0708 - Yemek.Name

Transkript

0708 - Yemek.Name
.
Yemek Nâme
AYLIK YEMEK KÜLTÜRÜ DERGİSİ
Serinleten Yaz Tarifleri
LİMONLU ve VİŞNELİ
LEZZETLER
VİŞNELİ LİMONATA
MUTFAKLOPEDİ: ÇÖREKOTU
YEMEK VE SİNEMA
1 HAMURDAN 5 KURABİYE
YEMEK SANATI
DONDURMANIN ŞARKISI
IŞIL IŞIL MENÜLER
RÜYA KAPKEKLER
AĞUSTOS 2007
2
Yemek.Nâme
Yemek.Name’d
Editörden
Yeni bir şeyler...
Püf Noktası
Kapak Konusu
Adım Adım: Limonata
Vişneli Limonata
Vişne Suyu
Limonlu Peykek
Vişneli Kup
Vişne Reçeli
Limonlu Topkek
Adım Adım: Vişneli Parfe
Çikolata ve Kahve
Vişneli Çikolata
Rüya Kapkekler
Dondurmanın Şarkısı
5
6
8
9
10
14
16
18
20
22
24
26
30
36
38
44
d e N e l e r Va r ?
Yemek.Nâme 3
Mutfaklopedi: Çörek otu
Çörek Otlu Tulum Peyniri
1 Hamurdan 5 Kurabiye
Maden Suyundan Gelen Sağlık
Püf Noktası
Röportaj: Meslek Sırlarımı İnternetten Öğrendim
Tatlı Kitap
Yemek Fotoğrafçılığı Kursu: Fotoğrafçılığa Giriş
Yemek ve Sinema
Mikrodalga Fırında Patlamış Mısır
Işıl Işıl Menüler
Gazpaço
Patlıcanlı Pilav
Şeftalili Crumble
Yemek Sanatı
50
52
54
62
63
64
70
74
78
84
87
88
90
92
94
4
Yemek.Nâme
YAZARLAR
BURCU TOZLUYURT
HTTP://GELINCIKLER.BLOGSPOT.COM
DEVLETŞAH A. ÖZCAN
HTTP://WWW.DEVLETSAH.COM
EBRU KAÇMAZ
HTTP://WWW.HANSELVEGRETEL.COM
HAŞMET ASİLKAN
IŞIL IŞIK GÜLSAÇ
HTTP://POLILERMUTFAKTA.BLOGSPOT.COM
İPEK HATİPOĞLU BİÇER
HTTP://ACEMIASHCI.BLOGSPOT.COM
MELİKE TÜRKÂN BAĞLI
HTTP://GORUNMEZKENTLER.WORDPRESS.COM
MÜGE HÜNER
HTTP://HUNERLIBAYANLAR.BLOGSPOT.COM
FOTOĞRAFLAR
CEM VEDAT IŞIK
HTTP://WWW.ISIK.NET
DEVLETŞAH A. ÖZCAN
HTTP://FLICKR.COM/PHOTOS/DEVLETSAH
SİNAN HÜNER
TASARIM
BARIŞ ÖZCAN
İLETİŞİM
[email protected] ME
EDİTÖRDEN
Yemek.Nâme 5
Türkiye’nin ilk ve tek sanal yemek dergisiyle karşınızdayız. “Şimdi Yeni Bir Şeyler Söylemek Lazım” diyen Devletsah.com’a sizlerden gelen bazı sorular ve
isteklerden yola çıkarak hazırladık bu dergiyi. Bilgisayarınızda saklayabileceğiniz, internet bağlantınız
olmadığı zamanlarda da okuyabileceğiniz, sayfalarını çevirip göz gezdirebileceğiniz bir dergimiz var
artık. Tam 100 sayfalık bir dergi...
Yeni bir şeyler söylemeye dergimizin sayfalarında
da devam ediyoruz. İçinde Devletsah.com’da yayınlanmamış yepyeni tarifler, başka kalemlerden sizin
için özenle hazırlanmış menüler, yemek üzerine denemeler ve yeme(k) sanatını bulacaksınız. Bugüne
kadar hiç paylaşılmamış bir konuyu da ilk sayımızla
beraber paylaşmaya başlayacağız: “Yemek Fotoğrafçılığı”.
Dergimizin çıkabilmesi için çok kısa sürede yazılarını hazırlayıp gönderen bütün yazarlarımıza tek tek
teşekkür ediyorum. Sizleri okumak kadar sizlerle
çalışmak da keyifliydi. İnanıyorum ki bu keyfi uzun,
çok uzun bir süre paylaşmaya devam edeceğiz. Son
teşekkürüm ise dergimizin tasarımcısı çok sevgili
eşime gidiyor. Sabrın, anlayışın ve desteğin için minnettarım.
6
Yemek.Nâme
CowParade bugüne kadar, Paris, Londra, New York gibi
dünyanın birçok büyük şehrinde başarıyla gerçekleştirildi. 1 Ağustos-31 Ekim tarihleri arasında İstanbul
sokaklarını süsleyecek. Yaklaşık 180 inek, alışveriş
merkezi girişleri ve caddelerde sergilenecek.
“Makarnamı zeytinyağlı yiyorum, sağlıklı besleniyorum”
sloganı ile yola çıkan Filiz Makarna ve Tariş Zeytinyağı,
küçük yaşlardan itibaren sağlıklı beslenme bilincinin yerleştirilmesini amaçlıyorlar. Kampanya müddetince Tariş
Zeytinyağları Fizi makarna hediyeli olarak satılacak.
İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşamıyorsanız
organik ürünleri bulmakta güçlük çekebilirsiniz.
Hem sağlıklı beslenmek isteyen hem de aradıklarını yaşadığı şehirde bulamayanlar için artık
bir çözüm var: www.naturaturk.com
Her ay, 10.000 YTL’lik Hero Baby desteğini kazanabilmek için; Ülker Hero Baby kampanyalı ürün
kutuları içindeki şifreleri SMS ile yollamak ya da
www.herobaby.com.tr ‘ye üye olmak yeterli.
Yemek.Nâme 7
Kadınlar
Ne İster?
Siz biliyorsanız şanslısınız demektir. Hemen
[email protected] adresine bir e-posta
gönderin. Kadınların isteyeceği ürünlerinizi
bu sayfalarda gösterelim.
8
Yemek.Nâme
Seyahate gitti
dolabınızın düğiniz sırada buzlışmadığını an zgün çalışıp çadir. Eğer siz yolamak mühimuzun süre kes kken elektrik
nızdaki yiyeceildiyse dolabıolabilir. Bunu kler bozulmuş
pratik yolu se anlamanın en
bir bardak içinyahate çıkarken
koyup derin d e 5-6 adet buz
kaldırmaktır. Eondurucuya
uzun süre kes ğer elektrikler
eriyip şeklini kildiyse buzlar
killerini muha aybeder. Şeyiyecekleriniz faza etmişlerse
i güvenle tüke
bilirsiniz.
te-
Yemek.Nâme 9
LİMONLU ve VİŞNELİ
LEZZETLER
Yaz günlerinde ferahlamak için genelde soğuk içecekler ve
soğuk tatlılar tercih ediliyor. Özellikle de ekşi olanları... Pazarlarda, marketlerde bol, rahat ve ucuz bulundukları için olsa
gerek tatlı ve içeceklerin yapımında ilk akla gelenler limon ve
vişne. İçerdikleri A ve C vitaminleri ile de serinleticiliklerinin
yanı sıra beslenmemize de katkıda bulunmaktadırlar.
10 Yemek.Nâme
ADIM ADIM LİMONATA
Yemek.Nâme 11
5 adet limon
1/2 su bardağı şeker
1 litre soğuk su
4-5 dal nane (isteğe bağlı)
Nane yaprağı
Buz
1
Şeker mikser
kabına alınır.
2
Limon kabukları
rendelenir.
3
Rendelenen
kabuklar şekere
katılır.
4
12 Yemek.Nâme
5
Şeker ve limon
kabukları mikserde
limon kokusu çıkıp
şeker sararana
kadar çırpılır.
6
İstenirse bu aşamada nane yaprağı
eklenebilir.
7
Limonlar kesilerek ikiye ayrılır.
8
Limonların suları
sıkılır.
Yemek.Nâme 13
Karışıma soğuk su eklenip
mikserle şeker
eriyene kadar
karıştırılır.
Limonata süzülür.
9
10
Bir şişeye alınır.
Soğuk suyla
yapıldığı için
hemen servise
hazırdır.
11
Bol buz ve nane
yaprağı ile servis
edilir.
12
14 Yemek.Nâme
VİŞNELİ LİMONATA
20
DAKİKA
5
MALZEMELER
5 adet limon
3 yemek kaşığı vişne reçeli
1 yemek kaşığı şeker
1 litre soğuk su
KİŞİLİK
SERVİS İÇİN
Dondurulmuş vişne ya da buz
HAZIRLANIŞI
1. Limon kabukları rendelenir.
2. Şeker, vişne reçeli ve limon kabukları
mikserde çırpılır.
3. Limon suyu sıkılıp karışıma ilave edilir.
4. Mikser yardımı ile reçelli karışım limon
suyunda eritilir.
5. Soğuk su katılıp karıştırıldıktan sonra
limonata süzülür.
6. Bol dondurulmuş vişne ile servis edilir.
Yemek.Nâme 15
16 Yemek.Nâme
Yemek.Nâme 17
VİŞNE SUYU
24
SAAT
10
KİŞİLİK
MALZEMELER
1 kg vişne
1 kg şeker
HAZIRLANIŞI
1. Vişnelerin çekirdeklerini çıkartın.
2. Bir sıra vişne bir sıra şeker olacak şekilde cam bir
kaba dizin.
3. Vişneler su salıp içindeki şeker eriyene kadar yaklaşık 1 gün bekletin.
4. Vişneleri içinden bir kaşık yardımıyla alın.
5. Kalan suyu ince bir süzgeçle ya da tülbentle süzün.
6. Suyla seyrelterek için.
NOTLAR
Ekşi sevenler, daha az şeker kullanarak tadını damak
zevkine göre ayarlayabilir.
Meyveleri pastalarda kullanmak üzere çok fazla
ezmeden alıp bir poşete koyun ve derin dondurucuya
kaldırın. Böylece bir taşla iki kuş vurabilirsiniz.
