, İzmit Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli. NEVERS, N. (1993). Air Pollution Control Engineering, McGraw-Hill Publications, ISBN 0071132732. University of Utah. 378 İzmit Klinik ve Tehlikeli Atıkları Yakma ve Enerji Üretim Tesisinden Atmosfere Verilen Azot Oksit (NOx) Emisyonlarının Dağılımının Modellenmesi Fatih TAŞPINAR STRIPPLE, H. (1995). A Theoretical Aspect of Product Allocation for Incineration af Waste in Life Cycle Assessment. Presented in: Life Cycle Assessment and Treatment of Solid Waste. Proceedings of the international Workshop. September 28-29, 1995, Stockholm, Sweden. Finnveden G and Huppes G (Editors). AFR-Report 98. Swedish Environmental Protection Agency. Stockholm, Sweden. TOROS, H. (2000). İstanbul’da Asit Yağışları Kaynakları ve Etkileri. Doktora Tezi. İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. TÜNAY, O. (1996). Hava Kirlenmesi Kontrolü, İTO 1996-36, İstanbul WHO (1977). ISBN 92 4 154064 8. Geneva. VAR, F. ve KARA, S. (1999). Atmosferik Dağılım Modellerinin Yasal Değerlendirilmesi, Anadolu Üniversitesi Müh. Mim. Fakt. Kimya Müh. Böl., Eskişehir. 379