18 Yemek.Nâme
LİMONLU PEYKEK
24
SAAT
8
KİŞİLİK
MALZEMELER
Tabanı için
75gr un
50gr şeker
50gr tereyağ
50gr toz badem
Kreması için
3 adet yumurta (sarısı ve beyazını ayırın)
450 gram labne peyniri
3/4 su bardağı şeker
1 adet limon kabugu rendesi
3 yemek kaşığı limon suyu
3 yemek kaşığı vanilyalı toz puding
1 Türk kahvesi fincanı süt
1 paket vanilya
Yemek.Nâme 19
HAZIRLANIŞI
1. Un, toz şeker, oda sıcaklığında bekletilip yumuşatılmış tereyağ ve incecik toz haline getirilmiş badem yoğurulur. Hamurun
kıvamı, robotta çekilmiş bisküvi kırıntısı gibi olmalıdır.
2. Yağlanmış kelepçeli kalıba taban hamuru yerleştirilir.
3. Yumurta beyazı kar haline getirilir.
4. Ayrı bir kapta labne peyniri, yumurta sarıları ile çırpılır.
5. Şeker, vanilya ve limon kabuğu ilave edip karıştırmaya devam edilir.
6. Toz pudingi küçük bir kasede bir kaşık yardımıyla sütte eritin.
7. Pudingi ve limon suyunu labneli karışıma ekleyin.
8. Yumurta karını yavaş yavaş bir kaşık yardımıyla diğer karışıma yedirip, kalıba dökün.
9. Önceden 175 dereceye ısıtılmış fırında 50-60 dakika pişirin.
10. Soğuduktan sonra buzdolabında en az 1 gün dinlenmesi
lazım.
20 Yemek.Nâme
VİŞNELİ KUP
15
DAKİKA
6
KİŞİLİK
MALZEMELER
3 dilim kakaolu kek
3 dilim sade kek
1 kase vişne
PELTESİ İÇİN
600 ml vişne suyu
200 ml su
4 yemek kaşığı nişasta
1/2 su bardağı şeker
HAZIRLANIŞI
1. Kakaolu ve sade kekler ufalanır.
2. Bardakların en altına kakaolu kek konulup iyice
sıkıştırılır.
3. Üzerine bir kaç tane vişne serpiştirilir.
4. Sade kek de kaba konularak sıkıştırılır.
5. Üzerine bir iki tane daha vişne konulur.
6. Bu arada bir tencerede nişasta, şeker, vişne suyu
ve su koyulaşıncaya kadar pişirilir.
7. Önceden hazırlanmış bardaklara bir kepçe yardımıyla pay edilir. Bu arada bir bıçak yardımıyla kekler
delinerek vişneli pelteyi emmesi sağlanır.
8. Buzdolabında soğutulduktan sonra servis edilir.
NOT
Kapkek dekorasyonundan arta kalan ya da bayatlmış
keklerinizle bu tatlıyı yapabilirsiniz.
Yemek.Nâme 21
22 Yemek.Nâme
VİŞNE REÇELİ
Vişne mevsimi başladı. Kış için reçeliniz hazır mı?
Yemek.Nâme 23
VİŞNE REÇELİ
3
GÜN
MALZEMELER
250 gram vişne
500 gram şeker
2 parçe Limon tuzu (aspirin büyüklüğünde)
HAZIRLANIŞI
1. Vişneler yıkandıktan sonra çekirdekleri
çıkartılır.
2. Üzerine toz şeker ve limon tuzu konulup 1
gece bekletilir.
3. 10 dakika meyvelerin şekli bozulmayacak
şekilde karıştırılarak kaynatıldıktan sonra
borcam’a alınır.
4. Üzeri tülbentle kapatılarak güneşe bırakılır.
5. Aralıklarla karıştırılır.
6. Bütün şeker eriyinceye kadar güneşte
bırakılır.
NOTLAR
Bütün işlemler tahta kaşıkla yapılmalıdır.
Temizlendikten sonra ortalama 1.000 gram kalacağı için alınırken 1.250 gram vişne alınmalıdır.
Limon tuzu yerine 4 - 5 damla limon suyu kullanabilirsiniz.
Güneşte pişirmeyecekler şeker eriyinceye ve
reçel kıvam alıncaya kadar kaynatmalıdır.
Köpüklenirse köpükler tahta kaşıkla alınmalı.
Yoksa reçel mat olur.
24 Yemek.Nâme
LİMONLU TOPKEK
40
DAKİKA
27
ADET
MALZEMELER
1+1/2 su bardağı şeker
3 adet yumurta
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvı yağ
1 paket vanilya
1/2 su bardağı limon suyu
3 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
Limon kabuğu
HAZIRLANIŞI
1. Limon kabukları ve şekerin rengi sarıya dönene
kadar çırpılır.
2. Yumurtalar eklenip iyice kabarıp, şeker eriyene
kadar karıştırılır.
3. Süt ve sıvı yağ ilave edilir.
4. Vanilya ve limon suyu eklenir.
5. Elenmiş un ve kabartma tozu eklenip karıştırılır.
6. Kağıt topkek kalıplarının 2/3’ünü geçmeyecek
şekilde hamur paylaştırılır.
7. Önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında 20 dakikada pişirilir.
Yemek.Nâme 25
26 Yemek.Nâme
ADIM ADIM VİŞNELİ PARFE
Yemek.Nâme 27
1 paket krem şanti
1/2 paket jöle
100 gram vişne
1 paket petibör bisküvi
1 su bardağı süt
1 su bardağı vişne suyu
12 adet vişne
1
Vişne çekirdekleri çıkartılır.
2
Jöle, vişne
suyuna eklenir.
3
Kıvam alıncaya
kadar çırpılır.
4
28 Yemek.Nâme
5
6
Toz krem şanti süt
ile çırpılır.
Bisküviler kırılır. İstenirse bu aşamada
fındık
katılabilir.
7
Jöle, krem şantiye eklenir.
8
Vişneler krem
şantili karışıma
eklenir.
Yemek.Nâme 29
Son olarak
bisküviler eklenir.
Bisküviler kremayı çekene
kadar iyice karıştırılır.
9
10
Kalıplara
doldurulur.
11
Dondurulduktan
sonra kalıptan çıkartılarak taze vişneyle
servis edilir.
12
30 Yemek.Nâme
Çikolata
ve
Kahve
YAZI VE FOTOĞRAFLAR: DEVLETŞAH
e
Yemek.Nâme 31
32 Yemek.Nâme
Çengelköy’ün Boğaza açılan dar
sokaklarından birisinde sokağı
gibi minicik bir dükkan. Kapısındaki “Çikolata ve Kahve” yazısı beni
içeride nelerin beklediğinin işareti. Kapıyı aralayıp başımı uzattığımda mis kokulu çifte kavrulmuş
Türk kahvesi, envai çeşit el yapımı
çikolata ve sattıkları ürünler kadar
tatlı bir çift Aslıgül ve Bülent beni
karşılıyor.
kahveyi yapmaya koyulunca şaşırıyorum. Şaşkınlığımı fark eden
Aslıgül hanım eşine sevgiyle bakarak: “Benden daha güzel yapıyor.
Herhalde daha çok sevdiğinden”
diyor. Konuşmaya başlıyoruz. Çikolataları da Bülent bey yapıyormuş.
“Çikolata ve Kahve”yi 8 ay önce
açmışlar. Bülent bey uzun yıllardır yaptığı inşaat
malzemesi satıcılığını bırakıp bu
Girip minik masalardan birisine işe girişmiş.
oturuyorum. Sade kahvemi sipariş ediyorum. Bülent bey hemen Her sabah güne-
“ÇİKOLATA
Lİ BULUN
TALARINI
MEYVELE
KIYAFETLE
Yemek.Nâme 33
şin ilk ışıkları ile beraber o günün
çikolatalarını yapmaya koyuluyormuş. Sürekli bulunan spesiyal
çikolatalarının dışında, mevsim
meyvelerini çikolatadan kıyafetler
içinde tatmanız mümkün. Kahvenin yanında ikram edilen çikolata
kaplı lokumların tadı damağınızda
kalıyor.
A VE KAHVE”DE SÜREK-
NAN SPESİYAL ÇİKOLA-
IN DIŞINDA, MEVSİM
ERİNİ ÇİKOLATADAN
ER İÇİNDE TATMANIZ
MÜMKÜN.
Ben Aslıgül hanımın çeyizinden çıkarılmış dantel örtülü tepsi ile servis edilen, yine çeyizlik fincandan
kahvemi yudumlarken müdavimleri uğrayıp birer ikişer trüflerden
alıp gidiyorlardı. Bazıları “yarın
bademli yapar mısınız” ricasına olumlu cevap alırken, bazıları
“nikahımıza hangi çikolatayı yaptırmamızı tavsiye edersiniz” diye
fikir soruyordu. Dışarıda havanın
35 derece olmasına aldırmadan
“sıcak çikolata” siparişi veren genç
hanımlara gülümseyerek baktım.
İçlerinden birisi “O kadar lezzetli
34 Yemek.Nâme
nızca 1 tane hakettim.” dedikten
sonra tek şansını iyi kullanmak için
vitrin karşısında uzun uzun düşünüp fıstıklı trüfte karar kıldı. “Yarın
daha çok yürüyüp, bademli de yemek istiyorum” diyerek dükkandan ayrıldı. Duvarlarda yer alan
resimlere bakarken Aslıgül hanım
“bordürleri, çerçeveleri ben peçetelerden yaptım” dedi. Sonradan öğrendim ki kapılarında asılı
karton tabelayı da Aslıgül hanım
yazmış. Bülent bey çikolatalara,
Aslıgül hanım dekorasyonuna sevki buraya her geldiğimizde mut- gisini katarak “Çikolata ve Kahve”yi
laka içiyoruz. Havanın durumu sıcacık bir yer haline getirmişler.
hiç etkilemiyor.” dedi. Bülent bey
müşterileriyle sohbet ederek sıcak “İçtiğim en lezzetli kahveydi” derçikolataları hazırladı. Tatilinin nasıl ken duvardaki çerçevede gözüme
geçtiğini, seneye üniversite sına- çarpan söze ne kadar hak verdim:
vında nereleri yazacağını sordu. “Her kahve aynı tadı taşımaz. NeBeni en çok şaşırtan müşteriler ise rede içiyorsan, kiminle içiyorsan,
spordan dönenlerdi. “Bugün yal- ona göre değişir.”
Çikolata ve Kahve’den Yemek.Nâme okuyucularına
Özel Fırsat Kuponu
İlk alışverişinizde %15 indirim,
Üstelik yanında ücretsiz kahve ikramıyla...
Çikolata ve Kahve’ye uğrayıp Yemek.Nâme okuyucusu
olduğunu söyleyen herkes bu fırsattan yararlanacak.
(Kuponu kesmenize gerek yok :)
Yemek.Nâme 35
0216 422 25 33
36 Yemek.Nâme
ÇİKOLATA VE KAHVE’DEN
VİŞNELİ ÇİKOLATA
10
DAKİKA
4
KİŞİLİK
MALZEMELER
100 gram vişne
50 gram bitter çikolata
HAZIRLANIŞI
Benmari usulü eritilen çikolataya yıkanıp kurutulmuş
vişneler batırılıp her tarafları kaplanır. Yağlı kağıda
dizilip buzdolabında saklanır.
Yemek.Nâme 37
38 Yemek.Nâme
RÜYA KAP
YAZI: BURCU TOZLUY
FOTOĞRAFLAR
APKEKLER
YURT - EBRU KAÇMAZ
R: DEVLETŞAH
Yemek.Nâme 39
40 Yemek.Nâme
Minik minik topkekler
düşünün, ortaları krema ya da çikolata ile
doldurulmuş ve üzerleri birer sanat eseriymişçesine süslenmiş
olsun. Kim böyle bir
lezzete hayır diyebilir
ki?
Biz kapkeklerin dünyasına adım attığımızdan
beri durmaksızın yeni
dekorasyon çeşitleri
hayal ediyor ve deniyoruz. Öyle çok eğleniyoruz ki! Şimdi sizleri
de bu karnavala davet
ediyoruz, rüya kapkekler yaratmaya.
Kapkekleri hazırlamak
çok kolay, pişirme süreleri kısa ve bekletme
süresi hiç yok. Dolayısıyla, son
anda bir misafiriniz mi geliyor, İçindekiler
çıkartın malzemeleri ve başlayın
* 2 1/4 su bardağı un
kapkek yapmaya.
* 1 1/3 su bardağı şeker
* 3 tatlı kaşığı kabartma tozu
Önce kapkekleri fırına verelim.
* 1/2 tatlı kaşığı tuz
Sonra da kremamızı hazırlayalım.
* 1/2 su bardağı tereyağ
* 1 su bardağı süt
Yemek.Nâme 41
* 1 tatlı kaşığı vanilya
* 2 adet büyük yumurta
Hazırlanışı
Yumurta hariç malzemelerin tümünü, mikserle bir dakika kadar
karıştırıyoruz ve sonra iki yumurtayı ekleyip, 2 dakika daha çırpıyoruz. Karışımı kapkek kağıtlarına
yarısı dolu olacak şekilde paylaştırıp, önceden 180 dereceye ısıtmış
olduğumuz fırında 15 dakika kadar pişiriyoruz. Fırından çıkardığımızda kapkeklerimiz altın renkli ve
kabarmış olmalı.
MİNİK MİNİK TOPKEKLER DÜŞÜNÜN, ORTALARI KREMA YA DA
ÇİKOLATA İLE DOLDURULMUŞ VE ÜZERLERİ
BİRER SANAT ESERİYMİŞÇESİNE SÜSLENMİŞ
OLSUN. KİM BÖYLE BİR
LEZZETE HAYIR DİYEBİLİR Kİ?
Onlar soğurken kremayı hazırlayabiliriz. Biz kapkeklerin içine pastacı
kreması ile dolgu yapmayı tercih
ediyoruz, çok lezzetli oluyor.
İçindekiler
* 1 su bardağı tozşeker
* 1/2 su bardağı nişasta
* 2 yemek kaşığı un
* 3 su bardağı süt
* 2 adet yumurta
* 1 su bardağı krema
* 1 paket vanilya
Hazırlanışı
Vanilya ve krema hariç tüm malzemeyi çırpma teli ile çırparak iyice
42 Yemek.Nâme
BİZ KAPKEKLERİN
DÜNYASINA ADIM
ATTIĞIMIZDAN
BERİ DURMAKSIZIN YENİ
DEKORASYON
ÇEŞİTLERİ HAYAL
EDİYOR VE
DENİYORUZ.
Yemek.Nâme 43
katılaşana dek pişiriyoruz. Altını kapattıktan sonra vanilyayı, soğuduktan sonra kremayı ekleyerek mikserle iyice çırpıyoruz.
Soğumuş kapkeklerimizi doldurmak için iki yöntem izleyebilirsiniz. İlki çok kolay kremayı torbaya
dolduruyoruz ve doldurma ucu
takarak, kapkeklerimizin ortasına
batırıp sıkıyoruz. Diğeri içinse kapkeklerin ortasından bir bıçak yardımıyla koniler çıkartıyoruz ve konilerin sivri ucunu kesiyoruz. Koniyi
çıkarttığımız boşluğa kremayı kaşıkla doldurup, koninin ucunu keserek
yaptığımız kapağı kapatıyoruz.
Sıra geldi süslemeye, bundan sonrası tamamen sizin hayalgücünüze
kalmış. İsterseniz çırpılmış kremayı
renklendirip çeşitli duylarla sıkın,
ister rengarenk şeker hamurlarıyla süsleyin. Sonra da kıyabilirseniz,
afiyetle yiyin:)
Kapkek yapımını ve dekorasyonunu
daha ayrıntılı öğrenmek ve bizimle
birlikte eğlenmek isterseniz. Bake
Shop’a Rüya Kapkekler seminerine
bekliyoruz.
Kapkeklerin
ortasından
çıkarttığınız
parçaları bir
buzdolabı
poşetinde
derin dondurucuda saklayıp, biriken
bu parçalarla
daha sonra
parfe ya da
kup yapabilirsiniz...
44 Yemek.Nâme
DONDUR
ŞARK
MELİKE TÜR
YILLAR
UMBE
ECO’NU
YAZISIN
KEN, DO
MANIN
TIN EN
ZEVKLER
BİRİ OLA
RÜNDÜ
CUKLUĞ
DÜNYASI
DÖNMÜ
Yemek.Nâme 45
RMANIN
KISI
RKÂN BAĞLI
R ÖNCE
ERTO
UN BİR
NI OKUR-
ONDUR-
N HAYABÜYÜK
RİNDEN
ARAK GÖ-
ÜĞÜ ÇO-
ĞUMUN
INA GERİ
ÜŞTÜM.
46 Yemek.Nâme
Yıllar önce Umberto Eco’nun bir
yazını okurken, dondurmanın hayatın en büyük zevklerinden biri
olarak göründüğü çocukluğumun
dünyasına geri dönmüştüm. Eco,
yazıyı tatlı bir masal havası içinde
başlatıyor ve böyle sürdürüyordu:
“Ben küçükken çocuklara, gümüşsü bir metalden tenteleri olan beyaz el arabalarında satılan iki türlü dondurma alınırdı: Ya iki sentlik
külah ya da dört sentlik dondurma
pastası. İki sentlik külah çok çok
küçük olurdu, aslında bir çocuğun avucuna bile sığabilirdi; özel
bir kepçeyle kaptan alınan dondurma külaha doldurulurdu. Dört
sentlik pastanın ise küçük bir özel
makinesi vardı, o da gümüşsüydü;
dondurmacı iki yassı yuvarlak tatlı
bisküviyi dondurmanın silindiri andıran bir parçasına bastırırdı. Önce
dilinizi, dondurmanın ortasındaki
çekirdek bölüme değinceye kadar
bisküvilerin arasındaki delikten
içeri uzatırdınız; sonra, yavaş yavaş, bütün dondurmayı yerdiniz,
kremsi nektara bulanan bisküvilerin yüzeyleri yumuşardı.”
Bir yandan çocukluğun evrensel
olduğunu gösterirken, bir yandan
da bir kimsenin kendi çocukluğuna olduğu kadar bir başkasının
çocukluğuna da dönebileceğini gösteren
bu lezzetli satırları
okuyucusuna sunan
Eco, hikâyenin gerilimli
noktasına doğru yavaş
yavaş taşıyordu metnini: “Bununla birlikte, ana-babaların dört
sentlik tart yerine iki
tane iki sentlik dondurma almış olduğu kimi
akranlarıma büyülenerek bakardım. Bu
ayrıcalıklı çocuklar sağ
ve sol ellerinde birer
külah tutarak gururla
yürürlerdi; başlarını
ustaca bir yandan öte
yana çevirerek önce
bir külahı, sonra ötekini yalarlardı; bu tören
gözüme öylesine görkemli ve imrenilecek
bir şey gibi görünürdü
ki birçok kez ben de bu
törene katılayım diye
izin istemiştim. Boşuna. Büyüklerim Nuh
der, peygamber demezlerdi.”
Hikâyenin geri kalan
kısmında Eco, bu red-
“BEN DE İŞ
NEDENDEN
TİYORDUM
TANE DOND
RILIK ANLA
YORDU. VE
NEDENDEN
DEN ESİRGEN
ÇÜNKÜ YAKI
YORLARDI, Y
HAKARETTİ
BİR AYRICAL
LENMESİ, ZE
ÖVÜNM
Yemek.Nâme 47
ŞTE TAM BU
N DOLAYI İSONLARI: İKİ
DURMA AŞI-
AMINA GELİTAM DA BU
DOLAYI BEN-
NİYORLARDI;
IŞIKSIZ KAÇI-
YOKSULLUĞA
İLER, HAYALİ
LIĞIN SERGİ-
ENGİNLİKLE
MEYDİLER”
dedişin ne matematik, ne ekonomi, ne
de beslenme açısından kabul edilebilir
bir yanı olduğunu anlatıyordu. Gerçekten
de iki sentlik iki dondurma yemekle, dört
sentlik bir dondurma
pastası yemek arasında bir fark yoktu.
Kendisine büyükleri
tarafından yapılan
“gözlerini bir külahtan ötekine çevirmek
durumunda olan bir
çocuğun,
taşlara,
basamaklara ya da
kaldırımdaki yarıklara düşme olasılığının
daha fazla olduğu”
açıklamasının da “yalan” olduğunun farkındaydı. Kendisine
tam olarak açıklanmayan bir pedagojik
gerekçe daha vardı
besbelli ama onun da
ne olduğunu bir türlü
tahmin edemiyordu.
Eco, yazısında, o yıllarda kavrayamadığı
bu ifade edilmemiş
gerekçeyi bugünün tüketim toplumunun, aşırılık ve ziyan uygarlığının bir üyesi ve kurbanı olarak
artık anlamakta olduğunu söylüyordu: Dört sentlik bir külah yerine alınan iki tane iki sentlik külah,
ekonomik açıdan bakıldığında israf anlamına gelmemekteydi ama
ama sembolik olarak elbette buydu anlamı. Eco, “Ben de işte tam
bu nedenden dolayı istiyordum
onları: iki tane dondurma aşırılık
anlamına geliyordu. Ve tam da bu
nedenden dolayı benden esirgeniyorlardı; çünkü yakışıksız kaçıyorlardı, yoksulluğa hakarettiler,
hayali bir ayrıcalığın sergilenmesi,
zenginlikle övünmeydiler” diyerek
tamamlıyordu hikâyeyi.
*****
Eco’nun yazısı pek çok açıdan düşündürür bizi, ama bana kalırsa
buradaki en incelikli nokta, aşırılığın fiziksel olarak var olmadığı,
yalnızca bir tavır olarak tezahür
ettiği durumlarda da hoş karşılanmaması gerektiğine yapılan vurgudadır. Bu vurgu, aşırılığın, sonuçları işlevsel olarak bir probleme yol
açmadığı durumlarda aklanması
ihtimalini ortadan kaldırır: Aşırılık isteği, kendi başına bir ahlâkî
problemdir. Eco, hikâyeyi tamam-
48 Yemek.Nâme
lamasının ardından yazısını ahlâk
kavramına değinerek sonlandırır.
Bugün, bu hikâyede sözü edilen
yetiştirme tarzının inceliklerinden
epeyce uzakta olduğumuzun ve
içinde yaşadığımız küresel kültürün bizlere çok başka şeyler dayattığının farkındayız. Bunun
örneklerinden
her an haberdar oluyoruz.
Meselâ geçen
gün, gazetede
New York’ta
bir sosisli sandviç yeme yarışması yapıldıSomon Balığıyla ğını okudum.
Yolculuk
Belirli bir süre
Umberto Eco
içinde en çok
Çeviren: İlknur Özdemir
sandvici yiyeCan Yayınları
nin kazandığı
İstanbul 1997
bir yarışma.
Daha önce, aynı türde bir yarışmanın Coca-Cola için de yapıldığını
duymuştum. Eco’nun, büyükleri
tarafından önlenmeye çalışıldığını
belirttiği aşırılık isteği bütün dünyayı teslim almış durumda. Aşırılık, artık mücadele edilen bir tavır
değil. Üstelik aşırılık, bir zamanlar
olduğu gibi “yakışıksız” olarak da
değerlendirilmiyor. Aksine ödüllendiriliyor. Aşırı olan, bir yandan
da daha ekonomik hale getirilerek, ihtiyacı kadarını alma ve fazlasını reddetme aptallıkla eşdeğer
kılınıyor: “Bir alana bir tane daha
bedava” ve “İki al, bir öde” gibi
sloganlar hep daha fazla şeye sahip olma isteğini körükleyen tüketim kültürünün atasözleri, kutsal
ayetleri...
Oysa içinde yetiştiğimiz kültür
bereketin, bollukla değil kanaatle
ilişkili olduğunu fısıldadı kulağımıza. İsrafın her durumda kötü olduğunu, sonsuz yıllar aynı bollukta
akacakmış gibi duran bir ırmağın
sularını bile kullanırken aşırılığa
kaçmamayı söyledi bize. Ama biz
“Tabaktaki her şey bitirilecek” sözüyle terbiye edilerek büyütülüp
“her şey dahil” ilkesinin hüküm
sürdüğü otellerde tatil yapan bir
nesiliz. Kulağımızda eski bir şarkının mırıltıları: “İsraf etme yavrum”,
“Kullanmıyorsan kapat musluğu
çocuğum”, “Sen kullanmıyorsan
bir başkasına verelim kızım”...
O eski şarkı, çocukluğumuzun hatıralarında ve gökkubbede yankılanmaya devam ediyor. Kulak kabartırsak duyacağız. Bundan sonraki
ilk dondurma yiyişimizde...
Yemek.Nâme 49
O ESKİ
ŞARKI,
ÇOCUKLUĞUMUZUN
HATIRALARINDA VE
GÖKKUBBEDE YANKILANMAYA DEVAM
EDİYOR.
KULAK
KABARTIRSAK DUYACAĞIZ.
BUNDAN
SONRAKİ
İLK DONDURMA
YİYİŞİMİZDE...
50 Yemek.Nâme
MUTFAKLOPEDİ
çörek otu
Poğaçalarımızın, böreklerimizin ve
adı üstünde çöreklerimizin süsü
çörek otu aynı zamanda pek çok
hastalığın da devası. Halk arasında nazara iyi geldiği inancının yanı
sıra şifâhen birçok hastalığın tedavisinde de kullanıldığı bilinmektedir. Yapılan araştırmalar bu şifâhi
kültürün haksız olmadığını ortaya
çıkartmıştır.
% 35 oranında çeşitli yağlar, % 21
oranında da albumin bulunur. Geri
kalan % 6 ise, yüzden fazla maddeden oluşur. Bu orana çok değerli
olan doymamış yağ asitleri de dahildir. Linolen asidi, alfa linolenasidi ve iç yağı bunlar arasındadır.
Eterli yağlar olarak kofur, nigellon,
alfa-pinen vb. mevcuttur. Çok az
miktarda bazı vitaminler (B1, B2,
B6 folasidi niacin), mineraller (deÇörek otunun tohumunda takri- mir, kalsiyum, magnezyum, çinko
ben % 38 oranında karbonhidrat, ve selen) ve amino asitleri vardır.
Yemek.Nâme 51
Bu içeriği ile çörek otunun, karaciğer tahribatını azalttığı, kanser
ve AIDS gibi bağışıklık sisteminin
çöktüğü hastalıklarda bağışıklık
sistemine destek olduğu, şeker
hastalarında insülin salgılanmasını dengelediği, alerjik hastalıklara,
nefes darlığına iyi geldiği araştırmalarla görülmüştür. Bunların dışında yüksek tansiyonun ve kollesterolün dengelenmesinde de
kullanılmaktadır.
Herşeyin faydası olduğu gibi kararında
kullanılmadığında
zararları da olabileceğini unutmadan
çörek otunu mutfaklarımızdan eksik
etmeyelim.
52 Yemek.Nâme
Yemek.Nâme 53
ÇÖREK OTLU
TULUM PEYNİRİ
2
DAKİKA
2
KİŞİLİK
MALZEMELER
100 gram tulum peyniri
1/2 çay bardağı zeytinyağı
2 yemek kaşığı çörekotu
HAZIRLANIŞI
Tulum peyniri ezilip üzerine zeytinyağı gezdirildikten
sonra çörek otu serpilir.
SERVİS ÖNERİSİ
Zeytinyağı ile karıştırılan tulumpeyniri hamur haline
getirildikten sonra el ile ceviz büyüklüğünde toplar
yapıldıktan sonra çörek otu ile kaplanır.
54 Yemek.Nâme
1
hamurdan
kurabiye
5
Yazan: Müge Hüner
Fotoğraflar: Sinan Hüner
Yemek.Nâme 55
56 Yemek.Nâme
Herkese merhabalar
Öncelikle “Yemek.
Nâme”ye yazıyor olmaktan dolayı inanılmaz heyecanlı olduğumu belirtmeliyim.
Sevgili Devletşah arayıp, projesinden bahsettiğinde önce onun
adına inanılmaz sevinip, kutladım. Cümlesinin devamında “sen
de bu derginin yazarlarından olacaksın”
dediğinde, yüzümün
aldığı hali görmeliydiniz. Mutluluk, gurur
ve heyecan birbirine
karıştı. İlk şaşkınlıktan sonra “Ne yapacağım” diye sordum.
Bana, “ilk sayının
fikrini ben veriyorum
‘Kurabiye’, sonraki sayılarda birlikte karar
veririz” dedi.
Yemek.Nâme 57
Kurabiyelere geçmeden Devletşah, için mutlaka bir iki satır yazmalıyım bu ilk yazımda…
Bundan beş ay kadar önce, değil
blogların, yemek sitelerinin bile
varlığından haberim yokken, tesadüf eseri keşfettim onu, hazırladığım doğum günü sofrasını sitesinde yayınlayarak, bana yepyeni bir
dünyanın kapılarını açtı. Kısa süre
sonra birde baktım ki benim de
blogum olmuş. O zamanlar ne kadar da çok soru sorup bunaltmıştım onu. Şimdi burada yazı yazıyorum. Bu benim için o kadar önemli
ki anlatamam. Eminim dergimiz
pek çok kişinin severek takip ettiği, başarılı bir proje olacak, çünkü
başımızda sen varsın, hiç şüphem
yok…
Gelelim bu ayki konumuza;
KURABİYE
Kurabiye, tatlısı ile tuzlusu ile çay
sofralarımızın, kahvaltılarımızın
olmazsa olmazı. Çay ve kahve
sohbetlerinin vazgeçilmez eşlikçisi. Ben çay veya kahve içerken,
yanında tatlı bir kurabiye olmazsa
eksiklik hissedenlerdenim. Hatta
gittiğim kafelerde fincanın kena-
58 Yemek.Nâme
dağılan, kıtır kıtır ve lezzetli oluyor.
rına iliştirilmiş bir kurabiye görürsem, o mekân benden bir puan
fazla alır.
Bu ay tek bir kurabiye hamuru
hazırlayıp içine farklı malzemeler
katarak çok çeşitli alternatifler
oluşturabileceğimizi göstermek
istedim.
Sade bir kurabiye hamurunun içine, gıda boyaları, limon veya portakal kabuğu rendesi, fındık, fıstık,
damla çikolata, hindistancevizi,
kahve, tarçın gibi çeşniler ekleyebiliriz. Bunlar benim ilk aklıma
gelenler, sizin kendi zevkinize göre
daha da çoğaltmanız mümkün.
Kurabiye hamurunun en önemli
püf noktası, kullanılacak margarinin oda sıcaklığında olması. Bu
şekilde yapılan kurabiyeler ağızda
Unun ve diğer toz malzemelerin
karıştırılarak elenmesi kurabiyenin
daha homojen karışmasını ve her
tarafının lezzetinin aynı olmasını
sağlıyor. Diğer bir nokta da, eğer
nişastalı kurabiye yapıyorsanız,
çok detaylı kalıp kullanmamanız.
Nişastalı hamur pişerken fazlasıyla
yayıldığı için, özene bezene yaptığımız şekiller fırından bambaşka
bir halde çıkıyor. Özellikle üzerini
şeker hamuru ile kaplayacağınız
süs kurabiyelerini yaparken de nişasta kullanmamanızı, un, şeker
ve yağ ile yapılan sade kurabiyeleri tercih etmenizi öneririm.
Ben sizler için bu sayıda, sade ama
nişastalı bir hamur denedim. Dikkat çektiğim gibi çok detaylı şekiller çalışmadım, aynı kurabiye hamurunu 5 bezeye ayırarak;
Yemek.Nâme 59
* Parça çikolatalı
* Renkli
* Tarçınlı
* Neskafeli
* Fındıklı kurabiyeler yaptım.
Kullandığım malzemelerin hepsi
bu hamura çok yakıştı. Ama en
beğendiğin hangisi diye soracak
olursanız, dolgu çikolatalı hazır
bisküvilere benzeyen, parça çikolatalı olandı.
Ana Hamur için malzemeler
* 1,5 çay bardağı pudra şekeri
* 150 gram margarin ya da tereyağ (oda sıcaklığında)
* 1 su bardağı mısır nişastası
* ½ su bardağı un
* 1 çay kaşığı vanilya
Malzemeler ile yumuşakça bir hamur yoğuruyoruz. Kurabiyeyi tek
çeşit örneğin; tarçınlı yapacaksak,
tarçını, un ve nişasta ile birlikte
elemeyi unutmuyoruz.
Biz 5 farklı kurabiye yapacağımız
için hamurumuzu limon büyüklüğünde bezelere bölüyoruz.
Bezelerimize bu çeşnileri ekleyip istediğimiz şekilleri verdikten
sonra 180 derecede 15–20 dakika
arada kontrol ederek pişiriyoruz.
Fırından çıkar çıkmaz soğuması
için tele alıyoruz.
Kurabiyelerinizin zamanla sertleşmemesi için, kapağı çok iyi
kapanan teneke bir
kutuda, yanlarına bir
iki dilim elma koyarak
saklayın. Böylece orada
kaldıkları sürece elma
gerekli olan nemi sağlar
ve kurabiyeleriniz sertleşmeden uzun süre
taze kalır.
Kurabiyelerin bayatlamaması için, zaman
zaman saklama kabının havasını almanız iyi
olur.
Kurabiyeleri fırından
çıkar çıkmaz, hemen ızgaraya alın ve soğutun.
Tepsi soğursa kurabiyeleriniz yapışır, daha
kolay çıkarmak için
tepsiyi bir miktar ısıtabilirsiniz ama siz en iyisi,
kurabiyeleri her zaman
yağlı kağıt serili tepside
pişirin.
60 Yemek.Nâme
1
2
fındıklı
renkli
kurabiye kurabiye
3
tarçı
kura
(limon büyüklüğünde
bir beze için)
(limon büyüklüğünde
bir beze için)
(limon büyü
bir beze için
1 Yemek kaşığı fındık
(İri çekilmiş)
Yeşil mercimek kadar
kırmızı toz gıda boyası,
Sade Hamurdan yarım
limon büyüklüğünde
bir beze,
Yarım yeşil mercimek
kadar yeşil toz gıda
boyası
1 Çay kaşığı
Yemek.Nâme 61
4
5
ınlı
neskafeli çikolatalı
abiye kurabiye kurabiye
üklüğünde
n)
tarçın
(limon büyüklüğünde
bir beze için)
(ceviz büyüklüğünde
bir parça hamur için)
1 Çay kaşığı Nescafe
Klasik (Elenmiş)
80 Gr.lık kare çikolataların bir parçası kadar
bitter çikolata
62 Yemek.Nâme
MADEN
SUYUNDAN
GELEN
SAĞLIK
Maden suyu, vücudun ihtiyaç duyduğu mineralleri doğal olarak içerdiği için son derece faydalı bir içecektir. Her gün içilen maden suyu
hem sağlıklı olmak hem de sağlığı
korumak açısından önemli bir rol
oynar. Özellikle kadınların, osteoporozun önlenmesi ve tedavisi
açısından bol miktarda kalsiyum
içeren maden suyu içmesi gerekir. Mide, böbrek ve bağırsakların
fonksiyonlarını sağlıklı yerine getirmesi bakımından yardımcı unsur olan maden suyu, son dönemlerde, milyonlarca YTL değerindeki
güzellik ve cilt bakımı ürünlerine
alternatif olmaya başlamıştır.
Yaz günlerinde terleme ile vücuttan atılan tuz ve minerallerin geri
kazanılması için de en sağlıklı ve
serinletici yol maden suyu tüketmektir.
Maden suyu Soda değildir!
Maden suyu, içerdiği mineraller
ve karbondioksit gazı ile birlikte,
yeraltındaki çatlaklardan yol bularak yeryüzüne çıkar. Tamamen
“doğal’’dır. “Soda” ise üretim esnasında suya karbondioksit gazı
basılmasıyla elde edilir ve tama-
Yemek.Nâme 63
men ‘’yapay” bir içecektir. Her ikisi
de mideyi rahatlatma özelliğine
sahiptir, ancak sodanın bundan
başka hiçbir işlevi yoktur.Oysa maden suyu aynı zamanda doğal bir
mineral deposudur.
GÜZELLİK ÖNERİSİ
Yaz günlerinde terleme ile vücuttan
atılan tuz ve minerallerin geri kazanılması için de en
sağlıklı ve serinletici
yol maden suyu tüketmektir.
1 şişe maden suyunu buz kalıplarında
dondurup, her
sabah ve günün
ihtiyaç duyduğunuz saatlerinde
bir küpü yüzünüze
sürerek cildinizin
ferahlamasını ve
sıkılaşmasını
sağlayabilirsiniz.
Zeytinyağlı
yemeklerinizin daha lezzetli olması
için piştikten
sonra kapağı
kapalı şekilde
tencerenin
içinde soğutmalısınız.
64 Yemek.Nâme
Bake Shop’tan Burcu Tozluyurt:
Meslek sırlarım
internetten öğr
Yaklaşık iki yıldır internetteki blogundan takip
ve en son açtığı Bake Shop ile dikkatleri üzeri
ken, hayallerinin peşinden giden Burcu Tozluy
bu sayımız için görüştük.
Burcu hanımla Bake Shop Kızıltoprak’ta yaptığ
görüşmede, pastacılıktan, hayallerinden ve Ba
Shop’un geleceğinden bahsettik.
mı
rendim
ettiğimiz
ine çeuyurt ile
ığımız
ake
Yemek.Nâme 65
66 Yemek.Nâme
d- Evet blogunuzu
zevkle okuyorduk...
Genellikle günlük
yemek tarifleri verirken pastacılığa
geçiş nasıl oldu?
b- Yalnızca yemek
yapmak
yetmemeye başladı. Takipçilerden gelen
istekler, sorular karşısında kendimi geliştirmek için kurslara gitmeye karar
verdim. Bir tanesine katıldım. Ancak
d- Burcu hanım, sizi tanıyabilir benim bilmediğim bir şey anlatmadıklarını gördüğümde elimdeki
miyiz?
b- Benim hikayem biraz enterasan. imkanı, interneti kullanmaya karar
Önce İstanbul Üniversitesi İktisat verdim.
bölümünü kazandım. 2 sene okuduktan sonra iktisatın/ekonominin d- İnternette neler buldunuz? Bulbana göre olmadığına karar verip duğunuz bilgiler kâfi geldi mi?
terk ettim. Bu arada evlendim. İlk b- Ne öğrendiysem internetten
çocuğum olduğunda çocuk geli- öğrendim. “Meslek sırrı” diye
şimi eğitimi aldım. Anaokulunda saklananları bile. Yabancı şeflerin
öğretmenlik yaptım. Daha sonra sitelerinden şeker hamurunu, nada elektronik malzeme ithalatı ya- sıl işleneceğini, pasta nasıl yapılır,
pan bir şirkette çalıştım. Bu arada nasıl kaplanır, her şeyi öğrendim
teknoloji ile iç içe olmanın da tesi- ve öğrendikçe bunları bloğumda
riyle internette blog tutmaya baş- paylaşmaya başladım.
ladım. Herşey böyle başladı.
d- Peki işler ne zaman bloğunuz-
Yemek.Nâme 67
Ne öğrendiysem
internetten öğrendim. “Meslek sırrı”
diye saklananları
bile. Yabancı şeflerin sitelerinden
şeker hamurunu,
nasıl işleneceğini,
pasta nasıl yapılır,
nasıl kaplanır, her
şeyi öğrendim ve
öğrendikçe bunları
bloğumda paylaşmaya başladım.
dan çıkıp gerçekten paylaşılır
hale geldi?
b- Çalışmak için evde kendimize
yaptıklarım yetmez olunca dışarıya da yapmaya başladım. Bu defa
kendi pastasını yapmak isteyenler
benimle irtibata geçti. Evimde onlara özel dersler vermeye başladım.
d- Sanırım Bake Shop bu talebin
ürünü.
b- Evet.
d- Peki aileniz işinizi bırakıp bu
mesleği yapmayı istemenizi nasıl
karşıladı?
b- Çok destek oldular. Fikir onlara
değişik güzel geldi. Benim hayalle-
68 Yemek.Nâme
rimi gerçekleştirmem için ellerin- Amerika’dan ve İngiltere’den meşden geleni yaptılar.
hur pastacılar seminer vermeye
mutfağımıza gelecekler.
d- Bake Shop’tan bahseder misiniz?
d- Kurslarınıza kimler katılıyor?
b-Bake Shop’ları tüm Türkiye’ye b- Kurslarımız pasta yapmayı seyaymayı hedefliyoruz. Şimdilik ven herkese açık. Bayanlar olduğu
iki şube olarak hizmet verdiğimiz kadar beylere de açık. Amatörler
Bake Shoplar’da yalnızca pasta kadar profesyonellere de açık. Pasekipmanı satmıyor, aynı zamanda tane şeflerimiz malesef mutfaktan
açık mutfak sistemiyle ekipmanın çıkıp yenilikleri takip edemiyorlar.
nasıl kullanılacağını da öğretiyo- Onları yeniliklerle tanıştırmak istiruz. Seminerlerimiz hem amatör yoruz.
hem profesyonel kesime hitap
ediyor. Amacımız iş yoğunluğu ne- d- Çocuklar için projeniz var mı?
deniyle imalathanelerden çıkama- b- Özellikle ailelerden gelen tayan, yenilikleri takip edemeyen lepler doğrultusunda anne-çocuk,
pasta ustalarını da yeniliklerle ta- baba-çocuk atölyelerimiz olacak.
nıştırmak. Çok yakında Amerika’da Bu atölyelerde çocukların ebeve İngiltere’de pasta dekorasyonu veynleri ile kaliteli vakit geçirmekonusunda isim yapmış kişiler de lerini sağlayacağız. Birlikte anı
Bake Shoplar’da seminer vermeye paylaşmalarını ve bir şeyleri berabaşlayacaklar.
ber yapma zevkini yaşamalarını istiyoruz. Bunun da en güzel kek ve
d- Seminerler dediniz. Şu anda ne kurabiye yapıp süslerken olacağını
kursları veriyorsunuz?
düşündük.
b- Temel şeker hamuru, modelleme, krema sıkma teknikleri, kura- d- Gelecekte yapmayı düşündübiye süsleme, cup cake süsleme, ğünüz bütün projelerinizde başaçiçek yapımı seminerlerimiz var. rılar diliyorum.
Bir pastanede dekorasyon hakkın- b- Teşekkür ederim. Ben de dergida ne yapılıyorsa Bake Shop semi- nizi kutluyorum. Umarım çok banerlerinde o var. Yakın zamanda şarılı olur.
Yemek.Nâme 69
Kurslarımız pasta yapmayı
seven herkese açık. Bayanlar
olduğu kadar beylere de açık.
Amatörler kadar profesyonellere de açık. Pastane
şeflerimiz malesef
mutfaktan çıkıp
yenilikleri takip
edemiyorlar.
Onları yeniliklerle tanıştırmak
istiyoruz.
70 Yemek.Nâme
TATLI
KİTAP
Devletşah
Bundan 7 yıl önceydi. Televizyonda
gördüğüm bir reklâm hayatımda
hiç yapmadığım bir şey için beni
heveslendirdi: Kupon toplamak.
Beni o dönem eve alınan gazeteler listesinde bulunmayan gazeteyi almaya, bir ay boyunca kuponları kesip biriktirmeye sevk eden
ödül büyüktü. İş yerinde masama,
evde yatak odama “bugün kupon
kestin mi?” notlarını iliştirdim. İlk
kuponu kestikten sonra yayınlanan her reklâmla birlikte “Benim
de Tatlı Kitabım olacak” diyordum.
Babam bu halime gülüp geçiyor,
annem “mutfağın kapısından girmiyorsun ki kitabı ne yapacaksın”
diyordu.
Bir ay su gibi akıp geçti. Bütün
kuponlarım numara sırasında diziliydi. Hatta fazladan verilen süper, hiper kuponlarım bile vardı.
Gazeteyi bir müddet daha sabırla alıp, dağıtımın başlayıp başla-
Yemek.Nâme 71
madığını takip ettim. Başladığını
okuduktan yarım saat sonra bir
dağıtımcının kapısından ağlamaklı
olarak dışarı çıktığımı hatırlıyorum.
Kitabı alamayacaktım. Kuponların verilmeye başladığı dönemde
kitabı alacağım diye kendimi kaydettirip bir sertifika almam gerekiyormuş. Bu işlemi yapmadığım
için kitabıma kavuşamayacaktım.
Nasıl olur da bunu fark etmezdim.
Nasıl atlardım. Büyük bir üzüntü
ile işimin başına döndüm.
Birkaç gün sonra gazeteyi arayıp
durumu anlatmaya karar verdim.
Belki yardımcı olurlardı. İki ay boyunca her pazartesi “Görevli kişi
şu anda yerinde yok. Daha sonra
yine arayın” cevabını aldım. Her
pazartesi akşamı yemekte durumu anlattığımda babam halime
gülüyor, annem “ben sana başka
kitap alırım, üzülme” diyordu. İki
ay sonra bir pazartesi günü telefona çıkan bayan “yarın gazetemize gelirseniz kitabınızı alabilirsiniz” dediğinde nasıl şaşırdığımı
görmeliydiniz. Ertesi gün babam
adını sanını bilmediğim bir semtin daracık, çamurlu sokaklarında
dura kalka, sora sora beni gazeteye götürüp kitabımla buluşturdu.
72 Yemek.Nâme
Kitabıma sarılmış şekilde arabaya lılarla ilgili fıkralar, anekdotlarla
bindiğimde de “Gözün aydın. Al- bezenmiş. Hemen hemen bütün
lah ayırmasın” demişti.
tariflerin iştah arttırıcı fotoğrafları var. Bu fotoğraflara ek olarak
O gün ve o gece sadece Tuğrul Topkapı Sarayı arşivlerinden alınŞavkay’ın Tatlı Kitap’ı vardı. Sahip mış, minyatürler, yazmalar kitabın
olduğum ilk yemek kitabının bü- sayfalarına tarihin tatlı kokusunu
tün sayfalarına tek tek, birkaç defa sindirmiş.
göz gezdirmiştim. Özellikle de şekerin tarihçesi, beslenmemizdeki İster inanın ister inanmayın kitaprolü, kimyası konularını büyük bir tan ilk denememi bütün bu macedikkatle okumuştum. Bazı yerler- ralardan beş sene sonra gerçekde şaşırıp evdekilere “biliyor mu- leştirdim. Tuğrul Şavkay’ın tatlı yol
sunuz ilk pastalar şekerli ekmek gösterimiyle, ilk defa yaptığım fırın
hamuruymuş”, “şekeri, Hintliler sütlaç tadına bakanların ve fotoğbulmuş”, “İbn-i Batuta diyormuş raflarını görenlerin beğenisini topki: tatlı yemek Türkler arasında ladı. Bunun üzerine bir türlü şeker
ayıp sayılır”, “Kanada bayrağındaki oranını tutturamadığım kabak tatyaprak Çınar değil Akçaağaç yap- lısını, Gezi pastanesinde yemeye
rağıymış, şurubu yapılıyormuş”, doyamadığım milföy pastasını, gül
“Hoşaf, hoş-ab’dan geliyormuş, reçelini, un helvasını hep bu kitapyani hoş su demekmiş” dediğimi tan yapıp başarıyı yakaladım.
dün gibi hatırlıyorum.
Kitapçının rafları arasında geziKitapta kurabiyeden pastaya, ho- nirken rastladığım yeni baskılı
şaftan reçele, baklavadan don- Tatlı Kitap’ı alıp şöyle bir göz gezdurmaya kadar pek çok kategori- dirdim. İster istemez düşündüm.
de 150 tarif var. Her biri açık açık Eğer yedi sene önce bu kitabı rafanlatılmış, Türk ve dünya mutfak- tan kolaylıkla alabilseydim benim
larından 150 çeşit tatlı. Bölümler için bu kadar değerli olur muydu?
arasında yer alan makaleler püf Muhtemelen olurdu. İlk yemek kinoktalarıyla dolu olduğu kadar o tabımdı ve sadece tatlılardan tatlı
grup tatlıların tarihçeleri, o tat- tatlı bahseden bir kitaptı…
Yemek.Nâme 73
74 Yemek.Nâme
Yemek.Nâme 75
Yemek fotoğrafçılığı gözümüze oldukça zahmet isteyen bir konu gibi
görünür. Oysaki aslında zahmetli olan yemeği hazırlamaktır. İşin
sırrı yemeği “fotoğraf gibi” dedirtecek kadar özenli servis etmektir.
Bazı gıda malzemeleri için bu hiç
mümkün olmasa da sunum tekniği fotoğrafın güzelliğine doğrudan
yansır.
İyi yemek fotoğrafı çekebilmek için
iyi fotoğraf çekmenin kurallarını
bilmek gereklidir. Biz de yemek fotoğrafçılığına giriş için öncelikle iyi
fotoğraf çekmenin kurallarından
bahsedeceğiz.
İyi fotoğraf nedir?
YEMEK
FOTOĞRAFÇILIĞI
DERSLERİ
BÖLÜM 1
Fotoğrafçılığa
Giriş
Bu herkese göre değişen bir kavramsa da bazı değişmeyen tarafları vardır. İyi bir fotoğraf jilet gibi
keskin olanıdır. Zaman zaman flu
görüntüler elde edilmek istenilse
de sonuç kendi içinde netliği olan,
gözü yormayan fotoğraflardır.
Yine iyi bir fotoğraf doğru kompozisyonda çekilmiş fotoğraftır. Her-
76 Yemek.Nâme
şeyin dengede olduğu, çok boş ya laka ve mutlaka kullanma klavuda çok dolu olmayan kareler gözü- zunu okumalı, her düğmenin, her
müzce daha çabuk kabul edilir.
fonksiyonun ne işe yaradığını öğrenmeliyiz. Düşünecek olursak hiç
duymadığınız özellikleri okumak
fotoğrafçılık konusunda bilginizin
artmasına da sebep olacaktır.
İyi fotoğraf
nasıl çekilir?
Bir işi iyi yapmanın tek kuralı vardır.
Elinizdeki malzemeyi iyi tanımak.
Bu yemek yapmak için de geçerlidir, bina yapmak için de... Dolayısıyla iyi fotoğraf çekmek için de
makinamızı iyice tanımalıyız. Mut-
Fotoğraf çekmek yalnızca düğmeye basmak değildir. Işığı doğru
analiz etmek, objeyi doğru yerleştirmek, mesafeyi doğru ayarlamak, doğru pozlamayı ve doğru
açıklığı yakalamak gibi temel kuralları vardır. Bu kararları doğru
verebilmenin püf noktası da çok
deneme yapmak ve çok fazla fotoğrafa bakmaktır.
Bakın.
Gördüğünüz bütün fotoğraflara
bakın. Çekmeyi düşündüğünüz
objeyle ilgili gördüğünüz bütün fotoğraflara bakın. Neresinden, nasıl
çekmişler inceleyin. Unutmayın.
İyi fotoğrafları yalnızca profesyoneller çekmezler. Güzel fotoğraf
çekebileceğinize inanın ve çalışmaya üşenmeyin.
Keskin fotoğraf çekmenin en iyi ve
doğru yolu üçayak (tripod) ve uzaktan kumanda kullanmaktır. Bu aksesuarların sahibi olmayabilirsiniz.
Bunun için uygulayabileceğiniz ve
bütün makinaların yapabildikleri
bir özellik var: zamanlama.
Evet bu özellik yalnızca sizin de
içinde bulunduğunuz kareleri
çekmek için değildir. Aynı zamanda makinayı titretmeden keskin
kareler yakalamak içindir. Makinanızı üçayağın ya da kitaplardan
yaptığınız bir yüksekliğin üzerine
koyup, saatini kurduktan sonra
objenizin fotoğrafını çekin. Bu
şekilde düğmeye bastığınız an
oluşan sallanma geçtikten sonra
fotoğraf çekilecektir. Dolayısı ile
normalden çok daha keskin bir fotoğraf elde etmiş olacaksınız. Bazı
makinalar bu süreyi seçmenize
müsade eder. Bazıları ise sabit sürelidir. Fotoğraf çekmek sabır işidir.
Mis gibi kokan yemekler arasında
fotoğrafçılık çok daha fazla sabır
gerektirir. 10 saniye gibi bir süre
size saatlermiş gibi gelebilir. Ama
iyi fotoğraf çekmek kolay değildir.
Bu özelliği mutlaka kullanın.
78 Yemek.Nâme
Yemek.Nâme 79
YEMEK
VE
SİNEMA
HAŞMET ASİLKAN
SİNEMA FİLMLERİNDE
NEDEN BU KADAR ÇOK
YEMEK SAHNESİ VARDIR
HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?
FİLMİ SEYRETMEYE GELEN İNSANLARIN HALİNİ
HİÇ DÜŞÜNMEZ Mİ BU
FİLM YAPIMCILARI?
80 Yemek.Nâme
Sinema filmlerinde neden bu kadar çok yemek sahnesi vardır hiç
düşündünüz mü? Filmi seyretmeye gelen insanların halini hiç
düşünmez mi bu film yapımcıları?
Bir de şu var; bir sinema filmi illa
ki sinema salonuna giden insanlar
tarafından mı izlenecektir? Bunun
DVD’si, VCD’si, TV’si hatta hatta
son zamanlarda gittikçe yaygınlaşan Yüksek Tanımlı Videoları yok
mudur? Hem de bu yeni icat Yüksek Tanımlı Videolar (HD) fazlaca
net değil midir? En güzel yemekleri böylesine net, böylesine yüksek
çözünürlükle (1920x1080) izleyen
aç bilaç seyircinin hali nicedir?
Film yapımcılarını aç seyirciler
olarak insafa davet etmekteyim!
Hatta ileride örgütlenerek “Aç Seyirciler Sendikası” adıyla direnişe
bile geçebileceğimizin sinyallerini
vermek istiyorum.
Senaryo yazarları neden içinde bir
lokanta, bir yemek sahnesi olmayan bir tek film yazmazlar Allah aşkına? İnanır mısınız bilmem ama
Kramer Kramer’e Karşı’da Dustin
Hoffman’ın terkedilmiş beceriksiz
evli erkek rolünde oğluna hazırlarken ortalığı batırdığı berbat kah-
valtıyı bile iştahı kabararak izleyen
birileri var, buna eminim. Nasıl
bu kadar eminsin diye sormayın!
Dilimlenmiş ekmekleri teker teker poşetinden çıkartır, çırpılmış
yumurtaya bular, sonra kızgın ta-
FİLM YAPIMCILARINI
AÇ SEYİRCİLER OLARAK
İNSAFA DAVET ETMEKTEYİM! HATTA İLERİDE
ÖRGÜTLENEREK “AÇ
SEYİRCİLER SENDİKASI” ADIYLA DİRENİŞE
BİLE GEÇEBİLECEĞİMİZİN SİNYALLERİNİ
VERMEK İSTİYORUM.
Yemek.Nâme 81
vaya! İnanın aç bir seyirci böyle
bir sahnede ne düşüneceğini bilemez. Duygularına hakim olmakta
güçlük çeker. Yani bu demektir filmi izlemekten vazgeçer midesinin
derdine yanmaya başlar! Bu bir
film yapımcısının isteyeceği bir sey
midir sizce? Hiç sanmıyorum! O
halde ey film yapımcıları! Çektiğiniz filmleri izleyenler içinde sabah
kahvaltısını atlamış, öğle yemeğini
ihmal etmiş biçareler olabileceğini
lütfen göz ardı etmeyiniz!
William Friedkin’in unutulmaz
filmi The French Connection’da
kahramanımız olan iki polis; Popeye ve Doyle, soğuk havada buz
gibi kahvelerini yudumlamak ve
kağıt gibi pizzalarını yemek zorunda kalırken gizemli Fransız ve kibar
gangster gösteriş yaparcasına lüks
restoranın vitrinine en yakın masada çeşit çeşit yemekle keyif çatmamış mıdır? Bu ne kadar dramatik bir sahne ise, tam iftar vaktine
denk gelmiş bir seansta sinema
salonundaki aktör ve aktrislerin
ağızlarını şapırdatarak yemek yiyişlerini seyreden aç müminin hali
de bir o kadar dramatiktir. Değil
mi efendim? Film yapımcıları neden düşünmezler, “ya filmimizin
bu sahnesi oruçlu izleyicilere denk
gelirse?” Oruçlunun hali yine iyidir.
İftardan sonra bütün o sahneler
boyunca tıkınan, fazla besili tonla
insandan intikam alma şansı vardır… Peki ya alım gücü olmayan ve
bir beyaz eşya bayisinin vitrinindeki yirmi civarında TV’de yayınlanan
yemek sahnelerini izleyen gariban
ne yapsın? Bu böyle gitmez efendim. Şimdi temiz vicdanlarınıza
sorunuz: “Film izlerken canımız
filmdekilerin yediklerinden hiç
çekmez” diyebilir misiniz? Bram
Stoker’ın Drakula’sında Anthony
Hopkins’in canlandırdığı Van Helsing karakterinin bıçağıyla kestiği
az pişmiş kanlı biftek pek çoklarının iştahını açabileceği gibi pek
çoklarının da midesini kaldırabilir.
Öte yandan Godfather’daki gibi
Don Corleone hastanedeyken
Sonny ve diğerlerinin yediği ve
Clemenza’nın bir tencere içinde
yaptığı İtalyan usulü yemek ne iştah açıcıdır!
Neden sinemada karakterlerin habire bir şeyler yedikleri sorusunun
aslında çok basit bir cevabı vardır.
Bu daha çok senaryo yazım tekniği
ile ilgili bir şeydir. Kısaca şöyle sıralayabiliriz bu gerekçeleri:
82 Yemek.Nâme
* Sofralar, yemek yenen yerler
aynı zamanda insanların bir araya
geldiği ve konuştukları yerlerdir.
İşi bilen ecnebi film yapımcıları,
alakasız bir mekanda iki elleri iki
yanlarına sarkmış ve veciz veciz
konuşan karakterler yazmaktansa
bu karakterleri bir restorana ya da
bir aile yemeğine taşımayı uygun
bulurlar.
* Acting (oyunculuk) İngilizce “to
act” fiilinden gelir. Bir şeyler yapmak, hareket etmek anlamına gelir. Yunanca kökenli “drama” lafı
da Yunanca aynı kökten türemiştir. Bu demektir ki karakterler için
hareket etmek, bir şeyler yapmak
çok önemlidir. En ciddi fikirler, en
derin duygular bile davranışlarla
gösterilmeye ihtiyaç duyarlar. Karakterleri hareket halinde göstermenin en kolay yollarından biri
onlara yemek yedirmektir.
* Yapımcılar zaten az para verdikleri oyunculara bol bol yemek sahnesi yazıp “karnımız aç” dediklerinde onlara “hadi ordan, daha az
önce yedin, gözlerimle gördüm”
diyebilmek için bu yola başvururlar. (bunu ciddiye almayabilirsiniz)
Sergio Leone üstadımızın Bir Zamanlar Amerika’sındaki bir sahne, sinemaya gitmiş aç bir izleyicinin halini nasıl da güzel anlatır:
Mahallenin kötü kızına verilecek
bir rüşvet için zar zor biriktirilen
paralarla alınmış bir kirazlı pastayla yalnız kalan bir çocuk… Pasta
vitrinde durduğu gibi durmaz ki…
Önce kağıda bulaşmış kısımlar yalanır. Sonra parmaklar. Ve sonra
yavaş yavaş geri kalanlar iştahla
götürülür. En zevklisi de bembeyaz pastanın üstünde durmakta
olan kıpkırmızı kirazdır! (belki de
sahnedeki kırmızılık bir vişneye
aitti bilemiyorum).
Çoğu zaman düşünmüşümdür.
Temel İçgüdü adında bir film çeksem… Ama hani şu çok meşhur
olan sahtesi gibi değil, asıl en temel içgüdümüzü konu alsam…
Dramanın kökeninde çatışma yok
mu? Alın size çatışma o halde, sözkonusu En Temel İçgüdü filmimiz
için: Hayatın sillesini yiyen ve işsiz
kalan beslenme uzmanı ve diyetisyen genç, işsiz kalmamak için İskendercide bir iş bulur… Devamını da siz yazın, Yemek.Nâme’nin
sayfaları yeterince ilham verici
olacaktır!
Yemek.Nâme 83
BU BÖYLE GİTMEZ
EFENDİM. ŞİMDİ TEMİZ VİCDANLARINIZA SORUNUZ: “FİLM
İZLERKEN CANIMIZ
FİLMDEKİLERİN YEDİKLERİNDEN HİÇ
ÇEKMEZ” DİYEBİLİR
MİSİNİZ?
84 Yemek.Nâme
Yemek.Nâme 85
MİKRODALGA FIRINDA
PATLAMIŞ MISIR
5
DAKİKA
2
KİŞİLİK
MALZEMELER
1 Türk kahvesi fincanı Mısır
1 Yemek kaşığı sıvı yağ
Tuz
HAZIRLANIŞI
Yöntem 1
1. Bütün malzemeler
fırın poşetinin içine konulup iyice karıştırılır.
2. Poşetin ağzı bir iple
bağlanır.
3. 800 watta 3-4 dakikada mısırlar patlatılır.
Yöntem 2
1. Mikrodalga fırına
giren kapaklı bir kabın
içine sıvıyağ ve tuz konulur.
2. Kapağı kapalı bir şekilde 800 watta 5 saniye
kadar tutulur.
3. Isıtılan yağın içine
mısırlar ilave edilir.
4. 800 watta 3-4 dakika
kapağı kapalı şekilde
patlatma işlemi gerçekleştirilir.
Mısırlar patlarken kulağınız hep mikrodalga
fırında olsun . Patlama
sesi seyrekleşince mısırlarınız olmuş demektir.
Bu süre verilenden kısa
olabilir. Eğer daha fazla
tutacak olursanız fena
halde yanarlar.
Her zaman olduğu gibi
bu yöntemle de patlamayan taneler kalıyor.
Onları bir daha patlatmayı deneyebilirsiniz
bazen 3-4 tanesi açılabiliyor.
Aynı işlemi yağsız ve
tuzsuz olarak da yapabilirsiniz.
86 Yemek.Nâme
Işıl Işıl Menüler
Yemek.Nâme 87
Tarifler: Işıl Gülsaç Fotoğraflar: Cem Vedat Işık
Herkese merhabalar!
Yemek.Nâme kadrosunda bulunmaktan dolayı
çok mutluyum. Polilermutfakta.blogspot.com
ile başlayan serüven
bu sayfalarda devam
edecek. Bu sayımız için
yaz günlerinde içinizi
serinletecek bir akşam
yemeği menüsü hazırlamaya çalıştım. En fazla
1 saat içinde bu lezzetli
yemekleri hazırlayıp,
sevdiklerinize daha çok
vakit ayırabilirsiniz.
88 Yemek.Nâme
Yemek.Nâme 89
GAZPAÇO
20
DAKİKA
4
KİŞİLİK
Gazpaço (Gazpacho) İspanyol ve Portekizliler’in
çok sevdiği soğuk bir çorba çeşidi. Akdeniz
mutfağının en büyüklerinden olan Türk
mutfağında da sevilerek yapılabilecek bir yemek.
MALZEMELER
2 su bardağı domates suyu
3 adet kabuğu soyulmuş ve doğranmış olgun domates
1 adet oldukça küçük doğranmış soğan
1 adet kabuğu soyulmuş ve doğranmış salatalık
1 adet çekirdekleri ayıklandıktan sonra doğranmış yeşil
biber
1 adet çekirdekleri ayıklandıktan sonra doğranmış
kırmızı biber
3 diş sarımsak (ince doğranmış)
ince kıyılmış taze nane ve maydanoz
3 yemek kaşığı zeytinyağı
2 yemek kaşığı sirke
1 yemek kaşığı nar ekşisi
1 çay kaşığı toz şeker
Tuz
Dilerseniz acı sos
HAZIRLANIŞI
Malzemelerin hepsini karıştırarak servis edelim. Ben
taneli çorbalardan hoşlandığım için malzemeleri mutfak
robotu ile doğradım. Blender kullanarak püre şeklinde
de hazırlayabilirsiniz. Hazırlarken tadına bakarak kullandığınız malzemeleri zevkinize göre artırıp azaltabilirsiniz.
Ben bir dahaki sefere roka ve kereviz sapı da koyacağım.
90 Yemek.Nâme
Yemek.Nâme 91
PATLICANLI PİLAV
MALZEMELER
45
DAKİKA
4
KİŞİLİK
4 adet patlıcan
2 adet büyük rendelenmiş domates
2 adet soğan
2 su bardağı pirinç
3 su bardağı sıcak su
1 çay bardağı zeytinyağı
Taze ve kuru nane
2 adet kesme şeker
Tuz
HAZIRLANIŞI
1. Alacalı soyup küçük küpler halinde doğradığımız patlıcanları 10 dakika tuzlu suda bekletelim, suyunu iyice
süzüp kuruladıktan sonra kızgın yağda kızartalım. Fazla
yağını kağıt havlu ile alalım.
2. Bir tencereye zeytinyağını koyup mutfak robotu ile
oldukça küçük doğradığımız soğanları kavuralım. Üzerine rendelenmiş domatesi ekleyip biraz pişirdikten sonra
ayıklanıp sıcak suda bekletilmiş pirinçleri ilave edelim.
3. Kavrulan pirinçlerin üzerine kızarttığımız patlıcanları,
sıcak suyu ve tuzu ekleyip yaklaşık 15 dakika kısık ateşte
suyunu çekene kadar pişirelim.
4. Pilavımız pişince ince ince doğradığımız taze naneyi
ve kuru naneyi ekleyip biraz demlendirelim. Ilık ya da
soğuk servis edelim.
92 Yemek.Nâme
Yemek.Nâme 93
ŞEFTALİLİ CRUMBLE
MALZEMELER
30
DAKİKA
4
KİŞİLİK
5 adet şeftali
1 + ¼ su bardağı şeker
1 + ¾ su bardağı un
120 g tereyağ (eritilmeyecek)
HAZIRLANIŞI
1. Kabuklarını soyup küp şeklinde doğradığımız şeftalileri toz şekerin yarısı ile birlikte kısık ateşte pişirelim.
2. Hafif yumuşadıklarında ateşten alıp bir fırın kabına
boşaltalım.
3. Tereyağ, geri kalan şeker ve unu elimizle karıştırıp,
ekmek ufağı görünümünde bir hamur elde edelim.
4. Hamuru şeftalilerin üzerine yayıp 180 °C’ye önceden ısıttığımız fırında kızarıncaya kadar pişirelim.
5. Crumble piştikten sonra hafif ılıkken dondurmayla
ya da çırpılmış krema ile servis edilebilir.
Bu kolay ve lezzetli tatlı şeftali yerine elma ya da vişne
ile de yapılabilir. Elmalı yapmak istediğinizde, elmaları pişirirken tarçın ve karanfil kullanabilirsiniz. Ben
büyük bir borcam kullandım. Tek kişilik fırın kapları da
kullanabilirsiniz.
94 Yemek.Nâme
e
yemek
sanatı
İPEK HATİPOĞLU BİÇER
FOTOĞRAFLAR
merhaba
Önce, hepinize
internetteki ”ilk
sanal yemek
dergisinde” hoşgeldiniz demek
istiyorum.
Beni, internet
sayfamdaki
yemeklerimle,
resimlerimle ve
kızım Mimi ile
önceden tanıyorsunuz belki.
Bu sefer farklı
bir şekilde, tasarımcı kimliğimle
karşınızdayım.
Bu ilk sayıdan itibaren, her ay sizlerle
ilginizi çekeceğini düşündüğüm tasarımları paylaşacağım. Ama bunlar
bildiğiniz tasarımlardan değil. Mutfakla, sofrayla, yemekle, sunumla
ilgili fikirler ve tasarımlar...
Tasarımlarımızla, küçük dokunuşların, sofrada nasıl büyük ayrıntılar
yaratabileceğini göreceğiz. Aklınıza
hiç gelmeyecek malzemeleri nasıl
eğlenceli detaylar haline dönüştürebileceğimizi, yemeklerin sunumunda renklerin nasıl etkili olduğunu,
değişik yemek sunma taktiklerini/
tekniklerini, küçük mutfak aletlerinin mucizelerini, mevsimlere göre
sunuş detaylarını, ve temel tasarım
ilkelerini yemeklere, sofralara ve
belki de hayatımızın tümüne nasıl
katabileceğimizi izleyeceğiz.
Hangi yemek nasıl yenmeli, sofradaki gizli kurallar nelerdir, davetlerdeki
sessiz etiket dili neler söyler, hangi
yemek/içecek neyle sunulur, dikkat
edeceğiz. Sofra “Etiket kurallarını”
tekrar gözden geçirip hatırlayacağız.
Kısaca, mutfağı atölyeye, yemeği ve
hatta yemek yemeyi “sanat”a dönüştüreceğiz birlikte.
Haydi başlayalım artık...
Yemek.Nâme 95
TEMEL TASARIM ELEMANLARI
VE TASARIM İLKELERİ
Biraz garip olacak belki ama, ilk
yazıda Temel tasarım prensiplerine şöyle bir göz atmakta yarar
görüyorum. Sadece fikir verecek
kadar...
Bahsedeceğim ilkeler –resim, grafik tasarım, fotoğraf, heykel, mimari vb- yapılacak bütün görsel
kompozisyonlar için temel teşkil
ederler. Temel tasarım prensiplerinin bilinmesi, görsel farkındalığımızın (göz zevkimizin) gelişmesi
için en önemli kriterdir. Yemek
sunumu da, bir tür görsel kompozisyon sayıldığı için, şimdi bahsedeceğim temel tasarım ilkelerini
kullanmaya ihtiyacımız olacak..
Bu ilkeler en çok da bloggerlara,
yemek fotoğrafları çekerken yapacakları kompozisyonlarda yarayacak. Kompozisyonları yaratırken
kullanacağımız temel tasarım elemanları şunlardır:
• Çizgi
• Şekil
• Işık (değer)
• Renk
• Boşluk
• Doku
Bu elemanlarla oluşturulacak her
tür komposizyonu, beyinin “güzel”
ya da “estetik” olarak algılayabilmesi için, kompozisyon aşağıdaki
tasarım prensiplerinden en az birini içeriyor olmalıdır:
TASARIM İLKELERİ
Bütünlük:
Kompozisyonda birbirine benzeyen, ilgili olan elemanların bir
arada gruplanması kategorilere
ayrılmasıdır. Bu şekilde gruplanan
objeler, görsel bir bütünlük oluşturacak, verilmek istenen mesaj
net algılanacaktır..
yemek
sanatı
e
96 Yemek.Nâme
Denge/Balans:
Objelerin, tasarım
elemanlarının, kompozisyon bütünü içerisindeki görsel eşitlik-denge
halidir.
Görsel
Sıralama
(Hiyerarşi):
Aynı gruptaki
objeler arasında
(bütünlüğü bozmadan),
öncelik düzenini sağlayacak
bir sıralama yapılmasıdır. Buradaki am
bir fokus noktası yaratabilmektir. Diğe
ile, en çok vurgulanmak istenen elem
öne çıkaracak şekilde yerleşim yapılm
Kompozisyondaki tas
bir rotayı izliyormuş
Vurgu:
Kompozisyonun, asıl
vurgulanmak
istenen konu
veya tasarım
elemanına
odaklanacak
şekilde düzenlenmesidir.
Yemek.Nâme 97
Armoni:
Birbirine renk, şekil ya da desen olarak benzer elemanların,
kompozisyon içerisinde bir
arada
kullanılmasıdır.
maç
er tasarım elemanları
manı kompozisyonda
masıdır.
Hareket/Yön:
sarım elemanlarının, göze belli
ş algılamasını yaratacak şekilde
yan yana getirilmesiyle
yapılan
düzenlemelerdir.
Desen:
Tasarım elemanlarının belli bir desen oluşturacak şekilde bir araya getirilmesi
ile oluşturulan kompozisyonlardır.
yemek
sanatı
e
98 Yemek.Nâme
Tekrar:
Aynı tasarım
elemanlarının tekrarı ile oluşturulmuş kompozisyonlardır. Vurgu arttırıcı bir yöntemdir.
Ritim:
Düzenleme
içerisindeki bazı
elemanların düzenli
aralıkta, ritmik olarak tekrar
etmesi ile yapılan kompozisyonlardır.
Orantı:
Kompozisyon içerisinde, bi
da ilişkide olması beklenen
elemanlarının, bu ilişkinin
niteliğini tarifleyecek
büyüklüklerde
vurgulanması.
Çeşitlilik:
Bütünü oluşturan tasarım
elemanlarının
birbirinden
farklılılığı.
Yemek.Nâme 99
irbirine vurgu yapması ya
n tasarım
Karşıtlık/Kontrast:
Tasarım elemanlarının,
kompozisyonda vurgu yaratmak, monotonluğu
kırmak için, şekil, renk ya da yerleşim olarak ,
zıtlıklar yaratacak şekilde düzenlenmesidir.
Simetri/Asimetri:
Simetri, tasarım elemanlarının, yatay ya da dikeydeki dizilişlerinin, aynadaki yansıması şeklindeki
düzenli tekrarıdır. Asimetri,
bu tekrarın bozulması ile yapılan
düzenlemelerdir.
100Yemek.Nâme

Benzer belgeler